Elektronik Sistemler ve Elektromanyetik Uyumluluk
Elektronik Sistemler ve Elektromanyetik Uyumluluk
Elektronik Sistemler ve Elektromanyetik Uyumluluk
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
sürdürmektedirler. Sadece fikir <strong>ve</strong>rmek açısından sürdürülen çalışmalardan bir kaçı aşağıda<br />
sıralanmıştır:<br />
• Kanser etkileri<br />
• Baş ağrısı, uyku düzensizliği<br />
• Psikolojik etkileri<br />
• Genetik etkiler<br />
• Embriyolara etkileri<br />
• Kan bariyerlerine etkileri<br />
• Sinir sistemine etkileri<br />
• Çocukların gelişimine etkileri<br />
• Hamile kadınlara etkileri, vb.<br />
Bu çalışmalar başlıca iki şekilde gerçeklenmektedir:<br />
(a) Denek hayvanlarla (in-vivo) ya da laboratuar ortamında değişik kimyasal maddelerle (invitro)<br />
sürdürülen çalışmalar,<br />
(b) Epidemiyolojik (istatistiksel) çalışmalar.<br />
Her iki sınıfa giren çalışmalar da yoğun, uzun dönemli, titiz <strong>ve</strong> en önemlisi bilimsel çaba gerektirir.<br />
Örneğin, epidemiyolojik çalışmaları ele alalım. Bir bölgede kanser ya da benzeri bir hastalık artışı<br />
gözlendiğinde bunun baz istasyonlarından kaynaklandığı nasıl ilişkilendirilecektir? Bu sorunun yanıtı<br />
ancak <strong>ve</strong> ancak o bölgede baz istasyonlarının yaydığı EM enerjinin belirlenmesi, bölgenin EM kirlilik<br />
haritasının uzun dönemli <strong>ve</strong> periyodik olarak ölçülmesi <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>ri tabanlarının oluşturularak bu tür<br />
epidemiyolojik çalışmaları sürdüren uzmanların kullanımına sunulmasıyla olasıdır. Aksi durumda, "bu<br />
bölgede şu kadar baz istasyonu var, o halde neden bunlardır" türü yaklaşımlarla bir yere<br />
varılamayacağı, bilimsel sonuçlara ulaşılamayacağı gün gibi aşikardır.<br />
Bir diğer örnek olarak EM enerjinin embriyoya etkilerini incelemeyi ele alalım. Burada yapılacak olan<br />
belli sayıda embriyonun iki gruba ayrılarak bir kısmı EM enerji etkisi altında, kalanı ise bu etkiden<br />
uzakta tutularak belli bir süre gözlemek <strong>ve</strong> sonuçları irdelemektir. Bunları yaparken, sıcaklık, basınç,<br />
nem, rüzgar, vb. diğer tüm etkenlerin her iki deney grubu için de aynı olması sağlanmalıdır. Bu amaçla<br />
özel inkubatör denen kapalı <strong>ve</strong> sözü edilen parametrelerin kontrol edilebildiği yapılar kullanılır. Bu tip<br />
deneysel çalışmanın zorluklarından bir kısmı şu şekilde sıralanabilir:<br />
1. İnkübatörler içerisinde homojen yayılmış <strong>ve</strong> seviyesi kontrol edilebilecek EM enerji nasıl<br />
yaratılacaktır?<br />
2. Her boyutta inkübatör ile bu deney yapılabilir mi, ya da özel olarak tasarlanması mı<br />
gerekir?<br />
3. Bu enerji bir cep telefonunu simüle ediyorsa, bunun modülasyonu, darbe süresi, vb. nasıl<br />
oluşturulacaktır?<br />
4. Oluşturulacak EM ortamın denetlenebilmesi için ölçüler nasıl yapılacaktır?<br />
5. Embriyolar ne miktarda <strong>ve</strong> ne sürede inkübatörde tutulacaktır?<br />
6. Embriyolardaki değişimler nasıl gözlenecektir?<br />
7. Sonuçlar nasıl değerlendirilecektir?<br />
Bu sorular kolayca çoğaltılabilir. Soruların bir kısmı teknik bir kısmı ise tıp alanlarıyla ilgilidir <strong>ve</strong><br />
farklı uzmanlarca yanıtlanacaktır. Bu durum diğer bütün deneysel çalışmalarda da benzer olacaktır.<br />
Görüldüğü gibi, tıp uzmanlarınca yapılacak her türlü deneysel çalışmanın alt yapısı EM uzmanlarınca<br />
hazırlanmak <strong>ve</strong> denetlenmek zorundadır.<br />
Türkiye bu araştırmaların bir kısmı içerisinde vardır <strong>ve</strong> uluslararası kongre <strong>ve</strong> sempozyumlarda bu<br />
tartışmaların içerisinde yer almaktadır [10-12]. Özellikle ısıl etkilerin belirlendiği SAR<br />
araştırmalarında uluslararası birkaç grupla yarışma içerisinde çalışmalarını sürdürmektedir. Henüz<br />
araştırma bütçesi kaynak ya da sponsor bulunamadığından Türkiye’de SAR laboratuvarı<br />
kurulamamıştır, ancak bunun gerçeklenmesi için bütün fizibilite çalışmaları tamamlanmış <strong>ve</strong><br />
raporlanmıştır. Türkiye, ayırabileceği yaklaşık 200 bin ABD doları bir kaynak ile böyle bir<br />
laboratuvara bir yıldan kısa bir sürede sahip olabilecek durumdadır. Bunun dışında bilgisayarla SAR<br />
simülasyon çalışmaları aralıksız <strong>ve</strong> birçok uluslararası merkezden daha etkin olarak sürdürülmektedir<br />
[10-12].