SEÃÄ°MDEN ÃNEMLÄ° KONU YOK MÃDÃR?

More documents

Recommendations

Info

DEVLET — Sayı : 188-22 Ocak 1973-Sayfa 9 'Dıs'tan özetlersek 'İc'ten özetlersek «BAYRAMLARDA ESİR TÜRK KARDEŞLERİMİZİN ANILMASI BİZLER İÇİN BİR TESELLİ OLACAKTIR.» Paris'teki Yahudi Ajansı binasına bomba atılmasını protesto eden 300 kadar Yahudi, Polis'- in yasaklamasına rağmen 12 O cak günü bir gösteri yapmışlardır. Ellerinde İsrail bayrakları ta şıyan göstericiler: «Faşizm yıkılacak, Siyonizm galip gelecektir», «Katil Kaddafl» diye bağırmışlardır. Öte yandan 13 Ocak akşamı «Fransa Siyonist Hareketi» İsrail başbakanı Golde Meir'ln Fransa'ya gelmesi dolayısıyla İsrail ile Dayanışma mitingi düzenlemiştir 15 Ocak günü Lefkoşe'de 300 kadar orta okul ve lise öğrencisi, 1950 yılında Enosis için düzenlenen plebistin yıldönümü dolayısıyla bir gösteri yürüyüşü yapmıştır. Grivasçıların düzenlediği yürüyüşte Kıbns Temsilciler Meclisi binası taşlanmış, polis gözyaşartıcı bomba kullanmıştır. * * * ifc.}^— m || ||,, || i A -mam, i Parlste miting yapan Yahudiler. Doğu Türkistan Hükümeti eski genel sekreteri İsa Yusuf Alptekin ,kurban bayramı dolayısıyla bir bayram mesajı yayınlamıştır. Alptekin, mesajında ö- zetle şunları söylemektedir: «Her ramazan ve Kurban bayramlarında, küftü cami önlerinde toplanan binlerce Doğu Türkistanlı Türk, ya zindanlara atılmakta, ya öldürülmektedir. 1966 yılında Ramazan bayramı hazırlığına girişen 75 bin müslüman Türk katledilmiştir. 1967 yılında Anadolu Ajansı bültenlerine de aksettiği gibi, camüer kapatılmış, dir bilginleri sokaklarda sürüklenmiş, dinî kuruluşlar dağıtılmış, Kur'an okumak yasaklanmıştır. 1968 yılının kurban bayramında, Kaşgar camimin kapısındaki kilidi kırarak içeriye giren halk yaylım ateşine tutulmuştur. Bayram namazlarında esir kardeşlerimiz için dualar yapılması ve bayram ziyaretlerinde boynu bükük yavruların, bayramlık giyemiyen bacıların yâd edilmesi bizler için bir teselü olacaktır.» * * * Mısır hükümetinin, 250,000'- den fazla öğrencinin okuduğu bütün üniversiteler ve diğer yüksek okullarının bir hafta süreyle kapatılmasını emretmesinden sonra Kahire'de hava nisbeten yumuşamıştır. Binlerce öğrenci ile yüzlerce toplum polisinin geçen hafta öğleden sonra Kahire üniversitesi çevresinde çatışması üzerine olağanüstü bir toplantı yapan kabine, bütün yüksek okulların kapatılmasını ve bu kurumların, kurban bayramı da araya gireceği için 22 ocak'ta yeniden öğrenime başlamasını kararlaştırmıştır. Görgü tanıkları, 50'ye yakın öğrencinin can kurtaran arabaları ile ilkyardım merkezlerine nakledildiğini ileri sürmüşlerdir. Hükümetin kapatma kararından sonra Kahire ve Ayn Şems üniversitelerinde ve bu üniversitelerin bulunduğu semtlerde elektrikler kesilmiştir. Her iki üniversite de, yüzüerce toplum polisi tarafından kordon altına alınmıştır. Olayların patlak vermesinden önce hükümet, son günler içinde üniversitelerde huzursuzluk çıkartan 45 öğrencinin tutuklandığını bildirmiştir, öğrenci çevreleri ise bu rakamın 100'ü aştığını söylemişlerdir. Orta doğu haber ajansı, başka bir kaynaşma merkezi olan İskenderiye üniversitesinde de çok sayıda öğrencinin tutuklandığını ve Kahire'ye sevkedildiklerini haber vermiştir. Tutuklanan öğrencilerin, haklarında kanunî takibata geçilmeden önce en az iki hafta kadar nezarette kalacakları sanılmaktadır. Son olaylar, öğrenci kuruluşla rina daha geniş özgürlük istiyen ve hükümetin fikir özgürlüğünü kısıtlamasını protesto eden öğrencilerin şehrin merkezine doğru yürüyüşe geçmesiyle birlikte patlak vermiştir. Çelik miğferli güvenlik kuvvetlerinin yürüyüşe mani olmaya çalışması üzerine Kahire sokakları bir savaş alanına dönmüştür. Alman polisi «Kızıl Ruhr Or duşu» adlı anarşist bir örgütü meydana çıkarmıştır. Essen'de yapılan baskında anarşist örgütün mensuplarından çoğu yakalanmıştır, örgütün deposunda otomatik silâhlar, mayınlar ve roketler ele geçirilmiştir. Gizli örgütün başkanı 28 yaşındaki Pe ter Paul-Zahl ve arkadaşları tutuklanmıştır. «Kızıl Ruhr Ordusu» nun bir süre önce meydana çıkarılan Baader-Menhof çetesinin yerini almak için çalıştığı ileri sürülmektedir. Gizli örgüt, Essen'de komün hayatı yaşayan üyelerinden sosyoloji öğrencisi bir kızın izlenmesi ile meydana çıkarılmıştır. Ülkücü Öğretmenler Derneği Burdur Şubesi 21 Aralık 1972 günü açılmıştır. Burdur halkının memnuniyetle karşıladığı ÜLKÜ - BİR Burdur Şubesi şu öğretmenler tarafından kurulmuştur : Başkan: Halil İnce, II. Başkan: Metin Karaörs, Sekreter : Mehmet Kızıl kaya, Muhasip :Sü ley man Dolunay, Üye: Mustafa Akkol, üye: Halil İbrahim Topcan. * * * öğrenildiğine göre Trabzon Lisesinde Bozkurt rozeti takılması engellenmektedir. Yapılan bas kılara rağmen birçok öğrencinin, rozet takmaya devam etmesi ü- zerine bazı öğrencilere ceza verilmek istenmiş, ancak hiçbir hareketin, ülkücü nesillerin yetişmesini önleyemeyeceği bira defa daha ortaya çıkmıştır. * * * Türk Ülkücüler Teşkilâtı Yomra şubesi Yomrah ülkücüler tarafından kurulmuştur. Kuruluş dolayısıyla bir demeç veren TÜT başkam: «Türklük gurur ve şuuru İk İslâm ahlâk ve faziletini rehber edinen Bozkurtlar zaferi er-geç kazanacaklardır» demiştir. * * • 4 Ocak 1973 günü yapılan MHP Kadirli kongresinden sonra birçok kişi MHP ye kaydolmuştur İçlerinde avukat, dişçi, esnaf, çiftçi ve çeşitli mesleklerden 105 kişi bulunan bir grup kongreden sonra MHP ye giriş beyannamesini imzalamışlardır. * * * 4 Ocak tarihinde Genel Başkan Sayın Alparslan Türkeş'in de katıldığı Kozan MHP İlçe Kongresinde İlçe İdare Heyetine şu kişiler seçilmiştir : Yaşar Biçer İsmail Uçar D. Ahmet Güven Talip Mumcuoğlu Hüseyin Çetin Mümtaz Biçer Abdurrahman Pazarcı Cahit Gebenü Fahrettin Manga Veli Gedik Mustafa Aslantürk AU Bucak Lokman Serbest Burhan Sarıoğlu BÜTÜN YURTTA MİLLİ YETÇİ HAREKET PARTİSİ NE İLTİHAKLAR DEVAM ETMEKTEDİR. Almanya'daki Milliyetçi Türk işçilerinin teşkilâtı Berlin Türk Ocağının kongresi yapılmıştır. Türkocağı, bugüne kadar Türklük düşmanlarına karşı Almanya'da verdiği mücadele ile Türk işçilerinin haklı ilgisini top lamaktadır. Kongre ile seçilen yeni yönetim kurulu aşağıdaki şekildedir : Üye Üye Yücel Hekimoğlu Üye Mustafa Tekoğlu Üye Sait Sezgin Üye • Mihtad Yılmaz Üye . Mustafa Onay Başkan : Bahtiyar Körbahtı II. Başkan Aziz Kaya G. Sekreter : Osman Nuri Kurt Muhasip : Ali Ulusoy Propaganda Şefi Bedri Yolcu K. Ertuğrul Çelik MGP Genel Başkam Feyzioğlu bir gazetecinin sorularına cevap verirken, «MGP milliyetçi ve Atatürkçü güçlerin birleşmesi için kendisine düşen her gayreti göstermiştir, her fedakârlığa hazırdır» demiş. Önce şu hususu aydınlatmak gerekir. Türk milliyetçiliği fikrini en iyi savunan, en iyi yayan ve uğrunda en çok fedakârlık edenler ülkücüler olmuştur. Ancak komünizmin azılı düşmanı (!) Feyzioğlu, komünist ağızlarla Türk milliyetçilerini faşistlikle suçlamıştır. Nerde kaldı güçbirüği palavrası. Şunu unutmamak gerekir ki cephe kurulmuştur. Kervan yola çıkmıştır. Bunun dışında kalmarak milliyetçi olunamaz. Türk Ülkücüler Teşkilâtı Alaşehir Şubesi, Büyük Türk şairi Mehmet Akif Ersoy'u anma gecesi düzenlemiştir. Mevlid de okunan geceden sonra toplu halde görülen ülkücü gençler.
DEVLET — Sayı: 168-22 Ocak 1973-Sayfa 10 SAVAŞIN DOĞUM SANCISI Yusuf SAVCI Kişiler, zihniyet ve kurumların aracılığıyla, toplum gerçeğinin farkına varır ve ona katılırlar. Hayat dolu, yaratıcı toplumlarda, töreler ve zihniyetler kanunlardan önce şekillenir. Bir toplumu emeline rametmek isteyen devlet, onun, önce zihniyetine dolayısıyle kurumlarına saldırır. Bu saldırı, çağımızda bazı propaganda taktiklerine göre yapılmakladır. Propaganda, savaşa öylesine bağlandı ki rahatlıkla onun yerine geçebiliyor. Bugünün propagandası başka yollarla sürdürülen bir savaştır. Kişiyi yaşama ortamından, dininden, ahlâkından, törelerinden koparıyor. Daha hisli, daha yumuşak hale getirdikten sonra, onu korku veya umut yoluyla yakalayıp istediği yönde kullanıyor Düşman hepimizin düşmanı, üstelik içimizde. Bizden kimseleri avlamış, bize karşı sevketmekte. Rusyanın ülkemize yaymak istediği anarşinin taraftarları kimin çocuklarıdır «Tehlike çanları kimin için çalıyor» ...Bunalım... Türk Milletinin yeni değerlere ihtiyacı vardır. Manâ değerlerini sürekli olarak, diğer kültürlerden aktarırsak, kendi kültürümüz yaratıcılığını kaybeder. Aynı zamanda değerlerini aktardığımız kültürün, politik disiplini altına girmemiz kaçınılmaz olur. Yüz elli yıldır Türkiye'de, edebiyatıyla, materyalist felsefesiyle, ekonomik ve politik sistem görüşleriyle batının etkisi görülmektedir Bu durum neticeyi doğurmakta gecikmemiş, öz değerlerini aşağılayan, kendi toplumuna yabancı bir nesil yetişmiştir. Basiretsiz devlet adamlarının elinde ekonomik yönden güçsüz, politik yönden sessiz ve yankısız bırakılan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yabancı çıkar çevrelerini harekete geçirdi. Bu çevrelerin temsilcileri, Türkiye'de yalnızlık duygusuna kapılmadılar. Kendilerine hizmet edebilecek kafalar, yürekler bulmakta güçlük çekmediler. Çünkü Türkiye' de, batıyı modasıyle, felsefesiyle benimseyen sözde aydınlar vardı. Türk'ün çıkarlarını herşeyden önde tutanları, Türk'e hizmet edecek kimseleri engellemek için köşebaşlarına yerleştirilmiş piyonlar vardı. Cebine para, koluna kız, boş kafasına çağ dışı materyalist teoriler, eline silah verilerek, emniyet ve ordu kuvvetlerine yöneltilebilecek bir gençlik vardı. Bizim sahip olamadığımız bu gençliğe komünist merkezler sahip çıktı. Savaş önce üstü örtülü şekilde, sonra açık cepheler halinde sürdürülmek istendi. Kültür çıkmazı, ekonomik gerçekleri perdelemişti. Gerçeklerin is tismarı fikir bunalımına sebep oldu. ...Otorite buhranı... Sosyal politikanın temelinde, toplumun ihtiyaçları yatar. Özdeki derdi bir an evvel tesbit edip çaresini arayalım. Milyonlarca yurttaşımız, binlerce köy ve kasabamız varlıksız, gelirsiz, güvensiz, umutsuz bırakılmıştır. Vatandaş rejimin ve düzenin nimetlerinden sosyal adalet ölçüleri gereğince yararlanamamaktadır. Sorumluluk kesin ve belli değil. Hatır, gönül, rüşvet, iltimas, müsamaha almış yürümüş. Yetkililer ülkenin durum ve geleceğinden sorumsuz görünmekteler. Bu niye böyle Yoksa Türkiye biı otorite buhranı içinde mi Zamanında cahil, yobaz, gerici diye sindirilen Anadolu halkından açık gönüllü olması istenebilir mi Hakların ileri sürülmesi ve hürriyetlerin korunması utanarak, sıkılarak, hareketsiz kalınarak yapılamaz. Geçmek zorunda kalacağımız bir an gelecektir. Bu an geldiğinde, zamanın bütün şartlarının ve gereçlerinin ışığı altında, her birimiz ürkütücü bir karar vermek zorundayız. Unutmayalım. «Bedel... Bunalımın bedeli savaştır. Bir düşünce sistemi veya yönetim tarzı için, beşerî ve barışçı olmak ne kadar mümkünse, millî ve mütecaviz ol- Bir şemsiye açıldı ansızın Yağmura, kara, güneşe karşı Bekledik durduk, en yüksek dağın Göğe değdiği yerde barışı Gültekin SAMANOĞLU mak da o kadar mümkündür. Çağdaş düşünce sistemleri ne derece kapsamlı olurlarsa olsunlar, savaşı önlemeğe muktedir değildirler. Bu yönden incelendiğinde dinî birlik ve düzen de başarısız kalır. Bugün dünyanın çeşitli yerlerinde çıkar çatışmalarının sebeb olduğu savaşlar eksik değil. (Vietnam, Ortadoğu v.b.). Asya ve Afrika'da yeni kurulan ve etnik yapıları daha belirli devletlerin, yarının dünyasında, korkunç düşmanlıklara sebeb olmayacaklarını kim iddia edebilir. Hele nüfus bu günkü artışım sürdürürse, savaş ihtimalinin kıtalararası ırk çatışmaları şeklinde gerçekleşmesi de mümkündür. Dünya medeniyeti, belki de insanlığı yok edecek bir savaşın gölgesinde yaşamaktadır. Geçmiş veya çağdaş politik manzaraları, anlama görüş açısına sahipsek, Türkiye Cumhuriyeti Dcvleti'nin dış barış konusunda iyimser davranışları askıda kalır. Stratejik kanunu ve temsil ettiği millet itibariyle, rahatsız edilmeğe elverişlidir. Çoğu politik kararlaı ahlâkî prensiplere sahiptir. Fakat bunlar vatanseverlik gibi nadiren yeterlidir. Son yıllarda gelişen olaylar düşmanın emelini ortaya koydu. Türk'ün Türk'den başka dostu olamaz. Oyalanmak zamanı geçmiştir. Yüz elli yıllık bunalımların muhasebesi yapılınca, savaşın maliyeti ortaya çıkar. Gizli veya açık şekilde yürütülen bir çok savaşın karşısındayız. Kendimize dönelim. Kaynak ve imkânlarımızı akıllıca değerlendirelim. «Hazırlık ve savunma... Dış politikamızın faydacı bir anlayışla düzenlenip, akıllıca yürütülebilmesi için, kısa zamanda iç bansın sağlanması, yönetimin milliyetçi - ehliyetli ellere verilmesi gerekir. İçteki bunalımların temelinde adaletsizlik ve kışkırtmalar yatar. Adaletsizliği ilmî ilerlemeler, bolluk ve yaratıcı teknikler hafifletebilir. İyi niyetler samimi ve etkili olsa dahi yeterli değildir. Türkiye'deki gelişmenin, diğer devletlerdeki gelişme sırasmı takip edeceğini sanmak, açıkça saflık olur. Eskiden İngiltere ve Amerika'daki gibi endüstrileşme kendi başına bırakılamaz. Az gelişmiş ülkelerin zaman kaybına tahammülleri yoktur. Türkiye'nin kısa zamanda ağır sanayisini ve savaş endüstrisini kurması gerekir. K şkırtmaları etkisiz kılmak için : a) Bir memleketin gençliğine verilen eğitim, o memleketin kaderini önceden belirler. Eğitim uygulamasının milliyetçi bir anlayışla yapılması görüşündeyiz. b) Etki alanı Viyana'dan Çin settine kadar uzanan Türk kültürünün değerlerini sistemli bir şekilde halka tanıtmalıyız. c) Türk Milliyetçiliği Ülküsü'nün yayılması için vargücümüzle çalışmak zorundayız. Çünkü, fikrin yayılması hızlandıkça, derinleştikçe üstün seviyeler kazanır. Büyük adamların yaratıcılığı halini alır. Fikrin yayılması bünyesinde taşıdığı ihtirasla orantılıdır. Başarısızlık ve ruh güçsüzlüğü içinde, kahvelerden dünyayı düzenlemek isteyen gevezelik halinde ihtiras yoktur. Siyaset düşkünlüğü vardır. Düşkünlük yaratıcılığın kaybolmasına sebeb olur. Halkı teknik ve kültür değerleri cephesinde susuz bırakamayız. Türk milletinin yeni değerlere ihtiyacı vardır. Yaratıcılık Türk milliyetçiliğinin en dinamik cephesidir. Yükselmenin, yeniliğin sınırlı kalmasını düşünmek, belli bir sınırdan sonra yenilgiyi beklemek olur. ...özet... Teknik, politik, kültürel ve ekonomik sahalarda yapmak zorunda bırakıldığımız kavga, biz istemesek bile sürecektir. Savaşın içinde savaşçı gibi düşünmeliyiz. STRATEJİ Millî Ülküye Hizmet Edenlere Saygı Milliyetçi Hareketin mensupları, tarihimizin ilk günlerinden beıi, Türk Dev'cti'ne ve Türk milliyet çili ğine (Türkçülüğe) hizmeti geçmiş şahsiyetlerin aleyhinde konuşulmasına müsaade etmezler Y^ayan \e ya aramızdan ayrılmış buıunan bu kimselere hürmet, tarih^niv İri. mettir. Çünkü, yakın veya uzak Türk Tarihi'nde devletimize ve Türk çülük ülküsüne hizmette bulunmuş olan kimselerin yeri büyüktür. Ayrıca, Türk ülküsü; geçmiş sevgi ve saygıyla bağlanmayı emreder. Büyüklerini tanımayan, onları şu veya bu sebeplerle saygısızca tenkide kalkışan kimselerin, her şeyden önce Türk töresine aykırı hareket ettiklerini bilmeleri gerekir. Türk töresini tanımayan kimselerin ise, Türk ülkücüsü olamayacağı ortadadır. Milli yetçi Hareket'in disiplinine girmiş kimseler, henüz aydınlığa kavuşturulmamış tarihi şahsiyetlerin tartış masına girmez. Her ülkücü, tarihin hakikatinden önce; bugünün ve yarının hakikatlerini düşünmek ve mesuliyetlerini şerefle omuzlarında taşıdığı mukaddes davasını, başarıya ulaştırmaktan sorumlu olduğunu u- nutmayacaktır. Bütün bunların dışında, ülkücünün hareketinin iki temel dayanağı vardır. Daha önceki yazıda da açıklandığı gibi «D o ğ r u 1 u k» ve «F a y d a 1 ı 1 ı k» olan bu iki temelin hiçbirine, büyükler aleyhinde konuşmak uygun düşmemektedir. Doğru değildir; çünkü, Türk töresine aykırıdır. Faydalı değildir; çünkü, sevenleri karşısına almış olur. Halbu ki, ülkücü, her türlü gündelik ve basit tatmin gayretlerinin dışında, birlik ve beraberlik şuurunun takipçisidir. O halde, yaşayan veya ebediyete intikal etmiş; Türk Devleti'ne ve Türk Ülküsü'ne hizmet etmiş şahsiyetlerin aleyhinde konuşmak katiyen doğru değildir. Her konuda olduğu gibi, bu konuda da, ülküdaşlarımız merkezden verilen talimatlara uygun hareket edecek, şahsî değerlendirme ve duygularına kapılmadan; etrafın maksatlı tahrik ve uydurmalarına aldırmadan «Millî ülküye hizmet edenlere» saygı ve sevgi duymaktan başka bir şey düşünmeyecektir. MİLLİYETÇİ AYLIK DERGİ Şubat Sayısı Çıkıyor İsteme adresi : P.K. 211 Kızılay - Ankara
Page 1 and 2: EY TÜRK KENDİNE DON... Sunay; "Ş
Page 3 and 4: ' • . DEVLET — Sayı: 16* - 22
Page 5 and 6: DEVLET — Sayı: 168-22 Ocak 1973-
Page 7: DEVLET — Sayı: 168-22 Ocak 1973-
Page 11: TÜRK FETİHLERİNİ EKONOMİK FAKT

SEÃÄ°MDEN ÃNEMLÄ° KONU YOK MÃDÃR?

Create successful ePaper yourself

Delete template?

Save as template?

SEÃÄ°MDEN ÃNEMLÄ° KONU YOK MÃDÃR?