Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ile<br />
POYD arasında<br />
İşbirliği<br />
Farklı bakış...<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
TURİZM - OTELCİLİK - TATİL - ETKİNLİK - KÜLTÜR - SANAT Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />
Sayfa 12-13<br />
Sayfa 10-11<br />
KAZAK - TÜRK<br />
KARDEŞLİĞİ<br />
MEDIA FORUM<br />
Sayfa 8-9<br />
Prof. Dr Muharrem TUNA<br />
3. TURİZM ŞÛRASI<br />
DEĞERLENDİRME<br />
Sayfa 5<br />
GOLDEN HORN<br />
Hizmete açıldı<br />
Sayfa 22<br />
inceleme<br />
geziyorum<br />
Sayfa 7 - 17 Sayfa 14 - 15 -16<br />
KAPADOKYA / Ömer Koray ÜNAL<br />
TÜRKÇE REHBERLİK YASASI / Cem POLATOĞLU<br />
HALİÇ / Sevda YILGAZ<br />
SİNOP / Remzi YILMAZ<br />
VİYANA / SALZBURG/ Yusuf BAYIRLI<br />
KURUMSAL ABONELİK SİSTEMİ<br />
Gazetenizi her sabah 06:00-07:30<br />
arasında otelinize biz teslim edelim.<br />
Detaylı bilgi için: okuriletisim@hurriyet.com.tr<br />
0549 794 55 07 yada 0850 224 0 222
Aliye<br />
ÜÇBAŞ<br />
Cumhuriyetin 94. yıldönümü<br />
Bu ayki yazıma en önemli konu, Cumhuriyet Bayramı ile<br />
başlamak istedim. Bir ulusun yoktan var olmasını sağlayan<br />
ulu önderimiz Atatürk’ün izinde, onun bizlere emanet<br />
ettiği Cumhuriyetimize sahip çıkarak, 94. yıldönümünü<br />
kutladık. Zaman zaman çatlak sesler çıksa da, hafta<br />
boyunca yapılan yayınlar, hazırlanan koreografiler, skeçler,<br />
demeçler, organizasyonlardan dolayı bir kez daha gördük<br />
ki, Atatürk’ün dediği gibi ‘Türkiye Cumhuriyeti ilelebet<br />
muhafaza ve müdafaa edilecek.’<br />
Bu gönül rahatlığı ile herkesin Cumhuriyet Bayramı bir kez<br />
daha kutlu ve mutlu olsun.<br />
<strong>Ekim</strong> sayımızın kapak konusu, 3. Turizm Şurası. Yine son<br />
dönemlerde yapılan çalışmalar ve sektörün nabzını tutan<br />
bir yayın organı olarak izlenimlerimiz sonucu gördük ki,<br />
bu şura sektörde büyük bir heyecan yarattı. 2017’de<br />
2016 yılının yaralarını saran sektör, tarihimizde 3. kez<br />
düzenlenecek Şura’ya umutla bakıyor. Aynı duyguları<br />
paylaşan bizler, sadece kapak konusu yapmakla<br />
kalmayıp, tüm sektörün kilitlendiği Şura’ya A’dan Z’ye<br />
tüm ayrıntılarıyla geniş yer verdik. Kasım sayımızda da yine<br />
Şura’nın sonuçlarını tüm ayrıntılarıyla değerlendireceğiz. 3.<br />
Turizm Şurası’nın sektörümüze hayırlı olmasını dileriz.<br />
Turizm sektörüne hitap eden bir yayın organı olarak<br />
gazetemizin olmazsa olmazı ‘Geziyorum’ sayfalarımız, bu<br />
sayımızda da oldukça zengin. Kapadokya, Sinop, Haliç,<br />
Viyana, Salzburg’a dair gezileri, buralara ilişkin yorum ve<br />
değerlendirmeleri bulabilirsiniz.<br />
Gazetemizi hazırlarken bizi en çok mutlu eden şey de<br />
sektörde topyekün bir eğitim seferberliğinin olması<br />
oldu. Sektörün en tecrübeli isimlerinin, sayfalarımızdaki<br />
köşe yazılarında sık sık sözünü ettikleri ‘eğitimli personel’<br />
sıkıntısı, çok yakın bir gelecekte hiç kalmayacak. Sadece<br />
<strong>Ekim</strong> ayında bu konuda yapılan çalışmalar, atılan<br />
adımlara batığınızda, bu konuda sizin de bizim gibi içiniz<br />
rahatlayacak. Eğitim sayfalarındaki haberlerin çokluğu,<br />
bu konudaki katkımızın da etkisiyle bizleri oldukça<br />
gururlandırdı.<br />
Bu dönemin en önemli konularından birisi de Uzakrota<br />
Travel Summit. Birbirinden önemli konuşmacıları ile seyahat<br />
sektörünün nabzının tutulacağı zirve 17 Kasım’da Fairmont<br />
Quasar İstanbul’da yapılacak. 1500 sektör profesyonelinin<br />
katılması beklenen organizasyonda, sektörün tek gazetesi<br />
olarak biz de yerimizi alacağız. Bu dev buluşmanın tüm<br />
detaylarını çizelge halinde bu sayımızda bulabilirsiniz.<br />
<strong>Ekim</strong> ayında bizi mutlu eden gelişmelerden birisi de<br />
geçtiğimiz sayıda yer verdiğimiz bir haberin getirdiği<br />
ses oldu. Hakkında haber yaptığımız KKTC’deki Dome<br />
<strong>Hotel</strong> yönetimi, verdiğimiz destek nedeniyle bir teşekkür<br />
maili göndermişler. Aslında mesleki açıdan bakıldığında<br />
buna gerek yok, çünkü eğer gazeteciyseniz o zaman<br />
haberi değerlendirirsiniz. Haber değeri yoksa zaten<br />
yayınlamazsınız. Ancak burada bizi mutlu eden şey,<br />
emeğe duyduğumuz saygının hissedilmesi ve gücümüzün<br />
yankısıydı. Bunu da sizlerle paylaşalım istedik.<br />
Birlikte daha nice sayılara diyerek, tüm destek verenlere bir<br />
kez daha teşekkür ederiz.<br />
Esentepe Mahallesi Köprülü Sk. 31/A Levent<br />
34394 Şişli / İstanbul<br />
Tel:0212 343 5522 Fax: 0212 343 5521<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
info@hotelgazetesi.com<br />
<strong>Ekim</strong> 2017 Yıl:1 Sayı: 8<br />
Aylık Süreli Yayın<br />
Turizm Otelcilik Tatil Etkinlik Kültür Sanat<br />
<strong>Gazetesi</strong><br />
‹mtiyaz Sahibi & Genel Yayın Yönetmeni<br />
Mustafa ÜÇBAŞ<br />
mustafa@hotelgazetesi.com<br />
Sorumlu Yazı işleri Müdürü<br />
Aliye ÜÇBAŞ<br />
aliye@hotelgazetesi.com<br />
Yayın Danışmanı<br />
Remzi YILMAZ<br />
editor@hotelgazetesi.com<br />
Danışma Kurulu<br />
Prof. Dr. Muharrem TUNA<br />
Dr. Nebil ‹LSEVEN<br />
‹hsan TÜRKUS<br />
Sevda YILGAZ<br />
Ankara Temsilcisi<br />
Aliihsan ÜÇBAŞ<br />
ankara@hotelgazetesi.com<br />
Grafik Tasarım Uygulama<br />
Nirvana Tanıtım Hizmetleri<br />
Fotograf - Video<br />
Mustafa ÜÇBAŞ - Ahmet Oğuz ÇELiK<br />
Karikatür<br />
Emre Can ÜÇBAŞ<br />
Abone - Reklam<br />
Burcu DENKTEN<br />
hotelgazetesi@nirvanatanitim.com<br />
Dağıtım: PTT<br />
Hürriyet Daily News<br />
Baskı: Dünya Süper Veb A.Ş.<br />
100. Yıl Mahallesi 34204 Bağcılar/‹stanbul<br />
Gazetemizde yayımlanan haber ve görseller<br />
yasal iznimiz alınmadan kullanılması yasaktır.<br />
yayımlanan köşe yazılarının ve yorumların<br />
sorumluluğu yazarına aittir.içeriklerinden,<br />
<strong>Hotel</strong>gazetesi sorumlu tutulamaz.<br />
Kutlu olsun<br />
Maden Sahası:<br />
Tel: 0446 711 40 60 Faks: 0446 711 40 24<br />
Öveçler Mh. 8. Cadde 1332. Sokak No: 8/8 Çankaya-ANKARA<br />
Tel: 0312 472 80 51 Faks: 0312 473 55 13<br />
www.AlacerGold.com<br />
www.Anagold.com.tr<br />
<strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong>’ne<br />
abone olun<br />
Turizm sektöründeki<br />
gelişmelere<br />
uzak kalmayın<br />
Yıllık abonelik:<br />
120 TL (KDV dahil)<br />
Banka Hesap Numaramız:<br />
Hesap Adı: Mustafa Üçbaş<br />
Yapı Kredi Bankası Şb:<br />
Bayrampaşa / Çarşı / 1276<br />
Hesap No: 47403318<br />
İBAN:<br />
TR27 0006 7010 0000<br />
0047 4033 18<br />
Bize yazın!<br />
Kurumunuzda düzenlenen<br />
organizasyon, aktivite ve yaşanan<br />
gelişmeleri bize gönderin,<br />
yayınlayalım. Fotoğraf eklemeyi<br />
unutmayın
İSTANBUL’UN KEYFİ BOĞAZ TURU, BOĞAZ TURUNUN KEYFİ<br />
takatukatur<br />
İLE ÇIKAR<br />
Siz de balık sevdalılarındansanız Balık Turu tam size göre. Sizleri<br />
Marmara’da balık turuna davet ediyoruz. Balık Turu fiyatlarımıza<br />
gidiş - dönüş sıcak ikramlar, içecekler dahildir. Alkollü, alkolsüz tüm<br />
içeceklerinizi, uygun fiyatlarla teknemizin barından temin edebilirsiniz.<br />
Dünyanın 7 kıtasından ikisi Avrupa ile<br />
Asya’yı birleştiren İstanbul, her gün<br />
binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor.<br />
Kimi tarihi ve kültürel mekanlarını<br />
görmek, kimi her ilahi dinin kutsal<br />
mabetlerinde tanrıya yakarmak kimi<br />
ise alışveriş ve eğlence merkezlerini<br />
gezmek için İstanbul’a gelirken, bazıları<br />
da bu büyülü kentin dillere destan<br />
gecelerine akmak için uğrar.<br />
Her ne sebeple olursa olsun İstanbul’a<br />
gelen herkesin buluştuğu tek ortak<br />
nokta Boğaz’da tekne turudur.<br />
Nasıl İtalya’nın Venedik kentine gidip<br />
de gondola binmeden o kentin tadına<br />
varılmazsa, İstanbul’a gelip Boğaz’da<br />
tekne turu yapmadan dönmek de bu<br />
kentin ruhuna aykırıdır.<br />
İstanbul’da bu keyfi yaşamak için<br />
çeşitli şirketler yer alıyor. Bu şirketlerin<br />
arasında, biri var ki her yönüyle<br />
hizmetin en kalitesini sunarak farkını<br />
ortaya koyuyor.<br />
Bu amaçla kurulan Takatuka Tur,<br />
konuklarının rahatı ve için her türlü<br />
konfor düşünülerek tasarlanmış çeşitli<br />
boyutlardaki tekne ve motorlarla VIP<br />
hizmet sunarak keyfinizin doruğa<br />
çıkmasını sağlıyor.<br />
Kaptanından, hizmet ekibine tüm<br />
mürettebatı mesleki yeterlilik belgesine<br />
sahip olan şirket, ayrıca tecrübesiyle<br />
de kendinizi güvende hissetmenizi<br />
sağlıyor.<br />
Restaurantında geleneksel Türk<br />
mutfağının seçkin lezzetlerinden<br />
doyumsuz tatlarla hizmet verilirken,<br />
alternatif tercihler için de farklı menü<br />
seçenekleri sunuyor.<br />
Her anı ayrı bir güzellikte olan İstanbul<br />
Boğazı’nı baştan başa turlarken, bir<br />
yandan kentin güzelliğini, tarihi ve<br />
kültürel mekanlarını yakından görüp,<br />
diğer yandan oryantal eşliğinde<br />
eğleniyor, günümüzün en seçkin<br />
eserlerinden örneklerle hem Doğu ve<br />
Batı’yı hem de geçmişi ve geleceği aynı<br />
anda yaşıyorsunuz.<br />
Takatuka Tur, alternatif fiyat<br />
seçenekleriyle, bu doyumsuz İstanbul<br />
masalını yaşamayı sadece yüksek<br />
gelirli grubun tadabileceği bir eğlence<br />
olmaktan çıkarmış.<br />
Sadece yaşayarak anlaşılabilecek bu keyfin tüm ayrıntılarını,<br />
şirketin turist gruplarına verdiği diğer hizmetleri şu adreslerden<br />
inceleyebilirsiniz:<br />
Telefon: 0 (212) 565 03 07<br />
Telefon: 0 (546) 565 03 07<br />
E-posta: info@takatukatur.com<br />
Yavuz Sultan Selim Mah. Cibali Cad.<br />
No: 39/B Fatih / İstanbul
Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
sura<br />
4<br />
Turizm sektörünün geleceği<br />
yeniden şekilleniyor<br />
UMUTLAR ANKARA’DA<br />
1-3 Kasım tarihlerinde Ankara’da düzenlenecek Turizm Şurası’nda sektörün<br />
sorunları masaya yatırılacak ve çözüm önerileri tartışılacak. Akademisyenler<br />
ve sektörün paydaşları günlerdir bu şuraya hazırlanırken, tarihimizde 3.<br />
kez düzenlenecek şura tüm sektörün ileriye umutla bakmasına neden oldu.<br />
Turizm Sektörü 1-3 Kasım<br />
tarihlerinde Ankara’da düzenlenecek<br />
Turizm Şurası’na kilitlendi. Bugüne<br />
kadar iki kez gerçekleştirilen ve<br />
ülkenin bu alandaki en önemli<br />
toplantısı olan Turizm Şurası’na<br />
sektörün tüm resmi, özel ve<br />
akademik paydaşları katılacak ve ülke<br />
turizminin geleceği şekillendirilecek<br />
HAMLE DÖNEMİNE GEÇİŞ<br />
Kültür ve Turizm Bakanlığı görevine<br />
atanır atanmaz, sektörün önde gelen<br />
isimlerini toplayarak, sorunlarına<br />
çare bulmak ve sektöre dinamizm<br />
getirmek amacıyla bir yol haritası<br />
belirleyen Numan Kurtulmuş,<br />
bu amaçla düzenlenen Şuranın<br />
tanıtım toplantısında 13 komisyona<br />
1500 kişilik havuzdan 325 üyenin<br />
seçildiğini, komisyonlarda 28<br />
raportörün görev aldığını ve 1400<br />
KOMİSYON BAŞKANLARI<br />
1.Turizm Politikaları: Bülent AKARCALI<br />
2.Turizmde Örgütlenme ve Destinasyon Yönetimi:<br />
Prof. Dr. Kurtuluş KARAMUSTAFA<br />
3.Turizmde Ürün Çeşitliliği ve Sürdürülebilirlik:<br />
Prof. Dr. Akın AKSU<br />
4.Çevre-Planlama-Altyapı:<br />
Prof. Dr. İbrahim BİRKAN<br />
5.Yatırım-Teşvik-Finansman:<br />
Oya NARİN<br />
6.Konaklama Sektörü:<br />
Ahmet BARUT<br />
7.Seyahat Acentacılığı ve Ulaşım:<br />
Talha ÇAMAŞ<br />
8.Tanıtma ve Pazarlama:<br />
Prof. Dr. Mithat ÜNER<br />
9.Dijital Turizm ve İnovasyon:<br />
Prof. Dr. Bayram Zafer ERDOĞAN<br />
10.Turizm Eğitimi, İstihdamı ve Turist Rehberliği:<br />
Prof. Dr. Muharrem TUNA<br />
11.Yerel Yönetimler ve Turizm:<br />
Fatma ŞAHİN<br />
12.İç Turizm:<br />
Kayhan ÇOLAKEL<br />
13.Gastronomi Turizmi:<br />
Vedat BAŞARAN<br />
saatlik çalışma yapıldığını aktardı. Turistlerin<br />
daha fazla Türkiye’ye gelmesini sağlayacak altyapı<br />
imkânlarının bu dönemde geliştirildiğini belirten<br />
Bakan Kurtulmuş, Türkiye turizmini daha ileriye<br />
taşımak üzere Bakanlığın sürdürdüğü çalışmaları<br />
anlattı. Sektörün ve kamunun bütün temsilcilerinin<br />
bu toplantıda bir araya geleceğini söyleyen Bakan<br />
Kurtulmuş, “Özellikle içinde bulunduğumuz şartlar<br />
bakımından stratejik bir sektör haline gelebilmesi<br />
için turizmle ilgili üçüncü evreye, hamle dönemine<br />
geçişi bu Şûra ile sağlamayı ümit ediyoruz.” dedi.<br />
TÜRK TURİZMİ YENİDEN ŞEKİLLENECEK<br />
Turizm Şurası; komisyon toplantıları ve davetli<br />
konuşmacı panellerinden oluşacak. Bunlara ek<br />
olarak akademisyen ve uygulamacılar hazırladıkları<br />
tebliğleri Şura toplantısında sunacaklar. Şura’da<br />
sunulmak üzere hazırlanan tebliğler bilim kurulu<br />
değerlendirmesinden geçerek, uygun görülen<br />
tebliğler sözlü olarak sunulup şura kitabında<br />
basılacak.<br />
Gündeme getirildiği andan itibaren tüm turizm<br />
sektörünü heyecanlandıran Şura, camianın<br />
paydaşları tarafından merakla bekleniyor.<br />
Şuranın Bilim Kurulundan yapılan açıklamada<br />
tüm akademisyen, kamu kurumu<br />
ve sektör temsilcileri, ülkenin<br />
turizm politikalarına yön verecek<br />
ve uygulamaya katkı sağlayabilecek<br />
tebliğler hazırlamaya davet edildi.<br />
HAZIRLIKLAR TAMAMLANDI<br />
Doğal, kültürel güzelliklerle dünyanın<br />
sayılı destinasyonlarından biri olan<br />
Türkiye’nin, turizm potansiyelini<br />
daha da geliştirerek, etkin ve doğru<br />
şekilde kullanmasının sağlanacağı<br />
3. Turizm Şûrası’nın hazırlık<br />
çalışmalarında bugüne kadar birçok<br />
konu başlığı ele alındı. Son olarak<br />
İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi<br />
Sarayında, Bakanlık Müsteşarı Ömer<br />
Arısoy başkanlığında bir araya gelen<br />
komisyon başkanları bugüne kadar<br />
yapılan hazırlıklar ile Şûra süresince<br />
yapılacak çalışmalar hakkında ön<br />
değerlendirmelerde bulundular.<br />
3. TURİZM ŞÛRASI PROGRAMI<br />
1. Gün 01 Kasım, Çarşamba<br />
Açılış (Cumhurbaşkanlığı Külliyesi)<br />
09:00 Kayıt<br />
10:30 Açılış ve Protokol Konuşmaları<br />
13:00 Bakanlar Oturumu<br />
17:00 Komisyon Oturumları I (Sheraton Oteli)<br />
2. Gün 02 Kasım, Perşembe<br />
Komisyon Çalışmaları (Sheraton Oteli)<br />
09:00 Komisyon Oturumları II<br />
14:00 Komisyon Oturumları III<br />
20:30 Komisyon Başkanları ve Raportörler<br />
Tarafından Komisyon Sonuç Rapor Taslağının<br />
Hazırlanması<br />
3. Gün 03 Kasım, Cuma<br />
Komisyon Çalışmaları ve Kapanış (Sheraton Oteli)<br />
09:00 Komisyon Oturumları IV<br />
Komisyon Sonuç Raporlarının Müzakeresi<br />
14:30 Genel Oturum<br />
Komisyon Başkanlarınca Sonuç Raporlarının<br />
Sunumu<br />
16:30 3. Turizm Şûrası Sonuç Raporunun Sayın<br />
Bakan Tarafından Okunması ve Kapanış
5 sura<br />
Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
TÜRK TURİZMİ YENİDEN<br />
YAPILANACAK<br />
Şuranın gündeme geldiği günden beri her kademesinde<br />
etkin rol üstlenen 3. Turizm Şurası Bilim Kurulu Başkanı<br />
Prof. Dr. Muharrem Tuna, yapılan çalışmalar ve izlenen<br />
yol hakkında <strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong>’ne açıklamalarda bulundu:<br />
“3.Turizm Şurası, 1-3 Kasım 2017 tarihlerinde<br />
Ankara’da geniş bir katılımla toplanacak. Bu<br />
organizasyona ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile<br />
Sivil Toplum Örgütlerinin yanında akademisyenler<br />
ve iş dünyasının değerli temsilcileri katılacak.<br />
Şura içeriği; açılış - bakanlar paneli ve komisyon<br />
çalışmaları olmak üzere iki bölüm olarak planlandı.<br />
Ayrıca Türkiye Turizm Stratejisine katkı sağlayacak<br />
görüşleri almak üzere bir de tebliğ çağrısına çıkıldı<br />
ve tüm tarafların bu yolla görüşleri alındı.<br />
Bilim Kurulu Başkanlığını yapmış olduğum<br />
tebliğ çağrısına ilgi oldukça yüksek düzeydeydi.<br />
Kurulumuza; akademisyen, bakanlık ve sektör<br />
temsilcilerinin görüşlerini içeren toplam 170 tebliğ<br />
gönderildi. Her<br />
tebliğ, Bakanlıkça<br />
görevlendirilen,<br />
birbirinden değerli<br />
bilim kurulu<br />
üyeleri tarafından<br />
değerlendirildi<br />
ve gelen raporlar<br />
çerçevesinde 109<br />
tanesi kabul edildi.<br />
Bu tebliğler Şura<br />
kitabında basıldı<br />
ve turizm stratejisi<br />
ile Şura kararlarına<br />
katkı vermesi<br />
sağlandı.<br />
3. Turizm Şurasının ilk gününde Sayın<br />
Cumhurbaşkanımızın da iştirakiyle<br />
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde açılış yapılacak ve<br />
sonrasında sektörle yakın ilişkiler içerisinde olan<br />
sekiz bakanın katılımıyla bir panel gerçekleştirilecek.<br />
İlgili bakanlar; TÜRSAB, TÜROFED, TÜROB, TYD,<br />
TUREB ve Turizm Akademisyenleri Derneği’nin<br />
hazırlamış oldukları sektör sorunları raporları<br />
çerçevesinde bilgilendirildiler ve sektörün<br />
iyileşmesine yönelik görüş ve planlarını bizlerle<br />
paylaşacaklar.<br />
Panelden sonra program Sheraton Otel’de devam<br />
edecek ve komisyon çalışmalarına geçilecek. İlk<br />
akşam aynı otelde gala yemeği olacak.<br />
İkinci günün tamamı komisyon çalışmalarıyla<br />
geçecek, üçüncü gün ise tamamlanan komisyon<br />
sonuç raporları önce 13 komisyon başkanı<br />
tarafından katılımcılara sunulacak, sonra da<br />
Sayın Bakan tarafından özetlenerek kapanış<br />
gerçekleştirilecek.<br />
İlk gün yapılacak açılışa, sadece davet edilip<br />
bilgilerini bakanlığa gönderen ve katılımı<br />
Cumhurbaşkanlığınca onaylanan davetliler<br />
katılabileceklerdir. Sheraton Oteldeki çalışmalara<br />
ise izleyici olarak kapasite ölçüsünde katılım<br />
sağlanabilir.<br />
3. Turizm Şurasının sloganı Tam Zamanı olarak<br />
belirlendi. Ayrıca organizasyon Cumhurbaşkanlığı<br />
himayesinde yapılıyor ve başta ilgili bakanlar<br />
olmak üzere tüm bürokrasinin gözü bu<br />
organizasyonun üzerinde. Dolayısıyla turizm<br />
sektörümüzün önünde tarihi bir fırsat duruyor.<br />
Ben bu fırsatı değerlendireceğimize, başta<br />
Bakanlık olmak üzere ilgili tüm paydaşların tam<br />
zamanında yapacağı hamlelerle turizmde yeni<br />
rekorlar kıracağımıza ve turizmimizi geleceğe<br />
taşıyacağımıza yürekten inanıyorum.”<br />
Prof.Dr. Muharrem Tuna<br />
3. Turizm Şurası Bilim Kurulu Başkanı<br />
Şura...<br />
İhsan<br />
TÜRKUS<br />
15 yıl aradan sonra, kimin ya da kimlerin aklına<br />
geldiyse, 3. Turizm şurası düzenleniyor..<br />
İlki 1998’de, 2.si 2002’de , şimdilerde de 3.sü...<br />
Verilen aralardan anlaşılacağı gibi çok önem<br />
vermişiz bu sektöre!..<br />
Yaklaşık 80 milyar dolarlık bir yatırım..<br />
3 milyon kişiyi doğrudan etkileyen, ayrıca 50’nin<br />
üzerinde sektörü de tetikleyen turizm...<br />
Hazırlıkları epeydir sürüyor...<br />
Sektörün dinamikleri yoğun bir tempoyla, “nasıl bir<br />
katkıda bulunabiliriz” in cevabını arıyor..<br />
Güzel, olumlu öneriler de çıkacak mutlaka...<br />
Bundan evvelkilerde olduğu gibi...<br />
Oysa ilk başta sormamız gereken soru şu;<br />
“Biz gerçekten turizm yapmayı istiyor muyuz?”<br />
Turizm evrensel bir olgu...<br />
Turizmde ırk, din, renk, milliyet ayrımı yok!<br />
Sadece doğa ya da tarih de değil turizm....<br />
Özünde insan var turizmin, gerçek insan...<br />
Çocuk, kadın, erkek..<br />
Farklı farklı insanlar...<br />
Adetleri, kültürleri, inançları farklı insanların<br />
kaynaşması turizm...<br />
İşte bu farklılıkları özümseyemiyorsanız, turizm<br />
yapamazsınız...<br />
Bu farklılıklara saygı göstermezseniz turizm hayal...<br />
Biz de yıllardır, ülke olarak bu uğurda epey yol<br />
aldık...<br />
Adeta tel tel, iplik, iplik işledik...<br />
Tesisler yapıldı...<br />
Çoğu evrensel standartlarda...<br />
Bu tesislere tahsisler verildi...<br />
Krediler verildi...<br />
Bu tesislerde çalışacak personeli yetiştirmek adına<br />
okullar, üniversiteler açıldı...<br />
Yüzbinlerce insan bu iş için eğitildi...<br />
Karşılığını da almadık değil...<br />
Dünya turizm liginde 6.cılığa kadar yükseldik...<br />
Adından her yerde bahsedilen ülke olduk...<br />
İnsanlarımız sadece ülke içinde değil, neredeyse<br />
dünyanın her yerinde çalışabilecek düzeye geldi...<br />
Uluslararası turizm kurum ve kuruluşlarında ağırlığı<br />
olan turizmcilerimiz oldu...<br />
Yerli uçak şirketlerimiz dünyanın her bir köşesine<br />
uçuyor...<br />
Doğamız, tarihsel ve kültürel zenginliklerimiz zaten<br />
turizm için biçilmiş kaftan...<br />
İyi de son iki yıldır neden yerlerde sürünüyor Türk<br />
Turizmi?<br />
Biz gerçekten turizm yapacak mıyız, yoksa günü mü<br />
kurtarıyoruz?<br />
Umarım bu soruların cevabını alırız şuranın<br />
sonunda...
~<br />
egitim<br />
Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017 www.hotelgazetesi.com<br />
OTED’DEN HEM SERTİFİKA HEM İŞ<br />
6<br />
Soner<br />
BARIM<br />
Yaşasın<br />
Cumhuriyet<br />
Bir Milletin var oluş destanıdır<br />
Cumhuriyet. Büyük bedeller ödenerek<br />
elde edilmiş bir büyük dehanın<br />
armağanıdır Milletimize.<br />
94 yıl boyunca eğrisi ile doğrusu ile<br />
ama hep birlikte üstüne koyarak<br />
bugünlere geldik. İşimiz zor<br />
bilincindeyiz ama önümüzde büyük<br />
bir kılavuz mevcut. Büyük Türk Milleti<br />
tarih boyunca zor günleri kendisine<br />
yakışan asalet, adalet ve irade ile aşmış<br />
ve tüm dünyaya gücünü defaatle ispat<br />
etmiştir.<br />
İşte bu tarihi bilinç ile gençlerimiz<br />
bilmelidir ki, umutsuzluk ekenlerin<br />
sonu her defasında aynı olacaktır.<br />
Büyük Türk Milleti Atasına verdiği<br />
sözü tutacak, Cumhuriyetimiz ilelebet<br />
payidar kalacaktır. Büyük şair Nazım<br />
dizelerinde anlatır bize;<br />
“Dörtnala gelip Uzak Asya’dan<br />
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan<br />
bu memleket, bizim.<br />
Bilekler kan içinde, dişler kenetli,<br />
ayaklar çıplak ve ipek bir halıya<br />
benzeyen toprak,<br />
Bu cehennem, bu cennet bizim.<br />
Otel Temizlik Eğitim ve Dekorasyon Derneği OTED, iş garantili otel kat görevlisi<br />
yetiştirmeye devam ediyor. Son olarak Eyüp Belediyesi ile yapılan işbirliğiyle, Eyüplü<br />
7 işsiz vatandaş, OTED’den aldığı eğitim sonucu sertifikasını alarak iş sahibi oldu.<br />
Eyüp Belediyesi ile işbirliği yapan<br />
OTED, son olarak iş arayan<br />
Eyüplülere otel kat görevlisi<br />
eğitimi verdi. OTED Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Aynil Aydoğan<br />
tarafından bizzat verilen ve iki<br />
hafta süren eğitim, Turquhouse<br />
Boutique <strong>Hotel</strong>’in ev sahipliğinde<br />
teorik ve pratik olmak üzere iki<br />
ayrı dalda verildi. İki haftalık<br />
programın sonunda başarılı<br />
olan kursiyerler kat görevlisi<br />
sertifikalarını Aydoğan’dan aldılar<br />
ve işe başlamak üzere otellerine<br />
çalışmaya gittiler.<br />
Sertifika töreninde, Eyüp<br />
Belediyesi’nin eğitim projelerine<br />
sağladığı katkıdan dolayı; Aydoğan<br />
tarafından takdim edilen teşekkür<br />
plaketini, Eyüp Belediye Başkanı<br />
Remzi Aydın adına Eyüp Belediyesi<br />
İş ve Kariyer Geliştirme Birimi<br />
Koordinatörü Eray Üstüntürk,<br />
Pierre Loti Tepesi Turquhouse<br />
<strong>Hotel</strong> adına da Genel Müdür<br />
Yardımcısı Sabri Tedik aldı.<br />
“İyiye, doğruya,<br />
güzele” sloganı ile<br />
Fair Play kavramını<br />
ve ruhunu<br />
ülke genelinde<br />
yaygınlaştırmayı<br />
amaçlayan TMOK<br />
Fair Play Kervanı,<br />
<strong>Ekim</strong> ayında<br />
Rize, Trabzon ve<br />
Sinop’u kapsayan<br />
Karadeniz turunu<br />
gerçekleştirdi.<br />
Karadeniz’de Fair Play rüzgarı<br />
Kapansın el kapıları, bir daha<br />
açılmasın,<br />
Yok edin insanın insana kulluğunu, bu<br />
dâvet bizim...<br />
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir<br />
orman gibi kardeşçesine, bu hasret<br />
bizim...”<br />
İşte bu duygular ile dostlarım<br />
Cumhuriyet Bayramımız Kutlu olsun<br />
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin 4 yıl önce başlattığı<br />
Türkiye çapında büyük ilgi gören Fair Play Üniversiteler<br />
Kervanı, 2017 yılı ikinci dönem panellerine hızlı başladı.<br />
2. Döneme Rize’den başlayan ‘Kervan’ ardından geçtiği<br />
Trabzon ve Sinop’ta büyük ilgi gördü.<br />
“İyiye, doğruya, güzele” sloganı ile Fair Play kavramını ve<br />
ruhunu ülke genelinde yaygınlaştırmayı amaçlayan ve<br />
üniversitelerin Spor Bilimleri Fakülteleri ve Beden Eğitimi<br />
ve Spor Yüksek Okullarında düzenlenen panellerle Fair<br />
Play’in geleceğin spor insanlarına benimsetilmesi amacıyla<br />
4 yıl önce başlatılan programda, Kervan’ı Rize’de Recep<br />
Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Trabzon’da Karadeniz Teknik<br />
Üniversitesi ve Sinop’ta da Sinop Üniversitesi öğrencileri<br />
coşkuyla karşıladı.<br />
Erdoğan Arıpınar, Teoman Güray, Murat Özbay, Semra<br />
Demirer, ünlü maratoncu İsmail Akçay ve Remzi Yılmaz’dan<br />
oluşan kervan ekibi, gittiği üç şehirde de önce vali ve<br />
belediye başkanlarını makamlarında ziyaret ederek, heyetin<br />
kente geliş nedenini anlatırken, öğrencilerin beğenisine<br />
sunulacak Dünya Fair Play Karikatür Sergisi’nin açılışına ve<br />
düzenlenecek Fair Play Paneline davet etti.<br />
Her üç üniversitenin, Spor Bilimleri Fakültesi ve BESYO’da<br />
eğitim gören geleceğin spor yöneticileri, açılan servgi ve Fair<br />
Play Panelini ilgiyle izlediler. Konuşmacıların sunumlarını<br />
ayakta alkışlayan öğrenciler, daha sonra topluca Fair Play<br />
andı içerek birer Fair Play gönüllüsü oldular.
7 inceleme<br />
Kapadokya Turizminin<br />
Görünmeyen Yüzü<br />
Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />
Serkan<br />
GÜMRÜKÇÜ<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
Cumhuriyet<br />
Kimsesizlerin Kimsesidir<br />
Mesleğe güneyde başladım.<br />
O yıllarda hepimiz kendimizi bir otelciden çok, turizm elçisi<br />
gibi görüyorduk.<br />
Ömer Koray ÜNAL<br />
Sanırım bir Nisan ayıydı. İstanbul’dan aracım<br />
ile seyahet edecektim, bölgeyi ve özellikle hatrı<br />
sayılır otelleri çok iyi analiz etmem gerekiyordu.<br />
Öyle de yaptım. Kapsamlı bir Kapadokya haritası<br />
eşliğinde o zamanlar henüz kapanmamış olan<br />
booking.com üzerinden bölgenin otellerinin<br />
fizibilitesini yaptım.<br />
Ankara ve sonrasında Aksaray üzerinden<br />
eriştiğim Kapadokya bölgesine vardığımda beni<br />
çokça etkileyecek bir altyapı ile karşılaştım.<br />
Kapadokya’nın yolları birinci sınıf asfalt ile<br />
kaplı, işaretler son derece moderndi. Ürgüp’e<br />
girdiğimde merkezde gözüme çarpan hiçbir<br />
‘aykırı’ bina ile kaşılaşmadım. Rüya şehrin her<br />
yapısı Ürgüp’teki kalenin etrafına o kadar güzel<br />
kurulmuştu ki... Hemen her yer taş evler, konaklar<br />
ve mağaralar ile kaplıydı. Türkiye’de Kapadokya<br />
bölgesi kadar iyi muhafaza edilmiş, turizme bu<br />
kadar açık başka bir bölge var mı bilemiyorum.<br />
Dünya şehri İstanbul bile şimdilerde itirafların<br />
çokça işitildiği, birer gökdelen mezarlığı olmuşken<br />
Kapadokya, geçmiş bölge yönetimlerinin özeni ile<br />
çok iyi korunmuş...<br />
Birkaç Fransız maceracının etkisi ile keşfedilen<br />
bölge, özellikle Asya toplumları tarafından çokça<br />
ziyaret edilmiş ve bölgenin yerel yöneticileri<br />
vasıtası ile korunarak bu günlere gelmiş.<br />
Bölgede sayısız görüşme gerçekleştirdim.<br />
Rehberler, eski belediye başkanları, bölgesel<br />
örgüt yöneticileri ve tabiki otel sahipleri ve esnaf<br />
ile...<br />
Ülkemizde her başarılı organizasyonun ardından<br />
ne yazık ki birlik ruhu kayboluyor ve herkes bu<br />
başarıda kendisinin büyük katkı sağladığını<br />
düşünüyor. Sonra işin içine bireylerin egosu<br />
giriyor ve ayrışmalar, gruplaşmalar baş gösteriyor.<br />
Bölgenin ileri gelenleri ile yaptığım görüşmelerden<br />
anladım ki Kapadokya; KAPTİD ve üye otelleri,<br />
DORAK Grubu ve otelleri ile bölgede çok saygın<br />
girişimciler olan birkaç otel sahibi arasında üçe<br />
bölünmüş. Bir de buna bölgede tepkilere yol açan<br />
kararları ile ‘yeni merkezi yöneticiler’ eklenince,<br />
zaten krizde olan bölge; derin bir ekonomik<br />
krizin içine girmiş.<br />
Bölgede herkes en iyi otelciliği kendisinin<br />
yaptığını ileri sürüyor ve diğer otel sahipleri ile<br />
aralarındaki dialog eksikliği her cümlelerinde<br />
ister istemez kendini belli ediyor.<br />
Bu sorun bölgenin gelişmesini yavaşlatmaya<br />
devam etsin, biz bölge halkının bu turistik gelir<br />
döngüsünden ne kadar faydalanabildiğini bir<br />
görelim. Bu bölgenin sahipleri kendi insanlarıdır.<br />
Dolayısıyla bölgede oluşan parasal döngüden<br />
en çok etkilenmesi gereken de onlar. Kapitalist<br />
düzenin değişmez kuralı olan girişimcilerin<br />
cesaret ve sermayeleri ile emekçileri kullanma<br />
prensibi burada da kendini gösteriyor. Büyük<br />
gruplar; önce kendi acentalarıyla turistlere<br />
ulaşıyor; sonra ulaştıkları turistlere kendi<br />
otellerinin odalarını satıyor, sonra bu turistleri<br />
havalimanından yahut büyük şehirlerden kendi<br />
otobüsleri ile getiriyor, kendi rehberleri ile<br />
bölgeyi gezdiriyor, kendi giftshoplarından bu<br />
turistlerin alışveriş yapmalarını sağlıyor, kendi<br />
restoranlarında bu turistlere ücretli yemek<br />
satıyor, kendi balon şirketleri ile bu turisteleri<br />
uçuruyor ve en nihayetinde turistlere bölgede<br />
yapılması gereken her şeyi ‘kendi şirketleri’ ile<br />
deneyimletiyor, kendi ekonomilerini kendileri<br />
oluşturuyorlar.<br />
Bölge halkına kalan da belki bir deve gezisi<br />
yaptırmak, belki bir hediyelik eşya satmak oluyor.<br />
Dünya turizmine çok farklı bir şekilde hitap eden<br />
Kapadokya’da harikulade bir yatırım mevcut.<br />
Fakat yatırımın her şey olmadığını, şehrin<br />
kalesine bakılan bir meydanda turistlere bira<br />
içme özgürlüğünü sunan bir yerel yönetime<br />
ihtiyaç olduğunu, ‘melek çıkmazı’ sokağının dahi<br />
eski günlerine dönmesi gerektiğini ve her şeyden<br />
önce bölgenin ileri gelenlerinin tek bir çatı<br />
altında ‘istişare’ ederek birlik olması gerektiğini<br />
düşünüyorum. Ve tabi bunlar yapılırken de yöre<br />
insanını da bir şekilde bu ticari pastanın içine<br />
dahil edilmesi gerektiğine inanıyorum.<br />
Sevgi ile kalın...<br />
O günlere dair hatırladıklarım, Türk milletinin doğasındaki<br />
misafirperverliğin, ne denli güçlü bir his ve asaletinin<br />
yansıması olduğuna dairdir.<br />
Türk gecelerini hatırlarım.<br />
Şimdiki gibi otelleri salı pazarına çevirmekten çok daha farklı<br />
ve özel tanıtım geceleriydi.<br />
Türk kültürüne ait izler taşıyan güzellikleri misafirlerimize<br />
sunardık.<br />
Akşam yemeği büfeleri, muhteşem çorbalar, geleneksel<br />
tencere yemeklerimiz, dönerlerimiz, baklavalarımız vs ile<br />
adeta bakarken bile insanların ağızlarını sulandırırlardı.<br />
Sonra akşam animasyon programında çok güzel gösteriler<br />
tertip edilir, otellerimizin misafirlerine o tatilde akıllarında<br />
kalacak izler bırakılırdı.<br />
Ve mutlaka o program Türk bayrağının açılması ve Atatürk<br />
posterleriyle son bulurdu.<br />
Bir de milli bayramlarda mutlaka otellerimizde bir Atatürk<br />
köşesi açılır ve o bayramın sebebini ifade eden kısa bir not<br />
ile Atamızın resmi, bayrağımız ve çiçeklerle lobinin en güzel<br />
köşesinde sergilenirdi.<br />
Resepsiyona, misafirlerimize sunmak üzere, o güne özel,<br />
şekerler çikolatalar konur, misafirlere ikram edilir ve her<br />
resepsiyon memurumuzda bu ikramın sebebini kısaca<br />
konuklarımıza anlatırlardı.<br />
Güney otellerimiz maalesef artık kış döneminde turist<br />
kalmadığı için kapılarını yaz bitiminde kapatmak zorunda<br />
kalıyorlar.<br />
Ancak yine de biliyorum ki birçoğu 23 Nisan, 19 Mayıs ve 30<br />
Ağustos’ta bu geleneği devam ettiriyorlar.<br />
Ama maalesef, başta İstanbul olmak üzere, şehir otellerimizde<br />
bu gelenek kaybolmak üzere.<br />
Biz turizmciler olarak sadece bütçelerimizden sorumlu<br />
yöneticiler değiliz.<br />
Bilakis otellerimizde her birimiz, Büyük Türk Milletinin<br />
elçileriyiz.<br />
Bu millete karşı olan sorumluluklarımız bizim asli<br />
mesuliyetlerimiz arasındadır.<br />
Herkesten ricam lütfen bu geleneği otellerinizde devam<br />
ettirmenizdir.<br />
Herkes bilsin ki, bu millet istiklalini referandumla, ya da<br />
masa başında birilerinin himayesinde değil, Sakarya’da,<br />
Dumlupınar’da, Antep’te, Urfa’da, İzmir’de, Aydın’da, Afyon’da<br />
kanıyla, canıyla, şerefi ve izzetinefsiyle kazanmıştır.<br />
Bu millet tüm bu kazançlarını ölümsüz lideri Atatürk’ün en<br />
büyük eserim dediği Cumhuriyet’le taçlandırmış ve onu<br />
bilakis kimsesizlerin kimsesi ilan etmiştir.<br />
Bu vesileyle hepinizin Cumhuriyet Bayramını coşkuyla<br />
kutluyorum.
forum 8<br />
Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017 www.hotelgazetesi.com<br />
Türk Dili Konuşan Gazeteciler İstanbul’da düzenlenen Medya Forumu’nda buluştu<br />
TÜRK DÜNYASI’NI MEDYA BİRLEŞTİRECEK<br />
Türk dünyası birlikteliği güçleniyor. Sürece gazetecilerden de destek geliyor. İstanbul’da<br />
All Seasons <strong>Hotel</strong>’de düzenlenen Medya Forumu’nda uzmanlar tecrübelerini Kazak gazetecilerle<br />
paylaştı. Forumda Türk Dünyasını kaynaştıracak organizasyon ve girişimler tartışıldı.<br />
“BİR TEORİM VAR;<br />
GÜÇLÜ BİR TURİZM”<br />
Etkinlikte ilk olarak organizasyonun düzenlendiği<br />
All Seasons Otel’in sahibi Mustafa Topaloğlu, “Bir<br />
teorim var; güçlü bir turizm” başlıklı bir sunum yaptı.<br />
“Turizmde asıl önemlisi diyalogdur” diyen Topaloğlu,<br />
“İnsanlarla tanışın ki buraya birilerini davet<br />
edebilesiniz, getirebilesiniz” dedi. Türkiye’nin ülke<br />
olarak geçen sene çok problemler yaşadığını ancak<br />
güvenilir bir ülke olduğunun bilinmesi gerektiğini<br />
vurgulayan Mustafa Topaloğlu, “Arkadaşlarınıza,<br />
dostlarınıza tavsiye edin, Türkiye’ye gönül<br />
rahatlığıyla gelebilirler. Zaten Kazak’ların yüzde 80’i<br />
tatile Türkiye’ye geliyor” dedi.<br />
BİR FİNCAN KAHVENİN 40 YIL<br />
HATIRI VARDIR<br />
Ayrıca kahve fincanı hediye ediyor, karşılıklı 40 yıllık<br />
hatır sahibi olmak istiyoruz. Her şey iletişim üzerine<br />
kurulu, sürekli diyalog kurma halindeyiz. Bir teorim<br />
var; güçlü bir turizm!... Güçlü derken; güç birliği<br />
içinde olup, kenetlenmek istedik. Üstümüze düşeni<br />
en iyi şekilde yapmak, çalışmak ama çok çalışmak,<br />
lafazanlığı, dedikoduyu bırakacağız, üstesinden<br />
geleceğiz yani sonuca ulaşacağız” diye konuştu.<br />
Özellikle Türk dünyası ülkelerine yönelik atılım<br />
içerisinde olduklarını Azerbaycan ve Kazakistan<br />
ile bu anlamda önemli çalışmalar yaptıklarını da<br />
açıklayan Topaloğlu, yakın gelecekte de Özbekistan<br />
ile temaslara başlayacaklarını açıkladı.<br />
Kazakistan merkezli Türk Dili<br />
Konuşan Gazeteciler Vakfı’nın<br />
düzenlediği, “1. Türk Dili<br />
Konuşan Gazeteciler Medya<br />
Forumu” İstanbul’da yapıldı.<br />
All Seasons Otel’de düzenlenen<br />
forumda; gazetecilik, reklampazarlama,<br />
iletişim ve bilgi<br />
güvenliği başta olmak üzere<br />
çeşitli alanlarda eğitimler<br />
verildi. Etkinliğe; Türk<br />
Dili Konuşan Gazeteciler<br />
Vakfı ve Toplumsal Gelişim<br />
Derneği Başkanı Naziya<br />
Zhoyamergen, alanında uzman<br />
isimler ve gazeteciler katıldı.<br />
GÖSTERİ TOPLUMUNDA<br />
YAŞIYORUZ<br />
Akademisyen gazeteci İskender Özturanlı,<br />
“İnternet ve Sosyal Medya; Geleneksel Medya<br />
Araçları ve Etkisi” başlıklı bir sunum yaptı.<br />
Sosyal medya ile birlikte dünyanın ‘gösteri<br />
toplumu’ olarak yaşadığını dile getiren Özturanlı,<br />
“Gelecekte herkes 15 dakikalığına ünlü olacak”<br />
teorisinin dahi önüne geçilen bir süreç yaşandığını<br />
vurguladı. “Bu ne iyimser bir tahminmiş, artık<br />
15 saniye bile yok” diyen Özturanlı, “Bugün 15<br />
dakikalık ünlülüğü bile arar hale geldik.Bu söz<br />
söylendiğinde yazılı basın ve televizyon çok<br />
ağırlıklıydı ama günümüzde sosyal medya öne<br />
çıkıyor. Artık trending topic toplumundayız.<br />
Turizmde reklamcılık ile ilgili de bilgi veren<br />
Topaloğlu, “Biz neler yapıyoruz; öncelikle fuarlara<br />
katılıyoruz ama günümüzde artık fuarlar eskisi gibi<br />
geçmiyor. Operatörler ile görüşüyor, büyükelçilik<br />
ve konsolosluk ziyaretleri yapıyoruz. Özellikle<br />
temaslarımızda anahtar şeklinde bir USB bellek<br />
sunarak, ‘bu otel sizin, bu anahtar ile tüm kapıları<br />
açabilirsiniz’ mesajı veriyoruz.<br />
Sosyal paylaşım sitelerinde bir konunun ömrü<br />
15 saniye bile değilken bu ortamda gazetecinin<br />
işi daha zor. Gazeteci gündem mi yaratacak,<br />
gündemi mi takip edecek?
9<br />
forum<br />
Sayı:<br />
GAZETECİ KENDİNE BİR<br />
DİL YARATMALI<br />
Bir gazetecinin artık twitter<br />
kullanabilmesi, kendine bir dil<br />
yaratabilmesi gerekiyor.<br />
Örneğin twitter’de hastag yani etiketler<br />
var; bu gazeteciliğin manşetidir.<br />
Günümüzde yapay zekalar bile<br />
gazetecilik yapıyor, bunun riskleri de<br />
var, avantajları da var. Ama şu bir gerçek<br />
ki bizim çalışma biçimimiz değişiyor.<br />
Bilginin kaynağı hala aynı ama bilginin<br />
tüketimi ve üretiminde değişim var.<br />
Televizyonda bir program izlerken bir<br />
yandan tweet atıyor veya programdaki<br />
konuşmacı dahi tweet atabiliyor. Tüm<br />
mecralar birbirine karıştı.<br />
Yakın gelecekte benzer durumlar sizde<br />
de yaşanacak. Buna hazırlık olmalıyız”<br />
şeklinde konuştu.<br />
UZMANLARDAN<br />
KAPSAMLI SUNUMLAR<br />
Forum da <strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong> adına katılan<br />
Yayın Danışmanımız Remzi Yılmaz da,<br />
“Canlı Yayın” başlıklı bir sunum yaptı.<br />
Televizyon yayıncılığını 3 bölümde<br />
anlatan Yılmaz, bu bölümleri ‘Canlı<br />
Yayınlar, Son Dakika ve Bant Yayınları’<br />
başlıkları altındasundu.<br />
Öncelikle yayın prototipi üzerinden<br />
yayıncılığın temel ilkelerini anlatan<br />
Yılmaz, 3 konuyu detaylandırarak,<br />
örneklemeler ile süreçlerini anlattı.<br />
Daha sonra Hürriyet <strong>Gazetesi</strong>’nden<br />
Ömer Koray Ünal da, “Tiraj arttırmak<br />
ve satış” konulu bir sunum yaptı.<br />
Türkiye’de ulusal gazete tirajlarına<br />
değinen Ünal, “Gazete tirajlarını<br />
internete geçiş süreci doğrudan etkiledi.<br />
Şuan Türkiye’deki gazetelerin topla tirajı<br />
3.1 milyon seviyesinde ve bunun 330<br />
bini Hürriyet’e ait. Biz azalan tirajları<br />
tutmaya çalışıyoruz” dedi.<br />
BU MAYA TUTTU<br />
Etkinliğin devamında yapılan oturumda<br />
söz alan TGF Genel Başkanı Yılmaz<br />
Karaca da, gelişen ilişkilere değinerek,<br />
“2013’te Eskişehir Türk Dünyası başkenti<br />
oldu. 2013’ten önce Türk dünyasını<br />
bilmiyorduk ama bu buluşmadan sonra<br />
2014 yılında Eskişehir’de Türk Dünyası<br />
1. Basın Şurası’nı yaptık ve her şey çok<br />
faklı bir boyut kazandı. Eskişehir Valiliği<br />
dünyada belki de ilk defa yapılan bu<br />
şura için büyük destek verdi ve biz<br />
Eskişehir’de 500 kişiyi ağırladık. Bu şura<br />
içerisinde 3 gün boyunca gerek mesleki<br />
konuları gerekse de kadın gazetecilerin<br />
sorunlarını ayrı birer baylık olarak<br />
ele aldık ve bu konular tüm dünyada<br />
ilgiyle karşılandı. Bu organizasyonları<br />
devam ettirme kararı alındı. 2’inci Şurayı<br />
Tataristan’ın Kazan şehrinde yaptık ve<br />
bu maya tuttu. İletişim diyoruz ama biz<br />
Türkler olarak Türki Cumhuriyetler’den<br />
beklediğimiz ilgiyi görememekteyiz.<br />
FİLM YARIŞMASI<br />
DÜZENLİYORUZ<br />
Türkiye Gazeteciler Federasyonu<br />
olarak Türk dünyasının birliği,<br />
beraberliği ve daha çok tanınması<br />
için yürüttüğü çalışmalardan birisi<br />
de Türk Dünyası Film Yarışması’nın<br />
ikincisini düzenliyoruz. Bizim bu yönden<br />
de çalışmalarımız devam edecek.<br />
Yapacağımız 3’üncü film yarışmasına<br />
sizlerinde katkılarınızı bekliyoruz. Neler<br />
yapılabileceğine dair öneriler çok çeşitli.<br />
Son olarak Türk dünyasından sorumlu<br />
Başbakan Yardımcısı Hakan beyi ziyaret<br />
ettik ve sorunlar ile talepleri anlattık.<br />
Çalışmalarımız ile görüyoruz ki ilişkilerde<br />
20 yıl önceden ilerideyiz ama daha<br />
ileriye gitmeliyiz” şeklinde konuştu.<br />
Konuşmasının sonunda eski<br />
cumhurbaşkanlarından Süleyman<br />
Demirel’i anan Genel Başkan Karaca,<br />
her Türk ülkesinde bir üniversite<br />
kurulması projesinin önemine değindi.<br />
Türk dünyasındaki Demirel’in başlattığı<br />
üniversite projesinin devam etmesi,<br />
Türk’ün birliği beraberli için hayati önem<br />
taşımaktadır” dedi.<br />
ÖRGÜTLÜ BİR<br />
BİRLİKTELİK<br />
SAĞLANAMAMIŞ<br />
Anadolu Spor Gazetecileri Derneği<br />
Genel Başkanı (ASGD) İbrahim Erdoğan<br />
da yaptığı konuşmada, meslek<br />
kuruluşlarının tıpkı sivil toplum örgütleri<br />
gibi çalışarak; gerek kendi bölgeleri,<br />
gerek kendi ülkeleri ve gerekse de dünya<br />
ile projeler ve aktiviteler ile toplumun<br />
karşısına çıkması gerektiğini söyledi.<br />
Erdoğan, şöyle konuştu: “Türk dünyası<br />
ile ilgili böylesine yoğun programların<br />
içerisine girmemiz de işte bu amacımıza<br />
uygun çalışmalar yapmamızdan<br />
kaynaklanıyor. Birçok tarihçiye göre<br />
Türk dünyası derken 300 milyon ama<br />
tüm akrabalarımızı ele alırsak 1 milyar<br />
kişilik bir topluluğa hitap ediyoruz. ‘Ucuz<br />
etin yahnisi yavan olur, misafir kısmeti<br />
ile gelir, emanete hıyanet olmaz, demir<br />
tavında dövülür, yatan aslandan gezen<br />
tilki yeğdir, çok isteyen azı bulamaz’ gibi<br />
atasözlerimiz var ama bunlar Kazak<br />
kökenlidir. Bu büyük Türk dünyasında<br />
hepimiz aynı candan, kandan, adet ve<br />
gelenekleri paylaşarak geliyoruz. Ama<br />
bu büyük dünyanın bugünlere kadar<br />
örgütlü bir birlikteliği sağlanamamış.<br />
Türk dünyasında bu birlikteliğin nasıl<br />
sağlanabileceğine ilişkin biz en azından<br />
kendi meslektaşlarımızı aynı çatı altında<br />
toplayarak bir eksikliği gidermeye<br />
çalışıyoruz.”<br />
NELER YAPILMALI?<br />
Erdoğan Türki Cumhuriyetlerin<br />
birlikteliği için yapılması gerekenleri<br />
şöyle sıraladı:<br />
“Bu toplantılardan ne sonuç çıkıyor?<br />
Birinci ve ikinci toplantımızda çıkan<br />
sonuçlardan şu öneriler en azından<br />
konuşuluyor; Türk dünyası medya<br />
mensupları arasında iletişim ağı<br />
kurulmalı, Türk Dünyası Haber Ajansı adı<br />
altında bir oluşuma gidilmeli demiştik.<br />
Ayrıca; Türkiye’den Anadolu Ajansı’na<br />
Türki Cumhuriyetleri’ne ücretsiz hizmet<br />
vermesi talebini gündeme getirdik.<br />
Türkçenin farklı lehçelerinin Google’nin<br />
translate ortamında bulunması<br />
için öneride bulunduk. Basın İlan<br />
Kurumu’nda; Dış Türkler ve Akraba<br />
Topluluklar Birimi’nin kurulmasını<br />
istedik. Yine Türk dünyasında yayın<br />
yapan yazılı basına da ek bir maddi<br />
8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017 www.hotelgazetesi.com<br />
ilan desteği sağlanması gerektiğini<br />
gündeme getirdik. Bu somut önerilerin<br />
hayata geçirilmesi ile tek başına<br />
meslek örgütlerinin veya sivil toplum<br />
kuruluşlarının yapabileceği bir şey değil.<br />
Türk dünyası kapsamındaki ve Türk<br />
akraba topluluklarındaki devletlerin<br />
bunu ele almaları gerekiyor.<br />
BİZ ÜZERİMİZE DÜŞENİ<br />
YAPIYORUZ<br />
Türkiye bu Türk dünyası konusunda<br />
üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor. Bu<br />
konuya Türkiye’nin gösterdiği hassasiyeti<br />
diğer devletlerin de göstermesi lazım.<br />
Özellikle Türk dünyasına bir yazılı basın<br />
ile hitap edebilmek önemli bir eksikliği<br />
giderecektir. İnternet medyası geliştiği<br />
için yazılı basının gerilediği söylense<br />
de, yazılı basına asla bitmeyecek bir<br />
alandır. İnternet basının ömrü enerji<br />
bitinceye kadardır. Suya yazılan yazıdır.<br />
Yazarsınız kaybolur gider. Gazete<br />
bir belgedir. Arşivdir. Bu açıdan Türk<br />
dünyasına da web portalı ile haber<br />
ajansı ile hitap etmek önemli ama yazılı<br />
basın ile ulaşmak çok daha büyük etki<br />
yaratacaktır”.<br />
Başkan Erdoğan son olarak, “Dilde,<br />
fikirde, işte birlik” kavramı savunusu<br />
Kırım Tatarı fikir adamı, eğitimci ve<br />
yazar-yayıncı İsmail Gaspıralı’yı anarak,<br />
birliktelik çağrısı yaptı.<br />
HOTEL GAZETESİ<br />
DESTEK VERDİ<br />
İlki Şubat ayında yine All Seasons<br />
Otel’de yapılan Tecrübeli Türk<br />
gazetecilerin Kazak gazetecilerle<br />
buluşması<br />
organizasyonu,<br />
<strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong>’nin desteği ile<br />
gerçekleşmiş, oldukça yararlı bir<br />
çalışma olmuştu. Kazakistan Türkçe<br />
Konuşan Gazeteciler Vakfı Başkanı<br />
Naziya Zhoyamergen, bu defa<br />
organizasyonun çerçevesini biraz daha<br />
genişleterek yine <strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong>’nin<br />
desteğiyle bu defa ‘Medya Forumu’<br />
organize etti. Gerek konuşmacıların<br />
daveti ve konu paylaşımında gerekse<br />
organizasyonun en yüksek düzeyde<br />
verimli geçmesi açısından gerekli<br />
çabayı gösteren gazetemiz, Medya<br />
Forumu’nun fotoğraf ve döküman<br />
hizmetini üstlendi. Bunun yanı sıra<br />
yayın danışmanımız Remzi Yılmaz,<br />
TV yayıncılığının temel ilkelerinin<br />
aktarılması konusunda başarılı<br />
bir sunum yaparak, bu konudaki<br />
tecrübelerini Kazak Gazetecilerle<br />
paylaştı.
zirve 10<br />
Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017 www.hotelgazetesi.com<br />
Uzakrota Travel<br />
Summit her yıl<br />
olduğu gibi bu yıl da<br />
birbirinden önemli<br />
konuşmacıları ile<br />
seyahat sektörünün<br />
nabzını tutacak.<br />
17 KASIM 2017<br />
70 KONUŞMACI<br />
4 SALON<br />
1500 KİŞİ
11 zirve<br />
Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
Salonlar & Program<br />
Türkiye’nin en etkili seyahat zirvelerinden Uzakrota Travel Summit, bu yıl Ana Salon -<br />
Lüks Seyahat - Teknoloji - Küresel Vatandaşlık olmak üzere 4 salon, 1 fuaye alanı ve 1<br />
b2b alanı olmak üzere 6 bölümde 1500 sektör profesyonelinin katılımıyla gerçekleşecek.<br />
AIR CANADA<br />
ANA SALONU<br />
09:30 - 10:00<br />
Açılış<br />
Gökhan Erdoğan - Tolga Habalı<br />
10:00 - 10:30<br />
Seyahat Endüstrisinin Durumu. Şimdi Neredeyiz?<br />
Mete Vardar (Jollytur)<br />
10:30 - 10:45<br />
Kahve Arası<br />
10:45 - 11:10<br />
Seyahat Arama ve E-Ticaret Arasındaki Hatlar<br />
Bulanıklaşıyor (The Lines between travel search<br />
and eCommerce are Blurring)<br />
Michael Ros (Bidroom)<br />
11:10 - 11:30<br />
Dünya Çapında Cruise Yolculuğunun Durumu<br />
Sarp Özkar<br />
11:30 - 12:00<br />
Pazardaki Zorluklara Uyum Sağlamak İçin<br />
Dijitalleşmek<br />
Yonca Karavit (Kolay Yolculuk), Çağlar Erol (Enuygun),<br />
Orkun TEkin (Hepfly), Abdülkadir Kırmızı(Turna),<br />
Gökhan Demirkıran(Agoda)<br />
12:00 - 12:30<br />
21. Yüzyılda Havayollarının Gidişatı ve<br />
Yeni Satış Kanalları<br />
Mirey Göldağ (Tal Aviation), Nedime Konuksever(Air Canada),<br />
Nevsat Arşan (AtlasGlobal), Altuğ Bekdemir(Sabre),<br />
İbrahim Köymen(Travelport)<br />
12:30 - 13:00<br />
Öğle Arası<br />
13:00 - 13:30<br />
Turizmde Müşteri Sadakati Nasıl Sağlanır?<br />
Şerif Yenen, Murat Altıkardeşler(IDO), Uğur<br />
ALtun(Tatil.com), Hüseyin Baraner(Germanyfans)<br />
13:30 - 14:00<br />
Sağlık Turizmindeki Riskler ve Fırsatlar<br />
Muhammet Murat Cüntay(POYD), Miner<br />
Music(Balkan Medikal Travel), Deniz<br />
Dikkaya(OTSAD)<br />
14:00 14:45<br />
Spor Turizminin Ülke Turizmine Faydaları<br />
Mert Aydın(Yorumcu), Cem Dizdar(Yorumcu),<br />
Ünal Özüak(Yorumcu), İhsan Bayülken(Yorumcu),<br />
Bağış Erten(Yorumcu)<br />
14:45 - 15:00<br />
Kahve Arası<br />
15:00 - 15:30<br />
Seyahatin Arka Planı<br />
Gülhan Şen(Sunucu), Danilo Zanna(Sunucu)<br />
15:30 - 16:00<br />
Tuzimde Dijital PR ve Destinasyon Pazarlaması<br />
Sark Özkar, Alihan Büker, Nüket Angın(AirArabia),<br />
Cem Polatoğlu(Baracuda Tour),<br />
Mahmut Şahin(Trakyaka)<br />
16:00 16:30<br />
Küreselleşme, Yabancı Yatırım ve Türkiye Turizmi<br />
Çağrı Sağlık, Sema Aydın(KYTYTO), Kemal<br />
Koçak(TUCID), Fatih Akbulut(TABA),<br />
Burak Pehlivan(TUID)<br />
16:30 - 17:00<br />
Sorunsuz Bir Turizm Pazarlaması için Verileri<br />
Kullanma ve Satın Alma Alışkanlıkları<br />
Erdem Tolon(Nielsen)<br />
NEREDEKAL TURİZM<br />
TEKNOLOJİLERİ<br />
SALONU<br />
10:30 - 10:45<br />
Kahve Arası<br />
10:45 - 11:10<br />
Blockchain nedir? Turizm şirketleri<br />
için ne ifade ediyor?<br />
İsmail Hakkı Polat<br />
11:10 - 11:30<br />
Seyahat Pazarının Geleceğini<br />
Şekillendirecek Teknoloji Trendleri<br />
Eric Willems (Amadeus)<br />
11:30 - 12:00<br />
Çevirimiçi Platformlar ile Doğrudan<br />
Rezervasyon<br />
Arden Agopyan (<strong>Hotel</strong>runner)<br />
12:00 - 12:30<br />
Yapay Zeka ve Chatboxlar<br />
Murat Özkök (Skyscanner)<br />
12:30 - 13:00<br />
Öğle Arası<br />
13:00 - 13:30<br />
Yeni Platformlar, Seyahat<br />
Aplikasyonları, Trendler ve Araçlar<br />
Erhan Erdoğan (City Mapper) -<br />
Emin Çakmakcı (Crescent Rating)<br />
- Altuğ Bekdemir (Sabre)<br />
13:30 - 14:00<br />
Müşteri Deneyimini Üst Düzeye<br />
Çıkaracak Bir Uygulama Yaratmak<br />
Okan Barlas (Tripedia)<br />
14:00 - 14:45<br />
(Neredekal Sponsorluğunda) Her<br />
Unutulmaz Seyahat Büyük Bir<br />
Hikaye İle Başlar; İçeriğin Önemi<br />
Moderatör: | Çağdaş Polat<br />
(Neredekal) - Yiğit Konur (SeoZeo)<br />
- Afşin Avcı (Inflow Summits) -<br />
Kemal Kaya<br />
14:45 - 15:00<br />
Kahve Arası<br />
15:00 - 15:30<br />
Youtube Reklamlarının Turizm<br />
Sektöründeki Etkisi<br />
Yekta Yenilmez (Tatilbudur)<br />
15:30 - 16:00<br />
Turizm Şirketler için Ödeme<br />
Platformlarının Etkisi<br />
Dündar Özdemir (Wirecard)<br />
16:00 - 16:30<br />
Turizm Sektöründe Dijital Dönüşüm<br />
Arda Köterin (Insider)<br />
16:30 - 17:00<br />
Ulaşım Sektöründeki Yeni<br />
Teknolojik Trendler Nelerdir?<br />
Moderatör: Oğuz Çoban<br />
(BiTransfer) | Kerem Çoban (Progo)<br />
17:00 -<br />
Uzakrota Rink (Bir Fikrin mi Var<br />
Turizm Savaş Alanı)<br />
Moderatör: Mert Ödemiş (Uzakrota)<br />
| Yonatan Pino - Gökhan Erdoğan<br />
- Fuat Sami<br />
EMIRATES AIRLINE LÜKS<br />
TURİZM SALONU<br />
10:30 - 10:45<br />
Kahve Arası<br />
10:45 - 11:10<br />
Lüksün Yeni Tanımı: Markalar ve<br />
Modern Lüks Tüketiciler<br />
Moderatör: Dilek Yeğinsü |<br />
Bahar Ahmet Birinci (Emirates)<br />
Gürkan Boztepe (GTD)<br />
Yeşim (Setur) - Mehmet Erdoğdu<br />
(Golden Bay Turizm)<br />
11:10 - 11:30<br />
Lüks Tüketici Deneyiminde<br />
Anahtar Trendler<br />
Kai Winkler (Fairmont <strong>Hotel</strong>)<br />
11:30 - 12:00<br />
Seyahat Acentaları Lüks Tüketiciye<br />
Nasıl Ulaşır?<br />
Moderatör: Kaan Şaf (Day Tours<br />
Cuba) | Tanzer Sarıalan (Cape Town<br />
African Diamond) - Tuna Yılmaztürk<br />
(Shimdigo) - Oğuz Terzi (MNG<br />
Turizm) - Zekeriya Şen (Fest Travel)<br />
12:00 - 12:30<br />
Lüks Seyahatte Yeni Trend: Macera<br />
Turizmi<br />
Moderatör: Sarper Sesli | Deniz Kılıç<br />
- Serkan Söğüt<br />
12:30 - 13:00<br />
Öğle Arası<br />
13:00 - 13:30<br />
Mimarinin Turizme Etkileri ve Bilbao<br />
Etkisi<br />
Murat Kader<br />
13:30 - 14:00<br />
Malezya Lüks Turizmde Nasıl Ön<br />
Plana Çıktı? Türkiye Nerede Yanlış<br />
Yapıyor?<br />
Çağrı Sağlık (Tourism Malaysia) -<br />
Cem Polatoğlu (Baracuda Tour)<br />
14:00 - 14:45<br />
Havayolu Analizleri ve Lüks Tüketici<br />
Konuksever (Air Canada) - Derya<br />
Pekruh Gerçeker (Singapore<br />
Airlines)<br />
14:45 - 15:00<br />
Kahve Arası<br />
15:00 - 15:30<br />
Lüks Turizmde Müşterileri<br />
Segmentlere Ayırmak<br />
Mehmet Can Koruyan (Gruppal)<br />
SABRE ONLINE FORUM<br />
10:30 - 10:45<br />
Kahve Arası<br />
10:45 - 11:10<br />
Kruvziyer Yolcu Davranışları ve Onları<br />
Anlamak<br />
11:10 - 12:00<br />
Pazar, Tüketici ve Seyahat Acentaları<br />
12:00 - 12:30<br />
Yeni Trendler ve Lüks Tüketim<br />
12:30 - 13:00<br />
Öğle Arası<br />
13:30 - 14:00<br />
Kruvaziyer Sektöründeki Sorunlar<br />
14:00 - 14:45<br />
Kruvaziyer Turizmine İlgi Nasıl<br />
Artırılır?<br />
14:45 - 15:00<br />
Kahve Arası<br />
15:00 - 15:30<br />
Yolcu Lojistiği, Bağlantılar ve<br />
Terminaller<br />
HENLEY & PARTNERS<br />
GLOBAL VATANDAŞLIK<br />
SALONU<br />
10:30 - 10:45<br />
Kahve Arası<br />
10:45 - 11:10<br />
Yatırım, Küreselleşmek ve<br />
Seyahat Özgürlüğü<br />
Moderatör: Tolga Habalı<br />
(Henley & Partners) | USA - UK -<br />
Louise Willis (CVS Canada) - Estonia<br />
11:10 - 11:30<br />
Yurtdışında İş ve İstihdam Konuları<br />
Moderatör: Tolga Habalı (Henley &<br />
Partners) | USA - UK - Louise Willis<br />
(CVS Canada) - Estonia<br />
11:30 - 12:00<br />
Bütçelerin Karşılaştırılması ve Yaşam<br />
Koşulları<br />
Moderatör: Tolga Habalı (Henley &<br />
Partners) | USA - UK - Louise Willis<br />
(CVS Canada) - Estonia<br />
12:00 - 12:30<br />
Vatandaşlığa Giden Yol ve<br />
İşleyiş Süreci<br />
Moderatör: Tolga Habalı (Henley &<br />
Partners) | USA - UK - Louise Willis<br />
(CVS Canada) - Estonia<br />
12:30 - 13:00<br />
Öğle Arası<br />
13:30 - 14:45<br />
Henley & Partners Yatırım Yoluyla<br />
Oturum ve Vatandaşlık Alternatifleri<br />
Tolga Habalı (Henley & Partners)<br />
14:45 - 15:00<br />
Kahve Arası<br />
15:00 - 16:00<br />
Yurtdışı Oturum ve Vatandaşlık<br />
Konularında Sorular-Cevaplar<br />
Tolga Habalı (Henley & Partners)
Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
~<br />
egitim<br />
12<br />
POYD’DAN EĞİTİM HAMLESİ<br />
İstanbul Kültür Üniversitesi ile POYD<br />
arasında İşbirliği Protokolü İmzalandı<br />
Turizm sektörünün eleman sıkıntısını çözecek, öğrencilerin<br />
gelecek kaygısını ortadan kaldıracak proje yürürlüğe girdi<br />
Türkiye’de Üniversite öğrencilerinin en büyük sorunu<br />
gelecek kaygısı. Puanını tutturabildiği okula kaydını<br />
yaptıran onbinlerce genç, bir diplomam olsun diye<br />
okuluna giderken, diğer yandan içten içen diplomasını<br />
aldığında alanında iş bulup bulamayacağını<br />
düşünür. Bu eğitim sistemi sonucu Türkiye’de Harita<br />
Mühendisi şoförlere, Endüstri Muhendisi berberlere<br />
rastlayabilirsiniz. Her yıl binlerce öğrenci diplomasını<br />
alıp, işsizler ordusuna katılır.<br />
POYD’DAN DEV ADIM<br />
Bu noktadan hareketle Turizm Sektörünün önde<br />
gelen kuruluşlarından POYD, hem sektörün, hem de<br />
meslek eğitimi alan öğrencilerin geleceğini garanti<br />
altına alan bir çalışmaya imza attı. İstanbul Kültür<br />
Üniversitesi ve Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği,<br />
turizm sektörü ve üniversite koordinasyonunu<br />
sağlayarak öğrencilerin sektöre girişini ve uyumunu<br />
kolaylaştırmak, hızlandırmak ve verimini arttırmak<br />
amacıyla bir protokol imzaladı.<br />
NELER İÇERİYOR?<br />
İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan<br />
Güzel, Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği İstanbul<br />
Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Murat<br />
Cüntay ve POYD üyelerinin katılımıyla imzalanan<br />
protokol kapsamında;<br />
-İKÜ, Dernek üyelerine, protokolün amacına<br />
uygun alanlarda öğretim üyelerinin uzmanlığı ve<br />
onayı dikkate alınarak eğitimler düzenleyecek ve<br />
turizm alanındaki öğretim elemanlarının Dernek<br />
etkinliklerine katılımları konusunda destek verecek.<br />
-Dernek ise üyelerinin İKÜ’deki derslerde ve<br />
söyleşilerde konuşmacı olarak yer almalarını<br />
sağlayacak,<br />
-İKÜ’de Turizm eğitimi alan öğrenciler için eğitiminin<br />
parçası olarak staj imkânı sağlayacak,<br />
-İKÜ’de Turizm eğitimi alan öğrencilerinin mezuniyet<br />
sonrası iş bulmalarına ve işe yerleştirilmelerine<br />
yardımcı olacak,<br />
-İKÜ’nün Turizm eğitimi alan öğrencilerine ‘Kariyer<br />
Koçluğu’ adı altında turizm sektörü ve turizm<br />
işletmeleri ile ilgili rehberlik yapacak.<br />
SERTİFİKA PROGRAMLARI BAŞLADI<br />
İstanbul Kültür Üniversitesi ile Profesyonel Otel<br />
Yöneticileri Derneği’nin (POYD) arasında imzalanan<br />
protokol imzada kalmadı. Bu kapsamda, Turizm<br />
ve Otel İşletmeciliği Programı öğrencilerine yönelik<br />
sertifika programları başladı.<br />
Öğrencinin yetkinlikleri, bilgi-becerileri ve özellikleri<br />
doğrultusunda kendisine uygun olan alanı bulmasına<br />
ve ilerlemesine yardımcı olmak amacıyla “Kariyer<br />
Koçluğu ve Turizmde Hedef Sahibi Olmanın Yararları<br />
Sertifika Eğitimi”, İstanbul Kültür Üniversite İncirli<br />
Yerleşkesi’nde düzenlendi. Öğrencilerin yoğun ilgi<br />
gösterdiği eğitim, POYD İstanbul Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Muhammet Murat Cüntay, Radisson Blue<br />
Pera Genel Müdürü Ahmet Korkut, Sheraton Ataköy<br />
FB Direktörü Atilla Özen ve Hawthorn Suites by<br />
Wyndham Airport Nöbetçi Müdür Mert Cenk Yorul<br />
tarafından gerçekleştirildi.<br />
TEMELLER SAĞLAM ATILDI<br />
Sertifika Programında öğrencilere yapılan<br />
sunumlarda, şu konu başlıkları üzerinde duruldu:<br />
-Kariyer Koçluğu<br />
-Hedef nedir?<br />
-Hedef ve isteklere ulaşırken izlenecek yol<br />
-İş ve kariyer hayatımızda karşımıza çıkacak negatif<br />
koşullar ve önyargılardan arınma<br />
-Kariyer yolculuğunda karşılaşacağımız engeller<br />
karşısında istikrarlı duruş ve kararlılık<br />
-Kariyer yolculuğunda karşılaşılan engellerin<br />
değerlendirilmesi<br />
-Değerlemeler sonucu eğitim desteği<br />
-Sonuçları değerlendirme ve süreklilik sağlama<br />
-Amaç: Gerçekçi bir kariyer serüveni ve bu serüvende<br />
akademik eğitimi sektör olarak devamlı desteklemek<br />
KAYNAĞINDAN DERS ALIYORLAR<br />
İki kurum arasındaki işbirliği sadece bunlarla da<br />
sınırlı değil. POYD İstanbul’un Başkanı, genç turizmci<br />
Muhammet Murat Cüntay, Kültür Üniversitesi Teknik<br />
Bilimler Meslek Yüksekokulu’nda öğretim görevlisi<br />
olarak, öğrencilere ders veriyor. Tryp by Wyndham<br />
İstanbul Airport ve Hawthorn Suites by Wyndham<br />
projelerinde Genel Müdürlük görevini yürüten<br />
Cüntay, öğrencilere mesleki tecrübelerini aktarırken,<br />
Turizm sektörünün geleceğini şekillendirecek bir ordu<br />
yetiştiriyor. Ayrıca Kültür Üniversitesi öğrencileri,<br />
stajlarını Cüntay’ın genel müdürlüğünü yürüttüğü<br />
Wyndham Grubu otellerinde yaparak, hem mektepli<br />
hem alaylı olarak sektöre adapte oluyor.
13 söylesi<br />
SEKTÖREL<br />
İŞBİRLİĞİMİZ<br />
ÇOK GÜÇLÜ<br />
Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
Kültür Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Tayfun Kaynaş ve<br />
Turizm ve otel işletmeciliği program Başkanı Pelin Tuna ile Üniversitenin POYD ile imzaladığı<br />
protokolün ardından bir röportaj yaptık. Kaynaş, röportajında “sektörel işbirlikleri anlamında<br />
güçlü bağlantılara sahip olmamızın yanı sıra, eğitim kadrosunun da yine ilgili sektörde fiilen<br />
çalışan kişilerden oluşuyor olması, tercih edilmesinde önemli bir faktör oluşturmaktadır.” dedi<br />
Tayfun bey, İstanbul Kültür<br />
Üniversitesi’nin dünden<br />
bugüne mesleki eğitime bakış<br />
açısını bize aktarabilir misiniz?<br />
İlk vakıf üniversitelerinden biri<br />
olarak 1997 yılında faaliyete geçen<br />
üniversitemiz, aslında geçen bu<br />
yirmi yılın çok ötesinde, eğitim<br />
sektörü içinde yaklaşık altmış<br />
yıllık bir geçmişe sahip köklü bir<br />
eğitim kuruluşudur. Üniversitenin,<br />
henüz ilk kuruluş yılından itibaren<br />
fakültelerin yanı sıra bünyesinde<br />
Meslek Yüksekokullarına da yer<br />
vermiş olması, ticari kaygılardan<br />
uzak ve sadece eğitim odaklı bir<br />
yaklaşımla yola çıkıldığının açık<br />
bir göstergesidir. Bugün, 3 Meslek<br />
Yüksekokulu ve 20’si örgün, 3’ü de<br />
ikinci öğretim olmak üzere toplamda<br />
23 ön lisans program, yerleşkelerinin<br />
merkezi konumu ve güçlü sektörel<br />
ilişkileriyle alanında haklı bir yer<br />
edinmiş durumdadır.<br />
Peki, Meslek Yüksekokulunuz<br />
açısından Turizm ve Otel<br />
İşletmeciliği programı<br />
için gelinen nokta ve<br />
hedeflerinizden söz edebilir<br />
misiniz?<br />
Çeşitli sektörlere hitap eden<br />
20 den fazla sayıda ön lisans<br />
programlarının yer aldığı Meslek<br />
Yüksekokullarımızda, Turizm ve Otel<br />
İşletmeciliği programının ilk faaliyete<br />
geçen programlarımızdan olduğunu<br />
hemen belirtmek isterim. Bu<br />
programımızı diğerlerinden ayıran<br />
en önemli özellik, sektörel işbirlikleri<br />
anlamında güçlü bağlantılara<br />
sahip olmasının yanı sıra, eğitim<br />
kadrosunun da yine ilgili sektörde<br />
fiilen çalışan kişilerden oluşuyor<br />
BİR İLKİ GERÇEKLEŞTİRDİK<br />
Kültür Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Programı Başkanı Pelin Tuna,<br />
konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Kariyer Koçluğu ile sektörün<br />
önemli isimleri tarafından verilen Sertifikasyon Programı kapsamında verilen<br />
eğitimler ve mezuniyet sonrası bu alanda devam etmek isteyen öğrencilerimize<br />
iş imkanı sağlamakla, Vakıf Üniversiteleri içerisinde bir ilki gerçekleştirdik.”<br />
olması, tercih edilmesinde önemli<br />
bir faktör oluşturmaktadır.<br />
Turizm ve Otel İşletmeciliği<br />
programında eğitim gören<br />
öğrencilerin tamamına yakınına<br />
staj yeri bulmada destek olmakta<br />
ve öğrencilerini mesleki hayata hızlı<br />
bir şekilde hazırlamaktadır. Bundan<br />
sonraki süreçte her bir öğrenciye iş<br />
garantisi imkanı hazırlayacak sistem<br />
hedeflenmektedir.<br />
Turizm ve Otel İşletmeciliği<br />
programı olarak İstanbul<br />
Kültür Üniversitesi’nin<br />
özellikle eğitim ve eğitim<br />
sonra istihdam süreci<br />
açısından farkları nelerdir?<br />
Öncelikle 2017 itibariyle sektörün<br />
ihtiyaçları<br />
doğrultusunda,<br />
öğrencilerimizin en hızlı şekilde<br />
istihdam olmalarını sağlamak<br />
amacıyla derslerimizi güncelledik.<br />
Profesyonel Otel Yöneticileri<br />
Derneği (POYD) Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Muhammet Murat Cüntay<br />
ile imzalanan protokol çerçevesinde<br />
öğrencilerimize eğitimlerinin en<br />
başında kariyer koçluğu, sektörün<br />
önemli isimleri tarafından verilen<br />
sertifikasyon programı kapsamında<br />
verilen eğitimler ve mezuniyet<br />
sonrası bu alanda devam etmek<br />
isteyen her bir öğrencimize iş imkânı<br />
sağlayarak vakıf üniversiteleri<br />
içerisinde bir ilki gerçekleştirdik.<br />
Öğrencilerimizin aldıkları teorik<br />
bilgileri pratiğe dönüştürmeleri<br />
ve kendilerini geliştirebilmeleri<br />
için derslerin bir kısmı Dedeman<br />
İstanbul <strong>Hotel</strong>, Wyndham <strong>Hotel</strong><br />
Groups gibi otellerde uygulamalı<br />
olarak yapılmaktadır.
Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
geziyorum<br />
MANAS RÜYASINDA HALİÇ’İ GÖRDÜ MÜ ?<br />
14<br />
Sevda YILGAZ<br />
5 yıldızlı otelin zarif resepsiyonu: “Sizi terasa alalım 15 dakika sonra yanınızda olacak müdürümüz”<br />
diyerek nazik bir bellboy eşliğinde çatı katına yönlendirdi beni . Aman Allah’ım neredeyim ??<br />
Levni’nin Surnamesini resmettiği Tersane<br />
Bahçesi köşkünden sünnet şenliğine,<br />
Melling’in tablolarında Hatice Sultan’a<br />
duydugu aşka girdim birdenbire. Lale<br />
devrindeyim. Ah.. İşte tam o zamanlara<br />
bakıyorum, tentesi kırmızı Haliç‘in<br />
iki kıyısı arasında seyreden Pereme<br />
dedikleri kayık bu olmalı. O geçiyor !<br />
Pereme dedikleri kayık<br />
bu olmalı!<br />
Fırsat bu ya, Evliya Çelebi’nin “cennet<br />
bahçeli yüksek binalarla süslü şirin<br />
kasaba “diye tarif ettiği Haliç’e, o<br />
zamanki zarif köşkleri, bahçeleri , yalıları<br />
konduruyorum göz ucumla. Sütlüce’ye<br />
varmak için yola çıktığımdan beri,<br />
Cuma trafiğinde nasıl karşıya geçeceğim<br />
düşüncesi ve stresinden eser kalmadı.<br />
Dinginlikte, 16.yy dayım. Havasının ve<br />
bitkisinin güzelliği süte değer kattığı<br />
için “Sütlüce” yani Rumca süt manasına<br />
gelen Galetia demişler bölgeye.<br />
Halâ o doğallık hissediliyor,doyumsuz<br />
eskiyi hissettiren manzarada şoktayım.<br />
(Müdür bey gecikse keşke )<br />
Cam korkuluk tarihe dokunmamı<br />
engellemiyor. Altın Boynuz adının<br />
hikayelerini düşünüyorum, benim<br />
iki tanesi hoşuma gider; Roma<br />
İmparatorluğu döneminde altın yüklü<br />
gemilerin boynuz şeklindeki Haliç’de<br />
battığı rivayeti. Diğeri mitolojik ; Megaralı<br />
Kral Byzas’ın annesi rahibe İo, Zeus ile<br />
aşk yaşar, Zeus’un eşi baş tanrıça Hera<br />
bunu farkeder ve İo’yu boynuzlu ineğe<br />
çevirir. İneğin başına bir sinek musallat<br />
olur. Kaçarken, sinekten kurtulmak<br />
için başını sağa sola sallar. Boynuz<br />
oradan oraya vurur ve toprak parçaları<br />
birbirinden ayrılır. Derin yarıklar Haliç’i<br />
yani Altın Boynuz’u oluşturur.<br />
Bu düşüncelerle manzarayı<br />
fotoğraflarken yakınlaşan görüntüde<br />
muazzam bir heykel belirdi, kim<br />
olabilirdi ?<br />
Bu heykel kimin<br />
olabilirdi ?<br />
2.Abdülhamit olabilir miydi? Padişah<br />
ilan edildiğinde Eyüp ‘te kılıç kuşandı.<br />
Donanmaları idare etti. Fatih Sultan<br />
Mehmet’e de yakışır elbette. Otağını<br />
kurduğu, savaş ganimetlerini dağıttığı<br />
bölge burasıydı. Kızaklarla kuşatmanın<br />
kontrol noktalarından biri de burası<br />
mıydı acaba ?<br />
Teras pub çalışanları, bir ay kadar<br />
önce şaşalı bir törenle açılış yapıldığını<br />
söylediler fakat ne olduğuyla ilgili<br />
bilgileri yok . (Pek ilgi çekmemiş ) Artık<br />
meslektaşım gelebilirdi. Zira ben<br />
bu at üzerindeki süvariye takıldım,<br />
nihayetinde işinin piri müdürüm geldi.<br />
Sektörel muhabbetimiz sonunda<br />
heykelin bir Kırgız kahramanına ait<br />
olduğunu öğrendim ve otele 20 adım<br />
mesafedeki parkta buldum kendimi.<br />
Manas<br />
Manas Destanı; Türk Bozkır<br />
medeniyetinin kültür abidesi niteliğinde<br />
dünyanın en uzun destanıymış . Manas<br />
daha beşikte iken konuşmaya başlamış,<br />
büyüyüp delikanlı olunca Çinlileri<br />
yenmiş.<br />
İki kez ölmüş geri gelmiş, üçüncü de<br />
ebediyete intikal etmiş. Rüyasında Haliç’i<br />
görmediğine göre ne işi var burada ?<br />
Haliç-Sütlüce ve civarında kentsel<br />
dönüşüm aracılığıyla bölgenin<br />
yeniden canlandırılması hedeflenerek<br />
üniversiteler, kongre merkezi, markalı<br />
oteller, ofisler, rezidanslar burada<br />
yoğunlaştı. Miniatürk, tema parklar<br />
bahçeler, renkli modern güvenilir<br />
yürüyüş parkurları, bisiklet yolları<br />
etkileyici güzellikte fakat; bu tarihi hazine<br />
değerindeki semt yerel kimlik değerlerini<br />
gözeten bir modelin uygulanmasıyla<br />
başarılı olacaktır. Bölge ile ilişkisi olmayan<br />
Manas Destanı’nın buraya taşınması,<br />
sosyolojik ve tarihi anlamda bakıldığı<br />
zaman, topluma verilmek istenen “Kırgız<br />
Türkleri” mesajını kitlelere ulaştıramaz.<br />
Kırgız destanı Manas’ın ve bu değerli<br />
yapıtın, bir gün anlamını bulacağı doğru<br />
bir yere yerleştirilmesini diliyorum.<br />
(Bu güzelliği yaşamak için Sütlüce’ de<br />
Lazzoni <strong>Hotel</strong> terasından seyre dalıp,<br />
Haliç kıyısında gezinti yaparken heybetli<br />
MANAS anıt heykelini de görebilirsiniz )
15 geziyorum<br />
Sayı:<br />
8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017 www.hotelgazetesi.com<br />
Sinop mu güzel,<br />
Zonguldak mı?<br />
Remzi YILMAZ<br />
Sinop ziyaret<br />
ettiğimiz 40. kentti. Tabi<br />
otelimize yerleşip, prosedürleri yerine<br />
getirdikten sonra, bize kalan kısa zaman<br />
içinde her gittiğimiz yerde olduğu gibi<br />
Sinop’ta da bazı önemli yerleri gezdik. Tabi<br />
ilk durağımız, Sinop denince ilk akla gelen<br />
Sinop Hapishanesi oldu.<br />
Yine gençlik yıllarımda çalıp söylediğim<br />
“Eşkıya Dünyaya Hümüdar Olmaz” ve<br />
“Aldırma Gönül” türkülerinin sözlerini yazan<br />
Sabahattin Ali’nin yattığı bu hapishaneyi<br />
ziyaret beni oldukça heyecanlandırdı. Belki<br />
araştırsak daha önce de öğrenebilirdik ama<br />
Sabahattin Ali’nin o şiirde sözünü ettiği<br />
kahramanın hikayesini de öğrenmiş olduk.<br />
Hapishaneyi gezerken cezaevinin<br />
hoparlöründen ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar<br />
Olmaz’ türküsü çalıyordu. Bu da görevlilerin<br />
Fair Play Kervanı’na küçük bir jestiydi.<br />
Kısacası benim gençlik yıllarıma dönmem<br />
için her şey ayarlanmıştı sanki.<br />
Sabahattin Ali, Sinop Hapishanesi<br />
denince ilk akla gelen isimdir benim için.<br />
Hapishanenin avlusuna burada yatan<br />
ünlülerin isimleri yazılmış. Kimler yok ki?<br />
Refik Halit Karay, Mustafa Suphi, Refii<br />
Cevat, Burhan Felek, Kerim Korcan, Osman<br />
Deniz, Zekeriya Sertel gibi yazar ve şairler<br />
burada yatan ünlülerden bazıları.<br />
Nazım Hikmet’in de Sinop Cezaevinde<br />
kaldığı söylenmekle birlikte bu konuda bir<br />
belgeye rastlanmamış.<br />
Sabahattin Ali’nin şiirinde hikayesini<br />
anlattığı kişi Sandıkçı Şükrü için yine avluda<br />
bir yazı var. Hikayeyi okurken türkünün tüm<br />
satırları, hem de müziğiyle bir bir aklımdan<br />
geçti. Öylesine acı, öylesine ibret dolu ki..<br />
Hapishanenin avlusunda ve koğuşları<br />
Başlık biraz ilginç gelmiş olabilir.. TMOK Fair Play Kervanı olarak Sinop’a<br />
yaptığımız ziyaret, beni ortaokul-lise yıllarına götürdü. Kastamonu Göl<br />
Öğretmen Okulu’nda yatılı olarak okurken, o zamanlar Zonguldaklı biri olarak Sinoplu<br />
öğrencilerle sürekli hangimizin memleketinin daha güzel olduğunu tartışırdık.<br />
gezerken karmakarışık duygular yaşadım<br />
Sonunda Sabahattin Ali’nin yattığı odasını<br />
görünce içim biraz olsun rahatladı.<br />
Çünkü yatağı, sazı ve odanın girişindeki<br />
resmi, onun diğer mahkumlardan farklı<br />
bir muameleye tabi tutulduğu izlenimi<br />
veriyordu. Bugünlerde yazarların fuarlara<br />
sokulmadığını, kültür aktivitelerinin<br />
protesto edildiğini düşünürsek, o dönemde<br />
bile bir şaire kıymet verildiğini, üstelik<br />
dönemin en korkunç hapishanesinde<br />
bile ayrıcalık tanındığını görünce nereden<br />
nereye diye düşünmeden edemiyor insan.<br />
Avluda bir de 1953 yılında burada yatan<br />
idam mahkumu Hüseyin Pehlivan’ın<br />
hikayesi var ki, tam örnek alınacak türden.<br />
* * *<br />
Sinop sadece hapishaneden ibaret değil<br />
tabi ki. Araştırmalara göre Türkiye’nin en<br />
mutlu insanlarının yaşadığı bu kent, adeta<br />
başka bir çağda kalmış. Belki de mutlu<br />
olmalarının sırrı burada diye düşünmeden<br />
edemiyor insan. 2016 yılında merkez<br />
nüfusu 61.708 olan Sinop kentinde trafik<br />
lambası yok. Belediye Başkanı Baki Ergül<br />
bunu, ‘Herkesin birbirine saygı duyduğu<br />
bir kent olduğu için gerek duyulmuyor’<br />
sözleriyle açıklıyor.<br />
Baki Ergül, eskiden insanların Sinop’un<br />
yol üstü bir kent olmamasından dolayı<br />
geri kaldığını ve halkın bundan dolayı<br />
hayıflandığını, ancak günümüzde ise iyi<br />
ki böyle olmuş, yoksa bugünkü halimizi<br />
koruyamazdık dediklerini anlatıyor.<br />
Sinop belediye Başkanı Ergül, Türkiye’nin<br />
en kuzey noktası, en yeşil bölgesi,<br />
ormanlarıyla, plajlarıyla tam bir huzur<br />
kenti görünümünde olan Diyojen’in<br />
Sinop’una yapımı planlanan nükleer<br />
santral projesinin de mahkemece<br />
durdurulduğunu söyledi.<br />
Başkan Sinop’un suyunun en temiz<br />
sulardan biri olduğunu ve evlerde musluk<br />
suyu içildiğini belirterek, bize de kendi<br />
sürahisinden musluk suyu ikram etti.<br />
Sinop’un en çok ilgi gören yerlerinden<br />
biri de tam bir doğa harikası Hamsilos<br />
Koyu. Çam ormanlarıyla kaplı ve denizin<br />
ormanın içine kadar girdiği bu bölge,<br />
nasıl olduysa korunmayı başarmış. Koyun<br />
bir tarafı balıkçı tekneleriyle dolu. Piknik<br />
alanlarının yapıldığı ormanlık alana araç<br />
girişi yasaklanmış. Bizim ziyaretimiz <strong>Ekim</strong><br />
ayında olduğu için fazla kalabalık değildi.<br />
Ancak yazın burasının yerli ve yabancı<br />
turistlerle dolup taştığı söyleniyor.<br />
Türkiye’nin balık ihtiyacının büyük bir<br />
bölümünün karşılandığı Sinop’a gidip te<br />
balık yemeden olmazdı. Deniz kenarında<br />
simit ve çayla açlığımızı yatıştırdıktan<br />
sonra, akşam Sinop Üniversitesi görevlileri<br />
bizi bir balık lokantasına götürdüler. Orada<br />
yediğimiz balığın lezzetini daha önce<br />
de tatmıştım ama, restaurant sahibinin<br />
ikram ettiği kabak tatlısını hiçbir yerde<br />
bulabileceğimi sanmıyorum.<br />
Konakladığımız Üniversitenin işlettiği<br />
Ahmet Muhip Dıranas Uygulama Oteli’nin<br />
restaurantında da ilk defa cevizli Sinop<br />
Mantısını tattık. Ekipte bulunan Kayserili<br />
dostumuz Prof. Dr. Hürmüz Koç, şefe<br />
‘bizim mantıyı ne kadar süsleyip sunsanız<br />
da Kayseri Mantısı ile yarışamazsınız’ diye<br />
takılsa da bu lezzet de unutamayacağım<br />
tatlardan biriydi.<br />
İkinci günün akşamı dönüş için yola<br />
koyulduğumuzda, yine ortaokul-lise<br />
yıllarındaki Sinoplu arkadaşlarımızla<br />
yaptığımız sonu gelmez tartışmalar geldi<br />
aklıma.. Sinop mu güzeldi yoksa benim<br />
o zamanki memleketim Zonguldak mı?<br />
Kendi kendime ‘Sinop daha mı güzel<br />
ne? diye düşündüm ve o tartıştığım okul<br />
arkadaşlarımdan birine rastlasaydım,<br />
‘Sinop daha güzelmiş’ diye itiraf ederdim…<br />
(Bartın’ın Zonguldak’tan ayrılıp il<br />
olmasıyla artık Bartınlıyım)
Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
geziyorum 16<br />
Wiener<br />
Schnitzel<br />
&<br />
Sazlburger<br />
Nockerl<br />
Yusuf BAYIRLI<br />
Burada zaman sanki durmuş gibi, sanat eseri ve tarih kokan şehirlerin tam ortasında<br />
nefes alıyorsun… Tarih ve sanatın göz bebeklerinden biri Viyana diğeri ise Salzburg.<br />
Bin yılı aşkın bir süredir sanat merkezliği<br />
yapan, her köşesi tarih kokan ve tam<br />
da merkez Avrupa’nın kalbinin attığı yer<br />
burası olmalı. ’’Wiener Schnitzel’’ yemeden<br />
Viyana’dan kesinlikle ayrılmamalı! Bu<br />
Schnitzel nedir ve neden yenmeli? Yok,<br />
hayır yanlış biliyorsunuz diyebilirim,”bunun<br />
orjinali domuz etindendir aman bu yenir<br />
mi? sakın ha!” diyen sesleri duyuyorum; siz<br />
siz olun orjinal Wiener siparis edip tadını<br />
çıkarın.<br />
Orjinal Viyana Schnitzel buzağı etinden<br />
yapılır, evet doğru okudunuz, domuz<br />
değil buzağı etinden. Et çok ince olana<br />
kadar dövülür, neredeyse kağıt kalınlığına<br />
getirilir, sırayla un yumurta pane harcına<br />
bulanır ve tavada yüksek ateste ördek ve<br />
tereyağı ile her tarafında 2 dakika tavada<br />
damak zevkinin zirvesine ulaşıncaya<br />
kadar kızartılır. Sonuçta pamuk gibi bir<br />
et sunulur. Size bir tavsiyemiz var ’’Toni’s’’<br />
kesinlikle modernleştirilmemiş ve eski usulü<br />
aklınızı başınızdan alacak salaş lezettler<br />
yaratıyor. ’’Kaiserschmarren’’ diye bir tatlı<br />
serüveni yaşamadan Viyana şehrinden<br />
uzaklaşmıyoruz. Tatlı üzümlü, yoğun erik<br />
kompostolu, tatlı bir omlet tarzında da bir<br />
ziyafet şölenini, ister öğle yemeği, ister tatlı<br />
yerine yiyebilirsiniz.<br />
Özellikle yoğunluğu nedeniyle bir öğün<br />
yerine geçmesi kalori tasarrufu peşinden<br />
koşanlar için idealdir. Yeni Kalenin ’’Neue<br />
Burg’’ önünde Mozart heykeline saygı duyup<br />
yolumuza devam ediyoruz, bilinçli yada<br />
bilinçsiz olarak hepimiz bir telefon bekleme<br />
kuyruğunda muhteşem bir Mozart eseri<br />
%100 dinlemişizdir. Dünya Müzesi çıkışı<br />
etrafını saran Gül Bahçesi kendini yaşayan<br />
halka adamış gibi duruyor. Viyana; Opera,<br />
Bale ve Tiyatroları ile insanları büyüleyip tarih<br />
açısından hiç ilerlemiyormuş gibi kendini<br />
göstermeye çok açık bir şehir. Bir gelip<br />
baksanız tarih sanki sizi James Watt öncesine<br />
atmış gibi oluyor. Tren yolculuğu mu yoksa<br />
5* <strong>Hotel</strong> konaklaması mı? Yok hayır Viyana-<br />
Salzburg arası en uygun ekonomik fiyatı<br />
olan demir yolu ulaşım şirketi ’’Westbahn’’<br />
dan biletlerimizi alıp Salzburg’a doğru yol<br />
alıyoruz. Biletler inanılmaz ekonomik ve<br />
devlet desteği ile halk demir yoluna karşı<br />
inanılmaz sempatik, samimi & güler yüzlü,<br />
havayolu şirketinde business uçsanız daha<br />
fazla ilgi göremezsiniz, bundan kesinlikle<br />
emin olun...<br />
Salzburg adını ’’Tuz ve Kale’’ kelimelerinden<br />
alıyor. Eski zamanlarda tuz ticaretinin<br />
merkezi olan Salzburg bugün de sihrinden<br />
hiç bir şey kaybetmemiş gibi poz veriyor.<br />
Mozart’ın muhteşem doğum binasına<br />
ev sahipliği yapan Salzburg şehrinin her<br />
köşesinde Mozart için adanmış çikolata<br />
kaplı, badem ezmeli ikinci dolgu sonrası<br />
merkezi bir antep fıstığı ezmeli olan ve<br />
orijinal adı ’’Mozart Kugel’’ olan Mozart<br />
toplarını bulabilirsiniz. Bu eşsiz lezzet<br />
kendi yerinde mutlaka tadılmalı…<br />
Bir de ’’Sazlburger Nockerl’’ diyelim...<br />
Hayatınızda hiç bu kadar hafif bir tatlı ama<br />
dolu dolu lezzet yediniz mi? Cevabınızı<br />
çok merak etmiyor değilim…’’Sacher’’<br />
pastasını kaymaklı ve Wiener Melange<br />
kahvesini içmeden tarih ve ziyafet şölenini<br />
taçlandırmadan hiç bir yere ilerlemiyoruz.<br />
Salzburg şehri tam bir gövde gösterisi<br />
olarak kendisini sergi olarak sunuyor.<br />
İki bin yıla yakın bir tarihi dokusu ve<br />
tuz ticaretinin merkezi olarak tanınan<br />
ve bilinen Salzburg. Şehrin merkezinde<br />
bulunan onlarca kilise ve bu kiliselerin<br />
farklı mı farklı mezheplerden olduğuna<br />
inanmak çok güç... Viyana’dan Salzburg’a<br />
kadar anlatılan Avusturya tarihinde bir<br />
şekilde hep ’’Çılgın Türkler’’ söz konusu<br />
olmuş. Nasıl bir çılgınlıkmış evet taaaa<br />
Avusturya’ya kadar gidip orada yenilgiye<br />
uğrayıp ve geri gelmek yada Avusturya<br />
o dönemde neydi yada kimdi… Tarihi<br />
mutlaka araştırmanızı tavsiye ederim.<br />
Kültür ve saygınlıklarını inanılmaz<br />
derecede iyi koruyorlar, sahip çıkıyorlar<br />
ve sürüdüyüyorlar. Aynı zamanda böylesi<br />
kültürü ve sanatı dünya üzerinde yayılmış<br />
bir ülke söz konusu. Resmi dili Almanca<br />
olan Avusturyalıların o kadar tatlı şiveleri<br />
var ve yazı olarak da bunu kullanılıyor ki<br />
inanılır gibi değil...<br />
Almanya’nın Bavarya eyaleti lehçesine<br />
yakın olsa ve siz bu şiveye hakim olsanız<br />
bile onlar yine bir fark çıkarırlar. Ama<br />
rahat olun,sizin onları anlayamayacağınızı<br />
düşünürler ve samimi bir dil ile size cevap<br />
verirler.<br />
Aşk Paris’te yaşanır diye bilinir ama<br />
şunu eklemek isterim; aşk Paris’te<br />
yaşanabilir, ama başlangıçtan sonra<br />
Viyana ya da Salzburg’tan mutlak geçmiş<br />
olmalıdır yada geçmelidir. Rüzgar<br />
sizi her nereye götürmeye çalışır ise<br />
korkmayın, yelkenlerinizi açın ki rüzgar sizi<br />
götürebilisin.<br />
Bir sonraki yazmız hayırlısı ile taaa<br />
uzaklardan…<br />
Saygı & Sevgi ile Gezin Saygılarımla
17 inceleme<br />
Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
TÜRKÇE REHBERLİK YASASI<br />
Bu olaya iki gözümle ayrı ayrı bakmak zorundayım.<br />
1) Rehber gözüyle (Cumhuriyet gazetesinde 6 sene<br />
köşemin adı da buydu-bknz resim)<br />
2) Acentacı gözüyle<br />
1) Rehber gözüyle Türkçe Rehberlik;<br />
An itibarı ile Türkiye’de 11.000 kokartlı rehber<br />
bulunmaktadır. Bu rakam, ihtiyaç duyulan rehber<br />
sayısının neredeyse 7-8 katıdır. Geçimini sadece<br />
rehberlikten sağlayan meslektaşlarımız, hele ki turizmin<br />
ve turist sayısının dibe vurduğu bu günlerde gerçekten<br />
zor durumdadırlar.<br />
Öncelikle Rehber ücretlerinin çokluğundan yakınan<br />
acentacılara şunu hatırlatmak isteriz; Bizler 365 gün<br />
çalışan, işi hazır, sigortalı, maaşlı elemanlar değiliz.<br />
Çoğumuz, senede 8-10 tur ile tüm hayatımızı idame<br />
ettirmek, ailemize bakmak zorundayız. Yaz aylarının<br />
sıcağında, kış aylarının soğuğunda ailemizden ayrı 24 saat<br />
iyi bir rehberlik hizmeti vermek, ülkemizi en iyi şekilde<br />
tanıtmak için çabalıyoruz. Futbolcular gibiyiz. Sağlığımız<br />
iyiyse iş görüyor, para kazanabiliyoruz.<br />
Bu durumda Türkçe Rehberlikte ısrar eden turizmcilere<br />
şunu da sormak isteriz; 11.000 Rehber Türkçe bilmiyor da,<br />
o nedenle mi bu Türkçe Rehberlikteki bu ısrarınız? Zaten<br />
bizlerin yeterli iş bulamama, geçinememe, yevmiyelerin<br />
azlığı, hatta tam ödenmemesi, bir çoğumuzun<br />
sigortasının olmaması, acenta alacaklarımızın birikmesi,<br />
rehber ücretlerinin “hanut karşılığında” mahsup edilmek<br />
istenmesi gibi problemlerimiz var. Bunların yanı sıra bir<br />
de bu yasanın çıkması bizlere büyük darbe vuracaktır.<br />
Ayrıca, acentacıların ikide bir bizlerden “işçilerimiz” olarak<br />
bahsetmesi hiç yakışık almamaktadır. Biz kimsenin<br />
işçisi değil Turizmin emekçileriyiz. Çoğu zaman sizin<br />
turunuzdaki aksaklıkları, hataları kapatanlar da bizleriz.<br />
Bu durumda; REHBERLER HAKLI...<br />
2) Acentacı gözüyle Türkçe rehberlik;<br />
Acentacılıkta ne işler ne de kar marjları eskisi gibi değil.<br />
Birkaç sene önce 2.000-3.000 olan seyahat acentası sayısı<br />
şu an 10.000’leri geçti. Bu rekabet ortamında bizler de çok<br />
zorlanıyoruz.<br />
Bizler için Türkçe rehberlik şu bakımlardan gerekli;<br />
- Ingoing olarak nitelendirilen, Türkler için yaptığımız<br />
yurtiçi turlarda, Örneğin; günübirlik Maşukiye, Edirne,<br />
Bursa turlarında illa yabancı dil bilen bir rehber alınması<br />
gerekmiyor.<br />
- Konaklamalı da olsa Doğa Sporları, Trecking, Termal,<br />
Sejur, Kayak vs turlarında neden bir yabancı dil bilen<br />
rehber arayışında olalım ki?<br />
- Bu rekabet ortamında 7 Gecelik Karadeniz, Ege-Akdeniz<br />
hatta Kapadokya turlarında, bir otobüste dosya karımız<br />
2-3 bin TL’yi geçmemektedir. Yabancı dil bilen rehberin<br />
günlüğü, bu durumda dosya karlarımızı aşmaktadır.<br />
KİM HAKLI?<br />
Turizm sektöründü son günlerin tartışma konularından biri de Türkçe<br />
Rehberlik Yasası. Hem sertifikalı profesyonel Turist Rehberi, aynı<br />
zamanda da Turizm Acentası sahibi Cem Polatoğlu, konuya ilişkin bir yazı<br />
kaleme aldı. Deneyimli turizmci, konuyu hem rehber hem de acentacı<br />
gözüyle incelediği yazısının sonunda, çözüm önerileri de sundu.<br />
İşte Cem Polatoğlu’nun sektöre ışık tutacak yazısı:<br />
- Neden bizler, oteller, restoranlar, otobüs firmaları<br />
vs rekabetçi serbest piyasa ortamında fiyat verirken,<br />
rehberlere fiks fiyat ödüyoruz? Nasıl biz daha iyi otobüse,<br />
otele, yemeğe daha iyi fiyat ödüyorsak, daha iyi rehbere<br />
de daha iyi rakam ödeyelim. Ancak mevcut olan, rehberlik<br />
taban fiyatlandırma sistemindeki rakamlar, standart işler<br />
için gereken rehberlik hizmeti karşılığında, acentalar için<br />
çok yüksek maliyet oluşturmakta hatta dosya karlarının<br />
üzerine çıkmaktadır.<br />
Kısaca ve kabaca; Türkçeden başka yabancı bir dil<br />
gerektirmeyen turda, rehber Korece bilse ne olur,<br />
İngilizce bilse ne fark eder? Türkiye’de bir sürü rehberlik<br />
okulu, üniversitesi açıldı. Buralardan mezun olan ama dil<br />
bilmeyen gençler ne olacak? Bunlar çok daha ekonomik<br />
şartlarda bizlerle çalışabilirler. Böylece, bu gün itibarı ile<br />
işsiz olan bu arkadaşlarımıza da iş imkanı doğar.<br />
Yabancı dil bilen rehberler, bir şekilde hayatlarını başka<br />
sektörlerde de idame ettirme şansına sahiptirler. Ayrıca,<br />
görüyoruz ki yabancı dil bilen rehberler, yabancı turist yok<br />
ise bizim turlarımıza lütfen ve kerhen çıkıyorlar. İçlerinde<br />
müşteriyi küçümseyenleri bile duyuyoruz. Oysa Türklere<br />
rehberlik yapmak, yabancılara rehberlik yapmaktan çok<br />
daha zordur. Çünkü yabancılar Türkiye’yi tanımadıkları<br />
için bir çok şeyi “geçiştirerek” anlatmak mümkündür.<br />
Ancak bir Türk gurubunda gidilen bölge hakkında yeterli<br />
bilgi sahibi değilseniz, yabancı diliniz sizi kurtaramayabilir.<br />
Maalesef bu durumları çok sık yaşıyoruz.<br />
Bunun dışında, Rehberlerin bir yada birden çok yabancı<br />
dil biliyor olması, kendi iş hacimlerinin ve kazançlarının<br />
artmasını sağlar. Ama asla acentaların değil.<br />
Bunların dışında rehberlerin platformlarında okuduğumuz<br />
üzere acentacıları, “Cahiller ordusu, iki tur yapan kendisini<br />
bi halt sanıyor, ilkokulu mezunu adam acenta açabiliyor.<br />
Düşünün artık” gibi küçümseyici cümleler acenta<br />
sahiplerini üzmektedir<br />
Bu durumda; ACENTACILAR HAKLI ...<br />
Bunlar Rehber ve Acentacı arkadaşlarımızın “kendi<br />
pencerelerinden” olaya bakış açılarıdır. Ben ise<br />
TÜRSAB’taki 600’e yakın Rehber-Acentacı’dan biriyim. Ve<br />
bu, aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık durumuna<br />
üzülüyorum.<br />
Peki ÇÖZÜM?<br />
Çözüm masada. Sorunu kendi platformlarımızda<br />
hakaretlere varan yazışmalar veya seçimlerde meze<br />
yaparak çözemeyiz. Masaya, Rehber ve Acentacıların<br />
dışında duruma her iki taraftan da bakabilen Rehber-<br />
Acentacılar da dahil olmalı. Örneklerle yurtdışında,<br />
İspanya, İtalya, Yunanistan, Amerika hatta Mısır ne<br />
yapmış? onlara bakılmalı, ama mutlaka bir orta yolu<br />
bulunmalıdır. Bulunacaktır da...<br />
Adnan<br />
UZAN<br />
En Büyük sınavımız Kış<br />
Guzel diye nitelendirdiğimiz bir sezonu da<br />
geride bıraktık sayılır.<br />
Kimine göre o aklar yoğun kimine göre de<br />
eh işte dilen bu sezonda herkes bir yerlere<br />
saldırarak adeta oda kapma savaşı ve oda<br />
açma savaşları resmen boy gösterdi.<br />
Tecrübesizlikler diz boyu boy gösterirken,<br />
biz Türklerin en sevdiği yakalamışken<br />
öpmenin de tadını gayet güzel çıkarttılar.<br />
Eyvallah diyelim..<br />
Ancaaaak şöyle bir durum var, daha önceden<br />
de feryat figan dile getirdiğimiz ve halen bir<br />
şeyleri düzeltme cabalarımıza bu yoğunluk<br />
içeresindeyken ne oldu? Tecrübesiz<br />
elemanla hizmet verme savaşı, akraba eş<br />
dost kıyağı derken, bu sezon skandallarla,<br />
hata düzeltmelerle, beceriksizliklerle de<br />
uğraştıran bir sezon oldu.<br />
Peki, bunun önüne nasıl geçilecek, nasıl<br />
bir çözüm bulunacak, halen ortaya<br />
konmuş değil. Temel Eğitimin esas olması<br />
gerektiği sektörümüz de Turizm Meslek<br />
Lisesi okullarında yada üniversitelerin de<br />
etkinlikler, söyleşiler ile gençleri ve bu<br />
sektöre heves eden gençlerimize yatırım<br />
yapılmasını savunuyorum şahsım adına.<br />
Daha şimdi bile aramızdan Turizmden artık<br />
boğularak kaçar adımlarla sektör değiştiren<br />
arkadaşlarımız varken, yenilerini nasıl<br />
kazandıracağız, bunu bulmalıyız acilen.<br />
Kış sezonunun kayıp değil, bence bu<br />
tur oluşumlarla kazandırılması, kışı yaz<br />
için adeta taze kan için yatırım olarak<br />
değerlendirsek doğru olmaz mı?<br />
Çünkü gördüğünüz gibi kısın da nasıl<br />
geçeceğini kimse bilmiyor ve artık hiç bir<br />
periyodu kestiremez olduk. Bu da tabii ki<br />
gene işçi çıkartmalarına, kapanmalara ve<br />
gene rengârenk güzel dedikodulara saha<br />
hazırlamaktır.<br />
Yani demem o ki dostlar; kış geldi çattı, boş<br />
durmamak, eksik yönlerimizi tamamlamak,<br />
amacın sadece odanın dolmuş olması ya da<br />
bir rezervasyon yapmış olmak değil, kazançlı<br />
işi verimli ve sürekliliğini düşünerek hareket<br />
etmeyi öğrenmemiz gerek artık. Artık<br />
havucu kafasıyla bu işlerin yürümediğini,<br />
eş-dost-akraba kafasıyla bu hizmetlerin<br />
verilmediğini, verilse bile hizmetin ortada<br />
olduğunu ve kan kaybedildiğini anlamamız,<br />
anlatmamız gerek…<br />
Hoş geldin kış, hoş geldin sorumlulukların<br />
mevsimi…
Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017 www.hotelgazetesi.com<br />
18<br />
~<br />
egitim<br />
Asım<br />
TOPÇUOĞLU<br />
Laleli Otelciler Platformu’ndan<br />
Gençliğe Yatırım Projesi<br />
HARASE<br />
Zülfü Livaneli’nin, Ortadoğu’da İşid’in Ezidi Halkına<br />
yaşattığı zulmü anlatan “Huzursuzluk” romanında ‘vay<br />
be bu kadar da olur mu?” demeden duramıyorsunuz...<br />
Bu sürükleyici romanın bir bölümünde bilge bir kişiliğin<br />
yaptığı tespit ise çok yerinde olmuş. Şöyle diyor o<br />
bilge: “Harese nedir bilir misin oğlum? Arapça eski bir<br />
kelimedir. Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri<br />
buradan türemiştir.<br />
Develerin çölde çok sevdiği bir diken vardır. Deve,<br />
dikeni yedikçe ağzı kanar. Tuzlu kanın tadı, dikeninkiyle<br />
karışınca; bu, devenin daha çok hoşuna gider. Kanadıkça<br />
yer, bir türlü kendi tadına doyamaz… Ortadoğu’nun<br />
adeti budur, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında<br />
kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından<br />
sarhoş olur...” Bu çok doğru bir tespit.<br />
İstanbul Üniversitesi Turizm Otelcilik Meslek Yüksekokulu<br />
ve Turizm İşletmeciliği öğrencilerine düzenlenen panelde,<br />
öğrencilerle mesleki kariyerleri için hedef planlaması yapıldı<br />
Bence, bizim ülkemizdeki rant tutkusu da buna paralel bir<br />
hareket. Anadolu’nun köylerinde ve küçük beldelerinde<br />
yaşayan toplumlar farkında olmadan yavaş yavaş büyük<br />
şehirlere dolaylı olarak göç ettiriliyor.<br />
Kırsal kesimin iticiliği ve kentin çekiciliği birbirini<br />
tamamlayan karşılıklı etkileşim içinde olan ve bir<br />
araya geldiklerinde nüfusu hareketlendiren etkenler.<br />
“İstanbul’un taşı toprağı altındır”gibi anonim deyişler<br />
biçiminde kendini belli eden kültürel öğeler de<br />
diğerlerinin yanı sıra kentin çekiciliğini artırarak, kente<br />
olan büyük göç akımını pekiştirmiştir.<br />
Yani devenin çölde sevdiği diken tadında, modern yaşam<br />
tutkusu, ekonomik rahatlık, sosyal zenginlik, kolay iş<br />
bulabilme, hızlı ulaşım(!) , eğitim olanakları, tüketme<br />
arzusu ve terörden kaçış gibi çoğaltılabilen birçok örnek…<br />
Dolayısıyla bunları yaşamak için gelen toplumlar,<br />
doğup büyüdükleri yerleri bırakarak üretmedikleri için<br />
topraklarını verimsizleştiriyor ve geldikleri şehirlerin<br />
toprak, arazi değerlerinin yükselmesine sebep oluyorlar.<br />
Bu da belli bir kesimin ağzını sulandırarak, rant arzularını<br />
kabartıyor. Ve yapılan binalar tekrar tekrar yapılıp yıkılıp<br />
‘kentsel dönüşüm’ adı altında tekrar millete kakalanıyor.<br />
Kendisine “Sen böyle bir yerde yaşamayı hak ediyorsun”<br />
dendiği için, hem bu rantçıların tutkusuna alet olunuyor,<br />
hem de insanın nefes almasını sağlayan doğa da parça<br />
parça katlediliyor, kültürler de yok ediliyor… Her zaman,<br />
hikayesi olan mistik sokaklara özlem duyuluyorsa, doğal<br />
köy yaşantısına da olduğu gibi, karar verilirken tekrar<br />
tekrar düşünülmeli.<br />
Bununla paralel “sen üretme tüket “algısı da oluşturularak<br />
bir model yaratılıyor, insanlar da belli aralıklarla bu<br />
modele alıştırılıyor ve “sende öyle yapmalısın” imajı<br />
verilerek herkes adeta kopyalanıyor. Yediği, içtiği, giydiği,<br />
kullandığı her şey buna göre planlanıyor. Ve insanoğlu<br />
bundan çok zevk alıyor ve değişikliği sürekli istiyor. Ama<br />
üretemiyor!<br />
Yani ülkemiz insanı kendi kendini yok ediyor, farkında<br />
bile olamadan…<br />
Bu harese ya bir an önce bitmeli ya da bitmeli!<br />
Laleli Otelciler Platformu, İstanbul Üniversitesi’nin Turizm Otelcilik<br />
Meslek Yüksekokulu ve Turizm İşletmeciliği bölümü öğrencilerine bir<br />
panel düzenledi. Üniversitenin Turizm Kulübü Danışmanı Tolga Akgün ve<br />
Kulüp Başkanı Berna Pala’nın daveti üzerine düzenlenen etkinlikte, Laleli<br />
Otelciler Platformu yönetim kurulu üyeleri ile öğrenciler biraraya geldi.<br />
ÖĞRENCİLERE İŞ OLANAĞI<br />
İstanbul Üniversitesi adına Turizm Kulübü<br />
Akademik Danışmanı Tolga AKAGÜN, Turizm<br />
İşletmeciliği Kulüp Başkanı Berna PALA ve<br />
Kalya Mutfak Sanatları Akademisi’nden Chef<br />
Cavit ÜNAL’ın katıldığı organizasyona, Laleli<br />
Otelciler Platformu adına Başkan Tarkan Akyüz<br />
(Grand Ant <strong>Hotel</strong><br />
Ayhan Hacıbektaşoğlu (Barın <strong>Hotel</strong>), İkbal<br />
Yiğitalp, Tuba Yigitalp (Yigitalp <strong>Hotel</strong>), Mustafa<br />
Kılıç (The Parma <strong>Hotel</strong>), Duygu Sönmez Özçer<br />
(Wyndham Istanbul Old City) ve Ercan Çelik<br />
(Hilarium <strong>Hotel</strong>) iştirak etti.<br />
Turizm Sektöründeki gelişmelerin tartışıldığı<br />
panelde öğrencilerin sektörle ilgili sorularını<br />
yanıtlayan platform üyeleri, ayrıca öğrencilerle<br />
sektörün durumu hakkında bilgi ve tecrübelerini<br />
paylaştılar.<br />
Platform Yönetim Kurulu Üyeleri, genelde sohbet<br />
havasında geçen panelde, öğrencilerin imkanları<br />
değerlendirilip kariyer planlaması yapabilmeleri<br />
için kendi deneyimlerinden örnekler verdiler.<br />
Ayrıca öğrencilerin önümüzdeki staj döneminde<br />
Laleli Otelciler Platformu üyesi otellerde<br />
çalışmaları için bir protokol imzalanırken, taraflar<br />
önümüzdeki günlerde çeşitli projeler üzerinde<br />
çalışarak bu işbirliğinin daha da geliştirilmesi<br />
yönünde karar aldılar.
19<br />
~<br />
egitim<br />
Sayı:<br />
İSTESOB’DEN SERTİFİKA TÖRENİ<br />
8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017 www.hotelgazetesi.com<br />
Hüseyin<br />
ASLAN<br />
HASANKEYF CITTASLOW<br />
ÜYESİ OLMA YOLUNDA<br />
İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin (İSTESOB),<br />
İstanbul Otel Motel Kamping Pansiyoncular ve Benzerleri<br />
Esnaf Odası ile birlikte düzenlediği, ‘Dezavantajlı Grupların<br />
Ekonomik ve Sosyal Hayata Kazandırılması Projesi sona erdi.<br />
1 Kasım 2016 tarihinde başlatılan proje<br />
kapsamında bir yıl boyunca bir çok meslek edinme<br />
kursları, genel beceri eğitimleri ve girişimcilik<br />
eğitimleri düzenlendi.<br />
Projenin kapanış töreni, <strong>Ekim</strong> 2017’nin son<br />
haftasında Bayrampaşa’daki Wish More <strong>Hotel</strong>’de<br />
gerçekleştirildi. Törende bir konuşma yapan<br />
İSTESOB Yönetim Kurulu Başkanı Faik Yılmaz,<br />
projenin olumlu yansımalarına değindi. Bugüne<br />
kadar yapılan bir çok meslek edinme, genel beceri<br />
ve girişimcilik kurslarında katılımcıların farklı<br />
alanlarda eğitilerek yetişdirildiğini belirten Yılmaz,<br />
verdikleri destekten dolayı Küçükçekmece Mesleki<br />
Eğitim Kurumuna, İSTESOB çalışanlarına, proje<br />
koordinatörlerine ve ortaklarına teşekkür etti.<br />
İstanbul Otel Motel Kamping Pansiyoncu ve<br />
Benzerleri Esnaf Odası Başkanı Ahmet Yaşar ise,<br />
projenin sonlandırılmasına rağmen bundan sonra<br />
da katılan adaylara destek olacaklarını belirtti.<br />
Yaşar; ‘’Gerçekleştirdiğimiz proje zordu. Ama biz<br />
zor olanı başardık. Çünkü kursiyerlerimiz bize<br />
inandı, inanarak bizi tercih ettiler. Artık onlar<br />
işlerinin öncüsü oldular. Biz her zaman arkanızda<br />
olacağız.” diye konuştu.<br />
Program sertifika dağıtım töreni ile sona erdi.<br />
Yapılan sınavlarda başarılı olan kursiyerlere proje<br />
belgesinin yanı sıra, Milli Eğitim Bakanlığının<br />
onayladığı belgeler, girişimcilik eğitimlerine<br />
katılanlara ise girişimcilik sertifikaları dağıtıldı.<br />
Hasankeyf Kaymakamı Faruk Bülent BAYGÜVEN ile<br />
Belediye Başkanı Abdulvahap KUSEN'in ortaklaşa<br />
yürüttükleri bir proje sonucunda 1 yıl önce Cittaslow<br />
Üyelik başvurusu yapıldı.<br />
Bir yıl önce yapılan başvuru üzerine Hasankeyf’in Cittaslow<br />
başvurusunu yerinde incelemek üzere Cittaslow Genel<br />
Başkan Yardımcısı, Türkiye Onursal Başkanı, Seferihisar<br />
Belediye Başkanı M. Tunç SOYER ve Cittaslow Bilim<br />
Komitesi üyesi Prof. Dr H. Rıdvan YURTSEVEN, ilçemizde<br />
incelemelerde bulunmak üzere Batman’a geldiler.<br />
Hasankeyf , eşsiz doğası ve tarihiyle Cittaslow adaylığı<br />
kapsamında. Hasankeyf’in sular altında kalacak olması<br />
nedeniyle kaybedeceği zenginlikleri var tabii ki ama yeni<br />
kurulacak Hasankeyf’i turizmin vazgeçilmez şehir olacak.<br />
Yeni Hasankeyf’te, Cittaslow’un kriterleriyle, olağanüstü<br />
tarihsel mirası ve kültürel değerleri nasıl koruyabiliriz,<br />
dezavantajları avantaja nasıl çeviririz konusu üzerinde<br />
çalıştık.<br />
En önemlisi, Kaymakam Faruk Bülent Baygüven ve<br />
Belediye Başkanı Abdulvehap Kusen’in kararlı ve örnek<br />
liderlikleri içimizi aydınlattı. Hasankeyf halkının geleceğini<br />
belirlerken yapacakları katkının çok verimli olacağına<br />
inandık. Hasankeyf’in önünde uzun ve meşakkatli bir yol<br />
var ancak, parlak bir gelecek kurmak için sahip oldukları<br />
potansiyel engelleri aşacak tüm imkanlara sahip.<br />
Hasankeyf ilçemiz bilindiği gibi 12000 yıllık tarihi bir<br />
geçmişe sahip olup Cittaslow'un ana kriterlerini taşımakta<br />
ve bu kuruluşa üye olabilecek tarihi mirasa, kültüre<br />
ve birikime sahiptir. Yeni Hasankeyf'in vizyon bir ilçe<br />
olacağı inancındayım, burada ciddi kamu yatırımları var.<br />
Hasankeyf Türkiye'nin Cittaslow'u ve dünya turizminin<br />
yıldızı olma yolunda… İki yıl sonra Hasankeyf ülkemizin en<br />
önemli turizm merkezi haline gelecektir.<br />
Yönetici<br />
Kadınlar<br />
Grand Anka<br />
<strong>Hotel</strong>’de<br />
toplandı<br />
İstanbul’daki otellerin kadın<br />
yöneticilerinin bir araya gelerek<br />
oluşturduğu ‘Yönetici Kadınların<br />
Sesi’ grubu, ekim ayında bir<br />
araya geldi. 2016 yılındaki<br />
dönemde krizin aşılmasına<br />
destek amacıyla kurulan grup,<br />
Grand Anka <strong>Hotel</strong>’de yapılan<br />
toplantıda, yapılan çalışmaların<br />
sonuçları masaya yatırılırken,<br />
2017 yılı değerlendirildi. 2018<br />
yılı için neler yapılabileceğinin<br />
de tartışıldığı toplantıda, grubun<br />
gelecek dönemde daha etkin<br />
organizasyonlar düzenlemesi<br />
gerektiğine karar verildi.<br />
Grubun sektördeki etkinliğini<br />
artırmak için izlenecek yolların<br />
belirlendiği toplantıda, sponsor<br />
desteği için çalışmalar yapılması<br />
da gündeme geldi.<br />
Hasankeyf'in en kısa sürede Cittaslow üyesi olacağını<br />
ümit ediyorum. Bu vesileyle; Hasankeyf’i hak ettiği bir<br />
şekilde tanıtmaya çalışan ve katkıda bulunan Kaymakam<br />
Faruk Bülent Baygüven, Cittaslow Türkiye Koordinatörü<br />
Seferihisar Belediye Başkanı M.Tunç SOYER'e, Cittaslow<br />
Bilim Komitesi Üyesi Prof.Dr H. Rıdvan YURTSEVEN'e,<br />
Belediye Başkanımız Abdulvahap KUSEN'e, proje ekibime<br />
teşekkür ederim.<br />
Cittaslow Nedir?<br />
Cittaslow 1999 yılında İtalya’da kurulan 30 ülkede 238<br />
üyeye sahip, dünya çapında tanınan ve takip edilen bir<br />
birliktir.<br />
İtalyanca Citta (Şehir) ve İngilizce Slow (Yavaş)<br />
kelimelerinden oluşan Cittaslow sakin şehir/yavaş şehir<br />
anlamında kullanılmaktadır.<br />
Cittaslow, şehrin dokusunun, renginin, müziğinin ve<br />
hikayesinin uyum içinde, şehir sakinlerinin ve ziyaret<br />
edenlerin zevk alabilecekleri bir hızda yaşanabileceği<br />
kentlerin uluslararası birliğidir.
Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
bilisim 20<br />
Oteller için<br />
Sosyal Medya<br />
Pazarlamasının<br />
Gücü<br />
Facebook ve Instagram’ın sık sık yaptığı güncellemelerle birlikte<br />
yeni ekledikleri özelliklerle yaratıcı çalışmalar yapmaktan<br />
çekinmeyin. Örneğin; Instagram ve Facebook’un canlı yayın ve<br />
hikaye özelliği sizin için çok iyi bir araç olacaktır.<br />
Neredeyse tüm sosyal medya kanallarının mesajlaşma özelliği<br />
bulunuyor. Onları çağrı merkezi gibi kullanmak kullanıcıların<br />
artık vazgeçilmez iletişim aracı. Oradan gelmiş yada gelecek<br />
olan mesajları göz ardı etmeyin, kısa sürede cevap vermeye<br />
çalışın. Bu sayede satış ekibiniz, potansiyel misafirleri yada<br />
otelinize rezervasyon yaptırmış kişilerle bire bir olarak iletişim<br />
halinde kalabiliyor. İşlem oldukça hızlı olacağı için, misafirlerin<br />
de sorularına anında cevap almasını kolaylaştıracaktır.<br />
Sosyal medya mesajlaşma uygulamalarını hem hizmet kalitenizi<br />
yükseltme amaçlı kullanabilir hem de doğrudan rezervasyonları<br />
arttırabilecek bir araç olarak kullanabilirsiniz.<br />
Misafir Yorumlarını Önemseyin<br />
İnsanların bir oteli en çok sosyal medya aracılığı tanımaya<br />
çalıştığını düşünürsek sosyal medya yönetimi profesyonel<br />
bir çalışmayı gerektiriyor. Bunu yaparken de kaliteli yazılı ve<br />
görsel içeriklerden yararlanmak, konaklayan yada potansiyel<br />
misafirlerin otel hakkında güzel yorumlar yapmasını sağlamak<br />
gerekir. Özellikle görsellerden faydalanmak planlanıyor ise<br />
mutlaka kaliteli çekimler yapılmalı. Fakat oluşturulan bu<br />
görsellerin doğal ve gerçeği yansıtmasına dikkat edilmeli.<br />
Böylelikle potansiyel misafirlerinizin gözünde net bir yer<br />
edinirsiniz.<br />
Muzaffer UZUN<br />
Digital Marketing Manager<br />
Sosyal medya kullanımı<br />
özellikle mobil cihazların<br />
kullanımının artmasıyla<br />
birlikte, tüm dünyada<br />
olduğu gibi ülkemizde de<br />
giderek hız kazanmaktadır.<br />
Bu noktada oteller de<br />
bir çok sektör gibi sosyal<br />
medyayı aktif bir biçimde<br />
kullanarak daha çok kişiye<br />
ulaşıp, sundukları hizmetleri<br />
anlatabilir. Çünkü, sosyal<br />
medya aracılığıyla, normal<br />
şartlarda ulaşmakta<br />
güçlük çekeceğiniz<br />
kitlelere ulaşabilir ve<br />
misafir portföyünüzü<br />
geliştirebilirsiniz. Herhangi<br />
bir şirketin tanıtımı ve<br />
reklamı açısından sosyal<br />
medya ne kadar etkili ise<br />
oteller içinde o denli önemli<br />
bir pazarlama aracıdır.<br />
Güncel Kalın ve Trendleri Takip Edin<br />
Sosyal medya kanallarını kullanırken sadece en bilinenleri<br />
değil, aynı zamanda giderek talebi arttıran sosyal iletişim<br />
araçlarından da yararlanmak gerekir.<br />
Hali hazırda bulunan sosyal medya mecraları kullanıcıların<br />
taleplerini göz ardı etmeyerek farklı yenilikleri kullanıcılara<br />
sağladı. Örneğin; ülkemizde Facebook, Instagram ve Twitter<br />
oldukça yaygın bir biçimde kullanılıyor. Özellikle Instagram<br />
ve Facebook’un kullanıcılar için sağlamış olduğu etiketleme<br />
(#) imkanı, otelde konaklayan misafirlerinizin fotoğraflarını<br />
paylaşırken yer bildirimi yapması yani kullanıcılar tarafından<br />
oluşturulan içerikler, sizin için güzel bir reklam çalışması<br />
olacaktır.<br />
Oteliniz için dijital pazarlama olanaklarından yararlanırken,<br />
misafirlerinizin katkısı her aşamada önem kazanır. Bu nedenle<br />
misafirlerinizin sık sık sosyal medyada sizden bahsetmesini<br />
teşvik edici çalışmalar yapın. Otelinizde veya tesisinizde<br />
onların paylaşabilecekleri etkinlikler veya kendilerini özel<br />
hissedebilecekleri hizmetler sunun. Unutmayın; ufak<br />
maliyetlerle misafirlerinize sunacağınız görsel açıdan zengin<br />
hizmetler, onların hizmetinizi sosyal medyada paylaşmasını<br />
sağlayacaktır. Misafirlerinizden izin alarak onların otelinizde<br />
yaptıkları çekimleri de misafirinizin gözünden sosyal<br />
hesaplarınızda paylaşabilirsiniz. Çünkü tatil için otelinizi<br />
seçmek isteyen bir kişi en çok sizin misafirleriniz ile ilginize ve<br />
misafirlerin deneyimlerine önem verir.<br />
Tabi ki bu da yeterli gelmeyecek, bu reklam çalışmaları<br />
ile misafirlerinizin takipçileri ya da otelinizde konaklamak<br />
isteyen potansiyel misafirleriniz otelinizin hizmetleri ve<br />
imkanları hakkında detaylı bilgiye ulaşmak isteyecektir. Sosyal<br />
medyada bunu sağlamanın en iyi ve etkili yolu görseller yani<br />
fotoğraflardır. Bu noktada sürekli güncellenen ve iyi yönetilen<br />
bir sosyal medya hesabınızın mutlaka bulunması gerekiyor.<br />
Otelinizde misafir olarak kalan misafirler de daha sonra sizi sosyal<br />
medya hesaplarınızdan takip ederek, misafirlikleri esnasında<br />
yaşadıkları hakkında yorum yapmak isteyecektir. İşte bu nokta<br />
oldukça kritiktir. Çünkü olumsuz olarak gelebilecek yorum,<br />
diğer ziyaretçilerinizi de anında negatif yönlü etkileyecektir. Bu<br />
nedenle öncelikle hizmet kalitenize önemi arttırmanız ve gelen<br />
yorumları değerlendirmeniz gerekecektir. Bu da sosyal medya<br />
hesaplarınızda yapılan olumlu yorumların sayısını arttıracaktır.<br />
Tüm bunların yanı sıra sosyal medya kanalları aracılığı ile<br />
uyguladığınız kampanyaları, erken rezervasyon fırsatlarını ve<br />
indirimleri pek çok kişiye daha hızlı bir biçimde duyurabilir,<br />
potansiyel ziyaretçilerin konaklama veya tatil için sizi tercih<br />
etmesini sağlayabilirsiniz.<br />
Dünyada bir çok sektör dijital dönüşüme ayak uydurmaya<br />
çalışıyor. Sosyal medyanın da bu dijital dönüşümün bir parçası<br />
olduğunu bilmek gerek. Uluslararası zincir markalara bağlı<br />
oteller belli oranda bu dönüşüme ayak uydurmuş durumda<br />
fakat bunu ancak yerel otellerin bir kısmı için söyleyebiliriz.<br />
Bunca yatırımın yapıldığı otelcilik sektörü için dijital pazarlamaya<br />
yeterince önem verilmemesi, sadece alışıla gelmiş pazarlama<br />
taktiklerini kullanan otellerin, rakiplerinin çok gerisinde<br />
kalacağını ve gelecek yıllarda pazarlama tarafında zorluklarla<br />
karşılaşacaklarını unutmamak gerekiyor.
21 kültür&sanat<br />
Akgün İstanbul <strong>Hotel</strong>, tarihi bir organizasyona ev sahipliği yapıyor<br />
( 15 Kasım - 10 Aralık )<br />
TROYA<br />
Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
Akgün İstanbul <strong>Hotel</strong>, 3200 yıl öncesi antik çağlardan<br />
kopup gelen bir Anadolu efsanesi, Argos’lu Sparta<br />
Kraliçesi Helena’nın Troya prensi Paris ile destansı<br />
aşkına av sahipliği yapacak.<br />
Günümüzden 3200 yıl önce, antik çağda, MÖ 1184-1182 yılları<br />
sırasında, yaşadıkları destansı aşk sonucu Sparta Kraliçesi<br />
Helena’nın , Troya Prensi Paris tarafından kaçırılmasını bahane<br />
eden istilacı Akha’lar, Çanakkale boğazı girişindeki Kutsal İlion’a<br />
topluca saldırmışlar. Süratle büyüyen ve on yıl süren savaş,<br />
kısa zamanda bir Yunanistan coğrafyasından gelen Akha’lar<br />
ile Anadolu devletlerinin top yekün savaşına dönüşmüş.<br />
Efsanelere göre kahredici savaşa Yunan ve Anadolu tanrı ve<br />
tanrıçaları da fiilen karışmışlar. O çağda Anadolu’da yaşayan<br />
bütün kavimler Troya’ya yardıma gelmişler.<br />
MÖ 850’lerde İzmir de doğan Homeros’un İlyada destanında<br />
anlattığı olaya binlerce yıl hep antik çağın bir efsanesi gözüyle<br />
bakılmış. 1870 yılına gelindiğinde, Homeros aşığı Alman<br />
Heinrich Schliemann, Homeros’un İlyada’sında belirttiği<br />
detaylardan yola çıkarak, gaflet tanrıçası Ate’nin Zeus<br />
tarafından fırlatıldığı Hisarlıktepe’de yaptığı kazılar sonunda<br />
efsanelerdeki Troya’yı gün ışığına çıkarmış.<br />
4 YILLIK BİR ÇALIŞMANIN ÜRÜNÜ<br />
Her karesinden örnekler alınması gereken Kutsal İlion’un<br />
acıklı hikayesi, çini ve seramik sanatçısı İsmail Faris Öncel<br />
tarafından, savaşın 3200’üncü yılına yetişecek şekilde, dört yılı<br />
aşan bir araştırma, seçme, değerlendirme ve çalışma sonucu<br />
taş karo çiniler ve seramik objeler üzerine yorumlanarak<br />
resimlenmiş.<br />
#HayatinSeninElinde<br />
Meme kanserinde erken teşhisin<br />
önemini vurgulamak amacıyla<br />
oluşturulan #HayatinSeninElinde<br />
farkındalık projesinin lansmanı,<br />
İstanbul Cerrahi Hastane’sinde<br />
yapıldı<br />
SERGİSİ<br />
2018 TROİA yılı adına, TÜROB (Türkiye Otelciler Birliği) desteğiyle<br />
15 Kasım’da açılacak sergi, 10 Aralık 2017 tarihine kadar görülebilecek.<br />
Tablolar ve objeler oluşturulurken, MÖ 670-400 yılları<br />
arasında yaklaşık 270 yıllık süreçte yapılmış antik vazolar,<br />
amforalar, duvar resimleri, gravürler, heykel kompozisyonları,<br />
daha sonraki çağlarda batılı ressamlarca yapılan karakalem,<br />
yağlı boya tablolardan faydalanılmış.<br />
Gaflet Tanrıçası Ate’nin Hisarlıktepe’ye düşüşü ve İlios’un<br />
İlion şehrini kuruşu, bilahare on yıllık savaşı, savaş sonrası<br />
kahramanların uzun yıllar süren evlerine dönmeleri sırasında<br />
başlarından geçenleri anlatan çini tablolar ve açıklayıcı bilgi<br />
levhaları,sergide kronolojik sıraya göre teşhir edilmekte.<br />
TARİH YENİDEN CANLANACAK<br />
En önemlisi sergideki resimlerde yer alan mitolojik efsane,<br />
açılış günü çağına uygun kostümlü sunucular tarafından<br />
teatral sunum yapılarak anlatılıyor. Bu da izleyiciyi serginin<br />
teması içine çeken ilginç detaylardan biri.<br />
3. KEZ SERGİLENİYOR<br />
Troya tabloları ilk olarak 19 Kasım 2014 ten itibaren 4,5 ay<br />
süre ile İstanbul Hasköy’deki Rahmi M.Koç müzesinde, Koç<br />
Grubunun değerli destekleri ile sergilendi.<br />
Mevcut koleksiyon 2 yıl süren ilave çalışmalar ile<br />
zenginleştirildikten sonra ikinci Troya Sergisi 14-19 Kasım<br />
2016 tarihleri arasında, Ankara Barosu Av.Atilla Sav Sanat<br />
Galerisinde gerçekleşti.<br />
Troya Sirgisinin 3.sü, 2018 TROYA yılı adına, Akgün İstanbul<br />
<strong>Hotel</strong> ev sahipliğinde, TÜROB Türkiye Otelciler Birliği<br />
destekleriyle 15 Kasım – 10 Aralık 2017 tarihleri arasında<br />
gerçekleşecek.<br />
Sanat Seninle Derneği’nin Kurucu Başkanı, yazar ve ressam Özge Günaydın’ın resim sergisi İstanbul Cerrahi<br />
Hastanesi’nde yer alan Art in Hospital sergi salonunda büyük bir lansmanla açıldı. Meme kanserinde erken teşhisin<br />
önemine dikkat çekmek için oluşturulan #hayatinseninelinde projesi kapsamında açılan sergide, ayrıca basımı ve<br />
dağıtımı Yediveren Yayınları tarafından yapılan “Panik Yok, Ben Kanserim” kitabının imza günü de gerçekleştirildi.<br />
Erken teşhis ve ücretsiz tarama gibi konularda fayda sağlamak için gelirinin Senoloji Derneği’ne bağışlanacağı<br />
çalışma, özellikle basın ve sanatseverler tarafından büyük ilgi gördü.<br />
ÜNLÜ İSİMLER DESTEK VERİYOR<br />
Senoloji Derneği iş birlikteliği ve İstanbul Cerrahi Hastanesi sponsorluğunda<br />
başlatılan projeye Pınar Altuğ, Öznur Yakın, Buket Dereoğlu ve Didem Çapa<br />
gibi sanat ve iş dünyasından birçok ünlü isim destek veriyor. Sosyal medyada<br />
da yoğun ilgi gören projede, Facebook ve Instagram kullanıcıları videolarını<br />
#hayatinseninelinde etiketiyle paylaşarak farkındalık oluşturmak için katkıda<br />
bulunuyor.<br />
PANİK YOK BEN KANSERİM<br />
#hayatinseninelinde sloganı ile düzenlenen<br />
sergi Kasım ayı sonuna kadar ziyaretçilerini<br />
ağırlamaya devam edecek. Tüm gelirinin<br />
Senoloji Derneği’ne bağışlanacağı “Panik<br />
Yok, Ben Kanserim” kitabı tüm kitapçılarda<br />
kitapseverleri bekliyor.<br />
Sergi Yeri: İstanbul Cerrahi Hastanesi,<br />
Ferah sokak 22 Nişantaşı İstanbul<br />
İletişim: Emine Sever<br />
emine@brothers-sisters.com.tr<br />
05332692908 - 02122826400<br />
Özge Günaydın<br />
ozge@brothers-sisters.com.tr<br />
Eser<br />
RÜZGAR<br />
TİYATRO BAĞIMSIZLIK<br />
YAPAR<br />
İKSV tarafından düzenlenen ve 21.si yapılacak olan İstanbul<br />
Tiyatro Festivali 13-26 Kasım tarihleri arasında seyircisiyle<br />
buluşuyor. “Tiyatro bağımsızlık yapar” sloganıyla yola çıkan<br />
festivalde bu yıl 6 uluslararası, 13 de yerli olmak üzere 19<br />
yapım yer alıyor. Daha önceleri iki yılda bir yapılan festival,<br />
bu yıldan itibaren her yıl ve kasım ayında düzenlenecek.<br />
FESTIVALIN DIKKAT ÇEKEN YAPIMLARI<br />
“III. Richard” 17-18 Kasım’da Zorlu Drama Sahne’de<br />
İlk sırada III. Richard yer alıyor. Shakespeare’nin metnini<br />
usta yönetmen Thomas Ostermeier sahneye taşıyor.<br />
Ostermeier festival seyircisinin çok sevdiği bir Alman<br />
yönetmen. Daha önce “Hamlet” ve “Bir Halk Düşmanı”<br />
rejileriyle festivale katılan yönetmenin her oyunu sıra dışı<br />
unsurlar barındırıyor. Bakalım yönetmen bu oyununda bizi<br />
yine şaşırtacak mı?<br />
“Bir Daha” 14-15 Kasım’da Moda Sahnesi’nde<br />
Festivalin bir diğer dikkat çeken yapımı “Encore” dilimize<br />
“Bir Daha” diye çevrilmiş. Komşu ülke Yunanistan’ın<br />
önemli yönetmenlerinden Theodoros Terzopoulos oyunu<br />
tasarlamış ve sahneye taşımış. Oyunun, tiyatronun camdan<br />
duvarını kırarak seyirciyi tepeden tırnağa kuşatacağı iddiası<br />
var.<br />
“Önce” 22-23 Kasım’da Moda Sahnesi’nde<br />
Portekizli yönetmen Pedro Denim’in yazıp-yönettiği<br />
“Önce” hüzün sözcüğünün iki farklı şehre, İstanbul ve<br />
Lizbon’a yansıması üzerine kurulmuş bir oyun. Hüzün ve<br />
melankoliden beslenen oyun, seyircisini farklı coğrafyalarda<br />
benzer duygularla bir yolculuğa çıkaracak.<br />
“Yalnız” 24-25 Kasım’da Zorlu Drama Sahnesi’nde<br />
Lübnan doğumlu yönetmen Wajdi Mouawad tarafından<br />
yazılıp yönetilen ve oynanan “Yalnız” isimli oyun, “Senin<br />
eskiden olduğun kişiye dönüşen bir başkası varsa nasıl bir<br />
yol izlersin?” sorununun ekseninde şekilleniyor.<br />
“Martı” 13-14-15 Kasım’da Zorlu Studio Sahne’de<br />
Yerli yapımların ilk sırasında Anton Çehov’un yazdığı<br />
ve Serdar Biliş’in yönettiği “Martı” var. İddialı oyuncu<br />
kadrosuyla dikkat çeken Martı güncel bir yorumla sahneye<br />
taşınıyor. Oyunda; Tilbe Saran, Şerif Erol, Sevil Akı gibi<br />
tecrübeli isimlere Gonca Vuslateri, Boran Kuzum, Ecem<br />
Uzun gibi popüler isimler eşlik ediyor.<br />
“Yuva” 14-25 Kasım’da Enka İbrahim Betil Oditoryumu’nda<br />
Sami Berat Marçalı’nın yazıp yönettiği “Yuva” yönetmenin<br />
son zamanlarda kafa yorduğu iletişim, göçmenlik, aidiyet<br />
var oluş kavramlarını dinamik bir yöntemle sahneye<br />
taşıyor.<br />
“Fırtına” 18-19 Kasım’da Moda Sahnesi’nde<br />
Festivalin bir başka Shakespeare eseri “Fırtına”. Oyunu<br />
Kemal Aydoğan yönetmiş, fantastik kurgunun halk<br />
oyunlarıyla iç içe geçtiği oyunun, özgürleşme kavramı<br />
üzerine söyleyecek sözü var.<br />
Festival kapsamında çok sayıda panel, söyleşi, atölye<br />
çalışması da yapılacak. Detaylı bilgi için İKSV’nin internet<br />
sayfası ziyaret edilebilir.
Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
A+<br />
ik<br />
22<br />
Recep<br />
Yavuz’dan<br />
Her Şey Sahil<br />
Hizmete açıldı<br />
GOLDEN HORN<br />
Emekli turizmci Recep Yavuz, sektördeki 30 yıllık birikimini 144<br />
sayfalık bir kitapta topladı. Turizme dair 37 güncel makale ile,<br />
bahşişten, her şey dahile, turizm güvenliğinden, otel isimlerine,<br />
kaçırılan tarihi eserlerden, uçaktaki domates suyuna kadar her<br />
turisti sarıp sarmalayan konuları kendine has üslubu ile kaleme<br />
alan yazar, eseri için “Türkiye’nin sloganından, en yoğun otel<br />
şikâyetlerine, Türk kahvesinden, Gurbetçi turistlere kadar Türk<br />
turizmini sarıp sarmalayan konuları 1,5 saatte okuyabilirsiniz” diyor.<br />
Recep Yavuz’un Her şey Sahil adlı kitabında, turizmin içinde<br />
olan herkese dokunan yazılar, makaleler, istatistikler yer alıyor.<br />
Recep Yavuz, kitabı ‘Her Şey Sahil’ için şunları söyledi:<br />
“Makalelerimi turizm önemli paydaşları olan Otelciler, Acentacılar, Kültür ve<br />
Turizm Bakanlığı, Turistler ve Halkımıza bölüştürdüm..<br />
50 milyon turist, 50 milyar Dolar turizm geliri hedefleyen ülkemizde 50 tane<br />
turizm kitabı bulamazsınız… Turizme dair öğrenilenler maalesef aktarılmadan<br />
unutulmaya yüz tutuyor. Bu yüzden 20 senedir her şey dahili, otobüs kazalarını,<br />
turist kazıklamayı, yabancı dil sorununu tartışıp duruyoruz…<br />
Ben bu bağlamda küçük bir kapı açıyorum… Bu açılan kapının daha çok ışık<br />
saçması sizlerin elinde. Destek olmak, bu bilgileri elden ele ulaştırmak ve hatta genç<br />
turizmcilere hediye etmek Türk Turizmi açısından önemli bir hizmet olacaktır… “<br />
Turistlerin İstanbul’daki en beğendikleri kesim Beyazıt’ın, en beğenilen<br />
noktasında hizmet veren <strong>Hotel</strong> Momento, ikinci oteli <strong>Hotel</strong> Momento<br />
Golden Horn’u İstanbul’un en çok ziyaret edilen yerlerinden biri olan<br />
Karaköy’de hizmete açtı. Oteller bölgesinin yeni trendi Karaköy’de<br />
hizmete giren otel, tarihi Karaköy Tünelinin hemen yanında, modern<br />
tarzı ve konforuyla dikkat çekiyor.<br />
30 özel odası ile hizmet veren otelin tüm odaları Galata Köprüsü ve<br />
tarihi yarımadanın eşsiz manzarasına sahip. Konukların rahatı ve<br />
konforu ön planda tutularak dekore edilen <strong>Hotel</strong> Momento Golden<br />
Horn’un bir diğer özelliği ise, Beyazıt’ta olduğu gibi, İstanbul’un en çok<br />
tercih edilen turistik yaşam merkezlerine yürüyüş mesafesinde olması.<br />
Cafe Momento, günün yorgunluğunu atmak için her zevke uygun kahve<br />
çeşitleriyle hizmetinizde. <strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong> olarak, otelin müdürü arkadaşımız<br />
Arzu Özden’e hayırlı olsun ziyaretinde kahvesini tadıp keyfini yaşadık.<br />
www.momentohotelsistanbul.com<br />
BÜYÜK DANS’A VAR MISINIZ?<br />
Genç yazar Aysima Özge Korkusuz’un ilk romanı,<br />
Büyük Dans, 5 ŞUBAT YAYINLARI’ndan çıktı.<br />
Okurları 20. yy’ın başlarına, Venedik’e götüren yazar, onları soylular,<br />
maskeli balolar, gizlenen aşkların yaşandığı bir şehirde hayallerinin<br />
peşinden gitmek isteyen bir genç kızın dünyasıyla buluşturuyor.<br />
“Sevgi her şeyin üstesinden gelir...” sözleriyle biten çok eski bir<br />
mektup, onu yeni okuyan birinin kaderini değiştirebilir mi? Genç<br />
yazar Aysima Özge Korkusuz ilk kısa romanı Büyük Dans’ta, hem<br />
yaşamın anlamını sorgulayıp, hem okurlara Calvinovari bir oyun<br />
oynarken, aynı zamanda dilindeki edep ve naiflikle ‘edebiyat<br />
deryasının farkındayım’ mesajı veriyor.<br />
Medya Cinsi :<br />
Ciltsiz<br />
Hamur Tipi :<br />
2. Hamur<br />
Sayfa Sayısı :<br />
124<br />
Ebat :<br />
13,5 x 21<br />
İlk Baskı Yılı :<br />
2017<br />
Baskı Sayısı :<br />
1. Basım
23 ik<br />
BURASI SİZİN SAYFANIZ<br />
Turizm, Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri..<br />
Dolayısıyla hemen her gün, insan kaynakları alanında gelişmeler oluyor. Bir gün<br />
bir atama, diğer gün bir ayrılık, bir başka gün ise terfi olabiliyor. Biz de sektörün<br />
sesi olarak bundan böyle bu konuya bir sayfa ayırmaya karar verdik. Sizin de<br />
kurumunuzdaki gelişmeleri bize bildirmeniz halinde sayfalarımızda<br />
yer vermekten mutluluk duyarız..<br />
Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />
atamalar<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
Ülkay Atmaca<br />
Innvista <strong>Hotel</strong>s Belek’in<br />
Genel Müdürü oldu.<br />
Golden Way’in Yeni Genel Müdürü Sabri Karakaş<br />
Tecrübeli turizmci Sabri Karakaş, Golden Way <strong>Hotel</strong> Giyimkent’e<br />
Genel Müdür oldu. 1970 Almanya doğumlu Karakaş, ilk ve orta<br />
öğrenimini Almanya’da yaptıktan sonra Yüksek öğrenimini<br />
Türkiye’de okudu. İstanbul Üniversitesi Turizm Otelcilik<br />
Bölümünü bitiren Karakaş, 1986 yılında başladığı otelcilik mesleği<br />
süresince otellerin çeşitli kademelerde çalıştı. 2010 yılında<br />
girdiği Ayma Groups <strong>Hotel</strong>s’de Genel Koordinatörlüğe kadar<br />
yükselen Sabri Karakaş, Golden Way <strong>Hotel</strong> Giyimkent Genel<br />
Müdürlüğüne getirildi. Karakaş’a yeni görevinde başarılar dileriz.<br />
Hasan Ekmen<br />
Macaristan görevini<br />
tamamlayarak Barceló<br />
<strong>Hotel</strong> Group Dubai Genel<br />
Müdürlüğünü üstlendi.<br />
Levent Suyolcuoğlu<br />
Gloria <strong>Hotel</strong>s & Resorts<br />
Genel Müdürü oldu.<br />
Burak Çubukcuoğlu<br />
Hilton Antakya Museum’un<br />
Genel Müdür Yardımcısı<br />
oldu.<br />
Serkan Yalçınkaya<br />
Hilton Istanbul Bomonti<br />
<strong>Hotel</strong> & Conference‘ın Otel<br />
müdürü oldu.<br />
Cansu Yörükoğlu<br />
The Grand Tarabya’nın<br />
Genel Müdürlüğünü<br />
üstlendi.<br />
Mehmet Mülayim<br />
Kıbrıs Limak Cyprus Deluxe<br />
<strong>Hotel</strong>’in Genel Müdürü oldu.<br />
Arda Yavuz<br />
İstanbul Gönen <strong>Hotel</strong> Satış<br />
ve Pazarlama Müdürü oldu.<br />
Adnan Soyaslan<br />
Concorde Luxury Resort<br />
<strong>Hotel</strong>’in Genel Müdürlüğüne<br />
atandı.<br />
Nihan Güneş Aydın<br />
Lazzoni <strong>Hotel</strong>’e İK Müdürü oldu<br />
Oben Akyol<br />
TEMA Vakfı’nın Genel<br />
Müdürü oldu.<br />
Yaşmak <strong>Hotel</strong> Collection bünyesinde bulunan<br />
Yaşmak Sultan <strong>Hotel</strong>, Sultania <strong>Hotel</strong>,Olimpiyat <strong>Hotel</strong>,<br />
Yaşmak Comfort <strong>Hotel</strong> ve Romance İstanbul <strong>Hotel</strong>’in<br />
İnsan Kaynakları Sorumlusu görevini yürüten Nihan<br />
GÜNEŞ AYDIN, <strong>Ekim</strong> ayında görevinden ayrılarak<br />
turizm sektöründe kalitesini ve saygınlığını kanıtlamış<br />
Lazzoni <strong>Hotel</strong>’e transfer oldu.<br />
İnsan Kaynakları alanında Kıbrıs ve Eskişehir’de<br />
görev yapan Nihan GÜNEŞ AYDIN, <strong>Ekim</strong> 2014<br />
yılından bu yana Yaşmak <strong>Hotel</strong> Collection’da görev<br />
yapmaktaydı. Lazzoni <strong>Hotel</strong> bünyesinde İnsan<br />
Kaynakları Müdürlüğüne getirilen Aydın’a yeni<br />
görevinde başarılar dileriz.<br />
Erdal Oylum<br />
ORKA Royal’de<br />
Meslek hayatına 1997 yılında Nippon <strong>Hotel</strong>’de<br />
başlayan Erdal Oylum, Taksim bölgesindeki diğer<br />
otellerde çeşitli görevlerde bulundu. Son olarak<br />
Realstar <strong>Hotel</strong>’de Genel Müdürlük görevini yürüten<br />
Oylum, daha sonra gittiği Londra’da geçirdiği 6,5 aylık<br />
sürecin ardından, yeniden İstanbul’a döndü. ORKA<br />
Royal <strong>Hotel</strong> Satış Müdürlüğü görevine getirilen Erdal<br />
Oylum, 20 yıllık tecrübesiyle ülke turizmine hizmete<br />
devam edecek. Biz de kendisine yeni görevinde<br />
başarılar dileriz.<br />
Arda Dayıoğlu<br />
Susesi Luxury Resort <strong>Hotel</strong><br />
Satış & Pazarlama Direktörü<br />
oldu.<br />
Füsun Özsoy<br />
Kemer Country Club Satış ve<br />
Pazarlama Direktörü oldu.<br />
Tolga Taşkesen<br />
Atlas Global’in Satış Direktör<br />
Yardımcılığına atandı.<br />
Mehmet Utku<br />
Kuşadası Pinebay Holiday<br />
Resort Doubletree by Hilton’un<br />
Satış ve Pazarlama Müdürü<br />
oldu.