FUAR‹zzeti koruyabilmek,sayg›nl›¤› veitibar› koruyabilmek;bilginin tefekküre,rasyonel düflünceye veesteti¤e dayanmas›ndangeçer.Konuşmasında yayınevi sahiplerinede seslenen Prof.Dr. Ali Bardakoğlu,kitapların indirimli ve ucuz tutularakherkese ulaşması gerektiğini belirterek,“Bu kitap fuarının amaçlarından biribudur. Bu kitap fuarı ticari bir faaliyetdeğildir. Para kazanmak çok gerilerdekalan bir amaç olmalıdır. Bu itibarla dayayınevlerimiz mümkün olduğu kadarokuyucusunu kitapla buluşturmak gayretiiçerisinde olmalıdır. Zaten biz <strong>Diyanet</strong>İşleri Başkanlığı ve Türkiye <strong>Diyanet</strong>Vakfı olarak sürekli yeni yayınlaryapmanın gayreti içerisindeyiz. Yaptığımızbütün yayınlarda sadece o sistemiişletecek kadar cüzi bir maliyetüzeri kar ile piyasaya sürülmektedir.Kamu desteğini de saymazsak, belirlediğimizfiyatlar günümüz özel sektörmantığı ile maliyet ve maliyet altı fiyatlardır.Biz yayınevlerinden de bu fedakarlığıbekliyoruz.” dedi.Yayınevlerinin hazırladığı kitaplarınbelli bir çizginin üzerinde ve kalitedeolması gerektiğine vurgu yapanProf.Dr. Ali Bardakoğlu “Artık ne basarsakmüşteri alır ve okur diye düşünmemeliyiz.Müşterinin talebini de,okuyucunun istek ve ihtiyacını da değil,daha çok biz kendi hedeflerimizigöz önüne alarak kitap neşretmeliyiz.Bu fevkalade önemli bir husustur. Birkitabın satılması demek o kitabın arzuettiğimiz çizgi üzeri olması anlamınagelmez. Öyleyse ticari faaliyetlerde,ticari amaç önemlidir ama aynı zamandayayınlayacağımız kitapların içeriğinin mutlaka 21.yüzyıla yakışır kıvamda ve düzeyde olması da bizim hedeflerimizdenbiri olmalıdır. Bunu da yine yayınevlerimizdenözellikle istirham ediyorum, talep ediyorum. Buna yarınlarımızınve çocuklarımızın ihtiyacı var. Bizim neşrettiğimizkitaplar verdiğimiz eserler, ürettiğimiz bilgi artık çağımızinsanına ve gelecek kuşaklara hitabeden ve onları şekillendirebilengüçlü olan bilgi olmak zorundadır. Bu itibarla benbu kitap fuarının aynı zamanda yararlı bilgi üretme açısından,yerinde ve anlamlı bilgi üretme açısından da bir yarışplatformu olmasını arzu ediyorum.” dedi.İslam dünyasının faydalı bilgiyi ve faydalı ameli birazyitirdiğine değinen Prof.Dr. Ali Bardakoğlu “İslam dünyasıameli salih bilincini yitirdi, ilm-i nafi bilincini yitirdi.Halbuki Peygamber Efendimiz sürekli olarak yararsız olanbilgiden Allah’a sığındı. Nedir yararsız bilgi? Günümüz insanınınihtiyacına cevap vermeyen, sorunlarını çözmeyen,onu göz ardı eden, sadece duyumlar üzerinde dolaşarak,gönlümüze bir bilgi piyasası oluşturan kitaplar da buna dahildir.”dedi.Müslümanların ameli salih bilincini yitirdiğini belirtenProf.Dr. Ali Bardakoğlu, ameli salih bilincini yitiren toplumlarınzillete düşeceğini ifade ederek “Ameli salih bilinciniyitirdik; yaptığımız işi, ürettiğimiz faaliyeti insanımıza,toplumumuza, insanlığa, bize ve ailemize bir yararının olmasılazım, barışı uyumu sağlaması lazım. Ameli salih demekyararlı, barışçıl iş demektir. Kur’an-ı Kerim bir yeryüzüegemenliğinin iki temelinden söz eder, biri inanma vegüvenme. Başta Yüce Rabbimiz olmak üzere, yaradanainanma, yarattıklarını sevme, ikincisi de ameli salihtir. Amelisalih bilincini yitiren toplumlar izzeti de yitirirler. HalbukiKur’an izzetin, Allah’a, Resulüne ve inanlara ait olduğunuve olması gerektiğini söyler. İşte izzeti yakalayabilmek,izzeti koruyabilmek, saygınlığı ve itibarı koruyabilmek, hembilginin tefekküre, rasyonel düşünceye ve estetiğe dayanmasındangeçer, hem de ürettiğimiz bilginin, yayınladığımızkitabın yarınlarımıza hitabeden kıvamda olmasından geçer.Ben bütün bu emellerin, umutlarımın, dualarımın, lahza lahzabu tür fuarlarla, bu tür faaliyetlerle gerçekleşeceğini görüyorumve bunun mutluluğu içindeyim.” dedi.Prof.Dr. Ali Bardakoğlu herkesin okuması gerektiğinevurgu yaparak “Lütfen Kur’an’ı, Kur’an’ın yorumu açılımıdemek olan bu kitapları mutlaka okuyalım. PeygamberEfendimizin hayatını, onun güzel ahlakını, siyerini, sünnetiniyakından tanıyalım. O örnek insanın tanınması bilinmesi,bu toplumun aynı zamanda birleşmesi, bütünleşmesidemektir. Onun rahmetinin dalga dalga topluma yayılmasıdemektir. Hem İslamın bilgi ve tefekkür çağrısına, hemPeygamber Efendimizin rahmet davetine hepimizin büyükihtiyacı vardır.” dedi.< 10 TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI HABER BÜLTEN‹ www.diyanetvakfi.org.tr
Prof.Dr. Mustafa Ça¤r›c›‹stanbul ‹l Müftüsüİslamın gelmesiyle cahiliye dönemininsona erdiğini ve kısa bir süreiçerisinde örnek ve mükemmel birtopluluğun ortaya çıktığını belirterekkonuşmasına başlayan İstanbul İlMüftüsü Prof.Dr. Mustafa Çağrıcı“Bizim İslam literatüründe İslamdanönceki döneme cahiliye dönemi denir.Cahiliye bilgisizlik anlamına gelir,hoyratlık anlamına da gelir. Buradanşu anlam çıkar; bilgisizlik aynızamanda hoyratlığı, barbarlığı doğurur.Bu devri kapatan dinin adı da İslamdırve konunun bütün uzmanlarıİslamın cahiliye kavramının zıddı olduğunusöylerler ve bir medeniyeti,uygarlığı ifade ettiğini söylerler. Bumedeniyetin, uygarlığın kutsal kitabınınbir adı Kur’an’dır. Kur’an okumakavramından gelir, diğer bir adı da kitaptır.Dolayısıyla İslamın getirdiğimedeniyet bir okuma medeniyetidir,bir kitap medeniyetidir.” dedi.İslamın hitap ettiği toplumu birbilgi toplumu, okuma-yazma toplumuhaline getirdiğini belirtenProf.Dr. Mustafa Çağrıcı “Dünyadabir başka yerde eşi görülmeyecek birsüratte bir bilgi toplumu oluşuyor veyaklaşık 150 sene sonra da bir tefekkürtoplumu oluyor. Cahiliye denilenbir devirden 100-150 sene sonra birbilim ve tefekkür toplumuna geçiliyor. Bu nedenle, İslamdünyasının bilimde ve düşüncede en yüksek kitleyiyakaladığı dönem aynı zamanda okumanın en yüksek olduğudönemdir. kitabın, okumanın en büyük değeri gördüğüdönemdir. İslam dünyası bu özelliğini koruduğuçağlarda dünyaya ışık saçtı, bilim saçtı, tefekkür saçtı.”dedi.Dindarlığın olmazsa olmaz tamamlayıcılarının bulunduğunu,bunlardan bir tanesinin de ahlak olduğunu belirtenProf.Dr. Mustafa Çağrıcı, ahlaksız bir dindarlıktan söz edilemeyeceğiniifade ederek “Ahlaksız bir dindarlık yalanbir dindarlıktır. Dindarlığın estetik bir boyutunun olmasılazım. Estetiği olmayan bir sanat, sevgisi olmayan, güzelinpeşinde olmayan dindarlık hoyrat bir dindarlıktır vedindarlığın bir bilgi boyutu vardır. Bilgi boyutu olmayandindarlık cahil dindarlıktır, zararlı dindarlıktır ve fanatizmdir.”dedi.İnanmanın bilgi ve erdem gibi temellere dayanması gerektiğinibelirten Prof.Dr. Mustafa Çağrıcı “İslamın vazgeçilmezkavramları arasında yalnızca bir inanma değil, buinanmanın bilgi temeline dayanması, erdem temeline dayanmasıve estetik temeline dayanması gerekiyor. Böyleolduğu takdirde bu din evrene ışık saçmıştır ve saçacaktır.”dedi.İslam dünyasının bilgiyi ihmal ettiği, bilgi toplumu olmaktanuzak durduğu zamanlarda dünyadaki ihtişamını vesaygınlığını kaybettiğini ifade eden Prof.Dr. Mustafa Çağrıcı“Bilime değer vermeyen, sanata, estetiğe değer vermeyenbir toplum saygınlığını da kaybeder. Yeniden saygınduruma gelmenin bir başka yolu asla ve asla yoktur. Yalnızcave yalnızca bilgi yolu vardır, estetik yolu vardır, erdemyolu vardır. Onun içindir ki <strong>Diyanet</strong> İşleri Başkanlığımızınve Türkiye <strong>Diyanet</strong> Vakfının özellikle son yıllardabilginin altını kalın çizgilerle çizmesi fevkalade önemlidir.”dedi.İslam dünyasının bugün yaşadığı sıkıntılı durumu bilgidenuzaklaşmaya bağlayan Prof.Dr. Mustafa Çağrıcı “BütünMüslümanların bunun farkına varması lazım ve dünyadakiyüce dininin onuruna yakışır bir düzeye gelebilmesi içinmutlaka bilgiyle, kitapla buluşması, barışması, onu hayatınbir parçası haline getirmesi gerekiyor. Bu fuarın bunun birparçası olduğunu düşünüyorum. Bu fuardaki standlar küçükolabilir ama ifade ettiği anlam son derece büyüktür. Ümitediyorum ki bilgiye olan bu saygı bu sevgi, İslam dünyasındadalga dalgayayılacak ve bununbereketli so-‹slam›n getirdi¤i medeniyetnuçlarını İslam bir okuma medeniyetidir,dünyası toplayacaktır.”dedi.bir kitap medeniyetidir.www.diyanetvakfi.org.tr TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI HABER BÜLTEN‹ 11 >