19.03.2015 Views

Download (751Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

Download (751Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

Download (751Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

1<br />

GİRİŞ<br />

I- Araştırmanın Konusu<br />

Osmanlı Devleti’nin tarihi dönemlerine baktığımızda kuruluşundan itibaren<br />

Yükselme, Duraklama, Gerileme ve Dağılma dönemlerini geçirmiş olduğunu<br />

görürüz.<br />

Tanzimat, Osmanlı’nın tarihi seyri içinde dağılma dönemine rastlayan önemli<br />

bir kesittir.<br />

Osmanlı Medeniyeti’nin oluşmasında en büyük pay eğitime aittir.<br />

Eğitim-öğretim alanında, Tanzimat öncesi başlayan yenileşme hareketleri ile<br />

Tanzimat Dönemi’nde mevcutların yanında, Batı tarzı mektepler de açılmış,<br />

kurumsallaşma başlamıştır. Bu uygulama ikili bir eğitim anlayışına zemin<br />

hazırlamıştır.<br />

Kurumsallaşma sürecinde sık sık eğitim-öğretimle ilgili yeni düzenlemeler<br />

yapılmış, çeşitli layihalar yayımlanmıştır.<br />

Konumuz, 1839-1876 yılları arasında eğitim-öğretimin geçirdiği değişikliklerle<br />

oluşan yeni eğitim kurumları ile önceden açılmış olan örgün ve yaygın eğitim<br />

kurumlarındaki formal ve informal ahlâk öğretiminin, öğretim unsurları itibariyle<br />

belirlenmesi ve değerlendirilmesidir.<br />

II- Araştırmanın Amacı<br />

Araştırmanın amacı, Tanzimat Dönemi ikili (düalist) bir anlayışın yaşandığı,<br />

eğitim-öğretim uygulamalarındaki etkileşimi ortaya koymaktır.<br />

Araştırmada bu amaca yönelik olarak:<br />

1- Bu dönemde yapılan yeni düzenlemeler arasında ahlâk öğretiminin yer alışı<br />

ve önemi nedir? Yahut ahlâk öğretimine hususi bir tavır alış göze<br />

çarpmakta mıdır?<br />

2- Tanzimat Dönemi ahlâk eğitim anlayış ve uygulamalarının günümüz ahlâk<br />

öğretimine etkisi olmuş mudur?<br />

3- Tanzimat Dönemi’nde ahlâk öğretimi ihmal edilerek kendi kaderine mi<br />

terkedilmiştir?<br />

Araştırmamız esnasında bu sorulara cevap aranmıştır.


2<br />

III- Araştırmanın Önemi<br />

Bir hususun açıklığa kavuşturulabilmesi ve doğru bir veriye ulaşılması<br />

öncelikle sebep-sonuç ilişkisinin iyi okunabilmesi ile mümkündür. Tarihi olaylar<br />

ders çıkartılan ya da izinden gidilerek rehber alınan önemli parametreler içerirler.<br />

Türk eğitim tarihi açısından Tanzimat Dönemi eğitim anlayış uygulamaları,<br />

günümüz eğitim sistemini değerlendirmede önemli bilgi özelliği taşımaktadır.<br />

Çalışmamız Tanzimat dönemindeki eğitimde yenileşme hareketlerinin eğitim<br />

ve ahlâk öğretimi alanında bir değişim ve gelişme olup olmadığını kısmen de olsa<br />

ortaya koyması açısından önem arzetmektedir.<br />

Dini ve milli değerlerin millet olma duygu, düşünce ve şuurunun kazanılması<br />

ve korunmasında etkin olduğu bilinmektedir. Bu değerler bilinir, inanılır ve yaşanırsa<br />

milletin birlik beraberliği ve bekası için anlam ifade eder. Ahlâk öğretimi bu<br />

değerlerin kazanılmasında önemli rol üstlenir.<br />

Bu çalışma belirli bir dönemin, özellikle yenileşme sürecinin başlangıcı olan<br />

Tanzimat’ın ahlâk öğretiminin değerlendirilmesi açısından önem arzetmektedir.<br />

Çalışmanın sonucunda olumlu olumsuz yönleriyle tarihi bir süreç değerlendirilmiş<br />

olacak ve günümüze yansımaları belirlenecektir. Çalışma bu yönüyle de büyük bir<br />

önem arzetmektedir.<br />

IV. Sınırlılıklar<br />

Tanzimat dönemi eğitim-öğretimde sistematik bir yapılanmadan bahsetmek<br />

zordur. O dönemde ahlâk öğretimi, okutulan kitap ve okutan müderrisin ismiyle<br />

tanımlandığı için çalışmamızda öğretim programı ele alınmamıştır.<br />

Çalışmamız, 1839-1876 yılları arası örgün ve yaygın eğitim kurumları ve<br />

basında ahlâk öğretiminin kurumsallaşma sürecinin nitelik ve nicelik itibariyle<br />

değerlendirilmesiyle sınırlıdır.<br />

V- İçerik<br />

Çalışmamızın içeriğinde giriş bölümü ile birlikte beş bölüm bulunmaktadır.<br />

Giriş bölümünde metodolojiyle ilgili bilgiler yanında, benzer çalışmaları<br />

üzerinde durulmakta ve kaynaklar hakkında bilgi verilmektedir.


3<br />

Birinci bölümde, tarihi bir çalışma olması münasebetiyle dönemin karakteristik<br />

özellikleri hakkında genel bilgiler verilmektedir.<br />

İkinci bölümde, çalışmamıza katkı sağlayacağını umduğumuz, eğitim-öğretim,<br />

din-ahlâk ilişkisi, ahlâk öğretimi gibi temel kavramlar hakkında açıklamalar<br />

yapılmaktadır.<br />

Üçüncü bölümde, Tanzimat döneminde eğitim alanında yapılan yeniliklere ve<br />

kurumsal yapılanmalara değinilerek, örgün ve yaygın eğitim kurumları ile yazılı<br />

basında ahlâk öğretimi hususunda değerlendirmeler yapılmaktadır.<br />

Dördüncü bölümde sonuç yer almaktadır. Bu bölümde ayrıca ekler ve kaynakça<br />

sıralanmaktadır.<br />

VI. Bu Konuda Yapılan Benzer Çalışmalar<br />

Yapılan araştırmalar sonucu, Tanzimat dönemi çeşitli özellikler itibariyle<br />

bilimsel araştırma konusu yapılmış olmasına rağmen ahlâk öğretimi üzerinde<br />

yapılmış bilimsel bir çalışmaya rastlanmamıştır.<br />

VII. Yöntem ve Teknikler<br />

Her bilimin kendine özgü bir yöntemi vardır. Sosyal Bilimlerde problem<br />

alanlarına göre çeşitli araştırma metod ve tekniklerini güvenilir ve geçerli bilgi<br />

toplama teknikleri ile aynı şekilde toplanan verilerin belirlenen ilkeler çerçevesinde<br />

işlenmesi esas alınarak, problem ve alanlarına göre çeşitli yöntemler kullanmak<br />

mümkündür.<br />

Araştırmaya başlamadan önce sosyal ilimler metodolojisiyle ilgili kaynak<br />

eserler okuyarak bilgi edinilmeye çalışılmış, alanın uzmanlarının görüşünden<br />

faydalanılmıştır. (1)<br />

Araştırmanın bilgi ve belgelerini toplamada tarihi metot<br />

kullanılmış hazır bilgiden faydalanılmıştır. (2) Elde edilen bilgi ve belgeler ise<br />

yorumlama metoduyla değerlendirilmiştir.<br />

Tarihi bir çalışma olmasından dolayı ulaşılabilen bilgi ve belgeler, her türlü<br />

kaynaklar ile süreli yayın ve arşiv tarama tekniği (3) , karşılaştırma (4) yöntemi<br />

uygulanarak değerlendirilmeye ve yorumlandırılmaya çalışılmıştır.<br />

(1) Bkz. Amiran Kurtkan Bilgiseven, Sosyal İlimler Metodolojisi, Filiz Kitabevi, 3.Baskı İstanbul,<br />

1989, s., 240-242.<br />

(2)<br />

Bkz. Orhan Türkdoğan, Bilimsel Değerlendirme ve Araştırma Metodolojisi, M.E.B. Bsm.,<br />

İstanbul, 1995, s., 168.<br />

(3) Bkz. Niyazi Karasar, Bilimsel Araştırma Yöntemi, Araştırma Eğitim Danışmanlık Ltd., 6.Basım,<br />

Ankara, 1994, s., 70-80; Orhan Türkdoğan Bilimsel Değerlendirme ve Araştırma<br />

Metodolojisi, s., 167-168.<br />

(4) İsmail Yakıt, Yüksek Lisans ders notları, Isparta, 1995.


4<br />

Tarihi nakillerde nesnelliği korurken, yeri geldiğinde uygun yorum ve<br />

açıklamalar yapılarak, şema ve çizelgelerle de öznel yaklaşımlarda bulunulmuştur.<br />

VIII. Araştırmanın Kaynakları<br />

Tanzimat Dönemi kaleme alınan ahlâk kitapları ile Maarif-i Umumiye<br />

Nizamnamesinin orijinali dışında konuya açıklık getiren kaynaklar daha ziyade<br />

Tanzimat sonrasında 1839-1876 yıllarını konu alan eserlerden oluşmaktadır.<br />

Araştırmanın kaynakları, metodoloji ile ilgili çalışmalar, genel tarih, eğitim<br />

tarihi, ahlâk tarihi, süreli yayınlar, doktora ve yüksek lisans çalışmaları, internet<br />

üzerinden yayımlanan bilgiler, yönetmelikler ve konuyla ilgili açıklamalar ihtiva<br />

eden diğer eserlerden oluşmaktadır.<br />

1- Metodoloji : Orhan Türkdoğan’ın Bilimsel Değerlendirme ve Araştırma<br />

Metodolojisi, Amiran Kurtkan Bilgiseven’in Sosyal İlimler Metodolojisi, Niyazi<br />

Karasar’ın Bilimsel Araştırma Yöntemi ve İsmail Yakıt’ın Yüksek Lisans Ders<br />

Notlarından yararlanılmıştır.<br />

2- Genel Tarih : Yılmaz Öztuna’nın, “Büyük Türkiye Tarihi”; Hammer’in,<br />

“Büyük Osmanlı Tarihi”; Yaşar Yücel ve Ali Sevim’in “Türkiye Tarihi” ve bölüm<br />

olarak tarih bilgisi veren bazı eserler.<br />

3- Eğitim Tarihi : Osman Ergin’in, “Türk Maarif Tarihi”; Yahya Akyüz’ün,<br />

“Türk Eğitim Tarihi”; Cavit Binbaşıoğlu’nun, “Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi”;<br />

Nafı Atuf Kansu’nun, “Türk Eğitim Tarihi Hakkında Bir Deneme”; Hüseyin Atay’ın,<br />

“Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi”; Sadrettin Celal Antel’in, “Tanzimat Maarifi”;<br />

Ahmet Çelebi’nin, “İslam’da Eğitim Tarihi”; Cahit Yalçınbilim’in, “Türk Eğitiminde<br />

Çağdaşlaşma”; Cahit Baltacı’nın, “15. ve 16. yy.larda Osmanlı Medreseleri” ve<br />

konuya yakınlığı olan Tanzimat başlıklı diğer eserler.<br />

4- Ahlâk Tarihi ve Dinler Tarihi : Enver Behnan Şapolyo’nun, “Ahlâk<br />

Tarihi”; Mehmet Taplamacıoğlu, Osman Cilacı, Ahmet Kahraman’ın, “Dinler<br />

Tarihi” ile ilgili eserler.<br />

5- Süreli Yayınlar : Belleten, Eğitim Dergisi, Dinî Araştırmalar, Din Öğretimi<br />

Dergisi ve Tabula Rasa gibi yayınlar.


5<br />

6- Doktora ve Yüksek Lisans : Zeki Salih Zengin’in, “Tanzimat Dönemi<br />

Osmanlı Örgün Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi” konulu doktora<br />

çalışması; Adem Efe’nin, “Meşrutiyetten Cumhuriyet’e İslamcılar ve Modernleşme”<br />

konulu doktorası; Yılmaz İnci’nin, “Tanzimat Döneminde Dar’ül Fünûn” konulu<br />

yüksek lisans çalışması ve Tanzimat’la ilgili bazı çalışmalar.<br />

7- İnternet adresinden Tanzimat ve Tanzimat Eğitimi Konulu Tarama ve<br />

M.E.B. Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği’ne başvurulmuştur.<br />

8- Ayrıca Tanzimat, eğitim-öğretim, ahlâk başlıklı ve muhtevalı diğer<br />

çalışmalardan yararlanılmıştır.


6<br />

istenmiştir.<br />

1. Tanzimat Dönemi Tarihçe<br />

BİRİNCİ BÖLÜM<br />

TANZİMAT DÖNEMİ TARİHÇE<br />

Tanzimat Dönemi modernleşme çalışmaları her alanda uygulanmak<br />

Tanzimat dönemi eğitiminin daha iyi anlaşılabilmesi için eğitim-öğretim<br />

dışındaki gelişmeleri de gözlemlemek gerekmektedir.<br />

Çalışmamızın bu bölümünde Tanzimat Öncesi, Tanzimat Dönemi, Tanzimat<br />

Sonrası Dönem genel olarak incelenmenin yanında Tanzimat Dönemi muasır ahlâk<br />

telakkilere de değinilmektedir.<br />

1.1. Tarihi Açıdan Tanzimat Öncesi Dönem<br />

Kanuni ile en parlak dönemini yaşayan Osmanlı, 15. ve 16. yüzyıllardan sonra<br />

sıkıntılı günlerin habercisi olan Çöküş Dönemine doğru gitmeye başlamıştır.<br />

Gerileme Dönemi ıslahat hareketleri II.Mahmut ve III.Selim’in gayretleriyle<br />

başlatılmıştır. “Batılılaşma politikasına ilk bilinçli teşebbüs -yani Batı Avrupa<br />

uygarlığından seçilmiş bazı unsurların taklidine ve benimsenmesine doğru ilk bilinçli<br />

adım- 18.yy. başlarında” (5) atılmıştır.<br />

Coğrafi Keşifler, ekonomik alanda bozulmalar, yönetimdeki eksiklikler ıslahat<br />

çalışmalarını sağlamış, askeri yenilgi, çıkış kapısı olarak askeri alanda yenilenmeyi,<br />

beraberinde modernleşme çalışmalarını getirmiş ve Avrupa’yla yakınlaşma<br />

gerçekleşmiştir. Sistematik batılılaşma III.Selim ve II.Mahmut dönemindeki<br />

modernleşme girişimleriyle gerçekleşmiştir. (6)<br />

1826’da Vak’a-ı Hayriye ile gelen batılılaşma hareketlerinde, askeri saha,<br />

devlet teşkilatı sahası, içtimai saha, kültürel saha, eğitim sahası, ekonomik saha,<br />

sağlıkla ilgili saha (7) daha sonra gerçekleşecek olan Tanzimat icraatlarının genel<br />

çerçevesinin kapsamı sayılabilir.<br />

Tanzimat dönemi öncesinde askeri alandaki yenilikler yönetime de yansımıştır.<br />

Eyalet, sancak (mütesellimlik), voyvodalık, ayanlık ve muhtarlık, defter nazırlığı gibi<br />

uygulamalar o dönemin yönetim anlayışlarındandı. (8)<br />

Bütün bu arayış ve çıkışlar radikal değişikliklerin yapıldığı Tanzimat’ın<br />

oluşmasında önemli ön hazırlık çalışmaları olarak gözükmektedir.<br />

(5) Bkz. Bernard Levis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, Çev. Metin Kıratlı, A.K.D. ve T.K.Y., T.T.K.<br />

Bsm., 4.Baskı, Ankara, 1991, s., 46.<br />

(6) Bkz Adem Efe, Meşrutiyetten Cumhuriyet’e İslamcılar ve Modernleşme, Uludağ Ünv. S.B.E.F.<br />

ve D.B.A. Basılmamış Doktora Tezi Bursa, 2002, s., 12-29.<br />

(7) Bkz. Tanzimat 1, Komisyon, M.E.B.Y., No: 3273, M.E.B. Bsm., İstanbul, 1999, s., 28-29.<br />

(8) Geniş bilgi için bkz. Musa Çadırcı, Tanzimat’ın İlanı Sırasında Türkiye’de Yönetim (1826-1839),<br />

Belleten LI, T.T.K.Y., T.T.K. Bsm., Sayı 201, s., 1215-1240.


7<br />

1.2. Tarihi Açıdan Tanzimat Dönemi<br />

Abdülmecit’in tahta çıkmasıyla ilan edilen Tanzimat Fermanı Osmanlı’da yeni<br />

bir dönemin başlamasını sağlamıştır. Tanzimat öncesi III.Selim ve II.Mahmut<br />

döneminde yapılmak istenenler bu dönemde kurumsallaşarak uygulanmaya<br />

başlamıştır.<br />

Düzenlemeler ve düzeltmeler anlamına gelen Tanzimat, Osmanlı Devlet<br />

yapısındaki devlet-toplum ilişkilerindeki düzeltmeleri ifade eder. (9) Bu dönemin en<br />

önemli mimarı Mustafa Reşit Paşa kabul edilmektedir. (10) Bu dönemde Tanzimat<br />

Fermanı ise eğitimle ilgili olmayan siyasi bir belge niteliğindedir. (11)<br />

Bu dönemde sivil yönetim, kişilik hakları, arazi gelirleri, vergiler, cizye<br />

kanunu, yönetim, askeri durum, mali durum, dış ilişkiler sahasında da düzenlemelere<br />

gidilmiştir. (12) Ayrıca harici ticaret siyaseti, tababet, fikri hareketler maarif ile ilgili<br />

düzenlemeler ve düzenlemelerin ıslahına yönelik çalışmalar yapılmıştır. (13)<br />

dönemin en önemli düzenlemelerinden biri de Adalet Teşkilatı ile ilgilidir. Mecelle<br />

1870 yıllarında yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir. (14)<br />

“Edebiyattan düşünceye, düşünceden hayat tarzına varıncaya kadar batı<br />

usulüne uygun davranılmaya başlanmış ve kurtuluşun bu modelle gerçekleşeceği<br />

fikri gelişmiştir. (15) ” Tanzimat Dönemi için geçiş ve buhran dönemi (16) ifadesinin<br />

yanında eski ile yeniyi karşı karşıya getiren (ikilik devri) ifadesini kullananlar da<br />

vardır. (17)<br />

(9) Hüseyin Tuncer, Tanzimat Edebiyatı, Akademi Kitabevi, 3.Baskı, İzmir, 1996, s., 6.<br />

(10) Krş. Reşat Kaynar, Mustafa Reşat Paşa ve Tanzimat, T.T.K.Y., T.T.K. Bsm., Ankara, 1991,<br />

s., 99-129; Yaşar Yücel – Ali Sevim, Türkiye Tarihi c. 4, A.K. ve D.T.K., T.T.K. Bsm.,<br />

Ankara, 1992, s., 245.<br />

(11)<br />

Bayram Kodaman, Abdülhamit Devri Eğitim Sistemi, T.T.K.Y., T.T.K.Bsm., 2.Baskı,<br />

Ankara, 1991, s., 8.<br />

(12) Krş., Mustafa Nuri Paşa, Netayic’ül-Vukuat, Kurumları ve Örgütleri ile Osmanlı Tarihi, c.<br />

III-IV, Sad. Neşet Çağatay, T.T.K.Y.Bsm., Ankara, 1980, s., 287-310.; Krs. Musa Çadırcı,<br />

Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapıları, T.T.K.Y.,<br />

T.T.K.Bsm., Ankara, 1991, s., 173-203.; Krş., Adem Efe, Meşrutiyetten Cumhuriyet’e<br />

İslamcılar ve Modernleşme, Uludağ Ünv. S.B.E. Basılmamış doktora tezi, Bursa, 2002. s.,<br />

29-53.<br />

(13) Bkz. Mükrimin Halil Yınanç, Tanzimat’tan Meşrutiyet’e Kadar Bizde Tarihçilik, Maarif<br />

Matbaası, 1940, baştan sona.<br />

(14)<br />

Bkz.,Yılmaz Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, c. 10, Ötüken Yayınevi, İstanbul, 1978, s., 376-<br />

377.; Tanzimat 1, Komisyon, M.E.B.Y., İstanbul, 1999, s., 221-232.; Adem Efe,<br />

Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e İslamcılar, s., 36-39.<br />

(15) İsmail Yakıt, Türk-İslam Kültüründe Ebced Hesabı ve Tarih Düşürme, Ötüken Yayınevi,<br />

No: 245, İstanbul, 1992, s., 233.<br />

(16) Hilmi Ziya Ülken, Çağdaş Düşünce Tarihi, Ülken Yayınları, Kent Basımevi, 4.Baskı, İstanbul,<br />

(17)<br />

1994, s., 56.<br />

Krş., Ülken, Çağdaş Düşünce Tarihi, s.,76; Mustafa Ergün, Atatürk Devri Türk Eğitimi,<br />

Ankara Ünv. D.T.C.F.Y. No: 325, Ankara, Üniv. Bsm., Ankara, 1992, s., 45.<br />

Bu


8<br />

Batı’ya açılma ve yeniliklerin transferi olarak tanımlanan Tanzimat<br />

Dönemi’nde en belirgin yenileşme hareketleri eğitim-öğretim alanında kendini<br />

göstermiştir.<br />

Yenileşme ve gelişme hareketlerinin başlatılmasında Abdülaziz ve<br />

Abdülmecit’in icraatları önemli yer alır. (18)<br />

Ziyazeddin Fahri Fındıkoğlu Tanzimat’ın sınırlarını 1839’dan biraz önceye,<br />

biraz sonraya, hatta 1908’e kadar olan devre olarak kabul eder. (19) Tanzimat için en<br />

yaygın kullanılan ise 1839-1876 tarihleri arası uygulamalarıdır.<br />

1.3. Tanzimat Sonrası Dönem<br />

1876’da Abdülaziz’den sonra kısa süren bir dönemde V.Murat ve yine aynı yıl<br />

II.Abdülhamit’in (1876-1909) tahta çıkması gerçekleşti.<br />

Tanzimat sonrası için, Mutlakiyet dönemi (1878-1908) tanımı kullanılmaktadır.<br />

1877’de ilk parlamentonun kurulmasıyla I.Meşrutiyet de doğmuş oldu.<br />

Bu dönemin eğitim sisteminde kantitatif ve kalitatif bir gelişmenin olamadığı,<br />

sadece din ve ahlâk derslerinin saatlerinin artırıldığı göze çarpmaktadır. (20) Öyle ki,<br />

1891 yılında Mülkiye Mekteplerinin müfredatında 3.sınıf hariç 1-2-4-5-6-7. sınıflara<br />

ahlâk dersi eklenmiştir. (21)<br />

“Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Eğitim Sisteminde Değişmeler” konulu yazısında<br />

İlhan Tekeli üç temel dönüşüm üzerinde durmaktadır. Biri; eğitim üzerindeki dini<br />

denetimin zayıflatılarak kaldırılması, ikincisi; yazının reforma uğraması, üçüncüsü<br />

de eğitim teknolojisine ilişkindir. (22)<br />

(18) Krş., Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, Ankara Ünv. Eğitim Bilimler Fakültesi Yayınları No:<br />

160 Genişletilmiş 3.Baskı, Ankara Ünv. Basımevi, Ankara 1989, s., 1767; Tanzimat 1,<br />

Komisyon M.E.B.Y. 3273, M.E.Bsm., İstanbul, 1999, s., 221-462.<br />

(19) Tanzimat 2, Komisyon M.E.B.Y. 3273, M.E.Bsm., İstanbul, 1999, s., 619.<br />

(20)<br />

Krş., Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 250; Krş., Hilmi Ziya Ülken, Türkiye’de Çağdaş<br />

Düşünce Tarihi, Ülken Yayınları 7, 4.Baskı, İstanbul, 1994, s., 97.; Hüseyin Atay,<br />

Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, Dergah Yayınları 99, Emek Matbaacılık, 1. Baskı<br />

İstanbul, 1983, s., 2002.<br />

(21) Atay, Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, s., 200.<br />

(22) İlhan Tekeli, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Eğitim Sisteminde Değişmeler, Atatürk Ü. Tarih<br />

Dersi Notları.


9<br />

Yahya Akyüz, İ. Hakkı Baltacıoğlu’nun (1886-1978) Tanzimat’tan sonrası için<br />

“Talim ve Terbiye’nin Elim ve Acılı Devri” (23) , Adnan Adıvar’ın (1882-1955) da<br />

kendi döneminde yaşayan nesil için, sosyal değişimlerden dolayı “Zavallı” (24)<br />

ifadesini kullanmakta olduklarını belirtmektedir.<br />

1890 yıllarında Diyarbakır İdâdîsinde okuyan Ziya Gökalp (1876-1924) o<br />

yıllara ait anılarını anlatırken “Bir taraftan tabii ilimler, bir taraftan kelam derslerinin<br />

zıt elektrik akımları arasında bocaladığını, gerçeklere ulaşma yerine şüphecilik içine<br />

düştüğünü söyler.” (25)<br />

Bu dönem Tanzimat devri uygulamalarının gerçekleştiği ve devam ettiği bir<br />

kısmının ise değiştirilerek uygulandığı dönem olarak yaşanmıştır.<br />

1.4. Tanzimat’ı Etkileyen Muasır Ahlâk Telakkileri<br />

Tanzimat Batı’ya açılma hareketinin sistemleşme devri olarak kabul<br />

edildiğinde, o dönemde dışarıda mevcut ahlâki telakkileri ve bunların muhteva ve<br />

tesirlerini bilmek, konumuzun tarihi yönünü bir başka açıdan ortaya koyacaktır.<br />

Çünkü açılım, her alanda olduğu gibi ahlâkla ilgili etkilenmeyi de beraberinde<br />

getirmiştir.<br />

Birçok düzenlemelerin yapıldığı bu dönemde, dışardan baskıların yapıldığı bir<br />

gerçektir. Bu baskı ve etki hangi ölçüde ahlâkı etkilemiştir sorusu sorulduğunda o<br />

dönemin dışarıdaki ahlâki uygulamaların ve ülkemize yansımalarının bilinmesine<br />

olan ihtiyacı daha da ortaya çıkarmaktadır.<br />

Tanzimat bir ahlâk transferi olarak gerçekleşmemiştir. Açılım ve teknik arayış<br />

ile eğitimde dünyevileşmek üzerine olmuştur (26) . Etkileşim karşılıklı kültürlerin<br />

özelliklerini de beraberinde taşır. O dönemde tercümelerle Osmanlı Teba’asına<br />

taşınan birçok kültürel özelliklerden bahsedilebilir.<br />

Tanzimat döneminde dışarıda muasır ahlâki anlayışların olduğu ahlâk tarihi<br />

kaynaklarında belirtilmektedir: Tanzimat dönemi ve öncesi için Bacon ve Fichte’den<br />

bazı aktarmalar yapılırken, Bacon’un “Ahlâki Taslaklar” isimli kitabından Alman<br />

Fichte’nin gençler için eğitimde milli ahlâk vurgusunun yapıldığı “Alman Milletine<br />

Hutbeler” isimli eserinden bahsedilmektedir. Alman gençliğinde güçlü bir milli<br />

ahlâkın doğmasında 1819’lu yıllara kadar Fichte’nin büyük katkıları olmuştur.<br />

Fichte’den sonra Hegel, Schopenhauer, Durkheim gibi filozoflar da ahlâkla meşgul<br />

(2 3) Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 207.<br />

(24) Akyüz, a.g.e., s., 208.<br />

(25) Akyüz, a.g.e., s., 207.<br />

(26) Bu tabir Tanzimat eğitiminde bahseden bazı kaynaklar da kullanılmaktadır.


10<br />

olmuşlardır. 1858’de Fransa’da doğan Durkheim, Fransa’nın mağlubiyetinin maddi<br />

değil manevi olduğunu, ahlâki buhranlardan kaynaklandığını vurgulamaktaydı.<br />

Durkheim, Fransa’nın her şeyden önce ahlâki bir kalkınmaya ihtiyacı olduğuna<br />

inanmıştı. Manevi ilimlerde bir inkılap yapmak ve müsbet ilim haline getirmenin<br />

lüzumunu savunarak bunu sosyolojinin usul ve metotlarıyla inceledi ve daha sonra<br />

“Müsbet Ahlâk İlmi” konulu yazılar neşretti. Bordo ve Şarbon Üniversitesinde<br />

verdiği derslerde temel olarak ahlâk meselelerini incelemişti. Geleneklerin<br />

sarsıldığını ifade eden Durkheim, ahlâkın bir buhran geçirdiğini, imanın sarsıldığını,<br />

aynı zamanda cemiyette derin değişmelerin olduğunu ve çare olarak da kendilerine<br />

bir ahlâk edinmeleri gerektiğini savunuyordu. (27)<br />

Durkheim ile Ziya Gökalp arasında büyük benzerlikler olduğunu görmek<br />

mümkündür. Her ikisi de kendi dönemlerinde sıkıntılı günler yaşamışlardı. Son asır<br />

ahlâkçılarından olan Durkheim’den sonra Türkiye’de ahlâk meseleleri sosyolojide<br />

Ziya Gökalp ile tanımlanmaya başlamıştır. (28)<br />

Büyük Osmanlı Birliği’nin kurulabileceği inancıyla, değişik din ve millete ait<br />

grupların çocuklarını bir arada eğitme çabaları, batının beğenisini kazanmayı<br />

sağlamakla (29) çağdaşlaşma hareketine kolaylık getireceğini hedefleyen uygulamalar,<br />

beraberinde etkilenmeyi getirmiştir.<br />

1789 Fransız İhtilali, Tanzimat’ın oluşmasında etkili olmuştur. Fransa’da<br />

Durkheim’in geliştirdiği bunalım sonrası çıkış, Tanzimat sonrası Ziya Gökalp’in<br />

ortaya koyduğu mutalaalar ile birçok yönde benzerlik arzetmektedir.<br />

Tanzimat hem Batı’ya açılma hem de etkilenme dönemi olarak<br />

gerçekleşmiştir.<br />

(27) Bkz. Enver Behnan Şapolyo, Ahlâk Tarihi, Ticaret Yüksek Öğretmen Okulu Yayınları, No: 5,<br />

Ankara, 1960, s., 60-68.<br />

(28) Şapolyo, Ahlâk Tarihi, s., 66.<br />

(29) Bkz. Cahit Yalçın Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma (1839 -1876),<br />

Anadolu Ünv. Y. No: 69, Anadolu Ünv. Bsm. Eskişehir, 1984, s., 34-35.


11<br />

İKİNCİ BÖLÜM<br />

EĞİTİM-DİN VE AHLÂK ÖĞRETİMİ<br />

2. Eğitim, Din ve Ahlâk Öğretimi<br />

Tanzimat Dönemi Ahlâk Öğretimi konulu araştırmamız, tarihi bir döneme ait<br />

ahlâk öğretimi alanındaki uygulamaları içermektedir.<br />

Araştırmamızın ortaya koyacağı verilerin daha iyi anlaşılması için bu bölümde<br />

eğitim-öğretim, din-ahlâk ilişkisi ve ahlâk öğretimi kavramları ile ilgili genel<br />

açıklamalara yer verilmektedir.<br />

2.1. Eğitim – Öğretim<br />

Eğitim-öğretimi, etkileme ve etkilenme olarak düşündüğümüzde, insanın<br />

dışındaki diğer canlıları da ilgilendirir. Daha geniş kapsamıyla eğitim, eşyaya şekil<br />

verme anlamında da ele alınabilir. Ancak bizim burada eğitim-öğretimden asıl<br />

kastımız ise, insan ve insanı ilgilendiren yönlerdir. Çünkü insanın olmadığı yerde<br />

gerçek anlamda eğitim öğretimden bahsetmek zordur. Eğitimde merkez ve muhatap<br />

insandır. Eğitilen de eğiten de odur.<br />

İmmanuel Kant (1724-1804) insan eğitimi için şöyle der: ”İnsan eğitilmesi<br />

gereken bir varlıktır.” “İnsan ancak eğitim yoluyla insan olur; onun tabii güçlerini<br />

belirli bir amaca göre ve harmonik olarak geliştiren eğitimin gerçekleştirdiği bu iş<br />

dışında insan, aslında bir hiçten ibarettir. (30) ” “…. İnsan yaşadıkça öğrenme süreci<br />

devam eder. (31) ” “İnsan eğitimsiz yaşayamaz. İnsan emme, solunum vb. doğuştan<br />

getirdiği birkaç tepkinin dışında hemen hemen her davranışı öğrenmek<br />

zorundadır. (32) ”<br />

Eğitim, öğretim ile öğrenimin oluşturduğu bütünlükle sağlanır (33)<br />

(30) Bkz. Kemal Aytaç, Avrupa Eğitim Tarihi; (Antik Çağdan 19.yüzyıl sonlarına kadar), Ankara<br />

Ü. D.T.Ç.F.Y. No: 225, D.T.Ç.F.Bsm., Ankara, 1980, s., 233-234.<br />

(31) Necmeddin Tozlu, Eğitim Felsefesi, M.E.B.Y. No: 2823, 4.Akşam Sanat Okulu Matbaası, Ankara,<br />

2003, s., 114.<br />

(32) Krş. Ahmet Üstün, Erdal Toprakçı, Eşref Nural, Hasan Demirtaş, İkram Çınar, Mehmet Üstüner,<br />

Meral Uras, Nejdet Konan, Sevim Öztürk, Zeynep D. Yöndem, Eğitim Üzerine, Ütopya<br />

Yayınları, 73, Cantekin Matbaası, Ankara, 2002, s., 120.<br />

(33) Bkz.Hasan Çelikkaya, Eğitime Giriş (Pedagojik Formasyon Amaçlı), Alfa Basım Yayın Dağıtım<br />

1.Baskı No: 38, İstanbul, 1997, s., 23.


12<br />

Her fert bir şahsiyettir, öğrenmede daha çok fert merkeze alınırken, öğretimde<br />

eğitim sistemi, öğretici ve öğrenci ilişkisi gibi üç boyutlu bir yapı dikkati çeker. (34)<br />

Bilgiyi faydalı kılma sanatını kazanmak (35) , öğrencide kişilik oluşturma ve<br />

geliştirme süreci (36) olarak kabul ettiğimiz eğitimde, kafa kadar kalbi, zihin kadar<br />

vicdanı da doldurmak gerekmektedir. (37)<br />

Eğitimi, herhangi bir şeyi geliştirmek, yükseltmek ve mükemmelleştirmeye<br />

çalışmak olarak aldığımızda, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi yönleriyle bir<br />

bütün olarak görülmelidir. Çok yönlü bir olgu olan kalkınma da temelde insan<br />

unsuruna dayanır. Her toplumda hayati bir fonksiyona sahip olan eğitim kültürel<br />

mirası nesilden nesile aktararak toplumun varlığını sağlayacak bu en önemli<br />

özelliğini yerine getirir.<br />

Eğitim-öğretim ve öğrenim millet fertlerinin gönül, zihin ve fikri yapısının<br />

dokunduğu, onların iç ve dış dokularının değerlerle örüldüğü hayati tezgahlardır. (38)<br />

Pratik olarak bir sanat kabul edilen eğitim, bir milletin ve cemiyetin kültürel ve<br />

medeni değerlerini yeni nesillere aktarmak (39) şeklinde de anlaşılmıştır.<br />

Eğitim-öğretim insanlık varolduğundan beri süregelen ve hergün tecrübi<br />

birikimler oluşturan bir olgu olarak hayat boyu devam etmektedir.<br />

(34) Bkz. Tozlu, Eğitim Felsefesi, s., 117-119.<br />

(35) Alfred North Whitehead, The Aims of Education, (Eğitimin Gayeleri) Çev. Safi Huri, M.E.B.<br />

Sosyal İlimler Komisyon Yayınları, M.E.Bsm., İstanbul, 1971, s., 4.<br />

(36) Bülent Yılmaz, Okuma Alışkanlığında Öğretmenlerin Rolü, Eğitim Dergisi (üç aylık), Nisan-<br />

Mayıs-Haziran, 1992, sayı 2, M.E.B., M.E.B.Bsm., Ankara, 1992.<br />

(37) Tozlu, Eğitim Felsefesi, s., 89.<br />

(38)<br />

Bkz. Tozlu, Eğitim Felsefesi, s., 87, 89, 90, 92, 124.<br />

(39) H. Fikret Kanad, Pedagoji Tarihi, M.E.B.Y. c. I, Üçüncü Basılış, M.E.Bsm., İstanbul, 1948, s., 5


13<br />

2.2. Din – Ahlâk İlişkisi<br />

Din, insanla beraber var olan bir gerçektir. Ahlâk ilmi oluşturulduktan sonra<br />

din-ahlâk ilişkisi hemen hemen her yaklaşımla birlikte ifade edilmiştir.<br />

Ahlâk, huylar, seciyeler, mizaçlar anlamına gelen, insanın manevi seviyelerini<br />

temyiz eden hususiyetler (40) olarak kabul edilir.<br />

Din ise, yaratıcı ve düzenleyici üstün bir kudrete imanla başlayan manevi bir<br />

inanç sistemidir. (41) Yüce bir varlığa inanmak ve bu inanışını ibadet suretiyle tecelli<br />

ettirmektir. (42)<br />

İslâm kelamında ise din, “Tanrının koyduğu, mensuplarını dünya ve ahirette<br />

kurtuluşa götüren inanış ve davranışlardan meydana gelen bir kurumdur.” (43)<br />

İslâm dini, inanç, ibadet, ahlâk boyutları ile insanlar arasındaki davranışları<br />

kapsayan (44) bir anlayış ortaya koymaktadır.<br />

Sosyal bir sistem olarak yaşanan ahlâkın birçok tarifleri yapılmakta (45) , ahlâk,<br />

toplumun temel kuvvetleri, nazari ve ameli unsurlardan biri (46) olarak görülmekte,<br />

ahlâk ile din arasında sıkı bir bağlantı kurulmaktadır. Ahlâk bir anlamda dini<br />

yaşayışın önemli bir boyutunu oluşturmaktadır.<br />

Okul programlarında ahlâk ile din birlikte ele alınmıştır. İslamiyet ve önceki<br />

dinler hep ahlâki davranışları öğütlemiş ve güzel ahlâkı her zaman yüceltmişlerdir. (47)<br />

(40) İslam Ansiklopedisi, M.E.B., M.E.Bsm., c. I, Ahlâk Maddesi, İstanbul, 1965, s., 157; Mehmet Zeki<br />

Canan, Ansiklopedik Din ve İnanç Sözlüğü, Ahlâk Maddesi, Fatih Gençlik Vakfı Matbaası,<br />

İstanbul, 1983, s., 5.<br />

(41) Canan, Ansiklopedik Din ve İnanç Sözlüğü, Din Maddesi, s., 40.<br />

(42) Mehmet Tablamacıoğlu, Karşılaştırmalı Dinler Tarihi, Güneş Matbaası, T.A.Ş., Ankara, 1966,<br />

s., 12.<br />

(43)<br />

Osman Cilacı, Genel Hatlarıyla Dinler Tarihi, Mimoza Yayınları, Kuzucular Ofset, Konya,<br />

1994, s., 19.<br />

(44 ) Canan, Ansiklopedik Din ve İnanç Sözlüğü, Din Maddesi, s., 40.<br />

(45) Mustafa Çağrıcı, Ahlâkımız, Marifet Yayınları, İstanbul, 1981, s., 11.<br />

(46) Cemil Meriç, Saint Simon, İlk Sosyolog, İlk Sosyalist, Yayına hazırlayan M. Ali Meriç, İletişim<br />

(47)<br />

Yayınları 271, İstanbul, 1995, s., 142.<br />

Adem Akıncı, İnsanın Anlam Arayışında Din Temeline Dayalı Ahlâki Değerler ve Ahlâk<br />

Eğitimi, Tabula Rasa yıl 4, sayı 12, Tuğra Matbaası, Isparta, Eylül-Aralık, 2004, s., 27.


14<br />

Din, herkesin kabul edebileceği Mutlak Varlıktan kaynaklanan ahlâki ilkeler<br />

koyar. Sürekli her şeyi görüp gözeten bir Allah’a inanmak, insanın davranışlarını<br />

kontrol açısından da önemlidir. İnsandaki ahlâki faziletler büyük oranda dine<br />

dayanmakta ve dinden destek almaktadır. Ahlâklı insan yetiştirme konusunda inancın<br />

etkin gücünü ise ahlâkın dışında tutmak mümkün değildir. (48)<br />

Dinimizin ana kaynaklarından, Allah, hiçbir ümmeti peygambersiz<br />

bırakmamıştır. (49) Peygamber gönderilmeyenler sorumlu tutulmayacaktır. (50) İnsan,<br />

kendi başına başıboş bırakılmamıştır. (51) ayetlerinin yanında hadis-i şerifte de insanda<br />

Allah’ın yarattığı bir fıtrat vardır. (52) şeklinde açıklamalar yer almaktadır.<br />

Din bazılarının ileri sürdüğü gibi çeşitli dış etkilerle insana sonradan aşılanmış<br />

bir fikir değildir. O, insanla ikiz doğan yüce bir duygunun eseridir. (53)<br />

“Fıtrat, tek tek kişilerin yaratılışındaki özellikleri değil, bütün insanlarda, insan<br />

olmaktan dolayı, ortak olarak bulunan genel özelliklerdir.” (54) Bedenin besinlerle<br />

beslendiği gibi ruhlar da güzel ahlâkla beslenir ve zenginleşir. (55)<br />

“Geçmişte olduğu gibi bugün de, ilimsiz, sanatsız, felsefesiz cemiyet vardır.<br />

Fakat dinsiz bir cemiyet, asla…” (56)<br />

Bütün filozofların müştereken dedikleri husus ahlâkın ilahi kaynaklı<br />

olduğudur. (57)<br />

Din ile ahlâk arasında bazı birleşme noktaları bulunabilir. O zaman ya ahlâki<br />

din veya dinî ahlâk şekilleri meydana gelir. (58) Yorumuyla birlikte, İslam’da dinden<br />

ayrı ahlâk yoktur. Ahlâk dinde mündemiçtir. (59) Yorumuna da yer verilmektedir.<br />

Ahlâk sistemleri dinin kaynağından gelen mesuliyeti genellikle, umumi<br />

hareketlerden kendimizi korumaya yarayan bir kuvvet olarak ele alırlar. (60)<br />

(48) Akıncı, İnsanın Anlam Arayışında Din Temeline Dayalı Ahlâki Değerler ve Ahlâk Eğitimi,<br />

Tabula Rasa, s.30.<br />

(49) el-Fatır, 35/24<br />

(50) en-Nisa, 17/15.<br />

(51) el-Kıyame, 75/36; el-Ankebut , 29/2.<br />

(52)<br />

Cenaiz, 80.<br />

(53) Ahmet Kahraman, Mukayeseli Dinler Tarihi, Marifet Yayınları No:85, İstanbul, 1993, s., 17.<br />

(54) Geniş bilgi için Bkz. Fıtrat kelimesi, Hüseyin Cerdel, Kur’anda İnsan, Isparta, 2000, s., 35-43.<br />

Krş., Beyza Bilgin, İslam’da Çocuk, Ayyıldız Matbaası, Diyanet İşl. Bşk. No: 264, Ankara,<br />

1987, s., 17.<br />

(55) İbrahim Agah Çubukçu, İslam’da Ahlâk ve Manevi Vazifelerimiz, Diyanet İşl. Bşk. Y., Emel<br />

Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti., Ankara, T.Y., s., 18.<br />

(56) Henri Bergson , (Les deux Sources de la morale et de la religion) Ahlâk ile Dinin İki Kaynağı,<br />

M.E.B. Fransız Klasikleri 177, M.E.Bsm., 3.Basılış, İstanbul, 1967, s., 123.<br />

(57) Sapolyo, s., 74.<br />

(58) Ülken, Ahlâk, M. Sadık Kağıtçı Matbaası, İstanbul, 1946, s., 44.<br />

(59) M. Rahmi Balaban, Son Asrın İlim ve Fen Adamlarına göre İLİM-AHLÂK-DİN, Diyanet İşl.<br />

Bşk. Y., 5.Baskı, Ankara, T.Y., s., 118.<br />

(60) Nurettin Topçu, İradenin Davası, Hareket Y. No:9, 2.Baskı, İstanbul, 1974, s.,81.


15<br />

İslam’da inanç, ibadet, muamelat ve ahlâk bütünlüğü, ahlâkın ayrı bir unsur<br />

olarak ele alınmasına meydan bırakmamaktadır. (61) Dinin özüne uygun yaşayan bir<br />

insanın ahlâklı olması tabii bir sonuçtur.<br />

İslam ahlâkı, kitap ve sünnete dayalı, akla ve yaşama gerçeklerine uygun<br />

kurallar topluluğudur. Bunlar insanın dünya ve ahirette mutluluğunu sağlayan en<br />

sağlam ve en mutedil yollardır. (62)<br />

İslam’da ahlâki vazifelerin kısımları; insanın Allah’a ve Peygamberine, kendi<br />

şahsına, ailesine, memleket ve milletine ve bütün insanlara karşı yapılması<br />

gerekenler olarak belirtilmekte (63) mesuliyet duygusu içerisinde kabul edilmektedir.<br />

Son dönemlerde Türk toplumunda ahlâkın yansımaları, milli ahlâk, meslek<br />

ahlâkı, iş ahlâkı, ticaret ahlâkı, aile ahlâkı, şahsi ahlâk, medeni ahlâk (64) şeklinde de<br />

algılanmaktadır.<br />

“…..Ahlâk dinden ayrıldığı zaman hedeflediği amaçlardan sapar. Din diğer<br />

beşeri faaliyetler için olduğu gibi ahlâk için de bir teminattır.” (65)<br />

Her dönem din olmasına rağmen her davranışın dini ve ahlâki özellik<br />

arzetmediğine rastlanabildiği de bir gerçektir. “İslam en son ve en mükemmel<br />

din” (66) olmakla beraber ona mensup olduğunu söyleyenlerin dini ve ahlâki<br />

eksiklikleri olabilmektedir. Burada iyi görülmesi gereken husus iddia sahiplerinin<br />

iddialarındaki samimiyetleri veya bilgi düzeyleridir.<br />

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Din-ahlâk ilişkisi iç içe var olagelen<br />

kaçınılmaz bir gerçektir.<br />

Ahlâkta en önemli kaynak din olduğu gibi, dini hayat da ahlâklı olmayı sağlar.<br />

(61) Cilacı, Dinler ve İnsanlar, Damla Matbaacılık ve Tic. Konya, 1990, s., 221.<br />

(62) Osman Pazarlı, İslam’da Ahlâk, Remzi Kitabevi Y., Evrim Matbaacılık Ltd., İstanbul, 1980, s.,<br />

49:<br />

(63)<br />

Ahmet Hamdi Akseki, İslam Dini (İtikat, İbadet, Ahlâk), Nur Yayınları No: 79, Gaye<br />

Matbaacılık, 32.Baskı, Ankara, 1983, s., 223.<br />

(64)<br />

Şapolyo, Ahlâk Tarihi, s., 76.<br />

(65) İhsan Kurt, Bir Toplumun Eğitim Felsefesinin Oluşmasında Din ve Ahlâkın Etkisi, M.E.B.,<br />

Din Öğretimi Dergisi, Sayı 35, Temmuz-Ağustos, 1992.<br />

(66) el-Maide, 5/3


16<br />

2.3. Ahlâk Öğretimi<br />

Ahlâk müstakil bir ilim olmadan önce, din öğretimi aynı zamanda ahlâk<br />

öğretimi olarak algılanıyordu. Hatta din eğitimi ve öğretimi aynı anda birbirinden<br />

ayrılmadan veriliyor ve sonuçta ahlâk eğitim-öğretimi de verilmiş oluyordu.<br />

Öğretim, akla hitap ederek, insanı bilgili ve becerikli kılacak bilgilerle<br />

donatmayı hedefler. Eğitim ise hem akla, hem de kalbe hitap eder. Bilginin<br />

kazandırılmasının yanında, insandaki duygulara ahlâki kazanımlar vermeye çalışır.<br />

Ahlâkta olumlu duyguların önemli yeri olmakla beraber, bu duyguların dışa<br />

yansıması da ancak eylemlerle mümkündür. Ahlâkı, bir toplumun içindeki fertlerin<br />

uymak zorunda olduğu davranış kuralları olarak düşünürsek, bu kuralların<br />

öğretilmesi yeterli olmamalı, nasıl uygulanacağı ve nasıl alışkanlık haline getirileceği<br />

de öğretilmelidir. (67)<br />

“Dini talim ve terbiye, vazife ve hürmet hissini telkin eden eğitimdir.” (68)<br />

“Hiçbir şey insan için dini eğitim kadar belirleyici olamaz.” (69) Eğitimde hürriyeti,<br />

yaratıcılığı, bağımsızlığı, tek kelimeyle şahsiyeti oluşturmak gerekir. Bu da<br />

sorumluluk anlayışı ile sürekli ahlâkilik denilen davranış şeklini geliştirecektir. (70)<br />

Ahlâkilik ise, kuralları davranışlarla belli olan iç düzendir. (71)<br />

Dünyadaki bütün memleketlerde din ve eğitim birbiriyle ilgili iki faktör<br />

halindedir. (72) Ahlâki hedefi belli olmayan eğitim sistemleri kendi milleti için<br />

yanlışlıklar sergilerler. Yabancıların ahlâkını, felsefesini ve kültürünü, daha doğrusu<br />

hayat tarzını benimseyen milletlerin millet olamayacakları ise, su götürmez bir<br />

gerçektir. (73)<br />

Ahlâk ilmi, teorik ve pratik olmak üzere iki kısımdan teşekkül etmektedir. (74)<br />

(67) Akıncı, Tabula Rasa, s., 31<br />

(68) Alfred North Whitehead, Eğitimin Gayeleri (The Aims of Education) Çev. Safi Huri, M.E.B.Y.,<br />

M.E.Bsm., İstanbul, 1971, s., 13.<br />

(69) Paul Foulquie, Pedagoji Sözlüğü, Sosyal Yayınlar, Türkçesi Cenap Karakaya, Din Maddesi 28,<br />

İstanbul, 1994, s., 141.<br />

(70) Tozlu, Eğitim Felsefesi, s., 94.<br />

(71) Andre Lalande, Kısa Gerekçeli Pratik Ahlâk, Çev. Coşkun Değirmencioğlu, M.E.B.Y. 2831,<br />

4.Akşam Sanat Okulu Matbaası, 2.Baskı, Ankara, 2003, s., 19.<br />

(72) Joseph A. Lauwerys, Fatma Varış, Keneth Neff, Mukayeseli Eğitim, Ankara Ü. Eğt. Fak. Y. No<br />

13, Ayyıldız Matbaası, Ankara, 1971, s., 23.<br />

(73) Tozlu, Eğitim Felsefesi, s., 93.<br />

(74) Krş., Yaşar Kandemir, Örneklerle İslam Ahlâkı, Nesil Yayınları, İstanbul, 1982, s., 30,31,32.;<br />

Krş. Ayşe Sıdıka Oktay, Ahlâk-ı Alai, Kınalızade Ali Efendi, İz Yayıncılık 463, Şenyıldız<br />

Matbaası, İstanbul, 2005, s., 99-105.


17<br />

İnsanlık için her zaman önemli olan ahlâk duygusu, değişik faktörlerin yanında<br />

dinî bağımlılık arzeder. Ahlâk eğitiminde toplumun sahip olduğu dinî değerler temel<br />

alınmalıdır. (75)<br />

Ahlâk eğitiminde İslam’ın ortaya koyduğu değerler sistemi insanımıza yeterli<br />

düzeyde verilebilirse anlamlı bir hayata götürecektir. (76)<br />

Pratik ahlâk, davranışlardaki olumlu yansımalarla kişiyi davranışlarıyla anılır<br />

ve toplumda iz bırakacak konuma getirir. Artık şu davranışı yap yerine şunun gibi<br />

yap denilerek örnek alma keyfiyeti gelişir ve ahlâk öğretiminde model oluşur.<br />

Ahlâkilik bilmek değil, yaparak göstermektir. İslam sadece bilmeyi değil,<br />

bilgi ile pratiği bir arada över. (77) Bildiğini yapmayanları ise makbul görmez. (78)<br />

Nevzat Ayasbeyoğlu “Bütünüyle bir öğrenme ve öğretme kaynağı olan<br />

Kur’an’da öğrenme ve öğretme için güdülen maksat temel yönünden ahlâk ve<br />

adaptır. İslam dininde öğrenme ve öğretmenin yüce temeli en sağlam dayanağı ahlâk<br />

olmuştur.” (79) demektedir.<br />

Hz.Peygamberin (S.A.V.) gönderilme sebebi olan “Mekarim-i ahlâkın<br />

tamamlanması” (80) ve Kur’an-ı Kerim’in “Muhakkak ki sen yüce ahlâk<br />

üzeresin” (81) buyruğu ahlâk öğretiminde dinin önemini ve belki de peygamberin<br />

gönderilme sebebinin asıl amacını ortaya koymaktadır.<br />

Hz. Muhammed (S.A.V)’in hayatı, ahlâk öğretilerinin kaynağı olan Kur’an-ı.<br />

Kerim’in laboratuarı ve canlı örneğidir. (82)<br />

(75) Akıncı, Tabula Rasa, s., 33.<br />

(76) Akıncı, a.g.m., s., 34<br />

(77) el-Cuma, 62/5, et-Tin, 95/6, el-Baraka, 2/25.<br />

(78) es-Saf, 61/2<br />

(79)<br />

Nevzat Ayasbeyoğlu, İslamiyet’in Eğitimimize Getirdiği Değerler ve Kur’an-ı Kerim’in<br />

Eğitim ile İlgili Ayetlerinin Tahlili, M.E.Bsm., İstanbul, 1968, s., 101.<br />

(80) İmam-ı Malik, Muvatta, Hüsnül Huluk, 8.<br />

(81) el-Kalem, 64/4.<br />

(82)<br />

Geniş bilgi için bkz. M. Zeki Duman, Kur’an-ı Kerim’de Sosyal Münasebetler ve Adab-ı<br />

Muhaşeret, Dilek Matbaası, Kayseri, 1982, s., 38-331.


18<br />

İslam, yetiştirme açısından insanın tüm hayatını kucaklamış, onu ayrıca gelecek<br />

bir dünya için hazırlamayı da ihmal etmemiştir. Eğitim felsefesi açısından hayatilik<br />

boyutu sadece günümüzü değil, geçmişimizi, eğitim ve düşünce tarihimizi de<br />

kapsar…hayat, var olma inancıyla anlık ve dünyevi değildir. Aynı zamanda mezar<br />

ötesini de kucaklayıcı ve uhrevidir. (83)<br />

Din eğitiminin uzun ve kısa vadeli hedefleri (84) açısından ahlâk öğretimine<br />

baktığımızda, uzun vadeli hedefleri olan ahiret inancı, kısa vadeli hedefleri olan<br />

dünyayı etkileyerek hesap verme duygusuyla ahlâki yaptırım özelliği taşır. Bireylerin<br />

ebedi saadeti için çalışmaları toplum düzeninin sağlanmasında olumlu katkı sağlar.<br />

Ahlâkın değişmesini mümkün kabul eden İslam alimlerinin tamamı ile<br />

filozofların çoğu, eğitim-öğretimin bu değişimde etkili olduğunu düşünmektedirler.<br />

Peygamberlerin davetleri, eğiticilerin ve bilginlerin terbiye çalışmaları da bu<br />

değişkenlik özelliğine dayandırılmaktadır. (85)<br />

Eğitim-öğretimin içinde din ve ahlâk öğretiminin erken yaşlarda yapılmasının<br />

kabul edilmesi (86) muhatabı olan insanın yapısı ve ona etkisi ile ilgili önemli kabul<br />

edilebilecek ortak bir husustur.<br />

Din öğretimini amaçları itibariyle ahlâk öğretimi olarak değerlendirmemiz<br />

mümkün olduğu kadar, her ahlâki öğretimin sonuçlarını ise dini öğretim olarak<br />

değerlendirmemiz mümkün değildir.<br />

(83)<br />

Bkz.Tozlu, Eğitim Felsefemizin Temel Prensipleri Üzerine, Eğitim Dergisi M.E.B.,<br />

M.E.Bsm., Ekim-Kasım-Aralık 1993, sayı:6, Ankara, 1993, s., 76-78.<br />

(84) Bkz. Bayraktar Bayraklı, Batı Eğitim Sistemleri ile Mukayeseli İslam’da Eğitim, M.Ü.İ.F.Y.,<br />

İstanbul, 1989, s., 269-288.<br />

(85) Kınalızade Ali Efendi, Ahlâk-ı Alai, Baskıya hazırlayan Hüseyin Algül, Tercüman binbir temel<br />

eser 30, Kervan kitapçılık, İstanbul, T.Y. s., 37.<br />

(86) Krş. Burhaneddin ez-Zernuci, Talimu’l Muteallim, Tercüme ve şerh Y. Vehbi Yavuz, Çağrı<br />

Yayınları, Sonakın Ofset, İstanbul, 1980, s., 129.; Krş. Jan Amos Comenus, Büyük<br />

Didaktika (Didactica Manga), Çev. Hasip A. Aytuna, M.E.B. Öğretmen Kitapları 93,<br />

M.E.Bsm., Ankara, 1964, s., 208-213.


19<br />

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM<br />

TANZİMAT DÖNEMİ EĞİTİM VE AHLÂK ÖĞRETİMİ<br />

3. Tanzimat Dönemi Eğitim ve Ahlâk Öğretimi<br />

Önceki yaptığımız açıklamalar bu bölümde üzerinde duracağımız hususların<br />

daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamak üzere kaleme alınmıştır.<br />

Tanzimat öncesi ve Tanzimat dönemi eğitim üzerinde durulurken, Tanzimat<br />

dönemi eğitim alanında kurumsal anlamdaki oluşum ve yenilikler ifade edilerek<br />

ahlâk öğretiminin genel eğitim ve öğretim içerisindeki yeri işlenmektedir.<br />

3.1. Tanzimat Öncesi Eğitim<br />

Tanzimat öncesi, Tanzimat dönemini oluşturan fikir, arzu ve teşebbüslerle dolu<br />

aktif bir dönemdir.<br />

Modernleşmenin ilk adımlarının atıldığı bu dönemde genel yapı itibariyle bir<br />

düzen içerisinde, ilmiyye (Alimler), kalemiyye (Yazarlar), seyfiyye (Savaşanlar) (87)<br />

gibi üç önemli unsur göze çarpmaktadır.<br />

1839 önceleri eğitim-öğretimin iki temel uygulaması vardı: Biri batılıların tabir<br />

ettiği otodidakt (88) tahsil yolları, ikincisi Tanzimat’la devam eden önceden gelen bazı<br />

temel öğretim kurumlarıdır.<br />

Tanzimat öncesinde Osmanlıda Sıbyân, Medrese, Enderun (89) ile yürütülen<br />

eğitim-öğretim Tanzimat’la yeni bir boyut kazanmıştır. Bu dönemin sıbyân<br />

mektepleri Tanzimat döneminde de devam etmiştir. Sıbyân mektepleri statü<br />

değiştirerek Batı tarzı örgün eğitime dahil edildi. Enderun ise Tanzimat döneminde<br />

asıl fonksiyonunu icra etmiyordu. Diğer tahsil yerleri olarak bilinen cami vs. öğretim<br />

tarzına da Tanzimat döneminde müdahale edildiğine dair bir bilgiye<br />

rastlanmamaktadır.<br />

Tanzimat’a yakın dönem için tarihçi Enver Ziya Karal’ın oluşturduğu eğitimle<br />

ilgili bilgi veren şemayı aşağıda veriyoruz:<br />

(87) Seyf = kılıç bkz. Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, s., 236.<br />

(88) Otodidakt = kendi kendine tahsil etmiş adam, hocasız alim, mektepsiz münevver olarak ifade edilen<br />

Fransızca bir kelimedir.<br />

Geniş bilgi için bkz. Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, Eser Matbaası, İstanbul, 1977, cilt I, s., 375-<br />

407.<br />

(89) Krş. Zeki Salih Zengin, Tanzimat Dönemi Osmanlı Örgün Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve<br />

Öğretimi (1839-1876), Erciyes Üniv. S.B.E. Basılmamış Doktora Tezi, Kayseri, 1997, s., 11-<br />

29; Prof. Dr. Howart E. Wilson, İlhan Başgöz, Türkiye Cumhuriyeti’nde Milli Eğitim ve<br />

Atatürk, Dost Y., Ankara, 1968, s., 11-31.


20<br />

Çizelge 3.1.1. Tanzimat Arefesinde Eğitim (90)<br />

(90) Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, c. VI, T.T.K.Y., T.T.K.Bsm., Ankara, 1983, s., 169.


21<br />

Çalışmamız esnasında kaynakların tümündeki ortak noktayı Osman Ergin’în Türk<br />

Maarif Tarihi 1. ve 2. cildinden yararlanarak Tanzimat öncesi maarifle ilgili olarak<br />

genel bir bilgi vermek üzere aşağıdaki çizelgeyi şu şekilde oluşturmaya çalıştık. (91)<br />

Çizelge 3.1.2. Tanzimat Öncesi Eğitim Kurumları<br />

(91) Bkz. Ergin, Türk Maarif Tarihi, c. I-II. S.5-407.


22<br />

1- Sıbyân Mektepleri : Değişime uğrayarak örgün eğitimin içinde günümüze<br />

kadar gelmiştir. (92) Okulöncesi eğitim kurumu olarak Sıbyân Mektepleri, Cumhuriyet<br />

döneminde İlköğretimde müfredat değiştirerek devam etmektedir. Bugünkü<br />

Anasınıfı, İlköğretim 1-2-3.sınıflar, tahsil süresi olarak Sıbyân Mekteplerinin dengi<br />

kabul edilebilir.<br />

2- Medreseler : Tanzimat döneminde de eğitim-öğretim etkinliğine devam<br />

etmişlerdir. (93)<br />

3- Enderun : II.Mahmut’un 1826 Yeniçeri Ocağı’nı kaldırmasıyla saray<br />

mektebi olarak ortadan kaldırılmıştır. Osmanlıda önemli bir yer tutan Enderun,<br />

Tanzimat döneminde bir eğitim kurumu yerine saray hizmetkârı yetiştiren bir kurum<br />

olarak faaliyetlerine devam etmiştir. (94) Bu nedenle Tanzimat döneminde bir eğitim<br />

kurumu olarak ele alınmayacaktır.<br />

4- Diğer Tahsil Mekanları : (95) Cami, kütüphane, alimlerin evleri vs. bu<br />

mekanlara Tanzimat döneminde müdahale edildiğine dair tarihi bir bilgiye<br />

rastlanmamaktadır. Cumhuriyet’e kadar gelen bu öğretim mekanları Cumhuriyet<br />

döneminde az da olsa vardır.<br />

5- Meslek Mektepleri : Şekil değiştirerek daha sonra devam etmektedir.<br />

Cumhuriyet döneminde de vardır.<br />

6- Askeri Mektepler : Bazı değişikliklerle günümüzde de vardır. Kuleli Askeri<br />

Lisesi, Kara Harp Okulu gibi okullar gelişerek bugünkü hallerini almışlardır.<br />

7- Sivil Mektepler : Kısmen de olsa değişime uğrayarak günümüze kadar<br />

gelmişlerdir.<br />

Tanzimat öncesi eğitimle ilgili olarak 1839’a kadar II. Mahmut döneminin<br />

yenileşme hareketlerinin şu beş temel özelliği dikkat çekmektedir.<br />

1) Askeri okullar açıldı, yabancı öğretmenlere görev verildi. İngilizce, Fransızca<br />

programa girdi.<br />

2) 1826 Vaka-i Hayriye ile yeniçeri ocağı kaldırıldı. Medrese desteği güç kaybetti.<br />

(92) Sıbyân Mektepleri : Okulöncesi eğitim olarak kabul edilen Osmanlıda önemli bir eğitim kurumudur.<br />

Tanzimat dönemi örgün eğitim başlığı altında geniş bilgi verilecektir.<br />

(93) Medreseler : Osmanlıda orta ve yüksek öğrenim kurumu olarak bazen de ilköğretim olarak ifade<br />

edilen en önemli eğitim-öğretim kurumudur. Tanzimat dönemi örgün eğitim başlığı altında daha<br />

geniş olarak incelenecektir.<br />

(94) Enderun hakkında geniş bilgi için Bkz., İsmail Hakkı Baykal, Enderun Mektebi Tarihi, Belediye<br />

Müzeleri Müdürlüğü Halk Bsm., İstanbul, 1953; Krş. Ülker Akkutay, Enderun Mektebi, Gazi<br />

Ü. Y. No: 38, Gazi Ü. Basın Yayın Yükseokulu Bsm., Ankara, 1984; İlhan Tekeli-Selim İlkin,<br />

Osmanlı İmparatorluğunda Eğitim ve Bilgi Üreten Sistemin Oluşumu ve Dönüşümü,<br />

A.K.D. ve T.T.K.<br />

(95) Fransızca otodidakt tabir edilen bu mekanlar için bkz. Ergin, c. I. s., 375.


23<br />

3) İlköğretim zorunluluğu ilk kez bu dönemde (1824) getirildi.<br />

4) Batı ile ilişkiler arttı. İlk kez 1830’da Avrupa’ya öğrenci gönderildi.<br />

5) Türkçe yayımlanan Takvim-i Vakayı (1831) bu dönemde çıkmıştır. (96)<br />

Ayrıca bu dönemin Rüştiyelerinde;<br />

“Arapça<br />

Sarf ve Nahiv,<br />

Nuhbe-i Vehbi,<br />

Farsça ve<br />

Tuhfe-i Vehbi (97)<br />

Türkçe – İnşa,<br />

Hat,<br />

Lügat ve<br />

Ahlâk (Risale-i Ahlâk) dersleri programlarda yer almaktaydı.” (98)<br />

“Tanzimat öncesi Rüştiyelerin süresi 2 yıldı. Sıbyân mekteplerini bitiren o<br />

dönemin tanınmış ailelerin çocukları ya da devlet hizmetinde bulunanların çocukları<br />

seçilerek alınıyordu.” (99)<br />

“Subay yetiştiren Harbiye Mekteplerinin müfredatında,<br />

İlm-i hal,<br />

Akaid-i İslamiyye ve Diniyye ile diğer dersler yer almaktaydı.” (100)<br />

Bu programın içinde doğrudan ahlâk öğretimi ile ilgili bir derse<br />

rastlanamamaktadır.<br />

“Harbiyeler kurulduktan sonra bazı öğrenciler Viyana, Paris, Londra’ya tahsile<br />

gönderilmiş ve Avrupa’dan öğretmenler getirilmiştir.” (101) Bu dönemin Mekteb-i<br />

Harbiyeleri, “sadece, subay yetiştiren değil, uzun süre okullarda müspet bilim<br />

derslerini okutan öğretmen kaynağı olarak da eğitim tarihimizde etkinlik<br />

göstermiştir.” (102)<br />

(96) Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 163.<br />

(97)<br />

Bu konu Tezimizin Tanzimat Dönemi Yazılı Basında Ahlâk Öğretimi ile ilgili başlık altında<br />

incelenecektir.<br />

(98) Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 170.<br />

(99) Akyüz, a.g.e. s., 170.<br />

(100) Akyüz, a.g.e. s., 168.<br />

(101) Akyüz, a.g.e. s., 169.<br />

(102) Akyüz, a.g.e. s., 169.


24<br />

Tanzimat öncesi eğitim bazı kaynaklarda şöyle sınıflandırılmaktadır: “Anadolu<br />

uygarlığın kaynaklarını Türk-İslam ve yerli kültür teşkil etmektedir. Ancak toplum<br />

hayatında ve özellikle kurumlarda İslami kültürün etkisi daha fazladır. O kadar ki,<br />

Osmanlılar giderek kendilerini İslam’la özdeşleştirdiler. Bu nedenle eğitim<br />

kurumlarının temelini İslam din ve kültürü oluşturdu.” (103)<br />

Fahri Fındıkoğlu “… En azından Tanzimat’a kadar olan devre için büyük<br />

şehirlerimizin Medrese gibi Tekkeleri de kendi ölçü ve çaplarında birer fikri ve harsî<br />

merkez idiler.” (104) ifadesini kullanmaktadır.<br />

Ayrıca Tanzimat öncesi dönemde maarifin Tekkelerle olan etkileşimi de söz<br />

konusuydu. Hemen her aşamada Tekke ile etkileşimin olduğu tarihi kaynaklarda<br />

mevcuttur. Bazen Tekke bazen de Medrese itibar ve fonksiyon olarak öne çıkıyordu.<br />

Tekkelerle diğer eğitim kurumları arasında iletişim ve etkileşimin varlığından<br />

söz edebilmek mümkündür.<br />

Bu dönemde din eğitimi içinde ahlâk öğretimi hem formal olarak veriliyor, hem<br />

de informal olarak etkileşim içinde yaşanıyordu.<br />

Dönemin gerek tekkeleri gerekse medreseleri ve diğer öğretim mekanları hem<br />

din hem de ahlâk öğretimi fonksiyonu icra eden önemli kurumlardı.<br />

Tanzimat öncesi yeni açılan mektepleri istisna alırsak, genel anlamda toplumu<br />

etkileyen diğer eğitim-öğretim kurumları, dini özellik taşıdığı için aynı zamanda<br />

ahlâk öğretimi veren kurumlar olarak düşünülebilir. Mektepler ise daha çok teknik<br />

içerikli eğitim veriyordu.<br />

(103) Bkz. Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 16-17.<br />

(104) İrfan Gündüz, Osmanlılarda Devlet Tekke Münasebeti, Seha Neşriyat A.Ş., İstanbul, 1984, s.,177


25<br />

3.2. Tanzimat Dönemi Eğitim<br />

Tanzimat Fermanında eğitime yer verilmemiştir. Ancak 1856’da yayınlanan<br />

Islahat Fermanı’nda eğitime yer verilmiştir. Tanzimat Dönemi eğitim alanında en<br />

büyük değişiklikler ise 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nin yayımlanması ve<br />

uygulanmasıyla gerçekleşmiştir.<br />

Tanzimat öncesinde de batıya açılma ve kısmen okullaşma vardı. Ancak eğitim<br />

alanında belirgin yapılanma Tanzimat Döneminde gerçekleşmiştir.<br />

Eğitim alanında 1869’da yayımlanan 198 maddelik Maarif-i Umumiye<br />

Nizamnamesi bir milad olarak kabul edilebilir. 1856’dan önce eğitim alanında arzu<br />

edilen birçok husus bu nizamnamede ele alınmıştır.<br />

Tanzimat Döneminin eğitimle ilgili genel özellikleri 17 maddeyle ifade<br />

edilirken (105) bu özelliklerin hiçbirinde ahlâk eğitimi ve öğretimi ile ilgili hususa yer<br />

verilmemektedir. Azınlık okullarına tanınan imtiyazlar sağlanırken ahlâk öğretim ile<br />

ilgili bir düzenlemeden bahsetmek zordur. (106)<br />

Tanzimat Fermanının eğitim öğretimden hiç bahsetmemesini hayretle<br />

karşılayanlar, Tanzimat için en başarılı ve verimli alan olarak eğitim alanını ifade<br />

etmektedirler. (107)<br />

Devrin önderi kabul edilen Reşit Paşa ve onun himayesinde aynı fikirlerle<br />

beslenen Ali Fuat Paşa iktidarında savunulan ve hareket noktası olarak benimsenen<br />

görüş şudur: “Müesseselerin korunması ve ayakta durması için yeni nesillerin eski ile<br />

hiçbir ilgisi olmadan bilimsel kapasite ile donanımlı olmaları gerekir.” (108)<br />

Sadrettin Celal Antel Tanzimat maarifinde belirgin olan hususu şöyle ifade<br />

etmektedir. “Maarif sahasında da mazi ile dini ananelerle alakayı keserek, yahut<br />

gevşeterek, medreseleri kapatmak –hatta ıslah etmek cesaretini göstermeksizin;<br />

sadece onların yanına ve umumiyetle onların tesiri altında mahdut miktarda Avrupa<br />

mektepleri tipinde mektepler açmakla iktifa ettiler. (109)<br />

(105) Geniş bilgi için Bkz. Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 177-178.<br />

(106) Akyüz, a.g.e. s., 178, Madde 11.<br />

(107) Enver Koray, Türkiye’nin Çağdaşlaşma Sürecinde Tanzimat, M.Ü.Y., İstanbul, 1991, s., 90.<br />

(108) Koray, a.g.e. s., 91.<br />

(109) Sadrettin Celal Antel, Tanzimat Maarifi, Maarif Matbaası İstanbul, 1940, s., 6.


26<br />

Nafi Atuf Kansu ise şöyle diyor: “Tanzimat’tan önce hasıl olan sırf dini terbiye<br />

idi. Tanzimat maarifi bunun yanına asır terbiyesini eklemek istedi. Bütün tahsil<br />

derecelerinde, unsurları kendi dini terbiyelerinde tamamen serbest bıraktı. Resmi<br />

mekteplerinde ananevi, İslami terbiyeye ehemmiyet verdi. Fakat gerek yeni<br />

derslerinin zaruri neticeleri olmak üzere asri terbiyenin de nüfuzuna mani<br />

olamadı.” (110)<br />

Diğer taraftan gayri Müslim cemaatlerin bütün imtiyazlarını bilhassa Islahat<br />

Fermanı ile her devirden fazla tanıyan Tanzimat, bu cemaatlerin maarif sahasında<br />

ilerlemesini adeta kolaylaştırdı. (111<br />

Tanzimat’tan Cumhuriyet’e eğitim sisteminde değişiklik yapılırken, Tanzimat<br />

Fermanı’nda eğitimden bahsedilmemesinin yanında 1856 Islahat Fermanı’nda<br />

eğitime yer verildiği ve 1857’de kurulan Maarif-i Umumiye Nezareti ile hükümette<br />

ilk defa eğitim işlerinin ayrı bir işlev olarak ele alındığı (112) vurgulanıyor.<br />

Tanzimat döneminde eğitim alanında alınan kararlar ve uygulamalar ifrat ve<br />

tefritle beraber birtakım istikrarsızlıkları beraberinde getirmiştir.<br />

3.2.1. Eğitim Alanında Kurumlaşma<br />

Tanzimat Dönemi her alanda inişli çıkışlı uygulamalar olmasının yanında<br />

eğitim alanında kurumsallaşmanın olduğu bir gerçektir.<br />

Tanzimat öncesinde yapılan bazı düzenlemeler, Tanzimat’la beraber yapılan<br />

köklü değişikliklerle kurumsallaşmaya başlamıştır. Tanzimat öncesinde eğitimöğretimde<br />

bu anlamda bir sistemleşmeden bahsetmek zordur. 19.yüzyıla kadar<br />

sıbyân mektebi ve medreseden meydana gelen öğretim kurumları Şeyhülislamlık<br />

makamına bağlıydı. (113) Tarihi kaynaklara göre yetişen simalar, Frenklerin Otodidakt<br />

dedikleri yerlerde yetiştiriliyordu. (114)<br />

(110)<br />

Nafi Atuf Kansu, Türkiye Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, Muallim Ahmet Halit<br />

Kitaphanesi, İstanbul, 1930, 1930, s., 85-86.<br />

(111) Antel, Tanzimat Maarifi, s., 6..<br />

(112)<br />

Tekeli, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Eğitim Sistemindeki Değişmeler, Atatürk Ü. Tarih<br />

Bölümü Ders Notları, s., 467.<br />

(113) Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 18.<br />

(114) Geniş Bilgi için Bkz., Ergin, Türk Maarif Tarihi, c.II, s., 375.


27<br />

3.2.1.1. Meârif Meclisleri (İstişare Kurulları) ve Ahlâk<br />

Maarif Meclisleri, eğitim işlerinin görüşüldüğü ve karara bağlandığı meclisler<br />

olarak işlev görüyordu.<br />

“Yeni kurulan müesseselerin en önemli kısmını “meclis”ler teşkil ediyordu. Bu<br />

meclisler nazırların yanında yardımcı bir unsur olarak yer alırlardı.” (115) Bu dönemde<br />

kurulan meclislerde ahlâk öğretimiyle ilgili bir gündemin olup olmadığına bakacağız.<br />

a) Meclis-i Vâlâ : II. Mahmut devrinde eğitim işlerinin görüşüldüğü meclis,<br />

(1838) (116)<br />

b) Dâr-ı Şûra : Eğitimle ilgili tekliflerin görüşülerek karara bağlandığı seçkin<br />

meclis.<br />

c) Meclis-i Umûr-i Nâfia : 1838’de memleketin ziraat, bayındırlık, sanayi,<br />

sanat ve her türlü fenniyle ilgilenmek üzere kurulan meclis.<br />

d) Meclis-i Maarif-i Muvakkat: 1845'te ilmiye, kalemiye, seyfıye<br />

sınıfından seçilen zatlardan oluşan maarif meclisidir.<br />

e) Meclis-i Maarif-i Umûmiye: 1846 Meclis-i Maarif-i Muvakkatin<br />

teklifi Meclis-i Vâlâ'da kabul edilerek padişahın açıklamasıyla oluşan,<br />

Altı üye bir kâtipten meydana geliyordu.<br />

f) Meclis-i Muhtelit: Mektepler karma hale geldikten sonra gayr-i<br />

Müslim üyelerin de yer aldığı eğitim ile ilgili meclistir.<br />

g) Encümen-i Dâniş: 1851 'de Avrupa eğitimi ile temasa geçmek, telif<br />

ve tercüme etmek; gerekli kitapları belirlemek üzere kurulan meclis.<br />

Bazı belgelerde Amerikalı bir üyesinin olduğu da belirtilmektedir.<br />

h) Maarif-i Umumiye heyeti: 1864<br />

1- Mekatib-i Subyâni Müslime Komisyonu: Haftada iki gün toplanıp kız<br />

mektepleriyle ilgili İslâm'a ait yazılmış kitapları görüşür.<br />

2- Mekatib-i Rüştiye ve Adliye Komisyonu: Bütün teba'a çocuklarının<br />

eğitim işleriyle ilgilenen komisyonun adıdır. (Gayri Müslim üyeleri de<br />

vardır) (117)<br />

ı) Meclis-i Meşâyıh: 1864 Tekkelerle ilgili olarak devlet kontrolünde<br />

kurulmuştur. (118)<br />

(115) Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, c. IX, Üçdal Neşriyat, Emir Basın Yayın Pazarlama Ltd.<br />

Şti., İstanbul, 1996, s., 426.<br />

(116) Zengin, Tanzimat Dönemi Örgün Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi. s., 37<br />

(117) Krş. Ergin, a.g.e., s. 18-35. Akyüz. Türk Eğitim Tarihi, s. 208-213.<br />

(118) Gündüz, Osmanlıda Devlet Tekke Münasebetleri, s. 155.


28<br />

i) Meclis-i Kebir-î Maarif: 1869 Büyük Eğitim Meclisi olarak adlandırılan<br />

bu kurul, Maarif-i Umumiye Nizamnamesinde öngörülen, maarifin genel<br />

idare merkezi olarak kurulmuştur. İki daireden oluşmuştur.<br />

1- İlmiye kısmı<br />

2- İdare kısmı<br />

Türkçe’yi iyi bilen ve bir yabancı dile vakıf olan 8 dahili ve yeterince harici<br />

üye ve bir katipten oluşan bu meclisin tabii üyeleri arasında ilmiye dairesinin yüksek<br />

mekteplerinin nazır ve müdürleri yer almaktaydı. Ayrıca 1869 Nizamnamesine göre<br />

Meclis-i Kebir-i Maarifin şubesi ve icra organı olarak il düzeyinde maarif<br />

müdürünün başkanlığında maarif meclisleri kurulmuştur. (119)<br />

j) Islah-i Mekatip Komisyonu: (1870) Meclis-i Kebir-i Maarifin ilmiye<br />

ve idare daireleri üyelerinden seçilen dört kişiden oluşan komisyondur.<br />

Sıbyân mekteplerinin tanzimi, ıslâhı ve kitap meseleleriyle ilgilenirdi<br />

Araştırmamıza mehaz kabul ettiğimiz ve Tanzimat maarifi üzerine yazılan<br />

eserlerden oluşturmaya çalıştığımız bu meclis sıralamasında, iki önemli nokta göze<br />

çarpmaktadır. Birincisi, Bunalım ve arayıştan olacak ki, kısa dönemde birçok<br />

oluşum ortaya çıkmıştır. İkincisi ise bu arayışların hiç birinde açıktan ahlâk öğretimi<br />

ile ilgili bir düzenlemenin yapılmamış olmasıdır. Maarif-i umumiye heyetinin,<br />

Mekatib-i Sıbyân-ı Müslime komisyonunun İslâm konusunda yazılmış kitapları<br />

görüşmesi ahlâk öğretimi açısından istisna olarak kabul edilebilir. Bu meclislerin<br />

hiçbirinde özellikle ahlâk öğretimi ile ilgili bir gündemin olmaması; o günkü<br />

şartlarda ahlâk öğretimi ile ilgili bir problemin olmaması olarak da düşünülebilir.<br />

3.2.1.2. Talimatnamelerde Ahlâk Öğretimi (120)<br />

Bu dönemde en çok dikkati çeken bir başka husus layihaların yayınlanmasıdır.<br />

Tanzimat döneminde yayımlanan layiha ve talimatnamelerde ahlâk öğretimi ile ilgili<br />

bir düzenlemenin olup olmadığını araştırdık<br />

1) 1824 II. Mahmut'un İstanbul ve çevresi için yayımladığı dar çerçevede<br />

ilköğretimin zorunlu olmasıyla ilgili ferman.<br />

(119) Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s. 32.<br />

(120) Krş. Bu bölüm Nafi Atıf Kansu'nun Türkiye Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, Cahit<br />

Yalçm Bilim’in, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, Cavit<br />

Binbaşıoğlu'nun Türkiye'de Eğitim Bilimleri Tarihi, Yahya Akyüz'ün Türk Eğitim<br />

Tarihi isimli eserlerin Tanzimat başlığındaki açıklamalardan çıkarılarak tarih sırasına göre<br />

yazılmıştır.


29<br />

2) 1839'da Meclis-i Umur-ı Nafıa tarafından yayımlanan layiha.<br />

3) 1845 Abdülmecit tarafından yayımlanan eğitimle ilgili bir Hatt-ı Hümayun.<br />

4) 1846 yılındaki yönetmelik (layiha).<br />

5) 1847 İlkokul yönetmeliği: Tanzimat döneminin resmi eğitim anlayışı bu<br />

belgeden çıkarılabilir. (121)<br />

6) 1850'de Abdülmecit tarafından yayımlanan bir tamimle çocukların<br />

yönlendirilmesi.<br />

7) 1851 DarülMuallimîn Nizamnamesi: Öğretmen okullarının ilk yasası<br />

kabul<br />

edilir. Yahya Akyüz tarafından bulunup yayımlanmıştır. (122)<br />

8) İrade-i Seniyye. Sıbyân mektepleri ile ilgili ıslahat nizamnamesi.<br />

9) 1867 tarihli Ali Paşa tarafından yayımlanan layiha.<br />

10) 1868 Galatasaray Sultânîsinin üç dilde ilân edilen 10 maddelik<br />

nizamnamesi. (123)<br />

11) 1869 Maarıf-i Umumiye Nizamnamesi.(Ayrı bir başlıkta daha detaylı bir<br />

bilgi verilecektir.)<br />

12) 1870'de yayımlanan mekteplerde okutulacak telif ve tercüme eserlerin<br />

özelliklerinden bahseden 13 maddelik nizamname.<br />

13) 1876 Meclis-i Maarif tarafından yayımlanan, teftiş içerikli kız liseleri ile<br />

ilgili öğrencilerin takibi hakkında bir düzenleme.<br />

1869 Maarif-i Umumiye nizamnamesi dışındaki layiha ve emirlerde<br />

özellikle ahlâk öğretimi anlayış ve uygulamaları hakkında geniş bilgi<br />

verilmemektedir. Bazılarında ise öğrencilerin ahlâki yönden takibi ile ilgili<br />

düzenlemeler göze çarpmaktadır. Bununla birlikte dinî kitaplarla ilgili hususları<br />

belirleyen düzenlemelerin arasında ahlâk derslerinden bahsedilmektedir. 1870'de<br />

yayımlanan mekteplerde okutulacak kitapların özellikleri ile ilgili 13 maddelik<br />

nizamnamede; Ahlâk risaleleri de okutulacak kitaplar arasında sayılmıştır. (124)<br />

(121) Cavit Binbaşıoğlu, Türkiye'de Eğitim Bilimleri Tarihi, M.E.B. İstanbul, 1995. s. 37.<br />

(122) Binbaşıoğlu, a.g.e., s. 23.<br />

(123) Bkz. Bilim. Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s. 37-54.<br />

(124) Bilim, a.g.e., s. 41.


30<br />

3.2.1.3. Kurulan İlmî Cemiyetler ve Ahlâk Öğretimi<br />

Tanzimat Dönemi’nde kurulan bazı cemiyetlerin faaliyetleri arasında eğitim ve<br />

ahlâk öğretimi içerikli uygulamalar göze çarpmaktadır. Bu nedenle o dönemde<br />

kurulan cemiyetlerin bir kısmına değinmeye çalıştık.<br />

1) Beşiktaş Cemiyet-i İlmiyesi: İlim ve marifete hevesli kimselere, ilim tahsil<br />

etmek ve ettirmeyi deruhte etmek üzere kurulmuştur. Gelirlerini azaların aidatları<br />

ile karşılayan bu cemiyet, Edebiyat ve şiir müsabakaları düzenliyordu. (125)<br />

2) Encümen-i Daniş (1850): Meclis-i Maarifin fevkinde bulunan, mekteplerde<br />

okutulacak kitapları telif ve tercüme ettirmek üzere 40 kişi dahili azası ve sınırsız<br />

harici azası olabilen teşekküldür, Kavaid-i Osmanîye (Fuat ve Cevdet Paşa) ilk<br />

kabul ettiği kitaptır. (126)<br />

3) Cemiyet-i İlmiye-i Osmanîye (1860): Bu cemiyeti Munif Paşa kurmuştur.<br />

Mecmuayı Fünûn'u (aylık mecmua) çıkaran bu cemiyetin amacı dine ve politikaya<br />

ait olan eserlerin dışındaki faydalı eserleri tercüme ve telif etmekti. (127)<br />

4) Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye (1864-65)- Dâruşşafaka: Yusuf Ziya<br />

Bey, Ahmet Muhtar Paşa ve Tevfık Paşa, İslam’ın tekamül ve terakkisini düşünme<br />

endişesinden hareketle bu cemiyeti kurmuşlardır.<br />

Ahlâk öğretimi açısından bu cemiyetlere bakıldığında Cemiyet-i İlmiye-i<br />

Osmanîyenin çıkardığı Mecmua-yı Fünûn'daki ahlâkla ilgili yazılar önemli kabul<br />

edilecek düzeyde idi.<br />

Ayrıca cemiyet-i tedrisiye-i İslamiye'nin kuruluş amacında dini bir öğretim ve<br />

dolayısıyla ahlâkla ilgili bir sonuç elde edilmekteydi. Bu cemiyetin açtığı ilk halk<br />

mektebi olan 3 yıl süreli Valide Mektebidir. Bu okulun programında dini derslerin<br />

yanında muhasebe yönü olan dersler de yer alıyordu.<br />

Daha sonra Galatasaray (1867) Sultânîsinin alternatifi olarak 1873'de<br />

Dâruşşafakayı açmışlardı. Öksüzlere mahsus kurulan 8 yıllık tahsil müddeti olan bu<br />

okulun programına fen şubesi ve telgrafçılıkla ilgili bazı dersler ilave edilmişti.<br />

Asıl amaç, İslâm yetimlerine mahsus olmak üzere bir talim ve terbiye<br />

müessesesi haline getirmekti. (128)<br />

(125)<br />

Krş. Kansu, Türkiye Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, s., 125; Orhan Türkdoğan,<br />

Bilimsel Değerlendirme ve Araştırma Metodolojisi M.E.B.Y. No: 869, M E Bsm.,<br />

İstanbul, 1995, s., 249.<br />

(126) Bkz. Kansu, a.g.e., s. 125.<br />

(127) Kansu, a.g.e., s. 126.<br />

(128) Kansu, a.g.e., s. 127. 128


31<br />

Bu mektep programlarında dini bir eğitim verildiğinden ahlâk öğretimine<br />

doğrudan veya dolaylı olarak katkı sağlamışlardır. Zorlama olmayan bir yorumla tabii<br />

olarak bu sonuç ortaya çıkmaktadır.<br />

Kuruluş amaçlarına ve faaliyetlerine bakıldığında; diğer iki cemiyette de<br />

(Beşiktaş Cemiyet-i İlmiyesi, Encümen-i Daniş) ahlâk öğretimi açısından en<br />

azından açıkça bir ifadeye yer verilmediği gözükmektedir.<br />

3.2.1.4. Eğitimle İlgili Mercîler ve Ahlâk Öğretimi<br />

1) Mekatib-i Rüştiye Nezâreti: (1839) Şeyhul İslâm’ın denetimi altında<br />

ve Evkaf Nezaretinin bünyesi içinde bir Genel Müdürlük olan bu makam<br />

Rüştiyelerle beraber gündeme gelmişti. (129)<br />

2) Mekatib-i Umumiye Nezareti: (1846) Adı nezaret de olsa bir Genel<br />

Müdürlük mahiyetindeydi. 1846'lardan sonra bu mevkinin işleri de Mekatib-i<br />

Umumiye Nezaretine devrolunmuştur. (130)<br />

3) Maarif-i Umumiye Nezareti: (1857) Bu yetki Meclis-i Vukelâ'ya<br />

(Bakanlar Kurulu) dair bir Nazır tarafından kullanılıyordu. Mekatib-i Umumiye<br />

nezaretini de bünyesine alan bu örgüt Bakanlık (nazırlık) düzeyinde ilk eğitim<br />

kuruluşudur. İlk maarif Nazırı Abdurrahman Sami Paşa'dır. (1857-1861). İlk<br />

müsteşar da ünlü bilim adamı Hayrullah Efendidir. (131)<br />

Bu oluşumlar içerisinde din öğretiminden bağımsız bir ahlâk öğretiminden<br />

bahsedilmemektedir.<br />

(129) Krş. Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s. 208.; Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, s., 396.<br />

(130) Akyüz, a.g.e.. s. 209.<br />

(131) Akyüz, a.g.e., s. 209.


32<br />

3.2.1.5 Nâzırlar (Bakanlar)<br />

Tanzimat Dönemi Maarifinin daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla o<br />

dönemin birinci derecede maarifinden sorumlu görevlilerin ne kadar süre görevlerini<br />

sürdürdüklerini görmeye çalışacağız.<br />

Tanzimat Döneminin Maarif Nazırları sık sık değiştirilmekte idi. Bu nedenle<br />

değişikliklerin gözükmesi bakımından o dönemin Maarif Nazırlarını, yaptıkları<br />

görev tarihi itibariyle sıralayacağız.<br />

1- Abdurrahman Sami Paşa : 1857 – 1861<br />

2) Ahmet Kemal Paşa : 1861 – 1862<br />

1865 – 1867<br />

1871 – 1872 Ocak<br />

1872 – Aralık 1873<br />

3) Mustafa Fazıl Paşa : 1862 – 1863<br />

4) Nevres Paşa : 1863 – Ocak – Haziran<br />

1865 – Mart – Haziran<br />

5) İbrahim Osman Paşa : 1863 – 1865<br />

6) Abdülatif Suphi Paşa : 1867 – 1868<br />

7) Safvet Paşa : 1868 – 1871<br />

1874 – 1875<br />

1874 – 1876<br />

8) Derviş Paşa : 1872 – Ocak – Haziran<br />

9) Ahmet Vefik Paşa : 1872 – Haziran – Aralık<br />

10) Cevdet Paşa : 1873 – 1874<br />

1875 – Haziran - Aralık<br />

11) Arif Paşa : 1875 – Ocak – Haziran (132)<br />

Tanzimat Dönemi’nin son Maarif Nazırı 1876 yılında tekrar göreve gelen Safvet<br />

Paşa’dır. (133)<br />

37 yıllık Tanzimat döneminde iki padişahın uygulamaları vardı. 1839-1861<br />

Abdülmecit dönemi ile 1861-1876 Abdülaziz yılları Tanzimat uygulamalarının<br />

olduğu dönemdir.<br />

İki padişahın hüküm sürdüğü Tanzimat dönemine eğitim alanında damgasını<br />

vuran Maarif-i Umumiye Nizamnamesi, Safvet Paşa’nın Nazırlığı döneminde<br />

(132) Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 94.<br />

(133) Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, s., 397.


33<br />

yayımlanmıştır. Tanzimat döneminin ilk maarif nazırı Abdurrahman Sami Paşa<br />

(1857), son maarif Nazırı ise Safvet Paşa’dır. (1876) 19 yıllık Maarif Nezareti<br />

döneminde değişik 12 Nazır, birden fazla görevlendirmelerle ise, toplam 19 civarında<br />

Nazır (bakan) görevlendirilmişti.<br />

Nezaret mevkiinde yaşanan bu sık değişiklikler, yaklaşık her yıla bir bakanın<br />

düşmesi, bize o dönemin istikrar ve zorluğu hakkında önemli sayılacak bilgi<br />

vermektedir. Genel olarak eğitim-öğretim ile ilgili yaşanan bu istikrarsızlıkların ahlâk<br />

öğretimini de etkilediğini düşünmekteyiz.<br />

3.2.2. Tanzimat Döneminde Eğitimde Yapılan Yenilikler<br />

Çalışmamızı sürdürürken yaptığımız taramalarda karşılaştığımız ve yenilik<br />

olarak tespit edilen hususları şöylece sıralayabiliriz:<br />

3.2.2.1. Anadilde Eğitim<br />

Tanzimat ile beraber gelen yeniliklerin başında Türkçe’nin eğitim dili olması ve<br />

öğretilmesi keyfiyetidir.<br />

“Tanzimat ve 1876 yıllarının sonrası okullaşmanın Türkçe’nin öğretilmesinde<br />

ivme kazandırdığı” (134) gerçeği hemen hemen her fırsatta belirtilmektedir.<br />

Tanzimat’ın tedrisatta yaptığı en büyük ve en hayırlı inkılap olarak anadilin<br />

eğitim dili olarak kabul edilmesi (135) hususiyetidir.<br />

3.2.2.2. Millî Kimlik Uyanışı<br />

Türklük henüz belirsiz olarak ve tarih merakı halinde uyanmaya başladı. (136)<br />

3. 2.2.3. Eğitimde Laikleşme<br />

1793’de Mühendishane-i Berr-i Hümayun ile başlayan, 1834’de Mekteb-i<br />

Fünûn-i Harbiye’yle devam eden, Tanzimat’ın ilk yıllarında rüştiyelerle beraber daha<br />

da belirginleşen eğitim uygulamaları, Türk eğitiminde laik eğitimin temelini<br />

oluşturmaktadır. (137)<br />

(134) Nesimi Yazıcı, Osmanlı Son Döneminde Libya’da Türk Dilinin Öğretimi Üzerine Bazı<br />

Gözlemler, Belleten, LIX, T.T.K.Bsm., sayı 224, Nisan, 1995, Ankara 1995, s.,124.<br />

(135) Antel, Tanzimat Maarifi, s., 21.<br />

(136) Ülken, Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi, s., 64.<br />

(137) Krş. Binbaşıoğlu, Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi, s.,34-39; Bilim, Tanzimat Devrinde<br />

Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s.,35; Zengin, Tanzimat Dönemi Örgün Eğitim<br />

Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi, s., 208-212.


34<br />

3.2.2.4. Tedris Usulleri<br />

1) Mektep Binaları, eğitimde muhtelite (karışık ders işleme), enfaride (ferdi)<br />

ve mütekabile (bir üst sınıf öğrencinin ders vermesi) yerine müttehide (sınıf ve toplu<br />

eğitim) uygulanması. (138)<br />

2) Öğretmen kürsüsü, kara tahta, yazı tahtası, okul sıraları, yer küresi vs. ders<br />

araçlarında yer alması. (139)<br />

3) Kâğıt, mürekkep, hat (140) araç gereçleri.<br />

4) Ezber okuma yerine anlama okuması. (141) Kimden okudun yerine ne<br />

okudun? Ve müfredatın ağırlık kazanmaya başlaması.<br />

5) Öğretmenliğin devlet memurluğu statüsüne kavuşması (142)<br />

6) İlköğretim zorunluluğu (1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile, II.<br />

Mahmut döneminde (1824) olan İlköğretim zorunluluğu umuma teşmil<br />

edilmiştir.) (143)<br />

7) Kızların eğitimi: (144) Resmen kızların eğitim gördüğü dönem Tanzimat ile<br />

başlamıştır.<br />

Bizim tespit edemediğimiz başka yenilikler olabilir. Ancak biz çalışmamızın<br />

sınırlarını aşacağı düşüncesiyle tespit edebildiğimiz kadarını vermekle yetineceğiz.<br />

3.2.3. 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ve Ahlâk Öğretimi<br />

Örgün eğitimin günümüze uzanan eğitim uygulamaları Tanzimat Döneminde<br />

yayımlanan 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile şekillenmiştir. 1869<br />

Nizamnamesi Osmanlıda, eğitim-öğretim alanında önemli bir dönüm noktasıdır.<br />

Bugünkü eğitim-öğretimin geldiği nokta itibariyle bir milattır.<br />

(138) Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s. 43<br />

(139) Kansu, Türk Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, s. 86.<br />

(140) Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s. 244<br />

(141) Binbaşıoğlu, Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi, s. 45.<br />

(142)<br />

Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 76.<br />

(143)<br />

Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, c. VI, A.K.D. ve T.K., T.T.K.Y., 3.Baskı, Ankara, 1983,<br />

s., 168.<br />

(144)<br />

Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, s., 293.


35<br />

“Maarif-i Umumiye nizamnamesi Safvet Esat Mehmet Paşa’nın (1814-1883)<br />

çalışmalarıyla vücuda gelmiştir. Kemal Paşa’nın riyasetinde Sadullah Paşa, Dadyan<br />

Artin Efendi, Recai Zade Ekrem Bey, Ebuziyya Tevfik Bey, Mehmet Mansur ve<br />

Dragon Tzankoff efendilerden mürekkep olan, Şuray-ı Devlet Maarif dairesince<br />

hazırlanan bu Nizamname, bilhassa Fransız maarifinden mülhem idi. Fransız Maarifi<br />

Umumiyesinin büyük ihtilalden (1789) beri geçirmiş olduğu safhalar tetkik edilerek<br />

ve memleketin hali gözönünde bulundurularak tertip olunmuştur. Nizamname ve<br />

mazbatası Sadullah Paşa tarafından yazılmıştır.” (145)<br />

Metin olarak, 5 bab, 3 kısım, 5 fasıl ve 198 maddeden meydana geliyordu. (146)<br />

“Maarif-i Umumiye Nizamnamenin yedi hususu öne çıkmaktadır.” (147)<br />

Maarif-i Umumiye Nizamnamesinde hangi derslerin okutulacağı belirtilirken<br />

ahlâk derslerinin okutulacağı okullarla ilgili maddelerde açıklanmaktadır.<br />

Nizamnamenin altıncı maddesinde sıbyân mekteplerine ve mekteplerde<br />

okutulan ahlâk dersine yer verilmiştir. 23. maddede ise rüştiyelerdeki ahlâk<br />

öğretimine yer verilmiştir. Nizamnamenin 80 ve 81. maddelerinde ise Darul<br />

Funun’da okutulan dersler ve Dar’ul Fünûn bünyesinde açılan Hikmet ve Edebiyat<br />

şubesinde İlm-i Ahlâk dersine yer verilmiştir. Maarif-i Umumuye Nizamnamesinde<br />

okullarda okutulacak ahlâk dersleriyle ilgili açıklamaları söz konusu maddelerde<br />

mevcuttur.<br />

Maarif-i umumiye nizamnamesinin maarif teşkilatı şöyleydi.<br />

MAARİF NAZIRI<br />

1- Meclis-İ Kebir-i Maarif<br />

İlmiye Dairesi<br />

İdare Dairesi<br />

2- Vilayet Maarif Meclisleri<br />

3- Muhasebe ve Maarif Sandıkları<br />

Çizelge 3.2.3.1. (148)<br />

(145) Kansu, Türk Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, s. 130<br />

(146)<br />

Krş. Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s. 31-35, Orijinal<br />

Metin, Atatürk Ü., Seyfettin Özege Bölümü, Düsturlar c. II, s. 184-219.<br />

(147) Geniş bilgi için Bkz. Kansu, Türk Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, s. 132.<br />

(148) Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s. 32


36<br />

1869 öncesi Türk Eğitim Sisteminin Yapısı’yla ilgili aşağıdaki iki çizelgeyi<br />

Mukayese açısından aktarıyoruz:<br />

Çizelge 3.2.3.2. (149)<br />

(149)<br />

Hasan Ali Koçer, Türkiye’de Modern Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi (1773-1923),<br />

M.E.B., M.E.Bsm. İstanbul, 1992, s., 63.


37<br />

Çizelge 3.2.3.3. (150)<br />

Yukarıda verilen çizelgeler 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ve öncesine<br />

ait genel durumu ortaya koymaktadır.<br />

(150)<br />

Koçer, Türkiye’de Modern Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi, s., 87.


38<br />

3.3. Tanzimat Dönemi Eğitim-Öğretim Kurumları<br />

Çalışmamızın kaynaklarında belirtilen ortak kanaate göre, Tanzimat Dönemi<br />

eğitim kurumlarını Tanzimat Öncesi devam eden eğitim kurumları ile Tanzimat<br />

Dönemi açılan Batı tarzı mektepler oluşturmaktadır.<br />

Tanzimat öncesi eğitim-öğretim kurumları şunlardır:<br />

1) Sıbyân mektepleri<br />

2) Medreseler<br />

3) Diğer tahsil yerleri<br />

a) Camiler<br />

b) Tekkeler<br />

c) Hükümet daireleri<br />

d) Kütüphaneler<br />

e) Vezirlerin ve gezginlerin evleri<br />

f) Alim ve mütefekkirlerin evleri v.b.<br />

4) Mesleki mektepler<br />

5) Askeri mektepler<br />

6) Sivil mektepler (151)<br />

Tanzimat devri eğitim kurumları anlatılırken öncekilerin devamından bahisle<br />

şöyle deniyor: “Tanzimat devri eğitim kurumlarının temelini, eskileri yıkmadan yeni<br />

eğitim kurumları teşkil etti. Tanzimatçılar var olan medreselerin varlığına<br />

dokunmadan, hatta onların tesiri altında çoğu zaman aynı hocalarla, bazen Avrupa’ya<br />

göndererek, Avrupa tipi mekteplerin açılmasını sağladılar.” (152) Bu yönü ile<br />

bakıldığında Tanzimat Öncesi dönem, Tanzimat’a etki etmeye devam etmekteydi.<br />

Tanzimat’ta en belirgin olan ve en çok öne çıkan hususlardan biri de Gayr-i<br />

Müslimlere karşı müsamahakar davranmanın çok ötesinde, büsbütün onların<br />

(151)<br />

Geniş bilgi için Bkz. Ergin, Türk Maarif Tarihi, c. I– II, s., 5-407<br />

(152)<br />

Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s. 78


39<br />

lehine çevrilmiş olan uygulamalardı. Eğitimle ilgili birçok konuda Gayr-i<br />

Müslimlere, eşit veya daha imtiyazlı katılımlar sağlanmıştır. (153)<br />

Tanzimat dönemi öncesinden gelen ve Tanzimat’la devam eden eğitimöğretim<br />

kurumlarının bir kısmı Cumhuriyete kadar devam etmiştir.<br />

Tanzimat dönemi eğitim kurumlarını Nafi Atuf, Mektepler başlığında bir<br />

çizelge ile aktarmıştır. (Çizelge 3.3.1), (154) Aynı kitabın başka sayfalarında yer alan<br />

çizelgeyi eklenmeyenleri de biz şemaya ekledik. (Çizelge 3.3.2).<br />

Mekteplerin dışındaki eğitim müesseselerini de maarifin içinde<br />

değerlendirerek daha geniş ve kapsamlı bir çizelge oluşturduk. Böylece Tanzimat<br />

maarifini bir çizelgede bütün olarak görmeye çalıştık. (Çizelge 3.3.3).<br />

Eğitim tarihi kaynaklarında Tanzimat maarifi daha çok mektepler ve<br />

medreseler olarak belirtilmektedir. Oysa o dönemde eğitim adına devam eden<br />

Tekkeler ile diğer eğitim mekânlarının (cami, kütüphane vs.) faaliyetlerine de<br />

müdahale edilmedi.<br />

Tanzimat dönemi maarifini tüm kapsamıyla ifade edeceğini düşündüğümüz<br />

(3.3.3) nolu çizelgeyi en son olarak, daha önceki (3.3.1-3.3.2) çizelgelere<br />

dayandırarak oluşturduk ve aşağıda verdik.<br />

Örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ahlâk öğretimini bu çerçevede ortaya<br />

koymaya çalıştık.<br />

(153)<br />

Antel, Tanzimat Maarifi, s. 84..<br />

(154)<br />

Krş. Kansu, Türk Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, s. 136, 171; Ergin, Türk Maarif<br />

Tarihi, s. 375.


40<br />

Mektepler<br />

Gayri Resmi<br />

M.ektepler<br />

(Hususi<br />

Mektepler<br />

Resmi Mektepler<br />

Ecnebi M. Gayrimüslim M. Hususi İslam<br />

Yüksek M. İst. Kız San. M. Galatasaray<br />

Sultânîsi<br />

İdâdî Rüştiye M. İptidai Sıbyân<br />

M..<br />

Şahısların İdaresindeki M. Cemaat ve Patrikhane İdaresindeki M.<br />

M: Bahriye-i Ş. Kayli Ticaret-i B. Kaptan<br />

M. Mergut<br />

MF.N. M. H. Dr. Z. MG. N.<br />

Liva İdâdîleri<br />

Darul<br />

Muallimîn<br />

Darul<br />

Muallimat<br />

Müh. Berri<br />

Hümayün<br />

ve Hendesei<br />

Mül.<br />

M. Tıbbiyei<br />

Şah.<br />

Halkalı<br />

Ziraat M.<br />

Vilayet İdâdîleri<br />

Vilayet<br />

Sıbyân<br />

Dârülmualli<br />

mîni<br />

İptidai<br />

Dârülmualli<br />

mîni<br />

İstanbul<br />

M. Harbiye<br />

Mülkiye<br />

Baytar M.<br />

Rüşdi<br />

Dârülmualli<br />

mîn İstanbul<br />

Ali<br />

Dârülmualli<br />

mîn İstanbul<br />

Tıbbiye-i<br />

Mülkiye M:<br />

M. Hukuk<br />

M. Mülkiye<br />

Çizelge 3.3.1. (155)<br />

(155) Kansu,, Türk Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, s., 136; 171.


41<br />

Mektepler<br />

Gayri Resmi<br />

M.ektepler<br />

(Hususi<br />

Mektepler<br />

Resmi<br />

Mektepler<br />

Ecnebi M.<br />

Gayrimüsli<br />

m M.<br />

Hususi<br />

İslam<br />

Yüksek M.<br />

İst. Kız San.<br />

M.<br />

Galatasaray<br />

Sultânîsi<br />

İdâdî Rüştiye M. İptidai<br />

Sıbyân M..<br />

Şahıslar<br />

ın<br />

İdaresin<br />

deki M.<br />

Cemaat<br />

ve<br />

Patrikha<br />

ne<br />

M.<br />

Bahriye<br />

-i<br />

Ticareti<br />

Tersanede<br />

Makine<br />

Ameliyatı<br />

Nehari<br />

Ticaret<br />

Kaptan M.<br />

MF.N. M. H. Dr. Z.<br />

MG. N.<br />

İst. San. M.<br />

Liva<br />

İdâdîler<br />

i<br />

Askeri<br />

Rüştiye<br />

Darul<br />

Mualli<br />

mîn<br />

Darul<br />

Mualli<br />

mat<br />

Müh.<br />

Berri<br />

Hümay<br />

ün ve<br />

M.<br />

Tıbbiye<br />

-i Şah.<br />

Halkalı<br />

Ziraat<br />

M.<br />

Vilayet<br />

İdâdîler<br />

i<br />

Vilayet<br />

Sıbyân<br />

Dârülm<br />

uallimîn<br />

İptidai<br />

Dârülm<br />

uallimîn<br />

i<br />

M.<br />

Harbiye<br />

Mülkiy<br />

e Baytar<br />

M.<br />

Askeri<br />

İdâdîler<br />

Rüşdi<br />

Dârülm<br />

uallimîn<br />

İstanbul<br />

Ali<br />

Dârülm<br />

uallimîn<br />

İstanbul<br />

Tıbbiye<br />

-i<br />

Mülkiy<br />

e M:<br />

M.<br />

Hukuk<br />

M.<br />

Mülkiy<br />

e<br />

Çizelge 3.3.2. (156)<br />

(156) Kansu,, a.g.e., s., 136, 171.; Ergin, Türk Maarif Tarihi, s., 375.


42<br />

TANZİMAT MAARİFİ<br />

MEKTEPLER<br />

(Şema 2.)<br />

MEDRESELER TEKKELER DİĞER EĞİTİM<br />

Camiler<br />

Hükümet Daireleri<br />

Kütüphaneler<br />

Vezirlerin ve Zenginlerin<br />

Evleri<br />

Alim ve Mütefekkirlerin Evleri<br />

Çizelge 3.3.3.


43<br />

3.4. Tanzimat Dönemi Ahlâk Öğretimi (1839-1876)<br />

Buraya kadar Osmanlı’nın Batı’ya açılma dönemi olan Tanzimat’ı eğitim<br />

öğretimdeki oluşumlarıyla kurumsal bir yaklaşımla ortaya koyarak, etkileşimle gelen<br />

yenilikler üzerinde durmaya çalıştık. Böylece ahlâk öğretimi açısından bize yardımcı<br />

olacak materyaller aradık.<br />

Tanzimat dönemi ahlâk öğretiminin bize göre üç hususiyeti vardır:<br />

1- Önceden beri devam edegelen İslam eğitim kurumları (157) diyebileceğimiz<br />

kurumların faaliyetlerine dokunulmamıştır.<br />

2- Toplumun dinî yapısından ve geleneksel yaşayış tarzından kaynaklanan<br />

ahlâkî yapısı bu dönemde de devam etmiştir.<br />

3- Batı tarzı mekteplerin gelişiyle yeni ve eskinin karşılık etkileşimi.<br />

Tanzimat Dönemi’ne ait çatışma ve anlaşmazlıkların temelinde Batı’dan neyin<br />

ne kadar ve nasıl alınacağı konusundaki belirsizlik yatmaktaydı. Bir kısmı tamamen<br />

dinden ayrı bir müfredatı, bir kısmı hem din, hem de bilimin müfredata yansımasını<br />

savunuyordu. (158)<br />

Bu genel tablodan hareketle Tanzimat Dönemi Ahlâk Öğretimi’ni örgün ve<br />

yaygın eğitim kurumları ile yazılı basında irdeleyerek değerlendirmeye çalışacağız.<br />

(157)<br />

Krş., Ahmet Çelebi, İslam’da Eğitim-Öğretim Tarihi, M.E.B., Damla Y., İstanbul, 1976, s.,<br />

65-166; Abbas Çelik, Din Eğitiminde Tarihsel Yaklaşımlar, Kültür Eğitim Vakfı<br />

Yayınevi, Erzurum, 2001, s., 36-62; Ziya Kazıcı, Ana Hatlarıyla İslam Eğitim Tarihi, Bir<br />

Yayıncılık, No:7, Zafer Matbaacılık, İstanbul, 1983, s., 20-56; Cahit Baltacı, XV-XVI.<br />

Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, M.Ü.İ.F.Y. No: 198, 2.Baskı, c. I, İstanbul, 2005, s.,<br />

26-49.<br />

(158)<br />

Yüksek Yetenek, www.yetenek.com, 1856-1879 Döneminde Osmanlı Milli Eğitim<br />

Sisteminde Reform Çalışmalarının Yapısı ve Seyri, Ocak, 1997, s.,12.


44<br />

3.5. Örgün Eğitim Kurumlarında Ahlâk Öğretimi<br />

3.5.1. Medreseler<br />

İslam eğitim-öğretim tarihinde Medrese önemli bir yer tutar, hem akli ilimlerin<br />

hem de nakli ilimlerin inkişafında medreseler fonksiyonel olmuş, büyük simaların<br />

yetişmesini sağlamıştır.<br />

XI.yy.’ın sonlarında Selçuklular’ın kurup geliştirdiği medreselerin (159) daha<br />

öncelere dayanan oluşumları (160) giderek büyük müesseseler haline gelmiştir.<br />

Osmanlılar döneminde de etkin olan medreselerin zamanla gerileme dönemi<br />

olmuş ve ıslahata muhatap (161) olmuşlardır.<br />

Osmanlıda medrese dendiğinde yüksek öğretim (162) akla gelmekle beraber,<br />

kaynaklarda daha çok orta ve yüksek öğretim (163) ifadesi kullanılmakta, bazen de ilk,<br />

orta ve yüksek öğretim (164) şeklinde geçmektedir.<br />

Kaynaklarda Osmanlı Medreseleri için; Yegâne ilim menbaı olarak, her türlü<br />

ilmin okutulduğu (165) , okutulan derslerin değişik şekilde sınıflandırılarak daha çok<br />

nakli ilimler olarak kabul edildiği ve bu derslerin arasında ahlâk dersinin de olduğu<br />

(166) belirtilmektedir.<br />

Eğitim alanında …toplumun ve devletin asıl yükünü medreseler<br />

taşımaktaydı. (167)<br />

(159)<br />

Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, c. 10., s., 291.<br />

(160)<br />

Bkz. Baltacı, XV ve XVI.yy.larda Osmanlı Medreseleri, M.Ü.İ.F.Y. No: 198, 2.Baskı,<br />

İstanbul, 2005, s., 60-63.<br />

(161)<br />

Bkz. Atay, Osmanlıda Yüksek Din Eğitimi, s., 130-154.<br />

(162)<br />

Krş. Neşet Çağatay, Tük Yükseköğretim Tarihine Genel Bir Bakış; Belleten LIV, T.T.K.,<br />

T.T.K.Bsm., Aralık, 1990 sayı: 211, Ankara, 1991, s., 1211; Ramazan Buyrukçu, Din<br />

Görevlisinin Mesleğini Temsil Gücü, T.D.V.Y. No: 166, Ankara, 1995, s., 88.<br />

(163)<br />

Krş. Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, s., 292; Krş. Cahit Baltacı, XV ve XVI. Yüzyıllarda<br />

Osmanlı Medreseleri, s., 63-71.; Atay, Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, s., 231-241.<br />

(164)<br />

Ekrem Üçyiğit, Batı ve Doğu Medeniyetleri Arasında Tarih Boyunca Türkiye’de Milliyet,<br />

Din ve Devrim, DİN ve BİZ, İş Matbaacılık ve Tic., 1.Kitap, Ankara, 1968, s., 118.<br />

(165)<br />

M. Şerafettin Yaltkaya, Tanzimat’tan Evvel ve Sonra Medreseler, Maarif Matbaası, İstanbul,<br />

1940, s., 2.; Krş. Abdulhak Adnan Adıvar, Osmanlı Türklerinde İlim, Remzi Kitabevi,<br />

İstanbul, 1943, s., 6.<br />

(166)<br />

Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 6.<br />

(167)<br />

Krş. Bilgin, Türkiye’de Din Eğitimi ve Liselerde Din Dersleri, Emel Matbaacılık, Ankara,<br />

1980, s., 28.; Hasan Ali Koçer, Türkiye’de Modern Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi (1773-<br />

1923), M.E.B.Y., M.E.Bsm., İstanbul, 1992, s., 9-15.


45<br />

Klasik Osmanlı Medreselerinin programlarına bakıldığında 1457-1914 yılları<br />

arasında aynı sistemin uygulandığı görülür. 1914’ten sonra yeni bir sistem ve<br />

program uygulanmıştır. (168)<br />

XVI. ve XIX. asır ortalarına kadar klasik medrese eğitiminin aşamaları aşağıda<br />

belirtildiği gibi 12’ye ayrılmıştı:<br />

İbtiday-i hâric, Hareket-i hâric, İbtidây-ı dâhil, Hareket-i dâhil, Mûsıla-i Sahn,<br />

Sahn-ı Seman, İbtidây-ı altmışlı, Hareket-i altmışlı, Mûsıla-i Süleymâniyye,<br />

Havâmis-i Süleymâniyye, Süleymâniyye, Dârülhadîs. (169)<br />

Osmanlılarda ilk yenileşme hareketlerine kadar Klasik Osmanlı<br />

medreselerinde öğretim kademelerinde; Sarf, Nahiv, Akaid-i Kelâm, Usul-ü Fıkıh,<br />

Kelâm, Fıkıh, Belegad, Hesap, Hendese, Heyet, İlm-i Hikmet, Hikemiyat, Tarih,<br />

Coğrafya, Meânî, Hadîs, Tefsir (170) dersleri okutuluyordu.<br />

1571-1968 Yılları Kıbrıs Türk Maarifi isimli çalışmada Kıbrıs’taki<br />

medreselerde, Kur’an, Tevcid, Kıraat, Hesap (Adi, Bayağı Kesirler, Faiz), Meşk,<br />

Sarf ve Nahv, İlmihal, Tarih, Coğrafya, Arapça, Farsça, Ziraat dersleri, Beyan,<br />

Maksut, Sübha-i Sıbyân, Tuhfe-i Vehbi, Akaid, Mantık, Hikmet-i Tabi’iyye, Tefsir,<br />

İlm-i Hadîs, İlm-i Bedi, Fıkıh, Milel-i Nihal, İlm-i Meani’nin okutulduğu<br />

belirtilmektedir. (171)<br />

Medreselerdeki öğretimin düzeltilmesi amacıyla 1867’de teşekkül eden onbeş<br />

kişilik ilmi bir heyetin yazdığı rapora göre medreselerin programları aşağıdaki gibi<br />

düzenlenmiştir. (172) :<br />

(168)<br />

Atay, Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, s., 214.<br />

(169)<br />

Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, s., 295.<br />

(170)<br />

Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 79.<br />

(171)<br />

Hasan Behçet, Kıbrıs Türk Maarif Tarihi (1571-1968), 1.Baskı, Lefkoşa, Kıbrıs, 1969, s., 26.<br />

(172)<br />

Atay, Osmanlı’da Yüksek Din Eğitimi, s., 189-190.; Krş. Hasan Küçük, Veli Ertan,<br />

Cumhuriyet Devrinde Din Eğitimi, Din Müesseseleri ve Din Alimleri, Türdav Basın<br />

Yayın Ltd. Şti., Doyuran Matbaası, İstanbul, 1976, s., 15-16.; Geniş bilgi için Bkz. Baltacı,<br />

XV-XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, s., 80-99.


46<br />

Yıl – Sınıf Dersler ve Kitaplar<br />

I. Sabah : Emsile, Binâ, Maksûd, İzzî (Sarf)<br />

II. Sabah : Avâmil, İzhâr (Nahiv)<br />

İkindi :<br />

Halebî (Fıkıh)<br />

III. Sabah : İzhâr, Kâfiye (Nahiv)<br />

İkindi :<br />

(Halebî-)<br />

IV-V. Sabah : Kâfiye (Nahiv), İsagoci (Mantık)<br />

İkindi :<br />

Multekâ (Fıkıh)<br />

VI. Sabah : Fenarî, Kavl-i Ahmed (Mantık)<br />

İkindi :<br />

(Multekâ)<br />

VI.-IX. Sabah : Tasavvurât, Tasdîkât (Mantık)<br />

İkindi :<br />

Muhtasar Me’ânî (Belagad)<br />

X.-XII. Sabah : Şerh-i Akâid (Kelâm)<br />

İkindi :<br />

Mır’ât (Usûlu’l-fıkh)<br />

XIII. Sabah : Kadımir (Fizik)<br />

İkindi :<br />

Mutavval (Belagat)<br />

XIV. Sabah : Kadımir (Fizik), Celâl (Kelâm)<br />

İkindi :<br />

Tavzîh (Usûlu’l-fıkh)


47<br />

Tanzimat Dönemi medreselerinde sabah, ikindi ve tatil dersleri şeklinde bir<br />

uygulama vardı.<br />

Sabah derslerinde 1.yüzyıldan 14.yüzyıla kadar, Emsile, Bina, Maksud, İzzi,<br />

Avamil, İzhar, Kâfiye, Câmî, İsagoci, Kul Ahmed (Haşiye), Fenârî, Tasavvurât,<br />

Tasdikât, Şerh-i Akaid, Kadı Mîr, Celâl gibi kitaplar; İkindi derslerinde ise, Halebi,<br />

Mülteka, Muhtesar Meani, Mir’at ve Tarzih okutulmakta; tatil derslerinde ise, Tefsir,<br />

Hadîs, Fıkıh’tan Dürrü’l Muhtar, Dürer, Vaziye, Hüseyniye, Velediye, Alâka, Feride,<br />

Riyaziye’den Hey’et, Hendese, Hât, İnşâ, Talim’ül Muteallim okutuluyordu. (173)<br />

Okutulan Tuhfe-i Vehbi vb. kitapların yanında diğer okutulan kitapların<br />

içindeki bölümlerde de ahlâk öğretimine yer veriliyordu.<br />

Ayrıca medreselerde okutulan dersler ve konular dinî bir yaşantıyla beraber<br />

ahlâk öğretimini de sağlıyordu.<br />

Medreselerin din öğretimi veren kurumlar olma özelliği taşımaları, din-ahlâk<br />

ilişkisi açısından değerlendirildiğinde aynı zamanda ahlâk öğretimi veren kurumlar<br />

olarak düşünülmeleri doğru bir yaklaşımdır.<br />

Cumhuriyet dönemine kadar devam eden bu kurumlar 3 Mart 1924 tarihinde<br />

Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile resmen kapatılmıştır. (174)<br />

(173)<br />

Bkz. Zengin, Tanzimat Dönemi Osmanlı Örgün Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve<br />

Öğretimi, s., 157-159.<br />

(174)<br />

Ahmet Mumcu ve Mükerrem K. Su, T.C.İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, M.E.B., İstanbul,<br />

2001, s., 209.


48<br />

3.5.2. Mektepler<br />

1839-1876 tarihleri arası eğitim-öğretimde dikkat çeken değişim Batı tarzı<br />

mekteplerin uygulamaya konmasıdır.<br />

Bu dönemin mekteplerini ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim şeklinde<br />

ele alacağız. Tanzimat Dönemi mekteplerini açıklarken bütünüyle ele almaya ve<br />

günümüzde devam edenlerin karşılıklarını belirtmeye çalışacağız.<br />

3.5.2.1. İlköğretim<br />

3.5.2.1.1. Sıbyân Mektepleri (Okul Öncesi)<br />

Osman Ergin, “Türk Maarif Tarihi” adlı eserinde Sıbyân Mektepleri için<br />

Darulmuallim, Darulilim, Muallimhane, Mektep, Mektephane, Mahalle Mektebi ve<br />

Sıbyân Mektebi olarak isimlendirildiğini, tahkir amaçlı bazen taş mektep de<br />

denildiğini belirtmektedir. Sıbyân mektepleri beş-altı yaşındaki kız ve erkek<br />

çocuklarının okuduğu tahsil müesseseleri idi. (175)<br />

Yahya Akyüz, “Türk Eğitim Tarihi” isimli eserinde ise Sıbyân Mektepleri<br />

için “İptidai Mektep”, “Mekteb-i İptidaiye”, “Usul-i Cedide Mektebi” ve “Taş<br />

Mektep” tabirlerini kullanmaktadır. (176)<br />

Tanzimat öncesinde Enderun ve medreseden önce çok önemli bir eğitim<br />

kurumu olarak kabul edilen sıbyân mektepleri, Tanzimat döneminde de Osmanlının<br />

en önemli eğitim kurumlarındandı.<br />

Günümüzde ilköğretim bünyesinde yer alan ve okul öncesi olarak<br />

vasıflandırılan sıbyân mekteplerinde o günlerde okutulan kitapların adlarını ve<br />

konularını bulabilmek mümkündür. Ancak bizim ulaşabildiğimiz kaynaklarda hangi<br />

dersin ne kadar süre okutulduğu ve müfredatının ne olduğu konusunda bir bilgiye<br />

rastlanmamıştır. (177)<br />

(175)<br />

Krş. Ergin, Türk Maarif Tarihi, c.I. s., 82-83.; Krş, Baltacı, XV-XVI. Yüzyıllarda Osmanlı<br />

Medreseleri, s., 76-80.; Zengin, Tanzimat Dönemi Osmanlı Örgün Eğitim<br />

Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi, s., 37-46.<br />

(176)<br />

Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 179.<br />

(177)<br />

Zengin, Tanzimat Dönemi Osmanlı Örgün Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve<br />

Öğretimi, s., 171.


49<br />

1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi öncesinde sıbyân mekteplerinde<br />

aşağıdaki dersler okutulmaktaydı:<br />

1) Elifba<br />

2) Kur’ân<br />

3) İlm-i hal<br />

4) Ahlâk risaleleri<br />

5) Türkçe okuma yazma derslerinden ibaretti. (178)<br />

Elifba, Kur’ân ve İlm-i hal derslerinin dolaylı ahlâk öğretimine katkıları<br />

olduğu gibi doğrudan ahlâk öğretimi açısından ahlâk risaleleri dersinin okutulması<br />

önemlidir. O günkü sıbyân mektepleri dini ağırlıklı bir öğretim vermeleri aynı<br />

zamanda ahlâk öğretimini de sağlamaktaydı.<br />

“1863’te yayımlanan bir irade-i seniyye (Talimatname) ile sıbyân<br />

mekteplerinde bir ıslahat çalışması yapılmıştır.” (179)<br />

İlköğretim alanında en esaslı düzenlemelerin yapıldığı, 1869 Maarif-i<br />

Umumiye Nizamnamesinden sonra her mahalle ve köyde bir sıbyân mektebinin<br />

açılması öngörülüyordu. (180)<br />

6-10 Yaş erkekler ile, 7-11 yaşındaki kız çocukları için devam mecburiyeti<br />

yanında, 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile en önemli yenilikler program<br />

konusundaydı. Bu programda dini ve dünyevi bilimler birlikte mütalaa ediliyordu.<br />

programı:<br />

1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesine göre Sıbyân Mektepleri öğretim<br />

1) Elifba<br />

2) Kur’ân<br />

3) Tecvit Dini Bilgiler<br />

4) Ahlâk<br />

5) İlm-i hal<br />

(178)<br />

Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 37; Krş. Zengin, Osmanlı<br />

Örgün Eğitim Kurumlarında Din Eğitim ve Öğretimi, s., 61-70.<br />

(179)<br />

Bilim, a.g.e., s., 41.<br />

(180)<br />

Bilim, a.g.e., s., 41.


50<br />

6) Muhtasar hesap<br />

7) Osmanlı Tarihi 1869 Nizamnamesi ile ilave edilen dersler.<br />

8) Coğrafya<br />

9) Diğer faydalı bilgiler<br />

Sıbyân mekteplerindeki yeni program, dini ve dünyevi özelliğinin yanında<br />

ahlâki öğretim hususiyetini de koruyordu.<br />

1870’de yayımlanan mekteplerde okutulan eserlerin tesiri ve telifiyle ilgili<br />

hususları belirleyen 13 maddelik nizamnamelerde kitapların genel özellikleri<br />

şunlardı: (181)<br />

1) Mümkün olduğunca açık ve sade bir dille yazılacak.<br />

2) Öğrencileri özendirici olacak.<br />

3) Olaylar tarafsız ve yorum yapılmadan olduğu gibi anlatılacak.<br />

4) Çocuklara mutlak vatan sevgisi verilecek.<br />

Bu onüç maddelik nizamnamede öngörülen ve sıbyân mekteplerinde okutulan<br />

kitaplar ve içerikleri şöyleydi:<br />

1) Ahlâk Risaleleri: Anne ve babaya, öğretmenlere, kendine, vatana,<br />

insanlara, hayvanlara ve diğerlerine karşı yerine getirilmesi gereken görevler.<br />

2) Fezail-i Faaliye İle İlgili Kitaplar: İyi davranışlar geliştirici bilgiler ve<br />

bunlarla ilgili örnekler,<br />

Elifba,<br />

Kavâid-i Türkî,<br />

Coğrafya,<br />

Osmanlı Tarihi,<br />

Şu-u ez imla,<br />

Mâlûmât-ı Nâfia<br />

(181)<br />

Bilim, a.g.e., s.41.


51<br />

Bu dönemin kitaplarında Ahlâk risalelerinin muhtevasında yer alan konu<br />

başlıklarını ve ayrıntılarını buluyoruz. Doğrudan kişinin davranışlarıyla ilgili ahlâk<br />

içerikli vurguların yanında, teşvik edici olan dolaylı (ahlâk öğretimi) olarak<br />

değerlendirebileceğimiz Fezail-i Faaliye ile ilgili eserleri de ahlâk öğretimi açısından<br />

değerlendirmek doğru olur. Zira Fezail-i Faaliye kitaplarında verilen örnekler ahlâk<br />

öğretimi açısından önemli seçmelerdi.<br />

Tahsil süresinin 4 yıl olduğu sıbyân mektepleri ile ilgili olarak Hüseyin Atay<br />

programın şöyle olduğunu açıklıyor:<br />

1) Elifba, yeni usul ile<br />

2) K. Kerim, Müslüman olmayan çocuklara kendi din adamları dinlerini<br />

öğretecektir.<br />

3) Tecvid<br />

4) Ahlâkla ilgili eserler, tayin edilecek eserler olacaktır.<br />

5) İlmihal<br />

6) Yazı Talimi<br />

7) Muhtasar Fenni Hesap<br />

8) Muhtasar Tarih-i Osmanî<br />

9) Muhtasar Coğrafya<br />

10) Faydalı bilgilerle ilgili eserler.<br />

Bunlardan Muhtasar Tarih-i Osmanî ile, Muhtasar Coğrafya dersleri<br />

Müslüman olmayanlara kendi dilleri ile okutturuluyordu. (182)<br />

Daha sonraları 1870 Nizamnamesindeki düzenleme, sıbyân mekteplerinde<br />

ahlâk öğretimi için tayin edilecek eserler olacaktır, ifadesine yer verilmektedir. (183)<br />

(182)<br />

Atay, Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, s.,188.<br />

(183)<br />

Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 41.


52<br />

Nafi Atuf Kansu, Sıbyân mekteplerinin tahsil müddetinin 1846’da Meclis-i<br />

Muvakkatta kararlaştırılan şekliyle 4 yıl olduğunu belirtirken, dersler ve kitaplarla<br />

ilgili şu sıralamayı yapıyor:<br />

1) Elifba<br />

2) Kur’ân<br />

3) İlmihal<br />

4) Tecvit<br />

5) Harekeli Türkçe muhtasar ahlâkı memduha risaleleri<br />

6) Türk dilinden sulâsî, rubâî, humâsî ve südâsî isimler ve kelimeler tertip<br />

edilmiş bir lügat,<br />

7) Sülüs ve nesih yazıları.<br />

O dönemde ahlâka dair risaleler, taş tahtalara yazdırılarak talim<br />

olunuyordu. (184)<br />

“Tanzimat döneminde sıbyân mekteplerinin inzibat ve terbiyesinde ciddi bir<br />

değişiklik yoktu. Ahlâk kaidelerinin dinden mülhem olduğu, mektep terbiyesi;<br />

ananevi kaidelere ve ahlâk-ı memduha risaleleleri ile ilmihal okutulmasına<br />

dayandırılmaktadır. Hilafına hareketin tecziyesinden dolayı itiyatlı davranıldığını,<br />

muhitte yayılan ahlâkın bundan ibaret olduğu, medreselerden yetişmiş muallim ve<br />

müeddibten de bundan başka bir terbiyenin beklenemeyeceği ve buna imkan<br />

olamayacağı”. (185( ifade edilmektedir.<br />

4 yıllık sıbyân mekteplerindeki derslerin sınıflara göre dağılımı ise şöyledir:<br />

I. Sınıf: Elifba, Kur’ân, Ahlâk, Zihni Hesap, Yazı<br />

II.<br />

III.<br />

Sınıf: Kur’ân, İlmihal, Tâdat, Terkim ve Sülüs yazısı.<br />

Sınıf: Kur’ân, Tecvit, Tarih-i Enbiya, Â’mâli Erbaa Nesih yazısı<br />

IV. Sınıf: Kur’ân, Coğrafya, Tarih-i Osmanî, Sarf-i Türki, Rik’a yazısı (186)<br />

(184)<br />

Kansu, Türkiye Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, s., 100.<br />

(185)<br />

Kansu, a.g.e., s., 103.<br />

(186)<br />

Kansu, a.g.e., s., 164.


53<br />

Yahya Akyüz, Sıbyân mekteplerinin derslerini anlatırken, Ahlâk dersi için,<br />

“Türkçe kısa ahlâk risaleleri okutulacak” (187) ifadesine yer vermektedir.<br />

Bu dönemde derslerin haftada kaç saat okutulacağı ve müfredatının ne<br />

olacağına dair sarih bir bilgi bulunmamaktadır. Müfredat yerine bazen dersin adından<br />

ve bazen de okutulacak kitabın isminden bahsedilmektedir.<br />

Sadrettin Celâl Antel Sıbyân Mektepleri için “Medreseciler, dinsiz saydıkları<br />

Tanzimatçıları Sıbyân Mekteplerine yaklaştırmamışlar ve bu mektepler II.<br />

Meşrutiyete kadar medresecilerin hâkimiyeti altında kalmışlardır” (188) demektedir.<br />

Tarihi gelişim süreci içerisinde Sıbyân Mekteplerinin programında yer alan<br />

derslere bakıldığında bu mekteplerin Tanzimat’a kadar dini bir nitelik taşıdığı,<br />

Tanzimat Dönemi ve sonrasında bu niteliğin yanında yeni derslerle aynı zamanda<br />

dünyevi bir özellik de kazanmış olduğu görülür.<br />

Ahlâk derslerinin sıbyân mekteplerinin programında yer alması, doğrudan<br />

formal ahlâk öğretimini sağlamıştır. Dini hususiyet arzetmeleri ve dinin ahlâk<br />

öğretimini sağlaması ile tabii olarak da informal ahlâk öğretimi sağlanıyordu.<br />

Sıbyân mekteplerinde hem formal hem de informal ahlâk öğretimi etkin bir<br />

biçimde veriliyordu.<br />

3.5.2.1.2. İbtidailerde (İlköğretim I.Kademe) Ahlâk Öğretimi<br />

Osmanlıda Sıbyân, Medrese ve Enderun mektepleri esas alındığında, Sıbyân<br />

Mektepleri 4 yıllık süre ile okul öncesi eğitim olarak kabul edilir.<br />

Bugünkü anlamda Sıbyân Mektepleri tamamen okul öncesi (anasınıfı) eğitimi<br />

karşılamaz. Başlama yaşının 5-6 yaş göz önüne alındığında, hem Anasınıfı, hem de<br />

sıbyân mektepleri aynı yaş grubuna hitap etmektedirler.<br />

Sıbyân mektepleri, bugün anasınıfı ile 1,2,3. sınıf dediğimiz 1. kademe<br />

ilköğretim seviyesinin karşılığı olarak alınabilir. Bugün bu seviyedeki eğitimde sınıf<br />

öğretmenliği esastır.<br />

Bugünkü uygulamada ilköğretim 2. Kademeye teşekkül eden 4,5. sınıflarda<br />

branş eğitimine geçilmektedir. Bu aşamada dersler branş öğretmenleri tarafından<br />

vrilmektedir.<br />

(187)<br />

Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 179.<br />

(188)<br />

Antel, Tanzimat Maarifi, s., 18.


54<br />

Tam olarak karşılamasa da sıbyân mektepleri bugünkü Anasınıfı + 1, 2, 3.<br />

sınıflarını bazı dönemleri itibariyle bugünkü Anasınıfı 1, 2, 3, 4 ve 5. sınıflarını<br />

karşılamaktadır.<br />

Bugünkü 4. ve 5. sınıflar bazı dönemlerde sıbyân mekteplerinde bazı<br />

dönemlerde ise rüşdiye mekteplerinde mütela edilebilir.<br />

Günümüz eğitim kurumlarının Anasınıfı+İlköğretim 1,2,3. sınıfları, Tanzimat<br />

Dönemi sıbyân mekteplerindeki ahlâk öğretimi ile muhatap oluyorlardı.<br />

Bizim yapmaya çalıştığımız bu tahlili daha önceleri Nafi Atuf Kansu<br />

Tanzimat Dönemini açıklarken ilk, orta ve lise olarak izah etmektedir. Çünkü o<br />

dönemde ilköğretim uygulaması yoktu.<br />

3.5.2.1.3. Rüştiyelerde (İlköğretim II.Kademe) Ahlâk Öğretimi<br />

Tanzimat Dönemi Rüştiyelerini günümüze taşıdığımızda ilköğretim 4, 5, 6, 7,<br />

8. sınıflara karşılık geldiğini söyleyebiliriz. Sekiz yıllık zorunlu ilköğretime o<br />

günlerden yaklaşımda bulunarak, Rüşdiye ve İdâdîleri anlamak kolay olur.<br />

Sıbyân + Rüşdiye = Bugünkü ilköğretim.<br />

Rüştiyelerin, önceden ortaokul dediğimiz, bugünkü 6, 7 ve 8. sınıfları bazı<br />

dönemler itibariyle ise 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıfları karşıladıklarını görmekteyiz.<br />

Rüştiyelerde ahlâk öğretimi, program ve muhteva olarak şöyleydi.<br />

Bazen 5 sınıflı çoğu kez 4 sınıflı olarak uygulanan rüştiye eğitiminde kız ve<br />

erkek rüştiyeleri için öğretim süresi aynı idi. Ancak araştırmamızın kaynaklarında kız<br />

rüştiyelerinin programlarının daha basit olduğu belirtilmektedir.<br />

1839-1869 dönemi rüştiyelerinde Mehmet Sadık Paşa’nın Risale-i Ahlâk’ı<br />

ders kitabı olarak okutuluyordu. (189)<br />

Eğitim tarihi kaynaklarında kız Rüştiyelerinde yetişkin iyi ahlâklı erkek<br />

öğrencilerin bazı dersleri verdiği de belirtilmektedir. O dönem ahlâk öğretimine<br />

verilen önemin olumlu bir yaklaşımı olarak bu uygulamayı düşünebiliriz.<br />

(189)<br />

Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 40.; Krş. Baltacı, XV. Ve<br />

XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, s., 99-101.; Krş. Zengin, Osmanlı Örgün<br />

Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi, s., 37-46.


55<br />

1869 sonrası Rüştiyelerde ise, uygulamalarda belirgin farklılıklar oluşmuştur.<br />

Kendilerine pek çok imtiyazların verildiği Gayr-i Müslümler, bu dönemde kendi<br />

dillerinde eğitim hakkını da elde etmişlerdi.<br />

“İmparatorluğun bütün rüştiyelerinde aynı ders programının uygulandığını<br />

söylemek zordur. Fakat İstanbul’da ki Rüştiyelerde 1869 programı aynen<br />

uygulanmış, hatta erkek rüştiyelerine,<br />

- Kıraat<br />

- Kitabet<br />

- Resim<br />

Kız Rüştiyelerine ise,<br />

- Kıraat-ı Türkî<br />

- Tadât<br />

- Terakim<br />

- Ahlâk ve<br />

- İlm-ihal gibi dersler eklenmiştir.” (190)<br />

Özellikle kız rüştiyelerine ahlâk derslerinin konduğunu görmekteyiz.<br />

Hüseyin Atay, Nizamnamenin 23. maddesine göre rüştiyelerin tahsil<br />

sürelerinin 4 yıl olduğu ve derslerinin de aşağıdaki gibi olduğunu belirtmektedir: (191)<br />

1) Mebâdî-i Ulum-i diniyye<br />

2) Lisân-ı Osmân-î Kavâidi<br />

3) İmlâ ve İnşâ<br />

4) Kavâid-i Arabiyye ve Farisiye (yeni tertip üzere)<br />

5) İlm-i hesap (defter tutma usulü)<br />

6) Tersim-i hudut<br />

7) Tarih-i Umumî ve Tarih-i Osmânîi<br />

8) Coğrafya<br />

(190)<br />

Bilim, a.g.e., s., 52.; Krş. Zengin, Osmanlı Örgün Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve<br />

Öğretimi, s., 70-75.<br />

(191)<br />

Atay, Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, s., 188.


56<br />

9) Jimnastik<br />

10) Mektebin bulunduğu yerde en çok kullanılan lisan.<br />

Rüştiyelerin ders programlarında haftalık ders saatleri ile ilgili bir bilginin<br />

bulunmadığı, sadece hangi derslerin okutulacağı ve derslerin isimleri belirtilmiştir.<br />

Bu düzenlemede doğrudan ahlâk öğretimini konu alan bir ders de gözükmemektedir.<br />

Ancak Mebadi-i Ulum-i Diniyye dersinin dolaylı ahlâk öğretimi ile ilgili bir yönünün<br />

olabileceği söylenebilir.<br />

Kız rüştiyelerinin ayrı, erkek rüştiyelerinin ayrı bir programı vardır. Bu dersler<br />

aşağıda açıklandığı gibidir. (192)<br />

1869 Nizamnamesine göre erkek rüştiyelerin programı:<br />

1) Mebadi-i ulum-i diniye<br />

2) Lisan-i Osmanî Kavaidi<br />

3) İmlâ ve İnşâ<br />

4) Tertib-i cedîd üzere kavaid-iArabiye ve Farsiye<br />

5) Tersim-i Hudut<br />

6) Mebadi-i Hendese<br />

7) Defter tutma usulü<br />

8) Tarih-i Umumi<br />

9) Tarih-i Osmanî<br />

10) Coğrafya<br />

11) Jimnastik<br />

12) Mektebin bulunduğu yerde en çok kullanılan dil (zeki öğrencilere 4 yılda<br />

isteğe bağlı Fransızca)<br />

1869 Kız Rüştiyelerinde ise;<br />

1) Mebadi-i ulum-i diniye<br />

2) Lisan-i Osmanî Kavaidi<br />

(192)<br />

Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 184.


57<br />

3) Mebadi-i Kavaid-i Arabiye ve Farsiye<br />

4) İmlâ ve İnşâ<br />

5) Müntehebat-ı Edebiye<br />

6) Tedbir-i Menzil<br />

7) Muhtasar Tarih ve Coğrafya<br />

8) Hesap ve Defter Tutma Usulü<br />

9) Nakşa medar (yardımcı) olacak derecede resim<br />

10) Ameliyat-ı hıyatiye<br />

11) Musiki (zorunlu değil)<br />

İstanbul kız rüştiyelerini bir istisna olarak alırsak 1869 sonrası kız ve erkek<br />

rüştiyelerinde bizim ulaşabildiğimiz kaynaklar açısından, ahlâk dersi adında bir<br />

programa rastlanmamaktadır. Ancak bütün rüştiyelerde aynı programın<br />

uygulanmadığı da bir gerçektir. (193)<br />

3.5.2.2. İdâdîler – Sultânîlerde (Ortaöğretim-Lise) Ahlâk Öğretimi<br />

İdâdîlere geçmeden önce birkaç eğitim kurumundan bahsetmek, o döneme<br />

bütünüyle bakmak açısından düşünülmüştür. Galatasaray Sultânîsinden önce<br />

faaliyette bulunan Mekteb-i Osmânî, Mahrec-i Aklam ve Mahrec-i Mekâtib-i<br />

Askeriye de o dönemin mekteplerindendi. (194)<br />

3.5.2.2.1. Mekteb-i Osmânî<br />

“O günkü şartlarda bir ortaöğretim kurumu olan ve Paris’te 1855’te açılan<br />

Mekteb-i Osmanî’nin müdürlüğüne atanan Ali Nizami Bey ve öğretmenliğine atanan<br />

Tahsin Kerim ve Selim Sabit efendiler, öğrencilerin ahlâk-ı milliye ve adab ve erkanı<br />

islamiyesini muhafazaya memur edilmişlerdi.” (195) ki, bu da yurt dışında öğrenim<br />

görecek gençlerin milli ahlâk, adab ve erkandan koparak, yabancılaşarak,<br />

yozlaşmalarından endişe duyulduğuna dair tedbir alındığını göstermektedir.<br />

(193)<br />

Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 52.<br />

(194)<br />

Zengin, Osmanlı Örgün Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi, s., 46-52.; Krş.<br />

Baltacı, XV. ve XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, s., 100-104.<br />

(195)<br />

Ergin, Türk Maarif Tarihi, c.II., s., 455.


58<br />

Bu husus milli ahlâkın dışarıda korunması anlamında tedbir ve endişenin<br />

taşındığını göstermektedir. Bizim çalışmamızın konusu itibariyle önemli sayılacak<br />

bir uygulamadır.<br />

3.5.2.2.2. Mahrec-i Aklâm (1862)<br />

3 yıllık bir memur mektebi olan bu okulun ders programlarında bizim<br />

ulaşabildiğimiz kaynaklara göre ahlâk isimli bir derse rastlamamaktadır. (196) Kendi<br />

döneminde devlet dairelerinde görevlendirilecek memurların yetiştirilmesine yönelik<br />

bir mektepti.<br />

3.5.2.2.3. Mahrec-i Mekâtib-i Askeriye (1864)<br />

Bugünkü Kuleli Askeri Lisesinin öncesi olan ve 1875’e kadar devam eden<br />

mektebin dördüncü sınıfının programında kaynaklarda belirtildiği üzere ahlâk<br />

dersine rastlanmamaktadır. (197)<br />

Osman Ergin, Sıbyân mekteplerinin ıslah edilmeden Rüştiyelerin açılmasını,<br />

İdâdîler açılmadan onun üstünde liselerin açılmasını bir gariplik olarak görür.<br />

Mekteb-i Sultânî ile Dâruşşafaka’nın açılmasını da bu garipliğinin sebepleri olarak<br />

gösterir.<br />

Mekteb-i Sultânî, Müslim-Gayri Müslim zenginlere hitap ediyordu.<br />

Dâruşşafaka ise anasız babasız Müslüman çocuklarına tahsis edilmişti. (198)<br />

3.5.2.2.4. Galatasaray Sultânîsi (1868)<br />

Büyük Osmanlı Birliği kurma amacına yönelik olarak Müslim-Gayr-ı Müslim<br />

çocukların kaynaştırılması ve batı tarzında yabancı dilde eğitim verme gibi bir hedefi<br />

vardı. Galatasaray Sultânîsinin 5 sınıfında da ahlâk dersi adında bir derse<br />

rastlanmamaktadır.<br />

(196)<br />

Ergin, a.g.e., s., 478-479.<br />

(197)<br />

Ergin, a.g.e., s., 480.<br />

(198)<br />

Ergin, a.g.e., s., 481.


59<br />

“Galatasaray Sultânîsinde okutulan dersler şunlardır:<br />

1) Osmanlı lisanı<br />

2) Osmanlı Tarihi ve Coğrafyası<br />

3) Umumi Tarih ve Coğrafya<br />

4) Rıyazat ve Defter Tutma<br />

5) Mevad-ı Ticaret<br />

6) Hikmet-i Tabiiyye<br />

7) Cerr-i Eskâl<br />

8) Hukuk-u Nas<br />

9) İdare-i Mülkiye<br />

10) Fransızca<br />

11) Latince<br />

12) Grekçe<br />

13) Servet-i Milli<br />

14) Resm-i Hat<br />

15) Resim<br />

16) Sanat ve Nebadât<br />

Yatılı ve gündüzlü iki tip öğrencisi olan bu okulda kontenjanın %50’si Gayr-i<br />

Müslimlere ayrılmıştı.” (199)<br />

(199)<br />

Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 54.


60<br />

Tanzimat dönemi Galatasaray Sultânîsi’nin dersleri arasında ahlâk dersine<br />

rastlanamamaktadır.<br />

Daha sonraki yıllarda Sultânîlerle ilgili olarak yapılan düzenlemelerde Türkçe<br />

dersler arasında İlm-i ahlâk ile ahlâk ve mantık derslerinin okutulduğuna<br />

rastlanmaktadır. (200)<br />

Tanzimat döneminden günümüze etki etmesi bakımından Sultânîlerin,<br />

özellikle Galatasaray Sultânîsi’nin önemli bir yeri vardır.<br />

3.5.2.2.5. Dâruşşafaka (1873)<br />

Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiyenin kurulup 21 maddelik nizamnamesinin<br />

yayımlandıktan sonra o dönemde ilk halk mektebi olarak Dârüşşafaka açılmıştır.<br />

Kimsesiz fakir çocuklara İslâm dini ve ibadetini öğretmek ve hayatta lazım<br />

olacak faydalı bilgiler vermek amacını taşıyordu.<br />

Ders programlarında;<br />

1) Dini Bilgiler<br />

2) Elifba<br />

3) Hesaptan ibaret olan dersler gittikçe gelişerek programa,<br />

1) Kelam-ı Kadim<br />

2) İlm-i Hal<br />

3) Hendese<br />

4) Coğrafya<br />

5) Tarih<br />

6) Ta’limu’l Hat<br />

7) Kur’an<br />

8) İmla ve<br />

9) Muâmelât-ı Nafia dersleri eklendi. (201)<br />

(200)<br />

Bkz. Baltacı, XV. ve XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, s., 103-104.


61<br />

Okula rağbetin artması ile daha sonra 8 sınıf olarak eğitime devam eden<br />

Dâruşşafaka’da ders olarak:<br />

1) Türkçe okuma-yazma<br />

2) Arapça Sarf ve Nahiv<br />

3) İlm-i Akaid<br />

4) Meânî<br />

5) İlm-i heyet gibi dini bilgiler<br />

6) Umumi ve Osmanlı Tarihleri<br />

7) Coğrafya<br />

8) Mantık<br />

9) Nizâmât gibi sosyal bilgiler<br />

10) Hesap<br />

11) Hendese<br />

12) Cebir<br />

13) Hendese-i Resmiye<br />

14) Defter Tutma Usulü<br />

15) Müsellesât-i Müsteviye<br />

16) Topografya<br />

17) Kimya<br />

18) Tarih-i Tabiî<br />

19) Makine<br />

20) Hikmet-i Tabiiyye<br />

21) İlm-i servet gibi fen dersleri yer alıyordu.<br />

(201)<br />

Bilim, a.g.e., s., 59.


62<br />

Kızlar için ise;<br />

Din ve Sosyal Bilgiler derslerinin yanında,<br />

Dikiş,<br />

Nakış,<br />

Ev İdaresi,<br />

Musiki dersleri vardı. (202)<br />

Dâruşşafaka’nın asıl amacına bakılınca kimsesiz çocukların Din-i İslamiye<br />

terbiyesine matuf bir hedef gözükmekle beraber fen şubesinde mühendislik,<br />

makinecilik, mimarlık gibi dersler bulunmaktaydı. (203)<br />

Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye üyeleri tarafından yazılıp okutulan ders<br />

kitapları da vardı. O kitapların bazıları şunlardır: (204)<br />

1) Elifba,<br />

2) Hesap Kitapları,<br />

3) Esma-i Türkiyye,<br />

4) Emsile-i Cedide,<br />

5) Tekmîlatü’l-Bina,<br />

6) İlm-i Hal-i Sağîr,<br />

7) İlm-i Sarfi Türkî,<br />

8) Me’aniü’l-İnşa,<br />

9) Tarih-i Alem,<br />

10) Numune-i İnşâ,<br />

11) Hendese (2. cild),<br />

12) Münhaniyât-ı Müsta’mele,<br />

13) Hesap,<br />

14) Müsellesât-ı Müsteviye,<br />

15) Usûl-i Defterî,<br />

(202)<br />

Bilim, a.g.e., s., 60.<br />

(203) Bilim, a.g.e., s., 60.<br />

(204)<br />

Bilim, a.g.e., s., 62.


63<br />

16) Cebir, Malûmât-ı Hesap,<br />

17) Tarih-i Tabii’den Hayvanât,<br />

18) Nebâdât ve Medeniyât,<br />

19) Hikmet-i Tabiiyye,<br />

20) Kimya,<br />

21) Osmanlı Coğrafyası,<br />

22) Osmanlı Ziraati,<br />

23) Ticaret ve Meadin Coğrafyası,<br />

24) Fenn-i Makine,<br />

25) Tarih-i Umûmî (3. cild),<br />

26) Miyar-ı Sedat ve Adab-ı Sedat isimli eserler kaleme alınmıştır.<br />

Gerek kuruluş amacı din eğitimi ve İslam terbiyesi olan Dâruşşafaka’nın,<br />

okutulan derslerinde, gerek cemiyet üyeleri tarafından kaleme alınan eserlerde<br />

doğrudan ahlâk öğretimi ve dolaylı ahlâk öğretimi ile ilgili eserlere değişik<br />

kaynaklarda rastlıyoruz. Okulun işleyişi ve amacına bakıldığında başlı başına ahlâk<br />

eğitimine yer veren bir kurum olarak görülmesi zorlama bir yorum olmasa gerek.<br />

3.5.2.2.6. İdâdîler (1873)<br />

Arapça idad kökünden türetilen İdâdî kelimesi hazırlama anlamına gelir.<br />

1869’dan önce birçok mektebin hazırlık sınıflarına, hatta bazen sıbyân mekteplerine<br />

bile İdâdî denmişti.<br />

1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesiyle Rüştiyelerin üzerinde Yüksek<br />

öğretime öğrenci hazırlayan kurumlara İdâdî adı verildi. (205)<br />

“Tanzimat döneminde İstanbul’da 7, taşrada 1 olmak üzere toplam 8 İdâdî<br />

mektep açıldı.” (206)<br />

Üç sınıf üzerinden ders yapacak olan İdâdîlerin programında din derslerine<br />

hiç yer verilmemiştir. (207)<br />

(205)<br />

Bilim, a.g.e., s., 63,; Krş. Baltacı, XV. ve XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, s., 101-<br />

103.<br />

(206) Bilim, a.g.e., s., 66.<br />

(207)<br />

Bilim, a.g.e., s., 64, Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 185-186.


64<br />

II. Abdulhamit devrinde esas gelişmesi olacak olan İdâdîlerin, Tanzimat<br />

dönemi programlarında ne doğrudan formal, ne de informal ahlâk öğretiminden<br />

bahsetmek kaynaklar açısından oldukça zordur.<br />

Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi adlı eserinde Darul Maarif, Yeşil Mektep,<br />

Mekteb-i Maarif-i Adliye, Mekteb-i Ulum-ı Edebiye’yi ilk İdâdî mektepler olarak ele<br />

almaktadır. (208) Asıl İdâdî mekteplerinin ise 1881 yılında açıldığını<br />

belirtmektedir. (209)<br />

İdâdîler ahlâk öğretimi açısından en mahrum mektepler olarak<br />

belirtilmektedir. (210) Tanzimat döneminden sonraki İdâdîlerin programlarında<br />

değişiklikler yapılmıştır.<br />

1870’li yıllardaki Kaptan ve Çarkçı mektepleri ile Orman ve Maden<br />

Mekteplerinde teknik içerikli dersler bulunmaktaydı. Hiçbirinde ahlâk dersi ile ilgili<br />

bir ders gözükmemektedir. (211)<br />

Kız sanayi mekteplerinin 1870’li yıllardaki programlarına rastlanamıyor.<br />

Ancak 1884’te yapılan bir düzenleme ile 5 sınıflık sanayi mekteplerinin ikinci<br />

sınıfına Akaid-i diniye ve Risale-i Ahlâk dersi konmuştu. (212)<br />

Daha sonraları yapılan düzenlemelerde İdâdîlerde ahlâk öğretimini<br />

görebilmekteyiz.<br />

İdâdîlerin 1892’ye kadar ilk uyguladıkları program ele geçmemiş, bazen<br />

Cumhuriyet dönemi ortaokulu ve bazen de Sultânîye yani liseye dönüşümü ile tarihe<br />

karışmışlardır. (213)<br />

3.5.2.2.7. Ortaöğretimde İstisnai Kurumlar (214)<br />

3.5.2.2.7.1. Müze Mektebi (1874)<br />

Kıymetli eşyaların korunması amacıyla bir yer tahsisinden sonra, bu işin ilgi<br />

gördüğü Osman Ergin’in Türk Maarif Tarihi isimli eserinde belirtilmektedir.<br />

Söz konusu amaca yönelik olarak Müze Mektebi adıyla bir okulun açılmış<br />

olduğu bilinmekle birlikte bu okulun programında yer alan dersler ve öğrenci profili<br />

hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılamamaktadır.<br />

(208)<br />

Ergin, Türk Maarif Tarihi, c.II, s.,495.<br />

(209) Ergin, a.g.e., s., 500.<br />

(210)<br />

Ergin, a.g.e., s., 581.<br />

(211) Ergin, a.g.e., s., 666.<br />

(212)<br />

Ergin, a.g.e., s., 686-688.<br />

(213)<br />

www.egitim.aku.edu.tr/sivilegitimvesivilegitiminbatililasmasi.5.3.2. md.<br />

(214)<br />

Bu tanım Osman Ergin’e aittir.


65<br />

Böyle bir okulun açılması mesleki eğitim açısından önemli olduğu için<br />

kaynaklara bahis mevzuu edilmiş, ancak ayrıntılı bilgi verilmemiştir. (215)<br />

Tanzimat Döneminde açılan bir okul olduğu için burada bahsetmeyi uygun<br />

gördük.<br />

3.5.2.2.7.2. Menşe-i Küttâb-ı Askeri (1875)<br />

Seraskerlik dairesi ve vilayetlerdeki ordu hizmetlerinde çalışacak memurlar<br />

için o devrin zihniyetine göre Arapça, Farsça hocaları tayin edilerek şakird sıfatıyla<br />

bu daireye girenleri okutmaya başlamışlar ve bir müddet sonra dairedeki dershane<br />

mektep halini almıştır.<br />

1875 yılında yayımlanan 14 maddelik bir Nizamname ile mektep halini<br />

almıştır.<br />

Üç yıllık olan bu mektepte;<br />

Tatbikat-ı Kavaid-i Arabiye,<br />

Baharistan (Farisi),<br />

İlmi Hesaptan tadil ve terkibe kadar,<br />

Kavaidi Osmanîye<br />

Coğrafyayı Umumi,<br />

Tarih-i Osmanî<br />

Mebaniyülinşa,<br />

Fıkıh,<br />

Türkçe,<br />

Kitabet,<br />

Usul-i Defteri,<br />

Coğrafya-i Osmanî,<br />

Tarih-i Umumi,<br />

(215)<br />

Bkz. Ergin, Türk Maarif Tarihi, s., 709-712.


66<br />

Mecelle,<br />

İdare Nizamnamesi,<br />

Hesab-ı Muamelat,<br />

Hüsnühat,<br />

İmlâ gibi dersler okutulmaktaydı.<br />

Kaynaklarda Nizamnameye göre programın aynen uygulanmadığı daha sonra<br />

derslerin;<br />

Türkçe (Kavaid, Kitabet, Belagât)<br />

Farsça (Kavaid, Gülistan)<br />

Arapça (İzhar, Mantık)<br />

Hesap ve Usulü Defteri<br />

Coğrafya<br />

Hat (Rik’a Yazısı)<br />

İdare-i Askeriye Nizamnamesi olarak devam etmiştir. (216)<br />

Bu mektebin programında da ahlâk öğretimi ile ilgili bir ders göze<br />

çarpmamaktadır.<br />

3.5.2.2.7.3. Menşe-i Muallimîn (1875)<br />

Asker hocalardan sivil muallim yetiştirilmek üzere Süleyman Hüsnü Paşa’nın<br />

teşebbüsüyle açılmıştır.<br />

Menşe-i Muallimi’ne devam edecek öğrencilerin, okumakta oldukları cami<br />

derslerini terk etmemeleri esas şartlardandı. Bu mektep talebeleri, dini bilgilerini<br />

camilerde, dünyevi bilgilerini burada öğreneceklerdi. (Din eğitimi ahlâk öğretimi<br />

olarak algılandığından bu husus önemli kabul edilmelidir.)<br />

(216)<br />

Bkz. Ergin, a.g.e., c. II, s., 713-714.


67<br />

Menşe-i Muallimîn’in yüksek kısmı tahsil müddetleri iki ile dört yıl arasında<br />

değişmek üzere on bir şubeye ayrılmıştı.<br />

1. Topoğrafya<br />

2. Edebiyat-ı Türkiye (İlahiyat Dersi okutuluyordu)<br />

3. Tarih Sınıfı<br />

4. Coğrafya Sınıfı<br />

5. Riyaziye-i Adiye Sınıfı<br />

6. Riyaziye-i Adiye Tatbikatı Sınıfı<br />

7. Riyaziye-i Aliye Sınıfı<br />

8. Riyaziye-i Aliye Tatbikat Sınıfı<br />

9. Ulum-i Tabiiye Sınıfı<br />

10. Sınıf-ı Sanî Ressamlığı<br />

11. Sınıf-ı Evvel Ressamlığı<br />

Her bir şubede okutulan derslerde doğrudan ahlâk öğretimi<br />

gözükmemektedir.<br />

Ancak devam eden öğrencilerin okulun yanında cami derslerini<br />

aksatmamaları şartı (217) , beraberinde ahlâk öğretimini sağladığını ortaya koymaktadır.<br />

Edebiyat-ı Türkiyye şubesinde İlahiyat dersleri okutulması da bu anlamda önemlidir.<br />

(217)<br />

Bkz. Ergin, a.g.e., c.II, 715-721.


68<br />

3.5.2.3. Yüksek Öğretim<br />

Tanzimat’a kadar öğretmen ihtiyacını medreseler karşılıyordu. Tanzimat<br />

döneminde yükseköğretim daha çok Sıbyân, Rüştiye ve İdâdîlere öğretmen<br />

yetiştirmeye yönelikti.<br />

Yeni açılan mekteplerin bir kısmında medrese öğretmenlerinin, subayların ve<br />

hatta yetişkin ve olgun öğrencilerin yardımları da oluyordu. (218)<br />

Tanzimat döneminde Yüksek Öğretim dendiğinde daha çok Medreselerin<br />

yüksek bölümleri ile Dârü’l Fünûn akla gelmektedir. Dârü’l Muallimîn mekteplerini<br />

Sıbyân, Rüştiye ve İdâdîlere öğretmen yetiştirdiği için, tam karşılığı olmasa da<br />

yüksek öğretim bölümünde incelemeye alınmasını düşündük.<br />

Bir yükseköğretim kurumu olan Hendese-i Mülkiye Mektebi’ni konumuz<br />

dışında değerlendirdik. Medreseleri ise müstakil bir başlık altında inceledik. Bu<br />

bölümde Dârülmuallimîn, Dârülmuallimât ve Darul Fünûn’u ele alacağız.<br />

Dârülmuallimîn ve Dârülmuallimâtlarda din ve fen ilimleri müfredatla<br />

birlikte tanımlanmaktadır. (219)<br />

3.5.2.3.1. Dârulmuallimîn<br />

Dârulmuallimîn müfredatında Kur’an Tecvit, İlmihal derslerinin yanı sıra,<br />

Hesap, Ahlâk, Coğrafyaya Giriş ve Usul-ı Tedris gibi dersler vardı. (220)<br />

Dârulmuallimîn, Sıbyân, Rüştiye ve İdâdîye olmak üzere üç bölümde<br />

incelenecektir.<br />

3.5.2.3.1.1. Dârülmuallimîn-i Ruştî (1848) (Orta Öğretmen Okulları)<br />

İstanbul’un Fatih semtinde açıldı. Yoğun medrese eğitiminin olduğu semtte<br />

açılması, medrese ile etkileşimini beraberinde getirmiştir.<br />

(218)<br />

Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 67-68.; Krş. Baltacı, XV. ve<br />

XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, s., 104-105.; Zengin, Osmanlı Örgün Eğitim<br />

Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi, s., 52-54, 76-82.<br />

(219)<br />

Yüksek Yetenek, www.yetenek.com/osmanliegitimi, s.8-13.<br />

(220)<br />

a.g.m., s., 11.


69<br />

Önceleri,<br />

1) Elifba<br />

2) Sarf<br />

3) Nahiv<br />

4) Meani gibi basit bir programa sahipti. Giderek üç sınıfında bunlara ek olarak<br />

1) Arapça<br />

2) Farsça<br />

3) Hesap<br />

4) Coğrafya<br />

5) İmla<br />

6) Riyaziye<br />

7) Resim gibi dersler okutulurdu.<br />

Sıbyân mekteplerinden imtihanla öğrenci alınıyordu. Bir iki subay dışında,<br />

öğretmenlerin çoğu medreseli idi. 1869 Nizamnamesiyle Edebiyat ve Fen olarak iki<br />

dala ayrılan bu okulda daha sonra, Gayr-i Müslimler için ayrı bir sınıf açılmıştır.<br />

Tanzimat devri sonunda 102 öğrenci ile 425 civarında Rüştiye’nin ihtiyacını<br />

karşılayamadı. (221)<br />

Ahlâk öğretimi açısından bakıldığında doğrudan bir ahlâk öğretimine<br />

rastlayamıyoruz. Ancak öğretmenlerin şahsında doğrudan olmasa da ahlâk öğretimi<br />

hususunun olduğu söylenebilir.<br />

3.5.2.3.1.2. Dârülmuallimîn-i Sıbyân (1868) (İlköğretmen Okulları)<br />

Sivil eğitim ve sivil eğitimin batılılaşması ile ilgili ulaşabildiğimiz<br />

kaynaklarda, Dârülmuallimîn-i Sıbyân’ın ders programlarının günümüze kadar<br />

ulaşmadığı belirtilmektedirler. (222)<br />

Cahit Yalçın Bilim, doktora çalışmasında iki yıllık öğrenim süresi olan bu<br />

okulların öğrencilerine şu derslerin okutulduğunu bahsetmektedir.<br />

1) Lisan-i Türki<br />

(221)<br />

Bkz. Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 67, 68, 69.<br />

(222)<br />

Sivil Eğitimi, Sivil Eğitimin Batılılaşması, Madde 5.4, www.egitim.aku.edu.tr


70<br />

2) İmla<br />

3) Gramer<br />

4) Hesap<br />

5) Hendese<br />

6) Mesaha gibi fen derslerinin yanında<br />

7) Tarih<br />

8) Coığrafya<br />

9) Farsça<br />

10) Yazı dersleri okutulduğunu kaydetmektedir.<br />

Ayrıca öğretmenlik için gerekli olan Usul-ı Tedrisiyye de programda yer<br />

almaktaydı.<br />

Dârülmuallimîn-i Sıbyân’ın İstanbul dışındakileri ancak 1875’te açılabildi.<br />

Bosna, Girit ve Konya’da açılan Dârülmuallimînler faaliyete geçti.<br />

Konya’daki Dârülmuallimînde İstanbul'da okutulan;<br />

1- Lisan-ı Türki<br />

2- Hendese<br />

3- Yazı<br />

4- Resim derslerinin yanında daha çok dini konuları ihtiva eden;<br />

a) Tecvid,<br />

b) Birgivi Risalesi<br />

c) Dürr-i Yekta<br />

d) İlm-i Ahlâk<br />

e) Tuhbe-i Vehbi<br />

f) Gülistan gibi dersler okutulmuştu. (223)<br />

(223)<br />

Bkz. Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 70-71.


71<br />

Özellikle 1876’da Konya’da açılan Darül Muallimîn-i Sıbyân’da ahlâk isimli<br />

bir ders bulunmaktadır. Diğer ilköğretmen okullarında ise açık olarak ahlâk dersine<br />

rastlanamamaktadır.<br />

3.5.2.3.1.3.Dârülmuallimîn-i İdâdî ve İstanbul Dârülmuallimîni (1874)<br />

Dârülmuallimîn-i Rüşti’nin bünyesinde bir İdâdî şubesi teşkil edilmiştir.<br />

Derslere Dârülmuallimîn-i Rüşdi’nin öğretmenleri girmekteydi. Derslerinde,<br />

1) Coğrafya<br />

2) Kitabet<br />

3) Kavaid-i Osmanî<br />

4) Farsça<br />

5) Kimya derslerinden ibaret bir program vardı. Daha sonraları İstanbul<br />

Dârülmuallimîn’e nakledildi.<br />

Tebliğ-i resmide İdâdî şubesi 3 sınıflıydı. Bu şubede<br />

1) Osmanlı Grameri<br />

2) Yazı<br />

3) Tarih<br />

4) Mantık ve<br />

5) 6 tane fen dersi konmuştu.<br />

Daha sonraları ise ihtiyaca göre programa;<br />

1) Farsça<br />

2) Kimya<br />

3) Fransızca dersleri eklenmişti. (224)<br />

Okulun başlamasından itibaren geliştirildiği bütün safhalarda ahlâk öğretimi<br />

ile ilgili bir husus göze çarpmamaktadır. (225)<br />

(224)<br />

Bkz. Bilim, a.g.e., s., 74, 75, 76.<br />

(225)<br />

Bkz. Kodaman, Abdulhamit Devri Eğitim Sistemi, s., 145-147.


72<br />

Mukayese imkanı vermesi bakımından İstanbul Dârülmuallimîn şubeleriyle<br />

derslerini aşağıdaki çizelgede topluca aktarıyoruz:<br />

Dârülmuallimîn-i Sıbyân Dârülmuallimîn-i İdâdîye Şubesi<br />

Rüşdiye<br />

Müddet-i tahsiliyesi 2 yıl Müddet-i tahsiliyesi 3 yıl Müddet-i tedrisiye 3 yıl<br />

Dersleri Dersleri Dersleri<br />

Usûl-i Tedrisiye<br />

Lisan-ı Türkî ve İmla<br />

Tenasübe kadar Hesap<br />

Muhtasar Ta rih-i Osmanî<br />

Muhtasar Coğrafya<br />

Mebadi-i Hendese ve<br />

Mesaha<br />

Farisî<br />

Yazı<br />

Maa Tercüme, Arabi<br />

Farisi<br />

Hesap<br />

Cebir<br />

Hendese<br />

Tarih<br />

Coğrafya<br />

İmla<br />

İnşa<br />

Rik’a<br />

Resim<br />

Hesap<br />

Muamelât ve Usûl-i Defteri<br />

Cebir<br />

Mantık<br />

Tarih-i Umumi ve Osmanî<br />

Lisan-ı Ecnebi<br />

Hüsn-i Hat<br />

Resim<br />

İnşa-i Türkî<br />

İlm-i Belagat<br />

Hendese<br />

Müsellesât-ı Müsteviye<br />

Kozmografya<br />

Mebâdi-i Ulûm-ı Tabiiye<br />

Hıfsussıhha<br />

Çizelge 3.5.2.3.1.3.1. (226)<br />

Bu tabloda ahlâk ile ilgili bir ders gözükmemektedir.<br />

3.5.2.3.2. Darulmuallimât (1870)<br />

Saffet Paşa’nın tesettürün eğitime mani olmadığını belirttiği ve kadın<br />

eğitiminin önemini vurguladığı bir konuşması ile açılan, Sıbyân ve Rüştiye<br />

mekteplerine öğretmen yetiştirmek amacıyla kurulmuştur. (227)<br />

Darulmuallimâtta, Tanzimat devri sonuna kadar aşağı yukarı 1869<br />

Nizamnamesinde belirtilen program okutulmuştur.<br />

(226)<br />

Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 200.<br />

(227)<br />

Bilim, a.g.e., s., 72, 73.; Yüksek Yetenek, www.yetenek.com, s., 11.


73<br />

Değişiklik sadece ilk programdaki musiki, ahlâk ve usul-i tedrisin<br />

kaldırılmasına karşılık fazla olarak makine dersinin konmuş olmasıydı (228)<br />

3.5.2.3.2.1. Dârülmuallimât-ı Sıbyân Şubesi<br />

Süresi iki yıl olan bu bölümde ders olarak;<br />

1) Din İlimlerine Giriş<br />

2) Osmanlıca Dil Kuralları<br />

3) Kitabet<br />

4) Öğretim Usulü<br />

5) Her cemaatin kendi dili<br />

6) Risâle-i Ahlâk<br />

7) Hesap ve Defter Tutma<br />

8) Osmanlı Tarihi<br />

9) Coğrafya<br />

10) Musiki<br />

11) Dikiş nakış dersleri okutuluyordu.<br />

3.5.2.3.2.2. Darulmuallimât-ı Rüştiye Şubesi<br />

Süresi üç yıl olup, amacı rüştiyelere kadın öğretmen yetiştirmekti. (229)<br />

Rüştiye Darulmuallimât’ının derslerine Sıbyân şubesine ek olarak, Arapça,<br />

Farsça, Tedbir-i Menzil, Matematiğe Giriş, Sağlık Bilgilerine Giriş ve Terzilik ilave<br />

edilmiştir.<br />

(228)<br />

Bilim, a.g.e., s., 73.<br />

(229)<br />

Bilim, a.g.e., s., 71, 72.; Yüksek Yetenek, www.yetenek.com, s., 11.


74<br />

1) Din ilimlerine giriş<br />

2) Osmanlıca dil kuralları<br />

3) Kitabet<br />

4) Öğretim Usulü<br />

5) Her cemaatin kendi dili<br />

6) Risale-i Ahlâk<br />

7) Hesap ve defter tutma<br />

8) Osmanlı tarihi<br />

9) Coğrafya<br />

10) Musiki<br />

11) Dikiş nakışın yanında<br />

12) Arapça<br />

13) Farsça<br />

14) Tedbir-i menzil<br />

15) Matematiğe giriş<br />

16) Sağlık bilgilerine giriş<br />

17) Terzilik<br />

Dârülmualimâtlarda da sıbyân ve Rüştiye şubesi bulunmaktaydı. Mukayese<br />

olması bakımından ikinci bir kaynaktan ders programlarıyla ilgili çizelgeyi vermek<br />

üzere. Osman Ergin’in Türk Maarif Tarihinde Dârülmuallimât’ın programını<br />

aktarıyoruz. (230)<br />

MEKTEBİN PROGRAMI<br />

Derslerin Adı Haftada Hocaların Adı<br />

Mebadi-i Ulum-u Diniye<br />

ve Ahlâk<br />

Kavaid-i Lisan ve İnşa 2<br />

2<br />

Musa Efendi<br />

Hesap 3 İsmail Efendi<br />

Nakış ve Ameliyat-ı<br />

Hayatiye<br />

Resim<br />

Hatt-ı Sülüs ve Nesih<br />

Tarih-i Osmanî<br />

Coğrafya<br />

4<br />

Sıbyân için okutulan<br />

Rüştiye için okutulan<br />

Eliza Meyno<br />

Zalker<br />

Hacı Raşit Efendi<br />

İsmail Efendi<br />

(230)<br />

Ergin, Türk Maarif Tarihi, s., 670.


75<br />

Sıbyân ve Rüştiyelere kız öğretmen yetiştiren Dârülmuallimâtların ders<br />

programlarında ahlâk öğretimi yer almakta ve okutulmaktaydı.<br />

Daha sonraları bu program, 1877 salnamesine göre değiştirilerek 1 2 ve 3.<br />

sınıflara daha değişik dersler konulmuştu. Bu derslerden Mebadi-i Ulum-i diniye 1.<br />

sınıfta vardı. Ahlâk ise programda gözükmemektedir. (231)<br />

Daha sonraları öğretmen okulları olarak faaliyetine devam eden bu eğitimöğretim<br />

kurumları (Dârülmualimât, DarülMuallimîn), bugün Eğitim Fakülteleri<br />

halinde ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarına öğretmen yetiştirmektedirler.<br />

3.5.2.3.3. Dar-ül Fünûn<br />

Tanzimat Dönemi’nde en önemli yüksek öğretim kurumu Dar-ül Fünûn’dur.<br />

198 maddelik Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nin 51 maddelik kısmı dar-ül<br />

fünunla ilgiliydi. Dar-ül Fünûn’un programlarında dini ilimlerden bir arındırma<br />

dikkat çekmektedir.<br />

Dar-ül Fünûn, daha sonraları bünyesinde ilahiyat fakültesinin şekillendiği ve<br />

üzerinde birçok araştırmaların yapıldığı bir yüksek öğretim kurumudur. (232)<br />

Fenler ocağı demek olan bu yüksek öğretim kurumuna Dar-ul Ulüm da<br />

denilirdi. O tarihlerde ilim, din anlamına geldiği için Dar-ul Ulum yerine, Dar-ul<br />

Fünûn, fenler ocağı demişlerdir. (233)<br />

Değişik jurnallerle kapatılıp tekrar açılan Galatasaray Sultânîsinin üst<br />

sınıflarına da kaynaklarda Dar-ul Fünun-i Sultânî denilmekteydi. (234)<br />

Esas Dar’ül Fünûn, 1869 Nizamnamesi ile şekillenmiştir. Nizamnamenin 80.<br />

maddesine göre Dar-ül Fünûn’un üç şubesi vardı;<br />

Dar-ül Fünûn-i Osmanî<br />

1- Hikmet (Felsefe) ve edebiyat şubesi<br />

2- İlm-i Hukuk Şubesi<br />

3- Ulum-ı Tabiiye ve Riyaziye Şubesi<br />

(231)<br />

Ergin, a.g.e., s., 674.<br />

(232)<br />

Geniş bilgi için Bkz. Yılmaz İnci, Tanzimat Döneminde Dar-ül Fünûn (1846-1873),<br />

M.Ü.Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1997, s.,<br />

2-3<br />

(233)<br />

Binbaşıoğlu, Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi, s., 39.<br />

(234)<br />

Ergin, Türk Maarif Tarihi, s., 697.


76<br />

Nizamnamenin 81. maddesine göre ne ilm-i hukuk şubesinde, ne de ulum-ı<br />

Tabiiye ve Riyaziye şubesinde ahlâk derslerine rastlanmamaktadır. Ancak, hikmet<br />

(felsefe) ve edebiyat şubesinde ilm-i ahlâk dersi programda yer almaktaydı. (235)<br />

Yahya Akyüz’ün Türk Eğitim Tarihi isimli eserinde, 1869 nizamnamesine<br />

göre Dar-ül Fünun ve şubeleri ile bu şubelerde okutulan dersler aşağıdaki şemada<br />

gösterilmiştir. (236)<br />

Hikmet (Felsefe) ve<br />

Edebiyat Şubesi<br />

İlm-i terkib-i vücud-i insani<br />

İlm-i ahval-i nefs<br />

Mantık ve maani<br />

Beyan<br />

İlm-i kelam<br />

İlm-i ahlâk<br />

Hukuk-ı tabiiye<br />

İlm-i tarih<br />

Mükemmel Arabi<br />

Farısî<br />

Türkî<br />

Fransızca<br />

Yunan ve Latin lisanlarıyla<br />

bilimum ümmehat-ı elsine<br />

kavaidinin tatbik ve<br />

mukayesesine dair sarf-ı<br />

umumî<br />

İlm-i aruz<br />

Tarih-i umumi<br />

Asâr-ı atika<br />

İlm-i meskûkat<br />

İlm-i Hukuk Şubesi Ulum-ı Tabiiye ve<br />

Riyaziye Şubesi<br />

Fıkh-ı şerifin muamelat<br />

bahsi<br />

Usûl-ı fıkıh<br />

Romalıların hukuku<br />

Fransızların hukuk-ı<br />

adiye kanunnamesi<br />

Hukuk-ı adiyeye<br />

müteallik Usul-i<br />

muhakeme<br />

Ticaret-i berriye ve<br />

bahriye<br />

Ceza kanunname-i<br />

hümayunları<br />

Usul-ı muhakeme-i<br />

cinayet<br />

Hukuk-ı mülkiye<br />

Hukuk-ı milel<br />

Heyet<br />

Hikmet-i Tabiiye<br />

İlm-i kimya<br />

İlm-i tabakat-ül arz<br />

İlm-i meadin<br />

İlm-i nebadat<br />

İlm-i hayvanat<br />

Hendese<br />

Müsellesat<br />

Hendeseni cebire tatbiki<br />

Hendese-i resmiye<br />

Menazır<br />

Hesab-ı tefazuli ve<br />

tamamı<br />

Cerr-i eskalin nazariyat ve<br />

tatbikatı<br />

Tarih-i ulum-ı tabiiye<br />

Riyaziye<br />

Fenn-i tahtit-i arazi<br />

Çizelge 3.5.2.3.3.1. Dâr-ül Fünûn-i Osmanî Şubeleri ve Dersleri<br />

Örgün eğitim başlığı altında ele alınması gereken bir diğer öğretim kurumları<br />

da özel öğretim kurumlarıdır. Bu nedenle özel öğretim kurumları üzerinde de az da<br />

olsa değerlendirmede bulunuyoruz.<br />

(235)<br />

Atay, Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, s., 205.<br />

(236)<br />

Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 189.


77<br />

3.5.3. Özel Öğretim Kurumları<br />

1860’lardan itibaren büyük konaklar kiralanarak açılan özel okullar daha çok<br />

Müslümanlar tarafından açılıyordu.<br />

Gayri Müslimler, kendi açtıkları okulların özel okul statüsünde olmasını<br />

istemiyorlardı. Onlara çok büyük imtiyazlar tanındığı için, özel okul statüsü, onların<br />

istemediği bir uygulama idi.<br />

Cumhuriyetle birlikte azınlık okulları, özel okul statüsüne kavuşturulmuş,<br />

625 sayılı yasa ile de düzenlenmiştir.<br />

Azınlık okulları dışındaki şahısların kurduğu özel okulların bir kısmında<br />

ticari amaç güdülüyordu.<br />

Derneklerin kurduğu özel okullar, daha güvenilir ve daha uzun ömürlü<br />

oluyordu.<br />

Türkiye’de Müslümanlar tarafından kurulan özel okulların en eskisi ve en<br />

süreklisi “Dârüşşafaka”dır.<br />

Bu okullar, genellikle okul binalarının sağlığa, genel ahlâka uygun olması ve<br />

askerlik bakımından bir engel oluşturmaması, okul yöneticisi ve öğretmenler için<br />

gerekli ehliyetnameleri bulundurması, okulda yapılan öğretimin din, ahlâk ve adab<br />

ile devlet yasa ve yönetmeliklerine uygun olması yönlerinden denetlendikleri<br />

bilinmektedir. (237)<br />

Güncel bir yaklaşımla bakıldığında M.E.B.’nin uygulamalarında, bugün<br />

açılmakta olan özel öğretim kurumlarında, kurucuda aranan şartlardan biri de<br />

ahlâken kötü şöhrete sahip olmamaktır. (238)<br />

Denetim amacına bakıldığında, din ve ahlâk adına bir takibin yapılması,<br />

açılması esnasında genel ahlâka uygun olmasına bakılması, tezimizin incelediği alan<br />

bakımından dikkate alınabilecek bir husustur.<br />

(237)<br />

Sivil Eğitimin Batılılaşması s.6, 7, www.egitim.aku.edu.tr<br />

(238)<br />

Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği, Eylül, 1999, Madde 6/1-e


78<br />

3.6. Yaygın Eğitim Kurumlarında Ahlâk Öğretimi<br />

Osmanlı’da örgün eğitim kurumları kadar, hatta bazen daha da fazla yaygın<br />

eğitim kurumları olarak isimlendirdiğimiz Tekke, Zaviye, Hangâh ve diğer eğitim<br />

mekânları faaliyetlerini sürdürmekte, eğitime doğrudan katkı sağlamaktaydı.<br />

Tanzimat Dönemi’nde bu eğitim kurumları, faaliyetlerine devam etmişti.<br />

Tekkelerle ilgili tedbir ve düzenleme amaçlı bazı ıslahatların yapıldığı da olmuştur.<br />

Birçok yerde Tekke, Zaviye, Hangâh birlikte kullanıldığı için biz konuyu Tekkeler<br />

başlığı altında inceleyeceğiz.<br />

3.6.1. Tekkeler<br />

Bir yaygın eğitim kurumu olarak tekkeler kendi bulundukları dönemlerde aktif<br />

ve etkin olmuşlardır.<br />

Medreseler gibi tekkeler de önemli kabul edilen eğitim-öğretim kurumlarıdır.<br />

Bazı dönemler tekkenin bazen de medresenin öne geçtiği oluyordu.<br />

İslam eğitim tarihinde tekke-medrese ilişkisini hemen hemen her dönemde<br />

bulmak mümkündür. (239)<br />

Tasavvuf ehlinin toplanıp zikrettikleri ve kendi usulleriyle ilgili dini<br />

merasimler yaptıkları bina ve müştemilat anlamına gelen tekkeler, geniş anlamda<br />

zaviye, hangâh, dergah ve ribat olarak da isimlendirilmektedir. İlk tekke hicri 150,<br />

miladi 767 civarında Şam yakınlarında kurulmuştur. (240)<br />

Tekkelerde, Tasavvuf’un sabır, cömertlik, takva, tevekkül, vb. erdemlerden<br />

oluşan ahlâki öğretileri (241) bir disiplin ve yaşantı biçiminde veriliyordu. Tekkelerin<br />

etki alanı ise oldukça genişti.<br />

Tekkeleri, imanî ve ahlâki olgunlaşmayı amaçlayan ruh terbiyesi veren eğitim<br />

kurumlarıdır.<br />

(239)<br />

Kazıcı, İslam Eğitim Tarihi, s., 57.<br />

(240)<br />

Krş. Yaşar Nuri Öztürk, Tasavvufun Ruhu ve Tarikatler, Sidre Y., No: 1, Yalçın Ofset,<br />

İstanbul, 1988, s., 89-90.; Baltacı, XV. ve XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, s., 30-<br />

34.; Abdurrahman Güzel, Tekke ve Zaviyelerin İslam Düşüncesindeki Yeri ve İlgası,<br />

Kemalist Atılım Birliği Y. No: 14.; Feryal Matbaacılık San. ve Tic. Ltd., Ankara, 1992, s.,<br />

27.<br />

(241)<br />

Krş. Abdülkerim Kuşeyri, Kuşeyri Risalesi, hazırlayan Süleyman Uludağ, Dergah Y., No:61,<br />

Emek Matbaacılık, 2.Baskı, İstanbul, 1981, s., 302, 323, 360, 404, 455.; Kelabazi, Doğuş<br />

Devrinde Tasavvuf, hazırlayan Süleyman Uludağ, Dergah Y. No: 67, Emek Matbaacılık,<br />

1.Baskı, İstanbul, 1979, s., 143, 151, 205; Krş. Öztürk, Kur’an-ı Kerim ve Sünnete Göre<br />

Tasavvuf, Fatih Yayınevi Matbaası, 1.Baskı, İstanbul, 1979, s., 277-352.


79<br />

“Tekkeler geniş kitlelere hitap ederken öğretimden çok eğitimi amaç<br />

edinmişlerdir. (242)<br />

Padişahlar, tasavvuf erbabının güven ve sevgisini kazanmak için, Tekkelere<br />

birçok yardımlarda bulunmuş ve onları desteklemişlerdir. (243)<br />

Osmanlı’nın insicam ve intizamında önemli bir yer tutan tekkeler, bozulma<br />

dönemlerinde diğer kurumlar gibi müdahalelerden etkilenmiştir. (244) Tanzimat<br />

Dönemi’nde kurulan (1864) Meclis-i Meşayıh ile kısmen rahatlasa bile (245) ,<br />

meşayıhın bazen tevarüs yoluyla ehliyetsiz kişilerin eline geçmeye başlaması vb.<br />

sebepler bu kurumların önce kendi içinde ve daha sonra etkilediği çevrede itibarını<br />

kaybetmeye başlamıştı. (246)<br />

Padişahların, paşaların, devlet adamlarının ve halkın meşayıhın üstün itibarı<br />

karşısında etkilendikleri, tekke ve tarikatlardaki bozulmanın ise gidişatı etkilediği de<br />

yaşanan tarihi bilgiler arasındadır.<br />

Medreseler, tekkeler ve hatta cami kürsüleri zamanlarının fakülte ve<br />

üniversiteleri mesabesindeydiler. (247)<br />

Osmanlı’da ordu, medrese ve tekke devletin ana yapısını oluşturmaktaydı.<br />

“Ordu, nizam ve otoriteyi; medrese, din ve ilmi; tekke, din ve ahlâkı temsil ediyordu.<br />

Birincisi, ordu mensuplarıyla devlet ve idare adamlarını; ikincisi, münevverleri;<br />

üçüncüsü ise, halkı yetiştirmeye, şuurlandırmaya ve devletin gayesine yöneltmeye<br />

çalışıyordu. (248)<br />

Tekkelerin, devrin mektebi, hastanesi, spor yurdu, sanat akademisi, edebiyat<br />

ocağı, fikir ve kültür merkezi olmalarının yanında, dinlenme kampı ve moral kaynağı<br />

oldukları da (249) ifade edilmektedir.<br />

Cumhuriyet dönemine kadar devam eden tekkeler, 30 Kasım 1925’te<br />

kapatılmışlardır. (250)<br />

(242)<br />

Bilgin, Türkiye’de Din Eğitimi ve Liselerde Din Dersleri, Emel Matbaacılık, s., 28.<br />

(243)<br />

Gündüz, Osmanlı’da Devlet-Tekke Münasebeti, s., 153.<br />

(244)<br />

Gündüz, a.g.e., s., 165.<br />

(245)<br />

Gündüz, a.g.e., s., 155.<br />

(246)<br />

Gündüz, a.g.e., s., 169.<br />

(247)<br />

Gündüz, a.g.e., s., 178.<br />

(248)<br />

Gündüz, a.g.e., s., 179.<br />

(249)<br />

Güzel, Tekke ve Zaviyelerin İslam Düşüncesindeki Yeri ve İlgası, s., 34.<br />

(250)<br />

Mumcu – K.Su, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, s., 220.


80<br />

Tekkeler hem bir öğretim kurumu hem de bir eğitim kurumu olarak halkın<br />

yetiştirilmesi, şuurlandırılması, devletin gayesine yöneltilmesi için dini ve ahlâki<br />

yönden eğitim veren kurumlardır. Hatta işleyiş biçimi bakımından tamamen ahlâk<br />

öğretimi kurumu olarak düşünülebilir. Kamil iman ve kamil ahlâk sahibi insan<br />

yetiştirmeyi amaçlayan tasavvufun kurumlaşmasıyla ortaya çıkan tekkeler, ahlâk<br />

eğitimini merkeze alan en önemli ahlâk eğitimi kurumlarıdır.<br />

3.6.2. Diğer Eğitim Mekânları<br />

Medrese, mektep ve tekkelerin dışında Osmanlı’da var olan ve Tanzimat’ta da<br />

devam eden, öğretim adına faaliyet gösteren diğer öğretim mekânları olarak<br />

isimlendirdiğimiz yerlerden bahsetmek gerekir. Zira sistematik olmasa da geleneksel<br />

olarak devam etmiş, İslam eğitim tarihinde halka halka gelen bu faaliyet mekânları<br />

her zaman olmuştur.<br />

Hz. Peygamber (S.A.V) devrinde her şeyin görüşüldüğü en önemli mekân<br />

camilerdi. (251)<br />

İslam eğitim-öğretim tarihine baktığımızda camiler, kütüphaneler, alimlerin<br />

evleri, vezirlerin konakları vb. yerler her devrin özelliğine göre eğitim-öğretim<br />

faaliyetinde bulunmuşlardır. Bazen birer eğitim merkezi olmuş, bazen de eğitime<br />

katkı sağlamışlardır. (252)<br />

İbadet yapılan yerlerdeki din adamları, dini faaliyet dışında o bölge<br />

çocuklarının eğitimi ile de ilgilenirlerdi. Okuma-yazma öğretimi o zamanlarda bu<br />

ibadet yerlerinin görevi olarak kabul edilirdi. Din adamları bütün faaliyetleri okumayazmaya<br />

ayırmaz, ayrıca çocuklara dini kitaplardan bazı ahlâki bilgiler aktarırlardı.<br />

Bu yerler yakın zamana kadar dini okul özelliği göstermişlerdir, denilebilir. (253)<br />

Tanzimat öncesinden gelen bu müesseselerin faaliyetlerine Tanzimat<br />

döneminde de dokunulmamıştır.<br />

İbadet yapılan mekânların dışında kalan yerlerde müzik, şiir ve edebiyata dair<br />

sunumların yanında, din ve ahlâk öğretimi özelliği taşıyan uygulamalardan da<br />

(251)<br />

Bkz. Öztürk, Tasavvufun Ruhu ve Tarikatler, s., 87.; Baltacı, XV. ve XVI. Yüzyıllarda<br />

Osmanlı Medreseleri, s., 25-29.<br />

(252)<br />

Baltacı, a.g.e., s., 34-43.<br />

(253)<br />

Krş. Joseph A. Louwerys, Fatma Varış, Kenet Neff, Mukayeseli Eğitim, Ankara, Ü. Eğt. Fak.<br />

Y. No: 13, Ayyıldız Matbaası, A.Ş., Ankara, 1971, s., 24; Zengin,; Tanzimat Dönemi<br />

Osmanlı Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi, s., 173-180.


81<br />

bahsedilmektedir. Buralarda okutulan kitapların ve takip edilen usulün ahlâk<br />

öğretimine de katkısı oluyordu.<br />

Tanzimat sonrası Cumhuriyet’e kadar devam eden bu öğretim yerlerinin<br />

günümüzde de benzerlerinin varlığından bahsedilebilir.<br />

3.7. Tanzimat Dönemi Yazılı Basının Ahlâk Öğretimine Katkısı<br />

Bu bölümde ahlâkla ilgili olarak kaleme alınan ve okutulan ahlâk kitapları ile<br />

doğrudan ahlâkla ilgili olmadığı halde, ahlâki öğretim sağlayan diğer kitapları ve<br />

gazetelerde günlük çıkan yazılarda ahlâk öğretimi ile ilgili yazıların tespit<br />

edebildiğimiz kadarını aktarmaya çalışacağız.<br />

3.7.1. Ahlâkla İlgili Eserler<br />

3.7.1.1. Ahlâk-ı Âlâî<br />

Selim Sabit Efendi tarafından yazılan Ahlâk-ı Âlâî, Atatürk Üniversitesi<br />

Kütüphanesinde Seyfettin Özege Bölümü 176 demirbaş no ile bulunmaktadır.<br />

Kitabın içinde üç ana bölüm mevcuttur. Baş tarafında hata – sevap cetveli vardır. (254)<br />

3.7.1.2. Risale-i Ahlâk - I<br />

Sıbyâna nasihat için yazılan bir risaledir. Muhammed Sadık Rıfat Paşa<br />

tarafından yazılarak sıbyân mekteplerinde okutulması tavsiye edilmiştir. 30 sayfa<br />

olan risalede bir kısım ahlâki tavsiyelerin yanında, kaçınılması gereken hususlardan<br />

bahsedilmektedir. (255)<br />

3.7.1.3. Risale-i Ahlâk - II<br />

Dârülmuallimîn hocalarından Cevdet Efendinin sıbyân mektepleri için<br />

kaleme aldığı risale ibadet, ilim, riayet, yalan, gıybet, ikiyüzlülük, riyakârlık ve<br />

benzeri konularda kısa açıklamalarda bulunmaktadır. 36 sahifeden ibaret bir<br />

risaledir. (256)<br />

(254)<br />

Krş. Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi. Seyfettin Özege Bölümü, Demirbaş, No: 176.;<br />

Kınalızade Ali Efendi, Ahlâk-ı Alaî, Baskıya hazırlayan Hüseyin Algül, Tercüman 1001<br />

Temel Eser 30, Kervan Kitapçılık A.Ş., İstanbul, T.Y.; Krş. Ayşe Sıddıka Oktay, Ahlâk-ı<br />

Alaî, Kınalızade Ali Efendi, İz Yayıncılık, Şenyıldız Matbaası, İstanbul, 2005.<br />

(255)<br />

Atatürk Ü. Kütüphanesi, Seyfettin Özege Bölümü, Demirbaş, No: 11595.<br />

(256)<br />

Atatürk Ü. Kütüphanesi, Seyfettin Özege Bölümü, Demirbaş, No: 11596.


82<br />

3.7.1.4. Terbiye ve Talim-i Adab ve Nesayihu’l Etfal (1868)<br />

Encümen-i Daniş üyeliği ve Osmanlı devletinde çeşitli idari görevlerde<br />

bulunmuş olan Mısırlı Ethem İbrahim Paşa, bu eserinde çocuklara davranış<br />

kurallarını öğretmeyi, onlara çeşitli konularda öğütler vermeyi amaçlamıştır. Kitap<br />

30 dersten oluşur. Sağlık, temizlik ve ders çalışma ile oyun konularında ilginç<br />

görüşleri vardır. (257)<br />

3.7.1.5.Nuhbetül Etfal (1858)<br />

1274 H. Mekteb-i Tıbbiye doktorlarından Kaymakam, Kayserili Rüşdü Beyin<br />

Nuhbetül Etfal başlığını taşıyan kitabıdır. Elifba cüzünün etkisinde hecelemeye yer<br />

verir……..Çocukların görgü kurallarını öğrenmeleri, genel kültürlerini artırmaları<br />

için cümleler, hikayeler ve şiirler bolca yer alır. (258)<br />

3.7.1.6. Tuhfe-i Vehbi<br />

Kitabın Osmanlıca aslının son bölümünde belirtildiğine göre Muhammed<br />

Vasfinin oğlu Abdulvahap Zihni tarafından beyit şeklinde kısa cümlelerle<br />

yazılmıştır. 56 ara başlık halinde anlatımların yanında Mensenevi-i Acem de kitapta<br />

bulunmaktadır. (259)<br />

Yukarıda aktarılan kitapların tamamı ahlâk öğretimi amaçlı olarak kaleme<br />

alınmış ve bir kısmı ders kitabı olarak okutulmuştur.<br />

3.7.2. Pedagoji Kitaplarında Ahlâk Öğretimi<br />

Ahlâk öğretimi için seçilen ve yazılan kitapların yanında, o dönemde ana<br />

muhtevası ahlâk olmayan ancak örnekler verilirken ahlâkî vurguların yapıldığı kitap<br />

türleri de vardı.<br />

(257)<br />

Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 234.<br />

(258)<br />

Atatürk Ü. Kütüphanesi, Seyfettin Özege Bölümü, Demirbaş, No: 10705.<br />

(259)<br />

Atatürk Ü. Kütüphanesi, Seyfettin Özege Bölümü, Demirbaş, No: 14301.


83<br />

3.7.2.1. Elifba-i Osmanî (1874)<br />

Selim Sabit Efendi tarafından kaleme alınmıştır. Okumada öğrencilerin<br />

bildiği eşya adları esas alınır. İçinde ahlâka ait atasözleri ve Türkçe kıraati ile daha<br />

sonra Kur’an’a geçilirdi. (260)<br />

2.2.2.3. Jimnastik Kitabı (1859)<br />

Miralay Hacı Mustafa Bey (Takvimhane-i Amirede basılmıştır). Medrese<br />

eğitiminde beden terbiyesi tamamıyla ihmal edilmişti. İdman ve riyazet, jimnastik<br />

namı altında mekteplerin programlarında ilk önce Galatasaray lisesinde<br />

uygulanmıştı. Mekteplerde beden terbiyesinin lüzumunu ilk anlayan Hacı Mustafa<br />

Bey’dir. (261)<br />

Hemen hemen tüm eğitim kitaplarında ana konu ile beraber terbiye ve ahlâk<br />

zikredilmiştir.<br />

Amaca ulaşmak için seçilen örnek ve ifadeler ahlâki mesajlar taşıyordu.<br />

3.7.3. Basında Ahlâk Öğretimi<br />

Tanzimat Dönemi’nde basın bazen birinci derecede toplumu yönlendiriyordu.<br />

Hareket noktaları oluşturması bakımından, olumlu ya da olumsuz kamuoyu<br />

oluşturmada ciddi derecede etkili oluyordu.<br />

Özellikle 1860’lı yılları takip eden dönemde büyük ve süratli gelişme<br />

gösteren basın faaliyetleri ile Avrupa siyasi tefekkürü kamuoyuna da intikal etmiş<br />

bulunuyor ve devrin hükümetlerinin icraatları bazı paşa konakları ile kahvehane ve<br />

diğer benzeri yerlerde açıkça konuşuluyor ve münakaşa ediliyordu. (262)<br />

Biz bu başlık altında ne basının bu yönünden ne Ali Suavi’nin cesaretle<br />

yazdığı yazıların yayımlandığı 1867 Muhbir Gazetesi’nden (263) ne de Tanzimat<br />

Dönemi çıkan çocuk dergilerinden (264) bahsedeceğiz.<br />

(260)<br />

Akyüz, a.g.e., s., 234.<br />

(261)<br />

Kansu, Türk Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, s., 161.<br />

(262)<br />

Bkz. Enver Koray, Sultan Abdülaziz’e Karşı Girişilen Bir Suikast Olayı ve Hüseyin Vasfi<br />

Paşa, Belleten LI., Nisan, 1987, T.T.K., T.T.K.Bsm., 1987, Ankara, s., 193.<br />

(263)<br />

Bkz. Ali Suavi, hazırlayan Hüseyin Çelik, Kültür Bakanlığı Y., Keçiören Açık Cezaevi<br />

Matbaası, 1993, s., 8-10.; Krş. Tanzimat 2, s., 869-909.<br />

(264)<br />

Bkz. Hüseyin Şimşek, Tanzimat ve Meşrutiyet Dönemi Çocuk Dergilerinin Eğitim<br />

Açısından İncelenmesi, Ankara Ü., S.B.E., Basılmamış doktora tezi, Ankara, 2002, s., 33-<br />

150.


84<br />

bahsedeceğiz.<br />

Ahlâkla ilgili konuları içeren yayınların bulunduğu yayın organlarından<br />

3.7.3.1. Mecmua-i Fünûn<br />

Kaynak eserlerde belirtildiğine göre, Cemiyet-i İlmiye-i Osmanîye’nin yayın<br />

organı olan Mecmua-i Fünûn’da birçok konuların yanında, bugün bile ilgiyle<br />

okunabilecek Ahlâk ile ilgili yazıların olduğudur. Bu mecmuada ayrıca çocuk<br />

eğitimi üzerinde de duruluyordu. 1882’ye kadar yayın faaliyetine devam etti. (265)<br />

3.7.3.2. Cerîde-i Havâdis<br />

O gün batı ile teması sağlayan ilk özel teşebbüs, İngiliz teba’asından Çorçil’in<br />

(Churchill) çıkardığı ceride-i havadistir. Bu özel gazetenin daha geniş çerçevesine<br />

ilim, Ahlâk ve Edebiyat makaleleri girmeye başladı. denilmektedir. (266)<br />

3.7.3.3. J.J. Roussau Emile<br />

J.J. Roussau’nun Emil adlı kitabını 1865’te Türkçeye çeviren Ziya Paşa’nın<br />

bu tercümesi, bir gazetede (ismi verilmeyen) tefrike edilmiştir. Türk kamuoyunun ilk<br />

defa eğitim görüşlerinden haberdar edildiği bu esere aile terbiyesi hakkında Ziya<br />

Paşa’nın bir giriş yazısı eklenmiştir. (267)<br />

3.7.3.4. Rehnümâ-i Muallimîn-i Sıbyân (1871)<br />

Selim Sabit Efendi tarafından kaleme alınmıştır. (268) Günümüz ilköğretim ve<br />

Kur’an kurslarına metod açısından katkı sağlayacak içeriktedir. Ayrıca ahlâk<br />

öğretiminde, özellikle küçük yaşlarda taklit ve örnek alma yöntemini<br />

vurgulamaktadır. (269)<br />

Tanzimat Dönemi Ahlâk Öğretimi konulu çalışmamızın 3.bölümüne ait yazılı<br />

basında ahlâk öğretimi başlıklı açıklamaları bu kadarla sınırlandırıyoruz.<br />

(265)<br />

Bkz. Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 29-30.<br />

(266)<br />

Ülken, Türkiye’de Çağdaş Eğitim Tarihi, s., 54.<br />

(267)<br />

Binbaşıoğlu, Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi, s., 43.<br />

(268)<br />

Behçet, Kıbrıs Türk Maarif Tarihi, s., 26.<br />

(269)<br />

Geniş Bilgi için Bkz., Buyrukçu, Selim Sabit Efendi’nin Rehnumâ-i Muallimîn’ine<br />

Pedagojik Bir Yaklaşım, Dini Araştırmalar Dergisi, Ocak-Nisan 2002, c.4, sayı 12, s., 7-<br />

30.


85<br />

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM<br />

SONUÇ<br />

Osmanlı Devleti’nin dağılma devrinde gerçekleşen Tanzimat Dönemi’nde<br />

birçok alanda yapısal ve fonksiyonel anlamda Batı’ya açılma ve modernleşme<br />

çalışmaları yapılmıştır. Batı’ya açılma hareketleri eskiyi muhafaza şeklinde<br />

gerçekleştirilmeye çalışıldığı için eski ve yeni ikilemini beraberinde getirdi.<br />

Eğitim alanında da eski-yeni anlayış ve uygulamaları vardı. Tanzimat<br />

öncesinde faaliyet gösteren Osmanlı eğitim kurumlarından Enderun hariç Medrese,<br />

Tekke, Zaviye ve diğer eğitim mekânları faaliyetlerine devam ediyordu.<br />

Osmanlı eğitim kurumunun faaliyetine dokunulmadan Batı tarzı mektepler<br />

açılmıştı. Batı tarzı mekteplerin ders programlarında sosyal ve teknik bilimler öne<br />

çıkmaktaydı. Önceden gelen ve faaliyetleri devam eden eğitim kurumları ise daha<br />

çok dini ağırlıklı bir program takip ediyordu.<br />

Tanzimat Dönemi örgün ve yaygın eğitim kurumlarının tümü ahlâk öğretimi<br />

açısından bir paralellik arzetmiyordu. Mektepler din ağırlıklı bir program<br />

uygulamıyordu. Sıbyân mektepleri, Rüştiye ve İdâdîlerin öğretim programlarında bu<br />

değişimi gözlemlemek mümkündür. Yüksek Öğretimde de kısmen ahlâk öğretimine<br />

yer veriliyordu. Yazılı basında da ahlâkla ilgili yazılar yer almaktaydı.<br />

Tanzimat Dönemi örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ahlâk öğretimi formal<br />

olarak verilmenin yanında Medrese, Tekke, Dergah, Zaviye vb. eğitim mekânlarında<br />

informal olarak bir yaşantı biçiminde de gerçekleşiyordu.<br />

Tarih, eğitim tarihi ve ahlâk tarihi bilgi ve belgeleri çerçevesinde Tanzimat<br />

Dönemi ahlâk öğretimi değerlendirildiğinde şu sonuçlara ulaşmak mümkündür:<br />

1- Tanzimat Dönemi’nde Medrese, Tekke, Zaviye vb. örgün ve yaygın eğitim<br />

kurumlarında ahlâk öğretimine devam edilmiştir.<br />

2- Mekteplerin öğretim programlarında ahlâk öğretimi ders kredi saati olarak<br />

azaltılmıştır.<br />

3- Değişim ve yenileşme süreci doğrultusunda basın-yayında ahlâk öğretimi<br />

üzerine lehte ve aleyhte yazılar yazılmaya devam etmiştir.


86<br />

4- Değişim ve yenileşme hareketleri ve ahlâk öğretimine yansımaları ahlâk<br />

öğretimiyle ilgili bazı endişelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.<br />

Bununla birlikte ağırlıklı olarak Tanzimat Öncesi eğitim-öğretim kurumlarının<br />

faaliyetleri devam ettiğinden benimsenmiş geleneksel bir ahlâk anlayışı yaşanmaya<br />

devam ediyordu.<br />

Tanzimat Dönemi eğitim-öğretim anlayış ve uygulamaları Medrese-mektep<br />

şeklinde ikili (düalist) bir eğitim anlayışının oluşmasına ve yaygınlaşmasına neden<br />

olmuştur. Bu oluşum Cumhuriyet Dönemi Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun<br />

yayımlanmasına kadar devam etmiştir.


87<br />

KAYNAKÇA<br />

Kitaplar<br />

ADIVAR, A. A., Osmanlı Türklerinde İlim, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1943.<br />

AKKUTAY, Ü., Enderun Mektebi, Gazi Üniversitesi. Yayınları, No: 38, Gazi<br />

Üniversitesi Basın-Yayın Yüksek Okulu Basımevi, Ankara,<br />

1984.<br />

AKSEKİ, A. H., İslam Dini (İtikat, İbadet, Ahlâk), Nur Yayınları, No: 79,<br />

Gaye Matbaacılık, 32.Baskı, Ankara, 1983.<br />

AKYÜZ, Y., Türk Eğitim Tarihi, Ankara ÜNİVERSİTESİ Eğitim<br />

Bilimleri Fakültesi Yayınları, Ankara Üniversitesi Basımevi,<br />

Ankara, 1989.<br />

ANTEL, S. C., Tanzimat Maarifi, Maarif Matbaası, İstanbul, 1940.<br />

ATAY, H., Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, Dergah Yayınları,<br />

1.Baskı, İstanbul, 1983.<br />

AYASBEYOĞLU, N., İslamiyet’in Eğitimimize Geçirdiği Değerler ve Kur’an-ı<br />

Kerim’in Eğitim İle İlgili Ayetlerinin Tahlili, Milli Eğitim<br />

Basımevi, İstanbul, 1968.<br />

AYTAÇ, K., Avrupa Eğitim Tarihi, (Antik Çağdan 19.Yüzyıl sonlarına<br />

kadar) Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi<br />

Yayınları, No: 225, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Basımevi,<br />

Ankara, 1980.<br />

BALABAN, M.R., Son Asrın İlim ve Fen Adamlarına Göre İlim, Ahlâk, İman,<br />

Yeni Matbaa, Ankara, 1950, Diyanet İşleri Başkanlığı<br />

Yayınları, 5. Baskı, Ankara, Tarih Yok.<br />

BALTACI, C., XV. ve XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, Marmara<br />

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, No:198,<br />

2.Baskı, İstanbul, 2005. Cilt I-II.<br />

BAYKAL, İ. H., Enderun Mektebi Tarihi, İstanbul Fethi Derneği Neşriyatı<br />

No: 20, Halk Basımevi, İstanbul, 1953.


88<br />

BAYRAKLI, B., Batı Eğitim Sistemleriyle Mukayeseli İslam’da Eğitim,<br />

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, No:<br />

36, 3. Baskı, İlmi Eserler 23, İstanbul, 1989.<br />

BEHÇET, H., Kıbrıs Türk Maarif Tarihi 1571-1968, Birinci Baskı,<br />

Lefkoşa-Kıbrıs, 1969.<br />

BERGSON, H., Les deux sources de la morale et de la religion, Ahlâk ve<br />

Dinin İki Kaynağı, Milli Eğitim Bakanlığı, Fransız Klasikleri<br />

No: 177, Milli Eğitim Basımevi, Üçüncü Basılış, İstanbul,<br />

1967.<br />

BİLGİN, B., İslam’da Çocuk, Akyıldız Matbaası, Diyanet İşleri Başkanlığı<br />

No: 264, Ankara, 1989.<br />

Türkiye’de Din Eğitimi ve Liselerde Din Dersleri, Emel<br />

Matbaacılık Sanayi Limited Şirketi., Ankara, 1980.<br />

BİLGİSEVEN, A. K., Sosyal İlimler Metodolojisi, Filiz Kitabevi, 3.Baskı, İstanbul,<br />

1989.<br />

BİLİM, C. Y., Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma (1839-<br />

1876), Anadolu Üniversitesi Basımevi., Eskişehir, 1984.<br />

Türkiye’de Çağdaş Eğitim Tarihi (1734-1876), Anadolu<br />

Üniversitesi. Yayınları, No: 1348, Eskişehir, 2002.<br />

BİNBAŞIOĞLU, C., Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi, Milli Eğitim Basımevi,<br />

İstanbul, 1995.<br />

BUYRUKÇU, R., Din Görevlisinin Mesleğini Temsil Gücü, Türkiye Diyanet<br />

Vakfı Yayınları, No: 166, Ankara, 1995.<br />

CANAN, M. Z., Ansiklopedik Din ve İnanç Sözlüğü, Fatih Gençlik Vakfı<br />

Matbaa İşletmesi, İstanbul, 1983.<br />

CERDEL, H., Kur’anda İnsan, Isparta, 2000.<br />

CEVDET EFENDİ, Risale-i Ahlâk, Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Bölümü,<br />

11596 Demirbaş Nolu Eser, Erzurum.<br />

CİLACI, O., Dinler ve İnsanlar, Damla Matbaacılık ve Ticaret, Konya,<br />

1990.<br />

Genel Hatlarıyla Dinler Tarihi, Mimoza Yayınları,<br />

Kuzucular Ofset, Konya, 1994.


89<br />

ÇADIRCI, M., Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve<br />

Ekonomik Yapıları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,<br />

1991.<br />

ÇAĞRICI, M, Ahlâkımız, Marifet Yayınları, İstanbul, 1981.<br />

ÇANTAY, H. B., Kur’an-ı Hakim ve Meal-i Kerim, Elif Ofset, Cilt 3, İstanbul,<br />

1979.<br />

ÇELEBİ, A., İslam’da Eğitim Öğretim Tarihi, Tercüme Ali Yardım,<br />

Damla Yayınları, İstanbul, 1976.<br />

ÇELİK, A., Din Eğitimine Tarihsel Yaklaşımlar, Kültür Eğitim Vakfı<br />

Yayınevi, Erzurum, 2001.<br />

ÇELİK, H., Ali Suavi, Kültür Bakanlığı Yayınları, Açık Cezaevi<br />

Matbaası, Ankara, 1993.<br />

ÇELİKKAYA, H., Eğitime Giriş (Pedagojik formasyon amaçlı), Alfa Basım<br />

Yayın Dağıtım 1.Baskı, No: 38, İstanbul, 1997.<br />

ÇUBUKÇU, İ. A., İslam’da Ahlâk ve Manevi Vazifelerimiz, Diyanet İşleri<br />

Başkanlığı Yayınları, Emel Matbaacılık Sanayi ve Ticaret<br />

Limited., Ankara, Tarih Yok.<br />

DAĞ, M., H. R. ÖYMEN, İslam Eğitim Tarihi, Milli Eğitim Basımevi, Ankara,<br />

1974.<br />

DUMAN, M. Z., Kur’an-ı Kerim’de Sosyal Münasebetler ve Adab-ı<br />

Muaşeret, Dilek Matbaası, Konya, 1982.<br />

ERGİN, O., Türk Maarif Tarihi, Eser Matbaası, Eser Kültür Yayınları,<br />

Cilt I-II., İstanbul, 1997.<br />

GÜNDÜZ, İ., Osmanlılarda Devlet-Tekke Münasebetleri, Seha Neşriyat<br />

Anonim Şirketi, İstanbul, 1984.<br />

GÜZEL, A., Tekke ve Zaviyelerin İslam Düşüncesindeki Yeri ve İlgası,<br />

Kemalist Atılım Birliği Yayınları, No: 14, Feryal Matbaacılık,<br />

Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Ankara, 1992.<br />

HAMMER, Büyük Osmanlı Tarihi, Üçdal Neşriyat, Emir Basım Yayın<br />

Pazarlama Limited Şirketi, Cilt-9, İstanbul, 1996.


90<br />

JAN AMOS COMENİUS, Didâctica Manga (Büyük Didaktika), Çeviren Hasip A.<br />

AYTUNA, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Kitapları, No:<br />

93, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 1964.<br />

KAHRAMAN, A., Mukayeseli Dinler Tarihi, Marifet Yayınları, No: 85,<br />

İstanbul, 1993.<br />

KANAD, H. F., Pedagoji Tarihi, Milli Eğitim Bakanlığı, Cilt-1, Milli Eğitim<br />

Basımevi, 3.Basılış, İstanbul, 1948, s., V.<br />

KANDEMİR, Y., Örneklerle İslam Ahlâkı, Nesil Yayınları 3.Baskı, İstanbul,<br />

1982.<br />

KANSU, N. A., Türkiye Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, Muallim<br />

Ahmet Halit Kitaphanesi, İstanbul, 1930.<br />

KARAL, E. Z., Osmanlı Tarihi (Dünya Tarihi), Türk Tarih Kurumu<br />

Yayınları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Cilt-VI, Ankara,<br />

1983.<br />

KARASAR, N., Bilimsel Araştırma Yöntemi, Araştırma Eğitim Danışmanlık<br />

Limited, 6.Basım, Ankara, 1994.<br />

KAYNAR, R., Mustafa Raşit Paşa ve Tanzimat, Türk Tarih Kurumu<br />

Yayınları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 3.Baskı, Ankara,<br />

1991.<br />

KAZICI, Z., Anahatları İle İslam Eğitim Tarihi, Bir Yayıncılık No: 7,<br />

Zafer Matbaası, İstanbul, 1983.<br />

KINALIZADE ALİ EFENDİ, Ahlâk-ı Alâi, Baskıya hazırlayan Hüseyin Algül,<br />

Tercüman 1001 Temel Eser 30, Kervan Kitapçılık, İstanbul,<br />

Tarih Yok.<br />

KELÂBAZİ, Doğuş Devrinde Tasavvuf – Taârruf, hazırlayan Süleyman<br />

Uludağ, Dergah Yayınları, No: 67, 1.Baskı, İstanbul, 1979.<br />

KOÇER, H. A., Türkiye’de Modern Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi (1773-<br />

1923), Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Milli Eğitim<br />

Basımevi, İstanbul, 1992.<br />

KODAMAN, B., Abdülhamit Devri Eğitim Sistemi, Türk Tarih Kurumu<br />

Yayınları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2.Baskı, Ankara,<br />

1991.


91<br />

KOMİSYON, Tanzimat, 1-2, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 3273, Milli<br />

Eğitim Basımevi, İstanbul, 1999.<br />

KORAY, E., Türkiye’nin Çağdaşlaşma Sürecinde Tanzimat, Marmara<br />

Üniversitesi Yayınları, No: 497, İstanbul, 1991.<br />

KUŞEYRİ, A., Kuşeyri Risalesi, hazırlayan Süleyman Uludağ, Dergah<br />

Yayınları, Emek Matbaacılık, 2.Baskı, İstanbul, 1981.<br />

KÜÇÜK, H., V. ERTAN, Cumhuriyet Devrinde Din Eğitimi, Din Müesseseleri ve<br />

Din Alimleri, Türdav Basın Yayım Limited Şirketi., Doyuran<br />

Matbaası, İstanbul, 1976.<br />

LALANDE, A., Kısa Gerekçeli Pratik Ahlâk, Çeviren: Coşkun<br />

Değirmencioğlu, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, No: 2831,<br />

4. Akşam Sanat Okulu Matbaası, 2.Baskı, Ankara, 2003.<br />

LEWİS, B., Modern Türkiye’nin Doğuşu, Çeviren: Metin Kıratlı, Atatürk<br />

Kültür, Dil ve Tarih Kurumu, Türk Tarih Kurumu Basımevi,<br />

4.Baskı, Ankara, 1991.<br />

MERİÇ, C., Saint Simon, İlk Sosyolog, İlk Sosyalist, Yayına hazırlayan<br />

Mehmet Ali Meriç, İletişim Yayınları 271, İstanbul, 1995.<br />

MUHAMMET SADIK RIFAT PAŞA, Risale-i Ahlâk, Atatürk Üniversitesi<br />

Seyfettin Özege Bölümü, 11595 Demirbaş Nolu Eser,<br />

Erzurum.<br />

MUMCU, A., M.K. SU, T.C. İnkılap Tarihi, Milli Eğitim Basımevi, Devlet<br />

Kitapları 5.Baskı, İstanbul, 2001.<br />

MUSTAFA NURİ PAŞA, Netayic’ül – Vuku’at, Kurumları ve Örgütleriyle<br />

Osmanlı Tarihi, Cilt II-IV, Sadeleştiren Neşet Çağatay, Türk<br />

Tarih Kurumu Yayınları, Türk Tarih Kurumu Basımevi,<br />

Ankara, 1980.<br />

OKTAY, A. S., Ahlâk-ı Alaî, Kınalızade Ali Efendi, İz Yayıncılık, No: 463,<br />

Şenyıldız Matbaası, İstanbul, 2005.<br />

ÖZTUNA, Y., Büyük Türkiye Tarihi, Ötüken Yayınevi, İrfan Matbaası, Cilt<br />

10, İstanbul, 1978.<br />

ÖZTÜRK, Y. N., Kur’an-ı Kerim ve Sünnete Göre Tasavvuf, Fatih Yayınevi<br />

Matbaası, 1. Baskı, İstanbul, 1979.


92<br />

Tasavvuf’un Ruhu ve Tarikatler, Sidre Yayınları, No: 1,<br />

Yalçın Ofset, 1.Baskı, İstanbul, 1988.<br />

PAUL, FOULQUIE, Pedagoji Sözlüğü, Sosyal Yayınlar, Türkçe: Cenap Karakaya,<br />

İstanbul, 1994.<br />

RÜŞTÜ BEY, Nuhbet’ül Etfal, Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege<br />

Bölümü, 10705 Demirbaş Nolu Eser, Erzurum.<br />

SELİM SABİT EFENDİ, Ahlâk-i Alai, Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege<br />

Bölümü, 176 Demirbaş Nolu Eser, Erzurum.<br />

ŞAPOLYO, E. B., Ahlâk Tarihi, İstiklal Matbaası, Ticaret Yüksek Öğretmen<br />

Okulu Yayınları, No:5, Ankara, 1960.<br />

TAPLAMACIOĞLU, M., Karşılaştırmalı Dinler Tarihi, Güneş Matbaası, Ticaret<br />

Anonim Şirketi, Ankara, 1966.<br />

TEKELİ, İ., S. İLKİN, Osmanlı İmparatorluğu’nda Eğitim ve Bilgi Üreten<br />

Sistemin Oluşumu ve Dönüşümü, Atatürk Kültür Dil ve<br />

Tarih Kurumu., Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1993.<br />

TOZLU, N., Eğitim Felsefesi, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, No: 2823,<br />

4. Akşam Sanat Okulu Matbaası, Ankara, 2003.<br />

TUNCER, H., Tanzimat Edebiyatı, Akademi Kitabevi, 3.Baskı, İzmir, 1996.<br />

TÜRKDOĞAN, O., Bilimsel Değerlendirme ve Araştırma Metodolojisi, Milli<br />

Eğitim Bakanlığı Yayınları, No: 869, Milli Eğitim Basımevi,<br />

İstanbul, 1995.<br />

ÜÇYİĞİT, E., Batı ve Doğu Medeniyetleri Arasında Tarih Boyunca<br />

Türkiye’de Milliyet, Din ve Devrim, Din ve Biz, İş<br />

Matbaacılık ve Ticaret, 1.Kitap, Ankara, 1968, s., 118.<br />

ÜLKEN, H. Z., Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi, Ülken Yayınları<br />

4.Baskı, İstanbul, 1994.<br />

ÜSTÜN, A. E., TORRAKÇI, E. NURAL, H. DEMİRTAŞ, İ. ÇINAR, M.<br />

ÜSTÜNER, M. URAS, N. KONAN, S. ÖZTÜRK, Z.D.<br />

YÖNTEM, Eğitim Üzerine, Ütopya Yayınları, No: 73,<br />

Matbaası, Ankara, 2002, s., 120.


93<br />

VARIŞ, F. Ve J. A. LOUWERYS, K. NEFF, Mukayeseli Eğitim, Ankara<br />

Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları,. No: 3, Ayyıldız<br />

Matbaası Anonim Şirketi, Ankara, 1971.<br />

WHİTE, H.Z., The Aims of Education (Eğitimin Gayeleri) Çeviren: Sofi<br />

HURİ, Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal İlimler Komisyon<br />

Yayınları, Milli Eğitim Basımevi., İstanbul, 1971.<br />

WİLSON, H. E., İlhan Başgöz, Türkiye Cumhuriyet’inde Milli Eğitim ve<br />

Atatürk, Dost Yayınları, Ankara, 1968.<br />

YAKIT, İ., Türk-İslam Kültüründe Ebced Hesabı ve Tarih Düşürme,<br />

Ötüken yayınevi No: 245, İstanbul, 1992.<br />

YALTKAYA, M. Ş., Tanzimat’tan Evvel ve Sonra Medreseler, Maarif Matbaası,<br />

İstanbul, 1940.<br />

YINANÇ, M. H., Tanzimat’tan Meşrutiyet’e Kadar Bizde Tarihçilik, Maarif<br />

Matbaası, İstanbul, 1940.<br />

YÜCEL, Y., A. SEVİM, Türkiye Tarihi, Cilt IV, Atatürk Kültür ve Dil Tarih<br />

Kurumu, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1992.<br />

ZERNUCİ, B., Ta’limül Mutaallim, Tercüme ve Şerh, Yunus Vehbi<br />

YAVUZ, Çağrı Yayınları 22, Son Akın Ofset, İstanbul, 1980.<br />

ZİHNİ, A., (Trabzonlu Muhammet Vasfi’nin Oğlu) Tuhfe-i Vehbi,<br />

Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Bölümü, 14301<br />

Demirbaş Nolu Eser, Erzurum.


94<br />

Makaleler<br />

AKINCI, A., İnsanın Anlam Arayışında Din Temeline Dayalı Ahlâki<br />

Değerler ve Ahlâk Eğitimi, Tabula Rasa, Yıl 4, Sayı 12,<br />

(Eylül-Aralık) Tuğra Matbaası, Isparta-2004.<br />

BUYRUKÇU, R., Selim Sabit Efendi’nin Rehnumâ-i Muallimîn’ine Pedagojik<br />

Bir Yaklaşım, Dini Araştırmalar Dergisi, c.4, sayı 12 (Ocak-<br />

Nisan) Ankara, 2002, s.7-30<br />

ÇADIRCI, M., Tanzimat’ın İlanı Sırasında Türkiye’de Yönetim (1826-1839)<br />

Belleten LI, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Sayı 201, Aralık<br />

1987, Ankara 1988, s., 1215-1240.<br />

ÇAĞATAY, N., Türk Yüksek Öğretim Tarihine Genel Bir Bakış, Belleten,<br />

LIV, Türk Tarih Kurumu, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Sayı<br />

211, Aralık-1991, s., 1211.<br />

KORAY, E., Sultan Abdülaziz’e Karşı Girişilen Bir Suikast Olayı ve<br />

Hüseyin Vasfi, Belleten, LI, Nisan, 1987, Türk Tarih Kurumu,<br />

Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1987, Ankara, s., 193.<br />

KURT, İ., Bir Toplumun Eğitim Felsefesinin Oluşmasında Din ve Ahlâk<br />

Etkisi, M.E.B. Din Öğretimi Dergisi, Sayı 35, Temmuz-<br />

Ağustos, 1992.<br />

TOZLU, N., Eğitim Felsefemizin Temel Prensipleri Üzerine, Eğitim<br />

Dergisi, Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Eğitim Basımevi, Ekim-<br />

Kasım-Aralık, 1993, sayı: 6, Ankara, 1993, s., 76-78.<br />

YAKIT, İ., Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,<br />

Yüksek Lisans Ders Notları, 1995.<br />

YAZICI, N., Osmanlı Son Döneminde Libya’da Türk Dilinin Öğretimi<br />

Üzerine Bazı Gözlemler, Belleten LIX, Türk Tarih Kurumu,<br />

Türk Tarih Kurumu Basımevi, Sayı 224, Nisan 1995, s., 124.<br />

YILMAZ, B., Okuma Alışkanlığında Öğretmenlerin Rolü, Eğitim Dergisi,<br />

Nisan-Mayıs-Haziran, Sayı 2, Milli Eğitim Bakanlığı, Milli<br />

Eğitim Basımevi., Ankara, 1992, s., 5.


95<br />

DİĞERLER<br />

İnternet Kaynakları<br />

www.egitim.oku.edu.tr sivil eğitim ve sivil eğitimin batılaşması.<br />

www.yetenek.com 1856-1879 döneminde Osmanlı Milli Eğitim Sisteminde<br />

Reform Çalışmalarının Yapısı ve Seyri.<br />

Tezler<br />

EFE, A.,<br />

İNCİ, Y.,<br />

ŞİMŞEK, H.,<br />

ZENGİN, Z. S.,<br />

Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e İslamcılar (1908’den 1923’e),<br />

Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış<br />

Doktora Tezi, Bursa, 2002.<br />

Tanzimat Döneminde Dar-ül Fünûn (1846-1873), Marmara<br />

Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Basılmamış<br />

Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1997.<br />

Tanzimat ve Meşrutiyet Dönemi Çocuk Dergilerinin<br />

Eğitim Açısından İncelenmesi, Ankara Üniversitesi Sosyal<br />

Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara, 2002.<br />

Tanzimat Döneminde Örgün Eğitim Kurumlarında Din<br />

Eğitimi ve Öğretimi (1839-1976), Erciyes Üniversitesi Sosyal<br />

Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, Kayseri, 1997.<br />

Yönetmelikler<br />

- Maarif-i Umumiye Nizamnamesi, Matbaa-ı Amire, Düstur II, 1.tertip,<br />

İstanbul, 1286, s., 184-219.<br />

- M.E.B. Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği, Eylül, 1999.


96<br />

ÖZGEÇMİŞ<br />

Kişisel Bilgiler :<br />

Adı Soyadı<br />

Doğum Yeri<br />

: Mehmet GENÇCAN<br />

: Çaykara<br />

Doğum Yılı : 01/01/1962<br />

Medeni Hali<br />

: Evli<br />

Eğitim Durumu :<br />

Lise<br />

Lisans<br />

Yüksek Lisans<br />

: 1980 – Trabzon İmam Hatip Lisesi<br />

: 1986 – Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi<br />

: 2005 – 2006 Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Sosyal Bilimler<br />

Enstitüsü<br />

Yabancı Diller :<br />

1. İngilizce : İyi Derecede<br />

2. Arapça : İyi Derecede<br />

İş Deneyimi :<br />

3 Yıl : İmam Hatip Liselerinde Meslek Dersleri Öğretmenliği<br />

7 Yıl : Özel Kolejlerde (Lise, Anadolu Lisesi, Fen Lisesi) Müdürlük<br />

ve Genel Müdürlük

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!