Download (751Kb) - Süleyman Demirel Ãniversitesi
Download (751Kb) - Süleyman Demirel Ãniversitesi
Download (751Kb) - Süleyman Demirel Ãniversitesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
1<br />
GİRİŞ<br />
I- Araştırmanın Konusu<br />
Osmanlı Devleti’nin tarihi dönemlerine baktığımızda kuruluşundan itibaren<br />
Yükselme, Duraklama, Gerileme ve Dağılma dönemlerini geçirmiş olduğunu<br />
görürüz.<br />
Tanzimat, Osmanlı’nın tarihi seyri içinde dağılma dönemine rastlayan önemli<br />
bir kesittir.<br />
Osmanlı Medeniyeti’nin oluşmasında en büyük pay eğitime aittir.<br />
Eğitim-öğretim alanında, Tanzimat öncesi başlayan yenileşme hareketleri ile<br />
Tanzimat Dönemi’nde mevcutların yanında, Batı tarzı mektepler de açılmış,<br />
kurumsallaşma başlamıştır. Bu uygulama ikili bir eğitim anlayışına zemin<br />
hazırlamıştır.<br />
Kurumsallaşma sürecinde sık sık eğitim-öğretimle ilgili yeni düzenlemeler<br />
yapılmış, çeşitli layihalar yayımlanmıştır.<br />
Konumuz, 1839-1876 yılları arasında eğitim-öğretimin geçirdiği değişikliklerle<br />
oluşan yeni eğitim kurumları ile önceden açılmış olan örgün ve yaygın eğitim<br />
kurumlarındaki formal ve informal ahlâk öğretiminin, öğretim unsurları itibariyle<br />
belirlenmesi ve değerlendirilmesidir.<br />
II- Araştırmanın Amacı<br />
Araştırmanın amacı, Tanzimat Dönemi ikili (düalist) bir anlayışın yaşandığı,<br />
eğitim-öğretim uygulamalarındaki etkileşimi ortaya koymaktır.<br />
Araştırmada bu amaca yönelik olarak:<br />
1- Bu dönemde yapılan yeni düzenlemeler arasında ahlâk öğretiminin yer alışı<br />
ve önemi nedir? Yahut ahlâk öğretimine hususi bir tavır alış göze<br />
çarpmakta mıdır?<br />
2- Tanzimat Dönemi ahlâk eğitim anlayış ve uygulamalarının günümüz ahlâk<br />
öğretimine etkisi olmuş mudur?<br />
3- Tanzimat Dönemi’nde ahlâk öğretimi ihmal edilerek kendi kaderine mi<br />
terkedilmiştir?<br />
Araştırmamız esnasında bu sorulara cevap aranmıştır.
2<br />
III- Araştırmanın Önemi<br />
Bir hususun açıklığa kavuşturulabilmesi ve doğru bir veriye ulaşılması<br />
öncelikle sebep-sonuç ilişkisinin iyi okunabilmesi ile mümkündür. Tarihi olaylar<br />
ders çıkartılan ya da izinden gidilerek rehber alınan önemli parametreler içerirler.<br />
Türk eğitim tarihi açısından Tanzimat Dönemi eğitim anlayış uygulamaları,<br />
günümüz eğitim sistemini değerlendirmede önemli bilgi özelliği taşımaktadır.<br />
Çalışmamız Tanzimat dönemindeki eğitimde yenileşme hareketlerinin eğitim<br />
ve ahlâk öğretimi alanında bir değişim ve gelişme olup olmadığını kısmen de olsa<br />
ortaya koyması açısından önem arzetmektedir.<br />
Dini ve milli değerlerin millet olma duygu, düşünce ve şuurunun kazanılması<br />
ve korunmasında etkin olduğu bilinmektedir. Bu değerler bilinir, inanılır ve yaşanırsa<br />
milletin birlik beraberliği ve bekası için anlam ifade eder. Ahlâk öğretimi bu<br />
değerlerin kazanılmasında önemli rol üstlenir.<br />
Bu çalışma belirli bir dönemin, özellikle yenileşme sürecinin başlangıcı olan<br />
Tanzimat’ın ahlâk öğretiminin değerlendirilmesi açısından önem arzetmektedir.<br />
Çalışmanın sonucunda olumlu olumsuz yönleriyle tarihi bir süreç değerlendirilmiş<br />
olacak ve günümüze yansımaları belirlenecektir. Çalışma bu yönüyle de büyük bir<br />
önem arzetmektedir.<br />
IV. Sınırlılıklar<br />
Tanzimat dönemi eğitim-öğretimde sistematik bir yapılanmadan bahsetmek<br />
zordur. O dönemde ahlâk öğretimi, okutulan kitap ve okutan müderrisin ismiyle<br />
tanımlandığı için çalışmamızda öğretim programı ele alınmamıştır.<br />
Çalışmamız, 1839-1876 yılları arası örgün ve yaygın eğitim kurumları ve<br />
basında ahlâk öğretiminin kurumsallaşma sürecinin nitelik ve nicelik itibariyle<br />
değerlendirilmesiyle sınırlıdır.<br />
V- İçerik<br />
Çalışmamızın içeriğinde giriş bölümü ile birlikte beş bölüm bulunmaktadır.<br />
Giriş bölümünde metodolojiyle ilgili bilgiler yanında, benzer çalışmaları<br />
üzerinde durulmakta ve kaynaklar hakkında bilgi verilmektedir.
3<br />
Birinci bölümde, tarihi bir çalışma olması münasebetiyle dönemin karakteristik<br />
özellikleri hakkında genel bilgiler verilmektedir.<br />
İkinci bölümde, çalışmamıza katkı sağlayacağını umduğumuz, eğitim-öğretim,<br />
din-ahlâk ilişkisi, ahlâk öğretimi gibi temel kavramlar hakkında açıklamalar<br />
yapılmaktadır.<br />
Üçüncü bölümde, Tanzimat döneminde eğitim alanında yapılan yeniliklere ve<br />
kurumsal yapılanmalara değinilerek, örgün ve yaygın eğitim kurumları ile yazılı<br />
basında ahlâk öğretimi hususunda değerlendirmeler yapılmaktadır.<br />
Dördüncü bölümde sonuç yer almaktadır. Bu bölümde ayrıca ekler ve kaynakça<br />
sıralanmaktadır.<br />
VI. Bu Konuda Yapılan Benzer Çalışmalar<br />
Yapılan araştırmalar sonucu, Tanzimat dönemi çeşitli özellikler itibariyle<br />
bilimsel araştırma konusu yapılmış olmasına rağmen ahlâk öğretimi üzerinde<br />
yapılmış bilimsel bir çalışmaya rastlanmamıştır.<br />
VII. Yöntem ve Teknikler<br />
Her bilimin kendine özgü bir yöntemi vardır. Sosyal Bilimlerde problem<br />
alanlarına göre çeşitli araştırma metod ve tekniklerini güvenilir ve geçerli bilgi<br />
toplama teknikleri ile aynı şekilde toplanan verilerin belirlenen ilkeler çerçevesinde<br />
işlenmesi esas alınarak, problem ve alanlarına göre çeşitli yöntemler kullanmak<br />
mümkündür.<br />
Araştırmaya başlamadan önce sosyal ilimler metodolojisiyle ilgili kaynak<br />
eserler okuyarak bilgi edinilmeye çalışılmış, alanın uzmanlarının görüşünden<br />
faydalanılmıştır. (1)<br />
Araştırmanın bilgi ve belgelerini toplamada tarihi metot<br />
kullanılmış hazır bilgiden faydalanılmıştır. (2) Elde edilen bilgi ve belgeler ise<br />
yorumlama metoduyla değerlendirilmiştir.<br />
Tarihi bir çalışma olmasından dolayı ulaşılabilen bilgi ve belgeler, her türlü<br />
kaynaklar ile süreli yayın ve arşiv tarama tekniği (3) , karşılaştırma (4) yöntemi<br />
uygulanarak değerlendirilmeye ve yorumlandırılmaya çalışılmıştır.<br />
(1) Bkz. Amiran Kurtkan Bilgiseven, Sosyal İlimler Metodolojisi, Filiz Kitabevi, 3.Baskı İstanbul,<br />
1989, s., 240-242.<br />
(2)<br />
Bkz. Orhan Türkdoğan, Bilimsel Değerlendirme ve Araştırma Metodolojisi, M.E.B. Bsm.,<br />
İstanbul, 1995, s., 168.<br />
(3) Bkz. Niyazi Karasar, Bilimsel Araştırma Yöntemi, Araştırma Eğitim Danışmanlık Ltd., 6.Basım,<br />
Ankara, 1994, s., 70-80; Orhan Türkdoğan Bilimsel Değerlendirme ve Araştırma<br />
Metodolojisi, s., 167-168.<br />
(4) İsmail Yakıt, Yüksek Lisans ders notları, Isparta, 1995.
4<br />
Tarihi nakillerde nesnelliği korurken, yeri geldiğinde uygun yorum ve<br />
açıklamalar yapılarak, şema ve çizelgelerle de öznel yaklaşımlarda bulunulmuştur.<br />
VIII. Araştırmanın Kaynakları<br />
Tanzimat Dönemi kaleme alınan ahlâk kitapları ile Maarif-i Umumiye<br />
Nizamnamesinin orijinali dışında konuya açıklık getiren kaynaklar daha ziyade<br />
Tanzimat sonrasında 1839-1876 yıllarını konu alan eserlerden oluşmaktadır.<br />
Araştırmanın kaynakları, metodoloji ile ilgili çalışmalar, genel tarih, eğitim<br />
tarihi, ahlâk tarihi, süreli yayınlar, doktora ve yüksek lisans çalışmaları, internet<br />
üzerinden yayımlanan bilgiler, yönetmelikler ve konuyla ilgili açıklamalar ihtiva<br />
eden diğer eserlerden oluşmaktadır.<br />
1- Metodoloji : Orhan Türkdoğan’ın Bilimsel Değerlendirme ve Araştırma<br />
Metodolojisi, Amiran Kurtkan Bilgiseven’in Sosyal İlimler Metodolojisi, Niyazi<br />
Karasar’ın Bilimsel Araştırma Yöntemi ve İsmail Yakıt’ın Yüksek Lisans Ders<br />
Notlarından yararlanılmıştır.<br />
2- Genel Tarih : Yılmaz Öztuna’nın, “Büyük Türkiye Tarihi”; Hammer’in,<br />
“Büyük Osmanlı Tarihi”; Yaşar Yücel ve Ali Sevim’in “Türkiye Tarihi” ve bölüm<br />
olarak tarih bilgisi veren bazı eserler.<br />
3- Eğitim Tarihi : Osman Ergin’in, “Türk Maarif Tarihi”; Yahya Akyüz’ün,<br />
“Türk Eğitim Tarihi”; Cavit Binbaşıoğlu’nun, “Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi”;<br />
Nafı Atuf Kansu’nun, “Türk Eğitim Tarihi Hakkında Bir Deneme”; Hüseyin Atay’ın,<br />
“Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi”; Sadrettin Celal Antel’in, “Tanzimat Maarifi”;<br />
Ahmet Çelebi’nin, “İslam’da Eğitim Tarihi”; Cahit Yalçınbilim’in, “Türk Eğitiminde<br />
Çağdaşlaşma”; Cahit Baltacı’nın, “15. ve 16. yy.larda Osmanlı Medreseleri” ve<br />
konuya yakınlığı olan Tanzimat başlıklı diğer eserler.<br />
4- Ahlâk Tarihi ve Dinler Tarihi : Enver Behnan Şapolyo’nun, “Ahlâk<br />
Tarihi”; Mehmet Taplamacıoğlu, Osman Cilacı, Ahmet Kahraman’ın, “Dinler<br />
Tarihi” ile ilgili eserler.<br />
5- Süreli Yayınlar : Belleten, Eğitim Dergisi, Dinî Araştırmalar, Din Öğretimi<br />
Dergisi ve Tabula Rasa gibi yayınlar.
5<br />
6- Doktora ve Yüksek Lisans : Zeki Salih Zengin’in, “Tanzimat Dönemi<br />
Osmanlı Örgün Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi” konulu doktora<br />
çalışması; Adem Efe’nin, “Meşrutiyetten Cumhuriyet’e İslamcılar ve Modernleşme”<br />
konulu doktorası; Yılmaz İnci’nin, “Tanzimat Döneminde Dar’ül Fünûn” konulu<br />
yüksek lisans çalışması ve Tanzimat’la ilgili bazı çalışmalar.<br />
7- İnternet adresinden Tanzimat ve Tanzimat Eğitimi Konulu Tarama ve<br />
M.E.B. Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği’ne başvurulmuştur.<br />
8- Ayrıca Tanzimat, eğitim-öğretim, ahlâk başlıklı ve muhtevalı diğer<br />
çalışmalardan yararlanılmıştır.
6<br />
istenmiştir.<br />
1. Tanzimat Dönemi Tarihçe<br />
BİRİNCİ BÖLÜM<br />
TANZİMAT DÖNEMİ TARİHÇE<br />
Tanzimat Dönemi modernleşme çalışmaları her alanda uygulanmak<br />
Tanzimat dönemi eğitiminin daha iyi anlaşılabilmesi için eğitim-öğretim<br />
dışındaki gelişmeleri de gözlemlemek gerekmektedir.<br />
Çalışmamızın bu bölümünde Tanzimat Öncesi, Tanzimat Dönemi, Tanzimat<br />
Sonrası Dönem genel olarak incelenmenin yanında Tanzimat Dönemi muasır ahlâk<br />
telakkilere de değinilmektedir.<br />
1.1. Tarihi Açıdan Tanzimat Öncesi Dönem<br />
Kanuni ile en parlak dönemini yaşayan Osmanlı, 15. ve 16. yüzyıllardan sonra<br />
sıkıntılı günlerin habercisi olan Çöküş Dönemine doğru gitmeye başlamıştır.<br />
Gerileme Dönemi ıslahat hareketleri II.Mahmut ve III.Selim’in gayretleriyle<br />
başlatılmıştır. “Batılılaşma politikasına ilk bilinçli teşebbüs -yani Batı Avrupa<br />
uygarlığından seçilmiş bazı unsurların taklidine ve benimsenmesine doğru ilk bilinçli<br />
adım- 18.yy. başlarında” (5) atılmıştır.<br />
Coğrafi Keşifler, ekonomik alanda bozulmalar, yönetimdeki eksiklikler ıslahat<br />
çalışmalarını sağlamış, askeri yenilgi, çıkış kapısı olarak askeri alanda yenilenmeyi,<br />
beraberinde modernleşme çalışmalarını getirmiş ve Avrupa’yla yakınlaşma<br />
gerçekleşmiştir. Sistematik batılılaşma III.Selim ve II.Mahmut dönemindeki<br />
modernleşme girişimleriyle gerçekleşmiştir. (6)<br />
1826’da Vak’a-ı Hayriye ile gelen batılılaşma hareketlerinde, askeri saha,<br />
devlet teşkilatı sahası, içtimai saha, kültürel saha, eğitim sahası, ekonomik saha,<br />
sağlıkla ilgili saha (7) daha sonra gerçekleşecek olan Tanzimat icraatlarının genel<br />
çerçevesinin kapsamı sayılabilir.<br />
Tanzimat dönemi öncesinde askeri alandaki yenilikler yönetime de yansımıştır.<br />
Eyalet, sancak (mütesellimlik), voyvodalık, ayanlık ve muhtarlık, defter nazırlığı gibi<br />
uygulamalar o dönemin yönetim anlayışlarındandı. (8)<br />
Bütün bu arayış ve çıkışlar radikal değişikliklerin yapıldığı Tanzimat’ın<br />
oluşmasında önemli ön hazırlık çalışmaları olarak gözükmektedir.<br />
(5) Bkz. Bernard Levis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, Çev. Metin Kıratlı, A.K.D. ve T.K.Y., T.T.K.<br />
Bsm., 4.Baskı, Ankara, 1991, s., 46.<br />
(6) Bkz Adem Efe, Meşrutiyetten Cumhuriyet’e İslamcılar ve Modernleşme, Uludağ Ünv. S.B.E.F.<br />
ve D.B.A. Basılmamış Doktora Tezi Bursa, 2002, s., 12-29.<br />
(7) Bkz. Tanzimat 1, Komisyon, M.E.B.Y., No: 3273, M.E.B. Bsm., İstanbul, 1999, s., 28-29.<br />
(8) Geniş bilgi için bkz. Musa Çadırcı, Tanzimat’ın İlanı Sırasında Türkiye’de Yönetim (1826-1839),<br />
Belleten LI, T.T.K.Y., T.T.K. Bsm., Sayı 201, s., 1215-1240.
7<br />
1.2. Tarihi Açıdan Tanzimat Dönemi<br />
Abdülmecit’in tahta çıkmasıyla ilan edilen Tanzimat Fermanı Osmanlı’da yeni<br />
bir dönemin başlamasını sağlamıştır. Tanzimat öncesi III.Selim ve II.Mahmut<br />
döneminde yapılmak istenenler bu dönemde kurumsallaşarak uygulanmaya<br />
başlamıştır.<br />
Düzenlemeler ve düzeltmeler anlamına gelen Tanzimat, Osmanlı Devlet<br />
yapısındaki devlet-toplum ilişkilerindeki düzeltmeleri ifade eder. (9) Bu dönemin en<br />
önemli mimarı Mustafa Reşit Paşa kabul edilmektedir. (10) Bu dönemde Tanzimat<br />
Fermanı ise eğitimle ilgili olmayan siyasi bir belge niteliğindedir. (11)<br />
Bu dönemde sivil yönetim, kişilik hakları, arazi gelirleri, vergiler, cizye<br />
kanunu, yönetim, askeri durum, mali durum, dış ilişkiler sahasında da düzenlemelere<br />
gidilmiştir. (12) Ayrıca harici ticaret siyaseti, tababet, fikri hareketler maarif ile ilgili<br />
düzenlemeler ve düzenlemelerin ıslahına yönelik çalışmalar yapılmıştır. (13)<br />
dönemin en önemli düzenlemelerinden biri de Adalet Teşkilatı ile ilgilidir. Mecelle<br />
1870 yıllarında yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir. (14)<br />
“Edebiyattan düşünceye, düşünceden hayat tarzına varıncaya kadar batı<br />
usulüne uygun davranılmaya başlanmış ve kurtuluşun bu modelle gerçekleşeceği<br />
fikri gelişmiştir. (15) ” Tanzimat Dönemi için geçiş ve buhran dönemi (16) ifadesinin<br />
yanında eski ile yeniyi karşı karşıya getiren (ikilik devri) ifadesini kullananlar da<br />
vardır. (17)<br />
(9) Hüseyin Tuncer, Tanzimat Edebiyatı, Akademi Kitabevi, 3.Baskı, İzmir, 1996, s., 6.<br />
(10) Krş. Reşat Kaynar, Mustafa Reşat Paşa ve Tanzimat, T.T.K.Y., T.T.K. Bsm., Ankara, 1991,<br />
s., 99-129; Yaşar Yücel – Ali Sevim, Türkiye Tarihi c. 4, A.K. ve D.T.K., T.T.K. Bsm.,<br />
Ankara, 1992, s., 245.<br />
(11)<br />
Bayram Kodaman, Abdülhamit Devri Eğitim Sistemi, T.T.K.Y., T.T.K.Bsm., 2.Baskı,<br />
Ankara, 1991, s., 8.<br />
(12) Krş., Mustafa Nuri Paşa, Netayic’ül-Vukuat, Kurumları ve Örgütleri ile Osmanlı Tarihi, c.<br />
III-IV, Sad. Neşet Çağatay, T.T.K.Y.Bsm., Ankara, 1980, s., 287-310.; Krs. Musa Çadırcı,<br />
Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapıları, T.T.K.Y.,<br />
T.T.K.Bsm., Ankara, 1991, s., 173-203.; Krş., Adem Efe, Meşrutiyetten Cumhuriyet’e<br />
İslamcılar ve Modernleşme, Uludağ Ünv. S.B.E. Basılmamış doktora tezi, Bursa, 2002. s.,<br />
29-53.<br />
(13) Bkz. Mükrimin Halil Yınanç, Tanzimat’tan Meşrutiyet’e Kadar Bizde Tarihçilik, Maarif<br />
Matbaası, 1940, baştan sona.<br />
(14)<br />
Bkz.,Yılmaz Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, c. 10, Ötüken Yayınevi, İstanbul, 1978, s., 376-<br />
377.; Tanzimat 1, Komisyon, M.E.B.Y., İstanbul, 1999, s., 221-232.; Adem Efe,<br />
Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e İslamcılar, s., 36-39.<br />
(15) İsmail Yakıt, Türk-İslam Kültüründe Ebced Hesabı ve Tarih Düşürme, Ötüken Yayınevi,<br />
No: 245, İstanbul, 1992, s., 233.<br />
(16) Hilmi Ziya Ülken, Çağdaş Düşünce Tarihi, Ülken Yayınları, Kent Basımevi, 4.Baskı, İstanbul,<br />
(17)<br />
1994, s., 56.<br />
Krş., Ülken, Çağdaş Düşünce Tarihi, s.,76; Mustafa Ergün, Atatürk Devri Türk Eğitimi,<br />
Ankara Ünv. D.T.C.F.Y. No: 325, Ankara, Üniv. Bsm., Ankara, 1992, s., 45.<br />
Bu
8<br />
Batı’ya açılma ve yeniliklerin transferi olarak tanımlanan Tanzimat<br />
Dönemi’nde en belirgin yenileşme hareketleri eğitim-öğretim alanında kendini<br />
göstermiştir.<br />
Yenileşme ve gelişme hareketlerinin başlatılmasında Abdülaziz ve<br />
Abdülmecit’in icraatları önemli yer alır. (18)<br />
Ziyazeddin Fahri Fındıkoğlu Tanzimat’ın sınırlarını 1839’dan biraz önceye,<br />
biraz sonraya, hatta 1908’e kadar olan devre olarak kabul eder. (19) Tanzimat için en<br />
yaygın kullanılan ise 1839-1876 tarihleri arası uygulamalarıdır.<br />
1.3. Tanzimat Sonrası Dönem<br />
1876’da Abdülaziz’den sonra kısa süren bir dönemde V.Murat ve yine aynı yıl<br />
II.Abdülhamit’in (1876-1909) tahta çıkması gerçekleşti.<br />
Tanzimat sonrası için, Mutlakiyet dönemi (1878-1908) tanımı kullanılmaktadır.<br />
1877’de ilk parlamentonun kurulmasıyla I.Meşrutiyet de doğmuş oldu.<br />
Bu dönemin eğitim sisteminde kantitatif ve kalitatif bir gelişmenin olamadığı,<br />
sadece din ve ahlâk derslerinin saatlerinin artırıldığı göze çarpmaktadır. (20) Öyle ki,<br />
1891 yılında Mülkiye Mekteplerinin müfredatında 3.sınıf hariç 1-2-4-5-6-7. sınıflara<br />
ahlâk dersi eklenmiştir. (21)<br />
“Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Eğitim Sisteminde Değişmeler” konulu yazısında<br />
İlhan Tekeli üç temel dönüşüm üzerinde durmaktadır. Biri; eğitim üzerindeki dini<br />
denetimin zayıflatılarak kaldırılması, ikincisi; yazının reforma uğraması, üçüncüsü<br />
de eğitim teknolojisine ilişkindir. (22)<br />
(18) Krş., Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, Ankara Ünv. Eğitim Bilimler Fakültesi Yayınları No:<br />
160 Genişletilmiş 3.Baskı, Ankara Ünv. Basımevi, Ankara 1989, s., 1767; Tanzimat 1,<br />
Komisyon M.E.B.Y. 3273, M.E.Bsm., İstanbul, 1999, s., 221-462.<br />
(19) Tanzimat 2, Komisyon M.E.B.Y. 3273, M.E.Bsm., İstanbul, 1999, s., 619.<br />
(20)<br />
Krş., Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 250; Krş., Hilmi Ziya Ülken, Türkiye’de Çağdaş<br />
Düşünce Tarihi, Ülken Yayınları 7, 4.Baskı, İstanbul, 1994, s., 97.; Hüseyin Atay,<br />
Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, Dergah Yayınları 99, Emek Matbaacılık, 1. Baskı<br />
İstanbul, 1983, s., 2002.<br />
(21) Atay, Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, s., 200.<br />
(22) İlhan Tekeli, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Eğitim Sisteminde Değişmeler, Atatürk Ü. Tarih<br />
Dersi Notları.
9<br />
Yahya Akyüz, İ. Hakkı Baltacıoğlu’nun (1886-1978) Tanzimat’tan sonrası için<br />
“Talim ve Terbiye’nin Elim ve Acılı Devri” (23) , Adnan Adıvar’ın (1882-1955) da<br />
kendi döneminde yaşayan nesil için, sosyal değişimlerden dolayı “Zavallı” (24)<br />
ifadesini kullanmakta olduklarını belirtmektedir.<br />
1890 yıllarında Diyarbakır İdâdîsinde okuyan Ziya Gökalp (1876-1924) o<br />
yıllara ait anılarını anlatırken “Bir taraftan tabii ilimler, bir taraftan kelam derslerinin<br />
zıt elektrik akımları arasında bocaladığını, gerçeklere ulaşma yerine şüphecilik içine<br />
düştüğünü söyler.” (25)<br />
Bu dönem Tanzimat devri uygulamalarının gerçekleştiği ve devam ettiği bir<br />
kısmının ise değiştirilerek uygulandığı dönem olarak yaşanmıştır.<br />
1.4. Tanzimat’ı Etkileyen Muasır Ahlâk Telakkileri<br />
Tanzimat Batı’ya açılma hareketinin sistemleşme devri olarak kabul<br />
edildiğinde, o dönemde dışarıda mevcut ahlâki telakkileri ve bunların muhteva ve<br />
tesirlerini bilmek, konumuzun tarihi yönünü bir başka açıdan ortaya koyacaktır.<br />
Çünkü açılım, her alanda olduğu gibi ahlâkla ilgili etkilenmeyi de beraberinde<br />
getirmiştir.<br />
Birçok düzenlemelerin yapıldığı bu dönemde, dışardan baskıların yapıldığı bir<br />
gerçektir. Bu baskı ve etki hangi ölçüde ahlâkı etkilemiştir sorusu sorulduğunda o<br />
dönemin dışarıdaki ahlâki uygulamaların ve ülkemize yansımalarının bilinmesine<br />
olan ihtiyacı daha da ortaya çıkarmaktadır.<br />
Tanzimat bir ahlâk transferi olarak gerçekleşmemiştir. Açılım ve teknik arayış<br />
ile eğitimde dünyevileşmek üzerine olmuştur (26) . Etkileşim karşılıklı kültürlerin<br />
özelliklerini de beraberinde taşır. O dönemde tercümelerle Osmanlı Teba’asına<br />
taşınan birçok kültürel özelliklerden bahsedilebilir.<br />
Tanzimat döneminde dışarıda muasır ahlâki anlayışların olduğu ahlâk tarihi<br />
kaynaklarında belirtilmektedir: Tanzimat dönemi ve öncesi için Bacon ve Fichte’den<br />
bazı aktarmalar yapılırken, Bacon’un “Ahlâki Taslaklar” isimli kitabından Alman<br />
Fichte’nin gençler için eğitimde milli ahlâk vurgusunun yapıldığı “Alman Milletine<br />
Hutbeler” isimli eserinden bahsedilmektedir. Alman gençliğinde güçlü bir milli<br />
ahlâkın doğmasında 1819’lu yıllara kadar Fichte’nin büyük katkıları olmuştur.<br />
Fichte’den sonra Hegel, Schopenhauer, Durkheim gibi filozoflar da ahlâkla meşgul<br />
(2 3) Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 207.<br />
(24) Akyüz, a.g.e., s., 208.<br />
(25) Akyüz, a.g.e., s., 207.<br />
(26) Bu tabir Tanzimat eğitiminde bahseden bazı kaynaklar da kullanılmaktadır.
10<br />
olmuşlardır. 1858’de Fransa’da doğan Durkheim, Fransa’nın mağlubiyetinin maddi<br />
değil manevi olduğunu, ahlâki buhranlardan kaynaklandığını vurgulamaktaydı.<br />
Durkheim, Fransa’nın her şeyden önce ahlâki bir kalkınmaya ihtiyacı olduğuna<br />
inanmıştı. Manevi ilimlerde bir inkılap yapmak ve müsbet ilim haline getirmenin<br />
lüzumunu savunarak bunu sosyolojinin usul ve metotlarıyla inceledi ve daha sonra<br />
“Müsbet Ahlâk İlmi” konulu yazılar neşretti. Bordo ve Şarbon Üniversitesinde<br />
verdiği derslerde temel olarak ahlâk meselelerini incelemişti. Geleneklerin<br />
sarsıldığını ifade eden Durkheim, ahlâkın bir buhran geçirdiğini, imanın sarsıldığını,<br />
aynı zamanda cemiyette derin değişmelerin olduğunu ve çare olarak da kendilerine<br />
bir ahlâk edinmeleri gerektiğini savunuyordu. (27)<br />
Durkheim ile Ziya Gökalp arasında büyük benzerlikler olduğunu görmek<br />
mümkündür. Her ikisi de kendi dönemlerinde sıkıntılı günler yaşamışlardı. Son asır<br />
ahlâkçılarından olan Durkheim’den sonra Türkiye’de ahlâk meseleleri sosyolojide<br />
Ziya Gökalp ile tanımlanmaya başlamıştır. (28)<br />
Büyük Osmanlı Birliği’nin kurulabileceği inancıyla, değişik din ve millete ait<br />
grupların çocuklarını bir arada eğitme çabaları, batının beğenisini kazanmayı<br />
sağlamakla (29) çağdaşlaşma hareketine kolaylık getireceğini hedefleyen uygulamalar,<br />
beraberinde etkilenmeyi getirmiştir.<br />
1789 Fransız İhtilali, Tanzimat’ın oluşmasında etkili olmuştur. Fransa’da<br />
Durkheim’in geliştirdiği bunalım sonrası çıkış, Tanzimat sonrası Ziya Gökalp’in<br />
ortaya koyduğu mutalaalar ile birçok yönde benzerlik arzetmektedir.<br />
Tanzimat hem Batı’ya açılma hem de etkilenme dönemi olarak<br />
gerçekleşmiştir.<br />
(27) Bkz. Enver Behnan Şapolyo, Ahlâk Tarihi, Ticaret Yüksek Öğretmen Okulu Yayınları, No: 5,<br />
Ankara, 1960, s., 60-68.<br />
(28) Şapolyo, Ahlâk Tarihi, s., 66.<br />
(29) Bkz. Cahit Yalçın Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma (1839 -1876),<br />
Anadolu Ünv. Y. No: 69, Anadolu Ünv. Bsm. Eskişehir, 1984, s., 34-35.
11<br />
İKİNCİ BÖLÜM<br />
EĞİTİM-DİN VE AHLÂK ÖĞRETİMİ<br />
2. Eğitim, Din ve Ahlâk Öğretimi<br />
Tanzimat Dönemi Ahlâk Öğretimi konulu araştırmamız, tarihi bir döneme ait<br />
ahlâk öğretimi alanındaki uygulamaları içermektedir.<br />
Araştırmamızın ortaya koyacağı verilerin daha iyi anlaşılması için bu bölümde<br />
eğitim-öğretim, din-ahlâk ilişkisi ve ahlâk öğretimi kavramları ile ilgili genel<br />
açıklamalara yer verilmektedir.<br />
2.1. Eğitim – Öğretim<br />
Eğitim-öğretimi, etkileme ve etkilenme olarak düşündüğümüzde, insanın<br />
dışındaki diğer canlıları da ilgilendirir. Daha geniş kapsamıyla eğitim, eşyaya şekil<br />
verme anlamında da ele alınabilir. Ancak bizim burada eğitim-öğretimden asıl<br />
kastımız ise, insan ve insanı ilgilendiren yönlerdir. Çünkü insanın olmadığı yerde<br />
gerçek anlamda eğitim öğretimden bahsetmek zordur. Eğitimde merkez ve muhatap<br />
insandır. Eğitilen de eğiten de odur.<br />
İmmanuel Kant (1724-1804) insan eğitimi için şöyle der: ”İnsan eğitilmesi<br />
gereken bir varlıktır.” “İnsan ancak eğitim yoluyla insan olur; onun tabii güçlerini<br />
belirli bir amaca göre ve harmonik olarak geliştiren eğitimin gerçekleştirdiği bu iş<br />
dışında insan, aslında bir hiçten ibarettir. (30) ” “…. İnsan yaşadıkça öğrenme süreci<br />
devam eder. (31) ” “İnsan eğitimsiz yaşayamaz. İnsan emme, solunum vb. doğuştan<br />
getirdiği birkaç tepkinin dışında hemen hemen her davranışı öğrenmek<br />
zorundadır. (32) ”<br />
Eğitim, öğretim ile öğrenimin oluşturduğu bütünlükle sağlanır (33)<br />
(30) Bkz. Kemal Aytaç, Avrupa Eğitim Tarihi; (Antik Çağdan 19.yüzyıl sonlarına kadar), Ankara<br />
Ü. D.T.Ç.F.Y. No: 225, D.T.Ç.F.Bsm., Ankara, 1980, s., 233-234.<br />
(31) Necmeddin Tozlu, Eğitim Felsefesi, M.E.B.Y. No: 2823, 4.Akşam Sanat Okulu Matbaası, Ankara,<br />
2003, s., 114.<br />
(32) Krş. Ahmet Üstün, Erdal Toprakçı, Eşref Nural, Hasan Demirtaş, İkram Çınar, Mehmet Üstüner,<br />
Meral Uras, Nejdet Konan, Sevim Öztürk, Zeynep D. Yöndem, Eğitim Üzerine, Ütopya<br />
Yayınları, 73, Cantekin Matbaası, Ankara, 2002, s., 120.<br />
(33) Bkz.Hasan Çelikkaya, Eğitime Giriş (Pedagojik Formasyon Amaçlı), Alfa Basım Yayın Dağıtım<br />
1.Baskı No: 38, İstanbul, 1997, s., 23.
12<br />
Her fert bir şahsiyettir, öğrenmede daha çok fert merkeze alınırken, öğretimde<br />
eğitim sistemi, öğretici ve öğrenci ilişkisi gibi üç boyutlu bir yapı dikkati çeker. (34)<br />
Bilgiyi faydalı kılma sanatını kazanmak (35) , öğrencide kişilik oluşturma ve<br />
geliştirme süreci (36) olarak kabul ettiğimiz eğitimde, kafa kadar kalbi, zihin kadar<br />
vicdanı da doldurmak gerekmektedir. (37)<br />
Eğitimi, herhangi bir şeyi geliştirmek, yükseltmek ve mükemmelleştirmeye<br />
çalışmak olarak aldığımızda, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi yönleriyle bir<br />
bütün olarak görülmelidir. Çok yönlü bir olgu olan kalkınma da temelde insan<br />
unsuruna dayanır. Her toplumda hayati bir fonksiyona sahip olan eğitim kültürel<br />
mirası nesilden nesile aktararak toplumun varlığını sağlayacak bu en önemli<br />
özelliğini yerine getirir.<br />
Eğitim-öğretim ve öğrenim millet fertlerinin gönül, zihin ve fikri yapısının<br />
dokunduğu, onların iç ve dış dokularının değerlerle örüldüğü hayati tezgahlardır. (38)<br />
Pratik olarak bir sanat kabul edilen eğitim, bir milletin ve cemiyetin kültürel ve<br />
medeni değerlerini yeni nesillere aktarmak (39) şeklinde de anlaşılmıştır.<br />
Eğitim-öğretim insanlık varolduğundan beri süregelen ve hergün tecrübi<br />
birikimler oluşturan bir olgu olarak hayat boyu devam etmektedir.<br />
(34) Bkz. Tozlu, Eğitim Felsefesi, s., 117-119.<br />
(35) Alfred North Whitehead, The Aims of Education, (Eğitimin Gayeleri) Çev. Safi Huri, M.E.B.<br />
Sosyal İlimler Komisyon Yayınları, M.E.Bsm., İstanbul, 1971, s., 4.<br />
(36) Bülent Yılmaz, Okuma Alışkanlığında Öğretmenlerin Rolü, Eğitim Dergisi (üç aylık), Nisan-<br />
Mayıs-Haziran, 1992, sayı 2, M.E.B., M.E.B.Bsm., Ankara, 1992.<br />
(37) Tozlu, Eğitim Felsefesi, s., 89.<br />
(38)<br />
Bkz. Tozlu, Eğitim Felsefesi, s., 87, 89, 90, 92, 124.<br />
(39) H. Fikret Kanad, Pedagoji Tarihi, M.E.B.Y. c. I, Üçüncü Basılış, M.E.Bsm., İstanbul, 1948, s., 5
13<br />
2.2. Din – Ahlâk İlişkisi<br />
Din, insanla beraber var olan bir gerçektir. Ahlâk ilmi oluşturulduktan sonra<br />
din-ahlâk ilişkisi hemen hemen her yaklaşımla birlikte ifade edilmiştir.<br />
Ahlâk, huylar, seciyeler, mizaçlar anlamına gelen, insanın manevi seviyelerini<br />
temyiz eden hususiyetler (40) olarak kabul edilir.<br />
Din ise, yaratıcı ve düzenleyici üstün bir kudrete imanla başlayan manevi bir<br />
inanç sistemidir. (41) Yüce bir varlığa inanmak ve bu inanışını ibadet suretiyle tecelli<br />
ettirmektir. (42)<br />
İslâm kelamında ise din, “Tanrının koyduğu, mensuplarını dünya ve ahirette<br />
kurtuluşa götüren inanış ve davranışlardan meydana gelen bir kurumdur.” (43)<br />
İslâm dini, inanç, ibadet, ahlâk boyutları ile insanlar arasındaki davranışları<br />
kapsayan (44) bir anlayış ortaya koymaktadır.<br />
Sosyal bir sistem olarak yaşanan ahlâkın birçok tarifleri yapılmakta (45) , ahlâk,<br />
toplumun temel kuvvetleri, nazari ve ameli unsurlardan biri (46) olarak görülmekte,<br />
ahlâk ile din arasında sıkı bir bağlantı kurulmaktadır. Ahlâk bir anlamda dini<br />
yaşayışın önemli bir boyutunu oluşturmaktadır.<br />
Okul programlarında ahlâk ile din birlikte ele alınmıştır. İslamiyet ve önceki<br />
dinler hep ahlâki davranışları öğütlemiş ve güzel ahlâkı her zaman yüceltmişlerdir. (47)<br />
(40) İslam Ansiklopedisi, M.E.B., M.E.Bsm., c. I, Ahlâk Maddesi, İstanbul, 1965, s., 157; Mehmet Zeki<br />
Canan, Ansiklopedik Din ve İnanç Sözlüğü, Ahlâk Maddesi, Fatih Gençlik Vakfı Matbaası,<br />
İstanbul, 1983, s., 5.<br />
(41) Canan, Ansiklopedik Din ve İnanç Sözlüğü, Din Maddesi, s., 40.<br />
(42) Mehmet Tablamacıoğlu, Karşılaştırmalı Dinler Tarihi, Güneş Matbaası, T.A.Ş., Ankara, 1966,<br />
s., 12.<br />
(43)<br />
Osman Cilacı, Genel Hatlarıyla Dinler Tarihi, Mimoza Yayınları, Kuzucular Ofset, Konya,<br />
1994, s., 19.<br />
(44 ) Canan, Ansiklopedik Din ve İnanç Sözlüğü, Din Maddesi, s., 40.<br />
(45) Mustafa Çağrıcı, Ahlâkımız, Marifet Yayınları, İstanbul, 1981, s., 11.<br />
(46) Cemil Meriç, Saint Simon, İlk Sosyolog, İlk Sosyalist, Yayına hazırlayan M. Ali Meriç, İletişim<br />
(47)<br />
Yayınları 271, İstanbul, 1995, s., 142.<br />
Adem Akıncı, İnsanın Anlam Arayışında Din Temeline Dayalı Ahlâki Değerler ve Ahlâk<br />
Eğitimi, Tabula Rasa yıl 4, sayı 12, Tuğra Matbaası, Isparta, Eylül-Aralık, 2004, s., 27.
14<br />
Din, herkesin kabul edebileceği Mutlak Varlıktan kaynaklanan ahlâki ilkeler<br />
koyar. Sürekli her şeyi görüp gözeten bir Allah’a inanmak, insanın davranışlarını<br />
kontrol açısından da önemlidir. İnsandaki ahlâki faziletler büyük oranda dine<br />
dayanmakta ve dinden destek almaktadır. Ahlâklı insan yetiştirme konusunda inancın<br />
etkin gücünü ise ahlâkın dışında tutmak mümkün değildir. (48)<br />
Dinimizin ana kaynaklarından, Allah, hiçbir ümmeti peygambersiz<br />
bırakmamıştır. (49) Peygamber gönderilmeyenler sorumlu tutulmayacaktır. (50) İnsan,<br />
kendi başına başıboş bırakılmamıştır. (51) ayetlerinin yanında hadis-i şerifte de insanda<br />
Allah’ın yarattığı bir fıtrat vardır. (52) şeklinde açıklamalar yer almaktadır.<br />
Din bazılarının ileri sürdüğü gibi çeşitli dış etkilerle insana sonradan aşılanmış<br />
bir fikir değildir. O, insanla ikiz doğan yüce bir duygunun eseridir. (53)<br />
“Fıtrat, tek tek kişilerin yaratılışındaki özellikleri değil, bütün insanlarda, insan<br />
olmaktan dolayı, ortak olarak bulunan genel özelliklerdir.” (54) Bedenin besinlerle<br />
beslendiği gibi ruhlar da güzel ahlâkla beslenir ve zenginleşir. (55)<br />
“Geçmişte olduğu gibi bugün de, ilimsiz, sanatsız, felsefesiz cemiyet vardır.<br />
Fakat dinsiz bir cemiyet, asla…” (56)<br />
Bütün filozofların müştereken dedikleri husus ahlâkın ilahi kaynaklı<br />
olduğudur. (57)<br />
Din ile ahlâk arasında bazı birleşme noktaları bulunabilir. O zaman ya ahlâki<br />
din veya dinî ahlâk şekilleri meydana gelir. (58) Yorumuyla birlikte, İslam’da dinden<br />
ayrı ahlâk yoktur. Ahlâk dinde mündemiçtir. (59) Yorumuna da yer verilmektedir.<br />
Ahlâk sistemleri dinin kaynağından gelen mesuliyeti genellikle, umumi<br />
hareketlerden kendimizi korumaya yarayan bir kuvvet olarak ele alırlar. (60)<br />
(48) Akıncı, İnsanın Anlam Arayışında Din Temeline Dayalı Ahlâki Değerler ve Ahlâk Eğitimi,<br />
Tabula Rasa, s.30.<br />
(49) el-Fatır, 35/24<br />
(50) en-Nisa, 17/15.<br />
(51) el-Kıyame, 75/36; el-Ankebut , 29/2.<br />
(52)<br />
Cenaiz, 80.<br />
(53) Ahmet Kahraman, Mukayeseli Dinler Tarihi, Marifet Yayınları No:85, İstanbul, 1993, s., 17.<br />
(54) Geniş bilgi için Bkz. Fıtrat kelimesi, Hüseyin Cerdel, Kur’anda İnsan, Isparta, 2000, s., 35-43.<br />
Krş., Beyza Bilgin, İslam’da Çocuk, Ayyıldız Matbaası, Diyanet İşl. Bşk. No: 264, Ankara,<br />
1987, s., 17.<br />
(55) İbrahim Agah Çubukçu, İslam’da Ahlâk ve Manevi Vazifelerimiz, Diyanet İşl. Bşk. Y., Emel<br />
Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti., Ankara, T.Y., s., 18.<br />
(56) Henri Bergson , (Les deux Sources de la morale et de la religion) Ahlâk ile Dinin İki Kaynağı,<br />
M.E.B. Fransız Klasikleri 177, M.E.Bsm., 3.Basılış, İstanbul, 1967, s., 123.<br />
(57) Sapolyo, s., 74.<br />
(58) Ülken, Ahlâk, M. Sadık Kağıtçı Matbaası, İstanbul, 1946, s., 44.<br />
(59) M. Rahmi Balaban, Son Asrın İlim ve Fen Adamlarına göre İLİM-AHLÂK-DİN, Diyanet İşl.<br />
Bşk. Y., 5.Baskı, Ankara, T.Y., s., 118.<br />
(60) Nurettin Topçu, İradenin Davası, Hareket Y. No:9, 2.Baskı, İstanbul, 1974, s.,81.
15<br />
İslam’da inanç, ibadet, muamelat ve ahlâk bütünlüğü, ahlâkın ayrı bir unsur<br />
olarak ele alınmasına meydan bırakmamaktadır. (61) Dinin özüne uygun yaşayan bir<br />
insanın ahlâklı olması tabii bir sonuçtur.<br />
İslam ahlâkı, kitap ve sünnete dayalı, akla ve yaşama gerçeklerine uygun<br />
kurallar topluluğudur. Bunlar insanın dünya ve ahirette mutluluğunu sağlayan en<br />
sağlam ve en mutedil yollardır. (62)<br />
İslam’da ahlâki vazifelerin kısımları; insanın Allah’a ve Peygamberine, kendi<br />
şahsına, ailesine, memleket ve milletine ve bütün insanlara karşı yapılması<br />
gerekenler olarak belirtilmekte (63) mesuliyet duygusu içerisinde kabul edilmektedir.<br />
Son dönemlerde Türk toplumunda ahlâkın yansımaları, milli ahlâk, meslek<br />
ahlâkı, iş ahlâkı, ticaret ahlâkı, aile ahlâkı, şahsi ahlâk, medeni ahlâk (64) şeklinde de<br />
algılanmaktadır.<br />
“…..Ahlâk dinden ayrıldığı zaman hedeflediği amaçlardan sapar. Din diğer<br />
beşeri faaliyetler için olduğu gibi ahlâk için de bir teminattır.” (65)<br />
Her dönem din olmasına rağmen her davranışın dini ve ahlâki özellik<br />
arzetmediğine rastlanabildiği de bir gerçektir. “İslam en son ve en mükemmel<br />
din” (66) olmakla beraber ona mensup olduğunu söyleyenlerin dini ve ahlâki<br />
eksiklikleri olabilmektedir. Burada iyi görülmesi gereken husus iddia sahiplerinin<br />
iddialarındaki samimiyetleri veya bilgi düzeyleridir.<br />
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Din-ahlâk ilişkisi iç içe var olagelen<br />
kaçınılmaz bir gerçektir.<br />
Ahlâkta en önemli kaynak din olduğu gibi, dini hayat da ahlâklı olmayı sağlar.<br />
(61) Cilacı, Dinler ve İnsanlar, Damla Matbaacılık ve Tic. Konya, 1990, s., 221.<br />
(62) Osman Pazarlı, İslam’da Ahlâk, Remzi Kitabevi Y., Evrim Matbaacılık Ltd., İstanbul, 1980, s.,<br />
49:<br />
(63)<br />
Ahmet Hamdi Akseki, İslam Dini (İtikat, İbadet, Ahlâk), Nur Yayınları No: 79, Gaye<br />
Matbaacılık, 32.Baskı, Ankara, 1983, s., 223.<br />
(64)<br />
Şapolyo, Ahlâk Tarihi, s., 76.<br />
(65) İhsan Kurt, Bir Toplumun Eğitim Felsefesinin Oluşmasında Din ve Ahlâkın Etkisi, M.E.B.,<br />
Din Öğretimi Dergisi, Sayı 35, Temmuz-Ağustos, 1992.<br />
(66) el-Maide, 5/3
16<br />
2.3. Ahlâk Öğretimi<br />
Ahlâk müstakil bir ilim olmadan önce, din öğretimi aynı zamanda ahlâk<br />
öğretimi olarak algılanıyordu. Hatta din eğitimi ve öğretimi aynı anda birbirinden<br />
ayrılmadan veriliyor ve sonuçta ahlâk eğitim-öğretimi de verilmiş oluyordu.<br />
Öğretim, akla hitap ederek, insanı bilgili ve becerikli kılacak bilgilerle<br />
donatmayı hedefler. Eğitim ise hem akla, hem de kalbe hitap eder. Bilginin<br />
kazandırılmasının yanında, insandaki duygulara ahlâki kazanımlar vermeye çalışır.<br />
Ahlâkta olumlu duyguların önemli yeri olmakla beraber, bu duyguların dışa<br />
yansıması da ancak eylemlerle mümkündür. Ahlâkı, bir toplumun içindeki fertlerin<br />
uymak zorunda olduğu davranış kuralları olarak düşünürsek, bu kuralların<br />
öğretilmesi yeterli olmamalı, nasıl uygulanacağı ve nasıl alışkanlık haline getirileceği<br />
de öğretilmelidir. (67)<br />
“Dini talim ve terbiye, vazife ve hürmet hissini telkin eden eğitimdir.” (68)<br />
“Hiçbir şey insan için dini eğitim kadar belirleyici olamaz.” (69) Eğitimde hürriyeti,<br />
yaratıcılığı, bağımsızlığı, tek kelimeyle şahsiyeti oluşturmak gerekir. Bu da<br />
sorumluluk anlayışı ile sürekli ahlâkilik denilen davranış şeklini geliştirecektir. (70)<br />
Ahlâkilik ise, kuralları davranışlarla belli olan iç düzendir. (71)<br />
Dünyadaki bütün memleketlerde din ve eğitim birbiriyle ilgili iki faktör<br />
halindedir. (72) Ahlâki hedefi belli olmayan eğitim sistemleri kendi milleti için<br />
yanlışlıklar sergilerler. Yabancıların ahlâkını, felsefesini ve kültürünü, daha doğrusu<br />
hayat tarzını benimseyen milletlerin millet olamayacakları ise, su götürmez bir<br />
gerçektir. (73)<br />
Ahlâk ilmi, teorik ve pratik olmak üzere iki kısımdan teşekkül etmektedir. (74)<br />
(67) Akıncı, Tabula Rasa, s., 31<br />
(68) Alfred North Whitehead, Eğitimin Gayeleri (The Aims of Education) Çev. Safi Huri, M.E.B.Y.,<br />
M.E.Bsm., İstanbul, 1971, s., 13.<br />
(69) Paul Foulquie, Pedagoji Sözlüğü, Sosyal Yayınlar, Türkçesi Cenap Karakaya, Din Maddesi 28,<br />
İstanbul, 1994, s., 141.<br />
(70) Tozlu, Eğitim Felsefesi, s., 94.<br />
(71) Andre Lalande, Kısa Gerekçeli Pratik Ahlâk, Çev. Coşkun Değirmencioğlu, M.E.B.Y. 2831,<br />
4.Akşam Sanat Okulu Matbaası, 2.Baskı, Ankara, 2003, s., 19.<br />
(72) Joseph A. Lauwerys, Fatma Varış, Keneth Neff, Mukayeseli Eğitim, Ankara Ü. Eğt. Fak. Y. No<br />
13, Ayyıldız Matbaası, Ankara, 1971, s., 23.<br />
(73) Tozlu, Eğitim Felsefesi, s., 93.<br />
(74) Krş., Yaşar Kandemir, Örneklerle İslam Ahlâkı, Nesil Yayınları, İstanbul, 1982, s., 30,31,32.;<br />
Krş. Ayşe Sıdıka Oktay, Ahlâk-ı Alai, Kınalızade Ali Efendi, İz Yayıncılık 463, Şenyıldız<br />
Matbaası, İstanbul, 2005, s., 99-105.
17<br />
İnsanlık için her zaman önemli olan ahlâk duygusu, değişik faktörlerin yanında<br />
dinî bağımlılık arzeder. Ahlâk eğitiminde toplumun sahip olduğu dinî değerler temel<br />
alınmalıdır. (75)<br />
Ahlâk eğitiminde İslam’ın ortaya koyduğu değerler sistemi insanımıza yeterli<br />
düzeyde verilebilirse anlamlı bir hayata götürecektir. (76)<br />
Pratik ahlâk, davranışlardaki olumlu yansımalarla kişiyi davranışlarıyla anılır<br />
ve toplumda iz bırakacak konuma getirir. Artık şu davranışı yap yerine şunun gibi<br />
yap denilerek örnek alma keyfiyeti gelişir ve ahlâk öğretiminde model oluşur.<br />
Ahlâkilik bilmek değil, yaparak göstermektir. İslam sadece bilmeyi değil,<br />
bilgi ile pratiği bir arada över. (77) Bildiğini yapmayanları ise makbul görmez. (78)<br />
Nevzat Ayasbeyoğlu “Bütünüyle bir öğrenme ve öğretme kaynağı olan<br />
Kur’an’da öğrenme ve öğretme için güdülen maksat temel yönünden ahlâk ve<br />
adaptır. İslam dininde öğrenme ve öğretmenin yüce temeli en sağlam dayanağı ahlâk<br />
olmuştur.” (79) demektedir.<br />
Hz.Peygamberin (S.A.V.) gönderilme sebebi olan “Mekarim-i ahlâkın<br />
tamamlanması” (80) ve Kur’an-ı Kerim’in “Muhakkak ki sen yüce ahlâk<br />
üzeresin” (81) buyruğu ahlâk öğretiminde dinin önemini ve belki de peygamberin<br />
gönderilme sebebinin asıl amacını ortaya koymaktadır.<br />
Hz. Muhammed (S.A.V)’in hayatı, ahlâk öğretilerinin kaynağı olan Kur’an-ı.<br />
Kerim’in laboratuarı ve canlı örneğidir. (82)<br />
(75) Akıncı, Tabula Rasa, s., 33.<br />
(76) Akıncı, a.g.m., s., 34<br />
(77) el-Cuma, 62/5, et-Tin, 95/6, el-Baraka, 2/25.<br />
(78) es-Saf, 61/2<br />
(79)<br />
Nevzat Ayasbeyoğlu, İslamiyet’in Eğitimimize Getirdiği Değerler ve Kur’an-ı Kerim’in<br />
Eğitim ile İlgili Ayetlerinin Tahlili, M.E.Bsm., İstanbul, 1968, s., 101.<br />
(80) İmam-ı Malik, Muvatta, Hüsnül Huluk, 8.<br />
(81) el-Kalem, 64/4.<br />
(82)<br />
Geniş bilgi için bkz. M. Zeki Duman, Kur’an-ı Kerim’de Sosyal Münasebetler ve Adab-ı<br />
Muhaşeret, Dilek Matbaası, Kayseri, 1982, s., 38-331.
18<br />
İslam, yetiştirme açısından insanın tüm hayatını kucaklamış, onu ayrıca gelecek<br />
bir dünya için hazırlamayı da ihmal etmemiştir. Eğitim felsefesi açısından hayatilik<br />
boyutu sadece günümüzü değil, geçmişimizi, eğitim ve düşünce tarihimizi de<br />
kapsar…hayat, var olma inancıyla anlık ve dünyevi değildir. Aynı zamanda mezar<br />
ötesini de kucaklayıcı ve uhrevidir. (83)<br />
Din eğitiminin uzun ve kısa vadeli hedefleri (84) açısından ahlâk öğretimine<br />
baktığımızda, uzun vadeli hedefleri olan ahiret inancı, kısa vadeli hedefleri olan<br />
dünyayı etkileyerek hesap verme duygusuyla ahlâki yaptırım özelliği taşır. Bireylerin<br />
ebedi saadeti için çalışmaları toplum düzeninin sağlanmasında olumlu katkı sağlar.<br />
Ahlâkın değişmesini mümkün kabul eden İslam alimlerinin tamamı ile<br />
filozofların çoğu, eğitim-öğretimin bu değişimde etkili olduğunu düşünmektedirler.<br />
Peygamberlerin davetleri, eğiticilerin ve bilginlerin terbiye çalışmaları da bu<br />
değişkenlik özelliğine dayandırılmaktadır. (85)<br />
Eğitim-öğretimin içinde din ve ahlâk öğretiminin erken yaşlarda yapılmasının<br />
kabul edilmesi (86) muhatabı olan insanın yapısı ve ona etkisi ile ilgili önemli kabul<br />
edilebilecek ortak bir husustur.<br />
Din öğretimini amaçları itibariyle ahlâk öğretimi olarak değerlendirmemiz<br />
mümkün olduğu kadar, her ahlâki öğretimin sonuçlarını ise dini öğretim olarak<br />
değerlendirmemiz mümkün değildir.<br />
(83)<br />
Bkz.Tozlu, Eğitim Felsefemizin Temel Prensipleri Üzerine, Eğitim Dergisi M.E.B.,<br />
M.E.Bsm., Ekim-Kasım-Aralık 1993, sayı:6, Ankara, 1993, s., 76-78.<br />
(84) Bkz. Bayraktar Bayraklı, Batı Eğitim Sistemleri ile Mukayeseli İslam’da Eğitim, M.Ü.İ.F.Y.,<br />
İstanbul, 1989, s., 269-288.<br />
(85) Kınalızade Ali Efendi, Ahlâk-ı Alai, Baskıya hazırlayan Hüseyin Algül, Tercüman binbir temel<br />
eser 30, Kervan kitapçılık, İstanbul, T.Y. s., 37.<br />
(86) Krş. Burhaneddin ez-Zernuci, Talimu’l Muteallim, Tercüme ve şerh Y. Vehbi Yavuz, Çağrı<br />
Yayınları, Sonakın Ofset, İstanbul, 1980, s., 129.; Krş. Jan Amos Comenus, Büyük<br />
Didaktika (Didactica Manga), Çev. Hasip A. Aytuna, M.E.B. Öğretmen Kitapları 93,<br />
M.E.Bsm., Ankara, 1964, s., 208-213.
19<br />
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM<br />
TANZİMAT DÖNEMİ EĞİTİM VE AHLÂK ÖĞRETİMİ<br />
3. Tanzimat Dönemi Eğitim ve Ahlâk Öğretimi<br />
Önceki yaptığımız açıklamalar bu bölümde üzerinde duracağımız hususların<br />
daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamak üzere kaleme alınmıştır.<br />
Tanzimat öncesi ve Tanzimat dönemi eğitim üzerinde durulurken, Tanzimat<br />
dönemi eğitim alanında kurumsal anlamdaki oluşum ve yenilikler ifade edilerek<br />
ahlâk öğretiminin genel eğitim ve öğretim içerisindeki yeri işlenmektedir.<br />
3.1. Tanzimat Öncesi Eğitim<br />
Tanzimat öncesi, Tanzimat dönemini oluşturan fikir, arzu ve teşebbüslerle dolu<br />
aktif bir dönemdir.<br />
Modernleşmenin ilk adımlarının atıldığı bu dönemde genel yapı itibariyle bir<br />
düzen içerisinde, ilmiyye (Alimler), kalemiyye (Yazarlar), seyfiyye (Savaşanlar) (87)<br />
gibi üç önemli unsur göze çarpmaktadır.<br />
1839 önceleri eğitim-öğretimin iki temel uygulaması vardı: Biri batılıların tabir<br />
ettiği otodidakt (88) tahsil yolları, ikincisi Tanzimat’la devam eden önceden gelen bazı<br />
temel öğretim kurumlarıdır.<br />
Tanzimat öncesinde Osmanlıda Sıbyân, Medrese, Enderun (89) ile yürütülen<br />
eğitim-öğretim Tanzimat’la yeni bir boyut kazanmıştır. Bu dönemin sıbyân<br />
mektepleri Tanzimat döneminde de devam etmiştir. Sıbyân mektepleri statü<br />
değiştirerek Batı tarzı örgün eğitime dahil edildi. Enderun ise Tanzimat döneminde<br />
asıl fonksiyonunu icra etmiyordu. Diğer tahsil yerleri olarak bilinen cami vs. öğretim<br />
tarzına da Tanzimat döneminde müdahale edildiğine dair bir bilgiye<br />
rastlanmamaktadır.<br />
Tanzimat’a yakın dönem için tarihçi Enver Ziya Karal’ın oluşturduğu eğitimle<br />
ilgili bilgi veren şemayı aşağıda veriyoruz:<br />
(87) Seyf = kılıç bkz. Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, s., 236.<br />
(88) Otodidakt = kendi kendine tahsil etmiş adam, hocasız alim, mektepsiz münevver olarak ifade edilen<br />
Fransızca bir kelimedir.<br />
Geniş bilgi için bkz. Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, Eser Matbaası, İstanbul, 1977, cilt I, s., 375-<br />
407.<br />
(89) Krş. Zeki Salih Zengin, Tanzimat Dönemi Osmanlı Örgün Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve<br />
Öğretimi (1839-1876), Erciyes Üniv. S.B.E. Basılmamış Doktora Tezi, Kayseri, 1997, s., 11-<br />
29; Prof. Dr. Howart E. Wilson, İlhan Başgöz, Türkiye Cumhuriyeti’nde Milli Eğitim ve<br />
Atatürk, Dost Y., Ankara, 1968, s., 11-31.
20<br />
Çizelge 3.1.1. Tanzimat Arefesinde Eğitim (90)<br />
(90) Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, c. VI, T.T.K.Y., T.T.K.Bsm., Ankara, 1983, s., 169.
21<br />
Çalışmamız esnasında kaynakların tümündeki ortak noktayı Osman Ergin’în Türk<br />
Maarif Tarihi 1. ve 2. cildinden yararlanarak Tanzimat öncesi maarifle ilgili olarak<br />
genel bir bilgi vermek üzere aşağıdaki çizelgeyi şu şekilde oluşturmaya çalıştık. (91)<br />
Çizelge 3.1.2. Tanzimat Öncesi Eğitim Kurumları<br />
(91) Bkz. Ergin, Türk Maarif Tarihi, c. I-II. S.5-407.
22<br />
1- Sıbyân Mektepleri : Değişime uğrayarak örgün eğitimin içinde günümüze<br />
kadar gelmiştir. (92) Okulöncesi eğitim kurumu olarak Sıbyân Mektepleri, Cumhuriyet<br />
döneminde İlköğretimde müfredat değiştirerek devam etmektedir. Bugünkü<br />
Anasınıfı, İlköğretim 1-2-3.sınıflar, tahsil süresi olarak Sıbyân Mekteplerinin dengi<br />
kabul edilebilir.<br />
2- Medreseler : Tanzimat döneminde de eğitim-öğretim etkinliğine devam<br />
etmişlerdir. (93)<br />
3- Enderun : II.Mahmut’un 1826 Yeniçeri Ocağı’nı kaldırmasıyla saray<br />
mektebi olarak ortadan kaldırılmıştır. Osmanlıda önemli bir yer tutan Enderun,<br />
Tanzimat döneminde bir eğitim kurumu yerine saray hizmetkârı yetiştiren bir kurum<br />
olarak faaliyetlerine devam etmiştir. (94) Bu nedenle Tanzimat döneminde bir eğitim<br />
kurumu olarak ele alınmayacaktır.<br />
4- Diğer Tahsil Mekanları : (95) Cami, kütüphane, alimlerin evleri vs. bu<br />
mekanlara Tanzimat döneminde müdahale edildiğine dair tarihi bir bilgiye<br />
rastlanmamaktadır. Cumhuriyet’e kadar gelen bu öğretim mekanları Cumhuriyet<br />
döneminde az da olsa vardır.<br />
5- Meslek Mektepleri : Şekil değiştirerek daha sonra devam etmektedir.<br />
Cumhuriyet döneminde de vardır.<br />
6- Askeri Mektepler : Bazı değişikliklerle günümüzde de vardır. Kuleli Askeri<br />
Lisesi, Kara Harp Okulu gibi okullar gelişerek bugünkü hallerini almışlardır.<br />
7- Sivil Mektepler : Kısmen de olsa değişime uğrayarak günümüze kadar<br />
gelmişlerdir.<br />
Tanzimat öncesi eğitimle ilgili olarak 1839’a kadar II. Mahmut döneminin<br />
yenileşme hareketlerinin şu beş temel özelliği dikkat çekmektedir.<br />
1) Askeri okullar açıldı, yabancı öğretmenlere görev verildi. İngilizce, Fransızca<br />
programa girdi.<br />
2) 1826 Vaka-i Hayriye ile yeniçeri ocağı kaldırıldı. Medrese desteği güç kaybetti.<br />
(92) Sıbyân Mektepleri : Okulöncesi eğitim olarak kabul edilen Osmanlıda önemli bir eğitim kurumudur.<br />
Tanzimat dönemi örgün eğitim başlığı altında geniş bilgi verilecektir.<br />
(93) Medreseler : Osmanlıda orta ve yüksek öğrenim kurumu olarak bazen de ilköğretim olarak ifade<br />
edilen en önemli eğitim-öğretim kurumudur. Tanzimat dönemi örgün eğitim başlığı altında daha<br />
geniş olarak incelenecektir.<br />
(94) Enderun hakkında geniş bilgi için Bkz., İsmail Hakkı Baykal, Enderun Mektebi Tarihi, Belediye<br />
Müzeleri Müdürlüğü Halk Bsm., İstanbul, 1953; Krş. Ülker Akkutay, Enderun Mektebi, Gazi<br />
Ü. Y. No: 38, Gazi Ü. Basın Yayın Yükseokulu Bsm., Ankara, 1984; İlhan Tekeli-Selim İlkin,<br />
Osmanlı İmparatorluğunda Eğitim ve Bilgi Üreten Sistemin Oluşumu ve Dönüşümü,<br />
A.K.D. ve T.T.K.<br />
(95) Fransızca otodidakt tabir edilen bu mekanlar için bkz. Ergin, c. I. s., 375.
23<br />
3) İlköğretim zorunluluğu ilk kez bu dönemde (1824) getirildi.<br />
4) Batı ile ilişkiler arttı. İlk kez 1830’da Avrupa’ya öğrenci gönderildi.<br />
5) Türkçe yayımlanan Takvim-i Vakayı (1831) bu dönemde çıkmıştır. (96)<br />
Ayrıca bu dönemin Rüştiyelerinde;<br />
“Arapça<br />
Sarf ve Nahiv,<br />
Nuhbe-i Vehbi,<br />
Farsça ve<br />
Tuhfe-i Vehbi (97)<br />
Türkçe – İnşa,<br />
Hat,<br />
Lügat ve<br />
Ahlâk (Risale-i Ahlâk) dersleri programlarda yer almaktaydı.” (98)<br />
“Tanzimat öncesi Rüştiyelerin süresi 2 yıldı. Sıbyân mekteplerini bitiren o<br />
dönemin tanınmış ailelerin çocukları ya da devlet hizmetinde bulunanların çocukları<br />
seçilerek alınıyordu.” (99)<br />
“Subay yetiştiren Harbiye Mekteplerinin müfredatında,<br />
İlm-i hal,<br />
Akaid-i İslamiyye ve Diniyye ile diğer dersler yer almaktaydı.” (100)<br />
Bu programın içinde doğrudan ahlâk öğretimi ile ilgili bir derse<br />
rastlanamamaktadır.<br />
“Harbiyeler kurulduktan sonra bazı öğrenciler Viyana, Paris, Londra’ya tahsile<br />
gönderilmiş ve Avrupa’dan öğretmenler getirilmiştir.” (101) Bu dönemin Mekteb-i<br />
Harbiyeleri, “sadece, subay yetiştiren değil, uzun süre okullarda müspet bilim<br />
derslerini okutan öğretmen kaynağı olarak da eğitim tarihimizde etkinlik<br />
göstermiştir.” (102)<br />
(96) Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 163.<br />
(97)<br />
Bu konu Tezimizin Tanzimat Dönemi Yazılı Basında Ahlâk Öğretimi ile ilgili başlık altında<br />
incelenecektir.<br />
(98) Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 170.<br />
(99) Akyüz, a.g.e. s., 170.<br />
(100) Akyüz, a.g.e. s., 168.<br />
(101) Akyüz, a.g.e. s., 169.<br />
(102) Akyüz, a.g.e. s., 169.
24<br />
Tanzimat öncesi eğitim bazı kaynaklarda şöyle sınıflandırılmaktadır: “Anadolu<br />
uygarlığın kaynaklarını Türk-İslam ve yerli kültür teşkil etmektedir. Ancak toplum<br />
hayatında ve özellikle kurumlarda İslami kültürün etkisi daha fazladır. O kadar ki,<br />
Osmanlılar giderek kendilerini İslam’la özdeşleştirdiler. Bu nedenle eğitim<br />
kurumlarının temelini İslam din ve kültürü oluşturdu.” (103)<br />
Fahri Fındıkoğlu “… En azından Tanzimat’a kadar olan devre için büyük<br />
şehirlerimizin Medrese gibi Tekkeleri de kendi ölçü ve çaplarında birer fikri ve harsî<br />
merkez idiler.” (104) ifadesini kullanmaktadır.<br />
Ayrıca Tanzimat öncesi dönemde maarifin Tekkelerle olan etkileşimi de söz<br />
konusuydu. Hemen her aşamada Tekke ile etkileşimin olduğu tarihi kaynaklarda<br />
mevcuttur. Bazen Tekke bazen de Medrese itibar ve fonksiyon olarak öne çıkıyordu.<br />
Tekkelerle diğer eğitim kurumları arasında iletişim ve etkileşimin varlığından<br />
söz edebilmek mümkündür.<br />
Bu dönemde din eğitimi içinde ahlâk öğretimi hem formal olarak veriliyor, hem<br />
de informal olarak etkileşim içinde yaşanıyordu.<br />
Dönemin gerek tekkeleri gerekse medreseleri ve diğer öğretim mekanları hem<br />
din hem de ahlâk öğretimi fonksiyonu icra eden önemli kurumlardı.<br />
Tanzimat öncesi yeni açılan mektepleri istisna alırsak, genel anlamda toplumu<br />
etkileyen diğer eğitim-öğretim kurumları, dini özellik taşıdığı için aynı zamanda<br />
ahlâk öğretimi veren kurumlar olarak düşünülebilir. Mektepler ise daha çok teknik<br />
içerikli eğitim veriyordu.<br />
(103) Bkz. Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 16-17.<br />
(104) İrfan Gündüz, Osmanlılarda Devlet Tekke Münasebeti, Seha Neşriyat A.Ş., İstanbul, 1984, s.,177
25<br />
3.2. Tanzimat Dönemi Eğitim<br />
Tanzimat Fermanında eğitime yer verilmemiştir. Ancak 1856’da yayınlanan<br />
Islahat Fermanı’nda eğitime yer verilmiştir. Tanzimat Dönemi eğitim alanında en<br />
büyük değişiklikler ise 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nin yayımlanması ve<br />
uygulanmasıyla gerçekleşmiştir.<br />
Tanzimat öncesinde de batıya açılma ve kısmen okullaşma vardı. Ancak eğitim<br />
alanında belirgin yapılanma Tanzimat Döneminde gerçekleşmiştir.<br />
Eğitim alanında 1869’da yayımlanan 198 maddelik Maarif-i Umumiye<br />
Nizamnamesi bir milad olarak kabul edilebilir. 1856’dan önce eğitim alanında arzu<br />
edilen birçok husus bu nizamnamede ele alınmıştır.<br />
Tanzimat Döneminin eğitimle ilgili genel özellikleri 17 maddeyle ifade<br />
edilirken (105) bu özelliklerin hiçbirinde ahlâk eğitimi ve öğretimi ile ilgili hususa yer<br />
verilmemektedir. Azınlık okullarına tanınan imtiyazlar sağlanırken ahlâk öğretim ile<br />
ilgili bir düzenlemeden bahsetmek zordur. (106)<br />
Tanzimat Fermanının eğitim öğretimden hiç bahsetmemesini hayretle<br />
karşılayanlar, Tanzimat için en başarılı ve verimli alan olarak eğitim alanını ifade<br />
etmektedirler. (107)<br />
Devrin önderi kabul edilen Reşit Paşa ve onun himayesinde aynı fikirlerle<br />
beslenen Ali Fuat Paşa iktidarında savunulan ve hareket noktası olarak benimsenen<br />
görüş şudur: “Müesseselerin korunması ve ayakta durması için yeni nesillerin eski ile<br />
hiçbir ilgisi olmadan bilimsel kapasite ile donanımlı olmaları gerekir.” (108)<br />
Sadrettin Celal Antel Tanzimat maarifinde belirgin olan hususu şöyle ifade<br />
etmektedir. “Maarif sahasında da mazi ile dini ananelerle alakayı keserek, yahut<br />
gevşeterek, medreseleri kapatmak –hatta ıslah etmek cesaretini göstermeksizin;<br />
sadece onların yanına ve umumiyetle onların tesiri altında mahdut miktarda Avrupa<br />
mektepleri tipinde mektepler açmakla iktifa ettiler. (109)<br />
(105) Geniş bilgi için Bkz. Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 177-178.<br />
(106) Akyüz, a.g.e. s., 178, Madde 11.<br />
(107) Enver Koray, Türkiye’nin Çağdaşlaşma Sürecinde Tanzimat, M.Ü.Y., İstanbul, 1991, s., 90.<br />
(108) Koray, a.g.e. s., 91.<br />
(109) Sadrettin Celal Antel, Tanzimat Maarifi, Maarif Matbaası İstanbul, 1940, s., 6.
26<br />
Nafi Atuf Kansu ise şöyle diyor: “Tanzimat’tan önce hasıl olan sırf dini terbiye<br />
idi. Tanzimat maarifi bunun yanına asır terbiyesini eklemek istedi. Bütün tahsil<br />
derecelerinde, unsurları kendi dini terbiyelerinde tamamen serbest bıraktı. Resmi<br />
mekteplerinde ananevi, İslami terbiyeye ehemmiyet verdi. Fakat gerek yeni<br />
derslerinin zaruri neticeleri olmak üzere asri terbiyenin de nüfuzuna mani<br />
olamadı.” (110)<br />
Diğer taraftan gayri Müslim cemaatlerin bütün imtiyazlarını bilhassa Islahat<br />
Fermanı ile her devirden fazla tanıyan Tanzimat, bu cemaatlerin maarif sahasında<br />
ilerlemesini adeta kolaylaştırdı. (111<br />
Tanzimat’tan Cumhuriyet’e eğitim sisteminde değişiklik yapılırken, Tanzimat<br />
Fermanı’nda eğitimden bahsedilmemesinin yanında 1856 Islahat Fermanı’nda<br />
eğitime yer verildiği ve 1857’de kurulan Maarif-i Umumiye Nezareti ile hükümette<br />
ilk defa eğitim işlerinin ayrı bir işlev olarak ele alındığı (112) vurgulanıyor.<br />
Tanzimat döneminde eğitim alanında alınan kararlar ve uygulamalar ifrat ve<br />
tefritle beraber birtakım istikrarsızlıkları beraberinde getirmiştir.<br />
3.2.1. Eğitim Alanında Kurumlaşma<br />
Tanzimat Dönemi her alanda inişli çıkışlı uygulamalar olmasının yanında<br />
eğitim alanında kurumsallaşmanın olduğu bir gerçektir.<br />
Tanzimat öncesinde yapılan bazı düzenlemeler, Tanzimat’la beraber yapılan<br />
köklü değişikliklerle kurumsallaşmaya başlamıştır. Tanzimat öncesinde eğitimöğretimde<br />
bu anlamda bir sistemleşmeden bahsetmek zordur. 19.yüzyıla kadar<br />
sıbyân mektebi ve medreseden meydana gelen öğretim kurumları Şeyhülislamlık<br />
makamına bağlıydı. (113) Tarihi kaynaklara göre yetişen simalar, Frenklerin Otodidakt<br />
dedikleri yerlerde yetiştiriliyordu. (114)<br />
(110)<br />
Nafi Atuf Kansu, Türkiye Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, Muallim Ahmet Halit<br />
Kitaphanesi, İstanbul, 1930, 1930, s., 85-86.<br />
(111) Antel, Tanzimat Maarifi, s., 6..<br />
(112)<br />
Tekeli, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Eğitim Sistemindeki Değişmeler, Atatürk Ü. Tarih<br />
Bölümü Ders Notları, s., 467.<br />
(113) Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 18.<br />
(114) Geniş Bilgi için Bkz., Ergin, Türk Maarif Tarihi, c.II, s., 375.
27<br />
3.2.1.1. Meârif Meclisleri (İstişare Kurulları) ve Ahlâk<br />
Maarif Meclisleri, eğitim işlerinin görüşüldüğü ve karara bağlandığı meclisler<br />
olarak işlev görüyordu.<br />
“Yeni kurulan müesseselerin en önemli kısmını “meclis”ler teşkil ediyordu. Bu<br />
meclisler nazırların yanında yardımcı bir unsur olarak yer alırlardı.” (115) Bu dönemde<br />
kurulan meclislerde ahlâk öğretimiyle ilgili bir gündemin olup olmadığına bakacağız.<br />
a) Meclis-i Vâlâ : II. Mahmut devrinde eğitim işlerinin görüşüldüğü meclis,<br />
(1838) (116)<br />
b) Dâr-ı Şûra : Eğitimle ilgili tekliflerin görüşülerek karara bağlandığı seçkin<br />
meclis.<br />
c) Meclis-i Umûr-i Nâfia : 1838’de memleketin ziraat, bayındırlık, sanayi,<br />
sanat ve her türlü fenniyle ilgilenmek üzere kurulan meclis.<br />
d) Meclis-i Maarif-i Muvakkat: 1845'te ilmiye, kalemiye, seyfıye<br />
sınıfından seçilen zatlardan oluşan maarif meclisidir.<br />
e) Meclis-i Maarif-i Umûmiye: 1846 Meclis-i Maarif-i Muvakkatin<br />
teklifi Meclis-i Vâlâ'da kabul edilerek padişahın açıklamasıyla oluşan,<br />
Altı üye bir kâtipten meydana geliyordu.<br />
f) Meclis-i Muhtelit: Mektepler karma hale geldikten sonra gayr-i<br />
Müslim üyelerin de yer aldığı eğitim ile ilgili meclistir.<br />
g) Encümen-i Dâniş: 1851 'de Avrupa eğitimi ile temasa geçmek, telif<br />
ve tercüme etmek; gerekli kitapları belirlemek üzere kurulan meclis.<br />
Bazı belgelerde Amerikalı bir üyesinin olduğu da belirtilmektedir.<br />
h) Maarif-i Umumiye heyeti: 1864<br />
1- Mekatib-i Subyâni Müslime Komisyonu: Haftada iki gün toplanıp kız<br />
mektepleriyle ilgili İslâm'a ait yazılmış kitapları görüşür.<br />
2- Mekatib-i Rüştiye ve Adliye Komisyonu: Bütün teba'a çocuklarının<br />
eğitim işleriyle ilgilenen komisyonun adıdır. (Gayri Müslim üyeleri de<br />
vardır) (117)<br />
ı) Meclis-i Meşâyıh: 1864 Tekkelerle ilgili olarak devlet kontrolünde<br />
kurulmuştur. (118)<br />
(115) Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, c. IX, Üçdal Neşriyat, Emir Basın Yayın Pazarlama Ltd.<br />
Şti., İstanbul, 1996, s., 426.<br />
(116) Zengin, Tanzimat Dönemi Örgün Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi. s., 37<br />
(117) Krş. Ergin, a.g.e., s. 18-35. Akyüz. Türk Eğitim Tarihi, s. 208-213.<br />
(118) Gündüz, Osmanlıda Devlet Tekke Münasebetleri, s. 155.
28<br />
i) Meclis-i Kebir-î Maarif: 1869 Büyük Eğitim Meclisi olarak adlandırılan<br />
bu kurul, Maarif-i Umumiye Nizamnamesinde öngörülen, maarifin genel<br />
idare merkezi olarak kurulmuştur. İki daireden oluşmuştur.<br />
1- İlmiye kısmı<br />
2- İdare kısmı<br />
Türkçe’yi iyi bilen ve bir yabancı dile vakıf olan 8 dahili ve yeterince harici<br />
üye ve bir katipten oluşan bu meclisin tabii üyeleri arasında ilmiye dairesinin yüksek<br />
mekteplerinin nazır ve müdürleri yer almaktaydı. Ayrıca 1869 Nizamnamesine göre<br />
Meclis-i Kebir-i Maarifin şubesi ve icra organı olarak il düzeyinde maarif<br />
müdürünün başkanlığında maarif meclisleri kurulmuştur. (119)<br />
j) Islah-i Mekatip Komisyonu: (1870) Meclis-i Kebir-i Maarifin ilmiye<br />
ve idare daireleri üyelerinden seçilen dört kişiden oluşan komisyondur.<br />
Sıbyân mekteplerinin tanzimi, ıslâhı ve kitap meseleleriyle ilgilenirdi<br />
Araştırmamıza mehaz kabul ettiğimiz ve Tanzimat maarifi üzerine yazılan<br />
eserlerden oluşturmaya çalıştığımız bu meclis sıralamasında, iki önemli nokta göze<br />
çarpmaktadır. Birincisi, Bunalım ve arayıştan olacak ki, kısa dönemde birçok<br />
oluşum ortaya çıkmıştır. İkincisi ise bu arayışların hiç birinde açıktan ahlâk öğretimi<br />
ile ilgili bir düzenlemenin yapılmamış olmasıdır. Maarif-i umumiye heyetinin,<br />
Mekatib-i Sıbyân-ı Müslime komisyonunun İslâm konusunda yazılmış kitapları<br />
görüşmesi ahlâk öğretimi açısından istisna olarak kabul edilebilir. Bu meclislerin<br />
hiçbirinde özellikle ahlâk öğretimi ile ilgili bir gündemin olmaması; o günkü<br />
şartlarda ahlâk öğretimi ile ilgili bir problemin olmaması olarak da düşünülebilir.<br />
3.2.1.2. Talimatnamelerde Ahlâk Öğretimi (120)<br />
Bu dönemde en çok dikkati çeken bir başka husus layihaların yayınlanmasıdır.<br />
Tanzimat döneminde yayımlanan layiha ve talimatnamelerde ahlâk öğretimi ile ilgili<br />
bir düzenlemenin olup olmadığını araştırdık<br />
1) 1824 II. Mahmut'un İstanbul ve çevresi için yayımladığı dar çerçevede<br />
ilköğretimin zorunlu olmasıyla ilgili ferman.<br />
(119) Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s. 32.<br />
(120) Krş. Bu bölüm Nafi Atıf Kansu'nun Türkiye Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, Cahit<br />
Yalçm Bilim’in, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, Cavit<br />
Binbaşıoğlu'nun Türkiye'de Eğitim Bilimleri Tarihi, Yahya Akyüz'ün Türk Eğitim<br />
Tarihi isimli eserlerin Tanzimat başlığındaki açıklamalardan çıkarılarak tarih sırasına göre<br />
yazılmıştır.
29<br />
2) 1839'da Meclis-i Umur-ı Nafıa tarafından yayımlanan layiha.<br />
3) 1845 Abdülmecit tarafından yayımlanan eğitimle ilgili bir Hatt-ı Hümayun.<br />
4) 1846 yılındaki yönetmelik (layiha).<br />
5) 1847 İlkokul yönetmeliği: Tanzimat döneminin resmi eğitim anlayışı bu<br />
belgeden çıkarılabilir. (121)<br />
6) 1850'de Abdülmecit tarafından yayımlanan bir tamimle çocukların<br />
yönlendirilmesi.<br />
7) 1851 DarülMuallimîn Nizamnamesi: Öğretmen okullarının ilk yasası<br />
kabul<br />
edilir. Yahya Akyüz tarafından bulunup yayımlanmıştır. (122)<br />
8) İrade-i Seniyye. Sıbyân mektepleri ile ilgili ıslahat nizamnamesi.<br />
9) 1867 tarihli Ali Paşa tarafından yayımlanan layiha.<br />
10) 1868 Galatasaray Sultânîsinin üç dilde ilân edilen 10 maddelik<br />
nizamnamesi. (123)<br />
11) 1869 Maarıf-i Umumiye Nizamnamesi.(Ayrı bir başlıkta daha detaylı bir<br />
bilgi verilecektir.)<br />
12) 1870'de yayımlanan mekteplerde okutulacak telif ve tercüme eserlerin<br />
özelliklerinden bahseden 13 maddelik nizamname.<br />
13) 1876 Meclis-i Maarif tarafından yayımlanan, teftiş içerikli kız liseleri ile<br />
ilgili öğrencilerin takibi hakkında bir düzenleme.<br />
1869 Maarif-i Umumiye nizamnamesi dışındaki layiha ve emirlerde<br />
özellikle ahlâk öğretimi anlayış ve uygulamaları hakkında geniş bilgi<br />
verilmemektedir. Bazılarında ise öğrencilerin ahlâki yönden takibi ile ilgili<br />
düzenlemeler göze çarpmaktadır. Bununla birlikte dinî kitaplarla ilgili hususları<br />
belirleyen düzenlemelerin arasında ahlâk derslerinden bahsedilmektedir. 1870'de<br />
yayımlanan mekteplerde okutulacak kitapların özellikleri ile ilgili 13 maddelik<br />
nizamnamede; Ahlâk risaleleri de okutulacak kitaplar arasında sayılmıştır. (124)<br />
(121) Cavit Binbaşıoğlu, Türkiye'de Eğitim Bilimleri Tarihi, M.E.B. İstanbul, 1995. s. 37.<br />
(122) Binbaşıoğlu, a.g.e., s. 23.<br />
(123) Bkz. Bilim. Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s. 37-54.<br />
(124) Bilim, a.g.e., s. 41.
30<br />
3.2.1.3. Kurulan İlmî Cemiyetler ve Ahlâk Öğretimi<br />
Tanzimat Dönemi’nde kurulan bazı cemiyetlerin faaliyetleri arasında eğitim ve<br />
ahlâk öğretimi içerikli uygulamalar göze çarpmaktadır. Bu nedenle o dönemde<br />
kurulan cemiyetlerin bir kısmına değinmeye çalıştık.<br />
1) Beşiktaş Cemiyet-i İlmiyesi: İlim ve marifete hevesli kimselere, ilim tahsil<br />
etmek ve ettirmeyi deruhte etmek üzere kurulmuştur. Gelirlerini azaların aidatları<br />
ile karşılayan bu cemiyet, Edebiyat ve şiir müsabakaları düzenliyordu. (125)<br />
2) Encümen-i Daniş (1850): Meclis-i Maarifin fevkinde bulunan, mekteplerde<br />
okutulacak kitapları telif ve tercüme ettirmek üzere 40 kişi dahili azası ve sınırsız<br />
harici azası olabilen teşekküldür, Kavaid-i Osmanîye (Fuat ve Cevdet Paşa) ilk<br />
kabul ettiği kitaptır. (126)<br />
3) Cemiyet-i İlmiye-i Osmanîye (1860): Bu cemiyeti Munif Paşa kurmuştur.<br />
Mecmuayı Fünûn'u (aylık mecmua) çıkaran bu cemiyetin amacı dine ve politikaya<br />
ait olan eserlerin dışındaki faydalı eserleri tercüme ve telif etmekti. (127)<br />
4) Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye (1864-65)- Dâruşşafaka: Yusuf Ziya<br />
Bey, Ahmet Muhtar Paşa ve Tevfık Paşa, İslam’ın tekamül ve terakkisini düşünme<br />
endişesinden hareketle bu cemiyeti kurmuşlardır.<br />
Ahlâk öğretimi açısından bu cemiyetlere bakıldığında Cemiyet-i İlmiye-i<br />
Osmanîyenin çıkardığı Mecmua-yı Fünûn'daki ahlâkla ilgili yazılar önemli kabul<br />
edilecek düzeyde idi.<br />
Ayrıca cemiyet-i tedrisiye-i İslamiye'nin kuruluş amacında dini bir öğretim ve<br />
dolayısıyla ahlâkla ilgili bir sonuç elde edilmekteydi. Bu cemiyetin açtığı ilk halk<br />
mektebi olan 3 yıl süreli Valide Mektebidir. Bu okulun programında dini derslerin<br />
yanında muhasebe yönü olan dersler de yer alıyordu.<br />
Daha sonra Galatasaray (1867) Sultânîsinin alternatifi olarak 1873'de<br />
Dâruşşafakayı açmışlardı. Öksüzlere mahsus kurulan 8 yıllık tahsil müddeti olan bu<br />
okulun programına fen şubesi ve telgrafçılıkla ilgili bazı dersler ilave edilmişti.<br />
Asıl amaç, İslâm yetimlerine mahsus olmak üzere bir talim ve terbiye<br />
müessesesi haline getirmekti. (128)<br />
(125)<br />
Krş. Kansu, Türkiye Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, s., 125; Orhan Türkdoğan,<br />
Bilimsel Değerlendirme ve Araştırma Metodolojisi M.E.B.Y. No: 869, M E Bsm.,<br />
İstanbul, 1995, s., 249.<br />
(126) Bkz. Kansu, a.g.e., s. 125.<br />
(127) Kansu, a.g.e., s. 126.<br />
(128) Kansu, a.g.e., s. 127. 128
31<br />
Bu mektep programlarında dini bir eğitim verildiğinden ahlâk öğretimine<br />
doğrudan veya dolaylı olarak katkı sağlamışlardır. Zorlama olmayan bir yorumla tabii<br />
olarak bu sonuç ortaya çıkmaktadır.<br />
Kuruluş amaçlarına ve faaliyetlerine bakıldığında; diğer iki cemiyette de<br />
(Beşiktaş Cemiyet-i İlmiyesi, Encümen-i Daniş) ahlâk öğretimi açısından en<br />
azından açıkça bir ifadeye yer verilmediği gözükmektedir.<br />
3.2.1.4. Eğitimle İlgili Mercîler ve Ahlâk Öğretimi<br />
1) Mekatib-i Rüştiye Nezâreti: (1839) Şeyhul İslâm’ın denetimi altında<br />
ve Evkaf Nezaretinin bünyesi içinde bir Genel Müdürlük olan bu makam<br />
Rüştiyelerle beraber gündeme gelmişti. (129)<br />
2) Mekatib-i Umumiye Nezareti: (1846) Adı nezaret de olsa bir Genel<br />
Müdürlük mahiyetindeydi. 1846'lardan sonra bu mevkinin işleri de Mekatib-i<br />
Umumiye Nezaretine devrolunmuştur. (130)<br />
3) Maarif-i Umumiye Nezareti: (1857) Bu yetki Meclis-i Vukelâ'ya<br />
(Bakanlar Kurulu) dair bir Nazır tarafından kullanılıyordu. Mekatib-i Umumiye<br />
nezaretini de bünyesine alan bu örgüt Bakanlık (nazırlık) düzeyinde ilk eğitim<br />
kuruluşudur. İlk maarif Nazırı Abdurrahman Sami Paşa'dır. (1857-1861). İlk<br />
müsteşar da ünlü bilim adamı Hayrullah Efendidir. (131)<br />
Bu oluşumlar içerisinde din öğretiminden bağımsız bir ahlâk öğretiminden<br />
bahsedilmemektedir.<br />
(129) Krş. Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s. 208.; Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, s., 396.<br />
(130) Akyüz, a.g.e.. s. 209.<br />
(131) Akyüz, a.g.e., s. 209.
32<br />
3.2.1.5 Nâzırlar (Bakanlar)<br />
Tanzimat Dönemi Maarifinin daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla o<br />
dönemin birinci derecede maarifinden sorumlu görevlilerin ne kadar süre görevlerini<br />
sürdürdüklerini görmeye çalışacağız.<br />
Tanzimat Döneminin Maarif Nazırları sık sık değiştirilmekte idi. Bu nedenle<br />
değişikliklerin gözükmesi bakımından o dönemin Maarif Nazırlarını, yaptıkları<br />
görev tarihi itibariyle sıralayacağız.<br />
1- Abdurrahman Sami Paşa : 1857 – 1861<br />
2) Ahmet Kemal Paşa : 1861 – 1862<br />
1865 – 1867<br />
1871 – 1872 Ocak<br />
1872 – Aralık 1873<br />
3) Mustafa Fazıl Paşa : 1862 – 1863<br />
4) Nevres Paşa : 1863 – Ocak – Haziran<br />
1865 – Mart – Haziran<br />
5) İbrahim Osman Paşa : 1863 – 1865<br />
6) Abdülatif Suphi Paşa : 1867 – 1868<br />
7) Safvet Paşa : 1868 – 1871<br />
1874 – 1875<br />
1874 – 1876<br />
8) Derviş Paşa : 1872 – Ocak – Haziran<br />
9) Ahmet Vefik Paşa : 1872 – Haziran – Aralık<br />
10) Cevdet Paşa : 1873 – 1874<br />
1875 – Haziran - Aralık<br />
11) Arif Paşa : 1875 – Ocak – Haziran (132)<br />
Tanzimat Dönemi’nin son Maarif Nazırı 1876 yılında tekrar göreve gelen Safvet<br />
Paşa’dır. (133)<br />
37 yıllık Tanzimat döneminde iki padişahın uygulamaları vardı. 1839-1861<br />
Abdülmecit dönemi ile 1861-1876 Abdülaziz yılları Tanzimat uygulamalarının<br />
olduğu dönemdir.<br />
İki padişahın hüküm sürdüğü Tanzimat dönemine eğitim alanında damgasını<br />
vuran Maarif-i Umumiye Nizamnamesi, Safvet Paşa’nın Nazırlığı döneminde<br />
(132) Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 94.<br />
(133) Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, s., 397.
33<br />
yayımlanmıştır. Tanzimat döneminin ilk maarif nazırı Abdurrahman Sami Paşa<br />
(1857), son maarif Nazırı ise Safvet Paşa’dır. (1876) 19 yıllık Maarif Nezareti<br />
döneminde değişik 12 Nazır, birden fazla görevlendirmelerle ise, toplam 19 civarında<br />
Nazır (bakan) görevlendirilmişti.<br />
Nezaret mevkiinde yaşanan bu sık değişiklikler, yaklaşık her yıla bir bakanın<br />
düşmesi, bize o dönemin istikrar ve zorluğu hakkında önemli sayılacak bilgi<br />
vermektedir. Genel olarak eğitim-öğretim ile ilgili yaşanan bu istikrarsızlıkların ahlâk<br />
öğretimini de etkilediğini düşünmekteyiz.<br />
3.2.2. Tanzimat Döneminde Eğitimde Yapılan Yenilikler<br />
Çalışmamızı sürdürürken yaptığımız taramalarda karşılaştığımız ve yenilik<br />
olarak tespit edilen hususları şöylece sıralayabiliriz:<br />
3.2.2.1. Anadilde Eğitim<br />
Tanzimat ile beraber gelen yeniliklerin başında Türkçe’nin eğitim dili olması ve<br />
öğretilmesi keyfiyetidir.<br />
“Tanzimat ve 1876 yıllarının sonrası okullaşmanın Türkçe’nin öğretilmesinde<br />
ivme kazandırdığı” (134) gerçeği hemen hemen her fırsatta belirtilmektedir.<br />
Tanzimat’ın tedrisatta yaptığı en büyük ve en hayırlı inkılap olarak anadilin<br />
eğitim dili olarak kabul edilmesi (135) hususiyetidir.<br />
3.2.2.2. Millî Kimlik Uyanışı<br />
Türklük henüz belirsiz olarak ve tarih merakı halinde uyanmaya başladı. (136)<br />
3. 2.2.3. Eğitimde Laikleşme<br />
1793’de Mühendishane-i Berr-i Hümayun ile başlayan, 1834’de Mekteb-i<br />
Fünûn-i Harbiye’yle devam eden, Tanzimat’ın ilk yıllarında rüştiyelerle beraber daha<br />
da belirginleşen eğitim uygulamaları, Türk eğitiminde laik eğitimin temelini<br />
oluşturmaktadır. (137)<br />
(134) Nesimi Yazıcı, Osmanlı Son Döneminde Libya’da Türk Dilinin Öğretimi Üzerine Bazı<br />
Gözlemler, Belleten, LIX, T.T.K.Bsm., sayı 224, Nisan, 1995, Ankara 1995, s.,124.<br />
(135) Antel, Tanzimat Maarifi, s., 21.<br />
(136) Ülken, Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi, s., 64.<br />
(137) Krş. Binbaşıoğlu, Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi, s.,34-39; Bilim, Tanzimat Devrinde<br />
Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s.,35; Zengin, Tanzimat Dönemi Örgün Eğitim<br />
Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi, s., 208-212.
34<br />
3.2.2.4. Tedris Usulleri<br />
1) Mektep Binaları, eğitimde muhtelite (karışık ders işleme), enfaride (ferdi)<br />
ve mütekabile (bir üst sınıf öğrencinin ders vermesi) yerine müttehide (sınıf ve toplu<br />
eğitim) uygulanması. (138)<br />
2) Öğretmen kürsüsü, kara tahta, yazı tahtası, okul sıraları, yer küresi vs. ders<br />
araçlarında yer alması. (139)<br />
3) Kâğıt, mürekkep, hat (140) araç gereçleri.<br />
4) Ezber okuma yerine anlama okuması. (141) Kimden okudun yerine ne<br />
okudun? Ve müfredatın ağırlık kazanmaya başlaması.<br />
5) Öğretmenliğin devlet memurluğu statüsüne kavuşması (142)<br />
6) İlköğretim zorunluluğu (1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile, II.<br />
Mahmut döneminde (1824) olan İlköğretim zorunluluğu umuma teşmil<br />
edilmiştir.) (143)<br />
7) Kızların eğitimi: (144) Resmen kızların eğitim gördüğü dönem Tanzimat ile<br />
başlamıştır.<br />
Bizim tespit edemediğimiz başka yenilikler olabilir. Ancak biz çalışmamızın<br />
sınırlarını aşacağı düşüncesiyle tespit edebildiğimiz kadarını vermekle yetineceğiz.<br />
3.2.3. 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ve Ahlâk Öğretimi<br />
Örgün eğitimin günümüze uzanan eğitim uygulamaları Tanzimat Döneminde<br />
yayımlanan 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile şekillenmiştir. 1869<br />
Nizamnamesi Osmanlıda, eğitim-öğretim alanında önemli bir dönüm noktasıdır.<br />
Bugünkü eğitim-öğretimin geldiği nokta itibariyle bir milattır.<br />
(138) Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s. 43<br />
(139) Kansu, Türk Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, s. 86.<br />
(140) Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s. 244<br />
(141) Binbaşıoğlu, Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi, s. 45.<br />
(142)<br />
Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 76.<br />
(143)<br />
Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, c. VI, A.K.D. ve T.K., T.T.K.Y., 3.Baskı, Ankara, 1983,<br />
s., 168.<br />
(144)<br />
Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, s., 293.
35<br />
“Maarif-i Umumiye nizamnamesi Safvet Esat Mehmet Paşa’nın (1814-1883)<br />
çalışmalarıyla vücuda gelmiştir. Kemal Paşa’nın riyasetinde Sadullah Paşa, Dadyan<br />
Artin Efendi, Recai Zade Ekrem Bey, Ebuziyya Tevfik Bey, Mehmet Mansur ve<br />
Dragon Tzankoff efendilerden mürekkep olan, Şuray-ı Devlet Maarif dairesince<br />
hazırlanan bu Nizamname, bilhassa Fransız maarifinden mülhem idi. Fransız Maarifi<br />
Umumiyesinin büyük ihtilalden (1789) beri geçirmiş olduğu safhalar tetkik edilerek<br />
ve memleketin hali gözönünde bulundurularak tertip olunmuştur. Nizamname ve<br />
mazbatası Sadullah Paşa tarafından yazılmıştır.” (145)<br />
Metin olarak, 5 bab, 3 kısım, 5 fasıl ve 198 maddeden meydana geliyordu. (146)<br />
“Maarif-i Umumiye Nizamnamenin yedi hususu öne çıkmaktadır.” (147)<br />
Maarif-i Umumiye Nizamnamesinde hangi derslerin okutulacağı belirtilirken<br />
ahlâk derslerinin okutulacağı okullarla ilgili maddelerde açıklanmaktadır.<br />
Nizamnamenin altıncı maddesinde sıbyân mekteplerine ve mekteplerde<br />
okutulan ahlâk dersine yer verilmiştir. 23. maddede ise rüştiyelerdeki ahlâk<br />
öğretimine yer verilmiştir. Nizamnamenin 80 ve 81. maddelerinde ise Darul<br />
Funun’da okutulan dersler ve Dar’ul Fünûn bünyesinde açılan Hikmet ve Edebiyat<br />
şubesinde İlm-i Ahlâk dersine yer verilmiştir. Maarif-i Umumuye Nizamnamesinde<br />
okullarda okutulacak ahlâk dersleriyle ilgili açıklamaları söz konusu maddelerde<br />
mevcuttur.<br />
Maarif-i umumiye nizamnamesinin maarif teşkilatı şöyleydi.<br />
MAARİF NAZIRI<br />
1- Meclis-İ Kebir-i Maarif<br />
İlmiye Dairesi<br />
İdare Dairesi<br />
2- Vilayet Maarif Meclisleri<br />
3- Muhasebe ve Maarif Sandıkları<br />
Çizelge 3.2.3.1. (148)<br />
(145) Kansu, Türk Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, s. 130<br />
(146)<br />
Krş. Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s. 31-35, Orijinal<br />
Metin, Atatürk Ü., Seyfettin Özege Bölümü, Düsturlar c. II, s. 184-219.<br />
(147) Geniş bilgi için Bkz. Kansu, Türk Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, s. 132.<br />
(148) Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s. 32
36<br />
1869 öncesi Türk Eğitim Sisteminin Yapısı’yla ilgili aşağıdaki iki çizelgeyi<br />
Mukayese açısından aktarıyoruz:<br />
Çizelge 3.2.3.2. (149)<br />
(149)<br />
Hasan Ali Koçer, Türkiye’de Modern Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi (1773-1923),<br />
M.E.B., M.E.Bsm. İstanbul, 1992, s., 63.
37<br />
Çizelge 3.2.3.3. (150)<br />
Yukarıda verilen çizelgeler 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ve öncesine<br />
ait genel durumu ortaya koymaktadır.<br />
(150)<br />
Koçer, Türkiye’de Modern Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi, s., 87.
38<br />
3.3. Tanzimat Dönemi Eğitim-Öğretim Kurumları<br />
Çalışmamızın kaynaklarında belirtilen ortak kanaate göre, Tanzimat Dönemi<br />
eğitim kurumlarını Tanzimat Öncesi devam eden eğitim kurumları ile Tanzimat<br />
Dönemi açılan Batı tarzı mektepler oluşturmaktadır.<br />
Tanzimat öncesi eğitim-öğretim kurumları şunlardır:<br />
1) Sıbyân mektepleri<br />
2) Medreseler<br />
3) Diğer tahsil yerleri<br />
a) Camiler<br />
b) Tekkeler<br />
c) Hükümet daireleri<br />
d) Kütüphaneler<br />
e) Vezirlerin ve gezginlerin evleri<br />
f) Alim ve mütefekkirlerin evleri v.b.<br />
4) Mesleki mektepler<br />
5) Askeri mektepler<br />
6) Sivil mektepler (151)<br />
Tanzimat devri eğitim kurumları anlatılırken öncekilerin devamından bahisle<br />
şöyle deniyor: “Tanzimat devri eğitim kurumlarının temelini, eskileri yıkmadan yeni<br />
eğitim kurumları teşkil etti. Tanzimatçılar var olan medreselerin varlığına<br />
dokunmadan, hatta onların tesiri altında çoğu zaman aynı hocalarla, bazen Avrupa’ya<br />
göndererek, Avrupa tipi mekteplerin açılmasını sağladılar.” (152) Bu yönü ile<br />
bakıldığında Tanzimat Öncesi dönem, Tanzimat’a etki etmeye devam etmekteydi.<br />
Tanzimat’ta en belirgin olan ve en çok öne çıkan hususlardan biri de Gayr-i<br />
Müslimlere karşı müsamahakar davranmanın çok ötesinde, büsbütün onların<br />
(151)<br />
Geniş bilgi için Bkz. Ergin, Türk Maarif Tarihi, c. I– II, s., 5-407<br />
(152)<br />
Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s. 78
39<br />
lehine çevrilmiş olan uygulamalardı. Eğitimle ilgili birçok konuda Gayr-i<br />
Müslimlere, eşit veya daha imtiyazlı katılımlar sağlanmıştır. (153)<br />
Tanzimat dönemi öncesinden gelen ve Tanzimat’la devam eden eğitimöğretim<br />
kurumlarının bir kısmı Cumhuriyete kadar devam etmiştir.<br />
Tanzimat dönemi eğitim kurumlarını Nafi Atuf, Mektepler başlığında bir<br />
çizelge ile aktarmıştır. (Çizelge 3.3.1), (154) Aynı kitabın başka sayfalarında yer alan<br />
çizelgeyi eklenmeyenleri de biz şemaya ekledik. (Çizelge 3.3.2).<br />
Mekteplerin dışındaki eğitim müesseselerini de maarifin içinde<br />
değerlendirerek daha geniş ve kapsamlı bir çizelge oluşturduk. Böylece Tanzimat<br />
maarifini bir çizelgede bütün olarak görmeye çalıştık. (Çizelge 3.3.3).<br />
Eğitim tarihi kaynaklarında Tanzimat maarifi daha çok mektepler ve<br />
medreseler olarak belirtilmektedir. Oysa o dönemde eğitim adına devam eden<br />
Tekkeler ile diğer eğitim mekânlarının (cami, kütüphane vs.) faaliyetlerine de<br />
müdahale edilmedi.<br />
Tanzimat dönemi maarifini tüm kapsamıyla ifade edeceğini düşündüğümüz<br />
(3.3.3) nolu çizelgeyi en son olarak, daha önceki (3.3.1-3.3.2) çizelgelere<br />
dayandırarak oluşturduk ve aşağıda verdik.<br />
Örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ahlâk öğretimini bu çerçevede ortaya<br />
koymaya çalıştık.<br />
(153)<br />
Antel, Tanzimat Maarifi, s. 84..<br />
(154)<br />
Krş. Kansu, Türk Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, s. 136, 171; Ergin, Türk Maarif<br />
Tarihi, s. 375.
40<br />
Mektepler<br />
Gayri Resmi<br />
M.ektepler<br />
(Hususi<br />
Mektepler<br />
Resmi Mektepler<br />
Ecnebi M. Gayrimüslim M. Hususi İslam<br />
Yüksek M. İst. Kız San. M. Galatasaray<br />
Sultânîsi<br />
İdâdî Rüştiye M. İptidai Sıbyân<br />
M..<br />
Şahısların İdaresindeki M. Cemaat ve Patrikhane İdaresindeki M.<br />
M: Bahriye-i Ş. Kayli Ticaret-i B. Kaptan<br />
M. Mergut<br />
MF.N. M. H. Dr. Z. MG. N.<br />
Liva İdâdîleri<br />
Darul<br />
Muallimîn<br />
Darul<br />
Muallimat<br />
Müh. Berri<br />
Hümayün<br />
ve Hendesei<br />
Mül.<br />
M. Tıbbiyei<br />
Şah.<br />
Halkalı<br />
Ziraat M.<br />
Vilayet İdâdîleri<br />
Vilayet<br />
Sıbyân<br />
Dârülmualli<br />
mîni<br />
İptidai<br />
Dârülmualli<br />
mîni<br />
İstanbul<br />
M. Harbiye<br />
Mülkiye<br />
Baytar M.<br />
Rüşdi<br />
Dârülmualli<br />
mîn İstanbul<br />
Ali<br />
Dârülmualli<br />
mîn İstanbul<br />
Tıbbiye-i<br />
Mülkiye M:<br />
M. Hukuk<br />
M. Mülkiye<br />
Çizelge 3.3.1. (155)<br />
(155) Kansu,, Türk Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, s., 136; 171.
41<br />
Mektepler<br />
Gayri Resmi<br />
M.ektepler<br />
(Hususi<br />
Mektepler<br />
Resmi<br />
Mektepler<br />
Ecnebi M.<br />
Gayrimüsli<br />
m M.<br />
Hususi<br />
İslam<br />
Yüksek M.<br />
İst. Kız San.<br />
M.<br />
Galatasaray<br />
Sultânîsi<br />
İdâdî Rüştiye M. İptidai<br />
Sıbyân M..<br />
Şahıslar<br />
ın<br />
İdaresin<br />
deki M.<br />
Cemaat<br />
ve<br />
Patrikha<br />
ne<br />
M.<br />
Bahriye<br />
-i<br />
Ticareti<br />
Tersanede<br />
Makine<br />
Ameliyatı<br />
Nehari<br />
Ticaret<br />
Kaptan M.<br />
MF.N. M. H. Dr. Z.<br />
MG. N.<br />
İst. San. M.<br />
Liva<br />
İdâdîler<br />
i<br />
Askeri<br />
Rüştiye<br />
Darul<br />
Mualli<br />
mîn<br />
Darul<br />
Mualli<br />
mat<br />
Müh.<br />
Berri<br />
Hümay<br />
ün ve<br />
M.<br />
Tıbbiye<br />
-i Şah.<br />
Halkalı<br />
Ziraat<br />
M.<br />
Vilayet<br />
İdâdîler<br />
i<br />
Vilayet<br />
Sıbyân<br />
Dârülm<br />
uallimîn<br />
İptidai<br />
Dârülm<br />
uallimîn<br />
i<br />
M.<br />
Harbiye<br />
Mülkiy<br />
e Baytar<br />
M.<br />
Askeri<br />
İdâdîler<br />
Rüşdi<br />
Dârülm<br />
uallimîn<br />
İstanbul<br />
Ali<br />
Dârülm<br />
uallimîn<br />
İstanbul<br />
Tıbbiye<br />
-i<br />
Mülkiy<br />
e M:<br />
M.<br />
Hukuk<br />
M.<br />
Mülkiy<br />
e<br />
Çizelge 3.3.2. (156)<br />
(156) Kansu,, a.g.e., s., 136, 171.; Ergin, Türk Maarif Tarihi, s., 375.
42<br />
TANZİMAT MAARİFİ<br />
MEKTEPLER<br />
(Şema 2.)<br />
MEDRESELER TEKKELER DİĞER EĞİTİM<br />
Camiler<br />
Hükümet Daireleri<br />
Kütüphaneler<br />
Vezirlerin ve Zenginlerin<br />
Evleri<br />
Alim ve Mütefekkirlerin Evleri<br />
Çizelge 3.3.3.
43<br />
3.4. Tanzimat Dönemi Ahlâk Öğretimi (1839-1876)<br />
Buraya kadar Osmanlı’nın Batı’ya açılma dönemi olan Tanzimat’ı eğitim<br />
öğretimdeki oluşumlarıyla kurumsal bir yaklaşımla ortaya koyarak, etkileşimle gelen<br />
yenilikler üzerinde durmaya çalıştık. Böylece ahlâk öğretimi açısından bize yardımcı<br />
olacak materyaller aradık.<br />
Tanzimat dönemi ahlâk öğretiminin bize göre üç hususiyeti vardır:<br />
1- Önceden beri devam edegelen İslam eğitim kurumları (157) diyebileceğimiz<br />
kurumların faaliyetlerine dokunulmamıştır.<br />
2- Toplumun dinî yapısından ve geleneksel yaşayış tarzından kaynaklanan<br />
ahlâkî yapısı bu dönemde de devam etmiştir.<br />
3- Batı tarzı mekteplerin gelişiyle yeni ve eskinin karşılık etkileşimi.<br />
Tanzimat Dönemi’ne ait çatışma ve anlaşmazlıkların temelinde Batı’dan neyin<br />
ne kadar ve nasıl alınacağı konusundaki belirsizlik yatmaktaydı. Bir kısmı tamamen<br />
dinden ayrı bir müfredatı, bir kısmı hem din, hem de bilimin müfredata yansımasını<br />
savunuyordu. (158)<br />
Bu genel tablodan hareketle Tanzimat Dönemi Ahlâk Öğretimi’ni örgün ve<br />
yaygın eğitim kurumları ile yazılı basında irdeleyerek değerlendirmeye çalışacağız.<br />
(157)<br />
Krş., Ahmet Çelebi, İslam’da Eğitim-Öğretim Tarihi, M.E.B., Damla Y., İstanbul, 1976, s.,<br />
65-166; Abbas Çelik, Din Eğitiminde Tarihsel Yaklaşımlar, Kültür Eğitim Vakfı<br />
Yayınevi, Erzurum, 2001, s., 36-62; Ziya Kazıcı, Ana Hatlarıyla İslam Eğitim Tarihi, Bir<br />
Yayıncılık, No:7, Zafer Matbaacılık, İstanbul, 1983, s., 20-56; Cahit Baltacı, XV-XVI.<br />
Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, M.Ü.İ.F.Y. No: 198, 2.Baskı, c. I, İstanbul, 2005, s.,<br />
26-49.<br />
(158)<br />
Yüksek Yetenek, www.yetenek.com, 1856-1879 Döneminde Osmanlı Milli Eğitim<br />
Sisteminde Reform Çalışmalarının Yapısı ve Seyri, Ocak, 1997, s.,12.
44<br />
3.5. Örgün Eğitim Kurumlarında Ahlâk Öğretimi<br />
3.5.1. Medreseler<br />
İslam eğitim-öğretim tarihinde Medrese önemli bir yer tutar, hem akli ilimlerin<br />
hem de nakli ilimlerin inkişafında medreseler fonksiyonel olmuş, büyük simaların<br />
yetişmesini sağlamıştır.<br />
XI.yy.’ın sonlarında Selçuklular’ın kurup geliştirdiği medreselerin (159) daha<br />
öncelere dayanan oluşumları (160) giderek büyük müesseseler haline gelmiştir.<br />
Osmanlılar döneminde de etkin olan medreselerin zamanla gerileme dönemi<br />
olmuş ve ıslahata muhatap (161) olmuşlardır.<br />
Osmanlıda medrese dendiğinde yüksek öğretim (162) akla gelmekle beraber,<br />
kaynaklarda daha çok orta ve yüksek öğretim (163) ifadesi kullanılmakta, bazen de ilk,<br />
orta ve yüksek öğretim (164) şeklinde geçmektedir.<br />
Kaynaklarda Osmanlı Medreseleri için; Yegâne ilim menbaı olarak, her türlü<br />
ilmin okutulduğu (165) , okutulan derslerin değişik şekilde sınıflandırılarak daha çok<br />
nakli ilimler olarak kabul edildiği ve bu derslerin arasında ahlâk dersinin de olduğu<br />
(166) belirtilmektedir.<br />
Eğitim alanında …toplumun ve devletin asıl yükünü medreseler<br />
taşımaktaydı. (167)<br />
(159)<br />
Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, c. 10., s., 291.<br />
(160)<br />
Bkz. Baltacı, XV ve XVI.yy.larda Osmanlı Medreseleri, M.Ü.İ.F.Y. No: 198, 2.Baskı,<br />
İstanbul, 2005, s., 60-63.<br />
(161)<br />
Bkz. Atay, Osmanlıda Yüksek Din Eğitimi, s., 130-154.<br />
(162)<br />
Krş. Neşet Çağatay, Tük Yükseköğretim Tarihine Genel Bir Bakış; Belleten LIV, T.T.K.,<br />
T.T.K.Bsm., Aralık, 1990 sayı: 211, Ankara, 1991, s., 1211; Ramazan Buyrukçu, Din<br />
Görevlisinin Mesleğini Temsil Gücü, T.D.V.Y. No: 166, Ankara, 1995, s., 88.<br />
(163)<br />
Krş. Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, s., 292; Krş. Cahit Baltacı, XV ve XVI. Yüzyıllarda<br />
Osmanlı Medreseleri, s., 63-71.; Atay, Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, s., 231-241.<br />
(164)<br />
Ekrem Üçyiğit, Batı ve Doğu Medeniyetleri Arasında Tarih Boyunca Türkiye’de Milliyet,<br />
Din ve Devrim, DİN ve BİZ, İş Matbaacılık ve Tic., 1.Kitap, Ankara, 1968, s., 118.<br />
(165)<br />
M. Şerafettin Yaltkaya, Tanzimat’tan Evvel ve Sonra Medreseler, Maarif Matbaası, İstanbul,<br />
1940, s., 2.; Krş. Abdulhak Adnan Adıvar, Osmanlı Türklerinde İlim, Remzi Kitabevi,<br />
İstanbul, 1943, s., 6.<br />
(166)<br />
Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 6.<br />
(167)<br />
Krş. Bilgin, Türkiye’de Din Eğitimi ve Liselerde Din Dersleri, Emel Matbaacılık, Ankara,<br />
1980, s., 28.; Hasan Ali Koçer, Türkiye’de Modern Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi (1773-<br />
1923), M.E.B.Y., M.E.Bsm., İstanbul, 1992, s., 9-15.
45<br />
Klasik Osmanlı Medreselerinin programlarına bakıldığında 1457-1914 yılları<br />
arasında aynı sistemin uygulandığı görülür. 1914’ten sonra yeni bir sistem ve<br />
program uygulanmıştır. (168)<br />
XVI. ve XIX. asır ortalarına kadar klasik medrese eğitiminin aşamaları aşağıda<br />
belirtildiği gibi 12’ye ayrılmıştı:<br />
İbtiday-i hâric, Hareket-i hâric, İbtidây-ı dâhil, Hareket-i dâhil, Mûsıla-i Sahn,<br />
Sahn-ı Seman, İbtidây-ı altmışlı, Hareket-i altmışlı, Mûsıla-i Süleymâniyye,<br />
Havâmis-i Süleymâniyye, Süleymâniyye, Dârülhadîs. (169)<br />
Osmanlılarda ilk yenileşme hareketlerine kadar Klasik Osmanlı<br />
medreselerinde öğretim kademelerinde; Sarf, Nahiv, Akaid-i Kelâm, Usul-ü Fıkıh,<br />
Kelâm, Fıkıh, Belegad, Hesap, Hendese, Heyet, İlm-i Hikmet, Hikemiyat, Tarih,<br />
Coğrafya, Meânî, Hadîs, Tefsir (170) dersleri okutuluyordu.<br />
1571-1968 Yılları Kıbrıs Türk Maarifi isimli çalışmada Kıbrıs’taki<br />
medreselerde, Kur’an, Tevcid, Kıraat, Hesap (Adi, Bayağı Kesirler, Faiz), Meşk,<br />
Sarf ve Nahv, İlmihal, Tarih, Coğrafya, Arapça, Farsça, Ziraat dersleri, Beyan,<br />
Maksut, Sübha-i Sıbyân, Tuhfe-i Vehbi, Akaid, Mantık, Hikmet-i Tabi’iyye, Tefsir,<br />
İlm-i Hadîs, İlm-i Bedi, Fıkıh, Milel-i Nihal, İlm-i Meani’nin okutulduğu<br />
belirtilmektedir. (171)<br />
Medreselerdeki öğretimin düzeltilmesi amacıyla 1867’de teşekkül eden onbeş<br />
kişilik ilmi bir heyetin yazdığı rapora göre medreselerin programları aşağıdaki gibi<br />
düzenlenmiştir. (172) :<br />
(168)<br />
Atay, Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, s., 214.<br />
(169)<br />
Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, s., 295.<br />
(170)<br />
Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 79.<br />
(171)<br />
Hasan Behçet, Kıbrıs Türk Maarif Tarihi (1571-1968), 1.Baskı, Lefkoşa, Kıbrıs, 1969, s., 26.<br />
(172)<br />
Atay, Osmanlı’da Yüksek Din Eğitimi, s., 189-190.; Krş. Hasan Küçük, Veli Ertan,<br />
Cumhuriyet Devrinde Din Eğitimi, Din Müesseseleri ve Din Alimleri, Türdav Basın<br />
Yayın Ltd. Şti., Doyuran Matbaası, İstanbul, 1976, s., 15-16.; Geniş bilgi için Bkz. Baltacı,<br />
XV-XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, s., 80-99.
46<br />
Yıl – Sınıf Dersler ve Kitaplar<br />
I. Sabah : Emsile, Binâ, Maksûd, İzzî (Sarf)<br />
II. Sabah : Avâmil, İzhâr (Nahiv)<br />
İkindi :<br />
Halebî (Fıkıh)<br />
III. Sabah : İzhâr, Kâfiye (Nahiv)<br />
İkindi :<br />
(Halebî-)<br />
IV-V. Sabah : Kâfiye (Nahiv), İsagoci (Mantık)<br />
İkindi :<br />
Multekâ (Fıkıh)<br />
VI. Sabah : Fenarî, Kavl-i Ahmed (Mantık)<br />
İkindi :<br />
(Multekâ)<br />
VI.-IX. Sabah : Tasavvurât, Tasdîkât (Mantık)<br />
İkindi :<br />
Muhtasar Me’ânî (Belagad)<br />
X.-XII. Sabah : Şerh-i Akâid (Kelâm)<br />
İkindi :<br />
Mır’ât (Usûlu’l-fıkh)<br />
XIII. Sabah : Kadımir (Fizik)<br />
İkindi :<br />
Mutavval (Belagat)<br />
XIV. Sabah : Kadımir (Fizik), Celâl (Kelâm)<br />
İkindi :<br />
Tavzîh (Usûlu’l-fıkh)
47<br />
Tanzimat Dönemi medreselerinde sabah, ikindi ve tatil dersleri şeklinde bir<br />
uygulama vardı.<br />
Sabah derslerinde 1.yüzyıldan 14.yüzyıla kadar, Emsile, Bina, Maksud, İzzi,<br />
Avamil, İzhar, Kâfiye, Câmî, İsagoci, Kul Ahmed (Haşiye), Fenârî, Tasavvurât,<br />
Tasdikât, Şerh-i Akaid, Kadı Mîr, Celâl gibi kitaplar; İkindi derslerinde ise, Halebi,<br />
Mülteka, Muhtesar Meani, Mir’at ve Tarzih okutulmakta; tatil derslerinde ise, Tefsir,<br />
Hadîs, Fıkıh’tan Dürrü’l Muhtar, Dürer, Vaziye, Hüseyniye, Velediye, Alâka, Feride,<br />
Riyaziye’den Hey’et, Hendese, Hât, İnşâ, Talim’ül Muteallim okutuluyordu. (173)<br />
Okutulan Tuhfe-i Vehbi vb. kitapların yanında diğer okutulan kitapların<br />
içindeki bölümlerde de ahlâk öğretimine yer veriliyordu.<br />
Ayrıca medreselerde okutulan dersler ve konular dinî bir yaşantıyla beraber<br />
ahlâk öğretimini de sağlıyordu.<br />
Medreselerin din öğretimi veren kurumlar olma özelliği taşımaları, din-ahlâk<br />
ilişkisi açısından değerlendirildiğinde aynı zamanda ahlâk öğretimi veren kurumlar<br />
olarak düşünülmeleri doğru bir yaklaşımdır.<br />
Cumhuriyet dönemine kadar devam eden bu kurumlar 3 Mart 1924 tarihinde<br />
Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile resmen kapatılmıştır. (174)<br />
(173)<br />
Bkz. Zengin, Tanzimat Dönemi Osmanlı Örgün Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve<br />
Öğretimi, s., 157-159.<br />
(174)<br />
Ahmet Mumcu ve Mükerrem K. Su, T.C.İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, M.E.B., İstanbul,<br />
2001, s., 209.
48<br />
3.5.2. Mektepler<br />
1839-1876 tarihleri arası eğitim-öğretimde dikkat çeken değişim Batı tarzı<br />
mekteplerin uygulamaya konmasıdır.<br />
Bu dönemin mekteplerini ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim şeklinde<br />
ele alacağız. Tanzimat Dönemi mekteplerini açıklarken bütünüyle ele almaya ve<br />
günümüzde devam edenlerin karşılıklarını belirtmeye çalışacağız.<br />
3.5.2.1. İlköğretim<br />
3.5.2.1.1. Sıbyân Mektepleri (Okul Öncesi)<br />
Osman Ergin, “Türk Maarif Tarihi” adlı eserinde Sıbyân Mektepleri için<br />
Darulmuallim, Darulilim, Muallimhane, Mektep, Mektephane, Mahalle Mektebi ve<br />
Sıbyân Mektebi olarak isimlendirildiğini, tahkir amaçlı bazen taş mektep de<br />
denildiğini belirtmektedir. Sıbyân mektepleri beş-altı yaşındaki kız ve erkek<br />
çocuklarının okuduğu tahsil müesseseleri idi. (175)<br />
Yahya Akyüz, “Türk Eğitim Tarihi” isimli eserinde ise Sıbyân Mektepleri<br />
için “İptidai Mektep”, “Mekteb-i İptidaiye”, “Usul-i Cedide Mektebi” ve “Taş<br />
Mektep” tabirlerini kullanmaktadır. (176)<br />
Tanzimat öncesinde Enderun ve medreseden önce çok önemli bir eğitim<br />
kurumu olarak kabul edilen sıbyân mektepleri, Tanzimat döneminde de Osmanlının<br />
en önemli eğitim kurumlarındandı.<br />
Günümüzde ilköğretim bünyesinde yer alan ve okul öncesi olarak<br />
vasıflandırılan sıbyân mekteplerinde o günlerde okutulan kitapların adlarını ve<br />
konularını bulabilmek mümkündür. Ancak bizim ulaşabildiğimiz kaynaklarda hangi<br />
dersin ne kadar süre okutulduğu ve müfredatının ne olduğu konusunda bir bilgiye<br />
rastlanmamıştır. (177)<br />
(175)<br />
Krş. Ergin, Türk Maarif Tarihi, c.I. s., 82-83.; Krş, Baltacı, XV-XVI. Yüzyıllarda Osmanlı<br />
Medreseleri, s., 76-80.; Zengin, Tanzimat Dönemi Osmanlı Örgün Eğitim<br />
Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi, s., 37-46.<br />
(176)<br />
Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 179.<br />
(177)<br />
Zengin, Tanzimat Dönemi Osmanlı Örgün Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve<br />
Öğretimi, s., 171.
49<br />
1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi öncesinde sıbyân mekteplerinde<br />
aşağıdaki dersler okutulmaktaydı:<br />
1) Elifba<br />
2) Kur’ân<br />
3) İlm-i hal<br />
4) Ahlâk risaleleri<br />
5) Türkçe okuma yazma derslerinden ibaretti. (178)<br />
Elifba, Kur’ân ve İlm-i hal derslerinin dolaylı ahlâk öğretimine katkıları<br />
olduğu gibi doğrudan ahlâk öğretimi açısından ahlâk risaleleri dersinin okutulması<br />
önemlidir. O günkü sıbyân mektepleri dini ağırlıklı bir öğretim vermeleri aynı<br />
zamanda ahlâk öğretimini de sağlamaktaydı.<br />
“1863’te yayımlanan bir irade-i seniyye (Talimatname) ile sıbyân<br />
mekteplerinde bir ıslahat çalışması yapılmıştır.” (179)<br />
İlköğretim alanında en esaslı düzenlemelerin yapıldığı, 1869 Maarif-i<br />
Umumiye Nizamnamesinden sonra her mahalle ve köyde bir sıbyân mektebinin<br />
açılması öngörülüyordu. (180)<br />
6-10 Yaş erkekler ile, 7-11 yaşındaki kız çocukları için devam mecburiyeti<br />
yanında, 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile en önemli yenilikler program<br />
konusundaydı. Bu programda dini ve dünyevi bilimler birlikte mütalaa ediliyordu.<br />
programı:<br />
1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesine göre Sıbyân Mektepleri öğretim<br />
1) Elifba<br />
2) Kur’ân<br />
3) Tecvit Dini Bilgiler<br />
4) Ahlâk<br />
5) İlm-i hal<br />
(178)<br />
Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 37; Krş. Zengin, Osmanlı<br />
Örgün Eğitim Kurumlarında Din Eğitim ve Öğretimi, s., 61-70.<br />
(179)<br />
Bilim, a.g.e., s., 41.<br />
(180)<br />
Bilim, a.g.e., s., 41.
50<br />
6) Muhtasar hesap<br />
7) Osmanlı Tarihi 1869 Nizamnamesi ile ilave edilen dersler.<br />
8) Coğrafya<br />
9) Diğer faydalı bilgiler<br />
Sıbyân mekteplerindeki yeni program, dini ve dünyevi özelliğinin yanında<br />
ahlâki öğretim hususiyetini de koruyordu.<br />
1870’de yayımlanan mekteplerde okutulan eserlerin tesiri ve telifiyle ilgili<br />
hususları belirleyen 13 maddelik nizamnamelerde kitapların genel özellikleri<br />
şunlardı: (181)<br />
1) Mümkün olduğunca açık ve sade bir dille yazılacak.<br />
2) Öğrencileri özendirici olacak.<br />
3) Olaylar tarafsız ve yorum yapılmadan olduğu gibi anlatılacak.<br />
4) Çocuklara mutlak vatan sevgisi verilecek.<br />
Bu onüç maddelik nizamnamede öngörülen ve sıbyân mekteplerinde okutulan<br />
kitaplar ve içerikleri şöyleydi:<br />
1) Ahlâk Risaleleri: Anne ve babaya, öğretmenlere, kendine, vatana,<br />
insanlara, hayvanlara ve diğerlerine karşı yerine getirilmesi gereken görevler.<br />
2) Fezail-i Faaliye İle İlgili Kitaplar: İyi davranışlar geliştirici bilgiler ve<br />
bunlarla ilgili örnekler,<br />
Elifba,<br />
Kavâid-i Türkî,<br />
Coğrafya,<br />
Osmanlı Tarihi,<br />
Şu-u ez imla,<br />
Mâlûmât-ı Nâfia<br />
(181)<br />
Bilim, a.g.e., s.41.
51<br />
Bu dönemin kitaplarında Ahlâk risalelerinin muhtevasında yer alan konu<br />
başlıklarını ve ayrıntılarını buluyoruz. Doğrudan kişinin davranışlarıyla ilgili ahlâk<br />
içerikli vurguların yanında, teşvik edici olan dolaylı (ahlâk öğretimi) olarak<br />
değerlendirebileceğimiz Fezail-i Faaliye ile ilgili eserleri de ahlâk öğretimi açısından<br />
değerlendirmek doğru olur. Zira Fezail-i Faaliye kitaplarında verilen örnekler ahlâk<br />
öğretimi açısından önemli seçmelerdi.<br />
Tahsil süresinin 4 yıl olduğu sıbyân mektepleri ile ilgili olarak Hüseyin Atay<br />
programın şöyle olduğunu açıklıyor:<br />
1) Elifba, yeni usul ile<br />
2) K. Kerim, Müslüman olmayan çocuklara kendi din adamları dinlerini<br />
öğretecektir.<br />
3) Tecvid<br />
4) Ahlâkla ilgili eserler, tayin edilecek eserler olacaktır.<br />
5) İlmihal<br />
6) Yazı Talimi<br />
7) Muhtasar Fenni Hesap<br />
8) Muhtasar Tarih-i Osmanî<br />
9) Muhtasar Coğrafya<br />
10) Faydalı bilgilerle ilgili eserler.<br />
Bunlardan Muhtasar Tarih-i Osmanî ile, Muhtasar Coğrafya dersleri<br />
Müslüman olmayanlara kendi dilleri ile okutturuluyordu. (182)<br />
Daha sonraları 1870 Nizamnamesindeki düzenleme, sıbyân mekteplerinde<br />
ahlâk öğretimi için tayin edilecek eserler olacaktır, ifadesine yer verilmektedir. (183)<br />
(182)<br />
Atay, Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, s.,188.<br />
(183)<br />
Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 41.
52<br />
Nafi Atuf Kansu, Sıbyân mekteplerinin tahsil müddetinin 1846’da Meclis-i<br />
Muvakkatta kararlaştırılan şekliyle 4 yıl olduğunu belirtirken, dersler ve kitaplarla<br />
ilgili şu sıralamayı yapıyor:<br />
1) Elifba<br />
2) Kur’ân<br />
3) İlmihal<br />
4) Tecvit<br />
5) Harekeli Türkçe muhtasar ahlâkı memduha risaleleri<br />
6) Türk dilinden sulâsî, rubâî, humâsî ve südâsî isimler ve kelimeler tertip<br />
edilmiş bir lügat,<br />
7) Sülüs ve nesih yazıları.<br />
O dönemde ahlâka dair risaleler, taş tahtalara yazdırılarak talim<br />
olunuyordu. (184)<br />
“Tanzimat döneminde sıbyân mekteplerinin inzibat ve terbiyesinde ciddi bir<br />
değişiklik yoktu. Ahlâk kaidelerinin dinden mülhem olduğu, mektep terbiyesi;<br />
ananevi kaidelere ve ahlâk-ı memduha risaleleleri ile ilmihal okutulmasına<br />
dayandırılmaktadır. Hilafına hareketin tecziyesinden dolayı itiyatlı davranıldığını,<br />
muhitte yayılan ahlâkın bundan ibaret olduğu, medreselerden yetişmiş muallim ve<br />
müeddibten de bundan başka bir terbiyenin beklenemeyeceği ve buna imkan<br />
olamayacağı”. (185( ifade edilmektedir.<br />
4 yıllık sıbyân mekteplerindeki derslerin sınıflara göre dağılımı ise şöyledir:<br />
I. Sınıf: Elifba, Kur’ân, Ahlâk, Zihni Hesap, Yazı<br />
II.<br />
III.<br />
Sınıf: Kur’ân, İlmihal, Tâdat, Terkim ve Sülüs yazısı.<br />
Sınıf: Kur’ân, Tecvit, Tarih-i Enbiya, Â’mâli Erbaa Nesih yazısı<br />
IV. Sınıf: Kur’ân, Coğrafya, Tarih-i Osmanî, Sarf-i Türki, Rik’a yazısı (186)<br />
(184)<br />
Kansu, Türkiye Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, s., 100.<br />
(185)<br />
Kansu, a.g.e., s., 103.<br />
(186)<br />
Kansu, a.g.e., s., 164.
53<br />
Yahya Akyüz, Sıbyân mekteplerinin derslerini anlatırken, Ahlâk dersi için,<br />
“Türkçe kısa ahlâk risaleleri okutulacak” (187) ifadesine yer vermektedir.<br />
Bu dönemde derslerin haftada kaç saat okutulacağı ve müfredatının ne<br />
olacağına dair sarih bir bilgi bulunmamaktadır. Müfredat yerine bazen dersin adından<br />
ve bazen de okutulacak kitabın isminden bahsedilmektedir.<br />
Sadrettin Celâl Antel Sıbyân Mektepleri için “Medreseciler, dinsiz saydıkları<br />
Tanzimatçıları Sıbyân Mekteplerine yaklaştırmamışlar ve bu mektepler II.<br />
Meşrutiyete kadar medresecilerin hâkimiyeti altında kalmışlardır” (188) demektedir.<br />
Tarihi gelişim süreci içerisinde Sıbyân Mekteplerinin programında yer alan<br />
derslere bakıldığında bu mekteplerin Tanzimat’a kadar dini bir nitelik taşıdığı,<br />
Tanzimat Dönemi ve sonrasında bu niteliğin yanında yeni derslerle aynı zamanda<br />
dünyevi bir özellik de kazanmış olduğu görülür.<br />
Ahlâk derslerinin sıbyân mekteplerinin programında yer alması, doğrudan<br />
formal ahlâk öğretimini sağlamıştır. Dini hususiyet arzetmeleri ve dinin ahlâk<br />
öğretimini sağlaması ile tabii olarak da informal ahlâk öğretimi sağlanıyordu.<br />
Sıbyân mekteplerinde hem formal hem de informal ahlâk öğretimi etkin bir<br />
biçimde veriliyordu.<br />
3.5.2.1.2. İbtidailerde (İlköğretim I.Kademe) Ahlâk Öğretimi<br />
Osmanlıda Sıbyân, Medrese ve Enderun mektepleri esas alındığında, Sıbyân<br />
Mektepleri 4 yıllık süre ile okul öncesi eğitim olarak kabul edilir.<br />
Bugünkü anlamda Sıbyân Mektepleri tamamen okul öncesi (anasınıfı) eğitimi<br />
karşılamaz. Başlama yaşının 5-6 yaş göz önüne alındığında, hem Anasınıfı, hem de<br />
sıbyân mektepleri aynı yaş grubuna hitap etmektedirler.<br />
Sıbyân mektepleri, bugün anasınıfı ile 1,2,3. sınıf dediğimiz 1. kademe<br />
ilköğretim seviyesinin karşılığı olarak alınabilir. Bugün bu seviyedeki eğitimde sınıf<br />
öğretmenliği esastır.<br />
Bugünkü uygulamada ilköğretim 2. Kademeye teşekkül eden 4,5. sınıflarda<br />
branş eğitimine geçilmektedir. Bu aşamada dersler branş öğretmenleri tarafından<br />
vrilmektedir.<br />
(187)<br />
Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 179.<br />
(188)<br />
Antel, Tanzimat Maarifi, s., 18.
54<br />
Tam olarak karşılamasa da sıbyân mektepleri bugünkü Anasınıfı + 1, 2, 3.<br />
sınıflarını bazı dönemleri itibariyle bugünkü Anasınıfı 1, 2, 3, 4 ve 5. sınıflarını<br />
karşılamaktadır.<br />
Bugünkü 4. ve 5. sınıflar bazı dönemlerde sıbyân mekteplerinde bazı<br />
dönemlerde ise rüşdiye mekteplerinde mütela edilebilir.<br />
Günümüz eğitim kurumlarının Anasınıfı+İlköğretim 1,2,3. sınıfları, Tanzimat<br />
Dönemi sıbyân mekteplerindeki ahlâk öğretimi ile muhatap oluyorlardı.<br />
Bizim yapmaya çalıştığımız bu tahlili daha önceleri Nafi Atuf Kansu<br />
Tanzimat Dönemini açıklarken ilk, orta ve lise olarak izah etmektedir. Çünkü o<br />
dönemde ilköğretim uygulaması yoktu.<br />
3.5.2.1.3. Rüştiyelerde (İlköğretim II.Kademe) Ahlâk Öğretimi<br />
Tanzimat Dönemi Rüştiyelerini günümüze taşıdığımızda ilköğretim 4, 5, 6, 7,<br />
8. sınıflara karşılık geldiğini söyleyebiliriz. Sekiz yıllık zorunlu ilköğretime o<br />
günlerden yaklaşımda bulunarak, Rüşdiye ve İdâdîleri anlamak kolay olur.<br />
Sıbyân + Rüşdiye = Bugünkü ilköğretim.<br />
Rüştiyelerin, önceden ortaokul dediğimiz, bugünkü 6, 7 ve 8. sınıfları bazı<br />
dönemler itibariyle ise 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıfları karşıladıklarını görmekteyiz.<br />
Rüştiyelerde ahlâk öğretimi, program ve muhteva olarak şöyleydi.<br />
Bazen 5 sınıflı çoğu kez 4 sınıflı olarak uygulanan rüştiye eğitiminde kız ve<br />
erkek rüştiyeleri için öğretim süresi aynı idi. Ancak araştırmamızın kaynaklarında kız<br />
rüştiyelerinin programlarının daha basit olduğu belirtilmektedir.<br />
1839-1869 dönemi rüştiyelerinde Mehmet Sadık Paşa’nın Risale-i Ahlâk’ı<br />
ders kitabı olarak okutuluyordu. (189)<br />
Eğitim tarihi kaynaklarında kız Rüştiyelerinde yetişkin iyi ahlâklı erkek<br />
öğrencilerin bazı dersleri verdiği de belirtilmektedir. O dönem ahlâk öğretimine<br />
verilen önemin olumlu bir yaklaşımı olarak bu uygulamayı düşünebiliriz.<br />
(189)<br />
Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 40.; Krş. Baltacı, XV. Ve<br />
XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, s., 99-101.; Krş. Zengin, Osmanlı Örgün<br />
Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi, s., 37-46.
55<br />
1869 sonrası Rüştiyelerde ise, uygulamalarda belirgin farklılıklar oluşmuştur.<br />
Kendilerine pek çok imtiyazların verildiği Gayr-i Müslümler, bu dönemde kendi<br />
dillerinde eğitim hakkını da elde etmişlerdi.<br />
“İmparatorluğun bütün rüştiyelerinde aynı ders programının uygulandığını<br />
söylemek zordur. Fakat İstanbul’da ki Rüştiyelerde 1869 programı aynen<br />
uygulanmış, hatta erkek rüştiyelerine,<br />
- Kıraat<br />
- Kitabet<br />
- Resim<br />
Kız Rüştiyelerine ise,<br />
- Kıraat-ı Türkî<br />
- Tadât<br />
- Terakim<br />
- Ahlâk ve<br />
- İlm-ihal gibi dersler eklenmiştir.” (190)<br />
Özellikle kız rüştiyelerine ahlâk derslerinin konduğunu görmekteyiz.<br />
Hüseyin Atay, Nizamnamenin 23. maddesine göre rüştiyelerin tahsil<br />
sürelerinin 4 yıl olduğu ve derslerinin de aşağıdaki gibi olduğunu belirtmektedir: (191)<br />
1) Mebâdî-i Ulum-i diniyye<br />
2) Lisân-ı Osmân-î Kavâidi<br />
3) İmlâ ve İnşâ<br />
4) Kavâid-i Arabiyye ve Farisiye (yeni tertip üzere)<br />
5) İlm-i hesap (defter tutma usulü)<br />
6) Tersim-i hudut<br />
7) Tarih-i Umumî ve Tarih-i Osmânîi<br />
8) Coğrafya<br />
(190)<br />
Bilim, a.g.e., s., 52.; Krş. Zengin, Osmanlı Örgün Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve<br />
Öğretimi, s., 70-75.<br />
(191)<br />
Atay, Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, s., 188.
56<br />
9) Jimnastik<br />
10) Mektebin bulunduğu yerde en çok kullanılan lisan.<br />
Rüştiyelerin ders programlarında haftalık ders saatleri ile ilgili bir bilginin<br />
bulunmadığı, sadece hangi derslerin okutulacağı ve derslerin isimleri belirtilmiştir.<br />
Bu düzenlemede doğrudan ahlâk öğretimini konu alan bir ders de gözükmemektedir.<br />
Ancak Mebadi-i Ulum-i Diniyye dersinin dolaylı ahlâk öğretimi ile ilgili bir yönünün<br />
olabileceği söylenebilir.<br />
Kız rüştiyelerinin ayrı, erkek rüştiyelerinin ayrı bir programı vardır. Bu dersler<br />
aşağıda açıklandığı gibidir. (192)<br />
1869 Nizamnamesine göre erkek rüştiyelerin programı:<br />
1) Mebadi-i ulum-i diniye<br />
2) Lisan-i Osmanî Kavaidi<br />
3) İmlâ ve İnşâ<br />
4) Tertib-i cedîd üzere kavaid-iArabiye ve Farsiye<br />
5) Tersim-i Hudut<br />
6) Mebadi-i Hendese<br />
7) Defter tutma usulü<br />
8) Tarih-i Umumi<br />
9) Tarih-i Osmanî<br />
10) Coğrafya<br />
11) Jimnastik<br />
12) Mektebin bulunduğu yerde en çok kullanılan dil (zeki öğrencilere 4 yılda<br />
isteğe bağlı Fransızca)<br />
1869 Kız Rüştiyelerinde ise;<br />
1) Mebadi-i ulum-i diniye<br />
2) Lisan-i Osmanî Kavaidi<br />
(192)<br />
Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 184.
57<br />
3) Mebadi-i Kavaid-i Arabiye ve Farsiye<br />
4) İmlâ ve İnşâ<br />
5) Müntehebat-ı Edebiye<br />
6) Tedbir-i Menzil<br />
7) Muhtasar Tarih ve Coğrafya<br />
8) Hesap ve Defter Tutma Usulü<br />
9) Nakşa medar (yardımcı) olacak derecede resim<br />
10) Ameliyat-ı hıyatiye<br />
11) Musiki (zorunlu değil)<br />
İstanbul kız rüştiyelerini bir istisna olarak alırsak 1869 sonrası kız ve erkek<br />
rüştiyelerinde bizim ulaşabildiğimiz kaynaklar açısından, ahlâk dersi adında bir<br />
programa rastlanmamaktadır. Ancak bütün rüştiyelerde aynı programın<br />
uygulanmadığı da bir gerçektir. (193)<br />
3.5.2.2. İdâdîler – Sultânîlerde (Ortaöğretim-Lise) Ahlâk Öğretimi<br />
İdâdîlere geçmeden önce birkaç eğitim kurumundan bahsetmek, o döneme<br />
bütünüyle bakmak açısından düşünülmüştür. Galatasaray Sultânîsinden önce<br />
faaliyette bulunan Mekteb-i Osmânî, Mahrec-i Aklam ve Mahrec-i Mekâtib-i<br />
Askeriye de o dönemin mekteplerindendi. (194)<br />
3.5.2.2.1. Mekteb-i Osmânî<br />
“O günkü şartlarda bir ortaöğretim kurumu olan ve Paris’te 1855’te açılan<br />
Mekteb-i Osmanî’nin müdürlüğüne atanan Ali Nizami Bey ve öğretmenliğine atanan<br />
Tahsin Kerim ve Selim Sabit efendiler, öğrencilerin ahlâk-ı milliye ve adab ve erkanı<br />
islamiyesini muhafazaya memur edilmişlerdi.” (195) ki, bu da yurt dışında öğrenim<br />
görecek gençlerin milli ahlâk, adab ve erkandan koparak, yabancılaşarak,<br />
yozlaşmalarından endişe duyulduğuna dair tedbir alındığını göstermektedir.<br />
(193)<br />
Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 52.<br />
(194)<br />
Zengin, Osmanlı Örgün Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi, s., 46-52.; Krş.<br />
Baltacı, XV. ve XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, s., 100-104.<br />
(195)<br />
Ergin, Türk Maarif Tarihi, c.II., s., 455.
58<br />
Bu husus milli ahlâkın dışarıda korunması anlamında tedbir ve endişenin<br />
taşındığını göstermektedir. Bizim çalışmamızın konusu itibariyle önemli sayılacak<br />
bir uygulamadır.<br />
3.5.2.2.2. Mahrec-i Aklâm (1862)<br />
3 yıllık bir memur mektebi olan bu okulun ders programlarında bizim<br />
ulaşabildiğimiz kaynaklara göre ahlâk isimli bir derse rastlamamaktadır. (196) Kendi<br />
döneminde devlet dairelerinde görevlendirilecek memurların yetiştirilmesine yönelik<br />
bir mektepti.<br />
3.5.2.2.3. Mahrec-i Mekâtib-i Askeriye (1864)<br />
Bugünkü Kuleli Askeri Lisesinin öncesi olan ve 1875’e kadar devam eden<br />
mektebin dördüncü sınıfının programında kaynaklarda belirtildiği üzere ahlâk<br />
dersine rastlanmamaktadır. (197)<br />
Osman Ergin, Sıbyân mekteplerinin ıslah edilmeden Rüştiyelerin açılmasını,<br />
İdâdîler açılmadan onun üstünde liselerin açılmasını bir gariplik olarak görür.<br />
Mekteb-i Sultânî ile Dâruşşafaka’nın açılmasını da bu garipliğinin sebepleri olarak<br />
gösterir.<br />
Mekteb-i Sultânî, Müslim-Gayri Müslim zenginlere hitap ediyordu.<br />
Dâruşşafaka ise anasız babasız Müslüman çocuklarına tahsis edilmişti. (198)<br />
3.5.2.2.4. Galatasaray Sultânîsi (1868)<br />
Büyük Osmanlı Birliği kurma amacına yönelik olarak Müslim-Gayr-ı Müslim<br />
çocukların kaynaştırılması ve batı tarzında yabancı dilde eğitim verme gibi bir hedefi<br />
vardı. Galatasaray Sultânîsinin 5 sınıfında da ahlâk dersi adında bir derse<br />
rastlanmamaktadır.<br />
(196)<br />
Ergin, a.g.e., s., 478-479.<br />
(197)<br />
Ergin, a.g.e., s., 480.<br />
(198)<br />
Ergin, a.g.e., s., 481.
59<br />
“Galatasaray Sultânîsinde okutulan dersler şunlardır:<br />
1) Osmanlı lisanı<br />
2) Osmanlı Tarihi ve Coğrafyası<br />
3) Umumi Tarih ve Coğrafya<br />
4) Rıyazat ve Defter Tutma<br />
5) Mevad-ı Ticaret<br />
6) Hikmet-i Tabiiyye<br />
7) Cerr-i Eskâl<br />
8) Hukuk-u Nas<br />
9) İdare-i Mülkiye<br />
10) Fransızca<br />
11) Latince<br />
12) Grekçe<br />
13) Servet-i Milli<br />
14) Resm-i Hat<br />
15) Resim<br />
16) Sanat ve Nebadât<br />
Yatılı ve gündüzlü iki tip öğrencisi olan bu okulda kontenjanın %50’si Gayr-i<br />
Müslimlere ayrılmıştı.” (199)<br />
(199)<br />
Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 54.
60<br />
Tanzimat dönemi Galatasaray Sultânîsi’nin dersleri arasında ahlâk dersine<br />
rastlanamamaktadır.<br />
Daha sonraki yıllarda Sultânîlerle ilgili olarak yapılan düzenlemelerde Türkçe<br />
dersler arasında İlm-i ahlâk ile ahlâk ve mantık derslerinin okutulduğuna<br />
rastlanmaktadır. (200)<br />
Tanzimat döneminden günümüze etki etmesi bakımından Sultânîlerin,<br />
özellikle Galatasaray Sultânîsi’nin önemli bir yeri vardır.<br />
3.5.2.2.5. Dâruşşafaka (1873)<br />
Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiyenin kurulup 21 maddelik nizamnamesinin<br />
yayımlandıktan sonra o dönemde ilk halk mektebi olarak Dârüşşafaka açılmıştır.<br />
Kimsesiz fakir çocuklara İslâm dini ve ibadetini öğretmek ve hayatta lazım<br />
olacak faydalı bilgiler vermek amacını taşıyordu.<br />
Ders programlarında;<br />
1) Dini Bilgiler<br />
2) Elifba<br />
3) Hesaptan ibaret olan dersler gittikçe gelişerek programa,<br />
1) Kelam-ı Kadim<br />
2) İlm-i Hal<br />
3) Hendese<br />
4) Coğrafya<br />
5) Tarih<br />
6) Ta’limu’l Hat<br />
7) Kur’an<br />
8) İmla ve<br />
9) Muâmelât-ı Nafia dersleri eklendi. (201)<br />
(200)<br />
Bkz. Baltacı, XV. ve XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, s., 103-104.
61<br />
Okula rağbetin artması ile daha sonra 8 sınıf olarak eğitime devam eden<br />
Dâruşşafaka’da ders olarak:<br />
1) Türkçe okuma-yazma<br />
2) Arapça Sarf ve Nahiv<br />
3) İlm-i Akaid<br />
4) Meânî<br />
5) İlm-i heyet gibi dini bilgiler<br />
6) Umumi ve Osmanlı Tarihleri<br />
7) Coğrafya<br />
8) Mantık<br />
9) Nizâmât gibi sosyal bilgiler<br />
10) Hesap<br />
11) Hendese<br />
12) Cebir<br />
13) Hendese-i Resmiye<br />
14) Defter Tutma Usulü<br />
15) Müsellesât-i Müsteviye<br />
16) Topografya<br />
17) Kimya<br />
18) Tarih-i Tabiî<br />
19) Makine<br />
20) Hikmet-i Tabiiyye<br />
21) İlm-i servet gibi fen dersleri yer alıyordu.<br />
(201)<br />
Bilim, a.g.e., s., 59.
62<br />
Kızlar için ise;<br />
Din ve Sosyal Bilgiler derslerinin yanında,<br />
Dikiş,<br />
Nakış,<br />
Ev İdaresi,<br />
Musiki dersleri vardı. (202)<br />
Dâruşşafaka’nın asıl amacına bakılınca kimsesiz çocukların Din-i İslamiye<br />
terbiyesine matuf bir hedef gözükmekle beraber fen şubesinde mühendislik,<br />
makinecilik, mimarlık gibi dersler bulunmaktaydı. (203)<br />
Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye üyeleri tarafından yazılıp okutulan ders<br />
kitapları da vardı. O kitapların bazıları şunlardır: (204)<br />
1) Elifba,<br />
2) Hesap Kitapları,<br />
3) Esma-i Türkiyye,<br />
4) Emsile-i Cedide,<br />
5) Tekmîlatü’l-Bina,<br />
6) İlm-i Hal-i Sağîr,<br />
7) İlm-i Sarfi Türkî,<br />
8) Me’aniü’l-İnşa,<br />
9) Tarih-i Alem,<br />
10) Numune-i İnşâ,<br />
11) Hendese (2. cild),<br />
12) Münhaniyât-ı Müsta’mele,<br />
13) Hesap,<br />
14) Müsellesât-ı Müsteviye,<br />
15) Usûl-i Defterî,<br />
(202)<br />
Bilim, a.g.e., s., 60.<br />
(203) Bilim, a.g.e., s., 60.<br />
(204)<br />
Bilim, a.g.e., s., 62.
63<br />
16) Cebir, Malûmât-ı Hesap,<br />
17) Tarih-i Tabii’den Hayvanât,<br />
18) Nebâdât ve Medeniyât,<br />
19) Hikmet-i Tabiiyye,<br />
20) Kimya,<br />
21) Osmanlı Coğrafyası,<br />
22) Osmanlı Ziraati,<br />
23) Ticaret ve Meadin Coğrafyası,<br />
24) Fenn-i Makine,<br />
25) Tarih-i Umûmî (3. cild),<br />
26) Miyar-ı Sedat ve Adab-ı Sedat isimli eserler kaleme alınmıştır.<br />
Gerek kuruluş amacı din eğitimi ve İslam terbiyesi olan Dâruşşafaka’nın,<br />
okutulan derslerinde, gerek cemiyet üyeleri tarafından kaleme alınan eserlerde<br />
doğrudan ahlâk öğretimi ve dolaylı ahlâk öğretimi ile ilgili eserlere değişik<br />
kaynaklarda rastlıyoruz. Okulun işleyişi ve amacına bakıldığında başlı başına ahlâk<br />
eğitimine yer veren bir kurum olarak görülmesi zorlama bir yorum olmasa gerek.<br />
3.5.2.2.6. İdâdîler (1873)<br />
Arapça idad kökünden türetilen İdâdî kelimesi hazırlama anlamına gelir.<br />
1869’dan önce birçok mektebin hazırlık sınıflarına, hatta bazen sıbyân mekteplerine<br />
bile İdâdî denmişti.<br />
1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesiyle Rüştiyelerin üzerinde Yüksek<br />
öğretime öğrenci hazırlayan kurumlara İdâdî adı verildi. (205)<br />
“Tanzimat döneminde İstanbul’da 7, taşrada 1 olmak üzere toplam 8 İdâdî<br />
mektep açıldı.” (206)<br />
Üç sınıf üzerinden ders yapacak olan İdâdîlerin programında din derslerine<br />
hiç yer verilmemiştir. (207)<br />
(205)<br />
Bilim, a.g.e., s., 63,; Krş. Baltacı, XV. ve XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, s., 101-<br />
103.<br />
(206) Bilim, a.g.e., s., 66.<br />
(207)<br />
Bilim, a.g.e., s., 64, Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 185-186.
64<br />
II. Abdulhamit devrinde esas gelişmesi olacak olan İdâdîlerin, Tanzimat<br />
dönemi programlarında ne doğrudan formal, ne de informal ahlâk öğretiminden<br />
bahsetmek kaynaklar açısından oldukça zordur.<br />
Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi adlı eserinde Darul Maarif, Yeşil Mektep,<br />
Mekteb-i Maarif-i Adliye, Mekteb-i Ulum-ı Edebiye’yi ilk İdâdî mektepler olarak ele<br />
almaktadır. (208) Asıl İdâdî mekteplerinin ise 1881 yılında açıldığını<br />
belirtmektedir. (209)<br />
İdâdîler ahlâk öğretimi açısından en mahrum mektepler olarak<br />
belirtilmektedir. (210) Tanzimat döneminden sonraki İdâdîlerin programlarında<br />
değişiklikler yapılmıştır.<br />
1870’li yıllardaki Kaptan ve Çarkçı mektepleri ile Orman ve Maden<br />
Mekteplerinde teknik içerikli dersler bulunmaktaydı. Hiçbirinde ahlâk dersi ile ilgili<br />
bir ders gözükmemektedir. (211)<br />
Kız sanayi mekteplerinin 1870’li yıllardaki programlarına rastlanamıyor.<br />
Ancak 1884’te yapılan bir düzenleme ile 5 sınıflık sanayi mekteplerinin ikinci<br />
sınıfına Akaid-i diniye ve Risale-i Ahlâk dersi konmuştu. (212)<br />
Daha sonraları yapılan düzenlemelerde İdâdîlerde ahlâk öğretimini<br />
görebilmekteyiz.<br />
İdâdîlerin 1892’ye kadar ilk uyguladıkları program ele geçmemiş, bazen<br />
Cumhuriyet dönemi ortaokulu ve bazen de Sultânîye yani liseye dönüşümü ile tarihe<br />
karışmışlardır. (213)<br />
3.5.2.2.7. Ortaöğretimde İstisnai Kurumlar (214)<br />
3.5.2.2.7.1. Müze Mektebi (1874)<br />
Kıymetli eşyaların korunması amacıyla bir yer tahsisinden sonra, bu işin ilgi<br />
gördüğü Osman Ergin’in Türk Maarif Tarihi isimli eserinde belirtilmektedir.<br />
Söz konusu amaca yönelik olarak Müze Mektebi adıyla bir okulun açılmış<br />
olduğu bilinmekle birlikte bu okulun programında yer alan dersler ve öğrenci profili<br />
hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılamamaktadır.<br />
(208)<br />
Ergin, Türk Maarif Tarihi, c.II, s.,495.<br />
(209) Ergin, a.g.e., s., 500.<br />
(210)<br />
Ergin, a.g.e., s., 581.<br />
(211) Ergin, a.g.e., s., 666.<br />
(212)<br />
Ergin, a.g.e., s., 686-688.<br />
(213)<br />
www.egitim.aku.edu.tr/sivilegitimvesivilegitiminbatililasmasi.5.3.2. md.<br />
(214)<br />
Bu tanım Osman Ergin’e aittir.
65<br />
Böyle bir okulun açılması mesleki eğitim açısından önemli olduğu için<br />
kaynaklara bahis mevzuu edilmiş, ancak ayrıntılı bilgi verilmemiştir. (215)<br />
Tanzimat Döneminde açılan bir okul olduğu için burada bahsetmeyi uygun<br />
gördük.<br />
3.5.2.2.7.2. Menşe-i Küttâb-ı Askeri (1875)<br />
Seraskerlik dairesi ve vilayetlerdeki ordu hizmetlerinde çalışacak memurlar<br />
için o devrin zihniyetine göre Arapça, Farsça hocaları tayin edilerek şakird sıfatıyla<br />
bu daireye girenleri okutmaya başlamışlar ve bir müddet sonra dairedeki dershane<br />
mektep halini almıştır.<br />
1875 yılında yayımlanan 14 maddelik bir Nizamname ile mektep halini<br />
almıştır.<br />
Üç yıllık olan bu mektepte;<br />
Tatbikat-ı Kavaid-i Arabiye,<br />
Baharistan (Farisi),<br />
İlmi Hesaptan tadil ve terkibe kadar,<br />
Kavaidi Osmanîye<br />
Coğrafyayı Umumi,<br />
Tarih-i Osmanî<br />
Mebaniyülinşa,<br />
Fıkıh,<br />
Türkçe,<br />
Kitabet,<br />
Usul-i Defteri,<br />
Coğrafya-i Osmanî,<br />
Tarih-i Umumi,<br />
(215)<br />
Bkz. Ergin, Türk Maarif Tarihi, s., 709-712.
66<br />
Mecelle,<br />
İdare Nizamnamesi,<br />
Hesab-ı Muamelat,<br />
Hüsnühat,<br />
İmlâ gibi dersler okutulmaktaydı.<br />
Kaynaklarda Nizamnameye göre programın aynen uygulanmadığı daha sonra<br />
derslerin;<br />
Türkçe (Kavaid, Kitabet, Belagât)<br />
Farsça (Kavaid, Gülistan)<br />
Arapça (İzhar, Mantık)<br />
Hesap ve Usulü Defteri<br />
Coğrafya<br />
Hat (Rik’a Yazısı)<br />
İdare-i Askeriye Nizamnamesi olarak devam etmiştir. (216)<br />
Bu mektebin programında da ahlâk öğretimi ile ilgili bir ders göze<br />
çarpmamaktadır.<br />
3.5.2.2.7.3. Menşe-i Muallimîn (1875)<br />
Asker hocalardan sivil muallim yetiştirilmek üzere Süleyman Hüsnü Paşa’nın<br />
teşebbüsüyle açılmıştır.<br />
Menşe-i Muallimi’ne devam edecek öğrencilerin, okumakta oldukları cami<br />
derslerini terk etmemeleri esas şartlardandı. Bu mektep talebeleri, dini bilgilerini<br />
camilerde, dünyevi bilgilerini burada öğreneceklerdi. (Din eğitimi ahlâk öğretimi<br />
olarak algılandığından bu husus önemli kabul edilmelidir.)<br />
(216)<br />
Bkz. Ergin, a.g.e., c. II, s., 713-714.
67<br />
Menşe-i Muallimîn’in yüksek kısmı tahsil müddetleri iki ile dört yıl arasında<br />
değişmek üzere on bir şubeye ayrılmıştı.<br />
1. Topoğrafya<br />
2. Edebiyat-ı Türkiye (İlahiyat Dersi okutuluyordu)<br />
3. Tarih Sınıfı<br />
4. Coğrafya Sınıfı<br />
5. Riyaziye-i Adiye Sınıfı<br />
6. Riyaziye-i Adiye Tatbikatı Sınıfı<br />
7. Riyaziye-i Aliye Sınıfı<br />
8. Riyaziye-i Aliye Tatbikat Sınıfı<br />
9. Ulum-i Tabiiye Sınıfı<br />
10. Sınıf-ı Sanî Ressamlığı<br />
11. Sınıf-ı Evvel Ressamlığı<br />
Her bir şubede okutulan derslerde doğrudan ahlâk öğretimi<br />
gözükmemektedir.<br />
Ancak devam eden öğrencilerin okulun yanında cami derslerini<br />
aksatmamaları şartı (217) , beraberinde ahlâk öğretimini sağladığını ortaya koymaktadır.<br />
Edebiyat-ı Türkiyye şubesinde İlahiyat dersleri okutulması da bu anlamda önemlidir.<br />
(217)<br />
Bkz. Ergin, a.g.e., c.II, 715-721.
68<br />
3.5.2.3. Yüksek Öğretim<br />
Tanzimat’a kadar öğretmen ihtiyacını medreseler karşılıyordu. Tanzimat<br />
döneminde yükseköğretim daha çok Sıbyân, Rüştiye ve İdâdîlere öğretmen<br />
yetiştirmeye yönelikti.<br />
Yeni açılan mekteplerin bir kısmında medrese öğretmenlerinin, subayların ve<br />
hatta yetişkin ve olgun öğrencilerin yardımları da oluyordu. (218)<br />
Tanzimat döneminde Yüksek Öğretim dendiğinde daha çok Medreselerin<br />
yüksek bölümleri ile Dârü’l Fünûn akla gelmektedir. Dârü’l Muallimîn mekteplerini<br />
Sıbyân, Rüştiye ve İdâdîlere öğretmen yetiştirdiği için, tam karşılığı olmasa da<br />
yüksek öğretim bölümünde incelemeye alınmasını düşündük.<br />
Bir yükseköğretim kurumu olan Hendese-i Mülkiye Mektebi’ni konumuz<br />
dışında değerlendirdik. Medreseleri ise müstakil bir başlık altında inceledik. Bu<br />
bölümde Dârülmuallimîn, Dârülmuallimât ve Darul Fünûn’u ele alacağız.<br />
Dârülmuallimîn ve Dârülmuallimâtlarda din ve fen ilimleri müfredatla<br />
birlikte tanımlanmaktadır. (219)<br />
3.5.2.3.1. Dârulmuallimîn<br />
Dârulmuallimîn müfredatında Kur’an Tecvit, İlmihal derslerinin yanı sıra,<br />
Hesap, Ahlâk, Coğrafyaya Giriş ve Usul-ı Tedris gibi dersler vardı. (220)<br />
Dârulmuallimîn, Sıbyân, Rüştiye ve İdâdîye olmak üzere üç bölümde<br />
incelenecektir.<br />
3.5.2.3.1.1. Dârülmuallimîn-i Ruştî (1848) (Orta Öğretmen Okulları)<br />
İstanbul’un Fatih semtinde açıldı. Yoğun medrese eğitiminin olduğu semtte<br />
açılması, medrese ile etkileşimini beraberinde getirmiştir.<br />
(218)<br />
Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 67-68.; Krş. Baltacı, XV. ve<br />
XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, s., 104-105.; Zengin, Osmanlı Örgün Eğitim<br />
Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi, s., 52-54, 76-82.<br />
(219)<br />
Yüksek Yetenek, www.yetenek.com/osmanliegitimi, s.8-13.<br />
(220)<br />
a.g.m., s., 11.
69<br />
Önceleri,<br />
1) Elifba<br />
2) Sarf<br />
3) Nahiv<br />
4) Meani gibi basit bir programa sahipti. Giderek üç sınıfında bunlara ek olarak<br />
1) Arapça<br />
2) Farsça<br />
3) Hesap<br />
4) Coğrafya<br />
5) İmla<br />
6) Riyaziye<br />
7) Resim gibi dersler okutulurdu.<br />
Sıbyân mekteplerinden imtihanla öğrenci alınıyordu. Bir iki subay dışında,<br />
öğretmenlerin çoğu medreseli idi. 1869 Nizamnamesiyle Edebiyat ve Fen olarak iki<br />
dala ayrılan bu okulda daha sonra, Gayr-i Müslimler için ayrı bir sınıf açılmıştır.<br />
Tanzimat devri sonunda 102 öğrenci ile 425 civarında Rüştiye’nin ihtiyacını<br />
karşılayamadı. (221)<br />
Ahlâk öğretimi açısından bakıldığında doğrudan bir ahlâk öğretimine<br />
rastlayamıyoruz. Ancak öğretmenlerin şahsında doğrudan olmasa da ahlâk öğretimi<br />
hususunun olduğu söylenebilir.<br />
3.5.2.3.1.2. Dârülmuallimîn-i Sıbyân (1868) (İlköğretmen Okulları)<br />
Sivil eğitim ve sivil eğitimin batılılaşması ile ilgili ulaşabildiğimiz<br />
kaynaklarda, Dârülmuallimîn-i Sıbyân’ın ders programlarının günümüze kadar<br />
ulaşmadığı belirtilmektedirler. (222)<br />
Cahit Yalçın Bilim, doktora çalışmasında iki yıllık öğrenim süresi olan bu<br />
okulların öğrencilerine şu derslerin okutulduğunu bahsetmektedir.<br />
1) Lisan-i Türki<br />
(221)<br />
Bkz. Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 67, 68, 69.<br />
(222)<br />
Sivil Eğitimi, Sivil Eğitimin Batılılaşması, Madde 5.4, www.egitim.aku.edu.tr
70<br />
2) İmla<br />
3) Gramer<br />
4) Hesap<br />
5) Hendese<br />
6) Mesaha gibi fen derslerinin yanında<br />
7) Tarih<br />
8) Coığrafya<br />
9) Farsça<br />
10) Yazı dersleri okutulduğunu kaydetmektedir.<br />
Ayrıca öğretmenlik için gerekli olan Usul-ı Tedrisiyye de programda yer<br />
almaktaydı.<br />
Dârülmuallimîn-i Sıbyân’ın İstanbul dışındakileri ancak 1875’te açılabildi.<br />
Bosna, Girit ve Konya’da açılan Dârülmuallimînler faaliyete geçti.<br />
Konya’daki Dârülmuallimînde İstanbul'da okutulan;<br />
1- Lisan-ı Türki<br />
2- Hendese<br />
3- Yazı<br />
4- Resim derslerinin yanında daha çok dini konuları ihtiva eden;<br />
a) Tecvid,<br />
b) Birgivi Risalesi<br />
c) Dürr-i Yekta<br />
d) İlm-i Ahlâk<br />
e) Tuhbe-i Vehbi<br />
f) Gülistan gibi dersler okutulmuştu. (223)<br />
(223)<br />
Bkz. Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 70-71.
71<br />
Özellikle 1876’da Konya’da açılan Darül Muallimîn-i Sıbyân’da ahlâk isimli<br />
bir ders bulunmaktadır. Diğer ilköğretmen okullarında ise açık olarak ahlâk dersine<br />
rastlanamamaktadır.<br />
3.5.2.3.1.3.Dârülmuallimîn-i İdâdî ve İstanbul Dârülmuallimîni (1874)<br />
Dârülmuallimîn-i Rüşti’nin bünyesinde bir İdâdî şubesi teşkil edilmiştir.<br />
Derslere Dârülmuallimîn-i Rüşdi’nin öğretmenleri girmekteydi. Derslerinde,<br />
1) Coğrafya<br />
2) Kitabet<br />
3) Kavaid-i Osmanî<br />
4) Farsça<br />
5) Kimya derslerinden ibaret bir program vardı. Daha sonraları İstanbul<br />
Dârülmuallimîn’e nakledildi.<br />
Tebliğ-i resmide İdâdî şubesi 3 sınıflıydı. Bu şubede<br />
1) Osmanlı Grameri<br />
2) Yazı<br />
3) Tarih<br />
4) Mantık ve<br />
5) 6 tane fen dersi konmuştu.<br />
Daha sonraları ise ihtiyaca göre programa;<br />
1) Farsça<br />
2) Kimya<br />
3) Fransızca dersleri eklenmişti. (224)<br />
Okulun başlamasından itibaren geliştirildiği bütün safhalarda ahlâk öğretimi<br />
ile ilgili bir husus göze çarpmamaktadır. (225)<br />
(224)<br />
Bkz. Bilim, a.g.e., s., 74, 75, 76.<br />
(225)<br />
Bkz. Kodaman, Abdulhamit Devri Eğitim Sistemi, s., 145-147.
72<br />
Mukayese imkanı vermesi bakımından İstanbul Dârülmuallimîn şubeleriyle<br />
derslerini aşağıdaki çizelgede topluca aktarıyoruz:<br />
Dârülmuallimîn-i Sıbyân Dârülmuallimîn-i İdâdîye Şubesi<br />
Rüşdiye<br />
Müddet-i tahsiliyesi 2 yıl Müddet-i tahsiliyesi 3 yıl Müddet-i tedrisiye 3 yıl<br />
Dersleri Dersleri Dersleri<br />
Usûl-i Tedrisiye<br />
Lisan-ı Türkî ve İmla<br />
Tenasübe kadar Hesap<br />
Muhtasar Ta rih-i Osmanî<br />
Muhtasar Coğrafya<br />
Mebadi-i Hendese ve<br />
Mesaha<br />
Farisî<br />
Yazı<br />
Maa Tercüme, Arabi<br />
Farisi<br />
Hesap<br />
Cebir<br />
Hendese<br />
Tarih<br />
Coğrafya<br />
İmla<br />
İnşa<br />
Rik’a<br />
Resim<br />
Hesap<br />
Muamelât ve Usûl-i Defteri<br />
Cebir<br />
Mantık<br />
Tarih-i Umumi ve Osmanî<br />
Lisan-ı Ecnebi<br />
Hüsn-i Hat<br />
Resim<br />
İnşa-i Türkî<br />
İlm-i Belagat<br />
Hendese<br />
Müsellesât-ı Müsteviye<br />
Kozmografya<br />
Mebâdi-i Ulûm-ı Tabiiye<br />
Hıfsussıhha<br />
Çizelge 3.5.2.3.1.3.1. (226)<br />
Bu tabloda ahlâk ile ilgili bir ders gözükmemektedir.<br />
3.5.2.3.2. Darulmuallimât (1870)<br />
Saffet Paşa’nın tesettürün eğitime mani olmadığını belirttiği ve kadın<br />
eğitiminin önemini vurguladığı bir konuşması ile açılan, Sıbyân ve Rüştiye<br />
mekteplerine öğretmen yetiştirmek amacıyla kurulmuştur. (227)<br />
Darulmuallimâtta, Tanzimat devri sonuna kadar aşağı yukarı 1869<br />
Nizamnamesinde belirtilen program okutulmuştur.<br />
(226)<br />
Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 200.<br />
(227)<br />
Bilim, a.g.e., s., 72, 73.; Yüksek Yetenek, www.yetenek.com, s., 11.
73<br />
Değişiklik sadece ilk programdaki musiki, ahlâk ve usul-i tedrisin<br />
kaldırılmasına karşılık fazla olarak makine dersinin konmuş olmasıydı (228)<br />
3.5.2.3.2.1. Dârülmuallimât-ı Sıbyân Şubesi<br />
Süresi iki yıl olan bu bölümde ders olarak;<br />
1) Din İlimlerine Giriş<br />
2) Osmanlıca Dil Kuralları<br />
3) Kitabet<br />
4) Öğretim Usulü<br />
5) Her cemaatin kendi dili<br />
6) Risâle-i Ahlâk<br />
7) Hesap ve Defter Tutma<br />
8) Osmanlı Tarihi<br />
9) Coğrafya<br />
10) Musiki<br />
11) Dikiş nakış dersleri okutuluyordu.<br />
3.5.2.3.2.2. Darulmuallimât-ı Rüştiye Şubesi<br />
Süresi üç yıl olup, amacı rüştiyelere kadın öğretmen yetiştirmekti. (229)<br />
Rüştiye Darulmuallimât’ının derslerine Sıbyân şubesine ek olarak, Arapça,<br />
Farsça, Tedbir-i Menzil, Matematiğe Giriş, Sağlık Bilgilerine Giriş ve Terzilik ilave<br />
edilmiştir.<br />
(228)<br />
Bilim, a.g.e., s., 73.<br />
(229)<br />
Bilim, a.g.e., s., 71, 72.; Yüksek Yetenek, www.yetenek.com, s., 11.
74<br />
1) Din ilimlerine giriş<br />
2) Osmanlıca dil kuralları<br />
3) Kitabet<br />
4) Öğretim Usulü<br />
5) Her cemaatin kendi dili<br />
6) Risale-i Ahlâk<br />
7) Hesap ve defter tutma<br />
8) Osmanlı tarihi<br />
9) Coğrafya<br />
10) Musiki<br />
11) Dikiş nakışın yanında<br />
12) Arapça<br />
13) Farsça<br />
14) Tedbir-i menzil<br />
15) Matematiğe giriş<br />
16) Sağlık bilgilerine giriş<br />
17) Terzilik<br />
Dârülmualimâtlarda da sıbyân ve Rüştiye şubesi bulunmaktaydı. Mukayese<br />
olması bakımından ikinci bir kaynaktan ders programlarıyla ilgili çizelgeyi vermek<br />
üzere. Osman Ergin’in Türk Maarif Tarihinde Dârülmuallimât’ın programını<br />
aktarıyoruz. (230)<br />
MEKTEBİN PROGRAMI<br />
Derslerin Adı Haftada Hocaların Adı<br />
Mebadi-i Ulum-u Diniye<br />
ve Ahlâk<br />
Kavaid-i Lisan ve İnşa 2<br />
2<br />
Musa Efendi<br />
Hesap 3 İsmail Efendi<br />
Nakış ve Ameliyat-ı<br />
Hayatiye<br />
Resim<br />
Hatt-ı Sülüs ve Nesih<br />
Tarih-i Osmanî<br />
Coğrafya<br />
4<br />
Sıbyân için okutulan<br />
Rüştiye için okutulan<br />
Eliza Meyno<br />
Zalker<br />
Hacı Raşit Efendi<br />
İsmail Efendi<br />
(230)<br />
Ergin, Türk Maarif Tarihi, s., 670.
75<br />
Sıbyân ve Rüştiyelere kız öğretmen yetiştiren Dârülmuallimâtların ders<br />
programlarında ahlâk öğretimi yer almakta ve okutulmaktaydı.<br />
Daha sonraları bu program, 1877 salnamesine göre değiştirilerek 1 2 ve 3.<br />
sınıflara daha değişik dersler konulmuştu. Bu derslerden Mebadi-i Ulum-i diniye 1.<br />
sınıfta vardı. Ahlâk ise programda gözükmemektedir. (231)<br />
Daha sonraları öğretmen okulları olarak faaliyetine devam eden bu eğitimöğretim<br />
kurumları (Dârülmualimât, DarülMuallimîn), bugün Eğitim Fakülteleri<br />
halinde ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarına öğretmen yetiştirmektedirler.<br />
3.5.2.3.3. Dar-ül Fünûn<br />
Tanzimat Dönemi’nde en önemli yüksek öğretim kurumu Dar-ül Fünûn’dur.<br />
198 maddelik Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nin 51 maddelik kısmı dar-ül<br />
fünunla ilgiliydi. Dar-ül Fünûn’un programlarında dini ilimlerden bir arındırma<br />
dikkat çekmektedir.<br />
Dar-ül Fünûn, daha sonraları bünyesinde ilahiyat fakültesinin şekillendiği ve<br />
üzerinde birçok araştırmaların yapıldığı bir yüksek öğretim kurumudur. (232)<br />
Fenler ocağı demek olan bu yüksek öğretim kurumuna Dar-ul Ulüm da<br />
denilirdi. O tarihlerde ilim, din anlamına geldiği için Dar-ul Ulum yerine, Dar-ul<br />
Fünûn, fenler ocağı demişlerdir. (233)<br />
Değişik jurnallerle kapatılıp tekrar açılan Galatasaray Sultânîsinin üst<br />
sınıflarına da kaynaklarda Dar-ul Fünun-i Sultânî denilmekteydi. (234)<br />
Esas Dar’ül Fünûn, 1869 Nizamnamesi ile şekillenmiştir. Nizamnamenin 80.<br />
maddesine göre Dar-ül Fünûn’un üç şubesi vardı;<br />
Dar-ül Fünûn-i Osmanî<br />
1- Hikmet (Felsefe) ve edebiyat şubesi<br />
2- İlm-i Hukuk Şubesi<br />
3- Ulum-ı Tabiiye ve Riyaziye Şubesi<br />
(231)<br />
Ergin, a.g.e., s., 674.<br />
(232)<br />
Geniş bilgi için Bkz. Yılmaz İnci, Tanzimat Döneminde Dar-ül Fünûn (1846-1873),<br />
M.Ü.Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1997, s.,<br />
2-3<br />
(233)<br />
Binbaşıoğlu, Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi, s., 39.<br />
(234)<br />
Ergin, Türk Maarif Tarihi, s., 697.
76<br />
Nizamnamenin 81. maddesine göre ne ilm-i hukuk şubesinde, ne de ulum-ı<br />
Tabiiye ve Riyaziye şubesinde ahlâk derslerine rastlanmamaktadır. Ancak, hikmet<br />
(felsefe) ve edebiyat şubesinde ilm-i ahlâk dersi programda yer almaktaydı. (235)<br />
Yahya Akyüz’ün Türk Eğitim Tarihi isimli eserinde, 1869 nizamnamesine<br />
göre Dar-ül Fünun ve şubeleri ile bu şubelerde okutulan dersler aşağıdaki şemada<br />
gösterilmiştir. (236)<br />
Hikmet (Felsefe) ve<br />
Edebiyat Şubesi<br />
İlm-i terkib-i vücud-i insani<br />
İlm-i ahval-i nefs<br />
Mantık ve maani<br />
Beyan<br />
İlm-i kelam<br />
İlm-i ahlâk<br />
Hukuk-ı tabiiye<br />
İlm-i tarih<br />
Mükemmel Arabi<br />
Farısî<br />
Türkî<br />
Fransızca<br />
Yunan ve Latin lisanlarıyla<br />
bilimum ümmehat-ı elsine<br />
kavaidinin tatbik ve<br />
mukayesesine dair sarf-ı<br />
umumî<br />
İlm-i aruz<br />
Tarih-i umumi<br />
Asâr-ı atika<br />
İlm-i meskûkat<br />
İlm-i Hukuk Şubesi Ulum-ı Tabiiye ve<br />
Riyaziye Şubesi<br />
Fıkh-ı şerifin muamelat<br />
bahsi<br />
Usûl-ı fıkıh<br />
Romalıların hukuku<br />
Fransızların hukuk-ı<br />
adiye kanunnamesi<br />
Hukuk-ı adiyeye<br />
müteallik Usul-i<br />
muhakeme<br />
Ticaret-i berriye ve<br />
bahriye<br />
Ceza kanunname-i<br />
hümayunları<br />
Usul-ı muhakeme-i<br />
cinayet<br />
Hukuk-ı mülkiye<br />
Hukuk-ı milel<br />
Heyet<br />
Hikmet-i Tabiiye<br />
İlm-i kimya<br />
İlm-i tabakat-ül arz<br />
İlm-i meadin<br />
İlm-i nebadat<br />
İlm-i hayvanat<br />
Hendese<br />
Müsellesat<br />
Hendeseni cebire tatbiki<br />
Hendese-i resmiye<br />
Menazır<br />
Hesab-ı tefazuli ve<br />
tamamı<br />
Cerr-i eskalin nazariyat ve<br />
tatbikatı<br />
Tarih-i ulum-ı tabiiye<br />
Riyaziye<br />
Fenn-i tahtit-i arazi<br />
Çizelge 3.5.2.3.3.1. Dâr-ül Fünûn-i Osmanî Şubeleri ve Dersleri<br />
Örgün eğitim başlığı altında ele alınması gereken bir diğer öğretim kurumları<br />
da özel öğretim kurumlarıdır. Bu nedenle özel öğretim kurumları üzerinde de az da<br />
olsa değerlendirmede bulunuyoruz.<br />
(235)<br />
Atay, Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, s., 205.<br />
(236)<br />
Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 189.
77<br />
3.5.3. Özel Öğretim Kurumları<br />
1860’lardan itibaren büyük konaklar kiralanarak açılan özel okullar daha çok<br />
Müslümanlar tarafından açılıyordu.<br />
Gayri Müslimler, kendi açtıkları okulların özel okul statüsünde olmasını<br />
istemiyorlardı. Onlara çok büyük imtiyazlar tanındığı için, özel okul statüsü, onların<br />
istemediği bir uygulama idi.<br />
Cumhuriyetle birlikte azınlık okulları, özel okul statüsüne kavuşturulmuş,<br />
625 sayılı yasa ile de düzenlenmiştir.<br />
Azınlık okulları dışındaki şahısların kurduğu özel okulların bir kısmında<br />
ticari amaç güdülüyordu.<br />
Derneklerin kurduğu özel okullar, daha güvenilir ve daha uzun ömürlü<br />
oluyordu.<br />
Türkiye’de Müslümanlar tarafından kurulan özel okulların en eskisi ve en<br />
süreklisi “Dârüşşafaka”dır.<br />
Bu okullar, genellikle okul binalarının sağlığa, genel ahlâka uygun olması ve<br />
askerlik bakımından bir engel oluşturmaması, okul yöneticisi ve öğretmenler için<br />
gerekli ehliyetnameleri bulundurması, okulda yapılan öğretimin din, ahlâk ve adab<br />
ile devlet yasa ve yönetmeliklerine uygun olması yönlerinden denetlendikleri<br />
bilinmektedir. (237)<br />
Güncel bir yaklaşımla bakıldığında M.E.B.’nin uygulamalarında, bugün<br />
açılmakta olan özel öğretim kurumlarında, kurucuda aranan şartlardan biri de<br />
ahlâken kötü şöhrete sahip olmamaktır. (238)<br />
Denetim amacına bakıldığında, din ve ahlâk adına bir takibin yapılması,<br />
açılması esnasında genel ahlâka uygun olmasına bakılması, tezimizin incelediği alan<br />
bakımından dikkate alınabilecek bir husustur.<br />
(237)<br />
Sivil Eğitimin Batılılaşması s.6, 7, www.egitim.aku.edu.tr<br />
(238)<br />
Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği, Eylül, 1999, Madde 6/1-e
78<br />
3.6. Yaygın Eğitim Kurumlarında Ahlâk Öğretimi<br />
Osmanlı’da örgün eğitim kurumları kadar, hatta bazen daha da fazla yaygın<br />
eğitim kurumları olarak isimlendirdiğimiz Tekke, Zaviye, Hangâh ve diğer eğitim<br />
mekânları faaliyetlerini sürdürmekte, eğitime doğrudan katkı sağlamaktaydı.<br />
Tanzimat Dönemi’nde bu eğitim kurumları, faaliyetlerine devam etmişti.<br />
Tekkelerle ilgili tedbir ve düzenleme amaçlı bazı ıslahatların yapıldığı da olmuştur.<br />
Birçok yerde Tekke, Zaviye, Hangâh birlikte kullanıldığı için biz konuyu Tekkeler<br />
başlığı altında inceleyeceğiz.<br />
3.6.1. Tekkeler<br />
Bir yaygın eğitim kurumu olarak tekkeler kendi bulundukları dönemlerde aktif<br />
ve etkin olmuşlardır.<br />
Medreseler gibi tekkeler de önemli kabul edilen eğitim-öğretim kurumlarıdır.<br />
Bazı dönemler tekkenin bazen de medresenin öne geçtiği oluyordu.<br />
İslam eğitim tarihinde tekke-medrese ilişkisini hemen hemen her dönemde<br />
bulmak mümkündür. (239)<br />
Tasavvuf ehlinin toplanıp zikrettikleri ve kendi usulleriyle ilgili dini<br />
merasimler yaptıkları bina ve müştemilat anlamına gelen tekkeler, geniş anlamda<br />
zaviye, hangâh, dergah ve ribat olarak da isimlendirilmektedir. İlk tekke hicri 150,<br />
miladi 767 civarında Şam yakınlarında kurulmuştur. (240)<br />
Tekkelerde, Tasavvuf’un sabır, cömertlik, takva, tevekkül, vb. erdemlerden<br />
oluşan ahlâki öğretileri (241) bir disiplin ve yaşantı biçiminde veriliyordu. Tekkelerin<br />
etki alanı ise oldukça genişti.<br />
Tekkeleri, imanî ve ahlâki olgunlaşmayı amaçlayan ruh terbiyesi veren eğitim<br />
kurumlarıdır.<br />
(239)<br />
Kazıcı, İslam Eğitim Tarihi, s., 57.<br />
(240)<br />
Krş. Yaşar Nuri Öztürk, Tasavvufun Ruhu ve Tarikatler, Sidre Y., No: 1, Yalçın Ofset,<br />
İstanbul, 1988, s., 89-90.; Baltacı, XV. ve XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, s., 30-<br />
34.; Abdurrahman Güzel, Tekke ve Zaviyelerin İslam Düşüncesindeki Yeri ve İlgası,<br />
Kemalist Atılım Birliği Y. No: 14.; Feryal Matbaacılık San. ve Tic. Ltd., Ankara, 1992, s.,<br />
27.<br />
(241)<br />
Krş. Abdülkerim Kuşeyri, Kuşeyri Risalesi, hazırlayan Süleyman Uludağ, Dergah Y., No:61,<br />
Emek Matbaacılık, 2.Baskı, İstanbul, 1981, s., 302, 323, 360, 404, 455.; Kelabazi, Doğuş<br />
Devrinde Tasavvuf, hazırlayan Süleyman Uludağ, Dergah Y. No: 67, Emek Matbaacılık,<br />
1.Baskı, İstanbul, 1979, s., 143, 151, 205; Krş. Öztürk, Kur’an-ı Kerim ve Sünnete Göre<br />
Tasavvuf, Fatih Yayınevi Matbaası, 1.Baskı, İstanbul, 1979, s., 277-352.
79<br />
“Tekkeler geniş kitlelere hitap ederken öğretimden çok eğitimi amaç<br />
edinmişlerdir. (242)<br />
Padişahlar, tasavvuf erbabının güven ve sevgisini kazanmak için, Tekkelere<br />
birçok yardımlarda bulunmuş ve onları desteklemişlerdir. (243)<br />
Osmanlı’nın insicam ve intizamında önemli bir yer tutan tekkeler, bozulma<br />
dönemlerinde diğer kurumlar gibi müdahalelerden etkilenmiştir. (244) Tanzimat<br />
Dönemi’nde kurulan (1864) Meclis-i Meşayıh ile kısmen rahatlasa bile (245) ,<br />
meşayıhın bazen tevarüs yoluyla ehliyetsiz kişilerin eline geçmeye başlaması vb.<br />
sebepler bu kurumların önce kendi içinde ve daha sonra etkilediği çevrede itibarını<br />
kaybetmeye başlamıştı. (246)<br />
Padişahların, paşaların, devlet adamlarının ve halkın meşayıhın üstün itibarı<br />
karşısında etkilendikleri, tekke ve tarikatlardaki bozulmanın ise gidişatı etkilediği de<br />
yaşanan tarihi bilgiler arasındadır.<br />
Medreseler, tekkeler ve hatta cami kürsüleri zamanlarının fakülte ve<br />
üniversiteleri mesabesindeydiler. (247)<br />
Osmanlı’da ordu, medrese ve tekke devletin ana yapısını oluşturmaktaydı.<br />
“Ordu, nizam ve otoriteyi; medrese, din ve ilmi; tekke, din ve ahlâkı temsil ediyordu.<br />
Birincisi, ordu mensuplarıyla devlet ve idare adamlarını; ikincisi, münevverleri;<br />
üçüncüsü ise, halkı yetiştirmeye, şuurlandırmaya ve devletin gayesine yöneltmeye<br />
çalışıyordu. (248)<br />
Tekkelerin, devrin mektebi, hastanesi, spor yurdu, sanat akademisi, edebiyat<br />
ocağı, fikir ve kültür merkezi olmalarının yanında, dinlenme kampı ve moral kaynağı<br />
oldukları da (249) ifade edilmektedir.<br />
Cumhuriyet dönemine kadar devam eden tekkeler, 30 Kasım 1925’te<br />
kapatılmışlardır. (250)<br />
(242)<br />
Bilgin, Türkiye’de Din Eğitimi ve Liselerde Din Dersleri, Emel Matbaacılık, s., 28.<br />
(243)<br />
Gündüz, Osmanlı’da Devlet-Tekke Münasebeti, s., 153.<br />
(244)<br />
Gündüz, a.g.e., s., 165.<br />
(245)<br />
Gündüz, a.g.e., s., 155.<br />
(246)<br />
Gündüz, a.g.e., s., 169.<br />
(247)<br />
Gündüz, a.g.e., s., 178.<br />
(248)<br />
Gündüz, a.g.e., s., 179.<br />
(249)<br />
Güzel, Tekke ve Zaviyelerin İslam Düşüncesindeki Yeri ve İlgası, s., 34.<br />
(250)<br />
Mumcu – K.Su, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, s., 220.
80<br />
Tekkeler hem bir öğretim kurumu hem de bir eğitim kurumu olarak halkın<br />
yetiştirilmesi, şuurlandırılması, devletin gayesine yöneltilmesi için dini ve ahlâki<br />
yönden eğitim veren kurumlardır. Hatta işleyiş biçimi bakımından tamamen ahlâk<br />
öğretimi kurumu olarak düşünülebilir. Kamil iman ve kamil ahlâk sahibi insan<br />
yetiştirmeyi amaçlayan tasavvufun kurumlaşmasıyla ortaya çıkan tekkeler, ahlâk<br />
eğitimini merkeze alan en önemli ahlâk eğitimi kurumlarıdır.<br />
3.6.2. Diğer Eğitim Mekânları<br />
Medrese, mektep ve tekkelerin dışında Osmanlı’da var olan ve Tanzimat’ta da<br />
devam eden, öğretim adına faaliyet gösteren diğer öğretim mekânları olarak<br />
isimlendirdiğimiz yerlerden bahsetmek gerekir. Zira sistematik olmasa da geleneksel<br />
olarak devam etmiş, İslam eğitim tarihinde halka halka gelen bu faaliyet mekânları<br />
her zaman olmuştur.<br />
Hz. Peygamber (S.A.V) devrinde her şeyin görüşüldüğü en önemli mekân<br />
camilerdi. (251)<br />
İslam eğitim-öğretim tarihine baktığımızda camiler, kütüphaneler, alimlerin<br />
evleri, vezirlerin konakları vb. yerler her devrin özelliğine göre eğitim-öğretim<br />
faaliyetinde bulunmuşlardır. Bazen birer eğitim merkezi olmuş, bazen de eğitime<br />
katkı sağlamışlardır. (252)<br />
İbadet yapılan yerlerdeki din adamları, dini faaliyet dışında o bölge<br />
çocuklarının eğitimi ile de ilgilenirlerdi. Okuma-yazma öğretimi o zamanlarda bu<br />
ibadet yerlerinin görevi olarak kabul edilirdi. Din adamları bütün faaliyetleri okumayazmaya<br />
ayırmaz, ayrıca çocuklara dini kitaplardan bazı ahlâki bilgiler aktarırlardı.<br />
Bu yerler yakın zamana kadar dini okul özelliği göstermişlerdir, denilebilir. (253)<br />
Tanzimat öncesinden gelen bu müesseselerin faaliyetlerine Tanzimat<br />
döneminde de dokunulmamıştır.<br />
İbadet yapılan mekânların dışında kalan yerlerde müzik, şiir ve edebiyata dair<br />
sunumların yanında, din ve ahlâk öğretimi özelliği taşıyan uygulamalardan da<br />
(251)<br />
Bkz. Öztürk, Tasavvufun Ruhu ve Tarikatler, s., 87.; Baltacı, XV. ve XVI. Yüzyıllarda<br />
Osmanlı Medreseleri, s., 25-29.<br />
(252)<br />
Baltacı, a.g.e., s., 34-43.<br />
(253)<br />
Krş. Joseph A. Louwerys, Fatma Varış, Kenet Neff, Mukayeseli Eğitim, Ankara, Ü. Eğt. Fak.<br />
Y. No: 13, Ayyıldız Matbaası, A.Ş., Ankara, 1971, s., 24; Zengin,; Tanzimat Dönemi<br />
Osmanlı Eğitim Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi, s., 173-180.
81<br />
bahsedilmektedir. Buralarda okutulan kitapların ve takip edilen usulün ahlâk<br />
öğretimine de katkısı oluyordu.<br />
Tanzimat sonrası Cumhuriyet’e kadar devam eden bu öğretim yerlerinin<br />
günümüzde de benzerlerinin varlığından bahsedilebilir.<br />
3.7. Tanzimat Dönemi Yazılı Basının Ahlâk Öğretimine Katkısı<br />
Bu bölümde ahlâkla ilgili olarak kaleme alınan ve okutulan ahlâk kitapları ile<br />
doğrudan ahlâkla ilgili olmadığı halde, ahlâki öğretim sağlayan diğer kitapları ve<br />
gazetelerde günlük çıkan yazılarda ahlâk öğretimi ile ilgili yazıların tespit<br />
edebildiğimiz kadarını aktarmaya çalışacağız.<br />
3.7.1. Ahlâkla İlgili Eserler<br />
3.7.1.1. Ahlâk-ı Âlâî<br />
Selim Sabit Efendi tarafından yazılan Ahlâk-ı Âlâî, Atatürk Üniversitesi<br />
Kütüphanesinde Seyfettin Özege Bölümü 176 demirbaş no ile bulunmaktadır.<br />
Kitabın içinde üç ana bölüm mevcuttur. Baş tarafında hata – sevap cetveli vardır. (254)<br />
3.7.1.2. Risale-i Ahlâk - I<br />
Sıbyâna nasihat için yazılan bir risaledir. Muhammed Sadık Rıfat Paşa<br />
tarafından yazılarak sıbyân mekteplerinde okutulması tavsiye edilmiştir. 30 sayfa<br />
olan risalede bir kısım ahlâki tavsiyelerin yanında, kaçınılması gereken hususlardan<br />
bahsedilmektedir. (255)<br />
3.7.1.3. Risale-i Ahlâk - II<br />
Dârülmuallimîn hocalarından Cevdet Efendinin sıbyân mektepleri için<br />
kaleme aldığı risale ibadet, ilim, riayet, yalan, gıybet, ikiyüzlülük, riyakârlık ve<br />
benzeri konularda kısa açıklamalarda bulunmaktadır. 36 sahifeden ibaret bir<br />
risaledir. (256)<br />
(254)<br />
Krş. Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi. Seyfettin Özege Bölümü, Demirbaş, No: 176.;<br />
Kınalızade Ali Efendi, Ahlâk-ı Alaî, Baskıya hazırlayan Hüseyin Algül, Tercüman 1001<br />
Temel Eser 30, Kervan Kitapçılık A.Ş., İstanbul, T.Y.; Krş. Ayşe Sıddıka Oktay, Ahlâk-ı<br />
Alaî, Kınalızade Ali Efendi, İz Yayıncılık, Şenyıldız Matbaası, İstanbul, 2005.<br />
(255)<br />
Atatürk Ü. Kütüphanesi, Seyfettin Özege Bölümü, Demirbaş, No: 11595.<br />
(256)<br />
Atatürk Ü. Kütüphanesi, Seyfettin Özege Bölümü, Demirbaş, No: 11596.
82<br />
3.7.1.4. Terbiye ve Talim-i Adab ve Nesayihu’l Etfal (1868)<br />
Encümen-i Daniş üyeliği ve Osmanlı devletinde çeşitli idari görevlerde<br />
bulunmuş olan Mısırlı Ethem İbrahim Paşa, bu eserinde çocuklara davranış<br />
kurallarını öğretmeyi, onlara çeşitli konularda öğütler vermeyi amaçlamıştır. Kitap<br />
30 dersten oluşur. Sağlık, temizlik ve ders çalışma ile oyun konularında ilginç<br />
görüşleri vardır. (257)<br />
3.7.1.5.Nuhbetül Etfal (1858)<br />
1274 H. Mekteb-i Tıbbiye doktorlarından Kaymakam, Kayserili Rüşdü Beyin<br />
Nuhbetül Etfal başlığını taşıyan kitabıdır. Elifba cüzünün etkisinde hecelemeye yer<br />
verir……..Çocukların görgü kurallarını öğrenmeleri, genel kültürlerini artırmaları<br />
için cümleler, hikayeler ve şiirler bolca yer alır. (258)<br />
3.7.1.6. Tuhfe-i Vehbi<br />
Kitabın Osmanlıca aslının son bölümünde belirtildiğine göre Muhammed<br />
Vasfinin oğlu Abdulvahap Zihni tarafından beyit şeklinde kısa cümlelerle<br />
yazılmıştır. 56 ara başlık halinde anlatımların yanında Mensenevi-i Acem de kitapta<br />
bulunmaktadır. (259)<br />
Yukarıda aktarılan kitapların tamamı ahlâk öğretimi amaçlı olarak kaleme<br />
alınmış ve bir kısmı ders kitabı olarak okutulmuştur.<br />
3.7.2. Pedagoji Kitaplarında Ahlâk Öğretimi<br />
Ahlâk öğretimi için seçilen ve yazılan kitapların yanında, o dönemde ana<br />
muhtevası ahlâk olmayan ancak örnekler verilirken ahlâkî vurguların yapıldığı kitap<br />
türleri de vardı.<br />
(257)<br />
Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s., 234.<br />
(258)<br />
Atatürk Ü. Kütüphanesi, Seyfettin Özege Bölümü, Demirbaş, No: 10705.<br />
(259)<br />
Atatürk Ü. Kütüphanesi, Seyfettin Özege Bölümü, Demirbaş, No: 14301.
83<br />
3.7.2.1. Elifba-i Osmanî (1874)<br />
Selim Sabit Efendi tarafından kaleme alınmıştır. Okumada öğrencilerin<br />
bildiği eşya adları esas alınır. İçinde ahlâka ait atasözleri ve Türkçe kıraati ile daha<br />
sonra Kur’an’a geçilirdi. (260)<br />
2.2.2.3. Jimnastik Kitabı (1859)<br />
Miralay Hacı Mustafa Bey (Takvimhane-i Amirede basılmıştır). Medrese<br />
eğitiminde beden terbiyesi tamamıyla ihmal edilmişti. İdman ve riyazet, jimnastik<br />
namı altında mekteplerin programlarında ilk önce Galatasaray lisesinde<br />
uygulanmıştı. Mekteplerde beden terbiyesinin lüzumunu ilk anlayan Hacı Mustafa<br />
Bey’dir. (261)<br />
Hemen hemen tüm eğitim kitaplarında ana konu ile beraber terbiye ve ahlâk<br />
zikredilmiştir.<br />
Amaca ulaşmak için seçilen örnek ve ifadeler ahlâki mesajlar taşıyordu.<br />
3.7.3. Basında Ahlâk Öğretimi<br />
Tanzimat Dönemi’nde basın bazen birinci derecede toplumu yönlendiriyordu.<br />
Hareket noktaları oluşturması bakımından, olumlu ya da olumsuz kamuoyu<br />
oluşturmada ciddi derecede etkili oluyordu.<br />
Özellikle 1860’lı yılları takip eden dönemde büyük ve süratli gelişme<br />
gösteren basın faaliyetleri ile Avrupa siyasi tefekkürü kamuoyuna da intikal etmiş<br />
bulunuyor ve devrin hükümetlerinin icraatları bazı paşa konakları ile kahvehane ve<br />
diğer benzeri yerlerde açıkça konuşuluyor ve münakaşa ediliyordu. (262)<br />
Biz bu başlık altında ne basının bu yönünden ne Ali Suavi’nin cesaretle<br />
yazdığı yazıların yayımlandığı 1867 Muhbir Gazetesi’nden (263) ne de Tanzimat<br />
Dönemi çıkan çocuk dergilerinden (264) bahsedeceğiz.<br />
(260)<br />
Akyüz, a.g.e., s., 234.<br />
(261)<br />
Kansu, Türk Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, s., 161.<br />
(262)<br />
Bkz. Enver Koray, Sultan Abdülaziz’e Karşı Girişilen Bir Suikast Olayı ve Hüseyin Vasfi<br />
Paşa, Belleten LI., Nisan, 1987, T.T.K., T.T.K.Bsm., 1987, Ankara, s., 193.<br />
(263)<br />
Bkz. Ali Suavi, hazırlayan Hüseyin Çelik, Kültür Bakanlığı Y., Keçiören Açık Cezaevi<br />
Matbaası, 1993, s., 8-10.; Krş. Tanzimat 2, s., 869-909.<br />
(264)<br />
Bkz. Hüseyin Şimşek, Tanzimat ve Meşrutiyet Dönemi Çocuk Dergilerinin Eğitim<br />
Açısından İncelenmesi, Ankara Ü., S.B.E., Basılmamış doktora tezi, Ankara, 2002, s., 33-<br />
150.
84<br />
bahsedeceğiz.<br />
Ahlâkla ilgili konuları içeren yayınların bulunduğu yayın organlarından<br />
3.7.3.1. Mecmua-i Fünûn<br />
Kaynak eserlerde belirtildiğine göre, Cemiyet-i İlmiye-i Osmanîye’nin yayın<br />
organı olan Mecmua-i Fünûn’da birçok konuların yanında, bugün bile ilgiyle<br />
okunabilecek Ahlâk ile ilgili yazıların olduğudur. Bu mecmuada ayrıca çocuk<br />
eğitimi üzerinde de duruluyordu. 1882’ye kadar yayın faaliyetine devam etti. (265)<br />
3.7.3.2. Cerîde-i Havâdis<br />
O gün batı ile teması sağlayan ilk özel teşebbüs, İngiliz teba’asından Çorçil’in<br />
(Churchill) çıkardığı ceride-i havadistir. Bu özel gazetenin daha geniş çerçevesine<br />
ilim, Ahlâk ve Edebiyat makaleleri girmeye başladı. denilmektedir. (266)<br />
3.7.3.3. J.J. Roussau Emile<br />
J.J. Roussau’nun Emil adlı kitabını 1865’te Türkçeye çeviren Ziya Paşa’nın<br />
bu tercümesi, bir gazetede (ismi verilmeyen) tefrike edilmiştir. Türk kamuoyunun ilk<br />
defa eğitim görüşlerinden haberdar edildiği bu esere aile terbiyesi hakkında Ziya<br />
Paşa’nın bir giriş yazısı eklenmiştir. (267)<br />
3.7.3.4. Rehnümâ-i Muallimîn-i Sıbyân (1871)<br />
Selim Sabit Efendi tarafından kaleme alınmıştır. (268) Günümüz ilköğretim ve<br />
Kur’an kurslarına metod açısından katkı sağlayacak içeriktedir. Ayrıca ahlâk<br />
öğretiminde, özellikle küçük yaşlarda taklit ve örnek alma yöntemini<br />
vurgulamaktadır. (269)<br />
Tanzimat Dönemi Ahlâk Öğretimi konulu çalışmamızın 3.bölümüne ait yazılı<br />
basında ahlâk öğretimi başlıklı açıklamaları bu kadarla sınırlandırıyoruz.<br />
(265)<br />
Bkz. Bilim, Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma, s., 29-30.<br />
(266)<br />
Ülken, Türkiye’de Çağdaş Eğitim Tarihi, s., 54.<br />
(267)<br />
Binbaşıoğlu, Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi, s., 43.<br />
(268)<br />
Behçet, Kıbrıs Türk Maarif Tarihi, s., 26.<br />
(269)<br />
Geniş Bilgi için Bkz., Buyrukçu, Selim Sabit Efendi’nin Rehnumâ-i Muallimîn’ine<br />
Pedagojik Bir Yaklaşım, Dini Araştırmalar Dergisi, Ocak-Nisan 2002, c.4, sayı 12, s., 7-<br />
30.
85<br />
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM<br />
SONUÇ<br />
Osmanlı Devleti’nin dağılma devrinde gerçekleşen Tanzimat Dönemi’nde<br />
birçok alanda yapısal ve fonksiyonel anlamda Batı’ya açılma ve modernleşme<br />
çalışmaları yapılmıştır. Batı’ya açılma hareketleri eskiyi muhafaza şeklinde<br />
gerçekleştirilmeye çalışıldığı için eski ve yeni ikilemini beraberinde getirdi.<br />
Eğitim alanında da eski-yeni anlayış ve uygulamaları vardı. Tanzimat<br />
öncesinde faaliyet gösteren Osmanlı eğitim kurumlarından Enderun hariç Medrese,<br />
Tekke, Zaviye ve diğer eğitim mekânları faaliyetlerine devam ediyordu.<br />
Osmanlı eğitim kurumunun faaliyetine dokunulmadan Batı tarzı mektepler<br />
açılmıştı. Batı tarzı mekteplerin ders programlarında sosyal ve teknik bilimler öne<br />
çıkmaktaydı. Önceden gelen ve faaliyetleri devam eden eğitim kurumları ise daha<br />
çok dini ağırlıklı bir program takip ediyordu.<br />
Tanzimat Dönemi örgün ve yaygın eğitim kurumlarının tümü ahlâk öğretimi<br />
açısından bir paralellik arzetmiyordu. Mektepler din ağırlıklı bir program<br />
uygulamıyordu. Sıbyân mektepleri, Rüştiye ve İdâdîlerin öğretim programlarında bu<br />
değişimi gözlemlemek mümkündür. Yüksek Öğretimde de kısmen ahlâk öğretimine<br />
yer veriliyordu. Yazılı basında da ahlâkla ilgili yazılar yer almaktaydı.<br />
Tanzimat Dönemi örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ahlâk öğretimi formal<br />
olarak verilmenin yanında Medrese, Tekke, Dergah, Zaviye vb. eğitim mekânlarında<br />
informal olarak bir yaşantı biçiminde de gerçekleşiyordu.<br />
Tarih, eğitim tarihi ve ahlâk tarihi bilgi ve belgeleri çerçevesinde Tanzimat<br />
Dönemi ahlâk öğretimi değerlendirildiğinde şu sonuçlara ulaşmak mümkündür:<br />
1- Tanzimat Dönemi’nde Medrese, Tekke, Zaviye vb. örgün ve yaygın eğitim<br />
kurumlarında ahlâk öğretimine devam edilmiştir.<br />
2- Mekteplerin öğretim programlarında ahlâk öğretimi ders kredi saati olarak<br />
azaltılmıştır.<br />
3- Değişim ve yenileşme süreci doğrultusunda basın-yayında ahlâk öğretimi<br />
üzerine lehte ve aleyhte yazılar yazılmaya devam etmiştir.
86<br />
4- Değişim ve yenileşme hareketleri ve ahlâk öğretimine yansımaları ahlâk<br />
öğretimiyle ilgili bazı endişelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.<br />
Bununla birlikte ağırlıklı olarak Tanzimat Öncesi eğitim-öğretim kurumlarının<br />
faaliyetleri devam ettiğinden benimsenmiş geleneksel bir ahlâk anlayışı yaşanmaya<br />
devam ediyordu.<br />
Tanzimat Dönemi eğitim-öğretim anlayış ve uygulamaları Medrese-mektep<br />
şeklinde ikili (düalist) bir eğitim anlayışının oluşmasına ve yaygınlaşmasına neden<br />
olmuştur. Bu oluşum Cumhuriyet Dönemi Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun<br />
yayımlanmasına kadar devam etmiştir.
87<br />
KAYNAKÇA<br />
Kitaplar<br />
ADIVAR, A. A., Osmanlı Türklerinde İlim, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1943.<br />
AKKUTAY, Ü., Enderun Mektebi, Gazi Üniversitesi. Yayınları, No: 38, Gazi<br />
Üniversitesi Basın-Yayın Yüksek Okulu Basımevi, Ankara,<br />
1984.<br />
AKSEKİ, A. H., İslam Dini (İtikat, İbadet, Ahlâk), Nur Yayınları, No: 79,<br />
Gaye Matbaacılık, 32.Baskı, Ankara, 1983.<br />
AKYÜZ, Y., Türk Eğitim Tarihi, Ankara ÜNİVERSİTESİ Eğitim<br />
Bilimleri Fakültesi Yayınları, Ankara Üniversitesi Basımevi,<br />
Ankara, 1989.<br />
ANTEL, S. C., Tanzimat Maarifi, Maarif Matbaası, İstanbul, 1940.<br />
ATAY, H., Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, Dergah Yayınları,<br />
1.Baskı, İstanbul, 1983.<br />
AYASBEYOĞLU, N., İslamiyet’in Eğitimimize Geçirdiği Değerler ve Kur’an-ı<br />
Kerim’in Eğitim İle İlgili Ayetlerinin Tahlili, Milli Eğitim<br />
Basımevi, İstanbul, 1968.<br />
AYTAÇ, K., Avrupa Eğitim Tarihi, (Antik Çağdan 19.Yüzyıl sonlarına<br />
kadar) Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi<br />
Yayınları, No: 225, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Basımevi,<br />
Ankara, 1980.<br />
BALABAN, M.R., Son Asrın İlim ve Fen Adamlarına Göre İlim, Ahlâk, İman,<br />
Yeni Matbaa, Ankara, 1950, Diyanet İşleri Başkanlığı<br />
Yayınları, 5. Baskı, Ankara, Tarih Yok.<br />
BALTACI, C., XV. ve XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, Marmara<br />
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, No:198,<br />
2.Baskı, İstanbul, 2005. Cilt I-II.<br />
BAYKAL, İ. H., Enderun Mektebi Tarihi, İstanbul Fethi Derneği Neşriyatı<br />
No: 20, Halk Basımevi, İstanbul, 1953.
88<br />
BAYRAKLI, B., Batı Eğitim Sistemleriyle Mukayeseli İslam’da Eğitim,<br />
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, No:<br />
36, 3. Baskı, İlmi Eserler 23, İstanbul, 1989.<br />
BEHÇET, H., Kıbrıs Türk Maarif Tarihi 1571-1968, Birinci Baskı,<br />
Lefkoşa-Kıbrıs, 1969.<br />
BERGSON, H., Les deux sources de la morale et de la religion, Ahlâk ve<br />
Dinin İki Kaynağı, Milli Eğitim Bakanlığı, Fransız Klasikleri<br />
No: 177, Milli Eğitim Basımevi, Üçüncü Basılış, İstanbul,<br />
1967.<br />
BİLGİN, B., İslam’da Çocuk, Akyıldız Matbaası, Diyanet İşleri Başkanlığı<br />
No: 264, Ankara, 1989.<br />
Türkiye’de Din Eğitimi ve Liselerde Din Dersleri, Emel<br />
Matbaacılık Sanayi Limited Şirketi., Ankara, 1980.<br />
BİLGİSEVEN, A. K., Sosyal İlimler Metodolojisi, Filiz Kitabevi, 3.Baskı, İstanbul,<br />
1989.<br />
BİLİM, C. Y., Tanzimat Devrinde Türk Eğitiminde Çağdaşlaşma (1839-<br />
1876), Anadolu Üniversitesi Basımevi., Eskişehir, 1984.<br />
Türkiye’de Çağdaş Eğitim Tarihi (1734-1876), Anadolu<br />
Üniversitesi. Yayınları, No: 1348, Eskişehir, 2002.<br />
BİNBAŞIOĞLU, C., Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi, Milli Eğitim Basımevi,<br />
İstanbul, 1995.<br />
BUYRUKÇU, R., Din Görevlisinin Mesleğini Temsil Gücü, Türkiye Diyanet<br />
Vakfı Yayınları, No: 166, Ankara, 1995.<br />
CANAN, M. Z., Ansiklopedik Din ve İnanç Sözlüğü, Fatih Gençlik Vakfı<br />
Matbaa İşletmesi, İstanbul, 1983.<br />
CERDEL, H., Kur’anda İnsan, Isparta, 2000.<br />
CEVDET EFENDİ, Risale-i Ahlâk, Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Bölümü,<br />
11596 Demirbaş Nolu Eser, Erzurum.<br />
CİLACI, O., Dinler ve İnsanlar, Damla Matbaacılık ve Ticaret, Konya,<br />
1990.<br />
Genel Hatlarıyla Dinler Tarihi, Mimoza Yayınları,<br />
Kuzucular Ofset, Konya, 1994.
89<br />
ÇADIRCI, M., Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve<br />
Ekonomik Yapıları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,<br />
1991.<br />
ÇAĞRICI, M, Ahlâkımız, Marifet Yayınları, İstanbul, 1981.<br />
ÇANTAY, H. B., Kur’an-ı Hakim ve Meal-i Kerim, Elif Ofset, Cilt 3, İstanbul,<br />
1979.<br />
ÇELEBİ, A., İslam’da Eğitim Öğretim Tarihi, Tercüme Ali Yardım,<br />
Damla Yayınları, İstanbul, 1976.<br />
ÇELİK, A., Din Eğitimine Tarihsel Yaklaşımlar, Kültür Eğitim Vakfı<br />
Yayınevi, Erzurum, 2001.<br />
ÇELİK, H., Ali Suavi, Kültür Bakanlığı Yayınları, Açık Cezaevi<br />
Matbaası, Ankara, 1993.<br />
ÇELİKKAYA, H., Eğitime Giriş (Pedagojik formasyon amaçlı), Alfa Basım<br />
Yayın Dağıtım 1.Baskı, No: 38, İstanbul, 1997.<br />
ÇUBUKÇU, İ. A., İslam’da Ahlâk ve Manevi Vazifelerimiz, Diyanet İşleri<br />
Başkanlığı Yayınları, Emel Matbaacılık Sanayi ve Ticaret<br />
Limited., Ankara, Tarih Yok.<br />
DAĞ, M., H. R. ÖYMEN, İslam Eğitim Tarihi, Milli Eğitim Basımevi, Ankara,<br />
1974.<br />
DUMAN, M. Z., Kur’an-ı Kerim’de Sosyal Münasebetler ve Adab-ı<br />
Muaşeret, Dilek Matbaası, Konya, 1982.<br />
ERGİN, O., Türk Maarif Tarihi, Eser Matbaası, Eser Kültür Yayınları,<br />
Cilt I-II., İstanbul, 1997.<br />
GÜNDÜZ, İ., Osmanlılarda Devlet-Tekke Münasebetleri, Seha Neşriyat<br />
Anonim Şirketi, İstanbul, 1984.<br />
GÜZEL, A., Tekke ve Zaviyelerin İslam Düşüncesindeki Yeri ve İlgası,<br />
Kemalist Atılım Birliği Yayınları, No: 14, Feryal Matbaacılık,<br />
Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Ankara, 1992.<br />
HAMMER, Büyük Osmanlı Tarihi, Üçdal Neşriyat, Emir Basım Yayın<br />
Pazarlama Limited Şirketi, Cilt-9, İstanbul, 1996.
90<br />
JAN AMOS COMENİUS, Didâctica Manga (Büyük Didaktika), Çeviren Hasip A.<br />
AYTUNA, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Kitapları, No:<br />
93, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 1964.<br />
KAHRAMAN, A., Mukayeseli Dinler Tarihi, Marifet Yayınları, No: 85,<br />
İstanbul, 1993.<br />
KANAD, H. F., Pedagoji Tarihi, Milli Eğitim Bakanlığı, Cilt-1, Milli Eğitim<br />
Basımevi, 3.Basılış, İstanbul, 1948, s., V.<br />
KANDEMİR, Y., Örneklerle İslam Ahlâkı, Nesil Yayınları 3.Baskı, İstanbul,<br />
1982.<br />
KANSU, N. A., Türkiye Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, Muallim<br />
Ahmet Halit Kitaphanesi, İstanbul, 1930.<br />
KARAL, E. Z., Osmanlı Tarihi (Dünya Tarihi), Türk Tarih Kurumu<br />
Yayınları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Cilt-VI, Ankara,<br />
1983.<br />
KARASAR, N., Bilimsel Araştırma Yöntemi, Araştırma Eğitim Danışmanlık<br />
Limited, 6.Basım, Ankara, 1994.<br />
KAYNAR, R., Mustafa Raşit Paşa ve Tanzimat, Türk Tarih Kurumu<br />
Yayınları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 3.Baskı, Ankara,<br />
1991.<br />
KAZICI, Z., Anahatları İle İslam Eğitim Tarihi, Bir Yayıncılık No: 7,<br />
Zafer Matbaası, İstanbul, 1983.<br />
KINALIZADE ALİ EFENDİ, Ahlâk-ı Alâi, Baskıya hazırlayan Hüseyin Algül,<br />
Tercüman 1001 Temel Eser 30, Kervan Kitapçılık, İstanbul,<br />
Tarih Yok.<br />
KELÂBAZİ, Doğuş Devrinde Tasavvuf – Taârruf, hazırlayan Süleyman<br />
Uludağ, Dergah Yayınları, No: 67, 1.Baskı, İstanbul, 1979.<br />
KOÇER, H. A., Türkiye’de Modern Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi (1773-<br />
1923), Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Milli Eğitim<br />
Basımevi, İstanbul, 1992.<br />
KODAMAN, B., Abdülhamit Devri Eğitim Sistemi, Türk Tarih Kurumu<br />
Yayınları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2.Baskı, Ankara,<br />
1991.
91<br />
KOMİSYON, Tanzimat, 1-2, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 3273, Milli<br />
Eğitim Basımevi, İstanbul, 1999.<br />
KORAY, E., Türkiye’nin Çağdaşlaşma Sürecinde Tanzimat, Marmara<br />
Üniversitesi Yayınları, No: 497, İstanbul, 1991.<br />
KUŞEYRİ, A., Kuşeyri Risalesi, hazırlayan Süleyman Uludağ, Dergah<br />
Yayınları, Emek Matbaacılık, 2.Baskı, İstanbul, 1981.<br />
KÜÇÜK, H., V. ERTAN, Cumhuriyet Devrinde Din Eğitimi, Din Müesseseleri ve<br />
Din Alimleri, Türdav Basın Yayım Limited Şirketi., Doyuran<br />
Matbaası, İstanbul, 1976.<br />
LALANDE, A., Kısa Gerekçeli Pratik Ahlâk, Çeviren: Coşkun<br />
Değirmencioğlu, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, No: 2831,<br />
4. Akşam Sanat Okulu Matbaası, 2.Baskı, Ankara, 2003.<br />
LEWİS, B., Modern Türkiye’nin Doğuşu, Çeviren: Metin Kıratlı, Atatürk<br />
Kültür, Dil ve Tarih Kurumu, Türk Tarih Kurumu Basımevi,<br />
4.Baskı, Ankara, 1991.<br />
MERİÇ, C., Saint Simon, İlk Sosyolog, İlk Sosyalist, Yayına hazırlayan<br />
Mehmet Ali Meriç, İletişim Yayınları 271, İstanbul, 1995.<br />
MUHAMMET SADIK RIFAT PAŞA, Risale-i Ahlâk, Atatürk Üniversitesi<br />
Seyfettin Özege Bölümü, 11595 Demirbaş Nolu Eser,<br />
Erzurum.<br />
MUMCU, A., M.K. SU, T.C. İnkılap Tarihi, Milli Eğitim Basımevi, Devlet<br />
Kitapları 5.Baskı, İstanbul, 2001.<br />
MUSTAFA NURİ PAŞA, Netayic’ül – Vuku’at, Kurumları ve Örgütleriyle<br />
Osmanlı Tarihi, Cilt II-IV, Sadeleştiren Neşet Çağatay, Türk<br />
Tarih Kurumu Yayınları, Türk Tarih Kurumu Basımevi,<br />
Ankara, 1980.<br />
OKTAY, A. S., Ahlâk-ı Alaî, Kınalızade Ali Efendi, İz Yayıncılık, No: 463,<br />
Şenyıldız Matbaası, İstanbul, 2005.<br />
ÖZTUNA, Y., Büyük Türkiye Tarihi, Ötüken Yayınevi, İrfan Matbaası, Cilt<br />
10, İstanbul, 1978.<br />
ÖZTÜRK, Y. N., Kur’an-ı Kerim ve Sünnete Göre Tasavvuf, Fatih Yayınevi<br />
Matbaası, 1. Baskı, İstanbul, 1979.
92<br />
Tasavvuf’un Ruhu ve Tarikatler, Sidre Yayınları, No: 1,<br />
Yalçın Ofset, 1.Baskı, İstanbul, 1988.<br />
PAUL, FOULQUIE, Pedagoji Sözlüğü, Sosyal Yayınlar, Türkçe: Cenap Karakaya,<br />
İstanbul, 1994.<br />
RÜŞTÜ BEY, Nuhbet’ül Etfal, Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege<br />
Bölümü, 10705 Demirbaş Nolu Eser, Erzurum.<br />
SELİM SABİT EFENDİ, Ahlâk-i Alai, Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege<br />
Bölümü, 176 Demirbaş Nolu Eser, Erzurum.<br />
ŞAPOLYO, E. B., Ahlâk Tarihi, İstiklal Matbaası, Ticaret Yüksek Öğretmen<br />
Okulu Yayınları, No:5, Ankara, 1960.<br />
TAPLAMACIOĞLU, M., Karşılaştırmalı Dinler Tarihi, Güneş Matbaası, Ticaret<br />
Anonim Şirketi, Ankara, 1966.<br />
TEKELİ, İ., S. İLKİN, Osmanlı İmparatorluğu’nda Eğitim ve Bilgi Üreten<br />
Sistemin Oluşumu ve Dönüşümü, Atatürk Kültür Dil ve<br />
Tarih Kurumu., Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1993.<br />
TOZLU, N., Eğitim Felsefesi, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, No: 2823,<br />
4. Akşam Sanat Okulu Matbaası, Ankara, 2003.<br />
TUNCER, H., Tanzimat Edebiyatı, Akademi Kitabevi, 3.Baskı, İzmir, 1996.<br />
TÜRKDOĞAN, O., Bilimsel Değerlendirme ve Araştırma Metodolojisi, Milli<br />
Eğitim Bakanlığı Yayınları, No: 869, Milli Eğitim Basımevi,<br />
İstanbul, 1995.<br />
ÜÇYİĞİT, E., Batı ve Doğu Medeniyetleri Arasında Tarih Boyunca<br />
Türkiye’de Milliyet, Din ve Devrim, Din ve Biz, İş<br />
Matbaacılık ve Ticaret, 1.Kitap, Ankara, 1968, s., 118.<br />
ÜLKEN, H. Z., Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi, Ülken Yayınları<br />
4.Baskı, İstanbul, 1994.<br />
ÜSTÜN, A. E., TORRAKÇI, E. NURAL, H. DEMİRTAŞ, İ. ÇINAR, M.<br />
ÜSTÜNER, M. URAS, N. KONAN, S. ÖZTÜRK, Z.D.<br />
YÖNTEM, Eğitim Üzerine, Ütopya Yayınları, No: 73,<br />
Matbaası, Ankara, 2002, s., 120.
93<br />
VARIŞ, F. Ve J. A. LOUWERYS, K. NEFF, Mukayeseli Eğitim, Ankara<br />
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları,. No: 3, Ayyıldız<br />
Matbaası Anonim Şirketi, Ankara, 1971.<br />
WHİTE, H.Z., The Aims of Education (Eğitimin Gayeleri) Çeviren: Sofi<br />
HURİ, Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal İlimler Komisyon<br />
Yayınları, Milli Eğitim Basımevi., İstanbul, 1971.<br />
WİLSON, H. E., İlhan Başgöz, Türkiye Cumhuriyet’inde Milli Eğitim ve<br />
Atatürk, Dost Yayınları, Ankara, 1968.<br />
YAKIT, İ., Türk-İslam Kültüründe Ebced Hesabı ve Tarih Düşürme,<br />
Ötüken yayınevi No: 245, İstanbul, 1992.<br />
YALTKAYA, M. Ş., Tanzimat’tan Evvel ve Sonra Medreseler, Maarif Matbaası,<br />
İstanbul, 1940.<br />
YINANÇ, M. H., Tanzimat’tan Meşrutiyet’e Kadar Bizde Tarihçilik, Maarif<br />
Matbaası, İstanbul, 1940.<br />
YÜCEL, Y., A. SEVİM, Türkiye Tarihi, Cilt IV, Atatürk Kültür ve Dil Tarih<br />
Kurumu, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1992.<br />
ZERNUCİ, B., Ta’limül Mutaallim, Tercüme ve Şerh, Yunus Vehbi<br />
YAVUZ, Çağrı Yayınları 22, Son Akın Ofset, İstanbul, 1980.<br />
ZİHNİ, A., (Trabzonlu Muhammet Vasfi’nin Oğlu) Tuhfe-i Vehbi,<br />
Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Bölümü, 14301<br />
Demirbaş Nolu Eser, Erzurum.
94<br />
Makaleler<br />
AKINCI, A., İnsanın Anlam Arayışında Din Temeline Dayalı Ahlâki<br />
Değerler ve Ahlâk Eğitimi, Tabula Rasa, Yıl 4, Sayı 12,<br />
(Eylül-Aralık) Tuğra Matbaası, Isparta-2004.<br />
BUYRUKÇU, R., Selim Sabit Efendi’nin Rehnumâ-i Muallimîn’ine Pedagojik<br />
Bir Yaklaşım, Dini Araştırmalar Dergisi, c.4, sayı 12 (Ocak-<br />
Nisan) Ankara, 2002, s.7-30<br />
ÇADIRCI, M., Tanzimat’ın İlanı Sırasında Türkiye’de Yönetim (1826-1839)<br />
Belleten LI, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Sayı 201, Aralık<br />
1987, Ankara 1988, s., 1215-1240.<br />
ÇAĞATAY, N., Türk Yüksek Öğretim Tarihine Genel Bir Bakış, Belleten,<br />
LIV, Türk Tarih Kurumu, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Sayı<br />
211, Aralık-1991, s., 1211.<br />
KORAY, E., Sultan Abdülaziz’e Karşı Girişilen Bir Suikast Olayı ve<br />
Hüseyin Vasfi, Belleten, LI, Nisan, 1987, Türk Tarih Kurumu,<br />
Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1987, Ankara, s., 193.<br />
KURT, İ., Bir Toplumun Eğitim Felsefesinin Oluşmasında Din ve Ahlâk<br />
Etkisi, M.E.B. Din Öğretimi Dergisi, Sayı 35, Temmuz-<br />
Ağustos, 1992.<br />
TOZLU, N., Eğitim Felsefemizin Temel Prensipleri Üzerine, Eğitim<br />
Dergisi, Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Eğitim Basımevi, Ekim-<br />
Kasım-Aralık, 1993, sayı: 6, Ankara, 1993, s., 76-78.<br />
YAKIT, İ., Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,<br />
Yüksek Lisans Ders Notları, 1995.<br />
YAZICI, N., Osmanlı Son Döneminde Libya’da Türk Dilinin Öğretimi<br />
Üzerine Bazı Gözlemler, Belleten LIX, Türk Tarih Kurumu,<br />
Türk Tarih Kurumu Basımevi, Sayı 224, Nisan 1995, s., 124.<br />
YILMAZ, B., Okuma Alışkanlığında Öğretmenlerin Rolü, Eğitim Dergisi,<br />
Nisan-Mayıs-Haziran, Sayı 2, Milli Eğitim Bakanlığı, Milli<br />
Eğitim Basımevi., Ankara, 1992, s., 5.
95<br />
DİĞERLER<br />
İnternet Kaynakları<br />
www.egitim.oku.edu.tr sivil eğitim ve sivil eğitimin batılaşması.<br />
www.yetenek.com 1856-1879 döneminde Osmanlı Milli Eğitim Sisteminde<br />
Reform Çalışmalarının Yapısı ve Seyri.<br />
Tezler<br />
EFE, A.,<br />
İNCİ, Y.,<br />
ŞİMŞEK, H.,<br />
ZENGİN, Z. S.,<br />
Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e İslamcılar (1908’den 1923’e),<br />
Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış<br />
Doktora Tezi, Bursa, 2002.<br />
Tanzimat Döneminde Dar-ül Fünûn (1846-1873), Marmara<br />
Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Basılmamış<br />
Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1997.<br />
Tanzimat ve Meşrutiyet Dönemi Çocuk Dergilerinin<br />
Eğitim Açısından İncelenmesi, Ankara Üniversitesi Sosyal<br />
Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara, 2002.<br />
Tanzimat Döneminde Örgün Eğitim Kurumlarında Din<br />
Eğitimi ve Öğretimi (1839-1976), Erciyes Üniversitesi Sosyal<br />
Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, Kayseri, 1997.<br />
Yönetmelikler<br />
- Maarif-i Umumiye Nizamnamesi, Matbaa-ı Amire, Düstur II, 1.tertip,<br />
İstanbul, 1286, s., 184-219.<br />
- M.E.B. Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği, Eylül, 1999.
96<br />
ÖZGEÇMİŞ<br />
Kişisel Bilgiler :<br />
Adı Soyadı<br />
Doğum Yeri<br />
: Mehmet GENÇCAN<br />
: Çaykara<br />
Doğum Yılı : 01/01/1962<br />
Medeni Hali<br />
: Evli<br />
Eğitim Durumu :<br />
Lise<br />
Lisans<br />
Yüksek Lisans<br />
: 1980 – Trabzon İmam Hatip Lisesi<br />
: 1986 – Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi<br />
: 2005 – 2006 Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Sosyal Bilimler<br />
Enstitüsü<br />
Yabancı Diller :<br />
1. İngilizce : İyi Derecede<br />
2. Arapça : İyi Derecede<br />
İş Deneyimi :<br />
3 Yıl : İmam Hatip Liselerinde Meslek Dersleri Öğretmenliği<br />
7 Yıl : Özel Kolejlerde (Lise, Anadolu Lisesi, Fen Lisesi) Müdürlük<br />
ve Genel Müdürlük