48 -> 89sokulmuş rahiplere bir bak; Hıristiyan, Hindu, Jain. Ne zaman tam olarak disipline sokulmuş bir insangörsen, onun ardında ahmak bir zihin görürsün. Akış durmuştur. Sen ne dersen yapmaya hazır olduğu birşeyleri bulmakla ilgilenir. Eğer ona, "Bir saatliğine başının üzerinde dur" dersen, başının üzerinde durmayahazırdır. Bunun nedeni arzudur. Şayet Tanrı'ya başının üzerinde saatlerce durarak ulaşılacaksa bunahazırdır ama ona ulaşmak zorundadır.Ben sana herhangi bir şeyi elde etmek, herhangi bir arzu vermiyorum; elde edilecek hiçbir şey veulaşılacak hiçbir yer yok. Bunu fark edersen, tam şu an ona ulaşmışsındır. Tam şu an sen mükemmelsin;yapılacak hiçbir şey yok, değiştirilecek hiçbir şey yok.Bu yüzden usta, "Ben de kendimi anlamıyorum" dedi. "Ben de kendimi anlamıyorum" diyecek bir ustabulmak zordur. Bir usta bildiğini iddia etmek zorundadır, ancak o zaman sen onu takip edersin. Bir ustasadece bildiğini değil, sadece kendisinin bildiğini; başka kimsenin bilmediğini iddia etmek zorundadır:"Tüm diğer ustalar yanlıştı. Bir tek ben biliyorum." O zaman sen takip edersin. Sen kesinlikle emin olmakzorundasın, o zaman bir takipçi olabilirsin. Kesinlik sana evet işte bu adam duygusu verir ve eğer takipedersen ulaşacaksın.Bir hikâye anlatacağım. Bir gün sözde ustalardan biri seyahat ediyordu. Her köye gidip, "Ben erdim, benilahi olanı biliyorum. İsterseniz gelin beni takip edin" diye ilan ederdi.İnsanlar, "Pek çok sorumluluk var. İnşallah bir gün seni takip edebiliriz" derdi. Onun ayaklarınadokunurlardı, ona hizmet ederlerdi, ona saygı gösterirlerdi ama hiç kimse onu takip etmezdi çünkü birkimsenin ilahi olanın peşine düşmekten önce yapması gereken pek çok başka şeyi vardı. Her şeyin birsırası vardı. İlahi olan her zaman sonuncuydu ve sonuncusu asla gelmezdi çünkü ilkler sonsuz sayıdaydı;onlar asla bitmezdi. Ama bir köyde, bir çılgın adam —o deliydi, yoksa bu ustayı kim takip ederdi— "Peki.Tanrıyı buldun mu?" diye sordu.Bu çılgın adama bakınca usta biraz çekindi —çünkü bu adam tehlikeli görünüyordu, onu izleyip sorunçıkarabilirdi— ama tüm köyün önünde reddedemedi ve "Evet" dedi.Çılgın adam, "Tamam şimdi beni kabul et. Seni en sonuna kadar takip edeceğim. Ben kendim de Tanrı'yaulaşmak istiyorum" dedi. Sözde usta çok rahatsız olmuştu ama ne yapabilirdi ki? Çılgın adam onu izlemeyebaşladı, onun tam bir gölgesi haline geldi. Bir yıl geçti. Çılgın adam, "Ne kadar uzakta, bu tapınak ne kadaruzakta?" diye sordu. "Acelem yok ama ne kadar zamana ihtiyaç var?" Bu zamana kadar usta fazlasıylarahatsız olmuş ve bu adamdan sıkılmış haldeydi. Bu çılgın adam onun yanında yatıyor, onunla birliktehareket ediyordu; onun gölgesi olmuştu. Ve onun yüzünden artık ikna edici olma olasılığı kayboluyordu.Ne zaman bir köyde, "Beni takip edin" dese korkuyordu çünkü bu adam ona bakıp, "Ben seni takipediyorum usta ve hâlâ ulaşamadım" derdi.İkinci yıl geçti, üçüncü yıl geçti; altıncı yıl geçti ve çılgın adam dedi ki: "Hiçbir yere ulaşamadık. Bizsadece farklı köylere gidiyoruz ve sen insanlara 'Beni takip edin' diyorsun. Ben takip ediyorum; sen nedersen yapıyorum, o yüzden disipline uymadığımı söyleyemezsin."Çılgın adam gerçekten çılgındı; ona ne söylenirse yapardı. O nedenle usta onu yeterince çok çabalamadığıkonusunda kandıramazdı. En sonunda bir gece usta ona, "Senin yüzünden ben kendi yolumu kaybettim.Seninle tanışmadan evvel emindim; artık değilim. Şimdi lütfen beni bırak" dedi.Ne zaman kendinden emin birisi varsa ve sen yeterince çılgınsan takip etmeye başlarsın. "Ben kendim debilmiyorum. Ben kendim de anlamıyorum" diyen türden bir adamı izleyebilir misin? Bu adamı takipedebilirsen ulaşacaksın. Şayet bu adamı takip etmeye karar verdiysen zaten ulaşmış durumdasın çünkükesinlik isteyen, bilgi isteyen şey zihindir. Zihin ayrıca dogmatik iddialar da ister, o nedenle şayet "Benkendim de bilmiyorum," diyen bir adamı izlemeye hazır olabilirsen arayış bitmiştir. Artık bilgi talepetmiyorsun.Bilgi talep eden birisi olmayı isteyemez. Bilgi çöplüktür; olmaksa hayattır. Bilgi talep etmeye bir sonverdiğinde hakikat hakkında soru sormayı bırakırsın çünkü hakikat bilginin hedefidir. Eğer var olanı
49 -> 89sorgulamazsan ama sessiz, zihinsiz olabilirsen; var olan sana açılır.Her şey mevcuttur, mevcut olmuştur; onu asla kaçırmadın. Fakat senin arayışın yüzünden —gelecek,hedef yüzünden— bakamıyorsun. Hakikat seni sarmalıyor, sen onun içinde var oluyorsun. Tıpkı balığınokyanusun içinde var olması gibi sen de hakikatin içinde var oluyorsun. Tanrısallık bir hedef değildir,Tanrısallık şimdi ve burada olan şeydir. Bu ağaçlar, bu esen rüzgârlar, bu hareket eden bulutlar, gökyüzü,sen, ben; Tanrısallık budur. O bir hedef değildir.Zihni ve Tanrı'yı bırak. Tanrı bir nesne değildir, o bir birleşmedir. Zihin bir birleşmeye direnir, zihinteslimiyete karşıdır; zihin çok kurnaz ve hesapçıdır.Bu hikâye güzeldir. Sen sorgulayansın. Sen bilgi almaya, gizemi çözmeye geldin ve ben sana süreklidiyorum ki bir zihin durumu yok çünkü zihin yok. Hakikât yok o yüzden hiçbir arayışın anlamı yok. Tümarayış faydasızdır; arayış denen şey aptalcadır. Ara ve kaybedeceksin. Arama ve o oradadır. Koş veıskalayacaksın. Dur; o her zaman orada. Ama anlamaya çalışma; ol.Cahil ol, bir çocuk gibi ol. Sadece bir çocuğun kalbi öte tarafın kapılarını çalabilir ve yalnızca bir çocuğunkalbi işitilir.KUTUNUN DIŞINDA; KOŞULLANMALARIN ZİNCİRİNİ KIRMAKHer türden koşullanma zehirdir. Bir kimsenin kendisini Hindu olarak düşünmesi kendisini tüm insanlığınkarşısında düşünmesi demektir. Birisinin Alman, Çinli olduğunu düşünmesi insanlığa karşı olduğunudüşünmesidir, dostluk değil düşmanlık terimleri ile düşünmesidir.Kendini bir insan olarak düşün. Şayet birazcık zekân varsa kendini basit bir insanoğlu olarak düşün. Vezekân birazcık daha geliştiğinde insan sıfatını dahi bırakacaksın; kendini bir varlık olarak, sadece bir varlıkolarak düşüneceksin. Ve varlık her şeyi içerir; ağaçlar ve dağlar ve nehirler ve yıldızlar ve kuşlar vehayvanlar.Büyü, kocaman ol. Niye tünellerin içinde yaşıyorsun? Niçin küçücük, karanlık, siyah deliklerin içindesürünüyorsun? Ama sen büyük ideolojik sistemlerin içinde yaşadığını düşünüyorsun. Sen büyük ideolojiksistemler içinde yaşamıyorsun çünkü büyük ideolojik sistemler diye bir şey yok. Bir insanoğlunu içinealabilecek kadar büyük bir fikir yoktur; var olmak hiçbir kavramın içine sığmaz. Tüm kavramlar sakatlarve kafa karıştırır.Bir Katolik olma ve bir komünist olma sadece bir insanoğlu ol. Tüm bunlar zehirdir, tüm bunlar önyargıdır.Ve çağlar boyunca bu önyargıların içinde hipnotize edildin. Onlar senin kanının, senin kemiğinin, seniniliğinin parçası oldular. Bu zehirlenmeden kurtulmak için çok uyanık olmak zorunda kalacaksın.Bedenin zihnin kadar zehirlenmemiştir. Beden basit bir olgudur, kolaylıkla temizlenebilir. Eğer vejetaryenyiyecekler yemiyorsan bundan vazgeçebilirsin, bu çok büyük bir şey değildir. Ve eğer et yemeyi bırakırsanüç ay içinde vücudun vejetaryen olmayan yiyecekler tarafından yaratılmış olan tüm zehirden tamamıylaözgürleşecektir. Bu basit bir şeydir. Fizyoloji karmaşık değildir.Ancak psikoloji ile birlikte problem ortaya çıkar. Bir Jaina rahibi asla zehirlenmiş, vejetaryen olmayanherhangi bir yiyecek yemez. Fakat onun zihni hiç kimsenin olmadığı kadar Jainizm tarafından kirletilipzehirlenmiştir.Gerçek özgürlük tüm ideolojilerden özgür olmaktır. Hiçbir ideoloji olmadan basitçe yaşayamaz mısın? Birideolojiye ihtiyaç var mı? Niçin bir ideolojiye bu kadar ihtiyaç var? Ona ihtiyaç vardır çünkü o senin aptal