You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
O boyun eğmeyi öğretenler yok mu? Nerede küçük, hasta ve kabuk bağlamış bir şey varsa,<br />
sürünüyorlar oraya bitler gibi; ve sadece tiksindiğim için alıkoyuyorum kendimi onları ezmekten.<br />
Pekâlâ! Onların kulaklarına vereceğim öğüt bu: Benim <strong>Zerd</strong>üşt, o tanrısız, derim ki: “Kim var ki<br />
benden daha tanrısız, sevineyim öğretisine?”<br />
Benim <strong>Zerd</strong>üşt, o tanrısız: nerede bulurum dengimi? Kendi istemini kendi belirleyen ve her türden<br />
boyun eğmeyi reddeden herkes benim-dengimdir.<br />
Benim <strong>Zerd</strong>üşt, o tanrısız: her rastlantıyı pişiririm kendi çanağımda. Ancak iyice piştiğinde kabul<br />
ederim onu kendi yemeğim olarak.<br />
Sahiden, kimi rastlantı emredercesine geldi bana: ama daha da emredercesine konuştu istemim<br />
onunla, – bunun üzerine diz çöktü o rastlantı yalvararak –<br />
– yalvararak, bende bir barınak ve bir yürek bulsun diye ve yaltaklanarak: “Bak ey <strong>Zerd</strong>üşt, nasıl da<br />
geliyor dost, dostun yanına!” –<br />
Oysa ne konuşuyorum ki ben, hiç kimsede bendeki kulakların olmadığı bir yerde! Bu yüzden şö<strong>yle</strong><br />
bağırmak istiyorum tüm rüzgârlara:<br />
Hep daha da küçüleceksiniz, siz küçük insanlar! Ufalanacaksınız, siz huzurlular! Yok olacaksınız –<br />
– sayısız küçük erdeminizde, sayısız küçük ihmalinizde, sayısız küçük boyun eğmenizde!<br />
Pek esirgeyici, pek boyun eğici; bö<strong>yle</strong>dir sizin toprağınız! Ama bir ağaç büyük olmak için sert<br />
kayalara dayanıklı kökler salmak ister!<br />
İhmal ettikleriniz de tüm insan geleceğinin dokumasının bir parçası; sizin hiç dediğiniz de geleceğin<br />
kanıyla beslenen bir örümcek ağı ve bir örümcektir.<br />
Ve sizin alışınız çalmak gibidir, ey küçük erdemliler; ama serseriler arasında bile hâlâ geçerlidir şu<br />
onur: “İnsan sadece yağmalayamadığında çalmalıdır.”<br />
“Verilir” [23] – bu da bir boyun eğme öğretisidir. Ama ben diyorum ki size, ey siz huzurlular: Alınır<br />
ve hep daha çok alınacaktır sizden!<br />
Ah, her şeyi yarım istemeyi bırakıp da, e<strong>yle</strong>mde olduğu gibi üşengeçlikte de kararlı olsanız!<br />
Ah, şu sözümü anlayabilseniz: “Her zaman istediğinizi yapın, – ama önce isteyebilen birileri olun!”<br />
“Her zaman komşunuzu da kendiniz gibi sevin – ama önce, kendini seven birileri olun –<br />
– büyük bir sevgi<strong>yle</strong> seven, büyük bir aşağılamayla seven!” Bö<strong>yle</strong> söylüyor <strong>Zerd</strong>üşt, o tanrısız. –<br />
Oysa ne konuşuyorum ki ben, hiç kimsede bendeki kulakların olmadığı bir yerde! Burada henüz bir<br />
saat erken benim için.<br />
Kendimin öncülüyüm ben bu halkın arasında; kendimin horoz-ötüşüyüm karanlık sokaklarda.<br />
Ama onların saati geliyor! Ve benim saatim de geliyor! Her geçen saat daha küçük, daha zavallı,<br />
daha kısır oluyorlar – zavallı otlar! Zavallı dünya!<br />
Ve pek yakında kuru otlar ve bozkırlar gibi duracaklar karşımda, sahiden! Kendilerinden bıkmış –<br />
ve dahası sudan çok ateşe hasret!