Lakırtı Ekim 2017
Aylık HiLeon Dergisi
Aylık HiLeon Dergisi
- TAGS
- vatanimsensin
- hileon
- leon
- hilal
- ekim
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ait bir hayatı yok. Var olduğunu biliyor, her geçen gün bunu iliklerine kadar hissediyor lakin hep başkasının<br />
kendine<br />
ortasına ansızın düşüyor. Yine de ne girdiği bedenlerin hayat akışını bozuyor ne de olabildiğince kendi<br />
hayatının<br />
vazgeçiyor. Bir insanı tam anlamıyla birey yapan geçmişi, yaşadıkları, sahip oldukları, içinde<br />
benliğinden<br />
değil midir? Fakat onun geçmişi, bugünü ya da geleceği her daim başkalarına ait. Bu yüzden akışına<br />
barındırdıkları<br />
ve girdiği bedenlerin yaşayışlarına zarar vermemeye çalışıyor. Yine de ne olursa olsun onun da hisleri var.<br />
bırakmaya<br />
belki tam anlamıyla ona ait değiller ama varlar. Bunu bile bile her seferinde hissetmek için çabalar mı insan? İşte<br />
Evet,<br />
tam da öyleydi, o çok farklıydı. O biriydi, her gün başkası ama yine de biri. Ertesi gün başka bir bedeni, başka bir<br />
A<br />
başka bir odası, hiç bilmediği arkadaşları oluyor ve olay sadece bunlarla bitmiyor. Bir gün Justin isimli bir erkek<br />
ailesi,<br />
Justin'in bitik ruh haline rağmen hayatında sahip olduğu tek güzellik Rhiannon'u tanıyınca tepetaklak oluyor, aynı<br />
A,<br />
da tüm bu kaybolmuşluğun içinde kendini buluyor. Kıza hayatının en güzel gününü yaşatıyor ve ne kadar<br />
zamanda<br />
kısıtlamaya çalışsa da ona aşık olmaktan kendini alamıyor. Hayatında ilk kez kendine izin veren A, umutsuzca<br />
kendini<br />
kıza kapılıyor. İlklerini, aslında tüm bu karmaşanın içinde yalnızca kendi benliğine ait bir şeylere sahip olabileceğini<br />
bu<br />
kez onunla öğreniyor. Hikayemiz de bu aşk üzerinden ilerliyor. Her gün farklı bedende, her gün başka biri ama hep<br />
ilk<br />
kıza tutkun. Kadınmış, erkekmiş, toplumun getirdiği sınırlamalar onun için bir şey ifade etmiyor. O her kim olursa<br />
aynı<br />
yalnızca Rhiannon'ı seviyor ve ben de yazarın yarattığı bu olguya bayıldım! Aşkın, hissedilen kişinin benliğine<br />
olsun,<br />
yüce bir duygu olduğunu öyle güzel anlatmış ki etkilenmemek elde değil. Güzel-yakışıklı, kadın-erkek gibi<br />
duyulabilen<br />
reddederek, yalnızca özüyle sevmek ancak böyle anlatılabilirdi. Gerek karakter tahlilleri gerek ikilinin<br />
sınıflandırmaları<br />
beni derinden sarstı. Durumun zorluğuna rağmen sahip oldukları hayatı yaşamaya çalışmaları biz okuyucularda<br />
ilişkisi<br />
farkındalık yaratıyor. Konunun işlenişi, karakterlerin verdiği reaksiyonlar, kısacası her şey yerli yerindeydi.<br />
adeta<br />
fantastik aşk türünde olmasına rağmen, işin fantastik tarafının sadece A'nın beden değiştirmesi olarak kalması<br />
Roman<br />
abartılmaması da son derece güzel bir detaydı. Bunun yanı sıra, ara ara serpiştirilmiş gizemsel öğeler de kitabı daha<br />
ve<br />
kıldı. Sonuç olarak her şey naif bir şekilde tadında kalıyor. Bana kalırsa David Levithan, Her Gün'de bedeni<br />
sürükleyici<br />
birinin hayatından çok daha fazlasını anlatıyor. A aslında bize gönderilmiş bir elçi gibiydi. Bana göre, satır<br />
olmayan<br />
gizlenmiş her detay hayatımızın bir gerçeğini vurguluyordu. Her Gün kesinlikle okunmalı.<br />
aralarına<br />
@LionMelissa<br />
BİR KURGU<br />
HER GÜN<br />
DAVID LEVITHAN<br />
Baş karakterimiz her gün farklı bir bedende uyanan biri. O aslında bir birey ama aynı zamanda da hiç kimse. Çünkü<br />
bedeninde uyandığında ise her şey değişiyor.<br />
40<br />
“İnsanlar hakkında birçok şeyi,<br />
anlattıkları hikayeden anlamak mümkün<br />
ama onları tanımak için şarkılara eşlik<br />
etme şekillerine, pencereleri açık mı<br />
kapalı mı tuttuklarına, haritaya göre mi<br />
dünyaya göre mi yaşadıklarına,<br />
okyanusun çekimini hissedip<br />
hissetmediklerine de bakılabilir.”