You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
sevi’ye gelenler Martı Temmuz 2014<br />
3.5 yaşında eğitim hayatına başladın ve 12 yaşına geldiğinde<br />
artık bu işin uzmanlarından biriydin... O dönemde neler<br />
yaşadın, neler hissettin?<br />
12 yaşıma geldiğimde eğitim aldığım okulda alt sınıflara eğitim veren bir öğretmendim<br />
aslında. Alt sınıflara dans eğitimi vermeye ve gösteri hazırlamaya başladım. O günleri<br />
unutmam imkansız. Henüz bir çocuktum ama eğitim veriyordum. Hatta alt sınıftaki<br />
öğrenciler bana teşekkür kartı hazırlamışlardı, çok hoşuma gitmişti. Hala o kartı saklarım.<br />
O yaşta bir şeyleri öğretiyor olmanın güzel bir şey olduğunu algılamıştım. Sanırım<br />
öğretmeyi ve öğrendiklerimi paylaşmak isteğimin temelleri o yaşlarda atıldı. Bu hikaye,<br />
hayat boyunca öğretmek ve öğrenmek konusunda beni kamçılayan özel bir hikaye oldu.<br />
“ Hiçbir dansa ait olmadım. “<br />
Dansın her türüne hakimsin, içinde kendini ait hissettiğin<br />
bir dans türün oldu mu?<br />
Bale, modern dans, latin ve daha bir çok dans hayatımda. Yani, dünya danslarıyla ilgili<br />
hemen hemen bütün danslarla ilgili eğitim aldım ve hiç bir dansa ait olmadım.<br />
“Ebeveynler dansı genelde ‘hobi’ olarak görüyorlar.”<br />
Bugün bir çok çocuğa eğitim veriyorsun. Dedenin ve annenin<br />
sanatla iç içe olması ve bununla ilgili çalışmalar yapmaları,<br />
seni gözlemlemelerine ve yeteneklerini keşfetmelerine<br />
neden oldu belki de. Bugün bir çok çocuk malesef pek kendi<br />
mesleklerini seçebilecek özgürlükte değil. Bu konuyla<br />
ilgili olarak senin gözlemlerin ne? Çocuklar isteyerek mi<br />
geliyorlar?<br />
Çocukluk döneminde çocukların yeteneklerini gözlemlemek ve yeteneklerine göre<br />
yönlendirme yapmak çok önemli. Küçük bir çocuğun tencere, tavayı nasıl kullandığı, müziğe<br />
nasıl tepki verdiği bile bir işarettir aslında. Çocuğa yoğunlaşmak ile ilgili biraz, yetenek<br />
keşfi. Ebeveynler dansı genelde hobi olarak görüyorlar. Bir meslek olarak bakmıyorlar<br />
hala. Mutlaka öyle görüp, bu konuda meslek sahibi olsun diye gönderen istisnalar vardır.<br />
Genel olarak bakacak olursak, para kazanılan bir iş olarak görmüyorlar. Gelecek kaygısıyla<br />
bakıyorlar yeteneklere ve bu işten para kazanamaz ön yargısı ile bakabiliyorlar. Bu da<br />
dansa hobi olarak bakılmasını sağlıyor.<br />
Peki, Türkiye’de bir meslek olarak dansın hakkı veriliyor<br />
mu?<br />
Nerede ve nasıl bir toplumda yaşadığımı biliyorum. Ben şanslıydım belki, bu nedenle de<br />
dans benim para kazanmam gereken tek kapım olmadı. Araç<br />
olarak bakmadım dansa. Kendi çizdiğim çerçevenin dışına<br />
çıkmadım. Galiba bu biraz müzik aşıklığımdan kaynaklanıyor.<br />
Türkiye’de dans biraz popüler bir şekilde ilerliyor. “Ben karakter<br />
dansçısıyım” dediğimde anlamaz bir şekilde bakıyorlar. Çünkü<br />
dansın olmazsa olmaz olduğu müzik sektöründe bile dansçıya<br />
uzaktan bir bakış hakim. Dans herkesin kafasında farklı bir<br />
noktada. Mesela , bana proje ile gelenlere soruyorum “burada<br />
nasıl bir mesaj vermek istiyorsunuz?” Ben bu sorunun yanıtını<br />
aldığımda daha keyifle çalışıyorum ve o mesajı dansımla<br />
tamamlamayı, iletmeyi seviyorum.<br />
18 19