YÜREK KANATAN DOKSAN BIN KARDELEN - Ankara Barosu
YÜREK KANATAN DOKSAN BIN KARDELEN - Ankara Barosu
YÜREK KANATAN DOKSAN BIN KARDELEN - Ankara Barosu
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
eline ulaşan pusulalardan durumun vahametini<br />
anlamıştı. Bir kareli harita kâğıdı çıkardı<br />
ve vasiyetini yazdı.<br />
“Planım, Ruslara, hemen iki misli faik iki<br />
Kolordu ile arkalarına düşerek ricata mecbur<br />
etmek ve bu suretle XI. Kolordu ve Süvari<br />
Fırkasıyla takip olunan düşmanı karşılayıp,<br />
tamamıyla mahvetmekti. IX. Ve X. Kolordu ve<br />
Süvari Fırkasını bekliyorum. Gelir de yetişirse,<br />
düşmanı bozacağım. Fakat gelmeden düşman<br />
zayıflamış kıtaatımıza taarruz eder ve taarruzda<br />
muvaffak olursa o vakit Ordu mahvolmuş<br />
demektir.<br />
Şimdiye kadar asker ve zabitler hiç kusursuz<br />
harp ettiler. Her manevrayı yaptılar. Eğer Allah<br />
da yardım ederse, muvaffakiyet katidir. Eğer<br />
muvaffak olmazsam, son neferimle beraber<br />
öleceğim. Bu halde vasiyetim: Ben vazifemi<br />
yaptığımı sanıyorum ve öyle ölüyorum. Yaşasın<br />
dinim, vatanım, Padişahım.<br />
Eğer geride kalanlarıma yardım etmek isterseniz,<br />
refikam Sultan Efendi Hazretleri’nin<br />
muhassasatıkafi değildir. Kendisinin müreffehen<br />
yaşaması için hiç olmazsa, Başkumandanlık<br />
muhassasatımın kendi muhassasatına<br />
zammı ve ebeveynimin temini refahı ile rahmeti<br />
ilahiyeye mazhariyetim için birkaç hayır<br />
yapılmasını rica eder ve tealisine çalışmaktan<br />
başka bir maksat beslemediğim din ve milletimin<br />
tealisine dua eder, tanıyanlara selam<br />
ederim. Yaşasın Müslümanlık ve Osmanlılık<br />
ve Osmanlıların Padişahı Sultan Mehmet Han.<br />
Servet namına bir şeyim yoktur. Mamafih<br />
ne varsa, Refikam Sultan Efendi hazretlerine<br />
bırakıyorum. ENVER”<br />
Ölüme hazırlanmış bir başkomutan yine de<br />
harbi kaybettiğini kabul etmiyordu. Vasiyetini<br />
yazdıktan bir saat sonra eline Rusların kontrolündeki<br />
bir kasabanın geri alındığını bildiren<br />
bir pusula geçti. Enver Paşa’nın içinde taşıdığı<br />
o büyük heyecanı yeniden alevlendi. Bütün<br />
orduya daha doğrusu ordudan artakalana<br />
geri çekilme yerine hücum emri verdi. Enver<br />
Paşa’nın emrinde şu da yer alıyordu:<br />
“Saldırı sırasında her üst, bir adım geri atanı<br />
derhal tabancası ile öldürecektir.”<br />
Askerler, verilen emirle kelime-i şehadet<br />
getirerek yine göz göre göre ölüme yürümeye<br />
başladı. Mehmetçik mermisi bitince<br />
süngüye, süngüsü düşünce eliyle Rus askerleri<br />
ile savaşmaya çalışıyordu. Tarih bir ordunun<br />
böylesine insanüstü bir gayretle savaştığını<br />
görmemişti. Yine tarih böylesine inançlı<br />
bir ordunun, bir dağın yamaçlarında karların<br />
arasında kitleler halinde donup gittiğini de<br />
yazmamıştı. Türk ordusunun bütün saldırıları<br />
sonuçsuz kaldı. Ruslar güçsüz düşen<br />
Mehmetçiğe karşı hücuma geçtiler. Nihayet<br />
bir kuşatmadan kurtulmak için Enver Paşa<br />
4 Ocak günü geri çekilme emri verdiğinde<br />
Rus generali de zafer telgrafını komutanlarına<br />
çekmişti. Sarıkamış harekâtı Türklerin<br />
ağır yenilgisiyle sona ermişti. On beş<br />
gün süren savaşın sonunda içinde general<br />
2013/1 | Hukuk Gündemi 87