Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
04. hatırlatma: İşitmek ve İtaat Etmek<br />
İkinci husus: Verilen emirin emredilen kişinin güç sınırları içinde<br />
olması gereklidir. Gücün yetmediği şeylerde sorumluluk yoktur.<br />
Bu Allah (tebareke ve teâlâ)’nın kitabında gelen genel delillerde geçmektedir.<br />
Allah (subhanehu ve teâlâ) şöyle buyurmuştur: “Allah ancak kişiye<br />
gücü yettiği kadarını yükler.” 1 Allah (tebareke ve teâlâ) kendi emirlerinde<br />
kullarını gücü yetmediği şeyler ile sorumlu tutmuyorsa beşerin aralarındaki<br />
işleri daha fazlasıyla böyle olması gerekir. Bu da imkânsız<br />
olan veya gücün yetmeyeceği şeylerdir.<br />
İşitmek ve itaat etme meselesi hakkında üzerine vurgu yapılması<br />
gereken şeylerden biri de; içtihadın olduğu meselelerde emir eden<br />
kişinin emrinin illaki vacip olan emre uygun olması şart değildir.<br />
Yani emir vacib olan bir şeyi emretmez beli müstahab veya mubah<br />
olan şeyleri emredebilir. Peki, bu halde kendisine itaat edilmesi vacib<br />
midir? Evet, itaat edilmesi vaciptir.<br />
Yine mesela içtihadın olduğu meselelerden önemli olan biri de<br />
Emir ile emredilen kişi arasındaki görüşün farklı olmasıdır. Emredilen<br />
kimse bir şeyi müstehab görmez ancak emir bunu mustahab<br />
görürse, emredilen kimse kendi içtihadını bırakır, işitir ve itaat eder.<br />
Kendisinde sabit delilin olmadığı içtihad meselelerinde işitip itaat<br />
etmek gerekir. Ancak sabit bir delil varsa, o zaman yaratana isyanda<br />
yaratılana itaat yoktur. Yine az önce geçen hadis de buna delalet eder.<br />
Gerçekten işitip itaat etme meselesinde emire itaat etmenin<br />
eserleri kişinin sevmediği, kötü gördüğü ve hoş karşılamadığı yerlerde<br />
açığa çıkar. Bundan dolayı Müslim’in sahihinde geldiği üzere<br />
itaat hoş gördüğü ve kötü gördüğü şeylerde vaciptir. Ebu Hureyre<br />
(radiyallahu anhu) Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’den şöyle rivayet eder: “Sana<br />
kolaylığında ve zorluğunda, hoş gördüğün ve görmediğin yerlerde<br />
ve sana yapılan haksızlığa rağmen emirine itaat etmeni emrediyorum.”<br />
Kişinin dinçlik vakitlerinde itaat kolaydır. Ancak kişi bir şeyi<br />
yapmayı istemez ve ona karşı çok istekli olmazsa işte o zaman gerçek<br />
itaat ve emire itaat ederek Allah (tebareke ve teâlâ)’ya yapacağı ibadet belli<br />
olur. Çünkü bu ameli işlerken kişide hiçbir istek ve arzu yoktur bilakis<br />
tam tersine bir ağırlık vardır.<br />
1. Bakara, 286<br />
29