12.07.2015 Views

Amiga Dunyasi - Sayi 31 (Aralik 1992).pdf - Retro Dergi

Amiga Dunyasi - Sayi 31 (Aralik 1992).pdf - Retro Dergi

Amiga Dunyasi - Sayi 31 (Aralik 1992).pdf - Retro Dergi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

POLAT YARIŞÇI"... Ninjalar, onurlu savaşçılardır oğlum;şereflidirler ve herşeyden önce görevlerinesadıktırlar. Kaybetmeyi sevmezler, çünkükaybettikleri zaman bu onlar için ölüm sebebidir.Evet, sen yıllar boyunca bu bilinçleyetiştirildin, eğitildin. Ve yıllar boyuncabekledin. Şimdi seni çok zor bir görev bekliyoroğlum. Bu hayatın kadar önemli görevibir tek sen başarabilirsin. Şimdi dinle;Bundan yıllar önce atalarımız, bize bu değerlitoprakları bırakmak için kanının sondamlasına kadar savaştı. Bu, yıllar boyuncaböyle devam etti; topraklarımız düşmaniçin çok değerliydi. Birgün yine böyle birsavaşta, yaşlı bir bilge büyükbabama birkılıç verdi. Ondan sonra sadece bir kelimesöyledi ve gitti: "Bu kılıcı hayatın boyuncaonurunla sakla; kılıç senin geleceğin,hayatın.". Evet, ondan sonra bu kılıçile bir çok zaferler kazandık. Ülkemizi düşmanlarınelinden kurtardık; huzur'a vemutluluğa kavuştuk. Bundan sonra ülkemizehiçbir akın olmadı; buna cesaret edenlerise Buda'nın önünde cezalandırıldılarYıllar boyunca, evet yıllar boyunca huzurve refah..içinde yaşadık. Bu arada sendoğdun. Üstün yeteneklerinden dolayı hemensıkı bir eğitime alındın; bu yüzden çocukluğunuyaşayamadın oğlum. Çünküsen, ileride bizim bu kılıçtan sonra en etkilisilahımız olacaktın. Evet, zamanı geldi oğlum.Yine ülkemiz tehlike içinde, yıllar önceolduğu gibi. Şimdi söyleyeceklerim, yalnızseninle benim aramda kalacak. Yıllardıronurla sakladığımız ve bizi başarıdan başarıyakoşturan değerli kılıcımız, kötü niyetliDamion Toranaga tarafından çalındı.Evet, bundan şimdilik, sen ve ben hariçkimsenin haberi yok. Ancak o kılıcı ne pahasınaolursa olsun, mutlaka bulup ait olduğuyere getirmelisin. Biliyorum, bu seniniçin çok zor ama yapmalısın. Bunun için ilkönce hiç kimsenin gidemediği; gidenlerinise dönemediği uğursuz ve lanetli bir kaleyegitmen gerekiyor oğlum. Bu kale, şeytanruhlu Damion Toranaga'nın kalesi.Evet, artık benim söyleyecek birşeyim kalmadı;bundan sonrası sana kalıyor. Şunuhiçbir zaman unutma ki, senin ve ülkemizingeleceği ellerinin altında...".Bu konuşma beni oldukça etkilemişti.Yıllar sonra böyle bir göreve çağrılmakonur vericiydi. Evet, artık başlayabilirim.Fakat ilk önce nereden başlayacağımı bilmiyorum.Ben yine de demin konuştuğumuzeve gireyim, belki efendimizin banasöyleyecek son şeyleri vardır. Şimdi evegirmek için kapının önüne doğru ilerliyorumve heyecanım iki kat daha artıyor.Çünkü böyle yüce birisinin karşısında durmakheyecan verici; ancak burada kimseyok. Acaba ne yapmalıyım? Tabii, sağ taraftaduran yıldızlar belki işime yarayabilir;belki de bunları efendimiz bilerek bırakmıştır.Neyse, ben tekrar dışarı çıkıp ortalığıaraştırayım. Şu anda önümde tek bir yolvar; oda sağa doğru gidiyor ve o yolu takipediyorum. Karşıma ne çıkacağını bilmiyorum,ama ne çıkarsa çıksın, beni yolumdandöndüremez. Evet, şimdi tahta bir köprününüzerindeyim ve Damion denen alçağınadamlarından birisi bana doğru geliyor.Üstelik elinde kılıcı bile var. Eh! Artık hareketzamanı geldi sanırım. Bir an önce onusaf dışı etmem gerek; ancak bu asker oldukçaiyi dövüşçüye benziyor. Ne kadar iyidövüşürse dövüşsün, unutmaması gerekenbir şey var: benim gibi bir Ninjanın karşısında,diğerlerinin ancak son bir dua etmeşansı vardır. Nitekim bu zavallı askeriçinde öyle oldu; sırf komutanının aptalcabir hırsı yüzünden kendisini kurban etti.Ama yapılacak birşey yok; tarih böyle komutanve askerlerle doludur. Neyse benyoluma devam etmeliyim; fakat o da ne?yerde bir şey parlıyor. Bir bakayım? Evet,bu bir kolye; acaba bu ölen askere miaitti? Boşver, ben yine de bu kolyeyi alayım,belki bir işime yarar. Şimdi yolumadevam etmeliyim. Tekrar sağa ilerliyorum;fakat o da ne? Karşımda yine kılıçlı bir askerve benden silahlarımı istiyor. Tabii ki silahlarımıona vermeyeceğim; zaten şimdiliksadece 5 tane yıldızım var. Ayrıca birNinja, ölmedikçe hiç kimseye silahını vermez.Neyse, ben bu adamla uğraşmak yerineyukarıdaki eve girsem belki daha yararlışeyler bulurum. Şimdi o eve doğru gidiyorumve eve giriyorum; fakat burası oldukçailginç bir yer, ortada bir çubuk devamlıaşağı yukarı gidip geliyor, onun öbürtarafında da bir yelpaze yerde duruyor. Yıllarönce, biz daha çocukken böyle tuzaklardannasıl geçileceğini öğretmişlerdi.Şimdi de -aynen öğretildiği gibi- bu tuzaktanatlayarak geçecektim. Yavaşça tuzağadoğru yaklaştım ve çubuk tam üste doğruçıkarken atladım. Evet, hala hayatta olduğumagöre bu tuzağı atlatmışız; fakat bununbir de dönüşü var, ama önemli değil;önce şu yelpazeyi almalıyım. Acaba bunlarkimin ve niçin burada? Şu anda bunun cevabınıbulamayacak kadar meşgulüm.Şimdi aynı tuzaktan tekrar aynı yöntemleatladım ve dışarı çıktım. O kılıçlı asker tekrarkarşımdaydı ve ısrarla silahlarımı istiyordu.Ben de ona demin bulduğum yelpazeyive kolyeyi önerdim, fakat istemedi.Geriye tek şey kalıyordu: Yıldızlar. Asker,bu yıldızları istiyordu. İstesem bu yıldızlarıona verip, buradan rahatça geçebilirim; fakatbir Ninja, ölmeden asla silahını kimseyevermez. Ben de silahımı ona vermedimve yanına giderek onunla dövüşmeye başladım.Birkaç dakika sonra onu da altetmiştim;fakat vücudumda bazı kılıç yaralarıvardı. Ancak bu yaralar hemen geçecekcinstendi, onun için fazla kafama takmadımve sağa doğru ilerledim. Burada yolAMIGA DÜNYASI 74

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!