You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Metinden çıkarılanları seçme veya kurma; metne neler ilave edilmesi<br />
gerektiğini seçme veya düzenleme; metni sonlandırma okuyucuya aittir. Okuyucuya<br />
estetik anlamda, bulmaca çözme zevki verilir.<br />
Okuyucu ile anlatıcı arasında, “pek çok şey biliniyor fakat ayrıntılardan<br />
fazlalık olacakları düşüncesiyle kaçınılıyor” ilişkisi vardır. Anlatımdaki büyük<br />
boşluklar ve susmalar bu ilişkiyi pekiştirir. Bunların okur tarafından doldurulması<br />
beklenir ve anlam, metinden okuyucuya geçer. Bu şekilde anlam, zenginleşir. Metin,<br />
okuyucunun katılımını bekler.<br />
Bu açılardan bakılırsa okuyucuya büyük bir görev düştüğü söylenebilir;<br />
ancak Hasan Boynukara’nın ifadesiyle “işin püf noktalarından biri metni anlamak<br />
değil,hissetmek” tir.<br />
Metinlerdeki anlam boşlukları, sanatsal yaratıcılığın reddi, oyun olgusu,<br />
okuyucunun önemi, yazarın ikinci planda kalışı, çok anlamlı okuma gibi özellikleri<br />
ile küçürek öykü türü, postmodern tutuma yaklaşmaktadır.<br />
Küçürek öykü yazarlarında, ortak bir seçim ve temel bir çizgi söz konusu<br />
değildir; aksine her yazarda farklı bir anlatım ile çeşitlilik sağlanmıştır. Yukarıda<br />
sözü edilen özellikler, itibari niteliktedir. Örneğin, betimlemeyi ön plana çıkaran<br />
hatta yalnızca betimleme ile öykülerini oluşturan yazarlar da vardır.<br />
Küçürek öykü türünün günümüzde önem kazanması, eğilimlerin çağın<br />
ruhuyla şekillenmesine bağlanmaktadır. İçinde bulunduğumuz çağ, hızlı tüketim<br />
çağıdır. Teknolojik gelişmelere bağlı olarak yaşanan ikinci sözlü kültür ortamının<br />
getirileri ile betimleyici açıklamalar önemini kaybetmiş; anlık görüntüler önem<br />
kazanmıştır. İnsanlar, daha hızlı olana, daha küçük olana yönelmektedirler. Ekonomi,<br />
kendisini edebiyatta da hissettirerek; zamandan tasarruf anlayışı temelinde, az sözle<br />
çok şey anlatma ilkesini kuvvetlendirmiştir. Zaman yoksulu olarak<br />
nitelendirilebilecek olan yirminci yüzyıl insanının geneli, uzun romanlar okumak<br />
yerine kısa anlatıları tercih etmektedirler. Bu tercih de küçürek öykülerin önemini<br />
artırmaktadır.<br />
10