10.07.2015 Views

şah ısmaıl hatainin şiirlerindeki atasözü ve deyimler üzerine

şah ısmaıl hatainin şiirlerindeki atasözü ve deyimler üzerine

şah ısmaıl hatainin şiirlerindeki atasözü ve deyimler üzerine

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

98 JOURNAL OF AZERBAIJANI STUDIESŞAH ISMAIL HATAİNİN ŞİİRLERİNDEKİATASÖZÜ VE DEYİMLER ÜZERİNEAyşe ULUSOY(Kocatepe Uni<strong>ve</strong>rsitesi, Afyon, Türkiye)Atasözleri <strong>ve</strong> <strong>deyimler</strong>, kullanıldıktan dilin çiçekleridir. Birinsanın <strong>şah</strong>siyeti doğumuyla başlayıp ölümüne uzanan çizgide zamanlaolqunlaşarak nasıl etrafına ışık saçmaya başlarsa, atasözleri detoplumların kendi kültürlerini meydana getirerek <strong>şah</strong>siyet sahibioldukları anda doğarlar. Bir milletin müşterek tecrübeleri <strong>ve</strong>alışkanlıkları <strong>üzerine</strong> kurulan değer yarqıları <strong>ve</strong> gelenekler, о milledbir bütün halinde heyecanlandıran <strong>ve</strong> muhayyelelerde iz bırakanhadiseleri motif olarak kullanarak <strong>ve</strong> dilin imkanları dahilinde en <strong>ve</strong>cizifade kalıplarına bürünerek "<strong>atasözü</strong>" adıyla vücut bulurlar. Sosyalilişkilerimizi <strong>ve</strong> iç yaşantımızı düzenleyen gü<strong>ve</strong>nilir kriterler olarakhayatımıza yön <strong>ve</strong>rirler, Asırların süzgeçinden geçerek günümüzegelen <strong>atasözü</strong> ile <strong>deyimler</strong>, dil <strong>ve</strong> düşünce tarihimizi net çizgilerleözetlerken, halkın kendi dil <strong>ve</strong> kültürüyle ne kadar barışık <strong>ve</strong> onlara neölçüde hakim olduğunu yansıtır. Değerlerinin zincirini koparan <strong>ve</strong>geleneklerine yabancılaşan milletlerin atasözleri <strong>ve</strong> <strong>deyimler</strong>inin deitibardan düştüğüne yerlerine hakim kültürün zihniyetinin <strong>ve</strong> söyleyişözelliklerinin şekillendirdiği yeni atasözleri <strong>ve</strong> <strong>deyimler</strong>in yerleştiğine<strong>şah</strong>it oluruz. Bu itibarla atasözleri <strong>ve</strong> <strong>deyimler</strong>, bir milletin içbütünlüğünü ne kadar süreyle koruduğunu takibe imkan <strong>ve</strong>rirler.Bunlarbir milletin kelime <strong>ve</strong> ifade tercihinin göstergesi dil bilimi için olduğukadar,sosyoloji <strong>ve</strong> psikoloji ilmi için de dikkate değer malzemelerdir.Bütün bu hususları göz önüne alırsak bir dile milliyetinin rengini,ifadeunsurları arasında öncelikle dil içinde adeta yeni bir dil oluşturanatasözleri <strong>ve</strong> <strong>deyimler</strong>inin <strong>ve</strong>rdiğini söyleyebiliriz.Atasözlerimiz <strong>ve</strong> <strong>deyimler</strong>imiz halk mahsulü olan <strong>ve</strong> halkın lirikruhuyla beslenerek hergün yeni katılımlarla zenginleşen masal, fıkra,efsane, türkü gibi edebi türlerimizle birlikte sözlü kültürde hayatbulmuşlar, kısa <strong>ve</strong> etkili yoldan ifade imkanı sağladıkları için gereknesir gerekse şiir dilinde işlenerek edebi dilimizi zenginleştirmişler,kendileri de yazılı kültürün himayesine sığınarak kullanım alanlarınıgenişletmişlerdir. Bugün atasözleri <strong>ve</strong> <strong>deyimler</strong> bakımından zengin birmirasın üzerinde oturuyor olmamız, eski kültür <strong>ve</strong> edebiyatımızın şiire,şaire kısacası edebi esere bakış tarzıyla yakından alakalıdır. Edebi-


ŞAH İSMAİL HATAİNİN ŞİİRLERINDEKİ ATASÖZÜ.. 99yatımızda hikmetli söz söylemek her zaman ön planda gelmiş, bununiçin de telkin gücünün yüksekliği <strong>ve</strong> hafızalara kısa sürede hükmetmebaşarısı düşünülerek şiir dili bu yönde işlenmiştir.Kutadgu Bilig'de geçen,M Şair sözüne değer <strong>ve</strong>ren insanınifadesi zenginleşir", "Şair, bilgisize gözdür" 1ifadeleri şairin nasıl birsorumluluk yüklendiğini ortaya koymaktadır.XVI. yüzyıl başlarında Cevri İbrahim Çelebi, "<strong>atasözü</strong>" nündarbı mesel, mesel, emsal, hikmet, hisse gibi karşılıklarından "mesel"ikullanarak halis şiirin zarif <strong>ve</strong> güzel söyleyiş yanında söylenilendenbirkaç defa fazlasını ifade etmesi gerektiğine işaretle bu konuda şiirdilinde <strong>atasözü</strong>nün * önemini şöyle belirtir :"Bu mesel gözgü gibi yüz gösterür.Birdur illa ma'niyi yüz gösterür" 2XVIII. yüzyılda Levni, "Atalar Sözü" başlıklı şiirinde"Tut atalar sözü kalbi selim olGönülden gönüle yol var demişler" 3diyerek atalar sözünün asırları deviren tazeliğine dikkatleri çeker.Biz de çalışmamızda XVI. yüzyıl Divan şairlerimizden olan ŞahIsmail Hatayi'nin şiirlerinde geçen atasözleri <strong>ve</strong> <strong>deyimler</strong> üzerindedurmak istiyoruz. Arapça <strong>ve</strong> Farsça bilen bir hükümdar şair olarak halkkültürüne <strong>ve</strong> tabirlerine olan yakınlığını, Divan şiirinin XVI.yüzyıldabu noktada hangi aşamada bulunduğunu göz önüne alarakdeğerlendirmeye çalışacak, Azeri bir şair olarak bazı ses <strong>ve</strong> söyleyişfarklılıklarına rağmen, kullandığı atasözleri <strong>ve</strong> <strong>deyimler</strong> yardımıyladeğişik coğrafyalarda Türk kültürünün <strong>ve</strong> kıvrak zekasının nasılkesiştiğini göstermeyi deneyecegiz.XVI. yüzyılda kendisiyle birlikte sanat <strong>ve</strong> edebiyatını da zir<strong>ve</strong>yeyerleştiren Osmanlı İmparatorluğu, bu dönemde Zati, Fuzuli, Hayaligibi kuv<strong>ve</strong>tli şairler yetiştirmiş hatta padi<strong>şah</strong>lar da şiir <strong>ve</strong> sanatla iç içebir hayat sürmüşlerdir.Safevi Devleti' nin kurucusu Şah İsmail Hatayide Divan şiirinin nazım şekillerini ,türlerini <strong>ve</strong> manzumlarını* Edebiyatımızda XIX. yüzyıla kadar <strong>atasözü</strong> <strong>ve</strong> deyim genellikle aynı terimlerlekarşılanmıştır.


100kullanarak tertip ettiği Divan'ı, Dehname <strong>ve</strong> Nasihatname adlımesnevileri ile bu şairlerle aynı asrı aylaşmıştır. XVI. yüzyıl öncesi klasikkläsik Azeri şairlerini okuyan, devrinin sanat <strong>ve</strong> edebiyat hayatını dayakından takip eden Hatayi'nin, şiir dilinin yabancı kelimelerleağırlaştığı böyle bir devirde Türkçe'nin güzelliklerini yakaladığınoktalar üzerinde durmak istiyoruz.Divan şiiri önceden belirlenmiş <strong>ve</strong> çiğnenmesi söz konusuolmayan bir takım kaideler çerçe<strong>ve</strong>sinde yazılır. Vezni, kafıyesi, nazımşekli, türü, manzumları, sanatları <strong>ve</strong> kısmen dili şaire bu hususlardabaşka bir tercih hakkı tanımaz. Sanatın, "zekanın malzemeyikullanması" 4şeklindeki tanımını dikkate alırsak, şairin sanatının bukalıplar içinde en güzel,zarif <strong>ve</strong> orijinal ifadeyi yakaladığı andakonuştuğunu söyleyebiliriz. Malzemeleri aynı olan şairler,birbirlerinden kullandıkları dilin kaynaklarını işleyebilme gücüyle,kısaca üsluplarıyla ayırırlar. Bulunduğu edebiyat dairesinde klasikolmak isteyen bir şair, dilinin bütün kaynaklarından azami derecedeyararlanabilmelidir.Eski edebiyatmızda Arapça <strong>ve</strong> Farsçanın yanındaTürkçe'ye geniş bir yer açan, bu dilin yepyeni söyleyiş güzelliklerinikeşfedebilen şairleri daha cana yakın buluruz. Bu tür beyitlerhafızalanmızda daha kolay yer eder, sohbetlerde daha kolay dile gelir.Türkçeyi akıcı, sade, düşündürücü, dokunaklı <strong>ve</strong> en önemlisi halkmantığına <strong>ve</strong> zevkine yakın bir şekilde Divan şiirinde kullanmak, buşiire milli <strong>ve</strong> mahalli bir çeşni <strong>ve</strong>rmek isteyen şairlerimizin imdadınagüzel <strong>ve</strong> zarif kelimelerimizle birlikte atasözlerimiz <strong>ve</strong> <strong>deyimler</strong>imizyetişmiştir.XV. yüzyılda Osmanlı şiirinde Necati Bey ile başlayan şiirindokusuna atasözleri <strong>ve</strong> <strong>deyimler</strong>i yerleştirmek temayülünün XVI.yüzyılda da gelişerek devam ettiğini görüyoruz. Şah Ismail Hatayi f ninTürkçe Divanın'da, Nasihatname <strong>ve</strong> Dehname adlı mesnevilerindekullandığı <strong>atasözü</strong> <strong>ve</strong> <strong>deyimler</strong>, şairi bu kullanımın başarılıtemsilcilerinden biri olarak ilan edecek kadar çeşitlidir. Şah Ismail'inkullandığı atasözleri <strong>ve</strong> <strong>deyimler</strong> ile Türkiye Türkçe f sinde о dönemdekullanılan <strong>ve</strong> bazıları günümüze kadar gelen atasözleri <strong>ve</strong> <strong>deyimler</strong>arasında, seçtiğimiz bazı örnekler yardımıyla, Türk dilinin <strong>ve</strong> halksöyleyişinin Safevi Devleti hükümdarı Hatayinin dilinde kazandığırağbete dikkat çekmek istiyoruz. Mezhep aynılıkları <strong>ve</strong> siyasiçatışmalar, iki devlet arasindaki sanat <strong>ve</strong> kültür alış<strong>ve</strong>rişine engel


ŞAH İSMAİL HATAİ'NİN ŞİİRLERİNDEKİ ATASÖZÜ.. 101olamamış, destanlar <strong>ve</strong> halk hikayeleri gibi edebi türlerle birlikteatasözleri <strong>ve</strong> <strong>deyimler</strong>de müşterek kullanım sahası bulmuşlardır.Şah Ismail Hatayi, şiirlerine serpiştirdiği atasözlerini, şiirinbünyesine <strong>ve</strong> iletmek istediği mesaja göre birbirinden farklı tekniklerle<strong>ve</strong>rir. Atasözünü <strong>ve</strong>zne uydurabilmek için, kelime ila<strong>ve</strong> eder, çıkarır,cümleyi devrik cümle <strong>ve</strong>ya soru cümlesi haline getirir.Bugün "Dikensiz gül olmaz 11şeklinde kullandığımız, "Güzel şeyielde etmek isteyen ya da elde eden kimse bunun gerektirdiği rahatsızedici şeyleri de hoş görmelidir" 5anlamına gelen <strong>atasözü</strong>müz, ŞahIsmail Hatayi'nin gazelinde şöyle ifade edilir :"Bu cihanın bağçesinde harsız gül mi olurTikeninden korkma isen yüri gülzar isteme"* (s.39,n.l6)Şair, Osmanlı Türkçesi 1nde "Altının kıymetini cevahirci bilir.","Altını sarrafa sor, cevahiri kuyumcuya" 6şekilleriyle tespit edilen,bugün de anlamından <strong>ve</strong> söylenişinden birşey kaybetmeyen bu<strong>atasözü</strong>nü de benzer bir teknikle beyte yerleştirmiştir :MSarraf olan bilür gevher bahasınMübah olmuş dürür pir ü civane 11 (s.39,n.l7)Şah Ismail Hatayi'nin kullandığı atasözlerine bir bütün olarakdikkatimizi yönelttiğimiz zaman bu sözlerin bir er kişiye bağlanarakHak'ka ulaşmak yolunda benliğini <strong>ve</strong> itibarını adım adım yükselten,amacına ulaşmasına mani olacak engelleri tabii karşılayarak onlarlabaş etme cesaretini kendinde bulan, dünya malına <strong>ve</strong> sevgisine değer<strong>ve</strong>rmeyen bir insanın kompozisyonunu çizdiğini görürüz.Şair, bugün, "Merdi<strong>ve</strong>n ayak ayak (basamak basamak) çıkarlar 117formülüyle karşıladığımız, hayatta olgunluğa <strong>ve</strong> başarıya insanlarınküçük fakat sağlam adımlarla <strong>ve</strong> sabırla çıkmaları gerektiğini ifadeeden <strong>atasözü</strong>nüde,"Ululuk ister isen kulluk eyleAyag bir bir basarlar nerdübane." (s.40,n.l7)* Çalışmamıza yeri geldikçe iktibas yaptıığımız, Şah İsmail Hatayi'ye ait Şiirleri İbrahimArslanoğlu'nun Şah İsmail Hatayi (Divan, Dehname, Nasihatname <strong>ve</strong> Anadolu Hatayileri,1st, 1992) adlı kitabından aldık. Şiirlerin, Arslanoğlu'nun tertibine göre önce sayfanumaraları ardındanda gazel numarası <strong>ve</strong>rilmiştir.


Ayşe ULUSOYşeklinde irsal-i mesel yoluyla <strong>ve</strong>rir.Hatayi'nin bazı atasözlerini doğrudan doğruya <strong>ve</strong>rmeyerek,sadece mesajlarını sezdirmekle yetindiğine de <strong>şah</strong>it oluruz."Ey peri çoh iş<strong>ve</strong>-i hüsnine mağmur olma kimMülk-i fani sanmagıl kim ne sana kaldı mene (s.40,n.l9)Bu beyit "Dünya kime kalmış ki sana kalacak", "Dünya malı nesana kalır, ne bana kalır" 8<strong>atasözü</strong>nün anlamını, sevgiliye bir parçahaddini bidirmek endişesiyle birikte gündeme getirir.Şair bazen de bu tutumunun aksine, "eski bir meseldir, bu sözmeseldir, bu mesel meşhurdur." şeklinde eski şiirimizde çok sıkkullandığımız bir ifade kalıbı ile söze başlar :"Bir meseldir kim diyerler gencin üste mar olurZülf içinde hüsnin ol genc-i nihan olmış-dürür." (s.l39,n.237)Bu ifade kalıbı bazen asıl cümleye bir ila<strong>ve</strong> unsur olmaktan çıkar,aşağıdaki örnekte görüleceği gibi, asıl cümlelerden biri olarak hemanlam hem de ahenk bakımından şiirin bünyesinde bir vazife yüklenir :"Ezelden bir meseldir kim demişlerTarikat pirleri şekker yemişlerZahirin ne ise batının oldır.Zahirden batına dosdoğru yoldır." (Nasihatname, s.242)Şah İsmail'in tasavvufı bir atmosfer içinde kullandığı "zahirbatının aynasıdır." sözü <strong>atasözü</strong> olarak, Türk kültür <strong>ve</strong> ahlakınınonbirinci yüzyıldaki demirbaşlarından Kutadgu Bilig f de şöyletasdiklenmiştir:"Tecrübe etmiş <strong>ve</strong> tecrübe ile iyiyi, kötüyü ayırt etmiş insan neder, dinle.""İnsanın iç tabiatı onun dış görünüşüne eşittir; yüzü <strong>ve</strong> kıyafeti ilehareketi birbirine denktir.""Dışını görürsen, bu içi için yeter <strong>şah</strong>it say; insanı içi dışı gibi <strong>ve</strong>dışı da içi gibidir." 9


ŞAH İSMAİL HATAİNİN ŞIİRLERİNDEKİ ATASÖZÜ.. 105demek suretiyle sabır <strong>ve</strong> kararın gidip gelmesini bir mısraya sığdırarak"tezat" lı bir söyleyiş elde eden şair, aynı söyleyişi şu beyitle "kulolmak" ile "azad olmak" <strong>deyimler</strong>iyle kurar:"Ey peri şirin lebin ışkında Ferhad olmişemТа sana kul olmişem alemde azad olmişem"Dil kelimesinin gönül <strong>ve</strong> dil olarak iki ayrı anlamıyla birliktekullanıldığı şu beyit ise şairin <strong>deyimler</strong>i tevriye sanatıyla da beraberkullandığını göstermektedir:Bu Hatayi 1nin dilinde ışkınız pinhan ikenCümle-i alem dilinde dastan oldım yineŞalr <strong>deyimler</strong>e sağlamaya çalıştığı ifadenin çekiciliğini bir katdaha artırmak için leff ü neşr sanatını da kullanmıştır:"Gicem ilen gündüzim fark edebilmen ey sanemRüy ile zülfün olıbdur subh ilen şamım menim"Şah Ismail Hatayi 1nin bir deyimin birden fazla anlama gelebilenifade zenginliğini de keşfetmiş olduğunu görüyoruz. Bir ülküyebağlanmak, bir yola girmek anlamına gelen "eteğini dutmak" deyimiaynı zamanda peşini bırakmamak, keremine sığınmak, yakasınayapışmak anlamlarına da gelir. Şair bu deyimi sırasıyla her ikianlamıyla da farklı yerlerde şöyle kullanmıştır:"Vahşet eteğini dutdı gönlimÖz haletini unutdı gönlim" (Dehname, s. 176)"Rüz-ı mahşerde dutıb dameni sana diremBu dahi ey güzelim dünya vü gaddar değil" (s. 75, n. 91)Öte yandan şair, aynı anlama gelen birden fazla deyimi dekullanarak, hem tekrara düşmekten kurtulmuş, hem de Türkçenin bukaynağını sonuna kadar işlemek konusunda ne kadar cömertdavrandığını göstermiştir. Bu <strong>deyimler</strong>in bir kısmını şöylesıralayabiliriz:


106 AyşeULUSOYEşiğinde derban olmak, eşiğinde dilenci olmak, eşiğinde kulolmak; eteğinden elini kesmemek, eteğini elden koymamak; gözü kanağlamak, gözünden kanlı yaş akıtmak; yoldan çıkmak, yoldan azmak;hayali gözüne gelmek, hayali karşı durmak, göz önüne düşmek, gönlütalan etmek, gönlü yağma kılmak; vatan tutmak, mesken tutmak vs.Atasözleri <strong>ve</strong> <strong>deyimler</strong>i ölümsüzleştirerek onları bir kültüre maletme noktasında şairler çok önemli bir konumda bulunmaktadırlar.Çünki şiir, bir dili en iyi temsil eden edebi tür, "şair de kendi dilinin ençok bağladığı insandır." 12Bu şairlerden biri olan Şah İsmailin <strong>şah</strong>sındaXVI. yüzyılda Osmanlı <strong>ve</strong> Azeri sahasında yaygın olarak kullanılanatasözler <strong>ve</strong> <strong>deyimler</strong>in bir terkibini yapmış olduk.NOTLAR1. Yusuf Has Hacib: Kutadgu Bilig, (Çeviren: Reşit Rahmeti Arat), 3. baskı,Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ank., 1985, s. 1852. EYÜBOGLU, E. Kemal: Şiirde <strong>ve</strong> Halk Dilinde Atasözleri <strong>ve</strong> Deyimler.İst, 1973, önsöz, s. vıı '3. Prof. Dr. ELÇİN Şükrü: Halk Şiiri Antoloji Kültür Bakanlığı Yay, Ank,1988, s. 198-1994. OKAY, Orhan: Sanat <strong>ve</strong> Edebiyat Yazıları. "Edebiyatın üstünlüğü",Dergah Yay. İst. 1990, s.175. AKSOY, Ömer Asım: Atasözleri <strong>ve</strong> Deyimler Sözlüğü-Atasözleri, TürkDil Kurumu Yay, 4.baskı, 1984, s.205-2066. Şinasi-Ebüzziya: Durub-ı Emsal-i Osmaniyye. Matbaa-i Ebiizziya, 3.basim 1302 (1885), s.347. AKSOY, ömer Asım: a.g.e, s.3178. Şinasi-Ebüzziya: a.g.e, s.2029. Yusuf Has Hacib, a.g.e, s.166lO.Yrd. Doç. Dr. KURNAZ Cemal: Hayali Bey Divanı Tahlili, KültürBakanlığı Yay, Ank, 1987, s.4211.Doç. Dr. YÜCE, Nuri: "Turk şi<strong>ve</strong>lerindeki Ata Sözlerinde Uygunluk",Türk Dünyası Araştırmaları (Faruk Kadri Timurtaş'a Armağan), Aralık1983, s. 263 - 26812.ELİOT, T.S: Edebiyat Üzerine Düşünceler


ŞAH İSMAİL HATAİ'NIN ŞİİRLERİNDEKIATASÖZÜ.. 107SummaryTHE IDIOMS AND SAYINGS IN THE POETRY OF SHAHISMAIL KHATAIAyşe ULUSOY(Kocatepe Uni<strong>ve</strong>rsity, Afyon, Turkey)Sayings and idioms ha<strong>ve</strong> a <strong>ve</strong>ry important place in any language. Theyare one of the main indicators of the unity and integrity of language andliterature. When people use common sayings and idioms, it indicates thatthey are bound by common values, traditions and way of life. Thus, this is animportant step in the process of the strengthening of the common ties amongthe individuals living in the same society. They emerge from people'scommon thoughts, ideas, moral values and traditions, and ha<strong>ve</strong> impact cmtheir way of life by shaping their criteria of "good" and "bad".In the process of the assimilation of one society by another and/or oneculture by another, we see that the individuals of the assimilated society startto use the idioms and sayings of the assimilating society. In other words, theybegin to accommodate and to the ideas, values, traditions and lifestyles ofthe latter. They start to share a common culture, which is the culture of theassimilating society.From this point of view it can be argued that sayings and idioms, as theother elements of culture, show the inner strength and unity of a nation. So,their analysis is subject-matter of not only linguistics, but also sociology andpsychology.Idioms and sayings initially emerge in the oral literature of people, andthen it is used in the written literature by poets and writers. Just as the otherelements of the oral literature, idioms and sayings are quite lyricized. Andthis adds to their fluency and popularity among people. Howe<strong>ve</strong>r, they arefavored by people not merely for their lyrical fluency. They also carry valueas advices and expressions of moral rules. That's why writers, poets andphilosophers ha<strong>ve</strong> been widely using them for centuries.The use of idioms and sayings in the poetry has been a <strong>ve</strong>rywidespread tendency in the oriental societies, especially in the Turkic ones.This article was aimed at analyzing the idioms and sayings in the writings ofjust one poet of the Turkic orient - Shah Ismayil Khatai, and finding out towhat extent those idioms and sayings reflect the common cultural and ethnicbonds among the Anatolian and the Azerbaijani Turks.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!