16.sayıyı okumak için tıklayınız - TRT
16.sayıyı okumak için tıklayınız - TRT
16.sayıyı okumak için tıklayınız - TRT
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
48 RADYOVİZYON<br />
Yaşa Benim Radyom<br />
Hikmet Aksoy / Karikatürist-Yazar<br />
Komşumuz Kemal Amca, ”Acans saati geldi!..”<br />
diye seslendiğinde çocuk aklımızla 2.Büyük<br />
Savaş’ın gidişatından haber almak için arkadaşlarımla<br />
üşüşürdük kısık sesli radyonun başına.<br />
Ne bileyim bunun ilerleyen yıllarda bir tutku, tiryakilik<br />
olacağını…<br />
Sonraları Eşref Şefik’in Ramazan ve güreş sohbetlerini,<br />
Feridun Fazıl Tülbentçi’nin hazırladığı<br />
“Tarihte Bugün”ü, Sulhi Garan’ın, Kemal Deniz’in,<br />
Halit Kıvanç’ın, Necati Karakaya’nın anlattığı milli<br />
ve lig maçlarını dinleyerek yaşadık radyo başında.<br />
Türk musikisinin ölmez isimleri Alaeddin Yavaşça’nın,<br />
Müzeyyen Senar’ın, Perihan Altındağ’ın,<br />
Sabite Tur Gülerman’ın ve daha nice sanatçılarımızın<br />
ipek seslerini dinlemek ise bir büyük tutkuydu<br />
benim için.<br />
Ve radyo ile geçen bir ömür beraberliği, arkadaşlığı…<br />
Şimdilerde bile; 74 yıllık ömrümün çalışma saatlerinde<br />
en yakınımda yalnızlığıma arkadaş olan<br />
benim için vazgeçilmez bir aygıt radyo… Hele<br />
de <strong>TRT</strong>’nin son dönemde tüm yurdu kucaklayan<br />
yayın akışı içinde Radyo 4 kanalını dinlemek…<br />
Renkleri, zevkleri, duyguları kendi yerelliğinden<br />
tüm ülke bütünlüğüne taşıyan yayın akışında,<br />
Trabzon Radyomuzun da bu imeceye başarılı şekilde<br />
katılışı elbette alkışa değer.<br />
Yaşa benim radyom…<br />
yaratarak, insanları sokağa dökmüştü. Tarihte hiçbir<br />
televizyon programı, böyle bir kitle hezeyanı<br />
yaratmamıştır.<br />
Ucuzluğu da, radyonun önemli avantajlarından<br />
biridir. Hem dinleyici, hem yayıncı için ucuzdur<br />
radyo. Dinleyici için ucuzdur, çünkü artık çok düşük<br />
fiyata satılan radyo alıcıları var; bir raf dolusu<br />
kitaptan daha düşük fiyatlı bir radyo, okuması olmayanlar<br />
ya da görme özürlüler için sesli bir kütüphane<br />
sunar. Yayıncı için ucuzdur, çünkü televizyondaki<br />
kimi yapımların bir saatine harcanan<br />
parayla, radyoda bir yıl boyunca yayın yapabilirsiniz.<br />
Üstelik radyo, bu düşük maliyetle, televizyona<br />
eşit hızda bir habercilik yapma imkânı sunar.<br />
İnsanlar, çabukça ne olup bittiğini öğrenmek istediklerinde<br />
radyo dinlerler.<br />
Radyo haberleri çok kısadır ve<br />
sadece olguları aktarmaya odaklıdır.<br />
İnsanlar bunun farkındadır. Böylece<br />
radyonun hızlılık içindeki basitliği, bir<br />
üstünlük olarak ortaya çıkar.<br />
Bütün bu sebeplerden ötürü, radyo günlük yaşamımızda<br />
bize eşlik etmeye devam ediyor. Hayatımızdaki<br />
yeri o kadar önemli ki, bazılarımız radyoyu<br />
kimliklerinin, kendilerini tanımlama şekillerinin<br />
bir parçası haline getirmiş durumda. Radyoyu<br />
kanlı canlı bir insan gibi kendine yakın bulan,<br />
dünya döndükçe radyo yayınlarının da sürüp gitmesini<br />
yürekten dileyen, başka türlüsünü düşünmek<br />
bile istemeyen insanlar var. Radyocular, esas<br />
olarak o insanlar için çalışır aslında; programlarını<br />
binlerce, belki milyonlarca dinleyiciyi göz önünde<br />
bulundurarak hazırlasalar da, hayallerinde<br />
yine hep o özel dinleyiciler vardır. Biz yayıncılar,<br />
mümkün olduğunca çok sayıda dinleyiciye ulaşmaya<br />
çalışsak da, o özel dinleyicilerle aramızda<br />
oluştuğunu hissettiğimiz duygusal bağ, asıl mutluluk<br />
ve tatmin noktamızdır. Buna bir “yararlılık”<br />
hissi de diyebilirsiniz: Havaya yaydığımız radyo<br />
dalgalarının kaybolup gitmediğini; bir yerlerde,<br />
bir evde, tarlada, arabada ya da dükkânda birilerinin<br />
hayatında bir fark yarattığımızı bilmenin<br />
verdiği memnuniyet ve başarı duygusu.