%35
Bursa Serbest Muhasebeci Mali MüÅavirler Odası
Bursa Serbest Muhasebeci Mali MüÅavirler Odası
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Korupark<br />
Yanında<br />
2013-2014<br />
Eğitim Öğretim<br />
Yılında<br />
Bursa<br />
SMMM Odas›<br />
ÜYELER‹NE<br />
<strong>%35</strong><br />
EĞİTİM BURSU<br />
Bursa SMMM Odası Üyelerinin<br />
Çocuklarına Özel Kontenjanlarımız<br />
30 Eylül tarihine kadar devam etmektedir.<br />
% 35 Eğitim Bursundan yararlanmak için<br />
242 0 555 - 242 0 001 nolu telefondan<br />
KURUMSAL KART başvurunuzun yapılması gerekmektedir<br />
Akpınar Mah. Gürçay Cad. No:1 (Korupark Yanı) BURSA<br />
www.bursabireykoleji.com
B<br />
haber<br />
İÇİNDEKİLER<br />
12 TÜRMOB’da<br />
‘Sanlı’ güven tazeledi<br />
18<br />
A’dan Z’ye<br />
‘e-fatura’<br />
16<br />
17<br />
21<br />
22<br />
23<br />
24<br />
26<br />
27<br />
28<br />
30<br />
‘Anadolu Odaları Eğitim Semineri’ mesleki alanda<br />
marka haline geldi<br />
Çok değerli Bilanço okurları<br />
Bursa için üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız<br />
En önemli partnerlerimizdensiniz<br />
Hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmayacağız!<br />
Bursa SGK’da ‘renkli adım’ dönemi başlıyor<br />
Kayıt dışını önlemede ülkeyi yönetenlerin<br />
niyeti önemli<br />
Ceylan’dan ‘hayırlı olsun’ ziyareti<br />
Maliye Bakanlığı’nın denetim ayağı güçlenecek<br />
‘Yeni Gelir Vergisi Kanun Tasarısı’ beklentileri<br />
HABER<br />
32<br />
33<br />
34<br />
karşılamamaktadır<br />
Başarı oranımız yüksek<br />
Mali müşavirlik önem kazanıyor<br />
‘Kimya sektöründeki düşüş ülkemiz adına çok üzücü’<br />
40<br />
Kirazlı’da<br />
keyifli buluşma<br />
35<br />
36<br />
37<br />
38<br />
42<br />
44<br />
45<br />
46<br />
Bağımsız denetimde ‘uluslararası’ tehdit!<br />
Meslektaşlarımız yerel yönetimlerde ve Meclis’te olmalı<br />
Ankara’da TESMER buluşması<br />
Komisyonlar iş başında<br />
Perde lösemili çocuklar için aralandı<br />
RÖPORTAJ<br />
SAĞLIK<br />
KÜLTÜR / SANAT<br />
48<br />
Müşküle<br />
Köyü<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
8<br />
BURSA SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI YAYINIDIR.<br />
Bilanço
MEVZUAT GÜNCEL<br />
53<br />
54<br />
56<br />
57<br />
58<br />
60<br />
62<br />
64<br />
68<br />
Odamızın AB Başarısı<br />
Umutlar başka bahara<br />
Paket paket demokrasi<br />
Andımız<br />
Benim adım Çalıkuşu olsun mu?<br />
Bir ceza hikayesi - 2<br />
Tarımsal Faaliyette Bulunanların Prim Borçlarının Sattıkları<br />
Tarımsal Ürün Bedellerinden Kesilmesi<br />
Sahte Belge Düzenlemesinde Teminat Uygulaması<br />
Mali Kârın Tespitinde Kanunen Kabul Edilen<br />
Giderlerden Ödeme Şartına Bağlı Olanlar ve Sebepleri<br />
32<br />
24<br />
Başarı oranımız<br />
yüksek<br />
Bursa SGK’da ‘renkli adım’<br />
dönemi başlıyor<br />
YENİ ÜYELER<br />
MEVZUAT DEĞİŞİKLİKLERİ<br />
İDARE KARARLARI<br />
42<br />
Perde lösemili<br />
çocuklar için açıldı<br />
YARGI KARARLARI<br />
SORU CEVAP<br />
PRATİK BİLGİLER<br />
VEFATLAR<br />
MAKALELERİN SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR<br />
B<br />
Bilanço<br />
54 Umutlar<br />
başka bahara<br />
9<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
haber<br />
TÜRMOB delegeleri<br />
mesleğin geleceğini oyladılar<br />
Değerli Meslektaşlarım,<br />
Türkiye genelindeki SMMM ve YMM Odaları’nın ardından, çatı örgütümüz<br />
TÜRMOB da seçim maratonunu tamamlayarak, yeni yönetim<br />
kadrolarıyla üç yıllık görev sürecine adım attı.<br />
Nail Sanlı başkanlığındaki Çağdaş Demokratlar Grubu Yönetim<br />
Kurulu’nu 6-3, Disiplin Kurulu’nu 3-2, Denetleme Kurulu’nu 2-1 alarak<br />
yeniden yönetime seçildi.<br />
TÜRMOB’un 21. Olağan Genel Kurulu, önceki genel kurul toplantılarına<br />
nazaran oldukça coşkulu ve kalabalıktı.<br />
TÜRMOB’da bayrak yarışını devralan yeni veya yeniden yönetime gelen<br />
bütün meslektaşlarımızı bir kez daha tebrik ediyor, hepsine mesleğimiz<br />
ve meslektaşlarımız adına başarılı çalışmalara imza atacakları<br />
bir çalışma dönemi geçirmelerini temenni ediyorum.<br />
Seçim tablosuna Bursa penceresinden baktığımızda ise Bursalı meslektaşımız<br />
Zeki Turan’ın TÜRMOB Disiplin kurulu listesine adını yazdırmış<br />
olması, oldukça sevindirici oldu.<br />
Smmm. Ahmet Hikmet SÖNMEZ<br />
Bursa SMMMO Başkanı<br />
yonetim@bursa-smmmo.org.tr<br />
Sandıktan çıkan sonuçlarda, birlik delegasyonunun mevcut TÜRMOB<br />
yönetimine açık bir de mesajı vardı:<br />
Oy için değil de, meslek mensupları ve mesleki sorunların çözümü için<br />
daha fazla özveri isteyen bir çalışma temposuyla faaliyet süreci geçirmenin<br />
önemi vurgulandı. Sandıktan çıkan diğer bir mesaj ise; iktidara<br />
yaslanarak yol almak isteyen gruba üye teveccüh göstermemiştir.<br />
Uzun zamandır şahit olduğum en ilgili, en kalabalık ve en katılımlı genel<br />
kurullarından birini geride bırakan TÜRMOB’da kürsüden konuşmak<br />
isteyen tüm delegelere (kısıtlı süre de olsa) tek tek söz verildi.<br />
Sırası gelmişken şunu da ifade etmek gerekir ki; mesleğin sorunlarını<br />
enine boyuna tartışabilmek için üç yılda bir yapılan, bir güne sıkıştırılan<br />
kısıtlı sürelerle konuşulabilen bir genel kurul mesleğin sorunlarına çözüm<br />
üretmekten uzak kalıyor.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
10<br />
B<br />
Bilanço
TÜRMOB Genel Kurulu’nda kürsüden de değindiğim gibi:<br />
Köklü bir geçmişe sahip mesleğimiz ve meslek örgütümüzde<br />
çözüm bekleyen pek çok sorunlarımız var:<br />
Yeni neslin mesleğe yoğun talebi ve mesleğe giriş sorunu,<br />
Mesleki pastanın adil bölüşülememesi ve haksız rekabet<br />
kaynaklı sorunlarımız,<br />
Mesleğin vesayet altında olmasından kaynaklanan sorunlarımız,<br />
3568 Sayılı Yasa’nın yetersizliğinden kaynaklanan sorunlarımız,<br />
Bağımsız denetim ile ilgili sorunlarımız,<br />
Bazı yöneticiler sorunu küçümser bir tavır takınsa da maalesef<br />
ki yıllardır çözüme kavuşturulamayan tahsilat sorunumuz,<br />
TÜRMOB’da SMMM’lerin adil temsil edilmemesinden kaynaklanan<br />
sorunlarımız,<br />
Mesleki çalışma alanlarımıza dışarıdan müdahaleler ve<br />
saldırılardan kaynaklanan sorunlarımız,<br />
Nispi temsilden kaynaklanan sorunlarımız,<br />
Örgüt içi demokrasi sorunumuz… Daha bunun gibi pek çok<br />
sorunumuz halen çözüm bekliyor…<br />
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi, “Yöneticiler,<br />
iktidara saltanat sürmek için değil, millete hizmet için<br />
getirilmişlerdir.”<br />
Hükümetlerde millete, meslek örgütlerinde ise üyeye hizmettir<br />
esas olan…<br />
Farklı görüşe sahip grup temsilcilerini aynı yönetimlerde<br />
karar almaya zorlayan ‘Nispi Temsil Sistemi’ne inat, mesleğimiz<br />
için, mesleğimizin geleceği için ortak bilince ve duruşa<br />
sahip olmalı, yöneticiler olarak mesleki sorunlarımızı<br />
çözmek için çaba sarf etmeliyiz.<br />
Bursa SMMM Odası olarak, seçim bildirgemizde mesleki<br />
konularla ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde<br />
olacağımızı vaat etmiştik. Bu doğrultuda, dergimizin ileriki<br />
sayfalarında da göreceğiniz üzere; ilişkide olduğumuz<br />
kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra siyasi partiler ve<br />
sivil toplum örgütleriyle de yönetim kurulu olarak, bir takım<br />
görüşmeler gerçekleştirdik. Geride bıraktığımız dört aylık<br />
süreçte, bir dizi resmi ziyarete imza atarken, bu ziyaretlerimizde<br />
mesleki konularımızı ve sorunlarımızı da gündeme<br />
getirdik.<br />
Yine, mesleki gündemimize uygun olarak düzenlediğimiz<br />
seminerlerimizde, alanında uzman konuşmacıları, siz değerli<br />
meslek mensuplarımızla bir araya getirdik.<br />
YIL 16 SAYI 147<br />
Bursa SMMM Odası Adına Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni<br />
AHMET HİKMET SÖNMEZ<br />
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü<br />
SABİHA IŞIK<br />
Yürütme Kurulu<br />
Ahmet Hikmet SÖNMEZ<br />
Ömer İŞÇİ<br />
Sabiha IŞIK<br />
Ali ÇEVDİR<br />
Editör<br />
Berhan SONER<br />
Mevzuat Yazı Kurulu<br />
Prof. Dr. Mehmet YÜCE, Prof. Dr. Sait KAYGUSUZ<br />
Doç. Dr. Adnan GERÇEK, Dr. Şükrü DOKUR, Öğr. Gör. Adem YILDIRIM<br />
Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Komisyonu<br />
Smmm.Mustafa AKINCI, Smmm.Özer TURAN, Smmm.Pınar KAP<br />
Smmm.Recep YILMAZ, Smmm.Aylin KARAKUŞ, Smmm.Ahmet YAŞAR<br />
Sm.Ali ERDOĞAN, Smmm.Ayşenur Güngör MUTLU, Smmm.Emir ES,<br />
Smmm.Ersel GÖNÜL, Smmm.Fatih USLU, Smmm.Hakan YALVAN,<br />
Smmm.Hamdi LİMAN, Smmm.Hızır BUDAK, Smmm.Hüseyin BURHAN,<br />
Sm.İsmet KAYNAK, Smmm.Mesut Serhat YURDAOR,<br />
Smmm.Metin TAŞTEKİN, Smmm.Muhammed Metin UYGUR<br />
Smmm.Murat YEŞİLKIR, Smmm.Nalan YILDIZ BAYSAL,<br />
Smmm.Nuay KAYA, Smmm.Recep GÜLEÇYÜZ,<br />
Smmm.Samet DEMİRTAŞ, Smmm.Tülin DEMİRCİ,<br />
Smmm.Ümmügül KÜÇÜKGÜL, Smmm.Zeki AYTEKİN<br />
Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu<br />
Sinem ATASEVER<br />
Tasarım ve Yayın Sorumlusu<br />
Nazlı ÖZCAN<br />
Matbaa<br />
BİZİM REPRO<br />
0 312 341 10 20<br />
Dağıtım<br />
SEÇ KURYE<br />
0 224 225 61 42<br />
Unutulmamalıdır ki; yönetimlerde başarıyı, üye odaklı faaliyetler<br />
ve mesleki soruların çözümü getirir. Gerek SMMM ve<br />
YMM Odalarımız, gerekse TÜRMOB’da başarılı ve sorunların<br />
çözümü noktasında önemli adımların atılacağı mücadeleci<br />
bir dönem geçirmeyi arzuluyoruz.<br />
Mücadelemiz sürdükçe, başarı da kendiliğinden<br />
gelecektir…<br />
Bilanço<br />
B<br />
11<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
İKİ AYDA BİR YAYINLANIR.<br />
YÖNETİM YERİ VE YAZIŞMA ADRESİ<br />
BURSA SMMM ODASI<br />
BAOB Yerleşkesi Odunluk Mh. Akademi Cd.<br />
No: 8 (Carrefour Arkası) Nilüfer / BURSA<br />
TEL : 444 16 44<br />
FAKS : (0 224) 451 19 19<br />
www.bursa-smmmo.org.tr e-mail:<br />
dergi@bursa-smmmo.org.tr<br />
Basım Tarihi: 25/10/2013
haber<br />
TÜRMOB’da<br />
‘Sanlı’ güven tazeledi<br />
TÜRMOB’un Ankara’da gerçekleştirilen<br />
21. Olağan Genel Kurulu ve seçimlerinde,<br />
Nail Sanlı başkanlığındaki<br />
Çağdaş Demokratlar Grubu’nun<br />
listesi 841, Osman Arıoğlu başkanlığındaki<br />
Meslekte Birlik Grubu’nun<br />
listesi 467, bağımsız aday Hasan<br />
Hüseyin Kırmızıtoprak ise 75 oy aldı.<br />
TÜRMOB Disiplin Kurulu için Meslekte<br />
Birlik Grubu’ndan aday olan<br />
Zeki Turan ise seçimler sonucunda<br />
disiplin kuruluna girmeye hak kazandı.<br />
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli<br />
Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin (TÜRMOB)<br />
21. Olağan Genel Kurulu ve seçimleri, Ankara Sheraton<br />
Hotel’de gerçekleştirildi. Nail Sanlı başkanlığındaki<br />
Türkiye Çağdaş Demokratlar Grubu, Osman Arıoğlu<br />
başkanlığındaki Meslekte Birlik Grubu ile bağımsız adayların<br />
yarıştığı birlik seçimlerine, oy kullanacak delegelerin yanı<br />
sıra SMMM ve YMM odalarının başkanları ve üyeleri de<br />
büyük ilgi gösterdi. Protokolün de büyük katılım gösterdiği<br />
Genel Kurul’da Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler<br />
Odası (BSMMMO) Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, Oda Yönetim<br />
Kurulu Üyeleri ile Bursalı delegeler de hazır bulundu.<br />
Genel Kurul’un açılışında konuşan Nail Sanlı, geride bıraktıkları<br />
üç yıllık süreçte tüm çalışma arkadaşlarına teşekkür<br />
etti. “Kendimize ister bir meslek örgütü diyelim, ister sivil<br />
toplum örgütü, neticede bu ülke için, bu ülkenin insanları<br />
için daha iyi, daha güzeli aramak için bir aradayız” diyen Nail<br />
Sanlı, şöyle konuştu:<br />
Smmm. Ahmet Hikmet SÖNMEZ<br />
Bursa SMMM Odası Başkanı<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
12
TÜRMOB’un varlığı çok değerlidir. Meslek mensuplarının<br />
ve STK’ların yapılarını güçlendirecek ve kamunun vesayet<br />
yetkisini hafifleten açılımlar beklemekteyiz” dedi.<br />
Nail SANLI<br />
TÜRMOB Genel Başkanı<br />
“Demokrasi içinde bir sivil toplum örgütü olmanın çok ötesinde<br />
bir konumumuz var. Türkiye ekonomisinin tüm taraflarını;<br />
dolayısıyla devleti ve milleti ilgilendiren her konuda<br />
‘EL ÜSTÜNDE TUTMAK ZORUNDA<br />
KALACAKLAR’<br />
Konuşmasında, geçtiğimiz üç yıl süresince TÜRMOB çatısı<br />
altında yürütülen faaliyetler hakkında da bilgi veren Nail<br />
Sanlı, “Türkiye düzeyinde muhasebe mesleğini ve meslek<br />
mensuplarını güçlendirdik. Meslektaşlarımızın yeterliliklerinin<br />
uluslararası düzeyde olmasını sağladık. Mesleğe ait<br />
uzmanlık bilgisinin meslektaşlarımıza ulaşmasını çok yönlü<br />
eğitim ve iletişim araçlarıyla sağladık. Bu çalışmalarımız sırasında<br />
çok önemli bir odağımız vardı. Denetim standartları<br />
konusunda öncü bir rol üstlendik” şeklinde konuştu.<br />
Türkiye’nin şu anda dünyanın 17’nci ekonomik gücü olduğunun<br />
da altını çizen Sanlı, sözlerini şöyle sürdürdü:<br />
“Türkiye’nin gelecek elli yıl içinde üç yeni güç odağından<br />
birisi olacağı ve Türkiye’nin güçlü bir ekonomiye sahip olacağı<br />
varsayılmaktadır. Güçlü ekonominin altyapısı ise güçlü<br />
muhasebe sisteminin varlığı ve ekonomik denetim düzeni-<br />
TÜRMOB’un 21’inci Olağan Genel Kurulu ve seçimleri,<br />
Ankara Sheraton Hotel’de gerçekleştirildi.<br />
13<br />
B<br />
Bilanço<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
haber<br />
bekleyen pek çok sorunlarımız var. Yeni neslin mesleğe<br />
olan yoğun talebi ve mesleğe giriş sorunundan mesleki pastanın<br />
adil bölüşülememesi ve haksız rekabetten kaynaklanan<br />
sorunlarımıza kadar, mesleğin vesayet altında olmasından<br />
kaynaklanan problemlerimizden 3568 Sayılı Yasa’nın<br />
yetersizliğinden kaynaklanan sorunlarımıza kadar…” diye<br />
konuştu.<br />
‘YÖNETİM EKİP İŞİDİR’<br />
SMMM’lerin 3568 Sayılı Yasa’dan kaynaklanan bağımsız<br />
Smmm. Muharrem KAYA<br />
Bursa SMMM Odası Denetleme Kurulu Üyesi<br />
nin kurulmasıyla mümkündür. Ekonomik denetim düzeninin<br />
kurulması ve etkin olması, denetimi gerçekleştirecek<br />
SMMM ve YMM’lerin varlığına bağlıdır. Bugün haklarımızı<br />
görmezden gelenler ve haklarımızı kullandırmamak için engel<br />
olanlar, Türkiye’nin geleceğinde var olmaları ve büyük<br />
Türkiye’de rol üstlenebilmeleri için mesleğimizi ve meslektaşlarımızı<br />
el üstünde tutmak zorunda kalacaklardır.”<br />
‘ÇÖZÜM BEKLEYEN<br />
SORUNLARIMIZ VAR’<br />
Genel Kurul programı, protokol konuşmaları ile devam etti.<br />
Sırasıyla, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DSP Genel<br />
Başkanı Masum Türker, milletvekilleri, Maliye Bakan<br />
Yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur, Sayıştay Başkanı<br />
Recai Akyel ve Türkiye genelindeki SMMM ve YMM odalarının<br />
başkan ve yöneticileri söz alarak, Genel Kurul’a ilişkin<br />
görüş ve temennilerini paylaştılar. Genel Kurul’da söz alan<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez ise “Köklü bir<br />
geçmişe sahip mesleğimiz ve meslek örgütümüzde çözüm<br />
Smmm. Bülent ÇETİN<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
14<br />
Smmm. Bünyamin ÇOLAK<br />
Bursa SMMM Odası<br />
İş ve Sosyal Güvenlik Mevzuat Komisyonu Başkanı<br />
denetçilik haklarının ellerinden alındığını da sözlerine ekleyen<br />
Ahmet Hikmet Sönmez, bağımsız denetimde düzenleyici<br />
ve denetleyici kurumun TÜRMOB olması gerektiğini<br />
bildirdi. Meslek örgütü olarak, bağımsız denetim ile ilgili<br />
derin sorunları olduğunun da altını çizen BSMMMO Başkanı<br />
Sönmez, TÜRMOB’da SMMM’lerin adil temsil edilmemesinden<br />
kaynaklanan sorunları olduğunu da ifade etti. Yönetimin<br />
ekip işi olduğunu dile getiren Sönmez, nispi temsil<br />
sistemine ilişkin ise şu ifadeleri kullandı:<br />
“Nispi sistem, ekip çalışmasını, üretimi, verimliliği engelleyen<br />
bir seçim sistemidir. Nispi temsilden kaynaklanan<br />
sorunlarımız vardır. Ayrıca, örgüt içi demokrasi sorunlarımız<br />
da vardır. Bazı yöneticiler sorunu küçümser bir tavır<br />
takınsa da tahsilat sorunumuz vardır. Mesleki alanlarımızın<br />
genişletilmesine, ekmeğimizin büyütülmesine ihtiyaç vardır.<br />
Mesleki çalışma alanlarımıza dışarıdan müdahaleler ve<br />
saldırılardan kaynaklanan sorunlarımız vardır. Daha bunun<br />
gibi pek çok sorunumuz çözüm bekliyor.”<br />
‘NİSPİ TEMSİLE İNAT DİK<br />
DURMALIYIZ’<br />
Tüm bu sorunlarının, meslek mensuplarının seçimlere katılarak<br />
iradelerini ortaya koymaları, sorumluluk alabilecek ve<br />
Bilanço<br />
B
B<br />
Smmm. Zeki TURAN<br />
TÜRMOB Disiplin Kurulu Üyesi<br />
yönetme becerisi olan grupları işbaşına getirmeleriyle çözüme<br />
kavuşacağını da bildiren Sönmez, “Farklı görüşe sahip<br />
grup temsilcilerini aynı yönetimlerde karar almaya zorlayan<br />
‘Nispi Temsil Sistemi’ne inat, mesleğimiz için, mesleğimizin<br />
geleceği için ortak bilince ve duruşa sahip olmak, tüm<br />
dış etkenler karşısında da birlik ve beraberlik içinde dik durmak<br />
zorundayız” dedi. Mesleğin mevcut sorunlarının aşılabilmesi<br />
için Türkiye’nin önünde, fırsat olarak değerlendirilebilecek<br />
çok önemli süreçlerin olduğunu söyleyen BSMMMO<br />
Başkanı Sönmez, sözlerini şöyle sonlandırdı:<br />
“Bunlardan en önemlisi de 2014 Yerel Seçimleri. Ve Cumhurbaşkanlığı<br />
seçiminin ardından 2015 yılında yapılacak<br />
olan genel seçimler. Tüm bu seçim süreçlerinde, meslek<br />
camiası olarak aktif olmamız, mesleğimizin ve meslek mensuplarının<br />
çıkarları doğrultusunda adım atmamız lazım.<br />
Mesleki kazanımlarımız için sorunlarımızın çözümü noktasında<br />
taleplerimizi tüm platformlarda dile getirmeliyiz.<br />
TÜRMOB Genel Kurulu’nun meslek camiamıza ve ülkemize<br />
hayırlı olmasını diliyorum.”<br />
Genel Kurul’da BSMMMO delegeleri de söz aldı. Bursa’dan<br />
TÜRMOB Denetleme Kurulu için bağımsız adaylığını açıklayan<br />
Bülent Çetin ve TÜRMOB Disiplin Kurulu için Meslekte<br />
Birlik Grubu’ndan aday olan Zeki Turan’ın yanı sıra Bursa<br />
SMMM Odası delegeleri Muharrem Kaya ve Bünyamin Çolak<br />
da Genel Kurul’da kürsüye çıkarak konuşma yaptılar.<br />
Divan Kurulu’na bildirilen seçime katılacak yönetim, denetleme<br />
ve disiplin kurulu adaylarının listelerinin okunması ile<br />
devam eden TÜRMOB 21. Olağan Genel Kurul programı,<br />
Yönetim Kurulu Çalışma Raporu, Kesin Hesap Raporu ve<br />
Denetleme Kurulu Raporu’nun okunması ve görüşülmesi ile<br />
devam etti. Programın devamında, Yönetim ve Denetleme<br />
Kurulları ayrı ayrı aklanırken, bütçe önerileri de görüşülüp<br />
karara bağlandı. Yönetmelik-yönerge ve mecburi meslek<br />
kararlarının görüşülüp karara bağlandığı Genel Kurul, TÜR-<br />
MOB başkan adaylarının konuşmalarıyla devam etti.<br />
ZEKİ TURAN TÜRMOB DİSİPLİN<br />
KURULU’NDA<br />
Öte yandan, 5 Ekim 2013 Cumartesi günü gerçekleştirilen<br />
TÜRMOB 21. Olağan Genel Kurulu’nun ardından 6 Ekim<br />
2013 Pazar günü ise seçimler yapıldı. Nail Sanlı’nın yeniden<br />
genel başkanlığa seçildiği TÜRMOB’un 21. Olağan Genel<br />
Kurulu’nda, kayıtlı bin 474 delegenin bin 401’i oy kullandı.<br />
Genel Kurul’da, Türkiye Çağdaş Demokratlar Grubu başkan<br />
adayı ve mevcut Başkan Nail Sanlı geçerli oyların 841’ini,<br />
Meslekte Birlik Grubu başkan adayı Osman Arıoğlu 467’sini,<br />
bağımsız aday Hasan Hüseyin Kırmızıtoprak ise 75’ini aldı.<br />
Seçimlerde, 18 oy ise geçersiz sayıldı. Sanlı, teşekkür konuşmasında,<br />
seçime giren iki grubun da iyi hazırlandığını<br />
belirterek, “Sonuçta meslek kazanmıştır. Çıkan tablo, bundan<br />
sonra 91 bin kişinin yönetimidir” dedi. TÜRMOB Disiplin<br />
Kurulu için Meslekte Birlik Grubu’ndan aday olan Zeki<br />
Turan ise seçimler sonucunda disiplin kuruluna girmeye<br />
hak kazandı.<br />
Bilanço<br />
15<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
haber<br />
‘Anadolu Odaları Eğitim Semineri’<br />
mesleki alanda marka haline geldi<br />
Anadolu Odaları Eğitim Semineri’nin<br />
açılışında konuşan Konya SMMM<br />
Odası Başkanı İsmail Turan, düzenledikleri<br />
seminerin, mesleki alanda bir<br />
marka haline geldiğini söyleyerek,<br />
seminerin önümüzdeki yıllarda da<br />
devam edeceğini duyurdu.<br />
Konya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası<br />
tarafından bu yıl 13’üncüsü düzenlenen ‘Anadolu<br />
Odaları Eğitim Semineri’ Antalya-Belek’te<br />
gerçekleşti. Türkiye’nin birçok kentinden meslek<br />
odası başkanları ve mensuplarının katıldığı seminerde,<br />
BSMMMO’yu temsilen Oda Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez<br />
ve Yönetim Kurulu Üyesi Ali Nazım Tekelioğlu ile birlikte<br />
20’ye yakın meslektaş hazır bulundu. Seminerin açılışında<br />
konuşan Konya SMMM Odası Başkanı İsmail Turan, Anadolu<br />
Odaları Eğitim Semineri’nin mesleki anlamda bir marka<br />
olduğunu ve bu seminere eğitim faaliyetleri kapsamında<br />
öncelik verdiklerini söyledi.<br />
‘MARKA OLMUŞTUR’<br />
Konya SMMM Odası Başkanı İsmail Turan, “Türkiye genelinden<br />
katılan meslektaşlarımız güncel konularda bilgilendirilirken,<br />
sosyal imkânların en iyi şekilde değerlendirildiği<br />
seminerlerimiz gelecekte de aralıksız devam edecektir. Seminerimiz<br />
mesleki alanda bir marka haline gelmiştir. Her yıl<br />
yaptığımız yeniliklerle Anadolu Odaları Eğitim Seminerimizi<br />
geliştiriyoruz. Her zaman savunduğumuz konu mesleğimizin<br />
ihtiyacı birlik ve beraberliktir. Ve Anadolu Odaları Seminerimiz<br />
ile de bu birlik beraberlik ve kaynaşmayı sağlıyoruz”<br />
dedi.<br />
‘CEVAP BEKLEYEN DÖRT<br />
YAZIMIZ VAR’<br />
Açılış konuşmaları esnasında söz alan TÜRMOB Genel Başkanı<br />
Nail Sanlı da, Anadolu Odaları Eğitim Seminerleri’nin<br />
geleneksel hale gelmesinin önemli olduğunu ve bu tür etkinliklerin<br />
mesleki bilgilendirme ve birliktelik adına önemli<br />
bir rol oynadığını belirtti. Konuşmasında bağımsız denetimle<br />
ilgili konulara da açıklık getiren Genel Başkan Sanlı,<br />
“Bugüne kadar birçok defa Kamu Gözetim Kurumu’nu ziyaret<br />
ettik. Kamu Gözetim Kurumu’nda dört tane yazımız<br />
var. Bunların bir tanesi bile cevaplanmış değil” ifadelerini<br />
kullandı. Seminer açılışından sonra Maliye Bakanlığı Gelir<br />
Politikaları Daire Başkanı Uğur Doğan tarafından e-fatura ve<br />
e-defter, Eski Maliye Müfettişi Eray Mercan Yeni Gelir Vergisi<br />
Tasarısı, Yrd. Doç Dr. Yalçın Bostancı Sosyal Güvenlik<br />
Hukuku, Yrd. Doç. Dr. Mücahit Ünal Güncel TTK Mevzuatı<br />
konularında detaylı bilgilendirme yaptılar.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
16<br />
B<br />
Bilanço
B<br />
Çok değerli<br />
Bilanço okurları<br />
Yeni bir dönemde, yeni bir sayıda, yeni bir komisyonla sizlere daha iyi hizmet<br />
vermek, Bilanço dergimizin, Odamızın gülen yüzü olması için çalışmalarımıza<br />
başlamış bulunuyoruz.<br />
Komisyonumuzun çok değerli üyelerinin, hocalarımızın, aktüel ve mevzuat<br />
alanlarında dergimize katkı koyan kıymetli meslektaşlarımızın bu dönem de<br />
çalışmalarımıza pozitif katkıları olacağından hiç şüphemiz yoktur.<br />
Dergimizin tüm Oda üyelerimizin dergisi olacağı sorumluluğuyla hareket<br />
edeceğimizden emin olabilirsiniz.<br />
Merkezi hükümet yönetim bütçesi oluşturulurken gelirler hanesi kalemindeki<br />
vergi gelirlerinin % 86’lık payının olduğunu, bu payda meslektaşlarımızın<br />
katkısı olduğunu, dergimizin de mesleki bir derginin ötesinde toplumsal ve<br />
sosyal olaylara karşı da sorumluluk bilinci yüklendiğini bu dönemde unutmayacağız.<br />
Ülkemizi ve ekonomimizi yakından ilgilendiren toplumsal, sosyal ve siyasi<br />
gelişmelerle ilgili olarak “Duyuyoruz, görüyoruz, biliyoruz ve bunları tarafsızca<br />
gözlemleyerek sizlere aktarıyoruz” diyeceğiz.<br />
Smmm. Mustafa AKINCI<br />
Basın Yayın ve Halkla İlişkiler<br />
Komisyonu Başkanı<br />
makincianaliz@gmail.com<br />
Dergimizin ve internet sitemizin mesleki sorunların çözümü konusunda kılavuz<br />
görevi görmesini arzuluyoruz. Mesleğimize ve sorunların çözümüne<br />
katkı koyacak her türlü yazıyı dergimizin teknik ve yayıncılık ilkelerine bağlı<br />
kalarak yayınlamak istiyoruz.<br />
Dergimizin okunurluğunu arttırmak için komisyonumuza gönderilecek yazılarda<br />
güncel, sade dille yazılmış ve ilginç konulara yer vermenin yanında<br />
kanunlara, kamuya veya bir siyasi görüşe taraf, yandaş olmamasına dikkat<br />
edeceğiz.<br />
Yeni yönergeye göre komisyonumuzun<br />
görev tanımları içindeki halkla ilişkiler<br />
konusunda, mesleğimizin, Oda faaliyetlerin<br />
tanıtılması, internet sitemizin ve diğer<br />
yayınlarımız geliştirilmesi hususunda<br />
her türlü öneri ve görüşü komisyonumuzda<br />
tartışabileceğimizi belirtmek isterim.<br />
Bu dönemde seçilen başta Yönetim Kurulumuz<br />
olmak üzere diğer tüm kurullarımıza,<br />
komisyonlarımıza buradaki arkadaşlarımıza<br />
başarılar diliyoruz.<br />
Bilanço<br />
17<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
haber<br />
A’dan Z’ye<br />
‘e-fatura’<br />
‘Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ne<br />
göre Eylül ayı itibariyle yürürlüğe giren<br />
elektronik fatura uygulamasına<br />
ilişkin tüm detaylar, BTSO ev sahipliğinde<br />
düzenlenen seminerde masaya<br />
yatırılırken, vergileme alanında<br />
dijital hayata geçmeye yönelik<br />
büyük bir adım olarak nitelendirilen<br />
uygulamanın artı ve eksileri tartışıldı.<br />
Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı, Bursa Ticaret ve Sanayi<br />
Odası (BTSO) ile Bursa Serbest Muhasebeci<br />
Mali Müşavirler Odası (BSMMMO) işbirliğinde,<br />
‘E-Fatura Uygulamasına Geçiş Süreci Başlarken<br />
Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Yolları’ konulu seminer<br />
düzenlendi. BTSO Konferans Salonu’nda geniş katılımla<br />
gerçekleşen seminerin açılış konuşmasını yapan BSMMMO<br />
Smmm. Ahmet Hikmet SÖNMEZ<br />
Bursa SMMM Odası Başkanı<br />
Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, Türkiye’de Gelir İdaresi’nin<br />
yeniden yapılandırılması çalışmaları ile birlikte vergilendirme<br />
işlemlerinde e-devlet uygulamalarından yoğun bir şekilde<br />
yararlanılmaya başlandığını söyleyerek, “Daha önce<br />
hayata geçirilen e-beyanname uygulaması ve Ba – Bs form-<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
18<br />
B<br />
Bilanço
B<br />
“AĞIR CEZALAR GÜNDEME<br />
GELİYOR”<br />
Konuşmasında, e-fatura ve e-defter uygulaması ile ilgili<br />
düzenlemelerden de kısaca bahseden Ahmet Hikmet Sönmez,<br />
şu bilgileri verdi: “E-fatura uygulamasına dâhil olma<br />
zorunluluğu getirilen mükellefler, e-fatura uygulamasına<br />
kayıtlı olan diğer mükelleflere kâğıt ortamında fatura düzenleyemiyor.<br />
Düzenlemeleri halinde, kâğıt ortamında düzenlenen<br />
bu faturalar hiç düzenlenmemiş sayılıyor. E-fatura<br />
uygulamasına dâhil olma zorunluluğu getirilen mükelleflerin<br />
e-fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükellefler tarafından<br />
gönderilen e-faturaları almaları zorunlu tutuluyor.<br />
Bu zorunluluğa uymayan mükellefler hakkında Vergi Usul<br />
Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre cezai hükümler uygulanıyor.<br />
E-defter tutma zorunluluğu getirilen mükellefler, kâğıt<br />
ortamında defter tutamıyor. Bu mükellefler kâğıt ortamında<br />
defter tutmaları halinde hiç defter tutmamış sayılıyor ve ağır<br />
cezalar gündeme geliyor.”<br />
İbrahim SAYDAM<br />
Bursa Vergi Dairesi Başkanı<br />
ları, gerek Gelir İdaresi’nin, gerekse mükelleflerin ve meslek<br />
mensuplarının vergilemeye bakışını önemli ölçüde değiştirmişti.<br />
Şimdi ise vergileme alanında dijital hayata geçmeye<br />
yönelik ikinci büyük adım atılmaktadır. Firmaların geleceğini<br />
şekillendirecek dönüşümlerden birisi olan e-fatura ve<br />
e-defter uygulamalarına yönelik Gelir İdaresi Başkanlığı<br />
tarafından yapılan düzenlemeler ile bazı sektörlere 2013<br />
yılının Eylül ayından itibaren e-fatura ve 2014 yılının Eylül<br />
ayından itibaren e-defter kullanma zorunluluğu getirilmiştir”<br />
dedi. E-fatura ve e-defter uygulaması ile şirketlerin başta<br />
işgücü ve zaman olmak üzere, kâğıt, baskı, arşivleme ve<br />
defter tasdiki gibi bir çok maliyet unsurlarından tasarrufta<br />
bulunacaklarını dile getiren BSMMMO Başkanı Sönmez,<br />
aynı zamanda uygulama ile firmalara yönetim ve denetimle<br />
ilgili radikal değişiklikler yapma imkanı, iş ve raporlama<br />
süreçlerinde uluslararası geçerliliğe sahip fırsatlar da sunulacağını<br />
kaydetti.<br />
“EKSİKLİKLER GÖZE ÇARPIYOR”<br />
E-fatura ve e-defter uygulaması detaylıca incelendiğinde<br />
bazı eksikliklerin de göze çarptığını vurgulayan BSMMMO<br />
Başkanı Sönmez, “Mükelleflerin kâğıt ortamında defter tutmaları<br />
halinde hiç defter tutmamış sayılacak olmaları, işletmeler<br />
açısından büyük bir ceza. Uygulamadan doğacak<br />
ceza hükümleri azaltılmalı. Tebliğde uygulama tarihi 1 Eylül<br />
2013 olarak geçerken, İdare 21 Aralık 2013’ten bahsediyor.<br />
Yasal düzenlemelerdeki eksiklikler giderilmelidir. Başvuru<br />
süresi uzatılmalı, firmaların daha makul şekilde entegrasyonlarını<br />
kendilerinin yapması sağlanmalıdır. E-faturaya<br />
geçecek firmalara bununla ilgili KDV istisnası veya yüksek<br />
oranlı indirim gibi bir durum yaratılmalı ve entegratör firmaların<br />
KDV istisnası uygulanarak maliyetlerinin düşmesi<br />
sağlanmalıdır. Bir daha e-faturaya geçme kriteri önceden<br />
İbrahim BURKAY<br />
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı<br />
açıklanmalı, firmaların daha tedbirli olmaları sağlanmalıdır.<br />
E-fatura, e-defter, e-arşiv ile ilgili yatırım teşviği ile mükellefler<br />
özendirilmelidir” diye konuştu. Belli sektörlere geti-<br />
Bilanço<br />
19<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
haber<br />
Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı, BTSO ve BSMMMO işbirliğinde, ‘E-Fatura Uygulamasına Geçiş<br />
Süreci Başlarken Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Yolları’ konulu seminer düzenlendi.<br />
rilen e-fatura ve e-defter kullanma zorunluluğunun, yakın<br />
bir gelecekte diğer sektörlere doğru genişletilmesinin beklendiğini<br />
de sözlerine ekleyen Sönmez, bu süreçte eğitim<br />
ve bilgilendirme faaliyetlerinin büyük önem taşıdığına vurgu<br />
yaparak, sözü BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim<br />
Burkay’a bıraktı.<br />
“BU UYGULAMA BİR MİLATTIR”<br />
Yürürlüğe giren elektronik fatura uygulamasının bir milat<br />
olduğunu, bununla birlikte ileri teknoloji ve şeffaflığın<br />
temellerinin atıldığını söyleyerek konuşmasına başlayan<br />
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ise e - fatura<br />
uygulamasının bürokraside modernleşme adına önemli<br />
bir adım olduğunu kaydederek, “Umarım gerek devlet bürokrasimiz,<br />
gerekse de iş hayatımızın tüm tarafları için çok<br />
önemli ve gerekli olan bu modernleşme hamlesine en kısa<br />
sürede uyum sağlar ve sorunsuz bir geçiş yaşarız.<br />
E-fatura uygulaması ile finanstan taşımacılığa, tarımdan<br />
sigortacılığa kadar tüm hizmet sektörünün modernleştirilmesi<br />
amaçlanıyor” dedi. Yürürlüğe giren yeni uygulamanın<br />
teknolojik gelişmelere paralel çok önemli düzenlemeleri de<br />
içerdiğine işaret eden Burkay, ticaret sicil kayıtlarının elektronik<br />
ortamda tutulması, sözleşmelerin kuruluş süreçlerinin<br />
elektronik ortamda yapılabilmesi, fatura ve teyit mektuplarının<br />
elektronik ortamda oluşturulması ve saklanması<br />
gibi temel hükümlerin iş hayatına ve devlet bürokrasisine<br />
modernleşme sağlayacağının altını çizdi.<br />
“E-DEFTER UYGULAMASI GELİYOR”<br />
Bursa Vergi Dairesi Başkanı İbrahim Saydam ise Vergi<br />
İdaresi’nin bilgi ve iletişim teknolojilerindeki değişimden<br />
uzak kalamayacağını belirtti. Beyanname, bildirim, form<br />
gibi evrakların elektronik ortamda alınmasının hem mükellef<br />
ve meslek mensuplarının işlerini kolaylaştıracağını<br />
hem de idareyi bir takım yüklerden kurtaracağını belirten<br />
Saydam, sözlerini şöyle sürdürdü: “E-fatura uygulaması<br />
ile mükelleflerimiz kağıt fatura düzenleme, karşı tarafa<br />
gönderme ve muhafaza etme yükümlülüğünden kurtularak<br />
bunların tamamını elektronik ortamda yapma imkanı elde<br />
edecektir. Bu uygulamanın pek çok faydasının yanı sıra<br />
Vergi İdaresi’ne olan en önemli katkısı kayıt dışı ekonomiyle<br />
mücadeleye olacaktır. E-fatura ve arkasından gelecek<br />
olan e-defter uygulamasıyla mükelleflerin hareketleri anlık<br />
olarak idare tarafından izlenebilecek, elektronik ortamdaki<br />
veriler risk analizlerine tabi tutularak vergi kayıp ve kaçağı<br />
ile etkin mücadele mümkün olacaktır.”<br />
Açılış konuşmalarının ardından ise TÜRMOB Denetleme<br />
Kurulu Üyesi, BTSO 33. Komite Başkanı Ymm. Muzaffer<br />
Koyuncu’nun moderatörlüğünde gerçekleşen seminerde<br />
sözü konunun birinci derecede uzmanı olan Maliye Bakanlığı<br />
Gelir İdaresi Başkanlığı Daire Başkanı Uğur Doğan<br />
alarak, uygulama hakkında katılımcılara detaylı bilgi verdi.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
20<br />
Bilanço<br />
B
Bursa için üzerimize düşen<br />
görevi yapmaya hazırız<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, Oda Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte, kısa süre<br />
önce göreve gelen Bursa Valisi Münir Karaloğlu’nu makamında ziyaret etti.<br />
Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte,<br />
Bursa Valisi Münir Karaloğlu’nu<br />
makamında ziyaret eden BSMMMO<br />
Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez,<br />
kent ve ülke ekonomisine önemli ölçüde<br />
katkı sağlayan meslek camiası<br />
olarak, Bursa için üzerlerine düşen<br />
görevleri yapmaya hazır olduklarını<br />
söyledi.<br />
“DESTEK VERMEYE HAZIRIZ”<br />
Meslekleriyle birebir ilgili kurumlarla her zaman işbirliği<br />
içinde olmaya özen gösterdiklerinin altını çizen Ahmet Hikmet<br />
Sönmez, mesleki sorunlarını da işbirliği içinde oldukları<br />
ilgili kurumlarla görüşerek çözüme kavuşturmayı hedeflediklerini<br />
söyledi. BSMMMO Başkanı Sönmez, Bursa Valisi<br />
Münir Karaloğlu’nu ziyareti esnasında yaptığı konuşmada,<br />
Kamu Gözetim Kurumu ve bağımsız denetçilik hakkında da<br />
kısaca bilgi verdi. Ziyaret sonunda, Bursa için üzerlerine<br />
düşen görevleri yapmaya hazır olduklarının da altını çizen<br />
BSMMMO Başkanı Sönmez, Bursa’da kardeşçe yaşanılabilir<br />
bir ortam sağlanması noktasında her zaman destek<br />
vermeye hazır olduklarını kaydetti. Makamına gerçekleşen<br />
ziyaretten memnun kaldığını dile getiren Bursa Valisi Münir<br />
Karaloğlu ise Bursa için faydalı çalışmalar yapmayı hedeflediklerini<br />
belirtti.<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, Oda<br />
Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte, kısa süre önce<br />
göreve gelen Bursa Valisi Münir Karaloğlu’nu makamında<br />
ziyaret etti. Ziyarette Karaloğlu’na hayırlı<br />
olsun dileklerini ileten Oda Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez,<br />
meslek camiaları hakkında bilgi verdi. Bursa’da 4 bin 80<br />
üyesi ve 2 bin civarı stajyeri ile 6 bine yakın kişiden oluşan<br />
bir meslek camiası olduklarını kaydeden BSMMMO Başkanı<br />
Sönmez, mesleklerine olan talebin ve üye sayısının her geçen<br />
gün arttığına dikkat çekti. Sönmez, meslek mensupları<br />
olarak kent ve ülke ekonomisine önemli ölçüde katkı sağladıklarını<br />
da bildirdi.<br />
Bilanço<br />
B<br />
21<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
Münir KARALOĞLU<br />
Bursa Valisi
haber<br />
En önemli<br />
partnerlerimizdensiniz<br />
BSMMMO Yönetim Kurulu, Bursa Vergi Dairesi Başkanı İbrahim Saydam’ı makamında ziyaret etti.<br />
BSMMMO Yönetimi’ni makamında<br />
ağırlayan Bursa Vergi Dairesi Başkanı<br />
İbrahim Saydam, mali müşavirlerin<br />
iş hayatında kendilerinin en<br />
önemli partnerlerinden biri olduğunu<br />
söyleyerek, meslek mensuplarının<br />
sorunlarını önemsediklerini ve<br />
işbirliğine her zaman açık olduklarını<br />
bildirdi.<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, Oda<br />
Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte, Bursa Vergi<br />
Dairesi Başkanı İbrahim Saydam’ı makamında ziyaret<br />
etti. Haziran ayında gerçekleştirdikleri genel<br />
kurul ve seçim sürecinin ardından 3 buçuk aylık bir faaliyet<br />
dönemini geride bıraktıklarını söyleyen BSMMMO Başkanı<br />
Sönmez, bu süreçte önemli bir zamanı resmi ziyaretlere<br />
ayırdıklarını kaydetti. BSMMMO Yönetimi olarak, görevde<br />
olacakları üç yıllık zaman diliminde birebir ilişkili oldukları<br />
kurumlarla işbirliğine önem vereceklerini dile getiren Ahmet<br />
Hikmet Sönmez, bu kurumların başında da vergi dairesinin<br />
geldiğini söyledi.<br />
SORUNLAR AKTARILDI<br />
Vergi Dairesi Başkanı İbrahim Saydam’ı ziyareti esnasında<br />
meslek mensuplarının vergi dairesinde karşılaştıkları<br />
sorunları da dile getiren Ahmet Hikmet Sönmez, “Vergi<br />
dairesince, haklarında sorumluluk raporu tutulan meslek<br />
mensupları oluyor. Bu konuya daha fazla hassasiyet gösterilmesi<br />
gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü hakkında rapor<br />
tutulması, meslek mensubunun ticari ve mesleki yaşamını<br />
olumsuz etkiliyor” dedi. Konuşmasında, Oda olarak bazı<br />
vergi dairelerinden meslek mensubu bilgisi istediklerinde,<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
22<br />
vergi mahremiyetine giriyor denilerek bilgi verilmediğini de<br />
sözlerine ekleyen Sönmez, sürecin sağlıklı ve aksamadan<br />
yürüyebilmesi için bu bilgilerin kendilerine verilmesinin<br />
önemli olduğunu kaydetti.<br />
“İDARENİN TAVRI ÖNEMLİ”<br />
Tek taraflı fesihlerde, mükellefe ulaşılamadığı durumlarda<br />
evrakların teslimi konusunda sıkıntı yaşandığını da ifade<br />
eden BSMMMO Başkanı Sönmez, mükellefe ulaşma hususunda<br />
vergi dairesinden destek istediklerini bildirdi. Konuşmasının<br />
sonunda, vergi mükelleflerinin zor koşullarda faaliyetlerini<br />
yürüttüğünü vurgulayan Ahmet Hikmet Sönmez,<br />
şöyle konuştu: “Vergi mükellefine ceza vererek, onun ticari<br />
yaşamını zorlaştırmak için değil, mükellefiyetini eksiksiz<br />
yerine getirmesini sağlamak için çaba sarf etmek gerekir.<br />
Bu konuda, meslek mensupları olarak elbette ki bizim de<br />
sorumluluğumuz var ama idarenin tavrı daha önemlidir.”<br />
“SORUNLARINIZI ÖNEMSİYORUZ”<br />
Makamına gerçekleşen ziyaretten memnuniyet duyduğunu<br />
ifade eden Vergi Dairesi Başkanı İbrahim Saydam ise<br />
BSMMMO’nun yeni yönetiminin, meslek camiasına hayırlı<br />
olmasını diledi. Yeni yönetimden, sadece mesleki çıkarları<br />
ön planda tutan değil de ilişkide olunan kurumlarla da işbirliğine<br />
açık bir yönetim anlayışı sergilemesini beklediklerini<br />
söyleyen İbrahim Saydam, şunları kaydetti: “Meslek<br />
mensupları olarak sizler, bizim en önemli partnerlerimizdensiniz.<br />
Mükellefi en iyi tanıyan sizlersiniz. Sadece defter<br />
tutma anlamında değil. Mükellefe ulaşma ve borçların tahsil<br />
edilmesi noktasında da meslek mensuplarından destek alıyoruz.<br />
Beyan edilmiş bir verginin, ödenmediği sürece bütçe<br />
açısından bir anlamı yok. Bunların hazineye intikalinde de<br />
kanunen sorumlu olmasalar bile mali müşavirlerin katkısı<br />
büyüktür. Önemli bir köprü vazifesi görüyorsunuz.”<br />
Bilanço<br />
B
Hiçbir siyasi partinin<br />
arka bahçesi olmayacağız!<br />
Yönetimleri süresince siyasi partilere<br />
eşit mesafede duracaklarını<br />
söyleyen BSMMMO Başkanı Ahmet<br />
Hikmet Sönmez, Meclis’te grubu<br />
bulunan partilerin il başkanlıklarıyla<br />
sürekli iletişim halinde olacaklarını<br />
bildirerek, “Hiçbir partinin arka bahçesi<br />
olmadan, önerilerimizi eşit mesafede<br />
duracağımız siyasi partilere<br />
ileterek, sorunlarımız için çözüm<br />
yolu arayacağız” dedi.<br />
Ahmet Hikmet Sönmez başkanlığındaki BSMMMO<br />
Yönetim Kurulu, Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları<br />
Birliği (BESOB) Başkanı Arif Tak’ı makamında<br />
ziyaret etti. Ziyarette meslek mensuplarının sorunları<br />
hakkında bilgi veren BSMMMO Başkanı Sönmez, sorunların<br />
çözümü için işbirliği çağrısında bulunarak, meslek<br />
mensupları olarak, mükellef ile kamu arasında köprü vazifesi<br />
gördüklerini ifade etti. BESOB Başkanı Arif Tak’ı ziyareti<br />
sırasında, yönetimleri süresince siyasi partilere eşit mesafede<br />
duracaklarını ve mesleki çıkarları ön planda tutacaklarını<br />
vurgulayan Ahmet Hikmet Sönmez, şöyle konuştu:<br />
“Meclis’te grubu bulunan partilerimizin il başkanlıklarıyla<br />
sürekli iletişim halinde olacağız. Başta mesleğimiz ve meslektaşlarımız<br />
olmak üzere, ülkemizin ticari, akademik bütün<br />
konularına ilişkin sorunların çözümü noktasında görüş ve<br />
önerilerimizi sunacağız. Hiçbir partinin arka bahçesi olmadan,<br />
önerilerimizi eşit mesafede duracağımız siyasi partilere<br />
ileterek, sorunlarımız için çözüm yolu arayacağız.”<br />
“BİR ELMANIN İKİ YARISIYIZ”<br />
BSMMMO’nun yeni yönetimine başarı dileklerini ileterek<br />
konuşmasına başlayan BESOB Başkanı Arif Tak ise işbirliğine<br />
büyük önem verdiklerinin altını çizerek, “Biz bir elmanın<br />
iki yarısıyız. Biz esnaf ve sanatkarlarız, sizlerse bizlerin defterlerini<br />
tutan kesimsiniz. Birlikte olmak zorundayız. Bizim<br />
derdimizden en iyi siz anlarsınız. Sizler bizi yönlendirecek,<br />
peşinizden sürükleyeceksiniz” dedi. Önümüzdeki süreçte,<br />
esnaflara ve meslek mensuplarına yönelik ortaklaşa eğitim<br />
seminerleri ve konferanslar düzenlemeyi arzu ettiklerini dile<br />
B<br />
Bilanço<br />
23<br />
Ahmet Hikmet Sönmez başkanlığındaki<br />
BSMMMO Yönetim Kurulu, BESOB Başkanı Arif Tak’ı<br />
makamında ziyaret etti.<br />
getiren BESOB Başkanı Tak, bilgilendirmeye yönelik eğitim<br />
faaliyetlerinin büyük önem taşıdığını vurguladı.<br />
“SİTEDE ÜÇ YIL KAYBETTİK”<br />
Ziyaret esnasında, BESOB olarak yürüttükleri faaliyetler<br />
hakkında da bilgi veren Arif Tak, Kestel’de yapımı devam<br />
eden esnaf sanayi sitesi hakkında bilgi verdi. Sanayi sitesinin<br />
yapım aşamasında mahkemelerle çok uğraştıklarını ve<br />
üç yıl kaybettiklerini bildiren Tak, şunları söyledi: “Şimdiye<br />
kadar bu aksamalar olmasaydı, esnaf çoktan yeni yerine taşınmış<br />
olacaktı. Bu projeyle esnafın fiziki faaliyet alanı modernleşecek.<br />
Esnafımız sokak arasından kurtularak modern<br />
iş yerlerinde rahat bir nefes alacak. Zaman kaybettik ama şu<br />
an bir sıkıntı yok. Projeyle 24 mesleği siteye taşıyacağız. Şu<br />
an ihaleyi bekliyoruz. İki yıl sonra inşallah bitecek. Otelinden<br />
hamamına, okulundan eczanesine kadar her şeyin içinde olduğu<br />
güzel bir değer Bursa’ya kazandırılacak.”<br />
“ODA KAYDI DA SİLİNMELİ”<br />
Esnafın maddi sıkıntı içinde olduğunu ve 100 esnaftan ancak<br />
40’ının Oda aidatlarını ödeyebildiğini dile getiren BESOB<br />
Başkanı Tak, esnaftan aidat borcu alınmaması hususunda<br />
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile görüştüğünü kaydetti.<br />
Şu anda yeni bir esnaf yasası hazırlığı içerisinde olunduğunu<br />
da açıklayan Arif Tak, taslak halindeki yasalarına ilişkin<br />
BSMMMO’dan görüş ve öneri almak istediklerini de belirtti.<br />
Ziyaret sonunda bir talepte de bulunan Tak, Maliye’de kaydını<br />
sildiren esnafların aynı tarih itibariyle oda kayıtlarını da<br />
sildirmeleri gerektiği konusunda mali müşavirlerden destek<br />
istedi.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
haber<br />
Bursa SGK’da ‘renkli adım’<br />
dönemi başlıyor<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte, kısa süre önce<br />
göreve başlayan SGK Bursa İl Müdürü Ahmet Metin’i makamında ziyaret etti.<br />
Sosyal Güvenlik Kurumu, hizmet<br />
sunumunu hızlandıracak ve hem<br />
vatandaşa hem de çalışanlara nefes<br />
aldıracak yeni ve pratik bir uygulamayı<br />
hayata geçiriyor.<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, Yönetim<br />
Kurulu Üyeleri ile birlikte, kısa süre önce göreve<br />
başlayan SGK Bursa İl Müdürü Ahmet Metin’i makamında<br />
ziyaret etti. Ziyaret sırasında yeni uygulamaya<br />
ilişkin bilgi veren SGK İl Müdürü Ahmet Metin, SGK<br />
Bursa İl Müdürlüğü’nde çağrı merkezi ve akıllı sıramatik<br />
sistemlerinin kurulacağını ve kuruma gelen vatandaşların,<br />
özel hastanelerdeki gibi kapıda hosteslerce karşılanacağını<br />
açıkladı. Metin, “Türkiye’nin hiçbir kurumunda olmayan<br />
akıllı sıramatik sistemini Bursa’da uygulayacağız. Konusuna<br />
göre renkli sıramatik kağıtları ve zemine baskılı aynı renkli<br />
adımlarla işlemler kolaylıkla yürüyecek” dedi.<br />
İŞBİRLİĞİNE AÇIĞIZ<br />
SGK İl Müdürü Metin’e yeni görevinde hayırlı olsun dileklerini<br />
ileten BSMMMO Başkanı Sönmez, “Biz de Haziran<br />
ayında gerçekleştirdiğimiz genel kurul ve seçimlerimiz<br />
neticesinde göreve geldik. Mesleğimiz ve kentimiz için bu<br />
işlere talip olduk. İnşallah güzel ve başarılı bir çalışma dönemi<br />
geçiririz” dedi. BSMMMO olarak, SGK ile işbirliğine<br />
her zaman açık olduklarının altını çizen Ahmet Hikmet Sönmez,<br />
“Meslek mensupları olarak, her daim birebir iletişim<br />
halinde olduğumuz kurumlardan birisiniz. Sosyal Güvenlik<br />
Kurumu ile olan ilişkilerimize önem veriyoruz. Yönetimimiz<br />
süresince de aramızdaki işbirliğini geliştirerek, birlikte verimli<br />
çalışmalara imza atmayı planlıyoruz” diyerek, meslek<br />
mensuplarının belli başlı sorunlarından bahsetti.<br />
“AMACIMIZ BAĞCIYI DÖVMEK<br />
DEĞİL”<br />
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden SGK İl Müdü-<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
24<br />
Bilanço<br />
B
B<br />
rü Ahmet Metin de “Kurumlara örnek olmasını istediğimiz<br />
bir sürü projemiz var. Tüm bu projelerimizi paydaşlarımızla<br />
işbirliğinde gerçekleştirebiliriz. Bunun için de önemli bir<br />
paydaşımız olarak sizlerden destek bekliyoruz” dedi. Talep<br />
gelmesi halinde, bilgilendirme toplantılarına her zaman açık<br />
olduklarını dile getiren Ahmet Metin, şöyle konuştu:<br />
“Bu bir bayrak yarışı. Hizmet çıtasını yükseltmek lazım.<br />
Amacımız can yakmak, bağcıyı dövmek değil. Bizim amacımız<br />
üzüm yemek. Bunun için de bilgilendirme ve rehberlik<br />
faaliyetlerine ağırlık vermemiz gerekiyor.”<br />
SGK’DA HOSTESLİ KARŞILAMA<br />
Yakın gelecekte hayata geçirecekleri üç projeleri olduğunu<br />
açıklayan SGK İl Müdürü Metin, “İlk olarak, çağrı merkezi<br />
projemizi hayata geçireceğiz. Kendi bünyemizde bir çağrı<br />
merkezi kuracağız. Çağrı merkezi projemiz ile gerek vatandaşlardan<br />
gerekse paydaşlarımızdan gelen tüm talepleri<br />
elektronik ortamda alacağız. Ve talep ileten kişilere nasıl<br />
bir geri dönüş istediklerini soracağız. Elektronik ortamda<br />
mı, çağrı yoluyla mı, mesaj yoluyla mı dönüş beklediklerini<br />
sorgulayacağız. En çok karşılaştığımız sorulardan biri<br />
de ‘Ne zaman emekli olurum?’ Bu yoğunluğu da yine çağrı<br />
merkezi aracılığı ile çözeceğiz” dedi. Kuruma gelen vatandaşları,<br />
özel hastanelerdeki gibi hosteslerin karşılayacağını<br />
ve doğrudan yönlendirme yapacaklarını da sözlerine ekleyen<br />
Ahmet Metin, bir diğer projelerinin ise akıllı sıramatik<br />
sistemi olduğunu bildirdi.<br />
AKILLI SIRAMATİK SİSTEMİ<br />
Akıllı sıramatik sistemi ile vatandaşlara farklı yollardan sıra<br />
vereceklerini duyuran Ahmet Metin, sistem işleyişi hakkında<br />
şu bilgileri paylaştı:<br />
“Kuruma işi düşen vatandaşlar, internet sayfamızdan randevu<br />
alabilecekleri gibi, kuruma geldiklerinde T.C. kimlik<br />
numaraları ile de sıramatik kağıtlarını alabilecekler. Henüz<br />
Türkiye’nin hiçbir kurumunda olmayan bir yöntemle sıramatik<br />
sistemini yürütmek istiyoruz. Sıramatik kağıtları<br />
renkli olacak. Kurumumuza gelen vatandaşlara, konularına<br />
göre farklı renklerde sıramatik numarası vereceğiz. Mesela<br />
emeklilikle ilgili bilgi almak isteyenlere mavi renkte sıramatik<br />
kağıdı verilecek. Bununla birlikte, alışveriş merkezlerindeki<br />
gibi zemine baskılı renkli adımlar olacak. Mavi sıramatik<br />
numarası alan bir vatandaşımız mavi adımları takip ederek,<br />
işlemini kolaylıkla gerçekleştirecek.” SGK İl Müdürü Metin,<br />
hayata geçirecekleri projelerle kurumda işlerin aksamadan<br />
ve kolaylıkla yürüyeceğini söyledi.<br />
SGK Bursa İl Müdürü Ahmet Metin<br />
Bilanço<br />
25<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
haber<br />
Kayıt dışını önlemede<br />
ülkeyi yönetenlerin<br />
niyeti önemli<br />
Kayıt dışının önlenmesi noktasında,<br />
toplumun her kesiminin sorumluluğu<br />
olduğunu söyleyen BSMMMO<br />
Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez,<br />
“Kayıt dışının önlenmesinde, ülkeleri<br />
yönetenlerin niyetleri önemlidir.<br />
Kayıt dışını önleme sürecini topyekün<br />
bütün alanlara yayarsanız başarılı<br />
olursunuz” dedi.<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, Olay<br />
TV’de Feridun Eyüpoğlu’nun sunduğu Eko Dinamik<br />
programına konuk oldu. Elektronik fatura<br />
ve elektronik defter uygulamaları hakkında bilgi<br />
vererek konuşmasına başlayan BSMMMO Başkanı Ahmet<br />
Hikmet Sönmez, “E-devlet ile başlayan süreç, e-beyanname<br />
ile devam etmiştir. Sonrasında ise Ba-Bs formlarıyla belli<br />
bir aşamaya gelinmiştir. Mesleğimizi de içine alan bu alana<br />
ilişkin teknolojik gelişim, halen devam etmektedir” dedi.<br />
E-fatura ve e-defter uygulamaları ile birlikte, izlenebilirlik<br />
ve denetimin eskiye oranla daha iyi olacağını dile getiren<br />
BSMMO Başkanı Sönmez, “Ama reel sektör, işletme sahipleri<br />
ve şirketler bu sürece hazır değiller. Bu sürecin biraz<br />
daha zamana yayılması gerektiği kanaatindeyim. Altyapısı<br />
tamamen hazırlandıktan sonra mükelleflerin aşamalı olarak<br />
sürece dahil olması gerekir” diye konuştu.<br />
‘DENETİM KOLAYLAŞACAK’<br />
Oda olarak, e-fatura ve e-defter uygulamaları ve geçiş sürecine<br />
ilişkin bilgilendirme içerikli faaliyetler yürüttüklerinin<br />
de altını çizen Ahmet Hikmet Sönmez, akademisyenlerin de<br />
katkısıyla seminerler düzenlediklerini bildirdi. Ahmet Hikmet<br />
Sönmez, konuşmasında sürece katılacak olan firmalar hakkında<br />
da bilgi verdi. BSMMMO Başkanı Sönmez, e-faturaya<br />
geçişte elde edilecek kazanımlar hakkında şunları söyledi:<br />
“Öncelikle kağıt ortamında denetlenebilirlik oranı daha zor<br />
ve az iken, elektronik ortamda bu daha kolay olacak. Gelir<br />
İdaresi’nin firmaları, karşılıklı mal ve hizmet alışverişi olan<br />
firmaların birbirlerini denetlemeleri daha kolay olacak. Bunun<br />
yanı sıra daha az kağıt kullanılacağından, uygulama oldukça<br />
çevreci. Ve dünya ile entegrasyon açısından da daha<br />
faydalı bir uygulama olacak.”<br />
‘İŞ GÜVENLİĞİ ÖNEMLİ’<br />
Konuşmasında, geçiş sürecinin uzamasında fayda olacağının<br />
da altını çizen Ahmet Hikmet Sönmez, “Türkiye bu<br />
süreçten kazançlı çıkacak. Özellikle, denetimler, vergi tabanının<br />
yayılması ve kayıt dışının azalması noktasında bu uygulamanın<br />
yararları olacak” dedi. İş güvenliği ve risk analizi<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
26<br />
B<br />
Bilanço
Ceylan’dan<br />
‘hayırlı olsun’ ziyareti<br />
çalışmaları hakkında da bilgi veren Sönmez, şunları<br />
söyledi:<br />
“Ülkemizde işçi sağlığı ve güvenliği konusunda ciddi<br />
sıkıntılar yaşanıyor. Gerek işveren gerekse çalışanlar<br />
açısından maddi-manevi önlenemez kayıplara, işletme<br />
sahiplerinin altından kalkamayacağı maddi zararlara<br />
sebep olan iş kazaları ile karşı karşıya kalınıyor. Bu<br />
yüzden, iş güvenliği ve risk analizi çalışmaları önem<br />
taşıyor.”<br />
‘HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADIK’<br />
Ahmet Hikmet Sönmez, konuşmasında kayıt dışı sorunundan<br />
da bahsederek, şu görüşleri paylaştı:<br />
“Kayıt dışının önlenmesinde, ülkeleri yönetenlerin<br />
niyetleri önemlidir. Kayıt dışını önleme sürecini topyekün<br />
bütün alanlara yayarsanız başarılı olursunuz.<br />
Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda kayıt dışının azaltılması<br />
ve önlenmesine ilişkin büyük bir beklenti vardı ancak<br />
yasa, kadük hale gelince bu beklenti de yerini hayal<br />
kırıklığına bıraktı. Kayıt dışının önlenmesinde yasalar<br />
ve yasaların uygulanma süreçleri önemlidir.” Kayıt dışının<br />
her alanda olduğunun ve bunun denetlenmesinin<br />
de sadece kamu tarafından değil de sivil toplum kuruluşları<br />
ve meslek odaları aracılığı ile de olması gerektiğini<br />
dile getiren Sönmez, mesleki sorunlar hakkında<br />
da bilgi verdi.<br />
‘MESLEKİ İTİBARIMIZ ARTMALI’<br />
Meslek mensupları olarak, kamuya ve devlete ciddi<br />
katkılarının olduğunu ifade eden BSMMMO Başkanı<br />
Sönmez, “Öncelikle mali müşavirlerin itibarlarının<br />
artırılmasını talep ediyoruz. En basitinden, vergi<br />
rekortmenlerinin açıklandığı bir platformda, Maliye<br />
Bakanı’nın ‘Bu verileri oluşturan mali müşavirlere de<br />
teşekkür ediyoruz’ demesi bile bizim için önemlidir”<br />
dedi. Diğer bir sorunlarının da angaryalar olduğunu<br />
kaydeden Sönmez, “Bize yapamayacağımız kadar iş<br />
yüklenmesine karşıyız. Tahsilat konusunda ciddi sıkıntılarımız<br />
var. Meslek mensuplarımız yaptıkları işlerin<br />
yüzde 40’ının maddi olarak karşılığını alamıyor. Ama<br />
bedel alamadığı işin belgesini düzenlemek zorunda<br />
kalıyor. Elde etmediği gelirin vergisini de ödemek durumunda<br />
kalıyor. Bu emeğin karşılığının alınması gerekir”<br />
şeklinde konuştu.<br />
B<br />
Bilanço<br />
İTÜ Bursa Koordinatörü Prof. Dr. Ali Ceylan, BSMMMO Başkanı<br />
Ahmet Hikmet Sönmez’i makamında ziyaret etti.<br />
İstanbul Ticaret Üniversitesi Bursa Koordinatörü<br />
Prof. Dr. Ali Ceylan, BSMMMO<br />
Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez’i makamında<br />
ziyaret ederek, hayırlı olsun dileklerini<br />
iletti.<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez’e yeni görevinde<br />
başarı dileyen İstanbul Ticaret Üniversitesi Bursa Koordinatörü<br />
Prof. Dr. Ali Ceylan, yüksek lisans programları<br />
hakkında da bilgi verdi. Mali müşavirlik stajı gören meslek<br />
mensubu adaylarına ve meslek mensuplarına yönelik muhasebedenetim<br />
yüksek lisans programında eğitim verdiklerini dile getiren<br />
Prof. Dr. Ali Ceylan, yüksek lisans programlarında eğitim veren akademisyenlerin<br />
ise Uludağ Üniversitesi ve Ticaret Üniversitesi’nden<br />
geldiğini kaydetti. Üniversitelerinde kâr amacı gütmediklerini de<br />
vurgulayan Prof. Dr. Ceylan, öncelikli hedeflerinin sosyal sorumluluk<br />
olduğunu bildirdi. Konuşmasında, Kamu Gözetim Kurumu ile<br />
yapılan işbirliğinden de söz eden Ceylan, BSMMMO’dan da bu konuda<br />
destek istedi. Makamına gerçekleşen ziyaretten memnuniyet<br />
duyduğunu ifade eden BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez<br />
ise eğitime büyük önem verdiklerinin altını çizerek, meslek mensupları<br />
ve meslek mensubu adaylarının lehine olacak her türlü eğitim ve<br />
bilgilendirme faaliyetlerine açık olduklarını kaydetti.<br />
27<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
B<br />
haber<br />
Maliye Bakanlığı’nın<br />
denetim ayağı güçlenecek<br />
Yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar<br />
sayesinde, iş yerlerine gidilmeksizin<br />
mükelleflerin yaptığı tüm işlemlerin<br />
sistem üzerinden masa başında görülebileceğini<br />
söyleyen Bursa Vergi<br />
Dairesi Başkanlığı Grup Müdür Vekili<br />
Selim Aktaş, 1 Ekim 2013 tarihinde<br />
uygulanmaya başlayacak olan sistem<br />
ile Maliye Bakanlığı’nın denetim<br />
ayağının güçleneceğini bildirdi.<br />
BSMMMO’nun BAOB Yerleşkesi’ndeki hizmet binasında,<br />
Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı Grup Müdür<br />
Vekili Selim Aktaş’ın sunumunda, ‘Yeni Nesil Yazar<br />
Kasalar’ konulu seminer düzenlendi. Meslek<br />
mensuplarının yoğun katılımıyla gerçekleşen seminerin<br />
açılış konuşmasını yapan BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet<br />
Sönmez, “Maliye Bakanlığı ve Ekonomi Koordinasyon<br />
Kurulu’nun direktifleri doğrultusunda, Gelir İdaresi Başkanlığı<br />
tarafından hazırlanan ‘Kayıt Dışı Ekonomi ile Mücadele<br />
Eylem ve Stratejisi’ planı doğrultusunda, akıllı yazar kasa<br />
POS sistemine geçilmesi uygun görülmüş, uygulama tarihi<br />
ise 1 Ekim 2013 olarak belirlenmiştir. Ekim ayı itibariyle<br />
uygulanmaya başlayacak olan ‘Yeni Nesil Ödeme Kaydedici<br />
Cihaz’ ya da diğer adıyla ‘Akıllı Yazar Kasalar’ ile idarenin<br />
ana hedefi, vergi kaçaklarının önlenmesi, adil olarak düzenli<br />
kayıtların tutulması ve daha az maliyet ile sürekli mali<br />
kontrolün sağlanmasıdır” dedi. Ödeme kaydedici cihaz ile<br />
POS cihazının bir arada senkronize bir şekilde, mali gözetim<br />
altında kullanılmasını içeren uygulama ile Gelir İdaresi<br />
Başkanlığı’nın, cihazların içeriğine istediği an ulaşabileceğini<br />
ve istediği formatta mali rapor alabileceğini dile getiren<br />
Ahmet Hikmet Sönmez, iş dünyasını uygulama hakkında<br />
bilgilendirme noktasında meslek mensuplarına önemli görevler<br />
düştüğünün altını çizerek, sözü sunumunu gerçekleştirmek<br />
üzere, Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı Grup Müdür<br />
Vekili Selim Aktaş’a bıraktı.<br />
BSMMMO’nun BAOB Yerleşkesi’ndeki hizmet binasında, Bursa Vergi Dairesi<br />
Başkanlığı Grup Müdür Vekili Selim Aktaş’ın sunumunda, ‘Yeni Nesil<br />
Yazar Kasalar’ konulu seminer düzenlendi.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
28<br />
Bilanço
B<br />
KADEMELİ GEÇİŞ ÖNGÖRÜLÜYOR<br />
Yeni nesil ödeme kaydedici cihazların iki gruba ayrıldığı<br />
bilgisini vererek sunumuna başlayan Bursa Vergi Dairesi<br />
Başkanlığı Grup Müdür Vekili Selim Aktaş, “EFT-POS özelliği<br />
olan cihazlar ve basit/bilgisayar bağlantılı cihazlar olmak<br />
üzere iki gruba ayrılmaktadır. Ayrıca akaryakıt pompalarına<br />
bağlanan, sinema giriş bileti ve yolcu taşıma bileti düzenleyen<br />
ödeme kaydedici cihazlar da bu kapsama girmektedir”<br />
dedi. Nihai hedefin 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren, tüm<br />
ödeme kaydedici cihazların yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara<br />
dönüştürülmesi olduğunu dile getiren Selim Aktaş,<br />
bu tarihe kadar ise kademeli bir geçiş sürecinin öngörüldüğünü<br />
bildirdi. Meslek mensuplarının ilgiyle dinlediği seminerde<br />
1 Ekim 2013 tarihinden itibaren, yeni nesil ödeme<br />
kaydedici cihazlardan EFT-POS özellikli cihazların kullanılması<br />
için iki şartın gerekli olduğundan bahseden Aktaş,<br />
şöyle konuştu: “Mükellef ödeme kaydedici cihaz kullanmak<br />
zorunda olmalı ve aynı zamanda bu mükellef faaliyetlerinde<br />
seyyar EFT-POS cihazı kullanıyor olmalı.”<br />
USULSÜZLÜK CEZASI KESİLECEK<br />
Konuşmasında, önceki mevzuat hükümlerine tâbi mevcut<br />
ödeme kaydedici cihazların durumunu da değerlendiren<br />
Aktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mükellefler, mevcut ödeme<br />
kaydedici cihazlarını, 31 Aralık 2015 tarihini geçmemek<br />
üzere, mali hafızaları doluncaya kadar kullanabilirler. 1 Ocak<br />
2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, malî hafızaları<br />
dolan ödeme kaydedici cihazlara, yeni malî hafıza takılmaz<br />
Selim AKTAŞ<br />
Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı<br />
Grup Müdür Vekili<br />
ve cihaz hurdaya ayrılır. Cihazı hurdaya ayrılan mükellefler<br />
yeni nesil ödeme kaydedici cihazları almak suretiyle yükümlülüklerini<br />
yerine getirebilirler.” Bu tebliğde belirlenen usul<br />
ve esaslara aykırı hareket eden mükellefler ve yeni nesil<br />
ödeme kaydedici cihaz üreticileri veya ithalatçıları hakkında<br />
Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355’inci maddesinde<br />
yer alan hükümlerin uygulanacağını da açıklayan Aktaş, şu<br />
bilgileri aktardı: “Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek<br />
erbabı hakkında bin 600 TL, ikinci sınıf tüccarlar, defter tutan<br />
çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında<br />
600 TL, bunların dışında kalanlara ise 300 TL özel usulsüzlük<br />
cezası kesilecektir.”<br />
AYRINTILI ŞEKİLDE GÖRÜLECEK<br />
Aktaş, yeni nesil ödeme kaydedici cihazların, Gelir İdaresi<br />
Başkanlığı’nca belirlenecek kıstaslara göre, anlık ya da dönemsel<br />
olarak, elektronik yolla Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi<br />
İşlem Merkezi’ne veri göndereceğini de sözlerine ekledi. Sunumunda,<br />
yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar sayesinde,<br />
mükellefin iş yerine gitmeksizin yaptığı satışları adet ve tutar<br />
olarak görebileceklerini kaydeden Aktaş, “Hem de işlemlerin<br />
kredi kartı ile mi nakit olarak mı yapıldığını da ayrıntılı<br />
bir şekilde göreceğiz. Biz bu sistem ile Maliye Bakanlığı’nın<br />
denetim ayağının güçleneceğine inanıyoruz. Sistem sayesinde<br />
hiç iş yerine gitmeden, mükellefin aylara göre ne<br />
kadar belge kesip kesmediğini, günlük hasılat tutarlarını görüp,<br />
analiz edebileceğiz. Ve sistem sayesinde ulaşacağımız<br />
verilere dayanarak, denetim yapmamız gerekiyorsa denetim<br />
yapacağız” diye konuştu. BSMMMO’nun BAOB Yerleşkesi’ndeki<br />
hizmet binasında gerçekleşen seminer, soru-cevap<br />
bölümüyle devam ederken, BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet<br />
Sönmez’in Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı Grup Müdür<br />
Vekili Selim Aktaş’a günün anısında plaket takdim etmesiyle<br />
sona erdi.<br />
Bilanço<br />
29<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
B<br />
haber<br />
‘Yeni Gelir Vergisi<br />
Kanun Tasarısı’ beklentileri<br />
karşılamamaktadır<br />
‘Yeni Gelir Vergisi Kanun Tasarısı’nın,<br />
kanun değil de tebliğ mantığı çerçevesinde<br />
ve yangından mal kaçırırcasına<br />
aceleyle hazırlandığını savunan<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet<br />
Sönmez, tasarının beklentileri karşılamadığını<br />
söyledi.<br />
Smmm. Ahmet Hikmet SÖNMEZ<br />
Bursa SMMM Odası Başkanı<br />
Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler<br />
Odası’nca (BSMMMO) ‘Yeni Gelir Vergisi Kanun<br />
Tasarısı’na ilişkin basın açıklaması düzenlendi.<br />
BSMMMO’nun BAOB Yerleşkesi’ndeki hizmet binasında<br />
gerçekleşen basın açıklamasında Oda olarak Kanun<br />
Tasarısı’na ilişkin hazırladıkları değerlendirmeleri basın<br />
mensuplarıyla paylaşan BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet<br />
Sönmez, “1960 yılında yasalaşan 193 Sayılı Gelir Vergisi<br />
Kanunu, günümüze kadar 76 kanunla değişikliğe uğramış<br />
ek, geçici ve mükerrer maddelerle birlikte madde sayısı<br />
210’u aşmış, sistematiği bozulmuş ve bu nedenle de reform<br />
ihtiyacı duyulmuştur. Bu ihtiyaç hemen her kesim tarafından<br />
dile getirilmiş ve bu konuda somut adım atılması zorunlu<br />
hale gelmiştir. Bu bağlamda harekete geçen hükümet,<br />
Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı hazırlayarak TBMM’ye sevk<br />
etmiştir. Ancak, bu tasarıda beklenen düzenlemelere yer<br />
verilmemiş, tasarı adeta yangından mal kaçırırcasına aceleye<br />
getirilmiştir. Bu nedenle tasarı bekleneni karşılamaktan<br />
uzaktır” diye konuştu.<br />
“DEVASA MADDELER YARATILMIŞ”<br />
Basit ve adil bir vergi sistemi oluşturulması, vergi tabanının<br />
genişletilmesi, vergi adaletinin pekiştirilerek kayıtlı<br />
ekonomiye geçişin hızlandırılması gibi gerekçelerle hazırlanan<br />
Kanun Tasarısı’na ilişkin bazı hususlara dikkat çeken<br />
BSMMMO Başkanı Sönmez, şöyle konuştu: “Tasarıda<br />
madde sayısı gerçek anlamda azaltılmamıştır. Tasarıda şekli<br />
anlamda madde sayısı 95’e indirilmiştir. Hâlihazırda Gelir<br />
Vergisi Kanunu 210 madde, Kurumlar Vergisi Kanunu ise<br />
45 maddeden oluşmaktadır. İki kanunda yer alan madde<br />
sayısının 255’ten 95’e indirilmiş olması, yani 160 maddenin<br />
azaltılmış olması takdire şayandır. Ancak, tasarı incelendiğinde<br />
madde sayısındaki azalışın görünürde bir azalış olduğu,<br />
sadece madde başındaki rakamların kaldırılmış olduğu,<br />
birden çok maddenin ardı ardına yazılarak devasa maddelerin<br />
yaratıldığı görülmektedir.”<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
30<br />
Bilanço
B<br />
“DÜZENLEMELER ÇOK CILIZ<br />
KALMIŞ”<br />
Tasarıda, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları’nın birleştirilmediğini<br />
de savunan Ahmet Hikmet Sönmez, “Tasarıda<br />
gerçek kişilerin gelirleriyle kurum kazançlarının vergilemesi<br />
aynı bölümde ve alt alta düzenlenmiş, ancak bütünleştirilme<br />
sağlanamamıştır. Gelir ve Kurumlar Vergisi’ne ilişkin<br />
düzenlemelerin aynı madde altında yazılmış olması bütünleşme<br />
anlamına gelmez” dedi. Yatırım, üretim ve istihdamı<br />
teşvik edici düzenlemelerin de Kanun Tasarısı’nda yeterli<br />
olmadığının altını çizen Ahmet Hikmet Sönmez, şunları söyledi:<br />
“Tasarıda yatırım, üretim ve istihdamı teşvik edici düzenlemeler<br />
yapıldığı belirtilmektedir. Tasarı incelendiğinde<br />
bu konuda yapılan düzenlemeler sembolik olup, söz konusu<br />
iddia karşısında çok cılız kaldığı görülmektedir.”<br />
GEREKSİZ YERE DETAYLANDIRILMIŞ<br />
Meslek mensuplarının da katılımıyla gerçekleşen basın açıklamasında,<br />
tasarının kanun değil tebliğ mantığı çerçevesinde<br />
hazırlandığını da iddia eden BSMMMO Başkanı Sönmez,<br />
“Tasarıda bir ruh sezinlenmemektedir. Bilindiği gibi her kanunun<br />
bir ruhu ya da bir felsefi yapısı bulunmaktadır. Bu<br />
ruh, kanunun tümüne egemen olup, kanunda açıkça yazılmamış<br />
olan sorunları da çözmeye yardımcı olur. Oysa, tasarıda<br />
böyle bir ruh yoktur. Sanki kanun değil, maddeler yığını<br />
havası egemen olmuştur” diye konuştu. Yeni Gelir Vergisi<br />
Kanunu ile vergide sadelik ve kolaylığın esas alındığı belirtilmiş<br />
olmasına rağmen tam aksine konuların gereksiz yere<br />
detaylandırıldığını belirten Sönmez, ormanı değil ağaçları<br />
dikkate alırcasına kanun tasarısı kaleme alındığını ifade etti.<br />
HUKUK DİLİNDEN UZAKLAŞTIRILMIŞ<br />
Konuşmasında, tasarı ile temel bir değişikliğin yapılmadığını<br />
da bildiren Sönmez, şunları söyledi: “Tasarıda mevcut<br />
düzenlemeler esas alınmış ve bazı eklemeler yapılmıştır.<br />
Dolayısıyla ufak tefek değişiklikler için hafızaların silinmesine<br />
ve birçok içtihadın yok olmasına neden olan yeni yasa<br />
yapmak yerine mevcut yasaların revize edilmesi daha doğru<br />
bir yaklaşım olacaktır.” Tasarının temel amacının vergi gelirlerini<br />
artırmak olduğunu da dile getiren BSMMMO Başkanı<br />
Sönmez, “Ancak, bu amaca dolaylı olarak ulaşılmak<br />
istenmiştir. Bu durum, yasanın dolanmasına ve anlaşılmaz<br />
bir boyut almasına neden olmuştur” dedi. Açıklamanın sonunda,<br />
tasarıda gelirin birleştirilmesi ve beyanında önemli<br />
değişiklikler yapılmadığının da altını çizen Sönmez, sözlerini<br />
şöyle tamamladı: “Kayda değer yeni vergi güvenlik önlemlerine<br />
yer verilmemiştir. Tasarıda vergi tabanının genişlemesine<br />
yönelik ufak tefek revizyonlarla yetinilmiş, alınması gereken<br />
köklü önlemlerden kaçınılmıştır. Kimi yerlerde kanun<br />
dilinin Türkçeleştirilme bahanesiyle içeriği boş ve hukuk<br />
literatüründe yeri olmayan kavramlar kullanılmıştır. Bu da<br />
tasarının dilini hukuk dilinden uzaklaştırılmıştır.”<br />
Bilanço<br />
31<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
haber<br />
Başarı oranımız<br />
yüksek<br />
SMMM Staja Başlama Sınavı Türkiye<br />
başarı ortalaması yüzde 5 ile 8 civarı<br />
iken, Bursa’da bu oranın yüzde 10 ile<br />
15 civarı olduğunu dile getiren Öğr.<br />
Gör. Adem Yıldırım, “Oda olarak yürüttüğümüz<br />
kursların başarı ortalaması<br />
ise yüzde 25 ile 60 arası. Başarı<br />
oranımız oldukça yüksek” dedi.<br />
SMMM Staja Başlama Sınavı Hazırlık Kursu’nun açılışı,<br />
BSMMMO’nun BAOB Yerleşkesi’ndeki hizmet<br />
binasında Uludağ Üniversitesi Öğretim Görevlisi<br />
Adem Yıldırım’ın verdiği ‘Finansal Muhasebe’ dersiyle<br />
başladı. 32 kursiyerin katılımıyla başlayan kursun açılışında,<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez ve Yönetim<br />
Kurulu Üyesi Hasan Uçar da hazır bulundu. BSMMMO<br />
çatısı altında yürütülen SMMM Staja Başlama Sınavı Hazırlık<br />
Kursu’nun yaklaşık 10 yıldır, Uludağ Üniversitesi’ndeki<br />
akademisyenlerden oluşan eğitmen kadrosuyla, başarılı bir<br />
Öğr. Gör. Adem Yıldırım.<br />
şekilde yürütüldüğünü söyleyen Oda Başkanı Ahmet Hikmet<br />
Sönmez, “Kurs eğitimlerimizde, Bursa ölçeğinde başarılı bir<br />
konumdayız. Kursiyerlerimiz, genelde başarılı bir şekilde<br />
kursu tamamlıyorlar. Oda olarak, sizlere her türlü katkıyı<br />
vermeye hazırız. Ancak, bu süreçte sizlerin çalışma temposu<br />
da çok önemli. Başarılı olmak sizin elinizde” dedi.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
32<br />
B<br />
Bilanço
B<br />
BAŞARI ORTALAMASI YÜKSEK<br />
Türkiye genelinde gerçekleşecek olan SMMM Staja Başlama<br />
Sınavı hakkında da bilgi veren BSMMMO Başkanı<br />
Sönmez, sınavın çan eğrisi sistemi ile yapıldığını kaydetti.<br />
Kursun açılışında söz alan BSMMMO Yönetim Kurulu<br />
Üyesi Hasan Uçar ise kursiyerlere başarı dileğinde bulunurken,<br />
gayret gösterildiği takdirde başarılı olunacağını<br />
dile getirdi. “Rakiplerinizden daha iyi olduğunuz takdirde<br />
bu sınavı kazanırsınız” diyen Öğr. Gör. Adem Yıldırım<br />
da kurs ve sınav hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Öğr. Gör.<br />
Yıldırım, “SMMM Staja Başlama Sınavı, Türkiye başarı<br />
ortalaması yüzde 5 ile 8 civarı iken Bursa’da bu oran yüzde<br />
10 ile 15 civarı. Oda olarak yürüttüğümüz kursların<br />
başarı ortalaması ise yüzde 25 ile 60 arası” dedi. Üç<br />
ay sürecek olan eğitim programında bütün kursiyerlere<br />
başarı da dileyen Adem Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:<br />
“Çan eğrisi sisteminin uygulandığı bu sınav, zor<br />
bir sınav. 120 sorudan oluşan sınav sorularının 100’ü<br />
alan bilgisi, 20’si ise genel kültüre dayanıyor. Bu sınavı<br />
kazanmak için ciddi bir emek harcamanız gerekiyor.”<br />
SINAV 2 KASIM’DA<br />
Öte yandan, BSMMMO’nun BAOB Yerleşkesi’ndeki dersliklerde<br />
200 saat sürecek olan SMMM Staja Başlama<br />
Sınavı Hazırlık Kursu’nda Finansal Muhasebe’nin yanı<br />
sıra Borçlar Hukuku, Maliyet Muhasebesi, Vergi Hukuku,<br />
Meslek Hukuku, Muhasebe Denetimi, Maliye, İktisat,<br />
Mali Analiz, Muhasebe Standartları, Ticaret Hukuku,<br />
Sosyal Güvenlik Mevzuatı ve İş Hukuku dersleri de alanlarında<br />
uzman eğitmenlerce verilecek. 200 saatlik ders<br />
programının ardından SMMM Staja Başlama Sınavı, 2<br />
Kasım tarihinde gerçekleşecek.<br />
Mali Müşavirlik<br />
önem kazanıyor<br />
‘SMMM Yeterlilik Sınavı Hazırlık Kursu’nun açılışında konuşan<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, kursiyerlere önemli<br />
tavsiyelerde bulundu.<br />
‘SMMM Yeterlilik Sınavı Hazırlık Kursu’nun<br />
açılışında konuşan BSMMMO Başkanı<br />
Ahmet Hikmet Sönmez, mali müşavirlik<br />
mesleğine olan talebin her geçen gün<br />
arttığını söylerken, mesleğin de günden<br />
güne önem kazandığını bildirdi.<br />
Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nca<br />
(BSMMMO) yürütülen ‘SMMM Yeterlilik Sınavı Hazırlık<br />
Kursu’nun açılışı, Doç. Dr. Adnan Gerçek’in ‘Vergi Hukuku’<br />
dersiyle başladı. BAOB Yerleşkesi’ndeki hizmet binasında<br />
48 kursiyerin katılımıyla başlayan kursun açılışında konuşan<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, meslek mensubu<br />
adaylarına önemli tavsiyelerde bulundu. Mali müşavirlik mesleğinin<br />
günümüzde değer kazandığını dile getiren Ahmet Hikmet Sönmez,<br />
mesleğe olan talebin ve meslektaşlar arasındaki rekabetin de arttığından<br />
bahsetti. BSMMMO Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Uçar’ın<br />
da hazır bulunduğu kurs açılışında, kursiyerlere başarı da dileyen<br />
Sönmez, sözü ‘Vergi Hukuku’ dersini vermek üzere Doç. Dr. Adnan<br />
Gerçek’e bıraktı. Kurs, dersler ve sınav hakkında ayrıntılı bilgi<br />
veren Doç. Dr. Gerçek ise sınavda başarılı olabilmek için düzenli<br />
çalışmak gerektiğinden bahsetti. Öte yandan, BAOB Yerleşkesi’nde<br />
48 kursiyerin katılımıyla başlayan ve 162 saatten oluşan ‘SMMM<br />
Yeterlilik Sınavı Hazırlık Kursu’nda, ‘Finansal Muhasebe’, ‘Maliyet’,<br />
‘Vergi’, ‘Finansal Tablolar Analizi’ ve ‘Denetim’ alanlarında da dersler<br />
verilecek.<br />
Bilanço<br />
33<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
haber<br />
‘Kimya sektöründeki düşüş<br />
ülkemiz adına çok üzücü’<br />
BTSO Konferans Salonu’nda sektör temsilcilerinin yoğun katılımıyla gerçekleşen panelde<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez de hazır bulundu.<br />
Kimya sektörünün ekonomik ve mali<br />
yapısını doğrudan etkileyen güncel<br />
sorunların başında, ÖTV Kanunu ile<br />
bu kanuna bağlı mevzuatlarda yapılan<br />
değişikliklerin geldiğini söyleyen<br />
BTSO Başkanı İbrahim Burkay, “Kimya<br />
sektörü üzerindeki bürokratik-finansal<br />
sorunlar dolayısıyla üretim<br />
ve ihracatın azalması düşündürücü<br />
ve ülkemiz adına üzücüdür” dedi.<br />
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) 22. Meslek<br />
Komitesi’nce, ‘Solvent Hammaddesinin Sanayi ve<br />
Ticarette Kullanımı, Yaşanan Sorunlar ve ÖTV Uygulamaları’<br />
konulu panel düzenlendi. Enerji ve Tabii<br />
Kaynaklar Bakanlığı Petrol İşleri Genel Müdürlüğü Genel<br />
Müdür Yardımcısı Salim Koşar, Boya Sanayicileri Derneği<br />
(BOSAD) Yönetim Kurulu Üyesi Semih İyigüllü, Gümrük ve<br />
Ticaret Bakanlığı Gümrükler Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı<br />
Halit Hanoğlu ve BTSO 33. Komite Başkanı Yeminli<br />
Mali Müşavir Muzaffer Koyuncu’nun konuşmacı olduğu panelde,<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez de hazır<br />
bulundu. BTSO Konferans Salonu’nda sektör temsilcilerinin<br />
yoğun katılımıyla gerçekleşen panelin açılış konuşmasını<br />
yapan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Oda<br />
bünyesinde çalışmalara imza atan meslek komiteleri hakkında<br />
bilgi verdi. İbrahim Burkay, mesleki komitelerin temsil<br />
ettikleri alanlarda BTSO çatısı altında, sektörlerine yön<br />
veren çalışmalar yürüterek projeler ürettiklerini ifade etti.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
34<br />
‘ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMALIYIZ’<br />
Son dönemde, kimya sektörünün ekonomik ve mali yapısını<br />
doğrudan etkileyen güncel sorunların başında, ÖTV Kanunu<br />
ile bu kanuna bağlı mevzuatlarda yapılan değişiklikler ile bu<br />
alandaki uygulamaların geldiğini dile getiren Burkay, şöyle<br />
konuştu: “Büyük hedeflere doğru yürüyen ülkemizin kalkınmasında<br />
en stratejik alanlardan birini temsil eden kimya<br />
sektörümüzün üzerindeki bürokratik-finansal sorunlar dolayısıyla<br />
üretim ve ihracatın azalması, düşündürücü ve ülkemiz<br />
adına üzücüdür. Bu önemli soruna çözüm getirmek<br />
adına üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız.”<br />
KİMYEVİ MADEN VE MAMULLER<br />
Türkiye’nin kimyevi madenler ve mamulleri ihracatının 2012<br />
yılı sonunda 17,5 milyar dolar olduğunu kaydeden İbrahim<br />
Burkay, şu bilgileri aktardı: “2013 yılı ilk 8 aylık dönemde ise<br />
geçen yılın aynı dönemine göre binde 7 artarak, 11,5 milyar<br />
dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamsa Türkiye’nin ihracat<br />
artış oranının altında kalan bir artış rakamıdır. Bursa’nın<br />
ise kimyevi madenler ve mamulleri ihracatı ise 2012 yılı sonunda<br />
409 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır. 2013 yılı ilk<br />
8 aylık dönemde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde<br />
14.4 azalışla 243 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.”<br />
Burkay’ın açılış konuşmasının ardından ise sırasıyla Enerji<br />
ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Petrol İşleri Genel Müdürlüğü<br />
Genel Müdür Yardımcısı Salim Koşar, BOSAD Yönetim<br />
Kurulu Üyesi Semih İyigüllü, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı<br />
Gümrükler Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Halit Hanoğlu<br />
ve BTSO 33. Komite Başkanı Yeminli Mali Müşavir<br />
Muzaffer Koyuncu söz alarak, sunum yaptı. BTSO Konferans<br />
Salonu’nda sektör temsilcilerinin yoğun katılımıyla<br />
gerçekleşen panel, soru-cevap bölümü ile sona erdi.<br />
Bilanço<br />
B
Bağımsız denetimde<br />
‘uluslararası’ tehdit!<br />
Ahmet Hikmet Sönmez başkanlığındaki BSMMMO Yönetim Kurulu Üyeleri,<br />
Bursa YMMO Başkanı Tayfun Beşe’yi makamında ziyaret etti.<br />
Uluslararası denetim şirketlerinin<br />
bağımsız denetim alanında Türkiye<br />
pazarına girmeye çalıştığını söyleyen<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet<br />
Sönmez, “Bu şirketler sadece<br />
bağımsız denetimi hedeflemiyorlar.<br />
Yarın, meslek mensuplarının ellerindeki<br />
en iyi firmalarını da almak<br />
isteyecekler. Bu yüzden, Türkiye’de<br />
yeminli mali müşavirler ve mali müşavirler<br />
olarak, birlik ve beraberlik<br />
içinde olmak zorundayız” dedi.<br />
Ahmet Hikmet Sönmez başkanlığındaki BSMMMO<br />
Yönetim Kurulu Üyeleri, Yeminli Mali Müşavirler<br />
Odası (YMMO) Başkanı Tayfun Beşe’yi makamında<br />
ziyaret etti. YMMO Yönetim Kurulu Üyeleri’nin<br />
de hazır bulunduğu ziyarette konuşan BSMMMO Başkanı<br />
Ahmet Hikmet Sönmez, meslek mensupları olarak başta<br />
tahsilat problemi olmak üzere pek çok sorunla karşı karşıya<br />
olduklarını belirterek, “Tüm bu sorunlarımızı, daha az iş kabul<br />
ederek ve angarya diye nitelendirdiğimiz işlere bedel getirerek<br />
çözebiliriz. Angarya olarak nitelendirdiğimiz bu işlerin<br />
angarya olmaktan çıkması için bedellendirilmesi şarttır”<br />
B<br />
Bilanço<br />
35<br />
dedi. Konuşmasında, Yeni Türk Ticaret Kanunu ve kayıt dışı<br />
sorunundan da bahseden BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet<br />
Sönmez, sorunların ortak platformlarda değerlendirilip, çözüm<br />
üretilmesi gerektiğinin altını çizdi.<br />
BİRLİK VE BERABERLİK MESAJI<br />
Ahmet Hikmet Sönmez, konuşmasında e-defter ve e-fatura<br />
uygulamalarının aksamadan yürüyebilmesi için mükelleflerin<br />
bilgilendirilmesinin de önem taşıdığını kaydetti. Uluslararası<br />
denetim şirketlerinin bağımsız denetim alanında Türkiye<br />
pazarına girmeye çalıştığı bir noktada, mali müşavirler<br />
ve yeminli mali müşavirler olarak kendi aralarında pasta<br />
kavgasına girmemeleri gerektiğini de ifade eden Ahmet Hikmet<br />
Sönmez, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu şirketler bizim<br />
pazarımıza girerken, sadece bağımsız denetimi hedeflemiyorlar.<br />
Yarın meslek mensuplarının ellerindeki en iyi firmalarını<br />
da almak isteyecekler. Bu yüzden, Türkiye’de yeminli<br />
mali müşavirler ve mali müşavirler olarak bizler birlik ve<br />
beraberlik içinde olmak zorundayız.”<br />
Öte yandan, Tayfun Beşe başkanlığındaki YMMO Yönetim<br />
Kurulu Üyeleri de Ahmet Hikmet Sönmez’e iade-i ziyaret<br />
gerçekleştirerek, yeni görevinde başarı dileklerinde bulundu.<br />
Ziyaret sırasında konuşan Bursa YMMO Başkanı Tayfun<br />
Beşe de birlik ve beraberlik çağrısında bulunarak, işbirliğine<br />
her zaman açık olduklarının mesajını verdi.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
haber<br />
Meslektaşlarımız<br />
yerel yönetimlerde ve<br />
Meclis’te olmalı<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez,<br />
CHP İl ve Nilüfer İlçe Yönetimi’ni makamında ağırladı.<br />
Yerel seçim sürecinde mali müşavirlerin<br />
belediye başkan adayı gösterilmesini<br />
istediklerini söyleyen<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet<br />
Sönmez, “Meslek odası olarak, yaşadığımız<br />
sorunların ve taleplerimizin<br />
gündeme gelerek tartışılması için<br />
meslektaşlarımızın yerel yönetimlerde<br />
ve Meclis’te olması lazım” dedi.<br />
CHP Bursa Milletvekili İlhan Demiröz, CHP Bursa İl<br />
Başkanı Metin Çelik, İl Başkan Yardımcısı Cemil<br />
Özmen, İl Yönetim Kurulu Saymanı Ali Ekber Kartum<br />
ve Kadın Kolları Başkanı Ayşe Şahin ile birlikte<br />
BSMMMO’yu ziyaret etti. BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet<br />
Sönmez ve Yönetim Kurulu üyelerinin ev sahipliğinde gerçekleşen<br />
ziyarette Oda’nın yeni yönetimine hayırlı olsun dileklerinde<br />
bulunan CHP Bursa Milletvekili İlhan Demiröz ve<br />
İl Yönetimi, ülke ve kent gündemine ilişkin değerlendirmeler<br />
yaptı. CHP Bursa Milletvekili İlhan Demiröz, Türk Mühen-<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
36<br />
B<br />
Bilanço
B<br />
Ankara’da<br />
TESMER<br />
buluşması<br />
dis ve Mimar Odaları Birliği’nin kent ve ülke geleceği için<br />
öneminden bahsetti. Makamına gerçekleşen ziyaretten<br />
memnun kaldığını söyleyen BSMMMO Başkanı Ahmet<br />
Hikmet Sönmez ise Bursa’daki meslek mensuplarını temsilen<br />
göreve geldiklerini ve büyük bir camia olduklarını<br />
dile getirerek, meslek camialarının çıkar ve talepleri için<br />
muhalefet edeceklerini bildirdi.<br />
‘MESLEKTAŞLARIMIZ<br />
MECLİS’TE OLMALI’<br />
Yerel seçim sürecinde, meslektaşları adına bazı talepleri<br />
olacağını da ifade eden BSMMMO Başkanı Sönmez,<br />
şunları söyledi: “Meslektaşlarımızın belediye başkan adayı<br />
gösterilmesini talep ediyoruz. Belediyelerin ve diğer<br />
kamu kurumlarının ilgili birimlerinde mali müşavirlerin<br />
istihdam edilmesini istiyoruz. Bakıyorsunuz, belediyede<br />
sağlık biriminde bir sağlık teknikeri değil doktor görev<br />
yapıyor. Teknisyen değil mühendis çalışıyor. Belediyelerin<br />
daha kolay izlenebilirlik anlamında, tek düzen hesap<br />
planına geçmeleri ve belediyelerin muhasebe bölümlerinde<br />
mali müşavirlerin istihdam edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.”<br />
Şu anda Bursa’dan mali müşavir milletvekili<br />
olmadığını da sözlerine ekleyen Ahmet Hikmet Sönmez,<br />
“Meslek odası olarak, yaşadığımız sorunların ve taleplerimizin<br />
gündeme gelerek tartışılması için meslektaşlarımızın<br />
yerel yönetimlerde ve Meclis’te olması lazım” dedi.<br />
‘SORUN VE TALEPLERİMİZİ<br />
İLETECEĞİZ’<br />
Mesleki sorun ve taleplerini siyasi partilerin il başkanlıklarına<br />
da ileteceklerini dile getiren BSMMMO Başkanı<br />
Sönmez, meslek odalarının üyesinin emeğini savunan,<br />
ekmeğini büyütmesi için çaba sarf eden, yaşamını kolaylaştıran,<br />
iktidar ve muhalefetten hedefleri doğrultusunda<br />
destek isteyen bir çatı olması gerektiğini de kaydetti.<br />
Temel Eğitim ve Staj Merkezi (TES-<br />
MER) 6. Merkez Kurul Toplantısı,<br />
Ankara’da gerçekleşti.<br />
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli<br />
Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel<br />
Başkanı Nail Sanlı’nın yanı sıra meslek camiasının da<br />
bir araya geldiği kurul toplantısında Bursa Serbest<br />
Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nı (BSMMMO) temsilen<br />
Oda Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez ve Oda Başkan Yardımcısı<br />
Ömer İŞÇİ de hazır bulundu. TÜRMOB Genel Başkanı<br />
Nail Sanlı’nın açılış konuşması ile başlayan TESMER 6. Merkez<br />
Kurul Toplantısı, ‘Staja İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında<br />
Uygulama Yönergesi Taslağı’nın görüşülmesi ile devam etti.<br />
Toplantıda, ‘Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve<br />
Yeminli Mali Müşavirler Temel Eğitim ve Staj Merkezi ile Temel<br />
Eğitim ve Staj Merkezi Şubelerinin Kuruluş, Çalışma Usul<br />
ve Esasları Hakkındaki Yönerge Taslağı’<br />
da görüşüldü.<br />
Öte yandan, Özgür Şahin başkanlığındaki CHP Nilüfer İlçe<br />
Yönetimi de BSMMMO’yu ziyaret ederek hayırlı olsun dileklerini<br />
iletti. Ülke ve kent gündemine ilişkin değerlendirmelerin<br />
yapıldığı ziyaret, işbirliği çağrısı ile sona erdi.<br />
Bilanço<br />
37<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
haber<br />
Komisyonlar<br />
iş başında<br />
Bağımlı Çalışan Meslek Mensupları<br />
Komisyonu<br />
Basın Yayın ve Halkla İlişkiler<br />
Komisyonu<br />
BSMMMO’nun 21. Olağan Genel<br />
Kurul ve Seçimleri neticesinde,<br />
‘BSMMMO Kurumsal ve Organizasyonel<br />
Yapısına İlişkin Yönerge’ hükümleri<br />
çerçevesinde faaliyet yürütecek<br />
olan çalışma komisyonları, ilk<br />
toplantılarını gerçekleştirerek, görev<br />
dağılımlarını yaptı.<br />
Oda üyelerinin, dilekçe ile başvurularının alınmasının<br />
ardından, ‘BSMMMO Kurumsal ve Organizasyonel<br />
Yapısına İlişkin Yönerge kapsamında<br />
oluşumunu tamamlayan çalışma komisyonları,<br />
sorumlu kurul üyelerinin de katılımıyla gerçekleşen toplantılarında<br />
başkan, başkan yardımcısı ve sekreter üye seçimlerini<br />
yaptı. Komisyon üyeleri arasında ilk toplantıda yapılan<br />
seçime göre; Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Komisyonu’nun<br />
başkanlığına Mustafa Akıncı, başkan yardımcılığına Özer<br />
Turan, Recep Yılmaz ve Pınar Kap, sekreterliğe ise Aylin Karakuş;<br />
Bağımlı Çalışan Meslek Mensupları Komisyonu’nun<br />
başkanlığına Hasan Kırımlı, başkan yardımcılığına Feti<br />
Çiçek, Nurcan Güngör, Şahinde Sayraç, sekreterliğe ise<br />
Nurdan Dağlar; Çevre, Sağlık ve Spor Komisyonu’nun<br />
başkanlığına Şafak Karakaş, başkan yardımcılığına Yaşar<br />
Çelik, Murat Tarık Koşal ve Serpil Savaş, sekreterliğe ise<br />
Sertaç Konya; Mesleki Sorunlar Araştırma ve Proje Geliştirme<br />
Komisyonu’nun başkanlığına Önder Atilla, başkan<br />
yardımcılığına Ahmet Serhatlı ve Recep Yaşar, sekreterliğe<br />
ise Saime Pınar Erdem ve Orhan Batır; Sosyal Yardımlaşma<br />
ve Kültürel Etkinlikler Komisyonu’nun başkanlığına Ayhan<br />
Karaşin, başkan yardımcılığına Ayşen Berzek, Cevat Sevinç,<br />
Songül Gül Deniz, Kenan Taner, Ramadan Yılmaz ve Nevin<br />
Mumcu, sekreterliğe ise Nuray Yıldızlar ve Nurcan Dükancılar<br />
seçildi.<br />
Bilgi Teknolojileri İzleme<br />
Komisyonu<br />
Çevre, Sağlık ve Spor<br />
Komisyonu<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
38<br />
B<br />
Bilanço
B<br />
İş ve Sosyal Güvenlik Mevzuatı<br />
Komisyonu<br />
Mesleki Sorunlar Araştırma ve<br />
Proje Geliştirme Komisyonu<br />
Mesleki Uyum ve Denetim<br />
Komisyonu<br />
Sosyal Yardımlaşma ve Kültürel<br />
Etkinlikler Komisyonu<br />
SEÇİMLER TAMAMLANDI<br />
Stajyer Eğitimi ve Denetimi Komisyonu’nun başkanlığına<br />
Umut Ekici, başkan yardımcılığına Kürşad Kaan Yüksek<br />
ve Emir Akbayır, sekreterliğe ise Aykut Bulut; İş ve Sosyal<br />
Güvenlik Mevzuatı Komisyonu’nun başkanlığına Bünyamin<br />
Çolak, başkan yardımcılığına Raşit Yılmaz, Ayşe Ersoy,<br />
Songül Alkan ve Ergin Tanrıverdi, sekreterliğe ise Elif Deniz;<br />
Ticaret Mevzuatı ve Muhasebe Standartları Komisyonu’nun<br />
başkanlığına Kasim Çapraz, başkan yardımcılığına Deniz<br />
Altunay, Melih Suvar, İsmail Dağ ve Sibel Torun, sekreterliğe<br />
ise Sevdiye Şentürk; Vergi Mevzuatı Komisyonu’nun<br />
başkanlığına Kazim Tefenli, başkan yardımcılığına Hayrettin<br />
Çamdere, Fatma Çil Eradaş, Aykut Coşkunmeriç ve Mehmet<br />
Ufuk Bayrakçı, sekreterliğe ise Zehra Göker Elmas; Mesleki<br />
Uyum ve Denetim Komisyonu’nun başkanlığına Ali Demir,<br />
başkan yardımcılığına Bedriye Güven, sekreterliğe ise Ercan<br />
Demirkıran; Bilgi Teknolojileri İzleme Komisyonu’nun başkanlığına<br />
Feramuzşah Sarı, başkan yardımcılığına Mustafa<br />
Süngü, sekreterliğe ise Selma Toppamuk seçildi.<br />
Stajyer Eğitimi ve Denetimi<br />
Komisyonu<br />
Ticaret Mevzuatı ve Muhasebe<br />
Standartları Komisyonu<br />
Vergi Mevzuatı<br />
Komisyonu<br />
Bilanço<br />
39<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
haber<br />
Kirazlı’da<br />
keyifli buluşma<br />
Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler<br />
Odası (BSMMMO) üyeleri,<br />
aileleriyle birlikte katıldıkları ‘5. Geleneksel<br />
Oda Pikniği’nde stres atıp,<br />
doyasıya eğlendi.<br />
BSMMMO tarafından her yıl düzenlenen ve geleneksel<br />
hale gelen Oda pikniğinin 5’incisi, bu yıl Uludağ<br />
Yolu Kirazlı Köyü Piknik Alanı’nda gerçekleşti.<br />
Meslek mensuplarının aileleriyle birlikte katıldığı<br />
‘BSMMMO 5. Geleneksel Oda Pikniği’ sabahın erken saatlerinde<br />
başladı. BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez’in<br />
yanısıra Oda Yönetim Kurulu Üyeleri’nin de katılımıyla gerçekleşen<br />
piknik organizasyonu, öğle saatlerinde verilen yemeğin<br />
ardından, düzenlenen birbirinden renkli etkinliklerle<br />
devam etti.<br />
EĞLENCE GÜN BOYU SÜRDÜ<br />
Meslek mensuplarının kıyasıya mücadelesine sahne olan<br />
çuval yarışı ile başlayan etkinlikler, yetişkinlerin ve çocukların<br />
halat çekme yarışı ile devam etti. Dondurma, meyve,<br />
pamuk helva ve şeker macunu ikramlarının da yapıldığı piknik<br />
organizasyonunda futbol turnuvası da düzenlendi. Gün<br />
boyu müzik eşliğinde eğlencelerin devam ettiği piknikte,<br />
çocuklara yönelik palyaço eşliğinde oyun ve yüz boyama<br />
aktiviteleri gerçekleşti. Piknik organizasyonunda konuşan<br />
BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, meslek mensupları<br />
olarak hep birlikte keyifli bir hafta sonu geçirmekten<br />
büyük memnuniyet duyduğunu ifade ederken, geleneksel<br />
hale gelen Oda pikniğine katılan bütün meslektaşlarına ve<br />
ailelerine teşekkür etti.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
40<br />
B<br />
Bilanço
B<br />
BSMMMO üyeleri, Uludağ Yolu Kirazlı Köyü Piknik Alanı’nda düzenlenen<br />
piknikte stres atıp, doyasıya eğlendi.<br />
Bilanço<br />
41<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
haber<br />
Perde lösemili<br />
çocuklar<br />
için açıldı<br />
‘Çehov’dan Öyküler’ adlı tiyatro<br />
oyununu lösemili çocuklar yararına<br />
sahneleyen BSMMMO Tiyatro<br />
Topluluğu’nun muhasebeci ve<br />
mali müşavirlerden oluşan ekibi,<br />
performanslarıyla izleyenlerden<br />
tam not aldı.<br />
Erdem Erdoğan yönetimindeki Bursa Serbest<br />
Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (BSMMMO)<br />
Tiyatro Topluluğu’nun meslek mensuplarından<br />
oluşan ekibi, ‘Çehov’dan Öyküler’ adlı iki perdelik<br />
tiyatro oyununu sahneledi. BSMMMO ve Bursa Lösemili<br />
Çocuklara Yardım Derneği’nin (LÖDER) Ataevler<br />
Basın Kültür Sarayı Uğur Mumcu Sahnesi’nde ortaklaşa<br />
düzenlediği oyuna, meslek mensupları ve aileleri büyük<br />
ilgi gösterdi. Ahmet Hikmet Sönmez başkanlığındaki<br />
BSMMMO Yönetim Kurulu Üyeleri’nin de katılımıyla gerçekleşen<br />
tiyatro gösteriminde LÖDER Bursa yetkilileri de<br />
hazır bulundu.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
42<br />
B<br />
PLAKET TAKDİM EDİLDİ<br />
Bilet satışından elde edilen gelirin, LÖDER’e bağışlandığı<br />
gecenin sonunda oyunun yönetmeni Erdem Erdoğan’a<br />
plaketini vermek üzere sahneye çıkan BSMMMO Başkanı<br />
Ahmet Hikmet Sönmez, sanata ve sanatçıya önem<br />
verdiklerini söyleyerek, oyunun sahnelenmesinde emeği<br />
geçenleri tebrik etti. Oyunda rol alan tüm meslektaşlarına<br />
teşekkür de eden Ahmet Hikmet Sönmez, Oda çatısı<br />
altında sosyal ve kültürel etkinliklerin devam edeceğini<br />
bildirerek, “Bu akşam güzel ve hayırlı bir amaç için bir<br />
araya gelmiş bulunuyoruz. Lösemili çocuklar yararına<br />
düzenlemiş olduğumuz bu etkinliğimize katılan herkese<br />
teşekkür ediyorum” dedi. LÖDER’i temsilen sahneye çıkarak<br />
Ahmet Hikmet Sönmez’e teşekkür plaketi takdim<br />
eden Mustafa Tan ise dernek hakkında kısaca bilgi verdiği<br />
konuşmasını, geceye katkıda bulunanlara teşekkür<br />
ederek sonlandırdı.<br />
Bilanço
B<br />
OYUNCU KADROSU<br />
Ayhan Karaşin, Cüneyt Bütün, Emine Maden, Emrah Toska, Feridun<br />
Aydınlıalp, Hükmettin Çakar, İlkay Mutluay, Mercan Yalçın,<br />
Murat Fırat, Nazan Özsoy, Nevsin Ersoy, Songül Gül Deniz ve<br />
Şerife Tekin’in rol aldığı iki perdelik eser, birbirinden bağımsız<br />
altı kısa oyundan oluşuyor. Eserde insan hakları, sınıfsal ayrım,<br />
sömürü, ezen-ezilen ilişkileri ile sistem sorununa mizahi bir dille<br />
yaklaşılıyor.<br />
BSMMMO Tiyatro Topluluğu’nun meslek mensuplarından oluşan<br />
ekibi, ‘Çehov’dan Öyküler’ adlı iki perdelik tiyatro oyununu<br />
LÖDER yararına sahneledi.<br />
Bilanço<br />
43<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
öportaj<br />
Bursa’nın Ekonomik Değerleri<br />
Çıraklıkla başlayan<br />
yarım asırlık başarı öyküsü<br />
Bursa Bilanço Dergisi olarak, çocuk<br />
yaşta ‘Ben, büyüyünce sanayici<br />
ve iş adamı olacağım’ diyen ve<br />
bu hayalini büyük bir kararlılık ve<br />
çalışkanlıkla gerçeğe dönüştüren<br />
sanayici ve iş adamı Yakup Altınöz<br />
ile bir araya geldik.<br />
Henüz 12 yaşındayken çıraklık yaparak adım attığı iş<br />
hayatında, bugün kendi alanlarında marka haline gelen<br />
Hitit Mobilya, Büroyap, Nakoteks, Concept ve kendi<br />
adını taşıyan tekstil şirketi ile birlikte büyük bir başarıya<br />
imza atan Yakup Altınöz’den başarılarla dolu hayatının<br />
öyküsünü dinledik. İş hayatına nasıl adım attığından ilk<br />
iş tecrübesine, iş hayatında başarılı olmanın sırlarından<br />
üstlendiği sosyal sorumluluklara kadar pek çok konuya<br />
değindiğimiz Altınöz’den bir de yarım asırlık markası<br />
Hitit Mobilya ile Büroyap&Solenne’den bahsettik.<br />
İşte, başarının ekip işi olduğunu savunan, hem gençlere<br />
hem de iş adamlarına önemli tavsiyelerde bulunan<br />
Yakup Altınöz’ün ağzından başarı ve özveri dolu<br />
hayatı…<br />
Yakup Altınöz<br />
Sanayici ve İş Adamı<br />
-Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?<br />
1945 yılında Niğde-Koyunlu’da doğdum. İlkokulu<br />
Koyunlu’da, orta ve lise öğrenimimi Bursa Ticaret<br />
Lisesi’nde tamamladım. Yükseköğrenimimi ise Ankara<br />
İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İşletme Bölümü’nde<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
44<br />
bitirdim. Daha sonra ise yüksek lisansımı işletme bazında<br />
Bursa Uludağ Üniversitesi’nde yaptım.<br />
‘HEM ÇALIŞTIM HEM OKUDUM’<br />
-İş hayatına nasıl adım attınız?<br />
İlk iş hayatıma, henüz ortaokul dönemi olan 1957 yılında<br />
adım attım. İlk olarak, Çiçek Izgara yakınlarında bir halı<br />
dükkânında çıraklığa başladım. Halıcılık aynı zamanda<br />
baba mesleğimdi. On iki yaşındaydım. Çay, kahve<br />
söylüyor, yerleri süpürüyor, müşteriler halı aldığında<br />
onu sırtıma atıp gideceği yere kadar taşıyordum. On yıl<br />
süren çıraklık, tezgâhtarlık, işportacılık yaptığım dönemde<br />
eğitimime de devam ettim. Hem çalıştım, hem okudum.<br />
Ve ardından, 1967 yılında profesyonel olarak iş hayatım<br />
başladı.<br />
VİZYON MARKALAR<br />
-Hitit Mobilya’yı kurmak iş hayatınızın dönüm<br />
noktasıydı diyebilir miyiz?<br />
Evet. İş hayatımdaki en önemli adımımı, 1970 yılında Hitit<br />
Mobilya A.Ş.’yi kurarak attım. Aldığım tüm eğitimler ve<br />
iş tecrübelerimin akabinde, 1970 yılından başlayarak her<br />
biri vizyon markalar haline gelen beş ayrı şirketi kurdum.<br />
1970 yılında Hitit Mobilya, 1987’de Büroyap Mobilya,<br />
1190’da Nakoteks, 1999’da Concept ve 2003 yılında ise<br />
Yakup Altınöz Tekstil.<br />
‘KONSEPT MAĞAZACILIĞA DÖNDÜK’<br />
-Mobilya sektöründe yarım asırlık bir geçmişiniz<br />
var. Bugünkü çalışmalarınız hakkında<br />
bilgi verir misiniz?<br />
Mobilya sektöründeki geçmişimiz 46 yıla dayanıyor. İki<br />
yıldan bu yana da Büroyap & Solenne ile birlikte, konsept<br />
mağazacılığa döndük. Büroyap, Yalova Yolu üzerindeki<br />
bin 700 metrekarelik iki katlı mekanında, zengin ürün<br />
çerçevesi, müşterilerinin beklentilerini ön planda tutan<br />
sistemi, mükemmeliyetçi anlayışıyla, ofislere prestij katmak<br />
için yeniden yapılandı. Genelde, özel tasarım isteyen,<br />
kimsede bulunmayan ve sadece bende bu ürünler bulunsun<br />
dediğinizde, tasarımcınızı bulmak için bir arayış içine<br />
giriyorsunuz. Devamında ise uzun bir süre beklemeniz<br />
gerekiyor. Halbuki, Büroyap & Solenne konsept mağazamız,<br />
tasarımından üretimine kadar tüm aşamalarda, doğal<br />
malzeme kullanarak bu hizmeti tüketiciye sunuyor.<br />
Bilanço<br />
B
B<br />
ÇEVRECİ ÜRÜNLER<br />
-Ürünlerinizin tercih edilirliğini artıracak unsurlar<br />
nelerdir?<br />
Tamamen çevreci olan bu ürünler ne insana, ne de tabiata<br />
zarar vermiyor. Ürünlerimizde E1 tutkalı kullanılıyor.<br />
Abanoz, ceviz, tik gibi ağaçlardan doğal malzemeler, azami<br />
derecede sıfır hatalı olarak müşteriye sunuluyor. Ağacın<br />
kokusu ve doğal yapı ürünü kullanan kişilere ev ortamı<br />
rahatlığı sunuyor. Ahşaba dönüş döneminin başlamasıyla,<br />
artık kanserojen madde içermeyen eşyalar üretebiliyoruz.<br />
Emek yoğun olarak kullanıldığı için ürün kalitesini görebiliyorsunuz.<br />
Kişiye has bu ürünlerin renk uyumları, koltuk<br />
klapalarında, kütüphanesinde, sehpa ya da sümen takımı<br />
derken tüm grupta kombine edilmiş bir şekilde müşteriye<br />
sunuluyor.<br />
‘MÜŞTERİ VELİNİMETTİR’<br />
-Peki, iş hayatınızdaki başarınızın sırrını ne?<br />
İş disiplini olmadan, işle alakalı kurallar, kaideler, değer<br />
yargıları olmadan başarıyı yakalamak mümkün değildir.<br />
İleriye yönelik planlar, belli bir disiplin gerektirir. Bir iş<br />
adamının ‘müşteri velinimettir’ düsturu ile hareket etmesi<br />
gerektiğini düşünüyorum. Ticaret hayatında müşteri en<br />
ağır misafirdir. Dolu dolu ve hissederek yaşamak, insanları<br />
ve işini sevmek, inançlı olmak çok önemli. Bir iş adamının<br />
yahut bir iş kadınının sahip olması gereken bazı kriterler<br />
vardır. Bir iş adamının ya da iş kadınının sıkıştığı zaman<br />
danışabileceği bir arkadaşı olmalı. Sağlıkla ilgili problemlerinde<br />
danışabileceği bir tıp adamına, iyi bir hukukçuya<br />
ihtiyacı vardır. Ve başarı için toplumdan aldığını topluma<br />
vermeyi bilmek de çok önemli. Başarının sırrı paylaşmakta<br />
yatıyor. Bir aile sıcaklığını, iş ortamında da hissedebilmeli<br />
çalışan. Bu işi sahiplenmeyi, beraberinde de başarıyı<br />
getiriyor.<br />
‘MEDYA BÜYÜK GÜÇ’<br />
-Başarıya giden yolda olmazsa olmazlar sizce<br />
nelerdir?<br />
Bir işletme mutlaka reklam yapmalı. Eğer reklam yapmıyorsa<br />
bu karanlıkta göz kırpmaya benzer. Siz istediğiniz<br />
kadar iyi ürün üretin, bunu pazarlayamadıktan sonra bir<br />
anlamı yok. O bakımdan reklam önemli. İşletme olarak<br />
varlığını hissettirmek önemli. Medya, büyük bir güç bu<br />
anlamda. İnsanlarla aramızdaki haberleşme ağı. Firmaların<br />
sahneye çıkma noktasında en önemli unsur. Başarıya<br />
giden yolda zaman yönetimi de çok önemli. İş dünyasında<br />
bir dakika dahi verimli kullanılabilmeli. Zaman, en iyi<br />
şekilde planlanmalı.<br />
‘YALOVA YOLU’NU GÜZELLEŞTİRECEĞİZ’<br />
-Bir de güçlü bir STK ayağınız var. Bu alanda<br />
yeni projeleriniz var mı?<br />
Ömrümün yarısı STK’larda geçti. Topluma hizmet etmeyi<br />
işime hizmet etmek gibi gördüm. 20’nin üzerinde kurum<br />
BSMMMO Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Komisyonu<br />
Üyesi Smmm. Ali Erdoğan, Sanayici ve İş Adamı<br />
Yakup Altınöz ile Yalova Yolu üzerindeki Büroyap<br />
Mağazası’nda buluştu.<br />
ve kuruluşta yer aldım. 5 derneğin ve vakfın kuruculuğunu<br />
üstlendim. Yakında 6’ncısını Yalova Sanayici ve İş Adamları<br />
Derneği’ni (YASİAD) kuracağız. Derneğimizin ana hedefi<br />
Yalova Yolu’nu güzelleştirmek olacak. Yol üzerindeki<br />
kentsel dönüşümlerden kaçak yapılaşmaya, park alanlarına<br />
kadar her konuyu kuracağımız dernekte gündeme getireceğiz.<br />
Gençosman Postahanesi’nden Dürdane Yokuşu’na<br />
kadar Yalova Yolu’nu yeniden yapılandırmayı hedefliyoruz.<br />
Amacımız, ortaya güzel bir hizmetin çıkması.<br />
‘ENTEGRE OLMUŞ DURUMDA’<br />
-Mezun olduğunuz Ticaret Lisesi’nin hayatınızda<br />
büyük öneme sahip olduğunu<br />
biliyoruz…<br />
Evet. 1992 yılında Ticaret Lisesi Vakfı’nı kurdum. 1992<br />
yılında kurucu başkan olarak yola çıktığım Ticaret Lisesi<br />
Vakfı’nın başkanlığını halen yürütüyorum. Okulumuza<br />
yatırımlarımızı da her geçen yıl artırarak sürdürüyoruz. Muhasebeciler<br />
ile Ticaret Meslek Lisesi adeta entegre olmuş<br />
durumda. Okulumuzdan mezun olan öğrenciler çoğunlukla<br />
muhasebeci mali müşavir oluyor, bankalarda ve sanayi<br />
kuruluşlarında çalışıyorlar.<br />
‘GENÇLERE YETKİ VERİLMELİ’<br />
-Son olarak, iş hayatına adım atacaklara ne<br />
gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?<br />
Gençlerimizin önünü açmamız lazım. Sivil toplum örgütlerinde<br />
gençler yer almalı, meclislerde, ticaret ve sanayi<br />
odalarında, bay-bayan genç nesiller yer almalı. Gençlere<br />
fırsat verilmeli. Yer yer hata yapmış olsalar da zamanla<br />
üstesinden geleceklerdir. Gençlerimize inisiyatif kullanabilme<br />
hakkı verebilmeliyiz. Zamanında evlatlarına söz hakkı<br />
tanımayan birçok işletmeci, öldükten sonra işletmelerinin<br />
çöktüğünü göremediler. Gerek iş adamlarına gerek ülke<br />
yönetiminde bulunanlara tavsiyem şiddetle şudur ki,<br />
sağlıklı zamanlarında gençlerine, oğullarına, kızlarına yetki<br />
versinler. Her şeyi ben bilirim usulü, kaidesi yanlıştır. Bir<br />
işletmede baba önde evlat geride ise o işletme geriliyor<br />
demektir. Baba ile evlat aynı seviyede etkili ise o işletme<br />
yerinde sayıyor demektir. Eğer evlat, aktivitelerde, sorumluluklarda,<br />
yetkide önde, baba geride ise o işletme ilerliyor<br />
demektir.<br />
Bilanço<br />
45<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
sağlık<br />
Göz alerjisine dikkat!<br />
Opr. Dr. Murat MORAY<br />
Normal şartlarda zararsız<br />
olan ev tozu,<br />
polen ya da tüy gibi<br />
maddeler bazı bünyelerde<br />
reaksiyon<br />
geliştirerek göz alerjisine<br />
neden olabiliyor.<br />
Göz alerjilerinin<br />
tedavilerinin büyük<br />
bir titizlikle gerçekleştirilmesi<br />
sağlık<br />
açısından büyük<br />
önem taşıyor.<br />
Dünya nüfusunun yüzde 20-35’ini etkileyen alerjik<br />
hastalıklar, Türkiye’de yüzde 20’ye ulaşan sıklıkta<br />
görülüyor. Ve bu alerjik belirtilerin yüzde 70’i<br />
gözlerde ortaya çıkıyor. Alerjiler konjonktivit (göz<br />
yangısı) ve astım gibi başka sorunları da tetikleyebiliyor.<br />
Burun ve göz alerjilerinin birleşimi ise rinokonjunktivit denilen<br />
hastalığın oluşmasına neden oluyor. Op. Dr. Murat Moray,<br />
kaşıntı, sulanma ve çapak oluşumuna neden olan göz<br />
alerjisi (konjonktivit) hakkında bilgi verdi.<br />
Kontrol altına alınamayan alerjiler ölüme bile neden olabiliyor.<br />
Gözler ve solunum yolları ile temas eden alerjenler<br />
çoğunlukla havada bulunuyor. Polenler, küfler, toz, tüy gibi<br />
materyaller havadan gelen alerjenler olarak sayılabiliyor.<br />
Böylelikle vücudumuza hava yolu ile kolaylıkla giriş yapabiliyor,<br />
aslında zararlı olmayan bu maddeler yabancı olarak<br />
algılanarak bir tepki ile karşılaşıyorlar. Böylelikle alerjik reaksiyon<br />
dediğimiz tablo ile karşı karşıya kalınıyor. Alerjik reaksiyon<br />
hiç de masum olmayan ve kontrol altına alınamazsa<br />
ölümcül tablolarla sonuçlanabilen bir rahatsızlıktır. Yiyecekler<br />
ya da böcek sokmaları ve ısırmaları gibi diğer alerji nedenleri<br />
havadan gelen alerjenler gibi gözleri doğrudan etkilemiyor.<br />
Bazı kozmetikler ve antibiyotikli olan göz damlaları<br />
gibi ilaçlara karşı da göz alerjileri ortaya çıkabiliyor.<br />
Alerjiye neden olan maddelerden<br />
kaçınmak gerekiyor.<br />
Prensip olarak en yaygın tedavi; alerjinin kesin ve kalıcı bir<br />
tedavisi olmadığından alerjiye neden olan maddelerden kaçınmak.<br />
Örneğin, yaşam alanlarımızda aşırı toz oluşumunu<br />
engellemek, tüylü hayvan, halı, oyuncak gibi materyalleri<br />
çevremizden uzaklaştırmak, polen mevsiminde daha çok<br />
kapalı mekânlarda kalmak ve mümkünse filtreli sistemlerle<br />
hava temizleyici cihazlar kullanmak, gözleri saran güneş<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
46<br />
gözlükleri takmak, araç kullanırken camları kapalı tutarak<br />
filtreli klima sistemlerini çalıştırmak gibi basit yöntemler<br />
arasında sayılabiliyor.<br />
İlaçla bağışıklık sistemi<br />
güçlendiriliyor<br />
Eğer gözlerdeki alerjiye neyin neden olduğunu bilmiyorsak<br />
ya da onlardan uzak durma şansımız yok ise ilaç tedavisine<br />
başvurmak gerekiyor. Bunun içinse öncelikle mutlaka bir<br />
göz hastalıkları uzmanına başvurmalı ve tavsiyelere göre<br />
hareket etmek gerekiyor. Bununla ilgili olarak doktorunuzun<br />
tavsiye edeceği göz damlaları ve çeşitli diğer ilaçlar rahatlamanızı<br />
sağlıyor. Genel alerji tedavileri de (aşı vs.) faydalı<br />
olabiliyor. Bu tedavide alerji uzmanı olan doktorunuz size<br />
küçük miktarlarda alerjen enjekte ederek bağışıklık sisteminizi<br />
kademeli olarak güçlendirmeyi amaçlıyor.<br />
Günlük lensler tercih ediliyor<br />
Kontakt lens kullanıyorsanız, alerji mevsiminde lensler gözlerinize<br />
rahatsızlık verebiliyor. Havadan gelen alerjen maddeler<br />
doğrudan kontakt lenslerinize yapışarak sizi rahatsız<br />
edebiliyor. Alerjenler doğal gözyaşı ve yapışkan göz salgısı<br />
üretiminizi de arttırabiliyor, böylece yapışkan göz salgısı<br />
kontakt lenslerinizin üzerinde birikerek rahatsızlık verebiliyor.<br />
Belirtilerinizi hafifletebilecek ve kontakt lenslerinizin temiz<br />
kalmasını sağlayacak göz damlalarını kullanmanız tabi<br />
ki yine doktorunuzun tavsiyesi ile uygun olacaktır; zira bazı<br />
damlalar lenslerin rengine ya da yapısına zarar verebiliyor.<br />
Bir diğer seçenek de günlük kullan-at tabir edilen lensler.<br />
Çünkü bu lenslerde, alerji ile ilişkili rahatsızlıklara sebep<br />
olan ve zamanla meydana gelen rahatsızlık verici birikintiler<br />
oluşmuyor.<br />
Kendinizi Test Edin<br />
Eğer sizde göz alerjisi olabileceğini düşünüyorsanız bu testi<br />
uygulayın.<br />
• Aile bireylerinizde alerji var mı?<br />
• Gözlerinizde özellikle de polen mevsimi olan ilkbaharda sık<br />
kaşıntı oluyor mu?<br />
• Daha önce konjonktivit teşhisi aldınız mı?<br />
• Tüylü hayvanlara karşı alerjiniz var mı?<br />
• Hapşırma, öksürme ya da burun tıkanıklığınızı kontrol altına<br />
almak için sık sık ilaç almaya ihtiyaç duyuyor musunuz?<br />
• Polen mevsiminde gözlerinizde kızarıklık ya da kaşıntı oluyor<br />
mu?<br />
• Çeşitli kozmetiklerin kullanımında gözleriniz kaşınıyor ya<br />
da sulanıyor mu?<br />
Eğer sorulara birden çok evet cevabı veriyorsanız, göz alerjiniz<br />
olabilir. Danışmak için göz doktorunuzdan mutlaka<br />
randevu alın.<br />
Bilanço<br />
B
Kitap<br />
Yazar<br />
Gary Small – Gigi<br />
Vorgan<br />
Yayınevi<br />
NTV Yayınları<br />
En sıra dışı vakalar<br />
Bu kitap bir psikiyatristin<br />
zihnine ve onun<br />
giderek gelişim gösteren<br />
mesleki yaşamına<br />
yapılan aydınlatıcı bir yolculuk. Aynı zamanda<br />
bu branşın ve daha önce görülmemiş, tanısı<br />
koyulmamış çeşitli akıl hastalıklarının perde<br />
arkasına da bir bakış... Kitabı okurken kendinizi,<br />
bizi insan yapan şaşırtıcı tuhaflıklar üstüne<br />
düşünürken bulacaksınız.<br />
Yazar<br />
Sabahattin Ali<br />
Yayınevi<br />
Yapı Kredi Yayınları<br />
“Yaşamak, tabiatın<br />
en küçük kımıldanışlarını<br />
sezerek,<br />
hayatın sarsılmaz bir<br />
mantık ile akıp gidişini<br />
seyrederek yaşamak;<br />
herkesten daha çok, daha kuvvetli yaşadığını,<br />
bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu<br />
bilerek yaşamak… Ve bilhassa bütün<br />
bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu<br />
düşünerek, onu bekleyerek yaşamak…”<br />
Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun<br />
resmini çiziyor.<br />
Yazar<br />
Zülfü Livaneli<br />
Yayınevi<br />
Doğan Kitap<br />
Aşk, bir uçurum<br />
kıyısında gözü bağlı<br />
yürümektir…<br />
Kardeşimin Hikâyesi<br />
aşkın mutlulukta<br />
ulaşılacak son nokta<br />
olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye<br />
davet eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve<br />
tehlikelerine dair nefes kesen bir roman. Her<br />
sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku<br />
ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız.<br />
Sinema<br />
B<br />
Bilanço<br />
47<br />
Yönetmen:<br />
Uğur Yücel<br />
Oyuncular : Beren<br />
Saat, Uğur Yücel,<br />
Ayça Bingöl , Hazar<br />
Ergüçlü, Turgay<br />
Kantürk<br />
Senaryo : Can Yücel,<br />
Uğraş Güneş<br />
Konusu:<br />
8 yaşına kadar<br />
hayatla ilgili hiçbir<br />
şey bilmeden yaşayan Ela ile aynı durumdaki<br />
ablasını trajik bir biçimde yitirdikten sonra<br />
hayatını engellilere adayan Mahir Hoca’nın yollarının<br />
kesişmesiyle siyahtan beyaza giden bu<br />
yolculuğunda sadece bir kelimeye yer yoktur.<br />
Last Vegas / 1 Kasım 2013<br />
Yönetmen:<br />
Jon Turteltaub<br />
Oyuncular : Morgan<br />
Freeman , Robert<br />
De Niro, Michael<br />
Douglas , Mary Steenburgen<br />
, Kevin<br />
Kline<br />
Senaryo : Adam Brooks<br />
, Dan Fogelman<br />
Yapımcı : Joseph<br />
Drake , Laurence Mark<br />
Konusu: 4 yaşlı adamın Las Vegas maceraları<br />
ile ilgili bir komedi filmi. 4 ruhu genç adamın<br />
maceralarının nasıl şekilleneceğini üzerine<br />
kurulmuş yeni bir Vegas hikayesi.<br />
Hükümet Kadın 2 / 8 Kasım 2013<br />
Yönetmen :<br />
Sermiyan Midyat<br />
Oyuncular : Demet<br />
Akbağ, Sermiyan<br />
Midyat , Bülent Çolak,<br />
Burcu Gönder,<br />
Mahir İpek<br />
Senaryo : Sermiyan<br />
Midyat<br />
Konusu: İlk filmde<br />
hayata gözlerini<br />
kapayan Xate ve eşi Aziz Veysel’in yaklaşık<br />
10 yıl önceki maceralarını beyaz perdeye<br />
yansıtan Hükümet Kadın-2 filminde ise yine<br />
kalabalık bir Mardin ekibi de yer aldı. Demet<br />
Akbağ, ikinci filmde de ilkinde olduğu gibi,<br />
güçlü ve inatçı Xate karakteriyle bin bir<br />
maceraya atılıp, yine seyirciyi kahkahaya<br />
boğacak.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
Etkinlik<br />
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri Benim Dünyam / 25 Ekim 2013 29 EKİM 2013 / SAAT 12:00<br />
İHSANİYE MEYDANI / BURSA<br />
Kürk Mantolu Madonna<br />
Kardeşimin Hikayesi<br />
18. BURSA ÇOCUK VE GENÇLİK<br />
TİYATROLARI FESTİVALİ<br />
Hedefi “Çocuk<br />
ve Gençlik<br />
Tiyatroları alanında,<br />
iletişim ve<br />
paylaşım temelli,<br />
uluslararası kültürel<br />
ve sanatsal<br />
bir buluşma noktası<br />
oluşturmak”<br />
olarak belirlenen<br />
festivalde, oyun<br />
gösterimlerinin<br />
yanı sıra seminerler,<br />
tartışmalar ve benzeri etkinlikler<br />
yer alacaktır.<br />
BENİMLE DELİRİR MİSİN?<br />
TİYATRO<br />
Kim bilir belki<br />
de aşk eski<br />
bir yalandı,<br />
bütün suç<br />
da Adem ile<br />
Havva’daydı.<br />
Ya da en<br />
baştan aşkı<br />
bize çok<br />
yanlış anlatmışlardı. Bir evlilik ve aşk aranjmanı...<br />
Evlilik yeminleri, güzel aşk sözcükleri ile başlayan,<br />
evlilik seremonisinden delilik rapsodisine uzanan<br />
trajikomik bir süreç. Hepinizin hikayesi.<br />
Hazırlayanlar;<br />
Smmm. Pınar KAP<br />
Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Komisyonu<br />
Başkan Yardımcısı<br />
Smmm. Aylin KARAKUŞ<br />
Basın Yayın ve Halkla İlişkiler<br />
Komisyonu Sekreteri<br />
Smmm. Nalan BAYSAL<br />
Basın Yayın ve Halkla İlişkiler<br />
Komisyonu Üyesi
gezi<br />
Müşküle:<br />
Bir köyün<br />
bir çınarın<br />
muhasebesi<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
48<br />
B<br />
Bilanço
B<br />
Bilanço<br />
49<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
B<br />
gezi<br />
Nazım Hikmet<br />
“Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,<br />
Öyle gibi de görünüyor.<br />
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni.<br />
Ve de uyarına gelirse,<br />
Tepemde bir de çınar olursa<br />
Taş maş da istemez hani…”<br />
Nazım Hikmet’in ölümünden 10 yıl önce kaleme aldığı<br />
‘Vasiyet’ adlı şiirindeki dizeleri, öldüğü gün bir<br />
çınar dikerek gerçekleştiren Müşküle Köyü’nü ve<br />
sakinlerini ziyaret ettik. Bacalarından dumanların<br />
tüttüğü, sokaklarında çocukların koşuşturduğu, kadınların<br />
evlerinin önünde iğne oyalı tülbent işlediği, dünyaca ünlü<br />
bal kokulu üzümleri ve sofralık zeytinleriyle ünlü Müşküle<br />
Köyü’ne Bursa Bilanço Dergisi okurları için konuk olduk.<br />
İznik Gölü’nün güney sahilini çevreleyen Katırlı Dağları’nın<br />
yamacında, göle hakim bir tepe üzerine kurulu bulunan bu<br />
şirin köye adım atarken; ilk durağımız, yazımızın ilerleyen<br />
satırlarında adından bahsedeceğimiz köyün 20 yıl muhtarlığını<br />
yapmış olan Fevzi Kavuk’un oğlu Gürol Kavuk’un<br />
işlettiği Müşküle Çınar Tesisleri oldu. Köy sakinleri ve yolu<br />
İznik’ten geçenlerin uğrak yeri olan göl kenarındaki eşsiz<br />
manzaralı huzur dolu bu tesiste sıcak çaylarımızı yudumlarken,<br />
rotamızı da çizme şansı bulduk. Gürol Kavuk’un<br />
misafirperverliğinin ardından çizdiğimiz rotadan şaşmadan<br />
Müşküle Köy merkezine doğru yola koyulduk.<br />
GÖL MANZARALI YOLLAR<br />
Zeytin ağaçlarının süslediği, göl manzaralı kıvrımlı yollar<br />
bizi köy merkezine götürdü. Birçok yerinden İznik Gölü’nün<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
50<br />
Bilanço
B<br />
doğru yöneliyoruz. Ve bizi kütüphanede karşılayan Müşküle<br />
Köyü’nün 20 yıl muhtarlığını yapmış Fevzi Kavuk’un ağzından<br />
dinliyoruz çınarların hikayesini…<br />
Fevzi KAVUK<br />
Müşküle Köyü Eski 20 yıllık Muhtarı<br />
rahatlıkla izlenebildiği, İznik ilçe merkezine 22, Bursa il<br />
merkezine ise 75 kilometre uzaklıkta bulunan Müşküle<br />
Köyü’nün doğusunda Mustafalı ve Göllüce Köyü, kuzeyinde<br />
İznik Gölü, batısında Narlıca Beldesi, güneyinde ise Yenişehir<br />
ilçesinin Süleymaniye Köyü bulunuyor.<br />
NAZIM HİKMET ANISINA…<br />
Nazım Hikmet’in, “Yoldaşlar, ölürsem o günden önce<br />
yani… Öyle gibi de görünüyor. Anadolu’da bir köy mezarlığına<br />
gömün beni.Ve de uyarına gelirse, tepemde bir de çınar<br />
olursa, taş maş da istemez hani…”mısralarını okuyarak<br />
başlıyor anlatmaya ‘Çınarlı Köyün Muhtarı’ Fevzi Kavuk…<br />
Nazım Hikmet’in ölüm yıl dönümü olan 3 Haziran 1964 tarihinde,<br />
Müşküle Köyü’nde vasiyetini yerine getirmek üzere<br />
beş kişi bir araya gelip, İznik Gölü’ne nazır bir zeytinliğin<br />
içine çınar ağacı diktiklerini anlatıyor… ‘Nazım Hikmet’in<br />
mezarı bir gün Türkiye’ye getirilirse Nazım oraya gömülsün’<br />
umuduyla… Bursa Hapishanesi’nde Nazım Hikmet’i tanıyan<br />
ve hapishane arkadaşları Müşküleli İsmail Başaran, ressam<br />
İbrahim Balaban, mimar Emin Canpolat ve çınarın dikildiği<br />
zeytinliğin sahibi Rıfat Talan ile birlikte çınarı nasıl umutla<br />
diktiklerini anlatıyor dönemin muhtarı Fevzi Kavuk…<br />
‘MÜŞKİRE’ OLARAK ANILIRMIŞ<br />
Köy merkezine adım atar atmaz bizi ‘Hoş geldiniz’ diyerek<br />
karşılayan köyün ihtiyar delikanlılarından köy hakkında bilgi<br />
alıyoruz. Yazılı kaynaklara göre; 1530 tarihinde köylerinin<br />
adı ‘Müşkire’ olarak geçiyormuş. Ve köydeki hane sayısı 12<br />
imiş. Köyde kabirleri bulunan Müşkül Dede ve Hasan Dede<br />
adlı erenlerin, birbirleriyle dost olduklarını, bir çok yerde<br />
savaştıkları ve en sonunda köyün bulunduğu topraklara<br />
gelerek, köyü kurduklarını öğrendik. Köyün adının Müşkül<br />
Dede’nin adından geldiğini söyleyen köy sakinleri, “Köyümüzün<br />
adı Demirışık olarak değiştirildi ama köy sakinleri<br />
olarak bu ismi benimseyemedik. 1994 yılında yapılan halk<br />
oylamasıyla köyümüz eski adına kavuştu” diyor.<br />
OSMANLI MİMARİSİ<br />
Müthiş göl manzaralı bu güzel köy, dünyaca ünlü bal kokulu<br />
Müşküle üzümleriyle, kaliteli sofralık zeytinleriyle, Helenistik<br />
çağa ait olduğu söylenen Hisar Kale’siyle, tarihi çınar ağaçlarıyla,<br />
tarihi hamamıyla, iğne oyalarıyla, 80 metre yüksekliğindeki<br />
Sarıkaya’sıyla, toprak fırınlarıyla, Osmanlı mimarisi<br />
evleriyle, eşsiz güzellikteki doğasıyla ve cana yakın, konuksever<br />
insanlarıyla ünlenmiş. Müşküle’de köyün yapısına<br />
damgasını vuran iki tane de tarihi çınar ağacı bulunuyor.<br />
Biri İznik-Bursa Karayolu’nda, köye ayrılan kolun başında.<br />
Diğeri de köy meydanında, caminin bitişiğinde yer alıyor.<br />
Köye uğramışken bu endamlı çınarların hikayesini dinlememek<br />
de olmazdı. Köy meydanında bulunan kütüphaneye<br />
Bilanço<br />
51<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
gezi<br />
Ve şöyle devam ediyor: “Nazım Hikmet için çınar diktiğimizi<br />
duyanlar, Anadolu’nun bir çok yerinden çınarı görmeye<br />
geliyordu. Kimi ellerini sürüyor kimi hatıra olarak saklamak<br />
için yapraklarını kimi de kozalaklarını koparıyordu. 1978<br />
senesine kadar çınar büyüdü. O dönem, çınarı dikenlerin<br />
üzerinde büyük baskılar oldu. Nazım Hikmet’in özlemini<br />
gidermek için ölümünün birinci yıl dönümünde diktiğimiz<br />
çınar, maalesef bugün yaşamıyor. Yanlış hatırlamıyorsam<br />
1978 senesiydi. Sabah uyandığımızda çınarın kesildiğini<br />
öğrendik. Bütün köy halkı derinden üzülmüştü… Ama o<br />
tarihten sonra köyde pek çok çınar dikildi. Nazım’ın anısı o<br />
çınarlarda yaşıyor.”<br />
ÇINARLI KÖYÜN MUHTARI<br />
Müşküle Köyü’nde muhtarlık yaptığı 25 Ağustos 1960 ve<br />
12 Eylül 1980 tarihlerini kapsayan 20 yıllık süreçte, ilk<br />
sosyalist köy muhtarı olması, 1965 ve 1969 seçimlerinde<br />
Bursa’dan milletvekili adayı olduğu Türkiye İşçi Partisi’nin<br />
oyların büyük bir çoğunluğunu alması nedeniyle Müşküle<br />
Köyü Türkiye’nin sosyalistlerinin ve aydınlarının ilgi odağı<br />
haline gelmiş. O yıllardan beri Müşküle Köyü, ‘Çınarlı Köy’<br />
olarak, ‘Fevzi Kavuk’ ise ‘Çınarlı Köyün Muhtarı’ olarak anılmış.<br />
Sohbet için teşekkür ederek Fevzi Kavuk’un yanından<br />
ayrılıp, yeniden köyü turlamaya çıkıyoruz.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
52<br />
B<br />
Bilanço
B<br />
Odamızın<br />
Avrupa Birliği<br />
Başarısı<br />
Avrupa Birliği Hayatboyu Öğrenme<br />
Programı (LLP) Leonardo da Vinci Yenilik<br />
Transferi faaliyeti kapsamında<br />
2013 yılı teklif çağrısı dönemi, Yenilik<br />
Transferi Projeleri değerlendirme<br />
sonuçları Ulusal Ajans tarafından ilan<br />
edilmiştir.<br />
KÖYÜN İNTERNET SİTESİ<br />
Gün batımına yaklaşırken, köydeki son durağımız ise Müşküle<br />
Köyü’nün tanıtımına büyük katkısı olan Emin Kaygısız’ın evi<br />
oluyor. Soluk aldığı köyün tanıtımı için gecesini gündüzüne<br />
katan ve köylerine dair güncel haberlerin yer aldığı www.muskulekoyu.com<br />
sitesini özenle hazırlayan Emin Kaygısız’ın ağzından<br />
özverili çalışmalarını dinledik. Ve misafirperver Müşküle<br />
Köyü sakinlerinin yüzümüzde bıraktığı tebessüm ile birlikte,<br />
gün batımının göle yansıyan kızıllığında Bursa’ya dönüş yoluna<br />
geçiyoruz. En yakın zamanda, tekrar gelmek üzere, kendimize<br />
söz vererek…<br />
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi koordinatörlüğünde<br />
ve Uludağ Üniversitesi, Gazi Üniversitesi,<br />
Budapest Business School, Slovenia GIA College,<br />
Kaunas University of Technology, Ankara<br />
SMMMO, Bursa SMMMO ve Türkiye Dış Ticaret Vakfı ortaklığında,<br />
Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi<br />
öğretim üyelerinden Doç. Dr. Aylin POROY ARSOY’un<br />
koordinatör olarak yer aldığı “Holistic Approach to Risk-<br />
Based Internal Financial Control for SMEs (HARBIF)” (KOBİ<br />
lerde Risk Temelli İç Finansal Kontrol Sistemlerine Bütünsel<br />
Bir Yaklaşım) projesi desteklenmeye uygun görülmüştür.<br />
Proje, KOBİ lerde iç kontrol sistemlerinin risk odaklı olarak<br />
geliştirilmesi için bütünsel bir yaklaşım çerçevesinde model<br />
geliştirmeyi amaçlamaktadır. Proje kapsamında, iç denetime<br />
ilişkin uluslar arası literatür baz alınarak süreçler oluşturulacak<br />
ve Odamız üyelerine iç denetim uygulamalarına ilişkin<br />
eğitimler verilecektir. Projenin Kasım 2015’te sona ermesi<br />
planlanmaktadır.<br />
Bilanço<br />
53<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
haber<br />
Umutlar<br />
başka bahara<br />
Türkiye, büyük umutlar beslediği<br />
2020 Olimpiyat Oyunları’nın ev<br />
sahipliğini Japonya’nın başkenti<br />
Tokyo’ya kaptırdı. İpi göğüsleyen<br />
Tokyo’nun yanı sıra İstanbul’un<br />
ve Madrid’in (İspanya) aday olduğu<br />
süreç, kararın açıklanması<br />
ile birlikte çok tartışıldı. Hükümet<br />
Olimpiyatlar’a ev sahipliği fırsatının<br />
kaçmasından “Gezi Eylemcilerini”<br />
sorumlu tutarken, Uluslararası Olimpiyat<br />
Komitesi’nin kararında, hükümetin<br />
son dönemde izlediği politikaların<br />
etkili olduğunu savunanlar<br />
da oldu. Bunların tümü yorum ancak<br />
tek bir gerçek var; o da Olimpiyat<br />
umudunun başka bahara kaldığı…<br />
OLİMPİYATLAR’IN TARİHİ<br />
Antik Olimpiyat Oyunları’nın ilk olarak nerede ve ne<br />
zaman başladığına ilişkin kesin bir bilgi olmasa da<br />
çok sayıda söylence ve efsane vardır. Bunlardan birine<br />
göre oyunlar, Olimpiya kralı ve Peloponnisos’a<br />
adını veren kahraman olan Pelops’a kurbanların sunulduğu<br />
süre boyunca doğmuştur. Hristiyan Yunan düşünürü Titus<br />
Flavius Clemens’e göre ise bu oyunlar Pelops’un ruhuna<br />
sunulan armağanlardan başka bir şey değildir.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
54<br />
Bir başka söylenceye göre ise mitolojik kahraman<br />
Herakles’in Olimpiya’da bu tip bir oyuna katılarak kazanmasının<br />
sonucunda bu oyunların her dört yılda bir geleneksel<br />
olarak yinelenmesi istediği yönündedir. Bir başka efsane<br />
bunun Zeus tarafından Titan Kronos’a karşı aldığı yenilgi<br />
sonrasında koyulduğunu söyler. Değişik kaynaklarda bunun<br />
Elis Kralı İfitos’un İ.Ö. 9. yüzyılda halkını büyük bir savaşın<br />
içine düşmekten kurtarması için Pythia’ya giderek ona danıştığını,<br />
kâhinin ise ona tanrılar onuruna oyunlar düzenleyerek<br />
tanrıların memnuniyetini kazanmasını önerdiği geçer.<br />
Bunun sonucunda İfitos bu oyunları düzenlemeye başlar ve<br />
Spartalı düşmanları bu oyunlar süresince onlara saldırmayı<br />
durdurur. Oyunlar tanrıların yaşıyor olduğuna inanılan<br />
Olimpos Dağı’nda düzenlenir ve adını da bu dağda düzenlenmesinden<br />
ötürü alır. Ancak kökeni ne olursa olsun Olimpiyat<br />
Oyunları’nın Antik Yunanistan’da Eleusis Gizemleri’nin<br />
yanında düzenlenen en büyük iki dinsel törenden biri olduğu<br />
kesindir.<br />
ANTİK’TEN MODERN’E GEÇİŞ…<br />
1892’de Paris Sorbonne Üniversitesi’ndeki bir konuşması<br />
sırasında Fransız Baron Pierre de Coubertin uluslararası<br />
spor organizasyonu fikrini öne sürdü. Coubertin, 1870-71<br />
yıllarındaki Fransa-Almanya savaşında Fransa’nın yenilgi<br />
nedenini ülkede fiziksel eğitimin verilememesi olarak görüyordu.<br />
Spor eğitimini ve spor kurumlarını güçlendirerek<br />
ülkede sporu yaygınlaştırmak ve spordaki rekabetin gerçek<br />
savaşları önleyebileceğini savunuyordu. 23 Haziran 1894’te<br />
Coubertin önderliğinde Uluslararası Olimpiyat Komitesi<br />
13 ülke ve 79 temsilci ile ilk kez toplandı ve Olimpiyat<br />
Oyunları’nın yeniden düzenlenmesine ve ilk Olimpiyatlar’ın<br />
1896’da Atina’da düzenlenmesine karar verdi.<br />
Bilanço<br />
B
B<br />
Böylece ilk modern Olimpiyatlar Uluslararası Olimpiyat Komitesi himayesinde<br />
Atina’da 1896’da gerçekleştirildi. Bu olimpiyatlara 14 ülkeden 241 sporcu katıldı<br />
ve 43 yarışta mücadele ettiler. Yunan halkı ve hükümeti Olimpiyatlar’ın gerçekleşmesinden<br />
memnundular ve Olimpiyat Oyunları’nın kalıcı olarak Atina’da gerçekleşmesi<br />
görüşü birçok sporcu tarafından paylaşıldı. Uluslararası Olimpiyat Komitesi<br />
ise bu isteği kabul etmedi ve organizasyonun uluslararası bir kimlik kazanması<br />
amacıyla ikinci olimpiyatların Paris’te düzenlenmesine karar verdi.<br />
Ve bundan sonra Olimpiyat Oyunları giderek daha popüler hale gelirken, ülkeler<br />
arasında da bu dev organizasyona ev sahipliği yapma konusunda kıyasıya bir yarış<br />
başladı.<br />
Olimpiyat Amblemi<br />
Olimpiyat sembolü içiçe geçmiş farklı renklerdeki halkalardır. Beş içiçe halka 5<br />
kıtayı (Amerika, Afrika, Asya, Avustralya, Avrupa) temsil eder. 5 kıtadan ülkelerin<br />
katıldığı ilk Olimpiyat ise 1912 Yaz Olimpiyatları’dır. Seçilen bu renklerden en az<br />
biri her ülkenin bayrağında bulunmaktadır. Dolayısıyla sanılanın aksine bayraktaki<br />
renklerin herhangi bir kıtayı değil ülkeleri temsil etmektedir. Olimpiyat bayrağı<br />
1914’te kabul edildi ve 1916’daki Olimpiyatlar’da kullanılması kararlaştırıldı. Ancak<br />
1916 Olimpiyatları I. Dünya Savaşı nedeniyle iptal edilince, bayrak ilk olarak 1920<br />
Yaz Olimpiyatları’nda kullanıldı.<br />
Olimpiyatların sloganı üç kelimelik latince ifadedir: Citius, Altius, Fortius. “Daha<br />
hızlı, Daha yüksek, Daha güçlü.” anlamına gelen ifade sporcunun birinci olmayı değil,<br />
elinden gelenin en iyisini yapmasını öğütler. Sloganın bir diğer anlamı da şudur:<br />
“En önemlisi kazanmak değil, katılmaktır”. Slogan Pierre de Coubertin’in önerisiyle<br />
1894’te Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin kuruluşuyla beraber kabul edilmiştir.<br />
Her Olimpiyat öncesinde törenle Olimpiyat Ateşi yakılır ve kapanışa kadar yanar.<br />
Olimpiyat meşalesi Antik dönemde olduğu gibi günümüzde de Yunanistan’ın Olimpos<br />
dağında mercek yardımıyla güneş ışığı kullanılarak yakılır. Yakılan meşale<br />
Olimpiyatlar’ın düzenleneceği yere kadar ülke ülke dolaştırılır ve Olimpiyatlar’ın<br />
açılış törenindeki Olimpiyat ateşi bu meşale ile yakılır. Olimpiyat Ateşi ilk olarak<br />
1936 Yaz Olimpiyatları’nda kullanılmıştır.<br />
Kaynak: Wikipedi (http://tr.wikipedia.org)<br />
YILLARA GÖRE OLİMPİYATLAR<br />
VE EV SAHİBİ ÜLKELER<br />
Yıl Yer<br />
1896 Atina, Yunanistan<br />
1900 Paris, Fransa<br />
1904 St. Louis, ABD<br />
1906 Atina, Yunanistan<br />
1908 Londra, İngiltere<br />
1912 Stokholm, İsveç<br />
1916 Berlin, Almanya<br />
1920 Antwerp, Belçika<br />
1924 Paris, Fransa<br />
1928 Amsterdam, Hollanda<br />
1932 Los Angeles, ABD<br />
1936 Berlin, Nazi Almanyası<br />
1940 Tokyo, Japonya<br />
Helsinki, Finlandiya<br />
1944 Londra, İngiltere<br />
1948 Londra, İngiltere<br />
1952 Helsinki, Finlandiya<br />
1956 Melbourne, Avustralya<br />
Stokholm, İsveç<br />
1960 Roma, İtalya<br />
1964 Tokyo, Japonya<br />
1968 Mexico City, Meksika<br />
1972 Münih, Doğu Almanya<br />
1976 Montreal, Kanada<br />
1980 Moskova, Sovyetler Birliği<br />
1984 Los Angeles, ABD<br />
1988 Seul, Güney Kore<br />
1992 Barselona, İspanya<br />
1996 Atlanta, ABD 2000<br />
Sidney, Avustralya<br />
2004 Atina, Yunanistan<br />
2008 Pekin, Çin<br />
2012 Londra, İngiltere<br />
2016 Rio de Janeiro, Brezilya<br />
2020 Tokyo, Japonya<br />
Bilanço<br />
55<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
güncel<br />
Paket paket<br />
demokrasi<br />
Hep geçmişi özler insan; geleceğin sunacaklarına önyargıyla yaklaşır. Yarın ne olacağımız<br />
belli değildir ama geçmiş yaşanmıştır ve tecrübe ile sabittir. Bu nedenle endişe ile bakılır<br />
yarınlara. Dün yaşanan darbelerde postalların altında ezilmiştir demokrasi ve o postallar<br />
adaleti sağlamak için bir sağdan asmıştır, bir soldan. Korkmuştur analar babalar yarınlardan…<br />
Maziyi özlemiştir ama mazisinde otlaklarında at koşan köyler yoktur. Yine kan<br />
vardır, asılan fidanlar vardır ve o zamanın anaları babaları da özlemiştir geçmişi. Onların<br />
çocukluğunda da bir başkadır bayramlar; aynı bizim ve analarımızın, babalarımızın çocukluğundaki<br />
bayramlar gibi. Geçmişi özleriz ama biz misket oynarken düşmüştür Kuveyt’e<br />
bombalar. Ama biz o günleri özleriz, biz uyurken anamızın mis kokulu koynunda, katledilmiştir<br />
nice masumlar ama biz o günleri özleriz…<br />
Smmm. Özer TURAN<br />
Basın Yayın ve Halkla İlişkiler<br />
Komisyonu Başkan Yardımcısı<br />
ozerturan@hotmail.com<br />
Şimdi nice yenilikler yaşanmakta hayatımızda. Demokrasiler paketlerden çıkartılmakta,<br />
herkese ihtiyacı kadar dağıtılmaktadır. Spor müsabakalarında yandaşlarının kazanmasını<br />
Taksim’de binlerce kişi ile tepinerek kutladığı akşam kimsenin sesi çıkmazken, diğer yandan<br />
aynı yerde aynı günlerde 3 kişinin bir araya gelmesi dayanılmaz bir sancı yaratmış;<br />
çok tehlikeli görülmüştür. Taksim’in bir toplantı yeri olmadığı kanısına varılarak olmadık<br />
vahşet görüntüleri sergilenmiştir. Oysa iyi niyetli ve bir demokrasi şöleni olabilecekken<br />
yaşananlar yine yarınlara kaygı yollamış ve insanlar yine geçmişi özlemiştir ve aslında<br />
yoktur geçmişte, bozlaklarında buzağını emziren sarıkızların olduğu köyler, ikiz kulelere<br />
uçaklar çarpmıştır. Hesabı Afgan çocuklara sorulmuştur, özlenen geçmişlerde İran-Irak<br />
ile 4 yıl savaşmıştır ve kan dökmeye çoktan başlamıştır Partiya Karkerên Kurdistan umut<br />
vaat ettiği topraklarda. Yarınlar umut dolu, yarınlar merak dolu, yarınlar heyecan doluyken<br />
yurdumda geçmişten hesap sorma gayreti içindedir geçmişi özleyenler. 28 Şubatlar,<br />
12 Eylüller yargılanmakta; hukuk hüküm yemektedir ama paket paket demokrasi dağıtılmaktadır<br />
televizyonlarda. Biz yolda demokrasiyi görmezken ileri demokrasi söylemleri ile<br />
baskıcı bir tutum sergilemektedir seçilenler.<br />
Gezi olayları ile aslında ileri demokrasinin filizleri yeşermişken korkutmuş ve endişe vermiştir<br />
demokrasiyi paketleyip müjdeleyenlere. Palalarla kovalanmıştır demokrasi, sıkıştırılmıştır<br />
karanlık sokaklarda, paketlerden demokrasiler çıkartılmış yerlerine canlar koyularak<br />
gönderilmiştir ailelere. Çadırlar basılmış, T.O.M.A. (Toplumsal Olaylara Müdahale<br />
Araçları) halkı kurtarmıştır demokrasi fidanlarının ellerinden.<br />
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 1. Maddesi: Bütün insanlar özgür, onur ve hakları yönünden<br />
eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler.<br />
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası<br />
Temel Haklar ve Ödevler Kısmı…<br />
Madde 34: Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü<br />
düzenleme hakkına sahiptir.<br />
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin<br />
önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin<br />
korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.<br />
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart<br />
ve usuller kanunda gösterilir.<br />
…demektedir,<br />
Gezi Parkı ve akabinde yapılan toplantı ve yürüyüşler Anayasaya aykırı değilken; yapılan<br />
müdahalelerin mahiyeti ve şiddeti hem İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne hem de T.C.<br />
Anayasası’na aykırıdır.<br />
Takdir yüce Türk Milleti’nindir.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
56<br />
Bilanço<br />
B
B<br />
Andımız<br />
Yedi çocuklu bir göçmen ailesinin en küçük çocuğu idi.<br />
Sırtında tahtadan yapılmış da olsa bir çanta, siyah önlük,<br />
kauçuk ayakkabıları ile koşarken okuluna<br />
sanki elinde taşıyordu sevinç dolu yüreğini.<br />
Hem okuma - yazma öğrenecekti hem de Türkçe’yi<br />
Deniz kıyısında elleriyle avuçlayarak tuttuğu başını<br />
aşağıya doğru indirdi.<br />
Gözleriyle bir kez daha baktı ve okudu ANDIMIZ KALKACAK<br />
Andımız sıradan bir şey değildi onun için.<br />
Kendisine “Sen göçmensin; Türkçe bilmiyorsun” demeden<br />
yüreklerini açan insanların ülkesinin tanımıydı ANDIMIZ<br />
Bu ülke insanlarını her türlü olumsuzluklara rağmen<br />
vatan-bayrak-dil birlikteliği ile bir arada tutmanın<br />
hergün haykırışı idi ANDIMIZ<br />
Bizlere ülke sevgisini, insan sevgisini; başkasının kölesi değil<br />
yurttaş olmanın yüceliğini anlatan Cumhuriyet Öğretmenleri’nin<br />
bize emanetiydi ANDIMIZ<br />
Smmm. Hamdi LİMAN<br />
Basın Yayın ve Halkla İlişkiler<br />
Komisyonu Üyesi<br />
smm_liman@hotmail.com<br />
Her türlü inancın özgürce yaşandığı, yaratanın yüceliğini, kitabın<br />
Kutsallığını, peygamber saygısının ne olduğunu UYDURULAN din gibi değil<br />
İNDİRİLEN din gibi öğreten laik Cumhuriyet’in kalkanıydı ANDIMIZ<br />
ANDIMIZ<br />
TÜRKÜM,DOĞRUYUM,ÇALIŞKANIM.<br />
İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak,<br />
yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.<br />
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.<br />
Ey büyük Atatürk!<br />
Açtığın yolda gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime AND içerim<br />
Varlığım TÜRK varlığına armağan olsun!<br />
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!<br />
Yıldız, hilal, kalpaklarıyla bu topraklar için yere düşen<br />
MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİNE<br />
minnet ve saygı ile…<br />
Bilanço<br />
57<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
güncel<br />
Benim adım Çalıkuşu<br />
olsun mu?<br />
Kırmızı kırmızı dolaşıyor yollarda. Bir de isim takmışlar İpekböceği diye.<br />
Tamam; güzel bir şey ama benim gibi yerden havalanıp şehre tepeden bakamayacak<br />
ki… Ne de olsa tramvay işte! Benim de kırmızı rengim var.<br />
Kışta kıyamette insanları sarıp sarmalayacağım, ta Uludağ’ın tepesine<br />
çıkaracağım. Saatte yaklaşık 1500 kişi taşıyacağım. Ama sadece iki tane<br />
kabinimi Heykel’de sergilemeye başladılar. Gelip gidip bakıyor insanlar<br />
bana. Bazıları benden korktuğunu; asla binmeyeceğini söylüyor. Benim<br />
gibi sevimli bir araçtan korkulur mu hiç?<br />
Bu yazının sahibi de ilk defa yaklaşık yirmi beş yıl önce atalarım olan teleferiklerden<br />
birisine binmiş. Hava da nasıl soğuk ve karlıymış.<br />
O zamanki hatlar 1963 yılında çalışmaya başlamış. Görüyor musunuz,<br />
atalarım olan teleferiklerin yaşı ortaya çıktı! Neyse, yazarım da “korkmuyorum”<br />
havalarında, büyükannelerimden biriyle yolculuğa başlamış. Ama<br />
direklere yaklaşırken, hava muhalefeti nedeniyle de aman bir sallamış bir<br />
savurmuş görmeyin gitsin. Korku dağları bekliyor diye boşuna dememişler.<br />
Burnunu cama yapıştırıp etrafı daha iyi görmeye çalışmış. Nasıl da tipi<br />
varmış. Sarıalan’da inince herkeste kurtuldum havası hakim olmuş. Sanki<br />
geri dönerken başka şeyle gideceklermiş! Karda mangal keyfi yapmaya<br />
çalışmış ama çok soğukmuş. Bir de fırtına eklenince büyükannem olan<br />
teleferiğin zilleri çalmaya başlamış. Herkesi başına bir an evvel toplayıp,<br />
toparlayıp Bursa’da almış soluğu. Ne de olsa emanetlermiş.<br />
Smmm. E. Gülhan ATTİLÂ<br />
Çevre, Sağlık ve Spor<br />
Komisyonu Üyesi<br />
eminegulhan@ttmail.com<br />
Yazarım eve döndükten sonra çantasında götürdüğü ve yemeyi unuttuğu<br />
portakalı hatırlamış. Artık portakal portakallıktan çıkmış bir heykel haline<br />
gelmiş. Soyup başucumuza koyup yalan uydurulacak gibi değilmiş. Ama<br />
zorlukla kestiği portakalın içinde gördüğü kar kristalleri onu bambaşka masal<br />
diyarlarına taşımış. Bir süre buzlukta sakladığı portakal sonunda çöpü<br />
boylamış.<br />
Anılar güzel tabii. Ama o zaman o kadar çok sıra bekleniyormuş ki teleferiğe<br />
binmek için. Şimdi sayemde daha çok insan Uludağ’ın Oteller Bölgesi’ne<br />
kadar çıkacak; hem de 20 dakikada. Helikopterle havadan montaj işlemleri<br />
yapıldı. Kolay değil tam 50 yıllık hatlar yenilendi. 874 metre ile dünyanın<br />
en uzun aktarmasız teleferik hattı oldum. Teferrüç- Sarıalan arasında tam<br />
24 direk dikildi. Bu sene kampçılar için kötü oldu benim olmamam. Gündüzleri<br />
işlerine gidip ne güzel sonra benimle kamplarına geri döneceklerdi.<br />
Neyse seneye Uludağ daha da cıvıl cıvıl olacak sayemde.<br />
Oteller Bölgesi’ne kısa sürede ulaşılabilince yazın da otellerin yatak kapasiteleri<br />
kullanılmış olacak. Turizme çok katkım olacak bu kesin. Şu İpekböceği<br />
de iki de bir gözümün önünden geçmese…. Tramvaya hemen isim<br />
buldular. O da kasıla kasıla dolaşıyor yollarda. Ben kendimi kimliksiz ve<br />
kişiliksiz hissediyorum O’nu gördükçe. Benim adım niye yok sahi?<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
58<br />
B<br />
Bilanço
B<br />
Bana sadece teleferik mi diyecekler? Çok soğuk çok…. Bir de<br />
sıradan. Dünyanın her yerinde çeşitli bölgelerde teleferik var. Benim<br />
Bursa’ya ait olduğumu Uludağ’ın benden sorulacağını (fazla<br />
mı abartım ne ?) kim bilecek. Nerede benim nüfus cüzdanım? İlk<br />
seferlerime 29 Ekim’de başlayacakmışım. Ne yazacak gazeteler,<br />
dergiler? “Teleferik seferlerine başladı.” Niye tramvay seferlerine<br />
başladı demediler de hemen İpekböceği dediler? Kıskançlıktan<br />
öleceğim vallahi. Olmaz böyle. Benim adım da Çalıkuşu olabilir<br />
mi mesela? Ben sevdim. Sadece bir öneri.<br />
8,5 kilometrelik hattımı dört durağa bölmüşler. Teffürrüç- Sarıalan-Kadıyayla-Oteller<br />
Bölgesi diye. Teknolojim de yeni, tek kablolu<br />
gondol teknolojisiymiş. 8 kişilik gondol kabinlerim var ve<br />
her 16 saniyede bir istasyonlardan yolcu alacakmışım. Talebin<br />
yoğunluğuna göre gondol filosu istendiği an devreye sokulabilecek<br />
ve hattın kapasitesi de arttırılabilecekmiş. Rengârenk ve cıvıl<br />
cıvıl gidip gelecekmişim bir sürü insanla.<br />
Düşünsenize dağ bembeyaz örtüsüne büründüğünde, renk renk<br />
gondollarımla bir boydan bir boya salınacakmışım. Tarih de<br />
yaklaştıkça giderek heyecanlanıyorum işte. Bak yine İpekböceği<br />
nispet yapıyor bana. Heykel’de gelen geçen araçlara bakınıp duruyorum.<br />
Şu hatlar bitse de ben de o duraktan bu durağa salınıp<br />
dursam. Yakında kendimi kara araçlarından birisi sanacağım vallahi!<br />
Gelene geçene bak, gün geçmiyor. Ben de alsam yolcularımı,<br />
şöyle ponponlu bereli küçük kızları, güzel hanımları, yakışıklı<br />
beyleri gezdirsem diyorum.<br />
Arada bir beni temizleyip paklıyorlar. Ben zaten güzelim! Bir de<br />
yola çıkabilsem. Rus malı helikopterle çalışmalar yapılıyor. Alman,<br />
Bulgar, İtalyan ve Avusturyalı uzmanların bulunduğu 30<br />
kişilik ekip harıl harıl çalışıyorlar. Montaj işini de İsviçre’li Heliswiss<br />
firması yaptı. Tam bir dünya takım çalışması oldu bu iş.<br />
Ama sonunda doğaya da zarar vermeden yaptılar bu montajı. Hiç<br />
olmazsa adıma gölge düşmeyecek. Sahi benim adım Çalıkuşu<br />
olabilir mi? Yazıyı okurken düşündünüz mü hiç?<br />
Yakında kartpostallarda, hedi-<br />
yelik eşyaların<br />
üzerinde yerimi alırım<br />
sanırım. Bursa havlularının<br />
üzerine de basarlar mı beni?<br />
İlk seferime başladığımda<br />
manşetleri gözümün önüne<br />
getiriyorum. Çalıkuşu Uludağ<br />
semalarında…. Çalıkuşu direkten<br />
direğe uçuyor…..<br />
Çalıkuşu Çalıkuşu<br />
Çalıkuşu…..<br />
Başka isim öneriniz<br />
varsa siz de<br />
söyleyin ama benim<br />
adım Çalıkuşu<br />
olsun ! Ben adımı<br />
pek bir sevdim.<br />
Teleferik<br />
çağ atlıyor<br />
Proje kapsamında halen<br />
çalışmakta olan Teferrüç,<br />
Kadıyayla ve Sarıalan istasyonlarına<br />
Oteller Bölgesi<br />
istasyonu da eklenecek. Tüm<br />
hattın yenilenmesinin ardından<br />
Tereffüç’e yeni yapılacak makine<br />
dairesi sisteme alınacak. Toplam<br />
8,84 kilometreyle dünyanın<br />
en uzun aktarmasız teleferik hattı<br />
Bursa’ya kazandırılırken, 8’er kişi<br />
kapasiteli 175 gondol tipi kabinle,<br />
sıra bekleme derdi de ortadan kalkacak.<br />
Saattik yolcu taşıma kapasitesi<br />
yeni projeyle bin 800 kişiye<br />
çıkarılırken, aile kabinlerinin yanında<br />
VİP kabinler de devreye alınacak.<br />
Yap-işlet-devret modeliyle hayata<br />
geçirilecek projeyle, Teferrüç<br />
ile Oteller Bölgesi arasında 24 saat<br />
kesintisiz ulaşım sağlanırken, projenin<br />
iki yıl içinde tamamlanması<br />
hedefleniyor.<br />
Tüm istasyonlar yenilenecek<br />
Proje kapsamında mevcut istasyonlar<br />
da tamamen yenilenecek.<br />
Teleferiğin başlangıç noktası olan<br />
Teferrüç İstasyonu’nda teleferik<br />
müzesi, süpermarket, 50 adet mağaza,<br />
50 oda kapasiteli otel, çok<br />
amaçlı salon ile kafeterya ve restoran<br />
bulunacak. Önemli bir rekreasyon<br />
alınana dönüşecek Kadıyayla<br />
İstasyonu’nda ise tur rehber<br />
birimleri, kafeterya, restoran ve<br />
otel yer alacak. Kampçıların yoğun<br />
olarak kullandığı Sarıalan bölgesindeki<br />
istasyonda da tur rehber<br />
birimleri ile kafeterya bulunacak.<br />
Oteller Bölgesi’ne inşa edilecek istasyona<br />
da kayak eğitim birimleri,<br />
otel, kapalı spor ve sağlık birimleri<br />
ile kafeterya yapılacak.<br />
59<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
mevzuat<br />
Bir ceza<br />
hikayesi - 2<br />
Değerli meslektaşlarım,<br />
Bu yazımda süresinden sonra düzeltme amacı ile verilen Ba-Bs bildirim formlarına<br />
uygulanan Özel Usulsüzlük Cezası’nın yersiz olduğuna dair somut bir olayı<br />
sizlerle paylaşmak istiyorum. Tabi bu durumda olan meslektaşlarımız da bu olayı<br />
örnek olarak kullanabilirler.<br />
Bursa Odamızın Bilanço dergisinin 141. sayısında (Temmuz-Ağustos 2012)<br />
“Derdimiz Mesleğimizin Siyaseti” başlıklı yazımda, mesleki sorunlarımızı sayarken<br />
şöyle demişim:<br />
Smmm. Zeki TURAN<br />
TÜRMOB Disiplin Kurulu Üyesi<br />
zekituran16@gmail.com<br />
“Üçüncüsü; tabi ki cezalar. Aslında adını doğru koyacak olursak VUK’un mükerrer<br />
355. maddesi ve bu maddenin Ağustos 2009’dan sonraki uygulaması.<br />
Özetleyecek olursak; biz demiyoruz ki sorumluluklarımızı yerine getirmesek de<br />
hiç cezai müeyyidesi olmasın. İnsan olduğu sürece hatalar ve yanlışlar olacak<br />
ve o yanlışların da bedeli olacak. Yasalar, mahkemeler ve diğer kurumlar bunun<br />
için var. Bir düzen ve yaptırım olması doğal… Doğal olmayan konu ise basit<br />
bir hata yapan meslektaşlarımızın en ağır cezaya muhatap olması… Oysa ağır<br />
yaptırımlar işlerini rutin olarak yürüten, beyanını düzenli olarak verenler için değildir…<br />
Kamuyu bilinçli olarak yanıltmak isteyen, bilgi vermekten kaçınanlar için<br />
düşünülmüştür cezalar. Zaten kanunun ruhunda da bu var.”<br />
Yazıma konu olan olay şöyle cereyan etmiştir. Mali müşavirliğini yaptığım bir<br />
firma bir şekilde kanuni sürelerinden sonra benim bilgim olmadan 2009 Haziran<br />
ve 2010 Temmuz dönemleri için yasal süre dolduktan sonra fark ettikleri hataları<br />
düzeltmek amacı ile B formları için düzeltme bildirimi vermişler. Zaten bu olayı<br />
ceza ihbarnameleri gelince öğrenmiş oldum. Tabi düz mantıkla bakınca Ağustos<br />
2009’dan sonra yapılacak işlemler için mükellefe özel yazı yazılmadan re’sen<br />
mükerrer 355 uygulaması yasal hale getirilmişti. Aslında bu yasal olsa da çok<br />
açık bir hukuksuzluktu. Bu hukuksuzlukla ilgili daha önce başka bir olay vesilesi<br />
ile bir altyapı çalışmam vardı. Bu olayın üzerine gitmeye karar vererek her iki<br />
ihbarname için de dava açmaya karar vererek aşağıdaki savunmalarımı içeren<br />
davaları açtım. Hatta dava müracaatında bulunurken, hakim bey, “Bu davayı neden<br />
açıyorsun ki?” manasında sorunca; “Hakim bey burada bu davanın reddedileceğini<br />
biliyorum, ben asıl temyizde bu kanunun yanlış olduğunu ispat etmek<br />
için uğraşacağım” deyince “Peki o zaman sana kolay gelsin” demişti.<br />
Ve dava dilekçelerimde aşağıdaki savunmayı yaptım.<br />
“Özel Usulsüzlük Cezası, yapısı itibarı ile Vergi İdaresi’ni bilgilendirmekten kasıt-<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
60<br />
B<br />
Bilanço
B<br />
lı olarak kaçınan kötü niyetli mükellefleri bu tutumlarından<br />
caydırmak amacı ile ihdas edilmiş bir tecziye biçimidir. Öyle<br />
ki kanun koyucu bu iradesini göstermek amacı ile maddenin<br />
başlığında (Bilgi vermekten çekinenler ile) ibaresini<br />
kullanmış ve ayrıca ilk uygulanış şeklinde Özel Usulsüzlük<br />
Cezası’nın uygulanmasını, mükellefi önceden yazılı olarak<br />
uyarma şartına bağlamıştı. Mütemadiyen ve aylık rutin<br />
olarak B formları ve bunun gibi birçok beyan ve bildirimini<br />
düzenli olarak veren bir vergi mükellefinin küçük bir ihmal<br />
neticesinde bir bildiriminin ihmal edilmiş olmasını, hele<br />
hele düzeltme bildirimini BİLGİ VERMEKTEN KAÇINMA<br />
olarak saymasını doğrusu anlamak mümkün değildir. Bilgi<br />
vermekten kaçınma, ancak; defter ve belgelerini düzgün<br />
olarak tanzim etmeme, inceleme istendiğinde evrakları ibraz<br />
etmeme ya da beyan ve bildirimlerini düzenli olarak vermemeyi<br />
alışkanlık haline getirmekle tarif edilebilir. Daha sonra<br />
01/08/2009’da yürürlüğe giren bir değişiklikle bu uyarı şartı<br />
genelleştirilerek kanun kendi içinde çelişkili hale getirilmiştir.<br />
Öyle ki yine aynı kanunda yer alan normal usulsüzlük<br />
cezaları kadük hale gelmiştir. Zira Gelir İdaresi artık her<br />
türlü noksanlıkta Özel Usulsüzlük Cezası uygulamaya başlamıştır.<br />
Bu tutum ise vergide adalet duygusunu köreltmekte,<br />
idare ile mükellef ve mali müşavirler arasındaki insicama<br />
ciddi şekilde zarar verir hale gelmektedir.<br />
Rutin olarak işleyen bir uygulama alanında bir bildirimin çeşitli<br />
küçük sebeplerden dolayı ihmal edilmiş olmasının yaptırımı<br />
çok ciddi hale gelmiştir. Tabi ki devlete karşı yapılan<br />
küçük de olsa ihmallerin bir yaptırımı olması doğaldır, bu<br />
amaçla da kanunda bu gibi ihmalleri tecziye eden ve daha<br />
makul olan usulsüzlük cezası uygulaması zaten vardır. Ama<br />
bunun göz ardı edilip basit bir hatanın dahi hemen yüksek<br />
dereceden cezalandırılması toplumda karşılık bulmamıştır.<br />
Hele bir de bırakın bildirimin verilmemesini, süresinde verilmiş<br />
ama yapılan ufak tefek hataların sonradan fark edilerek<br />
düzeltilmesinin dahi aynı şiddette cezalandırılmasının hiç<br />
izahı yoktur. Evet toplum yasalarla yönetilir ama asıl adalet<br />
mülkün temelidir ve saygıdeğer hâkimlerimiz de toplumda<br />
adaletin tesis edilmesi ile görevlidirler.”<br />
Bu savunma neticesinde Bursa 1. Vergi Mahkemesi her iki<br />
davayı da kabul ederek cezaları kaldırmış ve deyim yerindeyse<br />
hukukun sadece yasalardan ibaret olmadığının en<br />
güzel örneğini vermiştir. Hani meşhur bir söz vardır ya onu<br />
burada Türkçe’ye adapte etmek istiyorum. “BURSA’DA HA-<br />
KİMLER VAR”<br />
Söz konusu kararların hüküm bölümünü aşağıya alıyorum<br />
BURSA 1. VERGİ MAHKEMESİ<br />
ESAS: 2012/1966 – 1967<br />
KARAR: 2013/507 – 508<br />
………………<br />
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket adına düzeltme<br />
bildirimlerine ilişkin yükümlülüğünü yasal süresinden sonra<br />
yerine getirmesi sebebiyle özel usulsüzlük cezası kesilmişse<br />
de; olayda yasada öngörüldüğü üzere esasen ceza kesilmesini<br />
gerektiren hiçbir bilgi verilmemesi ya da bilgi ve ibraz<br />
ödevinin yerine getirilmemesi gibi bir durum bulunmadığı,<br />
başka bir ifade ile geç verilmiş olmasının bildirimlerini hiç<br />
vermediği anlamında değerlendirilemeyeceği açıktır.<br />
Bu durumda VUK’un mükerrer 355. maddesinde belirtilen<br />
bilgi ve ibraz yükümlülüklerine uyulmadığının saptanması,<br />
başka bir anlatımla bilgi vermekten kaçınılması halinde<br />
kesilebilecek olan özel usulsüzlük cezasının, davacı tarafından<br />
bu zorunluluğa uyularak bildirimin elektronik ortamda<br />
gönderilmesine rağmen, genel tebliğlerde belirtilen süreden<br />
sonra gecikmeli olarak gönderildiği gerekçesiyle ceza kesilmesinde<br />
yasal isabet görülmemiştir.<br />
Açıklanan nedenlerle, DAVANIN KABULÜNE, dava konusu<br />
özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına ….<br />
Sağlıcakla kalın.<br />
Bilanço<br />
61<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
mevzuat<br />
Tarımsal Faaliyette<br />
Bulunanların<br />
Prim Borçlarının Sattıkları Tarımsal<br />
Ürün Bedellerinden Kesilmesi<br />
I. GİRİŞ<br />
17.04.2012 tarihli ve 28267 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri<br />
Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 16. maddesiyle;<br />
“Kurum Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 4 numaralı 1.<br />
alt bendi kapsamında sigortalı olarak tescil edilmiş olanların prim borçlarının diğer<br />
tahsilat yolları dışında sattıkları tarımsal ürün bedellerinden borç tutarını geçmemek<br />
kaydıyla kesinti yapmaya, kesinti oranını %5 oranına kadar belirlemeye yetkilidir.<br />
Kurum bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları tebliğ ile belirler.”<br />
şeklinde değişiklik yapmış, uygulama ilgili olarak da 01.03.2013 tarih ve 28574<br />
sayılı Resmi Gazete’de tebliğ yayımlamış 02.07.2013 tarih 2013/27 sayılı genelge<br />
ile de gerekli açıklamalarda bulunmuştur.<br />
II. TARIMSAL KESİNTİ YAPACAK OLANLAR<br />
Tarımsal faaliyette bulunanlardan satın aldıkları ürün bedelleri üzerinden kesinti<br />
yapmakla yükümlü olan gerçek ve tüzel kişiler aşağıda belirtildiği gibidir.<br />
Niyazi YAMAÇ<br />
Emekli SGK Başmüfettişi<br />
nyamac@hotmail.com<br />
a- Kamu kurum ve kuruluşları ile kamuya ait ticari işletmeler<br />
b- Kamu iktisadi teşebbüsleri<br />
c- Sair kurumlar (Kooperatif, birlik ve diğer kurumlar)<br />
d- Ticaret şirketleri<br />
e- İş ortaklıkları<br />
f- Dernekler<br />
g- Vakıflar<br />
h- Dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri<br />
i- Zirai kazançlarını, bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler<br />
j- Gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı<br />
III. SATTIKLARI ÜRÜNLERDEN KESİNTİ<br />
YAPILMAYACAK OLANLAR<br />
Yapılacak sorgulama sonucunda,<br />
- 5510 sayılı kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt<br />
bendi kapsamında sigortalı olmakla birlikte prim borcu olmayanlar ile prim borcunu<br />
yapılandırmış ya da taksitlendirilmiş olanlardan,<br />
- 5510 sayılı kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt<br />
bendi kapsamı dışındaki çalışmalarından dolayı sigortalı olanlardan,<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
62<br />
B<br />
Bilanço
B<br />
- 5510 sayılı kanun ile bu kanundan önce yürürlükte olup mülga<br />
kanunlar kapsamında kendilerine emeklilik, yaşlılık ve malullük<br />
aylığı bağlanmış olanlardan,<br />
Kuruma başvurarak “Tarımsal Kesinti Muafiyet Belgesi” almış<br />
olanlardan, Satın alınan ürün bedellerinden tarımsal kesinti yapılmayacaktır.<br />
IV. KESİNTİ ORANI<br />
Kesinti yapmakla yükümlü olan gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal<br />
faaliyette bulunanlardan satın aldıkları ürün bedelinin brüt tutarı<br />
üzerinden prim borçlarına mahsuben ve borç tutarını geçmemek<br />
şartıyla 01.01.2014 tarihine kadar %1, bu tarihten sonra<br />
%2 oranında kesinti yapmak zorundadırlar.<br />
V. SATTIKLARI ÜRÜN BEDELİNDEN<br />
KESİNTİ YAPILACAK OLANLAR<br />
Kendi adına tarım işi ile uğraşıp sigortalı olarak tescil edilmiş<br />
olanların prim borçlarının olup olmadığı Sosyal Güvenlik Kurumu<br />
tarafından hazırlanan program aracılığı ile sorgulanacak,<br />
prim borçlarının olması halinde sattıkları ürün bedeli üzerinden<br />
prim borcunu geçmeyecek şekilde kesinti yapılacaktır.<br />
VI. KESİNTİ YAPACAK OLANLARA<br />
ŞİFRE VERİLMESİ<br />
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kesinti yapacakların kesinti<br />
miktarını gönderebilmeleri için e-kesinti programı hazırlanmış<br />
olup, 30.09.2013 tarihine kadar bağlı bulundukları Sosyal Güvenlik<br />
Kurumu İl Müdürlükleri veya Merkez Müdürlükleri’ne<br />
müracaat ederek şifrelerini almaları gerekmektedir.<br />
Tarımsal ürün satın alan gerçek ve tüzel kişilerin bir ay içinde<br />
yaptıkları kesintilere ait kesinti bildirim listelerini takip eden<br />
ayın son iş gününe kadar Sosyal Güvenlik Kurumu’na göndermeleri<br />
ayrıca kurum hesaplarına yaptıkları belgelerin fotokopilerini<br />
de eklemeleri gerekmektedir.<br />
30.09.2013 tarihinden sonra kağıt ortamında kesinti belgesi<br />
gönderilmeyeceğinden, kurumun genelgeyi geç yayımlaması,<br />
kurum personelinin bu iş için yeterli eğitimi almakta gecikmesi,<br />
kesinti yapacak tüzel ve gerçek kişilerin yeteri kadar bilgilendirilmemiş<br />
olması nedenleriyle şifre alma süresinin makul bir<br />
süre ötelenmesi uygun olacaktır.<br />
Bilanço<br />
63<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
mevzuat<br />
Sahte Belge<br />
Düzenlemesinde<br />
Teminat Uygulaması<br />
GİRİŞ<br />
Ülkemizde kayıt dışı ekonomiyle mücadele etmek ve vergi sistemini daha sağlıklı<br />
zemine oturtmak için atılan önemli adımlardan biri de sahte belge düzenlenmesine<br />
engel olmaktır. Çünkü sahte belge düzenleyenler, bu fiilleriyle gerçekte var<br />
olmayan bir ekonomik muameleyi var gibi göstererek büyük çapta vergi kayıp ve<br />
kaçağına neden olmaktadırlar.<br />
Sahte belge düzenlediği tespit edilen kişiler hakkında bir taraftan Vergi Usül<br />
Kanunu’nda (VUK) öngörülen yaptırımlar uygulanırken, diğer taraftan bunlar başka<br />
bir faaliyet için vergi mükellefi olabilmekte ve yine benzer girişimlerde bulunabilmektedirler.<br />
Kötü niyetli kişilerin aynı kanun dışı fiilleri işlemek suretiyle telafisi<br />
güç zarar vermelerine engel olmak amacıyla 11.04.2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi<br />
Gazete’de yayımlanan 6455 sayılı Kanun ile teminat uygulaması getirilmiştir.<br />
Bu yazımızda sahte belge düzenlenmesinde teminat uygulaması hakkında bilgi<br />
verilecektir.<br />
Doç. Dr. Adnan GERÇEK<br />
U.Ü.İ.İ.B.F Maliye Bölümü Öğretim Üyesi<br />
agercek@uludag.edu.tr<br />
A. SAHTE BELGENİN DÜZENLENMESİ VE NİTELİĞİ<br />
1. Sahte Belgenin Tanımı ve Özellikleri<br />
Sahte belge “gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi<br />
düzenlenen belge” şeklinde tanımlanmıştır (VUK, md. 359). Yani hiçbir ekonomik<br />
faaliyette bulunulmamasına rağmen (mal veya hizmet hareketi olmaksızın) sanki<br />
öyle bir faaliyette bulunulmuş gibi düzenlenen belge, sahte belge sayılmaktadır.<br />
Uygulamada sahte belgeye “naylon fatura” adı verilmektedir. Piyasada özellikle<br />
bu amaçlarla paravan firmaların kurulduğu bilinmektedir. Bunlar çoğu zaman,<br />
gerçekte hiçbir faaliyet yapmamak üzere kağıt üzerinde kurulan (tabeladan ibaret)<br />
işletmeler şeklinde faaliyette bulunurlar. Asıl amaçları gerçek faaliyet yapmak gibi<br />
görünürse de esasında sahte belge düzenleyerek komisyon karşılığı bunları satmaktadırlar.<br />
Sahte belge tanımına Kanun’da olduğu gibi sadece olayın gerçek olup olmadığı yönünden<br />
bakıldığında uygulamada bir takım sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Sahte<br />
belge kavramı, olayın gerçek olup olmadığı yönünün yanı sıra, belgenin niteliği<br />
yönünden de incelenmelidir. Yani, sahte belge tanımı, belgelerin şekil şartlarına ve<br />
kamu otoritesince belirlenmiş kurallara aykırılığı yönünü de kapsamalıdır (Yurtsever,<br />
2009: 143).<br />
Bir belgenin şekil şartlarını taşımasına rağmen içeriğinin incelenmesi sonucunda,<br />
belge muhteviyatının mal veya hizmetin gerçek durumunu yansıtmadığı, böyle<br />
bir mal veya hizmetin alım satıma konu edilmediği anlaşılırsa da sahte belgeden<br />
söz edilmektedir. Danıştay vermiş olduğu bir kararda (Dnş. VDDGK, 27.10.2000,<br />
E: 2000/176, K: 2000/350); alış belgelerinin gerçeği yansıtmadığı tespit edilen<br />
yükümlünün düzenlediği faturaların da gerçek olduğu kabul edilemeyeceğinden<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
64<br />
B<br />
Bilanço
komisyon karşılığı düzenlendiğinin kabulü ile yapılan cezalı<br />
tarhiyatta yasaya aykırılık bulmamıştır.<br />
Sahtelik, belgelerin asıl veya suretlerinde yapılabilir. Bir<br />
başka deyişle sahteciliğin belgelerin asıl veya suretlerinde<br />
yapılması arasında fark yoktur. Sahte belgede aldatıcılık niteliği<br />
aranır. İlk bakışta gerçek olmadığı anlaşılan bir belge,<br />
sahte belge sayılmaz. Diğer taraftan belgede sahtecilik kısmen<br />
veya tamamen yapılabilir. Tam sahtecilik gerçekte olmayan<br />
bir vergi olayının varmış gibi belgeye yansıtılmasıdır.<br />
Kısmen sahtecilikten ise gerçeği tam olarak yansıtmayan,<br />
var olan bir ilişkiyle ilgili düzenlenen belgenin bazı yerlerinde<br />
gerçekte var olmayan ibarelerin yer alması, yani gerçek<br />
ve gerçek olmayan muamele ve durumların aynı belgeye<br />
yansıtılması anlaşılmalıdır (Yiğit, 2004: 147).<br />
2. Sahte Belge Düzenlenmesi Fiili<br />
Sahte belge düzenleme fiili, çoğu zaman sahte belge ticareti<br />
yaparak düzenledikleri her bir belge üzerinden komisyon<br />
geliri elde etmek amacıyla mükellefiyet tesis ettirenlerce işlenmektedir.<br />
Ayrıca gayrifaal hale gelmiş ancak mükellefiyet<br />
kaydı bulunan şirketlerin ortaklarından devralınması suretiyle<br />
paravan şirketler meydana getirildiği ve bu şirketlerin<br />
yoğun bir şekilde sahte belge düzenleme faaliyetinde bulundukları<br />
görülmektedir. Bu oluşumlardan komisyon karşılığı<br />
aldıkları sahte belgeleri kullananlar ise sahte belgeleri gider<br />
olarak kayıtlarına intikal ettirerek gelir veya kurumlar vergisi<br />
matrahlarını aşındırmakta veya haksız katma değer vergisi<br />
iadesi alarak büyük çapta vergi kayıp ve kaçağına sebep olmaktadırlar<br />
(6455 Sayılı Kanun Madde 1 gerekçesi).<br />
Bir belgeyi sahte yapan, düzenlenen belge üzerinde yansıtılan<br />
ekonomik ilişkinin aslında bulunmamasıdır. Bu hususun<br />
ispatı çok kolay olmadığından, ancak bazı göstergelere<br />
bakılarak bu kanaate ulaşılmaktadır. Örneğin, bir firmanın<br />
işyerinin adresinde bulunmaması, hiç sigortalı işçi çalıştırmaması<br />
veya yapılan işle ilgili orantılı işçi çalıştırmaması,<br />
tahsilat veya ödemelerin banka aracılığıyla yapıldığının<br />
tevsik edilememesi, düzenlenen belgelerdeki miktarlarla<br />
uyumlu sermaye ve kapasite bulunmaması, bir işletmeye<br />
ait elektrik, su ve telefon giderlerinin olmaması, bir hafriyat<br />
firmasının kamyonları için akaryakıt alımının görülmemesi<br />
gibi durumlar, düzenlenen faturanın sahte olduğu kanaatine<br />
varılmasında önemli karinelerdir (Şenyüz, 2012: 97-98).<br />
Gerçek mal veya hizmet satın alınmasına rağmen başka bir<br />
mükellefin faturasının verilmesi halinde de, bu belge gerçek<br />
işlemi yansıtmadığından sahte belge olarak kabul edilmektedir<br />
(Kızılot-Kızılot, 2010: 555). Ayrıca mükellefin işini terk<br />
ettikten sonra kesilen ya da kaybettiği için başkası tarafından<br />
düzenlenen fatura da sahte fatura niteliğindedir. Çünkü<br />
burada da gerçek mal ve hizmet alışverişi yoktur (Güçlü,<br />
2011: 36).<br />
B<br />
Bilanço<br />
65<br />
B. SAHTE BELGE DÜZENLENMESİ<br />
HALİNDE TEMİNAT UYGULAMASI<br />
Sahte belge düzenlediği tespit edilen kişilerin bu girişimlerine<br />
devam etmelerini engellemek amacıyla; tekrar işe<br />
başlamaları veya başka işletmeleri devralmaları, sahte belge<br />
düzenledikleri vergi inceleme raporu ile tespit edilmesi<br />
ve bu durumlarının kesinleşmesi veya meslek mensupları<br />
tarafından sahte belge düzenlenmesine iştirak edilmesi hallerinde<br />
teminat uygulaması getirilmiştir (VUK, md. 153/A).<br />
1. Sahte Belge Düzenleyenlerin Tekrar İşe<br />
Başlaması veya Devralması Halinde Teminat<br />
Uygulaması<br />
VUK’un 153/A. maddesinin birinci fıkrasına göre başkaca<br />
bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde, yalnızca<br />
sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin<br />
vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor<br />
ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek<br />
görülmediğinin raporda belirtilmesi üzerine, işi bırakmış<br />
addolunan ve mükellefiyet kayıtları vergi dairesince terkin<br />
edilenlerden;<br />
- Serbest meslek erbabının,<br />
- Şahıs işletmelerinde işletme sahibinin,<br />
- Adi ortaklıklarda ortaklardan her birinin,<br />
- Ticaret şirketlerinde; şirketin kanuni temsilcilerinin, yönetim<br />
kurulu üyelerinin, şirket sermayesinin asgari %10’una<br />
sahip olan gerçek veya tüzel kişilerin ya da bunların asgari<br />
%10 ortağı olduğu veya yönetiminde bulundukları teşebbüslerin,<br />
- Tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlerin<br />
veya<br />
- Düzenlenen raporda fiillerin işlenmesinde bilfiil bulundukları<br />
tespit edilenlerin,<br />
işe başlama bildiriminde bulunması halinde, bunlar adına<br />
mükellefiyet tesis edilebilmesi için aşağıdaki iki şartın yerine<br />
getirilmesi istenmektedir.<br />
• İşe başlama bildiriminde bulunanların ve mükellefiyeti terkin<br />
edilenlerin tüm vergi borçlarının ödenmiş olması;<br />
• AATUHK’nın 10. maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve<br />
(3) numaralı bentlerinde sayılan para, süresiz teminat mektubu<br />
veya devlet iç borçlanma senetleri türünden teminat<br />
verilmiş olması.<br />
Teminat tutarı 75.000 TL olarak belirlenmekle birlikte, teminat<br />
vermekle zorunlu tutulanlar nezdinde düzenlenen “Vergi<br />
İnceleme Raporları”nda, bu kişilerce düzenlendiği tespit<br />
edilen sahte belgelerde yer alan toplam tutarın %10’undan<br />
az da olmayacaktır. Bu bakımdan, her iki tutar mukayese<br />
edilecek ve büyük olan tutar kadar teminat istenecektir.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
mevzuat<br />
Diğer taraftan mükellefiyeti bulunan adi ortaklık, ticaret<br />
şirketleri ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin kanuni temsilcisi,<br />
yönetim kurulu üyesi, idarecisi, asgari %10 ortağı<br />
olması, bunları devralması, kısmen veya tamamen bunlara<br />
devrolunması halinde, durumun vergi dairesinin bilgisine<br />
girdiği tarihten itibaren bir ay içinde teminata ilişkin şartların<br />
yerine getirilmesi bu kişilerden yazılı olarak istenmektedir.<br />
Ayrıca, otuz gün olarak verilen süre içerisinde bu kişiler<br />
hukuki statülerine son verirlerse teminat gösterme yükümlülüğünden<br />
kurtulmuş olmaktadırlar. Statülerine son vermezlerse<br />
ve teminatı göstermezlerse teminat tutarı adlarına<br />
teminat alacağı olarak tahakkuk ettirilmekte ve bu alacak<br />
vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanun hükümlerine<br />
göre takip ve tahsil edilmektedir. Ayrıca bu kişiler teminat<br />
göstermiş veya göstermemiş olsun, birinci fıkrada sayılanların<br />
teminat isteme tarihi itibarıyla tahakkuk etmiş tüm<br />
vergi borçlarından da müteselsil sorumlu olmaktadırlar.<br />
Söz konusu kişiler, hukuki statülerini, verilen sürede sona<br />
erdirmeleri halinde tahakkuk etmiş borçlardan müteselsil<br />
sorumlu olmalarından bahsedilemeyeceği tabiidir.<br />
2. Sahte Belge Düzenleyenlerin Bu<br />
Durumu Kesinleşmesi Halinde<br />
Teminat Uygulaması<br />
Teminat istenen ikinci grup mükellefler ise yürütmüş oldukları<br />
faaliyetleri sırasında sahte belge düzenledikleri vergi inceleme<br />
raporu ile tespit edilen ve bu durumları kesinleşenlerdir.<br />
Sahte belge düzenleme fiili bir tüzel kişilik bünyesinde<br />
işlenmişse teminat bu fiili işleyen gerçek kişiden değil, tüzel<br />
kişilikten istenmektedir. Bu mükellefler hakkındaki tespitin<br />
kendileri hakkında yürütülen inceleme neticesinde düzenlenen<br />
raporda yapılmış olması gerekmektedir. Dolayısıyla<br />
mükellef nezdinde vergi incelemesi yapılmadan ve bunun<br />
sonucunda bir vergi inceleme raporu ile sahte belge düzenlendiği<br />
somut olarak tespit edilmeden, vergi dairesi tarafından<br />
kendiliğinden teminat istenmesi mümkün değildir (Bkz.<br />
Dnş. 4. D., 28.12.2004, E: 2004/1483, K: 2004/2632).<br />
Ayrıca, sahte belge düzenlendiğine ilişkin vergi inceleme raporu<br />
bulunması teminat istenmesi için tek başına yeterli olmayıp,<br />
tarh edilen vergi ve cezaların ihtilafsız olarak veya ihtilaf<br />
sonucunda yargı mercileri nezdinde kesinleşmiş olması<br />
da gerekmektedir. Vergi hukukunda kesinleşme, mükellefin<br />
dava yoluna gitmemesi veya dava yoluna gitmişse ülkemizdeki<br />
kanun yollarının tüketilmesi anlamına gelmektedir.<br />
Vergi ve cezanın yargı mercilerine götürülmesi halinde kesinleşme,<br />
temyiz aşamasında verilen bozma kararı üzerine,<br />
karar düzeltme isteminin reddedilmesi üzerine gerçekleşmektedir<br />
(Dnş. İBK, 02.07.2012, E: 2009/1, K: 2012/2).<br />
Ancak sahte belge düzenlenmesi halinde iki ayrı yargılama<br />
yapılmaktadır. Bunlardan birincisi vergi ziyaı cezası ile ilgili<br />
vergi mahkemesi ve Danıştay’da yürütülen yargılamadır.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
66<br />
İkincisi ise vergi kaçakçılığı suçu nedeniyle ceza mahkemesi<br />
ve Yargıtay’da yürütülen yargılamadır. Dolayısıyla kesinleşmede<br />
hangi yargılamanın sonuçlanmasının aranacağı belli<br />
değildir. Ayrıca yargılamanın biri mükellef lehine, diğeri de<br />
idare lehine sonuçlanırsa ne olacağı belirsizdir. Kanaatimizce<br />
düzenlenen bir belgenin sahte olup olmadığını belirlemede<br />
uzman mahkemenin ceza mahkemesi olduğu dikkate<br />
alınırsa, buradaki yargılamanın sonucunun esas alınması<br />
daha doğru olacaktır. Ancak bu konudaki tereddütlerin giderilmesi<br />
için açıklayıcı bir düzenlemenin yapılmasında yarar<br />
vardır.<br />
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşıldığı gibi, mükellefler<br />
hakkında sahte belge düzenlediği gerekçesiyle teminat uygulamasına<br />
gidilebilmesi için her iki ön şartın da tamamlanması<br />
gerekmektedir.<br />
Sahte belge düzenleme fiilinin kesinleştiği bilgisini öğrendiği<br />
tarihten itibaren 1 ay içinde AATUHK’nın 10. maddesinin<br />
birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde<br />
sayılan türden 75.000 TL’den ve düzenlenmiş olan sahte<br />
belgelerde yer alan toplam tutarın %10’undan az olmamak<br />
üzere yazıyla 30 gün içinde teminat göstermesi istenmektedir.<br />
Verilen sürede şartların yerine getirilmemesi halinde,<br />
istenilen teminat tutarı bu sürenin son günü vade tarihi olarak<br />
kabul edilmek suretiyle mükellef adına teminat alacağı<br />
olarak tahakkuk ettirilmektedir. Tahakkuk ettirilen teminat<br />
alacağı, mükelleften gecikme zammı uygulanarak takip ve<br />
tahsil edilmektedir.<br />
3. Sahte Belge Düzenlenmesine İştirak<br />
Eden Meslek Mensuplarına Teminat Uygulaması<br />
Teminat istenilen mükelleflere 3568 sayılı Kanun kapsamında<br />
hizmet vermekte olan meslek mensupları hakkında da<br />
bazı tedbirler uygulanmaktadır. Serbest muhasebeci mali<br />
müşavirler ile yeminli mali müşavirlerden yalnızca sahte<br />
belge düzenlemek amacıyla faaliyette bulundukları vergi<br />
incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporlar ile sabit<br />
bulunan ve mükellefiyeti terkin edilenlerin, bu fiillerine<br />
iştirak ettikleri yine inceleme raporuyla tespit edilenler ve<br />
bu durumu dava yollarının tükenmesi sonucu kesinleşenler<br />
hakkında üç yıl süreyle geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma<br />
cezası uygulanmaktadır. Bu cezanın uygulanmasında<br />
3568 Sayılı Kanun’da yer alan usuller tatbik edilmektedir.<br />
Yalnızca sahte belge düzenlemek için faaliyete başlayıp mükellefiyeti<br />
terkin edilenlerin yanı sıra, normal ticari faaliyetlerini<br />
devam ederken sahte belge düzenleme fiilini de işledikleri<br />
vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporla<br />
tespit edilenlerin, bu fiillerine iştirak ettiği inceleme raporu<br />
ile tespit edilen ve bu durumu kesinleşen meslek mensuplarından<br />
da teminat istenmektedir. İştirake bağlı kesinleşmede<br />
de vergi yargılaması mı, yoksa ceza yargılaması sonucunun<br />
mu esas alınacağı belli değildir. Ayrıca yargılamalardan<br />
biri mükellef lehine, diğeri de idare lehine sonuçlanırsa ne<br />
Bilanço<br />
B
B<br />
olacağı belirsizdir. İştirakin esas itibariyle ceza hukukunun<br />
bir müessesesi olduğu dikkate alınırsa, ceza yargılamasının<br />
sonucunun öncelikli olarak dikkate alınması daha doğru<br />
olacaktır. Ancak bu konudaki tereddütlerin de giderilmesi<br />
için açıklayıcı bir düzenlemenin yapılmasında yarar vardır.<br />
Mesleki faaliyetinden üç yıl süreyle geçici olarak alıkoyulan<br />
meslek mensuplarının, bu süre sonunda tekrar faaliyete<br />
başlamak istemeleri halinde kendilerinden bir ay içinde,<br />
75.000 TL’den ve düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer<br />
alan toplam tutarın %10’undan az olmamak üzere yazıyla<br />
teminat istenmektedir. Verilen sürede teminatın gösterilmemesi<br />
halinde, tahakkuk ettirilen teminat alacağı, gecikme<br />
zammı uygulanarak takip ve tahsil edilmektedir.<br />
4. Teminat Uygulanmasının Usül ve<br />
Esasları<br />
Sahte belge düzenlenmesi halinde istenecek teminat tutarı;<br />
düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan tutarların<br />
toplamı, faaliyet alanı, mükellefin hukuki statüsü, faaliyette<br />
bulunulan il veya bölge, vergi borcu toplamı, fiilin tekrar<br />
edip etmediği gibi kıstaslar esas alınarak Maliye Bakanlığı<br />
tarafından belirlenen usul ve esaslara göre, vergi dairesi<br />
müdürünün yazılı talebine istinaden defterdar ve/veya vergi<br />
dairesi başkanı tarafından belirlenmektedir.<br />
Teminat alınan mükelleflerin, teminatın alındığı tarihten<br />
sonra tahakkuk eden ve süresinde ödenmeyen vergi borçlarının<br />
tutarı alınan teminat tutarının %10’unu aşması halinde,<br />
teminat paraya çevrilerek mükellefin borçlarına mahsup<br />
edilmektedir. Bu durumda ayrıca mükelleften teminat tutarını<br />
tamamlaması istenmektedir. Teminatın tamamlanmaması<br />
halinde teminat alacağı gecikme zammı uygulanarak takip<br />
ve tahsil edilmektedir.<br />
Sahte belge düzenleyenlerin tekrar işe başlaması, bir işletmeyi<br />
devralması, bunların kanuni temsilcisi veya ortaklarının<br />
bu girişimlerde bulunması hallerinde; teminat alınmasını<br />
takip eden takvim yılının başından itibaren üç yıl içinde,<br />
sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanılması<br />
hariç VUK md. 359’da sayılan fiillerden herhangi birinin işlenmediğinin<br />
tespit edilmesi üzerine, başkaca vergi borcu<br />
bulunmaması kaydıyla alınmış olan teminatlar mükellefe<br />
iade edilmektedir.<br />
Sahte belge düzenleyenler ile bu fiile iştirak eden meslek<br />
mensuplarının durumunun kesinleşmesi halinde ise; teminat<br />
alınmasını takip eden takvim yılının başından itibaren<br />
beş yıl içinde sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge<br />
kullanılması hariç VUK md. 359’da sayılan fiillerden herhangi<br />
birinin işlendiğinin tespit edilmemesi durumunda alınmış<br />
olan teminat başkaca vergi borcu bulunmaması kaydıyla<br />
mükellefe iade edilmektedir.<br />
SONUÇ<br />
Görüldüğü gibi VUK md. 153/A’da düzenlenen teminat uygulamasına<br />
göre teminatın istenmesi sadece sahte belge<br />
düzenleme fiiline bağlanmış iken, teminatın iadesi sahte<br />
veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanılması hariç<br />
VUK md. 359’da sayılan fiillerden herhangi birinin işlenmediğinin<br />
tespitine bağlanmıştır. Kanaatimizce bu hüküm,<br />
sahte belge düzenlenmesi girişimlerini önlemek amacıyla<br />
getirilmiş olan teminat uygulamasını adeta mükellefleri cezalandırma<br />
aracına dönüştürmektedir. Çünkü teminatın istenmesi<br />
sadece sahte belge düzenlenmesi fiiline bağlanmış<br />
iken, teminatın iadesi için VUK md. 359’da yer alan diğer<br />
fiillerin de aranması ölçülülük ilkesine uygun değildir. Ayrıca,<br />
bu fiillerin varlığının tespitinin sadece idareye verilmiş<br />
olması ve bu durumun kesinleşmesinin aranmaması da<br />
idareye keyfi davranma imkânı verdiğinden hukuk devleti<br />
anlayışına aykırıdır. Birçok uyuşmazlığa yol açma ihtimali<br />
bulunan bu şekildeki düzenlemede bir değişiklik yapılarak,<br />
teminat iadesinin belirlenen süreler için sadece sahte belge<br />
düzenlenmemesi şartına bağlanmasında yarar vardır (Bkz.<br />
Gerçek, 2013: 56-65).<br />
YARARLANILAN KAYNAKLAR<br />
GERÇEK, Adnan, Türk Mali Hukukunda Teminat<br />
Kurumu, Seçkin Yayınları, Ankara, 2013.<br />
GÜÇLÜ, Faruk, Vergi Kaçakçılığı ve Uygulamaları,<br />
Detay Yayınları, Ankara, 2011.<br />
KIZILOT, Şükrü– Zuhal KIZILOT, Kaçakçılık Suçları<br />
ve Naylon Fatura İhtilafları, 3. b., Yaklaşım Yayıncılık,<br />
Ankara, 2010,<br />
ŞENYÜZ, Doğan, Vergi Ceza Hukuku, 6. B., Ekin<br />
Basım Yayın Dağıtım, Bursa, 2012.<br />
YİĞİT, Uğur, Vergi Kaçakçılığı Suçları ve Diğer<br />
Hürriyeti Bağlayıcı Vergi Suç ve Cezaları, Beta<br />
Yayınları, İstanbul, 2004.<br />
YURTSEVER, Hatice, “Kritik Kontrol Noktası Analiziyle<br />
Sahte Belge ve Yanıltıcı Belge Ayırımı”, Maliye<br />
Dergisi, S. 156, Ocak-Haziran 2009.<br />
6455 Sayılı Kanun madde 1 gerekçesi, http://www.<br />
tbmm.gov.tr/sirasayi/donem24/ yil01/ss437.pdf,<br />
(24.04.2013).<br />
6455 sayılı Kanun, 11.04.2013 tarih ve 28615 sayılı<br />
Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.<br />
Dnş. 4. D., 28.12.2004, E: 2004/1483, K:<br />
2004/2632.<br />
Dnş. İBK, 02.07.2012, E: 2009/1, K: 2012/2,<br />
26.02.2013 tarih ve 28571 sayılı Resmi Gazete.<br />
Dnş. VDDGK, 27.10.2000, E: 2000/176, K:<br />
2000/350.<br />
Yrg. 11. CD., 13.06.2001, E: 2001/6053, K:<br />
2001/6820.<br />
Bilanço<br />
67<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
mevzuat<br />
Mali Kârın Tespitinde<br />
Kanunen Kabul Edilen<br />
Giderlerden Ödeme Şartına Bağlı<br />
Olanlar ve Sebepleri<br />
Kendal DENİZ<br />
U.Ü.İ.İ.B.F Maliye Bölümü Öğrencisi<br />
kendaldeniz@gmail.com<br />
Niler HIZLITÜRK<br />
U.Ü.İ.İ.B.F Maliye Bölümü Öğrencisi<br />
nilerkendal@gmail.com<br />
GİRİŞ<br />
Gelir Vergisi Kanunu’nda gelir, “bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği<br />
kazanç ve iratların safi tutarı” şeklinde tanımlanmıştır. Ticari kazançlar açısından<br />
gelirin safi tutarına ulaşabilmek için Kanun’un 40. maddesinde sayılan giderlerin<br />
gayri safi tutardan indirilmesine izin verilmiştir. Ticari kazancın elde edilmesi ve<br />
sürekliliğinin sağlanmasına yönelik yapılan giderlerin indirilebilmesi için bazılarında<br />
tahakkuk esası yeterli görülmüş iken, bazılarında ise ödeme şartı getirilmiştir.<br />
Hangi giderlerin indirilmesinin tahakkuk esasına, hangilerinin ise ödeme esasına<br />
bağlandığının bilinmesi ve buna göre hareket edilmesi, mükelleflerin karşılaşabilecekleri<br />
sorunların önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.<br />
Bu çalışmada ticari kazancın tespiti açısından indirilecek giderlerde tahakkuk esası<br />
yeterli görülmeyip ödeme şartına bağlananların neler olduğu tespit edilmesi ve sebeplerinin<br />
ortaya konması amaçlanmıştır. Bu çerçevede çalışmada öncelikle ticari<br />
kazancın belirlenmesi ile ilgili açıklamalara yer verilecek, daha sonra ise giderleştirilmesi<br />
tahakkuka ve/veya ödeme şartına bağlı giderler belirlenecek ve bunlarda<br />
ödeme şartına bağlanmasının sebepleri açıklığa kavuşturulacaktır.<br />
I. TİCARİ KAZANÇ VE BELİRLENMESİ<br />
A. TİCARİ KAZANCIN UNSURLARI<br />
Ticari kazançlar Gelir Vergisi Kanunu’nda sayılan yedi gelir unsurundan biridir.<br />
Bahsedilen kanunun 37. maddesinde ticari kazanç, her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden<br />
doğan kazançlar olarak belirtilmekle birlikte ticari ve sınaî faaliyetlerin ne<br />
olduğu konusunda bir açıklama veya tanımlamaya yer verilmemiştir. Bu nedenle<br />
kazancın sınırlarını tam olarak belirlemek pratikte çeşitli güçlükler ortaya çıkartır.<br />
Ancak bu güçlüğe rağmen ticari kazancın vergilendirilebilmesi için anılan ticari<br />
ve sınaî faaliyetlerin kapsamının ne olduğunun açıklıkla ortaya konmasına ihtiyaç<br />
duyulur.<br />
Ticari faaliyet, emek ve sermaye unsurlarının birlikte kullanılarak devamlı bir organizasyona<br />
dayanan, zirai kazanç ve serbest meslek kazançlarının dışındaki, tüm<br />
faaliyetler iken; sınaî faaliyet imalat, üretim işleri şeklindeki faaliyetler olarak ortaya<br />
konabilir. Bu nitelikteki ticari ve sınaî faaliyetler sonucu ortaya çıkan gelirler ticari<br />
kazanç olmaktadır.<br />
B. TİCARİ KAZANÇLARDA ELDE ETME KAVRAMI<br />
Gelir vergisinde gelirin elde edilmesi bazı kazançlar bakımından tahsil esasına, bazılarında<br />
ise hem tahsil hem tahakkuk esasına bağlanmıştır. Ticari kazançların elde<br />
edilmesi tahsil yanında tahakkuk esasına da bağlanmıştır. Tahsil esasında mükellef<br />
gelirini nakden veya aynen elde etmektedir. Nakden elde etme, elden ödeme şeklinde<br />
olabileceği gibi örneğin bankadaki hesaba para yatırılması şeklinde hesaben<br />
de olabilir. Tahakkuk esasında gelirin elde edilmiş sayılması için, bunun belge veya<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
68<br />
B<br />
Bilanço
B<br />
kayıtlarda yer alması ve alacağın miktarı konusunda taraflar<br />
arasında bir ihtilaf bulunmaması yeterli görülmektedir.<br />
Hâsılatların elde edilmesi bakımından yukarıdaki kurallar<br />
geçerliyken cevaplandırılması gereken sorulardan biri de<br />
giderlerin ödenmesi ve tahakkuku meselesidir. Giderlerin<br />
tahakkuku süreç bakımından ödemeden daha önce gelen<br />
bir hukuki durumu ifade eder. Bir başka deyişle her ödeme<br />
içinde tahakkuku barındırırken her tahakkuk ödeme anlamına<br />
gelmez.<br />
Tahsil ve tahakkuk esasının ilişkinin bir tarafı bakımından<br />
geliri ortaya çıkarması söz konusuyken aynı durumların<br />
karşı taraf için ne anlam ifade etmesi gerektiği üzerinde durulması<br />
gereken bir husustur. Esasen bir taraf için gelir olan<br />
şeyin diğer taraf için gider olması akla uygundur. TTK’ya<br />
göre kazancın bulunmasında bu prensip geçerlidir. Ancak<br />
gelir vergisinde ticari kazancın tespiti bakımından giderlerin<br />
bazıları ödeme şartına bağlanmışken bazıları için tahakkuk<br />
şartı yeterli görülmüştür. Nitekim ticari kazançlar belirlenirken<br />
giderleştirmede tahakkuk esası genel bir uygulama<br />
hükmü olmakla birlikte bazı giderler bakımından ödeme<br />
esası yani fiilen ödenmiş olması benimsenmiştir.<br />
Ticari kazancın tespitinde bazı giderler ödenseler bile kanunen<br />
kabul edilmezler. Ancak, bizim ele almaya çalıştığımız<br />
konu kanunen kabul edilmeyen giderlerle ilgili değildir.<br />
Bizim konumuz kanunen kabul edilen giderlerden tahakkuk<br />
etmesi yeterli görülmeyip ödeme şartına bağlanmış olanların<br />
açıklanmasıdır. Bir başka deyişle neden bazı giderler için<br />
sadece ödeme halinde gider yazılabileceğidir.<br />
C. TİCARİ KAZANÇLARDA SAFİ TUTAR<br />
KAVRAMI<br />
Geliri tanımlayan Gelir Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde,<br />
“Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç<br />
ve iratların safi tutarıdır” denmiştir. Bu tanımlamada<br />
üzerinde durulması gereken kavram safi tutar kavramıdır.<br />
Kanunda safi tutar kavramına ulaşma bakımından bazı durumlarda<br />
gerçek, bazı durumlarda götürü usule yer verilmiştir.<br />
Gerçek safi tutar, gerçek gayri safi tutardan gerçek giderlerin<br />
indirilmesiyle bulunan tutarı ifade eder. Götürü safi tutar<br />
kavramı ise giderin veya gelirin götürü olduğu durumu ifade<br />
eder. Açıklamalardan anlaşıldığı üzere bazı gelirler bakımından<br />
gerçek, bazıları bakımından götürü gider veya götürü<br />
gelir yöntemleri kullanılarak safi tutara ulaşılmaktadır. Götürü<br />
yöntemler gerçek safi tutarın bulunmasının istisnalarını<br />
oluşturur.<br />
Gerçek safi tutarın tespitinin muhasebe kayıtları üzerinden<br />
bulunması kanun gereğidir. Safi kazancın tespitinde gayri<br />
safi tutardan bazı giderlerin indirilmesine izin verilirken bazı<br />
giderlerin indirilmesine izin verilmemiştir. Kazancın tespitinde<br />
indirilmesine izin verilmeyenlerin kanunen kabul edilmeyen<br />
gider olarak dikkate alınarak muhasebeleştirileceği<br />
açıktır.<br />
İndirilmesine izin verilen (kanunen kabul edilen) giderlerden<br />
bazılarının giderleştirilmesinin ödeme şartına bağlanması,<br />
bizi giderler konusunda “ödemeye bağlı giderler” ile “tahakkuka<br />
bağlı giderler” seklinde sınıflandırmaya götürmektedir.<br />
II. GİDERLEŞTİRİLMESİ TAHAKKUK<br />
VE/VEYA ÖDEMEYE BAĞLI GİDERLER<br />
İşletmenin sattığı mal ve hizmetleri için yaptığı kanunen<br />
kabul edilen giderler (GVK. m.40), kazancın tespit edilmesi<br />
sırasında indirilmesi bakımından aşağıdaki şekliyle ayırıma<br />
tabi tutulabilir. Aşağıda sayılan giderlerin içeriklerini ayrı<br />
ayrı açıklama gereği duyulmamıştır (Bıyık – Kıratlı, 2007).<br />
A. TAHAKKUKA BAĞLI GİDERLER<br />
Aşağıda yer alan kanunen kabul edilen giderlerin, giderleştirilmesi<br />
konusunda tahakkuk esası yeterli görülmüştür.<br />
• Taşıtların Giderleri,<br />
• Amortismanlar,<br />
• Sosyal Giderler,<br />
• Tedavi ve İlaç Giderleri,<br />
• Katma Değer Vergisi Kanunu’na Göre İndirilmeyen KDV,<br />
• Ticari Kazancın Elde Edilmesi ve Sürekliliğinin Sağlanması<br />
İçin Yapılan,<br />
• Genel Giderler,<br />
• Giyim Giderleri,<br />
• İşletme İle İlgili Bazı Vergi Resim ve Harçlar (Harç ve resimler,<br />
hukuki yapıları gereği ödenmeden ilgili kişilerin hizmetten<br />
yararlanmaları söz konusu olmadığından, bunların<br />
gider yazılması ödeme şartına bağlıdır).<br />
Yukarıda sayılan giderlerden işletme ile ilgili vergiler bakımından<br />
şu açıklamaların yapılmasında yarar görülmüştür.<br />
İşletme ile ilgili vergi resim ve harçların giderleştirilmesinin<br />
ödenme şartına bağlandığı ilk izlenim olarak söylenebilirse<br />
de öncelikle “işletme ile ilgili” kavramın ne olduğunu belirlemekte<br />
yarar vardır. İşletme ile ilgili olmak kavramından, işletmenin<br />
faaliyetini sürdürmesi bakımından kanuni yükümlülük<br />
olarak doğan vergi, resim ve harçlar anlaşılmalıdır. Bu<br />
kapsamdaki vergilerden bazıları kanunen kabul edilmeyen<br />
vergilerdir. (Örneğin; KVK, 11/d, KDV m.30 ve 58, ÖİV<br />
m.39, ŞOV m.40, MTV m.14/I ve IV sayılı tarife)<br />
Bilanço<br />
69<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
mevzuat<br />
Bu vergilerden bazıları ise kanunen kabul edilen vergilerdir.<br />
Kanunen kabul edilen vergilerin bazıları için ödeme=alınma<br />
şartı aranırken (MTV m.14/II ve bazıları için araçlar bakımından<br />
IV sayılı tarife) bazıları için (örneğin emlak vergisi)<br />
ödeme şartının arandığına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla<br />
birlikte gider yazmanın önünde herhangi bir engel<br />
görülmemektedir. Kanaatimizce kanunlarda ödenme şartına<br />
bağlanmış vergiler dışında kalanlar için ödeme şartı<br />
öngörüldüğü söylenemeyeceğinden bahisle gider yazmada<br />
tahakkuk esası yeterli görülmelidir. Çünkü vergi hukukunun<br />
en önemli anayasal ilkelerinden biri vergi yükü üzerinde etkili<br />
olan düzenlemelerin kanunlara dayanmasını ifade eden<br />
“kanunilik ilkesi”dir. Bu ilke vergi yükü üzerinde etkili olacak<br />
hiç bir düzenlemenin kanunlar dışında yapılmasına izin<br />
vermediği gibi yorumlarda da bu sınır aşılmamalıdır. Eğer,<br />
giderleştirilmesine izin verilen bir verginin gider yazılması<br />
ödeme şartına bağlanmamışsa tahakkuku yeterlidir. Aksi<br />
halde tahakkuk esasına bağlı bir verginin gider yazılmasında<br />
ödeme şartının aranması şeklinde yapılan uygulamalar vergi<br />
yükünü değiştireceğinden kanunilik ilkesi çiğnenmiş olur.<br />
B. ÖDEMEYE BAĞLI OLAN GİDERLER<br />
Aşağıda yer alan kanunen kabul edilen giderlerin, giderleştirilmesi<br />
konusunda tahakkuk esası yeterli görülmemiş, özel<br />
şekilde ödeme şartı getirilmiştir.<br />
• Sosyal Güvenlik Primleri<br />
- İşverenin kendisine ait sosyal güvenlik primleri<br />
- Çalışanların ücretinden hesaplanan işverene ait sosyal güvenlik<br />
primleri (işveren hissesi)<br />
- Çalışanların ücretinden hesaplanan işçiye ait sosyal güvenlik<br />
kesenekleri (işçi hissesi)<br />
• Bireysel Emeklilik Sistemine Ücretliler Adına Ödenen Katkı<br />
Payı<br />
• Ödenen Zarar, Ziyan ve Tazminatlar<br />
• Ödenen İşsizlik Sigortası Primi<br />
• İşverenlerce İşveren Sendikasına Ödenen Aidatlar<br />
• Gıda Bankalarına Bağışlanan Malların Maliyet Bedeli<br />
• İşletme İle İlgili Bazı Vergi Resim ve Harçlar<br />
Ödemeye bağlı giderlerden bazılarının taşıdığı farklı özellikler<br />
nedeniyle özel değerlendirmeler yapılması ihtiyacı<br />
ortaya çıkmaktadır. Bunlardan biri gıda bankalarına bağışlanan<br />
malların maliyet bedelidir. Bu gider kalemiyle ilgili şu<br />
açıklamalar yapılabilir. Gıda bankalarına bağışlanan malların<br />
giderleştirilmesinde kanun giderin maliyet bedeli üzerinden<br />
hesaplanması ve malların gıda bankası olarak nitelendirilen<br />
kuruma bağışlanması dışında bir sınır getirilmemiştir. Bir<br />
başka ifadeyle giderleştirmede konumuz bakımından tahakkuk<br />
ve ödeme kavramları kullanılmamıştır.<br />
Bağışlamanın işletmeler için bir gider vasfı yoktur. Bu<br />
bakımdan bağışların giderler içinde yer alması isabetsiz<br />
olmuştur. Anılan bağışların gelirden indirim kısmındaki<br />
bağışlar kapsamında ele alınmasının daha doğru olacağı<br />
kanaatindeyiz. Mevcut haliyle yapılan bağışlamanın özel<br />
hukuktaki “elden bağışlama” ve “bağışlama sözü” şekilleri<br />
içinde ele alınıp değerlendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.<br />
Elden bağışlama bağışlayanın bir edimini bağışlanana<br />
teslim etmesiyle gerçekleşen, bağışlama sözü ise bağışlayan<br />
tarafı sadece borç altına sokan bir hukuki durumu ifade<br />
eder. Bağışlama sözüyle bağışlayan mülkiyetin geçmesini<br />
daha sonraki zamanda gerçekleştirir (Şenyüz, 2012).<br />
Gelir Vergisi Kanunu’ndaki ifade “bağışlama” olduğuna göre<br />
gider yazılabilmek bakımından “elden bağışlama” şeklinin<br />
arandığını söyleyebiliriz. Bu haliyle bağışlama sözü vermek<br />
tahakkuk esası ile özdeşleştirebilirken, malvarlığından çıkmayı<br />
içeren elden bağışlama ile ifade edilen hal ödeme ile<br />
özleştirilebilir. Bu açıklamalardan hareketle gıda bankalarına<br />
bağışlanan malların maliyet bedellerinin elden yani fiilen bağışlamayı<br />
ifade ettiği dolayısıyla da gider kaleminin ödemeye<br />
bağlandığı kanısındayız.<br />
III. ÖDEME ŞARTINA BAĞLANAN<br />
GİDERLERİN BU ŞARTA<br />
BAĞLANMASININ TEORİK SEBEPLERİ<br />
Giderlerden bazılarını ödeme şartına bağlanmasının sebebi<br />
kısaca bunların diğerlerinden farklılık taşıması olarak ifade<br />
edilebilirse de bazı giderler bakımından haklı sebepleri aşağıdaki<br />
başlıklar altında ele almak mümkündür.<br />
A. ÖDEME YAPILANIN VERGİ<br />
MÜKELLEFİ OLMAMASI<br />
Sosyal güvenlik primleri, işsizlik sigortası primi, işveren<br />
sendikasına ödenen aidatlar, işletme ile ilgili bazı vergi<br />
resim ve harçların gider yazılması için ödenmeleri şarttır.<br />
Tahakkuk ettiklerinde gider yazılamazlar. Çünkü adı geçen<br />
ödemelerin yapıldığı kurumlar genel olarak devlet kurumu<br />
olup, elde ettikleri gelirlerinden dolayı vergi mükellefi yazılmalarına<br />
rağmen karşı taraf bakımından vergi matrahına<br />
girmediği için sonuçta vergi matrahının aşınmasından<br />
başka bir mali sonuç ortaya çıkmaz. Danıştay verdiği bir<br />
kararında aynı yönde görüş ortaya koymuştur (Dnş. İBK,<br />
23.01.1992, E:1990/3, K:1992/1).<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
70<br />
B<br />
Bilanço
B<br />
Mükellefin belirtilen giderleri fiilen ödemiş olması ise aşınmayı<br />
önlediğinden kanun koyucunun tercihini bu yönde kullandığı<br />
anlaşılmaktadır.<br />
B. ÖDEME KONUSUNUN AMACA<br />
ULAŞMADAKİ YERİ<br />
Bireysel emeklilik sistemine ücretliler adına işverence ödenen<br />
katkı payları çalışanların menfaat elde etmesi üzerine<br />
kurulu olduğundan 3.şahıs konumundaki ücretlinin menfaatinin<br />
gerçekleşmesi ancak işverenin ödemeyi yapmasıyla<br />
anlam kazanır. İşverenin üçüncü şahıs lehine sözleşme niteliği<br />
taşıyan bu ilişkide kanunun ilişkinin zayıf tarafı olan<br />
ücretlileri koruması ancak katkı paylarının ödeme şartına<br />
bağlanmasıyla mümkün görülür. Kanun koyucunun amacı<br />
da budur.<br />
C. MUVAZAALI İŞLEMLERE VE GÖSTERME-<br />
LİK HAKSIZ FİİLLERE UYGUN ORTAM YARA-<br />
TILMAMASI<br />
Vergi hukuku kamu hukuku dallarından biridir. Vergi hukuku<br />
kendi başına bir disiplin olmasına rağmen vergiyi doğuran<br />
olayın özel hukuk alanında gerçekleşmesi nedeniyle özel<br />
hukuk dallarıyla sıkı ilişkisi göz ardı edilemez. Bu nedenle<br />
zarar, ziyan ve tazminatların ödeme şartına bağlanması bu<br />
türdeki giderlerin muvazaalı durumlar oluşturularak matrah<br />
aşınmasına neden olmasına zemin yaratılabilir. Muvazaalı<br />
işlem üçüncü kişilerden gerçek durum gizlenerek onları aldatmak<br />
amacıyla gerçekte var olmayan veya var olsa bile<br />
olduğundan farklı irade üzerinde tarafların anlaşması olduğuna<br />
göre bu yolla gerçekleştirilen işlemlerin vergi matrahlarını<br />
azaltmak için kolayca kullanılabilmesi mümkün hale<br />
gelir. Muvazaalı işlemler sonucundaki zarar, ziyan ve tazminatların<br />
giderleştirilmesinde tahakkuk yeterli görülmüş<br />
olsa mükellefler kolayca bu işlemlere girerek daha az vergi<br />
ödeme çabası içine girebilme tehlikesi uzak değildir.<br />
Diğer taraftan gerçekte meydana gelmemiş haksız fiilleri<br />
varmış gibi gösterip tahakkuka bağlı olarak giderleştirilebilmesi<br />
bu yolla da matrahın azalmasına imkân verir. İşte tam<br />
bu noktada kanun, mükelleflerin muvazaalı işlemlerin veya<br />
göstermelik haksız fiiller yaratılarak gider yazmalarını ve<br />
matrahlarının azaltılmasını önlemek istemiştir. Bu nedenlerle<br />
anılan giderlerin ödeme şartına bağladığı anlaşılmaktadır.<br />
giderlerin indirilebilmesi için de bazıları için tahakkuk esası<br />
yeterli görülürken, bazıları için ödeme şartı getirilmiştir.<br />
Gelir Vergisi Kanunu’nda gider yazılması ödeme şartına<br />
bağlananlar; ödenen sosyal güvenlik primleri, bireysel<br />
emeklilik sistemine ücretliler için ödenen katkı payları,<br />
ödenen zarar-ziyan ve tazminatlar, ödenen işsizlik sigortası<br />
primi, ödenen işveren sendikası aidatları, gıda bankalarına<br />
bağışlanan malların maliyet bedeli olarak sayılmıştır. Belirtilenler<br />
dışındaki giderlerin tahakkuk esasına bağlı olarak<br />
indirilmesinde hukuki bir engel bulunmamaktadır.<br />
Yukarıda sayılan giderlerin ticari kazancın tespiti açısından<br />
ödeme şartına bağlanmasını bir tek sebebe dayandırmak<br />
mümkün değildir. Giderleştirilmesi ödeme şartına bağlanan<br />
giderlerin her bir için, farklı gerekçeler ileri sürülebilir. Bunlar<br />
bazen ödeme yapılanın vergi mükellefi olmamasına veya<br />
ödeme konusunun amaca ulaşmadaki yerine dayandırılmışken,<br />
bazen muvazaalı işlemlere veya göstermelik haksız<br />
fiillere uygun ortam yaratılmasını önleme anlayışına dayandırılmıştır.<br />
Ancak farklılaşmanın en genel mantığını “ticari<br />
kâr” ile “mali kâr” arasındaki kanuni farklılaşmada bulmak<br />
mümkündür. Tahakkuku yeterli gören giderlerden farklı olarak<br />
bazı giderler ödeme şartına bağlanması, devletin mali<br />
egemenliği ve vergilendirme yetkisinden kaynaklandığından,<br />
bu ayırıma dikkat edilmesinde yarar vardır.<br />
KAYNAKÇA<br />
BIYIK, Recep ve Aydın KIRATLI, Giderler ve İndirimler,<br />
4. Baskı, Savaş Yayınevi, Ankara, 2007.<br />
ŞENYÜZ, Doğan, Mehmet YÜCE ve Adnan GERÇEK,<br />
Türk Vergi Sistemi, 9. Baskı, Ekin Kitabevi, Bursa,<br />
2013.<br />
ŞENYÜZ, Doğan, Borçlar Hukuku, 6. Baskı, Ekin Kitabevi,<br />
Bursa, 2012.<br />
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu, 23.01.1992<br />
Tarih ve E:1990/3, K:1992/1 Sayılı Kararı.<br />
SONUÇ<br />
Vergi kanunlarımız gerçek usulde ticari kazancın tespitini<br />
hasılat ile gider farkına dayandırmıştır. Ancak, giderlerden<br />
bazıları kanunen kabul edilen, bazıları ise kanunen kabul<br />
edilmeyen gider olarak sayılmıştır. Kanunen kabul edilen<br />
Bilanço<br />
71<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
B<br />
Bilanço<br />
73<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
yeni üyeler<br />
Aramıza<br />
Smmm. Özcan ÇAKIR<br />
Mayıs 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Smmm. Emrah SOLMAZ<br />
Mayıs 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
4862 4865 4868 4871 4874 4877 4880<br />
Smmm. Mesut MERTOL<br />
Mayıs 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Smmm.Çağrı KAYAN<br />
Mayıs 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Smmm. Serter ÖZKAPLAN<br />
Haziran 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Smmm. Emrah SALAR<br />
Haziran 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Sm. Kamil ÇOBAN<br />
Haziran 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Smmm. Ümit TUNA<br />
Temmuz 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Smmm. Zafer ÖZCAN<br />
Mayıs 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Gülseren MEMİŞ<br />
Mayıs 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Hüseyin MUTLU<br />
Haziran 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Tunç BACAK<br />
Haziran 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Nergis SALAR<br />
Haziran 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Kevser YİĞİT<br />
Haziran 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Seden OKUR<br />
Temmuz 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
4863 4866 4869 4872 4875 4878 4881<br />
4864 4867 4870 4873 4876 4879 4882<br />
Smmm. Nevriye BİLGİÇ<br />
Mayıs 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Smmm. Mehmet YÜCE<br />
Haziran 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Smmm. Lütfi AZİZ<br />
Haziran 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Smmm. Oya ÜNÇ<br />
Haziran 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Smmm. Lütfiye KARAKAFA<br />
Temmuz 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Smmm. Yeliz ÇEKİM<br />
Temmuz 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
72<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
B<br />
Bilanço
B<br />
Hoş Geldiniz<br />
Smmm. İsmail BULUT<br />
Ağustos 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Smmm. Fadime KILIÇASLAN<br />
Ağustos 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Seyfettin KADIOĞLU<br />
Ağustos 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Burak ANASONOĞLU<br />
Eylül 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Gökberk YAĞCI<br />
Eylül 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Erol KUTLU<br />
Eylül 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Hüseyin GÖRAL<br />
Eylül 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Erdal ARSLAN<br />
Eylül 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
4883<br />
4886<br />
4889<br />
4892<br />
4895<br />
4898<br />
4901<br />
4884 4887 4890 4893 4896 4899 4902<br />
Smmm. Ayşegül ÖZKARDAŞ<br />
Ağustos 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Serdar BİLEN<br />
Ağustos 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Smmm. Haru MUTLU<br />
Eylül 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Senem AKSOY YILDIRIM<br />
Eylül 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Smmm. Nesrin KIVILCIM<br />
Eylül 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Serkan KARA<br />
Eylül 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Sm. Metin TÜRKMEN<br />
Eylül 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Soner AVCI<br />
Eylül 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Smmm. Erdoğan GENÇ<br />
Eylül 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Cevdet KAVAK<br />
Eylül 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Smmm. Selma ÇELİK<br />
Eylül 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
Smmm. Sevil BORAN<br />
Eylül 2013’de Odamıza kaydını<br />
yaptırdı.<br />
Smmm. Meltem ÇİÇEK<br />
Eylül 2013’de Odamıza<br />
kaydını yaptırdı.<br />
4885<br />
4888<br />
4891<br />
4894<br />
4897<br />
4900<br />
4903<br />
Bilanço<br />
73<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
mevzuat değişiklikleri<br />
mevzuat değişiklikleri<br />
Mevzuat<br />
Değişiklikleri<br />
• 20.07.2013 tarih ve 28714<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Kamu<br />
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim<br />
Standartları Kurumu Kararı<br />
No: 75935942-050.01.04–[04/2]<br />
yayımlanmıştır. Bu karar ile, SPK<br />
tarafından Kuruma iletilen “intifa<br />
senetlerinin muhasebeleştirilmesi”,<br />
“ortak kontrole tabi işletme<br />
birleşmelerinin muhasebeleştirilmesi”<br />
ve “karşılıklı iştirak<br />
yatırımlarının muhasebeleştirilmesi”<br />
ile ilgili uygulamada karşılaşılan<br />
tereddütlerin giderilmesi<br />
ve uygulama birliğinin sağlanmasına<br />
yönelik görüşler kamuoyuna<br />
duyurulmuştur.<br />
• 22.07.2013 tarihinde Sosyal<br />
Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından<br />
6486 sayılı Kanunda<br />
öngörülen sigorta primi teşviki<br />
düzenlemeleri ile ilgili GENELGE<br />
2013-30 yayınlanmıştır. Bu genelge<br />
ile; sigorta primi teşviki<br />
düzenlemeleri ile ilgili usul ve<br />
esaslar açıklanmıştır.<br />
• 24.07.2013 tarihinde Gelir<br />
İdaresi Başkanlığı tarafından<br />
Vergi Usul Kanunu Sirküleri / 66<br />
yayımlanmıştır. Bu sirküler ile,<br />
2013/Haziran dönemine ilişkin<br />
"Form Ba" ve "Form Bs" bildirimleri<br />
02/08/2013 tarihi saat 23:59'a<br />
kadar uzatılmıştır.<br />
• 25.07.2013 tarih ve 28718<br />
Sayılı Resmi Gazete’de “Finansal<br />
Kiralama, Faktoring ve Finansman<br />
Şirketleri Birliği Statüsü”nün<br />
yürürlüğe konulmasına<br />
dair BKK No 2013/4792 yayımlanmıştır.<br />
Bu Karar ile “Finansal<br />
Kiralama, Faktoring ve Finansman<br />
Şirketleri Birliği Statüsü”nün<br />
yürürlüğe konulması 27/5/2013<br />
tarihinde kararlaştırılmıştır.<br />
• 31.07.2013 tarih ve 28724<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Gelir<br />
Vergisi Kanununun geçici 85<br />
inci maddesinin birinci fıkrasında<br />
belirtilen bildirim ve beyan<br />
süresinin uzatılması hakkında<br />
BKK No: 2013/5174 yayımlanmıştır.<br />
Bu karar ile, söz konusu<br />
bildirim ve beyan süresi,<br />
31/10/2013 tarihine kadar (bu<br />
tarih dahil) uzatılmıştır.<br />
• 03.08.2013 tarih ve 28727<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Gümrük<br />
Yönetmeliğinde Değişiklik<br />
Yapılmasına Dair Yönetmelik<br />
yayımlanmıştır. Bu Yönetmelik<br />
ile, söz konusu yönetmeliğin<br />
bazı maddelerinde değişiklikler<br />
yapılmıştır.<br />
• 05.08.2013 tarihinde Gelir<br />
İdaresi Başkanlığı tarafından<br />
Gelir Vergisi Sirküleri/90 yayımlanmıştır.<br />
Bu sirküler ile, Nisan -<br />
Mayıs - Haziran 2013 Dönemine<br />
Ait İkinci Üç Aylık Geçici Vergi<br />
Beyannamesinin Verilme ve<br />
Ödeme Süresi 19 Ağustos 2013<br />
Pazartesi günü sonuna kadar<br />
uzatılmıştır.<br />
• 06.08.2013 tarih ve 28730<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Türkiye<br />
Bankalar Birliği Risk Merkezi<br />
Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına<br />
Dair Yönetmelik yayımlanmıştır.<br />
Bu Yönetmelik ile,<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
74<br />
Bilanço<br />
B<br />
söz konusu yönetmeliğin bazı<br />
maddelerinde değişiklikler yapılmıştır.<br />
• 06.08.2013 tarih ve 28730<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Basit<br />
Usulde Vergilendirilen Mükelleflerle<br />
İlgili BKK No: 2013/5080<br />
yayımlanmıştır. Bu Karar ile,<br />
“büyükşehir belediyesi kurulan<br />
ve büyükşehir belediyesi sınırları<br />
içerisine alınan yerler” ibaresi<br />
eklenerek, burada yer alan işletmelerin<br />
de gerçek usule<br />
geçmeleri önlenmiştir.<br />
• 17.08.2013 tarih ve 28738<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Bazı<br />
Alacakların Yeniden Yapılandırılması<br />
Hakkında 6111 Sayılı<br />
Kanun Genel Tebliği (Seri No:<br />
5) yayımlanmıştır. Bu Tebliğde,<br />
6495 sayılı Kanunun geçici 2.<br />
maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca<br />
6111 sayılı Kanunun 168.<br />
maddesinin ikinci fıkrasının Maliye<br />
Bakanlığına verdiği yetkiye<br />
istinaden geçici 2. maddenin<br />
uygulamasına yönelik usul ve<br />
esaslar belirlenmiştir.<br />
• 17.08.2013 tarih ve 28738<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Emlak<br />
Vergisi Kanunu Genel Tebliği<br />
(Seri No: 62) yayımlanmıştır. Bu<br />
Tebliğde, emlak vergisine esas<br />
olmak üzere 2014 yılında uygulanacak<br />
bina metrekare normal<br />
inşaat maliyet bedelleri,<br />
Maliye Bakanlığı ile Çevre ve<br />
Şehircilik Bakanlığınca Tebliğ<br />
ekinde yer alan cetvelde belirtilen<br />
tutarlarda tespit edilmiştir.
B<br />
mevzuat değişiklikleri<br />
• 20.08.2013 tarih ve 28741<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Gümrük<br />
Uzlaşma Yönetmeliğinde<br />
Değişiklik Yapılmasına Dair<br />
Yönetmelik yayımlanmıştır. Bu<br />
Yönetmelik ile, söz konusu yönetmeliğin<br />
bazı maddelerinde<br />
değişiklikler yapılarak uzlaşmanın<br />
kapsamı hakkında açıklamalara<br />
yer verilmiştir.<br />
• 21.08.2013 tarih ve 28742<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Bireysel<br />
Katılım Yatırımcısı İndirimi<br />
Hakkında Tebliğ (Seri No: 1)<br />
yayımlanmıştır. Bu Tebliğde,<br />
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa<br />
eklenen geçici 82. maddede<br />
düzenlenen bireysel katılım<br />
yatırımcısı indirimi uygulamasına<br />
ilişkin açıklamalara<br />
yer verilmektedir.<br />
• 02.09.2013 tarihinde Gelir<br />
İdaresi Başkanlığı tarafından 1<br />
Milyon TL'yi Aşan Vergi ve Cezaları<br />
Bulunan Mükellefleri İçeren<br />
Liste kamuoyunun bilgisine<br />
sunulmuştur. Buna göre 01.06.<br />
2012 ile 31.05.2013 tarihleri arasında<br />
kesinleşen ve toplam<br />
miktarları 1.000.000 TL’yi aşan<br />
tarhiyatlara ilişkin liste Gelir İdaresi<br />
Başkanlığı’nın internet sayfasında<br />
yayınlanmıştır.<br />
• 03.09.2013 tarihinde Gelir<br />
İdaresi Başkanlığı tarafından<br />
Vergilendirme/Taxation Bülteni<br />
7 yayınlanmıştır. Bu bülten ile;<br />
başta Avrupa Birliği olmak üzere<br />
tüm dünyada vergilendirme<br />
alanındaki uygulama ve gelişmelerin<br />
değerlendirilmesi ve<br />
paylaşılması amaçlanmaktadır.<br />
• 11.09.2013 tarih ve 28762<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Seri: A<br />
Sıra No: 5 Tahsilat Genel Tebliği<br />
yayımlanmıştır. Bu tebliğ ile Seri:<br />
A Sıra No: 1 Tahsilat Genel Tebliği’nde<br />
bazı değişiklikler yapılmıştır.<br />
Buna göre maden arama<br />
işlerinde de “borcu yoktur”<br />
yazısının aranması, malvarlığı<br />
araştırması ve tahsil imkansızlığı<br />
sebebiyle terkin uygulamaları<br />
ile ilgili açıklamalar yapılmıştır.<br />
• 14.09.2013 tarih ve 28765<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Kredi<br />
Kartı İşlemlerinde Uygulanacak<br />
Azami Faiz Oranları Hakkında<br />
Tebliğ (Sayı: 2006/1)’De Değişiklik<br />
Yapılmasına Dair Tebliğ<br />
(Sayı: 2013/11) yayımlanmıştır.<br />
Bu tebliğ ile, kredi kartı işlemlerinde<br />
aylık azami akdi faiz oranı<br />
ve gecikme faiz oranı yeniden<br />
belirlenmiştir.<br />
• 18.09.2013 tarih ve 28769<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Çalışma<br />
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı<br />
Piyasa Gözetimi ve Denetimi<br />
Yönetmeliği yayımlanmıştır.<br />
Bu Yönetmeliğin amacı,<br />
Çalışma ve Sosyal Güvenlik<br />
Bakanlığının görev alanına giren<br />
ürünlerin piyasa gözetimi<br />
ve denetimi faaliyetlerinin usul<br />
ve esaslarını belirlemektir.<br />
• 20.09.2013 tarih ve 28771<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Bankaların<br />
Konsolide Finansal Tablolarının<br />
Düzenlenmesine İlişkin<br />
Tebliğde Değişiklik Yapılmasına<br />
Dair Tebliğ yayımlanmıştır.<br />
Bu Tebliğ ile, söz konusu tebliğin<br />
bazı maddelerinde değişiklikler<br />
yapılmıştır.<br />
• 21.09.2013 tarih ve 28772<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Sermaye<br />
Şirketlerinin Açacakları İnternet<br />
Sitelerine Dair Yönetmelikte<br />
Değişiklik Yapılmasına<br />
Dair Yönetmelik yayımlanmıştır.<br />
Bu Yönetmelik ile, söz konusu<br />
yönetmeliğin bazı maddelerinde<br />
değişiklikler yapılmıştır.<br />
• 26.09.2013 tarih ve 28777<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Yardım<br />
Toplama Esas Ve Usulleri Hakkında<br />
Yönetmelikte Değişiklik<br />
Yapılmasına Dair Yönetmelik<br />
yayımlanmıştır. Bu Yönetmelik<br />
ile, söz konusu yönetmeliğin<br />
bazı maddelerinde değişiklikler<br />
yapılmıştır.<br />
• 26.09.2013 tarih ve 28777<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Hukuk<br />
Muhakemeleri Kanunu Bilirkişi<br />
Ücret Tarifesi yayımlanmıştır. Bu<br />
Tarifenin amacı, 12/1/2011 tarihli<br />
ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri<br />
Kanunu gereğince bilirkişiye<br />
ödenecek ücret ve giderlerin<br />
miktarı ile bunların<br />
ödenmesine ilişkin usul ve esasları<br />
belirlemektir.<br />
• 02.10.2013 tarih ve 28783<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Vergi<br />
Denetim Kurulu Yönetmeliğinde<br />
Değişiklik Yapılması Hakkında<br />
Yönetmelik yayımlanmıştır.<br />
Bu yönetmelik ile, ilgili<br />
yönetmeliğin bazı maddelerinde<br />
değişiklikler yapılmıştır.<br />
• 02.10.2013 tarih ve 28783<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Bağımsız<br />
Denetçiler İçin Kalite Kontrol<br />
Standardı 1 (KKS 1) Hakkında<br />
Tebliğ No: 1 yayımlanmıştır. Bu<br />
Tebliğ’in amacı; EK-1’de yer<br />
alan Finansal Tabloların Bağımsız<br />
Denetim ve Sınırlı Bağımsız<br />
Denetimleri ile Diğer Güvence<br />
Denetimleri ve İlgili Hizmetleri<br />
Yürüten Bağımsız Denetim Kuruluşları<br />
ve Bağımsız Denetçiler<br />
için Kalite Kontrol Standardı<br />
1’in yürürlüğe konulmasıdır.<br />
• 09.10.2013 tarih ve 28790<br />
Sayılı Resmi Gazete’de Dahilde<br />
İşleme Rejimi Tebliği (İhracat:<br />
2006/12)’nde Değişiklik Yapılmasına<br />
Dair Tebliğ (İhracat:<br />
2013/6) yayımlanmıştır. Bu tebliğ<br />
ile, ilgili tebliğin bazı maddelerinde<br />
değişiklikler yapılmıştır.<br />
• 10.10.2013 tarih ve 28791<br />
Sayılı Resmi Gazete’de 429 Sıra<br />
No.lu Vergi Usul Kanunu Genel<br />
Tebliği yayımlanmıştır. Bu tebliğ<br />
ile, Vergi kanunları gereği iade<br />
hakkı doğuran işlemler nedeniyle<br />
nakden veya mahsuben<br />
talep edilecek iadelerin başvurularına<br />
ilişkin düzenlemeler<br />
yapılmıştır.<br />
Bilanço<br />
75<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
mevzuat değişiklikleri<br />
mevzuat değişiklikleri<br />
BİREYSEL KATILIM YATIRIMCISI İNDİRİMİ HAKKINDA TEBLİĞ (SERİ NO: 1)<br />
21.08.2013 Tarih ve 28742 Sayılı Resmi Gazete<br />
Bu Tebliğde, 13/6/2012 tarihli<br />
ve 6327 sayılı Bireysel Emeklilik<br />
Tasarruf ve Yatırım Sistemi<br />
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun<br />
Hükmünde Kararnamelerde<br />
Değişiklik Yapılmasına Dair<br />
Kanunun 10 uncu maddesi ile<br />
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa<br />
eklenen geçici 82 nci<br />
maddede düzenlenen bireysel<br />
katılım yatırımcısı indirimi uygulamasına<br />
ilişkin açıklamalara<br />
yer verilmektedir.<br />
1. Bireysel Katılım Yatırımcısı İndirimi<br />
Uygulaması<br />
Bireysel katılım yatırımcısı,<br />
4059 sayılı Kanunun ek 5 inci<br />
maddesi kapsamında Hazine<br />
Müsteşarlığınca devlet desteklerinden<br />
yararlanmaları için<br />
kendilerine lisans verilecek<br />
olan, kişisel varlıklarını ve/veya<br />
tecrübe ve birikimlerini başlangıç<br />
veya büyüme aşamasındaki<br />
girişimlere aktaran gerçek<br />
kişi yatırımcılardır.<br />
15/2/2013 tarihli Bireysel Katılım<br />
Sermayesi Hakkında Yönetmelik<br />
çerçevesinde iktisap<br />
edilen;<br />
- Tam mükellef anonim şirketlere<br />
ait iştirak hisselerinin alış<br />
bedellerinin %75'i,<br />
- Bilim, Sanayi ve Teknoloji<br />
Bakanlığı, Türkiye Bilimsel ve<br />
Teknolojik Araştırma Kurumu ile<br />
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri<br />
Geliştirme ve Destekleme<br />
İdaresi Başkanlığı tarafından<br />
belirlenen araştırma, geliştirme<br />
ve yenilikçilik programları kapsamında<br />
projesi son beş yıl<br />
içinde desteklenmiş anonim şirketlere<br />
ait iştirak hisselerinin alış<br />
bedellerinin % 100’ü,<br />
söz konusu iştirak hisselerinin<br />
en az iki tam yıl elde tutulması<br />
şartıyla, bireysel katılım yatırımcısı<br />
indirimi olarak yıllık beyanname<br />
ile bildirilen kazanç ve<br />
iratlardan indirilebilecektir.<br />
2. İndirimden Yararlanma Şartları<br />
Bireysel katılım yatırımcısı indiriminden<br />
yararlanılabilmesi<br />
için,<br />
- Tam mükellef gerçek kişi<br />
olunması,<br />
- İştirak hisselerinin iktisap<br />
edilmesinden önce Hazine<br />
Müsteşarlığından bireysel katılım<br />
yatırımcısı lisansı alınması,<br />
- Tam mükellef bir anonim<br />
şirkete ait iştirak hisselerinin iki<br />
tam yıl (730 gün) süreyle elde<br />
tutulması,<br />
- Bireysel Katılım Sermayesi<br />
Hakkında Yönetmeliğe göre<br />
Müsteşarlıkça belirlenen alanlarda<br />
yatırım yapılması ve bu<br />
yatırımın Müsteşarlıkça mevzuata<br />
uygun bulunması<br />
gerekmektedir.<br />
İki yıllık elde tutma süresi, girişim<br />
şirketi adına Bireysel Katılım<br />
Sermayesi Hakkında Yönetmeliğin<br />
25 inci maddesi<br />
kapsamında açılan ortaklık<br />
banka hesabına nakdi sermayenin<br />
yatırıldığı tarihte başlayacaktır.<br />
Bireysel katılım yatırımcısı indiriminden<br />
dar mükellef gerçek<br />
kişiler ile dar mükellef kurumlara<br />
iştirak eden tam mükellef gerçek<br />
kişilerin yararlanması mümkün<br />
bulunmamaktadır.<br />
3. İndirim Dönemi, İndirime Esas<br />
Tutarın Hesaplanması ve İndirimin<br />
Sınırı<br />
Bireysel katılım yatırımcısı indiriminden,<br />
indirime konu iştirak<br />
hisselerinin iktisap edildiği vergilendirme<br />
dönemine ilişkin verilecek<br />
yıllık gelir vergisi beyannamelerinde<br />
yararlanılabilecektir.<br />
213 sayılı Vergi Usul Kanununun<br />
279 uncu maddesinde<br />
hisse senetlerinin alış bedeliyle<br />
değerleneceği hükme bağlandığından,<br />
bireysel katılım<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
76<br />
Bilanço<br />
B<br />
yatırımcısı indirimine konu anonim<br />
şirket hisse senetlerinin indirime<br />
esas tutarlarının tespitinde<br />
alış bedellerinin dikkate alınması<br />
gerekmektedir.<br />
Beyana tabi kazanç ve iratlardan<br />
bu kapsamda indirim<br />
konusu yapılabilecek tutar yıllık<br />
bazda 1.000.000 TL’yi aşamayacaktır.<br />
Hisselerin iktisap edildiği döneme<br />
ilişkin beyannamede<br />
bildirilen kazanç ve iradın yetersiz<br />
olması nedeniyle indirilemeyen<br />
tutarlar, izleyen yıllarda<br />
Vergi Usul Kanununa göre ilgili<br />
yıllar için hesaplanan yeniden<br />
değerleme oranında artırılmak<br />
suretiyle indirim konusu yapılabilecektir.<br />
Söz konusu indirim uygulamasından,<br />
31/12/2017 tarihine<br />
kadar gerçekleştirilecek yatırımlarla<br />
ilgili olarak yararlanılabilecektir.<br />
4. Şartların İhlal Edilmesi Durumunda<br />
Uygulama<br />
- Hisselerin iktisap tarihinden<br />
itibaren iki tam yıl dolmadan<br />
elden çıkarılması,<br />
- 4059 sayılı Kanunun ek 5<br />
inci maddesi kapsamında Hazine<br />
Müsteşarlığınca vergi desteğinden<br />
yararlanılması uygun<br />
görülmeyen sektörlerde ve /<br />
veya faaliyetlerde yatırım yapıldığının<br />
tespit edilmesi,<br />
- Ortaklık paylarına ilişkin Bireysel<br />
Katılım Sermayesi Hakkında<br />
Yönetmelik ile getirilen<br />
şartlara uyulmaması,<br />
- Lisans kapsamında ortaklık<br />
kurulan kurumlar tarafından<br />
daha önce bireysel katılım yatırımcısınca<br />
yapılacağı beyan<br />
edilen faaliyetlerde bulunulmaması,<br />
- Bireysel katılım yatırımcısının<br />
veya bireysel katılım yatırımcısı<br />
ortaklıklarının iştirak edilen girişim
idare kararları<br />
şirketinin doğrudan veya dolaylı<br />
olarak ya da ayrı ayrı veya birlikte<br />
hâkim ortağı olduğunun<br />
tespit edilmiş olması,<br />
- Bireysel katılım yatırımcısının;<br />
eşinin, kendisinin veya eşinin<br />
veya kendisinin altsoyu ve<br />
üstsoyu ile üçüncü derece dahil<br />
yansoy hısımları ve kayın hısımlarına<br />
idaresi, denetimi veya<br />
sermayesi bakımından doğrudan<br />
veya dolaylı olarak bağlı<br />
bulunan ya da bu kimselerin<br />
nüfuzu altında bulunan girişim<br />
şirketlerine iştirak ettiğinin tespit<br />
edilmiş olması<br />
hallerinde bireysel katılım<br />
yatırımcısı indirimi dolayısıyla<br />
zamanında tahakkuk ettirilmemiş<br />
vergiler yönünden vergi<br />
ziyaı doğmuş sayılır.<br />
İndirim şartlarının ihlal edilmesi<br />
nedeniyle zamanında alınamayan<br />
vergiler ile vergi cezalarında<br />
zamanaşımı, verginin<br />
tarhını veya cezanın kesilmesini<br />
gerektiren durumun doğduğu<br />
tarihi takip eden takvim yılının<br />
başından itibaren başlar.<br />
Bireysel Katılım Sermayesi<br />
Hakkında Yönetmeliğe aykırılık<br />
teşkil eden diğer hallerde de<br />
zamanında tahakkuk ettirilmemiş<br />
vergiler yönünden vergi<br />
ziyaı doğmuş sayılır.<br />
5. Mücbir Sebep Halleri<br />
Bireysel katılım yatırımcısının<br />
herhangi bir kastı olmaksızın girişim<br />
şirketinin iflas etmesi halinde,<br />
Gelir Vergisi Kanununun<br />
geçici 82 nci maddesine göre<br />
mücbir sebep halinin varlığı<br />
kabul edilir. Bu mücbir sebep<br />
hali nedeniyle iştirak hisselerinin<br />
en az iki tam yıl elde tutulması<br />
yükümlülüğünün yerine getirilemeyeceğinin<br />
anlaşılması durumunda,<br />
mücbir sebep halinin<br />
gerçekleşme tarihi, mahiyeti,<br />
iştirak hisselerinin en az iki tam<br />
yıl süreyle elde tutulması yükümlülüğüne<br />
olan etkisi ve<br />
mümkün olması halinde etkilerinin<br />
tahmini giderilme süresi bireysel<br />
katılım yatırımcısı tarafından<br />
mücbir sebep halinin ortaya<br />
çıktığı tarihten itibaren<br />
otuz gün (iş günü) içinde Maliye<br />
Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına<br />
bildirilir.<br />
Yapılan başvurunun değerlendirilmesi<br />
neticesinde Gelir<br />
İdaresi Başkanlığı tarafından<br />
mücbir sebep halinin var olduğu<br />
kanaatine ulaşılması durumunda,<br />
zamanında tahakkuk<br />
ettirilmemiş vergiler yönünden<br />
vergi ziyaı doğmuş sayılmaz ve<br />
ziyaa uğratılmış vergiler için<br />
gecikme faizi ve vergi ziyaı cezası<br />
tahsil edilmez.<br />
Bireysel katılım yatırımcısının<br />
ölümü veya fiil ehliyetinin kaybı<br />
halinde ise iştirak hisselerinin iki<br />
yıllık elde tutulma yükümlülüğü<br />
ölüm halinde mirasçılar, fiil ehliyetinin<br />
kaybı halinde kanuni<br />
temsilciler tarafından yerine<br />
getirilecektir. Bu yükümlülüğün<br />
yerine getirilememesi halinde,<br />
indirim dolayısıyla zamanında<br />
tahakkuk ettirilmemiş vergiler<br />
için vergi ziyaı cezası kesilmeyecek<br />
olup, zamanında tahakkuk<br />
etmemiş vergi aslı gecikme<br />
faiziyle birlikte mirasçılar veya<br />
mükelleften tahsil edilecektir.<br />
6. Bildirim Yükümlülüğü<br />
Lisans sahibi bireysel katılım<br />
yatırımcısının yatırım başvurusunun<br />
uygun bulunması halinde<br />
bu durum sermayenin girişim<br />
şirketine aktarıldığını gösterir<br />
belgeler eşliğinde, bireysel katılım<br />
yatırımcısı indiriminden yararlanılacak<br />
oran da belirtilmek<br />
suretiyle Gelir İdaresi Başkanlığına<br />
ve bireysel katılım yatırımcısının<br />
bağlı olduğu Vergi Dairesi<br />
Müdürlüğüne Hazine Müsteşarlığınca<br />
bildirilir. Bireysel katılım<br />
yatırımcısı lisansının gerçekleştirilecek<br />
ilk yatırıma ilişkin bildirimde<br />
gönderilmesi yeterli<br />
olup, sermayenin girişim şirketine<br />
yatırıldığını gösterir belgelerin<br />
ise her yatırım aşamasında<br />
gönderilmesi gerekmektedir.<br />
Öte yandan, Bireysel Katılım<br />
Sermayesi Hakkında Yönetmeliğe<br />
aykırılık teşkil etmesi nedeniyle<br />
vergi desteğinin geri alınmasına<br />
yol açacak hallerin<br />
tespit edilmesi durumunda,<br />
tespit tarihinden itibaren en<br />
geç 2 ay içerisinde Gelir İdaresi<br />
Başkanlığına bildirimde bulunulması<br />
gerekmektedir.<br />
Tebliğ olunur.<br />
SERİ: A SIRA NO: 5 TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ<br />
11.09.2013 Tarih ve 28762 Sayılı Resmi Gazete<br />
Kapsam<br />
Seri: A Sıra No: 1 Tahsilat<br />
Genel Tebliğinde aşağıdaki<br />
değişiklikler yapılmıştır.<br />
1) Birinci Kısım Birinci Bölümünün<br />
"II- Yetkililer, Yetkililerin<br />
Sorumlulukları ile Yardım Mecburiyeti"<br />
başlıklı alt bölümünün<br />
(3) numaralı bölümünde yer<br />
alan "Gümrük Müsteşarlığına"<br />
ibareleri "Gümrük ve Ticaret<br />
Bakanlığına" şeklinde değiştirilmiştir.<br />
2) Birinci Kısım İkinci Bölümünün<br />
"V. Amme Alacağı Ödenmeden<br />
Yapılmayacak İşlemler<br />
B<br />
Bilanço<br />
77<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
ile İşlem Yapanların Sorumlulukları"<br />
başlıklı alt bölümünün (2)<br />
numaralı bölümünün;<br />
a) (a-ii) bölümünün birinci<br />
cümlesinin sonuna "(1/11/2013<br />
tarihinden itibaren 1.000,- liranın<br />
üzerinde yapılacak ödemeler<br />
sırasında)" ifadesi eklenmiştir.
mevzuat değişiklikleri<br />
mevzuat değişiklikleri<br />
b) (a-ii) bölümünden sonra<br />
gelmek üzere aşağıdaki bölüm<br />
eklenmiştir.<br />
"1/11/2013 tarihinden itibaren<br />
uygulanmak üzere,<br />
iii) 492 sayılı Harçlar Kanununa<br />
ekli "İmtiyazname, Ruhsatname<br />
ve Diploma Harçları"<br />
başlıklı (8) sayılı tarifenin;<br />
(1) "III- Maden arama ruhsatnameleri,<br />
işletme ruhsatnameleri,<br />
işletme imtiyazları" bölümüne<br />
konu;<br />
- Maden arama ruhsatnamesinin<br />
verilmesi, bu ruhsatnamelerin<br />
birleştirilmesi, devir<br />
ve intikallerine,<br />
- Maden işletme ruhsatnamesinin<br />
verilmesi, bu ruhsatnamelerin<br />
birleştirilmesi, süresinin<br />
uzatılması, devir ve intikallerine,<br />
- İşletme iznine,<br />
ilişkin yapılacak işlemler sırasında,<br />
(2) "VI- Meslek erbabına verilecek<br />
tezkere, vesika ve ruhsatnamelerden<br />
alınacak harçlar"<br />
bölümünün 16 numaralı alt<br />
bölümüne konu, silah taşıma<br />
ve bulundurma vesikaları ile<br />
yivsiz tüfek ruhsatnameleri talepleri<br />
üzerine yapılacak işlemler<br />
sırasında,"<br />
c) Son paragrafından sonra<br />
gelmek üzere bölüme aşağıdaki<br />
paragraf eklenmiştir.<br />
"Diğer taraftan, 6183 sayılı<br />
Kanunun 70 inci maddesi gereğince<br />
haczedilemeyen<br />
ödemelerde de bu zorunluluk<br />
aranılmayacaktır."<br />
3) Birinci Kısım İkinci Bölümünün<br />
"V. Amme Alacağı Ödenmeden<br />
Yapılmayacak İşlemler<br />
ile İşlem Yapanların Sorumlulukları"<br />
başlıklı alt bölümünün (4.2)<br />
numaralı bölümünden sonra<br />
gelmek üzere aşağıdaki bölümler<br />
eklenmiştir.<br />
"4.3. 492 sayılı Kanuna mevzu<br />
maden arama ruhsatnamesinin<br />
verilmesi, bu ruhsatnamelerin<br />
birleştirilmesi, devir ve intikalleri<br />
veya maden işletme ruhsatnamesinin<br />
verilmesi, bu ruhsatnamelerin<br />
birleştirilmesi, süresinin<br />
uzatılması, devir ve intikalleri<br />
ya da işletme izninin verilmesi<br />
sırasında işlemi yapan<br />
kamu kurum ve kuruluşları bu<br />
belgeleri vermeden önce vadesi<br />
geçmiş borç durumunu<br />
gösterir belge arayacaklardır.<br />
Bu Tebliğ ile belirlenen tutarın<br />
üzerinde vadesi geçmiş borç<br />
bulunması halinde talep edilen<br />
ruhsatname verilmeyecektir.<br />
Ancak, borçlunun tahsil dairesine<br />
olan borçlarını ödemesi<br />
veya sair sebeplerle, ruhsatın<br />
verilmesini engelleyen durumun<br />
kalkması üzerine, yeni<br />
alacağı belgeye göre ruhsatı<br />
verecek kamu kurum ve kuruluşlarınca<br />
gerekli işlem yapılabilecektir."<br />
"4.4. 492 sayılı Kanunun, "VI-<br />
Meslek erbabına verilecek tezkere,<br />
vesika ve ruhsatnamelerden<br />
alınacak harçlar" bölümünün<br />
16 numaralı alt bölümüne<br />
konu, silah taşıma ve bulundurma<br />
vesikaları ile yivsiz tüfek<br />
ruhsatnameleri talepleri üzerine<br />
yapılacak işlemler sırasında,<br />
vesika/ruhsatı veren kamu kurum<br />
ve kuruluşları bu belgeleri<br />
vermeden önce vadesi geçmiş<br />
borç durumunu gösterir belge<br />
arayacaklar, bu Tebliğ ile belirlenen<br />
tutarın üzerinde vadesi<br />
geçmiş borç bulunması halinde<br />
talep edilen vesika/ruhsatı<br />
vermeyeceklerdir.<br />
Ancak, borçlunun tahsil dairesine<br />
olan borçlarını ödemesi<br />
veya sair sebeplerle, belgenin<br />
verilmesini engelleyen durumun<br />
kalkması üzerine, yeni<br />
alacağı belgeye göre belgeyi<br />
verecek kamu kurum ve kuruluşlarınca<br />
gerekli işlem yapılabilecektir."<br />
4) Birinci Kısım İkinci Bölümünün<br />
"V. Amme Alacağı Ödenmeden<br />
Yapılmayacak İşlemler<br />
ile İşlem Yapanların Sorumlulukları"<br />
başlıklı alt bölümünün (5)<br />
numaralı bölümü aşağıdaki şekilde<br />
değiştirilmiştir.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
78<br />
B<br />
Bilanço<br />
"5. Bu Tebliğ ile zorunluluk<br />
getirilen vadesi geçmiş borç<br />
durumunu gösterir belgeyi<br />
aramadan ödeme/işlemleri<br />
yapan kurum ve kuruluşlara,<br />
borçlunun bağlı bulunduğu takibe<br />
salahiyetli tahsil dairesince<br />
idari para cezası tatbik edilecektir.<br />
Bu cezalar hakkında<br />
5326 sayılı Kabahatler Kanunu<br />
hükümleri uygulanacaktır.<br />
2008 yılında 6183 sayılı Kanuna<br />
eklenen 22/A maddesinde<br />
idari para cezası tutarı<br />
2.000,- lira olarak belirlenmiştir.<br />
5326 sayılı Kabahatler Kanununun<br />
17 nci maddesi gereğince,<br />
özel kanunlarında maktu olarak<br />
belirlenen idari para cezalarının<br />
her yıl 213 sayılı Kanunun<br />
mükerrer 298 inci maddesine<br />
göre belirlenen yeniden değerleme<br />
oranına göre arttırılması<br />
gerektiğinden, bu madde uyarınca<br />
verilecek idari para cezaları<br />
yıllar itibarıyla aşağıdaki<br />
tabloda gösterilmiştir.<br />
İdari Para Cezası<br />
Yıllar<br />
Tutarı (Lira)<br />
2008 2.000,-<br />
2009 2.240,-<br />
2010 2.289,-<br />
2011 2.465,-<br />
2012 2.717,-<br />
2013 2.928,-<br />
Buna göre, bu Tebliğ ile zorunluluk<br />
getirilen vadesi geçmiş<br />
borç durumunu gösterir belgeyi<br />
aramadan ödeme/işlemleri<br />
yapan kurum ve kuruluşlara,<br />
her bir ödeme/işlem için ayrı<br />
ayrıolmak üzere belgenin aranılması<br />
gereken yılda uygulanacak<br />
olan idari para cezası<br />
tutarı esas alınarak idari para<br />
cezası verilecektir.<br />
Bu madde hükmüne göre<br />
verilen idari para cezasının, ilgilisine<br />
tebliğ tarihinden itibaren<br />
bir ay içinde ödenmesi gerekmektedir.<br />
İdari para cezasına karşı<br />
tebliğ tarihini takip eden otuz<br />
gün içinde idare mahkemesinde<br />
dava açılması mümkündür."
idare kararları<br />
5) Birinci Kısım İkinci Bölümünün<br />
"VII. Limited Şirketlerin<br />
Amme Borçları" başlıklı alt bölümünün;<br />
a) (3) numaralı bölümünün<br />
sonuna aşağıdaki paragraflar<br />
eklenmiştir.<br />
"14/2/2011 tarihli ve 27846<br />
sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan<br />
ve 6762 sayılı Türk Ticaret<br />
Kanununu mülga eden 6102<br />
sayılı Türk Ticaret Kanununun<br />
573 ve müteakip maddelerinde<br />
limited şirketlerin kuruluşu<br />
düzenlenmiş, Kanunun 587 nci<br />
maddesinde tescil ve ilan edilecek<br />
hususlar arasında; ortakların<br />
kimliği ve koymayı taahhüt<br />
ettikleri sermaye miktarları,<br />
müdürlerin ve şirketi temsile<br />
yetkili diğer kişilerin kimliği, temsil<br />
yetkisinin kullanılma şekli yer<br />
almış, 589 uncu maddesinde<br />
şirket esas sözleşmesinde yapılan<br />
her değişikliğin ilk sözleşmede<br />
olduğu gibi tescil ve ilan<br />
edileceği, 594 üncü maddesinde<br />
de pay defterinin tutulacağı,<br />
bu deftere; ortakların adlarının,<br />
her ortağın sahip olduğu<br />
esas sermaye pay sayısının,<br />
esas sermaye paylarının devirleri<br />
ve geçişleri itibari değerlerinin,<br />
grupları ve esas sermaye<br />
payları üzerindeki intifa ve rehin<br />
haklarının, sahiplerinin adlarının<br />
ve adreslerinin bu deftere kaydedileceği<br />
vukuu bulan ödemelerin,<br />
payların devir ve intikali<br />
ve bu hususlarla ilgili değişikliklerin<br />
kaydedileceği hükme<br />
bağlanmıştır.<br />
6102 sayılı Kanunun 595 inci<br />
maddesinde ortaklık payının<br />
devri düzenlenmiş ve madde<br />
hükmüne göre ortaklık payının/esas<br />
sermaye payının devri<br />
ve devir borcunu doğuran işlemlerin<br />
yazılı şekilde yapılacağı<br />
ve tarafların imzalarının noterce<br />
onaylanacağı, şirket sözleşmesinde<br />
aksi öngörülmemişse,<br />
esas sermaye payının devri<br />
için ortaklar genel kurulunun<br />
onayının şart olduğu ve devrin<br />
bu onayla geçerli olacağı,<br />
başvurudan itibaren üç ay<br />
içinde genel kurul reddetmediği<br />
takdirde devre onay vermiş<br />
sayılacağı hükme bağlanmıştır.<br />
Buna göre, ortaklık payının<br />
devri; tescil ve ilan edilmese de<br />
noter tasdikli devir sözleşmesi,<br />
şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse<br />
ortaklar genel kurulunun<br />
onayı bu onayın bulunmadığı<br />
halde üç aylık sürenin<br />
geçmesi ile hüküm ifade etmektedir.<br />
Bu durumda ortaklık<br />
payının devredildiği tarih olarak<br />
noter tasdikli devir sözleşmesi<br />
tarihinin esas alınması gerekmektedir.<br />
Diğer taraftan, ortaklık payının<br />
noter tasdikli devir sözleşmesi<br />
ile devredilmesine rağmen<br />
devrin genel kurul tarafından<br />
reddedilmesi halinde, ortaklık<br />
payı devredilmemiş sayılacak<br />
ve ortağın ortaklık sıfatı<br />
devam edecektir.<br />
Bu itibarla, limited şirket ortaklarının<br />
kimliği ve şirketteki<br />
sermaye hisselerine ilişkin bilgiler;<br />
şirketin Türkiye Ticaret Sicil<br />
Gazetesinde ilan edilen ana<br />
sözleşmesinde, bu sözleşmede<br />
yapılan değişikliklerde, pay<br />
devrinin tescil ve ilan edilmemiş<br />
olduğu hallerde ise 6102 sayılı<br />
Kanunun 594 üncü maddesine<br />
göre tutulan pay defterinde ya<br />
da devrin genel kurul tarafından<br />
onaylanmış veya onaylanmış<br />
sayılması halinde noter<br />
tasdikli devir sözleşmesinde yer<br />
almaktadır.<br />
Diğer taraftan, 6102 sayılı<br />
Kanun 14/2/2011 tarihinde yayımlanmış<br />
ve istisnai düzenlemeleri<br />
hariç olmak üzere<br />
1/7/2012 tarihinde yürürlüğe<br />
girmiştir. Aynı tarihte yürürlüğe<br />
giren 6103 sayılı Türk Ticaret<br />
Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama<br />
Şekli Hakkında Kanun ile<br />
de yeni Türk Ticaret Kanunu<br />
hükümlerinin yürürlüğe girmesi<br />
ve uygulanmasına ilişkin usul ve<br />
esaslar belirlenmiştir. Yapılan<br />
düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda,<br />
amme alacağının<br />
ödenmesinden 6183<br />
Bilanço<br />
B<br />
79<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
sayılı Kanunun 35 inci maddesi<br />
çerçevesinde sorumluluğu bulunan<br />
ortakların tespitinde<br />
amme alacağının doğduğu ve<br />
ödenmesi gerektiği tarihte yürürlükte<br />
bulunan ilgili Kanun hükümleri<br />
dikkate alınacaktır. Aynı<br />
şekilde ortaklık payının devri<br />
ile ilgili olarak da payın devredildiği<br />
tarihte yürürlükte olan<br />
Kanun hükümlerinin uygulanacağı<br />
tabiidir."<br />
b) (8) numaralı bölümünün<br />
sonuna aşağıdaki paragraflar<br />
eklenmiştir.<br />
"6102 sayılı Kanunun, limited<br />
şirketlerin yönetim ve temsiline<br />
ilişkin hükümlerinin yer aldığı<br />
623 üncü maddesinde ise "(1)<br />
Şirketin yönetimi ve temsili şirket<br />
sözleşmesi ile düzenlenir. Şirketin<br />
sözleşmesi ile yönetimi ve<br />
temsili, müdür sıfatını taşıyan bir<br />
veya birden fazla ortağa veya<br />
tüm ortaklara ya da üçüncü<br />
kişilere verilebilir. En azından bir<br />
ortağın, şirketi yönetim hakkının<br />
ve temsil yetkisinin bulunması<br />
gerekir.<br />
(2) Şirketin müdürlerinden<br />
biri bir tüzel kişi olduğu takdirde,<br />
bu kişi bu görevi tüzel kişi<br />
adına yerine getirecek bir gerçek<br />
kişiyi belirler.<br />
(3) Müdürler, kanunla veya<br />
şirket sözleşmesi ile genel kurula<br />
bırakılmamış bulunan yönetime<br />
ilişkin tüm konularda karar almaya<br />
ve bu kararları yürütmeye<br />
yetkilidirler." düzenlemesi yer<br />
almaktadır.<br />
6102 sayılı Kanuna göre, limitedşirketin<br />
kanuni temsilcisi,<br />
şirket sözleşmesi ile tayin edilmiş<br />
müdür sıfatını taşıyan bir veya<br />
birden fazla ortak veya tüm ortaklar<br />
ya da üçüncü kişiler olabilecektir.<br />
Ancak üçüncü kişilere<br />
şirketin yönetim ve temsilinin<br />
verilebilmesi için ortaklardan<br />
en az birinin şirketi yönetim<br />
hakkının ve temsil yetkisinin bulunması<br />
gerekmektedir.<br />
Buna göre, limited şirket ortakları<br />
hakkında 6183 sayılı Kanun<br />
uyarınca yapılacak takip;<br />
35 inci madde hükümlerine gö-
mevzuat değişiklikleri<br />
mevzuat değişiklikleri<br />
re sermaye hisseleri oranında,<br />
6102 sayılı Kanun hükümlerine<br />
göre tespit edilen kanuni temsilcileri<br />
hakkındaki takip ise 6183<br />
sayılı Kanunun mükerrer 35 inci<br />
maddesine göre amme alacağının<br />
tamamından, müşterek<br />
ve müteselsil sorumluluk<br />
esasına göre yürütülecektir.<br />
Diğer taraftan, 6102 sayılı<br />
Kanun 1/7/2012 tarihinde yürürlüğe<br />
girmiş olup amme alacağının<br />
ödenmesinden müşterek<br />
ve müteselsil sorumluluğu bulunan<br />
kanuni temsilcilerin tespitinde<br />
amme alacağının doğduğu<br />
ve ödenmesi gerektiği<br />
tarihte yürürlükte bulunan ilgili<br />
Kanun hükümleri dikkate alınacaktır."<br />
c) (11) numaralı bölümü<br />
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />
"11. 6183 sayılı Kanunda<br />
değişiklikler yapan 5766 sayılı<br />
Kanunun geçici 1 inci maddesinde<br />
"Bu Kanunla 6183 sayılı<br />
Kanunda yapılan değişiklikler<br />
ve eklenen hükümler, hükümlerin<br />
yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla<br />
tahsil edilmemiş bulunan<br />
amme alacakları hakkında da<br />
uygulanır." hükmü yer almaktadır.<br />
Bu hüküm uyarınca, 6183<br />
sayılı Kanunun 5766 sayılı Kanunla<br />
değişik 35 inci maddesindeki<br />
değişiklik hükümleri,<br />
5766 sayılı Kanunun yayımlandığı<br />
tarih itibarıyla tahsil edilmemiş<br />
bulunan amme alacakları<br />
hakkında da uygulanması<br />
gerekmektedir.<br />
Ancak, 5766 sayılı Kanunun<br />
geçici 1 inci maddesinin Anayasa<br />
Mahkemesinde dava konusu<br />
yapılması neticesinde verilen<br />
ve 14/5/2011 tarihli ve<br />
27934 sayılı Resmî Gazete'de<br />
yayımlanan karar ile 5766 sayılı<br />
Kanunun geçici 1 inci maddesinin<br />
yürürlüğünün durdurulmasına,<br />
15/10/2011 tarihli ve 28085<br />
sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan<br />
karar ile de anılan maddenin<br />
iptaline karar verilmiştir.<br />
Dolayısıyla, 6183 sayılı Kanunun<br />
35 inci maddesinde<br />
5766 sayılı Kanunla yapılmış<br />
olan düzenlemeler, Anayasa<br />
Mahkemesinin iptal kararı gereğince,<br />
6/6/2008 tarihinden<br />
itibaren doğan ve ödenmesi<br />
gereken amme alacakları için<br />
uygulanacaktır.<br />
Anayasa Mahkemesinin<br />
maddenin iptaline ilişkin kararının<br />
gerekçesinde, 5766 sayılı<br />
Kanunun yayımlandığı tarihten<br />
önceki dönemlere ilişkin amme<br />
alacaklarının ödenmesine dair<br />
ikincil sorumluluk düzenlemelerinde<br />
alacağın doğduğu tarihteki<br />
düzenlemelerin esas alınması<br />
gerektiği belirtildiğinden,<br />
limited şirketlerin 5766 sayılı Kanunun<br />
yayımlandığı 6/6/2008<br />
tarihinden önceki zamanlara<br />
ilişkin borçlarından sorumlu tutulacak<br />
ortakların tespitinde<br />
alacağın doğduğu dönem<br />
esas alınacaktır.<br />
Diğer taraftan, Anayasa<br />
Mahkemesinin söz konusu kararı<br />
gereğince, 5766 sayılı Kanunla,<br />
6183 sayılı Kanunun 35<br />
inci maddesine eklenen ikinci<br />
fıkra hükmünün ise 6/6/2008 tarihinden<br />
itibaren yapılan hisse<br />
devirleri esas alınarak uygulanması<br />
gerekmektedir."<br />
6) Birinci Kısım İkinci Bölümünün<br />
"VIII. Kanuni Temsilcilerin<br />
Sorumluluğu" başlıklı alt bölümünün;<br />
a) (2) numaralı bölümü aşağıdaki<br />
şekilde değiştirilmiştir.<br />
"2. Mülga 6762 sayılı Kanunun<br />
317 nci maddesinde;<br />
"Anonim şirket idare meclisi tarafından<br />
idare ve temsil olunur."<br />
hükmü, 6102 sayılı Türk Ticaret<br />
Kanununun 365 inci<br />
maddesinde ise "Anonim şirket,<br />
yönetim kurulu tarafından yönetilir<br />
ve temsil olunur. Kanundaki<br />
istisnai hükümler saklıdır."<br />
hükmü yer almaktadır. Buna<br />
göre, gerek 6762 sayılı gerekse<br />
6102 sayılı Kanunlar gereğince<br />
anonim şirketin kanuni temsilcisi<br />
idare meclisi, bir diğer ifade ile<br />
yönetim kuruludur.<br />
Mülga 6762 sayılı Kanunun<br />
317 nci maddesi hükmü genel<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
80<br />
Bilanço<br />
B<br />
kuralı belirtmekte, ancak vazifelerin<br />
azalar arasında ne şekilde<br />
taksim olunacağı 319 uncu<br />
maddede düzenlenmektedir.<br />
Anılan maddede, "Esas mukavelede<br />
idare ve temsil işlerinin<br />
idare meclisi azaları arasında<br />
taksim edilip edilmeyeceği<br />
ve taksim edilecekse bunun<br />
nasıl yapılacağı tespit olunur.<br />
İdare meclisinin en az bir azasına<br />
şirketi temsil salahiyeti verilir.<br />
Esas mukavele ile temsil salahiyetinin<br />
ve idare işlerinin<br />
hepsini veya bazılarını idare<br />
meclisi azası olan murahhaslara<br />
veya pay sahibi olmaları zaruri<br />
bulunmayan müdürlere bırakabilmek<br />
için umumi heyete<br />
veya idare meclisine salahiyet<br />
verilebilir. Bu gibi kayıtlar bulunmadığı<br />
takdirde 317 nci<br />
madde hükmü tatbik olunur."<br />
hükmü yer almaktadır.<br />
Mülga 6762 sayılı Kanunun<br />
319. madde hükmü, yönetim<br />
kuruluna ait olan şirketi temsil<br />
ve idare yetkisinin; esas sözleşme<br />
ile yönetim kurulu üyelerinden<br />
en az biri veya birden fazlasına<br />
veya esas sözleşmede<br />
genel kurula veya yönetim kuruluna<br />
verilecek yetki ile yönetim<br />
kurulu üyesi olmaları şartıyla<br />
murahhas üyelere veya şirkette<br />
pay sahibi olmasalar bile sorumlu<br />
müdürlere devredilebileceğine<br />
ilişkindir.<br />
Diğer taraftan, 6102 sayılı<br />
Türk Ticaret Kanunu yönetim<br />
hakkı ile temsil yetkisini birbirinden<br />
ayırarak 367 nci maddesinde<br />
yönetimin devri konusu<br />
düzenlenmiş, 370 inci maddesinde<br />
ise şirketin temsil yetkisi<br />
"(1) Esas sözleşmede aksi öngörülmemiş<br />
veya yönetim kurulu<br />
tek kişiden oluşmuyorsa temsil<br />
yetkisi çift imza ile kullanılmak<br />
üzere yönetim kuruluna aittir.<br />
(2) Yönetim kurulu, temsil<br />
yetkisini bir veya daha fazla<br />
murahhas üyeye veya müdür<br />
olarak üçüncü kişilere devredebilir.<br />
En az bir yönetim kurulu<br />
üyesinin temsil yetkisini haiz olması<br />
şarttır." şeklinde düzen-
idare kararları<br />
lenmiştir. Söz konusu hüküm<br />
esas itibarıyla mülga 6762 sayılı<br />
Kanunun 319 uncu maddesinde<br />
yer alan temsil yetkisi ve bu<br />
yetkinin devrine ilişkin benzer<br />
hükümleri içermektedir.<br />
6102 sayılı Kanunun 370 inci<br />
madde hükmü, aksi kararlaştırılmadıkça<br />
temsil yetkisini çift<br />
imza kullanılmak suretiyle yönetim<br />
kuruluna, yönetim kurulunun<br />
da temsil yetkisini; yönetim<br />
kurulu üyelerinden en az bir<br />
veya daha fazla murahhas<br />
üyeye veya müdür olarak<br />
üçüncü kişilere devredilebileceğine<br />
ilişkindir. Yönetim kurulunun,<br />
temsil yetkisini müdür<br />
olarak üçüncü kişilere devredebilmesi<br />
için en az bir yönetim<br />
kurulu üyesinin de temsil yetkisinin<br />
bulunması şarttır. Ayrıca,<br />
6102 sayılı Kanunun 359 uncu<br />
maddesi gereğince anonim<br />
şirketin yönetim kurulunun; esas<br />
sözleşme ile atanmış veya genel<br />
kurul tarafından seçilmiş bir<br />
veya daha fazla kişiden oluşması<br />
gerektiği hükme bağlandığından,<br />
anonim şirketin yönetim<br />
kurulunun tek kişiden oluşması<br />
halinde, şirketin temsilinde<br />
her hal ve takdirde bu kişinin<br />
bulunması gerektiği tabiidir.<br />
Buna göre, 6183 sayılı Kanunun<br />
mükerrer 35 inci maddesi<br />
uygulamasında kanuni<br />
temsilci;<br />
- Mülga 6762 sayılı Kanuna<br />
göre şirket esas sözleşmesi ile<br />
temsile yetkilendirilmiş veya<br />
kaynağını esas sözleşmeden<br />
alan yetki ile idare meclisi ya<br />
da genel kurulca temsil yetkisi<br />
verilmiş kişi veya kişiler,<br />
- 6102 sayılı Kanuna göre şirket<br />
esas sözleşmesi ile atanmış<br />
veya genel kurul tarafından<br />
seçilmiş yönetim kurulu üyeleri<br />
veya yönetim kurulu üyelerinden<br />
en az birinin bulunması koşuluyla<br />
yönetim kurulu tarafından<br />
müdür olarak atanmış<br />
üçüncü kişiler,<br />
olacaktır.<br />
Burada dikkat edilmesi gereken<br />
önemli bir husus da her<br />
iki kanun uygulamasında da<br />
temsil yetkisi verilen kişi ya da<br />
kişilerden birinin mutlak surette<br />
yönetim kurulu üyelerinden birisi<br />
olmasıdır."<br />
b) (3) numaralı bölümünde<br />
yer alan "Türk Ticaret Kanununun"<br />
ibareleri "6762 sayılı Türk<br />
Ticaret Kanununun" şeklinde<br />
değiştirilmiş ve bölüm sonuna<br />
aşağıdaki paragraf eklenmiştir.<br />
"6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun<br />
371 ve 373 üncü<br />
maddelerinde de aynı esaslar<br />
benimsenerek düzenleme yapılmıştır."<br />
c) (4) numaralı bölümünün<br />
birinci paragrafında yer alan<br />
"Türk Ticaret Kanununa" ibaresi<br />
"6762 sayılı Türk Ticaret Kanununa"<br />
şeklinde değiştirilmiş, birinci<br />
paragraftan sonra gelmek<br />
üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.<br />
"6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa<br />
ilişkin yukarıda yer verilen<br />
açıklamalar dikkate alındığında<br />
anonim şirketlerde kanuni<br />
temsilcilerin tespitinde de<br />
aynı esaslar dikkate alınacak<br />
olup 6102 sayılı Kanunun yönetim<br />
kuruluna verdiği yetki çerçevesinde<br />
temsil yetkisinin devredilip<br />
devredilmediği konusu<br />
da araştırılacaktır."<br />
ç) (5) numaralı bölümü aşağıdaki<br />
şekilde değiştirilmiştir.<br />
"5. 6762 sayılı Türk Ticaret<br />
Kanununun 319 ve müteakip<br />
maddeleri ile 6102 sayılı Kanunun<br />
370 ve müteakip maddelerine<br />
göre temsil yetkisi murahhas<br />
azalara veya müdür<br />
olarak üçüncü kişilere bırakılmamış<br />
ise yönetim kurulu üyeleri<br />
kanuni temsilci sıfatını taşımaktadır.<br />
Buna göre, amme alacağının<br />
anonim şirket şeklinde örgütlenmiş<br />
tüzel kişiliğin mal varlığından<br />
kısmen veya tamamen<br />
tahsil edilememesi veya<br />
tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması<br />
halinde tüzel kişiliğin kanuni<br />
temsilcisi konumundaki<br />
yönetim kurulu üyelerinin şahsi<br />
Bilanço<br />
B<br />
81<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
malvarlıklarından takip ve tahsili<br />
cihetine gidilmeden önce,<br />
şirket esas sözleşmesinin ve ticaret<br />
sicili kayıtlarının tetkik<br />
olunması, temsil salahiyetinin<br />
aynı zamanda yönetim kurulu<br />
üyesi olan murahhas bir veya<br />
birkaç üyeye veya müdür olarak<br />
üçüncü kişilere bırakılmış<br />
olup olmadığının tespit edilmesi<br />
gerekmektedir.<br />
Yapılacak tespit sonucunda;<br />
şirketi temsil salahiyetinin<br />
murahhas üye veya üyeler ile<br />
müdür olarak üçüncü kişilere<br />
bırakıldığının anlaşılması halinde<br />
amme alacağının bunlardan<br />
takip ve tahsiline gidilmesi,<br />
bu durumda diğer yönetim kurulu<br />
üyeleri hakkında işlem yapılmaması<br />
icap etmektedir.<br />
Şirket esas sözleşmesinde bu<br />
şekilde bir görevlendirmeye ilişkin<br />
herhangi bir kayıt bulunmaması<br />
halinde, 6762 sayılı<br />
Kanunun 317. maddesi, 6102<br />
sayılı Kanunun 365 inci maddesi<br />
hükmü göz önüne alınacak,<br />
yönetimde bulunan tüm üyelerin<br />
müşterek ve müteselsil sorumlulukları<br />
dikkate alınarak<br />
haklarında 6183 sayılı Kanunun<br />
mükerrer 35 inci maddesi uyarınca<br />
işlem yapılacaktır.<br />
Diğer taraftan, 6102 sayılı<br />
Kanun 1/7/2012 tarihinde yürürlüğe<br />
girmiş olup amme alacağının<br />
ödenmesinden müşterek<br />
ve müteselsil sorumluluğu bulunan<br />
kanuni temsilcilerin tespitinde<br />
amme alacağının doğduğu<br />
ve ödenmesi gerektiği<br />
tarihte yürürlükte bulunan ilgili<br />
Kanun hükümleri dikkate alınacaktır."<br />
d) (11) numaralı bölümü<br />
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />
"11. 6183 sayılı Kanunda değişiklikler<br />
yapan 5766 sayılı Kanunun<br />
geçici 1. maddesinde<br />
"Bu Kanunla 6183 sayılı Kanunda<br />
yapılan değişiklikler ve eklenen<br />
hükümler, hükümlerin yürürlüğe<br />
girdiği tarih itibarıyla tahsil<br />
edilmemiş bulunan amme alacakları<br />
hakkında da uygulanır."<br />
hükmü yer almaktadır.
mevzuat değişiklikleri<br />
mevzuat değişiklikleri<br />
Bu hüküm uyarınca, 6183<br />
sayılı Kanunun 5766 sayılı Kanunla<br />
değişik mükerrer 35 inci<br />
maddesindeki değişiklik hükümleri,<br />
5766 sayılı Kanunun<br />
yayımlandığı tarih itibarıyla tahsil<br />
edilmemiş bulunan amme<br />
alacakları hakkında da uygulanması<br />
gerekmektedir.<br />
Ancak, 5766 sayılı Kanunun<br />
geçici 1 inci maddesinin Anayasa<br />
Mahkemesinde dava konusu<br />
yapılması neticesinde verilen<br />
ve 14/5/2011 tarihli ve<br />
27934 sayılı Resmî Gazete'de<br />
yayımlanan karar ile 5766 sayılı<br />
Kanunun geçici 1 inci maddesinin<br />
yürürlüğünün durdurulmasına,<br />
15/10/2011 tarihli ve 28085<br />
sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan<br />
karar ile de anılan maddenin<br />
iptaline karar verilmiştir.<br />
Dolayısıyla, 6183 sayılı Kanunun<br />
mükerrer 35 inci maddesinde<br />
5766 sayılı Kanunla<br />
yapılmış olan düzenlemeler,<br />
Anayasa Mahkemesinin iptal<br />
kararı gereğince, 6/6/2008 tarihinden<br />
itibaren doğan ve<br />
ödenmesi gereken amme alacakları<br />
için uygulanacaktır.<br />
Anayasa Mahkemesinin<br />
maddenin iptaline ilişkin kararının<br />
gerekçesinde, 5766 sayılı<br />
Kanunun yayımlandığı tarihten<br />
önceki dönemlere ilişkin amme<br />
alacaklarının ödenmesine dair<br />
ikincil sorumluluk düzenlemelerinde<br />
alacağın doğduğu tarihteki<br />
düzenlemelerin esas alınması<br />
gerektiği belirtildiğinden,<br />
asıl amme borçlusunun 5766<br />
sayılı Kanunun yayımlandığı<br />
6/6/2008 tarihinden önceki<br />
zamanlara ilişkin borçlarından<br />
sorumlu tutulacak kanuni temsilcilerin<br />
tespitinde alacağın<br />
doğduğu dönem esas alınacaktır."<br />
7) Birinci Kısım İkinci Bölümünün<br />
"IX- Yurt Dışı Çıkış Tahdidi"<br />
başlıklı alt bölümü başlığıyla birlikte<br />
yürürlükten kaldırılmıştır.<br />
8) Birinci Kısım Üçüncü Bölümünün<br />
"I. Ödeme Zamanı"<br />
başlıklı alt bölümünün;<br />
a) (5) numaralı bölümü aşağıdaki<br />
şekilde değiştirilmiştir.<br />
"5. 492 sayılı Harçlar Kanununun17<br />
11/6/2013 tarihli ve<br />
6487 sayılı Bazı Kanunlar ile 375<br />
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede<br />
Değişiklik Yapılması<br />
Hakkında Kanun ile değişmeden<br />
önceki 28 inci maddesine<br />
göre, karar ve ilam harçlarında<br />
harcın dörtte birinin peşin, geri<br />
kalanının ise kararın verilmesinden<br />
itibaren 2 ay içinde<br />
ödenmesi gerektiğinden, bu<br />
harçların ödeme süresinin belirlenmesine<br />
yönelik bir tebligat<br />
yapılmamakta, karar ve ilam<br />
harcının vade tarihi, karar tarihinden<br />
itibaren 2 aylık sürenin<br />
son günü olarak kabul edilmekte<br />
ve karar ve ilam harçlarının<br />
takibine 6183 sayılı Kanunun 55<br />
inci maddesine göre düzenlenecek<br />
ödeme emrinin tebliği<br />
ile başlanılmakta ve karar ve<br />
ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye<br />
ilam verilmediğinden tahsil<br />
edilmesine müteakip durum ilgili<br />
mahkemeye bir yazı ile bildirilmekteydi.<br />
6009 sayılı ve 6487 sayılı Kanunlar<br />
ile 492 sayılı Kanunun 28<br />
inci maddesinde yapılan değişiklikler<br />
sonrası anılan maddenin<br />
birinci fıkrasının (a) bendi<br />
"Karar ve ilam harçlarının dörtte<br />
biri peşin, geri kalanı kararın<br />
tebliğinden itibaren bir ay içinde<br />
ödenir. Şu kadar ki, ölüm ve<br />
cismani zarar sebebi ile açılan<br />
maddi ve manevi tazminat<br />
davalarında peşin alınan harcın<br />
oranı yirmide bir olarak uygulanır.<br />
Bakiye karar ve ilam<br />
harcının ödenmemiş olması,<br />
hükmün tebliğe çıkarılmasına,<br />
takibe konulmasına ve kanun<br />
yollarına başvurulmasına engel<br />
teşkil etmez." şeklini almıştır.<br />
Buna göre, karar ve ilam<br />
harçlarının peşin ödenmesi gereken<br />
kısmından bakiye kalan<br />
tutarların ödeme zamanı mahkeme<br />
kararının ilgilisine tebliğinden<br />
itibaren bir ay olarak<br />
belirlenmiş olduğundan, mahkemelerce<br />
vergi dairelerine<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
82<br />
Bilanço<br />
B<br />
gönderilen yazılarda belirtilen<br />
tebligat tarihi esas alınarak hesaplanacak<br />
bir aylık sürenin bitim<br />
tarihi bu alacakların vade<br />
tarihi olarak kabul edilecektir.<br />
Ödeme süresi içerisinde<br />
ödenmeyen karar ve ilam<br />
harçlarının takibine 6183 sayılı<br />
Kanunun 55 inci maddesine<br />
göre düzenlenecek ödeme<br />
emrinin tebliği ile başlanılacak<br />
ve vade tarihinden tahsil tarihine<br />
kadar geçen süre için gecikme<br />
zammı hesaplanacaktır.<br />
Diğer taraftan, 492 sayılı<br />
Kanunda 6009 sayılı Kanunla<br />
yapılan değişiklik sonrası karar<br />
ve ilam harcının ödenmemiş<br />
olması ilgiliye ilam verilmesine<br />
engel teşkil etmediğinden, söz<br />
konusu harcın tahsiline ilişkin<br />
bilginin ilgili mahkemeye bildirilmesine<br />
gerek bulunmamaktadır."<br />
b) (11) numaralı bölümünün<br />
sonuna aşağıdaki paragraflar<br />
eklenmiştir.<br />
"Söz konusu Nizamname<br />
26/4/2013 tarihli ve 28629 sayılı<br />
Resmî Gazete'de yayımlanan<br />
11/3/2013 tarihli ve 2013/4478<br />
sayılı Bakanlar Kurulu Kararına<br />
ekli "Ticaret Sicili Tüzüğünün Yürürlükten<br />
Kaldırılmasına Dair Tüzük"<br />
ile yürürlükten kaldırılmıştır.<br />
Diğer taraftan, 6102 sayılı<br />
Türk Ticaret Kanunun 33 üncü<br />
maddesine göre, tescili zorunlu<br />
olup da kanuni şekilde ve süresi<br />
içinde tescili istenmemiş olan<br />
veya anılan Kanunun 32 nci<br />
maddenin üçüncü fıkrasındaki<br />
şartlara uymayan bir hususu<br />
haber alan sicil müdürünün, ilgilileri,<br />
belirleyeceği uygun bir<br />
süre içinde kanuni zorunluluklarını<br />
yerine getirmeye veya o<br />
hususun tescilini gerektiren sebeplerin<br />
bulunmadığını ispat<br />
etmeye çağıracağı, sicil müdürünce<br />
verilen süre içinde tescil<br />
isteminde bulunmayan ve kaçınma<br />
sebeplerini de bildirmeyen<br />
kişinin, sicil müdürünün teklifi<br />
üzerine mahallin en büyük<br />
mülki amiri tarafından idari para<br />
cezasıyla cezalandırılacağı
idare kararları<br />
düzenlenmiş olup, anılan<br />
maddeye istinaden kesilen idari<br />
para cezaları hakkında 5326<br />
sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerinin<br />
uygulanması gerekmektedir."<br />
9) Birinci Kısım Üçüncü Bölümünün<br />
"I. Ödeme Zamanı"<br />
başlıklı bölümünden sonra<br />
gelmek üzere "II. Ödeme Yeri"<br />
başlıklı aşağıdaki bölüm eklenmiş<br />
ve bölümde yer alan<br />
"Ödeme Şekli", "Hususi (Özel)<br />
Ödeme Şekilleri", "Ödemenin<br />
Mahsup Edileceği Alacaklar"<br />
bölüm başlıklarında yer alan<br />
numaralar sırasıyla "III. Ödeme<br />
Şekli", "IV. Hususi (Özel) Ödeme<br />
Şekilleri", "V. Ödemenin Mahsup<br />
Edileceği Alacaklar" şeklinde<br />
teselsül ettirilmiştir.<br />
"II. Ödeme Yeri<br />
6183 sayılı Kanunun<br />
31/5/2012 tarihli ve 6322 sayılı<br />
Kanunla değişik 39 uncu maddesinde<br />
"Hususi kanunlarında<br />
ödeme yeri gösterilmemiş<br />
amme alacakları, borçlunun<br />
ikametgahının bulunduğu yer<br />
tahsil dairesine ödenir.<br />
Hususi kanunlarında ödeme<br />
yeri gösterilmiş olsun olmasın<br />
borçlunun alacaklı tahsil dairesindeki<br />
hesabı bildirmek şartıyla<br />
diğer tahsil dairelerine de<br />
ödeme yapılabilir. Bu fıkra gereğince<br />
yapılacak ödemeler<br />
tahsildarlara yapılamaz." hükmü<br />
yer almaktadır.<br />
6183 sayılı Kanunun 39 uncu<br />
maddesine göre hususi kanunlarında<br />
ödeme yeri gösterilmemiş<br />
amme alacaklarının,<br />
borçlunun ikametgâhının bulunduğu<br />
yer tahsil dairesine<br />
ödenmesi esastır. Ancak, hususi<br />
kanunlarında ödeme yeri gösterilmiş<br />
olsun olmasın borçlunun<br />
alacaklı tahsil dairesindeki hesabını<br />
bildirmek suretiyle diğer<br />
tahsil dairelerine de ödeme<br />
yapması mümkün bulunmaktadır."<br />
10) Birinci Kısım Üçüncü Bölümünün<br />
"Hususi (Özel) Ödeme<br />
Şekilleri" başlıklı alt bölümünün;<br />
a) (5) numaralı bölümünde<br />
yer alan; "5539 sayılı Karayolları<br />
Genel Müdürlüğü Kuruluş ve<br />
Görevleri Hakkında Kanunun25<br />
21 inci maddesine istinaden<br />
erişme kontrollü karayollarından<br />
kaçak geçiş yapanlardan<br />
aranılan geçiş ücreti ve idari<br />
para cezalarının," ibaresi "6001<br />
sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün<br />
Teşkilat ve Görevleri<br />
Hakkında Kanunun25 30 uncu<br />
maddesine istinaden erişme<br />
kontrollü karayollarından kaçak<br />
geçiş yapanlardan aranılan<br />
geçiş ücreti ve idari para<br />
cezalarının," şeklinde, ikinci paragrafı<br />
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />
"Bu alacaklar dışında Devlete<br />
ait alacaklardan vergi dairelerince<br />
tahsil edilen herhangi<br />
bir amme alacağının PTT iş yerlerine,<br />
vergi tahsil alındısı, posta<br />
çeki ve yurt içinde posta havalesi<br />
kullanılmak suretiyle ödenmesi<br />
mümkün bulunmamaktadır.<br />
Diğer taraftan, Devlete<br />
ait alacaklardan vergi dairelerince<br />
tahsil edilenlerin PTT'ye<br />
bağlı birimler aracılığıyla tahsil<br />
edilmesine yetki verildiği takdirde<br />
yetki verilen amme alacakları<br />
da bu birimler tarafından<br />
tahsil edilebilecektir."<br />
b) (6) numaralı bölümünün<br />
(a) alt bölümünün birinci paragrafı<br />
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />
"a) Çekle yapılacak ödemelerde,<br />
Türk Ticaret Kanunu<br />
hükümlerine uygun olarak düzenlenmiş<br />
ve 3167 sayılı Çekle<br />
Ödemelerin Düzenlenmesi ve<br />
Çek Hamillerinin Korunması<br />
Hakkında Kanunu26 mülga<br />
eden 20/12/2009 tarihli ve<br />
27438 sayılı Resmî Gazete'de<br />
yayımlanarak yürürlüğe giren<br />
5941 sayılı Çek Kanununun Türkiye<br />
Cumhuriyet Merkez Bankasına<br />
verdiği yetkiye istinaden<br />
bu banka tarafından yayımlanan<br />
tebliğlerle belirlenmiş şekil<br />
ve esaslara uygun olarak bastırılmış<br />
ve kodlaması yapılmış ve<br />
bizzat amme borçlusu tarafın-<br />
B<br />
Bilanço<br />
83<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
dan keşide edilerek imzalanmış<br />
çekler kabul edilecektir."<br />
c) (8) numaralı bölümünün<br />
birinci paragrafında yer alan<br />
"3167 sayılı Kanun" ibaresi "5941<br />
sayılı Kanun" şeklinde değiştirilmiştir.<br />
11) Birinci Kısım Dördüncü<br />
Bölümünün "I. Tecil" alt başlıklı<br />
bölümünün (14) numaralı bölümünde<br />
yer alan Örnek 1<br />
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />
"Örnek 1- Gelir (Stopaj) Vergisinden<br />
6.000,00 lira, Kurumlar<br />
Vergisinden 50.000,00 lira ve<br />
Gecikme Zammından 4.000,00<br />
lira olmak üzere toplam<br />
60.000,00 lira borç tecil edilmiş,<br />
ancak belli bir süre geçtikten<br />
sonra tecil ihlal edilmiştir. Tecil<br />
süresince tahsil edilen 30.000,00<br />
liranın 24.000,00 lirası vergi aslından<br />
olan borçlara ait olup<br />
ayrıca 10.000,00 lira tecil faizi<br />
için ödeme yapılmıştır.<br />
Bu durumda, mahsup edilecek<br />
tecil faizi tutarı aşağıdaki<br />
şekilde hesaplanacaktır.<br />
Vergi Aslına<br />
İsabet<br />
=<br />
Eden Tecil<br />
Faizi<br />
Ödenen Vergi Aslı Tutarı x<br />
Tahsil Edilen Tecil Faizi<br />
Tahsil Edilen Toplam Borç<br />
Tutarı<br />
Vergi Aslına<br />
İsabet 24.000,00 x 10.000,00<br />
=<br />
Eden Tecil<br />
30.000,00<br />
Faizi<br />
= 8.000,00 lira<br />
Buna göre, 8.000,00 lira tutarındaki<br />
tecil faizi, vergi asılları için<br />
hesaplanacak gecikme zammından<br />
mahsup edilecektir.<br />
Diğer taraftan, 10.000,00 -<br />
8.000,00 = 2.000,00 lira tecil faizi<br />
ise gecikme zammı uygulanmayan<br />
amme alacağına ilişkin<br />
olduğundan bu tutar, borçluya<br />
red ve iade edilmeyeceği gibi<br />
borçlarına da mahsup edilmeyerek<br />
gelir yazılacaktır."<br />
12) Birinci Kısım Dördüncü Bölümünün<br />
"I. Tecil" başlıklı alt bölümünün<br />
sonuna aşağıdaki (17)<br />
numaralı bölüm eklenmiştir.
mevzuat değişiklikleri<br />
mevzuat değişiklikleri<br />
"17. 10/11/2012 tarihli ve<br />
28463 sayılı Resmî Gazete'de<br />
yayımlanan 6358 sayılı Expo<br />
2016 Antalya Kanununun 21<br />
inci maddesi ile 6183 sayılı Kanunun<br />
48 inci maddesinin altıncı<br />
fıkrasına eklenen hüküm<br />
ile fıkra aşağıdaki şekli almıştır.<br />
"Tecil salahiyetini kullanacak<br />
ve bu salahiyeti devredecek<br />
olan makamlar; tecil edilecek<br />
amme alacaklarını tür ve tutar<br />
olarak belirlemeye, amme<br />
borçlusunun faaliyetine devam<br />
edip etmediğini esas alarak<br />
tecil edilecek alacakları tespit<br />
etmeye, tecilde taksit zamanlarını<br />
ve diğer şartları tayin etmeye<br />
ayrıca 213 sayılı Kanuna<br />
göre doğal afetler nedeniyle<br />
ilan edilen mücbir sebep hali<br />
kapsamındaki amme borçlularının,<br />
mücbir sebep halinin sona<br />
erdiği tarihe kadar ödemeleri<br />
gereken amme borçları ile<br />
mücbir sebep nedeniyle ödeme<br />
süreleri ertelenen amme<br />
borçlarını faiz alınmaksızın veya<br />
yürürlükteki faiz oranından daha<br />
düşük faiz oranıyla tecil etmeye<br />
yetkilidir."<br />
Tecil salahiyetini kullanacak<br />
ve bu salahiyeti devredecek<br />
olan makamlar tarafından,<br />
Maliye Bakanlığınca doğal<br />
afet nedeniyle mücbir sebep<br />
halinin varlığı ilan edilen hallerde<br />
madde ile tanınan yetki<br />
çerçevesinde amme alacakları<br />
faiz alınmaksızın veya yürürlükteki<br />
faiz oranından daha düşük<br />
faiz oranıyla tecil edilebilecektir."<br />
13) İkinci Kısım Birinci Bölümünün<br />
"III- Ödeme Emrine Dava<br />
Açılması" başlıklı alt bölümünün<br />
(1) ve (4) üncü bölümleri<br />
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />
"1. 6183 sayılı Kanunun<br />
"Ödeme emrine itiraz" başlıklı<br />
58 inci maddesinde "Kendisine<br />
ödeme emri tebliğ olunan şahıs,<br />
böyle bir borcu olmadığı<br />
veya kısmen ödediği veya zamanaşımına<br />
uğradığı hakkında<br />
tebliğ tarihinden itibaren 7 gün<br />
içinde alacaklı tahsil dairesine<br />
ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz<br />
komisyonu nezdinde itirazda<br />
bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi<br />
ve itiraz incelemelerinin<br />
iadesi hususlarında Vergi<br />
Usul Kanunu hükümleri tatbik<br />
olunur.<br />
Borcun bir kısmına itiraz<br />
eden borçlunun o kısmın cihet<br />
ve miktarını açıkça göstermesi<br />
lazımdır, aksi halde itiraz edilmemiş<br />
sayılır.<br />
(Mülga üçüncü fıkra:<br />
28/1/2010-5951/1 md. Yürürlük:<br />
05/02/2010)<br />
İtiraz komisyonu bu itirazları<br />
en geç 7 gün içinde karara<br />
bağlamak mecburiyetindedir.<br />
İtirazında tamamen veya<br />
kısmen haksız çıkan borçludan,<br />
hakkındaki itirazın reddolunduğu<br />
miktardaki amme alacağı<br />
% 10 zamla tahsil edilir.<br />
İtiraz komisyonlarının bu konudaki<br />
kararları kesindir.<br />
Borcun tamamına bu<br />
madde gereğince vaki itirazların<br />
tamamen veya kısmen reddi<br />
halinde, borçlu ret kararının<br />
kendisine tebliği tarihinden itibaren<br />
7 gün içinde mal bildiriminde<br />
bulunmak mecburiyetindedir.<br />
Borcun bir kısmına karşı bu<br />
madde gereğince vaki itirazlar<br />
mal bildiriminde bulunma<br />
müddetini uzatamaz." hükmü<br />
yer almaktadır."<br />
"4. 6183 sayılı Kanunun 58<br />
inci maddesinin üçüncü fıkrasında<br />
yer alan "İtirazda bulunan<br />
borçlu bu kanuna göre<br />
teminat gösterdiği takdirde takip<br />
muamelesi itirazlı borç miktarı<br />
için ve itiraz komisyonunca<br />
bu hususta karar verilinceye<br />
kadar durdurulur." hükmü<br />
5/2/2010 tarihli ve 27484 sayılı<br />
Resmî Gazete'de yayımlanarak<br />
yürürlüğe giren 5951 sayılı Amme<br />
Alacaklarının Tahsil Usulü<br />
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda<br />
Değişiklik Yapılmasına<br />
Dair Kanunun 1 inci maddesiyle<br />
yürürlükten kaldırılmıştır.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
84<br />
Bilanço<br />
B<br />
Bu itibarla, 2577 sayılı Kanunun<br />
27 nci maddesinin üçüncü<br />
fıkrası uyarınca ödeme emrine<br />
karşı açılan davalarda, yargı<br />
mercilerince yürütmenin durdurulması<br />
kararı verilmediği<br />
müddetçe takibatın devam<br />
ettirilmesi gerekmektedir."<br />
14) İkinci Kısım Birinci Bölümünün<br />
"VI- Haciz" başlıklı alt<br />
bölümünün;<br />
a) (2) numaralı bölümü aşağıdaki<br />
şekilde değiştirilmiştir.<br />
"2. Mal varlığı araştırması<br />
6183 sayılı Kanunun 62 nci<br />
maddesinde, borçlunun, mal<br />
bildiriminde gösterilen veya<br />
tahsil dairesince tespit edilen<br />
borçlu veya üçüncü şahıslar<br />
elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden,<br />
alacak ve<br />
haklarından, amme alacağına<br />
yetecek miktarının tahsil dairesince<br />
haczolunacağı belirtilmiş<br />
ve maddeye 5228 sayılı Kanun<br />
ile ikinci fıkra olarak "Maliye Bakanlığı<br />
amme alacaklarının takibinde<br />
haczolunacak malların<br />
tespiti amacıyla yapılacak mal<br />
varlığı araştırmasının şekli, alanı<br />
ve kapsamı ile araştırma yapılacak<br />
amme alacaklarının türü<br />
ve tutarını belirlemeye yetkilidir.<br />
Bu yetki alacaklı amme idaresi<br />
itibarıyla da kullanılabilir." hükmü<br />
eklenmiştir.<br />
Madde hükmünün Bakanlığımıza<br />
verdiği yetkiye istinaden,<br />
tahsil dairelerinin işgücü<br />
ve zaman kaybını önlemek, kırtasiye<br />
ve posta masraflarını<br />
azaltmak amacıyla Devlete ait<br />
amme alacaklarının takip ve<br />
tahsili için yapılacak mal varlığı<br />
araştırmasının aşağıda belirlenen<br />
usul ve esaslar çerçevesinde<br />
yürütülmesi uygun görülmüştür.<br />
a) Devlete ait olup Bakanlığımıza<br />
ya da Gümrük ve Ticaret<br />
Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince<br />
takip ve tahsil edilen<br />
amme alacakları için tür ayrımı<br />
yapılmaksızın yurt çapında mal<br />
varlığı araştırması yapılacaktır.<br />
Amme borçlusunun menkul ve<br />
gayrimenkul malları ile her türlü
idare kararları<br />
hak ve alacaklarından borcuna<br />
yetecek tutarda olan kısmının<br />
tespiti ve haczi için yurt çapında<br />
yapılacak mal varlığı<br />
araştırmasının, fer'ileri ile birlikte<br />
toplam tutarı 5.000,- lira ve üzerindeki<br />
amme alacakları için<br />
yapılması uygun görülmüştür.<br />
Takip konusu amme alacağı<br />
belirlenen tutarın altında kaldığı<br />
sürece yurt çapında mal varlığı<br />
araştırması yapılmayacaktır.<br />
Ancak, mal varlığı araştırmasının<br />
elektronik ortamda yapılabilmesi<br />
durumunda takip konusu<br />
tüm amme alacakları için tutar<br />
sınırı olmaksızın yurt çapında<br />
mal varlığı araştırması elektronik<br />
ortamda yapılacaktır.<br />
b) Yurt çapında mal varlığı<br />
araştırmasının amme borçlusunun<br />
haczi kabil mal varlığının<br />
tespit edilerek haczedilmesini<br />
sağlamak amacıyla yapıldığı<br />
dikkate alınarak; alacaklı tahsil<br />
dairelerince bu araştırmaların<br />
bulundukları illerde doğrudan<br />
veya bu konuda görevlendirilmiş<br />
dairelerce, diğer illerde ise<br />
aynı nev'iden tahsil daireleri<br />
aracılığı ile 6183 sayılı Kanunun<br />
haczin tatbik şekline ilişkin hükümlerine<br />
göre yapılması gerekmektedir.<br />
Alacaklı tahsil daireleri,<br />
ivedilik arz eden durumlarda,<br />
bulundukları illerin dışında<br />
tespit ettikleri ve haciz bildirisi<br />
düzenlenmek suretiyle haczedilmesi<br />
gereken malları doğrudan<br />
haczedebileceklerdir.<br />
Alacaklı tahsil daireleri, haciz<br />
bildirisi düzenlenmek suretiyle<br />
haczedilebilecek mallardan<br />
elektronik ortamda araştırması<br />
yapılabilecek olanları, elektronik<br />
ortamda araştıracak, yetki<br />
alanlarına bağlı kalmaksızın<br />
doğrudan haciz bildirisi tebliğ<br />
etmek suretiyle haczedebileceklerdir.<br />
Bu mallar için ayrıca<br />
yazılı ortamda malvarlığı araştırması<br />
yapılmayacaktır.<br />
Maliye Bakanlığına bağlı<br />
tahsil daireleri, haciz bildirisi düzenlenmek<br />
suretiyle haczedilebilecek<br />
mallardan elektronik<br />
ortamda haczi mümkün olanları<br />
yetki alanlarına bağlı kalmaksızın,<br />
elektronik ortamda<br />
haciz bildirilerinin tebliği ile ilgili<br />
kurulan sisteme göre, doğrudan<br />
ya da elektronik ortamda<br />
Gelir İdaresi Başkanlığı aracılığıyla<br />
haciz bildirisi tebliğ etmek<br />
suretiyle haczedebileceklerdir.<br />
Haciz bildirisi düzenlenmek<br />
suretiyle haczedilecek mallara<br />
(bankalar nezdindeki hak ve<br />
alacaklar, tapu, trafik siciline<br />
kayıtlı mallar v.b.) ilişkin araştırmalar,<br />
bu kayıtlara elektronik<br />
ortamda ulaşılamaması halinde<br />
en fazla 50 amme borçlusunun<br />
borçlarını içerecek listeler<br />
şeklinde düzenlenmiş haciz<br />
bildirilerinin tebliği suretiyle yapılacaktır.<br />
Haciz bildirileri alacaklı<br />
tahsil dairelerince veya<br />
alacaklı dairenin bulunduğu ilde<br />
bu konuda görevlendirilmiş<br />
dairelerce doğrudan ilgili idareye<br />
tebliğ edilecektir.<br />
Maliye Bakanlığına bağlı<br />
tahsil daireleri, bankalar ve<br />
Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.<br />
nezdindeki hak ve alacakların<br />
haczi için tanzim edilen haciz<br />
bildirilerinin ilgili kurumlara tebliği<br />
hususunda 6183 sayılı Kanunun<br />
79. maddesine ilişkin olarak<br />
bu Tebliğde yapılan açıklamalara<br />
göre işlem yapacaktır.<br />
Diğer taraftan, alacaklı tahsil<br />
dairelerince, bankalar ve<br />
Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.<br />
nezdindeki hak ve alacakların<br />
haczi için düzenlenen ve elektronik<br />
ortamda tebliğ edilen<br />
haciz bildirileri, Bakanlığımız ile<br />
bu konuda protokol yapmamış<br />
bankalara, amme borçlusu sayısı<br />
sınırlaması olmaksızın bir yazı<br />
ekinde liste şeklinde tebliğ edilecektir.<br />
Amme borçlusunun PTT'ye<br />
bağlı birimler nezdindeki posta<br />
çeki hesaplarında yer alan varlıklarının,<br />
ülke genelinde tek bir<br />
merkezden sorgulanması<br />
mümkün olduğundan, bu varlıkların<br />
araştırılması alacaklı tahsil<br />
dairesinin bulunduğu yerdeki<br />
PTT merkezine haciz bildirisinin<br />
tebliği suretiyle yapılacaktır. Söz<br />
B<br />
Bilanço<br />
85<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
konusu bilgilere elektronik ortamda<br />
ulaşılabilmesi halinde<br />
gerekli araştırma elektronik ortamda<br />
yapılacak, tespit edilen<br />
varlıklar alacaklı tahsil dairelerince<br />
doğrudan haciz bildirisi<br />
düzenlenmek suretiyle haczedilebilecektir.<br />
PTT ile 6183 sayılı<br />
Kanunun 79 uncu maddesine<br />
istinaden protokol yapılarak<br />
posta çeki hesaplarında yer<br />
alan varlıkların haczi için düzenlenen<br />
haciz bildirilerinin<br />
elektronik ortamda tebliğinin<br />
sağlanması durumunda elektronik<br />
ortamda tebligat yapılarak<br />
cevapları elektronik ortamda<br />
alınacaktır.<br />
Amme borçlusu adına kayıtlı<br />
gayrimenkullere yönelik<br />
mal varlığı araştırmaları, tapu<br />
sicil müdürlüklerine haciz bildirisinin<br />
tebliği suretiyle yapılacaktır.<br />
Bu kayıtlara elektronik ortamda<br />
ulaşılabilmesi durumunda<br />
malvarlığı araştırması<br />
elektronik ortamda yapılacak<br />
ve tespit edilen gayrimenkul<br />
kayıtlarına haciz konulmak üzere<br />
alacaklı tahsil dairesince<br />
tanzim edilen haciz bildirileri ilgili<br />
tapu sicil müdürlüğüne<br />
doğrudan tebliğ edilecektir.<br />
Bakanlığımız ile Tapu ve Kadastro<br />
Genel Müdürlüğü arasında<br />
yapılan protokol çerçevesinde<br />
sicil kayıtlarındaki bilgilere<br />
elektronik ortamda ulaşıldığından,<br />
Bakanlığımıza bağlı<br />
tahsil daireleri tarafından, amme<br />
borçlusuna ait gayrimenkullere<br />
yönelik malvarlığı araştırmaları<br />
elektronik ortamda<br />
yapılacaktır.<br />
Emniyet Genel Müdürlüğüne<br />
bağlı trafik birimlerinin birbirleri<br />
ile bilgisayar ağ bağlantısı<br />
bulunduğundan, amme borçlusunun,<br />
Karayolları Trafik Kanununa<br />
göre trafik şube veya<br />
bürolarına kayıtlı taşıtlarının<br />
haczi için alacaklı tahsil dairesinin<br />
bulunduğu yerdeki şube<br />
veya bürodan araştırma yapılması<br />
yeterli olacaktır. Ancak,<br />
motorlu taşıtların haczi için düzenlenen<br />
haciz bildirilerinin,
mevzuat değişiklikleri<br />
mevzuat değişiklikleri<br />
6183 sayılı Kanunun 77 nci<br />
maddesine ve/veya 2918 sayılı<br />
Kanunun 5 inci maddesine istinaden<br />
Emniyet Genel Müdürlüğü<br />
ile yapılan protokoller sonucunda,<br />
elektronik ortamda<br />
tebliğ edilmesi elektronik ortamda<br />
motorlu taşıtların sicillerine<br />
erişilerek haciz konulabilmesi<br />
halinde, trafik şube veya<br />
bürolarından yazılı ortamda<br />
mal varlığı araştırması yapılmayacaktır.<br />
2918 sayılı Kanunun 22 nci<br />
maddesinin birinci fıkrasının (c)<br />
bendinde iş makinesi türünden<br />
araçların tescillerinin ne şekilde<br />
yapılacağı belirtilmiştir. Madde<br />
hükmüne göre gerçek veya<br />
özel hukuk tüzel kişilerine ait<br />
olan iş makinelerinin tescil kayıtları<br />
ilgisine göre ziraat odalarında,<br />
ticaret odasında, sanayi<br />
odasında veya ticaret ve sanayi<br />
odasında tutulmaktadır.<br />
Amme borçlusuna ait iş makinesi<br />
bulunup bulunmadığına<br />
ilişkin araştırmaların ilgili odalardan<br />
yapılması gerektiğinden,<br />
bu nev'iden malların haczi<br />
için yapılacak araştırmanın<br />
amme borçlusunun;<br />
- Bağlı olduğu tahsil dairesinin<br />
bulunduğu,<br />
- Birden fazla tahsil dairesinde<br />
kayıtlı olması halinde (mükellefiyetini<br />
terk ettiği iller dahil)<br />
bu dairelerin bulunduğu,<br />
-Tahsil dairesince bilinen<br />
ikametgah ve iş yeri adreslerinin<br />
bulunduğu, ayrıca gerçek<br />
kişilerin nüfusa kayıtlı olduğu,<br />
- Mal varlığının bulunduğu<br />
yönünde bilgi edinilen,<br />
il veya illerdeki odalardan<br />
yapılması uygun görülmüştür.<br />
Ancak, amme borçlusunun<br />
sahip olduğu iş makinelerinin<br />
tescil kayıtlarındaki bilgilere<br />
elektronik ortamda ulaşılabilmesi<br />
halinde araştırmalar elektronik<br />
ortamda yapılacak ve<br />
tespit edilen iş makinelerinin<br />
kayıtlarına haciz konulmak üzere<br />
alacaklı tahsil dairesince<br />
tanzim edilen haciz bildirileri ilgili<br />
odalara doğrudan tebliğ<br />
edilecektir.<br />
Amme borçlusu adına kayıtlı;<br />
hava araçlarının haczi için<br />
düzenlenen haciz bildirileri,<br />
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme<br />
Bakanlığına bağlı Sivil<br />
Havacılık Genel Müdürlüğüne,<br />
deniz taşıtlarının haczi için düzenlenen<br />
haciz bildirileri, Uluslararası<br />
Gemi Siciline ve Milli<br />
Gemi Siciline kayıtlı deniz taşıtlarında<br />
aynı Bakanlığa bağlı<br />
Deniz ve İçsular Düzenleme<br />
Genel Müdürlüğüne, Bağlama<br />
Kütüğüne kayıtlı deniz taşıtları<br />
için belediyelerde ve liman<br />
başkanlıklarında ayrı ayrı kayıt<br />
tutulduğundan, belediye ve/<br />
veya liman başkanlığına gönderilecektir.<br />
Ancak, amme<br />
borçlusunun sahip olduğu hava<br />
araçları ile deniz taşıtlarının<br />
tescil kayıtlarındaki bilgilere<br />
elektronik ortamda ulaşılabilmesi<br />
halinde araştırmalar elektronik<br />
ortamda yapılacak ve<br />
tespit edilen varlıkların sicil / kütük<br />
kayıtlarına haciz konulmak<br />
üzere alacaklı tahsil dairesince<br />
tanzim edilen haciz bildirileri ilgili<br />
idareye doğrudan tebliğ<br />
edilecektir.<br />
Diğer taraftan, alacaklı tahsil<br />
dairelerince amme borçlusunun<br />
fiilen tutanak tanzimi suretiyle<br />
haczedilebilecek sair<br />
menkul malları sadece borçlunun<br />
tahsil dairesince bilinen<br />
ikametgâh ve iş yeri adreslerinde,<br />
mal varlığının bulunduğu<br />
yönünde bilgi edinilen yerlerde<br />
yapılacak ve tespit edilebilecek<br />
malların haczi için 6183 sayılı<br />
Kanunun 5 inci maddesinde<br />
düzenlenmiş olan niyabeten<br />
takip hükümleri göz önünde<br />
bulundurulacaktır.<br />
Amme borçlusunun menkul<br />
ve gayrimenkulleri dışında sahip<br />
olabileceği patent, marka,<br />
tasarım veya telif hakkı ya da<br />
maden işletme, radyo ve televizyon<br />
yayın hakkı gibi haklarına<br />
yönelik mal varlığı araştırmaları<br />
faaliyetleri nedeniyle bu<br />
haklara sahip olabilecek am-<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
86<br />
Bilanço<br />
B<br />
me borçluları ile bu haklara sahip<br />
oldukları yönünde bilgi edinilen<br />
amme borçluları için yapılacaktır.<br />
Bu konuda yapılacak<br />
araştırma, alacaklı tahsil<br />
dairelerince doğrudan hakların<br />
kayıtlarının tutulduğu yerlere<br />
haciz bildirilerinin tebliği suretiyle<br />
yapılacaktır.<br />
Amme borçlusunun, yukarıda<br />
belirtilenler dışındaki üçüncü<br />
şahıslar nezdinde bulunan<br />
ve 6183 sayılı Kanunun 79 uncu<br />
maddesine göre haczedilmesi<br />
gereken mal, hak ve alacaklarının<br />
haczine yönelik mal varlığı<br />
araştırması ise alacaklı tahsil<br />
dairelerince amme borçlusunun<br />
mal, hak ve alacağının bulunabileceği<br />
yönünde bilgi<br />
edinilen üçüncü şahıslara 6183<br />
sayılı Kanunun 79. maddesine<br />
istinaden düzenlenen haciz<br />
bildirilerinin doğrudan tebliğ<br />
edilmesi suretiyle yapılacaktır.<br />
c) Yurt çapında mal varlığı<br />
araştırması yapılmayacak tutardaki<br />
amme alacakları için<br />
amme borçlusunun;<br />
- Bağlı olduğu tahsil dairesinin<br />
bulunduğu,<br />
- Birden fazla tahsil dairesinde<br />
kayıtlı olması halinde (mükellefiyetini<br />
terk ettiği iller dahil)<br />
bu dairelerin bulunduğu,<br />
- Tahsil dairesince bilinen<br />
ikametgâh ve iş yeri adreslerinin<br />
bulunduğu, ayrıca gerçek<br />
kişilerin nüfusa kayıtlı olduğu,<br />
- Mal varlığının bulunduğu<br />
yönünde bilgi edinilen,<br />
il veya illerde mal varlığının<br />
araştırılması yukarıda belirtilen<br />
usullerle yapılacaktır."<br />
b) (3) numaralı bölümünün<br />
sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir.<br />
"Haciz varakalarının yetkili<br />
makam, yetki devri halinde<br />
devrolunan makam tarafından<br />
15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı<br />
Elektronik İmza Kanununa göre<br />
alınmış elektronik imza kullanılmak<br />
suretiyle imzalanması<br />
mümkündür. Elektronik imza ile<br />
onaylanmış haciz varakaları
idare kararları<br />
alacaklı tahsil dairelerinin mührü<br />
ile mühürlenecektir."<br />
15) İkinci Kısım Birinci Bölümünün<br />
"X- Kısmen Haczedilebilen<br />
Gelirler" başlıklı alt bölümünün<br />
(2) numaralı bölümü aşağıdaki<br />
şekilde değiştirilmiştir.<br />
"2. 4632 sayılı Bireysel Emeklilik<br />
ve Yatırım Sistemi Kanununun28<br />
5684 sayılı Kanunun 41<br />
inci maddesiyle değişik 17 nci<br />
maddesinin ikinci fıkrasında, "Bireysel<br />
emeklilik hesabındaki fon<br />
paylarından, katılımcının sistemde<br />
bulunduğu ay sayısı ile<br />
asgarî ücret tutarının çarpımına<br />
karşılık gelen birikim tutarı ve bu<br />
Kanunun 6 ncı maddesi kapsamında<br />
bireysel emeklilik sisteminden<br />
emekli olanlara yapılan<br />
yıllık gelir sigortası ödemelerinin<br />
aylık ödemeye isabet<br />
eden miktarının nafaka borçları<br />
hariç olmak üzere asgari ücret<br />
tutarına kadar olan kısmı<br />
haczedilemez, rehnedilemez,<br />
iflas masasına dahil edilemez.<br />
Bu fıkradaki hükümlerin uygulanmasında<br />
rehin, haciz veya<br />
iflas tarihinde geçerli brüt asgari<br />
ücret tutarı esas alınır..."<br />
hükmü,<br />
Aynı Kanunun "Devlet katkısı"<br />
başlıklı Ek 1 inci maddesinin<br />
üçüncü fıkrasında "Bireysel<br />
emeklilik sisteminden emeklilik<br />
hakkı kazananlar ile bu sistemden<br />
vefat veya malûliyet nedeniyle<br />
ayrılanlar devlet katkısı<br />
hesabındaki hesabın tamamına<br />
hak kazanır. Devlet katkısı<br />
hesabındaki tutarlardan hak<br />
kazanılan tutarlar sistemden<br />
ayrılma veya emeklilik durumunda<br />
katılımcıya ödenir."<br />
hükmü,<br />
yer almaktadır.<br />
Buna göre, amme borçlularının<br />
4632 sayılı Kanun kapsamındaki<br />
bireysel emeklilik hesaplarındaki<br />
birikimlerinin;<br />
- Henüz emeklilik hakkı kazanmamış<br />
olanların sistemde<br />
bulundukları ay sayısı ile haciz<br />
tarihinde geçerli brüt asgari ücret<br />
tutarının çarpımına karşılık<br />
gelen birikim tutarının üzerindeki<br />
kısmına,<br />
- Emeklilik hakkı kazanarak<br />
yıllık gelir sigortası çerçevesinde<br />
kendilerine maaş bağlanan<br />
veya hazırlanan bir program<br />
çerçevesinde düzenli ödeme<br />
yapılanların, bu şekildeki ödemelerin<br />
aylık ödemeye isabet<br />
eden miktarının aylık brüt asgari<br />
ücret tutarının üzerinde kalan<br />
kısmına,<br />
nafaka alacaklılarının hakları<br />
saklı kalmak üzere haciz<br />
tatbik edilecektir.<br />
Ancak, katılımcıların bireysel<br />
emeklilik sisteminden ayrılmaları<br />
halinde, sistemden alacakları<br />
tutarın, haczini engelleyen bir<br />
düzenleme bulunmadığından,<br />
amme alacağını karşılayacak<br />
kadar kısmının haczedilmesi<br />
mümkün bulunmaktadır.<br />
Diğer taraftan, bireysel<br />
emeklilik sisteminden emeklilik<br />
hakkı kazananlar ile bu sistemden<br />
vefat veya malûliyet nedeniyle<br />
ayrılanların devlet katkısı<br />
hesabındaki, hesabın tamamına<br />
hak kazanacağı, devlet<br />
katkısı hesabındaki tutarlardan<br />
hak kazanılan tutarlar sistemden<br />
ayrılma veya emeklilik<br />
durumunda katılımcıya ödeneceği<br />
dikkate alındığında hak<br />
kazanılma tarihlerinden önce<br />
emeklilik hesabında yer alan<br />
devlet katkısı tutarlarının haczedilemeyeceği<br />
tabiidir."<br />
16) İkinci Kısım İkinci Bölümünün<br />
"I. Menkul malların haczi"<br />
başlıklı alt bölümünün;<br />
a) (1) numaralı bölümü aşağıdaki<br />
şekilde değiştirilmiştir.<br />
"1. 6183 sayılı Kanunun 5904<br />
sayılı Kanunla değişik 77 nci<br />
maddesinde, "Her türlü menkul<br />
mallar cins ve nevileri, vasıfları,<br />
alametleri, sayı ve miktarları ve<br />
tahmin edilen değerleri haciz<br />
zaptında tesbit edilmek suretiyle<br />
haczolunur.<br />
Resmi sicile kayıtlı olan<br />
menkul malların haczi, sicillerine<br />
işlenmek üzere sicilin tutulduğu<br />
daireye tebliğ edilmek<br />
B<br />
Bilanço<br />
87<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
suretiyle de yapılır. Tahsil dairelerince<br />
düzenlenen haciz bildirileri,<br />
alacaklı tahsil dairelerince<br />
ya da alacaklı amme idaresi<br />
vasıtasıyla, posta yerine elektronik<br />
ortamda tebliğ edilebilir<br />
ve bu tebligata elektronik ortamda<br />
cevap verilebilir. Elektronik<br />
ortamda yapılacak tebliğe<br />
ve cevapların elektronik ortamda<br />
verilebilmesine ilişkin<br />
usul ve esasları belirlemeye<br />
Maliye Bakanlığı yetkilidir."<br />
hükmü yer almaktadır.<br />
Buna göre, her türlü menkul<br />
malların; cins ve türleri, özellikleri,<br />
işaretleri, sayı ve miktarları ve<br />
tahmin edilen değerlerinin,<br />
haciz tutanağında (zaptında)<br />
tespit edilerek haczedilmesi<br />
gerekmektedir. Resmi sicile kayıtlı<br />
olan menkul malların haczinin,<br />
sicillerine işlenmek üzere<br />
sicilin tutulduğu daireye tebliğ<br />
edilmek suretiyle de yapılması<br />
gerekmektedir.<br />
6183 sayılı Kanunun 77 nci<br />
maddesinde tahsil dairelerince<br />
düzenlenen haciz bildirilerinin,<br />
alacaklı tahsil dairelerince ya<br />
da alacaklı amme idaresi vasıtasıyla,<br />
posta yerine elektronik<br />
ortamda tebliğ edilebilmesine<br />
ve bu tebligatlara elektronik ortamda<br />
cevap verilebilmesine<br />
imkan verilmiş, elektronik ortamda<br />
yapılacak tebliğe ve<br />
cevapların elektronik ortamda<br />
verilebilmesine ilişkin usul ve<br />
esasları belirlemeye Bakanlığımız<br />
yetkili kılınmıştır.<br />
Bu hükme istinaden, Emniyet<br />
Genel Müdürlüğü trafik şube<br />
ve bürolarına kayıtlı araçların<br />
haczi için, alacaklı amme<br />
idarelerinin Bakanlığımızın (Gelir<br />
İdaresi Başkanlığının) uygun<br />
görüşünü de almak suretiyle<br />
Emniyet Genel Müdürlüğü ile<br />
yapacakları anlaşmalar çerçevesinde,<br />
elektronik imza ya<br />
da şifre kullanılmak suretiyle<br />
haciz bildirilerinin elektronik ortamda<br />
anılan kuruma tebliğ<br />
edilmesi ve elektronik ortamda<br />
cevaplarının alınması, elektronik<br />
ortamda tebliğ edilecek
mevzuat değişiklikleri<br />
mevzuat değişiklikleri<br />
haciz bildirilerinde birden fazla<br />
amme borçlusu için tebligat<br />
yapılabilmesi ve cevaplarının<br />
alınması uygun görülmüştür.<br />
Diğer taraftan, 2918 sayılı<br />
Kanunun 5 inci maddesinin birinci<br />
fıkrasının (b) bendinin (9)<br />
numaralı alt bendinde "Ülke<br />
çapında taşıtların ve sürücülerin<br />
sicillerini tutmak, bunlara ilişkin<br />
teknik ve hukuki değişiklikleri<br />
işlemek, işlettirmek, istatistiksel<br />
bilgileri toplamak ve değerlendirmek"<br />
Emniyet Genel Müdürlüğü<br />
trafik kuruluşlarının görev<br />
ve yetkileri arasında sayılmış,<br />
anılan maddenin son fıkrasında<br />
da "Sürücülere ait bilgilerde<br />
meydana gelebilecek değişiklikler<br />
ve araçlar üzerinde meydana<br />
gelebilecek teknik veya<br />
hukukî değişiklikler ile haciz, rehin,<br />
ihtiyatî tedbir ve belge iptali<br />
gibi kısıtlayıcı şerhlerin;<br />
elektronik ortamda tutulan siciller<br />
üzerine işlenilmesi ve kaldırılması<br />
işlemleri, bu değişiklik<br />
veya şerhlere karar veren yargı<br />
ve icra birimleri ile kamu kurum<br />
veya kuruluşları tarafından<br />
elektronik sistemle yapılabilir."<br />
hükmüne yer verilmiştir.<br />
Buna göre, Emniyet Genel<br />
Müdürlüğü tarafından sicil kayıtları<br />
tutulan motorlu taşıtların<br />
haczinin, 6183 sayılı Kanunun<br />
77 nci maddesine ve/veya<br />
2918 sayılı Kanunun 5 inci<br />
maddesine istinaden Emniyet<br />
Genel Müdürlüğü ile yapılan<br />
protokoller sonucunda, düzenlenen<br />
haciz bildirilerinin elektronik<br />
ortamda tebliğ edilmesi<br />
suretiyle veya elektronik ortamda<br />
motorlu taşıtların sicillerine<br />
erişilerek haciz konulması<br />
suretiyle yapılması uygun görülmüştür."<br />
b) (3) numaralı bölümünün<br />
sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir.<br />
"2918 sayılı Kanunun 22 nci<br />
maddesinin birinci fıkrasının (c)<br />
bendinde iş makinesi türünden<br />
araçların tescillerinin ne şekilde<br />
yapılacağı belirtilmiştir. Madde<br />
hükmüne göre gerçek veya<br />
özel hukuk tüzel kişilere ait olan<br />
iş makinelerinin tescil kayıtları<br />
ilgisine göre ziraat odalarında,<br />
ticaret odasında, sanayi odasında<br />
veya ticaret ve sanayi<br />
odasında tutulmakta olup,<br />
amme borçlusuna ait iş makinelerinin<br />
sicillerine haciz tatbikiyle<br />
yetinilmemelidir. Söz konusu<br />
iş makinelerinin çalınması,<br />
kaybolması ve hasar görmesi<br />
ihtimalini ortadan kaldırmak ve<br />
amme alacağının biran evvel<br />
tahsilini sağlamak amacıyla,<br />
6183 sayılı Kanunun 78 inci<br />
maddesi uyarınca fiili haczinin<br />
gerçekleştirilmesi ve 82 nci<br />
maddesi uyarınca gerekli muhafaza<br />
tedbirlerinin alınması<br />
gerekmektedir."<br />
17) İkinci Kısım İkinci Bölümünün<br />
"II- Üçüncü Şahıslardaki<br />
Menkul Malların, Alacak ve<br />
Hakların Haczi" başlıklı alt bölümünün;<br />
a) (14) numaralı bölümünün<br />
ikinci paragrafı aşağıdaki şekilde<br />
değiştirilmiştir.<br />
"6183 sayılı Kanunun 79 uncu<br />
maddesinin Bakanlığımıza<br />
verdiği yetkiye istinaden; Bakanlığımıza<br />
bağlı tahsil daireleri<br />
tarafından takip edilen amme<br />
alacaklarında tutara bakılmaksızın,<br />
Gümrük ve Ticaret Bakanlığına<br />
bağlı tahsil daireleri tarafından<br />
takip edilen amme alacaklarında<br />
50.000,- lira ve üzeri<br />
için, il özel idareleri ve belediyelere<br />
ait amme alacaklarında<br />
ise 10.000,- lira ve üzeri için tanzim<br />
edilen haciz bildirilerinin<br />
bankaların genel müdürlüklerine<br />
tebliğ edilmesi uygun görülmüştür."<br />
b) (15) numaralı bölümünün<br />
sonuna aşağıdaki paragraflar<br />
eklenmiştir.<br />
"Bu kapsamda kurulan<br />
elektronik ortamda haciz bildirisi<br />
tebliğ sistemine dahil olan<br />
banka genel müdürlükleri ile<br />
Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.'ne,<br />
elektronik ortamda tebliğ edilen<br />
haciz bildirileri, sisteme dahil<br />
olmayan banka genel müdürlüklerine<br />
bir haciz bildirisi ekinde<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
88<br />
Bilanço<br />
B<br />
liste olarak posta yoluyla tebliğ<br />
edilecektir. Elektronik ortamda<br />
haciz bildirisi tebliği sistemine<br />
dahil olan banka genel müdürlükleri<br />
ve şubeleri ile Merkezi<br />
Kayıt Kuruluşu A.Ş.'ne zorunlu<br />
olmadıkça (çok ivedilik taşıyan<br />
durumlar ile sistemin işletilememesi<br />
hali) haciz bildirileri<br />
posta yoluyla veya memur eliyle<br />
tebliğ edilmeyecektir.<br />
Diğer taraftan 6183 sayılı<br />
Kanunun 79 uncu maddesinin<br />
Bakanlığımıza verdiği yetkiye<br />
istinaden, alacaklı amme idarelerinin<br />
Bakanlığımızın (Gelir<br />
İdaresi Başkanlığının) uygun<br />
görüşünü de almak suretiyle,<br />
PTT ile yapacakları anlaşmalar<br />
çerçevesinde, elektronik imza<br />
ya da şifre kullanılmak suretiyle<br />
haciz bildirilerini elektronik ortamda<br />
anılan kuruma tebliğ<br />
etmeleri ve elektronik ortamda<br />
cevaplarını almaları, elektronik<br />
ortamda tebliğ edilecek haciz<br />
bildirilerinde birden fazla amme<br />
borçlusu için tebligat yapmaları<br />
ve cevaplarını almaları<br />
uygun görülmüştür."<br />
18) İkinci Kısım Üçüncü Bölümünün<br />
"I- Gayrimenkul Malların<br />
ve Gemilerin Haczi" başlıklı<br />
alt bölümünün (1) numaralı bölümü<br />
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />
"1. 6183 sayılı Kanunun 5904<br />
sayılı Kanunla değişik 88 inci<br />
maddesinde, "Her türlü gayrimenkul<br />
malların, gemilerin<br />
haczi sicillerine işlenmek üzere<br />
haciz keyfiyetinin tapuya veya<br />
gemi sicillerinin tutulduğu daireye<br />
tebliğ edilmesi suretiyle<br />
yapılır. Tahsil dairelerince düzenlenen<br />
haciz bildirileri, alacaklı<br />
tahsil dairelerince ya da<br />
alacaklı amme idaresi vasıtasıyla,<br />
posta yerine elektronik ortamda<br />
tebliğ edilebilir ve bu<br />
tebligatlara elektronik ortamda<br />
cevap verilebilir. Elektronik ortamda<br />
yapılacak tebliğe ve<br />
cevapların elektronik ortamda<br />
verilebilmesine ilişkin usul ve<br />
esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı<br />
yetkilidir.
idare kararları<br />
Gayrimenkul haczi, bunların<br />
hasılat ve menfaatlerine de<br />
şamildir. Ancak borçlunun başkaca<br />
bir geliri yoksa kendisinin<br />
ve ailesinin geçimleri için kafi<br />
miktarda mahsulden veya satıldıkça<br />
bedelinden münasip<br />
miktarı borçluya bırakılır.<br />
Alacaklı tahsil dairesi, haczedilen<br />
gayrimenkul ve gemilerin<br />
idaresi ve işletilmesi, menfaat<br />
ve hasılatın toplanması<br />
için gereken tedbirleri alır."<br />
hükmü yer almaktadır.<br />
Bu hükme istinaden, gayrimenkul<br />
mallar ve gemilerin<br />
haczi için, haciz keyfiyetinin<br />
tapuya veya gemi sicillerinin<br />
tutulduğu daireye tebliğ edilmesi<br />
gerekmektedir. 5904 sayılı<br />
Kanunla maddede yapılan<br />
değişiklikle Bakanlığımıza verilen<br />
yetkiye istinaden, alacaklı<br />
amme idarelerinin Bakanlığımızın<br />
(Gelir İdaresi Başkanlığının)<br />
uygun görüşünü de almak suretiyle<br />
ilgili idarelerle yapacakları<br />
anlaşmalar çerçevesinde,<br />
elektronik imza ya da şifre kullanılmak<br />
suretiyle haciz bildirilerinin<br />
elektronik ortamda bu idarelere<br />
tebliğ edilmesi ve elektronik<br />
ortamda cevaplarının<br />
alınması, elektronik ortamda<br />
tebliğ edilecek haciz bildirilerinde<br />
birden fazla amme borçlusu<br />
için tebligat yapılabilmesi<br />
ve cevaplarının alınması uygun<br />
görülmüştür."<br />
19) Üçüncü Kısım Birinci Bölümünün<br />
"I- Tahsil Zamanaşımı"<br />
başlıklı alt bölümünün;<br />
a) (1) numaralı bölümünün<br />
ikinci paragrafı aşağıdaki şekilde<br />
değiştirilmiş, üçüncü ve<br />
dördüncü paragrafları yürürlükten<br />
kaldırılmıştır.<br />
"6183 sayılı Kanunun 5766<br />
sayılı Kanunla değişik 3 üncü<br />
maddesinde, Kanunda geçen<br />
para cezaları teriminin; adli ve<br />
idari para cezalarını ifade ettiği<br />
hükme bağlanmıştır."<br />
b) (7) numaralı bölümünün<br />
ikinci paragrafından sonra<br />
gelmek üzere aşağıdaki paragraflar<br />
eklenmiştir.<br />
"Diğer taraftan, 6183 sayılı<br />
Kanun hükümlerine göre takip<br />
edilen amme alacaklarının<br />
tahsil zaman aşımının işlememesini<br />
sağlayacak şekilde özel<br />
kanunlarda düzenleme yer<br />
alabilmektedir. Bu tür durumlarda<br />
özel kanunlarda yer alan<br />
hükümlere istinaden amme<br />
alacaklarının tahsil zamanaşımının<br />
işlemeyeceği tabiidir.<br />
Nitekim, 2004 sayılı Kanunun<br />
4949 sayılı Kanunla eklenen<br />
179/b maddesinde "Erteleme<br />
kararı üzerine borçlu aleyhine<br />
6183 sayılı Kanuna göre yapılan<br />
takipler de dahil olmak üzere<br />
hiçbir takip yapılamaz ve<br />
evvelce başlamış takipler durur;<br />
bir takip muamelesi ile kesilebilen<br />
zamanaşımı ve hak düşüren<br />
müddetler işlemez." hükmü<br />
yer aldığından, 6183 sayılı<br />
Kanun kapsamında takip edilen<br />
amme alacaklarına ilişkin tahsil<br />
zamanaşımı iflas ertelemesi süresince<br />
işlemeyecektir."<br />
20) Üçüncü Kısım Birinci Bölümünün<br />
"III- Tahsil İmkansızlığı-<br />
Sebebiyle Terkin" başlıklı alt bölümü<br />
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />
"III- Tahsil İmkansızlığı Sebebiyle<br />
Terkin<br />
6183 sayılı Kanunun 5838<br />
sayılı Kanunla31 değişik 106 ncı<br />
maddesinde, "Yapılacak takip<br />
sonunda tahsili imkansız veya<br />
tahsili için yapılacak giderlerin<br />
alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan<br />
ve 213 sayılı Kanun kapsamına<br />
giren amme alacaklarında<br />
10 Türk Lirasına (10 Türk Lirası<br />
dahil), diğer amme alacaklarında<br />
20 Türk Lirasına (20<br />
Türk Lirası dahil) kadar amme<br />
alacakları, amme idarelerinde<br />
terkin yetkisini haiz olanlar tarafından<br />
tahsil zamanaşımı süresi<br />
beklenilmeksizin terkin olunabilir.<br />
Bakanlar Kurulu, bu tutarları<br />
topluca veya ayrı ayrı on katına<br />
kadar artırmaya yetkilidir.<br />
Maliye Bakanı, yukarıdaki<br />
fıkra hükmüne göre terkin edilecek<br />
amme alacağının miktarını<br />
belirlemeye yetkilidir.<br />
Bilanço<br />
B<br />
89<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
Terkin selahiyetini haiz olanlar<br />
bu selahiyetlerin tamamını<br />
veya bir kısmını mahalli makamlara<br />
bırakabilirler." hükmü<br />
yer almaktadır.<br />
Madde hükmüne göre,<br />
amme alacaklarının takip ve<br />
tahsiline yönelik olarak yapılacak<br />
masraflar dikkate alınarak,<br />
terkin edilecek amme alacağı<br />
tutarı Bakanlar Kurulunca belirlenmektedir.<br />
Terkin yetkisine haiz olanlar,<br />
bu yetkilerinin tamamını veya<br />
bir kısmını mahalli makamlara<br />
bırakabilmektedir."<br />
21) Üçüncü Kısım İkinci Bölümünün<br />
(1) numaralı bölümü<br />
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />
"1. 6183 sayılı Kanunun 107<br />
nci maddesinde, "Bu Kanunun<br />
tatbikinde vazifeli bulunan kimseler,<br />
bu vazifeleri dolayısıyla<br />
amme borçlusunun ve onunla<br />
ilgili kimselerin şahıslarına, mesleklerine,<br />
işlerine, muamele ve<br />
hesap durumlarına ait öğrendikleri<br />
sırlarla, gizli kalması lazım<br />
gelen diğer hususları ifşa ettikleri<br />
takdirde Türk Ceza Kanununun<br />
239 uncu maddesine<br />
göre cezalandırılır.<br />
(Mülga ikinci fıkra: 23/1/<br />
2008-5728/578 md.)<br />
(Üç, dört ve beşinci fıkralar<br />
Mülga: 22/7/1998-4369/82 md.)<br />
Bu Kanunun 41 inci maddesine<br />
göre amme alacağını tahsil<br />
yetkisi verilen kuruluşlara, yapacakları<br />
tahsile yönelik bilgilerin<br />
ve 22/A maddesine göre<br />
borcun olmadığına dair belgeyi<br />
arama zorunluluğu getirilen<br />
kurum ve kuruluşlara, ödeme<br />
ve işleme taraf olanlara ilişkin<br />
borç bilgilerinin verilmesi sırrın<br />
ifşası sayılmaz; bu kurum ve<br />
kuruluşlarda vazifeli bulunan<br />
kimseler edindikleri bilgileri ifşa<br />
ettikleri takdirde birinci fıkra<br />
hükmüne göre cezalandırılırlar.<br />
Bu bilgilerin verilmesine ilişkin<br />
usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca<br />
belirlenir." hükmü yer almaktadır.<br />
Bu maddede, Kanunu<br />
tatbik etmekle görevli kişile-
mevzuat değişiklikleri<br />
mevzuat değişiklikleri<br />
rin bu Kanundan kaynaklanan<br />
görevleri ve bu görevlere uymamaları<br />
halinde uygulanacak<br />
cezalar düzenlenmektedir.<br />
Maddede ayrıca, bu Kanunun<br />
41 inci maddesine göre<br />
amme alacağını tahsil yetkisi<br />
verilen kuruluşlara, yapacakları<br />
tahsile yönelik bilgilerin verilmesinin<br />
yasakları ihlal sayılmayacağı<br />
ve Kanunun 22/A maddesi<br />
uyarınca borcun olmadığına<br />
dair belgeyi arama zorunluluğu<br />
getirilen kurum ve kuruluşlara,<br />
ödeme ve işleme taraf<br />
olanlara ilişkin borç bilgilerinin<br />
verilmesinin sırrın ifşası sayılmayacağı<br />
belirtilmiştir."<br />
22) Üçüncü Kısım İkinci Bölümünün<br />
(3) numaralı bölümünün<br />
birinci paragrafı aşağıdaki<br />
şekilde değiştirilmiştir.<br />
"3. 6183 sayılı Kanunun 5728<br />
sayılı Kanunla değişik 110 uncu<br />
maddesinde, "Amme alacağının<br />
tahsili için hakkında takip<br />
muamelelerine başlanan borçlu<br />
kısmen veya tamamen tahsile<br />
engel olmak veya tahsili zorlaştırmak<br />
maksadıyla mallarından<br />
bir kısmını veya tamamını,<br />
1. Mülkünden çıkararak, telef<br />
ederek yahut değerden düşürerek<br />
gerçek surette,<br />
2. Gizleyerek, kaçırarak muvazaa<br />
yolu ile başkasının uhdesine<br />
geçirerek veya aslı olmayan<br />
borçlar ikrar ederek, yahut<br />
alındılar vererek gerçeğe aykırı<br />
surette, varlığını yok eder veya<br />
azaltır ve geri kalan mallar<br />
borcu karşılamaya yetmezse<br />
altı aydan üç yıla kadar hapis<br />
cezası ile cezalandırılır." hükmü<br />
yer almaktadır."<br />
23) Üçüncü Kısım Üçüncü<br />
Bölümünün "II- Geçici 8 inci<br />
Madde" alt başlıklı bölümünün;<br />
a) (1.1) numaralı bölümü<br />
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />
"1.1. 6183 sayılı Kanunun<br />
6322 ve 6456 sayılı Kanunlarla<br />
değişik geçici 8 inci maddesinde<br />
"31/12/2023 tarihine kadar<br />
uygulanmak üzere, özelleştirme<br />
kapsamına alınan kuruluşlar<br />
dahil 8.6.1984 tarihli ve<br />
233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname<br />
hükümlerine tâbi iktisadi<br />
devlet teşekkülleri ve kamu<br />
iktisadi kuruluşları ile bunların<br />
müesseseleri, bağlı ortaklıkları<br />
ve iştirakleri, 18.6.1999 tarihli<br />
ve 4389 sayılı Kanuna tâbi faaliyeti<br />
devam eden kamu bankaları,<br />
büyükşehir belediyeleri,<br />
belediyeler, il özel idareleri ve<br />
bunlara ait tüzel kişilerin veya<br />
bunlara bağlı müstakil bütçeli<br />
ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların,<br />
Devlete ait olan ve<br />
bu Kanun kapsamına giren<br />
borçlarına karşılık, mülkiyeti bu<br />
idarelere ait ve üzerinde herhangi<br />
bir takyidat bulunmayan<br />
taşınmazlarından merkezi yönetim<br />
kapsamındaki kamu idarelerince<br />
ihtiyaç duyulanlar ile<br />
29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı<br />
Hazineye Ait Taşınmaz Malların<br />
Değerlendirilmesi ve Katma<br />
Değer Vergisi Kanununda Değişiklik<br />
Yapılması Hakkında Kanun<br />
kapsamında değerlendirilecek<br />
olanlar, 4.1.2002 tarihli ve<br />
4734 sayılı Kanunun 6. maddesine<br />
göre oluşturulacak komisyon<br />
tarafından takdir edilecek<br />
değeri üzerinden, borçlu kurumun<br />
da uygun görüşü alınarak<br />
bütçenin gelir ve gider hesaplarıyla<br />
ilişkilendirilmeksizin Maliye<br />
Bakanlığınca satın alınabilir.<br />
Bu idarelerin satın alınan taşınmazlarının<br />
tapu işlemlerine<br />
esas olan ve yukarıda belirtilen<br />
şekilde tespit edilen değerine<br />
eşit tutarda Devlete ait olan ve<br />
bu Kanun kapsamına giren<br />
borçları terkin edilir.<br />
Bu madde hükmü, yukarıda<br />
sayılan kuruluşlar dışında kalan,<br />
borcunu ödemede çok zor duruma<br />
düştüğü inceleme raporu<br />
ile tespit edilen ve vergi dairelerine<br />
bu Kanun kapsamına giren<br />
borcu bulunan diğer mükelleflerin<br />
(tüzel kişiliği bulunanların<br />
ortaklarına ait olanlar dahil)<br />
taşınmazları için de uygulanabilir.<br />
Bu maddenin uygulanmasına<br />
ilişkin esas ve usuller Maliye<br />
Bakanlığınca belirlenir." hükmü<br />
yer almaktadır."<br />
b) (1.2) numaralı bölümünün<br />
ikinci paragrafı aşağıdaki şekilde<br />
değiştirilmiştir.<br />
"Bu hükme göre, 6183 sayılı<br />
Kanunun geçici 8 inci maddesinin<br />
6322 sayılı Kanunla değişmeden<br />
önceki metninde yer<br />
verilen ve 5018 sayılı Kanunun<br />
yürürlüğe girdiği 1/1/2006 tarihinden<br />
itibaren özel bütçeli<br />
kamu idaresine dönüşen katma<br />
bütçeli kamu idarelerinin,<br />
1/1/2006 tarihinden itibaren<br />
6183 sayılı Kanunun geçici 8<br />
inci maddesi kapsamında değerlendirilmesi<br />
gerekmektedir."<br />
Tebliğ olunur.<br />
GVK’nın Geçici 85. Maddesine İlişkin BKK No: 2013/5174<br />
31.07.2013 Tarih ve 28724 Sayılı Resmi Gazete<br />
Süre uzatımı<br />
MADDE 1 – (1) 193 sayılı Gelir<br />
Vergisi Kanununun geçici 85<br />
inci maddesinin birinci fıkrasında<br />
belirtilen bildirim ve beyan<br />
süresi, 31/10/2013 tarihine kadar<br />
(bu tarih dahil) uzatılmıştır.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
90<br />
B<br />
Bilanço<br />
MADDE 2 – (1) Bu Karar yayımı<br />
tarihinde yürürlüğe girer.<br />
MADDE 3 – (1) Bu Karar hükümlerini<br />
Maliye Bakanı yürütür.
idare kararları<br />
İdare Kararları<br />
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI<br />
VERGİ USUL KANUNU SİRKÜLERİ / 66<br />
Tarih: 24.07.2013 Sayı: VUK - 66 / 2013- 11/ Form Ba ve Form Bs -18<br />
Konusu: 31.07.2013 tarihine<br />
kadar elektronik ortamda gönderilmesi<br />
gereken 2013/Haziran<br />
dönemine ilişkin Ba ve Bs bildirim<br />
formlarının süresinin uzatılmasına<br />
dair açıklama.<br />
İlgili olduğu maddeler: 213 Sayılı<br />
Vergi Usul Kanunu 148, 149, Mükerrer<br />
28 ve Mükerrer 257'nci<br />
maddesi.<br />
1- Giriş:<br />
396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu<br />
Genel Tebliği ile bilanço<br />
esasına göre defter tutan mükelleflerin<br />
vermek zorunda olduğu<br />
2013/Haziran dönemine ilişkin<br />
Form Ba (Mal ve Hizmet Alımlarına<br />
İlişkin Bildirim Formu) ve Form<br />
Bs (Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin<br />
Bildirim Formu) bildirimlerinin<br />
verilme sürelerinin uzatılması bu<br />
sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.<br />
2- Bildirim formlarının verilme süresinin<br />
uzatılması:<br />
Yoğun iş yükü ile ilgili olarak<br />
Bakanlığımıza iletilen sorunlar<br />
nedeniyle Vergi Usul Kanununun<br />
mükerrer 28 inci maddesinin Bakanlığımıza<br />
verdiği yetkiye istinaden,<br />
31.07.2013 tarihine kadar<br />
verilmesi gereken 2013/Haziran<br />
dönemine ilişkin "Form Ba" ve<br />
"Form Bs" bildirimlerinin verilme<br />
süresi 02 Ağustos 2013 tarihi saat<br />
23:59'a kadar uzatılmıştır.<br />
3- Sonuç:<br />
Buna göre, 2013/Haziran dönemine<br />
ilişkin "Form Ba" ve "Form<br />
Bs" bildirimleri 02/08/2013 tarihi<br />
saat 23:59'a kadar verilebilir.<br />
Duyurulur.<br />
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI<br />
Gelir Vergisi Sirküleri/90<br />
Tarih: 05.08.2013 Sayı: GVK-90/2013-5<br />
Konusu: Nisan - Mayıs - Haziran<br />
2013 Dönemine Ait İkinci Üç<br />
Aylık Geçici Vergi Beyannamesinin<br />
Verilme Süresinin Uzatılması<br />
1. Giriş<br />
Nisan-Haziran/2013 dönemine<br />
ilişkin ikinci üç aylık geçici<br />
vergi beyannamesinin verilme<br />
süresinin uzatılması, bu Sirkülerin<br />
konusunu oluşturmaktadır.<br />
2. Gelir ve Kurum Geçici Vergi Beyannamelerinin<br />
Verilme Süresinin<br />
Uzatılması<br />
Yoğun iş yükü ve bayram tatili<br />
dolayısıyla Bakanlığımıza iletilen<br />
sorunlar nedeniyle, Vergi Usul<br />
Kanununun Mükerrer 28 inci<br />
maddesindeki yetkiye dayanılarak;<br />
14 Ağustos 2013 günü sonuna<br />
kadar verilmesi gereken gelir ve<br />
kurum geçici vergi beyannamelerinin<br />
verilme ve 17 Ağustos 2013<br />
günü sonuna kadar olan ödeme<br />
süresi, 19 Ağustos 2013 Pazartesi<br />
günü sonuna kadar uzatılmıştır.<br />
Duyurulur.<br />
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI<br />
İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Özelgesi<br />
Tarih: 14.05.2013 Sayı: 84098128-120[70-2012-4]-294<br />
Konu: Serbest meslek erbabının<br />
kiralamış olduğu işyerinin bir<br />
bölümünü kurumlar vergisi mükellefine<br />
kiraya vermesi sonucu<br />
elde ettiği gelirin, gayrimenkul<br />
sermaye iradı olarak değerlendirilmesi<br />
ve kiracı şirket tarafından<br />
yapılan kira ödemeleri üzerinden<br />
GVK’nın 94/5-a maddesine<br />
istinaden gelir vergisi tevkifatı<br />
yapılması gerektiği; bahse konu<br />
kiralama işleminin katma değer<br />
vergisine tabi olmadığı hk.<br />
B<br />
Bilanço<br />
91<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
Özelge talep formunuzun incelenmesinden;<br />
kiracı olarak faaliyet<br />
gösterdiğiniz işyerinin bir bölümünü<br />
bir şirkete kiraya vereceğinizi<br />
belirterek, tahsil edeceğiniz<br />
kira tutarının gelir vergisi tevkifatına<br />
tabi olup olmayacağı husu-
idare kararları<br />
idare kararları<br />
sunda Başkanlığımız görüşünün<br />
talep edildiği anlaşılmaktadır.<br />
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun<br />
65. maddesinde; "Her türlü<br />
serbest meslek faaliyetinden doğan<br />
kazançlar serbest meslek<br />
kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti;<br />
sermayeden ziyade şahsi<br />
mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye<br />
veya ihtisasa dayanan ve ticari<br />
mahiyette olmayan işleri işverene<br />
tabi olmaksızın, şahsi sorumluluk<br />
altında kendi nam ve<br />
hesabına yapılmasıdır." hükmüne<br />
yer verilmiştir.<br />
Aynı Kanunun 70. maddesinin<br />
birinci fıkrasında da, aynı fıkrada<br />
bentler halinde sayılan mal ve<br />
hakların sahipleri, mutasarrıfları,<br />
zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri<br />
veya kiracıları tarafından<br />
kiraya verilmesinden elde edilen<br />
iratların gayrimenkul sermaye<br />
iradı olduğu hükmüne yer verilmiş<br />
olup, ikinci fıkrasında ise<br />
maddede bentler halinde yazılı<br />
mal ve haklar ticari veya zirai bir<br />
işletmeye dahil bulunduğu takdirde<br />
bunların iratlarının ticari veya<br />
zirai kazancın tespitine müteallik<br />
hükümlere göre hesaplanacağı<br />
hükme bağlanmıştır.<br />
Anılan Kanunun 94. maddesinin<br />
birinci fıkrasında, kamu idare<br />
ve müesseseleri, iktisadi kamu<br />
müesseseleri, sair kurumlar, ticaret<br />
şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler,<br />
vakıflar, dernek ve vakıfların<br />
iktisadi işletmeleri, kooperatifler,<br />
yatırım fonu yönetenler, gerçek<br />
gelirlerini beyan etmeye mecbur<br />
olan ticaret ve serbest meslek<br />
erbabı, zirai kazançlarını bilanço<br />
veya zirai işletme hesabı esasına<br />
göre tespit eden çiftçilerin maddede<br />
bentler halinde sayılan<br />
ödemeleri (avans olarak ödenenler<br />
dahil) nakden veya hesaben<br />
yaptıkları sırada, istihkak<br />
sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben<br />
tevkifat yapmaya mecbur<br />
oldukları hüküm altına alınmış<br />
olup, aynı maddenin (5/a) bendinde<br />
de 70. maddede yazılı mal<br />
ve hakların kiralanması karşılığı<br />
yapılan ödemelerden tevkifat<br />
yapılacağı hüküm altına alınmıştır.<br />
Ayrıca, söz konusu tevkifat<br />
oranı 2009/14592 sayılı Bakanlar<br />
Kurulu Kararı ile % 20 olarak belirlenmiştir.<br />
Bu çerçevede, kiralamış olduğunuz<br />
işyerinin bir bölümünü<br />
kurumlar vergisi mükellefine kiraya<br />
vermeniz sonucu elde ettiğiniz<br />
gelirin, gayrimenkul sermaye iradı<br />
olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.<br />
Dolayısıyla, kiracınız olan şirket<br />
tarafından tarafınıza yapılan kira<br />
ödemeleri üzerinden GVK’nın<br />
94/5-a maddesine istinaden % 20<br />
oranında gelir vergisi tevkifatı<br />
yapılması ve anılan Kanunun 98.<br />
maddesinde belirtilen sürelerde<br />
ödeme veya tahakkukun yapıldığı<br />
yerin bağlı olduğu vergi dairesine<br />
muhtasar beyanname ile<br />
beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.<br />
Diğer taraftan, 3065 sayılı KDV<br />
Kanununun 1/1 maddesinde;<br />
Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet<br />
ve serbest meslek faaliyeti<br />
çerçevesinde yapılan teslim ve<br />
hizmetlerin katma değer vergisine<br />
tabi olduğu, 3. fıkrasının (f)<br />
bendinde ise GVK’nın 70. maddesinde<br />
belirtilen mal ve hakların<br />
kiralanması işlemlerinin de vergiye<br />
tabi olduğu hüküm altına<br />
alınmıştır.<br />
Aynı Kanunun 17/4-d maddesinde<br />
ise iktisadi işletmelere dahil<br />
olmayan gayrimenkullerin kiralanması<br />
işlemlerinin KDV'den istisna<br />
olduğu hükme bağlanmıştır.<br />
Yukarıda yer alan hüküm ve<br />
açıklamalar çerçevesinde, kiracısı<br />
olduğunuz işyerinin bir bölümünü<br />
bir şirkete kiralamanız neticesinde<br />
elde edilen kazanç serbest<br />
meslek kazancı kapsamında<br />
değerlendirilemeyeceğinden,<br />
bahse konu kiralama işlemi<br />
katma değer vergisine tabi değildir.<br />
Bilgi edinilmesini rica ederim.<br />
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI<br />
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Özelgesi<br />
Tarih: 31.07.2013 Sayı: 38418978-120[68-12/9]-831<br />
Konu: Serbest meslek erbabının<br />
faaliyetinde kullanmak üzere<br />
satın aldığı ikinci aracı için<br />
amortisman ayırıp ayrılmayacağı<br />
ile giderlerini indirim konusu<br />
yapıp yapmayacağı<br />
İlgide kayıtlı özelge talep<br />
formunuzda, serbest meslek defterinize<br />
kayıtlı bulunan bir aracınızın<br />
dışında ikinci bir araç daha<br />
satın aldığınızı ve serbest meslek<br />
faaliyetinde kullandığınızı, faaliyetinizi<br />
tek başınıza icra ettiğinizi<br />
belirterek, söz konusu ikinci aracı<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
92<br />
B<br />
Bilanço<br />
defter kayıtlarına almanız durumunda<br />
bu araca ilişkin amortisman,<br />
yakıt ve bakım giderlerini<br />
kazancınızın tespitinde indirim<br />
konusu yapıp yapamayacağınız<br />
hususunda Başkanlığımızdan görüş<br />
talep edilmektedir.<br />
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun<br />
65 inci maddesinde; "Her<br />
türlü serbest meslek faaliyetinden<br />
doğan kazançlar serbest meslek<br />
kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti;<br />
sermayeden ziyade şahsi<br />
mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye<br />
veya ihtisasa dayanan ve ticari<br />
mahiyette olmayan işlerin<br />
işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk<br />
altında kendi nam ve<br />
hesabına yapılmasıdır..." hükmü<br />
yer almıştır.<br />
Aynı Kanunun 67. maddesinde;<br />
"Serbest meslek kazancı bir<br />
hesap dönemi içinde serbest<br />
meslek faaliyeti karşılığı olarak<br />
tahsil edilen para ve ayınlar ve<br />
diğer suretlerle sağlanan ve para<br />
ile temsil edilebilen menfaatlerden<br />
bu faaliyet dolayısıyla yapı-
idare kararları<br />
lan giderler indirildikten sonra kalan<br />
farktır." hükmüne yer verilmiştir.<br />
Yine aynı Kanunun "Mesleki<br />
Giderler" başlıklı 68 inci maddesinin<br />
birinci fıkrasının 4 numaralı<br />
bendinde; mesleki faaliyette kullanılan<br />
tesisat, demirbaş eşya ve<br />
envantere dahil taşıtlar için Vergi<br />
Usul Kanunu hükümlerine göre<br />
ayrılan amortismanların (amortismana<br />
tabi iktisadi kıymetlerin<br />
elden çıkarılması halinde aynı<br />
Kanunun 328 inci maddesine göre<br />
hesaplanacak zararlar dahil),<br />
aynı fıkranın 5 numaralı bendinde<br />
ise; kiralanan veya envantere<br />
dahil olan ve işte kullanılan taşıtların<br />
giderlerinin serbest meslek<br />
kazancının tespitinde hasılattan<br />
indirileceği hükme bağlanmıştır.<br />
Diğer taraftan, 221 seri No.lu<br />
Gelir Vergisi Genel Tebliğinin 4.2<br />
Binek Otomobillerinin Amortismanları<br />
ve Giderleri başlıklı kısmında<br />
da; "34. Gelir Vergisi Kanununun<br />
68 inci maddesinin 10<br />
numaralı bendinde yapılan değişiklik<br />
ile 1.1.1999 tarihinden itibaren<br />
serbest meslek erbabı,<br />
envantere dahil olan binek otomobillerinin<br />
giderlerini ve Vergi<br />
Usul Kanunu hükümlerine göre<br />
ayrılan amortismanlarını gider<br />
olarak hasılattan indirebileceklerdir.<br />
Bu nevi giderlerin hasılattan<br />
indirilebilmesi için söz konusu<br />
binek otomobillerin envantere<br />
dahil edilmesi şarttır.<br />
….<br />
39. Yapılan düzenleme sonucu<br />
serbest meslek erbabı binek<br />
otomobillerinin amortismanlarının<br />
yanı sıra bu araçların akaryakıt,<br />
bakım, onarım ve sigorta gibi giderlerini<br />
hasılatlarından gider<br />
olarak indirebileceklerdir. Ancak,<br />
bu taşıtların motorlu taşıtlar vergisi,<br />
gider olarak dikkate alınmayacaktır."<br />
şeklinde açıklama yapılmıştır.<br />
Netice itibariyle, serbest meslek<br />
faaliyetinin ehemmiyet ve<br />
genişliği ile mütenasip olan ve işte<br />
kullanılan envantere kayıtlı<br />
araçların giderleri ile amortismanlarının<br />
indirim konusu yapılabileceği<br />
hususu dikkate alındığında,<br />
tek başınıza icra ettiğiniz<br />
serbest meslek faaliyetine ilişkin<br />
envantere kayıtlı olsa dahi ikinci<br />
bir araca ait gider ve amortismanların<br />
indirim konusu yapılması<br />
mümkün değildir.<br />
Bilgi edinilmesini rica ederim.<br />
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI<br />
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Özelgesi<br />
Tarih: 21.08.2013 Sayı: 27575268-105[Mük257-2013-239]-889<br />
Konu: Elektronik defter tutma<br />
ve elektronik fatura kullanma zorunluluğu<br />
bulunan mükellefler hk.<br />
İlgi özelge talep formunuzda;<br />
... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ...<br />
7 vergi kimlik numaralı mükellefi<br />
olduğunuz, 58 No.lu Vergi Usul<br />
Kanunu Sirküler ekinde 5015 sayılı<br />
Petrol Piyasası Kanunu kapsamında<br />
madeni yağ lisansına sahip<br />
mükellefler ile 4760 sayılı Özel<br />
Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III)<br />
sayılı listedeki malları imal, inşa<br />
veya ithal eden mükelleflerden<br />
2011 yılında mal alan ve belirlenen<br />
brüt satış hasılatına sahip<br />
olan mükelleflerin elektronik fatura<br />
ve elektronik defter kullanma<br />
zorunluluğunun bulunduğu belirtilerek,<br />
2011 yılında söz konusu<br />
Sirkülerin ekinde yer alan firmalardan<br />
satın alınan malların (kola,<br />
temizlik malzemeleri, akaryakıt<br />
vb) tamamının tüketim amaçlı<br />
olması nedeniyle elektronik fatura<br />
ve elektronik defter kullanma<br />
zorunluluğunuzun bulunup bulunmadığı<br />
hususunda Başkanlığımız<br />
görüşü talep edilmiştir.<br />
Bilindiği üzere; VUK’un mükerrer<br />
257. maddesinin birinci fıkrasının<br />
1 inci bendinde, Maliye Bakanlığının<br />
mükellef ve meslek<br />
grupları itibarıyla muhasebe usul<br />
ve esaslarını tespit etmeye, aynı<br />
Kanuna göre tutulmakta olan<br />
defter ve belgeler ile bunlara ilaveten<br />
tutulmasını veya düzenlenmesini<br />
uygun gördüğü defter<br />
ve belgelerin mahiyet, şekil ve<br />
ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye,<br />
bunlarda değişiklik<br />
yapmaya; bedeli karşılığında<br />
basıp dağıtmaya veya üçüncü<br />
kişilere bastırıp dağıtmaya veya<br />
dağıttırmaya, bunların kayıtlarını<br />
tutturmaya, bu defter ve belgelere<br />
tasdik, muhafaza ve ibraz<br />
zorunluluğu getirmeye veya kaldırmaya,<br />
yine aynı Kanuna göre<br />
tutulacak defter ve düzenlenecek<br />
belgelerin tutulması ve düzenlenmesi<br />
zorunluluğunu kaldırmaya<br />
yetkili olduğu,<br />
Aynı fıkranın 3'üncü bendinde,<br />
Maliye Bakanlığının, tutulması<br />
ve düzenlenmesi zorunlu defter,<br />
kayıt ve belgelerin mikro film,<br />
B<br />
Bilanço<br />
93<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
mikro fiş veya elektronik bilgi ve<br />
kayıt araçlarıyla yapılması veya<br />
bu kayıt ortamlarında saklanması<br />
hususunda izin vermeye veya zorunluluk<br />
getirmeye, bu şekilde tutulacak<br />
defter ve kayıtların kopyalarının<br />
Maliye Bakanlığında<br />
veya muhafaza etmekle görevlendireceği<br />
kurumlarda saklanması<br />
zorunluluğu getirmeye, bu<br />
konuda uygulama usul ve esaslarını<br />
belirlemeye yetkili olduğu<br />
hükme bağlanmıştır.<br />
Öte yandan aynı Kanunun<br />
mükerrer 242'nci maddesinin<br />
ikinci fıkrası ile Maliye Bakanlığı;<br />
elektronik defter, kayıt ve belgelerin<br />
oluşturulması, kaydedilmesi,<br />
iletilmesi, muhafazası ve ibrazı ile<br />
defter ve belgelerin elektronik ortamda<br />
tutulması ve düzenlenmesi<br />
uygulamasına ilişkin usul ve<br />
esasları belirlemeye, elektronik<br />
ortamda tutulmasına ve düzenlenmesine<br />
izin verilen defter ve<br />
belgelerde yer alması gereken<br />
bilgileri internet de dâhil olmak<br />
üzere her türlü elektronik bilgi iletişim<br />
araç ve ortamında Maliye
idare kararları<br />
idare kararları<br />
Bakanlığına veya Maliye Bakanlığının<br />
gözetim ve denetimine<br />
tâbi olup, kuruluşu, faaliyetleri,<br />
çalışma ve denetim esasları Bakanlar<br />
Kurulunca çıkarılacak bir<br />
yönetmelikle belirlenecek olan<br />
özel hukuk tüzel kişiliğini haiz bir<br />
şirkete aktarma zorunluluğu getirmeye,<br />
bilgi aktarımında uyulacak<br />
format ve standartlar ile uygulamaya<br />
ilişkin usul ve esasları<br />
tespit etmeye, aynı Kanun kapsamına<br />
giren işlemlerde elektronik<br />
imza kullanım usul ve esaslarını<br />
düzenlemeye ve denetlemeye,<br />
ayrıca, Vergi Usul Kanunu ve<br />
diğer vergi kanunlarında defter,<br />
kayıt ve belgelere ilişkin olarak<br />
yer alan hükümlerin elektronik<br />
defter, kayıt ve belgeler için de<br />
geçerli olduğu; Maliye Bakanlığının,<br />
elektronik defter, belge ve<br />
kayıtlar için diğer defter, belge<br />
ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan<br />
farklı usul ve esaslar belirlemeye<br />
yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.<br />
Konuyla ilgili olarak yayımlanan<br />
397 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu<br />
Genel Tebliği ile anonim ve<br />
limited şirketlerin elektronik fatura<br />
oluşturmalarına, alıcısına iletmelerine,<br />
muhafaza ve istenildiğinde<br />
ibraz etmelerine izin verildiği,<br />
416 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu<br />
Genel Tebliği ile Kanunun<br />
232'nci maddesi kapsamında fatura<br />
düzenlemek zorunda olan<br />
mükelleflere elektronik fatura<br />
uygulamasından yararlanma<br />
hakkı tanındığı,<br />
1 Sıra No.lu Elektronik Defter<br />
Genel Tebliği ile Vergi Usul Kanunu<br />
kapsamında tutulması zorunlu<br />
olan defterlerden www.edefter.<br />
gov.tr internet adresinde format<br />
ve standardı yayımlanan defterlerin<br />
elektronik ortamda oluşturulmasına<br />
ilişkin usul ve esaslar<br />
belirlenerek elektronik defter kullanımı<br />
izni verildiği,<br />
421 sıra No.lu Vergi Usul kanunu<br />
Genel Tebliği ile;<br />
*04/12/2003 tarihli ve 5015<br />
sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamında<br />
madeni yağ lisansına<br />
sahip olanlar ile bunlardan 2011<br />
takvim yılında mal alan mükelleflerden<br />
31/12/2011 tarihi itibariyle<br />
asgari 25 Milyon TL brüt satış hasılatına<br />
sahip olanların,<br />
* 06/06/2002 tarihli ve 4760<br />
sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa<br />
ekli (III) sayılı listedeki malları<br />
imal, inşa veya ithal edenler ile<br />
bunlardan 2011 takvim yılında<br />
mal alan mükelleflerden<br />
31/12/2011 tarihi itibariyle asgari<br />
10 Milyon TL brüt satış hasılatına<br />
sahip olanların,<br />
elektronik defter tutma ve<br />
elektronik fatura uygulamasına<br />
dâhil olma zorunluluğu getirilmiş<br />
ve elektronik fatura uygulamasına<br />
2013 takvim yılı (1/9/2013 tarihi<br />
itibariyle Gelir İdaresi Başkanlığı'na<br />
başvurulması gerekmektedir.),<br />
elektronik defter uygulamasına<br />
ise 2014 takvim yılı (Elektronik<br />
defter yazılımlarını kendi geliştiren<br />
mükelleflerin 01/09/2014 tarihi itibariyle<br />
elektronik defter test süreçlerini<br />
başarı ile tamamlamış<br />
olmaları gerekmektedir.) içerisinde<br />
geçmeleri zorunluluk kapsamına<br />
alındığı,<br />
hükme bağlanmıştır.<br />
Konuyla ilgili olarak yayımlanan<br />
58 sayılı Vergi Usul Kanunu<br />
Sirkülerinde;<br />
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu<br />
kapsamında madeni yağ<br />
lisansına sahip olan mükelleflerden<br />
2011 takvim yılı içinde mal<br />
alışı yapanlar, satın aldıkları malın<br />
türüne, fiyatına, miktarına veya<br />
herhangi bir özelliğine bakılmaksızın,<br />
2011 yılı gelir tablolarındaki<br />
brüt satış hasılatı rakamları 25<br />
Milyon TL veya daha yüksek ise<br />
elektronik fatura ve elektronik<br />
defter uygulamalarına dahil olacaklardır.<br />
Lisans sahibi mükelleflerden<br />
alış yapanların, madeni<br />
yağ sektöründe veya başka bir<br />
sektörde faaliyet göstermesi zorunluluk<br />
karşısındaki durumlarını<br />
etkilememektedir.<br />
4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi<br />
Kanununa ekli (III) sayılı listedeki<br />
malları imal, inşa veya ithal eden<br />
mükelleflerden 2011 takvim yılı<br />
içinde mal alışı yapanlar, satın<br />
aldıkları malın türüne, fiyatına,<br />
miktarına veya herhangi bir özel-<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
94<br />
Bilanço<br />
B<br />
liğine bakılmaksızın 2011 yılı gelir<br />
tablolarındaki brüt satış hasılatı<br />
rakamları 10 Milyon TL veya daha<br />
yüksek ise elektronik fatura ve<br />
elektronik defter uygulamalarına<br />
dahil olacaklardır. Bu kapsamda<br />
alış yapanların tütün, alkol, kolalı<br />
gazozlar sektörlerinde veya başka<br />
sektörlerde faaliyet göstermesi<br />
zorunluluk karşısındaki durumlarını<br />
etkilememektedir.<br />
Madeni yağ lisansına sahip<br />
olan ve 4760 sayılı Özel Tüketim<br />
Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listedeki<br />
malları imal, inşa veya ithal<br />
eden mükelleflerden sadece<br />
mal alışları bulunan mükellefler<br />
Genel Tebliğ kapsamında elektronik<br />
fatura ve elektronik defter<br />
uygulamalarına dahil olacaklardır.<br />
Hizmet alımları kapsam dahilinde<br />
değildir.<br />
Mükellefler brüt satış hasılatlarının<br />
hesaplanmasında, sadece<br />
madeni yağ, tütün, alkol veya<br />
kolalı gazoz satışları değil gelir<br />
tablosunda yer alan bütün satışları<br />
gösteren brüt satış hasılatına<br />
göre zorunluluk kapsamına alınacağı<br />
açıklanmıştır.<br />
Buna göre, 4760 sayılı ÖTV<br />
Kanununa ekli (III) sayılı listedeki<br />
malların imal, inşa veya ithal<br />
edenlerden 2011 takvim yılında<br />
mal alan ve 31/12/2011 tarihi itibariyle<br />
asgari 10 milyon TL brüt<br />
satış hasılatına sahip olan mükellefler<br />
ile 5015 sayılı Petrol Piyasası<br />
Kanunu kapsamında madeni<br />
yağ lisansına sahip olanlar ile<br />
bunlardan 2011 takvim yılında<br />
mal alan mükelleflerden 31/12/<br />
2011 tarihi itibariyle asgari 25 Milyon<br />
TL brüt satış hasılatına sahip<br />
olan mükelleflerin satın aldıkları<br />
malın türüne, fiyatına, miktarına<br />
veya herhangi bir özelliğine (sadece<br />
tüketim amaçlı olup, ticari<br />
amaçla satın alınıp alınmadığı<br />
dahil) bakılmaksızın söz konusu<br />
Tebliğ ve Sirkülerde belirlenen<br />
şartları taşıdığınızdan elektronik<br />
defter ve elektronik fatura kullanma<br />
zorunluluğunuz bulunmaktadır.<br />
Bilgi edinilmesini rica ederim.
idare kararları<br />
Yargı Kararları<br />
Anayasa Mahkemesi Kararı<br />
Tarih: 11.10.2012 Esas Sayısı : 2011/109 Karar Sayısı : 2012/145<br />
28 Mart 2013 Tarihli Resmi Gazete<br />
Sayı: 28601<br />
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Kocaeli<br />
1. Vergi Mahkemesi<br />
İTİRAZIN KONUSU: 27.10.1999<br />
günlü, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun<br />
3. maddesinin, 18.6.2009<br />
günlü, 5911 sayılı Kanun’un 1.<br />
maddesiyle değiştirilen (9) numaralı<br />
bendinin (a) alt bendinde<br />
yer alan “…ve mali yükleri,” ibaresinin,<br />
Anayasa’nın 73. maddesine<br />
aykırı olduğu ileri sürülerek<br />
iptaline karar verilmesi istemidir.<br />
I- OLAY<br />
Davacı şirket adına ithal edilen<br />
emtiaya ilişkin olarak tahakkuk<br />
ettirilen ek mali yükümlülük<br />
ve katma değer vergisine yönelik<br />
itirazın reddi üzerine açılan<br />
davada, itiraz konusu kuralın<br />
Anayasa’ya aykırı olduğu kanaatine<br />
varan Mahkeme, iptali için<br />
başvurmuştur.<br />
II- YASA METİNLERİ<br />
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı<br />
27.10.1999 günlü, 4458 sayılı<br />
Gümrük Kanunu’nun 3. maddesinin,<br />
18.6.2009 günlü, 5911 sayılı<br />
Kanun’un 1. maddesiyle değiştirilen<br />
ve itiraz konusu kuralı da içeren<br />
(9) numaralı bendi şöyledir:<br />
“9. ‘İthalat vergileri’ deyimi,<br />
a) Eşyanın ithalinde ödenecek<br />
gümrük vergisi ile diğer eş<br />
etkili vergiler ve mali yükleri,<br />
b) Tarım politikası veya tarım<br />
ürünlerinin işlenmesi sonucu elde<br />
edilen bazı ürünlere uygulanan<br />
özel düzenlemeler çerçevesinde<br />
ithalatta alınacak vergileri ve diğer<br />
mali yükleri;<br />
İfade eder.”<br />
B- Dayanılan Anayasa Kuralları<br />
Başvuru kararında, Anayasa’nın<br />
73. maddesine dayanılmıştır.<br />
III- ESASIN İNCELENMESİ<br />
Başvuru kararında, bir kamu<br />
alacağının vergi ve benzeri mali<br />
yük olarak nitelendirilebilmesi için<br />
öncelikle kanunla düzenlenmesi<br />
gerektiği; Anayasa’nın 73. maddesine<br />
göre, vergi, resim, harç ve<br />
benzeri mali yükümlülük koymanın<br />
kanun koyucunun yetkisinde<br />
olduğu; Bakanlar Kurulunun bu<br />
yükümlülüklerin muaflık, istisnalar<br />
ve indirimleriyle, oranlarına ilişkin<br />
hükümlerinde kanunun belirttiği<br />
yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik<br />
yapma yetkisinin bulunduğu;<br />
bu mali yükümlülükler dışında<br />
Anayasa’nın 167. maddesi<br />
uyarınca, dış ticaretin düzenlenmesi<br />
amacıyla ek mali yükümlülük<br />
koyma konusunda da Bakanlar<br />
Kuruluna yetki verilebileceği<br />
ifade edilmek suretiyle vergi ve<br />
benzeri mali yük ile mali yükümlülük<br />
arasındaki farkın ortaya konulduğu<br />
ancak, 5911 sayılı Kanun<br />
ile 4458 sayılı Kanun’un 3.<br />
maddesinde yapılan değişiklikle,<br />
ithalat vergilerinin kapsamına<br />
Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca<br />
getirilen ek mali yükümlülüklerin<br />
de dâhil edildiği belirtilerek kuralın,<br />
Anayasa’nın 73. maddesine<br />
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.<br />
Kanun’un itiraz konusu kuralı<br />
da içeren (9) numaralı bendinde,<br />
“İthalat vergileri” deyiminin,<br />
eşyanın ithalinde ödenecek<br />
gümrük vergisi ile diğer eş etkili<br />
vergiler ve mali yükleri ifade ettiği<br />
belirtilmiştir.<br />
B<br />
Bilanço<br />
95<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
Anayasa’nın 73. maddesinin<br />
üçüncü fıkrasında, “Vergi, resim,<br />
harç ve benzeri malî yükümlülükler<br />
kanunla konulur, değiştirilir veya<br />
kaldırılır.” denilerek verginin<br />
kanuniliği ilkesi benimsenmiştir.<br />
Anayasa'nın 167. maddesinin<br />
ikinci fıkrasında ise “Dış ticaretin<br />
ülke ekonomisinin yararına olmak<br />
üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat,<br />
ihracat ve diğer dış ticaret<br />
işlemleri üzerine vergi ve benzeri<br />
yükümlülükler dışında ek malî yükümlülükler<br />
koymaya ve bunları<br />
kaldırmaya kanunla Bakanlar Kuruluna<br />
yetki verilebilir.” denilmektedir.<br />
Anayasa’nın 167. maddesine<br />
dayalı olarak çıkartılan ve Bakanlar<br />
Kuruluna yetki veren kanun,<br />
2.2.1984 günlü, 2976 sayılı<br />
Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında<br />
Kanun’dur. Bu Kanun gereğince<br />
dış ticaretin, ülke ekonomisinin<br />
yararına düzenlenmesini<br />
sağlamak amacıyla ithalat,<br />
ihracat veya dış ticaret işlemleri<br />
üzerine konulan vergi ve benzeri<br />
yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler<br />
konulması ve kaldırılmasında<br />
Bakanlar Kurulu yetkilendirilmiştir.<br />
Kanun’un itiraz konusu kuralı<br />
da içeren (9) numaralı bendindeki<br />
düzenleme ile gümrük vergileri<br />
tanımının içine diğer eş etkili<br />
vergiler ve mali yükler de dâhil<br />
edilerek gümrük idarelerince<br />
değişik adlarla tahsil edilen veya<br />
tahsil edilip edilmediği kontrol<br />
edilen tutarlar için de gümrük<br />
vergilerinin tâbi olduğu usul ve<br />
esasların uygulanması amaçlanmıştır.<br />
Böylece ek mali yükümlülükler<br />
için hak arama yolları,<br />
tahsil usulleri ve zamanaşımı gibi
yargı kararları<br />
idare kararları<br />
konularda ithalat vergileriyle<br />
yeknesaklık sağlanmış olmaktadır.<br />
Başvuru kararında, ek mali<br />
yükümlülüklerin, ithalat vergisi tanımı<br />
içine alınması nedeniyle<br />
“vergilerin kanuniliği” ilkesi gereğince<br />
kanunla düzenlenmeleri<br />
gerektiği ileri sürülmüşse de bu<br />
yükümlülüklerin ithalat vergileri<br />
kapsamında olmaları bunların niteliğinde<br />
ve içeriğinde bir değişikliğe<br />
yol açmamaktadır. Zira, ek<br />
mali yükümlülüklerin, ithalat vergisi<br />
içerisine konulması, bunların<br />
alınış amaçlarını, türünü ve miktarını<br />
belirlemede Bakanlar Kurulunun<br />
yetkisini değiştirmemekte<br />
ve ek mali yükümlülüklere vergi<br />
niteliği kazandırmamaktadır.<br />
Açıklanan nedenlerle, itiraz<br />
konusu kural Anayasa’nın 73.<br />
maddesine aykırı değildir. İptal<br />
isteminin reddi gerekir.<br />
IV- SONUÇ<br />
27.10.1999 günlü, 4458 sayılı<br />
Gümrük Kanunu’nun 3. maddesinin,<br />
18.6.2009 günlü, 5911 sayılı<br />
Kanun’un 1. maddesiyle değiştirilen<br />
(9) numaralı bendinin (a) alt<br />
bendinde yer alan “… ve mali<br />
yükleri,” ibaresinin Anayasa’ya<br />
aykırı olmadığına ve itirazın RED-<br />
DİNE, 11.10.2012 gününde OY-<br />
BİRLİĞİYLE karar verildi.<br />
Danıştay 4. Dairesi<br />
Tarih: 22.06.2012 Esas No: 2009/9359 Karar No: 2012/3655<br />
DEFTER VE BELGELERİN İNCELEMEYE<br />
İBRAZ EDİLMEYİP, MAHKEMEYE<br />
SUNULMASI<br />
Mücbir sebep bulunmaksızın<br />
defter ve belgelerini incelemeye<br />
ibraz etmeyen davacının katma<br />
değer vergisi indirimlerinin reddinde<br />
hukuka aykırılık bulunmadığı,<br />
incelemeye ibraz edilmeyen<br />
ancak Vergi Mahkemesine<br />
sunulan defter ve belgeler üzerinde<br />
yapılacak veya bilirkişiye<br />
yaptırılacak inceleme sonucuna<br />
göre karar verilemeyeceği hk.<br />
İstemin Özeti: Defter ve belgelerini<br />
incelemeye ibraz etmediği<br />
ileri sürülen davacı adına katma<br />
değer vergisi indirimlerinin reddi<br />
suretiyle 2003/1, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9.<br />
dönemleri için salınan katma<br />
değer vergisi ve kesilen vergi ziyaı<br />
cezasının kaldırılması istemiyle<br />
dava açılmıştır. Vergi Mahkemesinin<br />
kararıyla; defter ve belgelerin<br />
incelenmeye ibraz edilmemesi<br />
nedeniyle re’sen tarh nedeninin<br />
mevcut olduğu, ancak<br />
re’sen araştırma ilkesi uyarınca<br />
Mahkemelerince ibraz edilen<br />
defter ve belgeler üzerinde bilirkişi<br />
incelemesi yaptırıldığı, bilirkişi<br />
raporunda da tespit edildiği üzere<br />
davacının yalnızca 2003/8.<br />
döneminde (…) TL ödenecek<br />
katma değer vergisini eksik beyan<br />
ettiğinin anlaşıldığı, buna göre<br />
2003/8. dönemine ilişkin cezalı<br />
tarhiyatın (…) TL vergi ve tek kat<br />
vergi ziyaı cezasına ilişkin davanın<br />
reddine, aşan kısım ve<br />
2003/1, 4, 5, 6, 7 ve 9. dönemlere<br />
ilişkin cezalı tarhiyatların kaldırılmasına<br />
karar verilmiştir. Davalı<br />
İdare, hukuka aykırı olduğunu ileri<br />
sürerek kararın kabule ilişkin<br />
kısmının bozulmasını istemektedir.<br />
Karar: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun<br />
3. maddesinde vergilendirmede<br />
vergiyi doğuran olay<br />
ve bu olaya ilişkin muamelelerin<br />
gerçek mahiyetinin esas olduğu<br />
belirtilmiş olup, Kanunun 30.<br />
maddesinin ikinci fıkrasının 3.<br />
bendinde de; bu Kanuna göre<br />
tutulması mecburi olan defter ve<br />
belgelerin hepsinin veya bir kısmının<br />
vergi incelemesi yapmaya<br />
yetkili olanlara herhangi bir sebeple<br />
ibraz edilmemesi hali<br />
re’sen takdir nedeni olarak sayılmıştır.<br />
Öte yandan, 3065 sayılı Katma<br />
Değer Vergisi Kanunu’nun<br />
29. maddesinin 1. fıkrasının (a)<br />
bendinde, mükelleflerin, yaptıkları<br />
vergiye tabi işlemler üzerinden<br />
hesaplanan katma değer<br />
vergisinden, bu Kanunda aksine<br />
hüküm olmadıkça, faaliyetlerine<br />
ilişkin olarak, kendilerine yapılan<br />
teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak<br />
düzenlenen fatura<br />
ve benzeri vesikalarda gösterilen<br />
katma değer vergisini indirebilecekleri,<br />
34. maddesinin 1. fıkrasında,<br />
yurt içinden sağlanan veya<br />
ithal olunan mal ve hizmetlere<br />
ait katma değer vergisinin, alış<br />
faturası veya benzeri vesikalar ve<br />
gümrük makbuzu üzerinde ayrıca<br />
gösterilmek ve bu vesikalar<br />
kanuni defterlere kaydedilmek<br />
şartıyla indirilebileceği hükmüne<br />
yer verilmiştir.<br />
Dosyanın incelenmesinden,<br />
davacının 2003 yılına ait yasal<br />
defter ve belgelerini incelemeye<br />
ibraz etmemesi nedeniyle katma<br />
değer vergisi indirimlerinin reddi<br />
suretiyle tarhiyat yapıldığı, bu<br />
tarhiyata karşı açılan davada<br />
yasal defter ve belgelerin Mahkemeye<br />
ibraz edilmesi üzerine<br />
Vergi Mahkemesince re’sen<br />
araştırma ilkesi uyarınca defter<br />
ve belgeler üzerinde yaptırılan<br />
bilirkişi incelemesi sonucuna göre<br />
karar verildiği anlaşılmaktadır.<br />
Uyuşmazlıkta; defter ve belge<br />
isteme yazısının şirketin işyeri adresinde<br />
satış müdürü (...)’ya<br />
12.6.2007 tarihinde tebliğ edildiği,<br />
buna karşın verilen süre içinde<br />
defter ve belgelerin incelemeye<br />
ibraz edilmediği sabittir. Davacı,<br />
bu tebligattan haberdar olmadığını<br />
ileri sürmekte ise de; tebligatın<br />
işyeri adresinde usulüne<br />
uygun olarak yapıldığının görülmesi<br />
ve defter ve belgelerin muhafaza<br />
biçim ve süreleri ile ibraz<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
96<br />
B<br />
Bilanço
B<br />
yargı kararları<br />
yükümlülüğünü düzenleyen yasal<br />
hükümler karşısında, haklı mazeret<br />
olarak kabulü mümkün<br />
değildir.<br />
Öte yandan, 2577 sayılı İdari<br />
Yargılama Usulü Kanunu’nun<br />
“idari dava türleri ve idari yargı<br />
yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin<br />
2. fıkrasında “idari yargı yetkisi,<br />
idari eylem ve işlemlerin hukuka<br />
uygunluğunun denetimi ile<br />
sınırlıdır. İdari mahkemeler yerindelik<br />
denetimi yapamazlar, yürütme<br />
görevinin kanunlar ile gösterilen<br />
şekil ve esaslara uygun<br />
olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak,<br />
idari eylem ve işlem niteliğinde<br />
veya idarenin takdir yetkisini<br />
kaldıracak biçimde yargı kararı<br />
veremezler.” hükmü yer almaktadır.<br />
Bu hükme göre idari yargı<br />
yerlerinin denetim yetkisi, kanunların<br />
idari makamlara bıraktığı<br />
yetkilerin kullanılışının hukuka uygun<br />
olup olmadığının araştırılmasını<br />
kapsar; yoksa söz konusu yetkilerin<br />
idari yargı yerlerince kullanılması<br />
sonucunu yaratmaz.<br />
2577 sayılı İdari Yargılama<br />
Usulü Kanunu’nun 20. maddesinde<br />
düzenlenen re’sen araştırma<br />
yetkisi, idarenin kendi yetkisini<br />
kullanarak yapmış olduğu inceleme<br />
ve araştırmaya dayalı idari<br />
işlemden kaynaklanan idari<br />
uyuşmazlığın çözümü için gerekli<br />
belge ve bilgilerin, davaya bakan<br />
yargı yerine sağlanması<br />
amacını, bir başka anlatımla dava<br />
konusu yapılan idari işlemin<br />
hukuka uygunluğunu denetleme<br />
amacını güder. Buna göre, davacının<br />
tutum ve davranışı ile<br />
idarenin inceleme ve araştırma<br />
yapmasını önlemesi sonucu tesis<br />
edilen işlemin iptal davasına konu<br />
edilmesi durumunda, idari<br />
yargı yerinin idarece yapılamayan<br />
inceleme ve araştırmayı<br />
yapması idarenin yerine geçmesi<br />
sonucunu doğuracağından böyle<br />
bir inceleme ve araştırma yapılmasının<br />
re’sen araştırma yetkisinin<br />
kullanılması olarak kabulüne<br />
olanak bulunmamaktadır.<br />
Vergi incelemesi yapmaya<br />
yetkili denetim elemanına ibraz<br />
edilmediği için, biçimsel varlığının<br />
gerçek mahiyetiyle uyumlu olup<br />
olmadığı tespit edilemeyen defter<br />
ve belgelerin, davacı lehine<br />
verilecek karara dayanak alınması,<br />
vergilemede esas olan<br />
“gerçek mahiyet”in biçimselliğe<br />
feda edilmesi anlamına gelir. Bu<br />
bakımdan, gerçek mahiyetiyle<br />
uyumlu olduklarının, idari yargı<br />
yerince saptanmasına olanak<br />
bulunmayan; aksine, yetkili inceleme<br />
elemanına ibraz edilmedikleri<br />
için, kanıt olma değerini yitiren<br />
defter ve belgelere dayanılarak<br />
davacı lehine karar verilemez.<br />
Diğer taraftan, idari yargı yerinin<br />
görevi, idari işlemin tesis<br />
edildiği tarihte yetki, şekil, sebep,<br />
konu ve maksat yönlerinden biri<br />
ile hukuka aykırı olup olmadığını<br />
denetlemek olduğundan, idari<br />
işlemin tesis tarihinden sonra yargı<br />
yerince yapılacak veya bilirkişiye<br />
yaptırılacak inceleme sonucuna<br />
göre karar verilmesi bu yönüyle<br />
de mümkün değildir.<br />
Bu durumda, yukarıda açıklandığı<br />
üzere mücbir sebep hali<br />
olmaksızın defter ve belgelerini<br />
incelemeye ibraz etmeyerek indirim<br />
hakkından yararlanmak<br />
için yasal koşullardan birini yerine<br />
getirmeyen davacı adına katma<br />
değer vergisi indirimlerinin reddi<br />
suretiyle yapılan cezalı tarhiyatta<br />
hukuka aykırılık bulunmamaktadır.<br />
Açıklanan nedenlerle, temyiz<br />
isteminin kabulüne, Vergi Mahkemesinin<br />
kararının kabule ilişkin<br />
kısmının bozulmasına oyçokluğuyla<br />
karar verildi.<br />
Danıştay 7. Dairesi<br />
Tarih: 18.04.2013 Esas No: 2009/9515 Karar No: 2013/2028<br />
İDARİ DAVAYA KONU OLABİLECEK<br />
KESİN VE YÜRÜTÜLMESİ ZORUNLU İŞ-<br />
LEM BULUNMAKSIZIN, MÜKELLEFİN<br />
TALEBİ ÜZERİNE YAPILAN TELAFİ EDİ-<br />
Cİ VERGİ TAHSİLATI İŞLEMİNİN İPTALİ<br />
İSTEMİYLE AÇILAN DAVANIN REDDİ<br />
GEREKİR<br />
İdari davaya konu edilebilecek<br />
kesin ve yürütülmesi zorunlu,<br />
zımni veya açıkça ret işlemi bulunmaksızın,<br />
mükellefin talebi<br />
üzerine yapılan tahsilat işleminin<br />
iptali istemiyle mükellef tarafından<br />
açılan davanın, 2577 sayılı<br />
Kanun’un 15. maddesinin 1. fıkrasının<br />
“b” bendi uyarınca ortada,<br />
idari davaya konu edilebilecek<br />
nitelikte idari işlem bulunmadığı<br />
gerekçesiyle incelenmeksizin<br />
reddi gerekirken, işin<br />
esasının incelenmesi suretiyle<br />
verilen kararda Yargılama Hukuku<br />
kurallarına uyarlık bulunmadığı<br />
hk.<br />
İstemin Özeti: (…) A.Ş.’nce dahilde<br />
işleme rejimi uyarınca işlendikten<br />
sonra elde edilen eşyanın<br />
davacı adına tescili 29.12.2006<br />
gün ve …. sayılı ihracat beyannamesi<br />
ile Avrupa Birliğine üye<br />
ülkeye ihraç edilmesinden sonra<br />
ihraç edilen eşyanın üretiminde<br />
kullanılan üçüncü ülke menşeli<br />
girdilere ilişkin telafi edici verginin<br />
tahsil edilmesi istemiyle davalı<br />
idareye başvurulması üzerine telafi<br />
edici vergi, usulsüzlük cezası<br />
ve faiz için yapılan tahsilat işlemini;<br />
yalnızca ithal edilen üçüncü<br />
ülke menşeli eşyanın değeri<br />
üzerinden telafi edici vergi hesaplanması<br />
gerekirken, dahilde<br />
işleme rejimi uyarınca elde edilen<br />
eşyanın değeri üzerinden<br />
vergi hesaplanmasının hukuka<br />
Bilanço<br />
97<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
yargı kararları<br />
yargı kararları<br />
uygun bulunmadığı gerekçesiyle<br />
iptal eden Vergi Mahkemesinin<br />
kararının; yapılan işlemlerde<br />
mevzuata aykırılık bulunmadığı<br />
ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.<br />
Karar: Dosyanın incelenmesinden;<br />
(…) A.Ş.’nce dahilde işleme<br />
rejimi uyarınca işlendikten<br />
sonra elde edilen eşyanın davacı<br />
adına tescilli 29.12.2006 gün ve<br />
…. sayılı ihracat beyannamesi ile<br />
Avrupa Birliğine üye ülkeye ihraç<br />
edilmesinden sonra ihraç edilen<br />
eşyanın üretiminde kullanılan<br />
üçüncü ülke menşeli girdilere ilişkin<br />
telafi edici verginin gecikme<br />
faiziyle birlikte tahsil edilmesi istemiyle<br />
25.08.2008 tarihinde davalı<br />
idareye başvurulması üzerine<br />
telafi edici vergi, usulsüzlük cezası<br />
ve faiz için 28.08.2008 tarihinde<br />
yapılan tahsilat işleminin, mahkemece,<br />
istemin özeti bölümünde<br />
yazılı olan gerekçeyle iptal<br />
edildiği anlaşılmaktadır.<br />
İdari yargı denetiminin işleyebilmesi,<br />
idarenin Kamu Hukuku<br />
alanında faaliyette bulunmasına;<br />
idari nitelikte eylem veya işlem<br />
yapmasına bağlıdır. Böyle bir<br />
faaliyet olmadan, söz konusu<br />
denetimin işletilmesi olanaksızdır.<br />
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü<br />
Kanunu’nun 14. maddesinin 3.<br />
fıkrasının “d” bendinde yer alan,<br />
dava dilekçelerinin, ortada idari<br />
davaya konu olabilecek kesin ve<br />
yürütülmesi gerekli işlemin olup<br />
olmadığı yönünden inceleneceğine;<br />
aynı Kanun’un 15. maddesinin<br />
1. fıkrasının “b” bendinde<br />
de, böyle bir işlemin bulunmaması<br />
halinde, davanın sonraki<br />
yargılama işlemlerine girişilmeksizin<br />
reddedileceğine ilişkin kurallar<br />
bu ilkeye dayalıdır.<br />
Gümrük mevzuatına göre,<br />
gümrük vergilerinin dava konusu<br />
edilebilmesi için öncelikle, ya<br />
idarece kendiliğinden yapılmış<br />
bir tahakkuk veya ek tahakkuk<br />
işleminin; ya tescili sırasında konulan<br />
ihtirazi kayıtla verilen beyannameye<br />
dayalı tahakkukun;<br />
ya da yetkili Gümrük idaresine,<br />
gümrük vergilerinin tahakkuk ettirilmemeleri<br />
gerektiği halde tahakkuk<br />
ettirildikleri belirtilerek<br />
kaldırılmaları veya yersiz veya<br />
fazladan ödendiği belirtilerek<br />
vergilerin geri verilmesi istemiyle<br />
yapılan başvurunun reddine dair<br />
idari kararın; sonra ise, sözü edilen<br />
işlemlere karşı idari itiraz usulüne<br />
uygun olarak itiraz makamına<br />
yapılan başvurular üzerine tesis<br />
edilen, idari davaya konu edilebilecek<br />
kesin ve yürütülmesi zorunlu,<br />
zımni veya açıkça ret işleminin<br />
bulunması gerekmektedir.<br />
Olayda, yukarıda açıklanan<br />
şekilde tesis edilmiş bir işlem bulunmaksızın,<br />
talebi üzerine yapılan<br />
tahsilat işleminin iptali istemiyle<br />
davacı tarafından açılan davanın,<br />
2577 sayılı Kanun’un 15.<br />
maddesinin 1. fıkrasının “b” bendi<br />
uyarınca ortada, idari davaya<br />
konu edilebilecek nitelikte idari<br />
işlem bulunmadığı gerekçesiyle<br />
incelenmeksizin reddi gerekirken,<br />
işin esasının incelenmesi suretiyle<br />
verilen kararda Yargılama Hukuku<br />
kurallarına uyarlık görülmemiştir.<br />
Açıklanan nedenlerle, temyiz<br />
isteminin kabulüne mahkeme<br />
kararının bozulmasına oybirliği ile<br />
karar verildi.<br />
Danıştay 3. Dairesi<br />
Tarih: 19.02.2013 Esas No: 2012/747 Karar No: 2013/478<br />
MALİ MÜŞAVİRLERE İHBAR İKRAMİYE-<br />
Sİ ÖDENMEYECEĞİ<br />
Meslek mensupları ve bunların<br />
yanında çalışanlar, işleri dolayısıyla<br />
öğrendikleri bilgi ve sırları<br />
ifşa edemeyecekleri için çeşitli<br />
kanunlarla muhbirlere tanınan<br />
hak ve menfaatlerden yararlanamayacaklarından,<br />
bunlara<br />
ihbar ikramiyesi ödenmez.<br />
İstemin Özeti: Serbest muhasebeci<br />
mali müşavir olan davacının,<br />
mali müşavirliğini yaptığı (A)<br />
A.Ş. hakkında yaptığı ihbar nedeniyle<br />
adına ikramiye ödenmemesi<br />
gerektiği sonuç ve kanaatine<br />
varılan 26.11.2010 tarih<br />
ve 1708/67 sayılı raporun iptali ile<br />
bu ihbar üzerine anılan şirket<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
98<br />
B<br />
Bilanço<br />
adına tahakkuk ettirilip tahsil edilecek<br />
vergiler üzerinden<br />
825.401,72 lira ihbar ikramiyesinin<br />
ödenmesi istemiyle dava açılmıştır.<br />
Vergi Mahkemesinin kararıyla;<br />
3568 sayılı Serbest Muhasebeci<br />
Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali<br />
Müşavirlik Kanunu’nun 43. maddesinde,<br />
meslek mensupları ve<br />
bunların yanında çalışanların, işleri<br />
dolayısıyla öğrendikleri bilgi<br />
ve sırları ifşa edemeyecekleri,<br />
çeşitli kanunlarla muhbirlere tanınan<br />
hak ve menfaatlerden yararlanamayacakları,<br />
ancak, suç<br />
teşkil eden hallerin yetkili mercilere<br />
duyurulmasının mecburi olduğu,<br />
tanıklığın, sırrın ifşası sayılmayacağının<br />
kurala bağlandığı,<br />
davacının belirtilen bu düzenleme<br />
gereğince ilgili dönemde<br />
mali müşavirliğini yapmış olduğu<br />
şirket ile ilgili ihbar ikramiyesi almasının<br />
mümkün olmadığı gerekçesiyle<br />
dava reddedilmiştir.<br />
Davacı tarafından, uyuşmazlığın<br />
3568 sayılı Yasa değil, 1905 sayılı<br />
Yasa uyarınca çözüme kavuşturulması<br />
gerektiği, keza 3568 sayılı<br />
Yasa’nın 43. maddesinin gerek<br />
Anayasaya gerek Türk Ceza Kanunu’na<br />
aykırılık teşkil ettiği, sözü<br />
edilen maddedeki düzenleme<br />
ile vergi kaçırma fiil ve eyleminin<br />
ihbarının önlendiği, kanunun<br />
amacının bu olamayacağı, nitekim<br />
bir kanunda suç sayılan fiilin<br />
başka bir kanunla sır olarak kabul<br />
edilemeyeceği konusunda yargı
yargı kararları<br />
kararları bulunduğu ileri sürülerek<br />
kararın bozulması istenmiştir.<br />
Karar: Dayandığı hukuki ve<br />
kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda<br />
açıklanan Vergi Mahkemesi<br />
kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle<br />
Dairemizce de uygun<br />
görülmüş olup, temyiz istemine<br />
ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar<br />
sözü geçen kararın bozulmasını<br />
sağlayacak durumda bulunmadığından,<br />
temyiz isteminin<br />
reddine ve kararın onanmasına,<br />
oybirliğiyle karar verildi.<br />
Danıştay 9. Dairesi<br />
Tarih: 19.02.2013 Esas No: 2009/9941 Karar No: 2013/835<br />
YÖNETİM KURULU ÜYELİĞİNDEN AYRI-<br />
LAN KİŞİNİN ÜYELİKTEN AYRILIŞININ<br />
TESCİL EDİLMEMESİ HALİNDE SORUM-<br />
LULUĞU DEVAM EDER<br />
Yönetim kurulu üyeliği herhangi<br />
bir nedenle sona eren kişinin<br />
üyelikten ayrılışı ticaret sicilinde<br />
tescil ve gazeteyle ilan<br />
edilmezse, şirket borçlarından iyi<br />
niyetli üçüncü kişilere karşı sorumluluğu<br />
devam eder.<br />
İstemin Özeti: (…) A.Ş.’den<br />
tahsil edilemeyen 1997/Şubat-<br />
Eylül, kasım ve Aralık dönemlerine<br />
ait kamu alacağının tahsili<br />
amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla<br />
davacı adına düzenlenen ödeme<br />
emirlerinin iptali istemiyle açılan<br />
davayı reddeden Vergi<br />
Mahkemesinin kararının; dilekçede<br />
ileri sürülen sebeplerle bozulması<br />
istenilmektedir.<br />
Karar: İstem, (…) A.Ş.’den<br />
tahsil edilemeyen 1997/Şubat-<br />
Eylül, Kasım, Aralık dönemlerine<br />
ait kamu alacağının tahsili amacıyla<br />
kanuni temsilci sıfatıyla davacı<br />
adına düzenlenen ödeme<br />
emirlerinin iptali istemiyle açılan<br />
davanın temyizen incelenerek<br />
bozulmasına ilişkindir.<br />
VUK’un 10. maddesinde, tüzel<br />
kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların,<br />
vakıflar ve cemaatler gibi tüzel<br />
kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef<br />
veya vergi sorumlusu olmaları<br />
halinde bunlara düşen ödevlerin<br />
kanuni temsilcileri tüzel kişiliği<br />
olmayan teşekkülleri idare edenler<br />
ve varsa bunların temsilcileri<br />
tarafından yerine getirileceği belirtilmiş,<br />
yukarıda yazılı olanların<br />
bu ödevleri yerine getirmemeleri<br />
yüzünden mükelleflerin veya<br />
vergi sorumlularının varlığından<br />
tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen<br />
kamu alacaklarının,<br />
kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin<br />
varlıklarından alınacağı<br />
hükme bağlanmıştır.<br />
Olay tarihinde yürürlükte bulunan<br />
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun<br />
317. maddesinde<br />
anonim şirketlerin yönetim kurulu<br />
tarafından idare ve temsil olunacağı;<br />
300. maddesinin 8. bendinde,<br />
yönetim kurulu üyeleriyle<br />
şirketi temsile yetkili kimselerin ad<br />
ve soyadları, ikametgahları ve<br />
tabiyetlerinin ticaret siciline tescil<br />
ve ilan edileceği, 33. maddesinde<br />
tescil edilmiş hususlarda ortaya<br />
çıkacak her türlü değişikliğin<br />
de tescil edileceği, 38. maddesinde<br />
ise ticaret sicili kayıtlarının<br />
üçüncü kişiler hakkında kaydın<br />
gazete ile ilan edildiği günü izleyen<br />
iş gününden başlayarak hüküm<br />
ifade edeceği kurala bağlanmıştır.<br />
Dosyanın incelenmesinden<br />
ödeme emirleri içeriği vergi borçlarının<br />
1997/Şubat-Eylül, Kasım ve<br />
Aralık dönemlerine ilişkin olduğu<br />
ve davacının (…) Noterliğinde<br />
onaylı 06.06.1997 tarih ve 24985<br />
sayılı istifaname ile yönetim kurulu<br />
üyeliğinden istifa ettiği anlaşılmaktadır.<br />
Yönetim kurulu üyeliğinden<br />
tek taraflı olarak çekilmeyi ifade<br />
eden istifa, bozucu yenilik doğuran<br />
bir hakkın kullanılmasıdır. İstifa,<br />
irade beyanının şirkete ulaşması<br />
ile hukuki sonuçlarını doğuracağından<br />
ve yönetim kurulu<br />
üyesi sıfatı istifanın şirkete ulaşması<br />
ve kabulü ile sona erece-<br />
B<br />
Bilanço<br />
99<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
ğinden istifa tarihinden sonraki<br />
işlemlerden ve kamusal yükümlülüklerden<br />
yönetim kurulu üyesi<br />
olarak sorumluluk söz konusu<br />
olamayacaktır.<br />
Tescil ve ilan edilmiş hususlardaki<br />
değişikliklerin de tescil ve<br />
ilan edilmesi gerektiği yolundaki<br />
kural nedeniyle yönetim kurulu<br />
üyeliği herhangi bir nedenle sona<br />
eren kişinin üyelikten ayrılışı ticaret<br />
sicilinde tescil ve gazeteyle<br />
ilan edilmezse, şirket borçlarından<br />
iyi niyetli üçüncü kişilere karşı<br />
sorumluluğu devam eder. Ancak<br />
yönetim kurulundan istifa ederek<br />
fiilen ayrılmak suretiyle şirketin<br />
borçlarının ödenmesi konusunda<br />
yetkisi kalmayan davacının, şirketin<br />
varlığından tamamen veya<br />
kısmen tahsil edilemeyen kamu<br />
alacaklarından sorumlu tutulması<br />
hukuka uygun değildir.<br />
Bu itibarla, davacının (…)<br />
A.Ş.’nin kanuni temsilciliğinden<br />
ayrıldığı 06.06.1997 tarihinden<br />
önceki dönemlere ait kamu alacağının<br />
tahsili amacıyla düzenlenen<br />
ödeme emirlerinde hukuka<br />
aykırılık bulunmadığı, kanuni<br />
temsilcilikten ayrıldığı 06.06.1997<br />
tarihinden sonraki dönemlere ait<br />
kamu alacağının tahsili amacıyla<br />
düzenlenen ödeme emirlerinde<br />
ise hukuka uygunluk bulunmadığı<br />
sonucuna varılmıştır.<br />
Açıklanan nedenlerle, temyiz<br />
isteminin kısmen kabulüne, kısmen<br />
reddine, oybirliğiyle karar<br />
verildi.<br />
Not: Danıştay kararları Yaklaşım<br />
Dergisinden alınmıştır.
soru-cevap<br />
idare kararları<br />
Soru - Cevap<br />
Avans Kâr Dağıtımının<br />
Muhasebeleştirilmesi<br />
SORU: Avans kâr dağıtımının<br />
muhasebe kaydına ilişkin mevzuatta<br />
herhangi bir muhasebe<br />
kaydına rastlayamadık. Muhtelif<br />
web sitelerinde de muhasebe<br />
kaydına ilişkin bilgi bulunmamakta.<br />
Mükelleflerimiz arasında bu<br />
yönde işlem yapacak firmalar<br />
bulunmaktadır. Konu ile ilgili bilgilerinize<br />
rica ederiz.<br />
CEVAP: Bize göre uygun olan<br />
muhasebe kaydı aşağıda istifadenize<br />
sunulmuştur.<br />
1- I. Ara Dönem Temettü<br />
Avansı Dağıtım Tahakkuk Kaydı<br />
–––––––––– 15.08.2012–––––––––––<br />
198 DİĞERDÖNEN VARLIKLAR xxx<br />
198.10 Temettü Avansı<br />
198.10.03 I. Ara Dönem Tem. Avansı<br />
331 ORTAKLARA BORÇLAR xxx<br />
331.10 Temettü Avansı<br />
331.10.03 I. Ara Dönem Temettü<br />
Avansı<br />
–––––––––––––––/ –––––––––––––––<br />
2- Temettü Avansının Ödeme<br />
Kaydı<br />
–––––––––– 25.08.2012–––––––––––<br />
331 ORTAKLARA BORÇLAR xxx<br />
331.10 Temettü Avansı<br />
331.10.03 I Ara Dönem Tem. Avansı<br />
102 BANKALAR xxx<br />
360 ÖDENECEK VERGİ VE<br />
FONLAR<br />
xxx<br />
360.70 Temettü Avansı Stopajı<br />
–––––––––––––––/ –––––––––––––––<br />
Kâr dağıtımına bağlı stopaj,<br />
dağıtılmasına karar verilen kâr<br />
payının ortaklarca elde edildiği<br />
dönemde yapılır ve bu döneme<br />
ilişkin muhtasar beyanname ile<br />
beyan edilir. Bu düzenleme temettü<br />
avansına ilişkin stopaj için<br />
de geçerlidir. Önceki ara dönemlerde<br />
ödenen temettü<br />
avansı, sonraki ara dönemlerde<br />
hesaplanan temettü avansından<br />
mahsup edilecektir. Ayrıca, dönem<br />
içinde ödenen temettü<br />
avansları toplamının da ertesi yıl<br />
kâr dağıtımında dikkate alınacağı<br />
unutulmamalıdır.<br />
3- Temettü Avansının Ertesi Yıl<br />
Dağıtılacak Kârdan Mahsup<br />
Edilmesi<br />
–––––––––––––––/ –––––––––––––––<br />
570 GEÇMİŞ YILLAR KÂRLARI xxx<br />
540 YASAL YEDEKLER xxx<br />
541 STATÜ YEDEKLERİ xxx<br />
542 OLAĞANÜSTÜ YEDEKLER xxx<br />
331 ORTAKLARA BORÇLAR xxx<br />
198 DİĞER DÖNEN VARLIKLAR xxx<br />
198.10 Temettü Avansı<br />
198.10.03 I. Ara Dön. Tem. Avansı<br />
–––––––––––––––/ –––––––––––––––<br />
İşsizlik Sigortasından Yararlanma<br />
Koşulları<br />
SORU: İşsizlik sigortası hizmetlerinden<br />
yararlanabilme koşulları<br />
nelerdir? Hangi belgeler ile nereye<br />
başvuru yapılabilir?<br />
CEVAP: 4447 sayılı İşsizlik Sigortası<br />
Kanununa göre, işsizlik sigortası<br />
kapsamında bir işyerinde çalışırken;<br />
çalışma istek, yetenek,<br />
sağlık ve yeterliliğinde olmasına<br />
rağmen, kendi istek ve kusuru dışında<br />
işini kaybedenler; hizmet<br />
akdinin feshinden önceki son 120<br />
gün içinde prim ödeyerek sürekli<br />
çalışmış olmak kaydıyla son üç yıl<br />
içinde en az 600 gün süre ile işsizlik<br />
sigortası primi ödemiş olmak<br />
ve hizmet akdinin feshinden sonraki<br />
30 gün içinde en yakın İŞKUR<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
100<br />
B<br />
Bilanço<br />
birimine şahsen ya da elektronik<br />
ortamda www.iskur.gov.tr portalı<br />
üzerinden başvurarak iş almaya<br />
hazır olduğunu bildirmek koşulu<br />
ile işsizlik sigortası hizmetlerinden<br />
yararlandırılmaktadır.<br />
Mücbir sebepler dışında 30<br />
gün içerisinde başvurulmaması<br />
halinde, başvuruda gecikilen süre,<br />
toplam hak sahipliği süresinden<br />
düşülmektedir.<br />
İşsizlik Ödeneği Miktarı<br />
ve Süresi<br />
SORU: İşsizlik ödeneği miktarı<br />
nasıl hesaplanır ve ne kadar süre<br />
ödenmektedir?<br />
CEVAP: Günlük işsizlik ödeneği,<br />
sigortalının son dört aylık prime<br />
esas kazançları dikkate alınarak<br />
hesaplanan günlük ortalama brüt<br />
kazancının yüzde kırkı olarak hesaplanmaktadır.<br />
Bu şekilde hesaplanan<br />
işsizlik ödeneği miktarı,<br />
4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu<br />
maddesine göre onaltı yaşından<br />
büyük işçiler için uygulanan aylık<br />
asgari ücretin brüt tutarının yüzde<br />
seksenini geçememektedir.<br />
Aşağıda 2012 yılı 2. Dönem<br />
için aylık işsizlik ödeneği hesabı<br />
verilmiştir.<br />
Son 4 Aylık<br />
Prime Esas<br />
Kazançların<br />
Aylık Ortalaması<br />
İşsizlik<br />
Damga<br />
Ödeneği<br />
vergisi<br />
Miktarı<br />
İşsizlik<br />
Ödeneği<br />
Miktarı<br />
940,50 376,20 2,48 373,72<br />
2.500,00 752,40* 4,97 747,43*<br />
(*) Hesaplanan İşsizlik Ödeneği<br />
Miktarı, Aylık Asgari Ücretin Brüt<br />
Tutarının Yüzde Seksenini geçemeyeceği<br />
için Ödenecek Aylık<br />
İşsizlik Ödeneği Miktarı bu şekilde<br />
hesaplanmıştır. (Asgari ücret<br />
940,50 TL olarak alınmıştır.)
idare kararları<br />
İşsizlik ödeneği hizmet akdinin<br />
feshinden önceki son 3 yıl içinde;<br />
600 gün sigortalı olarak çalışıp<br />
işsizlik sigortası primi ödemiş olan<br />
sigortalı işsizlere 180 gün,<br />
900 gün sigortalı olarak çalışıp<br />
işsizlik sigortası primi ödemiş olan<br />
sigortalı işsizlere 240 gün,<br />
1080 gün sigortalı olarak çalışıp<br />
işsizlik sigortası primi ödemiş<br />
olan sigortalı işsizlere 300 gün,<br />
süre ile işsizlik ödeneği (kanunda<br />
yer alan diğer şartları taşınması<br />
kaydıyla) verilmektedir.<br />
İşsizlik Ödeneğinin<br />
Kesilmesi<br />
SORU: İşsizlik ödeneği hangi<br />
hallerde kesilmektedir?<br />
CEVAP: İşsizlik ödeneği almakta<br />
iken;<br />
Kurumca teklif edilen mesleklerine<br />
uygun ve son çalıştıkları işin<br />
ücret ve çalışma koşullarına yakın<br />
ve ikamet edilen yerin belediye<br />
mücavir alanı sınırları içinde bir işi<br />
haklı bir nedene dayanmaksızın<br />
reddeden sigortalı işsizlerin ödenekleri<br />
tekrar başlatılmamak üzere<br />
kesilir.<br />
Gelir getirici bir işte çalıştığı veya<br />
herhangi bir sosyal güvenlik<br />
kuruluşundan yaşlılık aylığı aldığı<br />
tespit edilen sigortalı işsizlerin<br />
ödenekleri tekrar başlatılmamak<br />
üzere kesilir.<br />
Kurum tarafından önerilen<br />
meslek geliştirme, edindirme ve<br />
yetiştirme eğitimini haklı bir neden<br />
göstermeden reddeden veya<br />
kabul etmesine karşın devam<br />
etmeyen ve haklı bir nedene dayanmaksızın<br />
Kurum tarafından<br />
yapılan çağrıları zamanında cevaplamayan,<br />
istenilen bilgi ve<br />
belgeleri öngörülen süre içinde<br />
vermeyen sigortalı işsizlerin işsizlik<br />
ödenekleri kesilir. Ancak, bu hallerin<br />
sona ermesi durumunda,<br />
ödemelere yeniden başlanır. Şu<br />
kadar ki, bu suretle yapılacak<br />
ödemenin süresi başlangıçta belirlenmiş<br />
olan toplam hak sahipliği<br />
süresinin sona erdiği tarihi geçemez.<br />
Serbest Bölgelerdeki İnşaat<br />
Taahhüt Hizmetinin<br />
Vergilendirilmesi<br />
B<br />
Bilanço<br />
101<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
SORU: Serbest bölgelerde verilen<br />
inşaat taahhüt hizmetinin<br />
vergilendirilmesi nasıl olacaktır?<br />
CEVAP: Katma Değer Vergisi<br />
Kanununun 1/1 inci maddesinde,<br />
Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet<br />
ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde<br />
yapılan teslim ve hizmetlerin<br />
katma değer vergisine tabi<br />
olacağı; 11/1-a maddesinde ise<br />
ihracat teslimleri ve bu teslimlere<br />
ilişkin hizmetlerin katma değer<br />
vergisinden istisna olduğu hüküm<br />
altına alınmıştır.<br />
Yine, Kanunun 12/1 inci maddesinde,<br />
bir teslimin ihracat teslimi<br />
sayılabilmesi için, teslimin serbest<br />
bölgedeki bir alıcıya yapılması ve<br />
teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti<br />
gümrük bölgesinden çıkarak<br />
bir dış ülkeye veya bir serbest<br />
bölgeye vasıl olması gerektiği<br />
hükme bağlanmıştır.<br />
Öte yandan, Kanunun 17/4-ı<br />
maddesine göre serbest bölgelerde<br />
verilen hizmetler de katma<br />
değer vergisinden müstesnadır.<br />
Ayrıca, Kanunun 32 nci maddesinde,<br />
bu Kanunun 11, 13, 14,<br />
15 ve 17/4-s maddeleri kapsamında<br />
bulunan istisnalar nedeniyle<br />
yüklenilen katma değer vergisinin,<br />
mükellefin vergiye tabi işlemleri<br />
üzerinden hesaplanacak<br />
katma değer vergisinden indirileceği,<br />
indirim yoluyla giderilemeyen<br />
verginin ise Bakanlıkça tespit<br />
edilecek esaslara göre bu işlemleri<br />
yapanlara iade olunacağı<br />
hükme bağlanmıştır. Buna göre,<br />
işletmeler tarafından:<br />
- serbest bölgede yapılacak<br />
inşaatta kullanılacak malların teslimleri,<br />
ihracat istisnası hükümleri<br />
kapsamında,<br />
- şirket tarafından serbest bölge<br />
sınırları içerisinde verilen inşaattaahhüt<br />
hizmeti ise Katma Değer<br />
Vergisi Kanununun 17/4-ı maddesi<br />
kapsamında katma değer vergisinden<br />
istisna olacaktır.<br />
Ayrıca, firmalar tarafından<br />
serbest bölgeye teslim edilen<br />
mallara ilişkin olarak yüklenilen<br />
ancak indirim yoluyla giderilemeyen<br />
KDV nin iadesi Kanunun 32<br />
nci maddesine göre talep edilebilecektir.<br />
Şirket Devirlerinde Devreden<br />
KDV’nin Durumu<br />
SORU: Şirket devirlerinde devreden<br />
KDV indirim konusu yapılabilir<br />
mi?<br />
CEVAP: 3065 sayılı Katma Değer<br />
Vergisi Kanununun 17/4-c<br />
maddesinde, Gelir Vergisi Kanununun<br />
81'inci maddesinde belirtilen<br />
işlemlerle Kurumlar Vergisi Kanununa<br />
göre yapılan devir ve bölünme<br />
işlemleri (Bu kapsamda<br />
vergiden istisna edilen işlemler<br />
bakımından Katma Değer Vergisi<br />
Kanununun 30'uncu maddesinin<br />
(a) bendi hükmü uygulanmaz. İşlem<br />
sonunda faaliyetini bırakan,<br />
bölünen veya infisah eden mükelleflerce<br />
yüklenilen ve indirilemeyen<br />
vergiler, faaliyete başlayan<br />
veya devir ve bölünme sonrasında<br />
devredilen veya bölünen<br />
kurumların varlıklarını devralan<br />
mükellefler tarafından mükerrer<br />
indirime yol açmayacak şekilde<br />
indirim konusu yapılır.) katma değer<br />
vergisinden istisna edilmiştir.<br />
Bu hükme göre, devir tarihi itibariyle<br />
indirilemeyen (sonraki dönemlere<br />
devreden) katma değer<br />
vergisi devralan tarafından indirim<br />
konusu yapılabilecektir.<br />
Kooperatiflerinin Altyapı<br />
İşlerinde İndirimli KDV<br />
SORU: Konut yapı kooperatiflerinin<br />
yaptıracağı altyapı işlerinde<br />
indirimli KDV uygulanabilir mi?
soru-cevap<br />
idare kararları<br />
CEVAP: KDV Kanununun geçici<br />
15 inci maddesi ile 29/7/1998<br />
tarihinden önce bina inşaat ruhsatı<br />
alınmış inşaatlara ilişkin olarak<br />
konut yapı kooperatiflerine yapılan<br />
inşaat taahhüt işleri KDV'den<br />
istisna edilmiş, 29/7/1998 tarihinden<br />
sonra bina inşaat ruhsatı<br />
alınmış inşaatlara ilişkin olarak konut<br />
yapı kooperatiflerine yapılan<br />
inşaat taahhüt işlerine uygulanacak<br />
KDV oranı ise % 1 olarak belirlenmiştir.<br />
Konut yapı kooperatfilerine ifa<br />
edilen inşaat taahhüt işlerinde istisna<br />
veya indirimli oran uygulamasına<br />
ilişkin olarak 49, 66 ve 106<br />
Seri No.lu KDV Genel Tebliğleri ile<br />
60 No.lu KDV Sirkülerinde açıklamalar<br />
yapılmıştır.<br />
Bu düzenlemelere göre konut<br />
yapı kooperatiflerine yapılan inşaat<br />
taahhüt işlerinde istisna veya<br />
indirimli oran uygulanabilmesi için;<br />
-Kooperatifin konut yapı kooperatifi<br />
statüsünde olması<br />
-İşin konut yapı kooperatifine<br />
yapılması,<br />
-Yapılan işin inşaat işi olması ve<br />
taahhüde dayanması<br />
şartlarının yanı sıra inşaatın<br />
yapıldığı arsanın tapu sicilinde inşaat<br />
taahhüt hizmetini alan kooperatif<br />
tüzelkişiliği veya kooperatifin<br />
bağlı olduğu üst birlik adına<br />
tescil edilmiş ve inşaat yapı ruhsatının<br />
konut yapı kooperatifine verilmiş<br />
olması gerekmekte olup, bu<br />
uygulamada konut yapı kooperatifleri<br />
üst birlikleri de konut yapı<br />
kooperatifi olarak değerlendirilecektir.<br />
Buna göre, 29/7/1998 tarihinden<br />
sonra alınmış bina inşaat ruhsatları<br />
çerçevesinde, kooperatife<br />
ifa edilecek olan ve yukarıda belirtilen<br />
mevzuatta yer alan inşaat<br />
taahhüt işlerine indirimli oranda<br />
(%1) KDV uygulanması mümkün<br />
bulunmaktadır.<br />
Bununla beraber, kooperatifin<br />
doğrudan piyasadan yapacağı<br />
malzeme alımları ile inşaat taahhüt<br />
işi niteliğini haiz olmayan hizmet<br />
alımları, KDV Kanununun 28<br />
inci maddesinin Bakanlar Kuruluna<br />
verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan<br />
Kararname eki kararda<br />
belirtilen oranlarda KDV ye tabi<br />
tutulacaktır.<br />
Teşvik Belgeli Mükelleflere<br />
Mal Satışlarında KDV<br />
SORU: Teşvik belgeli mükelleflere<br />
yapılan mal satışlarında vergilendirme<br />
nasıl olacaktır?<br />
CEVAP: KDV Kanununun 13/d<br />
maddesi ile yatırım teşvik belgesi<br />
sahibi mükelleflere belge kapsamında<br />
yapılacak makine ve teçhizat<br />
teslimleri katma değer vergisinden<br />
istisna edilmiştir. İstisnaya<br />
ilişkin olarak 69 ve 87 Seri No.lu<br />
KDV Genel Tebliğlerinde gerekli<br />
açıklamalar yapılmıştır.<br />
16/7/2009 tarihli Resmi Gazetede<br />
yayımlanan "Yatırımlarda<br />
Devlet Yardımları Hakkında Karar"ın<br />
15. maddesinde devir, satış,<br />
ihraç ve kiralama işlemleri düzenlenmiş<br />
ve tamamlama vizesi yapılıp<br />
yapılmadığına bakılmaksızın<br />
beş yılını doldurmamış makine ve<br />
teçhizatın yatırımın bütünlüğünün<br />
bozulmaması kaydıyla veya bütünü<br />
ile birlikte; teşvik belgeli bir<br />
başka yatırım için devri, Hazine<br />
Müsteşarlığının iznine tabi tutulmuştur.<br />
Ayrıca, satış izni verilen<br />
makine ve teçhizata uygulanan<br />
desteklerin tahsil edilmeyeceği<br />
hususu da yine aynı maddede<br />
düzenlenmiştir.<br />
Yapılan açıklamalar doğrultusunda,<br />
yatırım teşvik belgesi sahibi<br />
şirketin belge kapsamında satın<br />
aldığı makine ve teçhizatı, Hazine<br />
Müsteşarlığının izin ve onayı ile yatırım<br />
teşvik belgesi sahibi bir başka<br />
mükellefe, bu mükellefin sahip olduğu<br />
yatırım teşvik belgesi eki<br />
makine ve teçhizat listesinde de<br />
aynı makine ve teçhizatın yer alması<br />
ve vergi dairesinden aldığı<br />
istisna yazısını da ürünü satacak<br />
olan şirkete ibraz etmesi şartıyla,<br />
KDV Kanununun 13/d maddesine<br />
göre KDV hesaplanmadan teslim<br />
etmesi mümkün bulunmaktadır.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
102<br />
B<br />
Bilanço<br />
İhraç kayıtlı ürün ile diğer<br />
ürünün aynı faturada gösterilmesi<br />
SORU: İhraç kayıtlı ürün ile diğer<br />
ürünlerin aynı satış faturasında<br />
gösterilebilir mi?<br />
CEVAP: 3065 sayılı Katma Değer<br />
Vergisi Kanununun 11/1-c<br />
maddesinde, ihraç edilmek şartıyla<br />
imalatçılar tarafından kendilerine<br />
teslim edilen mallara ait katma<br />
değer vergisinin, ihracatçılar<br />
tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce<br />
tahsil edilmeyen ancak<br />
ilgili dönem beyannamesinde<br />
beyan edilecek olan bu verginin,<br />
vergi dairesince tarh ve tahakkuk<br />
ettirilerek tecil olunacağı,<br />
söz konusu malların, ihracatçıya<br />
teslim tarihini takip eden aybaşından<br />
itibaren 3 ay içinde ihraç<br />
edilmesi halinde, tecil edilen verginin<br />
terkin olunacağı, İhracatın<br />
şartlara uygun gerçekleştirilmemesi<br />
halinde, tecil olunan vergi<br />
gecikme zammıyla birlikte tahsil<br />
olunacağı hüküm altına alınmıştır.<br />
Konuya ilişkin olarak 23 Seri<br />
No.lu KDV Genel Tebliğinin C bölümünde,<br />
imalatçılar tarafından<br />
ihraç kaydıyla yapılan teslimlerle<br />
ilgili olarak düzenlenen faturalarda,<br />
hesaplanan katma değer<br />
vergisinin mal bedelinden ayrı<br />
olarak gösterileceği, ancak faturaya<br />
"3065 Sayılı Katma Değer<br />
Vergisi Kanunu hükümlerine göre,<br />
ihraç edilmek şartıyla teslim edildiğinden,<br />
Katma Değer Vergisi<br />
tahsil edilmemiştir" ibaresinin yazılacağı<br />
açıklanmıştır.<br />
Buna göre; ihraç kayıtlı satışlar<br />
ile diğer satışların aynı faturada<br />
gösterilmesi mümkün olmakla birlikte,<br />
ihraç kayıtlı teslimlere ilişkin<br />
işlemlerin takibi ve sonuçlandırılması<br />
bakımından bu kapsamdaki<br />
işlemler için ayrı faturalar düzenlenmesi<br />
daha uygun bulunmaktadır.<br />
Not: Soru-Cevaplar muhasebetr.<br />
com’dan alınmıştır.
pratik bilgiler<br />
Pratik bilgiler<br />
MALİ TAKVİM (EKİM 2013)<br />
16-31 Eylül 2013 Dönemi (I) Sayılı Listedeki malların ÖTV beyanı ve ödemesi 12 Ekim<br />
Eylül 2013 Dönemi BSMV ve Özel İletişim Vergisi beyan ve ödemesi<br />
21 Ekim<br />
Eylül 2013 Dönemi II (Tescili olmayan), III ve IV S.L. ÖTV beyanı ve ödemesi<br />
21 Ekim<br />
Eylül 2013 Dönemi KKDF kesintisi bildirimi ve ödenmesi<br />
21 Ekim<br />
Eylül 2013 İlan ve Reklam ile Şans Oyunları Vergisi beyanı ve ödemesi<br />
21 Ekim<br />
Eylül 2013 Dönemine ait Stopajların ve Damga Vergisinin beyanı<br />
23 Ekim<br />
Temmuz-Ağustos-Eylül 2013 Dönemine ait Stopajların Beyanı<br />
23 Ekim<br />
Eylül 2013 Dönemi SGK Aylık Prim ve Hizmet Belgelerinin verilmesi<br />
23 Ekim<br />
Eylül 2013 Dönemine ait Katma Değer Vergisinin beyanı<br />
24 Ekim<br />
Temmuz-Ağustos-Eylül 2013 Dönemine ait Katma Değer Vergisi'nin Beyanı<br />
24 Ekim<br />
1-15 Ekim 2013 Dönemi (I) Sayılı Listedeki malların ÖTV beyanı ve ödemesi 25 Ekim<br />
Eylül 2013 Dönemi Stopajların ve Damga Vergisinin ödemesi<br />
28 Ekim<br />
Eylül 2013 Dönemine ait Katma Değer Vergisinin ödemesi<br />
28 Ekim<br />
Eylül 2013 Dönemi SGK ve İşsizlik Sigortası Prim Borçlarının ödemesi<br />
31 Ekim<br />
Eylül 2013 Dönemi Ba ve Bs Formlarını verme süresi<br />
31 Ekim<br />
SMMMO’ya Nispi Aidatların 2.Taksit Ödemesi<br />
31 Ekim<br />
ÜCRETLERLE İLGİLİ BİLGİLER (01.07.2013 – 31.12.2013)<br />
16 yaşından büyükler için asgari ücret – 1.021,50 SGK Primine Esas Taban ve Tavan Sınırları<br />
16 yaşından küçükler için asgari ücret – 877,50 Aylık Taban Sınırı: – 1.021,50 Aylık Tavan Sınırı: – 6.639,90<br />
Asgari ücretten kesintiler<br />
16 yaş + Asgari ücrete göre işçilik maliyeti<br />
Brüt Ücret<br />
Sigorta Primi İşçi Payı (%14)<br />
İşsizlik Sigortası Primi (%1)<br />
Gelir Vergisi Matrahı<br />
Gelir Vergisi<br />
1.021,50<br />
143,01<br />
10,22<br />
868,27<br />
130,24<br />
Asgari Ücret<br />
Sigorta Primi İşveren Payı (%19.5)<br />
İşsizlik Sigortası İşveren Payı (%2)<br />
Toplam Maliyet<br />
Vergiden Müstesna Yemek Bedeli<br />
1.021,50<br />
199,19<br />
20,43<br />
1.241,12<br />
12,00<br />
Damga Vergisi<br />
7,75 Vergiden istisna yurtiçi harcırah tavanı 46,00<br />
AGİ Tutarı (Bekarlar için)<br />
(-) 73,40 Kıdem Tazminatı Tavanı 3.129,25<br />
Kesintiler Toplamı<br />
217,82<br />
Net Ücret<br />
803,68<br />
Çocuk Yardımı (AÜ x %2) 20,43<br />
İşs. Sig. Kes.: İşçi - % 1; İşv. - % 2; Devlet - % 1 Aile Yardımı (AÜ x %10) 102,15<br />
50 VE DAHA FAZLA İŞÇİ ÇALIŞTIRAN İŞYERLERİNDE<br />
ÇALIŞTIRMA ZORUNLULUĞU ORANLARI VE CEZALARI<br />
Kamu işyeri Özel Sektör işyeri Çalıştırmama Cezaları<br />
Özürlü İşçi Çalıştırma Oranı % 4 % 3 1.832,00<br />
Eski Hükümlü Çalıştırma Oranı % 2 - 1.832,00<br />
4/a (SSK) KAPSAMINDA SİGORTALILARIN PRİM ORANLARI (01.10.2008’den itibaren)<br />
Sigorta Kolu İşçi Payı (%) İşveren Payı (%) Toplam (%)<br />
Kısa Vadeli Sigorta Kolları Prim Oranı<br />
(İş Kazası ve Meslek Hastalıkları Primi)<br />
- 1 – 6,5 1 – 6,5<br />
Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Prim Oranı 9 11 20<br />
Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Prim Oranı<br />
(Fiili Hizmet Süresi Zammı Uygulanan İşyerleri İçin)<br />
9 12 - 14 21 – 23<br />
Genel Sağlık Sigortası Prim Oranı 5 7,5 12,5<br />
Toplam 14 19,5 - 28 33,5 - 42<br />
Bilanço<br />
B<br />
103<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
pratik bilgiler<br />
pratik bilgiler<br />
4/b (Bağ-Kur) KAPSAMINDA SİGORTALILARIN PRİM ORANLARI (01.10.2008’den itibaren)<br />
Sigorta Kolu Toplam (%)<br />
Kısa Vadeli Sigorta Kolları Prim Oranı<br />
(İş Kazası ve Meslek Hastalıkları Primi)<br />
1 – 6,5<br />
Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Prim Oranı 20<br />
Genel Sağlık Sigortası Prim Oranı 12,5<br />
Toplam 33,5 – 39<br />
4/c (Devlet Memurları) KAPSAMINDA SİGORTALILARIN PRİM ORANLARI (01.10.2008’den itibaren)<br />
Sigorta Kolu İşçi Payı (%) İşveren Payı (%) Toplam (%)<br />
Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Prim Oranı 9 11 20<br />
Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Prim Oranı<br />
(Fiili Hizmet Süresi Zammı Uygulanan İşyerleri İçin)<br />
9 14,33 - 21 23,33 – 30<br />
Genel Sağlık Sigortası Prim Oranı 5 7,5 12,5<br />
Toplam 14 18,5 – 28,5 32,5 – 42,5<br />
İSTEĞE BAĞLI SİGORTALILARIN PRİM ORANLARI (01.10.2008’den itibaren)<br />
Sigorta Kolu Toplam (%)<br />
Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Prim Oranı 20<br />
Genel Sağlık Sigortası Prim Oranı 12<br />
Toplam 32<br />
4/b (Bağ-Kur) KAPSAMINDA ÇALIŞAN EMEKLİLERİN SGDP ORANLARI (01.10.2008’den itibaren)<br />
SGDP Kesintisine Tabi Emekli Aylığı<br />
4/b Sigortalılarına ilgili yılı Ocak ayında ödenen en yüksek yaşlılık<br />
aylığını geçmemek üzere, emekli aylığı üzerinden<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
104<br />
2008 Yılında<br />
(%)<br />
Bilanço<br />
B<br />
2009 Yılında<br />
(%)<br />
2010 Yılında<br />
(%)<br />
2011’den<br />
İtibaren (%)<br />
12 13 14 15<br />
4/a (SSK) KAPSAMINDA ÇALIŞAN EMEKLİLERİN SGDP ORANLARI (01.10.2008’den itibaren)<br />
İşçi Payı (%) İşveren Payı (%) Toplam (%)<br />
Çalışılan işin iş kazası ve meslek hastalığı<br />
prim oranına göre<br />
7,5 23,5 - 29 31 – 36,5<br />
SS ve GSS KANUNU’NA GÖRE UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI (TL)<br />
(01.07.2013 – 31.12.2013)<br />
Sigortalı işe giriş bildirgesi ile genel sağlık sigortası giriş bildirgesinin verilmemesi yada e-Sigorta<br />
1.021,50<br />
ortamında bildirilmesi gerektiği halde bildirilmemesi halinde, her bir sigortalı için aylık AÜ tutarında<br />
Sigortalı işe giriş bildirgesinin verilmediğinin Kurumca tespit edilmesi halinde, her bir sigortalı için<br />
2.043,00<br />
aylık AÜ x 2 katı tutarında<br />
Sigortalı işe giriş bildirgesinin verilmemesinin Kurumca tespit edildiği yada kamu kurum ve kuruluşlarından<br />
alınan belgelerden tespit edilmesi halinde ilgili idarenin yazısının Kuruma intikal ettiği tarihi 5.107,50<br />
takip eden bir yıl içersinde tekrarlanması halinde, her bir sigortalı için aylık AÜ x 5 beş katı tutarında<br />
İşyeri bildirgesinin verilmemesi yada e-Sigorta üzerinden göndermekle yükümlü oldukları halde<br />
gönderilmemesi<br />
- Kamu idareleri ile bilanço esasına göre defter tutan işyerleri için aylık AÜ x 3 katı tutarında 3.064,50<br />
- Diğer defterleri tutan işyerleri için aylık AÜ x 2 katı tutarında 2.043,00<br />
- Defter tutmakla yükümlü olmayan işyerleri için AÜ tutarında 1.021,50<br />
Asıl veya ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin, Kurumca belirlenen şekil ve usulde süresi<br />
içinde Kuruma verilmemesi yada e-Sigorta yoluyla gönderilmemesi halinde (Her bir fiil için);<br />
- Belgenin asıl olması halinde aylık AÜ x 2 katını (2.043,00 TL’yi) geçmemek üzere, belgede kayıtlı<br />
sigortalı sayısı başına aylık asgari ücretin beşte biri<br />
204,30<br />
tutarında
B<br />
pratik bilgiler<br />
- Belgenin ek olması halinde aylık AÜ x 2 katını (2.043,00 TL’yi) geçmemek üzere, her bir ek<br />
127,69<br />
belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına aylık asgari ücretin sekizde biri tutarında<br />
Sigortalıların 30 günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin aylık prim ve hizmet belgesinin<br />
verilmesi gereken süre içinde Kuruma verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin Kurumca geçerli<br />
510,75<br />
sayılmaması nedeniyle ek belgenin Kurumca re’sen düzenlenmesi halinde; A.Ü. x 2′yi geçmemek<br />
üzere belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına aylık asgari ücretin yarısı tutarında<br />
Aylık Prim ve Hizmet Belgelerinin Kuruma bildirilmediğinin yada eksik bildirildiğinin (hizmet yada<br />
kazançlarının) Kamu kurum ve kuruluşlarından alınan bilgilerden veya Kurumun kontrolle görevli<br />
2.043,00<br />
memurlarınca tespit edilmesi halinde; (Belgenin asıl yada ek nitelikte olup olmadığı ile işverence<br />
düzenlenip düzenlenmediğine bakılmaksızın, aylık AÜ x 2 katı)<br />
Asgari işçilik incelemesinin Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yada SMMM,<br />
YMM’lerce yapıldığı durumlarda belgenin Kurumca Re’sen düzenlemesi halinde; (Asgari işçilik tutarının<br />
maledildiği her bir ay için, aylık AÜ x 2 katı tutarında)<br />
2.043,00<br />
İşyerine ait defter, kayıt ve belgelerin ibraz edilmesine ilişkin Kurumca gönderilen yazının alındığı<br />
tarihten itibaren 15 gün içinde mücbir sebep olmaksızın Kuruma ibraz edilmemesi halinde:<br />
- Bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü olanlar için aylık AÜ x 12 katı tutarında 12.258,00<br />
- Diğer defterleri tutmakla yükümlü olanlar için aylık AÜ x 6 katı tutarında 6.129,00<br />
- Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için aylık AÜ x 3 katı tutarında 3.064,50<br />
İşyerine ait defterlerin kullanılmaya başlanmadan önce tasdik ettirilmesi zorunlu olduğu halde tasdiksiz<br />
kullanılmış olması halinde; (Tutmakla yükümlü olunan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi<br />
510,75<br />
nedeniyle verilen ceza tutarını (A.Ü. x 12, 6, 3) geçmemek üzere, geçersizlik halinin gerçekleştiği<br />
her bir ay için AÜ yarısı tutarında)<br />
İşyerine ait defterlerin bilanço esasına göre tutulması gerekirken işletme hesabını esasına göre tutulmuş<br />
olması halinde; (Tutmakla yükümlü olunan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle<br />
510,75<br />
verilen ceza tutarını (A.Ü. x 12, 6, 3) geçmemek üzere, geçersizlik halinin gerçekleştiği her bir ay<br />
için AÜ yarısı tutarında)<br />
İbraz edilen defter ve belgelerin spek tutarlarının belirlenmesine imkan vermeyecek şekilde usulsüz<br />
ve noksan tutulması yada defterlere sigortalıya yapılan ödemelerin işlenmemiş olması halinde;<br />
510,75<br />
(Tutmakla yükümlü olunan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle verilen ceza tutarını<br />
(A.Ü. x 12, 6, 3) geçmemek üzere, geçersizlik halinin gerçekleştiği her bir ay için AÜ yarısı tutarında)<br />
İbraz edilen aylık ücret tediye bordrosunda yer alması gereken bilgilerin eksik olması nedeniyle Kurumca<br />
geçersiz sayılması halinde; (Her bir geçersiz ücret tediye bordrosu için AÜ yarısı tutarında)<br />
510,75<br />
Asgari işçilik uygulaması kapsamında Kurumca kamu kurum ve kuruluşlarından yada bankalardan<br />
2.043,00<br />
istenilecek bilgi ve belgelerin Kanunda belirtilen sürede gönderilmemesi halinde (AÜ x 2 katı<br />
Kurumca onaylanan Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin işyerinde asılı tutulmaması halinde aylık<br />
2.043,00<br />
AÜ x 2 katı tutarında<br />
Sigortalı işten ayrılış bildirgesinin verilmemesi (Sadece 4/1-b sigortalıları için) halinde (AÜ) 1.021,50<br />
Kamu idarelerince vazife malullüğüne sebep olan olayın Kuruma bildirilmemesi halinde (AÜ) 1.021,50<br />
İhale konusu işleri üstlenenlerin ve bunların adreslerinin ihale makamlarınca Kurumumuza bildirilmemesi<br />
halinde aylık AÜ tutarında<br />
1.021,50<br />
Kamu idarelerinin yada bankaların işlem yaptığı kişilerle ilgili sigortalılık kontrolü neticesinde sigortalılığı<br />
bulunmayan kişilerin Kuruma bildirilmemesi halinde (Her bir sigortalı başına aylık AÜ onda 102,15<br />
biri tutarında)<br />
Şirket kuruluşu aşamasında çalıştırılacak sigortalı sayısını ve bunların işe başlama tarihinin işveren<br />
tarafından Ticaret sicil memurlularına bildirilmesi halinde anılan Kurum tarafından SGK’ya bildirilmemesi<br />
halinde, (Her bir bildirim yükümlülüğü için aylık AÜ tutarında)<br />
1.021,50<br />
Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili kamu ve özel hukuk tüzel kişilerince ruhsat niteliği<br />
taşıyan işlemlere ilişkin belgeler ile istihdama ilişkin bilgilerin Kuruma bildirilmemesi halinde, (Her 1.021,50<br />
bir bildirim yükümlülüğü için aylık AÜ tutarında)<br />
Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının 5510 sayılı Kanun’dan doğan inceleme<br />
ve soruşturma görevlerini yerine getirmeleri sırasında görevlerini yapmasına engel olan işverenler,<br />
sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişilere, aylık AÜ x 5 katı<br />
5.107,50<br />
tutarında<br />
Bilanço<br />
105<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
pratik bilgiler<br />
pratik bilgiler<br />
Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının görevlerini yapmasını engellemek<br />
amacıyla cebir ve tehdit kullanan işverenler, sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişilere,<br />
aylık AÜ x 10 katı tutarında<br />
Kurum tarafından istenen bilgi ve belgeleri belirlenen süre içinde mücbir sebep olmaksızın vermeyen<br />
kamu idareleri, bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlar ile<br />
diğer gerçek ve tüzel kişiler hakkında, aylık AÜ x 5 katı tutarında<br />
Kurum tarafından istenen bilgi ve belgeleri geç veren kamu idareleri, bankalar, döner sermayeli kuruluşlar,<br />
kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlar ile diğer gerçek ve tüzel kişiler hakkında, aylık AÜ<br />
x 2 katı tutarında<br />
4/a kapsamındaki sigortalılara geçici iş göremezlik ödeneği ödemelerinde 100. maddeye istinaden<br />
Kurumca işverenlerden istenilen bildirimlerin belirlenen süre içerisinde ve elektronik ortamda yapılmaması<br />
halinde sigortalı başına aylık asgari ücretin onda biri tutarında<br />
4/a kapsamındaki sigortalılara geçici iş göremezlik ödeneği ödemelerinde 100. maddeye istinaden<br />
Kurumca işverenlerden istenilen bildirimlerin hiç yapılmaması halinde sigortalı başına aylık asgari<br />
ücretin yarısı tutarında<br />
4/a kapsamındaki sigortalılığı sona erenlere ilişkin bildirim ile sandık iştirakçiliğinin başlama veya<br />
sona ermesine ilişkin bildirimi, süresi içinde ya da Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun olarak<br />
yapmayanlar veya Kurumca internet, elektronik vb. ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde<br />
anılan ortamda göndermeyenler hakkında, her bir sigortalı için aylık asgari ücret tutarında<br />
Genel sağlık sigortalılarının bakmakla yükümlü oldukları kişilere ait bilgi girişlerini süresinde yapmayanlar<br />
ile bakmakla yükümlü olunan kişi olmayanlara ait bilgi girişi yapanlara asgari ücretin yarısı<br />
tutarında<br />
Yapılması gereken bildirim veya kontrol yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, her bir fiil<br />
için asgari ücret tutarında<br />
10.215,00<br />
5.107,50<br />
2.043,00<br />
102,15<br />
510,75<br />
1.021,50<br />
510,75<br />
1.021,50<br />
4857 SAYILI İŞ KANUNU’NA GÖRE UYGULANACAK PARA CEZALARI (01.01.2013’den İtibaren)<br />
Kanun Ceza<br />
Ceza Miktarı<br />
(TL)<br />
Cezayı Gerektiren Fiil<br />
Mad. Mad.<br />
3/1-2 98 İşyeri bildirim yükümlülüğüne aykırı davranış (çalıştırılan her işçi için) 144<br />
3/2 98<br />
İş Kanunu’nun 3. maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan işyerinin muvazaalı<br />
olarak bildirilmesi (asıl işveren ile alt işveren için ayrı ayrı)<br />
14.651<br />
3, 85 98<br />
Ağır ve tehlikeli iş kapsamındaki işyerinin bildirim yükümlülüğüne aykırı davranmak<br />
(çalıştırılan her işçi için)<br />
1.463<br />
5 99/a İşçilere eşit davranma ilkesine uyulmayan her işçi için 118<br />
7 99/a Geçici iş ilişkisi hükümlerine aykırı davranılan her işçi için 118<br />
8 99/b Çalışma koşullarına ilişkin belge verilmeyen her işçi için 118<br />
14 99/b Çağrı üzerine çalışma usulüne ilişkin hükümlere uyulmayan her işçi için 118<br />
28 99/c Çalışma belgesi verilmeyen veya belgesine yanlış bilgi yazılan her işçi için 118<br />
29 100 Toplu işten çıkarma hüküm. aykırı davranarak işten çıkarılan her bir işçi için 485<br />
30 101 Çalıştırılmayan her özürlü ve çalıştırılmayan her ay için 1.832<br />
30 101 Çalıştırılmayan her eski hükümlü ve çalıştırılmayan her ay için 1.832<br />
32 102/a<br />
Ücret ile Kanundan veya TİS’den veya iş sözleşmesinden doğan ücretin kasten<br />
ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde her işçi ve her ay için<br />
134<br />
32 102/a<br />
Ücret, prim, ikramiye vb. her çeşit istihkakın zorunlu tutulduğu halde özel olarak<br />
açılan banka hesabına ödenmemesi halinde her işçi ve har ay için<br />
134<br />
39 102/a Asgari ücret ödenmeyen veya eksik ödenen her işçi ve her ay için 134<br />
37 102/b Ücret hesap pusulası düzenlememek 485<br />
38 102/b Yasaya aykırı olarak ücret kesme cezası vermek 485<br />
52 102/b<br />
Yüzde usulü uygulanan işyerlerinde, her hesap pusulasının genel toplamını<br />
gösteren belgeyi işçilerin seçtiği temsilciye vermemek<br />
485<br />
41 102/c<br />
Fazla çalışma ücreti ödenmeyen, hak ettiği serbest zamanı altı ay içinde kullandırılmayan,<br />
onayı alınmadan fazla çalıştırılan her bir işçi için<br />
237<br />
56 103 Yıllık ücretli izni yasaya aykırı olarak bölünen her işçi için 237<br />
57 103 Yıllık izin ücretini yasaya aykırı şekilde veya eksik ödenen her işçi için 237<br />
59 103<br />
İş sözleşmesinin sona ermesinde kullanılmadığı iznin ücreti ödenmeyen her<br />
bir işçi için<br />
237<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
106<br />
B<br />
Bilanço
B<br />
pratik bilgiler<br />
60 103<br />
İzin yönetmeliğine aykırı olarak izin kullandırılmayan veya eksik kullandırılan<br />
her işçi için<br />
237<br />
63 104 Çalışma sürelerine ve buna ilişkin yönetmelik hükümlerine uymamak 1.293<br />
64 104 Telafi çalışmasına ilişkin yasa hüküm. uyulmadan çalıştırılan her işçi için 237<br />
68 104 Ara dinlenmelerini yasa hükmüne göre uygulamamak 1.293<br />
69 104<br />
İşçileri geceleri 7,5 saatten fazla çalıştırmak, gece ve gündüz postalarını değiştirmemek<br />
1.293<br />
71 104 Çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağı hüküm. aykırı davranmak 1.293<br />
72 104<br />
18 yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınları yer ve su altında çalıştırmak<br />
1.293<br />
73 104<br />
Gece çalıştırma yasağına ilişkin kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı davranmak<br />
1.293<br />
74 104<br />
Doğum öncesi ve sonrası sürelerde kadınları çalıştırmak veya ücretsiz izin<br />
vermemek<br />
1.293<br />
75 104 İşçi özlük dosyalarını düzenlememek 1.293<br />
76 104 Çalışma sürelerine ilişkin yönetmelik hükümlerine uymamak 1.293<br />
77 105/c İş sağlığı ve iş güvenliğinin gerektirdiği koşullara uymamak 1.347<br />
78 105/a<br />
İş sağlık ve güvenliği yönetmelik hüküm. göre alınmayan her iş sağlığı ve güvenliği<br />
önlemi için (alınmayan önlemler için izleyen her ay aynı miktarda)<br />
269<br />
78 105/c<br />
İşletme belgesi almadan işyeri açmak veya belgelendirilmesi gereken işler veya<br />
ürünler için belge almamak<br />
1.347<br />
79 105/c<br />
Faaliyeti durdurulan işi izin almadan devam ettirmek veya kapatılan işyerini<br />
izinsiz açmak<br />
1.347<br />
80 105/c<br />
İş sağlığı ve iş güvenliği kurullarının kurulması ve çalıştırması ile ilgili hükümlere<br />
aykırı davranmak, iş sağlığı ve iş güvenliği kurullarınca alınan kararları uygulamamak<br />
1.347<br />
81 105/c<br />
İşyeri sağlık ve güvenlik birimi oluşturma, işyeri hekimi ile diğer sağlık personeli<br />
görevlendirme, iş güvenliği uzmanı olan mühendis veya teknik eleman görevlendirme<br />
1.347<br />
yükümlülüğünü yerine getirmemek<br />
85 105/d<br />
Ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılan 16 yaşından küçük her işçi ve yönetmelikte<br />
gösterilen yaş kayıtlarına aykırı çalıştırılan her işçi için<br />
1.347<br />
85 105/d<br />
Ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılan çalıştığı işle ilgili mesleki eğitim almamış her<br />
işçi için<br />
592<br />
86 105/b Sağlık raporu alınmadan ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılan her bir işçi için 269<br />
87 105/b Sağlık raporu alınmayan 18 yaşından küçük her bir işçi için 269<br />
88 105/c Gebe veya çocuk emziren kadınlar hakkındaki yönetmeliğe uymamak 1.347<br />
89 105/c İş Kanununa göre çıkarılan çeşitli yönetmeliklere aykırı davranmak 1.347<br />
90 106 İş-kur’dan izin almaksızın iş ve işçi bulma aracılık faaliyetinde bulunmak 14.651<br />
92/2<br />
İş müfettişlerinin davetine gelmemek, ifade ve bilgi vermemek, gerekli belge ve<br />
107/1-a<br />
delilleri göstermemek, kendilerine gerekli kolaylığı göstermemek<br />
11.721<br />
96/1<br />
İş müfettişleri tarafından ifade ve bilgilerine başvurulan işçilere telkinde bulunmak,<br />
işçileri gerçeği saklamaya sevk etmek veya zorlamak<br />
107/1-b 11.721<br />
96/2<br />
İşçilerin gerçeğe aykırı haberler vererek işvereni gereksiz işlemlerle uğraştırmaları<br />
veya haksız yere kötü duruma düşürmeleri, denetim ve teftişin yapılma-<br />
107/1-b<br />
11.721<br />
sını güçleştirmeleri, kötü niyetli davranışlarda bulunmaları<br />
107/2 107/2<br />
İş müfettişlerinin teftiş ve denetim görevlerini yapmalarını ve sonuçlandırmalarını<br />
engellemek<br />
11.721<br />
İdari para cezası miktarları; (2013 yılında %7,8 Yeniden Değerleme oranında artırılmıştır )<br />
SİGORTA PRİMİNE TABİ OLMAYAN YEMEK PARASI, ÇOCUK VE AİLE ZAMMI İLE SİGORTA TUTARLARI<br />
01.01-30.06.2013 01.07-31.12.2013<br />
Yemek Parası (Günlük) (Günlük AÜ x %6) 1,96 TL 2,04 TL<br />
Çocuk Yardımı (Aylık) 2 çocuk (Aylık AÜ x %2) 19,57 TL 20,43 TL<br />
Aile Yardımı (Aylık) (Aylık AÜ x %10) 97,86 TL 102,15 TL<br />
Özel sigorta/BES Ödemeleri (Aylık AÜ x %30) 293,58 TL 306,45 TL<br />
Bilanço<br />
107<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013
pratik bilgiler<br />
pratik bilgiler<br />
BİRİNCİ SINIF TÜCCAR OLMA HADLERİ (01.01.2013’den itibaren)<br />
1. Mal alım satım işiyle uğraşanlar için, alımların 150.000.TL ve satışların 200.000 TL’yi aşanlar<br />
2. Hizmet işiyle uğraşanlar için, elde ettikleri gayrisafi iş hasılatı 80.000 TL’yi aşanlar<br />
1. ve 2.’deki işlerle uğraşanlar için, iş hasılatının 5 katı ile satışların toplamı 150.000 TL’yi aşanlar<br />
BAZI ÖNEMLİ ORAN VE MAKTU HADLER<br />
Reeskont işlemlerinde iskonto oranı (21.06.2013’den itibaren) ............ % 9,50<br />
Avans işlemlerinde faiz oranı (21.06.2013’den itibaren) ..................... % 11,00<br />
2012 yılı için uygulanacak Yeniden Değerleme Oranı ..................... % 7,80<br />
2013 yılı 2. geçici vergi dönemi Yeniden Değerleme Oranı ……..…% 2,17<br />
2012 yılında uygulanacak Enflasyon İndirimi Oranı ............................... % 84,4<br />
Fatura kullanma mecburiyetinin alt sınırı ............................................... 800 TL<br />
Amortismana tabi iktisadi kıymetleri gider yazabilme sınırı .................. 800 TL<br />
Konut istisnası tutarı (2012 yılı için) ..................................................... 3.000 TL<br />
Konut istisnası tutarı (2013 yılı için) ................................................ 3.200 TL<br />
Bankalar aracılığıyla yapılması zorunlu tahsilat ve tediye sınırı …… 8.000 TL<br />
Zam ve Faiz Oranları Aylık<br />
Gecikme zammı % 1,40<br />
Pişmanlık zammı % 1,40<br />
Gecikme faizi % 1,40<br />
Tecil faizi oranı % 1,00<br />
Ay kesirlerine isabet eden<br />
Gecikme Zammı günlük<br />
olarak hesaplanır<br />
GEÇİCİ VERGİ ORANLARI<br />
Gelir vergisi<br />
% 15<br />
Kurumlar vergisi % 20<br />
2013 GELİRLERİNE UYGULANACAK GELİR VERGİSİ TARİFESİ<br />
10.700 Türk Lirasına kadar ......................................................................................................... % 15<br />
26.000 TL’nin 10.700 Türk Lirası için 1.605 TL, fazlası için ........................................................ % 20<br />
60.000 TL’nin 26.000 Türk Lirası için 4.665 TL, fazlası için ........................................................ % 27<br />
60.000 TL’den fazlasının 60.000 TL’si için 13.845 TL, fazlası için............................................... % 35<br />
2013 ÜCRET GELİRLERİNE UYGULANACAK GELİR VERGİSİ TARİFESİ<br />
10.700 Türk Lirasına kadar ......................................................................................................... % 15<br />
26.000 TL’nin 10.700 Türk Lirası için 1.605 TL, fazlası için ........................................................ % 20<br />
94.000 TL'nin 26.000 Türk Lirası için 4.465 TL, fazlası için ........................................................ % 27<br />
94.000 TL’den fazlasının 94.000 TL’si için 23.025 TL, fazlası için............................................... % 35<br />
2012 GELİRLERİNE UYGULANACAK GELİR VERGİSİ TARİFESİ<br />
10.000 Türk Lirasına kadar .......................................................................................................... % 15<br />
25.000 TL’nin 10.000 Türk Lirası için 1.500 TL, fazlası için ......................................................... % 20<br />
58.000 TL’nin 25.000 Türk Lirası için 4.500 TL, (ücret gelirlerinde 88.000 TL'nin<br />
25.000 TL'si için 4.500 TL), fazlası için ........................................................................................ % 27<br />
58.000 TL’den fazlasının 58.000 TL için 13.410 TL, (ücret gelirlerinde 88.000 TL’den<br />
fazlasının 88.000 TL’si için 21.510 TL), fazlası için………………………………………………..... % 35<br />
GELİR VERGİSİ STOPAJ ORANLARI<br />
Ödemenin Türü<br />
TİCARİ KAZANÇLAR<br />
Yıllara yaygın inşaat ve onarım işi yapanlara ödenen istihkak bedellerinden .....................................<br />
Malları kapı kapı dolaşarak tüketiciye satanlara bu faaliyetleriyle ilgili olarak yapılan komisyon,<br />
prim ve benzeri ödemelerden …………………………………………………………………………...<br />
Başbayiler hariç olmak üzere Milli Piyango İdaresince çıkarılan biletleri satanlara yapılan komisyon,<br />
prim ve benzeri ödemelerden ...........................................................................................<br />
PTT acenteliği yapanlara, bu faaliyetleri nedeniyle ödenen komisyon bedeli üzerinden.............<br />
Vergiden muaf esnafa yapılan ödemelerden<br />
- Havlu, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamulleri, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve her<br />
nevi turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek ve benzeri emtia bedelleri<br />
veya bu emtianın imalinde ödenen hizmet bedelleri üzerinden ...............................................<br />
- Hurda alımları için ........................................................................................................................<br />
- Diğer mal alımları için ..................................................................................................................<br />
- Diğer hizmet alımları (mal ve hizmet karışık) için ……………………….………………..……..…<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
108<br />
Bilanço<br />
B<br />
Oran<br />
% 3<br />
% 20<br />
% 15<br />
% 20<br />
% 2<br />
% 2<br />
% 5<br />
% 10
pratik bilgiler<br />
ZİRAİ KAZANÇLAR<br />
Ticaret borsalarına tescil edilmeden<br />
- Çiftçilerden alınan bitkisel ürün satış bedellerinden …………………….……………….…………<br />
- Çiftçilerden alınan hayvan ve hayvan ürünleri satış bedellerinden .............................................<br />
Ticaret borsalarına tescil ettirilerek<br />
- Çiftçilerden alınan bitkisel ürün satış bedellerinden ………………………………………………..<br />
- Çiftçilerden alınan hayvan ve hayvan ürünleri satış bedellerinden .............................................<br />
Zirai faaliyet kapsamında Orman İdaresine karşı sunulan hizmetler ………………..………………<br />
Zirai faaliyet kapsamında diğer hizmetler için ..................................................................................<br />
Çiftçilere yapılan doğrudan gelir desteği ve alternatif ürün ödemeleri için .....................................<br />
ÜCRETLER<br />
Ücretlerden (istisnadan faydalananlar hariç) ...................................................................................<br />
TJK’ca organize edilen yarışmalara katılan atların jokey, jokey yamakları ve antrenörlerine ödenen<br />
ücretlerden ……………………………………………………………………………………..….…<br />
Sporculara ücret olarak yapılan ödemelerden;<br />
- En üst ligdekiler için …………………………………………………………………………….….…….<br />
- En üst altı ligdekiler için ………………..………………………………………………………………...<br />
- Diğer liglerdekiler için ………………….…………………………………………………………………<br />
- Milli sporculara uluslararası müsabakalara katılmaları karşılığında yapılan ödemelerden ………..<br />
SERBEST MESLEK KAZANÇLARI<br />
Telif niteliğindeki ödemelerden ........................................................................................................<br />
Telif niteliğinde olmayan ödemelerden (noterlere yapılan ödemeler hariç) ....................................<br />
Dar mükellefiyete tabi olanlara telif ve patent haklarının satış dolayısıyla yapılan ödemelerden ...<br />
GAYRİMENKUL SERMAYE İRATLARI<br />
Normal kira ödemelerinden .............................................................................................................<br />
Vakıf ve derneklere ait gayrimenkullerin kiralanması karşılığı bunlara yapılan kira ödemelerinden...<br />
Kooperatiflere ait gayrimenkullerin kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemelerinden<br />
MENKUL SERMAYE İRATLARI<br />
Tam mükellef kurumlar tarafından tam veya dar mükellef gerçek kişiler ile GV ve KV’den muaf<br />
mükelleflere dağıtılan kâr paylarından (kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz) .....<br />
Dağıtılsın veya dağıtılmasın 01.01.2006 tarihinden önce ihraç edilen Devlet tahvili ve Hazine bonosu<br />
faizleri ile TOKİ, KOİ, Öİ tarafından çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirlerden ……….<br />
Tam mükellef kurumlar ve varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen tahvillerin;<br />
- Vadesi 1 yıla kadar olanlardan elde edilen faizlerinden………………………………………………<br />
- Vadesi 1 yıl ile 3 yıl arası olanlardan elde edilen faizlerinden………………………………………..<br />
- Vadesi 3 yıl ile 5 yıl arası olanlardan elde edilen faizlerinden………………………………………..<br />
- Vadesi 5 yıl ve daha uzun olanlardan elde edilen faizlerinden………………………………………<br />
- Yukarıda belirtilenler dışında kalanlar için …………………………………………………………….<br />
01.01.2006 tarihinden itibaren ihraç edilen Devlet tahvili ve Hazine bonosu (eorobondlar hariç)<br />
faizlerinden;<br />
- Sermaye şirketleri, SPK Denetimine tabi fonlar ile 2499 sayılı SPK’ya göre kurulan yatırım fonları<br />
ve ortaklıklarıyla benzer nitelikte olduğu Maliye Bakanlığınca belirlenenler için ……………<br />
- Tam ve dar mükellef gerçek kişiler ile yukarıda sayılanlar dışında kalan kurumlar için …..……….<br />
Bankalar arası piyasadaki paralara yürütülen faizler hariç;<br />
1) Döviz tevdiat hesaplarına yürütülen faizlerden ve katılım bankalarınca döviz katılma hesapları<br />
kâr paylarından:<br />
- Vadesiz ve ihbarlı hesaplar ile 6 aya kadar vadeli hesaplarda…………………………………..…<br />
- 1 yıla kadar vadeli hesaplarda……………………………………………………………………..….<br />
- 1 yıldan uzun vadeli hesaplarda………………………………………………………………..……..<br />
2) Mevduat faizlerinden ve Katılım bankaları kâr paylarından;<br />
- Vadesiz ve ihbarlı hesaplar ile 6 aya kadar vadeli hesaplarda……………………………………..<br />
- 1 yıla kadar vadeli hesaplarda…………………………………………………………………..…….<br />
- 1 yıldan uzun vadeli hesaplarda…………………………………………………………………..…..<br />
3) Repo Gelirlerinden…………………………………………………………………………………..…..<br />
Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan menkul kıymet yatırım fonları ile menkul kıymet yatırım<br />
ortaklıklarının portföy işletmeciği ve diğer kazançları üzerinden …………………………….<br />
Bilanço<br />
B<br />
109<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
% 4<br />
% 2<br />
% 2<br />
% 1<br />
% 2<br />
% 4<br />
% 0<br />
GVK, md. 103<br />
% 20<br />
% 15<br />
% 10<br />
% 5<br />
% 5<br />
% 17<br />
% 20<br />
% 20<br />
% 20<br />
% 20<br />
% 20<br />
% 15<br />
% 0<br />
% 10<br />
% 7<br />
% 3<br />
% 0<br />
% 10<br />
% 0<br />
% 10<br />
% 18<br />
% 15<br />
% 13<br />
% 15<br />
% 12<br />
% 10<br />
% 15<br />
% 0
pratik bilgiler<br />
pratik bilgiler<br />
Bireysel emeklilik sisteminden;<br />
- 10 yıldan az süreyle katkı payı ödeyerek ayrılanlar ile bu süre içinde kısmen ödeme alanlara<br />
yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarlarından.......................................................................<br />
- 10 yıl süreyle katkı payı ödemiş olmakla birlikte emeklilik hakkı kazanmadan ayrılanlar ile<br />
bu süre içinde kısmen ödeme alanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarından.................<br />
- Emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle<br />
ayrılanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarından.....................................................<br />
DİĞER KAZANÇ VE İRATLAR<br />
İMKB’de işlem gören hisse senetlerine (Menkul kıymetler yatırım ortaklıkları hisse senetleri hariç)<br />
ilişkin olarak elde edilen kazançlardan tam ve dar mükellef gerçek kişi ve kurumlar için ….<br />
Hisse senetlerine ve hisse senedi endekslerine dayalı olarak yapılan vadeli işlem ve opsiyon<br />
sözleşmelerinden elde edilen kazançlardan tam ve dar mükellef gerçek kişi ve kurumlar için…<br />
Hisse senetlerine ve hisse senedi endekslerine dayalı olup İMKB’de işlem gören aracı kuruluş<br />
varatlarından elde edilen kazançlardan tam ve dar mükellef gerçek kişi ve kurumlar için………<br />
Menkul kıymet yatırım fonu katılma belgelerinin ilgili fona iadesinden sağlanan gelirlerden (A<br />
Tipi yatırım fonlarının 1 yıldan fazla süreyle elde tutulan katılma belgeleri hariç);<br />
- Sermaye şirketleri, SPK Denetimine tabi fonlar ile 2499 sayılı SPK’ya göre kurulan yatırım fonları<br />
ve ortaklıklarıyla benzer nitelikte olduğu Maliye Bakanlığınca belirlenenler için ……………<br />
- Tam ve dar mükellef gerçek kişiler ile yukarıda sayılanlar dışında kalan kurumlar için …..……….<br />
01.01.2006 tarihinden itibaren Devlet tahvili ve Hazine bonoları (eorobondlar hariç) ile TOKİ, KOİ<br />
ve Öİ tarafından çıkarılan menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlardan;<br />
- Sermaye şirketleri, SPK Denetimine tabi fonlar ile 2499 sayılı SPK’ya göre kurulan yatırım fonları<br />
ve ortaklıklarıyla benzer nitelikte olduğu Maliye Bakanlığınca belirlenenler için ……………<br />
- Tam ve dar mükellef gerçek kişiler ile yukarıda sayılanlar dışında kalan kurumlar için …..……….<br />
Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinden elde edilen kazançlardan (Hisse senetlerine veya hisse<br />
senedi endekslerine dayalı olarak yapılanlar hariç);<br />
- Sermaye şirketleri, SPK Denetimine tabi fonlar ile 2499 sayılı SPK’ya göre kurulan yatırım fonları<br />
ve ortaklıklarıyla benzer nitelikte olduğu Maliye Bakanlığınca belirlenenler için ……………<br />
- Tam ve dar mükellef gerçek kişiler ile yukarıda sayılanlar dışında kalan kurumlar için …..……….<br />
KVK Md. 15’E GÖRE STOPAJ ORANLARI (TAM MÜKELLEFLERLE İLGİLİ)<br />
Ödemenin Türü<br />
Birden fazla takvim yılına yaygın, taahhüde bağlı olarak yapılan inşaat ve onarım işleri ile uğraşan<br />
kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri üzerinden ..........................<br />
Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemelerinden ..<br />
Her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile TOKİ ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul<br />
kıymetlerden (eurobondalar hariç) sağlanan gelirlerden ............................................................<br />
Mevduat faizlerinden (TL ve döviz cinsinden) ve Repo gelirlerinden ……..................................<br />
Katılım bankaları tarafından katılma hesabı karşılığında ödenen kâr paylarından .....................<br />
Kâr ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kâr paylarından ..................................................<br />
Vergiden muaf kurumlara dağıtılan (kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz) aşağıda<br />
belirtilen gelirlerden;<br />
- Her nevi hisse senedi kar payları ve İştirak hisselerinden doğan kazançlardan ......................<br />
- Kurumların idare meclisi ve üyelerine verilen kar payları ………………………………………...<br />
Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan menkul kıymet yatırım fonları (borsa yatırım fonları<br />
ile konut finansman fonları ve varlık finansman fonları dahil) ile menkul kıymet yatırım ortaklıklarının<br />
portföy işletmeciliği kazançları ………………………………………………………………...<br />
Halka açık şirketlerin 1.1.2006 tarihinden sonra iktisap edilen ve 1 yıldan kısa süre elde tutulan<br />
hisse senetlerinin Türkiye’de bulunan banka ve aracı kurumlar aracılığıyla elden çıkarılmasından<br />
sağlanan kazançlar ………………………………………………………………………….....…<br />
Menkul kıymetler yatırım fonu katılma belgelerinin kâr payları üzerinden ……………………..<br />
1.1.2006 tarihinden sonra ihraç edilen her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizlerinden (eurobondlar<br />
hariç) Türkiye'de faaliyette bulunan banka veya aracı kurumlar kanalıyla elden çıkarılmasından<br />
sağlanan kazançlar ………………………………………………………………..….…<br />
Tam mükellef gerçek kişi ve kurumlar tarafından hisse senetlerine veya hisse senedi endekslerine<br />
dayalı olarak yapılan vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri dahil olmak hisse senetlerine<br />
ilişkin olarak elde edilen kazançlar için ………………………………………………………………<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
110<br />
B<br />
Bilanço<br />
% 15<br />
% 10<br />
% 5<br />
% 0<br />
% 0<br />
% 0<br />
% 0<br />
% 10<br />
% 0<br />
% 10<br />
% 0<br />
% 10<br />
Oran<br />
% 3<br />
% 20<br />
% 10<br />
% 15<br />
% 15<br />
% 15<br />
% 15<br />
% 15<br />
% 0<br />
% 10<br />
% 10<br />
% 10<br />
% 0
pratik bilgiler<br />
Sermaye şirketleri ile yatırım fonları ve yatırım ortaklıklarıyla benzer nitelikte olduğu Maliye<br />
Bakanlığınca belirlenenler tarafından elde edilenler hariç olmak üzere (1) numaralı alt bent dışında<br />
kalan kazançlar için ……………………………………………………………………….….…<br />
Hisse senetlerine veya hisse senedi endekslerine dayalı olarak yapılan vadeli işlem ve opsiyon<br />
sözleşmeleri dahil olmak hisse senetlerinden (menkul kıymet yatırım ortaklıkları hisse<br />
senetleri hariç) elde edilen kazançlar için ……………………………………………….…………...<br />
Diğer kazançlar için ………………………………………………………………………….…….……<br />
SPK’ya tabi menkul kıymet yatırım fonları ile menkul kıymet yatırım ortaklıklarının GVK’nın geçici<br />
67. maddesinin 1, 2, 3 ve 4 numaralı fıkralarda belirtilen gelirleri üzerinden ………………..<br />
24.04.2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik belgeleri<br />
kapsamında yararlanılan yatırım indirimi tutarı üzerinden …………………………………..……..<br />
KVK Md. 30’A GÖRE STOPAJ ORANLARI (DAR MÜKELLEFLERLE İLGİLİ)<br />
Ödemenin Türü<br />
Birden fazla takvim yılına yaygın, taahhüde bağlı olarak yapılan inşaat ve onarım işleri ile<br />
uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri üzerinden ……………....<br />
Serbest Meslek Kazançlarından;<br />
- Petrol arama faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak kazançlardan .............................................<br />
- Diğerlerinden (Ücret ödemeleri dahil) ....................................................................................<br />
Gayrimenkul Sermaye İratlarından;<br />
- Finansal kiralama kapsamındaki faaliyetlerden .....................................................................<br />
- Diğerlerinden .........................................................................................................................<br />
Menkul Sermaye İratlarından;<br />
- 1.1.2006 tarihinden sonra ihraç edilen her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu<br />
Konut İdaresi, Özelleştirme İdaresi çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler ……….<br />
- Mevduat faizleri (TL ve Döviz Cinsinden) ve Repo gelirleri ………………………………….....<br />
- Katılım bankaları tarafından katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları ……………..….<br />
- Kâr-zarar ortaklığı belgeleri karşılığı ödenen kâr payları …………………………………….....<br />
Her nevi alacak faizlerinden;<br />
- Yabancı devletler, uluslararası kurumlar veya yabancı banka ve kurumlardan alınan her<br />
türlü krediler için ödenecek faizlerden …………………..………………………………………..<br />
- Bankaların uygun görülen ikincil sermaye benzeri kredileri ile akım veya varlık portföyüne<br />
dayalı olarak yurt dışında menkul kıymetleştirme yöntemiyle temin ettikleri kredileri için<br />
ödenecek faizlerden ………………………………………………………………………………..<br />
- Katılım bankaları tarafından ödenen kâr payları hariç olmak üzere, mal tedarikinden kaynaklanan<br />
vade farkları üzerinden ……………………………………………..……………….…..<br />
- Diğerlerinden ………………………………………...................................................................<br />
Her çeşit senetlerin iskonto edilmesi karşılığından alınan iskonto bedelleri-yurtdışında factoring<br />
kuruluşlarına ödenen faizler …………...…………………………………………………..<br />
Diğer menkul sermaye iratlarından …………………………………………………………………..<br />
Ticari veya zirai kazanca dahil olup olmadığına bakılmak-sızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme,<br />
ticaret unvanı, alameti farika ve benzeri gayrimaddi hakların satışı, devri ve temliki karşılığı<br />
alınan bedeller üzerinden ………………………………………………………...............................<br />
Tam mükellef kurumlar tarafından Türkiye'de iş yeri veya daimî temsilci aracılıyla kâr payı<br />
elde edenler hariç olmak üzere dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf olan<br />
dar mükelleflere dağıtılan kâr paylarından …………………………………………………..……...<br />
Türkiye'de iş yeri veya daimî temsilcisi bulunmayan mükelleflerin, yetkili makamların izniyle<br />
açılan sergi ve panayırlarda yaptıkları ticarî faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar üzerinden ..<br />
Yıllık veya özel beyanname veren dar mükellef kurumların kurum kazancından, hesaplanan<br />
kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısımdan ana merkeze aktardıkları tutar üzerinden..<br />
Halka açık şirketlerin 1.1.2006 tarihinden sonra iktisap edilen ve 1 yıldan kısa süre elde tutulan<br />
hisse senetlerinin Türkiye’de bulunan banka ve aracı kurumlar aracılığıyla elden çıkarılmasından<br />
sağlanan kazançlar ……………………………………………..……………….…………<br />
Menkul kıymetler yatırım fonu katılma belgelerinin kâr payları üzerinden ..……………….…..<br />
1.1.2006 tarihinden sonra ihraç edilen her nevi Tahvil ve Hazine bonolarının Türkiye’de<br />
faaliyette bulunan banka veya aracı kurumlarca elden çıkarılmasından sağlanan gelirler ……<br />
Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinden elde edilen gelirler ……………………………………<br />
Bakanlar Kurulunca “vergi cenneti” ilan edilen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan<br />
kurumlara nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödeme üzerinden ...<br />
B<br />
Bilanço<br />
111<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
% 10<br />
% 0<br />
% 10<br />
% 0<br />
%19,8<br />
Oran<br />
% 3<br />
% 5<br />
% 20<br />
% 1<br />
% 20<br />
% 0<br />
% 15<br />
% 15<br />
% 15<br />
% 0<br />
% 1<br />
% 5<br />
% 10<br />
% 10<br />
% 15<br />
% 20<br />
% 15<br />
% 0<br />
% 15<br />
% 0<br />
% 0<br />
% 0<br />
% 0<br />
% 30
pratik bilgiler<br />
pratik bilgiler<br />
KAÇAKÇILIK SUÇU VE CEZASI<br />
Suçun Çeşidi<br />
Hesap ve muhasebe hileleri yapmak, Gerçekte olmayan kişiler adına hesaplar<br />
açmak, Çift defter tutmak, Defter, kayıt ve belgeleri tahrif etmek veya gizlemek,<br />
Yanıltıcı belge düzenlemek veya kullanmak<br />
Defter, kayıt ve belgeleri yok etmek, Defter sayfalarını kopartarak yok etmek,<br />
Sahte belge düzenlemek veya kullanmak,<br />
Maliye Bakanlığı ile anlaşmalı olmayan matbaaların belge basması ve bu<br />
belgelerin bilerek kullanılması<br />
Cezası<br />
18 aydan 3 yıla kadar<br />
Hapis<br />
3 yıldan 5 yıla kadar<br />
Hapis<br />
2 yıldan 5 yıla kadar<br />
Hapis<br />
VERGİ ZİYAI KABAHATİ VE CEZASI<br />
Vergi Ziyaı Kabahati<br />
Vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme<br />
ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya<br />
eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında<br />
tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini<br />
ifade eder.<br />
Şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe<br />
aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin<br />
noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri<br />
verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı hükmündedir.<br />
Vergi ziyaı, mükellef veya sorumlu tarafından md. 341<br />
de yazılı hallerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesidir.<br />
Vergi Ziyaı Cezası<br />
- Ziyaa uğratılan verginin (vergi aslının) bulunması:<br />
Vergi Ziyaı Cezası = Vergi Ziyaı Tutarı<br />
- Ceza tutarının bulunması:<br />
Vergi Ziyaı Cezası = Vergi Ziyaı x Katsayı<br />
Katsayı<br />
Ağır Nitelikli Fiil (md. 359) 3 kat<br />
Orta Nitelikli Fiil (Serbest) 1 kat)<br />
Hafif Nitelikli Fiil (md. 344/3) 1/2 kat)<br />
USULSÜZLÜK CEZALARINA AİT CETVEL<br />
Mükellef Grupları<br />
I. Derecede II. Derecede<br />
2012 2013 2012 2013<br />
Sermaye Şirketleri 105,00 TL 110,00 TL 58,00 TL 60,00 TL<br />
I. Sınıf Tüccar ve S.M. Erbabı 66,00 TL 70,00 TL 33,00 TL 35,00 TL<br />
II. Sınıf Tüccarlar 33,00 TL 35,00 TL 16,00 TL 17,00 TL<br />
Yukarıdakiler dışında Gelir Vergisi beyanında bulunanlar 16,00 TL 17,00 TL 8,80 TL 9,40 TL<br />
Basit Usule Tabi Olanlar 8,40 TL 9,40 TL 4,00 TL 4,30 TL<br />
Gelir Vergisinden Muaf Esnaf 4,00 TL 4,30 TL 2,30 TL 2,40 TL<br />
ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARININ MAKTU HADLERİ (01.01.2013 – 31.12.2013)<br />
Fatura, Gider Pusulası, Müstahsil Makbuzu, Serbest Meslek Makbuzu verilmemesi, alınmaması<br />
veya eksik düzenlenmesi halinde her bir belge için 190,00 TL’den az olmamak üzere, bu belgelerde<br />
yazılması gereken meblağ veya meblağ farkının<br />
Not: Bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin kesilecek cezanın toplamı 94.000 TL’yi geçemez.<br />
Perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihaz fişi, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma<br />
irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi ile Maliye Bakanlığınca düzenleme zorunluluğu getirilen<br />
belgelerin düzenlenmemesi, kullanılmaması, bulundurulmaması veya gerçeğe aykırı düzenlenmesi<br />
halinde her bir belge için<br />
Not: Her bir belge nev'ine ilişkin olarak her bir tespit için toplam ceza 9.400 TL’yi, her bir belge nev'ine ilişkin bir takvim<br />
yılı içinde kesilecek toplam ceza tutarı ise 94.000 TL’yi aşamaz. (Nihai tüketicilere – 38,00 TL)<br />
Maliye Bakanlığınca tutulma ve günü gününe kayıt edilme mecburiyeti getirilen defterlerin, bulundurulmaması,<br />
günü gününe kayıt yapılmaması, yetkililere ibraz edilmemesi ile levha bulundurma ve<br />
asma mecburiyetine uyulmaması<br />
Belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolarına ilişkin usul ve<br />
esaslar ile muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ilişkin kural ve standartlara<br />
uyulmaması<br />
Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce yapılacak işlemlerde kullanılma zorunluluğu<br />
getirilen vergi numarasını kullanmaksızın işlem yapanlara (Her bir işlem için)<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
112<br />
Bilanço<br />
B<br />
% 10<br />
190,00<br />
190,00<br />
4.300,00<br />
230,00
pratik bilgiler<br />
Belge basımı ile ilgili bildirim görevini yerine getirmeyen matbaa işletmecilerine<br />
700,00<br />
Not: Bu bent uyarınca kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı bir takvim yılı içinde 140.000 TL'yi aşamaz.<br />
Vergi kimlik numarası kullanma zorunluluğu getirilen kuruluşlardan yaptıkları işlemlere ilişkin bildirimleri<br />
belirlenen standartlarda ve zamanda yerine getirmeyenlere<br />
940,00<br />
Maliye Bakanlığının özel işaretli görevlisinin ikazına rağmen durmayan aracın sahibi adına 700,00<br />
Tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle<br />
tevsik etme zorunluluğuna uymayanlara<br />
% 5<br />
Not: Bu bent uyarınca kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı bir takvim yılı içinde 940.000 TL'yi aşamaz.<br />
Bilgi vermekten çekinenler ile 256, 257 ve mükerrer 257. Madde hükmüne uymayanlar için ceza<br />
- Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında ............................................................. 1.200,00<br />
- İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı sabit usulde tespit edilenler hakkında ......... 60,00<br />
- Yukarıdaki bentlerde yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında ................................................ 300,00<br />
Elektronik ortamda Beyanname verme mecburiyetine uyulmaması halinde verilecek cezalar<br />
- Kanuni süresinin sonundan itibaren elektronik ortamda 30 gün içinde verilmesi .........................<br />
- Kanuni süresinin sonundan itibaren elektronik ortamda ikinci 30 gün içinde verilmesi ................<br />
- Yukarıdaki sürelerden sonra verilmesi veya Kağıt ortamında verilmesi ………………………......<br />
E-bildirim veya E-formlara ilişkin olarak süresinden sonra düzeltme amacıyla verilmesi halinde<br />
- Kanuni sürelerin sonundan itibaren 10 gün içinde verilmesi halinde .........................................<br />
- Takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezasının<br />
Bilanço<br />
B<br />
113<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
Yukarıdaki<br />
cezaların<br />
1/10’ü<br />
1/5'i<br />
1/1’i<br />
Ceza Yok<br />
1/5'i<br />
Tahsilat ve Ödemeleri Banka, Benzeri Finans Kurumları veya Postane belgeleri ile tevsik zorunluluğu sınırı – 8.000 TL<br />
Not: Tevsik etme zorunluluğuna uymayanlara bir takvim yılı içinde kesilecek toplam özel usulsüzlük cezası – 940.000 TL<br />
TARHİYAT SONRASI UZLAŞMA KOMİSYONLARININ YETKİ SINIRLARI<br />
A) VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI KURULAN YERLERDE<br />
Uzlaşma Komisyonları Kurulma Bölgesi Yetki Sınırı (TL)<br />
Vergi Daireleri Koordinasyon Uzlaşma Komisyonu 3.000.000,00<br />
Vergi Dairesi<br />
Başkanlığı<br />
Uzlaşma<br />
Komisyonu<br />
Vergi Dairesi Uzlaşma Komisyonu<br />
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı 900.000,00<br />
I. Grup: Ankara ve İzmir 750.000,00<br />
II. Grup: Adana, Antalya, Bursa, Kocaeli, Mersin, Konya 600.000,00<br />
III. Grup: Aydın, Balıkesir, Denizli, Eskişehir, Hatay, Gaziantep, Kayseri,<br />
Manisa, Muğla, Samsun, Tekirdağ<br />
450.000,00<br />
IV. Grup: Diyarbakır, Edirne, Erzurum, Malatya, Sakarya, Trabzon,<br />
Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Zonguldak<br />
300.000,00<br />
İstanbul İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı 35.000,00<br />
I. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 12.500,00<br />
Diğer İl Merkezlerindeki<br />
II. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 7.500,00<br />
Vergi Dairesi Bünyesinde<br />
III. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 5.000,00<br />
Kurulan<br />
IV. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 3.000,00<br />
İl Merkezleri Dışında<br />
Yer Alan<br />
Vergi Dairesi<br />
Bünyesinde<br />
Kurulan<br />
Mal Müdürlükleri<br />
Bünyesinde<br />
Kurulan<br />
I. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 30.000,00<br />
II. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 25.000,00<br />
III. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 20.000,00<br />
IV. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 15.000,00<br />
I. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 6.000,00<br />
II. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 5.000,00<br />
III. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 4.000,00<br />
IV. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 3.000,00<br />
B) VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI KURULMAYAN YERLERDE<br />
Uzlaşma Komisyonları<br />
Yetki Sınırı (TL)<br />
Vergi Daireleri Koordinasyon Uzlaşma Komisyonu 3.000.000,00<br />
Defterdarlık Uzlaşma Komisyonu 50.000,00<br />
Vergi Dairesi Uzlaşma<br />
İl merkezlerindeki 3.000,00<br />
Komisyonu<br />
İl merkezleri dışında<br />
Vergi dairesi bünyesinde kurulan 15.000,00<br />
Mal müdürlükleri bünyesinde kurulan 3.000,00<br />
Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı Uzlaşma Komisyonu 2.000.000,00<br />
Not: 3.000.000 TL'yi geçen uzlaşma talepleri Merkezi Uzlaşma Komisyonu tarafından sonuçlandırılır.
pratik bilgiler<br />
pratik bilgiler<br />
BAZI DAMGA VERGİSİ ORANLARI VE MAKTU TUTARLAR<br />
Belli parayı ihtiva eden kâğıtlar:<br />
1. Mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknameler ……………………………….<br />
2. Kira mukavelenameleri (Mukavele süresine göre kira bedeli üzerinden)…………...<br />
3. Kefalet, teminat ve rehin senetleri………………………………………………………<br />
4. Tahkimnameler ve sulhnameler…………………………………………………………<br />
5. Fesihnameler (Belli parayı ihtiva eden bir kâğıda taalluk edenler dahil)……………<br />
6. Karayolları Trafik Kanunu uyarınca kayıt ve tescil edilmiş ikinci el araçların satış<br />
ve devrine ilişkin sözleşmeler ………………………………………………………….<br />
Maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken<br />
bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan<br />
paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ve kâğıtlar<br />
Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi .....................................................................................<br />
Kurumlar Vergisi Beyannamesi .......................................................................................<br />
Katma Değer Vergisi Beyannamesi ………………………………………………………..<br />
Muhtasar Beyanname .....................................................................................................<br />
Diğer Vergi Beyannameleri .............................................................................................<br />
Gümrüklere verilen beyannameler ..................................................................................<br />
Belediyelere verilen beyannameler .................................................................................<br />
SSK’ya verilen sigorta prim bildirgeleri……………………………………………………..<br />
Bilançolar .........................................................................................................................<br />
Gelir Tabloları ..................................................................................................................<br />
İşletme Hesabı Hülasası ..................................................................................................<br />
Binde 9,48<br />
Binde 1,89<br />
Binde 9,48<br />
Binde 9,48<br />
Binde 1,89<br />
Binde 1,89<br />
Binde 7,59<br />
39,65 TL<br />
53,00 TL<br />
26,25 TL<br />
26,25 TL<br />
26,25 TL<br />
53,00 TL<br />
19,55 TL<br />
19,55 TL<br />
30,60 TL<br />
14,85 TL<br />
14,85 TL<br />
BİLDİRİM SÜRELERİ<br />
Bildirilmesi Gereken Olay<br />
Bildirim Süresi<br />
İşe Başlama<br />
Gerçek Kişilerde İşe Başlama Tarihinden İtibaren 10 Gün İçinde<br />
Kendilerince veya 3568 Sayılı Kanuna Göre Yetki Almış Meslek<br />
Mensuplarınca , Şirketlerin Kuruluşlarında İşe Başlama Bildirimleri<br />
ise Başlama Tarihinden İtibaren 10 Gün İçinde Ticaret Sicil<br />
Memurluğunca İlgili Vergi Dairesine Yapılır.<br />
Adres, İş veya İşletme Değişikliği<br />
Olayın Vukuundan İtibaren Bir Ay İçerisinde<br />
İşi Bırakma, Nakil, Ölüm<br />
Olayın Vukuundan İtibaren Bir Ay İçerisinde<br />
Tasfiye ve İflas<br />
Olayın Vukuundan İtibaren Bir Ay İçerisinde<br />
Ödeme Kaydedici Cihaz Satın Alma Ö.K.C. Kullandırmayı Gerektiren Tarihten İtibaren 30 Gün<br />
Ödeme Kaydedici Cihazı Bildirme<br />
Satın Alındığı Tarihten İtibaren 15 Gün<br />
Kendi İsteği İle Ö.K.C. Kullanmaya Başlama Kullanmaya Başlama Tarihinden İtibaren 30 Gün<br />
İşi Bırakmada Ö.K.C. Mühürletme<br />
İşi Bırakma Tarihinden İtibaren Bir Ay<br />
Tekrar Ö.K.C..Kullanmada Mührü Açtırma İşe Başlama Tarihinden İtibaren 30 Gün<br />
DAVA AÇMA SÜRELERİ<br />
Dava Konusu Mahkeme Dava Açma Süresi Dayanağı<br />
Vergi veya Ceza<br />
Vergi Usul Kanunu<br />
Vergi Mahkemesine Tebliğden İtibaren 30 Gün İçinde<br />
İhbarnamesine<br />
2577 S.K. İşlem Yönergesi<br />
İhtirazi Kayıtla Verilen<br />
Tahakkuk Tarihinden İtibaren<br />
Vergi Mahkemesine<br />
Beyannameye<br />
30 Gün İçinde<br />
2577 S.K. İşlem Yönergesi<br />
Ödeme Emrine Vergi Mahkemesine Tebliğden İtibaren 7 Gün İçinde<br />
6183 Sayılı Kanun<br />
2577 S.K. İşlem Yönergesi<br />
Haciz Varakasına Vergi Mahkemesine<br />
Haciz Tarihinden İtibaren 7 Gün 6183 Sayılı Kanun<br />
İçinde<br />
2577 S.K. İşlem Yönergesi<br />
İhtiyati Hacze Vergi Mahkemesine<br />
Haciz Tarihinden İtibaren 7 Gün 6183 Sayılı Kanun<br />
İçinde<br />
2577 S.K. İşlem Yönergesi<br />
Temyiz Davası Danıştay'a Kararın Tebliğinden İtibaren 30 Gün<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
114<br />
Bilanço<br />
B
pratik bilgiler<br />
ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ (ÜFE) (2003 = 100)<br />
Aylar<br />
Yıllar Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık<br />
2004 107,17 107,40 108,03 110,49 115,50 116,43 115,56 116,69 117,53 120,43 120,43 119,13<br />
2005 118,64 118,77 120,27 121,72 121,96 121,38 120,48 121,73 122,68 123,52 122,35 122,30<br />
2006 124,70 125,02 125,33 127,76 131,30 136,58 137,76 136,73 136,41 137,03 136,63 136,46<br />
2007 136,39 137,68 139,02 140,13 140,68 140,53 140,62 141,82 143,26 143,07 144,35 144,57<br />
2008 145,18 148,90 153,62 160,53 163,93 164,46 166,51 162,62 161,16 162,08 162,03 156,29<br />
2009 156,65 158,48 158,94 159,97 159,89 161,40 160,26 160,93 161,92 162,38 164,48 165,56<br />
2010 166,52 169,29 172,58 176,64 174,61 173,73 173,46 175,46 176,35 178,48 177,92 180,25<br />
2011 184,51 187,69 189,98 191,14 191,43 191,44 191,39 194,76 197,77 200,94 202,24 204,27<br />
2012 205,05 204,86 205,60 205,77 206,86 203,77 203,13 203,65 205,75 206,11 209,53 209,28<br />
2013 208,90 208,63 210,33 209,26 211,35 214,43 216,56 216,65 218,56<br />
TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) (2003 = 100)<br />
Aylar<br />
Yıllar Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık<br />
2004 104,81 105,35 106,36 106,89 107,35 107,21 107,72 108,54 109,57 112,03 113,50 113,86<br />
2005 114,49 114,51 114,81 115,63 116,69 116,81 116,14 117,13 118,33 120,45 122,14 122,65<br />
2006 123,57 123,84 124,18 125,84 128,20 128,63 129,72 129,15 130,81 132,47 134,18 134,49<br />
2007 135,84 136,42 137,67 139,33 140,03 139,69 138,67 138,70 140,13 142,67 145,45 145,77<br />
2008 146,94 148,84 150,27 152,79 155,07 154,51 155,40 155,02 155,72 159,77 161,10 160,44<br />
2009 160,90 160,35 162,12 162,15 163,19 163,37 163,78 163,29 163,93 167,88 170,01 170,91<br />
2010 174,07 176,59 177,62 178,68 178,04 177,04 176,19 176,90 179,07 182,35 182,40 181,85<br />
2011 182,60 183,93 184,70 186,30 190,81 188,08 187,31 188,67 190,09 196,31 199,70 200,85<br />
2012 201,98 203,12 203,96 207,05 206,61 204,76 204,29 205,43 207,55 211,62 212,42 213,23<br />
2013 216,74 217,39 218,83 219,75 220,07 221,75 222,44 222,21 223,91<br />
İNDİRİMLİ ORANA TABİ İŞLEMLERDE KDV İADE SINIRI<br />
Yıllar 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013<br />
İade Sınırı 10.800 11.600 13.000 13.300 14.300 15.800 17.000<br />
KDV İADE VE MAHSUPLARINA İLİŞKİN TABLO<br />
Teminatsız ve Raporsuz<br />
YMM Tasdik Raporu Teyit Yapılan Belgeler<br />
İade Hakkı Doğuran İşlem<br />
Kendi Borçlarına Mahsup Sınırı (1)<br />
Nakit İade Sınırı<br />
ile İade Alma Hakkı (2)<br />
11 / 1 - a<br />
Sınırsız ( SGK-ithalat nedeniyle doğan Var 1, 23,31 No.lu G.B. Teyidi Teminat<br />
4.000.TL 84 No.lu GT<br />
Mal İhracı<br />
vergi borcu ) 28, 84, 86,107 No.lu GT YMM Tebliği<br />
Mektubu<br />
11 / 1 - a<br />
Sınırsız ( SGK-ithalat nedeniyle doğan Var 1, 23,31 No.lu DAB Teyidi Teminat<br />
4.000.TL 84 No.lu GT<br />
Hizmet İhracı<br />
vergi borcu ) 28,84,86,107 No.lu GT YMM Tebliği<br />
Mektubu<br />
11 / 1 - b<br />
Sınırsız ( SGK-ithalat nedeniyle doğan Var 1,15,23,31 No.lu DAB Teyidi Özel Fatura<br />
4.000.TL 84 No.lu GT<br />
Yolcu Beraberi<br />
vergi borcu ) 28,84,86,107 No.lu GT YMM Tebliği<br />
11/1-b Taşımacılık, fuar, panayır 1.000.TL 90 No.lu GT Yok Yok Teminat Mektubu<br />
11 / 1 - c<br />
Sınırsız ( SGK-ithalat nedeniyle doğan Var 1, 23,31 No.lu G.B. Teyidi Teminat<br />
4.000.TL 84 No.lu GT<br />
İhraç Kayıtlı Teslim (3)<br />
vergi borcu ) 28,84,86,107 No.lu GT YMM Tebliği<br />
Mektubu<br />
13 / a<br />
Sınırsız 73,81,83,86,107 No.lu GT (SGK- Var 8, 23,31 No.lu<br />
Liman ve Hava Meydanı araç 200.TL 73 No.lu GT<br />
Teminat Mektubu<br />
ithalat nedeniyle doğan vergi borcu) YMM Tebliği<br />
teslimi<br />
13 / b<br />
Liman ve Hava Meydanı<br />
hizmetleri<br />
13 / c<br />
Araçlar (Petrol Aramaları)<br />
13/c<br />
Altın Gümüş, Platin Arama<br />
İşletme Zenginleştirme<br />
13/c<br />
Rafinaj Faaliyetlerinde İstisna Uygulaması<br />
4.000.TL 73,93 No.lu GT<br />
200.TL 73,93 No.lu GT<br />
Miktarına bakılmaksızın teminat<br />
mektubu, inceleme<br />
raporu veya YMM raporu 93,<br />
107 No.lu GT<br />
4.000.TL 93 No.lu GT<br />
Sınırsız 81,83,86,107 No.lu GT (SGK- ithalat<br />
nedeniyle doğan vergi borcu)<br />
B<br />
Sınırsız 73,81,83,86, 107 No.lu GT (SGKithalat<br />
nedeniyle doğan vergi borcu)<br />
Miktarına bakılmaksızın teminat mektubu,<br />
inceleme raporu veya YMM raporu 93, 107<br />
No.lu GT<br />
Sınırsız 73,81,83,86,93,107 No.lu GT (SGKithalat<br />
nedeniyle doğan vergi borcu)<br />
Bilanço<br />
115<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
Var 8, 23No.lu YMM<br />
Tebliği<br />
Yok<br />
Var 93 Seri No.lu KDV<br />
Genel Tebliği<br />
Var 93 Seri No.lu KDV<br />
Genel Tebliği<br />
Teminat Mektubu<br />
Teminat Mektubu<br />
Teminat Mektubu<br />
Teminat Mektubu
pratik bilgiler<br />
pratik bilgiler<br />
13 / d<br />
Yatırım Teşvik Belgeli teslim<br />
13/e<br />
Liman ve Hava Meydanı inşası<br />
13/f<br />
Ulusal güvenlik amaçlı teslim (4)<br />
14<br />
Transit Taşımacılık<br />
15 / 1-a<br />
Diplomatik istisna<br />
15 / 1 – b<br />
Diplomatik istisna<br />
29 / 2 İndirimli Oran<br />
(Yıllık İade)<br />
29 / 2 İndirimli Oran<br />
(Aylık Mahsuben İade)<br />
29/2 İndirimli Orana Tabi Malların<br />
İhraç Amaçlı Teslimi (aylık)<br />
29/2 İndirimli Orana Tabi Malların<br />
İhraç Amaçlı Teslimi (yıllık)<br />
29/2 İndirimli Oran (Tekstil Konfeksiyon<br />
İşlerinde Fason Hizmet)<br />
9 Atık Kağıt, Hurda Plastik, Hurda<br />
Metal<br />
9 Pamuk, Tiftik, Yün ve Yapağı ile<br />
Ham Post ve Deri Teslimlerinde<br />
Tevkifat<br />
9 Büyük ve Küçükbaş Hayvan<br />
Etleri Teslimlerinde Tevkifat<br />
9, 91, 95, 96 Seri No.lu KDV Tebliği<br />
ile Getirilen Tevkifatlar<br />
4.000.TL 72, 73 No.lu GT<br />
4.000.TL 93 No.lu GT<br />
4.000.TL 93 No.lu GT<br />
1.000.TL 81,92 No.lu GT<br />
200.TL 73,92 No.lu GT<br />
200.TL 73,92 No.lu GT<br />
4.000.TL 74 No.lu GT<br />
Nakit İade Yok<br />
Nakit İade Yok<br />
4.000.TL 99 No.lu GT<br />
Miktarına bakılmaksızın sadece<br />
vergi inceleme raporu<br />
(107 No.lu GT)<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
Sınırsız 73,81,83,86,107 No.lu GT (SGKithalat<br />
nedeniyle doğan vergi borcu)<br />
Sınırsız 73,81,83,86,107 No.lu GT (SGKithalat<br />
nedeniyle doğan vergi borcu)<br />
Sınırsız 73,81,83,86,107 No.lu GT (SGKithalat<br />
nedeniyle doğan vergi borcu)<br />
Sınırsız 50,81,83,86,107 No.lu GT (SGKithalat<br />
nedeniyle doğan vergi borcu)<br />
Sınırsız 73,81,83,86,107 No.lu GT (SGKithalat<br />
nedeniyle doğan vergi borcu)<br />
Sınırsız 10,81,83,86,107 No.lu GT (SGKithalat<br />
nedeniyle doğan vergi borcu)<br />
4.000.TL 81,83,86,99 ve 101 No.lu GT (SGKithalat<br />
nedeniyle doğan vergi, elektrik, doğalgaz<br />
borcu ) Elektrik ve doğalgazın %51'i veya<br />
daha fazlası Kamuya ait kuruluşlardan temin<br />
edilmesi şartıyla<br />
116<br />
B<br />
Bilanço<br />
Var 72 No.lu KDV<br />
Tebliğ 31 No.lu YMM<br />
Tebliği<br />
Var 72 No.lu KDV<br />
Tebliğ 31 No.lu YMM<br />
Tebliği<br />
Var 72 No.lu KDV<br />
Tebliğ 31 No.lu YMM<br />
Tebliği<br />
Var 6, 23, 31 No.lu<br />
YMM Tebliği<br />
Yok<br />
Var 19, 23,31 No.lu<br />
GTi<br />
Var 9, 23,31 No.lu GTi<br />
4.000.TL 81,83,86,99 ve 101 No.lu GT (SGKithalat<br />
nedeniyle doğan vergi, elektrik, doğalgaz<br />
borcu) Elektrik ve doğalgazın %51'i<br />
Var (Mahsuben İade)<br />
9,23,31 No.lu GT<br />
veya daha fazlası Kamuya ait kuruluşlardan<br />
temin edilmesi şartıyla<br />
SINIRSIZ 81,83,86,99 ve 101 No.lu GT<br />
(SGK-ithalat nedeniyle doğan vergi, elektrik,<br />
doğalgaz borcu) Elektrik ve doğalgazın Var 99,101 No.lu GT<br />
%51'i veya daha fazlası Kamuya ait kuruluşlardan<br />
temin edilmesi şartıyla<br />
4.000.TL 99 ve101 No.lu GT (SGK-ithalat<br />
nedeniyle doğan vergi, elektrik, doğalgaz<br />
borcu ) Elektrik ve doğalgazın %51'i veya daha<br />
fazlası Kamuya ait kuruluşlardan temin<br />
Var 99,101 No.lu GT<br />
edilmesi şartıyla<br />
Miktarına bakılmaksızın sadece vergi inceleme<br />
raporu (107 No.lu GT)<br />
Yok<br />
Teminat Mektubu<br />
Teminat Mektubu<br />
Teminat Mektubu<br />
Teminat Mektubu<br />
Teminat Mektubu<br />
Teminat Mektubu<br />
Teminat Mektubu<br />
Teminat Mektubu<br />
Yok<br />
Teminat Mektubu<br />
2.000.TL 72,92 No.lu GT Sınırsız 53,58, 81,86,107 No.lu GT Var 9, 23,31 No.lu GTi Teminat Mektubu<br />
4.000.TL 107 No.lu GT<br />
4.000.YTL 108 No.lu Tebliğ<br />
Miktarına bakılmaksızın<br />
teminat mektubu ve inceleme<br />
raporu 91 No.lu GT<br />
(Yapım işlerinde 1.000 TL'yi<br />
aşan iadelerde YMM raporu<br />
ibrazı ile 96 No.lu GT)<br />
Sınırsız 28,84,86,107 No.lu GT (SGK-ithalat<br />
nedeniyle doğan vergi borcu)<br />
Sınırsız 28,84,86,107 No.lu Tebliğ (SSKithalat<br />
nedeniyle doğan vergi borcu)<br />
1.000. TL 95 No.lu GT Aşan kısım teminat<br />
mektubu ve inceleme raporu 91, 95 No.lu GT<br />
(Yapım işlerinde YMM Raporu 95 No.lu<br />
GT ile)<br />
Var 1,23,31 No.lu<br />
YMM Tebliği 107<br />
No.lu KDV Tebliği<br />
Var 1,23,31 No.lu<br />
YMM Tebliği 107-108<br />
No.lu KDV Tebliği<br />
Yapım işlerinde YMM<br />
raporu 96 No.lu GT<br />
(Mahsup ve nakit)<br />
Yok<br />
Yok<br />
Yok<br />
Teminat Mektubu<br />
Notlar:<br />
(1) KDV iade alacakları, öncelikle hak sahibinin ithalde alınanlar dışındaki vergi borçlarına mahsup edilecek, artan bir miktar olursa mükellefin isteğine bağlı olarak<br />
ithalde alınanlar dahil vergi borçlarına veya SGK prim borçlarına mahsup yapılır. 61 Seri No.lu KDV Genel Tebliği uyarınca Türkiye’de ikamet etmeyenlere döviz<br />
karşılığı özel fatura ile satış yapanlara ihraç kadıyla teslimde bulunanların iade talepleri sadece mahsup yoluyla yerine getirilir, nakden iade yapılmaz.<br />
(2) 37 No.lu SM, SMMM ve YMM Tebliğine göre, KDVK’nın 11/1-a-c, 13/d, 14, 15/1-b maddeleri kapsamında doğan iadelerin YMM Tasdik Raporuna göre yapılmasında,<br />
süresinde yapılmış tam tasdik sözleşmesi varsa üst iade sınır bulunmaz, süresinde yapılmış tam tasdik sözleşmesi yoksa üst iade sınırları dikkate alınır.<br />
(3) KDVK’nın geçici 17. maddesi kapsamındaki tecil-terkin, iade ve mahsup işlemleri, aynı Kanunun 11/1-c maddesindeki usul ve esaslara tabidir.<br />
(4) Bu esaslar, istisna kapsamındaki işlemin tamamlanmasından sonra ya da işlemin sonuçlanması beklenilmeden vergilendirme dönemleri itibariyle yapılacak<br />
nakden ve mahsuben iadeler için geçerlidir. Aynı esaslar, yurt dışında yerleşik firmalara yapılan teslim ve hizmetlerden doğan iadeler için de geçerlidir.<br />
0
pratik bilgiler<br />
KATMA DEĞER VERGİSİNDE TEVKİFAT USULÜ (01.05.2012’den itibaren)<br />
Tevkifata Tabi Mal veya Hizmetler Tevkifat Yapacak Olanlar Tevkifat Oranı<br />
İkametgâhı, İşyeri, Kanuni Merkezi ve İş Merkezi Türkiye’de<br />
Bulunmayanlar Tarafından Sunulan Hizmetler<br />
Hizmetten Türkiye’de faydalanan kişi<br />
(KDV mükellefi olması şart değildir)<br />
Belgesiz Mal Bulundurma veya Hizmet Satın Alma<br />
Belgesiz mal bulunduran veya hizmet<br />
alan KDV mükellefleri<br />
Serbest Meslek Faaliyeti çerçevesindeki telif faaliyetleri<br />
Telif hakkını satın alan vergi sorumlula-<br />
kapsamına giren teslim ve hizmetler<br />
rı (süreklilik varsa)<br />
Ticari işletmeye dahil olmayan Gayrimenkul dışındaki Kiralama işlemi yapan KDV mükellefleri<br />
malların kiralanması işlemleri<br />
KDV mükelleflerinin KDV mükellefi olmayanlara reklam<br />
verme işlemleri<br />
Reklam veren KDV mükellefleri<br />
Lisanslı depolarda ürünün depodan çekilmesi işlemleri<br />
Lisanslı depoyu işletenler<br />
Etüt, plan-proje, danışmanlık, denetim ve benzeri Belirlenmiş alıcılar (KDV mükellefi olsun<br />
hizmetler<br />
olmasın)(*)<br />
Makine, teçhizat, demirbaş ve taşıtlara ait tadil, bakım Belirlenmiş alıcılar (KDV mükellefi olsun<br />
ve onarım hizmetleri<br />
olmasın)(*)<br />
Yemek servisi ve organizasyon hizmetleri<br />
Belirlenmiş alıcılar (KDV mükellefi olsun<br />
olmasın)(*)<br />
İşgücü temin hizmeti (Özel güvenlik dahil)<br />
Hizmet Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />
Belirlenmiş alıcılar(*)<br />
Yapı denetim hizmetleri<br />
Hizmet Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />
Belirlenmiş alıcılar(*)<br />
Fason olarak yaptırılan tekstil ve konfeksiyon işleri,<br />
çanta ve ayakkabı dikim işleri ve bu işlere aracılık<br />
hizmetleri<br />
Hizmet Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />
Belirlenmiş alıcılar(*)<br />
B<br />
Bilanço<br />
117<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
KDV’nin<br />
tamamı<br />
KDV’nin<br />
tamamı<br />
KDV’nin<br />
tamamı<br />
KDV’nin<br />
tamamı<br />
KDV’nin<br />
tamamı<br />
KDV’nin<br />
tamamı<br />
KDV’nin 9/10’u<br />
KDV’nin 5/10’u<br />
KDV’nin 5/10’u<br />
KDV’nin 9/10’u<br />
KDV’nin 9/10’u<br />
KDV’nin 5/10’u<br />
Mahsuben<br />
İade<br />
Yok<br />
Yok<br />
Yok<br />
Yok<br />
Yok<br />
Yok<br />
VAR<br />
4.000 TL’ye<br />
Kadar VİR,<br />
YMM Raporu<br />
ve Teminat<br />
Aranmaksızın,<br />
4.000 TL ve<br />
Üzeri Talepler<br />
ise Sadece<br />
Teminat<br />
ve/veya VİR<br />
Sonucuna Göre<br />
(4.000TL’yi<br />
Aşan Kısım<br />
için Teminat<br />
Verilmesi Halinde,<br />
Teminat<br />
VİR ile Çözülür.)<br />
Nakden İade<br />
Yok<br />
Yok<br />
Yok<br />
Yok<br />
Yok<br />
Yok<br />
VAR<br />
Miktarına<br />
Bakmaksızın<br />
Münhasıran<br />
Teminat<br />
ve/veya VİR<br />
Karşılığı Yapılır.<br />
İade Talebinin<br />
Tamamı<br />
Kadar Teminat<br />
Verilmesi Halinde,<br />
Teminat,<br />
Münhasıran<br />
VİR Sonucuna<br />
Göre Çözülür<br />
Turistik mağazalara verilen müşteri bulma/götürme Tüm KDV mükellefleri (sorumlu sıfatıyla<br />
KDV ödeyenler hariç)<br />
hizmeti<br />
KDV’nin 9/10’u<br />
Temizlik, çevre ve bahçe bakım hizmetleri<br />
Hizmet Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />
Belirlenmiş alıcılar(*)<br />
KDV’nin 7/10’u<br />
Servis taşımacılığı hizmeti<br />
Hizmet Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />
Belirlenmiş alıcılar(*)<br />
KDV’nin 5/10’u<br />
Her türlü baskı ve basım hizmetleri Belirlenmiş alıcılar(*) KDV’nin 5/10’u<br />
Yapım işleri ile bu işlere ilişkin mühendislik mimarlık Belirlenmiş alıcılar (KDV mükellefi olsun<br />
olmasın)(*)<br />
ve etüt-proje hizmetleri<br />
KDV’nin 2/10’u VAR<br />
VAR<br />
Spor kulüplerinin yayın, reklam ve isim hakkı gelirlerine<br />
konu işlemleri<br />
Belirlenmiş alıcılar(*)<br />
Kadar VİR, Kadar VİR,<br />
Hizmet Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />
4.000 TL’ye 4.000 TL’ye<br />
KDV’nin 9/10’u<br />
Hizmet Alan tüm KDV mükellefleri ile<br />
YMM Raporu YMM Raporu<br />
Yukarıda belirlenenler dışındaki hizmetler<br />
KDV’nin 5/10’u ve Teminat ve Teminat<br />
kamu idare, kurum ve kuruşları<br />
Aranmaksızın, Aranmaksızın,<br />
Teslim Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />
Külçe metal (ithalat ve üretici dahil)<br />
KDV’nin 7/10’u 4.000 TL ve 4.000 TL ve<br />
Belirlenmiş alıcılar(*)<br />
Üzeri Talepler Üzeri Talepler<br />
Bakır, çinko, alüminyum ve kurşun ürünlerinin teslimi<br />
Teslim Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />
ise Sadece ise Sadece<br />
KDV’nin 5/10’u<br />
Belirlenmiş alıcılar(*)<br />
Teminat Teminat<br />
Teslim Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />
ve/veya VİR ve/veya VİR<br />
Hurda ve atık teslimi<br />
KDV’nin 5/10’u Sonucuna Göre<br />
(4.000TL’yi re (4.000TL’yi<br />
Sonucuna Gö-<br />
Belirlenmiş alıcılar(*)<br />
Metal, plastik, lastik, kauçuk, kağıt ve cam hurda ve Teslim Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />
KDV’nin 9/10’u Aşan Kısım Aşan Kısım<br />
atıklardan elde edilen hammadde teslimi<br />
Belirlenmiş alıcılar(*)<br />
için Teminat için Teminat<br />
Pamuk, tiftik, yün ve yapağı ile ham post ve deri teslimleri<br />
Belirlenmiş alıcılar(*)<br />
linde, Teminat linde, Teminat<br />
Teslim Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />
Verilmesi Ha-<br />
Verilmesi Ha-<br />
KDV’nin 9/10’u<br />
Ağaç ve orman ürünleri teslimi<br />
Teslim Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />
VİR ile Çözülür.lür.)<br />
VİR ile Çözü-<br />
KDV’nin 5/10’u<br />
Belirlenmiş alıcılar(*)<br />
(*) Belirlenmiş alıcılar (KDV mükellefi olsun olmasın) şunlardır:<br />
- 5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar, il özel idareleri ve bunların teşkil ettikleri birlikler, belediyelerin teşkil ettikleri birlikler ile köylere<br />
hizmet götürme birlikleri; Kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları; - Döner sermayeli kuruluşlar; Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları;<br />
- Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları; Bankalar; Kamu iktisadi teşebbüsleri (Kamu İktisadi Kuruluşları, İktisadi Devlet Teşekkülleri); Özelleştirme<br />
kapsamındaki kuruluşlar, Organize sanayi bölgeleri ile menkul kıymetler, vadeli işlemler borsaları dahil bütün borsalar;<br />
- Yarıdan fazla hissesi doğrudan yukarıda sayılan idare, kurum ve kuruluşlara ait olan (tek başına ya da birlikte) kurum, kuruluş ve işletmeler;<br />
- Payları İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören şirketler.<br />
Kısmi tevkifat uygulamasında KDV dahil bedel 1.000 TL’yi aşmadığı takdirde, hesaplanan KDV tevkifata tabi tutulmaz.
pratik bilgiler<br />
döviz kurları<br />
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası<br />
Günlük Döviz Kurları<br />
HAZİRAN ABD DOLARI EURO TEMMUZ ABD DOLARI EURO<br />
Tarih Alış Satış Alış Satış Tarih Alış Satış Alış Satış<br />
01.06.2013 - - - - 01.07.2013 1.9248 1.9282 2.5137 2.5183<br />
02.06.2013 - - - - 02.07.2013 1.9235 1.9269 2.5086 2.5131<br />
03.06.2013 1.8842 1.8876 2.4498 2.4542 03.07.2013 1.9216 1.9250 2.5042 2.5088<br />
04.06.2013 1.8902 1.8936 2.4603 2.4648 04.07.2013 1.9477 1.9512 2.5240 2.5286<br />
05.06.2013 1.8745 1.8779 2.4522 2.4566 05.07.2013 1.9482 1.9517 2.5319 2.5364<br />
06.06.2013 1.8796 1.8830 2.4573 2.4617 06.07.2013 - - - -<br />
07.06.2013 1.8860 1.8894 2.4740 2.4784 07.07.2013 - - - -<br />
08.06.2013 - - - - 08.07.2013 1.9474 1.9509 2.5073 2.5118<br />
09.06.2013 - - - - 09.07.2013 1.9510 1.9545 2.5057 2.5102<br />
10.06.2013 1.8862 1.8896 2.4983 2.5028 10.07.2013 1.9386 1.9421 2.4951 2.4996<br />
11.06.2013 1.8941 1.8975 2.5022 2.5067 11.07.2013 1.9436 1.9471 2.4907 2.4952<br />
12.06.2013 1.8943 1.8977 2.5153 2.5198 12.07.2013 1.9400 1.9435 2.5324 2.5370<br />
13.06.2013 1.8758 1.8792 2.4929 2.4974 13.07.2013 - - - -<br />
14.06.2013 1.8680 1.8713 2.4910 2.4955 14.07.2013 - - - -<br />
15.06.2013 - - - - 15.07.2013 1.9573 1.9608 2.5538 2.5584<br />
16.06.2013 - - - - 16.07.2013 1.9409 1.9444 2.5305 2.5351<br />
17.06.2013 1.8534 1.8567 2.4696 2.4740 17.07.2013 1.9276 1.9311 2.5251 2.5297<br />
18.06.2013 1.8654 1.8688 2.4880 2.4925 18.07.2013 1.9252 1.9287 2.5300 2.5345<br />
19.06.2013 1.8758 1.8792 2.5083 2.5128 19.07.2013 1.9164 1.9199 2.5115 2.5160<br />
20.06.2013 1.8811 1.8845 2.5198 2.5243 20.07.2013 - - - -<br />
21.06.2013 1.9166 1.9200 2.5327 2.5372 21.07.2013 - - - -<br />
22.06.2013 - - - - 22.07.2013 1.9213 1.9247 2.5212 2.5258<br />
23.06.2013 - - - - 23.07.2013 1.9151 1.9186 2.5216 2.5261<br />
24.06.2013 1.9312 1.9347 2.5508 2.5554 24.07.2013 1.9117 1.9152 2.5209 2.5254<br />
25.06.2013 1.9407 1.9442 2.5426 2.5472 25.07.2013 1.9068 1.9103 2.5243 2.5289<br />
26.06.2013 1.9339 1.9373 2.5380 2.5425 26.07.2013 1.9247 1.9282 2.5408 2.5454<br />
27.06.2013 1.9320 1.9355 2.5192 2.5237 27.07.2013 - - - -<br />
28.06.2013 1.9272 1.9306 2.5109 2.5154 28.07.2013 - - - -<br />
29.06.2013 - - - - 29.07.2013 1.9201 1.9236 2.5496 2.5542<br />
30.06.2013 - - - - 30.07.2013 1.9235 1.9270 2.5541 2.5587<br />
31.07.2013 1.9241 1.9276 2.5539 2.5585<br />
AĞUSTOS ABD DOLARI EURO EYLÜL ABD DOLARI EURO<br />
Tarih Alış Satış Alış Satış Tarih Alış Satış Alış Satış<br />
01.08.2013 1.9309 1.9343 2.5608 2.5654 01.09.2013 - - - -<br />
02.08.2013 1.9349 1.9384 2.5617 2.5663 02.09.2013 2.0311 2.0348 2.6930 2.6978<br />
03.08.2013 - - - - 03.09.2013 2.0160 2.0197 2.6644 2.6692<br />
04.08.2013 - - - - 04.09.2013 2.0415 2.0452 2.6895 2.6943<br />
05.08.2013 1.9453 1.9488 2.5707 2.5753 05.09.2013 2.0540 2.0577 2.7058 2.7107<br />
06.08.2013 1.9282 1.9316 2.5599 2.5645 06.09.2013 2.0732 2.0770 2.7359 2.7408<br />
07.08.2013 - - - - 07.09.2013 - - - -<br />
08.08.2013 - - - - 08.09.2013 - - - -<br />
09.08.2013 - - - - 09.09.2013 2.0630 2.0668 2.7066 2.7115<br />
10.08.2013 - - - - 10.09.2013 2.0383 2.0420 2.6889 2.6937<br />
11.08.2013 - - - - 11.09.2013 2.0285 2.0321 2.6870 2.6918<br />
12.08.2013 1.9292 1.9327 2.5607 2.5653 12.09.2013 2.0137 2.0173 2.6712 2.6760<br />
13.08.2013 1.9231 1.9265 2.5572 2.5618 13.09.2013 2.0213 2.0250 2.6869 2.6917<br />
14.08.2013 1.9255 1.9290 2.5597 2.5643 14.09.2013 - - - -<br />
15.08.2013 1.9358 1.9392 2.5658 2.5705 15.09.2013 - - - -<br />
16.08.2013 1.9286 1.9321 2.5622 2.5668 16.09.2013 2.0257 2.0294 2.6926 2.6975<br />
17.08.2013 - - - - 17.09.2013 1.9927 1.9963 2.6617 2.6665<br />
18.08.2013 - - - - 18.09.2013 2.0045 2.0081 2.6778 2.6826<br />
19.08.2013 1.9342 1.9377 2.5805 2.5851 19.09.2013 2.0023 2.0059 2.6740 2.6788<br />
20.08.2013 1.9468 1.9503 2.5973 2.6020 20.09.2013 1.9522 1.9557 2.6449 2.6497<br />
21.08.2013 1.9480 1.9515 2.6061 2.6108 21.09.2013 - - - -<br />
22.08.2013 1.9580 1.9615 2.6223 2.6270 22.09.2013 - - - -<br />
23.08.2013 1.9835 1.9871 2.6446 2.6493 23.09.2013 1.9720 1.9755 2.6689 2.6737<br />
24.08.2013 - - - - 24.09.2013 1.9856 1.9892 2.6835 2.6884<br />
25.08.2013 - - - - 25.09.2013 1.9946 1.9981 2.6910 2.6958<br />
26.08.2013 1.9849 1.9885 2.6509 2.6556 26.09.2013 2.0034 2.0070 2.7049 2.7097<br />
27.08.2013 1.9951 1.9987 2.6680 2.6728 27.09.2013 2.0123 2.0159 2.7171 2.7220<br />
28.08.2013 2.0225 2.0262 2.6989 2.7038 28.09.2013 - - - -<br />
29.08.2013 2.0557 2.0594 2.7470 2.7519 29.09.2013 - - - -<br />
30.08.2013 - - - - 30.09.2013 2.0342 2.0378 2.7484 2.7533<br />
31.08.2013 - - - -<br />
Not: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından açıklanan döviz kurlarına geçerli oldukları tarihler itibariyle yer verilmiştir.<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
118<br />
Bilanço<br />
B
Başımız Sağ Olsun<br />
Smmm.Gülşah Gicvan<br />
BÜYÜKARDA’nın<br />
babası Eski Yönetim<br />
Kurulu Üyesi Muhittin<br />
GİCVAN’ın vefatını<br />
üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.<br />
Merhuma<br />
Allah’tan rahmet, kederli<br />
ailesine ve yakınlarına<br />
başsağlığı dileriz.<br />
Smmm.<br />
Ali Atıf<br />
SÖZÜGEÇER’in<br />
vefatını üzüntüyle öğrenmiş<br />
bulunuyoruz.<br />
Merhuma Allah’tan<br />
rahmet, kederli ailesine<br />
ve yakınlarına<br />
başsağlığı dileriz.<br />
Smmm.<br />
Niyazi AYVAZ’ın vefatını<br />
üzüntüyle öğrenmiş<br />
bulunuyoruz.<br />
Merhuma Allah’tan<br />
rahmet, kederli ailesine<br />
ve yakınlarına<br />
başsağlığı dileriz.<br />
Eski Üyemiz Sm.<br />
Cemal DOYRAN’ın<br />
vefatını üzüntüyle<br />
öğrenmiş bulunuyoruz.<br />
Merhuma Allah’tan<br />
rahmet, kederli ailesine<br />
ve yakınlarına<br />
başsağlığı dileriz.<br />
Smmm.Yakup ARGIN’ın<br />
annesi Vesile ARGIN’ın vefatını<br />
üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.<br />
Merhume’ye Allah’tan rahmet,<br />
kederli ailesine ve yakınlarına<br />
başsağlığı dileriz.<br />
Smmm.Ali ERGÜN’ün<br />
babası Mustafa ERGÜN’ün vefatını<br />
üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.<br />
Merhuma Allah’tan rahmet,<br />
kederli ailesine ve yakınlarına<br />
başsağlığı dileriz.<br />
Smmm.Arzu KAYA’nın babası<br />
Orhan BAYIZİT’ın vefatını<br />
üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.<br />
Merhuma Allah’tan rahmet,<br />
kederli ailesine ve yakınlarına<br />
başsağlığı dileriz.<br />
Smmm.Gülten PİRLEPELİ’nin<br />
annesi Havva PİRLEPELİ’nin<br />
vefatını üzüntüyle öğrenmiş<br />
bulunuyoruz. Merhume’ye Allah’tan<br />
rahmet, kederli ailesine ve<br />
yakınlarına başsağlığı dileriz.<br />
Bursa SMMM Odası Yönetim Kurulu<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
119<br />
Bilanço<br />
B
Başımız Sağ Olsun<br />
Eski Yönetim Kurulu Üyemiz Ymm.<br />
Süleyman FİDAN’ın annesi<br />
Fatma FİDAN’ın vefatını üzüntüyle<br />
öğrenmiş bulunuyoruz. Merhume’ye<br />
Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve<br />
yakınlarına başsağlığı dileriz.<br />
Smmm.Ali Rıza<br />
ÖZKARAMAN’ın annesi<br />
Fevziye ÖZKARAMAN’ın<br />
vefatını üzüntüyle öğrenmiş<br />
bulunuyoruz. Merhume’ye Allah’tan<br />
rahmet, kederli ailesine ve<br />
yakınlarına başsağlığı dileriz.<br />
Smmm.Nazım BAYRAK’ın<br />
babası Halil BAYRAK’ın vefatını<br />
üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.<br />
Merhuma Allah’tan rahmet, kederli<br />
ailesine ve yakınlarına<br />
başsağlığı dileriz.<br />
Smmm.Atilla BURHAN’ın<br />
babası Necdet BURHAN’ın<br />
vefatını üzüntüyle öğrenmiş<br />
bulunuyoruz. Merhuma Allah’tan<br />
rahmet, kederli ailesine ve<br />
yakınlarına başsağlığı dileriz.<br />
Sm.Yıldız USLU’nun<br />
annesi Hikmet AKBAŞ’ın<br />
vefatını üzüntüyle öğrenmiş<br />
bulunuyoruz. Merhume’ye Allah’tan<br />
rahmet, kederli ailesine ve<br />
yakınlarına başsağlığı dileriz.<br />
Smmm.Turgay KAYGI’nın<br />
babası Bülent KAYGI’nın<br />
vefatını üzüntüyle öğrenmiş<br />
bulunuyoruz. Merhuma Allah’tan<br />
rahmet, kederli ailesine ve<br />
yakınlarına başsağlığı dileriz.<br />
Smmm. Bayramşah<br />
GÜNEYKAYA’nın babası<br />
Bayram GÜNEYKAYA’nın<br />
vefatını üzüntüyle öğrenmiş<br />
bulunuyoruz. Merhuma Allah’tan<br />
rahmet, kederli ailesine ve<br />
yakınlarına başsağlığı dileriz.<br />
Smmm.Süleyman ÖZALKAN’ın<br />
annesi Meryem ÖZALKAN’ın<br />
vefatını üzüntüyle öğrenmiş<br />
bulunuyoruz. Merhume’ye Allah’tan<br />
rahmet, kederli ailesine ve<br />
yakınlarına başsağlığı dileriz.<br />
Bursa SMMM Odası Yönetim Kurulu<br />
AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />
120<br />
B<br />
Bilanço