hurriyet
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
4<br />
23<br />
GÜNDEM<br />
Australian Turkish News<br />
June 2016<br />
Hürriyet<br />
AUSTRALIA<br />
Şiddet seviyoruz<br />
biz!<br />
Hayatımızda şiddetin her türünü yaşıyoruz biz,<br />
hem sadece bugün değil asırlardır bu böyle a-<br />
ma acaba gün geçtikçe daha mı acımasız bir<br />
hal alıyor ve hatta normalleşiyor yoksa bana mı öyle geliyor<br />
inan çözemedim? Aklıma ilk gelenler ise;<br />
Her yaştan istismarlara tanık olmak mümkün hem<br />
de okunamayacak, izlenemeyecek kadar fena ama kulaklarınızı<br />
tıkayamayacağınız kadar gerçek…<br />
Doğudan Batıya uzanan o güzelim şehirlerimde patlayan<br />
bombalar var mesela,<br />
Patlamaların beraberinde gelen acı haberler var, o<br />
kadar tepkisiziz ki artık normalleşmeye başladı adeta!<br />
Acı çok acı…<br />
Sokak ortasında katledilen, dövülen kadınlar var ülkemde!<br />
Kimi zaman sesini duyduğumuz kimi zaman da<br />
sessiz çığlıklarında çırpınan o güzelim varlıklar…<br />
Bir umutla canını, sevdiklerini, evlatlarını kurtarmak<br />
için her türlü yola baş koyan masum insanlar i-<br />
se şu günlerde içimizi paramparça eden görüntüler…<br />
Arkalarında anılarını, yaşantılarını, topraklarını bırakıp<br />
dilini dahi bilmedikleri<br />
topraklara u-<br />
zanan yolcuklarında<br />
yaşadıkları şiddeti i-<br />
se anlatmaya çalışmak<br />
imkânsız gibi bir<br />
şey… Bunu özetleyen<br />
tek bir kare kaldı<br />
zihnimde; kısa kot<br />
panolunu ve kırmızı<br />
tişörtü ile sahilde u-<br />
zanan o masum beden…<br />
Melek Çıkar<br />
Başkalarının yaşantılarına,<br />
özeline<br />
burnunu sokan insan topluluklarına da rastlamak mümkün!<br />
Sırf tercihleri nedeniyle bir eşcinsel mekânına girerek<br />
ve gözünü kırpmadan herkesi bir bir vurabildiler<br />
mesela… Bununla ilgili bir annenin yaşadığını okudum;<br />
tuvalete sığınan oğluyla son haberleşmesini anlatıyordu<br />
ve evladının “az sonra bizi de öldürecek, korkuyorum”<br />
diye gelen bir mesajı bir anne asla unutamaz! Bize<br />
ne, size ne kimin neyi tercih ettiğinden veya ne ye<br />
inandığından… Hatırlatırım o bir insan! Sadece ve sadece<br />
bir insan…<br />
Gün geçmiyor ki “şiddetsiz” bir güne uyanalım!<br />
Geçtiğimiz günlerde kendini artık ne sandığını dahi tarif<br />
edemeyeceğim bazı insanlar sözüm ona dinine sahip<br />
çıkmak isteyerek haldır huldur bir mekânı basıyor; içerde<br />
kim var kim yok sürükleyerek dışarı çıkarıyor, burası<br />
kapanacak diyor, dünyanın küfürlerini ediyor, tekme tokat<br />
Allah ne verdiyse herkese girişiyorlar - burada yaşıyormuşçasına<br />
anlatıyorum ama o sıralarda bir notebooktan<br />
görüntülü bağlantı sağlanmış dolaysıyla tüm<br />
dünya saniye saniye gördü yaşananları- Tüm bunlara<br />
sebep ise Ramazan ayında nasıl içki içilirmiş? Kocaman<br />
bir “sana ne”! Bu mudur yahu senin dinine sahip çıkma<br />
anlayışın? Kimin ne içtiği ne, yediği hiç kimseyi bağlamaz!<br />
Din çatısı altında, kıldığın namaz da, tuttuğun o-<br />
ruçta, işlediğin sevaplarda, günahlarda kendinin değil<br />
mi? O zaman sa-na ne başkasından!<br />
Şiddet bir tek tekme tokatla olmuyor ki; hakkına sahip<br />
çıkmaya çalışırken mağdur oluyorsan da şiddet görüyorsundur,<br />
egosu tavanları aşmış ve kim olduğunu<br />
unutmuş insanlara boyun eğmek durumundaysan da<br />
şiddet görüyorsundur, tüm sene boyunca kapı dışarı<br />
çıkmadan sınava hazırlanan o evlatların gencecik yaşta<br />
hayata karşı olan yarışında yaşadığı şiddete ne diyeceksin?<br />
Bazen sistemin kendisi de şiddet içerikli olabiliyor<br />
anlayacağınız…<br />
Gecenin bu yarısında aklıma gelen ilk örnekleri sıraladım,<br />
bu şiddeti bize ulaştıran kanallar o kadar güçlü<br />
ki haberinizin olmaması mümkün değil, ben duymadım,<br />
bilmiyorum demeniz neredeyse imkansız değil Sevgili<br />
Dostlar, neden mi? Niye olacak, fanusa benzettiğim telefonlarımız<br />
var ya hem de en akıllılarından işte onların<br />
içinde yaşıyoruz adeta (bende bende), orada gündemi<br />
saniye saniye takip edebilirseniz… Sonra arabanda giderken<br />
müzikten çok bunları dinlersin, hele hele “televizyon”<br />
bak bu tehlikeli işte ve yazımı da tam olarak buraya<br />
bağlayacağım izninizle!<br />
Televizyonu severim belki de ilk işimin medya-televizyon<br />
olmasıydı kim bilir! Her şeyi baştan sonra izlemesem<br />
de illaki neler var neler yok bilmem gerekiyor<br />
gibi bir vazifem var âdete… Son bir haftadır takip e-<br />
diyorum da en gözde kanallarından reytingi en düşük<br />
kanallara kadar izlediğimiz tüm dizilerin finalinde silahlar<br />
patladı… Şu an tatile giren tüm dizilerde bir patlayan<br />
tabanca ve öldü mü ölmedi mi merak ettiğimiz bir<br />
ana karakter ile fonda damar bir müzik… Kanalların i-<br />
şi bizim nabzımı tutmak ve reytingleri yüksek seviyelere<br />
çekmek ya hani, demek ki nabzımız “şiddetten” mi<br />
hayat buluyor? Bunu gerçekten biz mi istiyoruz? Yahu<br />
izliyorsak, yüzlerce hashtagli yorumlar yazıyorsak seviyoruz<br />
besbelli… İştahla anlatıyoruz “ay ne olacak” “o<br />
ölürse dizi biter” “gördün mü nasıl vuruldu” vs. Hayatımızdaki<br />
gerçekler ile kurgular o kadar örtüşüyor ki iyileştirmek<br />
için bir çaba yok sanki ortada… Şiddeti de,<br />
gözyaşını da, acıtasyonu da sevdik biz! Günlük hayatımızda<br />
öylesine alışmışız ki belki de doğru olan “alıştırılmışız<br />
ki” kurgularda olağan geliyor ve hatta karşısına<br />
oturtup izletiyor bile…<br />
Bugün evren ile aram iyi, dilek hakkımı kullanıyorum<br />
ve daha güneşli günleri kucaklayalım diyorum… Olur<br />
değil mi? Evren karşısında hepimiz dimdik durup hep bir<br />
ağızdan aynı şeyi dilersek olur bence!<br />
Hep sevdiğim ve seveceğim bu karmaşık şehirden<br />
sevgiler,<br />
Her türlü reklam<br />
talepleriniz için<br />
0413 153 573<br />
Celebrate Eid al-Fitr with Sami Yusuf’s first ever tour of Australia<br />
Sami Yusuf brings his music influenced by his proud Turkish heritage and music inspired by the Sufi tradition to Australia for the very first time.<br />
Eski Dışişleri Bakanı<br />
Carr’dan mülteci yorumu<br />
Avustralya’da 2012-2013 yıllarında Julia Gillard<br />
ve Kevin Rudd hükümetlerinde dışişleri bakanlığı<br />
görevini yürüten Carr, ülkesinin mülteci politikalarını<br />
muhabirimize değerlendirdi.<br />
Carr, Avustralya’nın mültecileri BM kuralları dahilinde<br />
ülkeye kabul etmek istediğini vurgulayarak,<br />
“Dünyada en büyük göç programlarından<br />
biri Avustralya’da. Nüfusumuza orantılı olarak mülteci<br />
alımında ikinci sıradayız.” dedi.<br />
Avustralya’nın ülke içinde ve dışında eleştirilere hedef<br />
olan mülteci politikalarına değinen Carr, “Kanımca<br />
Avustralya’nın daha fazla mülteci kabul edebiliriz<br />
demesi makul ama biz bunu BM kuralları çerçevesinde<br />
yapmak istiyoruz. Sığınmacıların veya ekonomik zorluklar<br />
nedeniyle Avustralya’ya gelmeyi hedefleyen insanların<br />
doldurduğu gemilere izin verilmesi, dünyanın<br />
en büyük göç programlarından birinin altüst olması<br />
anlamına gelecek.” ifadesini kullandı.<br />
Yılda 13 bin 750 mülteci alan Avustralya’nın, nüfusuna<br />
oranla dünyada en çok mülteci kabul eden ülkeler<br />
arasında bulunduğunu dile getiren Carr, insan kaçakçılarının<br />
GüneyAsya’daki<br />
limanlardan Avustralya kıyılarına<br />
sığınmacı taşımasının<br />
durdurulması için teknelerin<br />
geri gönderilmesi<br />
ve deniz aşırı merkezler ve<br />
yerleşim birimleri açılması<br />
konusunda iktidar ve ana<br />
muhalefetin hemfikir olduğunu<br />
aktardı.<br />
Carr, “İnsan kaçakçılarının,<br />
Avustralya’nın göç programını<br />
yönlendirmesini nasıl durdurabiliriz? Bu konudaki<br />
politikamızda iki önemli husus bulunuyor. İktidar ve<br />
ana muhalefet bunu durdurmanın yolunun deniz aşırı<br />
merkezlerin oluşturulması ve teknelerin geri gönderilmesi<br />
olduğunu düşünüyor.” dedi.<br />
“Türkiye, Lübnan ve Ürdün’ün yükünü hafifletmeliyiz”<br />
Avustralya’nın BM denetimindeki mülteci kamplarına<br />
daha fazla yardımda bulunması gerektiğini de dile getiren<br />
Carr, “Daha fazla yardım göndermemiz gerektiğini<br />
düşünüyorum. Dışişleri bakanıyken bazı mülteci<br />
kamplarını ziyaret etme fırsatı buldum.Avustralya, bu<br />
kamplarda kalan, evlerini kaybetmiş insanlara, eğitim<br />
olanaklarından mahrum kalmış çocuklara daha fazla<br />
yardım götürebilir. Böyle bir yardım sayesindeTürkiye,<br />
Lübnan ve Ürdün gibi çok sayıda mülteci ve sığınmacıyla<br />
baş etmeye çalışan ülkelerin yükünün bir kısmını<br />
almış oluruz.” diye konuştu.<br />
Avustralya BM denetimindeki kamplardan her yıl 13 bin<br />
750 mülteciyi ülkeye yerleştirmek üzere kabul ediyor.<br />
Suriye’de yaşanan mülteci krizini göz önüne alan A-<br />
vustralya hükümeti bir defaya mahsus olmak üzere 12<br />
bin mülteci daha alacağını duyurmuştu. Öte yandan<br />
bu rakam muhalefet partileri ve mülteci hakları savunucuları<br />
tarafından yetersiz bulunuyor.<br />
Muhalefet partileri ve mülteci hakları savunucuları,<br />
Avustralya’ya tekneler ile ulaşan, yakalanarak Manus<br />
ve Nauru gözaltı merkezlerinde tutulan sığınmacıların<br />
bir an önce ülkeye alınması için gösteriler düzenleniyor.?<br />
Sami Yusuf, the founder of<br />
the Spiritique genre is touring<br />
Australia for the very first.<br />
He will perform in Melbourne on<br />
Wednesday 6 July and in Sydney<br />
on Friday 8 July 2016. The concerts<br />
coincide with the end of the Holy<br />
month of Ramadan and Eid al-Fitr<br />
celebrations.<br />
“I do know that Australia is unbelievably<br />
beautiful, and the people<br />
are accepting, kind and hospitable,”<br />
he told Hurrıyet. “Also, the aboriginal<br />
culture has always been an object<br />
of fascination for me. I’m keen<br />
and eager to learn more about Australia.<br />
“At the moment, it would be fair to<br />
say that my wife knows a lot more<br />
than me of the two countries, as<br />
sadly, neither geography nor orientation<br />
have been my forte,” said<br />
Mr Yusuf. When we asked him if he<br />
would like to shoot one of his music<br />
videos in Australia, he replied: “it<br />
would be a privilege to do a music<br />
video there.”<br />
Sami Yusuf has been around music<br />
from a very early age and grew<br />
up in a musical family. His dad is a<br />
renowned musician and songwriter.<br />
“It’s important to share that I come<br />
from a very rich culturally cultivated<br />
household which was frequented by<br />
notable maestros on a regular basis,”<br />
Mr Yusuf told Hurrıyet.<br />
“My father studied composition<br />
at the University of Tehran and received<br />
tutelage in the Kamanche under<br />
the late Ustad Ali Asghar Bahari<br />
as well maestro Ali Tajvidi. He was<br />
also one of the last few to have met<br />
(and briefly studied under) Maestro<br />
Abol Hasan Saba.”<br />
While producing and demo-recording<br />
for another singer, he became<br />
aware of his own singing abilities<br />
which were further developed by the<br />
encouragement of his family. Divided<br />
between pursuing a musical career<br />
and studying law at King’s College<br />
London, Yusuf opted for music<br />
while committed to “doing something<br />
dignified and respectable.”<br />
He went on training professionally<br />
in several other instruments including<br />
the santoor, piano, violin, oud,<br />
setar, tar, and daff under the guidance<br />
of traditional teachers, as well<br />
as professional musicians.<br />
Although he says that he has always<br />
been spiritual, he reconnected with<br />
his Islamic faith through a “religious<br />
awakening” at the age of sixteen.<br />
Yusuf self-produced and released<br />
his debut album “Al-mu’allim” at the<br />
age of 23.<br />
The transcendent message of traditional<br />
music, and the sense of the<br />
sacred sit at the core of his passions.<br />
Sami vehemently believes<br />
that all the world’s traditions are<br />
expressions of the same ultimate<br />
truth.<br />
Music for him is an expression of Divine<br />
love and the love of all the great<br />
traditions. These pure beliefs shine<br />
through in his singing, composition,<br />
and the arrangement and performance<br />
of vocals where he prefers<br />
the use of traditional instruments to<br />
more modern ones.<br />
With over 34 million albums sold to<br />
date, he’s been able to reach and<br />
positively influence people from all<br />
corners of the world and bring them<br />
closer together. His lyrics are a clear<br />
expression of his yearning for peace<br />
and harmony with rhythms inspired<br />
by global traditions, and melodies<br />
spun from all lived truths. He sings<br />
in many languages including English,<br />
Arabic, Turkish, Persian and Urdu.<br />
With the Guardian recognising him<br />
as the biggest British star in the Middle-East,<br />
and the United Nations<br />
appointing him as both the World’s<br />
Global Ambassador Against Hunger<br />
and the promoter of World peace<br />
and harmony, Sami Yusuf is by no<br />
means your typical British celebrity.<br />
Earlier this year, Sami Yusuf released<br />
his new album titled “Barakah”.<br />
It has been a huge success<br />
making to the number one of many<br />
charts including iTune’s World Music<br />
chart.<br />
“Barakah is a celebration of our traditional<br />
musical heritage,” Mr Yusuf<br />
told Hurrıyet. It is a compilation of<br />
classical Sufi songs celebrating the<br />
SEÇİM GÜNÜ<br />
YETİŞEMEYECEK<br />
MİSİNİZ?<br />
love of God. This album celebrates<br />
over a 1000 years of musical tradition<br />
and heritage in several languages<br />
from many parts of the Muslim<br />
world, including Morocco, Egypt,<br />
Kurdistan, Persia, Indian, Pakistan<br />
and Turkey.”<br />
The release of this album is a call, an<br />
invitation, to return to the beauty of<br />
the spiritual and artistic traditions,<br />
and to resist the centrifugal forces<br />
that are pulling us away from The<br />
Centre and creating an unbalanced<br />
world. This album aspires to be a<br />
fragrant breeze that calls us back to<br />
the Garden that resides in all of us,<br />
at the Centre.<br />
Sami Yusuf released his rendition<br />
of the great masterpiece “Mast Qalandar”<br />
in May 2016. It has already<br />
been viewed on YouTube more than<br />
1.3 million times. It is a traditional<br />
Qawwali song in Punjabi and Urdu<br />
composed by Master Ashiq Hussain<br />
of Pakistan and was made widely<br />
popular by many Pakistani and Indian<br />
singers, most notably by Ustad<br />
Nusrat Fateh Ali Khan.<br />
His fans have embraced his very first<br />
visit to Australia. With tickets starting<br />
at $59, Melbourne tickets are<br />
selling fast and the Sydney show is<br />
almost sold-out, with only 20% of<br />
the tickets left.<br />
Sami Yusuf and his ensemble are<br />
playing at some of Australia’s best<br />
venues: Melbourne’s Sir Robert<br />
Blackwood Concert Hall at<br />
Monash University and Sydney’s<br />
Concert Hall at The Concourse in<br />
Chatswood.<br />
MELBOURNE<br />
Wednesday, 6 July 2016<br />
Robert Blackwood Hall (Monash<br />
University)<br />
Tickets from $59<br />
Book online Monash.edu/mapa<br />
Box Office (03) 9905 1111<br />
SYDNEY<br />
Friday, 8 July 2016<br />
The Concourse (Chatswood)<br />
Tickets from $59<br />
Book online Ticketek.com.au<br />
Box Office (02) 9020 6966<br />
Eğer 2 Temmuz Cumartesi günü oy kullanamayacağınızı<br />
biliyorsanız, oyunuzu önceden kullanabilirsiniz.<br />
Seçim günü bir parça kağıdın bu kadar güçlü olabilmesi inanılmaz birşey.<br />
Eğer 18 yaş ve üzerinde olan bir Avustralya vatandaşı iseniz, yasa gereği oy kullanmanız<br />
zorunludur. Bu nedenle, eğer seçim günü bir seçim sandığına gidemeyecekseniz, bir erken oy<br />
kullanma merkezinde önceden oy verebilir ya da posta yoluyla oy kullanmak için başvurabilirsiniz.<br />
Eğer sehayate çıkacaksanız veya kayıtlı olduğunuz seçim bölgesi dışında olacaksanız, oyunuzu<br />
önceden kullanabilirsiniz. Oyunuzu önceden kullanmak için başka nedenler de olabilir –<br />
daha fazla bilgi için bakınız www.aec.gov.au /early.<br />
Oyunuz Avustralya’nın geleceğine yön vermeye yarayacaktır.<br />
Daha fazla<br />
bilgi için<br />
Advertisement<br />
www.aec.gov.au 1300 720 149<br />
Authorised by the Electoral Commissioner, 50 Marcus Clarke Street, Canberra ACT.