You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
ÖNSÖZ<br />
Edebiyat, toplumda meydana gelen sosyal, siyasi, ekonomik vb.<br />
değişmelerden en çok etkilenen varlıktır. Değişimlere koşut olarak yeni edebi<br />
görüşler ve yeni edebi eğilimlerle beraber yeni edebi türler de ortaya çıkar.<br />
Zaman ilerledikçe, her çağ kendi ruhunu açığa çıkaracak anlatım türlerini<br />
meydana getirir. İnsanlık tarihi incelendiğinde, yeni denen türlerin aslında eskiden<br />
beri insanlığın düşünce sandığında var olduğu; çağın ruhu ile beslenerek şekillendiği<br />
görülmektedir. Dolayısıyla yeni olarak nitelendirilen türler, aslında var olan<br />
düşüncelerin çağın ruhuyla beslenerek şekillendirdiği vücutlar olduğu söylenebilir.<br />
Küçürek öykü türü, daha çok yirminci yüzyılın ikinci yarısında öne çıkmış,<br />
önem kazanmıştır. Oysaki Şeyh Sadi, Mevlana, Filozof Beydaba gibi isimlerden beri<br />
var olan bir düşüncenin yansımasıdır. Yirminci yüzyılın ikinci yarısına ait ruhun,<br />
hızlı tüketim anlayışına uygun olarak şekillenmiş olan anlayış, uygun bir içerik ve<br />
biçimle, küçürek öykü olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak küçürek öykü türünü<br />
fabl, anekdot ve mesel gibi anlatılarla bir tutmak yanlıştır.<br />
Çalışmamda, öncelikle küçürek öyküyü tanımlayacak ve küçürek öykünün<br />
temel özelliklerini vereceğim. Ardından küçürek öykü türünün çağdaş Türk<br />
öykücülüğündeki yerini değerlendireceğim. Bu değerlendirmeyi yaparken<br />
kullandığım bütün ifadeler, bilimsel bir kesinlikten uzak ifadelerdir. Bunun sebebi<br />
olarak da bu alandaki çalışmaların henüz oldukça yetersiz olduğunu göstermek,<br />
sanıyorum ki hata olmaz.<br />
1