17.11.2012 Views

Dİyanet İŞlerİ TÜrk İslam BİrlİĞİ Aylik BÜltenİ - Ditib

Dİyanet İŞlerİ TÜrk İslam BİrlİĞİ Aylik BÜltenİ - Ditib

Dİyanet İŞlerİ TÜrk İslam BİrlİĞİ Aylik BÜltenİ - Ditib

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

D‹T‹B �DİYANET İŞLERİ TÜRK İSLAM BİRLİĞİ AYLIK BÜLTENİ · HAZİRAN 2009 · SAYI 30<br />

BELEDİYE BAŞKANI ADAYI KURTH DİTİB’İ ZİYARET ETTİ SELİMİYE CAMİİ İBADETE AÇILDI<br />

MERKEL, İSLAM KONFERANSI ÜYELERİNİ BERLİN’DE KABUL ETTİ<br />

DİTİB EYALET TEMSİLCİLERİ KÖLN’DE BİR ARAYA GELDİ DİTİB ZSU, 6. KİTAPEVİNİ<br />

STUTTGART’TA AÇTI<br />

BÜLTENİ<br />

www.ditib.de


FRIEDBERG-HESSEN DİTİB AYASOFYA CAMİİ<br />

Frankfurt bölgesinde faaliyette bulunan<br />

Friedberg-Hessen DİTİB Ayasofya<br />

Camii’nin temeli 2000 yılında atılmış<br />

olup, hayırsever vatandaşlarımızın yardımlarıyla,<br />

2002 yılında bütün üniteleriyle<br />

birlikte tamamlanarak ibadete açılmıştır.<br />

Türk mimari tarzında, kubbeli olarak<br />

inşa edilen Friedberg DİTİB Ayasofya<br />

Camii’nin mihrabı ve duvarlarının bir<br />

bölümü Kütahya çinisi ile süslenmiştir.<br />

Minberi ve kürsüsü aynı şekilde Kütahya<br />

çinisi ile taştan yapılarak tasarlanmış,<br />

caminin kubbe ve iç tavan kısımları,<br />

Türkiye’den getirilen hat ve tezyinat ustaları<br />

tarafından şekillendirilmiştir.<br />

Friedberg şehrinde yer alan Ayasofya<br />

Camii, Hessen eyaletinin en büyük ve<br />

güzel ibadethanelerinin başında yer<br />

almaktadır. Ayasofya Camii, özel yapım<br />

biri büyük, üç küçük, avize ile aydınlatılmaktadır.<br />

Caminin toplam kullanım alanı<br />

5450 m2 olup, bunun 1150 m2’sine cami<br />

inşası oturtulmuştur. İbadet için ayrılan<br />

bölüm erkekler için 420 m2, bayanlar içinse<br />

110 m2’dir.<br />

Cuma ve teravih namazlarında 550-<br />

600, bayram namazlarında ise 1300-1500<br />

kişinin ibadet ettiği Friedberg DİTİB<br />

Ayasofya Camii, kütüphane, lokal, yönetim<br />

kurulu odası, konferans salonu, berber<br />

salonu, yemekhane, fırın, market, 4<br />

adet büro, dersaneler, 100 araçlık otopark<br />

ve değişik hizmet birimleriyle ferah<br />

ve geniş bir alanda hizmet vermektedir.<br />

Çocuklara, gençlere ve yetişkinlere<br />

yönelik düzenlenen çeşitli toplantılar ve<br />

sohbetlerle birlikte, yetişkin bayan, erkek<br />

ve kız çocuklarına Kur´an-ı Kerim ve<br />

temel dini bilgiler dersleri verilmektedir.<br />

Ayrıca, düğün, sünnet, mevlit vb. programlarına<br />

da ev sahipliği yapan cami,<br />

cemaat için ikinci adres durumunda<br />

olup, ferahlatıcı, göz doldurucu ve gönül<br />

okşayıcı bir mekâna sahiptir.<br />

Gerek Alman, gerekse diğer ülke<br />

vatandaşlarının sıkça ziyaret ettiği<br />

mekânların başında yer alan Friedberg<br />

DİTİB Ayasofya Camii, kuruluşundan<br />

bugüne kadar 20 bin civarında ziyaretçiyi<br />

misafir etmiştir.<br />

220 üyesi bulunan ve 1979 yılından bu<br />

yana faaliyet gösteren Ayasofya Ca -<br />

mii’nin dernek başkanlığını Ramazan<br />

Kaplan ve 27 Ekim 2006 tarihinden bu<br />

yana da Adem Duru din görevlisi olarak<br />

görev yapmaktadır.


Sadi Arslan<br />

DİTİB Genel Başkanı<br />

Kur’an’da İnsan ve Çevre İlişkisi<br />

Wie der Koran die Beziehung von Mensch und Umwelt sieht<br />

Çevre, insanların bir arada yaşamasının<br />

sonucu olarak oluşan canlı kümesini, dolaylı<br />

veya dolaysız olarak etkileyen şartlar<br />

bütünü olarak tarif edilebilir. Bu tariften<br />

yola çıkarak çevreyi, canlıların tüm sosyal,<br />

fiziksel, kimyasal ve biyolojik aktivitelerini<br />

sürdürdükleri bir yaşam alanı olarak tanımlayabiliriz.<br />

Canlıların birbirleriyle olan bu<br />

ilişkilerini uyum içinde devam ettirmeleri<br />

için, bu ekolojik sistemin iyi korunması<br />

büyük önem arzeder.<br />

Kainat, Allah’ın canlılar için hazırladığı,<br />

yönetme yetkisini de, Kur’an-ı Kerim’de“en<br />

mükemmel” olarak yarattığını ifade ettiği<br />

insanoğlunun emrine verildiği varlıktır.<br />

Allah insanı yaratırken, onun yönetme yetkisinin sınırsız olmadığını,<br />

birçok sorumluluğunun bulunduğunu hatırlatmış, eğer<br />

bu sorumluluklarını yerine getiremezse, doğacak olan olumsuz<br />

sonuçların kendisine zarar vereceğini de açık bir şekilde beyan<br />

etmiştir. "O, sizi yeryüzünde halifeler yapan, size verdiği nimetler<br />

konusunda sizi sınamak için bazınızı bazınıza derece<br />

derece üstün kılandır." (Enam Suresi, ayet 165) ayet-i kerimesi<br />

ile, içerisinde yaşadığımız dünyamızın bir imtihan yeri olduğunu<br />

daha mutlu, daha huzurlu ve daha güzel bir dünyada yaşamak<br />

istiyorsak, bu imtihanı kazanmak zorunda olduğumuzu da açık<br />

bir şekilde bizlere hatırlatmıştır. "O ki, yedi göğü tıpatıp uyum<br />

halinde yaratmıştır. Sen, Rahmanın yarattığında hiçbir düzensizlik,<br />

uygunsuzluk göremezsin. Gözünü bir çevir de bak.<br />

Acaba bir çatlak, bir uygunsuzluk görebilir misin? Sonra gözünü<br />

tekrar çevir de bak. Gözün yorgun ve bitkin halde alçalmış<br />

olarak sana döner." (Mülk Suresi, 3 ve 4. ayetler) hitabıyla<br />

da, mükemmel olarak yarattığı insandan, yine mükemmel olarak<br />

yarattığı evreni iyi tanımasını, her değerli şeyin özenle korunduğu<br />

gibi, yaşantımızın kendisine mecbur olduğu çevremizi korumada<br />

özen gösterilmesi gerektiğini emretmiştir. Yüce Allah’ın<br />

yarattığı küçük bir dünya olan insanoğlu nasıl ki, bir uzvu rahatsız<br />

olduğu zaman, diğer uzuvları da rahatsız oluyor, vücudun<br />

genel olarak dengesi bundan zarar görüyorsa, tabiat da aynen<br />

bunun gibidir. Bir denge üzerine yaratılmıştır. Rüzgarın esmesinden<br />

kuşun ötmesine, karın yağmasından çiçeklerin açmasına,<br />

hatta karıncaların sıra halinde yürümelerine kadar, herşey bir<br />

düzen ve denge içerisindedir.<br />

Çevrenin korunmasında özen gösterilmezse, plansız şehirleşmeler<br />

devam ederse, sanayinin tehlikeli ve katı atıkları önlem almadan<br />

tabiata bırakılırsa, yeşil alanlar değişik nedenlerle yok<br />

edilirse, silahlanma yarışı durduralamaz ve dolayısıyla bunun sonucunda<br />

savaşların çıkması önlenmezse, bitki örtüsü tahrip edilir<br />

de, hava ve su kaynakları kirletilir de belli bir zaman sonra<br />

havaların zamansız ve gereğinden fazla ısınması ya da soğumasına,<br />

su kaynaklarının azalmasına, ozon tabakasının delinmesine,<br />

doğal olmayan, hormonlu yiyeceklerin sebeb olduğu, tedavisi<br />

zor olan hastalıkların insanlığı tehdit etmesine engel olamayız.<br />

Nitekim Kur’an-ı Kerim bu gerçeği şöyle ifade eder "İnsanların<br />

bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen<br />

Sadi Arslan<br />

DITIB-Vorstandsvorsitzender<br />

Unsere Umwelt kann umschrieben werden<br />

als Kummulationspunkt der äußeren<br />

Umstände, die den Menschen, der in einem<br />

sozialen Gefüge mit anderen Menschen zusammenlebt,<br />

direkt oder indirekt beeinflussen.<br />

Ausgehend von dieser Definition<br />

können wir die Umwelt beschreiben als Lebensraum<br />

für alle Lebewesen und ihre sozialen,<br />

physischen, chemischen und<br />

biologioschen Aktivitäten. Damit nun die<br />

Lebewesen ihre Beziehungen miteinander,<br />

wie sie soeben beschrieben wurden, aufrecht<br />

erhalten können, ist es sehr wichtig,<br />

dieses ökologische System gut zu bewahren.<br />

Das Universum schuf Gott für die Lebewesen und erteilte das<br />

Nutzungsrecht hierfür dem Menschen, den der Koran als “das<br />

perfekteste Wesen” beschreibt. Gott erschuf den Menschen<br />

nicht nur, sondern Er teilte ihm auch mit, dass sein Nutzungsrecht<br />

begrenzt ist, und dass er eine Reihe von Pflichten hat. Er teilte<br />

ihm auch klar und deutlich mit, dass er selbst Schuld daran<br />

ist, wenn ihm etwas widerfährt, weil er diese Pflichten nicht erfüllt:<br />

“Er machte euch zu Statthaltern auf Erden und erhöhte<br />

die einen von euch im Rang über die anderen, um euch mit<br />

dem zu prüfen, was er euch gegeben hat.” (Sure “Enam”, Vers<br />

165) Dieser Koranvers führt uns deutlich vor Augen, dass diese<br />

Welt nur eine Prüfung ist und dass wir diese Prüfung bestehen<br />

müssen, wenn wir auf dieser Welt ein glückliches Leben führen<br />

wollen: “Du erblickst in der Schöpfung des Erbarmers kein<br />

Mißverhältnis. So schau dich nur mal um! Kannst du etta Mängel<br />

erblicken? Dann laß den Blick nochmal schweifen. Jedes<br />

mal wird dein Blick zu dir stumpf und matt zurückkehren.”<br />

(Sure “Mulk”, Vers 3 u. 4) Mit diesem Vers lässt er uns aber auch<br />

wissen, dass er vom Menschen, den Er als das perfekteste Wesen<br />

erschuf, verlangt, dass dieser den ebenfalls perkekten Kosmos<br />

kennt und darauf achtet, die Umwelt, die für uns lebenswichtig<br />

ist, zu schonen, so wie alles Wertvolle geschütz gehört.<br />

Der Umwelt ergeht es wie dem Menschen, den Gott als Miniaturausgabe<br />

der Welt erschuf: erkrankt ein Körperteil von ihm,<br />

gerät gleich sein ganzer Körper aus dem Gleichgewicht, denn<br />

er wurde nach einem System erschaffen. So läuft auch in der<br />

Natur alles nach einem bestimmten System: angefangen vom<br />

Zwitschern der Vögel, über das Rieseln des Schnees, das Blühen<br />

der Blumen und sogar die Ameisen, wenn sie in Reih und Glied<br />

marschieren.<br />

Wenn die Umwelt nicht geschont wird und wir so weiter machen,<br />

wie bisher, d.h. weiterhin planlos Städte bauen, Abwässer<br />

und andere gefährliche Rückstände der Industrie unkontrolliert<br />

der Natur übergeben, wenn Grünflächen verschwinden, der<br />

Rüstungswettlauf und die damit einhergehenden Kriege nicht<br />

verhindert werden können, wenn Wälder zerstört, die Luft und<br />

das Wasser verschmutzt werden, so dass das Klima außer Gleichgewicht<br />

gerät, Wasserressourcen knapp und die Ozonschicht<br />

beeinträchtigt werden, können wir kaum verhindern, dass der<br />

Sayı 30 | Haziran 2009 | 1


ozuldu." (Rum Suresi, ayet 41)<br />

Günümüzdeki bu olumsuz gelişmeler sadece bir ülkenin sınırları<br />

içerisinde kalmayıp, rüzgarın etkisi, küçülen dünyamızda<br />

sıkça yapılan turistik ziyaretler vb. nedenlerle, başka ülkelere taşınmakta<br />

ve etkisi altına alarak tehdit oluşturmaktadır. Böylece<br />

çevre sorunları günümüz dünyasında global bir hal alarak, toplumsal<br />

hayatın bütün alanlarını kapsamakta ve etkilemektedir.<br />

Bozulan bu dengelerin doğal sonucu olarak, tabiat bizden rahatsız<br />

olmakta, bizlere sunduğu cömertliğini en aza indirmektedir.<br />

Kur’an’da bu husus: "Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında<br />

bulunanları hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre<br />

için yarattık. İnkâr edenler ise, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedirler."<br />

(Ahkâf Suresi, ayet 3) buyurularak, yarattığı bu<br />

değerlerin kıymetinin bilinmesini, çevrenin bir oyuncak olarak<br />

değil, bir ilim ve bilgi kaynağı olarak değerlendirilip ondan istifade<br />

edilmesini, böyle yapılmadığı takdirde sonuçlarının ağır<br />

olacağı gerçeği çok açık bir şekilde ifade edilmektedir.<br />

Bütün bu olumsuzlukların bertaraf edilmesi, çevre bilinciyle<br />

mümkün olacaktır. Çağımızda artık çevre bilinci büyük önem arzetmektedir.<br />

Bu bilince ulaşılabilmenin yolu kendi dışındaki insanlara<br />

karşı sorumluluk duygusu içerisinde bulunmaktan geçer,<br />

zira çevre sorunu aynı zamanda insanlık sorunudur. Konuya bir<br />

ayet mealiyle son vermek istiyorum. Yüce Allah: "O, göklerde ve<br />

yerde olanları, hepsini sizin buyruğunuz altına vermiştir. Şübhesiz<br />

ki, bunda iyice düşünen bir millet için açık belgeler vardır."<br />

(Casiye Suresi, ayet 13)<br />

Ekolojik dengesi bozulmamış, ormanı kesilmeyen ve yakılmayan,<br />

denizi temiz, yerlerine çöp atılmayan, modern teknoloji ile<br />

donatılmış, çevreyi kirletmeyen fabrikaları olan temiz ve güvenilir<br />

bir dünyada yaşama dilek ve temennileriyle hepinize saygılar<br />

sunarım.<br />

2 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />

Mensch von schwer heilbaren Krankheiten heimgesucht wird.<br />

So heißt es auch im Koran hierzu “In Erscheinung getreten ist<br />

Unheil zu Land und Meer als Folge dessen, was die Menschen<br />

anrichteten.” (Sure “Rum”, Vers 41)<br />

In unserer heutigen Welt machen solche Enwicklungen selten<br />

an irgendwelchen Landesgrenzen Stopp, sondern sie gelangen<br />

über den Wind oder über die Reisefreudigkeit der<br />

Menschen auch über die Grenzen hinaus in andere Länder, wo<br />

sie ähnlichen Schaden verursachen. Somit sind Umweltprobleme<br />

heutzutage ein globales Problem und wirken sich auf alle<br />

Bereiche des gesellschaftlichen Lebens aus. Die Natur, die wir<br />

damit aus dem Gleichgewicht bringen, fühlt sich von uns beleidigt,<br />

so dass sie ihr Wohlwollen und ihre Freigebigkeit uns gegenüber<br />

auf ein Minimum drosselt. Im Koran heißt es hierhzu:<br />

“Wir erschufen die Himmel und die Erde und was zwischen<br />

beiden ist in Übereinstimmung mit der Wahrheit und für eine<br />

bestimmte Frist. Aber die Ungläubigen wenden sich von dem<br />

ab, wovon sie gewarnt werden.” (Sure “Ahkaf”, Vers 3) Womit<br />

Er uns gemahnt, den Wert dieser Gaben, die Er uns geschenkt<br />

hat, zu schätzen und die Umwelt nicht als Spielwiese zu betrachten,<br />

sondern als Quelle des Wissens und der Erkenntnis, von<br />

der man prophitieren sollte.<br />

All dies können wir nur machen, wenn wir ein Umweltbewusstsein<br />

entwickeln, bzw. dieses stärken. So spielt Umweltbewusstsein<br />

heutzutage eine wichtige Rolle. Dieses Bewusstsein<br />

können wir nur stärken, wenn wir uns außer für uns selbst, auch<br />

für andere Menschen verantwortlich fühlen, denn Umweltschutz<br />

ist auch gleichzeitig ein Dienst am Menschen. Ich möchte<br />

meine Ausführungen mit der ungefähren Bedeutung eines Koranverses<br />

beenden: “Er hat euch alles dienstbar gemacht, was<br />

in den Himmeln und auf Erden ist; alles ist von Ihm. Hierin<br />

sind wahrlich Hinweise für nachdenkliche Leite.” (Sure“Dschasiye”,<br />

Vers 13)<br />

In der Hoffnung, dass wir alle in einer sauberen Welt leben<br />

können, deren ökologisches Gleichgewicht noch in Ordnung ist,<br />

in der Wälder nicht gerodet oder abgebrannt werden, die noch<br />

saubere Meere sowie eine umweltbewusste Industrie hat.<br />

“Bİz, göklerİ, yerİ ve İkİsİ arasında<br />

bulunanları hak ve hİkmete uygun<br />

olarak ve belİrlİ bİr süre İçİn yarattık.<br />

İnkâr edenler İse, uyarıldıkları<br />

şeylerden yüz çevİrmektedİrler."<br />

“Wir erschufen die Himmel und die<br />

Erde und was zwischen beiden ist in<br />

Übereinstimmung mit der Wahrheit<br />

und für eine bestimmte Frist. Aber die<br />

Ungläubigen wenden sich von dem ab,<br />

wovon sie gewarnt werden.”


Ahmet Önal<br />

Achern DİTİB Yunus Emre Camii Din Görevlisi<br />

İnsanoğlu tek başına hayatını sürdüren bir varlık değildir.<br />

Ancak toplum halinde yaşayarak ihtiyaçlarını karşılayabilir ve hayatını<br />

devam ettirebilir. İnsanlar birlikte yaşamak zorundadırlar.<br />

Bu, insanların yaratılışlarının bir gereğidir. Toplum hayatında<br />

insan ilişkileri çok önemli bir yer tutar. Bu yönüyle insanlar, tanışsın-tanışmasın,<br />

akraba olsun-olmasın, aynı toprağı, hatta aynı<br />

coğrafyayı paylaşsın veya paylaşmasın birbirlerine muhtaçtırlar.<br />

Aynı toplumda birlikte yaşayıp, aynı çevreyi kullanmış olmamız,<br />

bir kısım haklar ve görevlerle belirli kurallara uymamızı zorunlu<br />

hale getirmektedir. Toplum hayatını düzenleyen bu<br />

kurallara uymak, insan ilişkilerini geliştirir ve kişilerin mutlu olmasını<br />

sağlar. Kurallara aykırı davranışlar ise; kişileri mutsuz kılar,<br />

giderilmesi güç olan durumların meydana gelmesine neden<br />

olur.<br />

Yüce Allah her şeyi yerli yerince yaratmıştır. Kâinatta fevkalade<br />

bir düzen, ahenk ve denge vardır. İnsana düşen, kâinattaki bu<br />

eşsiz düzeni, ahengi ve dengeyi korumak, bunları bozacak ve<br />

tahrip edecek tutum ve davranışlardan sakınmaktır. Kâinattaki<br />

bu eşsiz düzeni yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de şöyle belirtir:<br />

“Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye, bir düzen ve plana göre yarattık.”(Kamer,<br />

49) buyurarak, bizlerin ölçülü davranarak, kurallara<br />

uymamız gerektiğini dile getirmektedir. Bu nedenle<br />

insanların, toplum hayatını düzenleyen belirli kuralları öğrenmeleri<br />

ve bunları davranış haline getirmeleri hayatın bir gereğidir.<br />

Bu kuralların bir kısmı hukuka, bir kısmı örf ve adetlere bir<br />

kısmı da inançlara dayalıdır. İnsan davranışları, hukuk kurallarına<br />

aykırı olursa, “hataveyasuç”, örf ve adetlere aykırı olursa “ayıp”,<br />

inançlara aykırı olursa “günah” şeklinde değerlendirilir.<br />

Yüce dinimiz de insanlar arası ilişkilerde bencilliği değil, başkalarını<br />

da düşünmeyi, anlayışsızlığı değil anlayışlı ve sabırlı olmayı,<br />

başkalarına karşı sevgi ve saygıyla davranmayı, toplumda<br />

problem çıkarmak veya problemleri artırmak yerine, olan sorunları<br />

çözebilmek için çalışıp gayret etmeyi, merhamet beklemeden<br />

önce merhametli olabilmeyi, Yunus’un ifadesiyle<br />

”Yaratılmışları yaratandan ötürü sevebilmeyi” vecizesini, bizler<br />

için örnek teşkil etmesini istemektedir.<br />

İnsan tek başına olduğu zamanlarda bile, iyi olanları gerçekleştirme<br />

yolunda çaba harcamalı ve olumsuzlukları düzeltmeye<br />

çalışmalıdır. İşte bu olgunluğa ulaşmış olan kişi, sorumluluk duygusu<br />

taşıyacak, iyi ve kötüyü birbirinden ayıracağı için de çevresine<br />

olumlu izlenimler bırakacaktır. Bu davranıştan hem<br />

kendisinin hem de çevresindekilerin mutlu olacağı unutulmamalıdır.<br />

Müslüman sorumluluk sahibi, insan haklarına saygılı olan,<br />

bütün insanları Allah'ın kulu olarak gören, içinde yaşadığı toplumla<br />

da barışık, insanlarla iyi geçinen, kendisiyle iyi geçinilen,<br />

insanlara yol gösterici, birleştirici, ayrılıklara pirim vermeyen uyanık<br />

insandır. Dinimiz, kendi menfaati için başkalarına zarar verenleri<br />

uyararak, toplum ahlakını bozacak hareketlere yol<br />

açanları, en zararlı insanlar olarak bildirmiştir. Yüce Allah şu<br />

ayette toplumsal düzeni sağlayacak üç temel görevi emrederken;<br />

bunları ihlal edecek ve ortadan kaldıracak davranışları da<br />

yasaklamaktadır: “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara<br />

yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgın-<br />

İslamiyet’e Göre İnsan ve Toplum<br />

Der Mensch und die Gesellschaft<br />

Ahmet Önal<br />

Religionsbeauftragter der DITIB-Moschee in Achern<br />

Der Mensch ist ein Wesen, das in der Gesellschaft lebt und<br />

auch nur hier überlebensfähig ist. Er ist daher gezwungen, mit<br />

anderen Menschen zu leben. Dies ist auch ein Erfordernis seiner<br />

Schöpfung. Die zwischenmenschlichen Beziehungen nehmen<br />

nun im gesellschaftlichen Leben einen wichtigen Platz ein.<br />

Fremde wie Bekannte, Verwandte und Nichtverwandte, Landsleute<br />

oder Ausländer, alle Menschen brauchen einander.<br />

Da wir nun in derselben Gesellschaft leben und dieselbe Umwelt<br />

teilen, haben wir auch eine Reihe von Rechten und Pflichten,<br />

die wir einhalten müssen. Es ist nur förderlich für ein<br />

Zusammenleben und für die jeweiligen Individuen, wenn sie<br />

sich an die gesellschaftliche Ordnung halten. Eine Zuwiderhandlung<br />

gegen diese gesellschaftliche Ordnung wirkt sich nur negativ<br />

aus und kann irreparable Schäden verursachen.<br />

Allah, der Erhabene, erschuf alles nach einem System. So<br />

herrschen im Kosmos ein außerordentlich ausgeklügeltes<br />

System und ein Gleichgewicht. Dem Menschen obliegt es nun,<br />

dieses einzigartige System zu bewahren und alles zu unterlassen,<br />

was dieses System beeinträchtigen oder gar vernichten<br />

könnte. Unser Herr lässt uns im Koran dazu wissen: „Wahrlich,<br />

wir erschufen alle Dinge nach Maß und Plan.” [Kamer:49]<br />

Damit gemahnt er uns nur, Maß zu halten und die Regeln zu befolgen.<br />

Deswegen ist es unabdinglich, dass der Mensch gewisse<br />

Regeln für das gesellschaftliche Zusammenleben lernt und<br />

diese auch einhält. Einige dieser Regeln sind juristischer Natur,<br />

andere betreffen den Brauch und die letzteren wiederum sind<br />

solche religiöser Art. Verstößt der Mensch gegen juristische Regeln,<br />

begeht er eine „Schuld“. Wer gegen Traditionen und Bräuche<br />

verstößt, ist „sittenwidrig“ und wer schließlich Glaubensinhalten<br />

zuwiderhandelt, der begeht eine „Sünde“.<br />

Unsere erhabene Religion, der Islam, stellt in den zwischenmenschlichen<br />

Beziehungen nicht den Egoismus in den Vordergrund,<br />

sondern das Einfühlungsvermögen. Der Mensch<br />

sollte demnach verständnisvoll, geduldig und rücksichtsvoll<br />

sein. Er sollte danach trachten, Probleme zu lösen, statt solche in<br />

die Welt zu setzen und zunächst selbst barmherzig sein, bevor<br />

er dies auch von anderen verlangt. Ganz nach der Devise des<br />

türkischen Volksdichters Yunus Emre, bei dem es hieß:„Ich liebe<br />

die Geschöpfe um ihres Schöpfers willen.“<br />

Selbst wenn der Mensch alleine dasteht, sollte er versuchen<br />

das Gute zu verwirklichen und Unzulänglichkeiten entgegen zu<br />

wirken. Ein derart reifer und tugendvoller Mensch wird Verantwortung<br />

tragen sowie zwischen Gut und Böse unterscheiden<br />

können und infolgedessen auch bei anderen Menschen einen<br />

guten Eindruck hinterlassen. Wir können davon ausgehen, dass<br />

ein solches Verhalten sowohl ihm von Nutzen ist, als auch seiner<br />

Umgebung.<br />

Ein Muslim ist verantwortungsbewusst, achtet die Rechte der<br />

Menschen, erachtet sie alle als Geschöpfe Gottes, kommt in der<br />

Gesellschaft, in der er lebt, gut aus, verträgt sich mit den Menschen<br />

und vor allen Dingen kommen auch die anderen Menschen<br />

gut mit ihm aus. Ferner zeigt er den anderen Menschen den<br />

Weg, vereint sie und ist wachsam genug, so dass er nichts zulässt,<br />

das einen Zwist verursachen könnte.<br />

Sayı 30 | Haziran 2009 | 3


lığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.”<br />

(Nahl, 90)<br />

Müslüman, hangi yer ve zamanda olursa olsun adaleti prensip<br />

edinir ve her türlü zulmün, haksızlığın karşısında yer alır. Kendisine<br />

yapıldığı zaman hoşlanmadığı davranışları, başkasına da yapılmasını<br />

istemez. Müslüman uyumlu, uyum sağlanılan ve<br />

kendisinden kötülük beklenilmeyen, emin insandır.<br />

İnsan çevresini ve toplumunu etkileyen ve bunlardan etkilenen<br />

bir konuma da sahiptir. Toplumsal huzursuzlukların en<br />

önemli sebeplerinden birisi de insanların görevlerini ihmal etmeleridir.<br />

İnsanların mallarına, sağlıklarına, akıllarına, haysiyet<br />

ve şereflerine, inançlarına saygı göstermek bizim toplumsal görevlerimizdendir.<br />

Yüce dinimiz de bütün insanlık için bunları sağlamayı<br />

kendine hedef edinmiştir.<br />

Ayrıca hak ve adaletten ayrılmamak, verdiğimiz sözü yerine<br />

getirmek, önce kendimizi yetiştirmek, sonra da sorumlu olduğumuz<br />

kişilerin yetişmesini sağlamak, dürüst olmak, iş ve çalışma<br />

ahlakına sahip olmak, ziyaretleşmek, birlikte yaşadığımız<br />

insanlara karşı saygılı ve hoşgörülü olmak, görgü kurallarına riayet<br />

etmek, yardımlaşma ve dayanışmaya önem vermek, temiz,<br />

yaşanabilir bir çevreyi gelecek nesillere bırakmak için gayret<br />

etmek de, bizim çevre ve toplumumuza karşı görevlerimizdendir.<br />

Yaşadığımız toplumda yaşanır bir ortam oluşması için üzerimize<br />

düşen görevlerimizi yerine getirmeliyiz. Bu nedenle, içinde<br />

yaşadığımız toplumun yasalarına uymak, örf, adet, gelenek, görenek<br />

ve kültürüne saygılı olmak, toplum için faydalı işler yapmak<br />

ve saygı, hoşgörü, anlayış ve uyum içerisinde hayatımızı<br />

sürdürmek de önemli bir görevimizdir. Yaptığımız iyilikler ve güzellikler<br />

dinimize ve milletimize mal edildiği gibi, kötü, yanlış ve<br />

zararlı olarak algılanabilecek en küçük söz ve davranışlarımızın<br />

da dinimize ve milletimize mal edilebileceğini asla unutmamalıyız.<br />

Buna göre hedefimiz, kendimiz, ailemiz, çevremiz ve içinde<br />

yaşadığımız toplum için faydalı olmak, hayırlı ve güzel işler peşinde<br />

koşmak, zararlı ve kötü olan bütün söz davranışlardan uzak<br />

durmak olmalıdır. İşte o zaman huzur ve mutluluk dolu bir yaşantımız<br />

olur.<br />

Toplumsal ilişkilerimizde düşünce ve yaşayışımıza yön vermesi<br />

gereken bir hadisi şerifin mealiyle sözlerimi noktalamak istiyorum:<br />

“Sizin en hayırlınız, iyiliği umulan ve kötülüğünden de<br />

emin olunan kimsedir. En şerliniz ise; iyiliği umulmayan, kötülüğünden<br />

de emin olunmayan kimsedir.” (Tirmizi, Fiten, 63)<br />

4 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />

Unsere Religion ermahnt diejenigen, die um ihren eigenen<br />

Nutzen willen anderen Menschen schaden und beschreibt diejenigen,<br />

die einem Sittenverfall in der Gesellschaft Tür und Tor<br />

öffnen, als die gefährlichsten, weil schädlichsten Menschen. Folgender<br />

Koranvers stellt uns drei Hauptpflichten anheim, um die<br />

Ordnung in der Gesellschaft zu wahren und verbietet gleichzeitig<br />

Handlungen, die dieser zuwiderlaufen oder gar vollends aus<br />

der Welt schaffen: „Siehe, Allah gebietet Gerechtigkeit zu<br />

üben, Gutes zu tun und die Nahestehenden zu bedenken.<br />

Und er verbietet das Schändliche und Unrechte und Gewalttätige.“<br />

[Nahl:90]<br />

Ein Muslim waltet immer und überall mit Gerechtigkeit. Er widersetzt<br />

sich jeder Art von Unterdrückung und Ungerechtigkeit.<br />

Das, was er sich selbst nicht wünscht, wünscht er auch den anderen<br />

nicht. Er ist ein verträglicher Mensch, von dem nichts<br />

Schlechtes oder Böses ausgehen kann und er gilt als vertrauenswürdig.<br />

Er besitzt die Fähigkeit, einen Einfluss auszuüben auf die Gesellschaft<br />

und die Umwelt und wird von diesen andererseits<br />

auch selbst beeinflusst. Erfüllt der Mensch nicht die Pflichten,<br />

die ihm obliegen, kann der gesellschaftliche Frieden aus dem<br />

Gleichgewicht geraten. Es gehört zu unseren Pflichten, den Besitz<br />

der Menschen, ihre Gesundheit, ihre Ratio, ihre Ehre und ihre<br />

Religion zu respektieren. Unsere Religion erachtet es auch als<br />

ihre Aufgabe, dies für alle Menschen zu ermöglichen.<br />

Abgesehen davon dürfen wir den Pfad der Gerechtigkeit nicht<br />

verlassen, wir müssen unser Wort halten, uns selbst erziehen<br />

und danach diejenigen, zu deren Erziehung wir verpflichtet<br />

sind, aufrichtig sein (auch im Berufsleben), uns gegenseitig besuchen,<br />

gegenüber den Menschen, mit denen wir in einer Gesellschaft<br />

zusammenleben, tolerant und respektvoll sein,<br />

Solidarität zeigen und den nachfolgenden Generationen eine<br />

saubere Umwelt hinterlassen, in der diese auch leben können.<br />

Dies alles gehört zu unseren gesellschaftlichen Pflichten.<br />

In der Gesellschaft, in der wir leben, müssen wir für ein gedeihliches<br />

Zusammenleben einige Pflichten und Aufgaben erfüllen.<br />

Dazu gehört, dass wir uns an die Gesetze halten, die<br />

Gewohnheiten und Bräuche sowie die Traditionen und die Kultur<br />

hier respektieren, der Gesellschaft von Nutzen sind sowie<br />

Respekt und Toleranz zeigen. Nicht nur gute und nützliche<br />

Taten, die wir vollbringen, werden mit unserer Religion in Verbindung<br />

gebracht, sondern auch das kleinste schlechte Wort<br />

oder das noch so kleine Vergehen. Dies sollten wir nicht vergessen.<br />

Daher sollte es unser Anliegen sein, uns selbst, unserer<br />

Familie unserer Umwelt aber auch der Gesellschaft, in der wir<br />

leben von Nutzen zu sein und andererseits alles Schädliche zu<br />

unterlassen. Erst dann führen wir ein Leben in Frieden und Eintracht.<br />

Meine Ausführungen beende ich mit einem Prophetenspruch,<br />

der uns einen Hinweis darauf gibt, wie wir uns in einer<br />

Gesellschaft verhalten sollten: „Der Beste unter euch ist derjenige,<br />

von dem man Gutes vermutet und von dem man sicher<br />

ist, dass kein Schaden von ihm ausgeht. Der Schlechteste<br />

unter euch ist hingegen derjenige, von dem nichts Gutes erwartet<br />

wird und von dem man sicher sein kann, dass Schlechtes<br />

von ihm ausgeht.“ [Tirmizi, Fiten:63]


Celal Bolat<br />

Frankfurt Hirschhorn DİTİB Din Görevlisi<br />

Hayatımızı sürdürdüğümüz evren, bize Allah’ın bir emanetidir.<br />

Bu emanete yaratılış gayesine uygun baktığımız ve ilgilendiğimiz<br />

taktirde, içinde yaşayan fertler olarak huzurlu, sevgi ve<br />

saygı dolu müreffeh bir hayat yaşarız.<br />

Çevre kirliliğini önleyelim diye birçok yazılar ve programlar yapılmaktadır.<br />

Ancak, bunlara gerekli yasal, caydırıcı önlemler alınmadığından,<br />

insanların sadece kendi kazançlarını, kendi<br />

geleceklerini düşünmesinin verdiği bencillikten dolayı çevremiz<br />

günden güne kirlenmektedir. Halbuki bu vurdum duymazlıkla<br />

çevrenin kirlenmesi, insanların sağlıksız olmaları, gelecekteki<br />

kendi hazırladığı bencil düzenine de zarar verecektir.<br />

Hani Peygamberimiz aynı gemide yolculuk eden ve geminin<br />

alt tabakasında yolculuk edip de gemiyi delmeye çalışan bir<br />

diğer insanı gördüğünde; “Ne yapıyorsunuz?” sorusuna; “Oyalanıyoruz”<br />

demelerine ses çıkarmayan, daha sonra gemiden bir<br />

delik açıp da gemi su almaya başlayınca hem o zararlı iş yapanlar,<br />

hem kötülüğü yapanlara engel olmayanların birlikte battıkları<br />

hadiseyi anlatan Efendimiz, zararlı iş yapanlara kayıtsız<br />

kalmamamızı bize ögütlemiştir. İşte bu ve buna benzer çevreyi<br />

kirletip duyarsız davrananları uyarmalı gerekli tedbirleri almalıyız.<br />

Kâinatta tüm mevcüdat kendi lisanı ile yaratanını tesbih eder:<br />

Ögrencileriyle bir Hoca efendi kırlara geziye çıkar ve öğrencilerinden<br />

birisi çok şeyler öğrenmis hocasından, oldukça ilerlemiş<br />

ilimde ve ihlasta, diğer öğrencilerin bu durum dikkatini çeker ve<br />

onu kıskanırlar. Hoca efendi öğrencileriyle kırda yerleşimlerini<br />

tamamladıktan sonra öğrencilerine; “Hadi bana çicekler, güller<br />

toplayıp getirin” diye dener onları, ibret olsun diye.Tüm öğrenciler<br />

güller, sümbüller, çicekler toplayıp getirirler hocalarına.<br />

Benim getirdiğim en güzeli olsun ümidiyle.Hocası tarafından sevildiğinden<br />

ötürü kıskanılan ise en sonunda elinde solmaya yüz<br />

tutmuş, sararmış bir gülle gelir. Diğer arkadaşları bakarlar ve gülerler.<br />

Hocası sorar; “Evladım herkes çok güzel hediyelerle geldi<br />

sen bula bula bu sararmış gülü mü buldun?”der. Üzgün ve mahcup<br />

bir ifadeyle ögrenci de;“Hocam güzel güllere, çiçeklere yaklaştım,<br />

size getireyim diye hepsini dinledim. Her biri kendi<br />

ifadeleriyle Allah’ı zikrediyorlardı. Kıyıp koparamadım. Üzgünüm.<br />

Ancak bu güle yaklaştım dinledim artık neredeyse ölmüş ve susmuştu.<br />

Ondan dolayı bunu ancak getirebildim” diyerek hem<br />

kendi durumunu hem arkadaşlarının durumunu ifade etmiştir.<br />

İnsan ve Çevre<br />

Der Mensch und die Umwelt<br />

Celal Bolat - Religionsbeauftragter der DITIB-Moschee in<br />

Frankfurt Hirschhorn<br />

Unsere Umwelt, in der wir leben, ist ein Gut und eine Gabe,<br />

die uns Gott für eine bestimmte Zeit anvertraut hat. Wir können<br />

nun in dem Maße ein zufriedenes und glückliches Leben in dieser<br />

Umwelt führen, in dem wir uns dieses anvertrauten Guts annehmen<br />

und damit schonend umgehen. So gibt es eine Reihe<br />

von Kampagnen, die sich des Umweltschutzes angenommen<br />

haben.<br />

Werden aber nicht die dafür nötigen rechtlichen Schritte unternommen<br />

und abschreckende Maßnahmen getroffen, wird<br />

die Umwelt auch weiterhin verschmutz durch die Hände von<br />

Menschen, die nur an ihren eigenen Profit und ihre eigene Zukunft<br />

denken. Dabei schadet der Mensch mit diesem Scheuklappendenken<br />

nur sich selbst und seiner Gesundheit und nicht<br />

zuletzt auch seiner Zukunft in diesem egoistischen System, das<br />

er selbst geschaffen hat.<br />

Ganz, wie in der Geschichte, die uns unser Prophet als mahnendes<br />

Beispiel vorgetragen hat und in der ein Schiffsreisender<br />

auf einen Mitreisenden trifft, der gerade versucht, ein Loch in<br />

den Schiffsboden zu bohren und auf die Frage, was er denn da<br />

mache nur antwortet, er vergnüge sich: Als dann aber das Schiff<br />

tatsächlich ein Loch im Boden hat und von hier Wasser einläuft,<br />

geht sowohl derjenige unter, der das Loch gebohrt hat, als auch<br />

derjenige, der das gesehen aber nicht verhindert hat. Mit dieser<br />

Geschichte wollte uns unser Prophet nur veranschaulichen,<br />

dass wir nicht tatenlos zusehen sollten, wenn jemand etwas<br />

macht, was uns allen schaden könnte.<br />

Dies bedeutet, dass wir diejenigen, die der Umwelt und den<br />

Menschen Schaden zufügen, warnen und sie auf ihr schädliches<br />

Handeln aufmerksam machen sollten.<br />

Jedes Lebewesen im Kosmos lobpreist den Schöpfer auf seine<br />

Art: Eines tages macht ein Gelehrter mit seinen Schülern einen<br />

Ausflug in die Natur. Einer von seinen Schülern ist nun besonders<br />

fortgeschritten in Wissen und Aufrichtigkeit. Den anderen<br />

Schülern ist dies nicht entgangen, so dass sie neidisch sind auf<br />

ihn. Nachdem sie sich nun einen schönen Platz ausgesucht<br />

haben, fordert der Gelehrte seine Schüler auf, ihm Blumen und<br />

Rosen zu pflücken, womit er sie eigentlich nur prüfen und für<br />

alle ein Exempel statuieren will. Alle seine Schüler pflücken nun<br />

die schönsten Blumen und bringen sie ihm. Natürlich ist dabei<br />

ein jeder von der Hoffnung beflügelt, dass seine Blume die<br />

schönste ist. Derjenige jedoch, der den Neid der anderen auf<br />

sich gezogen hat, da er seinem Gelehrten und Meister nahe<br />

steht, bringt zum Schluss nur eine verwelckte Rose mit. Die anderen<br />

Schüler lachen ihn hierfür aus und sein Meister fragt ihn<br />

nur: “Sohn! Deine Freunde brachten mir die schönsten Geschenke<br />

und du hast mir nur eine verwelckte Rose gebracht?”<br />

Traurig und verlegen antwortet sein Schüler: “Meister! Ich näherte<br />

mich den schönsten Blumen und wollte sie für dich pflücken.<br />

Doch ich lauschte ihnen zuvor zu und vernahm, dass eine<br />

jede von ihnen auf ihre Art Allah lobpreiste. Es tut mir Leid, ich<br />

brachte es nicht übers Herz sie zu pflücken. Nur diese Rose hier:<br />

sie war dem Tode sehr nah und hatte auch schon das Lobpreisen<br />

eingestellt. Daher habe ich mich nur an sie getraut!”Mit diesen<br />

Worten beschrieb der Schüler jedoch nicht nur sich selbst,<br />

sondern auch die anderen …<br />

Sayı 30 | Haziran 2009 | 5


Rahmet İklimi Ramazan Ayına Doğru<br />

Und auf leisen Sohlen naht der Ramadan, der Monat der Barmherzigkeit<br />

Doç. Dr. Ömer Yılmaz<br />

İlahiyatçı-Hamburg<br />

Küçüklüğümde yaşlılarımız, “Üç aylar girdi mi evladım?” şeklinde<br />

bir soru yöneltirlerdi, ancak o zaman bunu neden sorduklarını<br />

bir türlü anlayamazdım. Şimdi anlıyorum ki bununla, hem<br />

yapılan iyiliklere karşın sevapların bire bin katlandığı bu zaman<br />

diliminin her anını verimli geçirecekler, hem de iki ay sonra gelecek<br />

on bir ayın sultanı, Kur’an ayı, içinde bin aydan daha hayırlı<br />

ve bir ömre bedel Kadirin bulunduğu (Kadir suresi, 1-5)<br />

geceyi ihya edeceklerdir. Yine anlaşılan anne-babalarımız üç ayların<br />

geldiğini öğrenmekle, kendilerini psikolojik, evlerini ise fiziken<br />

bu kutlu misafire hazırlama niyetindeydiler. Şu günlerde<br />

Hz. Peygamber’in diliyle başı rahmet, ortası mağfiret, sonu kurtuluş<br />

olan Ramazan’ın (Tergib, II/94) ayak seslerini duymaya başladık.<br />

Şüphesiz Ramazan ayının ve içinde barındırdığı orucun<br />

sosyal, ruhsal, bedensel, ahlaki pek çok hikmetleri bulunmaktadır.<br />

O halde, Ramazan ayı bizi riyanın zerresinin dahi bulunmadığı,<br />

ücretini sadece Allah’ın takdir edeceği (Buhari, Siyam, 9)<br />

oruç ibadetiyle tanıştıracaktır.<br />

Ramazan ayı vakitlerimizi tanzim edecek, işten, madde ve<br />

günlük meşgaleden bir türlü toplanmak ve toparlanmak için fırsat<br />

bulamayan aileyi aynı masa etrafında buluşturacaktır.<br />

Ramazan ayı ibadetlerimizin başka kardeşlerimizle birlikte<br />

omuz omuza yapılmasını sağlayacak, camide sadece kalıpların<br />

yan yana gelmesini yeterli görmeyip, kalplerin de yan yana gelmesini<br />

temin edecektir.<br />

Ramazan ayı bize iç dünyamızdan başlayarak sevgi ve huzuru<br />

dalga dalga topluma yaymanın, birbirimizi kardeş bilerek daha<br />

çok gözetmenin, öksüzleri sevindirmenin, yoksulları barındırmanın,<br />

dargınları barıştırmanın yolunu açacaktır.<br />

Ramazan ayı sabrın ne demek olduğunu öğretecek, kötü söz<br />

ve kem gözden bizi alıkoyacak, herkese tatlı söz ve güler yüz<br />

gösterilmesini tavsiye edecektir.<br />

Ramazan ayı geçici de olsa bizi beşerilik vasfından birazcık sıyırıp,<br />

mal-mülk aleminden melekut alemine sefer ettirecek ve<br />

adeta melekleşmemizi sağlayacaktır. Adı üzerinde “mübarek”<br />

olan ay, insanları da mübarek etmek için gayret sarfedecektir.<br />

Ramazan ayı bedenen küçülüp, manen ve ruhen büyümemizi<br />

sağlayacaktır.<br />

Ramazan ayı kendisinde indirilen Kur’an (Bakara Suresi, 185)<br />

ile daha fazla hemhal olmamıza kapı aralayacak, ölmüşlerimizi<br />

de hayırla yadettirecektir.<br />

Ramazan ayı teravihlerle daha fazla genç ve çocuklarımızın,<br />

kadınlarımızın camilerimizi selamlamasını sağlayacak, verilen<br />

sohbetlerle kalplerimizin pasını silecektir.<br />

Ramazan ayı tuttuğumuz oruçlarla merhamet ahlakımızı, vereceğimiz<br />

zekât ve fitrelerle hizmet ahlakımızı geliştirecektir.<br />

Ramazan ayı, iftar sofralarında “bu malı ben kazandım, ben<br />

yerim”anlayışını değil, fiilen aç kalmış, ekmeğe muhtaç, yurtsuzbarksız<br />

kişilerin halini düşünerek eldeki nimetin bir başkasıyla<br />

paylaşılması ve şükredilmesi gerektiğini öğretecektir.<br />

Ramazan ayı iftar için ezan okunmasına bir-iki dakika kalsa bile<br />

sofradaki zeytine el uzatamayacak kadar irade direncinin kazanılmasını<br />

temin edecektir.<br />

Ramazan ayı bize, “Oruç tutun ki sıhhat bulasınız” (Tergib,<br />

2/83) diyen peygamberi ifadenin de tabii sonucu olarak daha az<br />

6 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />

Dr. Ömer Yılmaz<br />

Theologe, Hamburg<br />

In meiner Kindheit vernahm ich oft ältere Menschen fragen:<br />

“Kind, sind wir schon in den gesegneten drei Monaten?” Doch<br />

damals habe ich partout nicht begriffen, was sie damit meinten.<br />

Jetzt begreife ich, dass es ihnen nur darum ging jeden Moment<br />

dieses besonderen Zeitabschnitts zu genießen, bzw. von diesem<br />

reichlich Gebrauch zu machen. Denn dies ist ein Zeitabschnitt<br />

in dem gute Taten mehrfach vergolten werden und<br />

der Beginn dessen ist andererseits auch ein Hinweis darauf, dass<br />

der Ramadan und mit ihm der König aller Monate oder der<br />

Monat des Korans naht. Und mit ihm naht auch der Monat, in<br />

der die Nacht vorkommt, die besser und wohlbringender ist als<br />

tausend Monate und die gebührend begangen wird, nämlich<br />

die “Nacht der Bestimmung” (Sure “Kadir”, Vers 1-5).<br />

Genauso verstehe ich nun, dass die Eltern nur deshalb so interessiert<br />

daran waren zu erfahren, wann diese Zeitspanne, die<br />

die gesegneten drei Monate Radschab, Schaban und Ramadan<br />

umfasst, beginnt, damit sie sich selbst mental und ihre Häuser<br />

ausstattungsmäßig auf diesen heiligen Gast vorbereiten konnten.<br />

In diesen Tagen vernehmen wir nun die Schritte des Ramadan,<br />

über den der Prophet sagte, dass die ersten zehn Tage<br />

Segen bedeuten, die nächsten zehn Tage Vergebung und die<br />

letzten schließlich Erlösung und Heil (Tergib, II/94). Ohne Zweifel<br />

beinhaltet der Ramadan und das Fasten hierdrin eine Reihe<br />

sozialer, seelischer, körperlicher sowie moralischer Weisheiten<br />

und Tugenden. Er wird uns daher mit dem Gottesdienst vertraut<br />

machen, der nicht die kleinste Heuchelei oder die noch so kleinste<br />

Augendienerei erduldet und der nur von Gott selbst vergolten<br />

wird (Buhari, Siyam, 9).<br />

Der Ramadan bestimmt nun unseren Tagesablauf und wird<br />

die Familie, die in all der Hektik um Arbeit und sonstigem Tagesgeschäft,<br />

zu kurz kommt, um den Tisch versammeln.<br />

Im Ramadan werden wir unsere Gottesdienste Seite an Seite<br />

mit unseren Glaubensbrüdern verrichten und er wird dafür sorgen,<br />

dass nun in der Moschee nicht nur die Körper Schulter an<br />

Schulter stehen, sondern auch die Herzen sich nähern und füreinander<br />

öffnen.<br />

Er wird uns lehren, Frieden und Eintracht, die zunächst aus<br />

unseren eigenen Herzen ausgeht, in die Gesellschaft hineinzutragen,<br />

uns mehr denn je als Glaubensbrüder zu solidarisieren,<br />

die Waisen zu erfreuen, Bedürftige zu versorgen und Menschen,<br />

die aus irgendeinem Grund nicht mehr miteinander reden und<br />

zerstritten sind, wieder zu versöhnen.<br />

Der Ramadan bringt uns bei, was Geduld ist. Er lehrt uns ferner,<br />

uns davor zurückzuhalten, ein schlechtes Wort zu sprechen<br />

aber auch Schlechtes zu denken. Denn dies ist die Zeit, in der<br />

wir jeden mit schönen Worten oder sogar mit einem Lächeln<br />

bedenken sollten.<br />

Wenn auch nur vorübergehend, wird der Ramadan dafür sorgen,<br />

dass wir unsere menschlichen Eigenschaften und Bedürfnisse<br />

etwas in den Hintergrund stellen und uns vom Diesseits<br />

zum Jenseits wenden. Wir werden nun regelrecht engelsgleich.<br />

Dieser Monat, den wir den heiligen Monat nennen, wird versuchen<br />

diese “Heiligkeit” etwas auf die Menschen abfärben lassen.


yememizi, daha az uyumamızı, daha az konuşulmasını öğretecek,<br />

böylece vücudun dinlenmesini, midenin bakıma alınmasını,<br />

dolayısıyla asrımızın hastalığında önemli çare haline gelen diyeti<br />

hayatımızda gerçekleştirecektir.<br />

Ramazan ayı soframızdaki zeytini, tasımızdaki çorbayı, bardağımızdaki<br />

suyu diriltecek, böylece eşyayı dirilten, insanı da dik<br />

ve dinamik tutacaktır.<br />

Ramazan ayı vücudumuzu sıhhatli, gönüllerimizi şefkatli, yaşantımızı<br />

iffetli, ahlakımızı ismetli, kazancımızı bereketli eyleyecek,<br />

dilimizi yalandan, gözümüzü haramdan koruyacaktır.<br />

Ramazan ayı imanımızın esaslarını, dinimizin icaplarını, ahlak<br />

ve edebimizin güzelliklerini yeniden yaşatacaktır.<br />

Ramazan ayı içinde yaşadığımız toplumla uzlaşma ve ahengi<br />

gerçekleştirecek, elimizden ve dilimizden kimseye zarar verilmemesi<br />

gerektiğini bizlere öğretecektir.<br />

Sözümüzü Hz. Peygamber’in üç aylar duasıyla bitirelim: “Allah’ım<br />

Receb ve Şaban’ı bize mübarek kıl! Bizi Ramazan’a ulaştır!”<br />

(Müsned, I, 259.)<br />

Öyleyse; Her günümüzü Cuma, her gecemizi Kadir, her ayımızı<br />

Ramazan etmeye ne dersiniz?<br />

Der Ramadan wird uns körperlich vielleicht beeinträchtigen,<br />

aber seelisch und geistig erhöhen.<br />

Wir finden nun Gelegenheit, um uns mehr denn je mit dem<br />

Koran zu beschäftigen, der, oder dessen erste Offenbarung, in<br />

diesem Monat herabgesandt wurde (Sure “Bakara”, Vers 185).<br />

Der Ramadan sorgt auch dafür, dass dank der Teravih-Gebete<br />

mehr Kinder und Jugendliche, aber auch mehr Frauen unsere<br />

Moscheen betreten und durch die Predigten und Gesprächskreise<br />

wieder Licht in ihre Herzen lassen.<br />

Das Fasten im Ramadan schult uns und unsere Barmherzigkeit,<br />

so dass wir nun mehr Acht geben darauf, unsere Almosen<br />

abzugeben und dadurch unseren Dienst am Menschen zu verrichten.<br />

Der Ramadan wird uns auch lehren, uns zu verabschieden von<br />

einer Kultur, die bestimmt ist vom Gedanken: “Das Geld dafür<br />

verdiene ich, also esse ich auch selbst und gebe auch generell<br />

nur für mich aus!”Statt dessen richten wir nun unser Augenmerk<br />

auf diejenigen, die hungern und nichts zu essen haben, oder die<br />

Obdachlosen und sonstigen Bedürftigen. Wir teilen nun die<br />

Gaben, die wir haben und lernen auch dankbar zu sein für diese.<br />

Er lehrt uns auch, unseren Willen zu stärken, so dass die Hand<br />

nicht nach dem Essen greift, das schon aufgetischt ist, auch<br />

wenn die Zeit zum Fastenbrechen fast gekommen ist.<br />

Der Ramadan lehrt uns ferner, den Propheten zu befolgen,<br />

der einst sagte: “Fastet, damit ihr Gesundheit findet.” (Tergib,<br />

2/83) Wir essen und schlafen nun weniger, reden aber auch weniger,<br />

so dass sich der Körper und insbesondere der Magen erholen<br />

kann. Damit machen wir auf Umwegen auch das, was für<br />

die Bekämpfung der Volks- und Wohlstandskrankheit vonnöten<br />

ist: wir holen so etwas wie eine Diät in unser Leben.<br />

Der Ramadan wird unsere Tafel beleben und damit auch uns<br />

selbst.<br />

Er wird dafür sorgen, dass in unsere Körper Gesundheit und in<br />

unsere Herzen Barmherzigkeit einkehrt, dass wir ein sittsammes<br />

und tugendhaftes Leben führen, dass unser Verdienst segenreicher<br />

wird und dass wir uns davor wahren, Schlechtes zu sagen<br />

aber auch Verbotenes anzugucken.<br />

Im Ramadan leben unsere Glaubensgrundsätze, sowie unsere<br />

moralischen Werte wieder auf.<br />

Er bringt uns auch bei, dass wir uns in die Gesellschaft, in der<br />

wir leben, einfügen und niemandem durch unsere Worte oder<br />

unsere Taten Schaden zufügen.<br />

Lassen sie uns abschließen mit einem Bittgebet des Propheten,<br />

das er für diese gesegnete Zeitspanne aufzusagen pflegte:<br />

“O Allah, segne uns den Radschab und den Schaban und erlaub<br />

uns auch den Ramadan.” (Musned, I, 259)<br />

Drum lassen sie uns jeden Tag wie einen Freitag verbringen,<br />

jede Nacht wie eine “Nacht der Bestimmung” und jeden Monat<br />

wie den Fastenmonat Ramadan!<br />

Sayı 30 | Haziran 2009 | 7


Selimiye Camii Muhteşem Bir Törenle<br />

İbadete Açıldı<br />

Stuttgart bölgesinde bulunan Gundelsheim<br />

DİTİB Selimiye Camii, bütün hizmet<br />

birimleriyle birlikte tamamlanarak hizmete<br />

açıldı.<br />

Açılışa, T.B.M.M. Ordu Milletvekili Eyüp<br />

Fatsa, Samsun Milletvekili Suat Kılıç, T.C.<br />

Stuttgart Başkonsolosu Ümit Yardım, Diyanet<br />

İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr.<br />

Mehmet Görmez, T.C. Berlin Büyükelçiliği<br />

Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel<br />

Başkanı Sadi Arslan, Gundelsheim Belediye<br />

Başkanı Heike Schokatz, T.C. Stuttgart<br />

Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi<br />

Cevdet Çelen, Eğitim Ataşesi Sezai Güler,<br />

Çalışma ve Gümrük Ataşesi Metin Erdoğan,<br />

Karlsruhe Din Hizmetleri Ataşesi Dursun<br />

Aygün, Münih Din Hizmetleri Ataşesi<br />

Mustafa Temel, AB Baden-Württemberg<br />

Eyalet Başkanı Heinrich Kümmerle, kilise<br />

temsilcileri, emniyet yetkilileri, bölge DİTİB<br />

dernekleri din görevlileri ve dernek yöneticileri<br />

ile birlikte çok sayıda Türk ve Alman<br />

davetli katıldı.<br />

Türk ve Alman milli marşlarının okunması<br />

ve Kur’an-ı Kerim tilaveti ile açılışı yapılan<br />

program, Eppingen DİTİB Mevlana<br />

Camii Mehtaran Takımı’nın muhteşem<br />

gösterileri ile başladı.<br />

Gundelsheim DİTİB Selimiye Camii Dernek<br />

Başkanı Sabahattin İri, ev sahibi sıfatıyla<br />

yaptığı konuşmasında, bütün davetlilere<br />

katılımlarından dolayı teşekkür etti.<br />

Gundelsheim Belediye Başkanı da,<br />

böyle güzel bir eserin açılışında bulunmaktan<br />

duyduğu mutluluğu ifade ederek,<br />

inşa edilen caminin sadece ibadet mekanı<br />

değil, aynı zamanda başka insanların birbirleriyle<br />

tanışma ve kaynaşmasına vesile<br />

olacağını söyledi. Heike Schokatz;“Biz burada<br />

beraber yaşıyoruz ve bu eser şehrimize<br />

de bir zenginlik katmıştır. Emeği<br />

geçenlere teşekkür ediyorum" dedi.<br />

Stuttgart Din Hizmetleri Ataşesi Cevdet<br />

Çelen, "Bu esere katkı sağlayan tüm bölge<br />

derneklerine, Alman resmi makamlarına,<br />

komşularımıza ve caminin yapımında<br />

emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.<br />

Bu eser herkese hayırlı ve uğurlu olsun"<br />

dedi.<br />

T.C. Stuttgart Başkonsolosu Ümit Yardım<br />

da konuşmasında, "Bu güzel eser dostluğa<br />

kardeşliğe ve geleceğe yapılan bir yatırımdır.<br />

İnanıyorum ki bunun karşılığını<br />

herzaman alacağız" dedi.<br />

Camilerin bütün insanların birlik ve be-<br />

8 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />

raberlik içerisinde yaşamalarına katkıda<br />

bulunmak için inşa edildiğini belirten<br />

DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, caminin<br />

yapımında emeği geçen, maddi ve manevi<br />

katkıda bulunan herkese teşekkür ederek,<br />

barışa ve hoşgörüye katkı sağlamak<br />

adına inşa edilen Selimiye Camii’nin inşaatının<br />

bütün aşamalarında katkı sağlayan<br />

hayırsever insanlar adına, Başkan<br />

Sabahattin İri'ye bir plaket takdim etti.<br />

T.B.M.M. Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa,<br />

inşa edilen bu eseri birlik ve beraberlik<br />

içinde açmanın mutluluğunu beraberce<br />

yaşadıklarını belirterek, bu mabedin bir<br />

hoşgörü abidesi olacağını ifade etti. Fatsa<br />

ayrıca, Bakanlar Kurulu toplantısı münasebetiyle<br />

açılışa katılamayan Yurtdışındaki<br />

Türklerden Sorumlu Devlet Bakanı Faruk<br />

Çelik’in selamlarını ve hayırlı olsun mesajını<br />

davetlilere iletti.<br />

T.C. Başbakanı R. Tayyip Erdoğan'ın selamını<br />

ileterek konuşmasına başlayan<br />

Samsun Milletvekili Suat Kılıç, bu eserin<br />

hayata geçirilmesinde emeği geçen herkese<br />

şükranlarını iletti.<br />

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr.<br />

Mehmet Görmez de, Diyanet İşleri Başkanı<br />

Ali Bardakoğlu’nun selamını ileterek başladığı<br />

konuşmasında; "Camilerimiz sadece<br />

ibadethane değildir. Camilerimiz aynı zamanda<br />

bizim bilgi ve sevgi mekanlarımızdır.<br />

Biz burada bilgiyi irfanı, sevmeyi ve<br />

sevilmeyi öğreniriz. Aynı zamanda komşularımızı<br />

da sevmeyi öğreniriz. Burada<br />

kalplerimizi ve gönüllerimizi buluştururuz"<br />

dedi.<br />

Belediye Başkanı Bayan Schokatz’a seslenen<br />

Prof. Dr. Görmez, “Müslümanlar bir<br />

mabed kazandı, fakat siz de bir barış yuvası<br />

kazandınız. Bundan emin olunuz.<br />

Çünkü bu mabedde Rahman’a secde eden<br />

bir insanın karıncayı dahi ezmesi mümkün<br />

değildir. Emniyet görevlisi arkadaşlar evlerinde<br />

rahat uyusunlar. Bu mabedin varlığı<br />

bir güven simgesidir. Biz orada başkalarını<br />

rahatsız etmemeyi öğreniriz. Biz her<br />

mabedi Allah’ın evi olarak gören bir medeniyetin<br />

çocuklarıyız” dedi.<br />

Yapılan konuşmaların ardından Gundelsheim<br />

DİTİB Selimiye Camii hizmete<br />

açıldı. Türk Halk Oyunları ekiplerinin gösterileri<br />

ile devam eden program, Kadın<br />

Kolları tarafından hazırlanan kermesin gezilmesinin<br />

ile sona erdi.


DİTİB Eyalet Temsilcileri Köln’de Toplandı<br />

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB),<br />

görevlerine yeni seçilen Almanya DİTİB<br />

Eyalet Birlikleri’nin başkan ve yöneticilerine<br />

yönelik,“Hizmetiçi Değerlendirme Semineri”<br />

düzenledi.<br />

Köln’ün Hürth semtindeki Ramada Otelinde<br />

yapılan ve iki gün devam eden seminere,<br />

T.C. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı<br />

Prof. Dr. Mehmet Görmez, T.C. Diyanet<br />

İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Dairesi<br />

Başkanı Prof. Dr. Ali Dere, T.C. Berlin Büyükelçiliği<br />

Din Hizmetleri Müşaviri ve<br />

DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, T.C. Köln<br />

Başkonsolosu Kemal Demirciler, T.C. Düsseldorf<br />

Başkonsolosluğu Din Hizmetleri<br />

Ataşesi ve DİTİB Genel Başkan Yardımcısı<br />

Mustafa Üstün, T.C. Köln Başkonsolosluğu<br />

Din Hizmetleri Ataşesi Hasan Çınar, T.C.<br />

Essen Başkonsolosluğu Din Hizmetleri<br />

Ataşesi Mehmet Uçmuş, T.C. Mainz Başkonsolosluğu<br />

Din Hizmetleri Ataşesi Muhammet<br />

İ. Türe, DİTİB Genel Sekreteri Dr.<br />

Ali İhsan Ünlü, DİTİB Yönetim Kurulu Üyesi<br />

Ayten Kılıçarslan, DİTİB Genel Müdür V.<br />

Mehmet Yıldırım, birim müdürleri ile Berlin,<br />

Düsseldorf, Essen, Frankfurt (Hessen),<br />

Hamburg, Hamburg (Schleswig-Holstein),<br />

Hannover (Bremen), Karlsruhe, Köln,<br />

Mainz (Reheinlandpfalz), Mainz (Saarland),<br />

Münih, Münster, Nürnberg ve Stuttgart<br />

bölge eyalet birliklerinin başkan ve<br />

yöneticileri katıldı.<br />

İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim’in okunması<br />

ile açılışı yapılan seminerde birer konuşma<br />

yapan T.C. Düsseldorf Başkonsolosluğu<br />

Din Hizmetleri Ataşesi ve DİTİB<br />

Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Üstün ve<br />

T.C. Köln Başkonsolosluğu Din Hizmetleri<br />

Ataşesi Hasan Çınar, seminerin dolu dolu<br />

geçmesini ve Almanya’da güzel hizmetlere<br />

imza atmasını temenni ettiler.<br />

T.C. Köln Başkonsolosu Kemal Demirciler<br />

de konuşmasında, “DİTİB’in Almanya’nın<br />

en büyük sivil toplum kuruluşu<br />

olmasında Eyaletler Birliklerinin büyük bir<br />

niteliği olacaktır. Almış olduğunuz sorumluluğu<br />

hakkıyla yerine getireceğinize inancım<br />

tamdır. Sizlere çalışmalarınızda üstün<br />

başarılar diliyorum” dedi.<br />

Derneklerimizi merkezden idare etmenin<br />

zor olduğu için, eyaletlerde teşkilatlanmaya<br />

gidildiğini belirten Din Hizmetleri<br />

Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı Sadi<br />

Arslan; “Almanya’da DİTİB’in ulaştığı insan<br />

sayısı direk veya dolaylı olarak bir milyon<br />

civarındadır. Bu rakkam vatandaşımızın<br />

üçte birine tekabül ediyor. Bu yeni yapılanma<br />

ile ulaştığımız insan sayısı çok daha<br />

Mehmet Görmez Ali Dere Kemal Demirciler<br />

fazla olacaktır. Diğer bir husus ise Merkez<br />

Camii inşaatımızdır. Bu büyük projemizi<br />

bölgelerimizde her kesimden insana anlatmamız<br />

gerekiyor. Eğer el ele verirsek, İki<br />

yıl olarak koyduğumuz hedefimizi birlikte<br />

ulaşabiliriz.<br />

“Teşriflerinizden dolayı bir kez daha şükranlarımı<br />

sunar, seminerimizin hayırlı geçmesini<br />

Yüce Mevla’dan niyaz ederim”dedi<br />

Birinci nesile teşekkür ederek sözlerine<br />

başlayan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı<br />

Prof. Dr. Mehmet Görmez; “Öncelikle Anadolu’nun<br />

değişik yörelerinden buralara<br />

gelip camiler inşa eden, müesseseler<br />

kuran ve özellikle DİTİB’i oluşturan derneklerin<br />

büyük sıkıntılarını çeken birinci<br />

nesil dediğimiz büyüklerimize teşşekkür<br />

ediyorum. Bu topluluğun DİTİB’i çok güçlendireceğini,<br />

sadece Almanya’ya değil,<br />

tüm Avrupa’ya örnek oluşturacağına inanıyorum.<br />

Bu yeni dönem hayırlı olsun.<br />

Yüce Mevla sizi, bizi, hepimizi mahcup ey-<br />

lemesin” dedi.<br />

Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Dairesi<br />

Başkanı Prof. Dr. Ali Dere, seminerin<br />

kapanışında yaptığı konuşmasında;“Hayat<br />

sürekli yenilenmeyi ve kendini daha iyi<br />

ifade etmeyi beraberinde getiriyor. O nedenle<br />

içinde bulunduğumuz ülkenin şartlarına<br />

da uyarak kendi yerimizi bulmamız<br />

gerekiyor. Orta ve uzun vadeli çözümler<br />

üretmek için, Eyalet Birliklerine geçmek<br />

gerekiyordu. Ben bugün burada tecrübeli<br />

ve özverili bir kadroyla karşılaştım. Bunun<br />

için hepinize teşekkür ediyorum” dedi.<br />

DİTİB Genel Sekreteri Ali İhsan Ünlü,<br />

DİTİB Yönetim Kurulu Üyesi Ayten Kılıçarslan,<br />

DİTİB Genel Müdür V. Mehmet Yıldırım<br />

ve DİTİB birim müdürlerinin kendi görev<br />

alanları ile ilgili sinevizyon eşliğinde yaptıkları<br />

sunumlarla devam eden“Eyalet Birlikleri<br />

Semineri” eyalet temsilcilerinin<br />

düşünce, görüş ve sorularının yer aldığı<br />

konuşmalarının ardından sona erdi.<br />

Sayı 30 | Haziran 2009 | 9


Stuttgart bölgesi Wertheim DİTİB Selimiye<br />

Camii Derneği, 30. kuruluş yıldönümünü<br />

düzenlenen törenle kutladı.<br />

Haziran 1979 tarihinde kurulan Wertheim<br />

DİTİB Selimiye Camii Derneği’nin kuruluş<br />

yıldönümüne, T.C. Diyanet İşleri<br />

Başkanlığı Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet<br />

Görmez, T.C. Berlin Büyükelçiliği Din<br />

Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı<br />

Sadi Arslan, T.C. Başkonsoloslukları<br />

Stuttgart Din Hizmetleri Ataşesi Cevdet<br />

Çelen, Münih Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa<br />

Temel, Karsruhe Din Hizmetleri Ataşesi<br />

Dr. Dursun Aygün, Wertheim Büyükşehir<br />

Belediye Başkanı Stefan Mikulicz<br />

(CDU), Belediye Başkanı Wolfgang Stein,<br />

Emniyet Müdürü Günther Freisleben, parti<br />

ve kilise yetkilileri, çevre dernek din görevlileri,<br />

dernek yöneticileri ile çok sayıda<br />

Türk ve Alman davetli katıldı.<br />

Türk ve Alman milli marşlarının okunması<br />

ve Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından<br />

Dernek Başkanı Muhiddin Cevahir ve Din<br />

Görevlisi Hüseyin Taşkın birer selamlama<br />

konuşması yaparak, “Derneğimizin bugünlere<br />

gelmesinde emeği geçen dernek<br />

yöneticilerine ve emeği geçen herkesi saygıyla<br />

anıyoruz” dediler.<br />

Wertheim Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

Stefan Mikulicz da, “Wertheim’da son iki<br />

yılda DİTİB’in örnek çalışmaları övgüye şayandır.<br />

Uyum adına çok şeyler yaptılar.<br />

Daha nice yılları birlikte kutlamak adına,<br />

ben bütün katılımcıları selamlıyorum”<br />

dedi.<br />

Wertheim Emdiyet Müdürü Günther<br />

Freisleben ise, “DİTİB Selimiye Camii’nin<br />

burada bulunması, emniyet teşkilatı açısından<br />

güven vericidir. Derneğin 30. yılını<br />

kutluyorum” dedi.<br />

Birinci nesile teşekkür ederek sözlerine<br />

başlayan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı<br />

Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Bu müessesenin<br />

kurulmasına emeği geçen bütün büyüklerimize<br />

teşşekkür ediyorum. Vefat<br />

edenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara<br />

sıhhat ve afiyetler diliyorum. Burada<br />

yaşadığınız müddetçe sizin çocuklarınızın<br />

da kıyamete kadar bu mabede devam<br />

ederler. Yüce Rabbim sizin çocuklarınızı,<br />

kalbinizde taşıdığınız inaçtan, yaratıcıya<br />

bağlılıktan, yüce dinimize, Kur’an’ımıza, kitabımıza,<br />

annelerin ve babalarının doğdukları<br />

vatana, tarihe bağlı birer insan<br />

olarak hayatlarını devam ettirmelerini<br />

Yüce Allah’tan niyaz ediyorum. Bu etkinliği<br />

düzenleyenlere teşekkür ediyorum”<br />

dedi.<br />

10 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />

Wertheim DİTİB, 30 Yaşında<br />

Stefan Mikulicz Mehmet Görmez<br />

Wertheim DİTİB Selimiye Camii Derneği,<br />

30. kuruluş yıldönümünü münasebetiyle<br />

düzenlenen program, dernek bünyesinde<br />

miniklerden oluşan folklor, sema ve mehteren<br />

takımlarının gösterileri, bilhassa<br />

büyük alkış alan üç ile dört yaşında anaokulu<br />

miniklerin ellerinde Türk ve Alman<br />

bayraklarla seslendirdikleri Türkçe ve Almanca<br />

şarkıların ardından hanım kollarının<br />

misafirlere ikramı ile sona erdi.


Veda Programı Duygulandırdı<br />

T.C. Düsseldorf Başkonsolosluğu Din<br />

Hizmetleri Ataşeliği’ne bağlı DİTİB camilerinde<br />

görev sürelerini tamamlayan 19 din<br />

görevlisi için, Solingen-Wald DİTİB Eyüp<br />

Sultan Camii’nde veda programı düzenlendi.<br />

2009 yılının Temmuz ve Aralık aylarında<br />

Türkiye’deki asli görevlerine dönecek olan<br />

din görevlileri için düzenlenen veda programına,<br />

T.C. Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri<br />

Müşaviri Sadi Arslan, T.C. Düsseldorf<br />

Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi<br />

Mustafa Üstün, Düsseldorf bölgesi<br />

DİTİB dernekleri din görevlileri ve dernek<br />

yöneticileri ile ile, çok sayıda davetli katıldı.<br />

Ev sahibi Dernek adına Başkan Ayhan<br />

Ünsal ve Din Görevlisi Hasan Özkan’ın kısa<br />

selamlama konuşmalarının ardından kürsüye<br />

gelen Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa<br />

Üstün; “Düsseldorf bölgesinde 64 din görevlisi<br />

ile din eğitimi, irşad ve kültürel anlamdaki<br />

hizmetlerimizi uyum içerisinde<br />

yürütüyoruz. Her gittiğim derneğimizde<br />

dernek yöneticilerine ve din görevlilerimize;<br />

‘Bir yerde hizmetin daha verimli ve<br />

daha kaliteli olabilmesi için, birbirinizle koordineli<br />

çalışmanız gerekir’ diye söylüyorum.<br />

Sağolsunlar hizmet noktasında istediğimiz<br />

verimi ve kaliteyi yakaladık. Arkadaşlarımızın<br />

buradaki hizmetlerini, Türkiye’deki<br />

hizmetleriyle pekiştirerek, daha<br />

güzel çalışmalar yapacaklarına inanıyorum.<br />

Din Hizmetleri Ataşesi olarak, kendilerine<br />

gönülden tekrar teşekkür ediyor,<br />

Türkiye’deki görevlerinde üstün başarılar<br />

diliyorum” dedi.<br />

Din Hizmetleri Müşaviri Sadi Arslan da<br />

konuşmasında; “Bu mutlu ve aynı zamanda<br />

hüzünlü günde sizlerle birlikte olmaktan<br />

dolayı memnuniyetimi ifade<br />

ediyorum. Bizler Peygamberlik görevini<br />

icra ediyoruz. İnsanları hayıra, güzelliklere<br />

davet ediyoruz. Bu görev kutsal bir görevdir.<br />

Bilhassa Almanya, hizmetin yoğun olduğu<br />

ülkedir. Devletimizin ve Diyanet<br />

İşleri Başkanlığımızın güvencesi altında,<br />

dini, sosyal ve kültürel anlamdaki hizmetlerimizi<br />

yürütüyoruz. Din hizmeti olmazsa<br />

olmazlarımızdandır. Bu görevin sizin gibi<br />

ehil arkadaşlarımız tarafından yapılması<br />

elzemdir. Bunun başka bir alternatifi yoktur.<br />

Sizler görevlerinizi başarıyla tamamlayarak,<br />

Türkiye’deki asli hizmetinize dönüyorsunuz.<br />

Türkiye’ye dönünce; ‘Ben kaç<br />

tane çocuk ve genç yetiştirdim’ diye nefis<br />

muhasebesi yapınız. Eğer geride güzel bir<br />

hizmet bırakmış iseniz, bu mutluluk sizleri<br />

bahtiyar edecektir. Düsseldorf bölgemiz<br />

hayır yarışında her zaman ön sıralarda yer<br />

almıştır. Bu başarılı hizmetlerinizden dolayı<br />

hepinize teşekkür ediyorum.<br />

“Görevlilerimizin yerinde saymamalarını,<br />

daima ileriye dönük hedeflere ulaşmalarını<br />

istiyorum. Dil eğitimine devam<br />

ederek, tekrar yurtdışı görevine talip olunuz.<br />

Burada kazandığınız tecrübelerinizi,<br />

Türkiye’nin değişik yörelerinde yapacağınız<br />

hizmetlerinize taşıyacaksınız. Bu görevinizde<br />

üstün başarılar diliyorum” dedi.<br />

Konuşmaların ardından Almanya’daki<br />

görevlerini tamamlayan; Habil Temen (Duisburg<br />

Wannheim), Kazım Türkmen ve<br />

Bilge Türkmen (Dinslaken), Atille Korkmaz<br />

(Düsseldorf Merkez), Cemal Temiz (Neuss-<br />

Norf), Ayşe Gülüser (Düsseldorf Bölgesi<br />

Bayan Din Görevlisi), Selahattin Kahraman<br />

(Duisburg-Hüttenheim), Ahmet Arıkan<br />

(Kamp-Lintfort), Ahmet Kadıoğlu (Langenfeld),<br />

Arif Cevlek (Moers-Meerbeck),<br />

Abdullah Gümüşsoy (Duisburg-Hoffel),<br />

H. Hüseyin Şen (Wülfrath), Abdullah Yenel<br />

(Remscheid), Tekin Şahin (Rheinhausen),<br />

Yusuf Gür (Oberkassel), Kazım Yıldırım<br />

(Duisburg-Ruhrort), Mehmet Durak (Duisburg-Rumeln),<br />

Hüseyin Alınmaz ve Serpil<br />

Alınmaz’a (Krefeld), T.C. Düsseldorf Başkonsolosluğu<br />

Din Hizmetleri Ataşeliği<br />

adına hazırlanan hediye plaketleri, Din<br />

Hizmetleri Müşaviri Sadi Arslan ve Din Hizmetleri<br />

Ataşesi Mustafa Üstün tarafından<br />

takdim edildi.<br />

Rattingen DİTİB Din Görevlisi Muhsin Altıntaş<br />

ve bölge görevlilerinden oluşan<br />

ilahi korusunun tasavvuf musikisinden<br />

eserlerin sunduğu veda programı, Düsseldorf<br />

Din Hizmetleri Ataşeliği adına hazırlanan<br />

teşekkür belgelerininin, Solingen-<br />

Wald DİTİB Eyüp Sultan Camii Kadınlar<br />

Kolu Başkanı Saniye Özgede, Dernek Başkanı<br />

Ayhan Ünsal, Din Görevlisi Hasan<br />

Özkan ile yönetim kurulu üyelerine Sadi<br />

Arslan tarafından takdim edilmesinin ardından<br />

sona erdi.<br />

Sayı 30 | Haziran 2009 | 11


Ludwigsburg’da Panel Bilal-i Habeşi Camii’nde<br />

Aşure Pogramı<br />

Baden-Württemberg Eyaleti’nin Ludwigsburg DİTİB Yavuz<br />

Sultan Selim Camii’nde T.C. Stuttgart Başkonsolosluğu Din<br />

Hizmetleri Ataşesi Cevdet Çelen tarafından düzenlenen<br />

panel büyük bir katılımla gerçekleşti.<br />

Kornwestheim Din Görevlsi Yunus Tekin, Eppingen Din<br />

Görevlisi Lokman Öztürk ve Ludwigsburg Din Görevlisi<br />

Aydın Yeşil’in konuşmacı olarak katıldıkları panel, yaklaşık<br />

iki saat devam etti.<br />

Bölgede hizmet veren diğer teşkilatların yöneticilerinin<br />

de ilgi gösterdiği panel, camii gençlik yönetiminin davetlilere<br />

verdiği ikramla sona erdi.<br />

Oer-Erkenschwick’de<br />

Trafik Semineri<br />

Münster bölgesi Oer-Erkenschwick DİTİB Abdülhamithan<br />

Camii’nde Recklinghausen Trafik Dairesi yetkili polislerinden<br />

Udo Grimmelt ve Detlef Burmeister tarafından trafik konusunda<br />

bilgilendirme semineri verildi.<br />

Çok sayıda davetlinin takip ettiği seminer ile ilgili olarak<br />

bir konuşma yapan Din Görevlisi Mahmut Yılmaz ve Telat<br />

Coşgun, trafik konusunda verilen bu seminerin çok faydalı<br />

olduğunu belirterek, polis yetkililerine teşekkür ettiler.<br />

12 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />

Hannover bölgesi Bremen DİTİB Bilal-i Habeşi Camii’nde<br />

düzenlenen Aşure programı, çok sayıda Türk, Alman ve<br />

diğer milletlerden olan insanları bir araya getirdi.<br />

Dernek Başkanı Bekir Kozak’ın yaptığı hoşgeldiniz konuşmasının<br />

ardından, Din Görevlisi Mehmet Ali Dilek’in, “Aşurenin<br />

kültürümüzdeki yeri, birlik ve beraberliğimizin önemi”<br />

konulu bir konuşma yaptığı program, ögrencilerin okudukları<br />

Kur’an-ı Kerim, meal, veciz sözler, ilahi ve şiirlerle sona<br />

erdi.<br />

Prof. Dr. Çağırıcı ve<br />

Temel’den Ziyaret<br />

Kutlu Doğum Haftası münasebetiye Münih’te bulunan İstanbul<br />

Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağırıcı, T.C. Münih Başkonsolosluğu<br />

Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa Temel ile<br />

birlikte Uyum Bakanı Martin Neumeyer, Kelheim Kaymakamı<br />

Hubert Faltermeier ve Belediye Başkanı Fritz Mathes’i<br />

ayrı ayrı makamlarında ziyaret ettiler.


Din Görevlileri Essen’e Veda Etti<br />

Essen bölgesinde faaliyette bulunan<br />

DİTİB derneklerinde hizmet sürelerini tamamlayan<br />

din görevlileri için, Dortmund<br />

Eğitim Merkezi’nde veda programı düzenlendi.<br />

2009 yılının Temmuz ayında görev sürelerini<br />

tamamlayarak, Türkiye’deki asli görevlerine<br />

dönecek olan din görevlileri için<br />

düzenlenen veda programına, T.C. Essen<br />

Başkansolosu Dr. Hakan Akbulut, T.C. Berlin<br />

Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve<br />

DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, T.C. Essen<br />

Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Mehmet<br />

Uçmuş, öğretmenler, bölge DİTİB dernekleri<br />

din görevlileri ve dernek yöneticileri ile<br />

çok sayıda davetli katıldı.<br />

Oberaden DİTİB Camii Din Görevlisi Süleyman<br />

Gül’ün sunumunu yaptığı program;<br />

saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Kur’an-ı<br />

Kerim tilavetinin ardından, dernek başkanları<br />

adına Essen DİTİB Merkez Camii<br />

Dernek Başkanı ve Essen Bölgesi Eyaletler<br />

Birliği Başkanı Kemal Yapar, din görevlileri<br />

adına da Dortmunt-Borsigplatz Din Görevlisi<br />

Duran Ali Yıldırım’ın teşekkür konuşmasıyla<br />

başladı.<br />

Din Hizmetleri Ataşesi Mehmet Uçmuş<br />

programda yaptığı konuşmasında, “Diyanet<br />

İşleri Başkanlığı olarak yurtdışında 35<br />

ülkede hizmet sunmaktayız. Elimizden<br />

geldiğince, din hizmetlerinin yanında kültürel,<br />

sosyal, dinlerarası diyalog gibi faaliyetlerle<br />

de insanlarımıza yardımcı olmaya<br />

gayret ediyoruz. Görevlilerimiz çok büyük<br />

fedakarlık örneği vererek, güzel faaliyetlerde<br />

bulundular. Ben kendilerine ve ailelerine<br />

bundan sonraki yaşamlarında üstün<br />

başarı ve muvaffakiyetler diliyorum“ dedi.<br />

Yurtdışında verilen dini, sosyal ve kültürel<br />

anlamdaki hizmetin 1980 yılından itibaren<br />

düzenli olarak sunulmaya başlandığını<br />

ifade eden Din Hizmetleri Müşaviri<br />

Sadi Arslan, “Dünya fanidir. İçindekiler fanidir.<br />

Hizmetlerimiz de fanidir. Baki olan<br />

Cenab-ı Allah’ın kendisidir. Yurt dışındaki<br />

hizmet, Türkiye’deki hizmetten çok farklıdır.<br />

Yurtdışındaki görevlimiz vatandaşımızın<br />

her sorunu ile yakından ilgileniyor.<br />

vatandaşımıza hizmette 24 saat görev başındayız.<br />

Almanya’da nerede vatandaşımız<br />

varsa, orada insanımıza hizmet veren görevlimiz<br />

vardır.<br />

“Burada yetişen çocuklarımız eğitimlerini<br />

tamamlayarak, tekrar Avrupanın değişik<br />

ülkelerinde hizmetlerini devam ettirmektedirler.<br />

Yarınımızın bugünümüzden<br />

daha iyi olması için çaba içerisinde olacağız.<br />

Buradaki hizmetlerinizi ve güzel olan<br />

her şeyi, gittiğiniz yere taşayın. Burada öğrenilen<br />

dili muhakkak geliştirin. Bu güzel<br />

hizmetlerinizden dolayı hepinize teşekkür<br />

ediyorum. Bundan sonraki görevinizde<br />

üstün başarılar diliyorum“ dedi.<br />

Görev ve hizmet anlayışında DİTİB’in,<br />

bağlı teşkilatlarına önderlik ettiğini belirterten<br />

Başkansolos Dr. Hakan Akbulut,<br />

“Bölgemde DİTİB teşkilatından ne zamam<br />

yardım istesem, her zaman yanımda olmuşlardır.<br />

Başkonsolosluğumuzun şemsiyesi<br />

altında bir başarı var ise, bunun büyük<br />

bir çoğunluğu din görevlilerine aittir. Din<br />

Hizmetleri Müşaviri Sadi Arslan’ın bu anlayışı<br />

da bütün arkadaşlara ışık tutuyor.<br />

Mevcudiyetiniz ve varlığınız için, Başkonsolosluğumuz<br />

ve T.C. Dış İşleri Bakanlığı<br />

adına sizlere şükranlarımı sunuyorum. Bizler<br />

mesajlarımızı din görevlilerimiz eliyle<br />

doğrudan vatandaşlarımıza iletiyoruz. Ben<br />

birlikte çalıştığım bütün arkadaşlarımdan<br />

memnun kaldım. Hepsi verdikleri hizmetlerde<br />

özveri ile çalıştılar. Buradaki birikimlerinizi<br />

ve tecrübelerinizi ülkemizde<br />

muhakkak değerlendirin. Vatandaşlarımıza<br />

yönelik hizmetlerinizden dolayı başkonsolosluk<br />

olarak teşekkür ediyorum.<br />

Bundan sonraki görevlerinizde üstün başarılar<br />

diliyorum” dedi.<br />

T.C. Essen Başkonsolosluğu Din Hizmet-<br />

leri Ataşeliği’ne bağlı olarak dört yıllık görevlerini<br />

tamamlayan; M. Fatih Karataş<br />

(Essen), Nimetullah Öyün (Ansberg), Salim<br />

Zengin (Neukirchen), İlyas Özen (Hagen-<br />

Hohenlimburg), Nurettin Pak (Iserlohn),<br />

Ali Ateş (Altena), Mustafa Sivrikaya<br />

(Hamm-Pelkum), Duran Ali Yıldırım (Dortmunt-Borsigplatz),<br />

Erdoğan Kocagöz<br />

(Kamen), Murat Aksoy (Wetter), Halil Arık<br />

(Dortmund-Schwerte), Ali Kasap (Dortmund-Hombruch),<br />

Sadettin Akın (Marsberg),<br />

Ali Subaşı (Eslohe), Durmuş Serim<br />

(Essen-Steele), Temel Okun (Gevelsberg)<br />

ve Ünal Güngördü (Werdohl)’ye, T.C. Essen<br />

Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşeliği<br />

adına teşekkür plaketleri, Başkonsolos Dr.<br />

Hakan Akbulut, Din Hizmetleri Müşaviri<br />

Sadi Arslan ve Din Hizmetleri Ataşesi Mehmet<br />

Uçmuş tarafından takdim edildi.<br />

Ansberg Din Görevlisi Nimetullah<br />

Öyün’ün yapmış olduğu, “Başkonsolos Dr.<br />

Hakan Akbulut”ismi yazılı tabloyu Din Hizmetleri<br />

Müşaviri Sadi Arslan’ın Başkonsolosa<br />

takdim etmesiyle devam eden<br />

program, Essen Bölgesi Bayan Din Görevlisi<br />

Öznur Şenbay’ın okuduğu duygu yüklü<br />

şiirin ardından, Essen Merkez Camii Din<br />

Görevlisi M. Fatih Karataş yönetimindeki<br />

bölge Tasavvuf Musikisi Korosu’nun seslendirdiği<br />

ilahilerle sona erdi.<br />

Sayı 30 | Haziran 2009 | 13


14 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />

Nürnberg’de Cuma Sohbetleri<br />

Nürnberg bölgesi Burglengenfeld DİTİB Camii’nde, “Cuma Akşamları<br />

Sohbetleri” çok sayıda gencin katılımıyla devam ediyor.<br />

Din Görevlisi İhsan Akıntürk, Schwandorf DİTİB Merkez Camii<br />

Din Görevlisi Cebrail Koz, Regensburg DİTİB Merkez Camii Din<br />

Görevlisi Süleyman Tekşen tarafından verilen sohbetlerde sadece<br />

dini değil, değişik konularda gündemi meşgul eden olaylar hakkında<br />

değerlendirme yapılıyor.<br />

T.C. Nürnberg Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Atıf<br />

Akşit yaptığı konuşmasında, Peygamberimiz’den buyana camilerin<br />

yapmış oldukları faaliyetler hakkında bilgi vererek, “Türk<br />

gençleri toplumda örnek olmalı. Almanya’da doğup büyüyen<br />

gençler izinlerini Türkiye’de geçirmeli. Sizlere önerim anne ve babalarınızdan<br />

Çanakkale Şehitliği’ni gezmeyi talep edin. Sizler için<br />

en büyük tehlike içki, kumar, zina ve uyuşturucudur. Sizler, camilerin<br />

çiçekleri ve güllerisiniz” dedi.<br />

Toplantı, gençler tarafından hazırlanan çiğ köftenin misafirlere<br />

ikamının ardından sona erdi.<br />

DİTİB Dernekleri Nordenham’da Bir Araya Geldi<br />

Düsseldorf DİTİB Merkez Camii’nde dini bilgiler ve genel kültür<br />

dersleri gören öğrenciler belgelerini T.C. Düsseldorf Başkonsolosluğu<br />

Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa Üstün’ün elinden<br />

aldılar.<br />

Bölgede hizmet veren DİTİB derneklerinin din görevlileri, dernek<br />

yöneticileri, öğrenci velileri ile çok sayıda davetlinin katıldığı<br />

programda bir konuşma yapan Din Görevlisi Atilla Korkmaz,<br />

uzaktan ve yakından programa teşrif eden davetlilere hoş geldiniz<br />

diyerek, teşekkür etti.<br />

Program, başarılı öğrencilere belgelerinin verilmesi ve ardından<br />

davetlilere sunulan ikramla sona erdi.<br />

Hannover bölgesinde hizmet veren Bremen ve çevresi DİTİB<br />

dernekleri din görevlileri, başkan ve yöneticileri, T.C. Hannover<br />

Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Seyfi Bozkuş’un<br />

başkanlığında, gündemde olan konuları konuşmak üzere Nordenham<br />

DİTİB Selimiye Camii’inde bir araya geldiler.<br />

Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından, Dernek Başkanı İdris<br />

Aksüt ve Din Görevlisi Sıddık Tuncer’in selamlama konuşmaları<br />

ile alışı yapılan programda Din Hizmetleri Ataşesi Seyfi Bozkuş<br />

“Kendinizi ve yaptığınız işleri küçük görmeyin. Dışarıdan bakıldığında<br />

çok büyük işleri başardığınızı göreceksiniz” dedi.<br />

Toplantı, Nordenham DİTİB Selimiye Camii yönetiminin misafirlere<br />

sunduğu ikramın ardından sona erdi.<br />

Düsseldorf’ta Belge Merasimi


DİTİB-ZSU 6. Kitapevini Stuttgart’ta Açtı<br />

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB)<br />

Sosyal Dayanışma Merkezi (ZSU), daha önceden<br />

Köln, Berlin, Nürnberg, Frankfurt ve<br />

Münih’te hizmete sunduğu kitapevlerinin<br />

altıncısını, Mauser Straße’de bulunan<br />

Stuttgart-Feuerbach DİTİB Merkez’inde<br />

açtı.<br />

T.C. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof.<br />

Dr. Mehmet Görmez, DİTİB Genel Başkanı<br />

Sadi Arslan, T.C. Stuttgart Başkonsolosluğu<br />

Din Hizmetleri Ataşesi Cevdet Çelen,<br />

DİTİB Hac, Umre İşleri Müdürü ve ZSU Başkanı<br />

Ali Özdemir, DİTİB Basın, Yayın ve<br />

Halkla İlişkiler Müdürü Ekrem Ceşen, din<br />

görevlileri, dernek yöneticileri ile çok sayıda<br />

davetlinin hazır bulunduğu açılış<br />

programı, yapılan duanın ardından ZSU<br />

Kitapevi’nde bulunan dini, kültürel ve sos-<br />

yal içerikli kitapların yanısıra, diğer hediyelik<br />

eşyaların ve hac malzemelerinin de<br />

yer aldığı standların gezilmesi ile sona<br />

erdi.<br />

Prof Dr. Görmez, Goethe’li Öğrencilerle<br />

Bir Araya Geldi<br />

T.C. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof.<br />

Dr. Mehmet Görmez ve Dış İlişkiler Dairesi<br />

Başkanı Prof. Dr. Ali Dere, Frankfurt Goethe<br />

Üniversitesi İslam Dini Vakıf Profesörlüğünde<br />

okuyan öğrencilerle bir araya geldi.<br />

Üniversitenin bahçesinde gerçekleşen<br />

ve T.C. Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri<br />

Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan,<br />

Goethe Üniversitesi İslam Dini Vakıf<br />

Profesörlüğü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer<br />

Özsoy ile öğretim üyelerinin de hazır bulunduğu<br />

ziyarette, Prof. Dr. Özsoy, ders<br />

programları ve diğer faaliyetlerle ilgili<br />

geniş kapsamlı bir konuşması yaptı.<br />

İlmin her çeşidinden yararlanılması gerektiğini<br />

belirterek konuşmasına başlayan<br />

Diyanet İşleri Başkanlığı Başkan Yardımcısı<br />

Prof. Dr. Mehmet Görmez, “İslami bilimlerde<br />

farklı ekollerden, yöntemlerden ve<br />

metodlardan yararlanarak ilmimizi zenginleştirmeliyiz.<br />

Çünkü çok çeşitliliği içinde<br />

barındıran bir dünyada yaşıyoruz. O sebeple<br />

bu dünyanın pek çok sorusuna ve<br />

sorununa bir gözlükle baktığınızda cevap<br />

veremeyebilirsiniz. Öyle olduğu için İslam’ın<br />

içerisinde çeşitli yorumları ve çeşitlilikleri<br />

çok iyi öğrenmeliyiz. Bir gözlükle<br />

meselelere takılıp kalmamak gerekir. Her<br />

konuda İslam’ı bilen bilgiçlerimiz çoğaldı<br />

fakat bilginlerimiz azaldı. Sadece bilgi yığmak<br />

değil, bilgi üretmek gerekiyor. Bilgi<br />

üretmek için de, bilgi yığmak gerekiyor.<br />

Dini bilgiler doğru verildiği takdirde insanlık<br />

çok şey kazanacaktır. Sizlere başarılar<br />

diliyorum” dedi.<br />

Yapılan konuşmaların ardından, öğrenciler<br />

tarafından sorulan soruların cevaplandırılmasıyla<br />

ziyaret sona erdi.<br />

Sayı 30 | Haziran 2009 | 15


16 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />

Kirchheim Am Neckar’da Panel<br />

Stuttgart bölgesi Oberstenfeld DİTİB Selimiye Camii ve Kirchheim<br />

am Neckar DİTİB Osmanlı Camii dernekleri ortaklaşa olarak,<br />

“Gençlerimiz ve Çocuklarımızla İletişim” adlı bir panel<br />

düzenlediler.<br />

Oberstenfelt DİTİB Selimiye Camii Din Görevlisi Ünal Çetin, Vahingen-Enz<br />

DİTİB Camii Din Görevlisi Mahmut Peker, Heilbronn<br />

DİTİB Merkez Camii Din Görevlisi Aziz Bulut, Kirchheim DİTİB Selimiye<br />

Camii Din Görevlisi Bülent Şahin ve Eppingen DİTİB Mevlana<br />

Camii Din Görevlisi Lokman Öztürk’ün konuşmacı olarak<br />

katıldıkları panele, çevre DİTİB derneklerinin din görevlileri ve<br />

dernek yöneticileri, bölgede hizmet veren öğretmenler, spor kulüpleri<br />

başkanları çok sayıda yerel basın mensubu katıldı.<br />

Konuşmacılar, çocuklarımız için, anne ve babaların iyi birer<br />

model oluşturması gerektiğini, her zaman onların karşısında<br />

değil, yanlarında olduklarını göstermeleri gerektiğini belirttiler.<br />

Regensburg’da İslam Dini Anlatıldı<br />

Karlsruhe bölgesi Emmendingen DİTİB Yunus Emre Camii Din<br />

Görevlisi Hasan Kavaklı’nın görev süresi sona ermesi nedeniyle<br />

bir veda programı düzenlendi.<br />

T.C. Karlsruhe Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Dursun<br />

Aygün, çevre derneklerin din görevlileri, dernek yöneticileri<br />

ile çok sayıda davetlinin katıldığı programda Dr. Dursun Aygün<br />

derneklerimizde din görevlisi, dernek yönetimi ve cemaatin<br />

uyumlu bir şekilde çalıştıklarını ifade ederek, Din Görevlisi Hasan<br />

Kavaklı’ya hizmetlerinden dolayı şükran belgesi vererek teşekkür<br />

etti.<br />

Program, DİTİB Yunus Emre Camii’nde dini bilgiler ve genel<br />

kültür dersleri gören öğrencilere, Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Dursun<br />

Aygün tarafından belge verilmesinin ardından, misafirlere<br />

sunulan ikramla sona erdi.<br />

Nürnberg bölgesi Regensburg DİTİB Merkez Camii Din Görevlisi<br />

Süleyman Tekşen’i, aynı şehirde Hohes Kreuz İlkokulu<br />

Müdiresi Bayan Borkfeld, 1. ve 2. sınıf öğrencilerine İslam Dini<br />

hakkında bilgiler vermesi için okula davet etti.<br />

Oberpfalz bölgesi Almanca din dersi ve Türkçe öğretmenlerinden<br />

Erdal Eyüpoğlu ve Saniye Tan ile beraber derse giren<br />

Tekşen, öğrencilere İslam Dini hakkında uygulamalı bilgiler<br />

sundu.<br />

Kur’an-ı Kerim’den sureler okuyan, namaz kılmayı ve abdest<br />

almayı uygulamalı olarak tarif eden, iyi bir müslümanın yalan<br />

söylememesi, kimsenin malını rızası olmadan almaması, anne<br />

ve babasını sayması, herkesle barış içerisinde yaşaması, kimseyi<br />

kandırmaması gibi, İslam’ın emirlerini anlatan Din Görevlisi<br />

Tekşen’i öğrenciler büyük ilgi ile izledi.<br />

Emmendingen’de Belge ve Veda Merasimi


DİTİB ProDialog Sertifikaları Verildi<br />

Fahri diyalog sorumluları yetiştirmek<br />

amacıyla DİTİB ProDialog projesine Almanya<br />

çapında katılan başarılı 55 multiplikatör,13<br />

hafta süren seminerler sonunda<br />

sertifikalarını aldılar.<br />

Frankfurt-Kelsterbach şehrinde açık<br />

hava şöleni şeklinde geçen sertifika törenine;<br />

T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler<br />

Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ali Dere, T.C.<br />

Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri<br />

ve DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan,<br />

DİTİB Dinler ve Kültürler Arası İlişkiler Müdürü<br />

Bekir Alboğa, ProDialog Proje Sorumlusu<br />

Faruk Şahin ve projeye katılan<br />

multiplikatör ve aileleri iştirak ettiler.<br />

DİTİB Dinler ve Kültürler Arası İlişkiler<br />

Müdürü Bekir Alboğa’nın selamlama ve<br />

takdim konuşmasının ardından Din Hizmetleri<br />

Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı<br />

Sadi Arslan,“İslam Avrupa’nın gündemine<br />

oturduktan hemen sonra camilerimize bir<br />

çok din ve kültürlerden ziyaretçiler akın etmeye<br />

başladı. Bu ziyaretçilerin hem İslam<br />

hakkında hem de cami müştemilatı hakkında<br />

bilgi alma taleplerine cevap verilemiyordu.<br />

Görevlilerimiz tarafından<br />

kendilerine Almanca dilinde gerekli bilgiler<br />

aktarılamadı.. Üç yıl boyunca devam<br />

edecek bu proje ile profesyonel yetişen<br />

multiplikatörler, bölgelerinde kendilerinin<br />

yetiştireceği hemen hemen her derneğimizde<br />

en az üç arkadaşımızla rehberlik yapılacaktır.<br />

Bu projeyi Alman Göçmen ve<br />

Mülteciler Dairesi (BAMF) ile birlikte gerçekleştiriyoruz.<br />

Dolayısıyla bu proje son<br />

derece önemsediğimiz bir konudur. 13<br />

hafta boyunca öğrendiklerimizle kalmayıp,<br />

kendimizi geliştirmeyi sürdürmemiz<br />

gerekiyor. Sizlerin ileride çok güzel hizmetler<br />

yapacağınıza inancımız sonsuzdur.<br />

Bu vesile ile gönüllü olarak bu projeye katıldığınız<br />

için teşekkür ediyor, başarılarınızın<br />

devamını diliyorum”dedi.<br />

Bu tür programların içinde yaşanılan<br />

toplumla, özellikle tartışmaların yoğun<br />

olarak yaşandığı dönemde yapılması ve<br />

sadece kendimize değil dışa yönelikte iletişim<br />

kanallarının oluşturulmasının ayrı bir<br />

önem taşıdığını belirten Diyanet İşleri Başkanlığı<br />

Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Prof. Dr.<br />

Ali Dere, “Bu programlar güzel bir başlangıçtır.<br />

Bu tecrübe ve örneklerden yararlanarak<br />

daha farklı projelerin yapılması<br />

gerekir. Böylece hem çalışmaları daha nitelikli<br />

hale getirmek hem de yeni programların<br />

önünü açmaya vesile olacaktır.<br />

Aynı zamanda yapacağımız kitle iletişim<br />

çalışmalarında kullanılacak materyallerin<br />

hazırlama boyutunu da göz önünde bulundurarak<br />

daha nitelikli hale getirilmesi<br />

pek çok dolaylı sorunun çözülmesine katkı<br />

sağlayacaktır. Bu projeye katılan arkadaşlarıma<br />

başarılar diliyorum” dedi.<br />

Program, multiplikatörlere belgelerinin<br />

verilmesiyle sona erdi.<br />

Sayı 30 | Haziran 2009 | 17


Hannover bölgesinde bulunan Oldenburg<br />

DİTİB Hacı Bayram Camii, düzenlenen<br />

muhteşem bir törenle ibadete açıldı.<br />

Açılışa, T.C. Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri<br />

Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı<br />

Sadi Arslan, T.C. Hannover Başkonlososluğu<br />

Din Hizmetleri Ataşesi Seyfi Bozkuş,<br />

Oldenburg Belediye Başkanı Prof. Dr. Gerd<br />

Schwandner, DİTİB Genel Seketeri Dr. Ali<br />

İhsan Ünlü, Almanya Parlamento (SPD)<br />

Milletvekili Gesine Multhaupt, Protestan<br />

Kilisisi’nden Holger Rauer ve Brigitte Hoffmann,<br />

Katolik Kilisesi’nden Klaus Hagedorn,<br />

bölge DİTİB dernekleri din<br />

görevlileri ve dernek yöneticileri ile çok sayıda<br />

Türk ve Alman davetli iştirak etti.<br />

Türk ve Alman milli marşlarının okunması<br />

ve Kur’an-ı Kerim tilaveti ile açılışı yapılan<br />

programda, Oldenburg DİTİB Hacı<br />

Bayram Camii Dernek Başkanı Tuncay Dinçer<br />

bir konuşma yaparak, bütün davetlilere<br />

katılımlarından dolayı teşekkür etti.<br />

Oldenburg Belediye Başkanı Prof. Dr.<br />

Gerd Schwandner ise, böyle güzel ve oldukça<br />

modern olan bir derneğin açılışında<br />

bulunmaktan duyduğu mutluluğu ifade<br />

ederek, “Burada inşa edilen caminin sadece<br />

ibadet mekanı değil, aynı zamanda<br />

başka insanlarla tanışma ve kaynaşma yeri<br />

olacak olmasından büyük bir memenuniyet<br />

duyuyorum. Bu eser şehrimize de bir<br />

zenginlik katmıştır. Oldenburg’a hayırlı ve<br />

uğurlu olsun” dedi.<br />

Protestan Kilisesi’nden Klaus Hagedorn,<br />

Katolik Kilisisi’nden Holger Rauer ve Brigitte<br />

Hoffmann yaptıkları konuşmalarında,<br />

“Hepimiz beraber yaşamanın ne<br />

kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bunun<br />

için üstümüze düşen görevlerimizi yapmaya<br />

hazır olduğumuzu belirtmek isteriz.<br />

Zaten bunun tersi de düşünülemez. Biz<br />

burada iki din olarak, birlikte ve beraberlik<br />

içerisinde dostça yaşayacağız” dediler.<br />

DİTİB Genel Seketeri Dr. Ali İhsan Ünlü<br />

de,“Almanya’da yaşayan Müslümanlar burasını<br />

kendi vatanları gibi görüyorlar ve<br />

bundan dolayı ibadetlerini yapabilecekleri<br />

yerler hazırlıyorlar. Caminin yapımında<br />

emeği geçen herkese teşekkür ediyorum”<br />

dedi.<br />

Din Hizmetleri Ataşesi Seyfi Bozkuş ise,<br />

“Toplumsal problemlerin çözülebilmesi<br />

için, Hristiyan ve Müslüman kuruluşların<br />

birlikte çalışması çok önemlidir. Bu vesile<br />

ile öncelikle Alman resmi makamlarına,<br />

komşularımıza ve caminin yapımında<br />

emeği geçen herkese teşekkür ediyorum”<br />

dedi.<br />

18 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />

Oldenburg’a Muhteşem Eser<br />

Sadi Arslan Seyfi Bozkuş Gerd Schwandner Ali İhsan Ünlü<br />

Camilerin bütün insanların birlik ve beraberlik<br />

içerisinde yaşamalarına katkıda<br />

bulunmak için inşa edildiğini belirten Din<br />

Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı<br />

Sadi Arslan, “Bu caminin yapımında<br />

emeği geçen, maddi ve manevi katkıda<br />

bulunan başta kadın kollarımız olmak<br />

üzere, bütün hayırsever insanlarımıza teşekkür<br />

ediyorum. Bunun dışında, bizim camilerimizden<br />

dostluğu bozacak, toplumu<br />

huzursuz edecek herhangi bir faaliyet kesinlikle<br />

olamaz.<br />

DİTİB olarak, eğitime önem veriyoruz.<br />

Gençlerimizin okul hayatlarında başarılı<br />

olmaları için hep birlikte çalışacağız. Hem,<br />

maddi ve manevi değerlerine bağlı bir<br />

neslin yetişmesinin hazzını birlikte tatmış<br />

olacağız, hem de, içinde yaşadığımız toplumla<br />

barışık, kendini insanlığa adamış,<br />

eğitim, bilgi ve teknolojiyi en üst seviyede<br />

yakalamış bir gençliğin insanlığa vereceği<br />

hizmetin onurunu yaşayacağız” dedi.<br />

Konuşmasının ardından Arslan, inşa edilen<br />

eserin yapımında emeği geçen hayırsever<br />

insanlarımız adına, Oldenburg DİTİB<br />

Hacı Bayram Camii Dernek Başkanı Tuncay<br />

Dinçer’e bir plaket takdim etti.<br />

Oldenburg DİTİB Hacı Bayram Camii,<br />

Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel<br />

Başkanı Sadi Arslan, Din Hizmetleri Ataşesi<br />

Seyfi Bozkuş, Oldenburg Belediye Başkanı<br />

Prof. Dr. Gerd Schwandner, DİTİB Genel<br />

Seketeri Dr. Ali İhsan Ünlü, Almanya Parlamento<br />

(SPD) Milletvekili Gesine Multhaupt<br />

ve Dernek Başkanı Tuncay Dinçer’in<br />

kurdelayı birlikte kesmelerinin ardından<br />

hizmete açıldı.<br />

Türk Halk Oyunları ekiplerinin gösterileri<br />

ve ilahilerle süslenen programı, caminin<br />

bölümleri ile kadın kolları tarafından<br />

hazırlanan kermesin gezilmesinin ardından<br />

sona erdi.


Arslan Dernek Ziyaretlerine Devam Ediyor<br />

T.C. Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel<br />

Başkanı Sadi Arslan, Almanya genelinde hizmette bulunan DİTİB<br />

derneklerine yaptığı ziyaretlerine;<br />

Hamburg bölgesinde; Bad Bramstedt Ulu Camii, Bad Oldesloe<br />

Mevlana Camii, Bad Segeberg Gül Camii, Ahrensburg Ulu Camii,<br />

Geesthacht Hz. Ebubekir Camii, Glückstadt Şehzade Camii, Hamburg-Harburg<br />

Diyanet Camii, Hamburg-Finkenwerder Osman<br />

Bey Camii, Luenburg Fatih Camii, Mölln Fatih Camii, Hamburg-<br />

Billstedt Sultan Ahmet Camii, Hamburg-Kirchdorf Yeni Camii,<br />

Schwarzenbek Serrah Camii, Winsen-Luhe Muradiye Camii,<br />

Münih bölgesinde; Arnstorf DİTİB Camii, Deggendorf Selimiye<br />

Camii, Dorfen Hacı Bayram Camii, Kaufbeuren Ulu Camii, Marktoberdorf<br />

DİTİB Camii, Massing DİTİB Camii, Neufahrn DİTİB<br />

Camii, Nördlingen Fatih Camii, Pfaffenhofen DİTİB Camii, Schongau<br />

Yavuz Sultan Selim Camii, Straubing Mevlana Camii, Vilsbiburg<br />

Hicret Camii, Vöhringen Mevlana Camii, Waldkraiburg<br />

Sultan Ahmet Camii, Weißenhorn Ahmet Yesevi Camii, Neufahrn-<br />

Niederbaye Hacı Bayram Camii, Senden DİTİB Camii, Illertissen<br />

Anadolu Camii,<br />

Stuttgart bölgesinde; Bobfingen Kocatepe Camii, Heidenheim<br />

Muradiye Camii ve Ellwangen Bilali Habeşi Camii dernekleriyle<br />

devam etti.<br />

Münih Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa Temel ve Hamburg Din<br />

Hizmetleri Ataşesi Doç. Dr. Ömer Yılmaz’ın da hazır bulunduğu<br />

ziyaretlerde Arslan, din görevlilerinden bölgelerinde gerçekleştirdikleri<br />

faaliyetler ve vatandaşlarımıza yönelik olarak verdikleri<br />

hizmetlerle ilgili bilgi aldı.<br />

Ziyaretlerinde vatandaşlarımızla da bir araya gelen Sadi Arslan<br />

yaptığı konuşmalarında, gösterdikleri maddi ve manevi özveriden<br />

dolayı kendilerine teşekkür etti. Almanya’da DİTİB’e ait 900’e<br />

yakın derneğin faaliyette bulunduğuna işaret eden Arslan, “Bu<br />

derneklerimizde okul derslerine yardımdan, kültürel faaliyetlere,<br />

kadın hizmetlerinden, dinler ve kültürlerarası ilişkilere kadar her<br />

milletten ve milliyetten insana hizmet verilmektedir Bütün bun-<br />

Dietenheim<br />

Illertiesen<br />

lar sizlerin hamiyetperver oluşunuzdan kaynaklanıyor. Ben bir<br />

kez daha sizlerin şahsında bütün vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum”<br />

dedi.<br />

Gençler Herşeyi Hak Ediyor<br />

Düsseldorf bölgesi<br />

Duisburg-Bruckhausen<br />

DİTİB Mehmet Akif<br />

Camii’nin düzenlediği<br />

kültür ve eğlence gecesinde<br />

gençler, dini,<br />

milli ve genel kültür<br />

sorularına cevap verebilmek<br />

için juri karşısında<br />

ter döktürler.<br />

Gençlik Kolları Sorumlusu<br />

Mehmet Ali<br />

Evci yaptığı açıklamada,<br />

amaçlarının<br />

gençleri birarada tutmak<br />

ve onları sosyal hayata hazırlamak olduğunu belirterek,<br />

bütün katılımcılara teşekkür etti.<br />

Başkan Mustafa Molo da, yapılan bu tür organizelerin geleneksel<br />

hale getirildiğini ve bundan sonra da devamlılığını sağla-<br />

yacaklarını ifade etti.<br />

Din Görevlisi Ali Gülüser<br />

ise, “Gençleri buralarda<br />

tutmak için,<br />

derneklerimizin onları<br />

cezbedecek programlara<br />

ağırlık vermeleri<br />

gerekir. Bu gençler buralara<br />

gelmezlerse<br />

başka uygun olmayan<br />

yerlere kendilerini alıştırırlar.<br />

Bu durum da istenmeyen<br />

neticeleri<br />

ortaya çıkarır” dedi.<br />

Jürinin değerlendirmesi<br />

sonucu, Ender Ertürk birinciliği, Ali Gümüş ikinciliği ve Mehmet<br />

Aydoğan ile Muhammed Bilge Gülüser üçüncülüğü elde<br />

ettiler. Program, dereceye ggiren gençlere çeşitli hediyelerin verilmesinin<br />

ardından sona erdi.<br />

Sayı 30 | Haziran 2009 | 19


Ludwigsburg’da Eğitim<br />

Seferberliği<br />

Stuttgart bölgesi Ludwigsburg DİTİB Yavuz Selim Camii’nde,<br />

Din Görevlisi Aydın Yeşil tarafından başlatılan eğitim<br />

seferberliği büyük ilgi görüyor.<br />

Kampanya’ya yaklaşık 20 kişiyle başladıklarını ve çoğunun<br />

ise evli ve çocuk sahibi olduğunu dile getiren Din Görevlisi<br />

Aydın Yeşil, öğrenmenin yaşının olmadığını ve azmin<br />

elinden hiç birşeyin kurtulamayacağını ifade etti.<br />

Achern’de Aşure Günü<br />

Karlsruhe bölgesi Achern DİTİB Yunus Emre Camii’nde<br />

Aşure günü programı düzenlendi.<br />

Din Görevlisi Ahmet Önal yaptığı konuşmasında, bu günlerin<br />

tarihimizde çok önemli yer tuttuğunu ve insanlarımızın<br />

bir araya gelerek birlik ve beraberlik açısından çok güzel örneklerin<br />

sergilendiğini söyledi.<br />

Program, Dernek Başkanı Mürsel Yıldız’ın yaptığı teşekkür<br />

konuşmasının ardından, davetlilere sunulan aşure ikramı ile<br />

sona erdi.<br />

20 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />

Offenbach’da<br />

“Okumaya Giriş“<br />

Programı<br />

Frankfurt bölgesi Offenbach DİTİB Yavuz Sultan Selim<br />

Camii Derneği tarafından düzenlenen “Okumaya Giriş”<br />

programı, başta öğrencilerin velileri olmak üzere çok sayıda<br />

davetlinin katılımıyla gerçekleşti.<br />

Din Hizmetleri Ataşesi Galip Akın ile Offenbach Bayan Din<br />

Görevlisi Hamide Yaşar’ın da katıldığı programda, çocuklar<br />

tarafından okunan Kur’an-ı Kerim ve meali, 32 farz, ilahiler<br />

ile oynanan piyesler, davetliler tarafından beğeniyle takip<br />

edildi.<br />

Eyüp Sultan Camii’nden<br />

Kitap Kampanyası<br />

Essen bölgesi Wetter DİTİB Eyüp Sultan Camii Derneği,<br />

Hagen Hapishanesi’ndeki Türk vatandaşı mahkumlara bir<br />

kütüphane oluşturulması için kitap kampanyası başlattı.<br />

T.C. Essen Başkonsolosu Dr. Hakan Akbulut ile Din Hizmetleri<br />

Ataşesi Mehmet Uçmuş’un destekleri ve çevre DİTİB<br />

derneklerinin de katkılarıyla toplanan kitaplar, Wetter DİTİB<br />

Eyüp Sultan Camii Din Görevlisi Murat Aksoy, Yönetim Kurulu<br />

Üyesi Necati Ödemiş ve Mustafa Özcan tarafından<br />

Hagen Hapishanesi’ndeki yetkililerine teslim edildi.


DİTİB Merkez’de “Türk Dünyasında<br />

Sanat” İsimli Resim Sergisi<br />

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB)<br />

Eğitim ve Kültür Müdürlüğü tarafından,<br />

Türk dünyasının önemli sanatçılarının<br />

eserlerinin yer aldığı resim sergisi açıldı.<br />

Açılışa, T.C. Köln Başkonsolosu Kemal<br />

Demirciler, DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan,<br />

T.C. Köln Başkonsolosluğu Din Hizmetleri<br />

Ataşesi Hasan Çınar ve Çalışma ve<br />

Sosyal Güvenlik Ataşesi Tahsin Özdemir,<br />

DİTİB Yönetim Kurulu Üyeleri Ayten Kılıçarslan<br />

ve Nihat Özkan, Köln Belediyesi Kültür<br />

Dairesi Müdürü Johannes Bunk, DİTİB<br />

birim müdürleri ile çok sayıda sanatsever<br />

katıldı.<br />

DİTİB Eğitim ve Kültür Müdürlüğü’nden<br />

Kamil Polat’ın sunumunu yaptığı programda<br />

bir konuşma yapan DİTİB Genel<br />

Başkanı Sadi Arslan, “Bugün burada, çok<br />

değerli sanatçılarımızın ve onların yetiştirdiği<br />

öğrencilerimizin büyük emekler harcayarak<br />

hazırladıkları resim sergisini<br />

açmak için bir araya geldik. Cenab-ı Hakk<br />

Kur’an-ı Kerim’de; ‘Allah güzeldir ve güzeli<br />

sever’ buyuruyor. Rabbimiz bu kainatı bir<br />

uyum ve ölçü içerisinde yaratmıştır. Yıldızları,<br />

ağaçları, denizleri, yeşillikleri en güzel<br />

bir şekilde halkederek bizlere bir örnek<br />

teşkil etmiştir. İnsan da bu güzelliği yakalamak<br />

için gayret sarfeder. İşte bu güzelliği<br />

yakalama çabası bir bakıma sanattır.<br />

Bu resim sanatı olabilir, musiki sanatı olabilir,<br />

yada hayatımızın her anını yansıtan<br />

bir başka sanat türü olabilir. Buradaki amacımız<br />

güzelliği yakalamaktır. Allah’ın yarattığı<br />

mükemmeli yakalamaya çalışmaktır.<br />

Bugün burada olduğu gibi, bu sevda<br />

bizleri çok güzel eserler yapmaya sevkeder.<br />

Bu güzelliğe katkı sağlayan, başta hocalarımız<br />

olmak üzere, emeği geçen<br />

herkese teşekkür ediyorum” dedi.<br />

T.C. Köln Başkonsolosu Kemal Demirciler<br />

de konuşmasında; “Bu sergiyi çok anlamlı<br />

buluyorum. Bu sergi, DİTİB’in dini<br />

içerikli faaliyetlere olduğu kadar, sanat ve<br />

kültürel etkinliklere de büyük önem verdiğinin<br />

bir işaretidir. Çadırda bile olsa, bu<br />

hizmetlerini ara vermeden devam eden<br />

başta DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan<br />

olmak üzere, bütün emeği geçenlere teşekkür<br />

ediyorum” dedi.<br />

18-20 Haziran 2009 tarihleri arasında<br />

açık kalan resim sergisi açılış programı, T.C.<br />

Köln Başkonsolosu Kemal Demirciler,<br />

DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, T.C. Köln<br />

Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi<br />

Hasan Çınar ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik<br />

Ataşesi Tahsin Özdemir, DİTİB Yönetim Kurulu<br />

Üyeleri Ayten Kılıçarslan ve Nihat<br />

Özkan, Köln Belediyesi Kültür Dairesi Müdürü<br />

Johannes Bunk ve DİTİB birim müdürlerinin,<br />

sanatkarlar Sabir Chopurov,<br />

Aschraf Geibatov, Ofelia İmanova, Leyla<br />

Kadıoğlu, Nedret Munzur, Sharmuhamed<br />

Tlegen, Ayşe Baş, Selma Baş Gündoğdu,<br />

Tuğba Gündoğdu, Sevgi Kayhan, Şenay<br />

Sakarya, Emine Mehpare Uğurlu ve Şerife<br />

Ozan’a teşekkür ve katılım belgelerini takdim<br />

etmelerinin ardından, sergisinin gezilmesi<br />

ile sona erdi.<br />

Sayı 30 | Haziran 2009 | 21


Prof. Dr. Görmez, Din Görevlileri ve<br />

Yöneticileriyle Bir Araya Geldi<br />

T.C. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof.<br />

Dr. Mehmet Görmez, Stuttgart DİTİB Yeni<br />

Camii konferans salonunda, Stuttgart bölgelesi<br />

DİTİB dernek yöneticileri ve din görevlileri<br />

ile bir araya geldi.<br />

Toplantıya; DİTİB Genel Başkanı Sadi<br />

Arslan, T.C. Stuttgart Başkonsolosluğu Din<br />

Hizmetleri Ataşesi Cevdet Çelen, bölge<br />

DİTİB dernekleri din görevlileri ile dernek<br />

yöneticileri katıldı.<br />

Din Hizmetleri Ataşesi Cevdet Çelen’in<br />

selamlama konuşmasının ardından kürsüye<br />

gelen DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan;<br />

“Bu toplantının bereketli geçmesini<br />

Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum. Bundan<br />

bir ay önce Almanya’daki din görevlilerimiz<br />

ile Köln’de biraraya gelerek, gerçekleştirdiğimiz<br />

hizmetlerimiz ve DİTİB Merkez<br />

Camii projesi hakkında karşılıklı fikir<br />

alışverişinde bulunduk. Bunun yanında<br />

zaman zaman gerçekleştirdiğimiz bölge<br />

toplantıları ve derneklerimize yaptığım ziyaretlerde<br />

siz değerli arkadaşlarımla birlikte<br />

oluyorum ve hizmetleri yerinde<br />

görme imkanı buluyorum” dedi.<br />

DİTİB Merkez Camii projesi hakkında da<br />

bilgi veren Arslan şöyle konuştu: “DİTİB<br />

Merkez Cami’nin yıkım işlemi tamamlanmıştır.<br />

İki yıl içerisinde bitirilmesi gerekiyor.<br />

Çünkü zaman uzadıkça bize ekstra<br />

masraf getirecektir. Bu projenin tamamlanabilmesi<br />

için, hem din görevlisi arkadaşlarımın,<br />

hem de dernek başkanı ve yöneticilerimizin<br />

devamlı gündeminde olması<br />

gerekiyor. İnşallah el ele verip, sadece Almanya’nın<br />

değil, Avrupa’nın da en güzel<br />

mabedlerinden birisi olacak olan bu projemizi<br />

hayata geçirmiş olacağız” dedi.<br />

Diyanet İşleri Başkanı Prof Dr. Ali Bardakoğlu’nun<br />

mesajını ileterek konuşmasına<br />

başlayan Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet<br />

Görmez de konuşmasında, “Bizlere<br />

hem Dini Mübin-i İslam’a mensup olmayı<br />

lutfettiği, hem de müslüman olarak yarattığı<br />

için yüce Rabbimiz’e ne kadar şükretsek<br />

azdır.<br />

“Diyanet İşleri Başkanlığı ve DİTİB birlikteliği<br />

sadece Avrupa’ya değil, aslında<br />

bütün insanlığa örnektir. Yeter ki biz bunun<br />

içini iyi doldurabilelim. Yeter ki var ise<br />

eksiğimiz onu ortadan kaldırabilelim. Dolayısıyla<br />

hiç bir ayrım yapmadan birlikte<br />

aynı hizmeti yapıyoruz. Başkanlık olarak<br />

dünyanın her tarafından 3680 yabancı uyruklu<br />

öğrenciye ilahiyat eğitimi veriyoruz.<br />

22 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />

Hizmetlerimizi yürütebilmemiz için bilgi<br />

donanımına sahip olmamız gerekiyor. Öz<br />

eleştiri yapmalıyız. Kendi gönül dünyası<br />

harabe olan, başkasının gönül dünyasını<br />

tamir edemez. Kendi etrafımızdaki insanlara<br />

ışık saçmalıyız.<br />

“Çocuklara çok değer vermeliyiz. Camilerin<br />

içinde istedikleri gibi koşuştursunlar.<br />

Zaman içerisinde camilerin adabını öğreneceklerdir.<br />

Çocuklara istinaden hazırlanan<br />

Diyanet Çocuk Dergisi’nin her eve<br />

girmesini istiyorum. İki şey çok önemlidir.<br />

Birincisi samimi bir niyet, ikincisi ise gayrettir.<br />

Bu iş biraz da aşk ve heyecan işidir.<br />

Samimi bir niyet ile olmayacak bir iş yoktur.<br />

Gayretli çalışmalarınızdan dolayı dernek<br />

başkanlarımıza, dernek yöneticilerimize<br />

ve din görevlilerimize teşekkür ediyorum.<br />

Allah bizim yüreğimizdeki hizmet<br />

aşkını hiç bir zaman eksik etmesin” dedi.<br />

Toplantı, dernek başkan ve yöneticileri<br />

ile din görevlilerinin, hizmet alanlarıyla ilgili<br />

sordukları soruların cevaplandırılmasının<br />

ardından sona erdi.


Başkan Adayı Kurth, DİTİB’i Ziyaret Etti<br />

Köln Anakent Belediyesi Başkan Adayı<br />

Peter Kurth (CDU) DİTİB Merkezi ziyaret<br />

ederek, Genel Başkan Sadi Arslan ile görüştü.<br />

DİTİB Genel Müdür V. Mehmet Yıldırım,<br />

Basın-Yayın İlişkiler Müdürlüğü’nden Ayşe<br />

Aydın, Türk-Alman Formu Başkanı ve Köln<br />

Meclis Adayı Efkan Kaya (CDU) ve Köln<br />

şehri fahri elçisi ve eski DİTİB Yönetim Kurulu<br />

Üyesi Hayati Önel’in de hazır bulunduğu<br />

ziyarette, hoş geldiniz diyerek<br />

konuşmasına başlayan DİTİB Genel Başkanı<br />

Sadi Arslan, DİTİB olarak yerel makamlarla<br />

ve federal düzeyde güzel ilişkilerin<br />

olduğunu ifade etti. Çeyrek asırdır<br />

hizmet veren DİTİB günden güne büyüyerek<br />

Almanya’nın en büyük sivil toplum örgütlerinden<br />

birisi olduğunu belirten<br />

Arslan, “DİTİB, özellikle Merkez Camii<br />

projesi ile gündeme oturdu. Anakent Belediye<br />

Başkanımız Sayın Schramma’nın<br />

büyük desteğini gördük. Siz de belediye<br />

başkanlığını kazandığınız vakit, umarım<br />

sizinle de aynı ilişkiler içerisinde olacağımızı<br />

düşünüyorum.<br />

“Almanya’da 3 milyona yakın Türk nüfusumuz<br />

var. Fakat bu nüfus gözönüne alındığında<br />

hem eyaletlerde hem de belediyelerde<br />

temsil edilmediğimiz göze çarpıyor.<br />

Ama önümüzdeki dönemde parti<br />

önemli değil daha fazla arkadaşımızı görmek<br />

istiyoruz. Bu da genel anlamda buraya<br />

yaşayan nüfus için bir eşitsizlik oluyor.<br />

Dolayısıyla biraz daha fazla yer verilmesi<br />

gerekir diye düşünüyorum. Şuanki belediye<br />

başkanımız Schramma, şayet aday<br />

olmuş olsa idi, caminin yapılmasındaki<br />

desteklerinden ötürü büyük çoğunlukla<br />

vatandaşlarımızın oyunu alacaktı. Köln’ün<br />

ayrı bir özelliği de var, İstanbul ile kardeş<br />

şehirdir. Önümüzdeki dönem de sizlere<br />

başarılar diliyorum. Seçilseniz de seçilmeseniz<br />

de güzel ilişkilerimiz devam edecektir”<br />

dedi.<br />

Sadi Arslan’a teşekkür ederek konuşmasına<br />

başlayan Köln Anakent Belediyesi<br />

Başkan Adayı Peter Kurth da; “Ehrenfeld’deki<br />

inşa edilecek caminin inşaatı tamamlandıktan<br />

sonra açılışını bekliyorum.<br />

Özellikle Armin Laschet ve Fritz Schramma’dan<br />

cami hususunda bilgiler aldım. Politika<br />

gereği farklı düşünceler ve savunmalar<br />

oluyordur. Ama doğruları da savunmak<br />

gereklidir.<br />

“Önümüzdeki dönemlerde daha fazla<br />

Türk kökenli adaylar olacak. Scharamma<br />

da çok büyük hizmetler yapıştır. Hizmete<br />

kalındığı yerden devam edeceğiz. Birlikte<br />

çalışmalarımıza devam edeceğiz. Türkiye’de<br />

de ilişkilere devam ettiğim dostlarım<br />

var. İstanbul, Ankara ve Alanya’yı iyi<br />

biliyorum. Vatandaşların sorunları sorunlarımız<br />

olarak görürsek çözüm yoluna o<br />

kadar daha hızlı ulaşabiliriz. Birlikte hizmetlerimizin<br />

devamlılığını diliyorum. Her<br />

zaman bağlantı içerisinde olmalıyız. Projelerin<br />

gelişmesinde DİTİB’in de yer almasını<br />

istiyorum. Tekrar teşekkür ediyorum“<br />

dedi.<br />

Gençlerimizin eğitimi, göçmenlerin topluma<br />

katılımını sağlamak konusundaki<br />

projelerinden dolayı memnun olduğunu<br />

ifade eden Arslan, “Ben de bu iyi dilek ve<br />

temmenileriniz için teşekkür ediyorum.<br />

İslam Dini hakkında ön yargılar var. Türkiye<br />

ile ilgili ön yargılar var. Türkiye’deki din ve<br />

devlet ilişkisinin bazen iyi anlaşılmadığını<br />

düşünüyoruz” dedi.<br />

Aslan, günün anısına başkan adayı<br />

Kurth’a, T.C. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr.<br />

Ali Bardakoğlu’nun “Din ve Toplum“ isimli<br />

kitabı ile, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin<br />

(DİTİB) Almanya genelindeki derneklerinde<br />

gerçekleştirdiği sosyal, kültürel<br />

ve dinler ve kültürlerarası ilişkilerde yapmış<br />

olduğu faaliyetleri ihtiva eden bir<br />

dosya takdim etti.<br />

Sıcak ve samimi bir ortamda gerçekleşen<br />

görüşme, konuk heyetin DİTİB Genel<br />

Müdür V. Mehmet Yıldırım refakatinde,<br />

DİTİB birim müdürlükleri ile Herkules Str.<br />

42 adresindeki geçici cami, eğitim ve kültür,<br />

gençlik ve spor, hanımlar kolu birimlerinin<br />

gezdirilmesinin ardından sona erdi.<br />

Sayı 30 | Haziran 2009 | 23


Arslan: “İnsanımız her türlü hizmeti<br />

hak ediyor” dedi.<br />

Almanya genelindeki DİTİB derneklerinde<br />

görev yapan başkan ve yöneticilerle<br />

yapmakta olan“Hizmet İçi Değerlendirme”<br />

seminerlerine Hannover bölgesi ile devam<br />

edildi.<br />

Hannover yakınlarında Bildungs-und<br />

Tagungszentrum HVHS Kurt-Schumacher-<br />

Str. 5, adresindeki Springe şehrinde yapılan<br />

ve iki gün devam eden seminere, DİTİB<br />

Genel Başkanı Sadi Arslan, T.C. Hannover<br />

Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi<br />

Seyfi Bozkuş, DİTİB Genel Sekreteri Dr. Ali<br />

İhsan Ünlü, Yönetim Kurulu Üyesi Ayten<br />

Kılıçarslan, Genel Müdür V. Mehmet Yıldırım,<br />

birim müdürleri ile Hannover bölgesinde<br />

hizmet veren DİTİB dernekleri<br />

başkan ve yöneticileri katıldı.<br />

İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim’in okunması<br />

ile başlayan toplatıda bir konuşma<br />

yapan DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan,“Bu<br />

seminerin bereketli ve faydalı geçmesini<br />

yüce Allah’tan niyaz ediyorum. Bizlerin, sürekli<br />

yenilenmeye, bilgilerimizi tazelemeye,<br />

birbirimizi daha iyi tanımaya ve<br />

dertleşmeye ihtiyacımız var. Çünkü hiçbir<br />

şey yerinde durmuyor. Herşey değişim halinde.<br />

İnsanlar, çevre ve dünya değişiyor.<br />

Sabit olarak değişmez gördüğümüz maddeler<br />

de değişiyor. Bu değişikliği Cenab-ı<br />

Allah bizlere Kur’an-ı Kerim’de (Nur Suresi<br />

41 Ayette): “Göklerde ve yerde bulunanlarla<br />

dizi dizi kuşların Allah'ı tesbih ettiklerini<br />

görmez misin? Her biri kendi duasını<br />

ve tesbihini bilmiştir. Allah, onların yapmakta<br />

olduklarını hakkıyla bilir.”demek suretiyle<br />

herşeyin haraket halinde olduğunu<br />

haber veriyor. Böyle olunca mükemmel<br />

olarak yaratılan insanın da kendisini sürekli<br />

yetiştirmesi, yenilemesi gerekmektedir.<br />

İnsanın mükemmeliyeti ve büyüklüğü<br />

Allah’ın temsilcisi olmasındandır. İnsan, Allah’a,<br />

topluma ve çevreye karşı sorumludur.<br />

Temel olarak, insana hizmet etmek bir<br />

ibadettir” dedi.<br />

T.C. Hannover Başkonsolosluğu Din Hizmetleri<br />

Ataşesi Seyfi Bozkuş da toplantıda<br />

yaptığı konuşmasında, “Vatandaşlarımıza<br />

yönelik olarak verilen hizmetler DİTİB aracılığıyla<br />

buradaki insanımıza iletilmektedir.<br />

Bu bakımdan DİTİB çok önemli görev<br />

ve işlev icra etmektedir. Bununla birlikte<br />

DİTİB nedir? Ne gibi faaliyetler yürütmektedir?<br />

Etkin olduğu noktalar nelerdir? so-<br />

24 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />

Hannover Bölgesi DİTİB Dernek<br />

Yöneticileri Springe’de Toplandı<br />

rularına cevap aramak, hizmette birlik, güç<br />

ve aktivite kazanmak, yeniden moral depolamak<br />

için DİTİB Genel Başkanımız Sadi<br />

Arslan’a, bu semineri planlamış olmalarından<br />

dolayı teşekkür ediyorum.<br />

DİTİB ile ilgili öğrenmek istediklerimizi<br />

ilgili müdür arkadaşlarımıza sormak ve cevaplarını<br />

almak için biraraya geldik. Seminer<br />

müddetince sohbet edeceğiz,<br />

dertleşeceğiz ve birbirimizi yakından tanımaya<br />

gayret edeceğiz. Seminerin hayırlara<br />

vesile olmasını Yüce Mevla’dan bir kez<br />

daha niyaz ediyor, teşriflerinizden dolayı<br />

hepinize şükranlarımı sunuyorum” dedi.<br />

Hannover bölge semineri; DİTİB Genel<br />

Sekreteri Ali İhsan Ünlü, Yönetim Kurulu<br />

Üyesi Ayten Kılıçarslan, Genel Müdür V.<br />

Mehmet Yıldırım ve birim müdürlerinin<br />

kendi görev alanları ile ilgili sinevizyon eşliğinde<br />

yaptıkları sunumlarının ardından,<br />

dernek başkanlarının düşünce ve görüşlerini<br />

içeren konuşmaları ile sona erdi.


Bayanlardan Örnek Bir Davranış<br />

Essen bölgesinde faaliyet gösteren Siegen<br />

DİTİB Selimiye Camii Hanımlar Kolu<br />

üyeleri, beraberlerinde Dernek Başkanı<br />

Mustafa Koyuncu, Din Görevlisi Necmi<br />

Açıkgöz ile birlikte, DİTİB Genel Başkanı<br />

Sadi Arslan’ı makamında ziyaret ettiler.<br />

Kadınlar Kolu Başkan Yardımcısı Hatice<br />

Korkmaz, ziyarette yaptığı konuşmasında,<br />

Köln DİTİB Merkez Camii’nin yapımı aşamasında,<br />

ellerinden gelen her türlü desteği<br />

vereceklerini söyleyerek; “Biz her<br />

Cuma günü kendi ellerimizle yaptığımız<br />

lahmacun, gözleme, börek, ve benzeri oluşan<br />

yemek çeşitlerini, kermesimizde satışa<br />

sunuyoruz. Üç haftalık düzenleyeceğimiz<br />

kermesin gelirini Köln DİTİB Genel Merkez<br />

Camii’mizin inşaatı için bağışlayacağız.<br />

Bizler bununla da kalmayacağız. Hangi konuda<br />

bir talep olur ise, her zaman göreve<br />

ve hizmete hazırız. Ayrıca telefon ile bağış<br />

kampanyasına çevremizdeki aileleri de<br />

yönlendirerek bir nebze de olsun katkı<br />

sağlamak için girişimde bulunacağız. Ayda<br />

bir toplantı yaparak buluşma günü tertipliyoruz.<br />

Bu maksatla en az ayda bir kez<br />

dahi olsa, bu kampanyayı canlı tutmak için<br />

uğraş vereceğiz” dedi.<br />

Genel Merkezimiz’in yapımında dernek<br />

olarak her zaman yardıma hazır olduklarını<br />

belirten Siegen DİTİB Selimiye Camii<br />

Dernek Başkanı Mustafa Koyuncu ve Din<br />

Görevlisi Necmi Açıkgöz, Genel Merkezimiz’e<br />

yakışan tarzda imar edilecek olan bu<br />

mabedin hayata geçirilmesinde, yardım<br />

sever vatandaşlarımız ellerinden gelen her<br />

türlü gayreti gösterecektir dediler.<br />

DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan da konuşmasında,“Öncelikle<br />

örnek davranışınız<br />

için teşekkür ediyorum. Beni duygulandırdınız.<br />

Ben derneklere yaptığım ziyaretlerde,<br />

öncelikle bayanlarımızın yönetim<br />

kurullarının içerisinde yer almalarını, eğer<br />

hanım kollarınız, gençlik kollarınız yok ise,<br />

acilen kurulması gerektiğini ifade ediyorum.<br />

Çok şükür bu konuda çok büyük mesafe<br />

aldık. Bilhassa kadın kollarının oluştuğu<br />

yerlerde, hizmetlerin daha verimli ve<br />

daha güzel yürüdüğünü görüyorum.<br />

Hanım kardeşlerime bu çalışmalarımızda<br />

büyük görevler düşüyor. İnşallah Köln<br />

DİTİB Merkez Camii, sizin gibi duyarlı insanlarımız<br />

sayesinde hayata geçirilecektir.<br />

“Ben tekrar ziyaretinizden duyduğum<br />

memnuniyetimi ifade ediyor, nazik jestinizden<br />

dolayı da sizlere şükranlarımı sunuyorum”<br />

dedi.<br />

Ziyaret, Siegen DİTİB Selimiye Camii Din<br />

Görevlisi, Dernek Başkanı ve Hanımlar<br />

Kolu Üyelerinin, harfiyat çalışmaları devam<br />

eden Köln DİTİB Merkez Camii ve Sosyal<br />

Birimler Kompleksini gezmelerinin<br />

ardından sona erdi.<br />

Soingen Kurbanları Bir Kez Daha Anıldı<br />

29 Mayıs 1993 tarihinde Solingen’deki<br />

evlerinde ırkçılar tarafından kundaklanan<br />

Genç ailesinin beş ferdi, facianın 16. yıl<br />

dönümünde yine hüzünlü bir şekilde anıldılar.<br />

DİTİB Genel Merkez adına Genel Başkan<br />

Yardımcısı Mustafa Üstün ile birim müdürlerinin<br />

katıldığı ve ailenin büyük oğlu<br />

Kamil Genç ve yangından sağ olarak kurtulan<br />

küçük oğlu Bekir Genç ile aile fertlerinin<br />

de hazır bulunduğu bulunduğu<br />

anma günü, yanan evin önündeki anıta<br />

çelek konulması ve faciada hayatlarını<br />

kaybeden Gülsüm İnce (27), Hatice Genç<br />

(17), Saime Genç (7), Hülya Genç (9), Gülistan<br />

Öztürk (12)’ün ruhlarına ithafen okunan<br />

Kur’an-ı Kerim’in ardından yapılan<br />

dua ile sona erdi.<br />

Sayı 30 | Haziran 2009 | 25


Gençlik Bayramı Coşkuyla Kutlandı<br />

“19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve<br />

Spor Bayramı” münasebetiyle Almanya genelindeki<br />

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği<br />

(DİTİB) bağlı derneklerimizde düzenlenen törenler,<br />

büyük bir coşku içerisinde kutlandı.<br />

Frankfurt-Kassel-Bettenhausen<br />

Hannover-Herzberg<br />

Mainz-Ransbach-Baumbach<br />

26 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />

Frankfurt-Gladenbach<br />

Hannover-Bad-Bentheim<br />

Köln-Waldbröl<br />

Münster-Oelde Nürnberg<br />

Münih-Unterschleißheim


8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve başımızın<br />

tacı annelerimize ithaf edilen “Anneler<br />

Günü” anma etkinlikleri, Almanya genelindeki<br />

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB)<br />

derneklerinde büyük bir coşku içerisinde<br />

kutlandı.<br />

Düsseldorf<br />

Frankfurt<br />

Derneklerde Anneler Günü Kutlandı<br />

Frankfurt-Kassal-Brettenhausen<br />

Berlin<br />

Karlsruhe-Bretten Köln<br />

Frankfurt-Usingen<br />

Frankfurt-Borken<br />

Hamburg-Norderstedt<br />

Sayı 30 | Haziran 2009 | 27


Münster-Recklinghausen Nürnberg-Marktheidenfeld<br />

Üstün İçin Veda Programı Düzenlendi<br />

T.C. Düsseldorf Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa<br />

Üstün’ün görevinin sona ermesi nedeniyle, din görevlileri tarafından<br />

bir veda programı düzenlendi.<br />

Programa, T.C. Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve<br />

DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, DİTİB Genel Müdürü V. Mehmet<br />

Yıldırım, Düsseldorf, Essen ve Münster bölgelerindeki DİTİB derneklerinde<br />

görev yapan din görevlileri, dernek başkanları ile çok<br />

sayıda davetli katıldı.<br />

Programın açılışında duygu ve düşüncelerini ifade eden din<br />

görevlileri, görev süreleri içerisinde Din Hizmetleri Müşaviri ve<br />

DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan’ın ve Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa<br />

Üstün’ün her zaman yanlarında olduklarını belirterek, desteklerinden<br />

dolayı kendilerine şükranlarını ilettiler.<br />

Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa Üstün de konuşmasında, her<br />

zaman güzel hatıralarla bu dosthane ortamı hatırlayacağını ifade<br />

ederek, din görevlilerine teşekkür etti.<br />

Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, Din<br />

Hizmetleri Ataşesi Mustafa Üstün’ün görev süresi içerisinde hem<br />

kendi bölgesinde, hem de DİTİB Yönetim Kurulunda çok çok yararlı<br />

çalışmalar yaptığını belirterek, bundan sonraki meslek hayatında<br />

kendisine başarılar dileyerek teşekkür etti.<br />

Federal Almanya Başbakanı Angela Merkel, düzenlenecek yeni<br />

İslam Konferansı öncesinde, Başkent Berlin'de konferansın üyelerini<br />

kabul etti.<br />

Merkel kabulde yaptığı konuşmasında, İçişleri Bakanı Dr. Wolfgang<br />

Schäuble'nin inisiyatifiyle gerçekleşen İslam Konferansı’na<br />

katılanlara teşekkür ederek; “Bu yasama döneminde son İslam<br />

Konferansı’nı düzenlemiş bulunmaktayım. Konferansın İslam ve<br />

Müslümanlarla diyaloğun geliştirilmesi açısından önemli olduğunu<br />

düşünüyorum” dedi.<br />

Schäuble ile hükümetin Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı<br />

Prof. Dr. Maria Böhmer’in de hazır bulunduğu toplantıda, Almanya'da<br />

İslam'ın uzun süre ihmal edildiğini belirten Merkel, bu<br />

diyalog sürecinin her iki tarafa da katkı sağladığını kayderek, karşılıklı<br />

açıklık, hoşgörü ve çeşitliliğin bu ülkenin önemli değerlerinden<br />

biri olduğunu ifade etti. Almanya'da Türklerin sayısının<br />

fazla olması nedeniyle Türkiye'nin bu diyalogda önemli bir ortak<br />

olduğunu belirten Merkel, bunun yadırganmamasını istedi.<br />

28 | Haziran 2009 | Sayı 30<br />

Çok sıcak va zaman zaman duygulu anların yaşandığı program,<br />

din görevlilerinin, Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı<br />

Sadi Arslan ve Din Hizmetleri Ataşesi Mustafa Üstün’e çiçek takdim<br />

etmelerinin ardından sona erdi.<br />

Merkel, İslam Konferansı Üyelerini Kabul Etti


Bisiklet Federasyon Başkanları<br />

DİTİB’i Ziyaret Etti<br />

Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı<br />

Emin Müftüoğlu, Başkan Yardımcısı<br />

Abdurrahman Açıkalın, Kuzey Ren Vest -<br />

falya Eyaleti Bisiklek Federasyonu Başkanı<br />

Toni Kirsch, Başkan Yardımcısı Wolfgang<br />

Schaff ile birlikte, DİTİB Genel Mer -<br />

kezi’nde DİTİB Genel Başkan Sadi Arslan’a<br />

nezaket ziyaretinde bulundu.<br />

DİTİB Genel Müdür V. Mehmet Yıldırım,<br />

Gençlik ve Spor Müdürü Nevzat Coş -<br />

gun’un da hazır bulunduğu ziyarette,<br />

Alman Bisiklet Federasyonu ile işbirliği<br />

çerçevesinde Köln’de bulunduklarını<br />

ifade eden Türkiye Bisiklet Federasyonu<br />

Başkanı Emin Müftüoğlu, “DİTİB’in genç<br />

potansiyelinin olduğunu öğrendik. Bun -<br />

dan sonraki dönemde DİTİB’in de katkısı<br />

ile bir proje gerçekleştirebilir miyiz. Bir -<br />

likte ne gibi aktivite yapabiliriz, diye fikir<br />

alışverişinde bulunmak amacıyla DİTİB<br />

ziyaretini gerçekleştirdik. Genç nüfusa<br />

bisiklet zevki aşılamalıyız” dedi.<br />

Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Bisiklet<br />

Federasyonu Başkanı Toni Kirsch de,<br />

“Türkiye Bisiklet Federasyonu ile gelecekteki<br />

işbirliği için özel projeler kararı aldık.<br />

DİTİB<br />

Türkisch-Islamische Union der Anstalt für Religion e.V.<br />

Monatliche Zeitschrift · Ausgabe 30<br />

Herausgeber<br />

DİTİB<br />

Sadi Arslan (Vorstandsvorsitzender)<br />

V.i.S.D.P.<br />

Ekrem Ceşen<br />

Redaktion<br />

Mehmet Yıldırım · Ekrem Ceşen<br />

Nuri Bilici · Işık Uğurlu · Dr. Hasan Karaca<br />

Kemalettin Oruç · Ercüment Aydın<br />

Übersetzerin<br />

Türkan Beki<br />

Beiträge & Fotos<br />

Ercüment Aydın · Taner Gündüz<br />

Adresse<br />

Subbelrather Str. 17 . 50823 Köln<br />

Tel.: 0221 / 57 98 213 - 42 · Fax.: 0221 / 57 98 290<br />

basin@ditib.de · www.ditib.de<br />

Druck<br />

Önel Druck & Verlag<br />

Silcherstr. 13 · 50827 Köln<br />

Tel: 0221 / 587 90 84 · Fax: 0221/ 587 90 04<br />

info@oenel.de · www.oenel.de<br />

İşbirliğinin asıl amacı gençleri bir arada<br />

tutmak. Her iki federasyon Almanya’da<br />

Türk-Alman dostluğuna katkıda bulunmak<br />

için işbirliğinde bulunmuştur.<br />

DİTİB’in de bu konuda katkılarını bekleriz”<br />

dedi.<br />

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin<br />

(DİTİB), Almanya´da 880’i aşkın derneği,<br />

bir çatı altında temsil eden kuruluş olduğunu<br />

belirten DİTİB Genel Başkan Sadi<br />

Arslan, “DİTİB olarak bizim asli görevimiz<br />

toplumumuzu din konusunda aydınlatmak<br />

olsa da, burada yaşayan insanımızın<br />

sportif, eğitim ve sosyal faaliyet alanlarındaki<br />

ihtiyaçlarını sunmaktayız. Çalışmala -<br />

rımız gençlere, yaşlılara, hanımlara ve<br />

uyum ihtiyacı olan tüm göçmenlere<br />

yöneliktir. Almanya’daki Türklerin yaklaşık<br />

yarısı çocuk ve gençlerden oluşmaktadır.<br />

Gençlerinin toplum içerisinde ruhen ve<br />

Münih bölgesi DİTİB Allach ve Pasing<br />

Camii derneklerine devam eden öğrenciler<br />

arasında düzenlenen futbol müsabakasında<br />

dostluk kazandı.<br />

Öğrencileri ödüllendirmek, komşu<br />

cami arasındaki ilişkilerin ve dostluğun<br />

pekişmesi, öğrencilerin tanışıp kaynaşması<br />

açısından büyük anlam ifade eden<br />

müsabakaya, veliler de büyük ilgi gösterdiler.<br />

bedenen sağlıklı yetişebilmesinde ve<br />

bulunduğu toplumla uyumda, sporun<br />

önemi büyüktür. DİTİB, bu sahada da<br />

gençlerimize yönelik hizmet ve faaliyetlere<br />

çok özel önem vermiş ve bağlı derneklerimizin<br />

tamamına yakınında gençlik<br />

merkezleri oluşturmuştur. Spor uyum için<br />

önemli bir araçtır. Bu sebeple DİTİB olarak,<br />

futbol, güreş ve uzakdoğu sporlarından<br />

oluşan 400’ün üzerinde spor derneği<br />

ile hizmet vermekte, gece futbolu ve turnuvalar<br />

düzenlemekteyiz. Ayrıca ortak<br />

geziler, diğer gençlik merkezleri arasında<br />

buluşma ve fikir alışverişleri programları<br />

tertipliyoruz” dedi.<br />

Gösterilen misafirperverlikten duydukları<br />

memnuniyeti belirten Feredasyon<br />

Başkanları Mütfüoğlu ve Kirsch, daha<br />

sonra tekrar bir araya gelme dilek ve<br />

temennilerini ifade ettiler.<br />

Dostluğun Kazandığı Maç

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!