Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Küçürek öyküler, öğüt verme, karakter geliştirme, okuyucuyu belli bir<br />
noktaya taşıma gibi amaçlar gütmez; ani uyarmalar yapar ve hakikatleri sezdirirler.<br />
Bu yüzden, oluş anları üzerinde yoğunlaşırlar. Dolayısıyla hacimce küçüktürler.<br />
Okuyucuyu, en kısa yoldan sarıp uyarırlar.<br />
Tek bir mekan, çok kısa bir zaman aralığı ve birkaç karakterden oluşan<br />
metinlerdir. Bir düşünce, bir yönde, en yoğun ve öz biçimiyle işlenmektedir. Ferit<br />
Edgü küçürek öykü için şunları söyler:<br />
“Burada, her sözcük yerli yerinde olmak zorundadır. Anlamının sınırları<br />
çizilmiştir. Yorumlar sınırlandırılmıştır. Yaratıcı söylem, sanki kendi kendini yok<br />
etmiştir.”<br />
Küçürek öykülerin ana noktası, modern insanın zaman sorunu ve yerleşme<br />
çabasıdır. Hızlı tüketim çağının ruhuyla şekillenen küçürek öyküler, Ramazan<br />
Korkmaz’ın ifadesiyle “genel anlamda dağınıklığa karşı bir protesto” olarak<br />
meydana çıkmışlardır. Kısa, keskin ve tiz bir çığlık gibidirler.<br />
Küçürek öykülere “protesto” ve “çığlık” kavramları açısından yaklaşıldığı an,<br />
“bunaltı” kavramı ortaya çıkar. Yersizliğini birey olarak duyumsayan insan, yaşamı<br />
sorgular. Yabancılaşma, umutsuzluk, bunaltı gibi ana temalar üzerinde yoğunlaşan<br />
küçürek öykülerin, 1950 sonrası edebiyatında yoğun bir şekilde görülen<br />
varoluşçu/bunalımcı eğilimden ve bireysellikten gelen öğeleri çokça kullandığı<br />
görülmektedir.<br />
Küçürek öyküler, öykülemekten ziyade gösterir; birer haykırış<br />
niteliğindedirler. Bunun temelinde, zamansızlık kavramı yatmaktadır. Sıkıştırılmış<br />
bir yapısı vardır ve adeta, bir romanın yüzlerce sayfada yaptığını bir sayfada<br />
yapabilen bir tablo çizmektedir.<br />
Küçürek öykülerde, karakter tahlilleri, betimlemeler ve mekan etkileri en<br />
düşük seviyededir; bazen yoktur. Öykünün anlatma özelliğinden ziyade, “ileti”<br />
özelliği ön plandadır. Bu sebeple, edebiyat dışındaki disiplinlerden olan tarih, felsefe<br />
gibi disiplinlere başvurur. Didaktik bir yapısı yoktur; ancak varoluşsal tecrübeler<br />
aktarır.<br />
7