Dİyanet İŞlerİ TÜrk İslam BİrlİĞİ Aylik BÜltenİ - Ditib
Dİyanet İŞlerİ TÜrk İslam BİrlİĞİ Aylik BÜltenİ - Ditib
Dİyanet İŞlerİ TÜrk İslam BİrlİĞİ Aylik BÜltenİ - Ditib
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
D‹T‹B �DİYANET İŞLERİ TÜRK İSLAM BİRLİĞİ AYLIK BÜLTENİ · HAZİRAN 2009 · SAYI 30<br />
BELEDİYE BAŞKANI ADAYI KURTH DİTİB’İ ZİYARET ETTİ SELİMİYE CAMİİ İBADETE AÇILDI<br />
MERKEL, İSLAM KONFERANSI ÜYELERİNİ BERLİN’DE KABUL ETTİ<br />
DİTİB EYALET TEMSİLCİLERİ KÖLN’DE BİR ARAYA GELDİ DİTİB ZSU, 6. KİTAPEVİNİ<br />
STUTTGART’TA AÇTI<br />
BÜLTENİ<br />
www.ditib.de
FRIEDBERG-HESSEN DİTİB AYASOFYA CAMİİ<br />
Frankfurt bölgesinde faaliyette bulunan<br />
Friedberg-Hessen DİTİB Ayasofya<br />
Camii’nin temeli 2000 yılında atılmış<br />
olup, hayırsever vatandaşlarımızın yardımlarıyla,<br />
2002 yılında bütün üniteleriyle<br />
birlikte tamamlanarak ibadete açılmıştır.<br />
Türk mimari tarzında, kubbeli olarak<br />
inşa edilen Friedberg DİTİB Ayasofya<br />
Camii’nin mihrabı ve duvarlarının bir<br />
bölümü Kütahya çinisi ile süslenmiştir.<br />
Minberi ve kürsüsü aynı şekilde Kütahya<br />
çinisi ile taştan yapılarak tasarlanmış,<br />
caminin kubbe ve iç tavan kısımları,<br />
Türkiye’den getirilen hat ve tezyinat ustaları<br />
tarafından şekillendirilmiştir.<br />
Friedberg şehrinde yer alan Ayasofya<br />
Camii, Hessen eyaletinin en büyük ve<br />
güzel ibadethanelerinin başında yer<br />
almaktadır. Ayasofya Camii, özel yapım<br />
biri büyük, üç küçük, avize ile aydınlatılmaktadır.<br />
Caminin toplam kullanım alanı<br />
5450 m2 olup, bunun 1150 m2’sine cami<br />
inşası oturtulmuştur. İbadet için ayrılan<br />
bölüm erkekler için 420 m2, bayanlar içinse<br />
110 m2’dir.<br />
Cuma ve teravih namazlarında 550-<br />
600, bayram namazlarında ise 1300-1500<br />
kişinin ibadet ettiği Friedberg DİTİB<br />
Ayasofya Camii, kütüphane, lokal, yönetim<br />
kurulu odası, konferans salonu, berber<br />
salonu, yemekhane, fırın, market, 4<br />
adet büro, dersaneler, 100 araçlık otopark<br />
ve değişik hizmet birimleriyle ferah<br />
ve geniş bir alanda hizmet vermektedir.<br />
Çocuklara, gençlere ve yetişkinlere<br />
yönelik düzenlenen çeşitli toplantılar ve<br />
sohbetlerle birlikte, yetişkin bayan, erkek<br />
ve kız çocuklarına Kur´an-ı Kerim ve<br />
temel dini bilgiler dersleri verilmektedir.<br />
Ayrıca, düğün, sünnet, mevlit vb. programlarına<br />
da ev sahipliği yapan cami,<br />
cemaat için ikinci adres durumunda<br />
olup, ferahlatıcı, göz doldurucu ve gönül<br />
okşayıcı bir mekâna sahiptir.<br />
Gerek Alman, gerekse diğer ülke<br />
vatandaşlarının sıkça ziyaret ettiği<br />
mekânların başında yer alan Friedberg<br />
DİTİB Ayasofya Camii, kuruluşundan<br />
bugüne kadar 20 bin civarında ziyaretçiyi<br />
misafir etmiştir.<br />
220 üyesi bulunan ve 1979 yılından bu<br />
yana faaliyet gösteren Ayasofya Ca -<br />
mii’nin dernek başkanlığını Ramazan<br />
Kaplan ve 27 Ekim 2006 tarihinden bu<br />
yana da Adem Duru din görevlisi olarak<br />
görev yapmaktadır.
Sadi Arslan<br />
DİTİB Genel Başkanı<br />
Kur’an’da İnsan ve Çevre İlişkisi<br />
Wie der Koran die Beziehung von Mensch und Umwelt sieht<br />
Çevre, insanların bir arada yaşamasının<br />
sonucu olarak oluşan canlı kümesini, dolaylı<br />
veya dolaysız olarak etkileyen şartlar<br />
bütünü olarak tarif edilebilir. Bu tariften<br />
yola çıkarak çevreyi, canlıların tüm sosyal,<br />
fiziksel, kimyasal ve biyolojik aktivitelerini<br />
sürdürdükleri bir yaşam alanı olarak tanımlayabiliriz.<br />
Canlıların birbirleriyle olan bu<br />
ilişkilerini uyum içinde devam ettirmeleri<br />
için, bu ekolojik sistemin iyi korunması<br />
büyük önem arzeder.<br />
Kainat, Allah’ın canlılar için hazırladığı,<br />
yönetme yetkisini de, Kur’an-ı Kerim’de“en<br />
mükemmel” olarak yarattığını ifade ettiği<br />
insanoğlunun emrine verildiği varlıktır.<br />
Allah insanı yaratırken, onun yönetme yetkisinin sınırsız olmadığını,<br />
birçok sorumluluğunun bulunduğunu hatırlatmış, eğer<br />
bu sorumluluklarını yerine getiremezse, doğacak olan olumsuz<br />
sonuçların kendisine zarar vereceğini de açık bir şekilde beyan<br />
etmiştir. "O, sizi yeryüzünde halifeler yapan, size verdiği nimetler<br />
konusunda sizi sınamak için bazınızı bazınıza derece<br />
derece üstün kılandır." (Enam Suresi, ayet 165) ayet-i kerimesi<br />
ile, içerisinde yaşadığımız dünyamızın bir imtihan yeri olduğunu<br />
daha mutlu, daha huzurlu ve daha güzel bir dünyada yaşamak<br />
istiyorsak, bu imtihanı kazanmak zorunda olduğumuzu da açık<br />
bir şekilde bizlere hatırlatmıştır. "O ki, yedi göğü tıpatıp uyum<br />
halinde yaratmıştır. Sen, Rahmanın yarattığında hiçbir düzensizlik,<br />
uygunsuzluk göremezsin. Gözünü bir çevir de bak.<br />
Acaba bir çatlak, bir uygunsuzluk görebilir misin? Sonra gözünü<br />
tekrar çevir de bak. Gözün yorgun ve bitkin halde alçalmış<br />
olarak sana döner." (Mülk Suresi, 3 ve 4. ayetler) hitabıyla<br />
da, mükemmel olarak yarattığı insandan, yine mükemmel olarak<br />
yarattığı evreni iyi tanımasını, her değerli şeyin özenle korunduğu<br />
gibi, yaşantımızın kendisine mecbur olduğu çevremizi korumada<br />
özen gösterilmesi gerektiğini emretmiştir. Yüce Allah’ın<br />
yarattığı küçük bir dünya olan insanoğlu nasıl ki, bir uzvu rahatsız<br />
olduğu zaman, diğer uzuvları da rahatsız oluyor, vücudun<br />
genel olarak dengesi bundan zarar görüyorsa, tabiat da aynen<br />
bunun gibidir. Bir denge üzerine yaratılmıştır. Rüzgarın esmesinden<br />
kuşun ötmesine, karın yağmasından çiçeklerin açmasına,<br />
hatta karıncaların sıra halinde yürümelerine kadar, herşey bir<br />
düzen ve denge içerisindedir.<br />
Çevrenin korunmasında özen gösterilmezse, plansız şehirleşmeler<br />
devam ederse, sanayinin tehlikeli ve katı atıkları önlem almadan<br />
tabiata bırakılırsa, yeşil alanlar değişik nedenlerle yok<br />
edilirse, silahlanma yarışı durduralamaz ve dolayısıyla bunun sonucunda<br />
savaşların çıkması önlenmezse, bitki örtüsü tahrip edilir<br />
de, hava ve su kaynakları kirletilir de belli bir zaman sonra<br />
havaların zamansız ve gereğinden fazla ısınması ya da soğumasına,<br />
su kaynaklarının azalmasına, ozon tabakasının delinmesine,<br />
doğal olmayan, hormonlu yiyeceklerin sebeb olduğu, tedavisi<br />
zor olan hastalıkların insanlığı tehdit etmesine engel olamayız.<br />
Nitekim Kur’an-ı Kerim bu gerçeği şöyle ifade eder "İnsanların<br />
bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen<br />
Sadi Arslan<br />
DITIB-Vorstandsvorsitzender<br />
Unsere Umwelt kann umschrieben werden<br />
als Kummulationspunkt der äußeren<br />
Umstände, die den Menschen, der in einem<br />
sozialen Gefüge mit anderen Menschen zusammenlebt,<br />
direkt oder indirekt beeinflussen.<br />
Ausgehend von dieser Definition<br />
können wir die Umwelt beschreiben als Lebensraum<br />
für alle Lebewesen und ihre sozialen,<br />
physischen, chemischen und<br />
biologioschen Aktivitäten. Damit nun die<br />
Lebewesen ihre Beziehungen miteinander,<br />
wie sie soeben beschrieben wurden, aufrecht<br />
erhalten können, ist es sehr wichtig,<br />
dieses ökologische System gut zu bewahren.<br />
Das Universum schuf Gott für die Lebewesen und erteilte das<br />
Nutzungsrecht hierfür dem Menschen, den der Koran als “das<br />
perfekteste Wesen” beschreibt. Gott erschuf den Menschen<br />
nicht nur, sondern Er teilte ihm auch mit, dass sein Nutzungsrecht<br />
begrenzt ist, und dass er eine Reihe von Pflichten hat. Er teilte<br />
ihm auch klar und deutlich mit, dass er selbst Schuld daran<br />
ist, wenn ihm etwas widerfährt, weil er diese Pflichten nicht erfüllt:<br />
“Er machte euch zu Statthaltern auf Erden und erhöhte<br />
die einen von euch im Rang über die anderen, um euch mit<br />
dem zu prüfen, was er euch gegeben hat.” (Sure “Enam”, Vers<br />
165) Dieser Koranvers führt uns deutlich vor Augen, dass diese<br />
Welt nur eine Prüfung ist und dass wir diese Prüfung bestehen<br />
müssen, wenn wir auf dieser Welt ein glückliches Leben führen<br />
wollen: “Du erblickst in der Schöpfung des Erbarmers kein<br />
Mißverhältnis. So schau dich nur mal um! Kannst du etta Mängel<br />
erblicken? Dann laß den Blick nochmal schweifen. Jedes<br />
mal wird dein Blick zu dir stumpf und matt zurückkehren.”<br />
(Sure “Mulk”, Vers 3 u. 4) Mit diesem Vers lässt er uns aber auch<br />
wissen, dass er vom Menschen, den Er als das perfekteste Wesen<br />
erschuf, verlangt, dass dieser den ebenfalls perkekten Kosmos<br />
kennt und darauf achtet, die Umwelt, die für uns lebenswichtig<br />
ist, zu schonen, so wie alles Wertvolle geschütz gehört.<br />
Der Umwelt ergeht es wie dem Menschen, den Gott als Miniaturausgabe<br />
der Welt erschuf: erkrankt ein Körperteil von ihm,<br />
gerät gleich sein ganzer Körper aus dem Gleichgewicht, denn<br />
er wurde nach einem System erschaffen. So läuft auch in der<br />
Natur alles nach einem bestimmten System: angefangen vom<br />
Zwitschern der Vögel, über das Rieseln des Schnees, das Blühen<br />
der Blumen und sogar die Ameisen, wenn sie in Reih und Glied<br />
marschieren.<br />
Wenn die Umwelt nicht geschont wird und wir so weiter machen,<br />
wie bisher, d.h. weiterhin planlos Städte bauen, Abwässer<br />
und andere gefährliche Rückstände der Industrie unkontrolliert<br />
der Natur übergeben, wenn Grünflächen verschwinden, der<br />
Rüstungswettlauf und die damit einhergehenden Kriege nicht<br />
verhindert werden können, wenn Wälder zerstört, die Luft und<br />
das Wasser verschmutzt werden, so dass das Klima außer Gleichgewicht<br />
gerät, Wasserressourcen knapp und die Ozonschicht<br />
beeinträchtigt werden, können wir kaum verhindern, dass der<br />
Sayı 30 | Haziran 2009 | 1
ozuldu." (Rum Suresi, ayet 41)<br />
Günümüzdeki bu olumsuz gelişmeler sadece bir ülkenin sınırları<br />
içerisinde kalmayıp, rüzgarın etkisi, küçülen dünyamızda<br />
sıkça yapılan turistik ziyaretler vb. nedenlerle, başka ülkelere taşınmakta<br />
ve etkisi altına alarak tehdit oluşturmaktadır. Böylece<br />
çevre sorunları günümüz dünyasında global bir hal alarak, toplumsal<br />
hayatın bütün alanlarını kapsamakta ve etkilemektedir.<br />
Bozulan bu dengelerin doğal sonucu olarak, tabiat bizden rahatsız<br />
olmakta, bizlere sunduğu cömertliğini en aza indirmektedir.<br />
Kur’an’da bu husus: "Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında<br />
bulunanları hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre<br />
için yarattık. İnkâr edenler ise, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedirler."<br />
(Ahkâf Suresi, ayet 3) buyurularak, yarattığı bu<br />
değerlerin kıymetinin bilinmesini, çevrenin bir oyuncak olarak<br />
değil, bir ilim ve bilgi kaynağı olarak değerlendirilip ondan istifade<br />
edilmesini, böyle yapılmadığı takdirde sonuçlarının ağır<br />
olacağı gerçeği çok açık bir şekilde ifade edilmektedir.<br />
Bütün bu olumsuzlukların bertaraf edilmesi, çevre bilinciyle<br />
mümkün olacaktır. Çağımızda artık çevre bilinci büyük önem arzetmektedir.<br />
Bu bilince ulaşılabilmenin yolu kendi dışındaki insanlara<br />
karşı sorumluluk duygusu içerisinde bulunmaktan geçer,<br />
zira çevre sorunu aynı zamanda insanlık sorunudur. Konuya bir<br />
ayet mealiyle son vermek istiyorum. Yüce Allah: "O, göklerde ve<br />
yerde olanları, hepsini sizin buyruğunuz altına vermiştir. Şübhesiz<br />
ki, bunda iyice düşünen bir millet için açık belgeler vardır."<br />
(Casiye Suresi, ayet 13)<br />
Ekolojik dengesi bozulmamış, ormanı kesilmeyen ve yakılmayan,<br />
denizi temiz, yerlerine çöp atılmayan, modern teknoloji ile<br />
donatılmış, çevreyi kirletmeyen fabrikaları olan temiz ve güvenilir<br />
bir dünyada yaşama dilek ve temennileriyle hepinize saygılar<br />
sunarım.<br />
2 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />
Mensch von schwer heilbaren Krankheiten heimgesucht wird.<br />
So heißt es auch im Koran hierzu “In Erscheinung getreten ist<br />
Unheil zu Land und Meer als Folge dessen, was die Menschen<br />
anrichteten.” (Sure “Rum”, Vers 41)<br />
In unserer heutigen Welt machen solche Enwicklungen selten<br />
an irgendwelchen Landesgrenzen Stopp, sondern sie gelangen<br />
über den Wind oder über die Reisefreudigkeit der<br />
Menschen auch über die Grenzen hinaus in andere Länder, wo<br />
sie ähnlichen Schaden verursachen. Somit sind Umweltprobleme<br />
heutzutage ein globales Problem und wirken sich auf alle<br />
Bereiche des gesellschaftlichen Lebens aus. Die Natur, die wir<br />
damit aus dem Gleichgewicht bringen, fühlt sich von uns beleidigt,<br />
so dass sie ihr Wohlwollen und ihre Freigebigkeit uns gegenüber<br />
auf ein Minimum drosselt. Im Koran heißt es hierhzu:<br />
“Wir erschufen die Himmel und die Erde und was zwischen<br />
beiden ist in Übereinstimmung mit der Wahrheit und für eine<br />
bestimmte Frist. Aber die Ungläubigen wenden sich von dem<br />
ab, wovon sie gewarnt werden.” (Sure “Ahkaf”, Vers 3) Womit<br />
Er uns gemahnt, den Wert dieser Gaben, die Er uns geschenkt<br />
hat, zu schätzen und die Umwelt nicht als Spielwiese zu betrachten,<br />
sondern als Quelle des Wissens und der Erkenntnis, von<br />
der man prophitieren sollte.<br />
All dies können wir nur machen, wenn wir ein Umweltbewusstsein<br />
entwickeln, bzw. dieses stärken. So spielt Umweltbewusstsein<br />
heutzutage eine wichtige Rolle. Dieses Bewusstsein<br />
können wir nur stärken, wenn wir uns außer für uns selbst, auch<br />
für andere Menschen verantwortlich fühlen, denn Umweltschutz<br />
ist auch gleichzeitig ein Dienst am Menschen. Ich möchte<br />
meine Ausführungen mit der ungefähren Bedeutung eines Koranverses<br />
beenden: “Er hat euch alles dienstbar gemacht, was<br />
in den Himmeln und auf Erden ist; alles ist von Ihm. Hierin<br />
sind wahrlich Hinweise für nachdenkliche Leite.” (Sure“Dschasiye”,<br />
Vers 13)<br />
In der Hoffnung, dass wir alle in einer sauberen Welt leben<br />
können, deren ökologisches Gleichgewicht noch in Ordnung ist,<br />
in der Wälder nicht gerodet oder abgebrannt werden, die noch<br />
saubere Meere sowie eine umweltbewusste Industrie hat.<br />
“Bİz, göklerİ, yerİ ve İkİsİ arasında<br />
bulunanları hak ve hİkmete uygun<br />
olarak ve belİrlİ bİr süre İçİn yarattık.<br />
İnkâr edenler İse, uyarıldıkları<br />
şeylerden yüz çevİrmektedİrler."<br />
“Wir erschufen die Himmel und die<br />
Erde und was zwischen beiden ist in<br />
Übereinstimmung mit der Wahrheit<br />
und für eine bestimmte Frist. Aber die<br />
Ungläubigen wenden sich von dem ab,<br />
wovon sie gewarnt werden.”
Ahmet Önal<br />
Achern DİTİB Yunus Emre Camii Din Görevlisi<br />
İnsanoğlu tek başına hayatını sürdüren bir varlık değildir.<br />
Ancak toplum halinde yaşayarak ihtiyaçlarını karşılayabilir ve hayatını<br />
devam ettirebilir. İnsanlar birlikte yaşamak zorundadırlar.<br />
Bu, insanların yaratılışlarının bir gereğidir. Toplum hayatında<br />
insan ilişkileri çok önemli bir yer tutar. Bu yönüyle insanlar, tanışsın-tanışmasın,<br />
akraba olsun-olmasın, aynı toprağı, hatta aynı<br />
coğrafyayı paylaşsın veya paylaşmasın birbirlerine muhtaçtırlar.<br />
Aynı toplumda birlikte yaşayıp, aynı çevreyi kullanmış olmamız,<br />
bir kısım haklar ve görevlerle belirli kurallara uymamızı zorunlu<br />
hale getirmektedir. Toplum hayatını düzenleyen bu<br />
kurallara uymak, insan ilişkilerini geliştirir ve kişilerin mutlu olmasını<br />
sağlar. Kurallara aykırı davranışlar ise; kişileri mutsuz kılar,<br />
giderilmesi güç olan durumların meydana gelmesine neden<br />
olur.<br />
Yüce Allah her şeyi yerli yerince yaratmıştır. Kâinatta fevkalade<br />
bir düzen, ahenk ve denge vardır. İnsana düşen, kâinattaki bu<br />
eşsiz düzeni, ahengi ve dengeyi korumak, bunları bozacak ve<br />
tahrip edecek tutum ve davranışlardan sakınmaktır. Kâinattaki<br />
bu eşsiz düzeni yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de şöyle belirtir:<br />
“Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye, bir düzen ve plana göre yarattık.”(Kamer,<br />
49) buyurarak, bizlerin ölçülü davranarak, kurallara<br />
uymamız gerektiğini dile getirmektedir. Bu nedenle<br />
insanların, toplum hayatını düzenleyen belirli kuralları öğrenmeleri<br />
ve bunları davranış haline getirmeleri hayatın bir gereğidir.<br />
Bu kuralların bir kısmı hukuka, bir kısmı örf ve adetlere bir<br />
kısmı da inançlara dayalıdır. İnsan davranışları, hukuk kurallarına<br />
aykırı olursa, “hataveyasuç”, örf ve adetlere aykırı olursa “ayıp”,<br />
inançlara aykırı olursa “günah” şeklinde değerlendirilir.<br />
Yüce dinimiz de insanlar arası ilişkilerde bencilliği değil, başkalarını<br />
da düşünmeyi, anlayışsızlığı değil anlayışlı ve sabırlı olmayı,<br />
başkalarına karşı sevgi ve saygıyla davranmayı, toplumda<br />
problem çıkarmak veya problemleri artırmak yerine, olan sorunları<br />
çözebilmek için çalışıp gayret etmeyi, merhamet beklemeden<br />
önce merhametli olabilmeyi, Yunus’un ifadesiyle<br />
”Yaratılmışları yaratandan ötürü sevebilmeyi” vecizesini, bizler<br />
için örnek teşkil etmesini istemektedir.<br />
İnsan tek başına olduğu zamanlarda bile, iyi olanları gerçekleştirme<br />
yolunda çaba harcamalı ve olumsuzlukları düzeltmeye<br />
çalışmalıdır. İşte bu olgunluğa ulaşmış olan kişi, sorumluluk duygusu<br />
taşıyacak, iyi ve kötüyü birbirinden ayıracağı için de çevresine<br />
olumlu izlenimler bırakacaktır. Bu davranıştan hem<br />
kendisinin hem de çevresindekilerin mutlu olacağı unutulmamalıdır.<br />
Müslüman sorumluluk sahibi, insan haklarına saygılı olan,<br />
bütün insanları Allah'ın kulu olarak gören, içinde yaşadığı toplumla<br />
da barışık, insanlarla iyi geçinen, kendisiyle iyi geçinilen,<br />
insanlara yol gösterici, birleştirici, ayrılıklara pirim vermeyen uyanık<br />
insandır. Dinimiz, kendi menfaati için başkalarına zarar verenleri<br />
uyararak, toplum ahlakını bozacak hareketlere yol<br />
açanları, en zararlı insanlar olarak bildirmiştir. Yüce Allah şu<br />
ayette toplumsal düzeni sağlayacak üç temel görevi emrederken;<br />
bunları ihlal edecek ve ortadan kaldıracak davranışları da<br />
yasaklamaktadır: “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara<br />
yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgın-<br />
İslamiyet’e Göre İnsan ve Toplum<br />
Der Mensch und die Gesellschaft<br />
Ahmet Önal<br />
Religionsbeauftragter der DITIB-Moschee in Achern<br />
Der Mensch ist ein Wesen, das in der Gesellschaft lebt und<br />
auch nur hier überlebensfähig ist. Er ist daher gezwungen, mit<br />
anderen Menschen zu leben. Dies ist auch ein Erfordernis seiner<br />
Schöpfung. Die zwischenmenschlichen Beziehungen nehmen<br />
nun im gesellschaftlichen Leben einen wichtigen Platz ein.<br />
Fremde wie Bekannte, Verwandte und Nichtverwandte, Landsleute<br />
oder Ausländer, alle Menschen brauchen einander.<br />
Da wir nun in derselben Gesellschaft leben und dieselbe Umwelt<br />
teilen, haben wir auch eine Reihe von Rechten und Pflichten,<br />
die wir einhalten müssen. Es ist nur förderlich für ein<br />
Zusammenleben und für die jeweiligen Individuen, wenn sie<br />
sich an die gesellschaftliche Ordnung halten. Eine Zuwiderhandlung<br />
gegen diese gesellschaftliche Ordnung wirkt sich nur negativ<br />
aus und kann irreparable Schäden verursachen.<br />
Allah, der Erhabene, erschuf alles nach einem System. So<br />
herrschen im Kosmos ein außerordentlich ausgeklügeltes<br />
System und ein Gleichgewicht. Dem Menschen obliegt es nun,<br />
dieses einzigartige System zu bewahren und alles zu unterlassen,<br />
was dieses System beeinträchtigen oder gar vernichten<br />
könnte. Unser Herr lässt uns im Koran dazu wissen: „Wahrlich,<br />
wir erschufen alle Dinge nach Maß und Plan.” [Kamer:49]<br />
Damit gemahnt er uns nur, Maß zu halten und die Regeln zu befolgen.<br />
Deswegen ist es unabdinglich, dass der Mensch gewisse<br />
Regeln für das gesellschaftliche Zusammenleben lernt und<br />
diese auch einhält. Einige dieser Regeln sind juristischer Natur,<br />
andere betreffen den Brauch und die letzteren wiederum sind<br />
solche religiöser Art. Verstößt der Mensch gegen juristische Regeln,<br />
begeht er eine „Schuld“. Wer gegen Traditionen und Bräuche<br />
verstößt, ist „sittenwidrig“ und wer schließlich Glaubensinhalten<br />
zuwiderhandelt, der begeht eine „Sünde“.<br />
Unsere erhabene Religion, der Islam, stellt in den zwischenmenschlichen<br />
Beziehungen nicht den Egoismus in den Vordergrund,<br />
sondern das Einfühlungsvermögen. Der Mensch<br />
sollte demnach verständnisvoll, geduldig und rücksichtsvoll<br />
sein. Er sollte danach trachten, Probleme zu lösen, statt solche in<br />
die Welt zu setzen und zunächst selbst barmherzig sein, bevor<br />
er dies auch von anderen verlangt. Ganz nach der Devise des<br />
türkischen Volksdichters Yunus Emre, bei dem es hieß:„Ich liebe<br />
die Geschöpfe um ihres Schöpfers willen.“<br />
Selbst wenn der Mensch alleine dasteht, sollte er versuchen<br />
das Gute zu verwirklichen und Unzulänglichkeiten entgegen zu<br />
wirken. Ein derart reifer und tugendvoller Mensch wird Verantwortung<br />
tragen sowie zwischen Gut und Böse unterscheiden<br />
können und infolgedessen auch bei anderen Menschen einen<br />
guten Eindruck hinterlassen. Wir können davon ausgehen, dass<br />
ein solches Verhalten sowohl ihm von Nutzen ist, als auch seiner<br />
Umgebung.<br />
Ein Muslim ist verantwortungsbewusst, achtet die Rechte der<br />
Menschen, erachtet sie alle als Geschöpfe Gottes, kommt in der<br />
Gesellschaft, in der er lebt, gut aus, verträgt sich mit den Menschen<br />
und vor allen Dingen kommen auch die anderen Menschen<br />
gut mit ihm aus. Ferner zeigt er den anderen Menschen den<br />
Weg, vereint sie und ist wachsam genug, so dass er nichts zulässt,<br />
das einen Zwist verursachen könnte.<br />
Sayı 30 | Haziran 2009 | 3
lığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.”<br />
(Nahl, 90)<br />
Müslüman, hangi yer ve zamanda olursa olsun adaleti prensip<br />
edinir ve her türlü zulmün, haksızlığın karşısında yer alır. Kendisine<br />
yapıldığı zaman hoşlanmadığı davranışları, başkasına da yapılmasını<br />
istemez. Müslüman uyumlu, uyum sağlanılan ve<br />
kendisinden kötülük beklenilmeyen, emin insandır.<br />
İnsan çevresini ve toplumunu etkileyen ve bunlardan etkilenen<br />
bir konuma da sahiptir. Toplumsal huzursuzlukların en<br />
önemli sebeplerinden birisi de insanların görevlerini ihmal etmeleridir.<br />
İnsanların mallarına, sağlıklarına, akıllarına, haysiyet<br />
ve şereflerine, inançlarına saygı göstermek bizim toplumsal görevlerimizdendir.<br />
Yüce dinimiz de bütün insanlık için bunları sağlamayı<br />
kendine hedef edinmiştir.<br />
Ayrıca hak ve adaletten ayrılmamak, verdiğimiz sözü yerine<br />
getirmek, önce kendimizi yetiştirmek, sonra da sorumlu olduğumuz<br />
kişilerin yetişmesini sağlamak, dürüst olmak, iş ve çalışma<br />
ahlakına sahip olmak, ziyaretleşmek, birlikte yaşadığımız<br />
insanlara karşı saygılı ve hoşgörülü olmak, görgü kurallarına riayet<br />
etmek, yardımlaşma ve dayanışmaya önem vermek, temiz,<br />
yaşanabilir bir çevreyi gelecek nesillere bırakmak için gayret<br />
etmek de, bizim çevre ve toplumumuza karşı görevlerimizdendir.<br />
Yaşadığımız toplumda yaşanır bir ortam oluşması için üzerimize<br />
düşen görevlerimizi yerine getirmeliyiz. Bu nedenle, içinde<br />
yaşadığımız toplumun yasalarına uymak, örf, adet, gelenek, görenek<br />
ve kültürüne saygılı olmak, toplum için faydalı işler yapmak<br />
ve saygı, hoşgörü, anlayış ve uyum içerisinde hayatımızı<br />
sürdürmek de önemli bir görevimizdir. Yaptığımız iyilikler ve güzellikler<br />
dinimize ve milletimize mal edildiği gibi, kötü, yanlış ve<br />
zararlı olarak algılanabilecek en küçük söz ve davranışlarımızın<br />
da dinimize ve milletimize mal edilebileceğini asla unutmamalıyız.<br />
Buna göre hedefimiz, kendimiz, ailemiz, çevremiz ve içinde<br />
yaşadığımız toplum için faydalı olmak, hayırlı ve güzel işler peşinde<br />
koşmak, zararlı ve kötü olan bütün söz davranışlardan uzak<br />
durmak olmalıdır. İşte o zaman huzur ve mutluluk dolu bir yaşantımız<br />
olur.<br />
Toplumsal ilişkilerimizde düşünce ve yaşayışımıza yön vermesi<br />
gereken bir hadisi şerifin mealiyle sözlerimi noktalamak istiyorum:<br />
“Sizin en hayırlınız, iyiliği umulan ve kötülüğünden de<br />
emin olunan kimsedir. En şerliniz ise; iyiliği umulmayan, kötülüğünden<br />
de emin olunmayan kimsedir.” (Tirmizi, Fiten, 63)<br />
4 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />
Unsere Religion ermahnt diejenigen, die um ihren eigenen<br />
Nutzen willen anderen Menschen schaden und beschreibt diejenigen,<br />
die einem Sittenverfall in der Gesellschaft Tür und Tor<br />
öffnen, als die gefährlichsten, weil schädlichsten Menschen. Folgender<br />
Koranvers stellt uns drei Hauptpflichten anheim, um die<br />
Ordnung in der Gesellschaft zu wahren und verbietet gleichzeitig<br />
Handlungen, die dieser zuwiderlaufen oder gar vollends aus<br />
der Welt schaffen: „Siehe, Allah gebietet Gerechtigkeit zu<br />
üben, Gutes zu tun und die Nahestehenden zu bedenken.<br />
Und er verbietet das Schändliche und Unrechte und Gewalttätige.“<br />
[Nahl:90]<br />
Ein Muslim waltet immer und überall mit Gerechtigkeit. Er widersetzt<br />
sich jeder Art von Unterdrückung und Ungerechtigkeit.<br />
Das, was er sich selbst nicht wünscht, wünscht er auch den anderen<br />
nicht. Er ist ein verträglicher Mensch, von dem nichts<br />
Schlechtes oder Böses ausgehen kann und er gilt als vertrauenswürdig.<br />
Er besitzt die Fähigkeit, einen Einfluss auszuüben auf die Gesellschaft<br />
und die Umwelt und wird von diesen andererseits<br />
auch selbst beeinflusst. Erfüllt der Mensch nicht die Pflichten,<br />
die ihm obliegen, kann der gesellschaftliche Frieden aus dem<br />
Gleichgewicht geraten. Es gehört zu unseren Pflichten, den Besitz<br />
der Menschen, ihre Gesundheit, ihre Ratio, ihre Ehre und ihre<br />
Religion zu respektieren. Unsere Religion erachtet es auch als<br />
ihre Aufgabe, dies für alle Menschen zu ermöglichen.<br />
Abgesehen davon dürfen wir den Pfad der Gerechtigkeit nicht<br />
verlassen, wir müssen unser Wort halten, uns selbst erziehen<br />
und danach diejenigen, zu deren Erziehung wir verpflichtet<br />
sind, aufrichtig sein (auch im Berufsleben), uns gegenseitig besuchen,<br />
gegenüber den Menschen, mit denen wir in einer Gesellschaft<br />
zusammenleben, tolerant und respektvoll sein,<br />
Solidarität zeigen und den nachfolgenden Generationen eine<br />
saubere Umwelt hinterlassen, in der diese auch leben können.<br />
Dies alles gehört zu unseren gesellschaftlichen Pflichten.<br />
In der Gesellschaft, in der wir leben, müssen wir für ein gedeihliches<br />
Zusammenleben einige Pflichten und Aufgaben erfüllen.<br />
Dazu gehört, dass wir uns an die Gesetze halten, die<br />
Gewohnheiten und Bräuche sowie die Traditionen und die Kultur<br />
hier respektieren, der Gesellschaft von Nutzen sind sowie<br />
Respekt und Toleranz zeigen. Nicht nur gute und nützliche<br />
Taten, die wir vollbringen, werden mit unserer Religion in Verbindung<br />
gebracht, sondern auch das kleinste schlechte Wort<br />
oder das noch so kleine Vergehen. Dies sollten wir nicht vergessen.<br />
Daher sollte es unser Anliegen sein, uns selbst, unserer<br />
Familie unserer Umwelt aber auch der Gesellschaft, in der wir<br />
leben von Nutzen zu sein und andererseits alles Schädliche zu<br />
unterlassen. Erst dann führen wir ein Leben in Frieden und Eintracht.<br />
Meine Ausführungen beende ich mit einem Prophetenspruch,<br />
der uns einen Hinweis darauf gibt, wie wir uns in einer<br />
Gesellschaft verhalten sollten: „Der Beste unter euch ist derjenige,<br />
von dem man Gutes vermutet und von dem man sicher<br />
ist, dass kein Schaden von ihm ausgeht. Der Schlechteste<br />
unter euch ist hingegen derjenige, von dem nichts Gutes erwartet<br />
wird und von dem man sicher sein kann, dass Schlechtes<br />
von ihm ausgeht.“ [Tirmizi, Fiten:63]
Celal Bolat<br />
Frankfurt Hirschhorn DİTİB Din Görevlisi<br />
Hayatımızı sürdürdüğümüz evren, bize Allah’ın bir emanetidir.<br />
Bu emanete yaratılış gayesine uygun baktığımız ve ilgilendiğimiz<br />
taktirde, içinde yaşayan fertler olarak huzurlu, sevgi ve<br />
saygı dolu müreffeh bir hayat yaşarız.<br />
Çevre kirliliğini önleyelim diye birçok yazılar ve programlar yapılmaktadır.<br />
Ancak, bunlara gerekli yasal, caydırıcı önlemler alınmadığından,<br />
insanların sadece kendi kazançlarını, kendi<br />
geleceklerini düşünmesinin verdiği bencillikten dolayı çevremiz<br />
günden güne kirlenmektedir. Halbuki bu vurdum duymazlıkla<br />
çevrenin kirlenmesi, insanların sağlıksız olmaları, gelecekteki<br />
kendi hazırladığı bencil düzenine de zarar verecektir.<br />
Hani Peygamberimiz aynı gemide yolculuk eden ve geminin<br />
alt tabakasında yolculuk edip de gemiyi delmeye çalışan bir<br />
diğer insanı gördüğünde; “Ne yapıyorsunuz?” sorusuna; “Oyalanıyoruz”<br />
demelerine ses çıkarmayan, daha sonra gemiden bir<br />
delik açıp da gemi su almaya başlayınca hem o zararlı iş yapanlar,<br />
hem kötülüğü yapanlara engel olmayanların birlikte battıkları<br />
hadiseyi anlatan Efendimiz, zararlı iş yapanlara kayıtsız<br />
kalmamamızı bize ögütlemiştir. İşte bu ve buna benzer çevreyi<br />
kirletip duyarsız davrananları uyarmalı gerekli tedbirleri almalıyız.<br />
Kâinatta tüm mevcüdat kendi lisanı ile yaratanını tesbih eder:<br />
Ögrencileriyle bir Hoca efendi kırlara geziye çıkar ve öğrencilerinden<br />
birisi çok şeyler öğrenmis hocasından, oldukça ilerlemiş<br />
ilimde ve ihlasta, diğer öğrencilerin bu durum dikkatini çeker ve<br />
onu kıskanırlar. Hoca efendi öğrencileriyle kırda yerleşimlerini<br />
tamamladıktan sonra öğrencilerine; “Hadi bana çicekler, güller<br />
toplayıp getirin” diye dener onları, ibret olsun diye.Tüm öğrenciler<br />
güller, sümbüller, çicekler toplayıp getirirler hocalarına.<br />
Benim getirdiğim en güzeli olsun ümidiyle.Hocası tarafından sevildiğinden<br />
ötürü kıskanılan ise en sonunda elinde solmaya yüz<br />
tutmuş, sararmış bir gülle gelir. Diğer arkadaşları bakarlar ve gülerler.<br />
Hocası sorar; “Evladım herkes çok güzel hediyelerle geldi<br />
sen bula bula bu sararmış gülü mü buldun?”der. Üzgün ve mahcup<br />
bir ifadeyle ögrenci de;“Hocam güzel güllere, çiçeklere yaklaştım,<br />
size getireyim diye hepsini dinledim. Her biri kendi<br />
ifadeleriyle Allah’ı zikrediyorlardı. Kıyıp koparamadım. Üzgünüm.<br />
Ancak bu güle yaklaştım dinledim artık neredeyse ölmüş ve susmuştu.<br />
Ondan dolayı bunu ancak getirebildim” diyerek hem<br />
kendi durumunu hem arkadaşlarının durumunu ifade etmiştir.<br />
İnsan ve Çevre<br />
Der Mensch und die Umwelt<br />
Celal Bolat - Religionsbeauftragter der DITIB-Moschee in<br />
Frankfurt Hirschhorn<br />
Unsere Umwelt, in der wir leben, ist ein Gut und eine Gabe,<br />
die uns Gott für eine bestimmte Zeit anvertraut hat. Wir können<br />
nun in dem Maße ein zufriedenes und glückliches Leben in dieser<br />
Umwelt führen, in dem wir uns dieses anvertrauten Guts annehmen<br />
und damit schonend umgehen. So gibt es eine Reihe<br />
von Kampagnen, die sich des Umweltschutzes angenommen<br />
haben.<br />
Werden aber nicht die dafür nötigen rechtlichen Schritte unternommen<br />
und abschreckende Maßnahmen getroffen, wird<br />
die Umwelt auch weiterhin verschmutz durch die Hände von<br />
Menschen, die nur an ihren eigenen Profit und ihre eigene Zukunft<br />
denken. Dabei schadet der Mensch mit diesem Scheuklappendenken<br />
nur sich selbst und seiner Gesundheit und nicht<br />
zuletzt auch seiner Zukunft in diesem egoistischen System, das<br />
er selbst geschaffen hat.<br />
Ganz, wie in der Geschichte, die uns unser Prophet als mahnendes<br />
Beispiel vorgetragen hat und in der ein Schiffsreisender<br />
auf einen Mitreisenden trifft, der gerade versucht, ein Loch in<br />
den Schiffsboden zu bohren und auf die Frage, was er denn da<br />
mache nur antwortet, er vergnüge sich: Als dann aber das Schiff<br />
tatsächlich ein Loch im Boden hat und von hier Wasser einläuft,<br />
geht sowohl derjenige unter, der das Loch gebohrt hat, als auch<br />
derjenige, der das gesehen aber nicht verhindert hat. Mit dieser<br />
Geschichte wollte uns unser Prophet nur veranschaulichen,<br />
dass wir nicht tatenlos zusehen sollten, wenn jemand etwas<br />
macht, was uns allen schaden könnte.<br />
Dies bedeutet, dass wir diejenigen, die der Umwelt und den<br />
Menschen Schaden zufügen, warnen und sie auf ihr schädliches<br />
Handeln aufmerksam machen sollten.<br />
Jedes Lebewesen im Kosmos lobpreist den Schöpfer auf seine<br />
Art: Eines tages macht ein Gelehrter mit seinen Schülern einen<br />
Ausflug in die Natur. Einer von seinen Schülern ist nun besonders<br />
fortgeschritten in Wissen und Aufrichtigkeit. Den anderen<br />
Schülern ist dies nicht entgangen, so dass sie neidisch sind auf<br />
ihn. Nachdem sie sich nun einen schönen Platz ausgesucht<br />
haben, fordert der Gelehrte seine Schüler auf, ihm Blumen und<br />
Rosen zu pflücken, womit er sie eigentlich nur prüfen und für<br />
alle ein Exempel statuieren will. Alle seine Schüler pflücken nun<br />
die schönsten Blumen und bringen sie ihm. Natürlich ist dabei<br />
ein jeder von der Hoffnung beflügelt, dass seine Blume die<br />
schönste ist. Derjenige jedoch, der den Neid der anderen auf<br />
sich gezogen hat, da er seinem Gelehrten und Meister nahe<br />
steht, bringt zum Schluss nur eine verwelckte Rose mit. Die anderen<br />
Schüler lachen ihn hierfür aus und sein Meister fragt ihn<br />
nur: “Sohn! Deine Freunde brachten mir die schönsten Geschenke<br />
und du hast mir nur eine verwelckte Rose gebracht?”<br />
Traurig und verlegen antwortet sein Schüler: “Meister! Ich näherte<br />
mich den schönsten Blumen und wollte sie für dich pflücken.<br />
Doch ich lauschte ihnen zuvor zu und vernahm, dass eine<br />
jede von ihnen auf ihre Art Allah lobpreiste. Es tut mir Leid, ich<br />
brachte es nicht übers Herz sie zu pflücken. Nur diese Rose hier:<br />
sie war dem Tode sehr nah und hatte auch schon das Lobpreisen<br />
eingestellt. Daher habe ich mich nur an sie getraut!”Mit diesen<br />
Worten beschrieb der Schüler jedoch nicht nur sich selbst,<br />
sondern auch die anderen …<br />
Sayı 30 | Haziran 2009 | 5
Rahmet İklimi Ramazan Ayına Doğru<br />
Und auf leisen Sohlen naht der Ramadan, der Monat der Barmherzigkeit<br />
Doç. Dr. Ömer Yılmaz<br />
İlahiyatçı-Hamburg<br />
Küçüklüğümde yaşlılarımız, “Üç aylar girdi mi evladım?” şeklinde<br />
bir soru yöneltirlerdi, ancak o zaman bunu neden sorduklarını<br />
bir türlü anlayamazdım. Şimdi anlıyorum ki bununla, hem<br />
yapılan iyiliklere karşın sevapların bire bin katlandığı bu zaman<br />
diliminin her anını verimli geçirecekler, hem de iki ay sonra gelecek<br />
on bir ayın sultanı, Kur’an ayı, içinde bin aydan daha hayırlı<br />
ve bir ömre bedel Kadirin bulunduğu (Kadir suresi, 1-5)<br />
geceyi ihya edeceklerdir. Yine anlaşılan anne-babalarımız üç ayların<br />
geldiğini öğrenmekle, kendilerini psikolojik, evlerini ise fiziken<br />
bu kutlu misafire hazırlama niyetindeydiler. Şu günlerde<br />
Hz. Peygamber’in diliyle başı rahmet, ortası mağfiret, sonu kurtuluş<br />
olan Ramazan’ın (Tergib, II/94) ayak seslerini duymaya başladık.<br />
Şüphesiz Ramazan ayının ve içinde barındırdığı orucun<br />
sosyal, ruhsal, bedensel, ahlaki pek çok hikmetleri bulunmaktadır.<br />
O halde, Ramazan ayı bizi riyanın zerresinin dahi bulunmadığı,<br />
ücretini sadece Allah’ın takdir edeceği (Buhari, Siyam, 9)<br />
oruç ibadetiyle tanıştıracaktır.<br />
Ramazan ayı vakitlerimizi tanzim edecek, işten, madde ve<br />
günlük meşgaleden bir türlü toplanmak ve toparlanmak için fırsat<br />
bulamayan aileyi aynı masa etrafında buluşturacaktır.<br />
Ramazan ayı ibadetlerimizin başka kardeşlerimizle birlikte<br />
omuz omuza yapılmasını sağlayacak, camide sadece kalıpların<br />
yan yana gelmesini yeterli görmeyip, kalplerin de yan yana gelmesini<br />
temin edecektir.<br />
Ramazan ayı bize iç dünyamızdan başlayarak sevgi ve huzuru<br />
dalga dalga topluma yaymanın, birbirimizi kardeş bilerek daha<br />
çok gözetmenin, öksüzleri sevindirmenin, yoksulları barındırmanın,<br />
dargınları barıştırmanın yolunu açacaktır.<br />
Ramazan ayı sabrın ne demek olduğunu öğretecek, kötü söz<br />
ve kem gözden bizi alıkoyacak, herkese tatlı söz ve güler yüz<br />
gösterilmesini tavsiye edecektir.<br />
Ramazan ayı geçici de olsa bizi beşerilik vasfından birazcık sıyırıp,<br />
mal-mülk aleminden melekut alemine sefer ettirecek ve<br />
adeta melekleşmemizi sağlayacaktır. Adı üzerinde “mübarek”<br />
olan ay, insanları da mübarek etmek için gayret sarfedecektir.<br />
Ramazan ayı bedenen küçülüp, manen ve ruhen büyümemizi<br />
sağlayacaktır.<br />
Ramazan ayı kendisinde indirilen Kur’an (Bakara Suresi, 185)<br />
ile daha fazla hemhal olmamıza kapı aralayacak, ölmüşlerimizi<br />
de hayırla yadettirecektir.<br />
Ramazan ayı teravihlerle daha fazla genç ve çocuklarımızın,<br />
kadınlarımızın camilerimizi selamlamasını sağlayacak, verilen<br />
sohbetlerle kalplerimizin pasını silecektir.<br />
Ramazan ayı tuttuğumuz oruçlarla merhamet ahlakımızı, vereceğimiz<br />
zekât ve fitrelerle hizmet ahlakımızı geliştirecektir.<br />
Ramazan ayı, iftar sofralarında “bu malı ben kazandım, ben<br />
yerim”anlayışını değil, fiilen aç kalmış, ekmeğe muhtaç, yurtsuzbarksız<br />
kişilerin halini düşünerek eldeki nimetin bir başkasıyla<br />
paylaşılması ve şükredilmesi gerektiğini öğretecektir.<br />
Ramazan ayı iftar için ezan okunmasına bir-iki dakika kalsa bile<br />
sofradaki zeytine el uzatamayacak kadar irade direncinin kazanılmasını<br />
temin edecektir.<br />
Ramazan ayı bize, “Oruç tutun ki sıhhat bulasınız” (Tergib,<br />
2/83) diyen peygamberi ifadenin de tabii sonucu olarak daha az<br />
6 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />
Dr. Ömer Yılmaz<br />
Theologe, Hamburg<br />
In meiner Kindheit vernahm ich oft ältere Menschen fragen:<br />
“Kind, sind wir schon in den gesegneten drei Monaten?” Doch<br />
damals habe ich partout nicht begriffen, was sie damit meinten.<br />
Jetzt begreife ich, dass es ihnen nur darum ging jeden Moment<br />
dieses besonderen Zeitabschnitts zu genießen, bzw. von diesem<br />
reichlich Gebrauch zu machen. Denn dies ist ein Zeitabschnitt<br />
in dem gute Taten mehrfach vergolten werden und<br />
der Beginn dessen ist andererseits auch ein Hinweis darauf, dass<br />
der Ramadan und mit ihm der König aller Monate oder der<br />
Monat des Korans naht. Und mit ihm naht auch der Monat, in<br />
der die Nacht vorkommt, die besser und wohlbringender ist als<br />
tausend Monate und die gebührend begangen wird, nämlich<br />
die “Nacht der Bestimmung” (Sure “Kadir”, Vers 1-5).<br />
Genauso verstehe ich nun, dass die Eltern nur deshalb so interessiert<br />
daran waren zu erfahren, wann diese Zeitspanne, die<br />
die gesegneten drei Monate Radschab, Schaban und Ramadan<br />
umfasst, beginnt, damit sie sich selbst mental und ihre Häuser<br />
ausstattungsmäßig auf diesen heiligen Gast vorbereiten konnten.<br />
In diesen Tagen vernehmen wir nun die Schritte des Ramadan,<br />
über den der Prophet sagte, dass die ersten zehn Tage<br />
Segen bedeuten, die nächsten zehn Tage Vergebung und die<br />
letzten schließlich Erlösung und Heil (Tergib, II/94). Ohne Zweifel<br />
beinhaltet der Ramadan und das Fasten hierdrin eine Reihe<br />
sozialer, seelischer, körperlicher sowie moralischer Weisheiten<br />
und Tugenden. Er wird uns daher mit dem Gottesdienst vertraut<br />
machen, der nicht die kleinste Heuchelei oder die noch so kleinste<br />
Augendienerei erduldet und der nur von Gott selbst vergolten<br />
wird (Buhari, Siyam, 9).<br />
Der Ramadan bestimmt nun unseren Tagesablauf und wird<br />
die Familie, die in all der Hektik um Arbeit und sonstigem Tagesgeschäft,<br />
zu kurz kommt, um den Tisch versammeln.<br />
Im Ramadan werden wir unsere Gottesdienste Seite an Seite<br />
mit unseren Glaubensbrüdern verrichten und er wird dafür sorgen,<br />
dass nun in der Moschee nicht nur die Körper Schulter an<br />
Schulter stehen, sondern auch die Herzen sich nähern und füreinander<br />
öffnen.<br />
Er wird uns lehren, Frieden und Eintracht, die zunächst aus<br />
unseren eigenen Herzen ausgeht, in die Gesellschaft hineinzutragen,<br />
uns mehr denn je als Glaubensbrüder zu solidarisieren,<br />
die Waisen zu erfreuen, Bedürftige zu versorgen und Menschen,<br />
die aus irgendeinem Grund nicht mehr miteinander reden und<br />
zerstritten sind, wieder zu versöhnen.<br />
Der Ramadan bringt uns bei, was Geduld ist. Er lehrt uns ferner,<br />
uns davor zurückzuhalten, ein schlechtes Wort zu sprechen<br />
aber auch Schlechtes zu denken. Denn dies ist die Zeit, in der<br />
wir jeden mit schönen Worten oder sogar mit einem Lächeln<br />
bedenken sollten.<br />
Wenn auch nur vorübergehend, wird der Ramadan dafür sorgen,<br />
dass wir unsere menschlichen Eigenschaften und Bedürfnisse<br />
etwas in den Hintergrund stellen und uns vom Diesseits<br />
zum Jenseits wenden. Wir werden nun regelrecht engelsgleich.<br />
Dieser Monat, den wir den heiligen Monat nennen, wird versuchen<br />
diese “Heiligkeit” etwas auf die Menschen abfärben lassen.
yememizi, daha az uyumamızı, daha az konuşulmasını öğretecek,<br />
böylece vücudun dinlenmesini, midenin bakıma alınmasını,<br />
dolayısıyla asrımızın hastalığında önemli çare haline gelen diyeti<br />
hayatımızda gerçekleştirecektir.<br />
Ramazan ayı soframızdaki zeytini, tasımızdaki çorbayı, bardağımızdaki<br />
suyu diriltecek, böylece eşyayı dirilten, insanı da dik<br />
ve dinamik tutacaktır.<br />
Ramazan ayı vücudumuzu sıhhatli, gönüllerimizi şefkatli, yaşantımızı<br />
iffetli, ahlakımızı ismetli, kazancımızı bereketli eyleyecek,<br />
dilimizi yalandan, gözümüzü haramdan koruyacaktır.<br />
Ramazan ayı imanımızın esaslarını, dinimizin icaplarını, ahlak<br />
ve edebimizin güzelliklerini yeniden yaşatacaktır.<br />
Ramazan ayı içinde yaşadığımız toplumla uzlaşma ve ahengi<br />
gerçekleştirecek, elimizden ve dilimizden kimseye zarar verilmemesi<br />
gerektiğini bizlere öğretecektir.<br />
Sözümüzü Hz. Peygamber’in üç aylar duasıyla bitirelim: “Allah’ım<br />
Receb ve Şaban’ı bize mübarek kıl! Bizi Ramazan’a ulaştır!”<br />
(Müsned, I, 259.)<br />
Öyleyse; Her günümüzü Cuma, her gecemizi Kadir, her ayımızı<br />
Ramazan etmeye ne dersiniz?<br />
Der Ramadan wird uns körperlich vielleicht beeinträchtigen,<br />
aber seelisch und geistig erhöhen.<br />
Wir finden nun Gelegenheit, um uns mehr denn je mit dem<br />
Koran zu beschäftigen, der, oder dessen erste Offenbarung, in<br />
diesem Monat herabgesandt wurde (Sure “Bakara”, Vers 185).<br />
Der Ramadan sorgt auch dafür, dass dank der Teravih-Gebete<br />
mehr Kinder und Jugendliche, aber auch mehr Frauen unsere<br />
Moscheen betreten und durch die Predigten und Gesprächskreise<br />
wieder Licht in ihre Herzen lassen.<br />
Das Fasten im Ramadan schult uns und unsere Barmherzigkeit,<br />
so dass wir nun mehr Acht geben darauf, unsere Almosen<br />
abzugeben und dadurch unseren Dienst am Menschen zu verrichten.<br />
Der Ramadan wird uns auch lehren, uns zu verabschieden von<br />
einer Kultur, die bestimmt ist vom Gedanken: “Das Geld dafür<br />
verdiene ich, also esse ich auch selbst und gebe auch generell<br />
nur für mich aus!”Statt dessen richten wir nun unser Augenmerk<br />
auf diejenigen, die hungern und nichts zu essen haben, oder die<br />
Obdachlosen und sonstigen Bedürftigen. Wir teilen nun die<br />
Gaben, die wir haben und lernen auch dankbar zu sein für diese.<br />
Er lehrt uns auch, unseren Willen zu stärken, so dass die Hand<br />
nicht nach dem Essen greift, das schon aufgetischt ist, auch<br />
wenn die Zeit zum Fastenbrechen fast gekommen ist.<br />
Der Ramadan lehrt uns ferner, den Propheten zu befolgen,<br />
der einst sagte: “Fastet, damit ihr Gesundheit findet.” (Tergib,<br />
2/83) Wir essen und schlafen nun weniger, reden aber auch weniger,<br />
so dass sich der Körper und insbesondere der Magen erholen<br />
kann. Damit machen wir auf Umwegen auch das, was für<br />
die Bekämpfung der Volks- und Wohlstandskrankheit vonnöten<br />
ist: wir holen so etwas wie eine Diät in unser Leben.<br />
Der Ramadan wird unsere Tafel beleben und damit auch uns<br />
selbst.<br />
Er wird dafür sorgen, dass in unsere Körper Gesundheit und in<br />
unsere Herzen Barmherzigkeit einkehrt, dass wir ein sittsammes<br />
und tugendhaftes Leben führen, dass unser Verdienst segenreicher<br />
wird und dass wir uns davor wahren, Schlechtes zu sagen<br />
aber auch Verbotenes anzugucken.<br />
Im Ramadan leben unsere Glaubensgrundsätze, sowie unsere<br />
moralischen Werte wieder auf.<br />
Er bringt uns auch bei, dass wir uns in die Gesellschaft, in der<br />
wir leben, einfügen und niemandem durch unsere Worte oder<br />
unsere Taten Schaden zufügen.<br />
Lassen sie uns abschließen mit einem Bittgebet des Propheten,<br />
das er für diese gesegnete Zeitspanne aufzusagen pflegte:<br />
“O Allah, segne uns den Radschab und den Schaban und erlaub<br />
uns auch den Ramadan.” (Musned, I, 259)<br />
Drum lassen sie uns jeden Tag wie einen Freitag verbringen,<br />
jede Nacht wie eine “Nacht der Bestimmung” und jeden Monat<br />
wie den Fastenmonat Ramadan!<br />
Sayı 30 | Haziran 2009 | 7
Selimiye Camii Muhteşem Bir Törenle<br />
İbadete Açıldı<br />
Stuttgart bölgesinde bulunan Gundelsheim<br />
DİTİB Selimiye Camii, bütün hizmet<br />
birimleriyle birlikte tamamlanarak hizmete<br />
açıldı.<br />
Açılışa, T.B.M.M. Ordu Milletvekili Eyüp<br />
Fatsa, Samsun Milletvekili Suat Kılıç, T.C.<br />
Stuttgart Başkonsolosu Ümit Yardım, Diyanet<br />
İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr.<br />
Mehmet Görmez, T.C. Berlin Büyükelçiliği<br />
Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel<br />
Başkanı Sadi Arslan, Gundelsheim Belediye<br />
Başkanı Heike Schokatz, T.C. Stuttgart<br />
Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi<br />
Cevdet Çelen, Eğitim Ataşesi Sezai Güler,<br />
Çalışma ve Gümrük Ataşesi Metin Erdoğan,<br />
Karlsruhe Din Hizmetleri Ataşesi Dursun<br />
Aygün, Münih Din Hizmetleri Ataşesi<br />
Mustafa Temel, AB Baden-Württemberg<br />
Eyalet Başkanı Heinrich Kümmerle, kilise<br />
temsilcileri, emniyet yetkilileri, bölge DİTİB<br />
dernekleri din görevlileri ve dernek yöneticileri<br />
ile birlikte çok sayıda Türk ve Alman<br />
davetli katıldı.<br />
Türk ve Alman milli marşlarının okunması<br />
ve Kur’an-ı Kerim tilaveti ile açılışı yapılan<br />
program, Eppingen DİTİB Mevlana<br />
Camii Mehtaran Takımı’nın muhteşem<br />
gösterileri ile başladı.<br />
Gundelsheim DİTİB Selimiye Camii Dernek<br />
Başkanı Sabahattin İri, ev sahibi sıfatıyla<br />
yaptığı konuşmasında, bütün davetlilere<br />
katılımlarından dolayı teşekkür etti.<br />
Gundelsheim Belediye Başkanı da,<br />
böyle güzel bir eserin açılışında bulunmaktan<br />
duyduğu mutluluğu ifade ederek,<br />
inşa edilen caminin sadece ibadet mekanı<br />
değil, aynı zamanda başka insanların birbirleriyle<br />
tanışma ve kaynaşmasına vesile<br />
olacağını söyledi. Heike Schokatz;“Biz burada<br />
beraber yaşıyoruz ve bu eser şehrimize<br />
de bir zenginlik katmıştır. Emeği<br />
geçenlere teşekkür ediyorum" dedi.<br />
Stuttgart Din Hizmetleri Ataşesi Cevdet<br />
Çelen, "Bu esere katkı sağlayan tüm bölge<br />
derneklerine, Alman resmi makamlarına,<br />
komşularımıza ve caminin yapımında<br />
emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.<br />
Bu eser herkese hayırlı ve uğurlu olsun"<br />
dedi.<br />
T.C. Stuttgart Başkonsolosu Ümit Yardım<br />
da konuşmasında, "Bu güzel eser dostluğa<br />
kardeşliğe ve geleceğe yapılan bir yatırımdır.<br />
İnanıyorum ki bunun karşılığını<br />
herzaman alacağız" dedi.<br />
Camilerin bütün insanların birlik ve be-<br />
8 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />
raberlik içerisinde yaşamalarına katkıda<br />
bulunmak için inşa edildiğini belirten<br />
DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, caminin<br />
yapımında emeği geçen, maddi ve manevi<br />
katkıda bulunan herkese teşekkür ederek,<br />
barışa ve hoşgörüye katkı sağlamak<br />
adına inşa edilen Selimiye Camii’nin inşaatının<br />
bütün aşamalarında katkı sağlayan<br />
hayırsever insanlar adına, Başkan<br />
Sabahattin İri'ye bir plaket takdim etti.<br />
T.B.M.M. Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa,<br />
inşa edilen bu eseri birlik ve beraberlik<br />
içinde açmanın mutluluğunu beraberce<br />
yaşadıklarını belirterek, bu mabedin bir<br />
hoşgörü abidesi olacağını ifade etti. Fatsa<br />
ayrıca, Bakanlar Kurulu toplantısı münasebetiyle<br />
açılışa katılamayan Yurtdışındaki<br />
Türklerden Sorumlu Devlet Bakanı Faruk<br />
Çelik’in selamlarını ve hayırlı olsun mesajını<br />
davetlilere iletti.<br />
T.C. Başbakanı R. Tayyip Erdoğan'ın selamını<br />
ileterek konuşmasına başlayan<br />
Samsun Milletvekili Suat Kılıç, bu eserin<br />
hayata geçirilmesinde emeği geçen herkese<br />
şükranlarını iletti.<br />
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr.<br />
Mehmet Görmez de, Diyanet İşleri Başkanı<br />
Ali Bardakoğlu’nun selamını ileterek başladığı<br />
konuşmasında; "Camilerimiz sadece<br />
ibadethane değildir. Camilerimiz aynı zamanda<br />
bizim bilgi ve sevgi mekanlarımızdır.<br />
Biz burada bilgiyi irfanı, sevmeyi ve<br />
sevilmeyi öğreniriz. Aynı zamanda komşularımızı<br />
da sevmeyi öğreniriz. Burada<br />
kalplerimizi ve gönüllerimizi buluştururuz"<br />
dedi.<br />
Belediye Başkanı Bayan Schokatz’a seslenen<br />
Prof. Dr. Görmez, “Müslümanlar bir<br />
mabed kazandı, fakat siz de bir barış yuvası<br />
kazandınız. Bundan emin olunuz.<br />
Çünkü bu mabedde Rahman’a secde eden<br />
bir insanın karıncayı dahi ezmesi mümkün<br />
değildir. Emniyet görevlisi arkadaşlar evlerinde<br />
rahat uyusunlar. Bu mabedin varlığı<br />
bir güven simgesidir. Biz orada başkalarını<br />
rahatsız etmemeyi öğreniriz. Biz her<br />
mabedi Allah’ın evi olarak gören bir medeniyetin<br />
çocuklarıyız” dedi.<br />
Yapılan konuşmaların ardından Gundelsheim<br />
DİTİB Selimiye Camii hizmete<br />
açıldı. Türk Halk Oyunları ekiplerinin gösterileri<br />
ile devam eden program, Kadın<br />
Kolları tarafından hazırlanan kermesin gezilmesinin<br />
ile sona erdi.
DİTİB Eyalet Temsilcileri Köln’de Toplandı<br />
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB),<br />
görevlerine yeni seçilen Almanya DİTİB<br />
Eyalet Birlikleri’nin başkan ve yöneticilerine<br />
yönelik,“Hizmetiçi Değerlendirme Semineri”<br />
düzenledi.<br />
Köln’ün Hürth semtindeki Ramada Otelinde<br />
yapılan ve iki gün devam eden seminere,<br />
T.C. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı<br />
Prof. Dr. Mehmet Görmez, T.C. Diyanet<br />
İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Dairesi<br />
Başkanı Prof. Dr. Ali Dere, T.C. Berlin Büyükelçiliği<br />
Din Hizmetleri Müşaviri ve<br />
DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, T.C. Köln<br />
Başkonsolosu Kemal Demirciler, T.C. Düsseldorf<br />
Başkonsolosluğu Din Hizmetleri<br />
Ataşesi ve DİTİB Genel Başkan Yardımcısı<br />
Mustafa Üstün, T.C. Köln Başkonsolosluğu<br />
Din Hizmetleri Ataşesi Hasan Çınar, T.C.<br />
Essen Başkonsolosluğu Din Hizmetleri<br />
Ataşesi Mehmet Uçmuş, T.C. Mainz Başkonsolosluğu<br />
Din Hizmetleri Ataşesi Muhammet<br />
İ. Türe, DİTİB Genel Sekreteri Dr.<br />
Ali İhsan Ünlü, DİTİB Yönetim Kurulu Üyesi<br />
Ayten Kılıçarslan, DİTİB Genel Müdür V.<br />
Mehmet Yıldırım, birim müdürleri ile Berlin,<br />
Düsseldorf, Essen, Frankfurt (Hessen),<br />
Hamburg, Hamburg (Schleswig-Holstein),<br />
Hannover (Bremen), Karlsruhe, Köln,<br />
Mainz (Reheinlandpfalz), Mainz (Saarland),<br />
Münih, Münster, Nürnberg ve Stuttgart<br />
bölge eyalet birliklerinin başkan ve<br />
yöneticileri katıldı.<br />
İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim’in okunması<br />
ile açılışı yapılan seminerde birer konuşma<br />
yapan T.C. Düsseldorf Başkonsolosluğu<br />
Din Hizmetleri Ataşesi ve DİTİB<br />
Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Üstün ve<br />
T.C. Köln Başkonsolosluğu Din Hizmetleri<br />
Ataşesi Hasan Çınar, seminerin dolu dolu<br />
geçmesini ve Almanya’da güzel hizmetlere<br />
imza atmasını temenni ettiler.<br />
T.C. Köln Başkonsolosu Kemal Demirciler<br />
de konuşmasında, “DİTİB’in Almanya’nın<br />
en büyük sivil toplum kuruluşu<br />
olmasında Eyaletler Birliklerinin büyük bir<br />
niteliği olacaktır. Almış olduğunuz sorumluluğu<br />
hakkıyla yerine getireceğinize inancım<br />
tamdır. Sizlere çalışmalarınızda üstün<br />
başarılar diliyorum” dedi.<br />
Derneklerimizi merkezden idare etmenin<br />
zor olduğu için, eyaletlerde teşkilatlanmaya<br />
gidildiğini belirten Din Hizmetleri<br />
Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı Sadi<br />
Arslan; “Almanya’da DİTİB’in ulaştığı insan<br />
sayısı direk veya dolaylı olarak bir milyon<br />
civarındadır. Bu rakkam vatandaşımızın<br />
üçte birine tekabül ediyor. Bu yeni yapılanma<br />
ile ulaştığımız insan sayısı çok daha<br />
Mehmet Görmez Ali Dere Kemal Demirciler<br />
fazla olacaktır. Diğer bir husus ise Merkez<br />
Camii inşaatımızdır. Bu büyük projemizi<br />
bölgelerimizde her kesimden insana anlatmamız<br />
gerekiyor. Eğer el ele verirsek, İki<br />
yıl olarak koyduğumuz hedefimizi birlikte<br />
ulaşabiliriz.<br />
“Teşriflerinizden dolayı bir kez daha şükranlarımı<br />
sunar, seminerimizin hayırlı geçmesini<br />
Yüce Mevla’dan niyaz ederim”dedi<br />
Birinci nesile teşekkür ederek sözlerine<br />
başlayan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı<br />
Prof. Dr. Mehmet Görmez; “Öncelikle Anadolu’nun<br />
değişik yörelerinden buralara<br />
gelip camiler inşa eden, müesseseler<br />
kuran ve özellikle DİTİB’i oluşturan derneklerin<br />
büyük sıkıntılarını çeken birinci<br />
nesil dediğimiz büyüklerimize teşşekkür<br />
ediyorum. Bu topluluğun DİTİB’i çok güçlendireceğini,<br />
sadece Almanya’ya değil,<br />
tüm Avrupa’ya örnek oluşturacağına inanıyorum.<br />
Bu yeni dönem hayırlı olsun.<br />
Yüce Mevla sizi, bizi, hepimizi mahcup ey-<br />
lemesin” dedi.<br />
Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Dairesi<br />
Başkanı Prof. Dr. Ali Dere, seminerin<br />
kapanışında yaptığı konuşmasında;“Hayat<br />
sürekli yenilenmeyi ve kendini daha iyi<br />
ifade etmeyi beraberinde getiriyor. O nedenle<br />
içinde bulunduğumuz ülkenin şartlarına<br />
da uyarak kendi yerimizi bulmamız<br />
gerekiyor. Orta ve uzun vadeli çözümler<br />
üretmek için, Eyalet Birliklerine geçmek<br />
gerekiyordu. Ben bugün burada tecrübeli<br />
ve özverili bir kadroyla karşılaştım. Bunun<br />
için hepinize teşekkür ediyorum” dedi.<br />
DİTİB Genel Sekreteri Ali İhsan Ünlü,<br />
DİTİB Yönetim Kurulu Üyesi Ayten Kılıçarslan,<br />
DİTİB Genel Müdür V. Mehmet Yıldırım<br />
ve DİTİB birim müdürlerinin kendi görev<br />
alanları ile ilgili sinevizyon eşliğinde yaptıkları<br />
sunumlarla devam eden“Eyalet Birlikleri<br />
Semineri” eyalet temsilcilerinin<br />
düşünce, görüş ve sorularının yer aldığı<br />
konuşmalarının ardından sona erdi.<br />
Sayı 30 | Haziran 2009 | 9
Stuttgart bölgesi Wertheim DİTİB Selimiye<br />
Camii Derneği, 30. kuruluş yıldönümünü<br />
düzenlenen törenle kutladı.<br />
Haziran 1979 tarihinde kurulan Wertheim<br />
DİTİB Selimiye Camii Derneği’nin kuruluş<br />
yıldönümüne, T.C. Diyanet İşleri<br />
Başkanlığı Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet<br />
Görmez, T.C. Berlin Büyükelçiliği Din<br />
Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı<br />
Sadi Arslan, T.C. Başkonsoloslukları<br />
Stuttgart Din Hizmetleri Ataşesi Cevdet<br />
Çelen, Münih Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa<br />
Temel, Karsruhe Din Hizmetleri Ataşesi<br />
Dr. Dursun Aygün, Wertheim Büyükşehir<br />
Belediye Başkanı Stefan Mikulicz<br />
(CDU), Belediye Başkanı Wolfgang Stein,<br />
Emniyet Müdürü Günther Freisleben, parti<br />
ve kilise yetkilileri, çevre dernek din görevlileri,<br />
dernek yöneticileri ile çok sayıda<br />
Türk ve Alman davetli katıldı.<br />
Türk ve Alman milli marşlarının okunması<br />
ve Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından<br />
Dernek Başkanı Muhiddin Cevahir ve Din<br />
Görevlisi Hüseyin Taşkın birer selamlama<br />
konuşması yaparak, “Derneğimizin bugünlere<br />
gelmesinde emeği geçen dernek<br />
yöneticilerine ve emeği geçen herkesi saygıyla<br />
anıyoruz” dediler.<br />
Wertheim Büyükşehir Belediye Başkanı<br />
Stefan Mikulicz da, “Wertheim’da son iki<br />
yılda DİTİB’in örnek çalışmaları övgüye şayandır.<br />
Uyum adına çok şeyler yaptılar.<br />
Daha nice yılları birlikte kutlamak adına,<br />
ben bütün katılımcıları selamlıyorum”<br />
dedi.<br />
Wertheim Emdiyet Müdürü Günther<br />
Freisleben ise, “DİTİB Selimiye Camii’nin<br />
burada bulunması, emniyet teşkilatı açısından<br />
güven vericidir. Derneğin 30. yılını<br />
kutluyorum” dedi.<br />
Birinci nesile teşekkür ederek sözlerine<br />
başlayan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı<br />
Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Bu müessesenin<br />
kurulmasına emeği geçen bütün büyüklerimize<br />
teşşekkür ediyorum. Vefat<br />
edenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara<br />
sıhhat ve afiyetler diliyorum. Burada<br />
yaşadığınız müddetçe sizin çocuklarınızın<br />
da kıyamete kadar bu mabede devam<br />
ederler. Yüce Rabbim sizin çocuklarınızı,<br />
kalbinizde taşıdığınız inaçtan, yaratıcıya<br />
bağlılıktan, yüce dinimize, Kur’an’ımıza, kitabımıza,<br />
annelerin ve babalarının doğdukları<br />
vatana, tarihe bağlı birer insan<br />
olarak hayatlarını devam ettirmelerini<br />
Yüce Allah’tan niyaz ediyorum. Bu etkinliği<br />
düzenleyenlere teşekkür ediyorum”<br />
dedi.<br />
10 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />
Wertheim DİTİB, 30 Yaşında<br />
Stefan Mikulicz Mehmet Görmez<br />
Wertheim DİTİB Selimiye Camii Derneği,<br />
30. kuruluş yıldönümünü münasebetiyle<br />
düzenlenen program, dernek bünyesinde<br />
miniklerden oluşan folklor, sema ve mehteren<br />
takımlarının gösterileri, bilhassa<br />
büyük alkış alan üç ile dört yaşında anaokulu<br />
miniklerin ellerinde Türk ve Alman<br />
bayraklarla seslendirdikleri Türkçe ve Almanca<br />
şarkıların ardından hanım kollarının<br />
misafirlere ikramı ile sona erdi.
Veda Programı Duygulandırdı<br />
T.C. Düsseldorf Başkonsolosluğu Din<br />
Hizmetleri Ataşeliği’ne bağlı DİTİB camilerinde<br />
görev sürelerini tamamlayan 19 din<br />
görevlisi için, Solingen-Wald DİTİB Eyüp<br />
Sultan Camii’nde veda programı düzenlendi.<br />
2009 yılının Temmuz ve Aralık aylarında<br />
Türkiye’deki asli görevlerine dönecek olan<br />
din görevlileri için düzenlenen veda programına,<br />
T.C. Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri<br />
Müşaviri Sadi Arslan, T.C. Düsseldorf<br />
Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi<br />
Mustafa Üstün, Düsseldorf bölgesi<br />
DİTİB dernekleri din görevlileri ve dernek<br />
yöneticileri ile ile, çok sayıda davetli katıldı.<br />
Ev sahibi Dernek adına Başkan Ayhan<br />
Ünsal ve Din Görevlisi Hasan Özkan’ın kısa<br />
selamlama konuşmalarının ardından kürsüye<br />
gelen Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa<br />
Üstün; “Düsseldorf bölgesinde 64 din görevlisi<br />
ile din eğitimi, irşad ve kültürel anlamdaki<br />
hizmetlerimizi uyum içerisinde<br />
yürütüyoruz. Her gittiğim derneğimizde<br />
dernek yöneticilerine ve din görevlilerimize;<br />
‘Bir yerde hizmetin daha verimli ve<br />
daha kaliteli olabilmesi için, birbirinizle koordineli<br />
çalışmanız gerekir’ diye söylüyorum.<br />
Sağolsunlar hizmet noktasında istediğimiz<br />
verimi ve kaliteyi yakaladık. Arkadaşlarımızın<br />
buradaki hizmetlerini, Türkiye’deki<br />
hizmetleriyle pekiştirerek, daha<br />
güzel çalışmalar yapacaklarına inanıyorum.<br />
Din Hizmetleri Ataşesi olarak, kendilerine<br />
gönülden tekrar teşekkür ediyor,<br />
Türkiye’deki görevlerinde üstün başarılar<br />
diliyorum” dedi.<br />
Din Hizmetleri Müşaviri Sadi Arslan da<br />
konuşmasında; “Bu mutlu ve aynı zamanda<br />
hüzünlü günde sizlerle birlikte olmaktan<br />
dolayı memnuniyetimi ifade<br />
ediyorum. Bizler Peygamberlik görevini<br />
icra ediyoruz. İnsanları hayıra, güzelliklere<br />
davet ediyoruz. Bu görev kutsal bir görevdir.<br />
Bilhassa Almanya, hizmetin yoğun olduğu<br />
ülkedir. Devletimizin ve Diyanet<br />
İşleri Başkanlığımızın güvencesi altında,<br />
dini, sosyal ve kültürel anlamdaki hizmetlerimizi<br />
yürütüyoruz. Din hizmeti olmazsa<br />
olmazlarımızdandır. Bu görevin sizin gibi<br />
ehil arkadaşlarımız tarafından yapılması<br />
elzemdir. Bunun başka bir alternatifi yoktur.<br />
Sizler görevlerinizi başarıyla tamamlayarak,<br />
Türkiye’deki asli hizmetinize dönüyorsunuz.<br />
Türkiye’ye dönünce; ‘Ben kaç<br />
tane çocuk ve genç yetiştirdim’ diye nefis<br />
muhasebesi yapınız. Eğer geride güzel bir<br />
hizmet bırakmış iseniz, bu mutluluk sizleri<br />
bahtiyar edecektir. Düsseldorf bölgemiz<br />
hayır yarışında her zaman ön sıralarda yer<br />
almıştır. Bu başarılı hizmetlerinizden dolayı<br />
hepinize teşekkür ediyorum.<br />
“Görevlilerimizin yerinde saymamalarını,<br />
daima ileriye dönük hedeflere ulaşmalarını<br />
istiyorum. Dil eğitimine devam<br />
ederek, tekrar yurtdışı görevine talip olunuz.<br />
Burada kazandığınız tecrübelerinizi,<br />
Türkiye’nin değişik yörelerinde yapacağınız<br />
hizmetlerinize taşıyacaksınız. Bu görevinizde<br />
üstün başarılar diliyorum” dedi.<br />
Konuşmaların ardından Almanya’daki<br />
görevlerini tamamlayan; Habil Temen (Duisburg<br />
Wannheim), Kazım Türkmen ve<br />
Bilge Türkmen (Dinslaken), Atille Korkmaz<br />
(Düsseldorf Merkez), Cemal Temiz (Neuss-<br />
Norf), Ayşe Gülüser (Düsseldorf Bölgesi<br />
Bayan Din Görevlisi), Selahattin Kahraman<br />
(Duisburg-Hüttenheim), Ahmet Arıkan<br />
(Kamp-Lintfort), Ahmet Kadıoğlu (Langenfeld),<br />
Arif Cevlek (Moers-Meerbeck),<br />
Abdullah Gümüşsoy (Duisburg-Hoffel),<br />
H. Hüseyin Şen (Wülfrath), Abdullah Yenel<br />
(Remscheid), Tekin Şahin (Rheinhausen),<br />
Yusuf Gür (Oberkassel), Kazım Yıldırım<br />
(Duisburg-Ruhrort), Mehmet Durak (Duisburg-Rumeln),<br />
Hüseyin Alınmaz ve Serpil<br />
Alınmaz’a (Krefeld), T.C. Düsseldorf Başkonsolosluğu<br />
Din Hizmetleri Ataşeliği<br />
adına hazırlanan hediye plaketleri, Din<br />
Hizmetleri Müşaviri Sadi Arslan ve Din Hizmetleri<br />
Ataşesi Mustafa Üstün tarafından<br />
takdim edildi.<br />
Rattingen DİTİB Din Görevlisi Muhsin Altıntaş<br />
ve bölge görevlilerinden oluşan<br />
ilahi korusunun tasavvuf musikisinden<br />
eserlerin sunduğu veda programı, Düsseldorf<br />
Din Hizmetleri Ataşeliği adına hazırlanan<br />
teşekkür belgelerininin, Solingen-<br />
Wald DİTİB Eyüp Sultan Camii Kadınlar<br />
Kolu Başkanı Saniye Özgede, Dernek Başkanı<br />
Ayhan Ünsal, Din Görevlisi Hasan<br />
Özkan ile yönetim kurulu üyelerine Sadi<br />
Arslan tarafından takdim edilmesinin ardından<br />
sona erdi.<br />
Sayı 30 | Haziran 2009 | 11
Ludwigsburg’da Panel Bilal-i Habeşi Camii’nde<br />
Aşure Pogramı<br />
Baden-Württemberg Eyaleti’nin Ludwigsburg DİTİB Yavuz<br />
Sultan Selim Camii’nde T.C. Stuttgart Başkonsolosluğu Din<br />
Hizmetleri Ataşesi Cevdet Çelen tarafından düzenlenen<br />
panel büyük bir katılımla gerçekleşti.<br />
Kornwestheim Din Görevlsi Yunus Tekin, Eppingen Din<br />
Görevlisi Lokman Öztürk ve Ludwigsburg Din Görevlisi<br />
Aydın Yeşil’in konuşmacı olarak katıldıkları panel, yaklaşık<br />
iki saat devam etti.<br />
Bölgede hizmet veren diğer teşkilatların yöneticilerinin<br />
de ilgi gösterdiği panel, camii gençlik yönetiminin davetlilere<br />
verdiği ikramla sona erdi.<br />
Oer-Erkenschwick’de<br />
Trafik Semineri<br />
Münster bölgesi Oer-Erkenschwick DİTİB Abdülhamithan<br />
Camii’nde Recklinghausen Trafik Dairesi yetkili polislerinden<br />
Udo Grimmelt ve Detlef Burmeister tarafından trafik konusunda<br />
bilgilendirme semineri verildi.<br />
Çok sayıda davetlinin takip ettiği seminer ile ilgili olarak<br />
bir konuşma yapan Din Görevlisi Mahmut Yılmaz ve Telat<br />
Coşgun, trafik konusunda verilen bu seminerin çok faydalı<br />
olduğunu belirterek, polis yetkililerine teşekkür ettiler.<br />
12 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />
Hannover bölgesi Bremen DİTİB Bilal-i Habeşi Camii’nde<br />
düzenlenen Aşure programı, çok sayıda Türk, Alman ve<br />
diğer milletlerden olan insanları bir araya getirdi.<br />
Dernek Başkanı Bekir Kozak’ın yaptığı hoşgeldiniz konuşmasının<br />
ardından, Din Görevlisi Mehmet Ali Dilek’in, “Aşurenin<br />
kültürümüzdeki yeri, birlik ve beraberliğimizin önemi”<br />
konulu bir konuşma yaptığı program, ögrencilerin okudukları<br />
Kur’an-ı Kerim, meal, veciz sözler, ilahi ve şiirlerle sona<br />
erdi.<br />
Prof. Dr. Çağırıcı ve<br />
Temel’den Ziyaret<br />
Kutlu Doğum Haftası münasebetiye Münih’te bulunan İstanbul<br />
Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağırıcı, T.C. Münih Başkonsolosluğu<br />
Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa Temel ile<br />
birlikte Uyum Bakanı Martin Neumeyer, Kelheim Kaymakamı<br />
Hubert Faltermeier ve Belediye Başkanı Fritz Mathes’i<br />
ayrı ayrı makamlarında ziyaret ettiler.
Din Görevlileri Essen’e Veda Etti<br />
Essen bölgesinde faaliyette bulunan<br />
DİTİB derneklerinde hizmet sürelerini tamamlayan<br />
din görevlileri için, Dortmund<br />
Eğitim Merkezi’nde veda programı düzenlendi.<br />
2009 yılının Temmuz ayında görev sürelerini<br />
tamamlayarak, Türkiye’deki asli görevlerine<br />
dönecek olan din görevlileri için<br />
düzenlenen veda programına, T.C. Essen<br />
Başkansolosu Dr. Hakan Akbulut, T.C. Berlin<br />
Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve<br />
DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, T.C. Essen<br />
Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Mehmet<br />
Uçmuş, öğretmenler, bölge DİTİB dernekleri<br />
din görevlileri ve dernek yöneticileri ile<br />
çok sayıda davetli katıldı.<br />
Oberaden DİTİB Camii Din Görevlisi Süleyman<br />
Gül’ün sunumunu yaptığı program;<br />
saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Kur’an-ı<br />
Kerim tilavetinin ardından, dernek başkanları<br />
adına Essen DİTİB Merkez Camii<br />
Dernek Başkanı ve Essen Bölgesi Eyaletler<br />
Birliği Başkanı Kemal Yapar, din görevlileri<br />
adına da Dortmunt-Borsigplatz Din Görevlisi<br />
Duran Ali Yıldırım’ın teşekkür konuşmasıyla<br />
başladı.<br />
Din Hizmetleri Ataşesi Mehmet Uçmuş<br />
programda yaptığı konuşmasında, “Diyanet<br />
İşleri Başkanlığı olarak yurtdışında 35<br />
ülkede hizmet sunmaktayız. Elimizden<br />
geldiğince, din hizmetlerinin yanında kültürel,<br />
sosyal, dinlerarası diyalog gibi faaliyetlerle<br />
de insanlarımıza yardımcı olmaya<br />
gayret ediyoruz. Görevlilerimiz çok büyük<br />
fedakarlık örneği vererek, güzel faaliyetlerde<br />
bulundular. Ben kendilerine ve ailelerine<br />
bundan sonraki yaşamlarında üstün<br />
başarı ve muvaffakiyetler diliyorum“ dedi.<br />
Yurtdışında verilen dini, sosyal ve kültürel<br />
anlamdaki hizmetin 1980 yılından itibaren<br />
düzenli olarak sunulmaya başlandığını<br />
ifade eden Din Hizmetleri Müşaviri<br />
Sadi Arslan, “Dünya fanidir. İçindekiler fanidir.<br />
Hizmetlerimiz de fanidir. Baki olan<br />
Cenab-ı Allah’ın kendisidir. Yurt dışındaki<br />
hizmet, Türkiye’deki hizmetten çok farklıdır.<br />
Yurtdışındaki görevlimiz vatandaşımızın<br />
her sorunu ile yakından ilgileniyor.<br />
vatandaşımıza hizmette 24 saat görev başındayız.<br />
Almanya’da nerede vatandaşımız<br />
varsa, orada insanımıza hizmet veren görevlimiz<br />
vardır.<br />
“Burada yetişen çocuklarımız eğitimlerini<br />
tamamlayarak, tekrar Avrupanın değişik<br />
ülkelerinde hizmetlerini devam ettirmektedirler.<br />
Yarınımızın bugünümüzden<br />
daha iyi olması için çaba içerisinde olacağız.<br />
Buradaki hizmetlerinizi ve güzel olan<br />
her şeyi, gittiğiniz yere taşayın. Burada öğrenilen<br />
dili muhakkak geliştirin. Bu güzel<br />
hizmetlerinizden dolayı hepinize teşekkür<br />
ediyorum. Bundan sonraki görevinizde<br />
üstün başarılar diliyorum“ dedi.<br />
Görev ve hizmet anlayışında DİTİB’in,<br />
bağlı teşkilatlarına önderlik ettiğini belirterten<br />
Başkansolos Dr. Hakan Akbulut,<br />
“Bölgemde DİTİB teşkilatından ne zamam<br />
yardım istesem, her zaman yanımda olmuşlardır.<br />
Başkonsolosluğumuzun şemsiyesi<br />
altında bir başarı var ise, bunun büyük<br />
bir çoğunluğu din görevlilerine aittir. Din<br />
Hizmetleri Müşaviri Sadi Arslan’ın bu anlayışı<br />
da bütün arkadaşlara ışık tutuyor.<br />
Mevcudiyetiniz ve varlığınız için, Başkonsolosluğumuz<br />
ve T.C. Dış İşleri Bakanlığı<br />
adına sizlere şükranlarımı sunuyorum. Bizler<br />
mesajlarımızı din görevlilerimiz eliyle<br />
doğrudan vatandaşlarımıza iletiyoruz. Ben<br />
birlikte çalıştığım bütün arkadaşlarımdan<br />
memnun kaldım. Hepsi verdikleri hizmetlerde<br />
özveri ile çalıştılar. Buradaki birikimlerinizi<br />
ve tecrübelerinizi ülkemizde<br />
muhakkak değerlendirin. Vatandaşlarımıza<br />
yönelik hizmetlerinizden dolayı başkonsolosluk<br />
olarak teşekkür ediyorum.<br />
Bundan sonraki görevlerinizde üstün başarılar<br />
diliyorum” dedi.<br />
T.C. Essen Başkonsolosluğu Din Hizmet-<br />
leri Ataşeliği’ne bağlı olarak dört yıllık görevlerini<br />
tamamlayan; M. Fatih Karataş<br />
(Essen), Nimetullah Öyün (Ansberg), Salim<br />
Zengin (Neukirchen), İlyas Özen (Hagen-<br />
Hohenlimburg), Nurettin Pak (Iserlohn),<br />
Ali Ateş (Altena), Mustafa Sivrikaya<br />
(Hamm-Pelkum), Duran Ali Yıldırım (Dortmunt-Borsigplatz),<br />
Erdoğan Kocagöz<br />
(Kamen), Murat Aksoy (Wetter), Halil Arık<br />
(Dortmund-Schwerte), Ali Kasap (Dortmund-Hombruch),<br />
Sadettin Akın (Marsberg),<br />
Ali Subaşı (Eslohe), Durmuş Serim<br />
(Essen-Steele), Temel Okun (Gevelsberg)<br />
ve Ünal Güngördü (Werdohl)’ye, T.C. Essen<br />
Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşeliği<br />
adına teşekkür plaketleri, Başkonsolos Dr.<br />
Hakan Akbulut, Din Hizmetleri Müşaviri<br />
Sadi Arslan ve Din Hizmetleri Ataşesi Mehmet<br />
Uçmuş tarafından takdim edildi.<br />
Ansberg Din Görevlisi Nimetullah<br />
Öyün’ün yapmış olduğu, “Başkonsolos Dr.<br />
Hakan Akbulut”ismi yazılı tabloyu Din Hizmetleri<br />
Müşaviri Sadi Arslan’ın Başkonsolosa<br />
takdim etmesiyle devam eden<br />
program, Essen Bölgesi Bayan Din Görevlisi<br />
Öznur Şenbay’ın okuduğu duygu yüklü<br />
şiirin ardından, Essen Merkez Camii Din<br />
Görevlisi M. Fatih Karataş yönetimindeki<br />
bölge Tasavvuf Musikisi Korosu’nun seslendirdiği<br />
ilahilerle sona erdi.<br />
Sayı 30 | Haziran 2009 | 13
14 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />
Nürnberg’de Cuma Sohbetleri<br />
Nürnberg bölgesi Burglengenfeld DİTİB Camii’nde, “Cuma Akşamları<br />
Sohbetleri” çok sayıda gencin katılımıyla devam ediyor.<br />
Din Görevlisi İhsan Akıntürk, Schwandorf DİTİB Merkez Camii<br />
Din Görevlisi Cebrail Koz, Regensburg DİTİB Merkez Camii Din<br />
Görevlisi Süleyman Tekşen tarafından verilen sohbetlerde sadece<br />
dini değil, değişik konularda gündemi meşgul eden olaylar hakkında<br />
değerlendirme yapılıyor.<br />
T.C. Nürnberg Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Atıf<br />
Akşit yaptığı konuşmasında, Peygamberimiz’den buyana camilerin<br />
yapmış oldukları faaliyetler hakkında bilgi vererek, “Türk<br />
gençleri toplumda örnek olmalı. Almanya’da doğup büyüyen<br />
gençler izinlerini Türkiye’de geçirmeli. Sizlere önerim anne ve babalarınızdan<br />
Çanakkale Şehitliği’ni gezmeyi talep edin. Sizler için<br />
en büyük tehlike içki, kumar, zina ve uyuşturucudur. Sizler, camilerin<br />
çiçekleri ve güllerisiniz” dedi.<br />
Toplantı, gençler tarafından hazırlanan çiğ köftenin misafirlere<br />
ikamının ardından sona erdi.<br />
DİTİB Dernekleri Nordenham’da Bir Araya Geldi<br />
Düsseldorf DİTİB Merkez Camii’nde dini bilgiler ve genel kültür<br />
dersleri gören öğrenciler belgelerini T.C. Düsseldorf Başkonsolosluğu<br />
Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa Üstün’ün elinden<br />
aldılar.<br />
Bölgede hizmet veren DİTİB derneklerinin din görevlileri, dernek<br />
yöneticileri, öğrenci velileri ile çok sayıda davetlinin katıldığı<br />
programda bir konuşma yapan Din Görevlisi Atilla Korkmaz,<br />
uzaktan ve yakından programa teşrif eden davetlilere hoş geldiniz<br />
diyerek, teşekkür etti.<br />
Program, başarılı öğrencilere belgelerinin verilmesi ve ardından<br />
davetlilere sunulan ikramla sona erdi.<br />
Hannover bölgesinde hizmet veren Bremen ve çevresi DİTİB<br />
dernekleri din görevlileri, başkan ve yöneticileri, T.C. Hannover<br />
Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Seyfi Bozkuş’un<br />
başkanlığında, gündemde olan konuları konuşmak üzere Nordenham<br />
DİTİB Selimiye Camii’inde bir araya geldiler.<br />
Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından, Dernek Başkanı İdris<br />
Aksüt ve Din Görevlisi Sıddık Tuncer’in selamlama konuşmaları<br />
ile alışı yapılan programda Din Hizmetleri Ataşesi Seyfi Bozkuş<br />
“Kendinizi ve yaptığınız işleri küçük görmeyin. Dışarıdan bakıldığında<br />
çok büyük işleri başardığınızı göreceksiniz” dedi.<br />
Toplantı, Nordenham DİTİB Selimiye Camii yönetiminin misafirlere<br />
sunduğu ikramın ardından sona erdi.<br />
Düsseldorf’ta Belge Merasimi
DİTİB-ZSU 6. Kitapevini Stuttgart’ta Açtı<br />
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB)<br />
Sosyal Dayanışma Merkezi (ZSU), daha önceden<br />
Köln, Berlin, Nürnberg, Frankfurt ve<br />
Münih’te hizmete sunduğu kitapevlerinin<br />
altıncısını, Mauser Straße’de bulunan<br />
Stuttgart-Feuerbach DİTİB Merkez’inde<br />
açtı.<br />
T.C. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof.<br />
Dr. Mehmet Görmez, DİTİB Genel Başkanı<br />
Sadi Arslan, T.C. Stuttgart Başkonsolosluğu<br />
Din Hizmetleri Ataşesi Cevdet Çelen,<br />
DİTİB Hac, Umre İşleri Müdürü ve ZSU Başkanı<br />
Ali Özdemir, DİTİB Basın, Yayın ve<br />
Halkla İlişkiler Müdürü Ekrem Ceşen, din<br />
görevlileri, dernek yöneticileri ile çok sayıda<br />
davetlinin hazır bulunduğu açılış<br />
programı, yapılan duanın ardından ZSU<br />
Kitapevi’nde bulunan dini, kültürel ve sos-<br />
yal içerikli kitapların yanısıra, diğer hediyelik<br />
eşyaların ve hac malzemelerinin de<br />
yer aldığı standların gezilmesi ile sona<br />
erdi.<br />
Prof Dr. Görmez, Goethe’li Öğrencilerle<br />
Bir Araya Geldi<br />
T.C. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof.<br />
Dr. Mehmet Görmez ve Dış İlişkiler Dairesi<br />
Başkanı Prof. Dr. Ali Dere, Frankfurt Goethe<br />
Üniversitesi İslam Dini Vakıf Profesörlüğünde<br />
okuyan öğrencilerle bir araya geldi.<br />
Üniversitenin bahçesinde gerçekleşen<br />
ve T.C. Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri<br />
Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan,<br />
Goethe Üniversitesi İslam Dini Vakıf<br />
Profesörlüğü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer<br />
Özsoy ile öğretim üyelerinin de hazır bulunduğu<br />
ziyarette, Prof. Dr. Özsoy, ders<br />
programları ve diğer faaliyetlerle ilgili<br />
geniş kapsamlı bir konuşması yaptı.<br />
İlmin her çeşidinden yararlanılması gerektiğini<br />
belirterek konuşmasına başlayan<br />
Diyanet İşleri Başkanlığı Başkan Yardımcısı<br />
Prof. Dr. Mehmet Görmez, “İslami bilimlerde<br />
farklı ekollerden, yöntemlerden ve<br />
metodlardan yararlanarak ilmimizi zenginleştirmeliyiz.<br />
Çünkü çok çeşitliliği içinde<br />
barındıran bir dünyada yaşıyoruz. O sebeple<br />
bu dünyanın pek çok sorusuna ve<br />
sorununa bir gözlükle baktığınızda cevap<br />
veremeyebilirsiniz. Öyle olduğu için İslam’ın<br />
içerisinde çeşitli yorumları ve çeşitlilikleri<br />
çok iyi öğrenmeliyiz. Bir gözlükle<br />
meselelere takılıp kalmamak gerekir. Her<br />
konuda İslam’ı bilen bilgiçlerimiz çoğaldı<br />
fakat bilginlerimiz azaldı. Sadece bilgi yığmak<br />
değil, bilgi üretmek gerekiyor. Bilgi<br />
üretmek için de, bilgi yığmak gerekiyor.<br />
Dini bilgiler doğru verildiği takdirde insanlık<br />
çok şey kazanacaktır. Sizlere başarılar<br />
diliyorum” dedi.<br />
Yapılan konuşmaların ardından, öğrenciler<br />
tarafından sorulan soruların cevaplandırılmasıyla<br />
ziyaret sona erdi.<br />
Sayı 30 | Haziran 2009 | 15
16 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />
Kirchheim Am Neckar’da Panel<br />
Stuttgart bölgesi Oberstenfeld DİTİB Selimiye Camii ve Kirchheim<br />
am Neckar DİTİB Osmanlı Camii dernekleri ortaklaşa olarak,<br />
“Gençlerimiz ve Çocuklarımızla İletişim” adlı bir panel<br />
düzenlediler.<br />
Oberstenfelt DİTİB Selimiye Camii Din Görevlisi Ünal Çetin, Vahingen-Enz<br />
DİTİB Camii Din Görevlisi Mahmut Peker, Heilbronn<br />
DİTİB Merkez Camii Din Görevlisi Aziz Bulut, Kirchheim DİTİB Selimiye<br />
Camii Din Görevlisi Bülent Şahin ve Eppingen DİTİB Mevlana<br />
Camii Din Görevlisi Lokman Öztürk’ün konuşmacı olarak<br />
katıldıkları panele, çevre DİTİB derneklerinin din görevlileri ve<br />
dernek yöneticileri, bölgede hizmet veren öğretmenler, spor kulüpleri<br />
başkanları çok sayıda yerel basın mensubu katıldı.<br />
Konuşmacılar, çocuklarımız için, anne ve babaların iyi birer<br />
model oluşturması gerektiğini, her zaman onların karşısında<br />
değil, yanlarında olduklarını göstermeleri gerektiğini belirttiler.<br />
Regensburg’da İslam Dini Anlatıldı<br />
Karlsruhe bölgesi Emmendingen DİTİB Yunus Emre Camii Din<br />
Görevlisi Hasan Kavaklı’nın görev süresi sona ermesi nedeniyle<br />
bir veda programı düzenlendi.<br />
T.C. Karlsruhe Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Dursun<br />
Aygün, çevre derneklerin din görevlileri, dernek yöneticileri<br />
ile çok sayıda davetlinin katıldığı programda Dr. Dursun Aygün<br />
derneklerimizde din görevlisi, dernek yönetimi ve cemaatin<br />
uyumlu bir şekilde çalıştıklarını ifade ederek, Din Görevlisi Hasan<br />
Kavaklı’ya hizmetlerinden dolayı şükran belgesi vererek teşekkür<br />
etti.<br />
Program, DİTİB Yunus Emre Camii’nde dini bilgiler ve genel<br />
kültür dersleri gören öğrencilere, Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Dursun<br />
Aygün tarafından belge verilmesinin ardından, misafirlere<br />
sunulan ikramla sona erdi.<br />
Nürnberg bölgesi Regensburg DİTİB Merkez Camii Din Görevlisi<br />
Süleyman Tekşen’i, aynı şehirde Hohes Kreuz İlkokulu<br />
Müdiresi Bayan Borkfeld, 1. ve 2. sınıf öğrencilerine İslam Dini<br />
hakkında bilgiler vermesi için okula davet etti.<br />
Oberpfalz bölgesi Almanca din dersi ve Türkçe öğretmenlerinden<br />
Erdal Eyüpoğlu ve Saniye Tan ile beraber derse giren<br />
Tekşen, öğrencilere İslam Dini hakkında uygulamalı bilgiler<br />
sundu.<br />
Kur’an-ı Kerim’den sureler okuyan, namaz kılmayı ve abdest<br />
almayı uygulamalı olarak tarif eden, iyi bir müslümanın yalan<br />
söylememesi, kimsenin malını rızası olmadan almaması, anne<br />
ve babasını sayması, herkesle barış içerisinde yaşaması, kimseyi<br />
kandırmaması gibi, İslam’ın emirlerini anlatan Din Görevlisi<br />
Tekşen’i öğrenciler büyük ilgi ile izledi.<br />
Emmendingen’de Belge ve Veda Merasimi
DİTİB ProDialog Sertifikaları Verildi<br />
Fahri diyalog sorumluları yetiştirmek<br />
amacıyla DİTİB ProDialog projesine Almanya<br />
çapında katılan başarılı 55 multiplikatör,13<br />
hafta süren seminerler sonunda<br />
sertifikalarını aldılar.<br />
Frankfurt-Kelsterbach şehrinde açık<br />
hava şöleni şeklinde geçen sertifika törenine;<br />
T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler<br />
Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ali Dere, T.C.<br />
Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri<br />
ve DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan,<br />
DİTİB Dinler ve Kültürler Arası İlişkiler Müdürü<br />
Bekir Alboğa, ProDialog Proje Sorumlusu<br />
Faruk Şahin ve projeye katılan<br />
multiplikatör ve aileleri iştirak ettiler.<br />
DİTİB Dinler ve Kültürler Arası İlişkiler<br />
Müdürü Bekir Alboğa’nın selamlama ve<br />
takdim konuşmasının ardından Din Hizmetleri<br />
Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı<br />
Sadi Arslan,“İslam Avrupa’nın gündemine<br />
oturduktan hemen sonra camilerimize bir<br />
çok din ve kültürlerden ziyaretçiler akın etmeye<br />
başladı. Bu ziyaretçilerin hem İslam<br />
hakkında hem de cami müştemilatı hakkında<br />
bilgi alma taleplerine cevap verilemiyordu.<br />
Görevlilerimiz tarafından<br />
kendilerine Almanca dilinde gerekli bilgiler<br />
aktarılamadı.. Üç yıl boyunca devam<br />
edecek bu proje ile profesyonel yetişen<br />
multiplikatörler, bölgelerinde kendilerinin<br />
yetiştireceği hemen hemen her derneğimizde<br />
en az üç arkadaşımızla rehberlik yapılacaktır.<br />
Bu projeyi Alman Göçmen ve<br />
Mülteciler Dairesi (BAMF) ile birlikte gerçekleştiriyoruz.<br />
Dolayısıyla bu proje son<br />
derece önemsediğimiz bir konudur. 13<br />
hafta boyunca öğrendiklerimizle kalmayıp,<br />
kendimizi geliştirmeyi sürdürmemiz<br />
gerekiyor. Sizlerin ileride çok güzel hizmetler<br />
yapacağınıza inancımız sonsuzdur.<br />
Bu vesile ile gönüllü olarak bu projeye katıldığınız<br />
için teşekkür ediyor, başarılarınızın<br />
devamını diliyorum”dedi.<br />
Bu tür programların içinde yaşanılan<br />
toplumla, özellikle tartışmaların yoğun<br />
olarak yaşandığı dönemde yapılması ve<br />
sadece kendimize değil dışa yönelikte iletişim<br />
kanallarının oluşturulmasının ayrı bir<br />
önem taşıdığını belirten Diyanet İşleri Başkanlığı<br />
Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Prof. Dr.<br />
Ali Dere, “Bu programlar güzel bir başlangıçtır.<br />
Bu tecrübe ve örneklerden yararlanarak<br />
daha farklı projelerin yapılması<br />
gerekir. Böylece hem çalışmaları daha nitelikli<br />
hale getirmek hem de yeni programların<br />
önünü açmaya vesile olacaktır.<br />
Aynı zamanda yapacağımız kitle iletişim<br />
çalışmalarında kullanılacak materyallerin<br />
hazırlama boyutunu da göz önünde bulundurarak<br />
daha nitelikli hale getirilmesi<br />
pek çok dolaylı sorunun çözülmesine katkı<br />
sağlayacaktır. Bu projeye katılan arkadaşlarıma<br />
başarılar diliyorum” dedi.<br />
Program, multiplikatörlere belgelerinin<br />
verilmesiyle sona erdi.<br />
Sayı 30 | Haziran 2009 | 17
Hannover bölgesinde bulunan Oldenburg<br />
DİTİB Hacı Bayram Camii, düzenlenen<br />
muhteşem bir törenle ibadete açıldı.<br />
Açılışa, T.C. Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri<br />
Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı<br />
Sadi Arslan, T.C. Hannover Başkonlososluğu<br />
Din Hizmetleri Ataşesi Seyfi Bozkuş,<br />
Oldenburg Belediye Başkanı Prof. Dr. Gerd<br />
Schwandner, DİTİB Genel Seketeri Dr. Ali<br />
İhsan Ünlü, Almanya Parlamento (SPD)<br />
Milletvekili Gesine Multhaupt, Protestan<br />
Kilisisi’nden Holger Rauer ve Brigitte Hoffmann,<br />
Katolik Kilisesi’nden Klaus Hagedorn,<br />
bölge DİTİB dernekleri din<br />
görevlileri ve dernek yöneticileri ile çok sayıda<br />
Türk ve Alman davetli iştirak etti.<br />
Türk ve Alman milli marşlarının okunması<br />
ve Kur’an-ı Kerim tilaveti ile açılışı yapılan<br />
programda, Oldenburg DİTİB Hacı<br />
Bayram Camii Dernek Başkanı Tuncay Dinçer<br />
bir konuşma yaparak, bütün davetlilere<br />
katılımlarından dolayı teşekkür etti.<br />
Oldenburg Belediye Başkanı Prof. Dr.<br />
Gerd Schwandner ise, böyle güzel ve oldukça<br />
modern olan bir derneğin açılışında<br />
bulunmaktan duyduğu mutluluğu ifade<br />
ederek, “Burada inşa edilen caminin sadece<br />
ibadet mekanı değil, aynı zamanda<br />
başka insanlarla tanışma ve kaynaşma yeri<br />
olacak olmasından büyük bir memenuniyet<br />
duyuyorum. Bu eser şehrimize de bir<br />
zenginlik katmıştır. Oldenburg’a hayırlı ve<br />
uğurlu olsun” dedi.<br />
Protestan Kilisesi’nden Klaus Hagedorn,<br />
Katolik Kilisisi’nden Holger Rauer ve Brigitte<br />
Hoffmann yaptıkları konuşmalarında,<br />
“Hepimiz beraber yaşamanın ne<br />
kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bunun<br />
için üstümüze düşen görevlerimizi yapmaya<br />
hazır olduğumuzu belirtmek isteriz.<br />
Zaten bunun tersi de düşünülemez. Biz<br />
burada iki din olarak, birlikte ve beraberlik<br />
içerisinde dostça yaşayacağız” dediler.<br />
DİTİB Genel Seketeri Dr. Ali İhsan Ünlü<br />
de,“Almanya’da yaşayan Müslümanlar burasını<br />
kendi vatanları gibi görüyorlar ve<br />
bundan dolayı ibadetlerini yapabilecekleri<br />
yerler hazırlıyorlar. Caminin yapımında<br />
emeği geçen herkese teşekkür ediyorum”<br />
dedi.<br />
Din Hizmetleri Ataşesi Seyfi Bozkuş ise,<br />
“Toplumsal problemlerin çözülebilmesi<br />
için, Hristiyan ve Müslüman kuruluşların<br />
birlikte çalışması çok önemlidir. Bu vesile<br />
ile öncelikle Alman resmi makamlarına,<br />
komşularımıza ve caminin yapımında<br />
emeği geçen herkese teşekkür ediyorum”<br />
dedi.<br />
18 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />
Oldenburg’a Muhteşem Eser<br />
Sadi Arslan Seyfi Bozkuş Gerd Schwandner Ali İhsan Ünlü<br />
Camilerin bütün insanların birlik ve beraberlik<br />
içerisinde yaşamalarına katkıda<br />
bulunmak için inşa edildiğini belirten Din<br />
Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı<br />
Sadi Arslan, “Bu caminin yapımında<br />
emeği geçen, maddi ve manevi katkıda<br />
bulunan başta kadın kollarımız olmak<br />
üzere, bütün hayırsever insanlarımıza teşekkür<br />
ediyorum. Bunun dışında, bizim camilerimizden<br />
dostluğu bozacak, toplumu<br />
huzursuz edecek herhangi bir faaliyet kesinlikle<br />
olamaz.<br />
DİTİB olarak, eğitime önem veriyoruz.<br />
Gençlerimizin okul hayatlarında başarılı<br />
olmaları için hep birlikte çalışacağız. Hem,<br />
maddi ve manevi değerlerine bağlı bir<br />
neslin yetişmesinin hazzını birlikte tatmış<br />
olacağız, hem de, içinde yaşadığımız toplumla<br />
barışık, kendini insanlığa adamış,<br />
eğitim, bilgi ve teknolojiyi en üst seviyede<br />
yakalamış bir gençliğin insanlığa vereceği<br />
hizmetin onurunu yaşayacağız” dedi.<br />
Konuşmasının ardından Arslan, inşa edilen<br />
eserin yapımında emeği geçen hayırsever<br />
insanlarımız adına, Oldenburg DİTİB<br />
Hacı Bayram Camii Dernek Başkanı Tuncay<br />
Dinçer’e bir plaket takdim etti.<br />
Oldenburg DİTİB Hacı Bayram Camii,<br />
Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel<br />
Başkanı Sadi Arslan, Din Hizmetleri Ataşesi<br />
Seyfi Bozkuş, Oldenburg Belediye Başkanı<br />
Prof. Dr. Gerd Schwandner, DİTİB Genel<br />
Seketeri Dr. Ali İhsan Ünlü, Almanya Parlamento<br />
(SPD) Milletvekili Gesine Multhaupt<br />
ve Dernek Başkanı Tuncay Dinçer’in<br />
kurdelayı birlikte kesmelerinin ardından<br />
hizmete açıldı.<br />
Türk Halk Oyunları ekiplerinin gösterileri<br />
ve ilahilerle süslenen programı, caminin<br />
bölümleri ile kadın kolları tarafından<br />
hazırlanan kermesin gezilmesinin ardından<br />
sona erdi.
Arslan Dernek Ziyaretlerine Devam Ediyor<br />
T.C. Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel<br />
Başkanı Sadi Arslan, Almanya genelinde hizmette bulunan DİTİB<br />
derneklerine yaptığı ziyaretlerine;<br />
Hamburg bölgesinde; Bad Bramstedt Ulu Camii, Bad Oldesloe<br />
Mevlana Camii, Bad Segeberg Gül Camii, Ahrensburg Ulu Camii,<br />
Geesthacht Hz. Ebubekir Camii, Glückstadt Şehzade Camii, Hamburg-Harburg<br />
Diyanet Camii, Hamburg-Finkenwerder Osman<br />
Bey Camii, Luenburg Fatih Camii, Mölln Fatih Camii, Hamburg-<br />
Billstedt Sultan Ahmet Camii, Hamburg-Kirchdorf Yeni Camii,<br />
Schwarzenbek Serrah Camii, Winsen-Luhe Muradiye Camii,<br />
Münih bölgesinde; Arnstorf DİTİB Camii, Deggendorf Selimiye<br />
Camii, Dorfen Hacı Bayram Camii, Kaufbeuren Ulu Camii, Marktoberdorf<br />
DİTİB Camii, Massing DİTİB Camii, Neufahrn DİTİB<br />
Camii, Nördlingen Fatih Camii, Pfaffenhofen DİTİB Camii, Schongau<br />
Yavuz Sultan Selim Camii, Straubing Mevlana Camii, Vilsbiburg<br />
Hicret Camii, Vöhringen Mevlana Camii, Waldkraiburg<br />
Sultan Ahmet Camii, Weißenhorn Ahmet Yesevi Camii, Neufahrn-<br />
Niederbaye Hacı Bayram Camii, Senden DİTİB Camii, Illertissen<br />
Anadolu Camii,<br />
Stuttgart bölgesinde; Bobfingen Kocatepe Camii, Heidenheim<br />
Muradiye Camii ve Ellwangen Bilali Habeşi Camii dernekleriyle<br />
devam etti.<br />
Münih Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa Temel ve Hamburg Din<br />
Hizmetleri Ataşesi Doç. Dr. Ömer Yılmaz’ın da hazır bulunduğu<br />
ziyaretlerde Arslan, din görevlilerinden bölgelerinde gerçekleştirdikleri<br />
faaliyetler ve vatandaşlarımıza yönelik olarak verdikleri<br />
hizmetlerle ilgili bilgi aldı.<br />
Ziyaretlerinde vatandaşlarımızla da bir araya gelen Sadi Arslan<br />
yaptığı konuşmalarında, gösterdikleri maddi ve manevi özveriden<br />
dolayı kendilerine teşekkür etti. Almanya’da DİTİB’e ait 900’e<br />
yakın derneğin faaliyette bulunduğuna işaret eden Arslan, “Bu<br />
derneklerimizde okul derslerine yardımdan, kültürel faaliyetlere,<br />
kadın hizmetlerinden, dinler ve kültürlerarası ilişkilere kadar her<br />
milletten ve milliyetten insana hizmet verilmektedir Bütün bun-<br />
Dietenheim<br />
Illertiesen<br />
lar sizlerin hamiyetperver oluşunuzdan kaynaklanıyor. Ben bir<br />
kez daha sizlerin şahsında bütün vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum”<br />
dedi.<br />
Gençler Herşeyi Hak Ediyor<br />
Düsseldorf bölgesi<br />
Duisburg-Bruckhausen<br />
DİTİB Mehmet Akif<br />
Camii’nin düzenlediği<br />
kültür ve eğlence gecesinde<br />
gençler, dini,<br />
milli ve genel kültür<br />
sorularına cevap verebilmek<br />
için juri karşısında<br />
ter döktürler.<br />
Gençlik Kolları Sorumlusu<br />
Mehmet Ali<br />
Evci yaptığı açıklamada,<br />
amaçlarının<br />
gençleri birarada tutmak<br />
ve onları sosyal hayata hazırlamak olduğunu belirterek,<br />
bütün katılımcılara teşekkür etti.<br />
Başkan Mustafa Molo da, yapılan bu tür organizelerin geleneksel<br />
hale getirildiğini ve bundan sonra da devamlılığını sağla-<br />
yacaklarını ifade etti.<br />
Din Görevlisi Ali Gülüser<br />
ise, “Gençleri buralarda<br />
tutmak için,<br />
derneklerimizin onları<br />
cezbedecek programlara<br />
ağırlık vermeleri<br />
gerekir. Bu gençler buralara<br />
gelmezlerse<br />
başka uygun olmayan<br />
yerlere kendilerini alıştırırlar.<br />
Bu durum da istenmeyen<br />
neticeleri<br />
ortaya çıkarır” dedi.<br />
Jürinin değerlendirmesi<br />
sonucu, Ender Ertürk birinciliği, Ali Gümüş ikinciliği ve Mehmet<br />
Aydoğan ile Muhammed Bilge Gülüser üçüncülüğü elde<br />
ettiler. Program, dereceye ggiren gençlere çeşitli hediyelerin verilmesinin<br />
ardından sona erdi.<br />
Sayı 30 | Haziran 2009 | 19
Ludwigsburg’da Eğitim<br />
Seferberliği<br />
Stuttgart bölgesi Ludwigsburg DİTİB Yavuz Selim Camii’nde,<br />
Din Görevlisi Aydın Yeşil tarafından başlatılan eğitim<br />
seferberliği büyük ilgi görüyor.<br />
Kampanya’ya yaklaşık 20 kişiyle başladıklarını ve çoğunun<br />
ise evli ve çocuk sahibi olduğunu dile getiren Din Görevlisi<br />
Aydın Yeşil, öğrenmenin yaşının olmadığını ve azmin<br />
elinden hiç birşeyin kurtulamayacağını ifade etti.<br />
Achern’de Aşure Günü<br />
Karlsruhe bölgesi Achern DİTİB Yunus Emre Camii’nde<br />
Aşure günü programı düzenlendi.<br />
Din Görevlisi Ahmet Önal yaptığı konuşmasında, bu günlerin<br />
tarihimizde çok önemli yer tuttuğunu ve insanlarımızın<br />
bir araya gelerek birlik ve beraberlik açısından çok güzel örneklerin<br />
sergilendiğini söyledi.<br />
Program, Dernek Başkanı Mürsel Yıldız’ın yaptığı teşekkür<br />
konuşmasının ardından, davetlilere sunulan aşure ikramı ile<br />
sona erdi.<br />
20 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />
Offenbach’da<br />
“Okumaya Giriş“<br />
Programı<br />
Frankfurt bölgesi Offenbach DİTİB Yavuz Sultan Selim<br />
Camii Derneği tarafından düzenlenen “Okumaya Giriş”<br />
programı, başta öğrencilerin velileri olmak üzere çok sayıda<br />
davetlinin katılımıyla gerçekleşti.<br />
Din Hizmetleri Ataşesi Galip Akın ile Offenbach Bayan Din<br />
Görevlisi Hamide Yaşar’ın da katıldığı programda, çocuklar<br />
tarafından okunan Kur’an-ı Kerim ve meali, 32 farz, ilahiler<br />
ile oynanan piyesler, davetliler tarafından beğeniyle takip<br />
edildi.<br />
Eyüp Sultan Camii’nden<br />
Kitap Kampanyası<br />
Essen bölgesi Wetter DİTİB Eyüp Sultan Camii Derneği,<br />
Hagen Hapishanesi’ndeki Türk vatandaşı mahkumlara bir<br />
kütüphane oluşturulması için kitap kampanyası başlattı.<br />
T.C. Essen Başkonsolosu Dr. Hakan Akbulut ile Din Hizmetleri<br />
Ataşesi Mehmet Uçmuş’un destekleri ve çevre DİTİB<br />
derneklerinin de katkılarıyla toplanan kitaplar, Wetter DİTİB<br />
Eyüp Sultan Camii Din Görevlisi Murat Aksoy, Yönetim Kurulu<br />
Üyesi Necati Ödemiş ve Mustafa Özcan tarafından<br />
Hagen Hapishanesi’ndeki yetkililerine teslim edildi.
DİTİB Merkez’de “Türk Dünyasında<br />
Sanat” İsimli Resim Sergisi<br />
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB)<br />
Eğitim ve Kültür Müdürlüğü tarafından,<br />
Türk dünyasının önemli sanatçılarının<br />
eserlerinin yer aldığı resim sergisi açıldı.<br />
Açılışa, T.C. Köln Başkonsolosu Kemal<br />
Demirciler, DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan,<br />
T.C. Köln Başkonsolosluğu Din Hizmetleri<br />
Ataşesi Hasan Çınar ve Çalışma ve<br />
Sosyal Güvenlik Ataşesi Tahsin Özdemir,<br />
DİTİB Yönetim Kurulu Üyeleri Ayten Kılıçarslan<br />
ve Nihat Özkan, Köln Belediyesi Kültür<br />
Dairesi Müdürü Johannes Bunk, DİTİB<br />
birim müdürleri ile çok sayıda sanatsever<br />
katıldı.<br />
DİTİB Eğitim ve Kültür Müdürlüğü’nden<br />
Kamil Polat’ın sunumunu yaptığı programda<br />
bir konuşma yapan DİTİB Genel<br />
Başkanı Sadi Arslan, “Bugün burada, çok<br />
değerli sanatçılarımızın ve onların yetiştirdiği<br />
öğrencilerimizin büyük emekler harcayarak<br />
hazırladıkları resim sergisini<br />
açmak için bir araya geldik. Cenab-ı Hakk<br />
Kur’an-ı Kerim’de; ‘Allah güzeldir ve güzeli<br />
sever’ buyuruyor. Rabbimiz bu kainatı bir<br />
uyum ve ölçü içerisinde yaratmıştır. Yıldızları,<br />
ağaçları, denizleri, yeşillikleri en güzel<br />
bir şekilde halkederek bizlere bir örnek<br />
teşkil etmiştir. İnsan da bu güzelliği yakalamak<br />
için gayret sarfeder. İşte bu güzelliği<br />
yakalama çabası bir bakıma sanattır.<br />
Bu resim sanatı olabilir, musiki sanatı olabilir,<br />
yada hayatımızın her anını yansıtan<br />
bir başka sanat türü olabilir. Buradaki amacımız<br />
güzelliği yakalamaktır. Allah’ın yarattığı<br />
mükemmeli yakalamaya çalışmaktır.<br />
Bugün burada olduğu gibi, bu sevda<br />
bizleri çok güzel eserler yapmaya sevkeder.<br />
Bu güzelliğe katkı sağlayan, başta hocalarımız<br />
olmak üzere, emeği geçen<br />
herkese teşekkür ediyorum” dedi.<br />
T.C. Köln Başkonsolosu Kemal Demirciler<br />
de konuşmasında; “Bu sergiyi çok anlamlı<br />
buluyorum. Bu sergi, DİTİB’in dini<br />
içerikli faaliyetlere olduğu kadar, sanat ve<br />
kültürel etkinliklere de büyük önem verdiğinin<br />
bir işaretidir. Çadırda bile olsa, bu<br />
hizmetlerini ara vermeden devam eden<br />
başta DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan<br />
olmak üzere, bütün emeği geçenlere teşekkür<br />
ediyorum” dedi.<br />
18-20 Haziran 2009 tarihleri arasında<br />
açık kalan resim sergisi açılış programı, T.C.<br />
Köln Başkonsolosu Kemal Demirciler,<br />
DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, T.C. Köln<br />
Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi<br />
Hasan Çınar ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik<br />
Ataşesi Tahsin Özdemir, DİTİB Yönetim Kurulu<br />
Üyeleri Ayten Kılıçarslan ve Nihat<br />
Özkan, Köln Belediyesi Kültür Dairesi Müdürü<br />
Johannes Bunk ve DİTİB birim müdürlerinin,<br />
sanatkarlar Sabir Chopurov,<br />
Aschraf Geibatov, Ofelia İmanova, Leyla<br />
Kadıoğlu, Nedret Munzur, Sharmuhamed<br />
Tlegen, Ayşe Baş, Selma Baş Gündoğdu,<br />
Tuğba Gündoğdu, Sevgi Kayhan, Şenay<br />
Sakarya, Emine Mehpare Uğurlu ve Şerife<br />
Ozan’a teşekkür ve katılım belgelerini takdim<br />
etmelerinin ardından, sergisinin gezilmesi<br />
ile sona erdi.<br />
Sayı 30 | Haziran 2009 | 21
Prof. Dr. Görmez, Din Görevlileri ve<br />
Yöneticileriyle Bir Araya Geldi<br />
T.C. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof.<br />
Dr. Mehmet Görmez, Stuttgart DİTİB Yeni<br />
Camii konferans salonunda, Stuttgart bölgelesi<br />
DİTİB dernek yöneticileri ve din görevlileri<br />
ile bir araya geldi.<br />
Toplantıya; DİTİB Genel Başkanı Sadi<br />
Arslan, T.C. Stuttgart Başkonsolosluğu Din<br />
Hizmetleri Ataşesi Cevdet Çelen, bölge<br />
DİTİB dernekleri din görevlileri ile dernek<br />
yöneticileri katıldı.<br />
Din Hizmetleri Ataşesi Cevdet Çelen’in<br />
selamlama konuşmasının ardından kürsüye<br />
gelen DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan;<br />
“Bu toplantının bereketli geçmesini<br />
Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum. Bundan<br />
bir ay önce Almanya’daki din görevlilerimiz<br />
ile Köln’de biraraya gelerek, gerçekleştirdiğimiz<br />
hizmetlerimiz ve DİTİB Merkez<br />
Camii projesi hakkında karşılıklı fikir<br />
alışverişinde bulunduk. Bunun yanında<br />
zaman zaman gerçekleştirdiğimiz bölge<br />
toplantıları ve derneklerimize yaptığım ziyaretlerde<br />
siz değerli arkadaşlarımla birlikte<br />
oluyorum ve hizmetleri yerinde<br />
görme imkanı buluyorum” dedi.<br />
DİTİB Merkez Camii projesi hakkında da<br />
bilgi veren Arslan şöyle konuştu: “DİTİB<br />
Merkez Cami’nin yıkım işlemi tamamlanmıştır.<br />
İki yıl içerisinde bitirilmesi gerekiyor.<br />
Çünkü zaman uzadıkça bize ekstra<br />
masraf getirecektir. Bu projenin tamamlanabilmesi<br />
için, hem din görevlisi arkadaşlarımın,<br />
hem de dernek başkanı ve yöneticilerimizin<br />
devamlı gündeminde olması<br />
gerekiyor. İnşallah el ele verip, sadece Almanya’nın<br />
değil, Avrupa’nın da en güzel<br />
mabedlerinden birisi olacak olan bu projemizi<br />
hayata geçirmiş olacağız” dedi.<br />
Diyanet İşleri Başkanı Prof Dr. Ali Bardakoğlu’nun<br />
mesajını ileterek konuşmasına<br />
başlayan Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet<br />
Görmez de konuşmasında, “Bizlere<br />
hem Dini Mübin-i İslam’a mensup olmayı<br />
lutfettiği, hem de müslüman olarak yarattığı<br />
için yüce Rabbimiz’e ne kadar şükretsek<br />
azdır.<br />
“Diyanet İşleri Başkanlığı ve DİTİB birlikteliği<br />
sadece Avrupa’ya değil, aslında<br />
bütün insanlığa örnektir. Yeter ki biz bunun<br />
içini iyi doldurabilelim. Yeter ki var ise<br />
eksiğimiz onu ortadan kaldırabilelim. Dolayısıyla<br />
hiç bir ayrım yapmadan birlikte<br />
aynı hizmeti yapıyoruz. Başkanlık olarak<br />
dünyanın her tarafından 3680 yabancı uyruklu<br />
öğrenciye ilahiyat eğitimi veriyoruz.<br />
22 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />
Hizmetlerimizi yürütebilmemiz için bilgi<br />
donanımına sahip olmamız gerekiyor. Öz<br />
eleştiri yapmalıyız. Kendi gönül dünyası<br />
harabe olan, başkasının gönül dünyasını<br />
tamir edemez. Kendi etrafımızdaki insanlara<br />
ışık saçmalıyız.<br />
“Çocuklara çok değer vermeliyiz. Camilerin<br />
içinde istedikleri gibi koşuştursunlar.<br />
Zaman içerisinde camilerin adabını öğreneceklerdir.<br />
Çocuklara istinaden hazırlanan<br />
Diyanet Çocuk Dergisi’nin her eve<br />
girmesini istiyorum. İki şey çok önemlidir.<br />
Birincisi samimi bir niyet, ikincisi ise gayrettir.<br />
Bu iş biraz da aşk ve heyecan işidir.<br />
Samimi bir niyet ile olmayacak bir iş yoktur.<br />
Gayretli çalışmalarınızdan dolayı dernek<br />
başkanlarımıza, dernek yöneticilerimize<br />
ve din görevlilerimize teşekkür ediyorum.<br />
Allah bizim yüreğimizdeki hizmet<br />
aşkını hiç bir zaman eksik etmesin” dedi.<br />
Toplantı, dernek başkan ve yöneticileri<br />
ile din görevlilerinin, hizmet alanlarıyla ilgili<br />
sordukları soruların cevaplandırılmasının<br />
ardından sona erdi.
Başkan Adayı Kurth, DİTİB’i Ziyaret Etti<br />
Köln Anakent Belediyesi Başkan Adayı<br />
Peter Kurth (CDU) DİTİB Merkezi ziyaret<br />
ederek, Genel Başkan Sadi Arslan ile görüştü.<br />
DİTİB Genel Müdür V. Mehmet Yıldırım,<br />
Basın-Yayın İlişkiler Müdürlüğü’nden Ayşe<br />
Aydın, Türk-Alman Formu Başkanı ve Köln<br />
Meclis Adayı Efkan Kaya (CDU) ve Köln<br />
şehri fahri elçisi ve eski DİTİB Yönetim Kurulu<br />
Üyesi Hayati Önel’in de hazır bulunduğu<br />
ziyarette, hoş geldiniz diyerek<br />
konuşmasına başlayan DİTİB Genel Başkanı<br />
Sadi Arslan, DİTİB olarak yerel makamlarla<br />
ve federal düzeyde güzel ilişkilerin<br />
olduğunu ifade etti. Çeyrek asırdır<br />
hizmet veren DİTİB günden güne büyüyerek<br />
Almanya’nın en büyük sivil toplum örgütlerinden<br />
birisi olduğunu belirten<br />
Arslan, “DİTİB, özellikle Merkez Camii<br />
projesi ile gündeme oturdu. Anakent Belediye<br />
Başkanımız Sayın Schramma’nın<br />
büyük desteğini gördük. Siz de belediye<br />
başkanlığını kazandığınız vakit, umarım<br />
sizinle de aynı ilişkiler içerisinde olacağımızı<br />
düşünüyorum.<br />
“Almanya’da 3 milyona yakın Türk nüfusumuz<br />
var. Fakat bu nüfus gözönüne alındığında<br />
hem eyaletlerde hem de belediyelerde<br />
temsil edilmediğimiz göze çarpıyor.<br />
Ama önümüzdeki dönemde parti<br />
önemli değil daha fazla arkadaşımızı görmek<br />
istiyoruz. Bu da genel anlamda buraya<br />
yaşayan nüfus için bir eşitsizlik oluyor.<br />
Dolayısıyla biraz daha fazla yer verilmesi<br />
gerekir diye düşünüyorum. Şuanki belediye<br />
başkanımız Schramma, şayet aday<br />
olmuş olsa idi, caminin yapılmasındaki<br />
desteklerinden ötürü büyük çoğunlukla<br />
vatandaşlarımızın oyunu alacaktı. Köln’ün<br />
ayrı bir özelliği de var, İstanbul ile kardeş<br />
şehirdir. Önümüzdeki dönem de sizlere<br />
başarılar diliyorum. Seçilseniz de seçilmeseniz<br />
de güzel ilişkilerimiz devam edecektir”<br />
dedi.<br />
Sadi Arslan’a teşekkür ederek konuşmasına<br />
başlayan Köln Anakent Belediyesi<br />
Başkan Adayı Peter Kurth da; “Ehrenfeld’deki<br />
inşa edilecek caminin inşaatı tamamlandıktan<br />
sonra açılışını bekliyorum.<br />
Özellikle Armin Laschet ve Fritz Schramma’dan<br />
cami hususunda bilgiler aldım. Politika<br />
gereği farklı düşünceler ve savunmalar<br />
oluyordur. Ama doğruları da savunmak<br />
gereklidir.<br />
“Önümüzdeki dönemlerde daha fazla<br />
Türk kökenli adaylar olacak. Scharamma<br />
da çok büyük hizmetler yapıştır. Hizmete<br />
kalındığı yerden devam edeceğiz. Birlikte<br />
çalışmalarımıza devam edeceğiz. Türkiye’de<br />
de ilişkilere devam ettiğim dostlarım<br />
var. İstanbul, Ankara ve Alanya’yı iyi<br />
biliyorum. Vatandaşların sorunları sorunlarımız<br />
olarak görürsek çözüm yoluna o<br />
kadar daha hızlı ulaşabiliriz. Birlikte hizmetlerimizin<br />
devamlılığını diliyorum. Her<br />
zaman bağlantı içerisinde olmalıyız. Projelerin<br />
gelişmesinde DİTİB’in de yer almasını<br />
istiyorum. Tekrar teşekkür ediyorum“<br />
dedi.<br />
Gençlerimizin eğitimi, göçmenlerin topluma<br />
katılımını sağlamak konusundaki<br />
projelerinden dolayı memnun olduğunu<br />
ifade eden Arslan, “Ben de bu iyi dilek ve<br />
temmenileriniz için teşekkür ediyorum.<br />
İslam Dini hakkında ön yargılar var. Türkiye<br />
ile ilgili ön yargılar var. Türkiye’deki din ve<br />
devlet ilişkisinin bazen iyi anlaşılmadığını<br />
düşünüyoruz” dedi.<br />
Aslan, günün anısına başkan adayı<br />
Kurth’a, T.C. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr.<br />
Ali Bardakoğlu’nun “Din ve Toplum“ isimli<br />
kitabı ile, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin<br />
(DİTİB) Almanya genelindeki derneklerinde<br />
gerçekleştirdiği sosyal, kültürel<br />
ve dinler ve kültürlerarası ilişkilerde yapmış<br />
olduğu faaliyetleri ihtiva eden bir<br />
dosya takdim etti.<br />
Sıcak ve samimi bir ortamda gerçekleşen<br />
görüşme, konuk heyetin DİTİB Genel<br />
Müdür V. Mehmet Yıldırım refakatinde,<br />
DİTİB birim müdürlükleri ile Herkules Str.<br />
42 adresindeki geçici cami, eğitim ve kültür,<br />
gençlik ve spor, hanımlar kolu birimlerinin<br />
gezdirilmesinin ardından sona erdi.<br />
Sayı 30 | Haziran 2009 | 23
Arslan: “İnsanımız her türlü hizmeti<br />
hak ediyor” dedi.<br />
Almanya genelindeki DİTİB derneklerinde<br />
görev yapan başkan ve yöneticilerle<br />
yapmakta olan“Hizmet İçi Değerlendirme”<br />
seminerlerine Hannover bölgesi ile devam<br />
edildi.<br />
Hannover yakınlarında Bildungs-und<br />
Tagungszentrum HVHS Kurt-Schumacher-<br />
Str. 5, adresindeki Springe şehrinde yapılan<br />
ve iki gün devam eden seminere, DİTİB<br />
Genel Başkanı Sadi Arslan, T.C. Hannover<br />
Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi<br />
Seyfi Bozkuş, DİTİB Genel Sekreteri Dr. Ali<br />
İhsan Ünlü, Yönetim Kurulu Üyesi Ayten<br />
Kılıçarslan, Genel Müdür V. Mehmet Yıldırım,<br />
birim müdürleri ile Hannover bölgesinde<br />
hizmet veren DİTİB dernekleri<br />
başkan ve yöneticileri katıldı.<br />
İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim’in okunması<br />
ile başlayan toplatıda bir konuşma<br />
yapan DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan,“Bu<br />
seminerin bereketli ve faydalı geçmesini<br />
yüce Allah’tan niyaz ediyorum. Bizlerin, sürekli<br />
yenilenmeye, bilgilerimizi tazelemeye,<br />
birbirimizi daha iyi tanımaya ve<br />
dertleşmeye ihtiyacımız var. Çünkü hiçbir<br />
şey yerinde durmuyor. Herşey değişim halinde.<br />
İnsanlar, çevre ve dünya değişiyor.<br />
Sabit olarak değişmez gördüğümüz maddeler<br />
de değişiyor. Bu değişikliği Cenab-ı<br />
Allah bizlere Kur’an-ı Kerim’de (Nur Suresi<br />
41 Ayette): “Göklerde ve yerde bulunanlarla<br />
dizi dizi kuşların Allah'ı tesbih ettiklerini<br />
görmez misin? Her biri kendi duasını<br />
ve tesbihini bilmiştir. Allah, onların yapmakta<br />
olduklarını hakkıyla bilir.”demek suretiyle<br />
herşeyin haraket halinde olduğunu<br />
haber veriyor. Böyle olunca mükemmel<br />
olarak yaratılan insanın da kendisini sürekli<br />
yetiştirmesi, yenilemesi gerekmektedir.<br />
İnsanın mükemmeliyeti ve büyüklüğü<br />
Allah’ın temsilcisi olmasındandır. İnsan, Allah’a,<br />
topluma ve çevreye karşı sorumludur.<br />
Temel olarak, insana hizmet etmek bir<br />
ibadettir” dedi.<br />
T.C. Hannover Başkonsolosluğu Din Hizmetleri<br />
Ataşesi Seyfi Bozkuş da toplantıda<br />
yaptığı konuşmasında, “Vatandaşlarımıza<br />
yönelik olarak verilen hizmetler DİTİB aracılığıyla<br />
buradaki insanımıza iletilmektedir.<br />
Bu bakımdan DİTİB çok önemli görev<br />
ve işlev icra etmektedir. Bununla birlikte<br />
DİTİB nedir? Ne gibi faaliyetler yürütmektedir?<br />
Etkin olduğu noktalar nelerdir? so-<br />
24 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />
Hannover Bölgesi DİTİB Dernek<br />
Yöneticileri Springe’de Toplandı<br />
rularına cevap aramak, hizmette birlik, güç<br />
ve aktivite kazanmak, yeniden moral depolamak<br />
için DİTİB Genel Başkanımız Sadi<br />
Arslan’a, bu semineri planlamış olmalarından<br />
dolayı teşekkür ediyorum.<br />
DİTİB ile ilgili öğrenmek istediklerimizi<br />
ilgili müdür arkadaşlarımıza sormak ve cevaplarını<br />
almak için biraraya geldik. Seminer<br />
müddetince sohbet edeceğiz,<br />
dertleşeceğiz ve birbirimizi yakından tanımaya<br />
gayret edeceğiz. Seminerin hayırlara<br />
vesile olmasını Yüce Mevla’dan bir kez<br />
daha niyaz ediyor, teşriflerinizden dolayı<br />
hepinize şükranlarımı sunuyorum” dedi.<br />
Hannover bölge semineri; DİTİB Genel<br />
Sekreteri Ali İhsan Ünlü, Yönetim Kurulu<br />
Üyesi Ayten Kılıçarslan, Genel Müdür V.<br />
Mehmet Yıldırım ve birim müdürlerinin<br />
kendi görev alanları ile ilgili sinevizyon eşliğinde<br />
yaptıkları sunumlarının ardından,<br />
dernek başkanlarının düşünce ve görüşlerini<br />
içeren konuşmaları ile sona erdi.
Bayanlardan Örnek Bir Davranış<br />
Essen bölgesinde faaliyet gösteren Siegen<br />
DİTİB Selimiye Camii Hanımlar Kolu<br />
üyeleri, beraberlerinde Dernek Başkanı<br />
Mustafa Koyuncu, Din Görevlisi Necmi<br />
Açıkgöz ile birlikte, DİTİB Genel Başkanı<br />
Sadi Arslan’ı makamında ziyaret ettiler.<br />
Kadınlar Kolu Başkan Yardımcısı Hatice<br />
Korkmaz, ziyarette yaptığı konuşmasında,<br />
Köln DİTİB Merkez Camii’nin yapımı aşamasında,<br />
ellerinden gelen her türlü desteği<br />
vereceklerini söyleyerek; “Biz her<br />
Cuma günü kendi ellerimizle yaptığımız<br />
lahmacun, gözleme, börek, ve benzeri oluşan<br />
yemek çeşitlerini, kermesimizde satışa<br />
sunuyoruz. Üç haftalık düzenleyeceğimiz<br />
kermesin gelirini Köln DİTİB Genel Merkez<br />
Camii’mizin inşaatı için bağışlayacağız.<br />
Bizler bununla da kalmayacağız. Hangi konuda<br />
bir talep olur ise, her zaman göreve<br />
ve hizmete hazırız. Ayrıca telefon ile bağış<br />
kampanyasına çevremizdeki aileleri de<br />
yönlendirerek bir nebze de olsun katkı<br />
sağlamak için girişimde bulunacağız. Ayda<br />
bir toplantı yaparak buluşma günü tertipliyoruz.<br />
Bu maksatla en az ayda bir kez<br />
dahi olsa, bu kampanyayı canlı tutmak için<br />
uğraş vereceğiz” dedi.<br />
Genel Merkezimiz’in yapımında dernek<br />
olarak her zaman yardıma hazır olduklarını<br />
belirten Siegen DİTİB Selimiye Camii<br />
Dernek Başkanı Mustafa Koyuncu ve Din<br />
Görevlisi Necmi Açıkgöz, Genel Merkezimiz’e<br />
yakışan tarzda imar edilecek olan bu<br />
mabedin hayata geçirilmesinde, yardım<br />
sever vatandaşlarımız ellerinden gelen her<br />
türlü gayreti gösterecektir dediler.<br />
DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan da konuşmasında,“Öncelikle<br />
örnek davranışınız<br />
için teşekkür ediyorum. Beni duygulandırdınız.<br />
Ben derneklere yaptığım ziyaretlerde,<br />
öncelikle bayanlarımızın yönetim<br />
kurullarının içerisinde yer almalarını, eğer<br />
hanım kollarınız, gençlik kollarınız yok ise,<br />
acilen kurulması gerektiğini ifade ediyorum.<br />
Çok şükür bu konuda çok büyük mesafe<br />
aldık. Bilhassa kadın kollarının oluştuğu<br />
yerlerde, hizmetlerin daha verimli ve<br />
daha güzel yürüdüğünü görüyorum.<br />
Hanım kardeşlerime bu çalışmalarımızda<br />
büyük görevler düşüyor. İnşallah Köln<br />
DİTİB Merkez Camii, sizin gibi duyarlı insanlarımız<br />
sayesinde hayata geçirilecektir.<br />
“Ben tekrar ziyaretinizden duyduğum<br />
memnuniyetimi ifade ediyor, nazik jestinizden<br />
dolayı da sizlere şükranlarımı sunuyorum”<br />
dedi.<br />
Ziyaret, Siegen DİTİB Selimiye Camii Din<br />
Görevlisi, Dernek Başkanı ve Hanımlar<br />
Kolu Üyelerinin, harfiyat çalışmaları devam<br />
eden Köln DİTİB Merkez Camii ve Sosyal<br />
Birimler Kompleksini gezmelerinin<br />
ardından sona erdi.<br />
Soingen Kurbanları Bir Kez Daha Anıldı<br />
29 Mayıs 1993 tarihinde Solingen’deki<br />
evlerinde ırkçılar tarafından kundaklanan<br />
Genç ailesinin beş ferdi, facianın 16. yıl<br />
dönümünde yine hüzünlü bir şekilde anıldılar.<br />
DİTİB Genel Merkez adına Genel Başkan<br />
Yardımcısı Mustafa Üstün ile birim müdürlerinin<br />
katıldığı ve ailenin büyük oğlu<br />
Kamil Genç ve yangından sağ olarak kurtulan<br />
küçük oğlu Bekir Genç ile aile fertlerinin<br />
de hazır bulunduğu bulunduğu<br />
anma günü, yanan evin önündeki anıta<br />
çelek konulması ve faciada hayatlarını<br />
kaybeden Gülsüm İnce (27), Hatice Genç<br />
(17), Saime Genç (7), Hülya Genç (9), Gülistan<br />
Öztürk (12)’ün ruhlarına ithafen okunan<br />
Kur’an-ı Kerim’in ardından yapılan<br />
dua ile sona erdi.<br />
Sayı 30 | Haziran 2009 | 25
Gençlik Bayramı Coşkuyla Kutlandı<br />
“19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve<br />
Spor Bayramı” münasebetiyle Almanya genelindeki<br />
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği<br />
(DİTİB) bağlı derneklerimizde düzenlenen törenler,<br />
büyük bir coşku içerisinde kutlandı.<br />
Frankfurt-Kassel-Bettenhausen<br />
Hannover-Herzberg<br />
Mainz-Ransbach-Baumbach<br />
26 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />
Frankfurt-Gladenbach<br />
Hannover-Bad-Bentheim<br />
Köln-Waldbröl<br />
Münster-Oelde Nürnberg<br />
Münih-Unterschleißheim
8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve başımızın<br />
tacı annelerimize ithaf edilen “Anneler<br />
Günü” anma etkinlikleri, Almanya genelindeki<br />
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB)<br />
derneklerinde büyük bir coşku içerisinde<br />
kutlandı.<br />
Düsseldorf<br />
Frankfurt<br />
Derneklerde Anneler Günü Kutlandı<br />
Frankfurt-Kassal-Brettenhausen<br />
Berlin<br />
Karlsruhe-Bretten Köln<br />
Frankfurt-Usingen<br />
Frankfurt-Borken<br />
Hamburg-Norderstedt<br />
Sayı 30 | Haziran 2009 | 27
Münster-Recklinghausen Nürnberg-Marktheidenfeld<br />
Üstün İçin Veda Programı Düzenlendi<br />
T.C. Düsseldorf Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa<br />
Üstün’ün görevinin sona ermesi nedeniyle, din görevlileri tarafından<br />
bir veda programı düzenlendi.<br />
Programa, T.C. Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve<br />
DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, DİTİB Genel Müdürü V. Mehmet<br />
Yıldırım, Düsseldorf, Essen ve Münster bölgelerindeki DİTİB derneklerinde<br />
görev yapan din görevlileri, dernek başkanları ile çok<br />
sayıda davetli katıldı.<br />
Programın açılışında duygu ve düşüncelerini ifade eden din<br />
görevlileri, görev süreleri içerisinde Din Hizmetleri Müşaviri ve<br />
DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan’ın ve Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa<br />
Üstün’ün her zaman yanlarında olduklarını belirterek, desteklerinden<br />
dolayı kendilerine şükranlarını ilettiler.<br />
Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa Üstün de konuşmasında, her<br />
zaman güzel hatıralarla bu dosthane ortamı hatırlayacağını ifade<br />
ederek, din görevlilerine teşekkür etti.<br />
Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, Din<br />
Hizmetleri Ataşesi Mustafa Üstün’ün görev süresi içerisinde hem<br />
kendi bölgesinde, hem de DİTİB Yönetim Kurulunda çok çok yararlı<br />
çalışmalar yaptığını belirterek, bundan sonraki meslek hayatında<br />
kendisine başarılar dileyerek teşekkür etti.<br />
Federal Almanya Başbakanı Angela Merkel, düzenlenecek yeni<br />
İslam Konferansı öncesinde, Başkent Berlin'de konferansın üyelerini<br />
kabul etti.<br />
Merkel kabulde yaptığı konuşmasında, İçişleri Bakanı Dr. Wolfgang<br />
Schäuble'nin inisiyatifiyle gerçekleşen İslam Konferansı’na<br />
katılanlara teşekkür ederek; “Bu yasama döneminde son İslam<br />
Konferansı’nı düzenlemiş bulunmaktayım. Konferansın İslam ve<br />
Müslümanlarla diyaloğun geliştirilmesi açısından önemli olduğunu<br />
düşünüyorum” dedi.<br />
Schäuble ile hükümetin Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı<br />
Prof. Dr. Maria Böhmer’in de hazır bulunduğu toplantıda, Almanya'da<br />
İslam'ın uzun süre ihmal edildiğini belirten Merkel, bu<br />
diyalog sürecinin her iki tarafa da katkı sağladığını kayderek, karşılıklı<br />
açıklık, hoşgörü ve çeşitliliğin bu ülkenin önemli değerlerinden<br />
biri olduğunu ifade etti. Almanya'da Türklerin sayısının<br />
fazla olması nedeniyle Türkiye'nin bu diyalogda önemli bir ortak<br />
olduğunu belirten Merkel, bunun yadırganmamasını istedi.<br />
28 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />
Çok sıcak va zaman zaman duygulu anların yaşandığı program,<br />
din görevlilerinin, Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı<br />
Sadi Arslan ve Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa Üstün’e çiçek takdim<br />
etmelerinin ardından sona erdi.<br />
Merkel, İslam Konferansı Üyelerini Kabul Etti
Bisiklet Federasyon Başkanları<br />
DİTİB’i Ziyaret Etti<br />
Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı<br />
Emin Müftüoğlu, Başkan Yardımcısı<br />
Abdurrahman Açıkalın, Kuzey Ren Vest -<br />
falya Eyaleti Bisiklek Federasyonu Başkanı<br />
Toni Kirsch, Başkan Yardımcısı Wolfgang<br />
Schaff ile birlikte, DİTİB Genel Mer -<br />
kezi’nde DİTİB Genel Başkan Sadi Arslan’a<br />
nezaket ziyaretinde bulundu.<br />
DİTİB Genel Müdür V. Mehmet Yıldırım,<br />
Gençlik ve Spor Müdürü Nevzat Coş -<br />
gun’un da hazır bulunduğu ziyarette,<br />
Alman Bisiklet Federasyonu ile işbirliği<br />
çerçevesinde Köln’de bulunduklarını<br />
ifade eden Türkiye Bisiklet Federasyonu<br />
Başkanı Emin Müftüoğlu, “DİTİB’in genç<br />
potansiyelinin olduğunu öğrendik. Bun -<br />
dan sonraki dönemde DİTİB’in de katkısı<br />
ile bir proje gerçekleştirebilir miyiz. Bir -<br />
likte ne gibi aktivite yapabiliriz, diye fikir<br />
alışverişinde bulunmak amacıyla DİTİB<br />
ziyaretini gerçekleştirdik. Genç nüfusa<br />
bisiklet zevki aşılamalıyız” dedi.<br />
Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Bisiklet<br />
Federasyonu Başkanı Toni Kirsch de,<br />
“Türkiye Bisiklet Federasyonu ile gelecekteki<br />
işbirliği için özel projeler kararı aldık.<br />
DİTİB<br />
Türkisch-Islamische Union der Anstalt für Religion e.V.<br />
Monatliche Zeitschrift · Ausgabe 30<br />
Herausgeber<br />
DİTİB<br />
Sadi Arslan (Vorstandsvorsitzender)<br />
V.i.S.D.P.<br />
Ekrem Ceşen<br />
Redaktion<br />
Mehmet Yıldırım · Ekrem Ceşen<br />
Nuri Bilici · Işık Uğurlu · Dr. Hasan Karaca<br />
Kemalettin Oruç · Ercüment Aydın<br />
Übersetzerin<br />
Türkan Beki<br />
Beiträge & Fotos<br />
Ercüment Aydın · Taner Gündüz<br />
Adresse<br />
Subbelrather Str. 17 . 50823 Köln<br />
Tel.: 0221 / 57 98 213 - 42 · Fax.: 0221 / 57 98 290<br />
basin@ditib.de · www.ditib.de<br />
Druck<br />
Önel Druck & Verlag<br />
Silcherstr. 13 · 50827 Köln<br />
Tel: 0221 / 587 90 84 · Fax: 0221/ 587 90 04<br />
info@oenel.de · www.oenel.de<br />
İşbirliğinin asıl amacı gençleri bir arada<br />
tutmak. Her iki federasyon Almanya’da<br />
Türk-Alman dostluğuna katkıda bulunmak<br />
için işbirliğinde bulunmuştur.<br />
DİTİB’in de bu konuda katkılarını bekleriz”<br />
dedi.<br />
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin<br />
(DİTİB), Almanya´da 880’i aşkın derneği,<br />
bir çatı altında temsil eden kuruluş olduğunu<br />
belirten DİTİB Genel Başkan Sadi<br />
Arslan, “DİTİB olarak bizim asli görevimiz<br />
toplumumuzu din konusunda aydınlatmak<br />
olsa da, burada yaşayan insanımızın<br />
sportif, eğitim ve sosyal faaliyet alanlarındaki<br />
ihtiyaçlarını sunmaktayız. Çalışmala -<br />
rımız gençlere, yaşlılara, hanımlara ve<br />
uyum ihtiyacı olan tüm göçmenlere<br />
yöneliktir. Almanya’daki Türklerin yaklaşık<br />
yarısı çocuk ve gençlerden oluşmaktadır.<br />
Gençlerinin toplum içerisinde ruhen ve<br />
Münih bölgesi DİTİB Allach ve Pasing<br />
Camii derneklerine devam eden öğrenciler<br />
arasında düzenlenen futbol müsabakasında<br />
dostluk kazandı.<br />
Öğrencileri ödüllendirmek, komşu<br />
cami arasındaki ilişkilerin ve dostluğun<br />
pekişmesi, öğrencilerin tanışıp kaynaşması<br />
açısından büyük anlam ifade eden<br />
müsabakaya, veliler de büyük ilgi gösterdiler.<br />
bedenen sağlıklı yetişebilmesinde ve<br />
bulunduğu toplumla uyumda, sporun<br />
önemi büyüktür. DİTİB, bu sahada da<br />
gençlerimize yönelik hizmet ve faaliyetlere<br />
çok özel önem vermiş ve bağlı derneklerimizin<br />
tamamına yakınında gençlik<br />
merkezleri oluşturmuştur. Spor uyum için<br />
önemli bir araçtır. Bu sebeple DİTİB olarak,<br />
futbol, güreş ve uzakdoğu sporlarından<br />
oluşan 400’ün üzerinde spor derneği<br />
ile hizmet vermekte, gece futbolu ve turnuvalar<br />
düzenlemekteyiz. Ayrıca ortak<br />
geziler, diğer gençlik merkezleri arasında<br />
buluşma ve fikir alışverişleri programları<br />
tertipliyoruz” dedi.<br />
Gösterilen misafirperverlikten duydukları<br />
memnuniyeti belirten Feredasyon<br />
Başkanları Mütfüoğlu ve Kirsch, daha<br />
sonra tekrar bir araya gelme dilek ve<br />
temennilerini ifade ettiler.<br />
Dostluğun Kazandığı Maç