KAZI-ARAŞTIRMAGanos –ŞarköySufunya GriSeramikleriyapılan gözlemlerde henüz herhangi bir antik kalıntıyarastlanmamıştır.Naip Köyü Cevdet’in Meraları Mevkii, Naip ManastırMevkii, Naip Şevket’in <strong>Sa</strong>yalar Mevkii, Yayaköy EllezMevkii ve çevrelerinde bir kısmı Bizans Devri’nedayanan, bir kısmı ise 1930’lu yıllara kadar bölgedevarlığını sürdüren Rum yerleşmelerinin izlerini taşıyankilise ve manastır kalıntıları bölgede saptanantekil yapılar arasında sayılabilir.Bölgede her yıl olduğu gibi kaçak kazı ve tahribatınbüyük ölçüde devam ettiği görülmüştür. Geçen yıllardasaptadığımız, çok sayıda nitelikli Roma Devri sigillatalarınarastladığımız ve bölgenin iç kısımlarında yerGanos – Naip Cevdet’in Meralar MevkiiTahrip Edilen Kiliseye Ait Mimari Parçalaralan önemli bir Roma Devri yerleşimi olan MermerHöyük ile çevre arazileri, yakınında inşası süren NaipBarajı alanı içerisinde kalmaktadır ve yok olma tehlikesialtındadır.Naip Köyü Cevdet’in Meraları Mevkii’nde kaçakkazı ile tahrip edilmiş yapılar kompleksi saptanmıştır.Bu alanda yer alan apsisli bir kilisenin yıkıntılarıarasında, çevreye dağılmış halde çok sayıda freskparçası, kırık bir mermer sütun kaidesi, bezemeli mermermimari parçalar, pişmiş toprak döşeme tuğlasıparçaları, mermer kaplama levhalarına ait parçalarile olasılıkla devşirme olarak kullanılmış mermer birProkonnesos lahdi parçasına rastlanmıştır.Tekirdağ Merkez İlçe ve Şarköy İlçesi arasında kalanve güneyde Marmara Denizi, kuzeyde ise Tekirdağ-İstanbul Karayolu ile sınırlı olan araştırma bölgemizde2008 yılından beri sürdürdüğümüz çalışmalarda bölgeninbüyük ölçüde tarandığı anlaşılmıştır.Bu nedenle bu beş yıllık araştırmamızın sonuçlarınınbilimsel bir yayınla değerlendirilmesi planlanmış veyayın çalışmaları ivedilikle başlatılmıştır. Ancak önümüzdekiyıllarda imkanlarımız el verdiği takdirde,bölgenin en önemli olası kutsal alanı ve kale yerleşmeleriarasındaki Şarköy Sufunya Mevkii’nde detaylıçalışmaların yapılması planlanmaktadır.Zeynep Koçel ErdemKelenderis Kazıları – 2012Mersin’in Aydıncık İlçesindeki Kelenderis antikkentindeki 2012 yılı kazılarımız Ağustos ve Eylülaylarında yürütüldü. Bu yılki proje çerçevesinde,Agora Bazilikası’nın kuzeyinde ve atriumunda henüzkazılmamış veya yarım kalmış alanlarda, Romaİmparatorluk Çağı tapınağının kuzey ve batısında,30 TÜRK ESKİÇAĞ BİLİM<strong>LER</strong>İ ENSTİTÜSÜ <strong>HA</strong><strong>BER</strong><strong>LER</strong>
KAZI-ARAŞTIRMAolası Nymphaion’da çalışıldı. Bunlara ek olarak, 2011kazıları raporunda Limonluk olarak adlandırdığımızKI 111 ana plan karesindeki çalışmalara devam edildi;antik kentin nekropollerindeki de temizlik sürdürüldü.2003 yılından beri kazısını yürüttüğümüz AgoraBazilikası’nda, yapının atriumunun kuzeyindeki kazılamamışalanda başlatılan çalışmalar sonunda, burada,zemini mozaik kaplı oldukça büyük bir salon ortayaçıkarıldı. Üzerindeki dolgunun ağırlığı yüzünden ortakısmı epeyce çökmüş olan mozaik zemin geometriksüslere sahiptir. Aynı zamanda yer yer antik onarımlarıngörüldüğü bu mozaikli salonun uzunca birsüre kullanılmış olduğu anlaşılmaktadır. Dikkatimiziçeken bir başka durum da, mozaiklerin süs ve yapımözellikleri, bunun bazilikanın MS 5-6. yy’lara tarihlediğimizmozaiklerine göre daha erken olduğudur.Bu salonun doğusundaki koridora bitişik olan ve2011 yılında ortaya çıkardığımız vaftiz havuzununiçindeki toprak dolgu da bu yıl tümüyle kaldırılarak,asıl zemine ulaşıldı. Havuzun zemininin de, diğerkısımları gibi, kalınca bir kireç sıvasıyla kaplı olduğugörüldü. Sıvanın bir bölümünü kaldırdığımız zaman,gri/siyah renkte ve oldukça iri ve kaba mozaik taşlarıyla(tesserae) kaplanmış asıl zemin ortaya çıktı.Önceki yıla ait raporumuzda da belirttiğimiz gibi, buhavuzun Bazilikaya göre daha erken ve olasılıkla birhamamın soğuk su havuzu (piscina) olduğunu düşünüyoruz.Belki de bu havuz ile bağlantılı olan ve bukompleksin kuzey dış duvarının gerisinde, biraz dahayüksek seviyedeki büyük bir kanal bu havuza temizsu taşımaktaydı. 2012 yılı kazıları sırasında kanalıniçinde yaptığımız temizlik sonunda bunun derinliğininneredeyse 1 m kadar olduğu anlaşıldı.Bazilika kuzeyinde yürüttüğümüz bu çalışmalardanbaşka, yapının batısında yer alan atriumunun zeminindede tesviyeler yapıldı. Bu sırada, Bazilikanınkuzey girişinin önünde, orta kısmı tahrip olmuşolan yeni bir zemin mozaiği daha açığa çıkarıldı.Atriumun kuzeyindeki salonunun mozaikleriylebenzer özelliklere sahip olan bu zemin mozaiğindenbaşka, atriumun diğer kısımlarındaki zeminler genelliklesıkıştırılmış toprak zeminlerdir. Atriumun merkezindeise, yassı kayrak taşlarıyla yapılmış bir taşlıkbulunmaktadır.2012 yılı kazıları sırasında Bazilikanın batısındakiRoma İmparatorluk Çağı tapınağının batısında vekuzeyinde yürüttüğümüz kazılar sırasında, bu yapıyaait sütun kaide, gövde ve başlıkları ortaya çıkarıldı. Bumalzeme dışında bulduğumuz ince bir sütun gövdesindeise, Roma İmparatoru I. Theodosius ve oğullarıArcadius ve Honorius’un yaptırdığı bir yapıya aityazıt yer almaktadır. Bu yazıtın olasılıkla imparatorunölüm tarihinden (MS 395) biraz öncesinde, belkiKelenderis – Atrium’un Kuzeyindeki <strong>Sa</strong>londe Honorius’un da 393 yılında Augustus olarak ilanedilmesinden sonra bu sütun üzerine kazındığı düşünülmektedir.Bu alanda ayrıca, ilk parçasını öncekikazı sezonunda bulduğumuz kireç taşından yapılmışbir kemerin yazıtlı baştaban (arşitrav) parçalarının birkaçını daha ortaya çıkardık.Agora alanındaki son çalışma yerimiz olan ve öncekiyıla ait raporumuzda bir nymphaion olma olasılığıüzerinde durduğumuz yapının havuzlarından birindeyürüttüğümüz kazılarda, yaklaşık 1.20 m derinliğeinildi. Bu seviyeye kadar herhangi bir zeminerastlamamış olmamız, bu yapının bir nymphaion olmaolasılığını kuşkulu duruma getirdi. Bu yapıyla ilgiliverileri <strong>2013</strong> yılında da araştıracağız.2012 yılı kazılarının diğer bir çalışma alanı olanKI 111 plankaresi, antik kentin Batı Nekropolü’nünyerleşim alanına en yakın noktasında bulunmaktadır.Burada geçen yıl 2 açmaya başlanmıştı. Bu yıl isebunlara komşu yeni açmalarda başlatılan çalışmalarda,zeminden yaklaşık 1 m derinlikten itibarenyeni duvarlar ortaya çıktı. Bunlardan açmanın batıkesitindeki duvarın önünde bir lahit ortaya çıktı.Kapağı yerinden kaymış olup, açmanın ortasındaydı.Açmanın güney kesitinde ise, olasılıkla bu lahdin birzamanlar üzerinde durduğu, olası bir mezar yapısıbulundu. Zemini düzgün bloklarla kaplanmış birpodyum şeklindeki bu yapının kuzeydoğu köşesindeyüksekliği 0.50 m kadar olan bir sütun tamburu in situolarak bulundu.Bir yatak (kline) şeklinde yapılmış olan lahit kapağınınüzerinde yarı uzanmış durumda mezar sahibi ve karısıbetimlenmiştir. Yüzlerinin kabaca bırakılması, onlarınportrelerinin geldiği yerde yapılacak olmasına bağlıbir durumdu. Lahit teknesi birinci sınıf bir işçiliğesahip olup, ne yazık ki, bir kısa ve bir uzun yüzü tamamenkırık ve eksiktir. Geri kalan kısımlardaki betimlemelerdikkate alınacak olursa, teknenin iki uzun veTÜRK ESKİÇAĞ BİLİM<strong>LER</strong>İ ENSTİTÜSÜ <strong>HA</strong><strong>BER</strong><strong>LER</strong> 31