Sanat SANAT ESERI KIŞISEL BIR ŞEYDIR. ◊ Bu röportaja geleneksel giriş sorumla başlamak istiyorum: sana göre bir Sanat eseri nedir? Bu arada, sanat eserlerini Çağdaş (Modern) Sanat eseri kılan özelliklerin neler olduğunu düşünüyorsun? - O zaman bende geleneksel bir cevapla başlayayım. Sanat eseri kişisel bir şeydir. O eseri yapan kişiden yaratıcı izler taşır. Orijinaldir, kalıcıdır, evrenseldir, estetiktir. Sanat eserini meydana getiren üç unsur vardır. Sanatçı, sanat eseri ve sanat eserini anlayıp takdir eden kişiler. Bu doğrultuda sanat, sanatçı ve sanat eseri kişilere ve bakış açısına göre değişebilen çok yönlü bir kavramdır. ◊ Bugünkü eserlerini resmetme şeklini etkileyen özel bir tecrübe yaşadın mı? - Sanatla ilgili bir eğitim almadım, muhasebecilik yaparak uzun mutsuz bir dönem yaşadım. Sanatın çeşitli dallarına ilgi duymaktaydım. Ancak, Türkiye’deki eğitim sistemi beni istemediğim bir mesleğe sürüklemişti. Küçük yaşlardan itibaren King Crimson, Yes, Genesis, Pink Floyd, Jethro Tull, Marillion gibi müzik gruplarını takip ettim. Onların yaptıkları yenilikler beni heyecanlandırıyordu. Müziği çok sevmeme rağmen müzik yapamamak benim için bir handikaptı. Bu konuda belki de şansım yaver gitmemişti. Müzik yapmak için yeterli bir ortam bulamamıştım. Ancak bundan böyle neler olabileceğini de bilememekteyim, bir ressam ve şair olarak neden bir de müzisyen olmayayım. Şaka bir yana hayatımı mutlu olarak sürdürebilmem için dilediğim konserlere gidebilmek benim için yeterli. ◊ Eserlerin hakkındaki detaylara geçmeden önce, okuyucularımıza eserlerini yaparken geçirdiğin süreç hakkında bir şeyler anlatmak ister misin? Özellikle, eserinde genel olarak ne tür teknik açılara odaklandığından bahseder misin? Eserine başlamadan önce ve eserini yaparken ne kadar hazırlık yapıyorsun ve ne kadar zaman ayırıyorsun? - Ben, doğal yaşama saygı ve sevgi ile bağlı bir insan olarak huzuru doğada bulmaktayım. Yaşadığım coğrafyanın kültürel çeşitliliği beni ister istemez derinlemesine etkilemektedir. Bir çok uygarlığın gelip geçtiği ülkem topraklarındaki izler tüm tahribatlara rağmen her an her yerde önümüze çıkmaktadır. Bu denli farklı kültürlerin harmanlandığı bu ortamdan bir sanatçının etkilenmemesi mümkün değildir diye düşünüyorum. Eserime başlamadan önce ve eserimi yaparken zaten gerekli bir altyapım olduğu için özel bir hazırlık yapmaya gerek duymam. Konu bir anda aklıma gelir ve hemen kağıda aktarırım. Bazen de kağıdın karşısına oturur, farkında olmadan resme dalar ve tamamlarım. Aslında önceden tasarladığım resimlerimin sayısı fazla değildir. Yaptığım, derinlerimdeki birikimi bulup açığa çıkarabilmektir. Resimlerimi çoğu zaman uzun aralar vermeden tamamlarım. Pek çoğunu da hiç ara vermeden tamamlamışımdır. Bu sanırım zaman içinde ustalaşmayla da ilgili bir durumdur. Çok zor olduğu düşünülen kimi çalışmaların aslında kolayca yapılabildiğini de bilmekteyim. ◊ Şimdi de sanat eserlerine odaklanalım. Sanatsal çalışmalarınla ilgili daha geniş kapsamlı bir fikir edinebilmeleri için de okuyucularımıza http://www. tamerertuna.com adresini ziyaret etmelerini tavsiye ediyorum. Bu arada, bu ilginç eserlerin çıkış noktası hakkında da bilgi verebilir misin? İlk ilhamın neydi? - Sadece insanlar için yaratılmış bir dünyanın var olmadığını kabul etmekteyim. Ve geçmiş uygarlıkların izlerinden etkilenmekteyim. ◊ Kişisel tecrübenin yaratıcı sürecin kesinlikle olmazsa olmaz bir parçası olduğu düşüncesinde olup olmadığını sormak istiyorum... Sence yaratıcı sürecin doğrudan tecrübeden kopması mümkün olabilir mi? - Yaşantımda fark ettiğim değişimlerin beni derinden etkilemesinin ana nedeni hızlı kirlenmenin ve tahribatın bulunması sebebiyledir. Var olan güzelliklerin yitirilmesi beni derinden sarsmaktadır. Örneğin 56 yaşında olmama rağmen tertemiz bir denizin çok kirli bir deniz haline dönüştüğünü görmüş olmam (Marmara Denizi’nden bahsediyorum) beni derinden etkilemektedir. Buna karşı iyi yönde olan değişimlerde şüphesiz ki beni olumlu yönde etkilemektedir. Mesela, ormanda dolaşırken hiç tanımadığım cinste bir kuş görmek beni çok heyecanlandırır. Alışılmadık bir melodi beni uçurup götürebilir. ◊ Bu arada, “palet” seçimine ve bu seçiminin zaman içinde nasıl değiştiğine dair herhangi bir yorumda bulunabilir misin? - Zaman içinde renkleri daha korkusuzca kullanmaya başladım. Birbiri ile uyumsuz olduğu düşünülen renklerin aslında yardımcı renklerle uyumlu olabileceklerini fark ettim. ◊ Ayrıca tüm sanat dallarına ilgin olduğundan bahsetmeden geçemeyeceğim; etkileyici resimler yapmanın yanı sıra şiir de yazıyorsun: farklı sanatsal alanların sınırlarında dolaşırken, hiç farklı disiplinler arasındaki sinerjinin bazı konseptleri ifade etmenin ya da bazı sonuçları elde etmenin tek yolu olduğunu fark ettin mi? - Farklı sanat alanlarına ilgi duyulması tabili de sanatçıyı zenginleştirir. Yazdığım şiirlerin, dinlediğim müziklerin benim resimlerini zenginleştirdiğini biliyorum. Aslında onların birbirlerini tamamladıklarını hissediyorum. Yaşamı güzel kılan da bu zenginleşmeler değil midir? ◊ Belki de bu konuda yanlış düşünüyorum, ancak senin resimlerinde, fark etmesi güç olsa da modern ve geleneksel olan arasında etkili bir karışım yakaladığını düşünüyorum; Bu yüzden sana gelenekçilik (klasiklik) ile çağdaşlık arasında bir ikilem olduğunu düşünüp düşünmediğini sormak istiyorum. - Resimlerimde yakaladığım dil konuşabildiğim bir dildir. Farklı bir dili kullanıyor olmak beni korkutmamaktadır. Benim gelişimim bu çeşit bir dili yaratmıştır. Bu gelişme tamamen benim kontrolümde olmamıştır. Tabi ki de yapı olarak geleneksel sanatlardan etkilenmemem mümkün değildir. Ancak çağdaş sanatlara da son derece açığım. Aslında bunların arasının da çok kopuk olmadığını düşünüyorum. Bence çıkan işin niteliği önemlidir, getirdiği yenilikler önemlidir. Eğer ben farklı bir ifade ile yeni bir şeyler hissettirebiliyorsam bu başarılı olduğumu gösterir diye düşünüyorum. ◊ Hiç eserini tasavvur ederken sanatının kimlerin hoşuna gideceğini düşündüğün oluyor mu? Bazen işle sanat arasında özgün bir ilişki olup olamayacağını merak ediyorum da... - Kuşkusuz ki elde ettiği başarı sanatçı için hoş bir şeydir. Ben yaptığım işleri tasarlarken sanatımın kimlerin hoşuna gideceğini planlamam, ihtiyaç duyduğum için yaparım. Ama ürettiklerimin kimlerin hoşuna gidebileceğini de tahmin edebilirim. Bu zaman içinde elde edile tecrübelerle oluşan bir durumdur. Bugüne kadar sipariş üzerine yaptığım bir işim olmadı. Bunu becerebileceğimi de hiç sanmıyorum ve samimi olmayacağını düşünüyorum. Kendime has bir yorum yakalayabilmekten hoşlanmaktayım. Zaten yeni konular bulmakta hiçbir zaman güçlük çekmemekteyim. 54
ESTETİĞİN SİHİRLİ DOKUNUŞU Uzman kadromuzla 2012 yılından beri Kadıköy’de Medikal ve Sağlık sektöründe çalışmaktayız. Dünyaca kabul görmüş en son teknolojik uygulama ve cihazlar ile hizmet vermekteyiz. Özel eğitim almış, alanında uzman ekibimiz ile en hızlı ve en kaliteli hizmetimizle İstanbul / Kadıköy’deyiz.. DÖVME SİLME AŞILAMALI SAÇ EKİMİ www.auraestheticks.com