You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
“Ken’an Rifâî Tasavvuf Araştırmaları<br />
Merkezi, Tasavvuf Çalışmaları İçin<br />
Japonya’da Bir İlk…”<br />
Yasushi Kosugi<br />
Bu fırsattan dolayı teşekkür ederim. Bugünkü<br />
tören ardından duyduğum keyfi ve heyecanı<br />
dile getirmekten dolayı çok mutluyum. Ayrıca<br />
bu organizasyona katılmak üzere Türkiye’den<br />
gelmiş olan bunca dostu görmek de<br />
çok güzel. Kyoto Üniversitesi’ndeki Ken’an<br />
Rifâî Tasavvuf Araştırmaları Merkezi’nin açılışı,<br />
târihî açıdan ele alındığında muazzam<br />
bir olay. Japonya’daki İslâmî çalışmalar ve<br />
tasavvufî çalışmalar gençler için olumlu izlenimler<br />
sunmaktaydı ancak açık konuşmak<br />
gerekirse, kurumsal düzeyde bunlar yeterli<br />
değildi. Bu merkez, tasavvufî çalışmalar yapacak<br />
ilk kurumsal merkez; hatta sanıyorum<br />
uluslararası seviyede de tasavvuf araştırmalarının<br />
yapıldığı sadece birkaç kurum mevcut.<br />
Japonya’da ise bu ilk... Ben bunun kültürel<br />
ve entelektüel tarihimiz için bir dönüm<br />
noktasını olduğunu düşünüyorum.<br />
Din olarak İslâm’ı, İslâm dünyasını ve Müslümanları<br />
anlayabilmek için, sosyal, politik,<br />
mânevî ve kültürel yönleri ve medeniyet ile<br />
ilişkili boyutları anlamamız lâzım. Ancak bugünlerde<br />
toplumsal ilgi özellikle de Batı’daki<br />
toplumsal ilgi sınırlı. Ben bu yeni merkezin,<br />
İslâmî çalışmaların tasavvufî ya da mânevî<br />
boyutuna odaklanarak bir denge yaratacağına<br />
inanıyorum. Biz İslâm’ın sadece tasavvuf<br />
boyutunu anlamanın yeterli olduğunu<br />
düşünmüyoruz, tamamını anlamaya ihtiyacımız<br />
var ama bu kısım şu ana kadar sosyal<br />
olarak en az dikkate alınan kısım. Bu merkez,<br />
akademik ve entelektüel çalışmalar ortaya<br />
koymalı ama aynı zamanda toplumsal katılım<br />
da olmalı. Aslında Japonya’da İslâm algısı<br />
çok kötü değil. Ancak 11 Eylül sonrası ve<br />
yakın zamandaki savaşlar nedeniyle insanlar<br />
korkuyorlar, korkuyoruz. Batı ülkelerinde<br />
bu korku İslamofobi şeklinde ama Japonya’da<br />
böyle değildi. Muhakkak ki İslâm hakkında<br />
yanlış fikirlere sahip insanlar var ama<br />
Japon halkının ilgisi daha ziyade kültüre ve<br />
medeniyete yönelik. 1990’lara baktığımızda<br />
medeniyetlerin çatışmasından bahsediyoruz<br />
ama bu Japonya için kabul edilebilir bir şey<br />
değil. Çünkü Japonya’da medeniyet demek<br />
erdem demektir. Erdemlerin çatışmasından<br />
nasıl söz edebiliriz? Bu yüzden Japon halkı<br />
belli kesimlerin dışında bu argümanın peşinden<br />
gitmedi ve Japonların bu karşı duran<br />
tavrı bu merkezin gelecekte yapacağı çalışmalarla<br />
da cesaretlendirilecektir diye umuyorum<br />
ve hatta bundan eminim.<br />
Asya’nın iki ucundaki Türkiye ve Japonya<br />
arasındaki bu akademik, entelektüel ve kül-