Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Eşkıya ile başlayan yeni sinemasal milattan<br />
bu yana neticeyi paylaşıyoruz. Bir tarafta,<br />
tamamen yozlaşmış, hap yaparak para kapma<br />
derdinde bir ticari sinema anlayışı, diğer<br />
tarafta, kültür bakanlığı fonlarından nemalanarak<br />
yapılmış, festivalleri<br />
gezip poz yapan minimalist<br />
dertler… Seyirci ne ister,<br />
neyi özler, şimdilik kimsenin<br />
umurunda değilmiş gibi<br />
görünüyor ama alarm zilleri<br />
çoktan çalmaya başladı.<br />
Karşıt Sinema Manifestosu’<br />
da meseleye çok radikal bir<br />
yaklaşım getiriyor. Hepsi<br />
geleceğin sinemacısı olacak<br />
20’li yaşlardaki bu gençler<br />
artık mevcut işleyişten ve<br />
sinemasal anlayıştan iyice<br />
bunalmış ve ayağa kalkmış<br />
durumda…<br />
Karşıt Sinema Manifetosunu<br />
okumak için: www.karsitsinema.com<br />
Bu tanımlamaya girenlerin gözünde Türk<br />
sineması başından beri bir avam eğlencesidir.<br />
Olduğu gibi sevmek mümkün değildir.<br />
Değişmeli ya da zorla dönüştürülmelidir.<br />
Hollywood’a benzememelidir ama nedense bir<br />
Fransız yeni dalgası ya da Rus sinemasının<br />
kötü bir taklitçisi olmasının sakıncası yoktur.<br />
Bu iklimde bazı yönetmenler ağızlarıyla kuş<br />
tutsa bile yaranamazlar, oysa taklit edilmiş bir<br />
Doğu Avrupa duygusallığını kamera ayağına<br />
beton dökerek, sinopsisden bozma bir senaryo<br />
ile filme çeken “artauss” sinemacı hemen<br />
kulübe kabul edilir.<br />
Bu meselede bir seyirciye,<br />
bir de adam gibi filmler<br />
çekebilecekken kendini<br />
jürilere beğendirme derdine<br />
düşüp, seyircisiz bir ilk filme imza atan ve<br />
sonrasında borç ödemekle kuruyan sinemacı<br />
arkadaşlara üzülürüm. Umarım tez zamanda<br />
titreyip kendimize geliriz!