08.06.2013 Views

İnsan Haklarının Kültürel Boyutu

İnsan Haklarının Kültürel Boyutu

İnsan Haklarının Kültürel Boyutu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

23 Mart 1976 tarihinde yürürlüğe giren ve Türkiye tarafından 15 Ağustos 2000 tarihinde imzalanan “BM<br />

Siyasi ve Medeni Haklar Uluslararası Sözleşmesi” ise insan hakları ve demokratikleşme konusunda<br />

evrensel normları belirleyen en önemli uluslararası belgelerden biri olarak kabul edilir.<br />

Sözleşmenin başlangıç kısmında; “Bu sözleşmeye taraf devletler, Birleşmiş Milletler Şartı'nda ilan edilen<br />

prensiplere göre insanlık ailesinin bütün üyelerinin doğuştan sahip oldukları insanlık onurunu ve eşit ve<br />

vazgeçilmez haklarını tanımanın, yeryüzündeki özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu dikkate<br />

alarak,<br />

Bu hakların insanın doğuştan sahip olduğu insanlık onurundan türediğini kabul ederek,<br />

<strong>İnsan</strong> Hakları Evrensel Bildirisi'ne uygun bir biçimde, korkudan ve yoksulluktan kurtulma özgürlüğünü<br />

kullanabilen özgür insan idealinin ekonomik ve sosyal ve kültürel hakları ile birlikte kişisel ve siyasal<br />

haklarını da kullanabildiği şartların yaratılması halinde gerçekleştirilebileceğini kabul ederek,<br />

Birleşmiş Milletler Şartı'na göre devletlerin insan haklarına ve özgürlüklerine her yerde saygı<br />

gösterilmesini sağlama ve bu haklara ve özgürlüklere uygun davranma yükümlülüğünü dikkate alarak,<br />

İçinde yaşadıkları topluma ve diğer bireylere karşı ödevleri bulunan bireylerin, bu sözleşmede tanınmış<br />

olan hakları ilerletme ve bu haklara uyulmasını sağlamak için çaba gösterme sorumluluğu bulunduğunun<br />

farkında olarak, belirtilen hükümlerde anlaşmışlardır” denmektedir.<br />

Bu hükümlerden birinci bölümde “ Halkların Kendi Kaderini Tayin Hakkı” başlığı altında, şunlardan söz<br />

eder;<br />

1. Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. Bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal<br />

statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdürebilirler.<br />

2. Bütün halklar uluslararası hukuka ve karşılıklı menfaat ilkesine dayanan uluslararası ekonomik işbirliği<br />

yükümlülüklerine zarar vermemek koşuluyla, doğal kaynakları ve zenginlikleri üzerinde kendi yararına<br />

serbestçe tasarrufta bulunabilir. Bir halk sahip olduğu maddi kaynaklardan hiç bir koşulda yoksun<br />

bırakılamaz.<br />

3. Kendini yönetemeyen ve vesayet altındaki ülkelerden sorumlu olan devletler de dahil bu sözleşmeye<br />

taraf bütün devletler, kendi kaderini tayin hakkının gerçekleştirilmesi için çaba gösterir ve Birleşmiş<br />

Milletler Şartı’nın hükümlerine uygun olarak bu hakka saygı gösterir.<br />

Aynı sözleşmenin 27. maddesinde ise, Azınlıkların Korunması başlığı altında;<br />

“Etnik, dinsel veya dilsel azınlıkların bulunduğu bir devlette, böyle bir azınlığa mensup bulunan kişiler<br />

grubun diğer üyeleri ile birlikte toplu olarak kendi kültürel haklarını kullanma, kendi dinlerinin gereği<br />

ibadeti etme ve uygulama veya kendi dillerini kullanma hakları engellenmez” denmektedir.<br />

Birleşmiş Milletler<br />

Ulusal Veya Etnik, Dinsel Veya Dilsel Azınlıklara Mensup Olan Kişilerin Haklarına Dair Bildiri 20<br />

Aralık 1993.<br />

Birleşmiş Milletlerin temel amaçlarından birinin, Birleşmiş Milletler Şartı'nda ilan edildiği üzere ırk,<br />

cinsiyet, dil veya din gibi bir ayrımcılığa tabi tutmaksızın herkesin insan haklarına ve temel<br />

özgürlüklerine saygıyı teşvik etme ve geliştirme olduğunu yeniden teyit ederek,<br />

Temel insan haklarına, insanlık onuruna ve insanın değerine, erkekler ve kadınlar ile küçük-büyük bütün<br />

ulusların eşit haklara sahip olduklarına dair inancını yeniden teyit ederek,<br />

Birleşmiş Milletler Şartı’nda, <strong>İnsan</strong> Hakları Evrensel Bildirisi’nde, Soykırım Suçunun Önlenmesi ve<br />

Cezalandırılması Sözleşmesi’nde, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Tasfiye edilmesine dair Uluslararası<br />

Sözleşme'de, Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nde, Ekonomik, Sosyal ve <strong>Kültürel</strong><br />

Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nde, Din veya İnanca Dayanan Her Türlü Hoşgörüsüzlüğün ve<br />

Ayrımcılığın Tasfiye edilmesine dair Bildiri'de, ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde ve ayrıca evrensel veya<br />

bölgesel düzeyde kabul edilmiş olan ve Birleşmiş Milletler Üyesi Devletlerin kendi aralarında meydana<br />

getirmiş oldukları diğer uluslararası belgelerde yer alan prensiplerin gerçekleştirilmesini sağlamayı arzu<br />

ederek,<br />

Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin etnik, dinsel veya dilsel azınlıklara mensup olan<br />

kişilerin hakları ile ilgili Yirmi yedinci maddesindeki hükümlerden esinlenerek,<br />

Ulusal veya etnik, dinsel veya dilsel azınlıklara mensup kişilerin haklarının korunmasının ve<br />

geliştirilmesinin, içinde yaşadıkları Devletin siyasal ve sosyal istikrarına katkıda bulunacağını dikkate<br />

alarak,<br />

Bir bütün olarak toplumsal gelişme içinde ve hukukun üstünlüğüne dayanan demokratik bir yapıda<br />

bütünleyici bir parça olarak ulusal veya etnik, dinsel veya dilsel azınlıklara mensup olan kişilerin

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!