15.10.2017 Views

Lakırtı Ekim 2017

Aylık HiLeon Dergisi

Aylık HiLeon Dergisi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ait bir hayatı yok. Var olduğunu biliyor, her geçen gün bunu iliklerine kadar hissediyor lakin hep başkasının<br />

kendine<br />

ortasına ansızın düşüyor. Yine de ne girdiği bedenlerin hayat akışını bozuyor ne de olabildiğince kendi<br />

hayatının<br />

vazgeçiyor. Bir insanı tam anlamıyla birey yapan geçmişi, yaşadıkları, sahip oldukları, içinde<br />

benliğinden<br />

değil midir? Fakat onun geçmişi, bugünü ya da geleceği her daim başkalarına ait. Bu yüzden akışına<br />

barındırdıkları<br />

ve girdiği bedenlerin yaşayışlarına zarar vermemeye çalışıyor. Yine de ne olursa olsun onun da hisleri var.<br />

bırakmaya<br />

belki tam anlamıyla ona ait değiller ama varlar. Bunu bile bile her seferinde hissetmek için çabalar mı insan? İşte<br />

Evet,<br />

tam da öyleydi, o çok farklıydı. O biriydi, her gün başkası ama yine de biri. Ertesi gün başka bir bedeni, başka bir<br />

A<br />

başka bir odası, hiç bilmediği arkadaşları oluyor ve olay sadece bunlarla bitmiyor. Bir gün Justin isimli bir erkek<br />

ailesi,<br />

Justin'in bitik ruh haline rağmen hayatında sahip olduğu tek güzellik Rhiannon'u tanıyınca tepetaklak oluyor, aynı<br />

A,<br />

da tüm bu kaybolmuşluğun içinde kendini buluyor. Kıza hayatının en güzel gününü yaşatıyor ve ne kadar<br />

zamanda<br />

kısıtlamaya çalışsa da ona aşık olmaktan kendini alamıyor. Hayatında ilk kez kendine izin veren A, umutsuzca<br />

kendini<br />

kıza kapılıyor. İlklerini, aslında tüm bu karmaşanın içinde yalnızca kendi benliğine ait bir şeylere sahip olabileceğini<br />

bu<br />

kez onunla öğreniyor. Hikayemiz de bu aşk üzerinden ilerliyor. Her gün farklı bedende, her gün başka biri ama hep<br />

ilk<br />

kıza tutkun. Kadınmış, erkekmiş, toplumun getirdiği sınırlamalar onun için bir şey ifade etmiyor. O her kim olursa<br />

aynı<br />

yalnızca Rhiannon'ı seviyor ve ben de yazarın yarattığı bu olguya bayıldım! Aşkın, hissedilen kişinin benliğine<br />

olsun,<br />

yüce bir duygu olduğunu öyle güzel anlatmış ki etkilenmemek elde değil. Güzel-yakışıklı, kadın-erkek gibi<br />

duyulabilen<br />

reddederek, yalnızca özüyle sevmek ancak böyle anlatılabilirdi. Gerek karakter tahlilleri gerek ikilinin<br />

sınıflandırmaları<br />

beni derinden sarstı. Durumun zorluğuna rağmen sahip oldukları hayatı yaşamaya çalışmaları biz okuyucularda<br />

ilişkisi<br />

farkındalık yaratıyor. Konunun işlenişi, karakterlerin verdiği reaksiyonlar, kısacası her şey yerli yerindeydi.<br />

adeta<br />

fantastik aşk türünde olmasına rağmen, işin fantastik tarafının sadece A'nın beden değiştirmesi olarak kalması<br />

Roman<br />

abartılmaması da son derece güzel bir detaydı. Bunun yanı sıra, ara ara serpiştirilmiş gizemsel öğeler de kitabı daha<br />

ve<br />

kıldı. Sonuç olarak her şey naif bir şekilde tadında kalıyor. Bana kalırsa David Levithan, Her Gün'de bedeni<br />

sürükleyici<br />

birinin hayatından çok daha fazlasını anlatıyor. A aslında bize gönderilmiş bir elçi gibiydi. Bana göre, satır<br />

olmayan<br />

gizlenmiş her detay hayatımızın bir gerçeğini vurguluyordu. Her Gün kesinlikle okunmalı.<br />

aralarına<br />

@LionMelissa<br />

BİR KURGU<br />

HER GÜN<br />

DAVID LEVITHAN<br />

Baş karakterimiz her gün farklı bir bedende uyanan biri. O aslında bir birey ama aynı zamanda da hiç kimse. Çünkü<br />

bedeninde uyandığında ise her şey değişiyor.<br />

40<br />

“İnsanlar hakkında birçok şeyi,<br />

anlattıkları hikayeden anlamak mümkün<br />

ama onları tanımak için şarkılara eşlik<br />

etme şekillerine, pencereleri açık mı<br />

kapalı mı tuttuklarına, haritaya göre mi<br />

dünyaya göre mi yaşadıklarına,<br />

okyanusun çekimini hissedip<br />

hissetmediklerine de bakılabilir.”

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!