11.07.2015 Views

fulltext pdf - KEFAD

fulltext pdf - KEFAD

fulltext pdf - KEFAD

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

GAZİ ÜNİVERSİTESİ KIRŞEHİR EĞİTİM FAKÜLTESİ, Cilt 6, Sayı 2, (2005),145-162 145TÜRK DEMOKRASİ TARİHİNDE I. MEŞRUTİYET DÖNEMİHakan UZUNGazi Üniversitesi, Kırşehir Eğitim Fakültesi,Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Proğramı, Kırşehir / TürkiyeGeliş Tarihi: 16.03.2005 Yayına Kabul Tarihi: 27.12.2005ÖZETOsmanlı Devleti’nin, devleti kurtarabilmek amacıyla başlattığı modernleşme sürecinin sonuçları, onaparalel olarak gelişen demokratikleşme sürecinin gelişimi üzerinde de etkili olmuştur. Bundan dolayı daTürkiye’deki demokratikleşme sürecinin, modernleşme sürecine paralel olarak değerlendirilmesi daha doğruolacaktır. Ayrıca bu süreç içerisinde örnek alınan Batı modeli, Batı’daki demokratikleşme sürecine benzersonuçlar ortaya çıkarmamıştır. Çünkü Türkiye’de, süreç Batı’dan daha farklı gerekçelerle ortaya çıktığından,demokratikleşme sürecinin geldiği nokta ve süreç içerisinde yaşananlar da Batı’dan daha farklı olmuştur.Türkiye’de Anayasal sürecin başlangıcını ihtiva etmesi açısından I. Meşrutiyet dönemi Türkiye’nin demokrasitarihinde özel bir yere sahip olup; bu dönemde yaşananların demokratik gelişim üzerindeki etkilerini tesbit etmekson derece önemlidir.Anahtar Kelimeler : Modernleşme, Demokrasi, Meşrutiyet.THE FIRST MEŞRUTİYET PERIODS IN THE HISTORY OFTURKISH DEMOCRACYABSTRACTThe results of Modernization process in Ottoman State to establish the new state, effected the process ofdemocratic devolopments relatirely. Therefore, it is better to held the modernization and democratization alltogetter. However, Western model of Democratization in Turkey hadn’t lead the same results as in WesternCountries. Since, in Turkey, democratization took place because of reasons which were different from Westerncountries, the applications and the reached point were different each other. As the First Meşrutiyet Period werethe beginning of law constitution process, they had a special place in the history of Turkish Democracy. So it isvery important to find out the realities and the effects of the First Meşrutiyet Period on democratic devolopments.Key Words: Modernization, Democracy, Meşrutiyet.


GAZİ ÜNİVERSİTESİ KIRŞEHİR EĞİTİM FAKÜLTESİ, Cilt 6, Sayı 2, (2005) 147devlet iktidarı karşısında hak veözgürlüklerini düzenleyen kuralların bütünü 6olarak tarif edilebilen, Anayasa ile belirlisiyasal amaçlar gerçekleştirilmekistenmektedir. İlk ve en önemli amaç siyasaltopluluğun üyesi olan kişiyi özerklik alanınayapılacak müdahalelere karşı korumaktır. Buher insanın kendi öz varlığını korumakistediği inancına dayanmaktadır. Budüşünceye göre kişi bağımsızdır, çünküdiğer kişilerden farklı özelliklere sahiptir vebu nedenle bu özerk alana dokunulmamasıgerekir. Bu düşüncenin temelinde insanonurunun dokunulmaz olduğu inancıyatmaktadır. Başka bir deyişle, her insansadece insan olması nedeniyle temel hak veözgürlüklere sahip olmalıdır denebilir.Siyasal topluluğun üyesi olan kişininkorunması amacı iktidarın hem “işlevsel”hem de “uzamsal” olarak bölünmesi yoluylagerçekleştirilir. O halde anayasanın birönemli özelliği de iktidarın bölünmesinigerçekleştirmektir. “Kuvvetler ayrılığı”iktidarın işlevsel olarak “federalizm”deuzamsal bölünmesini sağlar. Kuvvetlerayrılığı ve federalizmin etkin bir biçimdeişleyebilmesi için yazılı ve sert bir anayasagereklidir. Bu kurumları içeren anayasa isedevlet iktidarını sınırlar ve bir yerdetoplanmasını önler. 7John Locke ve J. J. Rousseau gibidüşünürlerin geliştirdikleri ToplumSözleşmesi kuramı, zamanla XVIII.Yüzyılın ikinci yarısında mutlakıyetçihükümdara karşı verilen savaşımları daetkilemiş ve bu etkilenmeden anayasacılıkhareketi doğmuştur. 8 Örneğin Amerika’dayaşanan gelişmelerin bir sonucu olarakortaya çıkan Amerikan Anayasaları, J.J.Rousseau’nun Toplumsal Sözleşmesinin biruygulaması gibidir. 9 Yerel halkınkatılmasına imkân tanımayan yönetimlerebaş kaldırılmasının bir örneği olarak, 10Amerikalılar, yabancı saydıkları birhükümeti başlarından atmış, yasama,yürütme ve yargı erklerini yenidenbirbirlerini en iyi şekilde denetleyecek birşekilde kurmuşlar, BağımsızlıkBildirgesi’yle, hükümetin halk tarafındanyaratıldığını, yalnızca kendisine verilen biryetkiyi kullandığını, insanlarınkendilerinden esirgenemeyecek haklarasahip olduklarını ilân etmişlerdir. Bunlardin, basın, toplantı özgürlüğü, keyfitutuklamanın olmaması ve kanun önündeeşitlik gibi çoğu Avrupalının elde etmeyeçalıştığı haklar olup, ABD’nin böyle birörnek sunması 1789’da Fransızlarıninkılaplarına insan hakları ile ilgili bir bildirive yazılı anayasa ile başlamalarınınnedenlerinden biri olmuştur. 11 İngilizkolonisi olmaktan çıkarak, bağımsız birdevlet olması sürecinin bir çok önemliizlerini taşıyan ABD Anayasası’nın, anayasatarihinde önemli bir farklılığı vardır.Dünyada anayasalar genellikle yönetimlertarafından hazırlanarak halka sunulurken,Amerikan Anayasası’nda bunun tersine,yönetimin halka değil, halkın yönetime biranayasa kazandırması ilkesibenimsenmiştir. 12Batı ve Orta Avrupa’daki Anayasacılıkakımının XVIII. Yüzyıl sonlarındabaşlaması ve XIX. Yüzyıl da yoğunlaşması6 Ana Britannica, C.II, s.50.7 Mehmet Turhan, Anayasal Devlet, Ankara,1997, s.14.8Mümtaz Soysal-Fazıl Sağlam, “Türkiye’deAnayasalar”, Cumhuriyet Dönemi TürkiyeAnsiklopedisi, C.I, s.s.(18-52), s.20.9 Sander, a.g.e., s.115.10 Soysal-Sağlam, a.g.m., s.20.11 Sander, a.g.e., s.115.12Murat Belge, “Dünya Anayasal TarihindeÖzgürlük ve İktidar Dengesi Amerikan AnayasalGeleneği”, C.D.T.A., C.I, s.s.(52-54),s.52.


148Türk Demokrasi Tarihinde I. Meşrutiyet / H. Uzunbir rastlantı değildir. Bu yüzyıllar,Avrupa’da ortaçağ sonlarından berigelişmekte olan yeni bir toplum sınıfının,burjuvazinin artık açıktan açığa en üstün güçolarak belirmeye başladığı, bu üstünlüğünüanayasalarda gösterilmiş kurumlar vekurallar yoluyla sağlamlaştırmak içinuğraştığı bir döneme rastlamaktadır. 13X. Yüzyıldan itibaren şehirlerde ticaret vesanayinin gelişmesinin ortaya çıkardığızengin, yeni bir sınıf olan Burjuvazinin bumücadelesi, toplumun diğer bir sınıfı olanaristokratların doğuştan sahip olduğu siyasî,askerî ve sosyal haklarının, kendileriningelişiminde olumsuz etkisini ortadankaldırabilmek amacıyla, eşitlik ve özgürlükilkelerini gerçekleştirme mücadelesidir.Eşitlik ilkesini yasalar önünde eşitliğisağlamak, özgürlük ilkesini ise kendidüşüncelerini yayabilmek amacıylabenimsemişlerdi. 14 Gerçekte burjuvazinintüm bu mücadelesi herkesten çok,burjuvazinin işine yarayacak düzenlerinkurulmasına yol açmış olabilir, ancak, busayede, feodalitenin kalıntıları ilearistokrasinin ve mutlak hükümdarlarınegemenliği de yıkılmış daha sonrakidemokrasi akımları için yollar açılmıştır. 15Anayasal gelişmeler bakımından dünyadaözel bir yeri olan Fransa’nın bu özelliğininbaşta gelen nedenlerinden biri, bu ülkenin“kesin ve evrensel formüller ülkesi”olmasıdır. Bunun bir yansıması, İngilizparlamentarizmi hiçbir mantığa ve felsefeyedayanmadan zaman içinde gelişerek adetakendiliğinden ortaya çıkan bir sistemken,Fransa’nın devrimden sonra rejimini yeni veevrensel bir kavram olan “ulusal egemenlik”13 Soysal-Sağlam, a.g.m., s.21.14Ahmet Taner Kışlalı, Siyasal Çatışma veUzlaşma, 2. Baskı, Ankara, 1993, s.73-74.15 Soysal-Sağlam, a.g.m., s.21.kavramı üzerine kurmasıdır. Böylece Fransızsistemi İngiltere örneğinin tersine “akıl ileyaratılmış ve rasyonel bir tutarlılıklakuşatılmıştır”. Ancak bunun bir bakımazorunlu olduğunu, monarşik egemenlikteorilerinin güçlü olduğu Kara Avrupa’sındave özellikle Fransa’da anayasalı bir rejimeulaşmanın yolunun muhtemelen “egemenkral”ın karşısına “egemen halk”ıçıkarmaktan geçtiği de unutulmamalıdır. Bufarklı gelişme çizgisinin ardındaki toplumsalolgulara bakıldığında, Fransız inkılâbı ileburjuvazinin eski toplumsal hiyerarşiyekatılmak değil, onu yok etmek ve yerinialmak istediği görülür. 16Dolayısıyla Batı’daki anayasacılık akımıtoplumlardaki bir takım sosyal ve ekonomikdeğişimlerin bir sonucu olarak, başka birdeyişle, burjuvazinin devlet yönetiminde hakelde etme çabasının bir ürünü olarak ortayaçıkmıştır. 173. I. MEŞRUTİYET DÖNEMİ3.1. I. Meşrutiyet Dönemi ÖncesiGelişen OlaylarKuruluşundan Kanun-i Esasi’nin ilânıtarihine kadar geçen devirde, mutlakyönetim anlayışının hakim olduğu, 18Osmanlı Devleti’nde de Batı’daki birburjuva hareketi niteliğinde olmamaklabirlikte, XIX. Yüzyılın ortalarına doğru birtakım anayasacılık hareketlerinin başladığıgörülür. 19 Ancak bu hareketler daha çok16 Yavuz Sabuncu, “Dünya Anayasal TarihindeÖzgürlük ve İktidar Dengesi, Fransız AnayasalÖrneği”, C.D.T.A., C.I, s.s.(53-53), s.53-54.17 Soysal-Sağlam, a.g.m., s.21.18 Yaşar Özüçetin, “Egemenliğin, Demokratik-Millî Hakimiyete Dayanması ve Yeni TürkDevleti’nde Görünümü”, G.Ü. Sosyal BilimlerEns., Sa.: 1, Dön.: Mayıs, s.s (1-7), Ankara,2004, s.419 Temuçin Faik Ertan, “Osmanlı Devleti’ndeAnayasalı Rejime Geçiş (1876 Kanun-ı


GAZİ ÜNİVERSİTESİ KIRŞEHİR EĞİTİM FAKÜLTESİ, Cilt 6, Sayı 2, (2005) 149devlet memurluğundan yetişme bir avuçinsanın, çöken devleti kurtarabilmek içindüşünebildikleri ve genellikle Batı’danaktardıkları çarelerden ibaret olmuştur. 20Türkiye’de Anayasal hareketlerinbaşlangıç noktası konusunda farklıyaklaşımlar olmakla birlikte, Tanzimatdönemi boyunca zaman zaman yayınlananfermanlarda anayasal hareketlere birbasamak olma niteliği daha açık ve nettir. 21Osmanlı Devleti’ndeki çöküşüdurdurabilmek amacıyla ilân edilenTanzimat Fermanı ve Tanzimat döneminde(1839-1876) yapılan tüm modernleşmeçabaları istenilen sonuçları vermemiştir.Müslüman olmayan unsurlar, Tanzimatlabirlikte gelen yerine getirilmesi gerekenyükümlülüklerden memnun olmamışlardırve 1856 Islahat Fermanında daha genişhaklar tanınmasıyla güçlenerek bağımsızlıkamaçlı isyanları sürdürmüşlerdir. 22 Bununyanı sıra Avrupa devletlerine tanınan yeni vegeniş kapsamlı ayrıcalıklar, bunlardan alınanyüksek miktarda borçların, sanayi ve ticaretalanında kalkınmaya imkân vermemesi vedevleti batının ekonomik sömürüsüne açıkhale getirmesi; ayrıca Tanzimat dönemibatılılaşmasının ekonomik yönünün, yabancımüdahalesinden yararlanan azınlıkların işineyaraması ve böylece Osmanlı Devleti vetoplumunun özellikle Tanzimat dönemiylebirlikte Batı emperyalizmine açık halegelmesi ve sarayın gereksiz harcamalarınında etkisiyle toplumda belli kesimler buduruma karşı tepki duymaya başlamışlardır.Esasi’si)”, H.Ü. Edebiyat Fakültesi Dergisi, C.12, Sa.:1-2, s.s.(98-120), Ankara, 1995, s.98.20 Soysal-Sağlam, a.g.m., s.21.21 Ertan, a.g.m., s.9922 Yaşar Özüçetin, “Türkçülük”, Türk Yurdu,C.22, Sa.: 173, s.s.(6-13), Ankara, 2002, s.6.Bu tepkilerden birisi olayınsorumlularının Çengelköyü’ndeki KuleliKışlası’nda sorgulanmalarından dolayıKuleli Vakası olarak bilinenidir. 23 Niteliğiile ilgili farklı bir çok fikrin ileri sürüldüğü 24bu olay her ne nedenle yapılmış olursa olsunbu eylemin gizli bir teşkilatlanmayagidilerek iktidara karşı direnmek içinyapılmış olması ve özellikle de bu eylemdegizli teşkilatlanma fikrinin bulunuyor olmasıoldukça önemlidir. 25 Ayrıca ordununsiyasete ilk müdahalesi de 1859’da KuleliOlayı ile başlamıştır. Bu müdahale artıkordunun siyaset alanında bir güç olarakbelirdiğini göstermiştir. Bu olaydan sonragerçekleşen diğer bir müdahale ise 1865’tekurulan İttifak-ı Hamiyet adındaki birörgütten gelmiştir. Bu hareketin içinde de,yönlendiren grup içerisinde olmamaklabirlikte yine askerler vardır. Her iki olayındabaşarısızlıkla sonuçlanmasına karşın, buolaylar, yönetime karşı tepkinin artıksiyasete müdahale etmek şeklinde olduğunugöstermiştir. 26Ancak I. Meşrutiyet dönemi öncesi asılmuhalefet hareketini, Tanzimat dönemindeortaya çıkan ve Genç veya Yeni Osmanlılarolarak isimlendirilen aydınlarbaşlatmışlardır. Yeni Osmanlılar 1865’teİstanbul’da gizlice örgütlenmişlerdir. Buörgüt Enver Ziya Karal tarafından “ilk23 Ahmet Bedevi Kuran, Inkılâp Tarihimiz ve JönTürkler, 2. Baskı, İstanbul, 2000, s.16-17.24 Kuran, a.g.e., s.17-20; Uluğ İğdemir, KuleliVak’ası Hakkında Bir Araştırma, Ankara, 1937,s.38.25Orhan Aldıkaçtı, Anayasa HukukumuzunGelişmesi ve 1961 Anayasası, 3. Baskı, İstanbul,1978, s.48.26Kurtuluş Kayalı, “Osmanlı Devleti’ndeYenileşme Hareketleri ve Ordu”, Tanzimat’tanCumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, C.5,s.s.(1250-1258), s.1255.


150Türk Demokrasi Tarihinde I. Meşrutiyet / H. Uzunmuhalefet partisi” 27 olarak kabul edilmiştir.Osmanlı Devleti’nin ilk aydın hareketinioluşturan ve tamamı gazeteci olan bucemiyet 28 Ayetullah Mehmed, Nuri, Şinasi,Ziya, Namık Kemal, Ali Suavi, Reşad, Agahgibi isimlerden oluşmaktaydı Daha sonraAvrupa’ya kaçmak zorunda kalan bu kişiler,Mustafa Fazıl Paşa’nın önderliği vekoruması altında, 1867’de Yeni Osmanlılaradıyla bir cemiyet kurmuşlardır. 29Türkiye’de “aydın geleneğininbaşlangıcını” oluşturdukları 30 kabul edilen,Yeni Osmanlılar, aslında batılılaşmada yenibir boyuta geçildiği ve Tanzimat’la birlikteortaya çıkan, devleti kurtarmak için tümalanlarda yenilik yapmak gerekirdüşüncesinin yeni bir halkasınıoluşturuyorlardı. 31 Ortak bir fikir etrafındakümelenmeseler de, düşünce bazındabirleştikleri tek nokta, demokrat olmalarıidi. 32 Ayrıca, Tanzimat yöneticilerine veyüzeysel olarak kabul ettikleri Tanzimatdönemi Osmanlı modernleşmesine karşı daortak bir tavır geliştirmişlerdi. 33 Yürütmeninparlamento karşısında sorumlu olduğumeşruti bir yönetime geçmeyiamaçlamışlardır. 34 Yeni Osmanlılara görekurulacak bu yeni düzen, padişah ve27 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, C.VII, 2.Baskı, Ankara, 1977, s.313.28 Mümtaz’er Türköne, Siyasî İdeoloji Olarakİslamcılığın Doğuşu, İstanbul, 1991, s.93-95.29 Turhan, a.g.e., s.170.30 İlber Ortaylı, “Bir Aydın Grubu: YeniOsmanlılar”, T.C.T.A., C.VI, s.s.(1702-1703),s.170331Hüseyin Nail Kubalı, Türk Esas TeşkilâtHukuku Dersleri, İstanbul, 1962, s.67.32 Türköne, İslâmcılığın..., s.95.33Şerif Mardin, “Yeni Osmanlılar ve SiyasîFikirleri”, T.C.T.A., C.VI, s.s.(1698-1701),s.1700; Bu eleştiriler için bkz.: İhsan Sungu,“Tanzimat ve Yeni Osmanlılar”, Tanzimat I,İstanbul, 1940, s.s.(777-857).34 Erdoğan Teziç, 100 Soruda Siyasî Partiler,İstanbul, 1976, s.174.yöneticilerin, keyfi ve baskıcıuygulamalarına karşı aydınlar ve halk içingüvence oluşturacaktı. 35Tanzimat dönemi uygulanan ekonomikpolitikaların devleti malî yöndenAvrupalılara esir ettiğini söyleyen YeniOsmanlılar, kapitülasyonların kaldırılmasınıistemişlerdir. 36 Tanzimatçıların dışpolitikasını da eleştiren Yeni Osmanlılar,siyasî bakımdan Avrupa’ya bağımlı halegelindiğini 37 söyleyerek, dış politika dabağımsız hareket edilmesi gerektiğinisavunmuşlardır. 38Kendilerine devleti kurtarma misyonunuyükleyen Yeni Osmanlılar, düşünceleriniİslâmi bir söylemle ifade etmişlerdir. İlkbaşlarda, bir muhalefet aracı olarakkullandıkları İslâm, zamanla düşüncelerinintemelini oluşturmuştur. İslâmi söylemi,iktidarı ele geçirmek, düşüncelerini en iyişekilde ifade edebilmek için vedüşüncelerinin yasal dayanağı olarakkullanan Yeni Osmanlılar, aynı zamandabatılı değerler sistemine, İslâmi bir karşılıkbulmak yolunu da seçmişlerdir. 39 Yeni batılıdeğerleri İslâmi bir söylemle dile getirerekve yorumlayarak, bu değerlerinMüslümanlar tarafından daha kolay kabuledilmesini sağlamaya çalışmışlardır. 40Tanzimat döneminde aydınlarındemokratik hak ve özgürlük mücadelelerisürerken Devlet bir çok yoğun iç ve dış35Sina Akşin, “Siyasal Tarih (1789-1908)”,Türkiye Tarihi, C.III, 5. Basım, İstanbul, 1997,s.s.(77-188), s.146.36 Şerif Mardin, “19. Yüzyılda Düşünce Akımlarıve Osmanlı Devleti”, T.C.T.A., C.II, s.s.(342-351), s.345.37 a.g.m., s.345.38 Teziç, a.g.e., s.174.39 Türköne, a.g.e., s.63-10240Erik Jan Zürcher, Millî Mücadeledeİttihatçılık, 2. Basım, Çev.: Nüzhet Salihoğlu,İstanbul, 1995, s.34.


GAZİ ÜNİVERSİTESİ KIRŞEHİR EĞİTİM FAKÜLTESİ, Cilt 6, Sayı 2, (2005) 151bunalımlara düşmüş ve artan bunalımOsmanlı siyasal sistemini demokratikistekleri kısıtlama ve baskı altında tutmayoluna itmiştir. Örneğin Tanzimatdöneminde basın-yayın hayatınabakıldığında, Tanzimat’ın ilk yıllarında kitapsatışlarında artış kaydedilmeye başlandığıtespit edilmektedir. Ayrıca Tanzimatdönemiyle birlikte oldukça gelişen basın,iktidar değişikliklerinde yaptığı muhalefetile etkili olmaya başlamıştır. İktidardeğişikliklerinde kullanılan bir araçolmuştur 41 . Ancak ilk sansürün de 10 Nisan1845 tarihli Polis Nizamı ile getirildiğigörülmektedir. Hükmün nasıl uygulandığınıgösteren bir belge ve bilgi olmamaklaberaber Nizam’ın 13. mad. ile yine o tarihtekurulan Polis Örgütüne “Ahlak ve geneladabı bozacak” yayınları yasaklama yetkisiverilmiştir. 42 1857’de de ilk “BasmaneNizamnamesi” yayınlanarak, bu nizamnameile matbaa açmak isteyenler izne tabitutulmuş, kitap basımına da kitabınyayınlanmadan önce denetlenmesi gibi bazıkurallar getirilmiştir. 43 Ayrıca 1858’deçıkarılan Ceza Kanunu ile basın da cezakapsamı içerisine alındığı gibi, 1864’teyayınlanan ilk Matbuat Nizamnamesindegazete ve dergi çıkarmak isteyenlerin ruhsatalmalarını ve bunun için Osmanlı uyruğundaolanların Maarif Nezareti’ne, yabancıların41Ahmet Oğuz, “Osmanlı İmparatorluğu’ndaHükümdarlık Anlayışının Değişmesi AçısındanAbdülaziz’in Hal’i ve Meşrûtiyetin İlanı” , 60.Yılında İlim ve Fikir Adamı Prof. Dr. KâzımYaşar Kopraman’a Armağan, Yay.Haz.: E.Semih Yalçın, s.s.(484-489),Ankara, 2003, s.48942Alpay Kabacalı, “Tanzimat ve MeşrutiyetDönemlerinde Sansür”, T.C.T.A., C.3, s.s.(607-616), s.607-608.43 a.g.m., s.608.ise Hariciye Nezareti’ne başvurmalarınızorunlu kılmıştır. 44Bu dönemde ayrıca, Yeni Osmanlılarınfaaliyetlerinin de etkisiyle 5 Mart 1867’deSadrazam Ali Paşa’nın yayımladığı,Kararname-i Ali diye anılarak biraz da alayaalınan yeni bir kararname çıkarılmış ve bukararname ile hem basın için uyulmasızorunlu tutulan geniş bir yasaklar kataloğudüzenlenmiş, hem de hükümete, buyasaklara uymadıkları gerekçesiylegazeteleri kapatma yetkisi tanınmıştır.Kararname-i Ali’nin yayımlanmasınınardından birçok gazete geçici olarakkapatılmışsa da, bir süre sonra yenilerine deizin verilmiştir. Sadrazam Nedim Paşadöneminde ise gazetelerin hükümeteeleştiriler yöneltmeleri üzerine, gazetelerkapatılmıştır. Ancak bir başka ad altındayeniden kurulmuşlardır veya bu durum YeniOsmanlıların Avrupa’ya kaçarak oradayayınlara girişmelerine yol açmıştır. 45Mahmut Nedim Paşa’nın ikinci sadrazamlığıdöneminde de 29 Nisan 1876 tarihindeyayımlanan kararname ile ilk kez resmen daranlamda gazete ve dergi sansürügetirilmiştir. 46İç ve dış karışıklıklarla geçen, basının veyayınların denetim altına alınması yolundailk girişimlere yönelen 1830-1875 arasıdönem içerisinde gazete ve dergi sayısıartarken kitap yayımında da nispi artışkaydedilmiştir. 1729-1830 döneminde 200dolayında kitap yayınlanmışken, 1875 yılınagirildiğinde yayınlanan kitap sayısı 3.000dolayına ulaşmıştır. 47 Ancak bu dönemde44 Ali Gevgilili, “Türkiye Basını”, C.D.T.A., C.1,s.s.(202-228), s.205; Kabacalı, a.g.m., s.608.45Gevgilili, a.g.m., s.205; Kabacalı, a.g.m.,s.609; Orhan Koloğlu, “Osmanlı Basını: İçeriğive Rejimi”, T.C.T.A., C.1, s.s.(68-93), s.81.46 Kabacalı, a.g.m., s.610.47 a.g.m., s.610.


152Türk Demokrasi Tarihinde I. Meşrutiyet / H. Uzunbasın ciddi bir şekilde sansüre tabiîtutulmuştur. 48Tüm bunlara karşın Tanzimat dönemindeMümtaz Turhan’ın deyimiyle “birer mektepvazifesi görmüş fikir vasıtaları” olan 49basının gelişmesi ve basın aracılığıyla YeniOsmanlıların fikirlerini yayma olanağınakavuşması ile mutlakıyet rejimine karşıgittikçe artan bir muhalefet başgöstermiştir. 50Bu arada 1861 tarihinde Abdülmecit’inölümü üzerine, yerine Abdülaziz geçmiştir.Onun döneminde dikkati çekengelişmelerden birisi 19 Mayıs 1869 günüŞûrayı Devlet’in kurulması olmuştur. 51Bütün uyrukların üye olabilecekleri, beşidareden kurulu bir meclis olan ŞûrayıDevlet’in açış nutkunda Abdülaziz’insöylediklerinden, 52 şeriat hükümlerinin48 Yıldızhan Yayla, “Sansür”, C.D.T.A., C.4,s.s.(954-958), s.955.49 Turhan, a.g.e., s.172.50 Hilmi Ziya Ülken, “Tanzimat’tan Sonra FikirHareketleri”, Tanzimat I, İstanbul, 1940,s.s.(757-775), s.757-758.51 Recai Galip Okandan, Amme HukukumuzunAna Hatları, 3. Baskı, İstanbul, 1959, s.79;Sıddık Sami Onar, İdare Hukukumuzun UmumîEsasları, C.3, İstanbul, 1966, s.1899-1910.52Abdülaziz şunları söylemiştir: “...Her birkanunun faydalı olması genel menfaatlere uygunolmasıyla mümkündür. Eski zamanlardamemleket çıkarları için düzenlenen kanunlardanşu zamanda da yararlanmak bizce mümkündeğildir. gerçekte o zamanlarda kabul edilentemel ilkeler ve hazırlanan kanunlar tebaamızınşimdiki ihtiyaçlarına uygun olsaydı şimdiAvrupa’nın en medeni ve en iyi idare edilenhükümeti arasında bulunurduk.Yeni teşkilât,yürütme organının yasama, din ve yargıkuvvetlerinden ayrılması ilkesine dayanmaktadır.Şûra-yı devlet, halkın birliğiyle vücuda gelmişOsmanlı devletinin, amaçları doğrultusundakamunun refahı ve eğitimin ilerlemesinisağlamakla görevli önemli bir kurul olarakgörülmelidir.Hangi mezhepte bulunurlarsabulunsunlar bütün tebaam aynı vatanınevlatlarıdırlar; mezhep anlaşmazlıkları, Osmanlıyetersizliğinin anlaşılarak yeni bir hukukdüzeni meydana getirilmesininzorunluluğunun ortaya konulduğunu ve darbir alanda da olsa kuvvetler ayrılığıprensibinin Anayasa hukukuna girdiğigörülüyor. Ayrıca dinî inanışın kamuhizmetlerine girmede bir ayrıcalık teşkiletmeyeceği bir kez daha belirtilmiştir. 53Devlet Şûrası’nın yetkileri arasındabulunan, “hükümetle fert arasındakidavaları görmek” konusu, Padişahın böylebir durumu kabul ettiğini ve böylecekendisinin de kanuna tabi olduğunugösteriyor. Böylesi bir durum Gülhane HattıHümayunu’ndan sonra bir kez daha dilegetirilmiş ve bu prensibin uygulanması içinmahkeme kurulmuştur. Böylece HukukDevletine doğru yeni bir adım dahaatılmıştır. 54 Ayrıca yine Devlet Şûrası’nınyetkileri arasında bulunan, “vilayetmeclislerinin her yıl yapmak isteyecekleriıslahat hakkında her vilayetten gelecek 3-4temsilcinin katılması ile karar vermek”konusu da, halkın yavaş yavaş kendi iradesiile kendi geleceğini belirleme arzusununaçık bir ifadesi olarak bu yetkininkullanılması için tayin edilen vilayettemsilcilerinin Şûrayı Devlet’e hareketisırasında her vilayette “heyecanla tezahüratyapılmıştır”. 55 Şûra-yı Devlet’in böylece,sınırlı bir konuda da olsa, vilayettemsilcilerinin katıldığı bir meclis halinetebaasını ayırmamalıdır. Herkes dinî inançlarındaserbesttir... Herkesin hakkını; düşünce veamaçlara rehber olan ve mevcut ihtiyaçlarauygun bulunan temel ilkeleri ilân etmeyi görevsayarım.” Engelhardt, Tanzimat ve Türkiye,Türkçesi: Ali Reşad, İstanbul, 1999, s.255-256.53 Aldıkaçtı, a.g.e., s.51.54 a.g.e., s.51.55 Aldıkaçtı, a.g.e., s.51-52; Tarık Zafer Tunaya,Türkiye’nin Siyasî Hayatında BatılılaşmaHareketleri, 2. Baskı, İstanbul, 1996, s.41.


GAZİ ÜNİVERSİTESİ KIRŞEHİR EĞİTİM FAKÜLTESİ, Cilt 6, Sayı 2, (2005) 153gelmesi, onun “iptidaî bir Meclis-iMebusan” olduğu fikrini doğurmuştur. 56Kuruluşundan başlayarak bir yıllık süreiçerisinde Devlet Şûrasına 28 Müslüman, 13çeşitli din ve mezheplere mensup toplam 41üye tayin edilmiştir. Osmanlı Devleti’nde ilkolan böyle bir meclis kısa zamandabozulmuş ve Sadrazam Ali Paşa’nın meclisiadeta bir fren gibi görmesi üzerine “riyasetve üyelere” sadrazamın dediklerini yerinegetirecek adamlar tayin edilmiş, “Şûra-yıDevlet, Şûra-yı Evet” olmuştur. 57Abdülaziz döneminin kişisel ve keyfiyönetimi, basına ilk defa sansür koyaraközgürlüğü sınırlamaya çalışması, 58 MahmutNedim Paşa’nın Rusya destekli konumu, dışmüdahaleler, ayaklanmalar, yaşananekonomik sıkıntılar vb. etkenlerle muhaliflerAbdülaziz’e karşı harekete geçmiş ve 11Mayıs 1876 günü Talebe-i Ulum Hareketiolarak adlandırılan bir eylemigerçekleştirmişlerdir.Medreseöğrencilerinin ayaklandırıldığı ve halktan dabir takım kimselerin katıldığı bu eylemsonucunda Abdülaziz, Sadrazam MahmutNedim Paşa’yı azletmiştir. Fakat daha sonrayaşanan gelişmelerle 30 Mayıs 1876tarihinde Abdülaziz de tahttan indirilmiştir. 59Abdülaziz’in yerine geçirilen V. Murat’ında ruhsal durumunun bozulması üzerineAnayasayı ilân edeceğini söyleyenAbdülhamit tahta geçirilmiştir. 60 Abdülhamit23 Aralık 1876’da bir ferman ile Anayasa’yı56 Tunaya, Türkiye’nin..., s.41.57 a.g.e., s.148-150.58 Sulhi Dönmezer, Basın Hukuku, C. I, İstanbul,1964, s.129; B.Kuran, a.g.e., s.25.59 B.Kuran, a.g.e., s.26-27; Oğuz, a.g.m., s.492-494.60 a.g.e., s.27-28; Ahmet Oğuz, I. MeşrutiyetMeclisi Umumî’sinin Açılışı, H.Ü. SosyalBilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi,Ankara, 2003, s.48-50ilân etmiş ve böylece ara-sıra gerçekleşenkesintilere rağmen Millî Mücadele dönemide dahil olmak üzere Türkiye’de günümüzekadar devam eden Anayasal süreçbaşlamıştır.3.2. 1876 Kanun-i Esasi’nin Özelliklerive DeğerlendirilmesiKanun-i Esasi padişah tarafındanoluşturulmuş bir komisyon ve Mithat Paşa,Süleyman Paşa, Ziya Paşa ve Namık Kemalgibi kişiler tarafından hazırlanmıştır. KanuniEsasi’nin hazırlanışında halkın temsilinisağlayacak herhangi bir kurul olmadığı gibi,halk oylaması da yapılmamıştır. Bu nedenle1876 metni hukuki açıdan padişahın tekyanlı bir işleminden doğmuş bir “FermanAnayasa”dır. 61Kanun-i Esasi: a) Memalik-i Devlet-iOsmaniye (Mad.1-7) b) “Tebaa-i Devlet-iOsmaniye’nin hukuk-ı umumiyesi (mad.8-26) c) Vükelay-ı Devlet (mad.27-38) d)Memurin (mad.39-41) e)Meclis-i Umumi(mad.42-59) f) Heyet-i Âyan g) Heyet-iMebusan (mad. 65-80) h) Mehakim (mad.81-91) ı) Divan-ı Âli (mad.92-107) i)Vilâyet (mad.108-112) j) Mevadd-ı Şetta(mad.113-119) olmak üzere 11 fasıl 119maddeden ibarettir. 62Kanun-i Esasi’nin 66. mad. 63 göre, mebusseçimi konacak bir kanuna göre yapılacaktı.Bu amaçla Anayasa hazırlanırken bir deTalimat-ı Muvakkate ismini taşıyan, bir seneyürürlükte kalacak, seçimin nasılyapılacağını gösteren bir talimat, 28 Ekim1876’da yürürlüğe konmuştur. 13 Aralık1876 günü de İstanbul ve civarının seçimsistemini tespit eden 23 maddelik bir61 Tanör, Osmanlı-Türk…, s.105.62 Suna Kili – Şeref Gözübüyük, Türk AnayasaMetinleri, 2. Baskı, İstanbul, 2000, s.43-55.63 a.g.e., s.50.


154Türk Demokrasi Tarihinde I. Meşrutiyet / H. UzunBeyanname çıkarılmıştır. Talimat-ıMuvakkate, iki dereceli, basit çoğunluksistemine dayanıyordu. Seçilecekmilletvekillerinin sayısını 80’i, müslim ve50’si gayrimüslim olarak tespit etmekte idi.Her vilâyetin seçeceği milletvekili sayısıbelirtilmişti. Talimat-ı Muvakkate ayrıcaAnayasanın 68.maddesini deuygulamayarak, seçilme yeterliği için en az25 yaşında olmak, Türkçe bilmek, seçildiğivilâyet ahalisinden olmak, itimada lâyıkolmak, az çok emlâk sahibi olmak, cinayetyada siyasî bir suçtan mahkum olmamak,memur olmamak, şartlarını arıyordu. Ayrıcamemleket birbirinden farklı iki bölgeyeayrılmakta idi. Beyannameye göre İstanbulşehri, İzmit de dahil olmak üzere, 20 dairelibir seçim bölgesi kabul olunmuştur. Buseçim bölgesinden beşi müslim, beşi degayri müslim olmak üzere on milletvekili ikidereceli seçimle seçilebileceklerdir. Herdaireden iki ikinci seçmen seçilecek veböylece tâyin olunan 40 ikinci seçmenmilletvekillerini yukarıdaki şarta uygunolarak seçecektir. Diğer yerlerde ise, kaza,liva ve vilâyet merkezlerinde evvelceseçilmiş idare meclisleri üyeleri ikinciseçmen kabul olunmuşlar ve bunlarmilletvekillerini doğrudan doğruyaseçmişlerdir. Bu şekilde, birinci Heyet-iMebusanın toplantısından önce ve birinciHeyet-i Mebusanın feshinden sonra da,ikinci defa olmak üzere iki seçimyapılmıştır. 64Osmanlı Devleti’nin ilk anayasası olan1876 Kanun-i Esasi halktan oluşmuş birkurucu meclis tarafından yapılmış ve onayiçin tekrar halk iradesine sunulmuş değildir.Ayrıca Kanun-i Esasi’de son söz padişahaverilmişti. Meclis padişaha bağlıydı ve64 Aldıkaçtı, a.g.e., s.61-62; Soysal, a.g.e., s.22;Zafer Toprak, “Meşrutiyet’te Seçimler ve SeçimMevzuatı”, T.C.T.A., C.4, s.s.(973-976), s.973.padişah meclisi fesih yetkisine de sahipti.Dolayısıyla meclisin gerçek anlamda halkıtemsil gücü yoktu. Meclisin yasama eylemide padişahın uygun görmesi durumundagerçekleşebiliyordu. Heyet-i Vükela(Bakanlar Kurulu)’nın meclise karşı birsorumluluğu yoktu. Doğrudan padişaha karşısorumluluk taşıyordu. Üyeleri padişahtarafından atanan ve pek çok yetkiye sahipbulunan Meclis-i Ayan’da, halkıntemsilcilerinden oluşan Meclis-i Mebusan’ınyanında bulunuyordu. Yasamanın yürütmeyidenetlemesi padişahın izniyle olabiliyordu.Bu durum yasama organının yürütmeyidenetleyebilmesini neredeyse imkansızkılıyordu. 65Kanun-i Esasi’de fert hak veözgürlüklerinin düzenlenmesi, kanun yoluile yapılacağından ve kanunda padişahıniradesi ile kabul edilip uygulandığından ferthak ve özgürlüklerinin gerçekleşmesipadişahın takdirine kalmaktadır. 66 Öteyandan bu hak ve özgürlükleri güvenceyebağlayan bir mekanizma da kurulmamıştır. 67Böylece, gerçek anlamda özgürlük vegüvenceye sahip olamayan bireylerin“tebaa” durumu devam etmiş ve “uyruk”durumundan “yurttaş” durumuna geçişisağlanamamıştır. Halkın örgütlenmesi ileilgili konuların da yer almadığı Kanun-iEsasi, halkı siyasal hayata dahil edecek biramaca da sahip değildi. 68 Çünkü, I.65 Tanör, Osmanlı Türk…, s.105-108; Aldıkaçtı,a.g.e., s.56, 60-61; Recai G. Okandan, AmmeHukukumuz Bakımından Tanzimat, Birinci veİkinci Meşrutiyet Devirlerinin Önemi, İstanbul,1949, s.10; Kemal Karpat, Türk DemokrasiTarihi, İstanbul, 1996, s.36.66 Aldıkaçtı, a.g.e., s.63.67 İlhan Arsel, Teokratik Devlet AnlayışındanDemokratik Devlet Anlayışına, İstanbul, 1993,s.40.68 Suna Kili, “1876 Anayasası’nın ÇağdaşlaşmaSorunları Açısından Değerlendirilmesi”,T.S.H.G., İstanbul, 1986, s.s.(89-103).


GAZİ ÜNİVERSİTESİ KIRŞEHİR EĞİTİM FAKÜLTESİ, Cilt 6, Sayı 2, (2005) 155Meşrutiyet Batı’yı örnek alan yeni bir düzenamaçlamakla birlikte, bu rejimin getirdiğiyenilikler içinde partiler, organize seçimler,özellikle siyasal partiler kanalı ile kullanılansiyasal özgürlükler yer almamıştır. 6928 Ekim 1876’da seçimleri düzenlemeküzere yürürlüğe konan Talimat-ıMuvakkate’deki seçme ve seçilme ile ilgilihükümlerde genel oy ilkesine dayanmamışolup, 70 oy hakkı sadece erkeklere tanınmış,seçilebilmek için az çok emlak sahibi olmave devlete vergi verme koşullarıgetirilmiştir. 71Ayrıca Kanun-i Esasi’de teorik olarakbile “milli iradeden, halk egemenliğinden”söz edilmemiştir. Çünkü 1876 Anayasası’nıniçerdiği sistemde gerçek egemen ne halktır,ne meclis ve ne de Heyet-i Vükelâ gerçekegemen padişahın kendisidir. 72Yetkisi olmasına karşın Padişahın KanuniEsasi’de sorumsuz kabul edilmesi, halifesultanıdokunulmaz kılmıştır. Bu durum“sorumlu olmayana yetki verilmez” ilkesineaykırı 73 olduğu gibi, sorumsuz bir konumdabulunan bir hükümdara bu yetkileri verenKanun-i Esasi’de, “çağdaş anlamda birmeşruiyetin değil, meşruiyetsizliğin tesciliolmuştur”. 74 Ayrıca Anayasa’da devletindinsel niteliğinin ilk defa belirtilmesi de,laiklik açısından olumsuz olmuştur. 7569 Bahri Savcı, “İktidarın Rejim UygulamalarıÜzerine Bazı Görüşler”, A.Ü.S.B.F. Dergisi,C.XXI, No:3, Ankara, 1966, s.133.70Tanör, Osmanlı-Türk…, s.121; Aldıkaçtı,a.g.e., s.61.71 Tanör, Osmanlı-Türk…, s.122.72 Kili, a.g.m., s.91.73 Tanör, Osmanlı-Türk…, s.114.74 Kili, a.g.m., s.95.75 Okandan, Amme Hukukumuzun…, s.144 vd;Niyazi Berkes, İkiyüz Yıldır Neden Bocalıyoruz,2. Baskı, İstanbul, 1965, s.33.1876 Kanun-i Esasi’nin sahip olduğu buözelliklerle, Osmanlı Devleti’nde, gerçekanlamda meşruti bir yönetimoluşturulamamıştır. Hükümdarın zaten varolan hak ve yetkileri bir de Anayasagarantisi altına alınmıştır. Aldıkaçtı’nınifadesiyle, “1876 Anayasası müstebit biridarenin hukuk mesnedi” olmuştur. 76Tüm bunların yanı sıra ele alınmasıgereken diğer bir hususta Kanun-i Esasi’ninilanı sürecinde halkın, bu süreçteki yeri ileilgilidir. Batı’da anayasal rejimle ilgilidüşünceye liberalizm, rasyonalizm vebireycilik akımlarının her birinin katkısıolmuştur. Osmanlı Devleti’nin gelişimnitelikleri ve hazırlanan bu ilk Anayasa iseböyle bir gelişim ve bu tür düşünceakımlarının ürünü değildir. 77 Yine BatıAvrupa’daki Anayasal gelişmeler, büyükölçüde, yeni bir sınıfın burjuvazininöncülüğünde başlatılan bir mücadeleylegerçekleştirildiği halde, OsmanlıDevleti’ndeki meşrutiyet hareketlerindeböyle bir sınıfsal zorlama olmamıştır. 78Tanzimat döneminde çoğunluklabürokrasiden yetişen küçük bir seçkinzümre, Devletin kurtuluşunu, birazdazihinlerde idealleştiren batılı anayasabiçimlerinin benimsenmesinde veyöneticilerinin davranışlarını düzenleyecekbazı kurumlarla, kuralların konmasındagörmüşlerdir. Yoksa, bu yolda bir adımatılmasını isteyen, devlet yönetimindekendine de pay verilmesi için mutlak yetkilihükümdarı zorlayan bir sınıf olmamıştır. 79Böylece Anayasayı isteyen, onu kuran vesonuçta savunmasını da üstlenenler, askersivilbürokrat aydınlar olmuştur. Bu kesimde76 Aldıkaçtı, a.g.e., s.64; Tanilli, a.g.e., s.118.77 Kili, a.g.m., s.92.78 Soysal, a.g.e., s.21.79 a.g.e.,s.21-22; Kili, a.g.m., s.89-90.


156Türk Demokrasi Tarihinde I. Meşrutiyet / H. Uzuntoplumsal bir sınıf olmadığından ya orduyuyada dış güçleri yanına alabildikçe bir adımileri gitmiş, bazen de koşulların zorlamasıylageri çekilmiştir. İşte 1876 Anayasası daadeta bir gel-git hareketine benzer böyle bireylemin sonucunda ortaya çıkmıştır. 80Toplumsal desteğin dışında OsmanlıDevleti’ndeki Meşrutiyetin çağdaşı diğerimparatorluklar ve krallıklardakinden birdiğer farkı da, örneğin, İngiltere’de veFransa’da, siyasal rejimin hürriyetçiliğindeve hürriyetlerinden yalnızca anavatandakileryararlanmaktaydılar. Anavatan yadametropol dışındaki ülkeler sömürge ahalisiya köle statüsündeydiler, yada ayrı biryönetime bağlıydılar. Oysa Osmanlı Devletiilk kez ulusal olmayan bir devlet yapısındameşrutiyet rejimini kurma deneyiminegirişmiştir. Dönemin çağdaşimparatorlukları böyle bir deneyime, kendiçıkarları açısından karşı çıkmışlardır. 81Tüm bu nedenlerle hürriyet düşüncesininhenüz kurumsallaşamadığı OsmanlıDevleti’nde halk, Kanun-i Esasi’ninuygulaması sırasında Abdülhamit’in 113.maddeye dayanarak Ziya Paşa ve NamıkKemal’i çeşitli nedenlerle sürmesine, MithatPaşa’yı önce azledip, daha sonra da Taif’teboğdurmasına, Meclis-i Mebusan’ınçalışmalarının engellenmesine ve süresiztatil edilmesine tepkisiz kalmıştır 82 ve SunaKili’nin, Halide Edip Adıvar’dan naklettiğigibi, Osmanlı Devleti’ndeki Anayasal süreçbir kesim için devletin kurtarılması davasıolmuş, diğer bir kesim için ise devletten80 Tevfik Çavdar, Türkiye’nin Demokrasi Tarihi1839-1950, 2. Baskı, Ankara, 1999, s.42-43.81 Tarık Zafer Tunaya, “1876 Kanun-I Esasisi veTürkiye’de Anayasa Geleneği”, T.C.T.A., C.I,s.s.(27-39), s.31-32.82 Aldıkaçtı, a.g.e., s.65-66.kopma sürecinde araç olarak kullanacaklarıbir fırsat olmuştur. 83Görüldüğü üzere Kanun-i Esasi’ninhazırlanışında, ilan edilişinde,uygulanmasında, içeriğinde bir çok olumsuzyön vardır. Ancak tüm bunlara rağmen,1876 Kanun-i Esasi’nin Türkiye’nindemokratik gelişim sürecine yaptığı bir çokkatkıda olmuştur.I.Meşrutiyet devrinin amme hukukuaçısından önemi ise, her şeyden önce birAnayasa ilk defa ilan edilmiş vekullanılmıştır. 84 Ayrıca Kanun-i esasi gerçekanlamda bir meşruti yönetim kuramamıştır.Ancak mutlakiyetten çıkışı sağlamıştır. 85Çünkü, padişahın kontrolünde olmasınakarşın Heyet-i Mebusan’ın seçimle oluşmuşilk Osmanlı meclisi olması çok önemlidir.Bu şekilde seçmenle, onun vekilleri arasındakurulan ilişki, milleti de bir siyasal varlıkolarak anayasal sisteme katmıştır. Budurumda padişahta siyasal sistemin mutlakve tek egemeni olmaktan çıkmıştır. Ayrıcaadı konulmasa dahi millet artık padişahınmutlak egemenlik hakkına rakip olmaküzere ortaya çıkmıştır. 86Kanun-i Esasi’nin ilanında her ne kadarhalkın bir katkısı yok ise de 87 1876 Kanun-iEsasi’nin ilanı, Tanzimat Fermanı’nın ilanşekliyle kıyaslandığında, TanzimatFermanı’nın ilanında padişahın ikna edildiğigörülürken, Meşrutiyetin ilanında iknaedilemeyen padişahın, zorlandığı ve birhükümet darbesi yapıldığına şahit olunur.Bu yüzden, Tanzimat yukarıdan aşağıyagerçekleşen bir yenilik olduğu halde,Meşrutiyet’in ilanında aydınların oynadığı83 Kili, a.g.m., s.93.84 Okandan, a.g.m., s.9.85 Tanör, Osmanlı-Türk…, s.119.86 a.g.e., s.108-109.87 Okandan, a.g.m., s.10.


GAZİ ÜNİVERSİTESİ KIRŞEHİR EĞİTİM FAKÜLTESİ, Cilt 6, Sayı 2, (2005) 157rolü de hesaba katarak, meşrutiyetinaşağıdan yukarı bir hareket sonucundagerçekleştiği dahi söylenebilir. 88 Zatenburada yanlış olan bu hareketin geniş birtoplumsal tabana oturduğunu iddia etmekolacaktır. 89 Ayrıca, I. Meşrutiyet’in ilanında,henüz darbe yapabilecek güce sahip olmasada, Serasker Hüseyin Avni Paşa eliyle,Süleyman Paşa’nın başında olduğu, Harbiyesubay ve öğrencileri ile topçu birliklerininve donanmasının da desteği sağlanmıştır. 90Hatta, Hüseyin Avni Paşa askerî birdiktatörlük kurulmasını önermişse de, buöneri gerçekleşmemiştir. 91 Yeniçerilerinortadan kaldırılmasıyla, onun yerineoluşturulan yeni ordu, böylece uzunca biraradan sonra tekrar iktidar değişikliklerinderol oynamaya başlamıştır. Ki ordunun içsiyasete bu şekildeki etkisi, II. Meşrutiyet’inilanında ve sonraki gelişmelerde daha daartacaktır. 92Kanun-i Esasi’de her ne kadar yasamapadişahın iradesi ile kontrol altında tutuluyorve Meclis-i Mebusan tek başına kanunçıkaramıyor ise de, Mebusan Meclisiyasama faaliyetine katılma hakkına sahiptirve onsuz yasa yapılamaz. Bu şekilde tümolumsuzluklara ve eksikliklerine rağmenMebusan Meclisi, padişah karşısındadenetim, gözetim ve fren organı durumunagelmiştir. 93Meşrutiyetin ilanında, 1856 IslahatFermanı ile karşılaştırıldığında dıştanherhangi bir “zorlama” veya “dayatma”olmadığı görülebilir. 94 Her ne kadarAnayasa’nın ilanı Tersane Konferansının88 Baykal, a.g.m., s.82.89 Tanör, Osmanlı-Türk…, s.100.90 Karal, Osmanlı…, C.VIII, s.104-110.91 Kayalı, a.g.m., s.1255.92 Tanör, Osmanlı-Türk…, s.99.93 a.g.e., s.112.94 Tanör, Osmanlı-Türk…, s.101.açılış gününe rastlasa da, 95 burada ancakyabancı devletlere “güven verme” veya“yatıştırma” kelimeleri kullanılabilir. 96Zaten Meşrutiyetin ilanında, dış etkidensadece Batı’lı devletlerin müdahalesinianlamamak gerekir. Çünkü daha önceOsmanlı Devleti’ne bağlı olan eyaletlerinbağımsızlaşma süreçleri içerisindeyaşadıkları anayasal deneylerin ve IslahatFermanının sağladığı hakla, OsmanlıDevleti’nde yaşayan cemaatlerin, kendi içyönetimlerini düzenlemek için hazırladıklarıNizamnamelerin, Osmanlı aydınlarınıetkilemesi ve Osmanlı anayasacılığınazemin hazırlaması da söz konusudur. 1876Anayasası’nda hükümdarın yetkilerinin tamolarak kısıtlanamadığı ve egemenliğin yineona ait olduğu bir gerçektir. Ancak hemenşunu da belirtmeliyiz ki, daha öncedenegemenlik hakkını gelenek ve dinselkaynaklardan alan Padişah, artık bu hakkıyazılı bir anayasadan almaktadır. Başka birdeyişle, padişahın egemenliği ancak anayasaile yasal hale gelmektedir. 97Bu dönemde Anayasal gelişmenin dışındadikkati çeken diğer gelişmelerden birisi deişçi eylemlerindeki artış olmuştur. Budönemin işçi eylemleri XIX. Yüzyılınortalarından başlayarak, OsmanlıDevleti’nde görülen sanayileşme ile birlikteartan işçi sayısına paralel olarak hızlı birartış göstermiştir. 15-16 saati bulan iş günü,çalışma ve sağlık koşullarının uygunsuzluğuve çok düşük olan ücret düzeyi, yeni yenioluşan Osmanlı işçi kesiminde kısa süredeen etkili direniş yolu olarak işbırakımını(grev) keşfetmelerine yol açmıştır. Bugünküanlamıyla ilk grev 1872’de Tersane işçileritarafından yapılmıştır. Bu grevi I. Meşrutiyet95 Baykal, a.g.m., s.52-59.96 Tanör, Osmanlı-Türk…, s.101.97 a.g.e., s.103-107.


158Türk Demokrasi Tarihinde I. Meşrutiyet / H. Uzundönemine kadar çeşitli iş kollarındadüzenlenen 100 kadar grev izlemiştir. İlkişçi örgütleri de bu dönemde kurulmuştur.Bunların içinde ilki 1871’de kurulan“Ameleperver Cemiyeti”, en önemlisi ise1895’de kurulan ve yurt dışında daçalışmalar yapan “Osmanlı AmeleCemiyeti”dir. 98 Ancak baskı yönetiminingiderek ağırlaştığı 1880’i izleyen yıllardan1908’e kadar ki dönemde iş bırakımıeylemleri çok seyrekleşmiştir. ZatenAbdülhamit döneminde grev sözcüğüsansürlenmiş olduğu gibi, işçilerin 1908öncesinde greve gitmeleri yada sendikakurmaları “hatır ve hayale gelebilir bir şey”değildir. 99Meşrutiyet döneminin basın ve yayınhayatı 1876 Kanun-i Esasi’nin 12.mad. göredüzenlenmiştir. Bu madde, “Matbuat kanundairesinde serbesttir” hükmünü getiriyordu.Bir önceki dönemin keyfi uygulamaları gözönüne alınırsa, bu ileri bir adım sayılabilirdi.Hatta 1876 Kanun-i Esasi’nin ilk andakiözgürlük ortamı basında da hissedilmiş,sürgün yada hapisteki gazeteciler işlerininbaşına dönmüşler, basında canlı bir ortamortaya çıkmıştır. Ayrıca Mithat PaşaAnayasaya uygun yeni bir basın yasasıçıkarmak için çalışmalara başlamış ve1877’de mizah gazete ve dergilerininyasaklanmasını öngören hükümlerinolmadığı bir Matbuat Kanunu kabuledilmiştir. Ancak bu kanun padişahçauygulamaya konmamıştır. Zaten çokgeçmeden I. Meşrutiyet dönemi de sonaermiştir. 100I.Meşrutiyet’e başka bir açıdanbakıldığında, Batıdakilerden farklı olarak,iktidara ortak olunmasını sağlamaktanziyade, devlet görevlilerinin halkazulmetmeden, hukuk kurallarına uygun birşekilde hareket etmelerini de sağlamakamacı taşıdığı görülebilir. Bu nedenle I.Meşrutiyet demokratikleşmeden ziyade,hukuki bir yönetim kurmayı amaçedinmiştir. Bu yönüyle “I. Meşrutiyetsiyasiden çok hukuki, anayasaldan çokidaridir” 101 denebilir.Tüm bunlardan başka, Kanun-i Esasietkileri günümüze kadar devam edentoplumsal bir heyecan ve beklentinin de ilktohumlarını atmıştır. Şöyle ki Kanun-i EsasiTunaya’nın deyişiyle, Mithat Paşa ve etrafıda bu aksak anayasa ile geleceğingelişmelerine kapıyı bir daha kapanmamaküzere açmışlardır. O gün başlayan vegünümüze kadar süren bir anayasaromantizmi toplumsal siyasette hakimolmuştur. Anayasa ile her sorununçözümleneceği ve toplumsal-siyasalgelişmenin bu sayede sağlanacağınainanılmıştır. Yüzyılı aşkın deneyim bununböyle olmadığını göstermiştir, ama birbakıma her anayasa ve anayasal hareketindaha ileri özlemler yarattığı ve gelişmelerdoğurduğu da 102 belirtilmelidir.98Mehmet Şehmus Güzel, “CumhuriyetTürkiyesi’nde İşçi Hareketleri”, C.D.T.A., C.7,s.s.(1848-1876), s.1850.99 Mesut Gülmez, “Tanzimat’tan Sonra İşçiÖrgütlenmesi ve Çalışma Koşulları (18391919)”, T.C.T.A., C.3, s.s.(792-802), s.794.100Kabacalı, a.g.m., s.611; Gevgilili, a.g.m.,s.207; Yayla, a.g.m., s.955.101Yıldızhan, Yayla, “Osmanlı Devleti’ndeMeşrutiyet Kavramı”, T.C.T.A., C.IV, s.s.(948-952), s.951.102İlber Ortaylı, “Osmanlı Devleti veMeşrutiyet”, T.C.T.A., C.IV, s.s.(953-960),s.955; İhsan Güneş, İkinci Meşrutiyet DönemiHükümet Programları (1908-1918), Ankara,1993, s.172.


GAZİ ÜNİVERSİTESİ KIRŞEHİR EĞİTİM FAKÜLTESİ, Cilt 6, Sayı 2, (2005) 159İlanında ordunun etkisi görülen 1876Kanun-i Esasi, her ne kadar, dış etkenlerindeetkisiyle ortaya çıkmışsa da, bu durumsadece dış etkenlerin bir zorlaması veya birözenti olarak değerlendirilmemelidir. I.Meşrutiyet, bir sonuç olarak, LaleDevri’nden itibaren başlayanmodernleşmenin bir sonucu olarak dagörülmelidir.Tüm bunların yanında, I. Meşrutiyet,devlete, padişahla birlikte sahip çıkan, artıkdevlet sadece sana ait değil, bu devlet bizimde devletimizdir diyen ve halk içinden çıkıpyetişen bürokrasinin, yönetime ortak olmaisteğinin ve devleti iyice sahiplenmesinin birsonucu olarak da kabul edilebilir.4. SONUÇ“Devlet nasıl kurtulur?” bu soru, özellikletemel sorunları Devleti kurtarmak olanOsmanlı aydınlarının ortaya attıkları vetartıştıkları bir konu olup, Türk insanınıyüzyıllar boyunca uğraştırmıştır.Osmanlı Devleti’ndeki modernleşmeçabalarının bir nedeni olarak ortaya çıkan busorunun, Osmanlı Devleti modernleşmesüreci içindeki cevabı, Osmanlıcılığadayanarak, Kanun-i Esasi ve parlamentoyadayalı bir hukuk devleti kurmak olmuştur.Böylece Osmanlı Devleti’nde yaşananmodernleşme süreci, başka bir deyişle,devleti kurtarabilme süreci aynı zamanda birhukuk devleti olma ve demokratikleşmesüreci ile iç içe yaşanmış, modernleşme iledemokratikleşme süreci birbirine paralel veetkileşim içerisinde bir seyir izlemiştir.Bu bağlamda, Türkiye’deki Anayasal vedemokratik gelişim ile Batı’dakigelişmelerin birebir kıyaslanması doğrudeğildir. Çünkü bu sürecin Türkiye’dekibaşlama gerekçesi, aşamaları ile Batı’dakisüreç arasında oldukça önemli farklar vardır.Batı’da birçok sosyo-ekonomik nedene bağlıolarak gelişen ve halkın bizzat içindebulunduğu demokratikleşme süreci,Türkiye’de modernleşmenin zorunlu olarakyukarıdan aşağıya doğru gerçekleşmesindendolayı, onunla iç içe bir seyir izleyendemokratikleşme süreci de benzer biryöntemle geliştirilmeye çalışılmıştır. Bunedenle bu sürecin olmazsa olmazı olanhalk, Türkiye’de bu sürecin belirlenmesindeve geliştirilmesinde hep arka plandakalmıştır. Bu durumda, Türkiye’de bir çokdemokrasi geleneğinin yerleşmesini vegelişmesini önlemiş, Türkiye’dekidemokratikleşme süreci her dönem bir çokkez kesintiye uğramıştır.Anayasal bir devlet olmanın ilkdeneyiminin kazanıldığı ve böylelikleCumhuriyet tarihine olumlu ve olumsuz birçok miras bırakan I. Meşrutiyet dönemi, buanlamda çok önemli olup, her zamanincelenmeye değer bir nitelik taşır.5. KAYNAKLARAkşin, S., 1997, “Siyasal Tarih (1789-1908)”, Türkiye Tarihi, C.III, 5.Basım, İstanbul, s.s.(77-188).Aldıkaçtı, O., 1978, Anayasa HukukumuzunGelişmesi ve 1961 Anayasası, 3.Baskı, İstanbul.Armaoğlu, F., 1997, 19. Yüzyıl SiyasîTarihi, Ankara.Arsel, İ., 1993, Teokratik DevletAnlayışından Demokratik DevletAnlayışına, İstanbul.Baykal, B. S., “93 Meşrutiyeti”, Belleten,C.IV, Sayı: 21-22, Ankara, 1942,s.s.(45-83).Belge, M., “Dünya Anayasal TarihindeÖzgürlük ve İktidar Dengesi


160Türk Demokrasi Tarihinde I. Meşrutiyet / H. UzunAmerikan Anayasal Geleneği”,C.D.T.A., C.I, s.s.(52-54).Berkes, N., 1965, İkiyüz Yıldır NedenBocalıyoruz, 2. Baskı, İstanbul.…………..., Türk Düşününde Batı Sorunu,Ankara.Cem, İ., 1982, Türkiye’de Geri KalmışlığınTarihi, 8. Baskı, İstanbul.Çavdar, T., 1999, Türkiye’nin DemokrasiTarihi 1839-1950, 2. Baskı, Ankara.Dönmezer, S., 1964,Basın Hukuku, C. I,İstanbul.Engelhardt, 1999, Tanzimat ve Türkiye,Türkçesi: Ali Reşad, İstanbul.Ertan, T. F., 1995, “Osmanlı Devleti’ndeAnayasalı Rejime Geçiş (1876 KanunıEsasi’si)”, H.Ü. Edebiyat FakültesiDergisi, C. 12, Sa.:1-2, s.s.(98-120),Ankara.Gevgilili, A., “Türkiye Basını”, C.D.T.A.,C.1, s.s.(202-228).Gülmez, M., “Tanzimat’tan Sonra İşçiÖrgütlenmesi ve Çalışma Koşulları(1839-1919)”, T.C.T.A., C.3, s.s.(792-802).Güneş, İ., 1993, İkinci Meşrutiyet DönemiHükümet Programları (1908-1918),Ankara.İğdemir, U., 1937, Kuleli Vak’ası HakkındaBir Araştırma, Ankara.Kabacalı, A., “Tanzimat ve MeşrutiyetDönemlerinde Sansür”, T.C.T.A., C.3,s.s.(607-616).Karal, E. Z., 1977, Osmanlı Tarihi, C.VII, 2.Baskı, Ankara.…………..., 1983, Osmanlı Tarihi, C.VIII,Ankara.………......, 1982, Osmanlı Tarihi, C.V,Ankara.Karpat, K., 1996, Türk Demokrasi Tarihi,İstanbul.Kayalı, K., “Osmanlı Devleti’nde YenileşmeHareketleri ve Ordu”, Tanzimat’tanCumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi,C.5, s.s.(1250-1258).Kışlalı, A. T., 1993, Siyasal Çatışma veUzlaşma, 2. Baskı, Ankara.Kili, S.– Gözübüyük, Ş., 2000, TürkAnayasa Metinleri, 2. Baskı, İstanbul.Kili, S., 1986, “1876 Anayasası’nınÇağdaşlaşma Sorunları AçısındanDeğerlendirilmesi”, T.S.H.G.,İstanbul.Kodaman, B., 1980, “AvrupaEmperyalizmininOsmanlıİmparatorluğuna Giriş Vasıtaları”,Millî Kültür, Haziran, s.s.(23-33).Koloğlu, O., “Osmanlı Basını: İçeriği veRejimi”, T.C.T.A., C.1, s.s.(68-93).Kubalı, H. N., 1962, Türk Esas TeşkilâtHukuku Dersleri, İstanbul.Kuran, A. B., 2000, Inkılâp Tarihimiz ve JönTürkler, 2. Baskı, İstanbul.Lewis, B., 1984, Modern Türkiye’ninDoğuşu, Çev.Metin Kıratlı, Ankara.Mardin, Ş., “19. Yüzyılda DüşünceAkımları ve Osmanlı Devleti”,T.C.T.A., C.II, s.s.(342-351).…………., “Yeni Osmanlılar ve SiyasîFikirleri”, T.C.T.A., C.VI, s.s.(1698-1701).Oğuz A., 2003, “Osmanlı İmparatorluğu’ndaHükümdarlık Anlayışının DeğişmesiAçısından Abdülaziz’in Hal’i veMeşrûtiyetin İlanı” , 60. Yılında İlim


GAZİ ÜNİVERSİTESİ KIRŞEHİR EĞİTİM FAKÜLTESİ, Cilt 6, Sayı 2, (2005) 161ve Fikir Adamı Prof. Dr. Kâzım YaşarKopraman’a Armağan, Yay.Haz.: E.Semih Yalçın, s.s.(484-489),Ankara.………………., 2003, I. Meşrutiyet MeclisiUmumî’sinin Açılışı, H.Ü. SosyalBilimler Enstitüsü YayınlanmamışDoktora Tezi, Ankara.Okandan, R. G., 1949, Amme HukukumuzBakımından Tanzimat, Birinci veİkinci Meşrutiyet Devirlerinin Önemi,İstanbul.…………….., 1959, Amme HukukumuzunAna Hatları, 3. Baskı, İstanbul.Onar, S. S., (1966), İdare HukukumuzunUmumî Esasları, C.3, İstanbul.Ortaylı, İ., “Bir Aydın Grubu: YeniOsmanlılar”, T.C.T.A., C.VI,s.s.(1702-1703).………..., “Osmanlı Devleti ve Meşrutiyet”,T.C.T.A., C.IV, s.s.(953-960).Öz, M., 1997, Osmanlı’da Çözülme veGelenekçi Yorumlar, İstanbul.Özüçetin, Y., 2004, “Egemenliğin,Demokratik-Millî HakimiyeteDayanması ve Yeni Türk Devleti’ndeGörünümü”, G.Ü. Sosyal BilimlerEns., Sa.: 1, Dön.: Mayıs, s.s (1-7),Ankara.………………., 2002, “Türkçülük”, TürkYurdu, C.22, Sa.: 173, s.s.(6-13),Ankara.Sabuncu, Y., “Dünya Anayasal TarihindeÖzgürlük ve İktidar Dengesi, FransızAnayasal Örneği”, C.D.T.A., C.I,s.s.(52-53).Sander, O., 1994,Siyasî Tarih, C.I, 3. Baskı,Ankara.Savcı, B., 1966, “İktidarın RejimUygulamaları Üzerine Bazı Görüşler”,A.Ü.S.B.F. Dergisi, C.XXI, No:3,Ankara.Soysal, M.-Sağlam, F., “Türkiye’deAnayasalar”, Cumhuriyet DönemiTürkiye Ansiklopedisi, C.I, s.s.(18-52).Sungu, İ., “Tanzimat ve Yeni Osmanlılar”,Tanzimat I, İstanbul, 1940, s.s.(777-857).Tanilli, S., 1996, Devlet ve Demokrasi, 8.Baskı, İstanbul.Tanör, B., 1992, Osmanlı – Türk AnayasalGelişmeleri, İstanbul.Teziç, E., 1976, 100 Soruda Siyasî Partiler,İstanbul.Toprak, Z., “Meşrutiyet’te Seçimler veSeçim Mevzuatı”, T.C.T.A., C.4,s.s.(973-976).Tunaya, T. Z., 1996, Türkiye’nin SiyasîHayatında Batılılaşma Hareketleri, 2.Baskı, İstanbul.………………., “1876 Kanun-I Esasisi veTürkiye’de Anayasa Geleneği”,T.C.T.A., C.I, s.s.(27-39).Turhan, M., 1997, Anayasal Devlet, Ankara.Türköne, M., 1991, Siyasî İdeoloji Olarakİslamcılığın Doğuşu, İstanbul.Uzunçarşılı, İ. H., 1982, Osmanlı Tarihi,C.III, 2. Kısım, Ankara.…………………....,1983, Osmanlı Tarihi,C.III, I. Kısım, 3. Baskı, Ankara.Üçok, C., 1955, Siyasî Tarih Dersleri, 3.Baskı, İstanbul.


162Türk Demokrasi Tarihinde I. Meşrutiyet / H. UzunÜlken, H. Z. “Tanzimat’tan Sonra FikirHareketleri”, Tanzimat I, İstanbul,1940, s.s.(757-775).Ülman, H., 1973, Birinci Dünya Savaşı’naGiden Yol ve Savaş, 2. Baskı, Ankara.Yayla, Y., “Osmanlı Devleti’nde MeşrutiyetKavramı”, T.C.T.A., C.IV, s.s.(948-952).…………, “Sansür”, C.D.T.A., C.4,s.s.(954-958).Yılmaz, M., 2000, “Siyaset ve Demokrasi”,KÖK Araştırmalar, C.II, Sayı: 1,Ankara, Bahar, s.s.(73-87).Zürcher, E. J., 1995, Millî Mücadeledeİttihatçılık, 2. Basım, Çev.: NüzhetSalihoğlu, İstanbul.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!