You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İnceleme<br />
1950’lerden sonraki dönemde, Türkiye ve Irak arasındaki su temelli gerginliklerin<br />
ardında Türkiye’nin başlattığı kalkınma projeleri, baraj inşa<br />
girişimlerinin etkisi gözlemlenmektedir. Bu gerginlikler, aynı zamanda,<br />
ekonomik, kültürel, sosyal ve politik ilişkileri de olumsuz etkilemiştir.<br />
Giriş<br />
Temel yaşam kaynağı olarak su, insanlığın varlığını<br />
sürdürmesi, çevre yaşamının devamlılığı,<br />
ekonomik gelişme ve yüksek hayat kalitesinin<br />
sağlanması gibi birçok açıdan kritik öneme sahip<br />
bir kaynaktır. Bu özelliğiyle su, aynı zamanda da<br />
ülkeler arası ilişkileri belirleyen temel etmenlerden<br />
bir tanesi olmuştur. Suyun devletlerarası<br />
ilişkileri etkileyecek boyutta bir öneme sahip<br />
olmasını etkileyen birbiriyle ilişkili birçok etken<br />
bulunmaktadır. Bunlardan ilki artan dünya nüfusudur.<br />
İkinci faktör ise, artan ve değişen insan<br />
ihtiyaçlarıdır. Üçüncü neden, uzun dönemli olarak<br />
ülkelerin ulaşabildikleri temiz ve tatlı su miktarının<br />
sınırlı olmasıdır. Dördüncü neden, artan<br />
insan aktiviteleri nedeniyle daha fazla tüketim<br />
maddelerinin üretilmesinin kullanılabilir yer<br />
üstü ve yer altı sularını kirletmesi gösterilebilir.<br />
Beşinci neden olarak, yeni gelişim projelerinin<br />
artan teknik karmaşıklığı, yatırım fonlarının yetersizliği<br />
ve artan proje maliyetleri gibi nedenlerle<br />
yeni su gelişim projelerinin sürekli olarak ertelenmesi<br />
gösterilebilir. Altıncı ve son etken olarak<br />
iklim değişimi ve küresel ısınmanın su sistemi<br />
üzerine negatif etkisi gösterilebilir. Bu bağlamda,<br />
su, genel olarak ilişkileri düzenlemede etkili<br />
bir faktör olduğu gibi Türkiye-Irak ilişkilerinde<br />
de önemli araçlardan bir tanesi olarak karşımıza<br />
çıkmaktadır.<br />
Bu çerçevede, Türkiye-Irak arasındaki ilişkilere<br />
bakıldığı zaman iki ülke arasında tarihsel, kültürel<br />
ve ekonomik bağların olduğu görülmektedir. 1<br />
İki devlet arasındaki su temelli ilişkilere bakıldığı<br />
zaman ise 1950’li yılların sonlarına kadar<br />
nispeten sabit bir seyir izlediği görülmektedir. 2<br />
20. yüzyılın ikinci yarısında Türkiye-Irak arasındaki<br />
ilişkiler değişmeye başlamıştır. 1950’lerden<br />
sonraki dönemde, iki ülke arasındaki su temelli<br />
gerginliklerin ardında Türkiye’nin başlattığı<br />
kalkınma projeleri, baraj inşa girişimlerinin<br />
etkisi gözlemlenmektedir. Bu gerginlikler, aynı<br />
zamanda, ekonomik, kültürel, sosyal ve politik<br />
ilişkileri de olumsuz etkilemiştir. Bu duruma<br />
rağmen, 1990lara kadar, Türkiye-Irak ilişkilerine<br />
bakıldığı zaman birçok sektörde oldukça geliştiği<br />
görülmektedir. 3 Körfez Savaşını takip eden<br />
dönemde ise özellikle Birleşmiş Milletler’in Irak<br />
üzerine koyduğu ambargo Türkiye-Irak ilişkilerini<br />
durma noktasına getirmiş ve bu durum da,<br />
Türkiye’nin özellikle ticaret, turizm, taşımacılık,<br />
iletişim ve bankacılık gibi birçok alanda zarara<br />
uğramasına yol açmıştır. Bu sektörler içerisinde<br />
de en büyük kayıp ticaret sektöründe yaşanmıştır.<br />
1991-2003 arası 12 yıllık dönemde, Türkiye<br />
17 milyar dolardan fazla bir ihracat kaybı yaşarken,<br />
kriz döneminde özellikle petrol fiyatlarının<br />
anormal artışı nedeniyle ithalat için 1 milyar<br />
dolar fazladan ödeme yapmak zorunda kalmıştır.<br />
4 Bu dönemde Türkiye’nin üstlenmek zorunda<br />
kaldığı maliyet 30 milyar ile 100 milyar dolar<br />
arası olarak hesaplanmaktadır ve Türkiye, uluslararası<br />
camia tarafından bu kaybın telafisi için bir<br />
harekette bulunulmadığını belirtmiştir. 5 Bu durum,<br />
2003 yılında Amerika’nın Irak’a ikinci müdahalesine<br />
kadar bu şekilde devam etmiştir. 2003<br />
Savaşı genel olarak Türk ekonomisini olumsuz<br />
etkilemesine rağmen, Türkiye-Irak ilişkilerinin<br />
seviyesi 2003 sonrası periyotta artış göstermiştir.<br />
Ancak, hem yeniden başlayan ilişkiler hem de<br />
ticaret hacmi açısından bakıldığında Irak’la olan<br />
ilişkilerin 1991 öncesine erişemediğini rahatlıkla<br />
söylemek mümkündür.<br />
Bu bağlamda, bu çalışmada iki ülke arasındaki<br />
hem su temelli ilişkiler hem de genel sektörel ilişkiler<br />
üç dönem çerçevesinde incelenecektir. Bu<br />
Aralık 2011 - Cilt: 3 - Sayı: 36<br />
61