05.02.2014 Views

kliniğimize başvuran çocuklar ile ebeveynlerinin diş sağlığının ...

kliniğimize başvuran çocuklar ile ebeveynlerinin diş sağlığının ...

kliniğimize başvuran çocuklar ile ebeveynlerinin diş sağlığının ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

T.C.<br />

SAĞLIK BAKANLIĞI<br />

TAKSİM EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ<br />

AİLE HEKİMLİĞİ<br />

KLİNİĞİMİZE BAŞVURAN ÇOCUKLAR İLE EBEVEYNLERİNİN DİŞ<br />

SAĞLIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ VE SOSYODEMOGRAFİK<br />

FAKTÖRLERLE İLİŞKİSİNİN ARAŞTIRILMASI<br />

Tez Danışmanı : Uzm. Dr.Müferet ERGÜVEN<br />

Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Klinik Şefi<br />

Dr.Şengül BİLGİLİ<br />

(Uzmanlık Tezi)<br />

İstanbul-2009


İÇİNDEKİLER<br />

SayfaNo<br />

Önsöz<br />

i<br />

Kısaltmalar<br />

ii<br />

1. GİRİŞ VE AMAÇ 1-3<br />

2.GENEL BİLGİLER 4-16<br />

2.1. Çocuklarda Ağız ve Diş Sağlığı 4-5<br />

2.2. Ağız Hijyeni 6-7<br />

2.3. Kötü Oral Alışkanlıklar 7-8<br />

2.4. Diş Diz<strong>ile</strong>ri 9-10<br />

2.4.1. Süt diş dizisi 9<br />

2.4.2. Karışık diş dizisi 9<br />

2.4.3. Kalıcı diş dizisi 10<br />

2.5. Erken Çocukluk Çağı Çürüğü 10<br />

2.6. Koruyucu Uygulamalar 11-16<br />

2.6.1. Ağız diş sağlığı eğitimi 11<br />

2.6.2. Flor 11-13<br />

2.6.3. Anti bakteriyel tedavi 13<br />

2.6.4. Klorheksidin 13<br />

2.6.5. Ksilitol 13<br />

2.6.6. Probiyotik 14<br />

2.6.7. Kazein fosfopeptit Amorf Kalsiyum Fosfat(CPP-ACP) 14<br />

2.6.8. Çürük immünizasyonu 14-15<br />

2.6.9. Çinko desteği 15<br />

2.6.10. Pit-fissür örtücüler 16<br />

3. GEREÇ VE YÖNTEM 17-18<br />

4. BULGULAR 19-41<br />

4.1. Sosyodemografik Özelliklere İlişkin Bulgular 19-21<br />

4.2. Ebeveynlerin Ağız Diş Sağlığı Konusundaki Davranış-Bilgi Durumları 22-30<br />

4.3. Ağız Diş Sağlığı Durumuna İlişkin Bulgular 31<br />

4.4. Ağız Diş Sağlığı Durumunun Sosyodemografik Faktörlerle İlşkisi 32-41


5. TARTIŞMA 42-49<br />

6. SONUÇ VE ÖNERİLER 50-51<br />

ÖZET 52-53<br />

KAYNAKLAR 54-63<br />

EKLER 64-68<br />

ÖZGEÇMİŞ 69


KISALTMALAR<br />

DMF(T) : Decayed-Missing- Filled Teeth Index ( Çürük-eksik-dolgulu Diş)<br />

DSÖ : Dünya Sağlık Örgütü<br />

GWHDB : Global World Health Data Bank<br />

Küresel Dünya Sağlık Veri Bankası<br />

WHO : World Health Organization (Dünya Sağlık Örgütü)


ÖNSÖZ<br />

Hastanemizde gerekli olan eğitim ve uygun çalışma ortamını sağlayan başhekimimiz<br />

Sayın Uz.Dr.Cengiz Yumru’ya<br />

Asistanlık süremiz içinde bizi her zaman ve her konuda dinleyip sorunlarımıza anlayış<br />

ve çözüm getiren ve tecrübeleriyle doğru yolu gösteren, Koordinatarömüz Sayın Uz.Dr.İsmail<br />

Ekizoğlu’na<br />

Eğitim süresi içinde bilgi ve deneyimleriyle her an desteğini gördüğüm, hiçbir zaman<br />

yardımını esirgemeyen, hoşgörülü ve sevecen olmakla disiplinli olmayı aynı noktada<br />

birleştiren ve her zaman kendime örnek aldığım, tez çalışmamın her aşamasında büyük<br />

katkıları olan tez danışmanım değerli hocam, Sayın Uzm.Dr.Müferet Ergüven’e<br />

Bilg<strong>ile</strong>rini ve şevkatini hiçbir zaman esirgemeyen, davranış ve kişiliği <strong>ile</strong> herkese örnek<br />

olan, her zaman sevgiyle hatırlayacağım Uzm.Dr.Erhan Sayalı’ya<br />

Rotasyon eğitimi aldığım süre içerisinde birlikte çalıştığım, bilgi ve deneyimlerinden<br />

yararlandığım hocalarım;<br />

Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dahiliye Klinik Şefi ve A<strong>ile</strong> Hekimliği<br />

Koordinatörü Sayın Uz.Dr.İsmail Ekizoğlu’na, 1.Genel Cerrahi Kilinik Şefi Sayın<br />

Op.Dr.Ferda Nihat Köksoy’a, Kadın Hastalıkları ve Doğum Klinik Şefi Sayın Op.Dr.Yavuz<br />

Tahsin Ayanoğlu’na, 1.Dahiliye Klnik Şef Yardımcıları Sayın Uzm.Dr.Rahime Özgür’e,<br />

Sayın Uzm.Dr.Osman Maviş’e, A<strong>ile</strong> Hekimi Uzmanımız Sayın Dr.Erhan Sayalı’ya, Göztepe<br />

Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Klinik Şefi Sayın<br />

Uzm.Dr.Müferet Ergüven’e, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ruh Sağlığı ve<br />

Hastalıkları Klinik Şefi Sayın Doç.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu’na ve tüm klinik uzmanlarına<br />

Çalışmam sırasında yardımlarını esirgemeyen başhekim yardımcımız Sayın<br />

Op.Dr.Gülgün Giritli’ye<br />

Asistanlığım süresince bereber çalıştığım, yardım ve desteğini esirgemeyen, her zaman<br />

yanımda olan,tez çalışmamda da yol gösteren en yakın arkadaşım, en iyi dostum, ağabeyim<br />

Op.Dr.Fuat Bilgili’ye<br />

Asistanlık dönemim boyunca, her zaman yanımda olan, bütün sorunlarımı paylaşan,<br />

destek ve yardımlarını hiçbir zaman esirgemeyen Dr.Çiğdem Özkara Bilgili’ye<br />

Birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum asistan arkadaşlarım Dr.Pelin Uslu, Dr.Fatma<br />

Özge Ulusan Sayalı, Dr.Tuğba Gülal, Dr.Melek Tunçkale, Dr.Nilüfer Yıldırım, Dr.Melek<br />

Kara, Dr.Veli Serkan Yüce başta olmak üzere tüm asistan arkadaşlarıma<br />

İstatistik çalışmalarımdaki emeklerinden dolayı Biyoistatistik Uzmanı Rana<br />

Konyalıoğlu’na


Öğrencilik dönemimden bu yana, eğitimim süresince destek ve sevg<strong>ile</strong>rini esirgemeyen<br />

çok sevdiğim Mehmet Ağabeyi’me<br />

Beni her zaman seven, koruyan, bugünlere gelmemi sağlayan, hayatımın her döneminde<br />

anlayış ve desteklerini her an üzerinde hissettiğim sevgili a<strong>ile</strong>me teşekkürlerimi sunarım.<br />

Sonsuz saygı ve sevg<strong>ile</strong>rimle…<br />

Dr.Şengül Bilgili<br />

İstanbul-2009


1.GİRİŞ VE AMAÇ<br />

Sağlık, her yönüyle toplumun tümünü etk<strong>ile</strong>yen ve ilg<strong>ile</strong>ndiren çok geniş bir<br />

kavramdır.Sağlığın geliştirilmesi ancak toplumsal bir bilincin oluşturulması ve<br />

desteklenmesiyle mümkün olacaktır. Toplum sağlığının gelişip belli bir düzeye<br />

ulaşması ancak bireysel sağlığın iy<strong>ile</strong>ştirilmesi <strong>ile</strong> sağlanabilir. Bedensel, ruhsal ve<br />

sosyal açıdan tam bir iyilik olarak tanımlanan sağlık, kişinin toplum içinde yaşamını<br />

sürdürebilmesi için gereklidir. Tüm bedensel sağlığı, yaşam kalitesini, beslenmesini ve<br />

estetik görünümünü etk<strong>ile</strong>yen ağız-diş sağlığı ise bu sürecin en önemli yapı taşlarından<br />

biridir. Sağlıklı bir ağıza sahip olabilmek ancak çocukluktan başlayan iyi bir bakım ve<br />

sürekli kontrollerle mümkün olabilir. Bedensel sağlığımızı etk<strong>ile</strong>yen bir çok hastalığın<br />

nedeni olab<strong>ile</strong>n kötü ağız hijyeni ve diş çürükleri, tedavi edilmezse toplumun sağlık<br />

düzeyini etk<strong>ile</strong>yen, bireylerde yaşam kalitesini düşüren çok önemli bir faktördür.<br />

Sağlığı geliştirme çalışmaları, ağız-diş sağlığı düzeyinin iyi olmadığı bir<br />

toplumda genel sağlığın iyi olmasının mümkün olmadığını göstermektedir. Sağlıklı<br />

bir ağıza, çocukluk çağında ver<strong>ile</strong>n eğitim ve bu süreçte kazandırılan bilinçle<br />

ulaşılab<strong>ile</strong>ceği düşüncesiyle okullarda bu konudaki çalışmalar çok önemlidir.<br />

Çocukların bilgi düzeyleri ver<strong>ile</strong>n eğitimle ve a<strong>ile</strong>lerin desteği ve yönlendirmesiyle<br />

artacaktır. İleride sağlıklı bir toplum için çok önemli olan bireysel bilinçlenmenin<br />

ancak çocukluk çağında kazanılab<strong>ile</strong>ceği bilinmektedir(4).<br />

Dünyada toplum ağız diş sağlığı planlama ve uygulamaları değişik amaç ve<br />

yaklaşımlarla yapılmaktadır.Bununla birlikte programlar belirli ilkeleri paylaşmaktadır.<br />

Toplum ağız-diş sağlığı planlamalarının başarılı olabilmesi için hastalıkların<br />

epidemiyolojisini ve risk etmenlerini ortaya çıkararak önleme hedeflerini saptamak<br />

gerekmektedir. Toplum ağız diş sağlığında ilk adım, hastalığın prevalans ya da<br />

insidansını belirlemek ve ilgili risk etmenlerine ilişkin ver<strong>ile</strong>ri toplamak ve analiz<br />

etmektir. Bu anahtar ölçütlerin belirlenmesi toplum ağız sağlığı hizmetlerinin<br />

planlamasında en önemli adımdır. Ancak birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de diş<br />

çürüğü prevalansını saptama ya da erken tanı <strong>ile</strong> ilgili etkinliklere yeterince önem<br />

verilmemektedir. Gelişmekte olan birçok ülkede ağız-diş sağlığının hala istenen düzeye<br />

ulaşamaması sorun olarak görülmektedir. Bu ülkeler, toplumsal boyutta ağız–diş<br />

sağlığı koruma programları olmayan ülkelerdir. Diş çürüğü, gelişmiş ülkelerde b<strong>ile</strong> okul<br />

1


çocuklarının % 60-90’ını ve yetişkinlerin büyük çoğunluğunu etk<strong>ile</strong>yen en önemli<br />

sağlık sorunudur (WHO 2002).<br />

Tedavisi zor ve pahalı olan diş çürükleri, bütün yaş gruplarının yaşam kalitesini<br />

etk<strong>ile</strong>yen önemli toplum ağız-diş sağlığı sorunlarıdır. Diş ve diş eti hastalıkları ağız<br />

hastalıkları arasında birinci sırada yer almakta olup, çocukluk yıllarında başlayarak,<br />

gençlik ve yetişkinlik döneminde devam etmekte, özellikle gelişmekte olan ülkelerde<br />

kırklı yaşlarında kısmi ya da tam dişsizliğe neden olmaktadır. Çocukların bilgi<br />

düzeyleri, ver<strong>ile</strong>n eğitimle ve a<strong>ile</strong>lerin desteği ve yönlendirmesiyle artacaktır. İleride<br />

sağlıklı bir toplum için çok önemli olan bireysel bilinçlenmenin ancak çocukluk çağında<br />

kazanılab<strong>ile</strong>ceği bilinmektedir(4).<br />

İlk defa 1930'larda Klein, Palmer ve Knutson göz ve dokunma duyularını<br />

kullanarak, çürüklü ve çürüğün sekelleri sonucunda etk<strong>ile</strong>nmiş diş sayılarını tanımlayan<br />

DMF (decayed-missed-filled çürük-eksik-dolgulu) indeksini rapor etmişlerdir. Bu öncü<br />

araştırmacılar bir seri çalışmayla çürüğün farklı toplumlarda ve değişik coğrafi<br />

bölgelerdeki prevalansını bu yeni araçları kullanarak göstermişlerdir. DMF indeksi,<br />

bireysel çürüğü karakterize eden bir araç olarak dünya çapında var olan bu hastalığı<br />

belirlemekte çok önemli bir araç olmuştur(4).<br />

Koruyucu diş hekimliği hizmetleri, 1930'lu yıllardan itibaren başlayarak, 6-11 yaş<br />

grubu çocuklara yönelik ağız ve diş sağlığı yaşamın <strong>ile</strong>ri dönemlerine taşınacak olan diş<br />

fırçalama, diyet kontrolü, sigara içme gibi genel sağlık <strong>ile</strong> ilgili davranış ve<br />

düşüncelerin birçoğunun çocukluk döneminde edinildiği düşüncesinden<br />

doğmuştur.Çocuklar bu dönemde, a<strong>ile</strong>sinin, öğretmenlerinin ya da hekimlerin söz ve<br />

davranışlarından etk<strong>ile</strong>nmekte, onları taklit etmeye başlamaktadır (109).<br />

Finlandiya, Norveç, Almanya gibi gelişmiş batı ülkelerinde çocuk ve genç<br />

bireylerde çürük prevalansının, 1970 ve 1980'li yıllarda hızla azaldığı gösterilmiştir<br />

(56). Bu azalma, florid içeren diş macunları, şeker tüketimindeki değişiklikler, sosyoekonomik<br />

düzeyin yükselmesi, diş hekimliği hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve kişisel<br />

hijyen uygulama bilincinin gelişmesi gibi çeşitli etmenlere bağlanmıştır (59,113).<br />

Ancak Türkiye gibi gelişmekte olan ve koruyucu diş hekimliği uygulamalarının henüz<br />

yaygınlaşmadığı ülkelerde, ağız ve diş sağlığı sorunları, ciddi ekonomik ve sosyal<br />

sorunlar oluşturmaktadır (86).<br />

Şiddetli çürükler çocukların yaşam ve kalitesini düşürür; artmış hastaneye yatma<br />

riski, daha yüksek tedavi giderleri, okul günü kaybı ve bunun sonucunda öğrenme<br />

2


yeteneklerinde azalmanın yanında ağrı, rahatsızlık, şekil bozukluğu, akut ve kronik<br />

enfeksiyonlar <strong>ile</strong> yeme ve uyku bozuklukları yaşarlar(4).<br />

Çürükler; beslenme, büyüme ve kilo alımını etk<strong>ile</strong>r. Süt dişi çürüğü olan üç<br />

yaşındaki çocuklar kontrol grubu çocuklara göre yaklaşık olarak bir kilogram daha az<br />

ağırlıktadır. Çünkü diş ağrısı ve enfeksiyon yeme ve uyuma alışkanlıklarını, besin<br />

alımını ve metabolik süreçleri etk<strong>ile</strong>r (4).<br />

Çalışmamız, kliniğimize başvuran bölgemizdeki 1-10 yaş arası çocukların,<br />

ebevynlerin ağız-diş sağlığı durumlarının belirlenmesi ve bunu etk<strong>ile</strong>mesi olası<br />

sosyodemografik özelliklerle ilişkisinin saptanması amacıyla yapıldı.<br />

3


2.GENEL BİLGİLER<br />

2.1.Çocuklarda Ağız ve Diş Sağlığı<br />

Yirmibirinci yüzyılda baş döndürücü bir hızla ortaya çıkan bilimsel ve teknolojik<br />

gelişmeler, yaşamın her alanında köklü değişikliklere yol açmıştır. Gelişen kent yaşamı<br />

ve büyük kentler, yepyeni bir yaşam biçiminin geçerli olduğu mekanlar haline<br />

dönüşmüştür. Son yıllarda artan hazır gıda tüketimi, ağız diş sağlığına gereken önemin<br />

verilmemesi özellikle gelişmekte olan ülkelerde diş hastalıklarının önemli bir sağlık<br />

sorunu haline gelmesine neden olmuştur.<br />

Dünya Sağlık Örgütünün 2000 yılı ağız diş sağlığı hedeflerinde, 6 yaşındaki<br />

çocukların % 50 sinde diş çürüğü bulunmaması, 2020 yılında ise bu oranın % 80 lere<br />

ulaşması gerektiği belirlenmiştir. Oysa ülkemizde, altı yaş çocuklarının % 85’inin<br />

ağzında diş çürüğü bulunmaktadır. Yaş <strong>ile</strong>rledikçe bu oran artmaktadır. Türkiye<br />

geneline ait 1990 ver<strong>ile</strong>ri, 35 <strong>ile</strong> 44 yaşları arasındaki çürüklü birey oranının % 96’lara<br />

vardığını göstermektedir(96). Dişeti hastalıkları da <strong>ile</strong>ri yaşlardaki diş kayıplarının en<br />

önemli nedenlerinden biridir.<br />

Ağız sağlığında tükürük salınımı önemli rol oynamaktadır. Tükürük akışı; diş<br />

yüzeyinde plak birikimini ve ağız içinden karbonhidrat temizliğini sağlar. Bakteriyel<br />

plaklarda yerleşen bakter<strong>ile</strong>rin şekeri fermente etmeleri sonucu ortaya çıkan organik asit<br />

moleküllerini bloke eder. Lizozim, laktoperoksidaz ve laktoferrin gibi bir çok<br />

immünolojik olmayan tükürük komponentleri plak mikroflorasına, direkt antimikrobiyal<br />

etki göstererek, asidojenik etk<strong>ile</strong>rini azaltır. Tükürükteki immunoglobulin A (IgA)<br />

moleküllerinin konsantrasyonunun artışı çürük oluşumunu azaltır.Tükürük proteinleri<br />

pelikül kalınlığını arttırarak, kalsiyum, fosfat iyonlarının mineden dışarı çıkmasını<br />

engeller (4).<br />

Dişlerin en önemli hastalıklarından biri diş çürüğüdür. Diş çürüğünün oluşmasını<br />

pek çok faktör etk<strong>ile</strong>mektedir. Diyet içeriği ve beslenme alışkanlıklarının yanı sıra ağız<br />

ve diş temizliği diş çürüğünün sıklığını etk<strong>ile</strong>r. Ağız ortamı bakteri bakımından çok<br />

zengindir ve bu bakter<strong>ile</strong>r diş yüzeyindeki girinti ve çukurlara yerleşerek çoğalırlar ve<br />

ağıza alınan yiyecek ve içeceklerle de beslenerek diş yüzeyini kaplayan bir tabaka<br />

oluştururlar. Bu tabakaya diş plağı adı verilir. Bakter<strong>ile</strong>r özellikle şeker ve<br />

karbonhidratları kullanarak ağızda asit oluşumuna neden olurlar ve asitler diş üzerinde<br />

çatlaklarda demineralizasyonu arttırarak diş çürümesine yol açarlar(4).<br />

4


Bu nedenle dengeli ve düzenli beslenmek, genel sağlığımızı olduğu kadar diş<br />

sağlığımızı da etk<strong>ile</strong>r. Diş çürüklerinin önlenmesinde özellikle şekerli gıdaların öğün<br />

aralarında sıkça tüketilmemesi önem taşır. . Ağız ve diş sağlığı, çocuğun beslenmesini<br />

etk<strong>ile</strong>mesinin yanı sıra çürük dişler ağız ve yüz enfeksiyonlarına eğilimi arttırmaktadır.<br />

Ağız ve diş sağlığını yaşam boyu sürdürülmesi <strong>ile</strong> sağlıklı diş ve dişetlerine sahip olmak<br />

mümkündür.<br />

Ağız ve diş sağlığının korunmasında, diş fırçalamaya ne denli erken başlanırsa o<br />

kadar iyidir. Doğumdan itibaren çocuğun diş etleri yumuşak bir fırçayla ve su <strong>ile</strong><br />

temizlenmelidir. Çocuk diş hekiminin başka bir önerisi yoksa iki-üç yaşına kadar<br />

fluoridli diş macunu kullanılmamalıdır. İlk dişin sürmesiyle birlikte çocuğun ağız diş<br />

sağlığı için vakit ayrılmalıdır. Bebeklerde ağız bakımından ebeveyn sorumludur(4).<br />

Diş yüzeyinde biriken diş plağı, diş eti kenarında iritasyona ve iltihabi bir<br />

reaksiyona neden olur. Diş etinde başlayan bu hastalık başlangıçta kızarıklık şeklinde<br />

ortaya çıkar. Hastalığın <strong>ile</strong>rlemesi <strong>ile</strong> dişeti kanamaya başlar. Kiş<strong>ile</strong>r, diş fırçalama<br />

sırasında dişetleri kanadığı için fırçalamayı daha fazla ihmal ederler. Böylece diş<br />

plağının uzaklaştırılmaması hastalığın hızla <strong>ile</strong>rlemesine ve dişi çevreleyen kemik<br />

dokunun erimesine yol açar. Hastalık <strong>ile</strong>rledikçe, dişetlerindeki kanama artar, kemik<br />

erimesi nedeni <strong>ile</strong> dişler sallanır, dişeti çekilir ve kök yüzeyi açığa çıkar ve hatta dişler<br />

kaybed<strong>ile</strong>bilir (4).<br />

Ağız diş hastalıkları, her toplumda, her yaşta değişik oranlarda görülür.<br />

Çocuklarda 4-8 yaşlarında artış gösterdiği saptanan diş çürüğünde, cinsiyet farkı<br />

araştırmacılar tarafından incelenmiş ve genel olarak kızlarda çürük prevelans hızı<br />

erkeklere kıyasla daha hızlı bulunmuştur. Bunun nedeni; kızlarda dişlenme yaşının biraz<br />

daha erken olması, puberte çağında kızlarda hormonal değişiklikler nedeni <strong>ile</strong><br />

periodontal sorunlar ortaya çıkması ve böylece çürüğe zemin hazırlanmış olmasıdır<br />

(54).<br />

İlk diş hekimi ziyareti ve intraoral değerlendirme, ilk süt dişinin sürmesinden<br />

sonraki ilk altı ay içerisinde yapılmalıdır. İkinci ziyaret iki-üç yaşlarında tüm süt dişleri<br />

tamamlandıktan sonra yapılmalı ve yılda iki kez olmak üzere çocuk diş hekimi<br />

kontrolüne götürülerek diş gelişimi ve diş çürükleri kontrolü yapılarak koruyucu<br />

programlar hakkında öner<strong>ile</strong>r alınmalıdır (128).<br />

5


2.2.Ağız Hijyeni<br />

Ağız hijyeni, sağlığın ve yaşamın bütünüyle ilgilidir (66,67). Ağız mukozasında<br />

meydana gelen bir takım yaralar, eksik dişler, iyi gelişmemiş ya da çürük dişler, kişinin<br />

alması gereken gıdaları gereği gibi yiyememesine ve dolayısıyla hastalıklara karşı<br />

yeterli direnç gösterememesine yol açar.<br />

Erken kontroller ve koruyucu tedav<strong>ile</strong>r çocuğun gelecekte de sağlıklı dişlere sahip<br />

olması için gereklidir. Erken dönem çürükleri ya da biberon çürükleri nedeniyle diş<br />

sorunları erken dönemlerde başlayabilir bu nedenle koruyucu programlar önem<br />

taşımaktadır. Sağlıklı çocukların , yiyecekleri çiğnemeleri ve konuşmaları kolay<br />

olacak, kend<strong>ile</strong>rine güvenle gülümseyeceklerdir(4).<br />

Diş gelişimi fetal hayatın 5-6. haftasında başlar. Bu nedenle gebelik sırasında<br />

yeterli ve dengeli beslenme hem annenin hem de bebeğin genel sağlığı ve ağız-diş<br />

sağlığı için oldukça önemlidir(105). Ağız hijyeninin önemi çocuğun ilk dişlenmeye<br />

başladığı 6.ayda önem kazanır. Bu dönemde bebeğin “ağız hijyeni ihtiyacını” anne<br />

karşılamalıdır. Anne her besleme veya emzirmeden sonra nemli ıslak tülbent veya<br />

pamukla bebeğinin dişlerinin yüzeyini temizleyerek ağız hijyenini sağlamalıdır (12, 93).<br />

Çocuklar için ağız hijyeninin önem kazandığı bir diğer dönem ise süt dişlerinin<br />

tamamlandığı 2.5-3 yaşa kadar ki süredir. Bu dönemde biberon çürüklerine sık rastlanır.<br />

Biberon çürüklerinin temel nedeni her besleme sonrasında annenin ihmal ettiği ağız<br />

hijyeninden kaynaklanmaktadır. İdeal olarak kaba motor gelişimini tamamlayan çocuk,<br />

yaklaşık olarak 3 yaşından itibaren ağız hijyeni ihtiyacını anneden devralır. Bu yaş<br />

çocuğu sadece fırça ve suyla bir yetişkin denetiminde dişlerini fırçalamaya başlamalıdır.<br />

Diş fırçalamada macun kullanımına 3 yaştan sonra başlanır(4).<br />

Çocuklarda ağız hijyeni için bir diğer dönüm noktası da 6 yaştır. 6 yaş dişi olarak<br />

da bilinen kalıcı diş olan 1. azı dişini a<strong>ile</strong>ler süt dişi zannettiklerinden çocuğun ağız<br />

sağlığının devamı için çok bilinçli hareket etmezler. Ağızda 6 yaş dişinin kaybı 7 tane<br />

kalıcı dişin şekil ve yer değişikliğiyle sonuçlanır. Çocuklarda süt dişi çürüklerinin kalıcı<br />

dişlere oranla daha çok görülmesi, süt dişlerinin daha fazla organik madde içermeleri <strong>ile</strong><br />

birlikte çocukların çürükteki erken dönem sinyalleri olan soğuk-sıcak hassasiyeti ve<br />

hafif ağrıyı zamanında yorumlayamamalarıdır. Ağrı dayanılmaz boyutlara geldiğinde<br />

artık çok geç kalınmış olur. Çürüğün <strong>ile</strong>rlemesini durdurmak ancak doğru ağız hijyeni<br />

<strong>ile</strong> sağlanır(4).<br />

6


İyi bir ağız hijyeni; dişlerin fluoridli diş macunları <strong>ile</strong> fırçalanması, diş ipi<br />

kullanılması <strong>ile</strong> sağlanır. Dişlere uygulanacak koruyucu tedav<strong>ile</strong>rin başında diş<br />

fırçalama gelir. Çocuk diş fırçaları yumuşak ve yuvarlatılmış uçlu, küçük başlı olmalı<br />

ve sık sık kontrol ed<strong>ile</strong>rek eskidikçe değiştirilmelidir. Dört-beş yaş grubu çocuklar<br />

dişlerini kendi başlarına fırçalayamazlar. Ebeveyn mutlaka bu işlemi bir ayna önünde<br />

çocukla birlikte yaparak çocuğun dişlerini fırçalamasını sağlamalıdır. Çocuğun<br />

arkasında durarak aynanın önünde birlikte fırçalanmalı ve çocuğun fazla diş macunu<br />

yutması önlenmelidir(4).<br />

Dişler günde en az iki kez sabah kahvaltı sonrası ve gece yatmadan önce, sadece<br />

üçer dakikalık etkili fırçalama tekniği <strong>ile</strong> bakım yapılmalıdır. Fırça 45 derecelik açıyla<br />

dişe yaklaştırıldıktan sonra her diş yüzeyi yuvarlak hareketlerle süpürülerek ağız hijyeni<br />

sağlanır. 7 yaşından itibaren ise çocuk kendisi fırçalayabilir. Dişler kontakt haline<br />

geçtikten sonra yani yaklaşık 8 yaşından sonra da çocuk diş hekimi önerisi <strong>ile</strong> diş ipi<br />

kullanımına geçebilir(4).<br />

2.3. Kötü Oral Alışkanlıklar<br />

Ağız <strong>ile</strong> ilgili kötü alışkanlıklar; genellikle parmak emme, emzik emme, dudak ya<br />

da dil emme, tırnak yeme, bruksizim(diş sıkma ve gıcırdatma), ağızdan solunum gibi<br />

alışkanlıklardır.<br />

Emme duygusu, yenidoğanda doğal bir refleks olarak kabul edilir, çocuk kendini<br />

mutlu hisseder. Parmak emme, yeni doğanlarda doğal olarak kabul edilmekle birlikte iki<br />

yaşında bitirilmesi gereklidir. Genellikle 5 yaşın altındaki çocuklarda, emme<br />

alışkanlıkları uzun dönemli sorunlara neden olmaz; fakat alışkanlığın uzun sürmesi<br />

dentisyonda deformasyonlara neden olabilir.<br />

Bu deformasyonlar, emmenin süresi, sıklığı ve yönü <strong>ile</strong> ilgili olarak değişebilir.<br />

Bu durum çocuk diş hekimi tarafından değerlendirilmelidir. Bu değişiklikler openbite<br />

(açık kapanış), sürmede ve dişlerin pozisyonlarında değişiklikler, crossbite (çapraz<br />

kapanış) ve çene yüz kemiklerinin büyümesinde değişiklikler şeklinde olabilir. Çocuk<br />

diş hekimi hastanın anne ve babasına alışkanlığın durumu hakkında bilgi vererek,<br />

alışkanlığın değiştirilmesi yönünde çeşitli kas hareketleri ve aperey kullanımı <strong>ile</strong> tedavi<br />

ve alışkanlığın kontrolü şeklinde bir yaklaşımda bulunur (4).<br />

Bebekler doğduklarında dişleri yoktur ve bu dönemde yalnızca anne sütü ya da<br />

biberonla beslenirler. Bebeklik döneminin en önemli değişimlerinden biri dişlerin<br />

sürmeye başlamasıdır. Bu süren dişler süt dişleri adı <strong>ile</strong> anılır.<br />

7


Bebek 6-8 aylık olduğunda ilk süt dişleri genellikle alt çenenin ön bölgesinde<br />

sürmeye başlar. Bunları üst keser dişler ve yaklaşık 6 aylık aralarla diğer dişlerin alt ve<br />

üst çenede yer alması izler. Böylece bebek iki buçuk üç yaşlarına geldiğinde tüm süt<br />

dişleri ağızda yerlerini alır. Bu dişler küçük mavimtrak beyaz renkli ve genellikle<br />

aralıklı olarak dizilmiş şekilde, alt ve üst çenede onar tane olmak üzere toplam 20<br />

adettir. Süt dişleri, çocuğun beslenmesine yardımcı olmanın yanı sıra yerlerine gelecek<br />

olan kalıcı dişlere de rehberlik ederler.<br />

Süt dişlerinin erken kaybedilmeleri, beslenme sorunları oluşturmanın ya da<br />

estetik sorunlar yaratmanın yanında, kalıcı dişlerin çene üzerinde doğru şekilde<br />

yerleşememesine de neden olur. Bu nedenle, süt dişlerinin ağızda, kalıcı dişler gelene<br />

kadar sağlıklı olarak kalması çok önemlidir. Süt dişleri nasıl olsa düşecek ve yerlerine<br />

yen<strong>ile</strong>ri gelecek diye kesinlikle ihmal edilmemeli ve çürüdükleri takdirde mutlaka<br />

tedavi edilmelidir. Süt dişlerine dolgu, kanal tedavisi yapılabilir. Bu dişlerin<br />

çekimlerinin yapılması gerekli ise, ağız içinde meydana gelen boşluk daralmadan<br />

korunmalıdır. Bu nedenle yer tutucu adı ver<strong>ile</strong>n apareyler kullanılır(4).<br />

Bebeklik döneminde her beslenmeden sonra ağız içi ve dişler sürmeye başladıktan<br />

sonra diş yüzeyleri temiz bir bez <strong>ile</strong> silinmelidir. Dişler ağızda yerlerini aldıkça, küçük<br />

başlı, yumuşak kılları olan bir diş fırçası <strong>ile</strong> diş yüzeyleri temizlenmelidir. Özellikle<br />

dişler sürdükten sonra bebek uyku sırasında beslenmemelidir. Dişler sürdükten sonra sık<br />

aralarla ve gece uyku sırasında biberon ya da anne sütü verilmesi dişlerde yaygın<br />

çürüklere neden olur. Bu nedenle anne sütü ya da biberonla beslenme, bir yaşından<br />

sonra bırakılmalıdır. Emzik kullanımı ise üç dört yaşına kadar sürdürülebilir ancak<br />

emziğin bal, reçel ya da şekere batırılarak verilmesinin benzer çürüklere yol açacağı<br />

unutulmamalıdır(4).<br />

Çocuklar 6 yaşına gelene kadar kendi başlarına iyi bir temizlik sağlayamazlar. Bu<br />

nedenle, ebeveynler özellikle gece yatmadan önce dişlerin fırçalanmasına yardımcı<br />

olmalı ve hatta bizzat yapmalıdırlar. Bunun için ayna karşısında çocuğun arkasına geçip<br />

kendi dişlerini fırçalar gibi çocuğun ağzının içini rahatlıkla görerek temizliğini<br />

sağlamak mümkündür.Çocuk oturmaya başlar başlamaz 6 ayda bir düzenli diş hekimine<br />

götürülmelidir. Diş hekimi çocuktaki gelişimi izleyerek, önlem alınması gereken<br />

durumlara erken katkı yapab<strong>ile</strong>cektir(4).<br />

8


2.4.Diş Diz<strong>ile</strong>ri<br />

2.4.1 Süt diş dizisi<br />

Doğumda gelişmiş olan 20 süt dişi, şekilleri ve yerleri değişik olmak üzere, bebek<br />

yaklaşık 6 aylıkken sürmeye başlar ve yaklaşık üç yaşında tamamlanır. Süt dişleri daimi<br />

dişler kadar önemlidir. Çiğneme, konuşma ve estetik açıdan önemli olduğu kadar daimi<br />

dişlerin sürmesi için çenelerde yer tutması açısından da önem taşımaktadır.<br />

Süt dişlerinin sürmesi sırasında, dişetinde kızarma ve şişme, tükürük akışında<br />

artış, huzursuzluk, beslenme alışkanlıklarında değişiklik, uyku düzeni bozuklukları gibi<br />

semptomlar ilk dişin sürmesinde daha şiddetli olarak görülür. Ateş, kusma ya da diyare<br />

(ishal) görüldüğünde çocuk doktoruna başvurulmalıdır. Çünkü çoğu zaman bu<br />

semptomlar dişlenme <strong>ile</strong> ilgili değildir. Günde iki-üç kez temiz ıslak bir bezle, parmakla<br />

ya da soğuk diş kaşıyıcı nesneler <strong>ile</strong> çocuğa yardımcı olunabilir. Süt dişleri, ilk kalıcı<br />

dişler sürene kadar (6-7 yaş) ağızda eksiksiz kalmalıdır. Bu yaştan sürmeye başlayan<br />

kalıcı dişler süt dişlerinin köklerini resorbe ederek sallanmalarına ve düşmelerine neden<br />

olur. Herhangi bir nedenle düşmesi geciken süt dişleri, kalıcı dişlere yer açılması ve<br />

<strong>ile</strong>ride çapraşık diş dizisine neden olmamaları için doğru zamanda çekilmelidir(4).<br />

2.4.2. Karışık diş dizisi<br />

Çocuk 6 yaşına geldiğinde, ağızda tüm süt dişleri varken süt dişi diz<strong>ile</strong>rinin en<br />

arkasından ilk kalıcı birinci büyük azı dişleri çıkar. 7 yaşında, bebeklik döneminde ilk<br />

olarak sürmüş olan alt süt kesici dişler sallanmaya başlar. Bunun nedeni köklerinin<br />

erimeye başlamasıdır. Süt dişlerinin kökleri sürme sırasına benzer şekilde erir, dişler<br />

sallanır ve kendiliğinden düşerler. Böylece bu dişlerin yerine sırasıyla kalıcı dişler gelir.<br />

Karışık dişlenme döneminde süt dişlerinin yerine gelen kalıcı dişler doğru kapanışa<br />

gelene kadar çeşitli yönlerde hareket eder ve oldukça çapraşık bir şekilde sürebilirler.<br />

Kalıcı dişler tamamlandıkça bu durum daha iyi bir hal alabilir ya da ortodontik tedavi<br />

<strong>ile</strong> dişler çene kavsi üzerine düzgün bir şekilde dizilirler.<br />

Karışık dişlenme döneminde dişlerin sağlığının korunması için etkili bir diş<br />

fırçalama yapılmalıdır. Bunu sağlamak çocuğun yaşının <strong>ile</strong>rlemesi <strong>ile</strong> el becerisinin<br />

artması sayesinde kolaylaşır. Etkili bir fırçalama en az iki dakika sürer. Dişlerin ara<br />

yüzlerinin temizliği diş ipi <strong>ile</strong> yapılır. Çocuklar ancak 9-10 yaşlarından sonra diş ipi<br />

kullanımına başlayabilirler. İlk süren kalıcı diş olan birinci büyük azı dişi, ağızda yerini<br />

çok erken yaşta aldığı için özellikle çiğneyici yüzeyindeki girinti ve çukurların fazla<br />

olması nedeni <strong>ile</strong> çürümeye yatkın erken fissür örtücü <strong>ile</strong> örtülenmelidir. Dişlerin<br />

sağlığının takibi 6 ayda bir diş hekimi kontrolü <strong>ile</strong> sağlanmalıdır(4).<br />

9


2.4.3. Kalıcı diş dizisi<br />

Çocuk 12 yaşına geldiğinde ağzındaki tüm süt dişleri, yerlerini kalıcı dişlere<br />

bırakmış olur. 17 yaşından sonra da üçüncü büyük azılar ağızda yerlerini aldığında<br />

daimi diş dizisi 32 dişe ulaşır.On iki yaş, genellikle dişler düzgün dizilmediklerinde<br />

sabit ortodontik tedavinin başladığı yaştır. Ortodontik braketler ve teller ağız hijyeninin<br />

sağlanmasını zorlaştırır ve diş plağı için retansiyon alanları oluştururlar. Bu dönemde<br />

diş fırçalama ortodontik diş fırçası <strong>ile</strong> yapılmalı ve ayrıca ara yüz fırçaları <strong>ile</strong> tellerin<br />

altları temizlenmelidir. Özellikle ortodontik braketlerin çevresinde demineralize alanlar<br />

ve çürük başlangıçları meydana gelebilir(4).<br />

2.5.Erken Çocukluk Çağı Çürüğü<br />

Biberon çürükleri olarak da isimlendir<strong>ile</strong>n erken çocukluk çağı çürüğü, sıklıkla<br />

çocukların içeriğinde su dışında herhangi bir sıvı bulunan biberonla beraber uyumaları<br />

emziklerinin bal, pekmez gibi tatlı gıdalara batırıldıktan sonra çocuğa verilmesi<br />

sonucunda meydana gelir. Uzun süreli anne sütü <strong>ile</strong> beslenme de sütün içeriğindeki<br />

laktoz nedeniyle ağız bakımının yapılmadığı bebeklerde bu tip çürüklere neden<br />

olmaktadır(4).<br />

Biberon çürüğünde sıvı, üst ön dişlerin etrafında birikir ve üst çene kesici dişler <strong>ile</strong><br />

beraber sıklıkla birinci süt azı dişlerin hızlıca çürümesine neden olur. Bu tip diş<br />

çürükleri, bir ya da iki yaşlarında görüleb<strong>ile</strong>ceği gibi, bir yaşın altında da meydana<br />

gelebilmektedir. Biberon çürükleri, uygunsuz beslenme uygulamalarından kaynaklanır<br />

ve bunun tedavisi de uygun beslenme olanaklarıyla gerçekleşir. Bir-iki ay gibi kısa bir<br />

sürede dişin kaybına neden olan biberon çürükleri ortaya çıkabilir, ağrı yapabilir, dişin<br />

erken kaybına neden olabilir. Bu sorun sosyoekonomik düzeyi düşük a<strong>ile</strong>lerde ve artan<br />

bir şekilde çalışan kadınların işten yorgun düşmesi ve yatarken çocuklara biberon<br />

vermesi <strong>ile</strong> ilişkilidir(4).<br />

Üç yaşından küçük çocuklarda görülen yaygın ve ciddi tek dişlerle ilgili sorun<br />

olan erken çocukluk çağı çürüğünün önemi, yalnızca ciddi bir diş sorunu olması ve<br />

duyarlı bir tedavi gerektirmesi değil, tedavisinin a<strong>ile</strong> ve çocuk için de stresli ve pahalı<br />

olmasından kaynaklanmaktadır. Erken çocukluk çağı çürüklerini önlemek demek,<br />

çürükle birlikte genel anestezi ve sedasyon gibi tedav<strong>ile</strong>re gereksinim duyan çok küçük<br />

çocukların bu çıkmazdan gerçek bir şekilde kurtulmaları anlamına gelmektedir.<br />

Öner<strong>ile</strong>n öğün protokolüne göre çocukların biberonla yatakta uyumaları önlenmelidir.<br />

Biberonu bıraktırmak için biberonda aşamalı olarak seyreltilmiş bir sıvı kullanımı<br />

yararlı olabilir(4).<br />

10


2.6. Koruyucu Uygulamalar<br />

Günümüzde erken çocukluk dönemi çürüklerinde çeşitli koruyucu önlemler<br />

uygulanmakla birlikte bazı uygulamalar bilimsel olarak tam kanıtlanmamıştır veya<br />

bilimsel gerçeği zayıftır. Sadece ;Ham<strong>ile</strong>likte flor kullanımının etkisinin olmadığı tespit<br />

ed<strong>ile</strong>rek koruyucu uygulamalardan çıkarılmıştır. Tweetman‘ın ‘ilk’veya‘ilk temel’<br />

koruma şeklinde tanımladığı koruyucu önlemlerin 3 yaş öncesi çocuklarda başlaması<br />

gerekliliği vurgulanmaktadır.’ İkincil koruma’ terimi ise klinik olarak diş çürüğünün<br />

görülmesi <strong>ile</strong> çürük lezyonlarını durdurmak ve kontrol etmek için amaçladığında<br />

kullanılmaktadır (5).<br />

2.6.1. Ağız diş sağlığı eğitimi<br />

Ağız diş sağlığı eğitimi <strong>ile</strong> diş çürüğünün <strong>ile</strong>rlemesinin durdurulab<strong>ile</strong>ceği<br />

gösterilmiştir (15). Sosyoekonomik düzeyi düşük ve çürük oranı yüksek olan<br />

bölgelerdeki eğitim programlarının etkisinin incelendiği çalışmada 3 yıl sonra erken<br />

çocukluk çağı çürüğü görülme oranının azaldığı tesbit edilmiştir.(64) Annelerle yüzyüze<br />

yapılan görüşmelerde ver<strong>ile</strong>n eğitim ve motivasyonun geleneksel sağlık eğitimleri <strong>ile</strong><br />

karşılaştıldığında 2 yıl sonra bu annelerin çocuklarında daha az çürük olduğu<br />

saptanmıştır(117).<br />

2.6.2.Flor<br />

Flor en önemli antikaryojenik ajandır.Topikal uygulamalar diş yüzeyine ve dental<br />

plağa ulaşarak görev yapar.Florün topical uygulanımında (macun,gargara,jel,vernik) 3<br />

temel etki mekanizması vardır.<br />

• Asidik plak ph ‘da bakteri difüzyonu sonucu meydana gelen bakteri<br />

metabolizmasını inhibe eder.<br />

• Asidik ortamda mine kristallerinin yüzeyinde bulunan flor demineralizasyonu<br />

inhibe eder.<br />

• Remineralizasyonu artırır ve çözünürlüğü az aside dirençli fluoroapatit<br />

mineralleri oluşumuunu sağlar(42).<br />

Florün primer çürük önleyici etkisini, gelişen dişlerde minenin yapısına girerek<br />

sağlamasından çok (sürme öncesi dönem); ağız içinde düşük konsantrasyonlarda ve<br />

sürekli bulunması (sürme sonrası dönem) <strong>ile</strong> gösterdiği kabul edilmektedir (45). Flor<br />

uygulaması, çürük oluşumunu engellemektense, başlamış çürüğün <strong>ile</strong>rlemesini<br />

yavaşlatmaktadır( 124).<br />

Flor verniklerin, sütdentisyonda erken çocukluk çürüklerini önlediği<br />

gösterilmiştir(118).<br />

11


Çocukları her 6 ayda bir görmek bazen zor olabilir, bu durumda florü sık<br />

uygulamak daha fazla fayda sağlamakla birlikte hiç uygulamamaktansa yılda bir<br />

uygulamak da çok önemlidir ve tercih ed<strong>ile</strong>bilir (118).<br />

Gelişmiş ülkelerde koruyucu diş hekimliği uygulamaları <strong>ile</strong>, diş çürüğü görülme<br />

sıklığında önemli azalmalar sağlanmıştır (75,124). Diş çürüğünden korunmada<br />

kullanılan en yaygın ve başarılı yöntem, flor uygulamalarıdır (44,52,97).<br />

Çocuklarda, florün çürük önleyici dozu, 0.25-1 mg F-/kg olarak kabul edilmektedir.<br />

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), florün diş çürüğünü önleyici etkisinin sağlanması için 1.5<br />

mg F-/kg'lık dozun aşılmaması gerektiğini ifade etmektedir. (17,45,74,106,119,121).<br />

Temel flor kaynağı, sudur (35). Vücut dokuları, içecekler(meyve suyu,maden<br />

suyu,süt vb.), gıda maddelerit(tahıllar, muz, patates,deniz ürünleri,çay vb.) ve bazı diş<br />

bakım ürünleri de değişen miktarlarda flor içermektedir.<br />

Diş hekimliğinde kullanılan sistemik flor uygulamaları, içme sularına flor<br />

eklenmesi, floridli tablet, pastil ve damlalar, sofra tuzlarına flor eklenmesi, süte flor<br />

eklenmesi, multivitamin-flor kombinasyonları şeklinde gruplandırılabilir. İnsan<br />

vücudunda, toplam florid miktarı, 2-3 g'dır (83,120).Normal koşullarda beslenme <strong>ile</strong>, 1-<br />

3 mg/gün düzeyinde alınmaktadır (17). Meyve sularının ve bazı katı besinlerin tüketimi,<br />

floridli diş macunları ve diğer floridli diş bakım ürünlerinin kullanımı da, bireyin<br />

günlük florid alımına katkıda bulunmaktadır (45,104).<br />

Akut flor toksisitesi,tek seferde yüksek dozda flor alımı sonucu oluşurken,kronik<br />

flor toksisitesinin oluşabilmesi için, flor uzun süreli ve daha az miktarlarda<br />

tüketilmelidir (74,116). Florün kronik toksik etkisi, sert dokularda, iskeletsel fluoroz<br />

(osteofluoroz) ve dental fluoroz (endemik dental fluoroz, mottled enamel) olarak<br />

görülür . 0.05-0.07 mg F-/ kg florid dozu, dental fluorozu en alt düzeyde tutmak için<br />

kabul ed<strong>ile</strong>n en üst sınırdır.<br />

Kanada Diş hekimleri Birliği (2000), çocuklarda flor desteklerinin kullanımının,<br />

dental fluoroza neden olduğunu ve bunun yanında diş çürüğünü önleyici etk<strong>ile</strong>rinin<br />

değişkenlik gösterdiğini doğrulamıştır. Birlik, flor takviyelerinin, ancak yüksek diş<br />

çürüğü riski tarifleyen bireylerde düşünülmesi gerektiğini ve yeterli düzeyde flor alan<br />

bireylerde kullanılmaması gerektiğini ifade etmektedir .<br />

Pastiller ve çiğnenebilir tabletler, öner<strong>ile</strong>n flor takviye formlarıdır. Damlalar özel<br />

amaçlı hastalar için kullanılabilir. Diş hekimi hastası için diş çürüğü sıklığı, beyaz mine<br />

lezyonları varlığı gibi nedenlerle flor profilaksisine gereksinim duyduğunda yoğun<br />

konsantrasyonda flor içeren çeşitli dental ürünleri klinikte uygulayabilir.<br />

12


Sistematik olarak flor tableti kullanımı bugün önemini kaybetmiştir. Ancak<br />

hastanın gereksinimleri, yaşı, vücut ağırlığı ve yaşadığı bölgede içme suyundaki flor<br />

oranı dikkate alınarak flor tableti kullanımı öner<strong>ile</strong>bilir .<br />

Sosyoekonomik düzeyi düşük toplumlarda, yaygın olarak tercih ed<strong>ile</strong>n flor<br />

tabletleri, diş hekimleri ve hekimlerce,toksik etk<strong>ile</strong>ri irdelenmeden reçete edilmektedir.<br />

Özellikle diş hekimleri olmak üzere, sağlık elemanlarının, florün toksik potansiyelinin<br />

farkında olmaları ve riski en az düzeyde tutarak mineralize dokuların sağlığını<br />

artırmaları gereklidir.Diş hekimliğinde kullanılan florürlü preparatların, bilinçsiz reçete<br />

edilmesi önlenmeli ve hastaların, optimal düzeyde bilg<strong>ile</strong>ndirilmesi sağlanmalıdır.<br />

2.6.3. Antibakteriyel tedav<strong>ile</strong>r<br />

Bakter<strong>ile</strong>rin neden olduğu erken çocukluk dönemi çürüklerinden antibakteriyel<br />

ajanlarla korunmak mantıklı bir yaklaşımdır.<br />

2.6.4.Klorheksidin<br />

Son yıllarda karyojenik bakter<strong>ile</strong>re karşı en başarılı tedavi, klorheksidin gargara<br />

veya jellerdir . Günlük kullanımı <strong>ile</strong> iki haftada karyojenik bakteri sayısı önemli ölçüde<br />

düşmektedir.Yüksek bakteri bulunan kiş<strong>ile</strong>rde klorheksidin tedavisi 3 ay aralarla<br />

tavsiye edilmektedir.Yüksek çürük riski olan florun , yalnız başına yetersiz kaldığı<br />

durumlarda çürük bakter<strong>ile</strong>re karşı antibakteriyel tedavi uygulanabilir. Birçok çalışma,<br />

klorheksidinin plak mutans streptokok (MS) seviyesini düşürdüğünü göstermiştir.<br />

Klorheksidinin ayrıca lactobacill<strong>ile</strong>rde de etkili olduğu gösterilmiştir.<br />

2.6.5.Ksilitol<br />

Ksililitol 5 karbonlu şeker alkolleridir. Tadı ve görünümü sukroza en yakın<br />

olduğundan şeker yerine geçer. Karyojenik bakter<strong>ile</strong>r tarafından metabolize ed<strong>ile</strong>mez<br />

bu onun antikaryojenik özelliğini gösterir. Karyojenik bakter<strong>ile</strong>rin insandan insana<br />

geçişini inhibe eder ve bakteri kolonizasyonunu azaltır. Anneden çocuğa bakteri<br />

transferinin önlenmesinde ksilitolün klinik başarıları gösterilmiştir41).<br />

Mutans streptococcusun anneden çocuğa geçişi nedeniyle koruyucu uygulamalar,<br />

bebeğin annesini ilg<strong>ile</strong>ndirir (49,51,33,129). Annelere uygulanan koruyucu tedav<strong>ile</strong>rin<br />

çocuğun ağız ve diş sağlığında olumlu etk<strong>ile</strong>ri olduğu gösterilmiştir. Isokangas ve ark. ,<br />

Thorild ve ark. yüksek tükrük MS olan ham<strong>ile</strong>lerin ham<strong>ile</strong>lik döneminde ve<br />

çocuklarının süt dentisyonu boyunca ksilotollü ciklet çiğnemeleri <strong>ile</strong> çocuğa MS<br />

geçişini ertelediğini göstermişlerdir(108,59).<br />

13


2.6.6. Probiyotik<br />

Probiyotiklerin gastrointesinal hastalıkları kontrol etme özelliklerinin yanı sıra<br />

içerisinde bulunan lactobacillus ve bifidobacteriumun karyojenik<br />

bakter<strong>ile</strong>ri(streptococci and candida sp.) inhibe etme özelliği son yıllarda yapılan<br />

çalışmalarla ortaya konulmuştur (81,82). Nase and co-workers 7 aylık çalışmada 1-6<br />

yaş grubu çocuklarda, probiyotik bakteri lactobacillus rhamnosus GG li süt haftada 5<br />

gün ver<strong>ile</strong>rek çürükte düşme görülmüş (76). Probiyotik bakter<strong>ile</strong>rin, oral ekolojiye<br />

etk<strong>ile</strong>rini gösteren çalışmalardan biridir.<br />

Çağlar ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada, günde probiotik 200 gr. yoğurt <strong>ile</strong><br />

tükrük mutans streptokok seviyesinin düştüğünü aynı düşüş şekli lactobacillide de<br />

bulunmuştur.Yoğurtta bulunan probiyotik bifidobacterianın, çürükten sorumlu<br />

mikroorganizmalar üzerine etkili olduğu gösterilmiştir(19). Probiyotiklerin ağız diş<br />

sağlığının korunması amacıyla tavsiye ed<strong>ile</strong>bilmesi için daha fazla çalışma <strong>ile</strong><br />

kanıtlanması gerekmektedir.<br />

2.6.7. Kazein Fosfopeptit Amorf Kalsiyum Fosfat(CPP-ACP)<br />

In vitro çalışmalar süt proteinlerinin (kazein gibi), antikaryojenik özelliği<br />

olduğu gösterilmiştir. Kazein, tükrükteki S.sangius ve S.sobrintusu inhibe etme<br />

özelliğine sahiptir.Kazeinin, mine yüzeyinde demineralizasyonu önlediği ,düz yüzeyde<br />

%55 ve fissüre çürüğünün gelişimini yüzde 46 azalttığı gösterilmiştir.<br />

Erken çocukluk dönemi çürüklerinde koruyucu uygulamalardan biri olan Kazein<br />

Fosfopeptit Amorf Kalsiyum Fosfat (CPP-ACP) (ToothMousse,GC) komplekslerin,<br />

remineralizasyon kapasitesi incelendiğinde CPP-ACP’nin mineral içeriğinde % 77’lik<br />

bir artışa neden olduğu gösterilmiştir.Yüksek çürük riski olanlarda çürükten korunmada<br />

günde 2 kez parmakla uygulanması tavsiye edilmektedir (18,61). CPP-ACP’nin etkisi,<br />

daha fazla sayıda ve uzun dönemli klinik çalışmalarla değerlendirilmelidir.<br />

2.6.8. Çürük immünizasyonu<br />

Yıllardır çürüğe karşı immünizasyon çalışmaları yapılmaktadır .Çürük, sistemik<br />

bir enfeksiyon olmadığı için spesifik bir antibiyotik uygulaması <strong>ile</strong> başarılı sonuçlar<br />

elde etmek çok zordur.<br />

İmmün sistemlerinin başında tükrüğün salgısal immümglobulinleri IgA veya<br />

serum ve gingival sıvıda bulunan IgG gelmektedir (48,20). Tükrük IgA , diş yüzeyinde<br />

kolonize olan spesifik bakter<strong>ile</strong>re etki ederek, mutans streptokok kolonizasyonunu<br />

inhibe ettiği gösterilmiştir.<br />

14


DNA aşısı, çeşitli infeksiyon hastalıklarına ,otoimmün hastalıklara ,alerj<strong>ile</strong>re ve<br />

kansere karşı kullanılmakla birlikte, zayıf immünojitesi nedeniyle hala büyük<br />

problemdir.DNA aşısı, streptokok mutans (S.mutans) gtfB genine ve S. mutans pac<br />

genine etki etmektedir.(94,130).<br />

Çocuklardaki immünolojik çalışmalarda, tam gelişmemiş immün sistem ve<br />

bakteri florasının stabil olmaması gibi problemlerle karşılaşılmaktadır. Teknolojik<br />

gelişmelerin kullanılması, gen mühendisliğindeki gelişmelerle bitk<strong>ile</strong>rin kullanımı ve<br />

yeni immünglobulinlerin üretilmesi <strong>ile</strong> çürükten korunmada yeni uygulamalar<br />

kullanılab<strong>ile</strong>cektir.<br />

2.6.9.Çocuklarda çinko desteğinin ağız ve diş sağlığı üzerine etkisi<br />

Çinko, insan organizmasında yaklaşık 300 metaloenzimin yapısında rol alan<br />

esansiyel elementtir. Çinko eksikliğinin ağır formunun sadece Ortadoğu ülkelerinin<br />

sorunu olduğu düşünülürken son yıllarda, hafif ve orta düzeyde çinko eksikliğinin tüm<br />

dünyada yaygın olduğu anlaşılmıştır. Çinko eksikliği, çocukluk çağında büyüme<br />

duraklamasına ve enfeksiyonlara eğilimin artmasına neden olur(72).<br />

Son yıllarda, gelişmekte olan ülkelerde, bebeklik ve çocukluk döneminde<br />

yapılan sistemik çinko desteğinin, ishal ve pnömoni gibi enfeksiyonların morbidite ve<br />

mortalitesini azalttığı, büyümeyi hızlandırdığı gösterilmiştir(40). Çinko desteğinin ağız<br />

ve diş sağlığı üzerine olan etkisini araştıran kısıtlı sayıda araştırma yapılmıştır.<br />

Çinko’nun diş macunu ve gargara içerisinde topikal uygulanmasının etk<strong>ile</strong>ri<br />

incelenmiştir. Bu çalışmaların çoğunda çinkonun , topikal olarak uygulamasının plak<br />

oluşumunu azalttığı gösterilmiştir (102,69,98,32). Vaka sayısı az olmakla birlikte, çinko<br />

desteğinin klinik ve istatistiksel olarak önemli derecede plak indeksini azalttığı<br />

bulunmuştur.<br />

Hayvan deneylerinde bakır-çinko süperoksit dizmutaz aktivitesinin, dişeti<br />

inflamasyonunu baskıladığı gösterilmiştir. Çinko içeren ağız çalkalama sularının plak<br />

asidojenitesini azalttığı ve plak üzerindeki çinko çökeltisinin asit nötralizasyonu için<br />

rezerv görevi göreb<strong>ile</strong>ceği belirtilmiştir<br />

15


2.6.10. Süt dişlerinde pit ve fissür örtücüler<br />

Dişlerin çiğneyici yüzeyleri üzerindeki pit ve fissürler, diş çürüğü açısından riskli<br />

anatomik oluşumlardır. Pit ve fissürler, toplam diş yüzeylerinin sadece %12.5’ ini<br />

oluşturmaktadır. Ancak okul çağındaki çocuklarda tespit ed<strong>ile</strong>n çürüklerin, %88’inin bu<br />

bölgelere ait olduğu bildirilmiştir(113,114). Bu bölgelerden kaynaklanan çürüğün<br />

önlenmesinde en etkin yöntem pit ve fissür örtücülerin uygulanmasıdır.<br />

Koruyucu diş hekimliğinin temel yöntemlerinden biri olan pit ve fissür<br />

örtücüler,çiğneyici yüzey çürüklerinin önlenmesi amacıyla gelişmiş ülkelerde giderek<br />

artan bir şekilde kullanılmaktadır(73). Diş hekimliğinde kullanılan her restorasyon<br />

materyali gibi pit ve fissür örtücülerin de içerikleri zamanla daha da geliştirilmiştir.<br />

Günümüzde akışkan restoratif materyaller olarak sınıflandırılan kompozitve poliasitle<br />

modifiye kompozit rezinler (kompomer) de fissür örtücü olarak klinik kullanıma<br />

girmiştir(57,11).<br />

Pit ve fissür örtücüler, süt ve daimi dişlerde uygulanması tavsiye ed<strong>ile</strong>n koruyucu<br />

bir yöntemdir.Daimi dişlerde olduğu gibi çürüğe yatkın bir çiğneyici yüzey<br />

anatomisinin süt dişlerinde de olması ve hastalarda yüksek çürük riskinin bulunması pit<br />

ve fissür örtücülerin bu dişlere uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Ancak, a<strong>ile</strong>lerin<br />

daimi dişlere süt dişlerinden daha fazla önem vermesi bu koruyucu yöntemin süt<br />

dişlerinde daimi dişlerdeki kadar yaygın kullanımını engellemiştir(43). Bununla<br />

birlikte,yapılan klinik çalışmalarda, süt dişlerine yapılan pit ve fissür örtücülerin daimi<br />

dişlerdeki kadar başarılı olduğu bulunmuştur.<br />

16


3.GEREÇ VE YÖNTEM<br />

Araştırma , Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları<br />

polikliniklerine başvuran hasta ve ebeveynler üzerinde yapıldı. Çalışma grubu, 1-10<br />

yaş arası çocukların 300 anne-babasından veri toplama işlemi <strong>ile</strong> oluşturuldu.<br />

Bu araştırmada elde ed<strong>ile</strong>n bulgular, İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma<br />

Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları polikliniklerine çeşitli sebeplerle başvuran<br />

gönüllü 300 anne-babanın verdiği yanıtlarla sınırlıdır.Her bir a<strong>ile</strong>den ayrı ayrı sözlü ve<br />

yazılı onam <strong>ile</strong> çalışma için hastane etik kurulu onamı alınmıştır.Etik kurul no:57/AH1<br />

Çalışmamız 4 aşamada yapıldı.<br />

a)Sosyodemografik özelliklerin saptanması.<br />

b)Ebeveynlerin ağız-diş sağlığı konusundaki davranış- tutum ve bilgi düzeylerinin<br />

araştırılması.<br />

c)Çocuk ve <strong>ebeveynlerinin</strong> ağız diş sağlığı durumunun tespiti (DMFT indeksi <strong>ile</strong>).<br />

d)Ağız diş sağlığı durumu ( DMFT indeksi) <strong>ile</strong> sosyodemografik faktörlerin ilişkisinin<br />

araştırılması.<br />

Araştırmada elde ed<strong>ile</strong>n bulgular; sosyodemografik özellikler, ebeveynlerin ağız<br />

diş sağlığı konusundaki davranış-tutum ve bilgi düzeyleri, çocuk ve <strong>ebeveynlerinin</strong><br />

ağız diş sağlığı durumu, ağız diş sağlığı durumunun sosyodemografik faktörlerle ilişkisi<br />

incelenerek sunulmuştur.<br />

Sosyodemografik özelliklerin araştırılması, ebeveynlerin ağız diş sağlığı<br />

konusundaki davranış- tutum-bilgi düzeylerinin değerlendirilmesi, çocukların ve<br />

<strong>ebeveynlerinin</strong> ağız diş sağlığı durumlarının belirlenmesi amacıyla hazırlanan veri<br />

toplama formunda, çocuğun yaşı, cinsiyeti, anne-babasının eğitim durumu, a<strong>ile</strong>ye ait<br />

sosyodemografik özellikler, anne-baba ve çocuğa ait dental anamnez, çocuğun düzenli<br />

diş hekimi kontrolüne götürülüp götürülmediği, beslenme özellikleri, ağız hijyeni<br />

özellikleri, ağız diş sağlığı bilg<strong>ile</strong>ri <strong>ile</strong> ilgili sorular bulunmaktaydı.<br />

Veri toplama formları, hastanede gerekli açıklamalar yapıldıktan sonra,<br />

araştırmacı tarafından yüz yüze görüşme sonucu anne-babaların verdiği cevaplar<br />

doğrultusunda doldurulmuştur. Çocukların, anne-babaların ağız içi değerlendirmesi;<br />

Çocuklarda aynı araştırmacı tarafından, ebeveynlerde aynı diş hekimi tarafından<br />

yapılmıştır.<br />

17


Çalışmamızda, DMFT [çürük (D:Decayed), kayıp (M:Missing) ve dolgulu<br />

(F:Filled)] indeksi kullanıldı. DMFT indeksi, toplumun ağız seviyesinin hangi durumda<br />

olduğunu gösteren bir indekstir. Bu indeks hesaplanırken; Çürük,eksik, dolgulu dişlerin<br />

sayısı toplanıp muayene ed<strong>ile</strong>n kişi sayısına bölünür. Böylece kişi başına düşen çürük,<br />

eksik ve dolgulu dişler hesaplanmış olur (D+M+F/ N= DMFT) (127).<br />

Veri toplama formlarına ver<strong>ile</strong>n yanıtların bilgisayara girişi yapılıp, tutarlılık<br />

kontrolünden sonra istatistiksel çözümlemeleri, bilgisayar ortamında gerçekleştirildi. Bu<br />

çalışmada istatistiksel analizler, NCSS 2007 paket programı <strong>ile</strong> yapıldı.Ver<strong>ile</strong>rin<br />

değerlendirilmesinde, tanımlayıcı istatistiksel metotlar (ortalama,standart sapma,sıklık<br />

dağılımları), gruplar arası karşılaştırmalarda Kruskal Wallis testi, alt grup<br />

karşılaştırmalarında Dunn’s Çoklu Karşılaştırma testi, ikili grupların karşılaştırmasında<br />

Mann Whitney-U testi, değişkenlerin birbirleri <strong>ile</strong> ilişk<strong>ile</strong>rini belirlemede Pearson<br />

korelasyon testi kullanılmıştır.Sonuçlar, anlamlılık p


4.<br />

BULGULAR<br />

A) SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI<br />

Çalışmamıza, Göztepe eğitim ve Araştırma Hastanesi<br />

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları<br />

polikliniklerine başvuran 300 çocuk ve ebeveynleri katılmıştır. Çocukların ortalama<br />

yaşı 5,96±3,04, minimumm 1 maksimum 10 aralığında bulunmuştur. Cinsiyet dağılımları;<br />

147 (%49) erkek, 153 (%51) kız<br />

çocuktan oluşmaktadır. Annelerin ortalama yaşı,<br />

31,54±6,18,<br />

minimumm 19 maksimum 49 aralığında, babaların ortalama yaşı<br />

36,27±7,13,<br />

minimum 23 maksimum 58 aralığında bulunmuştur.<br />

Tablo1.Anne-baba ve çocuklarının<br />

yaş durumları<br />

Çocuk Yaşı<br />

Anne Yaşı<br />

Baba Yaşı<br />

N<br />

300<br />

300<br />

300<br />

Minimumm Maximumm Ortalama SS<br />

1<br />

19<br />

23<br />

10<br />

49<br />

58<br />

5,96<br />

31,54<br />

36,27<br />

3,04<br />

6,18<br />

7,13<br />

Tablo2.Çocukların cinsiyet durumları<br />

n<br />

Erkek 147<br />

Kız 153<br />

Total 300<br />

%<br />

49<br />

51<br />

100<br />

Cinsiyet Dağılımı<br />

Kız;<br />

153; 51%<br />

Erkek;<br />

147; 49%<br />

Grafi1.Çocukların cinsiyet dağılımları<br />

19


Tablo3.A<strong>ile</strong>nin sosyoekonomik durumu<br />

Ev-araba Sosyal Güvence<br />

n % n %<br />

Yok 176 58,7 27 9<br />

Var 122 40,7 273 91<br />

Total 298 99,3<br />

Çalışmamıza katılan a<strong>ile</strong>lerin; 122 (%40,7 )’ nin ev ve/veya arabası , 273 (%91) ‘nin<br />

sosyal güvencesi vardı.<br />

Tablo4.A<strong>ile</strong>nin gelir durumu<br />

Aylık Gelir n %<br />

≤1000TL 176 58,7<br />

1000-2000TL 84 28<br />

≥2000TL 40 13,3<br />

Çalışmamıza katılan a<strong>ile</strong>lerin ;176 (%58,7)’ nın aylık geliri 1000TL den az, 84 (%28)’<br />

nin aylık geliri 1000-2000 TL, 40 (%13,3) ‘nün aylık geliri 2000TL den fazla<br />

bulunmuştur .<br />

Aylık Gelir Dağılımları<br />

≥2000TL;<br />

40; 13,3%<br />

1000-2000TL;<br />

84; 28,0%<br />

≤1000TL;<br />

176; 58,7%<br />

Grafi2. A<strong>ile</strong>nin gelir dağılımı<br />

20


Tablo5. Ebeveynlerin eğitim durumu<br />

Anne Eğitim Babaa Eğitim<br />

Durumu Durumu<br />

n % n %<br />

İlkokul<br />

Ortaokul<br />

Lise<br />

Üniversite<br />

Okur-Yazar Değil<br />

175 22 50 33 20 58,3 7,3<br />

16,7 111 6,7<br />

155<br />

44<br />

60<br />

41<br />

0<br />

51,7<br />

14,7<br />

20<br />

13,7<br />

0<br />

Anne eğitim<br />

durumu dağılımı; İlkokul 175(%58,3),<br />

Ortaokul 22 (%7,3),<br />

(%16,7), Üniversite 33 (%11), Okur-yazar değil 20 (%6,7)<br />

Baba eğitim<br />

durumu dağılımı; İlkokul 155 (%51,7), Ortaokul 44 (%14,7)<br />

(%20), Üniversite 41 (%13,7) şeklinde dağılmaktadır.<br />

Lise 50<br />

Lise 50<br />

60<br />

Ebeveyn Eğitim Durumu<br />

Ann<br />

e<br />

50<br />

40<br />

% 30<br />

20<br />

10<br />

0<br />

İlkokul<br />

Ortaokul<br />

Lise<br />

ÜniversiteO Okur-Yazar r Değil<br />

Grafi3.Ebeveyn eğitim durumlarının dağılımı<br />

21


B) )EBEVEYNLERİN<br />

AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI KONUSUNDAKİ DAVRANIŞ-<br />

TUTUMLARI VE BİLGİ DÜZEYLERİNİNN ARAŞTIRILMASI<br />

Tablo6.Ebeveynlerin dişş hekimine başvurma sıklığı<br />

Anne-Babanın Dişhekimine başvurma sıklığı (Senede)<br />

n<br />

Şikayet Olunca<br />

272<br />

Yılda 1-2 Kez<br />

28<br />

%<br />

90,7<br />

9,3<br />

Anne –babanın dişhekimine başvurma sıklığı ;Şikayeti olunca 272’i (%90,7), Yılda 1-2<br />

kez 28’i (%9,3) şeklindee dağılmaktadır.<br />

Tablo7.Ebeveynlerin dişş eğitimini alma durumları<br />

Diş Eğitimini nereden aldı<br />

Internetten<br />

Hekimden<br />

Hekim Dışı Kiş<strong>ile</strong>rden<br />

Eğitim almadık<br />

n<br />

14<br />

54<br />

11<br />

221<br />

%<br />

4,7<br />

18<br />

3,7<br />

73,7<br />

Anne-babaların diş eğitimini nereden aldınız<br />

(%18) Hekimden, 11’i<br />

(%3,7) Hekim dışı<br />

şeklinde cevaplamıştır.<br />

sorusuna;<br />

14’ü (%4,7) İnternetten, 54’ü<br />

kiş<strong>ile</strong>rden,<br />

221’i (73,7) Eğim<br />

almadık<br />

Diş Eğitimini neredenn aldı?<br />

Internetten;<br />

14; 4,7%<br />

Hekimden;<br />

54; 18,0%<br />

Hekim<br />

Dışı<br />

Kiş<strong>ile</strong>rden;<br />

11; 3,7%<br />

Eğitim almadık<br />

221<br />

73,7%<br />

Grafi4.Ebeveylerin diş eğitimini nereden aldıklarının dağılımı<br />

22


Tablo8.Çocuğun hekim tarafından takip durumu<br />

Çocuğunuzuu takip eden hekim var mı? Nereden?<br />

Muayenehane<br />

Sağlık Ocağı<br />

Özel Hastane<br />

Devlet Hastanesi<br />

Hiçbiri<br />

n<br />

%<br />

26<br />

8,7<br />

35<br />

11, 7<br />

21<br />

7<br />

91<br />

30, 3<br />

127 42, 3<br />

Çocuğunuzuu takip eden hekim var mı? Nereden? Sorusuna anne-baba tarafından;<br />

Muayenehane 26’ı (%8,7), Sağlık Ocağı 35 (%11,7), Özel Hastane 21’i (%7), Devlet<br />

Hastanesi 91’i (%30,3),, Hiçbiri 127’i (%42,3)<br />

cevapları verilmiştir.<br />

Çocuğunuzuu takip eden hekim var mı? Nereden?<br />

Muayenehane;<br />

26; 15,0%<br />

Devlet Hastanesi<br />

91<br />

52,6%<br />

Özel Hastane;<br />

21; 12,1%<br />

Sağlık Ocağı;<br />

35; 20,2%<br />

Grafi5.Çocuğun hekim tarafından takip durumunun dağılımı<br />

Tablo9.Ebeveynlerin çocuklarını diş hekimine götürmemee sebepleri<br />

Diş hekimine çocuklarını götürmüyorlarsa<br />

sebepleri?<br />

Gerek görmüyoruz<br />

Kalıcı dişler<br />

çıkınca götüreceğiz<br />

Ekonomik sıkıntıdan dolayı<br />

Diş hekiminden korktuğu için<br />

Diğer<br />

n<br />

137<br />

53<br />

128<br />

38<br />

14<br />

%<br />

37,03<br />

14,32<br />

34,59<br />

10,27<br />

3,78<br />

23


Anne-babaların çocuklarını dişhekimine götürmeme sebeplerinin dağılımı ;Gerek<br />

görmüyoruz 137 (%37,3)’ü , kalıcı dişler çıkınca götüreceğiz 53 (%14,32)’i, ekonomik<br />

sıkıntıdan dolayı 128 (%35,59)’u , diş hekiminden korktuğu için 38 (%10,27)’i, diğer<br />

14 (%3,78)’i şeklindedir.<br />

Tablo10. Çocukların diş hekiminden korkması durumunda ebeveynlerin düşünceleri<br />

Çocuk diş hekiminden korkarsa ne yapılmalıdır? n %<br />

Hiç götürmem 1 0,3<br />

Kalıcı dişler gelinceye kadar götürülmeyebilir 23 7,7<br />

Ilk ziyarette tedaviye başlanmamalı 18 6<br />

Seanslar kısa tutulmalı 3 1<br />

Ilk ziyarette tedaviye başlanmalıdır 5 1,7<br />

Çocukla-hekim arasında güzel bir ilişki kurulmalıdır 242 75,7<br />

Diş hekimi değiştirilmelidir 24 7,7<br />

Diş hekimine çocuklarını götürmüyorlarsa sebepleri?<br />

%<br />

40<br />

35<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

Gerek<br />

görmüyoruz<br />

Ekonomik<br />

sıkıntıdan<br />

dolayı<br />

Kalıcı dişler<br />

çıkınca<br />

götüreceğiz<br />

Diş<br />

hekiminden<br />

korktuğu için<br />

Diğer<br />

Grafi6.Ebeveynlerin çocuklarını diş hekimine götürmeme sebeplerinin dağılımı<br />

24


Tablo11. A<strong>ile</strong>deki diş fırçalama alışkanlığı<br />

A<strong>ile</strong>deki diş fırçalama alışkanlığı nasıl? n %<br />

Günde 1-2kez 125 41,7<br />

Arada sırada fırçalarız 99 33<br />

Her öğünden sonra fırçalarız 60 20<br />

Fırçalamayız ,su <strong>ile</strong> çalkalarız 10 3,3<br />

Fırçalamak yerine sakız çiğneriz 6 2<br />

A<strong>ile</strong>rin diş fırçalama alışkanlığınız nasıldır sorusuna verdikleri cevaplar ; Günde 1-2kez<br />

125’i (%41,7), Arada sırada fırçalarız 99’ı (%33), Her öğünden sonra fırçalarız 60’ı<br />

(%20) Fırçalamayız ,su <strong>ile</strong> çalkalarız 10 ‘u(%3,3) Fırçalamak yerine sakız çiğneriz 6’ı<br />

(%2) şeklinde sıralanmaktadır.<br />

A<strong>ile</strong>deki diş fırçalama alışkanlığı nasıl?<br />

45<br />

40<br />

35<br />

30<br />

25<br />

%<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

Günde 1-2kez<br />

Arada sırada<br />

fırçalarız<br />

Her öğünden Fırçalamayız<br />

sonra fırçalarız ,su <strong>ile</strong><br />

çalkalarız<br />

Fırçalamak<br />

yerine sakız<br />

çiğneriz<br />

Grafi7.A<strong>ile</strong>deki diş fırçalama alışkanlığının dağılımı<br />

Tablo12.A<strong>ile</strong>nin sofradaki içecek alışkanlığı<br />

Sofranızda hangi içecekleri içersiniz? n %<br />

Su 290 45,38<br />

Ayran 224 35,05<br />

Meyve suyu 73 11,42<br />

Kola 49 7,67<br />

Diğer gazlı içecekler 3 0,47<br />

25


Sofranızda hangi içecekleri içersiniz?<br />

%<br />

50<br />

45<br />

40<br />

35<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

Su Ayran Meyve suyu Kola Diğer gazlı<br />

içecekler<br />

Grafi8.A<strong>ile</strong>nin sofradaki içecek alışkanlığının dağılımı<br />

Tablo13.Ebeveynlerin diş sayıları hakkındaki bilg<strong>ile</strong>ri<br />

Erişkinde kaç diş bulunur? n %<br />

18 2 0,7<br />

20 3 1<br />

23 1 0,3<br />

26 1 0,3<br />

27 2 0,7<br />

28 6 2<br />

30 22 7,5<br />

31 3 1<br />

32 250 85<br />

33 2 0,7<br />

34 2 0,7<br />

Tablo14.Ebeveynlerin flor hakkındaki bilgi durumları<br />

Flörür hakkında neler biliyorsunuz? n %<br />

Hiçbir bilgim yok 232 77,3<br />

Çürük oluşumunu engeller 68 22,7<br />

Anne-babaların; 232’nin (%77,3) florür hakkında hiçbir bilgisi yoktu, 68’i (%22,7)<br />

çürük olşumunu engeller cevabı verdi.<br />

26


Tablo15.Ebeveynlerin flör kullanım<br />

durumları<br />

Florür Kullanımı<br />

Hayır<br />

Bilmiyorumm<br />

Sularla+Tabletlerle<br />

Flörür tableti veriliyorr<br />

Diş yüzeyine florid uygulaması yapılıyor<br />

Sularla<br />

Tabletlerle<br />

n %<br />

38 34,23<br />

35 31,53<br />

16 14,41<br />

9 8,11<br />

7 6,31<br />

4 3,6<br />

2 1,8<br />

Anne-babaların florürr kullanım şekli hakkındaki düşünceleri; Hayır 38’i (%34,23),<br />

Bilmiyorumm 35’i (%31,53), Sularla+Tabletlerle 16’ı (% 14,41), Flörür tableti veriliyor<br />

9’u (%8,11), Diş yüzeyine florid uygulaması yapılıyor 7’i (%6,31), Sularla 4’ü<br />

(%3,6),<br />

Tabletlerle 2’i (%1,8) şeklinde dağılmaktadır.<br />

Florür Kullanımı<br />

35<br />

30<br />

25<br />

20<br />

%<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

Hayır<br />

Bilmiyorum<br />

Su+Tablet Flörür tableti Diş yüz. florid uyg.S ularla<br />

Tabletlerle<br />

Grafi9.Ebeveynlerin florür kullanım<br />

durumlarının dağılımı<br />

27


Tablo16.Ebeveynlerin diş macunu hakkındaki düşünceleri<br />

Diş macunu diş fırçalamak için gerekli mi? n %<br />

Evet 263 87,7<br />

Hayır 37 12,3<br />

Anne- babaların diş fırçalamak için diş macunu ihtiyacına; 263’ü (%87,7) evet, 37’i<br />

(%12,3) hayır demiştir.<br />

Tablo17.Ebeveynlerin diş gelişimiyle vitamin hakkındaki düşünceleri<br />

Diş gelişimi için hangi vitaminler verilmeli? n %<br />

Kalsiyum 169 56,3<br />

D vitamini 65 21,7<br />

Hiçbiri 66 22<br />

Tablo18.Çocuğun ilk diş çıkması gecikince diş hekiminin vitamin önerisi<br />

Ilk diş çıkması gecikince hekiminiz<br />

vitamin ve kalsiyum tablet önerdi mi? n %<br />

Hayır 274 91,3<br />

Evet 26 8,7<br />

Tablo19.Ebeveynlerin diş ipi hakkındaki düşünceleri<br />

Diş ipini duydunuz mu? n %<br />

Evet 175 58,3<br />

Hayır 125 41,7<br />

Anne- babalar diş ipi için; 175’i (%58,3) evet ,125’i (%41,7) demiştir.<br />

28


Tablo20.Ebeveynlerin ,çocuklarınınn diş ipi kullanım hakkındaki düşünceleri<br />

Diş ipi<br />

Kullanılmamalı<br />

12 yaş<br />

4 yaşında başlanabilir<br />

n<br />

89<br />

38<br />

27<br />

%<br />

29,7<br />

12,7<br />

9<br />

Anne -babalar diş ipi için; 89 (%29,7) kişi kullanılmamalı, 38 (%12,7) kişi 12 yaşında<br />

kullanılabilir, 27 (%9) kişi 4 yaşında kullanılabilir demiştir.<br />

Tablo21.Ebeveynlerin şeker,kola,kuruyemiş,cips hakkındaki düşünceleri<br />

Şeker<br />

Kola<br />

Kuruyemiş<br />

Cips<br />

n % n<br />

% n<br />

%<br />

n %<br />

Büyümeye yardımcıdırlar<br />

11 3,7 14 4,67 9<br />

3,00<br />

10 3,33<br />

Çok gerekli değildir, çünkü<br />

diş<br />

çürüklerinee sebep olurlar<br />

289 96,3 287<br />

95,67 291<br />

97,00<br />

290 96,67<br />

Anne babaların, çok gerekli değildir, çünkü<br />

diş çürüklerine sebep<br />

olurlar<br />

cevabını<br />

veren; Şekerr için 289 (%96,3) kişi, kola için<br />

287 (%95,67) kişi, kuruyemiş için 291<br />

(%97) kişi, cips için 290<br />

(%96,67) cevaplarını vermiştir.<br />

Büyümeye yardımcıdırlar<br />

Çok gerekli değildir, çünkü diş çürüklerine sebep olurlar<br />

100<br />

90<br />

80<br />

70<br />

60<br />

% 50<br />

40<br />

30<br />

20<br />

10<br />

0<br />

Şeker<br />

Kola<br />

Kuruyemiş<br />

Cips<br />

Grafi10.Ebeveynlerin; şeker,kola,kuruyemiş,cips hakkındaki düşüncelerinin dağılımı<br />

29


Tablo22.Çocuklardaki diş çıkma belirt<strong>ile</strong>ri<br />

Diş çıkma belirt<strong>ile</strong>ri n %<br />

Salya akıtma 300 100,00<br />

Huzursuzluk 237 79,00<br />

Ateş 221 73,67<br />

Beslenmeyi reddetme 193 64,33<br />

Huzursuzluk uykusuzluk 153 51,00<br />

Isırma 150 50,00<br />

Ishal 143 47,67<br />

Ağrı 119 39,67<br />

Yüzde kızarıklık 49 16,33<br />

Kulak çekiştirme, yanak kaşıma 29 9,67<br />

Öksürük 14 4,67<br />

Anne babalar diş çıkarma belirt<strong>ile</strong>rini; Salya akıtma 300’ü (%100), Huzursuzluk 237’i<br />

(%79), Ateş 221’i (%73,67), Beslenmeyi reddetme 193’ü (%64,33), Huzursuzlukuykusuzluk<br />

153’ü (%51), Isırma 150’i (%50), İshal 143’ü (%47,67), Ağrı 119’u<br />

(%39,67), Yüzde kızarıklık 49’u (%16,33), Kulak çekiştirme, yanak kaşıma 29’u<br />

(%9,67), Öksürük 14’ü (%4,67) olarak sıralamışlardır.<br />

Diş çıkma belirt<strong>ile</strong>ri<br />

Öksürük<br />

Kulak çekiştirme, yanak kaşıma<br />

Yüzde kızarıklık<br />

Ağrı<br />

Ishal<br />

Isırma<br />

Huzursuzluk uykusuzluk<br />

Beslenmeyi reddetme<br />

Ateş<br />

Huzursuzluk<br />

Salya akıtma<br />

0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100<br />

%<br />

Grafi11.Çocuklardaki diş çıkma belirt<strong>ile</strong>rinin dağılımı<br />

30


C) ÇOCUK VE EBEVEYNDE AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI DURUMUNUN<br />

TESPİTİ(DMFT İndeksi <strong>ile</strong>)<br />

Tablo23.Ebeveyn-çocuk DMFTi arasındaki ilişki<br />

Çocuk dmft<br />

Anne<br />

DMFT<br />

Baba<br />

DMFT<br />

r 0,33<br />

p 0,0001<br />

r 0,271<br />

p 0,0001<br />

Çocuk dmft değerleri <strong>ile</strong> anne DMFT değerleri arasında istatistiksel olarak pozitif yönde<br />

anlamlı ilişki gözlenmiştir ( r= 0,33 p=0,0001). Anne DMFT değerleri arttıkça çocuk<br />

dmft değerleri de artmaktadır.<br />

Çocuk dmft değerleri <strong>ile</strong> baba DMFT değerleri arasında istatistiksel olarak pozitif yönde<br />

anlamlı ilişki gözlenmiştir ( r= 0,271 p=0,0001). Baba DMFT değerleri arttıkça çocuk<br />

dmft değerleri de artmaktadır.<br />

Anne-Baba DMFT<br />

20<br />

18<br />

16<br />

14<br />

12<br />

10<br />

8<br />

6<br />

4<br />

2<br />

0<br />

Anne DMFT<br />

Baba DMFT<br />

0 2 4 6 8 10 12 14<br />

Çocuk dmft<br />

Grafi12.Ebeveyn-çocuk DMFT’i arasındaki ilişkinin dağılımı<br />

31


D) AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI DURUMU (DMFT indeksi) İLE SOSYODEMOGRAFİK<br />

FAKTÖRLERLERİN İLİŞKİSİNİN ARAŞTIRILMASI<br />

Tablo24.Evde yaşayan kişi-çocuk sayısı <strong>ile</strong> çocuk DMFT’i arasındaki ilişki<br />

Çocuk Çürük<br />

Çocuk Kayıp<br />

Çocuk Dolgu<br />

Çocuk dmft<br />

Evde Yaşayanların Sayısı Çocuk Sayısı<br />

r 0,155 0,221<br />

p 0,007 0,0001<br />

r 0,134 0,164<br />

p 0,021 0,017<br />

r 0,011 0,053<br />

p 0,847 0,36<br />

r 0,168 0,221<br />

p 0,004 0,0001<br />

Evde yaşayanların sayısı <strong>ile</strong> çocuk DMFT, çürük ve kayıp değerleri arasında istatistiksel<br />

olarak pozitif yönde anlamlı ilişki gözlenmiştir ( r= 0,155 p=0,007, r= 0,134 p=0,021,<br />

r=0,168 p =0,004). Evde yaşayanların sayısı arttıkça çocuk dmft , çürük ve kayıp<br />

değerleri de artmaktadır.<br />

Çocuk sayısı <strong>ile</strong> çocuk DMFT, çürük ve kayıp değerleri arasında istatistiksel olarak<br />

pozitif yönde anlamlı ilişki gözlenmiştir ( r= 0,221 p=0,0001, r= 0,164 p=0,017,<br />

r=0,221 p=0,0001). Çocuk sayısı arttıkça çocuk dmft , çürük ve kayıp değerleri de<br />

artmaktadır.<br />

Tablo25.Çocukların cinsiyetine göre DMFT durumları<br />

Erkek n:147 Kız n:153 MW p<br />

Çocuk Çürük 1,17±1,81 1,25±1,67 10394 0,216<br />

Çocuk Kayıp 0,1±0,43 0,21±0,76 10601,5 0,132<br />

Çocuk Dolgu 0,12±0,61 0,12±0,54 11195 0,873<br />

Çocuk dmft 1,38±2,07 1,58±2,05 10222 0,199<br />

32


Erkek ve kız çocukların<br />

çürük ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık<br />

gözlenmemiştir (p=0,216).<br />

Erkek ve kız çocukların<br />

kayıp ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık<br />

gözlenmemiştir (p=0,132).<br />

Erkek ve kız çocukların<br />

dolgu ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık<br />

gözlenmemiştir (p=0,873).<br />

Erkek ve kız<br />

çocukların<br />

dmft ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık<br />

gözlenmemiştir (p=0,199).<br />

Cinsiyete Göre dmft Ortalamaları<br />

Erkek<br />

Kız<br />

1,6<br />

1,4<br />

1,2<br />

1<br />

0,8<br />

0,6<br />

0,4<br />

0,2<br />

0<br />

Çürük<br />

Kayıp<br />

Dolgu<br />

dmft<br />

Grafi13.Çocukların cinsiyetine göre<br />

DMFT dağılımları<br />

Tablo26.Anne eğitimiyle DMFT arasındaki ilişki<br />

Anne<br />

Çürük<br />

Kayıp<br />

Dolgu<br />

DMFT<br />

Okur-Yazar<br />

Değil n:20<br />

3,8±2,04<br />

2,5±3,24<br />

İlkokul<br />

Ortaokul<br />

Lise<br />

n:175<br />

n:222<br />

n:50<br />

Üniversite<br />

n:333 KW<br />

p<br />

2,73± ±2,18 1,82± ±1,33 1,64±2 0,88±1,24 52,44 0,0001<br />

0,94± ±1,33 0,55± ±0,86 0,28±0,9 0,12±0,33 46,92 0,0001<br />

3,45±1,36<br />

3,46± ±1,76 3,27± ±1,42 3,18±2,04 2,82±2,34 7,26 0,123<br />

9,75±3,61<br />

7,13± ±3,68 5,64± ±2,94 5,1± ±3,57 3,82±2,96 50,01 0,0001<br />

33


Tablo27.Anne eğitim durumlarıyla DMFT’nin karşılaştırılması<br />

Dunn's Çoklu Karşılaştırma Testi Çürük Kayıp DMFT<br />

İlkokul/Ortaokul 0,268 0,721 0,341<br />

İlkokul/Lise 0,007 0,027 0,004<br />

İlkokul/Üniversite 0,0001 0,017 0,0001<br />

İlkokul/Okur-Yazar Değil 0,158 0,0001 0,016<br />

Ortaokul/Lise 0,997 0,944 0,976<br />

Ortaokul/Üniversite 0,434 0,799 0,338<br />

Ortaokul/Okur-Yazar Değil 0,013 0,0001 0,002<br />

Lise/Üniversite 0,44 0,986 0,489<br />

Lise/Okur-Yazar Değil 0,001 0,0001 0,0001<br />

Üniversite/Okur-Yazar Değil 0,0001 0,0001 0,0001<br />

Anne eğitimi ;Okur-Yazar Değil, İlkokul , Ortaokul, Lise, Üniversite gruplarının çürük<br />

ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir (p=0,0001).<br />

Okur yazar olmayanların çürük ortalamaları; ortaokul, lise ve üniversite mezunlarından<br />

istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuş (p=0,013, p=0,001, p=0,0001).<br />

İlkokul mezunu olanların çürük ortalamaları, lise ve üniversite mezunlarından<br />

istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuş (p=0,007, p=0,0001). Diğer<br />

gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p>0,05).<br />

Anne eğitimi; Okur-Yazar Değil, İlkokul , Ortaokul, Lise, Üniversite gruplarının kayıp<br />

ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir (p=0,0001).<br />

Okur yazar olmayanların çürük ortalamaları; ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite<br />

mezunlarından istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuş (p=0,0001),<br />

İlkokul mezunu olanların çürük ortalamaları, lise ve üniversite mezunlarından<br />

istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuş (p=0,027, p=0,017). Diğer<br />

gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p>0,05).<br />

Anne eğitimi; Okur-Yazar Değil, İlkokul , Ortaokul, Lise, Üniversite gruplarının kayıp<br />

ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p=0,048).<br />

34


Anne eğitimi; Okur-Yazar Değil, İlkokul , Ortaokul, Lise,<br />

Üniversitee gruplarınınn DMFT<br />

ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir<br />

(p=0,0001).<br />

Okur yazar olmayanlarınn çürük ortalamaları; ortaokul, lise ve üniversite mezunlarından<br />

istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuş (p=0,016, p=0,001, p= =0,0001).<br />

İlkokul mezunu olanların çürük<br />

ortalamaları, lise ve üniversite mezunlarından<br />

istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksekk bulunmuşş (p=0,004,, p=0,0001) ). Diğer<br />

gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p>0,05).<br />

Eğitime Göre Anne DMFT Ortalamaları<br />

Okur-Yazar Değil<br />

İlkokul<br />

10<br />

Ortaokul<br />

Lise<br />

9<br />

Üniversite<br />

8<br />

7<br />

6<br />

5<br />

4<br />

3<br />

2<br />

1<br />

0<br />

Çürük<br />

Kayıp<br />

Dolgu<br />

DMFT<br />

Grafi14. Eğitime göre anne DMFT<br />

dağılımları<br />

Tablo28.Baba eğitim durumuyla DMFT arasındaki ilişki<br />

İlkokul<br />

Ortaokul<br />

Üniversite<br />

Baba<br />

n:155<br />

n:44 Lise n:60<br />

n:41<br />

KW<br />

p<br />

Çürük 2,83±1,77 2,95±1,84<br />

1,92±1,93<br />

0,98±0,94<br />

51,33<br />

0,0001<br />

Kayıp 1,03±1,5 0,64±0,78 0,62±1,04<br />

0,46±0,75<br />

13,20<br />

0,004<br />

Dolgu 3,41±1,62 3,11±1,43 3,23±1,85<br />

2,68±1,81<br />

7,71<br />

0,048<br />

DMFT 7,27±3,22 6,7±2,48 5,77±3,37<br />

4,12±2,97<br />

37,00<br />

0,0001<br />

35


Tablo29.Baba eğitim durumuyla DMFT’nin karşılaştırılması<br />

Dunn's Çoklu Karşılaştırma Testi Çürük Kayıp Dolgu DMFT<br />

İlkokul/Ortaokul 0,972 0,248 0,719 0,712<br />

İlkokul/Lise 0,003 0,127 0,894 0,009<br />

İlkokul/Üniversite 0,0001 0,048 0,043 0,0001<br />

Ortaokul/Lise 0,014 0,999 0,984 0,43<br />

Ortaokul/Üniversite 0,0001 0,919 0,633 0,001<br />

Lise/Üniversite 0,038 0,93 0,363 0,048<br />

Baba eğitimi; Okur-Yazar Değil, İlkokul , Ortaokul, Lise, Üniversite gruplarının çürük<br />

ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir (p=0,0001).<br />

İlkokul mezunlarının çürük ortalamaları, lise ve üniversite mezunlarından istatistiksel<br />

olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuş (p=0,003, p=0,0001).Üniversite mezunu<br />

olanların çürük ortalamaları, lise ve ortaokul mezunlarından istatistiksel olarak anlamlı<br />

derecede düşük bulunmuş (p=0,038, p=0,0001). Diğer gruplar arasında istatistiksel<br />

olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p>0,05).<br />

Baba eğitimi; Okur-Yazar Değil, İlkokul , Ortaokul, Lise, Üniversite gruplarının kayıp<br />

ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir (p=0,004).<br />

İlkokul mezunlarının kayıp ortalamaları, üniversite mezunlarından istatistiksel olarak<br />

anlamlı derecede yüksek bulunmuş (p=0,048). Diğer gruplar arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p>0,05).<br />

Baba eğitimi; Okur-Yazar Değil, İlkokul , Ortaokul, Lise, Üniversite gruplarının dolgu<br />

ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir (p=0,048).<br />

İlkokul mezunlarının dolgu ortalamaları, üniversite mezunlarından istatistiksel olarak<br />

anlamlı derecede yüksek bulunmuş (p=0,043). Diğer gruplar arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p>0,05).<br />

Baba eğitimi; Okur-Yazar Değil, İlkokul , Ortaokul, Lise, Üniversite gruplarının dmft<br />

ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir (p=0,0001).<br />

36


İlkokul mezunlarının dmft ortalamaları, lise ve üniversite mezunlarından istatistiksel<br />

olarak anlamlı derecedee yüksek bulunmuş (p=0,009, p=0,0001). Üniversite mezunu<br />

olanların dmft ortalamaları, lise ve<br />

ortaokul mezunlarınd<br />

dan istatistiksel olarak<br />

anlamlı<br />

derecede düşük bulunmuş (p=0,048, p=0,001).<br />

Diğer gruplar arasındaa istatistiksel olarak<br />

anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p> >0,05).<br />

.<br />

Eğitime<br />

Göre Baba DMFT Ortalamaları<br />

İlkokul<br />

Ortaokul<br />

8<br />

7<br />

Lise<br />

Üniversite<br />

6<br />

5<br />

4<br />

3<br />

2<br />

1<br />

0<br />

Çürük<br />

Kayıp<br />

Dolgu<br />

DMFT<br />

Grafi15.Eğitime göre baba DMFT dağılımları<br />

Tablo30.Anne eğitim durumuyla çocuk DMFT’i arasındaki ilişki<br />

Okur-Yazar<br />

Anne Eğitimi<br />

Değil n:20<br />

İlkokul<br />

n:175<br />

Ortaokul<br />

Üniversite<br />

n: 22 Lise n:50<br />

n:33<br />

Çocuk Çürük 2,2±2, ,44 1,48±1,86 0,73±1,08 0, ,68±1,19 0,3±0,68<br />

Çocuk Kayıp Çocuk Dolgu 0,7±1, ,34<br />

0,15±0,37 0,17±0,64 0,05±0,21 0± ±0<br />

0,15±0,72 0, 14±0,35 0± ±0<br />

0± ±0<br />

0,06±0,24<br />

Çocuk dmft<br />

3,05±33 1,82±2,18 0,91±1,31 0, ,68±1,19 0,36±0,7<br />

KW p<br />

27,42 0,0001<br />

17,64 0,001<br />

1,55 0,441<br />

30,58 0,0001<br />

37


Tablo31.Anne eğitim durumuyla çocuk DMFT’nin karşılaştırılması<br />

Dunn's Çoklu Karşılaştırma Testi Çürük Kayıp DMFT<br />

İlkokul/Ortaokul 0,274 0,881 0,243<br />

İlkokul/Lise 0,026 0,378 0,003<br />

İlkokul/Üniversite 0,002 0,552 0,001<br />

İlkokul/Okur-Yazar Değil 0,362 0,002 0,059<br />

Ortaokul/Lise 0,999 0,998 0,991<br />

Ortaokul/Üniversite 0,888 0,999 0,847<br />

Ortaokul/Okur-Yazar Değil 0,037 0,004 0,004<br />

Lise/Üniversite 0,853 0,999 0,951<br />

Lise/Okur-Yazar Değil 0,006 0,0001 0,0001<br />

Üniversite/Okur-Yazar Değil 0,001 0,0001 0,0001<br />

Anne eğitimi; Okur-Yazar Değil, İlkokul , Ortaokul, Lise, Üniversite gruplarının çocuk<br />

çürük ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir (p=0,0001).<br />

Okur yazar olmayanların çocuk çürük ortalamaları; ortaokul, lise ve üniversite<br />

mezunlarından istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuş (p=0,037,<br />

p=0,006, p=0,001). İlkokul mezunu olanların çocuk çürük ortalamaları, lise ve<br />

üniversite mezunlarından istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuş<br />

(p=0,006, p=0,001).Diğer gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık<br />

gözlenmemiştir (p>0,05).<br />

Anne eğitimi ;Okur-Yazar Değil, İlkokul , Ortaokul, Lise, Üniversite gruplarının çocuk<br />

kayıp ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir (p=0,0001).<br />

Okur yazar olmayanların çocuk kayıp ortalamaları; ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite<br />

mezunlarından istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuş (p=0,0001).Diğer<br />

gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p>0,05).<br />

Anne eğitimi; Okur-Yazar Değil, İlkokul , Ortaokul, Lise, Üniversite gruplarının çocuk<br />

kayıp ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir (p=0,441).<br />

38


Anne eğitimi; Okur-Yazar Değil, İlkokul , Ortaokul, Lise, Üniversite gruplarının çocuk<br />

dmft ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir (p=0,0001).<br />

Okur yazar olmayanlarınn çürük ortalamaları; ortaokul, lise ve üniversite mezunlarından<br />

istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksekk bulunmuş<br />

(p=0,004,<br />

p=0,0001) ).İlkokul<br />

mezunu olanların çocuk<br />

dmft ortalamaları, lise<br />

ve üniversite mezunlarından istatistiksel<br />

olarak anlamlı derecedee yüksek bulunmuş (p= =0,004, p=0,0001).Diğer gruplar<br />

istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p>0,05).<br />

arasında<br />

3,5<br />

3<br />

Anne Eğitimine Göre<br />

Çocuk dmft Ortalamaları<br />

Okur-Yazar Değil<br />

İlkokul<br />

Ortaokul<br />

Lise<br />

Üniversitee<br />

2,5<br />

2<br />

1,5<br />

1<br />

0,5<br />

0<br />

Çürük<br />

Kayıp<br />

Dolgu<br />

DMFT<br />

Grafi16.Anne<br />

eğitimine göre çocuk<br />

DMFT’i dağılımları<br />

Tablo32.Sosyal güvencee durumuyla<br />

çocuk DMFT’i arasındaki ilişki<br />

Sosyal Güvence (-) Sosyal Güvencee (+)<br />

n:27<br />

n:273<br />

MW<br />

p<br />

Çocuk Çürük 1,33±2,4<br />

Çocuk Kayıp 0,15±0,53<br />

Çocuk Dolgu 0±0<br />

Çocuk dmft<br />

1,48±2,74<br />

1,2±1,66<br />

0,15± ±0,63<br />

0,13± ±0,6<br />

1,48± ±1,99<br />

3397 0,4644<br />

3643 0,935<br />

3429 0,158<br />

3296,5 0,356<br />

39


Sosyal güvence (-) ve Sosyal güvence (+) gruplarının çürük ortalamaları arasında<br />

istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p=0,464).<br />

Sosyal güvence (-) ve Sosyal güvence (+) gruplarının kayıp ortalamaları arasında<br />

istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p=0,935).<br />

Sosyal güvence (-) ve Sosyal güvence (+) gruplarının dolgu ortalamaları arasında<br />

istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p=0,158).<br />

Sosyal güvence (-) ve Sosyal güvence (+) gruplarının dmft ortalamaları arasında<br />

istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p=0,356).<br />

Tablo33.A<strong>ile</strong>nin gelir düzeyi <strong>ile</strong> çocuk DMFT’i arasındaki ilşki<br />

≤1000TL<br />

n:176<br />

1000-2000TL<br />

n:84<br />

≥2000TL<br />

n:40 KW p<br />

Çocuk Çürük 1,48±1,92 1,08±1,55 0,3±0,65 17,86 0,0001<br />

Çocuk Kayıp 0,22±0,77 0,07±0,34 0±0 5,78 0,046<br />

Çocuk Dolgu 0,18±0,57 0,1±0,7 0,05±0,22 3,90 0,038<br />

Çocukdmft 1,81±2,26 1,33±1,86 0,35±0,66 16,74 0,0001<br />

Tablo34.A<strong>ile</strong>nin gelir düzeyi <strong>ile</strong> çocuk DMFT’nin karşılaştırılması<br />

Dunn's Çoklu Karşılaştırma Testi Çürük Kayıp Dolgu dmft<br />

≤1000TL / 1000-2000TL 0,189 0,15 0,578 0,175<br />

≤1000TL / ≥2000TL 0,0001 0,047 0,049 0,0001<br />

1000-2000TL / ≥2000TL 0,045 0,818 0,476 0,03<br />

Gelir düzeyi ≤1000TL , 1000-2000TL, ≥2000TL gruplarının çocuk çürük ortalamaları<br />

arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir (p=0,0001). ≥2000TL<br />

grubunun çocuk çürük ortalamaları, ≤1000TL , 1000-2000TL gruplarından istatistiksel<br />

olarak anlamlı derecede düşük bulunmuş (p=0,045, p=0,0001). Diğer gruplar arasında<br />

istatistiksel farklılık gözlenmemiştir (p>0,05).<br />

40


Gelir düzeyi ≤1000TL , 1000-2000TL, ≥2000TL gruplarının çocuk<br />

kayıp ortalamaları<br />

arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir (p= =0,046). ≥2000TL<br />

grubunun çocuk kayıp ortalamaları , ≤1000TLL , gruplarından istatistiksel olarak<br />

anlamlı<br />

derecede düşük bulunmuş (p=0,047). Diğer gruplar arasında istatistiksel<br />

farklılık<br />

gözlenmemiştir (p>0,05).<br />

Gelir düzeyi ≤1000TL , 1000-2000TL, ≥2000TL gruplarının çocuk<br />

dolgu ortalamaları<br />

arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir (p= =0,046). ≥2000TL<br />

grubunun çocuk dolgu ortalamaları, ≤1000TLL , gruplarından istatistiksel olarak<br />

anlamlı<br />

derecede düşük bulunmuş (p=0,049). Diğer gruplar arasında istatistiksel<br />

farklılık<br />

gözlenmemiştir (p>0,05).<br />

Gelir düzeyi ≤1000TL , 1000-2000TL, ≥2000TL gruplarının çocuk dmft ortalamaları<br />

arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir (p= 0,0001). ≥2000TL<br />

grubunun çocuk dmft ortalamaları,<br />

≤1000TL, 1000-2000TL gruplarından istatistiksel<br />

olarak anlamlı derecedee düşük bulunmuş (p= =0,03, p=0, ,0001), diğer gruplar arasında<br />

istatistiksel farklılık gözlenmemiştir<br />

(p>0,05).<br />

Sosyal Güvenceye Göre Çocuk<br />

dmft Ortalamaları<br />

Sosyal Güvence(-)<br />

Sosyal Güvence(+)<br />

1,6<br />

1,4<br />

1,2<br />

1<br />

0,8<br />

0,6<br />

0,4<br />

0,2<br />

0<br />

Çocuk Çürük<br />

Çocuk<br />

Kayıp<br />

Çocuk Dolgu<br />

Çocuk dmft<br />

Grafi17.Sosyal güvenceye göre çocuk DMFT dağılımları<br />

41


5. TARTIŞMA<br />

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2000 yılı için çürük görülme sıklığına ilişkin<br />

öngördüğü hedef, 5-6 yaş grubu çocuklarda çürüksüz birey oranının %50’nin üzerinde<br />

olması olarak bildirilmiştir(2). 2020 yılı için öngörülen hedef ise 6 yaş grubu çocuklarda<br />

çürüksüz birey oranının %80 olması şeklindedir(122). Milnes, gelişmiş toplumlarda<br />

çürük görülme oranın %1-12 arasında olduğunu bildirirken, gelişmekte olan ülkelerde<br />

%70 düzeyine çıktığını belirtmiştir(71). Türkiye’de1983-1998 yılları arasında çürük<br />

prevalans hızı <strong>ile</strong> ilgili yapılan çalışmalar, 6-12 yaş grubuna ait oranı %45.9-%99<br />

arasında olduğunu ortaya koymuştur. Ayrancı ise çalışmasında en az bir tane çürüğü<br />

olanların oranını %83.5 olarak vermiştir (8). ABD’de diş çürükleri 2-5 yaş arasındaki<br />

çocukların %19’unda görülürken, 5-9 yaş arasındaki çocuklarda %52, Brezilyada ise<br />

%43.8 olarak bulunmuştur (37, 88). Aynı yaş grubunda Türkiye’de oran %88’ olarak<br />

bildirilmiştir(31).<br />

Ağız diş sağlığını birçok faktör etk<strong>ile</strong>mektedir .Ancak bunlardan en öneml<strong>ile</strong>ri diş<br />

fırçalama alışkanlıkları ve bu konudaki eğitimdir.Antalya’da bir ilköğretim okulunda<br />

yapılan çalışmada öğrenc<strong>ile</strong>rin % 45.6 oranında fırçalama tekniklerini bildikleri ve<br />

bilg<strong>ile</strong>rini yüksek oranla (% 47) a<strong>ile</strong> ve hekimden aldıkları saptanmıştır (84).<br />

Çalışmamıza katılanların diş sağlığı eğitimlerini %4,7’i internetten, %18’i<br />

hekimden , %3,7’i hekim dışı kiş<strong>ile</strong>rden aldığını , %73,7’nin de eğitim almadığını<br />

saptadık.<br />

Yurdasal ve arkadaşları yaptıkları çalışmada, diş hekimine gitme nedenin büyük<br />

çoğunlukla (%94 ) bir yakınma olduğunu tespit etmişler(128). ODTÜ İlköğretim<br />

okulunda yapılan bir çalışmada, grubun genelinde diş hekimine hiç gitmeme boyutu %<br />

1,4 iken, düzenli gitme boyutu yalnızca % 0,1 olarak saptanmış(4). Ankara ilinde üç<br />

okulda lise son sınıf öğrenc<strong>ile</strong>rini kapsayan bir araştırmada, yalnızca kontrol amacıyla<br />

diş hekimine gitme boyutu % 32 olarak saptanmıştır(103).<br />

Çalışmamızda ; Anne-babaların %90,7’i herhangi bir yakınma olunca, %9,3’ü<br />

yılda 1-2 kez çocuklarını diş hekimine götürmekteydi. Anne-babaların çocuklarını<br />

dişhekimine götürmeme sebepleri ise; 137’i ( %37,3) Gerek görmüyoruz , 53’ü<br />

(%14,32) kalıcı dişler çıkınca götüreceğiz , 128’i (%35,59) ekonomik sıkıntıdan<br />

dolayı,38’i (%10,27) diş hekiminden korktuğu için , 14’ü (%3,78) diğer sebepler<br />

şeklinde cevap verdi.<br />

42


Dişlerini günde en az iki kez fırçalayanların ve bu alışkanlığı erken yaşta<br />

edinenlerin daha az çürüğü olduğu bildirilmektedir (6). Günde bir kez fırçalamayla<br />

yeterli temizlemenin olmayacağını ve plağın yeniden oluştuğunu rapor etmişlerdir.<br />

Bireylerin bilgi yokluğu veya eksikliği olumsuz bir etmendir (29). Nüfusumuzun<br />

%40'ı dişlerini ara sıra fırçalamakta, %26'sı ise günde 2-3 kez fırçalamaktadır (27).<br />

Ankara ilinde üç okulda lise son sınıf öğrenc<strong>ile</strong>rini kapsayan bir araştırmada<br />

dişlerini günde iki kere fırçalama boyutu % 59.1, doğru fırçalama tekniğini bilme<br />

boyutu ise % 38 bulunmuştur(103).<br />

Bizim çalışmamıza katılanların %41,7’i günde 1-2kez, %33’ü arada<br />

sırada,%20’i her öğünden sonra fırçalamakta,%3,3’ü fırçalamak yerine su <strong>ile</strong><br />

çalkalamakta, %2’i ise fırçalamak yerine sakız çiğnemektedir.<br />

Son yirmi yılda pek çok gelişmiş ülkede çocuklarda, çürük şiddetinde ve<br />

sıklığında belirgin bir düşüş izlenmektedir. Bu düşüş, en çok florid kullanımı <strong>ile</strong><br />

ilişk<strong>ile</strong>ndirilmekle birlikte , yaşam standartlarının yükselmesi ölçüsünde halkın diş<br />

sağlığı konusunda eğitilmesine ve bu konuda bilinç düzeyinin artmasına da<br />

bağlanmaktadır. Ebeveynlerin çocuklarının diş sağlığı <strong>ile</strong> ilgili doğru yaklaşımları<br />

uygulayabilmeleri için; Beslenme gibi temel konuları, koruyucu önlemleri ve ağız<br />

hijyeninin sağlanması için gerekli bilg<strong>ile</strong>ri belli bir düzeyde öğrenmeleri<br />

gerekmektedir (47).<br />

Bizim çalışmamızda anne-babaların; %77,3’nün florür hakkında hiçbir bilgisi<br />

yoktu, %22,7’i çürük oluşumunu engeller cevabı verdi. Anne-babaların florür kullanım<br />

şekli hakkındaki düşünceleri ise; %34,23’ü kullanılmamalı, %31,53’ü bilmiyorum,<br />

%14,41’i sularla+tabletlerle, %6,31’i diş yüzeyine florid uygulaması yapılıyor, %3,6’ı<br />

sularla , %1,8’i tabletlerle şeklindeydi. Anne -babaların %12,3’ü diş fırçalamak için<br />

diş macunu ihtiyacına hayır demiştir ,ayrıca %58,3’ü diş ipini duyduklarını ifade<br />

etmişlerdir. Diş ipini kullanım konusunda ise; %29,7’i kullanılmamalı, %12,7’i 12<br />

yaşında kullanılabilir, %9’u 4 yaşında kullanılabilir cevabını vermiştir. Bu sonuçlar<br />

hala diş sağlığı konusunda yeterince bilinçli olmadığımızı göstermektedir.<br />

Haznederoğlu çalışmasında, ülkemizdeki beslenme sorunlarını sıralamış ve diş<br />

çürüklerini de bu sıraya dahil etmiştir. Temel ve basit bir eğitimle önleneb<strong>ile</strong>cek diş<br />

çürüklerinin 12-13 yaş grubunda % 80,0 oranında olduğunu belirtmiştir(58). Diş<br />

çürükleri <strong>ile</strong> beslenme arasında sıkı bir ilişki vardır. Diş çürükleri beslenmeyi olumsuz<br />

yönde etk<strong>ile</strong>diği gibi yanlış beslenme alışkanlıkları, diş çürükleri ve ağız sağlığının<br />

bozulmasına yol açmaktadır.<br />

43


Şeker yeme sıklığının, çeşidinin diş çürüğü riskini arttırdığı bilinmektedir.<br />

Ayrıca şeker ve şekerli besinler yendikten sonra ağız hijyenine dikkat edilmediğinde,<br />

asit ve bakteri oluşması nedeniyle diş sağlığı olumsuz yönde etk<strong>ile</strong>nmektedir. Diş<br />

çürüklerinin oluşmasında en çok sakkarozun rolü vardır. Bal, kuru meyve gibi doğal<br />

şekerlerin de rafine şekerler kadar çürütücü etkisinin olduğu belirtilmektedir (3).<br />

Çocuklara ver<strong>ile</strong>n eğitim <strong>ile</strong> şeker ve şekerli besin tüketmenin diş sağlığı için ne<br />

denli zararlı olduğu benimsetilmeye çalışılmalıdır. Birçok ülke ver<strong>ile</strong>ri çocuklarda,<br />

gingivitisin (dişeti iltihabı) oldukça sık görüldüğünü desteklemektedir.<br />

Bozkurt, Isparta İli’nde yapmış olduğu araştırmada, periodontal sağlığın kırsal<br />

kesimdeki çocuklarda, kent grubundak<strong>ile</strong>rine göre daha iyi olduğunu saptamış. Kırsal<br />

kesimdeki periodontal sağlığın daha iyi olmasını; Kentte çikolata, şeker ve şekerli<br />

yiyecek tüketiminin daha fazla olması <strong>ile</strong> açıklanab<strong>ile</strong>ceğini düşünmüştür(13). Son<br />

yıllarda yapılan araştırmalarda, gelişmekte olan ülkelerde çürük oranlarının yükseldiği<br />

görülmektedir. Eskiden şeker tüketiminin az olduğu gelişmekte olan ülkelerde son<br />

yıllarda bir artış görülmektedir(25,26) .<br />

Bireylere küçük yaşlarda doğru beslenme alışkanlıkları kazandırmanın daha etkili<br />

ve kalıcı olduğu bilinmektedir. Özgen yaptığı çalışmada, ilköğretimde okuyan<br />

öğrenc<strong>ile</strong>rde şekerli yiyecek ve kolalı içecek tüketimlerini çok yaygın bulmuştur(87).<br />

Yanlış beslenme alışkanlıkları, ağız sağlığının bozulmasına, çocuk ve gençlerde diş<br />

çürüklerinin oldukça fazla görülmesine yol açmaktadır.<br />

Çalışmamızda; su-ayranın daha çok tüketildiği, meyve suyu-kola ve diğer gazlı<br />

içeceklerin ise daha az tüketildiği görülmüştür. Ayrıca anne babaların %96,7’i şeker,<br />

kola, kuruyemiş ve cipsin diş çürüklerine sebep olab<strong>ile</strong>ceklerini, çok da gerekli<br />

olmadıklarını, ancak %3,33’ü şeker, kola, kuruyemiş ve cipsin büyümeye yardımcı<br />

olab<strong>ile</strong>ceğini düşünmüştür.<br />

Çalışmamızda, çürük ortalamasının yüksek olmasına rağmen, şekerli ürünler<br />

tüketiminin az olduğunu tespit ettik.<br />

Öztunç ve ark.’nın yaptıkları bir çalışmada, diş ve diş sağlığı için, süt ve süt<br />

ürünleri, meyve ve sebzelerle dengeli beslenilmesine, vücudun gereksinimi ihtiyacı olan<br />

kalsiyum, fosfor gibi mineraller <strong>ile</strong> A, D ve C vitaminlerinin yeteri kadar alınmasına<br />

dikkat çekmişlerdir(86). Kemik ve diş sağlığında süt ve süt ürünleri kalsiyum içerikleri<br />

bakımından önemlidir. Yoğurt gibi fermente süt ürünlerinin, ağzın ph’nı dengeleyerek<br />

diş çürümelerini engellediği ya da geciktirdiği, böylece ağız ve diş sağlığı açısından<br />

katkılar sağladığı ifade edilmektedir(62).<br />

44


Çalışmamızda anne-babaların; %56,3 ‘ü diş gelişimi için kalsiyum ,%21,7 ‘i ise<br />

D vitamini verilmesi gerektiğini ,%22’i de ek bir vitamine ihtiyaç olmadığını<br />

düşünmüştür. Ayrıca çalışmamızda, diş çürüğü olanlarda b<strong>ile</strong> ayran tüketiminin sık<br />

olduğunu saptadık.<br />

Günümüz diş hekimliğinin ana sorunlarından biri olan erken dönem diş çürükleri,<br />

dünyanın hemen her ülkesinde görülen yaygın bir halk sağlığı sorunudur. Diş çürüğü<br />

özellikle yaşadığımız yüzyılın başlarından itibaren her yaş grubunu etk<strong>ile</strong>mektedir.<br />

Süt dişlerindeki çürük prevalansının altı yaşında % 83,0 , sekiz yaşında % 92,0, altıon<br />

iki yaşında % 64,0-100,0 civarında olduğu ve çocuk başına düşen çürük (D), süt<br />

dişi (T) sayısını gösteren DT indeksinin 4,4’ten 5,2’ye çıktığı bildirilmektedir (91).<br />

DSÖ 2020 yılı için 12 yaş grubunda ise ortalama kalıcı, eksik, ve dolgulu diş sayısı<br />

(DMFindeksi)'nin 3'ten fazla olmamasını hedeflemiştir.<br />

Necmi namal ve arkadaşları 6-12 yaş arası çocuklarda yaptıkları çalışmada<br />

DMFT: 4.51±3.04, Tulunoğlu ve arkadaşları, 3-8 yaş arası çocuklarda yaptıkları<br />

çalışmada DMFT:2,2 olarak saptamışlar(78,110). T.Dülgergil ve arkadaşları,<br />

Diyarbakır’da iki farklı ilköğretim okulunda yaptıkları çalışmada 9-10 yaş grubunda<br />

DMFT’yi 3,05 ve 3,5 bulmuşlar yine Diyarbakır’da yaptıkları başka bir bir çalışmada<br />

10-14 yaş grubunda DMFT’yi 0,75±1,17 olarak tespit etmişlerdir(34,30).Gökalp ve<br />

arkadaşları ,5yaşındaki çocuklarda yaptıkları çalışmada DMFT indeksinin yüksek 3,7<br />

±3,9 ve en büyük komponentin de çürük diş sayısı olduğunu 3,6 ±3,9 tespit<br />

etmişlerdir(50).<br />

Çoğulu ve arkadaşları, 3-6 yaş arası çocuklarda yaptıkları çalışmada,<br />

DMFT:5,88 ± 0,449 olarak saptamışlar. Ontario'da 6-12 yaş grubundaki okul çağı<br />

çocuklarında yapılan bir çalışmada da diş çürüğü sayısı ortalaması 6.2 bulunmuştur.<br />

Ayrancı 6-9 yaş arası çocuklarda yaptıkları bir çalışmada DMFT: 5.29±3.35 saptamış.<br />

Saydam ve arkadaşları DMFT:5,15 ,Gülhan ve arkadaşları 7-15 yaş grubunda<br />

DMFT:3,83 ,Eronat ve arkadaşları 7-12 yaş grubunda DMFT:4,45 , Baloş ve<br />

arkadaşları 10 yaş grubunda DMFT:2,5 , Tümerdam ve arkadaşları DMFT:0,48 ,<br />

Çalışkan ve arkadaşları 7-11 yaş grubunda yaptıkları çalışmalarda DMFT:1,1<br />

saptamışlardır.Öztunç ve arkadaşları yaptıkları bir çalışmada 6-11yaş grubunda<br />

DMFT:2,86 saptamışlardır( 24,92,8,95,53,39,9,14,111,23,86).<br />

.<br />

45


Biz çalışmamızda,1-10 yaş arası çocuklarda ortalama DMFT:1,82±2,18<br />

saptadık. Çalışmamız, Tulunoğlu-Dülgergil-Gülhan-Eronat-Baloş-Çalışkan-Öztunç ve<br />

arkadaşlarının yaptıkları çalışmalarla parelelik göstermektedir.<br />

Çalışkan , 7-11yaş grubu çocuklarda yaptığı çalışmada cinsiyete göre çürük diş<br />

olma durumu arasında anlamlı bir ilişki saptamamış(23) .Yaramış ve arkadaşları<br />

yaptıkları bir çalışmada, 10-12yaş grubu erkek çocuklarda diş çürüğü görülme oranını<br />

daha yüksek saptamışlar(126). Ayrancı 6-9 yaş arası çocuklarda yaptığı çalışmada, kız<br />

öğrenc<strong>ile</strong>rdeki çürük sayısını erkek öğrenc<strong>ile</strong>rinkine göre daha fazla saptamış(8).<br />

Gökalp ve arkadaşları yaptıkları bir çalışmada, 5 yaş grubunda erkek çocuklarda kız<br />

çocuklarına göre diş çürüğü görülme oranı daha yüksek saptamışlar(50). Öztunç ve<br />

arkadaşları 6-11yaş arası çocuklarda yaptıkları çalışmada, çürük diş oranı bakımından<br />

kız ve erkek çocuklar arasında istatiksel olarak bir fark saptamamışlardır(86).<br />

Bizim yaptığımız çalışma, Çalışkan-Öztunç ve arkadaşlarının yaptıkları<br />

çalışmalarla paralellik göstermektedir Erkek ve kız çocuklarının çürük ortalamaları<br />

arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptamadık. (p=0,216).<br />

Astrom ve Jakobsen, diş sağlığı <strong>ile</strong> ilgili davranışlarda vel<strong>ile</strong>rin davranışlarını,<br />

çocukların taklit ettikleri bir model olarak kabul etmektedir. Aynı araştırmacılar<br />

tarafından, diş fırçalama gibi olumlu davranışlarda a<strong>ile</strong>nin model olmasının çocuklar<br />

için önemli olduğu, çocuğun a<strong>ile</strong>si <strong>ile</strong> kontağının yoğunluğu ve süresinin bu<br />

modellemede önem taşıdığı, ayrıca vel<strong>ile</strong>rin diş sağlığına yönelik davranışlarının<br />

ergenlik çağına kadar çocuğun bu konudaki davranışlarında doğrudan etkili olduğu da<br />

bildirilmektedir(7).<br />

Yeni doğanın anne dışında sıklıkla temas içinde olacağı diğer a<strong>ile</strong> fertlerindeki<br />

düşük enfeksiyon seviyesi de gelecekteki MS (mutans streptokok) düzeyine etki<br />

yapabilir. Kohler, Bratthall ve Berkowitz ve arkadaşları , kardeşlerdeki MS<br />

kolonizasyonunun, annelerdeki ve diğer çocuklardaki yüksek MS seviyesi <strong>ile</strong> ilişkili<br />

olab<strong>ile</strong>ceğini ifade etmişlerdir(65,16).<br />

Ayrancı, 6-9 yaş arası çocuklarda yaptığı çalışmada; Kardeş sayısı arttıkça, çürük<br />

varlığının da arttığını , bir kardeşi olanlarda çürük varlığı %78.6 iken, iki kardeşi<br />

olanlarda bu değerin %84.3 , üç ve daha fazla kardeşi olanda ise %85.7 olduğunu<br />

saptamıştır(8).Çoğulu ve arkadaşlarının 3-6 yaş arası çocuklarda yaptıkları çalışmada;<br />

A<strong>ile</strong>deki kişi ve çocuklarda çürük varken çocuk DMFT:7,19 ± 1,83 , çürük yokken<br />

çocuk DMFT: 6,01 ± 1,26 saptamışlar(24).<br />

46


Bizim çalışmamızda da a<strong>ile</strong>deki kişi sayısı <strong>ile</strong> çocuk DMFT, çürük ve kayıp<br />

değerleri arasında istatistiksel olarak pozitif yönde anlamlı ilişki gözlenmiştir Evde<br />

yaşayanların sayısı arttıkça çocuk DMFT ,çürük ve kayıp değerleri de artmaktadır.<br />

Çocuk sayısı <strong>ile</strong> çocuk DMFT, çürük ve kayıp değerleri arasında istatistiksel olarak<br />

pozitif yönde anlamlı ilişki gözlenmiştir . Ancak dolguda bir artış yoktur. Çünkü a<strong>ile</strong>ler<br />

süt dişlerinin geçici olduğunu düşünerek dolgu yaptırmamaktadırlar. Süt dişleri<br />

çürüyünce en son ana kadar beklemekte ve nasıl olsa kalıcı diş çıkar düşüncesiyle<br />

çektirmeyi tercih etmektedirler. Evde yaşayan kişi ve çocuk sayısı arttıkça çocuktaki<br />

DMFT’nin artması aynı tabak-kaşığı kullanmanın sonucu olarak MS geçiş riskini<br />

artırdığını düşündürmekte ve böylece çocukta çürük ve kayıp sayısını artırmaktadır.<br />

Annenin, emziği kendi ağzından sonra çocuğun ağzına sokması MS yoluyla çocuktaki<br />

çürük riskini artırmaktadır .<br />

Öğrenim düzeyi yüksek a<strong>ile</strong>lerde, diş fırçasına sahip olanların sayısı fazla<br />

bulunmuştur. Buna karşılık diş fırçasına sahip olma <strong>ile</strong> fırçalama sıklığının ilişkili<br />

olmadığı görülmüştür. Öğrenim düzeyi düşük a<strong>ile</strong>lerde, çocuklar dişlerini daha az<br />

fırçalamaktadırlar. Ağız sağlığının, yaşam standartları ve öğrenim düzeyiyle ilişkili<br />

olduğu bildirilmektedir(58).<br />

Denizli’de bazı ilköğretim okullarını kapsayan bir çalışmada; Babası okur-yazar<br />

olan çocuklarda, diş çürüğü ortalaması 4,6 iken, baba mesleği nitelikli guruba giren<br />

çocuklarda, diş çürüğü ortalaması 3,1 olarak saptanmıştır (128). Ayrancı 6-9 yaş arası<br />

çocuklarda yaptığı çalışmada; Baba mesleği yükseldikçe çürük varlığının da azaldığını,<br />

babası işsiz olanlardaki çürük varlığı %92.6 iken, işçi olanlarda %86.4 ve memur<br />

olanlarda ise %73.3 saptamış. Annenin mesleği yükseldikçe çürük varlığının da<br />

azaldığını, annesi ev hanımı olanlarda çürük varlığı %96.6 iken, memur olanlarda<br />

%45.0 saptamıştır(8).<br />

Çoğulu va arkadaşları 3-6 yaş arası çocuklarda yaptıkları çalışmada; Annenin<br />

eğitim düzeyi ≤ 8 yıl ise DMFT:8,01 ± 1,31, 8-11yıl ise DMFT:5,60 ± 0,54 , > 11 yıl<br />

ise DMFT:4,96 ± 0,99, babanın eğitim düzeyi ≤ 8 yıl olduğunda DMFT:7,13 ± 2,17<br />

iken 8-11 yıl olduğunda DMFT:5,05 ± 1,29, > 11 yıl olduğunda ise DMFT:4,09 ± 0,88<br />

saptamışlar(24). Tulunoğlu- arkadaşları, Güngör ve diğerleri yaptıkları çalışmalarda;<br />

Eğitim düzeyi arttıkça bireylerin diş fırçalama alışkanlıklarının arttığını, buna bağlı<br />

olarak da ağız sağlığının daha iyi olduğunu saptamışlardır(109,56).<br />

47


Freire ve arkadaşları, çocukluk döneminde a<strong>ile</strong>den alınan oral hijyen bilinci <strong>ile</strong><br />

birlikte adolesanlarda oral sağlık durumunu inceleyen kesitsel çalışmalarında, adolesan<br />

dönemdeki oral sağlığa yönelik davranışların, özellikle annenin bilinç düzeyinden<br />

etk<strong>ile</strong>ndiğini ortaya koymuşlardır(46). Spalj ve arkadaşları tedaviye karar vermede<br />

eğitimin etkili olduğunu, Caldas ise eğitimin anlamlı etkisi bulunmadığını<br />

bildirmişlerdir(99,22).Vel<strong>ile</strong>rin çocuklarının beslenmesini denetlemeleri gerektiği,<br />

ancak bunu yapabilmeleri için, kendi bilgi düzeylerinin de yeterli olması gerektiği<br />

vurgulanmaktadır (115).<br />

Biz de çalışmamızda, yapılan çalışmalara paralel olarak anne eğitimiyle çocuk<br />

DMFT’nin negatif korelasyon gösterdiğini, anne okur-yazar olmayanlarda çocuk<br />

DMFT’ni 3,05±3, ilkokul mezunu olanlarda 1,82±2,18, ortaokul mezunu olanlarda<br />

0,91±1,31, lise mezunu olanlarda 0,68±1,19, üniversite mezunu olanlarda 0,36±0,7<br />

olduğunu saptadık. Bu da a<strong>ile</strong>nin bilinç-eğitim düzeyinin ve fırçalama kültürünün çürük<br />

insidansı <strong>ile</strong> ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu bulgular, a<strong>ile</strong>lerin eğitim düzeyi<br />

düştükçe çocuklarına sorumluluk duygusu kazandırma ve bilinçlendirme özelliklerinin<br />

azalmasının, çocuklarına küçük yaşlarda diş fırçalama alışkanlığını kazandıramamış<br />

olmalarının göstergesi olabilir.<br />

Diş fırçalama alışkanlıkların edinilmesinde, a<strong>ile</strong>lerin sosyoekonomik düzeylerinin<br />

de etkili olduğu öne sürülmektedir (6).Ağız sağlığında sosyoekonomik koşulların etkisi<br />

bilinmektedir(58). Oktay, 1975 yılında Erzurum yöresinde yaptığı bir çalışmada<br />

periodontal hastalıklar <strong>ile</strong> ağız hijyenin sosyoekonomik durumla ilişkili olduğunu<br />

saptamış(80). Addo-Yobo ve ark. <strong>ile</strong> Pekiner ; Sosyoekonomik düzeyi yüksek olan<br />

a<strong>ile</strong>lerin çocuklarının ağız sağlığının sosyoekonomik düzeyi düşük olan gruptan daha<br />

iyi olduğunu bildirmişlerdir(1,89). Sogi ve Bhaskar; Hindistan’ın Davangere şehrinde<br />

yapmış oldukları çalışmalarında, çocuklardaki çürük diş sayısı ve oral hijyen<br />

durumlarının sosyoekonomik durumla güçlü bir ilişki olduğu sonucuna<br />

varmışlardır(101).<br />

Bayhan, Diyarbakır’da üç farklı sosyo-ekonomik düzeyde yapmış olduğu<br />

çalışmasında, orta ve kötü ekonomik düzeye sahip gruplarda periodontal hastalıkların<br />

daha sık olduğunu belirtmiştir(10). Buna ilaveten Darı, aynı yörede yapmış olduğu<br />

araştırmasında benzer sonuçlara ulaşmıştır(28).<br />

Sofola ve ark., Nijerya’da kırsal ve kentsel okul öğrenc<strong>ile</strong>ri arasındaki oral hijyen<br />

ve periodontal tedavi gereksinimini inceledikleri çalışmalarında, kırsal bölge<br />

çocuklarının oral hijyen durumunun daha kötü olduğunu, bununla birlikte kentsel<br />

48


ölgede yaşayan düşük sosyal sınıfa sahip çocukların yüksek sosyal sınıfa sahip<br />

çocuklardan daha fazla periodontal tedavi gereksinimleri olduğunu ortaya<br />

koymuşlardır(100). Namal ve arkadaşları yaptıkları bir çalışmada ; A<strong>ile</strong>deki çocuk<br />

sayısı arttıkça tedaviye karar verme yüzdesinin anlamlı şekilde düştüğünü görmüşler.<br />

Beş çocuklu bireylere göre çocuksuz bireylerin tedaviye karar verme yüzdesi 1,7 kat,<br />

1-2 çocuklu bireylerin 1,4 kat fazla olduğunu saptamışlar(78). Lavelle ve arkadaşları,<br />

çocukların diş çürüklerinin a<strong>ile</strong>nin gelirinden çok eğitim düzeyi <strong>ile</strong> yakın ilişkisi<br />

olduğunu savunmaktadırlar(70).<br />

Sosyoekonomik durumu ve eğitim düzeyi yüksek a<strong>ile</strong>lerin çocuklarında diş<br />

çürüğü bulunma olasılğı, düşük ve orta düzeydeki a<strong>ile</strong>lerin çocuklarına göre daha az<br />

olması <strong>ile</strong>ri sürülen bu fikri desteklemektedir(125,63).<br />

Çalışmamızdaki ve ülkemizdeki diş çürüğü oranının yüksek olmasının nedeni,<br />

ülkemizin sosyoekonomik durumunun yetersizliği ve çalışma grubumuzun bulunduğu<br />

mahallenin, kentin daha yoksul a<strong>ile</strong>lerden oluşan ve aylık maddi kazancı düşük bir<br />

bölgede olması <strong>ile</strong> açıklanabilir. Benzer biçimde, sosyoekonomik yönden daha alt<br />

düzeylerde yaşayanlarda diş sağlığının daha kötü olduğu başka bazı çalışmalarda da<br />

saptanmıştır (38, 60). Bu sonuçlar, bizim bulgularımızla paralellik göstermiştir Sosyoekonomik<br />

seviyesi düşük a<strong>ile</strong>lerin çocuklarının diş bakımlarını ihmal ettiği görüşü<br />

tarafımızca kabul edilmektedir.<br />

49


5. SONUÇ VE ÖNERİLER<br />

Çalışmamızda, sosyoekonomik düzeyi yüksek a<strong>ile</strong>lerin çocuklarının ağız-diş<br />

sağlığı durumunun daha iyi olduğu , diş hekimine gitme sıklığının da daha fazla olduğu<br />

görülmektedir.<br />

Çocuk <strong>ile</strong> anne ve baba DMFT değerleri arasında istatistiksel olarak pozitif<br />

yönde anlamlı ilişki saptandı (p=0,0001). Evdeki birey ve çocuk sayısı <strong>ile</strong> çocuk<br />

DMFT, çürük ve kayıp değerleri arasında istatistiksel olarak pozitif yönde anlamlı ilişki<br />

gözlendi (p=0,007, p=0,021, p =0,004). Çürük ortalamaları arasında cinsiyet farklılıkları<br />

gözlenmedi (p=0,216).<br />

Annelerin okur yazar olmayanların çocuk çürük ortalamaları, ortaokul, lise ve<br />

üniversite mezunlarından istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu<br />

(p=0,037, p=0,006, p=0,001).İlkokul mezunu olanların çocuk çürük ortalamaları, lise ve<br />

üniversite mezunlarından istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu<br />

(p=0,006,p=0,001).Diğer gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık<br />

gözlenmedi (p>0.05).<br />

İlkokul mezunu babaların, DMFT ortalamaları, lise ve üniversite mezunlarından<br />

istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu (p=0,009, p=0,0001).Üniversite<br />

mezunu olanların DMFT ortalamaları, lise ve ortaokul mezunlarından istatistiksel olarak<br />

anlamlı derecede düşük bulundu (p=0,048, p=0,001). Diğer gruplar arasında istatistiksel<br />

olarak anlamlı farklılık gözlenmedi (p>0,05).<br />

Gelir düzeyi <strong>ile</strong> çocuk DMFT’i arasında negatif ilişki bulundu (p=0,0001) .Sosyal<br />

güvence varlığı çocuk DMFT’ lerini etk<strong>ile</strong>memekteydi (p=0,356).<br />

Sonuç olarak: A<strong>ile</strong>nin düşük sosyo ekonomik durumu, anne-babanın düşük eğitim<br />

düzeyleri, anne ve babanın yetersiz diş sağlığı, kalabalık a<strong>ile</strong> ortamı, çocukta da diş<br />

sağlığını olumsuz olarak etk<strong>ile</strong>mektedir.A<strong>ile</strong>lerin ağız ve diş sağlığı konusundaki bilgi<br />

ve tutumları yetersizdi.<br />

ÖNERİLER<br />

Araştırmadan elde ed<strong>ile</strong>n sonuçlar doğrultusunda, doğru bilgi ve davranışların<br />

kazandırılması için ağız diş sağlığı konusunda eğitim verilmesinin, a<strong>ile</strong>lerin de bu<br />

süreçte iyi model olmasının önemli olduğu görülmüştür. Bu konuda yapılacak<br />

çalışmalar, DSÖ’nün belirlediği ‘’herkes için sağlık’’ hedeflerine ulaşmak ve geleceğe<br />

sağlıklı bireyler yetiştirmek için temel oluşturacaktır. Ağız sağlığı konusunda bilgi<br />

ortaklığı sağlanmalıdır . Ağız sağlığı eğitimi, sağlığı geliştirme programları ve diş<br />

tedavi hizmetlerine ulaşımının önündeki engellerin kaldırılması için her düzeyde<br />

50


politika yapıcıların duyarlılığı artırılmalıdır Floridlerin etkin kullanımı, fissür<br />

sealant(fisür örtücü jel) uygulamaları ağız diş sağlığı düzeyinin gelişimine önemli<br />

katkılar sağlamaktadır.<br />

‣ A<strong>ile</strong> bireyleri ve koruyucu diş hekimleri arasında <strong>ile</strong>tişim düzeylerinin<br />

artırılması için okullarda vel<strong>ile</strong>re yönelik ağız ve diş sağlığı hakkında bilg<strong>ile</strong>r<br />

verilmeli ve aydınlatıcı broşürler dağıtılmalıdır .Ağız ve diş sağlığı konusunda,<br />

anne ve babalara sağlık eğitimi verilmelidir.<br />

‣ A<strong>ile</strong>lere yardımcı diş temizleme araçlarını tanıtıcı ve kullanılması gerekliliğinin<br />

önemini anlatmak için, eğitim programları hazırlanmalıdır Ağız-diş<br />

hastalıklarının tedavisinde, koruyucu tedaviye önem verilmelidir<br />

‣ A<strong>ile</strong>lere basit tanı ve tedavi yöntemleri konusunda doğru davranışlar<br />

kazandırılarak, sağlık kurumlarını ve personelini daha yüksek oranda<br />

kullanmaları sağlanmalıdır. En az 6 ayda bir hekim kontrolünün gerekliliği<br />

anlatılmalıdır. İlk yaştan itibaren düzenli diş hekimi ziyareti <strong>ile</strong> ağız diş sağlığı<br />

değerlendirilmelidir.<br />

‣ A<strong>ile</strong>lere flor kullanımının önemi ve gerekliliği anlatılarak çocukların dişleri,<br />

ilk diş sürdükten itibaren florürlü diş macunu <strong>ile</strong> fırçalanması gerektiği<br />

anlatılmalıdır.<br />

‣ Okul ağız sağlığını geliştirme programları uygulanmalıdır. Bu programların<br />

kentsel alanlarda olduğu kadar , sosyoekeonomik düzeyi düşük kesimleri de<br />

kapsaması özellikle sağlanmalıdır. .<br />

‣ Yüksek risk grubu hastalarda, antibakteriyel ajanların kullanılması tavsiye<br />

edilmedir. (Klorheksidin ,ksilotol,probiyotik,CPP-ACP,enzim ihtiva eden<br />

macunlar vs .) .<br />

‣ Erken MS(mutans streptokok) geçisini önlemek için ;Ham<strong>ile</strong>lik döneminde ve<br />

süt dişlerinin sürme periyodu boyunca (6-20 ay) ksilotol’lü cikletlerin kullanımı<br />

<strong>ile</strong> süt dişlerinde çürük oranı düşürülmelidir. İlk temel korumada tavsiye<br />

edilmelidir.<br />

‣ Şekerli gıdaların gece alınması ,sık sık alınması ve biberon verilmesi<br />

önlenmelidir.<br />

‣ Öğün aralarında şekersiz yiyecekler seçilmelidir.(peynir,taze meyve ve<br />

sebzeler)İçeceklerin şekersiz alınması önerilmelidir.<br />

‣ Yiyeceklerin paketlerinde belirt<strong>ile</strong>n şeker miktarları ve çeşitleri incelenmelidir.<br />

51


ÖZET<br />

KLİNİĞİMİZE BAŞVURAN ÇOCUKLAR İLE EBEVEYNLERİNİN DİŞ<br />

SAĞLIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ VE SOSYODEMOGRAFİK<br />

FAKTÖRLERLE İLİŞKİSİNİN ARAŞTIRILMASI<br />

Çalışmamız, kliniğimize başvuran 153’ü kız , 147’i erkek olmak üzere 1-10 yaş<br />

arası çocuklar <strong>ile</strong> ebevynlerinin ağız-diş sağlığı durumlarının belirlenmesi ve<br />

sosyodemografik özelliklerle ilişkisinin saptanması amacıyla yapıldı.<br />

Veri toplama formları, gerekli açıklamalar yapıldıktan sonra araştırmacı<br />

tarafından doldurulmuştur .Gönüllü çocukların ve ebevynlerinin ayrı ayrı detaylı ağız<br />

içi muayeneleri yapılarak DMFT(D:çürük,M:eksik,F:dolgu) indeksleri saptandı<br />

Çalışmamızda, sosyoekonomik düzeyi yüksek a<strong>ile</strong>lerin çocuklarının ağız-diş<br />

sağlığı durumunun daha iyi olduğu , diş hekimine gitme sıklığının da daha fazla olduğu<br />

görülmektedir.<br />

Çocuk <strong>ile</strong> anne-baba DMFT değerleri arasında istatistiksel olarak pozitif yönde<br />

anlamlı ilişki saptandı (p=0,0001). Evdeki birey ve çocuk sayısı <strong>ile</strong> çocuk DMFT’i,<br />

çürük ve kayıp değerleri arasında istatistiksel olarak pozitif yönde anlamlı ilişki<br />

gözlendi ( p=0,007, p=0,021, p =0,004).Çürük ortalamaları arasında cinsiyet<br />

farklılıkları gözlenmedi (p=0,216).<br />

Annelerin okur yazar olmayanların çocuk çürük ortalamaları, ortaokul, lise ve<br />

üniversite mezunlarından istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu<br />

(p=0,037, p=0,006, p=0,01). İlkokul mezunu olanların çocuk çürük ortalamaları, lise ve<br />

üniversite mezunlarından istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu<br />

(p=0,006,p=0,001). Diğer gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık<br />

gözlenmedi(p>0.05).<br />

İlkokul mezunu babaların DMFT ortalamaları, lise ve üniversite mezunlarından<br />

istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu (p=0,009, p=0,0001). Üniversite<br />

mezunu olanların DMFT ortalamaları, lise ve ortaokul mezunlarından istatistiksel<br />

olarak anlamlı derecede düşük bulundu (p=0,048, p=0,001). Diğer gruplar arasında<br />

istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmedi (p>0,05).<br />

Gelir düzeyi <strong>ile</strong> çocuk DMFT’i arasında negatif ilişki bulundu(p=0,0001).Sosyal<br />

güvence varlığı çocuk DMFT lerini etk<strong>ile</strong>memekteydi (p=0,356).<br />

52


Sonuç olarak: A<strong>ile</strong>nin düşük sosyo ekonomik durumu, anne-babanın düşük eğitim<br />

düzeyleri, anne ve babanın yetersiz diş sağlığı, kalabalık a<strong>ile</strong> ortamı, çocukta da diş<br />

sağlığını olumsuz olarak etk<strong>ile</strong>mektedir.A<strong>ile</strong>lerin ağız ve diş sağlığı konusundaki bilgi<br />

ve tutumları yetersizdi.<br />

Ağız-diş sağlığının geliştirilmesi ancak erken yaşlarda kazanılan fırçalama ve<br />

dengeli beslenme alışkanlığı, bilinçli bir sağlık eğitimi ve düzenli diş hekimi kontrolleri<br />

<strong>ile</strong> mümkün olacaktır<br />

Anahtar Kelimeler: Ağız-diş sağlığı, DMFT<br />

53


KAYNAKLAR<br />

1. Addo-Yobo C, Williams S A, Curzon M E.Oral hygiene practices oral cleanlines<br />

and periodontal treatment needs in 12- year old urbanand rural school children in<br />

Ghana Community Dental Health 1991; 8(2):155-162 .<br />

2. Aggeryd T. Goals for oral health in the year 2000: Co-operation between WHO,<br />

FDI and the national dental associations. Int Dent J 1983;33:55-9.<br />

3. Akal, E., Birer, S.; Baysal, A. (1986). 3-12“Yaş Grubu Çocukların Beslenme<br />

Alışkanlıklarının Diş Sağlığı Üzerine Etkisi“ Beslenme ve Diyet Dergisi 15: 19-30.<br />

4. Akıncı Z. Karma dişlenme dönemindeki öğrenc<strong>ile</strong>rin ağız- diş sağlığı durumunun ve<br />

bu konudaki eğitim gereksinimlerinin beirlenmesi.Yüksek lisans tezi 2008-Ankara .<br />

5. Al İsmail .Prevention of early childhood caries.Community Dent Oral Microbiol<br />

1998;26:Supplement 1:49-61.<br />

6. Amarente,E. , Raadal, M., Espelîd, I. (1998)”Impact of diagnostic criteria on the<br />

prevalance of dental caries in Norvegian children aged 5,12 and 18<br />

years”Community Dent. Oral Epidemiol.26: 87-94.<br />

7. Astrom,A., Jakobsen, R. (1996) “Stability of Health Dental Behavior”.<br />

8. Ayrancı, Ü. (2005); “Bir Grup İlkokul Öğrencisinde Diş Çürüğü Saptama<br />

Araştırması”,Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi, 14(3):50-54.<br />

9. Baloş K., Türkan S., Cemil A. Farklı sosyoekonomik düzeydeki 10 yaş grubu okul<br />

öğrenc<strong>ile</strong>rinin peridontal hastalıklar ve diş çürükleri yönünden 1,5 yıl süreyle<br />

izlenmeleri , AÜ. Dişhek. Fak.Derg. 6:1-16.<br />

10. Bayhan A K.. Diyarbakır yöresinde görülen periodontal doku hastalıklarının<br />

prevalansları bunlara tesir eden bazı faktörler. Doktora Tezi, Diyarbakır,1983.<br />

11. Bayne SC, Thompson JY, Swift EJ, Stamatiades P, Wilkerson M. A characterization<br />

of first-generation flowable composites J Am Dent Assoc 1998; 129: 567-77.<br />

12. Birol, L.; Akdemir, N. ve Bedük T. (1997). İç Hastalıkları Hemşireliği, Ankara.<br />

13. Bozkurt, F.Y.; Fentoğlu, Ö.; Kıran, M. (2002). Isparta Bl Merkezi ve Kırsalında<br />

Yaşayan Adölesanlarda Ağız Bulgularının Değerlendirilmesi. T. Klin. Diş Hek. Bil.<br />

8: 25-30.<br />

14. Baloş, K.,(1996) Oral Hijyen Eğitimi ve Kontrollerinin Periodontal Sağlığı Etk<strong>ile</strong>ri.<br />

Ankara Univ: Diş Hek. Fak. Dergisi ; 3 (3) : 13-23, 5-Baloş, K., Sungur, T.<br />

15. Benitez C., O’Sullivan D., Tinanoff N. Effect of a preventive approach fort he<br />

treatment of nursing bottle carries. Journal of Dentistry for Children .61(1):46-<br />

9,1994 .<br />

54


16. Berkowitz RJ, Turner J, Green P. Maternal levels of Streptococcus Mutans and<br />

primary oral infection of infants Arch Oral Biol 1981;26(2):147-149.<br />

17. Boivin G, Meunier PJ. Fluoride and bone: toxicological and therapeutic aspects. The<br />

metabolic and molecular basis of acquired disease. Tindall, London: 1990; 2:1803-<br />

23.<br />

18. Cai F, Shen P, Morgan MV, Reynolds EC. Remineralization of enamel subsurface<br />

lesions in situ by sugar-free lozenges containing casein phosphopeptideamorphous<br />

calcium phosphate Australian Dent J .48:4, 240-243, 2003.<br />

19. Caglar E, Sandallı N, Twetman S. Effect of yogurt with Bifidobacterium DN-173<br />

010 on salivary mutans streptococci and lactobacilli in youn adults Acta Odon Scan<br />

2005, 63,1-4 .<br />

20. Challocombe SJ:Serum and salivary antibodies to streptococcus mutans in relation<br />

to the devolopment and treatment of human dental caries. Arch Oral Biol 25:495-<br />

502, 1980.<br />

21. Community Dent Oral Epidemiol 2005 Aug;33(4):256-64 . Cariogram-a<br />

multifactorial risk assessment model for a multifactorial disease. Bratthall D, Hansel<br />

Petersson G.<br />

22. Caldas AF Jr. Reasons for tooth extraction in a Brazilian Population. Int Dent J<br />

2000;50:267-273.<br />

23. Çalışkan D., Işık A., Yaşar F., Yıldırım N.,Elhan A., Ankara Üniversitesi Tıp<br />

fakültesi Mecmuası Cilt 52,Sayı 2.<br />

24. Çoğulu D., Menderes M., Ersin N., SÜ Dişhek. Fak.Derg., 2009;18:63-67 .<br />

25. Çolak M.: Diyarbakır Yöresinde 15-24, 25-34 ve 35-44 Yaş Gruplarında Çürük<br />

Prevalansı ve Radyolojik Değerlendirmesi, Doktora Tezi, Diyarbakır, 1991.<br />

26. Çolak Ş.: Diyarbakır Yöresinde 12, 22 ve 32 yaş gruplarında çürük prevalansı,<br />

çürük afinitesi, flour’un rolü, Doktora Tezi, Diyarbakır, 1979.<br />

27. Çubukçu Ç.E. Neden Koruyucu Diş Hekimliği,Hacettepe Toplum Hekimliği<br />

Bülteni, Yıl:24, Ocak 2003, Sayı: 1 .<br />

28. Darı K O. Diyarbakır ilindeki farklı sosyo-ekonomik seviyeye sahip 13-15 yaş<br />

grubu bireylerde; periodontal problemlerin, çürük yaygınlığının ve bunları<br />

etk<strong>ile</strong>yeb<strong>ile</strong>cek faktörlerin belirlenmesi. Doktora Tezi, Diyarbakır, 2005.<br />

29. De La Rosa ,,M. Guerra J.S., Jonhston, D.A., Radike,A.(1979): Plaque Control and<br />

Removal with Daily Tooth Brushing.J. Periodontol 50, 661-554.<br />

55


30. Dülgergil Ç.T., Sayman M., Civelek A., Ercan E., Ercan M., Atatürk Üniversitesi<br />

Dişhek.Fak.Derg. Cilt:16 :26-32 2006.<br />

31. Dişhekimi (2005). “Kemalpaşa 8 Eylül İlköğretim Okulu Öğrenc<strong>ile</strong>rine Ver<strong>ile</strong>n<br />

Ağız ve Diş Sağlığı Eğitimi” 11(Mayıs- Haziran):30-32.<br />

32. Dowd F.J. Saliva and dental caries. Dent Clin North Am.1999; 43(4):579-697.<br />

33. Dulgergil Turksel C, Saticı O, Yıldırım I, Yavuz I, Prevention of caries in children<br />

by preventive and operative dental car efor mothers in rural Anatolia, Turkey .<br />

Acta Odontol Scand 2004;62:251-257.<br />

34. Dülgergil Ç.T., sezgin B., Ercan E., Adıgüzel Ö., Ayna<br />

B.,T.Klin.Dişhek.Bil.2002,8:45-51.<br />

35. . Egemen A, Akflit S. Flor ve çocuk sağlığındaki yeri. Ege Pediatri Bülteni<br />

1997;4:65-84.<br />

36. Edelstein B, Tinanoff N:Correlation of dental caries in young children with a<br />

nonlaborotary method of salivary S.mutans samping.Dent 11:129-132, 1989.<br />

37. Edelstein, B.L. (1998). Evidence-Based Dental Care For Children And The Age 1<br />

Dental Visit. Pediatr Ann; 27:569-574.<br />

38. Elley KM, Langford JW. The use of a classification of residential neighbourhoods<br />

(ACORN) to demonstrate differences in dental health of children resident within<br />

the South irmingham health district and of different socioeconomic backgrounds<br />

Com Dent Health 1993; 10: 131-138.<br />

39. Eronat N., Ertuğrul F. , Uğur ZA., Önçağ Ö., Köse T., İzmir Bornova’da<br />

sosyoekonomik düzey <strong>ile</strong> ağız diş sağlığı durumunun 7 ve 12 yaş grubu çocuklarda<br />

değerlendirilmesi. HÜ Dişhek. Fak. Derg. 21:46-51, 1997.<br />

40. Ezzati M., Lopez A.D., Rodgers A., Murray C.J.L., Comparative Quantification of<br />

Health Risks. 2004. Geneva.<br />

41. Featherstone JDB.Delivery Challenges for fluoride, Chlorhexidine and<br />

XylitolBMC Oral health 2006,6(Suppl 1):S8do-i:10.1186/1472-6831-6-S1-S8.<br />

42. Featherstone JDB:The sciense and practice of caries prevention. JADA 2000,<br />

131:887-899 .<br />

43. Feigal RJ. The use of pit and fissure sealants. Pediatr Dent 2002; 24: 415-422 .<br />

44. Fejerskov O, Larsen MJ, Richards A, Baelum V. Dental tissue effects of fluoride.<br />

Adv Dent Res 1994; 8:15 -31.<br />

45. Fejerskov O, Ekstrand J, Burt BA. Fluoride in dentistry. 1st ed. Copenhagen:<br />

Munksgaard Co.; 1996.<br />

56


46. Freire MCM, Sheiham A, Hardy R. Adolescents’ sense of coherence, oral health<br />

status, and oral health-related behaviors. Community Dent Oral Epidemiol 29: 204-<br />

212, 2001 .<br />

47. Gibson, S., Wıllıams, S.(1999) Dental caries in pre-school children: association with<br />

social class, toothbrushing habit and consumption of sugars and sugar- containing<br />

foods. Caries Res 1999; 33:101-113.<br />

48. Gregory RL, Filler SJ, Michalek SM, McGhee JR: Salivary immunoglobulin A and<br />

serum antıbodies to streptococcus mutans ribosomal preparations in dental cariesfree<br />

and caries-susceptible human subjects.Infect ımmun 51:348-351, 1986.<br />

49. Gomez SS,Weber AA, Emilson CG. A prospective study of a caries prevention<br />

program in pregnant women and their children five and six years of age. ASDC J<br />

Dent Child 2001;68:191-195.<br />

50. Gökalp S.,Doğan B.G., Tekçiçek M., Berberoğlu A., Ünlüer Ş. The oral health<br />

prof<strong>ile</strong> of 5, 12 and year olds, Turkey 2004.<br />

51. Günay H, Dmoch-Bockhorn K, Gunay Y, Geurtssen W.Effect on caries experi ence<br />

of a long-term preventive program for mothers and children starting during<br />

pregnancy. Clin Oral Investig 1998;2:137-142.<br />

52. Groeneveld A, Van Eck AAMJ, Backer Dirks O. Fluoride in caries prevention:is the<br />

pre- or post-eruptive?. J Dent Res 1990; 69: 751-5.<br />

53. Gülhan A., Akıncı T., Uz M. 7-15 yaşlar arasındaki çocuklarda çürük sıklığı ve ağız<br />

hijyeni.İÜ Dişhek. Fak. Derg. 21:46-57 1987.<br />

54. Gülhan, A., Akıncı, T., Uz, M. (1991) 7-15 Yaşlar arasındaki çocuklarda çürük<br />

sıklığı ve ağız hijyeni. İ.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi dergisi.25:100-111.<br />

55. Gülzow H J, Bamfaste R, Hoffmann S. Kariesbefunde an bleibenden Zähnen von 7<br />

bis 15 jahrigen Hamburger Schülern. Dtsch Zahnarztl Z. 1991; 46: 488-490.<br />

56. Güngör, K. ,Tüter, G., Bal, B., (1999). Eğitim Düzeyi <strong>ile</strong> Ağız Sağlığı Arasındaki<br />

Blişkinin Değerlendirilmesi. G.Ü. Dis Hekimliği Fakültesi Dergisi16 (1): 21-25.<br />

57. Güngör HC, Altay N, Alpar R. Clinical evaluation of a polyacid-modified resin<br />

composite-based fissure sealant:two-year results. Oper Dent 2004; 29: 254-60.<br />

58. Haznedaroğlu,D.(2001). Türkiye’de Beslenme Durumu ve Çalışmalar. III. Uluslar<br />

Arası Beslenme ve Diyetetik Kongresi (12-15 Nisan 2000-Panel) Beslenme ve<br />

Diyet Dergisi 30 (1): 51-54.<br />

57


59. Isokangas P, Söderling E, Pienhakkinen , Alanen P.Occurrence of dental decay in<br />

children after maternal consumption of xylitol chewing gum. A fallow-up from 0 to<br />

5 years of age. J Dent Res 2000;79:1885-1889.<br />

60. Jones CM, Worthington H. The relationship between water fluoridation and<br />

socioeconomic deprivation on tooth decay in 5-year-old children. Br Dent J 1999;<br />

186; 397-400.<br />

61. Kargul B., B Altınok, N.Bekıroğlu Casein phosphopeptide-amorphous calcium<br />

phosphate (CPP-ACP)efficacy in preventing early childhood caries Int Journal of<br />

Ped Dent Vol 17-Suppl 1 p.157 PO060;June 2007<br />

Kargül B, Altınok B, Effect of Casein Phospeptide-Amorphous Calcıum Phosphate<br />

on Enamel Remineralization in vitro. 9, EAPD 2008 Dubrovnik, Hırvatistan<br />

kongresi.<br />

62. Kavas, G.; Kınık, Ö. (2001). Starter Kültür içeren Süt Ürünlerinin insan Sağlığna<br />

Etkisi III. (Ağız ve Diş Sağlığında Fermente Süt Ürünlerinin Etkisi). Gıda Dergisi.<br />

Eylül: 61.<br />

63. Kruger E, Dyson K, Tennant M. Pre-school child oral health in rural Western<br />

Australia. Aust Dent J 2005; 50: 258-62.<br />

64. Kowash MB,Pinfield A, Smith J , Curzon ME .Effectiveness on oral health of a<br />

long-term health education programme for mothers with young children. Br Dent J<br />

2000;188:201-205.<br />

65. Köhler B, Bratthall D. Intrafamiliar levels of Streptococcus mutans and some<br />

aspects of the bacterial transmission.Scand J Dent Res 1978;86(1):35-42.<br />

66. Kum, E., Baş, S., Baser, G., Paçon, K.(1977): Ankara ilinin Çankaya ve ilçelerinde<br />

iki ilkokuldaki beşinci Sınıf Öğrenc<strong>ile</strong>rinin ağız hijyenine Altındağ ilişkisi bilgi<br />

düzeyleri ve uygulamaları. Hacettepe Üniv. Diş Hek. Fak. Derg., 1(2) : 180-189.<br />

67. Lındhe, J. (1988) Concepts of Destructive Periodontal Disease<br />

J.CliniquePeriodontal Vol.11:22-32.<br />

68. Ligtenberg AJ, de Soet JJ, Veerman EC, Amerongen AVAnn N Y Acad Sci.2007<br />

Maar;1098:200-3. Oral diseases :from detection to diagnostics.<br />

69. Loe H., Silness J. Periodontal disease in pregnancy. I. Prevalence and severity Acta<br />

Odont Scand 1963; 25:533-48.<br />

70. Lavelle CLB, Lewis DW, Beagrie GS. Summary of symposium of dental<br />

perspectives, international year of the child. JADA, 1980; 100: 79-82.<br />

58


71. Milnes AR. Description and epidemiology of nursing caries.J Public Health Dent<br />

1996;56:38-50.<br />

72. Maharaj B.K., Sommerfelt H. Micronutrient deficiency in children. B J Nutr 2001;<br />

85 Suppl 2: S199-S2.<br />

73. Manton DJ, Messer LB. Pit and fissure sealants: another major cornerstone in<br />

preventive dentistry. Aust Dent J 1995; 40: 22-9.<br />

74. Mellberg JR, Ripa LW. Fluoride in preventive dentistry-theory and clinical<br />

applications. Philadelphia: Quintessence Publishing Co., 1983, p.81-103.<br />

75. Mullane DM. The future of water fluoridation. J Dent Res 1990; 9: 756-9 .<br />

76. Nase L, Hatakka K, Savilahti E, Saxelin M, Ponka A, Poussa T, Korpela R,<br />

Meurman JH, Effect of long-term consumption of a probiotic bacterıum ,<br />

lactobasillus rhamnosus GG, in milk on dental caries and caries risk in<br />

children.Caries Res 2001;35:412-420<br />

77. Namal N. İstanbul’daki tatlı imalathanelerinde çalışanların ağız ve diş sağlığı<br />

durumlarının araştırılması. İ.Ü. Sağlık Bilimleri Enst. Halk Sağlığı Anabilim Dalı<br />

Doktora Tezi. İstanbul:2001, s 65.<br />

78. Namal N., Vehid S., Can G., Köksal S. Toplum Hekimliği Bülteni Cilt 25, Sayı:3,<br />

Eylül 2006.<br />

79. Nikolitsch J M. Zwischen sozialer herkunft und gebiβgesundheit besteht ein enger<br />

zusammenhang. Zahnarztliche Mitteilungen 1978;16: 881-889.<br />

80. Oktay C. Periodontal hastalıkların Erzurum yöresindeki prevelansları ve bunlara<br />

tesir eden faktörler. Atatürk Üniv. Diş Hek.Fak. Derg. 1975; 9 (1): 5-26.<br />

81. Oral Dis.2005 May;11(3):131-7 Bacteriotherapy and probiotics role on oral health<br />

.Caglar E,Kargül B, Tanboga I.<br />

82. Oral Dis. 2007 Sep, 13(5):443-51 Probiotics:contributions to oral health.Meurman<br />

JH, Starnatova I.<br />

83. Orten JM, Neuhaus OW. Human Biochemsitry Nutrition. Saint Louis:The C.V.<br />

MOSBY Co. 1975, p. 549 - 51<br />

84. Öncel S., Özdemir A., Kayacan İ., (2006) İlköğretim okulu öğrenc<strong>ile</strong>rinin diş<br />

sağlığı durumlarının incelenmesi , I. Ulusal Sağlığı Geliştirme ve Sağlık Eğitimi<br />

Kongresi 2006 Muğla.<br />

85. Özperk, G. Akgün, S., Yazıcıoğlu, B., (1996) 7-12 Yaş grubu öğrenc<strong>ile</strong>rde ve<br />

öğretmenlerde ağız sağlığı düzey belirleme çalışması. (Üstekin ilkokulu, Ankara<br />

(1992). Hacettepe Dişhekimiği Fakültesi Dergisi 20:12-16.<br />

59


86. Öztunç, H.; Haytaç, M.C.; Özmeriç, N.; Uzel, B. (2000). Adana İlinde 6-11 yaş<br />

Grubu Çocukların Ağız ve Diş Sağlığı Durumlarının Değerlendirilmesi”, G.Ü. Dis<br />

Hekimliği Fakültesi Dergisi 17 (2): 1-6.<br />

87. Özgen, L. (1998). Farklı Eğitim Düzeyindeki Öğrenc<strong>ile</strong>rin Hızlı Hazır Yiyecek<br />

(Fast Food) Tüketim Durumlarının ve Alışkanlıklarının Saptanması Üzerine Bir<br />

Araştırma. G. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara. Bilim Uzmanlık Tezi.<br />

88. Pattussi, M.P.; Marcenes, W. ve Croucher, R. (2001). Sheiman A. Social<br />

Deprivation, İncome İnquality, Social Cohesion And Dental Caries İn Brazilian<br />

School Children. Soc Sci Med; 53:915-925.<br />

89. Pekiner N F. İstanbul’un sosyo-ekonomik yönden farklı iki ilköğretim okulunda<br />

uygulanan ağız ve diş sağlığı eğitiminin sonuçlarının karşılaştırılmalı olarak<br />

değerlendirilmesi. M. Ü. SağlıkBilimleri Enstitüsü Doktora Tezi, İstanbul.<br />

90. Pieper K. Epidemiologische Begleituntersuchen zur Gruppenprophlaxe 1994.<br />

Deutsche Arbeitsgemeinschaftfür.<br />

91. Pekcan, G. (2001). Türkiye’de Beslenme Sorunları ve Boyutları, Besin ve Beslenme<br />

Politikalarının Önemi. III. Uluslar Arası Beslenme ve Diyetetik Kongresi (12-15<br />

Nisan.2000- Panel). Beslenme ve Diyet Dergisi 30 (1): 51-54.<br />

92. Peressini S, Leake JL, Mayhall JT, Maar M, Trudeau R. Prevalence of Dental Caries<br />

Among 7 and 13 year-old first nations children, District of Manitoulin, Ontario. J<br />

Can Dent Assoc 2004; 70: 382.<br />

93. Persaud., M, (1998) The Developing Human Clinically Oriented Embryology,<br />

United States of America, 513-529.<br />

94. QA, Xu, F.Yu ımmunogenicity and Persistence of a Targeted Anti-caries DNA<br />

vaccine J Dent Res.2006 Oct;85(10):915-8.<br />

95. Saydam G, Oktay , Möller IG. Türkiyede ağız-diş sağlığı durum analizi. Tür-ağızsağ<br />

001 (DSÖ) Seçil Ofset İstanbul 1990.<br />

96. Saydam G., Oktay I., Müller I., Türkiye’de ağız ve diş sağlığı durum analizi.Tür-<br />

Ağız-Sağ-001(WHO), 1991.<br />

97. Swan Euan. Dietary fluoride supplement protocol for the new millenium. J Can<br />

Dent Assoc 2000; 60: 362-3.<br />

98. Silness J, Loe H. Periodantal disease in pregnancy.II. Correlation between oral<br />

hygiene and periodantal condition. Acta Odan Scand 1964;22:121-35.<br />

60


99. Spalj S, Plancak D, Juric H, Pavelic B, Bosnjak A. Reasons for extraction of<br />

permanent teeth in urban and rural populations of Croatia. Coll Antropol<br />

2004;28:833-839 Schüler von 1988 bis 1994. Dtsch Zahnarztl Z 1995; 514-516.<br />

100. Sofola OO, Shaba OP, Jeboda SO. Oral hygiene and periodontal treatment<br />

needs of urban school children compared with that of rural shool chidren in Lagos<br />

State. Nigeria. Odontostomatol Trop. 2003;26(101): 25-29.<br />

101. Sogi GM, Bhaskar DJ. Dental caries and oral hygiene status of school children<br />

in Davangere related to their socio-economic levels:an epidemiological study. J<br />

Indian Soc Pedod Prev Dent. 2002; 20(4): 152-157.<br />

102. Sümbüloğlu K. Sağlık Alanına Özel istatistiksel Yöntemler. 5.baskı. ABC<br />

Matbaacılık Ankara, 2000, s217-221.<br />

103. Şimşek Ç. (2004) Onbirinci sınıf öğrenc<strong>ile</strong>rinin kişisel bakım ve sağlığın<br />

korunmasına yönelik davranışlarının incelenmesi (üç lise örneği Ankara) Dönem<br />

projesi.<br />

104. Tavener JA, Davies GM, Davies RM, Ellwood RP. The prevalence and severity<br />

of fluorosis and other developmental defects of enamel in children who received<br />

free fluoride toothpaste containing either 440- 1450 ppm F from the age of 12<br />

months. Community Dent Health 2004;21:217-23 .<br />

105. Tekir Ö.,Çalışkan T. Okul öncesi dönemdeki iki farklı grup için ağız diş sağlığı<br />

ygulamalarında ebeveynin tutumunun karşılaştırılması.Fırat sağlık hizmetleri dergisi<br />

cilt:12 sayı:4 2007.<br />

106. Tietz NW: Textbook of clinical chemistry, Philadelphia: W.B. Saunders Co.,<br />

1986, p.993.<br />

107. Tez Yazım Klavuzu (2009), Gaziantep Üniversitesi Sağlık Bilimler Enstitüsü<br />

Yayınları .<br />

108. Thorild I, Lindau B, Twetman S, Caries in 4-year-old children after maternal<br />

chewing of gums containing combinations of xylitol, sorbitol, chlorhexidine and<br />

fluoride Eur Arch Pediatr Dent 2006;7:241-245.<br />

109. Tulunoğlu, Ö., Bodur, H, Akal, N., (1999) A<strong>ile</strong> eğitim düzeyinin okul öncesi<br />

çocuklardaki ağız diş sağlığı uygulamalan üzerine etkisinin değerlendirilmesi. Gazi<br />

Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dergisi.,16: 27-32.<br />

110. Tulunoğlu Ö., Bodur H., Ulusu T., Ciğer T., Odabaş M., GÜ Dişhek. Fak.<br />

Derg.20(3):11-16, 2003.<br />

61


111. Tümerdam Y., Oktay İ., Saydam G., Köy İlkokolu çocuklarında ağız ve diş<br />

sağlığı taraması. 7. Türk Pediatri Kongresi Tebliğler, Cilt 2:247-252 Işık Matbaası,<br />

İsatanbul 1979.<br />

112. Twetman S, Axeisson S, Dahigren H, et al.Caries-preventive effect of fluoride<br />

toothpaste:a systematic review. Acta Odontol Scand 2003;61:347-355 .<br />

113. Vehkalahti M, Helminen S, Rytomaa I. Caries decline from 1976 to 1986 among<br />

15-year-olds in Helsinki. Caries Res 1990; 24: 279-85.<br />

114. Waggoner WF, Siegal M. Pit and fissure sealant application. Updating the<br />

technique. Quintessence Int 1996; 127: 351-61.<br />

115. Waldman, H.B. Do Parents Know How Best to Feed Their Children J.Dent<br />

Child 65:194-7 May 1998.<br />

116. Wei S.H.Y, Pediatric dentistry - total patient care. Philadelphia: Lea & Febiger<br />

Co. 1988, p.57-100.<br />

117. Weinstein P,Harrison R, Benton T, Motivating mothers to prevent caries<br />

confirming the beneficial effect of cunselling J Am Dent Assoc 2006;137:789.<br />

118. Weintraub JA, Ramos-Gomez F, Jue B, Shain S, Hoover Cl, Featherstone JDB,<br />

Gansky SA, Fluoride varnish efficiency in preventing early chilhood caries. J Dent<br />

Res 2006;85:172-176.<br />

119. Whitford GM. The physiological and toxicological characteristics of fluoride. J<br />

Dent Res 1990;69: 539-44 .<br />

120. Whitford GM. Health effects of ingested fluoride, Washington DC: National<br />

Academy Press, 1993.<br />

121. Whitford GM. Intake and metabolism of fluoride. Adv Dent Res 1994;8:5-14.<br />

122. WHO Health 21: The health for policy framework for the WHO European<br />

Region uropean Health for all series No.6, 2000.<br />

123. WHO (2003) Global Health Programme , Department For Clinic Disease,Yee<br />

r.sheiam a. International Dental Journal 2003;52:1-9.<br />

124. WHO Technical Report Series. Fluorides and oral health. Geneva, 1994.<br />

125. Wierzbicka M, Petersen PE, Szatko F, Dybizbanska E, Kalo I. Changing oral<br />

health status and oral health behaviour of school children in Poland. Community<br />

Dent Health 2002; 19: 243-50.<br />

126. Yaramış N., Karataş N., Ekti F., Aslantaş D., 2005 Cilt:14 Sayı:12 S:256-259.<br />

127. Yılmaz B. Atatürk Üniversitesi Diş HekimliğiFakültesi'ne başvuran hastaların<br />

diş sağlığı düzeyi. Atatürk Üni. Diş Hek. Fak. Derg. 1993; 3 (2):13-15.<br />

62


128. Yazıcıoğlu, N., Yazıcıoğlu, B., Ulusoy, M..Bumin, Ç., Ulusoy, N,Yurdasal B.<br />

,Ergin A. , Bozkurt A.İ. ,Tapalı A.,(2007) Denizli’de bazı ilköğretim okullarında<br />

ağız ve diş sağlığı düzeyi XI. Halk Sağlığı Kongresi 2007 , Denizli.<br />

129. Zanata RL, Navarro MF, Pereira JC, Franco EB, Lauris JR, Barbosa SH, Effect<br />

of caries preventive measures directed to expectant mothers on caries experience in<br />

their children.Braz Dent J 2003;14 75-81 .<br />

130. Zhang F, Li YH Enhanced efficacy of CTLA -4 fusion anti-caries DNA vaccines<br />

in gnotobiotic hamsters. Acta Pharmacol Sin. 2007 Aug;28(8) :1236-42.<br />

63


AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI İLE İLGİLİ VERİ TOPLAMA FORMU<br />

1.Anne yaşı: Baba yaşı: Çocuğun yaşı:<br />

2. A<strong>ile</strong>nin sosyoekonomik durumu:<br />

Kendine ait evi:<br />

Kendine ait arabası:<br />

Evde yaşayanların sayısı:<br />

Çocuk sayısı:<br />

A<strong>ile</strong>nin Aylık geliri:a)1000TL’dan az<br />

b) 1000-2000 TL<br />

c)2000 TL üzeri<br />

Sosyal Güvencesi: a)var<br />

b)yok<br />

3. Anne eğitim düzeyi: a)İlkokul b)Ortaokul c)Lise d)Üniversite e)Hiçbiri<br />

Baba eğitim düzeyi: a)İlkokul b)Ortaokul c)Lise d)Üniversite e)Hiçbiri<br />

4. Anne-babanın diş hekimine başvurma sıklıkları(senede): a)Şikayet olunca<br />

b)Yılda 1-2kez<br />

5. Annedekiki çürük-eksik-dolgu sayısı: Babadaki çürük-eksik-dolgu sayısı:<br />

6. Anne-babanın ağız diş sağlığı konusunda eğitim alıp almadığı, eğitim almış ise<br />

eğitimi nereden aldıkları ?<br />

a)İnternetten b)Çocuk hekiminden c)Diğer hekimlerden d)Diş hekiminden<br />

e)Komşudan<br />

f)A<strong>ile</strong>den g)Egitim almadık h)Diğer<br />

7. Çocuğunuzu sürekli takip eden hekim var mı? Varsa nereden?<br />

a)Muayenehane<br />

b)Sağlık ocağı c)Özel hastane d)Devlet hastanesi,klinik<br />

8. Çocuğunuzun ağzındaki çürük-eksik-dolgu sayısı:<br />

9. Anne-babanın çocuklarını diş hekimine götürme sıklıkları(senede):<br />

a)Şikayet olunca<br />

b)Yılda 1-2 kez<br />

64


10. Diş hekimine çocuklarını götürmüyorlarsa sebepleri?<br />

a)Gerek görmüyoruz . b) Kalıcı dişler çıkınca götüreceğiz . c)Ekonomik<br />

sıkıntıdan dolayı. d)Diş hekiminden korktuğu için. e)Diğer<br />

11. A<strong>ile</strong>deki diş fırçalama alışkanlığı nasıl?<br />

a) Fırçalamayız ,su <strong>ile</strong> çalkalarız . b) Fırçalamak yerine sakız çiğneriz .<br />

c)Arada sırada fırçalarız . d)Her öğünden sonra fırçalarız.<br />

e)Günde 1-2kez.<br />

12. Flörür hakkında neler biliyorsunuz?<br />

a) Hiçbir bilgim yok. b)Çürük oluşumunu engeller.<br />

13. .Diş hekiminiz tarafından flörür hakkında bilgi verilip, öneriliyor mu?<br />

a)Hayır . b)Flörür tableti veriliyor. c)Diş yüzeyine florid uygulaması yapılıyor .<br />

14. Flörür dışarıdan vücuda nasıl alınır?<br />

a)Sularla<br />

b)Tabletlerle c)a+b d)Bilmiyorum<br />

15. Diş macunu diş fırçalamak için gerekli mi?<br />

a)Evet<br />

b)Hayır<br />

16. Dişlerinizi nasıl fırçalarsınız?<br />

a)Sadece ön yüzlerini<br />

b)Ön yüz+İç yüzey +dil<br />

17. Diş ipini duydunuz mu?<br />

a)Evet<br />

b)Hayır<br />

18. Diş ipini duyduysanız çocuğunuzda kaç yaşından itibaren kullanılmalı?<br />

a)Kullanılmamalı.<br />

b)12y<br />

c)4 yaşında başlanabilir 8 yaşında tek başına kullanılabilir.<br />

65


19. Şekerlemeler;<br />

a)Büyümeye yardımcıdırlar .<br />

b)Çok gerekli değildir, çünkü diş çürüklerine sebep olurlar.<br />

20. Kola ve asitli-gazlı içecekler ;<br />

a)Büyümeye yardımcıdırlar .<br />

b)Çok gerekli değildir çünkü diş çürüklerine sebep olurlar .<br />

21. Kurabiyeler ;<br />

a)Büyümeye yardımcıdırlar .<br />

b)Çok gerekli değildir, çünkü diş çürüklerine sebep olurlar.<br />

22. Patates cipsleri ;<br />

a)Büyümeye yardımcıdırlar.<br />

b)Çok gerekli değildir, çünkü diş çürüklerine sebep olurlar.<br />

23. Sofranızda hangi içecekleri içersiniz?<br />

a)Su b)Meyve suyu c)Kola d)Ayran e)Diğer gazlı içecekler<br />

24. Uykuda geceleyin çocuklara biberonla süt ve şekerli ürünler verilmeli mi?<br />

a)Mutlaka verilmeli, rahat uyumasını sağlar, büyüme –gelişmesine yardımcı olur.<br />

b)Gerek yok , diş çürüklerini artırır, biberon çürüğüne neden olur.<br />

25..Emziğe şekerli ürünleri sürmek faydalı mı?<br />

a)Evet, besleyici, ayrıca huzursuzluğunu giderir .<br />

b)Hayır, diş çürümelerine sebep olur .<br />

26. Parmak emme yada emzik kullanımına ne kadar zamana kadar müsade edilmelidir?<br />

a)2-2,5 yaş b)1yaş c)Edilmemeli<br />

27. Parmak emme yada emzik kullanımı diş yapısını etk<strong>ile</strong>r mi?<br />

a)Etk<strong>ile</strong>mez.<br />

b)Etk<strong>ile</strong>r, ön dişlerin öne doğru fıırlamasına sebep olur.<br />

66


28. Çocuklar ne zaman diş hekimine götürülmeli<br />

a)İlk dişler çıkar çıkmaz .<br />

b)Kalıcı dişler çıkar çıkmaz .<br />

29. Diş çıkarken çocuğunuzda hang<strong>ile</strong>ri ortaya çıktı?<br />

a)Salya akıtma b)Yüzde kızarıklık c)Öksürük d)Isırma e)Ağrı<br />

f)Huzursuzluk g)Beslenmeyi reddetme h)İshal ı) Ateş i)Uykusuzluk<br />

j)Diş eti hemotomu<br />

k)Kulak çekiştirme, yanak kaşıma<br />

30. Çocuklarda diş fırçalamaya ne zaman başlanmalıdır?<br />

a)Dişler çıkar çıkmaz<br />

b)4yaşında<br />

c)1,5-2 yaşında<br />

31. Çocuklarda diş macunu ne zaman kullanılmalı?<br />

a)6 aylıkken<br />

b)2,5-3 yaşında<br />

c)4 yaşında<br />

32. Çocuk dişli doğar mı?<br />

a)Böyle bir şey olamaz .<br />

b)Olabilir.<br />

33. Çocuk diş hekiminden korkarsa ne yapılmalıdır?<br />

a)Hiç götürmem<br />

b)Kalıcı dişler gelinceye kadar götürülmeyebilir<br />

c)İlk ziyarette tedaviye başlanmamalı<br />

d)seanslar kısa tutulmalı<br />

e)İlk ziyarette tedaviye başlanmalıdır f)çocukla-hekim arasında güzel bir ilişki<br />

kurulmalıdır h)Diş hekimi değiştirilmelidir.<br />

34. Erişkinde kaç diş bulunur.?<br />

35. İlk diş ne zaman çıkar?<br />

67


36. Çocukların ağzında kaç diş bulunur?<br />

37. Süt dişleri kaç tanedir?<br />

38. 6 yaş dişi nedir?<br />

a)Bilmiyorum<br />

b)Süt dişine 6 yaş civarında eklenen 4 tane diştir.<br />

39. Hangi dişler çabuk çürür?<br />

a)Süt dişleri<br />

b)Kalıcı dişler<br />

40 .Süt dişlerindeki çürükler tedavi edilmeli mi?<br />

a)Hayır, çünkü yerini kalıcı dişlere bırakır<br />

b)Evet, çünkü ağrı, kötü koku, çiğneme-beslenme zorluğu, çirkin görünüme <strong>ile</strong>ride diş<br />

çarpıklığına yol açabilir.<br />

41. Süt dişleri erken çekilirse bir sorun yaşanır mı?<br />

a)Hayır, zaten yerini kalıcı dişlere bırakacak .<br />

b)Evet, yer tutuculuk fonksiyonu<br />

ortadan kalktığı için <strong>ile</strong>ride ortodontik<br />

bozukluklara yol açabilir.<br />

42. Bebeklerde ağız bakımı yapılmalı mı?<br />

a)Hiç gerek yok.<br />

b)Mutlaka yapılmalı.<br />

43.Yapılırsa nasıl yapılmalı?<br />

a)Fırçalanmalı .<br />

b)Nemli temiz sargı bezi veya tülbentle silinmeli.<br />

44.Vücut gelişimiyle diş çıkımı arasında bir ilişki varmıdır? a)Var<br />

b)Yok<br />

45. Diş gelişimi için hangi vitaminler verilmeli? A)Kalsiyum b)D vitamini c)Hiçbiri<br />

46. İlk diş çıkması gecikince hekiminiz vitamin ve kalsiyum tablet önerdi mi?<br />

a)Evet<br />

b)Hayır<br />

68


ÖZGEÇMİŞ<br />

1980 yılında Sivas’da doğdum.Kayışdağı İlkokulu ,Hasan Leyli İlköğretim<br />

okullarında okudum.1997 yılında Kadıköy Kız Lisesi’ni bitirdim.Cumhuriyet<br />

Üniversitesi Tıp Fakültesi’den 2003 yılında mezun oldum.2006 yılında başladığım<br />

Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi A<strong>ile</strong> Hekimliği asistanlığına halen devam<br />

etmekteyim.<br />

.<br />

.<br />

.<br />

69

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!