05.09.2018 Views

KADIKOY GAZETESİ EYLÜL 2018

Kadıköy Gazetesi'nin Eylül sayısı tüm gazete bayileri ve satış noktalarında...

Kadıköy Gazetesi'nin Eylül sayısı tüm gazete bayileri ve satış noktalarında...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

CHP kulislerinde Kadıköy için iki isim konuşuluyor:<br />

Selami Öztürk &<br />

Aykurt Nuhoğlu<br />

2 4 Haziran seçim yenilgisi ve ardından<br />

başlayan kurultay gündemini atlatan<br />

CHP, yerel seçimler için start verdi. Hal<br />

böyle olunca, il ve ilçelerdeki belediye<br />

başkanlıkları için aday isimleri de ortalıkta<br />

dolaşmaya başladı. Seçime pek çok ilçede<br />

mevcut veya önceki dönemlerde belediye<br />

başkanlığı yapmış adaylarla girme eğiliminde<br />

olduğu izlenimi gözlenen CHP’de Kadıköy<br />

için Selami Öztürk’ün adı tekrar gündemde.<br />

Aykurt Nuhoğlu<br />

Anadolu Yakası'nda Sizin Sesiniz<br />

Tarafsız Bölgesel Haber Magazin Aktüalite Gazetesi - Fiyatı: 3.50 TL<br />

Selami Öztürk<br />

Mevcut başkan Aykurt Nuhoğlu da aday<br />

olmak istediğini Kadıköy Life Dergisi’ne<br />

verdiği bir röportaj sırasında açıklamıştı.<br />

Bu durumda üçüncü bir adayın çıkmayacağı,<br />

CHP’nin Selami Öztürk veya Aykurt<br />

Nuhoğlu arasında bir tercih yapması<br />

bekleniyor.<br />

Yıl: 1 Sayı: 6 Eylül <strong>2018</strong><br />

Kurbağalıdere sorunu<br />

SON BULUYOR<br />

‘KEMAL HADİ GEL,<br />

Bİ KAHVE İÇELİM…’<br />

Unutulmaz oyuncu Kemal Sunal<br />

ile geçen yıllarını ve en güzel<br />

anılarını ‘Kemal Hadi Gel, Bi Kahve<br />

İçelim’ isimli kitabında samimi<br />

bir dille anlatan Gül Sunal, kitabın<br />

ortaya çıkış hikâyesine dair şunları<br />

söyledi: "Kemal Hadi Gel, Bi Kahve<br />

İçelim’ ismini başta herkes çok uzun<br />

buldu. Fakat ben direttim ve bu ismi<br />

koydum kitaba. Tartıştığımız zaman<br />

Kemal hep bana ‘Hadi bir kahve<br />

yap da içelim’ derdi. Kitaba ismi<br />

verirken, belki kandırırım da Kemal<br />

gelir diye düşündüm. İkimiz için de<br />

anlamlı bir sözdü."<br />

Kadıköy,<br />

İstanbul'un sağlık<br />

üssü oluyor<br />

Kadıköy, sağlık alanında da<br />

önemli bir merkez oluyor.<br />

Bağdat Caddesi’nin Kızıltoprak<br />

bölümünde ETS Tur binalarının<br />

bulunduğu alan yıkılarak,<br />

yerine ünlü bir hastane zincirinin<br />

faaliyet göstereceği proje<br />

hazırlanıyor. Bağdat Caddesi’nden<br />

Kadıköy’e giderken altında<br />

3M Migros’un da yer aldığı, bir<br />

ay öncesine kadar ETS Tur’un<br />

Genel Müdürlük ve Operasyon<br />

Merkezi olarak kullanılan toplam<br />

beş binanın yıkımı önümüzdeki<br />

günlerde başlayacak.<br />

Kadıköy’ün yaklaşık 60 yıldır süregelen kanayan<br />

yarası Kurbağalıdere’de ıslah sorunu nihayet son<br />

buluyor. Bu cümlenin senelerdir belki binlerce<br />

kez söylenmiş, yazılmış olduğunu hatırlıyor<br />

olsak da, bu defa kesinlik kazandığını rahatlıkla<br />

duyurabiliyoruz.<br />

Dere yatağı genişletildi<br />

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen<br />

Kurbağalıdere Islah Projesi kapsamında<br />

bağlantı köprüleri genişletilerek yeniden yapıldı.<br />

Dere yatağından üç metre yüksekliğinde çamur<br />

tabakaları alındı, genişletme çalışmaları tamamlandı<br />

ve zemin betonla kaplandı. Şimdilerde<br />

olası kayma ihtimaline karşı dere kenarlarına<br />

90 cm çapında ve 3 metre yüksekliğinde çelik<br />

betonarme kazıklar yerleştirilmekte.<br />

Bir yandan da dere kenarlarına dekoratif beton<br />

panellerin yerleştirilmesi işleminin devam ettiği<br />

bilgisini aktaran şantiye görevlileri; “Koku sorunu<br />

tamamen ortadan kalktı. 2019 yılının sonuna<br />

kadar çalışmaların bitirilmesi kesinlik kazandı”<br />

açıklamasında bulundu.<br />

Sırp nakkaştan<br />

‘BeaUtIful Journey’<br />

Artez lakabıyla tanınan Sırp Nakkaş<br />

Andrej Zikic, sokak resimleriyle<br />

herkesi kendine hayran bırakıyor. Kadıköy<br />

duvarlarını da ‘Beautiful Journey’<br />

isimli eseriyle renklendiren Zikic, bu<br />

eseriyle gurur duyduğunu ifade ediyor.<br />

■ 9’da<br />

MODA’DA<br />

1000<br />

ADIM<br />

Gazetemizde geçen sayımızda<br />

başlattığımız “1000 adım”lık<br />

yazı dizimizde bu ay Moda’yı ele<br />

alıyor ve güzel semtimizde “1000<br />

adım” içinde yapabileceğiniz bir<br />

rota oluşturuyoruz.<br />

■ 13’te<br />

Esnaf uyardı!<br />

Kadıköy Çarşısı’nın<br />

değeri bilinmiyor<br />

Geniş alana yayılmış dükkânlarıyla<br />

rahatça alışveriş yapılabilecek<br />

mükemmel bir yaşam alanı olan Tarihi<br />

Kadıköy Çarşısı esnafı, çarşıya gereken<br />

önemin verilmemesinden şikâyetçi. İnsanların<br />

eskisi gibi alışveriş için değil,<br />

gezmek için Kadıköy’ü tercih ettiğini<br />

dile getiren esnaf, Kadıköy Belediyesi’ne<br />

gazetemizden seslendi. ■ 12’de<br />

Ömerpaşa ve Selamiçeşme<br />

alt geçitlerine grafiti<br />

Sayılarının Kadıköy sınırları içerisinde<br />

oldukça fazla olduğuna<br />

inandığımız grafiti sanatçılarımıza<br />

bir önerimiz var. Yapımı tamamlanıp<br />

hizmete açılan Ömerpaşa ve<br />

Selamiçeşme alt geçitlerinin grafiti<br />

uygulaması için son derece uygun olduğunu<br />

düşünüyoruz. İlgili yerlerden<br />

gerekli izinler alınarak, bu alanlar<br />

Kadıköy temalı grafitiler ile kaplanabilir.<br />

Hem Kadıköy’ün çağdaş görünümüne<br />

katkı, hem de siyasi partiler<br />

ve örgütlerin yazı yazdığı, sloganlar<br />

paylaştığı görüntü kirliliğinin önüne<br />

geçilmiş olur.<br />

Av. Selami Öztürk<br />

BAĞDAT CADDESİ'NE METRO ŞART!<br />

Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp<br />

DEPREM FATURAMIZ AĞIRLAŞACAK!<br />

SAYFA Bir caddede hangi ulaşım aracı ile hizmet<br />

SAYFA 'İmar Barışı' adı altında seçimlerden önce<br />

SAYFA<br />

verileceği düşünülüyorsa, bunun tespiti için<br />

getirilen imar affı çok geniş kapsamlı<br />

caddeden geçen yolcu sayımının yapılması<br />

tutulduğundan, olası deprem faturamızı<br />

03 gerekir. Yolcu sayısı fazlaysa ilk önce metro 05 ciddi biçimde ağırlaştıracaktır. En azından 22<br />

düşünülür; yolcu sayısına göre metronun<br />

maliyeti uygun değilse, yer üstünde tramvay<br />

ve toplu taşımaya yönelinmelidir.<br />

sit alanları, özel koruma bölgeleri, turizm<br />

merkezleri ve yapısal açıdan güvensiz<br />

binalar kapsam dışında tutulmalıdır.<br />

İsa Yar<br />

BİZ A’RAFTAYIZ!<br />

Seksen kuşağı! 80 öncesi çilekeşler ile<br />

sonrası kayıp nesil arasında bir yerdeyiz.<br />

Anlamaya/idrak ve anlamlandırmaya/izah<br />

başladığımız dönemde koptu film. Sonra<br />

boşluk... Düştüğümüz o boşlukta ne kadar<br />

savrulduk, unutulduk bilemiyorum. İrtibatı<br />

koparmıştık ve belki ertelenmiştik.


2<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

AKTÜEL<br />

Doğan Hızlan ile İstanbul gazinolarında<br />

gezinti<br />

Hürriyet Gazetesi Yazarı Doğan Hızlan, geride bıraktığımız Kurban<br />

Bayramı sonrasında ülkemizin mazide kalan güzelliklerini anlatan bir<br />

yazı kaleme aldı.<br />

Hızlan’ın Kitap Sanat<br />

ekinde yayınlanan “Yaz<br />

Bahçelerinde Türk Müziği”<br />

başlıklı yazısı, söz konusu<br />

dönemi yaşayanların ne<br />

kadar ayrıcalıklı olduğunu bir<br />

kez daha gözler önüne serdi.<br />

İşte o yazı...<br />

Yaz Bahçelerinde Türk<br />

Müziği<br />

Eski bayram günlerinde ve<br />

uzun yaz tatillerinde İstanbullular<br />

daha çok şehirde kalır,<br />

en fazla bugün artık merkezde<br />

kalan semtlere sayfiyeye<br />

giderlerdi. Başta Adalar olmak<br />

üzere Boğaz’dan Suadiye’ye<br />

uzayan bir listeden seçim<br />

yapılırdı. Bayramlarda ve<br />

bütün yaz ayları boyunca en<br />

büyük eğlence ise, açık hava<br />

sinemaları ve Türk müziği<br />

icra edilen yazlık gazinolardı.<br />

Bunlardan bazılarını anımsıyorum,<br />

gidip dinlediğim<br />

yerlerdi çoğu. Tepebaşı<br />

Gazinosu, Küçük Çiftlik Parkı,<br />

Çifte Saraylar (Cağaloğlu’ndan<br />

aşağıya inerken geniş<br />

bir alandı), Büyükdere Beyaz<br />

Park, Üsküdar Salacak, Caddebostan<br />

Plaj Gazinosu... Bir de<br />

İzmir Fuarı’nda Türk müziği<br />

solistleri... Bahçe sinemalarında<br />

da tulûat tiyatrolarını<br />

seyrederdik. Grupların içinde<br />

en tanınmışı, Dümbüllü İsmail’in<br />

grubuydu. Bir de onun<br />

pişekârı Tevfik İnce vardı.<br />

Klasik Batı müziği konserlerinin<br />

yaz aylarında yapıldığını<br />

anımsamıyorum. Bazı plajlarda,<br />

otellerde ikili, üçlü Batı<br />

müziği çalan gruplar vardı.<br />

Yazlık gazinoların hepsinde<br />

solistlerden önce fasılları<br />

dinlerdik. Fasıllarda Ağyazar,<br />

Celâl Tokses, Tahsin Karakuş<br />

söylerdi. Küçük Çiftlik Parkı’nda<br />

pazarları ailece Münir<br />

Nurettin Selçuk’u dinlerdik.<br />

Söylediği besteler üzerine<br />

de konuşurdu. Hiç kuşkusuz<br />

Selçuk’u yalnız bahçe gazinolarında<br />

dinlemedim, kapalı<br />

salonlardaki konserlerin<br />

çoğunu kaçırmazdım. Gene<br />

aynı mekânda iki saz ustasını<br />

çok dinledim. Biri udî Yorgo<br />

Bacanos, diğeri de piyanist<br />

Feyzi Aslangil. Saz eserlerinde<br />

Bacanos, kadanslarıyla<br />

ustalığını gösterirdi.<br />

Feyzi Aslangil, Türk müziğini<br />

piyanoda çalan bir virtüözdü.<br />

Radyoda her pazar saz çaldığı<br />

saz eserlerine hayrandım. Ondan<br />

sonra gelenlerin o düzeye<br />

ulaştığını sanmıyorum. Yıllar<br />

sonra makaralı teybim için<br />

TRT’den onun bandını çekme<br />

müsaadesi aldım. Kalan<br />

Müzik’in sahibi Hasan Saltık’a<br />

onun CD’sini yapmasını<br />

söylediğimde, elinde kaydının<br />

olmadığını söyledi. Sonra<br />

benim verdiğim o kayıtla CD<br />

yayımlandı. Orada dinlediğim<br />

solistlerden biri de Türk<br />

müziğinin sopranosu Sabite<br />

Tur Gülerman’ndı. Selâhattin<br />

Pınar’ın bestelerini okur, Pınar<br />

da ona sesiyle ve tanburuyla<br />

eşlik ederdi. Tepebaşı’nda bir<br />

zamanların umudu Ahmet<br />

Üstün söylerdi.<br />

Sahnede acı anılar da olurdu.<br />

Klarnetin ustası Şükrü Tunar,<br />

belleğim beni yanıltmıyorsa<br />

kalp krizinden sahnede<br />

ölmüştü. Yakın tarihte de<br />

Caddebostan Gazinosu’nda<br />

sevdiğim besteci Yusuf<br />

Nalkesen’le beraber Zeki<br />

Müren’i dinlemiştim. İkimize<br />

de sahneden anons ederek,<br />

birer şarkı armağan etmişti.<br />

Yazımızın amacını yineleyelim,<br />

adını andığım sanatçıların<br />

icralarını ve bestelerini<br />

mutlaka dinleyin...<br />

Caddebostan Gazinosu Kadınlar Matinesi’nde Behiye Aksoy...<br />

İstanbul’a yakın<br />

5 plaj önerisi<br />

Uzun soluklu bir tatile bütçe ayırmak istemeyenler,<br />

İstanbul’a en yakın plajlara gitmeye ne dersiniz? Yaz<br />

bitmeden İstanbul’da ziyaret edebileceğiniz 5 plajı sizler<br />

için derledik.<br />

Caddebostan Plajı<br />

Anadolu yakasında oturanlar için<br />

kurtarıcı yerine geçen Caddebostan<br />

Plajı, güneşlenme şezlongları<br />

ve büfesiyle, hem denize girip hem<br />

de kısa yoldan güneşlenmeniz için<br />

güzel bir günübirlik tatil seçeneği.<br />

Yörük Ali Plajı / Büyükada<br />

Hem günübirlik hem de bungalov<br />

evlerinde güzel bir tatil geçirebileceğiniz<br />

Yörük Ali Plajı, akşamları<br />

da misafirlerine canlı müzik eşliğinde<br />

restoran hizmeti sunuyor.<br />

Ayazma Plajı / Şile<br />

Ayazma Plajı, İstanbul’da bulunan<br />

iki mavi bayraklı plajdan biri... Şile<br />

Halk Plajı olarak da bilinen plaja<br />

girişler ücretsiz. Ücretsiz bir halk<br />

plajı olmasına rağmen mavi bayrak<br />

almayı başaran Ayazma Plajı’nın,<br />

deniz suyu ölçümlerinde de kaliteli<br />

bir suya sahip olduğu görünmekte.<br />

Kınalıada Plajı<br />

Prens Adaları’nın en küçüğü<br />

olan Kınalıada, İstanbullulara bir<br />

vapur mesafesinde plaj ve deniz<br />

keyfi sunuyor. Kumluk Plajı, Teos<br />

Boncuk Plajı, Ülker Plajı, Ayazma<br />

Kamos Plajı ve merkezdeki İskele<br />

Plajı, Kınalıada plajlarının başında<br />

geliyor.<br />

Madam Martha Koyu<br />

Burgazada<br />

Adalar, her zaman İstanbullular<br />

tarafından çok seviliyor. Fakat<br />

Burgazada, diğerlerine göre biraz<br />

daha sessiz ve sakin. At arabası sayılarının<br />

oldukça az olduğu adada<br />

kolaylıkla yürüyüş keyfi yapılabiliyor.<br />

Eski Halikya Madam Martha<br />

Koyu, Yassıada’nın tam karşısında<br />

yer alarak, Burgazada’nın en<br />

güzel yerlerinden biri olmaya hak<br />

kazanıyor. Bu koyda Burgazada’nın<br />

yeşili ve Marmara’nın mavisini<br />

bulmak mümkün.


GÜNDEM<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

3<br />

“Organize İşler 2” filmi<br />

Kadıköy'de çekiliyor<br />

Haziran ayının<br />

sonunda başlayan<br />

çekimler, İstanbul’da<br />

Kadıköy ilçesinin yanı<br />

sıra Moda, İstiklal<br />

Caddesi, Galata<br />

Köprüsü, Eminönü,<br />

Mısır Çarşısı, Kapalı<br />

Çarşı ve Karaköy gibi<br />

noktalarda devam<br />

ediyor.<br />

Yılmaz Erdoğan’ın 2005<br />

yılında hem yönetip<br />

hem de başrolünde yer<br />

aldığı “Organize İşler” filminin<br />

devamı, Kadıköy de dahil<br />

olmak üzere İstanbul’un<br />

çeşitli noktalarında çekiliyor.<br />

Konuya ilişkin yapılan<br />

açıklamaya göre, <strong>2018</strong>-2019<br />

sinema sezonunun merakla<br />

beklenen filmi Organize<br />

İşler 2’de başrolün yanı sıra<br />

yönetmen koltuğuna da<br />

oturan Erdoğan, senaryoyu<br />

kendisi kaleme aldı.<br />

Haziran ayının sonunda<br />

başlayan çekimler, İstanbul’da<br />

Kadıköy ilçesinin<br />

yanı sıra Moda, İstiklal<br />

Caddesi, Galata Köprüsü,<br />

Eminönü, Mısır Çarşısı,<br />

Kapalı Çarşı ve Karaköy gibi<br />

semtlerde devam ediyor.<br />

Açıklamada görüşlerine<br />

yer verilen Yılmaz Erdoğan,<br />

halkın ve semt esnafının<br />

çekimlere gösterdiği<br />

samimi ilgiden ekip olarak<br />

memnuniyet duyduklarını<br />

belirterek; “Filmimizin<br />

çekimlerinin yapıldığı<br />

bölgelerdeki halkın sevgisi<br />

ve özellikle de çekimler<br />

sürecinde bize, ekibimize<br />

verdikleri desteğin değeri<br />

ölçülemez. Bu büyük<br />

sevgiyi yaşamanın yanında,<br />

çekimlere gösterdikleri<br />

saygı da işimizi yapmamızı<br />

kolaylaştırıyor” dedi.<br />

Demet Akbağ, Ata Demirer<br />

ve Kıvanç Tatlıtuğ’un da<br />

oyuncu kadrosunda yer<br />

aldığı filmin, 4 Ocak 2019<br />

tarihinde vizyona girmesi<br />

planlanıyor.<br />

Kaymakam Özarslan’dan<br />

okul inşaatlarına özel inceleme<br />

Kadıköy Kaymakamı<br />

Dr. Mustafa Özarslan,<br />

yeni eğitim ve öğretim<br />

dönemi öncesinde ilçe<br />

genelindeki okul inşaatlarını<br />

gezerek incelemelerde<br />

bulundu.<br />

Kadıköy İlçe Milli Eğitim<br />

Müdürü Sadık Aslan ile birlikte<br />

yeniden yapım inşasında<br />

bulunan 18 derslikli<br />

Nurettin Teksan Ortaokulu,<br />

24 derslikli Melahat Şefizade<br />

Ortaokulu, 12 derslikli<br />

Perihan Aktürk Anaokulu,<br />

17 derslikli Feneryolu<br />

Halk Eğitim Merkezi ve 34<br />

derslikli İstanbul Atatürk<br />

Fen Lisesi okul binası ile<br />

öğrenci yurdu inşaatlarını<br />

ziyaret eden Kaymakam<br />

Özarslan, yetkililerden<br />

ayrıntılı bilgi aldı.<br />

Av. Selami ÖZTÜRK<br />

Bağdat caddesi'ne öncelikle<br />

metro lâzım<br />

KADIKÖY LIFE<br />

KAPAK YAPMIŞTI<br />

Bir caddede hangi ulaşım<br />

aracı ile hizmet verileceği<br />

düşünülüyorsa, bunun tespiti<br />

için bu caddeden geçen yolcu<br />

sayımının yapılması gerekir. Eğer o<br />

bölgede yolcu sayısı fazlaysa ilk önce<br />

metro düşünülür; eğer yolcu sayısına<br />

göre metronun maliyeti uygun değilse,<br />

o zaman yer üstünde tramvay ve toplu<br />

taşımaya yönelinmelidir.<br />

***<br />

Bağdat Caddesi, Kadıköy’e giden<br />

yolcu sayımı bakımından ikinci sırada<br />

yer alır. Yani Kadıköy’e gelen yolcu<br />

sayımları yapıldığında Fahrettin Kerim<br />

Gökay ve Şemsettin Günaltay Caddesi<br />

birinci sırada yer alırken, Bağdat<br />

Caddesi yolcu sayısı bakımından ikinci<br />

sırada yer alıyor. Dolayısıyla şehircilik<br />

açısından düşünüldüğünde, öncelikle<br />

Fahrettin Kerim Gökay ve Şemsettin<br />

Günaltay Caddeleri’ne metro yapılması<br />

gerekiyor. Sonrasında ikinci aks olan<br />

Bağdat Caddesi’ne metro yapılması<br />

gerekir. Eğer metro yapma olanağınız<br />

yoksa, o zaman tramvayla yolcu taşıma<br />

bunlar içerisinde en uygunudur.<br />

***<br />

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, son<br />

25 yıldır Kadıköy’e ulaşım anlamında<br />

bir çivi çakmamıştır, metro Kadıköy’de<br />

yok sayılır. Zira, Ankara asfaltından<br />

yapılan metronun Kadıköy’de oturanlara<br />

hemen hemen hiç faydası yoktur.<br />

Üsküdar’dan gelen metronun sadece<br />

Kadıköy, Üsküdar veya karşıdan gelip<br />

gidecekler için yapıldığı aşikardır.<br />

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin<br />

şu anda Kadıköy’den geçen metro<br />

hizmetlerine baktığınız zaman Kadıköylülerin<br />

taşınması değil, daha ziyade<br />

Ümraniye ve Üsküdar’dan gelecek<br />

olan yolcuların sahile ve Bağdat<br />

Caddesi’ne taşınmasına hizmet ettiği<br />

dikkat çekiyor.<br />

***<br />

Kadıköy’de yapılması gereken şey,<br />

Bostancı ve Kadıköy iskelelerine kadar<br />

birisi Fahrettin Kerim Gökay ve Şemsettin<br />

Günaltay Caddeleri, ikincisi ise<br />

Bağdat Caddesi’nden geçecek ana aks<br />

olarak iki metro hattıdır. Sonra bunlar<br />

kılçık tabir edilen yan hatlarla beslenerek,<br />

bir ulaşım ağına dönüştürülür.<br />

Bugün bu iki ana caddede de yolcu<br />

taşıma işi minibüsçülük ile yapılmakta<br />

olup, çağımız taşıma hizmetlerinden<br />

çok uzakta bulunmaktadır.<br />

***<br />

1994 yılında belediye başkanlığı<br />

dönemimde Almanya’nın Hannover<br />

kentinde taşıma işini yapan, yarı özel<br />

yarı kamudan oluşan ‘Ustra’ adlı şirket<br />

ile Siemens ve Türkiye’den o zamanlar<br />

Ekintaş firmasıyla Kadıköy Belediyesi,<br />

birlikte dörtlü ortaklık olarak Bostancı’dan<br />

Fahrettin Kerim Gökay ve<br />

Şemsettin Günaltay Caddeleri’nden<br />

Kadıköy’e tramvay yapımı konusunda<br />

anlaşmaya varmıştık. İBB sadece izin<br />

verecekti; ancak o zamanki İstanbul<br />

Büyükşehir Belediye Başkanı ve Genel<br />

Sekreteri, bu hattın İBB tarafından<br />

yapılacağını söyleyerek izin vermediler.<br />

25 yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ<br />

ne tramvay ne metro yapılmadı.<br />

***<br />

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, son<br />

25 yıldır Kadıköy’ü kaderine terk<br />

etmiştir. Kadıköy merkezine inecek bir<br />

tramvay veya metro hattı yapılmadığı<br />

gibi, Kadıköy’de kültür-sanat adına,<br />

spor adına yapılmış ciddi bir hizmet<br />

de bulunmamaktadır. Kadıköy trafiğini<br />

rahatlatacak bir kavşak veya alt-üstgeçit<br />

çalışması dahi yapılmamıştır. En<br />

basitinden Fenerbahçe Stadı’nın etrafındaki<br />

yolcu trafiğini rahatlatması için<br />

stadın arka tarafındaki, Acıbadem’den<br />

gelen yol viyadüklerle yukarıya kaldırılarak<br />

Kızıltoprak ile bağlantısı sağlandığı<br />

halde, maç günleri insanlar aşağıda<br />

rahatlıkla stada ulaşabileceklerdi. Bu<br />

basit düzenleme yapılmadığı için maç<br />

günleri Fenerbahçe Stadı’nın etrafı trafiğe<br />

kapatılarak, Kadıköylülere adete<br />

cefa çektirilmektedir.<br />

***<br />

İstanbul Büyükşehir Belediyesi,<br />

Kadıköy’e karşı bakış açısını gözden<br />

geçirmek ve değiştirmek zorundadır.<br />

Sonuç olarak, Bağdat Caddesi’ne<br />

öncelikle metro veya tramvay yıllardır<br />

bekleniyor.<br />

Haydi İBB...<br />

Osmanağa Mahallesi’nde<br />

saat kaçakçılığı<br />

İstanbul'da polis ekipleri, Kadıköy Osmanağa<br />

Mahallesi'nde depo görünümlü bir adreste yurt<br />

dışından kaçak olarak getirilen 979 adet saat ele<br />

geçirdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Kaçakçılıkla<br />

Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından<br />

gerçekleştirilen operasyon kapsamında düzenlenen<br />

baskında ele geçirilen 979 adet kaçak saatin fiyatları<br />

500 lira ile 3 bin lira arasında değişirken, piyasa<br />

değerinin 600 bin lira olduğu öğrenildi. Mahkeme<br />

kararı ile saatlere el konuldu, işyeri sahibi İ.O. hakkında<br />

da işlem yapıldı.<br />

Eski Kadıköy Belediye Başkanı Selami<br />

Öztürk ile ulaşım konusunda aynı düşünceleri<br />

paylaşan Kadıköy Life Dergisi<br />

de Ocak & Şubat 2017 sayısında<br />

Bağdat Caddesi’nde trafik sorununu<br />

kapak konusu yapmış ve “Bağdat<br />

Caddesi’ne Tramvay” başlığıyla “Dünyanın<br />

marka noktasına çağ atlatmak<br />

zorundayız” çağrısında bulunmuştu.<br />

Derginin araştırma dosyasının bir<br />

kısmında şu ifadeler yer almıştı:<br />

“Hayata geçirilmesi halinde Fenerbahçe<br />

Stadyumu’ndan Cengiz Topel<br />

Caddesi’ne, Bostancı’dan Bağdat<br />

Caddesi ve tekrar Fenerbahçe Stadyumu<br />

çevresine kadar ring yapacak<br />

tramvaylara yönelik heyecan yaratan<br />

önerimizin İstanbul’u yönetenler<br />

tarafından benimsenmesi halinde,<br />

Bağdat Caddesi için yeni bir dönem<br />

başlayacak. Bağdat Caddesi’nde<br />

tramvayın, turistlere de konforlu ve<br />

aranılan ulaşım olanağını sağlayacak<br />

olması nedeniyle ciddi derecede Türk<br />

turizmine katkı sağlaması bekleniyor.”


4<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

ÇEVRE<br />

Göztepe-Ataşehir-Ümraniye Metro Hattı’nda<br />

şikâyetler<br />

dinmiyor<br />

Toplamda 11<br />

istasyondan<br />

oluşan Göztepe-<br />

Ataşehir-Ümraniye<br />

Metro Hattı için<br />

İstanbul Büyükşehir<br />

Belediyesi tarafından<br />

2016 yılında<br />

hazırlanan imar<br />

planlarına yapılan<br />

itirazlar, iki yıl sonra<br />

gündemde...<br />

PINAR BALTACI<br />

İstanbul Büyükşehir<br />

Belediyesi Etüt ve Projeler<br />

Daire Başkanlığı Altyapı<br />

Projeler Müdürlüğü tarafından<br />

hayata geçirilen Göztepe-Ataşehir-Ümraniye<br />

Metro<br />

Hattı’nda çalışmalar devam<br />

ediyor. 2016 yılında hazırlanan<br />

imar planlarına yapılan<br />

itirazlar, bölge halkının<br />

tepkileriyle beraber gündeme<br />

geldi. Hattan olumsuz etkilenen<br />

kurum ve kuruluşlar<br />

arasında Erenköy Ruh ve Sinir<br />

Hastalıkları Hastanesi de<br />

bulunuyor. Göztepe sakinleri<br />

ise, Göztepe 60.Yıl Parkı’nın<br />

metro sınırları içerisinde<br />

kalmasından şikâyetçi.<br />

Yapımına yaklaşık iki yıl<br />

önce başlanan Göztepe-Ataşehir-Ümraniye<br />

Metrosu<br />

tamamlandığında, 13<br />

kilometre uzunluğunda<br />

11 istasyondan oluşacak.<br />

Hat, Göztepe İstasyonu’nda<br />

Marmaray, Yenisahra İstasyonu’nda<br />

Kadıköy-Kartal<br />

Metrosu ve Çarşı İstasyo-<br />

nu’nda Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy<br />

Metro Hattı ile<br />

entegre olacak. Geçtiğimiz<br />

yıl Ağustos ayında başlanan<br />

Göztepe İstasyonu inşası<br />

kapsamında Göztepe 60. Yıl<br />

Parkı’ndaki tenis kortlarının<br />

bulunduğu bölüm,<br />

geçici şantiye alanı olarak<br />

kullanılmaya başlanmıştı.<br />

Hattan olumsuz etkilenenlerin<br />

İBB’ye ilettiği itirazlar,<br />

Ulaşım Planlama Müdürlüğü<br />

tarafından reddedilerek,<br />

Temmuz ayı İBB meclis oturumunda<br />

gündeme alındı.<br />

Metro istasyonu Göztepe<br />

Parkı’ndan geçecek<br />

Metro planına itiraz eden<br />

İstanbul trafiğine “ATAK” modeli<br />

CENAY TOPRAKKAYA<br />

Adaptif Trafik<br />

Yönetim<br />

Sistemi (ATAK)<br />

ile trafik<br />

yoğunluğu, en<br />

az yüzde 15<br />

oranında azaldı.<br />

ÖZEL<br />

ARAŞTIRMA<br />

İstanbul Büyükşehir Belediyesi,<br />

akıllı şehirleşme<br />

yatırımlarına hız kesmeden<br />

devam ediyor. Dünyanın<br />

en büyük şehirlerinden biri<br />

olan İstanbul’da kent trafiğini<br />

rahatlatmak için çalışan İBB,<br />

akıllı ulaşım sistemlerine<br />

bir yenisini daha ekleyerek,<br />

Adaptif Trafik Yönetim Sistemi<br />

(ATAK) ile trafik yoğunluğunu<br />

en az yüzde 15 oranında<br />

azalttı.<br />

80 kavşakta “ATAK”<br />

kuruldu<br />

İstanbul trafiğinde yoğunluğun<br />

azalması, trafik akışının<br />

hızlanması amacıyla İBB<br />

iştirak şirketi İstanbul Bilişim<br />

ve Akıllı Kent Teknolojileri<br />

(İSBAK) tarafından Adaptif<br />

Trafik Yönetim Sistemi<br />

(ATAK) geliştirildi. Halihazırda<br />

Avrupa Yakası’nda<br />

belirlenen birkaç kavşakta<br />

uygulamaya konan sistemin,<br />

Kadıköy başta olmak üzere<br />

Anadolu Yakası genelinde de<br />

yaygınlaştırılması hedefleniyor.<br />

Tamamen yerli olacak<br />

Gelişmiş ülkelerde yaygın<br />

olarak kullanılan sistem, Türkiye’de<br />

ilk ve tek olarak İstanbul’da<br />

uygulanmaya başlandı.<br />

ATAK sisteminin yazılımı<br />

yerli mühendisler tarafından<br />

geliştirildi. Ancak sistemin<br />

donanımı yurt dışından ithal<br />

ediliyordu. Bunun üzerine<br />

İBB, donanımın da yerli ve<br />

milli imkânlarla üretilmesi<br />

için çalışma başlattı. Çalışmaların<br />

tamamlanmasının<br />

ardından İstanbul’daki 2<br />

bin 250’ye yakın kavşakta,<br />

tamamen yerli ve milli ATAK<br />

sistemi kurulacak. Bu sayede<br />

yurt dışından ithal edilen<br />

donanımların maliyetinde<br />

yarıya yakın tasarruf sağlanacak.<br />

Ekonomik ve çevreci<br />

sistem<br />

ATAK sisteminin hayata<br />

geçirildiği kavşaklardan<br />

alınan trafik akışı verilerine<br />

göre, önceki günlere nazaran<br />

trafikte gecikme süresi<br />

yüzde 15-30 oranında azaldı.<br />

Kadıköy Belediyesi’nin en<br />

önemli itiraz gerekçesi, Göztepe<br />

60. Yıl Parkı’nın içinden<br />

geçen metro istasyonu oldu.<br />

İtirazda, parkın niteliğinin<br />

bozulduğuna dikkat çekildi.<br />

Halk için endişe yaratan<br />

durum ise, metro girişinin<br />

çocuk parkına çok yakın<br />

olması. Son zamanlarda<br />

çocuk kaçırma haberlerinin<br />

artması da insanlardaki bu<br />

korkunun yükselmesine<br />

etki etmiş görünüyor. Kimi<br />

semt sakinleri de bölgedeki<br />

yeşil alanların korunmasına<br />

dikkat çekerek, metro istasyonunun<br />

Göztepe Parkı’ndan<br />

geçmesini eleştirdi.<br />

İl Sağlık Müdürlüğü’nden<br />

dava!<br />

Diğer yandan İstanbul İl<br />

Sağlık Müdürlüğü’nün metro<br />

planına ilişkin itirazı, Erenköy<br />

Ruh ve Sinir Hastalıkları<br />

Eğitim ve Araştırma Hastanesi<br />

ile ilgili oldu. İtirazda,<br />

metro hattının Erenköy Ruh<br />

ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin<br />

üzerinde bulunduğu<br />

Maliye hazinesine ait<br />

olan ve Sağlık Bakanlığı’na<br />

tahsisli 96 bin metrekarelik<br />

araziden geçmesine karşın,<br />

plan yapılırken kendilerinden<br />

görüş alınmadığı<br />

kaydedildi. İleriki yıllarda ek<br />

bina yapılması ve hastane<br />

binalarının yeniden yapılması<br />

halinde proje ve yapım<br />

aşamasında metro hattının<br />

sorunlar yaratacağı, bu nedenle<br />

hastanenin bulunduğu<br />

parselin “sağlık tesisi” olarak<br />

korunması istendi. Hastanenin<br />

bulunduğu parselin metro<br />

hattının dışına çıkarılmasını<br />

isteyen İstanbul İl Sağlık<br />

Müdürlüğü tarafından, üst<br />

ölçekli plana karşı hukuki<br />

sürecin başlatıldığı bilgisini<br />

de verildi.<br />

Seyahat süresinde ise yüzde<br />

20 azalma kaydedildi. Trafik<br />

akışı da yüzde 35 arttı. Trafikte<br />

kaybedilen sürenin azalmasıyla<br />

birlikte harcanan<br />

yakıt oranı yüzde 15 düştü. Bu<br />

sayede sadece bir kavşakta<br />

yıllık ortalama 700 bin TL<br />

değerinde yakıttan tasarruf<br />

edildi. Kavşak başına yılda<br />

ortalama 1 milyar 700 bin TL<br />

zaman tasarrufu gerçekleştirildi.<br />

Karbon içerikli yakıtların<br />

atmosfere salınımını<br />

ölçen CO2 emisyonunda yüzde<br />

18 azalma kaydedilerek,<br />

çevreye de fayda sağlandı.<br />

Çamlıca TV Kulesi’nde<br />

sona geliniyor<br />

Camlıca’da vericilerin<br />

tek noktada toplanması<br />

için 2016 yılında<br />

inşasına başlanılan<br />

Küçük Çamlıca TV-Radyo<br />

Kulesi’nde sona yaklaşılıyor.<br />

Yıl sonunda tamamlanması<br />

planlanan 388,5<br />

metre yüksekliğindeki<br />

kulede dış giydirme ve<br />

kaplama işlemlerine<br />

başlandı.<br />

Çamlıca Camii’nin yapımıyla<br />

birlikte gündeme<br />

gelen Çamlıca Tepesi’ndeki<br />

onlarca radyo ve<br />

televizyon vericisinin kaldırılması<br />

amacıyla başlayan<br />

projede, 221 metre<br />

boyundaki betonarme<br />

bölümün tamamlanmasının<br />

ardından kulenin<br />

antenlerini taşıyacak<br />

çelik konstrüksiyon bölümünün<br />

yapımına başlanmıştı.<br />

Kulenin 1.400 ton<br />

ağırlığındaki anteni ise,<br />

hidrolik krikolarla kule<br />

içinden yükseltilmişti.<br />

Görüntü kirliliği son<br />

bulacak<br />

300 işçi ve mühendisin<br />

gece gündüz çalıştığı<br />

projede, kule sayesinde<br />

tek yerden ve noktadan<br />

televizyonlara, radyolara<br />

ve insanlara yayıncılık<br />

hizmeti verilmesinin<br />

planlandığı belirtildi.<br />

Kulenin hizmete alınmasıyla<br />

Çamlıca’da görüntü<br />

kirliliği yaratan, televizyon<br />

ve cep telefonu<br />

vericisi taşıyan kuleler<br />

de sökülerek yerlerinden<br />

kaldırılacak. Kule sayesinde<br />

frekansların birleşmesiyle<br />

elektromanyetik<br />

kirliliğin ortadan<br />

kaldırılması hedefleniyor.<br />

Ayrıca, kulenin 33. ve 34.<br />

katlarında deniz seviyesinden<br />

366,5 ve 371 metre<br />

yüksekliğinde iki ayrı<br />

seyir terası ve restoran<br />

yapılacağı öğrenildi.<br />

İmtiyaz Sahibi<br />

KADİR TOPRAKKAYA<br />

Genel Yayın Yönetmeni<br />

CANAN TOPRAKKAYA<br />

Editörler<br />

PINAR BALTACI<br />

REHA KADAK<br />

BERK DEMİRTAŞ<br />

YİĞİT UYGUN<br />

Fotoğraf Editörü<br />

EMİN KÜÇÜKSERİM<br />

İstihbarat Servisi<br />

RECAİ TANITKAN<br />

KURULUŞ 1974<br />

KURULUŞ 1974<br />

Yazı İşleri Müdürü<br />

Av. İREM BABALIK<br />

Haber Müdürü<br />

CENAY TOPRAKKAYA<br />

Görsel Yönetmen<br />

CÜNEYT MERT<br />

Reklam Müdürü<br />

BENUSEN SAĞDAN<br />

Baskı<br />

EGE BASIM<br />

Tel : 0216 470 4 470<br />

Matbaa Sertifika No: 12468<br />

Dağıtım<br />

ARIKSOY Basın Yayın Dağıtım<br />

Kadıköy Gazetesi; Kadıköy Life Dergisi,<br />

Bağdat Magazin Dergisi, TOURMAG Turizm<br />

Dergisi ile birlikte K-İletişim Yayınevi<br />

tarafından yayınlanmaktadır.<br />

@kadikoylifedergisi<br />

@kadikoy_life<br />

@kadikoylife<br />

Yayıncı<br />

K-İletişim Basın Yayın Tanıtım Hizmetleri<br />

Kuşdili Caddesi, Misk-i Ambel Sok. 44/6<br />

Kadıköy / İSTANBUL Tel: 0216 550 11 17<br />

www.kadikoygazetesi.org<br />

Kadıköy Gazetesi; Anadolu Ajansı, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türk Basın Birliği, FIJET<br />

Uluslaraarası Turizm Yazarları Birliği ve Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği üyesidir.<br />

Bizden teklif almayı unutmayınız.<br />

e-katalog<br />

E˝itim Mh. Poyraz Sk. No:16/A Kad−k‘y - þST.<br />

0216. 337 30 60 - 337 13 76<br />

www.dilekofset.com<br />

Bizden teklif almayı unutmayınız.<br />

E˝itim Mh. Poyraz Sk. No:16/A Kad−k‘y - þST.<br />

e-katalog<br />

0216. 337 30 60 - 337 13 76<br />

www.dilekofset.com


ÇEVRE<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

5<br />

Fikirtepe yeni yollarla<br />

İstanbul Büyükşehir<br />

Belediyesi tarafından<br />

Fikirtepe'de yapımına<br />

başlanan Ünalan<br />

Kavşağı Projesi'nde<br />

bir yandan köprü<br />

ayakları yükselirken,<br />

diğer yandan bağlantı<br />

yolları da şekilleniyor.<br />

CENAY TOPRAKKAYA<br />

Kentsel dönüşüm haberleriyle<br />

gündemden<br />

düşmeyen Fikirtepe,<br />

Anadolu Yakası’nda yeni bir<br />

siluet oluşturmaya devam<br />

ediyor. Manhattan benzeri<br />

bir modern yapılanma<br />

hedefiyle kabuk değiştiren<br />

bölgede hâlihazırda metrobüs,<br />

Kadıköy-Tavşantepe<br />

(Pendik) metro hattı, E-5<br />

minibüs ve İETT otobüs<br />

hatlarının buluşma noktası<br />

olan Ünalan, yeni kavşak ile<br />

Fikirtepe’yi önemli akslara<br />

direkt bağlayacak.<br />

Fikirtepe Yumurtacı Abdi<br />

Bey Caddesi üzerinde İstanbul<br />

Büyükşehir Belediyesi<br />

tarafından inşası devam<br />

KADİR TOPRAKKAYA<br />

Duyarlı Kadıköylülerden,<br />

yazarımız Mimar<br />

Asaf Erem, Bostancı<br />

Metrosu’nun Şenesenevler<br />

İstasyonu ile ilgili tespit<br />

ettiği bir hata konusunda<br />

uyarıda bulundu. Erem,<br />

başta İstanbul Büyükşehir<br />

Belediye Başkanı Mevlüt<br />

Uysal olmak üzere tüm ilgililerin<br />

dikkatine başlığıyla<br />

kaleme aldığı uyarısını,<br />

yazarı olduğu Kadıköy<br />

Gazetesi ile de paylaştı. İşte,<br />

Erem’in dikkatini çeken<br />

yürüyen merdivenler ve<br />

anayol uyarısı:<br />

Yolun ortasına yürüyen<br />

merdiven konulacakmış!<br />

“Geçen günlerde Emin Ali<br />

Kadıköy Kent Konseyi,<br />

Eylül ayı içerisinde<br />

başlayacak balık av<br />

sezonundan önce önemli<br />

uyarılarda bulundu.<br />

Konsey, başlattığı kampanyada<br />

“Av Yasaklarına<br />

Uyalım, Yavru Balıkları<br />

Koruyalım” sloganını<br />

kullandı. Kadıköy Kent<br />

Konseyi, yaptığı açıklamada<br />

avlanmanın Balıkçılık<br />

ve Su Ürünleri Genel<br />

Müdürlüğü’nün yayınladığı<br />

“Yasal Avlanabilir<br />

Avrupa’ya<br />

bağlanıyor<br />

eden ve toplam uzunluğu<br />

6 km olan bağlantı yolu<br />

ve viyadük çalışmaları ile<br />

E-5 Ankara istikametine,<br />

Avrasya Tüneli’ne ve 15<br />

Temmuz Şehitler Köprüsü’ne<br />

Fikirtepe’den direkt<br />

ulaşım sağlanacak.<br />

Asgari Balık Boy Ölçüleri<br />

doğrultusunda yapılması<br />

gerektiğine değinerek,<br />

yurttaşlara yasadışı avlananları<br />

ihbar ederek, 1380<br />

sayılı Su Ürünleri Kanunu<br />

ile para cezası almalarına<br />

ve ürünlerine el konmasına<br />

katkıda bulunmaları<br />

çağrısı yaptı.<br />

Balık türleri yok oluyor<br />

20 yıl önce denizde 50’nin<br />

üzerinde balık türü olduğuna,<br />

günümüzde ise bu<br />

Çalışmalar iki yıl sürecek<br />

Mevcut Ziverbey ve<br />

Göztepe Köprüsü’nden<br />

giriş çıkışlara ek olarak<br />

Hasanpaşa, Medeniyet<br />

Üniversitesi, Ünalan ve<br />

Yumurtacı Abdi Bey Caddesi’nden<br />

4 giriş ve 3 çıkış<br />

yolu verilecek. Fenerbahçe<br />

Şükrü Saraçoğlu Stadı’ndan<br />

geliş yönünden de direkt<br />

Fikirtepe’ye bağlantı sağlanacak.<br />

Fikirtepe’nin E-5 ile<br />

bağlantısını sağlamak için<br />

yapılan bağlantı köprüsünün,<br />

Akasya Acıbadem<br />

ile karşı karşıya olması ve<br />

ulaşım kolaylığı sağlamasından<br />

dolayı Fikirtepe’nin<br />

cazibesini daha da artırması<br />

bekleniyor. Çalışmaların<br />

iki yıl içinde tamamlanması<br />

öngörülüyor.<br />

Asaf Erem, Bostancı Metrosu için uyarıyor:<br />

Yürüyen merdivenler için<br />

anayol iptal edilir mi?<br />

Paşa Caddesi, Şenesenevler<br />

durağındaki caminin ön<br />

tarafındaki metro kazısının<br />

önüne park ettiğimde kazı<br />

alanına şöyle bir göz attım<br />

ve oradaki bekçiye ‘Yola bu<br />

kadar yakın kazıklar nedir’<br />

diye sordum. “Ağabey,<br />

bunlar metronun çıkış<br />

merdivenleri. Bu yolun<br />

Kadıköy’den geliş tarafını<br />

kapatıp, minibüs yoluna<br />

yan yol açarak trafiğe verecekler.<br />

Gördüğün o yuvarlak<br />

çukur da havalandırma<br />

boşluğu” cevabını aldığımda<br />

ise adeta afalladım.<br />

İki şerit kapatılacak<br />

Bekçinin bu söyledikleri,<br />

Kadıköy istikametinden<br />

gelen yolun tam ortasına<br />

denk geliyordu sanki. Minibüs<br />

yolu ve Emin Ali Paşa,<br />

kör topal da olsa iki şerit<br />

gidiş ve iki şerit geliş olarak<br />

işleyen bir ana arterdir. Bu<br />

ana arterin Kadıköy’den<br />

gelen tarafında, Şenesenevler’de<br />

yaklaşık cami önüne<br />

denk gelen tarafı kapatılıp,<br />

yolun ortasında yürüyen<br />

merdivenler konulacakmış,<br />

iki şerit de kapatılacakmış.<br />

sayının 10-12 gibi rakamlara<br />

düştüğünü ifade eden<br />

Kadıköy Kent Konseyi;<br />

artan nüfus, kentleşme ve<br />

yasadışı avlanmanın birçok<br />

balık türünün neslinin<br />

tükenmesine sebep olduğuna<br />

dikkat çekti. Bunun<br />

yanında açıklamada, 20<br />

yıl önce 480 ton balık avlanabilirken,<br />

günümüzde<br />

390 ton balık avlanabildiği<br />

vurgulandı. Kampanyaya<br />

birçok STK ve dernek de<br />

imzacı oldu.<br />

İş işten geçmeden!<br />

Yürüyen merdivenler<br />

için yolun iptali, bana<br />

biraz abuk bir şey gibi<br />

geldi. Fakat çakılmış<br />

kazıklara bakıldığında,<br />

sanki bekçi haklı gibi de...<br />

İnşallah bekçi bana yanlış<br />

anlatmıştır ve yerinde<br />

gördüğüm fore kazıkları<br />

ben yanlış değerlendirmişimdir.<br />

Ancak bir mimar<br />

olarak gözlemlediğim<br />

manzara, sanki bekçiyi<br />

doğrular nitelikte... İş işten<br />

geçmeden ilgililerin ilgisini<br />

beklediğimizi önemle<br />

hatırlatıyorum.”<br />

Kadıköy Kent Konseyi'nden avlanma uyarısı!<br />

Prof. Dr. AHMET VEFİK ALP<br />

Mimar / Kentbilimci<br />

'İmar Barışı'<br />

deprem faturamızı<br />

ağırlaştıracak!<br />

Merhaba;<br />

Deprem kâbusu, Türkiye’nin ensesinde<br />

giyotin gibi sallanmaktadır. ‘İmar<br />

Barışı’ adı altında seçimlerden önce<br />

getirilen imar affı çok geniş kapsamlı<br />

tutulduğundan, olası deprem faturamızı ciddi<br />

biçimde ağırlaştıracaktır. En azından; Arkeolojik,<br />

doğal ve kentsel sit alanları, Özel koruma<br />

bölgeleri, Turizm merkezleri ve kıyılar, Yapısal<br />

açıdan güvensiz binalar, İmar Barışı kapsamının<br />

dışında tutulmalıdır.<br />

***<br />

Mimarlık ve şehircilik özürlü Türkiye’miz, bugüne<br />

dek bir düzineden fazla imar affı yaşamıştır.<br />

Her defasında “Bu son, bundan sonra kaçak<br />

inşaat yapanın kellesini vururuz” sloganıyla<br />

getirilen aflar, ne yazıktır ki ülkemizin çirkin ve<br />

çarpık yapı stoğunu kalıcı hale getirmiş ve kaçak<br />

yapılaşmayı teşvik etmiştir. Son imar affına<br />

hâlihazırda 4 milyonu aşkın müracaat yapılmış<br />

durumdadır.<br />

***<br />

Bir toplumun ulaştığı medeniyet çizgisi, şehirlerinin<br />

görüntüsüyle doğrudan orantılıdır.<br />

İstanbul’da kaçak yapılaşma ise yüzde 70 seviyelerindedir.<br />

Yakın bir zamanda gerçekleşebilecek<br />

büyük bir depremin İstanbul ve Türkiye’nin<br />

belini kırması, maddi ve manevi zayiatın ciddi<br />

boyutlarda olması maalesef beklenmektedir.<br />

İstanbul’daki yapıların yüzde 90’ı çeşitli derecelerece<br />

deprem riski altındadır.<br />

İmar Barışı’nın faydaları aşağıdadır:<br />

✔ Mağdurların imar sorunlarını çözecektir.<br />

✔ Devlet kasasına ciddi bir girdi sağlayacaktır.<br />

İmar Barışı’nın zararları aşağıdadır:<br />

✔ Çarpık, çirkin ve sağlıksız yapı stokunu kalıcı<br />

hale getirmektedir.<br />

✔ Kaçak yapılaşmayı özendirmektedir.<br />

✔ Yasalara saygılı vatandaşı enayi yerine koyup<br />

cezalandırmaktadır.<br />

✔ Düzene karşı gelenleri, yasaları takmayanları<br />

ödüllendirmektedir.<br />

✔ Yapısal açıdan güvensiz binaları yasallaştırarak,<br />

olası depremde zayiatı ağırlaştırmaktadır.<br />

***<br />

Yıldırım seçim nedeniyle aceleye gelen, uygulaması<br />

henüz tam anlaşılamayan İmar Barışı aşırı<br />

geniş tutularak, ‘kaş yaparken göz çıkarma’<br />

haline getirilmiştir. Sadece Boğaziçi ve Tarihi<br />

Yarımada, barış kapsamı dışında bırakılabilmiştir.<br />

Kaçak yapılaşmaya karşı üç yasa (İmar,<br />

Kültür ve Tabiat Varlıkları, Boğaziçi Yasaları)<br />

ile korunan Boğaziçi öngörünüm bölgesinde<br />

yaklaşık 30.000 yapıdan 10.000’i bir şekilde<br />

kaçaktır ve 3.000 kadarının kesinleşmiş yıkım<br />

kararı vardır. Peki, şimdi Barış Yasası’nı uygulayıp,<br />

kapsam dışında kalan bu 3.000 yapıyı<br />

yıkabilecek miyiz?<br />

***<br />

Kentleşme politikalarımız kanayan yaralarımızdır.<br />

Ülkemizin ekonomisini ve uluslararası<br />

itibarını zedelemektedir. Gelişmiş ülkeler iklim<br />

değişikliği ve küresel ısınmaya hazırlanırken,<br />

bizler deprem olmaması için dua etmek durumundayız.


6<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

Denizcilerin yardımına koşan kuruluş:<br />

DAK-SAR<br />

SİVİL TOPLUM<br />

Esas amacı denizi amatör amaçlarla kullanan insanlara zorda kaldıklarında<br />

yardım etmek olan DAK-SAR, faaliyetlerine tüm hızııyla devam ediyor.<br />

Turgay Aytaç<br />

PINAR BALTACI<br />

Amatör denizcilere güvenlik<br />

şemsiyesi oluşturmak<br />

amacıyla Sahil<br />

Güvenlik Komutanlığı çatısı<br />

altında, 2000’li yılların başlarında<br />

Denizciler Dayanışma<br />

Derneği bünyesinde kurulan<br />

DAK-SAR (Denizde Arama<br />

Kurtarma), faaliyetlerini son<br />

sürat sürdürüyor. Yaklaşık<br />

bin 250 gönüllü ile yola çıkan<br />

kuruluş, toplamda 51 adet<br />

eğitim vererek, hâlihazırda<br />

250 kişiyle yoluna devam<br />

ediyor.<br />

DAK-SAR’ın esas amacının<br />

denizi amatör amaçlarla<br />

kullanan insanlara zorda<br />

kaldıklarında yardım etmek<br />

olduğunu ifade eden Denizciler<br />

Dayanışma Derneği<br />

Yönetim Kurulu Üyesi ve<br />

DAK-SAR Eğitmeni Turgay<br />

Aytaç, gazetemize denizde<br />

yaşanabilecek kazalara dair<br />

şu açıklamalarda bulundu:<br />

“Denizde birçok problemle<br />

karşılaşabilirsiniz. Örneğin,<br />

motor ya da dümen arızalanabilir,<br />

bu da büyük kazalara<br />

sebep olabilir. Ya da biri<br />

Kadıköy Belediyesi, doğal afetlerin<br />

“hazırlık, müdahale, zarar azaltma”<br />

evrelerine yönelik birçok konuda<br />

çalışmalar yapıyor. Bu kapsamda gerek<br />

kendi bünyesinde geliştirdiği gerek diğer<br />

kuruluşlarla işbirliği halinde yürüttüğü<br />

afet eğitim, acil müdahale ve zarar azaltma<br />

faaliyetleri bulunuyor.<br />

Belediye Arama Kurtarma Ekibi:<br />

BAK-KADIKÖY<br />

Bunlardan biri, Kadıköy Belediyesi Kentsel<br />

Arama Kurtarma Takımı’nın verdiği<br />

çeşitli eğitimler sonucunda kurulan Belediye<br />

Arama Kurtarma Ekibi (BAK-KA-<br />

DIKÖY). Kurulduğu 2005 yılından bugüne<br />

İstanbul Valiliği İl Afet ve Acil Durum<br />

Müdürlüğü’nün görevlendirmesiyle<br />

bölge tatbikatlarında, kayıp arama ve<br />

sel gibi çeşitli operasyonlarda görev<br />

alan BAK-KADIKÖY, afetlerle ilgili kamu<br />

denize düşebilir, kayalara<br />

çarpma meydana gelebilir.<br />

İşte bu tip durumlarda<br />

DAK-SAR devreye girerek,<br />

öncelikle canları kurtarmaya<br />

dönük bir politika izliyor.<br />

Eğer kazaya müdahale edebilecek<br />

kapasitedeysek, botla<br />

yardıma gidiyoruz. Kaza kapasitemiz<br />

dışındaysa, diğer<br />

kamu kurumlarına kazayı<br />

hemen bildirerek yardıma<br />

gidilmesini sağlıyoruz.”<br />

Çalışmalar 24 saat devam<br />

ediyor<br />

Tüm denizde arama<br />

kurtarma işlemlerinin<br />

Sahil Güvenlik Komutanlığı<br />

izniyle yapıldığını belirten<br />

Aytaç, sözlerine şöyle devam<br />

etti: “Tüm bu denizde arama<br />

kurtarma işlemleri için, mutlaka<br />

bir kamu kurumunun<br />

altında çalışılması lâzım. Biz<br />

de Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın<br />

verdiği yetkiyle<br />

Kadıköy doğal<br />

afetlere hazır!<br />

kuruluşlarıyla koordineli olarak çalışıyor.<br />

Boğaziçi Üniversitesi’nden eğitim alan<br />

BAK-KADIKÖY üyeleri, afetler öncesinde<br />

gönüllü gruplara ve okullara afet eğitimi<br />

verirken, aynı zamanda afetler sonrasında<br />

müdahale amaçlı planlama çalışmaları<br />

da yapıyor.<br />

70 bin kişi afet eğitimi aldı<br />

Kentsel Arama Kurtarma Takımı<br />

eğitmenleri tarafından hazırlanan ve<br />

bugüne kadar 70 bin kişinin faydalandığı<br />

“Eşini Bul, Afet Çantanı Hazırla” eğitimi<br />

de Kadıköy Belediyesi’nin eğitim faaliyetleri<br />

arasında yer alıyor. Ayrıca düzenli<br />

olarak “Temel Afet Bilinci Eğitimi”, “Sivil<br />

Savunma Afet Gönüllüsü Eğitimi”,<br />

“Depreme Karşı Yapısal Bilinç Eğitimi”,<br />

“Acil Durumlarda Tahliye Eğitimi”, “Acil<br />

Durum Planı Hazırlama Rehber Eğitimi”<br />

gibi çalışmalar da yürütülüyor.<br />

çalışmalarımızı sürdürüyoruz.<br />

Kurumumuzun binası<br />

7 gün 24 saat açık. Gündüz<br />

sabit gönüllü arkadaşlarımız<br />

var, geceleri ise çalışan arkadaşlarımız<br />

nöbete geliyor.<br />

İhbarlara telsiz aracılığı ile<br />

ulaşıyoruz. Farklı mesleklerden<br />

olan gönüllü arkadaşlarımız<br />

en az 18, en fazla 65<br />

yaşında olabiliyor. 65 yaşının<br />

üstündeki dostlarımız da<br />

bizim onur üyelerimiz.”<br />

Sosyal sorumluluk<br />

projelerine destek<br />

DAK-SAR, sosyal sorumluluk<br />

alanında da bu zamana<br />

kadar çok sayıda projeye<br />

imza atmış. Geçmiş yıllarda<br />

Kartal Belediyesi ve Maltepe<br />

Üniversitesi ile birlikte sokak<br />

çocuklarını topluma kazandırma<br />

projesinde yer alan<br />

DAK-SAR, arama kurtarma<br />

faaliyetleri haricinde talep<br />

olması halinde yelken ve<br />

yüzme yarışlarında da özel<br />

görevlerde bulunuyor.<br />

Liman Bakanlığı, Sahil Güvenlik,<br />

Deniz Polisi, Türkiye<br />

Milli Olimpiyat Komitesi<br />

ile ortaklaşa projeler de<br />

yürüttüklerini ifade eden<br />

eğitmen Turgay Aytaç; “Sahil<br />

Güvenlik bizi senede iki defa<br />

denetler. Bugüne kadar sadece<br />

çok ufak eksikliklerimiz<br />

çıkmıştır. Onları da hemen<br />

temin ederiz. Bu sene Boğaziçi<br />

Yüzme Yarışları’na 18<br />

bot ile katıldık ve 2 bin 500<br />

yüzücünün denizde güvenliklerini<br />

sağladık. Temmuz<br />

ayı sonlarında ise görme<br />

engelli bir arkadaşımızın<br />

Asya’dan Avrupa’ya geçişini<br />

biz organize ettik’’ dedi.<br />

KAÇUV'a<br />

anlamlı ziyaret<br />

Başarılı iş ve meslek<br />

sahiplerinin çevrelerine<br />

ve topluma hizmet<br />

etmek amacıyla bir araya<br />

geldikleri uluslararası<br />

hizmet kuruluşlarından<br />

Fındıklı Rotary Kulübü,<br />

üyelerinden Turnagöl<br />

Tiyatrosu’nun desteği ve<br />

“Orada Olmak Önemlidir,<br />

Varlık Empatiyi Güçlendirir”<br />

sloganıyla örnek bir<br />

projeye imza attı.<br />

Kanserli Çocuklarla<br />

Umut Vakfı (KAÇUV) Aile<br />

Evi’ndeki çocuklara FLO<br />

ayakkabı, çanta ve SAN-<br />

BOT robot hediye eden<br />

gönüllüler, çocukların<br />

motivasyon kazanmalarını<br />

sağladı. Proje ile ilgili<br />

gazetemize konuşan Turnagöl<br />

Tiyatrosu Kurucusu<br />

Cihan Turnagöl; “Çocuklara<br />

birbirinden güzel<br />

hediyeler verdik. SANBOT<br />

insansı robot ile çocuklar<br />

çok mutlu oldu ve eğlendi.<br />

Tabi bizler de öyle.<br />

Bundan sonra da KAÇUV<br />

Aile Evi’ne desteklerimiz<br />

devam edecek” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

Meral TAŞDELEN<br />

KOMŞU<br />

Yıllarca oturduk Altıyol’da, ağacın dallarının<br />

uzandığı apartmanda... Çocukluk, gençlik<br />

orada geçti, anılar yığınla... Çok güneşli<br />

bir evdir, halen de bizimdir. Beş katlı, on<br />

daireli olan binada üçüncü kat bizimdir.<br />

O zamanlar (1963-1985) birbirimizi tanımamanın<br />

imkânı yoktu. Apartmana yeni biri mi taşındı; selam<br />

vermek, konuşmak, tanışmak için yarışılırdı. Mutfaklar<br />

apartman boşluğundan birbirlerine bakardı,<br />

perdeleri asla kapanmazdı, ayıp olurdu komşuya.<br />

Karşılıklı yemekler yapılırken ne hikâyeler anlatılırdı.<br />

Sütçü kapıya geldi diyelim, komşunun bir işi var, diğer<br />

komşu sütü alır, kaynatır, soğutur, iş bitince komşusuna<br />

teslim ederdi. Salı Pazarı’na gidilecek, çocuk<br />

kapı karşı komşuya bırakılır. Hastaneye gidilecek,<br />

bütün gün komşuda kalabilir çocuğunuz. İşi olanların<br />

okuldan dönen çocukları eve alınır, karnı doyurulur,<br />

hatta anne baba uykuda götürürdü çocuğunu eve.<br />

Komşu evine alışan çocuk, eve dönmemek için<br />

feryat figan ağlardı.<br />

***<br />

Bizim evde o şekilde çok çocuk büyümüştür. Çünkü<br />

çocuğa çok alışkın bir evimiz vardı. Aysen Suer<br />

Olgac, Ahu Demirkol, Yankı Eke Şen, Ferhan<br />

Pehlivan, Didem, bu çocuklardan sadece birkaçıdır.<br />

Şimdi hepsi yaşını başını almış yetişkin insanlar,<br />

halen görüşürüz. Aile büyüklerini kaybetmişlerdir<br />

çoğu, fakat biz o güzel günleri her zaman yad ederiz.<br />

Gündüz komşu ziyareti ayrı, gece ziyaretleri ayrı<br />

değerlendirilirdi. Gündüz çat kapı gidilebilir ya da ev<br />

sahibi hazırlık yapsın diye bir veya iki saat önceden<br />

istek belirtilirdi. Gece karı koca gidileceği için, öğlenden<br />

komşu kapıya çocuk gönderilir; “Müsaitseniz bu<br />

akşam annemler size oturmaya gelecekler” denilirdi.<br />

Cümle aynen böyleydi, çünkü o zamanlar “ziyaret”<br />

kelimesi çok kullanılmazdı. Sanki durumu hafifletir<br />

gibi olurdu, kısa sürecek gibi...<br />

***<br />

Şimdi ise komşu ziyareti hiç yok, diğerlerinin de<br />

gözünün içine bakılıyor “Ne zaman gidecek?” diye...<br />

Çok önemli bir durum olmadan bu teklif asla reddedilmezdi.<br />

Eğer bir aksilik olursa, en kısa zamanda bu<br />

defa “Sizi bu akşam bekliyoruz” diye komşu davet<br />

edilirdi. Akşam misafirliklerine çocuk götürülmez<br />

veya konuk ağırlayan evin çocuğu misafir odasına<br />

alınmazdı. Çocuklar annelerini hiç rahatsız etmeden<br />

oturma odasında otururlardı. Evin annesi, misafir<br />

için hazırladığı her türlü pasta ve kurabiyeden<br />

çocukların odasına bırakırdı. Şimdiki gibi her lafa<br />

söze atlayan, evin içinde ev sahibine, misafire huzur<br />

vermeyen çocuk tipi asla olamazdı. Annenin bir yan<br />

bakışı yeterdi, çocuk bir daha sesini çıkaramazdı.<br />

Şimdi düşünüyorum da öyle yetiştirilerek hiçbir şey<br />

kaybetmemiş, çok şey kazanmışız.<br />

***<br />

Sevmişiz, sevilmişiz, yıllar sonra bile aranır, anılır<br />

olmuşuz. Ne mutlu bize... Hele apartmanda bir<br />

hasta ve cenaze varsa, evde radyo ve televizyon kısık<br />

sesle dahi izlenmezdi. Aileler çocuklarına bu eğitimi<br />

verirlerdi. Üç gün hayalet gibi dolaşılırdı evlerin içinde;<br />

kırgın bile olsan, kızgın bile olsan, sorun yaşamış<br />

dahi olsan komşuya saygı kesindi.<br />

***<br />

Nereden nereye... Komşusunun halini bilmeyen,<br />

hastasını kulak ardı eden, çocuğu uyuyanın kapısının<br />

önünde motor ses gösterisi yapan, gece yarısı<br />

naralar atan, komşusunun kederiyle eğlenen insan (!)<br />

kıyafetli androidler, hangi ara türedi anlamış değilim.<br />

Burnunun dibinde komşusunun evi yanıyor, diğeri<br />

gülüyor; “Oh olsun, hiç üzülmedim” diye açıkça<br />

söyleyebiliyor. Sanki kendisi etten kemikten değil de<br />

yanmaz bir maddeden imal edilmiş. Ey insan kılıklı<br />

yaratık, evet komşunun evi yanıyor ama senin insanlığın<br />

yanmış, farkında mısın acaba?<br />

Tüm vicdanlı, iyi insanlara sevgimle...


SİVİL TOPLUM<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

7<br />

Sağlıkta 20 yıl:<br />

LÖSEV<br />

Rehber köpeği<br />

Aslan, hem ev<br />

hem yol arkadaşı<br />

LÖSEV; İstanbul,<br />

İzmir, Bursa,<br />

Eskişehir,<br />

Kayseri, Antalya<br />

ve Adana’daki<br />

irtibat ofisleriyle<br />

hizmetlerine<br />

devam ediyor.<br />

FEVZİ ÖZMEN<br />

Lösemili Çocuklar Sağlık<br />

ve Eğitim Vakfı (LÖSEV),<br />

1998 yılında Pediatrik<br />

Hematolog-Onkolog Dr.<br />

Üstün Ezer tarafından kurulan<br />

ve lösemili çocuklara<br />

yardımda bulunarak birçok<br />

ihtiyacını karşılayan bir<br />

vakıf. Bugüne kadar çok sayıda<br />

kanserli çocuğa umut<br />

olan LÖSEV, her geçen gün<br />

daha çok hastaya ulaşmaya<br />

devam ediyor. Vakfın kurucusu<br />

ve Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Dr. Üstün Ezer ile<br />

LÖSEV’in hikayesini ve<br />

faaliyetlerini konuştuk.<br />

Bireysel değil toplumsal<br />

çözümlerden yana olan ve<br />

bu amaçla tedavi ettiği çok<br />

sayıdaki lösemi hastanın<br />

sosyal sorunlarının ağırlığı<br />

altında kalmaya dayanamayarak,<br />

1998 yılında bir<br />

grup arkadaşı ile birlikte<br />

LÖSEV’i kurduğunu ifade<br />

eden Dr. Üstün Ezer, Kadıköy<br />

Gazetesi’ne şu açıklamalarda<br />

bulundu:<br />

■ Lösemili Çocuklar<br />

Hastanesi: LÖSANTE<br />

“Ankara’da bir çocuk<br />

hastanesinde lösemili<br />

çocukların tedavi amaçlı<br />

yatırıldığı 1998 yılından<br />

bugüne yüzlerce çocuğun<br />

tedavi edildiği Türkiye’nin<br />

ilk ve tek Lösemili Çocuklar<br />

Hastanesi LÖSANTE’nin<br />

yanı sıra birkaç gönüllüden<br />

bugün milyonlarca gönüllüye<br />

ulaşan kocaman bir<br />

aile olan LÖSEV; İstanbul,<br />

İzmir, Bursa, Eskişehir, Kayseri,<br />

Antalya ve Adana’daki<br />

irtibat ofisleriyle günümüzde<br />

hizmetlerine tüm hızıyla<br />

devam ediyor. 24 Eylül 2000<br />

tarihinde Türkiye’nin ilk ve<br />

tek Lösemili Çocuklar Hastanesi<br />

LÖSANTE’yi açtık.<br />

Lösemi tedavisinde vazgeçilmez<br />

olan hijyenik ortam<br />

ve iyi beslenme koşullarını<br />

sağlayarak, bugüne kadar<br />

yüzlerce lösemili çocuk ve<br />

ailesini yaşama bağladık.”<br />

■ ‘Hayatımız<br />

Çocuklarımız”<br />

1998 yılında kurulan<br />

LÖSEV, bu sene 20. yılını<br />

kutluyor. Bu yirmi yıllık<br />

serüvende ‘Hayatımız<br />

Çocuklarımız’ diyerek<br />

yollarına devam ettiklerini<br />

ifade eden Ezer;<br />

“Şunu unutmasınlar ki bu<br />

hastalıkta, bu zorlu savaşta<br />

yalnız değiller. Yavrularımız<br />

yalnızca anne ve<br />

babalarının değil, bizim<br />

de çocuklarımızdır. Onlar<br />

her şeyin en güzeline, en<br />

iyisine layıklar. Biz onları<br />

saraylarda yaşatmaya ve<br />

tüm hayallerini gerçekleştirmeye<br />

kararlıyız.<br />

Hepsini çok seviyorum<br />

ve önemsiyorum. Bütün<br />

çocuklarımı tek tek öpüyorum<br />

ve anne babaları ile<br />

Allah’a emanet ediyorum”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

İstanbul Üniversitesi<br />

Spor Bilimleri Fakültesi<br />

Spor Yöneticiliği Bölümü<br />

öğrencisi görme engelli<br />

Yusuf Uçar, birkaç ay önce<br />

birlikte yaşamaya başladığı<br />

rehber köpeği Aslan<br />

ile dilediği yere artık daha<br />

rahat, huzurlu ve güvenli<br />

şekilde gidiyor.<br />

Kadıköy’de yaşayan ve<br />

2012 Londra Paralimpik<br />

Oyunları’nda bronz madalya<br />

kazanan Türkiye Goalball<br />

Milli Takımı’nda da<br />

yer alan 31 yaşındaki Uçar,<br />

kendisine rehber köpek<br />

sahibi olmaya karar verdi.<br />

Öğrenciliğinin yanında<br />

Kadıköy Gençlik Spor İlçe<br />

Müdürlüğü’nde çalışan<br />

Yusuf Uçar, yaptığı başvurunun<br />

ve uygunluk testlerinin<br />

ardından Aslan’la<br />

birlikte eğitim aldı. Aslan’ı<br />

tanımadığı için başlangıçta<br />

ona alışıp alışamayacağı<br />

endişesi taşıyan Uçar, eğitimin<br />

ardından Aslan’la bir<br />

takım olarak, onunla evini<br />

ve yaşamını paylaşmaya<br />

başladı.<br />

■ Her adımında<br />

sahibinin yanında<br />

Hafta içi saat 06.00’da<br />

kalkan Yusuf Uçar, sabah<br />

kişisel bakımının ardından<br />

Aslan’ın tüylerini tarıyor,<br />

bakımını yapıyor, mamasını<br />

ve suyunu veriyor.<br />

Uçar ve Aslan, Yeldeğirmeni’ndeki<br />

evlerinden<br />

çıkarak, Söğütlüçeşme<br />

Metrobüs Durağı’na<br />

yürüyor. Metrobüsle Avcılar’daki<br />

kampüse giden<br />

ikili, derslerin ardından<br />

yine metrobüsle eve<br />

dönüyor. Uçar’ın sahildeki<br />

yürüyüşünden market<br />

alışverişine, arkadaşlarıyla<br />

kafedeki buluşmasından<br />

minibüs seyahatine kadar<br />

her anında ve adımında<br />

yanında olan Aslan, onun<br />

komutlarını takip ederek<br />

güvenli şekilde yürümesini<br />

sağlıyor.<br />

Çocuklar, ‘Mutlu Kuzu’ ile<br />

gülümsüyor!<br />

‘Mutlu Kuzu’ oluşumu mimarlarından Pelinsu Gören ile röportajımıza, yeğeni Cansu<br />

Ereğli ve oğlu Ali Efe de eşlik etti.<br />

PINAR BALTACI<br />

Cocukların mutlu olacağı çok az<br />

şey vardır; şekerleme, parklar ve<br />

oyuncaklar… Ulaşılması kolay<br />

gibi görünen tüm bu şeyler, bazen bir<br />

çocuğun en büyük hayali ve isteği<br />

olabiliyor. Kadıköy’de kurulan ‘Mutlu<br />

Kuzu’ oluşumu işte tam bu noktada<br />

devreye girerek, çocukların artık<br />

oynamadıkları sağlam oyuncakları<br />

topluyor ve ihtiyacı olan çocuklara<br />

gönderiyor. Oyuncak hibe eden<br />

çocuklara ise Organik Gıda Sertifikalı<br />

bir ürün verilerek, sembolik bir<br />

dönüşüm sağlanıyor.<br />

Modalı gelişim uzmanı Pelinsu<br />

Gören tarafından hayata geçirilen bu<br />

sosyal sorumluluk projesinin ismi<br />

de kendisi kadar dikkat çekiyor ve<br />

duyanları gülümsetiyor. Platformun<br />

yaratıcısı Gören ile Mutlu Kuzu’nun<br />

ortaya çıkış süreci ve ayrıntılarını<br />

konuştuk.<br />

■ “Oyuncaklar da çocuklar için<br />

temel ihtiyaç”<br />

‘Mutlu Kuzu’ fikrinin ortaya çıkış<br />

süreci 2015 yılına dayanıyor. Fikrin<br />

çocukların bakış açısından ortaya<br />

çıktığını ifade eden Pelinsu Gören,<br />

o günü ve büyüyerek birçok kişiye<br />

ulaşma süreçlerini şu sözlerle anlatıyor:<br />

“Bir gün yeğenim Cansu Ereğli<br />

ve oğlum Ali Efe ile otururken, ‘Keşke<br />

bir sürü kardeşimiz olsa ve oyuncaklarımızı<br />

onlarla paylaşsak’ dediler.<br />

İkisinin de çok fazla kullanmadıkları<br />

oyuncakları vardı. Bu fikir o anda<br />

hepimizi heyecanlandırdı. ‘Haydi o<br />

zaman bir oyuncak kulübü kuralım’<br />

dedik ve başladık. Çocuklar hemen<br />

tüm oyuncaklarını topladılar ve ihtiyaç<br />

sahiplerine ulaşmaya başladık.’’<br />

■ Farklı STK’lar, ortak projeler<br />

Projenin ilk defa Moda’da ortaya<br />

çıktığını ifade eden Gören; “Moda her<br />

anlamda çok şefkatli bir yerdir. Böyle<br />

olunca da anlamsal olarak daha da<br />

değer kazandı oluşumumuz. Çok<br />

fazla yardımsever destekçimiz oldu<br />

oyuncakları bize yönlendirmek üzere.<br />

Hiçbir yerden maddi destek almıyoruz.<br />

İşin içine parayı hiç sokmadık.<br />

Ahtapot Gönüllüleri ve Temel İhtiyaç<br />

Derneği (TİDER) ile beraber çalışıyoruz.<br />

Oyuncaklarımıza TİDER’in<br />

destek marketlerinde ulaşabiliyorlar.<br />

Bu daha kıymetli, çünkü her çocuk<br />

istediği oyuncağa sahip oluyor, ona<br />

sunulana değil. Çocuğun paketi ilk<br />

açtığı andaki heyecanı yaşaması da<br />

çok önemli. Ahtapot Gönüllüleri’nin<br />

merkezinde de oyuncakların hijyeni<br />

sağlanıyor. Temizlik konusunda<br />

ailelerin içi rahat olabilir” dedi.


8<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

Bilimden sanat yaratan kadın:<br />

Gülşah Karaca<br />

PINAR BALTACI<br />

KÜLTÜR & SANAT<br />

Doğaya, bitkilere<br />

ve hayvanlara olan<br />

tutkusunu dövmelerle<br />

dışavuran sanatçı,<br />

bilimden sanat<br />

çıkarmayı başararak<br />

insan bedeninde<br />

doğayı yeniden<br />

yaratıyor.<br />

Haluk Refik- İlayda HAZNECİ<br />

Toplum kültürü<br />

ve sanat<br />

Eğitimini aldığı biyoloji ile<br />

dövme sanatını birleştiren<br />

Gülşah Karaca, özel<br />

olarak tasarladığı birbirinden<br />

renkli dövmelerle Kadıköylüleri<br />

kendine hayran bırakıyor.<br />

Doğaya, bitkilere ve hayvanlara<br />

olan tutkusunu dövmelerle<br />

dışavuran sanatçı, bilimden<br />

sanat çıkarmayı başararak<br />

insan bedeninde doğayı yeniden<br />

yaratıyor.<br />

Akademik bilgiler<br />

sanata rehber oldu<br />

Eskişehir Anadolu Üniversitesi<br />

Biyoloji mezunu olan<br />

Gülşah Karaca, aslında mesleğini<br />

çok sevdiğini söylüyor ve<br />

ekliyor: “Biyolog olduğum için<br />

çok mutluyum, fakat ülkemizde<br />

ne yazık ki bilim yapmak<br />

çok güç. Biyolojiyi ve bu<br />

alanda araştırmaları hep çok<br />

sevdim. Küçük yaşlardan beri<br />

ölü böcekler topluyordum.<br />

Büyük bir koleksiyonum vardı<br />

hatta okula bağışladım.<br />

Doğayı, hayvanları ve akademik<br />

eğitim aldığım alan<br />

olan biyolojiyi çok sevmeme<br />

rağmen laboratuvarda olmak<br />

istemedim. Küçük yaşlardan<br />

bu yana resim yapıyordum,<br />

bu iki alanı birleştirmek<br />

istedim ve dövmecilikte karar<br />

kıldım. Akademik hayatta<br />

öğrendiklerim sanatıma<br />

rehber oldu.”<br />

Her şeyin en<br />

mükemmeli doğada!<br />

Dövme fikrinin aslında<br />

tasarım yapma isteğinden<br />

ortaya çıktığını ifade eden<br />

sanatçı, yaptığı her dövmeyi<br />

kişiye özel olarak tasarlıyor.<br />

Çalışmalarında daha çok birleştirme<br />

tekniğini kullanarak<br />

doğayı kopyalayan Karaca;<br />

“Renk uyumlarından yaprak<br />

Kamusal alan yerleştirmeleri,<br />

çizgi roman ve<br />

illüstrasyon stand ve<br />

sergileri, atölye programları,<br />

seminerler ve sanatçı<br />

konuşmalarını içeren; şehir,<br />

çizgi dünyası ve farklı sanat<br />

disiplinleri üzerinden yaratıcı<br />

deneyim alanları sunan<br />

bir açık hava festivali olan<br />

İstanbul Comics and Art Festival<br />

(ICAF), Eylül’de Kadıköy<br />

sokaklarında olacak.<br />

Her sanatçının Kadıköy ilçesi<br />

içerisinde kendi seçeceği<br />

bir alana 2 veya 3 boyutlu<br />

formlarına kadar her şeyin en<br />

iyisi doğada. O yüzden doğayı<br />

kopyalıyorum ama tasarımlarımların<br />

bir hikâyesi oluyor.<br />

Direkt tarif edilen ya da resmi<br />

gösterilen şeyleri birebir çizmekten<br />

pek hoşlanmıyorum.<br />

Kişiler hayatlarındaki özel bir<br />

anı anlatıyor, ben de oturup<br />

bir gün boyunca tasarım yapıyorum.<br />

Tabi bunu yaparken<br />

kişilerin beğenilerini de göz<br />

önünde bulunduruyorum.<br />

Dövmecilik aslında önceleri<br />

sanat olarak kabul edilmiyordu.<br />

Eskiden dövmeciler bir<br />

fotoğrafın aynısını yapıyordu,<br />

hâlâ da var ama artık piyasa<br />

biraz daha tasarım yapanların<br />

eline geçti. Bu daha çok<br />

seviliyor ve kabul görüyor.<br />

Şu an yüzde 100 sanatın bir<br />

kolu diyemiyoruz dövme için,<br />

fakat evrimleşme yolunda ve<br />

daha iyi noktalara geleceğine<br />

inanıyorum” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

İstanbul Comics and Art Festival,<br />

Eylül’de Kadıköy’de!<br />

müdahalede bulunacağı<br />

etkinlikte, kentin ortak kullanım<br />

alanları ve gündelik<br />

yaşam pratikleri sanatçıların<br />

müdahalesiyle estetik bir<br />

dönüşüme uğrayacak. Festival<br />

kapsamında alternatif<br />

müzik temsilcisi gruplar<br />

ve DJ’ler sahnede olacak.<br />

Bunun yanında illüstrasyon<br />

sergileri, seminerler ve animasyon<br />

gösterimleri de yer<br />

alacak. Etkinlik bünyesinde<br />

açılacak atölyelerde ise tasarım,<br />

çizgi roman ve karikatür<br />

gibi alanlarda çalışmalar<br />

bulmak mümkün olacak.<br />

Sevgili Kadıköy Gazetesi okurları,<br />

gazetemizin bu ayki kültür ve sanat<br />

köşesinde sizlerle toplum kültürü ve<br />

sanat hakkında bazı önemli konulara<br />

değineceğiz. Düşünsel doku uyumunu sağlayabilirsek,<br />

baba kız olarak sıkmayacağımız bir<br />

süre siz değerli okurlarımızla birlikte olmayı<br />

planlıyoruz.<br />

***<br />

Ülke olarak çok ciddi bir kültür ve sanat erozyonuna<br />

maruz kalmaktayız. 1908 yılında henüz<br />

Türkiye Cumhuriyeti bile kurulmamışken<br />

örgütlenen Osmanlı Ressamlar Cemiyeti sanatı<br />

kamulaştırmayı amaçlarken, o günlerden<br />

bugüne saraydan çıkan sanat nereden nereye<br />

geldi? Çok daha önemlisi nasıl geldi?<br />

***<br />

Toplumun kültürü ve sanat; ülkenin geçmişi,<br />

bugünü ve geleceğiyle sarmal bir biçimde yol<br />

almaktadır. Şu gerçeği iyi bilmeliyiz ki vatandaş<br />

olma biçimimiz, yaşadığımız toplumun<br />

kültür değerleri ve ülkenin içinden geçtiği<br />

durumlar, halkın ve sanatçının sanata olan<br />

bakış açısını her zaman yakından etkilemiştir.<br />

Bu bağlamda iki farklı ilişkiden bahsedeceğiz.<br />

***<br />

Bunlardan ilki, halk ve sanat arasındaki ilişki...<br />

1908 yılında kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti,<br />

aynı şekilde Cumhuriyet ilan edildikten<br />

sonra da Türk Ressamlar Cemiyeti olarak sanatı<br />

saraydan dışarı çıkarmayı, yani sanatı kamusallaştırmayı<br />

kendilerine misyon edindi. Bu<br />

atılımların halkı sanat bağlamında eğitmek gibi<br />

bir gayesinin olduğu inkâr edilemez bir gerçek.<br />

Ancak şunu unutmamak gerekiyor ki sanat,<br />

kesimlerin kendi ideolojilerini anlatmak, hatta<br />

belki de empoze etmek açısından tarih boyunca<br />

her zaman önemli bir noktada bulunmuştur.<br />

Bu da üzerine tartışılacak çok kapsamlı bir<br />

konudur. Ancak ilk yazımızda sizinle gidişatın<br />

nasıl olacağıyla ilgili küçük kesitler paylaşıyor<br />

olacağız. Bu nedenle bu tartışmaya girmek için<br />

henüz erken.<br />

***<br />

Bir diğer değineceğimiz konu da dünden<br />

bugüne sanat ve sanatçı arasındaki ilişki...<br />

Cumhuriyet’in ilk yıllarında batıdan dönen sanatçılarımızdan<br />

ve onların batının sanat formlarıyla<br />

yaşadığı maceralardan bahsedeceğiz.<br />

60’lara kadar süren yoğun batıya ulaşma arzusu<br />

ve ardından 70’lerde değeri anlaşılan yerel<br />

motifleri gözler önüne sereceğiz. Modernlik,<br />

sanatçılarımızın batı sanatından anladıklarını<br />

anlatmalarından mı ibaret? Ödünç aldığımız<br />

formlarla mı sanatımız modernleşiyor? Yoksa<br />

önemli olan bireysel yaratma cesareti mi? Bu<br />

sorulara birçok dalda örneklendirdiğimiz sanatçılarımızla<br />

cevaplar bulmaya çalışacağız.<br />

***<br />

Son olarak da günümüz sanatından ve sanatçısından<br />

bahsedeceğiz. 2000’lerde yaşanan ekonomik<br />

krizin ülkemize yansımalarını, kırsaldan<br />

kent merkezlerine olan göçün sosyal ve kültürel<br />

etkilerini ve bunun sanata olan etkilerini masaya<br />

yatıracağız. Umuyoruz ki siz okurlarımızın<br />

keyifle okuyacağı bir yazı dizisi olacak.


KÜLTÜR & SANAT<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

9<br />

Sırp nakkaştan Kadıköy’e<br />

“BeautIful Journey”<br />

CENAY TOPRAKKAYA<br />

Red Bull Music Festival,<br />

İstanbul’a geliyor<br />

Sırp nakkaş Andrej<br />

Zikic, dünyanın farklı<br />

ülkelerinde sokaklara<br />

çizdiği resimlerle<br />

adeta duvarları dile<br />

getiriyor.<br />

Red Bull Music Festival, 26-30 Eylül<br />

<strong>2018</strong> tarihleri arasında İstanbullu<br />

müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.<br />

New York, Los Angeles, Paris, Berlin ve Sao Paulo’nun<br />

da aralarında bulunduğu 16 farklı dünya<br />

şehrinde müzik severler ile buluşan Red Bull<br />

Music Festival, 26-30 Eylül <strong>2018</strong> tarihleri arasında<br />

İstanbullu müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.<br />

Artez lakabıyla tanınan<br />

Zikic; Belgrad’dan<br />

Zagreb’e, İstanbul’dan<br />

Tiran’a, New Delhi’den San<br />

Paolo’ya kadar gezdiği birçok<br />

ülkede duvarlara çizdiği<br />

resimlerle yoldan geçenleri<br />

büyülüyor.<br />

Asıl mesleği mimarlık olan<br />

30 yaşındaki Andrej Zikic,<br />

duvar resimlerine ortaokul<br />

ve lisedeyken merak<br />

saldığını anlatarak; “Duvar<br />

resimleri o dönemlerde çok<br />

popüler bir şeydi. Büyüsüne<br />

kapıldığım bu akımın, gelişimime<br />

büyük katkısı oldu”<br />

diye konuştu. Zikic, eskiden<br />

daha çok grafiti üzerine çalıştığını,<br />

zamanla karakter<br />

çizimlerine başladığını ve<br />

artık farklı ülkelerin farklı<br />

şehirlerindeki duvarlara<br />

imzasını attığını ifade etti.<br />

vanlara yer veriyor. Zikic’in<br />

resimlerini farklı kılan<br />

şeylerden biri de birkaç ay<br />

önce ölen köpeği Juna. Onu<br />

ilk kez Hindistan’a gitmeden<br />

önce çizdiğini söyleyen<br />

Andrej Zikic; “Köpeğimi her<br />

özlediğimde duvarları onun<br />

resmiyle süslerdim. Yıllar<br />

geçtikçe dünyanın dört bir<br />

yanında onlarca Juna resmi<br />

oluştu” ifadelerini kullandı.<br />

Zikic, son olarak Belgrad’da<br />

bulunan Tramvay Köprüsü’nün<br />

altındaki duvarları<br />

süslediğini belirterek, kitap<br />

okurken uyuyakalan kız<br />

resminde, kitaptan fırlayan<br />

geyiğin kızı hayal alemine<br />

götürdüğünü anlattı.<br />

Ekim ayında İzmir’de<br />

resmedecek<br />

Sırp nakkaş Andrej Zikic,<br />

Kadıköy’deki bir duvara da<br />

okuduğu kitabın etkisiyle<br />

bulunduğu mekândan çıkan<br />

bir adamı resmettiğini<br />

belirtti. Zikic, Kadıköy’deki<br />

resmine “Beautiful Journey”<br />

adını verdiğini ve bu<br />

eseriyle gurur duyduğunu,<br />

Ekim ayında da İzmir’de bir<br />

çalışma gerçekleştireceğini<br />

kaydederek; “İzmir’de<br />

elinde bisiklet tutan küçük<br />

bir kızı resmedeceğim. Kız,<br />

Kapadokya balonlarını seyredecek.<br />

Sonra balon, kızın<br />

bisikletini alıp götürecek”<br />

dedi. Resimlerini 3 ila 5<br />

günde çizdiğini söyleyen<br />

Sırp nakkaş, bir gün Meksika<br />

ve Japonya’nın da duvarlarını<br />

süslemenin hayalini<br />

kurduğunu sözlerine ekledi.<br />

Zikic’in resimleri Sırbistan’ın<br />

birçok şehrinin yanı<br />

sıra Hırvatistan, Karadağ,<br />

Bulgaristan, Makedonya,<br />

Romanya ve Arnavutluk’un<br />

duvarlarını da süslüyor.<br />

Beş güne yayılan dört farklı konsept, film gösterimleri<br />

ve iki farklı sergiyle 60 sanatçının sahne alacağı<br />

Red Bull Music Festival İstanbul, 26-30 Eylül tarihleri<br />

gerçekleşecek. Festivalin dört farklı konseptinden ilki<br />

olan Round Robin’de 16 enstrümentalist doğaçlama<br />

düetleriyle dinleyicinin karşısına çıkarken; Art of<br />

B-Movies konseptinde söyleşi, film gösterimleri, sergiler<br />

ve canlı film konseri gerçekleşecek.<br />

Moda’da İllüstrasyon Posterler Sergisi<br />

Festival kapsamında tarihi Kadıköy Sineması’nda<br />

artık bir klasik haline gelmiş “B-Movie” filmleri gösterilecek.<br />

“Yılmayan Şeytan” adlı filmin Gaye Su Akyol<br />

ve Bubituzak tarafından yorumlanacak soundtrack’leri<br />

de özel bir konserle film severlerle buluşacak.<br />

Söz konusu konserden hemen önce ise Güven Erkin<br />

Erkal, Can Evrenol, Melikşah Altuntaş ve Kunt Tulgar,<br />

B-Movie’ler üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirecekler.<br />

Güven Erkin Erkal’ın arşivinden orijinal dönem<br />

posterleri de dört gün boyunca Kadıköy Sineması<br />

fuayesinde sergilenecek. 20 farklı illüstratörün tekrar<br />

yorumladığı İllüstrasyon Posterler Sergisi ise, festival<br />

boyunca Moda’da olacak.<br />

Köpeği Juna’nın hatırasını<br />

çizdiği resimlerde<br />

yaşatıyor<br />

“Who’s Singin’ Over There?”<br />

isimli Yugoslav yapımı<br />

filme atıfta bulunarak San<br />

Paulo’da çizdiği bir resimle<br />

ünlenen Sırp nakkaş, eserlerinde<br />

doğa, insan ve hay-<br />

KISA KISA | KISA KISA | KISA KISA | KISA KISA | KISA KISA | KISA KISA | KISA KISA | KISA KISA | KISA KISA | KISA KISA | KISA KISA | KISA KISA | KISA KISA | KISA KISA | KISA KISA | KISA KISA | KISA KISA<br />

■ Tiyatro Festivali,<br />

‘Düşperest’<br />

oyunuyla sona erdi<br />

Kadıköy Belediyesi’nin Selamiçeşme<br />

Özgürlük Parkı Açık Hava Tiyatrosu’nda<br />

düzenlediği geleneksel<br />

Kadıköy Tiyatro Festivali’nde,<br />

14 gün boyunca yoğun ilgi gören<br />

oyunlar seyirciyle buluştu. Tiyatro<br />

Festivali’nin açılışı, Genco Erkal’ın<br />

50. sanat yılı kapsamında yönetip<br />

oynadığı “Bir Delinin Hatıra Defteri”<br />

oyunu ile yapıldı. Festival, Taşra<br />

Kabare’nin sahnelediği “Düşperest”<br />

oyunuyla ise kapanış yaptı.<br />

Festivalde klasiklerden yeni oyunlara<br />

büyük beğeni alan 14 oyunu,<br />

toplamda 15 bin 500 kişi izledi.<br />

■ Leman Amatör<br />

Günleri BAŞLIYOR<br />

Kadıköy Belediyesi Karikatür Evi’ndeki<br />

etkinlikler sürüyor. Muhlis Bey’in<br />

çizeri büyük usta Behiç Pek, karikatürlerinizi<br />

görmek, seçmek, Leman<br />

Dergisi’ne yayımlanması üzere yönlendirmek,<br />

karikatür çizim teknikleri<br />

ve espri bulma yöntemleri konusunda<br />

genç çizerlerle muhabbet etmek için<br />

Karikatür Evi’nde olacak. 21 Eylül<br />

tarihinde gerçekleşecek etkinliğe<br />

çizimleriniz ile katılmayı unutmayın!<br />

■ İKSV'den yeni bir ödül<br />

İstanbul Kültür Sanat Vakfı, ülkemizde<br />

kültür sanatın gelişimi ve bu<br />

alandaki güncel, nitelikli üretimin<br />

desteklenmesi adına klasik müzik,<br />

caz, sinema ve edebiyat gibi farklı<br />

disiplinlerde sunduğu ödüllere bir<br />

yenisini ekliyor. Tiyatro sanatçısı<br />

Gülriz Sururi’nin değerli bağışlarıyla<br />

hayata geçirilen Gülriz Sururi-Engin<br />

Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü, yaptıkları<br />

projelerle ve yenilikçi yaklaşımlarıyla<br />

tiyatronun gelişimine katkıda<br />

bulunan tiyatro topluluklarına ya da<br />

kişilere sunulacak.<br />

■ Kadıköy'e yeni kitap:<br />

Kadıköy Kronolojisi<br />

Kadıköy’e özel yepyeni bir kitap daha çıktı.<br />

Kadıköylü akademisyen Doç. Dr. Nalan<br />

Türkmen tarafından kaleme alınan kitapta,<br />

Kadıköy’de bu zamana kadar yaşanan<br />

önemli olaylar tek tek yer alıyor. Tanıtım<br />

bülteninde kitaba dair görüş bildiren Prof.<br />

Dr. Selçuk Mülayim; “Tarihsel sürekliliğin<br />

peşinde olan her araştırmacı için kronolojilerin<br />

her türlüsü, başucu kitabı olarak<br />

kabul edilir. Kayıtlara geçmiş Kadıköy<br />

bilgilerine dayanarak hazırlanmış olan bu<br />

kronoloji, birkaç yıldır meslektaşım Nalan<br />

Türkmen tarafından desteklenmiştir”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

■ Ahtapot<br />

Gönüllüleri’nden<br />

destek konseri<br />

Ahtapot Gönüllüleri ve dostları, sosyal dayanışma<br />

için sahne aldı. 2014 senesinden<br />

bu yana pek çok toplumsal dayanışma<br />

ve sosyal sorumluluk projesini başarıyla<br />

tamamlayan Ahtapot Gönüllüleri, daha<br />

fazla ihtiyaç sahibine ulaşabilmek adına<br />

bir konser organize etti. Etkinliğin tüm<br />

gelirleri ihtiyaç sahiplerine giderken,<br />

katılımcılar değişen fiyatlardaki biletlerden<br />

dilediğini alarak gönüllülere yardımda<br />

bulundu. Dernek, geçtiğimiz Nisan<br />

ayında “Biriktirme Paylaş” sloganıyla<br />

Acıbadem’de “Malzeme Değerlendirme<br />

Merkezi” (MDM) açmıştı.


10<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

YAŞAYAN KADIKÖY<br />

Batu Gengönül'ün kahvaltı<br />

tercihi Mançiz<br />

Tekstilci Batu Gengönül,<br />

Moda’nın meşhur<br />

kahvaltı mekânlarından<br />

Mançiz’e arkadaşıyla birlikte<br />

kahvaltı yapmaya geldi.<br />

Batu Bey; “Mançiz çok güzel<br />

pancake yapan bir yer. Biz<br />

de bugün geleneksel kahvaltı<br />

dışında bir sabah geçirmek<br />

istedik. Bunun için<br />

de doğru adres Mançiz’di”<br />

söyleminde bulundu.<br />

Erdoğan çifti<br />

Çay Tarlası’nda<br />

İnşaat Mühendisi Ozan<br />

Erdoğan ve eşi Gülay Erdoğan,<br />

Moda’nın Karadeniz<br />

lezzetlerini yapan Çay<br />

Tarlası’nda kahvaltı keyfi<br />

yaparken objektiflerimize<br />

denk geldi. Ozan Bey; “Çay<br />

Tarlası sabahları alternatif<br />

ve yöresel kahvaltı yapmak<br />

isteyenler için en ideal<br />

mekânlardan biri. Eşimle<br />

bu güzel güneşli güne<br />

burada başlamak istedik”<br />

dedi.<br />

Doğu Akarsu ilk kez<br />

CoffeetopIa’ya geldi<br />

Av. Ümit Cafer Özakın’ın<br />

Yanyalı aşkı<br />

Öğrenci Doğu Akarsu ve arkadaşları,<br />

Bahariye’nin yeni mekanlarından<br />

Coffeetopia’daydı. Akarsu;<br />

“Coffeetopia’nın Avrasya’nın en büyük<br />

yeni nesil kahve mekânı olarak Kadıköy’de<br />

açıldığını duyduk. Bu nedenle<br />

de buraya geldik. Kahve çeşitlerini ve<br />

nezih ortamını çok beğendik” dedi.<br />

Kadıköy’ün tanınmış<br />

simalarından Avukat<br />

Ümit Cafer Özakın’ın<br />

Yanyalı aşkı, 18 yıldır<br />

devam ediyor. Özakın; “18<br />

yıldır Yanyalı’ya aralıksız<br />

geliyorum. Yemeklerine<br />

aşık olduğum bir mekân.<br />

Uzun yıllardır bu aşk sürüyor”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Mücelya Gündüz, Arkadaş Kafe’de<br />

öğlen molası verdi<br />

Bengisu Akkaya ve arkadaşları<br />

Yeldeğirmeni Küff’te<br />

İTÜ Mimarlık Fakültesi öğrencilerinden<br />

Bengisu Akkaya,<br />

okul arkadaşlarıyla<br />

Yeldeğirmeni Küff’te kahvaltı<br />

yaparken objektiflerimize<br />

takıldı. Akkaya; “Yaz döneminde<br />

okul yoğunluğumuz<br />

da yokken, arkadaşlarımızla<br />

Kadıköy Yeldeğirmeni’nde<br />

vakit geçiriyoruz. Yeldeğirmeni<br />

Küff de kahvaltı için<br />

tercih ettiğimiz mekânların<br />

başında geliyor” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

İşletmeci Mücelya Gündüz, yakın<br />

dostu Şafak Öztür ile birlikte Arkadaş<br />

Kafe’de öğlen molası verdi. Mücelya<br />

Hanım; “Havalar sıcakken illa bir öğle<br />

arası mola vermek gerekiyor. Sevgili<br />

dostum Şafak Hanım ile Arkadaş<br />

Kafe’de bir mola verelim dedik” diye<br />

konuştu.<br />

Emre Koç, Gaf’ta<br />

arkadaşlarıyla<br />

buluştu<br />

Moda’nın yeni mekânlarından GAF, öğrenci Emre<br />

Koç ve arkadaşlarının buluşma mekânı oldu.<br />

Emre Bey; “Moda’da son zamanlarda GAF’a gelmeyi<br />

adet edindik. Bugün yine GAF’tayız” şeklinde<br />

konuştu.<br />

Nimet Gatar, arkadaşıyla<br />

Garda Cafe’de<br />

Arkeolog Nimet Gatar,<br />

bir süredir görüşemediği<br />

arkadaşıyla<br />

buluşarak hasret giderdi.<br />

Garda Cafe’de buluşan eski<br />

dostlar, Kadıköy’de güzel<br />

vakit geçirdi. Nimet Gatar;<br />

“Sevgili arkadaşımla uzun<br />

zamandır denk gelemiyorduk.<br />

Vakit yaratıp bugün<br />

buluşabildik” açıklamasında<br />

bulundu.<br />

Anders Oscar, NAAN Bake Shop’u<br />

tercih ediyor<br />

Moda’da yaşayan İngiliz Anders Oscar, NAAN Bake<br />

Shop’un ekmek ve kruvasanlarını tercih ediyor.<br />

Oscar; “NAAN tıpkı İngiltere’deki gibi ekmek ve<br />

kruvasan çeşitleri yapan bir yer. Arkadaşım Jenny ile<br />

sık sık buraya geliyoruz” ifadelerini kullandı.


YAŞAYAN KADIKÖY<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

11<br />

Perran Kutman ve ailesi<br />

Haçapuri’de buluştu<br />

Türk sineması ve tiyatrosunun<br />

duayen ismi Perran<br />

Kutman, ailesiyle<br />

birlikte Kadıköy’ün önemli<br />

pide markası Haçapuri’de<br />

bir araya geldi. Kutman;<br />

“Haçapuri, eşim ve benim<br />

sıkça geldiğimiz bir yer.<br />

Bugün de bir aile yemeği<br />

için buraya geldik. Haçapuri,<br />

yaptığı pidelerle bizi<br />

kendisine bağladı” dedi.<br />

Bankacılar öğle yemeğinde<br />

Lahmacun<br />

Dükkânı’nda<br />

Devrim Göker, arkadaşlarıyla<br />

Tatar Salim’de<br />

Akmar Pasajı’nın en<br />

önemli kitapçılarından<br />

Nazım Kitabevi’nin<br />

sahibi Devrim Göker, Tarihi<br />

Kadıköy Çarşısı’nın yeni<br />

mekânlarından Tatar<br />

Salim’de arkadaşlarını<br />

ağırladı. Göker; “Tatar Salim<br />

çok güzel döner yapıyor.<br />

Açıldığı günden beri sıkça<br />

gidiyor ve arkadaşlarımı da<br />

burada yemekte ağırlıyorum.<br />

Bugün de onlardan<br />

biri” diye konuştu.<br />

Mila’nın 3. yaşı<br />

kutlandı<br />

Moda’nın önemli mağazalarından<br />

Mamamila’nın sahipleri<br />

Can ve İlda Yolaçan çiftinin<br />

kızları Mila’nın üçüncü yaşı, aile<br />

dostlarının katılımıyla kutlandı.<br />

Can Yolaçan; “Kızımızın üçüncü<br />

yaşını kutluyoruz. Aile büyüklerimiz<br />

ve yakın dostlarımızın katılımı<br />

bizleri çok mutlu etti. Herkese bu<br />

mutlu günümüzde bizleri yalnız bırakmadıkları<br />

için teşekkür ederiz”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

Baterist Sadi Göktuğ'un prova mekânı<br />

Artist Cafe & Atölye<br />

Caz müzik bateristi Sadi Göktuğ,<br />

prova alanı için seçtiği Artist<br />

Cafe & Atölye’de mola verirken objektiflerimize<br />

konuştu. Göktuğ; “Artist<br />

Cafe & Atölye, çalışma alanlarıyla<br />

sahne sanatları vb. sanat aktiviteleri<br />

ve provaları için çok uygun bir<br />

mekân. Aynı zamanda kafe olarak da<br />

faaliyet gösteren yerde, molalarda ve<br />

prova sonrasında güzel vakit geçiriliyor”<br />

söyleminde bulundu.<br />

Kadıköy’ün yeni<br />

lezzet noktalarından<br />

Lahmacun Dükkânı,<br />

yaptığı lahmacunlar ve<br />

güler yüzlü personeliyle<br />

kısa sürede tercih edilen<br />

mekânlardan biri oldu.<br />

Öğle zamanlarında ise<br />

bankacıların uğrak yerlerinden...<br />

Bankacı Cem<br />

Adıgüzel de bu kişiler<br />

arasında.<br />

Cem Bey; “Lahmacun<br />

Dükkânı, açıldığı günden<br />

bu yana tüm personelimizle<br />

tercih ettiğimiz<br />

bir yer. Lezzeti kadar sahipleri<br />

ve çalışanlarının<br />

ilgili servisiyle de öğle<br />

yemeklerimizde, hafta<br />

sonu Kadıköy ziyaretlerimizde<br />

mutlaka uğradığımız<br />

bir yer” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

Burçin Özkaya, KEV’de<br />

kahvaltıya kavuştu<br />

Tiyatro eğitmeni Burçin<br />

Özkaya, Moda’nın<br />

önemli mekânlarında<br />

KEV’de kahvaltı yaparken<br />

gazetemize konuştu.<br />

Burçin Hanım; “Moda’yı<br />

çok seviyorum ve KEV’i de<br />

ayrı seviyoruz. Uygun olan<br />

vakitlerde mutlaka KEV’e<br />

gelip, kahvaltı yapıyoruz.<br />

KEV’de kahvaltı etmek bir<br />

ayrıcalık” dedi.<br />

Aydın Şahin,<br />

BOB Burger’de<br />

Avrasya’nın en büyük yeni<br />

nesil kahve mekânı Coffeetopia<br />

Bahariye’nin sahibi<br />

Aydın Şahin, akşam yemeği<br />

için Moda’nın ödüllü hamburgercilerinden<br />

BOB Burger’i<br />

tercih etti. Aydın Bey; “BOB<br />

Burger’i arkadaşlarım tavsiye<br />

etti. Ekmeği ve eti aynı derecede<br />

kaliteli bir hamburger<br />

yapmışlar. Amerika’da yediğim<br />

hamburgerlerden bile daha iyi”<br />

şeklinde görüşlerini paylaştı.<br />

Fatoş Duygulucan ve arkadaşları Selanikli meşhur<br />

Kurufasulyeci’de<br />

Fatoş Duygulucan,<br />

emeklilik zamanlarını<br />

Moda’da geçiriyor.<br />

Arkadaşlarıyla buluşan<br />

Fatoş Hanım, Moda’daki<br />

Selanikli Meşhur Kurufasulyeci’de<br />

arkadaşlarıyla<br />

yemek yerken gazetemize<br />

şunları söyledi: “Kurufasulye,<br />

milli yemeğimiz.<br />

Bu yemeğimiz de en<br />

güzel Selanikli’de yenir.<br />

O yüzden canım arkadaşlarımla<br />

soluğu burada<br />

aldık.”<br />

Serkan Pınar,<br />

Charlotte Friender’i<br />

1848’de ağırladı<br />

Tasarımcı Serkan Pınar,<br />

arkadaşı Charlotte<br />

Friender’i Yeldeğirmeni’nin<br />

yeni mekânlarından<br />

1848’de ağırladı. Pınar; “Arkadaşım<br />

Charlotte ile uzun<br />

zamandır görüşemiyorduk.<br />

Onu Yeldeğirmeni’ne yeni<br />

bir soluk getiren 1848’de<br />

ağırlamak istedim” dedi.


12<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

Tarihi Kadıköy Çarşısı esnafı gazetemize konuştu:<br />

Çarşının değeri<br />

AKTÜEL<br />

BERK DEMİRTAŞ<br />

Anadolu Yakası’nın<br />

incisi, barındırdığı<br />

sayısız tarihi ve kültürel<br />

yapı ile başkent konumundaki<br />

Kadıköy, her geçen gün<br />

değişiyor. Ulaşım ağlarının<br />

artması ve Taksim-Cihangir<br />

bölgesinden ilginin Kadıköy’e<br />

geçmesiyle birlikte<br />

ilçenin nüfusu da bir hayli<br />

artış gösterdi. Sosyal anlamda<br />

pek çok farklılığı barındıran<br />

Kadıköy, aynı zamanda<br />

gezmek için gelenlere de<br />

tarihsel yapısıyla çeşitli<br />

olanaklar sunuyor. Bu tarihi<br />

yerlerden biri de Kadıköy<br />

Çarşısı...<br />

Kadıköy Çarşısı, geniş alana<br />

yayılmış dükkânlar ve güler<br />

yüzlü esnafıyla göze hoş gelen,<br />

alışveriş yapabileceğiniz<br />

mükemmel bir yaşam alanı.<br />

Kadıköy’ün artan nüfusuyla<br />

beraber Kadıköy Çarşısı da<br />

her geçen gün dolup taşıyor.<br />

Peki, çarşı esnafının dertleri<br />

neler? Belediye ne gibi<br />

olanaklar sağlayabiliyor?<br />

Nüfus artışıyla beraber eski<br />

ve yeni Kadıköy arasında<br />

ne gibi farklar var? Esnaf<br />

çarşı içinde hangi sıkıntıları<br />

yaşıyor ve belediyeden neler<br />

istiyor? Sizler için Kadıköy<br />

esnafının nabzını tuttuk. Buyurun,<br />

esnafın sesini beraber<br />

dinleyelim...<br />

“Artık alışverişe değil,<br />

gezmeye geliyorlar”<br />

Uzun yıllardır Tarihi Kadıköy<br />

Çarşısı’nda esnaflık yapan,<br />

İlhan Manav’ın sahibi Ahmet<br />

Çelik, eski çarşı insanının<br />

artık kalmadığını ve oluşan<br />

kalabalığın kuru kalabalık<br />

olduğunu dile getirerek,<br />

gazetemize şunları aktardı:<br />

“Kadıköy kabuk değiştirdi.<br />

Bunun en büyük sebebi,<br />

Taksim ve civarındaki insanların<br />

Kadıköy’e gelmesi.<br />

Örneğin, eskiden Kadıköy’de<br />

hayat gece 11-12 gibi biterken,<br />

artık sabahlara kadar<br />

bilinmiyor!<br />

İlhan Manav’ın sahibi Ahmet Çelik Ecevitler Şarküteri’nin sahibi Nural Ecevit Şen Balık’ın sahibi elli yıllık esnaf Cengiz Uğur<br />

süren bir eğlence hayatı var.<br />

Gece kulüplerinin açılması,<br />

her yerde insan akışının geç<br />

saatlere kadar sürmesini<br />

sağlıyor. Fakat çarşı kötü<br />

halde, birçok dükkân kapanıyor.<br />

Balıkçılar da buradan<br />

kalkarsa burası biter. Bakın<br />

bayram bitti, dükkânların<br />

dolup taşması lâzım, buyurun<br />

işte görüyorsunuz dükkânlar<br />

bomboş. Müşterilerimiz<br />

eskisi kadar fazla değil<br />

ve gün geçtikçe de azalmaya<br />

devam ediyor. Artık buraya<br />

gelen insan alışverişe değil,<br />

gezmeye veya meyhaneye<br />

içki içmeye geliyor. Belediye<br />

gerekirse burası için tanıtıcı<br />

afişler hazırlayıp, halkı ve<br />

turistleri bilgilendirmeli. Bir<br />

farkındalık yaratılması şart.<br />

Yoksa çoğu alışveriş dükkânı<br />

kapatıp gidecek.”<br />

“Çarşının değeri yeteri<br />

kadar bilinmiyor”<br />

Bir başka Kadıköy Çarşısı esnafı,<br />

Ecevitler Şarküteri’nin<br />

sahibi Nural Ecevit’in de<br />

yorumlarını aldık. Çarşının<br />

değerinin yeterli kadar bilinmediğini<br />

ve içki mekânları<br />

dışındaki esnafın oldukça<br />

zorluk çektiğini aktaran Ecevit,<br />

sözlerini şöyle sürdürdü:<br />

“Şu anda benim bildiğim<br />

Belediye tinerciler konusunda önlem almalı!<br />

Baloğlu<br />

Kuruyemiş<br />

Baharat’ın sahibi<br />

Ayhan Baloğlu<br />

Kadıköy’de yirminin üzerinde<br />

oyun ve tiyatro salonu<br />

var, sanata büyük yatırım<br />

yapılıyor. Hal böyle olunca<br />

sanatsever halk, Kadıköy’e<br />

akın etmeye başlıyor. Fakat<br />

Kadıköy, alışveriş bakımından<br />

kuru kalabalığa sahip.<br />

Bu kalabalıktan doğal olarak<br />

içki mekânları veya yemek<br />

dükkânları bir hayli memnundur.<br />

Bizim gibi şarküterilerde<br />

veya baharatçılarda ise<br />

büyük sıkıntılar oluyor.”<br />

“Belediye tinerciler konusunda<br />

önlem almalı”<br />

Kadıköy Çarşısı dendiği<br />

zaman aklımıza hemen<br />

balıkçılar gelir. Çarşının<br />

belkemiği diye nitelendirilen<br />

balıkçılar, buranın olmazsa<br />

olmazı olarak görülüyor.<br />

Çarşıya girdiğimiz zaman<br />

hemen sol tarafta kalan<br />

Şen Balık’ın sahibi elli yıllık<br />

esnaf Cengiz Uğur; “Belediyenin<br />

çarşıya gerekli kadar<br />

ilgi gösterdiğini düşünmüyorum.<br />

Özellikle bu tinerciler,<br />

dilenciler nasıl bu kadar<br />

artabilir?! Müşteri gelmiş<br />

benden balık alacak, tinerci<br />

geliyor yapışıyor, ‘Abla bana<br />

da alır mısın, para verir<br />

misin?’ diye. Bu olaydan<br />

sonra müşteri tekrar gelmez<br />

ki buraya alışveriş yapmaya.<br />

Kadıköy Belediyesi bu dilencileri<br />

görmüyor mu? Sanki<br />

tinercilerin işyeri burasıymış<br />

gibi insanları rahatsız ediyorlar.<br />

300 yıllık bir tarihten<br />

bahsediyoruz, bu kadar<br />

umursamazlık olmamalı.<br />

Bir an önce önlem alınmalı”<br />

şeklinde konuştu.<br />

“Çarşının üzerinin kapatılması<br />

şart”<br />

Kadıköy Çarşısı’nın üzerinin<br />

kapatılması için yıllardır<br />

uğraşan çarşı esnafı, hâlâ<br />

bir sonuç alabilmiş değil.<br />

Zamanında esnafın çarşının<br />

üstünün kapatılması için<br />

başvurduğunu, fakat “yangın<br />

çıkabilir” sebebi sunularak<br />

reddedildiğini belirten<br />

Baloğlu Kuruyemiş Baharat’ın<br />

sahibi Ayhan Baloğlu,<br />

konuyla alakalı görüşlerine<br />

şöyle devam etti: “Çok<br />

değerli bir çarşımız var ama<br />

belediyemizin yeteri kadar<br />

umursadığını düşünmüyorum.<br />

Bu çarşının üzerinin<br />

kapatılması kesinlikle şart!<br />

Belediyeye zamanında<br />

‘Çarşının üstünü kapatalım.<br />

İnsanlar kışın yağmur, çamur<br />

içinde yürümesin’ diye<br />

başvuruda bulunuldu, fakat<br />

olumlu sonuç alınamadı.<br />

Yangından korkuyorsan ona<br />

göre tasarımını yaparsın, önlemleri<br />

aldırtırsın. Örneğin,<br />

her iş yerinde yangına karşı<br />

kullanılacak alet edevatı zorunlu<br />

tutarsın. Yani deprem<br />

oluyor diye ev yapmamak<br />

gibi bir şey olabilir mi? Yakın<br />

bir zamanda çözüm bulunur<br />

umarım.”


AKTÜEL<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

13<br />

■ MODA ÇAY BAHÇELERİ<br />

Moda’da<br />

1000<br />

■ NİTELİKLİ KİTAPLARIN ADRESİ<br />

TARİHÇİ KİTABEVİ<br />

2009 yılında Necip ve<br />

Nevin Azakoğlu çiftinin<br />

kurduğu Tarihçi Kitabevi,<br />

Kadıköy ve Moda’nın<br />

en nitelikli kitabevlerinden<br />

biri. Yeni baskı kitapların<br />

yer aldığı mekânda başta<br />

tarih olmak üzere bilim,<br />

felsefe ve edebiyat üzerine<br />

yayınlar bulunuyor. Aynı<br />

zamanda çeşitli söyleşilerin<br />

de yapıldığı mekân,<br />

Moda’nın simgelerinden<br />

biri durumunda.<br />

Bir gelenektir Moda’daki<br />

çay bahçelerine uğramak.<br />

Moda demek,<br />

aynı zamanda da bu çay<br />

bahçelerinde oturmak<br />

demektir. Tarihi Yarımada’ya,<br />

Adalar’a, Marmara’ya<br />

bakan eşsiz manzarasıyla<br />

Moda’da yapılması gereken<br />

en önemli aktivi-<br />

telerin başında gelir. Bu<br />

güzel havalarda kahvaltı<br />

yapmak için gidilebilecek<br />

adreslerden biridir<br />

Moda’daki çay bahçeleri.<br />

Dışardan getirebileceğiniz<br />

kahvaltılık ürünler ve<br />

buradaki mekânlardan<br />

söyleyeceğiniz çayla eşsiz<br />

bir kahvaltı yapın.<br />

ADIM<br />

REHA KADAK<br />

■ KAHVELER “BEN”DEN<br />

Ben Coffee Roasters, Robert Ben’in uzun yıllar<br />

yurt dışında üçüncü dalga kahve anlayışına dair<br />

araştırmalar yapması ve eğitimler alması sonucunda<br />

2015 yılında Moda’da açtığı, semtin ilk üçüncü<br />

dalga kahve mekânlarından biri. Dünyada kahvesiyle<br />

meşhur olan önemli ülkelerinin çekirdekleri Robert<br />

Ben’in atölyesinde kavruluyor. Espresso, Americano,<br />

filtre kahve, latte gibi kahve türlerinin yanı sıra Chemex,<br />

V60, Syphon gibi üçüncü dalga kahve demleme<br />

çeşitlerinden de eşsiz kahveler içebilir, yine bu manuel<br />

demleme aparatlarını ve kahve çekirdeklerini<br />

Ben’den satın alabilirsiniz.<br />

■ TAZE SÜTTEN ENFES DONDURMALAR:<br />

ALİ USTA<br />

Moda Caddesi üzerinde<br />

yaz aylarında<br />

bir kuyruk oluşur.<br />

Bu kuyruğun tek nedeni,<br />

dondurmalarıyla ünlü Ali<br />

Usta... Ali Usta, 60’lı yıllarda<br />

Rize’den İstanbul’a gelir<br />

ve dondurma işini öğrenir.<br />

1968 yılında da Moda’daki<br />

ilk ve tek şubeli yerini açar.<br />

Ali Usta’da yiyeceğiniz<br />

dondurmalar, İstanbul’da<br />

en iyisi ve Türkiye’de de en<br />

iyi dondurmalar arasında.<br />

Günlük taze sütten yapılan<br />

sakızlı, kestaneli, fıstıklı,<br />

kahveli, vişneli, limonlu,<br />

cevizli, vanilyalı, kaymaklı,<br />

çikolatalı, bademli, karamelli,<br />

kendi özel tarifiyle<br />

Santa Maria dondurması ve<br />

dahası Ali Usta’da. Yaz aylarında<br />

da kış aylarında da<br />

Ali Usta’da dondurma yenir.<br />

Bu kuyrukta beklemeye<br />

değer.<br />

Kadıköy’ümüz, içinde<br />

ruhu olan semtleri<br />

barındırır. Hele<br />

mevsimlerden yazsa, bir<br />

başka olur bu semtlerimizden<br />

biri. Moda demek<br />

Kadıköy demektir, Kadıköy<br />

demek de Moda...<br />

Moda, tarihi çok eskilere<br />

dayanan bir semtimiz. İlk<br />

önce Fenikelilerin adım<br />

attığı Moda, Osmanlı<br />

zamanında da cazibesini<br />

devam ettirmiş. Tanzimat<br />

döneminde Batılılaşma<br />

hareketiyle başta<br />

İngilizler olmak üzere<br />

Osmanlı içindeki azınlık<br />

nüfusun bu bölgeye<br />

akın etmesiyle popüler<br />

olan semtimize “Moda”<br />

denmiş. Şimdilerde geniş<br />

bir bölgeyi kapsayan<br />

Moda, yaz aylarının da<br />

gelmesiyle yeme içme<br />

ve alışverişten eğlenceye<br />

kadar çeşitli alternatifleriyle<br />

hâlâ “Moda”<br />

durumda. Gazetemizde<br />

geçen sayımızda başlattığımız<br />

“1000 adım”lık yazı<br />

dizimizde bu ay Moda’yı<br />

ele alıyor ve güzel semtimizde<br />

“1000 adım” içinde<br />

yapabileceğiniz bir rota<br />

oluşturuyoruz.<br />

■ MODALI BİR SELANİKLİNİN MEŞHUR KURU FASULYELERİ<br />

Zafer Yavuz tarafından<br />

15 yıl önce<br />

Kadıköy Rıhtım’daki<br />

Deniz Hotel’in yanında<br />

açılan Selanikli Meşhur<br />

Kuru Fasulyeci, beş yıldır<br />

Moda Caddesi üzerin-<br />

de faaliyet gösteriyor.<br />

Moda’ya geldiği günden<br />

bu yana hatırı sayılır bir<br />

müşteri kitlesi edinen<br />

lezzet durağında başrolü<br />

elbette kuru fasulye<br />

alıyor. Sade, sucuklu ve<br />

pastırmalı yapılan kuru<br />

fasulye çeşitlerine pilav<br />

ve bulgur eşlik ederken,<br />

bir göçmen klasiği olan<br />

Edirne tava ciğeri ve<br />

Selanik köfte de menüde<br />

bulunuyor.<br />

■ MEVSİMLERDEN YAZSA, ADRES<br />

MODA PARKI<br />

Mevsimlerden yaz olmasa da yeter ki kuru hava<br />

olsun; insanlar alır piknik sandalyelerini,<br />

örtülerini, yemeklerini ve doğru Moda Parkı’na<br />

giderler. Fakat mevsimlerden yazsa bir başka olur<br />

Moda Parkı. Kitabını okuyan, pikniğini yapan, hayvanlarını<br />

gezdiren, bisikletini süren, basketbolunu<br />

oynayan, arkadaşlarıyla güzel vakit geçirmek isteyen<br />

herkes denizin kenarında, Moda Parkı’nda alır soluğu.<br />

Moda Parkı’nda bir mola verin.<br />

■ YAZ KONSERLERİ MODA KAYIKHANE’DE<br />

Anadolu Yakası’nda geniş mekânı, konumu ve<br />

sahne alan sanatçılarıyla kısa sürede adından<br />

söz ettiren Moda Kayıkhane’de yaz aylarında açık<br />

havada, deniz kenarında müziğimizin önemli seslerini<br />

dinleyebilirsiniz. Gecenizin finalini de Moda Kayıkhane’de<br />

keyifli bir konsere giderek bitirin.<br />

■ 81300 MODA: BARIŞ MANÇO MÜZESİ<br />

81300 Moda adresini<br />

“7’den 77’ye” ülkemizdeki<br />

herkes bilir. Bu<br />

adres, gönlümüzdeki yeri<br />

asla dolmayacak olan Barış<br />

Manço’nun evinin adresi. Kadıköy<br />

Belediyesi tarafından<br />

müzeye çevrilen ev, Moda’ya<br />

gelenlerin uğraması gereken<br />

yerler arasında. Barış Manço<br />

ve ailesine ait özel eşyaların<br />

sergilendiği bu güzel müze,<br />

sizi geçmişe dair keyifli bir<br />

yolculuğa çıkaracak.<br />

■ MODA’NIN VE İSTANBUL’UN BİR MEYHANE KLASİĞİ: KOÇO<br />

Koço, 1928 yılından beri<br />

Moda ve İstanbul’un<br />

hâlâ ayakta olan<br />

meşhur meyhanelerinden<br />

biri. Geniş mekânı, deniz<br />

manzarası, balık çeşitleri ve<br />

mezeleriyle hem damağınıza<br />

hem de ruhunuza hitap<br />

edecek özel bir mekân.<br />

Moda’da güzel bir akşam<br />

geçirmek için Koço, ilk<br />

adreslerin başında geliyor.


14<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

ÜSKÜDAR<br />

Kuzguncuk'ta yol ve<br />

kaldırım çalışmaları<br />

devam ediyor.<br />

Üsküdar Belediyesi<br />

tarafından başlatılan<br />

ve yaklaşık üç yıldır<br />

belirli aralıklarla<br />

süren çalışmalar,<br />

esnaflar ve halktan<br />

tepki görüyor.<br />

Kuzguncuk’ta<br />

altyapı krizi!<br />

Validebağ Korusu,<br />

'Millet Bahçesi' olacak!<br />

BERK DEMİRTAŞ<br />

Birçok film ve diziye ev<br />

sahipliği yapan Kuzguncuk,<br />

altyapı sorunlarıyla<br />

boğuşuyor. Ziyaretçilerine<br />

uzun yıllardır şehir içinde<br />

köy hayatının tadını yaşatan<br />

mahalle, üç yıldır yol ve<br />

kaldırım çalışmaları ile<br />

boğuşuyor. Mahalle sakinleri<br />

çalışmaların gerektiğinden<br />

çok daha uzun sürmesine<br />

tepki gösterirken; esnaflar<br />

ise iş kaybı yaşadıklarını dile<br />

getirerek, sokaklarda yürümekte<br />

zorluk yaşadıklarını<br />

ifade ediyor.<br />

“Park sorunu yaşıyoruz”<br />

Kuzguncuk Mahallesi<br />

Muhtarı Ali Faik Kaptan, bölgedeki<br />

çalışmaların ilk defa<br />

İSKİ’nin altyapı çalışmalarıyla<br />

başladığını belirterek, gazetemize<br />

şu açıklamalarda<br />

bulundu: “Yapılan çalışmaların<br />

çok başarılı olduğunu<br />

söyleyemeyeceğim. Örneğin,<br />

yol daraltıldığı için park sorunu<br />

yaşıyoruz. Kuzguncuk’a<br />

Kuzguncuk Mahallesi Muhtarı Ali Faik Kaptan...<br />

gelecek vatandaşlarımızdan<br />

ricamız araçsız gelmeleri,<br />

çünkü yeterli park alanlarımız<br />

yok. Bazı sıkıntılar<br />

yaşıyoruz tabi ama daha iyi<br />

bir caddeye sahip olabilmek<br />

için sabırlı olmalıyız.”<br />

“Mağdur olan esnafa<br />

yardım edilmeliydi”<br />

Uzun süredir yol ve kaldırım<br />

kazılarının devam ettiğini<br />

söyleyen Kuzguncuk esnafı<br />

ise, bir an önce çalışmaların<br />

sonlanmasını bekliyor.<br />

Bazen iş yerlerinin 2-3 hafta<br />

kapalı kaldığını vurgulayan<br />

dükkân sahipleri, çalışmaların<br />

daha da uzayacağından<br />

endişe duyuyor. Konuya<br />

ilişkin görüşüne başvurduğumuz<br />

Kuzguncuk Çikolata<br />

Kahve dükkânı sahibi Fırat<br />

Darama; “Burada önce bir<br />

altyapı çalışması oldu, ardından<br />

enerji güçlendirilmesi,<br />

tam her şey bitti derken<br />

şimdi de kaldırım çalışmaları<br />

başladı. Benim dükkânımın<br />

yer aldığı İcadiye<br />

Caddesi, Anadolu Yakası’nın<br />

en prestijli caddelerinden<br />

Kuzguncuk Çikolata Kahve dükkânı sahibi Fırat Darama<br />

ama esnaflar ve halk olarak<br />

mağduruz. Çalışma kesinlikle<br />

gerekiyordu, fakat keşke<br />

mağdur olanlara belediye<br />

tarafından yardım edilseydi”<br />

şeklinde konuştu.<br />

“Kuzguncuk çok özel bir<br />

yer”<br />

Bir diğer semt sakini ve<br />

esnaf, La Mekan’ın sahibi<br />

Metin Sever de “Kuzguncuk<br />

çok özel bir yer. Açıkçası<br />

böyle bir düzenlemeye de<br />

ihtiyacı vardı. Eksiklerine<br />

rağmen eskisine göre daha<br />

derli toplu bir yapı oluştu<br />

tabi ama çok uzun sürdü.<br />

Günümüz teknolojisi ile<br />

düşününce bu sürenin kabul<br />

edilebilir olduğunu söyleyemem”<br />

dedi.<br />

Metin Sever<br />

İstanbul Büyükşehir<br />

Belediyesi (İBB), birinci<br />

derece doğal SİT koruma<br />

alanı Üsküdar’daki<br />

Validebağ Korusu’na<br />

‘peyzaj projesi’ yapmak<br />

için Koruma Kurulu’na<br />

başvurdu. Korunun 35<br />

dönümünü kapsayacak,<br />

içerisinde fitness alanları<br />

ve yürüyüş parkurları<br />

bulunacak ‘Millet Bahçesi’<br />

projesi için kuruldan çıkacak<br />

karar bekleniyor.<br />

İBB Park ve Bahçeler<br />

Müdürlüğü, Validebağ<br />

Korusu’nda ‘peyzaj projesi’<br />

yapmak için Koruma<br />

Kurulu’na başvurdu.<br />

Kurula sunulan ‘Validebağ<br />

Korusu Millet Bahçesi’<br />

projesiyle büyük oranda<br />

tahrip olan mevcut sert<br />

zemin, basit onarım<br />

kapsamında rehabilite<br />

edilecek. Bu kapsamda<br />

354 dönüm olan Validebağ<br />

Korusu’nun 35<br />

dönümünde basit onarım<br />

yapılması hedefleniyor.<br />

İBB’den yapılan açıklamaya<br />

göre; koruda yürüyüş,<br />

koşu ve bisiklet parkuru,<br />

çocuk oyun alanları ve<br />

fitness alanları planlanıyor.<br />

Çalışmalar sırasında<br />

granit doğal taş zemin<br />

kaplaması, dişli kum,<br />

çim taşı, ahşap travers ve<br />

granit bordür malzemesi<br />

kullanılacak.<br />

Koruya dokunmayın!<br />

Koruda yapılaşma<br />

endişesi yaratan ‘Millet<br />

Bahçesi’ ile ilgili semt<br />

sakinlerinin oluşturduğu<br />

Validebağ Gönüllüleri;<br />

“Validebağ Korusu zaten<br />

millet malıdır. Korunun<br />

ayrıca ‘Millet Bahçesi’ yapılmasına<br />

ihtiyacı yoktur.<br />

Koruya dokunmayın!”<br />

çağrısı yaptı. Korunun<br />

354 dönüm büyüklüğüyle<br />

Anadolu Yakası’nın en<br />

önemli yeşil alanlarından<br />

birisi olduğuna dikkat çeken<br />

Validebağ Gönüllüleri,<br />

korunun 1999’dan bu yana<br />

birinci derece doğal ve<br />

tarihi SİT alanı olduğunu<br />

hatırlattı.<br />

Üsküdar'a Engelsiz<br />

Yaşam Merkezi<br />

Tantavi Tüneli'ne<br />

ses bariyeri talebi<br />

Üsküdar’daki Tantavi<br />

Tüneli çevresindeki<br />

konutlarda oturanlar,<br />

araç seslerinden oluşan<br />

gürültüye karşı ses bariyeri<br />

kurulmasını istiyor.<br />

Şile Otoyolu üzerindeki<br />

Tantavi Tüneli’nden<br />

özellikle gece saatlerinde<br />

süratli araçların geçiş<br />

sırasında oluşturduğu ses<br />

nedeniyle uyuyamadıklarını<br />

anlatan mahalle<br />

sakinleri, sıkıntının<br />

giderilmesi için çözüm<br />

üretilmesini bekliyor.<br />

Daha önce konuyla ilgili<br />

imza kampanyası başlattıklarını<br />

hatırlatan mahalleliler,<br />

gürültüyü önlemek<br />

için ses bariyeri ve benzeri<br />

önlemlerin alınmasını<br />

istedi. Tüneldeki araçlardan<br />

kaynaklanan yüksek<br />

ve uğultulu ses nedeniyle<br />

evde sağlıklı şekilde sözlü<br />

iletişim kuramadıklarını<br />

belirten çevre sakinleri;<br />

“Senelerdir bu sorunla<br />

uğraşıyoruz. Yaşam<br />

standardımız normal bir<br />

seviyeye gelmiyor. Sürekli<br />

bağırarak konuşmak<br />

zorunda kalıyoruz. Korna<br />

ve araç sesleri bizi çok<br />

rahatsız ediyor. Camlar<br />

açık olduğu zaman evde<br />

ailemiz ile konuşamıyoruz”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

Üsküdar Bulgurlu Mahallesi’nde<br />

yapımı biten,<br />

hizmet anlamında Türkiye’de<br />

ilk ve tek olan Üsküdar<br />

Engelsiz Yaşam Merkezi<br />

açılıyor. Resmi açılışı Eylül<br />

ayı içerisinde yapılacak olan<br />

merkezde, engelli bireylerin<br />

rehabilitasyonu için tüm<br />

ayrıntılar düşünüldü.<br />

Kadın ve erkeklere yönelik iki<br />

ayrı yüzme havuzu, akranlarla<br />

paylaşım odası, oyun eğlence<br />

odası, çok amaçlı etkinlikler<br />

salonu, okuma salonu,<br />

kafeterya gibi birçok bölümden<br />

oluşan merkeze aileler<br />

engelli çocuklarını emanet<br />

ederek, kendi gündelik işlerini<br />

yapabilecek. Engelli birey sahibi<br />

ailelerin hayatını önemli<br />

ölçüde kolaylaştıracak, engelli<br />

bireylerimize sıcak bir yuva<br />

görevi görecek olan merkez,<br />

yeşillikler içinde ve modern<br />

bir tasarımla inşa edildi.<br />

Tarihi dokuyu bozan tabelalar indirildi<br />

Üsküdar’da Valide-i Cedid<br />

Camii ve Balaban Tekkesi<br />

civarındaki iş yerlerinin<br />

tarihi dokuya uygun olmayan<br />

tabelaları, zabıta görevlileri<br />

tarafından indirildi. İşyeri<br />

sahipleri, tarihi dokuya uygun<br />

tabelalar yaptırmaları konusunda<br />

uyarıldı. Ekiplerin<br />

çalışmasını ilgiyle izleyen<br />

vatandaşlar, uygulamadan<br />

duydukları memnuniyetlerini<br />

belirtti.


ATAŞEHİR<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

15<br />

12 ülkeden 70 genç<br />

Ataşehir'de bir<br />

araya geldi<br />

“Gümüş Ufuklar”<br />

ve “Yeşil Dünya”<br />

projeleri kapsamında<br />

Ataşehirli gençlerle<br />

buluşan yabancı<br />

öğrenciler birbirlerinin<br />

kültürlerini tanırken,<br />

yabancı dil pratiklerini<br />

de geliştirdiler.<br />

Ataşehir Belediyesi ve<br />

Uluslararası Gençlik Örgütü<br />

AIESEC, Ataşehirli<br />

gençler için bu yıl hazırladıkları<br />

iki projeyi hayata geçirdi.<br />

Almanya, Çin, Mısır, Kazakistan,<br />

Arnavutluk, Slovakya,<br />

Tacikistan, Cezayir, Pakistan,<br />

Türkan Saylan'a<br />

yeni hekim kadrosu<br />

Ataşehir Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü’ne bağlı olarak hizmet<br />

veren Prof. Dr. Türkan Saylan Tıp Merkezi, yenilenen hekim kadrosuyla<br />

hizmetlerine devam ediyor.<br />

12 farklı alanda uzman<br />

personeli, teknolojik imkânları,<br />

gelişmiş tanı ve<br />

tedavi metotları ile Prof. Dr.<br />

Türkan Saylan Tıp Merkezi,<br />

vatandaşlara hızlı ve kaliteli<br />

bir şekilde sağlık hizmeti<br />

sunmayı hedefliyor. Ataşehir<br />

Belediyesi’nin kurulduktan<br />

sonra ilk projelerinden olan<br />

Prof. Dr. Türkan Saylan Tıp<br />

Merkezi, kadrosunu büyüterek<br />

ve yenileyerek çalışmalarını<br />

sürdürüyor.<br />

Birçok farklı alanda hizmet<br />

veriliyor<br />

Sosyal Güvenlik Kurumu<br />

Fas, Ukrayna ve Rusya’dan<br />

gelen 70 öğrenci, Ataşehir<br />

Belediyesi’nde buluştu.<br />

Yurt dışından gelen 70<br />

misafir öğrenci ile 14-18 yaş<br />

arasındaki Ataşehirli gençler,<br />

Ferhatpaşa Gençlik Merkebünyesindeki<br />

(SSK, Bağ-Kur,<br />

Emekli Sandığı) tüm çalışan,<br />

emekli vatandaşlar ve 18 yaş<br />

altı çocuklar, Prof. Dr. Türkan<br />

Saylan Tıp Merkezi’nden<br />

hiçbir ücret ödemeden yararlanabiliyor.<br />

Sosyal güvencesi<br />

bulunmayan vatandaşlar ise<br />

tıp merkezinden asgari bir<br />

ücret ödeyerek yararlanabiliyor.<br />

Prof. Dr. Türkan Saylan<br />

zi’nde Yeşil Dünya Projesi’nde,<br />

Neşet Ertaş Kültürevi’nde<br />

ise Gümüş Ufuklar Projesi’nde<br />

çalışma programına katıldı.<br />

“Gümüş Ufuklar” ve “Yeşil<br />

Dünya” projelerine katılan<br />

gençler hem İngilizcelerini<br />

pratiğe dökmek için fırsat<br />

Tıp Merkezi’nde Diş Sağlığı,<br />

Dahiliye, Cildiye, Kadın<br />

Doğum, Çocuk Hastalıkları,<br />

Mikrobiyoloji, Biyokimya,<br />

Radyoloji, Aile Hekimliği,<br />

Göz, Acil ve Kulak- Burun-Boğaz<br />

branşlarında<br />

faaliyet gösterilirken, Portör<br />

ve Evlilik Öncesi Danışmanlık<br />

alanlarında da hizmet<br />

veriliyor.<br />

yakaladı, hem de dünya<br />

sorunlarına dair farkındalık<br />

yaratıp, çözüm üretmek için<br />

çalıştı.<br />

İstanbul’u çok sevdiler<br />

Ataşehirli öğrencilerle<br />

misafir öğrenciler, günlük<br />

programlar dâhilinde birlikte<br />

atölyelere katıldı, dans etti,<br />

farklı ülkelerin kültürlerini<br />

tanıma ve dillerini öğrenme<br />

imkânına sahip oldu. Hem<br />

eğlenen hem de öğrenen<br />

öğrenciler, yaz tatillerini de<br />

keyifli bir şekilde geçirdi.<br />

Alan ve veren eller<br />

Ataşehir’de buluşuyor<br />

İkinci el eşya toplama<br />

ve bunları ihtiyaç<br />

sahipleriyle buluşturma<br />

çalışmalarını sürdüren<br />

Ataşehir Belediyesi, beş<br />

yılda 3 bin 300 haneye<br />

ikinci el eşya yardımında<br />

bulundu.<br />

Ataşehir Belediyesi,<br />

sürdürdüğü ikinci el eşya<br />

toplama ve bunları ihtiyaç<br />

sahipleriyle buluşturma<br />

çalışmalarında son 5 yılda<br />

3 bin 300 haneye ikinci<br />

el eşya yardımı yaptı. Bu<br />

kapsamda yatak, çekyat,<br />

koltuk, halı, ocak, fırın,<br />

masa, sandalye ve soba<br />

gibi eşyalardan; buzdolabı,<br />

televizyon, çamaşır<br />

makinesi, bulaşık makinesi,<br />

elektrikli süpürge gibi<br />

beyaz eşyaya kadar tüm<br />

bağışlar, ihtiyaç sahiplerine<br />

ulaştırılıyor. Bağışlanacak<br />

eşyalar, görevli<br />

belediye personeli tarafından<br />

uygunluğu onaylandıktan<br />

sonra en geç 3 gün<br />

içerisinde vatandaşların<br />

adreslerinden ücretsiz<br />

olarak teslim alınıyor.<br />

İhtiyaç sahibi vatandaşlar<br />

ise Sosyal Yardım İşleri<br />

Müdürlüğü’ne başvurularını<br />

yapıyor, ardından<br />

görevli personel tarafından<br />

durumları incelenip<br />

onaylanıyor. Sonrasında<br />

da bağışlanan eşyalar,<br />

yoksul ve ihtiyaç sahibi<br />

vatandaşların evlerine<br />

ulaştırılıyor.<br />

Sanat ve eğlencenin adresi Ataşehir<br />

Ataşehir Belediyesi Kadın ve<br />

Aile Hizmetleri Müdürlüğü,<br />

7-13 yaş arasındaki çocukların<br />

yaz tatillerini en iyi şekilde<br />

değerlendirmeleri amacıyla düzenlediği<br />

Yaz Yetenek Okulları’nda<br />

birçok etkinliğe imza attı.<br />

Ataşehir Deniz Gezmiş Parkı’nda<br />

gerçekleştirilen Yaz Yetenek<br />

Okulları’nda öğrenim gören<br />

çocuklar; drama, koro ve halk<br />

oyunları alanlarında performanslarını<br />

sergileyerek, ailelerinden<br />

büyük alkış aldı. Eski oyunlar<br />

halat çekme, çuval yarışı, resim,<br />

kilden heykel yapımı, uçurtma,<br />

topaç yarışması, yüz boyama, deri<br />

bileklik yapımı, yoga, satranç gibi<br />

atölyelerin yapıldığı etkinlikte,<br />

çocuklar gönüllerince eğlenerek<br />

keyifli bir gün geçirdi.<br />

Çocuklar doyasıya eğlendi<br />

Doyasıya eğlenen çocuklara,<br />

patlamış mısır ve pamuk şekeri<br />

ikram edildi. Etkinlik boyunca<br />

çocukları yalnız bırakmayan Ataşehir<br />

Belediye Başkan Yardımcısı<br />

Orhan Çerkez ve belediye birim<br />

müdürleri, çocukların mutluluğuna<br />

ortak oldu. Kayışdağı Lions,<br />

İnönü, Mustafa Kemal, Ferhatpaşa,<br />

Mevlana Ataevlerinde yapılan<br />

eğitimlere katılan Ataşehirli<br />

çocuklara; eğlenceli matematik,<br />

etkinlik havuzu, drama, oyunlu<br />

İngilizce, bilim dünyası, dans,<br />

hayal atölyesi, satranç ve aşçılık<br />

alanlarında dersler verildi.<br />

Orhan BAHTİYAR<br />

DÜŞTEPE OYUN<br />

MÜZESİ<br />

Günümüzde çocuğa yönelik kurulan<br />

tematik müzeciliğin geleceğe neler taşıdığını<br />

anlamak için, öncelikle müzenin<br />

üzerine inşa edildiği temanın tarihini<br />

bilmek ve özümsemek gereklidir. Oyuncak tarihi,<br />

insanlığın varoluşu ile başlar. Bugün bir arkeoloji<br />

müzesine gittiğimizde 5-6 bin yıllık oyuncak<br />

örneklerini görebiliriz. Özellikle endüstri devrimi<br />

ile birlikte oyuncağın el yapımı olmaktan çıkıp, bir<br />

endüstri ve bunun sonunda bir pazar halini aldığını<br />

görmekteyiz. Enteresan olan, 1. Dünya Savaşı’ndan<br />

sonra Almanya, 2. Dünya Savaşı’ndan<br />

sonra da Japonya’nın dünya oyuncak üretiminde<br />

lider konuma gelmesidir. Peki neden? Neden bu<br />

ülkeler inşaat, gıda ya da başka bir sektör dururken<br />

oyuncak üretiminde dünya lideri oldular?<br />

Çünkü onlar, savaşın ve hatta alınan yenilginin<br />

çocuklar üzerinde yarattığı travmanın ancak oyun<br />

ve oyuncakla tedavi edileceğini biliyorlardı. Bu<br />

kültüre, entellektüel birikime ve bilgi birikimine<br />

sahiptiler.<br />

***<br />

İlk bakışta oyun ve oyuncağı birbirinden ayıramayız.<br />

Zaten ayırmak da doğru bir bakış açışı<br />

değildir. Oyun ve oyuncak, birbirini tamamlayan<br />

iki farklı disiplindir. Görünürdeki tek ama en<br />

büyük fark, oyuncakla oynamanın kuralsızlığına<br />

karşın, çocuk oyunları tamamen bir disiplin ve<br />

kurallar bütününden oluşmaktadır. Peki, insanoğlu<br />

çocuğun oyuncakla özgürce oynaması dururken,<br />

neden onu bir kural ve disiplin çerçevesine oturtarak,<br />

buna “oyun” adını vermiştir? Bu sorunun<br />

cevabını, çocuk oyunlarının ortaya çıkış dönemi<br />

olan ve Victoria Dönemi olarak bilinen 1850’li<br />

yıllarda bulabiliriz. Tabi ki oyunlar çok daha önceden<br />

de vardı. Bu oyunları, Pieter Bruegel’in 1560<br />

tarihli “Çocuk Oyunları” tablosunda görebiliriz.<br />

Fakat masaüstü oyun kültürünün çıkışı ve bir endüstri<br />

halini alışı Victoria Dönemi’ndedir. 1850’li<br />

yıllara kadar çocuk, doğduğu an itibariyle yaşayıp<br />

yaşamayacağı belli olmayan, geleceği belirsiz<br />

bir varlık olarak görülürdü. Bunun sebebi, salgın<br />

hastalıklar ve koruyucu aşıların henüz insanlığın<br />

hizmetine sunulmamış olmasıydı. Victoria Dönemi<br />

dediğimiz bu dönemde, tıpta gösterilen büyük<br />

gelişmeler sonunda koruyucu aşılar bulunmuş ve<br />

dünyaya gelen çocukların hayatı bu aşılarla garanti<br />

altına alınmıştı.<br />

***<br />

Gelecek endişesinin ortadan kalkması, gelişmiş<br />

ülkelerde şu sorunun oluşmasını sağladı; “Biz bu<br />

çocukların hayal dünyasına ne katabilir, çocukları<br />

geçmişi unutturmadan geleceğe nasıl taşıyabiliriz?”<br />

‘Board game’ olarak bildiğimiz ilk masaüstü<br />

oyunları, bu sorunun cevabıdır aslında. Masaüstü<br />

oyun sektöründe ABD’nin tartışmasız üstünlüğü<br />

söz konusudur. Masaüstü oyunların tarihine,<br />

tasarım ve üretimini yapan insanların geçmişine<br />

baktığımızda masaüstü oyunların ve bu oyunları<br />

tema olarak alan müzelerin geleceğe ne taşıdığı<br />

daha net anlaşılacaktır.<br />

***<br />

İşte, Düştepe Oyun Müzesi de bu doğrultuda<br />

Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin talebi<br />

ve Sunay Akın’ın küratörlüğü ile 2015 yılında<br />

kuruldu. Müze koleksiyonu, Sunay Akın’ın 10<br />

yıldır 20 farklı ülkeden topladığı iki binden fazla<br />

eşsiz parçadan oluşuyor. Müzenin ana amacı;<br />

teknolojinin ve şehir hayatının aynı evin içinde<br />

olsalar dahi parçaladığı ailelerin keyifli ve kaliteli<br />

vakit geçirebilecekleri bir ortam yaratmak, üç<br />

kuşak aileyi bir araya toplamak. Bunun için de<br />

müzede Ekim-Haziran ayları arasında tüm ailenin<br />

iştirak edebileceği, birbirinden eğlenceli, eğitici<br />

etkinlikler yapılıyor ve ben, Düştepe Oyun Müzesi’nin<br />

Genel Koordinatörü-Yazar Orhan Bahtiyar,<br />

tüm Kadıköylüleri müzemize bekliyorum.


16<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

MALTEPE<br />

Yaşar Kemal'in adı<br />

Maltepe'de ölümsüzleşecek<br />

“Maltepe, iş hacmi olmayan<br />

bir yaşam<br />

kenti”<br />

Sadece Maltepe’de<br />

değil, aynı zamanda<br />

Anadolu Yakası’nda<br />

da kültür-sanat alanında<br />

önemli bir konuma<br />

sahip olan Prof. Dr.<br />

Türkan Saylan Kültür<br />

Merkezi’nden sonra ilçeye<br />

yeni bir merkez daha<br />

geliyor.<br />

Kültür-sanat alanında<br />

yapılan yatırımlara hız<br />

veren Maltepe Belediye<br />

Başkanı Ali Kılıç’ın<br />

önderliğinde hayata geçirilecek<br />

“Yaşar Kemal<br />

Kültür Merkezi” projesiyle,<br />

ilçede önemli bir<br />

eksiklik daha giderilmiş<br />

olacak. E-5 Karayolu’nun<br />

altında kalan mahalleler<br />

de düşünülerek Altayçeşme<br />

Mahallesi’nde<br />

inşasına başlanan ve<br />

dünyaca ünlü yazarımız<br />

Yaşar Kemal’in adını<br />

taşıyan kültür merkezi<br />

bünyesinde konferans<br />

salonu, tiyatro salonu,<br />

fuaye salonu, açık-kapalı<br />

kafeterya, cep sineması,<br />

cep sahnesi, kadınlar<br />

ve gençler için etkinlik<br />

odaları ve sanat eğitim<br />

alanları olacak.<br />

PINAR BALTACI<br />

2007 yılında kurulan,<br />

fakat aktif çalışmalarına<br />

2014 yılında Maltepe<br />

Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın<br />

destekleriyle başlayan Maltepe<br />

Kent Konseyi, semtin<br />

çevre sorunlarını mercek<br />

altına almaya devam ediyor.<br />

Konsey içerisinde yıllardır<br />

aktif olarak rol alan Maltepe<br />

Kent Konseyi Başkanı Ozan<br />

Demir, Maltepe’nin esasında<br />

bir çalışma değil, yaşam kenti<br />

olduğunu vurguladı.<br />

Kent konseylerinin bir siyasi<br />

ayrımdan çok sosyal ayrıma<br />

gitmesinin daha yerinde<br />

olacağını ifade eden Ozan<br />

Demir, çalışmalarına dair<br />

gazetemize şu açıklamalarda<br />

bulundu:<br />

“Göreve geldiğimizden bu<br />

yana Anadolu Yakası’ndaki<br />

tüm kent konseylerini<br />

bir arada tutmaya dönük<br />

çalışmalarımız oldu ve hepsi<br />

bu çağrımıza karşılık verdi.<br />

Sık sık bir araya gelerek, sorunlarımızı<br />

masaya yatırıyor<br />

ve beraber hareket ediyoruz.<br />

Kent konseyleri, yasayla<br />

belirtilmiş temelde kentle<br />

ilgili hemşehricilik bilincini<br />

geliştirmek amacıyla kuruluyor.<br />

Hemşehricilik bilinci,<br />

göçlerle birçok yaşam biçimi<br />

ve kültürün bir araya geldiği<br />

semtlerimizde ortak bir<br />

kültür oluşmasını sağlamak<br />

demek. Kent konseylerinin<br />

temelinde kenti ilgilendiren<br />

tüm sorunlarla ilgilenerek,<br />

o sorunlara karşı belediye<br />

Ozan Demir<br />

meclisleri ve ilgili kamu<br />

kurumlarına önergeler<br />

götürmek yatıyor. Maltepe<br />

Kent Konseyi olarak bizler<br />

de kentin birçok sorunu ile<br />

ilgileniyoruz.”<br />

■ “Maltepe’de artık<br />

çevre kalmadı”<br />

Maltepe’nin çevre sorunlarını<br />

dair sorumuzu ise Demir, ilçede<br />

artık bir çevre kalmadığını<br />

dile getirerek şu sözlerle<br />

yanıtladı: ”Maltepe’nin esas<br />

problemi, burada artık bir<br />

çevre kalmamış olması. Üst<br />

kısımlarda biraz ormanımız<br />

kaldı, daha aşağılarda ise<br />

denizimiz var. Çalışmalarımızın<br />

geneli, mevcut<br />

kent yaşamındaki hayatın<br />

biraz daha iyileştirilmesine<br />

yönelik... Stres, ses kirliliği,<br />

binalardan rüzgârların kesilmesi,<br />

kent havasının ya da<br />

kalitesinin düşürülmesi gibi<br />

çevresel sorunlarla ilgileniyoruz.<br />

Dediğim gibi, ne yazık<br />

ki burada çok fazla doğal çevre<br />

kalmadı. Bu sebeple mevcudu<br />

iyileştirmeye dönük<br />

çalışmalarla ilgileniyoruz.”<br />

Maltepe<br />

Kent<br />

Konseyi<br />

çalışma<br />

ekibi...<br />

■ “En büyük sorunlardan<br />

biri ulaşım”<br />

Kentsel dönüşüm çalışmalarının<br />

tüm İstanbul’da olduğu<br />

gibi Maltepe’de de hızla<br />

arttığını ifade eden Başkan<br />

Ozan Demir; “Ne yazık ki<br />

her kentsel dönüşüm ve<br />

bina yapımı, beraberinde<br />

birçok sorunu getiriyor.<br />

Bunun en başında ulaşım<br />

sorunu var. Sabah ve<br />

akşam saatlerinde, işe gidiş<br />

gelişlerde insanlar toplu taşımalarda<br />

sorunlar yaşıyor.<br />

Aynı şekilde trafik, kaldırım,<br />

altyapı artık kenti kaldıramama<br />

noktasına geldi. Bu<br />

nedenle kentsel dönüşümdeki<br />

temel sorun, nüfustaki<br />

artış. Maltepe, sanayisi ve iş<br />

hacmi olmayan bir yaşam<br />

kenti... Doğal olarak kentsel<br />

dönüşümün yetireceği<br />

yükü nasıl kaldırılacağını<br />

bilemiyoruz. Fakat elimizdeki<br />

verilere göre bugün<br />

şikâyet ettiğimiz birçok<br />

konu, kentsel dönüşüm<br />

çalışmaları tamamlandığı<br />

zaman daha da artacak. Bu<br />

konuda önlemler alınmalı”<br />

mesajı verdi.<br />

Maltepe’nin pazar ve parklarında müzik coşkusu<br />

Maltepe Belediyesi’nin<br />

geçen sene başlattığı<br />

ve ilçenin sokaklarını<br />

müzikle şenlendiren<br />

“Sokağın Ritmi”<br />

etkinliğiyle semt<br />

pazarları, parklar ve<br />

ilçenin sokaklarında<br />

müzik ziyafeti<br />

yaşanıyor.<br />

Maltepeli müzisyenler, kentin<br />

sokaklarında müziğin<br />

ritmini tutmaya başladı.<br />

Maltepe Belediyesi’nin geçen<br />

sene hayata geçirdiği “Sokağın<br />

Ritmi” projesi ile bu sene de<br />

sokaklarda, parklarda ve semt<br />

pazarlarında müzik ziyafetine<br />

başlandı. Maltepe Belediyesi<br />

Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü<br />

bünyesinde düzenlenen<br />

“Sokağın Ritmi” projesinde,<br />

Türkiye’nin ilk kadın tulum<br />

sanatçısı Filiz İlkay Balta ve<br />

grubu ile blues & jazz müzisyenlerinden<br />

oluşan Deepnote<br />

grubu; semt pazarları, parklar ve<br />

ilçenin sokaklarında dolaşarak<br />

tulum, bateri, davul, akordeon,<br />

bas gitar ve akustik gitar gibi<br />

enstrümanlarla performanslarını<br />

sergiledi.<br />

“Halkımızı gülümsetiyoruz”<br />

Maltepe Belediye Başkanı Ali<br />

Kılıç, “Sokağın Ritmi” projesiyle<br />

ilgili yaptığı açıklamada “Müzik<br />

ruhun gıdasıdır. Maltepeli müzisyenlerimizin<br />

de içinde yer<br />

aldığı ‘Sokağın Ritmi’ projesine<br />

bu sene de devam ediyoruz.<br />

Amacımız, semt pazarları ve<br />

parklar gibi ortak kullanım<br />

alanlarında bir araya gelen halkımızın<br />

yüzünü gülümsetmek,<br />

aynı zamanda da onları sanatla<br />

buluşturmak” dedi.<br />

Girişimcilik eğitimi<br />

iş sahibi yapıyor<br />

sonra bambaşka bir sektöre yönelebiliyor”<br />

dedi.<br />

Maltepe Belediyesi Kütüphane, Kurslar ve Eğitim Müdürlüğü’nün KOSGEB’le<br />

ortaklaşa düzenlediği ücretsiz girişimcilik eğitimleri, hız kesmeden devam ediyor.<br />

Maltepe Belediyesi’nin KOSGEB<br />

ile Aralık 2016’da imzaladığı<br />

Girişimcilik Destek Programı<br />

eğitimiyle işsiz vatandaşların, kadınların<br />

ve gençlerin kendi işlerini<br />

kurmalarına destek olunuyor. Son<br />

iki yılda ücretsiz eğitimlere katılan<br />

60 kişi, işletmesini açtı.<br />

Maltepe Belediyesi Kütüphane,<br />

Kurslar ve Eğitim Müdürlüğü’nün<br />

KOSGEB’le ortaklaşa düzenlediği<br />

ücretsiz girişimcilik eğitimleri, hız<br />

kesmeden devam ediyor. İşsizlik<br />

oranının azaltılmasını ve girişimcilik<br />

kültürünün yaygınlaşmasını<br />

amaçlayan devlet destekli eğitimlerin<br />

oldukça verimli geçtiğini ifade<br />

eden KOSGEB Girişimcilik Eğitmeni<br />

Yasemin Budak; “Eğitimlerimiz<br />

ekonomiye katkı sunuyor, istihdam<br />

sağlıyor. Öğrencilerimiz, kendilerinin<br />

de bir şeyler yapabildiklerinin<br />

inancıyla daha azimli çalışıyor. İnanılmaz<br />

projeler, araştırma geliştirme<br />

projeleri üreten öğrencilerim de<br />

oluyor. Eğitim sonunda işletmesini<br />

açanlar inanılmaz mutlu. Eğitim boyunca<br />

kişi, bir iş fikrine bağlı oluyor.<br />

Eğitim sürecindeki uygulamalardan<br />

32 saatlik eğitim<br />

Kişisel gelişim ağırlıklı eğitimlerde<br />

KOSGEB süreçleri, devlet desteklerinin<br />

neler olduğu, iş planlaması<br />

oluşturmayı anlatan atölye çalışmaları<br />

yer alıyor. Girişimcilerin uygulamalı<br />

girişimcilik eğitimi aldıktan<br />

sonra yaşayacağı süreçler hakkında<br />

bilgilendirme yapılarak, süreç takip<br />

ediliyor. Derslerde girişimci kimdir,<br />

özellikleri nelerdir, pazarlama politikaları<br />

nelerdir sorularına yanıtlar<br />

veriliyor. Girişimcilerin SWOT analiziyle<br />

güçlü, zayıf yönlerini, fırsatları<br />

ve tehditleri tanımasına yardımcı<br />

olunuyor. Protokol doğrultusunda 32<br />

saat verilen derslere, kendi işini kurmak<br />

isteyen 18 yaşından büyük tüm<br />

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları<br />

katılabiliyor. Üst yaş olarak bir sınırlama<br />

getirilmiyor. Gençler ve AR-GE<br />

projesi olanlar öncelikle tercih ediliyor.<br />

Eğitim programına katılarak<br />

sertifikalarını alanlara, KOSGEB’e<br />

başvurduklarında 50 bin TL geri<br />

ödemesiz hibe, 100 bin TL teminat<br />

mektubu karşılığında sıfır faizli<br />

destek veriliyor. Var olan işletmeler<br />

ve girişimcilerin de başvurabileceği<br />

genel destekler bulunuyor. Eğitimlere<br />

katılmak isteyenler, kosgeb.<br />

gov.tr sitesinden e-devlet şifresiyle<br />

başvuru formunu doldurabilir.


ADALAR<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

17<br />

Heybeliada Çam Limanı,<br />

Diyanet’e mi<br />

devredilecek?<br />

Semiha BALTACI<br />

Heybeliada’daki sanatoryum<br />

ve sit alanının dini<br />

merkez inşa edilmek<br />

üzere Diyanet Vakfı’na devredileceği<br />

yönündeki iddiaların<br />

siyasetin gündemine taşınmasının<br />

ardından, Adalar<br />

Savunması tarafından bir<br />

basın açıklaması yayınlandı.<br />

Açıklamada; “Adalar’ın doğal,<br />

tarihi ve kültürel yaşam<br />

alanlarını parça parça özel ya<br />

da kamusal projelerle Adalar<br />

bütününden kopartmaya<br />

yönelik tüm proje ve arayışlara<br />

son verilmesini istiyoruz”<br />

ifadelerine yer verildi.<br />

Türkiye genelindeki fayton atlarıyla<br />

ilgili, 5199 sayılı Hayvanları<br />

Koruma Kanunu kapsamında<br />

hayvan refahı ile ilgili denetimlerde<br />

yol gösterici olması amacıyla bir<br />

taslak çalışma hazırladı. Bu çalışmaya<br />

göre hayvanlar, günde en fazla 6 saat<br />

çalıştırılacak. Atlar, gebeliklerinin<br />

üçte birlik dönemlerinde dinlenmeye<br />

alınacak. Doğumdan sonra da taylar,<br />

üç aylık olana kadar kesinlikle çalıştırılmayacak.<br />

Kadıköy Gazetesi sayfalarında daha<br />

önce yer verdiğimiz, Adalar’da turistik<br />

amaçlı fayton atlarının çalışma koşullarında<br />

yaşanan zorluklar kamuoyunda<br />

uzun süre gündem yaratmıştı.<br />

Tepkilerin ve fayton atlarında meydana<br />

gelen ölümlerin ardından Adalar’da<br />

atlı fayton yerine elektrikli faytona geçileceği<br />

açıklanmıştı. Tarım ve Orman<br />

Bakanlığı, Türkiye genelindeki fayton<br />

Heybeliada Sanatoryumu ve Adalar’ın en güzel doğal limanı olan<br />

Heybeliada Çam Limanı’nın Diyanet’e devredilmek istenmesine<br />

Adalar Savunması’ndan tepki gecikmedi.<br />

■ Doğal sit alanları<br />

korunsun!<br />

Heybeliada Sanatoryumu<br />

ve Adalar’ın en güzel doğal<br />

limanı olan Heybeliada Çam<br />

Limanı’nın Diyanet’e devredilmek<br />

istenmesine Adalar<br />

Savunması’ndan tepki<br />

Adalar'da yeni dönem<br />

Atlar artık en fazla<br />

6 saat çalışacak<br />

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Hayvanları Koruma Kanunu<br />

kapsamında hazırlanan taslağa göre; atlar günde en fazla 6 saat<br />

çalıştırılabilecekken, bu çalıştırılma süresince 2 saat arayla da<br />

dinlendirilecekler.<br />

atlarıyla ilgili, 5199 sayılı Hayvanları<br />

Koruma Kanunu kapsamında hayvan<br />

refahı ile ilgili denetimlerde yol gösterici<br />

olması amacıyla bir taslak çalışma<br />

hazırladı. Çalışmanın, eski Orman ve<br />

Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu döneminde<br />

Doğa Koruma ve Milli Parklar<br />

Genel Müdürlüğü tarafından hazırlandığı<br />

öğrenildi. Taslakta, atlarla ilgili<br />

önemli düzenlemeler yer aldı.<br />

Medeni koşullara kavuşacaklar<br />

Düzenlemeye göre atlar, günde en<br />

fazla 6 saat çalıştırılabilecek. Bu<br />

çalıştırılma süresince 2 saat arayla<br />

dinlendirilecekler. Sıcak havalarda ise<br />

çalışma saatleri daha da düşürülecek.<br />

Hayvanlar, çalıştırılmak için gölgelikli<br />

ve sulukları olan yerlerde bekletilecek.<br />

Bir hafta çalıştırılmış hayvan, 1 tam<br />

gün izin yapacak şekilde dinlenmeye<br />

alınacak. Üç yaşından küçük hayvanlar<br />

ise kesinlikle çalıştırılamayacak.<br />

gecikmedi. Bir basın açıklaması<br />

ile kararı protesto eden<br />

topluluk; “Adalar’ın koruma<br />

amaçlı uygulama planları<br />

olmadan ve fonksiyon her<br />

ne olursa olsun bu bölgeye<br />

yönelik olarak kapalı kapılar<br />

ardındaki anlaşma ve pazarlıklarla<br />

yürütülen mülkiyet<br />

ve kullanım devri uygulamalarına<br />

karşı tüm Adalıları,<br />

Adalar’daki tüm kurumları<br />

ve yaşam savunucularını<br />

uyanık olmaya ve birlikte<br />

davranmaya çağırıyoruz”<br />

mesajı verdi. Açıklamada<br />

ayrıca, söz konusu bölgelerin<br />

Adalı gençlerin yüzme, bisiklet,<br />

kürek, yürüyüş gibi doğal<br />

sit alanı korumasıyla uyumlu<br />

sportif amaçlarına tahsis<br />

edilerek, doğal sit alanı yaklaşımı<br />

içinde korunmasına<br />

vurgu yapıldı.<br />

Uluslararası Yüzme<br />

Şampiyonası’nın<br />

yeni adresi Adalar<br />

ONUR ÇAM<br />

8. Uluslararası Arena<br />

Aquamasters Yüzme<br />

Şampiyonası, dünyaca<br />

ünlü su sporları markası Arena’nın<br />

isim sponsorluğunda,<br />

markanın Türkiye Distribütörü<br />

Sportive’in katkılarıyla 4-5<br />

Ağustos tarihlerinde İstanbul<br />

Prens Adaları’nda gerçekleştirildi.<br />

Arena’nın isim sponsorluğu<br />

ile markanın Türkiye Distribütörü<br />

Sportive’in katkılarının<br />

yanı sıra İstanbul Valiliği’nin<br />

himayesinde; Türkiye Yüzme<br />

Federasyonu, İstanbul Büyükşehir<br />

Belediyesi, İstanbul<br />

Gençlik Hizmetleri ve Spor<br />

İl Müdürlüğü, Heybeliada<br />

Su Sporları Kulübü, Adalar<br />

Su Sporları Kulübü ile Mavi<br />

Marmara’nın koordinasyon<br />

ve işbirliğiyle gerçekleştirilen<br />

etkinlik, bini aşkın sporcuyu<br />

Prens Adaları’nda buluşturdu.<br />

Şampiyonaya, Bedensel<br />

Engelliler Yüzme Milli Takımı<br />

sporcularının da aralarında<br />

olduğu 30 paralimpik yüzücü<br />

katıldı.<br />

8. Uluslararası Arena Aquamasters<br />

Yüzme Şampiyonası<br />

kapsamında önce Heybeliada<br />

Su Sporları Kulübü’nde Setur<br />

Marinas 4x500 Metre Bayrak<br />

Yarışı’nda dört kişilik takımlar<br />

mücadele etti. Burgazada<br />

Su Sporları Kulübü’nden<br />

başlayıp, Heybeliada Su<br />

Sporları Kulübü’nde sona eren<br />

Peugeot Açık Su Yüzme Şampiyonası’nda<br />

ise yarışmacılar,<br />

1.500 ve 3.000 metrelik parkurlarda<br />

mücadele verdi.<br />

Prinkipo<br />

Bir zamanların mis kokulu sevgili<br />

Büyükada’sı... Yollarından<br />

akasya, yasemin, salkım kokularının<br />

etrafa yayıldığı güzel<br />

Ada’m. Farklı kültürlerin bir arada barış<br />

içinde, kavgasız gürültüsüz yaşadığı yer.<br />

İnsanların birbirine saygılı davrandığı,<br />

kimsenin kimseyi rahatsız etmediği,<br />

hoşgörünün tavan yaptığı, güzel ve<br />

sakin Büyükada...<br />

***<br />

Bir zamanlar güzel, şık hanımların akşamüstü<br />

beylerini vapurdan karşıladığı,<br />

mürebbiyelerin özel kıyafetleri ile bebeleri<br />

gezdirdiği, iskele çıkışındaki kitapçıda<br />

yabancı dergi ve gazetelerin satıldığı<br />

Ada’m. Tarihin tüm canlı öğelerinin iç<br />

içe yaşadığı, estetik mimarinin dünyanın<br />

hiçbir yerinde eşi emsali görülmemiş bir<br />

şekilde panorama oluşturduğu Ada’mız.<br />

Bugün artık yok! Ben doğup büyüdüğüm<br />

yeri artık tanıyamıyorum.<br />

***<br />

Ben ve benim gibi Ada sosyolojisi ile<br />

büyümüş; Ada’nın florası, faunası,<br />

mimarisi ile kültürel besinini almış küçük<br />

bir azınlık, tükenmiş Büyükada’da hücre<br />

hapsinde yaşıyoruz. Yarı ölü yarı canlı<br />

yaşayan kamusal alanların sorumluluğundaki<br />

mekânlar felç. Kentin kuralsız<br />

yönetilmesine ilaveten yaz aylarında yüz<br />

bine ulaşan günübirlikçilerle, bisiklete<br />

binmeye çalışan ve aşırı hız yapan<br />

kişilerle, gıda malzemeleri taşıyan paletlerle,<br />

kamyonlarla başka bir yaşama<br />

dönüşen üçüncü dünya ülkelerindeki<br />

şehirlerle eşitlenebilecek durumda olan<br />

Ada’mız, bir liman kentinin ardiyesi<br />

görünümündedir bugün. Kuralsızlık ise<br />

kurallı hale getirilmiş durumda.<br />

***<br />

Bugün Eminönü’ne sokulmayan seyyar<br />

satıcılar, adım başı açılan stantlar, bu<br />

işsizlik ortamında Ada’yı cazibe merkezi<br />

konumuna getirmiş durumda. Yollar<br />

işgal edilmiş, pislikten geçilmiyor. Ön<br />

görünümü iskeleler ve kaçak yapılar<br />

tarafından kuşatılmış.<br />

***<br />

Evet; faunayı, florayı, tarihi mekânları<br />

bugün hâlâ konuşuyoruz. Sosyal ve siyasal<br />

gerçeği yargılayacak, değiştirecek<br />

olan, yarını düşünen insanlar olacaktır.<br />

Fakat Ada’da yarını düşünen insan<br />

sayısı, bir elin parmağı kadar az. Ada<br />

derhal karantinaya alınıp, hasar tespiti<br />

yapılmalıdır. Şurası bilinmelidir ki; Ada<br />

sadece Ada’da yaşayanların insafına<br />

terk edilmeyecek kadar önemlidir. Adalar’ın<br />

bir dünya mirası gerçeği olduğu<br />

hiçbir zaman unutulmamalıdır.<br />

Prinkipo’dan sevgiler, saygılar...


18<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

SAĞLIK<br />

Hem sağlık hem yaşam merkezi:<br />

La Delmare Spa & Wellness<br />

PINAR BALTACI<br />

2004 yılında sektöre adım<br />

atan La Delmare Spa<br />

& Wellness; kozmetik,<br />

cihaz, ekipman alanında<br />

seçkin markaları ile vermiş<br />

olduğu hizmet, profesyonel<br />

işletmeci kimliğiyle A’dan<br />

Z’ye SPA & Wellness işletme<br />

deneyimi, dünyadaki yenilikleri<br />

takip eden araştırmacı,<br />

yenilikçi ruhu ve yüzde<br />

100 misafir memnuniyeti<br />

odaklı çalışma prensibiyle<br />

sektörün en iyilerinden olma<br />

yolunda emin adımlarla<br />

ilerliyor.<br />

Ataşehir ve Çekmeköy’de şubeleri bulunan La Delmare Spa & Wellness, konusunda uzman kadrosu ile sektördeki<br />

deneyimlerini yeniliklerle birleştirerek; sağlıklı, mutlu ve güçlü olmak isteyen bireylerin değişmeyen tek adresi olma hedefinde.<br />

Ataşehir ve Çekmeköy’de<br />

şubeleri bulunan La Delmare<br />

Spa & Wellness, konusunda<br />

uzman kadrosu ile sektördeki<br />

deneyimlerini yeniliklerle<br />

birleştirerek; sağlıklı, mutlu<br />

ve güçlü olmak isteyen<br />

bireylerin değişmeyen tek<br />

adresi olma hedefinde.<br />

Tüm gününüz La Delmare<br />

Spa & Wellness’ta geçsin!<br />

Spor sektöründe 15 yılını<br />

deviren Neslihan Tomruk, La<br />

Tırnak problemleri<br />

hastalıkların habercisi<br />

Medicana Kadıköy Hastanesi,<br />

tırnak değişikliklerinin<br />

çeşitli dermatolojik<br />

ve sistemik hastalıkların<br />

tanısında yol gösterici rol<br />

oynadığını belirtti. Hastaneden<br />

yapılan açıklamada; deri<br />

eklerinden biri olan tırnağın,<br />

fonksiyonel olarak parmak<br />

uçlarını travmadan korumaktan<br />

küçük cisimlerin tutulmasına<br />

kadar birçok görev<br />

üstlendiği ifade edildi.<br />

Delmare Spor Kulüpleri’nde<br />

Genel Müdür olarak görev<br />

alıyor. Merkezlerinin sadece<br />

bir spor ve sağlık merkezi<br />

değil, aynı zamanda yaşam<br />

merkezi de olduğunu dile<br />

getiren Tomruk; “Misafirlerimiz<br />

buraya sabah erkenden<br />

gelip, tüm gün vakit geçirebiliyor.<br />

Yazın tatile gidemeyenler,<br />

inanılmaz keyifli olan<br />

açık havuzumuzu değerlendirdi.<br />

Cilt bakımı, manikür,<br />

pedikür ve daha birçok<br />

alanda hizmet veren SPA<br />

ve sağlık-estetik hizmetlerinin<br />

verildiği bölümlerimiz<br />

bulunmakta. Çocuklu aileleri<br />

de unutmadık. Çocuklarımız<br />

için yaz okulu ve çocuk<br />

Deniz ve banyo ürünlerine<br />

dikkat!<br />

Ayrıca tırnak mantarının<br />

dermatofit, maya ve nadir<br />

olmakla beraber küf mantarlarınca<br />

oluşabileceği,<br />

şeker hastalığı ve bağışıklık<br />

sisteminin zayıflamasının<br />

mantar enfeksiyonlarına yol<br />

açabileceği, bunun yanında<br />

mantar sporlarının banyo,<br />

yüzme sırasında kullanılan<br />

havlu, mayo, terlik ve şezlong<br />

gibi eşyada uzun süre yaşadığı;<br />

yüzme havuzu, duş, sauna,<br />

fitness salonları ve soyunma<br />

odalarının da risk sebebi<br />

olduğu vurgulandı.<br />

kulübümüz mevcut. Kuaförümüz<br />

de gün içerisinde<br />

hizmete açık. Aynı zamanda<br />

kendimize ait otoparklarımız<br />

var. Park sorunu yaşamadan,<br />

rahatlıkla merkezimizi<br />

ziyaret edebilirsiniz” dedi.<br />

Sağlıklı ve çok lezzetli bir<br />

dünya mutfağı restoranına<br />

da sahip olduklarını ifade<br />

eden Neslihan Tomruk, sözü<br />

Restoranlar Müdürü Orhan<br />

Akpınar’a bırakıyor:<br />

Diyet ve sağlıklı yaşam<br />

“Restoranlarımızın içerisinde<br />

diyet ve sağlıklı yaşam<br />

ağırlıklı ürünlerimiz mevcut.<br />

Kahvaltı menülerimizi genelde<br />

ev tarzı kahvaltı olarak<br />

Kadıköy Belediyesi'ne<br />

"Sağlıklı Şehir<br />

Planlaması" ödülü<br />

düzenliyoruz. Bunun haricinde<br />

dünya mutfağında da<br />

oldukça başarılı bir menümüz<br />

var. ‘Kaynatalım’ isimli<br />

bölümlerimizde hanımlara<br />

özel bir menü hazırladık.<br />

‘Parlatalım’ isimli bölümde<br />

ise kavunlu ve beyaz peynirli,<br />

mezeleri erkeklere göre<br />

hazırladığımız bir konseptimiz<br />

bulunuyor. Detoksla<br />

alakalı içeceklerimiz, ‘Fit’ ve<br />

‘Sporcu’ isimli sağlıklı diyet<br />

yapanlara özel menülerimiz<br />

de mevcut. “<br />

Kadıköy'de kök hücre ve<br />

organ bağışı kampanyası<br />

"1000 gönüllüden 1'i de sen olur<br />

musun?" grubu, Kadıköy İskele<br />

Meydanı'nda kök hücre ve organ<br />

bağışı kampanyası düzenledi.<br />

Grubun kurucularından Çiğdem Kuzucu,<br />

konuya ilişkin yaptığı açıklamada<br />

grubu 2,5 yıl önce Ankara'da kurduklarını<br />

ve sosyal medya üzerinden örgütlendiklerini<br />

söyledi. Kuzucu, kampanya için<br />

Ankara'dan geldiklerini belirterek; "Kök<br />

hücre ve organ bağışı kampanyamız iki<br />

gün boyunca devam etti. Amacımız, lösemi<br />

hastalarına dikkati çekip farkındalık<br />

yaratmak. Ayrıca hastaların günlük kan,<br />

trombosit ve granülosit ihtiyacını karşılamak"<br />

dedi. Hastaların moral ve motivasyonu<br />

açısından çeşitli etkinlikler düzenlediklerini<br />

ifade eden Çiğdem Kuzucu, hastalar<br />

için kendi imkânları doğrultusunda peruk<br />

yaptırdıklarını da sözlerine ekledi.<br />

Kadıköy Belediyesi, bu<br />

yıl Eğitim Mahallesi’nde<br />

hizmete giren<br />

“Kemal Sunal Parkı ve<br />

Ekolojik Yaşam Merkezi”<br />

projesi ile Türkiye Sağlıklı<br />

Kentler Birliği’nin düzenlediği<br />

‘<strong>2018</strong> Sağlıklı Şehirler<br />

En İyi Uygulama Ödülleri’<br />

yarışmasında ödüle layık<br />

görüldü. Ödüller, Ekim<br />

ayında yapılacak törende<br />

sahiplerine verilecek.<br />

32 belediye,<br />

91 proje ile başvurdu<br />

Türkiye Sağlıklı Kentler<br />

Birliği’nin düzenlediği, 32<br />

üye belediyenin 91 projeyle<br />

başvurduğu ‘<strong>2018</strong> Sağlıklı<br />

Şehirler En İyi Uygulama<br />

Ödülleri’ yarışmasında<br />

ödüller sahiplerini buldu.<br />

Bu yıl onuncusu düzenlenen<br />

yarışmada Kadıköy<br />

Belediyesi, ‘Kemal Sunal<br />

Parkı ve Ekolojik Yaşam<br />

Merkezi’ projesi ile ‘Sağlıklı<br />

Şehir Planlaması’ kategorisinde<br />

ödül aldı. Kemal<br />

Sunal Parkı ve Ekolojik<br />

Yaşam Merkezi’nde başta<br />

çocuklar olmak üzere her<br />

yaştan insanın katılabileceği,<br />

eğitim ve atölyelerin<br />

olduğu bir Kompost Eğitim<br />

Merkezi de yer alıyor.<br />

Biyo-iklim odaklı<br />

özel bir merkez<br />

Kompost Eğitim Merkezi<br />

binası, ekolojik bilinç<br />

kazandırmaya katkıda<br />

bulunmak amacıyla 40 kişinin<br />

gönüllü çalışmasıyla<br />

yapılan, solucanla kompost<br />

eğitimlerine uygun şekilde<br />

ekolojiyi gözeten, sürdürülebilirliğin<br />

sağlandığı,<br />

biyo-iklim odaklı tasarım<br />

ilkeleri doğrultusunda<br />

tasarlanmış bir merkez. Bu<br />

nedenle bina yapımında<br />

doğal, sağlıklı, ısı performansı<br />

ve enerji verimliliği<br />

yüksek, depreme ve yangına<br />

dayanıklı, ekolojik ayak<br />

izi düşük olması nedeniyle<br />

saman balyası tercih edildi<br />

ve doğal sıva kullanıldı.


SPOR<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

19<br />

Fenerbahçe, Avrupa'da<br />

başarıdan<br />

başarıya koşuyor<br />

Fenerbahçe Spor Kulübü,<br />

Avrupa’da farklı<br />

branşlarda başarılara<br />

imza atmaya devam ediyor.<br />

Fenerbahçe Kadın Basketbol<br />

Kadınlar “iyiliğe”<br />

yelken açıyor<br />

Türkiye’de kadınlara<br />

yönelik ilk ulusal<br />

yelken yarışı olma<br />

özelliğini taşıyan<br />

Deniz Kızı Ulusal<br />

Kadın Yelken Kupası,<br />

bu yıl üçüncü kez<br />

düzenlenecek.<br />

Türkiye Yelken Federasyonu’nun<br />

himayesinde,<br />

İstanbul Yelken<br />

Kulübü’nün işbirliğiyle 7-9<br />

Eylül <strong>2018</strong> tarihleri arasında<br />

İstanbul Caddebostan-Adalar<br />

parkurunda gerçekleştirilecek<br />

olan 3. Deniz Kızı<br />

Ulusal Kadın Yelken Kupası’nın<br />

yelken tutkusunu yarış<br />

heyecanıyla birleştirerek<br />

kadınların yelken sporuna<br />

olan ilgisini artırması, ülkemizdeki<br />

kadın yelkenciliğini<br />

desteklemesi, yeni sporcular<br />

yetişmesine fırsat sağlaması<br />

ve kadın yelkencileri motive<br />

etmesi hedefleniyor.<br />

Gelecek yıllarda uluslararası<br />

nitelik kazanması planlanan<br />

kupanın bir diğer amacı da<br />

iş hayatındaki kadının takım<br />

olma, hedefe ulaşma, zor<br />

koşullarla mücadele ve doğa<br />

ile bütünleşme yeteneğini<br />

geliştiren bir platform oluşturarak,<br />

kurumların insan<br />

kaynakları ve iç iletişim çalışmalarına<br />

katkı sağlaması.<br />

Kupa geliri ile AÇEV’e<br />

destek olunuyor<br />

ARPR İletişim tarafından<br />

organize edilen Deniz Kızı<br />

Ulusal Kadın Yelken Kupası’nın,<br />

kadın duyarlılığını<br />

yansıtacak bir sosyal sorumluluk<br />

boyutu da var. Her yıl<br />

Deniz Kızı Ulusal Kadın<br />

Yelken Kupası Organizasyon<br />

Komitesi Üyeleri Arzu Çekirge<br />

Paksoy, Diana Misim ve Serap<br />

Gökçebay...<br />

Altyapısı oyuncularından<br />

Zeynep Şevval Gül, Avrupa<br />

Şampiyonası’nda “en iyi 5<br />

oyuncu” arasına girerken,<br />

Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda<br />

Fenerbahçeli Ramil<br />

Guliyev’in de aralarında<br />

bulunduğu milli sporculardan<br />

oluşan ekip ise Avrupa<br />

ikincisi oldu.<br />

■ Fenerbahçeli oyuncu ilk 5’te<br />

Avusturya’nın Fürstenfeld, Oberwart ve<br />

Güssing bölgelerinde düzenlenen <strong>2018</strong><br />

Genç Kızlar U18 Avrupa Şampiyonası B<br />

Klasmanı’nda Fenerbahçe Kadın Basketbol<br />

Altyapısı’nın ve A Takımı’nın 2001<br />

doğumlu oyuncusu Zeynep Şevval Gül,<br />

turnuvanın en iyi 5’ine seçilme başarısına<br />

lâyık görüldü. Fenerbahçe Spor Kulübü,<br />

web sitesinden yayınladığı mesajda<br />

“Turnuvayı dördüncü sırada tamamlayan<br />

Genç Kız Milli Takımımızda 10.8<br />

sayı, 9.1 ribaund ve 11.8 verimlilik puanı<br />

istatistikleri üreten oyuncumuzu kutlar,<br />

Fenerbahçe ve Milli Takımlar kariyerinde<br />

başarılarının devamını dileriz” ifadelerini<br />

kullanarak, oyuncu Zeynep Şevval Gül’e<br />

tebriklerini sundu.<br />

Kupa gelirinin bir bölümü<br />

ile Anne Çocuk Eğitim Vakfı<br />

(AÇEV) destekleniyor. Ayrıca<br />

kupa kapsamında “Hefor-<br />

She” oluşumuna da destek<br />

veriliyor.<br />

Kadın yelken takımı<br />

olmayan kurumlar nasıl<br />

katılabilir?<br />

Deniz Kızı Ulusal Kadın Yelken<br />

Kupası’na katılmak için,<br />

kurumun hazır kadın yelken<br />

takımı olması gerekmiyor.<br />

Kupada yarışmak isteyen<br />

kurumların ilgili çalışanlarına<br />

uzman yelken eğitim<br />

okulları tarafından yelken<br />

eğitimi verilerek, kurumsal<br />

takım oluşturulmasına destek<br />

sağlanıyor.<br />

Kupa bireysel kadın<br />

yelkencilere de açık<br />

3. Deniz Kızı Ulusal Kadın<br />

Yelken Kupası’na bireysel<br />

yelkenciler de katılabilecek.<br />

Kendi aralarında en az beş<br />

kişilik kadın yelken ekibi<br />

oluşturan sporcular kupada<br />

yarışabilecek. Kupa ile ilgili<br />

detaylı bilgi ve katılım koşullarına<br />

ARPR İletişim’in 0216<br />

418 33 34 nolu telefonundan<br />

ya da www.denizkiziyelkenkupasi.com<br />

adresinden<br />

ulaşılabilir.<br />

■ Ramil Guliyev’li bayrak takımı Avrupa ikincisi<br />

Berlin'de düzenlenen Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda Fenerbahçeli<br />

Ramil Guliyev ile milli sporcular Emre Zafer Barnes,<br />

Jack Ali Harvey ve Yiğitcan Hekimoğlu'nun oluşturduğu 4x100<br />

metre milli takım 37.98 koştu ve gümüş madalyayı Türkiye rekoru<br />

kırarak kazandı. Berlin Olimpiyat Stadı’nda altı gün süren<br />

Avrupa Atletizm Şampiyonası’nın finalinde Türkiye, 4x100 metreyi<br />

ikinci bitirerek gümüş madalya kazandı. Bu dalda ilk kez<br />

Avrupa madalyası kazanan ay-yıldızlı ekip, Türkiye rekorunu<br />

da tarihinde ilk kez 38 saniyenin altına indirdi. Yarışa sekizinci<br />

kulvarda başlayan Türkiye; Emre Zafer Barnes, Jak Ali Harvey,<br />

Yiğitcan Hekimoğlu ve Ramil Guliyev dizilişiyle yarıştı. Son<br />

bayrak değişiminde üçüncü durumda olan Türkiye, Fenerbahçeli<br />

milli atlet Ramil Guliyev'in müthiş atağıyla Hollanda’yı<br />

geçip gümüş madalyayı kaptı.<br />

İyi bir spor salonu seçimi<br />

ÖNEMLİ TÜYOLAR<br />

Yaz aylarını geride bırakmaya<br />

hazırlanırken,<br />

Kadıköy parklarında ve<br />

sahillerinde yapılan sporlar,<br />

yerini yeniden sonbahar-kış<br />

sezonunda spor salonlarına<br />

bırakacak. Ancak, iyi bir spor<br />

salonu için dikkat edilecek<br />

önemli hususlar var. Bu konuda<br />

Haliç Üniversitesi Beden<br />

Eğitimi ve Spor Meslek Yüksekokulu<br />

mezunu, DoubleTree<br />

by Hilton Moda Elemantal<br />

SPA’nın Spor Eğitmeni Utku<br />

Kadak’ın görüşlerini aldık.<br />

Kadak; “İyi bir spor salonu<br />

seçimi için aceleci davranmamak<br />

gerek. Öncellikle ev<br />

veya iş yerinize yakınlığınıza<br />

uygun bir spor salonu seçerek<br />

arayışa başlanmalı. Lokasyon<br />

yakınlığı, spora olan bağın<br />

da artacağı bir unsur. Seçilen<br />

yakın spor salonlarında da<br />

mutlaka hijyen, spor aletlerinin<br />

en son teknolojiye uygun<br />

olması, salondaki eğitmenlerin<br />

spor okullarından mezun<br />

olmalarına dikkat edilmesi,<br />

soyunma salonu ve duş alınacak<br />

yerlerin niteliği ve tabii ki<br />

salonun havalandırmasının<br />

iyi olması, iyi bir spor salonu<br />

için dikkat edilmesi gereken<br />

hususların başında geliyor”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

Haldun AYTI<br />

Yaşam<br />

koçlarına<br />

tavsiyeler<br />

Başlıkta yazdığım “yaşam<br />

koçları” ile ilgili spekülatif<br />

haberler gün geçtikçe artıyor.<br />

Bir kere böyle bir meslek ve<br />

ilim, bilim dalı yok. Çok benimsenen<br />

ve üniversitelerde okutulan psikoloji,<br />

felsefe, mantık gibi bilgileri kapsayan,<br />

tarihsel değer taşıyan çok önemli bu<br />

konuda tezler yazılan, yüksek lisans<br />

yapılan, en önemlisi de akıl sağlığı<br />

yönünden inanılmaz değerlere vakıf<br />

psikologlar varken, profesörleri bile<br />

şaşkına çeviren saçma görüşleriyle<br />

insanların aklını karıştıran bu “sözde”<br />

yaşam koçları nereden çıktı?<br />

***<br />

Bu iş teknik direktörlüğe benzemez.<br />

Dünyada en güç işlerden biri insan aklı<br />

ve duygularıyla uğraşmaksa ve bunun<br />

bir bilim dalı olduğunu tıp dünyası<br />

kabul etmişse, bu yaşam koçlarına<br />

“Siz nereden çıktınız kardeşim?” diye<br />

sorarlar. Bunların bir dernekleri, bir<br />

federasyonları var mıdır? Gösterdikleri<br />

sertifikaları nereden alırlar?<br />

***<br />

Magazin dünyasında bunlardan çok<br />

var. Bilmem hangi sanatçının eskiden<br />

menajeri olurdu, şimdi yanında sepet<br />

gibi yaşam koçu taşıyor. Bunlar çok<br />

enteresan kişiler. Araştırma için müşteri<br />

gibi gittiğim bir yaşam koçunun<br />

ofisine girdim. Daha girer girmez Çin<br />

malı tütsülerin kokusu boğazımı yaktı.<br />

İçeride bir Tayland ve ona benzer Uzak<br />

Doğu müziği, duvarda bir alnı kırmızı<br />

benekli Hint hatunun resmi. Yani dekor<br />

tamam... Sordum arkadaşa; “Burada<br />

gerçekten rahatlatıcı bir atmosfer var.<br />

Tebrikler! Yaşam koçu musunuz?” deyince<br />

adamın gözleri ışıldadı. Herhalde<br />

“Yağlı müşteri geldi” dedi içinden.<br />

***<br />

Konuşmaya başladı, durdurmanın imkânı<br />

yok. Anlattıklarının yarısı ipe sapa<br />

gelmez teoriler, yarısı belli ki ezberlediği<br />

birkaç düşünür isminden özdeyişler. Bir<br />

nevi komedi... Valla yarım saat sonra<br />

zor kalkabildim. “Bana müsaade artık”<br />

diyerek ofisten ayrıldığımda üzüldü,<br />

anladım. “Yok yok, tekrar geleceğim”<br />

diyerek dışarı çıktığımda temiz havayı<br />

içime çektim ve tütsünün kokusu hâlâ<br />

burnumun içindeydi.<br />

***<br />

Şimdi bu işi gerçekten bilimsel yapanlar<br />

varsa onları tenzih ederim, fakat<br />

sayıca o kadar çoğaldılar ki ve kontrol<br />

mekanizması o kadar yavaş çalışıyor<br />

ki, böyle giderse ne olur tahmin edebilirsiniz.<br />

Ben söyleyeyim, sonunda bir<br />

yerden patlar ve kurunun yanında yaş<br />

da yanar. Demedi demeyin...<br />

***<br />

Yaşam koçluğu için tahsile gerek yok,<br />

bilesiniz. Okuma yazma bilen, gerekli<br />

dekoru ve tütsüleri sağlayan herkes bu<br />

mesleği icra edebiliyor. Tabii ki biraz da<br />

pazarlama ve ikna yeteneği. Sonra...<br />

Sal Allah delini, zapt eyle kulunu. Tekrar<br />

yazıyorum, bu işi layıkıyla yapanları<br />

tenzih ediyorum.<br />

Selamlar…


20<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

AKTÜEL<br />

ZAKKUM:<br />

Kadıköy sahnelerinden<br />

büyük keyif alıyoruz<br />

FEVZİ ÖZMEN<br />

Ankara’da kurulan ve hâlâ<br />

orada yaşayan grup üyeleri,<br />

Kadıköy sahnelerinde<br />

de sık sık dinleyicilerle<br />

bir araya geliyor. Kadıköy’ün<br />

geleneğinde müzik, sanat<br />

ve edebiyatın çok önemli bir<br />

yeri olduğunu ifade eden müzisyenler,<br />

“Kadıköy sahnelerinden<br />

büyük keyif alıyoruz”<br />

mesajı verdi.<br />

Zakkum’un temelleri 1998<br />

yılında atıldı. O günlerden<br />

başlayalım konuşmaya...<br />

Ankara’dan süregelen gelen<br />

bir arkadaşlığımız var bizim.<br />

Ankara’da üniversiteyi<br />

beraber okuduk. Başkent<br />

bizim için çok önemlidir. Ben<br />

(Yusuf Demirkol), Cem Senyücel<br />

ve Eren Parlakgümüş<br />

ile birlikte 1998 yılı öncesine<br />

kadar ‘Raindog’ adında müzik<br />

grubumuz vardı. Sonra grubun<br />

temellerini 1998 yılında<br />

atıp, kendi albümlerimizi<br />

yapma fikri ortaya çıktı ve<br />

gruba Türkçe olarak ‘Zakkum’<br />

adını verdik. 2003 yılında da<br />

grubumuza Emre Yılmaztürk<br />

1998 yılında kurulan ve o zamandan bu yana ayrılmayan kadrosuyla müzik hayatını sürdüren rock grubu<br />

Zakkum, herkese hitap eden duygusal parçarıyla uzun yıllardır kitlelere ulaşmaya devam ediyor.<br />

dâhil oldu. Çok uzun zaman<br />

beraber olan, birbirini çok iyi<br />

tanıyan bir müzik grubuyuz.<br />

Herkesin sevebileceği şarkılar<br />

yapıyorsunuz. Nasıl<br />

ortaya çıkıyor şarkı sözleri?<br />

Yaptığımız müzik herkese hitap<br />

ediyor, çünkü aşk, ayrılık,<br />

ölüm, mutluluk, sevinç, keder,<br />

hüzün gibi insana özgü ruh<br />

halini şarkılarımızda ve<br />

müziğimizde yansıtıyoruz.<br />

Bizi dinleyenler arasında en<br />

gencinden en yaşlısına kadar<br />

bir dinleyici topluluğu var.<br />

Melankolik şarkılar yapmayı<br />

seviyoruz. Toplumumuzda<br />

bu ruh hali de mevcut olduğu<br />

için, bu durumu da göz önünde<br />

bulunduruyoruz. Sonuçta,<br />

sanatçıların toplumun bir<br />

parçası olduğuna inanıyoruz.<br />

Bundan sonraki projelerinizden<br />

bahseder misiniz?<br />

Çok yoğun bir programımız<br />

olduğu için konserlerimizden<br />

fazla zaman bulamıyoruz.<br />

Grupça yeni şarkılar yapmak<br />

gibi bir düşüncemiz var, üzerinde<br />

çalışıyoruz. Herkes tarafından<br />

dinlenen bir şarkıyı<br />

yeniden cover’lamak fikrini<br />

de hayata geçirebiliriz.<br />

Kadıköy’de de çok kere<br />

sahne aldınız. Kadıköy ve<br />

Kadıköy dinleyicisi hakkında<br />

neler söylemek istersiniz?<br />

Kadıköy Sahne’de birçok<br />

kez sahne aldık. Kadıköy’ün<br />

geleneğinde müzik, sanat<br />

ve edebiyatın çok önemli bir<br />

yeri var. Dinleyici kitlesi bu<br />

yönden iyi bir konumda...<br />

Bu hissiyatı sahnedeyken<br />

anlayabiliyoruz. Şarkılarına<br />

eşlik eden bir kitleyi karşısında<br />

gören sanatçı, bundan<br />

her zaman büyük keyif alır.<br />

Kadıköylüler tür, tarz, sınıf<br />

önemsemeden kendilerine<br />

iyi gelen sanatçıyı ve müziği<br />

dinleyip, benimsiyorlar.<br />

Lions sezonu “Notre Dame’ın<br />

Kamburu” ile açtı<br />

İstanbul Anadolu Yakası Lions Federasyonu Kültür ve<br />

Sanat Komitesi’nin yeni dönem etkinlikleri başladı.<br />

Komitenin ilk durağı, Trump Kültür ve Gösteri Merkezi<br />

oldu. “Notre Dame’ın Kamburu” isimli müzikli gösteriye çok<br />

sayıda izleyici katıldı.<br />

Müzeyyen ULUDAĞ<br />

YAZMAK!<br />

Yazmak, anlatmak, bunları bir kitapta<br />

insanlara sunmak... Yazarsam<br />

eğer, kim bilir nasıl saçmalarım...<br />

Yazı yazmak, içinden geldiği gibi<br />

olmalı. Sıradan yazdıklarımı zaten hesaba<br />

katmadığım için böyle bir girişimde bulunmuyorum.<br />

Yazmak, ayrı bir bilgi gerektirir. Belki<br />

yazanların çoğunda benim korkum yoktur.<br />

***<br />

Bomboş bir kapak hayal ediyorum. Kitabevlerinde<br />

raflara takılıyor gözlerim. O kadar<br />

çok yazan var ki? O kadar çok ki insanların<br />

anlatmak istedikleri. Çabuk tükeniyor.<br />

Çabucak yok oluyor. Heyecanlı bekleyişler,<br />

sonunda “Acaba okunacak mı?” tedirginliğiyle<br />

bitmeyen merak senfonilerine yerini bırakıyor.<br />

Kütüphanelerim kitap dolu. Taşıyor, sığmıyor.<br />

Benim ellerimin temasını bekleyen bir kitabın<br />

işi bitince (işte en acı cümle de bir kitap için<br />

bu) suskun, sessiz bir bekleyişle boyunlarını<br />

büküyorlar, sanki ağlamaklılar. Bana öyle<br />

geliyor.<br />

***<br />

O kitap, kitap olmadan önce, hani daha ağaç<br />

iken, orman ve yol kenarlarında şakır şakır<br />

yağan yağmurların bereketiyle beslenirken,<br />

rüzgârların muhteşem esintisi ile serinlerken,<br />

bir sonraki evrede finale yaklaşması çok<br />

acı. Suskunluğu içinde canlı organizmasının<br />

ölümünü kabullenişi ne kadar da korkunç öyle<br />

değil mi? Verimi biten ihtiyar kitap olma yolundadır<br />

artık... Ve bunu çok iyi bilir, hisseder.<br />

***<br />

Tıpkı terk edilen ihtiyar analar, babalar gibi...<br />

Tıpkı bıkınca sokağa atılan canlı hayvan dostlarımız<br />

gibi... Tıpkı dostluğundan istifade ettiğimiz<br />

ama bize artık verecek şeyi kalmayınca,<br />

telefonla bile konuşarak zaman kaybetmekten<br />

kaçındığımız eski arkadaşlarımız gibi... Ben<br />

kitap yazmayacağım galiba. Bu işi bilenlere<br />

bırakmak en adilce davranış olur. İnsanlar<br />

yazsınlar, fikirlerini paylaşsınlar. Fakat kendi<br />

fikirlerini benimsemeyenlere duydukları insani<br />

duyguları da istismar etmesinler.<br />

***<br />

Sevgi yürekte... Sevgi merhametin içinde...<br />

Sevgi canlılarda olması gerekli bir kavram...<br />

Kavga yok! İnsani ilişkilerin içinde nasıl sorgu<br />

varsa, savunma da var. Unutmayalım, dünya<br />

değerleri daima değişmekte. O değerleri biraz<br />

bizler de değerli kılalım. Yaşarken yaşatalım...<br />

Ağlamayalım, ağlatmayalım...<br />

Herkes “stand up”,<br />

onlar “sIt down” yapıyor<br />

Y ılmaz Gruda, 70. sanat yılını<br />

“Atan Atana” adlı tiyatro oyunu<br />

ile Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde<br />

kutluyor. Tiyatro tarihimizin<br />

eğlenceli ve mizahi bir üslup ile<br />

anlatıldığı oyunda, Yılmaz Gruda’ya<br />

Barbaros Uzunöner eşlik ediyor.<br />

Herkesin “stand up” yaparak ayakta<br />

anlattığı bu dönemde onlar “sit<br />

down” yapıyor. Oturarak güldüren<br />

ikili, yeni oyunlarıyla 29 Eylül’de<br />

Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde<br />

olacak. Yaklaşık yetmiş yıldır<br />

sahnede olduğunu ifade eden<br />

Yılmaz Gruda, oyun ile ilgili şunları<br />

söyledi:<br />

Bu oyunda yok yok!<br />

“Yetmiş yıldır sahnelerdeyim ve<br />

bu ülkede ilk stand up yapan kişi<br />

benim. Türkiye’de zirveye çıkmış<br />

birçok ünlü ismi sanata ben<br />

kazandırdım. Tüm yaşadıklarımı<br />

ve tecrübemi bu oyun için bir araya<br />

getirdim. Barbaros ile beraber iyi<br />

çalıştık ve neticesinde kaliteli<br />

bir oyun çıktı ortaya. Oyunumuz,<br />

tiyatromuzun bugünlere nasıl geldiğini<br />

bilgi ve mizahın yardımıyla<br />

sahneye taşıyor. Yasaklamalar,<br />

meddahlık geleneği, Karagöz Hacivat,<br />

ortaoyunu, Ermeni asıllı vatandaşlarımızın<br />

tiyatromuza katkısı,<br />

turnelerde yaşanan komiklikler, sit<br />

down komedi hepsi bu oyunda...”


ETKİNLİK<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

21<br />

Kadıköy<br />

Sokaklarının<br />

Dili<br />

SANAT AJANDASI<br />

KADIKÖY HALK EĞİTİM<br />

MERKEZİ<br />

Anadolu Yakası’nın incisi Kadıköy... Birçok kişinin kaçıp<br />

nefes alabildiği, kültürel anlamda özellikle Moda'da açılan<br />

birbirinden farklı ve gerçekten muhteşem mekânlar, tüm<br />

İstanbul'u ayağına çağırıyor. Peki, her şey gerçekten bu<br />

kadar güzel mi? Yaz akşamlarında dinlenmek için kaçtığımız<br />

Moda’daki problemlere kulak kabarttık. Sokağın sesini<br />

dinledik ve Moda’nın sorunlarını Kadıköylülerle konuştuk.<br />

Buyurun...<br />

Ayşe Çakmak<br />

Genellikle arkadaşlarımla buluşmak için<br />

Kadıköy’ü tercih ederim. Çoğu zaman Moda<br />

sahile gideriz. Burayı genelde güvenli buluyorum<br />

ama zaman zaman rahatsız edici<br />

şeyler de yaşama durumum oluyor. Çok kalabalık<br />

olduğu için her türlü insan var. Sahil<br />

kısmı güzel ama insanlar çöplerini denizlere<br />

atıyor, denizde pet şişeler yüzüyor resmen.<br />

Ayrıca tuvalet sıkıntısı var. Rıhtım Meydanı’nda<br />

ve sahil kısmında tuvaletler kesinlikle<br />

arttırılmalı.<br />

TARIK AZARKAN<br />

Kadıköy’ü ve halkını seviyorum. Ara sıra<br />

da Moda sahile gelirim. Güvenli buluyorum<br />

burayı, herhangi bir sorun yaşamadım. Asıl<br />

sorun zaten çevre kirliliği, bu kirlilik yüzünden<br />

Maçka’yı daha çok tercih ediyorum. Her<br />

yer çekirdek çöplüğü dolu. İnsanlar kendilerinde<br />

yere çekirdek atma hakkını buluyor.<br />

İnsan oturduğu yeri pisletir mi? Bu çöplüğün<br />

oluşmasında sorun belediyede değil, buraya<br />

gelen insanların zihninde. Yanıbaşındaki<br />

çöp kutusu yerine yere çekirdek atıyorsa,<br />

belediye ne yapsın? Belediye bir şey yapmak<br />

istiyorsa, buradaki tuvaletlerin saatlerini<br />

uzatabilir.<br />

Yaşamaya Dair<br />

14 Eylül Cuma 20:30<br />

Genco Erkal’ın Nazım Hikmet tutkusunun<br />

yeni ürünü olan “Yaşamaya Dair” adlı<br />

müzikli gösterisi, sizler için sahnelenmeye<br />

devam ediyor. Nazım Hikmet’in ölümünün<br />

54. yıldönümü için Genco Erkal’ın<br />

uyarlayıp yönettiği oyunda, Tülay<br />

Günal da oynuyor. Piyano ve viyolonsel<br />

eşliğinde oynanacak oyunda, başta<br />

Fazıl Say ve Zülfü Livaneli olmak üzere<br />

değişik bestecilerin Nazım şarkıları da<br />

seslendirilecek.<br />

ÜMİT FENER<br />

Moda halkı ve çevresi çok güzel... Yeşil<br />

alanlarını özellikle seviyorum. Fakat trafik<br />

olarak sürekli bir sıkıntı yaşıyorum. Her<br />

yer inşaat, bu yüzden yollarda hep hafriyat<br />

kamyonları oluyor. Park yeri sıkıntısı çok<br />

yaşıyorum. Park yerlerine duba çekildiğini<br />

çok gördüm. Ama beterin beteri vardır, ben<br />

genelde Avrupa Yakası’nda oluyorum. Oranın<br />

trafiği ve insanları buradan daha kötü...<br />

Moda’da hiç değilse hayvanlara karşı saygı<br />

var. Her yer yemek ve su kapları ile dolu.<br />

ŞAMİL YALÇINER<br />

BERKER GÜVEN<br />

Moda sahile sıkça gelirim. Burayı seviyorum<br />

çünkü hem insanları güzel hem de<br />

güvenli. Ama en büyük rahatsızlığı çevredeki<br />

kirlilik veriyor. Etrafınıza bir bakın, her<br />

yer çekirdek çöpü ve izmarit dolu. Temiz bir<br />

ağaç altı aradım 15 dakika boyunca ve yeni<br />

bulabildim. Halkın sanırım biraz bilinçlendirilmesi<br />

lâzım. Çekirdek çöplerini yere<br />

değil de bir çöp poşetine atmak ne kadar<br />

zor olabilir ki? Tabi belediye de temizliği bir<br />

tık arttırsa iyi olabilir.<br />

SİYAMİ NAMLI<br />

Yetersiz Bakiye<br />

16 Eylül Pazar 20:00<br />

İki perdelik komedi “Yetersiz Bakiye”,<br />

sizler için sahnelenmeye hazırlanıyor.<br />

“Üç sezonunda da en çok izlenen tiyatro<br />

oyunu olan Yetersiz Bakiye, kapalı gişe<br />

oynamaya devam ediyor. Kahkaha<br />

fırtınasına hazır mısınız? Borcunuz var;<br />

her yere, herkese... Bakiyeniz yetersiz.<br />

Kiracı olarak oturduğunuz evi kiraya<br />

vermek mi? Kime?” Hadi bakalım, işin<br />

içinden çıkılsın! Bir Gergedan Yapım<br />

prodüksiyonu, son yılların en çok izlenen,<br />

gülerken yere düşüren komedisi Yetersiz<br />

Bakiye...<br />

Kadıköy’e en az haftada iki kere gelirim. Küçüklüğümden<br />

beri buralarda olduğum için<br />

bende farklı bir yere sahip. Ara sıra Moda<br />

sahile uğrarım. Çok güzel bir sahile sahibiz,<br />

fakat insanlar ne yazık ki değerini bilmiyor.<br />

Etraf izmarit, çekirdek çöpü ve pet şişe dolu.<br />

İnsanlar doğaya ve çevreye karşı bilinçlenmeli.<br />

Sonuç olarak ortak bir kullanım alanı<br />

olmalı ve diğer insanlara saygı duyulmalı.<br />

DOROCK XL<br />

Kadife<br />

11 Eylül Salı 22:30<br />

Kadife grubu, “Bu Şarkı Gelsin Benden<br />

Sana” adlı yeni çalışmasının lansmanında<br />

İstanbullu sevenleriyle buluşuyor. 2014<br />

yılının sonlarında kurulan Ankara çıkışlı<br />

pop-rock grubu Kadife, son zamanlarda<br />

dizi müziği denince akla ilk gelen grup.<br />

Kadife, bu zamana kadar altı adet single<br />

çalışmasına imza attı. Grup, 11 Eylül’de<br />

Dorock XL sahnesinde...<br />

Kalben<br />

28 Eylül Cuma 22:30<br />

Sahil kasabalarından, kayıp<br />

fotoğraflardan, kaybolmamış dostlardan<br />

bahseden şarkılarıyla Kalben, 28 Eylül’de<br />

Dorock XL sahnesinde sevenleriyle<br />

buluşuyor. Kalben’in yeni-folk olarak<br />

tanımlanan anlatıcı müziğini, eşi Berkant<br />

Ali İncesaraç şekillendiriyor. Müzik<br />

düşünmeye 8 yaşındayken annesinin<br />

aldığı klavyeyle başlayan ve 13 yaşında<br />

ilk gitarı olan cızır cızır Santana’ya<br />

kavuştu.<br />

Aşkın Nur Yengi<br />

07 Eylül Cuma 22:30<br />

Türk pop müziğinin sevilen<br />

isimlerinden Aşkın Nur Yengi,<br />

Eylül’de Moda Kayıkhane sahnesine<br />

konuk olacak. 1990 yılında<br />

“Sevgiliye” adlı ilk albümünde<br />

yakaladığı iki milyonluk tiraj ile o<br />

dönemde çıkan en başarılı genç<br />

sanatçı olarak adını duyuran Aşkın<br />

Nur Yengi, ardından gelen yıllarda<br />

“Hesap Ver”, “Sıramı Bekliyorum”,<br />

“Karaçiçeğim”, “Haberci”, “Aşk<br />

Kazası” gibi pek çok albüm çıkardı.<br />

Moda, gezmek için çok güzel bir yer. Kızımla<br />

çoğu zaman Moda sahile geliriz. Biraz<br />

insanları farklılaştı, eski Moda halkını pek<br />

görmüyorum ama yine de güzel. Denizi<br />

de tabii çok temiz değil. İnsanlar nedense<br />

çöplerini denize atmayı pek seviyor. Zaten<br />

Marmara Denizi komple kirli... Moda’ya<br />

genellikle toplu taşıma ile gelmeyi tercih<br />

ediyorum, çünkü araba ile geldiğim zaman<br />

park sıkıntısı yaşıyorum. Normal park bulmayı<br />

geçtim, herhangi bir otoparkta bile yer<br />

bulamıyorsunuz.<br />

MODA KAYIKHANE<br />

Fatma Turgut<br />

21 Eylül Cuma 22:30<br />

2007 yılında “Model” isimli rock<br />

müzik grubuna katıldı. Model<br />

grubu ile birlikte Perili Sirk (2009),<br />

Diğer Masallar (2011) ve Levla’nın<br />

Hikâyesi (2013) isimleri taşıyan üç<br />

albüm yayınladı. Sertab Erener ve<br />

Demir Demirkan ile birlikte çalışma<br />

fırsatı bulduğu “Diğer Masallar”<br />

albümünden yayınlanan “Değmesin<br />

Ellerimiz” ve “Pembe Mezarlık”<br />

şarkıları ülke çapında büyük ilgi<br />

gördü. Fatma Turgut, Eylül’de<br />

Moda’da...<br />

Ferhangi Şeyler<br />

25 Eylül Salı 20:30<br />

Ferhan Şensoy, 32 yıldır aralıksız oynadığı<br />

“Ferhangi Şeyler” adlı oyunu ile seyirci<br />

karşısında. Ferhangi Şeyler; dünyada en<br />

çok oynanan ve sürekli kendi rekorunu<br />

kırmaya devam eden efsanevi bir tiyatro<br />

oyunu. Ferhangi Şeyler’de hepimizin<br />

hayatının içinde olan karakterler var.<br />

Görmesek de kendilerini hissettiriyorlar.<br />

Ev sahibi Orkinos Hanım (alt katta<br />

oturuyor), bakkalın çırağı, bakkalın aptal<br />

çırağı, bakkalın daha aptal çırağı, avukat<br />

aptal Tayfun...<br />

NAZIM HİKMET<br />

KÜLTÜR MERKEZİ<br />

Fidel’in Yüzünden<br />

5 Eylül Çarşamba 21:00<br />

Nazım Hikmet Kültür Merkezi yazlık<br />

sinema gösterimleri, Eylül ayında da<br />

devam ediyor. Yönetmenliğini Julie<br />

Gavras’ın üstlendiği “Fidel’in Yüzünden”,<br />

İtalya-Fransa ortak yapımı, 2006 yılında<br />

Domitilla Calamai’nin romanından<br />

beyazperdeye uyarlanan bir sinema filmi.<br />

Filmde, Şili’deki seçim ve yaşanan tatsız<br />

olaylar ekseninde 7 yaşındaki bir kız<br />

çocuğunun komünizmi keşfi ele alınıyor.


22<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

AKTÜEL<br />

Saint-Joseph'liler Derneği:<br />

SaInt-Joseph ruhunu<br />

hep beraber yaşatalım<br />

PINAR BALTACI<br />

148 yıllık tarihi, öğrencileri,<br />

öğretim üyeleri ve<br />

mezunları ile Türkiye’nin<br />

önde gelen eğitim kurumları<br />

arasında yer alan Saint-Joseph<br />

Fransız Lisesi, Kadıköy<br />

ruhuyla özdeşleşmiş sayılı<br />

kuruluşlardan. Kadıköy; özgürlük,<br />

kültür ve sanatı içinde<br />

barındırır. Saint-Joseph’liler<br />

Derneği, mezunlarına ve<br />

eğitime verdiği destek ile bu<br />

ruhu yaşatmak için 47 senedir<br />

Kadıköy’de çalışmalarını<br />

sürdürüyor.<br />

Saint-Joseph’liler Derneği,<br />

Türk toplumunun bilimsel,<br />

kültürel ve sosyal gelişmesine<br />

hizmet etmek doğrultusunda;<br />

lisenin mezunları arasında<br />

sosyal alanda kaynaşmış bir<br />

birlik kurmak, kardeşlik, dayanışma,<br />

beraberlik gibi ortak<br />

tarihi değerlerin korunmasını<br />

sağlamak ve Saint-Joseph<br />

Fransız Lisesi’nin saygınlığı<br />

artırarak ismini sonsuza dek<br />

bilinir kılmayı amaçlıyor.<br />

Saint-Joseph, mezunları<br />

gibi çok özel...<br />

Dernek olarak önümüzdeki<br />

günlerde çeşitli etkinliklere<br />

imza atmaya hazırlandıklarını<br />

ifade eden Saint-Joseph’liler<br />

Derneği Genel Müdürü<br />

Begüm Dündar, gazetemize<br />

şunları aktardı: “Ben de 1993-<br />

2001 yılları arasında bu lisede<br />

okudum. Saint-Joseph çok<br />

özel bir lise, mezunları da<br />

çok özel insanlar. 2 bin 500<br />

üyesi olan derneğimizin en<br />

büyük amacı, üyelerimizin<br />

SJ camiasına olan bağlarını<br />

güçlendirmek, iletişimi<br />

artırmak ve artan rekabet<br />

Saint-Joseph’liler Derneği, mezunlarına ve eğitime verdiği destek ile<br />

bu ruhu yaşatmak için 47 senedir Kadıköy’de çalışmalarını sürdürüyor.<br />

Saint-Joseph’liler Derneği çalışma ekibi:<br />

Baran Esendal, Yasemin Yılmaz, Begüm<br />

Dündar, Begüm Çobanoğlu...<br />

karşısında camiamıza maddi<br />

manevi destek verebilmektir.<br />

Bu zamana kadar üyelerimizin<br />

değerli katılımı ile birçok<br />

etkinliğe imza attık, atacağız.<br />

Saint-Joseph Fransız Lisesi<br />

ve Saint-Joseph’liler Derneği,<br />

girişimcilik konusunda öğrencilere<br />

ve mezunlara katkıda<br />

bulunmak amacıyla Genç<br />

Girişimciler Kulübü’nün (Club<br />

des Jeunes Entrepreneurs)<br />

kuruluşunu gerçekleştirdi.<br />

Kulübün önceliği, yükseköğrenim<br />

aşamasındaki<br />

mezunları iş hayatına hazırlandıkları<br />

bu önemli aşamada<br />

yalnız bırakmamak... Sosyal<br />

medya hesaplarımızda ve<br />

web sitemizde de görebileceğiniz<br />

üzere çeşitli alanlarda<br />

etkinlikler düzenliyoruz.<br />

Üyelerimizi Moda’da bulunan<br />

sosyal tesislerimiz dışında da<br />

bir araya getirecek projeler<br />

hazırlıyoruz. Tüm mezunlarımızı<br />

aynı çatı altında<br />

toplanmaya davet ediyoruz.<br />

Gelin, Saint-Joseph ruhunu<br />

hep beraber yaşatalım.”<br />

Saint-Joseph’liler Derneği sosyal medya hesapları:<br />

Saint-Joseph’liler Derneği (sjdernek)<br />

Saint-Joseph’liler Derneği (sj_dernek)<br />

Kadıköy Belediyesi<br />

Çocuk Sanat Merkezi<br />

Orkestrası ve Nuhoğlu<br />

Vakfı Hayrat Çocuk Sanat<br />

Merkezi Korosu, Trabzon’un<br />

Hayrat ilçe meydanında<br />

“Çocuk Şenliktir” temasıyla<br />

birlikte sahne aldı. Kadıköy’den<br />

34, Hayrat’tan 30<br />

çocuğun yer aldığı konserde,<br />

Vivaldi gibi klasik eserlerin<br />

yanı sıra şarkı ve türküler de<br />

seslendirildi. Birlikte prova<br />

yapan, müzik sayesinde<br />

birbirlerini tanıma fırsatı<br />

bulan Hayratlı ve Kadıköylü<br />

öğrenciler, seslendirdikleri<br />

türkülerle katılımcılara<br />

keyifli anlar yaşattı. Henüz<br />

beş ay önce kurulmasına<br />

rağmen performansları ile<br />

göz dolduran Nuhoğlu Vakfı<br />

Hayrat Çocuk Sanat Merkezi,<br />

ilk konserinde büyük beğeni<br />

topladı.<br />

“Çocuklarımız geleceğimizdir”<br />

Nuhoğlu Vakfı tarafından<br />

Saint-<br />

Joseph’liler<br />

Derneği<br />

yaklaşan<br />

etkinlikler:<br />

Kadıköylü ve Hayratlı öğrencilerden<br />

ortak konser<br />

düzenlenen şenliğe Trabzon<br />

Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu,<br />

Hayrat Belediye Başkanı<br />

Mehmet Nuhoğlu, İstanbul<br />

Kadıköy Belediye Başkanı<br />

Aykurt Nuhoğlu’nun yanı<br />

sıra Nuhoğlu Vakfı Başkanı<br />

Hayri Günay Nuhoğlu,<br />

Nuhoğlu Vakfı temsilcileri ve<br />

çok sayıda vatandaş katıldı.<br />

Hayrat Belediye Başkanı<br />

Mehmet Nuhoğlu, Hayrat’ın<br />

Nuhoğlu Vakfı ve Kadıköy<br />

Belediyesi işbirliğiyle güzel<br />

bir çocuk sanat merkezi<br />

kazanmasından duyduğu<br />

memnuniyeti belirtti.<br />

Kadıköy Belediye Başkanı<br />

Aykurt Nuhoğlu ise; “Çocuklarımız<br />

geleceğimizdir. Biz<br />

onlara ne verirsek, onlar da<br />

bize gelecekte onu verecek.<br />

Çocuklarımızın kimlikli,<br />

kişilikli bireyler olarak<br />

yetişmesini istiyorsak, onları<br />

iyi bir eğitimle donatmalıyız”<br />

şeklinde konuştu.<br />

İsa YAR<br />

Baharın içinden<br />

geçen eylül<br />

Biz a’raftayız! Seksen kuşağı... 80<br />

öncesi çilekeşler ile sonrası kayıp<br />

nesil arasında bir yerdeyiz. Anlamaya/idrak<br />

ve anlamlandırmaya/<br />

izah başladığımız dönemde koptu film. Sonra<br />

boşluk... Düştüğümüz o boşlukta ne kadar<br />

savrulduk, unutulduk bilemiyorum. İrtibatı<br />

koparmıştık ve belki ertelenmiştik.<br />

Köprü, sanki tam bizim bulunduğumuz noktadan<br />

kırılmıştı. Genç kalabalık, kalakaldık!<br />

Ne ileri, ne geri (a’raf)... Bizden öncekiler<br />

yürüdü, geride bir hicran yarası bırakarak;<br />

gittiler. Sonrakiler bizim hafızamıza sahip değillerdi.<br />

Sahte bir dünyanın, ‘fanusun’ içinde<br />

yetiştiler. Ne kendilerini tanıdılar, ne hayatı<br />

bildiler. Ekran karşısında büyüdüler, gürültü<br />

kirliliği içinde seslerini yitirdiler. Seslerini,<br />

yani kelimeleri... Lisansız ve insansız bir dünyanın,<br />

kırık fay hatları suni çimlerle gizlenmiş<br />

zemininde, ölümden ve hayattan habersiz<br />

oyalandılar.<br />

Bir biz kaldık ortada...<br />

***<br />

Biz hiç rahat insanlar olamadık. Tebessümümüz<br />

dahi donuktur ve hep hüzündür yüzümüzden<br />

okunan. Baharımızın daha başında<br />

buldu bizi Eylül. Biz acı nedir biliriz. Sevda<br />

nedir, aşk nedir... Bunun içindir, kalbimizden<br />

çekeriz mürekkebi kalemimize. Heveslerini<br />

sevda sananlar, surete aldananlar anlayamaz<br />

yüreğimizi; dilimizi anlamadıkları gibi...<br />

‘Melâli anlamayan nesle aşina değiliz’ diyordu<br />

Ahmet Haşim. Biz de Eylül’ü anlamayanlara<br />

aşina değiliz.<br />

***<br />

Kimse tanımasa da biz biliriz Eylül Yusuflarını;<br />

adı Yahya olmuş, Bekir olmuş ne fark<br />

eder. Öpmek istediği elin tokatladığı Ahmet<br />

Bey’in Sakarya akan gözlerindeki hüznü de<br />

tanırız. Zeki’nin şiirlerinde aşikâr hicran, bir<br />

vatan sevdasının bakiyesidir; biliriz. Yunus<br />

Emre’nin; “Şu dünyada iki şeye/ Yanar içim<br />

köynür özüm/ Yiğit iken ölenlere/ Gök ekini<br />

biçmiş gibi” mısralarını en çok biz anlarız.<br />

Taşrada bir çay ocağında gamla demlenen<br />

çayı yudumlarken, tarihe bir bakıver imasıyla<br />

konuşan esafil-i şark misali adamlar vardır;<br />

‘kökü mazide olan atiyiz’ derler de, muhteşem<br />

mazinin bugüne düşen gölgesinde bir<br />

gençlik görememenin sükût-u hayali ile gam<br />

içredirler, biliriz...<br />

***<br />

Bir mirasyedi gibi harcadık zamanı ve<br />

yaşamadık biz yaşanması gerektiği gibi.<br />

Lügatlerde unuttuğumuz kelimeler, dilimizde<br />

sese tebdil olunca anlayanı da kalmamıştı.<br />

Takvimden kopan yapraklar ömrümüzden<br />

yılları götürürken, bir yanımız delikanlı serkeşliğinde<br />

hoyrat, bir yanımız hayatın yakasını<br />

bırakmış gibi! Yılların suskunluğunda biriktirdiğimiz<br />

ve artık söyleyecek ne çok sözümüz<br />

vardı. Okumuş çocuklardık! Ancak, demir<br />

leblebiyi çiğner gibi kelimeleri telaffuz etmekten<br />

yorulmuştuk. Muhatabımızla muhabbetsiz<br />

sohbetler yapmaktan ise, sükûtun renklerini<br />

bürünmek daha güzeldi. Bu sebepledir ki<br />

sesimiz kısık, sözümüz mecaza mütemayil<br />

ve halimiz dervişane, rind gibi bir istiğnadır<br />

şimdi... Buna mukabil sükûtumuz anlamlıdır;<br />

o sükûtta nice çığlık, figan, öfke ve yalnızlık<br />

gizlidir.<br />

Ve biliriz ki baharda saklı bir Eylül vardır. Yine<br />

biliriz ki, hazanda bir bahar tomurcuklanır...


AKTÜEL<br />

<strong>EYLÜL</strong> <strong>2018</strong><br />

23<br />

1919 yılından bu yana süren gelenek:<br />

Gölgelen Tente<br />

Kadıköy’de<br />

Kim<br />

Kimdir<br />

kalmadı. Bizler de onların<br />

özlemini duyuyor ve onları<br />

çok arıyoruz.<br />

Mehmet Tevfik Saraçlar Kerim Saraçlar<br />

PINAR BALTACI<br />

Kadıköy’ün en eski<br />

tentecilerinden olan<br />

Gölgelen Tente, babadan<br />

oğula geçerek uzun soluklu<br />

bir geleneği yaşatıyor. Dede<br />

ve baba mesleğini yaşattığını<br />

dile getiren Mehmet Tevfik<br />

Saraçlar, ilk defa Üsküdar ve<br />

Kadıköy’de açılan saraciye<br />

dükkânını bugünlere kadar<br />

taşımayı başarabilmiş.<br />

1919 yılında Kadıköy İskele’deki<br />

barakalarda ilk dükkânını<br />

açan, babasının mesleğini<br />

genç yaşlardan bu yana büyük<br />

bir hevesle sürdürmeye çalıştığını<br />

ifade eden Mehmet Tevfik<br />

Saraçlar; “Dedemin 1900’lü<br />

yıllardan evvel Üsküdar’da saraciye<br />

dükkânı varmış. Onun<br />

bir şubesini de babam Kerim<br />

Saraçlar için, eski Kadıköylülerin<br />

çok iyi bileceği Rıhtım’daki<br />

barakalarda açmışlar. O<br />

zamanki komşularımız hâlâ<br />

ismiyle Kadıköy’de yaşamaya<br />

devam eden Yanyalı Fehmi,<br />

bir diğeri ise Berber Ömer...<br />

1944 yılında ise şu anda<br />

bulunduğumuz Nüzhet Efendi<br />

Sokağı’na yerleştik. O günden<br />

bu yana da buradayız” dedi.<br />

“Eski komşularımızı çok<br />

özlüyoruz”<br />

Eski Kadıköy’deki dostluğun<br />

ve esnaf kültürünün çok daha<br />

anlamlı olduğunu belirten Saraçlar,<br />

o dönemdeki anılarını<br />

şu sözlerle anlattı: “Kadıköy’de<br />

o zamanlar herkes birbirine<br />

selâm verirdi. Ermeni ve Rum<br />

komşularımız vardı, sabahları<br />

dükkânın önünden selâm<br />

vermeden geçmezlerdi. Onlar<br />

bizim Ramazan’da, kandillerde,<br />

bayramlarda Müslüman<br />

komşularımızdan daha çok<br />

yanımızda olurdu. Ramazan<br />

arifesinde ‘Bugün kahveler<br />

bizden, yarın siz oruçlusunuz’<br />

der, her zaman inanç ve kültürümüze<br />

saygı duyarlardı. Ne<br />

yazık ki o eski güzel insanlar<br />

Tayyareci Vecihi:<br />

Vecihi Hürkuş<br />

O zamanlar en ilginç komşumuz,<br />

Tayyareci Vecihi olarak<br />

bilinen Vecihi Hürkuş’tu.<br />

Babam anlatırdı, o zamanlar<br />

Kadıköy’de yaşar, hep maket<br />

uçaklar yapar, sonra da Moda<br />

Burnu ya da Fenerbahçe’den<br />

uçururmuş o uçakları. Sık sık<br />

gelip uçaklarda kullanmak<br />

üzere babamdan brandalar<br />

alır, ardından o brandaları yaldız<br />

boyalarla boyarmış. Yani<br />

Tayyareci Vecihi Kadıköylüdür<br />

ve bizim o dönemlerdeki<br />

güzel komşularımızdandır.<br />

Dedemden kalan mesleğimizi,<br />

dördüncü kuşak olacak oğlum<br />

yine aynı yerimizde yaşatmaya<br />

devam edecek.”<br />

Kore ve Kıbrıs Gazileri kahvaltıda buluştu<br />

Ülkemiz adına Kore ve Kıbrıs’ta savaşarak yaralanan gazilerimiz için<br />

Kadıköy’de kahvaltılı bir program düzenlendi.<br />

Mediha Gerez Çakmak<br />

Ressam<br />

M ediha Gerez, 1947 İstanbul doğumlu<br />

bir sanatçı. Kadıköy’ün<br />

köklü okullarından Osmangazi İlkokulu,<br />

Mustafa Kemal Atatürk Ortaokulu<br />

ve Moda Kız Sanat Okulu’nda okuyan<br />

Gerez, ardından Devlet Tatbiki Güzel<br />

Sanatlar Yüksekokulu’nda Dekoratif<br />

Resim eğitiminı tamamlar. O yıllardan<br />

bu yana Kadıköy’de yaşayamaya devam<br />

eden Gerez, sanatsal üretimleri için<br />

“Resimlerim tüm insanlığa bir sinyaldir”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

30 Ağustos Zafer Bayramı<br />

nedeniyle organize<br />

edilen etkinliğe,<br />

merkezi Pendik’te bulunan<br />

Türkiye Muharip Gaziler<br />

Derneği’nin Kadıköy Temsilciliği<br />

üyeleri katıldı.<br />

Erenköy Mahallesi Muhtarı<br />

Necla Alpüstün’ün de hazır<br />

bulunduğu buluşmaya,<br />

Ethem Efendi Caddesi<br />

üzerinde yer alan “Bazlama<br />

Cadde” isimli mekân ev<br />

sahipliği yaptı. Mekânda<br />

bulunan diğer konukların<br />

da sevgi gösterisinde<br />

bulunduğu gaziler adına<br />

bir açıklama yapan Gazi<br />

Ali Alp; “Böyle günlerde de<br />

olsa hatırlanmış olmamız<br />

bizleri çok mutlu ediyor.<br />

Değerli muhtarımız Necla<br />

Alpüstün ve mekânın<br />

sahibi Dilek Çiftçi hanımefendiye<br />

teşekkürlerimizi<br />

iletiyoruz” şeklinde<br />

konuştu.<br />

Muzaffer Alkan, Sabri Çelik, Yusuf Doğrukan, Talip Yiğit, Ali Alp, Celal Yıldız,<br />

Vedat Tata, Nuri Kara, Nihat Aslantaç ve Muharrem Karabaş...<br />

Palladium ödüle<br />

doymuyor<br />

Ali Özcanlı<br />

Gayrimenkul Danışmanı<br />

1 967 yılında İstanbul’un Şişli ilçesinde<br />

doğan Ali Özcanlı, yaklaşık otuz<br />

senedir Kadıköy’de gayrimenkul işiyle<br />

ilgileniyor. Kendisini en doğru şekilde<br />

bu işle özdeşleştirdiğini ifade eden<br />

Özcanlı, insani ilişkileri iyi olmayan<br />

birinin bu sektörde barınma ihtimalinin<br />

zor olduğunu dile getirerek, mesleğini<br />

ve işini çok sevdiğini vurguluyor.<br />

JLL Türkiye tarafından<br />

yönetilen Palladium<br />

Ataşehir, bu yıl gerçekleştirdiği<br />

"Yeni Yıl Melodisi" ve<br />

"Kahve Günleri" projeleriyle<br />

perakende sektörünün en<br />

önemli platformlarından biri<br />

olan Stevie Awards platformundan<br />

üç ödül kazandı.<br />

'Şehrin Değişmeyen Modası'<br />

Palladium Ataşehir, 30’dan<br />

fazla ülkeden binlerce projenin<br />

değerlendirildiği Amerika’nın<br />

en prestijli organizasyonlarından<br />

Stevie Awards<br />

tarafından iki projesiyle üç<br />

bronz ödülün sahibi oldu.<br />

Palladium; "Kahve Günleri"<br />

projesiyle 'Brand Experience<br />

of the Year' kategorisinde<br />

bronz, "Yeni Yıl Melodisi"<br />

projesiyle 'Best Brand Experience<br />

Event' kategorisinde<br />

bronz ve 'Communications<br />

or PR Campaing\ Program of<br />

the Year' kategorisinde bronz<br />

ödüle lâyık görüldü.<br />

Elif Sungur<br />

Akademisyen/Yazar<br />

E renköy Kız Lisesi’nden 1984 yılında<br />

mezun olan Elif Sungur, İstanbul<br />

Üniversitesi Gazetecilik ve Halkla<br />

İlişkiler mezunu. 1993 yılından bu yana<br />

özel sektörde eğitim yönetimi alanında<br />

çalışan Sungur, 2004 yılından bu yana<br />

Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde<br />

öğretim görevlisi olarak çalışıyor.<br />

Elif Sungur, aynı zamanda Erenköy Kız<br />

Liseliler Derneği’nin yönetim kurulu<br />

üyeleri arasında yer alıyor.


Senegalli ailenin<br />

Alex tutkusu<br />

Awa Bousso Thiane: Senegal’de Türkiye çok moda.<br />

Hemen herkesin dilinde ve pek çoğumuzun da hayali...<br />

Awa Bousso Thiane, Fadel Thiane ve Alioune Badara<br />

Thiane...<br />

Fenerbahçe’nin efsane yıldızı<br />

Alex de Souza’nın şöhreti, Kadıköy’deki<br />

heykeli ile devamlılık<br />

sergilemeyi sürdürüyor. Afrika<br />

kıtasının yükselen ülkesi Senegal’den<br />

tatil için Türkiye’ye gelen<br />

Thiane ailesi, büyük hayranlık duydukları<br />

Alex’in Kadıköy’de heykeli<br />

bulunduğunu öğrenince kaldıkları<br />

Taksim bölgesinden gelip, Kurbağalıdere<br />

girişindeki heykel önünde<br />

hatıra fotoğrafı çektirdiler.<br />

“İstanbul’a hayran kaldık”<br />

Senegal’in başkenti Dakar’da bir<br />

inşaat şirketinde çalışan Awa<br />

Bousso Thiane; “Senegal’de Türkiye<br />

çok moda. Hemen herkesin dilinde<br />

ve pek çoğumuzun da hayali...<br />

İstanbul’u gördüğümüzde bunda<br />

çok haklı olduğumuzu da söyleyebilirim”<br />

dedi.<br />

Alex’in heykelini görmek ve onu<br />

anmak için Kadıköy’e geçtiklerini<br />

dile getiren Thiane Ailesi, “Kadıköy’ü<br />

nasıl buldunuz?” sorumuza<br />

ise şu yanıtı verdi: “İstanbul’un<br />

görkemiyle kıyaslamak elbette<br />

yerinde olmaz.”<br />

Anadolu Yakası'nda Sizin Sesiniz<br />

İstanbul’dan sonra<br />

İtalya'da “EVET” dediler<br />

Tarafsız Bölgesel Haber Magazin Aktüalite Gazetesi<br />

Selcan Aydın'ın DAN'ı 15 Eylül'de kitapçılarda!<br />

H ayatımıza ‘falanca’<br />

yayınlayabilirler. Düzenli<br />

lakabıyla giren Kadı-<br />

paylaşım yaptıklarında<br />

köylü sosyal medya<br />

birilerinin mutlaka dikkatini<br />

fenomeni Selcan Aydın;<br />

çekeceklerdir. Süreklilik çok<br />

aynı zamanda blog yazıları,<br />

önemli” mesajı verdi.<br />

YouTube videoları ve kitaplarıyla<br />

üretimlerine devam<br />

Selcan Aydın ile 15 Eylül<br />

ediyor. YouTube fenomeni<br />

itibariyle raflarda yerini<br />

olmak isteyenlere tüyolar<br />

alacak olan yeni kitabı DAN’ı<br />

veren Aydın; “Dünyayı kur-<br />

fırsat bilerek gerçekleştirditarmalarına<br />

gerek yok. Bir<br />

ğimiz söyleşinin detaylarını,<br />

dertleri ya da kaygıları var-<br />

Kadıköy Life Dergisi sayfalasa,<br />

uygun bir format bularak<br />

rında okuyabilirsiniz.<br />

K<br />

adıköy’ün ünlü mimarlarından<br />

Yasemin Özdemir, Roma’da rüya<br />

gibi bir düğünle evlendi. Aynı<br />

zamanda CESA Yapı Ailesi’nin de bir<br />

üyesi olan Özdemir’in, iş adamı Arda<br />

Yıldırım ile İstanbul’da kıyılan nikâhının<br />

ardından İtalya’nın başkenti<br />

Roma’da gerçekleşen düğününe çok<br />

sayıda davetli katıldı.<br />

Piazza del Campidoglio’da<br />

Roma’da Piazza del Campidoglio’da<br />

masal gibi bir düğünle hayatlarını<br />

birleştirerek birbirlerine ikinci kez ve<br />

sonsuza kadar “Evet” diyen çiftin özel<br />

gününe, her iki ailenin yakın akrabaları<br />

ile birlikte arkadaşları da tanıklık etti.<br />

Düğün yemeği<br />

Niran Ünsal ile Kalamış’ta<br />

İstanbul’dan sonra Roma’da İtalyan<br />

kanunları önünde de “Evet” diyen<br />

Yasemin Özdemir & Arda Yıldırım’ın<br />

düğün yemeklerinin, 7 Eylül tarihinde<br />

Niran Ünsal’ın seslendireceği şarkılar<br />

eşliğinde Kalamış Paysage’da olacağı<br />

bildirildi.<br />

Selami Şahin sahnesinde<br />

büyük sürpriz!<br />

U<br />

sta sanatçı Selami Şahin, Semih Erdoğan’ın<br />

şefliğindeki SemiJazz Orkestrası eşliğinde<br />

Moda Kayıkhane sahnesinde sevenleriyle<br />

buluştu. Konseri izlemeye gelenler arasında şair<br />

Ahmet Selçuk İlkan ve sanatçı Yalın da vardı.<br />

Yalın, Selami Şahin’in kendisini sahneye davet<br />

etmesiyle “Gitme Sana Muhtacım” şarkısını<br />

duayen sanatçı ile birlikte seslendirdi.<br />

Şair Ahmet Selçuk İlkan'ın "Gözler Kalbin<br />

Aynasıdır" isimli şiiri okumasının ardından<br />

Selami Şahin; “Büyük şairle tanışmamız 80’den<br />

önceye denk geliyor. Bir gün oturuyoruz, sohbet<br />

ediyoruz. Şair arkadaşım sevgilisine ‘Yeter artık<br />

senden hoşlanmıyorum’ dedi. Sevgilisi şöyle<br />

cevap verdi: ‘Aşkım yalan söylüyorsun. Gözlerin<br />

öyle demiyor. Gözler kalbin aynasıdır’. Yazdı, ben<br />

de besteledim. Bu büyük şair kim, Ahmet Selçuk<br />

İlkan” sözleriyle şarkısının hikâyesini anlattı.<br />

M<br />

oda Deniz Kulübü, 30 Ağustos Zafer<br />

Bayramı’nı Yaşar ile kutladı. Oldukça<br />

coşkulu geçen etkinliğe yaklaşık 600<br />

kişi katıldı. Moda Deniz Kulübü Başkanı Teoman<br />

Taşpınar’ın “Bugün pek çok şeyi borçlu<br />

olduğumuz 30 Ağustos Zaferi’ni kutlamak için<br />

buradayız” şeklindeki açılış konuşmasıyla<br />

başlayan gece, geç saatlere kadar sürdü.<br />

Moda Deniz Kulübü’nde<br />

Yaşar ve Kübalı sanatçıdan<br />

MUHTEŞEM<br />

PERFORMANS<br />

Kuşlar Orkestrası eşliğinde sahneye çıkan<br />

Yaşar, kendi şarkılarının yanı sıra Türk pop<br />

müziğine damgasını vurmuş sanatçıların<br />

şarkılarını da seslendirdi. Gecenin bir başka<br />

rengi ise, Kuşlar Orkestrası bünyesinde yer<br />

alan Kübalı perküsyon sanatçısının seslendirdiği<br />

şarkı oldu. 1970’lerde Ertan Anapa’nın<br />

Türk pop müziğine kazandırdığı “Benim Bütün<br />

Dualarım Seninle” isimli şarkıya başlayan<br />

Yaşar, daha sonra mikrofonu William Richard<br />

Cordosa’ya devretti. Şarkının orijinal adı olan<br />

Historia de un Amor’u büyük bir başarıyla seslendiren<br />

Cordosa, konuklar tarafından uzun<br />

süre ayakta alkışlandı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!