YÜREK KANATAN DOKSAN BIN KARDELEN - Ankara Barosu
YÜREK KANATAN DOKSAN BIN KARDELEN - Ankara Barosu
YÜREK KANATAN DOKSAN BIN KARDELEN - Ankara Barosu
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ve buradan Rusların arkasına saklanacaktı.<br />
Sarıkamış ele geçirilince diğer kolordularla<br />
birleşilecek ve Kafkaslara ulaşılacak, yani<br />
Turan İmparatorluğu’nun ilk adımı atılmış olacaktı.<br />
Savaşın can alıcı görevi, komutanı Albay<br />
Hafız Hakkı olan 10. Kolordunundu. Harekât<br />
planı gereğince kolordu kuşatma için, düşman<br />
kuvvetlerine ulaşan en kısa yoldan<br />
ilerleyecekti. Ancak 10. Kolordu Komutanı<br />
Hafız Hakkı Bey, daha harekâtın ikinci günü<br />
büyük bir kolordu ile mağlup ettiği iki alaydan<br />
ibaret küçük bir Rus müfrezesini takip<br />
etmekten kendini alamadı. Abdülkerim Bey<br />
komutasındaki 32. Tümeni Kop yönüne gönderdikten<br />
sonra, kendisi, 30 ve 31. Tümenlerle<br />
Oltu - Ardahan istikametinde, Allahuekber<br />
Dağları’nın kuzey yamaçlarına doğru yöneldi.<br />
Hafız Hakkı Bey’in taarruz planı dışına çıkarak<br />
geniş bir yay çizmesi, kuşatma cephesinin<br />
aşırı derecede genişlemesine yol açacaktı.<br />
Daha da kötüsü, 10. Kolorduya bağlı birlikler<br />
Sarıkamış’a ulaşabilmek için kış ortasında<br />
Allahuekber Dağları’nı aşmak zorunda kalacaklardı.<br />
Hafız Hakkı Bey’in Enver Paşa’dan<br />
daha önce Sarıkamış’ı almak için düşüncesizce<br />
gerçekleştireceği bu manevraya katılan<br />
askerlerin büyük bir kısmı Allahuekber<br />
Dağları’nda donarak şehit olacaktı. Hafız<br />
Hakkı Bey’in basiretsizliğiyle neden olacağı<br />
bu facia, Sarıkamış Harekâtı’nın hezimetle<br />
noktalanmasına yol açan hataların en<br />
büyüğü olacaktı.<br />
1.5 metre kar, -50 derece soğuk, 2500 rakım<br />
ve inanılmaz engebeli bir arazi. Bütün mesafeler<br />
yürüyerek geçilecek ve savaş bu alanda<br />
yapılacaktı. Kolordular toplanmış ve görev<br />
alanına doğru yürüyüşe başlamıştı. Dağlar<br />
merhametsizdi, dağlar soğuktu. Askerlerin<br />
durumu yürek sızlatıyordu. Tarihler 22<br />
Aralık gününü gösterdiğinde tarihe “Sarıkamış<br />
Faciası” olarak geçen harekât başladı.<br />
125.000’e yakın iman abidesi insan, kış kıyamette<br />
paltosuz, postalsız, gömlekle, çarıkla<br />
cehennem gibi tipinin ortasına yürüdüler.<br />
Askerlerin büyük bir kısmı evden getirdikleri<br />
kıyafetlerle yürüyordu. Henüz bıyığı bile<br />
terlememiş bu çocuklar, askerden çok tarla<br />
işçisini andırıyordu. Sırtında ne kalın paltoları<br />
ne de yedek iç çamaşırları vardı. Ordu verir<br />
diye düşünmüşlerdi. O günlere şahit olan bir<br />
askerin mektubu, facianın boyutunu günümüze<br />
şöyle taşır:<br />
“Bu yaz, iki alayımızla Yemen’den buraya<br />
naklolunduk. Yola koyulmamızdan dört ay<br />
sonra buraya ulaştık ki, Arabistan’ın cehennem<br />
sıcağı Köprüköy’deki ayaz yanında nimet-i<br />
ilâhi imiş. Burada çadırın perdesi buza kesmiş,<br />
oğlak kulağı gibi kırılmakta ve kopmakta.<br />
Bölük kumandanım, beni sıhhiyeye nakletmiş<br />
ise de, tabip ve ilaç yokluğundan çaresiz<br />
kalıp tekraren takımıma döndüm. Akşam yaklaşınca<br />
Köprüköy’e civar dağlardan tipi boşanır.<br />
Kumandanımız, gelecek Cuma Başkumandan<br />
Enver Paşa Hazretleri’nin teftiş ve hücum için<br />
geleceğini müjdeledi. O gelinceye kadar da yün<br />
içlik, çorap ve paltoların verileceğini ve Yemen<br />
yazlıklarını atacağımızı müjdeledi. Allah, devlete<br />
ve millete zeval vermesin. Başkumandan<br />
Paşa Hazretleri’nin gelmesi ile Moskof’un kahrolacağından<br />
ve kâfirin, karşımızdaki tepelerde<br />
geceleri seyrettiğimiz ocaklı ve mutfaklı<br />
karargâhlarını ele geçireceğimizden subaylarımız<br />
çok emin. Şafak söktüğünde 2059 rakımlı<br />
Kızkulağı Tepesi’nden Moskof obüs yağdırır<br />
ama şükürolsun, zafer bizim olacak. Gece bastırdığında,<br />
tepelerdeki Moskof ocaklarının ateşi<br />
gözlerimizdeki ayazı tandır közüne tebdil eyler.<br />
Başkumandan Paşa Hazretleri acele gelse ki,<br />
ateşe kavuşsak...”<br />
Ama mektupta yazdığı gibi olmadı. Ordu<br />
ihtiyaçları karşılayamadı. Çünkü Kafkas<br />
harekâtına Almanlardan kışlık giysi, erzak<br />
ve mühimmat götürmek için İstanbul’dan<br />
Trabzon’a doğru yola çıkan, içinde 3000 asker<br />
bulunan üç gemi, Enver Paşa’nın bu gemilerin<br />
korunması için donanmadan yardım<br />
istememesi nedeniyle Karadeniz’de Ruslar<br />
tarafından batırılmış 3000 Mehmetçik de<br />
burada şehit olmuştu. Almanlarda yeni malzeme<br />
gönderemiyorlardı. Karşı cephede ise<br />
kış şartlarına alışkın kalın giyimli ve iyi donanımlı<br />
60.000 Rus askeri vardı. Bu durumda<br />
kimi Arap illerinden toparlanmış, hiç kar görmemiş<br />
120.000 fidan imkânsızlıklarla savaşacaktı.<br />
Günlerce yürüdüler. Aç, yorgun ve<br />
çıplaktılar. Zemheriler diye bilinen en soğuk<br />
2013/1 | Hukuk Gündemi 85