11.09.2017 Views

kesin tasarım

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bundan dolayı insanın tam olarak mutluluğu elde etmesi<br />

dostluk gibi, servet gibi, güzel ve tam bir vücuda<br />

sahip olması gibi özelliklere de sahip olması gerekmektedir.<br />

Aristoteles’e insanın mutlu olabilmesi için<br />

özgür ve soylu bir aileden gelmesi gerekir. Köleler<br />

mutluluğa ulaşamazlar çünkü özgür değillerdir. Aristoteles’e<br />

göre kadınlarda mutlu olamaz çünkü kadınlar<br />

tam anlamıyla düşünme yeteneğini bütün bir şekilde<br />

kullanamazlar. Kısaca her eylem iyi olanı amaçlamaktadır,<br />

iyinin ne olduğu sorusuna ise mutluluk cevabını<br />

veren Aristoteles, mutluluğun ne olduğu sorusuna da<br />

“erdeme uygun etkinliktir” demiştir.<br />

Sokrates’e göre erdem bilgidir. Bilgi bilgelik, cesurluk,<br />

ölçülülük ve adaletin bilgisidir. Platon’a göre erdem<br />

ruhun her bir parçasının kendi görevini yapmasıdır.<br />

Aklın görevi bilmektir arzunun görevi ise fiziki tatminlerde<br />

aşırıya kaçmayıp ölçülü olmaktır. Aristoteles’e<br />

göre erdem bir varlığın işlevini en iyi şekilde yerine<br />

getirmesidir. Mutluluk insanın yukarıdaki erdemlere<br />

uygun yaşayarak varabileceği bir amaçtır. Amaç olarak<br />

gösterilen eudaimonia kavramı bahsettiğimiz filozofların<br />

felsefesinde ortaktır fakat aynı kavram farklı<br />

anlamlar üzerinden yorumlanmıştır.<br />

Bahsi geçen filozoflara göre mutluluğun araç olabileceği<br />

bir amaç yoktur. İnsan mutluluğu herhangi bir<br />

şey için istemez mutluluk insanın eylemlerinin ve hayatının<br />

bir sonucudur bundan dolayı mutluluk insanın<br />

temel amacıdır. İnsanın bu temel amacına ulaşması<br />

için ahlaklı veya erdemli bir yaşam sürmesi gerekir.<br />

Eudaimonianın göreceli olması durumu burada ortaya<br />

çıkar. Erdemin ne olduğu insandan insana değişebilir.<br />

Erdemin göreceli olmasıyla birlikte insanın erdemli<br />

yaşamı da göreceli olmaktadır. Bu görecelikse bizi<br />

farklı eudaimonialara çıkarır. Farklı yaşam tarzlarına<br />

çıkarır. Mesela tek-dünyalı bir hayat görüşünün benimsenmesi<br />

bizi farklı eudaimonialara ya da farklı bir<br />

değişle farklı mutluluk algılarına çıkarmıştır. Tekdünyalı<br />

bir hayat görüşünde mutluluk özneldir. Çift<br />

dünyalı hayat görüşlerine baktığımızda ise mutluluk<br />

tek bir yere varmıştır. Burada mutluluk nesnelleşmiştir.<br />

Kısaca bahsetmek gerekirse insanların erdem anlayışı<br />

veya ahlak anlayışının değişimiyle bile filozofların in-<br />

13<br />

sanın bir amacı olarak gördükleri mutlulukta değişir.<br />

Bu öznellikle yani farklı anlayışlarla İnsanlar aynı kavramı<br />

amacı olarak görüp aslında farklı şeylere yönelmiştir.<br />

İnsan mutluluğu farklı biçimlerde yorumlamıştır.<br />

İnsanlar önlerine koydukları bir amaç ile eylemlerini<br />

saçmalıktan uzaklaştırıp anlamlandırmaya çalışmıştır.<br />

İnsanın ahlaklı oluşu saçma değil bir amaç içindi artık.<br />

Böylece farklı etik anlayışları ortaya çıkmıştır.<br />

Antik yunan felsefesinde eudaimonia kavramı bahsi<br />

geçen filozoflar tarafından insanın nihai amacını kast<br />

etmek maksadında kullanılmıştır. Eudaimonia bir şeyin<br />

aracı olmayan bir amaçtı onlar için. Eudaimonia<br />

kimi zaman insan ruhunun sakin ve ölçülü olmasıyken<br />

başka bir filozof için insan ruhunun huzur haliydi. Eudaimonia<br />

kavramı üzerinden çok çeşitli etik anlayışları<br />

ortaya çıkmıştır. Bahsettiğimiz filozofların etik anlayışları<br />

farklıydı fakat aynı kavramın etrafında şekillenmişti.<br />

Aynı kavram etrafında farklı etik anlayışlarının ortaya<br />

çıkmasıyla insan biricik iyisine ulaşamamıştır. İnsanoğlu<br />

ise bu öznellik ışığında hala mutluluğu aramaktadır<br />

KAYNAKÇA

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!