MAKALE - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi - Makina ...
MAKALE - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi - Makina ...
MAKALE - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi - Makina ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
U Sayı: 46 5<br />
MAKİNA<br />
/ Diesel Motorlarında Dön, Çeşit Bitkisel<br />
--JYağ Kullanılması \<br />
/ Otomotiv Sanayiinde KdWfbzit Malzemeler<br />
y Avrupa'da OtomolnlIennKfetimden Müşteriye<br />
ırılmasında Yatın Dağıtım
Elektrik, su, yakıt ve baca bağlantılarını yapın, basın şaltere...<br />
Çok kısa zamanda buhar girsin hizmete!...<br />
TIP K-BJ<br />
Az yer kaplar.<br />
Otomatik ve emniyetli çalışır. Ard arda gelen emniyet sistemlerine sahiptir.<br />
Fazla bilgi, bakım ve gözetim gerektirmeden çalışır.<br />
Çok kısa zamanda, ekonomik buhar üretir.<br />
Yıllardır yüzlerce çalışan örneği ile kendini kanıtlamıştır.<br />
Buhar _ + Brülörve + KondensTankı t Besi Pompası + Kazan + Kazan + Emniyet + Su arıtma Cihazı + Su + Elektrik Tablosu _ K o m o a u ByU-.<br />
nerotonı Donanımı ve Donanımı ve Donanımı Armatürleri OtoMMdtn Suternkn ve Donanımı Filtresi ve Tesisatı . <br />
Jeneratörü<br />
f
KOMPAKI SUHfiff<br />
Motorin/Fdoilj.Dı<br />
; ana<br />
maliyetleri ni<br />
yere arttırma/m,<br />
teknolojiler<br />
üretilen<br />
"ffeİVERSAL<br />
BUHAR<br />
" kullanın.<br />
„ tek firma<br />
ÜNİVERSAL MAKİNA VE ISI SANAYİ TİC.A.Ş.<br />
Merkez: (Headquarter)<br />
Kozyatağı Yolu Sokak Güneş Ap. 26/1 Üst Bostancı/İSTANBUL<br />
Tel. (0216) 372 77 53 - 380 40 17 - 380 77 90 - 445 39 46<br />
Fabrika: (Plant)<br />
Pik Dökümcüler Sitesi A-1 Blok No. 6 - 8<br />
İkitelli Organize Sanayi Bölgesi
KOÇ<br />
Birleşik Oksijen Sanayi A.Ş.<br />
Gaz siparişi vi<br />
karşıla<br />
* "<br />
Kaliteli ^<br />
Kaynak ^<br />
Dikişi §<br />
ğer çalıştığınız firma<br />
firma ile
REGÜLATÖR<br />
Made in ITALY<br />
LPG D öl TU SUM<br />
T:5 NO: 282 - 284<br />
- TÜRKİYE<br />
222 71 90<br />
TAMİR TAKIMI
LMJ<br />
Sarmak <strong>Makina</strong> Fabrikalarında Compair Demag<br />
lisansı ile üretilen elektrikli vidalı sabit hava<br />
kompresörleri Türkiye Sanayiinin hizmetinde<br />
(1.6 mVdak. 11 KW - 21.5 mVdak. 132 KVVdebi,<br />
7.5 -10 bar basınç).<br />
Barınak<br />
makina Basınçlı<br />
ACompAir<br />
DEMAC ^<br />
Drucklufttechnik ^ ^ ^ ^ ^ ^<br />
inşaat ve müteahhitlik, madencilik, belediye<br />
hizmetlerinde Compair Demag kalitesi,<br />
Sarmak servis ve yedek parça güvencesi ile<br />
cağdas çözüm.<br />
2.0 mVdak. (71 cfm) -10.2 mVdak. (360 cfm)<br />
Diğer kapasiteler için sipariş kabul edilir.<br />
havada güven...<br />
Sabit, seyyar, vidalı ve pistonlu kompresörler, hava kurutucuları ve<br />
çeşitli basınçlı hava aksesuarları.<br />
Uzun yılların getirdiği deneyim Sarmak Pistonlu<br />
Kompresörleri; 150 It/dak. - 6750 It/dak. piston<br />
deplasmanı (1.5 - 40 HP) 3 - 25 bar'da sanayi, atölye,<br />
çimento nakil ve yüksek basınç kompresörleri.<br />
Karmak<br />
makina<br />
Kompresör Pompa Sanayi ve Ticaret A.ş.<br />
Genel Merkez/Fabrika:<br />
İstasyon Cad. No:86 01340 İncirlik - ADANA<br />
Tel: 0(322) 332 90 41 / Pbx<br />
Fax: 0(322) 332 96 63<br />
Pazarlama Merkezi:<br />
Kore Şehitleri Cad. Mehmet Gönene Sok.<br />
Aydagül Is Merkezi No: 6 Kat: 3 80300 Zincirlikuyu - İSTANBUL<br />
Tel: 0(212) 272 06 28 - 273 17 20 - 266 44 30<br />
Fax: 0(212) 266 52 51 e-mail: sarmak@superonline.com<br />
Ankara şubesi:<br />
Tunus Cad. 72/2 06680 Bakanlıklar - ANKARA<br />
Tel: 0(312) 417 76 84 - 418 16 01 Fax: 0(312) 418 16 01<br />
İzmir şubesi:<br />
Kıbrıs şehitleri Cad. Hümeyra İş Merkezi NO:148/303<br />
35220 Alsancak - İZMİR<br />
Tel: 0(232) 463 75 39 Fax: 0(232) 463 85 23
ÇEVİRİ - <strong>MAKALE</strong><br />
20<br />
MÜHENDİS<br />
EKİM 1998 • Sayı: 465<br />
AVRUPA'DA OTOMOBİLLERİN ÜRETİMDEN MÜŞTERİYE ULAŞTIRIL-<br />
MASINDA YALIN DAĞITIM / Lean Distribution of Automobiles from Manufacturing to<br />
Costumer in Europe<br />
Çev: Ömer ATALAY<br />
25<br />
OTOMOBİLLERDEKİ DIŞBÜKEY SÜRÜCÜ TARAFI DİKİZ AYNALARININ<br />
SAĞLAYABİLECEĞİ YARARLAR VE OLASI ZARARLARI / Are Driver-Side Convex<br />
Mirrors Helpful or Harmful?<br />
Çev: Murat Kadri AKTAŞ<br />
TEKNİK YAZILAR<br />
41 DIESEL MOTORLARINDA DÖRT ÇEŞİT BİTKİSEL YAG KULLANILMASI/<br />
The Used of Four Kind of Seed Oils to Diesel Enginees<br />
Turgut ÖZAKTAŞ<br />
45<br />
KARBÜRATÖRLÜ VE YAKIT PÜSKÜRTME SİSTEMLERİNİN EGZOZ<br />
GAZI BİLEŞİMİNE ETKİLERİ / The Effects of Carburetor and Injection Systems to Exhaust<br />
Emission<br />
M. Ali IŞIKSOLUĞU<br />
50 SILAJ MAKINALARI VE BAZI TEKNİK ÖZELLİKLERİ / Silage Machines and<br />
it's Some Technical Properties<br />
Muharrem ZEYTİNOĞLU<br />
AYIN DOSYALARI<br />
11 YENİ ÜRÜNLER<br />
14 ODA'DAN HABERLER<br />
17 SEM.-KURS-SEMP. HABERLERİ<br />
18 SEKTÖRDEN HABERLER<br />
31 BİR GÖRÜŞ<br />
OCTOBER 1998 • No : 465<br />
İÇİNDEKİLER • CONTENTS<br />
35 GEÇMİŞTEN BUGÜNE MÜHENDİS<br />
VE MAKİNA<br />
39 BİLGİ SAYFASI<br />
49 PÜF NOKTASI<br />
54 YAZI DİZİNİ<br />
İLAN SAYFALARI DİZİNİ<br />
UNİVERSAL<br />
B.O.S.<br />
2-AMÜHEDİSLİK-<br />
SARMAK<br />
BURGMANN<br />
PETNİZ<br />
İZOCAM<br />
E.C.A.<br />
ÖZBİL MAKİNA-<br />
MAKDOS<br />
KOMPAS<br />
DOĞUŞ VANA-<br />
SMS<br />
-10<br />
-55<br />
-56<br />
-57<br />
-59<br />
-60<br />
AYGAZ- -61<br />
FISHER ROSEMOUNT<br />
YILMAZ REDÜKTÖR<br />
•62<br />
€3<br />
TORMAKSAN 64<br />
UNİVERSAL<br />
Ön İç Kapak<br />
K.S.B.<br />
Arka İç Kapak<br />
ALARKO<br />
Arka Kapak<br />
Yayım Koşulları: Yazılar daktilo ile iki satır aralıkta iki kopya yazılmış olarak, 70-100 sözcükten oluşan Türkçe ve İngilizce özeti, yazı<br />
başlığının İngilizcesi, yazarın kısa özgeçmişi, adresleri ve telefon numaraları ile birlikte Dergi Yönetim Yeri Adresı'nc gönderilmelidir.<br />
• Yazılar 12 daktilo sayfasını (yaklaşık 3000 sözcük) geçmemelidir. (12 daktilo sayfasını aşan yazıların 2 bölüm halinde birbirini izleyen<br />
sayılarda yayımlanabileceği düşünülerek bölümlere ayrılmış olarak gönderilmesi gerekir.<br />
• Yazılarda kullanılan fotoğraflar net ve temiz olmalı, şekiller aydınger veya beyaz kağıda çim mürekkebi ile çizilmelidir.<br />
• Yazılarda SI birimleri kullanılmalı, yazıların sonuna yararlanılan kaynakça eklenmelidir.<br />
• Özgün ve derleme yazılardaki görüşler yazarına, çevirilerden doğacak sorumluluk ise çevirene aittir.<br />
• Yazılar başka bir sürekli yayın organında yayımlanmış olmamalı, herhangibir toplantıda tebliğ olarak sunulmuş veya sunulacak ise<br />
bu açık olarak belirtilmelidir.<br />
• Dergideki yazılardan kaynak gösterilmek koşuluyla alıntı yapılabilir.<br />
Yazıların Değerlendirilmesi: Dergiye gönderilecek yazılar öncelikle Yayın Kurulu tarafından ön elemeden geçirilmekte daha sonra kurulun<br />
belirlediği uzmanlar tarafmdaft değerlendirilmektedir. Uzmanların yaptığı değerlendirme sonuçları yazara da iletilecek, uzmanların<br />
önerdiği ve Yayın Kurulu'nun uygun gördüğü düzeltmelerin yapılması yazardan istenecektir. Bu düzeltmelerin yazar tarafından yapılması<br />
durumunda yazı yayımlanabilecektir.
<strong>TMMOB</strong><br />
MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI<br />
AYLIK YAYIN ORGANI<br />
Ekim / October 1998<br />
Cilt/Vd: 39 Sayı /No: 465<br />
Yönetim Yeri - Head Office<br />
Sümer Sökük 36/1-A<br />
Demirtepe - ANKARA<br />
İti :|0-3l2'. 231 31 59<br />
Fax:;0-3l2!231 M 65<br />
E-maıl : mraıigmmo.nrR.tr<br />
htlp://\\ v\ vv'.mmo.oifi.tr<br />
MMO Adına Sahibi<br />
Publisher<br />
Mehmet SOC.ANCI<br />
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü<br />
Managing Editör<br />
Ali Ekber ÇAKAR<br />
Yayın Kurulu - Publishing Board<br />
Anıl KAREL<br />
Hevrım Erini; ASLAN<br />
Utku TÜZÜNER<br />
Engin AY KOL<br />
Ezgi CÜNAY<br />
Ersoy BEY<br />
Rurak YELKEN<br />
Okay DOGüTEPE<br />
Katkıda Bulunanlar<br />
Members-at-large<br />
MMO Bursa Şube<br />
Proİ. Dr. Cem SORUŞBAY<br />
Prof. Dr. Yusuf ZERLN<br />
Trof. Dr. Tühıy IIARZADIN<br />
Yayın Sekreteri<br />
Publishing Coordinator<br />
Nılgün KARAKÜÇUK<br />
Teknik Sorumlu<br />
Technical Manager<br />
Mehmet AYDIN<br />
İlan Sorumlusu<br />
Advertising Representative<br />
Ayten YİLDİZ<br />
Nuray ÖZER j istanbul I<br />
Komisyon İlişkileri<br />
Redactor<br />
Şehnaz KAPLAN<br />
Dizgi<br />
Type Setting<br />
Muazzez POLAT ,MMO|<br />
Baskı<br />
Printed by<br />
Cem Weh Ofset / Tel 10-3121 385 3? 2?<br />
<strong>TMMOB</strong> Makın.1 MulıcnJi-.lun Yayın Oı-<br />
Kanı »lan Mühendis ve Mukıua Hci^ısı<br />
rMMUH'ye bağlı Odaların üyelerine, muhundıslık<br />
efcıriıııı yapan ligrcntı, jı.ıştırm.ı<br />
ıo ıi£rctım poıevlıleııne vıllık abone huJi'lı<br />
-I'ZL-1 sayılaı dahil- kaışılıjımla gnndcnlnıcktetlu<br />
ncrpımizc abone (ihbılmtk ve<br />
Jjlıa tli'uylı bılfii alabilmek için yukjrulı<br />
vvrılmiş ulan adresimize bj^vurabılıı ya da<br />
ickıon ve faksla bilgi alabilirsiniz<br />
Değerli Okuyucularımız;<br />
Türkiye sanayiinde önemli bir yere sahip olan otomotivle<br />
ilgili bir özel sayımızda daha birlikteyiz.<br />
1960'ların ikinci yarısında ithal ikameci Kalkınma Modeli<br />
çerçevesinde ithal teknolojiye dayalı ve iç pazara yönelik olarak<br />
kurulan Türkiye otomotiv sanayi üretimini, 1980'lere hatta<br />
199O'lı yıllara kadar bu modele dayalı olarak sürdürmüştür.<br />
Bu durum üretim ölçekleri küçük ve verimsiz tesislerde yüksek<br />
maliyetli ve düşük kalitede üretime yol açmıştır. Dünya<br />
pazarlarında rekabet edebilen, ileri teknolojiye uygun ölçeklerde<br />
üretim ve tüketim potansiyeli yaratan sanayi yapısı ise<br />
oluşturulamamıştır. 1980 yılında serbest pazar ekonomisinin,<br />
küresel entegrasyonun ya da ihracata dayalı ekonomik büyüme<br />
modelinin benimsenmesi ile otomotiv ana sanayiinde üretim<br />
%252, yan sanayiinde ise %700 artış sağlanmıştır. Ancak,<br />
özellikle ana sanayiinde beklenen düzeyde bir ihracat potansiyeli<br />
yakalanamamıştır. 1990'dan günümüze kadar üretim, ana<br />
sanayiinde %33.7, yan sanayiinde %91 artmıştır.<br />
Gümrük Birliği çerçevesinde sektöre bir takım ayrıcalıklar<br />
tanınmışsa da gerekli mevzuatların çıkarılmaması ve düzenlemelerin<br />
yapılmaması, ayrıca bedelsiz ithalat uygulaması sonucu<br />
otomotiv sanayiinde olumsuzluklar yaşanmıştır.<br />
Otomotiv sanayiinin güçlenmesi yönünde önlemlerin alınması<br />
ve tüketici haklarının korunması için hem hükümetlere<br />
hem de otomotiv sanayii üreticilerine büyük sorumluluklar<br />
düşmektedir.<br />
Otomotiv ile ilgili değişik konuların yer aldığı bu sayımızı<br />
ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Bu sayının hazırlanmasındaki<br />
katkılarından dolayı Bursa Şubemize ve makaleleri değerlendiren<br />
uzmanlarımıza teşekkür ederiz.<br />
DÜZELTİ<br />
Saygılarımızla<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong><br />
Yayın Kurulu<br />
Dergimizin 464. sayısında Cüneyt FETVACI'nın "Plastik<br />
Dişli Çarklarda Malzeme Seçimi ve Konstrüktif Tedbirler"<br />
başlıklı makalesinin 35. sayfasındaki 2. paragraf, aynı<br />
sayıda yayınlanan Abdurrahman Karaimlut'un makalesinden<br />
yanlışlıkla alınmıştır.<br />
Ayrıca, Cüneyt FETVACI'nın makalesinde geçen asetal<br />
kelimesi esatal ve asetel, kalıplanma kelimesi kapılama<br />
ve değiştirilmiş kelimesi de değerlendirilmiş şeklinde yanlış<br />
yazılmıştır. Bu hatamızı düzeltir, özür dileriz.
Güvenli<br />
bağlantılar,<br />
daha uzun<br />
sürelidir.<br />
KE-Burgmann kompansatörleri: Ne<br />
tür çalışma koşullar olursa olsun,<br />
emniyet, ekonomi ve çevreye karşı<br />
sorumluluk sözkonusu olduğunda, güç<br />
santralları ve gaz türbinlerinde en iyi<br />
kanal bağlantılarıdır.<br />
KE-Burgmann kompansatörleri mil-<br />
yonlarca çalışma saatinin deneyi-<br />
miyle dünyada en başarılılar arasında-<br />
dır. ISO 9001'den onaylı kalite bel-<br />
gesi, ve uygun servisi ile (dünya<br />
çapında sorun avcısı) bir dosttan ve<br />
bir uzmandan beklenen güvenilirliği<br />
sağlar. Güvenilir bağlantılar başlat-<br />
mak için bizi arayın.<br />
BURGMANN<br />
BURGMANN<br />
ENDÜSTRİYEL SIZDIRMAZLIK<br />
San. Ve Tic. Ltd. Şti.<br />
Yukarı Dudullu imes Yanı<br />
Gamak Sapağı Kuru Sok. No. 9<br />
TR-81260 Ümraniye/istanbul<br />
Tel.: 02164203700-5 Hat.<br />
e,,,, n 01 c Aon oı ne
Doğal Gaz yakıtlı buhar santralı 2x8 ton/h, 8 ATÜ ve Su hazırlama grubu:<br />
Basınçlandırma, Filtreleme, Yumuşatma, Gaz alma 100 Ton/h.<br />
PETNIZ ISI SAN ve TIC. LTD. ŞTI.<br />
Fab. : Fatih Mh. Suyoluüstü No:9 Esenyurt/İSTANBUL<br />
Tel : 620 17 14 Pbx Faks : 596 74 89<br />
Büro : Perpa İş Merkezi 6. Kat No: 629<br />
Tel : 220 60 47 - 220 60 25 Faks : 221 58 57<br />
DOĞAL GAZ ve<br />
SIVI YAKITLI ISI<br />
SANTRALLARI<br />
TOZ KÖMÜR<br />
YAKILABİLEN<br />
TAM OTOMATİK HAREKETLİ<br />
IZGARALI ÖN OCAK<br />
ve İÇ OCAKLI<br />
SİSTEMLER<br />
KIZGIN YAĞ<br />
KAZANLARI<br />
BUHAR JENERATÖRLERİ<br />
BASINÇLI<br />
KAPLAR<br />
PETMAK PETNIZ MAKINA SANAYİ A.Ş.<br />
İmalat : Haramidere Sanayi Sitesi<br />
Anbarlı/İstanbul<br />
Tel : 690 43 52-220 60 25<br />
Faks : 221 58 57
Koç<br />
Klima k a n a l l a r ı n ı n ısı ve<br />
ses i z o l a s y o n u için<br />
3 mükemmel<br />
urun,<br />
3 mükemmel<br />
çozum!<br />
İzocam Prefabrik Klima Kanalı, klima gürültüsünü önler, ısı<br />
izolasyonuyla çalışma performansını artırır.<br />
İZOCam Klima LevhaSI, ısı ve ses izolasyonu amacıyla kullanılır.<br />
Havanın akışı sırasında ortaya çıkacak gürültüyü yutar, tesisatın sessiz çalışmasını sağlar.<br />
İZOCam Klima ŞllteSI, ısı izolasyonunu sağlamak amacıyla kullanılır.<br />
Zamanla buhar yoğuşması ve izolasyonun bozulması tehlikesine karşı kesin güvence sağlar.<br />
İZOCAM I<br />
ildi ıHıMı, tatfîıi<br />
EPSv. W iriıl.fi, TSfSloıkt<br />
UrfHİık lelgeii'ıt sahiptir.<br />
İI01M (Olflll, tl^lll,<br />
EPS»IPS îriıltil, TS-ISO-9HI2 lalltı<br />
Gifdiı SIIIMI'ıı ııhip tısiılırit îrtliliı.<br />
li idi (HMıI, lif fiil, EPS ve İPS iri il ir i<br />
GıtıınSilininııkip lııiıltrJıirılllir.<br />
ÜCRETSİZ DANIŞMA HATTI O 800 211 43 86<br />
İZOCAM TİCARET VE SANAYİ A.Ş. DANIŞMA MERKEZLERİ • İSTANBUL Tel [217] 275 72 22 (8 hat) Faks {212} 266 97 69 • ANKARA Tei [312]<br />
418 66 67-418 30 32 Faks (312) 425 05 15 • İZMİR Tel [232] 484 57 85 - 484 31 78 Faks 1232) 489 00 52 • ADANA Tel 1322) 352 29 80 Faks (322) 352 02 54<br />
' BURSA Tel (224) 253 95 35 Faks (224) 255 60 13' ELAZIĞ Te/ (424) 218 66 00 Faks (424) 233 19 96 »ERZURUM Tel (442) 235 59 76 / 77 Faks (442) 235 59 78<br />
• ANTALYA Tel (242) 24] 19 50Faks (242) 242 39 84' GAZİANTEP 7e/[342) 233 9700 Faks (342) 233 9700 Internet adresi: www.izocam.com.tr<br />
T
DAĞITIM: EMAS MAKINA SANAYİ A.S.<br />
Tarihimizin en önemli<br />
mekânlarından Topkapı Sarayı da<br />
artık E.C.A.- REMEHA Kazanları ve<br />
E.CA. Isı Ürünleri ile ısıtılıyor.<br />
Bundan sonra Saray'ı kışın bile<br />
sıcak günler bekliyor.<br />
• IQ Cl HIM I/A M TOP Y I I. L A R ı Â B I K A B E R
YEM M M<br />
ÜRÜNLER<br />
OTOMOBIL CAMıNDA MESAJ<br />
25 cm uzunluğunda ve 8 cm kalınlığında bir elektronik<br />
yazı panosu ve direksiyonun yanında konulan küçük bir<br />
kontrol ünitesinden ibaret olan sistem ingiltere'de 50<br />
sterline satışa sunuldu. Cihaz üzerindeki tuşlara istenilen<br />
mesajlar önceden yükleniyor. Sonra araç kullanılırken istenen<br />
mesaj seçilerek panoda görüntüleniyor. Üretici ingiliz<br />
firması bu sistemi bir 'özür dileme' ve 'teşekkür etme'<br />
tarzı olarak tasarlamış.<br />
NETTENNA<br />
KLASIK'E YENI GÖRÜNÜŞ<br />
Hazırlayan : Nilgün KARAKÜÇÜK, Mehmet KARTAL<br />
MMO Genel Merkezi, MMO Bursa Şube<br />
Mobil Internet Antenna'yı<br />
dizüstü bilgisayarın seri<br />
portuna takarak kablosuz<br />
olarak e-posta<br />
alarmı, haberler, hava durumu, spor haberleri gibi stoktaki bilgileri alabiliyor. Laptop, 4,5<br />
onsluk aleti çalıştırıyor ve gelen bilgileri depoluyor. Loptop kapatıldığında anten, doldurulabilir<br />
nikel-kodmiyum pili sayesinde 10 gün çalışabiliyor ve 1 MB bilgiyi depo<br />
ediyor. Fiyatı : 129 $<br />
http://www.airmedia.com<br />
BMVV'nin, iki kişilik üstü açık, tamamı alümin- _^<br />
yum Z07 modeli,<br />
1955-1959 yıllan<br />
arasında<br />
sınırlı sayıda<br />
üretilen<br />
BMW 507 teması<br />
üzerine<br />
tasarlandı<br />
Z07, alüminyum<br />
şasi ve alüminyum<br />
gövde panelleriyle<br />
konstrükte edildi. Süspansiyon, 5 ve 7 serisi modellerden<br />
V8 motor ve 6 vitesli olarak adapte edilmiş<br />
ZEKI RADAR KONTROLÜ<br />
Toyota, radar kontrollü ilk seri üretim arabalarını piyasaya sürdü. Ön tampona<br />
monte edilmiş radar yolu tarayarak kontrolü ayarlıyor böylece araba<br />
öndeki araçtan belli bir uzaklıkta kalıyor. Bu özellik sadece Japonya'da satılan<br />
Celsior lüks modelinde bulunuyor. İlerde Japonya dışında da satışa<br />
sunulacak.
YENİ<br />
ÜRÜNLER<br />
MiKRO ÇiPLİ<br />
ARABA<br />
Hot VVhelIs'in ürettiği<br />
araalar tipik bir oyuncak<br />
arabaya benzemesine<br />
rağmen altını<br />
kaldırıp baktığınızda<br />
içinde minyatür bir bilgisayar<br />
göreceksiniz.<br />
Bilgisayar hız, devir sayı ve tepki zamanını hesaplayarak şasi içine gömülmüş<br />
olan ekranda gösteriyor. NASCAR ve GT modellerinin V 64 ölçeğinde yapılan<br />
Cyber Rocer arabaların fiyatı 15 $.<br />
12 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465<br />
SOFISTIKE TEKNO<br />
ÜNCOLN'UN<br />
DEĞIŞEN YÜZÜ<br />
Lincoln LS8 ve LS6 modeller hepsi yeni<br />
V8 ve V6 motoruyla çalışan ve Ford'un<br />
lüks arabalarının ilk yüksek performanslı<br />
olanları. Avrupa'nın en iyileriyle yarışacak<br />
olan LS8 ve LS6, arkadan çekişli ve tam<br />
bağımsız ön-arka suspansuyona sahip.<br />
Sonbaharda piyasaya sürelecek olan<br />
arabanın fiyatı henüz belli değil.<br />
ALKOL KILIDI<br />
ALKOLE KARŞı<br />
ABD'de geliştirilen bir cihaz ile, sürücünün<br />
alkol alma oranına göre motorun<br />
çalışmaması sağlanıyor. Sürücü,<br />
kontak yerine geçen cihaza üflediğinde<br />
alkol oranı yüksek çıkarsa araç çalışmıyor.<br />
Bir ya da iki aylık dönemlerde<br />
trafik ekiplerinin bulunduğu noktalarda<br />
sıfırlanan ALKOL KİLİDİ, böylece<br />
trafik polisinin denetiminden de<br />
geçmiş oluyor.<br />
1998 Audi A6'yı karakterize eden en iyi terim : ileri teknoloji. Arabanın<br />
üstün önden çekiş özelliği virtüel-eksen süspansiyonu adlı karmışık<br />
bir yöntemle sağlanmış. Direksiyon, boşlukta iki eksen noktası<br />
arasında asılı bir nokta etrafında dönüyor. Solar kontrol sistemi,<br />
havalandırma gücünü otomatik olarak ayarlıyor, ayrıca park halindeyken<br />
farları çalıştırarak arabayı soğutuyor.<br />
Fiyatı : 33750$<br />
http://www.audi.com<br />
ARABA IZLEYICISI<br />
Cadillac'm OnStar sistemi GPS (Global Positioning System) sürücülük teknolojisi<br />
ve 24 saat çalışan güvenlik şemsiyesine bağlı cep telefonu kullanıyor.<br />
OnStar, yön belirlemeden otel rezervasyonuna kadar pek çok şeyi yapıyor.<br />
Yol asistanı bir tuşa basılarak kullanılabiliyor. Daha da iyisi OnStar, anahtarları<br />
içerde unuttuğunuzda arabanızın kapısını açabilecek.<br />
Fiyatı yaklaşık 1000$
YENİ<br />
ÜRÜNLER<br />
PLASTIK KAYNAKÇıSı<br />
Yeniden tasarlanmış 20 kHz ultrasonik<br />
plastik kaynakçısı piyasaya sürüldü.<br />
200 W (H-201) ve 500 W'lık (H-501) iki<br />
model olarak sunulan aletler termoplastiklerin<br />
hızlı kaynağı için yüksek çıkış<br />
genliğine sahip. Geniş bir kullanım alanına<br />
sahip olan ünite 6.8 kg. Birleştirme<br />
zamanı ve kontrol fonksiyonları kullanıcı<br />
tarafından ayarlanabiliyor.<br />
Sonic & Materials ine. Danbury-Conn<br />
BURÇ VE YATAKLAR<br />
MARAL'DAN<br />
SONRA, YAZLıK<br />
TAKSI<br />
Türkiye'deki ilk yerli sermayeli<br />
otomobil firması, ingiliz<br />
spor otomobili benzeri Maral'dan<br />
sonra, şimdi de yazlık<br />
taksi üretti. 2,5 aylık bir<br />
çalışma sonunda üretilen<br />
yazlık taksi de Tofaş-Şahin'in<br />
motor mekanik aksamı<br />
kullanıldı. 1,6 İt, 86 beygirlik<br />
Şahin motoru ile çalışan<br />
taksi, 370 cm uzunlur"<br />
ğunda, 152 cm eninde ve<br />
170 cm yükseklikte üretildi.<br />
ÖRNEK FILTRELER<br />
Balston firmasının paslanmaz çelik filtreleri,<br />
proses analizörlerini ve monitör<br />
ekipmanını korumak için tasarlandı.<br />
31S6, 31G, 41S6, 41G ve 91S6 modeller,<br />
gazlardaki katı ve sıvıları %99.99<br />
oranında ve 0.01p'a kadar, ayrıca sıvılardaki<br />
katı parçalan 0,2//a kadar<br />
temizliyor.<br />
PERÇIN TAKıMı<br />
POP 5400 uzun stroklu perçin takımı,<br />
operatörlere strok uzunluklarını değiştirme<br />
ve aksesuar ekleme olanağı veren<br />
modüler tasarıma sahip. Hava-hidrolik<br />
sistemi değişik uygulamalarda perçinleme<br />
yapmak için kullanılabiliyor. Bir<br />
inçlik tam strokta PRT5400LS V 4<br />
U çapa<br />
kadar olan ticari kör perçinler, T perçinler<br />
ve geniş ikincil başlı perçinler yerleştirilebiliyor.<br />
Emhart Industrial, Shelton Conn.<br />
Grafit/metal alaşımlı, kendinden yağlamalı burç ve yataklar 750°F'a kadar çözücü<br />
ve asit ortamlarında pompa, mikser, fırın, ocak ve kurutucularda kullanılmak<br />
üzere tasarlandı. Gres, yağ ya da plastiklerin uygun olmadığı yerlerde düşük<br />
sürtünme katsayısı ile iyi performans sağlıyor. Sülfirik asit ve aşındırıcıların da<br />
dahil olduğu pek çok sıvı ortamda korozyona dayanıklı ve dönen metal elemanlara<br />
yakın toleranslarda çalıştığında sürtünme nedeniyle zarar vermiyor.<br />
Graphite Metallizing Corp. Yonkers, NY<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 13
ODADAN<br />
HABERLER<br />
•Ankara Kent Konseyi Oluşturuldu!<br />
Ankara Kent Konseyi Girişimi 15.09.1998 tarihinde<br />
basın toplantısı yaparak çalışmalarını<br />
başlattı. Ankara Kent Konseyi Sekreteryasrnda,<br />
Peyzaj <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong>, <strong>Makina</strong> <strong>Mühendisleri</strong><br />
<strong>Odası</strong>, Mimarlar <strong>Odası</strong> Ankara Şube, Genel-İş Sendikası<br />
Ankara Bölge Başkanlığı ve Büyükşehir Belediye<br />
Meclisi Bağımsız üyesi Muzaffer SARAÇ bulunuyor.<br />
Sekreterya adına Ankara Kent Konseyi Girişiminin<br />
Sekreterliğini Oda merkezimiz yürütüyor. Yoğun bir<br />
katılım gözlendiği basın toplantısında aşağıda yer alan<br />
basın açıklaması, Oda Başkanı Mehmet Soğancı tarafından<br />
yapıldı.<br />
"Bizler,<br />
İnsan hakları ve temel özgürlüklerin vazgeçilmezliği<br />
ve insan kişiliğinin onur ve değerine olan inancımızı<br />
vurgulayarak,<br />
İnsan yerleşimlerinin, insan onuruna uygun yaşamak,<br />
gezmek, görmek, kültürel etkinliklerde bulunmak<br />
amacıyla oluşturulması gerektiğini belirterek,<br />
Doğal, tarihsel ve kültürel değerlerin korunması<br />
yükümlülüğünün, öncelikle yerel ve merkezi yönetimlerde<br />
olduğunu gözönüne alarak,<br />
"Kentli Hakları"nm tanınması, uygulanması, korunması<br />
ve geliştirilmesinin işbirliği ve dayanışmayı<br />
gerektirdiğine ve kentli haklarının kentlilere, diğer<br />
haklara ek olarak tanınan haklardan olduğuna ilişkin<br />
belirlemede bulunarak,<br />
Hakların yaşam bulmasında kentli insanların sorumluluğunu<br />
da anımsayarak,<br />
Kent halkının, "ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal<br />
ya da başka bir görüş, ulusal ya da toplumsal köken,<br />
mülkiyet, doğuş ya da benzeri başka bir statü gibi bir<br />
ayrım gözetmeksizin", kentli haklarına sahip olduğuna<br />
olan inancımızı vurgulayarak;<br />
İnsan hakları ve demokrasi ile kalkınma/gelişme<br />
arasındaki koparılamaz bağa işaret ederek; Ankara ölçeğinde,<br />
kent halkının iradesini özgürce ifade edebileceği,<br />
kent yaşamının tüm yönlerine tam katılacağı koşulların<br />
yaratılmasının gerekliliğine inanarak,<br />
Yaşadığımız coğrafyaların yerleşimlerinde, insanlığın<br />
binlerce yılda geliştirdiği yönetim modelleri ve halk<br />
katılımının sağladığı olanakların ve birikimin değerinden<br />
hareketle;<br />
Ulusalüstü belgelerde ve iç hukukta tanınmış hakların;<br />
bu arada, BM Rio ve Habitat n Konferans Belgeleri<br />
ile Avrupa ölçeğinde kabul edilmiş bölgesel belgelerde<br />
yer alan hakların, Türkiye'de-Ankara özelinde yaşam<br />
bulması için çalışmalar yapmaya,<br />
Kentlilere evrensel, bölgesel ve ulusal ölçekte tanınan<br />
haklardan, yerel ya da merkezi yönetimin uygula-<br />
14 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465<br />
Hazırlayan : Nilgün KARAKÜÇÜK<br />
MMO Genel Merkezi<br />
dığı politikalar nedeniyle yoksun bırakılan kent halkından,<br />
Binlerce yıllık geçmişi olan Ankara Kenti'nin sahip<br />
olduğu (Frig, Galat, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı<br />
ve Cumhuriyet Dönemi) tarihsel, kültürel, mimari,<br />
çevre ve doğa değerlerinden,<br />
Emekten, emeğin yarattığı değerlerden yana, taraf<br />
olduğumuzu;<br />
Kentsel rant yaratma özel amacına dönük merkezi<br />
ya da yerel yönetim politika ve uygulamalarına karşi;<br />
kenti, kentliyi ve değerlerini savunacağımızı;<br />
Yukarıdaki amaçlar doğrultusunda Ankara Kent<br />
Konseyi Girişimi'ni oluşturduğumuzu açıklıyoruz.<br />
Bu Başlangıç metnimiz, Ek'teki Ankara Kent Konseyi<br />
Girişimi metni ile birlikte değerlendirmek üzere;<br />
Ankara Halkı'nın ve Kamuoyu'nun bilgisine sunulmaktadır.<br />
Bizler, aşağıda imzası bulunan kişiler ve kuruluşların<br />
temsilcileri olarak, Ankara Kent Konseyi Girişimi<br />
Kuruluş Belgesi'ni benimsediğimizi ve bu belgede belirtilen<br />
amaç ve programlar doğrultusunda çalışmalar<br />
yapacağımızı;<br />
Ankaralılara duyuruyor, Ankaralıları bu çalışmaya<br />
katılmaya ve destek vermeye çağırıyoruz.<br />
Kmr KONSEYI GIRIŞIMI KURULUŞ BELGESI<br />
Amaç<br />
Ankara Kent Konseyi Girişimi, kentli haklarının korunması,<br />
kullanılması ve geliştirümesi için çalışmalar yapmak<br />
ve Kent Konseyi'ni oluşturmak amacını taşır.<br />
Yapısı<br />
Kent Konseyi Girişimi-sendika, demek, vakıf ve kooperatiflerin,<br />
kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin<br />
üst kuruluşları ve Ankara Şubelerinin ve Ankara'daki yüksek<br />
eğitim kurumlarının ilgili bölümlerinin temsilcileriyle,<br />
gerçek kişilerden oluşur.<br />
Yapacağı İşler<br />
Kent Konseyi Girişimi:<br />
a) Ankara'da Kent Konseyi Oluşturma<br />
b) Konsey oluşuncaya değin, kentli haklarının korunması,<br />
kullanılması ve geliştirilmesi; kentsel rant, soygun ve talan<br />
uygulamalarına karşı mücadele verme,<br />
doğrultusunda çalışmalar yapacaktır.<br />
a) Kent Konseyi Oluşturma Çalışmaları<br />
Bu çalışmalar, Kent Konseyi Girişirninin amacına, yapacağı<br />
işlerin tamamlanmasına, oluşturmayı düşündüğü Konsey'in<br />
bileşenlerini ve işlevinin tanımlanmasına ve Konsey'e<br />
katılıma dönük çalışmalardır. Bu çalışmalar, girişimin bileşenleri<br />
ve sekreterya tarafından yapılır.<br />
b) Kentli Hakları Konusunda Çalışmalar
ODA'DAN<br />
HABERLER<br />
Girişim konseyi oluşuncaya değin;<br />
- Kentli haklarının ne olduğunu tanıtmaya,<br />
- Mevcut yasaların yaraşıra, Türkiye'nin de imzaladığı ve<br />
TBMM onayından geçerek bir iç hukuk belgesi haline gelen<br />
Avrupa Kentsel Şartı vb. uluslararası sözleşmelerde tanımlanan<br />
kentli hakları konusunda Ankaralıları bilgilendirmeye,<br />
- Ankara'da kentli haklarının durumunun ortaya çıkarılmasına,<br />
- Kentli haklarına aykırı uygulamaları, kentsel sömürü,<br />
talan ve soygun uygulamalarını saptamaya, kamuoyuna ve<br />
yetkili makamlara duyurmaya,<br />
- Kentli hakları alanında Türkiye'de ve Dünya'daki gelişmeleri<br />
araştırarak sonuçlar çıkarmaya,<br />
- TBMM gündeminde bulunan ve Ekim 98'de yasalaşması<br />
sözkonusu olan yerel yönetimlerle ilgili çok önemli<br />
değişiklik getiren "Yasa Tasarısı"nın, kentli haklarına karşı<br />
olan yanlış ve anti-demokratik hükümlerinin değiştirilmesi<br />
amacıyla, kamuoyunu ve TBMM'yi bilgilendirmeye ve etkilemeye,<br />
dönük çalışmalar yapacaktır.<br />
Girişime Katılma Koşullan<br />
Girişimi oluşturanların önerisi ile, Girişimin çağrısını ve<br />
"Kent Konseyi Girişimi Kuruluş Belgesi"ni benimsediğini<br />
deklare eden, kentsel yaşamla ilgili etkinliklerde bulunan kitle<br />
örgütleri ve bu konuda uzman ve deneyimli kişiler,- Girişimcilerin<br />
salt çoğunluğunun onayı ile, Girişime katılabilirler.<br />
Tüzel kişilikleriyle toplantılara katılanlar, yetki belgelerini<br />
sunmak zorundadırlar.<br />
Girişim İşleyişi<br />
Girişimde yer alanlarca, iş bu girişim belgesinin kabulü<br />
ile birlikte, beş (5) kişiden oluşan bir sekreterya [bir (1) sekreter<br />
ve dört (4) sekreter yardımcısı] seçilir. Sekreterya Kent<br />
Konseyi oluşturuluncaya değin görev yapar. Sekreterya, girişim<br />
toplantılarının gündemini oluşturma, toplantı tutanaklarını<br />
tutma ya da tutturma, toplantılarda alınan kararların<br />
gereğini yapma, kendi taslaklarını hazırlama, girişimde yer<br />
alanlar arasında iletişim ve eşgüdüm sağlamakla görevli ve<br />
yetkilidir.<br />
Girişimde yer alanların herbirinin tek bir oyu vardır.<br />
Gerçek ve tüzel kişiler girişimde eşit oy hakkına sahiptir.<br />
Girişimde yer alanlar, gönüllülük temelinde bir araya<br />
gelmişlerdir. Sekreter ve yardımcıları bir hiyerarşi ifade etmez.<br />
Girişimde yer alan örgütler ve kişiler bağımsızlıklarını<br />
korurlar. Konsey Girişimi, katılımcı kuruluşlara aldığı kararları,<br />
yapacağı çalışmaları destekler doğrultuda etkinliklerde<br />
bulunma çağrısında bulunur. Konsey Girişimi katılımcı<br />
kuruluşların, Girişimin kararlarının ve çalışmalarının<br />
karşısında çalışma yapmama beklentisini vurgular.<br />
Girişimin toplantıları, basına ve halka açık olarak yapılır.<br />
Girişim toplantılarına Belediye temsilcileri ve Merkezi yönetimin<br />
yerel temsilcileri katılabilirler, gündemdeki konu-<br />
larla ilgili görüş belirtebilirler ancak oy haklan bulunmamaktadır.<br />
Girişim Araştırma ve Dokümantasyon Merkezi<br />
Girişim Sekreteryasına bağlı olarak Araştırma ve Dokümantasyon<br />
Merkezi oluşturulur.<br />
Girişim bünyesinde yeralan kişi ve kuruluşlar, kentsel<br />
sorunlar ve konuyla ilgili olarak kendilerinde mevcut olan<br />
bilgi ve belgelerin bir örneğini Araştırma ve Dokümantasyon<br />
Merkezine iletirler. Merkez, 3/b maddesinde belirtilen<br />
konularda çalışmalar yapar. Çalışmalar süreli, süresiz<br />
yayınlar veya çeşitli yöntemlerle çoğaltılarak<br />
kamuoyunun bilgisine sunulur.<br />
Girişim, Girişimde yeralan örgütlerin yayın organlarından<br />
yararlanma olanaklarını değerlendirir.<br />
Merkezin çalışmaları için gereksinim duyulan araç<br />
ve malzemeler, Girişimciler tarafından sağlanır.<br />
Girişimin Konsey'e Dönüşümü<br />
Girişim, Ankara Kent Konseyi'nin kuruluşu ile birlikte,<br />
kendiliğinden dağılır. Kent Konseyi kendi iç işleyişini,<br />
girişim dönemi deneyim ve birikimi de değerlendirerek,<br />
kendisi belirler.<br />
Kısa Dönem Çalışma Programı<br />
Girişim, kısa dönemde aşağıdaki konularda çalışma<br />
yapmayı öngörmektedir.<br />
1. Girişimin tanıtımı<br />
1.1. Görsel ve yazılı basın-yayın organları aracılığıyla<br />
Ankara halkına duyurulması,<br />
1.2. Girişimde yeralan örgütlerin kendi yayın organları<br />
aracılığıyla üyelerine duyurulması.<br />
2. Ankara'daki somut sorunlara yönelik olarak Girişimi<br />
oluşturan kuruluş ve bireylerin ortaklaşa yapacağı<br />
çalışmalarla; doğal gaz, su, ulaşım, kanalizasyon,<br />
atıklar, kömür, kavşaklar, açık ve yeşil<br />
alanlar vb. konularda sömürücü ve talan uygulamalarını<br />
teşhir eden, vurgunculara karşı Ankaralı'lardan<br />
yana talep ve program geliştiren raporlar<br />
üretilmesi ve bu ürünlerin kamuoyuna, Ankara<br />
halkına ve ilgili kurumlara ulaştırılması; Merkezi<br />
ve yerel yönetimlerin hukuka aykırı işlem ve eylemleri<br />
ile ilgili olarak, gerektiğinde yargısal süreçlerin<br />
işletilmesi. Girişim, kısa dönemde aşağıdaki<br />
konularda çalışma yapmayı öngörmektedir.<br />
1. Girişimin tanıtımı<br />
1.1. Görsel ve yazılı basm-yayın organları aracılığıyla<br />
Ankara halkına duyurulması,<br />
1.2. Girişimde yeralan örgütlerin kendi yayın organları<br />
aracılığıyla üyelerine duyurulması.<br />
2. Ankara'daki somut sorunlara yönelik olarak Girişimi<br />
oluşturan kuruluş ve bireylerin ortaklaşa ya-<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 15
ODADAN<br />
HABERLER<br />
pacağı çalışmalarla,- doğal gaz, su, ulaşım, kanalizasyon,<br />
atıklar, kömür, kavşaklar, açık ve yeşil<br />
alanlar vb. konularda sömürücü ve talan uygulamalarını<br />
teşhir eden, vurgunculara karşı Ankaralı'lardan<br />
yana talep ve program geliştiren raporlar<br />
üretilmesi ve bu ürünlerin kamuoyuna, Ankara<br />
halkına ve ilgili kurumlara ulaştırılması,- Merkezi<br />
ve yerel yönetimlerin hukuka aykırı işlem ve eylemleri<br />
ile ilgili olarak, gerektiğinde yargısal süreçlerin<br />
işletilmesi.<br />
• EGO 7. Uluslararası Doğal Gaz Kongresi<br />
11-12 Eylül '98 tarihlerinde Ankara'da EGO tarafından<br />
7. Uluslararası Doğalgaz Kongresi düzenlendi. Kongrenin<br />
son oturumunda yapılan panele, <strong>TMMOB</strong>'nin verdiği görev<br />
ve yetki ile <strong>TMMOB</strong> adına Oda Başkanı Mehmet SO-<br />
ĞANCI katıldı. Mehmet SOĞANCI panelde yaptığı konuşmada<br />
Türkiye Doğalgaz Enstitüsü veya Doğalgaz<br />
Sürekli Komitesi olarak isimlendirilebilecek bir yapının<br />
karşılaşılan sorunların çözümünde önemli olduğunu belirterek,<br />
böylesi bir yapının nasıl olması gerektiği konusunu<br />
tartışmaya açtı. Panelde BOTAŞ, ÎGDAŞ, EGO, İZ-<br />
GAZ ve AGDAŞ yetkilileri de konuşmacı olarak yer<br />
aldı.<br />
• Demiryolu Platformu Etkinlikleri<br />
Odamızın da içinde yer aldığı Demiryolu Platformu,<br />
21-26 Eylül Demiryolu Haftası etkinlikleri düzenledi.<br />
Etkinlikler kapsamında 23 Eylül 1998 günü Ankara<br />
Garından Abdi İpekçi Parkına kadar Demiryolu Yürüyüşü<br />
yapıldı. Yürüyüşe Odamız da pankart açarak katıldı.<br />
Etkinlikler 26 Eylül 1998 günü Ulaşımda Demiryolu<br />
Paneli düzenlenerek tamamlandı. Demiryolu<br />
Platform toplantılarına Oda adma Oda Sekreteri Ali<br />
Ekber ÇAKAR katılıyor.<br />
16 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />
• Etkin Takım Çalışması Semineri<br />
26.09.1998 tarihinde Eskişehir Şubemiz Sekreteryalığında<br />
örgüt içi eğitime yönelik olarak Etkin Takım<br />
Çalışması Semineri gerçekleştirildi. Ankara, Denizli,<br />
Gaziantep, İzmir, Zonguldak, İstanbul, Bursa, Samsun,<br />
Eskişehir Şube Yöneticilerinin katıldığı semineri Doç.<br />
Dr. Ali Şimşek verdi. Seminerde etkin bir takımın oluşumundan,<br />
işleyişine ve sorunlarına değin detay alt<br />
başlıkları içeren konular işlendi. Seminerde Teorik bilgilerin<br />
yanısıra uygulamaya yönelik örnekler de aktarıldı.<br />
Seminere OYK adma Yönetim Kurulu Üyesi<br />
Nurten Gültekin'de katıldı.<br />
• KOSGEB Toplantısı<br />
15.09.1998 tarihinde KOSGEB Genel Kurul üyelerinin<br />
çağrıldığı, KOSGEB'in yasayla verilmiş görevlerinin<br />
yerine getirilmesi kapsamında fonksiyonlarının gözden<br />
geçirildiği bir toplantı yapıldı. KOSGEB Genel Kurul<br />
Üyelerinden <strong>TMMOB</strong>, <strong>Makina</strong> <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong>,<br />
Elektrik <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong>, Metalürji <strong>Mühendisleri</strong><br />
<strong>Odası</strong>, Kimya <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong> temsilcilerinin de katıldığı<br />
toplantıda <strong>TMMOB</strong>-KOSGEB Protokolü, Mühendis<br />
istihdam eden KOBÎ'lere kaynak aktarımı, KOBİ'lere<br />
Eğitim Yardımı uygulamaları, KOSGEB'de çalışan mühendislerin<br />
statü ve yer değişikliği durumları, vb. konular<br />
görüşüldü. Toplantıya Odamızı temsilen Oda Müdürü<br />
Arife KURTOĞLU katıldı.<br />
• MMO Özelleştirme Karşıtı Platform<br />
Sekreteryasında<br />
MMO Özelleştirme Karşıtı Platform<br />
(ÖKP) Sekreteryasında yer aldı. Özelleştirme<br />
Karşıtı Platform Toplantısına<br />
Odamızı temsilen Hüseyin ÖZGÜL katıldı.<br />
Yağmaya, talana, işsizliğe, sanayisizleştirmeye,<br />
kültürsüzleşmeye karşı<br />
oluşturulan "Özelleştirme Karşıtı Platform"<br />
zaman içinde kaybettiği güç kaybını<br />
yeniden gidermeye çalışıyor.<br />
Enerji, Maden, Tarım vs. Sektörlerde<br />
yapılmaya çalışılan özelleştirmelere<br />
karşı toplumu bilgilendirmek, bilimsel<br />
çalışmalarla gerçekleri Kamuya aktarmak amacıyla<br />
MMO Özelleştirme Karşıtı Platform Sekretaryalığına<br />
girdi.<br />
Bu amaçlar doğrultusunda yapılan platform toplantısında<br />
Kasım '98'de Türkiye çapında mitingler yapılması,<br />
işyerlerine sahip çıkılması ve sonuçta Ankara da<br />
merkezi bir miting yapılmasına karar verildi.
UADFDT m Di Hazırlayan : Nilgün KAR AK ÜÇ ÜK<br />
X\AJ3£/Xvl^£/Xvi MMO Genel Merkezi<br />
6. OTOMOTİV VE YAN SANAYİİ SEMPOZYUMU<br />
<strong>TMMOB</strong> <strong>Makina</strong> <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong>, uzmanlık alanında yer alan konulardan birisi olan OTOMOTİV sanayii ile ilgili düzenli<br />
ve sistemli çalışmalarını sürdürüyor.<br />
VI. Otomotiv ve Yan Sanayii Sempozyumu 5-6 Kasım 1999 tarihlerinde Bursa'da düzenlenecek.<br />
Sempozyum Danışmanlar Kurulu üniversiteler, kamu kurıim ve kuruluşları, sektörde yer=alan firmalar İle sektörün temsilcileri<br />
durumunda Olan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) ve Taşıt Araçları Yan Sanayii Derneği (TAYSAD) gibi kuruluşların<br />
temsilcilerinden oluşmaktadır. Bu hazırlık çalışmalarının amacı Sempozyum çalışmalarının sempozyum^ amaçları<br />
doğrultusunda yetkinleştirilmesini, sektörün sorunlarının daha somut biçimde ortaya konması ve Sempozyumun Otomotiv<br />
ve Yan Sanayii kapsamında önünü açan önermeleri taşıyabilmesini sağlamaktadır. Sempozyum için yoğunçalısmalar<br />
hızla sürmektedir.<br />
Bu çalışmalar sonucunda gerçekleştirilecek sempozyumun ana teması<br />
TÜRKİYE'DE OTOMOTİV SANAYİİNİN GELECEĞİ<br />
olarak belirlenmiştir. Bu ana temaya bağlı ana konular ise;<br />
• Yeni Dünya Düzeni ve Küresel Kriz bağlamında sektörün durumu ve geleceği,<br />
• Otomotiv'de ithalat/ihracat dengesi, kontrolsüz ithalatın sektöre etkisi,<br />
• Ulaşım politikaları çerçevesinde otomotiv ve yan sanayiinin durumu,<br />
• Ulusal otomotiv sanayii olabilir mi?<br />
• Ülkemizdeki Otomotiv yatırımları ve AR-GE politikaları,<br />
• Otomotiv Sektöründeki İstikrarsızlık Ve Kökenleri, Çözümleri,<br />
• Yerlileşme oranları, Yan sanayiideki yabancılaştırma eğiliminin sektöre etkileri,<br />
• Tasarım ve mühendislik uygulamaları açısından ana sanayii-yan sanayii entegrasyonu,<br />
• Otomotiv sektöründe mühendislik uygulamaları, mühendislik oranları ve mühendislik eğitimi, ;<br />
• KOBİ'ler ve yan sanayiinin gelişim sürecine katkıları,<br />
• Araçlarda LPG kullanımı ve sonuçtan,<br />
• Trafik yasası ve otomotiv sektörü, yaşlı araçların trafikte dolaşımı, trafik terörü ve otomotiv sektörüne etkilet,<br />
• Otomotiv sektöründe vergilendirme,<br />
• Sektörde Yetkili servis uygulamaları,<br />
• Otomotiv sektörü açısından ülkemizde tüketici hakları,<br />
• Otomobil yaya paradoksu ve otomobilin geleceği,<br />
• Otomotiv sektörü ve emek politikaları :<br />
SEMPOZYUM DÜZENLEME SEMPOZYUM YÜRÜTME<br />
KURULU KURULU<br />
Emin KORAMAZ MMO Başkanlığı<br />
Melih Şahin MMO Başkanlığı özcan ŞENİŞLER<br />
Osman SERTER İstanbul Şube A BÜLENT SETBAŞ<br />
Refik AKIN Ankara Şube Raif GÜNEY<br />
ilmizÜNLÜ Adana Şube Seyfettin ÖZTUNÇ<br />
Gürhan AKDOĞAN Bursa Şube Ömer AT ALAY<br />
Özcan ŞENİŞLER Bursa Şube O z c a n A LTINAY<br />
Remzi ERİŞLER Bursa Şube Faruk BAYRAM<br />
Ali Bülent SETBAŞ Bursa Şube<br />
Raif GÜNEY Bursa Şube
SEKTÖRDEN<br />
Kendi otomobilini kendin tasarla<br />
İ<br />
maj tasarımcıları müşterinin hayalindeki<br />
araca sahip olmasını sağlayabilmek<br />
için her geçen gün yeni teknolojiler<br />
geliştiriyor. İnsanlar artık oto<br />
galerisinde kısmen beğendikleri, kimi<br />
özellikleri içlerine sinmese de artıları<br />
eksiklerinden fazla olan otomobilleri<br />
satın almak zorunda kalmayacak. Alman<br />
otomotiv grubu Daimler-Benz, yeni<br />
geliştirdiği sistemle her alıcının otomobilini<br />
zevkine göre tasarlamasını<br />
sağlıyor. Bilgisayar donanımlı üretim<br />
kabinine giren müşteri düğmelere basarak<br />
jant kapağından farlara, koltukların<br />
biçiminden kılıfına kadar aracın tüm<br />
özelliklerini dilediği şekilde belirleyebilecek.<br />
Daha sonra ise tek bir emirle<br />
kendi yaratıcılığıyla hazırladığı otomobili<br />
üretime gönderecek. Daimler'in<br />
bu atağı müşteriye daha modern ve<br />
faydalı hizmet verebilme arzusunun yanı<br />
sıra, showroomları da dijital çağa<br />
uydurma amacını beraberinde getiriyor.<br />
Dünya, 21 Mart 1998<br />
Mercedes otomobillerinin üretiminde<br />
kullanılacak yeni sistemin internet aracılığıyla<br />
ve kataloglarla yapılan tanıtımdan<br />
çok daha etkili olacağını savunan<br />
Daimler-Benz yetkilileri, üzerinde<br />
son çalışmaların yapıldığı bu yöntemin<br />
yıl sonuna kadar Almanya'da, 1999 yılı<br />
başında da Japonya'da uygulanmaya<br />
başlanacağını belirtiyorlar. Müşteri<br />
merkezli bilgisayarlı oto tasarım projesi<br />
hafta başında Hannover'de 25 Mart'a<br />
kadar açık olan CeBit Teknoloji Fuarı'nda<br />
tanıtılıyor.<br />
"Müşteri, hayalindeki otomobilin tasarımcısı<br />
olacak" şeklinde konuşan<br />
Daimler Dijital-Medya Satış Bölümü<br />
Başkanı Frank Appenzeller, yeni geliştirilen<br />
sistemle rakip otomotiv gruplarını<br />
açık farkla geride bırakacaklarını<br />
söylüyor.<br />
Ancak, aynı teknoloji sadece Daimler-<br />
Benz'in gündeminde yer almıyor. Avrupa,<br />
Japonya ve ABD'nin önde gelen fır-<br />
Otomotiv yan sanayii için destek<br />
Otomotiv Yan Sanayii için<br />
Gebze'de kurulacak organize sanayi<br />
bölgesinde üretime geçecek<br />
firmaların yeniden yapılandırılmaları<br />
ve bilgi edinebilme hizmeterinin<br />
giderleri, Avrupa Birliği, KOS-<br />
GEB ve TAYSAD tarafından<br />
hazırlanan ortak projeyle karşılanacak.<br />
2.3 milyon ECU'lük kaynakla<br />
gerçekleştirilecek "Otomotiv Yan<br />
Sanayii'ne Bilgi Hizmeti Projesi"nin<br />
1.25 milyon ECU'lük kısmı AB'den<br />
hibe yoluyla sağlanırken, 667 bin<br />
ECU'lük kısmını KOSGEB ve 350<br />
bin ECU'luk kısmını da TAYSAD<br />
karşılayacak. Ayrıca TAYSAD<br />
projeye ek katkı sağlayacak.<br />
Otomotiv yan sanayi için Gebze'de<br />
kurulması planlanan organi-<br />
Dünya, 6 Mayıs 1998<br />
18 • Mühendis ve <strong>Makina</strong>- Cilt: 39 Sayı: 465<br />
ze sanayi bölgesi 250 hektarlık<br />
alana yayılacak. 90 firmanın üretimi<br />
yapacağı OSB'riin inşaatı ilk<br />
başvuruda bulunan 60 firmanın<br />
katkılarıyla sürdürülecek. İnşaatın<br />
1.999 yılı başında bitirilmesi planlandı.<br />
Ana iş kollarında faaliyet gösteren<br />
90 orta ölçekli işletmeye<br />
sağlanacak destek arasında, uluslararası<br />
firmalarla ortaklık projeleri,<br />
iş toplantıları, ulaşılabilir teknolojinin<br />
sağlanabilmesi, yararlanılması,<br />
kalite, standardizasyon, uluslararası<br />
finans kuruluşları ile ilişkiler,<br />
pazar ve pazarlama sorunları gibi<br />
konularda danışmanlar aracılığıyla<br />
ücretsiz iş takibi, danışmanlık, klavuzluk<br />
ve bilgi hizmetleri bulunuyor.<br />
Hazırlayan : Şehnaz KAPLAN<br />
MMO Genel Merkezi<br />
maları da internetteki showroomlar ve<br />
diğer on-line bilgi merkezlerinde çeşitli<br />
testler üzerinde çalışıyor. Almanya'daki<br />
çeşitli kentlerde bulunan onsekiz otomobil<br />
galerisinde multimedya hizmet merkezleri<br />
oluşturan Volksvvagen, bu merkezlerin<br />
sayısını bir süre sonra 300'e<br />
çıkarmayı hedefliyor.<br />
İthalat fabrika<br />
kapattırıyor<br />
Zor bir yıl geçirdiğine işaret edilen<br />
otomotiv sektöründe, yaşanan zorlukların<br />
devam edeceği söylendi. Toplam<br />
talebin yüzde 40'ının ithalatla karşılandığı<br />
belirtilerek şöyle denildi: "Rekabet<br />
ve Gümrük Birliği olsun, Türkiye'de<br />
600 bin adetlik üretim kapasitesi<br />
var. Bunun için rekabetten de, feragat<br />
edilmeden önlem alınması lazım. Fabrikanın<br />
biri bir hafta kapandı, öbürü 10<br />
gün kapattı. İthalat, rekabet için olumlu.<br />
Fakat ithalatın boyutları yüzde 40'a<br />
çıkarsa olmaz. İthal edilen her araçla<br />
Türkiye'den istihdam götürüyorsunuz.<br />
Buna bu gözlükle bakmak lazım."<br />
Hürriyet, Ekim 1998<br />
Otomotivde<br />
1999 umudu<br />
Otomotiv sektörü, gelecek yıl pazarın<br />
yüzde 3-5 büyümesini bekliyor.<br />
Sektör temsilcileri, 1993'teki<br />
yüksek talebi yakalama şanslarının<br />
olmadığına inanmakla birlikte,<br />
özelikle otomobildeki pazar beklentisi<br />
bu yıl sonuna kadar 300-325<br />
bin. OSD Genel Sekreteri Ercan<br />
Tezer, "Türkiye, güvensiz iç pazara<br />
rağmen, ihracat engelini de kıracak<br />
gibi gözüküyor" dedi.<br />
Yeni Yüzyıl 21.09.1998
SEKTÖRDEN<br />
HABERLER<br />
Oto yan sanayicilerinin serbest bölge girişimi<br />
aşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği<br />
(TAY-SAD) otomotiv yan sanayi ihracatının<br />
artırılması için kolları sıvadı. Gebze<br />
Organize Sanayi Bölgesi'nde bir "ihtisas<br />
Serbest Bölgesi" kurmak için başvuru yapan<br />
TAYSAD, bölgede her türlü mühendislik hizmetlerinin<br />
verilmesi, kalıp, aparat ve imalat<br />
gereçlerinin üretimi ve merkezi bir depo kurarak<br />
firmaların yurtiçi ve dış pazardaki rekabet<br />
gücünü artırmayı amaçlıyor.<br />
Üyelerinin içinde bulunduğu durum ve<br />
yan sanayi ihracatının geliştirilmesi için bir<br />
"rapor" hazırlayan TAY-SAD, otomotiv ana<br />
ve yan sanayii için orta vadeli bir devlet politikasının<br />
oluşturulması gerektiğini vurguluyor.<br />
TAYSAD Raporu'nda şu görüşlere yer<br />
veriliyor:<br />
"Elektrik enerji fiyatlarını yükselten TRT<br />
payı gibi uygulamaların kaldırılması ve otomotiv<br />
ana sanayiine direk olarak mal veren<br />
yan sanayi firmalarının elektrik ve doğalgaz<br />
gibi enerji fiyatlarında yüzde 50'ye varan ölçüde<br />
indirim yapılması gerekiyor. Halen ih-<br />
Otomotiv yan sanayii<br />
1.5 milyar dolarlık<br />
ihracat yapacak<br />
• zmir Ticaret <strong>Odası</strong> (İZ-TO) Yönetim<br />
I Kurulu Başkan Vekili Ömer Kaplan,<br />
geçtiğimiz yıl 1 milyar dolar olarak gerçekleşen<br />
otomotiv yan sanayi ihracatının<br />
bu yıl 1.5 milyar dolara çıkmasını<br />
beklediklerini ifade etti.<br />
Autoequip '98 Fuarı'nın tanıtımı için<br />
düzenlenen basın toplantısında sektörle<br />
ilgili bilgi veren Ömer Kaplan, "Otomotiv<br />
ve otomotiv yan sanayi organize olmayı<br />
ve dernekleşmeyi çok iyi öğrendi.<br />
Şimdi ıyı bir imaj yakaladı. İhracatımız<br />
her geçen yıl daha fazla artacak" dedi.<br />
İZTO Heyeti ile son olarak katıldıkları<br />
Kahıre'deki Arap-Afrıcan Automech<br />
Fuarı'nda çok iyi bağlantılar yapıldığını<br />
vurgulayan Kaplan, İzmir'in de en az<br />
Kahire'dekı fuar alanlarına benzer alanlara<br />
ihtiyacı olduğunu kaydetti. Kaplan,<br />
hızlı gelişen sektörün fabrika arsalarına<br />
ihtiyacı olduğunu ifade etti.<br />
Dünya, 16 Nisan 1998<br />
racat yapan firmalara uygulanan yüzde<br />
15'lik KDV iadesinin, taşıt araçları imal eden<br />
tesislere direkt parça veren firmalara da uygulanması<br />
ihracatın artmasına katkı sağlar.<br />
Önemli bir potansiyel pazar olanak Irak'a<br />
yönelik otomotiv ve yan sanayii mamul ihracatımızın<br />
geliştirilmesi için BM nezdinde<br />
Ürdün'e sağlanan ayrıcalıkların ülkemize de<br />
sağlanması için çaba harcanmalıdır."<br />
Otomotiv ana ve yan sanayiine yönelik<br />
Eximbank kredi limitinin, ihracatın belirli bir<br />
yüzdesi olacak şekilde değiştirilmesi, kredi<br />
koşullarının iyileştirmesi gerektiğini de belirten<br />
TAYSAD ihracat sigorta priminin yüzde<br />
5'den 2'ye indirilmesini istiyor. TAYSAD'a<br />
göre yan sanayi ihracatında karşılaşılan<br />
güçlükler şöyle:<br />
• İthal araçların yurtiçi pazar payının<br />
artması nedeniyle yerli araçlara yönelik mamul<br />
üretiminde kapasite kullanımı azalıyor.<br />
• Yan sanayi firmalarının OEM ve yenileme<br />
pazarına yönelik satışları azaldığından<br />
birim maliyetleri artıyor.<br />
Dünya, 21 Nisan 1998<br />
Otomotiv üretimi 9<br />
ayda yüzde 13 arttı<br />
1998 yılı Ocak-Eylül aylarını kapsayan ilk<br />
9 aylık dönemde otomotiv üretimi<br />
1997'nin aynı dönemine göre yüzde 13 arttı.<br />
Bu dönemde motorlu taşıt üretimi 308 bin<br />
823'e yükseldi, ilk 9 aylık dönemde otomobil<br />
üretimi ise yüzde 10 oranında artış gösterdi.<br />
Otomotiv Sanayi Derneği tarafından<br />
açıklanan verilere göre, 1998 yılı Eylül ayında<br />
otomotiv sanayii üretimi yüzde 3 oranında<br />
azalarak 40 bin 16 adede geriledi. Aynı dönemde<br />
otomobil üretimi yüzde 5 oranında<br />
azalarak 183 bin 350 adetde kaldı. İlk 9 ayda<br />
üretilen otomobil sayısı ise bir önceki yılın<br />
aynı dönemine göre yüzde 10 oranında artış<br />
gösterdi. 9 ayda üretilen otomobil sayısı 183<br />
bin 350 adete ulaştı.<br />
1998 yılı Ocak-Eylül aylarına kapsayan<br />
9 aylık dönemde otomobil ithalatı 80 bin<br />
967'e yükselerek yüzde 3 oranında artış<br />
gösterdi. Bu artış oranı ise pazarın yüzde 4<br />
oranında büyümesine neden oldu.<br />
Dünya, 09.10.1998<br />
• Özellikle Uzakdoğu pazarlarında uygulanan<br />
yüksek oranlı devalüasyonlar ve bu<br />
ülkelere yapılan ihracat navlun giderlerinin<br />
yüksek olması nedeniyle ihracat durma<br />
noktasına geldi.<br />
• Dış paraların dolar karşısında değer<br />
kaybı, ithalat giderlerini artırırken ihracat<br />
gelirlerini azaltıyor.<br />
• Ülkemizde paketleme ve ambalaj ölçülerinde<br />
bir standart bulunmaması taklit<br />
veya benzeri ürünlerin aynı paketleme kullanılarak<br />
yurdışı piyasalarda satılıyor olması<br />
firmalar için pazar ve müşteri tatmininde telafisi<br />
zor zararlara neden oluyor. Türkiye'nin<br />
imajını menfi yönde etkiliyor.<br />
• Beyannamelerin ihracat birliklerinden<br />
tasdiki çok zaman alarak gümrüklerdeki işlemlerin<br />
gecikmesine neden oluyor.<br />
• Mevcut ihracat rejimi örneğin bir alüminyum<br />
oto yedek parça dökümünün yurt<br />
içinde işlemesinin de Almanya'da yaptırıldıktan<br />
sonra İngilitere'deki müşteriye teslim<br />
edilmesine olanak vermiyor. Bunun yeniden<br />
düzenlemesi gerekiyor.<br />
Otomotiv üreticilerine<br />
ithalatta kolaylık<br />
Otomotiv sektörü üretiminde<br />
"tip onayı belgesi" sahibi sanayicilerin<br />
kendi ihtiyaçları için<br />
yapacakları ithalatta, bu belgenin<br />
gümrüklere ibrazında kontrol belgesi<br />
aranmayacak.<br />
Dış Ticaret Müstaşarlığı'nın<br />
(DTM) 03.06.98 tarihli Resmi Gazete'de<br />
yayımlanan Dış Ticarette<br />
Sıandardizasyon Tebliği'ne göre,<br />
TS-EN-ISO 9000, AQAP, GMP<br />
belgesi veya otomotiv üretimine<br />
münhasır "imalat yeterlilik belgesi"<br />
veya "tip onayı belgesi" sahibi sanayicilerin<br />
kendi ihtiyaçları için yapacakları<br />
ithalatta, belgenin ilgili<br />
gümrük idaresine ibrazı ve ilgili taahhütnamenin<br />
verilmesi halinde,<br />
kontrol belgesi aranmayacak.<br />
Dünya, 04.06.1998<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 19
<strong>MAKALE</strong> Çeviri-Makale<br />
AVRUPA'DA OTOMOBİLLERİN ÜRETİMDEN MÜŞTERİYE<br />
ULAŞTIRILMASINDA YALIN DAĞITIM<br />
Çeviren : Ömer ATALAY*<br />
Ö Z E T<br />
Avrupa'da otomobil üreticilerinin pek çoğu<br />
iyi yönetilen yalın üretim programlarına sahip<br />
olmalarına karşın, ürünlerin dağıtım proseslerinde<br />
aynı yalın prensiplerin uygulamasında<br />
oldukça yavaş kalmaktadır. Bu durum<br />
finansal parametrelerin ve müşteri hizmetlerinin<br />
geliştirilmesi ile çelişki yaratmaktadır.<br />
Yaklaşık olarak, dağıtım ile ilgili maliyetler,<br />
araç satış fiyatlarının 1/3'ü düzeyindedir ve<br />
bu nedenle satış fiyatının azaltılmasında oldukça<br />
önemli bir yer tutmaktadır. Otomobil<br />
üreticileri, yalın dağıtım prensiplerinin uygulanmasında<br />
çeşitli zorluklarla karşı karşıyadır.<br />
Bu makalede, geleneksel otomobil dağıtım<br />
prosesi ile yalın dağıtım prosesleri kıyaslanarak,<br />
yalın dağıtımın gerçekleştkilmesindeki<br />
önemli engeller irdelenmiştir.<br />
in Europe, while most automotive manufacturers<br />
have well established programs for lean<br />
manufacturing, they have been slow to apply<br />
the same lean principles to their distribution<br />
processes. This is true despite demonstrated<br />
financial benefits and customer service improvements.<br />
Approximately, distribution - related<br />
cost account for one - third of a vehicle's<br />
selling price, so the scope for cost<br />
reduction is significante. Part of the reason is<br />
that manufacturers face considerable barriers<br />
in implementing lean distribution.<br />
in this paper, the traditional automotive distribution<br />
process and lean process are compared,<br />
and the majör barriers to achleving lean<br />
distribituon are discussed.<br />
GİRİŞ<br />
Avrupa'da otomobil üreticilerinin pek çoğu, iyi yönetilen yalın<br />
üretim programlarına sahip olmalarına karşın, ürünlerin dağıtım<br />
proseslerinde aynı yalın prensiplerin uygulamasında oldukça<br />
yavaş kalmaktadır. Bu durum finansal parametrelerin ve müşteri hizmetlerinin<br />
geliştirilmesi ile çelişki yaratmaktadır. Yaklaşık olarak, dağıtım<br />
ile ilgili maliyetler, araç satış fiyatının 1/3'ü düzeyindedir ve bu<br />
nedenle satış fiyatının azaltılmasında oldukça önemli bir yer tutmaktadır.<br />
Otomobil üreticileri, yalın dağıtım prensiplerinin uygulanmasında<br />
çeşitli zorluklarla karşı karşıyadır. Bu makalede, geleneksel otomobil<br />
dağıtım prosesi ile yalın dağıtım prosesleri kıyaslanarak, yalın<br />
dağıtımın gerçekleştirilmesindeki önemli engeller irdelenmiştir.<br />
GELENEKSEL OTOMOBIL DAĞıTıM SISTEMI<br />
Alışılagelmiş otomobil dağıtım prosesinde otomobil üreticileri<br />
kendi pazarı için üretim kapasitesini seçilmiş satış bayilerine<br />
göre belirler. Prensip olarak bu karşılıklı görüşme ile sağlanır.<br />
Pratikte üretici, talep fazlası ürünlerini pazarına sürerek satılmasını<br />
bekler (push sistem). Bayilere, kendileri için planlanmış<br />
aylık ürünler ve, gerçek müşteri talepleri ile planlanmış olan<br />
ürünler arasındaki farkı kapatmak için sipariş edilen ürünler<br />
gönderilir. Otomobil üreticileri, üretim kapasitelerinin planlanması<br />
ve malzeme akışının optimize edilebilmesi için, satış bayilerinden<br />
siparişlerini 2-3 ay önceden isterler. Sonuçta, her bir bayi<br />
için sipariş, bir stok için sipariş bir de gerçek müşteriler için siparişlerden<br />
(ki bu siparişlerin bazıları üretim için planlamaya<br />
alınır veya bazıları hemen üretilmek üzeredir) oluşur.<br />
Bayiler, müşteri taleplerini önce kendi bayi stoklarından karşılamaya<br />
çalışır. Üreticiler, bayilerden 50-100 günlük ihtiyaçları kadar<br />
stok tutmalarını beklerler ve bu stoklardan dolayı oluşan baskının<br />
araçların satılmasını sağlayacağına inanırlar.<br />
Bayilerin yüksek seviyedeki stoklarına karşın, bir müşterinin<br />
istediği özellikteki bir otomobili herhangi bir bayide bulma şansı<br />
genellikle oldukça düşüktür. Bu durumda satış bayi, istenilen özelliklerdeki<br />
aracı temin etmek için çeşitli yollara başvurur.<br />
Önce, bayi satış teşkilatındaki diğer bayileri araştırır. Eğer otomobil<br />
bulunabilirse, bayi ye getirilir ve bekleyen müşteriye teslim<br />
edilir. Aksi halde bayii, kendi sipariş listesine bakar. Sipariş temin<br />
süresi uzundur ve eğer sipariş henüz üretim programına alınmamış<br />
ise temin güvenilirliği oldukça zayıftır.<br />
Son olarak, eğer ürün bayilerinin kendi stokunda, diğer bayilerde<br />
veya sipariş listesinde yer almıyor ise bayi müşteri siparişi açabilir.<br />
Müşteri siparişlerinin temin süresi, nadiren öncelikle üretim programına<br />
alındığı durumların dışında, genellikle daha uzundur ve temin<br />
güvenirliliği zayıftır.<br />
* Mak. Yük. Müh. Bursa Şube Ulaşım Komisyonu Üyesi<br />
Automotive News Europe, 20 Temmuz 1998 Vol 3 No: 15 eki Automotive Industry Forum Özel Ekinden (A.T. Kearney)<br />
çeviridir.<br />
20 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />
f
<strong>MAKALE</strong><br />
Bu noktada, müşteri taleplerine yakın özellikte<br />
(örnek farklı bir renk) bir araç için indirimle ilgili bir<br />
pazarlık yapılabilmektedir. Başka bir bayiden taşıma,<br />
indirim ve düşük müşteri memnuniyeti ihtimali gibi<br />
faktörler, verimsiz bir dağıtım sistemini oluşturur. Bu<br />
verimsizliğin bedelini müşteri ve araç üreticileri birlikte<br />
öderler.<br />
YALıN DAĞıTıM SISTEMI<br />
Yalın proses, her türlü kayıpların elimine edildiği<br />
proseslerdir. (Bakınız Şekil 1). Yalın dağıtım prosesinin<br />
gerçekleştirilmesi için pek çok otomobil şirketi aşağıdaki<br />
yaklaşımları benimsemişlerdir;<br />
Merkezi Araç Stoğu<br />
Otomobil üreticileri, satılmamış araçları merkezi<br />
bir yerde stoklar, sadece talep olduğunda satış noktalarına<br />
dağıtım yaparlar. Bu merkezi stok, bütün bayilerin<br />
kullandığı bir havuzdur. Böylece bayilerde daha<br />
az stok alanı gereksinimi ortaya çıkar, stok devir hızları<br />
artar ve bayiler arasında otomobil taşıma gereksinimi<br />
azalır.<br />
Bu yaklaşım, İngiltere'deki önemli araç üreticilerinde,<br />
General Motors ve Volkswagen'in Amerika Birleşik<br />
devletlerindeki operasyonlarında kullanılmaktadır.<br />
Ford'un bu yaklaşımı Avrupa ve Amerika birleşik<br />
devletlerinde 2000 yılından önce uygulamada olmayı<br />
planladığı rapor edilmiştir.<br />
Ürünler hala, makul bir süre ve güvenirlilikte müşterilere<br />
ulaştırılmalıdır. Avrupa'da, teslimat süresi 3 ile<br />
6 gün arasındadır. Amerika Birleşik devletlerinde ise<br />
teslimat süresi oldukça hızlıdır. Ekspres teslimat<br />
GM'un büyük Kuzey Amerika operasyonlarında 24 saat<br />
ve volkswagen için 48 saattir.<br />
Sipariş Hattı Havuzu<br />
Tarihsel olarak, üretilen araçların yalnız %10'nunun<br />
kesin müşterileri belirlidir, %90 ise stok için üretilir.<br />
Bunun anlamı, üretilen her 10 araba belirlenmiş müşteri<br />
içindir. Eğer bütün bayilerin sipariş hatları ortak hale<br />
getirilirse ("sipariş hattı havuzu"), müşterileri belirli<br />
%10 üretim hattında öncelikli olarak üretilebilir. Böylece<br />
siparişten, teslimata kadar süreç hızlandırılır. Bu<br />
proses, herhangi bir bayinin, ve havuzdaki herhangi bir<br />
siparişi kullanılmasına da olanak sağlar.<br />
İdeal olarak, stoklar dağıtım zincirlerinin en başında<br />
yer almalıdır. Böylece gerçek stoklar görülebilir ve stok<br />
seviyelerinin düşürülmesi için büyük bir fırsat doğar.<br />
En az bir büyük Avrupa'lı otomobil üreticisi hali hazırda<br />
sipariş hattı havuzu yaklaşımım kullanmaktadır. Her bir<br />
bayiden, %20 ile 40 arasındaki siparişlerinin, başka bayiler<br />
tarafından kullanılmasına izin vermesi istenmiştir.<br />
Siparişlerin Düzeltilmesi<br />
Bu yaklaşım, bir müşteri talebini karşılayabilmek için<br />
son anda olabilecek değişikliklere izin veren, sipariş hattı<br />
havuzu üzerine kuruludur. Son anın derecesi ve önerilen<br />
Çeviri-Makale<br />
değişikliklerin miktarı doğrudan, üreticinin üretim esnekliği<br />
ile ilgili olacaktır. Sipariş hattı havuzu yaklaşımına<br />
dayalı yalın dağıtım stratejilerine sahip Avrupalı üreticiler,<br />
sipariş hattında spesifikasyonlan karşılaşacak<br />
üretim programlarında değişiklik yapmada daha fazla esnekliğe<br />
sahiptirler. Çünkü onlar aynı zamanda üretiminde<br />
de yalın üretim prensiplerini benimsemişlerdir.<br />
Örneğin, otomobil üreticilerinin yakın işbirliği<br />
içersinde olduğu yerel tedarikçilerden parçalar günlük<br />
olarak tedarik edilir. Ayrıca bu yerel tedarikçiler,<br />
üretim programlarında ortaya çıkan değişikliklere<br />
kolayca adapte olabilen esnek bir işgücüne sahiptir.<br />
Müşteri Siparişlerine, Stok Siparişlerine<br />
Göre Öncelik Verilmesi<br />
Bazı üreticiler müşteri siparişlerine, stok siparişlerine<br />
göre öncelik verirler. Bu, stok siparişlerinin üretilmesi<br />
gereken zamanı geciktirir ve talep olmayan<br />
araçların üretilmesi riskini azaltır.<br />
Siparişlerin düzeltilmesi yaklaşımında olduğu gibi,<br />
bu yaklaşım da üretim programlamada karşılaşılan<br />
problemlerin aşılmasına bağlıdır.<br />
Talep Tahminlerinin Geliştirilmesi ve<br />
Siparişlerin Merkezileştirilmesi<br />
Araç üreticileri, bitmiş araç parkının sahipliğini<br />
ve kontrolünü bayilerden geri almaktadırlar ve stok<br />
araç siparişlerinin merkezileştirilmesi benimsenmektedir.<br />
Miktar ve model açısından talep tahminleri<br />
ile, stok için üretilen araçlar ile pazarın taleplerinin<br />
daha iyi bir uyum içerisinde olmasını<br />
sağlayabilirler. Merkezi talep tahminleri ve sipariş<br />
sistemlerinin avantajları;<br />
- Tahminler, bayilerin ne tip araç satmayı başardıklarından<br />
çok müşterilerin neyi sipariş ettiğine dayalı<br />
olabilir. Özellikle, sipariş hattmdan veya merkezi<br />
araç satış sitelerinden karşılanan müşteri<br />
talepleri, gerçek müşteri taleplerini oldukça doğru<br />
şekilde yansıtır.<br />
- Toptan satışların yapıldığı ana bayilerin netvvorklerinde,<br />
taleplerinin görülebilmesini sağlayan oldukça<br />
iyi veriler mevcuttur.<br />
- Güncel, toplam satılmamış araç stok seviyesi ve sipariş<br />
hattı bilgileri dikkate alınabilir.<br />
- Düzenli olarak talep tahminlerini hesaplayabilen<br />
geliştirilmiş bilgi sistemleri, bayilerin kullandığı<br />
aylık parti proseslerinden çok daha iyidir.<br />
Ford Avrupa'h bayilerinin stok için sipariş yazmalarına<br />
devam etmelerine izin vermekle birlikte, müşterilerin neler<br />
sipariş ettiklerine dayalı olarak hazırlanan talep tahminlerini,<br />
stok için sipariş alınmasından önce bayilerinin<br />
kullanımına sunmayı planladığı rapor edilmiştir. Eğer, bayiliklerde<br />
stok tutulmaya devam edilirse, doğru özellikte<br />
üretilmiş olsa bile araçlar hala yanlış bayilerde olabilir.<br />
Geliştirilmiş Lojistik<br />
Taşıma hızının arttırılmasıyla geliştirilen dağıtım<br />
lojistiği, gerekli mamul stok seviyesi üzerinde direkt<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465 • 21
<strong>MAKALE</strong> Çeviri-Makale<br />
olarak etkilidir. Bununla birlikte dağıtım hızı ile taşıma<br />
maliyetleri arasında ticari açıdan ters orantılı bir<br />
ilişki vardır ki, bu toplam tedarik zinciri maliyetlerinin<br />
bileşenleri içerisinde gözden geçirilmelidir. Şekil<br />
2'de 4 araç üreticisinin, yalın dağıtım prosesleri ile<br />
gerçekleştirdikleri performans iyileştirmeleri, müşteri<br />
taleplerinin karşılanma süresi ve güvenilirliği, ve<br />
müşterilerin talep ettiği spesifikasyonda araca sahip<br />
olmalarının sağlanması açılarından gösterilmektedir.<br />
Geliştirilmiş Bilgi İşleme<br />
Bilgi teknolojisi, çeşitli müşterilerin değişik spesifikasyondaki<br />
talepleri mümkün olduğu kadar en optimum<br />
şekilde karşılanmasını sağlamak için, dağıtım<br />
zinciri içerisindeki bütün araçlarm özelliklerini güncel<br />
olarak bulundurabilir ve hızlı bir erişim sağlayabilir.<br />
Bu, gereksiz üretimi, araç indirimlerini ve müşteri siparişlerini<br />
azaltır. Geliştirilmiş bilgi işleme, aynı zamanda,<br />
manuel doğrulama nedeniyle oluşan gecikmelerin<br />
azaltılması ile bayi siparişlerinin on-line olarak<br />
doğrulanmasına imkan verir. En önemlisi, geliştirilmiş<br />
bilgi işleme, dağıtım zinciri içindeki bütün katılımcıların<br />
araç üreticileri, bayiler, lojistik tedarikçiler ortak<br />
bir veri tabanı kullanmalarına olanak verir.<br />
YALıN DAĞıTıM SISTEMI<br />
ÖNÜNDEKI ZORLUKLAR<br />
Yalın dağıtım sistemi önündeki önemli zorluklar şöyle<br />
sıralanabilir. Bayi ve müşteriler arasmda yeni satış prosesi,<br />
fonksiyonlar arası ilişkiler, bitmiş araç stoklarının<br />
sahipliği ve kontrolü, bayi direnci ve ortaklar ile iletişim.<br />
Bayi ve Müşteriler Arasında Yeni Satış Prosesi<br />
Yalın dağıtımın gerçekleştirilebilmesi için, bayiler ve<br />
müşteriler arasındaki satış projesinin değişmesi gereklidir.<br />
Geleneksel dağıtım sisteminin yetersizliğinin yıllardır<br />
görülmesinden sonra, her ikisi de tekrar eğitilmelidir.<br />
Yalın dağıtım, araç üreticilerinin araçları üreterek<br />
satış için yaptıkları zorlamalarda (push sistem) kullandıkları<br />
metodları ortadan kaldırır, pratikte, kapasite<br />
fazlalığı yalm dağıtım sisteminin önünde önemli bir<br />
engel olacaktır ve araç üreticileri muhtemelen push<br />
sistemini, yalm dağıtım sistemlerinin de bir elemanı<br />
olarak muhafaza etmeye devam edeceklerdir. Bütün<br />
müşteriler yalm dağıtım sisteminin özelliklerini değerlendiremiyeceklerdir.<br />
Bazı müşteriler hala görüp,<br />
kullanıp alıp gitmek isteyeceklerdir. İngiltere'de otomobil<br />
üreticileri bu problemi kısmen çözmek için,<br />
1000 mil kullanım sonrası araçları geri almayı garanti<br />
etmektedirler. Bazı pazarlarda, müşteriler bayilerde çok<br />
sayıda araç görmedikleri taktirde, geri alma garantisini<br />
inandırıcı bulmayabilirler. Ve bazı müşteriler hala pazarlık<br />
için anlaşma isteyeceklerdir. Diğer taraftan, geleneksel<br />
dağıtım sisteminde bir araç satın almanın, diş<br />
çektirmekten daha sancılı olduğunu düşünen müşteriler,<br />
yeni sistemi tercih edeceklerdir.<br />
22 • Mühendis ve Makin» - Cilt: 39 Sayı: 465<br />
Fonksiyonlar Arası İlişkiler<br />
Yalm dağıtımın gerçekleştirilebilmesi için araç<br />
üreticilerinin, önemli fonksiyonlar arası ilişkilerde değişiklikler<br />
yapması ve bu değişikliklerin yönetilmesi<br />
için de kaynak ayırarak prosesleri tanımlaması gerekir.<br />
Bayi ağı, 3. parti lojistik tedarikçiler gibi üretim fonksiyonlarının<br />
da pek çoğu bu değişimde aktif olarak yer<br />
almaktadır, tek bir fonksiyon yaklaşımı başarılı olamaz.<br />
Mutlak gerekli olan bu fonksiyonlar arası ilişkilerin<br />
büyük boyutlu değişimi, en önemli engeldir.<br />
Özellikle, yalın dağıtım sisteminin oluşturulması<br />
için finansal parametrelerin geliştirilmesinde, fonksiyonlar<br />
arası yaklaşımı temel almmaladır. Örneğin lojistik<br />
maliyetlerde bir artış olacağı aşağı-yukarı kesindir<br />
ancak bu maliyet artışı, toplam maliyetteki azalma<br />
ve hizmet düzeyinde sağlanacak iyileştirmeler ile birlikte<br />
değerlendirilmelidir.<br />
Bitmiş Araç Stoklarının Sahipliği ve Kontrolü<br />
Bayiler stok için siparişe devam ettikleri sürece,<br />
araç üreticilerinin bayilerin elindeki satılmamış araç<br />
stokları ile ilgili herhangi bir finansal sorumlulukları<br />
olmayacaktır. Merkezi araç stoğunda belirlenmiş özelliklerde<br />
araç bulundurma sorumluluğunu araç üreticileri<br />
aldığında, bayilerin risk almaları beklenemez.<br />
Araç üreticileri, satılmamış stokların bayiler tarafından<br />
sahiplenilmesi için büyük çaba harcayarak, finansal<br />
risklere direnç gösterirler.<br />
Dahası, satılmamış araç stok sahipliğinin araç üreticilerine<br />
geri verilmesi gelir-gider tablolarında da yer<br />
alacaktır. Bu durumda üreticilerin muhasebe birimleri,<br />
eğer gelirler araçların bayilere satıldığında beyan edilmiş<br />
ise, gelirlerin azaldığı yönünde beyanda bulunmaya<br />
çalışacaklardır. Üreticilerin varlıkları artacağından,<br />
net varlıkların geri dönüşü (RONA) gibi indikatörlerde<br />
geçici olarak olumsuz etki meydana gelebilir.<br />
Son olarak, satılmamış stoklar için üreticilerin stok<br />
planları, bayiler ile birlikte, bayilerin sürekli ve makul finansal<br />
desteği için komple incelenmelidir. Stok siparişleri<br />
için bayi stok planı oluşturulması ve stokların merkezi<br />
olarak üreticiler tarafından tutulması küçümsenemeyecek<br />
bir düşünce olmakla birlikte muhasebe, vergi, yasal ve rekabet<br />
faktörlerini de birlikte incelemek gereklidir.<br />
Bayi Direnci<br />
Yalm dağıtım, diğer yetkili bayilerle birlikte yoğun<br />
bir ortaklık anlayışı içersinde çalışmayı gerektirir. Büyük<br />
bayiler, küçük bayilerin küçük yatırımlarla oldukça<br />
fazla stok bulundurmayı kabul edeceği düşüncesiyle genellikle<br />
tatmin olurlar.<br />
Kaçınılmaz olarak, bayilerin pek çoğunun, üreticilerin<br />
stoklan sahiplenme ve kontrolü ele almalarından, talep<br />
tahminlerinde bulunmalarından ve stok siparişlerini<br />
merkezileştirilmelerinden dolayı yalm dağıtıma şüpheci<br />
bir bakışla bakmalarına neden olmaktadır. Finansal kurumlar,<br />
bayiler için de üreticiler için olduğu kadar açık<br />
olmalıdır, fakat bayilerin büyük değişiklikler için ikna<br />
edilmeleri hala önemli bir engel olarak kalabilir.
<strong>MAKALE</strong> Çeviri-Makale<br />
Şekil 1. Geleneksel otomobil dağıtım prosesinde kayıplar ve araç başına maliyete etkileri (bütün satışların ortalaması)<br />
KAYIT TİPİ GELENEKSEL PROSES MALİYET/SATILAN<br />
Bitmemiş (eksik malzeme veya<br />
proses)<br />
veya satışa hazır araçların<br />
stoklanması<br />
Araçların gereksiz yere<br />
taşınması<br />
Gereksiz fazla üretim<br />
Aracın tamamlanması için<br />
bekleme<br />
- — — -<br />
Müşteri taleplerine uygun<br />
olmayan araç ve servis<br />
* Büyük bayii stoğu (50-100 gün)<br />
* Diğer noktalardaki stoklar<br />
* Üreticiler, araçları talepden daha fazla<br />
sürerse (push), stok<br />
* Toplam 120 günlük tedarik miktarı<br />
* Bayiler arası taşıma (müşteri yanlış<br />
bayii'e gittiğinde)<br />
* Bir satış için 2 aracın yer değiştirmesi<br />
gerekebilir.<br />
* Gereksiz yükleme/boşaltma-araç hasar<br />
ilişkisi<br />
* %30 / %50 indirimli satışlar, araç<br />
başına etkisi $ 100-150<br />
* Bayilerin, stok siparişlerini oluştururken,<br />
pazar talep tahminleri konusunda yetersiz<br />
olmaları<br />
* Araç üreticilerinin fazla üretimin satışı<br />
için bayileri zorlaması (push sistem)<br />
* Müşteri taleplerinin karşılanamadığı<br />
bayilerin panik siparişleri<br />
* Müşterinin halihazırdaki bir araç<br />
beğenmeyle yenisini talep etmesi.<br />
* 6 ay önce üretilmiş bir aracın satışı için<br />
yaklaşık 200 $'lık bir indirim<br />
* Müşteri siparişlerinin prosesinde<br />
gecikmeler<br />
- sipariş alma, onayı, düzenleme,<br />
doğrulama ve planlama - stok siparişlerine<br />
öncelik verilmesi<br />
* Teslimat güvenirliliği %60 -%70 (söz<br />
verilen haftada teslimat), Tipik olarak<br />
herbir araç için bir haftalık gecikme için<br />
100$<br />
* istenilen sipariş süresinde, talebin<br />
karşılanamaması<br />
- Müşteri siparişleri için 10 hafta ortalama<br />
bir süredir.<br />
- Bazı pazarlarda müşterilerin %75 ini<br />
etkiler ve %10 lik satış kaybı<br />
- istenilen özelliklere yakın bir araç için<br />
tipik indirim 150$<br />
* Satılan araçların ortalama yaşı 50 gün, 6<br />
ay genel durum<br />
* Düşük teslimat güvenirliliği<br />
* Satınalma tecrübesi zaman kaybı ve<br />
memnuniyetsizlik yaratabilir.<br />
ARAÇ<br />
Stok maliyeti<br />
50-80 $<br />
Finansman maliyeti<br />
160-220 dolar<br />
10-75$<br />
50/100$<br />
10-25$<br />
20-70 $<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı : 465 • 23
<strong>MAKALE</strong> Çeviri-Makale<br />
Şekil 2. Yalın Dağıtım Sistemi ile saptanabilecek performans gelişimi (Örnek Çalışma)<br />
GÖSTERGE<br />
ÜRETİCİ A<br />
* Teslimat gerçekleştirme süresi'<br />
* Teslimat güvenirliliği<br />
* Müşteri spesifikasyonlarının<br />
karşılanması<br />
ÜRETİCİ B<br />
* Teslimat gerçekleştirme süresi<br />
* Teslimat güvenirliliği<br />
* Stok seviyesindeki azalma<br />
* Stok devir hızı<br />
ÜRETİCİ C<br />
* Bayiler arası araç taşıma<br />
* Farklı spesifikasyon için indirim<br />
* Stok seviyesindeki azalma<br />
* Ortalama stok<br />
* Finans maliyeti<br />
ÜRETİCİ D<br />
* Bayiler arası araç taşıma<br />
* Teslimat gerçekleştirme süresi<br />
* Ortalama, bekleme nedeniyle<br />
yapılan indirim<br />
YALIN OAĞmM ÖNCESİ<br />
* 2-4 hafta (stoktan)<br />
* 10-15 hafta (müşteri siparişi)<br />
*40/<br />
* Ortalama 3,9 hafta<br />
*
<strong>MAKALE</strong> Çeyiri - Makale<br />
OTOMOBİLLERDEKİ DIŞBÜKEY SÜRÜCÜ TARAR DİKİZ AYNALARININ<br />
SAĞLAYABİLECEĞİ YARARLAR VE OLASI ZARARLARI<br />
Çeviren : Murat Kadri AKTAŞ*<br />
Ö Z E T<br />
Trafik kazalarına ait veriler için yapılan bu<br />
analız, değişik tipte sürcü tarafı aynalarının<br />
şerit değiştirme kazaları üzerindeki etkilerini<br />
araştırmak üzere tasarlanmıştır. Analiz, Britanya'da<br />
1989-1992 yılları arasında meydana<br />
gelen 3038 şerit değiştirme kazasını temel<br />
alır. Dış aynaların farklı tiplerini belirtmek<br />
amacıyla Britanya'da en yaygın olarak kullanılan<br />
otomobillerin aynalarına ait bilgiler derlenmiştir.<br />
Veri analizi, değişik sürücü tarafı<br />
aynalı (düzlem veya dışbükey) otomobillerin,<br />
sürücü tarafında meydana gelen şerit değiştirme<br />
kazasına karışma ihtimaline dayalıdır.<br />
Tüm otomobillerde aynı tipte yolcu tarafı aynası<br />
(dışbükey) bulunması nedeniyle, aracın<br />
yolcu tarafında meydana gelen şerit değiştirme<br />
kazaları, kontrol için kullanılmak üzere<br />
referans veri olarak değerlendirilmiştir. Sonuçlar<br />
aşağıdaki şekilde özetlenebilir:<br />
1. Dışbükey sürücü tarafı aynaları sürücü tarafından<br />
hasara neden olan şerit değiştirme<br />
kazasına karışma riskini artırmamakladır.<br />
2. Geniş otomobiller için kaza verileri, istatistiksel<br />
olarak önemli olmamakla beraber,<br />
sürücü tarafından kullanılan dışbükey aynaların,<br />
sürücü tarafında hasara neden olan şerit<br />
değiştirme kazalarında azalma eğilimine neden<br />
olduğunu göstermektedir.<br />
3. Yüksek risk grubunu oluşturan, genç ve<br />
yaşlı sürücüler için dışbükey sürücü tarafı aynası<br />
kullanımı, kazaları azaltmada faydalı olma<br />
eğilimi göstermektedir.<br />
Thıs analysis of accident data was desıgned to<br />
investigate the effects of different types of driver-side<br />
mirrors on lane-change accidents.<br />
The analysis was based on 3038 lane-change<br />
accidents that occurred in Britain between<br />
1989 and 1992. Mirror information for the<br />
nıost popular car models in Britain was collected<br />
to identify different types of exterior<br />
mirrors. Data analysis was based on the odds<br />
ratio of car s with different types of drives-side<br />
mirrors (plane or convex) being involved in a<br />
lane-change accident to the driver-side mirror<br />
(convex), lane-change accidents to the passenger<br />
side served as baseline data to control for<br />
exporuse. The result can be summahzed as<br />
foîlows:<br />
1. Convex driver-side mirrors do not increase<br />
the risk of being involved in lane-change accidents<br />
to the driver side.<br />
2. Accident data for the largest cars revealed a<br />
tendency, albeit not statistically significant,<br />
for a decrease in lane-chane accidents to the<br />
driver side when equipped with convex driver-side<br />
mirrors.<br />
3 Conver driver-side mirrors tended to be beneficial<br />
for the highest risk groups-the youngest<br />
and the oldest drivers.<br />
Gazi Üniversitesi, <strong>Makina</strong> Müh. Bölümü, Arş. Gör.<br />
GİRİŞ<br />
Otomobil kullanırken sürücünün görsel dikkatinin büyük bölümü<br />
seyir yönünde toplanır. Bununla birlikte çok şeritli<br />
otoyollar, yüksek trafik yoğunluğu ve değişken trafik akışı<br />
otomobilin arka tarafındaki alanın görülmesini de önemli hale getirir.<br />
Bu nedenle otomobilin arkasındaki trafiği gözlemek için sürücünün<br />
başını geriye çevirmesini gerektirmemesi, dolayısıyla seyir yönündeki<br />
dikkati dağıtmaması nedeniyle iç ve dış dikiz aynaları kullanılır.<br />
Dikiz aynalarıyla ilgili en önemli anlaşmazlık konularından birisi<br />
sürücü tarafı dış dikiz aynası olarak düzlem yüzeyli ayna<br />
kullanıldığında beliren kör bölge sorunu üzerinde toplanır. Dışbükey<br />
aynalar bu kör bölgeyi azaltmakta fakat geriden yaklaşan başka<br />
bir aracın hızı ve mesafesi hakkında sürücüyü yanıltabilecek bir<br />
neden olarak imaj zayıflaması oluşturmaktadır.<br />
Aracın arkasındaki trafik hakkında yeterli derecede bilgi sahibi<br />
olunmasının büyük önem taşıdığı bir sürüş manevrası şerit değiştirmedir.<br />
Yan şeritteki bir aracın fark edilmemesi veya geriden<br />
yaklaşan bir aracın hız ve mesafesinin hatalı tahmini bir şerit değiştirme<br />
kazasına neden olabilir. Geçmişe dönük olarak hazırlanmış<br />
kaza verileri ABD'de meydana gelen 244000 hatalı şerit değiştirme<br />
kazasının (tüm kazaların % 4' ü) 225 ölüm olayıyla sonuçlandığını<br />
göstermektedir (% 0.5). Üstelik bu kazaların büyük bölümü gündüz<br />
(%77) ve olumlu hava şartlarında (%85) meydana gelmiştir. Hatalı<br />
şerit değiştirmeden kaynaklanan kazaların oluşumu için tek sebep<br />
olarak dikiz aynalarının yanlış kullanımı gösterilememekle beraber,<br />
şerit değiştirme manevrasına başlamak için yeterli görsel bilginin<br />
edinilmemiş olmasının, kazalar üzerinde önemli etkisi olduğu<br />
bilinmektedir. Literatürdeki, örnek olarak seçilmiş sınırlı sayıda<br />
şerit değiştirme kazası için yapılan analizlerde, kaza yapan sürücülerin<br />
büyük bölümünün diğer aracı çarpma öncesinde görmedikleri<br />
belirlenmiştir. Bu durum, doğrudan doğruya aynaların hatalı kullanımı<br />
ile ilgilidir. Şerit değiştirme manevrasında dikiz aynalarının<br />
kullanımıyla ilgili çok önemli iki unsur vardır:<br />
1. Geriden gelen trafik akışı için aynaların kontrolü<br />
2. Kör bölgelerin pencereden kontrolü.<br />
Değişik türlerde sürücü tarafı aynası bulunduran araçların neden<br />
olduğu kazalara ait verilerin analizi ayna türünün şerit değiştirme<br />
kazalarının sıklığı üzerinde bir etkisinin olup olmadığını ortaya koyacaktır.<br />
Bu tür bir analiz yönetmeliklerin düzlem yüzeyli olmayan sürücü<br />
tarafı aynalarının kullanılmasına izin verdiği Finlandiya' da<br />
(ABD' ndeki yönetmeliklerin tersine) meydana gelen 407 kaza için<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 25
<strong>MAKALE</strong> Çeviri - Makale<br />
yapılmıştır. Değişik tipte (düzlem, dışbükey, çok yarıçaplı)<br />
sürücü tarafı aynaların karşılaştırıldığı bu çalışmada,<br />
otomobiller için dışbükey sürücü tarafı aynası<br />
kullanılması durumunda şerit değiştirme kazalarının<br />
sıklığında bir azalma eğilimi belirlenmiştir. Fakat değerlendirilen<br />
örnek sayısının düşük olması araştırmanın<br />
istatistiksel olarak güvenilirliği konusunda tereddüt<br />
yaratmaktadır. Bu nedenle daha fazla örnek olay ve<br />
farklı sürücü yaş gruplarını içeren bu çalışma gerçekleştirilmiştir.<br />
METOD<br />
Kaza Verileri<br />
Trafik kazalarına ilişkin bilgiler 1989-1992 yıllarına<br />
ait STATS19 veri tabanından alınmıştır. Bu veri tabanı<br />
Britanya 1<br />
da polise rapor edilen ve yaralanma ya da<br />
ölümle sonuçlanmış tüm yol kazalarına ait bilgileri<br />
içerir. STATS19 bu çalışmada özellikle incelenen araçların<br />
sol veya sağ tarafında meydana gelen şerit değiştirme<br />
kazalarına ait bilgileri de içermektedir.Her yıl<br />
kayıtlara geçen 300000' in üzerindeki otomobil kazasının<br />
yaklaşık 4000'i hatalı şerit değiştirme nedeniyle<br />
meydana gelmektedir.<br />
Ayna Verileri<br />
Dış dikiz aynalarına ait bilgiler Britanya' da pazar<br />
payı en az % 2 olan otomobil firmalarına gönderilen<br />
anketlerle temin edilmiştir. Bu ankette en popüler<br />
otomobil modellerindeki dikiz ayna tipleriyle ilgili sorular<br />
yer almaktadır. Sorular ayna türü, yarıçapı ve boyutları<br />
olmak üzere üç grupta toplanır. İlave olarak<br />
araç boyutunun bir göstergesi olan dingil mesafeleri de<br />
anket kapsamındadır. Aynalara ait bilgiler aşağıdaki<br />
otomobil üreticilerinden temin edilmiştir:<br />
Ford<br />
GM<br />
Honda<br />
Renault<br />
Rover<br />
VW<br />
: Fiesta(1989-1992), Sierra (1987-1992),<br />
Escort/Orion (1984-1992).<br />
: Cavalier (1985-1993), Astra (1985-<br />
1993), Nova (1985-1993).<br />
: Civic (1984-1995).<br />
: 9(1989-1992).<br />
: Mini (1985-1993), Metro (1985-1993),<br />
Maestro/Montego (1985-1993), 200<br />
(1985-1993).<br />
: Golf (1984-1992), Passat (1984-1992).<br />
Ford, GM ve Rover araştırmanın yapıldığı periyotta<br />
Britanya otomobil pazarının % 50' sini elinde bulundurmaktadır.<br />
Veri Analizi<br />
Tüm otomobil modellerinde dışbükey yolcu tarafı,<br />
ve düzlem veya dışbükey sürücü tarafı dikiz aynaları<br />
bulunmaktadır. Çok yarıçaplı aynalar üreticilerden bu<br />
türe ait olarak gelen teknik bilgilerin yetersizliği nede-<br />
26 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />
niyle analize dahil edilmemiştir. Her bir veri seti araç<br />
model yılma göre düzenlenmiştir. Yıl içinde belirli bir<br />
modelin ayna yapısında değişiklik olması durumunda<br />
o modele ait sözü geçen yıl içerisindeki kazalara ait<br />
veriler analiz dışında bırakılmıştır.<br />
Veri analizi, farklı türde sürücü tarafı aynası bulunduran<br />
araçların karıştığı sürücü tarafında meydana gelen<br />
şerit değiştirme kazalarının sıklığının karşılaştırılmasına<br />
dayalı olup yolcu tarafında meydana gelen şerit<br />
değiştirme kazalarının sıklığı tüm araçların aynı tür<br />
yolcu tarafı ayna bulundurması nedeniyle kontrol parametresi<br />
olarak kullanılmıştır. Şerit değiştirme kazalarının<br />
oranları (sürücü tarafında meydana gelen şerit<br />
değiştirme kazalarının sıklığına karşı yolcu tarafında<br />
meydana gelen şerit değiştirme kazalarının sıklığı)<br />
düzlem ve dışbükey aynalar için iki yönlü olasılık oranı<br />
tabloları kullanılarak analiz edilmiştir. Sonuçlar<br />
olasılık oranı şeklinde ifade edilebilir.<br />
Basit bir örnekle, yapılan analiz daha iyi açıklanabilir.<br />
Tablo 1' de aracın her iki tarafında meydana gelen,<br />
iki farklı sürücü tarafı aynası yapısı için (A ve B)<br />
şerit değiştirme kazalarının sıklığına dair hayali bir örnek<br />
görülmektedir.<br />
Tablo 1. 2x2 olasılık tablosu<br />
Ayna tipi A<br />
Ayna tipi B<br />
Şerit değiştirme kazası<br />
Sürücü tarafına Yolcu tarafına<br />
40 [DA] 50 [PA]<br />
60 [DB] 50 [PB]<br />
Ayna türünün sürücü tarafında meydana gelen şerit<br />
değiştirme kazası üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla<br />
Pearson chi-kare testi kullanılabilir. Bu örnek<br />
durum için, 9 A tipi aynası olan bir aracın bir sürücü<br />
tarafı şerit değiştirme kazasına karışmış olma olasılığı<br />
B tipi aynası olan bir araç ile karşılaştırıldığında:<br />
6>= f Iso J<br />
Bu sonucun anlamı A tipi aynası olan bir aracın sürücü<br />
tarafında meydana gelen şerit değiştirme kazasına<br />
karışmış olma ihtimali B tipi aynası olan bir araç için<br />
verilen ihtimal değerinin 0.667' sidir. Bu oran bir etkinlik<br />
ölçüsüne dönüştürülebilir:<br />
E= İOO* IsoJ<br />
(—S<br />
VsoJ<br />
1 = -33.3 (2)
<strong>MAKALE</strong> Çeviri - Makale<br />
Bu ömek için, A tipi ayna B tipi ile karşılaştırıldığında<br />
% 33.3 daha az sürücü tarafında meydana gelen şerit değiştirme<br />
kazasına karışmıştır.<br />
SONUÇLAR<br />
STATS19 Şerit değiştirme kazası verileri<br />
Otomobiller için kaza verileri 3117 durum içermektedir.<br />
79 adet kaza (% 2.5) alkollü sürücülerce yapılmış<br />
olmaları nedeniyle analiz dışında tutulmuş ve 3038 örnek<br />
durum için analiz gerçekleştirilmiştir. 3038 kazanm<br />
% 61.6' sı aracın sürücü tarafında, % 38.4' ü ise aracın<br />
yolcu tarafında meydana gelen şerit değiştirme kazalarıdır.<br />
(Britanya' da trafik akışının soldan olması nedeniyle<br />
karışıklığı önlemek amacıyla kaza verileri sürücü tarafı<br />
veya yolcu tarafı olarak isimlendirilmiştir.)<br />
Ayna Bilgileri<br />
Araştırmada yer alan otomobil modelleri düzlem<br />
veya dışbükey sürücü tarafı aynası ve dışbükey yolcu<br />
tarafı aynası bulundurmaktadır. Tablo 2' de özetlenmiş<br />
ayna bilgileri yer almaktadır.<br />
1<br />
Tablo 2. Araştırma kapsamındaki dış aynaların teknik özellikleri.<br />
Sürücü tarafı avnası<br />
Tip Yarıçap (mm) Boyut (mm)<br />
[GenişlikxYükseklik]<br />
Düzlem =» (150-176) x (90-100)<br />
Dışbükey =1400 (±200) (142-172) x (75-101)<br />
Yolcu ve sürücü tarafı için ayna boyutları eşittir.<br />
Yolcu tarafı aynası<br />
dışbükeylik<br />
yarıçapı (mm) 1<br />
=1400 (+200) 2<br />
=1400 (±200) 2<br />
2<br />
Üreticilerden bazıları dışbükeylik için bir aralık (±200)<br />
ve ortalama değer bildirmiştir.<br />
2000 +<br />
s 1500 4-<br />
1000.-<br />
500 --<br />
1391<br />
düzlem<br />
Sürücü tarafı aynası<br />
481<br />
Dışbükey ve düzlem sürücü tarafı aynalarının karşılaştırılması<br />
İki farklı ayna türü için otomobilin her iki tarafında<br />
meydana gelen şerit değiştirme kazalarının sayıları Şekil<br />
1 ' de görülmektedir.<br />
Verilere uygulanan Pearson chi-kare testi iki farklı<br />
tür ayna için şerit değiştirme kazası sıklığında önemli<br />
bir fark olmadığını göstermiştir,X 2 [l)=0.007, p=0.933.<br />
Araştırma sonuçlarının literatürle kolayca karşılaştırılabilmesi<br />
için veriler üç ayrı otomobil boyutuna<br />
göre (küçük, kompakt, orta sınıf) aşağıdaki şekilde<br />
gruplandırılmıştır:<br />
1. küçük: Metro, Mini, Civic, Nova, Fiesta (otomobil<br />
dingil mesafesi
<strong>MAKALE</strong> Çeviri - Makale<br />
1000+<br />
| 2 500-il<br />
1000+<br />
10004-<br />
w 500- -<br />
194<br />
891<br />
306<br />
• sürücü tarafına<br />
| yolcu tarafına<br />
Küçük otomobiller<br />
196<br />
düzlem dışbükey<br />
Sürücü tarafı aynası<br />
106<br />
• sürücü tarafına<br />
fU yolcu tarafına<br />
Kompakt otomobiller<br />
düzlem dışbükey<br />
Sürücü tarafı aynası<br />
| sürücü tarafına<br />
| yolcu tarafına<br />
Orta sınıf otomobiller<br />
235<br />
159<br />
düzlem dışbükey<br />
Sürücü tarafı aynası<br />
Şekil 2. Farklı otomobil boyut grupları için sürücü tarafı aynası tipine<br />
göre aracın her iki tarafında meydana gelen şerit değiştirme kazalarının<br />
sayısı.<br />
kapsamındaki 3038 duruma ait olmayıp, alkollü<br />
sürücülere ilişkin bilgilerin yaşa göre<br />
düzenlenmemesi nedeniyle alkollü sürücülerin<br />
karıştığı kazaları da içeren 2927 duruma<br />
ait verilerdir. En genç sürücü grubu için sürücü<br />
tarafı şerit değiştirme kazalarında<br />
önemli seviyede azalma (17-24 yaş ; % 35<br />
azalma,X 2<br />
(lj-6.15, p=0.01) ve en yaşlı sürücü<br />
grubu için aynı yönde bir eğilim (65 üstü; %<br />
kinliğin yaşın fonksiyonu olarak genel yapısı,<br />
dışbükey aynaların en yüksek kaza riski taşıyan<br />
(Şekil 7.) çok genç ve çok yaşlı sürücüler<br />
için verimli olacağını göstermektedir.<br />
TARTıŞMA<br />
Şerit değiştirme kazalarının yetersiz görsel<br />
bilgi toplanmasından etkilendiği bilinmektedir.<br />
Bununla birlikte kaza verilerinden, dikiz aynasının<br />
kullanıldığı yönlerde şerit değiştirmeyi<br />
etkilediği sonucu doğrudan çıkarılamaz. Sürücü<br />
dikiz aynalarını kullanmamış, aynalar optimum<br />
konuma ayarlanmamış veya dikiz aynalarırıyla<br />
edinilen görsel bilgi yetersiz veya hatalı anlaşılmış<br />
olabilir. Bu nedenle şerit değiştirme kazalarının<br />
analizi ve değişik tipte dış sürücü tarafı<br />
aynalarıyla olan ilişkisi, kaza nedenleri hakkında<br />
tam bir cevap sağlayamaz.<br />
Bu çalışmanın sonuçlarını özetlerken değinilmesi<br />
gereken en önemli konu, Britanya'daki<br />
kaza verilerinin, dışbüyek sürücü tarafı aynalarının<br />
düzlem aynalarla karşılaştırıldığında şerit<br />
değiştirme kazalarının oranında bir yükselmeye<br />
neden olduğuna ilişkin delil içermediği sonucudur.<br />
Düzlem yüzeyli olmayan dikiz aynalarının<br />
en fazla değinilen dezavantajı, düzlem aynalarla<br />
karşılaştırıldığında daha düşük seviyede görsel<br />
imaj sağlamalarıdır. Bu görüntüleme zayıflığı,<br />
geriden yaklaşan bir aracın hız ve mesafesinin<br />
hatalı tahminine neden olabilir. Bununla birlikte,<br />
kaza verileri bu düşünce için delil oluşturmamaktadır.<br />
(Şekil 1, Şekil 3). Bu durumun<br />
açıklaması, sürücülerin geriden yaklaşan trafiğin<br />
mesafesi ve hızı hakkında bilgi edinmek için<br />
0.2<br />
kompakt<br />
46 azalma,X 2<br />
(1)=2.28, p=0.13) görülmektedir.<br />
Şekil 6. değişik sürücü yaş grupları için otomobil<br />
tercihinin boyut gruplarına göre değişimini<br />
göstermektedir. Buna göre, en genç ve<br />
en yaşlı sürücüler için dışbükey aynaların<br />
Şekil 3. Sürücü tarafında meydana gelen şerit değiştirme kazalarının<br />
sıklığına bağlı olarak, otomobil boyutuna göre verilen dışbükeye karşı<br />
düzlem sürücü tarafı aynası etkinlik ölçüleri (Parentez içindeki rakamlar<br />
%95 güven aralığındadır.)<br />
sağladığı faydalar bu yaş gruplarındaki sürücülerin<br />
orta sınıf otomobil kullanmalarının sonucu sadece dış aynalarını değil aynı zamanda iç aynalarını<br />
olmadığı söylenebilir. Tersine bu yaş grupları için da kullandıkları şeklinde olabilir. Literatürde yer alan<br />
orta sınıf otomobil kullanma eğilimi düşüktür. Et- çalışmalar, hız ve mesafenin hatalı tahmini sorununun<br />
28 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465
<strong>MAKALE</strong> Çeviri - Makale<br />
c S<br />
la<br />
E O<br />
t- *?*<br />
JS •&<br />
(O RŞ<br />
•S* o<br />
11<br />
sürücü tarafı aynası :<br />
küçük kompakt<br />
Otomobil Boyutu<br />
Şekil 4. Farklı otomobil boyutları için görüş açısı oranlan<br />
düzlem olmayan aynaların,<br />
düzlem yüzeyli iç<br />
dikiz aynalarıyla birlikte<br />
kullanıldığında belirmediğinigöstermektedir.<br />
Ayrıca mesafenin<br />
fazla olarak tahmininin,<br />
sadece düzlem yüzeyli<br />
olmayan sürücü tarafı<br />
aynası ile azaltılabileceğine<br />
(yok edilebileceğine<br />
değil) dair deliller de<br />
mevcuttur.<br />
!<br />
ı yüzdesi<br />
Terci<br />
150-<br />
100-<br />
50-<br />
78<br />
•<br />
H 22<br />
1<br />
•
<strong>MAKALE</strong> Çeviri - Makale<br />
15-19 20-24 25-54 55-64<br />
Yaş grubu<br />
65-74 75 +<br />
Sekil 7. Sürücü yaş grubuna göre şerit değiştirme kazasına karışma oranı.<br />
sürücü yaş dağılımına bakılarak açıkça görülebilir (Şekil<br />
5). Anlaşılacağı üzere,dışbükey sürücü tarafı aynaları<br />
en yüksek risk grupları için (en genç ve en yaşlı<br />
sürücüler) faydalı olmaktadır (Şekil 7). Şerit değiştirme<br />
manevrasmdan önce yapılması gereken kontrollerin<br />
analizi söz konusu yaş etkisi için olası acıkmalar sağlamakta<br />
yararlı olabilir. Bu analize göre, bir şerit değiştirme<br />
manevrasına karar vermek için sürücü tarafından<br />
iki ayrı aşama gerçekleştirilmelidir: Yaklaşan otomobilleri<br />
kontrol için dikiz aynalarına bakmak ve ölü<br />
bölgedeki araçlar için başı kontrol amaçlı çevirmek.<br />
Her iki yaş grubu için de bu ikinci adımı gerçekleştirmede<br />
farklı gerekçelerle zorluklar vardır:<br />
- en genç sürücüler bu adımı gerçekleştirmede dik-<br />
<strong>TMMOB</strong> MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI<br />
katsiz olabilir veya ölü bölge kontrolunda yeterli<br />
tücrübeleri olmayabilir.<br />
- en yaşlı sürücüler azalmış hareket kabiliyetleri<br />
nedeniyle başlarım çevirmede problem yaşarlar.<br />
Her iki yaş grubu için de dışbükey sürücü<br />
tarafı aynaları, ölü bölgeyi önemli ölçüde azaltmak<br />
suretiyle sürücü tarafı şerit değiştirme kazalarını<br />
azaltmakta etkin bir araç olabilir<br />
KARARLAR<br />
Özet olarak, dışbükey sürücü tarafı aynalarının<br />
şerit değiştirme kazalarının sıklığını artırma<br />
yönünde bir davranış göstermediği söylenebilir.<br />
Tersine, kaza verilerinden aynaların<br />
avantajlarının (ölü bölgede azalma) olası dezavantajlarına<br />
karşı (imaj azalması) ağır basma eğilimi olduğu<br />
görülmektedir. Çok yarıçaplı aynalar, günümüzde Avrupa'da<br />
birçok otomobil modelinde kullanımda olup<br />
aynanın ana parçasında çok az bir sınırlama ile ölü<br />
bölgeyi azalttığı için şerit değiştirme manevrasının<br />
emniyetini artıran bir tasarım olarak düşünülebilir.<br />
Vehicle Design Dergisinin 19 sayısındaki Schumann, J. -<br />
Sivak., ]., Flannagan, M.J "Are driver-side convex mirrors<br />
helpful or harmful?" adlı makaleden çevrilmiştir.<br />
ÜYE ADRES GÜNCELLEME FORMU<br />
ADI/SOYADI<br />
ODA SİCİL NO<br />
İS TEL FAX:<br />
İS ADRESİ<br />
EV TEL<br />
EV ADRESİ<br />
ü •<br />
Yazışma Adresi* : ^^ Ev ^^ iş<br />
* Dergi vb. yazışmaların gönderileceği adres [X] ile işaretlenecek<br />
İmza
BİR<br />
GÖRÜŞ<br />
Bu köşemizde;<br />
MMO Eskişehir<br />
Şube Yönetim Kurulu<br />
Üyesi Zeki<br />
AD ER'in "Ulaşım<br />
Politikaları" ile<br />
Dr. İI ter SERİ M'm<br />
Otomotiv Sanayiisiyle<br />
ilgili yazılarını<br />
yayınlıyoruz-<br />
ULAŞIM POLİTİKAMIZ<br />
3Eylül 1856 yılında yabancı kumpanyalara<br />
verilen imtiyazlar ile ülkemizde<br />
demiryolu yapımına başlanmış<br />
ve Ulusal Kurtuluş Savaşından<br />
sonra Cumhuriyet döneminde, 1924 yılında<br />
çıkarılan 506 sayılı yasa ile Anadolu<br />
da 4138 km. uzunluğunda ki demiryolunun<br />
3116 km. si yabancı kumpanyalardan<br />
satın alınmış, geri kalan kısmı ise<br />
antlaşmalarla devralınarak millileştirilmıştir.<br />
Cumhuriyetin ilanından 1950 yılma<br />
kadar izlenen ulusal, akılcı ulaşım politikaları<br />
ile hiç bir dış yardım almadan<br />
büyük bir özveriyle 4000 km yeni<br />
demiryolu yapımı gerçekleştirilerek<br />
işletmeye alınmıştır.<br />
1950 yılından sonra izlenen dışa<br />
bağımlı ve dış tekellerin güdümündeki<br />
ekonomik politikalar nedeniyle<br />
demiryolu taşımacılığı terk edilerek,<br />
tümüyle karayolu taşımacılığına yönelinildi<br />
ve sonuçta Demiryollarımızm<br />
alt ve üst yapısı, çeken-çekilen<br />
araçları çağın teknolojisine uygun hale<br />
getirilmeyerek, bilinçli bir şekilde işlevsizleştirilmiştir.<br />
Yolcu ve yük taşımacılığında 1950 yılından<br />
sonra Demiryollarının payı giderek<br />
azalmış ve bunun doğal sonucu olarak<br />
yük ve yolcu taşımacılığı karayollarına<br />
kaydırılmıştır. Bugün ulaştırma bütçesinden<br />
Demiryollarına ayrılan pay %8,<br />
karayollarına ayrılan pay ise %75'dir. Bu<br />
da ülkeyi yönetenlerin Demiryollarına<br />
nasıl baktıklarının somut göstergesidir.<br />
Günümüzde ülkemizin tüm kaynakları<br />
emperyalist tekellere, otomobil<br />
tekellerine ve onların yerli işbirlikçilerine<br />
ve onlar adına ülkeyi yönetenlerce<br />
karayolu taşımacılığına seferber edilmiştir.<br />
Bu ideolojik tercihin doğal sonucu<br />
olarak karayollarındaki trafik kazalarında<br />
yılda 6,7 bin insanımızı kaybetmekteyiz<br />
ve 100 bin insanımızda<br />
kazalarda yaralanmakta ve sakat kalmaktadır.<br />
Bugün trafikte kaybedilen insanları-<br />
1965<br />
1970<br />
1975<br />
1980<br />
1985<br />
1990<br />
1995<br />
1997<br />
mızın, yok edilen ulusal kaynaklarımızın<br />
ve ulaşımda yaşanılan kaosun tek nedeni<br />
mevcut ulaşım sistemidir.<br />
Sürücüler ve yayalar ise trafik canavarını<br />
yaratan sorumlular değil, tam tersine<br />
bu canavarın kurbanlarıdır.<br />
1965-1997 yılları arası 32 yıllık süreç<br />
içerisinde ulaştırma sektörüne ayrılan<br />
bütçeden sektörlerin payına düşen ödeneklerin<br />
dağılımı, demiryollarının nasıl<br />
dışlandığını terk edildiğini açıkça göstermektedir.<br />
Karayolu<br />
55<br />
69<br />
49<br />
48<br />
42<br />
73<br />
75<br />
75<br />
Havayolu<br />
4<br />
5<br />
11<br />
6<br />
24<br />
7<br />
11<br />
13<br />
Demiryolu<br />
33<br />
15<br />
25<br />
32<br />
20<br />
14<br />
11<br />
8<br />
Denizyolu<br />
8<br />
11<br />
Hat uzunluğu;<br />
Ülkemiz demiryollarının toplam ana<br />
hat uzunluğu 8607 km'dir. Nüfus başına<br />
düşen demiryolu uzunluğumuz 15 AB ülkesinden<br />
düşüktür. Onbin kişiye düşen<br />
demiryolu uzunluğu AB ortalaması 5.1<br />
iken ülkemizde bu değer 1.4'dür.<br />
1 km demiryolu başına düşen karayolu<br />
uzunluğunun AB ortalaması 26.3<br />
iken, ülkemiz 44.6 ile en yüksek değere<br />
sahiptir.<br />
Demiryollarımızm altyapısında geometrik<br />
ve fiziki standartlar bakımından<br />
AB ülkelerinden çok geridir.<br />
AB ülkelerinde standart kurp yarıçapı<br />
2500-3000 m. olmasına rağmen ülkemiz<br />
hatlarındaki kurpların %35.5'i 2500 metreden<br />
daha düşüktür. Yol eğimleri AB ülkelerinde<br />
% 0.10 (binde onj'dur. %<br />
0.10'nun üzerindeki eğimler standart dışı<br />
kabul edilmektedir. Ülkemizde ise<br />
hatların % 24.7'si binde on'un üzerinde<br />
eğime sahiptir.<br />
14<br />
15<br />
14<br />
Demiryolu altyapımızda AB standart-<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 31<br />
5<br />
3<br />
4
BIR^M<br />
GÖRÜŞ<br />
larının gerisindedir. Hatlanmızın % 16'sı<br />
çelik, %33'ü ahşap, %51'i beton traverslidir.<br />
Buna göre hatlanmızın % 49'u da<br />
standart dışıdır. Doğal olarak, bu olumsuzluklar<br />
ve teknolojik gerilik yük ve<br />
yolcu taşımacılığını da olumsuz yönde<br />
etkilemektedir.<br />
1955 yılında %24 olan demiryolu yolcu<br />
taşıma payımız, 1970'de %8'e ve<br />
1996'da % 3'e kadar düşmüştür. 1955 yılında<br />
%53 olan demiryolu yük taşıma payımız<br />
ise 1970'te %22'ye, 1996'da %7'ye<br />
düşmüştür.<br />
Güvenlik Açısından Karşılaştırma:<br />
Demiryollarında ulaşım güvenliği ve<br />
konfor karayollarına göre oldukça fazladır.<br />
Ülkemizde milyon yolcu-km başına<br />
düşen kaza sayısı, 1995 yılı itibariyle<br />
1.8, demiryollarında ise 0.10'dur. Yani<br />
karayollarında demiryollarına göre 18<br />
kat daha fazla kaza meydana gelmektidir.<br />
Ülkemizde karayolu kazalarında yılda<br />
6-7 bin kişi ölmekte, 100 binin üzerinde<br />
kişi yaralanmakta ve sakat kalmaktadır.<br />
Çevre Kirliliği ve Arazi Kullanımı:<br />
Karayolu araçlarının atıkları çevre<br />
kirliliğine neden olmakta, ekolojik dengeyi<br />
bozmakta insan yaşamını tehdit etmektedir.<br />
Hava kirliliğinde karayollarının<br />
payı %85, demiryollarının payı ise<br />
%5 düzeyindedir.<br />
Diğer yandan, aynı kapasitede taşımacılık<br />
için demiryolları karayollarına göre<br />
daha az arazi kullanımı gerektirmektedir.<br />
Platform genişliği 13.7 metre olan çift<br />
hatlı, elektrikli bir demiryolu hattı kapasite<br />
açısından 37.5 metre genişliğinde 6<br />
şeritli bir otabana eşdeğerdir. Buna göre<br />
karayolları 2.7 kat daha fâzla arazi kullanım<br />
gerektirmektedir.<br />
Karayolu araçları gürültü kirliliğinede<br />
neden olmaktadır. Ağır taşıtların gürültü<br />
şiddeti 103 desibele kadar çıkmaktadır.<br />
Buna karşın 150 km. hızla giden<br />
bir trenin gürültüsü 65-75 desibel düzeyindedir.<br />
Enerji Tüketimi:<br />
Demiryollarında gerek yük gerekse<br />
32 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465<br />
yolcu taşımacılığında diğer sistemlere<br />
göre daha az enerji tüketilmektedir.<br />
Yapılan araştırmalara göre eşdeğer taşımada<br />
karayollarında demiryollarına<br />
göre 3 kat daha fazla enerji tüketilmektedir.<br />
Yol Yapımı Maliyeti:<br />
Demiryolu yol yapımı maliyeti karayolu<br />
otoban maliyetinden daha düşüktür.<br />
Platform genişliği 13.7 metre<br />
olan çift hatlı elektrikli 1 km. demiryolu,<br />
alt yapısı kapasite açısından 37.5<br />
metre genişliğindeki 6 şeritli 1 km otobana<br />
eşdeğerdir. Kapasite ve standartlar<br />
açısından aynı baza getirildiğinde otoban<br />
yolun maliyeti 8 milyon dolar iken,<br />
çift hatlı elektrikli, sinyalizasyonlu bir<br />
demiryolu ortalama 2 milyon 853 bin<br />
dolara mal olmaktadır. Buna göre, yol<br />
yapım maliyetleri açısından da demiryollarının<br />
avantajlı olduğu görülmektedir.<br />
Sonuçta karayolu taşımacılığının demiryollarına<br />
göre bunca olumsuzluğu olmasına<br />
karşm halen karayolu taşımacılığında<br />
ısrar edilmesi, ülkemiz kaynaklarının<br />
yok edilmesine neden olmakta, teknolojik<br />
gelişmeyi ve sanayileşmemizi engellemektedir.<br />
Sonuç<br />
Ülkemiz ve halkımızın çıkarları göz<br />
ardı edilerek, emperyalistlerin çıkarları<br />
doğrultusunda bizlere dayatılan karayolu<br />
ağırlıklı bu çarpık ulaşım sistemi, yine<br />
tüm demokrasi güçlerinin birlikte kararlı<br />
mücadelesi ile yaratacakları toplumsal<br />
baskı sonucunda, ancak ulusal bütçeden<br />
ulaşıma ayrılan payın demiryolu lehine<br />
tersine çevrilmesi ile düzeltilebilir. Çünkü<br />
ülkemizin ve halkımızın çıkarı, ulusal<br />
ulaşım politikamızın demiryolu olmasında<br />
yatıyor.<br />
Zeki ADER<br />
MMO Eskişehir Şube<br />
Yönetim Kurulu Üyesi<br />
Sürücüler, yayalar<br />
trafik canavarını<br />
yaratan sorumlular<br />
değil, lam tersine<br />
bu canavarın kurbanlarıdır.
BİR<br />
GÖRÜŞ<br />
yılının oto it<br />
lıakılı 57 bin civarında<br />
gerçekleştiği<br />
halde, bedelsiz ithalat,<br />
döviz özel<br />
hesabı gibi yollarla<br />
haksız ve orta vadede<br />
ekonomi mi v için<br />
zararlı olan uygulamaların<br />
da etkisiyle<br />
% 118 • artışla<br />
125025 adet. binek<br />
aracı gerçekleşmiş,<br />
toplam araç ithal<br />
rakamı ise 203 bine<br />
erişmiştir.<br />
OTOMOTİV SANAYIIMIZE EN<br />
BÜYÜK DARBEYİ ÖNCE BİZ<br />
TÜRKLER VURUYORUZ<br />
Türk otomotiv sanayi 1960'lı yıllarda<br />
montaj yoluyla kendine özel<br />
yaklaşımlar ve deneyimlerle,<br />
80'li yılların başında yerli üretim katkı<br />
oranları, buji ve karbüratör ile pek az sayıdaki<br />
parçalar dışında yurt içi sanayimizin<br />
kurulması ve gelişmesiyle, yüzde<br />
95 lere yükselebilmiş iken sanki otomotiv<br />
sanayimİ2: tam bir büyüme ve gelişmeyi<br />
gerçekleştirmiş de dünya devleriyle<br />
boy ölçüşebilirmiş gibi 1980'li yıllarda<br />
uygulanmaya başlanan bu konudaki hatalı<br />
(liberal, hesapsız kitapsız, mirasyedi<br />
zihniyetli) ve popülist politikalar sonucu<br />
olarak toplam talep içerisindeki ithalatın<br />
payı özellikle son üç yılda fevkalade artmış<br />
ve otomotiv sanayiimizi ihmal edilemez<br />
boyutlarda tahrıb edici karaktere<br />
bürünmüştür!<br />
Konunun en ağırlıklı bölümünü oluşturan<br />
binek aracı ve cipler yönünden üretim<br />
ve ithalatla ilgili gerçekleşen rakamlara<br />
göz atalım:<br />
1997 yılı ithalatı 11 ülkeden 36 marka<br />
125025 adet olup, bu ithalin bedeli<br />
yaklaşık 2.5 milyar dolar veya 4.0 milyar<br />
DM olmuştur. Sayısal olarak bu araçların<br />
% 93'ünün geldiği ülkeler itibariyle dağılımı<br />
şöyledir (Ref 2).<br />
1997 yılı üretimi (Adet)<br />
Ford 10 000<br />
Opel 9 828<br />
Renault ... .%••. 81042<br />
Tofaş 1 93135<br />
Toyota 24078<br />
Diğer 4647<br />
TOPLAM 222730<br />
1<br />
2<br />
3<br />
4<br />
5<br />
6<br />
Almanya<br />
Japonya<br />
G. Kore<br />
Fransa<br />
İngiltere<br />
İtalya<br />
İthalat 1*97<br />
Adet<br />
50 691<br />
22 200<br />
18 669<br />
15 809<br />
7 031<br />
1 713<br />
Altı ülke toplamı 116 113<br />
(%)<br />
40.5<br />
17.8<br />
14.9<br />
12.5<br />
5.6<br />
1.3<br />
«93.<br />
Birinci sırada yer alan Almanya'nın<br />
ülkemizde hemen hiç yatırım yapmadan<br />
toplam talebin % 17.5 ini karşılaması<br />
ekonomimiz ve ulusal ve hatta uluslararası<br />
ticaret yönlerinden gayri adil, hınzırca<br />
girişimlerdir,- zira Opel'in üretimi ve<br />
yerli muhteva oranı son derece düşüktür<br />
ve bu haliyle otomotivdeki Almanya-<br />
Tiirkiye alışverişi dış ticaret dengemize<br />
çok büyük negatif tesir etmektedir!<br />
1993'te dört üretici firmanın oto imalatı<br />
toplam 352 bin adede ulaşmışken (global<br />
90 bin/firma düzeyinden), 1997'de yedi<br />
üretici şirket 243 binlik üretimi paylaştı<br />
(30 bin / firma gibi ölçek ekonomisi açısından<br />
tahripkar seviyelere düşülmüştür).<br />
1996 yılının oto ithalatı 57 bin civarında<br />
gerçekleştiği halde, bedelsiz ithalat,<br />
döviz özel hesabı gibi yollarla haksız<br />
ve orta vadede ekonomimiz için zararlı<br />
olan uygulamaların da etkisiyle % 118<br />
artışla 125025 adet binek aracı gerçekleşmiş,<br />
toplam araç ithal rakamı ise 203 bine<br />
erişmiştir. 1996 yılı ithalat hacmi dahi<br />
mevcut şartlarda tehlike çanlarını çaldırmakta<br />
idi. 196O'lı yıllardan bu yana<br />
ortalaması yılda 5000'in üzerinde Mercedes<br />
olmak üzere Almanya'dan ithal edilen<br />
malum dört markadan son on yılda,<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 33
BİR MM<br />
GÖRÜŞ<br />
yaklaşık 200 bin binek otosu için ortalama<br />
70 bin mark hesabıyla 14 milyar DM,<br />
yedek parça, sarf malzemeleriyle 20 milyar<br />
mark Türk ekonomisine yük gelmiştir.<br />
Bunun iki ülke arasındaki GSYÎH'lardaki<br />
tesiri (25X) ülkemiz aleyhine 40 milyar<br />
DM (negatif fark) olduğuna dikkat<br />
edelim. Hiç olmazsa son on yılda bilinçli<br />
yaklaşımla bunu yarı düzeyde tutabilmiş<br />
olsaydık en az 1.5 katrilyon TL'lik ek<br />
kaynakla orta-büyük ölçekli 500 ila 1000<br />
adet fabrika tesisiyle yaklaşık 200 bin kişiye<br />
istihdam ve ekonomimize 4-5 katrilyonluk<br />
katkı sağlanırdı.<br />
Otomotiv sanayii herkesçe bilindiği<br />
üzere ülkelerin gelişmesi ve kalkınmasında<br />
olmazsa olmaz nitelikte, başlarında<br />
demir-çelik, makina imalatı, madeni eşya,<br />
cam, lastik, plastik, elektrik, elektronik,<br />
kimya, petrokimya, mühendislik sanayilerinin<br />
yer aldığı yirmi kadar ekonomik<br />
faaliyet alanını kullanan, arz-talebi<br />
canlandıran asla vazgeçilmez sanayi dalıdır.<br />
(Ref 1).<br />
Fransa gibi oldukça ileri ülkelerde<br />
dahi ithalat izinleri toplam talebin yıllık<br />
% 15'lerini geçmeyecek biçimde<br />
kontrollü olarak Lyon'daki bir kamu<br />
idaresince verilmektedir. Öncelikle bu<br />
alanda ithalat rejimi ve uygulamalarında<br />
dikkatli, seçici ve milli ekonomiyi<br />
gözeten politikalara ivedi geçilmesi lazımdır,<br />
şarttır! Üretim yapan kuruluşlarımız<br />
için, Yabancı Sermaye Kanunu<br />
kapsamında olsalar da üretim hacmi,<br />
yerli muhteva oranlan ve ihracat katkılarını<br />
dikkate alan ve bu değişkenlerin<br />
pozitif katkılarıyla ilişkilendirilen, teşvik<br />
edici ve ödüllendirici koşullar ve düzenlemeler<br />
getirilmelidir! Bu işin en<br />
ufak bir hafife almaya tahammülü ve<br />
Milletimizin hayat damarlarını kesmeğe<br />
kimsenin hakkı yoktur. Fransız otomotiv<br />
sanayii pratik olarak yerli katkı<br />
oranı yüzde yüz olduğu, bizde ise ortalama<br />
yüzde yetmişlere gerilemiş olduğu<br />
dikkate alınırsa, Türkiye'ye yapılacak<br />
oto ithali için verilecek izinler yekunu,<br />
toplam üretimin yüzde onunu (%10) asla<br />
aşmayacak sınırlar içerisinde tutulmalıdır!<br />
Bu görev başlıca Hükümetin,<br />
34 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465<br />
Hazine Dış Ticaret Müsteşarlığının, Sanayi<br />
Bakanlığının, devlet Planlama Teşkilatının,<br />
Maliye Bakanlığının olduğu<br />
kadar bilgili, bilinçli, ülkesini düşünmek<br />
durumunda olan her vatandaşın da<br />
vazifesidir!<br />
Geçen yıl Dünya yollarına 40 milyon<br />
yeni oto girdi (Ref. 3). Türkiye oto üretim<br />
sıralamasında ufacık ülke Hollanda'nın<br />
hemen üzerinde yirmidördüncülüğe düşmüştür.<br />
Oysa ki gerçek üretim ve talep<br />
potansiyeli bu yıllarda 500 binler civarıdır.<br />
Ancak yapılacak etkin ve kalıcı düzenlemeler<br />
sayesinde bu hayati endüstrimiz<br />
yaşayabilecek ve gelişecektir. Aksinin<br />
gerçekleşmesine göz yummak ülke<br />
gerçeklerine, bu ülkenin ekonomisine<br />
vurulacak en büyük darbe nedeniyle açık<br />
görüşüm odur ki şu vatana ihanettir!!!<br />
Geçmişle ilgili bir çağrışımı da dile<br />
getirmeden son veremiyorum : 1970'li<br />
yıllarda otomotiv sanayiimiz için olduğu<br />
kadar sanayileşme hamlesi için sabahın<br />
sekizinden gece yarılarına kadar<br />
projelerle, teşvik ve yönlendirmelerle<br />
uğraş verdiğimiz bir çok mesai arkadaşımızın,<br />
meslekdaşımızın, politikacı olduklarından<br />
itibaren yukarıda yakındığım<br />
durumları yaratanlar olduklarını<br />
görmek esef üstüne esef verici olmuştur.<br />
Keza, bilgi düzeyleri, tecrübeleri ve<br />
konuyla ilgileri yönlerinden yetersiz,<br />
ehliyetsiz ve duyarsız pek çok elemanın<br />
bürokraside ve benzer karar verici işlevsel<br />
görevlere getirilmiş olmaları da aynı<br />
derecede tahripkâr olmuştur ve ne hazindir<br />
ki bu sürüyor.<br />
KAYNAKÇA<br />
1. Otomotiv Sanayii: Sanayileşmenin Temel<br />
Taşı. Mühendis ve <strong>Makina</strong> sayı 417 Ekim<br />
1995 Dr. İlter SERÎM<br />
2. Türkiye İthalat Cenneti, Yeni Yüzyıl<br />
(Liberal Bakış) 25.1.1998<br />
3. Dünya Otomotiv Üretimi Yeni Yüzyıl<br />
26.2.1998.<br />
İlter SERİM<br />
Dr. Yük. Müh. (San. Ar.<br />
Gel. Gn. Md. E.)<br />
Otomotiv sanayii<br />
herkesçe bilindiği<br />
üzere ülkelerin gelişmesi<br />
ve kalkınmasında<br />
olmazsa<br />
olmaz nitelikte,<br />
başlarında demirçelik.<br />
makina imalatı,<br />
madeni eşya.<br />
cam, lastik, plastik,<br />
elektrik, elektronik,<br />
kimya, petrokimya,<br />
mühendislik sanayilerinin<br />
yer aldığı<br />
yirmi kadar ekonomik<br />
faaliyet alanım<br />
kullanan, arz-talebi<br />
canJandjran asla<br />
vazgeçilmez sanayi<br />
dalıdır.
GEÇMİŞTEN BUGÜNE<br />
MÜHENDİS VE MAKINA<br />
Değerli okuyucularımız, bu sayımızdaki Geçmişten Bugüne "Mühendis ve <strong>Makina</strong>" köşemizde, Mustafa DE-<br />
MlRSOY'un, Otomobil Endüstrisinin Gelecekteki Problemleriyle ilgili 1967 yılı, Temmuz 120. sayıda yer alan<br />
yazısını yayınlıyoruz.<br />
Otomobil endüstrisinin 30 yıl önceki durumu ve gelecekte karşılaşacağı sorunlarla ilgili öngörülerin yer aldığı<br />
yazıyı okurken günümüzdeki gelişmelerle karşılaştırma olanağı bulacağınız düşüncesiyle ilginize sunuyoruz.<br />
Otomobil Endüstrisinin Gelecekteki<br />
Büyük Problemleri<br />
Bilindiği gibi 1966 senesinde 11. Enternasyonal otomobil<br />
tekniği FISITA (Federation international des societes<br />
d'ingenieurs des techniques de l'automobile) kongresi Almanyanın<br />
Münih şehrinde yapıldı. Bu kongrede otomobil<br />
<strong>Mühendisleri</strong> bir araya gelerek, otomobil tekniğine ait çeşitli<br />
mevzularda konferanslar verdiler ve bunların üzerinde münakaşa<br />
ettiler.<br />
İlk kongre 1947 senesinde Pariste toplanmış ve bu kongre<br />
ile fikir teatisinin ne kadar elzem olduğu anlaşılmıştı. Bunun<br />
üzerine 1948 senesinde her iki senede toplanmak üzere FISI-<br />
TA'nin temelleri atılmıştır. Bu toplantının 1968 senesinde ispanyanın<br />
Barcelona şehrinde yapılması kararlaştırılmıştır.<br />
Almanyada yapılan toplantının organizasyonu Avrupanın en<br />
büyük Teknik cemiyeti olan VDI'nin (Verein Deutscher Ingenieure<br />
= Alman Mühendisler Cemiyeti) Otomobil tekniği şubesi<br />
tarafından ele alınmıştır. Bu toplantıda İngiltere, Hollanda,<br />
Fransa, İsviçre, Japonya, Avusturya, Amerika ve<br />
Almanya'nın ilim adamları elli kadar konferansta otomobil<br />
tekniği üzerindeki yeni ilmi araştırmaların neticelerini açıklamışlardır.<br />
Kongre başkanı Prof. Dr. Müh. e h. Nallinfer yapmış<br />
olduğu açılış konuşmasında, Almanyadaki yolların<br />
Amerikadaki yollara nazaran 3 defa daha fazla yüklenmiş bir<br />
vaziyette olduğunu ve yolların genişletilmesi problemi üzerinde<br />
durmuştur. Son zamanlarda gittikçe artan kazaları önlemek<br />
için, yolların genişletilmesi hususunda yapılan çalışmaların,<br />
mühendislerin otomobilleri daha emniyetli yapabilmek hususundaki<br />
çalışmaları ile birlikte yürütülmesi gerektiği belirtilmiştir.<br />
Bu arada ise yol yapımının hiç bir şekilde otomobil<br />
tekniğine ayak uydurmadığından bahsedilmiştir.<br />
İlk konferansta Prof. Dr. Müh. Koessler tarafından kültür<br />
ve tekniğin birbirleriyle olan bağlılığı ifade edilmiştir. Konu;<br />
Kültürün transport tekniğin uygun yollara ihtiyacı olduğudur.<br />
Trafiğin her hangi bir şekilde sınırlandırmışı, tekniğin ilerlemesini<br />
önlemektedir. Eski zamanlardan beri görüldüğü gibi,<br />
ufak bir buluş, diğer bir buluşa yol açmış ve yardım etmiştir.<br />
Muhakkak ki teknik bazı kötülüklerde mesuliyeti taşımaktadır.<br />
Fakat bu durumda mesuliyeti teknik yalnız başına değil,<br />
aynı zamanda mesuliyeti hissetmiyerek tekniğin zararlı olmasına<br />
müsaade eden insan da taşımaktadır. Bu durum daima<br />
göz önünde tutulmalı ve teknik insanın mahvolmasında değil,<br />
bilakis faydalanmasına yardımcı olmalıdır.<br />
Zehirleyici gazlarla mücadele<br />
Prof. Dr. Ing. Eberhan Eberhorst (Yüksek Teknik Okulu<br />
Viyana) konferansında yanmalı motorların yanma olayından ve<br />
onların eksoz gazlarının problemi üzerinde durmuştur. Otomobil<br />
motorlarında gücün artırılması havanın kirlenmesine yol<br />
açmaktadır. Havanın bugünkü teknik yüzünden meselâ araba<br />
eksoz gazlan ve fabrika dumanlan ile kirlenmesi, insan hayvan<br />
ve bitkilerin yaşama şartlannı tehdit etmektedir. Bu ise mevki<br />
ve zaman yönünden tipik genel bir problemdir. En tehlikelisi,<br />
kokusuz olan ve benzin motorlan eksoz gazlannın ihtiva etmiş<br />
olduğu CO miktandır. Bilindiği gibi yanma olayında oksijen<br />
miktannın eksikliği buna sebebiyet verir ve teorik olarak hava<br />
sayısının k > 1 olması halinde, yani hava fazlalığında kaybolur<br />
(Şekil: 1). Bunun yerine tehlikesiz olan CO 2 gazı meydana<br />
gelmektedir. Fakat artan hava fazlalığı motorun ortalama basıncının<br />
(p m ) düşmesine sebep olmaktadır.<br />
ZCH HO<br />
aş o,? C3 o? p I,I if p 14<br />
V-"" ^*CsT/;"' ;<br />
v ——— û£9atı ~~~*— 0,73 *^* L^/ÎZCTr/ A<br />
Şekil: 1<br />
Bir Silindirli, 4 zamanlı bir benzin motorunun, n = 1800 d/dak eksoz<br />
gazları bileşimi CO, CH, NO<br />
Şimdiye kadar bir çok denemelerle gösterildiği gibi, yanmalı<br />
motorlann eksoz gazlannın bileşimi sadece ve sadece karbüratörün<br />
ayarına bağlıdır. Avusturya otomobil kulübü bu durumu<br />
aydınlatmak için seri halinde çeşitli arabalar üzerinde araştırmalar<br />
yapmıştır. Başlangıç durumundaki CO miktan ölçülmüş<br />
ve daha sonra karbüratörün ayar edilmesi ile bu miktar rölanti<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 35
GEÇMİŞTEN BUGÜNE<br />
MÜHENDİS VE MAKINA<br />
(boşa dönme) durumunda en düşük bir seviyeye indirilmiştir.<br />
Bu tecrübelerden sonra CO miktarının rölanti durumunda alınan<br />
tedbirlerle 1/3 kadar aşağı bir seviyeye indirilebileceği neticesine<br />
varılmıştır. Deneme mahalinde yapılan son denemelerin gösterdiğine<br />
göre, boşta dönme durumunun Kaliforniya testi ile tespit<br />
edilen CO miktarına mühim bir tesiri vardır.<br />
Konstruktif olarak alınan tedbirlerle eksoz gazlan ile havanın<br />
kirletilmesi azaltılabilmektedir. Bu anlamda bilhassa benzin<br />
püskürtücüsünü ön planda belirtmek doğru olur. Bunun için<br />
konstrüktörler emme borusunu kullanma yoluna gitmektedirler.<br />
Böylece silindirler 1/4 oranında iyi bir şekilde karışmış bir<br />
karışım almaktadırlar. İyi bir karışım, eksoz gazlarında olan<br />
yağlı maddeleri, CO miktarını ve karbonlu hidrojen parçalarını<br />
azaltmaktadır. Emme ventiline yaklaştıkça daha iyi neticelerin<br />
elde edildiği yapılan denemelerle tespit edilmiştir.<br />
Son zamanlarda bir ilim adamının açıkladığına göre dünya<br />
üzerindeki hava miktarının bu tehlikeli durum karşısında 100<br />
sene sonra kaybolacağıdır. Prof. Eberthostın kanaati ise 100<br />
sene sonraki mühendislerin benzin motorları ile büyük bir ihtimalle<br />
pek uğraşmıyacaklardır. Profesörün yapmış olduğu hesaplara<br />
göre hava miktarı Dünyamız için 117 000 sene yetecektir.<br />
Amerika şehirlerinde son zamanlarda eksoz gazlarının<br />
havayı pistletmesiyle meydana gelen dumanlanma olayından,<br />
Avrupa şehirlerinin çok çabuk korkuya kapılmamalan gerekmektedir.<br />
Bunun için otomobil mühendislerinin iyice düşünüp<br />
bu problemi en uygun bir şekilde çözmeleri lazımdır.<br />
Prof. E. Starmann (Berkeley Üniversitesi, Kaliforniya-<br />
USA) ise vermiş olduğu konferansında CO, CH, NO, kurum,<br />
kurşun gibi v,s. maddelerin insan vücudu üzerindeki tesirlerinden<br />
bahsetmiş ve bilhassa NO'in kötü tesirlerine işaret etmiştir.<br />
Ayrıca NO'in eksoz gazlarında bulunduğu gibi endüstri gazlarının<br />
da bunu ihtiva ettiğine işaret etmiştir.<br />
Amerikanın (Detroit, USA) Ethyi firmasının bu problemin<br />
çözülmesi için 15 seneden beri yapmış olduğu çalışmaları izah<br />
edilmiştir. Benzin motorları ile yapılan denemelerde emme<br />
borusunda yapılacak değiştirmelerle ve aynı zamanda yanma<br />
zamanının iyi seçilmesi ile CO miktarının belirli bir aşağı sınıra<br />
getirilmesinin mümkün olacağı ispata çalışılmıştır.<br />
Prof. E. Huber (Münih) konferansında benzin püskürtmesiyle<br />
eksoz gazlarının kimyasal bileşiminin iyileştirilmesinin<br />
ihtimallerinden bahsetmiştir. Yapılan deneylerin gösterdiğine<br />
göre hareket etmiyen bir arabada emme borusuna yapılacak<br />
püskürtme ile bir netice elde edilememiştir.<br />
Fakat bunun yegâne faydası otomobilin şehir içindeki hareketi<br />
esnasındaki geçiş durumlarının kontrol altına alınmasıdır.<br />
Fakat bu püskürtme donanımlarının epey pahalı olması,<br />
otomobillerin bunlarla donanmasını da sınırlamıştır. Doğrudan<br />
doğruya silindir odasına yapılan püskürtmelerin araştırmalarında;<br />
geç püskürtme ve yabancı yanmanın (Fremdzündung)<br />
yakıt miktarı ayarıyla arabanın her hareket durumunda<br />
tam manasiyle bir yanma husule getirilmesi imkanı doğmuştur.<br />
Fransız mühendislerinin bir CFR motoruyla yapmış oldukları<br />
36 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />
erken yanmanın araştırmalarında, otomotik yanma ayarlayıcısının<br />
inkişafı en iyi durumu göstermiştir. Böylece daha büyük<br />
güçler ve az benzin sarfiyatı ile daha iyi eksoz karışımı elde<br />
edilmektedir.<br />
Bazı Amerikan firmalarında inkişaf ettirilmiş olan son<br />
yanma olayı daha doğrusu eksoz gazlarının yanması için lüzumlu<br />
aletler hazır bulunmaktadır. Fakat buna rağmen bütün<br />
firmalar bu aletlere lüzum kalmaksızın, motorun içinde alınacak<br />
tedbirlerle eksoz gazlarının karışımına tesir etme çarelerini<br />
araştırmaktadırlar. Amerikada son zamanlarda çeşitli büyüklükteki<br />
motorların eksoz gazları karışımı sınırlarını gösteren<br />
yeni bir kanun çıkarılmıştır. Bu kanun 1 Ocak 1968 senesinde<br />
yürürlüğe girecek ve Avrupadan Amerikaya satılan arabalar<br />
için de geçerli olacaktır. Bu kanuna göre (kaliforniya testi) verilen<br />
sınırlar şu şekilde gösterilmiştir:<br />
819 - 1639 cm 3 Motorlar için 2.3%CO400ppm<br />
1639- 2294cm 3 Motorlar için 2.0%CO 350ppm<br />
2294- üzerinde Motorlar için 1.5%CO275ppm<br />
Yanma odası araştırmaları<br />
îngilterede yanma odası üzerinde yapılan çeşitli araştırmalarla<br />
yanma odası şeklinin benzin motorunun çalışmasında<br />
büyük rol oynadığı sonucuna varılmıştır. Yanma odasının<br />
şekli artan sıkıştırma oranı ile kompakt bir şekil almaktadır.<br />
Yapılan araştırmalardan anlaşıldığına göre en iyi yakıt karıştınmı,<br />
piston içindeki yanma odası ile düz olan silindir başlığı<br />
kombinasyonunda elde edilmektedir.<br />
Bu şekildeki yanma odaları bu gün, Audi, Rover, Ford arabalarında<br />
kullanılmaktadır.<br />
Geleceğin kuvvet kaynakları<br />
Almanyadan Dr. Müller çeşitli vasıtalar için kullanılabilecek<br />
güç kaynaklarından gaz türbini, benzin moturu ve elektrik<br />
motorunu dizel motoru ile karşılaştırmıştır. Dizel motoru bu<br />
karşılaştırmada iyi bir sonuç vermemekle beraber mütemadiyen<br />
orta ve ağır taşıt vasıtalarında kullanılmaktadır. Motor ve<br />
yakıt nalları diğerlerine nazaran daha münasiptir. Ağır çalışma<br />
şartlarında, dağlık bölgelerde ivme vericilerinin (meselâ, sıvı<br />
ve girdap akım frenleri) kullanılması mümkün olmakla beraber,<br />
bunların kullanılması için lüzumlu masraf, teknik ve iktisadi<br />
başarıya uymamaktadır.<br />
Keza dişli kutusunun inkişafında otomatik hidro-dinamik<br />
kavramının kullanılması yoluna gidilmektedir, almanyada hidro-dinamik<br />
kavramının kullanılması ile meydana gelecek<br />
problemler bir hesap programı halinde incelenmektedir. Ortaya<br />
çıkan diferansiyel eşitlikler bir elektronik makina ile çözülmektedir.<br />
Dr. H. Pulst (İsviçre) yakıtın enerjisini elektrik enerjisine<br />
çeviren yakacak hücrelerinin şimdiye kadarki inkişafında elde<br />
edilen iyi neticeleri bildirmiştir. Böyle bir elektro-kimya kanunu<br />
için lüzumlu olan şartlar verilmesine rağmen, bunların yakın
GEÇMİŞTEN BUGÜNE M M M<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA<br />
bir gelecekte seri halinde yapılan arabalarda kullanılması düşünülmemektedir.<br />
Deneme amacıyla çeşitli yacak hücreleri<br />
arabalara yerleştirilmiş fakat fiatın, ağırlığın elan çok büyük<br />
olması dolayısıyla bunlar benzin motorları ile boy ölçüşemiyecek<br />
durumdadır.<br />
NSU firmasından iki mühendisin açıklanan raporunda 6 yıl<br />
evvel açıklanmış olan Wankel motoru incelenmiştir. Bu motor<br />
NSU firmasında yapılan birçok inkişaflardan ve az sayıdaki seri<br />
imalattan sonra büyük sayıda prodüksiyona getirileceği düşünülebilir.<br />
Yağ ve benzin sarfiyatının indirilerek bugünki modern pistonlu<br />
motorların seviyesine getirilmesi Wankel motoruna şans tanınmaktadır.<br />
Fakat elan çalışma esnasında büyük problemler<br />
ortaya çıkmaktadır, bunlar bilhassa küçük devirlerdeki dönme<br />
momentinin az ve eksoz gazlarının bileşiminin iyi olmamasıdır.<br />
Bütün bu düşüncelerden sonra bu motorun<br />
sadece arzu edilen özel durumlarda kullanışlı<br />
olacağı sonucuna varılır. Yapılan münazaralarda<br />
motorun ulaşmış olduğu yaşama<br />
müddeti hiç bir şekilde açıklanmamış<br />
ve motorun teknik değerleri verilmemiştir.<br />
Arabanın yol durumu<br />
insanın, otomobilin hareket özelliklerini<br />
iki yönden tetkik etmesi lâzımdır.<br />
- Hareket stabilitesi ve hareket yönünün<br />
sabit kalmasının matematiksel ve fiziksel<br />
olarak ele alınması.<br />
- Hareket özelliklerinin ve konforun<br />
konstruktif yollardan düzeltilmesi.<br />
Bir Fransız mühendisi taşıtların titreşim<br />
durumunun nasıl incelenebileceğini<br />
göstermiştir. Bu durumun, bir çok faktörlerin<br />
çokluğundan, bir bütün olarak ele<br />
alınması imkansızdır. Bundan dolayı hesaplarda,<br />
her büyüklüğün tesirini tespit etmek<br />
için bazı değerlerin ihmal edilmesi<br />
gerekmektedir. Teorik olarak yapılan araştırmaların gösterdiğine<br />
göre, titreşim durumunun incelenmesinde yatay ve düşey<br />
titreşimlerin ayrı ayrı biribirine bağlı olmaksızın incelenmesinin<br />
mümkün olduğu anlaşılmıştır.<br />
İtalyadan iki Dr. Mühendisin inkişaf ettirmiş oldukları lineer<br />
olmıyan 3 eksenli bir matematik model ile arabanın ve tekerleklerin<br />
bir çok mekanik özelliklerini nazarı itibare almış ve<br />
bu şekilde taşıtın hareket yönü durumunu incelemiştir.<br />
Almanyadan bir Y. Müh. ise, dört yay model ile sallanma<br />
stabilitesinin strok- ve sallanma titreşimine olan tesirini incelemiştir.<br />
Sallanma stabilitesinin yükseltilebilmesi için bir progresiv<br />
stabilite yayı tavsiye edilmektedir.<br />
Tekerlek ve hava yaylan<br />
Tekerleklerin yoldaki durumu için yeni bir sürtünme teorisi<br />
açıklanmıştır. Tekerleklerin ıslak yolda kaymasının, yolda te-<br />
kerleğin basma yüzeyi ile yolun yüzeyi arasında kalan sıvı filminden<br />
ileri geldiği ileri sürülmektedir. Bu sıvının nakledilmesi<br />
için yol sathının şekline ve pürüzlüğüne bilhassa gerekli<br />
alâkanın gösterilmesi icap etmektedir.<br />
Ayrıca lastik tekerliğin sürtünme katsayısının büyüklüğüne<br />
işaret edilmiştir. Bu katsayının büyüklüğü yola temas eden<br />
lastik elemanının hızına bağlı olup büyük sınırlar arasında değişmektedir.<br />
Yol ile tekerlek arasındaki sürtünme ve adezyon sürtünmesi<br />
arasında bir bağıntı bulunması mümkün olmuştur. Bilhassa<br />
lastiğin teorik olarak araştırmalarında, alâka çeken ilerlemeler<br />
kaydedilmiştir. Hareket esnasında arabanın konforuna zararlı<br />
şekilde tesir eden radyal ve dik titreşimlerin hesaplanma yollan<br />
bulunmuştur. Basitleştirilmiş bir lastik tekerlek modeli ile direksiyon<br />
stabilitesi için lüzumlu olan en<br />
ince incelemeler yapılabilmektedir.<br />
Yolun adezyonu sihhatli bir araba sürüşü<br />
için en ehemmiyetli olan bir faktördür.<br />
Bunun düzeltilebilmesi için çeşitli<br />
yeni yay sitmeleri tavsiye edilmektedir.<br />
Bu arada, yeni inkişaf ettirilmiş olan hava<br />
yaylarından ve arabada her yeni yay elemanlarının<br />
bağlı olduğu ilave hava depolu<br />
bir sistemden bahsedilmektedir. Yaylanma,<br />
yay ile depo arasında fren tesiri yapan bir hava<br />
hareketi meydana getirmektedir.<br />
Almanyadan Dr. Müh. Hoffmann, hidro-pönmatik<br />
amortsörler ile seviye ayarlayıcısını<br />
ele aldı. Taşıtların hafif yapılmaları<br />
ile boş ve dolu olan taşıt arasındaki fark<br />
daimi olarak artmaktadır. Bir linear yay bunu<br />
büyük bir yay stoku ile karşılıyabilir,<br />
fakat ondan sonraki taşıtın boş hareketinde,<br />
taşıt çok serttir. Bu kötü tarafı bertaraf etmek<br />
için, seviye ayarlıyan amortisörlerin<br />
kullanılması ihtiyacı hasıl olmaktadır.<br />
Bunlar bugün pahalli olmaları sebebiyle küçük taşıtlarda kullanılmamaktadırlar.<br />
Şöfürün direksiyondaki durumu<br />
Prof. Hirao (Japonya) konferansında, insan ile taşıt arasındaki<br />
münasebetleri göz önüne alarak arabanın çalıştırma özelliklerinden<br />
ve bunların düzeltilme yollarından bahsetmiştir.<br />
Yapılan araştırmalar ile direksiyon esnasındaki çeşitli zaman<br />
kaymalarının incelenmesi yapılmıştır. Böyle bir durum tekerleklerin<br />
dinamik özelliklerinden, şasiye bağlanmasından ve taşıttaki<br />
yük dağılımından vs. meydana gelmektedir. Bu zaman<br />
kaymasına ilaveten direksiyon sistemindeki boşluklardan ileri<br />
gelen zaman kayması olmaktadır. Bu toplam zaman kaymasının<br />
azaltılması için ön tekerlekteki açının fazı, direksiyon tekerleğinkinden<br />
belirli bir açı ileri alınmış olan yeni bir direksiyon<br />
sistemi inkişaf ettirilmiştir.<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 37
GEÇMİŞTEN BUGÜNE<br />
MÜHENDİS VE MAKINA<br />
Dr. Müh. Coermann (Almanya) iş fizyolosi yönünden taşıtların<br />
şekillendirilmelerini izah etmiştir. Şoförün arabanın<br />
hareketi esnasında güç kabiliyetini tamamen muhafaza edebilmesi<br />
için, arabanın iç dekorasyonuna ve çalıştırma tertibatlarına<br />
lüzumlu olan kıymetin verilmesi ihtiyacı doğmaktadır.<br />
Lâboratuvarda şoför kabinesinin şekillendirilmesi için<br />
ortalama ölçüler tespit edilmiştir (Şekil 2). Çok mühim olan<br />
bir şey de, taşıtın yürütme aletleri için lüzumlu kuvvetlerin<br />
doğru ölçülmesidir. Şoförün kendisine gelen bütün kuvvetler,<br />
onun iyi bir şekilde arabayı sürmesine mani olabilirler. Oturma<br />
yerinin bir kabuk olarak teşkili ve bunun yüksek kenarlarla<br />
Şekil: 2<br />
Şoför oturma yerinin ideal ölçüleri<br />
ideal ölçüler için yapılan tavsiye:<br />
1 = 1000 mm, 2 = 500 mm, 3 = 610 mm, 5 = 1200 mm, 6 =<br />
750 mm, 7 = 340 mm, 8 = 200 mm, 9 = 200... mm, 10 = ± 50<br />
mm, 11 = 450 mm, 12 = 75 mm, 14 = 450 mm,.. 500 mm, 16 =<br />
110°, 17 = ± 10°, 18 = ± 50°, 20 = ca. 700 mm, 21 = 3000 mm<br />
(Otomobiller için), 22 = 15... 20°.<br />
teçhiz edilmesi, dönemeçteki arabanın hareketinde en iyi neticeyi<br />
vermektedir. Fakat bununla en iyi lüzumlu periyodik<br />
oturma adalelerinin yükünün azaltılması sınırlandırlmış olur.<br />
Şoförün gürültüden rahatsız olmasına en iyi çare olarak, motor<br />
ile oturma yeri arasına bir bölme duvarının çekilmesi tavsiye<br />
edilmektedir. Bunun için lüzumlu olan malzemeler araştırılmış<br />
ve tespit edihniştir.<br />
İngilterede sistemli olarak yapılan çalışmalarda, arabalarda<br />
gürültü meydana gelişinin ve iletiminin problemleri üzerinde<br />
durulmuştur. Çalışma esnasında meydana gelen gürültülerden,<br />
rüzgarın sebep olduğu gürültülerden ve taşıtta resonansın<br />
meydana gelmesinden bahsedilmiştir.<br />
Dr. Kikuchi (Japonya) otomobillerde bulunan ısıtıcıların<br />
sadece sıcaklık derecesini ayarladıklarını, bunlar için aynca bir<br />
nem miktarı ayarlayıcısının lüzumluluğunu belirtmiştir. Kikuchinin<br />
fikrine göre, kuru ve tozlu hava ile göz nezlesi ve göz<br />
zan hastalıklarının meydana gelebilecektir.<br />
Psikologların görüşüne göre motorlu trafiğin sadece bir<br />
38 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465<br />
teknik problem olmadığını bildirmiş, mühendis, hekim ve psikologların<br />
beraberce sıkı bir işbirliği ile insan ve taşıt arasındaki<br />
bazı sorulara cevap bulmanın lüzumlu olduğuna işaret etmiştir.<br />
Bilhassa çeşitli problemlerin çözülmesi için bazı ilmi<br />
analizlerin yapılmasının lüzumluluğu açıklanmıştır.<br />
Son olarak bütün bu konferanslardan çıkarılacak olan netice;<br />
motorların, taşıtın ve güç ileten transmisyon tertibatının,<br />
taşıtın hareketteki durumu ve lastik tekerleklerin durumu sadece<br />
modern ölçme tekniği aletleri ile mümkündür. Bu ise büyük<br />
bir mali zorluğu ortaya çıkarmaktadır ki, bunu sadece büyük<br />
firmalar karşılıyabilirler.<br />
Her gün artan ilmi araştırmalar ile konstrüksiyonlann eksik<br />
tarafları keşfedilmekte ve otomobiller her bakımdan inkişaf<br />
etmektedir. Bütün bu araştırmalar bir çok yorucu teorik ve<br />
pratik çalışmalara ihtiyaç göstermektedir. Son zamanlarda nazarı<br />
dikkati çeken bir husus; araştırmalarda ölçme tekniğin ve<br />
kanşık matematik problemlerin çözülmesinde elektronik hesap<br />
makinalarının muazzam hissesinin oluşudur.<br />
Bibliyografya<br />
1 - Automobil Reue Nr. 30,1966<br />
2 - Automobiltechnische Zeitschritf 1968, Nr. 8 - 9 -10 -11<br />
TPİMOB<br />
S A İN AY t KONGRESİNE<br />
DOĞRU<br />
<strong>TMMOB</strong><br />
<strong>Makina</strong> <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong>
BİLGİ<br />
Q A VT? A OT Hazırlayan : Yara. Doç. Dr. Fazıl Önder Sönmez<br />
O/Vl X* ivdi Boğaziçi Üniversitesi Mak. Müh. Böl<br />
OTOMOTİV SANAYİİNDE KOMPOZİT MALZEME KULLANIMI<br />
Otomobilin ağırlığını azaltmak; yakıt tüketiminde hatırı sayılır tasarruflara yol açtığından, otomobil üreticileri<br />
ağırlığı azaltacak yeni malzeme arayışlarına girmiş bulunuyorlar. Buna ilaveten petrol yakıtlarına alternatif<br />
olarak geliştirilmeye çalışılan elektrikli arabaların motorları nispeten daha az güç ürettiğinden,<br />
arabanın ağırlığı fevkalade ehemmiyet kazanır. Kompozit malzemeler, katılığın özgül ağırlığa oranı bakımından<br />
çelik ve alüminyum ile karşılaştırıldığında, bu değer birkaç kat daha fazla olabilmektedir. Bu sebeple kompozit<br />
malzemeler ağırlık azaltmada en önemli adaylardandır.<br />
Kompozit malzemeler arasında en yaygın olarak polimer matrisli kompozitler kullanılmaktadır. Plastik matrisli<br />
olmalarına rağmen metaller kadar emniyetli tasarımları mümkündür. Ön kısmı cam elyaf takviyeli polimer<br />
kompozitten yapılmış bir araba 35 mil/saat çarpma testini geçmiş bulunuyor [lj. Çarpışmalarda çelik kadar güvenlik<br />
sağladığı gibi, polimer kompozitler titreşim kontrolü gibi özellikleriyle de daha üstün performans göstermeye<br />
adaydır.<br />
Polimer kompozitler matrisi, termoset veya termoplastik olmak üzere ikiye ayrılır. Termoplastik polimerlcr<br />
(naylon gibi), uzun molekül zincirlerinden oluşur. Yüksek sıcaklıklarda bu zincirlerin birbirleri üzerinde kaymaları<br />
sonucu, termoplastikler eriyebilme özelliğine sahiptirler. Termosetler ise umumiyetle başlangıçta monomerlerden<br />
veya kısa zincirlerden oluşan sıvı bir halde bulunur. Yüksek sıcaklıklara çıkarıldığında, bunların aralarında<br />
karşılıklı bağların oluşmasıyla büyük bir moleküle dönüşerek katılaşırlar. İyileştirme denen bu işlemden<br />
sonra artık polimerin erimesi söz konusu olmaz. Termoset ve termoplastik polimerlerin mikro yapılarındaki bu<br />
farklılık; mekanik özelliklerine, imalat tekniklerine ve yeniden dönüşüm imkanlarına da yansır. Termoplastikler<br />
molekül zincirlerinin hareket kabiliyetinden dolayı termosetlere göre daha az kırılgandır. Mukavemet ve katılık<br />
gibi kompozitin mekanik özelliklerini ağırlıklı olarak elyaf takviyesi belirlediğinden, polimer matrisinin bu gibi<br />
özellikleri çok önemli değildir. İmalat yöntemine gelince, termoplastikler yüksek sıcaklıklarda eritilerek şekil<br />
verilir, sonra soğutularak katı haline getirilir. Ancak imalatmdaki en büyük zorluk, eriyik halde bile viskozitesi<br />
çok yüksek olduğundan elyafla karıştırılması çok zordur. Viskozitesini düşürmek için daha yüksek sıcaklıklara<br />
çıkarıldığında ise polimer ayrışır ve bozulur. Termosetler ise yaygın olarak içinde örülü elyaf bulunan bir kalıba<br />
sıvı olarak aktarılır, sonra sıcaklık artırılarak iyileştirme işlemi yapılır. Bu işlemden sonra şekil vermek mümkün<br />
olmadığından termosetlerin yeniden dönüşüm imkanı yoktur. Ayrıca bu iyileştirme işlemi kimyasal bir süreç<br />
olduğundan, imalat süresini uzatmaktadır. Bazı otomotiv uygulamalarında iyileştirme işlemi 5-10 dakikaya kadar<br />
inmişse de çelik veya termoplastiğin işlenmesine nazaran bu süre uzundur.<br />
Otomotiv sanayiinde şu ana kadar termosetler, termoplastiklere nazaran daha fazla kullanım alam bulmuştur.<br />
Otomobil gövdelerinde termoset kullanımı yaygın olmakla birlikte, termoplastiklere rağbet görülmeye başlandı.<br />
Golf A4 ve POLO A03 dahil olmak üzere bütün yeni VW arabalarının ön kısımları cam elyaf örgütlü termoplastik<br />
tabakalardan yapılmıştır [2].<br />
Son zamanlarda giriş manifoldları ekseriyetle alüminyumdan imal edilmektedir. Fakat bu parçaların şekilleri<br />
daha karmaşık hale geldikçe ve tek kalıpla üretilen cam elyaf takviyeli termoplastikler ağırlıktan tasarruflar sağladıkça,<br />
termoplastikler tasarımcılara cazip gelmeye başladı. Ford Mondeo'nun 4 silindirli 16 valflı motorunun<br />
giriş manifoldu cam elyaf katkılı PA'dan imal edilmiştir [2]. Chevrolet giriş manifollarmda cam elyaf katkılı<br />
naylon kullanmaktadır [3]. Plastik ağırlıktan tasarruf sağladığı gibi motorun performansını da artırmıştır. Giriş<br />
manifoldlarının iç yüzeyi son derece pürüzsüz olmalıdır. Aksi takdirde oluşacak türbülans, motorun verimliliğini<br />
azaltır. Düzgün yüzeyleriyle plastik manifoldlar alüminyumla yapılanlara göre motorun verimini %5 kadar artırabilmektedir.<br />
Malzemenin düşük ısı iletkenliği; manifold içindeki havanın motorun sıcaklığından daha iyi yalıtılmasına<br />
yol açmakta; manifoldun havayı daha yoğun olarak tutmasıyla, yanma daha randımanlı gerçekleşmektedir<br />
[3]. Plastik titremeyi azalttığından motorun gürültüsü azalmaktadır. Avrupalı motor üreticisi PSA da Peogeot<br />
406 vet 605, Citroen Xantia ve XM modellerinde kullanılmakta olan motorun giriş manifoldunda naylon kullanarak<br />
benzer faydaları elde etmektedir. Alüminyumdan Naylon 46 r<br />
ya geçmekle PSA manifoldun ağırlığını %50,<br />
imalat maliyetini %20, 30 azaltabilmiş, döküm sonrası işlemeyi ortadan kaldırabilmiştir [3],<br />
Chrysler gibi otomobil üreticileri de valf kapaklarını termoset kompozitlerinden yaparak maliyetleri % 15-20<br />
indirebilmişlerdir [3]. Plastik kompozitlerin önemli bir potansiyel uygulama alanı ön koltukların monte edildiği<br />
çatıdır [1]. Kompozitlerin fanlarda da kullanımı görülmeye başlanmıştır [3].<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 39
BİLGİ<br />
SAYFASI<br />
Plastik kompozitlere ilaveten, mühendisler matrisi metal olan kompozitleri de ciddi olarak düşünmeye başlamışlardır.<br />
GM elektrikli taşıtının çatısında metal matrisli Boralyn kompozitini kullanmaktadır [3]. Boralyn'in<br />
katılığının özgül ağırlığa oranı, çelik ve alüminyumunkinin 1.5 katıdır, yoğunluğu ise alüminyumun yoğunluğuna<br />
yakındır.<br />
Bütün avantajlarına rağmen kompozitlerin otomotiv sanayiinde yoğun olarak kullanılmasının önündeki iki<br />
önemli engel vardır. Birincisi, kompozit parçaların hala çelikten daha maliyetli olmalarıdır. İmalatı çelik gibi<br />
yüksek basınç gerektirmediğinden, plastik kompozitleri işleyen makinalar daha hafiftir ve dolayısıyla ilk yatırım<br />
maliyeti daha düşüktür. Fakat malzemenin maliyetinin fazla olması ve imalat sürecinin nispeten emek yoğun<br />
olması toplam maliyeti arttırmaktadır. Ancak ileride imalat teknolojisinde olabilecek yeniliklerle ve kompozit<br />
malzemelerin daha yoğun kullanımının getireceği malzeme maliyetlerindeki düşüşle, kompozit parçaların daha<br />
ucuza imal edilebileceği beklenmektedir. Şu anda bir çok büyük ölçekli araştırma projelerinde daha verimli imalat<br />
teknolojilerinin geliştirilmesi için çalışılmaktadır.<br />
Kompozitlerin sanayiide yoğun olarak kullanılmasının önündeki ikinci önemli engel, kompozitlerin tasarımı<br />
ve imalatı konusunda tecrübeli ve bilgili mühendis ve teknisyen sayısının yetersizliğidir. Bununla birlikte, bu<br />
engellerin zamanla aşılacağı ve kompozit malzemelerin üstün özelliklerinden otomotiv sanayimde daha çok faydalanılacağı<br />
öngörülmektedir.<br />
KAYNAKÇA<br />
1. "On Materials for Lean Weight Vehicles", Automotive Engineering, May 1998<br />
2. Ashley, S., "Composite Car Structures Pass the Crash Test", Mechanival Engineering, December 1996.<br />
3. Hotter, D., "Plastics Stili Popping up under the Hood", Machine Design, March 1998.<br />
METALÜRJİ ve MALZEME '2000<br />
10. ULUSLARARASI<br />
METALÜRJİ - MALZEME KONGRESİ VE FUARI<br />
düzenleyen<br />
<strong>TMMOB</strong> METALÜRJİ MÜHENDİSLERİ ODASI<br />
24-28 MAYIS 2000<br />
CNR DÜNYA TİCARET MERKEZİ - İSTANBUL<br />
Başvuru: Metalürji <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong>, Hatay Sk. 10/9, 06650 Kızılay - Ankara<br />
Tel: 312-425 41 60, Faks: 312-418 93 43, E-posta: metaloda@turnet.net.tr<br />
Fuar Metalürji <strong>Mühendisleri</strong> <strong>Odası</strong>, Klas Fuarcılık ve CNR Dünya Ticaret Merkezi<br />
tarafından gerçekleştirilmektedir.<br />
ı ı<br />
40 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465
<strong>MAKALE</strong><br />
DIESEL MOTORLARINDA DÖRT ÇEŞİT BİTKİSEL<br />
YAĞ KULLANILMASI<br />
Turgut ÖZAKTAŞ*<br />
Ö Z E T<br />
Son yıllardaki alternatif motor yakıtı arayışları,<br />
kirletici egzoz emisyon sınırlarının daraltılması<br />
ile araştırmacıları petrol kökenli olmayan<br />
yeni enerji kaynaklarına yöneltmiştir.<br />
Tohum bitkilerinden elde edilen bitkisel yağlar,<br />
enerjilerinin petrol kökenli yakıtlara yakın<br />
olması nedeniyle Diesel motoru yakıtı alternatifi<br />
olarak gündeme gelmiştir. Bitkisel<br />
yağların direkt kullanılması durumunda ortaya<br />
çıkan sorunlar nedeniyle bitkisel yağların<br />
motorin ile karıştırılarak kullanılması yoluna<br />
gidilmiştir. Bu çalışmada ayçiçek yağı, mısır<br />
özü yağı, soya yağı ve zeytinyağı motorin ile<br />
karıştırılarak elde edilen karışım yakıtların<br />
Diesel motorunda kullanılması sağlanmış ve<br />
gerek motor performansı, gerekse is emisyonu<br />
bakımından yakıtların karşılaştırılması<br />
yapılmıştır.<br />
The need for the alternative fuels in internal<br />
combustion engines as well as the more stringent<br />
exhaust emission limits have forced the<br />
researcher to make use nem energy sources<br />
Lhat generally are not based on crude oil. As a<br />
result, the use of seed oil as an alternative to<br />
Diesel fuel became popular since its energy<br />
content is as high as the hydrocarbon fuel.<br />
However, its use is limited to Diesel fuelseed<br />
oil blends because of some practical<br />
problems encountered by the direct use of it.<br />
This work deals with Diesel fuel-orn oilsunflower<br />
oil- soybean oil and olive oil blends<br />
vnth respect to engine performance and soot<br />
Doç. Dr. ÎTÜ <strong>Makina</strong> Fakültesi, Otomotiv Anabilim Dalı<br />
GİRİŞ<br />
G<br />
üneş enerjisinin fotosentez yolu ile bitkilerde depolanması ile<br />
ortaya çıkan, bitkisel ve hayvansal kökenli tüm canlı organizmalara<br />
"biyokütle" denir. Biyokütle enerjisi yenilenebilir özelliktedir<br />
ve yenilenebilir enerji kaynakları içinde en büyük teknik potansiyele<br />
sahiptir. Ülkemizde odun, hayvan ve bitki artıkları uzun<br />
yıllardan beri enerji gereksiniminde kullanılmaktadır. Çok çeşitli olan,<br />
deniz ve karada bulunabilen biyoenerji kaynaklarının en önemlileri<br />
odun, yağlı tohumlar,şekerli bitkiler, nişastalı bitkiler ile şehirsel ve<br />
endüstriyel atıklardır. Bu kaynaklar içinde yağlı tohum bitkileri, biyoyakıta<br />
geçiş için önemli bir kaynak konumundadır. Tohum bitkilerinden<br />
elde edilen bitkisel yağların enerji içerikleri petrol kökenli yakıtlara<br />
yakın olup yenilenebilir en önemli kaynaklardan biridir.<br />
Bitkisel yağların doğrudan motorin alternatifi olarak kullanılması<br />
için yapılan kısa süreli testler sonunda yağların iyi bir seçenek<br />
olduğu görülmüş, dünyanın bir çok ülkesinde soya, kolza, ayçiçek,<br />
yerfıstığı, palm, jojoba ve keten yağları ile yapılan çalışmalarda, kısa<br />
süreli testlerde bitkisel yağların motorine yakın özellikler gösterdiği<br />
belirlenmiştir. Özgül yakıt tüketiminde görülen artış, yağların ısıl<br />
değerlerinin daha düşük olmasından kaynaklanmaktadır. Uzun süreli<br />
motor testlerinde ise çeşitli sorunlar ile karşılaşılmıştır. Tüm<br />
araştırmacılar aynı düşüncede olmamakla birlikte ileri sürülen sorunlar;<br />
enjektörde karbon birikmesi, püskürtme karakteristiğinde<br />
bozulma, parçalanma sorunu, püskürtme başlangıç ve sonunun belirsizleşmesi,<br />
enjektör memelerinde yapışkanlaşma, yağlama yağının<br />
seyrelmesi, yağlama yağının viskozitenin artması, yanma atıkları<br />
ile yağın kirlenmesi, yanma odası, sübap, piston, segmanlar ve<br />
egzoz manifoldunda karbon birikmesi, segmanlarda yapışkanlaşma,<br />
yağ filtresinde tıkanma ve ilk hareket zorluklarıdır. Bitkisel yağların<br />
doğrudan motorin alternatifi olarak değerlendirilmesi çalışmalarında<br />
birçok yağ kullanılmıştır. Çalışmaların önemli kısmı, ayçiçek,<br />
kolza, aspir ve soya yağlarına aittir. Kolza yağı özellikle Avrupa ve<br />
Kuzey Amerika'da çalışılmıştır. En çok tercih edilen yağlardan biri<br />
de ayçiçek yağıdır. Bunun nedeni yağın dünya genelindeki üretim<br />
miktarı ve pek çok ülkede kolay ve bol ekilebilir olması ile yağın<br />
doymamışlık derecesinin yakıt olarak kullanılmasına uygun olmasından<br />
kaynaklanmaktadır. Ülkemizde ayçiçek yağı, motorin alternatifi<br />
olarak denenen bitkisel yağdır. Çetinkaya tarafından ayçiçek<br />
yağı, dört silindirli türbülans odalı bir motorda doğrudan diesel motoru<br />
yakıtı olarak kullanılmış, yakıt pompasına girişten önce yağ<br />
ısıtılmıştır [1]. Özaktaş ve arkadaşları tarafından yapılan çalışmada<br />
ayçiçek yağı, mısırözü yağı, soya yağı ve zeytinyağı hacimsel olarak<br />
motorin ile 20/80 oranında karıştırılarak elde edilen karışımlar Diesel<br />
motorunda kullanılmış, motor performansı ve egzoz emisyonları<br />
motorin ile karşılaştırılmıştır [3]. Ergeneman ve arkadaşları tarafından<br />
aynı yakıtlar ile yapılan çalışmalarda bitkisel yağların<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı : 465 • 41
<strong>MAKALE</strong><br />
sıkıştırma oranına göre is emisyonları ve egzoz emisyonları<br />
ölçülmüştür. Ergeneman ve arkadaşları tarafından<br />
yapılan bir diğer çalışmada motorin ile seyreltilmiş<br />
bitkisel yağların tutuşma gecikmelerinin sıkıştırma<br />
oranına göre değişimi incelenmiştir [4].<br />
Bitkisel yağların alternatif motor yakıtı olarak kullanılmalarında<br />
karşılaşılan en önemli iki sorun, bitkisel<br />
yağların yüksek viskoziteleri ve düşük sıcaklıklarda<br />
katılaşma eğilimleridir (yüksek bulutlanma, yüksek<br />
akma noktası). Bu sorunlar yağların doğrudan yakıt<br />
olarak kullanılmasında olumsuzluklara neden olmaktadır.<br />
Katılaşma eğilimi ısıtma veya katkı maddeleri<br />
eklenerek çözülebilmektedir. Viskozite probleminin<br />
çözümü için ise modifikasyon teknikleri kullanılması<br />
önerilmektedir. Modifikasyon teknikleri, "seyreltme;<br />
yağın motorin ile karıştırılması, mikroemülsiyon, piroliz;<br />
kraking ve transesterifikasyon ; yağın katalizör yardımı<br />
ile alkoller ile reaksiyona girmesi"dir. Bu çalışmada<br />
zeytinyağı, mısırözü yağı, soya yağı ve ayçiçek<br />
yağının seyreltme yöntemi ile alternatif motorin olarak<br />
değerlendirilmesi konusunda araştırma gurubumuzca<br />
yapılan çalışmanın sonuçları verilmekte ve sonuçlar<br />
irdelenmektedir.<br />
KARıŞıM YAKıTLAR VE DENEY<br />
Bitkisel yağlardan zeytinyağı, mısırözü yağı, soya<br />
yağı ve ayçiçek yağı motorin ile hacimsal olarak<br />
20/80 oranlarında karıştırılarak seyreltme yolu ile<br />
vizkozitesi düşürülmüş ve karışım yakıtlar altı silindirli,<br />
dört zamanlı diesel motorlarında kullanılmıştır.<br />
Motorin M, zeytinyağı/motorin karışımı<br />
ZM, mısırözü yağı/motorin karışımı MM, soya yağı/motorin<br />
karışımı SM, ayçiçek yağı/motorin karışımı<br />
AYM olarak isimlendirilmiştir. Karışım yakıtların<br />
bazı özellikleri Tablo l.'de görülmektedir [4],<br />
Yağların çok yüsek olan viskoziteleri, seyreltme<br />
yolu ile motorinin iki katı değerinin altına düşürülmüştür.<br />
Deneylerde kullanılan motor dört zamanlı, 6 silindirli,<br />
su soğutmalı, çapı 90 mm., stroku 120 mm.<br />
Ve maksimum gücü 2800 d/d da 66 kW olan Daimler<br />
Benz marka diesel moturudur. Motor tam yükte,<br />
Tablo 1. Karışım yakıtların özellikleri<br />
ASTMD1298<br />
ASTM D 445<br />
ASTM D 93<br />
ASTM D 97<br />
ASTM D 240<br />
ASTM D 976<br />
Yoğunluk 15°C, kg/m 3<br />
Viskozite 40°C, cSt<br />
Alevlenme noktası °C<br />
Katılaşma noktası °C<br />
Isıl değer, MJ/kg<br />
Cetan Sayısı<br />
Motorin<br />
831.3<br />
2.610<br />
67<br />
-16<br />
45.6<br />
53.00<br />
42 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />
ZM<br />
845.1<br />
4.990<br />
72<br />
-6<br />
44.5<br />
52.80<br />
o<br />
1200 1500 1800 2100<br />
Dönme Sayısı [d/d]<br />
DM<br />
•AYM<br />
Şekil 1. 20/80 Ayçiçek yağı/Motorin yakıtı gücünün Motorin<br />
ile karşılaştırılması<br />
60en<br />
50<br />
4U<br />
30-<br />
20<br />
10<br />
0 -<br />
-!•- 1 i<br />
1200 1500 1800 2100 • •,<br />
Dönme Sayısı [d/d] ,<br />
DM<br />
BMM<br />
Şekil 2. 20/80 Mısırözü yağı/Motorin yakıtı gücünün Motorin<br />
ile karşılaştırılması.<br />
1200 1500 1800<br />
Dönme Sayısı [d/d]<br />
2100<br />
;M<br />
1SM<br />
Şekil 3.20/80 Soya yağı/Motorin yakıtı gücünün Motorin ile<br />
karşılaştırılması.<br />
MM<br />
845.9<br />
4.717<br />
70<br />
-9<br />
44.5<br />
43.04<br />
SM<br />
845.9<br />
4.817<br />
73<br />
-8<br />
44.5<br />
43.16<br />
AYM<br />
846.2<br />
4.830<br />
71<br />
-11<br />
44.7<br />
41.78<br />
1200, 1500, 1800 ve<br />
2100 d/d da çalıştırılarak<br />
deney gerçekleştirilmiştir.<br />
Motorin ve<br />
diğer yağların motorin<br />
ile 20/80 oranındaki<br />
karışım yakıtları için<br />
motorun gücü ve özgül<br />
yakıt tüketimi hesaplanmış,<br />
is emisyonları<br />
ölçülmüştür. Şekil<br />
l'de güç bakımından<br />
ayçiçek yağı/motorin
<strong>MAKALE</strong><br />
I<br />
o<br />
1200 1500 1800<br />
Dönme Sayısı [d/d]<br />
2100<br />
Şekil 4. 20/80 Zeytinyağı/Motorin yakıtı gücünün Motorin ile<br />
karşılaştırılması.<br />
1200 1500 1800 2100<br />
Dönme Sayısı [d/d]<br />
-M<br />
-AYM<br />
Şekil 5. 20/80 Ayçiçekyağı/Motorin yakıtı özgül yakıt tüketiminin<br />
Motorin ile karşılaştırılması<br />
1200 1500 1800 2100<br />
Dönme Sayısı [d/d]<br />
•M ,<br />
-MM<br />
Şekil 6. 20/80 Mısırözü/Motorin yakıtı özgül yakıt tüketiminin<br />
Motorin ile karşılaştırılması.<br />
290<br />
S" 285<br />
% 280<br />
« 275<br />
£ 270<br />
265<br />
1200 1500 1800<br />
Dönme Sayısı [d/d]<br />
2100<br />
Şekil 7. 20/80 Soyayağı/Motorin yakıtı özgül yakıt tüketiminin<br />
Motorin yakıtı ile karşılaştırılması.<br />
300 -<br />
I 290-<br />
=t 280 -<br />
o<br />
İ" 270-<br />
260 -<br />
1200 1500 1800<br />
Dönme Sayısı [d/d]<br />
2100<br />
Şekil 8. 20/80 Zeytinyağı/Motorin yakıtı özgül yakıt tüketiminin<br />
Motorin ile karşılaştırılması.<br />
1200 1500 1800<br />
Dönme Sayısı [d/d]<br />
2100<br />
Şekil 9. 20/80 Ayçiçekyağı/Motorin yakıtı is emisyonunun<br />
Motorin ile karşılaştırılması.<br />
-M<br />
-ZM:<br />
karışımının motorin ile karşılaştırılması, Şekil 2'de<br />
mısırözü yağı/motorin karışımının motorin ile karşılaştırılması,<br />
Şekil 3'de soya yağı/motorin karışımının<br />
motorin ile ve Şekil 4'de zeytinyağı/motorin karışımının<br />
motorin ile karşılaştırılması görülmektedir. Karışım<br />
yakıtların kullanılması durumunda motor gücünde<br />
azalma olmadığı gözlenmiştir. Şekil 5'de özgül<br />
yakıt tüketimi bakımından ayçiçek/motorin yakıtı karışımının<br />
motorin ile karşılaştırılması, Şekil 6 da mısırözü<br />
yağı/motorin yakıtı karışımının motorin yakıtı<br />
ile karşılaştırılması Şekil 7'de soya yağı/motorin yakıtı<br />
karışımının motorin yakıtı ile karşılaştırılması ve Şekil<br />
8'de zeytinyağı/motorin yakıtı karışımının motorin<br />
yakıtı ile karşılaştırılması görülmektedir. Karışım yakıtlarının<br />
yoğunluklarının yüksek olması özgül yakıt<br />
tüketimlerinin artmasına neden olmuştur. Böylece ısıl<br />
değerlerinin düşük olmasına rağmen güçte azalma olmamaktadır.<br />
Karışım yakıtların is emisyonlarının Motorin<br />
yakıtı ile karşılaştırılması Şekil 9, Şekil 10, Şekil<br />
11 ve Şekil 12'de görülmektedir. Karışım yakıtlarda<br />
her çalrçma aralığında is emisyonlarında<br />
önemli oranlarda azalma olduğu gözlenmiştir.<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 43
<strong>MAKALE</strong><br />
1200 1500 1800<br />
Dönme Sayısı [d/d]<br />
2100<br />
Şekil 10. 20/80 Mısırözü yağı/Motorin yakıtı is emisyonunun<br />
Motorin ile karşılaştırılması.<br />
1200 1500 1800<br />
Dönme Sayısı [d/d]<br />
2100<br />
Şekil 11. 20/80 Soya yağı/Motorin yakıtı is emisyonunun<br />
Motorin ile karşılaştırılması.<br />
~, 250<br />
^ 200<br />
1 5 0<br />
O»<br />
J. 100<br />
••2 50<br />
•I<br />
9'B<br />
S H II<br />
1200 1500 1800<br />
Dönme Sayısı [d/d]<br />
2100<br />
Şekil 12. 20/80 Zeytinyağı/Motorin yakıtı is emisyonunun<br />
Motorin ile karşılaştırılması.<br />
44 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />
• M<br />
Diesel motorlarının önemli bir kirletici<br />
emisyonu olan is değerlerinin düşürülmesi<br />
için bitkisel yağların motorine karıştırılması<br />
uygun bir çözüm olarak görülmektedir.<br />
SONUÇ<br />
Bitkisel yağların motorin ile karıştırılarak<br />
diesel motorunda kullanılması halinde motor<br />
performansında düşme olmamakta, buna<br />
karşılık is emisyonlarında önemli azalmalar<br />
meydana gelmektedir. Böylece motor yapısında<br />
her hangi bir değişikliğe gerek olmadan,<br />
motorine katılacak bitkisel yağ ile is<br />
emisyonlarının azaltılabilmesi mümkün olmaktadır.<br />
KAYNAKÇA<br />
1. Çetinkaya, S., "The Potantial of Using Sunflower<br />
Oil as a Fuel for Motorin Engines". Isı Bilimi ve<br />
Tekniği Dergisi, Cilt 17, No. 4, s.21-32, 1995<br />
2. Deniz, O., Balık, A., Benlidayı, M., "Alternatif<br />
Yakıt Olarak Rafine Soyayağı ve Motorin-<br />
Soyayağı karışımlarının Motorin Motorlarında<br />
Kullanılması". 2. Yanma Sempozyumu, 197-201,<br />
İstanbul, 1989.<br />
3. Özaktaş, T., Cığızoğlu, B., Karaosmanoğlu, F.,<br />
"Alternative Diesel Fuel Study on Four Different<br />
Types of Vegetable Oils of Turkish Origin",<br />
Energy Sources, Vol. 19. Nr.2, February-March<br />
1997.<br />
4. Etgeneman, M., Özaktaş, T.,'Cığızoğlu, B.,<br />
Karaosmanoğlu, F., Arslan, E., "Effect of Some<br />
Turkish Vegetable Oil-Diesel Fuel Blends on Ex-<br />
haust Emissions"., Energy Sources, Volume 19.<br />
Nr. 8, October 1997.
<strong>MAKALE</strong><br />
KARBÜRATÖRLÜ VE YAKIT PÜSKÜRTME SİSTEMLERİNİN<br />
EGZOZ GAZI BİLEŞİMİNE ETKİLERİ<br />
M. Ali IŞIKSOLUĞU *<br />
Ö Z E T<br />
Bu çalışmada, trafiğe yeni çıkmış (1997-1998<br />
model) karbüratörlü ve enjeksiyonlu benzin<br />
motorlu otomobillerinin rölantideki egzoz gazı<br />
bileşenleri ölçüldü. Her iki sistemin egzoz<br />
gazı bileşenlerinin ortalamaları karşılaştırıldı.<br />
Enjeksiyonlu yakıt sisteminin egzoz emisyonunu<br />
azalttığı gözlendi.<br />
A<br />
•<br />
in this study, the components of exhaust gas<br />
were measured from automobiles with carburetor<br />
and injection gasoline engine at idle speed<br />
phase. The automobiles were new in traffic<br />
(1997 and 1998 models). Average values of<br />
the components in exhaust gas from two fuel<br />
systems were compared. The results showed<br />
that injection fuel system decreased the exhaust<br />
emission.<br />
1 Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bolu Meslek Yüksekokulu<br />
GİRİŞ<br />
M<br />
otorlu taşıtlar, çevre, özellikle hava kirliliğinin önemli kaynaklarından<br />
biridir. Taşıtlardan atmosfere yayılan CO, HC,<br />
NOX, Pb ve partikül maddeler (PM) gibi kirleticilerin değerleri,<br />
trafiğin yoğun olduğu ortamlarda, insan sağlığını ve doğa koşullarını<br />
tehlikeye sokan düzeylere ulaşabilmektedir (1 ;2).<br />
Kirleticiler daha çok benzin motorlu taşıtların egzoz emisyonundan<br />
kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, egzoz gazı kirleticilerini<br />
azaltmak için motor sistemleri üzerinde yoğun çalışmalar yapılmakta,<br />
bir taraftan da sınırlayıcı önlemler alınmaktadır (3).<br />
Benzin motorlarının egzoz gazındaki kirleticileri, ABD ve AB ülkelerinde<br />
belirlenen standartlar doğrultusunda azaltmak için yanma<br />
öncesi, yanma aşaması ve yanma sonrasında değişik önlemler alınmakta,<br />
her geçen gün yeni yöntem ve teknikler geliştirilmektedir.<br />
Bunlar genel olarak; karışım kontrolü, yanma kontrolü ve egzoz (art<br />
yanma) kontrolü olmak üzere üç grupta toplanmaktadır (2,4).<br />
Benzin motorlarında karışım kontrolü (hazırlama), ya karbüratörlü<br />
ya da enjeksiyonlu (yakıt-benzin-püskürtmeli) sistemle gerçekleştirilir.<br />
Karbüratörlü karışım kontrolü, yüksek devirli motorlarda yeterli<br />
değildir. Karışım oranı, silindirden silindire farklılık gösterdiği<br />
gibi ± ivmelenmede yetersizleşmekte, sonuçta, emisyon ve yakıt tüketimi<br />
artmakta, motor gücünde düşme görülmektedir (5).<br />
Karbüratörlü sistemin yerine geliştirilen enjeksiyonlu yakıt sistemi,<br />
elektronik ateşleme sistemi ile birleştirilerek etkin bir karışım<br />
ve ateşleme kontrolü sağlanmaktadır. Sistemde,- karışım oranı, yanmayı<br />
etkileyen motor devri- yükü ve sıcaklığı, emilen hava sıcaklığı-basıncı<br />
ve debisi, gaz kelebeği konumu, akü gerilimi, ateşleme<br />
avansı, egzoz gazındaki oksijen oranı gibi değişkenler bir bilgisayar<br />
tarafından değerlendirilir. Sonra da bellekteki verilerle karşılaştırılıp,<br />
oluşturulan uygun çözümler sinyaller halinde, püskürtme zamanı<br />
ve miktarı, ateşleme avans ve zamanı ile diğer çalışma evreleri<br />
için gerekli düzenlemeler yapılır (6 ;7;8). Bu yolla,- egzoz emisyonunda<br />
ve yakıt tüketiminde önemli azalmalar, belirli oranda da güç<br />
artışı ve sürüş rahatlığı sağlandığı görülmektedir (5 ;9).<br />
Bu çalışmada, benzin motorlu otomobillerde kullanılan karbüratörlü<br />
yakıt sistemi ile tek noktalı ve her bir silindire ayrı ayrı kesikli<br />
püskürtme yapan yakıt sistemlerinin egzoz gazı bileşimi üzerindeki<br />
etkileri araştırılmıştır.<br />
MATERYAL, YÖNTEM VE ÖLÇÜMLER<br />
Trafikteki benzin motorlu otomobillerin egzoz gazındaki CO ve<br />
HC kirleticilerinin kontrolü için, A.İ.B.Ü. Bolu Meslek Yüksekokulu<br />
Otomotiv Programının bünyesinde oluşturulan "Egzoz Emisyonu<br />
Ölçüm Me*kezi"nde ölçümler yapılmaktadır. Bu çalışmada<br />
kullanılan veriler bu merkezden sağlanmıştır.<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı : 465 • 45
<strong>MAKALE</strong><br />
Deneysel nitelikte olan bu araştırmada, amacı gerçekleştirmek<br />
için, trafikteki 1997 ve 1998 model değişik<br />
marka 20 karbüratörlü ve 20 enjeksiyonlu benzin<br />
motorlu otomobil kullanılmıştır. Tablo l'de görüldüğü<br />
gibi, bu otomobillerin trafikteki ortalama kullanım<br />
süreleri birbirine çok yakın olup, satış öncesi yapılan<br />
orjinal motor ve ateşleme ayarlarının değiştirilmesine<br />
gerek duyulmadığı sınırlar içindedir. Otomobillerde<br />
kullanılan tek noktalı enjeksiyon ile kesikli ve her bir<br />
silindire ayrı ayrı püskürtme yapan enjeksiyon sistemi<br />
arasında; emisyonu etkileyici önemli bir fark olmadığı<br />
kabul edilmiştir. Otomobillerde katalizör bulunmamaktadır.<br />
Otomobillerin egzoz gazı bileşiminin ölçümünde,<br />
TS 11366'da öngörülen ölçüm yöntemi esas alınmıştır.<br />
Egzoz gazı analizi ve diğer değişkenler için, egzoz<br />
borusundan, sürekli örneklem yöntemiyle ölçüm yapan<br />
VLT 3000-K/S marka, dijital, kızıl ötesi ışınlı Egzoz<br />
Gazı Analizörü kullanılmıştır (10).<br />
Ölçümler sırasında, egzoz gazı bileşimi ve karışım<br />
oranını etkileyebilecek motor devri, motor sıcaklığı<br />
ve çevre koşulları belirli sınırlar içinde kontrol altında<br />
tutulmuştur (Tablo 1). Motor devri sayısal olarak, buji<br />
kablosundan, cihazın devir ölçüm sensörü ile ölçülmüştür.<br />
Ölçümler için, ölçüm cihazı hazırlandıktan ve<br />
motor çalışma sıcaklığına kadar ısıtıldıktan sonra cihazın<br />
probu egzoz borusu çıkışına uygun bir şekilde<br />
yerleştirilmiş, motorun rölanti devri ile sıcaklığı<br />
kontrol altında tutulmuştur. Verileri almak için, mo-<br />
Tablo 1. Otomobillerin trafikteki km, motor devri ve hava fazlalık katsayısı (HFK) ortalamaları<br />
Yakıt Sistemi<br />
Karbüratörlü<br />
Enjeksiyonlu<br />
Türü<br />
20<br />
20<br />
Otomobil<br />
Sayısı<br />
Ortalama<br />
Çalışma<br />
5.724<br />
5.957<br />
(Km)<br />
tor devri 2500 dv/dk. ya yükseltilerek, bu devirde 20<br />
saniye kadar tutulmuş, sonra devir rölanti düzeyine<br />
düşürülerek, egzoz gazı bileşenlerinin düzenli bir duruma<br />
gelmesi beklenmiş, sonra da sonuçlar yazılım<br />
olarak alınmıştır.<br />
Karbüratörlü ve enjeksiyonlu benzin motorlu otomobillerin,<br />
ölçüm sırasındaki km., motor devri ve ölçülen<br />
hava fazlalık katsayısı (HFK) ortalamaları Tablo<br />
l'de, egzoz gazı bileşenlerinin (CO, CO 2,O 2, HC) ortalamaları<br />
ise Tablo 2'de verilmiştir.<br />
SONUÇLAR VE TARTıŞMA<br />
Karbüratörlü ve enjeksiyonlu yakıt sistemleri için<br />
Tablo 1 ve 2'de verilen ölçüm koşulları ile egzoz gazı<br />
bileşenleri, aşağıda irdelenmiştir.<br />
Rölanti devri: Günümüz otomobillerinde rölanti<br />
devirleri genellikle 700-800 ± 50 dv./dk. arasında değişmektedir<br />
(11; 12). Ölçümlerde kullanılan otomobil<br />
motorlarının ortalama motor devirleri, her iki ayrı yakıt<br />
sisteminde de, bu sınırlar içinde kalmakta, aradaki<br />
%1'lik fark ise egzoz gazı bileşimini etkilemeyecek<br />
düzeydedir.<br />
Alınan yol ortalamaları: Otomobillerin trafikte<br />
aldıkları toplam yol ortalamaları, her iki yakıt sisteminde<br />
de, satış öncesi yapılan orjinal motor ve ateşleme<br />
ayarlarının yenilenmesini gerektirmeyecek değerlerdedir<br />
(Tablo 1). Aradaki % 4'lük fark ise, sonuçları<br />
etkilemeyecek düzeydedir.<br />
Ortalama<br />
motor devri<br />
(dvJdk.)<br />
Tablo 2 Otomobil motorlarının, yakıt sistemine göre egzoz gazmdaki CO, CO 2 , O 2 ve HC değerleri.<br />
Yakıt Sistemi<br />
Türü<br />
Karbüratörlü<br />
Enjeksiyonlu<br />
Min.<br />
0.04<br />
0.00<br />
CO (%)<br />
Max.<br />
3.01<br />
0.91<br />
Ortal.<br />
1.41<br />
0.15<br />
46 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />
Min.<br />
12.43<br />
14.34<br />
CO 2 (%)<br />
Max.<br />
16.00<br />
16.11<br />
Ortal.<br />
14.36<br />
15.67<br />
818<br />
824<br />
Min.<br />
0.08<br />
0.05<br />
O 2 (%)<br />
Max.<br />
1.46<br />
1.33<br />
Ortal.<br />
0.57<br />
031<br />
Hava fazlalık katsayısı<br />
Min<br />
0.92<br />
1.00<br />
(HFK) ortalaması<br />
Min.<br />
050<br />
003<br />
Mak.<br />
1.02<br />
1.02<br />
HC (ppm)<br />
Max.<br />
363<br />
216<br />
Ortal.<br />
0.97<br />
1.01<br />
Ortal.<br />
231<br />
061
<strong>MAKALE</strong><br />
Hava fazlalık katsayısı (HFK): Hava fazlalık katsayısının<br />
(lamda) egzoz gazı bileşimi üzerinde önemli<br />
bir etkisi vardır. HFK = 1 koşulu stokiometrik (teorik)<br />
karışım oranını belirtir. Bu sınır ve oranda, yeterli oksijen<br />
olduğundan, tam yanma koşulları oluşur. O nedenle,<br />
CO ve HC kirleticileri düşük, CO 2 ise yüksek<br />
oranda gerçekleşir. Önemli olan karışım ve yanmayı bu<br />
oranda tutmaktır. Bu koşul, klasik ateşleme ve karbüratörlü<br />
sisteme göre, elektronik ateşleme ve enjeksiyon<br />
sistemleriyle daha iyi sağlanmaktadır (11,13).<br />
HFK < 1 (hava azlığı) koşulunda karışım zengindir.<br />
Maksimum güç 0,85-0,95 hava azlığı (zengin karışım)<br />
sınırları içinde elde edilir. Zengin karışımın başlangıcında,<br />
oksijen yetersizliği nedeniyle CO ve HC kirleticileri<br />
en üst düzeyde olmakta, NO X ise karışımın özelliğine<br />
göre değişiklik göstermektedir. Hava oranı bir'e<br />
doğru yaklaştıkça CO ve HC kirleticilerinde düşme<br />
görülür (11 ; 13).<br />
HFK > 1 (hava fazlalığı) koşulunda karışım fakirdir.<br />
En az yakıt tüketimi bu evrede 1.05-1.20 hava fazlalığı<br />
sınırları içinde sağlanır; buna karşın motor verimde<br />
düşme görülür. Hava oranı arttıkça karışım da giderek<br />
fakirleşir. Belli bir sınırdan sonra CO'da azalma, sonra<br />
da artma olurken, bir yandan da HC emisyonunda hızlı<br />
artma, NO X de ise hızlı bir azalma olur (11,13).<br />
Yapılan deneysel çalışmalardan elde edilen sonuçlara<br />
göre, rölanti çalışmasında, hava fazlalık katsayısının<br />
ideal olarak 0.97-1.03 sınırları içinde olması, 0.97<br />
altında zengin, 1.03 üstünde ise fakir karışım kabul<br />
edilmesi gerekmektedir (5 ;9 ;10 ;14).<br />
Yapılan çalışmada ise, karbüratörlü sistemde bulunan<br />
ortalama HFK değeri 0.97, enjeksiyonlu sistemde<br />
1.01'dir. Görüldüğü gibi, enjeksiyonlu sistemde HFK<br />
değeri ideal değere daha yakın olup, minimum ve<br />
maksimum sınırlar bakımından da daha dar bir alanda<br />
çalışmayı olanak sağlamaktadır. Karbüratörlü sistemde<br />
ise, iki sınır arası oldukça geniş olup, ortalama değer<br />
zengin karışıma doğru kaymıştır.<br />
CO düzeyi: CO, zehirli bir kirletici olup, zengin<br />
karışım ve soğuk çalışmada, eksik-yetersiz yanma nedeniyle<br />
en yüksek düzeye çıkar. Buna karşın CO<br />
emisyonu, teorik karışım oranına yaklaşıldıkça azalır,<br />
HFK=1 koşulunda, enjeksiyonlu benzin motorlarında<br />
sıfıra yakın bir düzeye düşer ; zengin ve aşırı fakir karışımda<br />
ise yükselmeye başlar (14; 15).<br />
TS 11366'ya göre, 01.10.1996 sonrası modeller için<br />
sıcak rölanti çalışmasında CO değerinin % 3,5'dan<br />
fazla olmaması gerekmektedir. Deneysel çalışmalarda<br />
ise CO'nun, karbüratörlü sistemde % 1-2, enjeksiyonlu<br />
sistemde % 0,5-1,5; enjeksiyonlu ve katalizörlü sistemde<br />
ise %0-0,5 düzeyine kadar düşürülebileceği belirtilmektedir<br />
(10,14,16).<br />
Yapılan çalışmada CO düzeyi, karbüratörlü sistemde<br />
ortalama %1.41, enjeksiyonlu sistemde ortalama<br />
%0,15 bulunmuştur. Aradaki fark önemli olup, enjeksiyonlu<br />
sistemde CO düzeyi oldukça düşmekte,- karbüratörlüde<br />
ise, ortalama değerin yüksekliğinin yanı<br />
sıra, minimum ve maksimum sınırlar arasında anlamlı<br />
fark bulunmaktadır.<br />
CO 2 ve O 2 düzeyleri: Egzoz gazmdaki CO 2 düzeyi,<br />
yanma verimliliğinin bir göstergesidir. CO 2 oranı, teorik<br />
karışım oranında en yüksek düzeyde olup, zengin<br />
ve fakir karışımda, yetersiz yanma sonucu, bu düzeyde<br />
düşme görülür. CO 2 düzeyinin, deneysel çalışmalara<br />
göre, karbüratörlü sistemde %11.5-13.5, enjeksiyonlu<br />
sistemde % 12-14; enjeksiyonlu ve katalizörlü sistemlerde<br />
ise % 13-16 oranlarında olması gerekir (10,14).<br />
Yapılan çalışmada, karbüratörlü sistemde bulunan<br />
CO 2 değerleri oldukça yeterli olmakla birlikte eski<br />
model taşıtlarda bu değerlere ulaşılamadığı gözlenmekte,<br />
ayrıca, minimum ve maksimum sınır değerleri<br />
arasındaki farkın büyük olması (% 33), bu sistemle<br />
çalışan motorlarda yanmanın genellikle düzenli olmadığını<br />
göstermektedir.<br />
Egzoz gazmdaki O 2 azlığı, yanma verimliliğinin<br />
başka bir göstergesidir. HFK=1 koşulunda ve tam<br />
yanmada egzozdan O 2 atılımının olmaması gerekir.<br />
Hava fazlalığı nedeniyle karışım fakirleştikçe ve eksik<br />
yanma koşullarında, egzozda O 2 düzeyi yükselmeye<br />
başlar (13).<br />
Deneysel çalışmalarda elde edilen sonuçlara göre,<br />
O 2 düzeyinin karbüratörlü sistemde % 0-1,5, enjeksiyonlu<br />
sistemde % 0-0.8, enjeksiyonlu ve katalizörlü<br />
sistemde ise % 0-0.3 olması gerekmektedir (10,14).<br />
Yapılan çalışmada, O 2 ortalaması, karbüratörlü sistemde<br />
% 0,57, enjeksiyonluda % 0.31 bulunmuştur.<br />
Her iki sistemde bulunan değerler uygun olmakla birlikte,<br />
enjeksiyonlu sistemin O 2'yi daha iyi kontrol ettiği<br />
ve bu yolla daha verimli bir yanma sağladığı gözlenmektedir.<br />
HC düzeyi: Hidrokarbon, yakıt sistemi, karter havalandırması<br />
ve eksik yanmadan kaynaklanan önemli<br />
bir kirleticidir. Egzoz kaynaklı HC emisyonu, zengin<br />
karışımın başlangıcında, hava azlığı nedeniyle, en<br />
yüksek, HFK=1 oranında ise azalmakta, bu orana göre<br />
biraz daha fakir karışımda en alt düzeye düşmektedir.<br />
Karışım fakirleştikçe, eksik yanma nedeniyle, tekrar<br />
artmaya başlar. Ayrıca, motorun düzensiz çalışması da<br />
HC düzeyini artırır (11,13,17).<br />
Deneysel çalışmalarda elde edilen verilere göre,<br />
benzin motorlarında HC düzeyi, karbüratörlü sistemde<br />
80-800 ppm, enjeksiyonlu sistemde 50-200 ppm, enjeksiyonlu<br />
ve katalizörlü sistemde 0-50 ppm sınırlarında<br />
olması gerekmektedir (10, 14, 16). TS 11366'ya<br />
göre, 1986 sonrası modeller için HC'nin üst sınırı 800<br />
ppm olarak belirlenmiştir.<br />
Yapılan çalışmada ortalama HC, karbüratörlü sistemde<br />
231 ppm, enjeksiyonluda 61 ppm bulunmuştur.<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 47
<strong>MAKALE</strong><br />
Sonuçlar, her iki sistem için olumlu-yeterli görülmekle<br />
birlikte, karbüratörlü sistemde minimum ve maksimum<br />
sınırlar arasındaki fark oldukça önemli görülmektedir.<br />
Buna karşm bu değerler, yapılan başka bir<br />
çalışmada (1993) trafiğe yeni çıkmış karbüratörlü otomobillerde<br />
daha düşük bulunmuştur (18).<br />
SONUÇ VE ÖNERILER<br />
Tablo 1 ve 2'deki veriler ve ölçüm merkezindeki<br />
gözlemlere göre, yeni model (1997 ve 1998) otomobillerdeki<br />
karbüratörlü ve enjeksiyonlu yakıt sistemlerinin<br />
egzoz gazı bileşimi üzerindeki etkileri kıyaslandığında,<br />
aşağıda belirtilen sonuçları çıkarmak<br />
mümkündür.<br />
1. Yeni model karbüratörlü yakıt sistemleri, ile,<br />
karbüratörlerin geliştirilmesi sonucu, eski tip yakıt<br />
sistemlerine göre, karışım oranı daha iyi kontrol edilerek<br />
rölanti çalışmalarındaki egzoz emisyonu oldukça<br />
azaltılmış, TSE tarafından belirlenen sınır değerlerin<br />
altına düşülmüştür. Bununla birlikte, HFK=1 koşuluna<br />
göre minimum ve maksimum sınır değerleri arasındaki<br />
fark oldukça fazladır. Bu durum, aynı zamanda karbüratörler<br />
arasmda da teknolojik farklılıklar olduğunu<br />
göstermektedir. Karbüratörlerin ± ivmelenmelerde de<br />
yetersiz kaldığı dikkate alındığında, karbüratörlü yakıt<br />
sistemi ile egzoz emisyonunu AB standartları (örneğin<br />
EURO 93 gibi) düzeyine indirmek mümkün görülmemektedir.<br />
Bakım ve sürüş tekniklerine uyulmaması,<br />
ayarların göz-kulak ve deneyim yoluyla yapılıp cihaz<br />
kullanılmaması, yaşlanan taşıtların emisyonunu oldukça<br />
yükseltmektedir. Bu koşullarda, bu sistemde<br />
katalizör kullanılması da mümkün değildir.<br />
2. Karbüratörlü sistemde, ateşleme avans kontrolü<br />
ile karışım ayarı arasında yeterli bir bağımlılık bulunmadığından,<br />
karışım oram-miktarı, ateşleme avansı,<br />
motorun devir, yük ve sıcaklığına göre gereği gibi<br />
ayarlanamamaktadır.<br />
3. Karbüratörlü yakıt sisteminin sakıncalarını ortadan<br />
kaldırmak için geliştirilen yakıt (benzin) püskürtme<br />
(enjeksiyon) sistemi benzin motorlarında, karışımın<br />
HFK=1 koşuluna yakın sınırlarda düzenlenmesine olanak<br />
vermekte, yanmayı iyileştirerek, egzoz ve yakıt sistemi<br />
buharlaşma emisyonunu oldukça düşürmekte; yakıt<br />
ekonomisi, sürüş rahatlığı, motor gücünde belirli bir<br />
artış sağlamaktadır. Çalışma verilerinde görüldüğü gibi,<br />
enjeksiyon sistemiyle çalışan benzin motorlarının egzoz<br />
gazı bileşenleri, ideal (teorik) koşullara daha uygun çıkmakta,<br />
egzoz emisyonu minimum sınırlara çekilmektedir.<br />
Sisteme üç yollu katalizör ile ilk hareket katalizörü<br />
eklendiğinde, kirletici düzeylerini Avrupa Birliği<br />
(AB) sınırlarına çekmek mümkün görülmektedir. Bu<br />
48 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />
durum, hava kirliliğini önemli ölçüde azaltacağı gibi,<br />
AB devletlerine otomobil satışmı da kolaylaştıracaktır.<br />
4. TSE tarafmdan hazırlanan 11366 numaralı standart,<br />
enjeksiyonlu-katalizörlü sistemleri kapsamamakta,<br />
CO ve HC sınır değerlerini yüksek tutmaktadır.<br />
AB ülkeleri ile uyum sağlayabilmek için gerekli<br />
değişiklikler yapılmalıdır.<br />
Sonuç olarak; karbüratörlü yakıt sistemi tarihi<br />
görevini tamamlamıştır. Benzin motorlu otomobillerde,<br />
bilgisayar kumandalı enjeksiyon ve ateşleme<br />
sistemini entegre olarak kontrol edip düzenleyen ve<br />
her bakımdan verimli olan yeni sistemler kullanılmalıdır.<br />
KAYNAKÇA<br />
1. Butler, J.D., 1981. Air Pollution Chemistry. Acedemic<br />
Press, London.<br />
2. Schwaller, A.E., 1988. Motor Automotive Mechanics.<br />
Delmar Pub. Inc., New York.<br />
3. Charles, B., 1991. Engine design emission/economy<br />
standarts. Automotive Engineer. fune/July, P. 18-22.<br />
4. Bosch, 1985. Emission Control for spark-Ignition Engines,<br />
Robert Bosch Gmblt, Stutgart.<br />
5. Safgönül, B., Ergenemen, M., vd., 1995. İçten Yanmalı<br />
Motorlar. Birsen Yayınevi, İstanbul.<br />
6 Hiller, A.W., 1989. Fundamentals Automotive Electronics.<br />
Stanley Thornes (Publishers) Ltd., London.<br />
7. Renault; 1990. Renault 9. Yenilik Basımevi, İstanbul.<br />
8. Renault; 1993. Renault 21-Elektrik. OK. 2291.<br />
9. Bosch, 1983. Motronic. Robert Bosch Gmblt, Stutgrat.<br />
10. VLT; 1994. General in Structions; for using the VLT<br />
3000-K/S exhaust gaz diagnostic system. Bern.<br />
11. Kutlar, O.,A. ; Ergeneman, M., vd., 1998. Taşıt Egzozundan<br />
Kaynaklanan Kirleticiler. Birsen yayınevi, İstanbul.<br />
12. TOYATA, (-) Emisyon Kontrol Sistemleri. Yayın No: TR<br />
0007-E20192.<br />
13. Borat. O., 1983. Yanma stokiometrisi. İTÜ. Mak. Fak.,<br />
İstanbul.<br />
14. Crypton, 1992. Emission Analysers. Crypton Ltd., Bradbury.<br />
15. Olson, D.R., 1977. The control of motor vehicle emission.<br />
Air pollution. Third Ed, V:IV, Academic Press, New<br />
York.<br />
16. Işıksoluğu, M.A., 1998. Motorlu taşıtların egzoz ölçümünde<br />
karşılaşılan sorunlar. Mühendis ve <strong>Makina</strong>.<br />
461:43-45.<br />
17. Heywood, J.B., 1989.1nternal Combustion Engine Fundamentals.<br />
Mc Graw-Hill BO.CO., Singapur.<br />
18. Işıksoluğu, M.A., 1995. Yerli otomobillerde egzoz emisyonu<br />
kontrolü ve sonuçları. Mesleki Teknik Eğitim Sempozyumu<br />
I, Teknik Bildiriler. 22-23 Haziran 1995, 254-<br />
258.<br />
I<br />
t a
PUF «M<br />
NOKTASI<br />
Vidalama<br />
Sorun : Ulaşması zor<br />
noktalarda vidaları nasıl<br />
yerleştiririm?<br />
Çözüm : Çözüm, bir<br />
parça tutkal. Vida deliğine<br />
bir parça tutkal<br />
koyun böylece tornavidaya<br />
geçici olarak<br />
yapıştırın. Vidaladıktan<br />
sonra tornavida<br />
kolayca vidadan ayrılır.<br />
Sızıntı Kontrolü<br />
Sorun : Bir hava veya gaz valfinde<br />
sızıntı olup olmadığını<br />
saptamanın basit bir yolu var<br />
mı?<br />
' ıslak, kağıt havlu<br />
Çözüm : Valf kapalı ve girişine<br />
hava basıncı uygulanmış<br />
durumdayken çıkış tarafına<br />
ıslak bir kağıt havlu koyun.<br />
Herhangibir sızıntı yoksa havlunun nemi su izi oluşturur<br />
ve yapışır. Herhangibir sızıntı havluda iz oluşmasını önler.<br />
Bu iz yoksa valf in onarıma gereksinimi var demektir.<br />
Pompayı Çalıştırmak<br />
Sorun : Geniş hacimli emme hattına<br />
sahip pompaların ilk çalışması anında<br />
zorlukla karşılaşılır. Problem büyük<br />
miktardaki havanın pompa içerisinde<br />
taşınması ve ayrıca sıvının tanktan<br />
emme borusuna kaldırılması gerekliliğinden<br />
kaynaklanır. Basit olarak<br />
pompayı suyla doldurmak yeterli değildir<br />
ve emme hattı doldurulamaz<br />
çünkü akışkan, tanka geri döner. Emme<br />
valfi ise genelde uygun değildir.<br />
Başka bir çözüm yolu var mı?<br />
Hazırlayan : Nilgün KARAKÜÇÜK<br />
MMO Genel Merkezi<br />
Tozu Yakalamak<br />
Sorun : Tuğla, beton ya da diğer<br />
duvar malzemelerinde delik<br />
açıldığında ortaya böyük miktarda<br />
çöp çıkıyor. Çıkan tozu<br />
tutup temizleme zamanını nasıl<br />
azaltabilirim?<br />
Çözüm : Delik noktasını işaretledikten<br />
sonra 3x5" boyutunda<br />
kendinden yapışkanlı bir kağıdı<br />
alın, yapışkanlı kısmı dışarı gelecek<br />
şekilde oluk biçiminde<br />
katlayın. Bunu duvarda işaretlediğiniz<br />
noktanın akma yapıştırın.<br />
Deldikten sonra tutucuyu<br />
toplayarak atın.<br />
Kırılmayı Önlemek<br />
Sorun : Çürümüş boruları ingiliz<br />
anahtarıyla sökmeye çalıştığımızda<br />
genellikle kırılır. Bu sorun<br />
önlenebilir mi?<br />
Çözüm : Borunun içine biraz<br />
daha küçük çaplı bir demir çubuk<br />
sokun. Çürük borular kırılmadan<br />
sökülebilir.<br />
venturi<br />
hortum<br />
Çözüm : Emme hattının en üst noktasına 1<br />
U" boru yerleştirin ve buna tesisat havasının geçeceği<br />
küçük bir venturi takın. Borudaki valfi açın. Venturideki hava akışı en yüksek noktada bir<br />
vakum oluşturur ve bütün hava boşalana dek akışkanı boru hattına çeker. Bu noktada akışkan<br />
venturiye bağlı hortumdan akmaya başlar. Bu anda borudaki valfi kapatın. Emme hattı ve<br />
pompası şimdi akışkanla doludur. Sıkıştırılmış havayla venturinin bağlantısı kesilmiş ve pompa<br />
çalışmaya başlamıştır.<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 49<br />
\
<strong>MAKALE</strong><br />
SİLAJ MAKİNALARI VE BAZI TEKNİK ÖZELLİKLERİ<br />
Muharrem ZEYTİNOĞLU *<br />
Ö Z E T<br />
Bu çalışmada silaj makinalannm önemi, çeşitleri<br />
ve bazı teknik özelliklen belirlenmiştir.<br />
Çalışmanın birinci ve ikinci bölümünde<br />
silaj makinalannm önemi, çeşitleri, yapısal<br />
ve işlevsel özellikleri açıklanmıştır. Çalışmanın<br />
sonuç bölümünde bu açıklamalara göre<br />
silaj makinalannın bazı teknik özellikleri belirlenmiştir.<br />
in this study the importance and kinds and<br />
some technical properties of silage machines<br />
was determined.<br />
in the fırst and second part of the study the<br />
importance and kinds and constructional and<br />
operational properties of the silage machines<br />
was explained. in the result part of the study<br />
some technical properties of the silage machines<br />
was determined according to the explains.<br />
* Öğr. Gör. Dr., Uludağ Üniv. Ziraat Fak, Tarım Mak. Bölümü<br />
50 • Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı: 465<br />
GİRİŞ<br />
Hayvan üretiminde, kaba yem ihtiyacı, çayır-mera ve yem bitkileri<br />
yetiştiriciliği ile karşılanmaktadır. Ülkemizde çayırmera<br />
alanı, toplam tarım arazisinin %29'u gibi bir bölümünü<br />
oluşturmaktadır (ANONYMOUS, 1997). Ancak bu alanlar yem yönünden<br />
ıslah edilmemiş olup, gün geçtikçede azalmaktadır. Yem<br />
bitkileri yetiştirme alanı, ekili alanlarımız içinde %2.6 gibi düşük<br />
bir paya sahiptir. (Bilgen, ve Ark., 1992). Bu gibi üretim kaynaklarının<br />
kısıtlı olması nedeni ile kaba yem üretiminin yapıldığı dönemler<br />
için yemin silaj yapılarak saklanması önem kazanmıştır. Silaj yem<br />
üretimi, silaj yemi hazırlayabilen silaj makinaları ile yapılabilmektedir.<br />
Son yıllarda silaj yem üretimi, ülkemizde de giderek yaygın<br />
hale gelmiştir.<br />
Silaj makinaları, hareketli ve sabit olarak iki grup altında toplanmaktadır.<br />
Kendi grupları içerisinde, Hareketli silaj makinaları; ot<br />
silaj, mısır silaj ve kendi yürür tip silaj makinaları olarak, Sabit silaj<br />
makinaları ise ; tamburlu tip (silindirik tip) ve volan tip silaj makinaları<br />
olarak sınıflanmaktadır. Bu çalışmada, ot silaj makinaları,<br />
mısır silaj makinaları, kendi yürür tip silaj makinaları ve tamburlu<br />
tip (silindirik tip) silaj makinaları incelemeye alınmıştır.<br />
Çalışmada; ilk olarak ülkemizde kullanılan silaj makinalarmm<br />
çeşitleri, yapısal ve işlevsel özellikleri açıklanmış, daha sonra bu<br />
açıklamaların ışığında silajı yapılan kaba yem bitki çeşitlerine göre,<br />
silaj makinalarının ilerleme hızı, kesme ünitesi devir sayısı, kapasitesi<br />
ve kesme boyu gibi teknik özellikleri verilmiştir.<br />
HAREKETLI SILAJ MAKINALARı<br />
Ot Silaj <strong>Makina</strong>ları<br />
Ot silaj makinaları, baklagil, buğdaygil, serin iklim buğdaygilleri<br />
ve yonca gibi silajlık materyallerin haşatında yaygm olarak kullanılmaktadır.<br />
Bu makinalar ile yapılan hasatta biçilen ot en az iki gün<br />
süreyle soldurulmakta ve daha sonra kıyma işlemi yapılmaktadır.<br />
Şekil l'de ot silaj makinası gösterilmiştir.<br />
Mısır Silaj <strong>Makina</strong>ları<br />
Mısır silaj makinalari; mısır, şeker kamışı, sorgum veya melezleri<br />
gibi sıcak iklim tahıllarının haşatında yaygın olarak kullanılmaktadır.<br />
Bu makinalar ile yapılan hasatta,- yüksek nem oranında<br />
kıyılan mısır ürünü, soldurulma yapılmaksızın bir gün içinde silolanması<br />
mümkün olmaktadır. Şekil 2 ve 3'de iki ayrı tip mısır silaj<br />
makinası gösterilmiştir.<br />
Kendi Yürür Tıp Silaj <strong>Makina</strong>lan<br />
Kendi yürür tip silaj makinaları; Tüm silajlık yem ürünlerine ve<br />
arazi koşullarına göre geliştirilmiş silaj makinalarıdır. Bu tip silaj<br />
makinaları traktör tipinde yapılmıştır, hareketini üzerine bağlı bulunduğu<br />
motorundan almaktadır ve daha çok büyük çiftlik arazile-
<strong>MAKALE</strong><br />
Şekil 1. Ot silaj makinası<br />
rinde kullanılmaktadır. Hareketli silaj makinaları grubunda<br />
yer alan her üç tip silaj makinasıda, silajlık yem<br />
ürününü, biçme, kıyma ve özel yapılı bir tarım arabası<br />
içine üfleme işlemlerini yerine getirmektedir. Bu makinalarda,<br />
ön tabla değiştirilerek mısır veya ot silajı<br />
aynı makina ile yapılabilmektedir. Şekil 4'de bu tip bir<br />
silaj makinası gösterilmiştir.<br />
Şekil 3. Tamburin tip mısır silaj makinası<br />
Sabit Silaj <strong>Makina</strong>ları<br />
Sabit silaj makinaları tüm silajlık yem ürünlerini<br />
kıyabilmektedir. Bu tip silaj makinalarında, silajlık<br />
yem ürününün kıyılma ve üfleme işlemleri yerine getirilmektedir.<br />
Silaj makinalarının ülkemizde kullanım sayılarına<br />
göre; ot silaj makinaları en yüksek paya sahiptir. Mısır<br />
silaj makinalarının kullanılma sayısı ise, ot silaj makinalarının<br />
kullanılma sayısının yaklaşık % 50'si kadardır.<br />
Bu durumda kullanım açısından mısır sjlaj makinaları<br />
ikinci sırada yer almaktadır. (Bilgen ve Ark., 1991)<br />
SILAJ MAKINALARıNıN YAPıSAL VE<br />
İŞLEVSEL ÖZELLIKLERI<br />
Hareketli silaj makinalarının yapısal ve işlevsel<br />
özellikleri;<br />
Şekil 2. Diskli tip mısır silaj makinası<br />
Bu grupta yer alan silaj makinaları, başlık, kesme<br />
ve üfleme ünitesi olarak üç kısımdan oluşmaktadır.<br />
Şekil 4. Kendi yürür tip silaj makinası<br />
Ot Silaj <strong>Makina</strong>ları<br />
Ot silaj makinaları çekilir tiptedir ve traktöre bir ok<br />
ile bağlanmaktadır. Bu tip makinaların biçme düzeni,<br />
hareketini traktörün kuyruk milinden alır. Bu düzenler,<br />
bir rotor etrafında dönü hareketi yapan mafsallı<br />
vurma bıçaklarından oluşmuştur. Bıçakların devir sayısı<br />
900-1300 min-1'dir, rotor üzerinde bıçakların bağlandığı<br />
başlık sayısı ise 3 ve 5 adet arasında değişmektedir.<br />
Biçme düzenlerine göre, bu tip silaj makinalarına,<br />
vurmalı tip biçme makinaları da denilmektedir.<br />
Mısır Silaj <strong>Makina</strong>ları<br />
Mısır silaj makinaları ile biçme işlemleri genel olarak<br />
sıra üzerinden yapılmaktadır. Sıra sayısına göre, tek<br />
sıralı, iki sıralı, çok sıralı, traktöre bağlanış şekline göre,<br />
çekilir tip ve asma tip olarak yapılmaktadır. Mısır<br />
silaj makinaları kesme ünitelerine göre diskli ve tamburlu<br />
tip olarak iki tipe ayrılmaktadır.<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt: 39 Sayı : 465 • 51
<strong>MAKALE</strong><br />
&<br />
%*?<br />
Şekil 5. Pikap (Ot toplama) düzeni<br />
Diskli tip kesme ünitesine sahip mısır silaj makinaları<br />
genel olarak tek sıralı ve asma tip olarak yapılmaktadır.<br />
Tamburlu tip kesme ünitesine sahip mısır<br />
silaj makinaları tek sıralı, iki sıralı ve çok sıralı, çekilir<br />
tip ve asma tip olarak yapılmaktadır. Bu tip silaj makinalarmın<br />
mısır ataşmanı çıkarılarak, pikap düzeni<br />
(Toplam düzeni), takılmak sureti ile tamburlu tip ot<br />
silaj makinasma dönüştürülmektedir. Pikap düzeni ile<br />
çalışmada mısır ürünü dışındaki silajlık yem ürünlerininde<br />
kıyılması mümkün olabilmektedir. Şekil 5'de<br />
Pikap (ot toplama) düzeni gösterilmiştir. Hareketli silaj<br />
makinaları grubunda bulunan silaj makinaları ile birlikte<br />
toplama düzenli tarım arabaları kullanılmaktadır.<br />
Bu tip tarım arabalarının hızlı çalışan yükleme ve boşaltma<br />
düzenleri yardımı ile zamandan tasarruf edilmektedir<br />
ve dökülmelerin önlenebilmesi ile de yem<br />
kayıpları azaltılmaktadır.<br />
Şekil 6. Tamburlu tip (Silindirik tip) sabit silaj makinası<br />
Sabit Silaj <strong>Makina</strong>larmın Yapısal ve İşlevsel<br />
Özellikleri<br />
Sabit silaj makinaları sırasıyla Besleme, kesme ve<br />
çıkış ünitesi olarak üç kısımdan oluşmaktadır. Bu tip<br />
silaj makinaları, kesme ünitelerine göre, diskli ve<br />
tamburlu tip kesme üniteli olarak iki tipe ayrılmaktadır.<br />
Sabit silaj makinalarmın kesme ünitesinde iyi bir<br />
kesme işleminin gerçekleşmesi için silajlık yem ürünleri<br />
sıkıştırıcı merdaneler arasından beslenmektedir.<br />
Merdaneler arasına besleme işlemi el ile yapılmaktadır.<br />
Şekil 6'da Tamburlu tip (Silindirik tip) sabit silaj makması<br />
gösterilmiştir.<br />
Vurmalı tip bir ot silaj makinası ile pamuk saplarının kıyılmasında belirlenen bazı araştırma sonuçlan çizelge<br />
halinde verilmiştir.<br />
Çizelge. 1 Vurmalı tip üç adet bıçak başlıklı ot silaj makinası ile pamuk saplarının kıyılmasına ilişkin bazı<br />
teknik özellikler. (SMITH ve MİLLER, 1952)<br />
Kesme ünitesi devir<br />
sayısı<br />
(min-1)<br />
1298<br />
ilerleme hızı<br />
(km/h)<br />
8<br />
Yüzde olarak<br />
kesme boyu<br />
(%81.6)<br />
76 mm<br />
Yüzde olarak<br />
kesme boyu (% 10.7)<br />
(76-152)mm<br />
Kapasite<br />
(dekar/h)<br />
Diskli tip ve tamburlu tip mısır silaj makinalarmın mısır yem ürününe ilişkin bazı araştırma sonuçları çizelge<br />
halinde verilmiştir.<br />
Çizelge. 2 Diskli tip ve tamburlu tip mısır silaj makinalarmın mısır yem ürününe ilişkin bazı teknik özellikleri.<br />
(Bilgen ve Ark., 1991)<br />
Silaj makinası tipi Kesme ünitesi devir İlerleme hızı Kapasite (T/h) En büyük yüzdeye<br />
sayısı (min-1)<br />
(km/h)<br />
göre kesme boyu<br />
1572 2.1 8.4 (10-20) mm<br />
1572 5.1 20.5 (10-20) mm<br />
B 810 1.8 14.7 (20-40) mm<br />
B 810 3.5 30.2 (20-40) mm<br />
Mısır yem ürününün nem oranı; %79.8<br />
(A); Diskli, tek sıralı, asma tip 9 bıçaklı mısır silaj makinası<br />
(B) ; Tamburlu, iki sıralı, çekilir tip 3 bıçaklı mısır silaj makinası<br />
52 • Mühendis ve <strong>Makina</strong>- Cilt: 39 Sayı: 465<br />
16.58<br />
i<br />
i
<strong>MAKALE</strong><br />
Tamburlu tip (Silindirik tip) üç bıçaklı bir sabit silaj makinasmın mısır yem ürününe ilişkin bazı araştırma<br />
sonuçları çizelge halinde verilmiştir.<br />
Çizelge 3 Tamburlu tip (Silindiri!; tip) 3 bıçaklı sabit silaj makinasmın mısır yem ürününe ilişkin bazı teknik<br />
özellikleri (Zeytinoğlu, 1989)<br />
Kesme ünitesi devir sayısı (min-1)<br />
1635<br />
Mısır yem ürününün nem oranı,- %14<br />
SONUÇ<br />
Kapasite (T/h)<br />
0.46<br />
Mısır silaj makinalarının, yaklaşık olarak %75<br />
nemde ve 12.7 mm kesme boyunda kıyılan bir mısır<br />
ürünü için en büyük teorik kapasiteleri 50 T/h'dir. Silajlık<br />
yem ürünü olarak ot kıyılmasında bu kapasite<br />
değerinin %60'ı alınabilir. (Barrıngton ve Berge, 1953).<br />
Bu sonuca göre, silajlık yem ürünü kıyıcısı olarak ot<br />
silaj makinalarının teorik kapasitesi 30-35 T/h olarak<br />
belirlenmektedir.<br />
Çizelge 1 ve 2'ye göre,- Ot silaj makinaları pamuk<br />
saplarının veya mısır ürününün kıyılmasında yaklaşık<br />
olarak aynı işlevi yerine getirmektedir. Bu durumda,mısır<br />
silaj makinaları, ot silaj makinalarma kıyasla<br />
mısır yem ürününü daha kısa ve daha az kayıpla kıymak<br />
sureti ile daha kaliteli bir silaj yemi hazırlamaktadır.<br />
Bu nedenle ot silaj makinaları zorunlu olmadıkça<br />
mısır silaj makinaları yerine kullanılmamaktadır.<br />
Çizelge 2'ye göre, Diskli tip 9 bıçaklı mısır silaj<br />
makinasmın tamburlu tip 3 bıçaklı mısır silaj makinasma<br />
kıyasla, devir sayısına ve bıçak sayısına bağlı olarak<br />
kesme boyu daha küçüktür. Bu da kaliteli silaj yemi<br />
elde edilmesi açısından önemlidir.<br />
Çizelge 3'e göre Sabit silaj makinasmın %14 nem<br />
oranında mısır yem ürününün kıyılmasında, kesme boyu<br />
büyük, kapasite değeri düşük olarak belirlenmiştir.<br />
Mısır yem ürününün % 75 gibi bir nem oranında kesme<br />
işleminin daha da iyileşmesi sonucu çizelge 3'de, belirlenmiş<br />
bulunan kesme boyu %30 oranında düşmekte ve<br />
kapasite değeri yaklaşık olarak üç katı artmaktadır.<br />
Silaj makinalarının ülkemizde kullanılma sayısı<br />
açısından ise ; istenen kalitede ve yeterli miktarda silajlık<br />
yem ürünü elde edilmesi için, mısır silaj makinalarının<br />
ve sabit silaj makinalarının kullanılma sayılarının<br />
yükseltilmesi gerekmektedir.<br />
KAYNAKÇA<br />
1. Anonymous, 1997. Zarai ve iktisadi rapor 1994-1996,<br />
Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Yayın no ; 178, Ankara.<br />
2. Barrington, O.I., G.P. Berge, and O.I. Duffee. 1953. Hay<br />
Harvesting Machinery Forage Harvester studies (mimeographed).<br />
Umversity of wisconsin Project 406, New York.<br />
Ortalama kesme boyu (mm)<br />
57<br />
3. Bilgen, H., N. Sungur, 1991. Ege bölgesi koşullarında silajlık<br />
mısır hasat makinalarının uygunluğu üzerine bir<br />
araştırma Tarımsal mekanizasyon 13. Ulusal kongresi<br />
bildiri kitabı, Konya.<br />
4. Bilgen, H., R.C. Akdeniz ve N. Sungur, 1992. Ege bölgesi'nde<br />
(İzmir, Manisa ve Aydın'da) Silaj yapım tekniklerinin<br />
saptanması üzerinde bir araştırma Tarımsal mekanizasyon<br />
14. Ulusal Kongresi bildiri kitabı, Samsun.<br />
5. Smith, H.P. ve H.F. Miller, 1952. Performance of stalk<br />
cutter shredders, mimeograph, Tex. Agr. Expt. Sta. Prog.<br />
Rpt. 1444, New York<br />
6 Zeytinoğlu, M. 1989. Silindirik tıp kesme üniteli sabit<br />
silaj makinasmın tasarımı ve işletme özelliklerinin saptanması.<br />
Yüksek lisans tezi, U.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü<br />
Tarımsal Mekanizasyon Anabilim dalı, Bursa.<br />
tmmob<br />
makina mühendisleri odası<br />
jNı riı n fyleriM<br />
II<br />
Mâm Uâ OzelliUeri<br />
Mühendis ve <strong>Makina</strong> - Cilt : 39 Sayı : 465 • 53
YAZI<br />
DİZİNİ<br />
Konu : Otto Motorlarında Yanma Kararsızlıklarının Deneysel<br />
Olarak İncelenmesi<br />
Orhan DENİZ, Adnan BALIK, 1990, 362, 31<br />
Konu : Motorlu Taşıtlarda Benzin Yerine Doğalgaz<br />
Mustafa BAYHAN, 1990, 364, 31<br />
Konu : Benzinli Motorlarda Egzos Gazı Emisyonlarının<br />
Azaltılması, Kurşunsuz Benzin Kullanımı ve<br />
Teknolojisi<br />
Sefa KURULAY, 1991, 378, 32<br />
Konu : İçten Yanmalı Motorlarda, Süperşarj Basıncının<br />
Moment, Güç ve Özgül Yakıt Tüketimine Olan<br />
Etkisinin Belirlenmesi<br />
Kamil ALİBAŞ, 1991, 383, 32<br />
Konu : Motor Çevrimlerinin Hesabı İçin Pratik Bir Yöntem<br />
Orhan DURGUN, 1991, 383, 32<br />
Konu : Motorlu Taşıtlarda Yakıt olarak Doğal Kullanılmasıyla<br />
Egzoz Emisyonlarının Azaltılması<br />
Mustafa BAYHAN, 1992, 394, 33<br />
Konu : Motorlu Taşıtlarda Egzoz Emisyonlarının Kontrolunda<br />
Optimizasyon<br />
Mustafa BAYHAN, 1992, 395, 33<br />
Konu : Bitkisel Yağların Motor Yakıtı olarak Kullanabilme<br />
Olanakları<br />
Kamil ALİBAŞ, 1993, 398, 34<br />
Konu : Taşıtlarda SüsPansiyon<br />
Mustafa BAYHAN, 1993, 399, 34<br />
Konu : Motorlu Araç Far Konstruktif Değerlerinin Aydınlatma<br />
Kapasitesine ve Işık Menziline Tesiri<br />
Sefa KURULAY, 1993, 401, 34<br />
Konu : Taşıt Fren Düzenlerinde Kullanılan Anti-Blokaj<br />
Sistemleri<br />
Mehmet UÇAK, Ali G. GÖKTAN, 1993, 401, 34<br />
Konu : Taşıtlardan Kaynaklanan Egzoz Emisyonları ve<br />
Seyir Çevrimi ile Ölçüm Yöntemi<br />
A. G. GÖKTAN, H. E. ARSLAN, M. ERGENE-<br />
MAN, C. SORUŞBAY, M. Turgut ÖZAKTAŞ,<br />
1994, 414, 35<br />
Konu : Demiryolları Diesel Motorlarında Kireçlenmeden<br />
Kaynaklanan Isıl ve İşletme Sorunlarının<br />
İncelenmesi<br />
Cengiz YILDIZ, Yaşar BİÇER, 1994, 416, 35<br />
Konu : Otomotiv Sektörüne Bakış<br />
Anıl KAREL, 1994, 417, 35<br />
Konu : Yakıt Püskürtmeli Motorlarda Kontrol Müdül<br />
Yazılımlan<br />
Barış ŞENYENER, 1994, 417, 35<br />
Konu : Taşıt Tasarımında Kullanılan Çarpışma Simulasyonlan<br />
ve Modeleri<br />
Osman ELDOĞAN, 1994, 417, 35<br />
Konu : Otomotiv Sanayii<br />
Üter SERİM, 1994, 417, 35<br />
54 • Mühendis ve <strong>Makina</strong>- Cilt: 39 Sayı : 465<br />
Hazırlayan : Şehnaz KAPLAN<br />
MMO Genel Merkezi<br />
Konu : Günümüz Oto Sanayiinde Sensörler ve Uygulamaları<br />
Z. Engin ERKMEN, 1995, 429, 36<br />
Konu : Benzinli Araçlarda Ölçülen Egzoz Gaz Emisyonlarının<br />
Bilgisayarla Değerlendirilmesi<br />
Asaf VAROL, 1995, 429, 36<br />
Konu : Yağlama Yağları<br />
F. KARAOSMANOĞLU, A. ÖZGÜLSEN, Levent<br />
BAYRAKTAR, 1995, 429, 36<br />
Konu : Otomobilerde Emniyet Tedbirleri<br />
Süleyman GÖKOĞLU, 1995, 429, 36<br />
Konu : Araçların İmal, Tadilat, Montaj ve Uygulamaları<br />
Hakan HAVANCILAR, 1995, 429, 36<br />
Konu : Araçlarda LPG Kullanımıyla İlgili Dünyadaki<br />
Genel Durum ve Türkiye'deki Gelişmeler<br />
Murat AYHANER, 1995, 429, 36<br />
Konu : Otomotivde Kalite<br />
M. KARADAYI, B. BAYRAMOĞLU, 1995,429,36<br />
Konu : Türkiye'de LPG/NGV Araç Üstü uygulamaları<br />
Ufuk ÜNAL, 1995, 429, 36<br />
Konu : Motorlu Taşıtlarda Hybrid (Karma) Tahrik Sistemleri<br />
ve Uygulamaları<br />
M. Ramazan UĞURLUBİLEK, 1996, 441, 37<br />
Konu : Benzin Motorlu Taşıtların LPG Kullanımına<br />
Dönüşümü<br />
M. ERGENEMAN, C. SORUŞBAY, 1996,441,37<br />
Konu : Otomobil Kapılan Açılması Sisteminin CADİ<br />
CAM ile Tasarımı<br />
Mustafa BİNTAŞ, 1996, 441, 37<br />
Konu : Taşıtlarda Katalitik Konveitör Uygulaması<br />
İsmail DURGUN, 1996, 441, 37<br />
Konu : Taşıtlarda Elektronik Anahtar Uygulaması<br />
Akın ARAŞ, İsmail DURGUN, 1996, 441, 37<br />
Konu : Kataforez ile Korozyona Veda<br />
A. Aylin ÖZLER, 1996, 441, 37<br />
Konu : Günümüzde ve Gelecekte Otomobilde Malzeme<br />
Kullanımı<br />
Murat BENGİSU, 1997, 453, 38<br />
Konu : Çevre Dostu Yağlama Yağlan<br />
F. KARAOSMANOĞLU, 1997, 453, 38<br />
Konu : Dizel Motorlu Taşıtların Egzoz Gazındaki Duman<br />
Koyuluğu ve Ölçümde Karşılaşılan Sorunlar<br />
M. Ali IŞIKSOLUĞU, 1997, 453, 38<br />
Konu : Paletli Araç Krenleri<br />
Mine ÇELİKTAŞ, 1997, 453, 38<br />
Konu : Taşıtlarda Takla Atma Kazaları ve Modellenmeleri<br />
Osman ELDOĞAN, 1997, 453, 38<br />
Konu : Dizel Arabalar Şimdi Daha Temiz<br />
Çev: K. LİMAN, İ. ÖTGÜN, 1997, 453, 38
ÖZBİL MAKİN A<br />
STANDART EKİPMAN İMALATI VE MÜHENDİSLİK<br />
ÖZBİL SÜRGÜLÜ VANA STANDART ÖZELLİKLERİ<br />
Gövde<br />
Galvanizlenmiş kaynaklı çelik<br />
konstrüksiyon veya döküm<br />
Sürgü plakası AISI 304 Paslanmaz çelik<br />
Conta<br />
Özel kesitli siyah conta lastiği<br />
Pnömatik piston Çift etkili piston<br />
Selenoid vana 5/2, 6-10 bar Rl/4"<br />
.imit siviç<br />
2 adet açık ve kapalı pozisyonu<br />
gösterir limit siviç<br />
Standart ölçü TSV 200 ölçüsünde<br />
Kapalı, Sızdırmaz ÖZBİL Sürgülü Vanaları otomatik proseslerin ihtiyaç duyduğu yüksek güvenilirliğe<br />
sahiptir ve 24 saat devamlı çalışmaya göre tasarlanmıştır. Kesikli çalışan operasyonlarda<br />
malzemenin kontrollü olarak akmasını ve kesilmesini sağlar. Vananın açık konumunda<br />
malzeme bir fiziki engelle karşılaşmadan akar. Vananın açılmasını ve kapanmasını sağlayan<br />
plakanın tamamen kapalı bir hacimde çalışması sayesinde çevreye toz sızıntısı önlenmiştir.<br />
Vananın tam sızdırmaziıgı malzeme akışından korunmuş conta ile sağlanmıştır. Ayrıca vana<br />
dışından sızdırmazlık ayarı yapılmasını sağlayan düzenek mevcuttur.<br />
KAPASİTE<br />
OZBIL DÖNER VANA STANDART ÖZELLİKLER<br />
Gövde<br />
Kaynaklı çelik konstrüksiyon veya<br />
döküm<br />
Rotor bıçakları<br />
Ayarlı, sökülebilir<br />
Rulmanlar<br />
SKF veya FAG<br />
Motor - Redüktör ithal<br />
Devir ayarı<br />
Zincir dişli ile 5-25 d/d arası<br />
Bakım kapağı<br />
Kolayca sökülebilir bakım kapağı<br />
Basınç farkı<br />
750 mmSS<br />
Standart ölçüler<br />
Pnömatik hat adaptörü<br />
1 a kadar.(Daha yüksek<br />
değerler için bilgi veriniz.)<br />
DV 200 ve DV 250 ölçüsünde<br />
İsteğe bağlı<br />
DV200 (m 3 /saat)<br />
DV250 (m 3 / saat),<br />
5<br />
1.2<br />
2.2<br />
ROTOR DEVRİ (D/DJ<br />
Kapalı, Sızdırmaz ÖZBİL Döner Vanaları otomatik proseslerin ihtiyaç duyduğu yüksek<br />
güvenilirliğe sahiptir ve 24 saat devamlı çalışmaya göre tasarlanmıştır. Sürekli çalışan<br />
operasyonlarda malzemenin kontrollü olarak akmasını ve kesilmesini sağlarken hava<br />
kaçağına engel olur. Ayar ve değiştirilme imkanı veren bıçaklar sayesinde sızdırmazlık<br />
sağlanır. Uygun tasarım ile tozun rulmanlara ulaşması tamamen engellenmiştir. Rotor<br />
ile gövde arasında temin edilen boşluk ile rotorun sıkışmadan çalışması sağlanır.<br />
10<br />
2.2<br />
4.1<br />
15<br />
3.1<br />
5.8<br />
TUNALI HİLMİ CADDESİ 103 /18 06700 KAVAKLIDERE / ANKARA<br />
TEL : 0(312) 428 49 16 - 426 87 30 FAKS : 0(312) 467 03 18<br />
METSAN 0.312.418 64 fi<br />
18<br />
3.5<br />
6.6<br />
20<br />
3.8<br />
7.1<br />
22<br />
3.9<br />
7.4<br />
24<br />
4.1<br />
7.7
DOZAJ, TRANSFER ve YÜKSEK BASINÇ POMPALARI<br />
Makdos, Dozaj, Transfer ve yüksek basınç Pompaları 6 tip 300 çeşit ürün yelpazesiyle<br />
sanayiinin her kesiminde ihtiyaç duyulan proseslerde, başarılı bir şekilde kullanılmaktadır.<br />
ÇOK KOMPONENTLI<br />
HİPOKLORİT DOZAJ ÜNİTESİ<br />
Çok komponentli Hıpoklorit dozaj ünitelerimiz şekilde<br />
görüldüğü gibi bir veya birkaç dozaj kafasından<br />
ibarettir.<br />
Alüminyum sülfat Bakır sülfat gibi eriyik<br />
hazırlanmasında ve benzeri tesislerde yüzme havuzu<br />
içme suyu tesislerinin klorlanmasında kullanılabilen<br />
ünitelerimiz kullanım sahasına göre karıştıcılı olarak<br />
(0) Maxımum arasında ayarlanabilen değişken debili<br />
pistonlu diyaframlı dozaj pompalarıyla paket ünite<br />
olarak teçhiz edilmiştir.<br />
TEKNİK ÖZELLİKLER<br />
* Kademesiz kendinden ayarlanabilir sistem.<br />
* 0 -1 Lt 1 den 0 - 4 m arası<br />
* 0,5 - 300 bar basınca kadar dozaj pompaları<br />
* Her türlü kimyasal maddeyi dozajlar.<br />
NOT : LÜTFEN AYRINTILI BİLGİ İÇİN<br />
BROŞÜR İSTEYİNİZ.<br />
PİSTONLU ve DİYAFRAMLI DOZAJ POMPALARI<br />
Bir veya birkaç kafadan ibaret olup 0-5 Lt/h'dan 4m3/h kapasiteye kadar 0 ile<br />
maxımum arası ayarlanabilen 5 bardan 200 bar'a kadar yüksek verimli dozaj<br />
pompalarımız Kimyasal sıvılardan etkilenmeyecek şekilde 304-316 paslanmaz<br />
çelik, PVC teflon, poliamid, polipropilen malzemelerden imal edilmekte olup her<br />
türlü viskos sıvıları pompalıyacak niteliklere sahiptir.<br />
YÜKSFK BASINÇLI DONKİ POMPA<br />
Yüksek basınçlı pompalarımız pistonlu tipler olup genelde toz<br />
deterjan üretiminde basınçlı kapların testinde ve reaktörlerde<br />
kullanılmaktadır.<br />
304-316 cRNİ ve çelik malzemeden imal edilmekte olup kendinden<br />
soğutmalı 0-100 Lt/h-10m3/h kapasiteye kadar 15 bardan<br />
maxımum 300 bar karşı basınca göre dizayn edilmiştir.<br />
MOTORLU MİKSER KARIŞTIRICILARI<br />
Sanayii sektöründe kullanılan motorlu karıştırıcı<br />
elamanlarımız 60 d/d-500 d/d'ya kadar tank ve<br />
karıştırıcısıyla birlikte özel olarak imar edilmekledir.<br />
SABİT DEBİLİ TRANSFER POMPASI<br />
Sabit debili transfer pompalarımız Kimyasal niteliklere haiz<br />
viskos sıvıların transferinde kullanılmaktadır.<br />
Pompalarımız 8 bar maxımum 80m3/h kapasiteye kadar<br />
transfer edilecek sıvının kimyasal ve fiziksel yönünden<br />
etkilenmeyecek malzemelerden imal edilmektedir.<br />
POMPALARIMIZIN KULLANMA SAHALARI<br />
* Kullanma suları (asliyesinde<br />
* Tekstil sanayiinde<br />
* Atık su arıtma tesislerinde<br />
* Fııeloil yakma tesislerinde<br />
* Nükleer ve termik santrallerde<br />
su şu--"">ıdırına İşlemlerinde<br />
* Temizlik, sabun ve deterjan<br />
sanayiinde.<br />
* (îıda Sauavide<br />
* Kimya sanayiinde katkı dozajında<br />
* l'ulverizasyoıı işlemlerinde<br />
Merkez Mah. Uzeyir Ağa Sok. No : 11 Yenibosna / İSTANBUL<br />
Tel. : (0212) 655 24 83 (3 hat) - 651 91 92 Fax : (0212) 651 90 85<br />
* lioya sanayiinde<br />
* Meşrubat sanayiinde<br />
* İlaç sanayiinde<br />
* Kağıt sanayiinde<br />
* Kireç sanayiinde<br />
* Kazan suları tasiiyesinde<br />
* İçme suları tasfiyesinde<br />
* Şeker fabrikalarında<br />
* Olomotik klorlama tesislerinde<br />
* Dolum tesislerinde ve daha birçok<br />
iş sahalarında kullanılmaktadır.<br />
A
Basınçlı Havanın<br />
Arındırılmasında, Kul<br />
LUPAMAT'lar endüstriyel kullanım için üretilmiş, yüksek kaliteli malzemenin kullanıldığı üstün performanslı,<br />
uzun ömürlü kompresörlerdir. Gerçekten problemsiz bir çalışmanın yanısıra verimlilik ve ekonomi sağlar.<br />
Lupamat Endüstriyel<br />
Pistonlu Kompresörler<br />
Dakikada O.Oİrn' den 9.6 m ] e kadar piston deplasmanı olan ve<br />
2.5 bar - 50 bar basınçlarda ihtiyacınıza en uygun çözümü<br />
sağlayacak 24 tip.<br />
Pnöso<br />
Hava Kurutucuları<br />
Lupamat Endüstriyel Vidalı Kompresörler<br />
Üstün performanslı 86 tip ile 7.5 -10 -13 bar basınçlarda, serbest hava verimi 0.6 mVdak.dan<br />
60m J /dak. kapasiteye kadar geniş bir yelpazede üretim.<br />
Lupamat Yağsız Vidalı Kompresörler i - 3,25 bar basınçta, serbest hava verimi<br />
7 - 80 mVdak. olan yağsız tek kademeli vidalı serisi ile 8 -10 bar basınçta, serbest hav» verîŞti S - l7wıVdak. olan<br />
yağsız çift kademsli vidalı serisi Türkiye'de ilk kez Maksaj tarafından Lupamat markası ile kultanırmnıza sunuluyor.<br />
Lupamat Yağsız Pistonlu Kompresörler<br />
Şimdi artık 353 It/dak. MİT^ )t/dak. serbest hava verimi olan<br />
*• 10 bar basınçla, 3 ayrı tip Lupamat hizmetinizde...<br />
21 ayrı tipte 0.5 mVdak -12O'm»jtel( isapâ|îte soğutmalı. 34 ayrı tipte<br />
0.1 m J / dak - 50 m ! /dak kapasite. ı ^* u *'** S! "*''" lrlıtl "" lll: ' r ıİB kurutucular ile işletmenizde<br />
i«iotmoni7<br />
kuru (nemsiz) basınçlı hava<br />
Pnöso<br />
Hava Filitreleri<br />
İğiniz hassas mıkro filtreler 70 m /dak kapasiteye kadar 13 Vfe 52 ayrı tipte.<br />
KOMPAS IndÜJtr» ve TİC A.Ş. : Atatürk Caddesi No: 420. 3S22O<br />
İ Ketvaigeçmez Sptak, inci Apt. 10/1, SO31<br />
Anka» : Bestekar Sokak 2/1. 06680<br />
Tet: (232)<br />
ISTAN81S.<br />
ANKARA Tel: (312)<br />
BAYİLERİMİZ-ADANA. SEGA LtD JTI i !22)|*Sîl& ADAPAZARI MESTAjMUHAŞ (264,274 95 90 • «YON KO«
Sürgülü Vanalar<br />
DİN 3204-3216-<br />
3225<br />
Basınç: 6-10-16-25-40<br />
Kg/cm 2<br />
Sıcaklık: 120-150-225"C<br />
max.<br />
ÖİÇÜ: 1 1/2"-10"<br />
900 Serisi Otomatik<br />
Ölçme Vanaları-<br />
Hidrometreler<br />
Basınç: 0,5-10/16<br />
kg/cm 2<br />
Sıcaklık: 80°C max.<br />
Model: Açılı-Clob<br />
Ölçü: 11/2"-8"<br />
350 serisi<br />
Kum Filtreleri için<br />
Geri Yıkama<br />
Vanaları<br />
Basınç: 0,5-16 kg/cm 2<br />
Sıcaklık: 80°C max.<br />
Model: TE<br />
Ölçü: 2"X2",3"X2", 4"X3"<br />
Calcon-Pllle<br />
çalışan Vanalar<br />
Calcon Sulama<br />
Kontrol Üniteleri<br />
Basınç : 0,2-10 kg/cm 2<br />
Sıcaklık: 80°C max.<br />
Model : Clob (Plastik)<br />
Ölçü : 3/4"-3"<br />
200 Serisi Plastik<br />
Elektrik<br />
Kumandalı<br />
vanalar<br />
Basınç: 0,7-10 kg/çm 2<br />
Sıcaklık: 80°c max.<br />
Model: Clob, Açılı<br />
ve Y tipi<br />
ÖİÇÜ: 3/4"-2"<br />
DOCUS VANA<br />
700 serisi<br />
Kontrol<br />
Vanaları<br />
Basınç: 0,7-16<br />
kg/cm 2<br />
Sıcaklık: 80°C max.<br />
Model: Açılı-Y tipi<br />
ÖlÇÜ : 2"-20"<br />
400 Serisi<br />
Kontrol<br />
Vanaları<br />
Basınç: 0,5-10/16<br />
kg/cm 2<br />
Sıcaklık: 80°C max.<br />
Model: Glob-Açılı<br />
ÖİÇÜ: 2"-12"<br />
Solenoid Vanalar, Basınç Düşürücü Vanalar,<br />
Basınç Sabitleme-Relief vanalar, Darbe<br />
Önleme Vanaları, Pompa Kontrol vanaları,<br />
Seviye Kontrol Vanaları, Debi Kontrol vanaları<br />
uş<br />
DOĞUŞ VANA LTD. ŞTİ.<br />
Merkez: 1202/1 Sokak No: 26/A-B Yenişehir-İZMİR<br />
Tel: 0.232.4335943-44M669-4336011 Fax: 0.232.4580896<br />
Fabrika: Atatürk organize sanayi Bölgesi 10000 sokak<br />
NO: 18 Çiğli-İZMİR<br />
Tel: 0.232.3768580-3768581 Fax: 0.232.3768582<br />
E.mail: Dogus. Vanaeservice.raksnet.com.tr.<br />
çalpara (Swing)<br />
Tip çekvalfler<br />
Basınç: 10-16-25-40<br />
kg/çm 2<br />
Sıcaklık: 120-225-<br />
300°C max.<br />
ÖİÇÜ: 11/2"-8"<br />
70N Serisi Lift Tipi çekvalfler<br />
Basınç: 10/16-25-40 kg/cm 2<br />
Sıcaklık: 80°C max.<br />
MOdel: Y Tipi<br />
ÖİCÜ: 2"-20"<br />
70F serisi<br />
Pislik<br />
Tutucular<br />
Basınç: 10/16-25-40<br />
kg/cm 2<br />
Sıcaklık: 80°C max.<br />
Model: Y Tipi<br />
ÖİÇÜ: 2"-20"<br />
Hava Tahliye<br />
vanaları (Vantuz)<br />
Basınç: 10-16-25-40<br />
kg/cm 2<br />
Model: Tek küreli-<br />
Çift küreli<br />
ÖİCÜ: 1 1/2"-8"<br />
VVoltman Tipi<br />
Turbobar Turbinli<br />
Su Sayaçları<br />
Basınç: 16 kg/cm 2<br />
sıcaklık: 50-90°C max.<br />
ÖİCÜ: 2"-16"
Düşük Hacim<br />
Debimetreler<br />
ve Göstergeler<br />
S1 - Broşür<br />
Pervaneli Debimetreler<br />
ve Göstergeler<br />
[~] S4 - Broşür<br />
Basınç Göstergeleri<br />
[ J P1 -Broşür<br />
Seviye Şalterleri<br />
N1 - Broşür<br />
Termostatlar<br />
T1 - Broşür<br />
Şamandıra Tip<br />
Debimetreler<br />
ve Göstergeler<br />
S2 - Broşür<br />
Manyetik, Kalorimetik,<br />
Ultrasonik ve Orfis plakalı<br />
Debimetreler<br />
j S5 - Broşür<br />
Basınç Sensörleri<br />
P2 - Broşür<br />
Seviye Göstergeleri<br />
N2 - Broşür<br />
Sıcaklık Göstergeleri<br />
( T2 - Broşür<br />
Dilli Debimetreler<br />
ve Göstergeler<br />
! S3 - Broşür<br />
Akış Göstergeleri<br />
S6 - Broşür<br />
Basınç Şalterleri<br />
P3 - Broşür<br />
Valfler ve Yardımcı<br />
Malzemeler (Fittingsler)<br />
Z1 - Broşür<br />
Kontrol Cihazları<br />
• Z2-Broşür<br />
DEBİ<br />
BASINÇ<br />
SEVİYE<br />
SICAKLIK<br />
ölçme<br />
izleme<br />
kontrol<br />
Lütfen ilgilendiğiniz broşürleri<br />
aşağıda belirtiniz.<br />
İşaretlenen broşürleri istiyorum.<br />
Bütün broşürleri kapsayan komple<br />
katalog istiyorum.<br />
Ücretsiz broşür için bu sayfayı<br />
Fax<br />
(0216)364 22 52<br />
(0212)251 44 55<br />
lütfen hemen faxlayınız.<br />
Adı Soyadı<br />
Bölümü<br />
Görevi<br />
Şirket Adı<br />
Adres<br />
Şehir<br />
Posta Kodu<br />
Telefon / Fax<br />
I LTD. ŞTİ.<br />
Sanayi Malzemeleri<br />
Üretim ve Satışı Ltd. Şti.<br />
Şerifali, 2. Burhan Sokak No: 50<br />
81260 Y. Dudullu / İSTANBUL<br />
Tel: (0-216) 415 65 40 (3 hat)<br />
Fax:(0-216) 364 22 52<br />
Mağaza: (0-212) 251 44 54-55<br />
Fax: (0-212) 251 44 55<br />
http://www.sms.tork.com<br />
E-mail:sms@orlon.net.tr<br />
I
tesislerinizde<br />
21 - yüzyılın enerjisi:<br />
Aygaz Dökme LPG<br />
Sanayi tesisleri<br />
ekonomiye<br />
hizmetin<br />
unsurlarıdır.<br />
Ancak işleri aksatan, zamandan<br />
kaybettiren, kullanımı zor yakıtlarla<br />
hizmet veren bir tesis bir eliyle verdiğini,<br />
trlHr " .<br />
öteki eliyle geri alır. Aygaz'ın dört mevsim<br />
sürekli ikmal ve bakım garantisi ile<br />
sunulan Aygaz Dökme LPG<br />
tesisinizde prosesi iyileştirir, ürün<br />
kalitesini artırır. Aygaz Dökme<br />
LPG'nin kullanım kolaylığı ve<br />
pratikliği iş gücünden ve yakıttan<br />
* L<br />
Aygaz Dökme LPG<br />
ile her<br />
kuruluşun<br />
kazan dairesinden bacasına<br />
kadar yakın ve uzak çevresi<br />
temiz kalır. Kısacası çağdaş<br />
Aygaz Dökme LPG Sistemi<br />
tesisinizin yüz akıdır. Ekonomi çağdaş<br />
sistemlerle ilerler, doğa çağdaş<br />
sistemlerin koruyuculuğunda yeşil<br />
Bilgi almak I fin; Ayam* Hizmet Hattı; 0800 211 40 70<br />
kalır. Aygaz Dökme LPG<br />
kuruluşunuzu 21. yüzyıla tertemiz<br />
iînı
• WINDOWSNT<br />
• WINDOWS 95<br />
• EXCEL<br />
• OPC SERVER<br />
• PROSES İŞLETİMİ<br />
• ON-LINE KONFIGURASYON<br />
• TREND<br />
• ALARM LOG<br />
• EVENTLOG<br />
• RAPOR<br />
• DISPLAY<br />
• ALGORİTİM<br />
• SEOUENCE<br />
ÖLÇEKLENDİRİLEBİLİNİR PROSES KONTROL SİSTEMİ<br />
• fflA, mV, T/C, RTD's INPUT-OUTPUT<br />
• AC/DC DIGITAL I/O<br />
• 32 BITS<br />
• PLC HABERLEŞME<br />
• MODBUS PROTOKOL<br />
• ISO 8802/3 SERTİFİKA<br />
• FIELDBUS PROTOKOL<br />
• SERIAL INTERFACE<br />
• END. ve TEKNOLOJİK SERTİFİKALAR<br />
MONTAJI KOLAY<br />
İŞLETİMİ KOLAY<br />
BAKIMI KOLAY<br />
DeltaV SİSTEMİ<br />
MICROSOFT'un<br />
LEONARDO SAYGI<br />
ÖDÜLÜNÜ<br />
KAZANMIŞTIR.<br />
FISHERROSEMOUNT<br />
Managlng The Process Betler 11<br />
FISHERROSEMOUNT TÜRKİYE<br />
Proses Kontrol Tic. Ltd. Şti.<br />
Kısıklı Cad. Başaran İş Merkezi<br />
No. 3 Kat: 2 Dâire 6<br />
81190 Altunizade - Üsküdar / İSTANBUL<br />
Tel : (0216) 492 40 42 (5 hat)<br />
Fax: (0216)492 40 47
35 Yıllık Tecrübe!<br />
Firmamız 23.000 m 2 alan üzerinde 5.000 m 2<br />
yeni fabrikamızda modern tezgahlarda seri<br />
üretim yapmaktadır.<br />
Redaktörlerimiz 0,25 Kw'dan 250 Kw'a 1,5<br />
devirden 625 devire kadar Motorlu ve motorsuz,<br />
seri ve standart olarak üretilmektedir.<br />
Firmalar istedikleri anda Firmamız veya Türkiye<br />
genelinde geniş bayilik teşkilatlarımızdan<br />
gerekli bilgi ve taleplerini bulabilirler.<br />
Redüktörlerimizde motor hariç 1 yıl garantimiz<br />
vardır.<br />
YILMAZ REDUKTOR A.S.<br />
Merkez/Centre : Maltepe Gümüşsüyü Caddesi Bestekar Medeni Aziz Efendi Sok. No:54<br />
TOPKAPI / İSTANBULV TURKEY<br />
Telephone : (90-1) 567 93 82 - 567 93 83 - 567 45 07 Fax: (90-1) 567 99 75<br />
Fabrika/Factory: Beylikdüzü Hadımköy Yolu Kıraç Köyü Mevkii 1. Km.<br />
BÜYÜKÇEKMECE / İSTANBUL / TURKEY<br />
Telephone: 886 50 43 - 886 50 44 Fax: 886 54 57
CNC YATAY VE<br />
DİK TORNA TEZGAHLARI<br />
TEKNİK<br />
ÖZELLİKLER<br />
gWİWW S api Omm<br />
Tornalama Çam<br />
Tornalanıl Boyu<br />
Seri Hareket m<br />
Motor Q0cü „<br />
Çevirme Hızı<br />
Opsiyonel<br />
TNL<br />
65L<br />
300<br />
160<br />
240<br />
160<br />
5.S<br />
TNL<br />
100 VL<br />
560<br />
400<br />
300<br />
S/12<br />
11<br />
TNL<br />
85A<br />
370<br />
264<br />
400<br />
29/24<br />
9<br />
TNL<br />
85T<br />
370<br />
264<br />
400<br />
30/30<br />
11<br />
TNL<br />
100A<br />
370<br />
264<br />
350<br />
20/24<br />
9<br />
TNL TNL TNL<br />
100T(L] 120T(L] 150T<br />
380<br />
300<br />
«Kveoo<br />
20/24<br />
(54500 454500 35-3500 35-3500 30-3000 SH00O 25-2500 20-2000 20-2000<br />
ULAfiM* İS45İİ0<br />
TNL-1OOTL CNC Torna<br />
15<br />
380<br />
300<br />
tOO/600<br />
2084<br />
DİK İŞLEME VE<br />
FREZELEME TEZGAHLARI<br />
TEKNİK<br />
ÖZELLİKLER<br />
XAkl» Hareketi mm<br />
Y AH» Har. mm<br />
Z Akla Hır. mm<br />
XrY/ZK.HttlınMn<br />
Motor GOeû Kw<br />
TMV4O0<br />
BT4O<br />
610<br />
410<br />
460<br />
•mm<br />
7.5<br />
TMV400<br />
Tabla Ebadı mm 710x410 $00x320<br />
TMH-II<br />
Yatay i$. Merkezi<br />
400<br />
250<br />
250<br />
36/3680<br />
3.7<br />
15<br />
570<br />
550<br />
1100<br />
16(20<br />
26<br />
TNL<br />
150A<br />
700<br />
600<br />
650<br />
16£0<br />
26<br />
TNL+THR<br />
100TL 10<br />
380<br />
300<br />
580<br />
2004<br />
15<br />
30-3000<br />
TMV760 TMV920 TMV1100 TMV1500<br />
TMH500<br />
1T40İ8T50. BT4OİBTSO BT40İBTS0 BTSO<br />
850x510<br />
760<br />
530<br />
530<br />
15<br />
1000x510<br />
920<br />
530<br />
530<br />
Wi*twua<br />
15<br />
1200x510<br />
1100<br />
530<br />
530<br />
15<br />
2000x740<br />
1500<br />
750<br />
750<br />
manı<br />
15<br />
500x500<br />
630<br />
630<br />
500<br />
1-12000<br />
15<br />
Bt<br />
> TNL<br />
30-S2<br />
700<br />
520<br />
350<br />
ISfflO<br />
22<br />
25-2250<br />
TM V -400<br />
Dik İşleme Merkezi<br />
tormaksan<br />
SO 90D2<br />
TVL30S2<br />
CNC Dik Torna Tezgahı<br />
Abdi ipekçi Caddesi<br />
özel idare iş Merkezi No.150/03<br />
34150 Bayrampaşa - İstanbul<br />
Tel.: (0212) 5771? 40 - 567 88 98<br />
Fax: (0212) 567 84 77<br />
e-mail: tormaksarv&super online.c