23.10.2012 Views

MAKALE - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi - Makina ...

MAKALE - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi - Makina ...

MAKALE - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi - Makina ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

U Sayı: 46 5<br />

MAKİNA<br />

/ Diesel Motorlarında Dön, Çeşit Bitkisel<br />

--JYağ Kullanılması \<br />

/ Otomotiv Sanayiinde KdWfbzit Malzemeler<br />

y Avrupa'da OtomolnlIennKfetimden Müşteriye<br />

ırılmasında Yatın Dağıtım


Elektrik, su, yakıt ve baca bağlantılarını yapın, basın şaltere...<br />

Çok kısa zamanda buhar girsin hizmete!...<br />

TIP K-BJ<br />

Az yer kaplar.<br />

Otomatik ve emniyetli çalışır. Ard arda gelen emniyet sistemlerine sahiptir.<br />

Fazla bilgi, bakım ve gözetim gerektirmeden çalışır.<br />

Çok kısa zamanda, ekonomik buhar üretir.<br />

Yıllardır yüzlerce çalışan örneği ile kendini kanıtlamıştır.<br />

Buhar _ + Brülörve + KondensTankı t Besi Pompası + Kazan + Kazan + Emniyet + Su arıtma Cihazı + Su + Elektrik Tablosu _ K o m o a u ByU-.<br />

nerotonı Donanımı ve Donanımı ve Donanımı Armatürleri OtoMMdtn Suternkn ve Donanımı Filtresi ve Tesisatı . <br />

Jeneratörü<br />

f


KOMPAKI SUHfiff<br />

Motorin/Fdoilj.Dı<br />

; ana<br />

maliyetleri ni<br />

yere arttırma/m,<br />

teknolojiler<br />

üretilen<br />

"ffeİVERSAL<br />

BUHAR<br />

" kullanın.<br />

„ tek firma<br />

ÜNİVERSAL MAKİNA VE ISI SANAYİ TİC.A.Ş.<br />

Merkez: (Headquarter)<br />

Kozyatağı Yolu Sokak Güneş Ap. 26/1 Üst Bostancı/İSTANBUL<br />

Tel. (0216) 372 77 53 - 380 40 17 - 380 77 90 - 445 39 46<br />

Fabrika: (Plant)<br />

Pik Dökümcüler Sitesi A-1 Blok No. 6 - 8<br />

İkitelli Organize Sanayi Bölgesi


KOÇ<br />

Birleşik Oksijen Sanayi A.Ş.<br />

Gaz siparişi vi<br />

karşıla<br />

* "<br />

Kaliteli ^<br />

Kaynak ^<br />

Dikişi §<br />

ğer çalıştığınız firma<br />

firma ile


REGÜLATÖR<br />

Made in ITALY<br />

LPG D öl TU SUM<br />

T:5 NO: 282 - 284<br />

- TÜRKİYE<br />

222 71 90<br />

TAMİR TAKIMI


LMJ<br />

Sarmak <strong>Makina</strong> Fabrikalarında Compair Demag<br />

lisansı ile üretilen elektrikli vidalı sabit hava<br />

kompresörleri Türkiye Sanayiinin hizmetinde<br />

(1.6 mVdak. 11 KW - 21.5 mVdak. 132 KVVdebi,<br />

7.5 -10 bar basınç).<br />

Barınak<br />

makina Basınçlı<br />

ACompAir<br />

DEMAC ^<br />

Drucklufttechnik ^ ^ ^ ^ ^ ^<br />

inşaat ve müteahhitlik, madencilik, belediye<br />

hizmetlerinde Compair Demag kalitesi,<br />

Sarmak servis ve yedek parça güvencesi ile<br />

cağdas çözüm.<br />

2.0 mVdak. (71 cfm) -10.2 mVdak. (360 cfm)<br />

Diğer kapasiteler için sipariş kabul edilir.<br />

havada güven...<br />

Sabit, seyyar, vidalı ve pistonlu kompresörler, hava kurutucuları ve<br />

çeşitli basınçlı hava aksesuarları.<br />

Uzun yılların getirdiği deneyim Sarmak Pistonlu<br />

Kompresörleri; 150 It/dak. - 6750 It/dak. piston<br />

deplasmanı (1.5 - 40 HP) 3 - 25 bar'da sanayi, atölye,<br />

çimento nakil ve yüksek basınç kompresörleri.<br />

Karmak<br />

makina<br />

Kompresör Pompa Sanayi ve Ticaret A.ş.<br />

Genel Merkez/Fabrika:<br />

İstasyon Cad. No:86 01340 İncirlik - ADANA<br />

Tel: 0(322) 332 90 41 / Pbx<br />

Fax: 0(322) 332 96 63<br />

Pazarlama Merkezi:<br />

Kore Şehitleri Cad. Mehmet Gönene Sok.<br />

Aydagül Is Merkezi No: 6 Kat: 3 80300 Zincirlikuyu - İSTANBUL<br />

Tel: 0(212) 272 06 28 - 273 17 20 - 266 44 30<br />

Fax: 0(212) 266 52 51 e-mail: sarmak@superonline.com<br />

Ankara şubesi:<br />

Tunus Cad. 72/2 06680 Bakanlıklar - ANKARA<br />

Tel: 0(312) 417 76 84 - 418 16 01 Fax: 0(312) 418 16 01<br />

İzmir şubesi:<br />

Kıbrıs şehitleri Cad. Hümeyra İş Merkezi NO:148/303<br />

35220 Alsancak - İZMİR<br />

Tel: 0(232) 463 75 39 Fax: 0(232) 463 85 23


ÇEVİRİ - <strong>MAKALE</strong><br />

20<br />

MÜHENDİS<br />

EKİM 1998 • Sayı: 465<br />

AVRUPA'DA OTOMOBİLLERİN ÜRETİMDEN MÜŞTERİYE ULAŞTIRIL-<br />

MASINDA YALIN DAĞITIM / Lean Distribution of Automobiles from Manufacturing to<br />

Costumer in Europe<br />

Çev: Ömer ATALAY<br />

25<br />

OTOMOBİLLERDEKİ DIŞBÜKEY SÜRÜCÜ TARAFI DİKİZ AYNALARININ<br />

SAĞLAYABİLECEĞİ YARARLAR VE OLASI ZARARLARI / Are Driver-Side Convex<br />

Mirrors Helpful or Harmful?<br />

Çev: Murat Kadri AKTAŞ<br />

TEKNİK YAZILAR<br />

41 DIESEL MOTORLARINDA DÖRT ÇEŞİT BİTKİSEL YAG KULLANILMASI/<br />

The Used of Four Kind of Seed Oils to Diesel Enginees<br />

Turgut ÖZAKTAŞ<br />

45<br />

KARBÜRATÖRLÜ VE YAKIT PÜSKÜRTME SİSTEMLERİNİN EGZOZ<br />

GAZI BİLEŞİMİNE ETKİLERİ / The Effects of Carburetor and Injection Systems to Exhaust<br />

Emission<br />

M. Ali IŞIKSOLUĞU<br />

50 SILAJ MAKINALARI VE BAZI TEKNİK ÖZELLİKLERİ / Silage Machines and<br />

it's Some Technical Properties<br />

Muharrem ZEYTİNOĞLU<br />

AYIN DOSYALARI<br />

11 YENİ ÜRÜNLER<br />

14 ODA'DAN HABERLER<br />

17 SEM.-KURS-SEMP. HABERLERİ<br />

18 SEKTÖRDEN HABERLER<br />

31 BİR GÖRÜŞ<br />

OCTOBER 1998 • No : 465<br />

İÇİNDEKİLER • CONTENTS<br />

35 GEÇMİŞTEN BUGÜNE MÜHENDİS<br />

VE MAKİNA<br />

39 BİLGİ SAYFASI<br />

49 PÜF NOKTASI<br />

54 YAZI DİZİNİ<br />

İLAN SAYFALARI DİZİNİ<br />

UNİVERSAL<br />

B.O.S.<br />

2-AMÜHEDİSLİK-<br />

SARMAK<br />

BURGMANN<br />

PETNİZ<br />

İZOCAM<br />

E.C.A.<br />

ÖZBİL MAKİNA-<br />

MAKDOS<br />

KOMPAS<br />

DOĞUŞ VANA-<br />

SMS<br />

-10<br />

-55<br />

-56<br />

-57<br />

-59<br />

-60<br />

AYGAZ- -61<br />

FISHER ROSEMOUNT<br />

YILMAZ REDÜKTÖR<br />

•62<br />

€3<br />

TORMAKSAN 64<br />

UNİVERSAL<br />

Ön İç Kapak<br />

K.S.B.<br />

Arka İç Kapak<br />

ALARKO<br />

Arka Kapak<br />

Yayım Koşulları: Yazılar daktilo ile iki satır aralıkta iki kopya yazılmış olarak, 70-100 sözcükten oluşan Türkçe ve İngilizce özeti, yazı<br />

başlığının İngilizcesi, yazarın kısa özgeçmişi, adresleri ve telefon numaraları ile birlikte Dergi Yönetim Yeri Adresı'nc gönderilmelidir.<br />

• Yazılar 12 daktilo sayfasını (yaklaşık 3000 sözcük) geçmemelidir. (12 daktilo sayfasını aşan yazıların 2 bölüm halinde birbirini izleyen<br />

sayılarda yayımlanabileceği düşünülerek bölümlere ayrılmış olarak gönderilmesi gerekir.<br />

• Yazılarda kullanılan fotoğraflar net ve temiz olmalı, şekiller aydınger veya beyaz kağıda çim mürekkebi ile çizilmelidir.<br />

• Yazılarda SI birimleri kullanılmalı, yazıların sonuna yararlanılan kaynakça eklenmelidir.<br />

• Özgün ve derleme yazılardaki görüşler yazarına, çevirilerden doğacak sorumluluk ise çevirene aittir.<br />

• Yazılar başka bir sürekli yayın organında yayımlanmış olmamalı, herhangibir toplantıda tebliğ olarak sunulmuş veya sunulacak ise<br />

bu açık olarak belirtilmelidir.<br />

• Dergideki yazılardan kaynak gösterilmek koşuluyla alıntı yapılabilir.<br />

Yazıların Değerlendirilmesi: Dergiye gönderilecek yazılar öncelikle Yayın Kurulu tarafından ön elemeden geçirilmekte daha sonra kurulun<br />

belirlediği uzmanlar tarafmdaft değerlendirilmektedir. Uzmanların yaptığı değerlendirme sonuçları yazara da iletilecek, uzmanların<br />

önerdiği ve Yayın Kurulu'nun uygun gördüğü düzeltmelerin yapılması yazardan istenecektir. Bu düzeltmelerin yazar tarafından yapılması<br />

durumunda yazı yayımlanabilecektir.


<strong>TMMOB</strong><br />

MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI<br />

AYLIK YAYIN ORGANI<br />

Ekim / October 1998<br />

Cilt/Vd: 39 Sayı /No: 465<br />

Yönetim Yeri - Head Office<br />

Sümer Sökük 36/1-A<br />

Demirtepe - ANKARA<br />

İti :|0-3l2'. 231 31 59<br />

Fax:;0-3l2!231 M 65<br />

E-maıl : mraıigmmo.nrR.tr<br />

htlp://\\ v\ vv'.mmo.oifi.tr<br />

MMO Adına Sahibi<br />

Publisher<br />

Mehmet SOC.ANCI<br />

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü<br />

Managing Editör<br />

Ali Ekber ÇAKAR<br />

Yayın Kurulu - Publishing Board<br />

Anıl KAREL<br />

Hevrım Erini; ASLAN<br />

Utku TÜZÜNER<br />

Engin AY KOL<br />

Ezgi CÜNAY<br />

Ersoy BEY<br />

Rurak YELKEN<br />

Okay DOGüTEPE<br />

Katkıda Bulunanlar<br />

Members-at-large<br />

MMO Bursa Şube<br />

Proİ. Dr. Cem SORUŞBAY<br />

Prof. Dr. Yusuf ZERLN<br />

Trof. Dr. Tühıy IIARZADIN<br />

Yayın Sekreteri<br />

Publishing Coordinator<br />

Nılgün KARAKÜÇUK<br />

Teknik Sorumlu<br />

Technical Manager<br />

Mehmet AYDIN<br />

İlan Sorumlusu<br />

Advertising Representative<br />

Ayten YİLDİZ<br />

Nuray ÖZER j istanbul I<br />

Komisyon İlişkileri<br />

Redactor<br />

Şehnaz KAPLAN<br />

Dizgi<br />

Type Setting<br />

Muazzez POLAT ,MMO|<br />

Baskı<br />

Printed by<br />

Cem Weh Ofset / Tel 10-3121 385 3? 2?<br />

<strong>TMMOB</strong> Makın.1 MulıcnJi-.lun Yayın Oı-<br />

Kanı »lan Mühendis ve Mukıua Hci^ısı<br />

rMMUH'ye bağlı Odaların üyelerine, muhundıslık<br />

efcıriıııı yapan ligrcntı, jı.ıştırm.ı<br />

ıo ıi£rctım poıevlıleııne vıllık abone huJi'lı<br />

-I'ZL-1 sayılaı dahil- kaışılıjımla gnndcnlnıcktetlu<br />

ncrpımizc abone (ihbılmtk ve<br />

Jjlıa tli'uylı bılfii alabilmek için yukjrulı<br />

vvrılmiş ulan adresimize bj^vurabılıı ya da<br />

ickıon ve faksla bilgi alabilirsiniz<br />

Değerli Okuyucularımız;<br />

Türkiye sanayiinde önemli bir yere sahip olan otomotivle<br />

ilgili bir özel sayımızda daha birlikteyiz.<br />

1960'ların ikinci yarısında ithal ikameci Kalkınma Modeli<br />

çerçevesinde ithal teknolojiye dayalı ve iç pazara yönelik olarak<br />

kurulan Türkiye otomotiv sanayi üretimini, 1980'lere hatta<br />

199O'lı yıllara kadar bu modele dayalı olarak sürdürmüştür.<br />

Bu durum üretim ölçekleri küçük ve verimsiz tesislerde yüksek<br />

maliyetli ve düşük kalitede üretime yol açmıştır. Dünya<br />

pazarlarında rekabet edebilen, ileri teknolojiye uygun ölçeklerde<br />

üretim ve tüketim potansiyeli yaratan sanayi yapısı ise<br />

oluşturulamamıştır. 1980 yılında serbest pazar ekonomisinin,<br />

küresel entegrasyonun ya da ihracata dayalı ekonomik büyüme<br />

modelinin benimsenmesi ile otomotiv ana sanayiinde üretim<br />

%252, yan sanayiinde ise %700 artış sağlanmıştır. Ancak,<br />

özellikle ana sanayiinde beklenen düzeyde bir ihracat potansiyeli<br />

yakalanamamıştır. 1990'dan günümüze kadar üretim, ana<br />

sanayiinde %33.7, yan sanayiinde %91 artmıştır.<br />

Gümrük Birliği çerçevesinde sektöre bir takım ayrıcalıklar<br />

tanınmışsa da gerekli mevzuatların çıkarılmaması ve düzenlemelerin<br />

yapılmaması, ayrıca bedelsiz ithalat uygulaması sonucu<br />

otomotiv sanayiinde olumsuzluklar yaşanmıştır.<br />

Otomotiv sanayiinin güçlenmesi yönünde önlemlerin alınması<br />

ve tüketici haklarının korunması için hem hükümetlere<br />

hem de otomotiv sanayii üreticilerine büyük sorumluluklar<br />

düşmektedir.<br />

Otomotiv ile ilgili değişik konuların yer aldığı bu sayımızı<br />

ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Bu sayının hazırlanmasındaki<br />

katkılarından dolayı Bursa Şubemize ve makaleleri değerlendiren<br />

uzmanlarımıza teşekkür ederiz.<br />

DÜZELTİ<br />

Saygılarımızla<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong><br />

Yayın Kurulu<br />

Dergimizin 464. sayısında Cüneyt FETVACI'nın "Plastik<br />

Dişli Çarklarda Malzeme Seçimi ve Konstrüktif Tedbirler"<br />

başlıklı makalesinin 35. sayfasındaki 2. paragraf, aynı<br />

sayıda yayınlanan Abdurrahman Karaimlut'un makalesinden<br />

yanlışlıkla alınmıştır.<br />

Ayrıca, Cüneyt FETVACI'nın makalesinde geçen asetal<br />

kelimesi esatal ve asetel, kalıplanma kelimesi kapılama<br />

ve değiştirilmiş kelimesi de değerlendirilmiş şeklinde yanlış<br />

yazılmıştır. Bu hatamızı düzeltir, özür dileriz.


Güvenli<br />

bağlantılar,<br />

daha uzun<br />

sürelidir.<br />

KE-Burgmann kompansatörleri: Ne<br />

tür çalışma koşullar olursa olsun,<br />

emniyet, ekonomi ve çevreye karşı<br />

sorumluluk sözkonusu olduğunda, güç<br />

santralları ve gaz türbinlerinde en iyi<br />

kanal bağlantılarıdır.<br />

KE-Burgmann kompansatörleri mil-<br />

yonlarca çalışma saatinin deneyi-<br />

miyle dünyada en başarılılar arasında-<br />

dır. ISO 9001'den onaylı kalite bel-<br />

gesi, ve uygun servisi ile (dünya<br />

çapında sorun avcısı) bir dosttan ve<br />

bir uzmandan beklenen güvenilirliği<br />

sağlar. Güvenilir bağlantılar başlat-<br />

mak için bizi arayın.<br />

BURGMANN<br />

BURGMANN<br />

ENDÜSTRİYEL SIZDIRMAZLIK<br />

San. Ve Tic. Ltd. Şti.<br />

Yukarı Dudullu imes Yanı<br />

Gamak Sapağı Kuru Sok. No. 9<br />

TR-81260 Ümraniye/istanbul<br />

Tel.: 02164203700-5 Hat.<br />

e,,,, n 01 c Aon oı ne


Doğal Gaz yakıtlı buhar santralı 2x8 ton/h, 8 ATÜ ve Su hazırlama grubu:<br />

Basınçlandırma, Filtreleme, Yumuşatma, Gaz alma 100 Ton/h.<br />

PETNIZ ISI SAN ve TIC. LTD. ŞTI.<br />

Fab. : Fatih Mh. Suyoluüstü No:9 Esenyurt/İSTANBUL<br />

Tel : 620 17 14 Pbx Faks : 596 74 89<br />

Büro : Perpa İş Merkezi 6. Kat No: 629<br />

Tel : 220 60 47 - 220 60 25 Faks : 221 58 57<br />

DOĞAL GAZ ve<br />

SIVI YAKITLI ISI<br />

SANTRALLARI<br />

TOZ KÖMÜR<br />

YAKILABİLEN<br />

TAM OTOMATİK HAREKETLİ<br />

IZGARALI ÖN OCAK<br />

ve İÇ OCAKLI<br />

SİSTEMLER<br />

KIZGIN YAĞ<br />

KAZANLARI<br />

BUHAR JENERATÖRLERİ<br />

BASINÇLI<br />

KAPLAR<br />

PETMAK PETNIZ MAKINA SANAYİ A.Ş.<br />

İmalat : Haramidere Sanayi Sitesi<br />

Anbarlı/İstanbul<br />

Tel : 690 43 52-220 60 25<br />

Faks : 221 58 57


Koç<br />

Klima k a n a l l a r ı n ı n ısı ve<br />

ses i z o l a s y o n u için<br />

3 mükemmel<br />

urun,<br />

3 mükemmel<br />

çozum!<br />

İzocam Prefabrik Klima Kanalı, klima gürültüsünü önler, ısı<br />

izolasyonuyla çalışma performansını artırır.<br />

İZOCam Klima LevhaSI, ısı ve ses izolasyonu amacıyla kullanılır.<br />

Havanın akışı sırasında ortaya çıkacak gürültüyü yutar, tesisatın sessiz çalışmasını sağlar.<br />

İZOCam Klima ŞllteSI, ısı izolasyonunu sağlamak amacıyla kullanılır.<br />

Zamanla buhar yoğuşması ve izolasyonun bozulması tehlikesine karşı kesin güvence sağlar.<br />

İZOCAM I<br />

ildi ıHıMı, tatfîıi<br />

EPSv. W iriıl.fi, TSfSloıkt<br />

UrfHİık lelgeii'ıt sahiptir.<br />

İI01M (Olflll, tl^lll,<br />

EPS»IPS îriıltil, TS-ISO-9HI2 lalltı<br />

Gifdiı SIIIMI'ıı ııhip tısiılırit îrtliliı.<br />

li idi (HMıI, lif fiil, EPS ve İPS iri il ir i<br />

GıtıınSilininııkip lııiıltrJıirılllir.<br />

ÜCRETSİZ DANIŞMA HATTI O 800 211 43 86<br />

İZOCAM TİCARET VE SANAYİ A.Ş. DANIŞMA MERKEZLERİ • İSTANBUL Tel [217] 275 72 22 (8 hat) Faks {212} 266 97 69 • ANKARA Tei [312]<br />

418 66 67-418 30 32 Faks (312) 425 05 15 • İZMİR Tel [232] 484 57 85 - 484 31 78 Faks 1232) 489 00 52 • ADANA Tel 1322) 352 29 80 Faks (322) 352 02 54<br />

' BURSA Tel (224) 253 95 35 Faks (224) 255 60 13' ELAZIĞ Te/ (424) 218 66 00 Faks (424) 233 19 96 »ERZURUM Tel (442) 235 59 76 / 77 Faks (442) 235 59 78<br />

• ANTALYA Tel (242) 24] 19 50Faks (242) 242 39 84' GAZİANTEP 7e/[342) 233 9700 Faks (342) 233 9700 Internet adresi: www.izocam.com.tr<br />

T


DAĞITIM: EMAS MAKINA SANAYİ A.S.<br />

Tarihimizin en önemli<br />

mekânlarından Topkapı Sarayı da<br />

artık E.C.A.- REMEHA Kazanları ve<br />

E.CA. Isı Ürünleri ile ısıtılıyor.<br />

Bundan sonra Saray'ı kışın bile<br />

sıcak günler bekliyor.<br />

• IQ Cl HIM I/A M TOP Y I I. L A R ı Â B I K A B E R


YEM M M<br />

ÜRÜNLER<br />

OTOMOBIL CAMıNDA MESAJ<br />

25 cm uzunluğunda ve 8 cm kalınlığında bir elektronik<br />

yazı panosu ve direksiyonun yanında konulan küçük bir<br />

kontrol ünitesinden ibaret olan sistem ingiltere'de 50<br />

sterline satışa sunuldu. Cihaz üzerindeki tuşlara istenilen<br />

mesajlar önceden yükleniyor. Sonra araç kullanılırken istenen<br />

mesaj seçilerek panoda görüntüleniyor. Üretici ingiliz<br />

firması bu sistemi bir 'özür dileme' ve 'teşekkür etme'<br />

tarzı olarak tasarlamış.<br />

NETTENNA<br />

KLASIK'E YENI GÖRÜNÜŞ<br />

Hazırlayan : Nilgün KARAKÜÇÜK, Mehmet KARTAL<br />

MMO Genel Merkezi, MMO Bursa Şube<br />

Mobil Internet Antenna'yı<br />

dizüstü bilgisayarın seri<br />

portuna takarak kablosuz<br />

olarak e-posta<br />

alarmı, haberler, hava durumu, spor haberleri gibi stoktaki bilgileri alabiliyor. Laptop, 4,5<br />

onsluk aleti çalıştırıyor ve gelen bilgileri depoluyor. Loptop kapatıldığında anten, doldurulabilir<br />

nikel-kodmiyum pili sayesinde 10 gün çalışabiliyor ve 1 MB bilgiyi depo<br />

ediyor. Fiyatı : 129 $<br />

http://www.airmedia.com<br />

BMVV'nin, iki kişilik üstü açık, tamamı alümin- _^<br />

yum Z07 modeli,<br />

1955-1959 yıllan<br />

arasında<br />

sınırlı sayıda<br />

üretilen<br />

BMW 507 teması<br />

üzerine<br />

tasarlandı<br />

Z07, alüminyum<br />

şasi ve alüminyum<br />

gövde panelleriyle<br />

konstrükte edildi. Süspansiyon, 5 ve 7 serisi modellerden<br />

V8 motor ve 6 vitesli olarak adapte edilmiş<br />

ZEKI RADAR KONTROLÜ<br />

Toyota, radar kontrollü ilk seri üretim arabalarını piyasaya sürdü. Ön tampona<br />

monte edilmiş radar yolu tarayarak kontrolü ayarlıyor böylece araba<br />

öndeki araçtan belli bir uzaklıkta kalıyor. Bu özellik sadece Japonya'da satılan<br />

Celsior lüks modelinde bulunuyor. İlerde Japonya dışında da satışa<br />

sunulacak.


YENİ<br />

ÜRÜNLER<br />

MiKRO ÇiPLİ<br />

ARABA<br />

Hot VVhelIs'in ürettiği<br />

araalar tipik bir oyuncak<br />

arabaya benzemesine<br />

rağmen altını<br />

kaldırıp baktığınızda<br />

içinde minyatür bir bilgisayar<br />

göreceksiniz.<br />

Bilgisayar hız, devir sayı ve tepki zamanını hesaplayarak şasi içine gömülmüş<br />

olan ekranda gösteriyor. NASCAR ve GT modellerinin V 64 ölçeğinde yapılan<br />

Cyber Rocer arabaların fiyatı 15 $.<br />

12 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465<br />

SOFISTIKE TEKNO<br />

ÜNCOLN'UN<br />

DEĞIŞEN YÜZÜ<br />

Lincoln LS8 ve LS6 modeller hepsi yeni<br />

V8 ve V6 motoruyla çalışan ve Ford'un<br />

lüks arabalarının ilk yüksek performanslı<br />

olanları. Avrupa'nın en iyileriyle yarışacak<br />

olan LS8 ve LS6, arkadan çekişli ve tam<br />

bağımsız ön-arka suspansuyona sahip.<br />

Sonbaharda piyasaya sürelecek olan<br />

arabanın fiyatı henüz belli değil.<br />

ALKOL KILIDI<br />

ALKOLE KARŞı<br />

ABD'de geliştirilen bir cihaz ile, sürücünün<br />

alkol alma oranına göre motorun<br />

çalışmaması sağlanıyor. Sürücü,<br />

kontak yerine geçen cihaza üflediğinde<br />

alkol oranı yüksek çıkarsa araç çalışmıyor.<br />

Bir ya da iki aylık dönemlerde<br />

trafik ekiplerinin bulunduğu noktalarda<br />

sıfırlanan ALKOL KİLİDİ, böylece<br />

trafik polisinin denetiminden de<br />

geçmiş oluyor.<br />

1998 Audi A6'yı karakterize eden en iyi terim : ileri teknoloji. Arabanın<br />

üstün önden çekiş özelliği virtüel-eksen süspansiyonu adlı karmışık<br />

bir yöntemle sağlanmış. Direksiyon, boşlukta iki eksen noktası<br />

arasında asılı bir nokta etrafında dönüyor. Solar kontrol sistemi,<br />

havalandırma gücünü otomatik olarak ayarlıyor, ayrıca park halindeyken<br />

farları çalıştırarak arabayı soğutuyor.<br />

Fiyatı : 33750$<br />

http://www.audi.com<br />

ARABA IZLEYICISI<br />

Cadillac'm OnStar sistemi GPS (Global Positioning System) sürücülük teknolojisi<br />

ve 24 saat çalışan güvenlik şemsiyesine bağlı cep telefonu kullanıyor.<br />

OnStar, yön belirlemeden otel rezervasyonuna kadar pek çok şeyi yapıyor.<br />

Yol asistanı bir tuşa basılarak kullanılabiliyor. Daha da iyisi OnStar, anahtarları<br />

içerde unuttuğunuzda arabanızın kapısını açabilecek.<br />

Fiyatı yaklaşık 1000$


YENİ<br />

ÜRÜNLER<br />

PLASTIK KAYNAKÇıSı<br />

Yeniden tasarlanmış 20 kHz ultrasonik<br />

plastik kaynakçısı piyasaya sürüldü.<br />

200 W (H-201) ve 500 W'lık (H-501) iki<br />

model olarak sunulan aletler termoplastiklerin<br />

hızlı kaynağı için yüksek çıkış<br />

genliğine sahip. Geniş bir kullanım alanına<br />

sahip olan ünite 6.8 kg. Birleştirme<br />

zamanı ve kontrol fonksiyonları kullanıcı<br />

tarafından ayarlanabiliyor.<br />

Sonic & Materials ine. Danbury-Conn<br />

BURÇ VE YATAKLAR<br />

MARAL'DAN<br />

SONRA, YAZLıK<br />

TAKSI<br />

Türkiye'deki ilk yerli sermayeli<br />

otomobil firması, ingiliz<br />

spor otomobili benzeri Maral'dan<br />

sonra, şimdi de yazlık<br />

taksi üretti. 2,5 aylık bir<br />

çalışma sonunda üretilen<br />

yazlık taksi de Tofaş-Şahin'in<br />

motor mekanik aksamı<br />

kullanıldı. 1,6 İt, 86 beygirlik<br />

Şahin motoru ile çalışan<br />

taksi, 370 cm uzunlur"<br />

ğunda, 152 cm eninde ve<br />

170 cm yükseklikte üretildi.<br />

ÖRNEK FILTRELER<br />

Balston firmasının paslanmaz çelik filtreleri,<br />

proses analizörlerini ve monitör<br />

ekipmanını korumak için tasarlandı.<br />

31S6, 31G, 41S6, 41G ve 91S6 modeller,<br />

gazlardaki katı ve sıvıları %99.99<br />

oranında ve 0.01p'a kadar, ayrıca sıvılardaki<br />

katı parçalan 0,2//a kadar<br />

temizliyor.<br />

PERÇIN TAKıMı<br />

POP 5400 uzun stroklu perçin takımı,<br />

operatörlere strok uzunluklarını değiştirme<br />

ve aksesuar ekleme olanağı veren<br />

modüler tasarıma sahip. Hava-hidrolik<br />

sistemi değişik uygulamalarda perçinleme<br />

yapmak için kullanılabiliyor. Bir<br />

inçlik tam strokta PRT5400LS V 4<br />

U çapa<br />

kadar olan ticari kör perçinler, T perçinler<br />

ve geniş ikincil başlı perçinler yerleştirilebiliyor.<br />

Emhart Industrial, Shelton Conn.<br />

Grafit/metal alaşımlı, kendinden yağlamalı burç ve yataklar 750°F'a kadar çözücü<br />

ve asit ortamlarında pompa, mikser, fırın, ocak ve kurutucularda kullanılmak<br />

üzere tasarlandı. Gres, yağ ya da plastiklerin uygun olmadığı yerlerde düşük<br />

sürtünme katsayısı ile iyi performans sağlıyor. Sülfirik asit ve aşındırıcıların da<br />

dahil olduğu pek çok sıvı ortamda korozyona dayanıklı ve dönen metal elemanlara<br />

yakın toleranslarda çalıştığında sürtünme nedeniyle zarar vermiyor.<br />

Graphite Metallizing Corp. Yonkers, NY<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 13


ODADAN<br />

HABERLER<br />

•Ankara Kent Konseyi Oluşturuldu!<br />

Ankara Kent Konseyi Girişimi 15.09.1998 tarihinde<br />

basın toplantısı yaparak çalışmalarını<br />

başlattı. Ankara Kent Konseyi Sekreteryasrnda,<br />

Peyzaj <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong>, <strong>Makina</strong> <strong>Mühendisleri</strong><br />

<strong>Odası</strong>, Mimarlar <strong>Odası</strong> Ankara Şube, Genel-İş Sendikası<br />

Ankara Bölge Başkanlığı ve Büyükşehir Belediye<br />

Meclisi Bağımsız üyesi Muzaffer SARAÇ bulunuyor.<br />

Sekreterya adına Ankara Kent Konseyi Girişiminin<br />

Sekreterliğini Oda merkezimiz yürütüyor. Yoğun bir<br />

katılım gözlendiği basın toplantısında aşağıda yer alan<br />

basın açıklaması, Oda Başkanı Mehmet Soğancı tarafından<br />

yapıldı.<br />

"Bizler,<br />

İnsan hakları ve temel özgürlüklerin vazgeçilmezliği<br />

ve insan kişiliğinin onur ve değerine olan inancımızı<br />

vurgulayarak,<br />

İnsan yerleşimlerinin, insan onuruna uygun yaşamak,<br />

gezmek, görmek, kültürel etkinliklerde bulunmak<br />

amacıyla oluşturulması gerektiğini belirterek,<br />

Doğal, tarihsel ve kültürel değerlerin korunması<br />

yükümlülüğünün, öncelikle yerel ve merkezi yönetimlerde<br />

olduğunu gözönüne alarak,<br />

"Kentli Hakları"nm tanınması, uygulanması, korunması<br />

ve geliştirilmesinin işbirliği ve dayanışmayı<br />

gerektirdiğine ve kentli haklarının kentlilere, diğer<br />

haklara ek olarak tanınan haklardan olduğuna ilişkin<br />

belirlemede bulunarak,<br />

Hakların yaşam bulmasında kentli insanların sorumluluğunu<br />

da anımsayarak,<br />

Kent halkının, "ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal<br />

ya da başka bir görüş, ulusal ya da toplumsal köken,<br />

mülkiyet, doğuş ya da benzeri başka bir statü gibi bir<br />

ayrım gözetmeksizin", kentli haklarına sahip olduğuna<br />

olan inancımızı vurgulayarak;<br />

İnsan hakları ve demokrasi ile kalkınma/gelişme<br />

arasındaki koparılamaz bağa işaret ederek; Ankara ölçeğinde,<br />

kent halkının iradesini özgürce ifade edebileceği,<br />

kent yaşamının tüm yönlerine tam katılacağı koşulların<br />

yaratılmasının gerekliliğine inanarak,<br />

Yaşadığımız coğrafyaların yerleşimlerinde, insanlığın<br />

binlerce yılda geliştirdiği yönetim modelleri ve halk<br />

katılımının sağladığı olanakların ve birikimin değerinden<br />

hareketle;<br />

Ulusalüstü belgelerde ve iç hukukta tanınmış hakların;<br />

bu arada, BM Rio ve Habitat n Konferans Belgeleri<br />

ile Avrupa ölçeğinde kabul edilmiş bölgesel belgelerde<br />

yer alan hakların, Türkiye'de-Ankara özelinde yaşam<br />

bulması için çalışmalar yapmaya,<br />

Kentlilere evrensel, bölgesel ve ulusal ölçekte tanınan<br />

haklardan, yerel ya da merkezi yönetimin uygula-<br />

14 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465<br />

Hazırlayan : Nilgün KARAKÜÇÜK<br />

MMO Genel Merkezi<br />

dığı politikalar nedeniyle yoksun bırakılan kent halkından,<br />

Binlerce yıllık geçmişi olan Ankara Kenti'nin sahip<br />

olduğu (Frig, Galat, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı<br />

ve Cumhuriyet Dönemi) tarihsel, kültürel, mimari,<br />

çevre ve doğa değerlerinden,<br />

Emekten, emeğin yarattığı değerlerden yana, taraf<br />

olduğumuzu;<br />

Kentsel rant yaratma özel amacına dönük merkezi<br />

ya da yerel yönetim politika ve uygulamalarına karşi;<br />

kenti, kentliyi ve değerlerini savunacağımızı;<br />

Yukarıdaki amaçlar doğrultusunda Ankara Kent<br />

Konseyi Girişimi'ni oluşturduğumuzu açıklıyoruz.<br />

Bu Başlangıç metnimiz, Ek'teki Ankara Kent Konseyi<br />

Girişimi metni ile birlikte değerlendirmek üzere;<br />

Ankara Halkı'nın ve Kamuoyu'nun bilgisine sunulmaktadır.<br />

Bizler, aşağıda imzası bulunan kişiler ve kuruluşların<br />

temsilcileri olarak, Ankara Kent Konseyi Girişimi<br />

Kuruluş Belgesi'ni benimsediğimizi ve bu belgede belirtilen<br />

amaç ve programlar doğrultusunda çalışmalar<br />

yapacağımızı;<br />

Ankaralılara duyuruyor, Ankaralıları bu çalışmaya<br />

katılmaya ve destek vermeye çağırıyoruz.<br />

Kmr KONSEYI GIRIŞIMI KURULUŞ BELGESI<br />

Amaç<br />

Ankara Kent Konseyi Girişimi, kentli haklarının korunması,<br />

kullanılması ve geliştirümesi için çalışmalar yapmak<br />

ve Kent Konseyi'ni oluşturmak amacını taşır.<br />

Yapısı<br />

Kent Konseyi Girişimi-sendika, demek, vakıf ve kooperatiflerin,<br />

kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin<br />

üst kuruluşları ve Ankara Şubelerinin ve Ankara'daki yüksek<br />

eğitim kurumlarının ilgili bölümlerinin temsilcileriyle,<br />

gerçek kişilerden oluşur.<br />

Yapacağı İşler<br />

Kent Konseyi Girişimi:<br />

a) Ankara'da Kent Konseyi Oluşturma<br />

b) Konsey oluşuncaya değin, kentli haklarının korunması,<br />

kullanılması ve geliştirilmesi; kentsel rant, soygun ve talan<br />

uygulamalarına karşı mücadele verme,<br />

doğrultusunda çalışmalar yapacaktır.<br />

a) Kent Konseyi Oluşturma Çalışmaları<br />

Bu çalışmalar, Kent Konseyi Girişirninin amacına, yapacağı<br />

işlerin tamamlanmasına, oluşturmayı düşündüğü Konsey'in<br />

bileşenlerini ve işlevinin tanımlanmasına ve Konsey'e<br />

katılıma dönük çalışmalardır. Bu çalışmalar, girişimin bileşenleri<br />

ve sekreterya tarafından yapılır.<br />

b) Kentli Hakları Konusunda Çalışmalar


ODA'DAN<br />

HABERLER<br />

Girişim konseyi oluşuncaya değin;<br />

- Kentli haklarının ne olduğunu tanıtmaya,<br />

- Mevcut yasaların yaraşıra, Türkiye'nin de imzaladığı ve<br />

TBMM onayından geçerek bir iç hukuk belgesi haline gelen<br />

Avrupa Kentsel Şartı vb. uluslararası sözleşmelerde tanımlanan<br />

kentli hakları konusunda Ankaralıları bilgilendirmeye,<br />

- Ankara'da kentli haklarının durumunun ortaya çıkarılmasına,<br />

- Kentli haklarına aykırı uygulamaları, kentsel sömürü,<br />

talan ve soygun uygulamalarını saptamaya, kamuoyuna ve<br />

yetkili makamlara duyurmaya,<br />

- Kentli hakları alanında Türkiye'de ve Dünya'daki gelişmeleri<br />

araştırarak sonuçlar çıkarmaya,<br />

- TBMM gündeminde bulunan ve Ekim 98'de yasalaşması<br />

sözkonusu olan yerel yönetimlerle ilgili çok önemli<br />

değişiklik getiren "Yasa Tasarısı"nın, kentli haklarına karşı<br />

olan yanlış ve anti-demokratik hükümlerinin değiştirilmesi<br />

amacıyla, kamuoyunu ve TBMM'yi bilgilendirmeye ve etkilemeye,<br />

dönük çalışmalar yapacaktır.<br />

Girişime Katılma Koşullan<br />

Girişimi oluşturanların önerisi ile, Girişimin çağrısını ve<br />

"Kent Konseyi Girişimi Kuruluş Belgesi"ni benimsediğini<br />

deklare eden, kentsel yaşamla ilgili etkinliklerde bulunan kitle<br />

örgütleri ve bu konuda uzman ve deneyimli kişiler,- Girişimcilerin<br />

salt çoğunluğunun onayı ile, Girişime katılabilirler.<br />

Tüzel kişilikleriyle toplantılara katılanlar, yetki belgelerini<br />

sunmak zorundadırlar.<br />

Girişim İşleyişi<br />

Girişimde yer alanlarca, iş bu girişim belgesinin kabulü<br />

ile birlikte, beş (5) kişiden oluşan bir sekreterya [bir (1) sekreter<br />

ve dört (4) sekreter yardımcısı] seçilir. Sekreterya Kent<br />

Konseyi oluşturuluncaya değin görev yapar. Sekreterya, girişim<br />

toplantılarının gündemini oluşturma, toplantı tutanaklarını<br />

tutma ya da tutturma, toplantılarda alınan kararların<br />

gereğini yapma, kendi taslaklarını hazırlama, girişimde yer<br />

alanlar arasında iletişim ve eşgüdüm sağlamakla görevli ve<br />

yetkilidir.<br />

Girişimde yer alanların herbirinin tek bir oyu vardır.<br />

Gerçek ve tüzel kişiler girişimde eşit oy hakkına sahiptir.<br />

Girişimde yer alanlar, gönüllülük temelinde bir araya<br />

gelmişlerdir. Sekreter ve yardımcıları bir hiyerarşi ifade etmez.<br />

Girişimde yer alan örgütler ve kişiler bağımsızlıklarını<br />

korurlar. Konsey Girişimi, katılımcı kuruluşlara aldığı kararları,<br />

yapacağı çalışmaları destekler doğrultuda etkinliklerde<br />

bulunma çağrısında bulunur. Konsey Girişimi katılımcı<br />

kuruluşların, Girişimin kararlarının ve çalışmalarının<br />

karşısında çalışma yapmama beklentisini vurgular.<br />

Girişimin toplantıları, basına ve halka açık olarak yapılır.<br />

Girişim toplantılarına Belediye temsilcileri ve Merkezi yönetimin<br />

yerel temsilcileri katılabilirler, gündemdeki konu-<br />

larla ilgili görüş belirtebilirler ancak oy haklan bulunmamaktadır.<br />

Girişim Araştırma ve Dokümantasyon Merkezi<br />

Girişim Sekreteryasına bağlı olarak Araştırma ve Dokümantasyon<br />

Merkezi oluşturulur.<br />

Girişim bünyesinde yeralan kişi ve kuruluşlar, kentsel<br />

sorunlar ve konuyla ilgili olarak kendilerinde mevcut olan<br />

bilgi ve belgelerin bir örneğini Araştırma ve Dokümantasyon<br />

Merkezine iletirler. Merkez, 3/b maddesinde belirtilen<br />

konularda çalışmalar yapar. Çalışmalar süreli, süresiz<br />

yayınlar veya çeşitli yöntemlerle çoğaltılarak<br />

kamuoyunun bilgisine sunulur.<br />

Girişim, Girişimde yeralan örgütlerin yayın organlarından<br />

yararlanma olanaklarını değerlendirir.<br />

Merkezin çalışmaları için gereksinim duyulan araç<br />

ve malzemeler, Girişimciler tarafından sağlanır.<br />

Girişimin Konsey'e Dönüşümü<br />

Girişim, Ankara Kent Konseyi'nin kuruluşu ile birlikte,<br />

kendiliğinden dağılır. Kent Konseyi kendi iç işleyişini,<br />

girişim dönemi deneyim ve birikimi de değerlendirerek,<br />

kendisi belirler.<br />

Kısa Dönem Çalışma Programı<br />

Girişim, kısa dönemde aşağıdaki konularda çalışma<br />

yapmayı öngörmektedir.<br />

1. Girişimin tanıtımı<br />

1.1. Görsel ve yazılı basın-yayın organları aracılığıyla<br />

Ankara halkına duyurulması,<br />

1.2. Girişimde yeralan örgütlerin kendi yayın organları<br />

aracılığıyla üyelerine duyurulması.<br />

2. Ankara'daki somut sorunlara yönelik olarak Girişimi<br />

oluşturan kuruluş ve bireylerin ortaklaşa yapacağı<br />

çalışmalarla; doğal gaz, su, ulaşım, kanalizasyon,<br />

atıklar, kömür, kavşaklar, açık ve yeşil<br />

alanlar vb. konularda sömürücü ve talan uygulamalarını<br />

teşhir eden, vurgunculara karşı Ankaralı'lardan<br />

yana talep ve program geliştiren raporlar<br />

üretilmesi ve bu ürünlerin kamuoyuna, Ankara<br />

halkına ve ilgili kurumlara ulaştırılması; Merkezi<br />

ve yerel yönetimlerin hukuka aykırı işlem ve eylemleri<br />

ile ilgili olarak, gerektiğinde yargısal süreçlerin<br />

işletilmesi. Girişim, kısa dönemde aşağıdaki<br />

konularda çalışma yapmayı öngörmektedir.<br />

1. Girişimin tanıtımı<br />

1.1. Görsel ve yazılı basm-yayın organları aracılığıyla<br />

Ankara halkına duyurulması,<br />

1.2. Girişimde yeralan örgütlerin kendi yayın organları<br />

aracılığıyla üyelerine duyurulması.<br />

2. Ankara'daki somut sorunlara yönelik olarak Girişimi<br />

oluşturan kuruluş ve bireylerin ortaklaşa ya-<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 15


ODADAN<br />

HABERLER<br />

pacağı çalışmalarla,- doğal gaz, su, ulaşım, kanalizasyon,<br />

atıklar, kömür, kavşaklar, açık ve yeşil<br />

alanlar vb. konularda sömürücü ve talan uygulamalarını<br />

teşhir eden, vurgunculara karşı Ankaralı'lardan<br />

yana talep ve program geliştiren raporlar<br />

üretilmesi ve bu ürünlerin kamuoyuna, Ankara<br />

halkına ve ilgili kurumlara ulaştırılması,- Merkezi<br />

ve yerel yönetimlerin hukuka aykırı işlem ve eylemleri<br />

ile ilgili olarak, gerektiğinde yargısal süreçlerin<br />

işletilmesi.<br />

• EGO 7. Uluslararası Doğal Gaz Kongresi<br />

11-12 Eylül '98 tarihlerinde Ankara'da EGO tarafından<br />

7. Uluslararası Doğalgaz Kongresi düzenlendi. Kongrenin<br />

son oturumunda yapılan panele, <strong>TMMOB</strong>'nin verdiği görev<br />

ve yetki ile <strong>TMMOB</strong> adına Oda Başkanı Mehmet SO-<br />

ĞANCI katıldı. Mehmet SOĞANCI panelde yaptığı konuşmada<br />

Türkiye Doğalgaz Enstitüsü veya Doğalgaz<br />

Sürekli Komitesi olarak isimlendirilebilecek bir yapının<br />

karşılaşılan sorunların çözümünde önemli olduğunu belirterek,<br />

böylesi bir yapının nasıl olması gerektiği konusunu<br />

tartışmaya açtı. Panelde BOTAŞ, ÎGDAŞ, EGO, İZ-<br />

GAZ ve AGDAŞ yetkilileri de konuşmacı olarak yer<br />

aldı.<br />

• Demiryolu Platformu Etkinlikleri<br />

Odamızın da içinde yer aldığı Demiryolu Platformu,<br />

21-26 Eylül Demiryolu Haftası etkinlikleri düzenledi.<br />

Etkinlikler kapsamında 23 Eylül 1998 günü Ankara<br />

Garından Abdi İpekçi Parkına kadar Demiryolu Yürüyüşü<br />

yapıldı. Yürüyüşe Odamız da pankart açarak katıldı.<br />

Etkinlikler 26 Eylül 1998 günü Ulaşımda Demiryolu<br />

Paneli düzenlenerek tamamlandı. Demiryolu<br />

Platform toplantılarına Oda adma Oda Sekreteri Ali<br />

Ekber ÇAKAR katılıyor.<br />

16 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />

• Etkin Takım Çalışması Semineri<br />

26.09.1998 tarihinde Eskişehir Şubemiz Sekreteryalığında<br />

örgüt içi eğitime yönelik olarak Etkin Takım<br />

Çalışması Semineri gerçekleştirildi. Ankara, Denizli,<br />

Gaziantep, İzmir, Zonguldak, İstanbul, Bursa, Samsun,<br />

Eskişehir Şube Yöneticilerinin katıldığı semineri Doç.<br />

Dr. Ali Şimşek verdi. Seminerde etkin bir takımın oluşumundan,<br />

işleyişine ve sorunlarına değin detay alt<br />

başlıkları içeren konular işlendi. Seminerde Teorik bilgilerin<br />

yanısıra uygulamaya yönelik örnekler de aktarıldı.<br />

Seminere OYK adma Yönetim Kurulu Üyesi<br />

Nurten Gültekin'de katıldı.<br />

• KOSGEB Toplantısı<br />

15.09.1998 tarihinde KOSGEB Genel Kurul üyelerinin<br />

çağrıldığı, KOSGEB'in yasayla verilmiş görevlerinin<br />

yerine getirilmesi kapsamında fonksiyonlarının gözden<br />

geçirildiği bir toplantı yapıldı. KOSGEB Genel Kurul<br />

Üyelerinden <strong>TMMOB</strong>, <strong>Makina</strong> <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong>,<br />

Elektrik <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong>, Metalürji <strong>Mühendisleri</strong><br />

<strong>Odası</strong>, Kimya <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong> temsilcilerinin de katıldığı<br />

toplantıda <strong>TMMOB</strong>-KOSGEB Protokolü, Mühendis<br />

istihdam eden KOBÎ'lere kaynak aktarımı, KOBİ'lere<br />

Eğitim Yardımı uygulamaları, KOSGEB'de çalışan mühendislerin<br />

statü ve yer değişikliği durumları, vb. konular<br />

görüşüldü. Toplantıya Odamızı temsilen Oda Müdürü<br />

Arife KURTOĞLU katıldı.<br />

• MMO Özelleştirme Karşıtı Platform<br />

Sekreteryasında<br />

MMO Özelleştirme Karşıtı Platform<br />

(ÖKP) Sekreteryasında yer aldı. Özelleştirme<br />

Karşıtı Platform Toplantısına<br />

Odamızı temsilen Hüseyin ÖZGÜL katıldı.<br />

Yağmaya, talana, işsizliğe, sanayisizleştirmeye,<br />

kültürsüzleşmeye karşı<br />

oluşturulan "Özelleştirme Karşıtı Platform"<br />

zaman içinde kaybettiği güç kaybını<br />

yeniden gidermeye çalışıyor.<br />

Enerji, Maden, Tarım vs. Sektörlerde<br />

yapılmaya çalışılan özelleştirmelere<br />

karşı toplumu bilgilendirmek, bilimsel<br />

çalışmalarla gerçekleri Kamuya aktarmak amacıyla<br />

MMO Özelleştirme Karşıtı Platform Sekretaryalığına<br />

girdi.<br />

Bu amaçlar doğrultusunda yapılan platform toplantısında<br />

Kasım '98'de Türkiye çapında mitingler yapılması,<br />

işyerlerine sahip çıkılması ve sonuçta Ankara da<br />

merkezi bir miting yapılmasına karar verildi.


UADFDT m Di Hazırlayan : Nilgün KAR AK ÜÇ ÜK<br />

X\AJ3£/Xvl^£/Xvi MMO Genel Merkezi<br />

6. OTOMOTİV VE YAN SANAYİİ SEMPOZYUMU<br />

<strong>TMMOB</strong> <strong>Makina</strong> <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong>, uzmanlık alanında yer alan konulardan birisi olan OTOMOTİV sanayii ile ilgili düzenli<br />

ve sistemli çalışmalarını sürdürüyor.<br />

VI. Otomotiv ve Yan Sanayii Sempozyumu 5-6 Kasım 1999 tarihlerinde Bursa'da düzenlenecek.<br />

Sempozyum Danışmanlar Kurulu üniversiteler, kamu kurıim ve kuruluşları, sektörde yer=alan firmalar İle sektörün temsilcileri<br />

durumunda Olan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) ve Taşıt Araçları Yan Sanayii Derneği (TAYSAD) gibi kuruluşların<br />

temsilcilerinden oluşmaktadır. Bu hazırlık çalışmalarının amacı Sempozyum çalışmalarının sempozyum^ amaçları<br />

doğrultusunda yetkinleştirilmesini, sektörün sorunlarının daha somut biçimde ortaya konması ve Sempozyumun Otomotiv<br />

ve Yan Sanayii kapsamında önünü açan önermeleri taşıyabilmesini sağlamaktadır. Sempozyum için yoğunçalısmalar<br />

hızla sürmektedir.<br />

Bu çalışmalar sonucunda gerçekleştirilecek sempozyumun ana teması<br />

TÜRKİYE'DE OTOMOTİV SANAYİİNİN GELECEĞİ<br />

olarak belirlenmiştir. Bu ana temaya bağlı ana konular ise;<br />

• Yeni Dünya Düzeni ve Küresel Kriz bağlamında sektörün durumu ve geleceği,<br />

• Otomotiv'de ithalat/ihracat dengesi, kontrolsüz ithalatın sektöre etkisi,<br />

• Ulaşım politikaları çerçevesinde otomotiv ve yan sanayiinin durumu,<br />

• Ulusal otomotiv sanayii olabilir mi?<br />

• Ülkemizdeki Otomotiv yatırımları ve AR-GE politikaları,<br />

• Otomotiv Sektöründeki İstikrarsızlık Ve Kökenleri, Çözümleri,<br />

• Yerlileşme oranları, Yan sanayiideki yabancılaştırma eğiliminin sektöre etkileri,<br />

• Tasarım ve mühendislik uygulamaları açısından ana sanayii-yan sanayii entegrasyonu,<br />

• Otomotiv sektöründe mühendislik uygulamaları, mühendislik oranları ve mühendislik eğitimi, ;<br />

• KOBİ'ler ve yan sanayiinin gelişim sürecine katkıları,<br />

• Araçlarda LPG kullanımı ve sonuçtan,<br />

• Trafik yasası ve otomotiv sektörü, yaşlı araçların trafikte dolaşımı, trafik terörü ve otomotiv sektörüne etkilet,<br />

• Otomotiv sektöründe vergilendirme,<br />

• Sektörde Yetkili servis uygulamaları,<br />

• Otomotiv sektörü açısından ülkemizde tüketici hakları,<br />

• Otomobil yaya paradoksu ve otomobilin geleceği,<br />

• Otomotiv sektörü ve emek politikaları :<br />

SEMPOZYUM DÜZENLEME SEMPOZYUM YÜRÜTME<br />

KURULU KURULU<br />

Emin KORAMAZ MMO Başkanlığı<br />

Melih Şahin MMO Başkanlığı özcan ŞENİŞLER<br />

Osman SERTER İstanbul Şube A BÜLENT SETBAŞ<br />

Refik AKIN Ankara Şube Raif GÜNEY<br />

ilmizÜNLÜ Adana Şube Seyfettin ÖZTUNÇ<br />

Gürhan AKDOĞAN Bursa Şube Ömer AT ALAY<br />

Özcan ŞENİŞLER Bursa Şube O z c a n A LTINAY<br />

Remzi ERİŞLER Bursa Şube Faruk BAYRAM<br />

Ali Bülent SETBAŞ Bursa Şube<br />

Raif GÜNEY Bursa Şube


SEKTÖRDEN<br />

Kendi otomobilini kendin tasarla<br />

İ<br />

maj tasarımcıları müşterinin hayalindeki<br />

araca sahip olmasını sağlayabilmek<br />

için her geçen gün yeni teknolojiler<br />

geliştiriyor. İnsanlar artık oto<br />

galerisinde kısmen beğendikleri, kimi<br />

özellikleri içlerine sinmese de artıları<br />

eksiklerinden fazla olan otomobilleri<br />

satın almak zorunda kalmayacak. Alman<br />

otomotiv grubu Daimler-Benz, yeni<br />

geliştirdiği sistemle her alıcının otomobilini<br />

zevkine göre tasarlamasını<br />

sağlıyor. Bilgisayar donanımlı üretim<br />

kabinine giren müşteri düğmelere basarak<br />

jant kapağından farlara, koltukların<br />

biçiminden kılıfına kadar aracın tüm<br />

özelliklerini dilediği şekilde belirleyebilecek.<br />

Daha sonra ise tek bir emirle<br />

kendi yaratıcılığıyla hazırladığı otomobili<br />

üretime gönderecek. Daimler'in<br />

bu atağı müşteriye daha modern ve<br />

faydalı hizmet verebilme arzusunun yanı<br />

sıra, showroomları da dijital çağa<br />

uydurma amacını beraberinde getiriyor.<br />

Dünya, 21 Mart 1998<br />

Mercedes otomobillerinin üretiminde<br />

kullanılacak yeni sistemin internet aracılığıyla<br />

ve kataloglarla yapılan tanıtımdan<br />

çok daha etkili olacağını savunan<br />

Daimler-Benz yetkilileri, üzerinde<br />

son çalışmaların yapıldığı bu yöntemin<br />

yıl sonuna kadar Almanya'da, 1999 yılı<br />

başında da Japonya'da uygulanmaya<br />

başlanacağını belirtiyorlar. Müşteri<br />

merkezli bilgisayarlı oto tasarım projesi<br />

hafta başında Hannover'de 25 Mart'a<br />

kadar açık olan CeBit Teknoloji Fuarı'nda<br />

tanıtılıyor.<br />

"Müşteri, hayalindeki otomobilin tasarımcısı<br />

olacak" şeklinde konuşan<br />

Daimler Dijital-Medya Satış Bölümü<br />

Başkanı Frank Appenzeller, yeni geliştirilen<br />

sistemle rakip otomotiv gruplarını<br />

açık farkla geride bırakacaklarını<br />

söylüyor.<br />

Ancak, aynı teknoloji sadece Daimler-<br />

Benz'in gündeminde yer almıyor. Avrupa,<br />

Japonya ve ABD'nin önde gelen fır-<br />

Otomotiv yan sanayii için destek<br />

Otomotiv Yan Sanayii için<br />

Gebze'de kurulacak organize sanayi<br />

bölgesinde üretime geçecek<br />

firmaların yeniden yapılandırılmaları<br />

ve bilgi edinebilme hizmeterinin<br />

giderleri, Avrupa Birliği, KOS-<br />

GEB ve TAYSAD tarafından<br />

hazırlanan ortak projeyle karşılanacak.<br />

2.3 milyon ECU'lük kaynakla<br />

gerçekleştirilecek "Otomotiv Yan<br />

Sanayii'ne Bilgi Hizmeti Projesi"nin<br />

1.25 milyon ECU'lük kısmı AB'den<br />

hibe yoluyla sağlanırken, 667 bin<br />

ECU'lük kısmını KOSGEB ve 350<br />

bin ECU'luk kısmını da TAYSAD<br />

karşılayacak. Ayrıca TAYSAD<br />

projeye ek katkı sağlayacak.<br />

Otomotiv yan sanayi için Gebze'de<br />

kurulması planlanan organi-<br />

Dünya, 6 Mayıs 1998<br />

18 • Mühendis ve <strong>Makina</strong>- Cilt: 39 Sayı: 465<br />

ze sanayi bölgesi 250 hektarlık<br />

alana yayılacak. 90 firmanın üretimi<br />

yapacağı OSB'riin inşaatı ilk<br />

başvuruda bulunan 60 firmanın<br />

katkılarıyla sürdürülecek. İnşaatın<br />

1.999 yılı başında bitirilmesi planlandı.<br />

Ana iş kollarında faaliyet gösteren<br />

90 orta ölçekli işletmeye<br />

sağlanacak destek arasında, uluslararası<br />

firmalarla ortaklık projeleri,<br />

iş toplantıları, ulaşılabilir teknolojinin<br />

sağlanabilmesi, yararlanılması,<br />

kalite, standardizasyon, uluslararası<br />

finans kuruluşları ile ilişkiler,<br />

pazar ve pazarlama sorunları gibi<br />

konularda danışmanlar aracılığıyla<br />

ücretsiz iş takibi, danışmanlık, klavuzluk<br />

ve bilgi hizmetleri bulunuyor.<br />

Hazırlayan : Şehnaz KAPLAN<br />

MMO Genel Merkezi<br />

maları da internetteki showroomlar ve<br />

diğer on-line bilgi merkezlerinde çeşitli<br />

testler üzerinde çalışıyor. Almanya'daki<br />

çeşitli kentlerde bulunan onsekiz otomobil<br />

galerisinde multimedya hizmet merkezleri<br />

oluşturan Volksvvagen, bu merkezlerin<br />

sayısını bir süre sonra 300'e<br />

çıkarmayı hedefliyor.<br />

İthalat fabrika<br />

kapattırıyor<br />

Zor bir yıl geçirdiğine işaret edilen<br />

otomotiv sektöründe, yaşanan zorlukların<br />

devam edeceği söylendi. Toplam<br />

talebin yüzde 40'ının ithalatla karşılandığı<br />

belirtilerek şöyle denildi: "Rekabet<br />

ve Gümrük Birliği olsun, Türkiye'de<br />

600 bin adetlik üretim kapasitesi<br />

var. Bunun için rekabetten de, feragat<br />

edilmeden önlem alınması lazım. Fabrikanın<br />

biri bir hafta kapandı, öbürü 10<br />

gün kapattı. İthalat, rekabet için olumlu.<br />

Fakat ithalatın boyutları yüzde 40'a<br />

çıkarsa olmaz. İthal edilen her araçla<br />

Türkiye'den istihdam götürüyorsunuz.<br />

Buna bu gözlükle bakmak lazım."<br />

Hürriyet, Ekim 1998<br />

Otomotivde<br />

1999 umudu<br />

Otomotiv sektörü, gelecek yıl pazarın<br />

yüzde 3-5 büyümesini bekliyor.<br />

Sektör temsilcileri, 1993'teki<br />

yüksek talebi yakalama şanslarının<br />

olmadığına inanmakla birlikte,<br />

özelikle otomobildeki pazar beklentisi<br />

bu yıl sonuna kadar 300-325<br />

bin. OSD Genel Sekreteri Ercan<br />

Tezer, "Türkiye, güvensiz iç pazara<br />

rağmen, ihracat engelini de kıracak<br />

gibi gözüküyor" dedi.<br />

Yeni Yüzyıl 21.09.1998


SEKTÖRDEN<br />

HABERLER<br />

Oto yan sanayicilerinin serbest bölge girişimi<br />

aşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği<br />

(TAY-SAD) otomotiv yan sanayi ihracatının<br />

artırılması için kolları sıvadı. Gebze<br />

Organize Sanayi Bölgesi'nde bir "ihtisas<br />

Serbest Bölgesi" kurmak için başvuru yapan<br />

TAYSAD, bölgede her türlü mühendislik hizmetlerinin<br />

verilmesi, kalıp, aparat ve imalat<br />

gereçlerinin üretimi ve merkezi bir depo kurarak<br />

firmaların yurtiçi ve dış pazardaki rekabet<br />

gücünü artırmayı amaçlıyor.<br />

Üyelerinin içinde bulunduğu durum ve<br />

yan sanayi ihracatının geliştirilmesi için bir<br />

"rapor" hazırlayan TAY-SAD, otomotiv ana<br />

ve yan sanayii için orta vadeli bir devlet politikasının<br />

oluşturulması gerektiğini vurguluyor.<br />

TAYSAD Raporu'nda şu görüşlere yer<br />

veriliyor:<br />

"Elektrik enerji fiyatlarını yükselten TRT<br />

payı gibi uygulamaların kaldırılması ve otomotiv<br />

ana sanayiine direk olarak mal veren<br />

yan sanayi firmalarının elektrik ve doğalgaz<br />

gibi enerji fiyatlarında yüzde 50'ye varan ölçüde<br />

indirim yapılması gerekiyor. Halen ih-<br />

Otomotiv yan sanayii<br />

1.5 milyar dolarlık<br />

ihracat yapacak<br />

• zmir Ticaret <strong>Odası</strong> (İZ-TO) Yönetim<br />

I Kurulu Başkan Vekili Ömer Kaplan,<br />

geçtiğimiz yıl 1 milyar dolar olarak gerçekleşen<br />

otomotiv yan sanayi ihracatının<br />

bu yıl 1.5 milyar dolara çıkmasını<br />

beklediklerini ifade etti.<br />

Autoequip '98 Fuarı'nın tanıtımı için<br />

düzenlenen basın toplantısında sektörle<br />

ilgili bilgi veren Ömer Kaplan, "Otomotiv<br />

ve otomotiv yan sanayi organize olmayı<br />

ve dernekleşmeyi çok iyi öğrendi.<br />

Şimdi ıyı bir imaj yakaladı. İhracatımız<br />

her geçen yıl daha fazla artacak" dedi.<br />

İZTO Heyeti ile son olarak katıldıkları<br />

Kahıre'deki Arap-Afrıcan Automech<br />

Fuarı'nda çok iyi bağlantılar yapıldığını<br />

vurgulayan Kaplan, İzmir'in de en az<br />

Kahire'dekı fuar alanlarına benzer alanlara<br />

ihtiyacı olduğunu kaydetti. Kaplan,<br />

hızlı gelişen sektörün fabrika arsalarına<br />

ihtiyacı olduğunu ifade etti.<br />

Dünya, 16 Nisan 1998<br />

racat yapan firmalara uygulanan yüzde<br />

15'lik KDV iadesinin, taşıt araçları imal eden<br />

tesislere direkt parça veren firmalara da uygulanması<br />

ihracatın artmasına katkı sağlar.<br />

Önemli bir potansiyel pazar olanak Irak'a<br />

yönelik otomotiv ve yan sanayii mamul ihracatımızın<br />

geliştirilmesi için BM nezdinde<br />

Ürdün'e sağlanan ayrıcalıkların ülkemize de<br />

sağlanması için çaba harcanmalıdır."<br />

Otomotiv ana ve yan sanayiine yönelik<br />

Eximbank kredi limitinin, ihracatın belirli bir<br />

yüzdesi olacak şekilde değiştirilmesi, kredi<br />

koşullarının iyileştirmesi gerektiğini de belirten<br />

TAYSAD ihracat sigorta priminin yüzde<br />

5'den 2'ye indirilmesini istiyor. TAYSAD'a<br />

göre yan sanayi ihracatında karşılaşılan<br />

güçlükler şöyle:<br />

• İthal araçların yurtiçi pazar payının<br />

artması nedeniyle yerli araçlara yönelik mamul<br />

üretiminde kapasite kullanımı azalıyor.<br />

• Yan sanayi firmalarının OEM ve yenileme<br />

pazarına yönelik satışları azaldığından<br />

birim maliyetleri artıyor.<br />

Dünya, 21 Nisan 1998<br />

Otomotiv üretimi 9<br />

ayda yüzde 13 arttı<br />

1998 yılı Ocak-Eylül aylarını kapsayan ilk<br />

9 aylık dönemde otomotiv üretimi<br />

1997'nin aynı dönemine göre yüzde 13 arttı.<br />

Bu dönemde motorlu taşıt üretimi 308 bin<br />

823'e yükseldi, ilk 9 aylık dönemde otomobil<br />

üretimi ise yüzde 10 oranında artış gösterdi.<br />

Otomotiv Sanayi Derneği tarafından<br />

açıklanan verilere göre, 1998 yılı Eylül ayında<br />

otomotiv sanayii üretimi yüzde 3 oranında<br />

azalarak 40 bin 16 adede geriledi. Aynı dönemde<br />

otomobil üretimi yüzde 5 oranında<br />

azalarak 183 bin 350 adetde kaldı. İlk 9 ayda<br />

üretilen otomobil sayısı ise bir önceki yılın<br />

aynı dönemine göre yüzde 10 oranında artış<br />

gösterdi. 9 ayda üretilen otomobil sayısı 183<br />

bin 350 adete ulaştı.<br />

1998 yılı Ocak-Eylül aylarına kapsayan<br />

9 aylık dönemde otomobil ithalatı 80 bin<br />

967'e yükselerek yüzde 3 oranında artış<br />

gösterdi. Bu artış oranı ise pazarın yüzde 4<br />

oranında büyümesine neden oldu.<br />

Dünya, 09.10.1998<br />

• Özellikle Uzakdoğu pazarlarında uygulanan<br />

yüksek oranlı devalüasyonlar ve bu<br />

ülkelere yapılan ihracat navlun giderlerinin<br />

yüksek olması nedeniyle ihracat durma<br />

noktasına geldi.<br />

• Dış paraların dolar karşısında değer<br />

kaybı, ithalat giderlerini artırırken ihracat<br />

gelirlerini azaltıyor.<br />

• Ülkemizde paketleme ve ambalaj ölçülerinde<br />

bir standart bulunmaması taklit<br />

veya benzeri ürünlerin aynı paketleme kullanılarak<br />

yurdışı piyasalarda satılıyor olması<br />

firmalar için pazar ve müşteri tatmininde telafisi<br />

zor zararlara neden oluyor. Türkiye'nin<br />

imajını menfi yönde etkiliyor.<br />

• Beyannamelerin ihracat birliklerinden<br />

tasdiki çok zaman alarak gümrüklerdeki işlemlerin<br />

gecikmesine neden oluyor.<br />

• Mevcut ihracat rejimi örneğin bir alüminyum<br />

oto yedek parça dökümünün yurt<br />

içinde işlemesinin de Almanya'da yaptırıldıktan<br />

sonra İngilitere'deki müşteriye teslim<br />

edilmesine olanak vermiyor. Bunun yeniden<br />

düzenlemesi gerekiyor.<br />

Otomotiv üreticilerine<br />

ithalatta kolaylık<br />

Otomotiv sektörü üretiminde<br />

"tip onayı belgesi" sahibi sanayicilerin<br />

kendi ihtiyaçları için<br />

yapacakları ithalatta, bu belgenin<br />

gümrüklere ibrazında kontrol belgesi<br />

aranmayacak.<br />

Dış Ticaret Müstaşarlığı'nın<br />

(DTM) 03.06.98 tarihli Resmi Gazete'de<br />

yayımlanan Dış Ticarette<br />

Sıandardizasyon Tebliği'ne göre,<br />

TS-EN-ISO 9000, AQAP, GMP<br />

belgesi veya otomotiv üretimine<br />

münhasır "imalat yeterlilik belgesi"<br />

veya "tip onayı belgesi" sahibi sanayicilerin<br />

kendi ihtiyaçları için yapacakları<br />

ithalatta, belgenin ilgili<br />

gümrük idaresine ibrazı ve ilgili taahhütnamenin<br />

verilmesi halinde,<br />

kontrol belgesi aranmayacak.<br />

Dünya, 04.06.1998<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 19


<strong>MAKALE</strong> Çeviri-Makale<br />

AVRUPA'DA OTOMOBİLLERİN ÜRETİMDEN MÜŞTERİYE<br />

ULAŞTIRILMASINDA YALIN DAĞITIM<br />

Çeviren : Ömer ATALAY*<br />

Ö Z E T<br />

Avrupa'da otomobil üreticilerinin pek çoğu<br />

iyi yönetilen yalın üretim programlarına sahip<br />

olmalarına karşın, ürünlerin dağıtım proseslerinde<br />

aynı yalın prensiplerin uygulamasında<br />

oldukça yavaş kalmaktadır. Bu durum<br />

finansal parametrelerin ve müşteri hizmetlerinin<br />

geliştirilmesi ile çelişki yaratmaktadır.<br />

Yaklaşık olarak, dağıtım ile ilgili maliyetler,<br />

araç satış fiyatlarının 1/3'ü düzeyindedir ve<br />

bu nedenle satış fiyatının azaltılmasında oldukça<br />

önemli bir yer tutmaktadır. Otomobil<br />

üreticileri, yalın dağıtım prensiplerinin uygulanmasında<br />

çeşitli zorluklarla karşı karşıyadır.<br />

Bu makalede, geleneksel otomobil dağıtım<br />

prosesi ile yalın dağıtım prosesleri kıyaslanarak,<br />

yalın dağıtımın gerçekleştkilmesindeki<br />

önemli engeller irdelenmiştir.<br />

in Europe, while most automotive manufacturers<br />

have well established programs for lean<br />

manufacturing, they have been slow to apply<br />

the same lean principles to their distribution<br />

processes. This is true despite demonstrated<br />

financial benefits and customer service improvements.<br />

Approximately, distribution - related<br />

cost account for one - third of a vehicle's<br />

selling price, so the scope for cost<br />

reduction is significante. Part of the reason is<br />

that manufacturers face considerable barriers<br />

in implementing lean distribution.<br />

in this paper, the traditional automotive distribution<br />

process and lean process are compared,<br />

and the majör barriers to achleving lean<br />

distribituon are discussed.<br />

GİRİŞ<br />

Avrupa'da otomobil üreticilerinin pek çoğu, iyi yönetilen yalın<br />

üretim programlarına sahip olmalarına karşın, ürünlerin dağıtım<br />

proseslerinde aynı yalın prensiplerin uygulamasında oldukça<br />

yavaş kalmaktadır. Bu durum finansal parametrelerin ve müşteri hizmetlerinin<br />

geliştirilmesi ile çelişki yaratmaktadır. Yaklaşık olarak, dağıtım<br />

ile ilgili maliyetler, araç satış fiyatının 1/3'ü düzeyindedir ve bu<br />

nedenle satış fiyatının azaltılmasında oldukça önemli bir yer tutmaktadır.<br />

Otomobil üreticileri, yalın dağıtım prensiplerinin uygulanmasında<br />

çeşitli zorluklarla karşı karşıyadır. Bu makalede, geleneksel otomobil<br />

dağıtım prosesi ile yalın dağıtım prosesleri kıyaslanarak, yalın<br />

dağıtımın gerçekleştirilmesindeki önemli engeller irdelenmiştir.<br />

GELENEKSEL OTOMOBIL DAĞıTıM SISTEMI<br />

Alışılagelmiş otomobil dağıtım prosesinde otomobil üreticileri<br />

kendi pazarı için üretim kapasitesini seçilmiş satış bayilerine<br />

göre belirler. Prensip olarak bu karşılıklı görüşme ile sağlanır.<br />

Pratikte üretici, talep fazlası ürünlerini pazarına sürerek satılmasını<br />

bekler (push sistem). Bayilere, kendileri için planlanmış<br />

aylık ürünler ve, gerçek müşteri talepleri ile planlanmış olan<br />

ürünler arasındaki farkı kapatmak için sipariş edilen ürünler<br />

gönderilir. Otomobil üreticileri, üretim kapasitelerinin planlanması<br />

ve malzeme akışının optimize edilebilmesi için, satış bayilerinden<br />

siparişlerini 2-3 ay önceden isterler. Sonuçta, her bir bayi<br />

için sipariş, bir stok için sipariş bir de gerçek müşteriler için siparişlerden<br />

(ki bu siparişlerin bazıları üretim için planlamaya<br />

alınır veya bazıları hemen üretilmek üzeredir) oluşur.<br />

Bayiler, müşteri taleplerini önce kendi bayi stoklarından karşılamaya<br />

çalışır. Üreticiler, bayilerden 50-100 günlük ihtiyaçları kadar<br />

stok tutmalarını beklerler ve bu stoklardan dolayı oluşan baskının<br />

araçların satılmasını sağlayacağına inanırlar.<br />

Bayilerin yüksek seviyedeki stoklarına karşın, bir müşterinin<br />

istediği özellikteki bir otomobili herhangi bir bayide bulma şansı<br />

genellikle oldukça düşüktür. Bu durumda satış bayi, istenilen özelliklerdeki<br />

aracı temin etmek için çeşitli yollara başvurur.<br />

Önce, bayi satış teşkilatındaki diğer bayileri araştırır. Eğer otomobil<br />

bulunabilirse, bayi ye getirilir ve bekleyen müşteriye teslim<br />

edilir. Aksi halde bayii, kendi sipariş listesine bakar. Sipariş temin<br />

süresi uzundur ve eğer sipariş henüz üretim programına alınmamış<br />

ise temin güvenilirliği oldukça zayıftır.<br />

Son olarak, eğer ürün bayilerinin kendi stokunda, diğer bayilerde<br />

veya sipariş listesinde yer almıyor ise bayi müşteri siparişi açabilir.<br />

Müşteri siparişlerinin temin süresi, nadiren öncelikle üretim programına<br />

alındığı durumların dışında, genellikle daha uzundur ve temin<br />

güvenirliliği zayıftır.<br />

* Mak. Yük. Müh. Bursa Şube Ulaşım Komisyonu Üyesi<br />

Automotive News Europe, 20 Temmuz 1998 Vol 3 No: 15 eki Automotive Industry Forum Özel Ekinden (A.T. Kearney)<br />

çeviridir.<br />

20 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />

f


<strong>MAKALE</strong><br />

Bu noktada, müşteri taleplerine yakın özellikte<br />

(örnek farklı bir renk) bir araç için indirimle ilgili bir<br />

pazarlık yapılabilmektedir. Başka bir bayiden taşıma,<br />

indirim ve düşük müşteri memnuniyeti ihtimali gibi<br />

faktörler, verimsiz bir dağıtım sistemini oluşturur. Bu<br />

verimsizliğin bedelini müşteri ve araç üreticileri birlikte<br />

öderler.<br />

YALıN DAĞıTıM SISTEMI<br />

Yalın proses, her türlü kayıpların elimine edildiği<br />

proseslerdir. (Bakınız Şekil 1). Yalın dağıtım prosesinin<br />

gerçekleştirilmesi için pek çok otomobil şirketi aşağıdaki<br />

yaklaşımları benimsemişlerdir;<br />

Merkezi Araç Stoğu<br />

Otomobil üreticileri, satılmamış araçları merkezi<br />

bir yerde stoklar, sadece talep olduğunda satış noktalarına<br />

dağıtım yaparlar. Bu merkezi stok, bütün bayilerin<br />

kullandığı bir havuzdur. Böylece bayilerde daha<br />

az stok alanı gereksinimi ortaya çıkar, stok devir hızları<br />

artar ve bayiler arasında otomobil taşıma gereksinimi<br />

azalır.<br />

Bu yaklaşım, İngiltere'deki önemli araç üreticilerinde,<br />

General Motors ve Volkswagen'in Amerika Birleşik<br />

devletlerindeki operasyonlarında kullanılmaktadır.<br />

Ford'un bu yaklaşımı Avrupa ve Amerika birleşik<br />

devletlerinde 2000 yılından önce uygulamada olmayı<br />

planladığı rapor edilmiştir.<br />

Ürünler hala, makul bir süre ve güvenirlilikte müşterilere<br />

ulaştırılmalıdır. Avrupa'da, teslimat süresi 3 ile<br />

6 gün arasındadır. Amerika Birleşik devletlerinde ise<br />

teslimat süresi oldukça hızlıdır. Ekspres teslimat<br />

GM'un büyük Kuzey Amerika operasyonlarında 24 saat<br />

ve volkswagen için 48 saattir.<br />

Sipariş Hattı Havuzu<br />

Tarihsel olarak, üretilen araçların yalnız %10'nunun<br />

kesin müşterileri belirlidir, %90 ise stok için üretilir.<br />

Bunun anlamı, üretilen her 10 araba belirlenmiş müşteri<br />

içindir. Eğer bütün bayilerin sipariş hatları ortak hale<br />

getirilirse ("sipariş hattı havuzu"), müşterileri belirli<br />

%10 üretim hattında öncelikli olarak üretilebilir. Böylece<br />

siparişten, teslimata kadar süreç hızlandırılır. Bu<br />

proses, herhangi bir bayinin, ve havuzdaki herhangi bir<br />

siparişi kullanılmasına da olanak sağlar.<br />

İdeal olarak, stoklar dağıtım zincirlerinin en başında<br />

yer almalıdır. Böylece gerçek stoklar görülebilir ve stok<br />

seviyelerinin düşürülmesi için büyük bir fırsat doğar.<br />

En az bir büyük Avrupa'lı otomobil üreticisi hali hazırda<br />

sipariş hattı havuzu yaklaşımım kullanmaktadır. Her bir<br />

bayiden, %20 ile 40 arasındaki siparişlerinin, başka bayiler<br />

tarafından kullanılmasına izin vermesi istenmiştir.<br />

Siparişlerin Düzeltilmesi<br />

Bu yaklaşım, bir müşteri talebini karşılayabilmek için<br />

son anda olabilecek değişikliklere izin veren, sipariş hattı<br />

havuzu üzerine kuruludur. Son anın derecesi ve önerilen<br />

Çeviri-Makale<br />

değişikliklerin miktarı doğrudan, üreticinin üretim esnekliği<br />

ile ilgili olacaktır. Sipariş hattı havuzu yaklaşımına<br />

dayalı yalın dağıtım stratejilerine sahip Avrupalı üreticiler,<br />

sipariş hattında spesifikasyonlan karşılaşacak<br />

üretim programlarında değişiklik yapmada daha fazla esnekliğe<br />

sahiptirler. Çünkü onlar aynı zamanda üretiminde<br />

de yalın üretim prensiplerini benimsemişlerdir.<br />

Örneğin, otomobil üreticilerinin yakın işbirliği<br />

içersinde olduğu yerel tedarikçilerden parçalar günlük<br />

olarak tedarik edilir. Ayrıca bu yerel tedarikçiler,<br />

üretim programlarında ortaya çıkan değişikliklere<br />

kolayca adapte olabilen esnek bir işgücüne sahiptir.<br />

Müşteri Siparişlerine, Stok Siparişlerine<br />

Göre Öncelik Verilmesi<br />

Bazı üreticiler müşteri siparişlerine, stok siparişlerine<br />

göre öncelik verirler. Bu, stok siparişlerinin üretilmesi<br />

gereken zamanı geciktirir ve talep olmayan<br />

araçların üretilmesi riskini azaltır.<br />

Siparişlerin düzeltilmesi yaklaşımında olduğu gibi,<br />

bu yaklaşım da üretim programlamada karşılaşılan<br />

problemlerin aşılmasına bağlıdır.<br />

Talep Tahminlerinin Geliştirilmesi ve<br />

Siparişlerin Merkezileştirilmesi<br />

Araç üreticileri, bitmiş araç parkının sahipliğini<br />

ve kontrolünü bayilerden geri almaktadırlar ve stok<br />

araç siparişlerinin merkezileştirilmesi benimsenmektedir.<br />

Miktar ve model açısından talep tahminleri<br />

ile, stok için üretilen araçlar ile pazarın taleplerinin<br />

daha iyi bir uyum içerisinde olmasını<br />

sağlayabilirler. Merkezi talep tahminleri ve sipariş<br />

sistemlerinin avantajları;<br />

- Tahminler, bayilerin ne tip araç satmayı başardıklarından<br />

çok müşterilerin neyi sipariş ettiğine dayalı<br />

olabilir. Özellikle, sipariş hattmdan veya merkezi<br />

araç satış sitelerinden karşılanan müşteri<br />

talepleri, gerçek müşteri taleplerini oldukça doğru<br />

şekilde yansıtır.<br />

- Toptan satışların yapıldığı ana bayilerin netvvorklerinde,<br />

taleplerinin görülebilmesini sağlayan oldukça<br />

iyi veriler mevcuttur.<br />

- Güncel, toplam satılmamış araç stok seviyesi ve sipariş<br />

hattı bilgileri dikkate alınabilir.<br />

- Düzenli olarak talep tahminlerini hesaplayabilen<br />

geliştirilmiş bilgi sistemleri, bayilerin kullandığı<br />

aylık parti proseslerinden çok daha iyidir.<br />

Ford Avrupa'h bayilerinin stok için sipariş yazmalarına<br />

devam etmelerine izin vermekle birlikte, müşterilerin neler<br />

sipariş ettiklerine dayalı olarak hazırlanan talep tahminlerini,<br />

stok için sipariş alınmasından önce bayilerinin<br />

kullanımına sunmayı planladığı rapor edilmiştir. Eğer, bayiliklerde<br />

stok tutulmaya devam edilirse, doğru özellikte<br />

üretilmiş olsa bile araçlar hala yanlış bayilerde olabilir.<br />

Geliştirilmiş Lojistik<br />

Taşıma hızının arttırılmasıyla geliştirilen dağıtım<br />

lojistiği, gerekli mamul stok seviyesi üzerinde direkt<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465 • 21


<strong>MAKALE</strong> Çeviri-Makale<br />

olarak etkilidir. Bununla birlikte dağıtım hızı ile taşıma<br />

maliyetleri arasında ticari açıdan ters orantılı bir<br />

ilişki vardır ki, bu toplam tedarik zinciri maliyetlerinin<br />

bileşenleri içerisinde gözden geçirilmelidir. Şekil<br />

2'de 4 araç üreticisinin, yalın dağıtım prosesleri ile<br />

gerçekleştirdikleri performans iyileştirmeleri, müşteri<br />

taleplerinin karşılanma süresi ve güvenilirliği, ve<br />

müşterilerin talep ettiği spesifikasyonda araca sahip<br />

olmalarının sağlanması açılarından gösterilmektedir.<br />

Geliştirilmiş Bilgi İşleme<br />

Bilgi teknolojisi, çeşitli müşterilerin değişik spesifikasyondaki<br />

talepleri mümkün olduğu kadar en optimum<br />

şekilde karşılanmasını sağlamak için, dağıtım<br />

zinciri içerisindeki bütün araçlarm özelliklerini güncel<br />

olarak bulundurabilir ve hızlı bir erişim sağlayabilir.<br />

Bu, gereksiz üretimi, araç indirimlerini ve müşteri siparişlerini<br />

azaltır. Geliştirilmiş bilgi işleme, aynı zamanda,<br />

manuel doğrulama nedeniyle oluşan gecikmelerin<br />

azaltılması ile bayi siparişlerinin on-line olarak<br />

doğrulanmasına imkan verir. En önemlisi, geliştirilmiş<br />

bilgi işleme, dağıtım zinciri içindeki bütün katılımcıların<br />

araç üreticileri, bayiler, lojistik tedarikçiler ortak<br />

bir veri tabanı kullanmalarına olanak verir.<br />

YALıN DAĞıTıM SISTEMI<br />

ÖNÜNDEKI ZORLUKLAR<br />

Yalın dağıtım sistemi önündeki önemli zorluklar şöyle<br />

sıralanabilir. Bayi ve müşteriler arasmda yeni satış prosesi,<br />

fonksiyonlar arası ilişkiler, bitmiş araç stoklarının<br />

sahipliği ve kontrolü, bayi direnci ve ortaklar ile iletişim.<br />

Bayi ve Müşteriler Arasında Yeni Satış Prosesi<br />

Yalın dağıtımın gerçekleştirilebilmesi için, bayiler ve<br />

müşteriler arasındaki satış projesinin değişmesi gereklidir.<br />

Geleneksel dağıtım sisteminin yetersizliğinin yıllardır<br />

görülmesinden sonra, her ikisi de tekrar eğitilmelidir.<br />

Yalın dağıtım, araç üreticilerinin araçları üreterek<br />

satış için yaptıkları zorlamalarda (push sistem) kullandıkları<br />

metodları ortadan kaldırır, pratikte, kapasite<br />

fazlalığı yalm dağıtım sisteminin önünde önemli bir<br />

engel olacaktır ve araç üreticileri muhtemelen push<br />

sistemini, yalm dağıtım sistemlerinin de bir elemanı<br />

olarak muhafaza etmeye devam edeceklerdir. Bütün<br />

müşteriler yalm dağıtım sisteminin özelliklerini değerlendiremiyeceklerdir.<br />

Bazı müşteriler hala görüp,<br />

kullanıp alıp gitmek isteyeceklerdir. İngiltere'de otomobil<br />

üreticileri bu problemi kısmen çözmek için,<br />

1000 mil kullanım sonrası araçları geri almayı garanti<br />

etmektedirler. Bazı pazarlarda, müşteriler bayilerde çok<br />

sayıda araç görmedikleri taktirde, geri alma garantisini<br />

inandırıcı bulmayabilirler. Ve bazı müşteriler hala pazarlık<br />

için anlaşma isteyeceklerdir. Diğer taraftan, geleneksel<br />

dağıtım sisteminde bir araç satın almanın, diş<br />

çektirmekten daha sancılı olduğunu düşünen müşteriler,<br />

yeni sistemi tercih edeceklerdir.<br />

22 • Mühendis ve Makin» - Cilt: 39 Sayı: 465<br />

Fonksiyonlar Arası İlişkiler<br />

Yalm dağıtımın gerçekleştirilebilmesi için araç<br />

üreticilerinin, önemli fonksiyonlar arası ilişkilerde değişiklikler<br />

yapması ve bu değişikliklerin yönetilmesi<br />

için de kaynak ayırarak prosesleri tanımlaması gerekir.<br />

Bayi ağı, 3. parti lojistik tedarikçiler gibi üretim fonksiyonlarının<br />

da pek çoğu bu değişimde aktif olarak yer<br />

almaktadır, tek bir fonksiyon yaklaşımı başarılı olamaz.<br />

Mutlak gerekli olan bu fonksiyonlar arası ilişkilerin<br />

büyük boyutlu değişimi, en önemli engeldir.<br />

Özellikle, yalın dağıtım sisteminin oluşturulması<br />

için finansal parametrelerin geliştirilmesinde, fonksiyonlar<br />

arası yaklaşımı temel almmaladır. Örneğin lojistik<br />

maliyetlerde bir artış olacağı aşağı-yukarı kesindir<br />

ancak bu maliyet artışı, toplam maliyetteki azalma<br />

ve hizmet düzeyinde sağlanacak iyileştirmeler ile birlikte<br />

değerlendirilmelidir.<br />

Bitmiş Araç Stoklarının Sahipliği ve Kontrolü<br />

Bayiler stok için siparişe devam ettikleri sürece,<br />

araç üreticilerinin bayilerin elindeki satılmamış araç<br />

stokları ile ilgili herhangi bir finansal sorumlulukları<br />

olmayacaktır. Merkezi araç stoğunda belirlenmiş özelliklerde<br />

araç bulundurma sorumluluğunu araç üreticileri<br />

aldığında, bayilerin risk almaları beklenemez.<br />

Araç üreticileri, satılmamış stokların bayiler tarafından<br />

sahiplenilmesi için büyük çaba harcayarak, finansal<br />

risklere direnç gösterirler.<br />

Dahası, satılmamış araç stok sahipliğinin araç üreticilerine<br />

geri verilmesi gelir-gider tablolarında da yer<br />

alacaktır. Bu durumda üreticilerin muhasebe birimleri,<br />

eğer gelirler araçların bayilere satıldığında beyan edilmiş<br />

ise, gelirlerin azaldığı yönünde beyanda bulunmaya<br />

çalışacaklardır. Üreticilerin varlıkları artacağından,<br />

net varlıkların geri dönüşü (RONA) gibi indikatörlerde<br />

geçici olarak olumsuz etki meydana gelebilir.<br />

Son olarak, satılmamış stoklar için üreticilerin stok<br />

planları, bayiler ile birlikte, bayilerin sürekli ve makul finansal<br />

desteği için komple incelenmelidir. Stok siparişleri<br />

için bayi stok planı oluşturulması ve stokların merkezi<br />

olarak üreticiler tarafından tutulması küçümsenemeyecek<br />

bir düşünce olmakla birlikte muhasebe, vergi, yasal ve rekabet<br />

faktörlerini de birlikte incelemek gereklidir.<br />

Bayi Direnci<br />

Yalm dağıtım, diğer yetkili bayilerle birlikte yoğun<br />

bir ortaklık anlayışı içersinde çalışmayı gerektirir. Büyük<br />

bayiler, küçük bayilerin küçük yatırımlarla oldukça<br />

fazla stok bulundurmayı kabul edeceği düşüncesiyle genellikle<br />

tatmin olurlar.<br />

Kaçınılmaz olarak, bayilerin pek çoğunun, üreticilerin<br />

stoklan sahiplenme ve kontrolü ele almalarından, talep<br />

tahminlerinde bulunmalarından ve stok siparişlerini<br />

merkezileştirilmelerinden dolayı yalm dağıtıma şüpheci<br />

bir bakışla bakmalarına neden olmaktadır. Finansal kurumlar,<br />

bayiler için de üreticiler için olduğu kadar açık<br />

olmalıdır, fakat bayilerin büyük değişiklikler için ikna<br />

edilmeleri hala önemli bir engel olarak kalabilir.


<strong>MAKALE</strong> Çeviri-Makale<br />

Şekil 1. Geleneksel otomobil dağıtım prosesinde kayıplar ve araç başına maliyete etkileri (bütün satışların ortalaması)<br />

KAYIT TİPİ GELENEKSEL PROSES MALİYET/SATILAN<br />

Bitmemiş (eksik malzeme veya<br />

proses)<br />

veya satışa hazır araçların<br />

stoklanması<br />

Araçların gereksiz yere<br />

taşınması<br />

Gereksiz fazla üretim<br />

Aracın tamamlanması için<br />

bekleme<br />

- — — -<br />

Müşteri taleplerine uygun<br />

olmayan araç ve servis<br />

* Büyük bayii stoğu (50-100 gün)<br />

* Diğer noktalardaki stoklar<br />

* Üreticiler, araçları talepden daha fazla<br />

sürerse (push), stok<br />

* Toplam 120 günlük tedarik miktarı<br />

* Bayiler arası taşıma (müşteri yanlış<br />

bayii'e gittiğinde)<br />

* Bir satış için 2 aracın yer değiştirmesi<br />

gerekebilir.<br />

* Gereksiz yükleme/boşaltma-araç hasar<br />

ilişkisi<br />

* %30 / %50 indirimli satışlar, araç<br />

başına etkisi $ 100-150<br />

* Bayilerin, stok siparişlerini oluştururken,<br />

pazar talep tahminleri konusunda yetersiz<br />

olmaları<br />

* Araç üreticilerinin fazla üretimin satışı<br />

için bayileri zorlaması (push sistem)<br />

* Müşteri taleplerinin karşılanamadığı<br />

bayilerin panik siparişleri<br />

* Müşterinin halihazırdaki bir araç<br />

beğenmeyle yenisini talep etmesi.<br />

* 6 ay önce üretilmiş bir aracın satışı için<br />

yaklaşık 200 $'lık bir indirim<br />

* Müşteri siparişlerinin prosesinde<br />

gecikmeler<br />

- sipariş alma, onayı, düzenleme,<br />

doğrulama ve planlama - stok siparişlerine<br />

öncelik verilmesi<br />

* Teslimat güvenirliliği %60 -%70 (söz<br />

verilen haftada teslimat), Tipik olarak<br />

herbir araç için bir haftalık gecikme için<br />

100$<br />

* istenilen sipariş süresinde, talebin<br />

karşılanamaması<br />

- Müşteri siparişleri için 10 hafta ortalama<br />

bir süredir.<br />

- Bazı pazarlarda müşterilerin %75 ini<br />

etkiler ve %10 lik satış kaybı<br />

- istenilen özelliklere yakın bir araç için<br />

tipik indirim 150$<br />

* Satılan araçların ortalama yaşı 50 gün, 6<br />

ay genel durum<br />

* Düşük teslimat güvenirliliği<br />

* Satınalma tecrübesi zaman kaybı ve<br />

memnuniyetsizlik yaratabilir.<br />

ARAÇ<br />

Stok maliyeti<br />

50-80 $<br />

Finansman maliyeti<br />

160-220 dolar<br />

10-75$<br />

50/100$<br />

10-25$<br />

20-70 $<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı : 465 • 23


<strong>MAKALE</strong> Çeviri-Makale<br />

Şekil 2. Yalın Dağıtım Sistemi ile saptanabilecek performans gelişimi (Örnek Çalışma)<br />

GÖSTERGE<br />

ÜRETİCİ A<br />

* Teslimat gerçekleştirme süresi'<br />

* Teslimat güvenirliliği<br />

* Müşteri spesifikasyonlarının<br />

karşılanması<br />

ÜRETİCİ B<br />

* Teslimat gerçekleştirme süresi<br />

* Teslimat güvenirliliği<br />

* Stok seviyesindeki azalma<br />

* Stok devir hızı<br />

ÜRETİCİ C<br />

* Bayiler arası araç taşıma<br />

* Farklı spesifikasyon için indirim<br />

* Stok seviyesindeki azalma<br />

* Ortalama stok<br />

* Finans maliyeti<br />

ÜRETİCİ D<br />

* Bayiler arası araç taşıma<br />

* Teslimat gerçekleştirme süresi<br />

* Ortalama, bekleme nedeniyle<br />

yapılan indirim<br />

YALIN OAĞmM ÖNCESİ<br />

* 2-4 hafta (stoktan)<br />

* 10-15 hafta (müşteri siparişi)<br />

*40/<br />

* Ortalama 3,9 hafta<br />

*


<strong>MAKALE</strong> Çeyiri - Makale<br />

OTOMOBİLLERDEKİ DIŞBÜKEY SÜRÜCÜ TARAR DİKİZ AYNALARININ<br />

SAĞLAYABİLECEĞİ YARARLAR VE OLASI ZARARLARI<br />

Çeviren : Murat Kadri AKTAŞ*<br />

Ö Z E T<br />

Trafik kazalarına ait veriler için yapılan bu<br />

analız, değişik tipte sürcü tarafı aynalarının<br />

şerit değiştirme kazaları üzerindeki etkilerini<br />

araştırmak üzere tasarlanmıştır. Analiz, Britanya'da<br />

1989-1992 yılları arasında meydana<br />

gelen 3038 şerit değiştirme kazasını temel<br />

alır. Dış aynaların farklı tiplerini belirtmek<br />

amacıyla Britanya'da en yaygın olarak kullanılan<br />

otomobillerin aynalarına ait bilgiler derlenmiştir.<br />

Veri analizi, değişik sürücü tarafı<br />

aynalı (düzlem veya dışbükey) otomobillerin,<br />

sürücü tarafında meydana gelen şerit değiştirme<br />

kazasına karışma ihtimaline dayalıdır.<br />

Tüm otomobillerde aynı tipte yolcu tarafı aynası<br />

(dışbükey) bulunması nedeniyle, aracın<br />

yolcu tarafında meydana gelen şerit değiştirme<br />

kazaları, kontrol için kullanılmak üzere<br />

referans veri olarak değerlendirilmiştir. Sonuçlar<br />

aşağıdaki şekilde özetlenebilir:<br />

1. Dışbükey sürücü tarafı aynaları sürücü tarafından<br />

hasara neden olan şerit değiştirme<br />

kazasına karışma riskini artırmamakladır.<br />

2. Geniş otomobiller için kaza verileri, istatistiksel<br />

olarak önemli olmamakla beraber,<br />

sürücü tarafından kullanılan dışbükey aynaların,<br />

sürücü tarafında hasara neden olan şerit<br />

değiştirme kazalarında azalma eğilimine neden<br />

olduğunu göstermektedir.<br />

3. Yüksek risk grubunu oluşturan, genç ve<br />

yaşlı sürücüler için dışbükey sürücü tarafı aynası<br />

kullanımı, kazaları azaltmada faydalı olma<br />

eğilimi göstermektedir.<br />

Thıs analysis of accident data was desıgned to<br />

investigate the effects of different types of driver-side<br />

mirrors on lane-change accidents.<br />

The analysis was based on 3038 lane-change<br />

accidents that occurred in Britain between<br />

1989 and 1992. Mirror information for the<br />

nıost popular car models in Britain was collected<br />

to identify different types of exterior<br />

mirrors. Data analysis was based on the odds<br />

ratio of car s with different types of drives-side<br />

mirrors (plane or convex) being involved in a<br />

lane-change accident to the driver-side mirror<br />

(convex), lane-change accidents to the passenger<br />

side served as baseline data to control for<br />

exporuse. The result can be summahzed as<br />

foîlows:<br />

1. Convex driver-side mirrors do not increase<br />

the risk of being involved in lane-change accidents<br />

to the driver side.<br />

2. Accident data for the largest cars revealed a<br />

tendency, albeit not statistically significant,<br />

for a decrease in lane-chane accidents to the<br />

driver side when equipped with convex driver-side<br />

mirrors.<br />

3 Conver driver-side mirrors tended to be beneficial<br />

for the highest risk groups-the youngest<br />

and the oldest drivers.<br />

Gazi Üniversitesi, <strong>Makina</strong> Müh. Bölümü, Arş. Gör.<br />

GİRİŞ<br />

Otomobil kullanırken sürücünün görsel dikkatinin büyük bölümü<br />

seyir yönünde toplanır. Bununla birlikte çok şeritli<br />

otoyollar, yüksek trafik yoğunluğu ve değişken trafik akışı<br />

otomobilin arka tarafındaki alanın görülmesini de önemli hale getirir.<br />

Bu nedenle otomobilin arkasındaki trafiği gözlemek için sürücünün<br />

başını geriye çevirmesini gerektirmemesi, dolayısıyla seyir yönündeki<br />

dikkati dağıtmaması nedeniyle iç ve dış dikiz aynaları kullanılır.<br />

Dikiz aynalarıyla ilgili en önemli anlaşmazlık konularından birisi<br />

sürücü tarafı dış dikiz aynası olarak düzlem yüzeyli ayna<br />

kullanıldığında beliren kör bölge sorunu üzerinde toplanır. Dışbükey<br />

aynalar bu kör bölgeyi azaltmakta fakat geriden yaklaşan başka<br />

bir aracın hızı ve mesafesi hakkında sürücüyü yanıltabilecek bir<br />

neden olarak imaj zayıflaması oluşturmaktadır.<br />

Aracın arkasındaki trafik hakkında yeterli derecede bilgi sahibi<br />

olunmasının büyük önem taşıdığı bir sürüş manevrası şerit değiştirmedir.<br />

Yan şeritteki bir aracın fark edilmemesi veya geriden<br />

yaklaşan bir aracın hız ve mesafesinin hatalı tahmini bir şerit değiştirme<br />

kazasına neden olabilir. Geçmişe dönük olarak hazırlanmış<br />

kaza verileri ABD'de meydana gelen 244000 hatalı şerit değiştirme<br />

kazasının (tüm kazaların % 4' ü) 225 ölüm olayıyla sonuçlandığını<br />

göstermektedir (% 0.5). Üstelik bu kazaların büyük bölümü gündüz<br />

(%77) ve olumlu hava şartlarında (%85) meydana gelmiştir. Hatalı<br />

şerit değiştirmeden kaynaklanan kazaların oluşumu için tek sebep<br />

olarak dikiz aynalarının yanlış kullanımı gösterilememekle beraber,<br />

şerit değiştirme manevrasına başlamak için yeterli görsel bilginin<br />

edinilmemiş olmasının, kazalar üzerinde önemli etkisi olduğu<br />

bilinmektedir. Literatürdeki, örnek olarak seçilmiş sınırlı sayıda<br />

şerit değiştirme kazası için yapılan analizlerde, kaza yapan sürücülerin<br />

büyük bölümünün diğer aracı çarpma öncesinde görmedikleri<br />

belirlenmiştir. Bu durum, doğrudan doğruya aynaların hatalı kullanımı<br />

ile ilgilidir. Şerit değiştirme manevrasında dikiz aynalarının<br />

kullanımıyla ilgili çok önemli iki unsur vardır:<br />

1. Geriden gelen trafik akışı için aynaların kontrolü<br />

2. Kör bölgelerin pencereden kontrolü.<br />

Değişik türlerde sürücü tarafı aynası bulunduran araçların neden<br />

olduğu kazalara ait verilerin analizi ayna türünün şerit değiştirme<br />

kazalarının sıklığı üzerinde bir etkisinin olup olmadığını ortaya koyacaktır.<br />

Bu tür bir analiz yönetmeliklerin düzlem yüzeyli olmayan sürücü<br />

tarafı aynalarının kullanılmasına izin verdiği Finlandiya' da<br />

(ABD' ndeki yönetmeliklerin tersine) meydana gelen 407 kaza için<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 25


<strong>MAKALE</strong> Çeviri - Makale<br />

yapılmıştır. Değişik tipte (düzlem, dışbükey, çok yarıçaplı)<br />

sürücü tarafı aynaların karşılaştırıldığı bu çalışmada,<br />

otomobiller için dışbükey sürücü tarafı aynası<br />

kullanılması durumunda şerit değiştirme kazalarının<br />

sıklığında bir azalma eğilimi belirlenmiştir. Fakat değerlendirilen<br />

örnek sayısının düşük olması araştırmanın<br />

istatistiksel olarak güvenilirliği konusunda tereddüt<br />

yaratmaktadır. Bu nedenle daha fazla örnek olay ve<br />

farklı sürücü yaş gruplarını içeren bu çalışma gerçekleştirilmiştir.<br />

METOD<br />

Kaza Verileri<br />

Trafik kazalarına ilişkin bilgiler 1989-1992 yıllarına<br />

ait STATS19 veri tabanından alınmıştır. Bu veri tabanı<br />

Britanya 1<br />

da polise rapor edilen ve yaralanma ya da<br />

ölümle sonuçlanmış tüm yol kazalarına ait bilgileri<br />

içerir. STATS19 bu çalışmada özellikle incelenen araçların<br />

sol veya sağ tarafında meydana gelen şerit değiştirme<br />

kazalarına ait bilgileri de içermektedir.Her yıl<br />

kayıtlara geçen 300000' in üzerindeki otomobil kazasının<br />

yaklaşık 4000'i hatalı şerit değiştirme nedeniyle<br />

meydana gelmektedir.<br />

Ayna Verileri<br />

Dış dikiz aynalarına ait bilgiler Britanya' da pazar<br />

payı en az % 2 olan otomobil firmalarına gönderilen<br />

anketlerle temin edilmiştir. Bu ankette en popüler<br />

otomobil modellerindeki dikiz ayna tipleriyle ilgili sorular<br />

yer almaktadır. Sorular ayna türü, yarıçapı ve boyutları<br />

olmak üzere üç grupta toplanır. İlave olarak<br />

araç boyutunun bir göstergesi olan dingil mesafeleri de<br />

anket kapsamındadır. Aynalara ait bilgiler aşağıdaki<br />

otomobil üreticilerinden temin edilmiştir:<br />

Ford<br />

GM<br />

Honda<br />

Renault<br />

Rover<br />

VW<br />

: Fiesta(1989-1992), Sierra (1987-1992),<br />

Escort/Orion (1984-1992).<br />

: Cavalier (1985-1993), Astra (1985-<br />

1993), Nova (1985-1993).<br />

: Civic (1984-1995).<br />

: 9(1989-1992).<br />

: Mini (1985-1993), Metro (1985-1993),<br />

Maestro/Montego (1985-1993), 200<br />

(1985-1993).<br />

: Golf (1984-1992), Passat (1984-1992).<br />

Ford, GM ve Rover araştırmanın yapıldığı periyotta<br />

Britanya otomobil pazarının % 50' sini elinde bulundurmaktadır.<br />

Veri Analizi<br />

Tüm otomobil modellerinde dışbükey yolcu tarafı,<br />

ve düzlem veya dışbükey sürücü tarafı dikiz aynaları<br />

bulunmaktadır. Çok yarıçaplı aynalar üreticilerden bu<br />

türe ait olarak gelen teknik bilgilerin yetersizliği nede-<br />

26 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />

niyle analize dahil edilmemiştir. Her bir veri seti araç<br />

model yılma göre düzenlenmiştir. Yıl içinde belirli bir<br />

modelin ayna yapısında değişiklik olması durumunda<br />

o modele ait sözü geçen yıl içerisindeki kazalara ait<br />

veriler analiz dışında bırakılmıştır.<br />

Veri analizi, farklı türde sürücü tarafı aynası bulunduran<br />

araçların karıştığı sürücü tarafında meydana gelen<br />

şerit değiştirme kazalarının sıklığının karşılaştırılmasına<br />

dayalı olup yolcu tarafında meydana gelen şerit<br />

değiştirme kazalarının sıklığı tüm araçların aynı tür<br />

yolcu tarafı ayna bulundurması nedeniyle kontrol parametresi<br />

olarak kullanılmıştır. Şerit değiştirme kazalarının<br />

oranları (sürücü tarafında meydana gelen şerit<br />

değiştirme kazalarının sıklığına karşı yolcu tarafında<br />

meydana gelen şerit değiştirme kazalarının sıklığı)<br />

düzlem ve dışbükey aynalar için iki yönlü olasılık oranı<br />

tabloları kullanılarak analiz edilmiştir. Sonuçlar<br />

olasılık oranı şeklinde ifade edilebilir.<br />

Basit bir örnekle, yapılan analiz daha iyi açıklanabilir.<br />

Tablo 1' de aracın her iki tarafında meydana gelen,<br />

iki farklı sürücü tarafı aynası yapısı için (A ve B)<br />

şerit değiştirme kazalarının sıklığına dair hayali bir örnek<br />

görülmektedir.<br />

Tablo 1. 2x2 olasılık tablosu<br />

Ayna tipi A<br />

Ayna tipi B<br />

Şerit değiştirme kazası<br />

Sürücü tarafına Yolcu tarafına<br />

40 [DA] 50 [PA]<br />

60 [DB] 50 [PB]<br />

Ayna türünün sürücü tarafında meydana gelen şerit<br />

değiştirme kazası üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla<br />

Pearson chi-kare testi kullanılabilir. Bu örnek<br />

durum için, 9 A tipi aynası olan bir aracın bir sürücü<br />

tarafı şerit değiştirme kazasına karışmış olma olasılığı<br />

B tipi aynası olan bir araç ile karşılaştırıldığında:<br />

6>= f Iso J<br />

Bu sonucun anlamı A tipi aynası olan bir aracın sürücü<br />

tarafında meydana gelen şerit değiştirme kazasına<br />

karışmış olma ihtimali B tipi aynası olan bir araç için<br />

verilen ihtimal değerinin 0.667' sidir. Bu oran bir etkinlik<br />

ölçüsüne dönüştürülebilir:<br />

E= İOO* IsoJ<br />

(—S<br />

VsoJ<br />

1 = -33.3 (2)


<strong>MAKALE</strong> Çeviri - Makale<br />

Bu ömek için, A tipi ayna B tipi ile karşılaştırıldığında<br />

% 33.3 daha az sürücü tarafında meydana gelen şerit değiştirme<br />

kazasına karışmıştır.<br />

SONUÇLAR<br />

STATS19 Şerit değiştirme kazası verileri<br />

Otomobiller için kaza verileri 3117 durum içermektedir.<br />

79 adet kaza (% 2.5) alkollü sürücülerce yapılmış<br />

olmaları nedeniyle analiz dışında tutulmuş ve 3038 örnek<br />

durum için analiz gerçekleştirilmiştir. 3038 kazanm<br />

% 61.6' sı aracın sürücü tarafında, % 38.4' ü ise aracın<br />

yolcu tarafında meydana gelen şerit değiştirme kazalarıdır.<br />

(Britanya' da trafik akışının soldan olması nedeniyle<br />

karışıklığı önlemek amacıyla kaza verileri sürücü tarafı<br />

veya yolcu tarafı olarak isimlendirilmiştir.)<br />

Ayna Bilgileri<br />

Araştırmada yer alan otomobil modelleri düzlem<br />

veya dışbükey sürücü tarafı aynası ve dışbükey yolcu<br />

tarafı aynası bulundurmaktadır. Tablo 2' de özetlenmiş<br />

ayna bilgileri yer almaktadır.<br />

1<br />

Tablo 2. Araştırma kapsamındaki dış aynaların teknik özellikleri.<br />

Sürücü tarafı avnası<br />

Tip Yarıçap (mm) Boyut (mm)<br />

[GenişlikxYükseklik]<br />

Düzlem =» (150-176) x (90-100)<br />

Dışbükey =1400 (±200) (142-172) x (75-101)<br />

Yolcu ve sürücü tarafı için ayna boyutları eşittir.<br />

Yolcu tarafı aynası<br />

dışbükeylik<br />

yarıçapı (mm) 1<br />

=1400 (+200) 2<br />

=1400 (±200) 2<br />

2<br />

Üreticilerden bazıları dışbükeylik için bir aralık (±200)<br />

ve ortalama değer bildirmiştir.<br />

2000 +<br />

s 1500 4-<br />

1000.-<br />

500 --<br />

1391<br />

düzlem<br />

Sürücü tarafı aynası<br />

481<br />

Dışbükey ve düzlem sürücü tarafı aynalarının karşılaştırılması<br />

İki farklı ayna türü için otomobilin her iki tarafında<br />

meydana gelen şerit değiştirme kazalarının sayıları Şekil<br />

1 ' de görülmektedir.<br />

Verilere uygulanan Pearson chi-kare testi iki farklı<br />

tür ayna için şerit değiştirme kazası sıklığında önemli<br />

bir fark olmadığını göstermiştir,X 2 [l)=0.007, p=0.933.<br />

Araştırma sonuçlarının literatürle kolayca karşılaştırılabilmesi<br />

için veriler üç ayrı otomobil boyutuna<br />

göre (küçük, kompakt, orta sınıf) aşağıdaki şekilde<br />

gruplandırılmıştır:<br />

1. küçük: Metro, Mini, Civic, Nova, Fiesta (otomobil<br />

dingil mesafesi


<strong>MAKALE</strong> Çeviri - Makale<br />

1000+<br />

| 2 500-il<br />

1000+<br />

10004-<br />

w 500- -<br />

194<br />

891<br />

306<br />

• sürücü tarafına<br />

| yolcu tarafına<br />

Küçük otomobiller<br />

196<br />

düzlem dışbükey<br />

Sürücü tarafı aynası<br />

106<br />

• sürücü tarafına<br />

fU yolcu tarafına<br />

Kompakt otomobiller<br />

düzlem dışbükey<br />

Sürücü tarafı aynası<br />

| sürücü tarafına<br />

| yolcu tarafına<br />

Orta sınıf otomobiller<br />

235<br />

159<br />

düzlem dışbükey<br />

Sürücü tarafı aynası<br />

Şekil 2. Farklı otomobil boyut grupları için sürücü tarafı aynası tipine<br />

göre aracın her iki tarafında meydana gelen şerit değiştirme kazalarının<br />

sayısı.<br />

kapsamındaki 3038 duruma ait olmayıp, alkollü<br />

sürücülere ilişkin bilgilerin yaşa göre<br />

düzenlenmemesi nedeniyle alkollü sürücülerin<br />

karıştığı kazaları da içeren 2927 duruma<br />

ait verilerdir. En genç sürücü grubu için sürücü<br />

tarafı şerit değiştirme kazalarında<br />

önemli seviyede azalma (17-24 yaş ; % 35<br />

azalma,X 2<br />

(lj-6.15, p=0.01) ve en yaşlı sürücü<br />

grubu için aynı yönde bir eğilim (65 üstü; %<br />

kinliğin yaşın fonksiyonu olarak genel yapısı,<br />

dışbükey aynaların en yüksek kaza riski taşıyan<br />

(Şekil 7.) çok genç ve çok yaşlı sürücüler<br />

için verimli olacağını göstermektedir.<br />

TARTıŞMA<br />

Şerit değiştirme kazalarının yetersiz görsel<br />

bilgi toplanmasından etkilendiği bilinmektedir.<br />

Bununla birlikte kaza verilerinden, dikiz aynasının<br />

kullanıldığı yönlerde şerit değiştirmeyi<br />

etkilediği sonucu doğrudan çıkarılamaz. Sürücü<br />

dikiz aynalarını kullanmamış, aynalar optimum<br />

konuma ayarlanmamış veya dikiz aynalarırıyla<br />

edinilen görsel bilgi yetersiz veya hatalı anlaşılmış<br />

olabilir. Bu nedenle şerit değiştirme kazalarının<br />

analizi ve değişik tipte dış sürücü tarafı<br />

aynalarıyla olan ilişkisi, kaza nedenleri hakkında<br />

tam bir cevap sağlayamaz.<br />

Bu çalışmanın sonuçlarını özetlerken değinilmesi<br />

gereken en önemli konu, Britanya'daki<br />

kaza verilerinin, dışbüyek sürücü tarafı aynalarının<br />

düzlem aynalarla karşılaştırıldığında şerit<br />

değiştirme kazalarının oranında bir yükselmeye<br />

neden olduğuna ilişkin delil içermediği sonucudur.<br />

Düzlem yüzeyli olmayan dikiz aynalarının<br />

en fazla değinilen dezavantajı, düzlem aynalarla<br />

karşılaştırıldığında daha düşük seviyede görsel<br />

imaj sağlamalarıdır. Bu görüntüleme zayıflığı,<br />

geriden yaklaşan bir aracın hız ve mesafesinin<br />

hatalı tahminine neden olabilir. Bununla birlikte,<br />

kaza verileri bu düşünce için delil oluşturmamaktadır.<br />

(Şekil 1, Şekil 3). Bu durumun<br />

açıklaması, sürücülerin geriden yaklaşan trafiğin<br />

mesafesi ve hızı hakkında bilgi edinmek için<br />

0.2<br />

kompakt<br />

46 azalma,X 2<br />

(1)=2.28, p=0.13) görülmektedir.<br />

Şekil 6. değişik sürücü yaş grupları için otomobil<br />

tercihinin boyut gruplarına göre değişimini<br />

göstermektedir. Buna göre, en genç ve<br />

en yaşlı sürücüler için dışbükey aynaların<br />

Şekil 3. Sürücü tarafında meydana gelen şerit değiştirme kazalarının<br />

sıklığına bağlı olarak, otomobil boyutuna göre verilen dışbükeye karşı<br />

düzlem sürücü tarafı aynası etkinlik ölçüleri (Parentez içindeki rakamlar<br />

%95 güven aralığındadır.)<br />

sağladığı faydalar bu yaş gruplarındaki sürücülerin<br />

orta sınıf otomobil kullanmalarının sonucu sadece dış aynalarını değil aynı zamanda iç aynalarını<br />

olmadığı söylenebilir. Tersine bu yaş grupları için da kullandıkları şeklinde olabilir. Literatürde yer alan<br />

orta sınıf otomobil kullanma eğilimi düşüktür. Et- çalışmalar, hız ve mesafenin hatalı tahmini sorununun<br />

28 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465


<strong>MAKALE</strong> Çeviri - Makale<br />

c S<br />

la<br />

E O<br />

t- *?*<br />

JS •&<br />

(O RŞ<br />

•S* o<br />

11<br />

sürücü tarafı aynası :<br />

küçük kompakt<br />

Otomobil Boyutu<br />

Şekil 4. Farklı otomobil boyutları için görüş açısı oranlan<br />

düzlem olmayan aynaların,<br />

düzlem yüzeyli iç<br />

dikiz aynalarıyla birlikte<br />

kullanıldığında belirmediğinigöstermektedir.<br />

Ayrıca mesafenin<br />

fazla olarak tahmininin,<br />

sadece düzlem yüzeyli<br />

olmayan sürücü tarafı<br />

aynası ile azaltılabileceğine<br />

(yok edilebileceğine<br />

değil) dair deliller de<br />

mevcuttur.<br />

!<br />

ı yüzdesi<br />

Terci<br />

150-<br />

100-<br />

50-<br />

78<br />

•<br />

H 22<br />

1<br />


<strong>MAKALE</strong> Çeviri - Makale<br />

15-19 20-24 25-54 55-64<br />

Yaş grubu<br />

65-74 75 +<br />

Sekil 7. Sürücü yaş grubuna göre şerit değiştirme kazasına karışma oranı.<br />

sürücü yaş dağılımına bakılarak açıkça görülebilir (Şekil<br />

5). Anlaşılacağı üzere,dışbükey sürücü tarafı aynaları<br />

en yüksek risk grupları için (en genç ve en yaşlı<br />

sürücüler) faydalı olmaktadır (Şekil 7). Şerit değiştirme<br />

manevrasmdan önce yapılması gereken kontrollerin<br />

analizi söz konusu yaş etkisi için olası acıkmalar sağlamakta<br />

yararlı olabilir. Bu analize göre, bir şerit değiştirme<br />

manevrasına karar vermek için sürücü tarafından<br />

iki ayrı aşama gerçekleştirilmelidir: Yaklaşan otomobilleri<br />

kontrol için dikiz aynalarına bakmak ve ölü<br />

bölgedeki araçlar için başı kontrol amaçlı çevirmek.<br />

Her iki yaş grubu için de bu ikinci adımı gerçekleştirmede<br />

farklı gerekçelerle zorluklar vardır:<br />

- en genç sürücüler bu adımı gerçekleştirmede dik-<br />

<strong>TMMOB</strong> MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI<br />

katsiz olabilir veya ölü bölge kontrolunda yeterli<br />

tücrübeleri olmayabilir.<br />

- en yaşlı sürücüler azalmış hareket kabiliyetleri<br />

nedeniyle başlarım çevirmede problem yaşarlar.<br />

Her iki yaş grubu için de dışbükey sürücü<br />

tarafı aynaları, ölü bölgeyi önemli ölçüde azaltmak<br />

suretiyle sürücü tarafı şerit değiştirme kazalarını<br />

azaltmakta etkin bir araç olabilir<br />

KARARLAR<br />

Özet olarak, dışbükey sürücü tarafı aynalarının<br />

şerit değiştirme kazalarının sıklığını artırma<br />

yönünde bir davranış göstermediği söylenebilir.<br />

Tersine, kaza verilerinden aynaların<br />

avantajlarının (ölü bölgede azalma) olası dezavantajlarına<br />

karşı (imaj azalması) ağır basma eğilimi olduğu<br />

görülmektedir. Çok yarıçaplı aynalar, günümüzde Avrupa'da<br />

birçok otomobil modelinde kullanımda olup<br />

aynanın ana parçasında çok az bir sınırlama ile ölü<br />

bölgeyi azalttığı için şerit değiştirme manevrasının<br />

emniyetini artıran bir tasarım olarak düşünülebilir.<br />

Vehicle Design Dergisinin 19 sayısındaki Schumann, J. -<br />

Sivak., ]., Flannagan, M.J "Are driver-side convex mirrors<br />

helpful or harmful?" adlı makaleden çevrilmiştir.<br />

ÜYE ADRES GÜNCELLEME FORMU<br />

ADI/SOYADI<br />

ODA SİCİL NO<br />

İS TEL FAX:<br />

İS ADRESİ<br />

EV TEL<br />

EV ADRESİ<br />

ü •<br />

Yazışma Adresi* : ^^ Ev ^^ iş<br />

* Dergi vb. yazışmaların gönderileceği adres [X] ile işaretlenecek<br />

İmza


BİR<br />

GÖRÜŞ<br />

Bu köşemizde;<br />

MMO Eskişehir<br />

Şube Yönetim Kurulu<br />

Üyesi Zeki<br />

AD ER'in "Ulaşım<br />

Politikaları" ile<br />

Dr. İI ter SERİ M'm<br />

Otomotiv Sanayiisiyle<br />

ilgili yazılarını<br />

yayınlıyoruz-<br />

ULAŞIM POLİTİKAMIZ<br />

3Eylül 1856 yılında yabancı kumpanyalara<br />

verilen imtiyazlar ile ülkemizde<br />

demiryolu yapımına başlanmış<br />

ve Ulusal Kurtuluş Savaşından<br />

sonra Cumhuriyet döneminde, 1924 yılında<br />

çıkarılan 506 sayılı yasa ile Anadolu<br />

da 4138 km. uzunluğunda ki demiryolunun<br />

3116 km. si yabancı kumpanyalardan<br />

satın alınmış, geri kalan kısmı ise<br />

antlaşmalarla devralınarak millileştirilmıştir.<br />

Cumhuriyetin ilanından 1950 yılma<br />

kadar izlenen ulusal, akılcı ulaşım politikaları<br />

ile hiç bir dış yardım almadan<br />

büyük bir özveriyle 4000 km yeni<br />

demiryolu yapımı gerçekleştirilerek<br />

işletmeye alınmıştır.<br />

1950 yılından sonra izlenen dışa<br />

bağımlı ve dış tekellerin güdümündeki<br />

ekonomik politikalar nedeniyle<br />

demiryolu taşımacılığı terk edilerek,<br />

tümüyle karayolu taşımacılığına yönelinildi<br />

ve sonuçta Demiryollarımızm<br />

alt ve üst yapısı, çeken-çekilen<br />

araçları çağın teknolojisine uygun hale<br />

getirilmeyerek, bilinçli bir şekilde işlevsizleştirilmiştir.<br />

Yolcu ve yük taşımacılığında 1950 yılından<br />

sonra Demiryollarının payı giderek<br />

azalmış ve bunun doğal sonucu olarak<br />

yük ve yolcu taşımacılığı karayollarına<br />

kaydırılmıştır. Bugün ulaştırma bütçesinden<br />

Demiryollarına ayrılan pay %8,<br />

karayollarına ayrılan pay ise %75'dir. Bu<br />

da ülkeyi yönetenlerin Demiryollarına<br />

nasıl baktıklarının somut göstergesidir.<br />

Günümüzde ülkemizin tüm kaynakları<br />

emperyalist tekellere, otomobil<br />

tekellerine ve onların yerli işbirlikçilerine<br />

ve onlar adına ülkeyi yönetenlerce<br />

karayolu taşımacılığına seferber edilmiştir.<br />

Bu ideolojik tercihin doğal sonucu<br />

olarak karayollarındaki trafik kazalarında<br />

yılda 6,7 bin insanımızı kaybetmekteyiz<br />

ve 100 bin insanımızda<br />

kazalarda yaralanmakta ve sakat kalmaktadır.<br />

Bugün trafikte kaybedilen insanları-<br />

1965<br />

1970<br />

1975<br />

1980<br />

1985<br />

1990<br />

1995<br />

1997<br />

mızın, yok edilen ulusal kaynaklarımızın<br />

ve ulaşımda yaşanılan kaosun tek nedeni<br />

mevcut ulaşım sistemidir.<br />

Sürücüler ve yayalar ise trafik canavarını<br />

yaratan sorumlular değil, tam tersine<br />

bu canavarın kurbanlarıdır.<br />

1965-1997 yılları arası 32 yıllık süreç<br />

içerisinde ulaştırma sektörüne ayrılan<br />

bütçeden sektörlerin payına düşen ödeneklerin<br />

dağılımı, demiryollarının nasıl<br />

dışlandığını terk edildiğini açıkça göstermektedir.<br />

Karayolu<br />

55<br />

69<br />

49<br />

48<br />

42<br />

73<br />

75<br />

75<br />

Havayolu<br />

4<br />

5<br />

11<br />

6<br />

24<br />

7<br />

11<br />

13<br />

Demiryolu<br />

33<br />

15<br />

25<br />

32<br />

20<br />

14<br />

11<br />

8<br />

Denizyolu<br />

8<br />

11<br />

Hat uzunluğu;<br />

Ülkemiz demiryollarının toplam ana<br />

hat uzunluğu 8607 km'dir. Nüfus başına<br />

düşen demiryolu uzunluğumuz 15 AB ülkesinden<br />

düşüktür. Onbin kişiye düşen<br />

demiryolu uzunluğu AB ortalaması 5.1<br />

iken ülkemizde bu değer 1.4'dür.<br />

1 km demiryolu başına düşen karayolu<br />

uzunluğunun AB ortalaması 26.3<br />

iken, ülkemiz 44.6 ile en yüksek değere<br />

sahiptir.<br />

Demiryollarımızm altyapısında geometrik<br />

ve fiziki standartlar bakımından<br />

AB ülkelerinden çok geridir.<br />

AB ülkelerinde standart kurp yarıçapı<br />

2500-3000 m. olmasına rağmen ülkemiz<br />

hatlarındaki kurpların %35.5'i 2500 metreden<br />

daha düşüktür. Yol eğimleri AB ülkelerinde<br />

% 0.10 (binde onj'dur. %<br />

0.10'nun üzerindeki eğimler standart dışı<br />

kabul edilmektedir. Ülkemizde ise<br />

hatların % 24.7'si binde on'un üzerinde<br />

eğime sahiptir.<br />

14<br />

15<br />

14<br />

Demiryolu altyapımızda AB standart-<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 31<br />

5<br />

3<br />

4


BIR^M<br />

GÖRÜŞ<br />

larının gerisindedir. Hatlanmızın % 16'sı<br />

çelik, %33'ü ahşap, %51'i beton traverslidir.<br />

Buna göre hatlanmızın % 49'u da<br />

standart dışıdır. Doğal olarak, bu olumsuzluklar<br />

ve teknolojik gerilik yük ve<br />

yolcu taşımacılığını da olumsuz yönde<br />

etkilemektedir.<br />

1955 yılında %24 olan demiryolu yolcu<br />

taşıma payımız, 1970'de %8'e ve<br />

1996'da % 3'e kadar düşmüştür. 1955 yılında<br />

%53 olan demiryolu yük taşıma payımız<br />

ise 1970'te %22'ye, 1996'da %7'ye<br />

düşmüştür.<br />

Güvenlik Açısından Karşılaştırma:<br />

Demiryollarında ulaşım güvenliği ve<br />

konfor karayollarına göre oldukça fazladır.<br />

Ülkemizde milyon yolcu-km başına<br />

düşen kaza sayısı, 1995 yılı itibariyle<br />

1.8, demiryollarında ise 0.10'dur. Yani<br />

karayollarında demiryollarına göre 18<br />

kat daha fazla kaza meydana gelmektidir.<br />

Ülkemizde karayolu kazalarında yılda<br />

6-7 bin kişi ölmekte, 100 binin üzerinde<br />

kişi yaralanmakta ve sakat kalmaktadır.<br />

Çevre Kirliliği ve Arazi Kullanımı:<br />

Karayolu araçlarının atıkları çevre<br />

kirliliğine neden olmakta, ekolojik dengeyi<br />

bozmakta insan yaşamını tehdit etmektedir.<br />

Hava kirliliğinde karayollarının<br />

payı %85, demiryollarının payı ise<br />

%5 düzeyindedir.<br />

Diğer yandan, aynı kapasitede taşımacılık<br />

için demiryolları karayollarına göre<br />

daha az arazi kullanımı gerektirmektedir.<br />

Platform genişliği 13.7 metre olan çift<br />

hatlı, elektrikli bir demiryolu hattı kapasite<br />

açısından 37.5 metre genişliğinde 6<br />

şeritli bir otabana eşdeğerdir. Buna göre<br />

karayolları 2.7 kat daha fâzla arazi kullanım<br />

gerektirmektedir.<br />

Karayolu araçları gürültü kirliliğinede<br />

neden olmaktadır. Ağır taşıtların gürültü<br />

şiddeti 103 desibele kadar çıkmaktadır.<br />

Buna karşın 150 km. hızla giden<br />

bir trenin gürültüsü 65-75 desibel düzeyindedir.<br />

Enerji Tüketimi:<br />

Demiryollarında gerek yük gerekse<br />

32 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465<br />

yolcu taşımacılığında diğer sistemlere<br />

göre daha az enerji tüketilmektedir.<br />

Yapılan araştırmalara göre eşdeğer taşımada<br />

karayollarında demiryollarına<br />

göre 3 kat daha fazla enerji tüketilmektedir.<br />

Yol Yapımı Maliyeti:<br />

Demiryolu yol yapımı maliyeti karayolu<br />

otoban maliyetinden daha düşüktür.<br />

Platform genişliği 13.7 metre<br />

olan çift hatlı elektrikli 1 km. demiryolu,<br />

alt yapısı kapasite açısından 37.5<br />

metre genişliğindeki 6 şeritli 1 km otobana<br />

eşdeğerdir. Kapasite ve standartlar<br />

açısından aynı baza getirildiğinde otoban<br />

yolun maliyeti 8 milyon dolar iken,<br />

çift hatlı elektrikli, sinyalizasyonlu bir<br />

demiryolu ortalama 2 milyon 853 bin<br />

dolara mal olmaktadır. Buna göre, yol<br />

yapım maliyetleri açısından da demiryollarının<br />

avantajlı olduğu görülmektedir.<br />

Sonuçta karayolu taşımacılığının demiryollarına<br />

göre bunca olumsuzluğu olmasına<br />

karşm halen karayolu taşımacılığında<br />

ısrar edilmesi, ülkemiz kaynaklarının<br />

yok edilmesine neden olmakta, teknolojik<br />

gelişmeyi ve sanayileşmemizi engellemektedir.<br />

Sonuç<br />

Ülkemiz ve halkımızın çıkarları göz<br />

ardı edilerek, emperyalistlerin çıkarları<br />

doğrultusunda bizlere dayatılan karayolu<br />

ağırlıklı bu çarpık ulaşım sistemi, yine<br />

tüm demokrasi güçlerinin birlikte kararlı<br />

mücadelesi ile yaratacakları toplumsal<br />

baskı sonucunda, ancak ulusal bütçeden<br />

ulaşıma ayrılan payın demiryolu lehine<br />

tersine çevrilmesi ile düzeltilebilir. Çünkü<br />

ülkemizin ve halkımızın çıkarı, ulusal<br />

ulaşım politikamızın demiryolu olmasında<br />

yatıyor.<br />

Zeki ADER<br />

MMO Eskişehir Şube<br />

Yönetim Kurulu Üyesi<br />

Sürücüler, yayalar<br />

trafik canavarını<br />

yaratan sorumlular<br />

değil, lam tersine<br />

bu canavarın kurbanlarıdır.


BİR<br />

GÖRÜŞ<br />

yılının oto it<br />

lıakılı 57 bin civarında<br />

gerçekleştiği<br />

halde, bedelsiz ithalat,<br />

döviz özel<br />

hesabı gibi yollarla<br />

haksız ve orta vadede<br />

ekonomi mi v için<br />

zararlı olan uygulamaların<br />

da etkisiyle<br />

% 118 • artışla<br />

125025 adet. binek<br />

aracı gerçekleşmiş,<br />

toplam araç ithal<br />

rakamı ise 203 bine<br />

erişmiştir.<br />

OTOMOTİV SANAYIIMIZE EN<br />

BÜYÜK DARBEYİ ÖNCE BİZ<br />

TÜRKLER VURUYORUZ<br />

Türk otomotiv sanayi 1960'lı yıllarda<br />

montaj yoluyla kendine özel<br />

yaklaşımlar ve deneyimlerle,<br />

80'li yılların başında yerli üretim katkı<br />

oranları, buji ve karbüratör ile pek az sayıdaki<br />

parçalar dışında yurt içi sanayimizin<br />

kurulması ve gelişmesiyle, yüzde<br />

95 lere yükselebilmiş iken sanki otomotiv<br />

sanayimİ2: tam bir büyüme ve gelişmeyi<br />

gerçekleştirmiş de dünya devleriyle<br />

boy ölçüşebilirmiş gibi 1980'li yıllarda<br />

uygulanmaya başlanan bu konudaki hatalı<br />

(liberal, hesapsız kitapsız, mirasyedi<br />

zihniyetli) ve popülist politikalar sonucu<br />

olarak toplam talep içerisindeki ithalatın<br />

payı özellikle son üç yılda fevkalade artmış<br />

ve otomotiv sanayiimizi ihmal edilemez<br />

boyutlarda tahrıb edici karaktere<br />

bürünmüştür!<br />

Konunun en ağırlıklı bölümünü oluşturan<br />

binek aracı ve cipler yönünden üretim<br />

ve ithalatla ilgili gerçekleşen rakamlara<br />

göz atalım:<br />

1997 yılı ithalatı 11 ülkeden 36 marka<br />

125025 adet olup, bu ithalin bedeli<br />

yaklaşık 2.5 milyar dolar veya 4.0 milyar<br />

DM olmuştur. Sayısal olarak bu araçların<br />

% 93'ünün geldiği ülkeler itibariyle dağılımı<br />

şöyledir (Ref 2).<br />

1997 yılı üretimi (Adet)<br />

Ford 10 000<br />

Opel 9 828<br />

Renault ... .%••. 81042<br />

Tofaş 1 93135<br />

Toyota 24078<br />

Diğer 4647<br />

TOPLAM 222730<br />

1<br />

2<br />

3<br />

4<br />

5<br />

6<br />

Almanya<br />

Japonya<br />

G. Kore<br />

Fransa<br />

İngiltere<br />

İtalya<br />

İthalat 1*97<br />

Adet<br />

50 691<br />

22 200<br />

18 669<br />

15 809<br />

7 031<br />

1 713<br />

Altı ülke toplamı 116 113<br />

(%)<br />

40.5<br />

17.8<br />

14.9<br />

12.5<br />

5.6<br />

1.3<br />

«93.<br />

Birinci sırada yer alan Almanya'nın<br />

ülkemizde hemen hiç yatırım yapmadan<br />

toplam talebin % 17.5 ini karşılaması<br />

ekonomimiz ve ulusal ve hatta uluslararası<br />

ticaret yönlerinden gayri adil, hınzırca<br />

girişimlerdir,- zira Opel'in üretimi ve<br />

yerli muhteva oranı son derece düşüktür<br />

ve bu haliyle otomotivdeki Almanya-<br />

Tiirkiye alışverişi dış ticaret dengemize<br />

çok büyük negatif tesir etmektedir!<br />

1993'te dört üretici firmanın oto imalatı<br />

toplam 352 bin adede ulaşmışken (global<br />

90 bin/firma düzeyinden), 1997'de yedi<br />

üretici şirket 243 binlik üretimi paylaştı<br />

(30 bin / firma gibi ölçek ekonomisi açısından<br />

tahripkar seviyelere düşülmüştür).<br />

1996 yılının oto ithalatı 57 bin civarında<br />

gerçekleştiği halde, bedelsiz ithalat,<br />

döviz özel hesabı gibi yollarla haksız<br />

ve orta vadede ekonomimiz için zararlı<br />

olan uygulamaların da etkisiyle % 118<br />

artışla 125025 adet binek aracı gerçekleşmiş,<br />

toplam araç ithal rakamı ise 203 bine<br />

erişmiştir. 1996 yılı ithalat hacmi dahi<br />

mevcut şartlarda tehlike çanlarını çaldırmakta<br />

idi. 196O'lı yıllardan bu yana<br />

ortalaması yılda 5000'in üzerinde Mercedes<br />

olmak üzere Almanya'dan ithal edilen<br />

malum dört markadan son on yılda,<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 33


BİR MM<br />

GÖRÜŞ<br />

yaklaşık 200 bin binek otosu için ortalama<br />

70 bin mark hesabıyla 14 milyar DM,<br />

yedek parça, sarf malzemeleriyle 20 milyar<br />

mark Türk ekonomisine yük gelmiştir.<br />

Bunun iki ülke arasındaki GSYÎH'lardaki<br />

tesiri (25X) ülkemiz aleyhine 40 milyar<br />

DM (negatif fark) olduğuna dikkat<br />

edelim. Hiç olmazsa son on yılda bilinçli<br />

yaklaşımla bunu yarı düzeyde tutabilmiş<br />

olsaydık en az 1.5 katrilyon TL'lik ek<br />

kaynakla orta-büyük ölçekli 500 ila 1000<br />

adet fabrika tesisiyle yaklaşık 200 bin kişiye<br />

istihdam ve ekonomimize 4-5 katrilyonluk<br />

katkı sağlanırdı.<br />

Otomotiv sanayii herkesçe bilindiği<br />

üzere ülkelerin gelişmesi ve kalkınmasında<br />

olmazsa olmaz nitelikte, başlarında<br />

demir-çelik, makina imalatı, madeni eşya,<br />

cam, lastik, plastik, elektrik, elektronik,<br />

kimya, petrokimya, mühendislik sanayilerinin<br />

yer aldığı yirmi kadar ekonomik<br />

faaliyet alanını kullanan, arz-talebi<br />

canlandıran asla vazgeçilmez sanayi dalıdır.<br />

(Ref 1).<br />

Fransa gibi oldukça ileri ülkelerde<br />

dahi ithalat izinleri toplam talebin yıllık<br />

% 15'lerini geçmeyecek biçimde<br />

kontrollü olarak Lyon'daki bir kamu<br />

idaresince verilmektedir. Öncelikle bu<br />

alanda ithalat rejimi ve uygulamalarında<br />

dikkatli, seçici ve milli ekonomiyi<br />

gözeten politikalara ivedi geçilmesi lazımdır,<br />

şarttır! Üretim yapan kuruluşlarımız<br />

için, Yabancı Sermaye Kanunu<br />

kapsamında olsalar da üretim hacmi,<br />

yerli muhteva oranlan ve ihracat katkılarını<br />

dikkate alan ve bu değişkenlerin<br />

pozitif katkılarıyla ilişkilendirilen, teşvik<br />

edici ve ödüllendirici koşullar ve düzenlemeler<br />

getirilmelidir! Bu işin en<br />

ufak bir hafife almaya tahammülü ve<br />

Milletimizin hayat damarlarını kesmeğe<br />

kimsenin hakkı yoktur. Fransız otomotiv<br />

sanayii pratik olarak yerli katkı<br />

oranı yüzde yüz olduğu, bizde ise ortalama<br />

yüzde yetmişlere gerilemiş olduğu<br />

dikkate alınırsa, Türkiye'ye yapılacak<br />

oto ithali için verilecek izinler yekunu,<br />

toplam üretimin yüzde onunu (%10) asla<br />

aşmayacak sınırlar içerisinde tutulmalıdır!<br />

Bu görev başlıca Hükümetin,<br />

34 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465<br />

Hazine Dış Ticaret Müsteşarlığının, Sanayi<br />

Bakanlığının, devlet Planlama Teşkilatının,<br />

Maliye Bakanlığının olduğu<br />

kadar bilgili, bilinçli, ülkesini düşünmek<br />

durumunda olan her vatandaşın da<br />

vazifesidir!<br />

Geçen yıl Dünya yollarına 40 milyon<br />

yeni oto girdi (Ref. 3). Türkiye oto üretim<br />

sıralamasında ufacık ülke Hollanda'nın<br />

hemen üzerinde yirmidördüncülüğe düşmüştür.<br />

Oysa ki gerçek üretim ve talep<br />

potansiyeli bu yıllarda 500 binler civarıdır.<br />

Ancak yapılacak etkin ve kalıcı düzenlemeler<br />

sayesinde bu hayati endüstrimiz<br />

yaşayabilecek ve gelişecektir. Aksinin<br />

gerçekleşmesine göz yummak ülke<br />

gerçeklerine, bu ülkenin ekonomisine<br />

vurulacak en büyük darbe nedeniyle açık<br />

görüşüm odur ki şu vatana ihanettir!!!<br />

Geçmişle ilgili bir çağrışımı da dile<br />

getirmeden son veremiyorum : 1970'li<br />

yıllarda otomotiv sanayiimiz için olduğu<br />

kadar sanayileşme hamlesi için sabahın<br />

sekizinden gece yarılarına kadar<br />

projelerle, teşvik ve yönlendirmelerle<br />

uğraş verdiğimiz bir çok mesai arkadaşımızın,<br />

meslekdaşımızın, politikacı olduklarından<br />

itibaren yukarıda yakındığım<br />

durumları yaratanlar olduklarını<br />

görmek esef üstüne esef verici olmuştur.<br />

Keza, bilgi düzeyleri, tecrübeleri ve<br />

konuyla ilgileri yönlerinden yetersiz,<br />

ehliyetsiz ve duyarsız pek çok elemanın<br />

bürokraside ve benzer karar verici işlevsel<br />

görevlere getirilmiş olmaları da aynı<br />

derecede tahripkâr olmuştur ve ne hazindir<br />

ki bu sürüyor.<br />

KAYNAKÇA<br />

1. Otomotiv Sanayii: Sanayileşmenin Temel<br />

Taşı. Mühendis ve <strong>Makina</strong> sayı 417 Ekim<br />

1995 Dr. İlter SERÎM<br />

2. Türkiye İthalat Cenneti, Yeni Yüzyıl<br />

(Liberal Bakış) 25.1.1998<br />

3. Dünya Otomotiv Üretimi Yeni Yüzyıl<br />

26.2.1998.<br />

İlter SERİM<br />

Dr. Yük. Müh. (San. Ar.<br />

Gel. Gn. Md. E.)<br />

Otomotiv sanayii<br />

herkesçe bilindiği<br />

üzere ülkelerin gelişmesi<br />

ve kalkınmasında<br />

olmazsa<br />

olmaz nitelikte,<br />

başlarında demirçelik.<br />

makina imalatı,<br />

madeni eşya.<br />

cam, lastik, plastik,<br />

elektrik, elektronik,<br />

kimya, petrokimya,<br />

mühendislik sanayilerinin<br />

yer aldığı<br />

yirmi kadar ekonomik<br />

faaliyet alanım<br />

kullanan, arz-talebi<br />

canJandjran asla<br />

vazgeçilmez sanayi<br />

dalıdır.


GEÇMİŞTEN BUGÜNE<br />

MÜHENDİS VE MAKINA<br />

Değerli okuyucularımız, bu sayımızdaki Geçmişten Bugüne "Mühendis ve <strong>Makina</strong>" köşemizde, Mustafa DE-<br />

MlRSOY'un, Otomobil Endüstrisinin Gelecekteki Problemleriyle ilgili 1967 yılı, Temmuz 120. sayıda yer alan<br />

yazısını yayınlıyoruz.<br />

Otomobil endüstrisinin 30 yıl önceki durumu ve gelecekte karşılaşacağı sorunlarla ilgili öngörülerin yer aldığı<br />

yazıyı okurken günümüzdeki gelişmelerle karşılaştırma olanağı bulacağınız düşüncesiyle ilginize sunuyoruz.<br />

Otomobil Endüstrisinin Gelecekteki<br />

Büyük Problemleri<br />

Bilindiği gibi 1966 senesinde 11. Enternasyonal otomobil<br />

tekniği FISITA (Federation international des societes<br />

d'ingenieurs des techniques de l'automobile) kongresi Almanyanın<br />

Münih şehrinde yapıldı. Bu kongrede otomobil<br />

<strong>Mühendisleri</strong> bir araya gelerek, otomobil tekniğine ait çeşitli<br />

mevzularda konferanslar verdiler ve bunların üzerinde münakaşa<br />

ettiler.<br />

İlk kongre 1947 senesinde Pariste toplanmış ve bu kongre<br />

ile fikir teatisinin ne kadar elzem olduğu anlaşılmıştı. Bunun<br />

üzerine 1948 senesinde her iki senede toplanmak üzere FISI-<br />

TA'nin temelleri atılmıştır. Bu toplantının 1968 senesinde ispanyanın<br />

Barcelona şehrinde yapılması kararlaştırılmıştır.<br />

Almanyada yapılan toplantının organizasyonu Avrupanın en<br />

büyük Teknik cemiyeti olan VDI'nin (Verein Deutscher Ingenieure<br />

= Alman Mühendisler Cemiyeti) Otomobil tekniği şubesi<br />

tarafından ele alınmıştır. Bu toplantıda İngiltere, Hollanda,<br />

Fransa, İsviçre, Japonya, Avusturya, Amerika ve<br />

Almanya'nın ilim adamları elli kadar konferansta otomobil<br />

tekniği üzerindeki yeni ilmi araştırmaların neticelerini açıklamışlardır.<br />

Kongre başkanı Prof. Dr. Müh. e h. Nallinfer yapmış<br />

olduğu açılış konuşmasında, Almanyadaki yolların<br />

Amerikadaki yollara nazaran 3 defa daha fazla yüklenmiş bir<br />

vaziyette olduğunu ve yolların genişletilmesi problemi üzerinde<br />

durmuştur. Son zamanlarda gittikçe artan kazaları önlemek<br />

için, yolların genişletilmesi hususunda yapılan çalışmaların,<br />

mühendislerin otomobilleri daha emniyetli yapabilmek hususundaki<br />

çalışmaları ile birlikte yürütülmesi gerektiği belirtilmiştir.<br />

Bu arada ise yol yapımının hiç bir şekilde otomobil<br />

tekniğine ayak uydurmadığından bahsedilmiştir.<br />

İlk konferansta Prof. Dr. Müh. Koessler tarafından kültür<br />

ve tekniğin birbirleriyle olan bağlılığı ifade edilmiştir. Konu;<br />

Kültürün transport tekniğin uygun yollara ihtiyacı olduğudur.<br />

Trafiğin her hangi bir şekilde sınırlandırmışı, tekniğin ilerlemesini<br />

önlemektedir. Eski zamanlardan beri görüldüğü gibi,<br />

ufak bir buluş, diğer bir buluşa yol açmış ve yardım etmiştir.<br />

Muhakkak ki teknik bazı kötülüklerde mesuliyeti taşımaktadır.<br />

Fakat bu durumda mesuliyeti teknik yalnız başına değil,<br />

aynı zamanda mesuliyeti hissetmiyerek tekniğin zararlı olmasına<br />

müsaade eden insan da taşımaktadır. Bu durum daima<br />

göz önünde tutulmalı ve teknik insanın mahvolmasında değil,<br />

bilakis faydalanmasına yardımcı olmalıdır.<br />

Zehirleyici gazlarla mücadele<br />

Prof. Dr. Ing. Eberhan Eberhorst (Yüksek Teknik Okulu<br />

Viyana) konferansında yanmalı motorların yanma olayından ve<br />

onların eksoz gazlarının problemi üzerinde durmuştur. Otomobil<br />

motorlarında gücün artırılması havanın kirlenmesine yol<br />

açmaktadır. Havanın bugünkü teknik yüzünden meselâ araba<br />

eksoz gazlan ve fabrika dumanlan ile kirlenmesi, insan hayvan<br />

ve bitkilerin yaşama şartlannı tehdit etmektedir. Bu ise mevki<br />

ve zaman yönünden tipik genel bir problemdir. En tehlikelisi,<br />

kokusuz olan ve benzin motorlan eksoz gazlannın ihtiva etmiş<br />

olduğu CO miktandır. Bilindiği gibi yanma olayında oksijen<br />

miktannın eksikliği buna sebebiyet verir ve teorik olarak hava<br />

sayısının k > 1 olması halinde, yani hava fazlalığında kaybolur<br />

(Şekil: 1). Bunun yerine tehlikesiz olan CO 2 gazı meydana<br />

gelmektedir. Fakat artan hava fazlalığı motorun ortalama basıncının<br />

(p m ) düşmesine sebep olmaktadır.<br />

ZCH HO<br />

aş o,? C3 o? p I,I if p 14<br />

V-"" ^*CsT/;"' ;<br />

v ——— û£9atı ~~~*— 0,73 *^* L^/ÎZCTr/ A<br />

Şekil: 1<br />

Bir Silindirli, 4 zamanlı bir benzin motorunun, n = 1800 d/dak eksoz<br />

gazları bileşimi CO, CH, NO<br />

Şimdiye kadar bir çok denemelerle gösterildiği gibi, yanmalı<br />

motorlann eksoz gazlannın bileşimi sadece ve sadece karbüratörün<br />

ayarına bağlıdır. Avusturya otomobil kulübü bu durumu<br />

aydınlatmak için seri halinde çeşitli arabalar üzerinde araştırmalar<br />

yapmıştır. Başlangıç durumundaki CO miktan ölçülmüş<br />

ve daha sonra karbüratörün ayar edilmesi ile bu miktar rölanti<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 35


GEÇMİŞTEN BUGÜNE<br />

MÜHENDİS VE MAKINA<br />

(boşa dönme) durumunda en düşük bir seviyeye indirilmiştir.<br />

Bu tecrübelerden sonra CO miktarının rölanti durumunda alınan<br />

tedbirlerle 1/3 kadar aşağı bir seviyeye indirilebileceği neticesine<br />

varılmıştır. Deneme mahalinde yapılan son denemelerin gösterdiğine<br />

göre, boşta dönme durumunun Kaliforniya testi ile tespit<br />

edilen CO miktarına mühim bir tesiri vardır.<br />

Konstruktif olarak alınan tedbirlerle eksoz gazlan ile havanın<br />

kirletilmesi azaltılabilmektedir. Bu anlamda bilhassa benzin<br />

püskürtücüsünü ön planda belirtmek doğru olur. Bunun için<br />

konstrüktörler emme borusunu kullanma yoluna gitmektedirler.<br />

Böylece silindirler 1/4 oranında iyi bir şekilde karışmış bir<br />

karışım almaktadırlar. İyi bir karışım, eksoz gazlarında olan<br />

yağlı maddeleri, CO miktarını ve karbonlu hidrojen parçalarını<br />

azaltmaktadır. Emme ventiline yaklaştıkça daha iyi neticelerin<br />

elde edildiği yapılan denemelerle tespit edilmiştir.<br />

Son zamanlarda bir ilim adamının açıkladığına göre dünya<br />

üzerindeki hava miktarının bu tehlikeli durum karşısında 100<br />

sene sonra kaybolacağıdır. Prof. Eberthostın kanaati ise 100<br />

sene sonraki mühendislerin benzin motorları ile büyük bir ihtimalle<br />

pek uğraşmıyacaklardır. Profesörün yapmış olduğu hesaplara<br />

göre hava miktarı Dünyamız için 117 000 sene yetecektir.<br />

Amerika şehirlerinde son zamanlarda eksoz gazlarının<br />

havayı pistletmesiyle meydana gelen dumanlanma olayından,<br />

Avrupa şehirlerinin çok çabuk korkuya kapılmamalan gerekmektedir.<br />

Bunun için otomobil mühendislerinin iyice düşünüp<br />

bu problemi en uygun bir şekilde çözmeleri lazımdır.<br />

Prof. E. Starmann (Berkeley Üniversitesi, Kaliforniya-<br />

USA) ise vermiş olduğu konferansında CO, CH, NO, kurum,<br />

kurşun gibi v,s. maddelerin insan vücudu üzerindeki tesirlerinden<br />

bahsetmiş ve bilhassa NO'in kötü tesirlerine işaret etmiştir.<br />

Ayrıca NO'in eksoz gazlarında bulunduğu gibi endüstri gazlarının<br />

da bunu ihtiva ettiğine işaret etmiştir.<br />

Amerikanın (Detroit, USA) Ethyi firmasının bu problemin<br />

çözülmesi için 15 seneden beri yapmış olduğu çalışmaları izah<br />

edilmiştir. Benzin motorları ile yapılan denemelerde emme<br />

borusunda yapılacak değiştirmelerle ve aynı zamanda yanma<br />

zamanının iyi seçilmesi ile CO miktarının belirli bir aşağı sınıra<br />

getirilmesinin mümkün olacağı ispata çalışılmıştır.<br />

Prof. E. Huber (Münih) konferansında benzin püskürtmesiyle<br />

eksoz gazlarının kimyasal bileşiminin iyileştirilmesinin<br />

ihtimallerinden bahsetmiştir. Yapılan deneylerin gösterdiğine<br />

göre hareket etmiyen bir arabada emme borusuna yapılacak<br />

püskürtme ile bir netice elde edilememiştir.<br />

Fakat bunun yegâne faydası otomobilin şehir içindeki hareketi<br />

esnasındaki geçiş durumlarının kontrol altına alınmasıdır.<br />

Fakat bu püskürtme donanımlarının epey pahalı olması,<br />

otomobillerin bunlarla donanmasını da sınırlamıştır. Doğrudan<br />

doğruya silindir odasına yapılan püskürtmelerin araştırmalarında;<br />

geç püskürtme ve yabancı yanmanın (Fremdzündung)<br />

yakıt miktarı ayarıyla arabanın her hareket durumunda<br />

tam manasiyle bir yanma husule getirilmesi imkanı doğmuştur.<br />

Fransız mühendislerinin bir CFR motoruyla yapmış oldukları<br />

36 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />

erken yanmanın araştırmalarında, otomotik yanma ayarlayıcısının<br />

inkişafı en iyi durumu göstermiştir. Böylece daha büyük<br />

güçler ve az benzin sarfiyatı ile daha iyi eksoz karışımı elde<br />

edilmektedir.<br />

Bazı Amerikan firmalarında inkişaf ettirilmiş olan son<br />

yanma olayı daha doğrusu eksoz gazlarının yanması için lüzumlu<br />

aletler hazır bulunmaktadır. Fakat buna rağmen bütün<br />

firmalar bu aletlere lüzum kalmaksızın, motorun içinde alınacak<br />

tedbirlerle eksoz gazlarının karışımına tesir etme çarelerini<br />

araştırmaktadırlar. Amerikada son zamanlarda çeşitli büyüklükteki<br />

motorların eksoz gazları karışımı sınırlarını gösteren<br />

yeni bir kanun çıkarılmıştır. Bu kanun 1 Ocak 1968 senesinde<br />

yürürlüğe girecek ve Avrupadan Amerikaya satılan arabalar<br />

için de geçerli olacaktır. Bu kanuna göre (kaliforniya testi) verilen<br />

sınırlar şu şekilde gösterilmiştir:<br />

819 - 1639 cm 3 Motorlar için 2.3%CO400ppm<br />

1639- 2294cm 3 Motorlar için 2.0%CO 350ppm<br />

2294- üzerinde Motorlar için 1.5%CO275ppm<br />

Yanma odası araştırmaları<br />

îngilterede yanma odası üzerinde yapılan çeşitli araştırmalarla<br />

yanma odası şeklinin benzin motorunun çalışmasında<br />

büyük rol oynadığı sonucuna varılmıştır. Yanma odasının<br />

şekli artan sıkıştırma oranı ile kompakt bir şekil almaktadır.<br />

Yapılan araştırmalardan anlaşıldığına göre en iyi yakıt karıştınmı,<br />

piston içindeki yanma odası ile düz olan silindir başlığı<br />

kombinasyonunda elde edilmektedir.<br />

Bu şekildeki yanma odaları bu gün, Audi, Rover, Ford arabalarında<br />

kullanılmaktadır.<br />

Geleceğin kuvvet kaynakları<br />

Almanyadan Dr. Müller çeşitli vasıtalar için kullanılabilecek<br />

güç kaynaklarından gaz türbini, benzin moturu ve elektrik<br />

motorunu dizel motoru ile karşılaştırmıştır. Dizel motoru bu<br />

karşılaştırmada iyi bir sonuç vermemekle beraber mütemadiyen<br />

orta ve ağır taşıt vasıtalarında kullanılmaktadır. Motor ve<br />

yakıt nalları diğerlerine nazaran daha münasiptir. Ağır çalışma<br />

şartlarında, dağlık bölgelerde ivme vericilerinin (meselâ, sıvı<br />

ve girdap akım frenleri) kullanılması mümkün olmakla beraber,<br />

bunların kullanılması için lüzumlu masraf, teknik ve iktisadi<br />

başarıya uymamaktadır.<br />

Keza dişli kutusunun inkişafında otomatik hidro-dinamik<br />

kavramının kullanılması yoluna gidilmektedir, almanyada hidro-dinamik<br />

kavramının kullanılması ile meydana gelecek<br />

problemler bir hesap programı halinde incelenmektedir. Ortaya<br />

çıkan diferansiyel eşitlikler bir elektronik makina ile çözülmektedir.<br />

Dr. H. Pulst (İsviçre) yakıtın enerjisini elektrik enerjisine<br />

çeviren yakacak hücrelerinin şimdiye kadarki inkişafında elde<br />

edilen iyi neticeleri bildirmiştir. Böyle bir elektro-kimya kanunu<br />

için lüzumlu olan şartlar verilmesine rağmen, bunların yakın


GEÇMİŞTEN BUGÜNE M M M<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA<br />

bir gelecekte seri halinde yapılan arabalarda kullanılması düşünülmemektedir.<br />

Deneme amacıyla çeşitli yacak hücreleri<br />

arabalara yerleştirilmiş fakat fiatın, ağırlığın elan çok büyük<br />

olması dolayısıyla bunlar benzin motorları ile boy ölçüşemiyecek<br />

durumdadır.<br />

NSU firmasından iki mühendisin açıklanan raporunda 6 yıl<br />

evvel açıklanmış olan Wankel motoru incelenmiştir. Bu motor<br />

NSU firmasında yapılan birçok inkişaflardan ve az sayıdaki seri<br />

imalattan sonra büyük sayıda prodüksiyona getirileceği düşünülebilir.<br />

Yağ ve benzin sarfiyatının indirilerek bugünki modern pistonlu<br />

motorların seviyesine getirilmesi Wankel motoruna şans tanınmaktadır.<br />

Fakat elan çalışma esnasında büyük problemler<br />

ortaya çıkmaktadır, bunlar bilhassa küçük devirlerdeki dönme<br />

momentinin az ve eksoz gazlarının bileşiminin iyi olmamasıdır.<br />

Bütün bu düşüncelerden sonra bu motorun<br />

sadece arzu edilen özel durumlarda kullanışlı<br />

olacağı sonucuna varılır. Yapılan münazaralarda<br />

motorun ulaşmış olduğu yaşama<br />

müddeti hiç bir şekilde açıklanmamış<br />

ve motorun teknik değerleri verilmemiştir.<br />

Arabanın yol durumu<br />

insanın, otomobilin hareket özelliklerini<br />

iki yönden tetkik etmesi lâzımdır.<br />

- Hareket stabilitesi ve hareket yönünün<br />

sabit kalmasının matematiksel ve fiziksel<br />

olarak ele alınması.<br />

- Hareket özelliklerinin ve konforun<br />

konstruktif yollardan düzeltilmesi.<br />

Bir Fransız mühendisi taşıtların titreşim<br />

durumunun nasıl incelenebileceğini<br />

göstermiştir. Bu durumun, bir çok faktörlerin<br />

çokluğundan, bir bütün olarak ele<br />

alınması imkansızdır. Bundan dolayı hesaplarda,<br />

her büyüklüğün tesirini tespit etmek<br />

için bazı değerlerin ihmal edilmesi<br />

gerekmektedir. Teorik olarak yapılan araştırmaların gösterdiğine<br />

göre, titreşim durumunun incelenmesinde yatay ve düşey<br />

titreşimlerin ayrı ayrı biribirine bağlı olmaksızın incelenmesinin<br />

mümkün olduğu anlaşılmıştır.<br />

İtalyadan iki Dr. Mühendisin inkişaf ettirmiş oldukları lineer<br />

olmıyan 3 eksenli bir matematik model ile arabanın ve tekerleklerin<br />

bir çok mekanik özelliklerini nazarı itibare almış ve<br />

bu şekilde taşıtın hareket yönü durumunu incelemiştir.<br />

Almanyadan bir Y. Müh. ise, dört yay model ile sallanma<br />

stabilitesinin strok- ve sallanma titreşimine olan tesirini incelemiştir.<br />

Sallanma stabilitesinin yükseltilebilmesi için bir progresiv<br />

stabilite yayı tavsiye edilmektedir.<br />

Tekerlek ve hava yaylan<br />

Tekerleklerin yoldaki durumu için yeni bir sürtünme teorisi<br />

açıklanmıştır. Tekerleklerin ıslak yolda kaymasının, yolda te-<br />

kerleğin basma yüzeyi ile yolun yüzeyi arasında kalan sıvı filminden<br />

ileri geldiği ileri sürülmektedir. Bu sıvının nakledilmesi<br />

için yol sathının şekline ve pürüzlüğüne bilhassa gerekli<br />

alâkanın gösterilmesi icap etmektedir.<br />

Ayrıca lastik tekerliğin sürtünme katsayısının büyüklüğüne<br />

işaret edilmiştir. Bu katsayının büyüklüğü yola temas eden<br />

lastik elemanının hızına bağlı olup büyük sınırlar arasında değişmektedir.<br />

Yol ile tekerlek arasındaki sürtünme ve adezyon sürtünmesi<br />

arasında bir bağıntı bulunması mümkün olmuştur. Bilhassa<br />

lastiğin teorik olarak araştırmalarında, alâka çeken ilerlemeler<br />

kaydedilmiştir. Hareket esnasında arabanın konforuna zararlı<br />

şekilde tesir eden radyal ve dik titreşimlerin hesaplanma yollan<br />

bulunmuştur. Basitleştirilmiş bir lastik tekerlek modeli ile direksiyon<br />

stabilitesi için lüzumlu olan en<br />

ince incelemeler yapılabilmektedir.<br />

Yolun adezyonu sihhatli bir araba sürüşü<br />

için en ehemmiyetli olan bir faktördür.<br />

Bunun düzeltilebilmesi için çeşitli<br />

yeni yay sitmeleri tavsiye edilmektedir.<br />

Bu arada, yeni inkişaf ettirilmiş olan hava<br />

yaylarından ve arabada her yeni yay elemanlarının<br />

bağlı olduğu ilave hava depolu<br />

bir sistemden bahsedilmektedir. Yaylanma,<br />

yay ile depo arasında fren tesiri yapan bir hava<br />

hareketi meydana getirmektedir.<br />

Almanyadan Dr. Müh. Hoffmann, hidro-pönmatik<br />

amortsörler ile seviye ayarlayıcısını<br />

ele aldı. Taşıtların hafif yapılmaları<br />

ile boş ve dolu olan taşıt arasındaki fark<br />

daimi olarak artmaktadır. Bir linear yay bunu<br />

büyük bir yay stoku ile karşılıyabilir,<br />

fakat ondan sonraki taşıtın boş hareketinde,<br />

taşıt çok serttir. Bu kötü tarafı bertaraf etmek<br />

için, seviye ayarlıyan amortisörlerin<br />

kullanılması ihtiyacı hasıl olmaktadır.<br />

Bunlar bugün pahalli olmaları sebebiyle küçük taşıtlarda kullanılmamaktadırlar.<br />

Şöfürün direksiyondaki durumu<br />

Prof. Hirao (Japonya) konferansında, insan ile taşıt arasındaki<br />

münasebetleri göz önüne alarak arabanın çalıştırma özelliklerinden<br />

ve bunların düzeltilme yollarından bahsetmiştir.<br />

Yapılan araştırmalar ile direksiyon esnasındaki çeşitli zaman<br />

kaymalarının incelenmesi yapılmıştır. Böyle bir durum tekerleklerin<br />

dinamik özelliklerinden, şasiye bağlanmasından ve taşıttaki<br />

yük dağılımından vs. meydana gelmektedir. Bu zaman<br />

kaymasına ilaveten direksiyon sistemindeki boşluklardan ileri<br />

gelen zaman kayması olmaktadır. Bu toplam zaman kaymasının<br />

azaltılması için ön tekerlekteki açının fazı, direksiyon tekerleğinkinden<br />

belirli bir açı ileri alınmış olan yeni bir direksiyon<br />

sistemi inkişaf ettirilmiştir.<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 37


GEÇMİŞTEN BUGÜNE<br />

MÜHENDİS VE MAKINA<br />

Dr. Müh. Coermann (Almanya) iş fizyolosi yönünden taşıtların<br />

şekillendirilmelerini izah etmiştir. Şoförün arabanın<br />

hareketi esnasında güç kabiliyetini tamamen muhafaza edebilmesi<br />

için, arabanın iç dekorasyonuna ve çalıştırma tertibatlarına<br />

lüzumlu olan kıymetin verilmesi ihtiyacı doğmaktadır.<br />

Lâboratuvarda şoför kabinesinin şekillendirilmesi için<br />

ortalama ölçüler tespit edilmiştir (Şekil 2). Çok mühim olan<br />

bir şey de, taşıtın yürütme aletleri için lüzumlu kuvvetlerin<br />

doğru ölçülmesidir. Şoförün kendisine gelen bütün kuvvetler,<br />

onun iyi bir şekilde arabayı sürmesine mani olabilirler. Oturma<br />

yerinin bir kabuk olarak teşkili ve bunun yüksek kenarlarla<br />

Şekil: 2<br />

Şoför oturma yerinin ideal ölçüleri<br />

ideal ölçüler için yapılan tavsiye:<br />

1 = 1000 mm, 2 = 500 mm, 3 = 610 mm, 5 = 1200 mm, 6 =<br />

750 mm, 7 = 340 mm, 8 = 200 mm, 9 = 200... mm, 10 = ± 50<br />

mm, 11 = 450 mm, 12 = 75 mm, 14 = 450 mm,.. 500 mm, 16 =<br />

110°, 17 = ± 10°, 18 = ± 50°, 20 = ca. 700 mm, 21 = 3000 mm<br />

(Otomobiller için), 22 = 15... 20°.<br />

teçhiz edilmesi, dönemeçteki arabanın hareketinde en iyi neticeyi<br />

vermektedir. Fakat bununla en iyi lüzumlu periyodik<br />

oturma adalelerinin yükünün azaltılması sınırlandırlmış olur.<br />

Şoförün gürültüden rahatsız olmasına en iyi çare olarak, motor<br />

ile oturma yeri arasına bir bölme duvarının çekilmesi tavsiye<br />

edilmektedir. Bunun için lüzumlu olan malzemeler araştırılmış<br />

ve tespit edihniştir.<br />

İngilterede sistemli olarak yapılan çalışmalarda, arabalarda<br />

gürültü meydana gelişinin ve iletiminin problemleri üzerinde<br />

durulmuştur. Çalışma esnasında meydana gelen gürültülerden,<br />

rüzgarın sebep olduğu gürültülerden ve taşıtta resonansın<br />

meydana gelmesinden bahsedilmiştir.<br />

Dr. Kikuchi (Japonya) otomobillerde bulunan ısıtıcıların<br />

sadece sıcaklık derecesini ayarladıklarını, bunlar için aynca bir<br />

nem miktarı ayarlayıcısının lüzumluluğunu belirtmiştir. Kikuchinin<br />

fikrine göre, kuru ve tozlu hava ile göz nezlesi ve göz<br />

zan hastalıklarının meydana gelebilecektir.<br />

Psikologların görüşüne göre motorlu trafiğin sadece bir<br />

38 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465<br />

teknik problem olmadığını bildirmiş, mühendis, hekim ve psikologların<br />

beraberce sıkı bir işbirliği ile insan ve taşıt arasındaki<br />

bazı sorulara cevap bulmanın lüzumlu olduğuna işaret etmiştir.<br />

Bilhassa çeşitli problemlerin çözülmesi için bazı ilmi<br />

analizlerin yapılmasının lüzumluluğu açıklanmıştır.<br />

Son olarak bütün bu konferanslardan çıkarılacak olan netice;<br />

motorların, taşıtın ve güç ileten transmisyon tertibatının,<br />

taşıtın hareketteki durumu ve lastik tekerleklerin durumu sadece<br />

modern ölçme tekniği aletleri ile mümkündür. Bu ise büyük<br />

bir mali zorluğu ortaya çıkarmaktadır ki, bunu sadece büyük<br />

firmalar karşılıyabilirler.<br />

Her gün artan ilmi araştırmalar ile konstrüksiyonlann eksik<br />

tarafları keşfedilmekte ve otomobiller her bakımdan inkişaf<br />

etmektedir. Bütün bu araştırmalar bir çok yorucu teorik ve<br />

pratik çalışmalara ihtiyaç göstermektedir. Son zamanlarda nazarı<br />

dikkati çeken bir husus; araştırmalarda ölçme tekniğin ve<br />

kanşık matematik problemlerin çözülmesinde elektronik hesap<br />

makinalarının muazzam hissesinin oluşudur.<br />

Bibliyografya<br />

1 - Automobil Reue Nr. 30,1966<br />

2 - Automobiltechnische Zeitschritf 1968, Nr. 8 - 9 -10 -11<br />

TPİMOB<br />

S A İN AY t KONGRESİNE<br />

DOĞRU<br />

<strong>TMMOB</strong><br />

<strong>Makina</strong> <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong>


BİLGİ<br />

Q A VT? A OT Hazırlayan : Yara. Doç. Dr. Fazıl Önder Sönmez<br />

O/Vl X* ivdi Boğaziçi Üniversitesi Mak. Müh. Böl<br />

OTOMOTİV SANAYİİNDE KOMPOZİT MALZEME KULLANIMI<br />

Otomobilin ağırlığını azaltmak; yakıt tüketiminde hatırı sayılır tasarruflara yol açtığından, otomobil üreticileri<br />

ağırlığı azaltacak yeni malzeme arayışlarına girmiş bulunuyorlar. Buna ilaveten petrol yakıtlarına alternatif<br />

olarak geliştirilmeye çalışılan elektrikli arabaların motorları nispeten daha az güç ürettiğinden,<br />

arabanın ağırlığı fevkalade ehemmiyet kazanır. Kompozit malzemeler, katılığın özgül ağırlığa oranı bakımından<br />

çelik ve alüminyum ile karşılaştırıldığında, bu değer birkaç kat daha fazla olabilmektedir. Bu sebeple kompozit<br />

malzemeler ağırlık azaltmada en önemli adaylardandır.<br />

Kompozit malzemeler arasında en yaygın olarak polimer matrisli kompozitler kullanılmaktadır. Plastik matrisli<br />

olmalarına rağmen metaller kadar emniyetli tasarımları mümkündür. Ön kısmı cam elyaf takviyeli polimer<br />

kompozitten yapılmış bir araba 35 mil/saat çarpma testini geçmiş bulunuyor [lj. Çarpışmalarda çelik kadar güvenlik<br />

sağladığı gibi, polimer kompozitler titreşim kontrolü gibi özellikleriyle de daha üstün performans göstermeye<br />

adaydır.<br />

Polimer kompozitler matrisi, termoset veya termoplastik olmak üzere ikiye ayrılır. Termoplastik polimerlcr<br />

(naylon gibi), uzun molekül zincirlerinden oluşur. Yüksek sıcaklıklarda bu zincirlerin birbirleri üzerinde kaymaları<br />

sonucu, termoplastikler eriyebilme özelliğine sahiptirler. Termosetler ise umumiyetle başlangıçta monomerlerden<br />

veya kısa zincirlerden oluşan sıvı bir halde bulunur. Yüksek sıcaklıklara çıkarıldığında, bunların aralarında<br />

karşılıklı bağların oluşmasıyla büyük bir moleküle dönüşerek katılaşırlar. İyileştirme denen bu işlemden<br />

sonra artık polimerin erimesi söz konusu olmaz. Termoset ve termoplastik polimerlerin mikro yapılarındaki bu<br />

farklılık; mekanik özelliklerine, imalat tekniklerine ve yeniden dönüşüm imkanlarına da yansır. Termoplastikler<br />

molekül zincirlerinin hareket kabiliyetinden dolayı termosetlere göre daha az kırılgandır. Mukavemet ve katılık<br />

gibi kompozitin mekanik özelliklerini ağırlıklı olarak elyaf takviyesi belirlediğinden, polimer matrisinin bu gibi<br />

özellikleri çok önemli değildir. İmalat yöntemine gelince, termoplastikler yüksek sıcaklıklarda eritilerek şekil<br />

verilir, sonra soğutularak katı haline getirilir. Ancak imalatmdaki en büyük zorluk, eriyik halde bile viskozitesi<br />

çok yüksek olduğundan elyafla karıştırılması çok zordur. Viskozitesini düşürmek için daha yüksek sıcaklıklara<br />

çıkarıldığında ise polimer ayrışır ve bozulur. Termosetler ise yaygın olarak içinde örülü elyaf bulunan bir kalıba<br />

sıvı olarak aktarılır, sonra sıcaklık artırılarak iyileştirme işlemi yapılır. Bu işlemden sonra şekil vermek mümkün<br />

olmadığından termosetlerin yeniden dönüşüm imkanı yoktur. Ayrıca bu iyileştirme işlemi kimyasal bir süreç<br />

olduğundan, imalat süresini uzatmaktadır. Bazı otomotiv uygulamalarında iyileştirme işlemi 5-10 dakikaya kadar<br />

inmişse de çelik veya termoplastiğin işlenmesine nazaran bu süre uzundur.<br />

Otomotiv sanayiinde şu ana kadar termosetler, termoplastiklere nazaran daha fazla kullanım alam bulmuştur.<br />

Otomobil gövdelerinde termoset kullanımı yaygın olmakla birlikte, termoplastiklere rağbet görülmeye başlandı.<br />

Golf A4 ve POLO A03 dahil olmak üzere bütün yeni VW arabalarının ön kısımları cam elyaf örgütlü termoplastik<br />

tabakalardan yapılmıştır [2].<br />

Son zamanlarda giriş manifoldları ekseriyetle alüminyumdan imal edilmektedir. Fakat bu parçaların şekilleri<br />

daha karmaşık hale geldikçe ve tek kalıpla üretilen cam elyaf takviyeli termoplastikler ağırlıktan tasarruflar sağladıkça,<br />

termoplastikler tasarımcılara cazip gelmeye başladı. Ford Mondeo'nun 4 silindirli 16 valflı motorunun<br />

giriş manifoldu cam elyaf katkılı PA'dan imal edilmiştir [2]. Chevrolet giriş manifollarmda cam elyaf katkılı<br />

naylon kullanmaktadır [3]. Plastik ağırlıktan tasarruf sağladığı gibi motorun performansını da artırmıştır. Giriş<br />

manifoldlarının iç yüzeyi son derece pürüzsüz olmalıdır. Aksi takdirde oluşacak türbülans, motorun verimliliğini<br />

azaltır. Düzgün yüzeyleriyle plastik manifoldlar alüminyumla yapılanlara göre motorun verimini %5 kadar artırabilmektedir.<br />

Malzemenin düşük ısı iletkenliği; manifold içindeki havanın motorun sıcaklığından daha iyi yalıtılmasına<br />

yol açmakta; manifoldun havayı daha yoğun olarak tutmasıyla, yanma daha randımanlı gerçekleşmektedir<br />

[3]. Plastik titremeyi azalttığından motorun gürültüsü azalmaktadır. Avrupalı motor üreticisi PSA da Peogeot<br />

406 vet 605, Citroen Xantia ve XM modellerinde kullanılmakta olan motorun giriş manifoldunda naylon kullanarak<br />

benzer faydaları elde etmektedir. Alüminyumdan Naylon 46 r<br />

ya geçmekle PSA manifoldun ağırlığını %50,<br />

imalat maliyetini %20, 30 azaltabilmiş, döküm sonrası işlemeyi ortadan kaldırabilmiştir [3],<br />

Chrysler gibi otomobil üreticileri de valf kapaklarını termoset kompozitlerinden yaparak maliyetleri % 15-20<br />

indirebilmişlerdir [3]. Plastik kompozitlerin önemli bir potansiyel uygulama alanı ön koltukların monte edildiği<br />

çatıdır [1]. Kompozitlerin fanlarda da kullanımı görülmeye başlanmıştır [3].<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 39


BİLGİ<br />

SAYFASI<br />

Plastik kompozitlere ilaveten, mühendisler matrisi metal olan kompozitleri de ciddi olarak düşünmeye başlamışlardır.<br />

GM elektrikli taşıtının çatısında metal matrisli Boralyn kompozitini kullanmaktadır [3]. Boralyn'in<br />

katılığının özgül ağırlığa oranı, çelik ve alüminyumunkinin 1.5 katıdır, yoğunluğu ise alüminyumun yoğunluğuna<br />

yakındır.<br />

Bütün avantajlarına rağmen kompozitlerin otomotiv sanayiinde yoğun olarak kullanılmasının önündeki iki<br />

önemli engel vardır. Birincisi, kompozit parçaların hala çelikten daha maliyetli olmalarıdır. İmalatı çelik gibi<br />

yüksek basınç gerektirmediğinden, plastik kompozitleri işleyen makinalar daha hafiftir ve dolayısıyla ilk yatırım<br />

maliyeti daha düşüktür. Fakat malzemenin maliyetinin fazla olması ve imalat sürecinin nispeten emek yoğun<br />

olması toplam maliyeti arttırmaktadır. Ancak ileride imalat teknolojisinde olabilecek yeniliklerle ve kompozit<br />

malzemelerin daha yoğun kullanımının getireceği malzeme maliyetlerindeki düşüşle, kompozit parçaların daha<br />

ucuza imal edilebileceği beklenmektedir. Şu anda bir çok büyük ölçekli araştırma projelerinde daha verimli imalat<br />

teknolojilerinin geliştirilmesi için çalışılmaktadır.<br />

Kompozitlerin sanayiide yoğun olarak kullanılmasının önündeki ikinci önemli engel, kompozitlerin tasarımı<br />

ve imalatı konusunda tecrübeli ve bilgili mühendis ve teknisyen sayısının yetersizliğidir. Bununla birlikte, bu<br />

engellerin zamanla aşılacağı ve kompozit malzemelerin üstün özelliklerinden otomotiv sanayimde daha çok faydalanılacağı<br />

öngörülmektedir.<br />

KAYNAKÇA<br />

1. "On Materials for Lean Weight Vehicles", Automotive Engineering, May 1998<br />

2. Ashley, S., "Composite Car Structures Pass the Crash Test", Mechanival Engineering, December 1996.<br />

3. Hotter, D., "Plastics Stili Popping up under the Hood", Machine Design, March 1998.<br />

METALÜRJİ ve MALZEME '2000<br />

10. ULUSLARARASI<br />

METALÜRJİ - MALZEME KONGRESİ VE FUARI<br />

düzenleyen<br />

<strong>TMMOB</strong> METALÜRJİ MÜHENDİSLERİ ODASI<br />

24-28 MAYIS 2000<br />

CNR DÜNYA TİCARET MERKEZİ - İSTANBUL<br />

Başvuru: Metalürji <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong>, Hatay Sk. 10/9, 06650 Kızılay - Ankara<br />

Tel: 312-425 41 60, Faks: 312-418 93 43, E-posta: metaloda@turnet.net.tr<br />

Fuar Metalürji <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong>, Klas Fuarcılık ve CNR Dünya Ticaret Merkezi<br />

tarafından gerçekleştirilmektedir.<br />

ı ı<br />

40 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465


<strong>MAKALE</strong><br />

DIESEL MOTORLARINDA DÖRT ÇEŞİT BİTKİSEL<br />

YAĞ KULLANILMASI<br />

Turgut ÖZAKTAŞ*<br />

Ö Z E T<br />

Son yıllardaki alternatif motor yakıtı arayışları,<br />

kirletici egzoz emisyon sınırlarının daraltılması<br />

ile araştırmacıları petrol kökenli olmayan<br />

yeni enerji kaynaklarına yöneltmiştir.<br />

Tohum bitkilerinden elde edilen bitkisel yağlar,<br />

enerjilerinin petrol kökenli yakıtlara yakın<br />

olması nedeniyle Diesel motoru yakıtı alternatifi<br />

olarak gündeme gelmiştir. Bitkisel<br />

yağların direkt kullanılması durumunda ortaya<br />

çıkan sorunlar nedeniyle bitkisel yağların<br />

motorin ile karıştırılarak kullanılması yoluna<br />

gidilmiştir. Bu çalışmada ayçiçek yağı, mısır<br />

özü yağı, soya yağı ve zeytinyağı motorin ile<br />

karıştırılarak elde edilen karışım yakıtların<br />

Diesel motorunda kullanılması sağlanmış ve<br />

gerek motor performansı, gerekse is emisyonu<br />

bakımından yakıtların karşılaştırılması<br />

yapılmıştır.<br />

The need for the alternative fuels in internal<br />

combustion engines as well as the more stringent<br />

exhaust emission limits have forced the<br />

researcher to make use nem energy sources<br />

Lhat generally are not based on crude oil. As a<br />

result, the use of seed oil as an alternative to<br />

Diesel fuel became popular since its energy<br />

content is as high as the hydrocarbon fuel.<br />

However, its use is limited to Diesel fuelseed<br />

oil blends because of some practical<br />

problems encountered by the direct use of it.<br />

This work deals with Diesel fuel-orn oilsunflower<br />

oil- soybean oil and olive oil blends<br />

vnth respect to engine performance and soot<br />

Doç. Dr. ÎTÜ <strong>Makina</strong> Fakültesi, Otomotiv Anabilim Dalı<br />

GİRİŞ<br />

G<br />

üneş enerjisinin fotosentez yolu ile bitkilerde depolanması ile<br />

ortaya çıkan, bitkisel ve hayvansal kökenli tüm canlı organizmalara<br />

"biyokütle" denir. Biyokütle enerjisi yenilenebilir özelliktedir<br />

ve yenilenebilir enerji kaynakları içinde en büyük teknik potansiyele<br />

sahiptir. Ülkemizde odun, hayvan ve bitki artıkları uzun<br />

yıllardan beri enerji gereksiniminde kullanılmaktadır. Çok çeşitli olan,<br />

deniz ve karada bulunabilen biyoenerji kaynaklarının en önemlileri<br />

odun, yağlı tohumlar,şekerli bitkiler, nişastalı bitkiler ile şehirsel ve<br />

endüstriyel atıklardır. Bu kaynaklar içinde yağlı tohum bitkileri, biyoyakıta<br />

geçiş için önemli bir kaynak konumundadır. Tohum bitkilerinden<br />

elde edilen bitkisel yağların enerji içerikleri petrol kökenli yakıtlara<br />

yakın olup yenilenebilir en önemli kaynaklardan biridir.<br />

Bitkisel yağların doğrudan motorin alternatifi olarak kullanılması<br />

için yapılan kısa süreli testler sonunda yağların iyi bir seçenek<br />

olduğu görülmüş, dünyanın bir çok ülkesinde soya, kolza, ayçiçek,<br />

yerfıstığı, palm, jojoba ve keten yağları ile yapılan çalışmalarda, kısa<br />

süreli testlerde bitkisel yağların motorine yakın özellikler gösterdiği<br />

belirlenmiştir. Özgül yakıt tüketiminde görülen artış, yağların ısıl<br />

değerlerinin daha düşük olmasından kaynaklanmaktadır. Uzun süreli<br />

motor testlerinde ise çeşitli sorunlar ile karşılaşılmıştır. Tüm<br />

araştırmacılar aynı düşüncede olmamakla birlikte ileri sürülen sorunlar;<br />

enjektörde karbon birikmesi, püskürtme karakteristiğinde<br />

bozulma, parçalanma sorunu, püskürtme başlangıç ve sonunun belirsizleşmesi,<br />

enjektör memelerinde yapışkanlaşma, yağlama yağının<br />

seyrelmesi, yağlama yağının viskozitenin artması, yanma atıkları<br />

ile yağın kirlenmesi, yanma odası, sübap, piston, segmanlar ve<br />

egzoz manifoldunda karbon birikmesi, segmanlarda yapışkanlaşma,<br />

yağ filtresinde tıkanma ve ilk hareket zorluklarıdır. Bitkisel yağların<br />

doğrudan motorin alternatifi olarak değerlendirilmesi çalışmalarında<br />

birçok yağ kullanılmıştır. Çalışmaların önemli kısmı, ayçiçek,<br />

kolza, aspir ve soya yağlarına aittir. Kolza yağı özellikle Avrupa ve<br />

Kuzey Amerika'da çalışılmıştır. En çok tercih edilen yağlardan biri<br />

de ayçiçek yağıdır. Bunun nedeni yağın dünya genelindeki üretim<br />

miktarı ve pek çok ülkede kolay ve bol ekilebilir olması ile yağın<br />

doymamışlık derecesinin yakıt olarak kullanılmasına uygun olmasından<br />

kaynaklanmaktadır. Ülkemizde ayçiçek yağı, motorin alternatifi<br />

olarak denenen bitkisel yağdır. Çetinkaya tarafından ayçiçek<br />

yağı, dört silindirli türbülans odalı bir motorda doğrudan diesel motoru<br />

yakıtı olarak kullanılmış, yakıt pompasına girişten önce yağ<br />

ısıtılmıştır [1]. Özaktaş ve arkadaşları tarafından yapılan çalışmada<br />

ayçiçek yağı, mısırözü yağı, soya yağı ve zeytinyağı hacimsel olarak<br />

motorin ile 20/80 oranında karıştırılarak elde edilen karışımlar Diesel<br />

motorunda kullanılmış, motor performansı ve egzoz emisyonları<br />

motorin ile karşılaştırılmıştır [3]. Ergeneman ve arkadaşları tarafından<br />

aynı yakıtlar ile yapılan çalışmalarda bitkisel yağların<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı : 465 • 41


<strong>MAKALE</strong><br />

sıkıştırma oranına göre is emisyonları ve egzoz emisyonları<br />

ölçülmüştür. Ergeneman ve arkadaşları tarafından<br />

yapılan bir diğer çalışmada motorin ile seyreltilmiş<br />

bitkisel yağların tutuşma gecikmelerinin sıkıştırma<br />

oranına göre değişimi incelenmiştir [4].<br />

Bitkisel yağların alternatif motor yakıtı olarak kullanılmalarında<br />

karşılaşılan en önemli iki sorun, bitkisel<br />

yağların yüksek viskoziteleri ve düşük sıcaklıklarda<br />

katılaşma eğilimleridir (yüksek bulutlanma, yüksek<br />

akma noktası). Bu sorunlar yağların doğrudan yakıt<br />

olarak kullanılmasında olumsuzluklara neden olmaktadır.<br />

Katılaşma eğilimi ısıtma veya katkı maddeleri<br />

eklenerek çözülebilmektedir. Viskozite probleminin<br />

çözümü için ise modifikasyon teknikleri kullanılması<br />

önerilmektedir. Modifikasyon teknikleri, "seyreltme;<br />

yağın motorin ile karıştırılması, mikroemülsiyon, piroliz;<br />

kraking ve transesterifikasyon ; yağın katalizör yardımı<br />

ile alkoller ile reaksiyona girmesi"dir. Bu çalışmada<br />

zeytinyağı, mısırözü yağı, soya yağı ve ayçiçek<br />

yağının seyreltme yöntemi ile alternatif motorin olarak<br />

değerlendirilmesi konusunda araştırma gurubumuzca<br />

yapılan çalışmanın sonuçları verilmekte ve sonuçlar<br />

irdelenmektedir.<br />

KARıŞıM YAKıTLAR VE DENEY<br />

Bitkisel yağlardan zeytinyağı, mısırözü yağı, soya<br />

yağı ve ayçiçek yağı motorin ile hacimsal olarak<br />

20/80 oranlarında karıştırılarak seyreltme yolu ile<br />

vizkozitesi düşürülmüş ve karışım yakıtlar altı silindirli,<br />

dört zamanlı diesel motorlarında kullanılmıştır.<br />

Motorin M, zeytinyağı/motorin karışımı<br />

ZM, mısırözü yağı/motorin karışımı MM, soya yağı/motorin<br />

karışımı SM, ayçiçek yağı/motorin karışımı<br />

AYM olarak isimlendirilmiştir. Karışım yakıtların<br />

bazı özellikleri Tablo l.'de görülmektedir [4],<br />

Yağların çok yüsek olan viskoziteleri, seyreltme<br />

yolu ile motorinin iki katı değerinin altına düşürülmüştür.<br />

Deneylerde kullanılan motor dört zamanlı, 6 silindirli,<br />

su soğutmalı, çapı 90 mm., stroku 120 mm.<br />

Ve maksimum gücü 2800 d/d da 66 kW olan Daimler<br />

Benz marka diesel moturudur. Motor tam yükte,<br />

Tablo 1. Karışım yakıtların özellikleri<br />

ASTMD1298<br />

ASTM D 445<br />

ASTM D 93<br />

ASTM D 97<br />

ASTM D 240<br />

ASTM D 976<br />

Yoğunluk 15°C, kg/m 3<br />

Viskozite 40°C, cSt<br />

Alevlenme noktası °C<br />

Katılaşma noktası °C<br />

Isıl değer, MJ/kg<br />

Cetan Sayısı<br />

Motorin<br />

831.3<br />

2.610<br />

67<br />

-16<br />

45.6<br />

53.00<br />

42 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />

ZM<br />

845.1<br />

4.990<br />

72<br />

-6<br />

44.5<br />

52.80<br />

o<br />

1200 1500 1800 2100<br />

Dönme Sayısı [d/d]<br />

DM<br />

•AYM<br />

Şekil 1. 20/80 Ayçiçek yağı/Motorin yakıtı gücünün Motorin<br />

ile karşılaştırılması<br />

60en<br />

50<br />

4U<br />

30-<br />

20<br />

10<br />

0 -<br />

-!•- 1 i<br />

1200 1500 1800 2100 • •,<br />

Dönme Sayısı [d/d] ,<br />

DM<br />

BMM<br />

Şekil 2. 20/80 Mısırözü yağı/Motorin yakıtı gücünün Motorin<br />

ile karşılaştırılması.<br />

1200 1500 1800<br />

Dönme Sayısı [d/d]<br />

2100<br />

;M<br />

1SM<br />

Şekil 3.20/80 Soya yağı/Motorin yakıtı gücünün Motorin ile<br />

karşılaştırılması.<br />

MM<br />

845.9<br />

4.717<br />

70<br />

-9<br />

44.5<br />

43.04<br />

SM<br />

845.9<br />

4.817<br />

73<br />

-8<br />

44.5<br />

43.16<br />

AYM<br />

846.2<br />

4.830<br />

71<br />

-11<br />

44.7<br />

41.78<br />

1200, 1500, 1800 ve<br />

2100 d/d da çalıştırılarak<br />

deney gerçekleştirilmiştir.<br />

Motorin ve<br />

diğer yağların motorin<br />

ile 20/80 oranındaki<br />

karışım yakıtları için<br />

motorun gücü ve özgül<br />

yakıt tüketimi hesaplanmış,<br />

is emisyonları<br />

ölçülmüştür. Şekil<br />

l'de güç bakımından<br />

ayçiçek yağı/motorin


<strong>MAKALE</strong><br />

I<br />

o<br />

1200 1500 1800<br />

Dönme Sayısı [d/d]<br />

2100<br />

Şekil 4. 20/80 Zeytinyağı/Motorin yakıtı gücünün Motorin ile<br />

karşılaştırılması.<br />

1200 1500 1800 2100<br />

Dönme Sayısı [d/d]<br />

-M<br />

-AYM<br />

Şekil 5. 20/80 Ayçiçekyağı/Motorin yakıtı özgül yakıt tüketiminin<br />

Motorin ile karşılaştırılması<br />

1200 1500 1800 2100<br />

Dönme Sayısı [d/d]<br />

•M ,<br />

-MM<br />

Şekil 6. 20/80 Mısırözü/Motorin yakıtı özgül yakıt tüketiminin<br />

Motorin ile karşılaştırılması.<br />

290<br />

S" 285<br />

% 280<br />

« 275<br />

£ 270<br />

265<br />

1200 1500 1800<br />

Dönme Sayısı [d/d]<br />

2100<br />

Şekil 7. 20/80 Soyayağı/Motorin yakıtı özgül yakıt tüketiminin<br />

Motorin yakıtı ile karşılaştırılması.<br />

300 -<br />

I 290-<br />

=t 280 -<br />

o<br />

İ" 270-<br />

260 -<br />

1200 1500 1800<br />

Dönme Sayısı [d/d]<br />

2100<br />

Şekil 8. 20/80 Zeytinyağı/Motorin yakıtı özgül yakıt tüketiminin<br />

Motorin ile karşılaştırılması.<br />

1200 1500 1800<br />

Dönme Sayısı [d/d]<br />

2100<br />

Şekil 9. 20/80 Ayçiçekyağı/Motorin yakıtı is emisyonunun<br />

Motorin ile karşılaştırılması.<br />

-M<br />

-ZM:<br />

karışımının motorin ile karşılaştırılması, Şekil 2'de<br />

mısırözü yağı/motorin karışımının motorin ile karşılaştırılması,<br />

Şekil 3'de soya yağı/motorin karışımının<br />

motorin ile ve Şekil 4'de zeytinyağı/motorin karışımının<br />

motorin ile karşılaştırılması görülmektedir. Karışım<br />

yakıtların kullanılması durumunda motor gücünde<br />

azalma olmadığı gözlenmiştir. Şekil 5'de özgül<br />

yakıt tüketimi bakımından ayçiçek/motorin yakıtı karışımının<br />

motorin ile karşılaştırılması, Şekil 6 da mısırözü<br />

yağı/motorin yakıtı karışımının motorin yakıtı<br />

ile karşılaştırılması Şekil 7'de soya yağı/motorin yakıtı<br />

karışımının motorin yakıtı ile karşılaştırılması ve Şekil<br />

8'de zeytinyağı/motorin yakıtı karışımının motorin<br />

yakıtı ile karşılaştırılması görülmektedir. Karışım yakıtlarının<br />

yoğunluklarının yüksek olması özgül yakıt<br />

tüketimlerinin artmasına neden olmuştur. Böylece ısıl<br />

değerlerinin düşük olmasına rağmen güçte azalma olmamaktadır.<br />

Karışım yakıtların is emisyonlarının Motorin<br />

yakıtı ile karşılaştırılması Şekil 9, Şekil 10, Şekil<br />

11 ve Şekil 12'de görülmektedir. Karışım yakıtlarda<br />

her çalrçma aralığında is emisyonlarında<br />

önemli oranlarda azalma olduğu gözlenmiştir.<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 43


<strong>MAKALE</strong><br />

1200 1500 1800<br />

Dönme Sayısı [d/d]<br />

2100<br />

Şekil 10. 20/80 Mısırözü yağı/Motorin yakıtı is emisyonunun<br />

Motorin ile karşılaştırılması.<br />

1200 1500 1800<br />

Dönme Sayısı [d/d]<br />

2100<br />

Şekil 11. 20/80 Soya yağı/Motorin yakıtı is emisyonunun<br />

Motorin ile karşılaştırılması.<br />

~, 250<br />

^ 200<br />

1 5 0<br />

O»<br />

J. 100<br />

••2 50<br />

•I<br />

9'B<br />

S H II<br />

1200 1500 1800<br />

Dönme Sayısı [d/d]<br />

2100<br />

Şekil 12. 20/80 Zeytinyağı/Motorin yakıtı is emisyonunun<br />

Motorin ile karşılaştırılması.<br />

44 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />

• M<br />

Diesel motorlarının önemli bir kirletici<br />

emisyonu olan is değerlerinin düşürülmesi<br />

için bitkisel yağların motorine karıştırılması<br />

uygun bir çözüm olarak görülmektedir.<br />

SONUÇ<br />

Bitkisel yağların motorin ile karıştırılarak<br />

diesel motorunda kullanılması halinde motor<br />

performansında düşme olmamakta, buna<br />

karşılık is emisyonlarında önemli azalmalar<br />

meydana gelmektedir. Böylece motor yapısında<br />

her hangi bir değişikliğe gerek olmadan,<br />

motorine katılacak bitkisel yağ ile is<br />

emisyonlarının azaltılabilmesi mümkün olmaktadır.<br />

KAYNAKÇA<br />

1. Çetinkaya, S., "The Potantial of Using Sunflower<br />

Oil as a Fuel for Motorin Engines". Isı Bilimi ve<br />

Tekniği Dergisi, Cilt 17, No. 4, s.21-32, 1995<br />

2. Deniz, O., Balık, A., Benlidayı, M., "Alternatif<br />

Yakıt Olarak Rafine Soyayağı ve Motorin-<br />

Soyayağı karışımlarının Motorin Motorlarında<br />

Kullanılması". 2. Yanma Sempozyumu, 197-201,<br />

İstanbul, 1989.<br />

3. Özaktaş, T., Cığızoğlu, B., Karaosmanoğlu, F.,<br />

"Alternative Diesel Fuel Study on Four Different<br />

Types of Vegetable Oils of Turkish Origin",<br />

Energy Sources, Vol. 19. Nr.2, February-March<br />

1997.<br />

4. Etgeneman, M., Özaktaş, T.,'Cığızoğlu, B.,<br />

Karaosmanoğlu, F., Arslan, E., "Effect of Some<br />

Turkish Vegetable Oil-Diesel Fuel Blends on Ex-<br />

haust Emissions"., Energy Sources, Volume 19.<br />

Nr. 8, October 1997.


<strong>MAKALE</strong><br />

KARBÜRATÖRLÜ VE YAKIT PÜSKÜRTME SİSTEMLERİNİN<br />

EGZOZ GAZI BİLEŞİMİNE ETKİLERİ<br />

M. Ali IŞIKSOLUĞU *<br />

Ö Z E T<br />

Bu çalışmada, trafiğe yeni çıkmış (1997-1998<br />

model) karbüratörlü ve enjeksiyonlu benzin<br />

motorlu otomobillerinin rölantideki egzoz gazı<br />

bileşenleri ölçüldü. Her iki sistemin egzoz<br />

gazı bileşenlerinin ortalamaları karşılaştırıldı.<br />

Enjeksiyonlu yakıt sisteminin egzoz emisyonunu<br />

azalttığı gözlendi.<br />

A<br />

•<br />

in this study, the components of exhaust gas<br />

were measured from automobiles with carburetor<br />

and injection gasoline engine at idle speed<br />

phase. The automobiles were new in traffic<br />

(1997 and 1998 models). Average values of<br />

the components in exhaust gas from two fuel<br />

systems were compared. The results showed<br />

that injection fuel system decreased the exhaust<br />

emission.<br />

1 Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bolu Meslek Yüksekokulu<br />

GİRİŞ<br />

M<br />

otorlu taşıtlar, çevre, özellikle hava kirliliğinin önemli kaynaklarından<br />

biridir. Taşıtlardan atmosfere yayılan CO, HC,<br />

NOX, Pb ve partikül maddeler (PM) gibi kirleticilerin değerleri,<br />

trafiğin yoğun olduğu ortamlarda, insan sağlığını ve doğa koşullarını<br />

tehlikeye sokan düzeylere ulaşabilmektedir (1 ;2).<br />

Kirleticiler daha çok benzin motorlu taşıtların egzoz emisyonundan<br />

kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, egzoz gazı kirleticilerini<br />

azaltmak için motor sistemleri üzerinde yoğun çalışmalar yapılmakta,<br />

bir taraftan da sınırlayıcı önlemler alınmaktadır (3).<br />

Benzin motorlarının egzoz gazındaki kirleticileri, ABD ve AB ülkelerinde<br />

belirlenen standartlar doğrultusunda azaltmak için yanma<br />

öncesi, yanma aşaması ve yanma sonrasında değişik önlemler alınmakta,<br />

her geçen gün yeni yöntem ve teknikler geliştirilmektedir.<br />

Bunlar genel olarak; karışım kontrolü, yanma kontrolü ve egzoz (art<br />

yanma) kontrolü olmak üzere üç grupta toplanmaktadır (2,4).<br />

Benzin motorlarında karışım kontrolü (hazırlama), ya karbüratörlü<br />

ya da enjeksiyonlu (yakıt-benzin-püskürtmeli) sistemle gerçekleştirilir.<br />

Karbüratörlü karışım kontrolü, yüksek devirli motorlarda yeterli<br />

değildir. Karışım oranı, silindirden silindire farklılık gösterdiği<br />

gibi ± ivmelenmede yetersizleşmekte, sonuçta, emisyon ve yakıt tüketimi<br />

artmakta, motor gücünde düşme görülmektedir (5).<br />

Karbüratörlü sistemin yerine geliştirilen enjeksiyonlu yakıt sistemi,<br />

elektronik ateşleme sistemi ile birleştirilerek etkin bir karışım<br />

ve ateşleme kontrolü sağlanmaktadır. Sistemde,- karışım oranı, yanmayı<br />

etkileyen motor devri- yükü ve sıcaklığı, emilen hava sıcaklığı-basıncı<br />

ve debisi, gaz kelebeği konumu, akü gerilimi, ateşleme<br />

avansı, egzoz gazındaki oksijen oranı gibi değişkenler bir bilgisayar<br />

tarafından değerlendirilir. Sonra da bellekteki verilerle karşılaştırılıp,<br />

oluşturulan uygun çözümler sinyaller halinde, püskürtme zamanı<br />

ve miktarı, ateşleme avans ve zamanı ile diğer çalışma evreleri<br />

için gerekli düzenlemeler yapılır (6 ;7;8). Bu yolla,- egzoz emisyonunda<br />

ve yakıt tüketiminde önemli azalmalar, belirli oranda da güç<br />

artışı ve sürüş rahatlığı sağlandığı görülmektedir (5 ;9).<br />

Bu çalışmada, benzin motorlu otomobillerde kullanılan karbüratörlü<br />

yakıt sistemi ile tek noktalı ve her bir silindire ayrı ayrı kesikli<br />

püskürtme yapan yakıt sistemlerinin egzoz gazı bileşimi üzerindeki<br />

etkileri araştırılmıştır.<br />

MATERYAL, YÖNTEM VE ÖLÇÜMLER<br />

Trafikteki benzin motorlu otomobillerin egzoz gazındaki CO ve<br />

HC kirleticilerinin kontrolü için, A.İ.B.Ü. Bolu Meslek Yüksekokulu<br />

Otomotiv Programının bünyesinde oluşturulan "Egzoz Emisyonu<br />

Ölçüm Me*kezi"nde ölçümler yapılmaktadır. Bu çalışmada<br />

kullanılan veriler bu merkezden sağlanmıştır.<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı : 465 • 45


<strong>MAKALE</strong><br />

Deneysel nitelikte olan bu araştırmada, amacı gerçekleştirmek<br />

için, trafikteki 1997 ve 1998 model değişik<br />

marka 20 karbüratörlü ve 20 enjeksiyonlu benzin<br />

motorlu otomobil kullanılmıştır. Tablo l'de görüldüğü<br />

gibi, bu otomobillerin trafikteki ortalama kullanım<br />

süreleri birbirine çok yakın olup, satış öncesi yapılan<br />

orjinal motor ve ateşleme ayarlarının değiştirilmesine<br />

gerek duyulmadığı sınırlar içindedir. Otomobillerde<br />

kullanılan tek noktalı enjeksiyon ile kesikli ve her bir<br />

silindire ayrı ayrı püskürtme yapan enjeksiyon sistemi<br />

arasında; emisyonu etkileyici önemli bir fark olmadığı<br />

kabul edilmiştir. Otomobillerde katalizör bulunmamaktadır.<br />

Otomobillerin egzoz gazı bileşiminin ölçümünde,<br />

TS 11366'da öngörülen ölçüm yöntemi esas alınmıştır.<br />

Egzoz gazı analizi ve diğer değişkenler için, egzoz<br />

borusundan, sürekli örneklem yöntemiyle ölçüm yapan<br />

VLT 3000-K/S marka, dijital, kızıl ötesi ışınlı Egzoz<br />

Gazı Analizörü kullanılmıştır (10).<br />

Ölçümler sırasında, egzoz gazı bileşimi ve karışım<br />

oranını etkileyebilecek motor devri, motor sıcaklığı<br />

ve çevre koşulları belirli sınırlar içinde kontrol altında<br />

tutulmuştur (Tablo 1). Motor devri sayısal olarak, buji<br />

kablosundan, cihazın devir ölçüm sensörü ile ölçülmüştür.<br />

Ölçümler için, ölçüm cihazı hazırlandıktan ve<br />

motor çalışma sıcaklığına kadar ısıtıldıktan sonra cihazın<br />

probu egzoz borusu çıkışına uygun bir şekilde<br />

yerleştirilmiş, motorun rölanti devri ile sıcaklığı<br />

kontrol altında tutulmuştur. Verileri almak için, mo-<br />

Tablo 1. Otomobillerin trafikteki km, motor devri ve hava fazlalık katsayısı (HFK) ortalamaları<br />

Yakıt Sistemi<br />

Karbüratörlü<br />

Enjeksiyonlu<br />

Türü<br />

20<br />

20<br />

Otomobil<br />

Sayısı<br />

Ortalama<br />

Çalışma<br />

5.724<br />

5.957<br />

(Km)<br />

tor devri 2500 dv/dk. ya yükseltilerek, bu devirde 20<br />

saniye kadar tutulmuş, sonra devir rölanti düzeyine<br />

düşürülerek, egzoz gazı bileşenlerinin düzenli bir duruma<br />

gelmesi beklenmiş, sonra da sonuçlar yazılım<br />

olarak alınmıştır.<br />

Karbüratörlü ve enjeksiyonlu benzin motorlu otomobillerin,<br />

ölçüm sırasındaki km., motor devri ve ölçülen<br />

hava fazlalık katsayısı (HFK) ortalamaları Tablo<br />

l'de, egzoz gazı bileşenlerinin (CO, CO 2,O 2, HC) ortalamaları<br />

ise Tablo 2'de verilmiştir.<br />

SONUÇLAR VE TARTıŞMA<br />

Karbüratörlü ve enjeksiyonlu yakıt sistemleri için<br />

Tablo 1 ve 2'de verilen ölçüm koşulları ile egzoz gazı<br />

bileşenleri, aşağıda irdelenmiştir.<br />

Rölanti devri: Günümüz otomobillerinde rölanti<br />

devirleri genellikle 700-800 ± 50 dv./dk. arasında değişmektedir<br />

(11; 12). Ölçümlerde kullanılan otomobil<br />

motorlarının ortalama motor devirleri, her iki ayrı yakıt<br />

sisteminde de, bu sınırlar içinde kalmakta, aradaki<br />

%1'lik fark ise egzoz gazı bileşimini etkilemeyecek<br />

düzeydedir.<br />

Alınan yol ortalamaları: Otomobillerin trafikte<br />

aldıkları toplam yol ortalamaları, her iki yakıt sisteminde<br />

de, satış öncesi yapılan orjinal motor ve ateşleme<br />

ayarlarının yenilenmesini gerektirmeyecek değerlerdedir<br />

(Tablo 1). Aradaki % 4'lük fark ise, sonuçları<br />

etkilemeyecek düzeydedir.<br />

Ortalama<br />

motor devri<br />

(dvJdk.)<br />

Tablo 2 Otomobil motorlarının, yakıt sistemine göre egzoz gazmdaki CO, CO 2 , O 2 ve HC değerleri.<br />

Yakıt Sistemi<br />

Türü<br />

Karbüratörlü<br />

Enjeksiyonlu<br />

Min.<br />

0.04<br />

0.00<br />

CO (%)<br />

Max.<br />

3.01<br />

0.91<br />

Ortal.<br />

1.41<br />

0.15<br />

46 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />

Min.<br />

12.43<br />

14.34<br />

CO 2 (%)<br />

Max.<br />

16.00<br />

16.11<br />

Ortal.<br />

14.36<br />

15.67<br />

818<br />

824<br />

Min.<br />

0.08<br />

0.05<br />

O 2 (%)<br />

Max.<br />

1.46<br />

1.33<br />

Ortal.<br />

0.57<br />

031<br />

Hava fazlalık katsayısı<br />

Min<br />

0.92<br />

1.00<br />

(HFK) ortalaması<br />

Min.<br />

050<br />

003<br />

Mak.<br />

1.02<br />

1.02<br />

HC (ppm)<br />

Max.<br />

363<br />

216<br />

Ortal.<br />

0.97<br />

1.01<br />

Ortal.<br />

231<br />

061


<strong>MAKALE</strong><br />

Hava fazlalık katsayısı (HFK): Hava fazlalık katsayısının<br />

(lamda) egzoz gazı bileşimi üzerinde önemli<br />

bir etkisi vardır. HFK = 1 koşulu stokiometrik (teorik)<br />

karışım oranını belirtir. Bu sınır ve oranda, yeterli oksijen<br />

olduğundan, tam yanma koşulları oluşur. O nedenle,<br />

CO ve HC kirleticileri düşük, CO 2 ise yüksek<br />

oranda gerçekleşir. Önemli olan karışım ve yanmayı bu<br />

oranda tutmaktır. Bu koşul, klasik ateşleme ve karbüratörlü<br />

sisteme göre, elektronik ateşleme ve enjeksiyon<br />

sistemleriyle daha iyi sağlanmaktadır (11,13).<br />

HFK < 1 (hava azlığı) koşulunda karışım zengindir.<br />

Maksimum güç 0,85-0,95 hava azlığı (zengin karışım)<br />

sınırları içinde elde edilir. Zengin karışımın başlangıcında,<br />

oksijen yetersizliği nedeniyle CO ve HC kirleticileri<br />

en üst düzeyde olmakta, NO X ise karışımın özelliğine<br />

göre değişiklik göstermektedir. Hava oranı bir'e<br />

doğru yaklaştıkça CO ve HC kirleticilerinde düşme<br />

görülür (11 ; 13).<br />

HFK > 1 (hava fazlalığı) koşulunda karışım fakirdir.<br />

En az yakıt tüketimi bu evrede 1.05-1.20 hava fazlalığı<br />

sınırları içinde sağlanır; buna karşın motor verimde<br />

düşme görülür. Hava oranı arttıkça karışım da giderek<br />

fakirleşir. Belli bir sınırdan sonra CO'da azalma, sonra<br />

da artma olurken, bir yandan da HC emisyonunda hızlı<br />

artma, NO X de ise hızlı bir azalma olur (11,13).<br />

Yapılan deneysel çalışmalardan elde edilen sonuçlara<br />

göre, rölanti çalışmasında, hava fazlalık katsayısının<br />

ideal olarak 0.97-1.03 sınırları içinde olması, 0.97<br />

altında zengin, 1.03 üstünde ise fakir karışım kabul<br />

edilmesi gerekmektedir (5 ;9 ;10 ;14).<br />

Yapılan çalışmada ise, karbüratörlü sistemde bulunan<br />

ortalama HFK değeri 0.97, enjeksiyonlu sistemde<br />

1.01'dir. Görüldüğü gibi, enjeksiyonlu sistemde HFK<br />

değeri ideal değere daha yakın olup, minimum ve<br />

maksimum sınırlar bakımından da daha dar bir alanda<br />

çalışmayı olanak sağlamaktadır. Karbüratörlü sistemde<br />

ise, iki sınır arası oldukça geniş olup, ortalama değer<br />

zengin karışıma doğru kaymıştır.<br />

CO düzeyi: CO, zehirli bir kirletici olup, zengin<br />

karışım ve soğuk çalışmada, eksik-yetersiz yanma nedeniyle<br />

en yüksek düzeye çıkar. Buna karşın CO<br />

emisyonu, teorik karışım oranına yaklaşıldıkça azalır,<br />

HFK=1 koşulunda, enjeksiyonlu benzin motorlarında<br />

sıfıra yakın bir düzeye düşer ; zengin ve aşırı fakir karışımda<br />

ise yükselmeye başlar (14; 15).<br />

TS 11366'ya göre, 01.10.1996 sonrası modeller için<br />

sıcak rölanti çalışmasında CO değerinin % 3,5'dan<br />

fazla olmaması gerekmektedir. Deneysel çalışmalarda<br />

ise CO'nun, karbüratörlü sistemde % 1-2, enjeksiyonlu<br />

sistemde % 0,5-1,5; enjeksiyonlu ve katalizörlü sistemde<br />

ise %0-0,5 düzeyine kadar düşürülebileceği belirtilmektedir<br />

(10,14,16).<br />

Yapılan çalışmada CO düzeyi, karbüratörlü sistemde<br />

ortalama %1.41, enjeksiyonlu sistemde ortalama<br />

%0,15 bulunmuştur. Aradaki fark önemli olup, enjeksiyonlu<br />

sistemde CO düzeyi oldukça düşmekte,- karbüratörlüde<br />

ise, ortalama değerin yüksekliğinin yanı<br />

sıra, minimum ve maksimum sınırlar arasında anlamlı<br />

fark bulunmaktadır.<br />

CO 2 ve O 2 düzeyleri: Egzoz gazmdaki CO 2 düzeyi,<br />

yanma verimliliğinin bir göstergesidir. CO 2 oranı, teorik<br />

karışım oranında en yüksek düzeyde olup, zengin<br />

ve fakir karışımda, yetersiz yanma sonucu, bu düzeyde<br />

düşme görülür. CO 2 düzeyinin, deneysel çalışmalara<br />

göre, karbüratörlü sistemde %11.5-13.5, enjeksiyonlu<br />

sistemde % 12-14; enjeksiyonlu ve katalizörlü sistemlerde<br />

ise % 13-16 oranlarında olması gerekir (10,14).<br />

Yapılan çalışmada, karbüratörlü sistemde bulunan<br />

CO 2 değerleri oldukça yeterli olmakla birlikte eski<br />

model taşıtlarda bu değerlere ulaşılamadığı gözlenmekte,<br />

ayrıca, minimum ve maksimum sınır değerleri<br />

arasındaki farkın büyük olması (% 33), bu sistemle<br />

çalışan motorlarda yanmanın genellikle düzenli olmadığını<br />

göstermektedir.<br />

Egzoz gazmdaki O 2 azlığı, yanma verimliliğinin<br />

başka bir göstergesidir. HFK=1 koşulunda ve tam<br />

yanmada egzozdan O 2 atılımının olmaması gerekir.<br />

Hava fazlalığı nedeniyle karışım fakirleştikçe ve eksik<br />

yanma koşullarında, egzozda O 2 düzeyi yükselmeye<br />

başlar (13).<br />

Deneysel çalışmalarda elde edilen sonuçlara göre,<br />

O 2 düzeyinin karbüratörlü sistemde % 0-1,5, enjeksiyonlu<br />

sistemde % 0-0.8, enjeksiyonlu ve katalizörlü<br />

sistemde ise % 0-0.3 olması gerekmektedir (10,14).<br />

Yapılan çalışmada, O 2 ortalaması, karbüratörlü sistemde<br />

% 0,57, enjeksiyonluda % 0.31 bulunmuştur.<br />

Her iki sistemde bulunan değerler uygun olmakla birlikte,<br />

enjeksiyonlu sistemin O 2'yi daha iyi kontrol ettiği<br />

ve bu yolla daha verimli bir yanma sağladığı gözlenmektedir.<br />

HC düzeyi: Hidrokarbon, yakıt sistemi, karter havalandırması<br />

ve eksik yanmadan kaynaklanan önemli<br />

bir kirleticidir. Egzoz kaynaklı HC emisyonu, zengin<br />

karışımın başlangıcında, hava azlığı nedeniyle, en<br />

yüksek, HFK=1 oranında ise azalmakta, bu orana göre<br />

biraz daha fakir karışımda en alt düzeye düşmektedir.<br />

Karışım fakirleştikçe, eksik yanma nedeniyle, tekrar<br />

artmaya başlar. Ayrıca, motorun düzensiz çalışması da<br />

HC düzeyini artırır (11,13,17).<br />

Deneysel çalışmalarda elde edilen verilere göre,<br />

benzin motorlarında HC düzeyi, karbüratörlü sistemde<br />

80-800 ppm, enjeksiyonlu sistemde 50-200 ppm, enjeksiyonlu<br />

ve katalizörlü sistemde 0-50 ppm sınırlarında<br />

olması gerekmektedir (10, 14, 16). TS 11366'ya<br />

göre, 1986 sonrası modeller için HC'nin üst sınırı 800<br />

ppm olarak belirlenmiştir.<br />

Yapılan çalışmada ortalama HC, karbüratörlü sistemde<br />

231 ppm, enjeksiyonluda 61 ppm bulunmuştur.<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 47


<strong>MAKALE</strong><br />

Sonuçlar, her iki sistem için olumlu-yeterli görülmekle<br />

birlikte, karbüratörlü sistemde minimum ve maksimum<br />

sınırlar arasındaki fark oldukça önemli görülmektedir.<br />

Buna karşm bu değerler, yapılan başka bir<br />

çalışmada (1993) trafiğe yeni çıkmış karbüratörlü otomobillerde<br />

daha düşük bulunmuştur (18).<br />

SONUÇ VE ÖNERILER<br />

Tablo 1 ve 2'deki veriler ve ölçüm merkezindeki<br />

gözlemlere göre, yeni model (1997 ve 1998) otomobillerdeki<br />

karbüratörlü ve enjeksiyonlu yakıt sistemlerinin<br />

egzoz gazı bileşimi üzerindeki etkileri kıyaslandığında,<br />

aşağıda belirtilen sonuçları çıkarmak<br />

mümkündür.<br />

1. Yeni model karbüratörlü yakıt sistemleri, ile,<br />

karbüratörlerin geliştirilmesi sonucu, eski tip yakıt<br />

sistemlerine göre, karışım oranı daha iyi kontrol edilerek<br />

rölanti çalışmalarındaki egzoz emisyonu oldukça<br />

azaltılmış, TSE tarafından belirlenen sınır değerlerin<br />

altına düşülmüştür. Bununla birlikte, HFK=1 koşuluna<br />

göre minimum ve maksimum sınır değerleri arasındaki<br />

fark oldukça fazladır. Bu durum, aynı zamanda karbüratörler<br />

arasmda da teknolojik farklılıklar olduğunu<br />

göstermektedir. Karbüratörlerin ± ivmelenmelerde de<br />

yetersiz kaldığı dikkate alındığında, karbüratörlü yakıt<br />

sistemi ile egzoz emisyonunu AB standartları (örneğin<br />

EURO 93 gibi) düzeyine indirmek mümkün görülmemektedir.<br />

Bakım ve sürüş tekniklerine uyulmaması,<br />

ayarların göz-kulak ve deneyim yoluyla yapılıp cihaz<br />

kullanılmaması, yaşlanan taşıtların emisyonunu oldukça<br />

yükseltmektedir. Bu koşullarda, bu sistemde<br />

katalizör kullanılması da mümkün değildir.<br />

2. Karbüratörlü sistemde, ateşleme avans kontrolü<br />

ile karışım ayarı arasında yeterli bir bağımlılık bulunmadığından,<br />

karışım oram-miktarı, ateşleme avansı,<br />

motorun devir, yük ve sıcaklığına göre gereği gibi<br />

ayarlanamamaktadır.<br />

3. Karbüratörlü yakıt sisteminin sakıncalarını ortadan<br />

kaldırmak için geliştirilen yakıt (benzin) püskürtme<br />

(enjeksiyon) sistemi benzin motorlarında, karışımın<br />

HFK=1 koşuluna yakın sınırlarda düzenlenmesine olanak<br />

vermekte, yanmayı iyileştirerek, egzoz ve yakıt sistemi<br />

buharlaşma emisyonunu oldukça düşürmekte; yakıt<br />

ekonomisi, sürüş rahatlığı, motor gücünde belirli bir<br />

artış sağlamaktadır. Çalışma verilerinde görüldüğü gibi,<br />

enjeksiyon sistemiyle çalışan benzin motorlarının egzoz<br />

gazı bileşenleri, ideal (teorik) koşullara daha uygun çıkmakta,<br />

egzoz emisyonu minimum sınırlara çekilmektedir.<br />

Sisteme üç yollu katalizör ile ilk hareket katalizörü<br />

eklendiğinde, kirletici düzeylerini Avrupa Birliği<br />

(AB) sınırlarına çekmek mümkün görülmektedir. Bu<br />

48 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />

durum, hava kirliliğini önemli ölçüde azaltacağı gibi,<br />

AB devletlerine otomobil satışmı da kolaylaştıracaktır.<br />

4. TSE tarafmdan hazırlanan 11366 numaralı standart,<br />

enjeksiyonlu-katalizörlü sistemleri kapsamamakta,<br />

CO ve HC sınır değerlerini yüksek tutmaktadır.<br />

AB ülkeleri ile uyum sağlayabilmek için gerekli<br />

değişiklikler yapılmalıdır.<br />

Sonuç olarak; karbüratörlü yakıt sistemi tarihi<br />

görevini tamamlamıştır. Benzin motorlu otomobillerde,<br />

bilgisayar kumandalı enjeksiyon ve ateşleme<br />

sistemini entegre olarak kontrol edip düzenleyen ve<br />

her bakımdan verimli olan yeni sistemler kullanılmalıdır.<br />

KAYNAKÇA<br />

1. Butler, J.D., 1981. Air Pollution Chemistry. Acedemic<br />

Press, London.<br />

2. Schwaller, A.E., 1988. Motor Automotive Mechanics.<br />

Delmar Pub. Inc., New York.<br />

3. Charles, B., 1991. Engine design emission/economy<br />

standarts. Automotive Engineer. fune/July, P. 18-22.<br />

4. Bosch, 1985. Emission Control for spark-Ignition Engines,<br />

Robert Bosch Gmblt, Stutgart.<br />

5. Safgönül, B., Ergenemen, M., vd., 1995. İçten Yanmalı<br />

Motorlar. Birsen Yayınevi, İstanbul.<br />

6 Hiller, A.W., 1989. Fundamentals Automotive Electronics.<br />

Stanley Thornes (Publishers) Ltd., London.<br />

7. Renault; 1990. Renault 9. Yenilik Basımevi, İstanbul.<br />

8. Renault; 1993. Renault 21-Elektrik. OK. 2291.<br />

9. Bosch, 1983. Motronic. Robert Bosch Gmblt, Stutgrat.<br />

10. VLT; 1994. General in Structions; for using the VLT<br />

3000-K/S exhaust gaz diagnostic system. Bern.<br />

11. Kutlar, O.,A. ; Ergeneman, M., vd., 1998. Taşıt Egzozundan<br />

Kaynaklanan Kirleticiler. Birsen yayınevi, İstanbul.<br />

12. TOYATA, (-) Emisyon Kontrol Sistemleri. Yayın No: TR<br />

0007-E20192.<br />

13. Borat. O., 1983. Yanma stokiometrisi. İTÜ. Mak. Fak.,<br />

İstanbul.<br />

14. Crypton, 1992. Emission Analysers. Crypton Ltd., Bradbury.<br />

15. Olson, D.R., 1977. The control of motor vehicle emission.<br />

Air pollution. Third Ed, V:IV, Academic Press, New<br />

York.<br />

16. Işıksoluğu, M.A., 1998. Motorlu taşıtların egzoz ölçümünde<br />

karşılaşılan sorunlar. Mühendis ve <strong>Makina</strong>.<br />

461:43-45.<br />

17. Heywood, J.B., 1989.1nternal Combustion Engine Fundamentals.<br />

Mc Graw-Hill BO.CO., Singapur.<br />

18. Işıksoluğu, M.A., 1995. Yerli otomobillerde egzoz emisyonu<br />

kontrolü ve sonuçları. Mesleki Teknik Eğitim Sempozyumu<br />

I, Teknik Bildiriler. 22-23 Haziran 1995, 254-<br />

258.<br />

I<br />

t a


PUF «M<br />

NOKTASI<br />

Vidalama<br />

Sorun : Ulaşması zor<br />

noktalarda vidaları nasıl<br />

yerleştiririm?<br />

Çözüm : Çözüm, bir<br />

parça tutkal. Vida deliğine<br />

bir parça tutkal<br />

koyun böylece tornavidaya<br />

geçici olarak<br />

yapıştırın. Vidaladıktan<br />

sonra tornavida<br />

kolayca vidadan ayrılır.<br />

Sızıntı Kontrolü<br />

Sorun : Bir hava veya gaz valfinde<br />

sızıntı olup olmadığını<br />

saptamanın basit bir yolu var<br />

mı?<br />

' ıslak, kağıt havlu<br />

Çözüm : Valf kapalı ve girişine<br />

hava basıncı uygulanmış<br />

durumdayken çıkış tarafına<br />

ıslak bir kağıt havlu koyun.<br />

Herhangibir sızıntı yoksa havlunun nemi su izi oluşturur<br />

ve yapışır. Herhangibir sızıntı havluda iz oluşmasını önler.<br />

Bu iz yoksa valf in onarıma gereksinimi var demektir.<br />

Pompayı Çalıştırmak<br />

Sorun : Geniş hacimli emme hattına<br />

sahip pompaların ilk çalışması anında<br />

zorlukla karşılaşılır. Problem büyük<br />

miktardaki havanın pompa içerisinde<br />

taşınması ve ayrıca sıvının tanktan<br />

emme borusuna kaldırılması gerekliliğinden<br />

kaynaklanır. Basit olarak<br />

pompayı suyla doldurmak yeterli değildir<br />

ve emme hattı doldurulamaz<br />

çünkü akışkan, tanka geri döner. Emme<br />

valfi ise genelde uygun değildir.<br />

Başka bir çözüm yolu var mı?<br />

Hazırlayan : Nilgün KARAKÜÇÜK<br />

MMO Genel Merkezi<br />

Tozu Yakalamak<br />

Sorun : Tuğla, beton ya da diğer<br />

duvar malzemelerinde delik<br />

açıldığında ortaya böyük miktarda<br />

çöp çıkıyor. Çıkan tozu<br />

tutup temizleme zamanını nasıl<br />

azaltabilirim?<br />

Çözüm : Delik noktasını işaretledikten<br />

sonra 3x5" boyutunda<br />

kendinden yapışkanlı bir kağıdı<br />

alın, yapışkanlı kısmı dışarı gelecek<br />

şekilde oluk biçiminde<br />

katlayın. Bunu duvarda işaretlediğiniz<br />

noktanın akma yapıştırın.<br />

Deldikten sonra tutucuyu<br />

toplayarak atın.<br />

Kırılmayı Önlemek<br />

Sorun : Çürümüş boruları ingiliz<br />

anahtarıyla sökmeye çalıştığımızda<br />

genellikle kırılır. Bu sorun<br />

önlenebilir mi?<br />

Çözüm : Borunun içine biraz<br />

daha küçük çaplı bir demir çubuk<br />

sokun. Çürük borular kırılmadan<br />

sökülebilir.<br />

venturi<br />

hortum<br />

Çözüm : Emme hattının en üst noktasına 1<br />

U" boru yerleştirin ve buna tesisat havasının geçeceği<br />

küçük bir venturi takın. Borudaki valfi açın. Venturideki hava akışı en yüksek noktada bir<br />

vakum oluşturur ve bütün hava boşalana dek akışkanı boru hattına çeker. Bu noktada akışkan<br />

venturiye bağlı hortumdan akmaya başlar. Bu anda borudaki valfi kapatın. Emme hattı ve<br />

pompası şimdi akışkanla doludur. Sıkıştırılmış havayla venturinin bağlantısı kesilmiş ve pompa<br />

çalışmaya başlamıştır.<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 49<br />

\


<strong>MAKALE</strong><br />

SİLAJ MAKİNALARI VE BAZI TEKNİK ÖZELLİKLERİ<br />

Muharrem ZEYTİNOĞLU *<br />

Ö Z E T<br />

Bu çalışmada silaj makinalannm önemi, çeşitleri<br />

ve bazı teknik özelliklen belirlenmiştir.<br />

Çalışmanın birinci ve ikinci bölümünde<br />

silaj makinalannm önemi, çeşitleri, yapısal<br />

ve işlevsel özellikleri açıklanmıştır. Çalışmanın<br />

sonuç bölümünde bu açıklamalara göre<br />

silaj makinalannın bazı teknik özellikleri belirlenmiştir.<br />

in this study the importance and kinds and<br />

some technical properties of silage machines<br />

was determined.<br />

in the fırst and second part of the study the<br />

importance and kinds and constructional and<br />

operational properties of the silage machines<br />

was explained. in the result part of the study<br />

some technical properties of the silage machines<br />

was determined according to the explains.<br />

* Öğr. Gör. Dr., Uludağ Üniv. Ziraat Fak, Tarım Mak. Bölümü<br />

50 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />

GİRİŞ<br />

Hayvan üretiminde, kaba yem ihtiyacı, çayır-mera ve yem bitkileri<br />

yetiştiriciliği ile karşılanmaktadır. Ülkemizde çayırmera<br />

alanı, toplam tarım arazisinin %29'u gibi bir bölümünü<br />

oluşturmaktadır (ANONYMOUS, 1997). Ancak bu alanlar yem yönünden<br />

ıslah edilmemiş olup, gün geçtikçede azalmaktadır. Yem<br />

bitkileri yetiştirme alanı, ekili alanlarımız içinde %2.6 gibi düşük<br />

bir paya sahiptir. (Bilgen, ve Ark., 1992). Bu gibi üretim kaynaklarının<br />

kısıtlı olması nedeni ile kaba yem üretiminin yapıldığı dönemler<br />

için yemin silaj yapılarak saklanması önem kazanmıştır. Silaj yem<br />

üretimi, silaj yemi hazırlayabilen silaj makinaları ile yapılabilmektedir.<br />

Son yıllarda silaj yem üretimi, ülkemizde de giderek yaygın<br />

hale gelmiştir.<br />

Silaj makinaları, hareketli ve sabit olarak iki grup altında toplanmaktadır.<br />

Kendi grupları içerisinde, Hareketli silaj makinaları; ot<br />

silaj, mısır silaj ve kendi yürür tip silaj makinaları olarak, Sabit silaj<br />

makinaları ise ; tamburlu tip (silindirik tip) ve volan tip silaj makinaları<br />

olarak sınıflanmaktadır. Bu çalışmada, ot silaj makinaları,<br />

mısır silaj makinaları, kendi yürür tip silaj makinaları ve tamburlu<br />

tip (silindirik tip) silaj makinaları incelemeye alınmıştır.<br />

Çalışmada; ilk olarak ülkemizde kullanılan silaj makinalarmm<br />

çeşitleri, yapısal ve işlevsel özellikleri açıklanmış, daha sonra bu<br />

açıklamaların ışığında silajı yapılan kaba yem bitki çeşitlerine göre,<br />

silaj makinalarının ilerleme hızı, kesme ünitesi devir sayısı, kapasitesi<br />

ve kesme boyu gibi teknik özellikleri verilmiştir.<br />

HAREKETLI SILAJ MAKINALARı<br />

Ot Silaj <strong>Makina</strong>ları<br />

Ot silaj makinaları, baklagil, buğdaygil, serin iklim buğdaygilleri<br />

ve yonca gibi silajlık materyallerin haşatında yaygm olarak kullanılmaktadır.<br />

Bu makinalar ile yapılan hasatta biçilen ot en az iki gün<br />

süreyle soldurulmakta ve daha sonra kıyma işlemi yapılmaktadır.<br />

Şekil l'de ot silaj makinası gösterilmiştir.<br />

Mısır Silaj <strong>Makina</strong>ları<br />

Mısır silaj makinalari; mısır, şeker kamışı, sorgum veya melezleri<br />

gibi sıcak iklim tahıllarının haşatında yaygın olarak kullanılmaktadır.<br />

Bu makinalar ile yapılan hasatta,- yüksek nem oranında<br />

kıyılan mısır ürünü, soldurulma yapılmaksızın bir gün içinde silolanması<br />

mümkün olmaktadır. Şekil 2 ve 3'de iki ayrı tip mısır silaj<br />

makinası gösterilmiştir.<br />

Kendi Yürür Tıp Silaj <strong>Makina</strong>lan<br />

Kendi yürür tip silaj makinaları; Tüm silajlık yem ürünlerine ve<br />

arazi koşullarına göre geliştirilmiş silaj makinalarıdır. Bu tip silaj<br />

makinaları traktör tipinde yapılmıştır, hareketini üzerine bağlı bulunduğu<br />

motorundan almaktadır ve daha çok büyük çiftlik arazile-


<strong>MAKALE</strong><br />

Şekil 1. Ot silaj makinası<br />

rinde kullanılmaktadır. Hareketli silaj makinaları grubunda<br />

yer alan her üç tip silaj makinasıda, silajlık yem<br />

ürününü, biçme, kıyma ve özel yapılı bir tarım arabası<br />

içine üfleme işlemlerini yerine getirmektedir. Bu makinalarda,<br />

ön tabla değiştirilerek mısır veya ot silajı<br />

aynı makina ile yapılabilmektedir. Şekil 4'de bu tip bir<br />

silaj makinası gösterilmiştir.<br />

Şekil 3. Tamburin tip mısır silaj makinası<br />

Sabit Silaj <strong>Makina</strong>ları<br />

Sabit silaj makinaları tüm silajlık yem ürünlerini<br />

kıyabilmektedir. Bu tip silaj makinalarında, silajlık<br />

yem ürününün kıyılma ve üfleme işlemleri yerine getirilmektedir.<br />

Silaj makinalarının ülkemizde kullanım sayılarına<br />

göre; ot silaj makinaları en yüksek paya sahiptir. Mısır<br />

silaj makinalarının kullanılma sayısı ise, ot silaj makinalarının<br />

kullanılma sayısının yaklaşık % 50'si kadardır.<br />

Bu durumda kullanım açısından mısır sjlaj makinaları<br />

ikinci sırada yer almaktadır. (Bilgen ve Ark., 1991)<br />

SILAJ MAKINALARıNıN YAPıSAL VE<br />

İŞLEVSEL ÖZELLIKLERI<br />

Hareketli silaj makinalarının yapısal ve işlevsel<br />

özellikleri;<br />

Şekil 2. Diskli tip mısır silaj makinası<br />

Bu grupta yer alan silaj makinaları, başlık, kesme<br />

ve üfleme ünitesi olarak üç kısımdan oluşmaktadır.<br />

Şekil 4. Kendi yürür tip silaj makinası<br />

Ot Silaj <strong>Makina</strong>ları<br />

Ot silaj makinaları çekilir tiptedir ve traktöre bir ok<br />

ile bağlanmaktadır. Bu tip makinaların biçme düzeni,<br />

hareketini traktörün kuyruk milinden alır. Bu düzenler,<br />

bir rotor etrafında dönü hareketi yapan mafsallı<br />

vurma bıçaklarından oluşmuştur. Bıçakların devir sayısı<br />

900-1300 min-1'dir, rotor üzerinde bıçakların bağlandığı<br />

başlık sayısı ise 3 ve 5 adet arasında değişmektedir.<br />

Biçme düzenlerine göre, bu tip silaj makinalarına,<br />

vurmalı tip biçme makinaları da denilmektedir.<br />

Mısır Silaj <strong>Makina</strong>ları<br />

Mısır silaj makinaları ile biçme işlemleri genel olarak<br />

sıra üzerinden yapılmaktadır. Sıra sayısına göre, tek<br />

sıralı, iki sıralı, çok sıralı, traktöre bağlanış şekline göre,<br />

çekilir tip ve asma tip olarak yapılmaktadır. Mısır<br />

silaj makinaları kesme ünitelerine göre diskli ve tamburlu<br />

tip olarak iki tipe ayrılmaktadır.<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı : 465 • 51


<strong>MAKALE</strong><br />

&<br />

%*?<br />

Şekil 5. Pikap (Ot toplama) düzeni<br />

Diskli tip kesme ünitesine sahip mısır silaj makinaları<br />

genel olarak tek sıralı ve asma tip olarak yapılmaktadır.<br />

Tamburlu tip kesme ünitesine sahip mısır<br />

silaj makinaları tek sıralı, iki sıralı ve çok sıralı, çekilir<br />

tip ve asma tip olarak yapılmaktadır. Bu tip silaj makinalarmın<br />

mısır ataşmanı çıkarılarak, pikap düzeni<br />

(Toplam düzeni), takılmak sureti ile tamburlu tip ot<br />

silaj makinasma dönüştürülmektedir. Pikap düzeni ile<br />

çalışmada mısır ürünü dışındaki silajlık yem ürünlerininde<br />

kıyılması mümkün olabilmektedir. Şekil 5'de<br />

Pikap (ot toplama) düzeni gösterilmiştir. Hareketli silaj<br />

makinaları grubunda bulunan silaj makinaları ile birlikte<br />

toplama düzenli tarım arabaları kullanılmaktadır.<br />

Bu tip tarım arabalarının hızlı çalışan yükleme ve boşaltma<br />

düzenleri yardımı ile zamandan tasarruf edilmektedir<br />

ve dökülmelerin önlenebilmesi ile de yem<br />

kayıpları azaltılmaktadır.<br />

Şekil 6. Tamburlu tip (Silindirik tip) sabit silaj makinası<br />

Sabit Silaj <strong>Makina</strong>larmın Yapısal ve İşlevsel<br />

Özellikleri<br />

Sabit silaj makinaları sırasıyla Besleme, kesme ve<br />

çıkış ünitesi olarak üç kısımdan oluşmaktadır. Bu tip<br />

silaj makinaları, kesme ünitelerine göre, diskli ve<br />

tamburlu tip kesme üniteli olarak iki tipe ayrılmaktadır.<br />

Sabit silaj makinalarmın kesme ünitesinde iyi bir<br />

kesme işleminin gerçekleşmesi için silajlık yem ürünleri<br />

sıkıştırıcı merdaneler arasından beslenmektedir.<br />

Merdaneler arasına besleme işlemi el ile yapılmaktadır.<br />

Şekil 6'da Tamburlu tip (Silindirik tip) sabit silaj makması<br />

gösterilmiştir.<br />

Vurmalı tip bir ot silaj makinası ile pamuk saplarının kıyılmasında belirlenen bazı araştırma sonuçlan çizelge<br />

halinde verilmiştir.<br />

Çizelge. 1 Vurmalı tip üç adet bıçak başlıklı ot silaj makinası ile pamuk saplarının kıyılmasına ilişkin bazı<br />

teknik özellikler. (SMITH ve MİLLER, 1952)<br />

Kesme ünitesi devir<br />

sayısı<br />

(min-1)<br />

1298<br />

ilerleme hızı<br />

(km/h)<br />

8<br />

Yüzde olarak<br />

kesme boyu<br />

(%81.6)<br />

76 mm<br />

Yüzde olarak<br />

kesme boyu (% 10.7)<br />

(76-152)mm<br />

Kapasite<br />

(dekar/h)<br />

Diskli tip ve tamburlu tip mısır silaj makinalarmın mısır yem ürününe ilişkin bazı araştırma sonuçları çizelge<br />

halinde verilmiştir.<br />

Çizelge. 2 Diskli tip ve tamburlu tip mısır silaj makinalarmın mısır yem ürününe ilişkin bazı teknik özellikleri.<br />

(Bilgen ve Ark., 1991)<br />

Silaj makinası tipi Kesme ünitesi devir İlerleme hızı Kapasite (T/h) En büyük yüzdeye<br />

sayısı (min-1)<br />

(km/h)<br />

göre kesme boyu<br />

1572 2.1 8.4 (10-20) mm<br />

1572 5.1 20.5 (10-20) mm<br />

B 810 1.8 14.7 (20-40) mm<br />

B 810 3.5 30.2 (20-40) mm<br />

Mısır yem ürününün nem oranı; %79.8<br />

(A); Diskli, tek sıralı, asma tip 9 bıçaklı mısır silaj makinası<br />

(B) ; Tamburlu, iki sıralı, çekilir tip 3 bıçaklı mısır silaj makinası<br />

52 • Mühendis ve <strong>Makina</strong>- Cilt: 39 Sayı: 465<br />

16.58<br />

i<br />

i


<strong>MAKALE</strong><br />

Tamburlu tip (Silindirik tip) üç bıçaklı bir sabit silaj makinasmın mısır yem ürününe ilişkin bazı araştırma<br />

sonuçları çizelge halinde verilmiştir.<br />

Çizelge 3 Tamburlu tip (Silindiri!; tip) 3 bıçaklı sabit silaj makinasmın mısır yem ürününe ilişkin bazı teknik<br />

özellikleri (Zeytinoğlu, 1989)<br />

Kesme ünitesi devir sayısı (min-1)<br />

1635<br />

Mısır yem ürününün nem oranı,- %14<br />

SONUÇ<br />

Kapasite (T/h)<br />

0.46<br />

Mısır silaj makinalarının, yaklaşık olarak %75<br />

nemde ve 12.7 mm kesme boyunda kıyılan bir mısır<br />

ürünü için en büyük teorik kapasiteleri 50 T/h'dir. Silajlık<br />

yem ürünü olarak ot kıyılmasında bu kapasite<br />

değerinin %60'ı alınabilir. (Barrıngton ve Berge, 1953).<br />

Bu sonuca göre, silajlık yem ürünü kıyıcısı olarak ot<br />

silaj makinalarının teorik kapasitesi 30-35 T/h olarak<br />

belirlenmektedir.<br />

Çizelge 1 ve 2'ye göre,- Ot silaj makinaları pamuk<br />

saplarının veya mısır ürününün kıyılmasında yaklaşık<br />

olarak aynı işlevi yerine getirmektedir. Bu durumda,mısır<br />

silaj makinaları, ot silaj makinalarma kıyasla<br />

mısır yem ürününü daha kısa ve daha az kayıpla kıymak<br />

sureti ile daha kaliteli bir silaj yemi hazırlamaktadır.<br />

Bu nedenle ot silaj makinaları zorunlu olmadıkça<br />

mısır silaj makinaları yerine kullanılmamaktadır.<br />

Çizelge 2'ye göre, Diskli tip 9 bıçaklı mısır silaj<br />

makinasmın tamburlu tip 3 bıçaklı mısır silaj makinasma<br />

kıyasla, devir sayısına ve bıçak sayısına bağlı olarak<br />

kesme boyu daha küçüktür. Bu da kaliteli silaj yemi<br />

elde edilmesi açısından önemlidir.<br />

Çizelge 3'e göre Sabit silaj makinasmın %14 nem<br />

oranında mısır yem ürününün kıyılmasında, kesme boyu<br />

büyük, kapasite değeri düşük olarak belirlenmiştir.<br />

Mısır yem ürününün % 75 gibi bir nem oranında kesme<br />

işleminin daha da iyileşmesi sonucu çizelge 3'de, belirlenmiş<br />

bulunan kesme boyu %30 oranında düşmekte ve<br />

kapasite değeri yaklaşık olarak üç katı artmaktadır.<br />

Silaj makinalarının ülkemizde kullanılma sayısı<br />

açısından ise ; istenen kalitede ve yeterli miktarda silajlık<br />

yem ürünü elde edilmesi için, mısır silaj makinalarının<br />

ve sabit silaj makinalarının kullanılma sayılarının<br />

yükseltilmesi gerekmektedir.<br />

KAYNAKÇA<br />

1. Anonymous, 1997. Zarai ve iktisadi rapor 1994-1996,<br />

Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Yayın no ; 178, Ankara.<br />

2. Barrington, O.I., G.P. Berge, and O.I. Duffee. 1953. Hay<br />

Harvesting Machinery Forage Harvester studies (mimeographed).<br />

Umversity of wisconsin Project 406, New York.<br />

Ortalama kesme boyu (mm)<br />

57<br />

3. Bilgen, H., N. Sungur, 1991. Ege bölgesi koşullarında silajlık<br />

mısır hasat makinalarının uygunluğu üzerine bir<br />

araştırma Tarımsal mekanizasyon 13. Ulusal kongresi<br />

bildiri kitabı, Konya.<br />

4. Bilgen, H., R.C. Akdeniz ve N. Sungur, 1992. Ege bölgesi'nde<br />

(İzmir, Manisa ve Aydın'da) Silaj yapım tekniklerinin<br />

saptanması üzerinde bir araştırma Tarımsal mekanizasyon<br />

14. Ulusal Kongresi bildiri kitabı, Samsun.<br />

5. Smith, H.P. ve H.F. Miller, 1952. Performance of stalk<br />

cutter shredders, mimeograph, Tex. Agr. Expt. Sta. Prog.<br />

Rpt. 1444, New York<br />

6 Zeytinoğlu, M. 1989. Silindirik tıp kesme üniteli sabit<br />

silaj makinasmın tasarımı ve işletme özelliklerinin saptanması.<br />

Yüksek lisans tezi, U.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü<br />

Tarımsal Mekanizasyon Anabilim dalı, Bursa.<br />

tmmob<br />

makina mühendisleri odası<br />

jNı riı n fyleriM<br />

II<br />

Mâm Uâ OzelliUeri<br />

Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 53


YAZI<br />

DİZİNİ<br />

Konu : Otto Motorlarında Yanma Kararsızlıklarının Deneysel<br />

Olarak İncelenmesi<br />

Orhan DENİZ, Adnan BALIK, 1990, 362, 31<br />

Konu : Motorlu Taşıtlarda Benzin Yerine Doğalgaz<br />

Mustafa BAYHAN, 1990, 364, 31<br />

Konu : Benzinli Motorlarda Egzos Gazı Emisyonlarının<br />

Azaltılması, Kurşunsuz Benzin Kullanımı ve<br />

Teknolojisi<br />

Sefa KURULAY, 1991, 378, 32<br />

Konu : İçten Yanmalı Motorlarda, Süperşarj Basıncının<br />

Moment, Güç ve Özgül Yakıt Tüketimine Olan<br />

Etkisinin Belirlenmesi<br />

Kamil ALİBAŞ, 1991, 383, 32<br />

Konu : Motor Çevrimlerinin Hesabı İçin Pratik Bir Yöntem<br />

Orhan DURGUN, 1991, 383, 32<br />

Konu : Motorlu Taşıtlarda Yakıt olarak Doğal Kullanılmasıyla<br />

Egzoz Emisyonlarının Azaltılması<br />

Mustafa BAYHAN, 1992, 394, 33<br />

Konu : Motorlu Taşıtlarda Egzoz Emisyonlarının Kontrolunda<br />

Optimizasyon<br />

Mustafa BAYHAN, 1992, 395, 33<br />

Konu : Bitkisel Yağların Motor Yakıtı olarak Kullanabilme<br />

Olanakları<br />

Kamil ALİBAŞ, 1993, 398, 34<br />

Konu : Taşıtlarda SüsPansiyon<br />

Mustafa BAYHAN, 1993, 399, 34<br />

Konu : Motorlu Araç Far Konstruktif Değerlerinin Aydınlatma<br />

Kapasitesine ve Işık Menziline Tesiri<br />

Sefa KURULAY, 1993, 401, 34<br />

Konu : Taşıt Fren Düzenlerinde Kullanılan Anti-Blokaj<br />

Sistemleri<br />

Mehmet UÇAK, Ali G. GÖKTAN, 1993, 401, 34<br />

Konu : Taşıtlardan Kaynaklanan Egzoz Emisyonları ve<br />

Seyir Çevrimi ile Ölçüm Yöntemi<br />

A. G. GÖKTAN, H. E. ARSLAN, M. ERGENE-<br />

MAN, C. SORUŞBAY, M. Turgut ÖZAKTAŞ,<br />

1994, 414, 35<br />

Konu : Demiryolları Diesel Motorlarında Kireçlenmeden<br />

Kaynaklanan Isıl ve İşletme Sorunlarının<br />

İncelenmesi<br />

Cengiz YILDIZ, Yaşar BİÇER, 1994, 416, 35<br />

Konu : Otomotiv Sektörüne Bakış<br />

Anıl KAREL, 1994, 417, 35<br />

Konu : Yakıt Püskürtmeli Motorlarda Kontrol Müdül<br />

Yazılımlan<br />

Barış ŞENYENER, 1994, 417, 35<br />

Konu : Taşıt Tasarımında Kullanılan Çarpışma Simulasyonlan<br />

ve Modeleri<br />

Osman ELDOĞAN, 1994, 417, 35<br />

Konu : Otomotiv Sanayii<br />

Üter SERİM, 1994, 417, 35<br />

54 • Mühendis ve <strong>Makina</strong>- Cilt: 39 Sayı : 465<br />

Hazırlayan : Şehnaz KAPLAN<br />

MMO Genel Merkezi<br />

Konu : Günümüz Oto Sanayiinde Sensörler ve Uygulamaları<br />

Z. Engin ERKMEN, 1995, 429, 36<br />

Konu : Benzinli Araçlarda Ölçülen Egzoz Gaz Emisyonlarının<br />

Bilgisayarla Değerlendirilmesi<br />

Asaf VAROL, 1995, 429, 36<br />

Konu : Yağlama Yağları<br />

F. KARAOSMANOĞLU, A. ÖZGÜLSEN, Levent<br />

BAYRAKTAR, 1995, 429, 36<br />

Konu : Otomobilerde Emniyet Tedbirleri<br />

Süleyman GÖKOĞLU, 1995, 429, 36<br />

Konu : Araçların İmal, Tadilat, Montaj ve Uygulamaları<br />

Hakan HAVANCILAR, 1995, 429, 36<br />

Konu : Araçlarda LPG Kullanımıyla İlgili Dünyadaki<br />

Genel Durum ve Türkiye'deki Gelişmeler<br />

Murat AYHANER, 1995, 429, 36<br />

Konu : Otomotivde Kalite<br />

M. KARADAYI, B. BAYRAMOĞLU, 1995,429,36<br />

Konu : Türkiye'de LPG/NGV Araç Üstü uygulamaları<br />

Ufuk ÜNAL, 1995, 429, 36<br />

Konu : Motorlu Taşıtlarda Hybrid (Karma) Tahrik Sistemleri<br />

ve Uygulamaları<br />

M. Ramazan UĞURLUBİLEK, 1996, 441, 37<br />

Konu : Benzin Motorlu Taşıtların LPG Kullanımına<br />

Dönüşümü<br />

M. ERGENEMAN, C. SORUŞBAY, 1996,441,37<br />

Konu : Otomobil Kapılan Açılması Sisteminin CADİ<br />

CAM ile Tasarımı<br />

Mustafa BİNTAŞ, 1996, 441, 37<br />

Konu : Taşıtlarda Katalitik Konveitör Uygulaması<br />

İsmail DURGUN, 1996, 441, 37<br />

Konu : Taşıtlarda Elektronik Anahtar Uygulaması<br />

Akın ARAŞ, İsmail DURGUN, 1996, 441, 37<br />

Konu : Kataforez ile Korozyona Veda<br />

A. Aylin ÖZLER, 1996, 441, 37<br />

Konu : Günümüzde ve Gelecekte Otomobilde Malzeme<br />

Kullanımı<br />

Murat BENGİSU, 1997, 453, 38<br />

Konu : Çevre Dostu Yağlama Yağlan<br />

F. KARAOSMANOĞLU, 1997, 453, 38<br />

Konu : Dizel Motorlu Taşıtların Egzoz Gazındaki Duman<br />

Koyuluğu ve Ölçümde Karşılaşılan Sorunlar<br />

M. Ali IŞIKSOLUĞU, 1997, 453, 38<br />

Konu : Paletli Araç Krenleri<br />

Mine ÇELİKTAŞ, 1997, 453, 38<br />

Konu : Taşıtlarda Takla Atma Kazaları ve Modellenmeleri<br />

Osman ELDOĞAN, 1997, 453, 38<br />

Konu : Dizel Arabalar Şimdi Daha Temiz<br />

Çev: K. LİMAN, İ. ÖTGÜN, 1997, 453, 38


ÖZBİL MAKİN A<br />

STANDART EKİPMAN İMALATI VE MÜHENDİSLİK<br />

ÖZBİL SÜRGÜLÜ VANA STANDART ÖZELLİKLERİ<br />

Gövde<br />

Galvanizlenmiş kaynaklı çelik<br />

konstrüksiyon veya döküm<br />

Sürgü plakası AISI 304 Paslanmaz çelik<br />

Conta<br />

Özel kesitli siyah conta lastiği<br />

Pnömatik piston Çift etkili piston<br />

Selenoid vana 5/2, 6-10 bar Rl/4"<br />

.imit siviç<br />

2 adet açık ve kapalı pozisyonu<br />

gösterir limit siviç<br />

Standart ölçü TSV 200 ölçüsünde<br />

Kapalı, Sızdırmaz ÖZBİL Sürgülü Vanaları otomatik proseslerin ihtiyaç duyduğu yüksek güvenilirliğe<br />

sahiptir ve 24 saat devamlı çalışmaya göre tasarlanmıştır. Kesikli çalışan operasyonlarda<br />

malzemenin kontrollü olarak akmasını ve kesilmesini sağlar. Vananın açık konumunda<br />

malzeme bir fiziki engelle karşılaşmadan akar. Vananın açılmasını ve kapanmasını sağlayan<br />

plakanın tamamen kapalı bir hacimde çalışması sayesinde çevreye toz sızıntısı önlenmiştir.<br />

Vananın tam sızdırmaziıgı malzeme akışından korunmuş conta ile sağlanmıştır. Ayrıca vana<br />

dışından sızdırmazlık ayarı yapılmasını sağlayan düzenek mevcuttur.<br />

KAPASİTE<br />

OZBIL DÖNER VANA STANDART ÖZELLİKLER<br />

Gövde<br />

Kaynaklı çelik konstrüksiyon veya<br />

döküm<br />

Rotor bıçakları<br />

Ayarlı, sökülebilir<br />

Rulmanlar<br />

SKF veya FAG<br />

Motor - Redüktör ithal<br />

Devir ayarı<br />

Zincir dişli ile 5-25 d/d arası<br />

Bakım kapağı<br />

Kolayca sökülebilir bakım kapağı<br />

Basınç farkı<br />

750 mmSS<br />

Standart ölçüler<br />

Pnömatik hat adaptörü<br />

1 a kadar.(Daha yüksek<br />

değerler için bilgi veriniz.)<br />

DV 200 ve DV 250 ölçüsünde<br />

İsteğe bağlı<br />

DV200 (m 3 /saat)<br />

DV250 (m 3 / saat),<br />

5<br />

1.2<br />

2.2<br />

ROTOR DEVRİ (D/DJ<br />

Kapalı, Sızdırmaz ÖZBİL Döner Vanaları otomatik proseslerin ihtiyaç duyduğu yüksek<br />

güvenilirliğe sahiptir ve 24 saat devamlı çalışmaya göre tasarlanmıştır. Sürekli çalışan<br />

operasyonlarda malzemenin kontrollü olarak akmasını ve kesilmesini sağlarken hava<br />

kaçağına engel olur. Ayar ve değiştirilme imkanı veren bıçaklar sayesinde sızdırmazlık<br />

sağlanır. Uygun tasarım ile tozun rulmanlara ulaşması tamamen engellenmiştir. Rotor<br />

ile gövde arasında temin edilen boşluk ile rotorun sıkışmadan çalışması sağlanır.<br />

10<br />

2.2<br />

4.1<br />

15<br />

3.1<br />

5.8<br />

TUNALI HİLMİ CADDESİ 103 /18 06700 KAVAKLIDERE / ANKARA<br />

TEL : 0(312) 428 49 16 - 426 87 30 FAKS : 0(312) 467 03 18<br />

METSAN 0.312.418 64 fi<br />

18<br />

3.5<br />

6.6<br />

20<br />

3.8<br />

7.1<br />

22<br />

3.9<br />

7.4<br />

24<br />

4.1<br />

7.7


DOZAJ, TRANSFER ve YÜKSEK BASINÇ POMPALARI<br />

Makdos, Dozaj, Transfer ve yüksek basınç Pompaları 6 tip 300 çeşit ürün yelpazesiyle<br />

sanayiinin her kesiminde ihtiyaç duyulan proseslerde, başarılı bir şekilde kullanılmaktadır.<br />

ÇOK KOMPONENTLI<br />

HİPOKLORİT DOZAJ ÜNİTESİ<br />

Çok komponentli Hıpoklorit dozaj ünitelerimiz şekilde<br />

görüldüğü gibi bir veya birkaç dozaj kafasından<br />

ibarettir.<br />

Alüminyum sülfat Bakır sülfat gibi eriyik<br />

hazırlanmasında ve benzeri tesislerde yüzme havuzu<br />

içme suyu tesislerinin klorlanmasında kullanılabilen<br />

ünitelerimiz kullanım sahasına göre karıştıcılı olarak<br />

(0) Maxımum arasında ayarlanabilen değişken debili<br />

pistonlu diyaframlı dozaj pompalarıyla paket ünite<br />

olarak teçhiz edilmiştir.<br />

TEKNİK ÖZELLİKLER<br />

* Kademesiz kendinden ayarlanabilir sistem.<br />

* 0 -1 Lt 1 den 0 - 4 m arası<br />

* 0,5 - 300 bar basınca kadar dozaj pompaları<br />

* Her türlü kimyasal maddeyi dozajlar.<br />

NOT : LÜTFEN AYRINTILI BİLGİ İÇİN<br />

BROŞÜR İSTEYİNİZ.<br />

PİSTONLU ve DİYAFRAMLI DOZAJ POMPALARI<br />

Bir veya birkaç kafadan ibaret olup 0-5 Lt/h'dan 4m3/h kapasiteye kadar 0 ile<br />

maxımum arası ayarlanabilen 5 bardan 200 bar'a kadar yüksek verimli dozaj<br />

pompalarımız Kimyasal sıvılardan etkilenmeyecek şekilde 304-316 paslanmaz<br />

çelik, PVC teflon, poliamid, polipropilen malzemelerden imal edilmekte olup her<br />

türlü viskos sıvıları pompalıyacak niteliklere sahiptir.<br />

YÜKSFK BASINÇLI DONKİ POMPA<br />

Yüksek basınçlı pompalarımız pistonlu tipler olup genelde toz<br />

deterjan üretiminde basınçlı kapların testinde ve reaktörlerde<br />

kullanılmaktadır.<br />

304-316 cRNİ ve çelik malzemeden imal edilmekte olup kendinden<br />

soğutmalı 0-100 Lt/h-10m3/h kapasiteye kadar 15 bardan<br />

maxımum 300 bar karşı basınca göre dizayn edilmiştir.<br />

MOTORLU MİKSER KARIŞTIRICILARI<br />

Sanayii sektöründe kullanılan motorlu karıştırıcı<br />

elamanlarımız 60 d/d-500 d/d'ya kadar tank ve<br />

karıştırıcısıyla birlikte özel olarak imar edilmekledir.<br />

SABİT DEBİLİ TRANSFER POMPASI<br />

Sabit debili transfer pompalarımız Kimyasal niteliklere haiz<br />

viskos sıvıların transferinde kullanılmaktadır.<br />

Pompalarımız 8 bar maxımum 80m3/h kapasiteye kadar<br />

transfer edilecek sıvının kimyasal ve fiziksel yönünden<br />

etkilenmeyecek malzemelerden imal edilmektedir.<br />

POMPALARIMIZIN KULLANMA SAHALARI<br />

* Kullanma suları (asliyesinde<br />

* Tekstil sanayiinde<br />

* Atık su arıtma tesislerinde<br />

* Fııeloil yakma tesislerinde<br />

* Nükleer ve termik santrallerde<br />

su şu--"">ıdırına İşlemlerinde<br />

* Temizlik, sabun ve deterjan<br />

sanayiinde.<br />

* (îıda Sauavide<br />

* Kimya sanayiinde katkı dozajında<br />

* l'ulverizasyoıı işlemlerinde<br />

Merkez Mah. Uzeyir Ağa Sok. No : 11 Yenibosna / İSTANBUL<br />

Tel. : (0212) 655 24 83 (3 hat) - 651 91 92 Fax : (0212) 651 90 85<br />

* lioya sanayiinde<br />

* Meşrubat sanayiinde<br />

* İlaç sanayiinde<br />

* Kağıt sanayiinde<br />

* Kireç sanayiinde<br />

* Kazan suları tasiiyesinde<br />

* İçme suları tasfiyesinde<br />

* Şeker fabrikalarında<br />

* Olomotik klorlama tesislerinde<br />

* Dolum tesislerinde ve daha birçok<br />

iş sahalarında kullanılmaktadır.<br />

A


Basınçlı Havanın<br />

Arındırılmasında, Kul<br />

LUPAMAT'lar endüstriyel kullanım için üretilmiş, yüksek kaliteli malzemenin kullanıldığı üstün performanslı,<br />

uzun ömürlü kompresörlerdir. Gerçekten problemsiz bir çalışmanın yanısıra verimlilik ve ekonomi sağlar.<br />

Lupamat Endüstriyel<br />

Pistonlu Kompresörler<br />

Dakikada O.Oİrn' den 9.6 m ] e kadar piston deplasmanı olan ve<br />

2.5 bar - 50 bar basınçlarda ihtiyacınıza en uygun çözümü<br />

sağlayacak 24 tip.<br />

Pnöso<br />

Hava Kurutucuları<br />

Lupamat Endüstriyel Vidalı Kompresörler<br />

Üstün performanslı 86 tip ile 7.5 -10 -13 bar basınçlarda, serbest hava verimi 0.6 mVdak.dan<br />

60m J /dak. kapasiteye kadar geniş bir yelpazede üretim.<br />

Lupamat Yağsız Vidalı Kompresörler i - 3,25 bar basınçta, serbest hava verimi<br />

7 - 80 mVdak. olan yağsız tek kademeli vidalı serisi ile 8 -10 bar basınçta, serbest hav» verîŞti S - l7wıVdak. olan<br />

yağsız çift kademsli vidalı serisi Türkiye'de ilk kez Maksaj tarafından Lupamat markası ile kultanırmnıza sunuluyor.<br />

Lupamat Yağsız Pistonlu Kompresörler<br />

Şimdi artık 353 It/dak. MİT^ )t/dak. serbest hava verimi olan<br />

*• 10 bar basınçla, 3 ayrı tip Lupamat hizmetinizde...<br />

21 ayrı tipte 0.5 mVdak -12O'm»jtel( isapâ|îte soğutmalı. 34 ayrı tipte<br />

0.1 m J / dak - 50 m ! /dak kapasite. ı ^* u *'** S! "*''" lrlıtl "" lll: ' r ıİB kurutucular ile işletmenizde<br />

i«iotmoni7<br />

kuru (nemsiz) basınçlı hava<br />

Pnöso<br />

Hava Filitreleri<br />

İğiniz hassas mıkro filtreler 70 m /dak kapasiteye kadar 13 Vfe 52 ayrı tipte.<br />

KOMPAS IndÜJtr» ve TİC A.Ş. : Atatürk Caddesi No: 420. 3S22O<br />

İ Ketvaigeçmez Sptak, inci Apt. 10/1, SO31<br />

Anka» : Bestekar Sokak 2/1. 06680<br />

Tet: (232)<br />

ISTAN81S.<br />

ANKARA Tel: (312)<br />

BAYİLERİMİZ-ADANA. SEGA LtD JTI i !22)|*Sîl& ADAPAZARI MESTAjMUHAŞ (264,274 95 90 • «YON KO«


Sürgülü Vanalar<br />

DİN 3204-3216-<br />

3225<br />

Basınç: 6-10-16-25-40<br />

Kg/cm 2<br />

Sıcaklık: 120-150-225"C<br />

max.<br />

ÖİÇÜ: 1 1/2"-10"<br />

900 Serisi Otomatik<br />

Ölçme Vanaları-<br />

Hidrometreler<br />

Basınç: 0,5-10/16<br />

kg/cm 2<br />

Sıcaklık: 80°C max.<br />

Model: Açılı-Clob<br />

Ölçü: 11/2"-8"<br />

350 serisi<br />

Kum Filtreleri için<br />

Geri Yıkama<br />

Vanaları<br />

Basınç: 0,5-16 kg/cm 2<br />

Sıcaklık: 80°C max.<br />

Model: TE<br />

Ölçü: 2"X2",3"X2", 4"X3"<br />

Calcon-Pllle<br />

çalışan Vanalar<br />

Calcon Sulama<br />

Kontrol Üniteleri<br />

Basınç : 0,2-10 kg/cm 2<br />

Sıcaklık: 80°C max.<br />

Model : Clob (Plastik)<br />

Ölçü : 3/4"-3"<br />

200 Serisi Plastik<br />

Elektrik<br />

Kumandalı<br />

vanalar<br />

Basınç: 0,7-10 kg/çm 2<br />

Sıcaklık: 80°c max.<br />

Model: Clob, Açılı<br />

ve Y tipi<br />

ÖİÇÜ: 3/4"-2"<br />

DOCUS VANA<br />

700 serisi<br />

Kontrol<br />

Vanaları<br />

Basınç: 0,7-16<br />

kg/cm 2<br />

Sıcaklık: 80°C max.<br />

Model: Açılı-Y tipi<br />

ÖlÇÜ : 2"-20"<br />

400 Serisi<br />

Kontrol<br />

Vanaları<br />

Basınç: 0,5-10/16<br />

kg/cm 2<br />

Sıcaklık: 80°C max.<br />

Model: Glob-Açılı<br />

ÖİÇÜ: 2"-12"<br />

Solenoid Vanalar, Basınç Düşürücü Vanalar,<br />

Basınç Sabitleme-Relief vanalar, Darbe<br />

Önleme Vanaları, Pompa Kontrol vanaları,<br />

Seviye Kontrol Vanaları, Debi Kontrol vanaları<br />

uş<br />

DOĞUŞ VANA LTD. ŞTİ.<br />

Merkez: 1202/1 Sokak No: 26/A-B Yenişehir-İZMİR<br />

Tel: 0.232.4335943-44M669-4336011 Fax: 0.232.4580896<br />

Fabrika: Atatürk organize sanayi Bölgesi 10000 sokak<br />

NO: 18 Çiğli-İZMİR<br />

Tel: 0.232.3768580-3768581 Fax: 0.232.3768582<br />

E.mail: Dogus. Vanaeservice.raksnet.com.tr.<br />

çalpara (Swing)<br />

Tip çekvalfler<br />

Basınç: 10-16-25-40<br />

kg/çm 2<br />

Sıcaklık: 120-225-<br />

300°C max.<br />

ÖİÇÜ: 11/2"-8"<br />

70N Serisi Lift Tipi çekvalfler<br />

Basınç: 10/16-25-40 kg/cm 2<br />

Sıcaklık: 80°C max.<br />

MOdel: Y Tipi<br />

ÖİCÜ: 2"-20"<br />

70F serisi<br />

Pislik<br />

Tutucular<br />

Basınç: 10/16-25-40<br />

kg/cm 2<br />

Sıcaklık: 80°C max.<br />

Model: Y Tipi<br />

ÖİÇÜ: 2"-20"<br />

Hava Tahliye<br />

vanaları (Vantuz)<br />

Basınç: 10-16-25-40<br />

kg/cm 2<br />

Model: Tek küreli-<br />

Çift küreli<br />

ÖİCÜ: 1 1/2"-8"<br />

VVoltman Tipi<br />

Turbobar Turbinli<br />

Su Sayaçları<br />

Basınç: 16 kg/cm 2<br />

sıcaklık: 50-90°C max.<br />

ÖİCÜ: 2"-16"


Düşük Hacim<br />

Debimetreler<br />

ve Göstergeler<br />

S1 - Broşür<br />

Pervaneli Debimetreler<br />

ve Göstergeler<br />

[~] S4 - Broşür<br />

Basınç Göstergeleri<br />

[ J P1 -Broşür<br />

Seviye Şalterleri<br />

N1 - Broşür<br />

Termostatlar<br />

T1 - Broşür<br />

Şamandıra Tip<br />

Debimetreler<br />

ve Göstergeler<br />

S2 - Broşür<br />

Manyetik, Kalorimetik,<br />

Ultrasonik ve Orfis plakalı<br />

Debimetreler<br />

j S5 - Broşür<br />

Basınç Sensörleri<br />

P2 - Broşür<br />

Seviye Göstergeleri<br />

N2 - Broşür<br />

Sıcaklık Göstergeleri<br />

( T2 - Broşür<br />

Dilli Debimetreler<br />

ve Göstergeler<br />

! S3 - Broşür<br />

Akış Göstergeleri<br />

S6 - Broşür<br />

Basınç Şalterleri<br />

P3 - Broşür<br />

Valfler ve Yardımcı<br />

Malzemeler (Fittingsler)<br />

Z1 - Broşür<br />

Kontrol Cihazları<br />

• Z2-Broşür<br />

DEBİ<br />

BASINÇ<br />

SEVİYE<br />

SICAKLIK<br />

ölçme<br />

izleme<br />

kontrol<br />

Lütfen ilgilendiğiniz broşürleri<br />

aşağıda belirtiniz.<br />

İşaretlenen broşürleri istiyorum.<br />

Bütün broşürleri kapsayan komple<br />

katalog istiyorum.<br />

Ücretsiz broşür için bu sayfayı<br />

Fax<br />

(0216)364 22 52<br />

(0212)251 44 55<br />

lütfen hemen faxlayınız.<br />

Adı Soyadı<br />

Bölümü<br />

Görevi<br />

Şirket Adı<br />

Adres<br />

Şehir<br />

Posta Kodu<br />

Telefon / Fax<br />

I LTD. ŞTİ.<br />

Sanayi Malzemeleri<br />

Üretim ve Satışı Ltd. Şti.<br />

Şerifali, 2. Burhan Sokak No: 50<br />

81260 Y. Dudullu / İSTANBUL<br />

Tel: (0-216) 415 65 40 (3 hat)<br />

Fax:(0-216) 364 22 52<br />

Mağaza: (0-212) 251 44 54-55<br />

Fax: (0-212) 251 44 55<br />

http://www.sms.tork.com<br />

E-mail:sms@orlon.net.tr<br />

I


tesislerinizde<br />

21 - yüzyılın enerjisi:<br />

Aygaz Dökme LPG<br />

Sanayi tesisleri<br />

ekonomiye<br />

hizmetin<br />

unsurlarıdır.<br />

Ancak işleri aksatan, zamandan<br />

kaybettiren, kullanımı zor yakıtlarla<br />

hizmet veren bir tesis bir eliyle verdiğini,<br />

trlHr " .<br />

öteki eliyle geri alır. Aygaz'ın dört mevsim<br />

sürekli ikmal ve bakım garantisi ile<br />

sunulan Aygaz Dökme LPG<br />

tesisinizde prosesi iyileştirir, ürün<br />

kalitesini artırır. Aygaz Dökme<br />

LPG'nin kullanım kolaylığı ve<br />

pratikliği iş gücünden ve yakıttan<br />

* L<br />

Aygaz Dökme LPG<br />

ile her<br />

kuruluşun<br />

kazan dairesinden bacasına<br />

kadar yakın ve uzak çevresi<br />

temiz kalır. Kısacası çağdaş<br />

Aygaz Dökme LPG Sistemi<br />

tesisinizin yüz akıdır. Ekonomi çağdaş<br />

sistemlerle ilerler, doğa çağdaş<br />

sistemlerin koruyuculuğunda yeşil<br />

Bilgi almak I fin; Ayam* Hizmet Hattı; 0800 211 40 70<br />

kalır. Aygaz Dökme LPG<br />

kuruluşunuzu 21. yüzyıla tertemiz<br />

iînı


• WINDOWSNT<br />

• WINDOWS 95<br />

• EXCEL<br />

• OPC SERVER<br />

• PROSES İŞLETİMİ<br />

• ON-LINE KONFIGURASYON<br />

• TREND<br />

• ALARM LOG<br />

• EVENTLOG<br />

• RAPOR<br />

• DISPLAY<br />

• ALGORİTİM<br />

• SEOUENCE<br />

ÖLÇEKLENDİRİLEBİLİNİR PROSES KONTROL SİSTEMİ<br />

• fflA, mV, T/C, RTD's INPUT-OUTPUT<br />

• AC/DC DIGITAL I/O<br />

• 32 BITS<br />

• PLC HABERLEŞME<br />

• MODBUS PROTOKOL<br />

• ISO 8802/3 SERTİFİKA<br />

• FIELDBUS PROTOKOL<br />

• SERIAL INTERFACE<br />

• END. ve TEKNOLOJİK SERTİFİKALAR<br />

MONTAJI KOLAY<br />

İŞLETİMİ KOLAY<br />

BAKIMI KOLAY<br />

DeltaV SİSTEMİ<br />

MICROSOFT'un<br />

LEONARDO SAYGI<br />

ÖDÜLÜNÜ<br />

KAZANMIŞTIR.<br />

FISHERROSEMOUNT<br />

Managlng The Process Betler 11<br />

FISHERROSEMOUNT TÜRKİYE<br />

Proses Kontrol Tic. Ltd. Şti.<br />

Kısıklı Cad. Başaran İş Merkezi<br />

No. 3 Kat: 2 Dâire 6<br />

81190 Altunizade - Üsküdar / İSTANBUL<br />

Tel : (0216) 492 40 42 (5 hat)<br />

Fax: (0216)492 40 47


35 Yıllık Tecrübe!<br />

Firmamız 23.000 m 2 alan üzerinde 5.000 m 2<br />

yeni fabrikamızda modern tezgahlarda seri<br />

üretim yapmaktadır.<br />

Redaktörlerimiz 0,25 Kw'dan 250 Kw'a 1,5<br />

devirden 625 devire kadar Motorlu ve motorsuz,<br />

seri ve standart olarak üretilmektedir.<br />

Firmalar istedikleri anda Firmamız veya Türkiye<br />

genelinde geniş bayilik teşkilatlarımızdan<br />

gerekli bilgi ve taleplerini bulabilirler.<br />

Redüktörlerimizde motor hariç 1 yıl garantimiz<br />

vardır.<br />

YILMAZ REDUKTOR A.S.<br />

Merkez/Centre : Maltepe Gümüşsüyü Caddesi Bestekar Medeni Aziz Efendi Sok. No:54<br />

TOPKAPI / İSTANBULV TURKEY<br />

Telephone : (90-1) 567 93 82 - 567 93 83 - 567 45 07 Fax: (90-1) 567 99 75<br />

Fabrika/Factory: Beylikdüzü Hadımköy Yolu Kıraç Köyü Mevkii 1. Km.<br />

BÜYÜKÇEKMECE / İSTANBUL / TURKEY<br />

Telephone: 886 50 43 - 886 50 44 Fax: 886 54 57


CNC YATAY VE<br />

DİK TORNA TEZGAHLARI<br />

TEKNİK<br />

ÖZELLİKLER<br />

gWİWW S api Omm<br />

Tornalama Çam<br />

Tornalanıl Boyu<br />

Seri Hareket m<br />

Motor Q0cü „<br />

Çevirme Hızı<br />

Opsiyonel<br />

TNL<br />

65L<br />

300<br />

160<br />

240<br />

160<br />

5.S<br />

TNL<br />

100 VL<br />

560<br />

400<br />

300<br />

S/12<br />

11<br />

TNL<br />

85A<br />

370<br />

264<br />

400<br />

29/24<br />

9<br />

TNL<br />

85T<br />

370<br />

264<br />

400<br />

30/30<br />

11<br />

TNL<br />

100A<br />

370<br />

264<br />

350<br />

20/24<br />

9<br />

TNL TNL TNL<br />

100T(L] 120T(L] 150T<br />

380<br />

300<br />

«Kveoo<br />

20/24<br />

(54500 454500 35-3500 35-3500 30-3000 SH00O 25-2500 20-2000 20-2000<br />

ULAfiM* İS45İİ0<br />

TNL-1OOTL CNC Torna<br />

15<br />

380<br />

300<br />

tOO/600<br />

2084<br />

DİK İŞLEME VE<br />

FREZELEME TEZGAHLARI<br />

TEKNİK<br />

ÖZELLİKLER<br />

XAkl» Hareketi mm<br />

Y AH» Har. mm<br />

Z Akla Hır. mm<br />

XrY/ZK.HttlınMn<br />

Motor GOeû Kw<br />

TMV4O0<br />

BT4O<br />

610<br />

410<br />

460<br />

•mm<br />

7.5<br />

TMV400<br />

Tabla Ebadı mm 710x410 $00x320<br />

TMH-II<br />

Yatay i$. Merkezi<br />

400<br />

250<br />

250<br />

36/3680<br />

3.7<br />

15<br />

570<br />

550<br />

1100<br />

16(20<br />

26<br />

TNL<br />

150A<br />

700<br />

600<br />

650<br />

16£0<br />

26<br />

TNL+THR<br />

100TL 10<br />

380<br />

300<br />

580<br />

2004<br />

15<br />

30-3000<br />

TMV760 TMV920 TMV1100 TMV1500<br />

TMH500<br />

1T40İ8T50. BT4OİBTSO BT40İBTS0 BTSO<br />

850x510<br />

760<br />

530<br />

530<br />

15<br />

1000x510<br />

920<br />

530<br />

530<br />

Wi*twua<br />

15<br />

1200x510<br />

1100<br />

530<br />

530<br />

15<br />

2000x740<br />

1500<br />

750<br />

750<br />

manı<br />

15<br />

500x500<br />

630<br />

630<br />

500<br />

1-12000<br />

15<br />

Bt<br />

> TNL<br />

30-S2<br />

700<br />

520<br />

350<br />

ISfflO<br />

22<br />

25-2250<br />

TM V -400<br />

Dik İşleme Merkezi<br />

tormaksan<br />

SO 90D2<br />

TVL30S2<br />

CNC Dik Torna Tezgahı<br />

Abdi ipekçi Caddesi<br />

özel idare iş Merkezi No.150/03<br />

34150 Bayrampaşa - İstanbul<br />

Tel.: (0212) 5771? 40 - 567 88 98<br />

Fax: (0212) 567 84 77<br />

e-mail: tormaksarv&super online.c

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!