Epilepsili Hastalarda Psikiyatrik Bozukluklar - DüÅünen Adam ...
Epilepsili Hastalarda Psikiyatrik Bozukluklar - DüÅünen Adam ...
Epilepsili Hastalarda Psikiyatrik Bozukluklar - DüÅünen Adam ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>Epilepsili</strong> <strong>Hastalarda</strong> <strong>Psikiyatrik</strong> <strong>Bozukluklar</strong><br />
Asl ıhan YAPICI *, Ceyda GÜVENÇ *, M. Emin CEYLAN *, Emine KILINÇ *, Nihan O ĞUZ *<br />
ÖZET<br />
Epilepsi sinir hücrelerinin aralıkl ı, aşırı, düzensiz de şarjı ile karakterizedir. Epileptik atak ise beynin bir<br />
bölümünde olan anormal elektrik ritminin paroksismal deşarjıdır. Epilepsinin kardinal özelliği bu deşarjların<br />
tekrarlayıc ı olmas ıdır. Epilepsi seyri s ırasında dikkat, bellek, motor h ızda defisitler, aberran kişilik özellikleri,<br />
anksiyete, depresyon, hatta psikoz gibi psikiyatrik problemler geli şebilmektedir. Antiepileptik ilaçlar interiktal ve<br />
postiktal davranış bozukluklar ını düzeltmede yard ımc ı olabilmesine rağmen kendileri de kognitif disfonksiyona<br />
neden olabilir. Nöropsikiyatrik belirtilerin epileptik nöbetlerin her döneminde izlenebildi ği bazen de ruhsal belirtilerin<br />
nöbetin tek bulgusu olabildi ği bildirilmektedir. Bu nedenle epileptik bozukluklar hem psikiyatri hem de<br />
nöroloji alanında araştırmacıların dikkatini çekmektedir. Bu yaz ıda epilepsi hastalarında sıkl ıkla rastlanan ruhsal<br />
sorunlar gözden geçirilmiştir.<br />
Anahtar kelimeler: Epilepsi, psikiyatrik bozukluklar, davran ış bozukluklar ı<br />
Düşünen <strong>Adam</strong>; 2003 ; I 6(4):240-248<br />
SUMMARY<br />
Epilepsy is an occasional and excessive and disorderly discharge of the neuons. Epileptic attack is the manifestation<br />
of a paroxymal disharge of abnormal electrical rythms in some part of the brain. If one adds that such discharges<br />
are likely to be repetitive, one has defined the cardial features of epilepsy. Sometimes psychiatric dilliculties<br />
such as deficits in attention, memory, motor speed and aberrant personality changes, amciety, depression,<br />
psychosis may be seen during the course of the illness. Antiepileptic drugs themselves which ceases neurobehavioral<br />
disorders could lead to cognitive dysfunctions. Neuropyschiatric symptoms may occur at the preictal, postictal<br />
and interictal periods of epileptic seizure and also sometimes one psychiatric symptom may be the only sign<br />
of the seizure. Because of this, epilepsy is important for both neurology and psychiatry. In this review, we aimed<br />
to investigate the common psychiatric dilliculties that can be seen during the course of epilepsy.<br />
Key words: Epilepsy, psychiatric disorders, behavioral disorders<br />
GIRIŞ<br />
Epilepsi genel popülasyonda en s ık rastlanan kronik<br />
nörolojik hastal ıktır. Amerika'daki nüfusun yakla şık<br />
olarak % 1 'ini etkilemekte oldu ğu bildirilmektedir.<br />
Psikiyatri hastalar ında da epilepsi görülebilmesi,<br />
epilepsi tan ıs ı almış ki şilerdeki psikososyal etkilenme,<br />
s ık kullanılan antiepileptik ilaçlar ın kognitif ve<br />
psikolojik etkileri nedeniyle epilepsi, psikiyatristlerin<br />
de ilgisini çekmektedir.<br />
pecya<br />
da gözlemlenmi ştir, ayr ıca % 50'sinde ciddi mesleki<br />
problemler bildirilmi ştir. Hastalar ın % 30-50'sinde<br />
psikiyatrik problemler saptanm ış, bunların % 7'sinin<br />
psikiyatri kliniklerinde yat ırılarak izlendi ği bildirilmi<br />
ştir. Epilepsi hastalar ında en s ık görülen davran ışsal<br />
değişikliğin ki şilik değişikliği olduğu, psikoz,<br />
şiddet kullan ım ı ve depresyonun ise daha nadir görüldüğü<br />
bildirilmi ştir (I ,2,3 A).<br />
Epilepsi<br />
Epilepsi hastalar ının yaklaşık olarak % 17'sinin belirgin<br />
sosyal problemleri olduğu yap ılan çal ışmalar-<br />
Epileptik nöbet serebral fonksiyondaki nöronlar ın<br />
spontan fazla uyar ılmas ıyla meydana gelen geçici<br />
* Bak ırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastal ıkları Eğitim ve Ara ştırma Hastanesi<br />
240
<strong>Epilepsili</strong> <strong>Hastalarda</strong> <strong>Psikiyatrik</strong> <strong>Bozukluklar</strong><br />
Yap ıc ı , Güvenç, Ceylan, K ılınç, Oğuz<br />
paroksismal bozukluktur. Hastalar tekrarlay ıc ı nöbetleri<br />
olduğu zaman epilepsi tan ıs ı al ırlar.<br />
İktus veya iktal evre nöbetin görüldü ğü evredir. Noniktal<br />
dönemlerse preiktal, postiktal, interiktal olarak<br />
s ınıfland ınl ır. İktal dönemdeki semptomlar nöbetin<br />
beyinde orjin ald ığı ve yay ıldığı alana bağlı olarak<br />
ortaya ç ıkar. İnteriktal semptomlar, interiktal dönemden<br />
ve diğer nöropsikiyatrik ve psikososyal faktörlerden<br />
etkilenir. Burada sözü edilen, e şlik eden nörolojik<br />
ve psikiyatrik bozuklu ğun olmas ı, psikososyal<br />
stresörler veya premorbid ki şilik özelliklerinin<br />
varlığıdır ( 1,3,5 ).<br />
Sınıfland ırma<br />
Epileptik nöbetler, jeneralize ve parsiyel olmak üzere<br />
iki ana başlıkta incelenir. Parsiyel nöbetler lokalize<br />
beyin bölgelerindeki epileptiform aktiviteden kaynaklanır.<br />
Jeneralize nöbetlerde ise beyinde yayg ın<br />
epileptik aktivite gözlenir.<br />
Epileptik nöbetlerin uluslararas ı s ınıfland ırmas ı :<br />
1) Parsiyel nöbetler<br />
a) basit semptomlarla seyreden parsiyel nöbetler (bilinçte<br />
bozulma genelde olmaz)<br />
1) motor semptomlarla seyreden<br />
2) duyusal semptomlarla seyreden<br />
3) otonom semptomlarla seyreden<br />
4) birle şik formlar<br />
b) kompleks semptomlarla seyreden parsiyel nöbetler<br />
(genel olarak bilinç bozuklu ğu içeren temporal<br />
lob veya psikomotor nöbetler)<br />
1) sadece bilinçte bozulmayla seyreden<br />
2) bili şsel semptomlarla seyreden<br />
3) affektif semptomlarla seyreden<br />
4) psikosensor semptomlarla seyreden<br />
5) psikosensor semptomlar ve otomatizmalarla<br />
seyreden<br />
6) birleşik formlar<br />
2) jeneralize nöbetler (bilateral+simetrik)<br />
a) absans (petit mal)<br />
pecya<br />
b) myoklonus<br />
c) infantil spazm<br />
d) klonik nöbetler<br />
e) tonik nöbetler<br />
f) tonil-klonik nöbetler (grand mal)<br />
g) atonik nöbetler<br />
h) akinetik nöbetler<br />
3) unilateral nöbetler<br />
4) s ınıfland ırılamayan nöbetler ( 1,3,5,8)<br />
EPİLEPSİ VE RUHSAL SORUNLAR<br />
Toplumsal önyarg ılar ve hastal ık ile sonuçlar ı<br />
hakkındaki yanl ış değerlendirmeler, epileptik bireyin<br />
tüm yaşam alanlar ında çe şitli güçlüklere yol açabilmektedir.<br />
Az geli şmi ş ülkelerde bu tip sorunlar ın<br />
daha çok görüldü ğü gözönüne al ındığında toplumda<br />
var olan yanl ış anlamalan azaltmak ve epileptik hastayla<br />
ailesine destek olman ın önemi ortaya ç ıkmaktadır.<br />
Özellikle jeneralize tonik klonik nöbetler di ğer<br />
ki şilerce ürkütücü olarak alg ılanmakta, bunun sonucunda<br />
hastalardan uzakla şılmakta, ac ınıp gereğinden<br />
fazla sorumluluklar ı al ınarak hastalar ba ğıml ı bireyler<br />
haline getirilmektedir. Gerek sosyal izolasyon,<br />
gerekse ba ğımlı lık duygular ı hastan ın ki şiler aras ı<br />
ili şkilerde sorunlar ya şamas ına neden olabilmektedir<br />
(3,4,5,6) .<br />
Epileptik hastalar ın % 30'u psikolojik sorunlar ya şamakta,<br />
bunların % 7'si ise psikiyatri birimlerinde yatınlarak<br />
tedavi görmektedir. Tüm epileptik hastalar ın<br />
% 10'un eğitim düzeyi aç ıs ından normalin alt ında olduğu<br />
bilinmektedir. Ayrıca 1 gün veya 1 hafta sürebilen<br />
konvülzüyonun izlenmedi ği "non konvülzif<br />
nöbetler"de, bazen mental belirtiler nöbetin tek bulgusu<br />
olabilmekte ve bu nedenle epilepsi tan ıs ı atlanabilmektedir.<br />
Bazen de bunun tam tersi olabilmekte<br />
ve kullandığı psikotrop ilac ı bırakmayla ilgili olarak,<br />
geçmi şinde bir defa yoksunluk nedeniyle konvülsif<br />
nöbet geçiren bir psikiyatrik hasta, gereksiz yere y ıllarca<br />
nörolojik kliniklerinde izlenmektedir. Çe şitli<br />
araştırmalar koruyucu tedavilerin iyi düzenlenmesiyle<br />
psikiyatrik sorunlar ın oldukça azalt ılabildiğini<br />
göstermektedir (3,4).<br />
Geçen yüzy ıl ve bu yüzy ıl ın başında yap ılan araştırmalarda,<br />
epilepsiye bağl ı entelektüel i şlev bozuklu-<br />
241
<strong>Epilepsili</strong> <strong>Hastalarda</strong> <strong>Psikiyatrik</strong> <strong>Bozukluklar</strong><br />
Yap ıcı, Güvenç, Ceylan, K ılınç, Oğuz<br />
ğunun kaç ınılmaz olduğuna inan ılm ıştır. Son zamanlardaki<br />
ara şt ırmalar ise entelektüel i şlevlenleki<br />
bozulma oran ın ın daha az oldu ğunu göstermektedir.<br />
Bu durumda beyin hasann ın lokalizasonu da önem<br />
kazanmaktad ır. Grand mal ve psikomotor nöbetler<br />
daha belirgin entelektüel bozulmaya i şaret etmektedir.<br />
Vislie ve Henriksen 1958'de yapt ıkları araşt ırmada,<br />
en çok bozuklu ğun temporal lob epilepsilerinde<br />
gözlendi ğini saptam ışlardır. Stores 1978'de<br />
yaptığı çal ışmada, temporal lob ve jeneralize tonik<br />
klonik nöbetleri olan çocuklarla, epileptik olmayan<br />
çocuklar bili şsel i şlevsel aç ıs ından kar şılaştınlmış ,<br />
temporal lob epilepsi olan çocuklar ın okuma ve bununla<br />
ili şkili dikkatinde belirgin bozulma saptanm ış ,<br />
sol temporal lob orjinli nöbeti olanlarda ise bu fark ın<br />
ileri, derecede anlaml ı olduğu bildirilmi ştir. Öte yandan<br />
günümüzde, kullan ılan antiepileptiklerin entelektüel<br />
i şlevlerde bozulmaya neden oldu ğu da bilinmektedir.<br />
Bu durum gerek konsantrasyonda bozulma<br />
yapmalan gerekse folik asit eksikli ği yapmalanyla<br />
aç ıklanabilir (2).<br />
Etiyoloji<br />
Epilepsiye ba ğlı olarak ortaya ç ıkan psikiyatrik bozukluklar<br />
ın etiyolojisiyle ilgili olarak iki varsay ım<br />
öne sürülmü ştür. Bunlardan bir tanesi ortaya ç ıkan<br />
bozukluklar ın, nöbetlerin do ğrudan etkisine ba ğl ı<br />
olduğu, diğeriyle olas ı inhibitör düzeneklerin rol<br />
oynad ığı görüşüdür.<br />
<strong>Psikiyatrik</strong> bozukluklar ın genellikle hastal ığın başlamas<br />
ından ortalama iki y ıl sonra ortaya ç ıkmas ı, nöbetler<br />
kontrol alt ına al ındıktan sonra devam etmesi<br />
bu bozukluklarda inhibitör düzeneklerin rol ald ığı<br />
görü şünü desteklemektedir. Psikitorop ilaçlar ın nöbet<br />
e ş i ğini deği ştirmeyecek dozlarda verilmesiyle,<br />
artm ış ve psikiyatrik belirtilere neden olmu ş inhibitör<br />
düzeneklere etki edilerek, ortaya ç ıkan semptomlar<br />
düzeltilebilmektedir (3,5,6).<br />
Epilepsiye bağl ı psikiyatrik bozukluklar DSM-4'de<br />
"genel t ıbbi duruma bağlı psikiyatrik bozukluk" grubunda<br />
s ınıfland ınlmaktadır.<br />
Nöropsikiyatrik belirtiler epileptik nöbetlerin her<br />
döneminde izlenebilir.<br />
a) preiktal dönem ve psikiyatrik belirtiler<br />
pecya<br />
Preiktal dönem birkaç güne kadar sürebilen prodromal<br />
dönem ve hemen nöbet öncesinde birkaç saniye<br />
ile birkaç dakika süren aura dönemi olarak ikiye<br />
ayr ılır.<br />
Prodromal dönem: Ki şiden ki şiye deği şen özellikler<br />
gösterebildi ği gibi ayn ı hastada, de ğişik zamanda<br />
deği şik belirtiler izlenebilir. Özetle prodromal belirtiler<br />
özgün de ğildir ve nöbet anamnezinde ısrarla<br />
ara ştırılmas ı gerekmez. Prodramal dönemle ilgili<br />
olarak midede yanma ve doluluk hissi, kar ın ağrıs ı<br />
gibi otonomik duyumlar, k ızarma, sararma, ba ş dönmesi,<br />
baş ağrısı, huzursuzluk, sinirlilik, prekordiyal<br />
ağn gibi otonomik belirtiler, depresyon ve mani benzeri<br />
affektif belirtiler ve ki şilik değişiklikleri ortaya<br />
ç ıkabilir.<br />
Tedavi: Antikonvülzif ilac ın dozunu artt ırarak ya da<br />
geçici süre ilac ı kesip tam bir nöbetin ortaya ç ıkmas ı<br />
sağlanarak bu durumlar ortadan kald ınlabilir.<br />
Aura dönemi: Bu dönem her hasta için özgün olup,<br />
hastalarda % 10-90 oran ında gözlenebilir ve oldukça<br />
stereotipik biçimde ortaya ç ıkar. En s ık görülen auralar;<br />
yükselen epigastrik his, koku, tad duyusu ve görsel<br />
alg ılamada distorsiyona benzer şekilde alg ı bozuklukları<br />
yan ında, deja-vu, jameis-vu gibi amnestik<br />
belirtiler, zorlanm ış dü şünceler, depersonalizasyon,<br />
derealizasyon ve özellikle nedensiz korku duyusu<br />
başta olmak üzere anksiyete ve depresif duygulan<br />
ımlard ır. Baz ı olgularda ise ekstaz (vecd) durumlar ı<br />
gözlenebilir. Baz ı hastalar bu dönemi daha belirgin<br />
tan ımlarken baz ılar ın ınsa tan ımlamakta güçlük<br />
çekti ği gözlenir. Auralar fokal ba şlang ıçl ı nöbetlerin<br />
en önemli belirtisi olup, tan ı yönünden önemlidirler.<br />
Bu nedenle aura hakk ında aynnt ılı bilgi almak çok<br />
önemlidir. Auradan sonra hastalar ın bilinç düzeylerinin<br />
farkl ı oranlarda etkilendi ği gözlenmektedir.<br />
Tedavi: Antikonvülzif ilaçlar kullan ıl ır. Aura döneminin<br />
tedavisi bu dönemi takip eden epileptik nöbetlerin<br />
ortadan kalkmas ını da sağlar. Yap ılan çal ışmalarda<br />
epilepsi cerrahisi uygulanan hastalar ın ortalama<br />
% 15'inde auralar ın ilaç tedavisine ra ğmen<br />
devam etti ği gözlenmi ştir. Auralann hastan ın yaşam<br />
kalitesini etkilemedi ği durumlarda klinik öneminin<br />
olmadığı kabul edilmektedir (3,5).<br />
b) İktal dönem ve psikiyatrik belirtiler:<br />
242
<strong>Epilepsili</strong> <strong>Hastalarda</strong> <strong>Psikiyatrik</strong> <strong>Bozukluklar</strong><br />
Yap ıcı , Güyenç, Ceylan, K ılınç, Oğuı<br />
İktal dönemde kompleks parsiyel ve petit mal (absans)<br />
nöbetlerde, öncelikli olarak de ği şik düzeyde<br />
bozuklu ğu olmak üzere; mutizm, psikomotor retardasyon,<br />
sald ırganl ık, myoklonus ya da otomatizmal<br />
davran ışlar, fügler gibi çe şitli belirtiler gözlenebilir.<br />
Bu dönemde izlenen belirtilerin özelli ği belli bir<br />
amaca yönelik olmamas ıdır. Örne ğin hasta nöbet s ı -<br />
ras ında hiç tan ımadığı bir ki şiye sald ırgan davran<br />
ışlarda bulunabilir (3,6).<br />
Tedavi: Baz ı olgularda ortaya ç ıkan klinik tablolar ın<br />
kendili ğinden düzeldiği izlenirse de uzun süren durumlar<br />
için benzodiazepinler intravenöz yoldan<br />
uygulanabilir ( 1 ).<br />
c) İnteriktal dönem ve psikiyatrik belirtiler<br />
1) Epilepsi ve ki şilik değişiklikleri<br />
Bu yüzy ıl ın başlannda epilepside ortaya ç ıkan ki şilik<br />
deği şimlerinin, epilepsiye yol açan biyolojik faktörlerle<br />
ili şkili olduğu anlaşılmıştır. Temporal lob epilepsilerinde<br />
gözlenen ki şilik değişikliklerinden limbik<br />
sistem ve neokortekse ula şan bir "sensory-limbik<br />
hiperkonneksiyon" sorumlu tutulmu ştur (2). "Epileptik<br />
karakter" egosentrik, irritabl, mistik, kavgac ı, yapışkan<br />
özellikler ta şıyan bir ki şilik olarak tan ımlanm<br />
ıştır. Ancak bu tan ımlar kliniklerde takip edilen<br />
hastalara dayan ılarak yap ılmıştır. Bugün toplumda<br />
yaşayan epileptik hastalar ın çoğunda ki şilik bozuklukları<br />
görülmezken, bir k ısm ında ise klasik sendromdan<br />
farkl ı ki şilik değişikliklerinin görülebildi ği<br />
bilinmektedir. Ki şilik deği şiklikleri, epilepside en s ık<br />
görülen psikiyatrik bozukluklar olup özellikle temporal<br />
lob kaynakl ı epilepsilerde gözlenmektedir. En<br />
belirgin özellikler; artm ış dinsel uğraş, vizkozite ve<br />
cinsel davran ış deği şikliğidir. Ayrıca yoğun ve labil<br />
duygulanım ile irritabl davran ışlar da izlenebilmektedir<br />
(3,5,6). Tariflenen bu tipik özelliklerin de yine<br />
temporal lob epilepsili hastalarda daha s ık gözlenmesi<br />
dikkat çekmi ştir (2).<br />
Artmış dinsel uğraşlar; hem dinsel aktivitelere katılım<br />
hem de ahlaki, kavramsal ve felsefi konulara<br />
aşırı uğraşlar şeklinde kendini göstermektedir. Özellikle<br />
ergenlerde ve genç eri şkinlerde bu aktivite ve<br />
uğra şlar şizofreninin prodromal belirtileriyle kar ıştı -<br />
nlabilir (7). Yap ılan çal ışmalarda sol temporal lob<br />
kaynakl ı epilepsilerde bu özelli ğin sağ temporal lob<br />
pecya<br />
orjinlilere göre daha s ık olduğu bildirilmiştir (2).<br />
Vizkozite; en belirgin olarak hastan ın konu şmas ından<br />
anla şılmaktad ır. Yavaş, ciddi, s ıkıcı, bilgiç, ayrıntıc<br />
ı, çevresel ve dinleyiciyi s ıkan bir konu şma<br />
örüntüsü mevcuttur. Bu örüntü hastan ın yaz ıs ında da<br />
hipergrafi olarak izlenebilir ve kompleks parsiyel<br />
nöbetler için tan ı koydurucudur (5,6). Vizkozitenin<br />
temporal lob ile ili şkili olan "Klüver-Bucy" sendromunda<br />
da gözlendi ği bilinmektedir (2).<br />
Cinsel davran ış deği şiklikleriyse; hiperseksüelite,<br />
cinsel sapmalar (feti şizm, transseksüelizm gibi) ya<br />
da daha s ık olarak hiposeksüelite şeklinde izlenmektedir.<br />
Hiposeksüelite de hem cinsel ilgi hem uyar ılmada<br />
sorun oldu ğu saptanm ıştır. Kompleks parsiyel<br />
nöbetler, puberte öncesi ba şlarsa sa ğl ıkl ı cinselliğe<br />
ulaşılmayabilir ve hastalar bu durumdan rahats ızl ık<br />
duymazlar. Puberte sonras ı başlayan kompleks parsiyel<br />
epilepside hastalar cinsel davran ış deği şikliklerinden<br />
rahats ızdırlar. Böyle bir sorunla kar şılaşıldığı<br />
zaman epileptik hastalar ın yaşadığı sosyal uyum<br />
sorunları ile antiepileptik ilaçlar ın yan etkileri de<br />
akla gelmelidir (33).<br />
Çocuklarda sedatif ve uyar ıc ı ilaçlar paradoks bir<br />
etki gösterebilir. Örne ğin fenobarbital epileptik çocuğu<br />
huzursuz ve irritabl hale getirebilir. Bu durum<br />
yine fenobarbital ile tedavi edilen temporal lob epilepsili<br />
eri şkinlerde de gözlenebilir. Ayr ıca yine ki şilik<br />
deği şikliklerinde ilaçlar ın yol açtığı folat eksikliğinin<br />
de rolü olduğu unutulmamal ıdır (2).<br />
1964'de Brady'nin bir çal ışmas ında temporal lop<br />
epilepsili hastalarda artan nöbet s ıkl ığıyla ki şilik deği<br />
şikliklerinin belirginle ştiği, tam tersine temporal<br />
lob epilepsili olmayan hastalarda ise; artan nöbet s ıklığıyla<br />
bu değişikliklere daha az bir oranda rastlandığı<br />
gösterilmi ştir (2,5) .<br />
2) Epilepsi ve psikotik bozukluklar<br />
İnteriktal psikotik bozukluklara iktal psikozdan daha<br />
s ık rastlanmaktad ır. Özellikle temporal lob kaynakl ı<br />
epilepsiler olmak üzere epilepside şizofreni benzeri<br />
psikozlar görülebilmektedir. Yine kompleks parsiyal<br />
epilepside % 10-30 oran ında psikotik belirtilere rastlanmaktad<br />
ır. Kad ınlar, sol elini kullananlar, nöbet-<br />
243
<strong>Epilepsili</strong> <strong>Hastalarda</strong> <strong>Psikiyatrik</strong> <strong>Bozukluklar</strong><br />
Yap ıc ı, Güvenç, Ceylan, K ılınç, Oğuz<br />
lerin puberte öncesi ba şladığı olgular ile sol hemisfer<br />
lezyonu olanlar ın psikoz geli ştirme aç ı s ından risk<br />
grubunda bildirilmi ştir ( 1 ).<br />
Epileptik psikozlar ın etiyolojisi tam olarak bilinmemektedir.<br />
Etiyolojide temporal lop epilepsinin bu<br />
konudaki rolü yan ında, hastalarda kullan ılan antiepileptik<br />
ilaçların da sorumlu oldu ğu ileri sürülmü ş-<br />
tür. İleri sürülen bir görü ş de limbik yap ılardan kaynaklanan<br />
ve mezolimbik dopaminerjik sistemdeki<br />
ate şleme mekanizmas ının (kindling) davran ış anormalliklerine<br />
yol açabilece ğidir. Bu uyarılar belirli bir<br />
epileptik nöbet olu şturmaks ız ın sadece davran ış<br />
anormalli ği olu şturduklar ından bunlara subiktal<br />
deşarj ad ı verilmektedir. Jeneralize nöbet sisteminin<br />
aktivasyonu limbik sistemi tek yönlü olarak bask ılar.<br />
Çünkü limbik sistemin aktivasyonu da sekonder jeneralize<br />
nöbetlere neden olabilmektedir. Yani bir yönüyle<br />
eksitatuar bir yönüyle de inhibitör olan bir ili ş-<br />
ki söz konusudur. Bu nedenle temporal lop epilepsisinde,<br />
şizofreni benzeri psikozlann olu şumu, fronto<br />
temporal limbik de şarjlann varl ığı ve s ıklığı ile<br />
ters ili şkilidir (3,5,6).<br />
Epilepsiye bağlı ortaya ç ıkan benzer tablolar ı gerçek<br />
bir şizofrenden ay ırt etmek zaman zaman zorluk yaratabilir.<br />
Çünkü bu olgular oldukça sinsi ba şlay ıp<br />
kronik seyir gösterebilmektedir. Ayr ıca mevcut<br />
epilepsi öyküsünden 10-15 y ıl sonra bile bu tür psikozlar<br />
ortaya ç ıkabilmektedir. Bu olgularda izlenen<br />
katatonik durumlar, akinetik durumlar, stupor, görsel<br />
halüsinasyonlar ya da paranoid halüsünatuar ya şantılar,<br />
tabloyu karma şık hale getirebiimektedir. Çünkü<br />
epileptik psikozda şizofrenide görülen tüm belirtiler<br />
izlenebilir ( 5,6). Ancak 2-3 haftaya kadar uzayabilen<br />
bilinç sislenmeleri, affektif kat ıl ımın daha s ıcak ve<br />
uygun olmas ı, konu şmada bloklanmadan çok çevreselliğin<br />
gözlenmesi ay ırıc ı tan ıda önemlidir ( 1,2).<br />
Ayrıca hastan ın aptipsikotik ilaçlara cevap vermemesi<br />
ya da belirtilerin aksine daha da artmas ı, klinikte<br />
epileptik nöbet gözlenmesi ya da EEG anormalliğinin<br />
saptanmas ı da tan ıya ulaşmada oldukça anlaml<br />
ı faktörlerdir (3,7).<br />
1930 y ıllarında şizofreni hastalar ında konvülzyon<br />
sonras ında psikozun yat ıştığının izlenmesi üzerine,<br />
epilepsi, şizofreninin kar şıt durumu olarak ele al ınm<br />
ıştır. Daha sonraki çal ışmalarda şizofrenideki epilepsi<br />
s ıkl ığın ın normal popülasyondan daha yüksek<br />
pecya<br />
olduğunun bulunmas ı da görü şü zay ıflatmıştır (3,6) .<br />
Epileptik psikozlarda farkl ı klinik görünümlere rastlanmaktad<br />
ır;<br />
1) Epileptik hastalarda epizodik olarak izlenen ve<br />
bilinç de ği şiklikleri, alg ısal de ğişiklik ya da bellekte<br />
fakirle şmeyle giden psikotik tablolar<br />
2) Işitme halüsünasyonlar ı, perseküsyon hezeyanlan<br />
ya da di ğer alg ısal deği şikliklerle giden kronik psikotik<br />
tablolar<br />
3) Bir grup epileptik hastada ise dirençli depersonalizasyon<br />
yaşantılan ya da görsel distorsiyonlarla seyreden<br />
tablolar izlenir (bu durum ba şka bir isim bulunamadığından<br />
psikoz olarak adland ınl ır. Aslında<br />
kronik psikotik durumların bir varyasyonu oldu ğu<br />
dü şünülmektedir) (5,6).<br />
Son y ıllarda epilepsi hastalar ında izlenen iki tür psikozdan<br />
söz edilmektedir. Bunlardan iki hastan ın geçirdiği<br />
kompleks parsiyel (psikomotor ya da temporal<br />
lob) nöbetlerle seyreden ve % 80 oran ında temporal<br />
lob epilepsisiyle özellikle de sol hemisfer temporal<br />
lob epilepsisiyle ilgili şizofreniye benzer tablolard<br />
ır. Buradan nöropatolojik olarak embriyogenezis<br />
s ıras ında olu şan ve geli şme dönemlerinde, dominant<br />
hemisfer organizasyonunu bozan nörolojik anormallikler,<br />
beyin hasarlan ve ensefalit gibi lezyonlardan<br />
sözedilebilir. Epileptik psikozlar 2 dönemde izlenmektedir.<br />
Birinci dönem, EEG'de epileptik<br />
bozuklukların olduğu, ancak klinik olarak konvülzyonun<br />
görülmedi ği dönemdir. Bu dönemde antiepileptik<br />
ilaçlarla düzelebilen ve iktal dönemlerde görülebilen<br />
psikotik epizodlar söz konusu olabilir. İkinci<br />
dönemdeyse EEG'de, epileptik anormalliklerin<br />
azaldığı ya da kayboldu ğu, antiepileptik tedaviye dirençli,<br />
interiktal dönemlerde izlenebilen psikotik yer<br />
almaktad ır. İktal dönemlerde izlenen epizodlarla sürenin<br />
daha k ısa olduğu (1-2 gün, 1-2 hafta), interiktal<br />
dönemlerde izlenen psikozlarda ise daha uzun<br />
olduğu bilinmektedir. Şizofreni benzeri psikozun interiktal<br />
psikozu olanlarda postiktal psikozu olanlardan<br />
daha s ık olduğu ileri sürülmü ştür. 2001 y ıl ında<br />
Taruli A, Devinsky O, Keneth A'n ın yaptığı bir çal<br />
ışmada 7-96 ay içerisinde daha öncesinde postiktal<br />
psikoz tan ısıyla izlenen hastalar ın % 10'da interiktal<br />
psikoz geli ştiği gösterilmi ştir (9).<br />
244
<strong>Epilepsili</strong> <strong>Hastalarda</strong> <strong>Psikiyatrik</strong> <strong>Bozukluklar</strong><br />
Yap ıc ı , Güvenç, Ceylan, K ı l ınç, Oğuz<br />
Jeneralize tip epileptik nöbetlerde de, konfüzyonel<br />
psikoz tarz ında seyreden ve alacakaranl ık hali denen<br />
psikotik durumlar ortaya ç ıkabilir. Bu tabloda da<br />
klinik olarak hekimin dikkatini çeken, hastan ın içinde<br />
bulunduğu konfüzyon hali ve bili şsel i şlevlerdeki<br />
bozukluktur (3,5,6).<br />
Epilepsi hastalar ında izlenen ve hastalann antiepileptik<br />
ilaçlarla kontrol alt ına al ındığı dönemlerde<br />
EEG'nin normale dönmesiyle ba şlayan psikotik<br />
tablolar fokal jeneralize, kompleks parsiyal epilepsiler<br />
s ırasında ortaya ç ıkabilmektedir. Bu durumda<br />
atipik özellikler, affektif bulgular ve deliryum tablosu<br />
daha çok dikkat çekmektedir. Psikotik dönem<br />
s ıras ında EEG'de epileptik aktivitenin kaybolmas ına<br />
"zoraki normalle şme" (forced normalizasyon) ad ı<br />
verilmektedir.<br />
Epilepsiye bağl ı ortaya ç ıkan bu psikiyatrik tablolar ı<br />
gerçek bir şizofreniden ay ırmak güç olmakla beraber,<br />
ay ınc ı tan ıda gözciinüne al ınmas ı gereken baz ı<br />
noktalar vard ır. Epilepside ortaya ç ıkan psikozlar<br />
genelikle ani ba şlang ıçl ı olup, çoğunlukla biti şi de<br />
ani olmaktadır. Klasik şizofrenide görülen belirtilerin<br />
büyük kısm ı, hasta taraf ından ego distonik<br />
olarak ya şanır. Bilinç kayb ı ve konfüzyonel durumlar<br />
epilepsili hastalarda s ıklıkla gözlenir. Bu ki şilerde<br />
genellikle daha önce geçirilmi ş epileptik nöbet<br />
öyküsü de vard ır. EEG tetkiklerinde kabaca % 50-60<br />
oran ında epilepsiye özgü bozukluklar saptansa da;<br />
baz ı epilepsi hastalar ında normal EEG'ye rastlanabilece<br />
ği, baz ı şizofrenlerde de EEG anormalliğinin<br />
izlenebilece ği unutulmamal ıdır (3,7).<br />
katatonik olarak takip edilen genç hastalar ın %<br />
25 'inde EEG'de epilepsiye benzer de ği şiklikler gözlenmi<br />
ştir (2). Uzun süren epileptik psikozlarda hezeyanlar<br />
ve halüsünasyonlar daha da belirgin bir halde<br />
izlenebilir ve bu tablolar şizofreniye daha çok benzerler.<br />
Yine şizofrenide bloklar ve ça ğn şımlarda çözülme<br />
görülürken, epileptik psikozlarda kavramsallaştırma<br />
ve çevresellik vard ır. Dü şünce ve konu şma<br />
bozukluklar ının şizofreni hastalannda farkl ı oluşu ve<br />
özellikle duygusal tepkilerin fazla bozulmamas ı ay ı-<br />
nc ı tan ıda epileptik psikoz lehine önemli ölçütlerdir<br />
(5,6) . 2002'de Matsuura'n ın yayınladığı bir çal ışmada<br />
şizofreni spektrum grubunda yer alan hastalar ın %<br />
21'inde psikoz tablosunun izlendi ği aile öyküsüne<br />
rastlan ırken, epilepsiye ba ğlı psikozu olan hastalar ın<br />
bulunduğu grupta psikoz aç ısından aile yüklülü ğüne<br />
pecya<br />
hiç rastlanmam ıştır. Aile öyküsü aç ıs ından benzer<br />
sonuçlar ba şka çal ışmalarda da elde edilmi ş olup,<br />
ay ınc ı tan ıda akılda tutulmas ı gereklidir (2,10).<br />
Tedavi<br />
Epilepsinin seyri s ıras ında izlenen psikoz durumlarında<br />
antiepileptik ilaçlar tek ba şına yararl ı olmayabilir.<br />
Bu nedenle hastalarda antiepileptik ilaçlar ın<br />
yanısıra antipsikotik ilaç tedavisi de uygulanmaktadır.<br />
Bu konuda tercih edilen ilaç bir butirefenon türevi<br />
olan haloperidoldür. Bu ilac ın mümkün olduğunca<br />
dü şük ve gün içinde bölünmü ş dozlarda verilmesi,<br />
doz de ğişimi yapılacaksa 6-8 haftal ık bekleme<br />
süresi önerilmektedir. Bunun d ışında di ğer nöroleptik<br />
ilaçlarda benzer şekilde kullan ılmaktad ır<br />
(örneğin sülprid, flufenazin, pimozid, risperidon, tiyoridazin,<br />
zuklopentiksol). Epilepsi hastalar ında klorpromazin<br />
ve loksapin yüksek risk ta şımalan nedeniyle<br />
tercih edilmemelidir. Baz ı antikonülzanlann<br />
enzim indüksiyonu yoluyla psikotrop ilaçlar ın serum<br />
düzeylerini azaltacaklar ı, baz ı antipsikotiklerinse<br />
antikonvülzif ilaçların serum düzeyini artt ıracaklannın<br />
dikkate al ınmas ı önerilmektedir (3,5,6),<br />
3) Epilepsi ve duygudurum bozukluklar ı<br />
Epilepsi, ki şinin gerek sosyal ya şantıs ı ve çal ışma<br />
hayatına, gerekse neden oldu ğu travmalar sebebiyle<br />
beden sağlığına olumsuz etkiler yapmaktad ır. Bu<br />
nedenle pek çok epileptik ki şinin, benzer gerekçelerle<br />
yaşamlarını belli ölçülerde k ıs ıtlad ıkları izlenir.<br />
Bu ki şilerde depresif durumlara oldukça s ık bir oranda<br />
rastlan ır. Epilepsi hastalar ın ın 3/4'ü depresyon tan<br />
ısıyla hastaneye yat ınlmaktadır (3,7). Robertson<br />
epilepsi ve psikiyatrik bozukluklar tan ılanyla hastanede<br />
yatarak izlenmekte olan 66 hastay ı incelemi ş ,<br />
hastalann % 40' ında depresif, % 12'sinde de psikotik<br />
özellikler tan ımlamıştır. Ayrıca depresyonlarda<br />
anksiyete, hostilite ve depersonalizasyon ya şantıları<br />
oranlarının yüksekli ğine dikkat çekmi ştir (2).<br />
intihar, epileptik hastalarda dört kat fazla görülmektedir.<br />
Bu tablolar epilepsiye ba ğl ı intihar riskini arttıran<br />
dürtüselliği de içerdi ğinden hayati önem kazanabilmektedir<br />
( 1,3).<br />
Genel popülasyona göre epilepsi hastalannda depresyon<br />
ve di ğer emosyonel sorunlar daha s ık olmak-<br />
245
<strong>Epilepsili</strong> <strong>Hastalarda</strong> <strong>Psikiyatrik</strong> <strong>Bozukluklar</strong><br />
Yap ıcı, Güvenç, Ceylan, K ılınç, Oğuz<br />
la beraber şizofreni benzeri psikozlardan daha seyrek<br />
görülmektedir ( 1). Kimi araştırmac ılar oran ın tam<br />
tersi yönde oldu ğunu fakat affektif bozukluk tamlannın<br />
atlanmas ından kaynaklanan bir hata oldu ğunu<br />
savunmaktad ırlar (2). Duygudurum bozukluklan ya<br />
nöbetlerle beraber ya da daha s ık olarak interiktal dönemde<br />
kar şımıza ç ıkmaktad ır. Duygudurum bozukluklarının<br />
epizodik oldu ğu ve daha çok nondominant<br />
temporal lob kaynakl ı epilepsilerde görüldü ğü bildirilmektedir.<br />
Bununla beraber baz ı yazarlar sol taraf<br />
epileptik lezyonlarla depresif belirtiler aras ında ili şki<br />
olduğunu bildirmektedir. Hastan ın hastal ık öncesi<br />
ki şiliği, hastal ığını kabulleni şi ve yaşayış biçimi,<br />
hastalığın getirdiği psikososyal sorunlar ve do ğrudan<br />
epilepsiye bağl ı çe şitli etkenlerin birlikte rol oynad ı-<br />
ğını dü şünmek yerinde olacakt ır (1,3,7). Aynca antiepileptik<br />
ilaçlar ın da depresif durumlara yol açabileceği<br />
unutulmamal ıd ır. Robertsonun 1983 ve 1985<br />
y ıllar ındaki çal ışmalarında fenobarbital kullanan<br />
hastalar ın karbamazepin kullananlara oranla daha<br />
depresif olduklar ı saptanm ıştır (2).<br />
Affektif belirtilerin nöbet s ıras ında da gözlenebileceği<br />
unutulmamal ıdır. Depresif belirtilerin aura ya da<br />
postiktal dönem s ıras ında ortaya ç ıkabilir (5,6).<br />
Tedavi<br />
Epilepsi hastalannda görülen depresif bozukluklann<br />
tedavisinde, psikoterapinin yerinin s ın ırl ı olduğu bilinmektedir.<br />
Epilepsiyle e şlik eden depresyonu olan<br />
hastalar karbamazepinden yarar görürken, epilepsiyle<br />
bipolar affektif bozuklu ğu olan hastalar valproik<br />
asit kullan ımından da faydalanabilirler. Gerektiğinde<br />
optimal antiepilepik tedaviye dü şük dozda<br />
arıtidepresanlar da eklenebilir. Çünkü yüksek doz<br />
antidepresif kullan ım ı nöbetleri kolayla ştınr. İnteriktal<br />
dönemlerdeki depresif bozukluklardaysa şu ilaçlar<br />
kullan ılabilir:<br />
SSRI: Epilepsi e ş iğini diğer antidepresanlara göre<br />
daha az dü şüren ilaçlard ır.<br />
MAO İNH: Geri dönü şlü mao inhibitörleri kullan ı -<br />
labilir.<br />
TR İSİKL İK ANT İDEPRESANLAR: İrritabilite,<br />
korku ve anksiyete gibi belirtileri de kapsayan geni ş<br />
spektrumlu etkilerinin bulunmas ı, anksiyolitik etki-<br />
pecya<br />
(erin 1-2 günde ortaya ç ıkmas ı, dü şük dozda anksiyolitik<br />
etki göstermeleri nedeniyle tercih edilirler.<br />
Maprotilin gibi epilepsi e şiğini düşüren ilaçlar ın yüksek<br />
dozda kullan ılmamas ı gerekti ği akılda tutulmal<br />
ıdır. 22 hasta üzerinden yap ılan bir çal ışmada ikili<br />
antidepresan tedaviyle hastalar ın % 73'ü tama yakm<br />
iyile şme gösterirken % 91'de k ısmi iyileşme gözlenmi<br />
ş, % 18 ise tedaviden hiç yarar görmemi ştir.<br />
Yukanda ad ı geçen ilaçlar ın d ışında epilepsi yönünden<br />
orta derecede riskli olarak kullan ılan antidepresifler<br />
ise mianserin, venlefaksin, trazadon ve nefazadondur<br />
(3,5,6,7).<br />
4) Epilepsi ve şiddet<br />
Mahkumlar aras ında yap ılan ara ştırmalarda epilepsi<br />
oran ın ın (% 7-8) topluma göre daha yüksek oldu ğu<br />
görülmü ştür. Ancak i şlenen suçun türü ya da agresyon<br />
ile epilepsi aras ında do ğrudan bir ili şki saptanmam<br />
ıştır. Bu yüksek oran epilepsi hastalar ının yaşad<br />
ıkları toplumsal güçlükler nedeniyle yasalarla<br />
sorun yaşamalarına bağlanabilmektedir (3,5).<br />
Temporal ya da frontal lob kaynakl ı epilepsilerde ise<br />
epizodik şiddet davran ışı izlenebilmektedir. Bu<br />
davran ış epileptik nöbet ya da interiktal psikopatolojilere<br />
bağl ı olabilir.<br />
Ancak yap ılan çal ışmalar, iktal dönemde görülen<br />
şiddet davran ışının çok seyrek oldu ğunu dü şündürmektedir.<br />
Bu konuda birçok yay ın olup çarp ıc ı bir<br />
örnek olarak; 1969 y ı l ında McDonald' ın, nöbeti s ıras<br />
ında çaydanl ık yerine oca ğın üstüne bebe ğini koyduğunu<br />
bildirmesi verilebilir (2).<br />
5) Epilepsi ve anksiyete bozukluklar ı<br />
Epilepsi ve anksiyete bozukluklar ında belirtilerin oldukça<br />
benzerdir. Benzodiazepinle belirtilerin azalmas<br />
ı ayırıc ı tan ıyı zorlaştınr. Özellikle kompleks<br />
parsiyel epilersiyle anksiyete benzerli ği belirtilerin<br />
birbiriyle örtü şmesi şeklinde izlenmi ştir. Kompleks<br />
parsiyel epilepsiyle panik ataklar aras ındaki benzerlik<br />
en belirgin olarak saptanand ır. Kompleks parsiyel<br />
epilepsinin panik ata ğıyla benzerli ği baz ı yazarlarca<br />
panik ataklar ın pariyatal ve frontal lobla ilgili nöronal<br />
döngüyle ili şkisini gündeme getirmi ştir. Epilepsi<br />
nöbetleri de panik atak gibi ani olarak ba şlar. Panik<br />
246
<strong>Epilepsili</strong> <strong>Hastalarda</strong> P sikiyatrik <strong>Bozukluklar</strong><br />
Yap ıc ı , Güvenç, Ceylan, K ılınç, Oğuz<br />
Tablo 1.<br />
Bulgu<br />
Epileptik Nöbet Yalanc ı Nöbet<br />
Klinik:<br />
Gece nöbeti<br />
Aura<br />
Siyanoze cilt<br />
Kendine zarar<br />
İnkontinans<br />
Postiktal künfüzyon<br />
Vücut hareketleri tonik, klonik atipik ve senkronize<br />
veya her ikisi değil<br />
EEG:<br />
Diken ve dalga formlan<br />
Postiktal yava şlama<br />
İnteriktal<br />
Anormallikler deği şken değişken (3)<br />
bozukluğunun korku, desersonalizasyon, derealizasyon,<br />
iamais ve, deja vu, yanl ış alg ı, illüzyon, sersemlik<br />
hissi, s ıcak basmas ı, parastezi özellikleri, obsesif<br />
kompulsif bozukluğun zorlay ıc ı obsesyonel dü şünceleri;<br />
travma sonras ı stres bozuklu ğunun s ıkıntı<br />
verici an ıların yeniden yaşantılanmas ı benzeri terrarları,<br />
irritabilite, konsantrasyon güçlü ğü, agorofobinin<br />
aktiviteyi k ıs ıtlayan korku ataklan gibi belirtileri<br />
epilepsi hastalannda da görülebilmektedir.<br />
Panik bozuklu ğunda genellikle bilinç bozuklu ğu ve<br />
i şitsel halüsünasyonlar olmaz, ailede hastal ık öyküsü<br />
vardır. EEG genellikle normaldir ve antiepileptik<br />
tedaviye yan ıt al ınamaz. Kompleks parsiyel epilepsideyse<br />
genellikle agarofobi yoktur. EEG bozuklu ğu<br />
ve otomatizmler vard ır. Ataklar çok kısa sürer, zemin<br />
SPECT'i anormaldir ve antidepresanlar tabloyu<br />
kötüle ştirir.<br />
Dirençli anksiyete ya da panik ata ğı benzeri semptomlar<br />
ı olan hastalarda, psikotrop ilaca yan ıt almamadığında,<br />
epileptik bozukluklar ın yeniden ara ştınlması<br />
önerilmektedir (3,5,6).<br />
Tedavi<br />
Epilepsi hastalannda görülen hafif şiddette anksiyete<br />
durumlarında psikoteropatik yakla şık önerilmektedir.<br />
Ciddi ve dirençli anksiyetesi olan olgularda ise<br />
farmakolojik tedavi uygulanmal ıd ır (5,7).<br />
c) 1-ostiktal dönem ve psikiyatrik belirtiler<br />
Epilepsi hastalannda genellikle nöbeti izleyen 24<br />
pecya<br />
saat içinde de ğişik derecelerde bilinç bozuklu ğu başta<br />
olmak üzere sald ırganl ık, eksitasyon, paranoid içerikli<br />
hezeyanlar, i şitsel halüsinasyonlar ve intihar<br />
giri şimleri izlenebilir.<br />
Tedavi<br />
Hastaya kar şı yumuşak, sakin, güven verici ve yatıştırıc<br />
ı bir biçimde yakla şılmal ıdır. Gerekti ğinde<br />
gün içinde bölünmü ş şekilde ve olabildi ğince küçük<br />
dozlarda haloperidol kullan ılabilir ve zorunluluk<br />
halinde zor yükseltilebilir. Ço ğunlukla 1 hafta içinde<br />
tam düzelme izlenir (3,7).<br />
Psödonöbet<br />
Konversiyon bozuklu ğu olan psikiyatri hastalannda<br />
yalanc ı nöbetlerde izlenebilir. Ay ıncı tan ıda dikkat<br />
edilmesi gerekin bir tak ım özellikler vard ır;<br />
- Aura dönemi konversiyon nöbetlerinde yoktur.<br />
- Nöbetlerin ortaya ç ıkışında çoğunlukla psikolojik<br />
stres yaratan çat ışmalar rol oynar, hastan ın ikinci'<br />
kazançlar ı vardır.<br />
- Hastan ın nöbet geçirme yeri genellikle çat ışmas ı<br />
olan kişinin bulunduğu ya da haberdar olabilece ği<br />
mekanlard ır.<br />
- Konversif nöbetler uykuda izlenmez<br />
- Hastada düzensiz ç ırp ınmalar, s ıçramalar şeklide<br />
kol ve bacak hareketleri izlenebilir. Baz ı olgularda<br />
da tüm aslarda genel bir gev şeme hali ortaya ç ıkabilir.<br />
Ekstremitelerin oynat ılmas ına ya da göz kapaklarının<br />
aç ılmas ına direnç izlenir.<br />
- Konversiyonlu hastalarda bilinç kayb ı ya yoktur ya<br />
da, göreceli de ği şiklikler izlenebilir. Çoğunlukla nöbet<br />
s ıras ında çevredeki insanlann konu şmalar ını çok<br />
uzaktan geli şormu şças ına duyduklannı ancak yan ıt<br />
veremediklerini belirtirler. A ğrı l ı uyaranlara yan ıt<br />
verirler.<br />
- Nöbet s ıras ında patolojik refleksler al ınmaz.<br />
- Otonom sinir sistemi bulgulan yoktur.<br />
- Nöbetler sürece daha uzun olup (10-15 dakika ya da<br />
1-2 saat) kadar sürebilir. Hastalar genellikle gülerek,<br />
ağlayarak, ya da h ıçk ırarak nöbeti sonland ınr.<br />
- Amneziye genel olarak rastlanmaz.<br />
- EEG kural olarak bozukluk göstermez (Ancak<br />
bazen epilepsi hastalar ında da EEG'nin normal olabileceği<br />
unutulmamal ıdır).<br />
- Epilepsi nöbetlerinin tersine, psödonöbetlerde<br />
247
<strong>Epilepsili</strong> <strong>Hastalarda</strong> <strong>Psikiyatrik</strong> <strong>Bozukluklar</strong><br />
Yap ıcı, Güvenç, Ceylan, K ılınç, Oğuz<br />
nöbet sonras ı 30. dakikada prolaktin art ışı beklenmez<br />
(2,5,6,7,11) .<br />
Tedavi<br />
Bu tablolann tedavisinde intrapsiki şik çatışmaların<br />
ya da ikincil kazançlann temel nedenlerini anlamaya<br />
yönelik psikoterapatik yakla şımların daha uygun<br />
olduğu bildirilmektedir.<br />
Bu tür yakla şımlara uygun olmayan hastalarda plasebo<br />
ya da faradizasyon uygulamas ı gibi yöntemler<br />
denenebilmektedir.<br />
Bu tablolann tedavisinde e ğer e şlik eden ba şka bir<br />
psikiyatrik bozukluk yoksa psikotrop ilaçlar ın faydas<br />
ının olmayacağı bildirilmektedir (3,6).<br />
Aç ıktır ki epileptik hastalarda tedavilerin iyi düzenlenmesiyle;<br />
nöbetlerin kontrol alt ına al ınmas ıyla<br />
psikiyatrik sorunlar en aza indirgenecek, gerektiğinde<br />
uygun psikiyatrik tedavi yakla şımlanyla hastaların<br />
yaşam kalitesi artt ırılacakt ır.<br />
pecya<br />
KAYNAKLAR<br />
1. Kaplan HI, Sadock BJ, Grebb JA, Kaplan and Sadock's<br />
Synopsis of psychiatry: Behavioral Sciences, Clinical Psychiatry,<br />
Eight edition, World Color, 1997: 351-358.<br />
2. Lishman WA, Organic psychiatry, 3rd edition, Oxford: Blackwell<br />
science, 1998: 237-314.<br />
3. Organik psikiyatri, Epilepsi ve ruhsal sorunlar, ed.: Prof. Dr.<br />
Erdal I şık, Ankara 1999: 305-316.<br />
4. Gidiş D, Karaca S, Demir O ve ark.: Epilepsi hastalar ının normal<br />
ki şilere göre ruhsal belirti düzeyleri ve stresle ba şa çıkma yollan,<br />
Nöropsikiyatri gündemi, 1:1, 1996.<br />
5. Gelder M, Gath M, Mayou R, Cowen P: Oxford textbook of<br />
psychiatr, 3rd edition, Oxford: Oxford University Press, 1996:<br />
308-341.<br />
6. Amerikan Psikiyatri Birliği: Mental bozuklukların tanısal ve<br />
say ımsal el kitab ı, Dördüncü bask ı, Amerikan psikiyatri birli ği,<br />
Washington DC, 1994'den çeviren Köro ğlu E, Hekimler Yay ın<br />
Birliği, Ankara, 1994.<br />
7. Kayatekin EZ: Epilepsi ve psikoz, Dü şünen <strong>Adam</strong>, 2:2, 1998.<br />
8. Gestaut H: Clinical and electroensefalographical classification<br />
of epileptic seizures, Epilepsia 1 1:102, 1970.<br />
9. Taruli A, Devinsky O, Keneth A: Progression to interiktal from<br />
postiktal psychosis, Epilepsia 1468-1471, 2001.<br />
10. Adachi N, Matsuura M, Okubo Y ve ark.: Prective variables of<br />
enterictal psychosis in epilepsy, Neurology 55:1310-1314, 2000.<br />
11.Stevenson JM, King JH: Textbook of neuropsychiatry, Neuropsychiatric<br />
aspects of epilepsy and epileptic seizures, American<br />
Pyschiatric Press, Washington, p.220, 1987.<br />
248