ornek toplama ve analiz oncesi degiskenler.pdf
ornek toplama ve analiz oncesi degiskenler.pdf
ornek toplama ve analiz oncesi degiskenler.pdf
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
UZM. Dr. BĠRSEL ÜNAL<br />
BĠYOKĠMYA VE KLĠNĠK<br />
BĠYOKĠMYA UZMANI
Hastalıkların yanı sıra vücut sıvılarının bileĢimini etkileyen çok<br />
sayıda faktör vardır. Analiz öncesi değiĢkenler de (preanalitik) bunlardan<br />
biridir. Kontrol edilebilen <strong>ve</strong> kontrol edilemeyen değiĢkenler olarak iki<br />
baĢlıkta toplanır.<br />
Bu değiĢkenlerin test değerleri test değerleri üzerine etkileri bilinmeli<br />
<strong>ve</strong> laboratuvar <strong>ve</strong>rilerinin değerlendirilmesinde dikkate alınmalıdır.<br />
Kontrol edilebilen değiĢkenlerin çoğu örnek alınmasıyla iliĢkilidir.
Örnek Alma:<br />
Kan alınırken genellikle <strong>ve</strong>n kanı tercih edilir <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>nöz kan alma<br />
yöntemi kullanılır.<br />
Venden kan alma iĢlemi flebotomi olarak adlandırılır.<br />
Flebotomist örnek almadan önce hastalardan adlarını söylemelerini<br />
isteyerek kimliklerini doğrulamalıdır.
Mastektomi geçirmiĢ kadınlarda memenin alındığı taraftaki koldan<br />
kan alınmamalıdır, çünkü söz konusu ameliyat, kanın bileĢimini etkileyen<br />
lenf yolunun tıkanmalarına yol açmıĢ olabilir.
Eğer bir kol <strong>ve</strong>ya bacağa iv sıvı <strong>ve</strong>riliyorsa, örnek alınmadan önce 3<br />
dakikalığına sıvının <strong>ve</strong>rilmesi durdurulmalıdır. Diğer koldan <strong>ve</strong>ya aynı<br />
kolun infüzyon bölgesinin aĢağı kısmından kan alınabilir. Fakat glukoz <strong>ve</strong><br />
elektrolitler gibi infüzyon sıvısında bulunan analitler için infüzyon yapılan<br />
koldan kan alınmaz.
Turnikenin 1 dk süreyle tutulması hafif derecede de olsa kanın<br />
bileĢimini etkilemektedir.<br />
Turnike 3 dk tutulduğu zaman belirgin değiĢiklikler olmaya baĢlar.
Venöz oklüzyon<br />
değiĢiklikler<br />
1 dk’dan 3 dk’ya çıkarıldığında serum bileĢenlerinde görülen<br />
Analit Artma %<br />
Total Protein 4.9<br />
Demir 6.7<br />
Total Lipit 4.7<br />
Kolesterol 5.1<br />
Aspartat aminotransferaz 9.3<br />
Bilirubin 8.4<br />
Potasyum 6.2
Vene girilmeden önce yumruk açılıp kapatılmamalıdır. Bu hareket<br />
plazma K, fosfat <strong>ve</strong> laktat konsantrasyonlarını artırır.<br />
Deri temizlendikten sonra iğne kan alınacak <strong>ve</strong>nle hizalanmalı <strong>ve</strong><br />
deriyle 15 derecelik açı yapacak Ģekilde <strong>ve</strong>nin içine itilmelidir.
Jelli Tüpler; her tüpün içinde inert tiksotropik (sallandığı <strong>ve</strong>ya<br />
çalkalandığı zaman sıvı hale gelen) polimer jel maddesi bulunur. Bu maddenin<br />
özgül ağırlığı yaklaĢık 1.04’tür <strong>ve</strong> buda <strong>ve</strong>ya serumla kanın hücresel elemanları<br />
arasında kalmasını sağlar. Dolu tüp santrifüj edildiği zaman jel tüpün tabanından<br />
yükselir <strong>ve</strong> örneğin sıvısıyla hücresel elemanları arasında bir tabaka oluĢturur.
Analiz Öncesi DeğiĢkenler<br />
Kontrol edilebilen değiĢkenler; örnek alma, Fizyolojik değiĢkenler (postür,<br />
uzun süreli yatak istirahati, egzersiz, sirkadyen değiĢkenler), beslenme,<br />
yaĢam tarzı, uyarıcılar <strong>ve</strong> ilaçlarla iliĢkilidir.
Postür<br />
Bir yetiĢkinde yatar pozisyondan dik pozisyona geçiĢte kan hacmi<br />
yaklaĢık %10 azalır (600-700 ml). Kapillerden dokulara yalnızca proteinsiz sıvı<br />
geçtiğinden duruĢtaki bu değiĢiklik kanın plazma hacminde birdüĢüĢe <strong>ve</strong> plazma<br />
protein konsantrasyonunda ( yaklaĢık %8-10) bir artıĢa neden olur. Yatar<br />
konumdan dik konuma geçildiğinde ortaya çıkan azalma normalde 10 dk içinde<br />
tamamlanır. Ancak birey ayakta durma pozisyonundan yatar pozisyona<br />
geçtiğinde böyle bir değiĢim için geçen süre 30 d’dır.
Serum bileĢenleri üzerine ağır egzersizin etkisi<br />
Analit % Artış Analit %Azalma<br />
Alanin aminotransferaz 41 Total lipit 12<br />
Aspartat aminotransferaz 31 Demir 11<br />
Kreatinin 17 Potasyum 8<br />
Asit fosfataz 11 Albumin 4<br />
Fosfat 12 Bilirubin 4
Sirkadyen DeğiĢim<br />
Vücut sıvılarındaki maddelerin çoğu, döngüsel <strong>ve</strong>ya sirkadyen<br />
değiĢiklikler gösterir. Bu değiĢikliklere katkıda bulunan etkenler duruĢ,<br />
aktivite, besin alımı, stres, gün ıĢığı/karanlık <strong>ve</strong> uyku/uyanıklıktır.<br />
Serumdaki demirin konsantrasyonu saat 08:00’dan14:00’a %50<br />
oranında değiĢebilir.
Körlük<br />
Körlük durumunda hipotalamik hipofiz aksının normal uyarımı azalır.<br />
Sonucunda hipopitüitarizm <strong>ve</strong> hipoadrenalizm gözlenebilir. Gözleri<br />
görmeyen bazı kiĢilerde kortizolün normal diurnal değiĢimi sürerken<br />
bazılarında sürmez.
Seyahat<br />
Birkaç saat yolculuk normal sirkadyen ritmi etkiler. 10 saat dilimlik<br />
yolculuktan sonra yeni karalı diürnal ritm5 günde oluĢur. Laboratuvar test<br />
sonuçlarındaki değiĢiklikler hipofiz <strong>ve</strong> adrenal fonksiyondaki değiĢikliklere<br />
bağlanır.
Beslenme<br />
Normal öğünlerden sonra, bazı plazma bileĢenlerinin<br />
konsantrasyonları etkilenir. Serumda glukoz, demir, total lipit <strong>ve</strong> ALP en<br />
fazla artıĢ gösteren analitlerdir.<br />
Ġçecekler<br />
Kafeinin etkisi plazma kortizolünün normal diürnal değiĢimin ortadan<br />
kaldıracak kadar belirgin olabilir.
Vejetaryanlık<br />
Uzun süre <strong>ve</strong>jetaryan olanlarda LDL <strong>ve</strong> VLDL konsantrasyonları<br />
düĢer. Total lipit <strong>ve</strong> fosfolipit konsantrasyonları azaldığı gibi, kolesterol <strong>ve</strong><br />
TG değerleri karıĢık bir beslenme tarzı olan bireylerininkinin 2/3’ü kadardır.
Sigara Ġçme<br />
Kandaki eritrosit sayısı sigara içenlerde daha fazladır. Ağır içicilerde<br />
karboksihemoglobin miktarı total hemoglobinin %10’unu aĢabilir. Artan hücre<br />
sayısı bozulmuĢ eritrosit oksijen taĢıma yeteneğini karĢılar.<br />
Kan lökosit konsantrasyonu sigara içenlerde %30 oranında artar.<br />
Sigara içmek bağıĢıklık yanıtını etkiler. Sigara içenlerde<br />
immünglobülinlerden IgG, IgA <strong>ve</strong> IgM serum konsantrasyonları içmeyenlerden<br />
daha düĢüktür, fakat Ig E konsantrasyonu daha yüksektir.
Sigara içmeyenlere oranla sigara içenlerde antinükleer antikor<br />
gözlenebilir <strong>ve</strong> CEA testleri zayıf pozitiftir. Erkek tiryakilerde, sigara<br />
içmeyenlere göre sperm sayısı<br />
düĢüktür.<br />
daha azdır. Serum B12 düzeyleri belirgin
Sigara içenlerde, rapor edilen serum bileĢenlerindeki değiĢiklikler<br />
Analit<br />
%Değişiklik<br />
Albumin 3<br />
Fosfolipit 5<br />
Glukoz 10<br />
Kolesterol 4<br />
Trigliseritler 20<br />
Üre Azotu 10
Alkol alımı<br />
Bir hafta boyunca orta ölçüde alkol alındığında, serum trigliserit<br />
düzeyi %20 oranında artar.<br />
ArtmıĢ GGT aktivitesi, pratikte genellikle<br />
sürekli içki içmenin göstergesi olarak kabul edilir.<br />
Ġlaç alımı<br />
Ġlaçlar laboratuvar testlerini hem in vivo hem de in vitro<br />
etkilemektedir.
Kontrol edilemeyen değiĢkenler;<br />
Biyolojik,<br />
Çevresel <strong>ve</strong> uzun süreli döngüsel etkilerle iliĢkili durumlar,<br />
Tıbbi durumlar
Biyolojik etkiler<br />
Hastanın yaĢı <strong>ve</strong> cinsiyeti laboratuvar sonuçlarını etkiler.<br />
YaĢ<br />
Bireyler yaĢ açısından genelde dört grupta değerlendirilir<br />
1.Yenidoğan<br />
2.Çocukluk ergenlik arası<br />
3.YetiĢkin<br />
4.YaĢlı bireyler
Yenidoğan<br />
Matür bebeklerde hemoglobinin çoğu yetiĢkin hemoglobini olan<br />
hemoglobin a iken,<br />
hemoglobin F’dir.<br />
matür olmayanlarda fetal hemoglobin formunda<br />
Bilirubin konsantrasyonu doğumdan sonra artar <strong>ve</strong> yaĢamın 3-5.<br />
gününde en üst düzeye ulaĢır. Yenidoğanda gözlenen fizyolojik sarılıkta<br />
serum bilirubin düzeyi nadiren 5 mg/dl’nin üzerinde gözlenmektedir.
Yenidoğanların glikojen rezervleri az olduğundan kan glukoz konsantrasyonları<br />
düĢüktür, fakat düĢük glukozun nedeni adrenal inmatürite de olabilir.<br />
Kan lipit konsantrasyonları azdır ancak 2 hafta sonra yetiĢkinlerdekinin yaklaĢık<br />
%80’inine eriĢir.<br />
Sağlıklı yenidoğanda serum tiroksin (T4) konsantrasyonu önemli ölçüde<br />
yüksektir. Doğumdan sonra bebekte tiroid uyarıcı hormon salgılanır <strong>ve</strong> bu, serum tiroksin<br />
konsantrasyonunu daha da yükseltir. YaĢamın ilk yılında gözlenen fizyolojik<br />
hipertroidizm derece derece azalır.
Çocukluk ergenlik arası<br />
Plazma protein konsantrasyonu bebeklikten sonra yükseli,r <strong>ve</strong> yetiĢkin<br />
konsantrasyon değerlerine 10. yaĢtan sonra ulaĢır.<br />
Serum ALP düzeyi bebeklikte yüksek, ancak çocukluk sırasında düĢüktür <strong>ve</strong><br />
puberteden önce büyümeyle birlikte tekrar yükselir. Bu enzimin aktivitesi kronolojik<br />
yaĢtan çok, iskeletin büyümesi <strong>ve</strong> cinsel olgunlukla daha çok iliĢkilidir. Kemik büyümesi<br />
sırasında maksimum osteoblastik aktivite nedeniyle en yüksek değer gözlenir. Aktivite<br />
özellikle kadınlarda olmak üzere, puberteden sonra hızla azalır.
Serum kreatinin konsantrasyonu, iskelet kasının geliĢimine paralel<br />
olarak bebeklikten ergenliğe düzenli olarak artar; ergenliğe kadar kadınla<br />
erkek arasındaki konsantrasyon farkı çok azdır.<br />
Serum ürik asit konsantrasyonu 7-10 yaĢlarına kadar düĢüĢ gösterir.<br />
7-10 yaĢtan sonra yükselmeye baĢlar, artıĢ özellikle erkek çocuklarda 16<br />
yaĢına kadar olmak üzere artmaya devam eder.
YetiĢkin<br />
Serum ALP kadınlarda menopozda yükselmeye baĢlar, yaĢlı<br />
kadınlarda ALP erkeklerden daha yüksektir.<br />
Serum ürik asit düzeyleri erkeklerde 20’li yaĢlarda kadınlarda da orta<br />
yaĢlarda tepe noktasına ulaĢır.<br />
Serum total kolesterol <strong>ve</strong> TG düzeyleri yılda 2 mg/dl oranında artarak<br />
50-60 yaĢlarında en yüksek düzeyine ulaĢır.
YaĢlı YetiĢkinler<br />
Menopozun baĢlamasından sonra kadınlarda plazma bileĢenlerinin<br />
çoğunun konsantrasyonunda anlamlı artıĢlar olur.<br />
Erkeklerde testosteron salınımı 50 yaĢından sonra düĢer.
Cinsiyet<br />
Ergenlik çağına kadar kızlarla erkekler arasında laboratuvar <strong>ve</strong>rileri bakımından birkaç<br />
farklılık vardır. Ergenlikten sonra ALP, aminotransferaz, CK <strong>ve</strong> aldolaz serum aktiviteleri,<br />
erkeklerde kadınlarınkinden daha yüksektir. Erkeklerde iskelet kası kaynaklı enzim<br />
aktivitelerinin dah yüksek gözlenmesi, kas kütlesinin daha fazla olmasına bağlıdır. Kadınlarda<br />
fertil yıllarda serum demiri düĢüktür <strong>ve</strong> plazma ferritin düzeyleri de erkeklerin değerlerinin<br />
üçte biri kadar olabilir.<br />
Irk<br />
Siyah ırkta serum protein konsantrasyonu daha yüksektir. CK <strong>ve</strong> LDH’da siyah ırkda<br />
daha yüksektir.
Çevresel Etkenler<br />
Yükseklik, hava sıcaklığı <strong>ve</strong> yerleĢim yeri laboratuvar sonuçlarını<br />
etkileyen çevresel etkenlerdir.<br />
Yükseklik; yüksek yerlerde yaĢayanların kan hemoglobinleri,<br />
atmosferdeki pO2’nin düĢük olması nedeniyle belirgin derecede yüksektir.<br />
Yüksek eritrosit konsantrasyonu daha hızlı nükleoprotein dönüĢümüne <strong>ve</strong> ürik<br />
asit atılımına neden olur.<br />
Hava sıcaklığı; çevre sıcaklığı vücut sıvılarının bileĢimini etkilemektedir<br />
(hemodilüsyon, hemokonsantrasyon).
Ġkamet yeri;bireyin yaĢadığı coğrafi bölge, vücut sıvılarının bileĢimini<br />
etkileyebilir. Örneğin suyu sert olan bölgelerde yaĢayan bireylerde serum<br />
kolesterol, TG <strong>ve</strong> Mg konsantrasyonlarında bir artıĢ gözlenmektedir. Eser<br />
elementlerin konsantrasyonları da yaĢanan yerden etkilenir.<br />
Araba trafiği yoğun olan bölgelerde, kırsal bölgelere oranla daha<br />
yüksek karboksihemoglobin düzeyleri görülür.
Uzun Dönem Döngüsel DeğiĢiklikler<br />
Mevsimsel etkiler;vücut sıvılarının bileĢiminde ortaya çıkan günlük<br />
değiĢmeler yaz aylarında kıĢa oranla daha fazladır.<br />
Menstürasyon döngüsü
Tıbbi Durumlar<br />
Yüksek ateĢ,Ģok <strong>ve</strong> travma, transfüzyon laboratuvar sonuçlarını etkiler.<br />
Yüksek ateĢ hormonların çoğunun yanıtını tetikler. Yüksek ateĢin baĢlamasından sonra<br />
hiperglisemi ortaya çıkar <strong>ve</strong> insülin salınımını artırır, bu da glukoz toleransını artırır.<br />
ġok <strong>ve</strong> travma, belirli karakteristik biyokimyasal değiĢikliklere neden olur. Stres<br />
katekolaminlerin atılımını artırır. Ameliyat stresi tiroid hastalığı olmayan bireylerde serumda<br />
serumdaki triiyodotironin konsantrasyonunu %50 artırmaktadır.<br />
ġoka genel metabolik yanıt, plazma glukoz konsantrasyonunun artıp, glukoz<br />
toleransındaki azalmadır.
Yaralanmadan hemen sonra, ekstravasküler dokulara doğru sıvı kaybı<br />
olur <strong>ve</strong> sonucunda plazma hacmi azalır. Eğer bu düĢüĢ dolaĢımı bozacak<br />
derecedeyse, glomerüler filtrasyon bozulur. Renal fonksiyondaki bozukluk<br />
sonucunda, üre <strong>ve</strong> protein metabolizmasınındiğer son ürünleri birikir.<br />
Plazma fibrinojen konsantrasyonu travmaya dikkate değer bir yanıt<br />
<strong>ve</strong>rir <strong>ve</strong> ameliyattan sonraki 2-8 gün içinde 2 katına çıkabilir.
Transfüzyon<br />
Tam kan <strong>ve</strong>ya plazma transfüzyonu plazma protein konsantrasyonunu<br />
artırır, artıĢın miktarı <strong>ve</strong>rilen kanın miktarına bağlıdır. Transfüzyon yapılan<br />
eritrositlerin parçalanması serum LDH, özellikle LDH1 <strong>ve</strong> LDH2 aktivitelerini<br />
artırır.<br />
Serum demir <strong>ve</strong> transferrin konsantrasyonları yaralanmadan hemen<br />
sonraani olarak azalır. Ancak aĢırı kan transfüzyonu siderozise <strong>ve</strong> serum demir<br />
konsantrasyonunun yükselmesine neden olabilir. SaklanmıĢ kanın transfüzyonu<br />
sonucu serum potasyumu artabilir.
KRĠTĠK DEĞERLER
REFERANS DEĞERLERĠN BELĠRLENMESĠ<br />
Tıbbi anamnezlerden, klinik muayenelerden <strong>ve</strong> destek incelemelerden<br />
elde edilen <strong>ve</strong>riler referans bilgilere göre değerlendirilir. Bir hastanın durumu<br />
tipik bir hastalık durumuna benziyorsa, klinisyen gözlemlerine dayanarak tanı<br />
konabilir (pozitif tanı).<br />
Gözlenen semptom <strong>ve</strong> bulgular öngörülen hastalığa uymuyorsa, o zaman<br />
bu bilgilere göre öngörülen hastalığın ekarte edilmesi yoluyla da tanı konabilir.
Tıbbi laboratuvar <strong>ve</strong>rilerinin yorumlanması karĢılaĢtırma yaparak<br />
karar almaya tipik örnektir. Bu karar sürecinde klinik laboratuvar <strong>ve</strong>rilerine<br />
göre karar <strong>ve</strong>rebilmek için sadece sağlıklı popülasyon değerlerine değil,<br />
aynı zamanda iliĢkili hastaların laboratuvar sonuçları da referans alınabilir.
Referans Değerler<br />
GeçmiĢte kullanılan normal değerler teriminin, normal sözcüğünün çeĢitli<br />
anlamları olmasından dolayı karıĢıklık yarattığı gözlenmiĢ <strong>ve</strong> kullanılmaması gerektiği<br />
düĢünülmüĢtür.<br />
Uluslararası Klinik Kimya <strong>ve</strong> Laboratuvar Tıbbi Fedarasyonu (IFCC) referans<br />
değerler teriminin <strong>ve</strong> bununla iliĢkili olarak referans birey, referans aralık <strong>ve</strong> gözlenen<br />
değerler terimlerini önermiĢtir.<br />
Referans değerler belirli bir kantite içinde tanımlanmıĢ tek bir bireyden <strong>ve</strong>ya<br />
gruptan elde edilen değerlerdir <strong>ve</strong> bu terimin kullanılması önerilmektedir.
Referans Aralıklar<br />
Laboratuvar sonuçları, ancak klinik çalıĢmalarla sağlık <strong>ve</strong> çeĢitli hastalık<br />
durumlarındaki aralık <strong>ve</strong> düzeylerin saptanması ile yararlı olur.<br />
Referans aralıklar sağlıklı olduğu net olarak belirlenmiĢ popülasyondan elde<br />
edildiklerinde yararlıdırlar. Farklı yöntemler, kalibrasyon <strong>ve</strong> diğer teknik özelliklere bağlı<br />
olarak farklı referans aralıklara sahiptirler. Bundan dolayı farklı laboratuvarlardan farklı<br />
referans aralıkları <strong>ve</strong> test sonuçları elde edilebilmektedir. Yöntemler arasındaki<br />
değiĢkenlik özellikle ölçümde antikor kullanan <strong>ve</strong> sonuçları göreceli olarak aktivite<br />
birimleri ile ifade edilen yöntemler için karekteristiktir
Sağlıklı popülasyon ile hasta popülasyon düzeyleri anlamlı olarak<br />
örtüĢebilirler. Bundan dolayı referans aralıklar klinisyenler tarafında<br />
kullanılsa da sağlık <strong>ve</strong>ya hastalığın kesin göstergesi olarak alınmamalıdırlar.
Kritik Değerler<br />
Kritik değerler aynı zamanda panik değerler olarak da bilinirler <strong>ve</strong><br />
hastanın yaĢamsal tehlikede olduğunu gösteren değerlerdir.<br />
Kritik olmaları nedeniyle, iliĢkili sağlık hizmeti görevlisine acil<br />
olarak bildirilmeleri gerekir.
Kritik değerler<br />
Test (serum) Birim Alt sınır Üst sınır<br />
Bilirubin(YD) mg/dl - 15<br />
Kalsiyum mg/dl 6 13<br />
Glukoz mg/dl 40 450<br />
Glukoz(
Kritik değerler<br />
Birim Alt sınır Üst sınır<br />
Hematokrit<br />
I. rapor<br />
Yetişkin % 18 60<br />
0-1 hft % 30 65<br />
1 ay % 25 65<br />
3 ay-12 y % 25 65<br />
Hemoglobin<br />
Yetişkin g/dl 6 20<br />
0-1 hft g/dl 10 21<br />
1 ay g/dl 8 21<br />
3 ay-12 y g/dl 9 21
Kritik değerler<br />
Alt sınır<br />
Üst sınır<br />
Lökosit (Yetişkin) *1000 1.5 30(I.rapor)<br />
Trombositler *1000 40 1000(I.rapor)<br />
D-Dimer µg/dl ≥510<br />
INR (PT)<br />
>6(poliklinik)<br />
>9(yatan)
Kritik değerler (Kan gazları)<br />
Birim Alt sınır Üst sınır Öneriler<br />
pH - 7.2 7.6 Arteryal, kapiller<br />
pCO2 mmHg 20 70 Arteryal, kapiller<br />
pO2 mmHg 45 Arteryal<br />
pO2 mmHg 20 Kapiller<br />
HCO3 mmol/L 10 40 Arteryal, kapiller
BOS<br />
Kritik değerler<br />
Birim Alt sınır Üst sınır<br />
Lökosit (YD) Hücre her µl - >30<br />
>3ay Hücre her µl - >5<br />
Kötü huylu<br />
hücreler<br />
Görüldüğü zaman
KALĠTE KONTROLDE GÖRÜLEN PROBLEMLERE YAKLAġIM<br />
Kalite kontrol sonucu görülen problemleri çözebilmek için öncelikle<br />
problemin ne olduğu bilinmelidir. Burada Westgard kurallarının önemi ortaya<br />
çıkmaktadır. Farklı kontrol kuralları farklı hata tiplerini (sistematik <strong>ve</strong>ya<br />
rastlantısal) gösterir. Örneğin 13S <strong>ve</strong> R4S kuralları rastlantısal hataları<br />
gösterirken; 22S, 41S, 10X kuralları ise sistematik hatayı iĢaret eder.<br />
Rastlantısal <strong>ve</strong> sistematik hataların farklı nedenleri vardır.
Sistematik Hatalar<br />
22S, 41S, 10X kuralları ile belirlenir.<br />
Daha fazla görülür fakat çözümü daha kolaydır. En fazla en son yapılan<br />
değiĢiklikler ile ilgilidir-örneğin reaktif <strong>ve</strong> kalibratörlerle ilgili yeni<br />
değiĢiklikler:<br />
• Yeni bir reaktif-YanlıĢ reaktifin konması, reaktif lotunda yanlıĢlık, yeni lotun<br />
kalibre edilmemesi, reaktifin uygun hazırlanmaması<br />
• Yakın zamanda kalibrasyon- kalibratör lotunda yanlıĢlık, kalibratör değerlerinin<br />
yanlıĢ olması
• Kalibrasyonda bozulma<br />
• Reaktiflerin bozulması<br />
• Kalibratörün bozulması<br />
• Reaktiflerin <strong>ve</strong>ya kalibratörlerin uygun olmayan koĢullarda saklanması<br />
• Numune <strong>ve</strong>ya reaktif hacimlerinde pipetlemeye (prob) bağlı değiĢiklikler<br />
• Ġnkübatör <strong>ve</strong>ya reaksiyon bloklarının ısılarında değiĢiklikler<br />
• Fotometre ıĢık kaynağında <strong>ve</strong>ya filtrelerde bozulmalar<br />
• Operatörler arasındaki iĢlem farklılıkları
Eğer problem sistematik bir trendi izliyorsa akla yavaĢça bozulan bir<br />
reaktif, kalibrasyonda bozulma, filtre <strong>ve</strong>ya lambada bozulma,cihaz ısısında<br />
değiĢiklikler akla gelmelidir.
Rastlantısal hatalar<br />
13S,R4S kuralları ile belirlenir.<br />
Problem rastlantısal olduğu için belirlenmesi daha zordur.<br />
Operasyon sırasında analitik iĢlem basamaklarının tek tek fiziksel<br />
olarak gözden geçirilmesi ile bulunabilir.
• Reaktif <strong>ve</strong>ya reaktif yollarında ( problarda, pompalarda, Ģırıngalarda)<br />
kabarcıklar<br />
• Ġyi karıĢmamıĢ <strong>ve</strong>ya çözülmemiĢ reaktifler<br />
• Isı <strong>ve</strong> inkübasyonda dengesizlikler<br />
• Elektrikte voltaj oynamaları<br />
• Pipetleme hataları –probda pıhtı, manüel otomatik pipetlemede pipet<br />
uçlarının tam oturmaması, otamatik pipette herhangi bir engel, kalibrasyonu<br />
bozuk pipet.<br />
• Pipetleme zamanında yapılan hatalar
• Rastlantısal hatalarda kontrol güzel okur <strong>ve</strong> çalıĢmanın tekrarı ile düzgün<br />
sonuçlar elde edilirse bu problemin çözüldüğü anlamına gelmeyebilir.<br />
• Bu aĢamada yapılacak en iyi Ģey bir numune ile tekrarlanabilirliğe(Ör: bir<br />
numunenin 10 defa ard arda çalıĢılması) bakmaktır.<br />
• Diğer bir tavsiye rastlantısal hatalar izlenirken numuneleri çift çalıĢmaktır.<br />
• Probleme çözüm bulunduktan sonra mümkünse tüm seviyelerde kontrol<br />
çalıĢılmalıdır.<br />
• Problemin olduğu dönemdeki çalıĢmalar ise tekrar edilmelidir.
Oto<strong>analiz</strong>örler gibi cihazlarda, birden fazla testte görülen hatalar da ise bu testlerin ortak<br />
yönleri incelenmelidir:<br />
Testlerin hepsi:<br />
• Küçük <strong>ve</strong>ya büyük numune hacmine gereksinim duymaktadır.<br />
• Aynı filtreyi kullanmaktadır.<br />
• Problem olanlarda farklı ıĢık kaynağı kullanılmaktadır<br />
• Test metodları aynıdır (örneğin kinetik testler, son nokta testleri vb.)<br />
• Kalibre edilmemiĢtir.<br />
• Ortak mekanik <strong>ve</strong>ya optik parçaları kullanmaktadır.