10.02.2020 Views

Hotel_Gazetesi_Ekim_8_sayi_

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ile<br />

POYD arasında<br />

İşbirliği<br />

Farklı bakış...<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

TURİZM - OTELCİLİK - TATİL - ETKİNLİK - KÜLTÜR - SANAT Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />

Sayfa 12-13<br />

Sayfa 10-11<br />

KAZAK - TÜRK<br />

KARDEŞLİĞİ<br />

MEDIA FORUM<br />

Sayfa 8-9<br />

Prof. Dr Muharrem TUNA<br />

3. TURİZM ŞÛRASI<br />

DEĞERLENDİRME<br />

Sayfa 5<br />

GOLDEN HORN<br />

Hizmete açıldı<br />

Sayfa 22<br />

inceleme<br />

geziyorum<br />

Sayfa 7 - 17 Sayfa 14 - 15 -16<br />

KAPADOKYA / Ömer Koray ÜNAL<br />

TÜRKÇE REHBERLİK YASASI / Cem POLATOĞLU<br />

HALİÇ / Sevda YILGAZ<br />

SİNOP / Remzi YILMAZ<br />

VİYANA / SALZBURG/ Yusuf BAYIRLI<br />

KURUMSAL ABONELİK SİSTEMİ<br />

Gazetenizi her sabah 06:00-07:30<br />

arasında otelinize biz teslim edelim.<br />

Detaylı bilgi için: okuriletisim@hurriyet.com.tr<br />

0549 794 55 07 yada 0850 224 0 222


Aliye<br />

ÜÇBAŞ<br />

Cumhuriyetin 94. yıldönümü<br />

Bu ayki yazıma en önemli konu, Cumhuriyet Bayramı ile<br />

başlamak istedim. Bir ulusun yoktan var olmasını sağlayan<br />

ulu önderimiz Atatürk’ün izinde, onun bizlere emanet<br />

ettiği Cumhuriyetimize sahip çıkarak, 94. yıldönümünü<br />

kutladık. Zaman zaman çatlak sesler çıksa da, hafta<br />

boyunca yapılan yayınlar, hazırlanan koreografiler, skeçler,<br />

demeçler, organizasyonlardan dolayı bir kez daha gördük<br />

ki, Atatürk’ün dediği gibi ‘Türkiye Cumhuriyeti ilelebet<br />

muhafaza ve müdafaa edilecek.’<br />

Bu gönül rahatlığı ile herkesin Cumhuriyet Bayramı bir kez<br />

daha kutlu ve mutlu olsun.<br />

<strong>Ekim</strong> sayımızın kapak konusu, 3. Turizm Şurası. Yine son<br />

dönemlerde yapılan çalışmalar ve sektörün nabzını tutan<br />

bir yayın organı olarak izlenimlerimiz sonucu gördük ki,<br />

bu şura sektörde büyük bir heyecan yarattı. 2017’de<br />

2016 yılının yaralarını saran sektör, tarihimizde 3. kez<br />

düzenlenecek Şura’ya umutla bakıyor. Aynı duyguları<br />

paylaşan bizler, sadece kapak konusu yapmakla<br />

kalmayıp, tüm sektörün kilitlendiği Şura’ya A’dan Z’ye<br />

tüm ayrıntılarıyla geniş yer verdik. Kasım sayımızda da yine<br />

Şura’nın sonuçlarını tüm ayrıntılarıyla değerlendireceğiz. 3.<br />

Turizm Şurası’nın sektörümüze hayırlı olmasını dileriz.<br />

Turizm sektörüne hitap eden bir yayın organı olarak<br />

gazetemizin olmazsa olmazı ‘Geziyorum’ sayfalarımız, bu<br />

sayımızda da oldukça zengin. Kapadokya, Sinop, Haliç,<br />

Viyana, Salzburg’a dair gezileri, buralara ilişkin yorum ve<br />

değerlendirmeleri bulabilirsiniz.<br />

Gazetemizi hazırlarken bizi en çok mutlu eden şey de<br />

sektörde topyekün bir eğitim seferberliğinin olması<br />

oldu. Sektörün en tecrübeli isimlerinin, sayfalarımızdaki<br />

köşe yazılarında sık sık sözünü ettikleri ‘eğitimli personel’<br />

sıkıntısı, çok yakın bir gelecekte hiç kalmayacak. Sadece<br />

<strong>Ekim</strong> ayında bu konuda yapılan çalışmalar, atılan<br />

adımlara batığınızda, bu konuda sizin de bizim gibi içiniz<br />

rahatlayacak. Eğitim sayfalarındaki haberlerin çokluğu,<br />

bu konudaki katkımızın da etkisiyle bizleri oldukça<br />

gururlandırdı.<br />

Bu dönemin en önemli konularından birisi de Uzakrota<br />

Travel Summit. Birbirinden önemli konuşmacıları ile seyahat<br />

sektörünün nabzının tutulacağı zirve 17 Kasım’da Fairmont<br />

Quasar İstanbul’da yapılacak. 1500 sektör profesyonelinin<br />

katılması beklenen organizasyonda, sektörün tek gazetesi<br />

olarak biz de yerimizi alacağız. Bu dev buluşmanın tüm<br />

detaylarını çizelge halinde bu sayımızda bulabilirsiniz.<br />

<strong>Ekim</strong> ayında bizi mutlu eden gelişmelerden birisi de<br />

geçtiğimiz sayıda yer verdiğimiz bir haberin getirdiği<br />

ses oldu. Hakkında haber yaptığımız KKTC’deki Dome<br />

<strong>Hotel</strong> yönetimi, verdiğimiz destek nedeniyle bir teşekkür<br />

maili göndermişler. Aslında mesleki açıdan bakıldığında<br />

buna gerek yok, çünkü eğer gazeteciyseniz o zaman<br />

haberi değerlendirirsiniz. Haber değeri yoksa zaten<br />

yayınlamazsınız. Ancak burada bizi mutlu eden şey,<br />

emeğe duyduğumuz saygının hissedilmesi ve gücümüzün<br />

yankısıydı. Bunu da sizlerle paylaşalım istedik.<br />

Birlikte daha nice sayılara diyerek, tüm destek verenlere bir<br />

kez daha teşekkür ederiz.<br />

Esentepe Mahallesi Köprülü Sk. 31/A Levent<br />

34394 Şişli / İstanbul<br />

Tel:0212 343 5522 Fax: 0212 343 5521<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

info@hotelgazetesi.com<br />

<strong>Ekim</strong> 2017 Yıl:1 Sayı: 8<br />

Aylık Süreli Yayın<br />

Turizm Otelcilik Tatil Etkinlik Kültür Sanat<br />

<strong>Gazetesi</strong><br />

‹mtiyaz Sahibi & Genel Yayın Yönetmeni<br />

Mustafa ÜÇBAŞ<br />

mustafa@hotelgazetesi.com<br />

Sorumlu Yazı işleri Müdürü<br />

Aliye ÜÇBAŞ<br />

aliye@hotelgazetesi.com<br />

Yayın Danışmanı<br />

Remzi YILMAZ<br />

editor@hotelgazetesi.com<br />

Danışma Kurulu<br />

Prof. Dr. Muharrem TUNA<br />

Dr. Nebil ‹LSEVEN<br />

‹hsan TÜRKUS<br />

Sevda YILGAZ<br />

Ankara Temsilcisi<br />

Aliihsan ÜÇBAŞ<br />

ankara@hotelgazetesi.com<br />

Grafik Tasarım Uygulama<br />

Nirvana Tanıtım Hizmetleri<br />

Fotograf - Video<br />

Mustafa ÜÇBAŞ - Ahmet Oğuz ÇELiK<br />

Karikatür<br />

Emre Can ÜÇBAŞ<br />

Abone - Reklam<br />

Burcu DENKTEN<br />

hotelgazetesi@nirvanatanitim.com<br />

Dağıtım: PTT<br />

Hürriyet Daily News<br />

Baskı: Dünya Süper Veb A.Ş.<br />

100. Yıl Mahallesi 34204 Bağcılar/‹stanbul<br />

Gazetemizde yayımlanan haber ve görseller<br />

yasal iznimiz alınmadan kullanılması yasaktır.<br />

yayımlanan köşe yazılarının ve yorumların<br />

sorumluluğu yazarına aittir.içeriklerinden,<br />

<strong>Hotel</strong>gazetesi sorumlu tutulamaz.<br />

Kutlu olsun<br />

Maden Sahası:<br />

Tel: 0446 711 40 60 Faks: 0446 711 40 24<br />

Öveçler Mh. 8. Cadde 1332. Sokak No: 8/8 Çankaya-ANKARA<br />

Tel: 0312 472 80 51 Faks: 0312 473 55 13<br />

www.AlacerGold.com<br />

www.Anagold.com.tr<br />

<strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong>’ne<br />

abone olun<br />

Turizm sektöründeki<br />

gelişmelere<br />

uzak kalmayın<br />

Yıllık abonelik:<br />

120 TL (KDV dahil)<br />

Banka Hesap Numaramız:<br />

Hesap Adı: Mustafa Üçbaş<br />

Yapı Kredi Bankası Şb:<br />

Bayrampaşa / Çarşı / 1276<br />

Hesap No: 47403318<br />

İBAN:<br />

TR27 0006 7010 0000<br />

0047 4033 18<br />

Bize yazın!<br />

Kurumunuzda düzenlenen<br />

organizasyon, aktivite ve yaşanan<br />

gelişmeleri bize gönderin,<br />

yayınlayalım. Fotoğraf eklemeyi<br />

unutmayın


İSTANBUL’UN KEYFİ BOĞAZ TURU, BOĞAZ TURUNUN KEYFİ<br />

takatukatur<br />

İLE ÇIKAR<br />

Siz de balık sevdalılarındansanız Balık Turu tam size göre. Sizleri<br />

Marmara’da balık turuna davet ediyoruz. Balık Turu fiyatlarımıza<br />

gidiş - dönüş sıcak ikramlar, içecekler dahildir. Alkollü, alkolsüz tüm<br />

içeceklerinizi, uygun fiyatlarla teknemizin barından temin edebilirsiniz.<br />

Dünyanın 7 kıtasından ikisi Avrupa ile<br />

Asya’yı birleştiren İstanbul, her gün<br />

binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor.<br />

Kimi tarihi ve kültürel mekanlarını<br />

görmek, kimi her ilahi dinin kutsal<br />

mabetlerinde tanrıya yakarmak kimi<br />

ise alışveriş ve eğlence merkezlerini<br />

gezmek için İstanbul’a gelirken, bazıları<br />

da bu büyülü kentin dillere destan<br />

gecelerine akmak için uğrar.<br />

Her ne sebeple olursa olsun İstanbul’a<br />

gelen herkesin buluştuğu tek ortak<br />

nokta Boğaz’da tekne turudur.<br />

Nasıl İtalya’nın Venedik kentine gidip<br />

de gondola binmeden o kentin tadına<br />

varılmazsa, İstanbul’a gelip Boğaz’da<br />

tekne turu yapmadan dönmek de bu<br />

kentin ruhuna aykırıdır.<br />

İstanbul’da bu keyfi yaşamak için<br />

çeşitli şirketler yer alıyor. Bu şirketlerin<br />

arasında, biri var ki her yönüyle<br />

hizmetin en kalitesini sunarak farkını<br />

ortaya koyuyor.<br />

Bu amaçla kurulan Takatuka Tur,<br />

konuklarının rahatı ve için her türlü<br />

konfor düşünülerek tasarlanmış çeşitli<br />

boyutlardaki tekne ve motorlarla VIP<br />

hizmet sunarak keyfinizin doruğa<br />

çıkmasını sağlıyor.<br />

Kaptanından, hizmet ekibine tüm<br />

mürettebatı mesleki yeterlilik belgesine<br />

sahip olan şirket, ayrıca tecrübesiyle<br />

de kendinizi güvende hissetmenizi<br />

sağlıyor.<br />

Restaurantında geleneksel Türk<br />

mutfağının seçkin lezzetlerinden<br />

doyumsuz tatlarla hizmet verilirken,<br />

alternatif tercihler için de farklı menü<br />

seçenekleri sunuyor.<br />

Her anı ayrı bir güzellikte olan İstanbul<br />

Boğazı’nı baştan başa turlarken, bir<br />

yandan kentin güzelliğini, tarihi ve<br />

kültürel mekanlarını yakından görüp,<br />

diğer yandan oryantal eşliğinde<br />

eğleniyor, günümüzün en seçkin<br />

eserlerinden örneklerle hem Doğu ve<br />

Batı’yı hem de geçmişi ve geleceği aynı<br />

anda yaşıyorsunuz.<br />

Takatuka Tur, alternatif fiyat<br />

seçenekleriyle, bu doyumsuz İstanbul<br />

masalını yaşamayı sadece yüksek<br />

gelirli grubun tadabileceği bir eğlence<br />

olmaktan çıkarmış.<br />

Sadece yaşayarak anlaşılabilecek bu keyfin tüm ayrıntılarını,<br />

şirketin turist gruplarına verdiği diğer hizmetleri şu adreslerden<br />

inceleyebilirsiniz:<br />

Telefon: 0 (212) 565 03 07<br />

Telefon: 0 (546) 565 03 07<br />

E-posta: info@takatukatur.com<br />

Yavuz Sultan Selim Mah. Cibali Cad.<br />

No: 39/B Fatih / İstanbul


Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

sura<br />

4<br />

Turizm sektörünün geleceği<br />

yeniden şekilleniyor<br />

UMUTLAR ANKARA’DA<br />

1-3 Kasım tarihlerinde Ankara’da düzenlenecek Turizm Şurası’nda sektörün<br />

sorunları masaya yatırılacak ve çözüm önerileri tartışılacak. Akademisyenler<br />

ve sektörün paydaşları günlerdir bu şuraya hazırlanırken, tarihimizde 3.<br />

kez düzenlenecek şura tüm sektörün ileriye umutla bakmasına neden oldu.<br />

Turizm Sektörü 1-3 Kasım<br />

tarihlerinde Ankara’da düzenlenecek<br />

Turizm Şurası’na kilitlendi. Bugüne<br />

kadar iki kez gerçekleştirilen ve<br />

ülkenin bu alandaki en önemli<br />

toplantısı olan Turizm Şurası’na<br />

sektörün tüm resmi, özel ve<br />

akademik paydaşları katılacak ve ülke<br />

turizminin geleceği şekillendirilecek<br />

HAMLE DÖNEMİNE GEÇİŞ<br />

Kültür ve Turizm Bakanlığı görevine<br />

atanır atanmaz, sektörün önde gelen<br />

isimlerini toplayarak, sorunlarına<br />

çare bulmak ve sektöre dinamizm<br />

getirmek amacıyla bir yol haritası<br />

belirleyen Numan Kurtulmuş,<br />

bu amaçla düzenlenen Şuranın<br />

tanıtım toplantısında 13 komisyona<br />

1500 kişilik havuzdan 325 üyenin<br />

seçildiğini, komisyonlarda 28<br />

raportörün görev aldığını ve 1400<br />

KOMİSYON BAŞKANLARI<br />

1.Turizm Politikaları: Bülent AKARCALI<br />

2.Turizmde Örgütlenme ve Destinasyon Yönetimi:<br />

Prof. Dr. Kurtuluş KARAMUSTAFA<br />

3.Turizmde Ürün Çeşitliliği ve Sürdürülebilirlik:<br />

Prof. Dr. Akın AKSU<br />

4.Çevre-Planlama-Altyapı:<br />

Prof. Dr. İbrahim BİRKAN<br />

5.Yatırım-Teşvik-Finansman:<br />

Oya NARİN<br />

6.Konaklama Sektörü:<br />

Ahmet BARUT<br />

7.Seyahat Acentacılığı ve Ulaşım:<br />

Talha ÇAMAŞ<br />

8.Tanıtma ve Pazarlama:<br />

Prof. Dr. Mithat ÜNER<br />

9.Dijital Turizm ve İnovasyon:<br />

Prof. Dr. Bayram Zafer ERDOĞAN<br />

10.Turizm Eğitimi, İstihdamı ve Turist Rehberliği:<br />

Prof. Dr. Muharrem TUNA<br />

11.Yerel Yönetimler ve Turizm:<br />

Fatma ŞAHİN<br />

12.İç Turizm:<br />

Kayhan ÇOLAKEL<br />

13.Gastronomi Turizmi:<br />

Vedat BAŞARAN<br />

saatlik çalışma yapıldığını aktardı. Turistlerin<br />

daha fazla Türkiye’ye gelmesini sağlayacak altyapı<br />

imkânlarının bu dönemde geliştirildiğini belirten<br />

Bakan Kurtulmuş, Türkiye turizmini daha ileriye<br />

taşımak üzere Bakanlığın sürdürdüğü çalışmaları<br />

anlattı. Sektörün ve kamunun bütün temsilcilerinin<br />

bu toplantıda bir araya geleceğini söyleyen Bakan<br />

Kurtulmuş, “Özellikle içinde bulunduğumuz şartlar<br />

bakımından stratejik bir sektör haline gelebilmesi<br />

için turizmle ilgili üçüncü evreye, hamle dönemine<br />

geçişi bu Şûra ile sağlamayı ümit ediyoruz.” dedi.<br />

TÜRK TURİZMİ YENİDEN ŞEKİLLENECEK<br />

Turizm Şurası; komisyon toplantıları ve davetli<br />

konuşmacı panellerinden oluşacak. Bunlara ek<br />

olarak akademisyen ve uygulamacılar hazırladıkları<br />

tebliğleri Şura toplantısında sunacaklar. Şura’da<br />

sunulmak üzere hazırlanan tebliğler bilim kurulu<br />

değerlendirmesinden geçerek, uygun görülen<br />

tebliğler sözlü olarak sunulup şura kitabında<br />

basılacak.<br />

Gündeme getirildiği andan itibaren tüm turizm<br />

sektörünü heyecanlandıran Şura, camianın<br />

paydaşları tarafından merakla bekleniyor.<br />

Şuranın Bilim Kurulundan yapılan açıklamada<br />

tüm akademisyen, kamu kurumu<br />

ve sektör temsilcileri, ülkenin<br />

turizm politikalarına yön verecek<br />

ve uygulamaya katkı sağlayabilecek<br />

tebliğler hazırlamaya davet edildi.<br />

HAZIRLIKLAR TAMAMLANDI<br />

Doğal, kültürel güzelliklerle dünyanın<br />

sayılı destinasyonlarından biri olan<br />

Türkiye’nin, turizm potansiyelini<br />

daha da geliştirerek, etkin ve doğru<br />

şekilde kullanmasının sağlanacağı<br />

3. Turizm Şûrası’nın hazırlık<br />

çalışmalarında bugüne kadar birçok<br />

konu başlığı ele alındı. Son olarak<br />

İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi<br />

Sarayında, Bakanlık Müsteşarı Ömer<br />

Arısoy başkanlığında bir araya gelen<br />

komisyon başkanları bugüne kadar<br />

yapılan hazırlıklar ile Şûra süresince<br />

yapılacak çalışmalar hakkında ön<br />

değerlendirmelerde bulundular.<br />

3. TURİZM ŞÛRASI PROGRAMI<br />

1. Gün 01 Kasım, Çarşamba<br />

Açılış (Cumhurbaşkanlığı Külliyesi)<br />

09:00 Kayıt<br />

10:30 Açılış ve Protokol Konuşmaları<br />

13:00 Bakanlar Oturumu<br />

17:00 Komisyon Oturumları I (Sheraton Oteli)<br />

2. Gün 02 Kasım, Perşembe<br />

Komisyon Çalışmaları (Sheraton Oteli)<br />

09:00 Komisyon Oturumları II<br />

14:00 Komisyon Oturumları III<br />

20:30 Komisyon Başkanları ve Raportörler<br />

Tarafından Komisyon Sonuç Rapor Taslağının<br />

Hazırlanması<br />

3. Gün 03 Kasım, Cuma<br />

Komisyon Çalışmaları ve Kapanış (Sheraton Oteli)<br />

09:00 Komisyon Oturumları IV<br />

Komisyon Sonuç Raporlarının Müzakeresi<br />

14:30 Genel Oturum<br />

Komisyon Başkanlarınca Sonuç Raporlarının<br />

Sunumu<br />

16:30 3. Turizm Şûrası Sonuç Raporunun Sayın<br />

Bakan Tarafından Okunması ve Kapanış


5 sura<br />

Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

TÜRK TURİZMİ YENİDEN<br />

YAPILANACAK<br />

Şuranın gündeme geldiği günden beri her kademesinde<br />

etkin rol üstlenen 3. Turizm Şurası Bilim Kurulu Başkanı<br />

Prof. Dr. Muharrem Tuna, yapılan çalışmalar ve izlenen<br />

yol hakkında <strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong>’ne açıklamalarda bulundu:<br />

“3.Turizm Şurası, 1-3 Kasım 2017 tarihlerinde<br />

Ankara’da geniş bir katılımla toplanacak. Bu<br />

organizasyona ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile<br />

Sivil Toplum Örgütlerinin yanında akademisyenler<br />

ve iş dünyasının değerli temsilcileri katılacak.<br />

Şura içeriği; açılış - bakanlar paneli ve komisyon<br />

çalışmaları olmak üzere iki bölüm olarak planlandı.<br />

Ayrıca Türkiye Turizm Stratejisine katkı sağlayacak<br />

görüşleri almak üzere bir de tebliğ çağrısına çıkıldı<br />

ve tüm tarafların bu yolla görüşleri alındı.<br />

Bilim Kurulu Başkanlığını yapmış olduğum<br />

tebliğ çağrısına ilgi oldukça yüksek düzeydeydi.<br />

Kurulumuza; akademisyen, bakanlık ve sektör<br />

temsilcilerinin görüşlerini içeren toplam 170 tebliğ<br />

gönderildi. Her<br />

tebliğ, Bakanlıkça<br />

görevlendirilen,<br />

birbirinden değerli<br />

bilim kurulu<br />

üyeleri tarafından<br />

değerlendirildi<br />

ve gelen raporlar<br />

çerçevesinde 109<br />

tanesi kabul edildi.<br />

Bu tebliğler Şura<br />

kitabında basıldı<br />

ve turizm stratejisi<br />

ile Şura kararlarına<br />

katkı vermesi<br />

sağlandı.<br />

3. Turizm Şurasının ilk gününde Sayın<br />

Cumhurbaşkanımızın da iştirakiyle<br />

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde açılış yapılacak ve<br />

sonrasında sektörle yakın ilişkiler içerisinde olan<br />

sekiz bakanın katılımıyla bir panel gerçekleştirilecek.<br />

İlgili bakanlar; TÜRSAB, TÜROFED, TÜROB, TYD,<br />

TUREB ve Turizm Akademisyenleri Derneği’nin<br />

hazırlamış oldukları sektör sorunları raporları<br />

çerçevesinde bilgilendirildiler ve sektörün<br />

iyileşmesine yönelik görüş ve planlarını bizlerle<br />

paylaşacaklar.<br />

Panelden sonra program Sheraton Otel’de devam<br />

edecek ve komisyon çalışmalarına geçilecek. İlk<br />

akşam aynı otelde gala yemeği olacak.<br />

İkinci günün tamamı komisyon çalışmalarıyla<br />

geçecek, üçüncü gün ise tamamlanan komisyon<br />

sonuç raporları önce 13 komisyon başkanı<br />

tarafından katılımcılara sunulacak, sonra da<br />

Sayın Bakan tarafından özetlenerek kapanış<br />

gerçekleştirilecek.<br />

İlk gün yapılacak açılışa, sadece davet edilip<br />

bilgilerini bakanlığa gönderen ve katılımı<br />

Cumhurbaşkanlığınca onaylanan davetliler<br />

katılabileceklerdir. Sheraton Oteldeki çalışmalara<br />

ise izleyici olarak kapasite ölçüsünde katılım<br />

sağlanabilir.<br />

3. Turizm Şurasının sloganı Tam Zamanı olarak<br />

belirlendi. Ayrıca organizasyon Cumhurbaşkanlığı<br />

himayesinde yapılıyor ve başta ilgili bakanlar<br />

olmak üzere tüm bürokrasinin gözü bu<br />

organizasyonun üzerinde. Dolayısıyla turizm<br />

sektörümüzün önünde tarihi bir fırsat duruyor.<br />

Ben bu fırsatı değerlendireceğimize, başta<br />

Bakanlık olmak üzere ilgili tüm paydaşların tam<br />

zamanında yapacağı hamlelerle turizmde yeni<br />

rekorlar kıracağımıza ve turizmimizi geleceğe<br />

taşıyacağımıza yürekten inanıyorum.”<br />

Prof.Dr. Muharrem Tuna<br />

3. Turizm Şurası Bilim Kurulu Başkanı<br />

Şura...<br />

İhsan<br />

TÜRKUS<br />

15 yıl aradan sonra, kimin ya da kimlerin aklına<br />

geldiyse, 3. Turizm şurası düzenleniyor..<br />

İlki 1998’de, 2.si 2002’de , şimdilerde de 3.sü...<br />

Verilen aralardan anlaşılacağı gibi çok önem<br />

vermişiz bu sektöre!..<br />

Yaklaşık 80 milyar dolarlık bir yatırım..<br />

3 milyon kişiyi doğrudan etkileyen, ayrıca 50’nin<br />

üzerinde sektörü de tetikleyen turizm...<br />

Hazırlıkları epeydir sürüyor...<br />

Sektörün dinamikleri yoğun bir tempoyla, “nasıl bir<br />

katkıda bulunabiliriz” in cevabını arıyor..<br />

Güzel, olumlu öneriler de çıkacak mutlaka...<br />

Bundan evvelkilerde olduğu gibi...<br />

Oysa ilk başta sormamız gereken soru şu;<br />

“Biz gerçekten turizm yapmayı istiyor muyuz?”<br />

Turizm evrensel bir olgu...<br />

Turizmde ırk, din, renk, milliyet ayrımı yok!<br />

Sadece doğa ya da tarih de değil turizm....<br />

Özünde insan var turizmin, gerçek insan...<br />

Çocuk, kadın, erkek..<br />

Farklı farklı insanlar...<br />

Adetleri, kültürleri, inançları farklı insanların<br />

kaynaşması turizm...<br />

İşte bu farklılıkları özümseyemiyorsanız, turizm<br />

yapamazsınız...<br />

Bu farklılıklara saygı göstermezseniz turizm hayal...<br />

Biz de yıllardır, ülke olarak bu uğurda epey yol<br />

aldık...<br />

Adeta tel tel, iplik, iplik işledik...<br />

Tesisler yapıldı...<br />

Çoğu evrensel standartlarda...<br />

Bu tesislere tahsisler verildi...<br />

Krediler verildi...<br />

Bu tesislerde çalışacak personeli yetiştirmek adına<br />

okullar, üniversiteler açıldı...<br />

Yüzbinlerce insan bu iş için eğitildi...<br />

Karşılığını da almadık değil...<br />

Dünya turizm liginde 6.cılığa kadar yükseldik...<br />

Adından her yerde bahsedilen ülke olduk...<br />

İnsanlarımız sadece ülke içinde değil, neredeyse<br />

dünyanın her yerinde çalışabilecek düzeye geldi...<br />

Uluslararası turizm kurum ve kuruluşlarında ağırlığı<br />

olan turizmcilerimiz oldu...<br />

Yerli uçak şirketlerimiz dünyanın her bir köşesine<br />

uçuyor...<br />

Doğamız, tarihsel ve kültürel zenginliklerimiz zaten<br />

turizm için biçilmiş kaftan...<br />

İyi de son iki yıldır neden yerlerde sürünüyor Türk<br />

Turizmi?<br />

Biz gerçekten turizm yapacak mıyız, yoksa günü mü<br />

kurtarıyoruz?<br />

Umarım bu soruların cevabını alırız şuranın<br />

sonunda...


~<br />

egitim<br />

Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017 www.hotelgazetesi.com<br />

OTED’DEN HEM SERTİFİKA HEM İŞ<br />

6<br />

Soner<br />

BARIM<br />

Yaşasın<br />

Cumhuriyet<br />

Bir Milletin var oluş destanıdır<br />

Cumhuriyet. Büyük bedeller ödenerek<br />

elde edilmiş bir büyük dehanın<br />

armağanıdır Milletimize.<br />

94 yıl boyunca eğrisi ile doğrusu ile<br />

ama hep birlikte üstüne koyarak<br />

bugünlere geldik. İşimiz zor<br />

bilincindeyiz ama önümüzde büyük<br />

bir kılavuz mevcut. Büyük Türk Milleti<br />

tarih boyunca zor günleri kendisine<br />

yakışan asalet, adalet ve irade ile aşmış<br />

ve tüm dünyaya gücünü defaatle ispat<br />

etmiştir.<br />

İşte bu tarihi bilinç ile gençlerimiz<br />

bilmelidir ki, umutsuzluk ekenlerin<br />

sonu her defasında aynı olacaktır.<br />

Büyük Türk Milleti Atasına verdiği<br />

sözü tutacak, Cumhuriyetimiz ilelebet<br />

payidar kalacaktır. Büyük şair Nazım<br />

dizelerinde anlatır bize;<br />

“Dörtnala gelip Uzak Asya’dan<br />

Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan<br />

bu memleket, bizim.<br />

Bilekler kan içinde, dişler kenetli,<br />

ayaklar çıplak ve ipek bir halıya<br />

benzeyen toprak,<br />

Bu cehennem, bu cennet bizim.<br />

Otel Temizlik Eğitim ve Dekorasyon Derneği OTED, iş garantili otel kat görevlisi<br />

yetiştirmeye devam ediyor. Son olarak Eyüp Belediyesi ile yapılan işbirliğiyle, Eyüplü<br />

7 işsiz vatandaş, OTED’den aldığı eğitim sonucu sertifikasını alarak iş sahibi oldu.<br />

Eyüp Belediyesi ile işbirliği yapan<br />

OTED, son olarak iş arayan<br />

Eyüplülere otel kat görevlisi<br />

eğitimi verdi. OTED Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Aynil Aydoğan<br />

tarafından bizzat verilen ve iki<br />

hafta süren eğitim, Turquhouse<br />

Boutique <strong>Hotel</strong>’in ev sahipliğinde<br />

teorik ve pratik olmak üzere iki<br />

ayrı dalda verildi. İki haftalık<br />

programın sonunda başarılı<br />

olan kursiyerler kat görevlisi<br />

sertifikalarını Aydoğan’dan aldılar<br />

ve işe başlamak üzere otellerine<br />

çalışmaya gittiler.<br />

Sertifika töreninde, Eyüp<br />

Belediyesi’nin eğitim projelerine<br />

sağladığı katkıdan dolayı; Aydoğan<br />

tarafından takdim edilen teşekkür<br />

plaketini, Eyüp Belediye Başkanı<br />

Remzi Aydın adına Eyüp Belediyesi<br />

İş ve Kariyer Geliştirme Birimi<br />

Koordinatörü Eray Üstüntürk,<br />

Pierre Loti Tepesi Turquhouse<br />

<strong>Hotel</strong> adına da Genel Müdür<br />

Yardımcısı Sabri Tedik aldı.<br />

“İyiye, doğruya,<br />

güzele” sloganı ile<br />

Fair Play kavramını<br />

ve ruhunu<br />

ülke genelinde<br />

yaygınlaştırmayı<br />

amaçlayan TMOK<br />

Fair Play Kervanı,<br />

<strong>Ekim</strong> ayında<br />

Rize, Trabzon ve<br />

Sinop’u kapsayan<br />

Karadeniz turunu<br />

gerçekleştirdi.<br />

Karadeniz’de Fair Play rüzgarı<br />

Kapansın el kapıları, bir daha<br />

açılmasın,<br />

Yok edin insanın insana kulluğunu, bu<br />

dâvet bizim...<br />

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir<br />

orman gibi kardeşçesine, bu hasret<br />

bizim...”<br />

İşte bu duygular ile dostlarım<br />

Cumhuriyet Bayramımız Kutlu olsun<br />

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin 4 yıl önce başlattığı<br />

Türkiye çapında büyük ilgi gören Fair Play Üniversiteler<br />

Kervanı, 2017 yılı ikinci dönem panellerine hızlı başladı.<br />

2. Döneme Rize’den başlayan ‘Kervan’ ardından geçtiği<br />

Trabzon ve Sinop’ta büyük ilgi gördü.<br />

“İyiye, doğruya, güzele” sloganı ile Fair Play kavramını ve<br />

ruhunu ülke genelinde yaygınlaştırmayı amaçlayan ve<br />

üniversitelerin Spor Bilimleri Fakülteleri ve Beden Eğitimi<br />

ve Spor Yüksek Okullarında düzenlenen panellerle Fair<br />

Play’in geleceğin spor insanlarına benimsetilmesi amacıyla<br />

4 yıl önce başlatılan programda, Kervan’ı Rize’de Recep<br />

Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Trabzon’da Karadeniz Teknik<br />

Üniversitesi ve Sinop’ta da Sinop Üniversitesi öğrencileri<br />

coşkuyla karşıladı.<br />

Erdoğan Arıpınar, Teoman Güray, Murat Özbay, Semra<br />

Demirer, ünlü maratoncu İsmail Akçay ve Remzi Yılmaz’dan<br />

oluşan kervan ekibi, gittiği üç şehirde de önce vali ve<br />

belediye başkanlarını makamlarında ziyaret ederek, heyetin<br />

kente geliş nedenini anlatırken, öğrencilerin beğenisine<br />

sunulacak Dünya Fair Play Karikatür Sergisi’nin açılışına ve<br />

düzenlenecek Fair Play Paneline davet etti.<br />

Her üç üniversitenin, Spor Bilimleri Fakültesi ve BESYO’da<br />

eğitim gören geleceğin spor yöneticileri, açılan servgi ve Fair<br />

Play Panelini ilgiyle izlediler. Konuşmacıların sunumlarını<br />

ayakta alkışlayan öğrenciler, daha sonra topluca Fair Play<br />

andı içerek birer Fair Play gönüllüsü oldular.


7 inceleme<br />

Kapadokya Turizminin<br />

Görünmeyen Yüzü<br />

Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />

Serkan<br />

GÜMRÜKÇÜ<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

Cumhuriyet<br />

Kimsesizlerin Kimsesidir<br />

Mesleğe güneyde başladım.<br />

O yıllarda hepimiz kendimizi bir otelciden çok, turizm elçisi<br />

gibi görüyorduk.<br />

Ömer Koray ÜNAL<br />

Sanırım bir Nisan ayıydı. İstanbul’dan aracım<br />

ile seyahet edecektim, bölgeyi ve özellikle hatrı<br />

sayılır otelleri çok iyi analiz etmem gerekiyordu.<br />

Öyle de yaptım. Kapsamlı bir Kapadokya haritası<br />

eşliğinde o zamanlar henüz kapanmamış olan<br />

booking.com üzerinden bölgenin otellerinin<br />

fizibilitesini yaptım.<br />

Ankara ve sonrasında Aksaray üzerinden<br />

eriştiğim Kapadokya bölgesine vardığımda beni<br />

çokça etkileyecek bir altyapı ile karşılaştım.<br />

Kapadokya’nın yolları birinci sınıf asfalt ile<br />

kaplı, işaretler son derece moderndi. Ürgüp’e<br />

girdiğimde merkezde gözüme çarpan hiçbir<br />

‘aykırı’ bina ile kaşılaşmadım. Rüya şehrin her<br />

yapısı Ürgüp’teki kalenin etrafına o kadar güzel<br />

kurulmuştu ki... Hemen her yer taş evler, konaklar<br />

ve mağaralar ile kaplıydı. Türkiye’de Kapadokya<br />

bölgesi kadar iyi muhafaza edilmiş, turizme bu<br />

kadar açık başka bir bölge var mı bilemiyorum.<br />

Dünya şehri İstanbul bile şimdilerde itirafların<br />

çokça işitildiği, birer gökdelen mezarlığı olmuşken<br />

Kapadokya, geçmiş bölge yönetimlerinin özeni ile<br />

çok iyi korunmuş...<br />

Birkaç Fransız maceracının etkisi ile keşfedilen<br />

bölge, özellikle Asya toplumları tarafından çokça<br />

ziyaret edilmiş ve bölgenin yerel yöneticileri<br />

vasıtası ile korunarak bu günlere gelmiş.<br />

Bölgede sayısız görüşme gerçekleştirdim.<br />

Rehberler, eski belediye başkanları, bölgesel<br />

örgüt yöneticileri ve tabiki otel sahipleri ve esnaf<br />

ile...<br />

Ülkemizde her başarılı organizasyonun ardından<br />

ne yazık ki birlik ruhu kayboluyor ve herkes bu<br />

başarıda kendisinin büyük katkı sağladığını<br />

düşünüyor. Sonra işin içine bireylerin egosu<br />

giriyor ve ayrışmalar, gruplaşmalar baş gösteriyor.<br />

Bölgenin ileri gelenleri ile yaptığım görüşmelerden<br />

anladım ki Kapadokya; KAPTİD ve üye otelleri,<br />

DORAK Grubu ve otelleri ile bölgede çok saygın<br />

girişimciler olan birkaç otel sahibi arasında üçe<br />

bölünmüş. Bir de buna bölgede tepkilere yol açan<br />

kararları ile ‘yeni merkezi yöneticiler’ eklenince,<br />

zaten krizde olan bölge; derin bir ekonomik<br />

krizin içine girmiş.<br />

Bölgede herkes en iyi otelciliği kendisinin<br />

yaptığını ileri sürüyor ve diğer otel sahipleri ile<br />

aralarındaki dialog eksikliği her cümlelerinde<br />

ister istemez kendini belli ediyor.<br />

Bu sorun bölgenin gelişmesini yavaşlatmaya<br />

devam etsin, biz bölge halkının bu turistik gelir<br />

döngüsünden ne kadar faydalanabildiğini bir<br />

görelim. Bu bölgenin sahipleri kendi insanlarıdır.<br />

Dolayısıyla bölgede oluşan parasal döngüden<br />

en çok etkilenmesi gereken de onlar. Kapitalist<br />

düzenin değişmez kuralı olan girişimcilerin<br />

cesaret ve sermayeleri ile emekçileri kullanma<br />

prensibi burada da kendini gösteriyor. Büyük<br />

gruplar; önce kendi acentalarıyla turistlere<br />

ulaşıyor; sonra ulaştıkları turistlere kendi<br />

otellerinin odalarını satıyor, sonra bu turistleri<br />

havalimanından yahut büyük şehirlerden kendi<br />

otobüsleri ile getiriyor, kendi rehberleri ile<br />

bölgeyi gezdiriyor, kendi giftshoplarından bu<br />

turistlerin alışveriş yapmalarını sağlıyor, kendi<br />

restoranlarında bu turistlere ücretli yemek<br />

satıyor, kendi balon şirketleri ile bu turisteleri<br />

uçuruyor ve en nihayetinde turistlere bölgede<br />

yapılması gereken her şeyi ‘kendi şirketleri’ ile<br />

deneyimletiyor, kendi ekonomilerini kendileri<br />

oluşturuyorlar.<br />

Bölge halkına kalan da belki bir deve gezisi<br />

yaptırmak, belki bir hediyelik eşya satmak oluyor.<br />

Dünya turizmine çok farklı bir şekilde hitap eden<br />

Kapadokya’da harikulade bir yatırım mevcut.<br />

Fakat yatırımın her şey olmadığını, şehrin<br />

kalesine bakılan bir meydanda turistlere bira<br />

içme özgürlüğünü sunan bir yerel yönetime<br />

ihtiyaç olduğunu, ‘melek çıkmazı’ sokağının dahi<br />

eski günlerine dönmesi gerektiğini ve her şeyden<br />

önce bölgenin ileri gelenlerinin tek bir çatı<br />

altında ‘istişare’ ederek birlik olması gerektiğini<br />

düşünüyorum. Ve tabi bunlar yapılırken de yöre<br />

insanını da bir şekilde bu ticari pastanın içine<br />

dahil edilmesi gerektiğine inanıyorum.<br />

Sevgi ile kalın...<br />

O günlere dair hatırladıklarım, Türk milletinin doğasındaki<br />

misafirperverliğin, ne denli güçlü bir his ve asaletinin<br />

yansıması olduğuna dairdir.<br />

Türk gecelerini hatırlarım.<br />

Şimdiki gibi otelleri salı pazarına çevirmekten çok daha farklı<br />

ve özel tanıtım geceleriydi.<br />

Türk kültürüne ait izler taşıyan güzellikleri misafirlerimize<br />

sunardık.<br />

Akşam yemeği büfeleri, muhteşem çorbalar, geleneksel<br />

tencere yemeklerimiz, dönerlerimiz, baklavalarımız vs ile<br />

adeta bakarken bile insanların ağızlarını sulandırırlardı.<br />

Sonra akşam animasyon programında çok güzel gösteriler<br />

tertip edilir, otellerimizin misafirlerine o tatilde akıllarında<br />

kalacak izler bırakılırdı.<br />

Ve mutlaka o program Türk bayrağının açılması ve Atatürk<br />

posterleriyle son bulurdu.<br />

Bir de milli bayramlarda mutlaka otellerimizde bir Atatürk<br />

köşesi açılır ve o bayramın sebebini ifade eden kısa bir not<br />

ile Atamızın resmi, bayrağımız ve çiçeklerle lobinin en güzel<br />

köşesinde sergilenirdi.<br />

Resepsiyona, misafirlerimize sunmak üzere, o güne özel,<br />

şekerler çikolatalar konur, misafirlere ikram edilir ve her<br />

resepsiyon memurumuzda bu ikramın sebebini kısaca<br />

konuklarımıza anlatırlardı.<br />

Güney otellerimiz maalesef artık kış döneminde turist<br />

kalmadığı için kapılarını yaz bitiminde kapatmak zorunda<br />

kalıyorlar.<br />

Ancak yine de biliyorum ki birçoğu 23 Nisan, 19 Mayıs ve 30<br />

Ağustos’ta bu geleneği devam ettiriyorlar.<br />

Ama maalesef, başta İstanbul olmak üzere, şehir otellerimizde<br />

bu gelenek kaybolmak üzere.<br />

Biz turizmciler olarak sadece bütçelerimizden sorumlu<br />

yöneticiler değiliz.<br />

Bilakis otellerimizde her birimiz, Büyük Türk Milletinin<br />

elçileriyiz.<br />

Bu millete karşı olan sorumluluklarımız bizim asli<br />

mesuliyetlerimiz arasındadır.<br />

Herkesten ricam lütfen bu geleneği otellerinizde devam<br />

ettirmenizdir.<br />

Herkes bilsin ki, bu millet istiklalini referandumla, ya da<br />

masa başında birilerinin himayesinde değil, Sakarya’da,<br />

Dumlupınar’da, Antep’te, Urfa’da, İzmir’de, Aydın’da, Afyon’da<br />

kanıyla, canıyla, şerefi ve izzetinefsiyle kazanmıştır.<br />

Bu millet tüm bu kazançlarını ölümsüz lideri Atatürk’ün en<br />

büyük eserim dediği Cumhuriyet’le taçlandırmış ve onu<br />

bilakis kimsesizlerin kimsesi ilan etmiştir.<br />

Bu vesileyle hepinizin Cumhuriyet Bayramını coşkuyla<br />

kutluyorum.


forum 8<br />

Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017 www.hotelgazetesi.com<br />

Türk Dili Konuşan Gazeteciler İstanbul’da düzenlenen Medya Forumu’nda buluştu<br />

TÜRK DÜNYASI’NI MEDYA BİRLEŞTİRECEK<br />

Türk dünyası birlikteliği güçleniyor. Sürece gazetecilerden de destek geliyor. İstanbul’da<br />

All Seasons <strong>Hotel</strong>’de düzenlenen Medya Forumu’nda uzmanlar tecrübelerini Kazak gazetecilerle<br />

paylaştı. Forumda Türk Dünyasını kaynaştıracak organizasyon ve girişimler tartışıldı.<br />

“BİR TEORİM VAR;<br />

GÜÇLÜ BİR TURİZM”<br />

Etkinlikte ilk olarak organizasyonun düzenlendiği<br />

All Seasons Otel’in sahibi Mustafa Topaloğlu, “Bir<br />

teorim var; güçlü bir turizm” başlıklı bir sunum yaptı.<br />

“Turizmde asıl önemlisi diyalogdur” diyen Topaloğlu,<br />

“İnsanlarla tanışın ki buraya birilerini davet<br />

edebilesiniz, getirebilesiniz” dedi. Türkiye’nin ülke<br />

olarak geçen sene çok problemler yaşadığını ancak<br />

güvenilir bir ülke olduğunun bilinmesi gerektiğini<br />

vurgulayan Mustafa Topaloğlu, “Arkadaşlarınıza,<br />

dostlarınıza tavsiye edin, Türkiye’ye gönül<br />

rahatlığıyla gelebilirler. Zaten Kazak’ların yüzde 80’i<br />

tatile Türkiye’ye geliyor” dedi.<br />

BİR FİNCAN KAHVENİN 40 YIL<br />

HATIRI VARDIR<br />

Ayrıca kahve fincanı hediye ediyor, karşılıklı 40 yıllık<br />

hatır sahibi olmak istiyoruz. Her şey iletişim üzerine<br />

kurulu, sürekli diyalog kurma halindeyiz. Bir teorim<br />

var; güçlü bir turizm!... Güçlü derken; güç birliği<br />

içinde olup, kenetlenmek istedik. Üstümüze düşeni<br />

en iyi şekilde yapmak, çalışmak ama çok çalışmak,<br />

lafazanlığı, dedikoduyu bırakacağız, üstesinden<br />

geleceğiz yani sonuca ulaşacağız” diye konuştu.<br />

Özellikle Türk dünyası ülkelerine yönelik atılım<br />

içerisinde olduklarını Azerbaycan ve Kazakistan<br />

ile bu anlamda önemli çalışmalar yaptıklarını da<br />

açıklayan Topaloğlu, yakın gelecekte de Özbekistan<br />

ile temaslara başlayacaklarını açıkladı.<br />

Kazakistan merkezli Türk Dili<br />

Konuşan Gazeteciler Vakfı’nın<br />

düzenlediği, “1. Türk Dili<br />

Konuşan Gazeteciler Medya<br />

Forumu” İstanbul’da yapıldı.<br />

All Seasons Otel’de düzenlenen<br />

forumda; gazetecilik, reklampazarlama,<br />

iletişim ve bilgi<br />

güvenliği başta olmak üzere<br />

çeşitli alanlarda eğitimler<br />

verildi. Etkinliğe; Türk<br />

Dili Konuşan Gazeteciler<br />

Vakfı ve Toplumsal Gelişim<br />

Derneği Başkanı Naziya<br />

Zhoyamergen, alanında uzman<br />

isimler ve gazeteciler katıldı.<br />

GÖSTERİ TOPLUMUNDA<br />

YAŞIYORUZ<br />

Akademisyen gazeteci İskender Özturanlı,<br />

“İnternet ve Sosyal Medya; Geleneksel Medya<br />

Araçları ve Etkisi” başlıklı bir sunum yaptı.<br />

Sosyal medya ile birlikte dünyanın ‘gösteri<br />

toplumu’ olarak yaşadığını dile getiren Özturanlı,<br />

“Gelecekte herkes 15 dakikalığına ünlü olacak”<br />

teorisinin dahi önüne geçilen bir süreç yaşandığını<br />

vurguladı. “Bu ne iyimser bir tahminmiş, artık<br />

15 saniye bile yok” diyen Özturanlı, “Bugün 15<br />

dakikalık ünlülüğü bile arar hale geldik.Bu söz<br />

söylendiğinde yazılı basın ve televizyon çok<br />

ağırlıklıydı ama günümüzde sosyal medya öne<br />

çıkıyor. Artık trending topic toplumundayız.<br />

Turizmde reklamcılık ile ilgili de bilgi veren<br />

Topaloğlu, “Biz neler yapıyoruz; öncelikle fuarlara<br />

katılıyoruz ama günümüzde artık fuarlar eskisi gibi<br />

geçmiyor. Operatörler ile görüşüyor, büyükelçilik<br />

ve konsolosluk ziyaretleri yapıyoruz. Özellikle<br />

temaslarımızda anahtar şeklinde bir USB bellek<br />

sunarak, ‘bu otel sizin, bu anahtar ile tüm kapıları<br />

açabilirsiniz’ mesajı veriyoruz.<br />

Sosyal paylaşım sitelerinde bir konunun ömrü<br />

15 saniye bile değilken bu ortamda gazetecinin<br />

işi daha zor. Gazeteci gündem mi yaratacak,<br />

gündemi mi takip edecek?


9<br />

forum<br />

Sayı:<br />

GAZETECİ KENDİNE BİR<br />

DİL YARATMALI<br />

Bir gazetecinin artık twitter<br />

kullanabilmesi, kendine bir dil<br />

yaratabilmesi gerekiyor.<br />

Örneğin twitter’de hastag yani etiketler<br />

var; bu gazeteciliğin manşetidir.<br />

Günümüzde yapay zekalar bile<br />

gazetecilik yapıyor, bunun riskleri de<br />

var, avantajları da var. Ama şu bir gerçek<br />

ki bizim çalışma biçimimiz değişiyor.<br />

Bilginin kaynağı hala aynı ama bilginin<br />

tüketimi ve üretiminde değişim var.<br />

Televizyonda bir program izlerken bir<br />

yandan tweet atıyor veya programdaki<br />

konuşmacı dahi tweet atabiliyor. Tüm<br />

mecralar birbirine karıştı.<br />

Yakın gelecekte benzer durumlar sizde<br />

de yaşanacak. Buna hazırlık olmalıyız”<br />

şeklinde konuştu.<br />

UZMANLARDAN<br />

KAPSAMLI SUNUMLAR<br />

Forum da <strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong> adına katılan<br />

Yayın Danışmanımız Remzi Yılmaz da,<br />

“Canlı Yayın” başlıklı bir sunum yaptı.<br />

Televizyon yayıncılığını 3 bölümde<br />

anlatan Yılmaz, bu bölümleri ‘Canlı<br />

Yayınlar, Son Dakika ve Bant Yayınları’<br />

başlıkları altındasundu.<br />

Öncelikle yayın prototipi üzerinden<br />

yayıncılığın temel ilkelerini anlatan<br />

Yılmaz, 3 konuyu detaylandırarak,<br />

örneklemeler ile süreçlerini anlattı.<br />

Daha sonra Hürriyet <strong>Gazetesi</strong>’nden<br />

Ömer Koray Ünal da, “Tiraj arttırmak<br />

ve satış” konulu bir sunum yaptı.<br />

Türkiye’de ulusal gazete tirajlarına<br />

değinen Ünal, “Gazete tirajlarını<br />

internete geçiş süreci doğrudan etkiledi.<br />

Şuan Türkiye’deki gazetelerin topla tirajı<br />

3.1 milyon seviyesinde ve bunun 330<br />

bini Hürriyet’e ait. Biz azalan tirajları<br />

tutmaya çalışıyoruz” dedi.<br />

BU MAYA TUTTU<br />

Etkinliğin devamında yapılan oturumda<br />

söz alan TGF Genel Başkanı Yılmaz<br />

Karaca da, gelişen ilişkilere değinerek,<br />

“2013’te Eskişehir Türk Dünyası başkenti<br />

oldu. 2013’ten önce Türk dünyasını<br />

bilmiyorduk ama bu buluşmadan sonra<br />

2014 yılında Eskişehir’de Türk Dünyası<br />

1. Basın Şurası’nı yaptık ve her şey çok<br />

faklı bir boyut kazandı. Eskişehir Valiliği<br />

dünyada belki de ilk defa yapılan bu<br />

şura için büyük destek verdi ve biz<br />

Eskişehir’de 500 kişiyi ağırladık. Bu şura<br />

içerisinde 3 gün boyunca gerek mesleki<br />

konuları gerekse de kadın gazetecilerin<br />

sorunlarını ayrı birer baylık olarak<br />

ele aldık ve bu konular tüm dünyada<br />

ilgiyle karşılandı. Bu organizasyonları<br />

devam ettirme kararı alındı. 2’inci Şurayı<br />

Tataristan’ın Kazan şehrinde yaptık ve<br />

bu maya tuttu. İletişim diyoruz ama biz<br />

Türkler olarak Türki Cumhuriyetler’den<br />

beklediğimiz ilgiyi görememekteyiz.<br />

FİLM YARIŞMASI<br />

DÜZENLİYORUZ<br />

Türkiye Gazeteciler Federasyonu<br />

olarak Türk dünyasının birliği,<br />

beraberliği ve daha çok tanınması<br />

için yürüttüğü çalışmalardan birisi<br />

de Türk Dünyası Film Yarışması’nın<br />

ikincisini düzenliyoruz. Bizim bu yönden<br />

de çalışmalarımız devam edecek.<br />

Yapacağımız 3’üncü film yarışmasına<br />

sizlerinde katkılarınızı bekliyoruz. Neler<br />

yapılabileceğine dair öneriler çok çeşitli.<br />

Son olarak Türk dünyasından sorumlu<br />

Başbakan Yardımcısı Hakan beyi ziyaret<br />

ettik ve sorunlar ile talepleri anlattık.<br />

Çalışmalarımız ile görüyoruz ki ilişkilerde<br />

20 yıl önceden ilerideyiz ama daha<br />

ileriye gitmeliyiz” şeklinde konuştu.<br />

Konuşmasının sonunda eski<br />

cumhurbaşkanlarından Süleyman<br />

Demirel’i anan Genel Başkan Karaca,<br />

her Türk ülkesinde bir üniversite<br />

kurulması projesinin önemine değindi.<br />

Türk dünyasındaki Demirel’in başlattığı<br />

üniversite projesinin devam etmesi,<br />

Türk’ün birliği beraberli için hayati önem<br />

taşımaktadır” dedi.<br />

ÖRGÜTLÜ BİR<br />

BİRLİKTELİK<br />

SAĞLANAMAMIŞ<br />

Anadolu Spor Gazetecileri Derneği<br />

Genel Başkanı (ASGD) İbrahim Erdoğan<br />

da yaptığı konuşmada, meslek<br />

kuruluşlarının tıpkı sivil toplum örgütleri<br />

gibi çalışarak; gerek kendi bölgeleri,<br />

gerek kendi ülkeleri ve gerekse de dünya<br />

ile projeler ve aktiviteler ile toplumun<br />

karşısına çıkması gerektiğini söyledi.<br />

Erdoğan, şöyle konuştu: “Türk dünyası<br />

ile ilgili böylesine yoğun programların<br />

içerisine girmemiz de işte bu amacımıza<br />

uygun çalışmalar yapmamızdan<br />

kaynaklanıyor. Birçok tarihçiye göre<br />

Türk dünyası derken 300 milyon ama<br />

tüm akrabalarımızı ele alırsak 1 milyar<br />

kişilik bir topluluğa hitap ediyoruz. ‘Ucuz<br />

etin yahnisi yavan olur, misafir kısmeti<br />

ile gelir, emanete hıyanet olmaz, demir<br />

tavında dövülür, yatan aslandan gezen<br />

tilki yeğdir, çok isteyen azı bulamaz’ gibi<br />

atasözlerimiz var ama bunlar Kazak<br />

kökenlidir. Bu büyük Türk dünyasında<br />

hepimiz aynı candan, kandan, adet ve<br />

gelenekleri paylaşarak geliyoruz. Ama<br />

bu büyük dünyanın bugünlere kadar<br />

örgütlü bir birlikteliği sağlanamamış.<br />

Türk dünyasında bu birlikteliğin nasıl<br />

sağlanabileceğine ilişkin biz en azından<br />

kendi meslektaşlarımızı aynı çatı altında<br />

toplayarak bir eksikliği gidermeye<br />

çalışıyoruz.”<br />

NELER YAPILMALI?<br />

Erdoğan Türki Cumhuriyetlerin<br />

birlikteliği için yapılması gerekenleri<br />

şöyle sıraladı:<br />

“Bu toplantılardan ne sonuç çıkıyor?<br />

Birinci ve ikinci toplantımızda çıkan<br />

sonuçlardan şu öneriler en azından<br />

konuşuluyor; Türk dünyası medya<br />

mensupları arasında iletişim ağı<br />

kurulmalı, Türk Dünyası Haber Ajansı adı<br />

altında bir oluşuma gidilmeli demiştik.<br />

Ayrıca; Türkiye’den Anadolu Ajansı’na<br />

Türki Cumhuriyetleri’ne ücretsiz hizmet<br />

vermesi talebini gündeme getirdik.<br />

Türkçenin farklı lehçelerinin Google’nin<br />

translate ortamında bulunması<br />

için öneride bulunduk. Basın İlan<br />

Kurumu’nda; Dış Türkler ve Akraba<br />

Topluluklar Birimi’nin kurulmasını<br />

istedik. Yine Türk dünyasında yayın<br />

yapan yazılı basına da ek bir maddi<br />

8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017 www.hotelgazetesi.com<br />

ilan desteği sağlanması gerektiğini<br />

gündeme getirdik. Bu somut önerilerin<br />

hayata geçirilmesi ile tek başına<br />

meslek örgütlerinin veya sivil toplum<br />

kuruluşlarının yapabileceği bir şey değil.<br />

Türk dünyası kapsamındaki ve Türk<br />

akraba topluluklarındaki devletlerin<br />

bunu ele almaları gerekiyor.<br />

BİZ ÜZERİMİZE DÜŞENİ<br />

YAPIYORUZ<br />

Türkiye bu Türk dünyası konusunda<br />

üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor. Bu<br />

konuya Türkiye’nin gösterdiği hassasiyeti<br />

diğer devletlerin de göstermesi lazım.<br />

Özellikle Türk dünyasına bir yazılı basın<br />

ile hitap edebilmek önemli bir eksikliği<br />

giderecektir. İnternet medyası geliştiği<br />

için yazılı basının gerilediği söylense<br />

de, yazılı basına asla bitmeyecek bir<br />

alandır. İnternet basının ömrü enerji<br />

bitinceye kadardır. Suya yazılan yazıdır.<br />

Yazarsınız kaybolur gider. Gazete<br />

bir belgedir. Arşivdir. Bu açıdan Türk<br />

dünyasına da web portalı ile haber<br />

ajansı ile hitap etmek önemli ama yazılı<br />

basın ile ulaşmak çok daha büyük etki<br />

yaratacaktır”.<br />

Başkan Erdoğan son olarak, “Dilde,<br />

fikirde, işte birlik” kavramı savunusu<br />

Kırım Tatarı fikir adamı, eğitimci ve<br />

yazar-yayıncı İsmail Gaspıralı’yı anarak,<br />

birliktelik çağrısı yaptı.<br />

HOTEL GAZETESİ<br />

DESTEK VERDİ<br />

İlki Şubat ayında yine All Seasons<br />

Otel’de yapılan Tecrübeli Türk<br />

gazetecilerin Kazak gazetecilerle<br />

buluşması<br />

organizasyonu,<br />

<strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong>’nin desteği ile<br />

gerçekleşmiş, oldukça yararlı bir<br />

çalışma olmuştu. Kazakistan Türkçe<br />

Konuşan Gazeteciler Vakfı Başkanı<br />

Naziya Zhoyamergen, bu defa<br />

organizasyonun çerçevesini biraz daha<br />

genişleterek yine <strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong>’nin<br />

desteğiyle bu defa ‘Medya Forumu’<br />

organize etti. Gerek konuşmacıların<br />

daveti ve konu paylaşımında gerekse<br />

organizasyonun en yüksek düzeyde<br />

verimli geçmesi açısından gerekli<br />

çabayı gösteren gazetemiz, Medya<br />

Forumu’nun fotoğraf ve döküman<br />

hizmetini üstlendi. Bunun yanı sıra<br />

yayın danışmanımız Remzi Yılmaz,<br />

TV yayıncılığının temel ilkelerinin<br />

aktarılması konusunda başarılı<br />

bir sunum yaparak, bu konudaki<br />

tecrübelerini Kazak Gazetecilerle<br />

paylaştı.


zirve 10<br />

Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017 www.hotelgazetesi.com<br />

Uzakrota Travel<br />

Summit her yıl<br />

olduğu gibi bu yıl da<br />

birbirinden önemli<br />

konuşmacıları ile<br />

seyahat sektörünün<br />

nabzını tutacak.<br />

17 KASIM 2017<br />

70 KONUŞMACI<br />

4 SALON<br />

1500 KİŞİ


11 zirve<br />

Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

Salonlar & Program<br />

Türkiye’nin en etkili seyahat zirvelerinden Uzakrota Travel Summit, bu yıl Ana Salon -<br />

Lüks Seyahat - Teknoloji - Küresel Vatandaşlık olmak üzere 4 salon, 1 fuaye alanı ve 1<br />

b2b alanı olmak üzere 6 bölümde 1500 sektör profesyonelinin katılımıyla gerçekleşecek.<br />

AIR CANADA<br />

ANA SALONU<br />

09:30 - 10:00<br />

Açılış<br />

Gökhan Erdoğan - Tolga Habalı<br />

10:00 - 10:30<br />

Seyahat Endüstrisinin Durumu. Şimdi Neredeyiz?<br />

Mete Vardar (Jollytur)<br />

10:30 - 10:45<br />

Kahve Arası<br />

10:45 - 11:10<br />

Seyahat Arama ve E-Ticaret Arasındaki Hatlar<br />

Bulanıklaşıyor (The Lines between travel search<br />

and eCommerce are Blurring)<br />

Michael Ros (Bidroom)<br />

11:10 - 11:30<br />

Dünya Çapında Cruise Yolculuğunun Durumu<br />

Sarp Özkar<br />

11:30 - 12:00<br />

Pazardaki Zorluklara Uyum Sağlamak İçin<br />

Dijitalleşmek<br />

Yonca Karavit (Kolay Yolculuk), Çağlar Erol (Enuygun),<br />

Orkun TEkin (Hepfly), Abdülkadir Kırmızı(Turna),<br />

Gökhan Demirkıran(Agoda)<br />

12:00 - 12:30<br />

21. Yüzyılda Havayollarının Gidişatı ve<br />

Yeni Satış Kanalları<br />

Mirey Göldağ (Tal Aviation), Nedime Konuksever(Air Canada),<br />

Nevsat Arşan (AtlasGlobal), Altuğ Bekdemir(Sabre),<br />

İbrahim Köymen(Travelport)<br />

12:30 - 13:00<br />

Öğle Arası<br />

13:00 - 13:30<br />

Turizmde Müşteri Sadakati Nasıl Sağlanır?<br />

Şerif Yenen, Murat Altıkardeşler(IDO), Uğur<br />

ALtun(Tatil.com), Hüseyin Baraner(Germanyfans)<br />

13:30 - 14:00<br />

Sağlık Turizmindeki Riskler ve Fırsatlar<br />

Muhammet Murat Cüntay(POYD), Miner<br />

Music(Balkan Medikal Travel), Deniz<br />

Dikkaya(OTSAD)<br />

14:00 14:45<br />

Spor Turizminin Ülke Turizmine Faydaları<br />

Mert Aydın(Yorumcu), Cem Dizdar(Yorumcu),<br />

Ünal Özüak(Yorumcu), İhsan Bayülken(Yorumcu),<br />

Bağış Erten(Yorumcu)<br />

14:45 - 15:00<br />

Kahve Arası<br />

15:00 - 15:30<br />

Seyahatin Arka Planı<br />

Gülhan Şen(Sunucu), Danilo Zanna(Sunucu)<br />

15:30 - 16:00<br />

Tuzimde Dijital PR ve Destinasyon Pazarlaması<br />

Sark Özkar, Alihan Büker, Nüket Angın(AirArabia),<br />

Cem Polatoğlu(Baracuda Tour),<br />

Mahmut Şahin(Trakyaka)<br />

16:00 16:30<br />

Küreselleşme, Yabancı Yatırım ve Türkiye Turizmi<br />

Çağrı Sağlık, Sema Aydın(KYTYTO), Kemal<br />

Koçak(TUCID), Fatih Akbulut(TABA),<br />

Burak Pehlivan(TUID)<br />

16:30 - 17:00<br />

Sorunsuz Bir Turizm Pazarlaması için Verileri<br />

Kullanma ve Satın Alma Alışkanlıkları<br />

Erdem Tolon(Nielsen)<br />

NEREDEKAL TURİZM<br />

TEKNOLOJİLERİ<br />

SALONU<br />

10:30 - 10:45<br />

Kahve Arası<br />

10:45 - 11:10<br />

Blockchain nedir? Turizm şirketleri<br />

için ne ifade ediyor?<br />

İsmail Hakkı Polat<br />

11:10 - 11:30<br />

Seyahat Pazarının Geleceğini<br />

Şekillendirecek Teknoloji Trendleri<br />

Eric Willems (Amadeus)<br />

11:30 - 12:00<br />

Çevirimiçi Platformlar ile Doğrudan<br />

Rezervasyon<br />

Arden Agopyan (<strong>Hotel</strong>runner)<br />

12:00 - 12:30<br />

Yapay Zeka ve Chatboxlar<br />

Murat Özkök (Skyscanner)<br />

12:30 - 13:00<br />

Öğle Arası<br />

13:00 - 13:30<br />

Yeni Platformlar, Seyahat<br />

Aplikasyonları, Trendler ve Araçlar<br />

Erhan Erdoğan (City Mapper) -<br />

Emin Çakmakcı (Crescent Rating)<br />

- Altuğ Bekdemir (Sabre)<br />

13:30 - 14:00<br />

Müşteri Deneyimini Üst Düzeye<br />

Çıkaracak Bir Uygulama Yaratmak<br />

Okan Barlas (Tripedia)<br />

14:00 - 14:45<br />

(Neredekal Sponsorluğunda) Her<br />

Unutulmaz Seyahat Büyük Bir<br />

Hikaye İle Başlar; İçeriğin Önemi<br />

Moderatör: | Çağdaş Polat<br />

(Neredekal) - Yiğit Konur (SeoZeo)<br />

- Afşin Avcı (Inflow Summits) -<br />

Kemal Kaya<br />

14:45 - 15:00<br />

Kahve Arası<br />

15:00 - 15:30<br />

Youtube Reklamlarının Turizm<br />

Sektöründeki Etkisi<br />

Yekta Yenilmez (Tatilbudur)<br />

15:30 - 16:00<br />

Turizm Şirketler için Ödeme<br />

Platformlarının Etkisi<br />

Dündar Özdemir (Wirecard)<br />

16:00 - 16:30<br />

Turizm Sektöründe Dijital Dönüşüm<br />

Arda Köterin (Insider)<br />

16:30 - 17:00<br />

Ulaşım Sektöründeki Yeni<br />

Teknolojik Trendler Nelerdir?<br />

Moderatör: Oğuz Çoban<br />

(BiTransfer) | Kerem Çoban (Progo)<br />

17:00 -<br />

Uzakrota Rink (Bir Fikrin mi Var<br />

Turizm Savaş Alanı)<br />

Moderatör: Mert Ödemiş (Uzakrota)<br />

| Yonatan Pino - Gökhan Erdoğan<br />

- Fuat Sami<br />

EMIRATES AIRLINE LÜKS<br />

TURİZM SALONU<br />

10:30 - 10:45<br />

Kahve Arası<br />

10:45 - 11:10<br />

Lüksün Yeni Tanımı: Markalar ve<br />

Modern Lüks Tüketiciler<br />

Moderatör: Dilek Yeğinsü |<br />

Bahar Ahmet Birinci (Emirates)<br />

Gürkan Boztepe (GTD)<br />

Yeşim (Setur) - Mehmet Erdoğdu<br />

(Golden Bay Turizm)<br />

11:10 - 11:30<br />

Lüks Tüketici Deneyiminde<br />

Anahtar Trendler<br />

Kai Winkler (Fairmont <strong>Hotel</strong>)<br />

11:30 - 12:00<br />

Seyahat Acentaları Lüks Tüketiciye<br />

Nasıl Ulaşır?<br />

Moderatör: Kaan Şaf (Day Tours<br />

Cuba) | Tanzer Sarıalan (Cape Town<br />

African Diamond) - Tuna Yılmaztürk<br />

(Shimdigo) - Oğuz Terzi (MNG<br />

Turizm) - Zekeriya Şen (Fest Travel)<br />

12:00 - 12:30<br />

Lüks Seyahatte Yeni Trend: Macera<br />

Turizmi<br />

Moderatör: Sarper Sesli | Deniz Kılıç<br />

- Serkan Söğüt<br />

12:30 - 13:00<br />

Öğle Arası<br />

13:00 - 13:30<br />

Mimarinin Turizme Etkileri ve Bilbao<br />

Etkisi<br />

Murat Kader<br />

13:30 - 14:00<br />

Malezya Lüks Turizmde Nasıl Ön<br />

Plana Çıktı? Türkiye Nerede Yanlış<br />

Yapıyor?<br />

Çağrı Sağlık (Tourism Malaysia) -<br />

Cem Polatoğlu (Baracuda Tour)<br />

14:00 - 14:45<br />

Havayolu Analizleri ve Lüks Tüketici<br />

Konuksever (Air Canada) - Derya<br />

Pekruh Gerçeker (Singapore<br />

Airlines)<br />

14:45 - 15:00<br />

Kahve Arası<br />

15:00 - 15:30<br />

Lüks Turizmde Müşterileri<br />

Segmentlere Ayırmak<br />

Mehmet Can Koruyan (Gruppal)<br />

SABRE ONLINE FORUM<br />

10:30 - 10:45<br />

Kahve Arası<br />

10:45 - 11:10<br />

Kruvziyer Yolcu Davranışları ve Onları<br />

Anlamak<br />

11:10 - 12:00<br />

Pazar, Tüketici ve Seyahat Acentaları<br />

12:00 - 12:30<br />

Yeni Trendler ve Lüks Tüketim<br />

12:30 - 13:00<br />

Öğle Arası<br />

13:30 - 14:00<br />

Kruvaziyer Sektöründeki Sorunlar<br />

14:00 - 14:45<br />

Kruvaziyer Turizmine İlgi Nasıl<br />

Artırılır?<br />

14:45 - 15:00<br />

Kahve Arası<br />

15:00 - 15:30<br />

Yolcu Lojistiği, Bağlantılar ve<br />

Terminaller<br />

HENLEY & PARTNERS<br />

GLOBAL VATANDAŞLIK<br />

SALONU<br />

10:30 - 10:45<br />

Kahve Arası<br />

10:45 - 11:10<br />

Yatırım, Küreselleşmek ve<br />

Seyahat Özgürlüğü<br />

Moderatör: Tolga Habalı<br />

(Henley & Partners) | USA - UK -<br />

Louise Willis (CVS Canada) - Estonia<br />

11:10 - 11:30<br />

Yurtdışında İş ve İstihdam Konuları<br />

Moderatör: Tolga Habalı (Henley &<br />

Partners) | USA - UK - Louise Willis<br />

(CVS Canada) - Estonia<br />

11:30 - 12:00<br />

Bütçelerin Karşılaştırılması ve Yaşam<br />

Koşulları<br />

Moderatör: Tolga Habalı (Henley &<br />

Partners) | USA - UK - Louise Willis<br />

(CVS Canada) - Estonia<br />

12:00 - 12:30<br />

Vatandaşlığa Giden Yol ve<br />

İşleyiş Süreci<br />

Moderatör: Tolga Habalı (Henley &<br />

Partners) | USA - UK - Louise Willis<br />

(CVS Canada) - Estonia<br />

12:30 - 13:00<br />

Öğle Arası<br />

13:30 - 14:45<br />

Henley & Partners Yatırım Yoluyla<br />

Oturum ve Vatandaşlık Alternatifleri<br />

Tolga Habalı (Henley & Partners)<br />

14:45 - 15:00<br />

Kahve Arası<br />

15:00 - 16:00<br />

Yurtdışı Oturum ve Vatandaşlık<br />

Konularında Sorular-Cevaplar<br />

Tolga Habalı (Henley & Partners)


Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

~<br />

egitim<br />

12<br />

POYD’DAN EĞİTİM HAMLESİ<br />

İstanbul Kültür Üniversitesi ile POYD<br />

arasında İşbirliği Protokolü İmzalandı<br />

Turizm sektörünün eleman sıkıntısını çözecek, öğrencilerin<br />

gelecek kaygısını ortadan kaldıracak proje yürürlüğe girdi<br />

Türkiye’de Üniversite öğrencilerinin en büyük sorunu<br />

gelecek kaygısı. Puanını tutturabildiği okula kaydını<br />

yaptıran onbinlerce genç, bir diplomam olsun diye<br />

okuluna giderken, diğer yandan içten içen diplomasını<br />

aldığında alanında iş bulup bulamayacağını<br />

düşünür. Bu eğitim sistemi sonucu Türkiye’de Harita<br />

Mühendisi şoförlere, Endüstri Muhendisi berberlere<br />

rastlayabilirsiniz. Her yıl binlerce öğrenci diplomasını<br />

alıp, işsizler ordusuna katılır.<br />

POYD’DAN DEV ADIM<br />

Bu noktadan hareketle Turizm Sektörünün önde<br />

gelen kuruluşlarından POYD, hem sektörün, hem de<br />

meslek eğitimi alan öğrencilerin geleceğini garanti<br />

altına alan bir çalışmaya imza attı. İstanbul Kültür<br />

Üniversitesi ve Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği,<br />

turizm sektörü ve üniversite koordinasyonunu<br />

sağlayarak öğrencilerin sektöre girişini ve uyumunu<br />

kolaylaştırmak, hızlandırmak ve verimini arttırmak<br />

amacıyla bir protokol imzaladı.<br />

NELER İÇERİYOR?<br />

İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan<br />

Güzel, Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği İstanbul<br />

Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Murat<br />

Cüntay ve POYD üyelerinin katılımıyla imzalanan<br />

protokol kapsamında;<br />

-İKÜ, Dernek üyelerine, protokolün amacına<br />

uygun alanlarda öğretim üyelerinin uzmanlığı ve<br />

onayı dikkate alınarak eğitimler düzenleyecek ve<br />

turizm alanındaki öğretim elemanlarının Dernek<br />

etkinliklerine katılımları konusunda destek verecek.<br />

-Dernek ise üyelerinin İKÜ’deki derslerde ve<br />

söyleşilerde konuşmacı olarak yer almalarını<br />

sağlayacak,<br />

-İKÜ’de Turizm eğitimi alan öğrenciler için eğitiminin<br />

parçası olarak staj imkânı sağlayacak,<br />

-İKÜ’de Turizm eğitimi alan öğrencilerinin mezuniyet<br />

sonrası iş bulmalarına ve işe yerleştirilmelerine<br />

yardımcı olacak,<br />

-İKÜ’nün Turizm eğitimi alan öğrencilerine ‘Kariyer<br />

Koçluğu’ adı altında turizm sektörü ve turizm<br />

işletmeleri ile ilgili rehberlik yapacak.<br />

SERTİFİKA PROGRAMLARI BAŞLADI<br />

İstanbul Kültür Üniversitesi ile Profesyonel Otel<br />

Yöneticileri Derneği’nin (POYD) arasında imzalanan<br />

protokol imzada kalmadı. Bu kapsamda, Turizm<br />

ve Otel İşletmeciliği Programı öğrencilerine yönelik<br />

sertifika programları başladı.<br />

Öğrencinin yetkinlikleri, bilgi-becerileri ve özellikleri<br />

doğrultusunda kendisine uygun olan alanı bulmasına<br />

ve ilerlemesine yardımcı olmak amacıyla “Kariyer<br />

Koçluğu ve Turizmde Hedef Sahibi Olmanın Yararları<br />

Sertifika Eğitimi”, İstanbul Kültür Üniversite İncirli<br />

Yerleşkesi’nde düzenlendi. Öğrencilerin yoğun ilgi<br />

gösterdiği eğitim, POYD İstanbul Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Muhammet Murat Cüntay, Radisson Blue<br />

Pera Genel Müdürü Ahmet Korkut, Sheraton Ataköy<br />

FB Direktörü Atilla Özen ve Hawthorn Suites by<br />

Wyndham Airport Nöbetçi Müdür Mert Cenk Yorul<br />

tarafından gerçekleştirildi.<br />

TEMELLER SAĞLAM ATILDI<br />

Sertifika Programında öğrencilere yapılan<br />

sunumlarda, şu konu başlıkları üzerinde duruldu:<br />

-Kariyer Koçluğu<br />

-Hedef nedir?<br />

-Hedef ve isteklere ulaşırken izlenecek yol<br />

-İş ve kariyer hayatımızda karşımıza çıkacak negatif<br />

koşullar ve önyargılardan arınma<br />

-Kariyer yolculuğunda karşılaşacağımız engeller<br />

karşısında istikrarlı duruş ve kararlılık<br />

-Kariyer yolculuğunda karşılaşılan engellerin<br />

değerlendirilmesi<br />

-Değerlemeler sonucu eğitim desteği<br />

-Sonuçları değerlendirme ve süreklilik sağlama<br />

-Amaç: Gerçekçi bir kariyer serüveni ve bu serüvende<br />

akademik eğitimi sektör olarak devamlı desteklemek<br />

KAYNAĞINDAN DERS ALIYORLAR<br />

İki kurum arasındaki işbirliği sadece bunlarla da<br />

sınırlı değil. POYD İstanbul’un Başkanı, genç turizmci<br />

Muhammet Murat Cüntay, Kültür Üniversitesi Teknik<br />

Bilimler Meslek Yüksekokulu’nda öğretim görevlisi<br />

olarak, öğrencilere ders veriyor. Tryp by Wyndham<br />

İstanbul Airport ve Hawthorn Suites by Wyndham<br />

projelerinde Genel Müdürlük görevini yürüten<br />

Cüntay, öğrencilere mesleki tecrübelerini aktarırken,<br />

Turizm sektörünün geleceğini şekillendirecek bir ordu<br />

yetiştiriyor. Ayrıca Kültür Üniversitesi öğrencileri,<br />

stajlarını Cüntay’ın genel müdürlüğünü yürüttüğü<br />

Wyndham Grubu otellerinde yaparak, hem mektepli<br />

hem alaylı olarak sektöre adapte oluyor.


13 söylesi<br />

SEKTÖREL<br />

İŞBİRLİĞİMİZ<br />

ÇOK GÜÇLÜ<br />

Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

Kültür Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Tayfun Kaynaş ve<br />

Turizm ve otel işletmeciliği program Başkanı Pelin Tuna ile Üniversitenin POYD ile imzaladığı<br />

protokolün ardından bir röportaj yaptık. Kaynaş, röportajında “sektörel işbirlikleri anlamında<br />

güçlü bağlantılara sahip olmamızın yanı sıra, eğitim kadrosunun da yine ilgili sektörde fiilen<br />

çalışan kişilerden oluşuyor olması, tercih edilmesinde önemli bir faktör oluşturmaktadır.” dedi<br />

Tayfun bey, İstanbul Kültür<br />

Üniversitesi’nin dünden<br />

bugüne mesleki eğitime bakış<br />

açısını bize aktarabilir misiniz?<br />

İlk vakıf üniversitelerinden biri<br />

olarak 1997 yılında faaliyete geçen<br />

üniversitemiz, aslında geçen bu<br />

yirmi yılın çok ötesinde, eğitim<br />

sektörü içinde yaklaşık altmış<br />

yıllık bir geçmişe sahip köklü bir<br />

eğitim kuruluşudur. Üniversitenin,<br />

henüz ilk kuruluş yılından itibaren<br />

fakültelerin yanı sıra bünyesinde<br />

Meslek Yüksekokullarına da yer<br />

vermiş olması, ticari kaygılardan<br />

uzak ve sadece eğitim odaklı bir<br />

yaklaşımla yola çıkıldığının açık<br />

bir göstergesidir. Bugün, 3 Meslek<br />

Yüksekokulu ve 20’si örgün, 3’ü de<br />

ikinci öğretim olmak üzere toplamda<br />

23 ön lisans program, yerleşkelerinin<br />

merkezi konumu ve güçlü sektörel<br />

ilişkileriyle alanında haklı bir yer<br />

edinmiş durumdadır.<br />

Peki, Meslek Yüksekokulunuz<br />

açısından Turizm ve Otel<br />

İşletmeciliği programı<br />

için gelinen nokta ve<br />

hedeflerinizden söz edebilir<br />

misiniz?<br />

Çeşitli sektörlere hitap eden<br />

20 den fazla sayıda ön lisans<br />

programlarının yer aldığı Meslek<br />

Yüksekokullarımızda, Turizm ve Otel<br />

İşletmeciliği programının ilk faaliyete<br />

geçen programlarımızdan olduğunu<br />

hemen belirtmek isterim. Bu<br />

programımızı diğerlerinden ayıran<br />

en önemli özellik, sektörel işbirlikleri<br />

anlamında güçlü bağlantılara<br />

sahip olmasının yanı sıra, eğitim<br />

kadrosunun da yine ilgili sektörde<br />

fiilen çalışan kişilerden oluşuyor<br />

BİR İLKİ GERÇEKLEŞTİRDİK<br />

Kültür Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Programı Başkanı Pelin Tuna,<br />

konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Kariyer Koçluğu ile sektörün<br />

önemli isimleri tarafından verilen Sertifikasyon Programı kapsamında verilen<br />

eğitimler ve mezuniyet sonrası bu alanda devam etmek isteyen öğrencilerimize<br />

iş imkanı sağlamakla, Vakıf Üniversiteleri içerisinde bir ilki gerçekleştirdik.”<br />

olması, tercih edilmesinde önemli<br />

bir faktör oluşturmaktadır.<br />

Turizm ve Otel İşletmeciliği<br />

programında eğitim gören<br />

öğrencilerin tamamına yakınına<br />

staj yeri bulmada destek olmakta<br />

ve öğrencilerini mesleki hayata hızlı<br />

bir şekilde hazırlamaktadır. Bundan<br />

sonraki süreçte her bir öğrenciye iş<br />

garantisi imkanı hazırlayacak sistem<br />

hedeflenmektedir.<br />

Turizm ve Otel İşletmeciliği<br />

programı olarak İstanbul<br />

Kültür Üniversitesi’nin<br />

özellikle eğitim ve eğitim<br />

sonra istihdam süreci<br />

açısından farkları nelerdir?<br />

Öncelikle 2017 itibariyle sektörün<br />

ihtiyaçları<br />

doğrultusunda,<br />

öğrencilerimizin en hızlı şekilde<br />

istihdam olmalarını sağlamak<br />

amacıyla derslerimizi güncelledik.<br />

Profesyonel Otel Yöneticileri<br />

Derneği (POYD) Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Muhammet Murat Cüntay<br />

ile imzalanan protokol çerçevesinde<br />

öğrencilerimize eğitimlerinin en<br />

başında kariyer koçluğu, sektörün<br />

önemli isimleri tarafından verilen<br />

sertifikasyon programı kapsamında<br />

verilen eğitimler ve mezuniyet<br />

sonrası bu alanda devam etmek<br />

isteyen her bir öğrencimize iş imkânı<br />

sağlayarak vakıf üniversiteleri<br />

içerisinde bir ilki gerçekleştirdik.<br />

Öğrencilerimizin aldıkları teorik<br />

bilgileri pratiğe dönüştürmeleri<br />

ve kendilerini geliştirebilmeleri<br />

için derslerin bir kısmı Dedeman<br />

İstanbul <strong>Hotel</strong>, Wyndham <strong>Hotel</strong><br />

Groups gibi otellerde uygulamalı<br />

olarak yapılmaktadır.


Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

geziyorum<br />

MANAS RÜYASINDA HALİÇ’İ GÖRDÜ MÜ ?<br />

14<br />

Sevda YILGAZ<br />

5 yıldızlı otelin zarif resepsiyonu: “Sizi terasa alalım 15 dakika sonra yanınızda olacak müdürümüz”<br />

diyerek nazik bir bellboy eşliğinde çatı katına yönlendirdi beni . Aman Allah’ım neredeyim ??<br />

Levni’nin Surnamesini resmettiği Tersane<br />

Bahçesi köşkünden sünnet şenliğine,<br />

Melling’in tablolarında Hatice Sultan’a<br />

duydugu aşka girdim birdenbire. Lale<br />

devrindeyim. Ah.. İşte tam o zamanlara<br />

bakıyorum, tentesi kırmızı Haliç‘in<br />

iki kıyısı arasında seyreden Pereme<br />

dedikleri kayık bu olmalı. O geçiyor !<br />

Pereme dedikleri kayık<br />

bu olmalı!<br />

Fırsat bu ya, Evliya Çelebi’nin “cennet<br />

bahçeli yüksek binalarla süslü şirin<br />

kasaba “diye tarif ettiği Haliç’e, o<br />

zamanki zarif köşkleri, bahçeleri , yalıları<br />

konduruyorum göz ucumla. Sütlüce’ye<br />

varmak için yola çıktığımdan beri,<br />

Cuma trafiğinde nasıl karşıya geçeceğim<br />

düşüncesi ve stresinden eser kalmadı.<br />

Dinginlikte, 16.yy dayım. Havasının ve<br />

bitkisinin güzelliği süte değer kattığı<br />

için “Sütlüce” yani Rumca süt manasına<br />

gelen Galetia demişler bölgeye.<br />

Halâ o doğallık hissediliyor,doyumsuz<br />

eskiyi hissettiren manzarada şoktayım.<br />

(Müdür bey gecikse keşke )<br />

Cam korkuluk tarihe dokunmamı<br />

engellemiyor. Altın Boynuz adının<br />

hikayelerini düşünüyorum, benim<br />

iki tanesi hoşuma gider; Roma<br />

İmparatorluğu döneminde altın yüklü<br />

gemilerin boynuz şeklindeki Haliç’de<br />

battığı rivayeti. Diğeri mitolojik ; Megaralı<br />

Kral Byzas’ın annesi rahibe İo, Zeus ile<br />

aşk yaşar, Zeus’un eşi baş tanrıça Hera<br />

bunu farkeder ve İo’yu boynuzlu ineğe<br />

çevirir. İneğin başına bir sinek musallat<br />

olur. Kaçarken, sinekten kurtulmak<br />

için başını sağa sola sallar. Boynuz<br />

oradan oraya vurur ve toprak parçaları<br />

birbirinden ayrılır. Derin yarıklar Haliç’i<br />

yani Altın Boynuz’u oluşturur.<br />

Bu düşüncelerle manzarayı<br />

fotoğraflarken yakınlaşan görüntüde<br />

muazzam bir heykel belirdi, kim<br />

olabilirdi ?<br />

Bu heykel kimin<br />

olabilirdi ?<br />

2.Abdülhamit olabilir miydi? Padişah<br />

ilan edildiğinde Eyüp ‘te kılıç kuşandı.<br />

Donanmaları idare etti. Fatih Sultan<br />

Mehmet’e de yakışır elbette. Otağını<br />

kurduğu, savaş ganimetlerini dağıttığı<br />

bölge burasıydı. Kızaklarla kuşatmanın<br />

kontrol noktalarından biri de burası<br />

mıydı acaba ?<br />

Teras pub çalışanları, bir ay kadar<br />

önce şaşalı bir törenle açılış yapıldığını<br />

söylediler fakat ne olduğuyla ilgili<br />

bilgileri yok . (Pek ilgi çekmemiş ) Artık<br />

meslektaşım gelebilirdi. Zira ben<br />

bu at üzerindeki süvariye takıldım,<br />

nihayetinde işinin piri müdürüm geldi.<br />

Sektörel muhabbetimiz sonunda<br />

heykelin bir Kırgız kahramanına ait<br />

olduğunu öğrendim ve otele 20 adım<br />

mesafedeki parkta buldum kendimi.<br />

Manas<br />

Manas Destanı; Türk Bozkır<br />

medeniyetinin kültür abidesi niteliğinde<br />

dünyanın en uzun destanıymış . Manas<br />

daha beşikte iken konuşmaya başlamış,<br />

büyüyüp delikanlı olunca Çinlileri<br />

yenmiş.<br />

İki kez ölmüş geri gelmiş, üçüncü de<br />

ebediyete intikal etmiş. Rüyasında Haliç’i<br />

görmediğine göre ne işi var burada ?<br />

Haliç-Sütlüce ve civarında kentsel<br />

dönüşüm aracılığıyla bölgenin<br />

yeniden canlandırılması hedeflenerek<br />

üniversiteler, kongre merkezi, markalı<br />

oteller, ofisler, rezidanslar burada<br />

yoğunlaştı. Miniatürk, tema parklar<br />

bahçeler, renkli modern güvenilir<br />

yürüyüş parkurları, bisiklet yolları<br />

etkileyici güzellikte fakat; bu tarihi hazine<br />

değerindeki semt yerel kimlik değerlerini<br />

gözeten bir modelin uygulanmasıyla<br />

başarılı olacaktır. Bölge ile ilişkisi olmayan<br />

Manas Destanı’nın buraya taşınması,<br />

sosyolojik ve tarihi anlamda bakıldığı<br />

zaman, topluma verilmek istenen “Kırgız<br />

Türkleri” mesajını kitlelere ulaştıramaz.<br />

Kırgız destanı Manas’ın ve bu değerli<br />

yapıtın, bir gün anlamını bulacağı doğru<br />

bir yere yerleştirilmesini diliyorum.<br />

(Bu güzelliği yaşamak için Sütlüce’ de<br />

Lazzoni <strong>Hotel</strong> terasından seyre dalıp,<br />

Haliç kıyısında gezinti yaparken heybetli<br />

MANAS anıt heykelini de görebilirsiniz )


15 geziyorum<br />

Sayı:<br />

8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017 www.hotelgazetesi.com<br />

Sinop mu güzel,<br />

Zonguldak mı?<br />

Remzi YILMAZ<br />

Sinop ziyaret<br />

ettiğimiz 40. kentti. Tabi<br />

otelimize yerleşip, prosedürleri yerine<br />

getirdikten sonra, bize kalan kısa zaman<br />

içinde her gittiğimiz yerde olduğu gibi<br />

Sinop’ta da bazı önemli yerleri gezdik. Tabi<br />

ilk durağımız, Sinop denince ilk akla gelen<br />

Sinop Hapishanesi oldu.<br />

Yine gençlik yıllarımda çalıp söylediğim<br />

“Eşkıya Dünyaya Hümüdar Olmaz” ve<br />

“Aldırma Gönül” türkülerinin sözlerini yazan<br />

Sabahattin Ali’nin yattığı bu hapishaneyi<br />

ziyaret beni oldukça heyecanlandırdı. Belki<br />

araştırsak daha önce de öğrenebilirdik ama<br />

Sabahattin Ali’nin o şiirde sözünü ettiği<br />

kahramanın hikayesini de öğrenmiş olduk.<br />

Hapishaneyi gezerken cezaevinin<br />

hoparlöründen ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar<br />

Olmaz’ türküsü çalıyordu. Bu da görevlilerin<br />

Fair Play Kervanı’na küçük bir jestiydi.<br />

Kısacası benim gençlik yıllarıma dönmem<br />

için her şey ayarlanmıştı sanki.<br />

Sabahattin Ali, Sinop Hapishanesi<br />

denince ilk akla gelen isimdir benim için.<br />

Hapishanenin avlusuna burada yatan<br />

ünlülerin isimleri yazılmış. Kimler yok ki?<br />

Refik Halit Karay, Mustafa Suphi, Refii<br />

Cevat, Burhan Felek, Kerim Korcan, Osman<br />

Deniz, Zekeriya Sertel gibi yazar ve şairler<br />

burada yatan ünlülerden bazıları.<br />

Nazım Hikmet’in de Sinop Cezaevinde<br />

kaldığı söylenmekle birlikte bu konuda bir<br />

belgeye rastlanmamış.<br />

Sabahattin Ali’nin şiirinde hikayesini<br />

anlattığı kişi Sandıkçı Şükrü için yine avluda<br />

bir yazı var. Hikayeyi okurken türkünün tüm<br />

satırları, hem de müziğiyle bir bir aklımdan<br />

geçti. Öylesine acı, öylesine ibret dolu ki..<br />

Hapishanenin avlusunda ve koğuşları<br />

Başlık biraz ilginç gelmiş olabilir.. TMOK Fair Play Kervanı olarak Sinop’a<br />

yaptığımız ziyaret, beni ortaokul-lise yıllarına götürdü. Kastamonu Göl<br />

Öğretmen Okulu’nda yatılı olarak okurken, o zamanlar Zonguldaklı biri olarak Sinoplu<br />

öğrencilerle sürekli hangimizin memleketinin daha güzel olduğunu tartışırdık.<br />

gezerken karmakarışık duygular yaşadım<br />

Sonunda Sabahattin Ali’nin yattığı odasını<br />

görünce içim biraz olsun rahatladı.<br />

Çünkü yatağı, sazı ve odanın girişindeki<br />

resmi, onun diğer mahkumlardan farklı<br />

bir muameleye tabi tutulduğu izlenimi<br />

veriyordu. Bugünlerde yazarların fuarlara<br />

sokulmadığını, kültür aktivitelerinin<br />

protesto edildiğini düşünürsek, o dönemde<br />

bile bir şaire kıymet verildiğini, üstelik<br />

dönemin en korkunç hapishanesinde<br />

bile ayrıcalık tanındığını görünce nereden<br />

nereye diye düşünmeden edemiyor insan.<br />

Avluda bir de 1953 yılında burada yatan<br />

idam mahkumu Hüseyin Pehlivan’ın<br />

hikayesi var ki, tam örnek alınacak türden.<br />

* * *<br />

Sinop sadece hapishaneden ibaret değil<br />

tabi ki. Araştırmalara göre Türkiye’nin en<br />

mutlu insanlarının yaşadığı bu kent, adeta<br />

başka bir çağda kalmış. Belki de mutlu<br />

olmalarının sırrı burada diye düşünmeden<br />

edemiyor insan. 2016 yılında merkez<br />

nüfusu 61.708 olan Sinop kentinde trafik<br />

lambası yok. Belediye Başkanı Baki Ergül<br />

bunu, ‘Herkesin birbirine saygı duyduğu<br />

bir kent olduğu için gerek duyulmuyor’<br />

sözleriyle açıklıyor.<br />

Baki Ergül, eskiden insanların Sinop’un<br />

yol üstü bir kent olmamasından dolayı<br />

geri kaldığını ve halkın bundan dolayı<br />

hayıflandığını, ancak günümüzde ise iyi<br />

ki böyle olmuş, yoksa bugünkü halimizi<br />

koruyamazdık dediklerini anlatıyor.<br />

Sinop belediye Başkanı Ergül, Türkiye’nin<br />

en kuzey noktası, en yeşil bölgesi,<br />

ormanlarıyla, plajlarıyla tam bir huzur<br />

kenti görünümünde olan Diyojen’in<br />

Sinop’una yapımı planlanan nükleer<br />

santral projesinin de mahkemece<br />

durdurulduğunu söyledi.<br />

Başkan Sinop’un suyunun en temiz<br />

sulardan biri olduğunu ve evlerde musluk<br />

suyu içildiğini belirterek, bize de kendi<br />

sürahisinden musluk suyu ikram etti.<br />

Sinop’un en çok ilgi gören yerlerinden<br />

biri de tam bir doğa harikası Hamsilos<br />

Koyu. Çam ormanlarıyla kaplı ve denizin<br />

ormanın içine kadar girdiği bu bölge,<br />

nasıl olduysa korunmayı başarmış. Koyun<br />

bir tarafı balıkçı tekneleriyle dolu. Piknik<br />

alanlarının yapıldığı ormanlık alana araç<br />

girişi yasaklanmış. Bizim ziyaretimiz <strong>Ekim</strong><br />

ayında olduğu için fazla kalabalık değildi.<br />

Ancak yazın burasının yerli ve yabancı<br />

turistlerle dolup taştığı söyleniyor.<br />

Türkiye’nin balık ihtiyacının büyük bir<br />

bölümünün karşılandığı Sinop’a gidip te<br />

balık yemeden olmazdı. Deniz kenarında<br />

simit ve çayla açlığımızı yatıştırdıktan<br />

sonra, akşam Sinop Üniversitesi görevlileri<br />

bizi bir balık lokantasına götürdüler. Orada<br />

yediğimiz balığın lezzetini daha önce<br />

de tatmıştım ama, restaurant sahibinin<br />

ikram ettiği kabak tatlısını hiçbir yerde<br />

bulabileceğimi sanmıyorum.<br />

Konakladığımız Üniversitenin işlettiği<br />

Ahmet Muhip Dıranas Uygulama Oteli’nin<br />

restaurantında da ilk defa cevizli Sinop<br />

Mantısını tattık. Ekipte bulunan Kayserili<br />

dostumuz Prof. Dr. Hürmüz Koç, şefe<br />

‘bizim mantıyı ne kadar süsleyip sunsanız<br />

da Kayseri Mantısı ile yarışamazsınız’ diye<br />

takılsa da bu lezzet de unutamayacağım<br />

tatlardan biriydi.<br />

İkinci günün akşamı dönüş için yola<br />

koyulduğumuzda, yine ortaokul-lise<br />

yıllarındaki Sinoplu arkadaşlarımızla<br />

yaptığımız sonu gelmez tartışmalar geldi<br />

aklıma.. Sinop mu güzeldi yoksa benim<br />

o zamanki memleketim Zonguldak mı?<br />

Kendi kendime ‘Sinop daha mı güzel<br />

ne? diye düşündüm ve o tartıştığım okul<br />

arkadaşlarımdan birine rastlasaydım,<br />

‘Sinop daha güzelmiş’ diye itiraf ederdim…<br />

(Bartın’ın Zonguldak’tan ayrılıp il<br />

olmasıyla artık Bartınlıyım)


Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

geziyorum 16<br />

Wiener<br />

Schnitzel<br />

&<br />

Sazlburger<br />

Nockerl<br />

Yusuf BAYIRLI<br />

Burada zaman sanki durmuş gibi, sanat eseri ve tarih kokan şehirlerin tam ortasında<br />

nefes alıyorsun… Tarih ve sanatın göz bebeklerinden biri Viyana diğeri ise Salzburg.<br />

Bin yılı aşkın bir süredir sanat merkezliği<br />

yapan, her köşesi tarih kokan ve tam<br />

da merkez Avrupa’nın kalbinin attığı yer<br />

burası olmalı. ’’Wiener Schnitzel’’ yemeden<br />

Viyana’dan kesinlikle ayrılmamalı! Bu<br />

Schnitzel nedir ve neden yenmeli? Yok,<br />

hayır yanlış biliyorsunuz diyebilirim,”bunun<br />

orjinali domuz etindendir aman bu yenir<br />

mi? sakın ha!” diyen sesleri duyuyorum; siz<br />

siz olun orjinal Wiener siparis edip tadını<br />

çıkarın.<br />

Orjinal Viyana Schnitzel buzağı etinden<br />

yapılır, evet doğru okudunuz, domuz<br />

değil buzağı etinden. Et çok ince olana<br />

kadar dövülür, neredeyse kağıt kalınlığına<br />

getirilir, sırayla un yumurta pane harcına<br />

bulanır ve tavada yüksek ateste ördek ve<br />

tereyağı ile her tarafında 2 dakika tavada<br />

damak zevkinin zirvesine ulaşıncaya<br />

kadar kızartılır. Sonuçta pamuk gibi bir<br />

et sunulur. Size bir tavsiyemiz var ’’Toni’s’’<br />

kesinlikle modernleştirilmemiş ve eski usulü<br />

aklınızı başınızdan alacak salaş lezettler<br />

yaratıyor. ’’Kaiserschmarren’’ diye bir tatlı<br />

serüveni yaşamadan Viyana şehrinden<br />

uzaklaşmıyoruz. Tatlı üzümlü, yoğun erik<br />

kompostolu, tatlı bir omlet tarzında da bir<br />

ziyafet şölenini, ister öğle yemeği, ister tatlı<br />

yerine yiyebilirsiniz.<br />

Özellikle yoğunluğu nedeniyle bir öğün<br />

yerine geçmesi kalori tasarrufu peşinden<br />

koşanlar için idealdir. Yeni Kalenin ’’Neue<br />

Burg’’ önünde Mozart heykeline saygı duyup<br />

yolumuza devam ediyoruz, bilinçli yada<br />

bilinçsiz olarak hepimiz bir telefon bekleme<br />

kuyruğunda muhteşem bir Mozart eseri<br />

%100 dinlemişizdir. Dünya Müzesi çıkışı<br />

etrafını saran Gül Bahçesi kendini yaşayan<br />

halka adamış gibi duruyor. Viyana; Opera,<br />

Bale ve Tiyatroları ile insanları büyüleyip tarih<br />

açısından hiç ilerlemiyormuş gibi kendini<br />

göstermeye çok açık bir şehir. Bir gelip<br />

baksanız tarih sanki sizi James Watt öncesine<br />

atmış gibi oluyor. Tren yolculuğu mu yoksa<br />

5* <strong>Hotel</strong> konaklaması mı? Yok hayır Viyana-<br />

Salzburg arası en uygun ekonomik fiyatı<br />

olan demir yolu ulaşım şirketi ’’Westbahn’’<br />

dan biletlerimizi alıp Salzburg’a doğru yol<br />

alıyoruz. Biletler inanılmaz ekonomik ve<br />

devlet desteği ile halk demir yoluna karşı<br />

inanılmaz sempatik, samimi & güler yüzlü,<br />

havayolu şirketinde business uçsanız daha<br />

fazla ilgi göremezsiniz, bundan kesinlikle<br />

emin olun...<br />

Salzburg adını ’’Tuz ve Kale’’ kelimelerinden<br />

alıyor. Eski zamanlarda tuz ticaretinin<br />

merkezi olan Salzburg bugün de sihrinden<br />

hiç bir şey kaybetmemiş gibi poz veriyor.<br />

Mozart’ın muhteşem doğum binasına<br />

ev sahipliği yapan Salzburg şehrinin her<br />

köşesinde Mozart için adanmış çikolata<br />

kaplı, badem ezmeli ikinci dolgu sonrası<br />

merkezi bir antep fıstığı ezmeli olan ve<br />

orijinal adı ’’Mozart Kugel’’ olan Mozart<br />

toplarını bulabilirsiniz. Bu eşsiz lezzet<br />

kendi yerinde mutlaka tadılmalı…<br />

Bir de ’’Sazlburger Nockerl’’ diyelim...<br />

Hayatınızda hiç bu kadar hafif bir tatlı ama<br />

dolu dolu lezzet yediniz mi? Cevabınızı<br />

çok merak etmiyor değilim…’’Sacher’’<br />

pastasını kaymaklı ve Wiener Melange<br />

kahvesini içmeden tarih ve ziyafet şölenini<br />

taçlandırmadan hiç bir yere ilerlemiyoruz.<br />

Salzburg şehri tam bir gövde gösterisi<br />

olarak kendisini sergi olarak sunuyor.<br />

İki bin yıla yakın bir tarihi dokusu ve<br />

tuz ticaretinin merkezi olarak tanınan<br />

ve bilinen Salzburg. Şehrin merkezinde<br />

bulunan onlarca kilise ve bu kiliselerin<br />

farklı mı farklı mezheplerden olduğuna<br />

inanmak çok güç... Viyana’dan Salzburg’a<br />

kadar anlatılan Avusturya tarihinde bir<br />

şekilde hep ’’Çılgın Türkler’’ söz konusu<br />

olmuş. Nasıl bir çılgınlıkmış evet taaaa<br />

Avusturya’ya kadar gidip orada yenilgiye<br />

uğrayıp ve geri gelmek yada Avusturya<br />

o dönemde neydi yada kimdi… Tarihi<br />

mutlaka araştırmanızı tavsiye ederim.<br />

Kültür ve saygınlıklarını inanılmaz<br />

derecede iyi koruyorlar, sahip çıkıyorlar<br />

ve sürüdüyüyorlar. Aynı zamanda böylesi<br />

kültürü ve sanatı dünya üzerinde yayılmış<br />

bir ülke söz konusu. Resmi dili Almanca<br />

olan Avusturyalıların o kadar tatlı şiveleri<br />

var ve yazı olarak da bunu kullanılıyor ki<br />

inanılır gibi değil...<br />

Almanya’nın Bavarya eyaleti lehçesine<br />

yakın olsa ve siz bu şiveye hakim olsanız<br />

bile onlar yine bir fark çıkarırlar. Ama<br />

rahat olun,sizin onları anlayamayacağınızı<br />

düşünürler ve samimi bir dil ile size cevap<br />

verirler.<br />

Aşk Paris’te yaşanır diye bilinir ama<br />

şunu eklemek isterim; aşk Paris’te<br />

yaşanabilir, ama başlangıçtan sonra<br />

Viyana ya da Salzburg’tan mutlak geçmiş<br />

olmalıdır yada geçmelidir. Rüzgar<br />

sizi her nereye götürmeye çalışır ise<br />

korkmayın, yelkenlerinizi açın ki rüzgar sizi<br />

götürebilisin.<br />

Bir sonraki yazmız hayırlısı ile taaa<br />

uzaklardan…<br />

Saygı & Sevgi ile Gezin Saygılarımla


17 inceleme<br />

Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

TÜRKÇE REHBERLİK YASASI<br />

Bu olaya iki gözümle ayrı ayrı bakmak zorundayım.<br />

1) Rehber gözüyle (Cumhuriyet gazetesinde 6 sene<br />

köşemin adı da buydu-bknz resim)<br />

2) Acentacı gözüyle<br />

1) Rehber gözüyle Türkçe Rehberlik;<br />

An itibarı ile Türkiye’de 11.000 kokartlı rehber<br />

bulunmaktadır. Bu rakam, ihtiyaç duyulan rehber<br />

sayısının neredeyse 7-8 katıdır. Geçimini sadece<br />

rehberlikten sağlayan meslektaşlarımız, hele ki turizmin<br />

ve turist sayısının dibe vurduğu bu günlerde gerçekten<br />

zor durumdadırlar.<br />

Öncelikle Rehber ücretlerinin çokluğundan yakınan<br />

acentacılara şunu hatırlatmak isteriz; Bizler 365 gün<br />

çalışan, işi hazır, sigortalı, maaşlı elemanlar değiliz.<br />

Çoğumuz, senede 8-10 tur ile tüm hayatımızı idame<br />

ettirmek, ailemize bakmak zorundayız. Yaz aylarının<br />

sıcağında, kış aylarının soğuğunda ailemizden ayrı 24 saat<br />

iyi bir rehberlik hizmeti vermek, ülkemizi en iyi şekilde<br />

tanıtmak için çabalıyoruz. Futbolcular gibiyiz. Sağlığımız<br />

iyiyse iş görüyor, para kazanabiliyoruz.<br />

Bu durumda Türkçe Rehberlikte ısrar eden turizmcilere<br />

şunu da sormak isteriz; 11.000 Rehber Türkçe bilmiyor da,<br />

o nedenle mi bu Türkçe Rehberlikteki bu ısrarınız? Zaten<br />

bizlerin yeterli iş bulamama, geçinememe, yevmiyelerin<br />

azlığı, hatta tam ödenmemesi, bir çoğumuzun<br />

sigortasının olmaması, acenta alacaklarımızın birikmesi,<br />

rehber ücretlerinin “hanut karşılığında” mahsup edilmek<br />

istenmesi gibi problemlerimiz var. Bunların yanı sıra bir<br />

de bu yasanın çıkması bizlere büyük darbe vuracaktır.<br />

Ayrıca, acentacıların ikide bir bizlerden “işçilerimiz” olarak<br />

bahsetmesi hiç yakışık almamaktadır. Biz kimsenin<br />

işçisi değil Turizmin emekçileriyiz. Çoğu zaman sizin<br />

turunuzdaki aksaklıkları, hataları kapatanlar da bizleriz.<br />

Bu durumda; REHBERLER HAKLI...<br />

2) Acentacı gözüyle Türkçe rehberlik;<br />

Acentacılıkta ne işler ne de kar marjları eskisi gibi değil.<br />

Birkaç sene önce 2.000-3.000 olan seyahat acentası sayısı<br />

şu an 10.000’leri geçti. Bu rekabet ortamında bizler de çok<br />

zorlanıyoruz.<br />

Bizler için Türkçe rehberlik şu bakımlardan gerekli;<br />

- Ingoing olarak nitelendirilen, Türkler için yaptığımız<br />

yurtiçi turlarda, Örneğin; günübirlik Maşukiye, Edirne,<br />

Bursa turlarında illa yabancı dil bilen bir rehber alınması<br />

gerekmiyor.<br />

- Konaklamalı da olsa Doğa Sporları, Trecking, Termal,<br />

Sejur, Kayak vs turlarında neden bir yabancı dil bilen<br />

rehber arayışında olalım ki?<br />

- Bu rekabet ortamında 7 Gecelik Karadeniz, Ege-Akdeniz<br />

hatta Kapadokya turlarında, bir otobüste dosya karımız<br />

2-3 bin TL’yi geçmemektedir. Yabancı dil bilen rehberin<br />

günlüğü, bu durumda dosya karlarımızı aşmaktadır.<br />

KİM HAKLI?<br />

Turizm sektöründü son günlerin tartışma konularından biri de Türkçe<br />

Rehberlik Yasası. Hem sertifikalı profesyonel Turist Rehberi, aynı<br />

zamanda da Turizm Acentası sahibi Cem Polatoğlu, konuya ilişkin bir yazı<br />

kaleme aldı. Deneyimli turizmci, konuyu hem rehber hem de acentacı<br />

gözüyle incelediği yazısının sonunda, çözüm önerileri de sundu.<br />

İşte Cem Polatoğlu’nun sektöre ışık tutacak yazısı:<br />

- Neden bizler, oteller, restoranlar, otobüs firmaları<br />

vs rekabetçi serbest piyasa ortamında fiyat verirken,<br />

rehberlere fiks fiyat ödüyoruz? Nasıl biz daha iyi otobüse,<br />

otele, yemeğe daha iyi fiyat ödüyorsak, daha iyi rehbere<br />

de daha iyi rakam ödeyelim. Ancak mevcut olan, rehberlik<br />

taban fiyatlandırma sistemindeki rakamlar, standart işler<br />

için gereken rehberlik hizmeti karşılığında, acentalar için<br />

çok yüksek maliyet oluşturmakta hatta dosya karlarının<br />

üzerine çıkmaktadır.<br />

Kısaca ve kabaca; Türkçeden başka yabancı bir dil<br />

gerektirmeyen turda, rehber Korece bilse ne olur,<br />

İngilizce bilse ne fark eder? Türkiye’de bir sürü rehberlik<br />

okulu, üniversitesi açıldı. Buralardan mezun olan ama dil<br />

bilmeyen gençler ne olacak? Bunlar çok daha ekonomik<br />

şartlarda bizlerle çalışabilirler. Böylece, bu gün itibarı ile<br />

işsiz olan bu arkadaşlarımıza da iş imkanı doğar.<br />

Yabancı dil bilen rehberler, bir şekilde hayatlarını başka<br />

sektörlerde de idame ettirme şansına sahiptirler. Ayrıca,<br />

görüyoruz ki yabancı dil bilen rehberler, yabancı turist yok<br />

ise bizim turlarımıza lütfen ve kerhen çıkıyorlar. İçlerinde<br />

müşteriyi küçümseyenleri bile duyuyoruz. Oysa Türklere<br />

rehberlik yapmak, yabancılara rehberlik yapmaktan çok<br />

daha zordur. Çünkü yabancılar Türkiye’yi tanımadıkları<br />

için bir çok şeyi “geçiştirerek” anlatmak mümkündür.<br />

Ancak bir Türk gurubunda gidilen bölge hakkında yeterli<br />

bilgi sahibi değilseniz, yabancı diliniz sizi kurtaramayabilir.<br />

Maalesef bu durumları çok sık yaşıyoruz.<br />

Bunun dışında, Rehberlerin bir yada birden çok yabancı<br />

dil biliyor olması, kendi iş hacimlerinin ve kazançlarının<br />

artmasını sağlar. Ama asla acentaların değil.<br />

Bunların dışında rehberlerin platformlarında okuduğumuz<br />

üzere acentacıları, “Cahiller ordusu, iki tur yapan kendisini<br />

bi halt sanıyor, ilkokulu mezunu adam acenta açabiliyor.<br />

Düşünün artık” gibi küçümseyici cümleler acenta<br />

sahiplerini üzmektedir<br />

Bu durumda; ACENTACILAR HAKLI ...<br />

Bunlar Rehber ve Acentacı arkadaşlarımızın “kendi<br />

pencerelerinden” olaya bakış açılarıdır. Ben ise<br />

TÜRSAB’taki 600’e yakın Rehber-Acentacı’dan biriyim. Ve<br />

bu, aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık durumuna<br />

üzülüyorum.<br />

Peki ÇÖZÜM?<br />

Çözüm masada. Sorunu kendi platformlarımızda<br />

hakaretlere varan yazışmalar veya seçimlerde meze<br />

yaparak çözemeyiz. Masaya, Rehber ve Acentacıların<br />

dışında duruma her iki taraftan da bakabilen Rehber-<br />

Acentacılar da dahil olmalı. Örneklerle yurtdışında,<br />

İspanya, İtalya, Yunanistan, Amerika hatta Mısır ne<br />

yapmış? onlara bakılmalı, ama mutlaka bir orta yolu<br />

bulunmalıdır. Bulunacaktır da...<br />

Adnan<br />

UZAN<br />

En Büyük sınavımız Kış<br />

Guzel diye nitelendirdiğimiz bir sezonu da<br />

geride bıraktık sayılır.<br />

Kimine göre o aklar yoğun kimine göre de<br />

eh işte dilen bu sezonda herkes bir yerlere<br />

saldırarak adeta oda kapma savaşı ve oda<br />

açma savaşları resmen boy gösterdi.<br />

Tecrübesizlikler diz boyu boy gösterirken,<br />

biz Türklerin en sevdiği yakalamışken<br />

öpmenin de tadını gayet güzel çıkarttılar.<br />

Eyvallah diyelim..<br />

Ancaaaak şöyle bir durum var, daha önceden<br />

de feryat figan dile getirdiğimiz ve halen bir<br />

şeyleri düzeltme cabalarımıza bu yoğunluk<br />

içeresindeyken ne oldu? Tecrübesiz<br />

elemanla hizmet verme savaşı, akraba eş<br />

dost kıyağı derken, bu sezon skandallarla,<br />

hata düzeltmelerle, beceriksizliklerle de<br />

uğraştıran bir sezon oldu.<br />

Peki, bunun önüne nasıl geçilecek, nasıl<br />

bir çözüm bulunacak, halen ortaya<br />

konmuş değil. Temel Eğitimin esas olması<br />

gerektiği sektörümüz de Turizm Meslek<br />

Lisesi okullarında yada üniversitelerin de<br />

etkinlikler, söyleşiler ile gençleri ve bu<br />

sektöre heves eden gençlerimize yatırım<br />

yapılmasını savunuyorum şahsım adına.<br />

Daha şimdi bile aramızdan Turizmden artık<br />

boğularak kaçar adımlarla sektör değiştiren<br />

arkadaşlarımız varken, yenilerini nasıl<br />

kazandıracağız, bunu bulmalıyız acilen.<br />

Kış sezonunun kayıp değil, bence bu<br />

tur oluşumlarla kazandırılması, kışı yaz<br />

için adeta taze kan için yatırım olarak<br />

değerlendirsek doğru olmaz mı?<br />

Çünkü gördüğünüz gibi kısın da nasıl<br />

geçeceğini kimse bilmiyor ve artık hiç bir<br />

periyodu kestiremez olduk. Bu da tabii ki<br />

gene işçi çıkartmalarına, kapanmalara ve<br />

gene rengârenk güzel dedikodulara saha<br />

hazırlamaktır.<br />

Yani demem o ki dostlar; kış geldi çattı, boş<br />

durmamak, eksik yönlerimizi tamamlamak,<br />

amacın sadece odanın dolmuş olması ya da<br />

bir rezervasyon yapmış olmak değil, kazançlı<br />

işi verimli ve sürekliliğini düşünerek hareket<br />

etmeyi öğrenmemiz gerek artık. Artık<br />

havucu kafasıyla bu işlerin yürümediğini,<br />

eş-dost-akraba kafasıyla bu hizmetlerin<br />

verilmediğini, verilse bile hizmetin ortada<br />

olduğunu ve kan kaybedildiğini anlamamız,<br />

anlatmamız gerek…<br />

Hoş geldin kış, hoş geldin sorumlulukların<br />

mevsimi…


Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017 www.hotelgazetesi.com<br />

18<br />

~<br />

egitim<br />

Asım<br />

TOPÇUOĞLU<br />

Laleli Otelciler Platformu’ndan<br />

Gençliğe Yatırım Projesi<br />

HARASE<br />

Zülfü Livaneli’nin, Ortadoğu’da İşid’in Ezidi Halkına<br />

yaşattığı zulmü anlatan “Huzursuzluk” romanında ‘vay<br />

be bu kadar da olur mu?” demeden duramıyorsunuz...<br />

Bu sürükleyici romanın bir bölümünde bilge bir kişiliğin<br />

yaptığı tespit ise çok yerinde olmuş. Şöyle diyor o<br />

bilge: “Harese nedir bilir misin oğlum? Arapça eski bir<br />

kelimedir. Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri<br />

buradan türemiştir.<br />

Develerin çölde çok sevdiği bir diken vardır. Deve,<br />

dikeni yedikçe ağzı kanar. Tuzlu kanın tadı, dikeninkiyle<br />

karışınca; bu, devenin daha çok hoşuna gider. Kanadıkça<br />

yer, bir türlü kendi tadına doyamaz… Ortadoğu’nun<br />

adeti budur, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında<br />

kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından<br />

sarhoş olur...” Bu çok doğru bir tespit.<br />

İstanbul Üniversitesi Turizm Otelcilik Meslek Yüksekokulu<br />

ve Turizm İşletmeciliği öğrencilerine düzenlenen panelde,<br />

öğrencilerle mesleki kariyerleri için hedef planlaması yapıldı<br />

Bence, bizim ülkemizdeki rant tutkusu da buna paralel bir<br />

hareket. Anadolu’nun köylerinde ve küçük beldelerinde<br />

yaşayan toplumlar farkında olmadan yavaş yavaş büyük<br />

şehirlere dolaylı olarak göç ettiriliyor.<br />

Kırsal kesimin iticiliği ve kentin çekiciliği birbirini<br />

tamamlayan karşılıklı etkileşim içinde olan ve bir<br />

araya geldiklerinde nüfusu hareketlendiren etkenler.<br />

“İstanbul’un taşı toprağı altındır”gibi anonim deyişler<br />

biçiminde kendini belli eden kültürel öğeler de<br />

diğerlerinin yanı sıra kentin çekiciliğini artırarak, kente<br />

olan büyük göç akımını pekiştirmiştir.<br />

Yani devenin çölde sevdiği diken tadında, modern yaşam<br />

tutkusu, ekonomik rahatlık, sosyal zenginlik, kolay iş<br />

bulabilme, hızlı ulaşım(!) , eğitim olanakları, tüketme<br />

arzusu ve terörden kaçış gibi çoğaltılabilen birçok örnek…<br />

Dolayısıyla bunları yaşamak için gelen toplumlar,<br />

doğup büyüdükleri yerleri bırakarak üretmedikleri için<br />

topraklarını verimsizleştiriyor ve geldikleri şehirlerin<br />

toprak, arazi değerlerinin yükselmesine sebep oluyorlar.<br />

Bu da belli bir kesimin ağzını sulandırarak, rant arzularını<br />

kabartıyor. Ve yapılan binalar tekrar tekrar yapılıp yıkılıp<br />

‘kentsel dönüşüm’ adı altında tekrar millete kakalanıyor.<br />

Kendisine “Sen böyle bir yerde yaşamayı hak ediyorsun”<br />

dendiği için, hem bu rantçıların tutkusuna alet olunuyor,<br />

hem de insanın nefes almasını sağlayan doğa da parça<br />

parça katlediliyor, kültürler de yok ediliyor… Her zaman,<br />

hikayesi olan mistik sokaklara özlem duyuluyorsa, doğal<br />

köy yaşantısına da olduğu gibi, karar verilirken tekrar<br />

tekrar düşünülmeli.<br />

Bununla paralel “sen üretme tüket “algısı da oluşturularak<br />

bir model yaratılıyor, insanlar da belli aralıklarla bu<br />

modele alıştırılıyor ve “sende öyle yapmalısın” imajı<br />

verilerek herkes adeta kopyalanıyor. Yediği, içtiği, giydiği,<br />

kullandığı her şey buna göre planlanıyor. Ve insanoğlu<br />

bundan çok zevk alıyor ve değişikliği sürekli istiyor. Ama<br />

üretemiyor!<br />

Yani ülkemiz insanı kendi kendini yok ediyor, farkında<br />

bile olamadan…<br />

Bu harese ya bir an önce bitmeli ya da bitmeli!<br />

Laleli Otelciler Platformu, İstanbul Üniversitesi’nin Turizm Otelcilik<br />

Meslek Yüksekokulu ve Turizm İşletmeciliği bölümü öğrencilerine bir<br />

panel düzenledi. Üniversitenin Turizm Kulübü Danışmanı Tolga Akgün ve<br />

Kulüp Başkanı Berna Pala’nın daveti üzerine düzenlenen etkinlikte, Laleli<br />

Otelciler Platformu yönetim kurulu üyeleri ile öğrenciler biraraya geldi.<br />

ÖĞRENCİLERE İŞ OLANAĞI<br />

İstanbul Üniversitesi adına Turizm Kulübü<br />

Akademik Danışmanı Tolga AKAGÜN, Turizm<br />

İşletmeciliği Kulüp Başkanı Berna PALA ve<br />

Kalya Mutfak Sanatları Akademisi’nden Chef<br />

Cavit ÜNAL’ın katıldığı organizasyona, Laleli<br />

Otelciler Platformu adına Başkan Tarkan Akyüz<br />

(Grand Ant <strong>Hotel</strong><br />

Ayhan Hacıbektaşoğlu (Barın <strong>Hotel</strong>), İkbal<br />

Yiğitalp, Tuba Yigitalp (Yigitalp <strong>Hotel</strong>), Mustafa<br />

Kılıç (The Parma <strong>Hotel</strong>), Duygu Sönmez Özçer<br />

(Wyndham Istanbul Old City) ve Ercan Çelik<br />

(Hilarium <strong>Hotel</strong>) iştirak etti.<br />

Turizm Sektöründeki gelişmelerin tartışıldığı<br />

panelde öğrencilerin sektörle ilgili sorularını<br />

yanıtlayan platform üyeleri, ayrıca öğrencilerle<br />

sektörün durumu hakkında bilgi ve tecrübelerini<br />

paylaştılar.<br />

Platform Yönetim Kurulu Üyeleri, genelde sohbet<br />

havasında geçen panelde, öğrencilerin imkanları<br />

değerlendirilip kariyer planlaması yapabilmeleri<br />

için kendi deneyimlerinden örnekler verdiler.<br />

Ayrıca öğrencilerin önümüzdeki staj döneminde<br />

Laleli Otelciler Platformu üyesi otellerde<br />

çalışmaları için bir protokol imzalanırken, taraflar<br />

önümüzdeki günlerde çeşitli projeler üzerinde<br />

çalışarak bu işbirliğinin daha da geliştirilmesi<br />

yönünde karar aldılar.


19<br />

~<br />

egitim<br />

Sayı:<br />

İSTESOB’DEN SERTİFİKA TÖRENİ<br />

8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017 www.hotelgazetesi.com<br />

Hüseyin<br />

ASLAN<br />

HASANKEYF CITTASLOW<br />

ÜYESİ OLMA YOLUNDA<br />

İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin (İSTESOB),<br />

İstanbul Otel Motel Kamping Pansiyoncular ve Benzerleri<br />

Esnaf Odası ile birlikte düzenlediği, ‘Dezavantajlı Grupların<br />

Ekonomik ve Sosyal Hayata Kazandırılması Projesi sona erdi.<br />

1 Kasım 2016 tarihinde başlatılan proje<br />

kapsamında bir yıl boyunca bir çok meslek edinme<br />

kursları, genel beceri eğitimleri ve girişimcilik<br />

eğitimleri düzenlendi.<br />

Projenin kapanış töreni, <strong>Ekim</strong> 2017’nin son<br />

haftasında Bayrampaşa’daki Wish More <strong>Hotel</strong>’de<br />

gerçekleştirildi. Törende bir konuşma yapan<br />

İSTESOB Yönetim Kurulu Başkanı Faik Yılmaz,<br />

projenin olumlu yansımalarına değindi. Bugüne<br />

kadar yapılan bir çok meslek edinme, genel beceri<br />

ve girişimcilik kurslarında katılımcıların farklı<br />

alanlarda eğitilerek yetişdirildiğini belirten Yılmaz,<br />

verdikleri destekten dolayı Küçükçekmece Mesleki<br />

Eğitim Kurumuna, İSTESOB çalışanlarına, proje<br />

koordinatörlerine ve ortaklarına teşekkür etti.<br />

İstanbul Otel Motel Kamping Pansiyoncu ve<br />

Benzerleri Esnaf Odası Başkanı Ahmet Yaşar ise,<br />

projenin sonlandırılmasına rağmen bundan sonra<br />

da katılan adaylara destek olacaklarını belirtti.<br />

Yaşar; ‘’Gerçekleştirdiğimiz proje zordu. Ama biz<br />

zor olanı başardık. Çünkü kursiyerlerimiz bize<br />

inandı, inanarak bizi tercih ettiler. Artık onlar<br />

işlerinin öncüsü oldular. Biz her zaman arkanızda<br />

olacağız.” diye konuştu.<br />

Program sertifika dağıtım töreni ile sona erdi.<br />

Yapılan sınavlarda başarılı olan kursiyerlere proje<br />

belgesinin yanı sıra, Milli Eğitim Bakanlığının<br />

onayladığı belgeler, girişimcilik eğitimlerine<br />

katılanlara ise girişimcilik sertifikaları dağıtıldı.<br />

Hasankeyf Kaymakamı Faruk Bülent BAYGÜVEN ile<br />

Belediye Başkanı Abdulvahap KUSEN'in ortaklaşa<br />

yürüttükleri bir proje sonucunda 1 yıl önce Cittaslow<br />

Üyelik başvurusu yapıldı.<br />

Bir yıl önce yapılan başvuru üzerine Hasankeyf’in Cittaslow<br />

başvurusunu yerinde incelemek üzere Cittaslow Genel<br />

Başkan Yardımcısı, Türkiye Onursal Başkanı, Seferihisar<br />

Belediye Başkanı M. Tunç SOYER ve Cittaslow Bilim<br />

Komitesi üyesi Prof. Dr H. Rıdvan YURTSEVEN, ilçemizde<br />

incelemelerde bulunmak üzere Batman’a geldiler.<br />

Hasankeyf , eşsiz doğası ve tarihiyle Cittaslow adaylığı<br />

kapsamında. Hasankeyf’in sular altında kalacak olması<br />

nedeniyle kaybedeceği zenginlikleri var tabii ki ama yeni<br />

kurulacak Hasankeyf’i turizmin vazgeçilmez şehir olacak.<br />

Yeni Hasankeyf’te, Cittaslow’un kriterleriyle, olağanüstü<br />

tarihsel mirası ve kültürel değerleri nasıl koruyabiliriz,<br />

dezavantajları avantaja nasıl çeviririz konusu üzerinde<br />

çalıştık.<br />

En önemlisi, Kaymakam Faruk Bülent Baygüven ve<br />

Belediye Başkanı Abdulvehap Kusen’in kararlı ve örnek<br />

liderlikleri içimizi aydınlattı. Hasankeyf halkının geleceğini<br />

belirlerken yapacakları katkının çok verimli olacağına<br />

inandık. Hasankeyf’in önünde uzun ve meşakkatli bir yol<br />

var ancak, parlak bir gelecek kurmak için sahip oldukları<br />

potansiyel engelleri aşacak tüm imkanlara sahip.<br />

Hasankeyf ilçemiz bilindiği gibi 12000 yıllık tarihi bir<br />

geçmişe sahip olup Cittaslow'un ana kriterlerini taşımakta<br />

ve bu kuruluşa üye olabilecek tarihi mirasa, kültüre<br />

ve birikime sahiptir. Yeni Hasankeyf'in vizyon bir ilçe<br />

olacağı inancındayım, burada ciddi kamu yatırımları var.<br />

Hasankeyf Türkiye'nin Cittaslow'u ve dünya turizminin<br />

yıldızı olma yolunda… İki yıl sonra Hasankeyf ülkemizin en<br />

önemli turizm merkezi haline gelecektir.<br />

Yönetici<br />

Kadınlar<br />

Grand Anka<br />

<strong>Hotel</strong>’de<br />

toplandı<br />

İstanbul’daki otellerin kadın<br />

yöneticilerinin bir araya gelerek<br />

oluşturduğu ‘Yönetici Kadınların<br />

Sesi’ grubu, ekim ayında bir<br />

araya geldi. 2016 yılındaki<br />

dönemde krizin aşılmasına<br />

destek amacıyla kurulan grup,<br />

Grand Anka <strong>Hotel</strong>’de yapılan<br />

toplantıda, yapılan çalışmaların<br />

sonuçları masaya yatırılırken,<br />

2017 yılı değerlendirildi. 2018<br />

yılı için neler yapılabileceğinin<br />

de tartışıldığı toplantıda, grubun<br />

gelecek dönemde daha etkin<br />

organizasyonlar düzenlemesi<br />

gerektiğine karar verildi.<br />

Grubun sektördeki etkinliğini<br />

artırmak için izlenecek yolların<br />

belirlendiği toplantıda, sponsor<br />

desteği için çalışmalar yapılması<br />

da gündeme geldi.<br />

Hasankeyf'in en kısa sürede Cittaslow üyesi olacağını<br />

ümit ediyorum. Bu vesileyle; Hasankeyf’i hak ettiği bir<br />

şekilde tanıtmaya çalışan ve katkıda bulunan Kaymakam<br />

Faruk Bülent Baygüven, Cittaslow Türkiye Koordinatörü<br />

Seferihisar Belediye Başkanı M.Tunç SOYER'e, Cittaslow<br />

Bilim Komitesi Üyesi Prof.Dr H. Rıdvan YURTSEVEN'e,<br />

Belediye Başkanımız Abdulvahap KUSEN'e, proje ekibime<br />

teşekkür ederim.<br />

Cittaslow Nedir?<br />

Cittaslow 1999 yılında İtalya’da kurulan 30 ülkede 238<br />

üyeye sahip, dünya çapında tanınan ve takip edilen bir<br />

birliktir.<br />

İtalyanca Citta (Şehir) ve İngilizce Slow (Yavaş)<br />

kelimelerinden oluşan Cittaslow sakin şehir/yavaş şehir<br />

anlamında kullanılmaktadır.<br />

Cittaslow, şehrin dokusunun, renginin, müziğinin ve<br />

hikayesinin uyum içinde, şehir sakinlerinin ve ziyaret<br />

edenlerin zevk alabilecekleri bir hızda yaşanabileceği<br />

kentlerin uluslararası birliğidir.


Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

bilisim 20<br />

Oteller için<br />

Sosyal Medya<br />

Pazarlamasının<br />

Gücü<br />

Facebook ve Instagram’ın sık sık yaptığı güncellemelerle birlikte<br />

yeni ekledikleri özelliklerle yaratıcı çalışmalar yapmaktan<br />

çekinmeyin. Örneğin; Instagram ve Facebook’un canlı yayın ve<br />

hikaye özelliği sizin için çok iyi bir araç olacaktır.<br />

Neredeyse tüm sosyal medya kanallarının mesajlaşma özelliği<br />

bulunuyor. Onları çağrı merkezi gibi kullanmak kullanıcıların<br />

artık vazgeçilmez iletişim aracı. Oradan gelmiş yada gelecek<br />

olan mesajları göz ardı etmeyin, kısa sürede cevap vermeye<br />

çalışın. Bu sayede satış ekibiniz, potansiyel misafirleri yada<br />

otelinize rezervasyon yaptırmış kişilerle bire bir olarak iletişim<br />

halinde kalabiliyor. İşlem oldukça hızlı olacağı için, misafirlerin<br />

de sorularına anında cevap almasını kolaylaştıracaktır.<br />

Sosyal medya mesajlaşma uygulamalarını hem hizmet kalitenizi<br />

yükseltme amaçlı kullanabilir hem de doğrudan rezervasyonları<br />

arttırabilecek bir araç olarak kullanabilirsiniz.<br />

Misafir Yorumlarını Önemseyin<br />

İnsanların bir oteli en çok sosyal medya aracılığı tanımaya<br />

çalıştığını düşünürsek sosyal medya yönetimi profesyonel<br />

bir çalışmayı gerektiriyor. Bunu yaparken de kaliteli yazılı ve<br />

görsel içeriklerden yararlanmak, konaklayan yada potansiyel<br />

misafirlerin otel hakkında güzel yorumlar yapmasını sağlamak<br />

gerekir. Özellikle görsellerden faydalanmak planlanıyor ise<br />

mutlaka kaliteli çekimler yapılmalı. Fakat oluşturulan bu<br />

görsellerin doğal ve gerçeği yansıtmasına dikkat edilmeli.<br />

Böylelikle potansiyel misafirlerinizin gözünde net bir yer<br />

edinirsiniz.<br />

Muzaffer UZUN<br />

Digital Marketing Manager<br />

Sosyal medya kullanımı<br />

özellikle mobil cihazların<br />

kullanımının artmasıyla<br />

birlikte, tüm dünyada<br />

olduğu gibi ülkemizde de<br />

giderek hız kazanmaktadır.<br />

Bu noktada oteller de<br />

bir çok sektör gibi sosyal<br />

medyayı aktif bir biçimde<br />

kullanarak daha çok kişiye<br />

ulaşıp, sundukları hizmetleri<br />

anlatabilir. Çünkü, sosyal<br />

medya aracılığıyla, normal<br />

şartlarda ulaşmakta<br />

güçlük çekeceğiniz<br />

kitlelere ulaşabilir ve<br />

misafir portföyünüzü<br />

geliştirebilirsiniz. Herhangi<br />

bir şirketin tanıtımı ve<br />

reklamı açısından sosyal<br />

medya ne kadar etkili ise<br />

oteller içinde o denli önemli<br />

bir pazarlama aracıdır.<br />

Güncel Kalın ve Trendleri Takip Edin<br />

Sosyal medya kanallarını kullanırken sadece en bilinenleri<br />

değil, aynı zamanda giderek talebi arttıran sosyal iletişim<br />

araçlarından da yararlanmak gerekir.<br />

Hali hazırda bulunan sosyal medya mecraları kullanıcıların<br />

taleplerini göz ardı etmeyerek farklı yenilikleri kullanıcılara<br />

sağladı. Örneğin; ülkemizde Facebook, Instagram ve Twitter<br />

oldukça yaygın bir biçimde kullanılıyor. Özellikle Instagram<br />

ve Facebook’un kullanıcılar için sağlamış olduğu etiketleme<br />

(#) imkanı, otelde konaklayan misafirlerinizin fotoğraflarını<br />

paylaşırken yer bildirimi yapması yani kullanıcılar tarafından<br />

oluşturulan içerikler, sizin için güzel bir reklam çalışması<br />

olacaktır.<br />

Oteliniz için dijital pazarlama olanaklarından yararlanırken,<br />

misafirlerinizin katkısı her aşamada önem kazanır. Bu nedenle<br />

misafirlerinizin sık sık sosyal medyada sizden bahsetmesini<br />

teşvik edici çalışmalar yapın. Otelinizde veya tesisinizde<br />

onların paylaşabilecekleri etkinlikler veya kendilerini özel<br />

hissedebilecekleri hizmetler sunun. Unutmayın; ufak<br />

maliyetlerle misafirlerinize sunacağınız görsel açıdan zengin<br />

hizmetler, onların hizmetinizi sosyal medyada paylaşmasını<br />

sağlayacaktır. Misafirlerinizden izin alarak onların otelinizde<br />

yaptıkları çekimleri de misafirinizin gözünden sosyal<br />

hesaplarınızda paylaşabilirsiniz. Çünkü tatil için otelinizi<br />

seçmek isteyen bir kişi en çok sizin misafirleriniz ile ilginize ve<br />

misafirlerin deneyimlerine önem verir.<br />

Tabi ki bu da yeterli gelmeyecek, bu reklam çalışmaları<br />

ile misafirlerinizin takipçileri ya da otelinizde konaklamak<br />

isteyen potansiyel misafirleriniz otelinizin hizmetleri ve<br />

imkanları hakkında detaylı bilgiye ulaşmak isteyecektir. Sosyal<br />

medyada bunu sağlamanın en iyi ve etkili yolu görseller yani<br />

fotoğraflardır. Bu noktada sürekli güncellenen ve iyi yönetilen<br />

bir sosyal medya hesabınızın mutlaka bulunması gerekiyor.<br />

Otelinizde misafir olarak kalan misafirler de daha sonra sizi sosyal<br />

medya hesaplarınızdan takip ederek, misafirlikleri esnasında<br />

yaşadıkları hakkında yorum yapmak isteyecektir. İşte bu nokta<br />

oldukça kritiktir. Çünkü olumsuz olarak gelebilecek yorum,<br />

diğer ziyaretçilerinizi de anında negatif yönlü etkileyecektir. Bu<br />

nedenle öncelikle hizmet kalitenize önemi arttırmanız ve gelen<br />

yorumları değerlendirmeniz gerekecektir. Bu da sosyal medya<br />

hesaplarınızda yapılan olumlu yorumların sayısını arttıracaktır.<br />

Tüm bunların yanı sıra sosyal medya kanalları aracılığı ile<br />

uyguladığınız kampanyaları, erken rezervasyon fırsatlarını ve<br />

indirimleri pek çok kişiye daha hızlı bir biçimde duyurabilir,<br />

potansiyel ziyaretçilerin konaklama veya tatil için sizi tercih<br />

etmesini sağlayabilirsiniz.<br />

Dünyada bir çok sektör dijital dönüşüme ayak uydurmaya<br />

çalışıyor. Sosyal medyanın da bu dijital dönüşümün bir parçası<br />

olduğunu bilmek gerek. Uluslararası zincir markalara bağlı<br />

oteller belli oranda bu dönüşüme ayak uydurmuş durumda<br />

fakat bunu ancak yerel otellerin bir kısmı için söyleyebiliriz.<br />

Bunca yatırımın yapıldığı otelcilik sektörü için dijital pazarlamaya<br />

yeterince önem verilmemesi, sadece alışıla gelmiş pazarlama<br />

taktiklerini kullanan otellerin, rakiplerinin çok gerisinde<br />

kalacağını ve gelecek yıllarda pazarlama tarafında zorluklarla<br />

karşılaşacaklarını unutmamak gerekiyor.


21 kültür&sanat<br />

Akgün İstanbul <strong>Hotel</strong>, tarihi bir organizasyona ev sahipliği yapıyor<br />

( 15 Kasım - 10 Aralık )<br />

TROYA<br />

Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

Akgün İstanbul <strong>Hotel</strong>, 3200 yıl öncesi antik çağlardan<br />

kopup gelen bir Anadolu efsanesi, Argos’lu Sparta<br />

Kraliçesi Helena’nın Troya prensi Paris ile destansı<br />

aşkına av sahipliği yapacak.<br />

Günümüzden 3200 yıl önce, antik çağda, MÖ 1184-1182 yılları<br />

sırasında, yaşadıkları destansı aşk sonucu Sparta Kraliçesi<br />

Helena’nın , Troya Prensi Paris tarafından kaçırılmasını bahane<br />

eden istilacı Akha’lar, Çanakkale boğazı girişindeki Kutsal İlion’a<br />

topluca saldırmışlar. Süratle büyüyen ve on yıl süren savaş,<br />

kısa zamanda bir Yunanistan coğrafyasından gelen Akha’lar<br />

ile Anadolu devletlerinin top yekün savaşına dönüşmüş.<br />

Efsanelere göre kahredici savaşa Yunan ve Anadolu tanrı ve<br />

tanrıçaları da fiilen karışmışlar. O çağda Anadolu’da yaşayan<br />

bütün kavimler Troya’ya yardıma gelmişler.<br />

MÖ 850’lerde İzmir de doğan Homeros’un İlyada destanında<br />

anlattığı olaya binlerce yıl hep antik çağın bir efsanesi gözüyle<br />

bakılmış. 1870 yılına gelindiğinde, Homeros aşığı Alman<br />

Heinrich Schliemann, Homeros’un İlyada’sında belirttiği<br />

detaylardan yola çıkarak, gaflet tanrıçası Ate’nin Zeus<br />

tarafından fırlatıldığı Hisarlıktepe’de yaptığı kazılar sonunda<br />

efsanelerdeki Troya’yı gün ışığına çıkarmış.<br />

4 YILLIK BİR ÇALIŞMANIN ÜRÜNÜ<br />

Her karesinden örnekler alınması gereken Kutsal İlion’un<br />

acıklı hikayesi, çini ve seramik sanatçısı İsmail Faris Öncel<br />

tarafından, savaşın 3200’üncü yılına yetişecek şekilde, dört yılı<br />

aşan bir araştırma, seçme, değerlendirme ve çalışma sonucu<br />

taş karo çiniler ve seramik objeler üzerine yorumlanarak<br />

resimlenmiş.<br />

#HayatinSeninElinde<br />

Meme kanserinde erken teşhisin<br />

önemini vurgulamak amacıyla<br />

oluşturulan #HayatinSeninElinde<br />

farkındalık projesinin lansmanı,<br />

İstanbul Cerrahi Hastane’sinde<br />

yapıldı<br />

SERGİSİ<br />

2018 TROİA yılı adına, TÜROB (Türkiye Otelciler Birliği) desteğiyle<br />

15 Kasım’da açılacak sergi, 10 Aralık 2017 tarihine kadar görülebilecek.<br />

Tablolar ve objeler oluşturulurken, MÖ 670-400 yılları<br />

arasında yaklaşık 270 yıllık süreçte yapılmış antik vazolar,<br />

amforalar, duvar resimleri, gravürler, heykel kompozisyonları,<br />

daha sonraki çağlarda batılı ressamlarca yapılan karakalem,<br />

yağlı boya tablolardan faydalanılmış.<br />

Gaflet Tanrıçası Ate’nin Hisarlıktepe’ye düşüşü ve İlios’un<br />

İlion şehrini kuruşu, bilahare on yıllık savaşı, savaş sonrası<br />

kahramanların uzun yıllar süren evlerine dönmeleri sırasında<br />

başlarından geçenleri anlatan çini tablolar ve açıklayıcı bilgi<br />

levhaları,sergide kronolojik sıraya göre teşhir edilmekte.<br />

TARİH YENİDEN CANLANACAK<br />

En önemlisi sergideki resimlerde yer alan mitolojik efsane,<br />

açılış günü çağına uygun kostümlü sunucular tarafından<br />

teatral sunum yapılarak anlatılıyor. Bu da izleyiciyi serginin<br />

teması içine çeken ilginç detaylardan biri.<br />

3. KEZ SERGİLENİYOR<br />

Troya tabloları ilk olarak 19 Kasım 2014 ten itibaren 4,5 ay<br />

süre ile İstanbul Hasköy’deki Rahmi M.Koç müzesinde, Koç<br />

Grubunun değerli destekleri ile sergilendi.<br />

Mevcut koleksiyon 2 yıl süren ilave çalışmalar ile<br />

zenginleştirildikten sonra ikinci Troya Sergisi 14-19 Kasım<br />

2016 tarihleri arasında, Ankara Barosu Av.Atilla Sav Sanat<br />

Galerisinde gerçekleşti.<br />

Troya Sirgisinin 3.sü, 2018 TROYA yılı adına, Akgün İstanbul<br />

<strong>Hotel</strong> ev sahipliğinde, TÜROB Türkiye Otelciler Birliği<br />

destekleriyle 15 Kasım – 10 Aralık 2017 tarihleri arasında<br />

gerçekleşecek.<br />

Sanat Seninle Derneği’nin Kurucu Başkanı, yazar ve ressam Özge Günaydın’ın resim sergisi İstanbul Cerrahi<br />

Hastanesi’nde yer alan Art in Hospital sergi salonunda büyük bir lansmanla açıldı. Meme kanserinde erken teşhisin<br />

önemine dikkat çekmek için oluşturulan #hayatinseninelinde projesi kapsamında açılan sergide, ayrıca basımı ve<br />

dağıtımı Yediveren Yayınları tarafından yapılan “Panik Yok, Ben Kanserim” kitabının imza günü de gerçekleştirildi.<br />

Erken teşhis ve ücretsiz tarama gibi konularda fayda sağlamak için gelirinin Senoloji Derneği’ne bağışlanacağı<br />

çalışma, özellikle basın ve sanatseverler tarafından büyük ilgi gördü.<br />

ÜNLÜ İSİMLER DESTEK VERİYOR<br />

Senoloji Derneği iş birlikteliği ve İstanbul Cerrahi Hastanesi sponsorluğunda<br />

başlatılan projeye Pınar Altuğ, Öznur Yakın, Buket Dereoğlu ve Didem Çapa<br />

gibi sanat ve iş dünyasından birçok ünlü isim destek veriyor. Sosyal medyada<br />

da yoğun ilgi gören projede, Facebook ve Instagram kullanıcıları videolarını<br />

#hayatinseninelinde etiketiyle paylaşarak farkındalık oluşturmak için katkıda<br />

bulunuyor.<br />

PANİK YOK BEN KANSERİM<br />

#hayatinseninelinde sloganı ile düzenlenen<br />

sergi Kasım ayı sonuna kadar ziyaretçilerini<br />

ağırlamaya devam edecek. Tüm gelirinin<br />

Senoloji Derneği’ne bağışlanacağı “Panik<br />

Yok, Ben Kanserim” kitabı tüm kitapçılarda<br />

kitapseverleri bekliyor.<br />

Sergi Yeri: İstanbul Cerrahi Hastanesi,<br />

Ferah sokak 22 Nişantaşı İstanbul<br />

İletişim: Emine Sever<br />

emine@brothers-sisters.com.tr<br />

05332692908 - 02122826400<br />

Özge Günaydın<br />

ozge@brothers-sisters.com.tr<br />

Eser<br />

RÜZGAR<br />

TİYATRO BAĞIMSIZLIK<br />

YAPAR<br />

İKSV tarafından düzenlenen ve 21.si yapılacak olan İstanbul<br />

Tiyatro Festivali 13-26 Kasım tarihleri arasında seyircisiyle<br />

buluşuyor. “Tiyatro bağımsızlık yapar” sloganıyla yola çıkan<br />

festivalde bu yıl 6 uluslararası, 13 de yerli olmak üzere 19<br />

yapım yer alıyor. Daha önceleri iki yılda bir yapılan festival,<br />

bu yıldan itibaren her yıl ve kasım ayında düzenlenecek.<br />

FESTIVALIN DIKKAT ÇEKEN YAPIMLARI<br />

“III. Richard” 17-18 Kasım’da Zorlu Drama Sahne’de<br />

İlk sırada III. Richard yer alıyor. Shakespeare’nin metnini<br />

usta yönetmen Thomas Ostermeier sahneye taşıyor.<br />

Ostermeier festival seyircisinin çok sevdiği bir Alman<br />

yönetmen. Daha önce “Hamlet” ve “Bir Halk Düşmanı”<br />

rejileriyle festivale katılan yönetmenin her oyunu sıra dışı<br />

unsurlar barındırıyor. Bakalım yönetmen bu oyununda bizi<br />

yine şaşırtacak mı?<br />

“Bir Daha” 14-15 Kasım’da Moda Sahnesi’nde<br />

Festivalin bir diğer dikkat çeken yapımı “Encore” dilimize<br />

“Bir Daha” diye çevrilmiş. Komşu ülke Yunanistan’ın<br />

önemli yönetmenlerinden Theodoros Terzopoulos oyunu<br />

tasarlamış ve sahneye taşımış. Oyunun, tiyatronun camdan<br />

duvarını kırarak seyirciyi tepeden tırnağa kuşatacağı iddiası<br />

var.<br />

“Önce” 22-23 Kasım’da Moda Sahnesi’nde<br />

Portekizli yönetmen Pedro Denim’in yazıp-yönettiği<br />

“Önce” hüzün sözcüğünün iki farklı şehre, İstanbul ve<br />

Lizbon’a yansıması üzerine kurulmuş bir oyun. Hüzün ve<br />

melankoliden beslenen oyun, seyircisini farklı coğrafyalarda<br />

benzer duygularla bir yolculuğa çıkaracak.<br />

“Yalnız” 24-25 Kasım’da Zorlu Drama Sahnesi’nde<br />

Lübnan doğumlu yönetmen Wajdi Mouawad tarafından<br />

yazılıp yönetilen ve oynanan “Yalnız” isimli oyun, “Senin<br />

eskiden olduğun kişiye dönüşen bir başkası varsa nasıl bir<br />

yol izlersin?” sorununun ekseninde şekilleniyor.<br />

“Martı” 13-14-15 Kasım’da Zorlu Studio Sahne’de<br />

Yerli yapımların ilk sırasında Anton Çehov’un yazdığı<br />

ve Serdar Biliş’in yönettiği “Martı” var. İddialı oyuncu<br />

kadrosuyla dikkat çeken Martı güncel bir yorumla sahneye<br />

taşınıyor. Oyunda; Tilbe Saran, Şerif Erol, Sevil Akı gibi<br />

tecrübeli isimlere Gonca Vuslateri, Boran Kuzum, Ecem<br />

Uzun gibi popüler isimler eşlik ediyor.<br />

“Yuva” 14-25 Kasım’da Enka İbrahim Betil Oditoryumu’nda<br />

Sami Berat Marçalı’nın yazıp yönettiği “Yuva” yönetmenin<br />

son zamanlarda kafa yorduğu iletişim, göçmenlik, aidiyet<br />

var oluş kavramlarını dinamik bir yöntemle sahneye<br />

taşıyor.<br />

“Fırtına” 18-19 Kasım’da Moda Sahnesi’nde<br />

Festivalin bir başka Shakespeare eseri “Fırtına”. Oyunu<br />

Kemal Aydoğan yönetmiş, fantastik kurgunun halk<br />

oyunlarıyla iç içe geçtiği oyunun, özgürleşme kavramı<br />

üzerine söyleyecek sözü var.<br />

Festival kapsamında çok sayıda panel, söyleşi, atölye<br />

çalışması da yapılacak. Detaylı bilgi için İKSV’nin internet<br />

sayfası ziyaret edilebilir.


Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

A+<br />

ik<br />

22<br />

Recep<br />

Yavuz’dan<br />

Her Şey Sahil<br />

Hizmete açıldı<br />

GOLDEN HORN<br />

Emekli turizmci Recep Yavuz, sektördeki 30 yıllık birikimini 144<br />

sayfalık bir kitapta topladı. Turizme dair 37 güncel makale ile,<br />

bahşişten, her şey dahile, turizm güvenliğinden, otel isimlerine,<br />

kaçırılan tarihi eserlerden, uçaktaki domates suyuna kadar her<br />

turisti sarıp sarmalayan konuları kendine has üslubu ile kaleme<br />

alan yazar, eseri için “Türkiye’nin sloganından, en yoğun otel<br />

şikâyetlerine, Türk kahvesinden, Gurbetçi turistlere kadar Türk<br />

turizmini sarıp sarmalayan konuları 1,5 saatte okuyabilirsiniz” diyor.<br />

Recep Yavuz’un Her şey Sahil adlı kitabında, turizmin içinde<br />

olan herkese dokunan yazılar, makaleler, istatistikler yer alıyor.<br />

Recep Yavuz, kitabı ‘Her Şey Sahil’ için şunları söyledi:<br />

“Makalelerimi turizm önemli paydaşları olan Otelciler, Acentacılar, Kültür ve<br />

Turizm Bakanlığı, Turistler ve Halkımıza bölüştürdüm..<br />

50 milyon turist, 50 milyar Dolar turizm geliri hedefleyen ülkemizde 50 tane<br />

turizm kitabı bulamazsınız… Turizme dair öğrenilenler maalesef aktarılmadan<br />

unutulmaya yüz tutuyor. Bu yüzden 20 senedir her şey dahili, otobüs kazalarını,<br />

turist kazıklamayı, yabancı dil sorununu tartışıp duruyoruz…<br />

Ben bu bağlamda küçük bir kapı açıyorum… Bu açılan kapının daha çok ışık<br />

saçması sizlerin elinde. Destek olmak, bu bilgileri elden ele ulaştırmak ve hatta genç<br />

turizmcilere hediye etmek Türk Turizmi açısından önemli bir hizmet olacaktır… “<br />

Turistlerin İstanbul’daki en beğendikleri kesim Beyazıt’ın, en beğenilen<br />

noktasında hizmet veren <strong>Hotel</strong> Momento, ikinci oteli <strong>Hotel</strong> Momento<br />

Golden Horn’u İstanbul’un en çok ziyaret edilen yerlerinden biri olan<br />

Karaköy’de hizmete açtı. Oteller bölgesinin yeni trendi Karaköy’de<br />

hizmete giren otel, tarihi Karaköy Tünelinin hemen yanında, modern<br />

tarzı ve konforuyla dikkat çekiyor.<br />

30 özel odası ile hizmet veren otelin tüm odaları Galata Köprüsü ve<br />

tarihi yarımadanın eşsiz manzarasına sahip. Konukların rahatı ve<br />

konforu ön planda tutularak dekore edilen <strong>Hotel</strong> Momento Golden<br />

Horn’un bir diğer özelliği ise, Beyazıt’ta olduğu gibi, İstanbul’un en çok<br />

tercih edilen turistik yaşam merkezlerine yürüyüş mesafesinde olması.<br />

Cafe Momento, günün yorgunluğunu atmak için her zevke uygun kahve<br />

çeşitleriyle hizmetinizde. <strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong> olarak, otelin müdürü arkadaşımız<br />

Arzu Özden’e hayırlı olsun ziyaretinde kahvesini tadıp keyfini yaşadık.<br />

www.momentohotelsistanbul.com<br />

BÜYÜK DANS’A VAR MISINIZ?<br />

Genç yazar Aysima Özge Korkusuz’un ilk romanı,<br />

Büyük Dans, 5 ŞUBAT YAYINLARI’ndan çıktı.<br />

Okurları 20. yy’ın başlarına, Venedik’e götüren yazar, onları soylular,<br />

maskeli balolar, gizlenen aşkların yaşandığı bir şehirde hayallerinin<br />

peşinden gitmek isteyen bir genç kızın dünyasıyla buluşturuyor.<br />

“Sevgi her şeyin üstesinden gelir...” sözleriyle biten çok eski bir<br />

mektup, onu yeni okuyan birinin kaderini değiştirebilir mi? Genç<br />

yazar Aysima Özge Korkusuz ilk kısa romanı Büyük Dans’ta, hem<br />

yaşamın anlamını sorgulayıp, hem okurlara Calvinovari bir oyun<br />

oynarken, aynı zamanda dilindeki edep ve naiflikle ‘edebiyat<br />

deryasının farkındayım’ mesajı veriyor.<br />

Medya Cinsi :<br />

Ciltsiz<br />

Hamur Tipi :<br />

2. Hamur<br />

Sayfa Sayısı :<br />

124<br />

Ebat :<br />

13,5 x 21<br />

İlk Baskı Yılı :<br />

2017<br />

Baskı Sayısı :<br />

1. Basım


23 ik<br />

BURASI SİZİN SAYFANIZ<br />

Turizm, Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri..<br />

Dolayısıyla hemen her gün, insan kaynakları alanında gelişmeler oluyor. Bir gün<br />

bir atama, diğer gün bir ayrılık, bir başka gün ise terfi olabiliyor. Biz de sektörün<br />

sesi olarak bundan böyle bu konuya bir sayfa ayırmaya karar verdik. Sizin de<br />

kurumunuzdaki gelişmeleri bize bildirmeniz halinde sayfalarımızda<br />

yer vermekten mutluluk duyarız..<br />

Sayı: 8 Yıl: 1 / <strong>Ekim</strong> 2017<br />

atamalar<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

Ülkay Atmaca<br />

Innvista <strong>Hotel</strong>s Belek’in<br />

Genel Müdürü oldu.<br />

Golden Way’in Yeni Genel Müdürü Sabri Karakaş<br />

Tecrübeli turizmci Sabri Karakaş, Golden Way <strong>Hotel</strong> Giyimkent’e<br />

Genel Müdür oldu. 1970 Almanya doğumlu Karakaş, ilk ve orta<br />

öğrenimini Almanya’da yaptıktan sonra Yüksek öğrenimini<br />

Türkiye’de okudu. İstanbul Üniversitesi Turizm Otelcilik<br />

Bölümünü bitiren Karakaş, 1986 yılında başladığı otelcilik mesleği<br />

süresince otellerin çeşitli kademelerde çalıştı. 2010 yılında<br />

girdiği Ayma Groups <strong>Hotel</strong>s’de Genel Koordinatörlüğe kadar<br />

yükselen Sabri Karakaş, Golden Way <strong>Hotel</strong> Giyimkent Genel<br />

Müdürlüğüne getirildi. Karakaş’a yeni görevinde başarılar dileriz.<br />

Hasan Ekmen<br />

Macaristan görevini<br />

tamamlayarak Barceló<br />

<strong>Hotel</strong> Group Dubai Genel<br />

Müdürlüğünü üstlendi.<br />

Levent Suyolcuoğlu<br />

Gloria <strong>Hotel</strong>s & Resorts<br />

Genel Müdürü oldu.<br />

Burak Çubukcuoğlu<br />

Hilton Antakya Museum’un<br />

Genel Müdür Yardımcısı<br />

oldu.<br />

Serkan Yalçınkaya<br />

Hilton Istanbul Bomonti<br />

<strong>Hotel</strong> & Conference‘ın Otel<br />

müdürü oldu.<br />

Cansu Yörükoğlu<br />

The Grand Tarabya’nın<br />

Genel Müdürlüğünü<br />

üstlendi.<br />

Mehmet Mülayim<br />

Kıbrıs Limak Cyprus Deluxe<br />

<strong>Hotel</strong>’in Genel Müdürü oldu.<br />

Arda Yavuz<br />

İstanbul Gönen <strong>Hotel</strong> Satış<br />

ve Pazarlama Müdürü oldu.<br />

Adnan Soyaslan<br />

Concorde Luxury Resort<br />

<strong>Hotel</strong>’in Genel Müdürlüğüne<br />

atandı.<br />

Nihan Güneş Aydın<br />

Lazzoni <strong>Hotel</strong>’e İK Müdürü oldu<br />

Oben Akyol<br />

TEMA Vakfı’nın Genel<br />

Müdürü oldu.<br />

Yaşmak <strong>Hotel</strong> Collection bünyesinde bulunan<br />

Yaşmak Sultan <strong>Hotel</strong>, Sultania <strong>Hotel</strong>,Olimpiyat <strong>Hotel</strong>,<br />

Yaşmak Comfort <strong>Hotel</strong> ve Romance İstanbul <strong>Hotel</strong>’in<br />

İnsan Kaynakları Sorumlusu görevini yürüten Nihan<br />

GÜNEŞ AYDIN, <strong>Ekim</strong> ayında görevinden ayrılarak<br />

turizm sektöründe kalitesini ve saygınlığını kanıtlamış<br />

Lazzoni <strong>Hotel</strong>’e transfer oldu.<br />

İnsan Kaynakları alanında Kıbrıs ve Eskişehir’de<br />

görev yapan Nihan GÜNEŞ AYDIN, <strong>Ekim</strong> 2014<br />

yılından bu yana Yaşmak <strong>Hotel</strong> Collection’da görev<br />

yapmaktaydı. Lazzoni <strong>Hotel</strong> bünyesinde İnsan<br />

Kaynakları Müdürlüğüne getirilen Aydın’a yeni<br />

görevinde başarılar dileriz.<br />

Erdal Oylum<br />

ORKA Royal’de<br />

Meslek hayatına 1997 yılında Nippon <strong>Hotel</strong>’de<br />

başlayan Erdal Oylum, Taksim bölgesindeki diğer<br />

otellerde çeşitli görevlerde bulundu. Son olarak<br />

Realstar <strong>Hotel</strong>’de Genel Müdürlük görevini yürüten<br />

Oylum, daha sonra gittiği Londra’da geçirdiği 6,5 aylık<br />

sürecin ardından, yeniden İstanbul’a döndü. ORKA<br />

Royal <strong>Hotel</strong> Satış Müdürlüğü görevine getirilen Erdal<br />

Oylum, 20 yıllık tecrübesiyle ülke turizmine hizmete<br />

devam edecek. Biz de kendisine yeni görevinde<br />

başarılar dileriz.<br />

Arda Dayıoğlu<br />

Susesi Luxury Resort <strong>Hotel</strong><br />

Satış & Pazarlama Direktörü<br />

oldu.<br />

Füsun Özsoy<br />

Kemer Country Club Satış ve<br />

Pazarlama Direktörü oldu.<br />

Tolga Taşkesen<br />

Atlas Global’in Satış Direktör<br />

Yardımcılığına atandı.<br />

Mehmet Utku<br />

Kuşadası Pinebay Holiday<br />

Resort Doubletree by Hilton’un<br />

Satış ve Pazarlama Müdürü<br />

oldu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!