TûrkeÅ: Yalancı ve iftiracıların maskelerini düÅüreceÄiz. ECEVÄ°T ...
TûrkeÅ: Yalancı ve iftiracıların maskelerini düÅüreceÄiz. ECEVÄ°T ...
TûrkeÅ: Yalancı ve iftiracıların maskelerini düÅüreceÄiz. ECEVÄ°T ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
286<br />
Milliyetçi Siyasi Haftalık<br />
Gazete Pazartesi<br />
Günleri çıkar.<br />
FİATI: 250 KURUŞ<br />
28 NİSAN 1975<br />
EY TÜRK KENDİNE DON;..<br />
Tûrkeş: Yalancı <strong>ve</strong> iftiracıların<br />
<strong>maskelerini</strong> düşüreceğiz.<br />
ECEVİT VERDİĞİ BEYANATLA<br />
İSTANBUL VE ANKARALDA<br />
KANLI OLAYLAR YARATAN<br />
KOMÜNİSTLERİ DESTEKLEDİ<br />
İstanbul'da<br />
•<br />
eğitim<br />
faaliyetlerini durdurmak<br />
için Türk Emniyet<br />
kuv<strong>ve</strong>tlerine silahlı<br />
saldırıda bulunan<br />
komünistler bir<br />
• • • • • • • • • m ••<br />
işçiyi oldurdu<br />
Cl MESELELERİYLE İLGİLİ DEĞİLDİR.<br />
RİMİZ MİLLÎ VARLIĞIMIZA<br />
YANA SÜRÜP GELEN SİYASÎ<br />
MÜCADELEYİ DEVLET GÜVENLİK<br />
BÜTÜN HALİNDE ÇALIŞARAK YÜRÜTMEK<br />
DIR.<br />
• 13 ÜNİVERSİTENİN REKTÖRLERİ:<br />
YÜKSEK ÖĞRETİM KURUMLARINDAKİ OLAYLAR. ÖĞREN-<br />
ÜNİVERSİTELE<br />
KASTEDEN VE 1968 DEN BU<br />
AMAÇLI BU EYLEMLERLE<br />
KUVVETLERİYLE BİR<br />
KARARINDA<br />
• TÜRKEŞ : TRT HAKKINDA GEREKLİ TEDBİRLER ÖNÜMÜZ-<br />
DEKİ GÜNLERDE ALINACAK<br />
HAZIMSIZLIK<br />
• ÜLKÜ OCAKLARI CKiSTEL BAŞKANLIĞINA SAMİ BAL SE<br />
ÇİLDİ.
DEVLET - 28 NİSAN 1975 - Sayı : 286 - Sayfa : 2<br />
Sahibi: İbrahim METİN • Yazı<br />
İşleri Müdürü : Tevfik Fikret<br />
KILIÇKAYA * Neşriyat Müdürü<br />
: Sadi SOMUNCUOĞLU *<br />
İdari İşler: Osman ÇAKIR • Haberleşme<br />
adresi: P.K. 284 Bakanlıklar<br />
- Ankara " İdare Yeri<br />
: Bedesten İçi, Bedesten Han<br />
Kat : 4. Nu.: 7. KONYA<br />
ABONE : Yıllık 120 TL. Altı<br />
Aylık 60 TL. * Dış Ülkeler<br />
İçin : iki misli * Baskı : Güneş<br />
Mat T.A.Ş. * Dizgi - Tertip :<br />
Yeni Işık Matbaası Tel-17 43 10<br />
ANKARA * Dağıtım : Gameda<br />
Yunanistan ile aramızdaki ihtilaflar 1970 1erde<br />
meydana gelen yeni meseleler değil, yarım<br />
asırlık Cumhuriyet Türkiye'sinin kısa mazisinde<br />
işlenen büyük siyasî hatâların tabiî ürünleridir.<br />
Bize yurtta <strong>ve</strong> cihanda barışın gerektiği tezi üze<br />
rine inşa edüen korkak <strong>ve</strong> beceriksiz bir politikanın<br />
hovardaca harcadığı haklarımızın neler kaybettirdiğini<br />
şimdi anlayabiliyoruz. Milletlerarası<br />
münasebetler kendi şartları içinde oluşurlar; belli<br />
bir devrenin geçmesini müteakip dönüp hâtâla<br />
nn düzeltilmesine yeltenmek, yeni <strong>ve</strong> değişik durumlar<br />
içinde bambaşka gelişmelere yol açar.<br />
Milletlerarası politika konjüktürü bugün 1923 lerden<br />
<strong>ve</strong> 1945 lerden çok farklıdır Otuz yıl önce<br />
daha basiretli bir tutumla alınması kabil olan 12<br />
adalar şu anda kara sularımızın hududunu dahi da<br />
raltabilecek bir baskı unsurudur. Batı Trakya'dan<br />
Musul'a kadar zamanında korunmayan Türk hak<br />
lar ınm yeniden söz konusu edilmesi ise bu şartlar<br />
içersinde kabü değildir.<br />
, Yarım asırlık politik gafları insanımıza birer<br />
zafer abidesi olarak tanıtmış olmanın <strong>ve</strong>bali Türkiye<br />
aydınına aittir. îç bünyemizde gerçekleri<br />
uzun süre gizlemek, hataların üzerlerini örtmek,<br />
bfcr kısım insana hakları olmayan şan <strong>ve</strong> şerefleri<br />
izafe etmek mümkündür ama milletlerarası<br />
plânda dalkavukluğun <strong>ve</strong> şarlatanlığın yeri olamaz.<br />
Milletlerin çetin bir yaşama kavgasını sürdürdükleri<br />
politik arenada gerçekler bütün katılığı<br />
ile kendilerini her an ispat ederler. Ege'de<br />
yıllar önce savunduğumuz haklarımızın peşinde<br />
olmak, Kıbrıs'a silâhlı müdahale yapmak siyasî<br />
inanç <strong>ve</strong> tutumu ne olursa olsun 1975 1er Türkiye'sinin<br />
idarî sorumluluğunu yüklenmiş olan insanlar<br />
için kaçınılmaz bir mecburiyettir. Dün Ece<br />
vit zihniyetine sahip bir ekibi Kbrıs müdahalesine<br />
mecbur eden dış politika zaruretleri bugün<br />
Ege'de üzeri örtülemiyecek aktüel meseleler çıkarıyor.<br />
Önemli olan politik gerçeklerin icapları<br />
nın zamanında yerine getirilmesi <strong>ve</strong> yarınlara<br />
müzmin ihtilafların aktarılmamasıdır. Bugünün<br />
İktidarları Lozandan <strong>ve</strong> 2. ci Cihan Savaşı devrelerinden<br />
intikal eden bu tarz meselelerin çözümüyle<br />
uğraştıklarından Türkiye'nin daha ileri<br />
hamleler yapmasına ayıracak zaman bulamıyacak<br />
lardır. Milletlerarası plânda kıta sahanlığının <strong>ve</strong><br />
GENİŞLETİLMİŞ İKİNCİ BASKI<br />
ÇIKTI!<br />
Jürkçemizi bozan, karıştıran<br />
<strong>ve</strong> yıkmak isteyen uydurmacılara<br />
karşı, Milliyetçi - Ülkücü İlim<br />
Adamının haklı cevabı<br />
TÜRKÇENİN KARANLIK<br />
GÜNLERİ<br />
adlı eserinde...<br />
Dağıtım;' A.NÖA<br />
Eğede hak ararken<br />
kara sularının derdine düşen Türkiye Orta - Doğu'da<br />
cereyan eden gelişmelerin sadece seyircisi<br />
olabiliyor.<br />
Türkiye aydını bu dramatik manzaranın kök<br />
lerine inemediği sürece kendisine ait olan sorum<br />
luluğu hiç bir zaman idrak edemiyecek, çözümü<br />
yanlış yerlerde arayacaktır. Kıbrıs'ta, Ege'de elde<br />
edilmeye çalışılan eski <strong>ve</strong> tabiî haklarımızın<br />
millî yörüngeden sapan bir politik tutumla elimizden<br />
uçtuğunu, bunların derdine düşen Türk<br />
Milliyetçilerin yıllar boyunca «Turancı» olarak<br />
vasıflandırılıp resmi demeçlerle tel'in edildiğini<br />
unutmamak gerekir.<br />
Kısa vadeli siyasî yatınm hesaplan uğruna<br />
Anadolu'nun Doğu <strong>ve</strong> Güney bölgelerindeki * tahriklere<br />
vasat hazırlayan, millî şuur sahibi gençlerimizi<br />
<strong>ve</strong> MUliyetçi Hareketi teşlıca hasım sayan<br />
bugünkü CHP'nin <strong>ve</strong> onun Genel Başkanının,<br />
Otuz yıl kadar önce bir 19 Mayıs nutkunda Türk<br />
Milliyetçilerine yıldırımlar yağdıran îsmet înönü<br />
zihniyetinden farklı bir tarafı yoktur. O tutum<br />
Ege'de bugünkü gelişmeleri hazırladığı gibi Ecevit<br />
<strong>ve</strong> ekibinin maceraperest temayüllerinin Türkiye'nin<br />
başına ne gibi dertler açabüeceği ciddi<br />
şekilde düşünülmelidir.<br />
Zihni tembelliğin <strong>ve</strong> sathî muhakemenin eseri<br />
olan sloganlarla iç politikada birşeyler yapmak<br />
kabildir, ancak dış münasebetler ciddi <strong>ve</strong><br />
güçlü mesnedler gerektirir.<br />
Devlet hayatımızın başlıca sorumluluğunu ta<br />
Siyan zevatın aydınımızın uyanışına öncü <strong>ve</strong> örnek<br />
olması zaruridir. Bu hükümlerin net <strong>ve</strong> açık olmasına,<br />
tenakuz teşkil eden mütalâalardan kaçınılma<br />
sma ihtiyaç gösterir. Millî çıkarlarımıza karşı<br />
olmakta dış düşmanlar kadar hain <strong>ve</strong> maksatlı<br />
olan komünist <strong>ve</strong> kürtçüleri bir siyasi müttefik<br />
olarak bağrına basan ekiplerin içinde bulundukları<br />
ihanet hali yüzlerine vurulmadığı sürece<br />
devlet <strong>ve</strong> idare görevleri yapılmış sayılamaz.<br />
Ege'de, Akdenizde haklarını arayan Türkiye'<br />
nin başarısı, iç bünyedeki tenakuzları ayıklayarak<br />
millî şuur <strong>ve</strong> düşünce çerçe<strong>ve</strong>sinde bütünleşmesine<br />
sıkı sıkıya bağlıdır.<br />
VEFAT<br />
ötüken Yayınevi sahiplerinden,<br />
arkadaşımız Nurhan Alpay'ın<br />
babası<br />
MUDAT ALPAY<br />
24 Nisan 1975 perşembe ge<br />
cesi yakalanmış olduğu hastalıktan<br />
kurtul amıyarak İstanbul'da<br />
<strong>ve</strong>fat etmiştir.<br />
( Merhuma Allah'tan rahmet,<br />
ailesine <strong>ve</strong> Nurhan Alpay'a<br />
başsağlığı dileriz.<br />
Rektörler üni<strong>ve</strong>rsit lerde<br />
annacak<br />
hükümete<br />
NURÎGÜRGÜR olacaklarını<br />
tedbirlerde<br />
yardımcı<br />
açıkladı<br />
Türk Üni<strong>ve</strong>rsiteleri rektörleri, İzmir'<br />
de yaptıkları toplantıdan sonra yayınladıkları<br />
bildiride yüksek öğrenim kurumlarındaki<br />
eğitim gü<strong>ve</strong>nliğinin tehdit altında<br />
bulunmasının millî varlığımızı çözümü gün<br />
geçtikçe güçleşen meseleıerle karşılaştırdığını,<br />
bu sebeple artık devlet çapında alı<br />
nacak tedbirlere ihtiyaç bulunduğunu be<br />
lirtmişler <strong>ve</strong> bu tedbirlerde üni<strong>ve</strong>rsitelerin<br />
hükümete yardımcı olacağını açıklamışlardır.<br />
Rektörlerin eğitim gü<strong>ve</strong>nliğinin<br />
sağlanması üe ilgili görüşlerini belir<br />
ten bildiride şöyle denilmektedir:<br />
«izmir'de toplanan Türk<br />
Üni<strong>ve</strong>rsiteleri Rektörleri, Üni<strong>ve</strong>rsitelerimizdeki<br />
Eğitim Gü<strong>ve</strong>nliği meselesini ele<br />
almışlardır. 1968 den bn yana bütün dünyada,<br />
siyasal amaç taşıyan aşırı uçların<br />
yürüttükleri öğrenci eylemleri yüksek öğ<br />
retim kuruluşlarımızdakı huzur bozucu,<br />
<strong>ve</strong>rimsiz etkisini halâ sürdürmektedir. Si<br />
yasal hedefe yönelen bu eylemler öğrenci<br />
kütlelerini peşinden sürüklemek için gün<br />
lük eğitim meselelerini işleme geleneğini<br />
kurmuş <strong>ve</strong> esas maksadı, kamu oyunu da<br />
zaman zaman inandırabilen, bir örtü altında<br />
gizleyebilme başarısına ulaşmıştır.<br />
Yüksek Öğretim Kuruluşlarında eğitim<br />
gü<strong>ve</strong>nliğinin tehdit altmda bulunması, ge<br />
leceği oluşturacak kuşakların niteliklerine,<br />
olumsuz etkiler yapmakta <strong>ve</strong> millî var<br />
lığımızı çözümü gün geçtikçe güçleşen me<br />
selelerle karşılaştırmaktadır. Eğitim gü<strong>ve</strong>nliğinin<br />
işlemesi, artık bu gibi olayların<br />
kaynağı değil, alanı olduğu açıkça görülen<br />
Üni<strong>ve</strong>rsitelerimizin kapsamlarının<br />
üstünde Devlet çapında alınacak tedbirle<br />
re ihtiyaç göstermektedir. Üni<strong>ve</strong>rsitelerimiz,<br />
bu tedbirleri anayasal düzenin ayrıl<br />
maz bir parçası bulunan, gü<strong>ve</strong>nlik kuv<strong>ve</strong>t<br />
leri ile bir bütün halinde çalışarak yürüt<br />
me şuurunda <strong>ve</strong> kararında olduklarının<br />
Sayın Başbakan'a iletilmesine Üni<strong>ve</strong>rsite<br />
lerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. İhsan<br />
Doğramacıyı yetkili kılmışlardır.»<br />
Görüldüğü gibi kökü 1968 lere uzanan<br />
anarşik olaylar <strong>ve</strong> eğitim gü<strong>ve</strong>nliğinin<br />
yokluğu konusunda ilk defa üni<strong>ve</strong>rsiteler<br />
hükümetle <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nlik kuv<strong>ve</strong>tleriyle işbir<br />
ligi yapılmasını karar altına almışlardır.<br />
Bu, memnuniyet <strong>ve</strong>rici bir gelişmedir. Zi<br />
ra yıllardan beri «özerklik» adı <strong>ve</strong>rilen<br />
kalkanın arkasında palazlanan <strong>ve</strong> üni<strong>ve</strong>rsiteleri<br />
üs haline getirerek Türkiye'nin<br />
ilim, fikir <strong>ve</strong> sosyal hayatına en büyük dar<br />
beyi indiren kızıl anarşi, üni<strong>ve</strong>rsite yöne<br />
timlerince nihayet teşhis edilmiştir. Gü<strong>ve</strong>nlik<br />
kuv<strong>ve</strong>tleri ile üni<strong>ve</strong>rsitelerin işbirliği<br />
yaparak kızıl mikrobu eğitim yuvalarımızdan<br />
temizlemek yolunda ümit <strong>ve</strong>rici<br />
bir gelişme sağlanmıştır. Böylece komünizmin,<br />
aydın kesimde gitgide yitirmekte<br />
olduğu itibarı, üni<strong>ve</strong>rsite rektörlerinin bu<br />
kararı ile yok olmuştur<br />
ıınıııiiiıııııııiM<br />
S<br />
i<br />
İ<br />
3<br />
1<br />
a<br />
s
Genelkurmay Başkanı Sancar <strong>ve</strong> Hava Kuv<strong>ve</strong>tleri<br />
Komutanı Alpkaya denetlemeler yaptt<br />
Türk-Yunan ilişkileri en<br />
kıritik günlerini yaşıyor<br />
, Son Kıbrıs savaşından sonra gerfein<br />
durumda bulunan Türk - Yunan<br />
İlişkileri, Yunanistan'ın son aylar-<br />
.Öakl tahrikçi tutumu sebebiyle bufcÜnlerde<br />
en kritik anlarım yaşacaktadır.<br />
Yunanistan Lozan <strong>ve</strong> di<br />
fter anlaşmaları açıkça ihlâl ederek<br />
.*ge adalarım silahlandırmış, yıllar<br />
,ttan beri Batı Trakya Türklerine uy<br />
Bulamakta olduğu terör <strong>ve</strong> yok et-<br />
P*f hareketlerin© hız <strong>ve</strong>rmiştir. Ba<br />
S Trakya'da yaşıyan Türklerin oyseçilen<br />
bir Belediye Başka<br />
& Gümülcine'de Yunanlıların yapte<br />
gösteriler üzerine istifa etmiş,<br />
j kendisiyle birlikte 8 Belediye Mecli<br />
P* Üyesi Türk de görevden çekilmiş<br />
.ferdir. Bu durum üzerine Batı Trak<br />
W Türkleri Dayamşma Derneğ ya-<br />
Fuüadığı bildiride Yunanlıların Türk<br />
.ferin seçme <strong>ve</strong> seçilme haklarım,<br />
j P> yıldan beri ihlâl ettiklerini bildir<br />
İniştir. Bu arada TRT, ük defa ola<br />
Fak Bab Trakya Türklerinin içinde<br />
.bulunduğu sıkıntılar üzerine geçtiği<br />
pıfc günlerde bir yorum yayınlamış<br />
c Ergenekgri<br />
c7VIEKTUPLARI<br />
15 Yıllık Eşşek aranıyor<br />
Vaktiyle Ankara Üni<strong>ve</strong>rsitesinin<br />
bir fakültesinde boş olan bir<br />
profesörlük kadrosuna seçim yapılacaktı.<br />
Henüz resmen müracaat<br />
etmemekle beraber bir kad<br />
ro için iki aday vardı. Biri daha<br />
genç, öteki biraz eski. Fakat kad<br />
ro bir tane olduğu için bunlardan<br />
biri profesör olacak, diğeri olamıyacaktı.<br />
Bu durumu göz önüne<br />
alan Fakülte Dekanı genç olan<br />
doçenti çağırdı. Aralarında şöyle<br />
bir konuşma geçti (isimler de<br />
ğiştirilmiştir):<br />
Dekan : Yavuz Bey biliyorsunuz<br />
bir profesörlük kadromuz<br />
var. Sizinle Salim Bey de aday.<br />
Siz aday olursanız, Kurul sizi se<br />
çer, Salim Bey'in profesörlüğü<br />
bu sefer de kalır. Siz her zaman<br />
profesör olursunuz, çünkü araştır<br />
malarınız onunkinden çok fazla.<br />
Gelin siz bu sefer aday olmayın.<br />
Salim Bey'de tek aday olarak pro<br />
fesör seçilsin, üstelik, nasıl olsa<br />
siz daha yeni doçentsiniz.<br />
Yavuz Bey: Niçin aday olmıya<br />
yım Çalışmalarım yeterli değil<br />
mi<br />
Dekan : Yeterli, yeterli olması<br />
na da! Sizin değü de bu sefer Salim<br />
Bey'in profesör olması lâzım.<br />
Onun için de rica ediyorum. Siz<br />
aday olmayınız.<br />
Yavuz Bey: Salim BeyMn benden<br />
üstünlüğü nerededir<br />
Dekan : Salim Bey daha eski<br />
doçenttir. Onun profesörlüğe mü<br />
racaat süresi çoktan geçti. Siz ise<br />
tam, ancak yeni müracaat edebi<br />
lecek kadar doçentlikte kaldınız.<br />
Yâni o sizden daha kıdemli<br />
Yavuz Bey: Yani bu işler seneyle<br />
mi oluyor İlmî araştırma<br />
<strong>ve</strong> kanunların istediği diğer şart<br />
lardan kıdem <strong>ve</strong> sene daha mı<br />
önemli<br />
Dekan : E<strong>ve</strong>t.<br />
Yavuz Bey : O halde ne diye<br />
milleti uğraştırıyorsunuz Şu ça<br />
yıra (Fakülte bahçesini göstererek)<br />
iki eşek bağlayın, on beş seneyi<br />
dolduranı profesör yaparsınız.<br />
Yavuz Bey Dekan'ın yanından<br />
ayrılır <strong>ve</strong> profesörlüğe müracaat<br />
eder. Fakülte Kurulu onu lâyık<br />
bulur <strong>ve</strong> profesör tayin eder. Salim<br />
Bey ise tek aday olacağı zamanı<br />
bekler, 2 - 3 sene sonra pro<br />
fesör seçüir.<br />
Bunu niye anlattım Simdi yeni<br />
bir hükümet kurulmuş. Belli<br />
| hizmetleri yapmaya talip. Hizmet<br />
leri, o işi yapabilecek ehliyet <strong>ve</strong><br />
liyâkatta olan kimseler en iyi şe<br />
kilde ifâ edenlerdir Bunun için<br />
kıdem o kadar önemli değildir.<br />
Halbuki daha şimdiden görüyo<br />
\ ruz ki, devletin üst kademelerine<br />
Cezmi KIRIMLIOĞLlJ<br />
hâkim zihniyet; ehliyet <strong>ve</strong> liyâ<br />
kattan çok, sene <strong>ve</strong> kıdem ağırlık<br />
<strong>ve</strong>riyor. Biz, daha memuriyetinin<br />
başlangıcındaki adama genel<br />
müdürlük <strong>ve</strong>rilsin, istemiyoruz.<br />
Ancak, kanunların tâyin ettiği<br />
alt sınırı aşan kaabiliyetti <strong>ve</strong><br />
ehliyetli kimselere hizmet imkânı<br />
<strong>ve</strong>rilsin istiyorduk. .Bu talebimiz<br />
de, şahsımız <strong>ve</strong> dostlarımız<br />
için mansıp koparmak düşüncesinden<br />
değil, talip olunan hizmetin<br />
en iyi şekilde yapılması arzu<br />
sundan Ueri geliyordu. Zira, bu<br />
hükümet, devlet kadrolarından<br />
komünistleri temizlemeye taliptir.<br />
Komünistler ise devlet kadro<br />
larından ancak geldikleri hız <strong>ve</strong><br />
şekilde temizlenebilir. «Onlar ha<br />
tâli geldiler ama biz onlan hatalı<br />
göndermiyeceğiz> anlayışıyla hiç<br />
bir hizmeti yapmak <strong>ve</strong> hiç bir<br />
komünisti bulunduğu mevziden<br />
uzaklaştırmak mümkün değildir.<br />
Elbette, devlet işleri hiç düşünmeden,<br />
arkası önü hesaplanmadan<br />
ifa edilemez. Ne var ki uzun<br />
uzun düşünen insan da icraya va<br />
kit bulamaz. Türk Devletinin bu<br />
gün ihtiyaç duyduğu idareci tipi<br />
en kısa zamanda düşünen <strong>ve</strong> ka<br />
rarını <strong>ve</strong>rip hemen icraya geçen<br />
insanlardır. Yoksa herhangi bir<br />
bakanlık çayırına onbeş sene <strong>ve</strong><br />
daha yukarı sene bağlı kalanlar<br />
değildir. O kadar değildir ki, esa<br />
sen onlar bugünün kavgasının di<br />
lında kalmış insanlardır. Kavga<br />
nm âdabını, usûlünü, erkânım<br />
dâhi bilmemektedirler. Kavganın<br />
hikâyesini yazanlar da değü, bel<br />
ki sadece okuyanlardır. Kavga<br />
hakkında yazılanları okudukları<br />
bile şüphelidir.<br />
Bugün Türkiye'de <strong>ve</strong>rüen kavganın<br />
kumandam da çerisi de,<br />
her sahada umumiyetle on beş<br />
senelik kıdemin altındakilerdir.<br />
15 senelik kıdemin üstünde olup<br />
da kavgaya devam edenler bizim<br />
çok değer <strong>ve</strong>rdiğimiz gönlü genç<br />
insanlardır. Kendi yaşıtları ise<br />
onlar hakkında «şu çocuk, şu ya<br />
şa geldi, hâlâ akıllanmadı» şeklinde<br />
hafife alıcı ifadeler kullanırlar.<br />
Ne yazık ki, bu gibiler gerçekten<br />
lâyık olan gençlere tercih edil<br />
mektedir. Yazımızın başında an<br />
lattığımız hikâyedeki fakülte kurulu<br />
kıdemden daha fazla ehliyet<br />
<strong>ve</strong> liyâkata önem <strong>ve</strong>rmişti. Ancak<br />
biz Bakanların <strong>ve</strong> onlara yakın<br />
çevrelerin böyle düşünmediğim<br />
görmekteyiz.<br />
Kısaca, ne için olduğunu bilme<br />
diğimiz bir ilânın sportları kulaklarımızı<br />
tırmalıyor: Acele onbeş<br />
senelik eşek aranıyor!<br />
Ecevit'ın Panementoyu karalamak istemesi<br />
tepkiyle karşılandı<br />
Millet Meclisinin 17 Nisan günkü<br />
toplantısında, CHP Genel Başkam<br />
Ecevit <strong>ve</strong> 184 arkadaşı tarafında.'.<br />
seçimlerin yenilenmesine dair teklif<br />
oylamaya konulmuş, 172 ye karşı<br />
205 oyla reddedilmiştir. Oylamada,<br />
seçimlerin yenilenmesini isteyen tek<br />
life imza koyan 24 CHP millet<strong>ve</strong>kili<br />
bulunmamıştır.<br />
Aylardan beri erken seçim isteyen<br />
<strong>ve</strong> buna karşı çıkan partUeri<br />
«halktan korkmak»la suçlayan CHP<br />
İllerin, kendi tekliflerinin oylaması<br />
na gelmemeleri ilginç olarak nitelen<br />
dirilmektedir. Bu oylama sonunda,<br />
CHP içinde bulunan bir grup millet<br />
<strong>ve</strong>kilinin de seçimden korktukları<br />
neticesi çıkmaktadır. CHP'nin işare<br />
tiyle harekete geçen <strong>ve</strong> TRT'nin de<br />
yardımıyla aylardan beri «seçim<br />
de seçim» diye yaygara yapanların,<br />
bizzat CHP'liler tarafından ihanete<br />
uğramaları karşısında bundan sonra<br />
seçimler konusunda nasıl bir yol<br />
takib edecekleri merakla beklenmektedir.<br />
ECEVtTİN SÖZLERİNE TEPKİ<br />
LER<br />
öte yandan CHP Genel Başkanı<br />
Bülent Ecevit'in «kumar borcu olma<br />
yan 8 millet<strong>ve</strong>kilinin çıkması halinde<br />
Demirel hükümetinin ömrünün<br />
kısa olacağı» şeklindeki sözleri geniş<br />
tepkilere yol açmış bulunmaktadır.<br />
Konu ile ilgili olarak çeşitli<br />
partilere mensup üyeler görüşlerini<br />
açıklamışlar, partilerin yetkili kurul<br />
lan da yayınladıkları bildirilerle<br />
Ecevit'in demokrasiye <strong>ve</strong> rejime en<br />
CHP'NİN ERKEN SEÇ t M BLÖFÜ<br />
FİYASKOYLA NETİCELENDİ<br />
büyük darbeyi vurduğu noktasında 1<br />
birleşmişlerdir.<br />
Konu üe ilgili olarak AP Başkan<br />
lık Divanının yayınladığı bildiride<br />
«CHP'Iilerin bir oy için 50 yıldır s*<br />
vnndukları Atatürk devrimlerini na<br />
sil unuttukları, hazin <strong>ve</strong> ibret <strong>ve</strong>ri*<br />
ci bir tablo olarak milletimizin göz<br />
ler önünde cereyan etmiştir. Ece*<br />
vit yine her zamanki gibi Türk si*<br />
yasİ ortamım tahribe <strong>ve</strong> bn siyasetin<br />
içindeki müesseseleri çekinme*<br />
den zedelemeye devam etmektedir*<br />
denilmektedir.<br />
MSP Grup başkan <strong>ve</strong>kili S. ArÜ<br />
Emre de «Parlemectoyu bu şekilde<br />
yıpratmaya kimsenin hakkı yoktur.<br />
Hele ortaya milyonlar döküldüğü<br />
şeklindeki iddiasından dolay: Ece*<br />
vit'i ispata çağırmahdır. Parlemetf<br />
terlerimizi bn İthamdan tenzih eda<br />
riz.» demiştir.<br />
Ecevit'in sözleri üzerine CG^;<br />
Başkanlık divanı tarafından yayü}<br />
lanan bildiride de «Bu şikâyeti ya^<br />
maya hiç hakkı olmayan bir U:<br />
varsa o da Ecevit tir. Ecevit<br />
fer haftalarını kârla kapattığım^<br />
grup sayısının arttığını söyleyen<br />
büyük bir çelişkiye düşüyor.» deniîİ<br />
inekte <strong>ve</strong> şöyle devam edilmektedir:',<br />
«Bizden <strong>ve</strong> MSP'den kopardığı yenil<br />
üyeleri CHP'ye hayırlı olsun.<br />
ca siyasi ahlâk dışı, gece yarısı marifetleri<br />
hükümet kurmayı engeüiys{<br />
mediği gibi CHP'yc hiçbir şey k£|<br />
zandıraıamış, sadece itibarsızlık gev<br />
tirmiştir.»<br />
RUM ERMENİ İŞBİRLİĞİ<br />
Türk düşmanları ortak hareket ediyor<br />
m 24 Nisan gününü «Türklerin Ermenileri<br />
katlettiği gün» olarak ilân<br />
eden Ermeniler, bu münasebetle<br />
dünyanın çeşitli yerlerinde Türkiye<br />
aleyhinde gösteriler düzenlemekte,<br />
Türkiye'nin bir bölümü üzerinde<br />
hak iddia etmektedirler. 1915 yılın<br />
da olduğunu iddia ettikleri katlia<br />
mm 60. yıldönümü olması dolayısıy<br />
la Ermeniler bu yıl daha büyük <strong>ve</strong><br />
geniş çaplı bir hareket içine girmiş<br />
bulunmaktadırlar. Dünyanın çeşitli<br />
yerlerinde <strong>ve</strong> bu arada bilhassa,<br />
Lübnan, Amerika, Yunanistan <strong>ve</strong><br />
Fransa'da yaşıyan Ermeniler, son<br />
Kıbrıs bunalımından sonra rumlarla<br />
işbirliği içine girmiş bulunmaktadırlar.<br />
Geçtiğimiz hafta Yunanistan'da,<br />
hükümeti temsilen bakanlar,<br />
millet<strong>ve</strong>killeri, yüksek rütbeli subaylar<br />
<strong>ve</strong> din! liderlerin de katıldı<br />
ğı Ermeni yürüyüşü yapılmış <strong>ve</strong><br />
Türkiye aleyhinde pankartlar taşınarak<br />
Türk düşmanlığı tazelenmiş<br />
tir. Yine geçtiğimiz aylarda Beyrut'taki<br />
Türk Hava Yolları Bürosu<br />
na bomba atan Ermeniler gecen haf<br />
ta da Beyrut büyükelçiliğimizde Btf<br />
sın danışmanlığı yapan Kaler G&»-<br />
<strong>ve</strong>n'in otomobiline bomba koymu-p<br />
lardır.<br />
v<br />
î<br />
*<br />
*<br />
*<br />
i<br />
*<br />
ı<br />
i<br />
*******«««««******«****«*<br />
TOR<br />
47. sayı bayilerd-<br />
Bu sayıda :<br />
Prof. Dr. HİKMET TANYU^<br />
Doç. Dr. İSKENDER ÖKSÜ&<br />
A. TUĞCUGİL - A.BJE,<br />
AHMET CEBECt<br />
HASAN ORALTAY<br />
ARTHUR P. MENDEE, Çfetiğ<br />
Dr. MUSTAFA E. ERKAL.<br />
FIRAT ASYA<br />
BAHATTİN KARAKOÇ j<br />
NAFİZ AKGÜN<br />
GÜN GÜZEL<br />
Abone • Yıllık 60 TE*<br />
Adres .:. P.K. ZLL<br />
Kızılay^<br />
ANKA&fl
Türkeş bazı ilçe kongrelerine mesaj yolladı<br />
Art niyetlilerin maskesini indireceğiz<br />
, Milliyetçi Hareket Partisi Genel<br />
Başkanı <strong>ve</strong> Başbakan yardımcısı<br />
Alparslan Türkeş 20 Nisan günü ya<br />
Puan MHP Altındağ <strong>ve</strong> Milas üçe<br />
kongrelerine birer mesaj göndermiş<br />
<strong>ve</strong> «Türk milletinin içinde bulun<br />
.üuğu düşkünlük halinin devammda<br />
yarar umanlar <strong>ve</strong> Türklüğün son<br />
bağımsız kalesi olan Türkiye'yi tarih<br />
sahnesinden sümek İsteyenler<br />
Türk milliyetçiliğinin can düşmanlarıdır»<br />
demiştir. Türkeş şöyle devam<br />
etmiştir. «Bunlar Türk milliyetçiliğini<br />
kötülemek <strong>ve</strong> Türk milliyetçiliğinin<br />
siyasi aksiyonn olarak<br />
ortaya çıkan Milliyetçi Hareketi <strong>ve</strong><br />
kurulmuş olan Milliyetçi partiler<br />
ISTANBUL ÜLKÜ<br />
OCAKLARı KÜLTÜR<br />
FAALIYETLERINE<br />
DEVAM EDIYOR<br />
topluluğu hükümetini baltalamak<br />
için çeşitli iftiralarla hücum etmek<br />
tedlrler.»<br />
Türkeş daha sonra Türk milliyetçi<br />
İlginin düşmanlarının milliyetçüeri<br />
faşistlikle suçladıklarına işaret ede<br />
rek şöyle devam ermiştir: «Bu taktiğin<br />
arkasında İse sadece komüniz<br />
min meşru <strong>ve</strong> mubah hale getirilmesi<br />
çabası vardır.Türk Milleti açı<br />
smdan marksist komünizm ne kadar<br />
ilkel, çağdışı, höhnemiş bir görüş<br />
<strong>ve</strong> uygulama açısından tatbiki<br />
mümkün olmayan bir sistem ise;<br />
aynı şekilde faşizm <strong>ve</strong> nazizm de<br />
Türk'e yabancıdır, çağdışı sistemler<br />
dir. özellikleri itibariyle Türk Milletine,<br />
cemiyet yapımıza ters düşmektedirler.<br />
Üstelik biz Türk Milliyetçileri<br />
olarak her türlü yabancı<br />
•<br />
ideolojinin <strong>ve</strong> bunlarm peşinde ko<br />
şanların amansız düşmanıyız. Kal<br />
di ki Türkiye'de hiçbir devirde, hiç<br />
bir zaman «faşizm» <strong>ve</strong> «nazizm» su<br />
çuyla suçlanarak hakkında takibat<br />
<strong>ve</strong> tahkikat yapılmış, ceza <strong>ve</strong>rilmiş<br />
tek bir fert yoktur. Bunlara rağmen<br />
halâ komünistler, sol dikta hayranları,<br />
CHP'liler «faşist, nazist» diye<br />
olmayanı ilânda devam ediyorlar.<br />
Bu ithamları devlet adamlarımıza,<br />
Türk Ordusunun Komutanlarına,<br />
Gü<strong>ve</strong>nlik kuv<strong>ve</strong>tlerimize <strong>ve</strong> mahke<br />
melere kadar vardıran kimselerin<br />
yanında koruyucu olarak yer<br />
alanlar büyük bir gaflet içerisinde<br />
dirler.<br />
Biz Türk Milliyetçileri olarak, bu<br />
yalan <strong>ve</strong> iftiraları, kötü niyetli, art<br />
niyetli olarak bize yapıştırmak iste<br />
yenleri, <strong>maskelerini</strong> düşürerek ger<br />
çek yüzleriyle Türk Milletine tanıta<br />
cağı».<br />
Türklüğün her çeşit tutsaklık zin<br />
clrinden kurtulması, yükselmesi ha<br />
reketini azimle yürüteceğiz. Eski-<br />
Bir Gazetenin sorularını cevaplandıran başbakan<br />
yardımcıları Türkeş <strong>ve</strong> Feyzioğlu:<br />
DEVLET - 28 NİSAN 1975 - Sayı : m - Sayfa t 8<br />
Türkeş — Köhnemiş<br />
Türk'e yabancıdır.<br />
zihniyetler<br />
den olduğu gibi ilin: de, teknikte, me<br />
deniyette, refahta; ahlâk <strong>ve</strong> maneviyatta<br />
dünya milletlerinin en ön<br />
safına çıkmış Büyük Türkiye'yi en<br />
kısa zamanda gerçekleştireceğiz.»<br />
jj Edinüen bilgiye göre İstanbul Ül<br />
kü Ocakları İstanbul'da bulunan<br />
.Üni<strong>ve</strong>rsite, yüksek okul <strong>ve</strong> akademilerde<br />
bölgelerarası merkezileştirme<br />
çalışmalarına başlamış bulun<br />
.maktadır. Bugüne kadar, İstanbul'<br />
da çok dağınık olan yüksek okullar<br />
arasında meydana gelen irtibatsızlıkların<br />
görülen mahzurları üzerine<br />
böyle bir yola gidildiğini açıkla<br />
yan yetkililer ilk olarak Beşiktaş<br />
merkez olmak üzere bu civarda bu<br />
lunan okullarda yeni bir teşkilâtlan<br />
maya gidileceğini bildirmişlerdir.<br />
Buna göre İstanbul DMMA (Yıldız),<br />
İTÜ, Galatasaray Müh. Yük. Oku<br />
V ŞişU Siyasal Bilimler Yüksek<br />
Okulu, DGSA, Denizcilik Yük. Oku<br />
İn, Beşiktaş Yük. Mimarlık Okulu,<br />
.Uygulamalı Endüstri Sanatlar Yük<br />
sek Okulu, Boğaziçi Üni<strong>ve</strong>rsitesi,<br />
jTatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Oku<br />
m <strong>ve</strong> Eğitim Enstitüsünden müte<strong>ve</strong>kkil<br />
11 Okul Beşiktaş Semtinde<br />
İstanbul Ülkü Ocaklarına bağh bir<br />
§ube tarafından yönetilecektir. Bu<br />
okullardaki Ülkü Ocağı yöneticilerinden<br />
teşekkül eden komite tarafın<br />
Üan yönetilecek olan şube kültürel<br />
faaliyetler <strong>ve</strong> eğitim çalışmalarına<br />
da önem <strong>ve</strong>recekt'r. Bu cümleden<br />
olmak üzere 12 Nisan günü l.Ü. İktisat<br />
Fak. öğretim üyesi Prof. Dr.<br />
Amiran Kurtkan bir konferans <strong>ve</strong>r<br />
mistir. Konferansa adı geçen okul<br />
ların ülkücü öğrencileri Ue kalaba<br />
fak bir halk topluluğu İştirak etmiş<br />
tir. Programa göre şu konferanslar<br />
yerilmektedir. 19 Nisan günü Doç.<br />
Dr. Turan Yazgan cMillî Sosyal Gü<br />
<strong>ve</strong>nlik Sistemi», 26 Nisan Doç.<br />
Mustafa Kafalı «Adalar denizi, Kıb<br />
rıs meselesi <strong>ve</strong> Batı Trakya», 10 Ma<br />
yıs Necdet Sevinç «Türkiye'de ajan<br />
okulları». İstanbul Ülkü Ocaklarının<br />
bu çalışmaları memnuniyetle<br />
.karşılanmıştır.<br />
»t<br />
Anarşinin artacağı endişesi taşımıyoruz,<br />
Geçtiğimiz hafta içinde Milliyet gazetesi hükümetin<br />
kurulması üzerine parti liderleri Ue görüşmeler<br />
yapmış <strong>ve</strong> bazı meseleler hakkında bilgilerini<br />
almıştır. Gazetenin; Başbakan yardımcısı<br />
<strong>ve</strong> MHP Genel Başkam Alparslan Türkeş ile<br />
yapmış olduğu görüşmede sormuş olduğu sorular<br />
<strong>ve</strong> bunlara sayın Alparslan Türkeş'in <strong>ve</strong>rdiği<br />
cevaplardan bazıları özetle şunlardır:<br />
SORU — Milliyetçi Partiler Topluluğu olarak<br />
adlandırılan bu koalisyonun aslında ülkemizde öte<br />
den beri başlamış bulunan kutuplaşmayı daha da<br />
ku<strong>ve</strong>tlendirmesi ihtimaline dayanıyor. Bu hususta<br />
ne düşünüyorsunuz<br />
CEVAP — Ben bn görüşe katılmıyorum. Böyle<br />
bir kutuplaşma doğru değildir Bu dört partinin<br />
İşbirliği yapmasmdan gocunanlarm bu İşbirliği<br />
nİ bozmak İçin ortaya attıkları görüştür. Haddizatında<br />
bn dört partinin aralarında anlaşma<br />
meydana gelmeden önce de birtakım kutuplaşmalar<br />
vardı. Devrimciler <strong>ve</strong> tutucular diye bir takım<br />
ayırmalar yapılıyordu. Nitekim sayın Ecevit'in<br />
başbakan bulunduğu sırada bir gün Çankaya'dan<br />
ayrıldığı esnada vatandaşların sağcılar solcular<br />
diye tasnif edildiği bir beyanatı vardır. Solcular,<br />
sağcıların tahriklerine, bugüne kadar dayandılar<br />
ama, bugünden sonra dayanmayabilirler diye<br />
vs. <strong>ve</strong>rmiş olduğu beyanat vardır. Yani bizzat<br />
• gün başbakan bulunduğu durumda sayın Ece-<br />
•İt, memleketi böyle fld kısımda nıütealâ etmişti.<br />
O bakımdan bn iddiaları ben yerinde görmüyorum.<br />
SORU — Bu saf, sol çatışmaları, uzun yıllardır<br />
ülkemizde çıkan <strong>ve</strong> üzücü olaylarla gelişen bir<br />
mesele. Şimdi bu hükümet kurulmadan önce de o<br />
çatışmalar dikkati çekecek bir şekilde artmaya<br />
<strong>ve</strong> ölümlü sonuçlar <strong>ve</strong>rmeye başladı. Bu çatışmaların,<br />
hükümet kurulduktan sonra da sürdüğünü<br />
görüyoruz. Kaygu şudur ki bu hükümet bunları ön<br />
leyemiyecek hattâ belki sağ eyihmli gençlere cesaret<br />
<strong>ve</strong>recek <strong>ve</strong> bunlar giderek memleketi, 12<br />
Mart öncesi hadiselere sürükleyecek.<br />
CEVAP — Biz bu endişeye sahip değiliz. Bizim<br />
böyle bir endişemiz yok. Haddizatında bizim<br />
görüşümüze göre, gençler arasında bu çatışmalar<br />
1973 seçimlerinden önce de seçimlerden sonra da<br />
sürmüştür. Ecevit'in başbakan olduğu CHP iktidarı<br />
döneminde de sürmüştür. Sayın Ecevit iddia<br />
eder ki bizim iktidarımızda biz bunları durdurduk.<br />
Bu gerçeklere aykırıdır, durmamıştır. CHP<br />
İktidarı devrinde de Eskişehir, Tunceli, İstanbul,<br />
İzmir, Adana, Diyarbakır, Gaziantep'te gençlik<br />
olayları olmuştur... Yani sayın Ecevit'in iktidarı<br />
döneminde oldu da diğer bir hükümetin zamanın<br />
da olmadı demiyorum. Biz onlar gibi değiliz, daha<br />
insaflıyız. Onlar: «Bizim dönemimizde olmadı,<br />
biz bunları durdurduk. Biz ayrılınca başladı» iddiasındadırlar<br />
ki gerçeklere aykırıdır...<br />
SORU — Gençlerinizin mücadele metodu nedir<br />
CEVAP — Mücadele metodu olarak yazma,<br />
konuşma, tartışma, kanun çerçe<strong>ve</strong>si içinde çalış<br />
madır. Bunun dışında başka bir metod ne öğretilir,<br />
ne de tavsiye edilir. Bunun dışındaki bütün iddialar<br />
aslı esası olmayan gerçeğe uymayan iddialardır,<br />
kasıtlıdır. Biz fikirlerin fikirlerle vıkılablleceğine<br />
inanmışızdır. Bunun İçin gençliğimizin<br />
sayısı yüzbinleri bulmaktadır. Bunların bfıvük<br />
çoğunluğu yüksek öğrenim gençliğidir. Diyorlar<br />
ki, siz saf Anadolu çocuklarını topluyorsnnuz.<br />
kandırıyorsunuz.. Eee, bu Anadolu çocukları akılsız<br />
mı, aptal mı Gerçeği görmeyipte bizim iddia<br />
cilana söylemek istedikleri yanlış görüşlerimize<br />
kanacak İnsanlar değilkl. Hepsi pırıl pırıl gelmiş,<br />
tertemiz, yüksek öğrenim yapan, gençler<br />
Kimi doktor çıkıyor, kimi hakim çıkıyor kim)<br />
yüksek mühendis çıkıyor. Haydi bunun birisi fld<br />
si kansm, aldansın. Hepsinin kanmasına, aldanmasına<br />
imkân yok.<br />
Devamı Sayfa 10'da
ÖZL EY İŞ<br />
Hükümetçe <strong>ve</strong> gerektikçe Meclisin İşbirliğiyle<br />
yapılacak önemli işleri sıraya koyacak olursak,<br />
başta iç <strong>ve</strong> dış gü<strong>ve</strong>nlik, manevî, millî <strong>ve</strong> ilmî,<br />
öğretim <strong>ve</strong> eğitim, <strong>ve</strong> ucuzluk paranın değerini<br />
koruma <strong>ve</strong> enflâsyonu önleme, işsizliği giderme,<br />
istihsali artırma, sanayileşmeyi geliştirme vb.<br />
gibi iktisadî konular gelmektedir. Kalkınma <strong>ve</strong><br />
üerleme bütün yönleriyle <strong>ve</strong> birl'kte olabilir. Her<br />
bölümde, her yönetici kadro kendisini ilgilendiren<br />
girişimi, atılımı yapmakla ödevlidir. îşlerin yolun<br />
da ilerleyebilmesi için iç <strong>ve</strong> dış gü<strong>ve</strong>nlik şarttır.<br />
Bu işlerden iç gü<strong>ve</strong>nlik, emniye* <strong>ve</strong> huzuru belirtir,<br />
birlik <strong>ve</strong> beraberlik, kanunların hakimiyeti<br />
bu yolda kendisini gösterir. Devletin gücü bu yol<br />
la ortaya çıkar.<br />
Türkiye yıkıcı, parçalayıcı, kanun düşmanı<br />
akımlarla, örgütlerle, zorbalık, sataşma, soygun,<br />
hırsızlık, cinayet, ahlâk dışı rezaletlerle, müstehcen<br />
yayımlarla, uyuşturucu madde v.b. kullananlarca<br />
acı bir görünüş <strong>ve</strong>rmektedir. Okullar, üni<strong>ve</strong>rsiteler,<br />
enstitüler birtakım, aşın solcu, <strong>ve</strong>ya<br />
marksist -sosyalist-maocu, tenine' sapıkların tahakkümü<br />
altında bocalamaktadır. Yurtlar işgal<br />
edilmekte, öğretim <strong>ve</strong> eğitim bu yıkıcı zihniyete<br />
bağlı kişilerce engellenmektedir. Kanunlara saygılı,<br />
yurduna <strong>ve</strong> milletine bağlı, gerçek ilme dayanan<br />
öğretmenler, öğretim üyeleri türlü şeküler<br />
de baskı <strong>ve</strong> tehdit altındadırlar Okulların asaletine,<br />
ilmî hürriyete, ilmî çalışmaya, öğretim <strong>ve</strong><br />
eğitime, üni<strong>ve</strong>rsite muhtariyetine özerkliğine kıyılmaktadır.<br />
Devletin milyarları boşuna sarfedilmekte,<br />
gereken sonuçtan uzaklaşmaktadır.<br />
Baskı, şiddet hareketleriyle türlü eylemlere<br />
geçenlerce, Türk Anayasası inkâr edilmekte, hattâ<br />
ona karşı davranış içinde gösteriler <strong>ve</strong> propaganda<br />
yayınlarıyle ortalık hergün daha fazla karıştırılmakta<br />
<strong>ve</strong> tehlike büyümektedir.<br />
Anayasa'mn başlangıcında «Bütün fertlerini,<br />
kaderde, kıvançta <strong>ve</strong> tasada ortak, bölünmez bir<br />
bütün halinde, milli şnur <strong>ve</strong> ülküler etrafında top<br />
layan <strong>ve</strong> milletimizi, dünya milletleri ailesinin<br />
eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak millî<br />
birlik ruhu içinde daima yüceltmeyi amaç bilen<br />
Türk milliyetçiliğinden hız <strong>ve</strong> ilham alarak» denildiği<br />
halde Rus <strong>ve</strong>ya Çin uydusu komünist yaygaracılar,<br />
hattâ aşırı sola sürüklenmiş bazı zavallı<br />
öğretmenler —sanki işleri güçleri buymuş gibi—<br />
sokaklarda fazişmi telin yürüyüşleri, toplantıları<br />
yapmaktadır. Asıl kendileri, tek partici <strong>ve</strong> hür seçimli<br />
parlamenter <strong>ve</strong> gerçek demokrasinin aleyhtarı,<br />
emperyalist, zâlim komünist devletleri destekleyen<br />
robotlar oldukları halde, demokrasi, İnsan<br />
hakları <strong>ve</strong> hürriyetleri, millet birliği <strong>ve</strong> bütünlüğünü<br />
gözeten, milletini sevmek, yükseltmek<br />
için en insanî duygn <strong>ve</strong> anlayış içinde çalışan, İçtimâi<br />
adalet <strong>ve</strong> hak anlayışıyle emeği, işi değerlendirmeği<br />
amaçlayan, millî gelirin adaletle bolü<br />
şülmesini dâva edinen, çağdaş medeniyetin ilerisine<br />
Türkiye Cumhuriyetini yöneltmek için uğraşan<br />
Türk milliyetçilerini faşistlikle damgalamak<br />
istemektedirler. Halbuki İkinci Cihan Savaşım<br />
kışkırtan <strong>ve</strong> faşistlerle, Nazilerle işbirliği, anlaşma<br />
yaparak Finlândiyayı, Polonyayı, <strong>ve</strong> Baltık<br />
ülkelerimi savaş fırsatından faydalanarak yağma<br />
ğa, masum milletleri arkalarından vurmağa kalkışan,<br />
faşistleri, nazistleri yayınlarıyle, sözleriyle<br />
o zamanlar destekleyip duran kızıl komünistler<br />
değil miydi Komünist Sovyet Rusya değil<br />
miydi O zamanlar faşistler <strong>ve</strong> nazistlerle işbir-<br />
İç gü<strong>ve</strong>nlik, İç huzur<br />
^mmmammmmmmmmmmmım<br />
Prof Hr TfiVmeİ TANYU<br />
ligi yapan Türkiye topraklarına ihanet eden kızıl<br />
komünistler değil miydi Bugün komünistlere yataklık<br />
edenler, vaktiyle faşistlere <strong>ve</strong> nazilere yal<br />
taklık edenler değil midir Bu en tehlikeli günlerde<br />
faşizme, nazizme karşı Türkiye'de mücadele<br />
eden <strong>ve</strong> onların tehlikesini tanıtan, onlar aleyhinde<br />
kitaplar yayınlayan, o zamanki hükümet tara<br />
fından kitapları toplatılan, dergileri kapatılan,<br />
Türk milliyetçileri değil miydi Haksızlığın <strong>ve</strong> yalancılığın<br />
komünizmde bile bu derecesi az görülmüştür.<br />
Halen, Amerika B. Devletleri, İngiltere,<br />
Fransa, Yunanistan v.b. gibi emperyalist, sömürücü<br />
bir politikası olan Kızıl Rusya <strong>ve</strong> Kızıl Çin<br />
değil midir Bir takım sorumsuz <strong>ve</strong> anlayışsız,<br />
bilgi <strong>ve</strong> millet sevgisinden yoksun kişiler faşizmle,<br />
nazizimle birlikte komünizmi neden telin etmezler<br />
Günümüzde asıl telin edilmesi gereken<br />
bu, hem kara, hem kızıl faşizm olmak gerekmez<br />
mi Türkiye için asıl tehlike mihrakları, bütün<br />
emperyalist, sömürgeci devletler değil mi<br />
Türkiye'deki yıkıcı komünistler Türk Anayasa'sının<br />
baş düşmanıdırlar. Zira Anayasa'mn birinci<br />
maddesi «Türk Devleti bir Cumhuriyettir»<br />
demekte, onun çok partili, hür seçimli <strong>ve</strong> demokratik<br />
yönü üzerinde durmak <strong>ve</strong> onun (millî oluşu<br />
nu belirtmekte, <strong>ve</strong> 3. maddede: «Türkiye Devleti,<br />
ülkesi <strong>ve</strong> milletiyle bölünmez bir bütündür.»<br />
cümlesi yer almaktadır. Böylece smıf savaşım<br />
reddetmektedir, bölgeciliği, parçalayıcılığı reddet<br />
inektedir. Anayasa'mn 4. maddesi «Egemenlik<br />
kayıtsız şartsız Türk milletinindir.» demekte <strong>ve</strong><br />
«Egemenliğin kullanılması, hiçbir suretle belli<br />
bir kişiye, zümreye <strong>ve</strong>ya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir<br />
kimse <strong>ve</strong>ya organ, kaynağım Anayasaldan<br />
almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.» hükmünü<br />
kesinlikle belirtmektedir. Bn ne demektir Bu<br />
açık <strong>ve</strong> kesin şekilde diktatörlüğü, sınıf namına<br />
bir hakimiyeti, yani proletarya diktatörlüğünü,<br />
<strong>ve</strong> onun namına kendinde yetki görerek Anaya»<br />
sa doğrultusu dışında yönetmek isteyenleri, reddetmektedir.<br />
Kendisini sapık kızıl anlayışına göre<br />
devlet yetkisi içinde görmeği reddetmektedir.<br />
Türkiye'yi bölücü, yıkıcı, parçalayıcı İhtiraslar<br />
içinde çırpınanlar Türk Anayasasının bütün (Temel<br />
Haklar <strong>ve</strong> ödevler) ine karşı zorbalıkla hainlikle<br />
karşı çıkmaktadırlar. Bunlar Türk'e düşmandırlar.<br />
IIH«IIHI^IIIIİIIHW111WIIWMmi»llltWII^^<br />
Devamı : 11 4e<br />
Millî Eğitim'de tfcüÖğretmen <strong>ve</strong> Öğrencilere<br />
yapılan baskıb ne zaman son <strong>ve</strong>rilecek <br />
KAMANDA<br />
Anayasa'mn düşmanları, Anayasa'yi başlangıç<br />
maddesinden başlayarak çiğnemeğe çırpınmakta,<br />
suçlarım gizlemek için işlerine geldiği zaman<br />
Anayasa'yi sömürmeğe kalkışmaktadırlar.<br />
Asıl saldırılan, düşman olunan Anayasadır. Ülkücü,<br />
milliyetçi gençler, Türk milletinin varlığım,<br />
mili şuur içinde, tarihî sorumluluklarım görerek<br />
güçleri yettiği kadar korumağa, savunmağa çalışmaktadırlar.<br />
Devletin polis, jandarma <strong>ve</strong> bütün<br />
güçleri savcıları, yargıçları Anayasa'yı ayakta<br />
tutmak İçin el ele <strong>ve</strong>rmelidirler Onu saldırılardan<br />
korumalıdırlar. Anayasacı, hukukçu olanlar<br />
<strong>ve</strong> hukukla ilgili meslek örgütleri kuranlar bu durumu<br />
nasıl görmezlikten gelebüirler Hukukçuluk<br />
bu mudur Anayasa'yı yıkmak, kanunları çiğnemek,<br />
şahıslara zorbalıkla baskı yapmak, tehdid<br />
etmek, Türkiye'yi bir felâkete sürüklemek, birlik<br />
<strong>ve</strong> beraberliğini yıkmak değil midir Bir kısım<br />
zavallı, öğrenciler, bir kısım gafil kimseler yanın<br />
da, öğretim <strong>ve</strong> eğitimle görevli bazı kişilerin, bütün<br />
hukukî düzene, millet olgusuna, birlik <strong>ve</strong> be-<br />
Kaman Lisesi öğretmenlerinden<br />
Hayrettin Dikici, CHP'lilerin<br />
gayretiyle Mucur Lisesine sürül<br />
müştür. Verilen bilgiye göre 24<br />
şubat günü Kaman CHP üçe bas<br />
kam Bayram Aslan okula gelerek<br />
kızının Fizik dersinden hakkının<br />
yendiğini iddia etmiştir.<br />
Okul müdürü bunun üzerine fizik<br />
öğretmeni Hayrettin Dikici'yİ<br />
çağırmış <strong>ve</strong> imtihan kâğıtları in<br />
celenmiştir. CHP ilçe başkanının<br />
iddialarının asılsız olduği' ortaya<br />
çıkınca Bayram Aslan bu sefer<br />
açıkça tehditte bulunmuş «seni<br />
buradan uzaklaştıracağım» demiştir.<br />
Aradan bir haftı geçmeden<br />
soruşturma açılmış, ülkücü<br />
Öğretmen alelacele Mucur Lisesine<br />
nakledilmiştir, öğrenciler<br />
kararın durdurulmasını çeşitli<br />
yerlere başvurarak önlemek istemişlerse<br />
de Hayrettin Dikici<br />
Mucur'a sürülmüştür.<br />
SAFRANDOLU'DA<br />
Gelen haberlere göre Safran*<br />
bolu Lisesinde aşırı solcu Biyoloji<br />
öğretmeni bir bayan, dersler<br />
de din aleyhine konuşmalar yapmakta,<br />
öğrencilerin tepkisiyle:<br />
karşılanan bu hareketleri sika*<br />
yet konusu edildiği halde hiçbir<br />
işleme tabi tutulmamaktadır. Ve<br />
rilen bilgiye göre 20 Mart günü<br />
5 Edebiyat sınıfına gelen bayan<br />
öğretmen, ezan okunurken «kapat<br />
tın şu pencereleri, müzik dinle*<br />
meye vaktimiz yok» demiş, ö$»<br />
rencilerin bu sözüne tepki göster<br />
mesi üzerine sınıfta münakaşa<br />
başlamıştır, öğretmenin dinî duy<br />
gular aleyhindeki sözleri üzerine<br />
dersten çıkan öğrenciler duruma<br />
<strong>ve</strong>lilerine <strong>ve</strong> okul idaresine bildir<br />
mislerdir. Verilen bilgiye göre<br />
aym öğretmen 4-C sınıfında da<br />
«öğretmenler öğrencilerinin seks<br />
yönünü de eğitmelidirler» şeklin<br />
de konuşma yapmış, bu sözleri<br />
de tepkilere yol açmıştır.<br />
SİVAS'TA<br />
Ticaret Lisesinde bir müddef<br />
önce yasak sol yayınlan dağıtmak<br />
isteyen aşırı solcuların btf<br />
teşebbüslerini görerek okul idare<br />
sine şikâyet eden ülkücü öğrenci<br />
Saffet Beştepe üe şahitlerden!<br />
Fikri Caniklioğlu üe İbrahim Ak»<br />
demir, Disiplin Kurulu tarafından<br />
cezalandırılmışlardır. Öğrenildiğine<br />
göre okulda yasak komünist<br />
kitap <strong>ve</strong> broşürleri dağıtmak isteyen<br />
<strong>ve</strong> suçüstü yakalanan aş»*<br />
n solcu öğrenci hakkında hiçbir<br />
muamele yapılmamıştır Olay<br />
okul öğrencileri <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>liler tarafın<br />
dan tepkilerle karşıla nmıştife<br />
Öte yandan Sivas öğretmen Oku<br />
»unda içinde Kazım Hikmet'*<br />
türlerinin de bulunduğu bir bildiriyi<br />
dağıtmak isteyen aşırı sol<br />
•i öğrenciler yakalanmıştır. Olay<br />
berine adlî tahkikata başlandıştır,<br />
öğretmen Oulu yöneticimi<br />
ayrıca okulda soruşturma<br />
kapılacağını da ifade etmişlerdir.<br />
MANİSA'DA<br />
Manisa Endüstriyel Meslek Lifinde<br />
aşırı solcu öğretmenlerin<br />
ülkücülere yapmakta olduğu bas<br />
to hareketlerinin son günlerde<br />
attığı, okul idaresinin kasıtlı<br />
totumu sebebiyle ülkücülerin hak<br />
azlıklara maruz kaldıkları bildi<br />
ilmektedir, öğrenildiğine göre<br />
& Mart günü 2 öğrencinin şahsi<br />
nitelikteki kavgası aşın solcular<br />
'«rafından okul idaresine «ülkücüler<br />
Atatürk rozetlerimizi çıkattvorlar»<br />
şeklindeki bir şikâyetle<br />
bildirilmiştir. Bir sonraki tenef<br />
föste aşırı solcular ülkücü Öğren<br />
çilere saldırmışlar, solculardan<br />
»irinin üzerinden çıkan bir şiş,<br />
ülkücüler tarafından okul idaresi<br />
le teslim edilmiştir. Ancak okul<br />
faresi rapor tutmamış, olayı<br />
«rtbas etmiştir. Solcuların müra<br />
saatleri sonunda okula gelen mü<br />
fettiş, solcuların Atatürk olduğunu<br />
iddia ettikleri kasketli bir şahıs<br />
rozetinin takılmasının serbest<br />
olduğunu bildirmiş, Bozkurt<br />
rozetini takmayı yasak sayarak<br />
toplatmıştır. Öte yandan okulda<br />
komünist yayınların spor odasın<br />
da saklandığım ihbar eden ülkü<br />
cü öğrencilerin bu ihbarları nazara<br />
alınmamış, solcu öğrenciler<br />
idareye yapılan ihbardan hemen<br />
haberdar edilmişler <strong>ve</strong> yayınları<br />
oradan alarak saklamışlardır.<br />
YAVUZELİ'NDE<br />
Yatılı Bölge Okulu müdür <strong>ve</strong>ki<br />
li Mehmet Bulut'un öğrencilere<br />
namaz kılmamaları için baskı<br />
yaptığı, namaz kılan öğrencileri<br />
dövdüğü bildirilmektedir. Verilen<br />
bilgiye göre müdür <strong>ve</strong>kili, namaz<br />
kılmamaları için öğrencilere<br />
tembihte bulunmuş, daha son<br />
ra namaz kılan 40 öğrenciyi döv<br />
müştür. öğrenci <strong>ve</strong>lileri tarafın<br />
dan tepkiyle karşılanan olay Mil<br />
lî Eğitim Müdürlüğüne şikâyet<br />
edilmiştir, öte yandan okul için<br />
alınan nohuttan 3 çuvalın bilinmeyen<br />
bir sebeple Kuzu yatağı<br />
köyüne gönderildiği iddia edilmektedir.<br />
nin Komünistlerin Kamboçyadaki<br />
aşanlarını aşırı sol ağzıyla <strong>ve</strong> ( mesi<br />
Skilere<br />
yol açtı<br />
nin son günlerde Kamboçya<br />
J Viet - nam'da hükümet kuv<strong>ve</strong>tle<br />
ftyle Rusya <strong>ve</strong> Çin'in desteklediği<br />
^ünist kuv<strong>ve</strong>tleri arasındaki sakara<br />
büyük bir önem <strong>ve</strong>rmesi <strong>ve</strong><br />
^* haberler dahü her haber bülte-<br />
^de çoğu zaman 1. haber olarak<br />
^* u sal kurtuluş kuv<strong>ve</strong>tleri» sıfatını<br />
Sanmaktadır. Bu konuda AP Muğ<br />
J* Millet<strong>ve</strong>kili Ahmet Buldanh Mil-<br />
7* Meclisi Başkanlığına <strong>ve</strong>rdiğ soru<br />
^rgesinde TRT ekran <strong>ve</strong> mikro-<br />
^arında konuşan spikerlerin Kam<br />
^y». Viet-nam <strong>ve</strong> benzeri ülkeler<br />
fj«fc<br />
' ayaklanmış komünist gerilla <strong>ve</strong><br />
hâleleri isimlendirirken, bunlar<br />
^ «ulusal kurtuluş kuv<strong>ve</strong>tleri» iba<br />
^öi kullandıklarım belirterek bu<br />
n doğru olup olmadığım sormuşla*<br />
Buldanh komünist gerillaların<br />
_°ıtıünist Çin <strong>ve</strong> Rusya tarafından<br />
^ilandırıldıklarım <strong>ve</strong> desteklenenini<br />
belirterek TRT'nin bunlara<br />
*** u sal kurtuluş kuv<strong>ve</strong>tleri» demesi<br />
n maksadım sormuştur.<br />
| KOMÜNİSTLER SEVÎNÇtf<br />
L^* yandan Türkiyeli komünistler<br />
. hrı$ zaferinden duymadıkları mut<br />
^ <strong>ve</strong> hazzı, Kamboçya <strong>ve</strong> Vietr^'daki<br />
komünistlerin başarıları<br />
^*»mda duymaktadırlar Sicüii<br />
komünistlerin çıkardığı dergi <strong>ve</strong> ga<br />
zeteler en önemli haber olarak «Gfl<br />
neydoğu Asya'daki zafer»! işlemek<br />
tedir. Meselâ Türkye'nin Kıbrıs'ta<br />
ki tarihi haklarım savunmasına kar<br />
sı çıkan Kitle gazetesi bu konuda<br />
büyük puntolarla «Vietnam halkının<br />
mücadelesi dünya halklarına ışık<br />
tutuyor» başlığım kullanmıştır. Bir<br />
grup komünist tarafından çıkarılan<br />
Yürüyüş isimli, gazete, kapağına<br />
«Güney Asya'da zafer» ibaresini çek<br />
mistir. Maocuların yayınladığı «Hal<br />
km Sesi» isimli gazetenin kapağın<br />
da ise «Ezilen bir Asya ülkesinden<br />
özgür Kamboçya'ya selâm» sözleri<br />
bulunmaktadır. Komünistlerin olay<br />
lara bakışta aldıkları ölçülerin millt<br />
değil, komünizmin menfaatleri olda<br />
ğu hatırlanırsa, TRT'nin komünist<br />
lerle aym paralele düşmesi bu ku<br />
ruma hakim olan zihniyet hakkında<br />
yeterli fikir <strong>ve</strong>rmektedir •<br />
TÜRKEŞ'İN GEZtSt TRT'DE Yi»<br />
ALMADI<br />
, öte yandan 13 Nisan günü Başba<br />
kan yardımcısı, <strong>ve</strong> Devlet Bakanı,<br />
Milliyetçi Hareket Fartisi Genel Baş<br />
kam Alparslan Türkeş İle Devlet<br />
Bakana M, Kemal Erkovan'ın Kayşa<br />
Paris Mektupları<br />
Oyunlarını burada da bozacağız<br />
ÖZTÜRK ALTAYLI<br />
CHP hükümetinin kısa iktidarı sırasında çıkarılan aftan yakalarım<br />
kurtararak, yurtta yeniden kızıl emellerini tahakkuk ettirmek<br />
için yeni oyunlar tezgâhlayan kızıl faşistlerin, yurt dışındaki uzan<br />
Uları da faaliyetlerini hızlandırmış, kendileri gibi düşünmeyen öğrenci<br />
<strong>ve</strong> işçilerimiz üzerine kızıl terörlerini artırmışlardır<br />
Avrupaya okumak gayesiyle gelen öğrenci kılığındaki bu hain<br />
sürüsü, öğrenciler arasında kurmayı başardıkları baskılardan son<br />
ra, şimdi de işçüerımiz üzerinde yeni entrikalar çevirmeye başlamışlardır.<br />
Hiçbir art gayesi olmayan, çocuğunun rızkım temin etmek<br />
için, yurtta kendisine çalışacak bir iş temin edilemediği için. şimdi<br />
ye kadar uygulanan liberal kapitalizmin tabu bir sonucu olarak gc<br />
niş iş yerleri açacak ağır sanayi kurulamadığı için gurbet ellere gelerek,<br />
perişan bir hayat geçiren, yöneticüerce de, çalışırken altın yu<br />
murtlayan tavuk olarak kabul edilip, öldüğünde parası olmadığı için<br />
buzhanelerde günlerce bekleyen bu <strong>ve</strong>fakar <strong>ve</strong> çilekeş insanlar, bir<br />
de vatan satıcılarının ağına düşmekte, dil bilmediği için. müracaat<br />
larında devlet yetkililerince kendilerine bir kolaylık sağlanamadığı<br />
için, pusuda bekleyen bu kuzguncuklara yem olmaktadırlar. Komünistler<br />
kurdukları beynelmilel örgütlerle onların işlerini kolaylıkla<br />
yaparken, bu işlemler sırasında da onları vatan aleyhtarı yapmaktan<br />
da geri kalmamaktadırlar.<br />
Fransa'nın sosyalist <strong>ve</strong> kızıl sendikası olan (C G.D.) <strong>ve</strong> (C.F,D.T.)<br />
bizim kızılların işbirliği ile işçilerimize çengel atmayı başarmış,<br />
aldıkları aidatlarla da beynelmilel davalarını daha da güçlendirmişlerdir.<br />
İşçilerimiz kaderleriyle başbaşa bırakılırken, çalışma<br />
ateşliklerini işgal edenler ne yapmaktadırlar Aldıkları yüksek<br />
maaşlarla balodan baloya koşup, bir de buraya turistik seyahata<br />
gelen diplomat hanımlarına otellerde yer ayırtmakta, onlara rehber<br />
lik yapmaktadırlar. Ne gariptir ki. halkçılığı hiç dilinden düşürmeyen<br />
CHP iktidarı sırasında sona ermesi gereken ilgisizlik, daha da<br />
artmış, odasına miğferli karaoğlan portresini asan bu çağ dışı yöneticiler,<br />
geleceklerini de garanti altına almışlardır.<br />
Bir de F.T.Ö.B diye bir kızıl teşekkül vardır. Bu dört harfin ifade<br />
ettiği dört kelime şöyledir, Fransa Türkiyeli öğrenciler Birliği,<br />
Türk bile değil Türkiyeli. Bu kızıl yuva Ülkemizden gelen burslu<br />
<strong>ve</strong> dövizli öğrenciler arasına sızarak, ilk günlerde onlara yardım<br />
etmekte, okul, yatacak yer bulmalarında kolaylık göstermekte,<br />
sonra da onlan birer komünist yapmak için gayret sarfetmektedir.<br />
Resmi makamlarımızca da tek öğrenci kuruluşu olarak kabul edilen<br />
bu teşkilât, burdaki bütün öğrenciler adına bildiriler basmakta,<br />
ilgili makamlara muhtıralar <strong>ve</strong>rmektedir, tpekçizade borazam da<br />
bu azınlık gurubun dileklerini, bütün Türk öğrencileri adına sunmaktadır.<br />
Oysa buradaki öğrencilerin pek çoğu temiz memleket evlâtlarıdır.<br />
Bugüne kadar bir varlık olamayışlarının sebebi, bu şer<br />
kuv<strong>ve</strong>tlerinden çekindiklerindendir. Yöneticilerin de bunları koruması<br />
onların ümitlerini daha da azaltmıştır. Zira burada yapılan bir<br />
uluslararası toplantıdan istifade ederek Paris'e gelen Üstündağ,<br />
Saint Michel caddesindeki F.T.Ö.B. binasında bunlarla saatlerce<br />
süren konuşmasını yapmış <strong>ve</strong> her türlü desteğin esirgenmiyeceğini<br />
vaad etmiştir. Üç yıldır kesilen ödeneğin tekrar <strong>ve</strong>rilmesi için emir<br />
<strong>ve</strong>rmiş, buna rağmen müfettişlik, yardımın gereksizliğinde direnince<br />
Ecevit araya girmiştir. Yardımın el altından <strong>ve</strong>rildiği söylenmektedir.<br />
13 Ocak 1975 günü Paris konsolosluğumuzun bir gurup tarafından<br />
işgal edilerek, Kıbrıstan askerlerimizin çıkarılması istendiğim<br />
gazetelerden okumuş olmasınız. İşte bu işgalci gurup F.T.Ö.B.<br />
mensuplariyle, aym gayede birleşen yabancı komünistlerdir. Yunan<br />
gençleridir. Kimlikleri müfettişlikçe de bilinmektedir. Ama kimse<br />
bunlarla uğraşacak cesareti bulamamış, işleri idare etmeğe<br />
kalkmıştır. Geleceklerini garanti altına almak için köleliği seçmiş<br />
lerdir. Türk ordusunu faşist amerikan uşağı olarak niteleyen,<br />
Türkiye'de faşist bir idarenin hüküm sürdüğünü iddia eden komünistlerin<br />
buradaki faaliyetlerine de yine Türk Milliyetçüeri kısa<br />
bir gelecekte son <strong>ve</strong>recektir. Vermeye başlamıştır bile.<br />
ri'ye gidişleri, Kayseri MHP il kong<br />
resinde Alparslan Türkeş'in yaptığı<br />
konuşma TRT tarafından yayınlan<br />
mamıştır. TRTye haber <strong>ve</strong>rildiği<br />
halde 10 binden fazla kişinin katıldığı<br />
bir toplantıdan tek kelime İle<br />
bahsedilmemesi tepkiyle karşılanmıştır.<br />
Kongrenin olduğu gün haber<br />
bültenlerinde Yunanistan'daki öğren<br />
ei gösterilerin* geniş yer ayıran<br />
TRT, Türkiye'nin Başbakan yardın*<br />
cismin da bulunduğu bir toplantıdan<br />
en küçük bir haber bile <strong>ve</strong>rme<br />
mistir. TRT'nin bu tutumuna daha<br />
Önce yaptığı basın toplantısında Ec#<br />
vit'e cevap <strong>ve</strong>ren Türkeş'in konuşmasını<br />
kendi sesinden <strong>ve</strong>rmek ra<br />
runda kalmasmm sebep olduğu*<br />
TRT'nin böylece Tûrkeş'ten intikamim<br />
aUiığı öne sürülmektedir,
DEVLET<br />
r<br />
2« NİSAN 1975 - Şayi : 286 - Sayfa : «<br />
Ülkü Ocakları kongresi yapıldı.<br />
Sami Bal Genel Başkanlığa getirildi<br />
mı '•' — — " ' — — — ı ı ı ı —<br />
Olkü Ocakları haklı <strong>ve</strong> meşru davasında<br />
mücadeleye devam edecektir<br />
J Olkü Ocakları Derneğinin 3. ola<br />
gan Genel Kongresi geçtiğimiz<br />
hafta içinde Ankara'da bir düğün<br />
salonunda yapılmıştır. Türkiye'<br />
nin çeşitli il <strong>ve</strong> ilçelerinden gelen<br />
•delegelerin iştirakiyle yapılan kong<br />
renin divan başkanlığına eski ülkü<br />
ocakları başkam İbrahim Doğan<br />
seçilmiştir. Divan başkan yardımcı<br />
lığına Mahir özsoy katipliklere ise<br />
fSfusuf Okumuş <strong>ve</strong> Aydın Güngüneş<br />
getirilmiştir. Daha sonra<br />
kürsüye gelen Ülkü Ocakları<br />
Genel Başkam Muharrem Şem-<br />
Bck özetle şunları demiştir :<br />
«Bugün Türkiyema birçok tehlikelerin<br />
tehdidi altında bulunmak<br />
ı<br />
>tadır. Bu tehlikeleri dahili <strong>ve</strong> harici<br />
olmak üzere tasnif edersek,<br />
dahili tehlikelerin başında beynel<br />
jmilel komünizm <strong>ve</strong> buna bağlı cereyanlar<br />
gelmektedir. Büdiğimiz gi<br />
,bi komünizm görünüşte bir fikirlidir.<br />
Fakat aslında milletlerin ken<br />
«dilerini <strong>ve</strong> bunun yanı sıra millî<br />
,<strong>ve</strong> manevi değerlerini inkâr etme<br />
-yi hedef alan bir hareketdir. özel<br />
Pikle Türkiyemiz için hiçbir zaman<br />
Jhmal edilmemesi gereken bir İha<br />
(net hareketidir. Zira yerli komü<br />
•nistlerin <strong>ve</strong> onların fikir babalan<br />
:jptn gayesi aziz yurdumuzu batırmak<br />
<strong>ve</strong> parçalamaktır. Tarihin ta<br />
jiııdığı en kanlı emperyalist devletti<br />
olan Sovyet Rusya'nın bir uydu<br />
su haline getirmektir.» komünizşmin<br />
gelişmesini <strong>ve</strong> taktiklerini an<br />
Patan Şemsek daha sonra Türkiye<br />
İtlin içinde bulunduğu iktisadi <strong>ve</strong><br />
•j<strong>ve</strong> sosyal duruma dikkati çekmişffltir.<br />
Gençliğin içinde bulunduğu<br />
»durumlar <strong>ve</strong> Yüksek öğrenim genç<br />
liginin problemlerini de anlatan<br />
•Şemsek gençliğe <strong>ve</strong>rilmesi gerepen<br />
milli eğitim konusunda da görüşlerini<br />
belirtmiştir.<br />
, Şemsek'ın konuşmasından sonra<br />
»Heiegeler çeşitli konularda görüşlerini<br />
belirtmişlerdir. Olgun bir ha<br />
pa içinde ceryan eden kongrenin<br />
jjdaha sonra seçimler kısmına gedilmiş<br />
<strong>ve</strong> aşağıdaki şahıslar yeni<br />
yönetim kuruluna seçilmiştir:<br />
, Genel Başkan: Sami Bal, Başkan<br />
^Vekili: Muhsin Yazıcıoğiu, Genel<br />
Sekreter: Mithat Evci, Genel Mufcasip:<br />
Ahmet Güzel, Üye: Fahretjm<br />
Cevher, Bahtiyar Er <strong>ve</strong> Rıza<br />
fVyhan.<br />
ÜLKÜCÜ GENÇLİK YAPICI<br />
FAALİYETLERİNE DEVAM<br />
EDECEKTİR<br />
, Ülkü Ocakları Genel Başkanlığiha<br />
seçüen Sami Bal basma yazılı<br />
bir demeç <strong>ve</strong>rereic ülkücü gençliğin<br />
kanunların çizdiği yolda hakli<br />
ye meşru mücadelesine devam ede<br />
ceğini açıklamıştır. Bal özetle §un<br />
lan söylemiştir:<br />
Ülkücü Ocaklarımız çalışmaları<br />
ile Türk Gençliğini Türk Milliyetçi<br />
ligi fikri etrafında toplayarak teşkilâtsızlıktan<br />
kurtarması ile gençliğimiz<br />
yabancı ideoloji uşaklarına<br />
bir set çekmiş <strong>ve</strong> kendi yerini tayin<br />
etmiştir.<br />
Türk Gençliği içerisinde itibarım<br />
Niçin siagra sıkıntısı çekilir... Tütün Türkiye'de<br />
yetişir. Köylü tütününü satmak için çırpınır;<br />
halk sigara bulmak için. Bakkallarla gizli<br />
antlaşmalar yapılır. Tezgâh altından kamuflajlı<br />
paketler gidip gelir. Kuyruğa girilir. Karaborsacı<br />
aranıp bulunur. Devletinse gelire ihtiyacı vardır.<br />
Satılan her paket bütçeye şu kadar ilâ<strong>ve</strong> demektir,<br />
özetle: Köylü tütün satmağa, halk sigara almağa,<br />
devlet para kazanmağa çabalar. Ve Tekel,<br />
bir türlü yeter miktarda sigara çıkarmaz.<br />
Neden<br />
Neden çıkarsın Sigara imâlatı artarsa tekeldeki<br />
memurların maaşına zam mı gelecek İşçilerin<br />
gündeliği mi artacak Müdürler daha mı<br />
çok para kazanacak Yoo... Peki adam neden işini<br />
arttırıp yorulsun ki<br />
Şehirlere, kasabalara, köylere elektrik satmak<br />
kârh bir iştir. Su satmak, havagazı satmak<br />
kârlı İşlerdir. Telefon hizmeti kiralamak kârlı iştir.<br />
Ama su sıkıntısı çekilir, elektrikler kesilir,<br />
gaz gelmez, telefon İp»**»*»*-*~aya düşer.<br />
Neden<br />
Neden olmasın Elektrik kesilmez de daha'<br />
çok satılırsa elektrik idarelerindeki, TEK'teki memurların<br />
maaşı mî artar İşçilerin gündeliği mi<br />
çoğalır Adam niçin kendini yorsun Her e<strong>ve</strong> bol<br />
SU gelse su idaresindekiler kâr mı eder Neden<br />
işlerini arttırsınlar Bol telefon temin edilince<br />
PTT memurları prim mi alacak Öyleyse neden<br />
zahmet etsinler<br />
Ahmet Efendi niçin komünizmle mücadele etmez<br />
Piyasada Lenin'in «Parti İçi Eğitim» kitabı<br />
dolaşıyor. «Bunda komünizm propogandası var<br />
mı» diye neden sormaz Ahmet Efendi Bu parti<br />
hangi partidir Herhalde Muhafazakâr Parti değil;<br />
Hıristiyan Demokrat Parti hiç değü... Hangi<br />
eğitimdir bu Beden eğitimi mi, musikî eğitimi<br />
mi Engels'in «Doğanın Diyalektiği» var elimde.<br />
Takdim yazısının altındaki imzaya bakıyorum:<br />
«Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi<br />
Marksizm-Leninizm Enstitüsü». Ne haber Ahmet<br />
Efendi Bunda komünist propogandası var<br />
mıdır acaba Sorar mı Ahmet Efendi Sormaz.<br />
Mao'nun «Teori <strong>ve</strong> Pratik»i neyin teorisi, neyin<br />
pratiğidir Ahmet Efendi Stalin'in «Diyalektik<br />
yitirmiş ba azınlık gurubu Türk<br />
Milletinin her zamankinden daha<br />
çok ihtiyacı olan İç huzura bozmak<br />
için her türlü tedbire başvurmaktan<br />
da geri durmamıştır. Ancak<br />
Türk Gençliği bu azınlık grubun<br />
her türlü oyununa bozmuştur.<br />
Soa günlerde iktidar mensupları<br />
nın Türk Miletinin Milli menfaatleri<br />
istikametinde yaptığı icraatlar<br />
<strong>ve</strong> kanun hakimiyetinin temininde<br />
gösterdikleri başardı çalışmalar<br />
üni<strong>ve</strong>rsite <strong>ve</strong> yüksek okullarımızı<br />
huzura kavuşturmuş, Türk Gençliği<br />
içerisinde de büyük memnunluk<br />
uyandırmıştır.<br />
Yabancı ideoloji mensubu İnsanların<br />
üni<strong>ve</strong>rsite <strong>ve</strong> yüksek okullarımızda<br />
huzuru bozucu hiç sebebsiz<br />
boykot <strong>ve</strong> işgal teşebbüsleri ne<br />
ticeyi etkilememiş <strong>ve</strong> Türk Gençliği<br />
bu kızıl faşistlere itibar etmeye<br />
rek hadiselere mahal <strong>ve</strong>rmemiş<br />
<strong>ve</strong> okullarımızda öğretimi aksal*<br />
tırmamışlardır.<br />
Marksistlerin önümüzdeki gün'<br />
lerde okularımızda huzura bozmaya<br />
çalışacakları <strong>ve</strong> Anarşi için ortam<br />
hazırladıktan çeşitli hareket*<br />
lerindea anlaşılmaktadır. Okullar*<br />
da azınhkta kalan bu grubun açlık<br />
grevleri <strong>ve</strong> çeşitli tedhiş hareketlerine<br />
girişecekleri söylenmektedir.<br />
Sayın yetkililerimizi önümüz<br />
deki günlerde ba komünist oyunla<br />
rını sahnelemek isteyen kızıl faşist<br />
lere karşı tedbir almaya da<strong>ve</strong>t edl<br />
yoruz.<br />
Neden sorsun<br />
Materyalizm»! Hangi dünya görüşünün kitabıdır<br />
Ahmet Efendi Ama Ahmet Efendi sormaz, okumaz,<br />
görmez.<br />
Neden<br />
Neden görsün Maaşı mî artar Prim mi alır<br />
O halde neden görsün Üstelik belâlı iştir de...<br />
Falan gazete aleyhinde yazacaktır. Belki Ecevit*-<br />
in hışmına uğrayacaktır; TRT'nin diline düşmek<br />
bile var. Daha, daha «faşist» derler, «gerici» derler,<br />
«bilmemkimin uşağı» derler adama.<br />
Neticede Ahmet Efendi o işlere hiç bulaşmaz.<br />
Enayi mi Ve şu büyük gerçeği, Mehmet Efendi,<br />
ile, Hasan Efendi ile, Abdurrahman <strong>ve</strong> Abdülmeddah<br />
Efendiler'le birlikte yeniden keşfeder: Gerçi<br />
Türkiye'de Komünizm propagandası yapmak yasaktır,<br />
llle<strong>ve</strong>lâkin komünizm propagandası dediğin<br />
anca bir türlü yapılır: «Yaşasın Komünizm!»<br />
diye diye çağırarak... Eh bu da duyulmadığına<br />
göre — gençlik heyecanı <strong>ve</strong> dahî sosyo - ekonomik<br />
bunalımlarla meydanlarda bağrılanları duymağa<br />
mecbur değiliz ya — Türkiye dahilinde bu yasağa<br />
hassasiyetle uyulduğu açıktır. Üstelik Marks,<br />
Engels, Lenin, Stalin, Mao hayatlarında — hâşâ —<br />
komünizm propagandası yapmamışlardır. Zaten<br />
bu kelli - felli, aklı başında adamlardan, böyle hafiflikler<br />
beklenmezdi. Ya ne yapmışlardır «Bilim»<br />
yapmışlardır efendim, «bilim»! Peki Sovyetler<br />
Birliği Komünist Partisi Tövbe, tövbe. Hiç<br />
bu mümtaz heyet komünizm propogandası yapar<br />
mı Bunlara komünist diyenler, komünizm propogandası<br />
yapıyor diyenler gerici, faşist, aşırı<br />
sağcı evhamcılar, fikir hürriyeti düşmam cahillerdir.<br />
Üstelik herkesin malûmudur ki komünistlerin<br />
kulakları bir buçuk arşın, burunları doksan<br />
santim olur. İki ilâ üç kulaç uzunluğunda çengel<br />
uçlu kuyrukları, üç de boynuzları vardır. Ahmet<br />
Efendi <strong>ve</strong> diğerleri hayatlarında komünist görmemişler,<br />
görene de rastlamamışlardır. Bütün<br />
bu «bilimsel saptamalar» bu mahlûkun Türkiye'<br />
de de dünyada namevcut olduğunun kesinkes kanıtının<br />
yanıtlandığının tanıtıdır. Bu komünist canavarı,<br />
bir olasılıkla tarih öncesi çağlarda yaşama<br />
olanağı bulmuştur ama artık neslinin tükendiği<br />
muhakkaktır.<br />
Di mi Ahmet Efendi
DEVLET - 28 NİSAN 1975 - Savı : 286 Sayfa : |<br />
ülkücü Faaliyetlerden Özetlersek<br />
Kırıkkale Türkocağı geçen yıl<br />
sahneye koyduğu Remzi Özçelik<br />
in yazdığı «Bekleyenler» isimli<br />
piyesi istek üzerine tekrar sahneye<br />
koymuş <strong>ve</strong> ilk olarak Keskin'de<br />
Türkocağı yararına oynamıştır.<br />
Piyes 3 Mayısta tekrar Ki<br />
rıkkale'de oynanacaktır. Verilen<br />
bilgiye göre tiyatro ekibi ülkücü<br />
teşekküller yararına turneye çıkmaya<br />
karar <strong>ve</strong>rmiştir. Bu konu<br />
ile ilgilenen ülkücü teşekküllerin<br />
Kırıkkale Türkocağı-Türk Metal<br />
Sendikası altı-Kırıkkale adresine<br />
müracaat etmeleri gerekmektedir.<br />
VAN'DA<br />
Ülkü-Bir Van şubesi kongresi 6<br />
Nisan günü Yol-Iş Sendikası salo<br />
nunda yapılmıştır. Kalabalık bir<br />
topluluğun katıldığı kongrede Be<br />
tediye başkanı Tayyar Dabaoğlu<br />
ile MHP il başkam Ser<strong>ve</strong>t Mehterbaşıoğlu'nun<br />
konuşmaları coşkun<br />
tezahüratla karşılanmıştır.<br />
Yeni yönetim kurulu şöyledir:<br />
Başkan: Yakup Toprak, 2. Başkan:<br />
Fatma Nuray, Dündar, Sek<br />
reter: İzzet Şanlı, Muhasip: Nihat<br />
özün, Üye: Ayhan önem.<br />
ERCİŞ'TE<br />
Ülkü Ocakları Erciş şubesi 6<br />
Nisan günü «Ya şehit ya gazi»<br />
isimli piyesi oynamış, piyesi sey<br />
reden büyük kalabalık devamlı<br />
olarak tezahürat yapmıştır. Geceye<br />
halkla birlikte ülkücü öğret<br />
menler <strong>ve</strong> öğrent iler de katılmış,<br />
Erciş Ülkü Ocağı mensuplarından<br />
Fuat İlhan'ın konuşması büyük<br />
ilgi toplamıştır. Bu arada bir ko<br />
nuşma yapan Yatılı bölge okulu<br />
Din dersi öğretmeni Emin cansız'a<br />
da büyük sevgi gösterilerin<br />
de bulunulmuştur.<br />
GÖKSUN'DA<br />
Geçtiğimiz günlerde kurulmuş<br />
bulunan Ülkü-Bir Göksün şu<br />
besi yeni bir bildiri yayınlamış<br />
<strong>ve</strong> milliyetçilik üzerinde durmuştur.<br />
«Türk milliyetçisi olabilmek<br />
İçin Türk milletinin ilerlemesini<br />
öngörmek, ona yürekten bağlanmak<br />
<strong>ve</strong> gerektiği zaman onnn için<br />
ölmek şuuruna nlaşmak lâzımdır.<br />
Ferdi çıkarlarını, egoizmini bu<br />
uğurda feda etmlyenin milliyetçi<br />
ülküde yeri yoktur» denilen bildiride<br />
daha sonra özetle şunlara<br />
yer <strong>ve</strong>rilmektedir: «öğretmen ar<br />
kadaş Türk milletinin tasvibinden<br />
tercihinden geçmeyen yollara<br />
inanmıyoruz. Biz ne bolşevik, ne<br />
komünist, ne biri ne diğeri olama<br />
yız. Çünkü biz milliyetçiyiz ye di<br />
nimlze hürmetkarız».<br />
DÖRTYOL'DA<br />
Ülkü Ocakları'nın Dörtyol üçe<br />
sine bağlı tcadiye köyünde bir şu<br />
besi açılmıştır. 6 Nisan günü ya<br />
pılan açılış töreninde yapılan Ay<br />
ran şölenine büyük bir halk top<br />
luîuğu katılmıştır. Açılışta Mehmet<br />
Öz, Mehmet Ocak, Remzi<br />
Çardak, Mustafa Yılmazer, Dört<br />
yol Ülkü-Bir başkanı, Hatay Ülkü-Bir<br />
Başkanı, Hasan Uçar,<br />
Asar Soylu <strong>ve</strong> Sami Ocak'ın konuşmaları<br />
ilgiyıe dinlenmiştir.<br />
İcadiye Köyü Üıkü Ocağının kurucuları<br />
şunlardır: Mehmet öz,<br />
Mahmut Seçer, Hasan Kurt, Ziya<br />
Başaran, Haydar Önal, Osman<br />
Tok <strong>ve</strong> İsmail Dindar.<br />
SAKARYA'DA<br />
Ülkü Ocakları Sakarya Şubesi<br />
5 Nisan günü açılmış, aym gün<br />
yatsı namazım müteakip Orhan<br />
camiinde şehitler için mevlid<br />
okunmuştur. Ülkü Ocakları Sakarya<br />
şubesinin kurucuları şunlardır:<br />
Başkan: Ahmet Yıldız,<br />
basyan yard.: Hüseyin Yıldız,<br />
sekreter: Mahmut Açan muhasip:<br />
Musuafa Canse<strong>ve</strong>r, üyeler: Fatih<br />
Uğur, Kâzım Karyağdı <strong>ve</strong> Serhan<br />
Bayındır. Sakarya Ülkü Oca<br />
fcı, kuruluş münasebetiyle bir de<br />
bildiri yayınlamıştır. Bildiride<br />
son günlerde Ülkü Ocaklarına<br />
karşı yürütülen iftira kampanyasına<br />
değinilmekte <strong>ve</strong> ülkücülerin<br />
bugüne kadar adalet karşısında<br />
devlet yıkıcılığıyla çıkmadığı,<br />
banka soyup ad8m kaçır madiği<br />
ifade edilmektedir Bildiri de hal<br />
km ülkücü gençliğe yardıma 4-<br />
ması da istenmektedir.<br />
GAZİPAŞA'DA<br />
Ülkü Ocakları Gazipaşa şubesi<br />
nin çalışmalarına devam ettiği<br />
bildirilmektedir. Verilen bilgiye<br />
göre bugüne kadar Günahkâr Ba<br />
ba piyesinin sahneye koyan, âşık<br />
lar şöleni yapan Gazipaşa Ülkü<br />
Ocağı son olarak Çanakkale şehitleri<br />
için mevlid okutturmuştur.<br />
öte yandan dernek lokalinde kül<br />
türel <strong>ve</strong> eğitim çalışmalarına da<br />
devam edildiği öğrenilmiştir.<br />
DENİZLİ'DE<br />
Ülkü-Bir Denizli şubesi kurulmuştur.<br />
Erdoğan Çetin başkanlığında<br />
kurulan şubenin diğer müteşebbis<br />
heyet üyeleri şunlardır:<br />
Sakin Öner, Ali Ersoy, Eşref Aydın<br />
<strong>ve</strong> Baki Demirtaş. Kuruluşu<br />
bildirisinde özetle şöyle denilmek<br />
tedir: «Türkiye'nin içinde bulunduğu<br />
bu dönüm noktasında Türk<br />
öğretmenleri olarak üzerimize dü<br />
şen görevleri yapmak üzere teşki<br />
lâtlanmış bulunuyoruz. Türk öğ-<br />
ÖDEMİŞ'TE<br />
Büyük Ülkü Derneği Ödemiş<br />
şubesinin kongresi 15 Nisan günü<br />
yapılmıştır. Kalabalık bir halk<br />
topluluğu <strong>ve</strong> üyeler tarafından ta<br />
tib edilen kongrede yeni Yönetim<br />
kurulu şöyle teşekkül etmiştir:<br />
Başkan: Şaban Derin, 2. Başkan:<br />
Mehmet Coşkun. Sekreter: Rıza<br />
Değerli, Muhasip: İbrahim Telli,<br />
Üyeler: Uğur Şentürk, önder Ekmekçi,<br />
Ziya Çamlı. Recep Çalık.<br />
tcadiye Ülkü Ocağı mensuplarından bir grup<br />
retmeni millî <strong>ve</strong> manevi değerle<br />
rine bağlı, vatanını <strong>ve</strong> milletini<br />
yükseltmeyi amaçlıyan milliyetçi<br />
<strong>ve</strong> ülkücü bir bütündür. Bu gerçe<br />
ği ispatlamak için Denizli <strong>ve</strong> çev<br />
resindeki bütün milliyetçi <strong>ve</strong> ülkücü<br />
öğretmenleri Ülkü-Bİr çatısı<br />
altına devat ediyoruz.»<br />
MANAVGAT'TA<br />
Ülkü Ocaklan Manavgat şubesi<br />
Çanakkale Zaferinin yıldönümü<br />
münasebetiyle 18 Mart günü<br />
Hisar camiinde yatsı namazım<br />
müteakip Çanakkale şehitleri <strong>ve</strong><br />
ülkücü şehitler için mevlid okutturmuştur.<br />
Manfvgath ülkücüler<br />
bu gün münasebetiyle yayınladık<br />
lan bildiriyi halka dağıtmışlar,<br />
Çanakkale zaferinin Türk tarihindeki<br />
önemini geniş şekilde anlatmışlardır.<br />
Öte yandan aym<br />
gün Manavgat Lisesinde düzenlenen<br />
anma töreninde şehitler<br />
için saygı duruşu yapılmış, Çanakkale<br />
zaferinin önemi üzerinde<br />
okul müdürü Oğuz Bahadır, rehber<br />
öğretmen L'uharrem Yellice<br />
tarafmdan konuşmalar yapılmış,<br />
öğrenciler tarafından şiirler okun<br />
muştur.<br />
ZİLE DE<br />
Ülkü Ocakları Zile şubesi Nurettin<br />
Gülden'in yazdığı «Kalpaklılar»<br />
isimli piyesi sahneye koymuştur.<br />
Saray sinemasında 2 seans<br />
oynanan oyma Zileliler büyük<br />
alâka göstermişlerdir. Piyes<br />
sırasında sineman» hınca hınç<br />
dolduğu bildirilmektedir.<br />
BOLU'DA<br />
Ülkü Ocaklan Bolu şubesinin<br />
kongresi 30 Mart günü yapılmıştır.<br />
Yeni yönetim kurulu şöyle te<br />
şekkül etmiştir - Başkan : Metin<br />
Titizoğlu, başkan yard.: Metin<br />
özsakallıoğlu, sekreter: Recep<br />
Yıldız, muhasip: Ferdi özbay,<br />
üyeler: İbrahim Doğan, Recai<br />
Çambel, Zeki Bayraktar. Kongre<br />
den sonra başkan Metin Titizoğlu<br />
yaptığı kısa konuşmada Türkiye'nin<br />
her yerinde olduğu gibi<br />
Bolu'da da Türk düşmanlarıyla<br />
mücadeleye devam edeceklerini<br />
bildirmiştir.<br />
KOZCAĞIZDA<br />
Zonguldak'a bağlı Kozcağız'da<br />
kurulmuş bulunan Ülkü Ocakları<br />
şubesi 8 Nisan günü Keşan müftüsü<br />
Zekeriya Beyaz'a bir konfe<br />
rans <strong>ve</strong>rdirmiştir «Türkiye'yi saran<br />
tehlikeler <strong>ve</strong> kurtuluş yolu»<br />
konulu konferansa kalabalık bir<br />
halk topluluğu <strong>ve</strong> gençler katılmıştır.<br />
Konferansı çok beğenen<br />
halk. Ülkü Ocak't-rım bundan son<br />
ra da çok destekleyeceklerini bildirmişlerdir.<br />
ADANA'DA<br />
Kredi <strong>ve</strong> Yurtlar Kurumu Ada<br />
na Erkek Yüksek öğrenim Yurdunda<br />
13 Nisan günü yapılan tem<br />
silcilik seçimletini ülkücülerin<br />
adayı Hüseyin Eren ezici bir çoğunlukla<br />
kazanmıştır. Verilen<br />
bilgiye göre yurt öğrencüeri<br />
«Türk gençliği Türk milliyetçiliği<br />
ürküşünün etrafında çelikten<br />
bir bütündür. Komünistlere her<br />
zaman gereken dersi <strong>ve</strong>receğiz»<br />
demişlerdir.<br />
SAMSUN'DA<br />
Ülkü Ocaklan Samsun şubesi<br />
kongresi 2 Nisan günü yapılmıştır.<br />
Yeni yönetim kurulu şöyle te<br />
şekkül etmiştir Başkan: Enbiya<br />
Sancak, 2. Başkan: Sabahattin<br />
Taşkın, sekreter Engin Kocaman,<br />
muhasip: Pahattin Malkoç,<br />
üyeler: Ahmet Kc'.daş, Muhammed<br />
Küçükay <strong>ve</strong> Mahmut Bahadır,<br />
öte yandan Çanakkale zaferinin<br />
60 yıldönümü dolayısıyla<br />
18 Mart akşamı Ülkü Ocaklan ta<br />
rafından Büyük camide Çanakkale<br />
<strong>ve</strong> Kıbns şehitleri İçin mev<br />
lid okunmuştur. Yatsı namazım<br />
müteakip okunan mevlide kalabalık<br />
bir cemaat katılmıştır.<br />
SÖKE'DE<br />
Ülkü-Bir Söke şubesi 6 Nisan<br />
pazar günü bir ayran şöleni düzenlemiştir.<br />
Ülk'j Bir şube başka<br />
m Halil Akçakaya'nın açış konuş<br />
masından sonra İbrahim Selekcan<br />
«felsefe <strong>ve</strong> doktrinler» konu<br />
lu bir konferans <strong>ve</strong>rmiştir Daha<br />
sonra Yaşar Çağbayır'ın milliyet<br />
çilik konusundaki konuşmasından<br />
sonra Düa<strong>ve</strong>r Cebeci <strong>ve</strong> Ömer<br />
ÇetintürkerMn okuduğu şiirler he<br />
yecanla dinlenmiştir. Caha sonra<br />
da<strong>ve</strong>tlilere ayran dağıtılmış,<br />
Kafkas <strong>ve</strong> Gaziantep ekiplerinin<br />
gösterisi ilffivle tpVîh edilmiştir.
JpEVtCT-a<br />
NİSAN W» • S»yi ; t» - Sayta : II<br />
Anarşinin artacağı endişesi.;<br />
SORU : Aslında bu dört parti ara*<br />
sînda program, felsefe <strong>ve</strong> politika<br />
bakımından önemli fark olmadığı<br />
söylenebilir miydi<br />
CEVAP : Program bakımından<br />
önemli farklar var. Fakat dört parti<br />
müşterek bir program hazırlamaya<br />
koyuldukları, işbirliği yapmaya kasar<br />
<strong>ve</strong>rdikleri zaman, peşin olarak<br />
Air koalisyon hükümeti kuracağız,<br />
tek başımıza kendimiz içinden herhangi<br />
birinin iktidarı olamıyacaktır.<br />
Binan aleyh bir parti, programının<br />
ayniyle, herhangi tek bir partinin<br />
programının ayniyle hükümet prog<br />
ramına aksetmesini, hükümet icraatı<br />
t* aksetmesini bekleyemeyiz» denildi<br />
<strong>ve</strong> dört parti de bu görüşü benim<br />
•ediler. Bn bir koalisyon, uzlaşma<br />
ıtkümeti alacaktır. Aramızdaki<br />
jprogram farkları, görüş farkları ge<br />
.flMe tutulacaktır.<br />
[ SORU : Sormak istediğim diğer bir<br />
Kusus ise Başbakan yardımcıları<br />
^rasında yapılan iş bölümünde size,<br />
«İzin yetkinize, sizin yönetiminize gi<br />
nen alanlarda yapmayı düşündüğünüz<br />
girişimler var mî<br />
.<br />
r , CEVAP : Bu kona üzerinde henüz<br />
etüd yapıyoruz, yani icraat olarak<br />
•eler yapacağımızı tesbit etmiş değiliz.<br />
Yalnız araştırmalarımız var.<br />
Bn kona İçinde maiuınnliniz; komşularımız<br />
var, NATO ile ilişkilerimiz<br />
var, Kıbrıs'la ilgili durumlarımız<br />
var, Milli savunma faaliyetlerimiz<br />
.var, İç gü<strong>ve</strong>nlikle ilgili durumlar var,<br />
afin hareketler var. Bunların hep<br />
yeni baştan İnceliyoruz.<br />
, FEYZtOĞLU'NUN TÜRKEg<br />
HAKKINDAKİ SÖZLERİ<br />
, Ote yandan ayni gazete CGP Ge<br />
nel Başkam Turhan Feyzioğîu'na da<br />
hükümetin kuruluşu <strong>ve</strong> yapacağı<br />
çalışmalar halanda sorular sormuştur.<br />
Feyzioğîu'na yöneltilen sorulardan<br />
birisi seçim ittifakı konusun<br />
4a olmuş <strong>ve</strong> Feyzioğkı ise özetle<br />
viınları söylemiştir: «Bugün oylarin<br />
'dağılımı adaletsiz <strong>ve</strong> ölçüsüz olmak<br />
ladır. Seçim ittifakı mutlaka halledilmelidir.<br />
Teklif ettiğimiz kanun<br />
teklifi, seçim sistemi ne olursa ol-<br />
ADSIZ KAHRAMANLAR<br />
EMİNİ IŞINSU<br />
ÜLKÜCÜLERİN KİTABI<br />
Yazarının günümüz adsız<br />
kahramanlarına ithaf ettiği bu •sari<br />
Kitapçılardan isteyiniz Dağıtım Anda<br />
Baştarafı sayfa 5'de<br />
sun, tatbiki mümkün bir kanundur.<br />
Bu kanun, seçmeni memleket idaresinde<br />
daha etkili şekilde hakim<br />
kılacak, hem de daha adil şekilde<br />
tecellisini sağlıyacaktır.»<br />
Hükümet içindeki partiler arasında<br />
tutarsızlık bulunduğu şeklindeki<br />
bir diğer soruya ise Fevzioğlu şun<br />
lan söylemiştir : Hükümeti kuran<br />
siyasi partiler arasında tutarsızlık<br />
bulunduğu iddiasmı kabul etmiyorum.<br />
MSP, CHP ile koalisyon kurduğu<br />
zaman, tam bir uyum bulunduğunu<br />
iddia edenlerin aynı siyasi<br />
parti bir başka koalisyon içine girdiği<br />
zaman aynı çeşit suçlamalara<br />
girişmeleri tam pir haksızlıktır.»<br />
Memleketin içinde bulunduğu iktisadî<br />
kriz <strong>ve</strong> döviz rezervleri konusundaki<br />
bir soruya ise: «Döviz rezervlerimiz<br />
tehlikeli şekilde erimeye<br />
başlamıştır. Bu gvdişi bir günde<br />
durdurmanın mümkün olacağım- id<br />
dia etmiyorum. Ama üzerine eğilin<br />
mesl gereken en mühim mesele ola<br />
rak karşımızdadır.» diyen Feyzioğlu<br />
Gazetenin: «Bir tereddüt noktası<br />
da ortaklarınız arasında, MHP'nin<br />
bulunmasından doğuyor, özellikle<br />
sayın Türkcş'in kişiliği üzerinde du<br />
ruluyor. Bn konudaki tereddütler<br />
hakkında ki görüşünüz» sorusuna<br />
ise<br />
«Konuşmasının bn mecraya dökülmüş<br />
olmasından üzgünüm. Ortak<br />
siyasi partilerin tartışmasını yapmamız<br />
ne dereceye kadar doğrudur<br />
bilmiyorum ama, madem ki bu suali<br />
surdunuz size açıkça şn cevabı <strong>ve</strong>r<br />
mek isterim. Saym Türkeş'e yönel<br />
lllen tenkldler, Milliyetçi Hareket<br />
Partisini <strong>ve</strong> sayın liderini tanıyan<br />
herkesin kolaylıkla teslim edeceği<br />
şekilde haksızdır <strong>ve</strong> insafsızdır. Sa<br />
ym Türk eş hür demokratik rejime<br />
bağlılığım dalma İfade etmiştir. Bir<br />
Türk milliyetçisi olarak komünizmin<br />
karşısında olduğu kadar, yabancı<br />
bir İdeoloji saydığı Nazizmi <strong>ve</strong> Faşizmin<br />
de karşısında olduğunu açık<br />
ça ifade etmiş <strong>ve</strong> tekrarlamıştır.<br />
Asîn solun kendisi dışında herkesi<br />
faşist diye suçladığı bütün dünyada<br />
bilinen bir gerçektir. Bunları el ter<br />
siyle İtilecek İftiralar telakki ettiğimi<br />
kesinlikle ortaya koymak isterim»<br />
demiştir.<br />
il<br />
Çağın Mahpusları<br />
NİHAL YÜKSEL SERDÂDE<br />
«Çağdışılık», hür düşünceye vurulan pranga.. İsnatların en bayağısı,<br />
yalanların en süflisi... Tecessüsü çağın içine hapsedenlerin<br />
ağzındaki Demokles kılıcı, «çağdışılık ithamı. Biraz LSD, - biraz<br />
Marks, biraz Marcuse, biraz hippilik biraz mesuliyetsizlik denen<br />
çağ perdesiyle ölümsüz bir ihtişamı örtmek gayeleri, ölümsüz ihtişamı<br />
yani maziyi...<br />
Çağa zebun olanların, çağın ilerisini <strong>ve</strong> gerisini kuşatanları anlamaları<br />
mümkün mü Mesuliyet iradesi, - fikir çilesi, ilim haysiyeti,<br />
ruh ızdırabı olmayan çeyrek aydının can kurtaran simidi bu itham.<br />
Ummanı damlalarla izah etmek mümkün mü Çeyrek aydının<br />
mümeyyiz vasfı : Lisanı «olanak», «olasılık», «özgürlük», «koşul»,<br />
«varsıl» vb., adlı nevzuhur kelimelerle muhteşem bir mazi idrak edi<br />
lebilir mi<br />
«Yalnızız»ı, «Dokuzuncu Hariciye Koğuşu»nu anlayacak idrak<br />
irtifaîna sahip olamayanlar için elbette «înce Memed» cazip. Dede<br />
Efendi'de gizli gizli içe akıtılan göz yaşlarının mânâsım hissedemeyenler<br />
aranjman adlı piç musikiye gönül <strong>ve</strong>rdiler. Musiki de değü<br />
bora tepme. Selimiye'nin ince minarelerindeki <strong>ve</strong>cd hamlesini sezemeyenler<br />
Kremlin'in sisli mimarisine vuruldular. Niçin Marcuse de<br />
Bergson değil Çünkü Marcuse katı tebliğin, Bergson derûni telkinin<br />
vâzı... Çağın Mahpusu, giriftin değü, basitin, kolayın zebunu.<br />
«Padişahların tahtı tasarrufunda olan memleket, menkahası mesa<br />
sabesündedür.» diyen mesuliyet timsali hünkân anlayamıyanlar<br />
Mao'ya kul oldular.<br />
Talip değiler, güç olana, ebedî olana, bir olana, sonsuz olana.<br />
Şüpheden şüphelenemeyenler : Çağın Mahpuslan. Marcuse'un istediği<br />
kadar düşünen, Agob'un istediği gibi konuşan, Karaoğlan'm<br />
istediği kadar eyleme geçen Çağ Mahpuslan! Robotlar! Haldun'u,<br />
Hemedani'yi ne zaman bilecek, Teftezanî, Peçevî, Gazali'yi ne zaman<br />
öğrenecek, Akif'i, Safa'yı, Meric'i ne zaman idrak edeceksiniz<br />
Korkusuzlar! Ma<strong>ve</strong>rayı kuşatanlar! Ülkücüler! Bu toprağın sinsiyiz.<br />
Yıldırım Han'ın gönlündeyiz. Damlaydık derya olduk, kayan<br />
bir yıldızdık kehkeşan olduk.<br />
Büyük gazamız mübarek ola.<br />
Bir müddet önce Kilis'te CHP'li<br />
bir iş adamının, tarihî özelliklere<br />
sahip Hoca Derviş camiinin kendi<br />
sine ait olduğunu iddia ederek yıktırmak<br />
istemesi üzerine çıkan olay<br />
larda tutuklanan sanıklar 17 Nisan<br />
günü Ankara'da yapılan duruşmala<br />
rında tahliye edilmişlerdir.<br />
Bilindiği gibi Fahrettin Karadeniz<br />
isimli CHP'li o/arak tanınan iş<br />
adamı, adı geçen camiinin yıllarca<br />
önce kendisine satıldığım iddia ede<br />
rek yıktırmak istemiş, yıkım işi<br />
minareden başladıktan sonra Kilis<br />
halkı tahammül edemiyerek müdahalede<br />
bulunmuştu. Daha sonra olay<br />
larda suçlu oldukları iddiasıyla ya<br />
kalanan vatandaşlara karakolda<br />
büyük işkence yapıldığı öne sürülmüş,<br />
bu arada sanıkların dövüldüğü<br />
<strong>ve</strong> işkenceye uğradıkları seklin<br />
KİLİS OLAYLARI SANIKLARI<br />
TAHLİYE EDİLDİ<br />
FİKRET EREN<br />
PROFESÖR OLDTj<br />
deki şikayetler üzerine Kilis'e müfettişler<br />
gönderilerek tahkikat açılmıştı.<br />
Ankara Üni<strong>ve</strong>rsitesi Hukuk<br />
Fakültesi Medeni Hukuk<br />
Kürsüsü Öğretim üyesi Doç.<br />
Dr. Fikret Eren'in kararnamesi<br />
kesinleşmiş <strong>ve</strong> profesörlüğe<br />
yükseltilmiştir. Prof.<br />
Dr. Fikret Eren*i tebrik eder,<br />
başarılarının devamım dileriz.<br />
DEVLET
DEVLET - 28 NİSAN 1975 - Şayi : 280 - Sayfa : 11<br />
DP Millet<strong>ve</strong>killeri Rasim <strong>ve</strong> Hasan'a<br />
«Türk milliyetçiliği'nin geçirdiği<br />
sıkıntılı günlerde parti taassubunun<br />
yollarını kayıp ettirdiği siz arkadaş<br />
»anma açık mektup yazmanın tam<br />
zamanı olduğunu anladım. Halk ö~<br />
nünde konuşma isteğimiz ise bundan<br />
böyle politikaya meraklılara<br />
ders olacağını sandığımız içindir.»<br />
. Rasim bey kardeşim!... 1960 yılın<br />
da başlıyan mücaacle arkadaşlığımız<br />
fakülteyi bitirinceye kadar devam<br />
etti. Fakültenin bitimine kadar<br />
senden hiç bir şikâyetim olmadı.<br />
Ben kardeşinden sual edersen, vatanî<br />
vazifemden sonra memleketinle<br />
yerleşip avukatlık yapmağa baş<br />
-adım. Senin ise politikanın merdi<strong>ve</strong>nlerinde<br />
yükseldiğini arkadaşlarımdan<br />
<strong>ve</strong> basından öğreniyordum.<br />
Baha yakın zamana kadar da senin<br />
<strong>ve</strong> Hasan'm daha da yükselme<br />
niz için duacı olduğumu belirtmek<br />
isterim. Şu anda bir dua söz konusu<br />
olmadığını da belirtmek isterim.<br />
Su açık mektubumda seni maziye<br />
çekmek isteyişimin sebebi şanınızla<br />
Canlanmak değildir. Böyle bir duygu<br />
çok şükür fakir gönlümüzde yer almamıştır.<br />
Açık mektubumu ister<br />
azar anlamına, ister yakınma anlamına<br />
al. Netice önemli değil. Ama<br />
Sanmam ki sözlerimin ceza kanunun<br />
da yerini aramazsınız.<br />
, Olmaz Rasim.. Olmaz.. Son davra<br />
Hışlar iniz için izah bulamıyorum.<br />
Hiç bir izah şekli bizi tatmin edecek<br />
güçte değildir. Ne partisi kardeşim..<br />
Hangi partiden söz edelim<br />
Türk Milleti'nin mutluluğu için<br />
ideolojimiz için parti taassubu ne<br />
demektir.. Anladım ki, elimizle<br />
TMT.T.B.'ne başkan yaptığımız Raı<br />
sim'in yerini her hangi bir politikacı<br />
»almıştır. Bu sebeple önce M.T.T.B.<br />
ye yerleştirdiğimiz Rasirn'i, sonra<br />
da bugünkü Rasirn'i eleştirmek zorundayım.<br />
Fiilî görevlerden hoşlan<br />
nııyan <strong>ve</strong> fakat kültürü ile İstanbul'<br />
da okuyan milliyetçi gençliğe önder<br />
olan Adapazarı - Akyazı'dan Niyazi<br />
Ozdemir'i hatırlıyalım. O'nun vakur<br />
Ve cüsseli izahları, konferansları,<br />
'Site Yurdu 1. Blok,, 1. Kat, 4 numaralı<br />
odada kalan Niğdeli Osman<br />
ÜÇER'in beraberliğinde yapılan soh<br />
betleri hatırlıyalım. Solak gençliğin<br />
azgın <strong>ve</strong> saldırgan tutumları, politi<br />
kayı solakların emrine nasıl âmede<br />
yaptıklarını görerek, Türk Üni<strong>ve</strong>rsite<br />
Gençliği'nin şahsiyetini bulması<br />
için <strong>ve</strong>rilen mücadeleyi hatırlaya<br />
hm. Hukuk Fakültesi Cemiyeti'nden<br />
başlıyan seçim mücadeleleri, tâââaa<br />
M.T.T.B.'ye dayanışım gözlerimizin<br />
önüne getirelim. Konuşulanları elle<br />
rini dizinin üstüne koymuş <strong>ve</strong> ancak<br />
kendisine söz düştüğü zaman<br />
konuşan Rasirn'i hatırlıyalım. Terbiyesi,<br />
ağırlığı ile gönüllerimizde<br />
,yer alan Rasirn'i ben iyi hatırlıyorum.<br />
Belki o günlerde memleket<br />
meselelerini iyi bilmezdi ama, top-<br />
Avukat Osman ÜÇER<br />
lantılara <strong>ve</strong> faaliyetlere harfiyen ria<br />
yet eden Rasim, Erzurum'un yağıza<br />
yakın delikanlısı hepimizin sevgisini<br />
kazanmıştı. Niyazi ile uzun<br />
uzun konuşup, Rasim'in yükselmesi<br />
için ne plânlar yapmıştık. İsmi fazla<br />
tanınmayan, dol ay isiyle yönetimine<br />
<strong>ve</strong>rilecek derneklerle, birliği, dengeyi<br />
<strong>ve</strong> hamleyi sağlıyacağına inar<br />
dığımız Rasim!..<br />
Sabahlara kadar isimsiz bir kahraman<br />
olarak M.T.T.B.'yi bekliyen<br />
vatan çocukları arasında çok acizane<br />
Niğdeli, Osman ÜÇER'de vardi<br />
biliyorsun.. Bilmem hatırlar mısınız<br />
beni Babıâliye yerleştirmeyi bile<br />
planlamışlardı. Ailevî durumum<br />
beni Niğde'ye sürükledi. Babıâli<br />
olacağına, Niğde'nin Sesi vs. gazete<br />
leri esas oldu. Ama inan ki şu anda<br />
Babıâli'nin iri bir gazetesinde sana<br />
hitap etmek isterdim. Her ne ise ko<br />
nuya dönelim...<br />
Memleket se<strong>ve</strong>r Rasirn'i biz böyle<br />
tanıdık.. O'nun başarısına başa<br />
kakmak gibi olmasın ama yalnız <strong>ve</strong><br />
yalnız Türk Milleti meselesini esas<br />
alarak yardımcı olduk. Rasim<br />
M.T.T.B.'ye yerleştikten sonra içimizde<br />
rahatlık duyduk. Başarılarını<br />
işitip gördükçe memleket hesabı<br />
na gurur duyduk. İstanbul fikir ha<br />
yatından uzaklaşınca seneler sonra<br />
Rasim'in sesi Meclis kürsüsünden<br />
gelmeğe başladı. Daha ziyadesi ile<br />
sevindik. Memleketin dört bir tara<br />
fından birbirimizi tanıyan insanlar<br />
olarak, hiç birimiz birbirimize sormadan,<br />
haberleşmeden Türk Milliyet<br />
çiliği dâvasında birleştiğimizi gördüm.<br />
Üç dört isim civarda dolaşıyordu.<br />
Yıllarca izahını yapamadım.<br />
Arkadaşlarla karşılaşınca sordum.<br />
Aynı şaşkınlık içinde gördüm onları<br />
da... Ben, burs # almak gayesiyle<br />
Orman Fakültesi'ne yazılmak için<br />
gelmiştim İstanbul'a... Bilmem hatırlar<br />
mısın.. Milliyetçi arkadaşlar<br />
benim kayıdımı Hukuk'a yaptırdılar..<br />
Ben de çok şükür şimdi üzeri<br />
İÇ GÜVENLİK<br />
Baştarafı : Ortaeayfada<br />
raberliğe karşı, yıkıcı, parçalayıcı iç savaşı kışkırtıcı<br />
bir zihniyetle, üstelik ihanetini, <strong>ve</strong>ya gafletini<br />
gizleyerek kendisini ilerici sanacak kadar<br />
<strong>ve</strong>hme, yanılgıya kapılarak zorbalıklara, şiddete<br />
sapması, Türkiye'nin geleceği bakımından çok<br />
hazin, çok üzücü değil midir Türk bayrağını yırt<br />
inak, kahrolsun Türkiye, diye bağırmak, millet<br />
bütünlüğünü inkâr ederek bölge parçalanışını İstemek,<br />
Kıbrıs'taki Türk haklarına, Türk yönetimine,<br />
Yunan ağzıyle düşmanlık taslamak, İç savaşı<br />
körüklemek, sınıf çatışmasını kışkırtmak,<br />
mezhep çarpışmasının tahriklerini yapmak, her<br />
türlü fitne <strong>ve</strong> fesatı çıkarmak, orda, polis düşman<br />
lığı yapmak, Meclis, Parlâmento düşmanlığını<br />
azgınlık derecesine getirmek, Türkiye'nin birlik<br />
me düşeni yapıyorum. Ama sen!..<br />
Ama Hasan!.. Ha.. Hasan demişken<br />
bir iki satır da ondan bahsedelim...<br />
O'nu daha sonra tamdım. Bilhassa<br />
Aydınlar kulübünde iyi giyinip, iyi<br />
konuşan bir arkadaş olarak hatırlıyorum<br />
kendisini... Senin için söylediklerimi<br />
onun için de tekrarlayabilirim.<br />
Ama O'nun. «Göreceksiniz<br />
ben çok yükseleceğim!» dediğini<br />
hatırlarım. Allah var senin böyle<br />
bir iddian yoktu.. Çok şükür ikiniz<br />
de bir milliyetçinin yükselmesi gerektiği<br />
kadar yükseldiniz. Ama şu<br />
son tnvırmız hiç bir izahla bağdaş<br />
maz. Gü<strong>ve</strong>n oyundan önce size hi<br />
tap etmek için arzu duydum. Arkadaşlığımızı<br />
bilenler ille de çabuk<br />
bir mektup yaz diyorlardı. Ben ise:<br />
«Gerek yok, göreceksiniz Rasim <strong>ve</strong><br />
Hasan yanılmıyacaklar!» diyordum.<br />
«Neden, ne biliyordun yanılmıyacaklarını»<br />
diye sorduklarında:<br />
«Ben Milliyetçilerin kültürel faaliyetlerinde,<br />
yapılan gecelerde Rasim<br />
<strong>ve</strong> Hasan'ı BAŞBUĞ'un yamnda<br />
görüyorum kendilerini, korkmayın<br />
onlar yanılmaz!» diye cevap <strong>ve</strong>riyordum.<br />
Siz de, ben de yanıldık demek<br />
ki!.. Ben yanılırım, zira sizle<br />
olan irtibatımı en az 7-8 senedir<br />
kaybettim. Nezaket ziyareti yapma<br />
dığım için suçluyum. Ama her nedense<br />
sessiz yaşamayı gaye edindi<br />
ğim için olsa gerek benim davranı<br />
şımın izahı belki yapılır. Ama sizin<br />
davranışınızın izahı var ise ben bütün<br />
bildiklerime yekûn çekip fikir<br />
hayatından çekileyim.. E<strong>ve</strong>t arkadaşım..<br />
Sizin davranışınızın izahı<br />
yoktur.. Mersinli arkadaşımızın dav<br />
ranışının izahı olmadığı gibi... Rasim!..<br />
İnan ki boy ölçüşmek değil..<br />
Ama inan ki istese idim <strong>ve</strong> bugün<br />
istesem Mecliste aynı sıralarda otur<br />
ma kabiliyetimi <strong>ve</strong> imkânımı bilme<br />
nizi isterim. Madem ki partiler ay<br />
rı da olsa milliyetçiliğimize zarar<br />
gelmiyeceğini izah ediyorsunuz, öy<br />
le ise ben de ifade edeyim: Bugün<br />
istesem M.H.P. mület<strong>ve</strong>küi olarak<br />
yanınızda bulunabilirim. Ama gaye<br />
bu değil. Gaye Türk Milliyetçiliğine<br />
hizmet olduğuna göre bulunulan<br />
yer önemli değil. Hizmet önemli.<br />
Parti taassubu söz konusu olsa be<br />
nim şu anda Milliyetçi Harekelçiler<br />
aracında değil, 1964 yılına kadai<br />
hizmet ettiğim siyasi kanaat paralelinde<br />
olmam gerekirdi.. Milliyet»<br />
çiler birleştiğine göre ben yine yerimdeyim<br />
demektir. Ama sen nera<br />
desin Rasim.. Hasan nerede.. BÜ<br />
den ev<strong>ve</strong>l İstanbul fikri hayatında<br />
önemli bir ismi olan Bozbeyli ağabeyimiz<br />
nerede<br />
Rasim... Şu anda millet<strong>ve</strong>killiği<br />
sıfatınızdan sıyrılınız <strong>ve</strong> lütfen dörl<br />
numaralı odada hissediniz kendini»<br />
zi... Ders kitapları <strong>ve</strong> bilhassa filt<br />
ri kitaplar okumaktan kızarmış gâfl<br />
lerimizi birbirimize dikerek saat»<br />
lerce sohbet edişimizi hatırla.. Ha<br />
sohbetten ben sana sesleniyorum.-<br />
Suçlusun Rasim.. Suçlusunuz.. Seü<br />
<strong>ve</strong> senin gibiler inan ki suçlusunuz..<br />
Allah'ın bizlere <strong>ve</strong>rdiği en büyük<br />
nîmet kaliteli fikir hayatımızdır.<br />
Bunun dışında hiç bir değer ön sırayı<br />
alamaz... öyle ise neden mazimizden<br />
kopuyor <strong>ve</strong> halin içinde tâV<br />
nınmaz kişiler oluyoruz.. Runıtft<br />
için yıllarca aç <strong>ve</strong> bitkin olarak dev<br />
nekçilik yapmadık.. Bunun için yak<br />
larca derslerimizi bırakıp fikir v#<br />
güç mücadelesinde bulunmadık^<br />
Daima gerçeği aradık <strong>ve</strong> ışığı göri£<br />
ce o yolda yolumuza devam ettik.*<br />
Hiç bir zaman kişilik iddiasında ba<br />
lunmadık.. Türk Milliyetçiliğine hü<br />
met için zaman <strong>ve</strong> zemin seçimini<br />
yapmadık.. Dayak <strong>ve</strong>dik. dayak ai<br />
tık.. Azarlandık, azarladık Tek ta»<br />
sellimiz 1960 larda güçlenen çalışmalarımızla<br />
milletimize faideli ola<br />
şumuzdu.. Bugün de çok şükür çoH<br />
güçlüyüz.. Başına kakmak gibi olmasın<br />
ama senin de aynı hava İ£h*<br />
de bulunman lâzım idi Şart idi. :<br />
Mecburi idi.. Aksi halde vicdani<br />
mesuliyet söz konusu idi.. Hasan'a)<br />
benden selâm söyle.. Ne idi TRffl<br />
ye yerleşmiş o cüsseli kişi Bilna*<br />
yorum kardeşim, t aşkw bir Hasa*<br />
KORKMAZCAN mı var Allah*atf<br />
se<strong>ve</strong>rsen onu ger <strong>ve</strong> iki satır yaa*<br />
sın.. Desin ki, siz t&şrada akimiz etj<br />
mediğ: meselelerle Kafanızı yorma!»<br />
yın.. Hele hele haddinizi bilin lii#<br />
memleketin selâmet m T nere - 1&<br />
duğunu sizden iyi biliriz.. t>sin..^<br />
Devam»• r.rUa k; ıt:>kts|<br />
<strong>ve</strong> beraberliğine, bütünlüğüne, IfrUkiâune. bağımsızlığına<br />
karşı bir baltalama hareketi değil inidir<br />
Daha ne <strong>ve</strong> ne zamana kadar beklenecektir<br />
Dıştan beslenen iç düşmanın, soyu, kanı şuuru<br />
bozukların, zihniyeti sapıkların, kanlı, vahşi niyetleri,<br />
hedefleri hâlâ belli olmamış mıdır ÎV n-<br />
lara karşı Anayasayı, İnsan hak <strong>ve</strong> hürriyetlerini,<br />
gerçek demokrasiyi, devlet nizamını, devletin<br />
varlığım kim <strong>ve</strong> ne zaman koruyacaktır'' Adalet<br />
<strong>ve</strong> hak bunlara çiğne t i! m emelidir. İlim, edebiyat,<br />
sanat., bunların pençesinden kurtarılmalıdır<br />
TRT bunların elinden kurtarılmalıdır<br />
Bunlar zararsız hale getirilmedikçe, asayiş<br />
ten <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nden, birlik <strong>ve</strong> beraberlikten, refah <strong>ve</strong><br />
huzurdan bahsetmek hayal olur.<br />
Bu kaba zorbalara, haydutlara, gafillere, haisı<br />
lere karşı, Türk Milletinin Büyük Kurtuluş zaferinin<br />
günleri <strong>ve</strong> o günlerin mutlu aydınlığı uza\<br />
değildir.
• • • I.<br />
Tür keş • TRT hakkında gerekli tedbîrler<br />
önümüzdeki günlerde alınacak<br />
Bildiğiniz gibi gazetemiz DEV<br />
LET Milliyetçi Hareket Partisi<br />
<strong>ve</strong> Başbakan yaıdımcısı Alparslan<br />
Türkeş ile Dir görüşme yap<br />
mış <strong>ve</strong> hükümet kuruluşu çalış<br />
malan hakkında bilgi almıştı.<br />
Bu savımızda ayın Alparslan<br />
Türkeş'le yaptırımız görüşmenin<br />
ikinci bölümünü vayınlıyoruz.<br />
SORU : TRT. Kayseri de 10 bin<br />
den fazla kişi tarafından karşılanmanızdan<br />
<strong>ve</strong> vaptığınız konuşmadan<br />
haber bültenlerinde hiç<br />
bahsetmezken, Yunanistan'daki<br />
öğrenci olaylarını aynı bültenlerde<br />
en geniş şekilde <strong>ve</strong>rdi. Parti<br />
zanlığı halâ devam ettiren TRT<br />
hakkında hükümet olarak tutumu<br />
nuz ne olacaktır<br />
CEVAP : TRT hükümet kurulu<br />
şundan önce olduğa gibi hükümet<br />
kanı (aslından sonra da devam<br />
1ı olarak Anayasa <strong>ve</strong> kananlara<br />
aykırı partizan bir tutum izleme<br />
ye devam etmektedir. Bir Anaya<br />
sa kuruluşu »«an <strong>ve</strong> Anayasa<br />
ile kananlara uyması icabeden<br />
'IRT'nin başında bulanan ba<br />
zı kimseler bu kanunsuz <strong>ve</strong> key<br />
DP MİLLETVEKİLLERİ<br />
Aksi ha ide bizim Anadolu'nun ortasında<br />
sizleri <strong>ve</strong> davranışlarınızı dü<br />
jgünürken. kafamız çok zorlanıyor..<br />
Belki bu yükü taşıyamayız.. Rahat<br />
sız oluruz. Belki de gıyabınızda si<br />
ke layık olmayan fikirlere saparız..<br />
Bizi böyle bir talihsizlikten ne olur<br />
kurtarınız. Yolunuz Niğde'ye düşerse<br />
misafirim olunuz.. Şimdiye ka<br />
dar ihmâl ettim ama ben artık sizi<br />
£iyaret etmem. Bunu iyice büiniz...<br />
Açık mektubumu bitirirken müsa<br />
«lenizle bir kaç soru sorayım:<br />
— Dâvayı görüş zaviyesi talebe<br />
Kkte ayrı, diplomaü olunca ayrı mı<br />
»oluyor..<br />
— Mücadelesini <strong>ve</strong>rdiğimiz fikrin<br />
kayrağı bu gün kimin elindedir<br />
— Fikri liderler için plâtonik aşk<br />
pnı, yoksa bilfiil emrine girmek mi<br />
bizlere yüklenmiş görevdir<br />
r- Yoksa dünkü kardeşlerimiz o<br />
fi hareketlerini sürdürmektedirler.<br />
Kanun yoluvla haklarında önü<br />
mü/d ki günlerde gerekli tedbir<br />
ler alınacaktır.<br />
SORU : Son günlerde Yunanis<br />
tan Kıbrıs'ın yanı sıra adalar <strong>ve</strong><br />
Batı Trakya'da da milletlerarası<br />
anlaşmaları açıkça ihlâl etmekte,<br />
Yunan Başbakanı Karamanlis<br />
de bu durumu kabul etmektedir.<br />
Bu konu da düşünceleriniz nedir<br />
CEVAP : E<strong>ve</strong>t, Yunanistan yapılmış<br />
olan anlaşmaları devamlı<br />
olarak İhlâl etmektedir. Yunanistanla<br />
yapılmış olan antlaşmala<br />
ra göre Ege adalarının askerlik<br />
en arınmış bir durumda tutulması<br />
gerekmektedir. Yunanlılar daima<br />
<strong>ve</strong>rdikleri sözü tatmayan <strong>ve</strong> attıkları<br />
imzalarına saygılı davranmayan<br />
bir politika izlemektedirler.<br />
Ege adalarına asker <strong>ve</strong> si<br />
lan yığmak Türkiye'ye karşı düş<br />
manca bir harekettir. Bu T ürk i<br />
ye'nin gü<strong>ve</strong>nliğini tehlikeye sokmaktadır.<br />
Hükümetimiz gerekli<br />
tedbirleri almak kararındadır.<br />
Çok teşekkül ederiz efendim.<br />
Başiarafı irde<br />
kadar yükselmişlerdir ki, lideri de<br />
aşan gerçekleri görme kabiliyetine<br />
mi ulaşmışlardır<br />
— Bu kardeşlerimizin bugün <strong>ve</strong><br />
yarınlarımız için Türk Milliyetçili<br />
ğine ne gibi hizmetleri olacaktır<br />
Sağlıkla kal kardeşim.. Hasan'a<br />
da selâm söyle.. Ben de meclise<br />
gelsem iyi olur, daha yakın konuşuruz<br />
ama, daha ev<strong>ve</strong>l de izah et<br />
tiğim gibi, hizmeti ben bu açıdan al<br />
mıyorum.. Acizane ifade edeyim..<br />
Gücümüz, maddi <strong>ve</strong> manevî varlığı<br />
mız nisbetinde hizmetimiz oluyor.<br />
Çalışmak bizden takdir Allah'tan...<br />
Seni bugünün <strong>ve</strong> yarının Türkiye<br />
sinde, eski arkadaşlarımız ile bilfiil<br />
omuz omuza görmek istiyorum., ts<br />
ter emir kabul et, ister rica.. Mille<br />
timiz, Türk Milliyetçiliği için rica<br />
ediyorum.. Kendimize gelelim<br />
varlığımızın anlamını bilelim.<br />
<strong>ve</strong><br />
Geçtiğimiz hafta içinde İstanbul'<br />
da bazı fakülte <strong>ve</strong> yurtlarda çeşitli<br />
hadiseler meydana gelmiştir. Hükû<br />
metin kuruluşundan ev<strong>ve</strong>l aşırı sol<br />
kuruluşlar taraf mc an yayınlanan<br />
bildirilerde, Türkiye çapında hadiselerin<br />
artacağı <strong>ve</strong> bunun sorumlusunun<br />
da Miliyetçi Partiler Toplulu<br />
ğu olacağı belirtilmişti. Aşırı sol<br />
bu iddialarını ispatlamak için yur<br />
dun her yanında şiddet hareketleri<br />
ne girişmiş bulunmaktadır, istanbul<br />
Fen Fakültesinde öğrencileri derse<br />
sokmak istemiyen aşırı sol, öğrencilerin<br />
direnmesi karşısında zorbalığa<br />
baş vurmuştur. Tamamen kanunsuz<br />
<strong>ve</strong> zorbalığa dayanan bu<br />
hareket karşısında emniyet yetkili<br />
leri harekete geçmiştir. Emniyet<br />
kuv<strong>ve</strong>tlerine <strong>ve</strong> okula girmek isteyen<br />
öğrencilere kızıl militanlar ateş<br />
açmışlardır. Daha sonra da buradan<br />
kaçan solcular Site öğrenci yur<br />
duna sığınmışlardır.<br />
ARAMAYA MANI OLUYORLAR<br />
Fakültede terör yaratan <strong>ve</strong> kanunsuz<br />
olarak sürdürdükleri hareketi<br />
de<strong>ve</strong>m ettirmek isteyenlerin ba<br />
rınağı haline gelen İstanbul Site<br />
yurdunda emniyet kuv<strong>ve</strong>tleri arama<br />
yapmak isteyince aşırı sol militanlar<br />
tarafından kapılara barikat<br />
lar kurulmuş <strong>ve</strong> emniyet kuv<strong>ve</strong>tleri<br />
nin içeriye girmesine mani olunmuş<br />
tur. Çeşitli uyanlara rağmen bu<br />
harekete devam eden solcular orada<br />
biriken <strong>ve</strong> olayı seyretmekte<br />
olan halkın üzerine de taş dinamit<br />
<strong>ve</strong> tabanca kullanarak masum bir<br />
çok kimsenin yaralanmasına sebeb<br />
olmuşlardır. Polis daha sonra panzerlerle<br />
barikatları yıkarak içeriye<br />
girmiş <strong>ve</strong> olaylarla ilgili gördüğü<br />
bazı kişileri gözaltına almıştır.<br />
İŞYERLERİ VE ARABALAR<br />
TAHRİP EDİLİYOR<br />
Öte yandan başka fakülte <strong>ve</strong> yük<br />
sek okullarda da fiili durum yarat<br />
mak için toplu ha'de bulunan aşırı<br />
solcular hadise üzerine yürüyüşe<br />
geçmişlerdir. Ceryan eden olaylar<br />
fırsat bilinerek, tahrip hareketlerine<br />
girişilmiş, bazı dükkânların <strong>ve</strong><br />
işyerlerinin camları kırılmış, tahrip<br />
edilmiş <strong>ve</strong> 50 ye yakın araba da<br />
hasar görmüştür. İzinsiz yürüyüşe<br />
geçen <strong>ve</strong> bu arada da saldırılarım<br />
artıran bu solcu zorbaları Sultanahmet<br />
meydanında Polis durdurmak<br />
istemiş <strong>ve</strong> dağılmalarını istemiştir.<br />
Bunun üzerine komünistlerle<br />
polisler arasında çatışma başlamıştır.<br />
Hadiselerle ilgili olarak 320<br />
kişi gözaltına alınmıştır. Bu arada<br />
bazı milliyetçi kuruluşların binaları<br />
da taşa tutulmuş <strong>ve</strong> Orta-Doğu gazetesine<br />
de saldırılmıştır.<br />
HADİSELER ANKARA'YA DA<br />
SIÇRIYOR<br />
BİR ÖĞRENCİ YARALANIYOR<br />
İstanbul'da bu hadiseler olurken<br />
ertesi gün Ankara'da da bazı yük<br />
sek okul <strong>ve</strong> fakültelerde de aşın<br />
solcular olayları bahane ederek boy<br />
kot hareketlerine girişmek istemişlerdir.<br />
Gazi Eğitim Enstitüsü Siya<br />
Komünistler istanbul'da<br />
! • • • • • • • • • • I . .<br />
bir işçiyi oldurdu !<br />
sal Bilgiler, Hukuk Fakültesi vl<br />
Hacettepe Üni<strong>ve</strong>rsitesinde de boy* J<br />
kot hareketine girişmek isteyen bd<br />
zorbalar öğrencilerin tepkisiyle kar<br />
şılaşmıştır. Bu arads Fen Fakültesi<br />
önünde milliyetçi-ülkücü bir öğrenci<br />
aşırı solcular tarafından tabanca<br />
kurşunuyla kasığından yaralanmıştır.<br />
Gazi Eğitim Enstitüsünde giri<br />
şilen boykot üzerine polis duruma<br />
müdahale etmiş, fakat öğrenciler<br />
bazı eğitim üyelerinin derslere gir<br />
mediğini görmüşlerdir.<br />
MALÛM KURULUŞLA1.<br />
VAZİFESİNİ YAPIYOR<br />
Diğer taraftan hadiselerle ilgüi<br />
olarak bildiri yayınlayan aşırı sol<br />
kuruluşlar, yoldaşlarının yapmış<br />
oldukları kaba kuv<strong>ve</strong>t gösterilerinden<br />
<strong>ve</strong> kanunsuz hareketlerden hiç<br />
bahsetmezken olaylar sırasında polisin<br />
<strong>ve</strong> iktidarın tutumunu kınayan<br />
ifadeler kullanmış'ardır.<br />
İSTANBUL ÜLKÜ OCAKLARININ<br />
AÇIKLAMASI<br />
Öte yandan İstanbul Ülkü Ocakla<br />
rı Başkanı Abdullah Kederoğlu ha<br />
diselerle ilgili olarak aşağıdaki bil<br />
diriyi yayınlamıştır.<br />
«İstanbul Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesinin<br />
kapanmasını, Galatasaray Mühendisliğin<br />
boykota gitmesini sağlayan<br />
komünistler öğretimin daha geniş,<br />
çapta durmasını sağlamak için dün<br />
de Fen Fakültesini işgal ederek<br />
boykota götürmek istemişlerdir.<br />
İTÜ'den, Galatasaray Mühendislikten<br />
<strong>ve</strong> öğrenci olmayanlardan teş<br />
kil ettikleri bir grupla, erkenden<br />
Fen Fakültesine girerek yaptıkları<br />
forumda komünist militanlar bol<br />
bol hükümete çatmışlar, «katil hükümet,<br />
kahrolsun faşistler, kahrol<br />
sun Türkiye» diye bağırıp, mücade<br />
lelerine faşist hükümet yıkılıncaya<br />
kadar devam edeceklerini söylemişlerdir.<br />
Daha sonra, Edebiyat Fakültesin<br />
de toplanan Ülkücü - Milliyetçi<br />
gençler üzerine taşlar, sopalar, mo<br />
lotof kokteylleri tabanca <strong>ve</strong> dinamitlerle<br />
saldıran komüzinmin yerli<br />
uşakları, bir çok Milliyetçi gencin<br />
yaralanmasına sebep olmuşlar<br />
dır.<br />
Türk polisinin müdahaleleriyle<br />
birlikte polis üzerine molotof kokteyli<br />
<strong>ve</strong> tabanca patlatan zorbalar<br />
daha sonra fakültenin arkasından<br />
kaçarak Site Öğrenci Yurduna sığınmışlardır.<br />
Burada da, rahat durmayan aşırı<br />
solcular, «sürekli eylem» teorilerine<br />
uyarak anarşiyi körüklemişler<br />
<strong>ve</strong> yurdun pencerelerinden polis<br />
üzerine molotof kokteyli <strong>ve</strong> dinamit<br />
atmışlardır. Polisin tekrar mü<br />
dahale etmesi üzerine tabancalarla<br />
polise saldırmışlar <strong>ve</strong> bu arada<br />
yurt müstahdemlerinden birinin<br />
kurşunlara hedef omrak ölmesi üze<br />
rlnet polis panzerleri yurt kapışım<br />
kırarak içeri girmiştir. Askeri kuv<br />
boşaltıl<br />
<strong>ve</strong>tlerin yardımıyla yurt<br />
mıştır.»