Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Kapak Konusu<br />
Türkiye, su meselesine daima bir işbirliği alanı olarak yaklaştı.<br />
Resimde, 10 Ocak 2008’deki Suriye-Irak-Türkiye Ortak Teknik Komite toplantısında ilgili ülkelerin bakanları görülüyor.<br />
Sektörler Bazında Türkiye-Irak İlişkileri ve Su<br />
Turkey-Iraq Relations and Water on Sectoral Basis<br />
İlhan SAĞSEN<br />
Araştırma Görevlisi ve Doktor Adayı,<br />
ODTÜ/Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi<br />
Abstract<br />
Until 1990s, relations between Turkey and Iraq in many sectors developed fairly. After the Gulf War, relations<br />
between two countries came to a deadlock as a result of UN embargo to Iraq. Turkey has suffered major<br />
losses in the fields of trade, tourism, transportation, communication, and banking. This situation continued<br />
until the second American invasion to Iraq in 2003. Although the war in 2003 also affected Turkish economy<br />
negatively in general, the level of relations between Turkey and Iraq increased after the 2003 American invasion.<br />
However, the amount of restarted relations and trade with Iraq is not in the level of relations before<br />
1991. Within this context, in this study, both the water-based relations and sectoral relations between Turkey<br />
and Iraq will be divided into three periods. These terms are the pre-1991 period, the period of 1991-2003<br />
and the post-2003 period.<br />
60<br />
Aralık 2011 - Cilt: 3 - Sayı: 36
İnceleme<br />
1950’lerden sonraki dönemde, Türkiye ve Irak arasındaki su temelli gerginliklerin<br />
ardında Türkiye’nin başlattığı kalkınma projeleri, baraj inşa<br />
girişimlerinin etkisi gözlemlenmektedir. Bu gerginlikler, aynı zamanda,<br />
ekonomik, kültürel, sosyal ve politik ilişkileri de olumsuz etkilemiştir.<br />
Giriş<br />
Temel yaşam kaynağı olarak su, insanlığın varlığını<br />
sürdürmesi, çevre yaşamının devamlılığı,<br />
ekonomik gelişme ve yüksek hayat kalitesinin<br />
sağlanması gibi birçok açıdan kritik öneme sahip<br />
bir kaynaktır. Bu özelliğiyle su, aynı zamanda da<br />
ülkeler arası ilişkileri belirleyen temel etmenlerden<br />
bir tanesi olmuştur. Suyun devletlerarası<br />
ilişkileri etkileyecek boyutta bir öneme sahip<br />
olmasını etkileyen birbiriyle ilişkili birçok etken<br />
bulunmaktadır. Bunlardan ilki artan dünya nüfusudur.<br />
İkinci faktör ise, artan ve değişen insan<br />
ihtiyaçlarıdır. Üçüncü neden, uzun dönemli olarak<br />
ülkelerin ulaşabildikleri temiz ve tatlı su miktarının<br />
sınırlı olmasıdır. Dördüncü neden, artan<br />
insan aktiviteleri nedeniyle daha fazla tüketim<br />
maddelerinin üretilmesinin kullanılabilir yer<br />
üstü ve yer altı sularını kirletmesi gösterilebilir.<br />
Beşinci neden olarak, yeni gelişim projelerinin<br />
artan teknik karmaşıklığı, yatırım fonlarının yetersizliği<br />
ve artan proje maliyetleri gibi nedenlerle<br />
yeni su gelişim projelerinin sürekli olarak ertelenmesi<br />
gösterilebilir. Altıncı ve son etken olarak<br />
iklim değişimi ve küresel ısınmanın su sistemi<br />
üzerine negatif etkisi gösterilebilir. Bu bağlamda,<br />
su, genel olarak ilişkileri düzenlemede etkili<br />
bir faktör olduğu gibi Türkiye-Irak ilişkilerinde<br />
de önemli araçlardan bir tanesi olarak karşımıza<br />
çıkmaktadır.<br />
Bu çerçevede, Türkiye-Irak arasındaki ilişkilere<br />
bakıldığı zaman iki ülke arasında tarihsel, kültürel<br />
ve ekonomik bağların olduğu görülmektedir. 1<br />
İki devlet arasındaki su temelli ilişkilere bakıldığı<br />
zaman ise 1950’li yılların sonlarına kadar<br />
nispeten sabit bir seyir izlediği görülmektedir. 2<br />
20. yüzyılın ikinci yarısında Türkiye-Irak arasındaki<br />
ilişkiler değişmeye başlamıştır. 1950’lerden<br />
sonraki dönemde, iki ülke arasındaki su temelli<br />
gerginliklerin ardında Türkiye’nin başlattığı<br />
kalkınma projeleri, baraj inşa girişimlerinin<br />
etkisi gözlemlenmektedir. Bu gerginlikler, aynı<br />
zamanda, ekonomik, kültürel, sosyal ve politik<br />
ilişkileri de olumsuz etkilemiştir. Bu duruma<br />
rağmen, 1990lara kadar, Türkiye-Irak ilişkilerine<br />
bakıldığı zaman birçok sektörde oldukça geliştiği<br />
görülmektedir. 3 Körfez Savaşını takip eden<br />
dönemde ise özellikle Birleşmiş Milletler’in Irak<br />
üzerine koyduğu ambargo Türkiye-Irak ilişkilerini<br />
durma noktasına getirmiş ve bu durum da,<br />
Türkiye’nin özellikle ticaret, turizm, taşımacılık,<br />
iletişim ve bankacılık gibi birçok alanda zarara<br />
uğramasına yol açmıştır. Bu sektörler içerisinde<br />
de en büyük kayıp ticaret sektöründe yaşanmıştır.<br />
1991-2003 arası 12 yıllık dönemde, Türkiye<br />
17 milyar dolardan fazla bir ihracat kaybı yaşarken,<br />
kriz döneminde özellikle petrol fiyatlarının<br />
anormal artışı nedeniyle ithalat için 1 milyar<br />
dolar fazladan ödeme yapmak zorunda kalmıştır.<br />
4 Bu dönemde Türkiye’nin üstlenmek zorunda<br />
kaldığı maliyet 30 milyar ile 100 milyar dolar<br />
arası olarak hesaplanmaktadır ve Türkiye, uluslararası<br />
camia tarafından bu kaybın telafisi için bir<br />
harekette bulunulmadığını belirtmiştir. 5 Bu durum,<br />
2003 yılında Amerika’nın Irak’a ikinci müdahalesine<br />
kadar bu şekilde devam etmiştir. 2003<br />
Savaşı genel olarak Türk ekonomisini olumsuz<br />
etkilemesine rağmen, Türkiye-Irak ilişkilerinin<br />
seviyesi 2003 sonrası periyotta artış göstermiştir.<br />
Ancak, hem yeniden başlayan ilişkiler hem de<br />
ticaret hacmi açısından bakıldığında Irak’la olan<br />
ilişkilerin 1991 öncesine erişemediğini rahatlıkla<br />
söylemek mümkündür.<br />
Bu bağlamda, bu çalışmada iki ülke arasındaki<br />
hem su temelli ilişkiler hem de genel sektörel ilişkiler<br />
üç dönem çerçevesinde incelenecektir. Bu<br />
Aralık 2011 - Cilt: 3 - Sayı: 36<br />
61
İnceleme<br />
dönemler, 1991 öncesi, 1991-2003 arası ve 2003<br />
sonrası dönem olarak nitelendirilebilir.<br />
1991 Öncesi Türkiye-Irak İlişkileri<br />
Türkiye ile Irak arasında tarihi, kültürel, ekonomik<br />
ve siyasi bağlar her dönemde olmuştur. Genel<br />
olarak, iki ülke arasındaki ilişkilere bakıldığı<br />
zaman su sorunu temelli yaşanan gerginliklere<br />
rağmen 1991 Körfez Krizi’ne kadar birçok sektörde<br />
iyi ilişkiler geliştirildiği görülmektedir. Bu<br />
sektörlerden en önemlisi olarak dış ticaret gösterilebilir.<br />
1991 öncesi iki ülke arasındaki ticaret<br />
hacmi yıllık 2 milyar dolarlık bir rakamı bulmaktadır.<br />
Hatta 1985-1990 yılları arasında Irak’ın,<br />
Türkiye’nin ihracatındaki payı %8.1 olarak gerçekleşmiştir.<br />
Türkiye’nin Irak’a gerçekleştirdiği<br />
ihracat yaklaşık olarak yıllık 1 milyar dolardı.<br />
Irak’tan yapılan ithalat ise yaklaşık 1,5 milyar<br />
dolar seviyelerindeydi. Birinci Körfez Krizi’ne<br />
kadar, Türkiye’nin Irak’tan yaptığı ithalatın temel<br />
unsurlarını da petrol ve petrol ürünleri oluşturmaktaydı.<br />
6<br />
Türkiye’nin Irak ile İhracatı ve İthalatı (Milyon $)<br />
Yıl İhracat İthalat Hacim<br />
İhracat/<br />
İthalat<br />
Farkı<br />
1985 961 1.137 2.098 -175<br />
1986 533 769 1.322 -215<br />
1987 945 1.154 2.099 -209<br />
1988 986 1.437 2.423 -450<br />
1989 445 1.650 2.095 -1.204<br />
1990 215 1.047 1.261 -832<br />
Kaynak: TUIK, DEIK<br />
Türkiye-Irak ilişkilerinin 1991 öncesi dönemine<br />
ait bu genel tablosunun yanı sıra, bu iki ülke<br />
arasındaki ilişkiler gerek ikili, gerek koloni güçleriyle<br />
imzalanan anlaşmalar, gerekse diplomatik<br />
yollarla cumhuriyet kurulduğu dönemden<br />
itibaren sürmektedir. Bu yapılan anlaşmalar ve<br />
kurulan ilişkilerde her zaman Fırat ve Dicle konusuna<br />
vurgu yapılmış ve anlaşma maddelerinde<br />
su yönetimi meselesi yer almıştır. Bu anlaşmalardan<br />
bir tanesi 23 Aralık 1920 tarihinde Irak<br />
ve Suriye’nin mandater devletleri olan Fransa ve<br />
Britanya arasında imzalanan Paris Anlaşması’dır.<br />
Bu anlaşmanın 3. maddesi Fırat ve Dicle Nehirlerinin<br />
sularını etkileyecek her türlü proje<br />
üzerine çalışma yapacak bir ortak komitenin<br />
oluşturulmasını öngörmektedir. 7 Fırat ve Dicle<br />
Nehir havzası ile ilgili düzenleme getiren dolayısıyla<br />
da Türkiye-Irak ilişkilerini etkileyecek bir<br />
diğer anlaşma da Lozan Barış Anlaşması’dır. Bu<br />
anlaşmanın 109. Maddesi de oldukça önemlidir<br />
ve Fırat ve Dicle ile ilgilidir. Adı geçen maddeye<br />
göre, su kullanımıyla alakalı kıyıdaşlar arasında<br />
her bir devletin kazanılmış haklarını ve çıkarlarını<br />
koruyacak bir anlaşma yapılacak ve anlaşmada<br />
bir aksama olduğu takdirde uzlaşma yoluyla çözülecektir.<br />
Türkiye-Irak ilişkilerini bu dönemde<br />
etkileyen diğer bir anlaşma ise 29 Mart 1946 tarihli<br />
Türkiye ve Irak arasındaki Dostluk ve Komşuluk<br />
İlişkileri Anlaşması’dır. Bu anlaşmanın 6.<br />
maddesi kapsamında 6 ek protokol yapılmıştır.<br />
Bu protokollerle, Fırat-Dicle Nehir sistemi ve<br />
kollarındaki iki ülkenin çıkarlarından bahseden<br />
bir çerçeve hazırlanmıştır. Ayrıca protokoller,<br />
Fırat-Dicle nehir havzasındaki sel kontrolü çalışmalarının<br />
acilen yapılması gerekliliği üzerinde<br />
dururken, Türkiye sınırları içerisindeki bulunacak<br />
depolama imkânlarının pozitif etkisinin altı<br />
çizilmiştir. 8<br />
Görüldüğü üzere 1920-1960 yılları arası iki ülke<br />
ilişkileri daha çok taraflar arasındaki resmi düzenlemeler<br />
çerçevesinde ilerlemiştir. 9 1950’lerin<br />
sonlarında, Türkiye, özellikl e artan elektrik<br />
ihtiyacını karşılamak için baraj inşası ve kalkınma<br />
projeleri yapmaya başlamasıyla su konusu<br />
zaman zaman da bir gerginlik kaynağı olarak<br />
Türkiye-Irak ilişkilerinde önemli parametrelerden<br />
bir tanesi halini almıştır. 1965 yılında Keban<br />
Barajı’nın inşasına başlanılması diğer iki kıyıdaş<br />
ülke olan Irak ve Suriye’yi rahatsız etmiş ve bu<br />
barajın finansmanı, inşası ve su doldurulması<br />
aşamaları hem kıyıdaşlar boyutuyla hem uluslararası<br />
boyutuyla ayrı ayrı problemler olarak karşımıza<br />
çıkmaktadır. Bu dönemde Türkiye ile diğer<br />
kıyıdaşlar arasında hem Keban Barajı konusunu<br />
tartışmak hem de görüş alışverişi yapmak<br />
amaçlarıyla görüşmeler yapılmış ancak görüşmeler<br />
sonucunda bir anlaşmaya ulaşılamamış-<br />
62<br />
Aralık 2011 - Cilt: 3 - Sayı: 36
İnceleme<br />
Türkiye-Irak arasındaki enerji ticareti, ilişkilerinin gelişmesinde önemli bir adım olacak.<br />
Resimde, Irak petrolleri için de kullanılan Ceyhan Terminali görülüyor.<br />
tır. Aynı şekilde, bu defa da barajın finansmanı<br />
konusunda Türkiye Amerika Birleşik Devletleri<br />
Kalkınma Ajansı ile görüşmeler yapmış ve ajans<br />
Türkiye’den diğer kıyıdaşların ihtiyaçlarını karşılayacak<br />
suyun bırakılmasını talep etmiştir. Bu<br />
çerçevede de, Türkiye, Irak ile Keban Barajı’nın<br />
doldurulması esnasında saniyede 350 m³ suyu<br />
bırakma konusunda anlaşmaya varmıştır. 10<br />
Bu dönemde, Keban ve Tabka barajının inşasının<br />
aynı yıl tamamlanması da kıyıdaş ülkelerin<br />
ilişkilerinin gerilmesine neden olmuştur. Suriye<br />
Türkiye’den Tabka Barajı’nın su doldurulması a-<br />
macıyla daha fazla su bırakmasını talep ederken,<br />
Tabka Barajı’nın doldurulması sırasında Irak’a<br />
ulaşan suyun miktarının azalması da Suriye-Irak<br />
arasında gerginliğe yol açmıştır.<br />
1980’li yıllara gelindiğinde, Fırat ve Dicle nehirlerinin<br />
kıyıdaşları arasındaki ilişkilerin ana<br />
temasını yine su oluştururken bu defa da konu<br />
Güney Doğu Anadolu Projesi (GAP) olmuştur.<br />
Keban Barajı’nın alt çığırında bulunan Fırat üzerinde<br />
ikinci ve GAP kapsamında ilk baraj olan<br />
Karakaya barajının inşası ve finansmanı için<br />
Türkiye, diğer kıyıdaşlarının itirazlarına rağmen<br />
1974 yılında Dünya bankası ile görüşmelere başlamıştır.<br />
1987 yılında varılan anlaşmaya uygun<br />
olarak Türkiye Fırat nehrinden saniyede 500m³<br />
suyu Suriye sınırından bırakmayı garanti etmiştir.<br />
Karakaya Barajı’nın gerek inşası sırasında gerekse<br />
doldurulması sırasında herhangi bir krizle<br />
karşılaşılmamış ve baraj 1987 yılında hizmete<br />
girmiştir. Bu yıllarda, bir diğer tartışma konusu<br />
da GAP’ın en önemli ayağı ve dünyanın da 5.<br />
büyük barajı niteliğini taşıyan Atatürk Barajı olmuştur.<br />
Bu barajın 875.000 hektarlık bir alanın<br />
sulanmasında kullanılması öngörülmekteydi.<br />
Aşağı çığır kıyıdaş ülkeler bu projeyi “su emperyalizmi”<br />
olarak tanımlamış ve Irak ve Suriye’nin<br />
gelecekteki tarım projelerine zarar vereceğini<br />
iddia etmişlerdir. 11 Irak, Suriye ve Arap medyası<br />
özelde Atatürk Barajı, genelde de GAP konusun-<br />
Aralık 2011 - Cilt: 3 - Sayı: 36<br />
63
İnceleme<br />
da tepkiler göstermişler, Arap medyası GAP’ın<br />
bölgenin istikrarını tehdit edecek nitelikte bir<br />
proje olduğunu dile getirmiştir. 12 Özellikle Atatürk<br />
Barajı’nın doldurulması sırasında önceden<br />
haber verilmesine ve düşecek olan su miktarının<br />
telafi edilmesi için nehrin yönünün değiştirilmesi<br />
sürecinden önce fazla su bırakılmasına<br />
rağmen bu konu Irak ve Suriye’nin itirazlarına<br />
sebep olmuş ve 1987 anlaşması gereği bırakılacak<br />
su oranına uyulmayacağı endişelerini dile<br />
getirmişlerdir. 13 Buradaki en önemli husus olarak,<br />
Irak ve Suriye’nin itirazları neticesinde, bir<br />
anlaşmaya ulaşılamayarak Atatürk Barajı’nın dış<br />
destek alınmadan Türkiye’nin kendi imkânlarıyla<br />
inşa edildiğini belirtmek gerekmektedir.<br />
Türkiye ve Irak ilişkileri su konusu çerçevesinde<br />
1991 öncesi dönemde bu minvalde devam ederken,<br />
aynı zamanda iki ülke ilişkileri sadece bu<br />
çerçevede ilerlememiştir. Sektörel bazda bakıldığı<br />
zaman iki ülke arasında özellikle ticaret ve<br />
tarım alanlarında işbirliği girişimlerinin bulunduğu<br />
görülmektedir. 27 Ağustos 1973 tarihinde,<br />
Türkiye ve Irak Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması<br />
imzalamışlardır. Bu anlaşmanın ana amacı,<br />
Yumurtalık limanı tesislerine aslen Kerkük bölgesinden<br />
ama genel olarak da Irak’taki diğer üretim<br />
alanlarından Irak ham petrolünün taşınmasıdır.<br />
Bu anlaşma çerçevesinde Irak-Türkiye ham<br />
petrol hattı sistemi inşa edilmiş ve bu sistem iki<br />
petrol hattından oluşmaktadır. 1976 yılında bu<br />
boru hatlarından birincisi tamamlanmış ve ilk<br />
tanker dolumu 25 Mayıs 1977 tarihinde gerçekleştirilmiştir.<br />
İkinci boru hattı ise 1985 yılında<br />
inşa edilmeye başlanmış ve 1987’de ise hizmete<br />
girmiştir. 14<br />
Irak ve Türkiye Ham Petrol Boru Hatlarının Uzunlukları<br />
Irak Türkiye Toplam<br />
1. Hat 345km 641km 986km<br />
2. Hat 234km 656km 890km<br />
Toplam 579km 1.297km 1.876km<br />
Kaynak: BOTAŞ<br />
Türkiye ile Irak arasındaki petrol ve petrol ürünleri<br />
ticaretinin dışında özellikle Türkiye’den Irak’a<br />
hayvan ticareti ve tarım alanındaki ilişkiler 1991<br />
öncesi dönemde öne çıkan iki önemli sektördür.<br />
Bu hayvan ihracatı, Türkiye’nin özellikle Güneydoğu<br />
bölgesi için en önemli üretim ve ihracat<br />
unsurudur. 1984-1990 tarihleri arası Türkiye’nin<br />
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Irak’a yapılan<br />
hayvan ihracatının istatistikleri aşağıdaki gibidir:<br />
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Irak’a yapılan Hayvan<br />
ihracatı (Bin Dolar)<br />
Yıl İhracat Değişim (%)<br />
1984 146.931 -<br />
1985 177.206 21<br />
1986 171.588 -3<br />
1987 185.325 8<br />
1988 200.148 8<br />
1989 197.801 -1<br />
1990 178.081 -10<br />
Kaynak: DEIK<br />
İki ülke arasında bu dönemdeki tarım ilişkilerine<br />
bakıldığında, 1976 yılında iki ülkenin tarım bakanlarının<br />
bir araya gelmesi ile başlamış olduğu<br />
görülmektedir. Bu toplantının ardından 1977 yılında<br />
Ankara’da Türkiye-Irak Tarımsal İşbirliği<br />
Anlaşması imzalanmıştır. Aynı yıl, Türkiye-Irak<br />
Tarım Yürütme Komitesi Ankara’da ilk toplantısını<br />
yapmıştır. Ancak bu şekilde kurumsal temelde<br />
başlamış ilişkiler, 1979 Mayıs’ında gerçekleştirilen<br />
üçüncü Yürütme Komitesi toplantısından<br />
sonra Türkiye Irak arasındaki tarım konusunda<br />
yapılan toplantılara 1996 yılına kadar ara verilmiştir.<br />
15<br />
İki ülke arasında tarım ilişkilerine başlanan 1976<br />
yılında, Türkiye ve Irak Ekonomik ve Teknik İşbirliği<br />
Anlaşması imzalamıştır. Bu anlaşmayla taraflar,<br />
ekonomik ve teknik işbirliği gerçekleştirmek<br />
amacıyla bir Ortaklık Komitesi oluşturmayı<br />
kararlaştırmışlardır. Buna ek olarak, iki ülkenin<br />
çıkarları olan tüm konularda işbirliği yapılması<br />
konusunda bir anlaşmaya varılmıştır. 16<br />
Körfez Krizi öncesi Türkiye-Irak ilişkilerine özetle<br />
bakıldığı zaman, ilişkiler, 1960’lara kadar resmi<br />
64<br />
Aralık 2011 - Cilt: 3 - Sayı: 36
İnceleme<br />
düzenlemeler ve anlaşmalar çerçevesinde devam<br />
ederken, Türkiye’nin özellikle enerji ihtiyaçlarını<br />
karşılamak amacıyla başlattığı baraj inşası ve<br />
kalkınma projeleri ilişkilerin ana temasının su olmasına<br />
neden olmuştur. 1980’lerden sonra gündeme<br />
gelen Güney Doğu Anadolu Projesi ilişkilere<br />
damgasını vurmuştur. İlişkiler bu dönemde,<br />
su tahsisi konusunda gerilirken aynı zamanda<br />
da suyla ilişkili olsun olmasın sektörel bazda da<br />
devam etmiştir. İlişki geliştirilen ana sektörler,<br />
petrol ve petrol ürünleri, başta hayvan ihracatı<br />
olmak üzere ticaret ve tarım olarak gösterilebilir.<br />
İlişki kurulma çabaları olmasına rağmen, açık<br />
olan şey özellikle su konusunda gerilen ortamın<br />
iki ülke arasında en fazla ihtiyaç duyulan güven<br />
atmosferini zedelemiş olmasıdır.<br />
1991-2003 Periyodunda Türkiye-Irak<br />
İlişkileri<br />
Körfez Savaşı Türkiye-Irak ilişkilerinde bir<br />
dönüm noktası olmuştur. 1990 yılında, Irak,<br />
Kuveyt’i petrol üretim kotalarına uymamakla<br />
suçlamıştır. Irak, bu nedenle, Kuveyt’in Irak’a zarar<br />
verdiğini iddia ederek zararlarının karşılanması<br />
için 2.4 milyar dolar talep etmiştir. Bu sürecin<br />
sonucunda, 1 Ağustos 1990 tarihinde Irak<br />
Kuveyt’i işgal etmiştir. Bu işgalin akabinde, Birleşmiş<br />
Milletler Güvenlik Konseyi 662 no’lu kararı<br />
alarak, Irak’ın Kuveyt’i topraklarına katmasını<br />
tanımadıklarını duyurmuşlardır. 9 Ağustos<br />
1990 tarihinde, Birleşmiş Milletler, Irak’a karşı<br />
askeri, ekonomik ve finansal yaptırımlar uygulamaya<br />
karar vermiştir. Buna ek olarak, Güvenlik<br />
Konseyi’nce alınan bir diğer karar olan 678 no’lu<br />
maddeye göre Birleşmiş Milletler Irak’a askeri<br />
müdahaleye izin vermiş ve Irak’tan da 15 Ocak<br />
1991 tarihine Kuveyt’ten çekilmesini istemiştir.<br />
Irak’a verilen zamanın dolmasının akabinde, 16<br />
Ocak 1991 tarihinde uluslararası koalisyon Irak’a<br />
müdahalede bulunmuştur. 17 1990 yılında Irak’ın<br />
Kuveyt’i işgali ile başlayan süreç, hem Türkiye<br />
ekonomisini hem de Türkiye-Irak ilişkilerini o-<br />
lumsuz yönde etkilemiştir.<br />
Körfez Krizi’nin ardından, Türkiye özellikle ulaştırma,<br />
dış ticaret ve ham petrol boru hattı taşımacılığı<br />
alanlarında büyük zararlara uğramıştır.<br />
En büyük kayıp yaşanan alan ise dış ticarettir.<br />
Körfez Krizi öncesi Türkiye ve Irak arasındaki<br />
yıllık dış ticaret hacmi yaklaşık 2 milyar dolar seviyelerindeyken,<br />
Körfez Krizi ve akabindeki Körfez<br />
Savaşı neticesinde Türkiye-Irak dış ticaret<br />
seviyesi çok düşmüştür. 18 Bu dönemdeki ticaret<br />
istatistikleri aşağıdaki gibidir.<br />
Türkiye’nin Irak ile Gerçekleştirdiği İhracat ve Ithalat<br />
(Milyon $)<br />
Yıl İhracat İthalat Hacim<br />
İhracat/<br />
İthalat<br />
Farkı<br />
1991 122 - 122 122<br />
1992 212 1 213 211<br />
1993 160 - 160 160<br />
1994 141 - 141 141<br />
1995 123 - 123 123<br />
1996 219 32 251 187<br />
1997 549 454 1.003 95<br />
1998 366 247 613 119<br />
1999 247 414 661 -167<br />
2000 371 487 858 -116<br />
2001 839 505 1.344 334<br />
2002 649.7 677.3 1.327 -27.6<br />
2003 829 112.6 941.6 716.4<br />
Kaynak: DEIK<br />
Körfez Krizi öncesi, Türkiye’nin Irak’a gerçekleştirdiği<br />
ihracatı yaklaşık bir milyar dolar iken,<br />
yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere 1991<br />
sonrası periyotta 215 milyon dolara kadar düşmüştür.<br />
Aynı şekilde, kriz Türkiye’nin Irak’tan<br />
yaptığı ithalatı da petrol fiyatlarının artması nedeniyle<br />
olumsuz etkilemiştir. Türkiye kriz dönemi<br />
boyunca ithalatı için fazladan bir milyar dolar<br />
ödeme yapmak zorunda kalmıştır. 19<br />
Türkiye’nin Irak’tan gerçekleştirdiği ithalatın ana<br />
konusunu petrol ve petrol ürünleri oluşturmaktadır.<br />
Daha önce de açıklanmaya çalışıldığı gibi,<br />
Irak’tan Türkiye’ye bu ürünlerin taşımacılığı için<br />
1976 ve 1987 yıllarında iki boru hattı inşa edilmiştir.<br />
20 Bu boru hattı sistemi 1990 yılına kadar<br />
Türkiye’de bulunan Yumurtalık, Ceyhan Deniz<br />
İstasyonu’na Irak’tan özellikle de Kerkük’ten<br />
Aralık 2011 - Cilt: 3 - Sayı: 36<br />
65
İnceleme<br />
Su temelli ilişkileri değerlendirirken sektörler bazında ilişkilerin irdelenmesinin<br />
temel sebebi, herhangi bir sektörde atılacak adımın iki ülkeyi<br />
yaklaştıracağı ve bu yaklaşmadan meydana gelen işbirliği ortamında,<br />
su sorunu gibi problemler konusunda da işbirliği temelli ilişkilerin kurulacağı<br />
varsayımıdır.<br />
petrol ve petrol ürünleri taşımıştır. Gerçekleştirilen<br />
ilk Amerikan müdahalesi sonrasında Irak’a<br />
uygulanmaya başlanan Birleşmiş Milletler ambargosu<br />
sonucunda, Türkiye-Irak Ham Petrol<br />
Boru Hattı Sistemi 1990 Ağustos’unda kapatılmıştır.<br />
21 Bu durum 1996 yılına kadar devam etti.<br />
14 Nisan 1995 tarihinde kabul edilen 986 no’lu<br />
Birleşmiş Milletler kararı uyarınca petrol taşımacılığını<br />
sınırlandırmak amacıyla bu boru hattı<br />
sistemi yeniden aktif hale getirilmiştir. Bu karar<br />
çerçevesinde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi<br />
“Gıda için Petrol” isimli bir program hazırlamıştır.<br />
Bu program, Irak halkının yiyecek, ilaç ve<br />
bazı tarım araçları gibi insani ihtiyaçlarını karşılayabilmesi<br />
için geçici bir önlem olarak sunulmuştur.<br />
Bu program çerçevesinde, Irak’a insanı<br />
ihtiyaçlarla ilgili malları alabilmek için petrol ve<br />
petrol ürünleri satma yetkisi vermiştir. Bu yetki,<br />
Güvenlik Konseyi tarafından 90 gün içerisinde<br />
1 milyar dolara kadar petrol satışı yapabilme ile<br />
sınırlandırılmıştır. Elde edilen gelir de sadece insani<br />
ihtiyaçları karşılamakta kullanılacaktı. 22<br />
1990 yılına kadar, Türkiye’nin petrol taşımacılığından<br />
elde ettiği yıllık gelir yaklaşık 400 milyon<br />
dolardır. Bununla birlikte, 1990 yılında başlayan<br />
ve savaşan kadar giden 5 aylık gerginlik döneminde<br />
Türkiye’nin kaybı 160 milyon dolar olmuştur.<br />
1991-1996 yılları arasında Türkiye’nin<br />
yıllık kaybı 400 milyon dolar seviyelerindedir.<br />
Birleşmiş Milletler kararı doğrultusunda sınırlı<br />
bir şekilde taşımacılığa izin verilen 1997-2001<br />
yılları arasında Türkiye’nin ham petrol boru hattından<br />
kaynaklanan zararı 200 milyon dolara<br />
düşmüştür. Bu dönemdeki toplam kayıp ise yaklaşık<br />
olarak 1 milyar dolar olarak hesaplanmaktadır.<br />
Türkiye’nin 1990-2001 yılları arasındaki<br />
toplam ham petrol ve petrol ürünleri taşımacılığından<br />
dolayı kaybı 3.560 milyar dolar olarak<br />
gösterilmektedir. 23<br />
Dış Ticaret kayıplarından başka, Türkiye, Körfez<br />
Krizi sonrası askeri harcamalardaki artış ve Iraklı<br />
mülteciler için yapılan harcamalar nedeniyle<br />
zarara uğramıştır. Türkiye, 1990-2001 dönemi<br />
boyunca, askeri güvenlik önlemleri için 1.830<br />
milyar dolar harcarken, Iraklı mülteciler için de<br />
yaklaşık 100 milyon dolar harcamada bulunmuştur.<br />
24<br />
Irak’ın Kuveyt’i işgali ve takip edece süreçte gerçekleşen<br />
Körfez savaşı, bir başka sektör olarak<br />
Türkiye’nin taşımacılık sektörünü de olumsuz<br />
etkilemiştir. Taşımacılık sektöründen kasıt hava,<br />
kara, demir yolu ve deniz yolu taşımacılığıdır.<br />
1991-2003 yılları arası dönemde, bu sektörle ilgili<br />
Türkiye’nin toplam kaybı 3.836 milyar dolar<br />
olarak hesaplanmaktadır. Hava taşımacılığındaki<br />
kayıplar, direk uçuşların iptal edilmesi, rotaların<br />
uzaması, yer servis ücretlerindeki kayıplar, transit<br />
uçuşlar için ücretlerdeki kayıplar ve yolcu ve<br />
kargo gelir kayıpları gösterilebilir. Türkiye kara<br />
taşımacılığında da kayıplara maruz kalmıştır.<br />
Kara taşımacılığındaki en büyük kayıp, Irak’la<br />
gerçekleştirilen dış ticaretteki, nakliye gelirlerinde<br />
yaşanmıştır. Türkiye Uluslararası Taşımacılık<br />
Birliği’ne göre, ülkenin Körfez Krizi öncesi kara<br />
taşımacılığından elde ettiği ve dolayısıyla 1991<br />
sonrası kara taşımacılığı kaybı 400 milyon dolardı.<br />
Bu dönemdeki deniz yolu taşımacılığı kayıplarına<br />
gelince, sigorta primlerindeki artışları,<br />
transit gemi taşımacılığı konusunda Mersin ve<br />
66<br />
Aralık 2011 - Cilt: 3 - Sayı: 36
İnceleme<br />
İskenderun limanlarındaki hizmetlendirme ücretlerindeki<br />
düşüşler sayılabilir. 25<br />
Görüldüğü üzere 1991-2003 arası dönem, tarımdan,<br />
petrol ve petrol ürünleri ticaretine, askeri/<br />
güvenlik harcamalarının artışından ulaştırma<br />
sektöründe yaşanan kayıplara kadar, Türkiye’yi<br />
her alanda olumsuz yönde etkilemiştir. Türkiye-Irak<br />
ilişkilerinde olumsuz etkiler bırakan bu<br />
dönemde, nadiren de gerçekleşmiş olsa önemli<br />
bir işbirliği çabası yaşanmıştır. Bu çaba, sadece<br />
Türkiye-Irak arasında değil aynı zamanda tüm<br />
Fırat-Dicle nehir havzası dahilinde ve tüm kıyıdaş<br />
ülkeleri kapsayacak şekilde gerçekleşmiştir.<br />
Bu çaba Fırat-Dicle İşbirliği Girişim’i (the Euphrates-Tigris<br />
Initiative for Cooperation- ETIC)<br />
olarak adlandırılmıştır. Kurucu belgesi 2000 yılında<br />
imzalanan bu girişimin temel amacı, Fırat<br />
ve Dicle bölgesinin sürdürülebilir kalkınmasını<br />
sağlayabilmek için sosyal, ekonomik ve teknik<br />
alanlarda bir işbirliği atmosferi oluşturmaktır.<br />
ETIC’in kurucu üyeleri Irak, Türkiye, Suriye, İran<br />
ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki akademisyenlerden<br />
oluşmaktadır. 26 Kurucu belgenin 2000<br />
yılında imzalanmasına rağmen, girişimin resmi<br />
olarak kurulması 19-22 Mayıs 2005 tarihleri arasında<br />
girişimin hazırlık aşamasının tamamlanması<br />
amacıyla ABD’nin Kent Üniversitesi’nde<br />
ETIC’in kurucu üyelerinin yaptığı bir toplantı<br />
sonucu gerçekleşmiştir. 27 Bu girişim Fırat ve Dicle<br />
nehri konusunda o tarihe kadar yapılmamış<br />
bir şey yapmış ve su odaklı değil konuya kalkınma<br />
odaklı yönelmiştir. Bu yeni yaklaşımla,<br />
girişimin tarafları hedef olarak, çevre koruması,<br />
sosyal ve kadın erkek eşitliği, yönetim meselesi,<br />
çok paydaşlı bir yapı, halkın katılımı gibi konuları<br />
seçmişlerdir. 28<br />
ETIC’in temel amaçları olarak karşılıklı diyalog<br />
fırsatları yaratmak; Fırat-Dicle bölgesindeki karar<br />
alıcıların ve uygulayıcıların ilgisini çekecek<br />
projeler geliştirmek; çiftçiler, NGO’lar, toplumsal<br />
bazlı örgütlenmeler, iş dünyası gibi farklı paydaş<br />
grupları bir araya getirerek görüş alış verişi<br />
sağlamak; tüm kıyıdaşlara fayda sağlayacak ortak<br />
pilot projeler yürütmek; Fırat-Dicle bölgesindeki<br />
meselelerle ilgili kamunun farkındalığını arttırmak;<br />
eğitim imkânları yaratmak ve işbirliği ve<br />
kalkınma konusunda sürekliliği sağlamak gösterilebilir.<br />
29<br />
1991-2003 arası dönem Türkiye-Irak ilişkilerine<br />
Irak’ın Kuveyt’i işgali ve ardından yaşanan savaş<br />
ve Birleşmiş Milletler Ambargosu damgasını<br />
vurmuştur. Bu sayılan unsurlar Türkiye Irak ilişkilerini<br />
olumsuz etkilemiş ve ilişki içinde olunan<br />
başta dış ticaret olmak üzere tüm sektörlerde kayıplar<br />
yaşanmıştır.<br />
2003 Irak’a İkinci Amerikan Müdahalesinden<br />
Sonra Türkiye-Irak İlişkileri<br />
2003 yılındaki Amerikan müdahalesinden sonra<br />
Türkiye-Irak arasındaki ilişkiler yeniden canlanmaya<br />
başlasa da Irak’la yeniden başlayan ilişki ve<br />
ticaret miktarı 1991 öncesi seviyesine ulaşamamıştır.<br />
İkinci Amerikan müdahalesi sonrasında,<br />
21 Mayıs 2003 tarihinde kabul edilen 1483 no’lu<br />
Birleşmiş Milletler kararı uyarınca Irak’a karşı<br />
uygulanan ambargo kaldırılmıştır. Irak’ın yeniden<br />
yapılandırılma sürecinde, dış ticaret, taşımacılık,<br />
bankacılık, inşaat ve enerji gibi çeşitli<br />
sektörler temelli ilişkiler 2003 sonrası yeniden<br />
gelişmeye başlamıştır. 30<br />
2003 sonrası Türkiye-Irak dış ticaret sektöründeki<br />
duruma bakıldığı zaman, Irak’a uygulanan<br />
BM ambargosunun kaldırılmasının ardından dış<br />
ticaretin arttığı görülmektedir. 2003 ve 2004 yıllarında<br />
Türkiye’nin Irak’a ihracatı sırasıyla 829<br />
milyon dolar ve 1.820 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.<br />
2003 ve 2004 yıllarında Türkiye’nin<br />
Irak’tan ithalatı da sırasıyla 112,6 milyon ve 467,6<br />
milyon dolar seviyesindedir. 31 2010 yılında ise iki<br />
ülke arasındaki dış ticaret hacmi rakamının 7<br />
milyar doların üzerinde gerçekleştiği hesaplanmaktadır.<br />
32 Dış ticaret çerçevesinde, Türkiye’nin<br />
Irak’tan gerçekleştirdiği ana ithalat kalemi petrol<br />
ve petrol ürünleridir. 2003 sonrası bu sektörde<br />
de gelişmeler yaşanmıştır. Kasım 2004 tarihinde,<br />
Irak Türk şirketlerine petrol projelerinde pay<br />
vermeye karar vermiştir. Bu bağlamda, Türkiye<br />
ve Irak, güney Irak’taki Gharraf bölgesindeki<br />
petrol alanlarında ortak petrol üretimi konusunda<br />
müzakerelere başladılar. 33 2004 yılının Aralık<br />
ayında ise, Irak Petrol Bakanlığı savaş sonrası ilk<br />
Aralık 2011 - Cilt: 3 - Sayı: 36<br />
67
İnceleme<br />
petrol alanları geliştirme sözleşmelerini Türk ve<br />
Kanada firmalarına verdi. Bu anlaşma Saddam<br />
Hüseyin rejimi sonrası yabancı firmalarla imzalanan<br />
ilk anlaşma niteliği taşımaktadır. 34 Türkiye-Irak<br />
ilişkilerinde dış ticaretin 2003 sonrası<br />
seyrine ışık tutması açısından aşağıdaki istatistikler<br />
oldukça önemlidir;<br />
Türkiye-Irak İkili Ticaret İstatistikleri (000$)<br />
Yıllar İhracat İthalat Hacim Denge<br />
2003 829 112 941 716<br />
2004 1.820 467 2.288 1.353<br />
2005 2.750 458 3.208 2.291<br />
2006 2.589 375 2.965 2.213<br />
2007 2.811 645 3.456 2.167<br />
2008 3.912 1.320 5.233 2.591<br />
2009 5.126 952 6.078 4.174<br />
2010 6.042 1.354 7.396 4.688<br />
Kaynak: http://www.mfa.gov.tr/turkiye-irakekonomik-iliskileri-ve-turkiye_nin-yeniden-imarsurecine-katkisi.tr.mfa<br />
2003 sonrası, Türkiye ve Irak arasında gelişen<br />
ilişkiler, ulaştırma sektörünü de pozitif yönde<br />
etkilemiştir. Türkiye’nin Suriye üzerinde Irak’a<br />
demir yolu taşımacılığı Suriye’nin kısıtlaması<br />
nedeniyle 8 Nisan 1982 tarihinde durdurulmuştu.<br />
2000 Nisan’ında, Suriye’nin sınırlamayı kaldırması<br />
sonucunda 2 Ocak 2001 tarihinde Türkiye,<br />
Suriye ve Irak arasında transit demir yolu<br />
taşımacılığı yeniden başlamıştır. 16 Eylül 2003<br />
tarihinde, Türkiye, Irak ve Suriye demir yolu<br />
taşımacılığının miktarını ve kalitesini arttırmak<br />
için İstanbul’da bir araya geldiler. 35 Türkiye-Irak<br />
arasındaki demiryolu taşımacılığı ilişkisi bu minvalde<br />
devam ederken, Türkiye Cumhuriyeti Devlet<br />
Demir Yolları Genel Müdür Yardımcısı Veysi<br />
Kurt, 2011 yılında, gündemde olan bir projeyi<br />
açıkladı. Bu projeye göre, Irak’a artık direk demir<br />
yolu hattının döşeneceğini ve direk taşımacılığın<br />
yapılması için proje hazırlandığını belirtti. 36 Bu<br />
proje gerçekleştiği zaman kapasite ve sayı olarak<br />
Irak’a yapılan taşımacılığın artması, maliyetin<br />
düşmesi ve sürenin azalması beklenmektedir.<br />
2003 sonrası dönemde iki ülke arasındaki havayolu<br />
taşımacılığına bakıldığı zaman, 29 Temmuz<br />
2005 tarihinde Irak Türkiye’ye yeniden direk u-<br />
çuşları başlatma kararı aldığı görülmektedir. İlk<br />
uçuşun 3 Ağustos 2005 tarihinde İstanbul’dan<br />
gerçekleştirilmesiyle, 15 yıl aradan sonra Irak havayolları<br />
Bağdat-İstanbul-Bağdat seferlerine başlamış<br />
oldu. 37 İki ülke arasındaki hava taşımacılığı<br />
konusunda 2011 yılında son yaşanan gelişmeler<br />
sektörü olumsuz etkileyecek tarzdadır. Bu konudaki<br />
en son gelişme, Irak’ın Türk uçaklarının<br />
ülkeye inişlerini yasakladığı haberleriyle yaşanmıştır.<br />
Irak Ulaştırma Bakanlığı sözcüsü Karim<br />
al-Nuri beyanatında bu kararın Türkiye’nin aynı<br />
şekilde Irak uçaklarına yasak getirmesine cevaben<br />
alındığını söylemiştir. Türkiye’nin yasaklama<br />
kararının gerekçesi olarak ise Irak Milli Petrol<br />
Şirketi SOMO’nun Türkiye’ye olan milyonlarca<br />
dolarlık borcu gösterilmiştir. Ancak bir Türk<br />
hükümet yetkilisi, Türkiye’nin Irak uçaklarına<br />
herhangi bir yasaklama getirmediğini, sadece<br />
SOMO’nun 3 milyon doları bulan borcunun ö-<br />
denmemesi halinde böyle bir yasaklamanın getirileceği<br />
konusunda uyarıda bulunduğunu belirtmiştir.<br />
Irak ulaştırma bakanlığı sözcüsü Al-Nuri,<br />
Türkiye’nin aldığı kararı gözden geçirmesi durumunda<br />
Irak’ında karardan vazgeçebileceğini belirtmiştir.<br />
38 Olay hakkın farklı fikirler ve devam<br />
eden tartışmalar olmasına rağmen, bu durum<br />
hem sektörü hem de iki ülke ilişkilerini olumsuz<br />
etkileyecek bir gelişmedir.<br />
2003 sonrası Türkiye-Irak ilişkilerinde gelişme<br />
yaşanan bir diğer sektör de bankacılık olmuştur.<br />
Bankacılık sektörü ile ilgili, Türkiye ve Irak<br />
arasında 7 Kasım 2004 tarihinde bir anlaşmaya<br />
varılmıştır. Bu anlaşmaya göre, Irak ülkede Türk<br />
bankalarının şube açması konusunu onaylamıştır.<br />
Ziraat Bankası ve Vakıfbank Irak’ta banka şubesi<br />
açmak için izin alan ilk bankalar olmuştur. 39<br />
Hatta Ziraat Bankası 2005 yılında, Irak’ta işletme<br />
iznini alan ilk banka olmuştur. Ancak, o dönem<br />
için, güvenlik kaygıları nedeniyle Ziraat Bankası<br />
şubesi Irak’ta açılamamıştır. Akabinde 2006<br />
yılında, Vakıfbank ve Akbank kuzey Irak’ta bir<br />
temsil bürosu ya da şube açmak için Iraklı yetkililerle<br />
görüşmelere başlamışlardır. Ancak, Irak’a<br />
şube açılması 2008 yılını bulmuştur. 2008 yılın-<br />
68<br />
Aralık 2011 - Cilt: 3 - Sayı: 36
İnceleme<br />
Türkiye-Irak ilişkilerini olumsuz etkileyen ve Irak’taki su sıkıntısının<br />
en önemli nedenlerinden biri de, bu ülkede gerçek anlamda bir su yönetimi tesis edilememiş olması.<br />
da, Ziraat Bankası Bağdat’a şube açarak Irak’ta<br />
şube açan ilk Türk bankası olmuştur. Akabinde<br />
yine aynı banka 14 Şubat 2011 tarihinde Kuzey<br />
Irak’ın Erbil kentine de banka şubesi açmış ve<br />
Kuzey Irak’ta ilk şube açan Türk bankası olmuştur.<br />
40 Ziraat Bankası’nı takiben, peş peşe Vakıfbank<br />
ve İş Bankası da Erbil’e şube açmışlardır.<br />
Bölgede kurulu uluslararası şirketlerin yarıdan<br />
fazlasının yani 741 şirketin Türkiye çıkışlı olduğu<br />
göz önüne alındığı zaman Türk bankalarının<br />
şube açma girişimlerinin nedeni daha iyi anlaşılmaktadır.<br />
41<br />
2003 sonrası dönemde Türkiye-Irak arasında gelişen<br />
bir diğer sektör de inşaat sektörüdür. Irak’ın<br />
yeniden yapılandırılması sürecinde, Türk inşaat<br />
şirketleri projelerde aktif rol oynamıştır. Irak Ticaret<br />
Odası 18 Ekim 2003 tarihinde İzmir’de gerçekleşen<br />
bir toplantıda Türk şirketlerinin Irak’ın<br />
yeniden inşası proje ihalelerine teklif göndermeleri<br />
çağrısında bulunmuştur. Bu çerçevede,<br />
Irak’ın yeniden yapılandırılmasında Kerkük Ticaret<br />
odasına kayıtlı şirketlerle Türk şirketlerin<br />
işbirliği yapması teşvik edilmiştir. 23-24 Ekim<br />
2003 tarihinde Madrid’de, Irak’ın yeniden inşası<br />
sürecine katkı sağlamak amacıyla düzenlenen<br />
Irak için Uluslararası Donörler Toplantısında,<br />
Türkiye, 2004-2007 yılları arası dönemi kapsayacak<br />
şekilde yeniden yapılandırılmaya 50 milyon<br />
dolar hibe taahhüdünde bulunmuştur. Bu<br />
rakam Türkiye’yi diğer donörlerin katkıları göz<br />
önüne alındığında ilk 15 ülke içine sokmuştur. 42<br />
Yeniden yapılandırılma kapsamında yeni şirketlerin<br />
bölgede çalışmalarının yanında, Saddam<br />
rejimi yıkılmadan önce sözleşme imzalamış Türk<br />
şirketleri de, Irak’ta çalışmaya devam etmiştir.<br />
Dönemin Ticaret Bakanı Kürşat Tüzmen, 2005<br />
yılı itibariyle iki ülke arasında gerçekleştirilen<br />
iş seviyesinin 5.5 milyar dolara ulaştığını beyan<br />
etmiştir. 43 Yeniden yapılandırılmanın yanı sıra<br />
son dönemlerde Irak ve özellikle Kuzey Irak’ın<br />
kalkınmasına yönelik inşaat projelerinde de<br />
Türk inşaat şirketleri yer almaktadır. Buna örnek<br />
olarak, 2011 yılında iki Türk inşaat firmasının<br />
Aralık 2011 - Cilt: 3 - Sayı: 36<br />
69
İnceleme<br />
Kuzey Irak’ın Erbil kentindeki havaalanını inşa<br />
etmeleri gösterilebilir. 44 Bu çerçevede, Türkiye-<br />
Irak arasındaki inşaat sektörü değerlendirilmesi<br />
yapılırken iki taraflı bir faydanın gerçekleştiğini<br />
söylemek yanlış olmaz. Dünya raporuna göre,<br />
Irak’taki artan inşaat projelerinde Türk firmalarının<br />
sıklıkla yer alması Türkiye’nin inşaat sektörü<br />
için pozitif bir gösterge olmaktadır. Aynı şekilde,<br />
inşaat sektörünün gelişmesi, Irak için bir hızlı<br />
büyüme aşaması olarak görülmektedir. 45 Bu sektördeki<br />
gelişim de Türkiye-Irak ilişkileri açısından<br />
olumlu bir işbirliği olarak değerlendirilebilir.<br />
Tıpkı diğer sektörler gibi 2003 sonrası dönemde,<br />
Türkiye-Irak arasında enerji sektöründeki<br />
ilişkiler de canlanmıştır. 2004 yılında, Irak Endüstri<br />
ve Maden Bakanlığı, çimento sektörünün<br />
karşı karşıya kaldığı sorunları çözmek ve yine<br />
çimento sektörü için gerekli olan enerji ihtiyacının<br />
karşılanması için Türkiye’den çeşitli santraller<br />
kiraladı. 46 Ardından, Türkiye 2005 yılında<br />
Irak’a elektrik satmaya başlamıştır. 47 Dönemin<br />
Irak başbakanı Ibrahim Caferi, Ankara’ya yaptığı<br />
resmi ziyaret sonrası, 2005 Mayıs ayı sonuna<br />
kadar, Türkiye’nin Irak’a sattığı elektrik miktarının<br />
350 megavata çıkacağını ve ihracat kapasitesinin<br />
de 2005 sonuna kadar 1200 megavat<br />
seviyesine erişeceğini beyan etmiştir. 48 2009 tarihinde<br />
Türkiye’de enerji fazlalığı nedeniyle üretimi<br />
durdurulan Karadeniz Enerji Grubu’na ait<br />
mobil santral Silopi’de dönemin Enerji ve Tabii<br />
Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in de katıldığı bir<br />
törenle Irak’a elektrik ihracatına başlamıştır. Şirket,<br />
Irak’a 2 yıl süreyle 200 megawatt gücünde ya<br />
da yıllık 1 milyar 752 milyon kilowatt/saat enerji<br />
ihraç edecekti. 49 İstanbul’da Irak Enerji ve Gaz<br />
Projeleri 2011 konferansına katılan Irak Enerji<br />
bakanlığı IPP (Independent Power Projects) bölüm<br />
başkanı Ala’a Disher Zamil, şuan itibariyle<br />
7.500 megawatt kurulu güce sahip olan Irak’ta<br />
2015 yılına kadar 20.000 megawatt kurulu güce<br />
ulaşmayı hedeflediklerini belirtmiştir. Ayrıca Zamil,<br />
Irak’ta şuanda gerçekleşen en büyük elektrik<br />
yatırımlarını Türk şirketlerinin üstlendiğini<br />
beyan etmiştir. Bu şirketlere örnek olarak da<br />
Kerbela’da 1250 megawatt’lık El-Khairat santralini<br />
ve Musul’da da 750 megawatt’lık Ninova<br />
santralini göstermiştir. 50 Buradan da anlaşıldığı<br />
gibi 2003 sonrası dönemde Irak’ın enerji ihtiyacını<br />
karşılayan şirketlerin önemli bir bölümünü<br />
Türk şirketleri oluşturmaktadır. Türkiye ile Irak<br />
arasındaki gerçekleşen enerji ticareti iki ülke arasındaki<br />
ticaret ilişkilerinin gelişmesinde önemli<br />
bir adım olacaktır.<br />
Sonuç<br />
Bu çalışma, Türkiye Irak arasındaki gerek su temelli<br />
gerekse sektörel ilişkileri üç dönem halinde<br />
incelemiştir. Bu bölümler 1991 öncesi, 1991-<br />
2003 arası ve 2003 sonrası olarak tanımlanabilir.<br />
Böyle bir ayrıma gidilmesindeki temel etken 1991<br />
yılında gerçekleşen ilk Körfez Savaşı ve 2003 yılında<br />
gerçekleşen ikinci operasyonun iki ülke<br />
ilişkileri üzerinde temel ve köklü değişimlere yol<br />
açmasıdır. 1991 öncesi ilişkiler incelendiğinde<br />
aslında bu dönemi de 1960’lar öncesi ve sonrası<br />
olarak ikiye ayırmak mümkündür. 1960’lar öncesi<br />
dönemde iki ülke ilişkileri resmi düzenlemelere<br />
dayalı bir şekilde yürürken 1960’lar sonrası<br />
Türkiye’nin artan enerji ihtiyacını karşılaması<br />
amacıyla başlattığı kalkınma projeleri sonrası,<br />
Fırat-Dicle konusu ilişkileri belirleyen temel unsur<br />
halini almıştır. Hal böyle olsa bile 1991 öncesi<br />
dönemde, iki ülke ilişkileri istikrarlı bir seyir izlemiş<br />
ve Irak 5,5 milyar dolara varan ikili iş hacmi<br />
ile Türkiye’nin en önemli ekonomik ve ticari<br />
ilişki kurduğu ülkelerden birisi halini almıştır.<br />
1990 yılında Irak’ın Kuveyt’i işgali ve ardından<br />
gelen BM ambargosu sonrasında çıkan Körfez<br />
Savaşı ile Türkiye-Irak ilişkileri durma noktasına<br />
gelmiş ve istisnasız tüm sektörlerde kayıplar<br />
yaşanmıştır. 2003 yılında Irak’a gerçekleşen<br />
ikinci operasyon sonrası BM ambargosunun da<br />
tamamen kaldırılmasının etkisiyle Türkiye-Irak<br />
ilişkileri yeniden canlanmaya başlamıştır. 1991<br />
öncesi dönem istatistiklerine ulaşılamasa da dış<br />
ticaretten bankacılığa, enerjiden inşaat sektörüne<br />
kadar tüm alanlarda önemli gelişmeler yaşanmıştır.<br />
Örneğin, Türk müteahhitleri 2003-2009<br />
yılları arasında Irak’ta toplam 7,5 milyar ABD<br />
doları değerinde 495 proje gerçekleştirmişlerdir.<br />
Yıllık bazda üstlenilen iş miktarı 2003’te 242<br />
milyon ABD dolarından 2009’da 1,3 milyar ABD<br />
dolarına yükselmiştir. Firmalarımız, yeniden<br />
yapılanma sürecindeki Irak’ta çeşitli konut pro-<br />
70<br />
Aralık 2011 - Cilt: 3 - Sayı: 36
İnceleme<br />
jelerinden askeri tesislere, yol, köprü, baraj gibi<br />
altyapı projelerinden okul, hastane gibi sosyal<br />
tesislere pek çok alanda faaliyet göstermektedirler.<br />
51 Bu tarz gelişmeler, hem Türkiye ekonomisi<br />
hem Irak’ın hızlı bir kalkınma gerçekleştirebilmesi<br />
hem de iki ülkenin yakınlaşması açısından<br />
önemli unsurlar olarak değerlendirilebilir.<br />
Su temelli ilişkileri değerlendirirken iki ülke arasında<br />
sektörler bazında ilişkilerin irdelenmesinin<br />
temel sebebi de herhangi bir sektördeki atılacak<br />
her bir adımın iki ülkeyi birbirine yaklaştıracağı<br />
ve bu yaklaşmadan meydana gelen işbirliği<br />
ortamında aralarında kökleşmiş olan su sorunu<br />
gibi problemler konusunda da işbirliği temelli<br />
ilişkilerin kurulacağı varsayımıdır. Buna ek olarak<br />
ilişki kurulan sektörlerin çoğunun su temelli<br />
sektörler olduğu düşünülürse iki ülke arasındaki<br />
yakınlaşmaların nedenli önemli olduğu daha<br />
net ortaya çıkar. Dış ticaret, enerji, gıda, tarım,<br />
ulaştırma, çerve gibi sektörlerdeki ortak projeler<br />
sonucu yaratılacak faydanın iki ülke arasında<br />
paylaşılması güven ortamı oluşturacak ve aralarındaki<br />
sorunları çözmek konusunda yardımcı<br />
olacaktır.<br />
O<br />
DİPNOTLAR<br />
1 Güner Öztek, “Openning Remarks of ‘the New Iraq’ Conference”, Joint Conference Series No.3, Foundations for<br />
Middle East and Balkan Studies (OBIV), 2005.<br />
2 M.A.Dahham, “Turkish-Iraqi Relations:Tension and Prospects for Positive Developments”, Turkish Review of Middle<br />
East Studies, Annual 1998-99/10, Istanbul, s.90.<br />
3 Patricia, Carley, “Turkey’s Role in the Middle East”, Peace Works, United States Institute of Peace, s.4.<br />
4 İdris Adil and Talip Aktaş, “Economic relations between Turkey and Iraq and The Peril of Impending War: Turkey’s<br />
Losess and Possible Risks”, Foreign Economic Relations Board, 2003, s.4.<br />
5 Carol, Migdalovitz, “Iraq: The Turkish Factor”, CRS Report for Congress, 31 October 2002, s.4.<br />
6 İdris Adil and Talip Aktaş, “Economic relations between Turkey and Iraq and The Peril of Impending War: Turkey’s<br />
Losess and Possible Risks”, Foreign Economic Relations Board, 2003, s.12-16.<br />
7 Yüksel İnan, “The International Water Courses and the Middle East”, http://www.mfa.gov.tr/groupa/percent/<br />
V-2/yinan.htm, Erişim Tarihi: 27 August 2005, s.11.<br />
8 Ayşegül Kibaroğlu, “Building a Regime for the Waters of the Euphrates-Tigris River Basin”, London: Kluwer Law<br />
International, 2002, s.222-223.<br />
9 Ayşegül Kibaroğlu, “Settling the Dispute over the Waters of the Euphrates-Tigris River Basin,” Selected Papers<br />
of the International Conference From Conflict to Co-operation in International Water Resources Management,<br />
(eds.) J.Bogardi and S. Castelein, pp. 329-343, UNESCO-IHE Delft, The Netherlands, 20-22 November 2002,<br />
UNESCO-IHP, s.329.<br />
10 Vefa Toklu, “Türk Dış Politikasında Su Sorunu”, in İdris Bal (ed), 21.Yüzyılda Türk Dış Politikası, (İstanbul: Alfa Yayınları,<br />
2001),s. 539-540.<br />
11 Çarkoğlu ve Mine Eder, “Domestic Concerns and the Water Conflict over the Euphrates-Tigris River Basin”, Middle<br />
Eastern Studies, Vol.37, No:1, January, 2001, s.57.<br />
12 Ali İhsan Bağış, “The Euphrates and Tigris Watercourse Systems: Conflict or Cooperation?” , The Turkish Review of<br />
Middle East Studies, 1993, s.222.<br />
13 Özlem Tür, “The Political Economy of Water and Self-Sufficiency in Syria and its Implications on Turkish-Syria<br />
Relations”, MSc Thesis Submitted to Department of International Relations, Middle East Technical University,<br />
1997, s. 54.<br />
14 “Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. Petroleum Pipeline Corporation” http://www.botas.gov.tr/raporlar/Botas/<br />
petrol.htm, Erişim Tarihi: 15 July 2006, s.3.<br />
15 Interview with Mr. Cemal Kaygısız, Department Chief, Bilateral Relations and Protocol, the Ministry of Agriculture<br />
and Rural Affairs, 30 June 2006, Ankara.<br />
16 See for details, Resmi Gazete 14 Mayıs 1976 qouted in Mehmet Şahin, “Political and Security Dimensions of Euphrates<br />
And Tigris”, MSc Thesis Submitted to the Department of International Relations, Middle East Technical University,<br />
Ankara, 2002.<br />
17 İdris Adil and Talip Aktaş, “Economic relations between Turkey and Iraq and The Peril of Impending War: Turkey’s<br />
Losess and Possible Risks”, Foreign Economic Relations Board, 2003, s.9.<br />
18 Mustafa Güleç, Gencay Oğuz, “Irak Savaşının Gölgesinde Türkiye Ortadoğu Ülkeleri Ticari İlişkileri”, Republic of<br />
Turkey Undersecretariat of the Prime Ministry for Foreign Trade , Mayıs 2003, s.3.<br />
Aralık 2011 - Cilt: 3 - Sayı: 36<br />
71
İnceleme<br />
19 İdris Adil ve Talip Aktaş, “Economic relations between Turkey and Iraq and The Peril of Impending War: Turkey’s<br />
Losess and Possible Risks”, Foreign Economic Relations Board, 2003, s.4-16<br />
20 “Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. Petroleum Pipeline Corporation” http://www.botas.gov.tr/raporlar/Botas/<br />
petrol.htm, Erişim Tarihi: 15 July 2006, s.3.<br />
21 İhsan Gürkan, “Turkish-Iraqi Relations: The Cold War and Its Aftermath”, Turkish Review of Middle East Studies,<br />
Annual 1996-1997/9, Istanbul, s.51.<br />
22 Güner Öztek, “Economic Sanctions and No-Fly Zones in Iraq”, Turkish Review of Middle East Studies, Annual<br />
2001/12, Istanbul, s.11.<br />
23 İdris Adil ve Talip Aktaş, “Economic relations between Turkey and Iraq and The Peril of Impending War: Turkey’s<br />
Losses and Possible Risks”, Foreign Economic Relations Board, 2003, s.22.<br />
24 İdris Adil veTalip Aktaş, “Economic relations between Turkey and Iraq and The Peril of Impending War: Turkey’s<br />
Losses and Possible Risks”, Foreign Economic Relations Board, 2003, s.24.<br />
25 İdris Adil ve Talip Aktaş, “Economic relations between Turkey and Iraq and The Peril of Impending War: Turkey’s<br />
Losess and Possible Risks”, Foreign Economic Relations Board, 2003, s.22-23.<br />
26 “The Euphrates-Tigris Initiative for Cooperation (ETIC) Founding Document”, USA, Mayıs 2000<br />
27 ETIC News Letter, Volume 1, No. 3, March 2006.<br />
28 ETIC Brochure, 2001, in curcilation<br />
29 ETIC News Letter, Volume 1, No. 3, March 2006.<br />
30 Mustafa Güleç, Gencay Oğuz, “Irak Savaşının Gölgesinde Türkiye Ortadoğu Ülkeleri Ticari İlişkileri”, Republic of<br />
Turkey Undersecretariat of the Prime Ministry for Foreign Trade , Mayıs 2003, s.3.<br />
31 “Türkiye-Irak Ticari ve Ekonomik İlişkileri Hakkında Değerlendirme”, Republic of Turkey Undersecretariat of the<br />
Prime Ministry for Foreign Trade.<br />
32 Selçuk Şenyüz, “35.bin Vatandaşımız Kuzey Irak’a Yerleşti ve 3 Türk Bankası Açıldı...” 31 Mart 2011, http://www.<br />
hurriyet.com.tr/ekonomi/17408818.asp , Erişim Tarihi: 24 Kasım 2011.<br />
33 ---, “Turkey to grap a share in Iraq oil and banking sectors”, 7 Kasım 2004, http://www.iraqieconomy.org/home/<br />
bilecon/turkey/20041107, Erişim Tarihi: 13 Temmuz 2006.<br />
34 Iraq awards key oilfield contracts”, http://www.iraqieconomy.org/home/bilecon/turkey/20041216, 16 December<br />
2004, Erişim Tarihi: 13 Temmuz 2006.<br />
35 “Turkish, Syrian, Iraqi railroad officials to discuss railway transportation”, http://www.iraqieconomy.org/home/<br />
bilecon/turkey/2003.09.16, 16 September 2003, Erişim Tarihi 13 Temmuz 2006.<br />
36 “Irak’a Demiryolu Hattı Projesi”, http://www.ekspertren.com/haber53.asp, Erişim Tarihi: 23 Kasım 2011.<br />
37 “Iraqi Airlines to Fly to Turkey after 15 years”, http://www.iraqieconomy.org/home/bilecon/turkey/20050729<br />
Erişim Tarihi: 13 Temmuz 2006<br />
38 Mohammed Tawfeed and Ivan Watson, “Iraq, Turkey butt heads, block flights over debt dispute”, 21 Kasım<br />
2011, http://edition.cnn.com/2011/21/20/world/meast/iraq-turkey-flights/index.html, Erişim Tarihi: 24 Kasım<br />
2011.<br />
39 “Turkish banks to open in Iraq”, http://www.iraqieconomy.org/home/bilecon/turkey/20041107%282%29, 7<br />
November 2004, Erişim Tarihi: 13 Temmuz 2006.<br />
40 “Ziraat Bankası Kuzey Irak’ta”, 16 Şubat 2011, http://www.byturco.com/haber/Ziraat-Bankasi-Kuzey-Irakta/352383,<br />
Erişim Tarihi: 24 Kasım 2011.<br />
41 Selçuk Şenyüz, “35.bin Vatandaşımız Kuzey Irak’a Yerleşti ve 3 Türk Bankası Açıldı...” 31 Mart 2011, http://www.<br />
hurriyet.com.tr/ekonomi/17408818.asp , Erişim Tarihi: 24 Kasım 2011.<br />
42 “Türkiye ve Irak: Bölgede Barış ve İstikrar İçin Yeni Bir Ortaklığın Parametreleri”, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği,<br />
8 Şubat 2004, Ankara.<br />
43 Business increases between Turkey and Iraq, http://www.portaliraq.com/news/Business+increases+between<br />
+Turkey+and+Iraq__1111626.html?PHPSESSID=bb67b7b437542696e9bf228620286b43, 6 November 2005,<br />
Erişim Tarihi: 13 Temmuz 2006.<br />
44 Selçuk Şenyüz, “35bin Vatandaşımız Kuzey Irak’a Yerleşti ve 3 Türk Bankası Açıldı...” 31 Mart 2011, http://www.<br />
hurriyet.com.tr/ekonomi/17408818.asp , Erişim Tarihi: 24 Kasım 2011.<br />
45 “Turkey’s Construction Sector Focuses on Iraq”, 8 Temmuz 2010, http://www.iraqbusinessnews.<br />
com/2010/07/08/turkeys-construction-sector-focuses-on-iraq/, Erişim Tarihi: 24 Kasım 2011.<br />
46 “Turkish electricity to operate cement factories in Iraq”, http://www.iraqieconomy.org/home/bilecon/turkey/20041031,<br />
31 October 2004, Erişim Tarihi: 13 Temmuz 2006.<br />
47 Interview with Mr. Metin Günyol, Department Chief, International Relations, TEIAS, 20 June 2006, Ankara.<br />
48 “Turkey to triple electricity exports to Iraq”, http://www.iraqieconomy.org/home/bilecon/turkey/20050520%282%29,<br />
20 May 2005, Erişim Tarihi: 13 Temmuz 2006.<br />
49 “Irak’a Dostluk Enerjisi”, 23 Şubat 2009, http://www.haberelektirk.com/haber/885-enerji-iraka-dostluk-enerjisi.<br />
html, Erişim Tarihi 24 Kasım 2011.<br />
50 “Irak’ı Türkler aydınlatıyor”, 14 Haziran 2011, http://www.tumgazeteler.com/?a=6917047, Erişim Tarihi: 24 Kasım<br />
2011.<br />
51 Türkiye-Irak Ekonomik İlişkileri”, http://www.mfa.gov.tr/turkiye-irak-ekonomik-iliskileri-ve-turkiye_ninyeniden-imar-surecine-katkisi.tr.mfa,<br />
Erişim Tarihi: 24 Kasım 2011.<br />
72<br />
Aralık 2011 - Cilt: 3 - Sayı: 36