12.07.2015 Views

260614_Sayi33

260614_Sayi33

260614_Sayi33

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sayı 33 / 27 Haziran-10 Temmuz 2014❱ TUNA KİREMİTÇİİKİNCİ ŞANS❱ NEŞE MESUTOĞLUDÜNYA KUPASINDA MAÇ ARASI❱ BARIŞ AKPOLATRADİKAL’İN ARDINDAN…RÖPORTAJLAR❱ SEVİM GÖZAY, HAMDİKOÇ İLE KONUŞTU:“NURİ BİLGE CEYLAN HARİKULÂDE DIŞ PLANLAR ÇEKİYOR”❱ BEGÜM BİRGÖREN‘GÖL ZAMANI’ ÇOK HEYECAN VERİCİYDİ❱ GÜLSEREN BAYINDIRFİLM ÇEVİRMENLİĞİ YETENEK İSTİYOROKAN ARPAÇ YAZDI30. YILDÖNÜMÜNE ÖZEL BAŞLANGIÇTRANSFORMERS KAYIP ÇAĞ


EDİTÖRMaç arasıNeşe MesutoğluYayın Yönetmeninese.mesutoglu@mybilet.comDünya Kupası 2014 karşılaşmaları bütün heyecanıyladevam ediyor. Şu dönem eve erken gitmenin en önemlinedeni, maçları kaçırmamaktır muhtemelen. Ama eşleride kızdırmamak gerek. Onun için bir de sinema programıyapmakta fayda var, bizden söylemesi.Bu hafta yine birbirinden ilginç filmler girdivizyona. Sinema eleştirmenimiz Okan Arpaç, bu defa‘Transformers: Kayıp Çağ’ isimli filmi kapağa taşıdı.Tuna Kiremitçi ‘Karışık Aile’yi kaleme aldı.Sevim Gözay röp-seans konuğuyla ‘Kış Uykusu’nuizledi. ‘Göl Zamanı’ isimli filmin başrol oyuncusuBegüm Birgören, Zeynep Geylan’a dönem projelerininavantajlarını anlattı.Haftanın sürpriz röportajı ise Begüm Yılmaz’dan geldi.Begüm vizyonda izlediğimiz birçok filme yaptığı dublajve altyazı çevirileriyle hayat veren Gülseren Bayındır ilekonuştu. Vizyondaki filmlerden Malefiz ve Godzilla’daimzası olan Bayındır, beyazperdenin gizli kahramanlarıçevirmenlerin dünyasını anlattı.Bu kadar seçenek varken hafta sonu programınıyapmadan önce MyBilet e-dergiye bir göz atın derim.Saygı ve sevgilerimle.2 www.mybilet.com


İÇİNDEKİLER8SAYFAYAGITKAPAKOkan Arpaç yazdı:Bir önceki bölümde Chicago’nunistilasına, yerle bir oluşuna tanıklıketmiştik. “Transformers: Kayıp Çağ”,hikayeyi bu olayın dört yıl sonrasındabaşlatıyor. Transformerlar ile insanlararasındaki iletişim ve diyaloğa dahafazla ağırlık verip, ‘duygusal bağ’oranını da yükselten bu dördüncüfilm, önceki filmlerin en büyüksıkıntısı olan ‘dijital makinelerinsavaşı’ görünümünden de bir parçauzaklaşmak istiyor.SAYFAYAGIT16RÖPORTAJTelevizyoncu-yazar Sevim Gözay’ın,bu hafta Röp-seans konuğu ünlüyazar Hamdi Koç. Nuri BilgeCeylan’ın diyalog değil, monologuzmanı olduğunu söyleyen Koç “Türkromancıları da, Türk sinemacılarıda diyalog yazmayı bilmiyor. Dizifilmciler bile daha yeni öğrendi, yazayaza yıllardır. Eskisinden çok dahaiyiler” diyor.PORTRE‘Alacakaranlık’ serisiyle dünya çapındaşöhret kazanan Robert Pattinson, bukez Cannes Film Festivali’nde büyük ilgigören ‘Takip’ isimli filmle karşımızda.Dağılmış ve yozlaşmış bir toplumu konualan filmin başrolündeki ünlü oyuncu “Bu rol, oyunculuğumu ortaya koyabilmekadına tam da aradığım fırsattı ” diyor.12SAYFAYAGITÖZELJ4 www.mybilet.comRÖPOTRA


İÇİNDEKİLERRÖPORTAJMontreal Film Festivali ve Fecr FilmFestivalinde ülkemiz adına yarışan ‘GölZamanı’ isimli filmin başrol oyuncusuBegüm Birgören, Zeynep Geylan’ınsorularını yanıtladı. Çekimleri İstanbul,Uşak ve Safranbolu’da gerçekleştirilenfilmde Elif karakterini canlandıranBirgören “Bir hikayeyi belirli bir dönemiçinde anlattığınız zaman, o döneminkoşulları filme nitelik katıyor” diyor.23SAYFAYAGIT27SAYFAYAGITRÖPORTAJVizyonda izlediğimiz birçok filme yaptığıdublaj ve altyazı çevirileriyle hayat verenGülseren Bayındır, Begüm Yılmaz’akonuştu. Çeviri yapmaya ortaokul yıllarındabaşlayan Bayındır “Çevirmenlik, Türkiye’deicra edilmesi zor bir meslek olsa da, bireserin altında sizin imzanızın olduğunubilmek çok güzel bir duygu. Sıradaönümüzdeki aylarda izleyiciyle buluşmayıbekleyen ‘Galaksinin Koruyucuları’ ve‘Ninja Kaplumbağalar’ var” diyor.VİZYONDAKİLER:Gösterime giren diğerfilmlere de göz atmaktafayda var.KÜLTÜR-SANAT: Öneçıkan etkinlikler arasındanseçim yapmak zor.Kaçırılmaması gerekenlerihatırlatalım dedik.TUNA KİREMİTÇİŞahsen Adam Sandler ve DrewBarrymore bir buçuk saat havadansudanbile konuşsalar seyrederim.Çünkü fani bir sinemasever olarak,onlar hayatımın parçasıdırlar. İkisinide pek çok akrabamdan daha fazlatanırım, severim, hallerini-hatırlarınımerak ederim; modern dünyanın cilvesiişte. Bu yüzden Karışık Aile’yi izlerkenhiç sıkılmadım ama aynı torpili bu filmeherkes yapmak zorunda değil tabii.SAYFAYAGIT355 www.mybilet.com


İÇİNDEKİLER43 SAYFAYAGITKIRMIZI GÖZLÜKLÜ KIZKendisinden 10 yaş küçükeski eşi Guy Ritchie’denboşandıktan sonra birdaha genç erkeklerle flörtetmeyeceğini söyleyenMadonna, bir türlü sözünütutamıyor… 16 Eylül’de ilkkez Türkiye’ye gelecek olanAmerikalı şarkıcı Lady Gaga,Hayvan Hakları OrganizasyonuPETA’yı yine kızdırdı… Oscar’lıyıldız oyuncu Merly Streep bukez ünlü Yunan soprano MariaCallas’ı canlandıracak…KÜNYEMyBilet e-dergi40SAYFAYAGITBARIŞ AKPOLATYılların Radikal'i, yıllarca“Ha kapandı ha kapanacak”dedikodularının dolaştığışahane gazeteyi geçen hafta'dijital dünyaya' kaptırdık. Hiç“Kağıt artık kalmayacak, her şeydijital olacak. Bak artık kitaplarbile elektronik. Alış buna”demeyin, bunu kabul edemem.Evet, kağıt elbet bitecek amaRadikal'in kapanması bununlailgili değil.YAYIN YÖNETMENİNeşe MesutoğluGÖRSEL YÖNETMENMurat ÇavdarKATKIDA BULUNANLARBarış Akpolat, Okan Arpaç,Tuna Kiremitçi, SevimGözay, Begüm Yılmaz,Zeynep GeylanİLETİŞİMMuallim Naci Caddesi No:47Ortaköy 34347 İSTANBULTelefon: 0212 259 20 60e-dergi@mybilet.comMyBilet e-dergi’de kullanılantüm yazılar, kaynak gösterilerekyayınlanabilir.6 www.mybilet.com


30. YILDÖNÜMÜNE ÖZEL BAŞLANGIÇSİNEMATRANSFORMERS:KAYIP ÇAĞBugün medyadaki,televizyonlardaki sansürdenfena halde şikayetçiyiz belkiama bundan çeyrek asırönce de, yani 90’ların başında dadurum pek farklı değildi. Henüzözel kanallar devreye girmemişken,4 yıl içerisinde kanal sayısını 5’eçıkaran TRT’yi yerden yere vurmakadettendi. Bugün olduğu gibiyanlı devlet haberciliği bir yana,ekrana getireceği programlarauyguladığı ağır sansür, seyirciyiçileden çıkarıyordu. Öyle ki, misal“Hanedan” gibi dünyayı kasıpkavuran bir dizi ‘ahlak’ açısındanhiç yayımlanmazken “Dallas” yarıdakesilebiliyor, arabesk gibi bazı müziktürleri tümden yasaklanırken kendiçektirdiği dizileri dahi yaktığı, aslayayımlamadığı oluyordu TRT’nin...Çocuk programları da bu ağırdenetimden nasibini alıyordu elbet.Örneğin meşhur klasik “UzunÇoraplı Kız Pippi” ilk birkaç bölümekrana geldikten sonra ‘doğaüstüyetenekler’e sahip bir kızınhikayesini anlatıyor gerekçesiyleOkan Arpaçokan.arpac@mybilet.comORİJİNAL ADITransformers: Age ofExtinctionYÖNETMEN Michael BayOYUNCULAR Mark Wahlberg,Nicola Peltz, Jack Reynor,Stanley Tucci, Kelsey Grammer,Titus WelliverYAPIM 2014 ABDSÜRE 165 dk.DAĞITIM UIPyayından kalkarken, 1984’tenitibaren tüm dünyada fenomenhaline gelen “Transformers” adlıçizgi dizi Türkiye’ye uğramadı bile...İçeriğindeki şiddetten ötürü 80’lerinçocuklarına ‘uygun’ görülmeyenolay dizi, 1990 yılında ilk özel kanalStar1’in açılmasıyla yayına başladıve kısa sürede bizde de büyük ilgigördü. 90’ların çocukları OptimusPrime başta olmak üzere, arabayakamyonetedönüşebilen ultragüçlürobotlarla büyüdüler, hayaldünyaları daha da zenginleşti.8 www.mybilet.com


SİNEMAİNTERNETGİŞESİSİTEYEGITBİR ÖNCEKİ BÖLÜMDE CHİCAGO’NUN İSTİLASINA,YERLE BİR OLUŞUNA TANIKLIK ETMİŞTİK. SONFİLM, HİKAYEYİ BU OLAYIN DÖRT YIL SONRASINDABAŞLATIYOR. İNSANLIK ALDIĞI YARALARISARMAYA ÇALIŞIRKEN, ARTIK DOST DAHİ OLSALARBÜTÜN ASKERİ GÜÇ, TRANSFORMERLAR’IN YOKEDİLMESİ İÇİN BİRLEŞMİŞ DURUMDA.Çizgi diziden gişe canavarınaAmerika-Japonya ortak yapımıbu çizgi dizinin orijinali 1984-1987 yılları arasında dünyadagösterilip ömrünü tamamlamıştıama efsane bitmedi elbette. 1986’da“Transformers: Sinema Filmi”(The Transformers: The Movie)ile uzun metraj animasyon olarakbeyazperdeye aktarıldı. Çizgi diziolarak da farklı isimler altındadevam sezonları yapıldı.Efsanenin ikinci ve daha görkemlibir şekilde doğuşu 2007 yılınarastlıyor. Steven Spielberg’inyapımcılığında projeye hayat verenisim Michael Bay oldu. “Çılgınİkili” (Bad Boys), “Kaya” (TheRock), “Armageddon”, “PearlHarbor”, “Ada” (The Island)gibi baş döndürücü hızdakifilmleriyle tanınan Bay, modernefekt teknolojisinin nimetlerindenyararlanarak form değiştiren bugörkemli robotların savaşını 150milyon dolara beyazperdeye taşıdı.Tasarımları üzerinde kılı kırkyaran bir titizlikle çalışılan, orijinalserinin hayranlarını memnunedebilmek için ‘hiçbir masraftankaçınılmayan’ ilk “Transformers”,gişede canavara dönüşünce hemendevam filmleri geldi tabii. 2009’da“Transformers: Yenilenlerinİntikamı” (Transformers: Revengeof the Fallen), 2011’de ise9 www.mybilet.com


SİNEMAELBETTE BAŞ KAHRAMANLARIMIZ OLAN;İYİLERİN BAŞI OPTİMUS PRİME VE KÖTÜLERİNLİDERİ MEGATRON YOK OLACAK DEĞİL.KÜLÜSTÜR KAMYONET KILIĞINA GİREREKORTALIĞIN SAKİNLEŞMESİNİ BEKLERLERKEN,BİR BABA İLE KIZI BİLMEDEN OPTİMUS PRİME’IDİRİLTİYOR. DEVLETİN GİZLİ GÜÇLERİ İHBAR ALIPGELDİĞİNDEYSE KAÇIP-KOVALAMACA BAŞLIYOR.“Transformers: Ay’ın KaranlıkYüzü” (Transformers: Dark of theMoon) çekildi.Bedenleri metal bazlı, biçimdeğiştirme yeteneğine sahip, ilerimedeniyet seviyesinde bir halkınüyeleriydi aslında bu robotlar.Yaşadıkları Cybertron gezegeni,benzer yapıdaki Unicron’unsaldırısına uğrayıp da yaşanmazhale gelince, Transformerlar dakendilerini Dünya gezegenineatmışlardı. Geldikleri gemimilyonlarca yıl yerin altında gömülükaldıktan sonra Transformerlarbir şekilde günümüzde uyanarakkendilerini gösterirler. Ne varki birbirlerine düşman iki grubabölünmüşlerdir. İnsanlarladost Autobot’lar ile acımasızDecepticon’lar, ilk filmden itibarenDünya üzerindeki her şeyi yıkıpmahvedecekleri bir savaşa tutuşurlar.Optimus Prime ve bir baba-kızhikayesiBir önceki bölümde Chicago’nunistilasına, yerle bir oluşuna tanıklıketmiştik. “Transformers: KayıpÇağ”, hikayeyi bu olayın dört yılsonrasında başlatıyor. İnsanlıktoparlanmaya ve aldığı yaralarısarmaya çalışırken, artık dost dahiolsalar dünya dışı varlıkları tamamenimha etmeye çalışıyorlar. Bütünaskeri güç, Transformerlar’ın yokedilmesi için birleşmiş durumda.Elbette baş kahramanlarımız olan;iyilerin başı Optimus Prime vekötülerin lideri Megatron yokolacak değil. Külüstür kamyonetvs. kılığına girerek ortalığınsakinleşmesini beklerlerken, bir baba(Mark Wahlberg) ile kızı (NicolaPeltz) bilmeden Optimus Prime’ıdiriltiyor. Devletin gizli güçleri10 www.mybilet.com


SİNEMAihbar alıp Prime’ı yok etmeyegeldiğindeyse kaçıp-kovalamacabaşlıyor.İlk üç filmden farklı olarak, insankarakterlere biraz daha ağırlık veripdramatik yapıyı güçlendirmeyeçalışan yönetmen Bay, fenasayılmayacak bir açılım kazandırıyorseriye. Önceki filmlerdeki kadroyutümden değiştirip, teenagegörünümündeki Shia LaBeouf’unyerine olgun Mark Wahlberg’iyerleştiriyor. “Transformers”evreninden bahsederken,milyonlarca yıl ‘uykuda’ kaldıklarınısöylemiştik. Nitekim filmin başındaTransformerlar’ın dinozorlardöneminde Dünya’ya indiklerinive gemileriyle gezegeni yakarakdinozorları da fosilleştirip yokettiklerini görüyoruz.IV’ncü filmde duygusal bağartıyorTransformerlar ile insanlararasındaki iletişim ve diyaloğadaha fazla ağırlık verip, ‘duygusalbağ’ oranını da yükselten bu 4.film, önceki filmlerin en büyüksıkıntısı olan ‘dijital makinelerinsavaşı’ görünümünden de birparça uzaklaşmak istiyor. İlk üçbölümü izleyenler, neredeysebaştan sona animasyon harikasırobotların çarpışan metallerininsesini dinleyip, hızla akıp gidengörüntüleri yakalamaya çalıştıklarınıhatırlayacaktır. Elbette burada dabilhassa finale doğru yoğun çarpışmasahneleri mevcut ama dediğimizgibi, Michael Bay türün içerisindedramatik yapıyı da olabildiğincekuvvetlendirmeye çabalamış bu defa.Bir başka ilave de, daha önceçizgi dizide de karşımıza çıkanDinobotlar... Araba, kamyonet,uçak gibi nesnelerden sonra formdeğiştiren robotların bu kez mekanikdinozorlara dönüşmelerine tanıkoluyoruz. Velhasıl yönetmen, bufilmden itibaren yaptığı yenilikve değişiklikleri sadece oyuncukadrosuyla değil Dinobotlar’la dabelli ediyor. Ve devam filmlerindenelerle karşılaşacağımızın sinyalleriniveriyor.Transformerlar’ın yaratıcılarını,geldikleri yeri ve neden varolduklarını sorguladıkları anlardabir anda farklı boyutlara geçenve seyirciyi de düşünmeye sevkeden film, nihayetinde “İnsanlarındesteği eşliğinde iyi ve kötürobotların kapışması” formülündenvazgeçmiyor. Yaş itibariyle yolunyarısını geçmiş seyirci sınırlı birilgiyle izleyecektir ancak çocukluğu90’lı yıllara denk gelenler ve sonrakikuşaklar için pahalı, görkemli,çok eğlenceli bir oyuncak olduğukesin.❏11 www.mybilet.com


ALDATILINCAHOVARDA OLDUOYUNCU OLMAMI BABAM İSTEDİSon zamanların popüleraktörlerinden Robert Pattinson,‘Alacakaranlık’ (The Twilight Saga)efsanesi sona ermesine rağmen,hâlâ genç kızların gözünde yarattığı‘bay mükemmel’ imajıyla adından sözettiriyor. Ünlü aktör, 13 Mayıs 1986tarihinde modellik ajansında çalışan biranne ile araba ithal eden bir babanınüç çocuğundan biri olarak İngiltere’dedünyaya geldi. 12 yaşında modellikyapmaya başlayan Pattinson, çocuklukyıllarına dair verdiği röportajlardadefilelerde boy göstermesine rağmenher zaman utangaç bir çocuk olduğunuve okuldan atıldığında ne kadarüzüldüğünü belirtmeden edemiyor.SİNEMA‘Alacakaranlık’ serisiyle dünya çapında şöhret kazanan Robert Pattinson, bu kezCannes Film Festivali’nde büyük ilgi gören ‘Takip’ isimli filmle karşımızda. Dağılmışve yozlaşmış bir toplumu konu alan filmin sürprizi olarak lanse edilen Pattinson “Senaryoyu ilk okuduğumda canlandıracağım karakterin zihinsel sorunları olduğunudüşündüm. Ama bu rol, oyunculuğumu ortaya koyabilmem adına tam da aradığımfırsattı ” diyor. Çeviri: Begüm YılmazÇocukluk ve gençlik yıllarıRobertPattinsonPortre12 www.mybilet.com


SİNEMAÖNEMLİ ÖDÜLLERİ2012MTV Film Ödülleri- En İyi Öpüşme Sahnesi, ‘Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 1 (The TwilightSaga: Breaking Dawn- Part 1)2011 MTV Film Ödülleri- En İyi Erkek Oyuncu, ‘Alacakaranlık Efsanesi: Tutulma’ (The Twilight Saga: Eclipse)2008 Strasbourg Uluslararası Film Festivali- En İyi Aktör, How To Be2008 Hollywood Film Ödülleri- Yeni Hollywood ÖdülüBuna rağmen atılma nedeniyle ilgilisorulan soruları her zaman yanıtsızbırakan Pattinson, karma bir özelokula başladıktan sonra hayatınınbüyük ölçüde değiştiğine dikkatçekiyor ve ekliyor “12 yaşımagelene kadar ablalarım beni bir kızgibi giydirirler ve arkadaşlarıyla‘Claudia’ olarak tanıştırırlardı.Ancak okulumu değiştirdiktensonra saç jölesini keşfettim ve dahaçekici hale geldim.” 15 yaşındaoyunculuk kariyerine adım atanyakışıklı aktör, o zamanlar bumesleğe karşı hiç ilgi duymadığınıve sadece babası istediği içintiyatroya başladığını söylüyordu.Ancak yıllar sonra Pattinson’danbeklenen itiraf geldi… Ünlüaktör tiyatro kulübüne uzunyıllardır hoşlandığı bir kız için üyeolduğunu, fakat ‘Song and Dolls’isimli müzikalin sahnelenmesinekarar verilince ekibin bir parçasıolmak için çok heyecanlandığınıanlatıyordu. Bu oyunda istediğirolü alamasa da bir sonrakigösteride başrolü kapan Pattinson,Reese Witherspoon’un oynadığı‘Vanity Fair’ isimli filmde rol almaşansı yakaladı. Ancak küçük birrolü olmasına rağmen oynadığısahne filmden çıkarılınca büyük birhayal kırıklığı yaşayan Pattinson,asıl çıkışını 2005 yılında rol aldığı‘Harry Potter ve Ateş Kadehi’(Harry Potter and the Goblet ofFire) isimli filmde canlandırdığı‘Cedric Diggory’ karakteriyle yaptı.Aldığı olumlu eleştiriler üzerinekariyerini oyunculuk alanındaşekillendirmeye karar verenPattinson, 22 yaşında podyumlaraveda etti ve gerekçe olarak ise artıkfazla kaslı ve erkeksi olduğunu,eskisi gibi ilgi çekmediğini önesürdü.13 www.mybilet.com


GELECEĞİN JUDE LAW’I‘Cedric Diggory’ rolüyle‘Geleceğin Genç Yıldızı’ödülünü kazanan Pattinson,Amerika’nın popüler gençlikdergisi ‘Teen People’ tarafındangeleceğin ‘Jude Law’ı olarak lanseedildi. Aynı yıllarda ünlü Amerikalıyazar Stephenie Meyer’in yazdığı‘Alacakaranlık’ serisi tüm dünyadabüyük yankı uyandırdı. Eser önce37 farklı dile çevrildi ve ardındanyoğun talep üzerine sinemayauyarlanmasına karar verildi.Romanlarda tasvir edilen inanılmazyakışıklı, çekici ve romantik vampir‘Edward Cullen’ rolü için 3000kişi arasından sıyrılarak başrolükapan Pattinson, bir anda dünyaçapında tanınan bir oyuncu halinegeldi. Bu rolle şöhrete kavuşmasınarağmen verdiği röportajlardaCullen karakterini canlandırmaktanhoşlanmadığını dile getirenPattinson “Kendimi bir aptalgibi göstermeden Edward’ı nasılcanlandıracağımı çok düşündüm.Tüm kitap Bella’nın bakış açısıylayazılmıştı ve Edward’a deliler gibiHAYATI BELGESEL OLDU‘Alacakaranlık’ (The TwilightSaga) serisinin ardından liseligenç rollerine saplanıp kalmakistemediğini dile getirenyakışıklı aktör, 2008 yılında çekilen‘Little Ashes’ isimli filmde oynadı.Ünlü sürrealist ressam SalvadorDali’nin gençliğini konu alan filmi,oyunculuğunun dönüm noktasıolarak belirten Pattinson “Burolü oynamayı çok düşündüm.Çekimler sırasında Dali’yi saplantıhaline getirmiştim. Onun hakkındabulabildiğim her şeyi okuyor veSİNEMAaşıktı. Bu durumda ister vampirolun, ister uzaylı insanın gözü aşıkolduğu zaman hiçbir şey görmüyor.Bu yüzden çok çaba harcadım”diyor. Zamanla olaylara Edward’ınbilgi sahibi oluyordum. Çok garipve karmaşık bir adamdı. Ancak birsüre sonra onda beni etkileyen şeyinne olduğunu fark ettim. Aramızdabir benzerlik vardı. Dali aslındaaşırı derecede utangaçtı” diyor.Aynı yıl 20’li yaşlarda problemlibir genci canlandırdığı film ‘HowTo Be’ de oyunculuğunun yanısıra bu kez müzisyen kimliğiylede beyazperdeyi dolduranPattinson, ‘Alacakaranlık’filminin soundtrack’inde yer alanşarkıları seslendirdiği gibi ‘HowDönüm Noktasıgözüyle bakmaya başladığını verolüne iyice büründüğünü belirtenbaşarılı aktör, MTV ve TeenChoice olmak üzere 17 ödülünsahibi oldu.KariyeriTo Be’ isimli filmde de müzikalyeteneklerini konuşturdu. ‘HarryPotter’ serisinde rol aldıktan sonrahayranlarının karşısına ‘EdwardCullen’ karakteriyle çıkan ünlüaktör, ilk başlarda eleştiri oklarınamaruz kalsa da gençler arasındakısa zamanda fenomene dönüştü.Öyle ki Twitter ile ortak açılan‘Robsessed’ adlı fan sitesi, Rovelverisimli yapım şirketine esin kaynağıoldu ve aynı isimle Pattinson’ınhayatı daha 23 yaşındayken belgeselolarak yayınlandı.14 www.mybilet.com


SİNEMASEAN PENN’İN KIZIYLA BERABER‘Genç yaşta elde ettiği şöhreterağmen alışkanlıklarını hiçdeğiştirmeyen ve mütevazı birhayat yaşamayı tercih edenPattinson, utangaçlığı yüzünden18 yaşına kadar hayatındahiç kimsenin yer almadığınısöylüyor. Bir ilişkinin geleceğiÖzel hayatıiçin ilk buluşmanın önemliolduğuna dikkat çeken ünlüaktör “İlk görüşte aşka kesinlikleinanıyorum. Çünkü bir kadınakarşı özel bir şey hissettiysem buhep ilk buluşmada olmuştur”diyor. 2009 yılında ‘Alacakaranlık’serisindeki rol arkadaşı KristenStewart ile senaryo gereğibaşlayan aşklarını gerçekhayata taşıyan ikili, üç yıl sürenberaberliklerinde zorlu süreçlerdengeçti. Evlenmeleri beklenirken,Kristen’in rol aldığı ‘PamukPrenses ve Avcı’ (Snow Whiteand the Huntsman) isimli filminsetinde, Pattinson’ı 41 yaşındakiyönetmen Rupert Sanders’laaldatması üzerine ilişkileri zarargören ünlü çift, geri dönülmez biryol ayrımına girdi. Kristen Stewartverdiği röportajlarda çok pişmanve üzgün olduğunu, hâlâ onu çoksevdiğini söylese de ünlü aktör,Los Angeles’ta beraber yaşadıklarıevi terk etti. Uzun bir aradansonra ihaneti affeden Pattinson,duyduğu güven sorunundan dolayıilişkilerini tamamen bitirme kararıaldı. Bu ayrılıktan sonra yakınarkadaşı Katy Perry ile flört ettiğiyönünde iddialar ortaya atılsada Pattinson, Perry’ye duyduğuhislerin gerçekliğini hiçbir zamaninkâr etmiyor. Yaşadığı ihanetinardından magazin gündemindeEmma Watson, Elvis Presley’nintorunu Riley Keough, Avustralyalışarkıcı Sia Furler ve daha birçokisimle teselli bulduğu yönündesöylentiler çıksa da ünlü aktörşu sıralar Sean Penn ve RobinWright’ın 23 yaşındaki kızları,Kaliforniyalı model, Dylan Pennile mutlu bir beraberlik yaşıyor.15 www.mybilet.com


SİNEMASevim Gözaysevim.gozay@mybilet.comHamdi Koç ile ‘Kış Uykusu’ seansı:“BU BİR YÖNETMENFİLMİ DEĞİL, BİRYAZAR FİLMİ”HamdiKoçBugünkü röp-seans konuğumHamdi Koç. Son romanı ‘Çıplakve Yalnız’la Orhan KemalRoman Armağanı kazanan ünlüyazarla, Altın Palmiye ödüllü ‘KışUykusu’nu izlemek üzere sabah11 seansı için sözleşiyoruz. Filmebeş kala gişede buluştuğumuzda,“Bu saatte kimse beni hiçbir yeregetiremez, senin için geldim”diyor. Ne mutlu bana. İlk yarıyıkahkahalarla izliyor Hamdi Koç.Seviniyorum ben de beğendiğiiçin, “Film beğenmemekte üstümeyoktur” demişti çünkü. Ara oluncagidip kahve ve gofret alıyor ikimize.Mmm, keyifler yerinde! Derkenikinci yarı başlıyor ve kahkahalarınyerini oflamalar puflamalar hattasöylenmeler alıyor. Bitmeye yarımsaat kala ise, “Dışarıdayım ben”deyip fırlıyor. “Dur nereye, çok azkaldı” diyorum, zar zor oturuyortekrar. Yirmi yıl önceden tanıyorolmasaydım konuğumu, müthişpaniğe kapılırdım herhalde. Bunarağmen en zorlu seanslarımdanbiri olduğunu söyleyebilirim,ikinci yarı itibariyle. Film bitip dekahve faslına geçince zincirsiz birsohbete daldık. Buyursunlar, iştekayıt…16 www.mybilet.com


SİNEMANe düşünüyorsun ‘KışUykusu’ hakkında?İlk yarı çok güzeldi. Çokhoşuma gitti ama ikinciyarı tam bir intihar. Bir hikâyeanlatıcısı, bir yönetmen ya da biryazar, ilk yarısını bu kadar güzelanlattığı bir şeyi, ikinci yarı nasılböyle alır uçurumdan aşağı atar?Uçurumdan attığı hikâye de herkayaya çarpışında bir tarafları kırılakırıla nasıl yuvarlanır, upuzun birİNTERNETGİŞESİuçurumdan aşağıya… Böyle bir şeybu film. Paraları ateşe atan oyuncu(Nejat İşler) filmin en zayıf halkası.O kadar sefil, serseri, sarhoş, ayyaşbiri o kadar süslü para ayırma,sınıflama lafları etsin!Yok mudur ki hayatta böyleters köşe durumlar?Olabilir ama o durumlara bukadar süslü, entel, Cihangir laflarıkonmaz. İllâ buna bir bilgelikekleyeceksen halk bilgeliği ekle,SİTEYEGITkasaba bilgeliği ekle, köylü bilgeliğiekle. Bak, köylü bilge adamdır.Ben köylüyü tanırım. Sonra okadar uzun, hesapta ‘confrontation’(yüzleş/tir/me) sahneleri yapıyorsano diyalogların çok sağlam olmasılazım. Hiçbiri ayakta durmuyor osahnelerin, çünkü diyaloglar güçlüdeğil.“DİYALOG DEĞİL, MONOLOGUZMANI”Aydın (Haluk Bilginer) ve kızkardeşi Necla (Demet Akbağ)arasındakiler de mi?Öyle. Zayıf, sahneyi taşımıyor.3 dakikada bitmesi gereken sahne15 dakika olmuş. Orada o kadarmalzeme yok. Sinemada sanattaekonomi olmazsa hiçbir şeyolmaz. Ekonomi olmak zorunda.Bir Sergei Bondarchuk filmiylekarşılaşacağım duygusu oldu zatenfilm başladığı zaman. İlk yarı çokgüzeldi bak. O tempoda gitse,sekanslar o uzunlukta korunsaydıortaya bir şaheser çıkabilirdi.Cannes’da Altın Palmiye’yinasıl aldı o zaman?Bilmiyorum, onu AltınPalmiye’cilere sormak lazım.Kalkmaya kalktığımda benituttuğun için sana da kızdım. 15dakikam daha gitti. Hikâye böyleanlatılmaz.Arkadaşın olsaydı peki NuriBilge Ceylan?Arkadaşım olsaydı, “Abi seyrettimeline sağlık, çok güzel olmuş”derdim. (Kahkahalar)Vaay!?Ne yapayım arkadaşlık başka.Bak ben de yazarım, biri bana gelip“kitabın kötü olmuş” derse ciddiyealmam. Ama bana kitabımınneden kötü olduğunu, nerede hatayaptığımı söylerse ciddiye alırım.17 www.mybilet.com


SİNEMAÇünkü ondan bir şey öğrenmeşansım doğar.“Seninle ayrı şeyleridüşünmememiz son derecedoğal” demez misin, filmdekigibi?Hayır efendim. Hikâyeanlatmanın bir yolu, yöntemivardır. Bu yöntem bellidir, tektir.Üslup değişir, kimsenin üslubunakarışamazsın. Ama nasıl birmüzik cümlesi ya da bir duygubelli bir süre içinde belli inişlerve çıkışlarla yaşanıyorsa, hikâyede öyle yaşanmak zorunda. İkikişiyi uzun uzun konuşturacaksaneğer, Tarantino’nun yaptığı gibiorijinalliklerle doldurmalısın.Bunda ise sadece beceriksiz birentelektüellik var. Diyaloglar böyle.Onun dışında görüntü güzelliğinediyecek hiçbir şey yok. Harikulâdedış planlar çekiyor, hakkını vermeklazım. Çok güzel onlara bakmak.“Çok doyurucu bir edebiyattadı veriyor” yorumuna çok sıkrastlanıyor, buna ne dersin?Hayır, Sergei Bondarchuk ondanaklıma geldi. Bu film sanki filmolsun diye değil, roman uyarlamasıolarak çekilmiş. Yönetmen desanki romancıya hakkını vermek,haksızlık etmemek, romanıharcamamak için eline geçen hermalzemeyi doldurmuş gibi. Bufilm bir yönetmen filmi değil, biryazar filmi. Adam kendi romanınıyazmış, “romanımı da aynenböyle çekerim baba” demiş sanki.Bondarchuk, o yüzden.Bu bir roman olsaydı da itirazınvar mı?Var. Bu bir senfoni olsa daitirazım var.‘Hidayet’ karakteri konuşurkenözellikle çok eğlendin.Ceylan’ın diyalog başarısı ensıradan insanı konuşturduğu anlar.‘Bir Zamanlar Anadolu’da filmindede muhtarın ve otopsicininmonologlarına bayılmıştım. NuriBilge Ceylan diyalog uzmanıdeğil, monolog uzmanı. Eğer ooyuncular doğaçlama yapmıyorlarsa-kuzu etinden bahseden muhtarve teknik imkânsızlıklardanbahseden otopsici- gülmektenyerlere yattıydım o bölümlerde.Bu filmde de, at tutan adamın oilk baştaki pazarlığı çok güzeldi,bir de Hidayet’in (Ayberk Pekcan)konuşmaları. Onlar doğru bak,hayatta olduğu gibi aynen.Sinema ya da hikâye hayattaolduğu gibi olunca mı ‘iyi’oluyor?Hayır, inandırıcı ol. İstersenuzay filmi anlat. Bilhassa Aydın(Haluk Bilginer), kız kardeşi vekarısı birbirleriyle hayatta konuşurgibi değil, sinemada konuşur gibikonuşuyorlar. Diyalog zayıflığıTürk sinemasının ezeli hastalığıdır.18 www.mybilet.com


SİNEMATürk romancıları da, Türksinemacıları da diyalog yazmayıbilmiyorlar. Dizi filmciler bile dahaiyi öğrendiler, yaza yaza yıllardır.Eskisinden çok daha iyiler.“SİNEMANIN İÇİNDE BÜYÜDÜM”Hayatında sinemaya ilk gidişinihatırlıyor musun?67-68’de Fatsa’da gittim.Park Sineması’nda. ElizabethTaylor’un bir filmiydi. O zamanlarÜnye’de, Fatsa’da sinemalar aynıİstanbul’daki gibi çalışırdı. Veaileler düzenli olarak sinemayagiderlerdi. Taşranın son modernyıllarıydı. O yıllardan anneminbabamın dans fotoğraflarınıgörsen ve yaşıtlarımın annelerininbabalarının plajlardaki resimlerini.19 Mayıs törenlerinde teyzemin,60’lı yıllarda stadyumdaki minicikama minicik şortlarla liseli kızlarınyaptıkları törenleri görsen, donarkalırsın. Annemle öğleden sonralarısinemaya giderdik işte. Annem vearkadaşları, çocuklar, biz. Bazenokuldan çıkınca giderdik. Biletalmamız filan da gerekmezdi.“Aydın Koç’un oğlu” der girersin.Bulurlarsa babandan parasınıisterlerdi.Ergenlik yılları ve sinemadeyince?Valla ergenlik yıllarımdasinemanın romantik hiçbir tarafıyok, çünkü porno yıllarıydı 70’lerinikinci yarısı. Onları da anlatmamıistemezsin, emin ol. Beyefendicehanımefendice sinemaya gittiğimizilk sene 80 miydi? Türkan Şorayoynuyordu, ‘Hazal’, Ali Özgentürkfilmi. Yo, atladım arada… Ondanönce bir kız arkadaşımla gitmiştimama hiç romantik değildi, ‘Omen’(1976). Ve çok severim halakoyar koyar seyrederim. O filmdeRottweiler aşığı olmuştum. O devregöre çok güzel bir korku filmiydi.Yeşilçam’dan bir kahramanınvar mıydı?Hülya Koçyiğit’i çok severdim,anneme benzediği için. Başkakahramanım olmadı.Tarkan’lar, Kara Murat’lar?Biz çocukken ‘western’hastasıydık kardeşimle, çokmeraklıydık. Bütün 60 sonlarınınClint Estwood filmleri, 70başlarının Sam Peckinbach filmleriFatsa’da oynadı ve biz onlarısinemada seyrettik. ‘Onları YükseğeAs’ (Hang ‘Em High, 1968), afişinibile hatırlıyorum. Düşün, 71’deYılmaz Güney’in ‘Umut’u çıkarçıkmaz Fatsa’ya geldi. Önce annembabam gittiler gece, ertesi gün okulçıkışı kardeşimle ben gittik.“KUBRİCK’E DELİ OLURDUM”‘Sinefil’ ya da festival insanı dermisin kendine?Asla. Sinemadan zevk19 www.mybilet.com


SİNEMAalmayı seviyorum ben. Beniheyecanlandırsın istiyorum.Duygu verecekse sağlam birduygu versin, güldürecekse sağlamgüldürsün istiyorum. Bana iyişeyler yaşatsın. Hiç öyle sanatyapmaya çalışan sinemaya karşı birtakdirim yok. Sinemanın işi bencesanat yapmaktan çok, daha kolaygeçirilebilir duygular vermek. Sanatbence sinemanın boyunu aşan birKim Novakduygu. Sanat, müziğe ve edebiyataait, romana ve şiire ait. Büyükduygular, daha büyük ölçekliyapıtlarla, daha farklı yöntemlerkullanan alanların işi, sinemanın işideğil. Bak Kubrick’e deli olurdum,‘2001’i sinemada seyrettim dahailkokula gidiyordum (1968).Sonraki yıllarda da hep Kubrickhastası oldum. ‘Barry Lyndon’adeli olurdum (1975). Bütün“60 SONLARINDA 70 BAŞLARINDA, AMERİKANSİNEMASININ EN İYİ ÖRNEKLERİNİ SEYRETTİM KİSİNEMANIN ALTIN YILLARIYDI.”filmlerini defalarca seyrederekbüyüdüm. Şimdi tekrar seyretmeyeçalışıyorum, e ama artık çok zayıfgeliyor. Bir sanatın böyle eskimesiyenilir yutulur bir şey değil. Benkendimce Kubrick’ten ya da ArthurPenn’den daha dramatik, dahayüksek ya da edebi bir yönetmenolabileceğini düşünmezdim. Amaşimdi yavan geliyor.“Sanat olsaydı eskimezdi” mi?Sanat değil demedim. Amaroman ya da şiir ya da müzikçapında bir sanat değil demekistedim. Sanat deyince aklımageldi bak, böyle bir filmde (‘KışUykusu’) Shubert müziğinin neilgisi var? Ne alaka yani? Shubert’in20. Piyano Sonatı’nın Andantebölümlerini çalıyor. Kubrick,bunun çok benzeri bir melodi olanShubert’in 2. Piyano Triosu’nu‘Barry Lyndon’da kullanmıştı. Obu işi yapmış, sen artık Shubert’egirme abi. Hele Rus tarzındaçekilmiş bir Türk filminde girme.Başka şeyle ifade et kendini. Üstelikçok sulanmış bir melodi. Birazcıkpiyano dinlemiş herkes bilir bunu.Ben çok severim ayrı konu, amaniye Shubert? Müzik yaptıracakadam mı yoktu? Çok kızgınım çok!Üç saatim boşuna gitti. Neyse, senigördüm.“İLK VE TEK AŞKIM KIM NOVAK”Sinemada ilk çarpıldığın kadınkim?Benim ilk aşkım ve tek aşkımKim Novak oldu. Fatsa’dagitmiştim gene, 5-6 yaşındaydım.Kim Novak’a hayatım boyunca âşıkoldum. Başka kimse onun yerinitutamadı. (Kahkahalar)Bugünlerde en güzel bulduğun,sinemaya en yakışan kadınlar?Çok tatlı kadınlar var. Kime20 www.mybilet.com


SİNEMAbayılıyorum biliyor musun, EmmaThomson. İkincisi, Kristin ScottThomas. Bunlar benim için‘kadın’. Emma Thomson’un o yüzzenginliğine sahip bir kadın içinherhalde neyim var neyim yok verirgiderdim peşinden. Güzel bir kadınmı, değil. Ama muazzam bir ifadezenginliği var. T. S. Elliot şiiri okurgibi oluyorum onu seyrederken.“Adamım” dediğin aktörler?‘Dirty Harry’ adamım! ClintEastwood. Sonra Jack Nicholson’uçok sevdim, Marlon Brando’yu.Bak eski zamanın baba adamlarındailla bir yüz güzelliği olmazdı,belki Warren Beatty’i saymazsan.Bu yeni zaman adamlarından,yakışıklı gençlerden özel hayranlıkduyduğum kimse yok. Hepsi biroyunculuk standardı tutturmuşlar.Zaten onun altındaki adamabüyük film çevirttirmiyorlar.Büyük oyuncu değil ama MatthewModine’i görmek beni filmeısıtıyor, ‘Full Metal Jacket’takioğlan. Bir de Ralph Fiennes.“DIRK BOGARDE OLMAKİSTERDİM”Bir filmde rastladığın birdiyalog, bir an, gördüğün birmimik, bir jest, yazdığın bir şeye,bir karaktere ilham olur mu?Sanmıyorum. Alsaydım ‘Baba’danilham alırdım, en sevdiğim film‘Baba’ (‘The Godfather’) olmuşturhayatta, her erkek gibi. En babayönetmenlerim de bir Kubrick ise,bir de Joseph Losey’dir. Kendimbir sinema artisti, bir aktör olmakisteseydim de Dirk Bogardeolurdum. Olmak isterdim.Yolun başındaki yazarlaratavsiye edilir, “tıkandığınız yerdeaçın bir film seyredin”, faydalımıdır?Hayır hayır. Sakın sakın.Tıkandığınız yerde açın bir şiirokuyun ya da müzik dinleyin.Wagner dinlemeyi öğrenin. İnsanagururun, iç gücün ne olduğunueğer bir müzik parçası verebilirse,o da Wagner’dir. Yalnızlığınızısevmek istiyorsanız Wagnerdinleyin. Çok sabır ister o dilealışmak. Yasyabancı bir dil.Roman yazmak mı, filmyazmak mı?Senaryo yazmayı tercih etmem.Benim bir romanım filme çekilmekistendiğinde bile “senaryoyakarışmam kardeşim, paramı verinben gideyim” derim. Senaryoyukontrol ederim, düzeltilmesineyardım ederim ama senaryoyazmam.Ya mahvederlerse?Ona göre sözleşme yaparım.Senaryoyu onaylamamı şartkoşarım.21 www.mybilet.com


SİNEMAMeg Ryan“FİLM İZLEMEK CİDDİ BİR İŞTİR”En sevdiğin 3 film?‘The Servant’ (Dirk Bogarde-SarahMiles, 1963), ikincisi ‘The Chase’,Arthur Penn filmi (1966), üçüncüsüde ‘Splendor in the Grass’, EliaKazan’ın (1961), Warren Beaty-Natalie Wood oynuyor.En sevdiğin senarist, yerli?Türkiye’ye gelmiş tek bir tanesenarist söyleyeyim, Yılmaz Güney.Hangi filmine bakarsan bak kendiyazdığı, çok sağlam çok hatasızbir ritim duygusu vardır. Hayranıdeğilim ama gerçek bir senarist. İştebak o yönetmenin kendi senaryosunuyazmaya hakkı var. Senaryo bizdememleketin hastalığı. Hala, eminol milyon dolarlık bütçeyle filmçekilir, sinemacı –yönetmen ya dayapımcı- en az parayı senaryoya yada kitap alacaksa onun telif hakkınaayırmak ister. Mümkünse hiç vermez.O yüzden kendine değer verenhiçbir yazar kolay kolay sinemayakitap vermez. “200 bin Euro’n varsagel otur konuşalım” der, demiştir.Kendimden bahsetmiyorum. 450 binEuro isteyen olduğunu biliyorum.Bugüne kadar en çok kiminlefilm izlemişsindir?Yalnız. Ben kimseyle filmseyretmeyi sevmem. Film seyretmek,müzik dinlemek, kitap okumak,bunlar ciddi işler. Sen hiç kimseyleberaber kitap okuduğunu hatırlıyormusun? (Kahkahalar)Son soru, favori salonun?Emek Sineması’ndan sonra benimgidebileceğim bir salon kalmadı.Neler seyretmedim ki orada, ah,gençliğim orada geçti. Bir deİstanbul’un en güzel sineması Emekdeğildir aslında, kimse hatırlamazKerem Sineması vardı. BeşiktaşIhlamur’daydı. Şimdiki İmaj’ınolduğu yer, harikulâde bir sinemaydı.En alttan en tepeye kadar merdivenvardı içinde. Balkona istersen içeridençıkabiliyordun.Vay canına, sevgili MyBilettakipçileri. Birini tanımak için ne eşsizbir yol sinema sohbeti, öyle değil mi?Yıllar yılı konuşsan ancak edinilecekkadar ipucunu bir seferde verebiliyor.Ve ben buna bayılıyorum. Not etmelik,ders almalık, sorgulamalık tonla şeyHAMDİ KOÇ’UN FAVORİ FİLMLERİKORKU: Benim için ‘Omen’ ve ‘Carry’ile bitti (1976), bir daha korkamadımsinemadan.AKSİYON: Araba takipli filmleriseviyorum. Macera deyince,bende heyecan uyandıran son film‘Akbabanın Üç Günü’ydü (‘Three Daysof the Condor’, 1975).WESTERN: Çocukken İtalyan, Amerikanayırmadan giderdik. Sonra o işin tadıkaçtı. Son seyrettiğim düzgün western‘Unforgiven’dı (‘Affedilmeyen’, 1992).UZAK DOĞU: 2001 miydi, Londra’daBAFTA’ya denk gelmiştim, ödüllerinçoğunu ‘Crouching Tiger, HiddenDragon’ almıştı. Muazzam bir şeydi ofilm.DRAM: Emma Thompson’un bir filmi,‘Wit’ (HBO, 2001). Bir İngiliz edebiyatıprofesörünün kanserle mücadelesinianlatıyor.BİYOGRAFİ: Çok severim. Ayn Rand’ınbiyografisini çok sevmiştim mesela(‘The Passion of Ayn Rand’, 1999).Helen Mirren benim için referanszaten, ne yapsa seyrederim. KateWinslet da öyle, Cate Blanchett da.KOMEDİ: Gençliğimde MonthyPython’ları çok severdim. Beni ençok güldüren adam da Jim Carrey.Bayılıyorum.ROM-COM: Meg Ryan filmleri! Onun oağlamakla gülmek arasında, yüzünühafifçe kıpırdattığı bir halleri var ya,bayılıyorum. Harikulâde bir kadın o.birikti yine. Yeni bir vizyon filmi vesürpriz bir konukla buluşuncaya kadar,‘Kış Uykusu’nu ısrarla öneriyorum. Bukadar konuşturduğuna göre görmekzaruri zaten… İyi seyirler! ❏22 www.mybilet.com


SİNEMABegümBirgörenDÖNEM PROJELERİNDEÇOCUK GİBİ ZEVK ALIYORUMMontreal Film Festivali ve Fecr Film Festivalinde ülkemiz adına yarışan ‘GölZamanı’, 1930-40 ve 50’lere ayna tutarak dönemin etkilerini gözler önüne seriyor.Çekimleri İstanbul, Uşak ve Safranbolu’da gerçekleştirilen filmde Elif karakterinicanlandıran Begüm Birgören “Bir hikayeyi belirli bir dönem içinde anlattığınızzaman, o dönemin koşulları filme nitelik katıyor” diyor. Röportaj: Zeynep Geylan‘Göl Zamanı’ isimlifilmde Elif karakterinicanlandırıyorsunuz.Cumhuriyet’in ilk yıllarındayaşayan eski İttihatçı HaşimBey’in kızı olmak size nelerhissettirdi?Filmin başrolü, döneminkafa karışıklığı ve geçişin hızıdiyebiliriz. Söylediğiniz gibi babaCumhuriyetçi, Batılılaşma dönemiadamı. Bir yandan Paris’ler,Rousseau’lar; bir yandan şarkkültürü ve alaturkaya bağlılığı içiniçin devam eden, Osmanlı ruhutaşıyan bir adam. Mesela paşakıyafetleriyle gizli gizli alaturkadinliyor, bu çelişkiyi içinde yaşıyor.Kızına da bu çelişkiyi geçirmiş.Elif geleneksel bir taraf taşırken,Anadolu’da büyümesine rağmenzihni serbest, hesap yapmadan,içinden geldiği gibi yaşıyor. HattaFerit’in 19. yüzyıl romantiklerinden23 www.mybilet.com


SİNEMAİNTERNETGİŞESİSİTEYEGITBEGÜM BİRGÖREN KİMDİR?20 Eylül 1982 İstanbul doğumlu BegümBirgören, 13 yaşından beri tiyatroylailgilenmektedir. Türk dizi ve sinemafilmi oyuncusu Birgören, BahçeşehirÜniversitesi Görsel Sanatlar veGörsel İletişim Tasarımı mezunudur.Eğitimine Kadir Has Üniversitesi Filmve Drama Yüksek Lisans Programı’ndadevam eden genç oyuncu, sonzamanların ilgiyle izlenen ‘Kaçak’adlı televizyon dizisinde ‘Merve’karakterini canlandırıyor.esinlenip dışarı açılma idealini veBatı ile ilişkisini paylaşabilecekbilinç düzeyinde biri. Aslındaroman karakteri gibi, o yüzdenbiraz da rüya gibi.Tıbbiyeden mezun olan ikiarkadaş Ahmet ve Refik’inkasabaya gelmesiyle Elif’inhayatında her şey değişiyor.Âşık oluyor ve âşık olduğu adamtarafından yüzüstü bırakılıyor.Elif tüm bu olanlara karşılık nasıldavranıyor?Filmin son anına kadar,Elif’in nasıl bir süreç geçirdiğini,tepkilerini nasıl ortaya koyduğunuizliyoruz. Aldığı kararlardan nedenli idealist ve bilinmeyene açıkolduğunu, hatta bunun da ötesindecesaretli olduğunu görüyoruz.Hürriyet hissiyatı, belki bugün çokkolay anlayamayacağımız bir yerdenkurulu. Refik’i seviyor, inanıyorve istiyor. Yaşadığı sürece rağmen,ruhuyla kaderine boyun eğmiyor.Ama bu benim yorumum elbette,hikâyeyi izleyince bambaşka birhissiyatta olacaksınız muhtemelen.Göl Zamanı’nda iki aşk2014 Göl ZamanıFİLMOGRAFİSİ:2013 Kendime İyi Bak2008 Ali’nin Sekiz Günü2008 Nokta2005 Sen Ne Dilersenarasında kalıyorken, geçtiğimizNisan ayında vizyona giren‘Kendime İyi Bak’ adlı filmde aşküçgeninin diğer tarafındaydınız.Sizce hangisinin yerinde olmakdaha zor?Konumlandığınız yer ya da oaşkta üstlendiğiniz rol pek önemlideğil sanırım. Zorluk, yaşadığınızaşkın şartlarının ve koşullarının sizine kadar köşeye sıkıştırdığına veyabenliğinizden ne kadar aldığınabağlı benim için.24 www.mybilet.com


SİNEMAİNTERNETGİŞESİSİTEYEGITEN SON İZLEDİĞİ FİLMEn son Roman Polanski’nin ‘KürklüVenüs’ isimli filmini izledim kinaçizane izlemeyenlere tavsiyeolsun. Bu arada ‘Kış Uykusu’nu dabir hafta önce izledim ve karakterlerihala aklımdan çıkmıyor. Oyuncuperformansları, yaratılan anlar,atmosfer harikuladeydi.Kabuk değişimi 1930’lardadaha belirgin1930-40 ve 50’lerde geçen film,kabuk değiştiren bir toplumugözler önüne seriyor. Üç dönemebirden şahitlik eden filmde enkeyif aldığınız dönem hangisioldu?Şark hayatında geçen on yılbüyük değişimler içermiyor. Yada bizim hikâyemize etki edenderin farklılıklar yok diyebilirim.Kabuk değişiminin altı 1930’lardadaha belirgin şekilde çiziliyor.Ama bir kadının gençlik, orta yaşve olgunlaşma döneminin her birikendi içinde önemli ve çok heyecanvericiydi.Önceden yer aldığınız ‘KırıkKanatlar’, ‘Kara Yılan’ ve‘Türkan’ isimli yapımlar dadönem filmi. Dönem filmlerinitercih etmenizin özel bir nedenivar mı?Hayır, aslında o zaman dönemişleri diye ayırmıyordum. Buprojelerin içinde hikâyesi,oyuncuları ve yönetmeni sebebiylebulunmak istemiştim. Amaşimdi söyleyebilirim ki; dönemprojelerinde çocuk gibi zevk almak,her şeyden önce dekor-kostümaçısından mümkün. Daha çokbir oyun gibi geliyor bana. Konuitibariyle de ne kadar naif olursa25 www.mybilet.com


SİNEMAolsun, bir hikayeyi belirli birdönem içinde anlattığınız zaman, odönemin koşulları, dertleri, spesifikolaylarının etkisi filme başka birboyut kattığından daha nitelikliişler oluyor çoğunlukla. Ya dabenim için başka yerleri oldu.Serdar Başbuğ işine çok hâkimKostüm demişken, MuhteşemYüzyıl’ın kostümlerini yapanSerdar Başbuğ, filmin kostümtasarımcılığını üstleniyor. Başbuğile set ortamında beraber çalışmaknasıldı?Filmin çekim süreci başlamadanönce, ön hazırlıkta çalışmayabaşladık. İşine çok hâkim olmasınınyarattığı güven bir yana, oyuncuyugiydiği kostümün içinde rahatve mutlu etmeyi önemseyen birtasarımcı olması da olağanüstü.Gürkan Uygun, MustafaAvkıran ve Berk Hakman gibiisimlerle birlikte rol aldığınız dizi‘Kaçak’ sezon finaline girdi. Yenisezonda izleyicileri neler bekliyor?Açıkçası senaryomuzla ilgilibirkaç ipucundan başka bir şeybilmiyorum. Aksiyon olduğu için,her bölüm hikâyesi, devinimibirbirinden farklı hızda ilerliyor.Dizinin en temel karakterleri dahi,hikâyeden ayrılabiliyor. Ben çokalışık değilim bu tempoya. Yerigeldiğinde izleyicilerin tahminlerine,yapılan komplo teorilerine dahi çokşaşırıyorum. Ama yine heyecanıyüksek bir sezon olacağını tahminediyorum.Önceki röportajlarınızda dizive film arşivinizin olduğunusöylüyorsunuz. Arşivinizdeağırlıklı olarak hangi tür filmlereyer veriyorsunuz? Örnek aldığınızoyuncular kimler?Korku ve fantastik filmleri türüitibariyle kendime çok yakınbulmuyorum ama iyi örnekleriniizlemeye çalışıyorum. Her senedünya çapınca çok fazla sayıda filmçekiliyor. Festivallerde ses getirmiş,en azından kendisine yer bulabilmiş‘arthouse filmler’ önceliğim olur.Örnek aldığım değil de, her dönemetkilendiğim filmlere göre favorioyuncularım değişir. Şu ara MadsMikkelsen, Julie Delpy, ShiaLaBeouf, Paul Dano, Naomi Wattsve aslında daha birçoğu… ❏26 www.mybilet.com


SİNEMAÇEVİRMENLİK EĞİTİMDENÇOK YETENEK MESELESİVizyonda izlediğimiz birçok filme yaptığı dublaj ve altyazı çevirileriyle hayatveren Gülseren Bayındır, MyBilet e-dergi’ye konuştu. Çeviri yapmaya ortaokulyıllarında başladığını ifade eden Bayındır “Çevirmenlik, Türkiye’de icra edilmesizor bir meslek olsa da, bir eserin altında sizin imzanızın olduğunu bilmek çok güzelbir duygu. Sırada önümüzdeki aylarda izleyiciyle buluşmayı bekleyen ‘GalaksininKoruyucuları’ ve ‘Ninja Kaplumbağalar’ var” diyor.Begüm Yılmazbegum.yilmaz@mybilet.comUzun zamandır ‘BuzDevri’ serisi, ‘Kung FuPanda’, ‘Nuh’, ‘X-Men:Geçmiş Günler Gelecek’,‘Malefiz’, ‘Godzilla’ gibi vizyondaizlediğimiz birçok filmin dublajve alt yazı çevirmenliğiniyapıyorsunuz. Bu serüven nasılbaşladı?Ben çeviri yapmaya ortaokulda,annemin yanında çırak olarakbaşladım. Annem Ayşe Ersoy,dublaj camiasının sayılıçevirmenlerinden biridir. Şimdiysebayrağı ben devraldım. Aslındabenim asıl mesleğim turizmcilik.Üniversiteden sonra 15 yıl turizmsektöründe çalıştım. Ancak çevirihep hayatımdaydı, bir türlüGülseren Bayındırvazgeçemedim. Yabancı dile karşıda meraklıyım. 11 Eylül’den sonraartık turizmin de tadı kalmayıncafarklı alanlara yöneldim. Oralardaaradığım hazzı bulamayınca ‘homeoffice’ çalışmaya başladım. Son 7-8yıldır evden çalışıyorum ve sürekliçeviri yapıyorum.Sizi bu alanda eser vermeye itenşey neydi? Sinemaya olan ilginizmi?Sinemayı çok seviyorum ve iyi27 www.mybilet.com


SİNEMAbir sinema seyircisiyim. Zaten aksitakdirde bu tarz işlerde yer almammümkün değil. Ağırlıklı olarak filmçevirisi yapıyorum ama elimdengeldiğince web site çevirisi, tekniktercüme gibi diğer alanlarda dafaaliyet gösteriyorum. Araştırmacıbir yapıya sahibim. Bir terimle ilgilibazen profesöründen doktorunao konuda görüş alabileceğimtüm kişilere ulaşarak o kelimenindoğru anlamını vermeye çalıştığımzamanlar oluyor.Hangi türü çevirmek daha zor?Her türün kendine göre zorluklarıvar. Animasyon kolay gibi gözüksede bazen öyle espriler denk geliyorki, kendi kültürümüze adapteederken tıkanıp kalıveriyorsunuz.Yarım gün bir cümle üstündedüşündüğünüz zamanlar olabiliyor.Aksiyon filmleri de artık felsefi birderinliğe sahip olduğu için hepbir mesaj verme kaygısı taşıyor.Bu yüzden artık onlar da pekkolay değil. Bir de Amerikankomedilerini Türkçeye uyarlamaktazorluk çekiyorum. Ama hepsininverdiği keyif ayrı tabii ki…Çalışmalarınızı çevirinin özelbir alanında yürütüyorsunuz. Buişin teknik açıdan zorlukları vedikkat edilmesi gereken noktalarınelerdir?Dublaj çevirisinde seslendirmenino ifadeyi okuduğu zaman ağzınabir kere de oturması için senkronyapılması gerekiyor. Bunun içinGÜLSEREN TAŞDÖĞEN BAYINDIR KİMDİR?Gülseren Bayındır, 27 Ocak 1974’te İstanbul’da doğdu. Sainte Pulchérie FransızKız Ortaokulu'nu ve Saint Benoit Fransız Lisesi'ni bitirdi. İstanbul ÜniversitesiFransızca Öğretmenliği’nden mezun olan Bayındır, 1992 yılından bu yana aktifolarak sinema filmlerine İngilizce, Fransızca ve İtalyanca olmak üzere üç dildealtyazı ve dublaj çevirmenliği yapıyor.de metne oturtulması gerekengörüntü, görüntü dışı, es, kısaes gibi belli başlı işaretler var.Bu tarz işlemlerin titizlikle çevirimetnine işlenmesi gerekiyor.Bunlar ne kadar iyi ve özenli olursaseslendirme yapanlar da sizi o kadargüzel anıyorlar. Bu yüzden dublajçevirmenliği başlı başına bir olay.“Çevirdim, bitti” demek gibi birlüksünüz yok.Peki, filmde karakterlere özgüdil kullanımını, üslup farkınıneye göre belirliyorsunuz?Örneğin filmde İngiliz aksanıylakonuşan bir karakter olabiliyorve bu durum doğal olarakbizim dilimizde hiçbir şey ifadeetmiyor. O zaman yapılacakseçimi, yönetmenin tercihi ve filmşirketinin kararı belirliyor. Filmdekiolay örgüsü doğrultusunda başkabir aksan adapte edilebiliyor, kababir konuşma tarzı benimsenebiliyorya da hiç değişmeden kalabiliyor.Çevirdiğim bir korsan filmindebenzer bir durumla karşılaşmış28 www.mybilet.com


SİNEMAİNTERNETGİŞESİSİTEYEGITMALEFİZ’E BU KEZ HAK VERDİK!‘Malefiz’, enteresan bir filmdi.Disney’in en kötü karakterine bu kezresmen hak verdik. Filmi çevirirkende çoğu kez ortak karar vermemizgereken anlar oldu. Yan karakterlermasalın yeni versiyonunda yeralmadığı için her şeyi öğrenerekgitmek zorunda kaldık. AngelinaJolie’ye cadı rolü verilmesi birazhaksızlık oldu, ama performansışahaneydi. Eğer Jolie olmasaydı,filmin yetişkinler tarafından bu kadarilgi görebileceğini de düşünmüyorum.‘Malefiz’ isimli filmi Okan Arpaç’ınkaleminden okumak için tıklayınARŞİVEGITFilmin başrol oyuncusuAngelina Jolie’nin yaşamöyküsünü merak ediyorsanız,32. sayımıza göz atabilirsiniz.ARŞİVEGITve Karadeniz şivesi kullanmıştık.Animasyon türünde olduğu içinde çok hoş bir uyum yakalamıştık.Genellikle tercihimizi seyirciyeyönelik, abes kaçmayacakifadelerden yana kullanmayaçalışıyoruz. Ama bu konuyla dahaçok seslendirme yönetmenleriilgileniyor. Peltek konuşanve kekeleyen karakterleri deçevirirken mutlaka belirtiyoruz.Bazı süreçlerde ise seslendirenlerlebir araya gelmemiz gereken önçalışmalar olabiliyor. Her sinemafilminin KNP (Key Name Phrases)denilen bir listesi oluyor ve filmdesıkça geçen kelimeler, cümleler,karakter isimleri önceden Türkçeyeçevrilerek ‘back translation’yapılıyor ve şirketin onayına giriyor.Dublaj yapılmadan önce hepbirlikte beyin fırtınası yaparak bazıortak kararlar alıyoruz ve süreç budoğrultuda şekilleniyor. Örneğin‘Nuh: Büyük Tufan’da (Noah)İncil’i hatmettiğim zamanlar oldu.Çünkü yan karakterlerin hiçbiriKur’an’da geçmiyorken İncil’dehepsi küçük notlarla birlikte yeralıyordu. Bu nedenle biz de İncil’ibaz almak zorunda kaldık.Dublaj çevirisinde senkronsüresi çok önemliGörsel ve işitselsenkronizasyonlar dublaj sürecinine yönde etkiliyor?Bu nokta çok önemli. Eğerkarakterin konuşurken ağzıgözüküyorsa mümkün olduğuncaağzını oturtmaya çalışıyoruz.Cümlesi açık heceyle bitiyorsabiz de Türkçede sesli harflebitirmeye özen gösteriyoruz. Amakonuşurken pek görünmüyorsa,o zaman daha serbest hareketedebiliyoruz. Senkron süresini nekadar iyi ayarlayabilirsek dublajsüreci de o kadar sorunsuz ve çabuktamamlanabiliyor.Bir filmin tahmini çeviri sürecine kadar sürüyor?Ben normalde bir filmi 3-4günde bitirebilirim. Ancak üç29 www.mybilet.com


SİNEMABen normalde bir filmi 3-4 günde bitirebilirim. Ancak üç yaşında bir çocuğumolduğu için şu sıralar biraz daha zorlanıyorum ve genellikle işlerimi bir haftaiçerisinde teslim edebiliyorum.yaşında bir çocuğum olduğu içinşu sıralar biraz daha zorlanıyorumve genellikle işlerimi bir haftaiçerisinde teslim edebiliyorum. Amaeğer vaktim varsa süreci özellikleağırdan alıyorum. Çünkü üzerindentekrar geçtiğimde çevirinin dahasağlıklı olduğuna inanıyorum.Sizce orijinalinin önünegeçmeyi başaran dublajlı filmlervar mı?‘Buz Devri’nin bu konuda en iyiörnek olduğunu düşünüyorum.‘Kung Fu Panda’ da aynı şekilde.Hatta yurtdışındaki film şirketi‘Kung Fu Panda’nın dublajınıizlerken hiçbir şey anlamalarınarağmen çok gülmüşler.‘Buz Devri’ mizah duygusuyönünden çok zengin ve heryaştan insanın beğeniyle izlediğibir yapım… Günlük esprilerinyer aldığı replikleri kendikültürümüze bu denli uyumluhâle nasıl getirdiniz?Ben her zaman çevirirkenşunu düşünüyorum: “Yapılano espriye biz olsak ne derdik,nasıl tepki verirdik?” Hattakimi zaman seslendirmenlerkarakterle bütünleştikleri içindoğaçlama çok daha uygun ifadelerbulabiliyorlar. Ben o noktadadaha kısır kalabiliyorum. Çünküçevirdikten sonra ara verdiğiniziçin tekrar dönüp bakma şansınızolmayabiliyor.Bu durumda ister istemezgençlerin aralarında kullandığıdil, internet ortamındakonuşulan jargonlar gibi aktifgündemi de takip etmek zorundakalıyorsunuz…Tabii ki. Mesela annemindöneminde internet yoktu.Annem bilgisayar bile kullanmaz,daktiloda çevirirdi. Ben de birdönem bu şekilde çevirdim. Amaartık ‘Google’ gibi bir kaynakvar hayatımızda ve istediğimizher şeye anında ulaşabiliyoruz.Ayrıca Ekşi Sözlük’te de inanılmazbeyinler var. Oradan da istediğinizkonu hakkında fikir sahibiolabiliyorsunuz.Tercümesini yaptığınız filmlerisinemada izlerken nasıl bir hissekapılıyorsunuz?Tercümesini yaptığım hiçbirfilmi sinemada izlemiyorumdesem? (Gülüyor) Çıktıktansonra orijinal DVD’sini alıpkoleksiyonuma katıyorum ve dahasonra izliyorum. Sadece birkaçkez filmlerin galalarına katıldım.Vaktim olmadığı için evde bilefilm izleyemiyorum. Bu yüzdensinemaya gittiğimde de şansımıçevirmediğim filmlerden yanakullanıyorum.Bugünlerde çevirmekteolduğunuz yeni bir film var mı?En son Şubat’ta vizyona giren‘Herkül: Efsane Başlıyor’unardından geçtiğimiz günlerdeanimasyon türünde vizyonagiren ‘Ejderhanı Nasıl Eğitirsin2’ isimli filmi çevirdim. Yinesırada Ağustos ayında seyirciyle30 www.mybilet.com


SİNEMAbuluşacak bir Marvel çizgi romanı‘Galaksinin Koruyucuları’ ve ‘NinjaKaplumbağalar’ var.‘Ninja Kaplumbağalar’daMegan Fox başrolde!Peki, sinemaseverler için bu ikifilm hakkında küçük birer tüyoalabilir miyiz?‘Ninja Kaplumbağalar’a daha yenibaşladım. Ama filmde Megan Foxrol alacakmış, onu söyleyebilirim(Gülüyor). ‘GalaksininKoruyucuları’ ise Marvel’in dahaönce hiç çekilmemiş bir karakterserisinin uyarlaması. Esprili tarafıağır bastığı için insanların hemeğlenip hem de aksiyona doyacağınıtahmin ediyorum.Son zamanlarda ‘Thor’,‘Kaptan Amerika’, ‘X-Men’,‘Iron Man’, ‘Hulk’ gibi dahasayamayacağımız birçok Marvelçizgi romanı beyazperdeyeuyarlandı. Bu adaptasyonlarınasıl değerlendiriyorsunuz?Ben aksiyon sevdiğim için çokbeğeniyorum. Hatta ‘İnanılmazÖrümcek Adam 2’ filmini kendimçevirmeme rağmen bizzat gidipsinemada izlemek istedim. Çünküharika görsel efektleri vardı. Sinemadünyası artık sınırsız altyapı veher türlü teknolojik imkâna sahipolduğu için insanların gözleriönüne bambaşka bir dünyaserebiliyor ve bu da bizi cezbediyor.Sektörel bağlantıları nasılkuruyorsunuz?Genelde film şirketleri benibuluyor. Ama sinema alanındasenelerdir çalıştığım iki firma var.Onlar dışında da geriye pek vaktimkalmıyor zaten.Şimdiye kadar kaç adet filminçevirmenliğini üstlendiniz?Sinema filmlerine dublajyapılmaya başladığından beri 40-50’ye yakın film çevirdim. Yalnızben sinemada altyazı çevirmenliğiyapmıyorum, sadece DVD’lereyapıyorum. Çünkü sinemada birfilmin dublaj çevirisini ve alt yazıçevirisini farklı kişiler yapıyorve bu benim tasvip ettiğim birdurum değil. Ben her iki çevirininde aynı elden çıkması gerektiğineinanıyorum.Çevirdiği filmlerden bazıları:GodzillaThorKarlar Ülkesi (Frozen)Nuh: Büyük Tufan (Noah)Alvin ve Sincaplar (Alvin and theChipmunks)Yenilmezler (Avengers)G.I. Joe: Kobranın Yükselişi (G.I. Joe:Rise of the Cobra)G.I. Joe: Misilleme (G.I. Joe:Retaliation)Kaptan Amerika: Kış Askeri (CaptainAmerica)Köfte Yağmuru 2 (Cloudy with aChance of Meatballs 2)Gnomeo & JulietOtel Transilvanya (Hotel Transylvania)Demir Adam (Iron Man 1)Kung Fu Panda 1Kung Fu Panda 2Aslan Kral’ın Oğlu Leo (La storia di Leo)Bir Çılgının İçinde (Meet Dave)Bay Peabody ve Meraklı Sherman (Mr.Peabody & Sherman)Müzede Bir Gece 2 (Night at themuseum 2)Şirinler (Smurfs)Altyazı çevirmenliği dublajçevirmenliğine göre daha mıkolay?Tabii, çok daha kolay. Yalnız altyazı çevirisinin en zor tarafı, üstüste konuşmalar olduğu zamanhangi karaktere ne kadar yervermek gerektiğini hesaplamakzorunda kalmanız. Onun dışındasaat gibi tıkır tıkır işleyen bir süreç.Kitapları ve filmleri genellikleorijinallerinden mi okumayı/izlemeyi tercih ediyorsunuz?Tabii, mümkün olduğunca31 www.mybilet.com


SİNEMAİNTERNETGİŞESİSİTEYEGITaltyazısız izlemeye çalışıyorum.Öbür türlü ister istemezgözüm altyazıya takılıyor veodaklanamıyorum. Ama çevirisininiyi yapıldığını bildiğim çalışmalarvarsa onları da takip ediyorve kullanılan güzel ifadelerinot ediyorum. Ben FransızcaÖğretmenliği’nden mezunum,ama şimdi fırsatım olsa Mütercim-Tercümanlık okumayı da isterim.Çünkü onlara gerçekten saygıduyuyorum.Mazoşist bir meslek olduğunudüşünüyorum aslındaSizce üniversitelerin Mütercim-Tercümanlık ya da Dil veEdebiyat Bölümleri’nden mezunolanların bilgi ve becerileri, teorive pratikte sektörün ihtiyaçlarıylaörtüşüyor mu? Ders programınaeklenmesini önerdiğiniz konularvar mı?Onlara saygı duyduğumu dilegetiriyorum ama her mezun olan daiyi bir çevirmen olamıyor maalesef.Çünkü bizim okullarımız yetenekledeğil sınavla öğrenci alıyor. Birde şu sıralar piyasada “Ben deİngilizce biliyorum, ben de çeviriyapayım” diyen birçok insan var.Yoğun bir tempom olduğu içinzaman zaman onlara paslamayıdeniyorum ve “Gerçekten güzelyapmış” dediğim kişi sayısı bir elinparmağını geçmiyor. Ben sektöregirdiğim zaman ücretler de şimdiolduğundan 3-4 kat fazlaydı,şimdiyse insanlar yok pahasınaçeviri yapıyorlar. Ben çevirinineğitimden çok kabiliyet meselesiolduğunu düşünüyorum. Sadeceo dili bilmek yetmiyor. Türkçeyede hâkim olmanız ve o matematiğisayfaya yansıtmanız gerekiyor. Dersprogramına da her sene okutulacakşekilde Türk Dili ve Edebiyatıdersinin konması gerektiğinidüşünüyorum.İyi bir çevirmen hanginiteliklere sahip olmalıdır?Öncelikle araştırmacı olmalı.Okuduğu ilk kelimeyi “Aaa benbunun anlamını biliyorum” diyerekhemen yazmamalı, sözlüğe bakmalı.Ben bildiğim en basit kelimeiçin bile sözlük kullanıyorum.O yüzden biraz ağır çalışırım.Kimilerinin iki günde bitireceğiEN SON İZLEDİĞİ FİLMİtiraf ediyorum, dün gece çokçalışmaktan sıkılıp ne zamandırizlemek istediğim ‘Aşk TesadüfleriSever’ isimli filmi izledim ve çokbeğendim, hatta ağladım. Geneldeçeviri yaparken de filmlerin sonlarındaağlayabiliyorum.işi derinlemesine araştırarak,aklımda soru işareti kalmadandört günde teslim ederim.Deyimlerin Türkçeye çevrilmesindesık sık hata yapılabiliyor. Okonuda çevirmenlerin dahaözenli davranması gerektiğinidüşünüyorum. Dönem filmlerindeyer alan orijinal ifadelerin Türkçeyenasıl uyarlanması gerektiği de yinehassas bir konu...Türkiye’de çevirmenlerinçalışma koşulları ve meslekihakları konusunda gerekenkarşılığı aldıklarını düşünüyormusunuz?Hayır. Birçok kurum biraraya gelerek bir şeyler yapmayaçabalıyor, fakat Türkiye’de her32 www.mybilet.com


SİNEMAsektörde olduğu gibi onları dadestekleyecek bir merci yok.İnsanlar çok cüzi miktarlara büyükkitaplar çevirebiliyor ve emekharcıyor. Yurtdışındaki imkânlarlamukayese ettiğinizde aradaki farkinanılmaz. Orada emeğe duyulansaygı ve aldığınız ücret gayettatminkâr.Şimdiye kadar çevirisinde enzorlandığınız ve en keyif aldığınızfilm hangisiydi?En zorlandığım EddieMurphy’nin ‘Bir Çılgınınİçinde’(Meet Dave) isimli filmiydi.Oradaki esprileri adapte ederkençok düşünmüştüm. Mesela birsahnesinde kadın yemek olarak‘meatloaf ’ (köfte) yaptığınısöylüyor. İçeride de insan kılığındabir robot var ve bilgisayara soruyor“Meatloaf nedir?” O da cevapolarak Amerikalı rock müzik grubu‘Meat Loaf’ı gösteriyor. Gel de çıkişin içinden (Gülüyor). Çok esprilibir şey yazamamıştım, ama durumukurtarmıştım. En keyif aldığımyapımsa ‘Buz Devri’ydi. Keşke birtane daha çıksa da yine çevirsek(Gülüyor).Bu işin en tatmin edici yanınedir?Mazoşist bir meslek olduğunudüşünüyorum aslında (Gülüyor).Ama bir eserin altında sizinimzanınız olduğunu bilmek deçok hoş bir duygu. Tabii bir deönceden vizyona girecek filmleriizleme ve bilme şansına sahipoluyorsunuz. İşinizi bitirip teslimettiğiniz andaki rahatlama duygusuise inanılmaz bir haz… Darısı‘Ninja Kaplumbağalar’ın başına(Gülüyor).Son olarak çevirmenliği ileridemeslek olarak seçmeyi düşünenleriçin önerileriniz nelerdir?Başka alternatifleri düşünsünler(Gülüyor). Çünkü hakikaten bumesleği Türkiye’de icra etmekçok zor. Ama bu mesleğe gönülvermişlerse de, işlerini hakkını vererekyapsınlar. İş ağlarını genişletsinler,işverenlerini sevsinler, haklarınıarasınlar ve birlik olsunlar. ❏33 www.mybilet.com


SİNEMATuna Kiremitçituna.kiremitci@mybilet.comİkinci şans“Bütün mutlu ailelerinhikayesi aynıdır. Oysa hermutsuz ailenin kendine hasbir hikâyesi vardır.”Tolstoy’un ünlü romanı AnnaKarenina’nın açılış cümlesini çoğuedebiyatsever bilir. Gerçektende ‘mutlu’ aileler bize kendilerihakkında fazla bir şey söylemezler.Mutsuz aileler ise sadece onlarcaakrabayla değil, aynı zamandaöykülerle de doludur. Karamazovkardeşlerden Cevdet Bey veOğulları’na.Açıkçası, şu an hakkındayazmakta olduğum filmde fazla birmucize yok. İki mutsuz ailenin biraraya gelip mutlu olmaya çalışmasıvar sadece. ‘Aile’ denen kurumunhayatımıza etkisini düşünecek35 www.mybilet.com


SİNEMAİNTERNETGİŞESİSİTEYEGITHAYATIMIZI FİLM YILDIZLARININ HAYATINAGÖRE DÖNEMLERE AYIRACAKSAK, DREWBARRYMORE EN İYİ ÖRNEK. İŞE BERABER UZAYLIDOSTUMUZU SİYAHLI ADAMLARDAN SAKLAYARAKBAŞLADIK, ŞİMDİYSE ÇOCUKLARIMIZI ERGENLİĞEHAZIRLAMAYA ÇALIŞIYORUZ.olursak, sinemadan çok sosyolojininilgi alanına giren bir film olduğunusöyleyebiliriz.En önemli kısmı da başrollerindeiki eski dostumuz olan DrewBarrymore ve Adam Sandler var.Üstelik ikisi de takriben 1500 yıldıroynadıkları rolleri oynuyorlar.Ama yine 1500 oynadıkları içinrollerinde artık mükemmelleşmişlerve ne yaparlarsa yapsınlar tatlı birseyirlik çıkıyor ortaya.Eski dostlardan bir ‘Karışık Aile’Hatırlarsanız tam 10 yıl önce,“50 İlk Öpücük” (50 First Dates)filmiyle yine bir aradaydılar. Ozamanın genç çifti, şimdi ergenlerinebeveyni olarak karşımızdalar.Aradan geçen yıllar sadece onlarındeğil, bizim de yaşlandığımızıngöstergesi adeta. Hayatımızıfilm yıldızlarının hayatına göredönemlere ayıracaksak, DrewBarrymore en iyi örnek. İşeberaber uzaylı dostumuzu siyahlıadamlardan saklayarak başladık,şimdiyse çocuklarımızı ergenliğehazırlamaya çalışıyoruz. Jeneriktensonra da süren filmlerden yanayızyani.Arkadaşlarının ısrarıyla buluşanfakat felaket bir randevu yaşayanJim ve Lauren, farkında olmasalarda aslında birbirlerine muhtaçlar.Lauren’in oğulları var ve çocuklarilgisiz eski koca yüzündenbabasızlık çekiyorlar. Jim isebiri ergen üç kız babası ve karısıöldüğünden beri çocuklarına hemanne hem de baba olabilmek için36 www.mybilet.com


SİNEMA‘KARIŞIK AİLE’Yİ İZLERKEN İSTER İSTEMEZBİZİM MÜNİR ÖZKUL-ADİLE NAŞİTFİLMLERİNDEKİ BOL ÇOCUKLU AİLELERİHATIRLIYORSUNUZ. BU DA HOŞUNUZAGİDİYOR, POPÜLER SİNEMANIN HALKYIĞINLARINI EĞİTME GÖREVLERİ DE VARSA,BUNLARDAN BİRİ DE ‘KARIŞIK AİLELERİKAYNAŞTIRMA’ MİSYONU NEDEN OLMASIN?inanılmaz bir savaş veriyor.İkisi de çaresiz, gönüleğlendirmeye ne halleri ne dezamanları var. Üstelik çocuklarınergenlik sorunları ufukta belirdikçeiçlerindeki panik ve yetersizlikhissi de büyüyor. Aslında acilen birçift haline gelip beraber mücadeleetmeleri gerek. Ama sırf bize birbuçuk saatlik seyir zevki verebilmekuğruna olmadık sorunlarlaboğuşuyor, aksilikler yaşıyor vebu arada kendilerini Afrika’dabuluveriyorlar!Bakın şu işe! Bir ortakarkadaşlarının Güney Afrikarezervasyonunu üstlenerek gittikleritatil, meğer hayatta ‘ikinci şans’arayan çiftleri (ve tabii onlarınçocuklarını) kaynaştırma kampıdeğil miymiş? Olay Afrika’nınyardımıyla bu noktadan sonra tatlıbir egzotizm de kazanıyor ve dahailk dakikadan tahmin edebileceğinizfinale doğru, sevimli adımlarlayürüyor.İzlerken ister istemez bizimMünir Özkul-Adile Naşitfilmlerindeki bol çocuklu ailelerihatırlıyorsunuz. Bu da hoşunuzagidiyor, popüler sinemanın halkyığınlarını eğitme görevleri devarsa, bunlardan biri de ‘karışıkaileleri kaynaştırma’ misyonu nedenolmasın?Modern bir Capra filmiSonra da o yerli filmlerin orijinal37 www.mybilet.com


SİNEMAkaynağı geliyor aklınıza. Yani FrankCapra filmleri.Amerikan sinemasının savaşyorgunu bir toplumun moralinive değerlerini ayakta tutmak içinürettiği o kalabalık aileli, mutlusonlu filmler. İşte ‘Karışık Aile’de her şeyiyle modern bir Caprafilmi aslında. Hollywood’un temelmisyonlarından birini, yani ‘aileviAMERİKAN SİNEMASININ SAVAŞ YORGUNU BİRTOPLUMUN MORALİNİ VE DEĞERLERİNİ AYAKTATUTMAK İÇİN ÜRETTİĞİ O KALABALIK AİLELİ,MUTLU SONLU FİLMLER. İŞTE ‘KARIŞIK AİLE’ DEHER ŞEYİYLE MODERN BİR CAPRA FİLMİ ASLINDA.değerleri ne olursa olsun korumave yüceltme görevini’ yerinegetiriyor.Şahsen Adam Sandler ve DrewBarrymore bir buçuk saat havadansudanbile konuşsalar seyrederim.Çünkü fani bir sinemasever olarak,onlar hayatımın parçasıdırlar.İkisini de pek çok akrabamdandaha fazla tanırım, severim,hallerini-hatırlarını merak ederim;modern dünyanın cilvesi işte. Buyüzden izlerken hiç sıkılmadımama aynı torpili bu filme herkesyapmak zorunda değil tabii.Belki orta yaşa henüz varmışanne-babalara tavsiye edilebilir,hani gençlik denen o nazlı kuşunufukta kaybolmak üzere olduğunubilip de bunun kederini yaşamayabile zamanı olmayanlara! Bebekarabalarını iten, veli toplantılarınagiden, okul taksitlerini aksatmadanödeyenlere! O yenilmez savaşçılara!Onlar izleyip hallerine şükretsinlerdiye! ❏38 www.mybilet.com


MÜZİKBarış Akpolatbaris.akpolat@mybilet.comHangi sanat?Hangi kültür?Geçen sayımızda konserlerde rahatsızlık veren tipleri yazmıştım. Konuyuyazmamın amacı biz rahatsız olanlar kendi aramızda gülelim diye değildi. Keşkeo rahatsızlık verenler okuyup anlasaydı. Kim bilir belki de görmüşlerdir. Şimdigelelim konunun kısmen devamına...Geçen hafta Bob Dylankonserindeydik. Ülkeyeüçüncü kez gelen nemrutadam Dylan'ı görmeseydim,kendime ayıp ederdim. Konserinmekanı PozitifLive'ın Maslak,Ayazağa'da açtığı yeni konsermekanı Black Box'tı. Mekanıbir gün öncesinden gezmiştim,tek eksik bir konser görmektiorada. “Avrupa'nın en iyi ses veakustiği burada” diyorlar. Kanıtıdaha olmasa da ben “Sanırımöyle” diyebilirim. Bob Dylan'ıizlediğimiz ses müthişti. Konserinilk 1-2 dakikasında seste küçükbir aksaklık olduysa da hemen40 www.mybilet.com


MÜZİKhallettiler.Mekan, oturma düzeninde5000, ayakta 5800 kişi alabiliyor.Bu önemli bir durum çünkübazı gruplara Babylon küçük,stadyumaysa fazla büyük kalıyordu.Böylece artık 3000-6000 biletsatabilecek Travis, Bob Dylanve The Pixies gibi gruplar dagelebilecek.Adının başına 'Metropol' sıfatılayık görülen milyonlarca insanınyaşadığı bir şehirde anca 1-2 tanekonser mekanı var. Ne yazık...Fakat benim derdim yine budeğil. Bob Dylan konserinegazeteden fırlayıp gittim. Birazerken gitsem ne olacaktı ki? Birşeyler yer, oturmalı düzende yerimibulur eş dostla sohbet ederdim.Öyle de oldu ama konserden ilkyarı bir keyif almadım. Sebebi;konserin ilk yarısı boyuncaönümden, elinde yerleri aydınlatantelefonlarıyla geçenler, konuşanlar,koltuğumu tekmeleyip yanındakineBob Dylan şarkıları ile ilgili bilgiverenlerdi. Bir konserde yerleşmekbu kadar zor olmamalı. Hele kielinde yeri belli olan bir biletin veseni oturacağın yere yönlendirecekgörevliler varken.İlk yarıyı önümden koşar adımgeçenlerin kambur sırtını izleyerekbitirdikten sonra dayanamayıpen arkaya ses kontrolün yanınagidip mis gibi bir konser izledim,ayakta...Geçen haftaki yazımdan öyleanlaşılmış olabilir ama kimseyeterbiye, adap öğretmek haddimdeğil. Ama... Bu düşüncesizlik,sahnedekine ve konser izleyicisineyapılan en büyük terbiyesizliktir.En doğru hareket, yer bulmak içinşarkı arasını beklemektir.PLAYLISTŞu sıralar en çok dinlediklerimitoparladım1- Gaye Su Akyol - Biliyorum2- Gil Scott – Heron – Grandma'sHands3- Mastodon – Aunt Lisa4- Morrissey - Istanbul5- The Who – The Real Me6- Slash – World On Fire7- Paul Weller – He's The Keeper8- Robert Plant - Rainbow9- Karnivool – Simple Boy10- Aerosmith – Train Kept aRollin' ❏HAFTANIN ALBÜMÜMastodon – Once More 'Round The Sun/ RepriseYine bir klasikle karşı karşıyayım.Mastodon bir albüm yayınladı ve benbirkaç dinlemede alışamadıktan sonraalbüme aşık oldum. 2011 tarihli TheHunter albümlerinde de bu böyleolmuştu. Önce birkaç şarkıyı 'hit' sayıpçok beğenir arkasından tüm albümetakılıp kalırım, detaylı dinler ve hernotasında yeni bir dünya keşfederim.Progresif rock'ın nostaljik ama yenibir noktasında duran, kompleks şarkıyapılarını dinletebilen duygu yüklübir albüm Once More 'Round The Sun.Önce hemen ilk single'lar 'High Road' ve'Chimes At Midnight'a takılıp ardından'The Motherload'ın gelmiş geçmiş enpozitif metal parçası olmasından etkilenipsürekli dinledim durdum. Albümün gerikalanına hemen alışamasam da birkaçgündür sadece oynak gitar riff'leriyleaçılan 'Aunt Lisa'yı, 'Asleep In The Deep'ive albüme adını veren şarkıyı dinleyipduruyorum. Hayranlarını üzmez, hayranolmayanları hayran etmez (Bunun içinCrack The Skye albümünü tavsiye ederim)ama rock dinleyenleri mutlu edebilir.Bir grubun bu kadar güzel albümleryapmasının bir formülü olmalı.Radikal...ılların Radikal'i, yıllarcaY“Ha kapandı ha kapanacak”dedikodularının dolaştığı şahanegazete. Aynı binada uzun yıllarçalıştığım için mi yoksa çalışan çokarkadaşım olduğu için mi yoksa birkaçyazım yayınlandığı için mi bu kadarüzüldüm bilemiyorum. Belki deRadikal İki gibi şahane bir kültür sanatkaynağını uzun süre yayınladıklarıiçin böyle üzüldüm. Black Box gibiyeni mekanlar daha ilk üç konserindetüm biletlerini satabiliyorken Radikalİki'nin başındaki efsane saydığımkültür sanat editörü Tuğrul Eryılmazişten çıkarılır, Emek Sineması tümkavgamıza rağmen yerle bir edilir…Kültür sanat editörü olduğum BirGünGazetesi'nin tirajı günden güne artsada ben artık doğru tarafta olmadığımıdüşünmekteyim. Güzelim Radikal'igeçen hafta 'dijital dünyaya' kaptırdık.Hiç “Kağıt artık kalmayacak, herşey dijital olacak. Bak artık kitaplarbile elektronik. Alış buna” demeyin,bunu kabul edemem. Evet, kağıt elbetbitecek ama Radikal'in kapanmasıbununla ilgili değil.41 www.mybilet.com


MAGAZİNKırmızı Gözlüklü Kızbegum.yilmaz@mybilet.comLADY GAGA’YA İKİNCİ UYARI16 Eylül’de ilk kez Türkiye’ye gelecek olan Amerikalışarkıcı Lady Gaga, Hayvan Hakları OrganizasyonuPETA’yı yine kızdırdı. İki yıl önce “Asla kürk giymem” dediktenkısa bir süre sonra Londra sokaklarında yılan derisi ayakkabıları vekürküyle objektiflere yakalanan ünlü şarkıcı, bu kez de yanındanayırmadığı köpeği Asia’yı ağır mücevherlerle süslediği için hedefoldu. Şahsi Instagram hesabından yayınladığı fotoğraflarla hayvanseverlerin sert tepkilerine maruz kalan Gaga’ya PETA BaşkanYardımcısı Dan Mathews’dan uyarı geldi. Mathews “Kendisi içinbu tarz takıları ve hatta daha rahatsız olan parçaları bile tercihedebilir, fakat Asia’nın böyle bir seçimi söz konusu olamaz. Onuniçin en güzel takı, rahat bir tasmadır” yorumunda bulundu.MARIA CALLAS’I CANLANDIRACAKOscar’lı yıldız oyuncu Merly Streep; AnnaWintour, Emmeline Pankhurst, Julia Child ve MargaretThatcher gibi önemli simaların ardından bu kez detüm zamanların ‘La Divina’sı, ünlü Yunan sopranoMaria Callas’ı canlandıracak. Mike Nichols’ın HBOkanalı için gerçekleştireceği ‘Master Class’ isimli diziiçin şimdiden Neil Young’dangitar dersleri almaya başlayan64 yaşındaki ünlü oyuncu“Ses kirişlerimin opera içinyeteri kadar güçlü olduğunainanmasam da en azından şarkısöyleyebileceğimi ispatladım”diyor. Maria Callas’ın 1971’deJuillard’da ders verdiği dönemive öğrencileriyle ilişkisini ekranataşıyacak olan yapımın Ocak2015’te izleyiciyle buluşacağısöyleniyor.43 www.mybilet.com


MAGAZİN‘COUGAR’ KRALİÇESİKendisinden 10 yaş küçük eski eşiGuy Ritchie’den boşandıktan sonra bir dahagenç erkeklerle flört etmeyeceğini söyleyenMadonna, bir türlü sözünü tutamıyor! Popunkraliçesi, Brezilyalı model Jesus Luz (27) veFransız dansçı Brahim Zaibat’la (25) yaşadığıilişkilerin ardından şimdi de Hollandalıdansçı ve koreograf Timor Steffens (26) ileadından söz ettiriyor. İkili henüz haklarındaçıkan iddiaları yanıtsız bıraksa da Madonna veailesiyle İsviçre’de kayak tatili yapan Steffens,ünlü yıldızın 13 yaşındaki oğlu Roccoile verdiği samimi görüntüleri Instagramhesabında paylaşarak çocuklarla iyi anlaştığınınsinyallerini veriyor. Böylelikle 55 yaşındakiMadonna “Genç erkek avcısı yaşlıca kadın”anlamına gelen cougar unvanını da hak ediyor.O ÇOK İYİ BİR BABAYDIÜnlü sanatçı Michael Jackson’ın beşinciölüm yıldönümüne “Bir efsane olan babamınanısını daima canlı tutmak istiyorum” sözleriyledamga vuran 17 yaşındaki Prince Jackson, TheSun gazetesine konuştu. Babasının hayattakimsenin sahip olmayacağı en iyi baba olduğunusöyleyen Jackson “O, insana değer verirdi.Ölümüne kadar birçok yardım derneğineçeşitli bağışlarda bulundu. Şarkılarında vermekistediği mesaj çok basit ve netti. Sadece ‘sevgi.’Biz de kardeşlerimle bu mesajı yaymaya devamedeceğiz” diyor. İleride iyi bir yönetmen olmakistediğini belirten Jackson “Her ne kadar kameraarkasında yer alacak olsam da öncesinde ekranönü tecrübesi de edinmek istiyorum ” diyor.SENİ UNUTMAYACAĞIZTürk sinemasının emektar senaristlerindenAyşe Şasa (73), geçtiğimiz günlerde son yolculuğunauğurlandı. ‘Ah Güzel İstanbul’, ‘Utanç’, ‘Son Kuşlar’,‘Gramofon Avrat’, ‘Yedi Kocalı Hürmüz’, ‘Köroğlu’ gibiincelikli filmlere imza atan Şasa, 22 yaşında başladığıkariyeri boyunca maddi ve manevi tüm zorluklara karşıyılmadan mücadele etti. Türk Edebiyatı’nın önemliisimlerindenKemal Tahir’leolan dostluğu,fikir ve söylembirliktelikleritoplumsal olaylarıele aldığı eserlerinesıkça yansıdı.Senarist kimliğidışında ‘Bir RuhMacerası’, ‘DelilikÜlkesindenNotlar’, ‘ŞebekRomanı’ adlıkitaplarıyla yazartarafını da ortayaçıkaran Şasa,uzun süredirkanserle mücadeleediyordu.44 www.mybilet.com


KÜLTÜR - SANATMODERN ÇAĞINMOZART’IİSTANBUL’DAZorlu Center PSM’ninsunduğu, Mercan Dede’ninsanat yönetmenliğini üstlendiğiÖzel Ramazan Projesi,modern çağın Mozart’ıLudovico Einaudi konseriylebaşlıyor. Ezgileriyle doğubatı arasında kültür köprüsükuran Mercan Dede ileortak projeler gerçekleştirmişolan Einaudi, 2 TemmuzÇarşamba günü Zorlu PSMsahnesinde saat 21.30’damüzikseverlerle buluşuyor. Buözel projenin ikinci konuğu,sanat yönetmeni ve koreografBeyhan Murphy ile kanunvirtüözü ve besteci GökselBaktagir. Modern dans vemüziğin sıra dışı buluşması, 9Temmuz Çarşamba günü saat21.30’da gerçekleştirilecek.İNTERNETGİŞESİSİTEYEGITÖZGÜRLÜĞEDAİRMurat Can Kibiroğulu’nunkaleme aldığı OğuzhanDümer’in yönettiğioyun ‘Sarı Köpek’,Yeraltı Oyuncularıtarafından sahneleniyor.“Alternatif tiyatro yoktur”tartışmalarının üzerineçıkarak, farklı bir tiyatrodeneyimi yaşatmakiçin Ankara seyircisiylebuluşuyor. Özgürlüğüanlatan oyun, İkarosCafe’de, canlı müzik vepatlamış mısır ikramı ile27 Haziran ve Temmuzayı boyunca her Cuma saat20.30’da tiyatro severlerlebuluşuyor.46 www.mybilet.com


KÜLTÜR - SANATBURNUMUZUNUCUNDA DURANGİZLİ BİR DÜNYARampa İstanbul’un ilk grupsergisi ‘BurnumuzunUcunda Duran Gizli BirDünya’, farklı nesil vecoğrafyalardan birçoksanatçının çalışmalarınıbir araya getiriyor. İsminive çıkış noktasını NoahBaumbach’ın 2012 tarihlifilmi Frances Ha’dan alansergi, insan ilişkileri vetoplumsal hareketlerin başkaolasılıklarına odaklanıyor. 4Haziran’dan bu yana Rampaİstanbul’da sergileneneserler, 19 Temmuz’a kadarziyaretçilerini bekliyor.YARIŞMA İÇİNGERİ SAYIM!Bu yıl sekizincisidüzenlenen Türkiye’ninKadın Girişimcisi Yarışmasıiçin geri sayım başladı. Kadıngirişimcileri cesaretlendirmeyive iş hayatındaki yerlerinikuvvetlendirmeyi amaçlayanyarışma katılımcıları bekliyor.31 Temmuz’a kadar devameden başvurular http://www.kadingirisimciyarismasi.com/adresi üzerinden alınıyor.Sonuçlar, 10 Eylül’degerçekleştirilecek ödültöreniyle açıklanacak.47 www.mybilet.com


VİZYONDAKİLER27 HAZİRANAYNI YILDIZIN ALTINDA (THE FAULT IN OUR STARS)16 yaşındaki Hazel üç yıldır tiroit kanseriyle boğuşmaktadır. Kanserlihastalar için oluşturulan destek grubunun tedavisi sırasında Augustusisimli bir gençle tanışır. Augustus da beyin tümörüyle savaşmış ve buyolda bir bacağını kaybetmiştir. Akciğer tedavisi için hastaneye yatırılanHazel'ın yanından bir an dahi ayrılmayan Augustus, âşık olduğu kızın çokistediği bir hayali gerçekleştirmek için onunla birlikte yola çıkar.Türü: Aşk, DramSüre: 126 dakikaYönetmen: Josh BooneOyuncular: Shailene Woodley, Ansel Elgort, Nat WolffHAYATIMIN EN KÖTÜ GECESİ (WALK OF SHAME)Megan, nişanlısının kendisini terk etmesi ve beklediği terfiiningerçekleşmemesi üzerine tam anlamıyla bir yıkıma uğrar.Arkadaşlarının kafasını dağıtabilmesi için organize ettikleri partidealkolün dozunu kaçıran Megan, ertesi sabah mekânın barmeni Gordon'ınevinde uyanır. Telefonu, parası ve kimliği yoktur. Üstelik beklediği terfigerçekleşecek gibidir ancak iş görüşmesine yetişebilmek için yalnızca sekizsaati kalmıştır.Türü: Romantik- KomediSüre: 95 dakikaYönetmen: Steven BrillOyuncular: Elizabeth Banks, James Marsden, Gillian JacobsDERİNDEKİ YARATIK (AMPHIBIOUS 3D)Deniz biyoloğu Skylar Shane, Kuzey Sumatran Denizi açıklarındaki tarihöncesi yaşam belirtilerini incelemek üzere yola çıkar. Bu araştırmadakendisine yardım etmesi için tekne kaptanı olan Jack Bowman ile anlaşır.Yolculukları sırasında, sudan çıkan Tamal herkesi dehşete düşürür. Küçükçocuk Tamal’ın gelmesiyle kâbusa dönen hayatlarında gittikçe büyüyenbir dehşete kapılırlar.Türü: Korku, 3 BoyutluSüre: 83 dakikaYönetmen: Brian YuznaOyuncular: Mohammad Aditya, Steven Baray, Dorman Borisman48 www.mybilet.com


VİZYONDAKİLER27 HAZİRANPİSLİK (FILTH)Bruce Robertson'ın kendi halinde bir polis memuru olduğu günlerartık çok geridedir. Bruce, yaşadığı bölgede işlenen vahşi cinayetinsoruşturmasını lehine çevirmek için tüm dikkatini bu davaya verir. Aynızamanda terfi hayallerine kavuşabilmek için rakip olarak gördüğü çalışmaarkadaşlarının her birine ayrı bir tezgâh hazırlar. Ne var ki uyuşturucu,karısının hayaleti ve peşini bir an olsun bırakmayan geçmişi başına türlübelalar açacaktır.Türü: Komedi, SuçSüre: 97 dakikaYönetmen: Jon S. BairdOyuncular: James McAvoy, Jamie Bell, Jim BroadbentGÖL ZAMANI1930'lu yılların Türkiye’sinde tıbbiyeden mezun iki yakın arkadaş Ahmetve Refik Ege'de bir kasabaya gider. Burada eski İttihatçı Haşim Bey'inkonağına misafir olur. Aynı gece göl kenarında karşılaşan Refik ve HaşimBey’in kızı Elif birbirlerine aşık olur. Ancak Refik, idealleri uğruna Elif'ibırakarak Avrupa'ya gider. Elif'e aşık olan bir diğer kişi Ahmet ise tayininiisteyerek Elif'in yaşadığı kasabaya taşınır. Aradan yıllar geçer ve üçü içinde hesaplaşma zamanı gelir.Türü: DramSüre: 103 dakikaYönetmen: Cafer ÖzgülOyuncular: Emre Canpolat, Begüm Birgören, Cemil BüyükdögerliSEVGİLİNİN ARDINDAN (LILTING)Londra'da yaşayan Kamboçyalı bir kadın, oğlunun ani ölümüyle yıkılırve hayattayken tanıyamadığı çocuğunu, kaybettikten sonra tanımayakarar verir. Tam bu esnada beklenmedik bir misafirle karşılaşır. Bu misafiroğlunun geçmişte güçlü hisler duyduğu eski arkadaşı Richard’tır. Kadınoğlunun sakladığı bu gerçekle başlarda yüzleşemese de, zamanla Richard’lasevdikleri bir insanı kaybetmiş olmanın ortak noktasında bir araya gelirler.Türü: DramSüre: 91 dakikaYönetmen: Hong KhaouOyuncular: Ben Whishaw, Morven Christie, Peter Bowles49 www.mybilet.com


VİZYONDAKİLER4 TEMMUZGECE PLANI (NIGHT MOVES)Josh, Dena ve akıl hocaları Harmon izlenen ekolojik politikaya tepkiliolan üç radikal çevrecidir. Çevre duyarlılığını arttırmak adına akılalmaz bir plan yaparlar. Amaçları bir hidroelektrik santralini havayauçurarak ekosistemi tehdit eden multi-milyarlık şirketlere bir mesajvermektir. Eylemden sonra herkesin kendi yoluna gitmesi ve sessiz kalmasıkonusunda anlaşırlar. Fakat yaşananlar onları tekrar bir araya getirir vehayatlarını bir kaosa sürükler.Türü: GerilimSüre: 112 dakikaYönetmen: Kelly ReichardtOyuncular: Jesse Eisenberg, Dakota Fanning, Peter SarsgaardÇAYLAKLAR ÇETESİ (WHO KILLED BAMBI?)David, çalıştığı şirketin patronu Bay Larea’nın kızıyla birliktedir. Sıradanbaşlayan bir gün, iş arkadaşıyla birlikte kendini talihsiz olayların içindebulur. Bay Larea ofisinde yarı çıplak halde baygındır. Ancak beklenmeyenşey pizzacı iki arkadaş Edu ve Gio'nun Bay Larrea'yi kaçırma planlarıdır.David ve arkadaşının başlarındaki beladan kurulmaları gerekir. Fakat bukurtuluş sandıkları kadar kolay olmayacaktır.Türü: KomediSüre: 90 dakikaYönetmen: Santi AmodeoOyuncular: Clara Lago, Quim Gutiérrez, Julián VillagránTAKİP (THE ROVER)Batı ekonomisinin çöküşünün on yıl ardından, kanunlar yok olmuş vehayat ucuzlamıştır. Bu sıkıntılı zamanda yalnızlaşmış ve katılaşmış Eric,bir suç örgütü tarafından soyulur. Tüm varlığı olan arabasını kaybeder.Kanun ya da yasanın kalmadığı bu yerde artık aklındaki tek düşünceintikamdır. Çeteyi bulmak üzere yola çıkar, ancak bulabildiği tek kişiyaralanınca yarı yolda bırakılan Rey olur. İki adam bir araya gelir ve hayaledemeyecekleri bir yolculuğa çıkarlar.Türü: DramSüre: 103 dakikaYönetmen: David MichôdOyuncular: Guy Pearce, Robert Pattinson, Scoot McNairy50 www.mybilet.com


VİZYONDAKİLER4 TEMMUZGÖZ (OCULUS)Çocukluğunda büyük bir travmayaşayan Kaylie, yıllarca erkekkardeşi Tim'in ailesini öldürdüğüiddiasıyla karşı karşıya kalmıştır. Fakatkime ait olduğu bilinmeyen, antikabir ayna Kaylie'nin şüphelerininmerkezine oturur. Etrafındakilerietkisi altına alabilen bu aynanın ilksahibi adeta sırra kadem basmıştır.Kaylie hem cinayetin sebebiyleyüzleşmek hem de erkek kardeşininadını temize çıkarabilmek içinkendisini tehlikeye atar.Türü: KorkuSüre: 104 dakikaYönetmen: Mike FlanaganOyuncular: KarenGillan, Brenton Thwaites, KateeSackhoffHAYALET (PHANTOM)Ed Harris, Soğuk Savaş döneminde görev yapmış Sovyet yapımı birdenizaltı aracının kaptanıdır. Bu gizli görev için ailesini ardındabırakarak yola çıkar ve geminin nükleer füzelerini elde etmeye çalışanKGB ajanlarıyla baş başa kalır. Ed Harris, bir yerden sonra kendisininpiyon olarak kullanıldığını ve tüm insanlığı ilgilendiren büyük tehlikeyekarşı tek başına olduğunu fark eder.Türü: GerilimSüre: 98 dakikaYönetmen: Todd RobinsonOyuncular: Ed Harris, David Duchovny, William Fichtner51 www.mybilet.com


VİZYONDAKİLER4 TEMMUZMEZARINATÜKÜRECEĞİM 2(I SPIT ON YOUR GRAVE 2)New York'ta yaşayan genç ve çekiciKatie, tanınmış bir model olmanınhayallerini kurmaktadır. Bir günfotoğraf çekimi daveti alır ve kabuleder. Evine döndüğünde ekiptenGeorgy adında biri kapısını çalarve genç kadını etkisiz hale getirir.Böylece Katie'nin tecavüz, işkenceve şiddet dolu günleri başlamış olur.Adamların elinden kaçmayı başaranKatie'nin artık yaşamak için tek biramacı vardır: İntikam.Türü: Korku, GerilimSüre: 106 dakikaYönetmen: Steven R. MonroeOyuncular: JemmaDallender, Yavor Baharov, JoeAbsolom7500Evli çift Brad ve Pia arkadaşlarıyla birlikte, 273 yolcusuyla LosAngeles'tan Tokyo'ya giden bir uçakta seyahat etmektedirler. Fakatbirden uçak türbülansa girer ve içeride sıra dışı olaylar yaşanmayabaşlar. Uçak dünya dışı güçlerin saldırısına uğrarken hosteslerdenbiri, bu faciadan çıkış bulmaya çalışır. Ancak bu beklediği kadar kolayolmayacaktır.Türü: Gerilim, KorkuSüre: 97 dakikaYönetmen: Takashi ShimizuOyuncular: Leslie Bibb, Ryan Kwanten, Amy Smart52 www.mybilet.com


Bazı şeylergönülden kopmalı...Ramazan ayı, paylaşma ayı.Sevgi ve şefkatinizi paylaşmanızı bekleyen çok sayıda insan var.Türk Kızılayı tarafından özenle hazırlanan 4 farklı bağış seçeneğinden size uygun olanı seçerekihtiyaç sahiplerine destek olabilirsiniz.Gıda KolisiZekatAşeviKızılay Kartİhtiyaç sahiplerine ulaştırılmaküzere farklı içerik ve bedellerdehazırlanan gıda paketleriGönlünüzdenkopan her nakdiyardımBağışlarla hazırlananve ihtiyaç sahiplerinesunulan sıcak yemeklerBağışların yüklendiği,market alışverişineyarayan Kızılay KartBAĞIŞLARINIZ İÇİN AYRICA:Tüm Banka Şubelerindeki Kızılay HesaplarınıPTT Şubelerindeki Kızılay Posta ÇekiniŞubelerimizi ve İnternet Sitemizi Kullanabilirsiniz.www.kizilay.org.tr

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!