07.01.2017 Views

İnovatif Kimya Dergisi Sayı 13

İnovatif Kimya Dergisi Sayı 13

İnovatif Kimya Dergisi Sayı 13

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Kimya</strong><br />

<strong>Dergisi</strong><br />

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

YIL:2 SAYI:8 AĞUSTOS 2014<br />

AkIllIı<br />

Nanotekstil<br />

Patlayıcı Maddeler<br />

Gıdamız <strong>Kimya</strong>mızdır<br />

Temel Element<br />

Hidrojen<br />

Merck Index<br />

Programı<br />

Haberler<br />

Faydalı Linkler<br />

Element Tanıma<br />

Sözlük(İng-Trk)<br />

Bulmaca


Önsöz<br />

Hakkımızda<br />

Sahibi :<br />

Yavuz Selim Kart<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> Haziran 20<strong>13</strong>’te çalışmalarına<br />

başlayan Ağustos 20<strong>13</strong>’te ilk sayısını çıkaran,<br />

internet ortamda faaliyet gösteren, <strong>Kimya</strong> ve <strong>Kimya</strong><br />

Sektörü hakkında yazılar yazılan, yazarlarını online<br />

ortamdan edinen bir e-dergidir.<br />

Dergimiz <strong>Kimya</strong> ile ilgili yazılarınızı online ortamda<br />

sizlerden alarak sizi tanıtmayı, sektörden olan arkadaşlara<br />

kimya dergisi okumanın keyfini yaşatmayı,<br />

kimya ile ilgili piyasada çok okunan bir dergi olabilmeyi<br />

kimyayı seven, kimyayı takip eden, kimya<br />

ile ilgili bildiklerini paylaşan bir kesim oluşturmayı<br />

hedef edinmiştir.<br />

Dergimizde kimya üzerine bölüm okuyan, mezun<br />

herkes bize yazabilir. <strong>Kimya</strong> ile ilgili bir bölüm<br />

bitirmiş olmanız yeterli.<br />

Dergimizde yazarlarımızın yazdığı yazılar kısmı,<br />

haber kısmı, bulmaca kısmı, elementleri tanıyalım<br />

kısmı, kimya sözlüğü kısmı ve faydalı web siteleri<br />

kısmı adlı bölümler vardır.<br />

Eğlenerek ve öğrenerek okumanız, bize yazmanız<br />

dileğimizle...<br />

İNOVATİF KİMYA <strong>Dergisi</strong> Yönetimi<br />

Genel Yayın Yönetmeni :<br />

Yayın Danışmanı :<br />

Dergi Editörleri :<br />

Haber Bölümü :<br />

Facebook Yönetimi<br />

ve Bilgi Araştırma :<br />

Twitter Yönetimi :<br />

Yavuz Selim Kart<br />

Yavuz Selim Kart<br />

Yavuz Selim Kart<br />

Aybike Kurtuldu<br />

Seda Çoban<br />

Seda Çoban<br />

Aybike Kurtuldu<br />

Ebru Çetinkaya<br />

Hatile Moumintsa<br />

Yavuz Selim Kart<br />

Hatile Moumintsa<br />

Ebru Çetinkaya<br />

Ezgi Sulu<br />

Kadir Mert Efeoğlu<br />

Yavuz Selim Kart<br />

Büşra Yılmaz<br />

Instagram Yönetimi :<br />

Yavuz Selim Kart<br />

Dergi Tasarımı :<br />

Yavuz Selim Kart


KURALLAR<br />

Dergimiz Hakkında<br />

1. <strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> yazılarını herhangi bir<br />

makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını<br />

aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumundasınız.<br />

Kullanmış olduğunuz bu yazıların<br />

kaynağını bu dergi olarak belirtmek zorundasınız.<br />

2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci<br />

derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun<br />

yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız.<br />

3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek<br />

felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu<br />

değildir.<br />

4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde<br />

kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi durum<br />

olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak<br />

hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız<br />

telif haklarına riayet ederek resimlerini dökümanlarına<br />

eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden<br />

doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu<br />

değildir.<br />

5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız<br />

var ise. Yazılarınız için lütfen Yavuz Selim KART ile<br />

konuşun. Dergi ile iletişim kurmak için<br />

www.facebook.com/groups/147842018740235/<br />

Grubu aracalığı iletişim kurabilirsiniz. Bu grup<br />

aracılığı ile bizimle iletişimde kalabilirsiniz.<br />

6. Elimize çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı<br />

yayımlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan<br />

bir kesim sağlamak, hem bilgilerinizi 3. şahıslara<br />

yaymak hem de sizleri en iyi şekilde tanıtmaktır.<br />

7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları<br />

inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine<br />

göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönderdiğiniz<br />

yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz<br />

tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size<br />

geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde<br />

bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca<br />

bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin.<br />

Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi.<br />

8. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa<br />

olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın.<br />

9. Dergimize yapacağınız eleştirileri de arkadaşlarımıza<br />

saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir<br />

biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi<br />

herkes gönüllü yapıyor. Lütfen saygıda kusur etmeyiniz.<br />

10. Dergi ekibi gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu<br />

dergi ilk kurulduğu andan beri böyledir. Dergi<br />

ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır.<br />

Gelen herkese en başta bu kural söylenir. Görevini<br />

yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bozan,<br />

dergi yöneticisini dinlemeyen, ben kafama göre<br />

hareket ederim diyen herkes ekipten çıkarılır.<br />

11. Dergimizde yazabilecceğiniz konular<br />

aşağıda listelenmiştir.<br />

* Akademik Makaleler<br />

* Endüstriyel Konular<br />

* Üniversite Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar<br />

(<strong>Kimya</strong> üzerine bölümler için)<br />

* İş Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar<br />

* Laboratuvar Üzerine Yazılar<br />

* <strong>Kimya</strong> Sanayi Uygulamaları<br />

* Teorik <strong>Kimya</strong> Üzerine Makaleler<br />

* Ülkemizdeki <strong>Kimya</strong> ile ilgili Kanunlar Üzerine<br />

Yazılar<br />

* <strong>Kimya</strong> Sektöründe Güvenlik Önlemleri ve Dikkat<br />

Edilecek Husular Üzerine Yazılar<br />

* <strong>Kimya</strong> Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları<br />

Üzerine Yazılar<br />

temel konular bunlar. Bu konular ile ilgili bize yazıp<br />

gönderebilirsiniz. Göndereceğiniz şeyler <strong>Kimya</strong><br />

Dünyası ile alakalı olmalı yoksa yayımlanmaz.<br />

12. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayımlanmaz.<br />

Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da<br />

herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelimeler<br />

yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz<br />

konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi<br />

yayımlamama hakkını elinde tutar. Bu konuda son<br />

söz dergi yöneticisine aittir.<br />

<strong>13</strong>. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş<br />

buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine<br />

sahiptir.<br />

14. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları<br />

kabul etmiş sayılırlar.<br />

İNOVATİF KİMYA <strong>Dergisi</strong> Yönetimi


Ekibimiz<br />

BİZ KİMİZ<br />

Yavuz Selim<br />

KART<br />

EBRU<br />

ÇETINKAYA<br />

Hatile<br />

MOUMINTSA<br />

Aybike<br />

KURTULDU<br />

Seda<br />

ÇOBAN<br />

<strong>Kimya</strong><br />

<strong>Dergisi</strong><br />

BÜSRA<br />

YILMAZ<br />

Ezgi<br />

SULU<br />

Kadir Mert<br />

EFEOGLU<br />

https://www.facebook.com/Inovatif<strong>Kimya</strong><strong>Dergisi</strong><br />

https://twitter.com/Inovatif<strong>Kimya</strong><br />

http://www.linkedin.com/profile/view?id=299289606<br />

Instagram<br />

http://www.instagram.com/inovatifkimyadergisi


Editörden<br />

Merhaba<br />

İNOVATİF KİMYA <strong>Dergisi</strong> Okuyucuları<br />

Değerli Okuyucularımız;<br />

Gönüllülük esasına göre işleyen dergimizde sizin gönderdiğiniz yazılarla <strong>13</strong>. sayıyı<br />

çıkartıyoruz. Bize yazı gönderen herkese çok teşekkür ediyoruz.<br />

<strong>13</strong>. <strong>Sayı</strong>mızda tasarımımızı değiştirmeye karar verdik. Uzun zamandır bu işlemi yapmayı<br />

düşünüyorduk. Umarım gözünüze daha güzel gözükür. Facebook, Twitter, Instagram gibi kanallar<br />

aracılığı ile sosyal medyada aktif olmaya çalışıyoruz. Uzun zaman önce Linkedin bağlantımızı<br />

açmıştık lakin fazla aktif değildik. Şu anda yeni yeni bağlatılar kurmaya çalışıyoruz. Sizlerin bizi o<br />

kanal aracılığı ile takip etmesini rica ediyoruz.<br />

Bu ay E-Dergimizde 5 farklı yazı bulunmakta. Patlayıcı Maddeler yazısında, patlayıcı maddeler<br />

üzerine bilgilendirici bir yazı göreceksiniz. Gıdamız <strong>Kimya</strong>mızdır yazısı da gıda-sağlık-kimya<br />

üzerine dikkat çekici bir yazı. Yazıyı gönderen Sn. Vahit Kenar Bey Vatani Görevini icra edecek.<br />

Kendisine şimdiden hayırlı tezkereler diliyoruz. Uzun zamandır yazıları ile fikir dünyanızı aydınlattı.<br />

Kendisine ayrıca teşekkürler. Akıllı Nanotekstil konusu bu ayın kapak konusu. Dikkatinizi<br />

çekeceğini düşünüyoruz. Temel Element Hidrojen konusuda hidrojen üzerine bilgilendirici güzel<br />

bir yazı. Merck Index Programı konusunda ise bilgisayar uygulamaları üzerine bir yazı göreceksiniz.<br />

Uzun zamandır planladığımız Element Tanıma kısmını da bu ayki sayımıza yetiştirdik. Ayrıca<br />

Yurttan ve Dünyadan <strong>Kimya</strong> Haberleri ile de gündemi takip edeceksiniz. Her ay web siteleri kısmı ile<br />

de her ay olduğu gibi bir çok web sitesi keşfedeceksiniz. Sözlük kısmında da İngilizce-Türkçe <strong>Kimya</strong><br />

kelimelerini öğreneceksiniz. Bulmaca kısmında ise hem eğlenip hem öğreneceksiniz.<br />

Umarım zevk alarak okursunuz. Bize yazı gönderen emek harcayan meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz.<br />

Bize her zaman yazı gönderebilirsiniz. Bir sonraki ay görüşmek üzere sevgiyle kalın.<br />

Yavuz Selim Kart<br />

Dergi Editörü


IÇINDEKILER<br />

Patlayıcı Maddeler 7<br />

Gıdamız <strong>Kimya</strong>mızdır 12<br />

Akıllı Nanotekstil 15<br />

Temel Element Hidrojen 19<br />

Merck Index Programı 22<br />

Element Tanıyalım 26<br />

Sözlük (Ing-Trk) 27<br />

Haberler 28<br />

Faydalı Siteler 34<br />

<strong>Kimya</strong> Bulmaca 35<br />

<strong>Kimya</strong> Bulmaca Çözüm (Önceki Ay)<br />

Sizde Yazarımız Olun 37<br />

36


Büsra YILMAZ<br />

busrayy92@gmail.com<br />

PATLAYICI<br />

MADDELER<br />

<strong>Kimya</strong>ger<br />

(Ögrenci)<br />

Patlayıcı denince çoğumuzun aklına nitrogliserin<br />

gelir. Nitrogliserin filmlerde de karşımıza çıkmıştır.<br />

Aynı zamanda 150 yıllık üne sahiptir.<br />

1) Nitrogliserin hem oksitleyici hem de yakıt özelliği gösterir.<br />

2) Parcalanma reaksiyonunda açığa çıkan enerji oldukça yüksektir.<br />

3) Reaksiyonda oldukça fazşa gaz açığa çıkar.<br />

PATLAYICI MADDE NEDİR?<br />

Bir ateşleme düzeneği veya başlatıcı vasıtasıyla; ani bir kimyasal<br />

reaksiyon sonucu gaz haline dönüşen, bu reaksiyon sonrası,ortaya<br />

çıkarmak suretiyle büyük miktarda tahribata yol açabilen,<br />

içerisinde bol miktarda OKSİJEN ihtiva eden kimyasal madde<br />

ve bileşiklerdir.<br />

Patlayıcı Maddelerin Kullanım Alanları Nelerdir?<br />

Patlayıcılar insanların elindeki en güçlü hizmetçiler arasındadır.<br />

• Savunma sanayisinde,<br />

• Maden çıkarma işlemlerinde,<br />

• Araziden orman kütüklerinin ve iri kaya parçacıklarının<br />

temizlenmesinde,<br />

• Köprü,baraj ve ulaşım işlerinde,<br />

• Uçak gövdesi yapımında,<br />

• Toplumsal olaylarda<br />

7


YÜKSEK PATLAYICI MADDELER<br />

Tahrip gücü yüksek<br />

Mekanik şoka ve ateşe karşı fazla hassas olmayan maddeledir.<br />

Fakat az miktarda bir başlatıcının patlaması ile oluşacak<br />

kuvvetli şok etkisi ile patlatırlar.<br />

Bunlara örnek olarak;<br />

TNT( trinitro toluen)<br />

Tetril( 2,4,6-trinitro fenil-metil nitramin)<br />

PETN(pentaeritritol tetra nitrat,C4)<br />

RDX(trimetilen trinitramin)<br />

Amonyum pikrat<br />

Pikrik asit(2,4,6-trinitrofenol)<br />

DNT(dinitro toluen)<br />

Nitrogliserin(NG)verilebilir.<br />

8<br />

Yüksek<br />

Basınç<br />

Yüksek<br />

Isı


PRİMER PATLAYICI MADDELER<br />

Bunlar;<br />

• Kurşun azodür<br />

• Civa fülminat<br />

• Kurşun trinitro resorsinat<br />

• Diazodinitrofenol gibi bileşiklerdir.<br />

• Primer patlayıcı maddeler,ateş etkisiyle veya hafif bir darbe<br />

ile kolayca patlayabilen hassas maddelerdir.<br />

• ÇOK TEHLİKELİDİRLER.<br />

• Daha az hassas olan fazla miktardaki maddenin patlamasını<br />

sağlamak üzere çok az miktarlarda kullanırlar.<br />

• Primer patlayıcı maddeler ile kuvvetli patlayıcı maddelerde<br />

parçalanma DETONASYON ile olur.<br />

• Detonasyon, patlayıcı madde içinde direkt olarak ilerleyen<br />

kimyasal parçalanmadır.<br />

• Detonasyonun bir zincir reaksiyonu olduğu ileri sürülmektedir.<br />

• Özellikle yüksek hızlı patlamalarda 6000 m/s hızla gerçekleşir, hasarıda bu şekilde verir.<br />

KUVVETLİ PATLAYICILARIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?<br />

9<br />

• Son derece duyarlı maddelerdir,<br />

• Genellikle,inorganik tuzlardan elde edilirler,<br />

• Ateş veya vurma (darbe) ile patlatabilirler,<br />

• Patlama bir zincir tepkimesidir,<br />

• Tepkime hızı 6000 m/s ye kadar yükselebilir,<br />

• Ateşlendiklerinde açığa çıkan ısıyı çok süratli bir şekilde serbest bırakırlar.<br />

• Örnek vercek olursak ,nitrogliserin gerçekte benzinin sadece 1/8’i kadar bir enerjiye sahip olmasına rağmen<br />

çok daha yüksek tahrip gücü gösterir.<br />

Düşük Patlayıcılara<br />

Örnekler;<br />

• Dumansız barut(koloidal selüloz nitrat),<br />

• Kara barut,(potasyum nitrat+odun kömürü+sülfür)<br />

• Nitrokoton(nitrolanmış saf selüloz)


Patlayıcıların özelliklerini kontrol etmede hangi testler uygulanır?<br />

1. Uçuculuk,<br />

2. Çözünürlük,<br />

3. Yoğunluk,<br />

4. Hisroskopiklik (nem çekme),<br />

5. Diğer yapıcılar ile uyuşabilirlik,<br />

6. Hidrolize dayanıklılık,<br />

7. Patlama süresini algılama vb.<br />

DÜŞÜK PATLAYICI MADDELER<br />

Bunlar,parçalanma şekli bakımından diğerlerinden farklıdır.<br />

10<br />

Özellikleri Nelerdir?<br />

• Zayıf (düşük) patlayıcılar patlamadan sonra sadece yanarlar.<br />

• Yanma madde içinde değil,madde yüzeyine paralel tabakalar halinde ilerler.<br />

• Yanma hızı düşüktür (0,25 m/s).<br />

• Yandıklarında fazla miktarda gaz açığa çıkar.<br />

• Yüksek patlayıcıyı patlatmak için çok az bir miktarda kullanılırlar,<br />

• Organik maddelerden üretilirler,<br />

• Daha az patlayıcı etkiye sahiptirler.<br />

PATLAYICI MADDELERİN ÖZELLİKLERİ<br />

Uygun bir kullanım için patlayıcıda araştırılan özellikler<br />

nelerdir?<br />

• Taşınabilirlik,<br />

• Duyarlılık,<br />

• Dayanıklılık,<br />

• Brizans (parçalanma etkisi),<br />

• Sağlamlık,<br />

• Üretim giderleri,<br />

• Zehirlilik,<br />

İsrail’de 100 ton patlayıcının<br />

patlaması sonucu oluşan<br />

görüntü<br />

Bir patlayıcı maddenin duyarlılığı ne demektir?<br />

• Onu patlatmak için standart bir ağırlığın<br />

düşürülmesi gereken yüksekliktir,<br />

• Bu test, patlatma başlatıcılar için özellikle çok<br />

önemlidir.<br />

Havai Fişek Gösterisinden<br />

Bir Görüntü


Sonuç olarak patlayıcı maddeler sağlımıza oldukça zararlı ve tehlikelidirler. Kız kaçıran ve torpil<br />

olarak çocukların bilinçsizce kullandığı patlayıcılardır tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bunun yanı sıra çeşitli<br />

eğlencelerde güzel görüntülere neden olduğu için maytap ve havai fişek kullanımı oldukça çoktur.<br />

Kaynaklar :<br />

http://kriminal.iem.gov.tr/patlayici.htm<br />

http://www.haberler.com<br />

http://dunya.milliyet.com.tr<br />

http://www.antalyanitro.com.tr<br />

http://kimyaca.com/nitrogliserin-nedir/<br />

http://www.ilevha.com/files/photo-1180320<strong>13</strong>141720.jpg<br />

http://www.sondakika.com/haber-foto/516/karayolunda-patlayici-madde-bulundu-3063516_4834_300.jpg<br />

http://labs.openviewpartners.com/files/20<strong>13</strong>/01/explosion-e<strong>13</strong>58864096673.jpg<br />

http://explosivesdetection.com/images/headers/header_home_<strong>13</strong>.jpg<br />

http://4.bp.blogspot.com/-sCKPyICqvWw/UsA09M-9UVI/AAAAAAAAPdQ/LpoU07SKeNM/s1600/kara_<br />

barut.jpg<br />

http://www.mynrma.com.au/media/buying_and_selling_used_car_checklist.jpg<br />

11


Vahit KENAR<br />

vahitkenar@gmail.com<br />

GIDAMIZ<br />

KİMYAMIZDIR<br />

<strong>Kimya</strong>ger<br />

(Mezun)<br />

HAZMETTİKLERİMİZDİR BİZİ GÜÇLÜ VE SAĞLIKLI KILAN<br />

12<br />

Bu ayki konumuz, insan yaşamındaki<br />

en önemli konulardan olan sağlık ve<br />

beslenme…<br />

Gelişen teknolojiyle birlikte artık gıdaların<br />

üretimi, paketlenmesi ve raf ömrünün<br />

artırılması her ne kadar kolaylaşmış olsa<br />

da tüm dünyada gıda kaynaklı hastalıklar<br />

artmakta ve bu hastalıklar bazen ölümle<br />

sonuçlanmaktadır. Bundan bir kaç yıl<br />

önce Avusturya’da 4 kişi, Almanya’da 2<br />

kişi yedikleri peynir nedeniyle hayatlarını<br />

kaybetti. Bunun üzerine o markaya ait<br />

bütün ürünler tüm Avrupa’da toplatılmıştı.<br />

Ölümlerin sebebi Listeria bakterisi idi. 6<br />

kişinin ölümüne neden olan peynire Listeria<br />

bakterisi bulaşmıştı.<br />

Her ne kadar teknoloji ve bilim büyük bir hızla geliştiğinden bahsetmiş olsak da gıda kaynaklı hastalıklar<br />

her geçen gün daha da artmaktadır. Hatta yapılan araştırmalara göre hastalıkların büyük bir çoğunluğu<br />

yaklaşık %78 kadarı yediklerimizden kaynaklanıyor. Bu yüzden sağlıklı ve mutlu bir yaşam için ne<br />

yediğimizi bilmemiz gerekiyor.<br />

Soframıza gelen gıdalarda bazen<br />

sağlığımız açısından risk<br />

oluşturan maddelere rastlayabiliyoruz.<br />

Cam kırıkları, plastik,<br />

taş, toprak, tahta, saç, tırnak<br />

gibi yabancı maddeler fiziksel<br />

risk kapsamına girerken, toksinler,<br />

çevresel metaller (cıva,<br />

kurşun, dioksin, kadmiyum vb.),<br />

tarım ilaçlarının ve veterinerlik<br />

ilaçlarının kalıntıları, deterjan<br />

kalıntıları ve gıda katkı maddeleri<br />

kimyasal risk kapsamına<br />

giriyor. Mikrobiyal gelişmeyi<br />

hızlandıran etmenler; hastalık<br />

yapan mikroorganizmaların bulaştığı<br />

gıdanın bileşenleri, pH’sı,<br />

oksijen basıncı, ortam sıcaklığı ve<br />

nem gibi etkenler de olabiliyor. Çoğumuz market raflarında özellikle et reyonlarındaki ürünlerin üzerinde<br />

yer alan ısıl işlem görmüş ürün yazısına denk gelmişizdir. Peki nedir bu ısıl işlem? Ne kadar sağlıklıdır?


ISIL İŞLEM GÖRMÜŞ ÜRÜN NE DEMEK?<br />

Isıl işlemin esas amacı, gıdaların raf ömrü ve depolama<br />

süresince mikrobiyal bozulmaları sınırlamaktır.<br />

İşlem görecek gıda maddesi temel halden yani<br />

hammaddeden son ürüne dönüşene denk çeşitli<br />

sıcaklıklarda ısıl işlemlere tabi tutuluyor. Isıl işlemler<br />

sırasında sıcaklığın etkisiyle birlikte gıdanın bileşiminde<br />

de pek çok kimyasal değişime sebep olabiliyor.<br />

Örneğin gıdalardaki mikroorganizmaların ve enzimlerinin<br />

etkinliğini önlerken, ısıya duyarlı vitaminler<br />

gibi bazı bileşenlerin de kısmen yok olmasına neden<br />

oluyor.<br />

Gıdalarda meydana gelen bu değişimler ürüne aktarılan ısı<br />

enerjisinin büyüklüğüne göre değişkenlik gösteriyor. Örneğin;<br />

bazı kızartma uygulamalarında olduğu gibi, sıcak metal<br />

yüzeye temas şeklinde ısıtma yaygın bir yöntem. Isıl işlem<br />

gıdanın temel bileşenlerinde protein yapılarının bozulması,<br />

lipid oksidasyonu, Maillard tepkimesi, karamelizasyon, vitaminlerin<br />

parçalanması gibi belirgin değişimlere neden oluyor.<br />

Genel olarak gıdalarımızın ısıl işleminde ısıtıcı ortam olarak<br />

su, buhar, hava ve yağ yaygın olarak kullanılıyor. Tat, koku<br />

ve lezzet ısıl işlem ile bazı ürünlerde ortaya avantaj olarak da<br />

çıkmaktadır.<br />

Gıdaların ısıtılması ile ortaya çıkan kimyasallar yapılan çalışmalarla saptanmış ve bu kimyasallardan akrilamid,<br />

furan ve kloropropanol türevleri gibi kansere neden olan bileşiklerin insan sağlığını tehdit ettiği<br />

kanıtlanmıştır. Gıdanın bileşiminde doğal olarak bulunan bu bileşiklerde, ısı etkisiyle gerçekleşen tepkimeler<br />

sonucunda oluşuyor. Bu maddeler, oluşumlarına yol açan temel etkenin ısı olması nedeniyle “ısıl işlem bulaşanları”<br />

olarak adlandırılmaktadır.<br />

Akrilamid<br />

İnsan için olası kansere neden olan<br />

madde olarak nitelendirilen (grup<br />

2A) bir bileşiktir. Genel olarak patates<br />

kızartması ve cipsler, fırıncılık ürünleri,<br />

çerez türü gıdalar ve kavrulmuş kahve<br />

akrilamid içeren gıdalar olarak öne<br />

çıkıyor.<br />

Furan<br />

İşlenmiş gıdalarda var olduğu uzun<br />

zamandır bilinen furan ve türevleri insan<br />

için olası kansere neden olan madde<br />

olarak sınıflandırılıyor. Günümüzde<br />

bebekler için üretilen meyve ve sebze<br />

pürelerinin pastörizasyonu veya sterilizasyonu<br />

sırasında askorbik asitin<br />

furana dönüşümü tüketiciler<br />

arasında büyük kaygı<br />

yaratıyor.<br />

Kloropropanoller<br />

Son yıllarda yapılan çalışmalar, ısıl<br />

işlem sırasında birçok gıda maddesinde insan<br />

için olası kansere neden olan madde olarak<br />

sınıflandırılan kloropropanollerin ve türevlerinin<br />

oluşabileceğini gösterdi. Isıl işlem sırasında kloropropanollerin<br />

oluşumundan sorumlu bileşikler<br />

gliserol, açilgliseroller ve klorlu bileşiklerdir.<br />

Düşük su aktivitesi ve yüksek sıcaklık<br />

koşulları altında ısıtma, kloropropanol<br />

türevlerinin oluşumunu<br />

hızlandırıyor.<br />

<strong>13</strong>


Gıda kaynaklı pek çok hastalık aslında tüketicinin dikkatsiz davranması sonucu ortaya çıkıyor, bu tür hastalıklar<br />

çoğunlukla da hafif atlatıldığından düzenli bir şekilde kayıt altına alınamıyor. Campylobacter türlerine<br />

ait bakteriler İngiltere’de gıda kaynaklı hastalıklara yol açan başlıca etmenlerdendir. İshal ve yangıya neden<br />

olan hastalığa kümes hayvanı etlerinin uygunsuz koşullarda işlenmesi ve saklanması neden oluyor. E. coli<br />

bakterisi bağırsağın normal mikrobiyal ortamının bir parçası, ancak bazı suşları ölümle sonuçlanabilen çok<br />

ciddi gıda zehirlenmelerine yol açan toksinler salgılıyor. Hastalık yıkanmamış sebzelerin ya da kontamine<br />

olmuş etlerin tüketilmesi sonucu oluşuyor [1]. Ülkemizde Gıda Güvenliği Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın<br />

sorumluluğunda, Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü (KKGM) gıda ve yem güvenliği, su ürünleri, veterinerlik<br />

ve bitki sağlığı alanında yetkili birim olarak görev yapıyor. (Alo 174)<br />

Son olarak günümüzde çoğu sektörde olduğu<br />

gibi gıda sektöründe de illegal oyunlar<br />

oynanmaktadır. Gıdanın imalatında maliyeti<br />

düşürmek için kullanılan gerek insan sağlığına<br />

gerekse çevre için zararlı maddelerin kullanımı<br />

konusunda dikkatli olmalı, gerekirse araştırma<br />

yapmalı ve insanları uyarmalıyız.<br />

14<br />

Her zaman dediğim gibi kısa vadeli kazançlar<br />

uğruna hiçbir canlının hayatı hiçe sayılmaması<br />

gerekmektedir. Bu konuda üzerimize düşen<br />

görevi yapmalıyız. Unutmamalıyız ki canları yakarken canımız da yanabilir. Mesleki ve vicdani olarak<br />

böyle bir sorumluluğumuzun olduğu kanısındayım. İnsanları bilinçlendirmeliyiz. Özellikle kola<br />

konusunda. Çünkü gıda öyle bir şey ki hata veya hileyi affetmez. Yaptığınız sahtekarlık ya da hata hiç<br />

ummadığınız bir anda, ummadığınız yerden sizin ve en yakınlarınızın yakasına yapışabilir. Bir sonraki<br />

yazılarımda kısmet olursa gıda sektörüne yönelik daha kapsamlı ve ayrıntılı çalışmalarımı sizlerle paylaşacağım.<br />

Bu arada bir süre ayrı kalacağız ağustos celbinde askere gidiyorum. Belki de siz bu yazımı okurken<br />

ben şanlı ordumuzun bir üyesi olarak vatani hizmete başlamışımdır. Yazılarımızı takip eden tüm dostlarımıza<br />

iş, eğitim ve sosyal hayatlarında başarılar diliyorum. Yediğinize içtiğinize dikkat edin.<br />

Sağlıcakla kalın!<br />

Kaynaklar :<br />

[1]. TÜBİTAK BİLİM VE TEKNİK DERGİSİ- sayı 524, Temmuz 2011.<br />

http://mateder.org.tr/wp-content/uploads/215.jpg<br />

http://idealteknikkontrol.com/yonetimsistemleri/image/g%C4%B1da%20g%C3%BCvenli%C4%9Fi1.jpg<br />

http://gidaguvenligi.ankara.edu.tr/wp-content/blogs.dir/43/files/gidaguvenligi/gda-gu_1.jpg


Ismail BAYRAKTAR<br />

ismbyrktr@gmail.com<br />

“AKILLI<br />

NANOTEKSTIL”<br />

Yüksek<br />

<strong>Kimya</strong>ger<br />

(Mezun)<br />

Yılda ancak birkaç kez yağmur yüzü gören Afrika çöllerinde yaşayan bir böceğin hayatta<br />

kalmak için su ihtiyacını nasıl giderdiğini biliyor musunuz? Ya nilüfer çiçeğini yapraklarının<br />

nasıl her zaman temiz kaldığını? Yağmur yağdığında sileceklere ihtiyacı olmayan<br />

otomobilleri, hiç buğu tutmayan banyo aynalarını, kalp damarlarına takılan ve hiç tıkanmayan<br />

stentleri, kendi kendini temizleyen bina cephelerini duydunuz mu?[1]<br />

Nano yüzeyden, Nano “Akıllı Malzemeye”<br />

15<br />

Şekil 1 : Çöl böceğinin su toplama mekanizması<br />

Şekillerde verilen örnekler bilim adamlarına ilham<br />

kaynağı olmuştur. İleri teknoloji sayesinde Stenocara<br />

böceğinin sırtında toplamayı başardığı su, hidrofobik<br />

malzeme üretilmesine olanak sağlamıştır.<br />

Tekstil malzemesi ile sıvılar arasındaki temas yüzeyleri<br />

değiştirilerek tekstil malzemesinin hidrofilik<br />

veya hidrofobik özellik göstermesi sağlanır.<br />

Nilüfer çiçeğinden esinlenerek kendi kendini<br />

temizleyen hidrofobik malzemeler üretilmiştir.<br />

Bu amaçla;<br />

• UV koruma<br />

• Su, yağ ve kir itici<br />

• Antimikrobiyal<br />

• Biyokatalizör/ biyo uyumlu<br />

• Antistatik özellik kazanma,<br />

• Aşınmaya direnç gibi malzemeler<br />

örneklendirilebilir.<br />

Şekil 2 : Laboratuvar örneği


Nano Malzeme<br />

Tekstil ürünleri, onlara değişik özellik kazandıran nanoteknoloji sayesinde çok fonksiyonlu hale gelmektedir;<br />

örnek olarak nanoteknolojiyle su itici, anti bakteriyel, antifungusid olabilir, ısı yalıtımı ve mekanik<br />

rezilyans performansları geliştirilebilir, kamuflaj sensör olarak kullanılabilir.<br />

Ancak tekstil malzemelerine bitim işlemi sırasında nanotaneciklerin kalıcılığının çok düşük olduğu ve<br />

kullanımı sırasında sıkıntılara yol açtığı görülmüştür. Taneciklerin polimer matrisine immobilize (hapsedilerek)<br />

edilerek nanokompozit formunda tekstil malzemeleri üretmeye başlamıştır.<br />

Yakın bir gelecekte, giydiğimiz tişört üzerindeki nano sensörler, kalp atışlarımızı, vücut ısımızı ve kan<br />

şekerimizi düzenli olarak kontrol edecektir. İstenmeyen bir durum olduğunda da, bizleri ya da kablosuz<br />

bir hatla doktorumuzu haberdar edebilecektir[2].<br />

Nano Tekstil<br />

Nanoteknoloji, yeni bir teknoloji devrimi olarak algılanmaktadır. Bu teknolojinin, 2025 yılına kadar<br />

gelişme sürecini tamamlayıp, hayatın her alanına gireceği tahmin edilmektedir. Tekstil de kullanılan<br />

malzemelere, nanometre boyutlarında farklı özellikler kazandırılması, çok önemli gelişmelere yol açacaktır.<br />

16<br />

Şekil 3 :<br />

Teknolojinin<br />

gelişim<br />

evresi [3]<br />

Tekstil endüstrisi, nanoteknoloji devrimiyle birlikte yeni bir döneme girmektedir. Nano malzemeler kullanılarak,<br />

daha önce hayal bile edemediğimiz, çok çeşitli fonksiyonlara sahip kumaşlar elde edilmektedir.<br />

Kendiliğinden aydınlatma<br />

özelliğine sahip kumaşlar. Mavi ışık<br />

yayan masa.<br />

Gümüş nanopartiküllerin<br />

SEM görüntüsü


Esnek ve yıkanabilen nano sensörlerin ve aygıtların, kumaş içerisine aktarılmasıyla, kullandığımız elbiselerimiz,<br />

yeni boyutlar kazanacaktır. Elbise artık görecek, duyacak, hissedecek, komut verecek ve enerji üretecek<br />

hale gelecektir.<br />

Tekstil ürünleri, üzerinde mikroorganizmaların, üreyebilecekleri ve uzun süre yaşamlarını sürdürebilecekleri<br />

ürünlerdir. Mikroorganizmalar, tekstil ürünlerinde, biyoparçalanma, renk değişimi, lekelenme gibi pek çok<br />

soruna da yol açmaktadırlar. Bu sorunu ortadan kaldırmak için tekstil malzemelerinde kullanılmak üzere<br />

birçok anti-bakteriyel ajan geliştirilmiştir. Bu amaçla kullanılabilecek geçiş metallerinin büyük bölümü zehirli<br />

olduğundan, gümüş iyonu (Ag + ) ve titanyum dioksit (TiO 2<br />

), önemli antimikrobiyaller olarak öne çıkmaktadırlar[4].<br />

Tekstil ve hazır giyim ürünlerinde su geçirmezlik, leke tutmazlık, buruşmazlık, antimikrobiyal, UV-ışınlarından<br />

koruma, yanmaz, güç tutuşur, daha iyi boyanabilir, gibi özellikler kazandıran nanoteknoloji tabanlı<br />

ürünler geliştirilmiş ve kullanımı yaygınlaşmıştır. Bunların dışında askeri amaçlı akıllı elbise, ısı, ışık, basınç<br />

ve kimyasal etkilere karşı renk değiştiren, nabız, sıcaklık, tansiyon gibi vücut fonksiyonlarını kontrol ederek<br />

kullanıcıyı uyaran tasarımlarda çalışmalar sürmektedir[5].<br />

Akıllı üniforma<br />

askerin durumunu<br />

merkeze bildiriyor.<br />

17<br />

Kendi kendini temizleyen<br />

süperhidrofob yüzeyler


Sonuç olarak, Nanoteknoloji ile daha sağlıklı bir yaşam bizi bekliyor gibi! İşin aslını sorarsanız daha çok<br />

sürprizler bizi bekliyor desek yanlış olmaz. Kimileri karşı çıksa da kimilerine göre gereksiz olduğunu<br />

savunsa da gerçek şu ki nanoteknoloji birçok alanda etkin çözümler sağlıyor. Nanoteknolojinin süksesini<br />

azaltacak yeni bir devrim çıkar mı, insanlar bu sevdadan vazgeçer mi bilinmez ama uzun bir süre hız<br />

kesmeden yoluna devam edeceği bir gerçek…<br />

Kaynaklar :<br />

Bilim ve Teknik <strong>Dergisi</strong> 2007.<br />

Güneşoğlu, C., Nanoteknoloji ve Tekstil Sektöründeki Uygulamaları.<br />

Merill Lynch, 2001.<br />

Yardımcı, A., 2012. Ekonomik Forum Notları<br />

Yılgör, İ., 2006. Ulusal Nanoteknoloji Araştıma Merkezi (UNAM)<br />

18


Aybike KURTULDU<br />

aybikekurtuldu@hotmail.com<br />

TEMEL<br />

ELEMENT<br />

HİDROJEN<br />

<strong>Kimya</strong>ger<br />

(Ögrenci)<br />

Eğer Tanrı Dünya’ yı bir söz ile yaratmış olsaydı, bu söz ‘hidrojen’ olurdu.<br />

Harlow Shapley<br />

Günümüz modern bilimine göre, içinde bulunduğumuz<br />

evren yaklaşık 15 milyar yıl önce sonsuz<br />

bir yoğunluk ve sonsuz bir sıcaklık noktasından<br />

başladı. Bu nokta zamanında başlangıcıydı, bu<br />

nokta uzayın orijini idi. O andan beri söz konusu<br />

orijin, var olan evreni sınırlarına ulaşacak şekilde<br />

her yöne doğru genişlemekte. Evren bu genişlemesini<br />

sürdürürken kozmik saatin tık tıkları sürmekte<br />

ve sıcaklık giderek düşmekte, Büyük Patlama<br />

dan 0,01 saniye sonra sıcaklık 100.000 Kelvin<br />

derece; 0,12 saniye sonra 30.000 milyon Kelvin<br />

derece; 1,10 saniye sonra 10.000 milyon Kelvin<br />

derece; <strong>13</strong>,83 saniye sonra 3.000 milyon Kelvin<br />

derece... Evren toplam dört dakika yaşlandığında,<br />

o andan sonra gerekli olacak bütün temel malzemeler<br />

hazırlanmış ve bu malzemelerin birbiriyle<br />

ilişki kurmada yararlanacakları temel formlar<br />

ortaya çıkmıştır. Sahne daha sonra gelecek her şey<br />

için hazırdı.<br />

Hidrojen atomların en basitidir. Evrende bulunduğu<br />

normal formunda hidrojen bir elektron<br />

ve bir proton barındırır; daha ender rastlanan<br />

ve ağır hidrojen atomu adı verilen formundaysa<br />

üç parçacık bulunur: bir elektron, bir proton ve<br />

Hidrojen’ in hikayesi etrafta onu<br />

fark edecek hiç kimse olmadan<br />

önce başlar. Dünya ve ilişkili<br />

olduğu gezegenlerin ortaya çıkışından<br />

çok önce, daha güneş ve hatta samanyolu<br />

galaksisi bile yokken; oksijen,<br />

sodyum, demir ve altın gibi diğer<br />

kimyasal elementler dahi henüz ortaya<br />

çıkmamışken hidrojen atomu çoktan<br />

ortaya çıkmıştır.<br />

bir de nötron. Oysa en basit molekül olan suda<br />

yirmi sekiz parçacık mevcuttur. On elektron, on<br />

proton ve sekiz nötron. Hidrojen ve döteryum<br />

ile karşılaştırıldığında, su molekülü oldukça<br />

karmaşıktır. İşte hidrojenin bu basit yapısıdır ki,<br />

evrenimizin 15 milyar yıllık hikayesinde onun<br />

en etken element olmasını sağlar. Evrenimizin<br />

başlangıcında yaklaşık 300.000 yıl sonra sıcaklık<br />

yaklaşık 3.000 dereceye düşmüş ve hidrojenle<br />

döteryum atomları karakteristik formlarını<br />

almışlardır.<br />

Bugün, hidrojen ve helyum atomlarının ilk oluşmaya<br />

başlamasından 15 milyar yıl sonra, iki<br />

element hala kozmosta en bol bulunan elementler<br />

olmayı sürdürüyor; hidrojen %90 helyum %9<br />

oranında.<br />

Peki, hidrojen ve helyum atomları için gerekli<br />

malzemeler -elektronlar, protonlar ve nötronlarevrenin<br />

ilk evrelerinden itibaren ortamda bulundukları<br />

halde, atomların ortaya çıkması için neden<br />

300.000 yıl gibi bir sure geçmesi gerekti?<br />

19


Evren dört dakika yaşlanmadan önce döteron oluşumu gerçekleşmedi.<br />

20<br />

Nükleer sentezin başlangıç aşaması evrenin dört<br />

dakika yaşlanmasıyla tamamlanmıştır. Helyum<br />

atomlarının çekirdeklerinden daha ağır olan<br />

çekirdekler -berilyum,<br />

bor<br />

ve karbon atomlarının<br />

çekirdekleri gibi - şekillenmemişti.<br />

Çünkü bu<br />

ağır çekirdekler helyum<br />

çekirdeğinin özündeki<br />

kararlılık nedeniyle başka<br />

formlarda oluşumlarını<br />

tamamlayamıyorlardı.<br />

Evrenin başlangıcından<br />

dört dakika sonra gelinen<br />

noktada hala bütün özgür<br />

nötronlar ya helyum çekirdeği<br />

ya da ağır hidrojen<br />

çekirdeği olacak şekilde<br />

kendilerini kurtarabiliyorlardı.<br />

Bugün evrende bulunan<br />

ağır hidrojenin tamamı,<br />

kozmos zamanının ilk dakikalarında<br />

oluştu. Ontario' daki Sudbury<br />

Nötruno Gözlemevi'ndeki havuza doldurulan bin<br />

ton ağır su, güneşten gelen nötrinoları saptamak<br />

için kullanılıyor. Her bir molekülünde bir oksijen<br />

atomu, bir hidrojen atomu ve bir de döteryum<br />

atomu bulunan bu ağır suyun burada topladığı<br />

döteryum, evrenin oluşumundan sonraki<br />

dördüncü dakikada oluşan döteryumdur. İçinde<br />

ağır su bulunan bir tüpü elinizde tuttuğunuzda,<br />

Peki Hidrojen atomuna bu ismi kim verdi ve ilk olarak onu kim keşfetti?<br />

Paracelsus on altıncı yüzyılın<br />

başlarında asitlerin metalle<br />

temas etmesi sonucunda açığa<br />

yakıcı bir gaz çıktığını fark etmiş<br />

ve bilmeden hidrojen gazını gözlemleyen<br />

ilk kişi olmuştur.<br />

1671 yılında Robert Boyle ilk kez<br />

olarak Hidrojenin özelliklerini<br />

tarif etmişti. Hidrojenin ayrıştırılarak<br />

karakterize edilmesi<br />

başarısı da 1776 yılında hidrojenin<br />

yoğunluğunu hesaplamayı<br />

başaran Henry Cavendish’e atfedilmiştir.<br />

8 Mayıs 1794’te başı<br />

giyotinle kesilen Fransız bilim<br />

adamı Antoine Laurent Lavoisier<br />

hidrojene ismini veren kişi<br />

Büyük<br />

Patlama'nın ilk dakikalarında<br />

ortaya çıkmış ve<br />

öylece kalmış olan ilkel<br />

atomları tutuyorsunuzdur<br />

aslında.<br />

Büyük patlamadan sonra<br />

473 milyon kere milyar<br />

saniyeye karşılık gelen<br />

günümüzde evren, mutlak<br />

sıfırdan üç derece yukarıda<br />

bir sıcaklığa kadar düşmüş<br />

bulunuyor. Böylece soğumuş<br />

çevre koşullarında, gözlemlenebilen<br />

evren içerisinde<br />

birbirinden alabildiğine uzak<br />

konumlanmış galaktik sistemler<br />

bulunuyor. Her bir galaktik<br />

içerisinde yıldızlar ve kozmik<br />

toz bulutları barındırıyor. Ve<br />

bütün bu galaksilerin içindeki<br />

yıldızlar ve kozmik toz bulutları<br />

da bünyelerinde yüzde 90<br />

hidrojen ve yüzde 9 helyum<br />

atomu ihtiva ediyor.<br />

Güneş tipik bir yıldızdır. Güneşin ihtiva ettiği<br />

kompozisyonda aynı kozmik bolluğu yansıtıyor:<br />

güneşi oluşturan atomlarında yüzde 90’ı hidrojendir.<br />

Ve hidrojen füzyonu güneşin yegane<br />

yakıtıdır. Güneşten 92 milyon mil uzaklıktaki<br />

Dünya ise, işte bu yaşam kaynağı sıcaklıkla<br />

ısınıyor.<br />

olarak tarihe geçmiş.<br />

Prout 1811’in haziran ayında<br />

Edinburgh üniversitesinden<br />

tıp derecesini aldığında zamanın<br />

kimyagerleri atom fikriyle<br />

flört etmekteydi. Hiçbiri atomu<br />

görmüş değildi, hiçbiri bir<br />

atomun doğasını bilmiyordu ve<br />

zamanın ünlü bilim insanları<br />

atom fikrini topyekûn reddediyorlardı.<br />

Fakat kimyagerler şunu<br />

görüyordu belirli bir madde<br />

sabit özellikler ihtiva ediyorsa<br />

o özellikler söz konusu maddeyi<br />

tanımlamalıydı. Böylesine<br />

tutarlı nitelikteki maddeler<br />

kimyasal elementlerdi. Elementleri<br />

birbirinden ayıran bu<br />

belirgin özelliklerin temelinde<br />

atomların olup olmadığı meselesiyle<br />

çözülmemiş bir konu<br />

olarak kalmıştı. Böylesine tutarlı<br />

nitelikteki maddeler kimyasal<br />

elementlerdi. On dokuzuncu<br />

yüzyılın başlarında Dalton atom<br />

temelli felsefesini atom ile ilgili<br />

deneylere dönüştürdü. Sonunda<br />

maddenin atomik yapısı üzerine<br />

maddenin atomik yapısı<br />

üzerinde güvenilir bir teoriyi<br />

destekleyen güçlü bir düşünce<br />

yarattı.


Dalton’un çağdaşı Prout da deneysel kimyagerlerden<br />

biriydi. O zaman henüz kimyasal elementlerin<br />

periyodik tablosu yoktu ve birçok elementte henüz<br />

bilinmiyordu. Ancak kırk kadar element biliniyordu.<br />

Bu element sonuçlarını tabloda ifade ettiğinde<br />

Prout düşüncesini ilk olarak toplam kırk iki elemente<br />

uygulamıştır.<br />

Her bir kimyasal elemente ait atomlar ağırlıklarına<br />

göre karakterize edilmişlerdi; belli bir elementin<br />

bütün atomları aynı ağırlıktaydı ama farklı elementlerin<br />

atomlarının ağırlıkları başka başkaydı.<br />

Örneğin oksijen atomları azot atomlarından daha<br />

ağırdı. Bütün atomların en basiti olan hidrojen atomu<br />

ise en hafif atomdur. Prout, eğer hidrojen temel<br />

yapı taşı olarak alınırsa, bütün elementlerin atomlarının<br />

hidrojen atomunun tam katları kadar ağırlığa<br />

sahip olması gerektiğini düşündü ve bu tezi ispatlamak<br />

üzere çalışmaya başladı.<br />

Atomları yapılandırırken kullanılan asıl ham maddenin ne olduğu<br />

yönündeki ilk ipucu, J.J. Thomson’un 1897’de elektronu keşfetmesiyle<br />

geldi. Bundan dört yıl sonra Ernest Rutherford atom çekirdeğini<br />

keşfetti. Rutherford‘un atomların negatif elektrik yüklü protonlar<br />

tarafından oluştuğu yönündeki 1911 tarihli bulguları kısa sürede<br />

büyük bir kabul gördü ve ardından süratle yeni keşifler geldi.<br />

Thomson’un elektronu keşfetmesinden bir yıl önce Antoine Henri<br />

Becquerel radyoaktiviteyi keşfetti. Böylece atomun bölünmezlik tezi<br />

çürütülmüş oldu. Bundan sonraki süreçlerde ise atomun parçalanmasından<br />

oluşan ürünler analiz edildi ve 1910 yılında radyoaktif<br />

atomun ortaya çıkardığı “yavru” atomlar bulundu. Bunlar<br />

bazen “anne atom” ile kimyasal olarak aynı ancak atom ağırlığı<br />

bakımından farklıydı. Böyle atomlar -kimyasal davranışı aynı ama<br />

fiziksel karakteri onu üreten atomdan farklı- yani izotop olarak adlandırılır.<br />

Asıl soru radyoaktif olmayan atomlar da farklı izotoplar<br />

halinde olabiliyorlar mıydı? Francis William Aston ilk hassas kütle<br />

spektrofgrafını inşa etti ve 1920 yılında kararlı bir element olan<br />

neonun 20 ve 22 atomik kütleli iki ayrı izotopu olduğunu gösterdi.<br />

Aston tekniğiyle ilave elementler incelendiğinde, ağır elementlerin<br />

atom ağırlıklarının hidrojenin atom ağırlığının tam katları olmadıkları<br />

anlaşıldı.<br />

1815 yılında hidrojenin basitliği onu deneysel madde teorisinin en<br />

görünen temel taşı haline getirmişti; yine de hidrojen fikir üretiminde<br />

ve fikirlerin dışavurumundaki ayrıntıları açıklamakta üstün<br />

özellikler göstermiştir. Madde dünyasının yapısında daha fazla<br />

bölünemeyen temel bir şey var mı? Bu soru ebediyen çekiciliğini<br />

koruyacak bir sorudur. Thales‘in su konusunda yaptığı saptama<br />

yanlıştı; Heraklit’in cevabı olan ateşte yanlıştı. Antik dünyanın dört<br />

elementinin yetersizliği ispatlanmıştı. Prout’ un hidrojeni, onlarca<br />

yıl ortaya çıkan kanıtlarla cevap olmaktan çıktı. Elektron ve proton<br />

bir süreliğine maddenin kutsal kasesi muamelesi gördü ama<br />

yakından incelendiğinde proton giderek kendisine atfedilen ayrıcalıklı<br />

statüyü kaybetmişti.<br />

Kaynaklar :<br />

Antoine Lavoisier<br />

Henry Cavendish<br />

21<br />

Yukarıdaki yazıda John S. RIGDEN tarafından yazılan Hidrojen, Temel Element adlı kitaptan özet<br />

yapılmıştır.<br />

http://www.askipedia.com/wp-content/uploads/2012/06/hydrogen.jpg<br />

http://www.chemicool.com/images/hydrogen-symbol.png<br />

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/7/7e/Antoine-Laurent_Lavoisier_%28by_Louis_Jean_<br />

Desire_Delaistre%29.jpg<br />

http://en.wikipedia.org/wiki/Henry_Cavendish#mediaviewer/File:Cavendish_Henry_signature.jpg


Yavuz Selim KART<br />

kim_muhselim@hotmail.com<br />

MERCK INDEX<br />

PROGRAMI<br />

<strong>Kimya</strong><br />

Mühendisi<br />

(Mezun)<br />

Merhabalar Sevgili Okuyucularımız.<br />

Bu ay yine farklı bir konu ile karşınızdayım. Her ay değişik ve ilgi çekici konular ile karşınıza çıkmaya<br />

gayret ediyorum. Bu ay size farklı bir program anlatacağım. Önceki sayılarda Excel olsun, Aspen Plus<br />

olsun, Chemcad olsun vb. birçok uygulama üzerine açıklayıcı yazılar yazdım. Bu seferde öyle olacak.<br />

Anlatacağım şeyin hem program hem kitap ve bir de web üzerinden erişim şekli mevcuttur. Ben bilgisayar<br />

programı olan halini anlatacağım. Umarım beğenirsiniz.<br />

22<br />

Merck Index, 120 yılı aşkın bir süredir kimyasallar, ilaçlar ve biyolojikler üzerine yapılan çalışmaları içeren<br />

en kapsamlı ve en güvenilir kaynak olarak kabul edilmektedir. <strong>Kimya</strong>cılar, biyokimyacılar, eczacılar,<br />

farmokologlar, toksikologlar, tıp araştırmacıları, öğrenciler, öğretmenler, akademik kütüphaneler, akademik<br />

araştırmacılar, bilgi uzmanları ve devlet kurumları tarafından kullanılmaktadır. Kullanıcılar farklı<br />

birçok tarama özelliğini ve alanını kullanarak basit araştırmalar yapabilir, kapsamlı multiparametreli<br />

taramalar oluşturabilir ya da kimyasal yapı aramaları gerçekleştirebilirler.<br />

Merck Index otorite içeriklere kolay ve hızlı bir şekilde erişim imkanı vermektedir.<br />

• Madde monografları<br />

• İsimler, eşanlamları ve ticari adları<br />

• <strong>Kimya</strong>sal yapılar<br />

• Fiziksel özellikler (ör. erime – kaynama noktaları, yoğunluk)<br />

• Uygulamalar ve kullanım<br />

• Biyoaktivite verisi<br />

• Kaynakçalar<br />

• 500’ den fazla tanımlı organik reaksiyon<br />

• Referans tabloları<br />

Bunlara erişim sağlattıran oldukça güzel bir programdır. Programımızı şimdi başlatalım. İnceleme<br />

aşamasına geçelim.<br />

Resim 1 :<br />

Programı başlatınca ilk<br />

açılan ekran


Burada ne yapacağız?<br />

6 tane seçenek mevcut. İlk 3 tanesi bizim programımızın temel kısımları. Diğer 3 tanesi ise klasik oku<br />

beni yazısı, teknik destek kısmı ve dokümantasyon olarak sıralayabiliriz. Teknik destek kısmına tıklayarak<br />

programın kullanımı hakkında ekstra yardım alabilirsiniz. Ben burada sadece bir kısım anlatacağım o da<br />

Compound Search kısmı.<br />

Şimdi bu kısma tıklıyoruz. Karşımıza şöyle bir şey açılıyor.<br />

Resim 2 :<br />

Compound Search<br />

kısmı<br />

Görüldüğü üzere karşımıza bir ekran çıktı ve burada bir bileşiğin bilgisi otomatik olarak bize geldi. İlk<br />

sırada bu olduğu için otomatik olarak karşımıza geliyor. Peki arama işlemini burada nasıl yapacağız.<br />

Resimde görüldüğü üzere Search Monographs kısmına tıklıyoruz ve karşımıza şu ekran çıkıyor.<br />

23<br />

Resim 3 :<br />

Search Monographs kısmı


Resim 3 üzerinde arama yapılan kısımlarda hangi isimlere türlere göre arama yapılabileceğinizi açıkladım.<br />

Bu kısımlar üzerinden aramalar yaparak istediğimiz birleşiği bulabiliyoruz. Örnek olarak ben propileni<br />

arattım. Propylene olarak girdim ismini. Dikkat edeceğiniz kısım isimleri Türkçe olarak girmeyeceğiniz.<br />

İsimlerin İngilizce adlarını girerek arama yapacağınız. Arama yaptıktan sonra çıkan ekrana bakalım.<br />

24<br />

Resim 4 :<br />

Propylene ismi ile arama yapılınca<br />

çıkan sonuç


Burada birleşimiz hakkında birçok bilgi mevcut. Tek tek hepsinin içeriğini anlatmayacağım. Zaten resimde<br />

oldukça açıklayıcı gösteriyor. Yoğunluk olsun, açık formülü olsun, uyarılar olsun, donma ve kaynama noktası<br />

olsun vb. böyle bilgiler veriliyor.<br />

Anlatacaklarım bu kadar. Bunun size ne fayda sağlayacağına gelince. Okuyanlar için, proje yapanlar için,<br />

laboratuvar ortamında çalışanlar için bazı değerleri bulmaya gelince internet aramaları sıkıntı ve zaman<br />

kaybı oluyor. Böyle bir program satın alarak istediğiniz değerlere ulaşabilirsiniz. Araştırma yapanlar için<br />

kolaylık sağlayacağını düşünüyorum. Kullananlar aranızda olmuştur. Kullanmayanlar içinde güzel bir<br />

deneyim olur düşüncesindeyim. Programı nasıl edineceğinize gelince ise satın alabilirsiniz ya da web uygulamalarından<br />

bakabilirsiniz. https://www.rsc.org/Merck-Index/ sitesine girip incelemelerde bulunabilirsiniz.<br />

Lakin web uygulamalarında özellikler ve bilgiler sınırlı sayıda. Ücret vererek ileri seviye özelliklere<br />

web ortamında sahip olabilirsiniz. Kitabım olsun diyorsanız, kitabını da satıyorlar. Gerekli incelemeleri<br />

yaparak yurt dışından sipariş verip alabilirsiniz. Umarım faydalı olmuştur.<br />

Kaynaklar :<br />

http://www2.istanbul.edu.tr/?p=22683<br />

25


ELEMENT<br />

TANIYALIM<br />

Hidrojen<br />

26<br />

Simgesi:<br />

H<br />

Grubu:<br />

1A<br />

Atom numarası: 1<br />

Bağıl atom kütlesi: 1,00794<br />

Oda sıcaklığında: Gaz<br />

Erime noktası: -258,975°C<br />

Kaynama noktası: -252,732°C<br />

Yoğunluğu:<br />

0,0899 g/L<br />

Keşfi:<br />

1766 - Henry Cavendish<br />

Atom çapı:<br />

0,79 Å<br />

Elektronegatifliği: 2,2<br />

Elektron dizilimi: 1s1<br />

Yükseltgenme basamağı (sayısı): 1<br />

Hidrojen (Yunanca: ὑδρογόνο ( İdrogono = su yapan); Osmanlıca müvellidülmâ = su yapan), element<br />

sembolü H olan, 1 atom sayılı ametaldir. Standart sıcaklık ve basınç altında renksiz, kokusuz, metalik olmayan,<br />

tatsız, oldukça yanıcı ve H 2<br />

olarak bulunan bir biatomik gazdır. 1.00794 g/mol'lük atomik kütlesi<br />

ile tüm elementler arasında en hafif elementtir. Periyodik cetvelde sol üst köşede yer alır.<br />

Hidrojen, evrenin kütlesinin %75'ni oluşturan ve evrende en çok bulunan elementtir. Ana hatta bulunan<br />

yıldızların çoğunluğu plazma halinde olan hidrojenden oluşur. Elementel hidrojen dünyada az bulunur.<br />

Endüstride metan gibi hidrokarbonlardan üretilebildiği gibi, pahalı olsa da suyun elektrolizinden de<br />

üretilebilir.<br />

Hidrojenin Elde Edilmesi<br />

Hidrojen gazını yapay olarak ilk defa T. Von Hohenheim (ayrıca Paracelsus, 1493 - 1521, olarak da bilinir)<br />

tarafından güçlü asitlerle metalleri karıştırılarak elde edilmiştir. Bu kimyasal reaksiyon sonucu elde<br />

edilen bu yanıcı gazın yeni bir element olduğunun farkına varamamıştır. 1671 yılında hidrojen Robert<br />

Boyle tarafından demir çubuk ve seyreltik asit çözeltilerinin reaksiyonu sonucu üretilerek yeniden<br />

keşfedilmiştir. 1766 yılında Henry Cavendish metal asit reaksiyonuyla elde edilen, havada yanan, yandığı<br />

zaman su açığa çıkaran hidrojenin ayrı bir element olduğunun farkına varmıştır. Cavendish'in hidrojenle<br />

tanışması cıva ve asitlerle yaptığı deneyler zamanında olmuştur. Başlangıçta hidrojenin cıvayı oluşturan<br />

birimlerden biri olduğunu, cıvanın asitle reaksiyonundan ortaya çıktığını düşünmüş, buna rağmen hidrojenin<br />

pek çok önemli özelliğini gerçekci şekilde tasvir edebilmiştir. 1783'te Antoine Lavoiser,Laplace<br />

ile Cavendish'in bulduklarını tekrarlarken, yandığı zaman su üreten bu gaza hidrojen adını vermiştir.<br />

Hidrojenin ilk kullanım yerlerinden biri balonlar ve daha sonraları zeplinlerdir. Bu amaçlar için hidrojen<br />

metalik demir ve sülfürik asidin reaksiyona girmesiyle elde edilmiştir. Hidrojen Hindenburg adlı, havada<br />

yanarak yok olan zeplinde kullanılmıştır. Balonlarda daha sonraları oldukça patlayıcı olan hidrojenin<br />

yerine inert helyum kullanılmıştır.<br />

Kullanım Alanları<br />

Ticari gübrelere azot bağlanmasında, katı ve sıvı yağların doyurulma işleminde (hidrojenasyon), metanol,<br />

amonyak ve hidroklorik asit gibi bileşiklerin eldesinde kullanılır. Kaynak yapımında, hidrojen<br />

balonlarını şişirmede ve petrolün işlenmesinde kullanılmasının yanında, şimdilik daha çok roketlerde<br />

olmak üzere yakıt olarak da kullanılır. "Hidrojen Yakıt Gözeleri", hidrojen gazından elektrik enerjisi eldesi<br />

için geliştirilmekte olan bir teknolojidir. Çevre dostu hidrojen, doğal gaz ve benzine alternatif olarak<br />

kabul edilmesinin yanında, kimyasal işlemlerde, metalürjide ve rafinerilerde de kullanılabilecek niteliktedir.<br />

Döteryum ve trityum izotopları da, nükleer fisyon ve füzyon işlemlerinde kullanılmaktadır.


SÖZLÜK<br />

Ingilizce-Türkçe<br />

Overflow Pipe<br />

Overheated<br />

Oxoanion<br />

Silt<br />

Photon<br />

Matte<br />

Mebrane<br />

Material Balance<br />

İndustrial Area<br />

İncoming<br />

Boiler<br />

Biomaterials<br />

Chemical Potential<br />

Chemical Plant<br />

Chimney Effect<br />

Chemometry<br />

Combustion<br />

Deuterium<br />

Deviation<br />

Electron Donor<br />

Feed Water<br />

Factory<br />

Gas Electrode<br />

Taşma Borusu<br />

Aşırı Isınmış<br />

Oksijen İçeren Anyon<br />

Çamur<br />

Foton,Işılcık<br />

Sülfürlü<br />

Zar<br />

Madde Denkliği<br />

Sanayi Alanı<br />

Gelen<br />

Buhar Kazanı<br />

Biyomalzemeler<br />

<strong>Kimya</strong>sal Potansiyel<br />

<strong>Kimya</strong> Fabrikası, <strong>Kimya</strong> Tesisi<br />

Baca Etkisi<br />

Kemometri<br />

Yanma<br />

Ağır Hidrojen, Döteryum<br />

Sapma<br />

Elektron Verici<br />

Besleme Suyu<br />

Fabrika<br />

Gaz Elektrodu<br />

27


HABERLER<br />

Yurttan <strong>Kimya</strong> Haberleri<br />

28<br />

KİMYA SEKTÖRÜ 9 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT YAPTI<br />

İstanbul Kimyevi Maddeler ve<br />

Mamülleri İhracatçıları Birliği’nden<br />

(İKMİB) yapılan açıklamaya göre;<br />

kimya sektörü 2014 yılının ilk altı<br />

ayını otomotiv ve tekstil sektörlerinin<br />

ardından üçüncülükle kapattı.<br />

Yıl sonuna kadar daha fazla ihracat<br />

yapılması planlanan sektör, bu<br />

dönemdeki ihracat yüzdesini % 4.41<br />

oranında arttırdı. İlk yarıda en fazla<br />

ihracat yapan ülkeler Irak, Almanya,<br />

Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya ve<br />

ABD oldular. Türkiye’de kimya ihracatı ise en çok İtalya’ya oldu. İtalya’ya olan ihracat 99 milyon dolara<br />

ulaştı.<br />

İtalya’nın ardından Malta, Almanya, Irak, Mısır, Umman ve İran sırayı takip ettiler. Ekonomik<br />

canlanmanın ardından kimyanın da bu dönemde ihracatından % 38 pay alması gözden kaçmadı.<br />

İKMİB Yönetim Kurulundan yapılan açıklamalarda ise altı aylık dönemde kimya sektörünün iyi bir<br />

performans sergilediği ve ikinci yarıda da çalışmalara hız kesmeden devam edeceği belirtildi.<br />

BİR SANİYEDE ÜRETİLİYOR BİN SENEDE TOPRAĞA KARIŞIYOR<br />

Neden bahsedeceğim gayet<br />

açık aslında, plastik... 1 saniye<br />

gibi kısa bir sürede üretilen<br />

fakat atıklarının toprağa<br />

karışması bin seneyi bulan<br />

plastikler çevre kirliliğinde<br />

büyük rol oynamaktadır.<br />

Bilinçsizce ve aşırı tüketim<br />

nedeniyle her yıl milyonlarca<br />

plastik malzeme doğaya<br />

salınıyor.<br />

Çevreye atılan bu plastik malzemeler hem çevreyi kirletip hem de deniz ürünlerine zarar<br />

vermekte. Bu zararının yanında Dünya petrolünün de % 8’i sadece plastik malzemelerin imalatında<br />

kullanılmakta. Aynı zamanda plastik malzemelerin hammaddesi petrol olduğundan, Dünya’daki petrol<br />

tüketiminde ve enerji kaynaklarının azalmasında büyük rolü olmaktadır.Bu nedenle plastik malzemelerin<br />

geri dönüşümünü sağlamak; hem daha az petrol tüketimine hem de daha az çevre kirliliği<br />

olmasını sağlayacaktır. Bir ton plastik malzemenin geri dönüşümünde yaklaşık 2 bin 500 litre petrol<br />

tasarrufu yapılabiliyor. Çevreye verdiği zarar ve kirliliğe gelince oldukça vahim olduğu söylenilebilir.<br />

Plastik malzemeleri avlandıkları canlı türleriyle karıştıran yüz binlerce deniz canlısı yok olmaktadır.<br />

Son olarak milyonlarca kuş yuttukları plastik malzemeler nedeniyle telef olmaktadır.<br />

Bu konuda bilinçlenip hem çevremizi hem de bu kirlilik nedeniyle zarar gören canlılarımızı<br />

korumakta bize düşen görev önemlidir. Geri dönüşüme daha fazla önem vermeli, verilmesini<br />

sağlamalıyız…


PLASTİKLERİN YENİ ÜRETİM YOLU “MİKROPLAR”<br />

Mikropları kullanarak bir şey üreteceğimizi hiç<br />

düşündünüzmü? Organik atıklarını kullanarak<br />

Avrupadaki bilim adamları mikroplardan plastik<br />

üretme ile ilgili bir çalışma başlatmıştır. Ayrıca<br />

Synpol adını verilen projede plastik fabrikanın<br />

çalışanları ise bakteriler olacaktır.<br />

Bakterilerin ürettiği granül halindeki<br />

biyoplastiği farklı kimyasal yöntemlerle açığa<br />

çıkardıklarını, Madrid Polimer Biyoteknoloji<br />

Araştırma Merkezi yetkilisi María Jiménez dile<br />

getirdi.<br />

Bu teknolojiyle ilgili İspanya ve isviçre<br />

nasıl kullanılacağına dair deneme merkezleri<br />

oluşturuldu. Hollanda’da ise benzer bir proje<br />

yosunlar üzerinde deneniyor. Dr. Lolke Sijtsma,<br />

yosunların güneş ışığı ve karbondioksit kullanarak biyoplastik üretimi için büyüm miktarda şeker üretebileceğini<br />

ifade etti. Pet şişelerin bu malzemeyle üretebileceği belirtildi.<br />

Petrol tüketmeden ve daha az karbondioksit salınımına imkan veren projelerin hayata geçirilebilmesi<br />

için daha fazla araştırma yapılması gerektiği ifade ediliyor.<br />

“VANTABLACK” EN “GİZEMLİ” SİYAH MADDE ÜRETİLMİŞTİR<br />

29<br />

İnanılmaz gibi ama gerçek. Saçınızın 10 bin kat daha ince olan, görsel ışığın neredeyse tamamını emen<br />

gizemli siyah madde İngiliz bilim adamları tarafından üretilmiştir.<br />

Karbon nanotüplerden üretilen bu ilginç madde, dünyaca ünlü giyim mağazası "Chanel"ın bu maddeden<br />

ürettiği elbiyesi giyen bir insanın sadece kafa ve ayaklarının görülebileceğini, gövdenin ise siyah bir<br />

boşluk gibi bir görüntü vereceğini belirtti.<br />

Vantablack maddesinin sıcağı bakırdan 7.5 kat daha etkili iletiyor ve çeliği çekme direncinin 10 katına<br />

sahiptir.<br />

Leeds Üniversitesi'nde renk bilimi ve teknolojisi Profesörü Stephan Wesland'a göre geleneksel siyah<br />

aslında ışığın bir rengiydi ve artık bilimadamları bunu dünyanın dışında bir yere taşıyor.


Dünyadan <strong>Kimya</strong> Haberleri<br />

30<br />

GÖZENEKLİ SİLİKON LİTYUM-İYON PİL PERFORMANSINI ARTIRIR<br />

Günlük hayatta kullandığımız laptoplar<br />

ve diğer elektrikli araçlardaki lityum-iyon<br />

pilleri sünger benzeri silikon malzeme<br />

yardımıyla tek şarjla daha uzun süre<br />

çalışabilir ve daha fazla enerji depolayabilirler.<br />

PNNL araştırmacıları, pil elektrotlarının<br />

birinde kullanılan grafit yerine,<br />

grafitten 10 kat daha fazla enerji depolama<br />

kapasitesine sahip gözenekli bir malzeme<br />

geliştirdi.<br />

Şarj edilebilir lityum-iyon pilleri,<br />

lityumdan yapılmış pozitif yüklü elektrot<br />

ve grafitten yapılmış negatif yüklü elektrot<br />

olarak iki elektrota sahiptir. Silikon<br />

elektrot ile lityum-iyon performansı, grafit<br />

elektrottan yaklaşık %30 daha fazla sürebilir.<br />

Eğer lityum-iyon pilleri PNNL’in silikon elektrotlarıyla kullanılırsa elektrikli araçlar tek şarjla <strong>13</strong>0<br />

km sürülebilir.<br />

PNNL araştırmacıları, gözenekli silikon ile daha büyük bir prototip pil geliştirmeyi planlıyorlar.<br />

Bu çalışma daha düzenli üretim süreci oluşturmayı içerecek ve yeni elektrot daha uygun maliyetle<br />

yapılabilecektir.<br />

GÜNEŞ PANELLERİ KARBONDİOKSİTTEN YAKIT İÇİN AYDINLATICI BİR YOL<br />

Araştırma, karbondioksit gibi atmosferik<br />

sera gazlarının seviyelerinin yükselmesinin<br />

neden olduğu küresel ısınmayı engellemek<br />

için üç alan içerir; alternatif enerji kaynaklarının<br />

geliştirilmesi, sera gazlarını yakalama<br />

ve depolama, fazla sera gazlarını başka<br />

bir amaçla kullanmak üzere değiştirmek…<br />

Andrew Bocarsly laboratuarındaki araştırmacılar,<br />

karbondioksiti potansiyel alternatif<br />

yakıt olarak bilinen formik asite<br />

dönüştürmek için etkili yöntem geliştirmek<br />

için Liquid Light şirketiyle iş birliği yaptı.<br />

Karbondioksit ve sudan formik asite<br />

dönüşüm, PSE&G Enerji Şirketi tarafından<br />

sağlanan bir güneş paneliyle güçlendirilmiş<br />

oldu. Bu süreç, sıvı taşıma kanalları içeren<br />

dikdörtgen boyutlu metal levhalardan oluşan elektrokimyasal hücre içinde gerçekleşti.<br />

Araştırma ekibi, üç elektrokimyasal hücreyi birlikte istifleyerek doğal fotosentez verimliliğinden<br />

daha fazla olan %2’lik enerji verimliliğine ulaşmayı başardı. Bu aynı zamanda bugüne kadar ki insan<br />

yapımı cihaz kullanılarak elde edilmiş en iyi enerji verimliliğidir.<br />

Bocarsly bunun atık karbondioksiti ve kolayca elde edilen işlenmiş parçaları kullanarak, yenilenebilir<br />

yakıt için umut verici bir yol olacağını belirtti.


UCUZA KARBON NANOTÜPLER KULLANARAK TEMİZ YANAN HİDROJEN YAKIT ÜRETİLEN<br />

TEKNOLOJİ<br />

Pahalı ve çevreye zararlı<br />

fosil yakıtların yerini alabilecek<br />

bir yakıt. Araştırmacılar,<br />

temiz yanan<br />

hidrojen yakıt yapmak<br />

için önemli derecede bir<br />

maliyet engeli olmayan<br />

bir teknoloji geliştirdi.<br />

Yeni teknoloji, hidrojen<br />

ve oksijeni ayırmak için<br />

su moleküllerini elektrik<br />

akımı kullanarak sözde<br />

elektroliz reaksiyonları<br />

için, maliyet açısından<br />

çok pahalı olan platin<br />

yerine yeni bir katalizör<br />

geliştirdiler. Rutgers<br />

teknoloji ayrıca çok daha<br />

verimli daha az pahalı<br />

katalizörler de geliştirdi.<br />

Rutgers araştırmacıları temiz yanan hidrojen yakıt yapmak için önemli bir maliyet engeli aşmak<br />

üzere bir teknoloji geliştirdiler. Bu yakıt pahalı ve çevreye zararlı fosil yakıtların yerini alabilecek bir<br />

yakıttır.<br />

Karbon nanotüpler dayalı olan bu yeni teknoloji ticari açıdan, sudan hidrojen üretimi vaat<br />

ediyor.<br />

Yeni teknoloji, hidrojen ve oksijeni ayırmak için su moleküllerini elektrik akımı kullanımını<br />

elektroliz reaksiyonları için kullanılan maliyeti yüksek olan platin yerine kullanılması planlanan yeni<br />

bir katalizördür.<br />

Yeni Teknoloji, su moleküllerini elektrik akımı kullanımı ile ayırmak için sözde elektroliz reaksiyonlarında<br />

kullanılan, çok pahalı platin yerine yeni bir katalizördür. Asefa de Mühendislik Fakültesi<br />

kimyasal ve biyokimyasal mühendisliği, karbon nanotüpler üzerinde yeni katalizörü tabanlı - Bir insan<br />

saçından daha 10.000 kez ince tüpler içine haddelenmiş karbon bir atom kalınlığında levhalar kullanarak<br />

bunu yapmışlardır.<br />

Bugün hidrojen yapma süreçleri metan ile başlar, çünkü elektroliz reaksiyonları ticari açıdan<br />

yapmak için yeni yollar bulmak önemlidir. Fosil yakıt tüketmek için "yeşil" bir hidrojene ihtiyaç olduğu<br />

iddialarıyla sonuçsuzdur.<br />

Elektroliz, ancak, güneş, rüzgar ve hidro enerji gibi yenilenebilir kaynaklardan, ya da böyle<br />

nükleer enerji gibi karbon-nötr kaynakları tarafından üretilen elektrik kullanılarak hidrojen üretmek<br />

mümkün olabilir. Ve fosil yakıtlar elektroliz için kullanıldığında bile, büyük elektrik santrallerinin daha<br />

yüksek verimlilik ve daha iyi emisyon kontrolleri verirler. Daha az verimli hidrojen yakıt hücreleriyle<br />

ve diğer uygulamalar milyonlarca benzinli ve dizel motorlar çok daha fazla kirleticilerdir.<br />

Araştırmacılar Rutgers Ofisi aracılığıyla teknolojinin ticarileştirilmesi lisans veya araştırma<br />

işbirlikleri için kullanılabilir katalizör, hakkında bir patent davası açtı. Bu çalışma Ulusal Bilim Vakfı<br />

tarafından finanse edildi. Asefa, Malzeme <strong>Kimya</strong>sı Konusunda Uzman, Syracuse Üniversitesi'nde<br />

asistan profesör Olarak Dört Yıl SONRA 2009 YILINDA Rutgers bünyesine Atalay da katıldı.<br />

31


32<br />

NEGAR SANİ PRESLENNMİŞ DİYODUN GİZEMİNİ ÇÖZDÜ.<br />

Katotlar, elektronikler, enerji,<br />

filmler, sayfa, kuantum fiziği, çıktı,<br />

kuantum fiziği, silikon, aktarım.<br />

Amerika Birleşik Devletleri,<br />

Uluslararası Bilimler Akademisi’nin<br />

Proceedings bölümünde<br />

yayımlanan makale ile, araştırmaları<br />

Linköping Üniveristesi ve<br />

Acreo Swedish ICT’de yapılmış<br />

olan on üç yıllık gizem çözüldü.<br />

Bu makale,yazdırma elektronikleri<br />

içerisindeki GHz bantları<br />

ile çalışan bir diyodu sunmaktadır.<br />

Bu sayede cep telefonlarından<br />

alınan sinyallerin basılmış elektronik etiket gibi başka cihazlara, gönderilmesi için yeni olanaklar açılabilecektir.<br />

Radyo sinyalinden alınan enerji toplananır ve etiketin görünümü değiştirmek için kullanılır.<br />

Preslenmiş diyod, daha ucuz aynı zamanda da daha basit üretimi temsil etmektedir.<br />

Böylece ‘internet of things’ deki preslenmiş elektroniklere, geleneksel cep telefonlarının yardımı<br />

ile güç sağlanabilecektir. Linköping Üniveristesininin, Organik Elektronikler Laboratuvarında doktra<br />

öğrencisi olan Negar Sani, ‘bu durum bize iletişim için yeni olanaklar sağlamaktadır’ demiştir.<br />

Araştırmacılar uzun süredir diyodun işe yaradığını biliyorlar, fakat nasıl bir mekanizmayla<br />

çalıştığı bilinmektedir.<br />

2001 yılında Acreo Swedish ICT’da bulunan Petronella Norberg, harç içerisinde serili olan silikon<br />

diski bir temele oturtmuş ve silikon bir yapıştırıcı üretmiştir. Sonrasında ise üretilen bu madde matbaa<br />

makinelerinde mürekkep olarak kullanılmıştır. Aynı zamanda Petronella Norberg çok işlevli olan ve<br />

alternatif akımı direkt akıma çevirebilen bir basılmış pitod (elektronik anahtar bileşeni) üretmiştir. Fakat<br />

pitod yalnızca 1 MHz’e kadar çalışabilmekte olup daha yüksek MHz’lerde kullanılabilecek olan farklı bir<br />

alan bulunamamaktadır.<br />

Acreo Swedish ICT’de İngiliz şirketi olan De La Rue tarafından desteklenen bir araştırma takımı,<br />

uzun yıllar boyunca diod ve baskı yapıştırıcıları üzerinde çalışmıştır. Niyobyum silisid (NbSi 2<br />

) formundaki<br />

geçiş metali niyobyum içeren yapıştırıcılar GHz’lerde çalışmak için dahil olmak üzere gereken<br />

tüm özelliklere sahiptir.<br />

Baskılanmış diodlar hakkında yapılan çalışmalar sonucunda, cep telefonlarından alınan sinyaller<br />

ile baskılanmış göstericiyi aktive edebilen ve De La Rue için kullanılmış bir demonstrator üretilebilmiştir.<br />

Acreo Swedish ICT’deki departmanın başında olan Göran Gustafsson’a göre kağıdın İnternete<br />

bağlanmasının mümkün olabileceği gösterilmiştir. Fakat hala hiç kimse diyodun nasıl çalıştığını bilememektedir.<br />

Ms. Sani yapbozu çözmek için gereken nihai adımı, Prof. Magnus Berggren, Prof. Xavier Crispin<br />

aynı zamanda kıdemli eğitmen ve Proje Yöneticisi Isak Engquist ve Acreo Swedish ICT’deki birkaç bilim<br />

adamının yardımı ile atmıştır. Ms. Sani’nin yapmış olduğu çalışmanın sonucuna göre, quantum fiziğinde<br />

bir fenomen olan ve parçacıkların engellerden geçmesini sağlayan tünel etkisinin kullanılması gerektiği<br />

görülmüştür. Bu durumda nano boyuttaki ince film katmanlar (1-2 nm), akımın sadece tek yönde anodların<br />

(alüminyum) ve katodların (gümüş ve karbon) arasından geçtiği mikro boyuttaki silikon taneciklerinin<br />

etrafına çevrilir.<br />

Çeşitli alanlardaki uzmanların yapmış olduğu 5 aylık detaylı incelemenin sonunda PNAS yayın<br />

kurulu tarafından, on üç yıllık çalışmanın sonuçları onaylanmıştır.<br />

“Bu benim üzerinde çalıştığım en uzun proje oldu. Hangi proje sponsoru bir çalışmanın<br />

sonuçlarının yayınlanması için on üç yıl bekler? Eğer De La Rue olmasaydı bu aşamaya gelinemezdi.<br />

Yapılan çalışmaların sonucunda preslenmiş elektronikler, geleneksel elektronikler ile aynı performansı<br />

sergilemeye başlamışlardır. Bu çalışma verimli bir şekilde sonuça ulaşabilmiş bir kombinasyonun<br />

örneğidir” demiştir Linköping Üniversitesi, Organik Elektronikler profesörü Magnus Berggren.


Kaynaklar :<br />

http://www.dunya.com/kimya-sektoru-9-milyar-dolarlik-ihracat-yapti-232446h.htm<br />

http://www.kimyahaberleri.com/1-saniyede-uretiliyor-1000-yilda-topraga-karisiyor/<br />

http://www.ekoayrinti.com/news_detail.php?id=152166<br />

http://t24.com.tr/haber/plastikler-1-saniyede-uretiliyor-1000-yilda-topraga-karisiyor,262505<br />

http://www.kimyahaberleri.com/plastikler-mikroplardan-uretilecek/<br />

http://www.kimyahaberleri.com/en-gizemli-siyah-madde-uretildi/<br />

http://www.chemistrytimes.com/research/Negar_Sani_solved_the_mystery_of_the_printed_diode.asp<br />

http://www.sciencedaily.com/releases/2014/07/140714104100.htm<br />

http://www.sciencedaily.com/releases/2014/07/140701170158.htm<br />

http://www.sciencedaily.com/releases/2014/07/140708092920.htm<br />

33


FAYDALI<br />

LINKLER<br />

<strong>Kimya</strong>sal bir bileşik aramak için bu web<br />

sitesini kullanabilirsiniz. Aramak istediğiniz<br />

bileşiğin ingilizce ismini yazıp aratın ve<br />

sonuçları inceleyin. Çalışan ve okuyanlar için<br />

güzel bir web sitesini olduğunu düşünüyoruz.<br />

Umarım faydalı olur.<br />

http://pubchem.ncbi.nlm.nih.gov/<br />

34<br />

<strong>Kimya</strong>sal bileşikleri çizmek için bir web<br />

sitesi yapmışlar. Bir çok bağ mevcut. Halkalı<br />

yapıları kolaylıkla çizebiliyorsunuz. Program<br />

indirip kurmayı sevmeyen arkadaşlar için bu<br />

site faydalı olacaktr. İncelemenizi öneriyoruz.<br />

Faydalı olması dileğimizle.<br />

http://chemwriter.com/<br />

Uzun zaman önce kurulmuş kimya ve kimya<br />

mühendisleri ders notlarını barındıran bir<br />

facebook grubu. Öğrenci arkadaşlara yardımcı<br />

olmak için hazırlanmış bir sayfadır. Sizlerde<br />

elinizdekileri bu gruba ekleyerek başkalarına<br />

faydalı olabilirsiniz. Umarım faydalı olur.<br />

https://www.facebook.com/groups/344589758971954/


BULMACA<br />

<strong>Kimya</strong> Bulmacasi<br />

1 2 3<br />

4<br />

5 6<br />

7<br />

8<br />

35<br />

9<br />

10<br />

Soldan Saga<br />

1. Isi miktarini ölçmek için kullanilan araca denir.<br />

4. 0,239 g suyun sicakligini 1°C artirmak için gerekli olan<br />

isiya denir.<br />

7. Bir maddenin elektron kaybetmesine denir.<br />

8. Kendiliginden gerçeklesen bir kimyasal tepkime<br />

sonucunda açiga çikan enerjiyi elektrik enerjisine<br />

çeviren araçlardir.<br />

10. Isinlarin, madde üzerinde tutularak isiya dönüsmesi<br />

olayina denir.<br />

Yukaridan Asagiya<br />

2. Çekirdegi kararsiz olan elementlerin kararli çekirdek<br />

olusturmak için isin yayinlamalari olayina denir.<br />

3. Bilesik iskeletinin herhangi bir yerinde tek bir tane –OH<br />

bulunduran alkollerdir.<br />

5. Elementlerin oksijenle olusturmus olduklari bilesiklere<br />

denir.<br />

6. Bir molekülün degisik sekillerde gösterimine denir.<br />

9. Asit ve bazlarin nötürlesmesinden meydana gelir. Asitlerin<br />

(-) gruplari (anyon) ile bazlarin (+) gruplari (katyon) nin<br />

birlesmesiyle olusan iyonik katilara denir.


BULMACA<br />

Geçen Ayın Çözümü<br />

36<br />

8<br />

S<br />

5<br />

E<br />

<strong>Kimya</strong> Bulmacasi<br />

3<br />

S<br />

Ü<br />

1<br />

R<br />

L I O<br />

E<br />

7 E F Ü Z Y O N<br />

M T O<br />

E N T E Z N<br />

N<br />

T<br />

R<br />

E Z O N 2 A N S<br />

K<br />

4<br />

D A M i T M A<br />

S I I<br />

P F F<br />

A Ü L<br />

N Z I<br />

S Y 6 A L K O L<br />

Soldan Saga<br />

1. Bir molekülün degisik sekillerde gösterimine denir<br />

[REZONANS]<br />

4. Bir siviyi buharlastirip, olusan buharini yogunlastirarak<br />

ayristirma islemi. [DAMiTMA]<br />

6. Bir alkil grubuna bir hidroksil (-OH) grubu baglanmasiyla<br />

olusan bilesiklere denir. [ALKOL]<br />

7. Gaz moleküllerinin küçük bir delik araciligiyla bir kaptan,<br />

daha düsük basinçli ortama yayilmasi. [EFÜZYON]<br />

8. Iki farkli maddenin birleserek kendi özelliklerini kaybedip<br />

yeni özellikte bir madde meydana getirmesi olayina denir.<br />

[SENTEZ]<br />

Yukaridan Asagiya<br />

2. Bir elementin elektron alarak veya vererek bilesik<br />

olusturma istegine denir. [AKTIFLIK]<br />

3. Kati+sivi heterojen karisimlarinin özel adidir.<br />

[SÜSPANSIYON]<br />

4. Bir gazin havada veya baska bir gaz içinde yayilmasina<br />

denir. [DIFÜZYON]<br />

5. <strong>Kimya</strong>sal metodlarla daha basit parçaciklara ayrilamayan,<br />

ayni cins atomlardan meydana gelen en basit yapidaki<br />

madde. [ELEMENT]<br />

7. Sudaki hidrojenlerin yerine alkol gruplarinin geçmesiyle<br />

olusan bilesiklere denir. [ETER]


E-Dergide<br />

Yazarlık<br />

SİZDE YAZARIMIZ<br />

OLUN<br />

-- Yazacağınız konuyu belirleyin. (<strong>Kimya</strong> içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden<br />

ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz<br />

ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz ki aksi durumda yazınız kopya yazı sıfatı<br />

görür, yayımlanmaz.<br />

-- Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli. Aksi durumda sorumluluk yazardadır.<br />

-- Yazılar Facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Bu bizim işimizi zorlaştırıyor.<br />

Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli.<br />

-- Yazmayı düşünen arkadaşlarımız Dergi Editörlerimiz olan<br />

Yavuz Selim Kart, Aybike Kurtuldu,Seda Çoban arkadaşlarımıza ulaşması gerekmektedir.<br />

-- Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. Yoksa yazınız<br />

yayımlanmayacaktır.<br />

--Ad Soyad<br />

Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı)<br />

Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz üniversite ismi<br />

Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz.<br />

-- 2014 Eylül ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Ağustos 2014’tür.<br />

Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar bir sonraki ay yayımlanacaktır.<br />

-- Kopyala-Yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz. Bu şekilde<br />

yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta yazılarınızı okunuyor<br />

ve araştırılıyor.<br />

-- Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Yazdığınız yazı en az bir kaç görsel içersin.Fikir<br />

düşünce yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir kaç tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey<br />

katıyor.<br />

-- Herhangi bir sorun olursa yazı gönderen meslektaşımıza ulaşırız. Gerekli düzeltmeleri yapması için<br />

bildirimler yaparız. Gerekli görüldüğü takdirde yazınızın güzel görünmesi adına küçük değişiklikler yaparız<br />

ve sizi bu durumdan haberdar ederiz.<br />

-- <strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> gönderdiğiniz yazıların yayınlanıp yayınlanmaması hakkını elinde tutar.<br />

37<br />

İNOVATİF KİMYA <strong>Dergisi</strong> Yönetimi

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!