07.01.2017 Views

İnovatif Kimya Dergisi Sayı 13

İnovatif Kimya Dergisi Sayı 13

İnovatif Kimya Dergisi Sayı 13

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Evren dört dakika yaşlanmadan önce döteron oluşumu gerçekleşmedi.<br />

20<br />

Nükleer sentezin başlangıç aşaması evrenin dört<br />

dakika yaşlanmasıyla tamamlanmıştır. Helyum<br />

atomlarının çekirdeklerinden daha ağır olan<br />

çekirdekler -berilyum,<br />

bor<br />

ve karbon atomlarının<br />

çekirdekleri gibi - şekillenmemişti.<br />

Çünkü bu<br />

ağır çekirdekler helyum<br />

çekirdeğinin özündeki<br />

kararlılık nedeniyle başka<br />

formlarda oluşumlarını<br />

tamamlayamıyorlardı.<br />

Evrenin başlangıcından<br />

dört dakika sonra gelinen<br />

noktada hala bütün özgür<br />

nötronlar ya helyum çekirdeği<br />

ya da ağır hidrojen<br />

çekirdeği olacak şekilde<br />

kendilerini kurtarabiliyorlardı.<br />

Bugün evrende bulunan<br />

ağır hidrojenin tamamı,<br />

kozmos zamanının ilk dakikalarında<br />

oluştu. Ontario' daki Sudbury<br />

Nötruno Gözlemevi'ndeki havuza doldurulan bin<br />

ton ağır su, güneşten gelen nötrinoları saptamak<br />

için kullanılıyor. Her bir molekülünde bir oksijen<br />

atomu, bir hidrojen atomu ve bir de döteryum<br />

atomu bulunan bu ağır suyun burada topladığı<br />

döteryum, evrenin oluşumundan sonraki<br />

dördüncü dakikada oluşan döteryumdur. İçinde<br />

ağır su bulunan bir tüpü elinizde tuttuğunuzda,<br />

Peki Hidrojen atomuna bu ismi kim verdi ve ilk olarak onu kim keşfetti?<br />

Paracelsus on altıncı yüzyılın<br />

başlarında asitlerin metalle<br />

temas etmesi sonucunda açığa<br />

yakıcı bir gaz çıktığını fark etmiş<br />

ve bilmeden hidrojen gazını gözlemleyen<br />

ilk kişi olmuştur.<br />

1671 yılında Robert Boyle ilk kez<br />

olarak Hidrojenin özelliklerini<br />

tarif etmişti. Hidrojenin ayrıştırılarak<br />

karakterize edilmesi<br />

başarısı da 1776 yılında hidrojenin<br />

yoğunluğunu hesaplamayı<br />

başaran Henry Cavendish’e atfedilmiştir.<br />

8 Mayıs 1794’te başı<br />

giyotinle kesilen Fransız bilim<br />

adamı Antoine Laurent Lavoisier<br />

hidrojene ismini veren kişi<br />

Büyük<br />

Patlama'nın ilk dakikalarında<br />

ortaya çıkmış ve<br />

öylece kalmış olan ilkel<br />

atomları tutuyorsunuzdur<br />

aslında.<br />

Büyük patlamadan sonra<br />

473 milyon kere milyar<br />

saniyeye karşılık gelen<br />

günümüzde evren, mutlak<br />

sıfırdan üç derece yukarıda<br />

bir sıcaklığa kadar düşmüş<br />

bulunuyor. Böylece soğumuş<br />

çevre koşullarında, gözlemlenebilen<br />

evren içerisinde<br />

birbirinden alabildiğine uzak<br />

konumlanmış galaktik sistemler<br />

bulunuyor. Her bir galaktik<br />

içerisinde yıldızlar ve kozmik<br />

toz bulutları barındırıyor. Ve<br />

bütün bu galaksilerin içindeki<br />

yıldızlar ve kozmik toz bulutları<br />

da bünyelerinde yüzde 90<br />

hidrojen ve yüzde 9 helyum<br />

atomu ihtiva ediyor.<br />

Güneş tipik bir yıldızdır. Güneşin ihtiva ettiği<br />

kompozisyonda aynı kozmik bolluğu yansıtıyor:<br />

güneşi oluşturan atomlarında yüzde 90’ı hidrojendir.<br />

Ve hidrojen füzyonu güneşin yegane<br />

yakıtıdır. Güneşten 92 milyon mil uzaklıktaki<br />

Dünya ise, işte bu yaşam kaynağı sıcaklıkla<br />

ısınıyor.<br />

olarak tarihe geçmiş.<br />

Prout 1811’in haziran ayında<br />

Edinburgh üniversitesinden<br />

tıp derecesini aldığında zamanın<br />

kimyagerleri atom fikriyle<br />

flört etmekteydi. Hiçbiri atomu<br />

görmüş değildi, hiçbiri bir<br />

atomun doğasını bilmiyordu ve<br />

zamanın ünlü bilim insanları<br />

atom fikrini topyekûn reddediyorlardı.<br />

Fakat kimyagerler şunu<br />

görüyordu belirli bir madde<br />

sabit özellikler ihtiva ediyorsa<br />

o özellikler söz konusu maddeyi<br />

tanımlamalıydı. Böylesine<br />

tutarlı nitelikteki maddeler<br />

kimyasal elementlerdi. Elementleri<br />

birbirinden ayıran bu<br />

belirgin özelliklerin temelinde<br />

atomların olup olmadığı meselesiyle<br />

çözülmemiş bir konu<br />

olarak kalmıştı. Böylesine tutarlı<br />

nitelikteki maddeler kimyasal<br />

elementlerdi. On dokuzuncu<br />

yüzyılın başlarında Dalton atom<br />

temelli felsefesini atom ile ilgili<br />

deneylere dönüştürdü. Sonunda<br />

maddenin atomik yapısı üzerine<br />

maddenin atomik yapısı<br />

üzerinde güvenilir bir teoriyi<br />

destekleyen güçlü bir düşünce<br />

yarattı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!