19.03.2015 Views

küreselleşme süreci ve azerbaycan - Journal of Qafqaz University

küreselleşme süreci ve azerbaycan - Journal of Qafqaz University

küreselleşme süreci ve azerbaycan - Journal of Qafqaz University

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

KÜRESELLEŞME SÜRECİ VE AZERBAYCAN<br />

Memmedali Babaşlı<br />

<strong>Qafqaz</strong> Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Bakü – AZERBAYCAN<br />

mbabasov@yahoo.com<br />

ÖZET<br />

Bu çalışmada öncelikle 1980’li yılların ortalarında sosyal bilimlerin gündemine giren <strong>küreselleşme</strong> <strong>süreci</strong>nin<br />

olası anlamları ele alınmıştır. Çalışmada ikinci olarak <strong>küreselleşme</strong>nin dünya için, özellikle henüz milli<br />

devlet yapılanması aşamasında olan Azerbaycan için olumlu tarafları <strong>ve</strong> oluşturduğu tehditler üzerinde<br />

durulmuştur. Son olarak Azerbaycan’ın sosyalizm döneminde edindiği acı tecrübe ışığında politik, iktisadi <strong>ve</strong><br />

kültürel <strong>küreselleşme</strong> <strong>süreci</strong>nde gerçekleştirdiği politik islahatlar, entegrasyon <strong>ve</strong> yapılması gereken icraatlar<br />

irdelenmeye çalışılmıştır.<br />

Anahtar kelimeler: Küreselleşme, ekonomi, kültür, milli kimlik.<br />

GLOBALIZATION PROCESS AND AZERBAIJAN<br />

SUMMARY<br />

This work studies especially the possible definitions <strong>of</strong> globalization process which entered to<br />

social science’s topic <strong>of</strong> disscussion in the middle <strong>of</strong> 1980th. Secondly, this work focuses on the<br />

advantages and created threats <strong>of</strong> globalization for the world, and especially for Azerbaijan which<br />

is still in the stage <strong>of</strong> founding national state. Last,it is tried to analyze with the using bad<br />

experience <strong>of</strong> Soviet period, the realized political reforms, integration and necessary reforms which<br />

should be done .<br />

Key words: Globalization, economy, culture, national identity.<br />

I. Giriş<br />

1980’li yıllarda ilk defa bilimsel literatüre dâhil<br />

olmakla beraber SSCB’nin çökmesinden sonra<br />

ivme kazanarak sonraki on yıla <strong>ve</strong> günümüze<br />

damgasını vuran <strong>küreselleşme</strong> olgusu, üzerinde<br />

en çok tartışılan konu haline gelmiştir.<br />

Fakat <strong>küreselleşme</strong> <strong>süreci</strong> üzerine bugüne kadar<br />

yapılan incelemelere bakıldığında, bu<br />

kavramı anlamaya yönelik çalışmalardaki tanım<br />

<strong>ve</strong> açıklamaların çoğu zaman birbirinden<br />

ayrıştığı hemen göze çarpar. Bazı teorisyenler<br />

bunu geleneksel <strong>ve</strong> teknolojik aşamalardan<br />

sonra uygarlığın post endüstriyel enformasyon<br />

dönemine girmesiyle açıklamaktadırlar. İktisatçılara<br />

göre tarihî süreçte ortaya çıkan bir olgu<br />

olarak değerlendirilebilecek olan <strong>küreselleşme</strong>;<br />

teknoloji, haberleşme <strong>ve</strong> ulaşım alanında<br />

hızlı gelişmenin <strong>ve</strong>rdiği ivme sonuncunda,<br />

uluslararası ticaretin yaygınlaşması, emek <strong>ve</strong><br />

sermaye hareketlerinin artması, ülkeler arasındaki<br />

ideolojik kutuplaşmaların sona ermesi<br />

ile ülkelerin ekonomik, siyasal <strong>ve</strong> sosyo‐kültürel<br />

açıdan birbirleri ile daha güçlü etkileşime<br />

girmeleri <strong>ve</strong> birbirlerine yaklaşmaları olarak<br />

tanımlanabilir. 1 Yaşanan köklü değişikliklerin<br />

1 Osman Nuri Aras. “Finansal Küreselleşmenin Azerbaycan<br />

Özelinde Kafkasya <strong>ve</strong> Orta Asya’ya Etkisi.”<br />

Number 18, 2006 15


Memmedali Babaşlı<br />

ölçeği, gelecek bilimcilere mevcut <strong>süreci</strong> insanlığın<br />

taş devrinden demir devrine geçişiyle<br />

karşılaştırmaya imkân <strong>ve</strong>rmektedir. Sosyologların<br />

ortak fikrine göre ise çağdaş uygarlığın<br />

kendisi son derece gergin bir gelişme merhalesini<br />

yaşamaktadır. Bazı bilim adamları da<br />

toplumsal hayatın, ekonominin, siyasetin kısacası,<br />

topyekun toplumun köklü bir değişim<br />

geçirmekte olduğu <strong>küreselleşme</strong>yi uluslar<br />

arası hayatın demokratikleşmesi ile eşdeğer<br />

kabul ediyorlar. Küreselleşme, modern toplumun<br />

evrenselleşmesi anlamına gelebileceği<br />

gibi, tekelci kapitalizmin günümüzdeki görünümü<br />

şeklinde de yorumlanabilir. Bu <strong>süreci</strong>n<br />

ülkeler arası gelişmişlik düzeyi farklarını azaltabileceği<br />

<strong>ve</strong>ya ortadan kaldırabileceği tezi ortaya<br />

atılsa da gelişmiş ülkelerin sermayesi için<br />

<strong>küreselleşme</strong>, tedricen küresel anlamda güç<br />

kazanma anlamına gelirken, gelişmekte olan<br />

ülkeler için <strong>küreselleşme</strong> giderek kazanılan<br />

haklardan ödün <strong>ve</strong>rme anlamına gelmektedir.<br />

Gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler<br />

arasında dijital bir duvar oluşmaktadır. 2<br />

Kimilerine göre <strong>küreselleşme</strong> dünyanın Batılılaştırılması,<br />

kimilerine göre kapitalizmin yükselişi<br />

anlamına gelmektedir. Kimi yazarlar <strong>küreselleşme</strong>nin<br />

bir tek tipleştirme yarattığını<br />

dile getirirken, başkaları artan melezlenme ile<br />

farklılaşma <strong>ve</strong> çeşitliliğe izin <strong>ve</strong>rdiğini söylerler.<br />

Kimi yazarlar da <strong>küreselleşme</strong> ile moderniteyi<br />

eş tutarlar. Öte yandan ‘küresel çağ’ın<br />

moderniteyi izleyen <strong>ve</strong> ondan tamamen farklı<br />

bir çağ olduğunu dile getirenler de vardır.<br />

Küreselleşmenin teorisyenlerinden Antony<br />

Giddens, <strong>küreselleşme</strong>yi, toplumsal ilişkilerin<br />

dünya çapında yoğunlaşması olarak tanımlamaktadır.<br />

3 Aslında, içinden geçtiğimiz zaman<br />

dilimine ister neo‐liberal dönem, ister postmodern<br />

dönem, isterse <strong>küreselleşme</strong> dönemi<br />

denilsin, yaşanılan süreç, gerek toplumsal<br />

Küreselleşme Sürecinde Kafkasya <strong>ve</strong> Orta Asya Ko‐nulu<br />

Uluslararası Konferans, Bakü, 12‐13 Mayıs 2003, s.72<br />

2 Murat İnce. Eloktronik Devlet.DPT Yayınları, Ankara<br />

2001. s.33<br />

3 Antony Giddens. Modernliğin Sonucları. (Çeviren: E.<br />

Kuydil), Ayrıntı Yayınları, İstanbul 1994, s.62<br />

alanda gerekse birey psikolojisinde oldukça<br />

önemli sonuçlar doğurmaktadır. 4<br />

21.yüzyıl, dünya ekonomisinin <strong>küreselleşme</strong>si,<br />

yani uluslar arası ekonomik <strong>ve</strong> finansal şirketlerin<br />

faaliyetlerinin dünya ölçeğinde genişlemesi,<br />

sermaye, mal, işgücü kaynaklarının<br />

durmadan genişleyen serbest piyasaya dayalı<br />

olarak ülkelerin ekonomik bağımlılığının artması<br />

ile yakından ilgilidir. Yeni çağ, insanlığın<br />

karşısına devlet, halk, millet <strong>ve</strong> kültürlerin<br />

çokluluğundan tek dünya <strong>ve</strong> hakimiyete geçişini<br />

sağlayacak mondializm (evrensellik) felsefesinin<br />

gerçekleşme <strong>süreci</strong>ne ilk adım olarak<br />

çıktı. Aynı zamanda bu yüzyıl, beraberinde<br />

bir taraftan bilgi, diğer taraftan biyoteknik<br />

devrimlerin geniş ölçüde gelişmesini gündeme<br />

getirmektedir. 5<br />

Günümüzde sadece yenidünya düzeni değil,<br />

aynı zamanda yeni hayat tarzı da şekillenmektedir.<br />

Bilgi toplumunun “e‐devlet” anlayışı,<br />

reel bir görünüm kazanmaktadır. Bütün<br />

bunlar, sadece siyasal değil, ekonomik <strong>ve</strong><br />

özellikle de kültürel konumlandırmalar dışındadır.<br />

İnsanlık, zamanla kültürel <strong>ve</strong> insani<br />

değerler bakımından daha çok ortak paydada<br />

buluşmaktadır. Buna dayanarak daha çok<br />

dünya siyaseti, dünya ekonomisi, dünya medeniyeti<br />

<strong>ve</strong> hatta dünya tarihi hakkında konuşmak<br />

mümkündür. Diğer bir ifade ile <strong>küreselleşme</strong>nin<br />

yoğunluğu kuşkusuz her geçen<br />

gün daha da artmakta, tüm dünyayı saran<br />

entegrasyon yolları ise ortak kültürel <strong>ve</strong> evrensel<br />

değerler bakımından birbirine daha çok<br />

yaklaşmaktadır. Herhangi bir kıtada <strong>ve</strong>ya herhangi<br />

bir ülkede ortaya çıkan tehlike, dünyadaki<br />

diğer tüm devletler için de tehlikeye dönüşmektedir.<br />

4 Canani Kaygusuz. “Küreselleşmenin Psikolojik Sonuçları.”,<br />

Küreselleşme Sürecinde Kafkasya <strong>ve</strong> Orta Asya<br />

Konulu Uluslararası Konferans, Bakü, 12‐13 Mayıs<br />

2003, s. 230<br />

5 Ramiz Mextiev. Azerbaydjan: Vızovı qlobalizatsii (uroki<br />

proşloqo, realii nastoyaşeqo i perspektivı buduşeqo),<br />

Baku, ‘XXI‐ Yeni Neşrler Evi’, 2004, s. 13<br />

16<br />

<strong>Journal</strong> <strong>of</strong> <strong>Qafqaz</strong> Uni<strong>ve</strong>rsity


Küreselleşme Süreci <strong>ve</strong> Azerbaycan<br />

Küreselleşmenin modernleşmenin bir devamı<br />

olduğuna, ya da kapitalizmin uluslararası sermayesinin<br />

kendisine yeni yayılma alanları bulabilmek<br />

için, ulus devletlerin kendi millî sınırları<br />

içinde var olan egemenliklerini kırmak<br />

üzere kullandığı bir söylem olduğuna ilişkin<br />

görüşleri de dikkate alacak olursak yukarıda<br />

ana hatlarıyla belirtildiği gibi <strong>küreselleşme</strong> konusundaki<br />

düşünceler halen zihinlerde şüphe<br />

oluşturmaya devam etmektedir.<br />

Bazı yazarların kanaatince gelecek nesiller,<br />

geçmişte bizim yaşadığımız gibi ideolojilerin<br />

etkisinde kalmayacaklardır. Aynı zamanda<br />

âşikar olan bir diğer gerçek de çeyrek yüzyıl<br />

sonra sonrasında devlet kavramının o sınırlar<br />

içerisinde yaşayan vatandaşlar için günümüzde<br />

olduğu gibi kutsal olmayacağıdır. Bu konuda<br />

birçok tez mevcut olsa da bütün milletlerin<br />

kendi bağımsızlıklarını yeni kurulacak<br />

dünya yönetimine feda etmeye hazır olduklarını<br />

düşünmek sanki imkansız görünüyor.<br />

Toplumsal düşüncedeki bu değişimin sorumlusu<br />

sadece günümüzdeki <strong>küreselleşme</strong> de<br />

değildir. Dünya artık çok küçüldü <strong>ve</strong> dünya<br />

ahalisi birbirlerine bağımlı hale gelmeye başladı.<br />

Mektup bir kıtadan diğerine bir göz açımında<br />

ulaşmakta, ödemeler birkaç dakikada<br />

yapılabilmektedir. Teknolojideki gelişmeler sayesinde<br />

insan beyni, insanlığı günümüzdeki<br />

yaşlı kuşağın şekillendirdiği yüzyıldan önemli<br />

farklılıkları olan yeni bir çağa götürmektedir. 6<br />

Bazı bilim adamlarının da haklı olarak altını<br />

çizdikleri gibi <strong>küreselleşme</strong> evrenseli kurmaya<br />

yöneldiğini iddia ederken, insanlığın evrensel<br />

yurdu olan “dünya”yı tahrip ederek insanoğlunu<br />

sayısız sorunlarla baş başa bırakmaktadır.<br />

Daha fazla kâr hırsıyla doğadaki<br />

tüm kaynakları hızla tüketen, doğaya sürekli<br />

atık madde bırakan kapitalist üretim <strong>süreci</strong>,<br />

merkez ülke insanlarını kısmen atıkların <strong>ve</strong><br />

çölleşmenin etkisinden korumaya çalışırken,<br />

6 Ramiz Mextiev. Azerbaydjan: Vızovı qlobalizatsii (uroki<br />

proşloqo, realii nastoyaşeqo i perspektivı buduşeqo),<br />

Baku, ‘XXI‐ Yeni Neşrler Evi’, 2004, s. 8<br />

çevre ülkeleri birer atık çöplüğüne dönüştürmekte,<br />

çoğu kez çevre ülke insanlarının bu<br />

kirlenme nedeniyle yaşadığı sorunları görmezden<br />

gelmektedirler. 7<br />

Küreselleşmenin daha fazla kar amacı, doğada<br />

daha fazla almayı <strong>ve</strong> doğada daha fazla<br />

atık bırakmayı gerektirmekte; doğanın insafsız<br />

kullanımı, sera etkinin neden olduğu küresel<br />

iklim değişikliklerine <strong>ve</strong> ozon tabakasının<br />

zayıflamasına; radyasyon, ağır metaller, tarımsal<br />

amaçlı kimyasal maddeler, çöp gibi<br />

atıkların yayılması canlı türlerinin azalmasına;<br />

toprağın kendini yenilemesine fırsat <strong>ve</strong>rmeyen<br />

tarımsal etkinlikler <strong>ve</strong> ormanların sanayi<br />

üretimi için hızla tüketilmesi çölleşmeye<br />

yol açmaktadır. Kar merkezli işleyen <strong>küreselleşme</strong><br />

<strong>süreci</strong> giderek dünyayı insan <strong>ve</strong> doğadaki<br />

tüm canlılar için yaşanmaz hale getirmekte,<br />

milyonlarca insan artan bulaşıcı <strong>ve</strong> viral<br />

hastalıkların pençesinde kıvranmaktadır. 8<br />

Küreselleşen dünya bir ‘gösteri toplumu’na<br />

dönüşmüştür. Bu anlamda bireyler birer imaj<br />

yığınıdır <strong>ve</strong> farklı zamanlarda <strong>ve</strong> farklı mekanlarda<br />

sürekli imaj yenilemek zorunda kalmaktadır.<br />

Bugün insan ne olduğuna dair şeylerle<br />

değil neye sahip olduğuna dair şeylerle<br />

değerlendirilmektedir <strong>ve</strong> kendisini de öyle<br />

değerlendirmektedir. 9<br />

Sonuç olarak denilebilir ki birileri için <strong>küreselleşme</strong>,<br />

mevcut durumdan çıkışta, daha huzurlu<br />

<strong>ve</strong> istikrarlı bir dünya birliğinin oluşturulması<br />

<strong>süreci</strong>nde karşılaşılan engellerin<br />

aşılmasında çözüm yolu olarak görülebilir.<br />

Başka birileri ise yeni dünya düzenini, yeni<br />

totalitarizmin ilk örneği gibi kabul edebilir.<br />

Ne olursa olsun, her halükârda bir arada yaşamakta<br />

olan, umut <strong>ve</strong> endişeden ibaret bu iki<br />

7 Canani Kaygusuz. “Küreselleşmenin Psikolojik Sonuçları”.<br />

Küreselleşme Sürecinde Kafkasya <strong>ve</strong> Orta Asya<br />

Konulu Uluslararası Konferans, Bakü, 12‐13 Mayıs<br />

2003, s. 232<br />

8 A.g.y.<br />

9 A.g.e., s.233<br />

Number 18, 2006 17


Memmedali Babaşlı<br />

olgunun etkisiyle dünyada ciddî dönüşümler<br />

gerçekleşmektedir. 10<br />

II. Politik Küreselleşme Sürecinde<br />

Azerbaycan<br />

Her milletin tarihinde olduğu gibi Azerbaycan<br />

tarihinde de hem facialı, hem de aydınlık<br />

dönemler olmuştur. XX. yüzyılın başlarında<br />

ulusal devletin kaybedilmesi önemli bir kayıp<br />

olmuştur. Gelecek nesillere kendi devletlerinin<br />

tam hukuku haiz yurttaşı olma imkânını<br />

gü<strong>ve</strong>nce altına alan bağımsızlığın yeniden elde<br />

edilmesi ise Azerbaycan halkının en büyük<br />

başarısıdır. Aslında milyonlarca insanın hayatına<br />

mal olmuş totaliter Sovyet rejiminin çökmesi<br />

diğer cumhuriyetler gibi Azerbaycan<br />

için de beklenmedik bir olay oldu. Zira o dönemde<br />

Baltık cumhuriyetlerinin de başını çektiği<br />

millî mücadele hareketinin amacı, SSCB’‐<br />

nin çökmesinden daha ziyade Doğu Avrupa<br />

ülkelerinin oluşturdukları bir birliğin üyeleri<br />

olmak idi.<br />

Esasen Gorbaçov’un 1985 yılından itibaren<br />

ülkede başlattığı açıklık <strong>ve</strong> şeffaflık siyasetinin<br />

başarısızlığa uğraması <strong>ve</strong> 1988 yılında<br />

mağlubiyetle biten Afganistan savaşı, ülkenin<br />

birliğini garanti edecek bir silahlı güçten mahrum<br />

olmasına, dolayısıyla ekonomik baskıların<br />

artmasına <strong>ve</strong> ondan daha etkili olmak üzere<br />

milliyetçi hareketlerin doğmasına sebep<br />

oldu. 11 Ekonomik sıkıntıların <strong>ve</strong> Moskova’nın<br />

da eski Sovyet cumhuriyetlerini elden çıkarmamak<br />

için bilinçli bir şekilde körüklediği etnik<br />

çatışmaların had safhaya yükseldiği karmaşık<br />

bir dönem başladı.<br />

İlk önce Ermenistan’dan daha sonra da Dağlık<br />

Karabağ’dan bir milyon iki yüz bini aşkın<br />

Azerbaycan Türkünün kendi topraklarından<br />

zorla çıkarılması <strong>ve</strong> ülke topraklarının %20’si‐<br />

10 Ramiz Mextiev. Azerbaydjan: Vızovı qlobalizatsii (uroki<br />

proşloqo, realii nastoyaşeqo i perspektivı buduşeqo),<br />

Baku, ‘XXI‐ Yeni Neşrler Evi’, 2004, s. 14<br />

11 Kadir Koçdemir. Milli Devlet <strong>ve</strong> Küreselleşme Anlamı<br />

Değişen Sınırlar. Ötüken Yayınları.İstanbul 2004, s.331<br />

nin Rus ordusunun da katkılarıyla Ermenistan‘ın<br />

askerî birlikleri tarafından işgaliyle sonuçlanan<br />

bu <strong>süreci</strong>n <strong>küreselleşme</strong> ile aynı yıllara<br />

denk gelmesi bir talihsizlikti. Bir taraftan<br />

dünyanın önde gelen ülkelerinin politik hayatında<br />

etkili rol oynayan Ermeni lobisi, diğer<br />

taraftan stratejik bir konuma sahip olan Azerbaycan’ı<br />

kesinlikle elden çıkarmak istemeyen<br />

Rusya <strong>ve</strong> ülkenin doğal zenginliklerine sahip<br />

olmak isteyen Batılı devletlerin kendi menfaatleri<br />

doğrultusunda ittifak etmiş olmaları,<br />

durumu daha da dramatik hale getirdi.<br />

Böyle bir ortamda Batının değerlerine yönelen<br />

Azerbaycan, demokratikleşme, liberalleşme<br />

<strong>ve</strong> özelleştirme reçetesini uygulamaya başladı.<br />

Başka bir ifadeyle Azerbaycan için ciddî<br />

sorunlarla yüklü bir siyasî <strong>küreselleşme</strong> <strong>süreci</strong><br />

başlamış oldu. Azerbaycan, istisnasız olarak<br />

her alanda yasal düzenlemeler yaparken mutlaka<br />

Avrupa Birliği <strong>ve</strong> Avrupa Konseyi’nin<br />

ilgili komisyonlarının da muvafakatini almak<br />

zorunda kaldı. Bütçe siyasetinden <strong>ve</strong>rgilendirmeye,<br />

sosyal gü<strong>ve</strong>nlikten adâlete <strong>ve</strong> demokratikleşmeye<br />

kadar iç siyaset konularında radikal<br />

revizyonlar yapıldı.<br />

Çağdaş Azerbaycan, birçok uluslar arası kurumlarda<br />

temsil edilmekte, küresel ulaşımiletişim<br />

projelerinin üyesi olmakta, dünya pazarına<br />

enerji kaynakları ihraç etmektedir.<br />

Azerbaycan’ın coğrafyası, politik <strong>ve</strong> ekonomik<br />

açıdan hem Avrupa hem de Asya ile<br />

uzun vadeli stratejik işbirliği için büyük önem<br />

arz etmektedir. Eski bir ulaşım koridoru <strong>ve</strong><br />

<strong>küreselleşme</strong>nin bir parçası olan Azerbaycan’‐<br />

ın temposunu azaltmadan yeni projelerin oluşumuna<br />

<strong>ve</strong> gerçekleşmesine katılması öngörülmektedir.<br />

Fakat Azerbaycan, uluslar arası örgütlerden<br />

<strong>ve</strong> AGİT nezdinde faaliyet gösteren Minsk<br />

Grubundan Dağlık Karabağ sorununa <strong>ve</strong><br />

yurtlarından çıkarılmış savaş mağdurlarının<br />

kendi evlerine dönmesi konusunda adil çözüm<br />

beklerken ciddi hayal kırıklığı yaşamaktadır.<br />

Sorunun ancak barışçı yollarla çözülme‐<br />

18<br />

<strong>Journal</strong> <strong>of</strong> <strong>Qafqaz</strong> Uni<strong>ve</strong>rsity


Küreselleşme Süreci <strong>ve</strong> Azerbaycan<br />

sini öneren dünya devletleri nedense saldırganı<br />

söz konusu etmekten çekinmekte <strong>ve</strong><br />

devamlı tarafların karşılıklı taviz <strong>ve</strong>rmesinden<br />

bahsetmektedir. Ayrıca nüfusunun azlığına<br />

rağmen Ermenistan’a ABD tarafından yapılan<br />

malî yardımların hacminin genellikle<br />

Azerbaycan’a yapılan yardımlardan daha çok<br />

olması da anlaşılır değildir. Dağlık Karabağ<br />

Ermenilerine yapılan yardımların barışa hizmet<br />

etmediği açık olduğu halde saldırgan tarafın<br />

ödüllendirilmesi de söz konusudur.<br />

Yukarıda ifadeleri özetlersek Azerbaycan<br />

Dağlık Karabağ sorununda siyasî <strong>küreselleşme</strong><br />

<strong>süreci</strong>ni olumsuz yönde yaşamaktadır. Bu<br />

faktör, daha önce Sovyetler Birliği’ne dahil<br />

olurken aslında <strong>küreselleşme</strong>nin bir çok unsurunu<br />

sosyalizm bazında yaşayarak acı bir<br />

tecrübe edinmiş Azerbaycan’ı belli tereddütlere<br />

sevk etmiyor değildir. Yakın geçmişinde<br />

belli bir etnik grubun, dilin, kültürün üstünlüğü<br />

<strong>süreci</strong>nde yaşamış, soyut evrenselliği ulusal<br />

değerlere tercih etmeye zorlanmış milletlerin<br />

sorgulama hakkının daha çok olması gerekmektedir.<br />

Zira dünya birliği, uluslar arası<br />

hukuk prensibine dayanarak bu problemi çözmeye<br />

çalışsa da, Dağlık Karabağ sorunu Azerbaycan’ın<br />

ulusal trajedisi olarak kalmağa devam<br />

etmektedir. Bu problemin çözülmemesi<br />

ise zarar çeken tarafın uluslar arası topluluğu<br />

ilgilendirmediğini, dolayısıyla haksızlık yapıldığını<br />

göstermektedir. Bu durum, ayrıca kurban<br />

<strong>ve</strong> saldırgan devletlerin kimler olacağını<br />

ortaya koyan çifte standartlı dünya siyasetinin<br />

hâlâ var olduğunun göstergesidir. 12<br />

Küresel gelişimin etkisi altında Azerbaycan,<br />

kendi devlet esaslarını, bunun sonucunda<br />

millî çıkarlarını belirlemektedir. Bu yüzden de<br />

<strong>küreselleşme</strong> yüzyılında millî gelişimle ilgili<br />

stratejik görevlerden biri, Avrupa ailesiyle sıkı<br />

12 Birleşmiş Milletler Teşkilatı, Ermeni işgal güçleri tarafından<br />

gasp edilmiş Dağlık Karabağ topraklarının boşaltılmasına<br />

ilişkin 30 Nisan 1993 tarihinde 822 nolu,<br />

29 Haziran 1993 tarihinde 853 nolu, 14 Ekim 1993<br />

tarihinde 874 nolu <strong>ve</strong> 12 Kasım 1993 tarihinde 884 nolu<br />

olmak üzere dört karar kabul etmiş bulunmaktadır.<br />

entegrasyon <strong>ve</strong> Azerbaycan’ın Avrupa devletleriyle<br />

karşılıklı ilişkilerini daha da geliştirmektir.<br />

Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Strasburg’da,<br />

Avrupa Konseyi Parlamentosu’nun 29 Nisan<br />

2004 tarihli oturumunda yaptığı konuşmada<br />

bunu teyit etmiştir: “Bugün bizim stratejik<br />

seçimimiz, Avrupa’ya, Avrupa ailesine, onun<br />

kurumlarına entegrasyondur. Bu yol devam<br />

etmektedir. Biz, yürüttüğümüz politikamızla<br />

doğru yoldayız <strong>ve</strong> tüm gücümüzü Azerbaycan’ın<br />

Avrupa standartlarına ulaştırılmasına<br />

sarf etmekteyiz. Uzun süredir yürüttüğümüz<br />

politikamız budur. Bugün Azerbaycan’da tüm<br />

olanlar, yürüttüğümüz politikanın sonuçlarıdır.<br />

Biz, Avrupa Konseyinin aktif üyesi olmaya<br />

devam edeceğiz”. 13<br />

III. Ekonomik Küreselleşme Sürecinde<br />

Azerbaycan<br />

Bağımsızlığın kazanılmasının ardından, 18<br />

Ekim 1991 tarihinden itibaren Azerbaycan<br />

ekonomisinin batı sermayesine açılması doğrultusunda<br />

girişimler oldu. Bunun için önce<br />

serbest piyasa ekonomisine geçişin hukuki<br />

altyapısını oluşturmaya yönelik çalışmalara<br />

girişildi. 14 Yıllarca otoriter yönetim altında<br />

kalmış <strong>ve</strong> bağımsızlığını yeni kazanmış Azerbaycan’da<br />

bağımsızlık, ferdî özgürlük, eşitlik<br />

<strong>ve</strong> piyasa ekonomisinin yanı sıra, devlet egemenliğinin,<br />

millî kimliğin tam <strong>ve</strong> kısmî kaybedilmesi,<br />

gelişmiş dünyanın hak tanımaz ortamında<br />

kaybolma korkusu gibi küresel tehlikeler<br />

ortaya çıkardı.<br />

Dünya ekonomisiyle entegrasyonu, yani tek<br />

bir pazarda dünya ile bütünleşme yolunu takip<br />

eden Azerbaycan, 15 Ocak 1992’de “Yabancı<br />

Yatırımların Korunması” hakkında kanunu<br />

kabul etmiş, ülke arazisinde yabancı yatırımların<br />

hukukî <strong>ve</strong> iktisadî esasları üzerinde<br />

çeşitli düzeltmeler yapılarak güncelleştiren bu<br />

13 ‘Bakinskiy raboçiy’ Gazetesi. 1 Mayıs 2004.<br />

14 Osman Nuri Aras. Azerbaycan Ekonomisi <strong>ve</strong> Yatırım<br />

İmkanları. TÜSİAB Yayınları. Bakü 2005, s.303<br />

Number 18, 2006 19


Memmedali Babaşlı<br />

kanun ile Azerbaycan hükümeti yabancı sermayeye;<br />

kanunların değişmesi, millileştirme,<br />

istimlak, tazminat, zararın ödenmesi, transfer<br />

<strong>ve</strong> gelirini kullanma gibi hususlarda devlet<br />

garantisi <strong>ve</strong>rmiştir. 15<br />

Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Slovakya’nın<br />

başkenti Bratislava’da 19 Mart 2004 günü<br />

“Genişlemiş Avrupa’ya Doğru: Yeni Gündem”<br />

isimli uluslar arası sempozyumda yaptığı<br />

konuşmasında, Azerbaycan’ın hedeflediği<br />

bütünleşmenin perspektif özelliklerini şöyle<br />

belirtmiştir: “Değeri milyarlarca dolarla ölçülen<br />

enerji projeleri, bağımsız devletlerimizin<br />

hem birbiriyle, hem de Avroatlantik toplulukla<br />

yakınlaşması için gereken şartları oluşturacaktır.<br />

Bu, bizim samimi isteğimiz <strong>ve</strong> stratejik<br />

hedefimizidir. Azerbaycan kendi geleceğini,<br />

Avroatlantik coğrafya ile daha sıkı uyum<br />

içinde görmektedir. Bu istikamette ciddî<br />

adımlar atmaktayız <strong>ve</strong> ben Avrupa <strong>ve</strong> uluslar<br />

arası kurumlarla ilişkilerin daha da pekişeceğine<br />

eminim.” 16<br />

Azerbaycan ekonomisine yabancı sermayenin<br />

akımı, 20 Eylül 1994’te büyük bir törenle<br />

onaylanmış <strong>ve</strong> ‘Asrın Anlaşması’ adıyla tarihe<br />

düşen petrol anlaşmalarıyla giderek çoğalmıştır.<br />

1994‐97 yıllarında yabancı sermayenin ülkeye<br />

akımını sağlamak amacıyla yapılan kanunî<br />

<strong>ve</strong> idarî düzenlemeler sonucunda yabancı<br />

sermayenin reel olarak akımı sağlandı. 17<br />

1994‐2000 yıllarında Azerbaycan ekonomisine<br />

yabancı şirketlerle yatırılan yardımın hacmi<br />

5,9 milyar dolar idiyse, 2005 yılı başı itibariyle,<br />

yabancı yatırımcılar tarafından Azerbaycan’a<br />

yatırılan 22 milyar dolar hacminde sermaye<br />

Doğu Avrupa <strong>ve</strong> BDT ülkeleri arasında<br />

en yüksek oranı teşkil etmiştir. 18 2005 yılında<br />

ise Azerbaycan ekonomisinde yabancı yatırı‐<br />

15 Ercan Sancak, Azerbaycan İqtisadiyyatı, <strong>Qafqaz</strong> Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Yayınları, Bakı 1999, s.44.<br />

16 ‘Bakinskiy raboçiy’ Gazetesi. 23 Mart 2004.<br />

17 Osman Nuri Aras. Azerbaycan Ekonomisi <strong>ve</strong> Yatırım<br />

İmkanları. TÜSİAB Yayınları. Bakü 2005, s.304<br />

18 A.g.e., s.307<br />

mın hacminin 3,2 milyar dolara ulaşılması<br />

beklenmektedir.<br />

Doğrudur, petrolün yanı sıra, petrol dışı sektörlerin<br />

de batı sermayesine açılması girişimleri<br />

oldu. Fakat <strong>küreselleşme</strong>nin, esasen hammadde<br />

ihracı üzerine bina edilen Azerbaycan<br />

ekonomisine olumsuz etkisinin ağırlıkta olduğu<br />

da göz ardı edilmemelidir. 19 Zira yabancı<br />

sermayenin daha çok petrol sektöründe yoğunlaşıyor<br />

olması ülke açısından bazı sorunları<br />

da beraberinde getirmektedir.<br />

Sonuç olarak ifade etmek gerekir ki, Azerbaycan’ın<br />

ekonomik kalkınma <strong>süreci</strong>nde yapılması<br />

gereken işler, atılması gereken adımlar çoktur<br />

<strong>ve</strong> yerine getirilmesi zaruridir. Fakat her<br />

şeye rağmen, zengin doğal kaynakların varlığı,<br />

büyük, insan gücü, ekonomik değişimdeki<br />

düzey, ülkenin önemli uluslar arası ulaşım<br />

yollarının kesiştiği bir noktada bulunması<br />

Azerbaycan ekonomisinin geleceğine iyimser<br />

bakmaya imkan <strong>ve</strong>rmektedir. Bu yılın sonuna<br />

doğru Baku‐Tiflis‐Ceyhan Boru Hattı ile petrolün,<br />

2006 yılında Baku‐Tiflis‐Erzurum Boru<br />

Hattı ile doğal gazın ihracına başlanmasıyla<br />

<strong>ve</strong> Tiflis‐Ahalkeleki‐Kars Demir Yolu’nun kısa<br />

sürede tamamlanmasıyla Azerbaycan küreselleşen<br />

dünya ekonomisine entegrasyon <strong>süreci</strong>nde<br />

önemli adımlar atmış olacaktır.<br />

Bu süreçte uluslararası rekabetin şiddetlendiği<br />

bir ortamda Azerbaycan’ın bölgeselleşme<br />

eğilimlerinin dışında kalması mümkün değildir.<br />

Bundan dolayı Azerbaycan’ın kendi menfaatleri<br />

için demokratikleşme <strong>ve</strong> serbest piyasa<br />

ekonomisine geçişte daha hızlı mesafe alması<br />

gerekmektedir. Ayrıca <strong>küreselleşme</strong>nin<br />

doğru algılanmaması halinde; doğal kaynakların<br />

suiistimal edilmesine <strong>ve</strong> çevreye zarar<br />

<strong>ve</strong>rilmesine, işçi haklarının ihlaline, gelir dağılımının<br />

bozulmasına set çekmek mümkün<br />

19 Osman Nuri Aras. “Finansal Küreselleşmenin Azerbaycan<br />

Özelinde Kafkasya <strong>ve</strong> Orta Asya’ya Etkisi.”<br />

Küreselleşme Sürecinde Kafkasya <strong>ve</strong> Orta Asya<br />

Konulu Uluslararası Konferans, Bakü, 12‐13 Mayıs<br />

2003, s.76<br />

20<br />

<strong>Journal</strong> <strong>of</strong> <strong>Qafqaz</strong> Uni<strong>ve</strong>rsity


Küreselleşme Süreci <strong>ve</strong> Azerbaycan<br />

olmayacaktır. Bunun yanı sıra diğer gelişmekte<br />

olan ülkelerde olduğu gibi Azerbaycan’da<br />

da <strong>küreselleşme</strong>nin olumsuz yönünün bertaraf<br />

edilmesi için dünya genelinde adil bir düzenin<br />

sağlanılmasına, küresel ekonomide ahlakî,<br />

yasal <strong>ve</strong> ekonomik kuralların kabul edilmesi<br />

<strong>ve</strong> ekonomiyi yönetmesine kesin ihtiyaç<br />

duyulduğu da tartışmasız kabul edilen bir<br />

gerçektir.<br />

IV. Kültürel Küreselleşme Sürecinde<br />

Azerbaycan<br />

Küreselleşmenin, sadece siyasete <strong>ve</strong> iktisada<br />

değil, aynı zamanda kültürel değişimlere de<br />

yol açtığı görülmektedir. Kültürel alanda<br />

meydana gelen değişmeler zorunlu olarak<br />

bireylerin kişisel kimliklerine etki etmektedir.<br />

Söz konusu <strong>süreci</strong>n, ulusal sınırların tedricen<br />

yok olmasına <strong>ve</strong> kültürlerin erimesine yol<br />

açacağına dair ihtimaller tedirginliğe yol<br />

açmaktadır. Şunu özellikle unutmamak gerekiyor<br />

ki, bizler bugün egemenler kültürünün<br />

tahakkümü altında yaşamaktayız. Batısızlaşmış<br />

(de‐westernized) ya da merkezsizleşmiş<br />

(de‐centered) bir <strong>küreselleşme</strong>den çok, etkisini<br />

kültürün yanı sıra hukuk <strong>ve</strong> siyasette de<br />

göstermiş olan modernizme benzer şekilde,<br />

egemenlerin dünyayı tesiri altına aldığı bir<br />

kültürel emperyalizmden bahsediyoruz. 20<br />

Diğer taraftan kültürel <strong>küreselleşme</strong> ile ortaya<br />

çıkan kültür, sadece Batı kültürüdür. Kısacası<br />

Batılı değerlerin dünyada hakimiyet kurmasıdır.<br />

Halbuki dünyada çok sayıda farklı kültürler<br />

mevcuttur. Küreselleşme <strong>süreci</strong> bir bütün<br />

olarak ele alındığında, küresel ilişkilerin<br />

bir kültür <strong>ve</strong> kimlik sorunu yarattığı; farklı<br />

kültür <strong>ve</strong> kimliklerin küresel süreçte karşı karşıya<br />

kalmaları yüzünden bu kültürler <strong>ve</strong> kimlikler<br />

arasında bazı çatışmaların kaçınılmaz<br />

olduğu hemen göze çarpar. Yerel kültürlerin,<br />

küresel kültürü benimsediği ölçüde ancak<br />

kültürel <strong>küreselleşme</strong>nin gerçekleşmesi söz<br />

konusu olabilecektir. Fakat yerel kültürlerin<br />

küresel kültüre karşı reaksiyon göstermesi<br />

ihtimalden öte mutlak gerçekleşecek bir<br />

vakıadır. 21 Aynı zamanda kültürel <strong>küreselleşme</strong>nin<br />

ortaya çıkardığı Batı tüketim anlayışının<br />

<strong>ve</strong> hayat tarzının diğer ülkeler için nasıl<br />

bir tehdit oluşturacağı izahtan varestedir.<br />

Millî kimliğini yitirmemek için Azerbaycan’ın<br />

bizi biz yapan değerlere sahip çıkmaktan<br />

başka alternatifi yoktur. Bunun tek yolu ise iki<br />

yüz yıla yakın sömürgecilik döneminde maksatlı<br />

bir şekilde kaybettirilmiş kültürel değerleri<br />

yeniden ihya etmek, var olan değerlere<br />

de sımsıkı sarılmaktan geçmektedir. Unutulmamalıdır<br />

ki, tarihin tüm dönemlerinde Azerbaycan<br />

kültürünün kapsamı, onun siyasî coğrafyasından<br />

daha büyük olmuştur. İki yüz<br />

yıla yakın Rusya İmparatorluğu’nun esareti<br />

altında varlığını sürdürse de Kuzey Azerbaycan,<br />

Doğu ile bağlantısını koparmadan Batı<br />

medeniyetiyle de temaslar kurabilmiş <strong>ve</strong> ilişkilerini<br />

en yüksek zir<strong>ve</strong>ye taşımayı başarmıştır.<br />

Mevcut süreçte Azerbaycan’ın kültürel <strong>küreselleşme</strong>den<br />

olumsuz etkilenmemesi için soy,<br />

tarih, dil <strong>ve</strong> din birliği gibi bir çok ortak paydalara<br />

sahip olduğu Türkiye <strong>ve</strong> Orta Asya’‐<br />

daki kardeş toplumlarla sıkı ilişki <strong>ve</strong> işbirliği<br />

içinde olması gerekmektedir. Aksi takdirde,<br />

birleşememe <strong>ve</strong> bütünleşememe, küçülme <strong>ve</strong><br />

parçalanmayı beraberinde getireceği için, küreselleşen<br />

dünyada yetişen nesillerin kimliksizleşmelerine<br />

engel olunamaz. Ancak birlik<br />

<strong>ve</strong> beraberlik yoluyla güçlü kalınabilir <strong>ve</strong> yetişen<br />

nesil, yabancı kültürlerin etkisinden korunabilir.<br />

Özellikle diğer Doğu toplumlarında<br />

olduğu gibi Azerbaycan’a da özgü olan sağlam<br />

aile kültürünün, büyüklere <strong>ve</strong> kadınlara<br />

saygı geleneğinin, akrabalık <strong>ve</strong> komşuluk ilişkilerinin<br />

muhafaza edilmesi gerekmektedir.<br />

20 Fethi Ahmet Polat. “Global Köyün ‘Kutsal Kitabı’.”,<br />

Küreselleşme Sürecinde Kafkasya <strong>ve</strong> Orta Asya Konulu<br />

Uluslararası Konferans, Bakü, 12‐13 Mayıs 2003,<br />

s.220<br />

21 Kemalettin Özdemir. “İslam <strong>ve</strong> Küreselleşme.”, Küreselleşme<br />

Sürecinde Kafkasya <strong>ve</strong> Orta Asya Konulu<br />

Uluslararası Konferans, Bakü, 12‐13 Mayıs 2003, s.214<br />

Number 18, 2006 21


Memmedali Babaşlı<br />

Zira küresel kimlikten bahsedilirken esasen<br />

insanın kendini bir soy ya da köke dayandırması<br />

yerine ağırlıklı olarak bireyin ön plana<br />

çıkarılması, gelecekte bu konularda ciddî sıkıntıların<br />

yaşanabileceğine işaret etmektedir.<br />

V. Sonuç<br />

Yukarıda zikrettiğimiz olumsuzluklara <strong>ve</strong> tereddütlere<br />

rağmen <strong>küreselleşme</strong> treni yola<br />

çıkmıştır. Yapılacak tek şey, yaşanan <strong>süreci</strong>n<br />

müspet yönlerinden yararlanmak, olumsuz<br />

etkilerinden ise korunmaktır. Ayrıca insanlığın<br />

yüz yüze kaldığı küresel sorunların çözümünde<br />

dünya kamuoyunda samimi <strong>ve</strong><br />

ciddî işbirliğine gidilmelidir. Tabiî ki, mensup<br />

olduğumuz toplum bu sürece kendi zenginliklerini<br />

katmakla dünya uygarlığına da çok<br />

şey kazandırabilir. Azerbaycan’ın, bünyesinde<br />

farklı dil <strong>ve</strong> kültürleri muhafaza etmesi, bu<br />

konudaki gü<strong>ve</strong>nce <strong>ve</strong> hoşgörünün başka bir<br />

göstergesidir.<br />

22<br />

<strong>Journal</strong> <strong>of</strong> <strong>Qafqaz</strong> Uni<strong>ve</strong>rsity

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!