10.09.2015 Views

%35

Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası

Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Korupark<br />

Yanında<br />

2013-2014<br />

Eğitim Öğretim<br />

Yılında<br />

Bursa<br />

SMMM Odas›<br />

ÜYELER‹NE<br />

<strong>%35</strong><br />

EĞİTİM BURSU<br />

Bursa SMMM Odası Üyelerinin<br />

Çocuklarına Özel Kontenjanlarımız<br />

30 Eylül tarihine kadar devam etmektedir.<br />

% 35 Eğitim Bursundan yararlanmak için<br />

242 0 555 - 242 0 001 nolu telefondan<br />

KURUMSAL KART başvurunuzun yapılması gerekmektedir<br />

Akpınar Mah. Gürçay Cad. No:1 (Korupark Yanı) BURSA<br />

www.bursabireykoleji.com


B<br />

haber<br />

İÇİNDEKİLER<br />

12 TÜRMOB’da<br />

‘Sanlı’ güven tazeledi<br />

18<br />

A’dan Z’ye<br />

‘e-fatura’<br />

16<br />

17<br />

21<br />

22<br />

23<br />

24<br />

26<br />

27<br />

28<br />

30<br />

‘Anadolu Odaları Eğitim Semineri’ mesleki alanda<br />

marka haline geldi<br />

Çok değerli Bilanço okurları<br />

Bursa için üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız<br />

En önemli partnerlerimizdensiniz<br />

Hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmayacağız!<br />

Bursa SGK’da ‘renkli adım’ dönemi başlıyor<br />

Kayıt dışını önlemede ülkeyi yönetenlerin<br />

niyeti önemli<br />

Ceylan’dan ‘hayırlı olsun’ ziyareti<br />

Maliye Bakanlığı’nın denetim ayağı güçlenecek<br />

‘Yeni Gelir Vergisi Kanun Tasarısı’ beklentileri<br />

HABER<br />

32<br />

33<br />

34<br />

karşılamamaktadır<br />

Başarı oranımız yüksek<br />

Mali müşavirlik önem kazanıyor<br />

‘Kimya sektöründeki düşüş ülkemiz adına çok üzücü’<br />

40<br />

Kirazlı’da<br />

keyifli buluşma<br />

35<br />

36<br />

37<br />

38<br />

42<br />

44<br />

45<br />

46<br />

Bağımsız denetimde ‘uluslararası’ tehdit!<br />

Meslektaşlarımız yerel yönetimlerde ve Meclis’te olmalı<br />

Ankara’da TESMER buluşması<br />

Komisyonlar iş başında<br />

Perde lösemili çocuklar için aralandı<br />

RÖPORTAJ<br />

SAĞLIK<br />

KÜLTÜR / SANAT<br />

48<br />

Müşküle<br />

Köyü<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

8<br />

BURSA SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI YAYINIDIR.<br />

Bilanço


MEVZUAT GÜNCEL<br />

53<br />

54<br />

56<br />

57<br />

58<br />

60<br />

62<br />

64<br />

68<br />

Odamızın AB Başarısı<br />

Umutlar başka bahara<br />

Paket paket demokrasi<br />

Andımız<br />

Benim adım Çalıkuşu olsun mu?<br />

Bir ceza hikayesi - 2<br />

Tarımsal Faaliyette Bulunanların Prim Borçlarının Sattıkları<br />

Tarımsal Ürün Bedellerinden Kesilmesi<br />

Sahte Belge Düzenlemesinde Teminat Uygulaması<br />

Mali Kârın Tespitinde Kanunen Kabul Edilen<br />

Giderlerden Ödeme Şartına Bağlı Olanlar ve Sebepleri<br />

32<br />

24<br />

Başarı oranımız<br />

yüksek<br />

Bursa SGK’da ‘renkli adım’<br />

dönemi başlıyor<br />

YENİ ÜYELER<br />

MEVZUAT DEĞİŞİKLİKLERİ<br />

İDARE KARARLARI<br />

42<br />

Perde lösemili<br />

çocuklar için açıldı<br />

YARGI KARARLARI<br />

SORU CEVAP<br />

PRATİK BİLGİLER<br />

VEFATLAR<br />

MAKALELERİN SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR<br />

B<br />

Bilanço<br />

54 Umutlar<br />

başka bahara<br />

9<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


haber<br />

TÜRMOB delegeleri<br />

mesleğin geleceğini oyladılar<br />

Değerli Meslektaşlarım,<br />

Türkiye genelindeki SMMM ve YMM Odaları’nın ardından, çatı örgütümüz<br />

TÜRMOB da seçim maratonunu tamamlayarak, yeni yönetim<br />

kadrolarıyla üç yıllık görev sürecine adım attı.<br />

Nail Sanlı başkanlığındaki Çağdaş Demokratlar Grubu Yönetim<br />

Kurulu’nu 6-3, Disiplin Kurulu’nu 3-2, Denetleme Kurulu’nu 2-1 alarak<br />

yeniden yönetime seçildi.<br />

TÜRMOB’un 21. Olağan Genel Kurulu, önceki genel kurul toplantılarına<br />

nazaran oldukça coşkulu ve kalabalıktı.<br />

TÜRMOB’da bayrak yarışını devralan yeni veya yeniden yönetime gelen<br />

bütün meslektaşlarımızı bir kez daha tebrik ediyor, hepsine mesleğimiz<br />

ve meslektaşlarımız adına başarılı çalışmalara imza atacakları<br />

bir çalışma dönemi geçirmelerini temenni ediyorum.<br />

Seçim tablosuna Bursa penceresinden baktığımızda ise Bursalı meslektaşımız<br />

Zeki Turan’ın TÜRMOB Disiplin kurulu listesine adını yazdırmış<br />

olması, oldukça sevindirici oldu.<br />

Smmm. Ahmet Hikmet SÖNMEZ<br />

Bursa SMMMO Başkanı<br />

yonetim@bursa-smmmo.org.tr<br />

Sandıktan çıkan sonuçlarda, birlik delegasyonunun mevcut TÜRMOB<br />

yönetimine açık bir de mesajı vardı:<br />

Oy için değil de, meslek mensupları ve mesleki sorunların çözümü için<br />

daha fazla özveri isteyen bir çalışma temposuyla faaliyet süreci geçirmenin<br />

önemi vurgulandı. Sandıktan çıkan diğer bir mesaj ise; iktidara<br />

yaslanarak yol almak isteyen gruba üye teveccüh göstermemiştir.<br />

Uzun zamandır şahit olduğum en ilgili, en kalabalık ve en katılımlı genel<br />

kurullarından birini geride bırakan TÜRMOB’da kürsüden konuşmak<br />

isteyen tüm delegelere (kısıtlı süre de olsa) tek tek söz verildi.<br />

Sırası gelmişken şunu da ifade etmek gerekir ki; mesleğin sorunlarını<br />

enine boyuna tartışabilmek için üç yılda bir yapılan, bir güne sıkıştırılan<br />

kısıtlı sürelerle konuşulabilen bir genel kurul mesleğin sorunlarına çözüm<br />

üretmekten uzak kalıyor.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

10<br />

B<br />

Bilanço


TÜRMOB Genel Kurulu’nda kürsüden de değindiğim gibi:<br />

Köklü bir geçmişe sahip mesleğimiz ve meslek örgütümüzde<br />

çözüm bekleyen pek çok sorunlarımız var:<br />

Yeni neslin mesleğe yoğun talebi ve mesleğe giriş sorunu,<br />

Mesleki pastanın adil bölüşülememesi ve haksız rekabet<br />

kaynaklı sorunlarımız,<br />

Mesleğin vesayet altında olmasından kaynaklanan sorunlarımız,<br />

3568 Sayılı Yasa’nın yetersizliğinden kaynaklanan sorunlarımız,<br />

Bağımsız denetim ile ilgili sorunlarımız,<br />

Bazı yöneticiler sorunu küçümser bir tavır takınsa da maalesef<br />

ki yıllardır çözüme kavuşturulamayan tahsilat sorunumuz,<br />

TÜRMOB’da SMMM’lerin adil temsil edilmemesinden kaynaklanan<br />

sorunlarımız,<br />

Mesleki çalışma alanlarımıza dışarıdan müdahaleler ve<br />

saldırılardan kaynaklanan sorunlarımız,<br />

Nispi temsilden kaynaklanan sorunlarımız,<br />

Örgüt içi demokrasi sorunumuz… Daha bunun gibi pek çok<br />

sorunumuz halen çözüm bekliyor…<br />

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi, “Yöneticiler,<br />

iktidara saltanat sürmek için değil, millete hizmet için<br />

getirilmişlerdir.”<br />

Hükümetlerde millete, meslek örgütlerinde ise üyeye hizmettir<br />

esas olan…<br />

Farklı görüşe sahip grup temsilcilerini aynı yönetimlerde<br />

karar almaya zorlayan ‘Nispi Temsil Sistemi’ne inat, mesleğimiz<br />

için, mesleğimizin geleceği için ortak bilince ve duruşa<br />

sahip olmalı, yöneticiler olarak mesleki sorunlarımızı<br />

çözmek için çaba sarf etmeliyiz.<br />

Bursa SMMM Odası olarak, seçim bildirgemizde mesleki<br />

konularla ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde<br />

olacağımızı vaat etmiştik. Bu doğrultuda, dergimizin ileriki<br />

sayfalarında da göreceğiniz üzere; ilişkide olduğumuz<br />

kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra siyasi partiler ve<br />

sivil toplum örgütleriyle de yönetim kurulu olarak, bir takım<br />

görüşmeler gerçekleştirdik. Geride bıraktığımız dört aylık<br />

süreçte, bir dizi resmi ziyarete imza atarken, bu ziyaretlerimizde<br />

mesleki konularımızı ve sorunlarımızı da gündeme<br />

getirdik.<br />

Yine, mesleki gündemimize uygun olarak düzenlediğimiz<br />

seminerlerimizde, alanında uzman konuşmacıları, siz değerli<br />

meslek mensuplarımızla bir araya getirdik.<br />

YIL 16 SAYI 147<br />

Bursa SMMM Odası Adına Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni<br />

AHMET HİKMET SÖNMEZ<br />

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü<br />

SABİHA IŞIK<br />

Yürütme Kurulu<br />

Ahmet Hikmet SÖNMEZ<br />

Ömer İŞÇİ<br />

Sabiha IŞIK<br />

Ali ÇEVDİR<br />

Editör<br />

Berhan SONER<br />

Mevzuat Yazı Kurulu<br />

Prof. Dr. Mehmet YÜCE, Prof. Dr. Sait KAYGUSUZ<br />

Doç. Dr. Adnan GERÇEK, Dr. Şükrü DOKUR, Öğr. Gör. Adem YILDIRIM<br />

Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Komisyonu<br />

Smmm.Mustafa AKINCI, Smmm.Özer TURAN, Smmm.Pınar KAP<br />

Smmm.Recep YILMAZ, Smmm.Aylin KARAKUŞ, Smmm.Ahmet YAŞAR<br />

Sm.Ali ERDOĞAN, Smmm.Ayşenur Güngör MUTLU, Smmm.Emir ES,<br />

Smmm.Ersel GÖNÜL, Smmm.Fatih USLU, Smmm.Hakan YALVAN,<br />

Smmm.Hamdi LİMAN, Smmm.Hızır BUDAK, Smmm.Hüseyin BURHAN,<br />

Sm.İsmet KAYNAK, Smmm.Mesut Serhat YURDAOR,<br />

Smmm.Metin TAŞTEKİN, Smmm.Muhammed Metin UYGUR<br />

Smmm.Murat YEŞİLKIR, Smmm.Nalan YILDIZ BAYSAL,<br />

Smmm.Nuay KAYA, Smmm.Recep GÜLEÇYÜZ,<br />

Smmm.Samet DEMİRTAŞ, Smmm.Tülin DEMİRCİ,<br />

Smmm.Ümmügül KÜÇÜKGÜL, Smmm.Zeki AYTEKİN<br />

Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu<br />

Sinem ATASEVER<br />

Tasarım ve Yayın Sorumlusu<br />

Nazlı ÖZCAN<br />

Matbaa<br />

BİZİM REPRO<br />

0 312 341 10 20<br />

Dağıtım<br />

SEÇ KURYE<br />

0 224 225 61 42<br />

Unutulmamalıdır ki; yönetimlerde başarıyı, üye odaklı faaliyetler<br />

ve mesleki soruların çözümü getirir. Gerek SMMM ve<br />

YMM Odalarımız, gerekse TÜRMOB’da başarılı ve sorunların<br />

çözümü noktasında önemli adımların atılacağı mücadeleci<br />

bir dönem geçirmeyi arzuluyoruz.<br />

Mücadelemiz sürdükçe, başarı da kendiliğinden<br />

gelecektir…<br />

Bilanço<br />

B<br />

11<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

İKİ AYDA BİR YAYINLANIR.<br />

YÖNETİM YERİ VE YAZIŞMA ADRESİ<br />

BURSA SMMM ODASI<br />

BAOB Yerleşkesi Odunluk Mh. Akademi Cd.<br />

No: 8 (Carrefour Arkası) Nilüfer / BURSA<br />

TEL : 444 16 44<br />

FAKS : (0 224) 451 19 19<br />

www.bursa-smmmo.org.tr e-mail:<br />

dergi@bursa-smmmo.org.tr<br />

Basım Tarihi: 25/10/2013


haber<br />

TÜRMOB’da<br />

‘Sanlı’ güven tazeledi<br />

TÜRMOB’un Ankara’da gerçekleştirilen<br />

21. Olağan Genel Kurulu ve seçimlerinde,<br />

Nail Sanlı başkanlığındaki<br />

Çağdaş Demokratlar Grubu’nun<br />

listesi 841, Osman Arıoğlu başkanlığındaki<br />

Meslekte Birlik Grubu’nun<br />

listesi 467, bağımsız aday Hasan<br />

Hüseyin Kırmızıtoprak ise 75 oy aldı.<br />

TÜRMOB Disiplin Kurulu için Meslekte<br />

Birlik Grubu’ndan aday olan<br />

Zeki Turan ise seçimler sonucunda<br />

disiplin kuruluna girmeye hak kazandı.<br />

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli<br />

Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin (TÜRMOB)<br />

21. Olağan Genel Kurulu ve seçimleri, Ankara Sheraton<br />

Hotel’de gerçekleştirildi. Nail Sanlı başkanlığındaki<br />

Türkiye Çağdaş Demokratlar Grubu, Osman Arıoğlu<br />

başkanlığındaki Meslekte Birlik Grubu ile bağımsız adayların<br />

yarıştığı birlik seçimlerine, oy kullanacak delegelerin yanı<br />

sıra SMMM ve YMM odalarının başkanları ve üyeleri de<br />

büyük ilgi gösterdi. Protokolün de büyük katılım gösterdiği<br />

Genel Kurul’da Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler<br />

Odası (BSMMMO) Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, Oda Yönetim<br />

Kurulu Üyeleri ile Bursalı delegeler de hazır bulundu.<br />

Genel Kurul’un açılışında konuşan Nail Sanlı, geride bıraktıkları<br />

üç yıllık süreçte tüm çalışma arkadaşlarına teşekkür<br />

etti. “Kendimize ister bir meslek örgütü diyelim, ister sivil<br />

toplum örgütü, neticede bu ülke için, bu ülkenin insanları<br />

için daha iyi, daha güzeli aramak için bir aradayız” diyen Nail<br />

Sanlı, şöyle konuştu:<br />

Smmm. Ahmet Hikmet SÖNMEZ<br />

Bursa SMMM Odası Başkanı<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

12


TÜRMOB’un varlığı çok değerlidir. Meslek mensuplarının<br />

ve STK’ların yapılarını güçlendirecek ve kamunun vesayet<br />

yetkisini hafifleten açılımlar beklemekteyiz” dedi.<br />

Nail SANLI<br />

TÜRMOB Genel Başkanı<br />

“Demokrasi içinde bir sivil toplum örgütü olmanın çok ötesinde<br />

bir konumumuz var. Türkiye ekonomisinin tüm taraflarını;<br />

dolayısıyla devleti ve milleti ilgilendiren her konuda<br />

‘EL ÜSTÜNDE TUTMAK ZORUNDA<br />

KALACAKLAR’<br />

Konuşmasında, geçtiğimiz üç yıl süresince TÜRMOB çatısı<br />

altında yürütülen faaliyetler hakkında da bilgi veren Nail<br />

Sanlı, “Türkiye düzeyinde muhasebe mesleğini ve meslek<br />

mensuplarını güçlendirdik. Meslektaşlarımızın yeterliliklerinin<br />

uluslararası düzeyde olmasını sağladık. Mesleğe ait<br />

uzmanlık bilgisinin meslektaşlarımıza ulaşmasını çok yönlü<br />

eğitim ve iletişim araçlarıyla sağladık. Bu çalışmalarımız sırasında<br />

çok önemli bir odağımız vardı. Denetim standartları<br />

konusunda öncü bir rol üstlendik” şeklinde konuştu.<br />

Türkiye’nin şu anda dünyanın 17’nci ekonomik gücü olduğunun<br />

da altını çizen Sanlı, sözlerini şöyle sürdürdü:<br />

“Türkiye’nin gelecek elli yıl içinde üç yeni güç odağından<br />

birisi olacağı ve Türkiye’nin güçlü bir ekonomiye sahip olacağı<br />

varsayılmaktadır. Güçlü ekonominin altyapısı ise güçlü<br />

muhasebe sisteminin varlığı ve ekonomik denetim düzeni-<br />

TÜRMOB’un 21’inci Olağan Genel Kurulu ve seçimleri,<br />

Ankara Sheraton Hotel’de gerçekleştirildi.<br />

13<br />

B<br />

Bilanço<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


haber<br />

bekleyen pek çok sorunlarımız var. Yeni neslin mesleğe<br />

olan yoğun talebi ve mesleğe giriş sorunundan mesleki pastanın<br />

adil bölüşülememesi ve haksız rekabetten kaynaklanan<br />

sorunlarımıza kadar, mesleğin vesayet altında olmasından<br />

kaynaklanan problemlerimizden 3568 Sayılı Yasa’nın<br />

yetersizliğinden kaynaklanan sorunlarımıza kadar…” diye<br />

konuştu.<br />

‘YÖNETİM EKİP İŞİDİR’<br />

SMMM’lerin 3568 Sayılı Yasa’dan kaynaklanan bağımsız<br />

Smmm. Muharrem KAYA<br />

Bursa SMMM Odası Denetleme Kurulu Üyesi<br />

nin kurulmasıyla mümkündür. Ekonomik denetim düzeninin<br />

kurulması ve etkin olması, denetimi gerçekleştirecek<br />

SMMM ve YMM’lerin varlığına bağlıdır. Bugün haklarımızı<br />

görmezden gelenler ve haklarımızı kullandırmamak için engel<br />

olanlar, Türkiye’nin geleceğinde var olmaları ve büyük<br />

Türkiye’de rol üstlenebilmeleri için mesleğimizi ve meslektaşlarımızı<br />

el üstünde tutmak zorunda kalacaklardır.”<br />

‘ÇÖZÜM BEKLEYEN<br />

SORUNLARIMIZ VAR’<br />

Genel Kurul programı, protokol konuşmaları ile devam etti.<br />

Sırasıyla, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DSP Genel<br />

Başkanı Masum Türker, milletvekilleri, Maliye Bakan<br />

Yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur, Sayıştay Başkanı<br />

Recai Akyel ve Türkiye genelindeki SMMM ve YMM odalarının<br />

başkan ve yöneticileri söz alarak, Genel Kurul’a ilişkin<br />

görüş ve temennilerini paylaştılar. Genel Kurul’da söz alan<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez ise “Köklü bir<br />

geçmişe sahip mesleğimiz ve meslek örgütümüzde çözüm<br />

Smmm. Bülent ÇETİN<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

14<br />

Smmm. Bünyamin ÇOLAK<br />

Bursa SMMM Odası<br />

İş ve Sosyal Güvenlik Mevzuat Komisyonu Başkanı<br />

denetçilik haklarının ellerinden alındığını da sözlerine ekleyen<br />

Ahmet Hikmet Sönmez, bağımsız denetimde düzenleyici<br />

ve denetleyici kurumun TÜRMOB olması gerektiğini<br />

bildirdi. Meslek örgütü olarak, bağımsız denetim ile ilgili<br />

derin sorunları olduğunun da altını çizen BSMMMO Başkanı<br />

Sönmez, TÜRMOB’da SMMM’lerin adil temsil edilmemesinden<br />

kaynaklanan sorunları olduğunu da ifade etti. Yönetimin<br />

ekip işi olduğunu dile getiren Sönmez, nispi temsil<br />

sistemine ilişkin ise şu ifadeleri kullandı:<br />

“Nispi sistem, ekip çalışmasını, üretimi, verimliliği engelleyen<br />

bir seçim sistemidir. Nispi temsilden kaynaklanan<br />

sorunlarımız vardır. Ayrıca, örgüt içi demokrasi sorunlarımız<br />

da vardır. Bazı yöneticiler sorunu küçümser bir tavır<br />

takınsa da tahsilat sorunumuz vardır. Mesleki alanlarımızın<br />

genişletilmesine, ekmeğimizin büyütülmesine ihtiyaç vardır.<br />

Mesleki çalışma alanlarımıza dışarıdan müdahaleler ve<br />

saldırılardan kaynaklanan sorunlarımız vardır. Daha bunun<br />

gibi pek çok sorunumuz çözüm bekliyor.”<br />

‘NİSPİ TEMSİLE İNAT DİK<br />

DURMALIYIZ’<br />

Tüm bu sorunlarının, meslek mensuplarının seçimlere katılarak<br />

iradelerini ortaya koymaları, sorumluluk alabilecek ve<br />

Bilanço<br />

B


B<br />

Smmm. Zeki TURAN<br />

TÜRMOB Disiplin Kurulu Üyesi<br />

yönetme becerisi olan grupları işbaşına getirmeleriyle çözüme<br />

kavuşacağını da bildiren Sönmez, “Farklı görüşe sahip<br />

grup temsilcilerini aynı yönetimlerde karar almaya zorlayan<br />

‘Nispi Temsil Sistemi’ne inat, mesleğimiz için, mesleğimizin<br />

geleceği için ortak bilince ve duruşa sahip olmak, tüm<br />

dış etkenler karşısında da birlik ve beraberlik içinde dik durmak<br />

zorundayız” dedi. Mesleğin mevcut sorunlarının aşılabilmesi<br />

için Türkiye’nin önünde, fırsat olarak değerlendirilebilecek<br />

çok önemli süreçlerin olduğunu söyleyen BSMMMO<br />

Başkanı Sönmez, sözlerini şöyle sonlandırdı:<br />

“Bunlardan en önemlisi de 2014 Yerel Seçimleri. Ve Cumhurbaşkanlığı<br />

seçiminin ardından 2015 yılında yapılacak<br />

olan genel seçimler. Tüm bu seçim süreçlerinde, meslek<br />

camiası olarak aktif olmamız, mesleğimizin ve meslek mensuplarının<br />

çıkarları doğrultusunda adım atmamız lazım.<br />

Mesleki kazanımlarımız için sorunlarımızın çözümü noktasında<br />

taleplerimizi tüm platformlarda dile getirmeliyiz.<br />

TÜRMOB Genel Kurulu’nun meslek camiamıza ve ülkemize<br />

hayırlı olmasını diliyorum.”<br />

Genel Kurul’da BSMMMO delegeleri de söz aldı. Bursa’dan<br />

TÜRMOB Denetleme Kurulu için bağımsız adaylığını açıklayan<br />

Bülent Çetin ve TÜRMOB Disiplin Kurulu için Meslekte<br />

Birlik Grubu’ndan aday olan Zeki Turan’ın yanı sıra Bursa<br />

SMMM Odası delegeleri Muharrem Kaya ve Bünyamin Çolak<br />

da Genel Kurul’da kürsüye çıkarak konuşma yaptılar.<br />

Divan Kurulu’na bildirilen seçime katılacak yönetim, denetleme<br />

ve disiplin kurulu adaylarının listelerinin okunması ile<br />

devam eden TÜRMOB 21. Olağan Genel Kurul programı,<br />

Yönetim Kurulu Çalışma Raporu, Kesin Hesap Raporu ve<br />

Denetleme Kurulu Raporu’nun okunması ve görüşülmesi ile<br />

devam etti. Programın devamında, Yönetim ve Denetleme<br />

Kurulları ayrı ayrı aklanırken, bütçe önerileri de görüşülüp<br />

karara bağlandı. Yönetmelik-yönerge ve mecburi meslek<br />

kararlarının görüşülüp karara bağlandığı Genel Kurul, TÜR-<br />

MOB başkan adaylarının konuşmalarıyla devam etti.<br />

ZEKİ TURAN TÜRMOB DİSİPLİN<br />

KURULU’NDA<br />

Öte yandan, 5 Ekim 2013 Cumartesi günü gerçekleştirilen<br />

TÜRMOB 21. Olağan Genel Kurulu’nun ardından 6 Ekim<br />

2013 Pazar günü ise seçimler yapıldı. Nail Sanlı’nın yeniden<br />

genel başkanlığa seçildiği TÜRMOB’un 21. Olağan Genel<br />

Kurulu’nda, kayıtlı bin 474 delegenin bin 401’i oy kullandı.<br />

Genel Kurul’da, Türkiye Çağdaş Demokratlar Grubu başkan<br />

adayı ve mevcut Başkan Nail Sanlı geçerli oyların 841’ini,<br />

Meslekte Birlik Grubu başkan adayı Osman Arıoğlu 467’sini,<br />

bağımsız aday Hasan Hüseyin Kırmızıtoprak ise 75’ini aldı.<br />

Seçimlerde, 18 oy ise geçersiz sayıldı. Sanlı, teşekkür konuşmasında,<br />

seçime giren iki grubun da iyi hazırlandığını<br />

belirterek, “Sonuçta meslek kazanmıştır. Çıkan tablo, bundan<br />

sonra 91 bin kişinin yönetimidir” dedi. TÜRMOB Disiplin<br />

Kurulu için Meslekte Birlik Grubu’ndan aday olan Zeki<br />

Turan ise seçimler sonucunda disiplin kuruluna girmeye<br />

hak kazandı.<br />

Bilanço<br />

15<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


haber<br />

‘Anadolu Odaları Eğitim Semineri’<br />

mesleki alanda marka haline geldi<br />

Anadolu Odaları Eğitim Semineri’nin<br />

açılışında konuşan Konya SMMM<br />

Odası Başkanı İsmail Turan, düzenledikleri<br />

seminerin, mesleki alanda bir<br />

marka haline geldiğini söyleyerek,<br />

seminerin önümüzdeki yıllarda da<br />

devam edeceğini duyurdu.<br />

Konya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası<br />

tarafından bu yıl 13’üncüsü düzenlenen ‘Anadolu<br />

Odaları Eğitim Semineri’ Antalya-Belek’te<br />

gerçekleşti. Türkiye’nin birçok kentinden meslek<br />

odası başkanları ve mensuplarının katıldığı seminerde,<br />

BSMMMO’yu temsilen Oda Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez<br />

ve Yönetim Kurulu Üyesi Ali Nazım Tekelioğlu ile birlikte<br />

20’ye yakın meslektaş hazır bulundu. Seminerin açılışında<br />

konuşan Konya SMMM Odası Başkanı İsmail Turan, Anadolu<br />

Odaları Eğitim Semineri’nin mesleki anlamda bir marka<br />

olduğunu ve bu seminere eğitim faaliyetleri kapsamında<br />

öncelik verdiklerini söyledi.<br />

‘MARKA OLMUŞTUR’<br />

Konya SMMM Odası Başkanı İsmail Turan, “Türkiye genelinden<br />

katılan meslektaşlarımız güncel konularda bilgilendirilirken,<br />

sosyal imkânların en iyi şekilde değerlendirildiği<br />

seminerlerimiz gelecekte de aralıksız devam edecektir. Seminerimiz<br />

mesleki alanda bir marka haline gelmiştir. Her yıl<br />

yaptığımız yeniliklerle Anadolu Odaları Eğitim Seminerimizi<br />

geliştiriyoruz. Her zaman savunduğumuz konu mesleğimizin<br />

ihtiyacı birlik ve beraberliktir. Ve Anadolu Odaları Seminerimiz<br />

ile de bu birlik beraberlik ve kaynaşmayı sağlıyoruz”<br />

dedi.<br />

‘CEVAP BEKLEYEN DÖRT<br />

YAZIMIZ VAR’<br />

Açılış konuşmaları esnasında söz alan TÜRMOB Genel Başkanı<br />

Nail Sanlı da, Anadolu Odaları Eğitim Seminerleri’nin<br />

geleneksel hale gelmesinin önemli olduğunu ve bu tür etkinliklerin<br />

mesleki bilgilendirme ve birliktelik adına önemli<br />

bir rol oynadığını belirtti. Konuşmasında bağımsız denetimle<br />

ilgili konulara da açıklık getiren Genel Başkan Sanlı,<br />

“Bugüne kadar birçok defa Kamu Gözetim Kurumu’nu ziyaret<br />

ettik. Kamu Gözetim Kurumu’nda dört tane yazımız<br />

var. Bunların bir tanesi bile cevaplanmış değil” ifadelerini<br />

kullandı. Seminer açılışından sonra Maliye Bakanlığı Gelir<br />

Politikaları Daire Başkanı Uğur Doğan tarafından e-fatura ve<br />

e-defter, Eski Maliye Müfettişi Eray Mercan Yeni Gelir Vergisi<br />

Tasarısı, Yrd. Doç Dr. Yalçın Bostancı Sosyal Güvenlik<br />

Hukuku, Yrd. Doç. Dr. Mücahit Ünal Güncel TTK Mevzuatı<br />

konularında detaylı bilgilendirme yaptılar.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

16<br />

B<br />

Bilanço


B<br />

Çok değerli<br />

Bilanço okurları<br />

Yeni bir dönemde, yeni bir sayıda, yeni bir komisyonla sizlere daha iyi hizmet<br />

vermek, Bilanço dergimizin, Odamızın gülen yüzü olması için çalışmalarımıza<br />

başlamış bulunuyoruz.<br />

Komisyonumuzun çok değerli üyelerinin, hocalarımızın, aktüel ve mevzuat<br />

alanlarında dergimize katkı koyan kıymetli meslektaşlarımızın bu dönem de<br />

çalışmalarımıza pozitif katkıları olacağından hiç şüphemiz yoktur.<br />

Dergimizin tüm Oda üyelerimizin dergisi olacağı sorumluluğuyla hareket<br />

edeceğimizden emin olabilirsiniz.<br />

Merkezi hükümet yönetim bütçesi oluşturulurken gelirler hanesi kalemindeki<br />

vergi gelirlerinin % 86’lık payının olduğunu, bu payda meslektaşlarımızın<br />

katkısı olduğunu, dergimizin de mesleki bir derginin ötesinde toplumsal ve<br />

sosyal olaylara karşı da sorumluluk bilinci yüklendiğini bu dönemde unutmayacağız.<br />

Ülkemizi ve ekonomimizi yakından ilgilendiren toplumsal, sosyal ve siyasi<br />

gelişmelerle ilgili olarak “Duyuyoruz, görüyoruz, biliyoruz ve bunları tarafsızca<br />

gözlemleyerek sizlere aktarıyoruz” diyeceğiz.<br />

Smmm. Mustafa AKINCI<br />

Basın Yayın ve Halkla İlişkiler<br />

Komisyonu Başkanı<br />

makincianaliz@gmail.com<br />

Dergimizin ve internet sitemizin mesleki sorunların çözümü konusunda kılavuz<br />

görevi görmesini arzuluyoruz. Mesleğimize ve sorunların çözümüne<br />

katkı koyacak her türlü yazıyı dergimizin teknik ve yayıncılık ilkelerine bağlı<br />

kalarak yayınlamak istiyoruz.<br />

Dergimizin okunurluğunu arttırmak için komisyonumuza gönderilecek yazılarda<br />

güncel, sade dille yazılmış ve ilginç konulara yer vermenin yanında<br />

kanunlara, kamuya veya bir siyasi görüşe taraf, yandaş olmamasına dikkat<br />

edeceğiz.<br />

Yeni yönergeye göre komisyonumuzun<br />

görev tanımları içindeki halkla ilişkiler<br />

konusunda, mesleğimizin, Oda faaliyetlerin<br />

tanıtılması, internet sitemizin ve diğer<br />

yayınlarımız geliştirilmesi hususunda<br />

her türlü öneri ve görüşü komisyonumuzda<br />

tartışabileceğimizi belirtmek isterim.<br />

Bu dönemde seçilen başta Yönetim Kurulumuz<br />

olmak üzere diğer tüm kurullarımıza,<br />

komisyonlarımıza buradaki arkadaşlarımıza<br />

başarılar diliyoruz.<br />

Bilanço<br />

17<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


haber<br />

A’dan Z’ye<br />

‘e-fatura’<br />

‘Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ne<br />

göre Eylül ayı itibariyle yürürlüğe giren<br />

elektronik fatura uygulamasına<br />

ilişkin tüm detaylar, BTSO ev sahipliğinde<br />

düzenlenen seminerde masaya<br />

yatırılırken, vergileme alanında<br />

dijital hayata geçmeye yönelik<br />

büyük bir adım olarak nitelendirilen<br />

uygulamanın artı ve eksileri tartışıldı.<br />

Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı, Bursa Ticaret ve Sanayi<br />

Odası (BTSO) ile Bursa Serbest Muhasebeci<br />

Mali Müşavirler Odası (BSMMMO) işbirliğinde,<br />

‘E-Fatura Uygulamasına Geçiş Süreci Başlarken<br />

Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Yolları’ konulu seminer<br />

düzenlendi. BTSO Konferans Salonu’nda geniş katılımla<br />

gerçekleşen seminerin açılış konuşmasını yapan BSMMMO<br />

Smmm. Ahmet Hikmet SÖNMEZ<br />

Bursa SMMM Odası Başkanı<br />

Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, Türkiye’de Gelir İdaresi’nin<br />

yeniden yapılandırılması çalışmaları ile birlikte vergilendirme<br />

işlemlerinde e-devlet uygulamalarından yoğun bir şekilde<br />

yararlanılmaya başlandığını söyleyerek, “Daha önce<br />

hayata geçirilen e-beyanname uygulaması ve Ba – Bs form-<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

18<br />

B<br />

Bilanço


B<br />

“AĞIR CEZALAR GÜNDEME<br />

GELİYOR”<br />

Konuşmasında, e-fatura ve e-defter uygulaması ile ilgili<br />

düzenlemelerden de kısaca bahseden Ahmet Hikmet Sönmez,<br />

şu bilgileri verdi: “E-fatura uygulamasına dâhil olma<br />

zorunluluğu getirilen mükellefler, e-fatura uygulamasına<br />

kayıtlı olan diğer mükelleflere kâğıt ortamında fatura düzenleyemiyor.<br />

Düzenlemeleri halinde, kâğıt ortamında düzenlenen<br />

bu faturalar hiç düzenlenmemiş sayılıyor. E-fatura<br />

uygulamasına dâhil olma zorunluluğu getirilen mükelleflerin<br />

e-fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükellefler tarafından<br />

gönderilen e-faturaları almaları zorunlu tutuluyor.<br />

Bu zorunluluğa uymayan mükellefler hakkında Vergi Usul<br />

Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre cezai hükümler uygulanıyor.<br />

E-defter tutma zorunluluğu getirilen mükellefler, kâğıt<br />

ortamında defter tutamıyor. Bu mükellefler kâğıt ortamında<br />

defter tutmaları halinde hiç defter tutmamış sayılıyor ve ağır<br />

cezalar gündeme geliyor.”<br />

İbrahim SAYDAM<br />

Bursa Vergi Dairesi Başkanı<br />

ları, gerek Gelir İdaresi’nin, gerekse mükelleflerin ve meslek<br />

mensuplarının vergilemeye bakışını önemli ölçüde değiştirmişti.<br />

Şimdi ise vergileme alanında dijital hayata geçmeye<br />

yönelik ikinci büyük adım atılmaktadır. Firmaların geleceğini<br />

şekillendirecek dönüşümlerden birisi olan e-fatura ve<br />

e-defter uygulamalarına yönelik Gelir İdaresi Başkanlığı<br />

tarafından yapılan düzenlemeler ile bazı sektörlere 2013<br />

yılının Eylül ayından itibaren e-fatura ve 2014 yılının Eylül<br />

ayından itibaren e-defter kullanma zorunluluğu getirilmiştir”<br />

dedi. E-fatura ve e-defter uygulaması ile şirketlerin başta<br />

işgücü ve zaman olmak üzere, kâğıt, baskı, arşivleme ve<br />

defter tasdiki gibi bir çok maliyet unsurlarından tasarrufta<br />

bulunacaklarını dile getiren BSMMMO Başkanı Sönmez,<br />

aynı zamanda uygulama ile firmalara yönetim ve denetimle<br />

ilgili radikal değişiklikler yapma imkanı, iş ve raporlama<br />

süreçlerinde uluslararası geçerliliğe sahip fırsatlar da sunulacağını<br />

kaydetti.<br />

“EKSİKLİKLER GÖZE ÇARPIYOR”<br />

E-fatura ve e-defter uygulaması detaylıca incelendiğinde<br />

bazı eksikliklerin de göze çarptığını vurgulayan BSMMMO<br />

Başkanı Sönmez, “Mükelleflerin kâğıt ortamında defter tutmaları<br />

halinde hiç defter tutmamış sayılacak olmaları, işletmeler<br />

açısından büyük bir ceza. Uygulamadan doğacak<br />

ceza hükümleri azaltılmalı. Tebliğde uygulama tarihi 1 Eylül<br />

2013 olarak geçerken, İdare 21 Aralık 2013’ten bahsediyor.<br />

Yasal düzenlemelerdeki eksiklikler giderilmelidir. Başvuru<br />

süresi uzatılmalı, firmaların daha makul şekilde entegrasyonlarını<br />

kendilerinin yapması sağlanmalıdır. E-faturaya<br />

geçecek firmalara bununla ilgili KDV istisnası veya yüksek<br />

oranlı indirim gibi bir durum yaratılmalı ve entegratör firmaların<br />

KDV istisnası uygulanarak maliyetlerinin düşmesi<br />

sağlanmalıdır. Bir daha e-faturaya geçme kriteri önceden<br />

İbrahim BURKAY<br />

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı<br />

açıklanmalı, firmaların daha tedbirli olmaları sağlanmalıdır.<br />

E-fatura, e-defter, e-arşiv ile ilgili yatırım teşviği ile mükellefler<br />

özendirilmelidir” diye konuştu. Belli sektörlere geti-<br />

Bilanço<br />

19<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


haber<br />

Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı, BTSO ve BSMMMO işbirliğinde, ‘E-Fatura Uygulamasına Geçiş<br />

Süreci Başlarken Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Yolları’ konulu seminer düzenlendi.<br />

rilen e-fatura ve e-defter kullanma zorunluluğunun, yakın<br />

bir gelecekte diğer sektörlere doğru genişletilmesinin beklendiğini<br />

de sözlerine ekleyen Sönmez, bu süreçte eğitim<br />

ve bilgilendirme faaliyetlerinin büyük önem taşıdığına vurgu<br />

yaparak, sözü BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim<br />

Burkay’a bıraktı.<br />

“BU UYGULAMA BİR MİLATTIR”<br />

Yürürlüğe giren elektronik fatura uygulamasının bir milat<br />

olduğunu, bununla birlikte ileri teknoloji ve şeffaflığın<br />

temellerinin atıldığını söyleyerek konuşmasına başlayan<br />

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ise e - fatura<br />

uygulamasının bürokraside modernleşme adına önemli<br />

bir adım olduğunu kaydederek, “Umarım gerek devlet bürokrasimiz,<br />

gerekse de iş hayatımızın tüm tarafları için çok<br />

önemli ve gerekli olan bu modernleşme hamlesine en kısa<br />

sürede uyum sağlar ve sorunsuz bir geçiş yaşarız.<br />

E-fatura uygulaması ile finanstan taşımacılığa, tarımdan<br />

sigortacılığa kadar tüm hizmet sektörünün modernleştirilmesi<br />

amaçlanıyor” dedi. Yürürlüğe giren yeni uygulamanın<br />

teknolojik gelişmelere paralel çok önemli düzenlemeleri de<br />

içerdiğine işaret eden Burkay, ticaret sicil kayıtlarının elektronik<br />

ortamda tutulması, sözleşmelerin kuruluş süreçlerinin<br />

elektronik ortamda yapılabilmesi, fatura ve teyit mektuplarının<br />

elektronik ortamda oluşturulması ve saklanması<br />

gibi temel hükümlerin iş hayatına ve devlet bürokrasisine<br />

modernleşme sağlayacağının altını çizdi.<br />

“E-DEFTER UYGULAMASI GELİYOR”<br />

Bursa Vergi Dairesi Başkanı İbrahim Saydam ise Vergi<br />

İdaresi’nin bilgi ve iletişim teknolojilerindeki değişimden<br />

uzak kalamayacağını belirtti. Beyanname, bildirim, form<br />

gibi evrakların elektronik ortamda alınmasının hem mükellef<br />

ve meslek mensuplarının işlerini kolaylaştıracağını<br />

hem de idareyi bir takım yüklerden kurtaracağını belirten<br />

Saydam, sözlerini şöyle sürdürdü: “E-fatura uygulaması<br />

ile mükelleflerimiz kağıt fatura düzenleme, karşı tarafa<br />

gönderme ve muhafaza etme yükümlülüğünden kurtularak<br />

bunların tamamını elektronik ortamda yapma imkanı elde<br />

edecektir. Bu uygulamanın pek çok faydasının yanı sıra<br />

Vergi İdaresi’ne olan en önemli katkısı kayıt dışı ekonomiyle<br />

mücadeleye olacaktır. E-fatura ve arkasından gelecek<br />

olan e-defter uygulamasıyla mükelleflerin hareketleri anlık<br />

olarak idare tarafından izlenebilecek, elektronik ortamdaki<br />

veriler risk analizlerine tabi tutularak vergi kayıp ve kaçağı<br />

ile etkin mücadele mümkün olacaktır.”<br />

Açılış konuşmalarının ardından ise TÜRMOB Denetleme<br />

Kurulu Üyesi, BTSO 33. Komite Başkanı Ymm. Muzaffer<br />

Koyuncu’nun moderatörlüğünde gerçekleşen seminerde<br />

sözü konunun birinci derecede uzmanı olan Maliye Bakanlığı<br />

Gelir İdaresi Başkanlığı Daire Başkanı Uğur Doğan<br />

alarak, uygulama hakkında katılımcılara detaylı bilgi verdi.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

20<br />

Bilanço<br />

B


Bursa için üzerimize düşen<br />

görevi yapmaya hazırız<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, Oda Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte, kısa süre<br />

önce göreve gelen Bursa Valisi Münir Karaloğlu’nu makamında ziyaret etti.<br />

Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte,<br />

Bursa Valisi Münir Karaloğlu’nu<br />

makamında ziyaret eden BSMMMO<br />

Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez,<br />

kent ve ülke ekonomisine önemli ölçüde<br />

katkı sağlayan meslek camiası<br />

olarak, Bursa için üzerlerine düşen<br />

görevleri yapmaya hazır olduklarını<br />

söyledi.<br />

“DESTEK VERMEYE HAZIRIZ”<br />

Meslekleriyle birebir ilgili kurumlarla her zaman işbirliği<br />

içinde olmaya özen gösterdiklerinin altını çizen Ahmet Hikmet<br />

Sönmez, mesleki sorunlarını da işbirliği içinde oldukları<br />

ilgili kurumlarla görüşerek çözüme kavuşturmayı hedeflediklerini<br />

söyledi. BSMMMO Başkanı Sönmez, Bursa Valisi<br />

Münir Karaloğlu’nu ziyareti esnasında yaptığı konuşmada,<br />

Kamu Gözetim Kurumu ve bağımsız denetçilik hakkında da<br />

kısaca bilgi verdi. Ziyaret sonunda, Bursa için üzerlerine<br />

düşen görevleri yapmaya hazır olduklarının da altını çizen<br />

BSMMMO Başkanı Sönmez, Bursa’da kardeşçe yaşanılabilir<br />

bir ortam sağlanması noktasında her zaman destek<br />

vermeye hazır olduklarını kaydetti. Makamına gerçekleşen<br />

ziyaretten memnun kaldığını dile getiren Bursa Valisi Münir<br />

Karaloğlu ise Bursa için faydalı çalışmalar yapmayı hedeflediklerini<br />

belirtti.<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, Oda<br />

Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte, kısa süre önce<br />

göreve gelen Bursa Valisi Münir Karaloğlu’nu makamında<br />

ziyaret etti. Ziyarette Karaloğlu’na hayırlı<br />

olsun dileklerini ileten Oda Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez,<br />

meslek camiaları hakkında bilgi verdi. Bursa’da 4 bin 80<br />

üyesi ve 2 bin civarı stajyeri ile 6 bine yakın kişiden oluşan<br />

bir meslek camiası olduklarını kaydeden BSMMMO Başkanı<br />

Sönmez, mesleklerine olan talebin ve üye sayısının her geçen<br />

gün arttığına dikkat çekti. Sönmez, meslek mensupları<br />

olarak kent ve ülke ekonomisine önemli ölçüde katkı sağladıklarını<br />

da bildirdi.<br />

Bilanço<br />

B<br />

21<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

Münir KARALOĞLU<br />

Bursa Valisi


haber<br />

En önemli<br />

partnerlerimizdensiniz<br />

BSMMMO Yönetim Kurulu, Bursa Vergi Dairesi Başkanı İbrahim Saydam’ı makamında ziyaret etti.<br />

BSMMMO Yönetimi’ni makamında<br />

ağırlayan Bursa Vergi Dairesi Başkanı<br />

İbrahim Saydam, mali müşavirlerin<br />

iş hayatında kendilerinin en<br />

önemli partnerlerinden biri olduğunu<br />

söyleyerek, meslek mensuplarının<br />

sorunlarını önemsediklerini ve<br />

işbirliğine her zaman açık olduklarını<br />

bildirdi.<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, Oda<br />

Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte, Bursa Vergi<br />

Dairesi Başkanı İbrahim Saydam’ı makamında ziyaret<br />

etti. Haziran ayında gerçekleştirdikleri genel<br />

kurul ve seçim sürecinin ardından 3 buçuk aylık bir faaliyet<br />

dönemini geride bıraktıklarını söyleyen BSMMMO Başkanı<br />

Sönmez, bu süreçte önemli bir zamanı resmi ziyaretlere<br />

ayırdıklarını kaydetti. BSMMMO Yönetimi olarak, görevde<br />

olacakları üç yıllık zaman diliminde birebir ilişkili oldukları<br />

kurumlarla işbirliğine önem vereceklerini dile getiren Ahmet<br />

Hikmet Sönmez, bu kurumların başında da vergi dairesinin<br />

geldiğini söyledi.<br />

SORUNLAR AKTARILDI<br />

Vergi Dairesi Başkanı İbrahim Saydam’ı ziyareti esnasında<br />

meslek mensuplarının vergi dairesinde karşılaştıkları<br />

sorunları da dile getiren Ahmet Hikmet Sönmez, “Vergi<br />

dairesince, haklarında sorumluluk raporu tutulan meslek<br />

mensupları oluyor. Bu konuya daha fazla hassasiyet gösterilmesi<br />

gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü hakkında rapor<br />

tutulması, meslek mensubunun ticari ve mesleki yaşamını<br />

olumsuz etkiliyor” dedi. Konuşmasında, Oda olarak bazı<br />

vergi dairelerinden meslek mensubu bilgisi istediklerinde,<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

22<br />

vergi mahremiyetine giriyor denilerek bilgi verilmediğini de<br />

sözlerine ekleyen Sönmez, sürecin sağlıklı ve aksamadan<br />

yürüyebilmesi için bu bilgilerin kendilerine verilmesinin<br />

önemli olduğunu kaydetti.<br />

“İDARENİN TAVRI ÖNEMLİ”<br />

Tek taraflı fesihlerde, mükellefe ulaşılamadığı durumlarda<br />

evrakların teslimi konusunda sıkıntı yaşandığını da ifade<br />

eden BSMMMO Başkanı Sönmez, mükellefe ulaşma hususunda<br />

vergi dairesinden destek istediklerini bildirdi. Konuşmasının<br />

sonunda, vergi mükelleflerinin zor koşullarda faaliyetlerini<br />

yürüttüğünü vurgulayan Ahmet Hikmet Sönmez,<br />

şöyle konuştu: “Vergi mükellefine ceza vererek, onun ticari<br />

yaşamını zorlaştırmak için değil, mükellefiyetini eksiksiz<br />

yerine getirmesini sağlamak için çaba sarf etmek gerekir.<br />

Bu konuda, meslek mensupları olarak elbette ki bizim de<br />

sorumluluğumuz var ama idarenin tavrı daha önemlidir.”<br />

“SORUNLARINIZI ÖNEMSİYORUZ”<br />

Makamına gerçekleşen ziyaretten memnuniyet duyduğunu<br />

ifade eden Vergi Dairesi Başkanı İbrahim Saydam ise<br />

BSMMMO’nun yeni yönetiminin, meslek camiasına hayırlı<br />

olmasını diledi. Yeni yönetimden, sadece mesleki çıkarları<br />

ön planda tutan değil de ilişkide olunan kurumlarla da işbirliğine<br />

açık bir yönetim anlayışı sergilemesini beklediklerini<br />

söyleyen İbrahim Saydam, şunları kaydetti: “Meslek<br />

mensupları olarak sizler, bizim en önemli partnerlerimizdensiniz.<br />

Mükellefi en iyi tanıyan sizlersiniz. Sadece defter<br />

tutma anlamında değil. Mükellefe ulaşma ve borçların tahsil<br />

edilmesi noktasında da meslek mensuplarından destek alıyoruz.<br />

Beyan edilmiş bir verginin, ödenmediği sürece bütçe<br />

açısından bir anlamı yok. Bunların hazineye intikalinde de<br />

kanunen sorumlu olmasalar bile mali müşavirlerin katkısı<br />

büyüktür. Önemli bir köprü vazifesi görüyorsunuz.”<br />

Bilanço<br />

B


Hiçbir siyasi partinin<br />

arka bahçesi olmayacağız!<br />

Yönetimleri süresince siyasi partilere<br />

eşit mesafede duracaklarını<br />

söyleyen BSMMMO Başkanı Ahmet<br />

Hikmet Sönmez, Meclis’te grubu<br />

bulunan partilerin il başkanlıklarıyla<br />

sürekli iletişim halinde olacaklarını<br />

bildirerek, “Hiçbir partinin arka bahçesi<br />

olmadan, önerilerimizi eşit mesafede<br />

duracağımız siyasi partilere<br />

ileterek, sorunlarımız için çözüm<br />

yolu arayacağız” dedi.<br />

Ahmet Hikmet Sönmez başkanlığındaki BSMMMO<br />

Yönetim Kurulu, Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları<br />

Birliği (BESOB) Başkanı Arif Tak’ı makamında<br />

ziyaret etti. Ziyarette meslek mensuplarının sorunları<br />

hakkında bilgi veren BSMMMO Başkanı Sönmez, sorunların<br />

çözümü için işbirliği çağrısında bulunarak, meslek<br />

mensupları olarak, mükellef ile kamu arasında köprü vazifesi<br />

gördüklerini ifade etti. BESOB Başkanı Arif Tak’ı ziyareti<br />

sırasında, yönetimleri süresince siyasi partilere eşit mesafede<br />

duracaklarını ve mesleki çıkarları ön planda tutacaklarını<br />

vurgulayan Ahmet Hikmet Sönmez, şöyle konuştu:<br />

“Meclis’te grubu bulunan partilerimizin il başkanlıklarıyla<br />

sürekli iletişim halinde olacağız. Başta mesleğimiz ve meslektaşlarımız<br />

olmak üzere, ülkemizin ticari, akademik bütün<br />

konularına ilişkin sorunların çözümü noktasında görüş ve<br />

önerilerimizi sunacağız. Hiçbir partinin arka bahçesi olmadan,<br />

önerilerimizi eşit mesafede duracağımız siyasi partilere<br />

ileterek, sorunlarımız için çözüm yolu arayacağız.”<br />

“BİR ELMANIN İKİ YARISIYIZ”<br />

BSMMMO’nun yeni yönetimine başarı dileklerini ileterek<br />

konuşmasına başlayan BESOB Başkanı Arif Tak ise işbirliğine<br />

büyük önem verdiklerinin altını çizerek, “Biz bir elmanın<br />

iki yarısıyız. Biz esnaf ve sanatkarlarız, sizlerse bizlerin defterlerini<br />

tutan kesimsiniz. Birlikte olmak zorundayız. Bizim<br />

derdimizden en iyi siz anlarsınız. Sizler bizi yönlendirecek,<br />

peşinizden sürükleyeceksiniz” dedi. Önümüzdeki süreçte,<br />

esnaflara ve meslek mensuplarına yönelik ortaklaşa eğitim<br />

seminerleri ve konferanslar düzenlemeyi arzu ettiklerini dile<br />

B<br />

Bilanço<br />

23<br />

Ahmet Hikmet Sönmez başkanlığındaki<br />

BSMMMO Yönetim Kurulu, BESOB Başkanı Arif Tak’ı<br />

makamında ziyaret etti.<br />

getiren BESOB Başkanı Tak, bilgilendirmeye yönelik eğitim<br />

faaliyetlerinin büyük önem taşıdığını vurguladı.<br />

“SİTEDE ÜÇ YIL KAYBETTİK”<br />

Ziyaret esnasında, BESOB olarak yürüttükleri faaliyetler<br />

hakkında da bilgi veren Arif Tak, Kestel’de yapımı devam<br />

eden esnaf sanayi sitesi hakkında bilgi verdi. Sanayi sitesinin<br />

yapım aşamasında mahkemelerle çok uğraştıklarını ve<br />

üç yıl kaybettiklerini bildiren Tak, şunları söyledi: “Şimdiye<br />

kadar bu aksamalar olmasaydı, esnaf çoktan yeni yerine taşınmış<br />

olacaktı. Bu projeyle esnafın fiziki faaliyet alanı modernleşecek.<br />

Esnafımız sokak arasından kurtularak modern<br />

iş yerlerinde rahat bir nefes alacak. Zaman kaybettik ama şu<br />

an bir sıkıntı yok. Projeyle 24 mesleği siteye taşıyacağız. Şu<br />

an ihaleyi bekliyoruz. İki yıl sonra inşallah bitecek. Otelinden<br />

hamamına, okulundan eczanesine kadar her şeyin içinde olduğu<br />

güzel bir değer Bursa’ya kazandırılacak.”<br />

“ODA KAYDI DA SİLİNMELİ”<br />

Esnafın maddi sıkıntı içinde olduğunu ve 100 esnaftan ancak<br />

40’ının Oda aidatlarını ödeyebildiğini dile getiren BESOB<br />

Başkanı Tak, esnaftan aidat borcu alınmaması hususunda<br />

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile görüştüğünü kaydetti.<br />

Şu anda yeni bir esnaf yasası hazırlığı içerisinde olunduğunu<br />

da açıklayan Arif Tak, taslak halindeki yasalarına ilişkin<br />

BSMMMO’dan görüş ve öneri almak istediklerini de belirtti.<br />

Ziyaret sonunda bir talepte de bulunan Tak, Maliye’de kaydını<br />

sildiren esnafların aynı tarih itibariyle oda kayıtlarını da<br />

sildirmeleri gerektiği konusunda mali müşavirlerden destek<br />

istedi.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


haber<br />

Bursa SGK’da ‘renkli adım’<br />

dönemi başlıyor<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte, kısa süre önce<br />

göreve başlayan SGK Bursa İl Müdürü Ahmet Metin’i makamında ziyaret etti.<br />

Sosyal Güvenlik Kurumu, hizmet<br />

sunumunu hızlandıracak ve hem<br />

vatandaşa hem de çalışanlara nefes<br />

aldıracak yeni ve pratik bir uygulamayı<br />

hayata geçiriyor.<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, Yönetim<br />

Kurulu Üyeleri ile birlikte, kısa süre önce göreve<br />

başlayan SGK Bursa İl Müdürü Ahmet Metin’i makamında<br />

ziyaret etti. Ziyaret sırasında yeni uygulamaya<br />

ilişkin bilgi veren SGK İl Müdürü Ahmet Metin, SGK<br />

Bursa İl Müdürlüğü’nde çağrı merkezi ve akıllı sıramatik<br />

sistemlerinin kurulacağını ve kuruma gelen vatandaşların,<br />

özel hastanelerdeki gibi kapıda hosteslerce karşılanacağını<br />

açıkladı. Metin, “Türkiye’nin hiçbir kurumunda olmayan<br />

akıllı sıramatik sistemini Bursa’da uygulayacağız. Konusuna<br />

göre renkli sıramatik kağıtları ve zemine baskılı aynı renkli<br />

adımlarla işlemler kolaylıkla yürüyecek” dedi.<br />

İŞBİRLİĞİNE AÇIĞIZ<br />

SGK İl Müdürü Metin’e yeni görevinde hayırlı olsun dileklerini<br />

ileten BSMMMO Başkanı Sönmez, “Biz de Haziran<br />

ayında gerçekleştirdiğimiz genel kurul ve seçimlerimiz<br />

neticesinde göreve geldik. Mesleğimiz ve kentimiz için bu<br />

işlere talip olduk. İnşallah güzel ve başarılı bir çalışma dönemi<br />

geçiririz” dedi. BSMMMO olarak, SGK ile işbirliğine<br />

her zaman açık olduklarının altını çizen Ahmet Hikmet Sönmez,<br />

“Meslek mensupları olarak, her daim birebir iletişim<br />

halinde olduğumuz kurumlardan birisiniz. Sosyal Güvenlik<br />

Kurumu ile olan ilişkilerimize önem veriyoruz. Yönetimimiz<br />

süresince de aramızdaki işbirliğini geliştirerek, birlikte verimli<br />

çalışmalara imza atmayı planlıyoruz” diyerek, meslek<br />

mensuplarının belli başlı sorunlarından bahsetti.<br />

“AMACIMIZ BAĞCIYI DÖVMEK<br />

DEĞİL”<br />

Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden SGK İl Müdü-<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

24<br />

Bilanço<br />

B


B<br />

rü Ahmet Metin de “Kurumlara örnek olmasını istediğimiz<br />

bir sürü projemiz var. Tüm bu projelerimizi paydaşlarımızla<br />

işbirliğinde gerçekleştirebiliriz. Bunun için de önemli bir<br />

paydaşımız olarak sizlerden destek bekliyoruz” dedi. Talep<br />

gelmesi halinde, bilgilendirme toplantılarına her zaman açık<br />

olduklarını dile getiren Ahmet Metin, şöyle konuştu:<br />

“Bu bir bayrak yarışı. Hizmet çıtasını yükseltmek lazım.<br />

Amacımız can yakmak, bağcıyı dövmek değil. Bizim amacımız<br />

üzüm yemek. Bunun için de bilgilendirme ve rehberlik<br />

faaliyetlerine ağırlık vermemiz gerekiyor.”<br />

SGK’DA HOSTESLİ KARŞILAMA<br />

Yakın gelecekte hayata geçirecekleri üç projeleri olduğunu<br />

açıklayan SGK İl Müdürü Metin, “İlk olarak, çağrı merkezi<br />

projemizi hayata geçireceğiz. Kendi bünyemizde bir çağrı<br />

merkezi kuracağız. Çağrı merkezi projemiz ile gerek vatandaşlardan<br />

gerekse paydaşlarımızdan gelen tüm talepleri<br />

elektronik ortamda alacağız. Ve talep ileten kişilere nasıl<br />

bir geri dönüş istediklerini soracağız. Elektronik ortamda<br />

mı, çağrı yoluyla mı, mesaj yoluyla mı dönüş beklediklerini<br />

sorgulayacağız. En çok karşılaştığımız sorulardan biri<br />

de ‘Ne zaman emekli olurum?’ Bu yoğunluğu da yine çağrı<br />

merkezi aracılığı ile çözeceğiz” dedi. Kuruma gelen vatandaşları,<br />

özel hastanelerdeki gibi hosteslerin karşılayacağını<br />

ve doğrudan yönlendirme yapacaklarını da sözlerine ekleyen<br />

Ahmet Metin, bir diğer projelerinin ise akıllı sıramatik<br />

sistemi olduğunu bildirdi.<br />

AKILLI SIRAMATİK SİSTEMİ<br />

Akıllı sıramatik sistemi ile vatandaşlara farklı yollardan sıra<br />

vereceklerini duyuran Ahmet Metin, sistem işleyişi hakkında<br />

şu bilgileri paylaştı:<br />

“Kuruma işi düşen vatandaşlar, internet sayfamızdan randevu<br />

alabilecekleri gibi, kuruma geldiklerinde T.C. kimlik<br />

numaraları ile de sıramatik kağıtlarını alabilecekler. Henüz<br />

Türkiye’nin hiçbir kurumunda olmayan bir yöntemle sıramatik<br />

sistemini yürütmek istiyoruz. Sıramatik kağıtları<br />

renkli olacak. Kurumumuza gelen vatandaşlara, konularına<br />

göre farklı renklerde sıramatik numarası vereceğiz. Mesela<br />

emeklilikle ilgili bilgi almak isteyenlere mavi renkte sıramatik<br />

kağıdı verilecek. Bununla birlikte, alışveriş merkezlerindeki<br />

gibi zemine baskılı renkli adımlar olacak. Mavi sıramatik<br />

numarası alan bir vatandaşımız mavi adımları takip ederek,<br />

işlemini kolaylıkla gerçekleştirecek.” SGK İl Müdürü Metin,<br />

hayata geçirecekleri projelerle kurumda işlerin aksamadan<br />

ve kolaylıkla yürüyeceğini söyledi.<br />

SGK Bursa İl Müdürü Ahmet Metin<br />

Bilanço<br />

25<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


haber<br />

Kayıt dışını önlemede<br />

ülkeyi yönetenlerin<br />

niyeti önemli<br />

Kayıt dışının önlenmesi noktasında,<br />

toplumun her kesiminin sorumluluğu<br />

olduğunu söyleyen BSMMMO<br />

Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez,<br />

“Kayıt dışının önlenmesinde, ülkeleri<br />

yönetenlerin niyetleri önemlidir.<br />

Kayıt dışını önleme sürecini topyekün<br />

bütün alanlara yayarsanız başarılı<br />

olursunuz” dedi.<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, Olay<br />

TV’de Feridun Eyüpoğlu’nun sunduğu Eko Dinamik<br />

programına konuk oldu. Elektronik fatura<br />

ve elektronik defter uygulamaları hakkında bilgi<br />

vererek konuşmasına başlayan BSMMMO Başkanı Ahmet<br />

Hikmet Sönmez, “E-devlet ile başlayan süreç, e-beyanname<br />

ile devam etmiştir. Sonrasında ise Ba-Bs formlarıyla belli<br />

bir aşamaya gelinmiştir. Mesleğimizi de içine alan bu alana<br />

ilişkin teknolojik gelişim, halen devam etmektedir” dedi.<br />

E-fatura ve e-defter uygulamaları ile birlikte, izlenebilirlik<br />

ve denetimin eskiye oranla daha iyi olacağını dile getiren<br />

BSMMO Başkanı Sönmez, “Ama reel sektör, işletme sahipleri<br />

ve şirketler bu sürece hazır değiller. Bu sürecin biraz<br />

daha zamana yayılması gerektiği kanaatindeyim. Altyapısı<br />

tamamen hazırlandıktan sonra mükelleflerin aşamalı olarak<br />

sürece dahil olması gerekir” diye konuştu.<br />

‘DENETİM KOLAYLAŞACAK’<br />

Oda olarak, e-fatura ve e-defter uygulamaları ve geçiş sürecine<br />

ilişkin bilgilendirme içerikli faaliyetler yürüttüklerinin<br />

de altını çizen Ahmet Hikmet Sönmez, akademisyenlerin de<br />

katkısıyla seminerler düzenlediklerini bildirdi. Ahmet Hikmet<br />

Sönmez, konuşmasında sürece katılacak olan firmalar hakkında<br />

da bilgi verdi. BSMMMO Başkanı Sönmez, e-faturaya<br />

geçişte elde edilecek kazanımlar hakkında şunları söyledi:<br />

“Öncelikle kağıt ortamında denetlenebilirlik oranı daha zor<br />

ve az iken, elektronik ortamda bu daha kolay olacak. Gelir<br />

İdaresi’nin firmaları, karşılıklı mal ve hizmet alışverişi olan<br />

firmaların birbirlerini denetlemeleri daha kolay olacak. Bunun<br />

yanı sıra daha az kağıt kullanılacağından, uygulama oldukça<br />

çevreci. Ve dünya ile entegrasyon açısından da daha<br />

faydalı bir uygulama olacak.”<br />

‘İŞ GÜVENLİĞİ ÖNEMLİ’<br />

Konuşmasında, geçiş sürecinin uzamasında fayda olacağının<br />

da altını çizen Ahmet Hikmet Sönmez, “Türkiye bu<br />

süreçten kazançlı çıkacak. Özellikle, denetimler, vergi tabanının<br />

yayılması ve kayıt dışının azalması noktasında bu uygulamanın<br />

yararları olacak” dedi. İş güvenliği ve risk analizi<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

26<br />

B<br />

Bilanço


Ceylan’dan<br />

‘hayırlı olsun’ ziyareti<br />

çalışmaları hakkında da bilgi veren Sönmez, şunları<br />

söyledi:<br />

“Ülkemizde işçi sağlığı ve güvenliği konusunda ciddi<br />

sıkıntılar yaşanıyor. Gerek işveren gerekse çalışanlar<br />

açısından maddi-manevi önlenemez kayıplara, işletme<br />

sahiplerinin altından kalkamayacağı maddi zararlara<br />

sebep olan iş kazaları ile karşı karşıya kalınıyor. Bu<br />

yüzden, iş güvenliği ve risk analizi çalışmaları önem<br />

taşıyor.”<br />

‘HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADIK’<br />

Ahmet Hikmet Sönmez, konuşmasında kayıt dışı sorunundan<br />

da bahsederek, şu görüşleri paylaştı:<br />

“Kayıt dışının önlenmesinde, ülkeleri yönetenlerin<br />

niyetleri önemlidir. Kayıt dışını önleme sürecini topyekün<br />

bütün alanlara yayarsanız başarılı olursunuz.<br />

Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda kayıt dışının azaltılması<br />

ve önlenmesine ilişkin büyük bir beklenti vardı ancak<br />

yasa, kadük hale gelince bu beklenti de yerini hayal<br />

kırıklığına bıraktı. Kayıt dışının önlenmesinde yasalar<br />

ve yasaların uygulanma süreçleri önemlidir.” Kayıt dışının<br />

her alanda olduğunun ve bunun denetlenmesinin<br />

de sadece kamu tarafından değil de sivil toplum kuruluşları<br />

ve meslek odaları aracılığı ile de olması gerektiğini<br />

dile getiren Sönmez, mesleki sorunlar hakkında<br />

da bilgi verdi.<br />

‘MESLEKİ İTİBARIMIZ ARTMALI’<br />

Meslek mensupları olarak, kamuya ve devlete ciddi<br />

katkılarının olduğunu ifade eden BSMMMO Başkanı<br />

Sönmez, “Öncelikle mali müşavirlerin itibarlarının<br />

artırılmasını talep ediyoruz. En basitinden, vergi<br />

rekortmenlerinin açıklandığı bir platformda, Maliye<br />

Bakanı’nın ‘Bu verileri oluşturan mali müşavirlere de<br />

teşekkür ediyoruz’ demesi bile bizim için önemlidir”<br />

dedi. Diğer bir sorunlarının da angaryalar olduğunu<br />

kaydeden Sönmez, “Bize yapamayacağımız kadar iş<br />

yüklenmesine karşıyız. Tahsilat konusunda ciddi sıkıntılarımız<br />

var. Meslek mensuplarımız yaptıkları işlerin<br />

yüzde 40’ının maddi olarak karşılığını alamıyor. Ama<br />

bedel alamadığı işin belgesini düzenlemek zorunda<br />

kalıyor. Elde etmediği gelirin vergisini de ödemek durumunda<br />

kalıyor. Bu emeğin karşılığının alınması gerekir”<br />

şeklinde konuştu.<br />

B<br />

Bilanço<br />

İTÜ Bursa Koordinatörü Prof. Dr. Ali Ceylan, BSMMMO Başkanı<br />

Ahmet Hikmet Sönmez’i makamında ziyaret etti.<br />

İstanbul Ticaret Üniversitesi Bursa Koordinatörü<br />

Prof. Dr. Ali Ceylan, BSMMMO<br />

Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez’i makamında<br />

ziyaret ederek, hayırlı olsun dileklerini<br />

iletti.<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez’e yeni görevinde<br />

başarı dileyen İstanbul Ticaret Üniversitesi Bursa Koordinatörü<br />

Prof. Dr. Ali Ceylan, yüksek lisans programları<br />

hakkında da bilgi verdi. Mali müşavirlik stajı gören meslek<br />

mensubu adaylarına ve meslek mensuplarına yönelik muhasebedenetim<br />

yüksek lisans programında eğitim verdiklerini dile getiren<br />

Prof. Dr. Ali Ceylan, yüksek lisans programlarında eğitim veren akademisyenlerin<br />

ise Uludağ Üniversitesi ve Ticaret Üniversitesi’nden<br />

geldiğini kaydetti. Üniversitelerinde kâr amacı gütmediklerini de<br />

vurgulayan Prof. Dr. Ceylan, öncelikli hedeflerinin sosyal sorumluluk<br />

olduğunu bildirdi. Konuşmasında, Kamu Gözetim Kurumu ile<br />

yapılan işbirliğinden de söz eden Ceylan, BSMMMO’dan da bu konuda<br />

destek istedi. Makamına gerçekleşen ziyaretten memnuniyet<br />

duyduğunu ifade eden BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez<br />

ise eğitime büyük önem verdiklerinin altını çizerek, meslek mensupları<br />

ve meslek mensubu adaylarının lehine olacak her türlü eğitim ve<br />

bilgilendirme faaliyetlerine açık olduklarını kaydetti.<br />

27<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


B<br />

haber<br />

Maliye Bakanlığı’nın<br />

denetim ayağı güçlenecek<br />

Yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar<br />

sayesinde, iş yerlerine gidilmeksizin<br />

mükelleflerin yaptığı tüm işlemlerin<br />

sistem üzerinden masa başında görülebileceğini<br />

söyleyen Bursa Vergi<br />

Dairesi Başkanlığı Grup Müdür Vekili<br />

Selim Aktaş, 1 Ekim 2013 tarihinde<br />

uygulanmaya başlayacak olan sistem<br />

ile Maliye Bakanlığı’nın denetim<br />

ayağının güçleneceğini bildirdi.<br />

BSMMMO’nun BAOB Yerleşkesi’ndeki hizmet binasında,<br />

Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı Grup Müdür<br />

Vekili Selim Aktaş’ın sunumunda, ‘Yeni Nesil Yazar<br />

Kasalar’ konulu seminer düzenlendi. Meslek<br />

mensuplarının yoğun katılımıyla gerçekleşen seminerin<br />

açılış konuşmasını yapan BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet<br />

Sönmez, “Maliye Bakanlığı ve Ekonomi Koordinasyon<br />

Kurulu’nun direktifleri doğrultusunda, Gelir İdaresi Başkanlığı<br />

tarafından hazırlanan ‘Kayıt Dışı Ekonomi ile Mücadele<br />

Eylem ve Stratejisi’ planı doğrultusunda, akıllı yazar kasa<br />

POS sistemine geçilmesi uygun görülmüş, uygulama tarihi<br />

ise 1 Ekim 2013 olarak belirlenmiştir. Ekim ayı itibariyle<br />

uygulanmaya başlayacak olan ‘Yeni Nesil Ödeme Kaydedici<br />

Cihaz’ ya da diğer adıyla ‘Akıllı Yazar Kasalar’ ile idarenin<br />

ana hedefi, vergi kaçaklarının önlenmesi, adil olarak düzenli<br />

kayıtların tutulması ve daha az maliyet ile sürekli mali<br />

kontrolün sağlanmasıdır” dedi. Ödeme kaydedici cihaz ile<br />

POS cihazının bir arada senkronize bir şekilde, mali gözetim<br />

altında kullanılmasını içeren uygulama ile Gelir İdaresi<br />

Başkanlığı’nın, cihazların içeriğine istediği an ulaşabileceğini<br />

ve istediği formatta mali rapor alabileceğini dile getiren<br />

Ahmet Hikmet Sönmez, iş dünyasını uygulama hakkında<br />

bilgilendirme noktasında meslek mensuplarına önemli görevler<br />

düştüğünün altını çizerek, sözü sunumunu gerçekleştirmek<br />

üzere, Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı Grup Müdür<br />

Vekili Selim Aktaş’a bıraktı.<br />

BSMMMO’nun BAOB Yerleşkesi’ndeki hizmet binasında, Bursa Vergi Dairesi<br />

Başkanlığı Grup Müdür Vekili Selim Aktaş’ın sunumunda, ‘Yeni Nesil<br />

Yazar Kasalar’ konulu seminer düzenlendi.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

28<br />

Bilanço


B<br />

KADEMELİ GEÇİŞ ÖNGÖRÜLÜYOR<br />

Yeni nesil ödeme kaydedici cihazların iki gruba ayrıldığı<br />

bilgisini vererek sunumuna başlayan Bursa Vergi Dairesi<br />

Başkanlığı Grup Müdür Vekili Selim Aktaş, “EFT-POS özelliği<br />

olan cihazlar ve basit/bilgisayar bağlantılı cihazlar olmak<br />

üzere iki gruba ayrılmaktadır. Ayrıca akaryakıt pompalarına<br />

bağlanan, sinema giriş bileti ve yolcu taşıma bileti düzenleyen<br />

ödeme kaydedici cihazlar da bu kapsama girmektedir”<br />

dedi. Nihai hedefin 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren, tüm<br />

ödeme kaydedici cihazların yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara<br />

dönüştürülmesi olduğunu dile getiren Selim Aktaş,<br />

bu tarihe kadar ise kademeli bir geçiş sürecinin öngörüldüğünü<br />

bildirdi. Meslek mensuplarının ilgiyle dinlediği seminerde<br />

1 Ekim 2013 tarihinden itibaren, yeni nesil ödeme<br />

kaydedici cihazlardan EFT-POS özellikli cihazların kullanılması<br />

için iki şartın gerekli olduğundan bahseden Aktaş,<br />

şöyle konuştu: “Mükellef ödeme kaydedici cihaz kullanmak<br />

zorunda olmalı ve aynı zamanda bu mükellef faaliyetlerinde<br />

seyyar EFT-POS cihazı kullanıyor olmalı.”<br />

USULSÜZLÜK CEZASI KESİLECEK<br />

Konuşmasında, önceki mevzuat hükümlerine tâbi mevcut<br />

ödeme kaydedici cihazların durumunu da değerlendiren<br />

Aktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mükellefler, mevcut ödeme<br />

kaydedici cihazlarını, 31 Aralık 2015 tarihini geçmemek<br />

üzere, mali hafızaları doluncaya kadar kullanabilirler. 1 Ocak<br />

2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, malî hafızaları<br />

dolan ödeme kaydedici cihazlara, yeni malî hafıza takılmaz<br />

Selim AKTAŞ<br />

Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı<br />

Grup Müdür Vekili<br />

ve cihaz hurdaya ayrılır. Cihazı hurdaya ayrılan mükellefler<br />

yeni nesil ödeme kaydedici cihazları almak suretiyle yükümlülüklerini<br />

yerine getirebilirler.” Bu tebliğde belirlenen usul<br />

ve esaslara aykırı hareket eden mükellefler ve yeni nesil<br />

ödeme kaydedici cihaz üreticileri veya ithalatçıları hakkında<br />

Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355’inci maddesinde<br />

yer alan hükümlerin uygulanacağını da açıklayan Aktaş, şu<br />

bilgileri aktardı: “Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek<br />

erbabı hakkında bin 600 TL, ikinci sınıf tüccarlar, defter tutan<br />

çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında<br />

600 TL, bunların dışında kalanlara ise 300 TL özel usulsüzlük<br />

cezası kesilecektir.”<br />

AYRINTILI ŞEKİLDE GÖRÜLECEK<br />

Aktaş, yeni nesil ödeme kaydedici cihazların, Gelir İdaresi<br />

Başkanlığı’nca belirlenecek kıstaslara göre, anlık ya da dönemsel<br />

olarak, elektronik yolla Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi<br />

İşlem Merkezi’ne veri göndereceğini de sözlerine ekledi. Sunumunda,<br />

yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar sayesinde,<br />

mükellefin iş yerine gitmeksizin yaptığı satışları adet ve tutar<br />

olarak görebileceklerini kaydeden Aktaş, “Hem de işlemlerin<br />

kredi kartı ile mi nakit olarak mı yapıldığını da ayrıntılı<br />

bir şekilde göreceğiz. Biz bu sistem ile Maliye Bakanlığı’nın<br />

denetim ayağının güçleneceğine inanıyoruz. Sistem sayesinde<br />

hiç iş yerine gitmeden, mükellefin aylara göre ne<br />

kadar belge kesip kesmediğini, günlük hasılat tutarlarını görüp,<br />

analiz edebileceğiz. Ve sistem sayesinde ulaşacağımız<br />

verilere dayanarak, denetim yapmamız gerekiyorsa denetim<br />

yapacağız” diye konuştu. BSMMMO’nun BAOB Yerleşkesi’ndeki<br />

hizmet binasında gerçekleşen seminer, soru-cevap<br />

bölümüyle devam ederken, BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet<br />

Sönmez’in Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı Grup Müdür<br />

Vekili Selim Aktaş’a günün anısında plaket takdim etmesiyle<br />

sona erdi.<br />

Bilanço<br />

29<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


B<br />

haber<br />

‘Yeni Gelir Vergisi<br />

Kanun Tasarısı’ beklentileri<br />

karşılamamaktadır<br />

‘Yeni Gelir Vergisi Kanun Tasarısı’nın,<br />

kanun değil de tebliğ mantığı çerçevesinde<br />

ve yangından mal kaçırırcasına<br />

aceleyle hazırlandığını savunan<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet<br />

Sönmez, tasarının beklentileri karşılamadığını<br />

söyledi.<br />

Smmm. Ahmet Hikmet SÖNMEZ<br />

Bursa SMMM Odası Başkanı<br />

Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler<br />

Odası’nca (BSMMMO) ‘Yeni Gelir Vergisi Kanun<br />

Tasarısı’na ilişkin basın açıklaması düzenlendi.<br />

BSMMMO’nun BAOB Yerleşkesi’ndeki hizmet binasında<br />

gerçekleşen basın açıklamasında Oda olarak Kanun<br />

Tasarısı’na ilişkin hazırladıkları değerlendirmeleri basın<br />

mensuplarıyla paylaşan BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet<br />

Sönmez, “1960 yılında yasalaşan 193 Sayılı Gelir Vergisi<br />

Kanunu, günümüze kadar 76 kanunla değişikliğe uğramış<br />

ek, geçici ve mükerrer maddelerle birlikte madde sayısı<br />

210’u aşmış, sistematiği bozulmuş ve bu nedenle de reform<br />

ihtiyacı duyulmuştur. Bu ihtiyaç hemen her kesim tarafından<br />

dile getirilmiş ve bu konuda somut adım atılması zorunlu<br />

hale gelmiştir. Bu bağlamda harekete geçen hükümet,<br />

Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı hazırlayarak TBMM’ye sevk<br />

etmiştir. Ancak, bu tasarıda beklenen düzenlemelere yer<br />

verilmemiş, tasarı adeta yangından mal kaçırırcasına aceleye<br />

getirilmiştir. Bu nedenle tasarı bekleneni karşılamaktan<br />

uzaktır” diye konuştu.<br />

“DEVASA MADDELER YARATILMIŞ”<br />

Basit ve adil bir vergi sistemi oluşturulması, vergi tabanının<br />

genişletilmesi, vergi adaletinin pekiştirilerek kayıtlı<br />

ekonomiye geçişin hızlandırılması gibi gerekçelerle hazırlanan<br />

Kanun Tasarısı’na ilişkin bazı hususlara dikkat çeken<br />

BSMMMO Başkanı Sönmez, şöyle konuştu: “Tasarıda<br />

madde sayısı gerçek anlamda azaltılmamıştır. Tasarıda şekli<br />

anlamda madde sayısı 95’e indirilmiştir. Hâlihazırda Gelir<br />

Vergisi Kanunu 210 madde, Kurumlar Vergisi Kanunu ise<br />

45 maddeden oluşmaktadır. İki kanunda yer alan madde<br />

sayısının 255’ten 95’e indirilmiş olması, yani 160 maddenin<br />

azaltılmış olması takdire şayandır. Ancak, tasarı incelendiğinde<br />

madde sayısındaki azalışın görünürde bir azalış olduğu,<br />

sadece madde başındaki rakamların kaldırılmış olduğu,<br />

birden çok maddenin ardı ardına yazılarak devasa maddelerin<br />

yaratıldığı görülmektedir.”<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

30<br />

Bilanço


B<br />

“DÜZENLEMELER ÇOK CILIZ<br />

KALMIŞ”<br />

Tasarıda, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları’nın birleştirilmediğini<br />

de savunan Ahmet Hikmet Sönmez, “Tasarıda<br />

gerçek kişilerin gelirleriyle kurum kazançlarının vergilemesi<br />

aynı bölümde ve alt alta düzenlenmiş, ancak bütünleştirilme<br />

sağlanamamıştır. Gelir ve Kurumlar Vergisi’ne ilişkin<br />

düzenlemelerin aynı madde altında yazılmış olması bütünleşme<br />

anlamına gelmez” dedi. Yatırım, üretim ve istihdamı<br />

teşvik edici düzenlemelerin de Kanun Tasarısı’nda yeterli<br />

olmadığının altını çizen Ahmet Hikmet Sönmez, şunları söyledi:<br />

“Tasarıda yatırım, üretim ve istihdamı teşvik edici düzenlemeler<br />

yapıldığı belirtilmektedir. Tasarı incelendiğinde<br />

bu konuda yapılan düzenlemeler sembolik olup, söz konusu<br />

iddia karşısında çok cılız kaldığı görülmektedir.”<br />

GEREKSİZ YERE DETAYLANDIRILMIŞ<br />

Meslek mensuplarının da katılımıyla gerçekleşen basın açıklamasında,<br />

tasarının kanun değil tebliğ mantığı çerçevesinde<br />

hazırlandığını da iddia eden BSMMMO Başkanı Sönmez,<br />

“Tasarıda bir ruh sezinlenmemektedir. Bilindiği gibi her kanunun<br />

bir ruhu ya da bir felsefi yapısı bulunmaktadır. Bu<br />

ruh, kanunun tümüne egemen olup, kanunda açıkça yazılmamış<br />

olan sorunları da çözmeye yardımcı olur. Oysa, tasarıda<br />

böyle bir ruh yoktur. Sanki kanun değil, maddeler yığını<br />

havası egemen olmuştur” diye konuştu. Yeni Gelir Vergisi<br />

Kanunu ile vergide sadelik ve kolaylığın esas alındığı belirtilmiş<br />

olmasına rağmen tam aksine konuların gereksiz yere<br />

detaylandırıldığını belirten Sönmez, ormanı değil ağaçları<br />

dikkate alırcasına kanun tasarısı kaleme alındığını ifade etti.<br />

HUKUK DİLİNDEN UZAKLAŞTIRILMIŞ<br />

Konuşmasında, tasarı ile temel bir değişikliğin yapılmadığını<br />

da bildiren Sönmez, şunları söyledi: “Tasarıda mevcut<br />

düzenlemeler esas alınmış ve bazı eklemeler yapılmıştır.<br />

Dolayısıyla ufak tefek değişiklikler için hafızaların silinmesine<br />

ve birçok içtihadın yok olmasına neden olan yeni yasa<br />

yapmak yerine mevcut yasaların revize edilmesi daha doğru<br />

bir yaklaşım olacaktır.” Tasarının temel amacının vergi gelirlerini<br />

artırmak olduğunu da dile getiren BSMMMO Başkanı<br />

Sönmez, “Ancak, bu amaca dolaylı olarak ulaşılmak<br />

istenmiştir. Bu durum, yasanın dolanmasına ve anlaşılmaz<br />

bir boyut almasına neden olmuştur” dedi. Açıklamanın sonunda,<br />

tasarıda gelirin birleştirilmesi ve beyanında önemli<br />

değişiklikler yapılmadığının da altını çizen Sönmez, sözlerini<br />

şöyle tamamladı: “Kayda değer yeni vergi güvenlik önlemlerine<br />

yer verilmemiştir. Tasarıda vergi tabanının genişlemesine<br />

yönelik ufak tefek revizyonlarla yetinilmiş, alınması gereken<br />

köklü önlemlerden kaçınılmıştır. Kimi yerlerde kanun<br />

dilinin Türkçeleştirilme bahanesiyle içeriği boş ve hukuk<br />

literatüründe yeri olmayan kavramlar kullanılmıştır. Bu da<br />

tasarının dilini hukuk dilinden uzaklaştırılmıştır.”<br />

Bilanço<br />

31<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


haber<br />

Başarı oranımız<br />

yüksek<br />

SMMM Staja Başlama Sınavı Türkiye<br />

başarı ortalaması yüzde 5 ile 8 civarı<br />

iken, Bursa’da bu oranın yüzde 10 ile<br />

15 civarı olduğunu dile getiren Öğr.<br />

Gör. Adem Yıldırım, “Oda olarak yürüttüğümüz<br />

kursların başarı ortalaması<br />

ise yüzde 25 ile 60 arası. Başarı<br />

oranımız oldukça yüksek” dedi.<br />

SMMM Staja Başlama Sınavı Hazırlık Kursu’nun açılışı,<br />

BSMMMO’nun BAOB Yerleşkesi’ndeki hizmet<br />

binasında Uludağ Üniversitesi Öğretim Görevlisi<br />

Adem Yıldırım’ın verdiği ‘Finansal Muhasebe’ dersiyle<br />

başladı. 32 kursiyerin katılımıyla başlayan kursun açılışında,<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez ve Yönetim<br />

Kurulu Üyesi Hasan Uçar da hazır bulundu. BSMMMO<br />

çatısı altında yürütülen SMMM Staja Başlama Sınavı Hazırlık<br />

Kursu’nun yaklaşık 10 yıldır, Uludağ Üniversitesi’ndeki<br />

akademisyenlerden oluşan eğitmen kadrosuyla, başarılı bir<br />

Öğr. Gör. Adem Yıldırım.<br />

şekilde yürütüldüğünü söyleyen Oda Başkanı Ahmet Hikmet<br />

Sönmez, “Kurs eğitimlerimizde, Bursa ölçeğinde başarılı bir<br />

konumdayız. Kursiyerlerimiz, genelde başarılı bir şekilde<br />

kursu tamamlıyorlar. Oda olarak, sizlere her türlü katkıyı<br />

vermeye hazırız. Ancak, bu süreçte sizlerin çalışma temposu<br />

da çok önemli. Başarılı olmak sizin elinizde” dedi.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

32<br />

B<br />

Bilanço


B<br />

BAŞARI ORTALAMASI YÜKSEK<br />

Türkiye genelinde gerçekleşecek olan SMMM Staja Başlama<br />

Sınavı hakkında da bilgi veren BSMMMO Başkanı<br />

Sönmez, sınavın çan eğrisi sistemi ile yapıldığını kaydetti.<br />

Kursun açılışında söz alan BSMMMO Yönetim Kurulu<br />

Üyesi Hasan Uçar ise kursiyerlere başarı dileğinde bulunurken,<br />

gayret gösterildiği takdirde başarılı olunacağını<br />

dile getirdi. “Rakiplerinizden daha iyi olduğunuz takdirde<br />

bu sınavı kazanırsınız” diyen Öğr. Gör. Adem Yıldırım<br />

da kurs ve sınav hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Öğr. Gör.<br />

Yıldırım, “SMMM Staja Başlama Sınavı, Türkiye başarı<br />

ortalaması yüzde 5 ile 8 civarı iken Bursa’da bu oran yüzde<br />

10 ile 15 civarı. Oda olarak yürüttüğümüz kursların<br />

başarı ortalaması ise yüzde 25 ile 60 arası” dedi. Üç<br />

ay sürecek olan eğitim programında bütün kursiyerlere<br />

başarı da dileyen Adem Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:<br />

“Çan eğrisi sisteminin uygulandığı bu sınav, zor<br />

bir sınav. 120 sorudan oluşan sınav sorularının 100’ü<br />

alan bilgisi, 20’si ise genel kültüre dayanıyor. Bu sınavı<br />

kazanmak için ciddi bir emek harcamanız gerekiyor.”<br />

SINAV 2 KASIM’DA<br />

Öte yandan, BSMMMO’nun BAOB Yerleşkesi’ndeki dersliklerde<br />

200 saat sürecek olan SMMM Staja Başlama<br />

Sınavı Hazırlık Kursu’nda Finansal Muhasebe’nin yanı<br />

sıra Borçlar Hukuku, Maliyet Muhasebesi, Vergi Hukuku,<br />

Meslek Hukuku, Muhasebe Denetimi, Maliye, İktisat,<br />

Mali Analiz, Muhasebe Standartları, Ticaret Hukuku,<br />

Sosyal Güvenlik Mevzuatı ve İş Hukuku dersleri de alanlarında<br />

uzman eğitmenlerce verilecek. 200 saatlik ders<br />

programının ardından SMMM Staja Başlama Sınavı, 2<br />

Kasım tarihinde gerçekleşecek.<br />

Mali Müşavirlik<br />

önem kazanıyor<br />

‘SMMM Yeterlilik Sınavı Hazırlık Kursu’nun açılışında konuşan<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, kursiyerlere önemli<br />

tavsiyelerde bulundu.<br />

‘SMMM Yeterlilik Sınavı Hazırlık Kursu’nun<br />

açılışında konuşan BSMMMO Başkanı<br />

Ahmet Hikmet Sönmez, mali müşavirlik<br />

mesleğine olan talebin her geçen gün<br />

arttığını söylerken, mesleğin de günden<br />

güne önem kazandığını bildirdi.<br />

Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nca<br />

(BSMMMO) yürütülen ‘SMMM Yeterlilik Sınavı Hazırlık<br />

Kursu’nun açılışı, Doç. Dr. Adnan Gerçek’in ‘Vergi Hukuku’<br />

dersiyle başladı. BAOB Yerleşkesi’ndeki hizmet binasında<br />

48 kursiyerin katılımıyla başlayan kursun açılışında konuşan<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, meslek mensubu<br />

adaylarına önemli tavsiyelerde bulundu. Mali müşavirlik mesleğinin<br />

günümüzde değer kazandığını dile getiren Ahmet Hikmet Sönmez,<br />

mesleğe olan talebin ve meslektaşlar arasındaki rekabetin de arttığından<br />

bahsetti. BSMMMO Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Uçar’ın<br />

da hazır bulunduğu kurs açılışında, kursiyerlere başarı da dileyen<br />

Sönmez, sözü ‘Vergi Hukuku’ dersini vermek üzere Doç. Dr. Adnan<br />

Gerçek’e bıraktı. Kurs, dersler ve sınav hakkında ayrıntılı bilgi<br />

veren Doç. Dr. Gerçek ise sınavda başarılı olabilmek için düzenli<br />

çalışmak gerektiğinden bahsetti. Öte yandan, BAOB Yerleşkesi’nde<br />

48 kursiyerin katılımıyla başlayan ve 162 saatten oluşan ‘SMMM<br />

Yeterlilik Sınavı Hazırlık Kursu’nda, ‘Finansal Muhasebe’, ‘Maliyet’,<br />

‘Vergi’, ‘Finansal Tablolar Analizi’ ve ‘Denetim’ alanlarında da dersler<br />

verilecek.<br />

Bilanço<br />

33<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


haber<br />

‘Kimya sektöründeki düşüş<br />

ülkemiz adına çok üzücü’<br />

BTSO Konferans Salonu’nda sektör temsilcilerinin yoğun katılımıyla gerçekleşen panelde<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez de hazır bulundu.<br />

Kimya sektörünün ekonomik ve mali<br />

yapısını doğrudan etkileyen güncel<br />

sorunların başında, ÖTV Kanunu ile<br />

bu kanuna bağlı mevzuatlarda yapılan<br />

değişikliklerin geldiğini söyleyen<br />

BTSO Başkanı İbrahim Burkay, “Kimya<br />

sektörü üzerindeki bürokratik-finansal<br />

sorunlar dolayısıyla üretim<br />

ve ihracatın azalması düşündürücü<br />

ve ülkemiz adına üzücüdür” dedi.<br />

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) 22. Meslek<br />

Komitesi’nce, ‘Solvent Hammaddesinin Sanayi ve<br />

Ticarette Kullanımı, Yaşanan Sorunlar ve ÖTV Uygulamaları’<br />

konulu panel düzenlendi. Enerji ve Tabii<br />

Kaynaklar Bakanlığı Petrol İşleri Genel Müdürlüğü Genel<br />

Müdür Yardımcısı Salim Koşar, Boya Sanayicileri Derneği<br />

(BOSAD) Yönetim Kurulu Üyesi Semih İyigüllü, Gümrük ve<br />

Ticaret Bakanlığı Gümrükler Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı<br />

Halit Hanoğlu ve BTSO 33. Komite Başkanı Yeminli<br />

Mali Müşavir Muzaffer Koyuncu’nun konuşmacı olduğu panelde,<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez de hazır<br />

bulundu. BTSO Konferans Salonu’nda sektör temsilcilerinin<br />

yoğun katılımıyla gerçekleşen panelin açılış konuşmasını<br />

yapan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Oda<br />

bünyesinde çalışmalara imza atan meslek komiteleri hakkında<br />

bilgi verdi. İbrahim Burkay, mesleki komitelerin temsil<br />

ettikleri alanlarda BTSO çatısı altında, sektörlerine yön<br />

veren çalışmalar yürüterek projeler ürettiklerini ifade etti.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

34<br />

‘ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMALIYIZ’<br />

Son dönemde, kimya sektörünün ekonomik ve mali yapısını<br />

doğrudan etkileyen güncel sorunların başında, ÖTV Kanunu<br />

ile bu kanuna bağlı mevzuatlarda yapılan değişiklikler ile bu<br />

alandaki uygulamaların geldiğini dile getiren Burkay, şöyle<br />

konuştu: “Büyük hedeflere doğru yürüyen ülkemizin kalkınmasında<br />

en stratejik alanlardan birini temsil eden kimya<br />

sektörümüzün üzerindeki bürokratik-finansal sorunlar dolayısıyla<br />

üretim ve ihracatın azalması, düşündürücü ve ülkemiz<br />

adına üzücüdür. Bu önemli soruna çözüm getirmek<br />

adına üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız.”<br />

KİMYEVİ MADEN VE MAMULLER<br />

Türkiye’nin kimyevi madenler ve mamulleri ihracatının 2012<br />

yılı sonunda 17,5 milyar dolar olduğunu kaydeden İbrahim<br />

Burkay, şu bilgileri aktardı: “2013 yılı ilk 8 aylık dönemde ise<br />

geçen yılın aynı dönemine göre binde 7 artarak, 11,5 milyar<br />

dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamsa Türkiye’nin ihracat<br />

artış oranının altında kalan bir artış rakamıdır. Bursa’nın<br />

ise kimyevi madenler ve mamulleri ihracatı ise 2012 yılı sonunda<br />

409 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır. 2013 yılı ilk<br />

8 aylık dönemde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde<br />

14.4 azalışla 243 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.”<br />

Burkay’ın açılış konuşmasının ardından ise sırasıyla Enerji<br />

ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Petrol İşleri Genel Müdürlüğü<br />

Genel Müdür Yardımcısı Salim Koşar, BOSAD Yönetim<br />

Kurulu Üyesi Semih İyigüllü, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı<br />

Gümrükler Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Halit Hanoğlu<br />

ve BTSO 33. Komite Başkanı Yeminli Mali Müşavir<br />

Muzaffer Koyuncu söz alarak, sunum yaptı. BTSO Konferans<br />

Salonu’nda sektör temsilcilerinin yoğun katılımıyla<br />

gerçekleşen panel, soru-cevap bölümü ile sona erdi.<br />

Bilanço<br />

B


Bağımsız denetimde<br />

‘uluslararası’ tehdit!<br />

Ahmet Hikmet Sönmez başkanlığındaki BSMMMO Yönetim Kurulu Üyeleri,<br />

Bursa YMMO Başkanı Tayfun Beşe’yi makamında ziyaret etti.<br />

Uluslararası denetim şirketlerinin<br />

bağımsız denetim alanında Türkiye<br />

pazarına girmeye çalıştığını söyleyen<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet<br />

Sönmez, “Bu şirketler sadece<br />

bağımsız denetimi hedeflemiyorlar.<br />

Yarın, meslek mensuplarının ellerindeki<br />

en iyi firmalarını da almak<br />

isteyecekler. Bu yüzden, Türkiye’de<br />

yeminli mali müşavirler ve mali müşavirler<br />

olarak, birlik ve beraberlik<br />

içinde olmak zorundayız” dedi.<br />

Ahmet Hikmet Sönmez başkanlığındaki BSMMMO<br />

Yönetim Kurulu Üyeleri, Yeminli Mali Müşavirler<br />

Odası (YMMO) Başkanı Tayfun Beşe’yi makamında<br />

ziyaret etti. YMMO Yönetim Kurulu Üyeleri’nin<br />

de hazır bulunduğu ziyarette konuşan BSMMMO Başkanı<br />

Ahmet Hikmet Sönmez, meslek mensupları olarak başta<br />

tahsilat problemi olmak üzere pek çok sorunla karşı karşıya<br />

olduklarını belirterek, “Tüm bu sorunlarımızı, daha az iş kabul<br />

ederek ve angarya diye nitelendirdiğimiz işlere bedel getirerek<br />

çözebiliriz. Angarya olarak nitelendirdiğimiz bu işlerin<br />

angarya olmaktan çıkması için bedellendirilmesi şarttır”<br />

B<br />

Bilanço<br />

35<br />

dedi. Konuşmasında, Yeni Türk Ticaret Kanunu ve kayıt dışı<br />

sorunundan da bahseden BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet<br />

Sönmez, sorunların ortak platformlarda değerlendirilip, çözüm<br />

üretilmesi gerektiğinin altını çizdi.<br />

BİRLİK VE BERABERLİK MESAJI<br />

Ahmet Hikmet Sönmez, konuşmasında e-defter ve e-fatura<br />

uygulamalarının aksamadan yürüyebilmesi için mükelleflerin<br />

bilgilendirilmesinin de önem taşıdığını kaydetti. Uluslararası<br />

denetim şirketlerinin bağımsız denetim alanında Türkiye<br />

pazarına girmeye çalıştığı bir noktada, mali müşavirler<br />

ve yeminli mali müşavirler olarak kendi aralarında pasta<br />

kavgasına girmemeleri gerektiğini de ifade eden Ahmet Hikmet<br />

Sönmez, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu şirketler bizim<br />

pazarımıza girerken, sadece bağımsız denetimi hedeflemiyorlar.<br />

Yarın meslek mensuplarının ellerindeki en iyi firmalarını<br />

da almak isteyecekler. Bu yüzden, Türkiye’de yeminli<br />

mali müşavirler ve mali müşavirler olarak bizler birlik ve<br />

beraberlik içinde olmak zorundayız.”<br />

Öte yandan, Tayfun Beşe başkanlığındaki YMMO Yönetim<br />

Kurulu Üyeleri de Ahmet Hikmet Sönmez’e iade-i ziyaret<br />

gerçekleştirerek, yeni görevinde başarı dileklerinde bulundu.<br />

Ziyaret sırasında konuşan Bursa YMMO Başkanı Tayfun<br />

Beşe de birlik ve beraberlik çağrısında bulunarak, işbirliğine<br />

her zaman açık olduklarının mesajını verdi.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


haber<br />

Meslektaşlarımız<br />

yerel yönetimlerde ve<br />

Meclis’te olmalı<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez,<br />

CHP İl ve Nilüfer İlçe Yönetimi’ni makamında ağırladı.<br />

Yerel seçim sürecinde mali müşavirlerin<br />

belediye başkan adayı gösterilmesini<br />

istediklerini söyleyen<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet<br />

Sönmez, “Meslek odası olarak, yaşadığımız<br />

sorunların ve taleplerimizin<br />

gündeme gelerek tartışılması için<br />

meslektaşlarımızın yerel yönetimlerde<br />

ve Meclis’te olması lazım” dedi.<br />

CHP Bursa Milletvekili İlhan Demiröz, CHP Bursa İl<br />

Başkanı Metin Çelik, İl Başkan Yardımcısı Cemil<br />

Özmen, İl Yönetim Kurulu Saymanı Ali Ekber Kartum<br />

ve Kadın Kolları Başkanı Ayşe Şahin ile birlikte<br />

BSMMMO’yu ziyaret etti. BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet<br />

Sönmez ve Yönetim Kurulu üyelerinin ev sahipliğinde gerçekleşen<br />

ziyarette Oda’nın yeni yönetimine hayırlı olsun dileklerinde<br />

bulunan CHP Bursa Milletvekili İlhan Demiröz ve<br />

İl Yönetimi, ülke ve kent gündemine ilişkin değerlendirmeler<br />

yaptı. CHP Bursa Milletvekili İlhan Demiröz, Türk Mühen-<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

36<br />

B<br />

Bilanço


B<br />

Ankara’da<br />

TESMER<br />

buluşması<br />

dis ve Mimar Odaları Birliği’nin kent ve ülke geleceği için<br />

öneminden bahsetti. Makamına gerçekleşen ziyaretten<br />

memnun kaldığını söyleyen BSMMMO Başkanı Ahmet<br />

Hikmet Sönmez ise Bursa’daki meslek mensuplarını temsilen<br />

göreve geldiklerini ve büyük bir camia olduklarını<br />

dile getirerek, meslek camialarının çıkar ve talepleri için<br />

muhalefet edeceklerini bildirdi.<br />

‘MESLEKTAŞLARIMIZ<br />

MECLİS’TE OLMALI’<br />

Yerel seçim sürecinde, meslektaşları adına bazı talepleri<br />

olacağını da ifade eden BSMMMO Başkanı Sönmez,<br />

şunları söyledi: “Meslektaşlarımızın belediye başkan adayı<br />

gösterilmesini talep ediyoruz. Belediyelerin ve diğer<br />

kamu kurumlarının ilgili birimlerinde mali müşavirlerin<br />

istihdam edilmesini istiyoruz. Bakıyorsunuz, belediyede<br />

sağlık biriminde bir sağlık teknikeri değil doktor görev<br />

yapıyor. Teknisyen değil mühendis çalışıyor. Belediyelerin<br />

daha kolay izlenebilirlik anlamında, tek düzen hesap<br />

planına geçmeleri ve belediyelerin muhasebe bölümlerinde<br />

mali müşavirlerin istihdam edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.”<br />

Şu anda Bursa’dan mali müşavir milletvekili<br />

olmadığını da sözlerine ekleyen Ahmet Hikmet Sönmez,<br />

“Meslek odası olarak, yaşadığımız sorunların ve taleplerimizin<br />

gündeme gelerek tartışılması için meslektaşlarımızın<br />

yerel yönetimlerde ve Meclis’te olması lazım” dedi.<br />

‘SORUN VE TALEPLERİMİZİ<br />

İLETECEĞİZ’<br />

Mesleki sorun ve taleplerini siyasi partilerin il başkanlıklarına<br />

da ileteceklerini dile getiren BSMMMO Başkanı<br />

Sönmez, meslek odalarının üyesinin emeğini savunan,<br />

ekmeğini büyütmesi için çaba sarf eden, yaşamını kolaylaştıran,<br />

iktidar ve muhalefetten hedefleri doğrultusunda<br />

destek isteyen bir çatı olması gerektiğini de kaydetti.<br />

Temel Eğitim ve Staj Merkezi (TES-<br />

MER) 6. Merkez Kurul Toplantısı,<br />

Ankara’da gerçekleşti.<br />

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli<br />

Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel<br />

Başkanı Nail Sanlı’nın yanı sıra meslek camiasının da<br />

bir araya geldiği kurul toplantısında Bursa Serbest<br />

Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nı (BSMMMO) temsilen<br />

Oda Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez ve Oda Başkan Yardımcısı<br />

Ömer İŞÇİ de hazır bulundu. TÜRMOB Genel Başkanı<br />

Nail Sanlı’nın açılış konuşması ile başlayan TESMER 6. Merkez<br />

Kurul Toplantısı, ‘Staja İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında<br />

Uygulama Yönergesi Taslağı’nın görüşülmesi ile devam etti.<br />

Toplantıda, ‘Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve<br />

Yeminli Mali Müşavirler Temel Eğitim ve Staj Merkezi ile Temel<br />

Eğitim ve Staj Merkezi Şubelerinin Kuruluş, Çalışma Usul<br />

ve Esasları Hakkındaki Yönerge Taslağı’<br />

da görüşüldü.<br />

Öte yandan, Özgür Şahin başkanlığındaki CHP Nilüfer İlçe<br />

Yönetimi de BSMMMO’yu ziyaret ederek hayırlı olsun dileklerini<br />

iletti. Ülke ve kent gündemine ilişkin değerlendirmelerin<br />

yapıldığı ziyaret, işbirliği çağrısı ile sona erdi.<br />

Bilanço<br />

37<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


haber<br />

Komisyonlar<br />

iş başında<br />

Bağımlı Çalışan Meslek Mensupları<br />

Komisyonu<br />

Basın Yayın ve Halkla İlişkiler<br />

Komisyonu<br />

BSMMMO’nun 21. Olağan Genel<br />

Kurul ve Seçimleri neticesinde,<br />

‘BSMMMO Kurumsal ve Organizasyonel<br />

Yapısına İlişkin Yönerge’ hükümleri<br />

çerçevesinde faaliyet yürütecek<br />

olan çalışma komisyonları, ilk<br />

toplantılarını gerçekleştirerek, görev<br />

dağılımlarını yaptı.<br />

Oda üyelerinin, dilekçe ile başvurularının alınmasının<br />

ardından, ‘BSMMMO Kurumsal ve Organizasyonel<br />

Yapısına İlişkin Yönerge kapsamında<br />

oluşumunu tamamlayan çalışma komisyonları,<br />

sorumlu kurul üyelerinin de katılımıyla gerçekleşen toplantılarında<br />

başkan, başkan yardımcısı ve sekreter üye seçimlerini<br />

yaptı. Komisyon üyeleri arasında ilk toplantıda yapılan<br />

seçime göre; Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Komisyonu’nun<br />

başkanlığına Mustafa Akıncı, başkan yardımcılığına Özer<br />

Turan, Recep Yılmaz ve Pınar Kap, sekreterliğe ise Aylin Karakuş;<br />

Bağımlı Çalışan Meslek Mensupları Komisyonu’nun<br />

başkanlığına Hasan Kırımlı, başkan yardımcılığına Feti<br />

Çiçek, Nurcan Güngör, Şahinde Sayraç, sekreterliğe ise<br />

Nurdan Dağlar; Çevre, Sağlık ve Spor Komisyonu’nun<br />

başkanlığına Şafak Karakaş, başkan yardımcılığına Yaşar<br />

Çelik, Murat Tarık Koşal ve Serpil Savaş, sekreterliğe ise<br />

Sertaç Konya; Mesleki Sorunlar Araştırma ve Proje Geliştirme<br />

Komisyonu’nun başkanlığına Önder Atilla, başkan<br />

yardımcılığına Ahmet Serhatlı ve Recep Yaşar, sekreterliğe<br />

ise Saime Pınar Erdem ve Orhan Batır; Sosyal Yardımlaşma<br />

ve Kültürel Etkinlikler Komisyonu’nun başkanlığına Ayhan<br />

Karaşin, başkan yardımcılığına Ayşen Berzek, Cevat Sevinç,<br />

Songül Gül Deniz, Kenan Taner, Ramadan Yılmaz ve Nevin<br />

Mumcu, sekreterliğe ise Nuray Yıldızlar ve Nurcan Dükancılar<br />

seçildi.<br />

Bilgi Teknolojileri İzleme<br />

Komisyonu<br />

Çevre, Sağlık ve Spor<br />

Komisyonu<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

38<br />

B<br />

Bilanço


B<br />

İş ve Sosyal Güvenlik Mevzuatı<br />

Komisyonu<br />

Mesleki Sorunlar Araştırma ve<br />

Proje Geliştirme Komisyonu<br />

Mesleki Uyum ve Denetim<br />

Komisyonu<br />

Sosyal Yardımlaşma ve Kültürel<br />

Etkinlikler Komisyonu<br />

SEÇİMLER TAMAMLANDI<br />

Stajyer Eğitimi ve Denetimi Komisyonu’nun başkanlığına<br />

Umut Ekici, başkan yardımcılığına Kürşad Kaan Yüksek<br />

ve Emir Akbayır, sekreterliğe ise Aykut Bulut; İş ve Sosyal<br />

Güvenlik Mevzuatı Komisyonu’nun başkanlığına Bünyamin<br />

Çolak, başkan yardımcılığına Raşit Yılmaz, Ayşe Ersoy,<br />

Songül Alkan ve Ergin Tanrıverdi, sekreterliğe ise Elif Deniz;<br />

Ticaret Mevzuatı ve Muhasebe Standartları Komisyonu’nun<br />

başkanlığına Kasim Çapraz, başkan yardımcılığına Deniz<br />

Altunay, Melih Suvar, İsmail Dağ ve Sibel Torun, sekreterliğe<br />

ise Sevdiye Şentürk; Vergi Mevzuatı Komisyonu’nun<br />

başkanlığına Kazim Tefenli, başkan yardımcılığına Hayrettin<br />

Çamdere, Fatma Çil Eradaş, Aykut Coşkunmeriç ve Mehmet<br />

Ufuk Bayrakçı, sekreterliğe ise Zehra Göker Elmas; Mesleki<br />

Uyum ve Denetim Komisyonu’nun başkanlığına Ali Demir,<br />

başkan yardımcılığına Bedriye Güven, sekreterliğe ise Ercan<br />

Demirkıran; Bilgi Teknolojileri İzleme Komisyonu’nun başkanlığına<br />

Feramuzşah Sarı, başkan yardımcılığına Mustafa<br />

Süngü, sekreterliğe ise Selma Toppamuk seçildi.<br />

Stajyer Eğitimi ve Denetimi<br />

Komisyonu<br />

Ticaret Mevzuatı ve Muhasebe<br />

Standartları Komisyonu<br />

Vergi Mevzuatı<br />

Komisyonu<br />

Bilanço<br />

39<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


haber<br />

Kirazlı’da<br />

keyifli buluşma<br />

Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler<br />

Odası (BSMMMO) üyeleri,<br />

aileleriyle birlikte katıldıkları ‘5. Geleneksel<br />

Oda Pikniği’nde stres atıp,<br />

doyasıya eğlendi.<br />

BSMMMO tarafından her yıl düzenlenen ve geleneksel<br />

hale gelen Oda pikniğinin 5’incisi, bu yıl Uludağ<br />

Yolu Kirazlı Köyü Piknik Alanı’nda gerçekleşti.<br />

Meslek mensuplarının aileleriyle birlikte katıldığı<br />

‘BSMMMO 5. Geleneksel Oda Pikniği’ sabahın erken saatlerinde<br />

başladı. BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez’in<br />

yanısıra Oda Yönetim Kurulu Üyeleri’nin de katılımıyla gerçekleşen<br />

piknik organizasyonu, öğle saatlerinde verilen yemeğin<br />

ardından, düzenlenen birbirinden renkli etkinliklerle<br />

devam etti.<br />

EĞLENCE GÜN BOYU SÜRDÜ<br />

Meslek mensuplarının kıyasıya mücadelesine sahne olan<br />

çuval yarışı ile başlayan etkinlikler, yetişkinlerin ve çocukların<br />

halat çekme yarışı ile devam etti. Dondurma, meyve,<br />

pamuk helva ve şeker macunu ikramlarının da yapıldığı piknik<br />

organizasyonunda futbol turnuvası da düzenlendi. Gün<br />

boyu müzik eşliğinde eğlencelerin devam ettiği piknikte,<br />

çocuklara yönelik palyaço eşliğinde oyun ve yüz boyama<br />

aktiviteleri gerçekleşti. Piknik organizasyonunda konuşan<br />

BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, meslek mensupları<br />

olarak hep birlikte keyifli bir hafta sonu geçirmekten<br />

büyük memnuniyet duyduğunu ifade ederken, geleneksel<br />

hale gelen Oda pikniğine katılan bütün meslektaşlarına ve<br />

ailelerine teşekkür etti.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

40<br />

B<br />

Bilanço


B<br />

BSMMMO üyeleri, Uludağ Yolu Kirazlı Köyü Piknik Alanı’nda düzenlenen<br />

piknikte stres atıp, doyasıya eğlendi.<br />

Bilanço<br />

41<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


haber<br />

Perde lösemili<br />

çocuklar<br />

için açıldı<br />

‘Çehov’dan Öyküler’ adlı tiyatro<br />

oyununu lösemili çocuklar yararına<br />

sahneleyen BSMMMO Tiyatro<br />

Topluluğu’nun muhasebeci ve<br />

mali müşavirlerden oluşan ekibi,<br />

performanslarıyla izleyenlerden<br />

tam not aldı.<br />

Erdem Erdoğan yönetimindeki Bursa Serbest<br />

Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (BSMMMO)<br />

Tiyatro Topluluğu’nun meslek mensuplarından<br />

oluşan ekibi, ‘Çehov’dan Öyküler’ adlı iki perdelik<br />

tiyatro oyununu sahneledi. BSMMMO ve Bursa Lösemili<br />

Çocuklara Yardım Derneği’nin (LÖDER) Ataevler<br />

Basın Kültür Sarayı Uğur Mumcu Sahnesi’nde ortaklaşa<br />

düzenlediği oyuna, meslek mensupları ve aileleri büyük<br />

ilgi gösterdi. Ahmet Hikmet Sönmez başkanlığındaki<br />

BSMMMO Yönetim Kurulu Üyeleri’nin de katılımıyla gerçekleşen<br />

tiyatro gösteriminde LÖDER Bursa yetkilileri de<br />

hazır bulundu.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

42<br />

B<br />

PLAKET TAKDİM EDİLDİ<br />

Bilet satışından elde edilen gelirin, LÖDER’e bağışlandığı<br />

gecenin sonunda oyunun yönetmeni Erdem Erdoğan’a<br />

plaketini vermek üzere sahneye çıkan BSMMMO Başkanı<br />

Ahmet Hikmet Sönmez, sanata ve sanatçıya önem<br />

verdiklerini söyleyerek, oyunun sahnelenmesinde emeği<br />

geçenleri tebrik etti. Oyunda rol alan tüm meslektaşlarına<br />

teşekkür de eden Ahmet Hikmet Sönmez, Oda çatısı<br />

altında sosyal ve kültürel etkinliklerin devam edeceğini<br />

bildirerek, “Bu akşam güzel ve hayırlı bir amaç için bir<br />

araya gelmiş bulunuyoruz. Lösemili çocuklar yararına<br />

düzenlemiş olduğumuz bu etkinliğimize katılan herkese<br />

teşekkür ediyorum” dedi. LÖDER’i temsilen sahneye çıkarak<br />

Ahmet Hikmet Sönmez’e teşekkür plaketi takdim<br />

eden Mustafa Tan ise dernek hakkında kısaca bilgi verdiği<br />

konuşmasını, geceye katkıda bulunanlara teşekkür<br />

ederek sonlandırdı.<br />

Bilanço


B<br />

OYUNCU KADROSU<br />

Ayhan Karaşin, Cüneyt Bütün, Emine Maden, Emrah Toska, Feridun<br />

Aydınlıalp, Hükmettin Çakar, İlkay Mutluay, Mercan Yalçın,<br />

Murat Fırat, Nazan Özsoy, Nevsin Ersoy, Songül Gül Deniz ve<br />

Şerife Tekin’in rol aldığı iki perdelik eser, birbirinden bağımsız<br />

altı kısa oyundan oluşuyor. Eserde insan hakları, sınıfsal ayrım,<br />

sömürü, ezen-ezilen ilişkileri ile sistem sorununa mizahi bir dille<br />

yaklaşılıyor.<br />

BSMMMO Tiyatro Topluluğu’nun meslek mensuplarından oluşan<br />

ekibi, ‘Çehov’dan Öyküler’ adlı iki perdelik tiyatro oyununu<br />

LÖDER yararına sahneledi.<br />

Bilanço<br />

43<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


öportaj<br />

Bursa’nın Ekonomik Değerleri<br />

Çıraklıkla başlayan<br />

yarım asırlık başarı öyküsü<br />

Bursa Bilanço Dergisi olarak, çocuk<br />

yaşta ‘Ben, büyüyünce sanayici<br />

ve iş adamı olacağım’ diyen ve<br />

bu hayalini büyük bir kararlılık ve<br />

çalışkanlıkla gerçeğe dönüştüren<br />

sanayici ve iş adamı Yakup Altınöz<br />

ile bir araya geldik.<br />

Henüz 12 yaşındayken çıraklık yaparak adım attığı iş<br />

hayatında, bugün kendi alanlarında marka haline gelen<br />

Hitit Mobilya, Büroyap, Nakoteks, Concept ve kendi<br />

adını taşıyan tekstil şirketi ile birlikte büyük bir başarıya<br />

imza atan Yakup Altınöz’den başarılarla dolu hayatının<br />

öyküsünü dinledik. İş hayatına nasıl adım attığından ilk<br />

iş tecrübesine, iş hayatında başarılı olmanın sırlarından<br />

üstlendiği sosyal sorumluluklara kadar pek çok konuya<br />

değindiğimiz Altınöz’den bir de yarım asırlık markası<br />

Hitit Mobilya ile Büroyap&Solenne’den bahsettik.<br />

İşte, başarının ekip işi olduğunu savunan, hem gençlere<br />

hem de iş adamlarına önemli tavsiyelerde bulunan<br />

Yakup Altınöz’ün ağzından başarı ve özveri dolu<br />

hayatı…<br />

Yakup Altınöz<br />

Sanayici ve İş Adamı<br />

-Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?<br />

1945 yılında Niğde-Koyunlu’da doğdum. İlkokulu<br />

Koyunlu’da, orta ve lise öğrenimimi Bursa Ticaret<br />

Lisesi’nde tamamladım. Yükseköğrenimimi ise Ankara<br />

İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İşletme Bölümü’nde<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

44<br />

bitirdim. Daha sonra ise yüksek lisansımı işletme bazında<br />

Bursa Uludağ Üniversitesi’nde yaptım.<br />

‘HEM ÇALIŞTIM HEM OKUDUM’<br />

-İş hayatına nasıl adım attınız?<br />

İlk iş hayatıma, henüz ortaokul dönemi olan 1957 yılında<br />

adım attım. İlk olarak, Çiçek Izgara yakınlarında bir halı<br />

dükkânında çıraklığa başladım. Halıcılık aynı zamanda<br />

baba mesleğimdi. On iki yaşındaydım. Çay, kahve<br />

söylüyor, yerleri süpürüyor, müşteriler halı aldığında<br />

onu sırtıma atıp gideceği yere kadar taşıyordum. On yıl<br />

süren çıraklık, tezgâhtarlık, işportacılık yaptığım dönemde<br />

eğitimime de devam ettim. Hem çalıştım, hem okudum.<br />

Ve ardından, 1967 yılında profesyonel olarak iş hayatım<br />

başladı.<br />

VİZYON MARKALAR<br />

-Hitit Mobilya’yı kurmak iş hayatınızın dönüm<br />

noktasıydı diyebilir miyiz?<br />

Evet. İş hayatımdaki en önemli adımımı, 1970 yılında Hitit<br />

Mobilya A.Ş.’yi kurarak attım. Aldığım tüm eğitimler ve<br />

iş tecrübelerimin akabinde, 1970 yılından başlayarak her<br />

biri vizyon markalar haline gelen beş ayrı şirketi kurdum.<br />

1970 yılında Hitit Mobilya, 1987’de Büroyap Mobilya,<br />

1190’da Nakoteks, 1999’da Concept ve 2003 yılında ise<br />

Yakup Altınöz Tekstil.<br />

‘KONSEPT MAĞAZACILIĞA DÖNDÜK’<br />

-Mobilya sektöründe yarım asırlık bir geçmişiniz<br />

var. Bugünkü çalışmalarınız hakkında<br />

bilgi verir misiniz?<br />

Mobilya sektöründeki geçmişimiz 46 yıla dayanıyor. İki<br />

yıldan bu yana da Büroyap & Solenne ile birlikte, konsept<br />

mağazacılığa döndük. Büroyap, Yalova Yolu üzerindeki<br />

bin 700 metrekarelik iki katlı mekanında, zengin ürün<br />

çerçevesi, müşterilerinin beklentilerini ön planda tutan<br />

sistemi, mükemmeliyetçi anlayışıyla, ofislere prestij katmak<br />

için yeniden yapılandı. Genelde, özel tasarım isteyen,<br />

kimsede bulunmayan ve sadece bende bu ürünler bulunsun<br />

dediğinizde, tasarımcınızı bulmak için bir arayış içine<br />

giriyorsunuz. Devamında ise uzun bir süre beklemeniz<br />

gerekiyor. Halbuki, Büroyap & Solenne konsept mağazamız,<br />

tasarımından üretimine kadar tüm aşamalarda, doğal<br />

malzeme kullanarak bu hizmeti tüketiciye sunuyor.<br />

Bilanço<br />

B


B<br />

ÇEVRECİ ÜRÜNLER<br />

-Ürünlerinizin tercih edilirliğini artıracak unsurlar<br />

nelerdir?<br />

Tamamen çevreci olan bu ürünler ne insana, ne de tabiata<br />

zarar vermiyor. Ürünlerimizde E1 tutkalı kullanılıyor.<br />

Abanoz, ceviz, tik gibi ağaçlardan doğal malzemeler, azami<br />

derecede sıfır hatalı olarak müşteriye sunuluyor. Ağacın<br />

kokusu ve doğal yapı ürünü kullanan kişilere ev ortamı<br />

rahatlığı sunuyor. Ahşaba dönüş döneminin başlamasıyla,<br />

artık kanserojen madde içermeyen eşyalar üretebiliyoruz.<br />

Emek yoğun olarak kullanıldığı için ürün kalitesini görebiliyorsunuz.<br />

Kişiye has bu ürünlerin renk uyumları, koltuk<br />

klapalarında, kütüphanesinde, sehpa ya da sümen takımı<br />

derken tüm grupta kombine edilmiş bir şekilde müşteriye<br />

sunuluyor.<br />

‘MÜŞTERİ VELİNİMETTİR’<br />

-Peki, iş hayatınızdaki başarınızın sırrını ne?<br />

İş disiplini olmadan, işle alakalı kurallar, kaideler, değer<br />

yargıları olmadan başarıyı yakalamak mümkün değildir.<br />

İleriye yönelik planlar, belli bir disiplin gerektirir. Bir iş<br />

adamının ‘müşteri velinimettir’ düsturu ile hareket etmesi<br />

gerektiğini düşünüyorum. Ticaret hayatında müşteri en<br />

ağır misafirdir. Dolu dolu ve hissederek yaşamak, insanları<br />

ve işini sevmek, inançlı olmak çok önemli. Bir iş adamının<br />

yahut bir iş kadınının sahip olması gereken bazı kriterler<br />

vardır. Bir iş adamının ya da iş kadınının sıkıştığı zaman<br />

danışabileceği bir arkadaşı olmalı. Sağlıkla ilgili problemlerinde<br />

danışabileceği bir tıp adamına, iyi bir hukukçuya<br />

ihtiyacı vardır. Ve başarı için toplumdan aldığını topluma<br />

vermeyi bilmek de çok önemli. Başarının sırrı paylaşmakta<br />

yatıyor. Bir aile sıcaklığını, iş ortamında da hissedebilmeli<br />

çalışan. Bu işi sahiplenmeyi, beraberinde de başarıyı<br />

getiriyor.<br />

‘MEDYA BÜYÜK GÜÇ’<br />

-Başarıya giden yolda olmazsa olmazlar sizce<br />

nelerdir?<br />

Bir işletme mutlaka reklam yapmalı. Eğer reklam yapmıyorsa<br />

bu karanlıkta göz kırpmaya benzer. Siz istediğiniz<br />

kadar iyi ürün üretin, bunu pazarlayamadıktan sonra bir<br />

anlamı yok. O bakımdan reklam önemli. İşletme olarak<br />

varlığını hissettirmek önemli. Medya, büyük bir güç bu<br />

anlamda. İnsanlarla aramızdaki haberleşme ağı. Firmaların<br />

sahneye çıkma noktasında en önemli unsur. Başarıya<br />

giden yolda zaman yönetimi de çok önemli. İş dünyasında<br />

bir dakika dahi verimli kullanılabilmeli. Zaman, en iyi<br />

şekilde planlanmalı.<br />

‘YALOVA YOLU’NU GÜZELLEŞTİRECEĞİZ’<br />

-Bir de güçlü bir STK ayağınız var. Bu alanda<br />

yeni projeleriniz var mı?<br />

Ömrümün yarısı STK’larda geçti. Topluma hizmet etmeyi<br />

işime hizmet etmek gibi gördüm. 20’nin üzerinde kurum<br />

BSMMMO Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Komisyonu<br />

Üyesi Smmm. Ali Erdoğan, Sanayici ve İş Adamı<br />

Yakup Altınöz ile Yalova Yolu üzerindeki Büroyap<br />

Mağazası’nda buluştu.<br />

ve kuruluşta yer aldım. 5 derneğin ve vakfın kuruculuğunu<br />

üstlendim. Yakında 6’ncısını Yalova Sanayici ve İş Adamları<br />

Derneği’ni (YASİAD) kuracağız. Derneğimizin ana hedefi<br />

Yalova Yolu’nu güzelleştirmek olacak. Yol üzerindeki<br />

kentsel dönüşümlerden kaçak yapılaşmaya, park alanlarına<br />

kadar her konuyu kuracağımız dernekte gündeme getireceğiz.<br />

Gençosman Postahanesi’nden Dürdane Yokuşu’na<br />

kadar Yalova Yolu’nu yeniden yapılandırmayı hedefliyoruz.<br />

Amacımız, ortaya güzel bir hizmetin çıkması.<br />

‘ENTEGRE OLMUŞ DURUMDA’<br />

-Mezun olduğunuz Ticaret Lisesi’nin hayatınızda<br />

büyük öneme sahip olduğunu<br />

biliyoruz…<br />

Evet. 1992 yılında Ticaret Lisesi Vakfı’nı kurdum. 1992<br />

yılında kurucu başkan olarak yola çıktığım Ticaret Lisesi<br />

Vakfı’nın başkanlığını halen yürütüyorum. Okulumuza<br />

yatırımlarımızı da her geçen yıl artırarak sürdürüyoruz. Muhasebeciler<br />

ile Ticaret Meslek Lisesi adeta entegre olmuş<br />

durumda. Okulumuzdan mezun olan öğrenciler çoğunlukla<br />

muhasebeci mali müşavir oluyor, bankalarda ve sanayi<br />

kuruluşlarında çalışıyorlar.<br />

‘GENÇLERE YETKİ VERİLMELİ’<br />

-Son olarak, iş hayatına adım atacaklara ne<br />

gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?<br />

Gençlerimizin önünü açmamız lazım. Sivil toplum örgütlerinde<br />

gençler yer almalı, meclislerde, ticaret ve sanayi<br />

odalarında, bay-bayan genç nesiller yer almalı. Gençlere<br />

fırsat verilmeli. Yer yer hata yapmış olsalar da zamanla<br />

üstesinden geleceklerdir. Gençlerimize inisiyatif kullanabilme<br />

hakkı verebilmeliyiz. Zamanında evlatlarına söz hakkı<br />

tanımayan birçok işletmeci, öldükten sonra işletmelerinin<br />

çöktüğünü göremediler. Gerek iş adamlarına gerek ülke<br />

yönetiminde bulunanlara tavsiyem şiddetle şudur ki,<br />

sağlıklı zamanlarında gençlerine, oğullarına, kızlarına yetki<br />

versinler. Her şeyi ben bilirim usulü, kaidesi yanlıştır. Bir<br />

işletmede baba önde evlat geride ise o işletme geriliyor<br />

demektir. Baba ile evlat aynı seviyede etkili ise o işletme<br />

yerinde sayıyor demektir. Eğer evlat, aktivitelerde, sorumluluklarda,<br />

yetkide önde, baba geride ise o işletme ilerliyor<br />

demektir.<br />

Bilanço<br />

45<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


sağlık<br />

Göz alerjisine dikkat!<br />

Opr. Dr. Murat MORAY<br />

Normal şartlarda zararsız<br />

olan ev tozu,<br />

polen ya da tüy gibi<br />

maddeler bazı bünyelerde<br />

reaksiyon<br />

geliştirerek göz alerjisine<br />

neden olabiliyor.<br />

Göz alerjilerinin<br />

tedavilerinin büyük<br />

bir titizlikle gerçekleştirilmesi<br />

sağlık<br />

açısından büyük<br />

önem taşıyor.<br />

Dünya nüfusunun yüzde 20-35’ini etkileyen alerjik<br />

hastalıklar, Türkiye’de yüzde 20’ye ulaşan sıklıkta<br />

görülüyor. Ve bu alerjik belirtilerin yüzde 70’i<br />

gözlerde ortaya çıkıyor. Alerjiler konjonktivit (göz<br />

yangısı) ve astım gibi başka sorunları da tetikleyebiliyor.<br />

Burun ve göz alerjilerinin birleşimi ise rinokonjunktivit denilen<br />

hastalığın oluşmasına neden oluyor. Op. Dr. Murat Moray,<br />

kaşıntı, sulanma ve çapak oluşumuna neden olan göz<br />

alerjisi (konjonktivit) hakkında bilgi verdi.<br />

Kontrol altına alınamayan alerjiler ölüme bile neden olabiliyor.<br />

Gözler ve solunum yolları ile temas eden alerjenler<br />

çoğunlukla havada bulunuyor. Polenler, küfler, toz, tüy gibi<br />

materyaller havadan gelen alerjenler olarak sayılabiliyor.<br />

Böylelikle vücudumuza hava yolu ile kolaylıkla giriş yapabiliyor,<br />

aslında zararlı olmayan bu maddeler yabancı olarak<br />

algılanarak bir tepki ile karşılaşıyorlar. Böylelikle alerjik reaksiyon<br />

dediğimiz tablo ile karşı karşıya kalınıyor. Alerjik reaksiyon<br />

hiç de masum olmayan ve kontrol altına alınamazsa<br />

ölümcül tablolarla sonuçlanabilen bir rahatsızlıktır. Yiyecekler<br />

ya da böcek sokmaları ve ısırmaları gibi diğer alerji nedenleri<br />

havadan gelen alerjenler gibi gözleri doğrudan etkilemiyor.<br />

Bazı kozmetikler ve antibiyotikli olan göz damlaları<br />

gibi ilaçlara karşı da göz alerjileri ortaya çıkabiliyor.<br />

Alerjiye neden olan maddelerden<br />

kaçınmak gerekiyor.<br />

Prensip olarak en yaygın tedavi; alerjinin kesin ve kalıcı bir<br />

tedavisi olmadığından alerjiye neden olan maddelerden kaçınmak.<br />

Örneğin, yaşam alanlarımızda aşırı toz oluşumunu<br />

engellemek, tüylü hayvan, halı, oyuncak gibi materyalleri<br />

çevremizden uzaklaştırmak, polen mevsiminde daha çok<br />

kapalı mekânlarda kalmak ve mümkünse filtreli sistemlerle<br />

hava temizleyici cihazlar kullanmak, gözleri saran güneş<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

46<br />

gözlükleri takmak, araç kullanırken camları kapalı tutarak<br />

filtreli klima sistemlerini çalıştırmak gibi basit yöntemler<br />

arasında sayılabiliyor.<br />

İlaçla bağışıklık sistemi<br />

güçlendiriliyor<br />

Eğer gözlerdeki alerjiye neyin neden olduğunu bilmiyorsak<br />

ya da onlardan uzak durma şansımız yok ise ilaç tedavisine<br />

başvurmak gerekiyor. Bunun içinse öncelikle mutlaka bir<br />

göz hastalıkları uzmanına başvurmalı ve tavsiyelere göre<br />

hareket etmek gerekiyor. Bununla ilgili olarak doktorunuzun<br />

tavsiye edeceği göz damlaları ve çeşitli diğer ilaçlar rahatlamanızı<br />

sağlıyor. Genel alerji tedavileri de (aşı vs.) faydalı<br />

olabiliyor. Bu tedavide alerji uzmanı olan doktorunuz size<br />

küçük miktarlarda alerjen enjekte ederek bağışıklık sisteminizi<br />

kademeli olarak güçlendirmeyi amaçlıyor.<br />

Günlük lensler tercih ediliyor<br />

Kontakt lens kullanıyorsanız, alerji mevsiminde lensler gözlerinize<br />

rahatsızlık verebiliyor. Havadan gelen alerjen maddeler<br />

doğrudan kontakt lenslerinize yapışarak sizi rahatsız<br />

edebiliyor. Alerjenler doğal gözyaşı ve yapışkan göz salgısı<br />

üretiminizi de arttırabiliyor, böylece yapışkan göz salgısı<br />

kontakt lenslerinizin üzerinde birikerek rahatsızlık verebiliyor.<br />

Belirtilerinizi hafifletebilecek ve kontakt lenslerinizin temiz<br />

kalmasını sağlayacak göz damlalarını kullanmanız tabi<br />

ki yine doktorunuzun tavsiyesi ile uygun olacaktır; zira bazı<br />

damlalar lenslerin rengine ya da yapısına zarar verebiliyor.<br />

Bir diğer seçenek de günlük kullan-at tabir edilen lensler.<br />

Çünkü bu lenslerde, alerji ile ilişkili rahatsızlıklara sebep<br />

olan ve zamanla meydana gelen rahatsızlık verici birikintiler<br />

oluşmuyor.<br />

Kendinizi Test Edin<br />

Eğer sizde göz alerjisi olabileceğini düşünüyorsanız bu testi<br />

uygulayın.<br />

• Aile bireylerinizde alerji var mı?<br />

• Gözlerinizde özellikle de polen mevsimi olan ilkbaharda sık<br />

kaşıntı oluyor mu?<br />

• Daha önce konjonktivit teşhisi aldınız mı?<br />

• Tüylü hayvanlara karşı alerjiniz var mı?<br />

• Hapşırma, öksürme ya da burun tıkanıklığınızı kontrol altına<br />

almak için sık sık ilaç almaya ihtiyaç duyuyor musunuz?<br />

• Polen mevsiminde gözlerinizde kızarıklık ya da kaşıntı oluyor<br />

mu?<br />

• Çeşitli kozmetiklerin kullanımında gözleriniz kaşınıyor ya<br />

da sulanıyor mu?<br />

Eğer sorulara birden çok evet cevabı veriyorsanız, göz alerjiniz<br />

olabilir. Danışmak için göz doktorunuzdan mutlaka<br />

randevu alın.<br />

Bilanço<br />

B


Kitap<br />

Yazar<br />

Gary Small – Gigi<br />

Vorgan<br />

Yayınevi<br />

NTV Yayınları<br />

En sıra dışı vakalar<br />

Bu kitap bir psikiyatristin<br />

zihnine ve onun<br />

giderek gelişim gösteren<br />

mesleki yaşamına<br />

yapılan aydınlatıcı bir yolculuk. Aynı zamanda<br />

bu branşın ve daha önce görülmemiş, tanısı<br />

koyulmamış çeşitli akıl hastalıklarının perde<br />

arkasına da bir bakış... Kitabı okurken kendinizi,<br />

bizi insan yapan şaşırtıcı tuhaflıklar üstüne<br />

düşünürken bulacaksınız.<br />

Yazar<br />

Sabahattin Ali<br />

Yayınevi<br />

Yapı Kredi Yayınları<br />

“Yaşamak, tabiatın<br />

en küçük kımıldanışlarını<br />

sezerek,<br />

hayatın sarsılmaz bir<br />

mantık ile akıp gidişini<br />

seyrederek yaşamak;<br />

herkesten daha çok, daha kuvvetli yaşadığını,<br />

bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu<br />

bilerek yaşamak… Ve bilhassa bütün<br />

bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu<br />

düşünerek, onu bekleyerek yaşamak…”<br />

Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun<br />

resmini çiziyor.<br />

Yazar<br />

Zülfü Livaneli<br />

Yayınevi<br />

Doğan Kitap<br />

Aşk, bir uçurum<br />

kıyısında gözü bağlı<br />

yürümektir…<br />

Kardeşimin Hikâyesi<br />

aşkın mutlulukta<br />

ulaşılacak son nokta<br />

olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye<br />

davet eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve<br />

tehlikelerine dair nefes kesen bir roman. Her<br />

sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku<br />

ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız.<br />

Sinema<br />

B<br />

Bilanço<br />

47<br />

Yönetmen:<br />

Uğur Yücel<br />

Oyuncular : Beren<br />

Saat, Uğur Yücel,<br />

Ayça Bingöl , Hazar<br />

Ergüçlü, Turgay<br />

Kantürk<br />

Senaryo : Can Yücel,<br />

Uğraş Güneş<br />

Konusu:<br />

8 yaşına kadar<br />

hayatla ilgili hiçbir<br />

şey bilmeden yaşayan Ela ile aynı durumdaki<br />

ablasını trajik bir biçimde yitirdikten sonra<br />

hayatını engellilere adayan Mahir Hoca’nın yollarının<br />

kesişmesiyle siyahtan beyaza giden bu<br />

yolculuğunda sadece bir kelimeye yer yoktur.<br />

Last Vegas / 1 Kasım 2013<br />

Yönetmen:<br />

Jon Turteltaub<br />

Oyuncular : Morgan<br />

Freeman , Robert<br />

De Niro, Michael<br />

Douglas , Mary Steenburgen<br />

, Kevin<br />

Kline<br />

Senaryo : Adam Brooks<br />

, Dan Fogelman<br />

Yapımcı : Joseph<br />

Drake , Laurence Mark<br />

Konusu: 4 yaşlı adamın Las Vegas maceraları<br />

ile ilgili bir komedi filmi. 4 ruhu genç adamın<br />

maceralarının nasıl şekilleneceğini üzerine<br />

kurulmuş yeni bir Vegas hikayesi.<br />

Hükümet Kadın 2 / 8 Kasım 2013<br />

Yönetmen :<br />

Sermiyan Midyat<br />

Oyuncular : Demet<br />

Akbağ, Sermiyan<br />

Midyat , Bülent Çolak,<br />

Burcu Gönder,<br />

Mahir İpek<br />

Senaryo : Sermiyan<br />

Midyat<br />

Konusu: İlk filmde<br />

hayata gözlerini<br />

kapayan Xate ve eşi Aziz Veysel’in yaklaşık<br />

10 yıl önceki maceralarını beyaz perdeye<br />

yansıtan Hükümet Kadın-2 filminde ise yine<br />

kalabalık bir Mardin ekibi de yer aldı. Demet<br />

Akbağ, ikinci filmde de ilkinde olduğu gibi,<br />

güçlü ve inatçı Xate karakteriyle bin bir<br />

maceraya atılıp, yine seyirciyi kahkahaya<br />

boğacak.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

Etkinlik<br />

Bir Psikiyatristin Gizli Defteri Benim Dünyam / 25 Ekim 2013 29 EKİM 2013 / SAAT 12:00<br />

İHSANİYE MEYDANI / BURSA<br />

Kürk Mantolu Madonna<br />

Kardeşimin Hikayesi<br />

18. BURSA ÇOCUK VE GENÇLİK<br />

TİYATROLARI FESTİVALİ<br />

Hedefi “Çocuk<br />

ve Gençlik<br />

Tiyatroları alanında,<br />

iletişim ve<br />

paylaşım temelli,<br />

uluslararası kültürel<br />

ve sanatsal<br />

bir buluşma noktası<br />

oluşturmak”<br />

olarak belirlenen<br />

festivalde, oyun<br />

gösterimlerinin<br />

yanı sıra seminerler,<br />

tartışmalar ve benzeri etkinlikler<br />

yer alacaktır.<br />

BENİMLE DELİRİR MİSİN?<br />

TİYATRO<br />

Kim bilir belki<br />

de aşk eski<br />

bir yalandı,<br />

bütün suç<br />

da Adem ile<br />

Havva’daydı.<br />

Ya da en<br />

baştan aşkı<br />

bize çok<br />

yanlış anlatmışlardı. Bir evlilik ve aşk aranjmanı...<br />

Evlilik yeminleri, güzel aşk sözcükleri ile başlayan,<br />

evlilik seremonisinden delilik rapsodisine uzanan<br />

trajikomik bir süreç. Hepinizin hikayesi.<br />

Hazırlayanlar;<br />

Smmm. Pınar KAP<br />

Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Komisyonu<br />

Başkan Yardımcısı<br />

Smmm. Aylin KARAKUŞ<br />

Basın Yayın ve Halkla İlişkiler<br />

Komisyonu Sekreteri<br />

Smmm. Nalan BAYSAL<br />

Basın Yayın ve Halkla İlişkiler<br />

Komisyonu Üyesi


gezi<br />

Müşküle:<br />

Bir köyün<br />

bir çınarın<br />

muhasebesi<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

48<br />

B<br />

Bilanço


B<br />

Bilanço<br />

49<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


B<br />

gezi<br />

Nazım Hikmet<br />

“Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,<br />

Öyle gibi de görünüyor.<br />

Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni.<br />

Ve de uyarına gelirse,<br />

Tepemde bir de çınar olursa<br />

Taş maş da istemez hani…”<br />

Nazım Hikmet’in ölümünden 10 yıl önce kaleme aldığı<br />

‘Vasiyet’ adlı şiirindeki dizeleri, öldüğü gün bir<br />

çınar dikerek gerçekleştiren Müşküle Köyü’nü ve<br />

sakinlerini ziyaret ettik. Bacalarından dumanların<br />

tüttüğü, sokaklarında çocukların koşuşturduğu, kadınların<br />

evlerinin önünde iğne oyalı tülbent işlediği, dünyaca ünlü<br />

bal kokulu üzümleri ve sofralık zeytinleriyle ünlü Müşküle<br />

Köyü’ne Bursa Bilanço Dergisi okurları için konuk olduk.<br />

İznik Gölü’nün güney sahilini çevreleyen Katırlı Dağları’nın<br />

yamacında, göle hakim bir tepe üzerine kurulu bulunan bu<br />

şirin köye adım atarken; ilk durağımız, yazımızın ilerleyen<br />

satırlarında adından bahsedeceğimiz köyün 20 yıl muhtarlığını<br />

yapmış olan Fevzi Kavuk’un oğlu Gürol Kavuk’un<br />

işlettiği Müşküle Çınar Tesisleri oldu. Köy sakinleri ve yolu<br />

İznik’ten geçenlerin uğrak yeri olan göl kenarındaki eşsiz<br />

manzaralı huzur dolu bu tesiste sıcak çaylarımızı yudumlarken,<br />

rotamızı da çizme şansı bulduk. Gürol Kavuk’un<br />

misafirperverliğinin ardından çizdiğimiz rotadan şaşmadan<br />

Müşküle Köy merkezine doğru yola koyulduk.<br />

GÖL MANZARALI YOLLAR<br />

Zeytin ağaçlarının süslediği, göl manzaralı kıvrımlı yollar<br />

bizi köy merkezine götürdü. Birçok yerinden İznik Gölü’nün<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

50<br />

Bilanço


B<br />

doğru yöneliyoruz. Ve bizi kütüphanede karşılayan Müşküle<br />

Köyü’nün 20 yıl muhtarlığını yapmış Fevzi Kavuk’un ağzından<br />

dinliyoruz çınarların hikayesini…<br />

Fevzi KAVUK<br />

Müşküle Köyü Eski 20 yıllık Muhtarı<br />

rahatlıkla izlenebildiği, İznik ilçe merkezine 22, Bursa il<br />

merkezine ise 75 kilometre uzaklıkta bulunan Müşküle<br />

Köyü’nün doğusunda Mustafalı ve Göllüce Köyü, kuzeyinde<br />

İznik Gölü, batısında Narlıca Beldesi, güneyinde ise Yenişehir<br />

ilçesinin Süleymaniye Köyü bulunuyor.<br />

NAZIM HİKMET ANISINA…<br />

Nazım Hikmet’in, “Yoldaşlar, ölürsem o günden önce<br />

yani… Öyle gibi de görünüyor. Anadolu’da bir köy mezarlığına<br />

gömün beni.Ve de uyarına gelirse, tepemde bir de çınar<br />

olursa, taş maş da istemez hani…”mısralarını okuyarak<br />

başlıyor anlatmaya ‘Çınarlı Köyün Muhtarı’ Fevzi Kavuk…<br />

Nazım Hikmet’in ölüm yıl dönümü olan 3 Haziran 1964 tarihinde,<br />

Müşküle Köyü’nde vasiyetini yerine getirmek üzere<br />

beş kişi bir araya gelip, İznik Gölü’ne nazır bir zeytinliğin<br />

içine çınar ağacı diktiklerini anlatıyor… ‘Nazım Hikmet’in<br />

mezarı bir gün Türkiye’ye getirilirse Nazım oraya gömülsün’<br />

umuduyla… Bursa Hapishanesi’nde Nazım Hikmet’i tanıyan<br />

ve hapishane arkadaşları Müşküleli İsmail Başaran, ressam<br />

İbrahim Balaban, mimar Emin Canpolat ve çınarın dikildiği<br />

zeytinliğin sahibi Rıfat Talan ile birlikte çınarı nasıl umutla<br />

diktiklerini anlatıyor dönemin muhtarı Fevzi Kavuk…<br />

‘MÜŞKİRE’ OLARAK ANILIRMIŞ<br />

Köy merkezine adım atar atmaz bizi ‘Hoş geldiniz’ diyerek<br />

karşılayan köyün ihtiyar delikanlılarından köy hakkında bilgi<br />

alıyoruz. Yazılı kaynaklara göre; 1530 tarihinde köylerinin<br />

adı ‘Müşkire’ olarak geçiyormuş. Ve köydeki hane sayısı 12<br />

imiş. Köyde kabirleri bulunan Müşkül Dede ve Hasan Dede<br />

adlı erenlerin, birbirleriyle dost olduklarını, bir çok yerde<br />

savaştıkları ve en sonunda köyün bulunduğu topraklara<br />

gelerek, köyü kurduklarını öğrendik. Köyün adının Müşkül<br />

Dede’nin adından geldiğini söyleyen köy sakinleri, “Köyümüzün<br />

adı Demirışık olarak değiştirildi ama köy sakinleri<br />

olarak bu ismi benimseyemedik. 1994 yılında yapılan halk<br />

oylamasıyla köyümüz eski adına kavuştu” diyor.<br />

OSMANLI MİMARİSİ<br />

Müthiş göl manzaralı bu güzel köy, dünyaca ünlü bal kokulu<br />

Müşküle üzümleriyle, kaliteli sofralık zeytinleriyle, Helenistik<br />

çağa ait olduğu söylenen Hisar Kale’siyle, tarihi çınar ağaçlarıyla,<br />

tarihi hamamıyla, iğne oyalarıyla, 80 metre yüksekliğindeki<br />

Sarıkaya’sıyla, toprak fırınlarıyla, Osmanlı mimarisi<br />

evleriyle, eşsiz güzellikteki doğasıyla ve cana yakın, konuksever<br />

insanlarıyla ünlenmiş. Müşküle’de köyün yapısına<br />

damgasını vuran iki tane de tarihi çınar ağacı bulunuyor.<br />

Biri İznik-Bursa Karayolu’nda, köye ayrılan kolun başında.<br />

Diğeri de köy meydanında, caminin bitişiğinde yer alıyor.<br />

Köye uğramışken bu endamlı çınarların hikayesini dinlememek<br />

de olmazdı. Köy meydanında bulunan kütüphaneye<br />

Bilanço<br />

51<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


gezi<br />

Ve şöyle devam ediyor: “Nazım Hikmet için çınar diktiğimizi<br />

duyanlar, Anadolu’nun bir çok yerinden çınarı görmeye<br />

geliyordu. Kimi ellerini sürüyor kimi hatıra olarak saklamak<br />

için yapraklarını kimi de kozalaklarını koparıyordu. 1978<br />

senesine kadar çınar büyüdü. O dönem, çınarı dikenlerin<br />

üzerinde büyük baskılar oldu. Nazım Hikmet’in özlemini<br />

gidermek için ölümünün birinci yıl dönümünde diktiğimiz<br />

çınar, maalesef bugün yaşamıyor. Yanlış hatırlamıyorsam<br />

1978 senesiydi. Sabah uyandığımızda çınarın kesildiğini<br />

öğrendik. Bütün köy halkı derinden üzülmüştü… Ama o<br />

tarihten sonra köyde pek çok çınar dikildi. Nazım’ın anısı o<br />

çınarlarda yaşıyor.”<br />

ÇINARLI KÖYÜN MUHTARI<br />

Müşküle Köyü’nde muhtarlık yaptığı 25 Ağustos 1960 ve<br />

12 Eylül 1980 tarihlerini kapsayan 20 yıllık süreçte, ilk<br />

sosyalist köy muhtarı olması, 1965 ve 1969 seçimlerinde<br />

Bursa’dan milletvekili adayı olduğu Türkiye İşçi Partisi’nin<br />

oyların büyük bir çoğunluğunu alması nedeniyle Müşküle<br />

Köyü Türkiye’nin sosyalistlerinin ve aydınlarının ilgi odağı<br />

haline gelmiş. O yıllardan beri Müşküle Köyü, ‘Çınarlı Köy’<br />

olarak, ‘Fevzi Kavuk’ ise ‘Çınarlı Köyün Muhtarı’ olarak anılmış.<br />

Sohbet için teşekkür ederek Fevzi Kavuk’un yanından<br />

ayrılıp, yeniden köyü turlamaya çıkıyoruz.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

52<br />

B<br />

Bilanço


B<br />

Odamızın<br />

Avrupa Birliği<br />

Başarısı<br />

Avrupa Birliği Hayatboyu Öğrenme<br />

Programı (LLP) Leonardo da Vinci Yenilik<br />

Transferi faaliyeti kapsamında<br />

2013 yılı teklif çağrısı dönemi, Yenilik<br />

Transferi Projeleri değerlendirme<br />

sonuçları Ulusal Ajans tarafından ilan<br />

edilmiştir.<br />

KÖYÜN İNTERNET SİTESİ<br />

Gün batımına yaklaşırken, köydeki son durağımız ise Müşküle<br />

Köyü’nün tanıtımına büyük katkısı olan Emin Kaygısız’ın evi<br />

oluyor. Soluk aldığı köyün tanıtımı için gecesini gündüzüne<br />

katan ve köylerine dair güncel haberlerin yer aldığı www.muskulekoyu.com<br />

sitesini özenle hazırlayan Emin Kaygısız’ın ağzından<br />

özverili çalışmalarını dinledik. Ve misafirperver Müşküle<br />

Köyü sakinlerinin yüzümüzde bıraktığı tebessüm ile birlikte,<br />

gün batımının göle yansıyan kızıllığında Bursa’ya dönüş yoluna<br />

geçiyoruz. En yakın zamanda, tekrar gelmek üzere, kendimize<br />

söz vererek…<br />

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi koordinatörlüğünde<br />

ve Uludağ Üniversitesi, Gazi Üniversitesi,<br />

Budapest Business School, Slovenia GIA College,<br />

Kaunas University of Technology, Ankara<br />

SMMMO, Bursa SMMMO ve Türkiye Dış Ticaret Vakfı ortaklığında,<br />

Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi<br />

öğretim üyelerinden Doç. Dr. Aylin POROY ARSOY’un<br />

koordinatör olarak yer aldığı “Holistic Approach to Risk-<br />

Based Internal Financial Control for SMEs (HARBIF)” (KOBİ<br />

lerde Risk Temelli İç Finansal Kontrol Sistemlerine Bütünsel<br />

Bir Yaklaşım) projesi desteklenmeye uygun görülmüştür.<br />

Proje, KOBİ lerde iç kontrol sistemlerinin risk odaklı olarak<br />

geliştirilmesi için bütünsel bir yaklaşım çerçevesinde model<br />

geliştirmeyi amaçlamaktadır. Proje kapsamında, iç denetime<br />

ilişkin uluslar arası literatür baz alınarak süreçler oluşturulacak<br />

ve Odamız üyelerine iç denetim uygulamalarına ilişkin<br />

eğitimler verilecektir. Projenin Kasım 2015’te sona ermesi<br />

planlanmaktadır.<br />

Bilanço<br />

53<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


haber<br />

Umutlar<br />

başka bahara<br />

Türkiye, büyük umutlar beslediği<br />

2020 Olimpiyat Oyunları’nın ev<br />

sahipliğini Japonya’nın başkenti<br />

Tokyo’ya kaptırdı. İpi göğüsleyen<br />

Tokyo’nun yanı sıra İstanbul’un<br />

ve Madrid’in (İspanya) aday olduğu<br />

süreç, kararın açıklanması<br />

ile birlikte çok tartışıldı. Hükümet<br />

Olimpiyatlar’a ev sahipliği fırsatının<br />

kaçmasından “Gezi Eylemcilerini”<br />

sorumlu tutarken, Uluslararası Olimpiyat<br />

Komitesi’nin kararında, hükümetin<br />

son dönemde izlediği politikaların<br />

etkili olduğunu savunanlar<br />

da oldu. Bunların tümü yorum ancak<br />

tek bir gerçek var; o da Olimpiyat<br />

umudunun başka bahara kaldığı…<br />

OLİMPİYATLAR’IN TARİHİ<br />

Antik Olimpiyat Oyunları’nın ilk olarak nerede ve ne<br />

zaman başladığına ilişkin kesin bir bilgi olmasa da<br />

çok sayıda söylence ve efsane vardır. Bunlardan birine<br />

göre oyunlar, Olimpiya kralı ve Peloponnisos’a<br />

adını veren kahraman olan Pelops’a kurbanların sunulduğu<br />

süre boyunca doğmuştur. Hristiyan Yunan düşünürü Titus<br />

Flavius Clemens’e göre ise bu oyunlar Pelops’un ruhuna<br />

sunulan armağanlardan başka bir şey değildir.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

54<br />

Bir başka söylenceye göre ise mitolojik kahraman<br />

Herakles’in Olimpiya’da bu tip bir oyuna katılarak kazanmasının<br />

sonucunda bu oyunların her dört yılda bir geleneksel<br />

olarak yinelenmesi istediği yönündedir. Bir başka efsane<br />

bunun Zeus tarafından Titan Kronos’a karşı aldığı yenilgi<br />

sonrasında koyulduğunu söyler. Değişik kaynaklarda bunun<br />

Elis Kralı İfitos’un İ.Ö. 9. yüzyılda halkını büyük bir savaşın<br />

içine düşmekten kurtarması için Pythia’ya giderek ona danıştığını,<br />

kâhinin ise ona tanrılar onuruna oyunlar düzenleyerek<br />

tanrıların memnuniyetini kazanmasını önerdiği geçer.<br />

Bunun sonucunda İfitos bu oyunları düzenlemeye başlar ve<br />

Spartalı düşmanları bu oyunlar süresince onlara saldırmayı<br />

durdurur. Oyunlar tanrıların yaşıyor olduğuna inanılan<br />

Olimpos Dağı’nda düzenlenir ve adını da bu dağda düzenlenmesinden<br />

ötürü alır. Ancak kökeni ne olursa olsun Olimpiyat<br />

Oyunları’nın Antik Yunanistan’da Eleusis Gizemleri’nin<br />

yanında düzenlenen en büyük iki dinsel törenden biri olduğu<br />

kesindir.<br />

ANTİK’TEN MODERN’E GEÇİŞ…<br />

1892’de Paris Sorbonne Üniversitesi’ndeki bir konuşması<br />

sırasında Fransız Baron Pierre de Coubertin uluslararası<br />

spor organizasyonu fikrini öne sürdü. Coubertin, 1870-71<br />

yıllarındaki Fransa-Almanya savaşında Fransa’nın yenilgi<br />

nedenini ülkede fiziksel eğitimin verilememesi olarak görüyordu.<br />

Spor eğitimini ve spor kurumlarını güçlendirerek<br />

ülkede sporu yaygınlaştırmak ve spordaki rekabetin gerçek<br />

savaşları önleyebileceğini savunuyordu. 23 Haziran 1894’te<br />

Coubertin önderliğinde Uluslararası Olimpiyat Komitesi<br />

13 ülke ve 79 temsilci ile ilk kez toplandı ve Olimpiyat<br />

Oyunları’nın yeniden düzenlenmesine ve ilk Olimpiyatlar’ın<br />

1896’da Atina’da düzenlenmesine karar verdi.<br />

Bilanço<br />

B


B<br />

Böylece ilk modern Olimpiyatlar Uluslararası Olimpiyat Komitesi himayesinde<br />

Atina’da 1896’da gerçekleştirildi. Bu olimpiyatlara 14 ülkeden 241 sporcu katıldı<br />

ve 43 yarışta mücadele ettiler. Yunan halkı ve hükümeti Olimpiyatlar’ın gerçekleşmesinden<br />

memnundular ve Olimpiyat Oyunları’nın kalıcı olarak Atina’da gerçekleşmesi<br />

görüşü birçok sporcu tarafından paylaşıldı. Uluslararası Olimpiyat Komitesi<br />

ise bu isteği kabul etmedi ve organizasyonun uluslararası bir kimlik kazanması<br />

amacıyla ikinci olimpiyatların Paris’te düzenlenmesine karar verdi.<br />

Ve bundan sonra Olimpiyat Oyunları giderek daha popüler hale gelirken, ülkeler<br />

arasında da bu dev organizasyona ev sahipliği yapma konusunda kıyasıya bir yarış<br />

başladı.<br />

Olimpiyat Amblemi<br />

Olimpiyat sembolü içiçe geçmiş farklı renklerdeki halkalardır. Beş içiçe halka 5<br />

kıtayı (Amerika, Afrika, Asya, Avustralya, Avrupa) temsil eder. 5 kıtadan ülkelerin<br />

katıldığı ilk Olimpiyat ise 1912 Yaz Olimpiyatları’dır. Seçilen bu renklerden en az<br />

biri her ülkenin bayrağında bulunmaktadır. Dolayısıyla sanılanın aksine bayraktaki<br />

renklerin herhangi bir kıtayı değil ülkeleri temsil etmektedir. Olimpiyat bayrağı<br />

1914’te kabul edildi ve 1916’daki Olimpiyatlar’da kullanılması kararlaştırıldı. Ancak<br />

1916 Olimpiyatları I. Dünya Savaşı nedeniyle iptal edilince, bayrak ilk olarak 1920<br />

Yaz Olimpiyatları’nda kullanıldı.<br />

Olimpiyatların sloganı üç kelimelik latince ifadedir: Citius, Altius, Fortius. “Daha<br />

hızlı, Daha yüksek, Daha güçlü.” anlamına gelen ifade sporcunun birinci olmayı değil,<br />

elinden gelenin en iyisini yapmasını öğütler. Sloganın bir diğer anlamı da şudur:<br />

“En önemlisi kazanmak değil, katılmaktır”. Slogan Pierre de Coubertin’in önerisiyle<br />

1894’te Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin kuruluşuyla beraber kabul edilmiştir.<br />

Her Olimpiyat öncesinde törenle Olimpiyat Ateşi yakılır ve kapanışa kadar yanar.<br />

Olimpiyat meşalesi Antik dönemde olduğu gibi günümüzde de Yunanistan’ın Olimpos<br />

dağında mercek yardımıyla güneş ışığı kullanılarak yakılır. Yakılan meşale<br />

Olimpiyatlar’ın düzenleneceği yere kadar ülke ülke dolaştırılır ve Olimpiyatlar’ın<br />

açılış törenindeki Olimpiyat ateşi bu meşale ile yakılır. Olimpiyat Ateşi ilk olarak<br />

1936 Yaz Olimpiyatları’nda kullanılmıştır.<br />

Kaynak: Wikipedi (http://tr.wikipedia.org)<br />

YILLARA GÖRE OLİMPİYATLAR<br />

VE EV SAHİBİ ÜLKELER<br />

Yıl Yer<br />

1896 Atina, Yunanistan<br />

1900 Paris, Fransa<br />

1904 St. Louis, ABD<br />

1906 Atina, Yunanistan<br />

1908 Londra, İngiltere<br />

1912 Stokholm, İsveç<br />

1916 Berlin, Almanya<br />

1920 Antwerp, Belçika<br />

1924 Paris, Fransa<br />

1928 Amsterdam, Hollanda<br />

1932 Los Angeles, ABD<br />

1936 Berlin, Nazi Almanyası<br />

1940 Tokyo, Japonya<br />

Helsinki, Finlandiya<br />

1944 Londra, İngiltere<br />

1948 Londra, İngiltere<br />

1952 Helsinki, Finlandiya<br />

1956 Melbourne, Avustralya<br />

Stokholm, İsveç<br />

1960 Roma, İtalya<br />

1964 Tokyo, Japonya<br />

1968 Mexico City, Meksika<br />

1972 Münih, Doğu Almanya<br />

1976 Montreal, Kanada<br />

1980 Moskova, Sovyetler Birliği<br />

1984 Los Angeles, ABD<br />

1988 Seul, Güney Kore<br />

1992 Barselona, İspanya<br />

1996 Atlanta, ABD 2000<br />

Sidney, Avustralya<br />

2004 Atina, Yunanistan<br />

2008 Pekin, Çin<br />

2012 Londra, İngiltere<br />

2016 Rio de Janeiro, Brezilya<br />

2020 Tokyo, Japonya<br />

Bilanço<br />

55<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


güncel<br />

Paket paket<br />

demokrasi<br />

Hep geçmişi özler insan; geleceğin sunacaklarına önyargıyla yaklaşır. Yarın ne olacağımız<br />

belli değildir ama geçmiş yaşanmıştır ve tecrübe ile sabittir. Bu nedenle endişe ile bakılır<br />

yarınlara. Dün yaşanan darbelerde postalların altında ezilmiştir demokrasi ve o postallar<br />

adaleti sağlamak için bir sağdan asmıştır, bir soldan. Korkmuştur analar babalar yarınlardan…<br />

Maziyi özlemiştir ama mazisinde otlaklarında at koşan köyler yoktur. Yine kan<br />

vardır, asılan fidanlar vardır ve o zamanın anaları babaları da özlemiştir geçmişi. Onların<br />

çocukluğunda da bir başkadır bayramlar; aynı bizim ve analarımızın, babalarımızın çocukluğundaki<br />

bayramlar gibi. Geçmişi özleriz ama biz misket oynarken düşmüştür Kuveyt’e<br />

bombalar. Ama biz o günleri özleriz, biz uyurken anamızın mis kokulu koynunda, katledilmiştir<br />

nice masumlar ama biz o günleri özleriz…<br />

Smmm. Özer TURAN<br />

Basın Yayın ve Halkla İlişkiler<br />

Komisyonu Başkan Yardımcısı<br />

ozerturan@hotmail.com<br />

Şimdi nice yenilikler yaşanmakta hayatımızda. Demokrasiler paketlerden çıkartılmakta,<br />

herkese ihtiyacı kadar dağıtılmaktadır. Spor müsabakalarında yandaşlarının kazanmasını<br />

Taksim’de binlerce kişi ile tepinerek kutladığı akşam kimsenin sesi çıkmazken, diğer yandan<br />

aynı yerde aynı günlerde 3 kişinin bir araya gelmesi dayanılmaz bir sancı yaratmış;<br />

çok tehlikeli görülmüştür. Taksim’in bir toplantı yeri olmadığı kanısına varılarak olmadık<br />

vahşet görüntüleri sergilenmiştir. Oysa iyi niyetli ve bir demokrasi şöleni olabilecekken<br />

yaşananlar yine yarınlara kaygı yollamış ve insanlar yine geçmişi özlemiştir ve aslında<br />

yoktur geçmişte, bozlaklarında buzağını emziren sarıkızların olduğu köyler, ikiz kulelere<br />

uçaklar çarpmıştır. Hesabı Afgan çocuklara sorulmuştur, özlenen geçmişlerde İran-Irak<br />

ile 4 yıl savaşmıştır ve kan dökmeye çoktan başlamıştır Partiya Karkerên Kurdistan umut<br />

vaat ettiği topraklarda. Yarınlar umut dolu, yarınlar merak dolu, yarınlar heyecan doluyken<br />

yurdumda geçmişten hesap sorma gayreti içindedir geçmişi özleyenler. 28 Şubatlar,<br />

12 Eylüller yargılanmakta; hukuk hüküm yemektedir ama paket paket demokrasi dağıtılmaktadır<br />

televizyonlarda. Biz yolda demokrasiyi görmezken ileri demokrasi söylemleri ile<br />

baskıcı bir tutum sergilemektedir seçilenler.<br />

Gezi olayları ile aslında ileri demokrasinin filizleri yeşermişken korkutmuş ve endişe vermiştir<br />

demokrasiyi paketleyip müjdeleyenlere. Palalarla kovalanmıştır demokrasi, sıkıştırılmıştır<br />

karanlık sokaklarda, paketlerden demokrasiler çıkartılmış yerlerine canlar koyularak<br />

gönderilmiştir ailelere. Çadırlar basılmış, T.O.M.A. (Toplumsal Olaylara Müdahale<br />

Araçları) halkı kurtarmıştır demokrasi fidanlarının ellerinden.<br />

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 1. Maddesi: Bütün insanlar özgür, onur ve hakları yönünden<br />

eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler.<br />

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası<br />

Temel Haklar ve Ödevler Kısmı…<br />

Madde 34: Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü<br />

düzenleme hakkına sahiptir.<br />

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin<br />

önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin<br />

korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.<br />

Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart<br />

ve usuller kanunda gösterilir.<br />

…demektedir,<br />

Gezi Parkı ve akabinde yapılan toplantı ve yürüyüşler Anayasaya aykırı değilken; yapılan<br />

müdahalelerin mahiyeti ve şiddeti hem İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne hem de T.C.<br />

Anayasası’na aykırıdır.<br />

Takdir yüce Türk Milleti’nindir.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

56<br />

Bilanço<br />

B


B<br />

Andımız<br />

Yedi çocuklu bir göçmen ailesinin en küçük çocuğu idi.<br />

Sırtında tahtadan yapılmış da olsa bir çanta, siyah önlük,<br />

kauçuk ayakkabıları ile koşarken okuluna<br />

sanki elinde taşıyordu sevinç dolu yüreğini.<br />

Hem okuma - yazma öğrenecekti hem de Türkçe’yi<br />

Deniz kıyısında elleriyle avuçlayarak tuttuğu başını<br />

aşağıya doğru indirdi.<br />

Gözleriyle bir kez daha baktı ve okudu ANDIMIZ KALKACAK<br />

Andımız sıradan bir şey değildi onun için.<br />

Kendisine “Sen göçmensin; Türkçe bilmiyorsun” demeden<br />

yüreklerini açan insanların ülkesinin tanımıydı ANDIMIZ<br />

Bu ülke insanlarını her türlü olumsuzluklara rağmen<br />

vatan-bayrak-dil birlikteliği ile bir arada tutmanın<br />

hergün haykırışı idi ANDIMIZ<br />

Bizlere ülke sevgisini, insan sevgisini; başkasının kölesi değil<br />

yurttaş olmanın yüceliğini anlatan Cumhuriyet Öğretmenleri’nin<br />

bize emanetiydi ANDIMIZ<br />

Smmm. Hamdi LİMAN<br />

Basın Yayın ve Halkla İlişkiler<br />

Komisyonu Üyesi<br />

smm_liman@hotmail.com<br />

Her türlü inancın özgürce yaşandığı, yaratanın yüceliğini, kitabın<br />

Kutsallığını, peygamber saygısının ne olduğunu UYDURULAN din gibi değil<br />

İNDİRİLEN din gibi öğreten laik Cumhuriyet’in kalkanıydı ANDIMIZ<br />

ANDIMIZ<br />

TÜRKÜM,DOĞRUYUM,ÇALIŞKANIM.<br />

İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak,<br />

yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.<br />

Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.<br />

Ey büyük Atatürk!<br />

Açtığın yolda gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime AND içerim<br />

Varlığım TÜRK varlığına armağan olsun!<br />

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!<br />

Yıldız, hilal, kalpaklarıyla bu topraklar için yere düşen<br />

MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİNE<br />

minnet ve saygı ile…<br />

Bilanço<br />

57<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


güncel<br />

Benim adım Çalıkuşu<br />

olsun mu?<br />

Kırmızı kırmızı dolaşıyor yollarda. Bir de isim takmışlar İpekböceği diye.<br />

Tamam; güzel bir şey ama benim gibi yerden havalanıp şehre tepeden bakamayacak<br />

ki… Ne de olsa tramvay işte! Benim de kırmızı rengim var.<br />

Kışta kıyamette insanları sarıp sarmalayacağım, ta Uludağ’ın tepesine<br />

çıkaracağım. Saatte yaklaşık 1500 kişi taşıyacağım. Ama sadece iki tane<br />

kabinimi Heykel’de sergilemeye başladılar. Gelip gidip bakıyor insanlar<br />

bana. Bazıları benden korktuğunu; asla binmeyeceğini söylüyor. Benim<br />

gibi sevimli bir araçtan korkulur mu hiç?<br />

Bu yazının sahibi de ilk defa yaklaşık yirmi beş yıl önce atalarım olan teleferiklerden<br />

birisine binmiş. Hava da nasıl soğuk ve karlıymış.<br />

O zamanki hatlar 1963 yılında çalışmaya başlamış. Görüyor musunuz,<br />

atalarım olan teleferiklerin yaşı ortaya çıktı! Neyse, yazarım da “korkmuyorum”<br />

havalarında, büyükannelerimden biriyle yolculuğa başlamış. Ama<br />

direklere yaklaşırken, hava muhalefeti nedeniyle de aman bir sallamış bir<br />

savurmuş görmeyin gitsin. Korku dağları bekliyor diye boşuna dememişler.<br />

Burnunu cama yapıştırıp etrafı daha iyi görmeye çalışmış. Nasıl da tipi<br />

varmış. Sarıalan’da inince herkeste kurtuldum havası hakim olmuş. Sanki<br />

geri dönerken başka şeyle gideceklermiş! Karda mangal keyfi yapmaya<br />

çalışmış ama çok soğukmuş. Bir de fırtına eklenince büyükannem olan<br />

teleferiğin zilleri çalmaya başlamış. Herkesi başına bir an evvel toplayıp,<br />

toparlayıp Bursa’da almış soluğu. Ne de olsa emanetlermiş.<br />

Smmm. E. Gülhan ATTİLÂ<br />

Çevre, Sağlık ve Spor<br />

Komisyonu Üyesi<br />

eminegulhan@ttmail.com<br />

Yazarım eve döndükten sonra çantasında götürdüğü ve yemeyi unuttuğu<br />

portakalı hatırlamış. Artık portakal portakallıktan çıkmış bir heykel haline<br />

gelmiş. Soyup başucumuza koyup yalan uydurulacak gibi değilmiş. Ama<br />

zorlukla kestiği portakalın içinde gördüğü kar kristalleri onu bambaşka masal<br />

diyarlarına taşımış. Bir süre buzlukta sakladığı portakal sonunda çöpü<br />

boylamış.<br />

Anılar güzel tabii. Ama o zaman o kadar çok sıra bekleniyormuş ki teleferiğe<br />

binmek için. Şimdi sayemde daha çok insan Uludağ’ın Oteller Bölgesi’ne<br />

kadar çıkacak; hem de 20 dakikada. Helikopterle havadan montaj işlemleri<br />

yapıldı. Kolay değil tam 50 yıllık hatlar yenilendi. 874 metre ile dünyanın<br />

en uzun aktarmasız teleferik hattı oldum. Teferrüç- Sarıalan arasında tam<br />

24 direk dikildi. Bu sene kampçılar için kötü oldu benim olmamam. Gündüzleri<br />

işlerine gidip ne güzel sonra benimle kamplarına geri döneceklerdi.<br />

Neyse seneye Uludağ daha da cıvıl cıvıl olacak sayemde.<br />

Oteller Bölgesi’ne kısa sürede ulaşılabilince yazın da otellerin yatak kapasiteleri<br />

kullanılmış olacak. Turizme çok katkım olacak bu kesin. Şu İpekböceği<br />

de iki de bir gözümün önünden geçmese…. Tramvaya hemen isim<br />

buldular. O da kasıla kasıla dolaşıyor yollarda. Ben kendimi kimliksiz ve<br />

kişiliksiz hissediyorum O’nu gördükçe. Benim adım niye yok sahi?<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

58<br />

B<br />

Bilanço


B<br />

Bana sadece teleferik mi diyecekler? Çok soğuk çok…. Bir de<br />

sıradan. Dünyanın her yerinde çeşitli bölgelerde teleferik var. Benim<br />

Bursa’ya ait olduğumu Uludağ’ın benden sorulacağını (fazla<br />

mı abartım ne ?) kim bilecek. Nerede benim nüfus cüzdanım? İlk<br />

seferlerime 29 Ekim’de başlayacakmışım. Ne yazacak gazeteler,<br />

dergiler? “Teleferik seferlerine başladı.” Niye tramvay seferlerine<br />

başladı demediler de hemen İpekböceği dediler? Kıskançlıktan<br />

öleceğim vallahi. Olmaz böyle. Benim adım da Çalıkuşu olabilir<br />

mi mesela? Ben sevdim. Sadece bir öneri.<br />

8,5 kilometrelik hattımı dört durağa bölmüşler. Teffürrüç- Sarıalan-Kadıyayla-Oteller<br />

Bölgesi diye. Teknolojim de yeni, tek kablolu<br />

gondol teknolojisiymiş. 8 kişilik gondol kabinlerim var ve<br />

her 16 saniyede bir istasyonlardan yolcu alacakmışım. Talebin<br />

yoğunluğuna göre gondol filosu istendiği an devreye sokulabilecek<br />

ve hattın kapasitesi de arttırılabilecekmiş. Rengârenk ve cıvıl<br />

cıvıl gidip gelecekmişim bir sürü insanla.<br />

Düşünsenize dağ bembeyaz örtüsüne büründüğünde, renk renk<br />

gondollarımla bir boydan bir boya salınacakmışım. Tarih de<br />

yaklaştıkça giderek heyecanlanıyorum işte. Bak yine İpekböceği<br />

nispet yapıyor bana. Heykel’de gelen geçen araçlara bakınıp duruyorum.<br />

Şu hatlar bitse de ben de o duraktan bu durağa salınıp<br />

dursam. Yakında kendimi kara araçlarından birisi sanacağım vallahi!<br />

Gelene geçene bak, gün geçmiyor. Ben de alsam yolcularımı,<br />

şöyle ponponlu bereli küçük kızları, güzel hanımları, yakışıklı<br />

beyleri gezdirsem diyorum.<br />

Arada bir beni temizleyip paklıyorlar. Ben zaten güzelim! Bir de<br />

yola çıkabilsem. Rus malı helikopterle çalışmalar yapılıyor. Alman,<br />

Bulgar, İtalyan ve Avusturyalı uzmanların bulunduğu 30<br />

kişilik ekip harıl harıl çalışıyorlar. Montaj işini de İsviçre’li Heliswiss<br />

firması yaptı. Tam bir dünya takım çalışması oldu bu iş.<br />

Ama sonunda doğaya da zarar vermeden yaptılar bu montajı. Hiç<br />

olmazsa adıma gölge düşmeyecek. Sahi benim adım Çalıkuşu<br />

olabilir mi? Yazıyı okurken düşündünüz mü hiç?<br />

Yakında kartpostallarda, hedi-<br />

yelik eşyaların<br />

üzerinde yerimi alırım<br />

sanırım. Bursa havlularının<br />

üzerine de basarlar mı beni?<br />

İlk seferime başladığımda<br />

manşetleri gözümün önüne<br />

getiriyorum. Çalıkuşu Uludağ<br />

semalarında…. Çalıkuşu direkten<br />

direğe uçuyor…..<br />

Çalıkuşu Çalıkuşu<br />

Çalıkuşu…..<br />

Başka isim öneriniz<br />

varsa siz de<br />

söyleyin ama benim<br />

adım Çalıkuşu<br />

olsun ! Ben adımı<br />

pek bir sevdim.<br />

Teleferik<br />

çağ atlıyor<br />

Proje kapsamında halen<br />

çalışmakta olan Teferrüç,<br />

Kadıyayla ve Sarıalan istasyonlarına<br />

Oteller Bölgesi<br />

istasyonu da eklenecek. Tüm<br />

hattın yenilenmesinin ardından<br />

Tereffüç’e yeni yapılacak makine<br />

dairesi sisteme alınacak. Toplam<br />

8,84 kilometreyle dünyanın<br />

en uzun aktarmasız teleferik hattı<br />

Bursa’ya kazandırılırken, 8’er kişi<br />

kapasiteli 175 gondol tipi kabinle,<br />

sıra bekleme derdi de ortadan kalkacak.<br />

Saattik yolcu taşıma kapasitesi<br />

yeni projeyle bin 800 kişiye<br />

çıkarılırken, aile kabinlerinin yanında<br />

VİP kabinler de devreye alınacak.<br />

Yap-işlet-devret modeliyle hayata<br />

geçirilecek projeyle, Teferrüç<br />

ile Oteller Bölgesi arasında 24 saat<br />

kesintisiz ulaşım sağlanırken, projenin<br />

iki yıl içinde tamamlanması<br />

hedefleniyor.<br />

Tüm istasyonlar yenilenecek<br />

Proje kapsamında mevcut istasyonlar<br />

da tamamen yenilenecek.<br />

Teleferiğin başlangıç noktası olan<br />

Teferrüç İstasyonu’nda teleferik<br />

müzesi, süpermarket, 50 adet mağaza,<br />

50 oda kapasiteli otel, çok<br />

amaçlı salon ile kafeterya ve restoran<br />

bulunacak. Önemli bir rekreasyon<br />

alınana dönüşecek Kadıyayla<br />

İstasyonu’nda ise tur rehber<br />

birimleri, kafeterya, restoran ve<br />

otel yer alacak. Kampçıların yoğun<br />

olarak kullandığı Sarıalan bölgesindeki<br />

istasyonda da tur rehber<br />

birimleri ile kafeterya bulunacak.<br />

Oteller Bölgesi’ne inşa edilecek istasyona<br />

da kayak eğitim birimleri,<br />

otel, kapalı spor ve sağlık birimleri<br />

ile kafeterya yapılacak.<br />

59<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


mevzuat<br />

Bir ceza<br />

hikayesi - 2<br />

Değerli meslektaşlarım,<br />

Bu yazımda süresinden sonra düzeltme amacı ile verilen Ba-Bs bildirim formlarına<br />

uygulanan Özel Usulsüzlük Cezası’nın yersiz olduğuna dair somut bir olayı<br />

sizlerle paylaşmak istiyorum. Tabi bu durumda olan meslektaşlarımız da bu olayı<br />

örnek olarak kullanabilirler.<br />

Bursa Odamızın Bilanço dergisinin 141. sayısında (Temmuz-Ağustos 2012)<br />

“Derdimiz Mesleğimizin Siyaseti” başlıklı yazımda, mesleki sorunlarımızı sayarken<br />

şöyle demişim:<br />

Smmm. Zeki TURAN<br />

TÜRMOB Disiplin Kurulu Üyesi<br />

zekituran16@gmail.com<br />

“Üçüncüsü; tabi ki cezalar. Aslında adını doğru koyacak olursak VUK’un mükerrer<br />

355. maddesi ve bu maddenin Ağustos 2009’dan sonraki uygulaması.<br />

Özetleyecek olursak; biz demiyoruz ki sorumluluklarımızı yerine getirmesek de<br />

hiç cezai müeyyidesi olmasın. İnsan olduğu sürece hatalar ve yanlışlar olacak<br />

ve o yanlışların da bedeli olacak. Yasalar, mahkemeler ve diğer kurumlar bunun<br />

için var. Bir düzen ve yaptırım olması doğal… Doğal olmayan konu ise basit<br />

bir hata yapan meslektaşlarımızın en ağır cezaya muhatap olması… Oysa ağır<br />

yaptırımlar işlerini rutin olarak yürüten, beyanını düzenli olarak verenler için değildir…<br />

Kamuyu bilinçli olarak yanıltmak isteyen, bilgi vermekten kaçınanlar için<br />

düşünülmüştür cezalar. Zaten kanunun ruhunda da bu var.”<br />

Yazıma konu olan olay şöyle cereyan etmiştir. Mali müşavirliğini yaptığım bir<br />

firma bir şekilde kanuni sürelerinden sonra benim bilgim olmadan 2009 Haziran<br />

ve 2010 Temmuz dönemleri için yasal süre dolduktan sonra fark ettikleri hataları<br />

düzeltmek amacı ile B formları için düzeltme bildirimi vermişler. Zaten bu olayı<br />

ceza ihbarnameleri gelince öğrenmiş oldum. Tabi düz mantıkla bakınca Ağustos<br />

2009’dan sonra yapılacak işlemler için mükellefe özel yazı yazılmadan re’sen<br />

mükerrer 355 uygulaması yasal hale getirilmişti. Aslında bu yasal olsa da çok<br />

açık bir hukuksuzluktu. Bu hukuksuzlukla ilgili daha önce başka bir olay vesilesi<br />

ile bir altyapı çalışmam vardı. Bu olayın üzerine gitmeye karar vererek her iki<br />

ihbarname için de dava açmaya karar vererek aşağıdaki savunmalarımı içeren<br />

davaları açtım. Hatta dava müracaatında bulunurken, hakim bey, “Bu davayı neden<br />

açıyorsun ki?” manasında sorunca; “Hakim bey burada bu davanın reddedileceğini<br />

biliyorum, ben asıl temyizde bu kanunun yanlış olduğunu ispat etmek<br />

için uğraşacağım” deyince “Peki o zaman sana kolay gelsin” demişti.<br />

Ve dava dilekçelerimde aşağıdaki savunmayı yaptım.<br />

“Özel Usulsüzlük Cezası, yapısı itibarı ile Vergi İdaresi’ni bilgilendirmekten kasıt-<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

60<br />

B<br />

Bilanço


B<br />

lı olarak kaçınan kötü niyetli mükellefleri bu tutumlarından<br />

caydırmak amacı ile ihdas edilmiş bir tecziye biçimidir. Öyle<br />

ki kanun koyucu bu iradesini göstermek amacı ile maddenin<br />

başlığında (Bilgi vermekten çekinenler ile) ibaresini<br />

kullanmış ve ayrıca ilk uygulanış şeklinde Özel Usulsüzlük<br />

Cezası’nın uygulanmasını, mükellefi önceden yazılı olarak<br />

uyarma şartına bağlamıştı. Mütemadiyen ve aylık rutin<br />

olarak B formları ve bunun gibi birçok beyan ve bildirimini<br />

düzenli olarak veren bir vergi mükellefinin küçük bir ihmal<br />

neticesinde bir bildiriminin ihmal edilmiş olmasını, hele<br />

hele düzeltme bildirimini BİLGİ VERMEKTEN KAÇINMA<br />

olarak saymasını doğrusu anlamak mümkün değildir. Bilgi<br />

vermekten kaçınma, ancak; defter ve belgelerini düzgün<br />

olarak tanzim etmeme, inceleme istendiğinde evrakları ibraz<br />

etmeme ya da beyan ve bildirimlerini düzenli olarak vermemeyi<br />

alışkanlık haline getirmekle tarif edilebilir. Daha sonra<br />

01/08/2009’da yürürlüğe giren bir değişiklikle bu uyarı şartı<br />

genelleştirilerek kanun kendi içinde çelişkili hale getirilmiştir.<br />

Öyle ki yine aynı kanunda yer alan normal usulsüzlük<br />

cezaları kadük hale gelmiştir. Zira Gelir İdaresi artık her<br />

türlü noksanlıkta Özel Usulsüzlük Cezası uygulamaya başlamıştır.<br />

Bu tutum ise vergide adalet duygusunu köreltmekte,<br />

idare ile mükellef ve mali müşavirler arasındaki insicama<br />

ciddi şekilde zarar verir hale gelmektedir.<br />

Rutin olarak işleyen bir uygulama alanında bir bildirimin çeşitli<br />

küçük sebeplerden dolayı ihmal edilmiş olmasının yaptırımı<br />

çok ciddi hale gelmiştir. Tabi ki devlete karşı yapılan<br />

küçük de olsa ihmallerin bir yaptırımı olması doğaldır, bu<br />

amaçla da kanunda bu gibi ihmalleri tecziye eden ve daha<br />

makul olan usulsüzlük cezası uygulaması zaten vardır. Ama<br />

bunun göz ardı edilip basit bir hatanın dahi hemen yüksek<br />

dereceden cezalandırılması toplumda karşılık bulmamıştır.<br />

Hele bir de bırakın bildirimin verilmemesini, süresinde verilmiş<br />

ama yapılan ufak tefek hataların sonradan fark edilerek<br />

düzeltilmesinin dahi aynı şiddette cezalandırılmasının hiç<br />

izahı yoktur. Evet toplum yasalarla yönetilir ama asıl adalet<br />

mülkün temelidir ve saygıdeğer hâkimlerimiz de toplumda<br />

adaletin tesis edilmesi ile görevlidirler.”<br />

Bu savunma neticesinde Bursa 1. Vergi Mahkemesi her iki<br />

davayı da kabul ederek cezaları kaldırmış ve deyim yerindeyse<br />

hukukun sadece yasalardan ibaret olmadığının en<br />

güzel örneğini vermiştir. Hani meşhur bir söz vardır ya onu<br />

burada Türkçe’ye adapte etmek istiyorum. “BURSA’DA HA-<br />

KİMLER VAR”<br />

Söz konusu kararların hüküm bölümünü aşağıya alıyorum<br />

BURSA 1. VERGİ MAHKEMESİ<br />

ESAS: 2012/1966 – 1967<br />

KARAR: 2013/507 – 508<br />

………………<br />

Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket adına düzeltme<br />

bildirimlerine ilişkin yükümlülüğünü yasal süresinden sonra<br />

yerine getirmesi sebebiyle özel usulsüzlük cezası kesilmişse<br />

de; olayda yasada öngörüldüğü üzere esasen ceza kesilmesini<br />

gerektiren hiçbir bilgi verilmemesi ya da bilgi ve ibraz<br />

ödevinin yerine getirilmemesi gibi bir durum bulunmadığı,<br />

başka bir ifade ile geç verilmiş olmasının bildirimlerini hiç<br />

vermediği anlamında değerlendirilemeyeceği açıktır.<br />

Bu durumda VUK’un mükerrer 355. maddesinde belirtilen<br />

bilgi ve ibraz yükümlülüklerine uyulmadığının saptanması,<br />

başka bir anlatımla bilgi vermekten kaçınılması halinde<br />

kesilebilecek olan özel usulsüzlük cezasının, davacı tarafından<br />

bu zorunluluğa uyularak bildirimin elektronik ortamda<br />

gönderilmesine rağmen, genel tebliğlerde belirtilen süreden<br />

sonra gecikmeli olarak gönderildiği gerekçesiyle ceza kesilmesinde<br />

yasal isabet görülmemiştir.<br />

Açıklanan nedenlerle, DAVANIN KABULÜNE, dava konusu<br />

özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına ….<br />

Sağlıcakla kalın.<br />

Bilanço<br />

61<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


mevzuat<br />

Tarımsal Faaliyette<br />

Bulunanların<br />

Prim Borçlarının Sattıkları Tarımsal<br />

Ürün Bedellerinden Kesilmesi<br />

I. GİRİŞ<br />

17.04.2012 tarihli ve 28267 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri<br />

Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 16. maddesiyle;<br />

“Kurum Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 4 numaralı 1.<br />

alt bendi kapsamında sigortalı olarak tescil edilmiş olanların prim borçlarının diğer<br />

tahsilat yolları dışında sattıkları tarımsal ürün bedellerinden borç tutarını geçmemek<br />

kaydıyla kesinti yapmaya, kesinti oranını %5 oranına kadar belirlemeye yetkilidir.<br />

Kurum bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları tebliğ ile belirler.”<br />

şeklinde değişiklik yapmış, uygulama ilgili olarak da 01.03.2013 tarih ve 28574<br />

sayılı Resmi Gazete’de tebliğ yayımlamış 02.07.2013 tarih 2013/27 sayılı genelge<br />

ile de gerekli açıklamalarda bulunmuştur.<br />

II. TARIMSAL KESİNTİ YAPACAK OLANLAR<br />

Tarımsal faaliyette bulunanlardan satın aldıkları ürün bedelleri üzerinden kesinti<br />

yapmakla yükümlü olan gerçek ve tüzel kişiler aşağıda belirtildiği gibidir.<br />

Niyazi YAMAÇ<br />

Emekli SGK Başmüfettişi<br />

nyamac@hotmail.com<br />

a- Kamu kurum ve kuruluşları ile kamuya ait ticari işletmeler<br />

b- Kamu iktisadi teşebbüsleri<br />

c- Sair kurumlar (Kooperatif, birlik ve diğer kurumlar)<br />

d- Ticaret şirketleri<br />

e- İş ortaklıkları<br />

f- Dernekler<br />

g- Vakıflar<br />

h- Dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri<br />

i- Zirai kazançlarını, bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler<br />

j- Gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı<br />

III. SATTIKLARI ÜRÜNLERDEN KESİNTİ<br />

YAPILMAYACAK OLANLAR<br />

Yapılacak sorgulama sonucunda,<br />

- 5510 sayılı kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt<br />

bendi kapsamında sigortalı olmakla birlikte prim borcu olmayanlar ile prim borcunu<br />

yapılandırmış ya da taksitlendirilmiş olanlardan,<br />

- 5510 sayılı kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt<br />

bendi kapsamı dışındaki çalışmalarından dolayı sigortalı olanlardan,<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

62<br />

B<br />

Bilanço


B<br />

- 5510 sayılı kanun ile bu kanundan önce yürürlükte olup mülga<br />

kanunlar kapsamında kendilerine emeklilik, yaşlılık ve malullük<br />

aylığı bağlanmış olanlardan,<br />

Kuruma başvurarak “Tarımsal Kesinti Muafiyet Belgesi” almış<br />

olanlardan, Satın alınan ürün bedellerinden tarımsal kesinti yapılmayacaktır.<br />

IV. KESİNTİ ORANI<br />

Kesinti yapmakla yükümlü olan gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal<br />

faaliyette bulunanlardan satın aldıkları ürün bedelinin brüt tutarı<br />

üzerinden prim borçlarına mahsuben ve borç tutarını geçmemek<br />

şartıyla 01.01.2014 tarihine kadar %1, bu tarihten sonra<br />

%2 oranında kesinti yapmak zorundadırlar.<br />

V. SATTIKLARI ÜRÜN BEDELİNDEN<br />

KESİNTİ YAPILACAK OLANLAR<br />

Kendi adına tarım işi ile uğraşıp sigortalı olarak tescil edilmiş<br />

olanların prim borçlarının olup olmadığı Sosyal Güvenlik Kurumu<br />

tarafından hazırlanan program aracılığı ile sorgulanacak,<br />

prim borçlarının olması halinde sattıkları ürün bedeli üzerinden<br />

prim borcunu geçmeyecek şekilde kesinti yapılacaktır.<br />

VI. KESİNTİ YAPACAK OLANLARA<br />

ŞİFRE VERİLMESİ<br />

Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kesinti yapacakların kesinti<br />

miktarını gönderebilmeleri için e-kesinti programı hazırlanmış<br />

olup, 30.09.2013 tarihine kadar bağlı bulundukları Sosyal Güvenlik<br />

Kurumu İl Müdürlükleri veya Merkez Müdürlükleri’ne<br />

müracaat ederek şifrelerini almaları gerekmektedir.<br />

Tarımsal ürün satın alan gerçek ve tüzel kişilerin bir ay içinde<br />

yaptıkları kesintilere ait kesinti bildirim listelerini takip eden<br />

ayın son iş gününe kadar Sosyal Güvenlik Kurumu’na göndermeleri<br />

ayrıca kurum hesaplarına yaptıkları belgelerin fotokopilerini<br />

de eklemeleri gerekmektedir.<br />

30.09.2013 tarihinden sonra kağıt ortamında kesinti belgesi<br />

gönderilmeyeceğinden, kurumun genelgeyi geç yayımlaması,<br />

kurum personelinin bu iş için yeterli eğitimi almakta gecikmesi,<br />

kesinti yapacak tüzel ve gerçek kişilerin yeteri kadar bilgilendirilmemiş<br />

olması nedenleriyle şifre alma süresinin makul bir<br />

süre ötelenmesi uygun olacaktır.<br />

Bilanço<br />

63<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


mevzuat<br />

Sahte Belge<br />

Düzenlemesinde<br />

Teminat Uygulaması<br />

GİRİŞ<br />

Ülkemizde kayıt dışı ekonomiyle mücadele etmek ve vergi sistemini daha sağlıklı<br />

zemine oturtmak için atılan önemli adımlardan biri de sahte belge düzenlenmesine<br />

engel olmaktır. Çünkü sahte belge düzenleyenler, bu fiilleriyle gerçekte var<br />

olmayan bir ekonomik muameleyi var gibi göstererek büyük çapta vergi kayıp ve<br />

kaçağına neden olmaktadırlar.<br />

Sahte belge düzenlediği tespit edilen kişiler hakkında bir taraftan Vergi Usül<br />

Kanunu’nda (VUK) öngörülen yaptırımlar uygulanırken, diğer taraftan bunlar başka<br />

bir faaliyet için vergi mükellefi olabilmekte ve yine benzer girişimlerde bulunabilmektedirler.<br />

Kötü niyetli kişilerin aynı kanun dışı fiilleri işlemek suretiyle telafisi<br />

güç zarar vermelerine engel olmak amacıyla 11.04.2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi<br />

Gazete’de yayımlanan 6455 sayılı Kanun ile teminat uygulaması getirilmiştir.<br />

Bu yazımızda sahte belge düzenlenmesinde teminat uygulaması hakkında bilgi<br />

verilecektir.<br />

Doç. Dr. Adnan GERÇEK<br />

U.Ü.İ.İ.B.F Maliye Bölümü Öğretim Üyesi<br />

agercek@uludag.edu.tr<br />

A. SAHTE BELGENİN DÜZENLENMESİ VE NİTELİĞİ<br />

1. Sahte Belgenin Tanımı ve Özellikleri<br />

Sahte belge “gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi<br />

düzenlenen belge” şeklinde tanımlanmıştır (VUK, md. 359). Yani hiçbir ekonomik<br />

faaliyette bulunulmamasına rağmen (mal veya hizmet hareketi olmaksızın) sanki<br />

öyle bir faaliyette bulunulmuş gibi düzenlenen belge, sahte belge sayılmaktadır.<br />

Uygulamada sahte belgeye “naylon fatura” adı verilmektedir. Piyasada özellikle<br />

bu amaçlarla paravan firmaların kurulduğu bilinmektedir. Bunlar çoğu zaman,<br />

gerçekte hiçbir faaliyet yapmamak üzere kağıt üzerinde kurulan (tabeladan ibaret)<br />

işletmeler şeklinde faaliyette bulunurlar. Asıl amaçları gerçek faaliyet yapmak gibi<br />

görünürse de esasında sahte belge düzenleyerek komisyon karşılığı bunları satmaktadırlar.<br />

Sahte belge tanımına Kanun’da olduğu gibi sadece olayın gerçek olup olmadığı yönünden<br />

bakıldığında uygulamada bir takım sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Sahte<br />

belge kavramı, olayın gerçek olup olmadığı yönünün yanı sıra, belgenin niteliği<br />

yönünden de incelenmelidir. Yani, sahte belge tanımı, belgelerin şekil şartlarına ve<br />

kamu otoritesince belirlenmiş kurallara aykırılığı yönünü de kapsamalıdır (Yurtsever,<br />

2009: 143).<br />

Bir belgenin şekil şartlarını taşımasına rağmen içeriğinin incelenmesi sonucunda,<br />

belge muhteviyatının mal veya hizmetin gerçek durumunu yansıtmadığı, böyle<br />

bir mal veya hizmetin alım satıma konu edilmediği anlaşılırsa da sahte belgeden<br />

söz edilmektedir. Danıştay vermiş olduğu bir kararda (Dnş. VDDGK, 27.10.2000,<br />

E: 2000/176, K: 2000/350); alış belgelerinin gerçeği yansıtmadığı tespit edilen<br />

yükümlünün düzenlediği faturaların da gerçek olduğu kabul edilemeyeceğinden<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

64<br />

B<br />

Bilanço


komisyon karşılığı düzenlendiğinin kabulü ile yapılan cezalı<br />

tarhiyatta yasaya aykırılık bulmamıştır.<br />

Sahtelik, belgelerin asıl veya suretlerinde yapılabilir. Bir<br />

başka deyişle sahteciliğin belgelerin asıl veya suretlerinde<br />

yapılması arasında fark yoktur. Sahte belgede aldatıcılık niteliği<br />

aranır. İlk bakışta gerçek olmadığı anlaşılan bir belge,<br />

sahte belge sayılmaz. Diğer taraftan belgede sahtecilik kısmen<br />

veya tamamen yapılabilir. Tam sahtecilik gerçekte olmayan<br />

bir vergi olayının varmış gibi belgeye yansıtılmasıdır.<br />

Kısmen sahtecilikten ise gerçeği tam olarak yansıtmayan,<br />

var olan bir ilişkiyle ilgili düzenlenen belgenin bazı yerlerinde<br />

gerçekte var olmayan ibarelerin yer alması, yani gerçek<br />

ve gerçek olmayan muamele ve durumların aynı belgeye<br />

yansıtılması anlaşılmalıdır (Yiğit, 2004: 147).<br />

2. Sahte Belge Düzenlenmesi Fiili<br />

Sahte belge düzenleme fiili, çoğu zaman sahte belge ticareti<br />

yaparak düzenledikleri her bir belge üzerinden komisyon<br />

geliri elde etmek amacıyla mükellefiyet tesis ettirenlerce işlenmektedir.<br />

Ayrıca gayrifaal hale gelmiş ancak mükellefiyet<br />

kaydı bulunan şirketlerin ortaklarından devralınması suretiyle<br />

paravan şirketler meydana getirildiği ve bu şirketlerin<br />

yoğun bir şekilde sahte belge düzenleme faaliyetinde bulundukları<br />

görülmektedir. Bu oluşumlardan komisyon karşılığı<br />

aldıkları sahte belgeleri kullananlar ise sahte belgeleri gider<br />

olarak kayıtlarına intikal ettirerek gelir veya kurumlar vergisi<br />

matrahlarını aşındırmakta veya haksız katma değer vergisi<br />

iadesi alarak büyük çapta vergi kayıp ve kaçağına sebep olmaktadırlar<br />

(6455 Sayılı Kanun Madde 1 gerekçesi).<br />

Bir belgeyi sahte yapan, düzenlenen belge üzerinde yansıtılan<br />

ekonomik ilişkinin aslında bulunmamasıdır. Bu hususun<br />

ispatı çok kolay olmadığından, ancak bazı göstergelere<br />

bakılarak bu kanaate ulaşılmaktadır. Örneğin, bir firmanın<br />

işyerinin adresinde bulunmaması, hiç sigortalı işçi çalıştırmaması<br />

veya yapılan işle ilgili orantılı işçi çalıştırmaması,<br />

tahsilat veya ödemelerin banka aracılığıyla yapıldığının<br />

tevsik edilememesi, düzenlenen belgelerdeki miktarlarla<br />

uyumlu sermaye ve kapasite bulunmaması, bir işletmeye<br />

ait elektrik, su ve telefon giderlerinin olmaması, bir hafriyat<br />

firmasının kamyonları için akaryakıt alımının görülmemesi<br />

gibi durumlar, düzenlenen faturanın sahte olduğu kanaatine<br />

varılmasında önemli karinelerdir (Şenyüz, 2012: 97-98).<br />

Gerçek mal veya hizmet satın alınmasına rağmen başka bir<br />

mükellefin faturasının verilmesi halinde de, bu belge gerçek<br />

işlemi yansıtmadığından sahte belge olarak kabul edilmektedir<br />

(Kızılot-Kızılot, 2010: 555). Ayrıca mükellefin işini terk<br />

ettikten sonra kesilen ya da kaybettiği için başkası tarafından<br />

düzenlenen fatura da sahte fatura niteliğindedir. Çünkü<br />

burada da gerçek mal ve hizmet alışverişi yoktur (Güçlü,<br />

2011: 36).<br />

B<br />

Bilanço<br />

65<br />

B. SAHTE BELGE DÜZENLENMESİ<br />

HALİNDE TEMİNAT UYGULAMASI<br />

Sahte belge düzenlediği tespit edilen kişilerin bu girişimlerine<br />

devam etmelerini engellemek amacıyla; tekrar işe<br />

başlamaları veya başka işletmeleri devralmaları, sahte belge<br />

düzenledikleri vergi inceleme raporu ile tespit edilmesi<br />

ve bu durumlarının kesinleşmesi veya meslek mensupları<br />

tarafından sahte belge düzenlenmesine iştirak edilmesi hallerinde<br />

teminat uygulaması getirilmiştir (VUK, md. 153/A).<br />

1. Sahte Belge Düzenleyenlerin Tekrar İşe<br />

Başlaması veya Devralması Halinde Teminat<br />

Uygulaması<br />

VUK’un 153/A. maddesinin birinci fıkrasına göre başkaca<br />

bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde, yalnızca<br />

sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin<br />

vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor<br />

ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek<br />

görülmediğinin raporda belirtilmesi üzerine, işi bırakmış<br />

addolunan ve mükellefiyet kayıtları vergi dairesince terkin<br />

edilenlerden;<br />

- Serbest meslek erbabının,<br />

- Şahıs işletmelerinde işletme sahibinin,<br />

- Adi ortaklıklarda ortaklardan her birinin,<br />

- Ticaret şirketlerinde; şirketin kanuni temsilcilerinin, yönetim<br />

kurulu üyelerinin, şirket sermayesinin asgari %10’una<br />

sahip olan gerçek veya tüzel kişilerin ya da bunların asgari<br />

%10 ortağı olduğu veya yönetiminde bulundukları teşebbüslerin,<br />

- Tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlerin<br />

veya<br />

- Düzenlenen raporda fiillerin işlenmesinde bilfiil bulundukları<br />

tespit edilenlerin,<br />

işe başlama bildiriminde bulunması halinde, bunlar adına<br />

mükellefiyet tesis edilebilmesi için aşağıdaki iki şartın yerine<br />

getirilmesi istenmektedir.<br />

• İşe başlama bildiriminde bulunanların ve mükellefiyeti terkin<br />

edilenlerin tüm vergi borçlarının ödenmiş olması;<br />

• AATUHK’nın 10. maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve<br />

(3) numaralı bentlerinde sayılan para, süresiz teminat mektubu<br />

veya devlet iç borçlanma senetleri türünden teminat<br />

verilmiş olması.<br />

Teminat tutarı 75.000 TL olarak belirlenmekle birlikte, teminat<br />

vermekle zorunlu tutulanlar nezdinde düzenlenen “Vergi<br />

İnceleme Raporları”nda, bu kişilerce düzenlendiği tespit<br />

edilen sahte belgelerde yer alan toplam tutarın %10’undan<br />

az da olmayacaktır. Bu bakımdan, her iki tutar mukayese<br />

edilecek ve büyük olan tutar kadar teminat istenecektir.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


mevzuat<br />

Diğer taraftan mükellefiyeti bulunan adi ortaklık, ticaret<br />

şirketleri ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin kanuni temsilcisi,<br />

yönetim kurulu üyesi, idarecisi, asgari %10 ortağı<br />

olması, bunları devralması, kısmen veya tamamen bunlara<br />

devrolunması halinde, durumun vergi dairesinin bilgisine<br />

girdiği tarihten itibaren bir ay içinde teminata ilişkin şartların<br />

yerine getirilmesi bu kişilerden yazılı olarak istenmektedir.<br />

Ayrıca, otuz gün olarak verilen süre içerisinde bu kişiler<br />

hukuki statülerine son verirlerse teminat gösterme yükümlülüğünden<br />

kurtulmuş olmaktadırlar. Statülerine son vermezlerse<br />

ve teminatı göstermezlerse teminat tutarı adlarına<br />

teminat alacağı olarak tahakkuk ettirilmekte ve bu alacak<br />

vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanun hükümlerine<br />

göre takip ve tahsil edilmektedir. Ayrıca bu kişiler teminat<br />

göstermiş veya göstermemiş olsun, birinci fıkrada sayılanların<br />

teminat isteme tarihi itibarıyla tahakkuk etmiş tüm<br />

vergi borçlarından da müteselsil sorumlu olmaktadırlar.<br />

Söz konusu kişiler, hukuki statülerini, verilen sürede sona<br />

erdirmeleri halinde tahakkuk etmiş borçlardan müteselsil<br />

sorumlu olmalarından bahsedilemeyeceği tabiidir.<br />

2. Sahte Belge Düzenleyenlerin Bu<br />

Durumu Kesinleşmesi Halinde<br />

Teminat Uygulaması<br />

Teminat istenen ikinci grup mükellefler ise yürütmüş oldukları<br />

faaliyetleri sırasında sahte belge düzenledikleri vergi inceleme<br />

raporu ile tespit edilen ve bu durumları kesinleşenlerdir.<br />

Sahte belge düzenleme fiili bir tüzel kişilik bünyesinde<br />

işlenmişse teminat bu fiili işleyen gerçek kişiden değil, tüzel<br />

kişilikten istenmektedir. Bu mükellefler hakkındaki tespitin<br />

kendileri hakkında yürütülen inceleme neticesinde düzenlenen<br />

raporda yapılmış olması gerekmektedir. Dolayısıyla<br />

mükellef nezdinde vergi incelemesi yapılmadan ve bunun<br />

sonucunda bir vergi inceleme raporu ile sahte belge düzenlendiği<br />

somut olarak tespit edilmeden, vergi dairesi tarafından<br />

kendiliğinden teminat istenmesi mümkün değildir (Bkz.<br />

Dnş. 4. D., 28.12.2004, E: 2004/1483, K: 2004/2632).<br />

Ayrıca, sahte belge düzenlendiğine ilişkin vergi inceleme raporu<br />

bulunması teminat istenmesi için tek başına yeterli olmayıp,<br />

tarh edilen vergi ve cezaların ihtilafsız olarak veya ihtilaf<br />

sonucunda yargı mercileri nezdinde kesinleşmiş olması<br />

da gerekmektedir. Vergi hukukunda kesinleşme, mükellefin<br />

dava yoluna gitmemesi veya dava yoluna gitmişse ülkemizdeki<br />

kanun yollarının tüketilmesi anlamına gelmektedir.<br />

Vergi ve cezanın yargı mercilerine götürülmesi halinde kesinleşme,<br />

temyiz aşamasında verilen bozma kararı üzerine,<br />

karar düzeltme isteminin reddedilmesi üzerine gerçekleşmektedir<br />

(Dnş. İBK, 02.07.2012, E: 2009/1, K: 2012/2).<br />

Ancak sahte belge düzenlenmesi halinde iki ayrı yargılama<br />

yapılmaktadır. Bunlardan birincisi vergi ziyaı cezası ile ilgili<br />

vergi mahkemesi ve Danıştay’da yürütülen yargılamadır.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

66<br />

İkincisi ise vergi kaçakçılığı suçu nedeniyle ceza mahkemesi<br />

ve Yargıtay’da yürütülen yargılamadır. Dolayısıyla kesinleşmede<br />

hangi yargılamanın sonuçlanmasının aranacağı belli<br />

değildir. Ayrıca yargılamanın biri mükellef lehine, diğeri de<br />

idare lehine sonuçlanırsa ne olacağı belirsizdir. Kanaatimizce<br />

düzenlenen bir belgenin sahte olup olmadığını belirlemede<br />

uzman mahkemenin ceza mahkemesi olduğu dikkate<br />

alınırsa, buradaki yargılamanın sonucunun esas alınması<br />

daha doğru olacaktır. Ancak bu konudaki tereddütlerin giderilmesi<br />

için açıklayıcı bir düzenlemenin yapılmasında yarar<br />

vardır.<br />

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşıldığı gibi, mükellefler<br />

hakkında sahte belge düzenlediği gerekçesiyle teminat uygulamasına<br />

gidilebilmesi için her iki ön şartın da tamamlanması<br />

gerekmektedir.<br />

Sahte belge düzenleme fiilinin kesinleştiği bilgisini öğrendiği<br />

tarihten itibaren 1 ay içinde AATUHK’nın 10. maddesinin<br />

birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde<br />

sayılan türden 75.000 TL’den ve düzenlenmiş olan sahte<br />

belgelerde yer alan toplam tutarın %10’undan az olmamak<br />

üzere yazıyla 30 gün içinde teminat göstermesi istenmektedir.<br />

Verilen sürede şartların yerine getirilmemesi halinde,<br />

istenilen teminat tutarı bu sürenin son günü vade tarihi olarak<br />

kabul edilmek suretiyle mükellef adına teminat alacağı<br />

olarak tahakkuk ettirilmektedir. Tahakkuk ettirilen teminat<br />

alacağı, mükelleften gecikme zammı uygulanarak takip ve<br />

tahsil edilmektedir.<br />

3. Sahte Belge Düzenlenmesine İştirak<br />

Eden Meslek Mensuplarına Teminat Uygulaması<br />

Teminat istenilen mükelleflere 3568 sayılı Kanun kapsamında<br />

hizmet vermekte olan meslek mensupları hakkında da<br />

bazı tedbirler uygulanmaktadır. Serbest muhasebeci mali<br />

müşavirler ile yeminli mali müşavirlerden yalnızca sahte<br />

belge düzenlemek amacıyla faaliyette bulundukları vergi<br />

incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporlar ile sabit<br />

bulunan ve mükellefiyeti terkin edilenlerin, bu fiillerine<br />

iştirak ettikleri yine inceleme raporuyla tespit edilenler ve<br />

bu durumu dava yollarının tükenmesi sonucu kesinleşenler<br />

hakkında üç yıl süreyle geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma<br />

cezası uygulanmaktadır. Bu cezanın uygulanmasında<br />

3568 Sayılı Kanun’da yer alan usuller tatbik edilmektedir.<br />

Yalnızca sahte belge düzenlemek için faaliyete başlayıp mükellefiyeti<br />

terkin edilenlerin yanı sıra, normal ticari faaliyetlerini<br />

devam ederken sahte belge düzenleme fiilini de işledikleri<br />

vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporla<br />

tespit edilenlerin, bu fiillerine iştirak ettiği inceleme raporu<br />

ile tespit edilen ve bu durumu kesinleşen meslek mensuplarından<br />

da teminat istenmektedir. İştirake bağlı kesinleşmede<br />

de vergi yargılaması mı, yoksa ceza yargılaması sonucunun<br />

mu esas alınacağı belli değildir. Ayrıca yargılamalardan<br />

biri mükellef lehine, diğeri de idare lehine sonuçlanırsa ne<br />

Bilanço<br />

B


B<br />

olacağı belirsizdir. İştirakin esas itibariyle ceza hukukunun<br />

bir müessesesi olduğu dikkate alınırsa, ceza yargılamasının<br />

sonucunun öncelikli olarak dikkate alınması daha doğru<br />

olacaktır. Ancak bu konudaki tereddütlerin de giderilmesi<br />

için açıklayıcı bir düzenlemenin yapılmasında yarar vardır.<br />

Mesleki faaliyetinden üç yıl süreyle geçici olarak alıkoyulan<br />

meslek mensuplarının, bu süre sonunda tekrar faaliyete<br />

başlamak istemeleri halinde kendilerinden bir ay içinde,<br />

75.000 TL’den ve düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer<br />

alan toplam tutarın %10’undan az olmamak üzere yazıyla<br />

teminat istenmektedir. Verilen sürede teminatın gösterilmemesi<br />

halinde, tahakkuk ettirilen teminat alacağı, gecikme<br />

zammı uygulanarak takip ve tahsil edilmektedir.<br />

4. Teminat Uygulanmasının Usül ve<br />

Esasları<br />

Sahte belge düzenlenmesi halinde istenecek teminat tutarı;<br />

düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan tutarların<br />

toplamı, faaliyet alanı, mükellefin hukuki statüsü, faaliyette<br />

bulunulan il veya bölge, vergi borcu toplamı, fiilin tekrar<br />

edip etmediği gibi kıstaslar esas alınarak Maliye Bakanlığı<br />

tarafından belirlenen usul ve esaslara göre, vergi dairesi<br />

müdürünün yazılı talebine istinaden defterdar ve/veya vergi<br />

dairesi başkanı tarafından belirlenmektedir.<br />

Teminat alınan mükelleflerin, teminatın alındığı tarihten<br />

sonra tahakkuk eden ve süresinde ödenmeyen vergi borçlarının<br />

tutarı alınan teminat tutarının %10’unu aşması halinde,<br />

teminat paraya çevrilerek mükellefin borçlarına mahsup<br />

edilmektedir. Bu durumda ayrıca mükelleften teminat tutarını<br />

tamamlaması istenmektedir. Teminatın tamamlanmaması<br />

halinde teminat alacağı gecikme zammı uygulanarak takip<br />

ve tahsil edilmektedir.<br />

Sahte belge düzenleyenlerin tekrar işe başlaması, bir işletmeyi<br />

devralması, bunların kanuni temsilcisi veya ortaklarının<br />

bu girişimlerde bulunması hallerinde; teminat alınmasını<br />

takip eden takvim yılının başından itibaren üç yıl içinde,<br />

sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanılması<br />

hariç VUK md. 359’da sayılan fiillerden herhangi birinin işlenmediğinin<br />

tespit edilmesi üzerine, başkaca vergi borcu<br />

bulunmaması kaydıyla alınmış olan teminatlar mükellefe<br />

iade edilmektedir.<br />

Sahte belge düzenleyenler ile bu fiile iştirak eden meslek<br />

mensuplarının durumunun kesinleşmesi halinde ise; teminat<br />

alınmasını takip eden takvim yılının başından itibaren<br />

beş yıl içinde sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge<br />

kullanılması hariç VUK md. 359’da sayılan fiillerden herhangi<br />

birinin işlendiğinin tespit edilmemesi durumunda alınmış<br />

olan teminat başkaca vergi borcu bulunmaması kaydıyla<br />

mükellefe iade edilmektedir.<br />

SONUÇ<br />

Görüldüğü gibi VUK md. 153/A’da düzenlenen teminat uygulamasına<br />

göre teminatın istenmesi sadece sahte belge<br />

düzenleme fiiline bağlanmış iken, teminatın iadesi sahte<br />

veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanılması hariç<br />

VUK md. 359’da sayılan fiillerden herhangi birinin işlenmediğinin<br />

tespitine bağlanmıştır. Kanaatimizce bu hüküm,<br />

sahte belge düzenlenmesi girişimlerini önlemek amacıyla<br />

getirilmiş olan teminat uygulamasını adeta mükellefleri cezalandırma<br />

aracına dönüştürmektedir. Çünkü teminatın istenmesi<br />

sadece sahte belge düzenlenmesi fiiline bağlanmış<br />

iken, teminatın iadesi için VUK md. 359’da yer alan diğer<br />

fiillerin de aranması ölçülülük ilkesine uygun değildir. Ayrıca,<br />

bu fiillerin varlığının tespitinin sadece idareye verilmiş<br />

olması ve bu durumun kesinleşmesinin aranmaması da<br />

idareye keyfi davranma imkânı verdiğinden hukuk devleti<br />

anlayışına aykırıdır. Birçok uyuşmazlığa yol açma ihtimali<br />

bulunan bu şekildeki düzenlemede bir değişiklik yapılarak,<br />

teminat iadesinin belirlenen süreler için sadece sahte belge<br />

düzenlenmemesi şartına bağlanmasında yarar vardır (Bkz.<br />

Gerçek, 2013: 56-65).<br />

YARARLANILAN KAYNAKLAR<br />

GERÇEK, Adnan, Türk Mali Hukukunda Teminat<br />

Kurumu, Seçkin Yayınları, Ankara, 2013.<br />

GÜÇLÜ, Faruk, Vergi Kaçakçılığı ve Uygulamaları,<br />

Detay Yayınları, Ankara, 2011.<br />

KIZILOT, Şükrü– Zuhal KIZILOT, Kaçakçılık Suçları<br />

ve Naylon Fatura İhtilafları, 3. b., Yaklaşım Yayıncılık,<br />

Ankara, 2010,<br />

ŞENYÜZ, Doğan, Vergi Ceza Hukuku, 6. B., Ekin<br />

Basım Yayın Dağıtım, Bursa, 2012.<br />

YİĞİT, Uğur, Vergi Kaçakçılığı Suçları ve Diğer<br />

Hürriyeti Bağlayıcı Vergi Suç ve Cezaları, Beta<br />

Yayınları, İstanbul, 2004.<br />

YURTSEVER, Hatice, “Kritik Kontrol Noktası Analiziyle<br />

Sahte Belge ve Yanıltıcı Belge Ayırımı”, Maliye<br />

Dergisi, S. 156, Ocak-Haziran 2009.<br />

6455 Sayılı Kanun madde 1 gerekçesi, http://www.<br />

tbmm.gov.tr/sirasayi/donem24/ yil01/ss437.pdf,<br />

(24.04.2013).<br />

6455 sayılı Kanun, 11.04.2013 tarih ve 28615 sayılı<br />

Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.<br />

Dnş. 4. D., 28.12.2004, E: 2004/1483, K:<br />

2004/2632.<br />

Dnş. İBK, 02.07.2012, E: 2009/1, K: 2012/2,<br />

26.02.2013 tarih ve 28571 sayılı Resmi Gazete.<br />

Dnş. VDDGK, 27.10.2000, E: 2000/176, K:<br />

2000/350.<br />

Yrg. 11. CD., 13.06.2001, E: 2001/6053, K:<br />

2001/6820.<br />

Bilanço<br />

67<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


mevzuat<br />

Mali Kârın Tespitinde<br />

Kanunen Kabul Edilen<br />

Giderlerden Ödeme Şartına Bağlı<br />

Olanlar ve Sebepleri<br />

Kendal DENİZ<br />

U.Ü.İ.İ.B.F Maliye Bölümü Öğrencisi<br />

kendaldeniz@gmail.com<br />

Niler HIZLITÜRK<br />

U.Ü.İ.İ.B.F Maliye Bölümü Öğrencisi<br />

nilerkendal@gmail.com<br />

GİRİŞ<br />

Gelir Vergisi Kanunu’nda gelir, “bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği<br />

kazanç ve iratların safi tutarı” şeklinde tanımlanmıştır. Ticari kazançlar açısından<br />

gelirin safi tutarına ulaşabilmek için Kanun’un 40. maddesinde sayılan giderlerin<br />

gayri safi tutardan indirilmesine izin verilmiştir. Ticari kazancın elde edilmesi ve<br />

sürekliliğinin sağlanmasına yönelik yapılan giderlerin indirilebilmesi için bazılarında<br />

tahakkuk esası yeterli görülmüş iken, bazılarında ise ödeme şartı getirilmiştir.<br />

Hangi giderlerin indirilmesinin tahakkuk esasına, hangilerinin ise ödeme esasına<br />

bağlandığının bilinmesi ve buna göre hareket edilmesi, mükelleflerin karşılaşabilecekleri<br />

sorunların önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.<br />

Bu çalışmada ticari kazancın tespiti açısından indirilecek giderlerde tahakkuk esası<br />

yeterli görülmeyip ödeme şartına bağlananların neler olduğu tespit edilmesi ve sebeplerinin<br />

ortaya konması amaçlanmıştır. Bu çerçevede çalışmada öncelikle ticari<br />

kazancın belirlenmesi ile ilgili açıklamalara yer verilecek, daha sonra ise giderleştirilmesi<br />

tahakkuka ve/veya ödeme şartına bağlı giderler belirlenecek ve bunlarda<br />

ödeme şartına bağlanmasının sebepleri açıklığa kavuşturulacaktır.<br />

I. TİCARİ KAZANÇ VE BELİRLENMESİ<br />

A. TİCARİ KAZANCIN UNSURLARI<br />

Ticari kazançlar Gelir Vergisi Kanunu’nda sayılan yedi gelir unsurundan biridir.<br />

Bahsedilen kanunun 37. maddesinde ticari kazanç, her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden<br />

doğan kazançlar olarak belirtilmekle birlikte ticari ve sınaî faaliyetlerin ne<br />

olduğu konusunda bir açıklama veya tanımlamaya yer verilmemiştir. Bu nedenle<br />

kazancın sınırlarını tam olarak belirlemek pratikte çeşitli güçlükler ortaya çıkartır.<br />

Ancak bu güçlüğe rağmen ticari kazancın vergilendirilebilmesi için anılan ticari<br />

ve sınaî faaliyetlerin kapsamının ne olduğunun açıklıkla ortaya konmasına ihtiyaç<br />

duyulur.<br />

Ticari faaliyet, emek ve sermaye unsurlarının birlikte kullanılarak devamlı bir organizasyona<br />

dayanan, zirai kazanç ve serbest meslek kazançlarının dışındaki, tüm<br />

faaliyetler iken; sınaî faaliyet imalat, üretim işleri şeklindeki faaliyetler olarak ortaya<br />

konabilir. Bu nitelikteki ticari ve sınaî faaliyetler sonucu ortaya çıkan gelirler ticari<br />

kazanç olmaktadır.<br />

B. TİCARİ KAZANÇLARDA ELDE ETME KAVRAMI<br />

Gelir vergisinde gelirin elde edilmesi bazı kazançlar bakımından tahsil esasına, bazılarında<br />

ise hem tahsil hem tahakkuk esasına bağlanmıştır. Ticari kazançların elde<br />

edilmesi tahsil yanında tahakkuk esasına da bağlanmıştır. Tahsil esasında mükellef<br />

gelirini nakden veya aynen elde etmektedir. Nakden elde etme, elden ödeme şeklinde<br />

olabileceği gibi örneğin bankadaki hesaba para yatırılması şeklinde hesaben<br />

de olabilir. Tahakkuk esasında gelirin elde edilmiş sayılması için, bunun belge veya<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

68<br />

B<br />

Bilanço


B<br />

kayıtlarda yer alması ve alacağın miktarı konusunda taraflar<br />

arasında bir ihtilaf bulunmaması yeterli görülmektedir.<br />

Hâsılatların elde edilmesi bakımından yukarıdaki kurallar<br />

geçerliyken cevaplandırılması gereken sorulardan biri de<br />

giderlerin ödenmesi ve tahakkuku meselesidir. Giderlerin<br />

tahakkuku süreç bakımından ödemeden daha önce gelen<br />

bir hukuki durumu ifade eder. Bir başka deyişle her ödeme<br />

içinde tahakkuku barındırırken her tahakkuk ödeme anlamına<br />

gelmez.<br />

Tahsil ve tahakkuk esasının ilişkinin bir tarafı bakımından<br />

geliri ortaya çıkarması söz konusuyken aynı durumların<br />

karşı taraf için ne anlam ifade etmesi gerektiği üzerinde durulması<br />

gereken bir husustur. Esasen bir taraf için gelir olan<br />

şeyin diğer taraf için gider olması akla uygundur. TTK’ya<br />

göre kazancın bulunmasında bu prensip geçerlidir. Ancak<br />

gelir vergisinde ticari kazancın tespiti bakımından giderlerin<br />

bazıları ödeme şartına bağlanmışken bazıları için tahakkuk<br />

şartı yeterli görülmüştür. Nitekim ticari kazançlar belirlenirken<br />

giderleştirmede tahakkuk esası genel bir uygulama<br />

hükmü olmakla birlikte bazı giderler bakımından ödeme<br />

esası yani fiilen ödenmiş olması benimsenmiştir.<br />

Ticari kazancın tespitinde bazı giderler ödenseler bile kanunen<br />

kabul edilmezler. Ancak, bizim ele almaya çalıştığımız<br />

konu kanunen kabul edilmeyen giderlerle ilgili değildir.<br />

Bizim konumuz kanunen kabul edilen giderlerden tahakkuk<br />

etmesi yeterli görülmeyip ödeme şartına bağlanmış olanların<br />

açıklanmasıdır. Bir başka deyişle neden bazı giderler için<br />

sadece ödeme halinde gider yazılabileceğidir.<br />

C. TİCARİ KAZANÇLARDA SAFİ TUTAR<br />

KAVRAMI<br />

Geliri tanımlayan Gelir Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde,<br />

“Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç<br />

ve iratların safi tutarıdır” denmiştir. Bu tanımlamada<br />

üzerinde durulması gereken kavram safi tutar kavramıdır.<br />

Kanunda safi tutar kavramına ulaşma bakımından bazı durumlarda<br />

gerçek, bazı durumlarda götürü usule yer verilmiştir.<br />

Gerçek safi tutar, gerçek gayri safi tutardan gerçek giderlerin<br />

indirilmesiyle bulunan tutarı ifade eder. Götürü safi tutar<br />

kavramı ise giderin veya gelirin götürü olduğu durumu ifade<br />

eder. Açıklamalardan anlaşıldığı üzere bazı gelirler bakımından<br />

gerçek, bazıları bakımından götürü gider veya götürü<br />

gelir yöntemleri kullanılarak safi tutara ulaşılmaktadır. Götürü<br />

yöntemler gerçek safi tutarın bulunmasının istisnalarını<br />

oluşturur.<br />

Gerçek safi tutarın tespitinin muhasebe kayıtları üzerinden<br />

bulunması kanun gereğidir. Safi kazancın tespitinde gayri<br />

safi tutardan bazı giderlerin indirilmesine izin verilirken bazı<br />

giderlerin indirilmesine izin verilmemiştir. Kazancın tespitinde<br />

indirilmesine izin verilmeyenlerin kanunen kabul edilmeyen<br />

gider olarak dikkate alınarak muhasebeleştirileceği<br />

açıktır.<br />

İndirilmesine izin verilen (kanunen kabul edilen) giderlerden<br />

bazılarının giderleştirilmesinin ödeme şartına bağlanması,<br />

bizi giderler konusunda “ödemeye bağlı giderler” ile “tahakkuka<br />

bağlı giderler” seklinde sınıflandırmaya götürmektedir.<br />

II. GİDERLEŞTİRİLMESİ TAHAKKUK<br />

VE/VEYA ÖDEMEYE BAĞLI GİDERLER<br />

İşletmenin sattığı mal ve hizmetleri için yaptığı kanunen<br />

kabul edilen giderler (GVK. m.40), kazancın tespit edilmesi<br />

sırasında indirilmesi bakımından aşağıdaki şekliyle ayırıma<br />

tabi tutulabilir. Aşağıda sayılan giderlerin içeriklerini ayrı<br />

ayrı açıklama gereği duyulmamıştır (Bıyık – Kıratlı, 2007).<br />

A. TAHAKKUKA BAĞLI GİDERLER<br />

Aşağıda yer alan kanunen kabul edilen giderlerin, giderleştirilmesi<br />

konusunda tahakkuk esası yeterli görülmüştür.<br />

• Taşıtların Giderleri,<br />

• Amortismanlar,<br />

• Sosyal Giderler,<br />

• Tedavi ve İlaç Giderleri,<br />

• Katma Değer Vergisi Kanunu’na Göre İndirilmeyen KDV,<br />

• Ticari Kazancın Elde Edilmesi ve Sürekliliğinin Sağlanması<br />

İçin Yapılan,<br />

• Genel Giderler,<br />

• Giyim Giderleri,<br />

• İşletme İle İlgili Bazı Vergi Resim ve Harçlar (Harç ve resimler,<br />

hukuki yapıları gereği ödenmeden ilgili kişilerin hizmetten<br />

yararlanmaları söz konusu olmadığından, bunların<br />

gider yazılması ödeme şartına bağlıdır).<br />

Yukarıda sayılan giderlerden işletme ile ilgili vergiler bakımından<br />

şu açıklamaların yapılmasında yarar görülmüştür.<br />

İşletme ile ilgili vergi resim ve harçların giderleştirilmesinin<br />

ödenme şartına bağlandığı ilk izlenim olarak söylenebilirse<br />

de öncelikle “işletme ile ilgili” kavramın ne olduğunu belirlemekte<br />

yarar vardır. İşletme ile ilgili olmak kavramından, işletmenin<br />

faaliyetini sürdürmesi bakımından kanuni yükümlülük<br />

olarak doğan vergi, resim ve harçlar anlaşılmalıdır. Bu<br />

kapsamdaki vergilerden bazıları kanunen kabul edilmeyen<br />

vergilerdir. (Örneğin; KVK, 11/d, KDV m.30 ve 58, ÖİV<br />

m.39, ŞOV m.40, MTV m.14/I ve IV sayılı tarife)<br />

Bilanço<br />

69<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


mevzuat<br />

Bu vergilerden bazıları ise kanunen kabul edilen vergilerdir.<br />

Kanunen kabul edilen vergilerin bazıları için ödeme=alınma<br />

şartı aranırken (MTV m.14/II ve bazıları için araçlar bakımından<br />

IV sayılı tarife) bazıları için (örneğin emlak vergisi)<br />

ödeme şartının arandığına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla<br />

birlikte gider yazmanın önünde herhangi bir engel<br />

görülmemektedir. Kanaatimizce kanunlarda ödenme şartına<br />

bağlanmış vergiler dışında kalanlar için ödeme şartı<br />

öngörüldüğü söylenemeyeceğinden bahisle gider yazmada<br />

tahakkuk esası yeterli görülmelidir. Çünkü vergi hukukunun<br />

en önemli anayasal ilkelerinden biri vergi yükü üzerinde etkili<br />

olan düzenlemelerin kanunlara dayanmasını ifade eden<br />

“kanunilik ilkesi”dir. Bu ilke vergi yükü üzerinde etkili olacak<br />

hiç bir düzenlemenin kanunlar dışında yapılmasına izin<br />

vermediği gibi yorumlarda da bu sınır aşılmamalıdır. Eğer,<br />

giderleştirilmesine izin verilen bir verginin gider yazılması<br />

ödeme şartına bağlanmamışsa tahakkuku yeterlidir. Aksi<br />

halde tahakkuk esasına bağlı bir verginin gider yazılmasında<br />

ödeme şartının aranması şeklinde yapılan uygulamalar vergi<br />

yükünü değiştireceğinden kanunilik ilkesi çiğnenmiş olur.<br />

B. ÖDEMEYE BAĞLI OLAN GİDERLER<br />

Aşağıda yer alan kanunen kabul edilen giderlerin, giderleştirilmesi<br />

konusunda tahakkuk esası yeterli görülmemiş, özel<br />

şekilde ödeme şartı getirilmiştir.<br />

• Sosyal Güvenlik Primleri<br />

- İşverenin kendisine ait sosyal güvenlik primleri<br />

- Çalışanların ücretinden hesaplanan işverene ait sosyal güvenlik<br />

primleri (işveren hissesi)<br />

- Çalışanların ücretinden hesaplanan işçiye ait sosyal güvenlik<br />

kesenekleri (işçi hissesi)<br />

• Bireysel Emeklilik Sistemine Ücretliler Adına Ödenen Katkı<br />

Payı<br />

• Ödenen Zarar, Ziyan ve Tazminatlar<br />

• Ödenen İşsizlik Sigortası Primi<br />

• İşverenlerce İşveren Sendikasına Ödenen Aidatlar<br />

• Gıda Bankalarına Bağışlanan Malların Maliyet Bedeli<br />

• İşletme İle İlgili Bazı Vergi Resim ve Harçlar<br />

Ödemeye bağlı giderlerden bazılarının taşıdığı farklı özellikler<br />

nedeniyle özel değerlendirmeler yapılması ihtiyacı<br />

ortaya çıkmaktadır. Bunlardan biri gıda bankalarına bağışlanan<br />

malların maliyet bedelidir. Bu gider kalemiyle ilgili şu<br />

açıklamalar yapılabilir. Gıda bankalarına bağışlanan malların<br />

giderleştirilmesinde kanun giderin maliyet bedeli üzerinden<br />

hesaplanması ve malların gıda bankası olarak nitelendirilen<br />

kuruma bağışlanması dışında bir sınır getirilmemiştir. Bir<br />

başka ifadeyle giderleştirmede konumuz bakımından tahakkuk<br />

ve ödeme kavramları kullanılmamıştır.<br />

Bağışlamanın işletmeler için bir gider vasfı yoktur. Bu<br />

bakımdan bağışların giderler içinde yer alması isabetsiz<br />

olmuştur. Anılan bağışların gelirden indirim kısmındaki<br />

bağışlar kapsamında ele alınmasının daha doğru olacağı<br />

kanaatindeyiz. Mevcut haliyle yapılan bağışlamanın özel<br />

hukuktaki “elden bağışlama” ve “bağışlama sözü” şekilleri<br />

içinde ele alınıp değerlendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.<br />

Elden bağışlama bağışlayanın bir edimini bağışlanana<br />

teslim etmesiyle gerçekleşen, bağışlama sözü ise bağışlayan<br />

tarafı sadece borç altına sokan bir hukuki durumu ifade<br />

eder. Bağışlama sözüyle bağışlayan mülkiyetin geçmesini<br />

daha sonraki zamanda gerçekleştirir (Şenyüz, 2012).<br />

Gelir Vergisi Kanunu’ndaki ifade “bağışlama” olduğuna göre<br />

gider yazılabilmek bakımından “elden bağışlama” şeklinin<br />

arandığını söyleyebiliriz. Bu haliyle bağışlama sözü vermek<br />

tahakkuk esası ile özdeşleştirebilirken, malvarlığından çıkmayı<br />

içeren elden bağışlama ile ifade edilen hal ödeme ile<br />

özleştirilebilir. Bu açıklamalardan hareketle gıda bankalarına<br />

bağışlanan malların maliyet bedellerinin elden yani fiilen bağışlamayı<br />

ifade ettiği dolayısıyla da gider kaleminin ödemeye<br />

bağlandığı kanısındayız.<br />

III. ÖDEME ŞARTINA BAĞLANAN<br />

GİDERLERİN BU ŞARTA<br />

BAĞLANMASININ TEORİK SEBEPLERİ<br />

Giderlerden bazılarını ödeme şartına bağlanmasının sebebi<br />

kısaca bunların diğerlerinden farklılık taşıması olarak ifade<br />

edilebilirse de bazı giderler bakımından haklı sebepleri aşağıdaki<br />

başlıklar altında ele almak mümkündür.<br />

A. ÖDEME YAPILANIN VERGİ<br />

MÜKELLEFİ OLMAMASI<br />

Sosyal güvenlik primleri, işsizlik sigortası primi, işveren<br />

sendikasına ödenen aidatlar, işletme ile ilgili bazı vergi<br />

resim ve harçların gider yazılması için ödenmeleri şarttır.<br />

Tahakkuk ettiklerinde gider yazılamazlar. Çünkü adı geçen<br />

ödemelerin yapıldığı kurumlar genel olarak devlet kurumu<br />

olup, elde ettikleri gelirlerinden dolayı vergi mükellefi yazılmalarına<br />

rağmen karşı taraf bakımından vergi matrahına<br />

girmediği için sonuçta vergi matrahının aşınmasından<br />

başka bir mali sonuç ortaya çıkmaz. Danıştay verdiği bir<br />

kararında aynı yönde görüş ortaya koymuştur (Dnş. İBK,<br />

23.01.1992, E:1990/3, K:1992/1).<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

70<br />

B<br />

Bilanço


B<br />

Mükellefin belirtilen giderleri fiilen ödemiş olması ise aşınmayı<br />

önlediğinden kanun koyucunun tercihini bu yönde kullandığı<br />

anlaşılmaktadır.<br />

B. ÖDEME KONUSUNUN AMACA<br />

ULAŞMADAKİ YERİ<br />

Bireysel emeklilik sistemine ücretliler adına işverence ödenen<br />

katkı payları çalışanların menfaat elde etmesi üzerine<br />

kurulu olduğundan 3.şahıs konumundaki ücretlinin menfaatinin<br />

gerçekleşmesi ancak işverenin ödemeyi yapmasıyla<br />

anlam kazanır. İşverenin üçüncü şahıs lehine sözleşme niteliği<br />

taşıyan bu ilişkide kanunun ilişkinin zayıf tarafı olan<br />

ücretlileri koruması ancak katkı paylarının ödeme şartına<br />

bağlanmasıyla mümkün görülür. Kanun koyucunun amacı<br />

da budur.<br />

C. MUVAZAALI İŞLEMLERE VE GÖSTERME-<br />

LİK HAKSIZ FİİLLERE UYGUN ORTAM YARA-<br />

TILMAMASI<br />

Vergi hukuku kamu hukuku dallarından biridir. Vergi hukuku<br />

kendi başına bir disiplin olmasına rağmen vergiyi doğuran<br />

olayın özel hukuk alanında gerçekleşmesi nedeniyle özel<br />

hukuk dallarıyla sıkı ilişkisi göz ardı edilemez. Bu nedenle<br />

zarar, ziyan ve tazminatların ödeme şartına bağlanması bu<br />

türdeki giderlerin muvazaalı durumlar oluşturularak matrah<br />

aşınmasına neden olmasına zemin yaratılabilir. Muvazaalı<br />

işlem üçüncü kişilerden gerçek durum gizlenerek onları aldatmak<br />

amacıyla gerçekte var olmayan veya var olsa bile<br />

olduğundan farklı irade üzerinde tarafların anlaşması olduğuna<br />

göre bu yolla gerçekleştirilen işlemlerin vergi matrahlarını<br />

azaltmak için kolayca kullanılabilmesi mümkün hale<br />

gelir. Muvazaalı işlemler sonucundaki zarar, ziyan ve tazminatların<br />

giderleştirilmesinde tahakkuk yeterli görülmüş<br />

olsa mükellefler kolayca bu işlemlere girerek daha az vergi<br />

ödeme çabası içine girebilme tehlikesi uzak değildir.<br />

Diğer taraftan gerçekte meydana gelmemiş haksız fiilleri<br />

varmış gibi gösterip tahakkuka bağlı olarak giderleştirilebilmesi<br />

bu yolla da matrahın azalmasına imkân verir. İşte tam<br />

bu noktada kanun, mükelleflerin muvazaalı işlemlerin veya<br />

göstermelik haksız fiiller yaratılarak gider yazmalarını ve<br />

matrahlarının azaltılmasını önlemek istemiştir. Bu nedenlerle<br />

anılan giderlerin ödeme şartına bağladığı anlaşılmaktadır.<br />

giderlerin indirilebilmesi için de bazıları için tahakkuk esası<br />

yeterli görülürken, bazıları için ödeme şartı getirilmiştir.<br />

Gelir Vergisi Kanunu’nda gider yazılması ödeme şartına<br />

bağlananlar; ödenen sosyal güvenlik primleri, bireysel<br />

emeklilik sistemine ücretliler için ödenen katkı payları,<br />

ödenen zarar-ziyan ve tazminatlar, ödenen işsizlik sigortası<br />

primi, ödenen işveren sendikası aidatları, gıda bankalarına<br />

bağışlanan malların maliyet bedeli olarak sayılmıştır. Belirtilenler<br />

dışındaki giderlerin tahakkuk esasına bağlı olarak<br />

indirilmesinde hukuki bir engel bulunmamaktadır.<br />

Yukarıda sayılan giderlerin ticari kazancın tespiti açısından<br />

ödeme şartına bağlanmasını bir tek sebebe dayandırmak<br />

mümkün değildir. Giderleştirilmesi ödeme şartına bağlanan<br />

giderlerin her bir için, farklı gerekçeler ileri sürülebilir. Bunlar<br />

bazen ödeme yapılanın vergi mükellefi olmamasına veya<br />

ödeme konusunun amaca ulaşmadaki yerine dayandırılmışken,<br />

bazen muvazaalı işlemlere veya göstermelik haksız<br />

fiillere uygun ortam yaratılmasını önleme anlayışına dayandırılmıştır.<br />

Ancak farklılaşmanın en genel mantığını “ticari<br />

kâr” ile “mali kâr” arasındaki kanuni farklılaşmada bulmak<br />

mümkündür. Tahakkuku yeterli gören giderlerden farklı olarak<br />

bazı giderler ödeme şartına bağlanması, devletin mali<br />

egemenliği ve vergilendirme yetkisinden kaynaklandığından,<br />

bu ayırıma dikkat edilmesinde yarar vardır.<br />

KAYNAKÇA<br />

BIYIK, Recep ve Aydın KIRATLI, Giderler ve İndirimler,<br />

4. Baskı, Savaş Yayınevi, Ankara, 2007.<br />

ŞENYÜZ, Doğan, Mehmet YÜCE ve Adnan GERÇEK,<br />

Türk Vergi Sistemi, 9. Baskı, Ekin Kitabevi, Bursa,<br />

2013.<br />

ŞENYÜZ, Doğan, Borçlar Hukuku, 6. Baskı, Ekin Kitabevi,<br />

Bursa, 2012.<br />

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu, 23.01.1992<br />

Tarih ve E:1990/3, K:1992/1 Sayılı Kararı.<br />

SONUÇ<br />

Vergi kanunlarımız gerçek usulde ticari kazancın tespitini<br />

hasılat ile gider farkına dayandırmıştır. Ancak, giderlerden<br />

bazıları kanunen kabul edilen, bazıları ise kanunen kabul<br />

edilmeyen gider olarak sayılmıştır. Kanunen kabul edilen<br />

Bilanço<br />

71<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


B<br />

Bilanço<br />

73<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


yeni üyeler<br />

Aramıza<br />

Smmm. Özcan ÇAKIR<br />

Mayıs 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Smmm. Emrah SOLMAZ<br />

Mayıs 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

4862 4865 4868 4871 4874 4877 4880<br />

Smmm. Mesut MERTOL<br />

Mayıs 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Smmm.Çağrı KAYAN<br />

Mayıs 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Smmm. Serter ÖZKAPLAN<br />

Haziran 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Smmm. Emrah SALAR<br />

Haziran 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Sm. Kamil ÇOBAN<br />

Haziran 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Smmm. Ümit TUNA<br />

Temmuz 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Smmm. Zafer ÖZCAN<br />

Mayıs 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Gülseren MEMİŞ<br />

Mayıs 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Hüseyin MUTLU<br />

Haziran 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Tunç BACAK<br />

Haziran 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Nergis SALAR<br />

Haziran 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Kevser YİĞİT<br />

Haziran 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Seden OKUR<br />

Temmuz 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

4863 4866 4869 4872 4875 4878 4881<br />

4864 4867 4870 4873 4876 4879 4882<br />

Smmm. Nevriye BİLGİÇ<br />

Mayıs 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Smmm. Mehmet YÜCE<br />

Haziran 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Smmm. Lütfi AZİZ<br />

Haziran 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Smmm. Oya ÜNÇ<br />

Haziran 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Smmm. Lütfiye KARAKAFA<br />

Temmuz 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Smmm. Yeliz ÇEKİM<br />

Temmuz 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

72<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

B<br />

Bilanço


B<br />

Hoş Geldiniz<br />

Smmm. İsmail BULUT<br />

Ağustos 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Smmm. Fadime KILIÇASLAN<br />

Ağustos 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Seyfettin KADIOĞLU<br />

Ağustos 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Burak ANASONOĞLU<br />

Eylül 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Gökberk YAĞCI<br />

Eylül 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Erol KUTLU<br />

Eylül 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Hüseyin GÖRAL<br />

Eylül 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Erdal ARSLAN<br />

Eylül 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

4883<br />

4886<br />

4889<br />

4892<br />

4895<br />

4898<br />

4901<br />

4884 4887 4890 4893 4896 4899 4902<br />

Smmm. Ayşegül ÖZKARDAŞ<br />

Ağustos 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Serdar BİLEN<br />

Ağustos 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Smmm. Haru MUTLU<br />

Eylül 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Senem AKSOY YILDIRIM<br />

Eylül 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Smmm. Nesrin KIVILCIM<br />

Eylül 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Serkan KARA<br />

Eylül 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Sm. Metin TÜRKMEN<br />

Eylül 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Soner AVCI<br />

Eylül 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Smmm. Erdoğan GENÇ<br />

Eylül 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Cevdet KAVAK<br />

Eylül 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Smmm. Selma ÇELİK<br />

Eylül 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

Smmm. Sevil BORAN<br />

Eylül 2013’de Odamıza kaydını<br />

yaptırdı.<br />

Smmm. Meltem ÇİÇEK<br />

Eylül 2013’de Odamıza<br />

kaydını yaptırdı.<br />

4885<br />

4888<br />

4891<br />

4894<br />

4897<br />

4900<br />

4903<br />

Bilanço<br />

73<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


mevzuat değişiklikleri<br />

mevzuat değişiklikleri<br />

Mevzuat<br />

Değişiklikleri<br />

• 20.07.2013 tarih ve 28714<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Kamu<br />

Gözetimi, Muhasebe ve Denetim<br />

Standartları Kurumu Kararı<br />

No: 75935942-050.01.04–[04/2]<br />

yayımlanmıştır. Bu karar ile, SPK<br />

tarafından Kuruma iletilen “intifa<br />

senetlerinin muhasebeleştirilmesi”,<br />

“ortak kontrole tabi işletme<br />

birleşmelerinin muhasebeleştirilmesi”<br />

ve “karşılıklı iştirak<br />

yatırımlarının muhasebeleştirilmesi”<br />

ile ilgili uygulamada karşılaşılan<br />

tereddütlerin giderilmesi<br />

ve uygulama birliğinin sağlanmasına<br />

yönelik görüşler kamuoyuna<br />

duyurulmuştur.<br />

• 22.07.2013 tarihinde Sosyal<br />

Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından<br />

6486 sayılı Kanunda<br />

öngörülen sigorta primi teşviki<br />

düzenlemeleri ile ilgili GENELGE<br />

2013-30 yayınlanmıştır. Bu genelge<br />

ile; sigorta primi teşviki<br />

düzenlemeleri ile ilgili usul ve<br />

esaslar açıklanmıştır.<br />

• 24.07.2013 tarihinde Gelir<br />

İdaresi Başkanlığı tarafından<br />

Vergi Usul Kanunu Sirküleri / 66<br />

yayımlanmıştır. Bu sirküler ile,<br />

2013/Haziran dönemine ilişkin<br />

"Form Ba" ve "Form Bs" bildirimleri<br />

02/08/2013 tarihi saat 23:59'a<br />

kadar uzatılmıştır.<br />

• 25.07.2013 tarih ve 28718<br />

Sayılı Resmi Gazete’de “Finansal<br />

Kiralama, Faktoring ve Finansman<br />

Şirketleri Birliği Statüsü”nün<br />

yürürlüğe konulmasına<br />

dair BKK No 2013/4792 yayımlanmıştır.<br />

Bu Karar ile “Finansal<br />

Kiralama, Faktoring ve Finansman<br />

Şirketleri Birliği Statüsü”nün<br />

yürürlüğe konulması 27/5/2013<br />

tarihinde kararlaştırılmıştır.<br />

• 31.07.2013 tarih ve 28724<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Gelir<br />

Vergisi Kanununun geçici 85<br />

inci maddesinin birinci fıkrasında<br />

belirtilen bildirim ve beyan<br />

süresinin uzatılması hakkında<br />

BKK No: 2013/5174 yayımlanmıştır.<br />

Bu karar ile, söz konusu<br />

bildirim ve beyan süresi,<br />

31/10/2013 tarihine kadar (bu<br />

tarih dahil) uzatılmıştır.<br />

• 03.08.2013 tarih ve 28727<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Gümrük<br />

Yönetmeliğinde Değişiklik<br />

Yapılmasına Dair Yönetmelik<br />

yayımlanmıştır. Bu Yönetmelik<br />

ile, söz konusu yönetmeliğin<br />

bazı maddelerinde değişiklikler<br />

yapılmıştır.<br />

• 05.08.2013 tarihinde Gelir<br />

İdaresi Başkanlığı tarafından<br />

Gelir Vergisi Sirküleri/90 yayımlanmıştır.<br />

Bu sirküler ile, Nisan -<br />

Mayıs - Haziran 2013 Dönemine<br />

Ait İkinci Üç Aylık Geçici Vergi<br />

Beyannamesinin Verilme ve<br />

Ödeme Süresi 19 Ağustos 2013<br />

Pazartesi günü sonuna kadar<br />

uzatılmıştır.<br />

• 06.08.2013 tarih ve 28730<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Türkiye<br />

Bankalar Birliği Risk Merkezi<br />

Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına<br />

Dair Yönetmelik yayımlanmıştır.<br />

Bu Yönetmelik ile,<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

74<br />

Bilanço<br />

B<br />

söz konusu yönetmeliğin bazı<br />

maddelerinde değişiklikler yapılmıştır.<br />

• 06.08.2013 tarih ve 28730<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Basit<br />

Usulde Vergilendirilen Mükelleflerle<br />

İlgili BKK No: 2013/5080<br />

yayımlanmıştır. Bu Karar ile,<br />

“büyükşehir belediyesi kurulan<br />

ve büyükşehir belediyesi sınırları<br />

içerisine alınan yerler” ibaresi<br />

eklenerek, burada yer alan işletmelerin<br />

de gerçek usule<br />

geçmeleri önlenmiştir.<br />

• 17.08.2013 tarih ve 28738<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Bazı<br />

Alacakların Yeniden Yapılandırılması<br />

Hakkında 6111 Sayılı<br />

Kanun Genel Tebliği (Seri No:<br />

5) yayımlanmıştır. Bu Tebliğde,<br />

6495 sayılı Kanunun geçici 2.<br />

maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca<br />

6111 sayılı Kanunun 168.<br />

maddesinin ikinci fıkrasının Maliye<br />

Bakanlığına verdiği yetkiye<br />

istinaden geçici 2. maddenin<br />

uygulamasına yönelik usul ve<br />

esaslar belirlenmiştir.<br />

• 17.08.2013 tarih ve 28738<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Emlak<br />

Vergisi Kanunu Genel Tebliği<br />

(Seri No: 62) yayımlanmıştır. Bu<br />

Tebliğde, emlak vergisine esas<br />

olmak üzere 2014 yılında uygulanacak<br />

bina metrekare normal<br />

inşaat maliyet bedelleri,<br />

Maliye Bakanlığı ile Çevre ve<br />

Şehircilik Bakanlığınca Tebliğ<br />

ekinde yer alan cetvelde belirtilen<br />

tutarlarda tespit edilmiştir.


B<br />

mevzuat değişiklikleri<br />

• 20.08.2013 tarih ve 28741<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Gümrük<br />

Uzlaşma Yönetmeliğinde<br />

Değişiklik Yapılmasına Dair<br />

Yönetmelik yayımlanmıştır. Bu<br />

Yönetmelik ile, söz konusu yönetmeliğin<br />

bazı maddelerinde<br />

değişiklikler yapılarak uzlaşmanın<br />

kapsamı hakkında açıklamalara<br />

yer verilmiştir.<br />

• 21.08.2013 tarih ve 28742<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Bireysel<br />

Katılım Yatırımcısı İndirimi<br />

Hakkında Tebliğ (Seri No: 1)<br />

yayımlanmıştır. Bu Tebliğde,<br />

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa<br />

eklenen geçici 82. maddede<br />

düzenlenen bireysel katılım<br />

yatırımcısı indirimi uygulamasına<br />

ilişkin açıklamalara<br />

yer verilmektedir.<br />

• 02.09.2013 tarihinde Gelir<br />

İdaresi Başkanlığı tarafından 1<br />

Milyon TL'yi Aşan Vergi ve Cezaları<br />

Bulunan Mükellefleri İçeren<br />

Liste kamuoyunun bilgisine<br />

sunulmuştur. Buna göre 01.06.<br />

2012 ile 31.05.2013 tarihleri arasında<br />

kesinleşen ve toplam<br />

miktarları 1.000.000 TL’yi aşan<br />

tarhiyatlara ilişkin liste Gelir İdaresi<br />

Başkanlığı’nın internet sayfasında<br />

yayınlanmıştır.<br />

• 03.09.2013 tarihinde Gelir<br />

İdaresi Başkanlığı tarafından<br />

Vergilendirme/Taxation Bülteni<br />

7 yayınlanmıştır. Bu bülten ile;<br />

başta Avrupa Birliği olmak üzere<br />

tüm dünyada vergilendirme<br />

alanındaki uygulama ve gelişmelerin<br />

değerlendirilmesi ve<br />

paylaşılması amaçlanmaktadır.<br />

• 11.09.2013 tarih ve 28762<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Seri: A<br />

Sıra No: 5 Tahsilat Genel Tebliği<br />

yayımlanmıştır. Bu tebliğ ile Seri:<br />

A Sıra No: 1 Tahsilat Genel Tebliği’nde<br />

bazı değişiklikler yapılmıştır.<br />

Buna göre maden arama<br />

işlerinde de “borcu yoktur”<br />

yazısının aranması, malvarlığı<br />

araştırması ve tahsil imkansızlığı<br />

sebebiyle terkin uygulamaları<br />

ile ilgili açıklamalar yapılmıştır.<br />

• 14.09.2013 tarih ve 28765<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Kredi<br />

Kartı İşlemlerinde Uygulanacak<br />

Azami Faiz Oranları Hakkında<br />

Tebliğ (Sayı: 2006/1)’De Değişiklik<br />

Yapılmasına Dair Tebliğ<br />

(Sayı: 2013/11) yayımlanmıştır.<br />

Bu tebliğ ile, kredi kartı işlemlerinde<br />

aylık azami akdi faiz oranı<br />

ve gecikme faiz oranı yeniden<br />

belirlenmiştir.<br />

• 18.09.2013 tarih ve 28769<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Çalışma<br />

ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı<br />

Piyasa Gözetimi ve Denetimi<br />

Yönetmeliği yayımlanmıştır.<br />

Bu Yönetmeliğin amacı,<br />

Çalışma ve Sosyal Güvenlik<br />

Bakanlığının görev alanına giren<br />

ürünlerin piyasa gözetimi<br />

ve denetimi faaliyetlerinin usul<br />

ve esaslarını belirlemektir.<br />

• 20.09.2013 tarih ve 28771<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Bankaların<br />

Konsolide Finansal Tablolarının<br />

Düzenlenmesine İlişkin<br />

Tebliğde Değişiklik Yapılmasına<br />

Dair Tebliğ yayımlanmıştır.<br />

Bu Tebliğ ile, söz konusu tebliğin<br />

bazı maddelerinde değişiklikler<br />

yapılmıştır.<br />

• 21.09.2013 tarih ve 28772<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Sermaye<br />

Şirketlerinin Açacakları İnternet<br />

Sitelerine Dair Yönetmelikte<br />

Değişiklik Yapılmasına<br />

Dair Yönetmelik yayımlanmıştır.<br />

Bu Yönetmelik ile, söz konusu<br />

yönetmeliğin bazı maddelerinde<br />

değişiklikler yapılmıştır.<br />

• 26.09.2013 tarih ve 28777<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Yardım<br />

Toplama Esas Ve Usulleri Hakkında<br />

Yönetmelikte Değişiklik<br />

Yapılmasına Dair Yönetmelik<br />

yayımlanmıştır. Bu Yönetmelik<br />

ile, söz konusu yönetmeliğin<br />

bazı maddelerinde değişiklikler<br />

yapılmıştır.<br />

• 26.09.2013 tarih ve 28777<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Hukuk<br />

Muhakemeleri Kanunu Bilirkişi<br />

Ücret Tarifesi yayımlanmıştır. Bu<br />

Tarifenin amacı, 12/1/2011 tarihli<br />

ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri<br />

Kanunu gereğince bilirkişiye<br />

ödenecek ücret ve giderlerin<br />

miktarı ile bunların<br />

ödenmesine ilişkin usul ve esasları<br />

belirlemektir.<br />

• 02.10.2013 tarih ve 28783<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Vergi<br />

Denetim Kurulu Yönetmeliğinde<br />

Değişiklik Yapılması Hakkında<br />

Yönetmelik yayımlanmıştır.<br />

Bu yönetmelik ile, ilgili<br />

yönetmeliğin bazı maddelerinde<br />

değişiklikler yapılmıştır.<br />

• 02.10.2013 tarih ve 28783<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Bağımsız<br />

Denetçiler İçin Kalite Kontrol<br />

Standardı 1 (KKS 1) Hakkında<br />

Tebliğ No: 1 yayımlanmıştır. Bu<br />

Tebliğ’in amacı; EK-1’de yer<br />

alan Finansal Tabloların Bağımsız<br />

Denetim ve Sınırlı Bağımsız<br />

Denetimleri ile Diğer Güvence<br />

Denetimleri ve İlgili Hizmetleri<br />

Yürüten Bağımsız Denetim Kuruluşları<br />

ve Bağımsız Denetçiler<br />

için Kalite Kontrol Standardı<br />

1’in yürürlüğe konulmasıdır.<br />

• 09.10.2013 tarih ve 28790<br />

Sayılı Resmi Gazete’de Dahilde<br />

İşleme Rejimi Tebliği (İhracat:<br />

2006/12)’nde Değişiklik Yapılmasına<br />

Dair Tebliğ (İhracat:<br />

2013/6) yayımlanmıştır. Bu tebliğ<br />

ile, ilgili tebliğin bazı maddelerinde<br />

değişiklikler yapılmıştır.<br />

• 10.10.2013 tarih ve 28791<br />

Sayılı Resmi Gazete’de 429 Sıra<br />

No.lu Vergi Usul Kanunu Genel<br />

Tebliği yayımlanmıştır. Bu tebliğ<br />

ile, Vergi kanunları gereği iade<br />

hakkı doğuran işlemler nedeniyle<br />

nakden veya mahsuben<br />

talep edilecek iadelerin başvurularına<br />

ilişkin düzenlemeler<br />

yapılmıştır.<br />

Bilanço<br />

75<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


mevzuat değişiklikleri<br />

mevzuat değişiklikleri<br />

BİREYSEL KATILIM YATIRIMCISI İNDİRİMİ HAKKINDA TEBLİĞ (SERİ NO: 1)<br />

21.08.2013 Tarih ve 28742 Sayılı Resmi Gazete<br />

Bu Tebliğde, 13/6/2012 tarihli<br />

ve 6327 sayılı Bireysel Emeklilik<br />

Tasarruf ve Yatırım Sistemi<br />

Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun<br />

Hükmünde Kararnamelerde<br />

Değişiklik Yapılmasına Dair<br />

Kanunun 10 uncu maddesi ile<br />

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa<br />

eklenen geçici 82 nci<br />

maddede düzenlenen bireysel<br />

katılım yatırımcısı indirimi uygulamasına<br />

ilişkin açıklamalara<br />

yer verilmektedir.<br />

1. Bireysel Katılım Yatırımcısı İndirimi<br />

Uygulaması<br />

Bireysel katılım yatırımcısı,<br />

4059 sayılı Kanunun ek 5 inci<br />

maddesi kapsamında Hazine<br />

Müsteşarlığınca devlet desteklerinden<br />

yararlanmaları için<br />

kendilerine lisans verilecek<br />

olan, kişisel varlıklarını ve/veya<br />

tecrübe ve birikimlerini başlangıç<br />

veya büyüme aşamasındaki<br />

girişimlere aktaran gerçek<br />

kişi yatırımcılardır.<br />

15/2/2013 tarihli Bireysel Katılım<br />

Sermayesi Hakkında Yönetmelik<br />

çerçevesinde iktisap<br />

edilen;<br />

- Tam mükellef anonim şirketlere<br />

ait iştirak hisselerinin alış<br />

bedellerinin %75'i,<br />

- Bilim, Sanayi ve Teknoloji<br />

Bakanlığı, Türkiye Bilimsel ve<br />

Teknolojik Araştırma Kurumu ile<br />

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri<br />

Geliştirme ve Destekleme<br />

İdaresi Başkanlığı tarafından<br />

belirlenen araştırma, geliştirme<br />

ve yenilikçilik programları kapsamında<br />

projesi son beş yıl<br />

içinde desteklenmiş anonim şirketlere<br />

ait iştirak hisselerinin alış<br />

bedellerinin % 100’ü,<br />

söz konusu iştirak hisselerinin<br />

en az iki tam yıl elde tutulması<br />

şartıyla, bireysel katılım yatırımcısı<br />

indirimi olarak yıllık beyanname<br />

ile bildirilen kazanç ve<br />

iratlardan indirilebilecektir.<br />

2. İndirimden Yararlanma Şartları<br />

Bireysel katılım yatırımcısı indiriminden<br />

yararlanılabilmesi<br />

için,<br />

- Tam mükellef gerçek kişi<br />

olunması,<br />

- İştirak hisselerinin iktisap<br />

edilmesinden önce Hazine<br />

Müsteşarlığından bireysel katılım<br />

yatırımcısı lisansı alınması,<br />

- Tam mükellef bir anonim<br />

şirkete ait iştirak hisselerinin iki<br />

tam yıl (730 gün) süreyle elde<br />

tutulması,<br />

- Bireysel Katılım Sermayesi<br />

Hakkında Yönetmeliğe göre<br />

Müsteşarlıkça belirlenen alanlarda<br />

yatırım yapılması ve bu<br />

yatırımın Müsteşarlıkça mevzuata<br />

uygun bulunması<br />

gerekmektedir.<br />

İki yıllık elde tutma süresi, girişim<br />

şirketi adına Bireysel Katılım<br />

Sermayesi Hakkında Yönetmeliğin<br />

25 inci maddesi<br />

kapsamında açılan ortaklık<br />

banka hesabına nakdi sermayenin<br />

yatırıldığı tarihte başlayacaktır.<br />

Bireysel katılım yatırımcısı indiriminden<br />

dar mükellef gerçek<br />

kişiler ile dar mükellef kurumlara<br />

iştirak eden tam mükellef gerçek<br />

kişilerin yararlanması mümkün<br />

bulunmamaktadır.<br />

3. İndirim Dönemi, İndirime Esas<br />

Tutarın Hesaplanması ve İndirimin<br />

Sınırı<br />

Bireysel katılım yatırımcısı indiriminden,<br />

indirime konu iştirak<br />

hisselerinin iktisap edildiği vergilendirme<br />

dönemine ilişkin verilecek<br />

yıllık gelir vergisi beyannamelerinde<br />

yararlanılabilecektir.<br />

213 sayılı Vergi Usul Kanununun<br />

279 uncu maddesinde<br />

hisse senetlerinin alış bedeliyle<br />

değerleneceği hükme bağlandığından,<br />

bireysel katılım<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

76<br />

Bilanço<br />

B<br />

yatırımcısı indirimine konu anonim<br />

şirket hisse senetlerinin indirime<br />

esas tutarlarının tespitinde<br />

alış bedellerinin dikkate alınması<br />

gerekmektedir.<br />

Beyana tabi kazanç ve iratlardan<br />

bu kapsamda indirim<br />

konusu yapılabilecek tutar yıllık<br />

bazda 1.000.000 TL’yi aşamayacaktır.<br />

Hisselerin iktisap edildiği döneme<br />

ilişkin beyannamede<br />

bildirilen kazanç ve iradın yetersiz<br />

olması nedeniyle indirilemeyen<br />

tutarlar, izleyen yıllarda<br />

Vergi Usul Kanununa göre ilgili<br />

yıllar için hesaplanan yeniden<br />

değerleme oranında artırılmak<br />

suretiyle indirim konusu yapılabilecektir.<br />

Söz konusu indirim uygulamasından,<br />

31/12/2017 tarihine<br />

kadar gerçekleştirilecek yatırımlarla<br />

ilgili olarak yararlanılabilecektir.<br />

4. Şartların İhlal Edilmesi Durumunda<br />

Uygulama<br />

- Hisselerin iktisap tarihinden<br />

itibaren iki tam yıl dolmadan<br />

elden çıkarılması,<br />

- 4059 sayılı Kanunun ek 5<br />

inci maddesi kapsamında Hazine<br />

Müsteşarlığınca vergi desteğinden<br />

yararlanılması uygun<br />

görülmeyen sektörlerde ve /<br />

veya faaliyetlerde yatırım yapıldığının<br />

tespit edilmesi,<br />

- Ortaklık paylarına ilişkin Bireysel<br />

Katılım Sermayesi Hakkında<br />

Yönetmelik ile getirilen<br />

şartlara uyulmaması,<br />

- Lisans kapsamında ortaklık<br />

kurulan kurumlar tarafından<br />

daha önce bireysel katılım yatırımcısınca<br />

yapılacağı beyan<br />

edilen faaliyetlerde bulunulmaması,<br />

- Bireysel katılım yatırımcısının<br />

veya bireysel katılım yatırımcısı<br />

ortaklıklarının iştirak edilen girişim


idare kararları<br />

şirketinin doğrudan veya dolaylı<br />

olarak ya da ayrı ayrı veya birlikte<br />

hâkim ortağı olduğunun<br />

tespit edilmiş olması,<br />

- Bireysel katılım yatırımcısının;<br />

eşinin, kendisinin veya eşinin<br />

veya kendisinin altsoyu ve<br />

üstsoyu ile üçüncü derece dahil<br />

yansoy hısımları ve kayın hısımlarına<br />

idaresi, denetimi veya<br />

sermayesi bakımından doğrudan<br />

veya dolaylı olarak bağlı<br />

bulunan ya da bu kimselerin<br />

nüfuzu altında bulunan girişim<br />

şirketlerine iştirak ettiğinin tespit<br />

edilmiş olması<br />

hallerinde bireysel katılım<br />

yatırımcısı indirimi dolayısıyla<br />

zamanında tahakkuk ettirilmemiş<br />

vergiler yönünden vergi<br />

ziyaı doğmuş sayılır.<br />

İndirim şartlarının ihlal edilmesi<br />

nedeniyle zamanında alınamayan<br />

vergiler ile vergi cezalarında<br />

zamanaşımı, verginin<br />

tarhını veya cezanın kesilmesini<br />

gerektiren durumun doğduğu<br />

tarihi takip eden takvim yılının<br />

başından itibaren başlar.<br />

Bireysel Katılım Sermayesi<br />

Hakkında Yönetmeliğe aykırılık<br />

teşkil eden diğer hallerde de<br />

zamanında tahakkuk ettirilmemiş<br />

vergiler yönünden vergi<br />

ziyaı doğmuş sayılır.<br />

5. Mücbir Sebep Halleri<br />

Bireysel katılım yatırımcısının<br />

herhangi bir kastı olmaksızın girişim<br />

şirketinin iflas etmesi halinde,<br />

Gelir Vergisi Kanununun<br />

geçici 82 nci maddesine göre<br />

mücbir sebep halinin varlığı<br />

kabul edilir. Bu mücbir sebep<br />

hali nedeniyle iştirak hisselerinin<br />

en az iki tam yıl elde tutulması<br />

yükümlülüğünün yerine getirilemeyeceğinin<br />

anlaşılması durumunda,<br />

mücbir sebep halinin<br />

gerçekleşme tarihi, mahiyeti,<br />

iştirak hisselerinin en az iki tam<br />

yıl süreyle elde tutulması yükümlülüğüne<br />

olan etkisi ve<br />

mümkün olması halinde etkilerinin<br />

tahmini giderilme süresi bireysel<br />

katılım yatırımcısı tarafından<br />

mücbir sebep halinin ortaya<br />

çıktığı tarihten itibaren<br />

otuz gün (iş günü) içinde Maliye<br />

Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına<br />

bildirilir.<br />

Yapılan başvurunun değerlendirilmesi<br />

neticesinde Gelir<br />

İdaresi Başkanlığı tarafından<br />

mücbir sebep halinin var olduğu<br />

kanaatine ulaşılması durumunda,<br />

zamanında tahakkuk<br />

ettirilmemiş vergiler yönünden<br />

vergi ziyaı doğmuş sayılmaz ve<br />

ziyaa uğratılmış vergiler için<br />

gecikme faizi ve vergi ziyaı cezası<br />

tahsil edilmez.<br />

Bireysel katılım yatırımcısının<br />

ölümü veya fiil ehliyetinin kaybı<br />

halinde ise iştirak hisselerinin iki<br />

yıllık elde tutulma yükümlülüğü<br />

ölüm halinde mirasçılar, fiil ehliyetinin<br />

kaybı halinde kanuni<br />

temsilciler tarafından yerine<br />

getirilecektir. Bu yükümlülüğün<br />

yerine getirilememesi halinde,<br />

indirim dolayısıyla zamanında<br />

tahakkuk ettirilmemiş vergiler<br />

için vergi ziyaı cezası kesilmeyecek<br />

olup, zamanında tahakkuk<br />

etmemiş vergi aslı gecikme<br />

faiziyle birlikte mirasçılar veya<br />

mükelleften tahsil edilecektir.<br />

6. Bildirim Yükümlülüğü<br />

Lisans sahibi bireysel katılım<br />

yatırımcısının yatırım başvurusunun<br />

uygun bulunması halinde<br />

bu durum sermayenin girişim<br />

şirketine aktarıldığını gösterir<br />

belgeler eşliğinde, bireysel katılım<br />

yatırımcısı indiriminden yararlanılacak<br />

oran da belirtilmek<br />

suretiyle Gelir İdaresi Başkanlığına<br />

ve bireysel katılım yatırımcısının<br />

bağlı olduğu Vergi Dairesi<br />

Müdürlüğüne Hazine Müsteşarlığınca<br />

bildirilir. Bireysel katılım<br />

yatırımcısı lisansının gerçekleştirilecek<br />

ilk yatırıma ilişkin bildirimde<br />

gönderilmesi yeterli<br />

olup, sermayenin girişim şirketine<br />

yatırıldığını gösterir belgelerin<br />

ise her yatırım aşamasında<br />

gönderilmesi gerekmektedir.<br />

Öte yandan, Bireysel Katılım<br />

Sermayesi Hakkında Yönetmeliğe<br />

aykırılık teşkil etmesi nedeniyle<br />

vergi desteğinin geri alınmasına<br />

yol açacak hallerin<br />

tespit edilmesi durumunda,<br />

tespit tarihinden itibaren en<br />

geç 2 ay içerisinde Gelir İdaresi<br />

Başkanlığına bildirimde bulunulması<br />

gerekmektedir.<br />

Tebliğ olunur.<br />

SERİ: A SIRA NO: 5 TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ<br />

11.09.2013 Tarih ve 28762 Sayılı Resmi Gazete<br />

Kapsam<br />

Seri: A Sıra No: 1 Tahsilat<br />

Genel Tebliğinde aşağıdaki<br />

değişiklikler yapılmıştır.<br />

1) Birinci Kısım Birinci Bölümünün<br />

"II- Yetkililer, Yetkililerin<br />

Sorumlulukları ile Yardım Mecburiyeti"<br />

başlıklı alt bölümünün<br />

(3) numaralı bölümünde yer<br />

alan "Gümrük Müsteşarlığına"<br />

ibareleri "Gümrük ve Ticaret<br />

Bakanlığına" şeklinde değiştirilmiştir.<br />

2) Birinci Kısım İkinci Bölümünün<br />

"V. Amme Alacağı Ödenmeden<br />

Yapılmayacak İşlemler<br />

B<br />

Bilanço<br />

77<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

ile İşlem Yapanların Sorumlulukları"<br />

başlıklı alt bölümünün (2)<br />

numaralı bölümünün;<br />

a) (a-ii) bölümünün birinci<br />

cümlesinin sonuna "(1/11/2013<br />

tarihinden itibaren 1.000,- liranın<br />

üzerinde yapılacak ödemeler<br />

sırasında)" ifadesi eklenmiştir.


mevzuat değişiklikleri<br />

mevzuat değişiklikleri<br />

b) (a-ii) bölümünden sonra<br />

gelmek üzere aşağıdaki bölüm<br />

eklenmiştir.<br />

"1/11/2013 tarihinden itibaren<br />

uygulanmak üzere,<br />

iii) 492 sayılı Harçlar Kanununa<br />

ekli "İmtiyazname, Ruhsatname<br />

ve Diploma Harçları"<br />

başlıklı (8) sayılı tarifenin;<br />

(1) "III- Maden arama ruhsatnameleri,<br />

işletme ruhsatnameleri,<br />

işletme imtiyazları" bölümüne<br />

konu;<br />

- Maden arama ruhsatnamesinin<br />

verilmesi, bu ruhsatnamelerin<br />

birleştirilmesi, devir<br />

ve intikallerine,<br />

- Maden işletme ruhsatnamesinin<br />

verilmesi, bu ruhsatnamelerin<br />

birleştirilmesi, süresinin<br />

uzatılması, devir ve intikallerine,<br />

- İşletme iznine,<br />

ilişkin yapılacak işlemler sırasında,<br />

(2) "VI- Meslek erbabına verilecek<br />

tezkere, vesika ve ruhsatnamelerden<br />

alınacak harçlar"<br />

bölümünün 16 numaralı alt<br />

bölümüne konu, silah taşıma<br />

ve bulundurma vesikaları ile<br />

yivsiz tüfek ruhsatnameleri talepleri<br />

üzerine yapılacak işlemler<br />

sırasında,"<br />

c) Son paragrafından sonra<br />

gelmek üzere bölüme aşağıdaki<br />

paragraf eklenmiştir.<br />

"Diğer taraftan, 6183 sayılı<br />

Kanunun 70 inci maddesi gereğince<br />

haczedilemeyen<br />

ödemelerde de bu zorunluluk<br />

aranılmayacaktır."<br />

3) Birinci Kısım İkinci Bölümünün<br />

"V. Amme Alacağı Ödenmeden<br />

Yapılmayacak İşlemler<br />

ile İşlem Yapanların Sorumlulukları"<br />

başlıklı alt bölümünün (4.2)<br />

numaralı bölümünden sonra<br />

gelmek üzere aşağıdaki bölümler<br />

eklenmiştir.<br />

"4.3. 492 sayılı Kanuna mevzu<br />

maden arama ruhsatnamesinin<br />

verilmesi, bu ruhsatnamelerin<br />

birleştirilmesi, devir ve intikalleri<br />

veya maden işletme ruhsatnamesinin<br />

verilmesi, bu ruhsatnamelerin<br />

birleştirilmesi, süresinin<br />

uzatılması, devir ve intikalleri<br />

ya da işletme izninin verilmesi<br />

sırasında işlemi yapan<br />

kamu kurum ve kuruluşları bu<br />

belgeleri vermeden önce vadesi<br />

geçmiş borç durumunu<br />

gösterir belge arayacaklardır.<br />

Bu Tebliğ ile belirlenen tutarın<br />

üzerinde vadesi geçmiş borç<br />

bulunması halinde talep edilen<br />

ruhsatname verilmeyecektir.<br />

Ancak, borçlunun tahsil dairesine<br />

olan borçlarını ödemesi<br />

veya sair sebeplerle, ruhsatın<br />

verilmesini engelleyen durumun<br />

kalkması üzerine, yeni<br />

alacağı belgeye göre ruhsatı<br />

verecek kamu kurum ve kuruluşlarınca<br />

gerekli işlem yapılabilecektir."<br />

"4.4. 492 sayılı Kanunun, "VI-<br />

Meslek erbabına verilecek tezkere,<br />

vesika ve ruhsatnamelerden<br />

alınacak harçlar" bölümünün<br />

16 numaralı alt bölümüne<br />

konu, silah taşıma ve bulundurma<br />

vesikaları ile yivsiz tüfek<br />

ruhsatnameleri talepleri üzerine<br />

yapılacak işlemler sırasında,<br />

vesika/ruhsatı veren kamu kurum<br />

ve kuruluşları bu belgeleri<br />

vermeden önce vadesi geçmiş<br />

borç durumunu gösterir belge<br />

arayacaklar, bu Tebliğ ile belirlenen<br />

tutarın üzerinde vadesi<br />

geçmiş borç bulunması halinde<br />

talep edilen vesika/ruhsatı<br />

vermeyeceklerdir.<br />

Ancak, borçlunun tahsil dairesine<br />

olan borçlarını ödemesi<br />

veya sair sebeplerle, belgenin<br />

verilmesini engelleyen durumun<br />

kalkması üzerine, yeni<br />

alacağı belgeye göre belgeyi<br />

verecek kamu kurum ve kuruluşlarınca<br />

gerekli işlem yapılabilecektir."<br />

4) Birinci Kısım İkinci Bölümünün<br />

"V. Amme Alacağı Ödenmeden<br />

Yapılmayacak İşlemler<br />

ile İşlem Yapanların Sorumlulukları"<br />

başlıklı alt bölümünün (5)<br />

numaralı bölümü aşağıdaki şekilde<br />

değiştirilmiştir.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

78<br />

B<br />

Bilanço<br />

"5. Bu Tebliğ ile zorunluluk<br />

getirilen vadesi geçmiş borç<br />

durumunu gösterir belgeyi<br />

aramadan ödeme/işlemleri<br />

yapan kurum ve kuruluşlara,<br />

borçlunun bağlı bulunduğu takibe<br />

salahiyetli tahsil dairesince<br />

idari para cezası tatbik edilecektir.<br />

Bu cezalar hakkında<br />

5326 sayılı Kabahatler Kanunu<br />

hükümleri uygulanacaktır.<br />

2008 yılında 6183 sayılı Kanuna<br />

eklenen 22/A maddesinde<br />

idari para cezası tutarı<br />

2.000,- lira olarak belirlenmiştir.<br />

5326 sayılı Kabahatler Kanununun<br />

17 nci maddesi gereğince,<br />

özel kanunlarında maktu olarak<br />

belirlenen idari para cezalarının<br />

her yıl 213 sayılı Kanunun<br />

mükerrer 298 inci maddesine<br />

göre belirlenen yeniden değerleme<br />

oranına göre arttırılması<br />

gerektiğinden, bu madde uyarınca<br />

verilecek idari para cezaları<br />

yıllar itibarıyla aşağıdaki<br />

tabloda gösterilmiştir.<br />

İdari Para Cezası<br />

Yıllar<br />

Tutarı (Lira)<br />

2008 2.000,-<br />

2009 2.240,-<br />

2010 2.289,-<br />

2011 2.465,-<br />

2012 2.717,-<br />

2013 2.928,-<br />

Buna göre, bu Tebliğ ile zorunluluk<br />

getirilen vadesi geçmiş<br />

borç durumunu gösterir belgeyi<br />

aramadan ödeme/işlemleri<br />

yapan kurum ve kuruluşlara,<br />

her bir ödeme/işlem için ayrı<br />

ayrıolmak üzere belgenin aranılması<br />

gereken yılda uygulanacak<br />

olan idari para cezası<br />

tutarı esas alınarak idari para<br />

cezası verilecektir.<br />

Bu madde hükmüne göre<br />

verilen idari para cezasının, ilgilisine<br />

tebliğ tarihinden itibaren<br />

bir ay içinde ödenmesi gerekmektedir.<br />

İdari para cezasına karşı<br />

tebliğ tarihini takip eden otuz<br />

gün içinde idare mahkemesinde<br />

dava açılması mümkündür."


idare kararları<br />

5) Birinci Kısım İkinci Bölümünün<br />

"VII. Limited Şirketlerin<br />

Amme Borçları" başlıklı alt bölümünün;<br />

a) (3) numaralı bölümünün<br />

sonuna aşağıdaki paragraflar<br />

eklenmiştir.<br />

"14/2/2011 tarihli ve 27846<br />

sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan<br />

ve 6762 sayılı Türk Ticaret<br />

Kanununu mülga eden 6102<br />

sayılı Türk Ticaret Kanununun<br />

573 ve müteakip maddelerinde<br />

limited şirketlerin kuruluşu<br />

düzenlenmiş, Kanunun 587 nci<br />

maddesinde tescil ve ilan edilecek<br />

hususlar arasında; ortakların<br />

kimliği ve koymayı taahhüt<br />

ettikleri sermaye miktarları,<br />

müdürlerin ve şirketi temsile<br />

yetkili diğer kişilerin kimliği, temsil<br />

yetkisinin kullanılma şekli yer<br />

almış, 589 uncu maddesinde<br />

şirket esas sözleşmesinde yapılan<br />

her değişikliğin ilk sözleşmede<br />

olduğu gibi tescil ve ilan<br />

edileceği, 594 üncü maddesinde<br />

de pay defterinin tutulacağı,<br />

bu deftere; ortakların adlarının,<br />

her ortağın sahip olduğu<br />

esas sermaye pay sayısının,<br />

esas sermaye paylarının devirleri<br />

ve geçişleri itibari değerlerinin,<br />

grupları ve esas sermaye<br />

payları üzerindeki intifa ve rehin<br />

haklarının, sahiplerinin adlarının<br />

ve adreslerinin bu deftere kaydedileceği<br />

vukuu bulan ödemelerin,<br />

payların devir ve intikali<br />

ve bu hususlarla ilgili değişikliklerin<br />

kaydedileceği hükme<br />

bağlanmıştır.<br />

6102 sayılı Kanunun 595 inci<br />

maddesinde ortaklık payının<br />

devri düzenlenmiş ve madde<br />

hükmüne göre ortaklık payının/esas<br />

sermaye payının devri<br />

ve devir borcunu doğuran işlemlerin<br />

yazılı şekilde yapılacağı<br />

ve tarafların imzalarının noterce<br />

onaylanacağı, şirket sözleşmesinde<br />

aksi öngörülmemişse,<br />

esas sermaye payının devri<br />

için ortaklar genel kurulunun<br />

onayının şart olduğu ve devrin<br />

bu onayla geçerli olacağı,<br />

başvurudan itibaren üç ay<br />

içinde genel kurul reddetmediği<br />

takdirde devre onay vermiş<br />

sayılacağı hükme bağlanmıştır.<br />

Buna göre, ortaklık payının<br />

devri; tescil ve ilan edilmese de<br />

noter tasdikli devir sözleşmesi,<br />

şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse<br />

ortaklar genel kurulunun<br />

onayı bu onayın bulunmadığı<br />

halde üç aylık sürenin<br />

geçmesi ile hüküm ifade etmektedir.<br />

Bu durumda ortaklık<br />

payının devredildiği tarih olarak<br />

noter tasdikli devir sözleşmesi<br />

tarihinin esas alınması gerekmektedir.<br />

Diğer taraftan, ortaklık payının<br />

noter tasdikli devir sözleşmesi<br />

ile devredilmesine rağmen<br />

devrin genel kurul tarafından<br />

reddedilmesi halinde, ortaklık<br />

payı devredilmemiş sayılacak<br />

ve ortağın ortaklık sıfatı<br />

devam edecektir.<br />

Bu itibarla, limited şirket ortaklarının<br />

kimliği ve şirketteki<br />

sermaye hisselerine ilişkin bilgiler;<br />

şirketin Türkiye Ticaret Sicil<br />

Gazetesinde ilan edilen ana<br />

sözleşmesinde, bu sözleşmede<br />

yapılan değişikliklerde, pay<br />

devrinin tescil ve ilan edilmemiş<br />

olduğu hallerde ise 6102 sayılı<br />

Kanunun 594 üncü maddesine<br />

göre tutulan pay defterinde ya<br />

da devrin genel kurul tarafından<br />

onaylanmış veya onaylanmış<br />

sayılması halinde noter<br />

tasdikli devir sözleşmesinde yer<br />

almaktadır.<br />

Diğer taraftan, 6102 sayılı<br />

Kanun 14/2/2011 tarihinde yayımlanmış<br />

ve istisnai düzenlemeleri<br />

hariç olmak üzere<br />

1/7/2012 tarihinde yürürlüğe<br />

girmiştir. Aynı tarihte yürürlüğe<br />

giren 6103 sayılı Türk Ticaret<br />

Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama<br />

Şekli Hakkında Kanun ile<br />

de yeni Türk Ticaret Kanunu<br />

hükümlerinin yürürlüğe girmesi<br />

ve uygulanmasına ilişkin usul ve<br />

esaslar belirlenmiştir. Yapılan<br />

düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda,<br />

amme alacağının<br />

ödenmesinden 6183<br />

Bilanço<br />

B<br />

79<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

sayılı Kanunun 35 inci maddesi<br />

çerçevesinde sorumluluğu bulunan<br />

ortakların tespitinde<br />

amme alacağının doğduğu ve<br />

ödenmesi gerektiği tarihte yürürlükte<br />

bulunan ilgili Kanun hükümleri<br />

dikkate alınacaktır. Aynı<br />

şekilde ortaklık payının devri<br />

ile ilgili olarak da payın devredildiği<br />

tarihte yürürlükte olan<br />

Kanun hükümlerinin uygulanacağı<br />

tabiidir."<br />

b) (8) numaralı bölümünün<br />

sonuna aşağıdaki paragraflar<br />

eklenmiştir.<br />

"6102 sayılı Kanunun, limited<br />

şirketlerin yönetim ve temsiline<br />

ilişkin hükümlerinin yer aldığı<br />

623 üncü maddesinde ise "(1)<br />

Şirketin yönetimi ve temsili şirket<br />

sözleşmesi ile düzenlenir. Şirketin<br />

sözleşmesi ile yönetimi ve<br />

temsili, müdür sıfatını taşıyan bir<br />

veya birden fazla ortağa veya<br />

tüm ortaklara ya da üçüncü<br />

kişilere verilebilir. En azından bir<br />

ortağın, şirketi yönetim hakkının<br />

ve temsil yetkisinin bulunması<br />

gerekir.<br />

(2) Şirketin müdürlerinden<br />

biri bir tüzel kişi olduğu takdirde,<br />

bu kişi bu görevi tüzel kişi<br />

adına yerine getirecek bir gerçek<br />

kişiyi belirler.<br />

(3) Müdürler, kanunla veya<br />

şirket sözleşmesi ile genel kurula<br />

bırakılmamış bulunan yönetime<br />

ilişkin tüm konularda karar almaya<br />

ve bu kararları yürütmeye<br />

yetkilidirler." düzenlemesi yer<br />

almaktadır.<br />

6102 sayılı Kanuna göre, limitedşirketin<br />

kanuni temsilcisi,<br />

şirket sözleşmesi ile tayin edilmiş<br />

müdür sıfatını taşıyan bir veya<br />

birden fazla ortak veya tüm ortaklar<br />

ya da üçüncü kişiler olabilecektir.<br />

Ancak üçüncü kişilere<br />

şirketin yönetim ve temsilinin<br />

verilebilmesi için ortaklardan<br />

en az birinin şirketi yönetim<br />

hakkının ve temsil yetkisinin bulunması<br />

gerekmektedir.<br />

Buna göre, limited şirket ortakları<br />

hakkında 6183 sayılı Kanun<br />

uyarınca yapılacak takip;<br />

35 inci madde hükümlerine gö-


mevzuat değişiklikleri<br />

mevzuat değişiklikleri<br />

re sermaye hisseleri oranında,<br />

6102 sayılı Kanun hükümlerine<br />

göre tespit edilen kanuni temsilcileri<br />

hakkındaki takip ise 6183<br />

sayılı Kanunun mükerrer 35 inci<br />

maddesine göre amme alacağının<br />

tamamından, müşterek<br />

ve müteselsil sorumluluk<br />

esasına göre yürütülecektir.<br />

Diğer taraftan, 6102 sayılı<br />

Kanun 1/7/2012 tarihinde yürürlüğe<br />

girmiş olup amme alacağının<br />

ödenmesinden müşterek<br />

ve müteselsil sorumluluğu bulunan<br />

kanuni temsilcilerin tespitinde<br />

amme alacağının doğduğu<br />

ve ödenmesi gerektiği<br />

tarihte yürürlükte bulunan ilgili<br />

Kanun hükümleri dikkate alınacaktır."<br />

c) (11) numaralı bölümü<br />

aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />

"11. 6183 sayılı Kanunda<br />

değişiklikler yapan 5766 sayılı<br />

Kanunun geçici 1 inci maddesinde<br />

"Bu Kanunla 6183 sayılı<br />

Kanunda yapılan değişiklikler<br />

ve eklenen hükümler, hükümlerin<br />

yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla<br />

tahsil edilmemiş bulunan<br />

amme alacakları hakkında da<br />

uygulanır." hükmü yer almaktadır.<br />

Bu hüküm uyarınca, 6183<br />

sayılı Kanunun 5766 sayılı Kanunla<br />

değişik 35 inci maddesindeki<br />

değişiklik hükümleri,<br />

5766 sayılı Kanunun yayımlandığı<br />

tarih itibarıyla tahsil edilmemiş<br />

bulunan amme alacakları<br />

hakkında da uygulanması<br />

gerekmektedir.<br />

Ancak, 5766 sayılı Kanunun<br />

geçici 1 inci maddesinin Anayasa<br />

Mahkemesinde dava konusu<br />

yapılması neticesinde verilen<br />

ve 14/5/2011 tarihli ve<br />

27934 sayılı Resmî Gazete'de<br />

yayımlanan karar ile 5766 sayılı<br />

Kanunun geçici 1 inci maddesinin<br />

yürürlüğünün durdurulmasına,<br />

15/10/2011 tarihli ve 28085<br />

sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan<br />

karar ile de anılan maddenin<br />

iptaline karar verilmiştir.<br />

Dolayısıyla, 6183 sayılı Kanunun<br />

35 inci maddesinde<br />

5766 sayılı Kanunla yapılmış<br />

olan düzenlemeler, Anayasa<br />

Mahkemesinin iptal kararı gereğince,<br />

6/6/2008 tarihinden<br />

itibaren doğan ve ödenmesi<br />

gereken amme alacakları için<br />

uygulanacaktır.<br />

Anayasa Mahkemesinin<br />

maddenin iptaline ilişkin kararının<br />

gerekçesinde, 5766 sayılı<br />

Kanunun yayımlandığı tarihten<br />

önceki dönemlere ilişkin amme<br />

alacaklarının ödenmesine dair<br />

ikincil sorumluluk düzenlemelerinde<br />

alacağın doğduğu tarihteki<br />

düzenlemelerin esas alınması<br />

gerektiği belirtildiğinden,<br />

limited şirketlerin 5766 sayılı Kanunun<br />

yayımlandığı 6/6/2008<br />

tarihinden önceki zamanlara<br />

ilişkin borçlarından sorumlu tutulacak<br />

ortakların tespitinde<br />

alacağın doğduğu dönem<br />

esas alınacaktır.<br />

Diğer taraftan, Anayasa<br />

Mahkemesinin söz konusu kararı<br />

gereğince, 5766 sayılı Kanunla,<br />

6183 sayılı Kanunun 35<br />

inci maddesine eklenen ikinci<br />

fıkra hükmünün ise 6/6/2008 tarihinden<br />

itibaren yapılan hisse<br />

devirleri esas alınarak uygulanması<br />

gerekmektedir."<br />

6) Birinci Kısım İkinci Bölümünün<br />

"VIII. Kanuni Temsilcilerin<br />

Sorumluluğu" başlıklı alt bölümünün;<br />

a) (2) numaralı bölümü aşağıdaki<br />

şekilde değiştirilmiştir.<br />

"2. Mülga 6762 sayılı Kanunun<br />

317 nci maddesinde;<br />

"Anonim şirket idare meclisi tarafından<br />

idare ve temsil olunur."<br />

hükmü, 6102 sayılı Türk Ticaret<br />

Kanununun 365 inci<br />

maddesinde ise "Anonim şirket,<br />

yönetim kurulu tarafından yönetilir<br />

ve temsil olunur. Kanundaki<br />

istisnai hükümler saklıdır."<br />

hükmü yer almaktadır. Buna<br />

göre, gerek 6762 sayılı gerekse<br />

6102 sayılı Kanunlar gereğince<br />

anonim şirketin kanuni temsilcisi<br />

idare meclisi, bir diğer ifade ile<br />

yönetim kuruludur.<br />

Mülga 6762 sayılı Kanunun<br />

317 nci maddesi hükmü genel<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

80<br />

Bilanço<br />

B<br />

kuralı belirtmekte, ancak vazifelerin<br />

azalar arasında ne şekilde<br />

taksim olunacağı 319 uncu<br />

maddede düzenlenmektedir.<br />

Anılan maddede, "Esas mukavelede<br />

idare ve temsil işlerinin<br />

idare meclisi azaları arasında<br />

taksim edilip edilmeyeceği<br />

ve taksim edilecekse bunun<br />

nasıl yapılacağı tespit olunur.<br />

İdare meclisinin en az bir azasına<br />

şirketi temsil salahiyeti verilir.<br />

Esas mukavele ile temsil salahiyetinin<br />

ve idare işlerinin<br />

hepsini veya bazılarını idare<br />

meclisi azası olan murahhaslara<br />

veya pay sahibi olmaları zaruri<br />

bulunmayan müdürlere bırakabilmek<br />

için umumi heyete<br />

veya idare meclisine salahiyet<br />

verilebilir. Bu gibi kayıtlar bulunmadığı<br />

takdirde 317 nci<br />

madde hükmü tatbik olunur."<br />

hükmü yer almaktadır.<br />

Mülga 6762 sayılı Kanunun<br />

319. madde hükmü, yönetim<br />

kuruluna ait olan şirketi temsil<br />

ve idare yetkisinin; esas sözleşme<br />

ile yönetim kurulu üyelerinden<br />

en az biri veya birden fazlasına<br />

veya esas sözleşmede<br />

genel kurula veya yönetim kuruluna<br />

verilecek yetki ile yönetim<br />

kurulu üyesi olmaları şartıyla<br />

murahhas üyelere veya şirkette<br />

pay sahibi olmasalar bile sorumlu<br />

müdürlere devredilebileceğine<br />

ilişkindir.<br />

Diğer taraftan, 6102 sayılı<br />

Türk Ticaret Kanunu yönetim<br />

hakkı ile temsil yetkisini birbirinden<br />

ayırarak 367 nci maddesinde<br />

yönetimin devri konusu<br />

düzenlenmiş, 370 inci maddesinde<br />

ise şirketin temsil yetkisi<br />

"(1) Esas sözleşmede aksi öngörülmemiş<br />

veya yönetim kurulu<br />

tek kişiden oluşmuyorsa temsil<br />

yetkisi çift imza ile kullanılmak<br />

üzere yönetim kuruluna aittir.<br />

(2) Yönetim kurulu, temsil<br />

yetkisini bir veya daha fazla<br />

murahhas üyeye veya müdür<br />

olarak üçüncü kişilere devredebilir.<br />

En az bir yönetim kurulu<br />

üyesinin temsil yetkisini haiz olması<br />

şarttır." şeklinde düzen-


idare kararları<br />

lenmiştir. Söz konusu hüküm<br />

esas itibarıyla mülga 6762 sayılı<br />

Kanunun 319 uncu maddesinde<br />

yer alan temsil yetkisi ve bu<br />

yetkinin devrine ilişkin benzer<br />

hükümleri içermektedir.<br />

6102 sayılı Kanunun 370 inci<br />

madde hükmü, aksi kararlaştırılmadıkça<br />

temsil yetkisini çift<br />

imza kullanılmak suretiyle yönetim<br />

kuruluna, yönetim kurulunun<br />

da temsil yetkisini; yönetim<br />

kurulu üyelerinden en az bir<br />

veya daha fazla murahhas<br />

üyeye veya müdür olarak<br />

üçüncü kişilere devredilebileceğine<br />

ilişkindir. Yönetim kurulunun,<br />

temsil yetkisini müdür<br />

olarak üçüncü kişilere devredebilmesi<br />

için en az bir yönetim<br />

kurulu üyesinin de temsil yetkisinin<br />

bulunması şarttır. Ayrıca,<br />

6102 sayılı Kanunun 359 uncu<br />

maddesi gereğince anonim<br />

şirketin yönetim kurulunun; esas<br />

sözleşme ile atanmış veya genel<br />

kurul tarafından seçilmiş bir<br />

veya daha fazla kişiden oluşması<br />

gerektiği hükme bağlandığından,<br />

anonim şirketin yönetim<br />

kurulunun tek kişiden oluşması<br />

halinde, şirketin temsilinde<br />

her hal ve takdirde bu kişinin<br />

bulunması gerektiği tabiidir.<br />

Buna göre, 6183 sayılı Kanunun<br />

mükerrer 35 inci maddesi<br />

uygulamasında kanuni<br />

temsilci;<br />

- Mülga 6762 sayılı Kanuna<br />

göre şirket esas sözleşmesi ile<br />

temsile yetkilendirilmiş veya<br />

kaynağını esas sözleşmeden<br />

alan yetki ile idare meclisi ya<br />

da genel kurulca temsil yetkisi<br />

verilmiş kişi veya kişiler,<br />

- 6102 sayılı Kanuna göre şirket<br />

esas sözleşmesi ile atanmış<br />

veya genel kurul tarafından<br />

seçilmiş yönetim kurulu üyeleri<br />

veya yönetim kurulu üyelerinden<br />

en az birinin bulunması koşuluyla<br />

yönetim kurulu tarafından<br />

müdür olarak atanmış<br />

üçüncü kişiler,<br />

olacaktır.<br />

Burada dikkat edilmesi gereken<br />

önemli bir husus da her<br />

iki kanun uygulamasında da<br />

temsil yetkisi verilen kişi ya da<br />

kişilerden birinin mutlak surette<br />

yönetim kurulu üyelerinden birisi<br />

olmasıdır."<br />

b) (3) numaralı bölümünde<br />

yer alan "Türk Ticaret Kanununun"<br />

ibareleri "6762 sayılı Türk<br />

Ticaret Kanununun" şeklinde<br />

değiştirilmiş ve bölüm sonuna<br />

aşağıdaki paragraf eklenmiştir.<br />

"6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun<br />

371 ve 373 üncü<br />

maddelerinde de aynı esaslar<br />

benimsenerek düzenleme yapılmıştır."<br />

c) (4) numaralı bölümünün<br />

birinci paragrafında yer alan<br />

"Türk Ticaret Kanununa" ibaresi<br />

"6762 sayılı Türk Ticaret Kanununa"<br />

şeklinde değiştirilmiş, birinci<br />

paragraftan sonra gelmek<br />

üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.<br />

"6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa<br />

ilişkin yukarıda yer verilen<br />

açıklamalar dikkate alındığında<br />

anonim şirketlerde kanuni<br />

temsilcilerin tespitinde de<br />

aynı esaslar dikkate alınacak<br />

olup 6102 sayılı Kanunun yönetim<br />

kuruluna verdiği yetki çerçevesinde<br />

temsil yetkisinin devredilip<br />

devredilmediği konusu<br />

da araştırılacaktır."<br />

ç) (5) numaralı bölümü aşağıdaki<br />

şekilde değiştirilmiştir.<br />

"5. 6762 sayılı Türk Ticaret<br />

Kanununun 319 ve müteakip<br />

maddeleri ile 6102 sayılı Kanunun<br />

370 ve müteakip maddelerine<br />

göre temsil yetkisi murahhas<br />

azalara veya müdür<br />

olarak üçüncü kişilere bırakılmamış<br />

ise yönetim kurulu üyeleri<br />

kanuni temsilci sıfatını taşımaktadır.<br />

Buna göre, amme alacağının<br />

anonim şirket şeklinde örgütlenmiş<br />

tüzel kişiliğin mal varlığından<br />

kısmen veya tamamen<br />

tahsil edilememesi veya<br />

tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması<br />

halinde tüzel kişiliğin kanuni<br />

temsilcisi konumundaki<br />

yönetim kurulu üyelerinin şahsi<br />

Bilanço<br />

B<br />

81<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

malvarlıklarından takip ve tahsili<br />

cihetine gidilmeden önce,<br />

şirket esas sözleşmesinin ve ticaret<br />

sicili kayıtlarının tetkik<br />

olunması, temsil salahiyetinin<br />

aynı zamanda yönetim kurulu<br />

üyesi olan murahhas bir veya<br />

birkaç üyeye veya müdür olarak<br />

üçüncü kişilere bırakılmış<br />

olup olmadığının tespit edilmesi<br />

gerekmektedir.<br />

Yapılacak tespit sonucunda;<br />

şirketi temsil salahiyetinin<br />

murahhas üye veya üyeler ile<br />

müdür olarak üçüncü kişilere<br />

bırakıldığının anlaşılması halinde<br />

amme alacağının bunlardan<br />

takip ve tahsiline gidilmesi,<br />

bu durumda diğer yönetim kurulu<br />

üyeleri hakkında işlem yapılmaması<br />

icap etmektedir.<br />

Şirket esas sözleşmesinde bu<br />

şekilde bir görevlendirmeye ilişkin<br />

herhangi bir kayıt bulunmaması<br />

halinde, 6762 sayılı<br />

Kanunun 317. maddesi, 6102<br />

sayılı Kanunun 365 inci maddesi<br />

hükmü göz önüne alınacak,<br />

yönetimde bulunan tüm üyelerin<br />

müşterek ve müteselsil sorumlulukları<br />

dikkate alınarak<br />

haklarında 6183 sayılı Kanunun<br />

mükerrer 35 inci maddesi uyarınca<br />

işlem yapılacaktır.<br />

Diğer taraftan, 6102 sayılı<br />

Kanun 1/7/2012 tarihinde yürürlüğe<br />

girmiş olup amme alacağının<br />

ödenmesinden müşterek<br />

ve müteselsil sorumluluğu bulunan<br />

kanuni temsilcilerin tespitinde<br />

amme alacağının doğduğu<br />

ve ödenmesi gerektiği<br />

tarihte yürürlükte bulunan ilgili<br />

Kanun hükümleri dikkate alınacaktır."<br />

d) (11) numaralı bölümü<br />

aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />

"11. 6183 sayılı Kanunda değişiklikler<br />

yapan 5766 sayılı Kanunun<br />

geçici 1. maddesinde<br />

"Bu Kanunla 6183 sayılı Kanunda<br />

yapılan değişiklikler ve eklenen<br />

hükümler, hükümlerin yürürlüğe<br />

girdiği tarih itibarıyla tahsil<br />

edilmemiş bulunan amme alacakları<br />

hakkında da uygulanır."<br />

hükmü yer almaktadır.


mevzuat değişiklikleri<br />

mevzuat değişiklikleri<br />

Bu hüküm uyarınca, 6183<br />

sayılı Kanunun 5766 sayılı Kanunla<br />

değişik mükerrer 35 inci<br />

maddesindeki değişiklik hükümleri,<br />

5766 sayılı Kanunun<br />

yayımlandığı tarih itibarıyla tahsil<br />

edilmemiş bulunan amme<br />

alacakları hakkında da uygulanması<br />

gerekmektedir.<br />

Ancak, 5766 sayılı Kanunun<br />

geçici 1 inci maddesinin Anayasa<br />

Mahkemesinde dava konusu<br />

yapılması neticesinde verilen<br />

ve 14/5/2011 tarihli ve<br />

27934 sayılı Resmî Gazete'de<br />

yayımlanan karar ile 5766 sayılı<br />

Kanunun geçici 1 inci maddesinin<br />

yürürlüğünün durdurulmasına,<br />

15/10/2011 tarihli ve 28085<br />

sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan<br />

karar ile de anılan maddenin<br />

iptaline karar verilmiştir.<br />

Dolayısıyla, 6183 sayılı Kanunun<br />

mükerrer 35 inci maddesinde<br />

5766 sayılı Kanunla<br />

yapılmış olan düzenlemeler,<br />

Anayasa Mahkemesinin iptal<br />

kararı gereğince, 6/6/2008 tarihinden<br />

itibaren doğan ve<br />

ödenmesi gereken amme alacakları<br />

için uygulanacaktır.<br />

Anayasa Mahkemesinin<br />

maddenin iptaline ilişkin kararının<br />

gerekçesinde, 5766 sayılı<br />

Kanunun yayımlandığı tarihten<br />

önceki dönemlere ilişkin amme<br />

alacaklarının ödenmesine dair<br />

ikincil sorumluluk düzenlemelerinde<br />

alacağın doğduğu tarihteki<br />

düzenlemelerin esas alınması<br />

gerektiği belirtildiğinden,<br />

asıl amme borçlusunun 5766<br />

sayılı Kanunun yayımlandığı<br />

6/6/2008 tarihinden önceki<br />

zamanlara ilişkin borçlarından<br />

sorumlu tutulacak kanuni temsilcilerin<br />

tespitinde alacağın<br />

doğduğu dönem esas alınacaktır."<br />

7) Birinci Kısım İkinci Bölümünün<br />

"IX- Yurt Dışı Çıkış Tahdidi"<br />

başlıklı alt bölümü başlığıyla birlikte<br />

yürürlükten kaldırılmıştır.<br />

8) Birinci Kısım Üçüncü Bölümünün<br />

"I. Ödeme Zamanı"<br />

başlıklı alt bölümünün;<br />

a) (5) numaralı bölümü aşağıdaki<br />

şekilde değiştirilmiştir.<br />

"5. 492 sayılı Harçlar Kanununun17<br />

11/6/2013 tarihli ve<br />

6487 sayılı Bazı Kanunlar ile 375<br />

sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede<br />

Değişiklik Yapılması<br />

Hakkında Kanun ile değişmeden<br />

önceki 28 inci maddesine<br />

göre, karar ve ilam harçlarında<br />

harcın dörtte birinin peşin, geri<br />

kalanının ise kararın verilmesinden<br />

itibaren 2 ay içinde<br />

ödenmesi gerektiğinden, bu<br />

harçların ödeme süresinin belirlenmesine<br />

yönelik bir tebligat<br />

yapılmamakta, karar ve ilam<br />

harcının vade tarihi, karar tarihinden<br />

itibaren 2 aylık sürenin<br />

son günü olarak kabul edilmekte<br />

ve karar ve ilam harçlarının<br />

takibine 6183 sayılı Kanunun 55<br />

inci maddesine göre düzenlenecek<br />

ödeme emrinin tebliği<br />

ile başlanılmakta ve karar ve<br />

ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye<br />

ilam verilmediğinden tahsil<br />

edilmesine müteakip durum ilgili<br />

mahkemeye bir yazı ile bildirilmekteydi.<br />

6009 sayılı ve 6487 sayılı Kanunlar<br />

ile 492 sayılı Kanunun 28<br />

inci maddesinde yapılan değişiklikler<br />

sonrası anılan maddenin<br />

birinci fıkrasının (a) bendi<br />

"Karar ve ilam harçlarının dörtte<br />

biri peşin, geri kalanı kararın<br />

tebliğinden itibaren bir ay içinde<br />

ödenir. Şu kadar ki, ölüm ve<br />

cismani zarar sebebi ile açılan<br />

maddi ve manevi tazminat<br />

davalarında peşin alınan harcın<br />

oranı yirmide bir olarak uygulanır.<br />

Bakiye karar ve ilam<br />

harcının ödenmemiş olması,<br />

hükmün tebliğe çıkarılmasına,<br />

takibe konulmasına ve kanun<br />

yollarına başvurulmasına engel<br />

teşkil etmez." şeklini almıştır.<br />

Buna göre, karar ve ilam<br />

harçlarının peşin ödenmesi gereken<br />

kısmından bakiye kalan<br />

tutarların ödeme zamanı mahkeme<br />

kararının ilgilisine tebliğinden<br />

itibaren bir ay olarak<br />

belirlenmiş olduğundan, mahkemelerce<br />

vergi dairelerine<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

82<br />

Bilanço<br />

B<br />

gönderilen yazılarda belirtilen<br />

tebligat tarihi esas alınarak hesaplanacak<br />

bir aylık sürenin bitim<br />

tarihi bu alacakların vade<br />

tarihi olarak kabul edilecektir.<br />

Ödeme süresi içerisinde<br />

ödenmeyen karar ve ilam<br />

harçlarının takibine 6183 sayılı<br />

Kanunun 55 inci maddesine<br />

göre düzenlenecek ödeme<br />

emrinin tebliği ile başlanılacak<br />

ve vade tarihinden tahsil tarihine<br />

kadar geçen süre için gecikme<br />

zammı hesaplanacaktır.<br />

Diğer taraftan, 492 sayılı<br />

Kanunda 6009 sayılı Kanunla<br />

yapılan değişiklik sonrası karar<br />

ve ilam harcının ödenmemiş<br />

olması ilgiliye ilam verilmesine<br />

engel teşkil etmediğinden, söz<br />

konusu harcın tahsiline ilişkin<br />

bilginin ilgili mahkemeye bildirilmesine<br />

gerek bulunmamaktadır."<br />

b) (11) numaralı bölümünün<br />

sonuna aşağıdaki paragraflar<br />

eklenmiştir.<br />

"Söz konusu Nizamname<br />

26/4/2013 tarihli ve 28629 sayılı<br />

Resmî Gazete'de yayımlanan<br />

11/3/2013 tarihli ve 2013/4478<br />

sayılı Bakanlar Kurulu Kararına<br />

ekli "Ticaret Sicili Tüzüğünün Yürürlükten<br />

Kaldırılmasına Dair Tüzük"<br />

ile yürürlükten kaldırılmıştır.<br />

Diğer taraftan, 6102 sayılı<br />

Türk Ticaret Kanunun 33 üncü<br />

maddesine göre, tescili zorunlu<br />

olup da kanuni şekilde ve süresi<br />

içinde tescili istenmemiş olan<br />

veya anılan Kanunun 32 nci<br />

maddenin üçüncü fıkrasındaki<br />

şartlara uymayan bir hususu<br />

haber alan sicil müdürünün, ilgilileri,<br />

belirleyeceği uygun bir<br />

süre içinde kanuni zorunluluklarını<br />

yerine getirmeye veya o<br />

hususun tescilini gerektiren sebeplerin<br />

bulunmadığını ispat<br />

etmeye çağıracağı, sicil müdürünce<br />

verilen süre içinde tescil<br />

isteminde bulunmayan ve kaçınma<br />

sebeplerini de bildirmeyen<br />

kişinin, sicil müdürünün teklifi<br />

üzerine mahallin en büyük<br />

mülki amiri tarafından idari para<br />

cezasıyla cezalandırılacağı


idare kararları<br />

düzenlenmiş olup, anılan<br />

maddeye istinaden kesilen idari<br />

para cezaları hakkında 5326<br />

sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerinin<br />

uygulanması gerekmektedir."<br />

9) Birinci Kısım Üçüncü Bölümünün<br />

"I. Ödeme Zamanı"<br />

başlıklı bölümünden sonra<br />

gelmek üzere "II. Ödeme Yeri"<br />

başlıklı aşağıdaki bölüm eklenmiş<br />

ve bölümde yer alan<br />

"Ödeme Şekli", "Hususi (Özel)<br />

Ödeme Şekilleri", "Ödemenin<br />

Mahsup Edileceği Alacaklar"<br />

bölüm başlıklarında yer alan<br />

numaralar sırasıyla "III. Ödeme<br />

Şekli", "IV. Hususi (Özel) Ödeme<br />

Şekilleri", "V. Ödemenin Mahsup<br />

Edileceği Alacaklar" şeklinde<br />

teselsül ettirilmiştir.<br />

"II. Ödeme Yeri<br />

6183 sayılı Kanunun<br />

31/5/2012 tarihli ve 6322 sayılı<br />

Kanunla değişik 39 uncu maddesinde<br />

"Hususi kanunlarında<br />

ödeme yeri gösterilmemiş<br />

amme alacakları, borçlunun<br />

ikametgahının bulunduğu yer<br />

tahsil dairesine ödenir.<br />

Hususi kanunlarında ödeme<br />

yeri gösterilmiş olsun olmasın<br />

borçlunun alacaklı tahsil dairesindeki<br />

hesabı bildirmek şartıyla<br />

diğer tahsil dairelerine de<br />

ödeme yapılabilir. Bu fıkra gereğince<br />

yapılacak ödemeler<br />

tahsildarlara yapılamaz." hükmü<br />

yer almaktadır.<br />

6183 sayılı Kanunun 39 uncu<br />

maddesine göre hususi kanunlarında<br />

ödeme yeri gösterilmemiş<br />

amme alacaklarının,<br />

borçlunun ikametgâhının bulunduğu<br />

yer tahsil dairesine<br />

ödenmesi esastır. Ancak, hususi<br />

kanunlarında ödeme yeri gösterilmiş<br />

olsun olmasın borçlunun<br />

alacaklı tahsil dairesindeki hesabını<br />

bildirmek suretiyle diğer<br />

tahsil dairelerine de ödeme<br />

yapması mümkün bulunmaktadır."<br />

10) Birinci Kısım Üçüncü Bölümünün<br />

"Hususi (Özel) Ödeme<br />

Şekilleri" başlıklı alt bölümünün;<br />

a) (5) numaralı bölümünde<br />

yer alan; "5539 sayılı Karayolları<br />

Genel Müdürlüğü Kuruluş ve<br />

Görevleri Hakkında Kanunun25<br />

21 inci maddesine istinaden<br />

erişme kontrollü karayollarından<br />

kaçak geçiş yapanlardan<br />

aranılan geçiş ücreti ve idari<br />

para cezalarının," ibaresi "6001<br />

sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün<br />

Teşkilat ve Görevleri<br />

Hakkında Kanunun25 30 uncu<br />

maddesine istinaden erişme<br />

kontrollü karayollarından kaçak<br />

geçiş yapanlardan aranılan<br />

geçiş ücreti ve idari para<br />

cezalarının," şeklinde, ikinci paragrafı<br />

aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />

"Bu alacaklar dışında Devlete<br />

ait alacaklardan vergi dairelerince<br />

tahsil edilen herhangi<br />

bir amme alacağının PTT iş yerlerine,<br />

vergi tahsil alındısı, posta<br />

çeki ve yurt içinde posta havalesi<br />

kullanılmak suretiyle ödenmesi<br />

mümkün bulunmamaktadır.<br />

Diğer taraftan, Devlete<br />

ait alacaklardan vergi dairelerince<br />

tahsil edilenlerin PTT'ye<br />

bağlı birimler aracılığıyla tahsil<br />

edilmesine yetki verildiği takdirde<br />

yetki verilen amme alacakları<br />

da bu birimler tarafından<br />

tahsil edilebilecektir."<br />

b) (6) numaralı bölümünün<br />

(a) alt bölümünün birinci paragrafı<br />

aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />

"a) Çekle yapılacak ödemelerde,<br />

Türk Ticaret Kanunu<br />

hükümlerine uygun olarak düzenlenmiş<br />

ve 3167 sayılı Çekle<br />

Ödemelerin Düzenlenmesi ve<br />

Çek Hamillerinin Korunması<br />

Hakkında Kanunu26 mülga<br />

eden 20/12/2009 tarihli ve<br />

27438 sayılı Resmî Gazete'de<br />

yayımlanarak yürürlüğe giren<br />

5941 sayılı Çek Kanununun Türkiye<br />

Cumhuriyet Merkez Bankasına<br />

verdiği yetkiye istinaden<br />

bu banka tarafından yayımlanan<br />

tebliğlerle belirlenmiş şekil<br />

ve esaslara uygun olarak bastırılmış<br />

ve kodlaması yapılmış ve<br />

bizzat amme borçlusu tarafın-<br />

B<br />

Bilanço<br />

83<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

dan keşide edilerek imzalanmış<br />

çekler kabul edilecektir."<br />

c) (8) numaralı bölümünün<br />

birinci paragrafında yer alan<br />

"3167 sayılı Kanun" ibaresi "5941<br />

sayılı Kanun" şeklinde değiştirilmiştir.<br />

11) Birinci Kısım Dördüncü<br />

Bölümünün "I. Tecil" alt başlıklı<br />

bölümünün (14) numaralı bölümünde<br />

yer alan Örnek 1<br />

aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />

"Örnek 1- Gelir (Stopaj) Vergisinden<br />

6.000,00 lira, Kurumlar<br />

Vergisinden 50.000,00 lira ve<br />

Gecikme Zammından 4.000,00<br />

lira olmak üzere toplam<br />

60.000,00 lira borç tecil edilmiş,<br />

ancak belli bir süre geçtikten<br />

sonra tecil ihlal edilmiştir. Tecil<br />

süresince tahsil edilen 30.000,00<br />

liranın 24.000,00 lirası vergi aslından<br />

olan borçlara ait olup<br />

ayrıca 10.000,00 lira tecil faizi<br />

için ödeme yapılmıştır.<br />

Bu durumda, mahsup edilecek<br />

tecil faizi tutarı aşağıdaki<br />

şekilde hesaplanacaktır.<br />

Vergi Aslına<br />

İsabet<br />

=<br />

Eden Tecil<br />

Faizi<br />

Ödenen Vergi Aslı Tutarı x<br />

Tahsil Edilen Tecil Faizi<br />

Tahsil Edilen Toplam Borç<br />

Tutarı<br />

Vergi Aslına<br />

İsabet 24.000,00 x 10.000,00<br />

=<br />

Eden Tecil<br />

30.000,00<br />

Faizi<br />

= 8.000,00 lira<br />

Buna göre, 8.000,00 lira tutarındaki<br />

tecil faizi, vergi asılları için<br />

hesaplanacak gecikme zammından<br />

mahsup edilecektir.<br />

Diğer taraftan, 10.000,00 -<br />

8.000,00 = 2.000,00 lira tecil faizi<br />

ise gecikme zammı uygulanmayan<br />

amme alacağına ilişkin<br />

olduğundan bu tutar, borçluya<br />

red ve iade edilmeyeceği gibi<br />

borçlarına da mahsup edilmeyerek<br />

gelir yazılacaktır."<br />

12) Birinci Kısım Dördüncü Bölümünün<br />

"I. Tecil" başlıklı alt bölümünün<br />

sonuna aşağıdaki (17)<br />

numaralı bölüm eklenmiştir.


mevzuat değişiklikleri<br />

mevzuat değişiklikleri<br />

"17. 10/11/2012 tarihli ve<br />

28463 sayılı Resmî Gazete'de<br />

yayımlanan 6358 sayılı Expo<br />

2016 Antalya Kanununun 21<br />

inci maddesi ile 6183 sayılı Kanunun<br />

48 inci maddesinin altıncı<br />

fıkrasına eklenen hüküm<br />

ile fıkra aşağıdaki şekli almıştır.<br />

"Tecil salahiyetini kullanacak<br />

ve bu salahiyeti devredecek<br />

olan makamlar; tecil edilecek<br />

amme alacaklarını tür ve tutar<br />

olarak belirlemeye, amme<br />

borçlusunun faaliyetine devam<br />

edip etmediğini esas alarak<br />

tecil edilecek alacakları tespit<br />

etmeye, tecilde taksit zamanlarını<br />

ve diğer şartları tayin etmeye<br />

ayrıca 213 sayılı Kanuna<br />

göre doğal afetler nedeniyle<br />

ilan edilen mücbir sebep hali<br />

kapsamındaki amme borçlularının,<br />

mücbir sebep halinin sona<br />

erdiği tarihe kadar ödemeleri<br />

gereken amme borçları ile<br />

mücbir sebep nedeniyle ödeme<br />

süreleri ertelenen amme<br />

borçlarını faiz alınmaksızın veya<br />

yürürlükteki faiz oranından daha<br />

düşük faiz oranıyla tecil etmeye<br />

yetkilidir."<br />

Tecil salahiyetini kullanacak<br />

ve bu salahiyeti devredecek<br />

olan makamlar tarafından,<br />

Maliye Bakanlığınca doğal<br />

afet nedeniyle mücbir sebep<br />

halinin varlığı ilan edilen hallerde<br />

madde ile tanınan yetki<br />

çerçevesinde amme alacakları<br />

faiz alınmaksızın veya yürürlükteki<br />

faiz oranından daha düşük<br />

faiz oranıyla tecil edilebilecektir."<br />

13) İkinci Kısım Birinci Bölümünün<br />

"III- Ödeme Emrine Dava<br />

Açılması" başlıklı alt bölümünün<br />

(1) ve (4) üncü bölümleri<br />

aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />

"1. 6183 sayılı Kanunun<br />

"Ödeme emrine itiraz" başlıklı<br />

58 inci maddesinde "Kendisine<br />

ödeme emri tebliğ olunan şahıs,<br />

böyle bir borcu olmadığı<br />

veya kısmen ödediği veya zamanaşımına<br />

uğradığı hakkında<br />

tebliğ tarihinden itibaren 7 gün<br />

içinde alacaklı tahsil dairesine<br />

ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz<br />

komisyonu nezdinde itirazda<br />

bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi<br />

ve itiraz incelemelerinin<br />

iadesi hususlarında Vergi<br />

Usul Kanunu hükümleri tatbik<br />

olunur.<br />

Borcun bir kısmına itiraz<br />

eden borçlunun o kısmın cihet<br />

ve miktarını açıkça göstermesi<br />

lazımdır, aksi halde itiraz edilmemiş<br />

sayılır.<br />

(Mülga üçüncü fıkra:<br />

28/1/2010-5951/1 md. Yürürlük:<br />

05/02/2010)<br />

İtiraz komisyonu bu itirazları<br />

en geç 7 gün içinde karara<br />

bağlamak mecburiyetindedir.<br />

İtirazında tamamen veya<br />

kısmen haksız çıkan borçludan,<br />

hakkındaki itirazın reddolunduğu<br />

miktardaki amme alacağı<br />

% 10 zamla tahsil edilir.<br />

İtiraz komisyonlarının bu konudaki<br />

kararları kesindir.<br />

Borcun tamamına bu<br />

madde gereğince vaki itirazların<br />

tamamen veya kısmen reddi<br />

halinde, borçlu ret kararının<br />

kendisine tebliği tarihinden itibaren<br />

7 gün içinde mal bildiriminde<br />

bulunmak mecburiyetindedir.<br />

Borcun bir kısmına karşı bu<br />

madde gereğince vaki itirazlar<br />

mal bildiriminde bulunma<br />

müddetini uzatamaz." hükmü<br />

yer almaktadır."<br />

"4. 6183 sayılı Kanunun 58<br />

inci maddesinin üçüncü fıkrasında<br />

yer alan "İtirazda bulunan<br />

borçlu bu kanuna göre<br />

teminat gösterdiği takdirde takip<br />

muamelesi itirazlı borç miktarı<br />

için ve itiraz komisyonunca<br />

bu hususta karar verilinceye<br />

kadar durdurulur." hükmü<br />

5/2/2010 tarihli ve 27484 sayılı<br />

Resmî Gazete'de yayımlanarak<br />

yürürlüğe giren 5951 sayılı Amme<br />

Alacaklarının Tahsil Usulü<br />

Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda<br />

Değişiklik Yapılmasına<br />

Dair Kanunun 1 inci maddesiyle<br />

yürürlükten kaldırılmıştır.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

84<br />

Bilanço<br />

B<br />

Bu itibarla, 2577 sayılı Kanunun<br />

27 nci maddesinin üçüncü<br />

fıkrası uyarınca ödeme emrine<br />

karşı açılan davalarda, yargı<br />

mercilerince yürütmenin durdurulması<br />

kararı verilmediği<br />

müddetçe takibatın devam<br />

ettirilmesi gerekmektedir."<br />

14) İkinci Kısım Birinci Bölümünün<br />

"VI- Haciz" başlıklı alt<br />

bölümünün;<br />

a) (2) numaralı bölümü aşağıdaki<br />

şekilde değiştirilmiştir.<br />

"2. Mal varlığı araştırması<br />

6183 sayılı Kanunun 62 nci<br />

maddesinde, borçlunun, mal<br />

bildiriminde gösterilen veya<br />

tahsil dairesince tespit edilen<br />

borçlu veya üçüncü şahıslar<br />

elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden,<br />

alacak ve<br />

haklarından, amme alacağına<br />

yetecek miktarının tahsil dairesince<br />

haczolunacağı belirtilmiş<br />

ve maddeye 5228 sayılı Kanun<br />

ile ikinci fıkra olarak "Maliye Bakanlığı<br />

amme alacaklarının takibinde<br />

haczolunacak malların<br />

tespiti amacıyla yapılacak mal<br />

varlığı araştırmasının şekli, alanı<br />

ve kapsamı ile araştırma yapılacak<br />

amme alacaklarının türü<br />

ve tutarını belirlemeye yetkilidir.<br />

Bu yetki alacaklı amme idaresi<br />

itibarıyla da kullanılabilir." hükmü<br />

eklenmiştir.<br />

Madde hükmünün Bakanlığımıza<br />

verdiği yetkiye istinaden,<br />

tahsil dairelerinin işgücü<br />

ve zaman kaybını önlemek, kırtasiye<br />

ve posta masraflarını<br />

azaltmak amacıyla Devlete ait<br />

amme alacaklarının takip ve<br />

tahsili için yapılacak mal varlığı<br />

araştırmasının aşağıda belirlenen<br />

usul ve esaslar çerçevesinde<br />

yürütülmesi uygun görülmüştür.<br />

a) Devlete ait olup Bakanlığımıza<br />

ya da Gümrük ve Ticaret<br />

Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince<br />

takip ve tahsil edilen<br />

amme alacakları için tür ayrımı<br />

yapılmaksızın yurt çapında mal<br />

varlığı araştırması yapılacaktır.<br />

Amme borçlusunun menkul ve<br />

gayrimenkul malları ile her türlü


idare kararları<br />

hak ve alacaklarından borcuna<br />

yetecek tutarda olan kısmının<br />

tespiti ve haczi için yurt çapında<br />

yapılacak mal varlığı<br />

araştırmasının, fer'ileri ile birlikte<br />

toplam tutarı 5.000,- lira ve üzerindeki<br />

amme alacakları için<br />

yapılması uygun görülmüştür.<br />

Takip konusu amme alacağı<br />

belirlenen tutarın altında kaldığı<br />

sürece yurt çapında mal varlığı<br />

araştırması yapılmayacaktır.<br />

Ancak, mal varlığı araştırmasının<br />

elektronik ortamda yapılabilmesi<br />

durumunda takip konusu<br />

tüm amme alacakları için tutar<br />

sınırı olmaksızın yurt çapında<br />

mal varlığı araştırması elektronik<br />

ortamda yapılacaktır.<br />

b) Yurt çapında mal varlığı<br />

araştırmasının amme borçlusunun<br />

haczi kabil mal varlığının<br />

tespit edilerek haczedilmesini<br />

sağlamak amacıyla yapıldığı<br />

dikkate alınarak; alacaklı tahsil<br />

dairelerince bu araştırmaların<br />

bulundukları illerde doğrudan<br />

veya bu konuda görevlendirilmiş<br />

dairelerce, diğer illerde ise<br />

aynı nev'iden tahsil daireleri<br />

aracılığı ile 6183 sayılı Kanunun<br />

haczin tatbik şekline ilişkin hükümlerine<br />

göre yapılması gerekmektedir.<br />

Alacaklı tahsil daireleri,<br />

ivedilik arz eden durumlarda,<br />

bulundukları illerin dışında<br />

tespit ettikleri ve haciz bildirisi<br />

düzenlenmek suretiyle haczedilmesi<br />

gereken malları doğrudan<br />

haczedebileceklerdir.<br />

Alacaklı tahsil daireleri, haciz<br />

bildirisi düzenlenmek suretiyle<br />

haczedilebilecek mallardan<br />

elektronik ortamda araştırması<br />

yapılabilecek olanları, elektronik<br />

ortamda araştıracak, yetki<br />

alanlarına bağlı kalmaksızın<br />

doğrudan haciz bildirisi tebliğ<br />

etmek suretiyle haczedebileceklerdir.<br />

Bu mallar için ayrıca<br />

yazılı ortamda malvarlığı araştırması<br />

yapılmayacaktır.<br />

Maliye Bakanlığına bağlı<br />

tahsil daireleri, haciz bildirisi düzenlenmek<br />

suretiyle haczedilebilecek<br />

mallardan elektronik<br />

ortamda haczi mümkün olanları<br />

yetki alanlarına bağlı kalmaksızın,<br />

elektronik ortamda<br />

haciz bildirilerinin tebliği ile ilgili<br />

kurulan sisteme göre, doğrudan<br />

ya da elektronik ortamda<br />

Gelir İdaresi Başkanlığı aracılığıyla<br />

haciz bildirisi tebliğ etmek<br />

suretiyle haczedebileceklerdir.<br />

Haciz bildirisi düzenlenmek<br />

suretiyle haczedilecek mallara<br />

(bankalar nezdindeki hak ve<br />

alacaklar, tapu, trafik siciline<br />

kayıtlı mallar v.b.) ilişkin araştırmalar,<br />

bu kayıtlara elektronik<br />

ortamda ulaşılamaması halinde<br />

en fazla 50 amme borçlusunun<br />

borçlarını içerecek listeler<br />

şeklinde düzenlenmiş haciz<br />

bildirilerinin tebliği suretiyle yapılacaktır.<br />

Haciz bildirileri alacaklı<br />

tahsil dairelerince veya<br />

alacaklı dairenin bulunduğu ilde<br />

bu konuda görevlendirilmiş<br />

dairelerce doğrudan ilgili idareye<br />

tebliğ edilecektir.<br />

Maliye Bakanlığına bağlı<br />

tahsil daireleri, bankalar ve<br />

Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.<br />

nezdindeki hak ve alacakların<br />

haczi için tanzim edilen haciz<br />

bildirilerinin ilgili kurumlara tebliği<br />

hususunda 6183 sayılı Kanunun<br />

79. maddesine ilişkin olarak<br />

bu Tebliğde yapılan açıklamalara<br />

göre işlem yapacaktır.<br />

Diğer taraftan, alacaklı tahsil<br />

dairelerince, bankalar ve<br />

Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.<br />

nezdindeki hak ve alacakların<br />

haczi için düzenlenen ve elektronik<br />

ortamda tebliğ edilen<br />

haciz bildirileri, Bakanlığımız ile<br />

bu konuda protokol yapmamış<br />

bankalara, amme borçlusu sayısı<br />

sınırlaması olmaksızın bir yazı<br />

ekinde liste şeklinde tebliğ edilecektir.<br />

Amme borçlusunun PTT'ye<br />

bağlı birimler nezdindeki posta<br />

çeki hesaplarında yer alan varlıklarının,<br />

ülke genelinde tek bir<br />

merkezden sorgulanması<br />

mümkün olduğundan, bu varlıkların<br />

araştırılması alacaklı tahsil<br />

dairesinin bulunduğu yerdeki<br />

PTT merkezine haciz bildirisinin<br />

tebliği suretiyle yapılacaktır. Söz<br />

B<br />

Bilanço<br />

85<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

konusu bilgilere elektronik ortamda<br />

ulaşılabilmesi halinde<br />

gerekli araştırma elektronik ortamda<br />

yapılacak, tespit edilen<br />

varlıklar alacaklı tahsil dairelerince<br />

doğrudan haciz bildirisi<br />

düzenlenmek suretiyle haczedilebilecektir.<br />

PTT ile 6183 sayılı<br />

Kanunun 79 uncu maddesine<br />

istinaden protokol yapılarak<br />

posta çeki hesaplarında yer<br />

alan varlıkların haczi için düzenlenen<br />

haciz bildirilerinin<br />

elektronik ortamda tebliğinin<br />

sağlanması durumunda elektronik<br />

ortamda tebligat yapılarak<br />

cevapları elektronik ortamda<br />

alınacaktır.<br />

Amme borçlusu adına kayıtlı<br />

gayrimenkullere yönelik<br />

mal varlığı araştırmaları, tapu<br />

sicil müdürlüklerine haciz bildirisinin<br />

tebliği suretiyle yapılacaktır.<br />

Bu kayıtlara elektronik ortamda<br />

ulaşılabilmesi durumunda<br />

malvarlığı araştırması<br />

elektronik ortamda yapılacak<br />

ve tespit edilen gayrimenkul<br />

kayıtlarına haciz konulmak üzere<br />

alacaklı tahsil dairesince<br />

tanzim edilen haciz bildirileri ilgili<br />

tapu sicil müdürlüğüne<br />

doğrudan tebliğ edilecektir.<br />

Bakanlığımız ile Tapu ve Kadastro<br />

Genel Müdürlüğü arasında<br />

yapılan protokol çerçevesinde<br />

sicil kayıtlarındaki bilgilere<br />

elektronik ortamda ulaşıldığından,<br />

Bakanlığımıza bağlı<br />

tahsil daireleri tarafından, amme<br />

borçlusuna ait gayrimenkullere<br />

yönelik malvarlığı araştırmaları<br />

elektronik ortamda<br />

yapılacaktır.<br />

Emniyet Genel Müdürlüğüne<br />

bağlı trafik birimlerinin birbirleri<br />

ile bilgisayar ağ bağlantısı<br />

bulunduğundan, amme borçlusunun,<br />

Karayolları Trafik Kanununa<br />

göre trafik şube veya<br />

bürolarına kayıtlı taşıtlarının<br />

haczi için alacaklı tahsil dairesinin<br />

bulunduğu yerdeki şube<br />

veya bürodan araştırma yapılması<br />

yeterli olacaktır. Ancak,<br />

motorlu taşıtların haczi için düzenlenen<br />

haciz bildirilerinin,


mevzuat değişiklikleri<br />

mevzuat değişiklikleri<br />

6183 sayılı Kanunun 77 nci<br />

maddesine ve/veya 2918 sayılı<br />

Kanunun 5 inci maddesine istinaden<br />

Emniyet Genel Müdürlüğü<br />

ile yapılan protokoller sonucunda,<br />

elektronik ortamda<br />

tebliğ edilmesi elektronik ortamda<br />

motorlu taşıtların sicillerine<br />

erişilerek haciz konulabilmesi<br />

halinde, trafik şube veya<br />

bürolarından yazılı ortamda<br />

mal varlığı araştırması yapılmayacaktır.<br />

2918 sayılı Kanunun 22 nci<br />

maddesinin birinci fıkrasının (c)<br />

bendinde iş makinesi türünden<br />

araçların tescillerinin ne şekilde<br />

yapılacağı belirtilmiştir. Madde<br />

hükmüne göre gerçek veya<br />

özel hukuk tüzel kişilerine ait<br />

olan iş makinelerinin tescil kayıtları<br />

ilgisine göre ziraat odalarında,<br />

ticaret odasında, sanayi<br />

odasında veya ticaret ve sanayi<br />

odasında tutulmaktadır.<br />

Amme borçlusuna ait iş makinesi<br />

bulunup bulunmadığına<br />

ilişkin araştırmaların ilgili odalardan<br />

yapılması gerektiğinden,<br />

bu nev'iden malların haczi<br />

için yapılacak araştırmanın<br />

amme borçlusunun;<br />

- Bağlı olduğu tahsil dairesinin<br />

bulunduğu,<br />

- Birden fazla tahsil dairesinde<br />

kayıtlı olması halinde (mükellefiyetini<br />

terk ettiği iller dahil)<br />

bu dairelerin bulunduğu,<br />

-Tahsil dairesince bilinen<br />

ikametgah ve iş yeri adreslerinin<br />

bulunduğu, ayrıca gerçek<br />

kişilerin nüfusa kayıtlı olduğu,<br />

- Mal varlığının bulunduğu<br />

yönünde bilgi edinilen,<br />

il veya illerdeki odalardan<br />

yapılması uygun görülmüştür.<br />

Ancak, amme borçlusunun<br />

sahip olduğu iş makinelerinin<br />

tescil kayıtlarındaki bilgilere<br />

elektronik ortamda ulaşılabilmesi<br />

halinde araştırmalar elektronik<br />

ortamda yapılacak ve<br />

tespit edilen iş makinelerinin<br />

kayıtlarına haciz konulmak üzere<br />

alacaklı tahsil dairesince<br />

tanzim edilen haciz bildirileri ilgili<br />

odalara doğrudan tebliğ<br />

edilecektir.<br />

Amme borçlusu adına kayıtlı;<br />

hava araçlarının haczi için<br />

düzenlenen haciz bildirileri,<br />

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme<br />

Bakanlığına bağlı Sivil<br />

Havacılık Genel Müdürlüğüne,<br />

deniz taşıtlarının haczi için düzenlenen<br />

haciz bildirileri, Uluslararası<br />

Gemi Siciline ve Milli<br />

Gemi Siciline kayıtlı deniz taşıtlarında<br />

aynı Bakanlığa bağlı<br />

Deniz ve İçsular Düzenleme<br />

Genel Müdürlüğüne, Bağlama<br />

Kütüğüne kayıtlı deniz taşıtları<br />

için belediyelerde ve liman<br />

başkanlıklarında ayrı ayrı kayıt<br />

tutulduğundan, belediye ve/<br />

veya liman başkanlığına gönderilecektir.<br />

Ancak, amme<br />

borçlusunun sahip olduğu hava<br />

araçları ile deniz taşıtlarının<br />

tescil kayıtlarındaki bilgilere<br />

elektronik ortamda ulaşılabilmesi<br />

halinde araştırmalar elektronik<br />

ortamda yapılacak ve<br />

tespit edilen varlıkların sicil / kütük<br />

kayıtlarına haciz konulmak<br />

üzere alacaklı tahsil dairesince<br />

tanzim edilen haciz bildirileri ilgili<br />

idareye doğrudan tebliğ<br />

edilecektir.<br />

Diğer taraftan, alacaklı tahsil<br />

dairelerince amme borçlusunun<br />

fiilen tutanak tanzimi suretiyle<br />

haczedilebilecek sair<br />

menkul malları sadece borçlunun<br />

tahsil dairesince bilinen<br />

ikametgâh ve iş yeri adreslerinde,<br />

mal varlığının bulunduğu<br />

yönünde bilgi edinilen yerlerde<br />

yapılacak ve tespit edilebilecek<br />

malların haczi için 6183 sayılı<br />

Kanunun 5 inci maddesinde<br />

düzenlenmiş olan niyabeten<br />

takip hükümleri göz önünde<br />

bulundurulacaktır.<br />

Amme borçlusunun menkul<br />

ve gayrimenkulleri dışında sahip<br />

olabileceği patent, marka,<br />

tasarım veya telif hakkı ya da<br />

maden işletme, radyo ve televizyon<br />

yayın hakkı gibi haklarına<br />

yönelik mal varlığı araştırmaları<br />

faaliyetleri nedeniyle bu<br />

haklara sahip olabilecek am-<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

86<br />

Bilanço<br />

B<br />

me borçluları ile bu haklara sahip<br />

oldukları yönünde bilgi edinilen<br />

amme borçluları için yapılacaktır.<br />

Bu konuda yapılacak<br />

araştırma, alacaklı tahsil<br />

dairelerince doğrudan hakların<br />

kayıtlarının tutulduğu yerlere<br />

haciz bildirilerinin tebliği suretiyle<br />

yapılacaktır.<br />

Amme borçlusunun, yukarıda<br />

belirtilenler dışındaki üçüncü<br />

şahıslar nezdinde bulunan<br />

ve 6183 sayılı Kanunun 79 uncu<br />

maddesine göre haczedilmesi<br />

gereken mal, hak ve alacaklarının<br />

haczine yönelik mal varlığı<br />

araştırması ise alacaklı tahsil<br />

dairelerince amme borçlusunun<br />

mal, hak ve alacağının bulunabileceği<br />

yönünde bilgi<br />

edinilen üçüncü şahıslara 6183<br />

sayılı Kanunun 79. maddesine<br />

istinaden düzenlenen haciz<br />

bildirilerinin doğrudan tebliğ<br />

edilmesi suretiyle yapılacaktır.<br />

c) Yurt çapında mal varlığı<br />

araştırması yapılmayacak tutardaki<br />

amme alacakları için<br />

amme borçlusunun;<br />

- Bağlı olduğu tahsil dairesinin<br />

bulunduğu,<br />

- Birden fazla tahsil dairesinde<br />

kayıtlı olması halinde (mükellefiyetini<br />

terk ettiği iller dahil)<br />

bu dairelerin bulunduğu,<br />

- Tahsil dairesince bilinen<br />

ikametgâh ve iş yeri adreslerinin<br />

bulunduğu, ayrıca gerçek<br />

kişilerin nüfusa kayıtlı olduğu,<br />

- Mal varlığının bulunduğu<br />

yönünde bilgi edinilen,<br />

il veya illerde mal varlığının<br />

araştırılması yukarıda belirtilen<br />

usullerle yapılacaktır."<br />

b) (3) numaralı bölümünün<br />

sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir.<br />

"Haciz varakalarının yetkili<br />

makam, yetki devri halinde<br />

devrolunan makam tarafından<br />

15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı<br />

Elektronik İmza Kanununa göre<br />

alınmış elektronik imza kullanılmak<br />

suretiyle imzalanması<br />

mümkündür. Elektronik imza ile<br />

onaylanmış haciz varakaları


idare kararları<br />

alacaklı tahsil dairelerinin mührü<br />

ile mühürlenecektir."<br />

15) İkinci Kısım Birinci Bölümünün<br />

"X- Kısmen Haczedilebilen<br />

Gelirler" başlıklı alt bölümünün<br />

(2) numaralı bölümü aşağıdaki<br />

şekilde değiştirilmiştir.<br />

"2. 4632 sayılı Bireysel Emeklilik<br />

ve Yatırım Sistemi Kanununun28<br />

5684 sayılı Kanunun 41<br />

inci maddesiyle değişik 17 nci<br />

maddesinin ikinci fıkrasında, "Bireysel<br />

emeklilik hesabındaki fon<br />

paylarından, katılımcının sistemde<br />

bulunduğu ay sayısı ile<br />

asgarî ücret tutarının çarpımına<br />

karşılık gelen birikim tutarı ve bu<br />

Kanunun 6 ncı maddesi kapsamında<br />

bireysel emeklilik sisteminden<br />

emekli olanlara yapılan<br />

yıllık gelir sigortası ödemelerinin<br />

aylık ödemeye isabet<br />

eden miktarının nafaka borçları<br />

hariç olmak üzere asgari ücret<br />

tutarına kadar olan kısmı<br />

haczedilemez, rehnedilemez,<br />

iflas masasına dahil edilemez.<br />

Bu fıkradaki hükümlerin uygulanmasında<br />

rehin, haciz veya<br />

iflas tarihinde geçerli brüt asgari<br />

ücret tutarı esas alınır..."<br />

hükmü,<br />

Aynı Kanunun "Devlet katkısı"<br />

başlıklı Ek 1 inci maddesinin<br />

üçüncü fıkrasında "Bireysel<br />

emeklilik sisteminden emeklilik<br />

hakkı kazananlar ile bu sistemden<br />

vefat veya malûliyet nedeniyle<br />

ayrılanlar devlet katkısı<br />

hesabındaki hesabın tamamına<br />

hak kazanır. Devlet katkısı<br />

hesabındaki tutarlardan hak<br />

kazanılan tutarlar sistemden<br />

ayrılma veya emeklilik durumunda<br />

katılımcıya ödenir."<br />

hükmü,<br />

yer almaktadır.<br />

Buna göre, amme borçlularının<br />

4632 sayılı Kanun kapsamındaki<br />

bireysel emeklilik hesaplarındaki<br />

birikimlerinin;<br />

- Henüz emeklilik hakkı kazanmamış<br />

olanların sistemde<br />

bulundukları ay sayısı ile haciz<br />

tarihinde geçerli brüt asgari ücret<br />

tutarının çarpımına karşılık<br />

gelen birikim tutarının üzerindeki<br />

kısmına,<br />

- Emeklilik hakkı kazanarak<br />

yıllık gelir sigortası çerçevesinde<br />

kendilerine maaş bağlanan<br />

veya hazırlanan bir program<br />

çerçevesinde düzenli ödeme<br />

yapılanların, bu şekildeki ödemelerin<br />

aylık ödemeye isabet<br />

eden miktarının aylık brüt asgari<br />

ücret tutarının üzerinde kalan<br />

kısmına,<br />

nafaka alacaklılarının hakları<br />

saklı kalmak üzere haciz<br />

tatbik edilecektir.<br />

Ancak, katılımcıların bireysel<br />

emeklilik sisteminden ayrılmaları<br />

halinde, sistemden alacakları<br />

tutarın, haczini engelleyen bir<br />

düzenleme bulunmadığından,<br />

amme alacağını karşılayacak<br />

kadar kısmının haczedilmesi<br />

mümkün bulunmaktadır.<br />

Diğer taraftan, bireysel<br />

emeklilik sisteminden emeklilik<br />

hakkı kazananlar ile bu sistemden<br />

vefat veya malûliyet nedeniyle<br />

ayrılanların devlet katkısı<br />

hesabındaki, hesabın tamamına<br />

hak kazanacağı, devlet<br />

katkısı hesabındaki tutarlardan<br />

hak kazanılan tutarlar sistemden<br />

ayrılma veya emeklilik<br />

durumunda katılımcıya ödeneceği<br />

dikkate alındığında hak<br />

kazanılma tarihlerinden önce<br />

emeklilik hesabında yer alan<br />

devlet katkısı tutarlarının haczedilemeyeceği<br />

tabiidir."<br />

16) İkinci Kısım İkinci Bölümünün<br />

"I. Menkul malların haczi"<br />

başlıklı alt bölümünün;<br />

a) (1) numaralı bölümü aşağıdaki<br />

şekilde değiştirilmiştir.<br />

"1. 6183 sayılı Kanunun 5904<br />

sayılı Kanunla değişik 77 nci<br />

maddesinde, "Her türlü menkul<br />

mallar cins ve nevileri, vasıfları,<br />

alametleri, sayı ve miktarları ve<br />

tahmin edilen değerleri haciz<br />

zaptında tesbit edilmek suretiyle<br />

haczolunur.<br />

Resmi sicile kayıtlı olan<br />

menkul malların haczi, sicillerine<br />

işlenmek üzere sicilin tutulduğu<br />

daireye tebliğ edilmek<br />

B<br />

Bilanço<br />

87<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

suretiyle de yapılır. Tahsil dairelerince<br />

düzenlenen haciz bildirileri,<br />

alacaklı tahsil dairelerince<br />

ya da alacaklı amme idaresi<br />

vasıtasıyla, posta yerine elektronik<br />

ortamda tebliğ edilebilir<br />

ve bu tebligata elektronik ortamda<br />

cevap verilebilir. Elektronik<br />

ortamda yapılacak tebliğe<br />

ve cevapların elektronik ortamda<br />

verilebilmesine ilişkin<br />

usul ve esasları belirlemeye<br />

Maliye Bakanlığı yetkilidir."<br />

hükmü yer almaktadır.<br />

Buna göre, her türlü menkul<br />

malların; cins ve türleri, özellikleri,<br />

işaretleri, sayı ve miktarları ve<br />

tahmin edilen değerlerinin,<br />

haciz tutanağında (zaptında)<br />

tespit edilerek haczedilmesi<br />

gerekmektedir. Resmi sicile kayıtlı<br />

olan menkul malların haczinin,<br />

sicillerine işlenmek üzere<br />

sicilin tutulduğu daireye tebliğ<br />

edilmek suretiyle de yapılması<br />

gerekmektedir.<br />

6183 sayılı Kanunun 77 nci<br />

maddesinde tahsil dairelerince<br />

düzenlenen haciz bildirilerinin,<br />

alacaklı tahsil dairelerince ya<br />

da alacaklı amme idaresi vasıtasıyla,<br />

posta yerine elektronik<br />

ortamda tebliğ edilebilmesine<br />

ve bu tebligatlara elektronik ortamda<br />

cevap verilebilmesine<br />

imkan verilmiş, elektronik ortamda<br />

yapılacak tebliğe ve<br />

cevapların elektronik ortamda<br />

verilebilmesine ilişkin usul ve<br />

esasları belirlemeye Bakanlığımız<br />

yetkili kılınmıştır.<br />

Bu hükme istinaden, Emniyet<br />

Genel Müdürlüğü trafik şube<br />

ve bürolarına kayıtlı araçların<br />

haczi için, alacaklı amme<br />

idarelerinin Bakanlığımızın (Gelir<br />

İdaresi Başkanlığının) uygun<br />

görüşünü de almak suretiyle<br />

Emniyet Genel Müdürlüğü ile<br />

yapacakları anlaşmalar çerçevesinde,<br />

elektronik imza ya<br />

da şifre kullanılmak suretiyle<br />

haciz bildirilerinin elektronik ortamda<br />

anılan kuruma tebliğ<br />

edilmesi ve elektronik ortamda<br />

cevaplarının alınması, elektronik<br />

ortamda tebliğ edilecek


mevzuat değişiklikleri<br />

mevzuat değişiklikleri<br />

haciz bildirilerinde birden fazla<br />

amme borçlusu için tebligat<br />

yapılabilmesi ve cevaplarının<br />

alınması uygun görülmüştür.<br />

Diğer taraftan, 2918 sayılı<br />

Kanunun 5 inci maddesinin birinci<br />

fıkrasının (b) bendinin (9)<br />

numaralı alt bendinde "Ülke<br />

çapında taşıtların ve sürücülerin<br />

sicillerini tutmak, bunlara ilişkin<br />

teknik ve hukuki değişiklikleri<br />

işlemek, işlettirmek, istatistiksel<br />

bilgileri toplamak ve değerlendirmek"<br />

Emniyet Genel Müdürlüğü<br />

trafik kuruluşlarının görev<br />

ve yetkileri arasında sayılmış,<br />

anılan maddenin son fıkrasında<br />

da "Sürücülere ait bilgilerde<br />

meydana gelebilecek değişiklikler<br />

ve araçlar üzerinde meydana<br />

gelebilecek teknik veya<br />

hukukî değişiklikler ile haciz, rehin,<br />

ihtiyatî tedbir ve belge iptali<br />

gibi kısıtlayıcı şerhlerin;<br />

elektronik ortamda tutulan siciller<br />

üzerine işlenilmesi ve kaldırılması<br />

işlemleri, bu değişiklik<br />

veya şerhlere karar veren yargı<br />

ve icra birimleri ile kamu kurum<br />

veya kuruluşları tarafından<br />

elektronik sistemle yapılabilir."<br />

hükmüne yer verilmiştir.<br />

Buna göre, Emniyet Genel<br />

Müdürlüğü tarafından sicil kayıtları<br />

tutulan motorlu taşıtların<br />

haczinin, 6183 sayılı Kanunun<br />

77 nci maddesine ve/veya<br />

2918 sayılı Kanunun 5 inci<br />

maddesine istinaden Emniyet<br />

Genel Müdürlüğü ile yapılan<br />

protokoller sonucunda, düzenlenen<br />

haciz bildirilerinin elektronik<br />

ortamda tebliğ edilmesi<br />

suretiyle veya elektronik ortamda<br />

motorlu taşıtların sicillerine<br />

erişilerek haciz konulması<br />

suretiyle yapılması uygun görülmüştür."<br />

b) (3) numaralı bölümünün<br />

sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir.<br />

"2918 sayılı Kanunun 22 nci<br />

maddesinin birinci fıkrasının (c)<br />

bendinde iş makinesi türünden<br />

araçların tescillerinin ne şekilde<br />

yapılacağı belirtilmiştir. Madde<br />

hükmüne göre gerçek veya<br />

özel hukuk tüzel kişilere ait olan<br />

iş makinelerinin tescil kayıtları<br />

ilgisine göre ziraat odalarında,<br />

ticaret odasında, sanayi odasında<br />

veya ticaret ve sanayi<br />

odasında tutulmakta olup,<br />

amme borçlusuna ait iş makinelerinin<br />

sicillerine haciz tatbikiyle<br />

yetinilmemelidir. Söz konusu<br />

iş makinelerinin çalınması,<br />

kaybolması ve hasar görmesi<br />

ihtimalini ortadan kaldırmak ve<br />

amme alacağının biran evvel<br />

tahsilini sağlamak amacıyla,<br />

6183 sayılı Kanunun 78 inci<br />

maddesi uyarınca fiili haczinin<br />

gerçekleştirilmesi ve 82 nci<br />

maddesi uyarınca gerekli muhafaza<br />

tedbirlerinin alınması<br />

gerekmektedir."<br />

17) İkinci Kısım İkinci Bölümünün<br />

"II- Üçüncü Şahıslardaki<br />

Menkul Malların, Alacak ve<br />

Hakların Haczi" başlıklı alt bölümünün;<br />

a) (14) numaralı bölümünün<br />

ikinci paragrafı aşağıdaki şekilde<br />

değiştirilmiştir.<br />

"6183 sayılı Kanunun 79 uncu<br />

maddesinin Bakanlığımıza<br />

verdiği yetkiye istinaden; Bakanlığımıza<br />

bağlı tahsil daireleri<br />

tarafından takip edilen amme<br />

alacaklarında tutara bakılmaksızın,<br />

Gümrük ve Ticaret Bakanlığına<br />

bağlı tahsil daireleri tarafından<br />

takip edilen amme alacaklarında<br />

50.000,- lira ve üzeri<br />

için, il özel idareleri ve belediyelere<br />

ait amme alacaklarında<br />

ise 10.000,- lira ve üzeri için tanzim<br />

edilen haciz bildirilerinin<br />

bankaların genel müdürlüklerine<br />

tebliğ edilmesi uygun görülmüştür."<br />

b) (15) numaralı bölümünün<br />

sonuna aşağıdaki paragraflar<br />

eklenmiştir.<br />

"Bu kapsamda kurulan<br />

elektronik ortamda haciz bildirisi<br />

tebliğ sistemine dahil olan<br />

banka genel müdürlükleri ile<br />

Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.'ne,<br />

elektronik ortamda tebliğ edilen<br />

haciz bildirileri, sisteme dahil<br />

olmayan banka genel müdürlüklerine<br />

bir haciz bildirisi ekinde<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

88<br />

Bilanço<br />

B<br />

liste olarak posta yoluyla tebliğ<br />

edilecektir. Elektronik ortamda<br />

haciz bildirisi tebliği sistemine<br />

dahil olan banka genel müdürlükleri<br />

ve şubeleri ile Merkezi<br />

Kayıt Kuruluşu A.Ş.'ne zorunlu<br />

olmadıkça (çok ivedilik taşıyan<br />

durumlar ile sistemin işletilememesi<br />

hali) haciz bildirileri<br />

posta yoluyla veya memur eliyle<br />

tebliğ edilmeyecektir.<br />

Diğer taraftan 6183 sayılı<br />

Kanunun 79 uncu maddesinin<br />

Bakanlığımıza verdiği yetkiye<br />

istinaden, alacaklı amme idarelerinin<br />

Bakanlığımızın (Gelir<br />

İdaresi Başkanlığının) uygun<br />

görüşünü de almak suretiyle,<br />

PTT ile yapacakları anlaşmalar<br />

çerçevesinde, elektronik imza<br />

ya da şifre kullanılmak suretiyle<br />

haciz bildirilerini elektronik ortamda<br />

anılan kuruma tebliğ<br />

etmeleri ve elektronik ortamda<br />

cevaplarını almaları, elektronik<br />

ortamda tebliğ edilecek haciz<br />

bildirilerinde birden fazla amme<br />

borçlusu için tebligat yapmaları<br />

ve cevaplarını almaları<br />

uygun görülmüştür."<br />

18) İkinci Kısım Üçüncü Bölümünün<br />

"I- Gayrimenkul Malların<br />

ve Gemilerin Haczi" başlıklı<br />

alt bölümünün (1) numaralı bölümü<br />

aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />

"1. 6183 sayılı Kanunun 5904<br />

sayılı Kanunla değişik 88 inci<br />

maddesinde, "Her türlü gayrimenkul<br />

malların, gemilerin<br />

haczi sicillerine işlenmek üzere<br />

haciz keyfiyetinin tapuya veya<br />

gemi sicillerinin tutulduğu daireye<br />

tebliğ edilmesi suretiyle<br />

yapılır. Tahsil dairelerince düzenlenen<br />

haciz bildirileri, alacaklı<br />

tahsil dairelerince ya da<br />

alacaklı amme idaresi vasıtasıyla,<br />

posta yerine elektronik ortamda<br />

tebliğ edilebilir ve bu<br />

tebligatlara elektronik ortamda<br />

cevap verilebilir. Elektronik ortamda<br />

yapılacak tebliğe ve<br />

cevapların elektronik ortamda<br />

verilebilmesine ilişkin usul ve<br />

esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı<br />

yetkilidir.


idare kararları<br />

Gayrimenkul haczi, bunların<br />

hasılat ve menfaatlerine de<br />

şamildir. Ancak borçlunun başkaca<br />

bir geliri yoksa kendisinin<br />

ve ailesinin geçimleri için kafi<br />

miktarda mahsulden veya satıldıkça<br />

bedelinden münasip<br />

miktarı borçluya bırakılır.<br />

Alacaklı tahsil dairesi, haczedilen<br />

gayrimenkul ve gemilerin<br />

idaresi ve işletilmesi, menfaat<br />

ve hasılatın toplanması<br />

için gereken tedbirleri alır."<br />

hükmü yer almaktadır.<br />

Bu hükme istinaden, gayrimenkul<br />

mallar ve gemilerin<br />

haczi için, haciz keyfiyetinin<br />

tapuya veya gemi sicillerinin<br />

tutulduğu daireye tebliğ edilmesi<br />

gerekmektedir. 5904 sayılı<br />

Kanunla maddede yapılan<br />

değişiklikle Bakanlığımıza verilen<br />

yetkiye istinaden, alacaklı<br />

amme idarelerinin Bakanlığımızın<br />

(Gelir İdaresi Başkanlığının)<br />

uygun görüşünü de almak suretiyle<br />

ilgili idarelerle yapacakları<br />

anlaşmalar çerçevesinde,<br />

elektronik imza ya da şifre kullanılmak<br />

suretiyle haciz bildirilerinin<br />

elektronik ortamda bu idarelere<br />

tebliğ edilmesi ve elektronik<br />

ortamda cevaplarının<br />

alınması, elektronik ortamda<br />

tebliğ edilecek haciz bildirilerinde<br />

birden fazla amme borçlusu<br />

için tebligat yapılabilmesi<br />

ve cevaplarının alınması uygun<br />

görülmüştür."<br />

19) Üçüncü Kısım Birinci Bölümünün<br />

"I- Tahsil Zamanaşımı"<br />

başlıklı alt bölümünün;<br />

a) (1) numaralı bölümünün<br />

ikinci paragrafı aşağıdaki şekilde<br />

değiştirilmiş, üçüncü ve<br />

dördüncü paragrafları yürürlükten<br />

kaldırılmıştır.<br />

"6183 sayılı Kanunun 5766<br />

sayılı Kanunla değişik 3 üncü<br />

maddesinde, Kanunda geçen<br />

para cezaları teriminin; adli ve<br />

idari para cezalarını ifade ettiği<br />

hükme bağlanmıştır."<br />

b) (7) numaralı bölümünün<br />

ikinci paragrafından sonra<br />

gelmek üzere aşağıdaki paragraflar<br />

eklenmiştir.<br />

"Diğer taraftan, 6183 sayılı<br />

Kanun hükümlerine göre takip<br />

edilen amme alacaklarının<br />

tahsil zaman aşımının işlememesini<br />

sağlayacak şekilde özel<br />

kanunlarda düzenleme yer<br />

alabilmektedir. Bu tür durumlarda<br />

özel kanunlarda yer alan<br />

hükümlere istinaden amme<br />

alacaklarının tahsil zamanaşımının<br />

işlemeyeceği tabiidir.<br />

Nitekim, 2004 sayılı Kanunun<br />

4949 sayılı Kanunla eklenen<br />

179/b maddesinde "Erteleme<br />

kararı üzerine borçlu aleyhine<br />

6183 sayılı Kanuna göre yapılan<br />

takipler de dahil olmak üzere<br />

hiçbir takip yapılamaz ve<br />

evvelce başlamış takipler durur;<br />

bir takip muamelesi ile kesilebilen<br />

zamanaşımı ve hak düşüren<br />

müddetler işlemez." hükmü<br />

yer aldığından, 6183 sayılı<br />

Kanun kapsamında takip edilen<br />

amme alacaklarına ilişkin tahsil<br />

zamanaşımı iflas ertelemesi süresince<br />

işlemeyecektir."<br />

20) Üçüncü Kısım Birinci Bölümünün<br />

"III- Tahsil İmkansızlığı-<br />

Sebebiyle Terkin" başlıklı alt bölümü<br />

aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />

"III- Tahsil İmkansızlığı Sebebiyle<br />

Terkin<br />

6183 sayılı Kanunun 5838<br />

sayılı Kanunla31 değişik 106 ncı<br />

maddesinde, "Yapılacak takip<br />

sonunda tahsili imkansız veya<br />

tahsili için yapılacak giderlerin<br />

alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan<br />

ve 213 sayılı Kanun kapsamına<br />

giren amme alacaklarında<br />

10 Türk Lirasına (10 Türk Lirası<br />

dahil), diğer amme alacaklarında<br />

20 Türk Lirasına (20<br />

Türk Lirası dahil) kadar amme<br />

alacakları, amme idarelerinde<br />

terkin yetkisini haiz olanlar tarafından<br />

tahsil zamanaşımı süresi<br />

beklenilmeksizin terkin olunabilir.<br />

Bakanlar Kurulu, bu tutarları<br />

topluca veya ayrı ayrı on katına<br />

kadar artırmaya yetkilidir.<br />

Maliye Bakanı, yukarıdaki<br />

fıkra hükmüne göre terkin edilecek<br />

amme alacağının miktarını<br />

belirlemeye yetkilidir.<br />

Bilanço<br />

B<br />

89<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

Terkin selahiyetini haiz olanlar<br />

bu selahiyetlerin tamamını<br />

veya bir kısmını mahalli makamlara<br />

bırakabilirler." hükmü<br />

yer almaktadır.<br />

Madde hükmüne göre,<br />

amme alacaklarının takip ve<br />

tahsiline yönelik olarak yapılacak<br />

masraflar dikkate alınarak,<br />

terkin edilecek amme alacağı<br />

tutarı Bakanlar Kurulunca belirlenmektedir.<br />

Terkin yetkisine haiz olanlar,<br />

bu yetkilerinin tamamını veya<br />

bir kısmını mahalli makamlara<br />

bırakabilmektedir."<br />

21) Üçüncü Kısım İkinci Bölümünün<br />

(1) numaralı bölümü<br />

aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />

"1. 6183 sayılı Kanunun 107<br />

nci maddesinde, "Bu Kanunun<br />

tatbikinde vazifeli bulunan kimseler,<br />

bu vazifeleri dolayısıyla<br />

amme borçlusunun ve onunla<br />

ilgili kimselerin şahıslarına, mesleklerine,<br />

işlerine, muamele ve<br />

hesap durumlarına ait öğrendikleri<br />

sırlarla, gizli kalması lazım<br />

gelen diğer hususları ifşa ettikleri<br />

takdirde Türk Ceza Kanununun<br />

239 uncu maddesine<br />

göre cezalandırılır.<br />

(Mülga ikinci fıkra: 23/1/<br />

2008-5728/578 md.)<br />

(Üç, dört ve beşinci fıkralar<br />

Mülga: 22/7/1998-4369/82 md.)<br />

Bu Kanunun 41 inci maddesine<br />

göre amme alacağını tahsil<br />

yetkisi verilen kuruluşlara, yapacakları<br />

tahsile yönelik bilgilerin<br />

ve 22/A maddesine göre<br />

borcun olmadığına dair belgeyi<br />

arama zorunluluğu getirilen<br />

kurum ve kuruluşlara, ödeme<br />

ve işleme taraf olanlara ilişkin<br />

borç bilgilerinin verilmesi sırrın<br />

ifşası sayılmaz; bu kurum ve<br />

kuruluşlarda vazifeli bulunan<br />

kimseler edindikleri bilgileri ifşa<br />

ettikleri takdirde birinci fıkra<br />

hükmüne göre cezalandırılırlar.<br />

Bu bilgilerin verilmesine ilişkin<br />

usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca<br />

belirlenir." hükmü yer almaktadır.<br />

Bu maddede, Kanunu<br />

tatbik etmekle görevli kişile-


mevzuat değişiklikleri<br />

mevzuat değişiklikleri<br />

rin bu Kanundan kaynaklanan<br />

görevleri ve bu görevlere uymamaları<br />

halinde uygulanacak<br />

cezalar düzenlenmektedir.<br />

Maddede ayrıca, bu Kanunun<br />

41 inci maddesine göre<br />

amme alacağını tahsil yetkisi<br />

verilen kuruluşlara, yapacakları<br />

tahsile yönelik bilgilerin verilmesinin<br />

yasakları ihlal sayılmayacağı<br />

ve Kanunun 22/A maddesi<br />

uyarınca borcun olmadığına<br />

dair belgeyi arama zorunluluğu<br />

getirilen kurum ve kuruluşlara,<br />

ödeme ve işleme taraf<br />

olanlara ilişkin borç bilgilerinin<br />

verilmesinin sırrın ifşası sayılmayacağı<br />

belirtilmiştir."<br />

22) Üçüncü Kısım İkinci Bölümünün<br />

(3) numaralı bölümünün<br />

birinci paragrafı aşağıdaki<br />

şekilde değiştirilmiştir.<br />

"3. 6183 sayılı Kanunun 5728<br />

sayılı Kanunla değişik 110 uncu<br />

maddesinde, "Amme alacağının<br />

tahsili için hakkında takip<br />

muamelelerine başlanan borçlu<br />

kısmen veya tamamen tahsile<br />

engel olmak veya tahsili zorlaştırmak<br />

maksadıyla mallarından<br />

bir kısmını veya tamamını,<br />

1. Mülkünden çıkararak, telef<br />

ederek yahut değerden düşürerek<br />

gerçek surette,<br />

2. Gizleyerek, kaçırarak muvazaa<br />

yolu ile başkasının uhdesine<br />

geçirerek veya aslı olmayan<br />

borçlar ikrar ederek, yahut<br />

alındılar vererek gerçeğe aykırı<br />

surette, varlığını yok eder veya<br />

azaltır ve geri kalan mallar<br />

borcu karşılamaya yetmezse<br />

altı aydan üç yıla kadar hapis<br />

cezası ile cezalandırılır." hükmü<br />

yer almaktadır."<br />

23) Üçüncü Kısım Üçüncü<br />

Bölümünün "II- Geçici 8 inci<br />

Madde" alt başlıklı bölümünün;<br />

a) (1.1) numaralı bölümü<br />

aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<br />

"1.1. 6183 sayılı Kanunun<br />

6322 ve 6456 sayılı Kanunlarla<br />

değişik geçici 8 inci maddesinde<br />

"31/12/2023 tarihine kadar<br />

uygulanmak üzere, özelleştirme<br />

kapsamına alınan kuruluşlar<br />

dahil 8.6.1984 tarihli ve<br />

233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname<br />

hükümlerine tâbi iktisadi<br />

devlet teşekkülleri ve kamu<br />

iktisadi kuruluşları ile bunların<br />

müesseseleri, bağlı ortaklıkları<br />

ve iştirakleri, 18.6.1999 tarihli<br />

ve 4389 sayılı Kanuna tâbi faaliyeti<br />

devam eden kamu bankaları,<br />

büyükşehir belediyeleri,<br />

belediyeler, il özel idareleri ve<br />

bunlara ait tüzel kişilerin veya<br />

bunlara bağlı müstakil bütçeli<br />

ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların,<br />

Devlete ait olan ve<br />

bu Kanun kapsamına giren<br />

borçlarına karşılık, mülkiyeti bu<br />

idarelere ait ve üzerinde herhangi<br />

bir takyidat bulunmayan<br />

taşınmazlarından merkezi yönetim<br />

kapsamındaki kamu idarelerince<br />

ihtiyaç duyulanlar ile<br />

29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı<br />

Hazineye Ait Taşınmaz Malların<br />

Değerlendirilmesi ve Katma<br />

Değer Vergisi Kanununda Değişiklik<br />

Yapılması Hakkında Kanun<br />

kapsamında değerlendirilecek<br />

olanlar, 4.1.2002 tarihli ve<br />

4734 sayılı Kanunun 6. maddesine<br />

göre oluşturulacak komisyon<br />

tarafından takdir edilecek<br />

değeri üzerinden, borçlu kurumun<br />

da uygun görüşü alınarak<br />

bütçenin gelir ve gider hesaplarıyla<br />

ilişkilendirilmeksizin Maliye<br />

Bakanlığınca satın alınabilir.<br />

Bu idarelerin satın alınan taşınmazlarının<br />

tapu işlemlerine<br />

esas olan ve yukarıda belirtilen<br />

şekilde tespit edilen değerine<br />

eşit tutarda Devlete ait olan ve<br />

bu Kanun kapsamına giren<br />

borçları terkin edilir.<br />

Bu madde hükmü, yukarıda<br />

sayılan kuruluşlar dışında kalan,<br />

borcunu ödemede çok zor duruma<br />

düştüğü inceleme raporu<br />

ile tespit edilen ve vergi dairelerine<br />

bu Kanun kapsamına giren<br />

borcu bulunan diğer mükelleflerin<br />

(tüzel kişiliği bulunanların<br />

ortaklarına ait olanlar dahil)<br />

taşınmazları için de uygulanabilir.<br />

Bu maddenin uygulanmasına<br />

ilişkin esas ve usuller Maliye<br />

Bakanlığınca belirlenir." hükmü<br />

yer almaktadır."<br />

b) (1.2) numaralı bölümünün<br />

ikinci paragrafı aşağıdaki şekilde<br />

değiştirilmiştir.<br />

"Bu hükme göre, 6183 sayılı<br />

Kanunun geçici 8 inci maddesinin<br />

6322 sayılı Kanunla değişmeden<br />

önceki metninde yer<br />

verilen ve 5018 sayılı Kanunun<br />

yürürlüğe girdiği 1/1/2006 tarihinden<br />

itibaren özel bütçeli<br />

kamu idaresine dönüşen katma<br />

bütçeli kamu idarelerinin,<br />

1/1/2006 tarihinden itibaren<br />

6183 sayılı Kanunun geçici 8<br />

inci maddesi kapsamında değerlendirilmesi<br />

gerekmektedir."<br />

Tebliğ olunur.<br />

GVK’nın Geçici 85. Maddesine İlişkin BKK No: 2013/5174<br />

31.07.2013 Tarih ve 28724 Sayılı Resmi Gazete<br />

Süre uzatımı<br />

MADDE 1 – (1) 193 sayılı Gelir<br />

Vergisi Kanununun geçici 85<br />

inci maddesinin birinci fıkrasında<br />

belirtilen bildirim ve beyan<br />

süresi, 31/10/2013 tarihine kadar<br />

(bu tarih dahil) uzatılmıştır.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

90<br />

B<br />

Bilanço<br />

MADDE 2 – (1) Bu Karar yayımı<br />

tarihinde yürürlüğe girer.<br />

MADDE 3 – (1) Bu Karar hükümlerini<br />

Maliye Bakanı yürütür.


idare kararları<br />

İdare Kararları<br />

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI<br />

VERGİ USUL KANUNU SİRKÜLERİ / 66<br />

Tarih: 24.07.2013 Sayı: VUK - 66 / 2013- 11/ Form Ba ve Form Bs -18<br />

Konusu: 31.07.2013 tarihine<br />

kadar elektronik ortamda gönderilmesi<br />

gereken 2013/Haziran<br />

dönemine ilişkin Ba ve Bs bildirim<br />

formlarının süresinin uzatılmasına<br />

dair açıklama.<br />

İlgili olduğu maddeler: 213 Sayılı<br />

Vergi Usul Kanunu 148, 149, Mükerrer<br />

28 ve Mükerrer 257'nci<br />

maddesi.<br />

1- Giriş:<br />

396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu<br />

Genel Tebliği ile bilanço<br />

esasına göre defter tutan mükelleflerin<br />

vermek zorunda olduğu<br />

2013/Haziran dönemine ilişkin<br />

Form Ba (Mal ve Hizmet Alımlarına<br />

İlişkin Bildirim Formu) ve Form<br />

Bs (Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin<br />

Bildirim Formu) bildirimlerinin<br />

verilme sürelerinin uzatılması bu<br />

sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.<br />

2- Bildirim formlarının verilme süresinin<br />

uzatılması:<br />

Yoğun iş yükü ile ilgili olarak<br />

Bakanlığımıza iletilen sorunlar<br />

nedeniyle Vergi Usul Kanununun<br />

mükerrer 28 inci maddesinin Bakanlığımıza<br />

verdiği yetkiye istinaden,<br />

31.07.2013 tarihine kadar<br />

verilmesi gereken 2013/Haziran<br />

dönemine ilişkin "Form Ba" ve<br />

"Form Bs" bildirimlerinin verilme<br />

süresi 02 Ağustos 2013 tarihi saat<br />

23:59'a kadar uzatılmıştır.<br />

3- Sonuç:<br />

Buna göre, 2013/Haziran dönemine<br />

ilişkin "Form Ba" ve "Form<br />

Bs" bildirimleri 02/08/2013 tarihi<br />

saat 23:59'a kadar verilebilir.<br />

Duyurulur.<br />

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI<br />

Gelir Vergisi Sirküleri/90<br />

Tarih: 05.08.2013 Sayı: GVK-90/2013-5<br />

Konusu: Nisan - Mayıs - Haziran<br />

2013 Dönemine Ait İkinci Üç<br />

Aylık Geçici Vergi Beyannamesinin<br />

Verilme Süresinin Uzatılması<br />

1. Giriş<br />

Nisan-Haziran/2013 dönemine<br />

ilişkin ikinci üç aylık geçici<br />

vergi beyannamesinin verilme<br />

süresinin uzatılması, bu Sirkülerin<br />

konusunu oluşturmaktadır.<br />

2. Gelir ve Kurum Geçici Vergi Beyannamelerinin<br />

Verilme Süresinin<br />

Uzatılması<br />

Yoğun iş yükü ve bayram tatili<br />

dolayısıyla Bakanlığımıza iletilen<br />

sorunlar nedeniyle, Vergi Usul<br />

Kanununun Mükerrer 28 inci<br />

maddesindeki yetkiye dayanılarak;<br />

14 Ağustos 2013 günü sonuna<br />

kadar verilmesi gereken gelir ve<br />

kurum geçici vergi beyannamelerinin<br />

verilme ve 17 Ağustos 2013<br />

günü sonuna kadar olan ödeme<br />

süresi, 19 Ağustos 2013 Pazartesi<br />

günü sonuna kadar uzatılmıştır.<br />

Duyurulur.<br />

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI<br />

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Özelgesi<br />

Tarih: 14.05.2013 Sayı: 84098128-120[70-2012-4]-294<br />

Konu: Serbest meslek erbabının<br />

kiralamış olduğu işyerinin bir<br />

bölümünü kurumlar vergisi mükellefine<br />

kiraya vermesi sonucu<br />

elde ettiği gelirin, gayrimenkul<br />

sermaye iradı olarak değerlendirilmesi<br />

ve kiracı şirket tarafından<br />

yapılan kira ödemeleri üzerinden<br />

GVK’nın 94/5-a maddesine<br />

istinaden gelir vergisi tevkifatı<br />

yapılması gerektiği; bahse konu<br />

kiralama işleminin katma değer<br />

vergisine tabi olmadığı hk.<br />

B<br />

Bilanço<br />

91<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

Özelge talep formunuzun incelenmesinden;<br />

kiracı olarak faaliyet<br />

gösterdiğiniz işyerinin bir bölümünü<br />

bir şirkete kiraya vereceğinizi<br />

belirterek, tahsil edeceğiniz<br />

kira tutarının gelir vergisi tevkifatına<br />

tabi olup olmayacağı husu-


idare kararları<br />

idare kararları<br />

sunda Başkanlığımız görüşünün<br />

talep edildiği anlaşılmaktadır.<br />

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun<br />

65. maddesinde; "Her türlü<br />

serbest meslek faaliyetinden doğan<br />

kazançlar serbest meslek<br />

kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti;<br />

sermayeden ziyade şahsi<br />

mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye<br />

veya ihtisasa dayanan ve ticari<br />

mahiyette olmayan işleri işverene<br />

tabi olmaksızın, şahsi sorumluluk<br />

altında kendi nam ve<br />

hesabına yapılmasıdır." hükmüne<br />

yer verilmiştir.<br />

Aynı Kanunun 70. maddesinin<br />

birinci fıkrasında da, aynı fıkrada<br />

bentler halinde sayılan mal ve<br />

hakların sahipleri, mutasarrıfları,<br />

zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri<br />

veya kiracıları tarafından<br />

kiraya verilmesinden elde edilen<br />

iratların gayrimenkul sermaye<br />

iradı olduğu hükmüne yer verilmiş<br />

olup, ikinci fıkrasında ise<br />

maddede bentler halinde yazılı<br />

mal ve haklar ticari veya zirai bir<br />

işletmeye dahil bulunduğu takdirde<br />

bunların iratlarının ticari veya<br />

zirai kazancın tespitine müteallik<br />

hükümlere göre hesaplanacağı<br />

hükme bağlanmıştır.<br />

Anılan Kanunun 94. maddesinin<br />

birinci fıkrasında, kamu idare<br />

ve müesseseleri, iktisadi kamu<br />

müesseseleri, sair kurumlar, ticaret<br />

şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler,<br />

vakıflar, dernek ve vakıfların<br />

iktisadi işletmeleri, kooperatifler,<br />

yatırım fonu yönetenler, gerçek<br />

gelirlerini beyan etmeye mecbur<br />

olan ticaret ve serbest meslek<br />

erbabı, zirai kazançlarını bilanço<br />

veya zirai işletme hesabı esasına<br />

göre tespit eden çiftçilerin maddede<br />

bentler halinde sayılan<br />

ödemeleri (avans olarak ödenenler<br />

dahil) nakden veya hesaben<br />

yaptıkları sırada, istihkak<br />

sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben<br />

tevkifat yapmaya mecbur<br />

oldukları hüküm altına alınmış<br />

olup, aynı maddenin (5/a) bendinde<br />

de 70. maddede yazılı mal<br />

ve hakların kiralanması karşılığı<br />

yapılan ödemelerden tevkifat<br />

yapılacağı hüküm altına alınmıştır.<br />

Ayrıca, söz konusu tevkifat<br />

oranı 2009/14592 sayılı Bakanlar<br />

Kurulu Kararı ile % 20 olarak belirlenmiştir.<br />

Bu çerçevede, kiralamış olduğunuz<br />

işyerinin bir bölümünü<br />

kurumlar vergisi mükellefine kiraya<br />

vermeniz sonucu elde ettiğiniz<br />

gelirin, gayrimenkul sermaye iradı<br />

olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.<br />

Dolayısıyla, kiracınız olan şirket<br />

tarafından tarafınıza yapılan kira<br />

ödemeleri üzerinden GVK’nın<br />

94/5-a maddesine istinaden % 20<br />

oranında gelir vergisi tevkifatı<br />

yapılması ve anılan Kanunun 98.<br />

maddesinde belirtilen sürelerde<br />

ödeme veya tahakkukun yapıldığı<br />

yerin bağlı olduğu vergi dairesine<br />

muhtasar beyanname ile<br />

beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.<br />

Diğer taraftan, 3065 sayılı KDV<br />

Kanununun 1/1 maddesinde;<br />

Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet<br />

ve serbest meslek faaliyeti<br />

çerçevesinde yapılan teslim ve<br />

hizmetlerin katma değer vergisine<br />

tabi olduğu, 3. fıkrasının (f)<br />

bendinde ise GVK’nın 70. maddesinde<br />

belirtilen mal ve hakların<br />

kiralanması işlemlerinin de vergiye<br />

tabi olduğu hüküm altına<br />

alınmıştır.<br />

Aynı Kanunun 17/4-d maddesinde<br />

ise iktisadi işletmelere dahil<br />

olmayan gayrimenkullerin kiralanması<br />

işlemlerinin KDV'den istisna<br />

olduğu hükme bağlanmıştır.<br />

Yukarıda yer alan hüküm ve<br />

açıklamalar çerçevesinde, kiracısı<br />

olduğunuz işyerinin bir bölümünü<br />

bir şirkete kiralamanız neticesinde<br />

elde edilen kazanç serbest<br />

meslek kazancı kapsamında<br />

değerlendirilemeyeceğinden,<br />

bahse konu kiralama işlemi<br />

katma değer vergisine tabi değildir.<br />

Bilgi edinilmesini rica ederim.<br />

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI<br />

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Özelgesi<br />

Tarih: 31.07.2013 Sayı: 38418978-120[68-12/9]-831<br />

Konu: Serbest meslek erbabının<br />

faaliyetinde kullanmak üzere<br />

satın aldığı ikinci aracı için<br />

amortisman ayırıp ayrılmayacağı<br />

ile giderlerini indirim konusu<br />

yapıp yapmayacağı<br />

İlgide kayıtlı özelge talep<br />

formunuzda, serbest meslek defterinize<br />

kayıtlı bulunan bir aracınızın<br />

dışında ikinci bir araç daha<br />

satın aldığınızı ve serbest meslek<br />

faaliyetinde kullandığınızı, faaliyetinizi<br />

tek başınıza icra ettiğinizi<br />

belirterek, söz konusu ikinci aracı<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

92<br />

B<br />

Bilanço<br />

defter kayıtlarına almanız durumunda<br />

bu araca ilişkin amortisman,<br />

yakıt ve bakım giderlerini<br />

kazancınızın tespitinde indirim<br />

konusu yapıp yapamayacağınız<br />

hususunda Başkanlığımızdan görüş<br />

talep edilmektedir.<br />

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun<br />

65 inci maddesinde; "Her<br />

türlü serbest meslek faaliyetinden<br />

doğan kazançlar serbest meslek<br />

kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti;<br />

sermayeden ziyade şahsi<br />

mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye<br />

veya ihtisasa dayanan ve ticari<br />

mahiyette olmayan işlerin<br />

işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk<br />

altında kendi nam ve<br />

hesabına yapılmasıdır..." hükmü<br />

yer almıştır.<br />

Aynı Kanunun 67. maddesinde;<br />

"Serbest meslek kazancı bir<br />

hesap dönemi içinde serbest<br />

meslek faaliyeti karşılığı olarak<br />

tahsil edilen para ve ayınlar ve<br />

diğer suretlerle sağlanan ve para<br />

ile temsil edilebilen menfaatlerden<br />

bu faaliyet dolayısıyla yapı-


idare kararları<br />

lan giderler indirildikten sonra kalan<br />

farktır." hükmüne yer verilmiştir.<br />

Yine aynı Kanunun "Mesleki<br />

Giderler" başlıklı 68 inci maddesinin<br />

birinci fıkrasının 4 numaralı<br />

bendinde; mesleki faaliyette kullanılan<br />

tesisat, demirbaş eşya ve<br />

envantere dahil taşıtlar için Vergi<br />

Usul Kanunu hükümlerine göre<br />

ayrılan amortismanların (amortismana<br />

tabi iktisadi kıymetlerin<br />

elden çıkarılması halinde aynı<br />

Kanunun 328 inci maddesine göre<br />

hesaplanacak zararlar dahil),<br />

aynı fıkranın 5 numaralı bendinde<br />

ise; kiralanan veya envantere<br />

dahil olan ve işte kullanılan taşıtların<br />

giderlerinin serbest meslek<br />

kazancının tespitinde hasılattan<br />

indirileceği hükme bağlanmıştır.<br />

Diğer taraftan, 221 seri No.lu<br />

Gelir Vergisi Genel Tebliğinin 4.2<br />

Binek Otomobillerinin Amortismanları<br />

ve Giderleri başlıklı kısmında<br />

da; "34. Gelir Vergisi Kanununun<br />

68 inci maddesinin 10<br />

numaralı bendinde yapılan değişiklik<br />

ile 1.1.1999 tarihinden itibaren<br />

serbest meslek erbabı,<br />

envantere dahil olan binek otomobillerinin<br />

giderlerini ve Vergi<br />

Usul Kanunu hükümlerine göre<br />

ayrılan amortismanlarını gider<br />

olarak hasılattan indirebileceklerdir.<br />

Bu nevi giderlerin hasılattan<br />

indirilebilmesi için söz konusu<br />

binek otomobillerin envantere<br />

dahil edilmesi şarttır.<br />

….<br />

39. Yapılan düzenleme sonucu<br />

serbest meslek erbabı binek<br />

otomobillerinin amortismanlarının<br />

yanı sıra bu araçların akaryakıt,<br />

bakım, onarım ve sigorta gibi giderlerini<br />

hasılatlarından gider<br />

olarak indirebileceklerdir. Ancak,<br />

bu taşıtların motorlu taşıtlar vergisi,<br />

gider olarak dikkate alınmayacaktır."<br />

şeklinde açıklama yapılmıştır.<br />

Netice itibariyle, serbest meslek<br />

faaliyetinin ehemmiyet ve<br />

genişliği ile mütenasip olan ve işte<br />

kullanılan envantere kayıtlı<br />

araçların giderleri ile amortismanlarının<br />

indirim konusu yapılabileceği<br />

hususu dikkate alındığında,<br />

tek başınıza icra ettiğiniz<br />

serbest meslek faaliyetine ilişkin<br />

envantere kayıtlı olsa dahi ikinci<br />

bir araca ait gider ve amortismanların<br />

indirim konusu yapılması<br />

mümkün değildir.<br />

Bilgi edinilmesini rica ederim.<br />

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI<br />

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Özelgesi<br />

Tarih: 21.08.2013 Sayı: 27575268-105[Mük257-2013-239]-889<br />

Konu: Elektronik defter tutma<br />

ve elektronik fatura kullanma zorunluluğu<br />

bulunan mükellefler hk.<br />

İlgi özelge talep formunuzda;<br />

... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ...<br />

7 vergi kimlik numaralı mükellefi<br />

olduğunuz, 58 No.lu Vergi Usul<br />

Kanunu Sirküler ekinde 5015 sayılı<br />

Petrol Piyasası Kanunu kapsamında<br />

madeni yağ lisansına sahip<br />

mükellefler ile 4760 sayılı Özel<br />

Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III)<br />

sayılı listedeki malları imal, inşa<br />

veya ithal eden mükelleflerden<br />

2011 yılında mal alan ve belirlenen<br />

brüt satış hasılatına sahip<br />

olan mükelleflerin elektronik fatura<br />

ve elektronik defter kullanma<br />

zorunluluğunun bulunduğu belirtilerek,<br />

2011 yılında söz konusu<br />

Sirkülerin ekinde yer alan firmalardan<br />

satın alınan malların (kola,<br />

temizlik malzemeleri, akaryakıt<br />

vb) tamamının tüketim amaçlı<br />

olması nedeniyle elektronik fatura<br />

ve elektronik defter kullanma<br />

zorunluluğunuzun bulunup bulunmadığı<br />

hususunda Başkanlığımız<br />

görüşü talep edilmiştir.<br />

Bilindiği üzere; VUK’un mükerrer<br />

257. maddesinin birinci fıkrasının<br />

1 inci bendinde, Maliye Bakanlığının<br />

mükellef ve meslek<br />

grupları itibarıyla muhasebe usul<br />

ve esaslarını tespit etmeye, aynı<br />

Kanuna göre tutulmakta olan<br />

defter ve belgeler ile bunlara ilaveten<br />

tutulmasını veya düzenlenmesini<br />

uygun gördüğü defter<br />

ve belgelerin mahiyet, şekil ve<br />

ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye,<br />

bunlarda değişiklik<br />

yapmaya; bedeli karşılığında<br />

basıp dağıtmaya veya üçüncü<br />

kişilere bastırıp dağıtmaya veya<br />

dağıttırmaya, bunların kayıtlarını<br />

tutturmaya, bu defter ve belgelere<br />

tasdik, muhafaza ve ibraz<br />

zorunluluğu getirmeye veya kaldırmaya,<br />

yine aynı Kanuna göre<br />

tutulacak defter ve düzenlenecek<br />

belgelerin tutulması ve düzenlenmesi<br />

zorunluluğunu kaldırmaya<br />

yetkili olduğu,<br />

Aynı fıkranın 3'üncü bendinde,<br />

Maliye Bakanlığının, tutulması<br />

ve düzenlenmesi zorunlu defter,<br />

kayıt ve belgelerin mikro film,<br />

B<br />

Bilanço<br />

93<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

mikro fiş veya elektronik bilgi ve<br />

kayıt araçlarıyla yapılması veya<br />

bu kayıt ortamlarında saklanması<br />

hususunda izin vermeye veya zorunluluk<br />

getirmeye, bu şekilde tutulacak<br />

defter ve kayıtların kopyalarının<br />

Maliye Bakanlığında<br />

veya muhafaza etmekle görevlendireceği<br />

kurumlarda saklanması<br />

zorunluluğu getirmeye, bu<br />

konuda uygulama usul ve esaslarını<br />

belirlemeye yetkili olduğu<br />

hükme bağlanmıştır.<br />

Öte yandan aynı Kanunun<br />

mükerrer 242'nci maddesinin<br />

ikinci fıkrası ile Maliye Bakanlığı;<br />

elektronik defter, kayıt ve belgelerin<br />

oluşturulması, kaydedilmesi,<br />

iletilmesi, muhafazası ve ibrazı ile<br />

defter ve belgelerin elektronik ortamda<br />

tutulması ve düzenlenmesi<br />

uygulamasına ilişkin usul ve<br />

esasları belirlemeye, elektronik<br />

ortamda tutulmasına ve düzenlenmesine<br />

izin verilen defter ve<br />

belgelerde yer alması gereken<br />

bilgileri internet de dâhil olmak<br />

üzere her türlü elektronik bilgi iletişim<br />

araç ve ortamında Maliye


idare kararları<br />

idare kararları<br />

Bakanlığına veya Maliye Bakanlığının<br />

gözetim ve denetimine<br />

tâbi olup, kuruluşu, faaliyetleri,<br />

çalışma ve denetim esasları Bakanlar<br />

Kurulunca çıkarılacak bir<br />

yönetmelikle belirlenecek olan<br />

özel hukuk tüzel kişiliğini haiz bir<br />

şirkete aktarma zorunluluğu getirmeye,<br />

bilgi aktarımında uyulacak<br />

format ve standartlar ile uygulamaya<br />

ilişkin usul ve esasları<br />

tespit etmeye, aynı Kanun kapsamına<br />

giren işlemlerde elektronik<br />

imza kullanım usul ve esaslarını<br />

düzenlemeye ve denetlemeye,<br />

ayrıca, Vergi Usul Kanunu ve<br />

diğer vergi kanunlarında defter,<br />

kayıt ve belgelere ilişkin olarak<br />

yer alan hükümlerin elektronik<br />

defter, kayıt ve belgeler için de<br />

geçerli olduğu; Maliye Bakanlığının,<br />

elektronik defter, belge ve<br />

kayıtlar için diğer defter, belge<br />

ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan<br />

farklı usul ve esaslar belirlemeye<br />

yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.<br />

Konuyla ilgili olarak yayımlanan<br />

397 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu<br />

Genel Tebliği ile anonim ve<br />

limited şirketlerin elektronik fatura<br />

oluşturmalarına, alıcısına iletmelerine,<br />

muhafaza ve istenildiğinde<br />

ibraz etmelerine izin verildiği,<br />

416 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu<br />

Genel Tebliği ile Kanunun<br />

232'nci maddesi kapsamında fatura<br />

düzenlemek zorunda olan<br />

mükelleflere elektronik fatura<br />

uygulamasından yararlanma<br />

hakkı tanındığı,<br />

1 Sıra No.lu Elektronik Defter<br />

Genel Tebliği ile Vergi Usul Kanunu<br />

kapsamında tutulması zorunlu<br />

olan defterlerden www.edefter.<br />

gov.tr internet adresinde format<br />

ve standardı yayımlanan defterlerin<br />

elektronik ortamda oluşturulmasına<br />

ilişkin usul ve esaslar<br />

belirlenerek elektronik defter kullanımı<br />

izni verildiği,<br />

421 sıra No.lu Vergi Usul kanunu<br />

Genel Tebliği ile;<br />

*04/12/2003 tarihli ve 5015<br />

sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamında<br />

madeni yağ lisansına<br />

sahip olanlar ile bunlardan 2011<br />

takvim yılında mal alan mükelleflerden<br />

31/12/2011 tarihi itibariyle<br />

asgari 25 Milyon TL brüt satış hasılatına<br />

sahip olanların,<br />

* 06/06/2002 tarihli ve 4760<br />

sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa<br />

ekli (III) sayılı listedeki malları<br />

imal, inşa veya ithal edenler ile<br />

bunlardan 2011 takvim yılında<br />

mal alan mükelleflerden<br />

31/12/2011 tarihi itibariyle asgari<br />

10 Milyon TL brüt satış hasılatına<br />

sahip olanların,<br />

elektronik defter tutma ve<br />

elektronik fatura uygulamasına<br />

dâhil olma zorunluluğu getirilmiş<br />

ve elektronik fatura uygulamasına<br />

2013 takvim yılı (1/9/2013 tarihi<br />

itibariyle Gelir İdaresi Başkanlığı'na<br />

başvurulması gerekmektedir.),<br />

elektronik defter uygulamasına<br />

ise 2014 takvim yılı (Elektronik<br />

defter yazılımlarını kendi geliştiren<br />

mükelleflerin 01/09/2014 tarihi itibariyle<br />

elektronik defter test süreçlerini<br />

başarı ile tamamlamış<br />

olmaları gerekmektedir.) içerisinde<br />

geçmeleri zorunluluk kapsamına<br />

alındığı,<br />

hükme bağlanmıştır.<br />

Konuyla ilgili olarak yayımlanan<br />

58 sayılı Vergi Usul Kanunu<br />

Sirkülerinde;<br />

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu<br />

kapsamında madeni yağ<br />

lisansına sahip olan mükelleflerden<br />

2011 takvim yılı içinde mal<br />

alışı yapanlar, satın aldıkları malın<br />

türüne, fiyatına, miktarına veya<br />

herhangi bir özelliğine bakılmaksızın,<br />

2011 yılı gelir tablolarındaki<br />

brüt satış hasılatı rakamları 25<br />

Milyon TL veya daha yüksek ise<br />

elektronik fatura ve elektronik<br />

defter uygulamalarına dahil olacaklardır.<br />

Lisans sahibi mükelleflerden<br />

alış yapanların, madeni<br />

yağ sektöründe veya başka bir<br />

sektörde faaliyet göstermesi zorunluluk<br />

karşısındaki durumlarını<br />

etkilememektedir.<br />

4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi<br />

Kanununa ekli (III) sayılı listedeki<br />

malları imal, inşa veya ithal eden<br />

mükelleflerden 2011 takvim yılı<br />

içinde mal alışı yapanlar, satın<br />

aldıkları malın türüne, fiyatına,<br />

miktarına veya herhangi bir özel-<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

94<br />

Bilanço<br />

B<br />

liğine bakılmaksızın 2011 yılı gelir<br />

tablolarındaki brüt satış hasılatı<br />

rakamları 10 Milyon TL veya daha<br />

yüksek ise elektronik fatura ve<br />

elektronik defter uygulamalarına<br />

dahil olacaklardır. Bu kapsamda<br />

alış yapanların tütün, alkol, kolalı<br />

gazozlar sektörlerinde veya başka<br />

sektörlerde faaliyet göstermesi<br />

zorunluluk karşısındaki durumlarını<br />

etkilememektedir.<br />

Madeni yağ lisansına sahip<br />

olan ve 4760 sayılı Özel Tüketim<br />

Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listedeki<br />

malları imal, inşa veya ithal<br />

eden mükelleflerden sadece<br />

mal alışları bulunan mükellefler<br />

Genel Tebliğ kapsamında elektronik<br />

fatura ve elektronik defter<br />

uygulamalarına dahil olacaklardır.<br />

Hizmet alımları kapsam dahilinde<br />

değildir.<br />

Mükellefler brüt satış hasılatlarının<br />

hesaplanmasında, sadece<br />

madeni yağ, tütün, alkol veya<br />

kolalı gazoz satışları değil gelir<br />

tablosunda yer alan bütün satışları<br />

gösteren brüt satış hasılatına<br />

göre zorunluluk kapsamına alınacağı<br />

açıklanmıştır.<br />

Buna göre, 4760 sayılı ÖTV<br />

Kanununa ekli (III) sayılı listedeki<br />

malların imal, inşa veya ithal<br />

edenlerden 2011 takvim yılında<br />

mal alan ve 31/12/2011 tarihi itibariyle<br />

asgari 10 milyon TL brüt<br />

satış hasılatına sahip olan mükellefler<br />

ile 5015 sayılı Petrol Piyasası<br />

Kanunu kapsamında madeni<br />

yağ lisansına sahip olanlar ile<br />

bunlardan 2011 takvim yılında<br />

mal alan mükelleflerden 31/12/<br />

2011 tarihi itibariyle asgari 25 Milyon<br />

TL brüt satış hasılatına sahip<br />

olan mükelleflerin satın aldıkları<br />

malın türüne, fiyatına, miktarına<br />

veya herhangi bir özelliğine (sadece<br />

tüketim amaçlı olup, ticari<br />

amaçla satın alınıp alınmadığı<br />

dahil) bakılmaksızın söz konusu<br />

Tebliğ ve Sirkülerde belirlenen<br />

şartları taşıdığınızdan elektronik<br />

defter ve elektronik fatura kullanma<br />

zorunluluğunuz bulunmaktadır.<br />

Bilgi edinilmesini rica ederim.


idare kararları<br />

Yargı Kararları<br />

Anayasa Mahkemesi Kararı<br />

Tarih: 11.10.2012 Esas Sayısı : 2011/109 Karar Sayısı : 2012/145<br />

28 Mart 2013 Tarihli Resmi Gazete<br />

Sayı: 28601<br />

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Kocaeli<br />

1. Vergi Mahkemesi<br />

İTİRAZIN KONUSU: 27.10.1999<br />

günlü, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun<br />

3. maddesinin, 18.6.2009<br />

günlü, 5911 sayılı Kanun’un 1.<br />

maddesiyle değiştirilen (9) numaralı<br />

bendinin (a) alt bendinde<br />

yer alan “…ve mali yükleri,” ibaresinin,<br />

Anayasa’nın 73. maddesine<br />

aykırı olduğu ileri sürülerek<br />

iptaline karar verilmesi istemidir.<br />

I- OLAY<br />

Davacı şirket adına ithal edilen<br />

emtiaya ilişkin olarak tahakkuk<br />

ettirilen ek mali yükümlülük<br />

ve katma değer vergisine yönelik<br />

itirazın reddi üzerine açılan<br />

davada, itiraz konusu kuralın<br />

Anayasa’ya aykırı olduğu kanaatine<br />

varan Mahkeme, iptali için<br />

başvurmuştur.<br />

II- YASA METİNLERİ<br />

A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı<br />

27.10.1999 günlü, 4458 sayılı<br />

Gümrük Kanunu’nun 3. maddesinin,<br />

18.6.2009 günlü, 5911 sayılı<br />

Kanun’un 1. maddesiyle değiştirilen<br />

ve itiraz konusu kuralı da içeren<br />

(9) numaralı bendi şöyledir:<br />

“9. ‘İthalat vergileri’ deyimi,<br />

a) Eşyanın ithalinde ödenecek<br />

gümrük vergisi ile diğer eş<br />

etkili vergiler ve mali yükleri,<br />

b) Tarım politikası veya tarım<br />

ürünlerinin işlenmesi sonucu elde<br />

edilen bazı ürünlere uygulanan<br />

özel düzenlemeler çerçevesinde<br />

ithalatta alınacak vergileri ve diğer<br />

mali yükleri;<br />

İfade eder.”<br />

B- Dayanılan Anayasa Kuralları<br />

Başvuru kararında, Anayasa’nın<br />

73. maddesine dayanılmıştır.<br />

III- ESASIN İNCELENMESİ<br />

Başvuru kararında, bir kamu<br />

alacağının vergi ve benzeri mali<br />

yük olarak nitelendirilebilmesi için<br />

öncelikle kanunla düzenlenmesi<br />

gerektiği; Anayasa’nın 73. maddesine<br />

göre, vergi, resim, harç ve<br />

benzeri mali yükümlülük koymanın<br />

kanun koyucunun yetkisinde<br />

olduğu; Bakanlar Kurulunun bu<br />

yükümlülüklerin muaflık, istisnalar<br />

ve indirimleriyle, oranlarına ilişkin<br />

hükümlerinde kanunun belirttiği<br />

yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik<br />

yapma yetkisinin bulunduğu;<br />

bu mali yükümlülükler dışında<br />

Anayasa’nın 167. maddesi<br />

uyarınca, dış ticaretin düzenlenmesi<br />

amacıyla ek mali yükümlülük<br />

koyma konusunda da Bakanlar<br />

Kuruluna yetki verilebileceği<br />

ifade edilmek suretiyle vergi ve<br />

benzeri mali yük ile mali yükümlülük<br />

arasındaki farkın ortaya konulduğu<br />

ancak, 5911 sayılı Kanun<br />

ile 4458 sayılı Kanun’un 3.<br />

maddesinde yapılan değişiklikle,<br />

ithalat vergilerinin kapsamına<br />

Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca<br />

getirilen ek mali yükümlülüklerin<br />

de dâhil edildiği belirtilerek kuralın,<br />

Anayasa’nın 73. maddesine<br />

aykırı olduğu ileri sürülmüştür.<br />

Kanun’un itiraz konusu kuralı<br />

da içeren (9) numaralı bendinde,<br />

“İthalat vergileri” deyiminin,<br />

eşyanın ithalinde ödenecek<br />

gümrük vergisi ile diğer eş etkili<br />

vergiler ve mali yükleri ifade ettiği<br />

belirtilmiştir.<br />

B<br />

Bilanço<br />

95<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

Anayasa’nın 73. maddesinin<br />

üçüncü fıkrasında, “Vergi, resim,<br />

harç ve benzeri malî yükümlülükler<br />

kanunla konulur, değiştirilir veya<br />

kaldırılır.” denilerek verginin<br />

kanuniliği ilkesi benimsenmiştir.<br />

Anayasa'nın 167. maddesinin<br />

ikinci fıkrasında ise “Dış ticaretin<br />

ülke ekonomisinin yararına olmak<br />

üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat,<br />

ihracat ve diğer dış ticaret<br />

işlemleri üzerine vergi ve benzeri<br />

yükümlülükler dışında ek malî yükümlülükler<br />

koymaya ve bunları<br />

kaldırmaya kanunla Bakanlar Kuruluna<br />

yetki verilebilir.” denilmektedir.<br />

Anayasa’nın 167. maddesine<br />

dayalı olarak çıkartılan ve Bakanlar<br />

Kuruluna yetki veren kanun,<br />

2.2.1984 günlü, 2976 sayılı<br />

Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında<br />

Kanun’dur. Bu Kanun gereğince<br />

dış ticaretin, ülke ekonomisinin<br />

yararına düzenlenmesini<br />

sağlamak amacıyla ithalat,<br />

ihracat veya dış ticaret işlemleri<br />

üzerine konulan vergi ve benzeri<br />

yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler<br />

konulması ve kaldırılmasında<br />

Bakanlar Kurulu yetkilendirilmiştir.<br />

Kanun’un itiraz konusu kuralı<br />

da içeren (9) numaralı bendindeki<br />

düzenleme ile gümrük vergileri<br />

tanımının içine diğer eş etkili<br />

vergiler ve mali yükler de dâhil<br />

edilerek gümrük idarelerince<br />

değişik adlarla tahsil edilen veya<br />

tahsil edilip edilmediği kontrol<br />

edilen tutarlar için de gümrük<br />

vergilerinin tâbi olduğu usul ve<br />

esasların uygulanması amaçlanmıştır.<br />

Böylece ek mali yükümlülükler<br />

için hak arama yolları,<br />

tahsil usulleri ve zamanaşımı gibi


yargı kararları<br />

idare kararları<br />

konularda ithalat vergileriyle<br />

yeknesaklık sağlanmış olmaktadır.<br />

Başvuru kararında, ek mali<br />

yükümlülüklerin, ithalat vergisi tanımı<br />

içine alınması nedeniyle<br />

“vergilerin kanuniliği” ilkesi gereğince<br />

kanunla düzenlenmeleri<br />

gerektiği ileri sürülmüşse de bu<br />

yükümlülüklerin ithalat vergileri<br />

kapsamında olmaları bunların niteliğinde<br />

ve içeriğinde bir değişikliğe<br />

yol açmamaktadır. Zira, ek<br />

mali yükümlülüklerin, ithalat vergisi<br />

içerisine konulması, bunların<br />

alınış amaçlarını, türünü ve miktarını<br />

belirlemede Bakanlar Kurulunun<br />

yetkisini değiştirmemekte<br />

ve ek mali yükümlülüklere vergi<br />

niteliği kazandırmamaktadır.<br />

Açıklanan nedenlerle, itiraz<br />

konusu kural Anayasa’nın 73.<br />

maddesine aykırı değildir. İptal<br />

isteminin reddi gerekir.<br />

IV- SONUÇ<br />

27.10.1999 günlü, 4458 sayılı<br />

Gümrük Kanunu’nun 3. maddesinin,<br />

18.6.2009 günlü, 5911 sayılı<br />

Kanun’un 1. maddesiyle değiştirilen<br />

(9) numaralı bendinin (a) alt<br />

bendinde yer alan “… ve mali<br />

yükleri,” ibaresinin Anayasa’ya<br />

aykırı olmadığına ve itirazın RED-<br />

DİNE, 11.10.2012 gününde OY-<br />

BİRLİĞİYLE karar verildi.<br />

Danıştay 4. Dairesi<br />

Tarih: 22.06.2012 Esas No: 2009/9359 Karar No: 2012/3655<br />

DEFTER VE BELGELERİN İNCELEMEYE<br />

İBRAZ EDİLMEYİP, MAHKEMEYE<br />

SUNULMASI<br />

Mücbir sebep bulunmaksızın<br />

defter ve belgelerini incelemeye<br />

ibraz etmeyen davacının katma<br />

değer vergisi indirimlerinin reddinde<br />

hukuka aykırılık bulunmadığı,<br />

incelemeye ibraz edilmeyen<br />

ancak Vergi Mahkemesine<br />

sunulan defter ve belgeler üzerinde<br />

yapılacak veya bilirkişiye<br />

yaptırılacak inceleme sonucuna<br />

göre karar verilemeyeceği hk.<br />

İstemin Özeti: Defter ve belgelerini<br />

incelemeye ibraz etmediği<br />

ileri sürülen davacı adına katma<br />

değer vergisi indirimlerinin reddi<br />

suretiyle 2003/1, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9.<br />

dönemleri için salınan katma<br />

değer vergisi ve kesilen vergi ziyaı<br />

cezasının kaldırılması istemiyle<br />

dava açılmıştır. Vergi Mahkemesinin<br />

kararıyla; defter ve belgelerin<br />

incelenmeye ibraz edilmemesi<br />

nedeniyle re’sen tarh nedeninin<br />

mevcut olduğu, ancak<br />

re’sen araştırma ilkesi uyarınca<br />

Mahkemelerince ibraz edilen<br />

defter ve belgeler üzerinde bilirkişi<br />

incelemesi yaptırıldığı, bilirkişi<br />

raporunda da tespit edildiği üzere<br />

davacının yalnızca 2003/8.<br />

döneminde (…) TL ödenecek<br />

katma değer vergisini eksik beyan<br />

ettiğinin anlaşıldığı, buna göre<br />

2003/8. dönemine ilişkin cezalı<br />

tarhiyatın (…) TL vergi ve tek kat<br />

vergi ziyaı cezasına ilişkin davanın<br />

reddine, aşan kısım ve<br />

2003/1, 4, 5, 6, 7 ve 9. dönemlere<br />

ilişkin cezalı tarhiyatların kaldırılmasına<br />

karar verilmiştir. Davalı<br />

İdare, hukuka aykırı olduğunu ileri<br />

sürerek kararın kabule ilişkin<br />

kısmının bozulmasını istemektedir.<br />

Karar: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun<br />

3. maddesinde vergilendirmede<br />

vergiyi doğuran olay<br />

ve bu olaya ilişkin muamelelerin<br />

gerçek mahiyetinin esas olduğu<br />

belirtilmiş olup, Kanunun 30.<br />

maddesinin ikinci fıkrasının 3.<br />

bendinde de; bu Kanuna göre<br />

tutulması mecburi olan defter ve<br />

belgelerin hepsinin veya bir kısmının<br />

vergi incelemesi yapmaya<br />

yetkili olanlara herhangi bir sebeple<br />

ibraz edilmemesi hali<br />

re’sen takdir nedeni olarak sayılmıştır.<br />

Öte yandan, 3065 sayılı Katma<br />

Değer Vergisi Kanunu’nun<br />

29. maddesinin 1. fıkrasının (a)<br />

bendinde, mükelleflerin, yaptıkları<br />

vergiye tabi işlemler üzerinden<br />

hesaplanan katma değer<br />

vergisinden, bu Kanunda aksine<br />

hüküm olmadıkça, faaliyetlerine<br />

ilişkin olarak, kendilerine yapılan<br />

teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak<br />

düzenlenen fatura<br />

ve benzeri vesikalarda gösterilen<br />

katma değer vergisini indirebilecekleri,<br />

34. maddesinin 1. fıkrasında,<br />

yurt içinden sağlanan veya<br />

ithal olunan mal ve hizmetlere<br />

ait katma değer vergisinin, alış<br />

faturası veya benzeri vesikalar ve<br />

gümrük makbuzu üzerinde ayrıca<br />

gösterilmek ve bu vesikalar<br />

kanuni defterlere kaydedilmek<br />

şartıyla indirilebileceği hükmüne<br />

yer verilmiştir.<br />

Dosyanın incelenmesinden,<br />

davacının 2003 yılına ait yasal<br />

defter ve belgelerini incelemeye<br />

ibraz etmemesi nedeniyle katma<br />

değer vergisi indirimlerinin reddi<br />

suretiyle tarhiyat yapıldığı, bu<br />

tarhiyata karşı açılan davada<br />

yasal defter ve belgelerin Mahkemeye<br />

ibraz edilmesi üzerine<br />

Vergi Mahkemesince re’sen<br />

araştırma ilkesi uyarınca defter<br />

ve belgeler üzerinde yaptırılan<br />

bilirkişi incelemesi sonucuna göre<br />

karar verildiği anlaşılmaktadır.<br />

Uyuşmazlıkta; defter ve belge<br />

isteme yazısının şirketin işyeri adresinde<br />

satış müdürü (...)’ya<br />

12.6.2007 tarihinde tebliğ edildiği,<br />

buna karşın verilen süre içinde<br />

defter ve belgelerin incelemeye<br />

ibraz edilmediği sabittir. Davacı,<br />

bu tebligattan haberdar olmadığını<br />

ileri sürmekte ise de; tebligatın<br />

işyeri adresinde usulüne<br />

uygun olarak yapıldığının görülmesi<br />

ve defter ve belgelerin muhafaza<br />

biçim ve süreleri ile ibraz<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

96<br />

B<br />

Bilanço


B<br />

yargı kararları<br />

yükümlülüğünü düzenleyen yasal<br />

hükümler karşısında, haklı mazeret<br />

olarak kabulü mümkün<br />

değildir.<br />

Öte yandan, 2577 sayılı İdari<br />

Yargılama Usulü Kanunu’nun<br />

“idari dava türleri ve idari yargı<br />

yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin<br />

2. fıkrasında “idari yargı yetkisi,<br />

idari eylem ve işlemlerin hukuka<br />

uygunluğunun denetimi ile<br />

sınırlıdır. İdari mahkemeler yerindelik<br />

denetimi yapamazlar, yürütme<br />

görevinin kanunlar ile gösterilen<br />

şekil ve esaslara uygun<br />

olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak,<br />

idari eylem ve işlem niteliğinde<br />

veya idarenin takdir yetkisini<br />

kaldıracak biçimde yargı kararı<br />

veremezler.” hükmü yer almaktadır.<br />

Bu hükme göre idari yargı<br />

yerlerinin denetim yetkisi, kanunların<br />

idari makamlara bıraktığı<br />

yetkilerin kullanılışının hukuka uygun<br />

olup olmadığının araştırılmasını<br />

kapsar; yoksa söz konusu yetkilerin<br />

idari yargı yerlerince kullanılması<br />

sonucunu yaratmaz.<br />

2577 sayılı İdari Yargılama<br />

Usulü Kanunu’nun 20. maddesinde<br />

düzenlenen re’sen araştırma<br />

yetkisi, idarenin kendi yetkisini<br />

kullanarak yapmış olduğu inceleme<br />

ve araştırmaya dayalı idari<br />

işlemden kaynaklanan idari<br />

uyuşmazlığın çözümü için gerekli<br />

belge ve bilgilerin, davaya bakan<br />

yargı yerine sağlanması<br />

amacını, bir başka anlatımla dava<br />

konusu yapılan idari işlemin<br />

hukuka uygunluğunu denetleme<br />

amacını güder. Buna göre, davacının<br />

tutum ve davranışı ile<br />

idarenin inceleme ve araştırma<br />

yapmasını önlemesi sonucu tesis<br />

edilen işlemin iptal davasına konu<br />

edilmesi durumunda, idari<br />

yargı yerinin idarece yapılamayan<br />

inceleme ve araştırmayı<br />

yapması idarenin yerine geçmesi<br />

sonucunu doğuracağından böyle<br />

bir inceleme ve araştırma yapılmasının<br />

re’sen araştırma yetkisinin<br />

kullanılması olarak kabulüne<br />

olanak bulunmamaktadır.<br />

Vergi incelemesi yapmaya<br />

yetkili denetim elemanına ibraz<br />

edilmediği için, biçimsel varlığının<br />

gerçek mahiyetiyle uyumlu olup<br />

olmadığı tespit edilemeyen defter<br />

ve belgelerin, davacı lehine<br />

verilecek karara dayanak alınması,<br />

vergilemede esas olan<br />

“gerçek mahiyet”in biçimselliğe<br />

feda edilmesi anlamına gelir. Bu<br />

bakımdan, gerçek mahiyetiyle<br />

uyumlu olduklarının, idari yargı<br />

yerince saptanmasına olanak<br />

bulunmayan; aksine, yetkili inceleme<br />

elemanına ibraz edilmedikleri<br />

için, kanıt olma değerini yitiren<br />

defter ve belgelere dayanılarak<br />

davacı lehine karar verilemez.<br />

Diğer taraftan, idari yargı yerinin<br />

görevi, idari işlemin tesis<br />

edildiği tarihte yetki, şekil, sebep,<br />

konu ve maksat yönlerinden biri<br />

ile hukuka aykırı olup olmadığını<br />

denetlemek olduğundan, idari<br />

işlemin tesis tarihinden sonra yargı<br />

yerince yapılacak veya bilirkişiye<br />

yaptırılacak inceleme sonucuna<br />

göre karar verilmesi bu yönüyle<br />

de mümkün değildir.<br />

Bu durumda, yukarıda açıklandığı<br />

üzere mücbir sebep hali<br />

olmaksızın defter ve belgelerini<br />

incelemeye ibraz etmeyerek indirim<br />

hakkından yararlanmak<br />

için yasal koşullardan birini yerine<br />

getirmeyen davacı adına katma<br />

değer vergisi indirimlerinin reddi<br />

suretiyle yapılan cezalı tarhiyatta<br />

hukuka aykırılık bulunmamaktadır.<br />

Açıklanan nedenlerle, temyiz<br />

isteminin kabulüne, Vergi Mahkemesinin<br />

kararının kabule ilişkin<br />

kısmının bozulmasına oyçokluğuyla<br />

karar verildi.<br />

Danıştay 7. Dairesi<br />

Tarih: 18.04.2013 Esas No: 2009/9515 Karar No: 2013/2028<br />

İDARİ DAVAYA KONU OLABİLECEK<br />

KESİN VE YÜRÜTÜLMESİ ZORUNLU İŞ-<br />

LEM BULUNMAKSIZIN, MÜKELLEFİN<br />

TALEBİ ÜZERİNE YAPILAN TELAFİ EDİ-<br />

Cİ VERGİ TAHSİLATI İŞLEMİNİN İPTALİ<br />

İSTEMİYLE AÇILAN DAVANIN REDDİ<br />

GEREKİR<br />

İdari davaya konu edilebilecek<br />

kesin ve yürütülmesi zorunlu,<br />

zımni veya açıkça ret işlemi bulunmaksızın,<br />

mükellefin talebi<br />

üzerine yapılan tahsilat işleminin<br />

iptali istemiyle mükellef tarafından<br />

açılan davanın, 2577 sayılı<br />

Kanun’un 15. maddesinin 1. fıkrasının<br />

“b” bendi uyarınca ortada,<br />

idari davaya konu edilebilecek<br />

nitelikte idari işlem bulunmadığı<br />

gerekçesiyle incelenmeksizin<br />

reddi gerekirken, işin<br />

esasının incelenmesi suretiyle<br />

verilen kararda Yargılama Hukuku<br />

kurallarına uyarlık bulunmadığı<br />

hk.<br />

İstemin Özeti: (…) A.Ş.’nce dahilde<br />

işleme rejimi uyarınca işlendikten<br />

sonra elde edilen eşyanın<br />

davacı adına tescili 29.12.2006<br />

gün ve …. sayılı ihracat beyannamesi<br />

ile Avrupa Birliğine üye<br />

ülkeye ihraç edilmesinden sonra<br />

ihraç edilen eşyanın üretiminde<br />

kullanılan üçüncü ülke menşeli<br />

girdilere ilişkin telafi edici verginin<br />

tahsil edilmesi istemiyle davalı<br />

idareye başvurulması üzerine telafi<br />

edici vergi, usulsüzlük cezası<br />

ve faiz için yapılan tahsilat işlemini;<br />

yalnızca ithal edilen üçüncü<br />

ülke menşeli eşyanın değeri<br />

üzerinden telafi edici vergi hesaplanması<br />

gerekirken, dahilde<br />

işleme rejimi uyarınca elde edilen<br />

eşyanın değeri üzerinden<br />

vergi hesaplanmasının hukuka<br />

Bilanço<br />

97<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


yargı kararları<br />

yargı kararları<br />

uygun bulunmadığı gerekçesiyle<br />

iptal eden Vergi Mahkemesinin<br />

kararının; yapılan işlemlerde<br />

mevzuata aykırılık bulunmadığı<br />

ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.<br />

Karar: Dosyanın incelenmesinden;<br />

(…) A.Ş.’nce dahilde işleme<br />

rejimi uyarınca işlendikten<br />

sonra elde edilen eşyanın davacı<br />

adına tescilli 29.12.2006 gün ve<br />

…. sayılı ihracat beyannamesi ile<br />

Avrupa Birliğine üye ülkeye ihraç<br />

edilmesinden sonra ihraç edilen<br />

eşyanın üretiminde kullanılan<br />

üçüncü ülke menşeli girdilere ilişkin<br />

telafi edici verginin gecikme<br />

faiziyle birlikte tahsil edilmesi istemiyle<br />

25.08.2008 tarihinde davalı<br />

idareye başvurulması üzerine<br />

telafi edici vergi, usulsüzlük cezası<br />

ve faiz için 28.08.2008 tarihinde<br />

yapılan tahsilat işleminin, mahkemece,<br />

istemin özeti bölümünde<br />

yazılı olan gerekçeyle iptal<br />

edildiği anlaşılmaktadır.<br />

İdari yargı denetiminin işleyebilmesi,<br />

idarenin Kamu Hukuku<br />

alanında faaliyette bulunmasına;<br />

idari nitelikte eylem veya işlem<br />

yapmasına bağlıdır. Böyle bir<br />

faaliyet olmadan, söz konusu<br />

denetimin işletilmesi olanaksızdır.<br />

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü<br />

Kanunu’nun 14. maddesinin 3.<br />

fıkrasının “d” bendinde yer alan,<br />

dava dilekçelerinin, ortada idari<br />

davaya konu olabilecek kesin ve<br />

yürütülmesi gerekli işlemin olup<br />

olmadığı yönünden inceleneceğine;<br />

aynı Kanun’un 15. maddesinin<br />

1. fıkrasının “b” bendinde<br />

de, böyle bir işlemin bulunmaması<br />

halinde, davanın sonraki<br />

yargılama işlemlerine girişilmeksizin<br />

reddedileceğine ilişkin kurallar<br />

bu ilkeye dayalıdır.<br />

Gümrük mevzuatına göre,<br />

gümrük vergilerinin dava konusu<br />

edilebilmesi için öncelikle, ya<br />

idarece kendiliğinden yapılmış<br />

bir tahakkuk veya ek tahakkuk<br />

işleminin; ya tescili sırasında konulan<br />

ihtirazi kayıtla verilen beyannameye<br />

dayalı tahakkukun;<br />

ya da yetkili Gümrük idaresine,<br />

gümrük vergilerinin tahakkuk ettirilmemeleri<br />

gerektiği halde tahakkuk<br />

ettirildikleri belirtilerek<br />

kaldırılmaları veya yersiz veya<br />

fazladan ödendiği belirtilerek<br />

vergilerin geri verilmesi istemiyle<br />

yapılan başvurunun reddine dair<br />

idari kararın; sonra ise, sözü edilen<br />

işlemlere karşı idari itiraz usulüne<br />

uygun olarak itiraz makamına<br />

yapılan başvurular üzerine tesis<br />

edilen, idari davaya konu edilebilecek<br />

kesin ve yürütülmesi zorunlu,<br />

zımni veya açıkça ret işleminin<br />

bulunması gerekmektedir.<br />

Olayda, yukarıda açıklanan<br />

şekilde tesis edilmiş bir işlem bulunmaksızın,<br />

talebi üzerine yapılan<br />

tahsilat işleminin iptali istemiyle<br />

davacı tarafından açılan davanın,<br />

2577 sayılı Kanun’un 15.<br />

maddesinin 1. fıkrasının “b” bendi<br />

uyarınca ortada, idari davaya<br />

konu edilebilecek nitelikte idari<br />

işlem bulunmadığı gerekçesiyle<br />

incelenmeksizin reddi gerekirken,<br />

işin esasının incelenmesi suretiyle<br />

verilen kararda Yargılama Hukuku<br />

kurallarına uyarlık görülmemiştir.<br />

Açıklanan nedenlerle, temyiz<br />

isteminin kabulüne mahkeme<br />

kararının bozulmasına oybirliği ile<br />

karar verildi.<br />

Danıştay 3. Dairesi<br />

Tarih: 19.02.2013 Esas No: 2012/747 Karar No: 2013/478<br />

MALİ MÜŞAVİRLERE İHBAR İKRAMİYE-<br />

Sİ ÖDENMEYECEĞİ<br />

Meslek mensupları ve bunların<br />

yanında çalışanlar, işleri dolayısıyla<br />

öğrendikleri bilgi ve sırları<br />

ifşa edemeyecekleri için çeşitli<br />

kanunlarla muhbirlere tanınan<br />

hak ve menfaatlerden yararlanamayacaklarından,<br />

bunlara<br />

ihbar ikramiyesi ödenmez.<br />

İstemin Özeti: Serbest muhasebeci<br />

mali müşavir olan davacının,<br />

mali müşavirliğini yaptığı (A)<br />

A.Ş. hakkında yaptığı ihbar nedeniyle<br />

adına ikramiye ödenmemesi<br />

gerektiği sonuç ve kanaatine<br />

varılan 26.11.2010 tarih<br />

ve 1708/67 sayılı raporun iptali ile<br />

bu ihbar üzerine anılan şirket<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

98<br />

B<br />

Bilanço<br />

adına tahakkuk ettirilip tahsil edilecek<br />

vergiler üzerinden<br />

825.401,72 lira ihbar ikramiyesinin<br />

ödenmesi istemiyle dava açılmıştır.<br />

Vergi Mahkemesinin kararıyla;<br />

3568 sayılı Serbest Muhasebeci<br />

Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali<br />

Müşavirlik Kanunu’nun 43. maddesinde,<br />

meslek mensupları ve<br />

bunların yanında çalışanların, işleri<br />

dolayısıyla öğrendikleri bilgi<br />

ve sırları ifşa edemeyecekleri,<br />

çeşitli kanunlarla muhbirlere tanınan<br />

hak ve menfaatlerden yararlanamayacakları,<br />

ancak, suç<br />

teşkil eden hallerin yetkili mercilere<br />

duyurulmasının mecburi olduğu,<br />

tanıklığın, sırrın ifşası sayılmayacağının<br />

kurala bağlandığı,<br />

davacının belirtilen bu düzenleme<br />

gereğince ilgili dönemde<br />

mali müşavirliğini yapmış olduğu<br />

şirket ile ilgili ihbar ikramiyesi almasının<br />

mümkün olmadığı gerekçesiyle<br />

dava reddedilmiştir.<br />

Davacı tarafından, uyuşmazlığın<br />

3568 sayılı Yasa değil, 1905 sayılı<br />

Yasa uyarınca çözüme kavuşturulması<br />

gerektiği, keza 3568 sayılı<br />

Yasa’nın 43. maddesinin gerek<br />

Anayasaya gerek Türk Ceza Kanunu’na<br />

aykırılık teşkil ettiği, sözü<br />

edilen maddedeki düzenleme<br />

ile vergi kaçırma fiil ve eyleminin<br />

ihbarının önlendiği, kanunun<br />

amacının bu olamayacağı, nitekim<br />

bir kanunda suç sayılan fiilin<br />

başka bir kanunla sır olarak kabul<br />

edilemeyeceği konusunda yargı


yargı kararları<br />

kararları bulunduğu ileri sürülerek<br />

kararın bozulması istenmiştir.<br />

Karar: Dayandığı hukuki ve<br />

kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda<br />

açıklanan Vergi Mahkemesi<br />

kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle<br />

Dairemizce de uygun<br />

görülmüş olup, temyiz istemine<br />

ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar<br />

sözü geçen kararın bozulmasını<br />

sağlayacak durumda bulunmadığından,<br />

temyiz isteminin<br />

reddine ve kararın onanmasına,<br />

oybirliğiyle karar verildi.<br />

Danıştay 9. Dairesi<br />

Tarih: 19.02.2013 Esas No: 2009/9941 Karar No: 2013/835<br />

YÖNETİM KURULU ÜYELİĞİNDEN AYRI-<br />

LAN KİŞİNİN ÜYELİKTEN AYRILIŞININ<br />

TESCİL EDİLMEMESİ HALİNDE SORUM-<br />

LULUĞU DEVAM EDER<br />

Yönetim kurulu üyeliği herhangi<br />

bir nedenle sona eren kişinin<br />

üyelikten ayrılışı ticaret sicilinde<br />

tescil ve gazeteyle ilan<br />

edilmezse, şirket borçlarından iyi<br />

niyetli üçüncü kişilere karşı sorumluluğu<br />

devam eder.<br />

İstemin Özeti: (…) A.Ş.’den<br />

tahsil edilemeyen 1997/Şubat-<br />

Eylül, kasım ve Aralık dönemlerine<br />

ait kamu alacağının tahsili<br />

amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla<br />

davacı adına düzenlenen ödeme<br />

emirlerinin iptali istemiyle açılan<br />

davayı reddeden Vergi<br />

Mahkemesinin kararının; dilekçede<br />

ileri sürülen sebeplerle bozulması<br />

istenilmektedir.<br />

Karar: İstem, (…) A.Ş.’den<br />

tahsil edilemeyen 1997/Şubat-<br />

Eylül, Kasım, Aralık dönemlerine<br />

ait kamu alacağının tahsili amacıyla<br />

kanuni temsilci sıfatıyla davacı<br />

adına düzenlenen ödeme<br />

emirlerinin iptali istemiyle açılan<br />

davanın temyizen incelenerek<br />

bozulmasına ilişkindir.<br />

VUK’un 10. maddesinde, tüzel<br />

kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların,<br />

vakıflar ve cemaatler gibi tüzel<br />

kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef<br />

veya vergi sorumlusu olmaları<br />

halinde bunlara düşen ödevlerin<br />

kanuni temsilcileri tüzel kişiliği<br />

olmayan teşekkülleri idare edenler<br />

ve varsa bunların temsilcileri<br />

tarafından yerine getirileceği belirtilmiş,<br />

yukarıda yazılı olanların<br />

bu ödevleri yerine getirmemeleri<br />

yüzünden mükelleflerin veya<br />

vergi sorumlularının varlığından<br />

tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen<br />

kamu alacaklarının,<br />

kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin<br />

varlıklarından alınacağı<br />

hükme bağlanmıştır.<br />

Olay tarihinde yürürlükte bulunan<br />

6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun<br />

317. maddesinde<br />

anonim şirketlerin yönetim kurulu<br />

tarafından idare ve temsil olunacağı;<br />

300. maddesinin 8. bendinde,<br />

yönetim kurulu üyeleriyle<br />

şirketi temsile yetkili kimselerin ad<br />

ve soyadları, ikametgahları ve<br />

tabiyetlerinin ticaret siciline tescil<br />

ve ilan edileceği, 33. maddesinde<br />

tescil edilmiş hususlarda ortaya<br />

çıkacak her türlü değişikliğin<br />

de tescil edileceği, 38. maddesinde<br />

ise ticaret sicili kayıtlarının<br />

üçüncü kişiler hakkında kaydın<br />

gazete ile ilan edildiği günü izleyen<br />

iş gününden başlayarak hüküm<br />

ifade edeceği kurala bağlanmıştır.<br />

Dosyanın incelenmesinden<br />

ödeme emirleri içeriği vergi borçlarının<br />

1997/Şubat-Eylül, Kasım ve<br />

Aralık dönemlerine ilişkin olduğu<br />

ve davacının (…) Noterliğinde<br />

onaylı 06.06.1997 tarih ve 24985<br />

sayılı istifaname ile yönetim kurulu<br />

üyeliğinden istifa ettiği anlaşılmaktadır.<br />

Yönetim kurulu üyeliğinden<br />

tek taraflı olarak çekilmeyi ifade<br />

eden istifa, bozucu yenilik doğuran<br />

bir hakkın kullanılmasıdır. İstifa,<br />

irade beyanının şirkete ulaşması<br />

ile hukuki sonuçlarını doğuracağından<br />

ve yönetim kurulu<br />

üyesi sıfatı istifanın şirkete ulaşması<br />

ve kabulü ile sona erece-<br />

B<br />

Bilanço<br />

99<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

ğinden istifa tarihinden sonraki<br />

işlemlerden ve kamusal yükümlülüklerden<br />

yönetim kurulu üyesi<br />

olarak sorumluluk söz konusu<br />

olamayacaktır.<br />

Tescil ve ilan edilmiş hususlardaki<br />

değişikliklerin de tescil ve<br />

ilan edilmesi gerektiği yolundaki<br />

kural nedeniyle yönetim kurulu<br />

üyeliği herhangi bir nedenle sona<br />

eren kişinin üyelikten ayrılışı ticaret<br />

sicilinde tescil ve gazeteyle<br />

ilan edilmezse, şirket borçlarından<br />

iyi niyetli üçüncü kişilere karşı<br />

sorumluluğu devam eder. Ancak<br />

yönetim kurulundan istifa ederek<br />

fiilen ayrılmak suretiyle şirketin<br />

borçlarının ödenmesi konusunda<br />

yetkisi kalmayan davacının, şirketin<br />

varlığından tamamen veya<br />

kısmen tahsil edilemeyen kamu<br />

alacaklarından sorumlu tutulması<br />

hukuka uygun değildir.<br />

Bu itibarla, davacının (…)<br />

A.Ş.’nin kanuni temsilciliğinden<br />

ayrıldığı 06.06.1997 tarihinden<br />

önceki dönemlere ait kamu alacağının<br />

tahsili amacıyla düzenlenen<br />

ödeme emirlerinde hukuka<br />

aykırılık bulunmadığı, kanuni<br />

temsilcilikten ayrıldığı 06.06.1997<br />

tarihinden sonraki dönemlere ait<br />

kamu alacağının tahsili amacıyla<br />

düzenlenen ödeme emirlerinde<br />

ise hukuka uygunluk bulunmadığı<br />

sonucuna varılmıştır.<br />

Açıklanan nedenlerle, temyiz<br />

isteminin kısmen kabulüne, kısmen<br />

reddine, oybirliğiyle karar<br />

verildi.<br />

Not: Danıştay kararları Yaklaşım<br />

Dergisinden alınmıştır.


soru-cevap<br />

idare kararları<br />

Soru - Cevap<br />

Avans Kâr Dağıtımının<br />

Muhasebeleştirilmesi<br />

SORU: Avans kâr dağıtımının<br />

muhasebe kaydına ilişkin mevzuatta<br />

herhangi bir muhasebe<br />

kaydına rastlayamadık. Muhtelif<br />

web sitelerinde de muhasebe<br />

kaydına ilişkin bilgi bulunmamakta.<br />

Mükelleflerimiz arasında bu<br />

yönde işlem yapacak firmalar<br />

bulunmaktadır. Konu ile ilgili bilgilerinize<br />

rica ederiz.<br />

CEVAP: Bize göre uygun olan<br />

muhasebe kaydı aşağıda istifadenize<br />

sunulmuştur.<br />

1- I. Ara Dönem Temettü<br />

Avansı Dağıtım Tahakkuk Kaydı<br />

–––––––––– 15.08.2012–––––––––––<br />

198 DİĞERDÖNEN VARLIKLAR xxx<br />

198.10 Temettü Avansı<br />

198.10.03 I. Ara Dönem Tem. Avansı<br />

331 ORTAKLARA BORÇLAR xxx<br />

331.10 Temettü Avansı<br />

331.10.03 I. Ara Dönem Temettü<br />

Avansı<br />

–––––––––––––––/ –––––––––––––––<br />

2- Temettü Avansının Ödeme<br />

Kaydı<br />

–––––––––– 25.08.2012–––––––––––<br />

331 ORTAKLARA BORÇLAR xxx<br />

331.10 Temettü Avansı<br />

331.10.03 I Ara Dönem Tem. Avansı<br />

102 BANKALAR xxx<br />

360 ÖDENECEK VERGİ VE<br />

FONLAR<br />

xxx<br />

360.70 Temettü Avansı Stopajı<br />

–––––––––––––––/ –––––––––––––––<br />

Kâr dağıtımına bağlı stopaj,<br />

dağıtılmasına karar verilen kâr<br />

payının ortaklarca elde edildiği<br />

dönemde yapılır ve bu döneme<br />

ilişkin muhtasar beyanname ile<br />

beyan edilir. Bu düzenleme temettü<br />

avansına ilişkin stopaj için<br />

de geçerlidir. Önceki ara dönemlerde<br />

ödenen temettü<br />

avansı, sonraki ara dönemlerde<br />

hesaplanan temettü avansından<br />

mahsup edilecektir. Ayrıca, dönem<br />

içinde ödenen temettü<br />

avansları toplamının da ertesi yıl<br />

kâr dağıtımında dikkate alınacağı<br />

unutulmamalıdır.<br />

3- Temettü Avansının Ertesi Yıl<br />

Dağıtılacak Kârdan Mahsup<br />

Edilmesi<br />

–––––––––––––––/ –––––––––––––––<br />

570 GEÇMİŞ YILLAR KÂRLARI xxx<br />

540 YASAL YEDEKLER xxx<br />

541 STATÜ YEDEKLERİ xxx<br />

542 OLAĞANÜSTÜ YEDEKLER xxx<br />

331 ORTAKLARA BORÇLAR xxx<br />

198 DİĞER DÖNEN VARLIKLAR xxx<br />

198.10 Temettü Avansı<br />

198.10.03 I. Ara Dön. Tem. Avansı<br />

–––––––––––––––/ –––––––––––––––<br />

İşsizlik Sigortasından Yararlanma<br />

Koşulları<br />

SORU: İşsizlik sigortası hizmetlerinden<br />

yararlanabilme koşulları<br />

nelerdir? Hangi belgeler ile nereye<br />

başvuru yapılabilir?<br />

CEVAP: 4447 sayılı İşsizlik Sigortası<br />

Kanununa göre, işsizlik sigortası<br />

kapsamında bir işyerinde çalışırken;<br />

çalışma istek, yetenek,<br />

sağlık ve yeterliliğinde olmasına<br />

rağmen, kendi istek ve kusuru dışında<br />

işini kaybedenler; hizmet<br />

akdinin feshinden önceki son 120<br />

gün içinde prim ödeyerek sürekli<br />

çalışmış olmak kaydıyla son üç yıl<br />

içinde en az 600 gün süre ile işsizlik<br />

sigortası primi ödemiş olmak<br />

ve hizmet akdinin feshinden sonraki<br />

30 gün içinde en yakın İŞKUR<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

100<br />

B<br />

Bilanço<br />

birimine şahsen ya da elektronik<br />

ortamda www.iskur.gov.tr portalı<br />

üzerinden başvurarak iş almaya<br />

hazır olduğunu bildirmek koşulu<br />

ile işsizlik sigortası hizmetlerinden<br />

yararlandırılmaktadır.<br />

Mücbir sebepler dışında 30<br />

gün içerisinde başvurulmaması<br />

halinde, başvuruda gecikilen süre,<br />

toplam hak sahipliği süresinden<br />

düşülmektedir.<br />

İşsizlik Ödeneği Miktarı<br />

ve Süresi<br />

SORU: İşsizlik ödeneği miktarı<br />

nasıl hesaplanır ve ne kadar süre<br />

ödenmektedir?<br />

CEVAP: Günlük işsizlik ödeneği,<br />

sigortalının son dört aylık prime<br />

esas kazançları dikkate alınarak<br />

hesaplanan günlük ortalama brüt<br />

kazancının yüzde kırkı olarak hesaplanmaktadır.<br />

Bu şekilde hesaplanan<br />

işsizlik ödeneği miktarı,<br />

4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu<br />

maddesine göre onaltı yaşından<br />

büyük işçiler için uygulanan aylık<br />

asgari ücretin brüt tutarının yüzde<br />

seksenini geçememektedir.<br />

Aşağıda 2012 yılı 2. Dönem<br />

için aylık işsizlik ödeneği hesabı<br />

verilmiştir.<br />

Son 4 Aylık<br />

Prime Esas<br />

Kazançların<br />

Aylık Ortalaması<br />

İşsizlik<br />

Damga<br />

Ödeneği<br />

vergisi<br />

Miktarı<br />

İşsizlik<br />

Ödeneği<br />

Miktarı<br />

940,50 376,20 2,48 373,72<br />

2.500,00 752,40* 4,97 747,43*<br />

(*) Hesaplanan İşsizlik Ödeneği<br />

Miktarı, Aylık Asgari Ücretin Brüt<br />

Tutarının Yüzde Seksenini geçemeyeceği<br />

için Ödenecek Aylık<br />

İşsizlik Ödeneği Miktarı bu şekilde<br />

hesaplanmıştır. (Asgari ücret<br />

940,50 TL olarak alınmıştır.)


idare kararları<br />

İşsizlik ödeneği hizmet akdinin<br />

feshinden önceki son 3 yıl içinde;<br />

600 gün sigortalı olarak çalışıp<br />

işsizlik sigortası primi ödemiş olan<br />

sigortalı işsizlere 180 gün,<br />

900 gün sigortalı olarak çalışıp<br />

işsizlik sigortası primi ödemiş olan<br />

sigortalı işsizlere 240 gün,<br />

1080 gün sigortalı olarak çalışıp<br />

işsizlik sigortası primi ödemiş<br />

olan sigortalı işsizlere 300 gün,<br />

süre ile işsizlik ödeneği (kanunda<br />

yer alan diğer şartları taşınması<br />

kaydıyla) verilmektedir.<br />

İşsizlik Ödeneğinin<br />

Kesilmesi<br />

SORU: İşsizlik ödeneği hangi<br />

hallerde kesilmektedir?<br />

CEVAP: İşsizlik ödeneği almakta<br />

iken;<br />

Kurumca teklif edilen mesleklerine<br />

uygun ve son çalıştıkları işin<br />

ücret ve çalışma koşullarına yakın<br />

ve ikamet edilen yerin belediye<br />

mücavir alanı sınırları içinde bir işi<br />

haklı bir nedene dayanmaksızın<br />

reddeden sigortalı işsizlerin ödenekleri<br />

tekrar başlatılmamak üzere<br />

kesilir.<br />

Gelir getirici bir işte çalıştığı veya<br />

herhangi bir sosyal güvenlik<br />

kuruluşundan yaşlılık aylığı aldığı<br />

tespit edilen sigortalı işsizlerin<br />

ödenekleri tekrar başlatılmamak<br />

üzere kesilir.<br />

Kurum tarafından önerilen<br />

meslek geliştirme, edindirme ve<br />

yetiştirme eğitimini haklı bir neden<br />

göstermeden reddeden veya<br />

kabul etmesine karşın devam<br />

etmeyen ve haklı bir nedene dayanmaksızın<br />

Kurum tarafından<br />

yapılan çağrıları zamanında cevaplamayan,<br />

istenilen bilgi ve<br />

belgeleri öngörülen süre içinde<br />

vermeyen sigortalı işsizlerin işsizlik<br />

ödenekleri kesilir. Ancak, bu hallerin<br />

sona ermesi durumunda,<br />

ödemelere yeniden başlanır. Şu<br />

kadar ki, bu suretle yapılacak<br />

ödemenin süresi başlangıçta belirlenmiş<br />

olan toplam hak sahipliği<br />

süresinin sona erdiği tarihi geçemez.<br />

Serbest Bölgelerdeki İnşaat<br />

Taahhüt Hizmetinin<br />

Vergilendirilmesi<br />

B<br />

Bilanço<br />

101<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

SORU: Serbest bölgelerde verilen<br />

inşaat taahhüt hizmetinin<br />

vergilendirilmesi nasıl olacaktır?<br />

CEVAP: Katma Değer Vergisi<br />

Kanununun 1/1 inci maddesinde,<br />

Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet<br />

ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde<br />

yapılan teslim ve hizmetlerin<br />

katma değer vergisine tabi<br />

olacağı; 11/1-a maddesinde ise<br />

ihracat teslimleri ve bu teslimlere<br />

ilişkin hizmetlerin katma değer<br />

vergisinden istisna olduğu hüküm<br />

altına alınmıştır.<br />

Yine, Kanunun 12/1 inci maddesinde,<br />

bir teslimin ihracat teslimi<br />

sayılabilmesi için, teslimin serbest<br />

bölgedeki bir alıcıya yapılması ve<br />

teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti<br />

gümrük bölgesinden çıkarak<br />

bir dış ülkeye veya bir serbest<br />

bölgeye vasıl olması gerektiği<br />

hükme bağlanmıştır.<br />

Öte yandan, Kanunun 17/4-ı<br />

maddesine göre serbest bölgelerde<br />

verilen hizmetler de katma<br />

değer vergisinden müstesnadır.<br />

Ayrıca, Kanunun 32 nci maddesinde,<br />

bu Kanunun 11, 13, 14,<br />

15 ve 17/4-s maddeleri kapsamında<br />

bulunan istisnalar nedeniyle<br />

yüklenilen katma değer vergisinin,<br />

mükellefin vergiye tabi işlemleri<br />

üzerinden hesaplanacak<br />

katma değer vergisinden indirileceği,<br />

indirim yoluyla giderilemeyen<br />

verginin ise Bakanlıkça tespit<br />

edilecek esaslara göre bu işlemleri<br />

yapanlara iade olunacağı<br />

hükme bağlanmıştır. Buna göre,<br />

işletmeler tarafından:<br />

- serbest bölgede yapılacak<br />

inşaatta kullanılacak malların teslimleri,<br />

ihracat istisnası hükümleri<br />

kapsamında,<br />

- şirket tarafından serbest bölge<br />

sınırları içerisinde verilen inşaattaahhüt<br />

hizmeti ise Katma Değer<br />

Vergisi Kanununun 17/4-ı maddesi<br />

kapsamında katma değer vergisinden<br />

istisna olacaktır.<br />

Ayrıca, firmalar tarafından<br />

serbest bölgeye teslim edilen<br />

mallara ilişkin olarak yüklenilen<br />

ancak indirim yoluyla giderilemeyen<br />

KDV nin iadesi Kanunun 32<br />

nci maddesine göre talep edilebilecektir.<br />

Şirket Devirlerinde Devreden<br />

KDV’nin Durumu<br />

SORU: Şirket devirlerinde devreden<br />

KDV indirim konusu yapılabilir<br />

mi?<br />

CEVAP: 3065 sayılı Katma Değer<br />

Vergisi Kanununun 17/4-c<br />

maddesinde, Gelir Vergisi Kanununun<br />

81'inci maddesinde belirtilen<br />

işlemlerle Kurumlar Vergisi Kanununa<br />

göre yapılan devir ve bölünme<br />

işlemleri (Bu kapsamda<br />

vergiden istisna edilen işlemler<br />

bakımından Katma Değer Vergisi<br />

Kanununun 30'uncu maddesinin<br />

(a) bendi hükmü uygulanmaz. İşlem<br />

sonunda faaliyetini bırakan,<br />

bölünen veya infisah eden mükelleflerce<br />

yüklenilen ve indirilemeyen<br />

vergiler, faaliyete başlayan<br />

veya devir ve bölünme sonrasında<br />

devredilen veya bölünen<br />

kurumların varlıklarını devralan<br />

mükellefler tarafından mükerrer<br />

indirime yol açmayacak şekilde<br />

indirim konusu yapılır.) katma değer<br />

vergisinden istisna edilmiştir.<br />

Bu hükme göre, devir tarihi itibariyle<br />

indirilemeyen (sonraki dönemlere<br />

devreden) katma değer<br />

vergisi devralan tarafından indirim<br />

konusu yapılabilecektir.<br />

Kooperatiflerinin Altyapı<br />

İşlerinde İndirimli KDV<br />

SORU: Konut yapı kooperatiflerinin<br />

yaptıracağı altyapı işlerinde<br />

indirimli KDV uygulanabilir mi?


soru-cevap<br />

idare kararları<br />

CEVAP: KDV Kanununun geçici<br />

15 inci maddesi ile 29/7/1998<br />

tarihinden önce bina inşaat ruhsatı<br />

alınmış inşaatlara ilişkin olarak<br />

konut yapı kooperatiflerine yapılan<br />

inşaat taahhüt işleri KDV'den<br />

istisna edilmiş, 29/7/1998 tarihinden<br />

sonra bina inşaat ruhsatı<br />

alınmış inşaatlara ilişkin olarak konut<br />

yapı kooperatiflerine yapılan<br />

inşaat taahhüt işlerine uygulanacak<br />

KDV oranı ise % 1 olarak belirlenmiştir.<br />

Konut yapı kooperatfilerine ifa<br />

edilen inşaat taahhüt işlerinde istisna<br />

veya indirimli oran uygulamasına<br />

ilişkin olarak 49, 66 ve 106<br />

Seri No.lu KDV Genel Tebliğleri ile<br />

60 No.lu KDV Sirkülerinde açıklamalar<br />

yapılmıştır.<br />

Bu düzenlemelere göre konut<br />

yapı kooperatiflerine yapılan inşaat<br />

taahhüt işlerinde istisna veya<br />

indirimli oran uygulanabilmesi için;<br />

-Kooperatifin konut yapı kooperatifi<br />

statüsünde olması<br />

-İşin konut yapı kooperatifine<br />

yapılması,<br />

-Yapılan işin inşaat işi olması ve<br />

taahhüde dayanması<br />

şartlarının yanı sıra inşaatın<br />

yapıldığı arsanın tapu sicilinde inşaat<br />

taahhüt hizmetini alan kooperatif<br />

tüzelkişiliği veya kooperatifin<br />

bağlı olduğu üst birlik adına<br />

tescil edilmiş ve inşaat yapı ruhsatının<br />

konut yapı kooperatifine verilmiş<br />

olması gerekmekte olup, bu<br />

uygulamada konut yapı kooperatifleri<br />

üst birlikleri de konut yapı<br />

kooperatifi olarak değerlendirilecektir.<br />

Buna göre, 29/7/1998 tarihinden<br />

sonra alınmış bina inşaat ruhsatları<br />

çerçevesinde, kooperatife<br />

ifa edilecek olan ve yukarıda belirtilen<br />

mevzuatta yer alan inşaat<br />

taahhüt işlerine indirimli oranda<br />

(%1) KDV uygulanması mümkün<br />

bulunmaktadır.<br />

Bununla beraber, kooperatifin<br />

doğrudan piyasadan yapacağı<br />

malzeme alımları ile inşaat taahhüt<br />

işi niteliğini haiz olmayan hizmet<br />

alımları, KDV Kanununun 28<br />

inci maddesinin Bakanlar Kuruluna<br />

verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan<br />

Kararname eki kararda<br />

belirtilen oranlarda KDV ye tabi<br />

tutulacaktır.<br />

Teşvik Belgeli Mükelleflere<br />

Mal Satışlarında KDV<br />

SORU: Teşvik belgeli mükelleflere<br />

yapılan mal satışlarında vergilendirme<br />

nasıl olacaktır?<br />

CEVAP: KDV Kanununun 13/d<br />

maddesi ile yatırım teşvik belgesi<br />

sahibi mükelleflere belge kapsamında<br />

yapılacak makine ve teçhizat<br />

teslimleri katma değer vergisinden<br />

istisna edilmiştir. İstisnaya<br />

ilişkin olarak 69 ve 87 Seri No.lu<br />

KDV Genel Tebliğlerinde gerekli<br />

açıklamalar yapılmıştır.<br />

16/7/2009 tarihli Resmi Gazetede<br />

yayımlanan "Yatırımlarda<br />

Devlet Yardımları Hakkında Karar"ın<br />

15. maddesinde devir, satış,<br />

ihraç ve kiralama işlemleri düzenlenmiş<br />

ve tamamlama vizesi yapılıp<br />

yapılmadığına bakılmaksızın<br />

beş yılını doldurmamış makine ve<br />

teçhizatın yatırımın bütünlüğünün<br />

bozulmaması kaydıyla veya bütünü<br />

ile birlikte; teşvik belgeli bir<br />

başka yatırım için devri, Hazine<br />

Müsteşarlığının iznine tabi tutulmuştur.<br />

Ayrıca, satış izni verilen<br />

makine ve teçhizata uygulanan<br />

desteklerin tahsil edilmeyeceği<br />

hususu da yine aynı maddede<br />

düzenlenmiştir.<br />

Yapılan açıklamalar doğrultusunda,<br />

yatırım teşvik belgesi sahibi<br />

şirketin belge kapsamında satın<br />

aldığı makine ve teçhizatı, Hazine<br />

Müsteşarlığının izin ve onayı ile yatırım<br />

teşvik belgesi sahibi bir başka<br />

mükellefe, bu mükellefin sahip olduğu<br />

yatırım teşvik belgesi eki<br />

makine ve teçhizat listesinde de<br />

aynı makine ve teçhizatın yer alması<br />

ve vergi dairesinden aldığı<br />

istisna yazısını da ürünü satacak<br />

olan şirkete ibraz etmesi şartıyla,<br />

KDV Kanununun 13/d maddesine<br />

göre KDV hesaplanmadan teslim<br />

etmesi mümkün bulunmaktadır.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

102<br />

B<br />

Bilanço<br />

İhraç kayıtlı ürün ile diğer<br />

ürünün aynı faturada gösterilmesi<br />

SORU: İhraç kayıtlı ürün ile diğer<br />

ürünlerin aynı satış faturasında<br />

gösterilebilir mi?<br />

CEVAP: 3065 sayılı Katma Değer<br />

Vergisi Kanununun 11/1-c<br />

maddesinde, ihraç edilmek şartıyla<br />

imalatçılar tarafından kendilerine<br />

teslim edilen mallara ait katma<br />

değer vergisinin, ihracatçılar<br />

tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce<br />

tahsil edilmeyen ancak<br />

ilgili dönem beyannamesinde<br />

beyan edilecek olan bu verginin,<br />

vergi dairesince tarh ve tahakkuk<br />

ettirilerek tecil olunacağı,<br />

söz konusu malların, ihracatçıya<br />

teslim tarihini takip eden aybaşından<br />

itibaren 3 ay içinde ihraç<br />

edilmesi halinde, tecil edilen verginin<br />

terkin olunacağı, İhracatın<br />

şartlara uygun gerçekleştirilmemesi<br />

halinde, tecil olunan vergi<br />

gecikme zammıyla birlikte tahsil<br />

olunacağı hüküm altına alınmıştır.<br />

Konuya ilişkin olarak 23 Seri<br />

No.lu KDV Genel Tebliğinin C bölümünde,<br />

imalatçılar tarafından<br />

ihraç kaydıyla yapılan teslimlerle<br />

ilgili olarak düzenlenen faturalarda,<br />

hesaplanan katma değer<br />

vergisinin mal bedelinden ayrı<br />

olarak gösterileceği, ancak faturaya<br />

"3065 Sayılı Katma Değer<br />

Vergisi Kanunu hükümlerine göre,<br />

ihraç edilmek şartıyla teslim edildiğinden,<br />

Katma Değer Vergisi<br />

tahsil edilmemiştir" ibaresinin yazılacağı<br />

açıklanmıştır.<br />

Buna göre; ihraç kayıtlı satışlar<br />

ile diğer satışların aynı faturada<br />

gösterilmesi mümkün olmakla birlikte,<br />

ihraç kayıtlı teslimlere ilişkin<br />

işlemlerin takibi ve sonuçlandırılması<br />

bakımından bu kapsamdaki<br />

işlemler için ayrı faturalar düzenlenmesi<br />

daha uygun bulunmaktadır.<br />

Not: Soru-Cevaplar muhasebetr.<br />

com’dan alınmıştır.


pratik bilgiler<br />

Pratik bilgiler<br />

MALİ TAKVİM (EKİM 2013)<br />

16-31 Eylül 2013 Dönemi (I) Sayılı Listedeki malların ÖTV beyanı ve ödemesi 12 Ekim<br />

Eylül 2013 Dönemi BSMV ve Özel İletişim Vergisi beyan ve ödemesi<br />

21 Ekim<br />

Eylül 2013 Dönemi II (Tescili olmayan), III ve IV S.L. ÖTV beyanı ve ödemesi<br />

21 Ekim<br />

Eylül 2013 Dönemi KKDF kesintisi bildirimi ve ödenmesi<br />

21 Ekim<br />

Eylül 2013 İlan ve Reklam ile Şans Oyunları Vergisi beyanı ve ödemesi<br />

21 Ekim<br />

Eylül 2013 Dönemine ait Stopajların ve Damga Vergisinin beyanı<br />

23 Ekim<br />

Temmuz-Ağustos-Eylül 2013 Dönemine ait Stopajların Beyanı<br />

23 Ekim<br />

Eylül 2013 Dönemi SGK Aylık Prim ve Hizmet Belgelerinin verilmesi<br />

23 Ekim<br />

Eylül 2013 Dönemine ait Katma Değer Vergisinin beyanı<br />

24 Ekim<br />

Temmuz-Ağustos-Eylül 2013 Dönemine ait Katma Değer Vergisi'nin Beyanı<br />

24 Ekim<br />

1-15 Ekim 2013 Dönemi (I) Sayılı Listedeki malların ÖTV beyanı ve ödemesi 25 Ekim<br />

Eylül 2013 Dönemi Stopajların ve Damga Vergisinin ödemesi<br />

28 Ekim<br />

Eylül 2013 Dönemine ait Katma Değer Vergisinin ödemesi<br />

28 Ekim<br />

Eylül 2013 Dönemi SGK ve İşsizlik Sigortası Prim Borçlarının ödemesi<br />

31 Ekim<br />

Eylül 2013 Dönemi Ba ve Bs Formlarını verme süresi<br />

31 Ekim<br />

SMMMO’ya Nispi Aidatların 2.Taksit Ödemesi<br />

31 Ekim<br />

ÜCRETLERLE İLGİLİ BİLGİLER (01.07.2013 – 31.12.2013)<br />

16 yaşından büyükler için asgari ücret – 1.021,50 SGK Primine Esas Taban ve Tavan Sınırları<br />

16 yaşından küçükler için asgari ücret – 877,50 Aylık Taban Sınırı: – 1.021,50 Aylık Tavan Sınırı: – 6.639,90<br />

Asgari ücretten kesintiler<br />

16 yaş + Asgari ücrete göre işçilik maliyeti<br />

Brüt Ücret<br />

Sigorta Primi İşçi Payı (%14)<br />

İşsizlik Sigortası Primi (%1)<br />

Gelir Vergisi Matrahı<br />

Gelir Vergisi<br />

1.021,50<br />

143,01<br />

10,22<br />

868,27<br />

130,24<br />

Asgari Ücret<br />

Sigorta Primi İşveren Payı (%19.5)<br />

İşsizlik Sigortası İşveren Payı (%2)<br />

Toplam Maliyet<br />

Vergiden Müstesna Yemek Bedeli<br />

1.021,50<br />

199,19<br />

20,43<br />

1.241,12<br />

12,00<br />

Damga Vergisi<br />

7,75 Vergiden istisna yurtiçi harcırah tavanı 46,00<br />

AGİ Tutarı (Bekarlar için)<br />

(-) 73,40 Kıdem Tazminatı Tavanı 3.129,25<br />

Kesintiler Toplamı<br />

217,82<br />

Net Ücret<br />

803,68<br />

Çocuk Yardımı (AÜ x %2) 20,43<br />

İşs. Sig. Kes.: İşçi - % 1; İşv. - % 2; Devlet - % 1 Aile Yardımı (AÜ x %10) 102,15<br />

50 VE DAHA FAZLA İŞÇİ ÇALIŞTIRAN İŞYERLERİNDE<br />

ÇALIŞTIRMA ZORUNLULUĞU ORANLARI VE CEZALARI<br />

Kamu işyeri Özel Sektör işyeri Çalıştırmama Cezaları<br />

Özürlü İşçi Çalıştırma Oranı % 4 % 3 1.832,00<br />

Eski Hükümlü Çalıştırma Oranı % 2 - 1.832,00<br />

4/a (SSK) KAPSAMINDA SİGORTALILARIN PRİM ORANLARI (01.10.2008’den itibaren)<br />

Sigorta Kolu İşçi Payı (%) İşveren Payı (%) Toplam (%)<br />

Kısa Vadeli Sigorta Kolları Prim Oranı<br />

(İş Kazası ve Meslek Hastalıkları Primi)<br />

- 1 – 6,5 1 – 6,5<br />

Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Prim Oranı 9 11 20<br />

Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Prim Oranı<br />

(Fiili Hizmet Süresi Zammı Uygulanan İşyerleri İçin)<br />

9 12 - 14 21 – 23<br />

Genel Sağlık Sigortası Prim Oranı 5 7,5 12,5<br />

Toplam 14 19,5 - 28 33,5 - 42<br />

Bilanço<br />

B<br />

103<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


pratik bilgiler<br />

pratik bilgiler<br />

4/b (Bağ-Kur) KAPSAMINDA SİGORTALILARIN PRİM ORANLARI (01.10.2008’den itibaren)<br />

Sigorta Kolu Toplam (%)<br />

Kısa Vadeli Sigorta Kolları Prim Oranı<br />

(İş Kazası ve Meslek Hastalıkları Primi)<br />

1 – 6,5<br />

Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Prim Oranı 20<br />

Genel Sağlık Sigortası Prim Oranı 12,5<br />

Toplam 33,5 – 39<br />

4/c (Devlet Memurları) KAPSAMINDA SİGORTALILARIN PRİM ORANLARI (01.10.2008’den itibaren)<br />

Sigorta Kolu İşçi Payı (%) İşveren Payı (%) Toplam (%)<br />

Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Prim Oranı 9 11 20<br />

Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Prim Oranı<br />

(Fiili Hizmet Süresi Zammı Uygulanan İşyerleri İçin)<br />

9 14,33 - 21 23,33 – 30<br />

Genel Sağlık Sigortası Prim Oranı 5 7,5 12,5<br />

Toplam 14 18,5 – 28,5 32,5 – 42,5<br />

İSTEĞE BAĞLI SİGORTALILARIN PRİM ORANLARI (01.10.2008’den itibaren)<br />

Sigorta Kolu Toplam (%)<br />

Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları Prim Oranı 20<br />

Genel Sağlık Sigortası Prim Oranı 12<br />

Toplam 32<br />

4/b (Bağ-Kur) KAPSAMINDA ÇALIŞAN EMEKLİLERİN SGDP ORANLARI (01.10.2008’den itibaren)<br />

SGDP Kesintisine Tabi Emekli Aylığı<br />

4/b Sigortalılarına ilgili yılı Ocak ayında ödenen en yüksek yaşlılık<br />

aylığını geçmemek üzere, emekli aylığı üzerinden<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

104<br />

2008 Yılında<br />

(%)<br />

Bilanço<br />

B<br />

2009 Yılında<br />

(%)<br />

2010 Yılında<br />

(%)<br />

2011’den<br />

İtibaren (%)<br />

12 13 14 15<br />

4/a (SSK) KAPSAMINDA ÇALIŞAN EMEKLİLERİN SGDP ORANLARI (01.10.2008’den itibaren)<br />

İşçi Payı (%) İşveren Payı (%) Toplam (%)<br />

Çalışılan işin iş kazası ve meslek hastalığı<br />

prim oranına göre<br />

7,5 23,5 - 29 31 – 36,5<br />

SS ve GSS KANUNU’NA GÖRE UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI (TL)<br />

(01.07.2013 – 31.12.2013)<br />

Sigortalı işe giriş bildirgesi ile genel sağlık sigortası giriş bildirgesinin verilmemesi yada e-Sigorta<br />

1.021,50<br />

ortamında bildirilmesi gerektiği halde bildirilmemesi halinde, her bir sigortalı için aylık AÜ tutarında<br />

Sigortalı işe giriş bildirgesinin verilmediğinin Kurumca tespit edilmesi halinde, her bir sigortalı için<br />

2.043,00<br />

aylık AÜ x 2 katı tutarında<br />

Sigortalı işe giriş bildirgesinin verilmemesinin Kurumca tespit edildiği yada kamu kurum ve kuruluşlarından<br />

alınan belgelerden tespit edilmesi halinde ilgili idarenin yazısının Kuruma intikal ettiği tarihi 5.107,50<br />

takip eden bir yıl içersinde tekrarlanması halinde, her bir sigortalı için aylık AÜ x 5 beş katı tutarında<br />

İşyeri bildirgesinin verilmemesi yada e-Sigorta üzerinden göndermekle yükümlü oldukları halde<br />

gönderilmemesi<br />

- Kamu idareleri ile bilanço esasına göre defter tutan işyerleri için aylık AÜ x 3 katı tutarında 3.064,50<br />

- Diğer defterleri tutan işyerleri için aylık AÜ x 2 katı tutarında 2.043,00<br />

- Defter tutmakla yükümlü olmayan işyerleri için AÜ tutarında 1.021,50<br />

Asıl veya ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin, Kurumca belirlenen şekil ve usulde süresi<br />

içinde Kuruma verilmemesi yada e-Sigorta yoluyla gönderilmemesi halinde (Her bir fiil için);<br />

- Belgenin asıl olması halinde aylık AÜ x 2 katını (2.043,00 TL’yi) geçmemek üzere, belgede kayıtlı<br />

sigortalı sayısı başına aylık asgari ücretin beşte biri<br />

204,30<br />

tutarında


B<br />

pratik bilgiler<br />

- Belgenin ek olması halinde aylık AÜ x 2 katını (2.043,00 TL’yi) geçmemek üzere, her bir ek<br />

127,69<br />

belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına aylık asgari ücretin sekizde biri tutarında<br />

Sigortalıların 30 günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin aylık prim ve hizmet belgesinin<br />

verilmesi gereken süre içinde Kuruma verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin Kurumca geçerli<br />

510,75<br />

sayılmaması nedeniyle ek belgenin Kurumca re’sen düzenlenmesi halinde; A.Ü. x 2′yi geçmemek<br />

üzere belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına aylık asgari ücretin yarısı tutarında<br />

Aylık Prim ve Hizmet Belgelerinin Kuruma bildirilmediğinin yada eksik bildirildiğinin (hizmet yada<br />

kazançlarının) Kamu kurum ve kuruluşlarından alınan bilgilerden veya Kurumun kontrolle görevli<br />

2.043,00<br />

memurlarınca tespit edilmesi halinde; (Belgenin asıl yada ek nitelikte olup olmadığı ile işverence<br />

düzenlenip düzenlenmediğine bakılmaksızın, aylık AÜ x 2 katı)<br />

Asgari işçilik incelemesinin Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yada SMMM,<br />

YMM’lerce yapıldığı durumlarda belgenin Kurumca Re’sen düzenlemesi halinde; (Asgari işçilik tutarının<br />

maledildiği her bir ay için, aylık AÜ x 2 katı tutarında)<br />

2.043,00<br />

İşyerine ait defter, kayıt ve belgelerin ibraz edilmesine ilişkin Kurumca gönderilen yazının alındığı<br />

tarihten itibaren 15 gün içinde mücbir sebep olmaksızın Kuruma ibraz edilmemesi halinde:<br />

- Bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü olanlar için aylık AÜ x 12 katı tutarında 12.258,00<br />

- Diğer defterleri tutmakla yükümlü olanlar için aylık AÜ x 6 katı tutarında 6.129,00<br />

- Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için aylık AÜ x 3 katı tutarında 3.064,50<br />

İşyerine ait defterlerin kullanılmaya başlanmadan önce tasdik ettirilmesi zorunlu olduğu halde tasdiksiz<br />

kullanılmış olması halinde; (Tutmakla yükümlü olunan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi<br />

510,75<br />

nedeniyle verilen ceza tutarını (A.Ü. x 12, 6, 3) geçmemek üzere, geçersizlik halinin gerçekleştiği<br />

her bir ay için AÜ yarısı tutarında)<br />

İşyerine ait defterlerin bilanço esasına göre tutulması gerekirken işletme hesabını esasına göre tutulmuş<br />

olması halinde; (Tutmakla yükümlü olunan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle<br />

510,75<br />

verilen ceza tutarını (A.Ü. x 12, 6, 3) geçmemek üzere, geçersizlik halinin gerçekleştiği her bir ay<br />

için AÜ yarısı tutarında)<br />

İbraz edilen defter ve belgelerin spek tutarlarının belirlenmesine imkan vermeyecek şekilde usulsüz<br />

ve noksan tutulması yada defterlere sigortalıya yapılan ödemelerin işlenmemiş olması halinde;<br />

510,75<br />

(Tutmakla yükümlü olunan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle verilen ceza tutarını<br />

(A.Ü. x 12, 6, 3) geçmemek üzere, geçersizlik halinin gerçekleştiği her bir ay için AÜ yarısı tutarında)<br />

İbraz edilen aylık ücret tediye bordrosunda yer alması gereken bilgilerin eksik olması nedeniyle Kurumca<br />

geçersiz sayılması halinde; (Her bir geçersiz ücret tediye bordrosu için AÜ yarısı tutarında)<br />

510,75<br />

Asgari işçilik uygulaması kapsamında Kurumca kamu kurum ve kuruluşlarından yada bankalardan<br />

2.043,00<br />

istenilecek bilgi ve belgelerin Kanunda belirtilen sürede gönderilmemesi halinde (AÜ x 2 katı<br />

Kurumca onaylanan Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin işyerinde asılı tutulmaması halinde aylık<br />

2.043,00<br />

AÜ x 2 katı tutarında<br />

Sigortalı işten ayrılış bildirgesinin verilmemesi (Sadece 4/1-b sigortalıları için) halinde (AÜ) 1.021,50<br />

Kamu idarelerince vazife malullüğüne sebep olan olayın Kuruma bildirilmemesi halinde (AÜ) 1.021,50<br />

İhale konusu işleri üstlenenlerin ve bunların adreslerinin ihale makamlarınca Kurumumuza bildirilmemesi<br />

halinde aylık AÜ tutarında<br />

1.021,50<br />

Kamu idarelerinin yada bankaların işlem yaptığı kişilerle ilgili sigortalılık kontrolü neticesinde sigortalılığı<br />

bulunmayan kişilerin Kuruma bildirilmemesi halinde (Her bir sigortalı başına aylık AÜ onda 102,15<br />

biri tutarında)<br />

Şirket kuruluşu aşamasında çalıştırılacak sigortalı sayısını ve bunların işe başlama tarihinin işveren<br />

tarafından Ticaret sicil memurlularına bildirilmesi halinde anılan Kurum tarafından SGK’ya bildirilmemesi<br />

halinde, (Her bir bildirim yükümlülüğü için aylık AÜ tutarında)<br />

1.021,50<br />

Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili kamu ve özel hukuk tüzel kişilerince ruhsat niteliği<br />

taşıyan işlemlere ilişkin belgeler ile istihdama ilişkin bilgilerin Kuruma bildirilmemesi halinde, (Her 1.021,50<br />

bir bildirim yükümlülüğü için aylık AÜ tutarında)<br />

Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının 5510 sayılı Kanun’dan doğan inceleme<br />

ve soruşturma görevlerini yerine getirmeleri sırasında görevlerini yapmasına engel olan işverenler,<br />

sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişilere, aylık AÜ x 5 katı<br />

5.107,50<br />

tutarında<br />

Bilanço<br />

105<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


pratik bilgiler<br />

pratik bilgiler<br />

Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının görevlerini yapmasını engellemek<br />

amacıyla cebir ve tehdit kullanan işverenler, sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişilere,<br />

aylık AÜ x 10 katı tutarında<br />

Kurum tarafından istenen bilgi ve belgeleri belirlenen süre içinde mücbir sebep olmaksızın vermeyen<br />

kamu idareleri, bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlar ile<br />

diğer gerçek ve tüzel kişiler hakkında, aylık AÜ x 5 katı tutarında<br />

Kurum tarafından istenen bilgi ve belgeleri geç veren kamu idareleri, bankalar, döner sermayeli kuruluşlar,<br />

kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlar ile diğer gerçek ve tüzel kişiler hakkında, aylık AÜ<br />

x 2 katı tutarında<br />

4/a kapsamındaki sigortalılara geçici iş göremezlik ödeneği ödemelerinde 100. maddeye istinaden<br />

Kurumca işverenlerden istenilen bildirimlerin belirlenen süre içerisinde ve elektronik ortamda yapılmaması<br />

halinde sigortalı başına aylık asgari ücretin onda biri tutarında<br />

4/a kapsamındaki sigortalılara geçici iş göremezlik ödeneği ödemelerinde 100. maddeye istinaden<br />

Kurumca işverenlerden istenilen bildirimlerin hiç yapılmaması halinde sigortalı başına aylık asgari<br />

ücretin yarısı tutarında<br />

4/a kapsamındaki sigortalılığı sona erenlere ilişkin bildirim ile sandık iştirakçiliğinin başlama veya<br />

sona ermesine ilişkin bildirimi, süresi içinde ya da Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun olarak<br />

yapmayanlar veya Kurumca internet, elektronik vb. ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde<br />

anılan ortamda göndermeyenler hakkında, her bir sigortalı için aylık asgari ücret tutarında<br />

Genel sağlık sigortalılarının bakmakla yükümlü oldukları kişilere ait bilgi girişlerini süresinde yapmayanlar<br />

ile bakmakla yükümlü olunan kişi olmayanlara ait bilgi girişi yapanlara asgari ücretin yarısı<br />

tutarında<br />

Yapılması gereken bildirim veya kontrol yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, her bir fiil<br />

için asgari ücret tutarında<br />

10.215,00<br />

5.107,50<br />

2.043,00<br />

102,15<br />

510,75<br />

1.021,50<br />

510,75<br />

1.021,50<br />

4857 SAYILI İŞ KANUNU’NA GÖRE UYGULANACAK PARA CEZALARI (01.01.2013’den İtibaren)<br />

Kanun Ceza<br />

Ceza Miktarı<br />

(TL)<br />

Cezayı Gerektiren Fiil<br />

Mad. Mad.<br />

3/1-2 98 İşyeri bildirim yükümlülüğüne aykırı davranış (çalıştırılan her işçi için) 144<br />

3/2 98<br />

İş Kanunu’nun 3. maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan işyerinin muvazaalı<br />

olarak bildirilmesi (asıl işveren ile alt işveren için ayrı ayrı)<br />

14.651<br />

3, 85 98<br />

Ağır ve tehlikeli iş kapsamındaki işyerinin bildirim yükümlülüğüne aykırı davranmak<br />

(çalıştırılan her işçi için)<br />

1.463<br />

5 99/a İşçilere eşit davranma ilkesine uyulmayan her işçi için 118<br />

7 99/a Geçici iş ilişkisi hükümlerine aykırı davranılan her işçi için 118<br />

8 99/b Çalışma koşullarına ilişkin belge verilmeyen her işçi için 118<br />

14 99/b Çağrı üzerine çalışma usulüne ilişkin hükümlere uyulmayan her işçi için 118<br />

28 99/c Çalışma belgesi verilmeyen veya belgesine yanlış bilgi yazılan her işçi için 118<br />

29 100 Toplu işten çıkarma hüküm. aykırı davranarak işten çıkarılan her bir işçi için 485<br />

30 101 Çalıştırılmayan her özürlü ve çalıştırılmayan her ay için 1.832<br />

30 101 Çalıştırılmayan her eski hükümlü ve çalıştırılmayan her ay için 1.832<br />

32 102/a<br />

Ücret ile Kanundan veya TİS’den veya iş sözleşmesinden doğan ücretin kasten<br />

ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde her işçi ve her ay için<br />

134<br />

32 102/a<br />

Ücret, prim, ikramiye vb. her çeşit istihkakın zorunlu tutulduğu halde özel olarak<br />

açılan banka hesabına ödenmemesi halinde her işçi ve har ay için<br />

134<br />

39 102/a Asgari ücret ödenmeyen veya eksik ödenen her işçi ve her ay için 134<br />

37 102/b Ücret hesap pusulası düzenlememek 485<br />

38 102/b Yasaya aykırı olarak ücret kesme cezası vermek 485<br />

52 102/b<br />

Yüzde usulü uygulanan işyerlerinde, her hesap pusulasının genel toplamını<br />

gösteren belgeyi işçilerin seçtiği temsilciye vermemek<br />

485<br />

41 102/c<br />

Fazla çalışma ücreti ödenmeyen, hak ettiği serbest zamanı altı ay içinde kullandırılmayan,<br />

onayı alınmadan fazla çalıştırılan her bir işçi için<br />

237<br />

56 103 Yıllık ücretli izni yasaya aykırı olarak bölünen her işçi için 237<br />

57 103 Yıllık izin ücretini yasaya aykırı şekilde veya eksik ödenen her işçi için 237<br />

59 103<br />

İş sözleşmesinin sona ermesinde kullanılmadığı iznin ücreti ödenmeyen her<br />

bir işçi için<br />

237<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

106<br />

B<br />

Bilanço


B<br />

pratik bilgiler<br />

60 103<br />

İzin yönetmeliğine aykırı olarak izin kullandırılmayan veya eksik kullandırılan<br />

her işçi için<br />

237<br />

63 104 Çalışma sürelerine ve buna ilişkin yönetmelik hükümlerine uymamak 1.293<br />

64 104 Telafi çalışmasına ilişkin yasa hüküm. uyulmadan çalıştırılan her işçi için 237<br />

68 104 Ara dinlenmelerini yasa hükmüne göre uygulamamak 1.293<br />

69 104<br />

İşçileri geceleri 7,5 saatten fazla çalıştırmak, gece ve gündüz postalarını değiştirmemek<br />

1.293<br />

71 104 Çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağı hüküm. aykırı davranmak 1.293<br />

72 104<br />

18 yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınları yer ve su altında çalıştırmak<br />

1.293<br />

73 104<br />

Gece çalıştırma yasağına ilişkin kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı davranmak<br />

1.293<br />

74 104<br />

Doğum öncesi ve sonrası sürelerde kadınları çalıştırmak veya ücretsiz izin<br />

vermemek<br />

1.293<br />

75 104 İşçi özlük dosyalarını düzenlememek 1.293<br />

76 104 Çalışma sürelerine ilişkin yönetmelik hükümlerine uymamak 1.293<br />

77 105/c İş sağlığı ve iş güvenliğinin gerektirdiği koşullara uymamak 1.347<br />

78 105/a<br />

İş sağlık ve güvenliği yönetmelik hüküm. göre alınmayan her iş sağlığı ve güvenliği<br />

önlemi için (alınmayan önlemler için izleyen her ay aynı miktarda)<br />

269<br />

78 105/c<br />

İşletme belgesi almadan işyeri açmak veya belgelendirilmesi gereken işler veya<br />

ürünler için belge almamak<br />

1.347<br />

79 105/c<br />

Faaliyeti durdurulan işi izin almadan devam ettirmek veya kapatılan işyerini<br />

izinsiz açmak<br />

1.347<br />

80 105/c<br />

İş sağlığı ve iş güvenliği kurullarının kurulması ve çalıştırması ile ilgili hükümlere<br />

aykırı davranmak, iş sağlığı ve iş güvenliği kurullarınca alınan kararları uygulamamak<br />

1.347<br />

81 105/c<br />

İşyeri sağlık ve güvenlik birimi oluşturma, işyeri hekimi ile diğer sağlık personeli<br />

görevlendirme, iş güvenliği uzmanı olan mühendis veya teknik eleman görevlendirme<br />

1.347<br />

yükümlülüğünü yerine getirmemek<br />

85 105/d<br />

Ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılan 16 yaşından küçük her işçi ve yönetmelikte<br />

gösterilen yaş kayıtlarına aykırı çalıştırılan her işçi için<br />

1.347<br />

85 105/d<br />

Ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılan çalıştığı işle ilgili mesleki eğitim almamış her<br />

işçi için<br />

592<br />

86 105/b Sağlık raporu alınmadan ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılan her bir işçi için 269<br />

87 105/b Sağlık raporu alınmayan 18 yaşından küçük her bir işçi için 269<br />

88 105/c Gebe veya çocuk emziren kadınlar hakkındaki yönetmeliğe uymamak 1.347<br />

89 105/c İş Kanununa göre çıkarılan çeşitli yönetmeliklere aykırı davranmak 1.347<br />

90 106 İş-kur’dan izin almaksızın iş ve işçi bulma aracılık faaliyetinde bulunmak 14.651<br />

92/2<br />

İş müfettişlerinin davetine gelmemek, ifade ve bilgi vermemek, gerekli belge ve<br />

107/1-a<br />

delilleri göstermemek, kendilerine gerekli kolaylığı göstermemek<br />

11.721<br />

96/1<br />

İş müfettişleri tarafından ifade ve bilgilerine başvurulan işçilere telkinde bulunmak,<br />

işçileri gerçeği saklamaya sevk etmek veya zorlamak<br />

107/1-b 11.721<br />

96/2<br />

İşçilerin gerçeğe aykırı haberler vererek işvereni gereksiz işlemlerle uğraştırmaları<br />

veya haksız yere kötü duruma düşürmeleri, denetim ve teftişin yapılma-<br />

107/1-b<br />

11.721<br />

sını güçleştirmeleri, kötü niyetli davranışlarda bulunmaları<br />

107/2 107/2<br />

İş müfettişlerinin teftiş ve denetim görevlerini yapmalarını ve sonuçlandırmalarını<br />

engellemek<br />

11.721<br />

İdari para cezası miktarları; (2013 yılında %7,8 Yeniden Değerleme oranında artırılmıştır )<br />

SİGORTA PRİMİNE TABİ OLMAYAN YEMEK PARASI, ÇOCUK VE AİLE ZAMMI İLE SİGORTA TUTARLARI<br />

01.01-30.06.2013 01.07-31.12.2013<br />

Yemek Parası (Günlük) (Günlük AÜ x %6) 1,96 TL 2,04 TL<br />

Çocuk Yardımı (Aylık) 2 çocuk (Aylık AÜ x %2) 19,57 TL 20,43 TL<br />

Aile Yardımı (Aylık) (Aylık AÜ x %10) 97,86 TL 102,15 TL<br />

Özel sigorta/BES Ödemeleri (Aylık AÜ x %30) 293,58 TL 306,45 TL<br />

Bilanço<br />

107<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013


pratik bilgiler<br />

pratik bilgiler<br />

BİRİNCİ SINIF TÜCCAR OLMA HADLERİ (01.01.2013’den itibaren)<br />

1. Mal alım satım işiyle uğraşanlar için, alımların 150.000.TL ve satışların 200.000 TL’yi aşanlar<br />

2. Hizmet işiyle uğraşanlar için, elde ettikleri gayrisafi iş hasılatı 80.000 TL’yi aşanlar<br />

1. ve 2.’deki işlerle uğraşanlar için, iş hasılatının 5 katı ile satışların toplamı 150.000 TL’yi aşanlar<br />

BAZI ÖNEMLİ ORAN VE MAKTU HADLER<br />

Reeskont işlemlerinde iskonto oranı (21.06.2013’den itibaren) ............ % 9,50<br />

Avans işlemlerinde faiz oranı (21.06.2013’den itibaren) ..................... % 11,00<br />

2012 yılı için uygulanacak Yeniden Değerleme Oranı ..................... % 7,80<br />

2013 yılı 2. geçici vergi dönemi Yeniden Değerleme Oranı ……..…% 2,17<br />

2012 yılında uygulanacak Enflasyon İndirimi Oranı ............................... % 84,4<br />

Fatura kullanma mecburiyetinin alt sınırı ............................................... 800 TL<br />

Amortismana tabi iktisadi kıymetleri gider yazabilme sınırı .................. 800 TL<br />

Konut istisnası tutarı (2012 yılı için) ..................................................... 3.000 TL<br />

Konut istisnası tutarı (2013 yılı için) ................................................ 3.200 TL<br />

Bankalar aracılığıyla yapılması zorunlu tahsilat ve tediye sınırı …… 8.000 TL<br />

Zam ve Faiz Oranları Aylık<br />

Gecikme zammı % 1,40<br />

Pişmanlık zammı % 1,40<br />

Gecikme faizi % 1,40<br />

Tecil faizi oranı % 1,00<br />

Ay kesirlerine isabet eden<br />

Gecikme Zammı günlük<br />

olarak hesaplanır<br />

GEÇİCİ VERGİ ORANLARI<br />

Gelir vergisi<br />

% 15<br />

Kurumlar vergisi % 20<br />

2013 GELİRLERİNE UYGULANACAK GELİR VERGİSİ TARİFESİ<br />

10.700 Türk Lirasına kadar ......................................................................................................... % 15<br />

26.000 TL’nin 10.700 Türk Lirası için 1.605 TL, fazlası için ........................................................ % 20<br />

60.000 TL’nin 26.000 Türk Lirası için 4.665 TL, fazlası için ........................................................ % 27<br />

60.000 TL’den fazlasının 60.000 TL’si için 13.845 TL, fazlası için............................................... % 35<br />

2013 ÜCRET GELİRLERİNE UYGULANACAK GELİR VERGİSİ TARİFESİ<br />

10.700 Türk Lirasına kadar ......................................................................................................... % 15<br />

26.000 TL’nin 10.700 Türk Lirası için 1.605 TL, fazlası için ........................................................ % 20<br />

94.000 TL'nin 26.000 Türk Lirası için 4.465 TL, fazlası için ........................................................ % 27<br />

94.000 TL’den fazlasının 94.000 TL’si için 23.025 TL, fazlası için............................................... % 35<br />

2012 GELİRLERİNE UYGULANACAK GELİR VERGİSİ TARİFESİ<br />

10.000 Türk Lirasına kadar .......................................................................................................... % 15<br />

25.000 TL’nin 10.000 Türk Lirası için 1.500 TL, fazlası için ......................................................... % 20<br />

58.000 TL’nin 25.000 Türk Lirası için 4.500 TL, (ücret gelirlerinde 88.000 TL'nin<br />

25.000 TL'si için 4.500 TL), fazlası için ........................................................................................ % 27<br />

58.000 TL’den fazlasının 58.000 TL için 13.410 TL, (ücret gelirlerinde 88.000 TL’den<br />

fazlasının 88.000 TL’si için 21.510 TL), fazlası için………………………………………………..... % 35<br />

GELİR VERGİSİ STOPAJ ORANLARI<br />

Ödemenin Türü<br />

TİCARİ KAZANÇLAR<br />

Yıllara yaygın inşaat ve onarım işi yapanlara ödenen istihkak bedellerinden .....................................<br />

Malları kapı kapı dolaşarak tüketiciye satanlara bu faaliyetleriyle ilgili olarak yapılan komisyon,<br />

prim ve benzeri ödemelerden …………………………………………………………………………...<br />

Başbayiler hariç olmak üzere Milli Piyango İdaresince çıkarılan biletleri satanlara yapılan komisyon,<br />

prim ve benzeri ödemelerden ...........................................................................................<br />

PTT acenteliği yapanlara, bu faaliyetleri nedeniyle ödenen komisyon bedeli üzerinden.............<br />

Vergiden muaf esnafa yapılan ödemelerden<br />

- Havlu, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamulleri, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve her<br />

nevi turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek ve benzeri emtia bedelleri<br />

veya bu emtianın imalinde ödenen hizmet bedelleri üzerinden ...............................................<br />

- Hurda alımları için ........................................................................................................................<br />

- Diğer mal alımları için ..................................................................................................................<br />

- Diğer hizmet alımları (mal ve hizmet karışık) için ……………………….………………..……..…<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

108<br />

Bilanço<br />

B<br />

Oran<br />

% 3<br />

% 20<br />

% 15<br />

% 20<br />

% 2<br />

% 2<br />

% 5<br />

% 10


pratik bilgiler<br />

ZİRAİ KAZANÇLAR<br />

Ticaret borsalarına tescil edilmeden<br />

- Çiftçilerden alınan bitkisel ürün satış bedellerinden …………………….……………….…………<br />

- Çiftçilerden alınan hayvan ve hayvan ürünleri satış bedellerinden .............................................<br />

Ticaret borsalarına tescil ettirilerek<br />

- Çiftçilerden alınan bitkisel ürün satış bedellerinden ………………………………………………..<br />

- Çiftçilerden alınan hayvan ve hayvan ürünleri satış bedellerinden .............................................<br />

Zirai faaliyet kapsamında Orman İdaresine karşı sunulan hizmetler ………………..………………<br />

Zirai faaliyet kapsamında diğer hizmetler için ..................................................................................<br />

Çiftçilere yapılan doğrudan gelir desteği ve alternatif ürün ödemeleri için .....................................<br />

ÜCRETLER<br />

Ücretlerden (istisnadan faydalananlar hariç) ...................................................................................<br />

TJK’ca organize edilen yarışmalara katılan atların jokey, jokey yamakları ve antrenörlerine ödenen<br />

ücretlerden ……………………………………………………………………………………..….…<br />

Sporculara ücret olarak yapılan ödemelerden;<br />

- En üst ligdekiler için …………………………………………………………………………….….…….<br />

- En üst altı ligdekiler için ………………..………………………………………………………………...<br />

- Diğer liglerdekiler için ………………….…………………………………………………………………<br />

- Milli sporculara uluslararası müsabakalara katılmaları karşılığında yapılan ödemelerden ………..<br />

SERBEST MESLEK KAZANÇLARI<br />

Telif niteliğindeki ödemelerden ........................................................................................................<br />

Telif niteliğinde olmayan ödemelerden (noterlere yapılan ödemeler hariç) ....................................<br />

Dar mükellefiyete tabi olanlara telif ve patent haklarının satış dolayısıyla yapılan ödemelerden ...<br />

GAYRİMENKUL SERMAYE İRATLARI<br />

Normal kira ödemelerinden .............................................................................................................<br />

Vakıf ve derneklere ait gayrimenkullerin kiralanması karşılığı bunlara yapılan kira ödemelerinden...<br />

Kooperatiflere ait gayrimenkullerin kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemelerinden<br />

MENKUL SERMAYE İRATLARI<br />

Tam mükellef kurumlar tarafından tam veya dar mükellef gerçek kişiler ile GV ve KV’den muaf<br />

mükelleflere dağıtılan kâr paylarından (kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz) .....<br />

Dağıtılsın veya dağıtılmasın 01.01.2006 tarihinden önce ihraç edilen Devlet tahvili ve Hazine bonosu<br />

faizleri ile TOKİ, KOİ, Öİ tarafından çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirlerden ……….<br />

Tam mükellef kurumlar ve varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen tahvillerin;<br />

- Vadesi 1 yıla kadar olanlardan elde edilen faizlerinden………………………………………………<br />

- Vadesi 1 yıl ile 3 yıl arası olanlardan elde edilen faizlerinden………………………………………..<br />

- Vadesi 3 yıl ile 5 yıl arası olanlardan elde edilen faizlerinden………………………………………..<br />

- Vadesi 5 yıl ve daha uzun olanlardan elde edilen faizlerinden………………………………………<br />

- Yukarıda belirtilenler dışında kalanlar için …………………………………………………………….<br />

01.01.2006 tarihinden itibaren ihraç edilen Devlet tahvili ve Hazine bonosu (eorobondlar hariç)<br />

faizlerinden;<br />

- Sermaye şirketleri, SPK Denetimine tabi fonlar ile 2499 sayılı SPK’ya göre kurulan yatırım fonları<br />

ve ortaklıklarıyla benzer nitelikte olduğu Maliye Bakanlığınca belirlenenler için ……………<br />

- Tam ve dar mükellef gerçek kişiler ile yukarıda sayılanlar dışında kalan kurumlar için …..……….<br />

Bankalar arası piyasadaki paralara yürütülen faizler hariç;<br />

1) Döviz tevdiat hesaplarına yürütülen faizlerden ve katılım bankalarınca döviz katılma hesapları<br />

kâr paylarından:<br />

- Vadesiz ve ihbarlı hesaplar ile 6 aya kadar vadeli hesaplarda…………………………………..…<br />

- 1 yıla kadar vadeli hesaplarda……………………………………………………………………..….<br />

- 1 yıldan uzun vadeli hesaplarda………………………………………………………………..……..<br />

2) Mevduat faizlerinden ve Katılım bankaları kâr paylarından;<br />

- Vadesiz ve ihbarlı hesaplar ile 6 aya kadar vadeli hesaplarda……………………………………..<br />

- 1 yıla kadar vadeli hesaplarda…………………………………………………………………..…….<br />

- 1 yıldan uzun vadeli hesaplarda…………………………………………………………………..…..<br />

3) Repo Gelirlerinden…………………………………………………………………………………..…..<br />

Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan menkul kıymet yatırım fonları ile menkul kıymet yatırım<br />

ortaklıklarının portföy işletmeciği ve diğer kazançları üzerinden …………………………….<br />

Bilanço<br />

B<br />

109<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

% 4<br />

% 2<br />

% 2<br />

% 1<br />

% 2<br />

% 4<br />

% 0<br />

GVK, md. 103<br />

% 20<br />

% 15<br />

% 10<br />

% 5<br />

% 5<br />

% 17<br />

% 20<br />

% 20<br />

% 20<br />

% 20<br />

% 20<br />

% 15<br />

% 0<br />

% 10<br />

% 7<br />

% 3<br />

% 0<br />

% 10<br />

% 0<br />

% 10<br />

% 18<br />

% 15<br />

% 13<br />

% 15<br />

% 12<br />

% 10<br />

% 15<br />

% 0


pratik bilgiler<br />

pratik bilgiler<br />

Bireysel emeklilik sisteminden;<br />

- 10 yıldan az süreyle katkı payı ödeyerek ayrılanlar ile bu süre içinde kısmen ödeme alanlara<br />

yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarlarından.......................................................................<br />

- 10 yıl süreyle katkı payı ödemiş olmakla birlikte emeklilik hakkı kazanmadan ayrılanlar ile<br />

bu süre içinde kısmen ödeme alanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarından.................<br />

- Emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle<br />

ayrılanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarından.....................................................<br />

DİĞER KAZANÇ VE İRATLAR<br />

İMKB’de işlem gören hisse senetlerine (Menkul kıymetler yatırım ortaklıkları hisse senetleri hariç)<br />

ilişkin olarak elde edilen kazançlardan tam ve dar mükellef gerçek kişi ve kurumlar için ….<br />

Hisse senetlerine ve hisse senedi endekslerine dayalı olarak yapılan vadeli işlem ve opsiyon<br />

sözleşmelerinden elde edilen kazançlardan tam ve dar mükellef gerçek kişi ve kurumlar için…<br />

Hisse senetlerine ve hisse senedi endekslerine dayalı olup İMKB’de işlem gören aracı kuruluş<br />

varatlarından elde edilen kazançlardan tam ve dar mükellef gerçek kişi ve kurumlar için………<br />

Menkul kıymet yatırım fonu katılma belgelerinin ilgili fona iadesinden sağlanan gelirlerden (A<br />

Tipi yatırım fonlarının 1 yıldan fazla süreyle elde tutulan katılma belgeleri hariç);<br />

- Sermaye şirketleri, SPK Denetimine tabi fonlar ile 2499 sayılı SPK’ya göre kurulan yatırım fonları<br />

ve ortaklıklarıyla benzer nitelikte olduğu Maliye Bakanlığınca belirlenenler için ……………<br />

- Tam ve dar mükellef gerçek kişiler ile yukarıda sayılanlar dışında kalan kurumlar için …..……….<br />

01.01.2006 tarihinden itibaren Devlet tahvili ve Hazine bonoları (eorobondlar hariç) ile TOKİ, KOİ<br />

ve Öİ tarafından çıkarılan menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlardan;<br />

- Sermaye şirketleri, SPK Denetimine tabi fonlar ile 2499 sayılı SPK’ya göre kurulan yatırım fonları<br />

ve ortaklıklarıyla benzer nitelikte olduğu Maliye Bakanlığınca belirlenenler için ……………<br />

- Tam ve dar mükellef gerçek kişiler ile yukarıda sayılanlar dışında kalan kurumlar için …..……….<br />

Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinden elde edilen kazançlardan (Hisse senetlerine veya hisse<br />

senedi endekslerine dayalı olarak yapılanlar hariç);<br />

- Sermaye şirketleri, SPK Denetimine tabi fonlar ile 2499 sayılı SPK’ya göre kurulan yatırım fonları<br />

ve ortaklıklarıyla benzer nitelikte olduğu Maliye Bakanlığınca belirlenenler için ……………<br />

- Tam ve dar mükellef gerçek kişiler ile yukarıda sayılanlar dışında kalan kurumlar için …..……….<br />

KVK Md. 15’E GÖRE STOPAJ ORANLARI (TAM MÜKELLEFLERLE İLGİLİ)<br />

Ödemenin Türü<br />

Birden fazla takvim yılına yaygın, taahhüde bağlı olarak yapılan inşaat ve onarım işleri ile uğraşan<br />

kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri üzerinden ..........................<br />

Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemelerinden ..<br />

Her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile TOKİ ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul<br />

kıymetlerden (eurobondalar hariç) sağlanan gelirlerden ............................................................<br />

Mevduat faizlerinden (TL ve döviz cinsinden) ve Repo gelirlerinden ……..................................<br />

Katılım bankaları tarafından katılma hesabı karşılığında ödenen kâr paylarından .....................<br />

Kâr ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kâr paylarından ..................................................<br />

Vergiden muaf kurumlara dağıtılan (kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz) aşağıda<br />

belirtilen gelirlerden;<br />

- Her nevi hisse senedi kar payları ve İştirak hisselerinden doğan kazançlardan ......................<br />

- Kurumların idare meclisi ve üyelerine verilen kar payları ………………………………………...<br />

Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan menkul kıymet yatırım fonları (borsa yatırım fonları<br />

ile konut finansman fonları ve varlık finansman fonları dahil) ile menkul kıymet yatırım ortaklıklarının<br />

portföy işletmeciliği kazançları ………………………………………………………………...<br />

Halka açık şirketlerin 1.1.2006 tarihinden sonra iktisap edilen ve 1 yıldan kısa süre elde tutulan<br />

hisse senetlerinin Türkiye’de bulunan banka ve aracı kurumlar aracılığıyla elden çıkarılmasından<br />

sağlanan kazançlar ………………………………………………………………………….....…<br />

Menkul kıymetler yatırım fonu katılma belgelerinin kâr payları üzerinden ……………………..<br />

1.1.2006 tarihinden sonra ihraç edilen her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizlerinden (eurobondlar<br />

hariç) Türkiye'de faaliyette bulunan banka veya aracı kurumlar kanalıyla elden çıkarılmasından<br />

sağlanan kazançlar ………………………………………………………………..….…<br />

Tam mükellef gerçek kişi ve kurumlar tarafından hisse senetlerine veya hisse senedi endekslerine<br />

dayalı olarak yapılan vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri dahil olmak hisse senetlerine<br />

ilişkin olarak elde edilen kazançlar için ………………………………………………………………<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

110<br />

B<br />

Bilanço<br />

% 15<br />

% 10<br />

% 5<br />

% 0<br />

% 0<br />

% 0<br />

% 0<br />

% 10<br />

% 0<br />

% 10<br />

% 0<br />

% 10<br />

Oran<br />

% 3<br />

% 20<br />

% 10<br />

% 15<br />

% 15<br />

% 15<br />

% 15<br />

% 15<br />

% 0<br />

% 10<br />

% 10<br />

% 10<br />

% 0


pratik bilgiler<br />

Sermaye şirketleri ile yatırım fonları ve yatırım ortaklıklarıyla benzer nitelikte olduğu Maliye<br />

Bakanlığınca belirlenenler tarafından elde edilenler hariç olmak üzere (1) numaralı alt bent dışında<br />

kalan kazançlar için ……………………………………………………………………….….…<br />

Hisse senetlerine veya hisse senedi endekslerine dayalı olarak yapılan vadeli işlem ve opsiyon<br />

sözleşmeleri dahil olmak hisse senetlerinden (menkul kıymet yatırım ortaklıkları hisse<br />

senetleri hariç) elde edilen kazançlar için ……………………………………………….…………...<br />

Diğer kazançlar için ………………………………………………………………………….…….……<br />

SPK’ya tabi menkul kıymet yatırım fonları ile menkul kıymet yatırım ortaklıklarının GVK’nın geçici<br />

67. maddesinin 1, 2, 3 ve 4 numaralı fıkralarda belirtilen gelirleri üzerinden ………………..<br />

24.04.2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik belgeleri<br />

kapsamında yararlanılan yatırım indirimi tutarı üzerinden …………………………………..……..<br />

KVK Md. 30’A GÖRE STOPAJ ORANLARI (DAR MÜKELLEFLERLE İLGİLİ)<br />

Ödemenin Türü<br />

Birden fazla takvim yılına yaygın, taahhüde bağlı olarak yapılan inşaat ve onarım işleri ile<br />

uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri üzerinden ……………....<br />

Serbest Meslek Kazançlarından;<br />

- Petrol arama faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak kazançlardan .............................................<br />

- Diğerlerinden (Ücret ödemeleri dahil) ....................................................................................<br />

Gayrimenkul Sermaye İratlarından;<br />

- Finansal kiralama kapsamındaki faaliyetlerden .....................................................................<br />

- Diğerlerinden .........................................................................................................................<br />

Menkul Sermaye İratlarından;<br />

- 1.1.2006 tarihinden sonra ihraç edilen her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu<br />

Konut İdaresi, Özelleştirme İdaresi çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler ……….<br />

- Mevduat faizleri (TL ve Döviz Cinsinden) ve Repo gelirleri ………………………………….....<br />

- Katılım bankaları tarafından katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları ……………..….<br />

- Kâr-zarar ortaklığı belgeleri karşılığı ödenen kâr payları …………………………………….....<br />

Her nevi alacak faizlerinden;<br />

- Yabancı devletler, uluslararası kurumlar veya yabancı banka ve kurumlardan alınan her<br />

türlü krediler için ödenecek faizlerden …………………..………………………………………..<br />

- Bankaların uygun görülen ikincil sermaye benzeri kredileri ile akım veya varlık portföyüne<br />

dayalı olarak yurt dışında menkul kıymetleştirme yöntemiyle temin ettikleri kredileri için<br />

ödenecek faizlerden ………………………………………………………………………………..<br />

- Katılım bankaları tarafından ödenen kâr payları hariç olmak üzere, mal tedarikinden kaynaklanan<br />

vade farkları üzerinden ……………………………………………..……………….…..<br />

- Diğerlerinden ………………………………………...................................................................<br />

Her çeşit senetlerin iskonto edilmesi karşılığından alınan iskonto bedelleri-yurtdışında factoring<br />

kuruluşlarına ödenen faizler …………...…………………………………………………..<br />

Diğer menkul sermaye iratlarından …………………………………………………………………..<br />

Ticari veya zirai kazanca dahil olup olmadığına bakılmak-sızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme,<br />

ticaret unvanı, alameti farika ve benzeri gayrimaddi hakların satışı, devri ve temliki karşılığı<br />

alınan bedeller üzerinden ………………………………………………………...............................<br />

Tam mükellef kurumlar tarafından Türkiye'de iş yeri veya daimî temsilci aracılıyla kâr payı<br />

elde edenler hariç olmak üzere dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf olan<br />

dar mükelleflere dağıtılan kâr paylarından …………………………………………………..……...<br />

Türkiye'de iş yeri veya daimî temsilcisi bulunmayan mükelleflerin, yetkili makamların izniyle<br />

açılan sergi ve panayırlarda yaptıkları ticarî faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar üzerinden ..<br />

Yıllık veya özel beyanname veren dar mükellef kurumların kurum kazancından, hesaplanan<br />

kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısımdan ana merkeze aktardıkları tutar üzerinden..<br />

Halka açık şirketlerin 1.1.2006 tarihinden sonra iktisap edilen ve 1 yıldan kısa süre elde tutulan<br />

hisse senetlerinin Türkiye’de bulunan banka ve aracı kurumlar aracılığıyla elden çıkarılmasından<br />

sağlanan kazançlar ……………………………………………..……………….…………<br />

Menkul kıymetler yatırım fonu katılma belgelerinin kâr payları üzerinden ..……………….…..<br />

1.1.2006 tarihinden sonra ihraç edilen her nevi Tahvil ve Hazine bonolarının Türkiye’de<br />

faaliyette bulunan banka veya aracı kurumlarca elden çıkarılmasından sağlanan gelirler ……<br />

Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinden elde edilen gelirler ……………………………………<br />

Bakanlar Kurulunca “vergi cenneti” ilan edilen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan<br />

kurumlara nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödeme üzerinden ...<br />

B<br />

Bilanço<br />

111<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

% 10<br />

% 0<br />

% 10<br />

% 0<br />

%19,8<br />

Oran<br />

% 3<br />

% 5<br />

% 20<br />

% 1<br />

% 20<br />

% 0<br />

% 15<br />

% 15<br />

% 15<br />

% 0<br />

% 1<br />

% 5<br />

% 10<br />

% 10<br />

% 15<br />

% 20<br />

% 15<br />

% 0<br />

% 15<br />

% 0<br />

% 0<br />

% 0<br />

% 0<br />

% 30


pratik bilgiler<br />

pratik bilgiler<br />

KAÇAKÇILIK SUÇU VE CEZASI<br />

Suçun Çeşidi<br />

Hesap ve muhasebe hileleri yapmak, Gerçekte olmayan kişiler adına hesaplar<br />

açmak, Çift defter tutmak, Defter, kayıt ve belgeleri tahrif etmek veya gizlemek,<br />

Yanıltıcı belge düzenlemek veya kullanmak<br />

Defter, kayıt ve belgeleri yok etmek, Defter sayfalarını kopartarak yok etmek,<br />

Sahte belge düzenlemek veya kullanmak,<br />

Maliye Bakanlığı ile anlaşmalı olmayan matbaaların belge basması ve bu<br />

belgelerin bilerek kullanılması<br />

Cezası<br />

18 aydan 3 yıla kadar<br />

Hapis<br />

3 yıldan 5 yıla kadar<br />

Hapis<br />

2 yıldan 5 yıla kadar<br />

Hapis<br />

VERGİ ZİYAI KABAHATİ VE CEZASI<br />

Vergi Ziyaı Kabahati<br />

Vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme<br />

ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya<br />

eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında<br />

tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini<br />

ifade eder.<br />

Şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe<br />

aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin<br />

noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri<br />

verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı hükmündedir.<br />

Vergi ziyaı, mükellef veya sorumlu tarafından md. 341<br />

de yazılı hallerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesidir.<br />

Vergi Ziyaı Cezası<br />

- Ziyaa uğratılan verginin (vergi aslının) bulunması:<br />

Vergi Ziyaı Cezası = Vergi Ziyaı Tutarı<br />

- Ceza tutarının bulunması:<br />

Vergi Ziyaı Cezası = Vergi Ziyaı x Katsayı<br />

Katsayı<br />

Ağır Nitelikli Fiil (md. 359) 3 kat<br />

Orta Nitelikli Fiil (Serbest) 1 kat)<br />

Hafif Nitelikli Fiil (md. 344/3) 1/2 kat)<br />

USULSÜZLÜK CEZALARINA AİT CETVEL<br />

Mükellef Grupları<br />

I. Derecede II. Derecede<br />

2012 2013 2012 2013<br />

Sermaye Şirketleri 105,00 TL 110,00 TL 58,00 TL 60,00 TL<br />

I. Sınıf Tüccar ve S.M. Erbabı 66,00 TL 70,00 TL 33,00 TL 35,00 TL<br />

II. Sınıf Tüccarlar 33,00 TL 35,00 TL 16,00 TL 17,00 TL<br />

Yukarıdakiler dışında Gelir Vergisi beyanında bulunanlar 16,00 TL 17,00 TL 8,80 TL 9,40 TL<br />

Basit Usule Tabi Olanlar 8,40 TL 9,40 TL 4,00 TL 4,30 TL<br />

Gelir Vergisinden Muaf Esnaf 4,00 TL 4,30 TL 2,30 TL 2,40 TL<br />

ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARININ MAKTU HADLERİ (01.01.2013 – 31.12.2013)<br />

Fatura, Gider Pusulası, Müstahsil Makbuzu, Serbest Meslek Makbuzu verilmemesi, alınmaması<br />

veya eksik düzenlenmesi halinde her bir belge için 190,00 TL’den az olmamak üzere, bu belgelerde<br />

yazılması gereken meblağ veya meblağ farkının<br />

Not: Bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin kesilecek cezanın toplamı 94.000 TL’yi geçemez.<br />

Perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihaz fişi, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma<br />

irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi ile Maliye Bakanlığınca düzenleme zorunluluğu getirilen<br />

belgelerin düzenlenmemesi, kullanılmaması, bulundurulmaması veya gerçeğe aykırı düzenlenmesi<br />

halinde her bir belge için<br />

Not: Her bir belge nev'ine ilişkin olarak her bir tespit için toplam ceza 9.400 TL’yi, her bir belge nev'ine ilişkin bir takvim<br />

yılı içinde kesilecek toplam ceza tutarı ise 94.000 TL’yi aşamaz. (Nihai tüketicilere – 38,00 TL)<br />

Maliye Bakanlığınca tutulma ve günü gününe kayıt edilme mecburiyeti getirilen defterlerin, bulundurulmaması,<br />

günü gününe kayıt yapılmaması, yetkililere ibraz edilmemesi ile levha bulundurma ve<br />

asma mecburiyetine uyulmaması<br />

Belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolarına ilişkin usul ve<br />

esaslar ile muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ilişkin kural ve standartlara<br />

uyulmaması<br />

Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce yapılacak işlemlerde kullanılma zorunluluğu<br />

getirilen vergi numarasını kullanmaksızın işlem yapanlara (Her bir işlem için)<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

112<br />

Bilanço<br />

B<br />

% 10<br />

190,00<br />

190,00<br />

4.300,00<br />

230,00


pratik bilgiler<br />

Belge basımı ile ilgili bildirim görevini yerine getirmeyen matbaa işletmecilerine<br />

700,00<br />

Not: Bu bent uyarınca kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı bir takvim yılı içinde 140.000 TL'yi aşamaz.<br />

Vergi kimlik numarası kullanma zorunluluğu getirilen kuruluşlardan yaptıkları işlemlere ilişkin bildirimleri<br />

belirlenen standartlarda ve zamanda yerine getirmeyenlere<br />

940,00<br />

Maliye Bakanlığının özel işaretli görevlisinin ikazına rağmen durmayan aracın sahibi adına 700,00<br />

Tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle<br />

tevsik etme zorunluluğuna uymayanlara<br />

% 5<br />

Not: Bu bent uyarınca kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı bir takvim yılı içinde 940.000 TL'yi aşamaz.<br />

Bilgi vermekten çekinenler ile 256, 257 ve mükerrer 257. Madde hükmüne uymayanlar için ceza<br />

- Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında ............................................................. 1.200,00<br />

- İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı sabit usulde tespit edilenler hakkında ......... 60,00<br />

- Yukarıdaki bentlerde yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında ................................................ 300,00<br />

Elektronik ortamda Beyanname verme mecburiyetine uyulmaması halinde verilecek cezalar<br />

- Kanuni süresinin sonundan itibaren elektronik ortamda 30 gün içinde verilmesi .........................<br />

- Kanuni süresinin sonundan itibaren elektronik ortamda ikinci 30 gün içinde verilmesi ................<br />

- Yukarıdaki sürelerden sonra verilmesi veya Kağıt ortamında verilmesi ………………………......<br />

E-bildirim veya E-formlara ilişkin olarak süresinden sonra düzeltme amacıyla verilmesi halinde<br />

- Kanuni sürelerin sonundan itibaren 10 gün içinde verilmesi halinde .........................................<br />

- Takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezasının<br />

Bilanço<br />

B<br />

113<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

Yukarıdaki<br />

cezaların<br />

1/10’ü<br />

1/5'i<br />

1/1’i<br />

Ceza Yok<br />

1/5'i<br />

Tahsilat ve Ödemeleri Banka, Benzeri Finans Kurumları veya Postane belgeleri ile tevsik zorunluluğu sınırı – 8.000 TL<br />

Not: Tevsik etme zorunluluğuna uymayanlara bir takvim yılı içinde kesilecek toplam özel usulsüzlük cezası – 940.000 TL<br />

TARHİYAT SONRASI UZLAŞMA KOMİSYONLARININ YETKİ SINIRLARI<br />

A) VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI KURULAN YERLERDE<br />

Uzlaşma Komisyonları Kurulma Bölgesi Yetki Sınırı (TL)<br />

Vergi Daireleri Koordinasyon Uzlaşma Komisyonu 3.000.000,00<br />

Vergi Dairesi<br />

Başkanlığı<br />

Uzlaşma<br />

Komisyonu<br />

Vergi Dairesi Uzlaşma Komisyonu<br />

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı 900.000,00<br />

I. Grup: Ankara ve İzmir 750.000,00<br />

II. Grup: Adana, Antalya, Bursa, Kocaeli, Mersin, Konya 600.000,00<br />

III. Grup: Aydın, Balıkesir, Denizli, Eskişehir, Hatay, Gaziantep, Kayseri,<br />

Manisa, Muğla, Samsun, Tekirdağ<br />

450.000,00<br />

IV. Grup: Diyarbakır, Edirne, Erzurum, Malatya, Sakarya, Trabzon,<br />

Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Zonguldak<br />

300.000,00<br />

İstanbul İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı 35.000,00<br />

I. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 12.500,00<br />

Diğer İl Merkezlerindeki<br />

II. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 7.500,00<br />

Vergi Dairesi Bünyesinde<br />

III. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 5.000,00<br />

Kurulan<br />

IV. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 3.000,00<br />

İl Merkezleri Dışında<br />

Yer Alan<br />

Vergi Dairesi<br />

Bünyesinde<br />

Kurulan<br />

Mal Müdürlükleri<br />

Bünyesinde<br />

Kurulan<br />

I. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 30.000,00<br />

II. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 25.000,00<br />

III. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 20.000,00<br />

IV. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 15.000,00<br />

I. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 6.000,00<br />

II. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 5.000,00<br />

III. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 4.000,00<br />

IV. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları 3.000,00<br />

B) VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI KURULMAYAN YERLERDE<br />

Uzlaşma Komisyonları<br />

Yetki Sınırı (TL)<br />

Vergi Daireleri Koordinasyon Uzlaşma Komisyonu 3.000.000,00<br />

Defterdarlık Uzlaşma Komisyonu 50.000,00<br />

Vergi Dairesi Uzlaşma<br />

İl merkezlerindeki 3.000,00<br />

Komisyonu<br />

İl merkezleri dışında<br />

Vergi dairesi bünyesinde kurulan 15.000,00<br />

Mal müdürlükleri bünyesinde kurulan 3.000,00<br />

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı Uzlaşma Komisyonu 2.000.000,00<br />

Not: 3.000.000 TL'yi geçen uzlaşma talepleri Merkezi Uzlaşma Komisyonu tarafından sonuçlandırılır.


pratik bilgiler<br />

pratik bilgiler<br />

BAZI DAMGA VERGİSİ ORANLARI VE MAKTU TUTARLAR<br />

Belli parayı ihtiva eden kâğıtlar:<br />

1. Mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknameler ……………………………….<br />

2. Kira mukavelenameleri (Mukavele süresine göre kira bedeli üzerinden)…………...<br />

3. Kefalet, teminat ve rehin senetleri………………………………………………………<br />

4. Tahkimnameler ve sulhnameler…………………………………………………………<br />

5. Fesihnameler (Belli parayı ihtiva eden bir kâğıda taalluk edenler dahil)……………<br />

6. Karayolları Trafik Kanunu uyarınca kayıt ve tescil edilmiş ikinci el araçların satış<br />

ve devrine ilişkin sözleşmeler ………………………………………………………….<br />

Maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken<br />

bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan<br />

paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ve kâğıtlar<br />

Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi .....................................................................................<br />

Kurumlar Vergisi Beyannamesi .......................................................................................<br />

Katma Değer Vergisi Beyannamesi ………………………………………………………..<br />

Muhtasar Beyanname .....................................................................................................<br />

Diğer Vergi Beyannameleri .............................................................................................<br />

Gümrüklere verilen beyannameler ..................................................................................<br />

Belediyelere verilen beyannameler .................................................................................<br />

SSK’ya verilen sigorta prim bildirgeleri……………………………………………………..<br />

Bilançolar .........................................................................................................................<br />

Gelir Tabloları ..................................................................................................................<br />

İşletme Hesabı Hülasası ..................................................................................................<br />

Binde 9,48<br />

Binde 1,89<br />

Binde 9,48<br />

Binde 9,48<br />

Binde 1,89<br />

Binde 1,89<br />

Binde 7,59<br />

39,65 TL<br />

53,00 TL<br />

26,25 TL<br />

26,25 TL<br />

26,25 TL<br />

53,00 TL<br />

19,55 TL<br />

19,55 TL<br />

30,60 TL<br />

14,85 TL<br />

14,85 TL<br />

BİLDİRİM SÜRELERİ<br />

Bildirilmesi Gereken Olay<br />

Bildirim Süresi<br />

İşe Başlama<br />

Gerçek Kişilerde İşe Başlama Tarihinden İtibaren 10 Gün İçinde<br />

Kendilerince veya 3568 Sayılı Kanuna Göre Yetki Almış Meslek<br />

Mensuplarınca , Şirketlerin Kuruluşlarında İşe Başlama Bildirimleri<br />

ise Başlama Tarihinden İtibaren 10 Gün İçinde Ticaret Sicil<br />

Memurluğunca İlgili Vergi Dairesine Yapılır.<br />

Adres, İş veya İşletme Değişikliği<br />

Olayın Vukuundan İtibaren Bir Ay İçerisinde<br />

İşi Bırakma, Nakil, Ölüm<br />

Olayın Vukuundan İtibaren Bir Ay İçerisinde<br />

Tasfiye ve İflas<br />

Olayın Vukuundan İtibaren Bir Ay İçerisinde<br />

Ödeme Kaydedici Cihaz Satın Alma Ö.K.C. Kullandırmayı Gerektiren Tarihten İtibaren 30 Gün<br />

Ödeme Kaydedici Cihazı Bildirme<br />

Satın Alındığı Tarihten İtibaren 15 Gün<br />

Kendi İsteği İle Ö.K.C. Kullanmaya Başlama Kullanmaya Başlama Tarihinden İtibaren 30 Gün<br />

İşi Bırakmada Ö.K.C. Mühürletme<br />

İşi Bırakma Tarihinden İtibaren Bir Ay<br />

Tekrar Ö.K.C..Kullanmada Mührü Açtırma İşe Başlama Tarihinden İtibaren 30 Gün<br />

DAVA AÇMA SÜRELERİ<br />

Dava Konusu Mahkeme Dava Açma Süresi Dayanağı<br />

Vergi veya Ceza<br />

Vergi Usul Kanunu<br />

Vergi Mahkemesine Tebliğden İtibaren 30 Gün İçinde<br />

İhbarnamesine<br />

2577 S.K. İşlem Yönergesi<br />

İhtirazi Kayıtla Verilen<br />

Tahakkuk Tarihinden İtibaren<br />

Vergi Mahkemesine<br />

Beyannameye<br />

30 Gün İçinde<br />

2577 S.K. İşlem Yönergesi<br />

Ödeme Emrine Vergi Mahkemesine Tebliğden İtibaren 7 Gün İçinde<br />

6183 Sayılı Kanun<br />

2577 S.K. İşlem Yönergesi<br />

Haciz Varakasına Vergi Mahkemesine<br />

Haciz Tarihinden İtibaren 7 Gün 6183 Sayılı Kanun<br />

İçinde<br />

2577 S.K. İşlem Yönergesi<br />

İhtiyati Hacze Vergi Mahkemesine<br />

Haciz Tarihinden İtibaren 7 Gün 6183 Sayılı Kanun<br />

İçinde<br />

2577 S.K. İşlem Yönergesi<br />

Temyiz Davası Danıştay'a Kararın Tebliğinden İtibaren 30 Gün<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

114<br />

Bilanço<br />

B


pratik bilgiler<br />

ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ (ÜFE) (2003 = 100)<br />

Aylar<br />

Yıllar Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık<br />

2004 107,17 107,40 108,03 110,49 115,50 116,43 115,56 116,69 117,53 120,43 120,43 119,13<br />

2005 118,64 118,77 120,27 121,72 121,96 121,38 120,48 121,73 122,68 123,52 122,35 122,30<br />

2006 124,70 125,02 125,33 127,76 131,30 136,58 137,76 136,73 136,41 137,03 136,63 136,46<br />

2007 136,39 137,68 139,02 140,13 140,68 140,53 140,62 141,82 143,26 143,07 144,35 144,57<br />

2008 145,18 148,90 153,62 160,53 163,93 164,46 166,51 162,62 161,16 162,08 162,03 156,29<br />

2009 156,65 158,48 158,94 159,97 159,89 161,40 160,26 160,93 161,92 162,38 164,48 165,56<br />

2010 166,52 169,29 172,58 176,64 174,61 173,73 173,46 175,46 176,35 178,48 177,92 180,25<br />

2011 184,51 187,69 189,98 191,14 191,43 191,44 191,39 194,76 197,77 200,94 202,24 204,27<br />

2012 205,05 204,86 205,60 205,77 206,86 203,77 203,13 203,65 205,75 206,11 209,53 209,28<br />

2013 208,90 208,63 210,33 209,26 211,35 214,43 216,56 216,65 218,56<br />

TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) (2003 = 100)<br />

Aylar<br />

Yıllar Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık<br />

2004 104,81 105,35 106,36 106,89 107,35 107,21 107,72 108,54 109,57 112,03 113,50 113,86<br />

2005 114,49 114,51 114,81 115,63 116,69 116,81 116,14 117,13 118,33 120,45 122,14 122,65<br />

2006 123,57 123,84 124,18 125,84 128,20 128,63 129,72 129,15 130,81 132,47 134,18 134,49<br />

2007 135,84 136,42 137,67 139,33 140,03 139,69 138,67 138,70 140,13 142,67 145,45 145,77<br />

2008 146,94 148,84 150,27 152,79 155,07 154,51 155,40 155,02 155,72 159,77 161,10 160,44<br />

2009 160,90 160,35 162,12 162,15 163,19 163,37 163,78 163,29 163,93 167,88 170,01 170,91<br />

2010 174,07 176,59 177,62 178,68 178,04 177,04 176,19 176,90 179,07 182,35 182,40 181,85<br />

2011 182,60 183,93 184,70 186,30 190,81 188,08 187,31 188,67 190,09 196,31 199,70 200,85<br />

2012 201,98 203,12 203,96 207,05 206,61 204,76 204,29 205,43 207,55 211,62 212,42 213,23<br />

2013 216,74 217,39 218,83 219,75 220,07 221,75 222,44 222,21 223,91<br />

İNDİRİMLİ ORANA TABİ İŞLEMLERDE KDV İADE SINIRI<br />

Yıllar 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013<br />

İade Sınırı 10.800 11.600 13.000 13.300 14.300 15.800 17.000<br />

KDV İADE VE MAHSUPLARINA İLİŞKİN TABLO<br />

Teminatsız ve Raporsuz<br />

YMM Tasdik Raporu Teyit Yapılan Belgeler<br />

İade Hakkı Doğuran İşlem<br />

Kendi Borçlarına Mahsup Sınırı (1)<br />

Nakit İade Sınırı<br />

ile İade Alma Hakkı (2)<br />

11 / 1 - a<br />

Sınırsız ( SGK-ithalat nedeniyle doğan Var 1, 23,31 No.lu G.B. Teyidi Teminat<br />

4.000.TL 84 No.lu GT<br />

Mal İhracı<br />

vergi borcu ) 28, 84, 86,107 No.lu GT YMM Tebliği<br />

Mektubu<br />

11 / 1 - a<br />

Sınırsız ( SGK-ithalat nedeniyle doğan Var 1, 23,31 No.lu DAB Teyidi Teminat<br />

4.000.TL 84 No.lu GT<br />

Hizmet İhracı<br />

vergi borcu ) 28,84,86,107 No.lu GT YMM Tebliği<br />

Mektubu<br />

11 / 1 - b<br />

Sınırsız ( SGK-ithalat nedeniyle doğan Var 1,15,23,31 No.lu DAB Teyidi Özel Fatura<br />

4.000.TL 84 No.lu GT<br />

Yolcu Beraberi<br />

vergi borcu ) 28,84,86,107 No.lu GT YMM Tebliği<br />

11/1-b Taşımacılık, fuar, panayır 1.000.TL 90 No.lu GT Yok Yok Teminat Mektubu<br />

11 / 1 - c<br />

Sınırsız ( SGK-ithalat nedeniyle doğan Var 1, 23,31 No.lu G.B. Teyidi Teminat<br />

4.000.TL 84 No.lu GT<br />

İhraç Kayıtlı Teslim (3)<br />

vergi borcu ) 28,84,86,107 No.lu GT YMM Tebliği<br />

Mektubu<br />

13 / a<br />

Sınırsız 73,81,83,86,107 No.lu GT (SGK- Var 8, 23,31 No.lu<br />

Liman ve Hava Meydanı araç 200.TL 73 No.lu GT<br />

Teminat Mektubu<br />

ithalat nedeniyle doğan vergi borcu) YMM Tebliği<br />

teslimi<br />

13 / b<br />

Liman ve Hava Meydanı<br />

hizmetleri<br />

13 / c<br />

Araçlar (Petrol Aramaları)<br />

13/c<br />

Altın Gümüş, Platin Arama<br />

İşletme Zenginleştirme<br />

13/c<br />

Rafinaj Faaliyetlerinde İstisna Uygulaması<br />

4.000.TL 73,93 No.lu GT<br />

200.TL 73,93 No.lu GT<br />

Miktarına bakılmaksızın teminat<br />

mektubu, inceleme<br />

raporu veya YMM raporu 93,<br />

107 No.lu GT<br />

4.000.TL 93 No.lu GT<br />

Sınırsız 81,83,86,107 No.lu GT (SGK- ithalat<br />

nedeniyle doğan vergi borcu)<br />

B<br />

Sınırsız 73,81,83,86, 107 No.lu GT (SGKithalat<br />

nedeniyle doğan vergi borcu)<br />

Miktarına bakılmaksızın teminat mektubu,<br />

inceleme raporu veya YMM raporu 93, 107<br />

No.lu GT<br />

Sınırsız 73,81,83,86,93,107 No.lu GT (SGKithalat<br />

nedeniyle doğan vergi borcu)<br />

Bilanço<br />

115<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

Var 8, 23No.lu YMM<br />

Tebliği<br />

Yok<br />

Var 93 Seri No.lu KDV<br />

Genel Tebliği<br />

Var 93 Seri No.lu KDV<br />

Genel Tebliği<br />

Teminat Mektubu<br />

Teminat Mektubu<br />

Teminat Mektubu<br />

Teminat Mektubu


pratik bilgiler<br />

pratik bilgiler<br />

13 / d<br />

Yatırım Teşvik Belgeli teslim<br />

13/e<br />

Liman ve Hava Meydanı inşası<br />

13/f<br />

Ulusal güvenlik amaçlı teslim (4)<br />

14<br />

Transit Taşımacılık<br />

15 / 1-a<br />

Diplomatik istisna<br />

15 / 1 – b<br />

Diplomatik istisna<br />

29 / 2 İndirimli Oran<br />

(Yıllık İade)<br />

29 / 2 İndirimli Oran<br />

(Aylık Mahsuben İade)<br />

29/2 İndirimli Orana Tabi Malların<br />

İhraç Amaçlı Teslimi (aylık)<br />

29/2 İndirimli Orana Tabi Malların<br />

İhraç Amaçlı Teslimi (yıllık)<br />

29/2 İndirimli Oran (Tekstil Konfeksiyon<br />

İşlerinde Fason Hizmet)<br />

9 Atık Kağıt, Hurda Plastik, Hurda<br />

Metal<br />

9 Pamuk, Tiftik, Yün ve Yapağı ile<br />

Ham Post ve Deri Teslimlerinde<br />

Tevkifat<br />

9 Büyük ve Küçükbaş Hayvan<br />

Etleri Teslimlerinde Tevkifat<br />

9, 91, 95, 96 Seri No.lu KDV Tebliği<br />

ile Getirilen Tevkifatlar<br />

4.000.TL 72, 73 No.lu GT<br />

4.000.TL 93 No.lu GT<br />

4.000.TL 93 No.lu GT<br />

1.000.TL 81,92 No.lu GT<br />

200.TL 73,92 No.lu GT<br />

200.TL 73,92 No.lu GT<br />

4.000.TL 74 No.lu GT<br />

Nakit İade Yok<br />

Nakit İade Yok<br />

4.000.TL 99 No.lu GT<br />

Miktarına bakılmaksızın sadece<br />

vergi inceleme raporu<br />

(107 No.lu GT)<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

Sınırsız 73,81,83,86,107 No.lu GT (SGKithalat<br />

nedeniyle doğan vergi borcu)<br />

Sınırsız 73,81,83,86,107 No.lu GT (SGKithalat<br />

nedeniyle doğan vergi borcu)<br />

Sınırsız 73,81,83,86,107 No.lu GT (SGKithalat<br />

nedeniyle doğan vergi borcu)<br />

Sınırsız 50,81,83,86,107 No.lu GT (SGKithalat<br />

nedeniyle doğan vergi borcu)<br />

Sınırsız 73,81,83,86,107 No.lu GT (SGKithalat<br />

nedeniyle doğan vergi borcu)<br />

Sınırsız 10,81,83,86,107 No.lu GT (SGKithalat<br />

nedeniyle doğan vergi borcu)<br />

4.000.TL 81,83,86,99 ve 101 No.lu GT (SGKithalat<br />

nedeniyle doğan vergi, elektrik, doğalgaz<br />

borcu ) Elektrik ve doğalgazın %51'i veya<br />

daha fazlası Kamuya ait kuruluşlardan temin<br />

edilmesi şartıyla<br />

116<br />

B<br />

Bilanço<br />

Var 72 No.lu KDV<br />

Tebliğ 31 No.lu YMM<br />

Tebliği<br />

Var 72 No.lu KDV<br />

Tebliğ 31 No.lu YMM<br />

Tebliği<br />

Var 72 No.lu KDV<br />

Tebliğ 31 No.lu YMM<br />

Tebliği<br />

Var 6, 23, 31 No.lu<br />

YMM Tebliği<br />

Yok<br />

Var 19, 23,31 No.lu<br />

GTi<br />

Var 9, 23,31 No.lu GTi<br />

4.000.TL 81,83,86,99 ve 101 No.lu GT (SGKithalat<br />

nedeniyle doğan vergi, elektrik, doğalgaz<br />

borcu) Elektrik ve doğalgazın %51'i<br />

Var (Mahsuben İade)<br />

9,23,31 No.lu GT<br />

veya daha fazlası Kamuya ait kuruluşlardan<br />

temin edilmesi şartıyla<br />

SINIRSIZ 81,83,86,99 ve 101 No.lu GT<br />

(SGK-ithalat nedeniyle doğan vergi, elektrik,<br />

doğalgaz borcu) Elektrik ve doğalgazın Var 99,101 No.lu GT<br />

%51'i veya daha fazlası Kamuya ait kuruluşlardan<br />

temin edilmesi şartıyla<br />

4.000.TL 99 ve101 No.lu GT (SGK-ithalat<br />

nedeniyle doğan vergi, elektrik, doğalgaz<br />

borcu ) Elektrik ve doğalgazın %51'i veya daha<br />

fazlası Kamuya ait kuruluşlardan temin<br />

Var 99,101 No.lu GT<br />

edilmesi şartıyla<br />

Miktarına bakılmaksızın sadece vergi inceleme<br />

raporu (107 No.lu GT)<br />

Yok<br />

Teminat Mektubu<br />

Teminat Mektubu<br />

Teminat Mektubu<br />

Teminat Mektubu<br />

Teminat Mektubu<br />

Teminat Mektubu<br />

Teminat Mektubu<br />

Teminat Mektubu<br />

Yok<br />

Teminat Mektubu<br />

2.000.TL 72,92 No.lu GT Sınırsız 53,58, 81,86,107 No.lu GT Var 9, 23,31 No.lu GTi Teminat Mektubu<br />

4.000.TL 107 No.lu GT<br />

4.000.YTL 108 No.lu Tebliğ<br />

Miktarına bakılmaksızın<br />

teminat mektubu ve inceleme<br />

raporu 91 No.lu GT<br />

(Yapım işlerinde 1.000 TL'yi<br />

aşan iadelerde YMM raporu<br />

ibrazı ile 96 No.lu GT)<br />

Sınırsız 28,84,86,107 No.lu GT (SGK-ithalat<br />

nedeniyle doğan vergi borcu)<br />

Sınırsız 28,84,86,107 No.lu Tebliğ (SSKithalat<br />

nedeniyle doğan vergi borcu)<br />

1.000. TL 95 No.lu GT Aşan kısım teminat<br />

mektubu ve inceleme raporu 91, 95 No.lu GT<br />

(Yapım işlerinde YMM Raporu 95 No.lu<br />

GT ile)<br />

Var 1,23,31 No.lu<br />

YMM Tebliği 107<br />

No.lu KDV Tebliği<br />

Var 1,23,31 No.lu<br />

YMM Tebliği 107-108<br />

No.lu KDV Tebliği<br />

Yapım işlerinde YMM<br />

raporu 96 No.lu GT<br />

(Mahsup ve nakit)<br />

Yok<br />

Yok<br />

Yok<br />

Teminat Mektubu<br />

Notlar:<br />

(1) KDV iade alacakları, öncelikle hak sahibinin ithalde alınanlar dışındaki vergi borçlarına mahsup edilecek, artan bir miktar olursa mükellefin isteğine bağlı olarak<br />

ithalde alınanlar dahil vergi borçlarına veya SGK prim borçlarına mahsup yapılır. 61 Seri No.lu KDV Genel Tebliği uyarınca Türkiye’de ikamet etmeyenlere döviz<br />

karşılığı özel fatura ile satış yapanlara ihraç kadıyla teslimde bulunanların iade talepleri sadece mahsup yoluyla yerine getirilir, nakden iade yapılmaz.<br />

(2) 37 No.lu SM, SMMM ve YMM Tebliğine göre, KDVK’nın 11/1-a-c, 13/d, 14, 15/1-b maddeleri kapsamında doğan iadelerin YMM Tasdik Raporuna göre yapılmasında,<br />

süresinde yapılmış tam tasdik sözleşmesi varsa üst iade sınır bulunmaz, süresinde yapılmış tam tasdik sözleşmesi yoksa üst iade sınırları dikkate alınır.<br />

(3) KDVK’nın geçici 17. maddesi kapsamındaki tecil-terkin, iade ve mahsup işlemleri, aynı Kanunun 11/1-c maddesindeki usul ve esaslara tabidir.<br />

(4) Bu esaslar, istisna kapsamındaki işlemin tamamlanmasından sonra ya da işlemin sonuçlanması beklenilmeden vergilendirme dönemleri itibariyle yapılacak<br />

nakden ve mahsuben iadeler için geçerlidir. Aynı esaslar, yurt dışında yerleşik firmalara yapılan teslim ve hizmetlerden doğan iadeler için de geçerlidir.<br />

0


pratik bilgiler<br />

KATMA DEĞER VERGİSİNDE TEVKİFAT USULÜ (01.05.2012’den itibaren)<br />

Tevkifata Tabi Mal veya Hizmetler Tevkifat Yapacak Olanlar Tevkifat Oranı<br />

İkametgâhı, İşyeri, Kanuni Merkezi ve İş Merkezi Türkiye’de<br />

Bulunmayanlar Tarafından Sunulan Hizmetler<br />

Hizmetten Türkiye’de faydalanan kişi<br />

(KDV mükellefi olması şart değildir)<br />

Belgesiz Mal Bulundurma veya Hizmet Satın Alma<br />

Belgesiz mal bulunduran veya hizmet<br />

alan KDV mükellefleri<br />

Serbest Meslek Faaliyeti çerçevesindeki telif faaliyetleri<br />

Telif hakkını satın alan vergi sorumlula-<br />

kapsamına giren teslim ve hizmetler<br />

rı (süreklilik varsa)<br />

Ticari işletmeye dahil olmayan Gayrimenkul dışındaki Kiralama işlemi yapan KDV mükellefleri<br />

malların kiralanması işlemleri<br />

KDV mükelleflerinin KDV mükellefi olmayanlara reklam<br />

verme işlemleri<br />

Reklam veren KDV mükellefleri<br />

Lisanslı depolarda ürünün depodan çekilmesi işlemleri<br />

Lisanslı depoyu işletenler<br />

Etüt, plan-proje, danışmanlık, denetim ve benzeri Belirlenmiş alıcılar (KDV mükellefi olsun<br />

hizmetler<br />

olmasın)(*)<br />

Makine, teçhizat, demirbaş ve taşıtlara ait tadil, bakım Belirlenmiş alıcılar (KDV mükellefi olsun<br />

ve onarım hizmetleri<br />

olmasın)(*)<br />

Yemek servisi ve organizasyon hizmetleri<br />

Belirlenmiş alıcılar (KDV mükellefi olsun<br />

olmasın)(*)<br />

İşgücü temin hizmeti (Özel güvenlik dahil)<br />

Hizmet Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />

Belirlenmiş alıcılar(*)<br />

Yapı denetim hizmetleri<br />

Hizmet Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />

Belirlenmiş alıcılar(*)<br />

Fason olarak yaptırılan tekstil ve konfeksiyon işleri,<br />

çanta ve ayakkabı dikim işleri ve bu işlere aracılık<br />

hizmetleri<br />

Hizmet Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />

Belirlenmiş alıcılar(*)<br />

B<br />

Bilanço<br />

117<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

KDV’nin<br />

tamamı<br />

KDV’nin<br />

tamamı<br />

KDV’nin<br />

tamamı<br />

KDV’nin<br />

tamamı<br />

KDV’nin<br />

tamamı<br />

KDV’nin<br />

tamamı<br />

KDV’nin 9/10’u<br />

KDV’nin 5/10’u<br />

KDV’nin 5/10’u<br />

KDV’nin 9/10’u<br />

KDV’nin 9/10’u<br />

KDV’nin 5/10’u<br />

Mahsuben<br />

İade<br />

Yok<br />

Yok<br />

Yok<br />

Yok<br />

Yok<br />

Yok<br />

VAR<br />

4.000 TL’ye<br />

Kadar VİR,<br />

YMM Raporu<br />

ve Teminat<br />

Aranmaksızın,<br />

4.000 TL ve<br />

Üzeri Talepler<br />

ise Sadece<br />

Teminat<br />

ve/veya VİR<br />

Sonucuna Göre<br />

(4.000TL’yi<br />

Aşan Kısım<br />

için Teminat<br />

Verilmesi Halinde,<br />

Teminat<br />

VİR ile Çözülür.)<br />

Nakden İade<br />

Yok<br />

Yok<br />

Yok<br />

Yok<br />

Yok<br />

Yok<br />

VAR<br />

Miktarına<br />

Bakmaksızın<br />

Münhasıran<br />

Teminat<br />

ve/veya VİR<br />

Karşılığı Yapılır.<br />

İade Talebinin<br />

Tamamı<br />

Kadar Teminat<br />

Verilmesi Halinde,<br />

Teminat,<br />

Münhasıran<br />

VİR Sonucuna<br />

Göre Çözülür<br />

Turistik mağazalara verilen müşteri bulma/götürme Tüm KDV mükellefleri (sorumlu sıfatıyla<br />

KDV ödeyenler hariç)<br />

hizmeti<br />

KDV’nin 9/10’u<br />

Temizlik, çevre ve bahçe bakım hizmetleri<br />

Hizmet Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />

Belirlenmiş alıcılar(*)<br />

KDV’nin 7/10’u<br />

Servis taşımacılığı hizmeti<br />

Hizmet Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />

Belirlenmiş alıcılar(*)<br />

KDV’nin 5/10’u<br />

Her türlü baskı ve basım hizmetleri Belirlenmiş alıcılar(*) KDV’nin 5/10’u<br />

Yapım işleri ile bu işlere ilişkin mühendislik mimarlık Belirlenmiş alıcılar (KDV mükellefi olsun<br />

olmasın)(*)<br />

ve etüt-proje hizmetleri<br />

KDV’nin 2/10’u VAR<br />

VAR<br />

Spor kulüplerinin yayın, reklam ve isim hakkı gelirlerine<br />

konu işlemleri<br />

Belirlenmiş alıcılar(*)<br />

Kadar VİR, Kadar VİR,<br />

Hizmet Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />

4.000 TL’ye 4.000 TL’ye<br />

KDV’nin 9/10’u<br />

Hizmet Alan tüm KDV mükellefleri ile<br />

YMM Raporu YMM Raporu<br />

Yukarıda belirlenenler dışındaki hizmetler<br />

KDV’nin 5/10’u ve Teminat ve Teminat<br />

kamu idare, kurum ve kuruşları<br />

Aranmaksızın, Aranmaksızın,<br />

Teslim Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />

Külçe metal (ithalat ve üretici dahil)<br />

KDV’nin 7/10’u 4.000 TL ve 4.000 TL ve<br />

Belirlenmiş alıcılar(*)<br />

Üzeri Talepler Üzeri Talepler<br />

Bakır, çinko, alüminyum ve kurşun ürünlerinin teslimi<br />

Teslim Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />

ise Sadece ise Sadece<br />

KDV’nin 5/10’u<br />

Belirlenmiş alıcılar(*)<br />

Teminat Teminat<br />

Teslim Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />

ve/veya VİR ve/veya VİR<br />

Hurda ve atık teslimi<br />

KDV’nin 5/10’u Sonucuna Göre<br />

(4.000TL’yi re (4.000TL’yi<br />

Sonucuna Gö-<br />

Belirlenmiş alıcılar(*)<br />

Metal, plastik, lastik, kauçuk, kağıt ve cam hurda ve Teslim Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />

KDV’nin 9/10’u Aşan Kısım Aşan Kısım<br />

atıklardan elde edilen hammadde teslimi<br />

Belirlenmiş alıcılar(*)<br />

için Teminat için Teminat<br />

Pamuk, tiftik, yün ve yapağı ile ham post ve deri teslimleri<br />

Belirlenmiş alıcılar(*)<br />

linde, Teminat linde, Teminat<br />

Teslim Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />

Verilmesi Ha-<br />

Verilmesi Ha-<br />

KDV’nin 9/10’u<br />

Ağaç ve orman ürünleri teslimi<br />

Teslim Alan tüm KDV mükellefleri ve<br />

VİR ile Çözülür.lür.)<br />

VİR ile Çözü-<br />

KDV’nin 5/10’u<br />

Belirlenmiş alıcılar(*)<br />

(*) Belirlenmiş alıcılar (KDV mükellefi olsun olmasın) şunlardır:<br />

- 5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar, il özel idareleri ve bunların teşkil ettikleri birlikler, belediyelerin teşkil ettikleri birlikler ile köylere<br />

hizmet götürme birlikleri; Kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları; - Döner sermayeli kuruluşlar; Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları;<br />

- Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları; Bankalar; Kamu iktisadi teşebbüsleri (Kamu İktisadi Kuruluşları, İktisadi Devlet Teşekkülleri); Özelleştirme<br />

kapsamındaki kuruluşlar, Organize sanayi bölgeleri ile menkul kıymetler, vadeli işlemler borsaları dahil bütün borsalar;<br />

- Yarıdan fazla hissesi doğrudan yukarıda sayılan idare, kurum ve kuruluşlara ait olan (tek başına ya da birlikte) kurum, kuruluş ve işletmeler;<br />

- Payları İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören şirketler.<br />

Kısmi tevkifat uygulamasında KDV dahil bedel 1.000 TL’yi aşmadığı takdirde, hesaplanan KDV tevkifata tabi tutulmaz.


pratik bilgiler<br />

döviz kurları<br />

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası<br />

Günlük Döviz Kurları<br />

HAZİRAN ABD DOLARI EURO TEMMUZ ABD DOLARI EURO<br />

Tarih Alış Satış Alış Satış Tarih Alış Satış Alış Satış<br />

01.06.2013 - - - - 01.07.2013 1.9248 1.9282 2.5137 2.5183<br />

02.06.2013 - - - - 02.07.2013 1.9235 1.9269 2.5086 2.5131<br />

03.06.2013 1.8842 1.8876 2.4498 2.4542 03.07.2013 1.9216 1.9250 2.5042 2.5088<br />

04.06.2013 1.8902 1.8936 2.4603 2.4648 04.07.2013 1.9477 1.9512 2.5240 2.5286<br />

05.06.2013 1.8745 1.8779 2.4522 2.4566 05.07.2013 1.9482 1.9517 2.5319 2.5364<br />

06.06.2013 1.8796 1.8830 2.4573 2.4617 06.07.2013 - - - -<br />

07.06.2013 1.8860 1.8894 2.4740 2.4784 07.07.2013 - - - -<br />

08.06.2013 - - - - 08.07.2013 1.9474 1.9509 2.5073 2.5118<br />

09.06.2013 - - - - 09.07.2013 1.9510 1.9545 2.5057 2.5102<br />

10.06.2013 1.8862 1.8896 2.4983 2.5028 10.07.2013 1.9386 1.9421 2.4951 2.4996<br />

11.06.2013 1.8941 1.8975 2.5022 2.5067 11.07.2013 1.9436 1.9471 2.4907 2.4952<br />

12.06.2013 1.8943 1.8977 2.5153 2.5198 12.07.2013 1.9400 1.9435 2.5324 2.5370<br />

13.06.2013 1.8758 1.8792 2.4929 2.4974 13.07.2013 - - - -<br />

14.06.2013 1.8680 1.8713 2.4910 2.4955 14.07.2013 - - - -<br />

15.06.2013 - - - - 15.07.2013 1.9573 1.9608 2.5538 2.5584<br />

16.06.2013 - - - - 16.07.2013 1.9409 1.9444 2.5305 2.5351<br />

17.06.2013 1.8534 1.8567 2.4696 2.4740 17.07.2013 1.9276 1.9311 2.5251 2.5297<br />

18.06.2013 1.8654 1.8688 2.4880 2.4925 18.07.2013 1.9252 1.9287 2.5300 2.5345<br />

19.06.2013 1.8758 1.8792 2.5083 2.5128 19.07.2013 1.9164 1.9199 2.5115 2.5160<br />

20.06.2013 1.8811 1.8845 2.5198 2.5243 20.07.2013 - - - -<br />

21.06.2013 1.9166 1.9200 2.5327 2.5372 21.07.2013 - - - -<br />

22.06.2013 - - - - 22.07.2013 1.9213 1.9247 2.5212 2.5258<br />

23.06.2013 - - - - 23.07.2013 1.9151 1.9186 2.5216 2.5261<br />

24.06.2013 1.9312 1.9347 2.5508 2.5554 24.07.2013 1.9117 1.9152 2.5209 2.5254<br />

25.06.2013 1.9407 1.9442 2.5426 2.5472 25.07.2013 1.9068 1.9103 2.5243 2.5289<br />

26.06.2013 1.9339 1.9373 2.5380 2.5425 26.07.2013 1.9247 1.9282 2.5408 2.5454<br />

27.06.2013 1.9320 1.9355 2.5192 2.5237 27.07.2013 - - - -<br />

28.06.2013 1.9272 1.9306 2.5109 2.5154 28.07.2013 - - - -<br />

29.06.2013 - - - - 29.07.2013 1.9201 1.9236 2.5496 2.5542<br />

30.06.2013 - - - - 30.07.2013 1.9235 1.9270 2.5541 2.5587<br />

31.07.2013 1.9241 1.9276 2.5539 2.5585<br />

AĞUSTOS ABD DOLARI EURO EYLÜL ABD DOLARI EURO<br />

Tarih Alış Satış Alış Satış Tarih Alış Satış Alış Satış<br />

01.08.2013 1.9309 1.9343 2.5608 2.5654 01.09.2013 - - - -<br />

02.08.2013 1.9349 1.9384 2.5617 2.5663 02.09.2013 2.0311 2.0348 2.6930 2.6978<br />

03.08.2013 - - - - 03.09.2013 2.0160 2.0197 2.6644 2.6692<br />

04.08.2013 - - - - 04.09.2013 2.0415 2.0452 2.6895 2.6943<br />

05.08.2013 1.9453 1.9488 2.5707 2.5753 05.09.2013 2.0540 2.0577 2.7058 2.7107<br />

06.08.2013 1.9282 1.9316 2.5599 2.5645 06.09.2013 2.0732 2.0770 2.7359 2.7408<br />

07.08.2013 - - - - 07.09.2013 - - - -<br />

08.08.2013 - - - - 08.09.2013 - - - -<br />

09.08.2013 - - - - 09.09.2013 2.0630 2.0668 2.7066 2.7115<br />

10.08.2013 - - - - 10.09.2013 2.0383 2.0420 2.6889 2.6937<br />

11.08.2013 - - - - 11.09.2013 2.0285 2.0321 2.6870 2.6918<br />

12.08.2013 1.9292 1.9327 2.5607 2.5653 12.09.2013 2.0137 2.0173 2.6712 2.6760<br />

13.08.2013 1.9231 1.9265 2.5572 2.5618 13.09.2013 2.0213 2.0250 2.6869 2.6917<br />

14.08.2013 1.9255 1.9290 2.5597 2.5643 14.09.2013 - - - -<br />

15.08.2013 1.9358 1.9392 2.5658 2.5705 15.09.2013 - - - -<br />

16.08.2013 1.9286 1.9321 2.5622 2.5668 16.09.2013 2.0257 2.0294 2.6926 2.6975<br />

17.08.2013 - - - - 17.09.2013 1.9927 1.9963 2.6617 2.6665<br />

18.08.2013 - - - - 18.09.2013 2.0045 2.0081 2.6778 2.6826<br />

19.08.2013 1.9342 1.9377 2.5805 2.5851 19.09.2013 2.0023 2.0059 2.6740 2.6788<br />

20.08.2013 1.9468 1.9503 2.5973 2.6020 20.09.2013 1.9522 1.9557 2.6449 2.6497<br />

21.08.2013 1.9480 1.9515 2.6061 2.6108 21.09.2013 - - - -<br />

22.08.2013 1.9580 1.9615 2.6223 2.6270 22.09.2013 - - - -<br />

23.08.2013 1.9835 1.9871 2.6446 2.6493 23.09.2013 1.9720 1.9755 2.6689 2.6737<br />

24.08.2013 - - - - 24.09.2013 1.9856 1.9892 2.6835 2.6884<br />

25.08.2013 - - - - 25.09.2013 1.9946 1.9981 2.6910 2.6958<br />

26.08.2013 1.9849 1.9885 2.6509 2.6556 26.09.2013 2.0034 2.0070 2.7049 2.7097<br />

27.08.2013 1.9951 1.9987 2.6680 2.6728 27.09.2013 2.0123 2.0159 2.7171 2.7220<br />

28.08.2013 2.0225 2.0262 2.6989 2.7038 28.09.2013 - - - -<br />

29.08.2013 2.0557 2.0594 2.7470 2.7519 29.09.2013 - - - -<br />

30.08.2013 - - - - 30.09.2013 2.0342 2.0378 2.7484 2.7533<br />

31.08.2013 - - - -<br />

Not: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından açıklanan döviz kurlarına geçerli oldukları tarihler itibariyle yer verilmiştir.<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

118<br />

Bilanço<br />

B


Başımız Sağ Olsun<br />

Smmm.Gülşah Gicvan<br />

BÜYÜKARDA’nın<br />

babası Eski Yönetim<br />

Kurulu Üyesi Muhittin<br />

GİCVAN’ın vefatını<br />

üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.<br />

Merhuma<br />

Allah’tan rahmet, kederli<br />

ailesine ve yakınlarına<br />

başsağlığı dileriz.<br />

Smmm.<br />

Ali Atıf<br />

SÖZÜGEÇER’in<br />

vefatını üzüntüyle öğrenmiş<br />

bulunuyoruz.<br />

Merhuma Allah’tan<br />

rahmet, kederli ailesine<br />

ve yakınlarına<br />

başsağlığı dileriz.<br />

Smmm.<br />

Niyazi AYVAZ’ın vefatını<br />

üzüntüyle öğrenmiş<br />

bulunuyoruz.<br />

Merhuma Allah’tan<br />

rahmet, kederli ailesine<br />

ve yakınlarına<br />

başsağlığı dileriz.<br />

Eski Üyemiz Sm.<br />

Cemal DOYRAN’ın<br />

vefatını üzüntüyle<br />

öğrenmiş bulunuyoruz.<br />

Merhuma Allah’tan<br />

rahmet, kederli ailesine<br />

ve yakınlarına<br />

başsağlığı dileriz.<br />

Smmm.Yakup ARGIN’ın<br />

annesi Vesile ARGIN’ın vefatını<br />

üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.<br />

Merhume’ye Allah’tan rahmet,<br />

kederli ailesine ve yakınlarına<br />

başsağlığı dileriz.<br />

Smmm.Ali ERGÜN’ün<br />

babası Mustafa ERGÜN’ün vefatını<br />

üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.<br />

Merhuma Allah’tan rahmet,<br />

kederli ailesine ve yakınlarına<br />

başsağlığı dileriz.<br />

Smmm.Arzu KAYA’nın babası<br />

Orhan BAYIZİT’ın vefatını<br />

üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.<br />

Merhuma Allah’tan rahmet,<br />

kederli ailesine ve yakınlarına<br />

başsağlığı dileriz.<br />

Smmm.Gülten PİRLEPELİ’nin<br />

annesi Havva PİRLEPELİ’nin<br />

vefatını üzüntüyle öğrenmiş<br />

bulunuyoruz. Merhume’ye Allah’tan<br />

rahmet, kederli ailesine ve<br />

yakınlarına başsağlığı dileriz.<br />

Bursa SMMM Odası Yönetim Kurulu<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

119<br />

Bilanço<br />

B


Başımız Sağ Olsun<br />

Eski Yönetim Kurulu Üyemiz Ymm.<br />

Süleyman FİDAN’ın annesi<br />

Fatma FİDAN’ın vefatını üzüntüyle<br />

öğrenmiş bulunuyoruz. Merhume’ye<br />

Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve<br />

yakınlarına başsağlığı dileriz.<br />

Smmm.Ali Rıza<br />

ÖZKARAMAN’ın annesi<br />

Fevziye ÖZKARAMAN’ın<br />

vefatını üzüntüyle öğrenmiş<br />

bulunuyoruz. Merhume’ye Allah’tan<br />

rahmet, kederli ailesine ve<br />

yakınlarına başsağlığı dileriz.<br />

Smmm.Nazım BAYRAK’ın<br />

babası Halil BAYRAK’ın vefatını<br />

üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.<br />

Merhuma Allah’tan rahmet, kederli<br />

ailesine ve yakınlarına<br />

başsağlığı dileriz.<br />

Smmm.Atilla BURHAN’ın<br />

babası Necdet BURHAN’ın<br />

vefatını üzüntüyle öğrenmiş<br />

bulunuyoruz. Merhuma Allah’tan<br />

rahmet, kederli ailesine ve<br />

yakınlarına başsağlığı dileriz.<br />

Sm.Yıldız USLU’nun<br />

annesi Hikmet AKBAŞ’ın<br />

vefatını üzüntüyle öğrenmiş<br />

bulunuyoruz. Merhume’ye Allah’tan<br />

rahmet, kederli ailesine ve<br />

yakınlarına başsağlığı dileriz.<br />

Smmm.Turgay KAYGI’nın<br />

babası Bülent KAYGI’nın<br />

vefatını üzüntüyle öğrenmiş<br />

bulunuyoruz. Merhuma Allah’tan<br />

rahmet, kederli ailesine ve<br />

yakınlarına başsağlığı dileriz.<br />

Smmm. Bayramşah<br />

GÜNEYKAYA’nın babası<br />

Bayram GÜNEYKAYA’nın<br />

vefatını üzüntüyle öğrenmiş<br />

bulunuyoruz. Merhuma Allah’tan<br />

rahmet, kederli ailesine ve<br />

yakınlarına başsağlığı dileriz.<br />

Smmm.Süleyman ÖZALKAN’ın<br />

annesi Meryem ÖZALKAN’ın<br />

vefatını üzüntüyle öğrenmiş<br />

bulunuyoruz. Merhume’ye Allah’tan<br />

rahmet, kederli ailesine ve<br />

yakınlarına başsağlığı dileriz.<br />

Bursa SMMM Odası Yönetim Kurulu<br />

AĞUSTOS / EYLÜL / EKİM 2013<br />

120<br />

B<br />

Bilanço

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!