otogundem-dergi-ocak-2018

OCAK 2018 YIL 3 SAYI: 36 

Süperspor 

usulü 

rekabet 

LOTUS TÜRKİYE’DE ADINA YAKIŞIR SPORCU EN GÜÇLÜ CORVETTE 

MÜZEDEKİ EN ESKİ 

911 MODELİ 

TEST 

VW Polo 1.0 DSG Highline 

Toyota Auris Hybrid Premium 

Peugeot 3008 1.6 THP GT Line 

SEAT Ateca 1.4 EcoTSI ACT DSG Xcellence 4Drive 

6Toyota Auris Hybrid Premium 

VW Arteon 2.0 TDI 4Motion Elegance

Otomotivin zor yılı geride kaldı... 

Oto Gündem Dergi 36’inci sayısıyla 

2018’nin son yayınını çıkarttı. Yeni sayımız yine 

100 sayfanın üzerinde. Hem 2018 yılının ilk 

saysını çıkartıyoruz hem de bu sayımızla 3’üncü 

yaşımızı kutluyoruz. Destek geldikçe değil 

sürekli çıkan OtoGündem e-dergi, yeni yaşını 

birbirinden farklı modellerle ve hiçbir yerde 

bulamayacağınız süperspor karşılaştırmasıyla 

ön plana çıkıyor. Bu sayımızda 6 farklı test 

sürüşü de sizleri bekliyor. 

2017’de otomobil ve hafif ticari araç pazarı 

2016’ya kadar yüzde 2.8 oranında daraldı. 

Bu vesile ile satışlar 956 bin adetle sınırlı kaldı. 

2017’nin en çok satan otomobil modeli yine 

Fiat Egea Sedan oldu ve onu Renault Megane 

Sedan takip etti. Bu yıl Volkswagen’i sollayan 

Renault ise toplam satışlar da Türkiye’nin lider 

markası oldu. Aralık 2017’de beklenen satışlara 

ulaşamayan markalar, bu yıl 1 milyon 

barajını aşamadı. 

Şimdi sektör 2018’e 

niyetlenmiş 

durumda... 

Detaylar dergimiz 

Ocak 2018 

sayısında . 

3 yaşımızı keyifle 

okumanız 

dileğiyle... 

Mutlu yıllar... 

OTOMOBİL DÜNYASININ GÜNDEMİ 

www.otogundem.com.tr 

YAYIN TÜRÜ: AYLIK DİJİTAL DERGİ 

Oto Gündem’in Tüm hakları Ali Yıldırım’a 

aittir. Bu dergide yer alan haber, görsel ve 

makele izin alınmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz. 

Yazı ve fotoğrafların tüm sorumluluğu Oto Gündem’e 

ilanların sorumluluğu ise ilan sahiplerine aittir. Oto Gündem 

TPE tarafından tescillenmiştir. İzinsiz kullanılması suçtur 

GENEL YAYIN YÖNETMENİ 

Ali YILDIRIM 

aliyildirim@otogundem.com.tr 

HABER MÜDÜRÜ 

GÖKHAN KARA 

gokhankara@otogundem.com.tr 

GÖRSEL YÖNETMEN 

Erhan KAYA 

REKLAM KOORDİNATÖRÜ 

İbrahim DAVSAN 

reklam@otogundem.com.tr 

HABER EDİTÖRÜ 

Dilek SUNMAN 

haber@otogundem.com.tr 

otogundem@gmail.com 

KATKIDA BULUNANLAR 

Ahmet KALEM 

Ahmet DURSUN 

HUKUK DANIŞMANI 

Mehmet YILDIRIM 

LS MEDYA DİJİTAL 

Yeni Mahalle Salih Tamcı Caddesi 

Sel Sokak No:9/6 

Küçükçemece/İSTANBUL 

Mobil: 0507 302 01 22 

Sabit: 0212 653 50 55 

Mail: otogundem@gmail.com

otogundem.com.tr 

Haber 

2018’in Autobest’i 

C3 Aircross 

Citroen’in kısa süre önce tanıttığı SUV sınıfındaki yeni 

oyuncusu C3 Aircross, Autobest jürisi tarafından ‘2018 yılının 

en iyi otomobili’ seçildi 

Fransız otomotiv üreticisi Citroen, 

yeni modellerinde uygulamaya 

başladığı Advanced Comfort 

felsefesi doğrultusunda önemli bir başarı 

elde etmeyi başardı. Markanın yeni 

felsefesiyle geliştirdiği yeni SUV modeli 

C3 Aircross, 2018 Autobest ödüllerinde 

birinciliğe uzandı. Avrupa’nın 31 

ülkesinden 31 otomotiv gazetecisinin 

yer aldığı jürisiyle Avrupa’da olduğu 

kadar dünyada da saygın bir yere sahip 

olan Autobest’in 2018 sonuçları belli 

oldu. 2017 yılında yollara çıkan otomobiller 

arasından 6 finalist arasına girerek 

mücadele eden Citroen C3 Aircross, 

Autobest 2018 ödülü sayesinde satın 

alınacak en avantajlı yeni otomobil olarak 

kabul edilerek “Autobest 2018” ödülünü 

kazandı. Jürinin oy verdiği otomobiller, 

ödenen paranın karşılığında sunulan 

kalite, tasarım, konfor ve teknolojinin 

yanı sıra servis ve yedek parçaların 

bulunurluğu gibi 13 farklı kritere göre 

değerlendiriliyor. Toplamda 1423 puan 

alarak en yakın rakibine 121 puan fark 

atan C3 Aircross, Autobest Endeksi’nde 

de yüzde 22.8 oranını yakalarak zirveye 

yerleşti.Bir otomobilin Autobest 

kazananı olması için, tüketiciler için 

“satın alınabilecek en avantajlı yeni otomobil” 

olma şartlarını karşılaması gerekiyor. 

Fiyat, satış sonrası, yedek parça 

bulunurluğu ve çok yönlülük, kazanmak 

için en önemli kriterler olarak 

öne çıkarken, tasarım ve yeni teknolojiler 

de oylamada önemli kriterler. 

Motor seçenekleri de Euro 6 

normlarını karşılıyor.Autobest 

2018’i kazanma başarısına ulaşarak 

bu alanda ikinci defa büyük ödülü 

kazanan Citroen, 2002 yılında C3 

ile ilk defa Autobest seçilmişti. 

Kurulduğu 1997 yılından bu yana, 

350 binden fazla araç üreterek, 

Türkiye otomotiv sanayisinin en 

önemli üreticilerinden biri haline gelen 

Honda Türkiye, ülkemizdeki 20’nci yılını, 

40 milyon euroluk ikinci vardiya yatırımı 

ile taçlandırdı. Bugüne kadar 6 farklı Civic 

neslinin bantlardan indiği Honda Türkiye 

fabrikası, hayata geçirilen yatırımla birlikte, 

üretim hacmini günlük 106 adetten, 

175 adede çıkardı. Türkiye’de üretilen ve 

33 farklı ülkeye ihraç edilen Civic Sedan 

modeline olan talebin, dizel seçeneği 

ile birlikte önemli bir artış göstereceğini 

ve talebe yetişmek adına bu yatırımı 

gerçekleştirdiklerini söyleyen Honda Türkiye 

Başkanı Takuya Tsumura, “Ekim 

2016 - Kasım 2017 döneminde yaklaşık 23 

bin adet Civic sedan satışı gerçekleştirdik. 

Civic satışlarının kazandırdığı bu ivme 

ile aralık ayı sonuçlarını beklemeye gerek 

Honda 

Türkiye 

ikinci 

vardiyaya 

geçti 

kalmadan, Honda Türkiye’nin üretime 

başladığı 1997 yılından beri en yüksek 

satışı gerçekleştirerek bir rekor kırdık. 

Hayata geçirdiğimiz yeni yatırım ile 

önümüzdeki dönemde de rekor kırmaya 

devam edeceğiz” dedi. Honda Türkiye’nin 

ihracat gerçekleştirdiği pazarlardan 

da ek siparişler aldığını ve üretimine 

hazırlandıkları dizel motorlu Civic Sedanlar 

ile bu talebin daha da artacağını 

belirten Takuya Tsumura, konuşmasını 

şöyle sürdürdü: “Artan bu yoğun talebi 

karşılamak adına, Aralık ayından itibaren 

Honda Türkiye fabrikamızda 400 yeni 

çalışan istihdam ederek, ikinci vardiyaya 

geçiyoruz. İlk planda günlük üretim kapasitesi 

160 olarak hesaplanmıştı ancak 

yeni planlama ile bu rakam biraz daha 

artarak günlük 175 adede ulaştı. Yıllık 

50 bin adetlik kapasite ile Türkiye’de 

ürettiğimiz araçların yarısı ihraç edilecek.” 

Ocak 2018 Sayı 36


Serhan Turfan’a 

Ford’da önemli 

görev 

Ford Otosan’ın ağır ticari 

araç markası Ford 

Trucks’ta Genel Müdür 

Yardımcılığı görevine Serhan 

Turfan atandı. Atatürk Fen 

Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi 

Makine Mühendisliği 

Bölümü’nden mezun olan, 

MBA programını Marmara 

Üniversitesi’nde tamamlayan 

Turfan, aktif iş hayatına 1995 

yılında Ford Otosan’da başladı. 

Son 7 yıldır çeşitli direktörlük 

pozisyonlarını yürüten 

Turfan, son olarak Ford 

Trucks Türkiye Direktörlüğü 

görevindeydi. 1972 yılında 

Eskişehir’de doğan Serhan Turfan, 

evli ve 1 çocuk babasıdır. 

En iyi küçük aile otomobili: LEAF 

Yenilikçi teknolojileriyle otomotiv sektörüne dikkatleri üzerine çeken Nissan, 

çalışmalarının karşılığını ödüllerle alıyor. Yeni Nissan LEAF, henüz model 

olarak İngiltere’de showroomlara girmeden Next Green Awards 2017’ta “En 

İyi Küçük Aile Otomobili” seçildi. Ocak 2016 tarihinde satışa sunulan Nissan LEAF 

30 kW, 2015 ödüllerinde de aynı onura layık görülmüştü. Next Green Car Awards 

2017, İngiltere’de 2017 yılında lanse edilen en iyi çevreci otomobili seçti. Kazanan, 

sekiz kategori üzerinden 18 üreticinin 32 farklı modeli üzerinden belirlendi. Yeni 

LEAF, Next Green Car jürisini; arttırılmış menzili, yenilikçi ve modern tasarım 

ve bünyesinde barındırdığı gelişmiş sürüş teknolojileri ile etkilemeyi başardı. 

Madeni 

yağda 

liderliğe 

devam 

Motor sporlarında olağanüstü bir yılı daha tamamlayan Pirelli, küresel 

rekabette 110’uncu sezonunun finalini İzmit’teki “şampiyonların 

fabrikasının” kapılarını açarak kutluyor. Türkiye’deki fabrika, Formula 

1 haricindeki pek çok yarış lastiğini üretiyor. Markanın 1960 yılında İzmit’te 

kurduğu fabrika, Türkiye’deki ilk lastik üretim tesisiydi. Fabrika, 2007’den bu 

yana motor sporları için lastik üretiyor ve bu rakam her yıl 403 farklı türde yarış 

lastiğine ulaşıyor. Marka, 2017 yılında iki ve dört çeker araçlara yönelik 460 

şampiyonanın tedarikçiliğini üstlendi. Yılda yaklaşık 1200 yarışı kapsayan bu 

460 şampiyonanın büyük çoğunluğunda kullanılan lastikler İzmit’te üretiliyor. 

Kısa Haber 

Uluslararası danışmanlık ve araştırma şirketi Kline & Company’nin her yıl gerçekleştirdiği küresel 

madeni yağlar pazar araştırmasına göre Shell, 2016 yılında 4400 kiloton madeni yağ satışı 

gerçekleştirerek dünyanın “1 numaralı Madeni Yağ Tedarikçisi” oldu. 2016 yılında 5 milyar 

litreye tekabül eden bu satışların yüzdesel dağılımı tüketim, otomotiv, endüstri ve ticari otomotiv 

sektörlerinde eşit şekilde gerçekleşti. Shell Global Ticaretten Sorumlu Başkan Yardımcısı Huibert Vigeveno, 

“Madeni yağ pazarındaki liderliğimiz Shell olarak doğru yolda ilerlediğimize işaret etmekle 

beraber birçok sektördeki çeşitli müşterilere üstün çözümler sağlayan 9000 çalışanımızın başarısının 

da bir göstergesidir” dedi. 

460 şampiyonaya yerli lastik damgası 



3 litrelik V6 Infiniti motoruna ödül 

Infiniti’nin 3.0 litrelik çift turbo beslemeli V6 motoru (VR30 kodlu motor), Ward’ın 

2018 model yılı En İyi 10 Motor listesine seçildi. VR Serisi motor, listede üst üste 

iki kez bu ödüle layık görülen iki motordan birisi oldu. Q60 spor coupe modelinde 

sunulan gelişmiş VR Serisi motor, 400 beygir güç ve 475 nm tork üretiyor. WardsAuto 

Genel Yayın Yönetmeni Tom Murphy, “Infiniti, bu yılın ‘En İyi 10 Motoru’ yarışında 

üst üste yer alan iki motordan birisi. Bu kararımız sırasında jüri üyeleri arasında herhangi 

bir görüş ayrılığı yaşanmadı. Bu motor, V8 motorlar kadar güç üretmesine 

rağmen testlerimiz sırasında çok düşük yakıt tüketim değerlerine imza attı” dedi. 

Stinger ve Stonic’e EuroNCAP’ten 5 yıldız 

Yeni spor sedan KIA Stinger ve kompakt crossover KIA Stonic, bağımsız organizasyon 

EuroNCAP’in en güncel çarpışma testlerinde 5 yıldız ile ödüllendirildi. Stinger’ın 

tüm versiyonları (benzinli, dizel, dört tekerlekten çekişli veya arkadan itişli) ile beraber, 

opsiyonel olarak Aktif Güvenlik Teknolojileriyle donatılan tüm Stonic versiyonlarının 

tam not aldığı testte marka, güvenlik konusundaki başarısını kanıtladı. Stinger, EuroN- 

CAP testlerinde yetişkin korunmasında yüzde 93, çocuk yolcu korunmasında yüzde 81 ile 

derecelendirildi. Markanın “Gelişmiş Sürüş Destek Sistemleri” ile donatılan Stonic modeliyse, 

yetişkin korunmasında yüzde 93, çocuk yolcu korunmasında yüzde 84 ile derecelendirildi. 

MobileKids projesi, çocuklarla buluştu 

Mercedes-Benz Türk, ana şirketi Daimler AG’nin 2001 yılında Almanya’da 

başlattığı, 2013 yılında ise Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) 

ile birlikte Türkiye’de hayata geçirilen, dünyanın ilk ve en büyük yol 

güvenliği girişimi olan MobileKids Trafik Eğitim Projesi’nin farklı illerde tanıtımına 

devam ediliyor. MobileKids Türkiye bu kez, İstanbul Ataşehir’de bulunan Brandium 

AVM’de çocuklar ve aileleriyle buluştu. Küçük yaştan itibaren trafik bilinci 

kazandırmayı ve güvenli yolculuk konusunda çocukları bilgilendirmeyi amaçlayan 

MobileKids Trafik Eğitim Projesi, “çocuklar trafikte” sloganıyla içinde interaktif 

oyunların da olduğu eğlenceli etkinliklerle çocuklara ve ailelerine tanıtıldı. 

Kısa Haber 

Doğuş Otomotiv 

üst yönetimi 

değişti 

Doğuş Otomotiv’in 

22 Aralık 2017’de 

gerçekleştirilen 

Yönetim 

Kurulu 

Toplantıları’nda şirket üst 

yönetimlerinde yeniden 

yapılanmaya gidildi. Bu kapsamda 

Volkswagen Binek 

Araç Marka Genel Müdürlüğü 

görevine; Audi, Bentley, Lamborghini 

ve Bugatti Markaları 

Genel Müdürü Giovanni Atilla 

Gino Bottaro getirildi. Audi, 

Bentley, Lamborghini ve Bugatti 

markaları Genel Müdürlüğü 

görevine; Volkswagen Ticari 

Araç Genel Müdürü Kerem 

Güven, Volkswagen Ticari Araç 

Genel Müdürlüğü görevine; 

Yüce Auto Motorlu Araçlar 

(Skoda) Genel Müdürü Tolga 

Senyücel, Doğuş Oto Pazarlama 

ve Ticaret Yönetim Kurulu 

üyeliğinden ayrılan Hasan Hüsnü 

Güzelöz’ün yerine, Volkswagen 

Binek Araç Marka Genel 

Müdürü Vedat Uygun getirildi. 



Karşılaştırma-Aston Martin Vantage ve Mercedes-Benz AMG GT S 

Süperspor 

usulü rekabet 

GÖKHAN KARA 

Aston Martin, yeni Vantage modeliyle 

Mercedes-Benz AMG GT S’e ciddi bir 

rakip olmaya hazırlanıyor. Benzer güçteki 

araçlar, performans ve fiyat olarak da 

aynı klasmanda yer alıyor 




Otomotiv dünyasının gelişim hızı adeta baş döndürüyor. Markaların 

yeni teknolojiler ve tekniklerle ortaya çıkardığı yeni motorlar, 

birkaç yıl önceki versiyonlarına bile fark atabiliyor. Markaların bu 

gelişim yarışı, süper spor otomobil üreticilerini de yakından ilgilendiriyor. 

Bu özel pazara adeta giriş niteliğini taşıyan kompakt sporcular 

bile, 10 yıl öncesinin iddialı süpersporlarını aratmayan performans 

değerlerine kavuştu. 




TASARIMDA DA İDDİALILAR 

İngiliz lüks spor otomobil üreticisi Aston Martin, kısa bir süre önce yeni Vantage 

modelinin üzerindeki örtüyü kaldırdı. Markanın giriş modeli konumundaki 

araç, 500 beygiri aşan gücü ve dudak uçuklatan performansıyla ‘daha 

fazlasına gerek var mı’ diye sorgulatıyor. Bu sınıftaki en büyük rakiplerinden 

Mercedes-Benz de AMG GT S ile iddialı. Markanın kompakt sporcusu, yeni 

Vantage ile yakın güç ve performans değerleri sunarak tüketicilerin kafasını 

karıştırıyor. Tasarım olarak da iddialı olan yıldızlı sporcu, güçlü V8 motoru 

ve sürüş yeteneğiyle öne çıkıyor. Her iki otomobilin de Avrupa fiyatı benzer 

(AMG GT S biraz daha ucuz) seviyede. 




8 İLERİ ZF ŞANZIMAN 

Yeni nesil Aston Martin Vantage’da 

4 litrelik benzinli ünite kullanılıyor. 

Çift turbo beslemeli V8 ünite, 510 

beygir güç ve 685 nm tork üretiyor. 

Gücünü 8 ileri ZF imzalı otomatik 

şanzımanla arka aksa yönlendiren 

motor, 1530 kilogramlık otomobile 

üst düzey performans sağlıyor. 0-100 

km/s ivmelenmesini 3.6 saniyede 

tamamyan İngiliz, saatte 312 kilometrelik 

maksimum süratiyle de dikkat 

çekiyor. Yeni sporcunun ağırlık 

dağılımı ise yüzde 50’ye 50 olarak 

ayarlanmış. 




515 BEYGİRLİK V8 

Mercedes-Benz’in AMG isimli ilk 

modeli olan AMG GT S, tıpkı rakibi 

gibi 4 litrelik V8 motorla donanılmış. 

Çift turbo beslemeli benzinli ünite, 

515 beygir güç ve 650 nm tork üretiyor. 

7 ileri çift kavramalı otomatik 

şanzıman AMG Speedshift DCT 

ile donatılan araç, 0’dan 100 km/s 

sürate 3.8 saniyede ulaşabiliyor. 

Arkadan itişli otomobilin maksimum 

hızıysa saatte 310 kilometre olarak 

belirlenmiş. 1540 kilogramlık sporcunun 

ağırlık dağılımıysa önde yüzde 

47, arkadaysa yüzde 53. 



Yenilik-Lotus Cars Türkiye 

Bir dönemin F1 

efsanelerinden Lotus, en 

yeni otomobilleriyle Türkiye 

pazarına giriş yaptı. Royal 

Motors’un temsil ettiği 

markanın tüm modelleri 

yollara çıkacak 

Efsane Lotus 

Türkiye’de 




Lotus Cars, Türkiye’de faaliyete geçiyor. 

Bu kapsamda LotusCars 

Turkiye,Caddebostan’da ilk açılışını 

yaptı.Royal Motors’un yeni markasi Lotus 

Cars Türkiye, Ortadoğu ortaklığı ve Lotus 

Cars’ın bölgedeki distribütörlüğü ile birlikte 

Türkiye’deki otomobil tutkunlarına bu özel 

markayı deneme fırsatının kapılarını açmış 

oldu. 

EN İYİ KALİTEDE DESTEK 

Açılışta konuşan Royal Motors’un Yönetim 

Kurulu Üyesi Hilal Aysal, “Dünyaca bilinenmarka 

Lotus’u bu pazarda temsil etmekten 

heyecan ve gurur duyuyoruz. Otomotiv 

endüstrisinde donanımlı bilgi birikimi ve 

tecrübemiz ile kendimizi kabul edilir müşteri 

memnuniyetine adadık. Bu yeni showroom 

Lotus’un Türkiye’ye dönüşünü temsil ediyor 

ve Royal Motors’un ürünlerini teşhir ederek 

müşterilerimize en iyi kalitede destek verecek. 

Hepimiz uzun vadeli ortaklık ve başarıdan 

umutluyuz” dedi. 

CHAPMAN’IN MİRASINA BAĞLIYIZ 

Lotus Ortadoğu Bölge Müdürü Jonathan 

Stretton ise, Royal Motors’un, Lotus’un bu 

bölgede büyümesinde atılan önemli ve büyük 

adım olduğunu söyledi. Stretton, Royal Motors 

ile çalışmaktan ve Lotus spor arabalarını Türkiye 

pazarında tanıtımından son derece memnun 

olduklarını vurguladı. Lotus’un her zaman kurucusu 

olan Colin Chapman’ın bıraktığı mirasa 

bağlı kaldığını belirten Stretton, şöyle devam etti: 

“Son 70 yıldan beri spor arabalarda gerek dizayn 

gerek üretimde kalıcı izler bıraktı.Öncü ve eklemli 

alüminyum şasimiz, güçlü, sert, güvenli ve hafiftir. 

Bu şasi sıklıkla kopyalanmıştır ancak rakiplerimiz 

tarafından hiçbir zaman iyileştirilmemiştir.” 




F1’DE RÜZGAR GİBİ ESTİ 

Lotus’un kurucusu Colin Chapman’ın, “Düz yolda gaza basmak seni daha hızlı yapar ancak ağırlığı 

azaltmak her yerde daha hızlı yapar” felsefesi, markaya Formula 1’de 7 kez takımlar, 6 kez de 

sürücüler şampiyonluğu getirdi. Sadece düz çizgi performansını artırmaktan çok, bir arabanın 

ağırlığını azaltmak süspansiyonun doğru kalibrasyonunu sağlar. Bu net kullanım daha iyi 

gövde ve hız kontrolü sağlar, ancak sürüş konforu, rahat hissetme duygusundan ödün vermez. 

Ağırlığın genel olarak azaltılması da, ağırlık dağıtımının optimize edilmesine, yüksek 

hızda virajlarda bir spor otomobilin duruşuna ve dengesine büyük katkıda bulunur. 

Markanın Evora 400, ikonik modeli Elise, süper sporları aratmayan Exige ve etkileyici 

3- Eleven’dan oluşan ürün gamı, tamamıyla Türk pazarında yerini alacak. Her bir Lotus 

el yapımıdır ve Norfolk’daki meşhur Hethel fabrikasında, her sene 2 bin spor araba üretimi 

yapılmaktadır. Kültüründen son derece gurur duyan Lotus kenar kesim dizaynları ile 

müşteriye eşsiz deneyim sunmayı amaçlayarak tüm İngiliz zanaatkarlığını gözler önüne serer. 

Kendisini sadece araba kullanma deneyimine adayan Lotus, eşi benzerine az rastlanır deneyimler 

ile otomobil dünyasında fark yaratmaya devam etmektedir. 



Yenilik-VW Arteon 1.5 TSI benzinli 

Arteon’a vergi 

avantajlı benzinli 

VW’nin spor sedan 

modeli Arteon, 1.5 

litrelik TSI benzinli 

motor seçeneğiyle 

daha ulaşılabilir 

hale geldi. Güçlü 

benzinli ünite, 

yeterli performans 

ve düşük tüketim 

vadediyor 




Alman otomotiv üreticisi 

Volkswagen (VW), bugüne 

kadar ürettiği en dikkat çekici 

araç niteliğindeki modeli Arteon’un 

ürün gamına yeni bir motor seçeneği 

ekledi. 2017 yılında Avrupa’nın en 

prestijli otomobil ödüllerinden biri olan 

Altın Direksiyon Ödülü’ne layık görülen 

araç, dinamik ve zarif dış tasarımının 

yanında, sunduğu geniş iç hacmi, 

konforu ve asistan sistemleri ile dikkat 

çekiyor. 

150 BEYGİRLİK TSI 

Geleneksel büyük sınıf sedan 

otomobillerin geniş alan ve konfor 

özelliklerini, spor otomobillerin keskin 

tasarım hatları ve performansıyla 

bütünleştiren Arteon, Türkiye’de 

dizel motor seçeneklerinin ardından, 

benzinli motor seçeneğiyle de satışa 

sunuldu. Markanın yeni nesil benzinli 

ünitelerinden 1.5 litrelik TSI, artık 

Arteon modelinde de satın alınabilecek. 

150 beygir güç ve 250 nm tork üreten TSI 

motor, markanın verimlilik konusundaki 

iddiasını ortaya koyan Aktif Silindir 

Yönetimi (ACT) sistemine sahip. Bu 

sayede aracın ortalama tüketimi 5.8 litre 

seviyesinde. Araç, bu kombinasyonla 

0-100 km/s ivmelenmesini 8.9 saniyede 

tamamlarken saatte 220 kilometre hıza 

ulaşabiliyor. 




FİYATI 241 BİN 600 LİRA 

VW Arteon 1.5 TSI ACT 150PS DSG modeli, R-Line ve Elegance donanım seviyelerinde 241 bin 600 

liradan başlayan fiyatıyla dikkat çekiyor. Yeni motor seçeneği, yüksek vergi dilimine giren 2.0 litrelik 

dizellerden yaklaşık 75 bin lira daha uygun bir etikete sahip. Fonksiyonelliği ve geniş iç hacmiyle 

‘gran turismo’ konseptini yeniden yorumlayan Arteon, arka koltuklardaki geniş diz mesafesi, 563 litre 

ile 1557 litre arasında değişen bagaj hacmiyle, ne kadar kullanışlı bir otomobil olduğunu gösteriyor. 

Arteon dış tasarımında kullanılan krom detaylarıyla da dikkat çekici tasarım dilini yansıtıyor. Kaput 

üzerinde devam eden “V” şeklindeki karakteristik hatlar, Arteon’un daha geniş görünmesini sağlıyor. 

LED farlar ve radyatör ızgarasına entegre LED gündüz sürüş farları standart özellik olarak sunuluyor. 

Bagaj kapağı ve otomobile yandan bakıldığında önden arkaya kadar uzanan omuz çizgisiyle çerçevesiz 

yan camlar, safkan spor otomobil tasarım ruhunu taşıyan ayrıntılardan. 




ELEGANCE VE R-LINE 

Yeni Arteon 1.5 TSI ACT 150PS 

DSG, ‘Elegance’ ve ‘R-Line’ olmak 

üzere 2 farklı donanım seviyesiyle 

sunuluyor. Elegance donanım seviyesinin 

konfigürasyonu, premium 

sınıfa has bir donanım ve stil 

sunarken; R-Line donanım seviyesi 

ise, sportif tasarım öğelerine sahip. 

Elegance ve R-Line donanım 

seviyelerinde standart olarak 19 

inçlik alüminyum alaşımlı jantlar, 

dinamik viraj farı özelliğine sahip 

LED “High” ön farlar, dinamik 

sinyale sahip LED stop lambaları, 

kolay açılır / kapanır bagaj kapağı, 

anahtarsız giriş ve çalıştırma, Alcantara/ 

Vienna döşemeye sahip 

koltuklar, Dijital Gösterge Paneli 

“Active Info Display”, progresif 

direksiyon ve 3 renkli ambiyans 

aydınlatma sunuluyor. 20 inçlik 

alüminyum alaşımlı jantlar, geniş 

yüzeye sahip panoramik açılır 

cam tavan, 14 yöne elektrikli olarak 

ayarlanabilen ön koltuklar ile 

sürücü koltuğunda masaj özelliği, 

ısıtmalı direksiyon ve çift renkli 

nappa deri döşeme diğer opsiyonel 

donanım seçenekleri arasında. 



Test-Peugeot 308 1.6 BlueHDi EAT6 GT Line 

Sporcu 

görünümlü 

dizel 

TEST-FOTOĞRAF: GÖKHAN KARA 

Peugeot’nun yeni tasarım anlayışıyla 

şekillendirilen 308, artan donanımı ve sportif 

versiyonuyla dikkat çekiyor. Güçlü dizel ünite, 

performanslı ve tüketimi de oldukça düşük 




Otomotivde son yılların hızlı markalarından olan 

Peugeot, yeni nesil modelleriyle hem kalite hem de 

donanımlı çıtayı yükseltmeyi başardı. Markanın 

zengin donanım ve sportif tasarım ilkesi, mevcut modellerin 

yenilenen versiyonlarında da kendisine yer buluyor. 

Bu modellerden biri olan 308, elden geçirilen tasarımı ve 

artırılan donanım listesiyle kompakt hatchback pazarının 

zirvesini gözüne kestirdi. GT-Line isimli sportif versiyonuyla 

konuğumuz olan araç, sürüşüyle olduğu kadar bir tuşla 

değişen sportif sesiyle de dikkat çekiyor. 

TAMPONLAR VE IZGARA YENİ 

Fransız üretici, ödüllü modeli 308’in zaten şık olan 

tasarımını küçük dokunuşlarla geliştirmiş. Bize konuk olan 

GT-Line ile sportifliği zirvesine ulaşan araç, geniş hava 

girişlerine sahip spor ön tamponu, dik konumlu yeni ön 

panjuru, tamamen LED’lerden oluşan aydınlatma grubu 

ve küçük sis farlarıyla GTi versiyonunu aratmayan agresif 

görünümü sunuyor. Aracın arka bölümünde de sportif 

bir tampon ve koyulaştırılmış farlarla yeni araç imajı 

desteklenmiş. GT-Line versiyonunda opsiyonel olarak 

sunulan 18 inçlik çift renkli alaşım jantlar çok şık. Aracın iç 

mekanındaki değişiklik çok dikkat çekici değil. Son derece 

yalın olan kokpitte 9.7 inçlik dev multimedya ekranı ve sportif 

i-cockpit yeterli çekiciliğe sahip. Araçla ilgili bilgilerin yanı 

sıra klima ve müzik sisteminin de bu ekrandan yapılması, 

orta konsolda sadece 6 tuşa ihtiyaç bırakmış. Küçük çaplı 

direksiyon sistemi yarış otomobillerini andırırken, hassas 

yönlendirme kabiliyeti de övgüye değer. İç mekandaki 

ferahlık arka bölümde de yeterli seviyede. 420 litrelik bagaj 

da sınıf ortalamalarının bir hayli üzerinde. 




MENZİLİ 1350 KİLOMETRE 

Yenilenen Peugeot 308’de, mevcut motorlarla yola devam 

ediliyor. Bize konuk olan 1.6 litrelik BlueHDi motor, ürün gamının en 

favori seçenek olarak dikkat çekiyor. 6 ileri tam otomatik şanzıman 

EAT6 ile kombine edilen motor, 120 beygir güç ve 300 nm tork 

üretiyor. Ağırlığı sadece 1200 kilogram olan otomobil, bu sayede 

güçlü motoruyla başarılı performans değerleri sunuyor. Bize konuk 

olan GT-Line versiyonundaki 18 inç alaşım jantlarla birlikte aracın 

0-100 km/s ivmelenmesi 10.2 saniye sürüyor. Saatte 190 kilometre 

olan maksimum sürat de sınıfı için yeterli seviyede. Markanın sportif 

sürüş özelliklerini yansıttığı modellerden olan 308, başarılı tutunma 

yeteneği ve stabil sürüşüyle beğenimizi kazandı. Aracın frenleri de 

performansı gibi iyi seviyede. Fabrika verilerine göre aracın ortalama 

tüketim 3.9 litre. Bu da 53 litrelik depoyla menzilin 1350 kilometrenin 

üzerinde olduğu anlamına geliyor. Tasarruf potansiyelinin yüksek 

olduğu araçta bizim elde ettiğimiz ortalamaysa 5.1 litre oldu. 




GÜVENLİKTEN ÖDÜN VERMİYOR 

Bize GT-Line versiyonuyla konuğumuz 

olan araçta donanım seviyesi oldukça 

yüksek. 3008 modeliyle Peugeot ürün 

gamına katılan yeni nesil güvenlik donanımları 

da 308’de artık yerini almış. 

GT-Line’da ESP, hill holder, aktif kör 

nokta uyarı sistemi, sürüş süresi uyarı 

sistemi, akıllı ışık sistemi, aktif şerit 

takip sistemi, yorgunluk tespit sistemi, 

hız levhası tanıma sistemi, ön/yan/ 

perde hav yastıkları, Sport Pack (sport 

tuşu ile aktive edilen kırmızı göstergeler, 

sportif motor sesi, hassas gaz tepkisi, 

yanal ve doğrusal ivme, turbo basıncı 

ve güç tüketimi göstergeleri), cruise 

control, elektrikli el freni, anahtarsız 

giriş ve çalıştırma, çift bölgeli otomatik 

klima, 9.7 inçlik dokunmatik ekran, 3D 

navigasyon, Denon Hi-Fi müzik sistemi, 

geri görüş kamerası, mirror screen, 

panoramik cam tavan, LED gündüz 

farları, full LED farlar, LED sis farları 

ve sinyaller, spor ön tampon, ön/arka 

park sensörü, otomatik park sistemi, 17 

inç alaşım jantlar gibi birçok donanım 

sunuluyor. 


otogundem.com.tr Detay Haber-Porsche Müzesi en eski 911 

Müzedeki 

eski911 

en 

Porsche 356 serisinin yerini alarak 

efsane 911 serisinin başlamasını 

sağlayan 901 modeli, 1964 yılında 

yollara çıkmaya başladı. Bu aracı 

merak edenler Porsche Müzesi’ni 

ziyaret edebilir 



Porsche Müzesi, koleksiyonuna 

en son kattığı otomobili 

sergilemeye hazır. Müzedeki 

911 serisinin en eski otomobili, 8 

Nisan 2018’e kadar devam edecek 

“911 (901 No. 57) – Bir Ef-sanenin 

Başlangıcı” adlı sergide otomobil 

tutkunlarıyla buluşacak. Ekim 

1964’te üretilen kır-mızı coupe, o 

tarihte 901 olarak adlandırılan spor 

otomobilin seri üretim bandından 

çıkan ilk modellerinden biri. 

Üretildiği tarihten neredeyse tam 50 

yıl sonra Porsche Müzesi tarafından 

keşfedilenotomobil, restore edilerek 

orijinal haline getirildi. 

50 YILDIR ARANIYORDU 

Porsche’nin 356 serisinin halefi 

olarak geliştirdiği otomobil serisinin 

üretildiği tarihteki ismi 901 

olsa da, 1964 sonbaharında seri 

üretimin başlamasının üzerinden 

yalnızca birkaç hafta geçmişken, 

yeni coupe’nin adı bir telif hakkı 

tartışması sebebiyle değiştirildi ve 

otomobil o günden bu yana 911 

adıyla anılmaya başladı. O tarihe 

kadar fabrikadan çıkan tüm araçlar 

901 adıyla üretilmiş olsa da, 911 adı 

altında sürücüleriyle buluştu. Bu 

nadir otomobil, 50 yıldır Porsche 

fabrikası koleksiyonunun eksik 

parçalarından biri. 



BİR TV EKİBİ KEŞFETTİ 

2014 yılında, antika ve hatıra eşyalarla ilgili bir program için araştırma yapan bir Alman TV ekibi, bir ahırda 

unutulmaya yüz tutmuş eşyalar arasında 1960 tarihli iki 911 modeli keşfetti. Porsche Müzesi ile iletişime geçen 

ekip, bu iki spor otomobilden 300.057 şasi numaralı olanın, serinin ismi değişmeden önce üretilen ender otomobillerden 

biri olduğunu keşfetti. Porsche Müzesi, bağımsız bir uzmanın yaptığı 

değerlendirme sonucu fiyat biçilen iki 911 modelini de satın alarak, Porsche markalı 

klasik otomobil koleksiyonundaki önemli bir boşluğu doldurmuş oldu. 



ORİJİNAL PARÇALARLAR RESTORE EDİLDİ 

Müzenin otomobili satın alma kararında büyük 

rol oynayan faktörlerden biri de, eski 911’in 

daha önce herhangi bir şekilde restorasyondan 

geçmemiş olmasıydı. Bu sayede müzenin 

uzmanları, spor otomobili orijinaline olabildiğince 

sadık bir şekilde restore etme fırsatı buldular. 

Otomobil, üç yıl süren bir çabayla, başka 

bir otomobilden alınan orijinal şasi parçaları 

kullanılarak restore edildi. Otomobilin motoru, 

şanzımanı, elektrik aksamı ve iç mekanı da aynı 

şekilde onarıldı. Restorasyon sırasında orijinal 

parçaları yenileriyle değiştirmek yerine mümkün 

olduğu ölçüde mevcut parçaları korumak hedeflendi. 

Bu kapsamlı restorasyon yöntemi, tarihi 

açıdan büyük önem taşıyan bu spor otomobilin 

restorasyonunun üç yıl gibi uzun bir sürede 

tamamlanmasına sebep oldu. 



Test-Toyota Auris Hybrid Premium 

Toyota’nın hibrit sistemleri 

üzerindeki çalışmaları 

tüm modellerine yansıdı. 

Kompakt sınıftaki Auris’te 

de kullanılmaya başlanan 

sistem, sessiz bir sürüş ve 

düşük tüketim vadediyor 

Dizel mi 

‘gelecek’ mi? 





Otomotivde yavaş yavaş trend haline 

gelmeye başlayan hibrit teknolojisi, 

markaların gelişen teknolojileriyle 

büyük bir ivme yakaladı. Tüketicilerin de bu 

araçlara ilgisinin artması ve vergisel desteklerle 

hibrit pazarındaki büyüme ivme kazanmış 

oldu. Tüm modellerinden hibritversiyon sunan 

Japon otomotiv üreticisi Toyota, bu işin 

öncülerinden. Prius modeliyle yola çıkan marka, 

bugüne kadar 10 milyon adedin üzerinde 

hibrit araç satışına ulaştı. Markanın kompakt 

hatchback pazarındaki başarılı oyuncusu Auris 

de hibritversiyona sahip araçlar arasında. 

Bu ayki konuklarımızdan olan AurisHybrid, 

C-HR ile paylaştığı hibrit sistemi ve geniş 

kullanım alanıyla dikkat çekiyor. 

İÇ MEKAN KARDEŞLERİNDEN FARKLI 

AurisHybrid, benzinli ve dizel versiyonla 

aynı boyutlara sahip. 4.33 metrelik uzunluğu, 

1.76 metrelik genişliği ve 1.47 metrelik 

yüksekliğiyle sınıfının iri modellerinden olan 

araç, 2.6 metrelik aks aralığıyla da iç mekan 

genişliği hakkında bilgi veriyor. Sade fakat 

şık bir tasarıma sahip olan karoser, LED farlar 

ve ışık çizgileriyle oldukça modern görünmeyi 

başarıyor. Aracın iç mekanı ise birkaç 

farklılıkla hemen kendini belli ediyor. Vites 

topuzunun yer aldığı konsol hibritversiyona 

özel. Joystick tasarımlı vites kolu çok şık ve 

merak uyandıran bir görünüme sahip. Vites 

kolunun konsolu, büyük ve anlaşılır tuşlarla 

donatılmış. Bu sebeple eşya gözün konusunda 

hibritversiyon biraz daha cimri davranıyor. 

Aracın 4.2 inçlik renkli TFT gösterge paneli 

de farklılıklar içeriyor. Elektrikli motorun şarj 

durumundan anlık sürüş şekli ve tarzı gösterge 

paneline yansıyor. 7 inçlik Toyota Touch 2 

multimedya ekranından da tüketim ve şarjla 

ilgili bilgilere ulaşmak mümkün. Aracın iç 

mekanı sınıf standartlarının üzerinde hacmi 

ve rahatlığıyla dikkat çekiyor. 360 litrelik bagaj 

da kullanışlı yapısıyla öne çıkıyor. 




136 BEYGİRLİK SİSTEM 

AurisHybrid’de gören yapan 

1.8 litrelik benzinli ünite, 136 

beygir güç ve 142 nmtork üretiyor. 

Elektrikli motorla desteklenen 

sistem, 1385 kilogramlık 

otomobile yeterli performansı 

sağlıyor. e-CVT şanzımanla 

kombine edilen sistem, aracı 

0’dan 100 km/s sürate 10.9 

saniyede ulaştırıyor. Hızlanma 

performansı gibi saatte 180 kilometrelik 

maksimum sürat de 

beklentileri rahatlıkla karşılıyor. 

Araç EV (elektrikli araç) modunda 

yaklaşık 60 km/s sürate 

kadar sadece elektrikli motorla 

yol alıyor. Powermodunda 

her iki motor birlikte çalışarak 

maksimum performansı ortaya 

çıkarıyor. Ecomodu ise her 

iki motorla da en düşük tüketime 

ulaşmak için çalışıyor. İlk 

çalışma ve kalkışta elektrikli motor 

devredeyken frenleme ayak 

gazdan çekilerek gerçekleştirilen 

yavaşlamalarda piller şarj oluyor. 

Fabrika verilerine göre aracın 

ortalama tüketimi 4.1 litre. 50 

litrelik depoyla menzil yaklaşık 

1200 kilometre. Dizeleri aratmayan 

tüketim rakamları, 

bizim kullanımımızda yol 

bilgisayarına 5.5 litre olarak 

yansıdı. Aracı ne kadar çok 

trafikte kullanırsanız tüketim o 

kadar düşüyor. 

DONANIM LİSTESİ UZUN 

AurisHybrid bize üst 

donanım seviyesi olan Premium 

ile birlikte konuk oldu. Bu 

ekipman seviyesinde, şerit takip 

sistemi, ön çarpışma önleyici 

sistem, otomatik uzun far, LED 

ön farlar, LED gündüz farları, ön 

ve arka farlarda LED ışık çizgisi, 

akıllı giriş sistemi, anahtarsız 

çalıştırma sistemi, Toyota Skyview 

panoramik cam tavan, ön/ 

arka park sensörü, geri görüş 

kamerası, 7 inçlik Toyota Touch 

2 multimedya sistemi, 4.2 inçlik 

renkli TFT gösterge ekranı spor 

ön koltuklar, çift bölgeli otomatik 

klima, joystick tasarımlı vites 

kolu, ısıtmalı ön koltuklar, lastik 

basınç uyarı sistemi, kolay akıllı 

park sistemi, 7 hava yastığı ve 

hız sabitleyici gibi uzun bir liste 

yer alıyor. 




53 BİN LİRALIK ÖTV DESTEĞİ 

Toyota, AurisHybrid modelinin başlangıç fiyatını 

102 bin 950 lira (Active donanımlı) olarak belirlemiş. 

Bize konuk olan Premium donanımlı versiyon 

ise kampanya kapsamında 123 bin 500 liralık 

etiket taşıyor. Bu aracın ÖTV teşviki olmadan 

fiyatı tam 176 bin 300 lira. Hibrit versiyonla aynı 

fiyatı otomatik şanzımanlı 1.6 litrelik benzinli 

versiyon sunulurken manuel şanzımanlı 1.4 litrelik 

dizelin fiyatı da aynı donanımla 118 bin lira 

olarak belirlenmiş. Dizele yakın tüketim ve çok 

daha çevreci olan hibritversiyon bize göre Auris 

satın almak isteyenler için en cazip seçenek. 



Özel Haber-Ons Mimari Yapı 

Terzi usulü 

malikane tasarlıyor 

Kişiye özel tasarıma sahip villa ve malikaneler tasarlayan Ons Mimari 

Yapı, üst düzey güvenlik sistemleri ve dışarıdan belli olmayan gizli 

odalarla Premium konuklar inşa ediyor 

Kişiye özel villa ve malikane tasarlayıp inşa 

eden Ons Mimari Yapı, bu alandaki faaliyetlerine 

hız verdi. Şirketin Genel Müdürü 

Gökay Onuş, Ons Mimari Yapı’yı 2006 yılında 

İstanbul’da kurduklarını, ABD’ye ihracat yapan bir 

firma olarak yola çıktıklarını söyledi. 2010 yılından 

itibaren inşaat alanında villa ve malikâne üzerine 

çalışmalar yapmaya başladıklarını belirten Onuş, 

“Kurulduğumuz ilk günden beri, kaliteli ve kişiye 

özel hizmet sunmak amacıyla hedeflerimize adım 

adım yürüyoruz. Kurumsal bir firmayı butik bir iş 

yapan firma edasıyla yönetmekteyiz. Hem çizimlerimiz 

olsun hem de tasarımlarımız olsun hep bu 

noktada özel bir iş yapma gayretinde olduk ve bunuda 

başardığımızı düşünüyoruz. Bugün geldiğimiz 

noktada yurt dışında da private müşterilere uygulanan 

bir formatı inşaat sektöründe ülkemizde 

uygulamaya başladık. Biz buna terzi usulü bina 

dedik” şeklinde konuştu. 

10 AY İÇİNDE TAMAMLIYORUZ 

DŞu an için markalı proje üretme konusunda 

bir planlarının olmadığını ifade eden 

Onuş, Rotalarını tamamen özel üretim alanında 

Türkiye’de ve dünyada bilinen kişiye özel bir 

firma olarak planladıklarını vurguladı. Bu projenin 

büyüklüğü ve detayına göre yapım süresinin 

değiştiğini anlatan Onuş, normal bir inşaata 

nazaran ilmik ilmik işlenen bir iş olduğunu, buna 

rağmen maksimum 10 ay içinde projeyi teslim ettiklerini 

kaydetti. Proje için evde yaşayacak kişiler 

ve yurtdışındakipremiumprojeler yapan özel mimarlar 

ve mühendislerle birlikte çalıştıklarına 

işaret eden Gökay Onuş, şöyle devam etti: 

“Böylece kişinin kendisiyle ve ruhuyla uyumlu 

müstakil bir ev oluşturmayı amaçlıyoruz. Bu projeyi 

gerçekleştirirken ekipte mimar ve mühendisten 

başka evi hangi felsefe ile tasarlayacaksak o 

konuda bir bilirkişi de ekibe dâhil olmakta, yani 

istersek ekibe bir fengshui uzmanı ya da dini bir 

otorite bizimle birlikte bu projede çalışmakta. 

Sonuç olarak kişinin ruhuna, tarzına ve hayallerine 

yönelik bir müstakil ev tasarlıyoruz.” 




PANİK ODASI BİLE VAR 

Ons Mimari Yapı Genel Müdür Yardımcısı Barış Onuş ise, kişiye özel 

tasarımların avantajlarını anlattı. Tasarladıkları evlere çok farklı özellikler 

yüklediklerini söyleyen Barış Onuş, “Deprem bölgesinde olan bir ülke 

olarak statik ve dayanıklılık gücü ultra düzeyde güvenli yapılar inşa ediyoruz. 

Bu oluşturduğumuz malikânenin tüm alanları en ince ayrıntısına kadar 

düşünülmüş olmakla beraber villave malikânenin içinde sizi, sevdiklerinizi 

ve değerli eşyalarınızı tüm fiziksel tehditlere karşı koruyan ( Deprem, 

yangın, subaskını, fiziki saldırı ve doğal afetler) size kaliteli bir yaşam alanı 

oluşturulmaktadır. İstenilirse bu odalar dışarıdan bakıldığında görünmez ve 

fark edilmez olarak tasarlanabilir. Biz buna SafePanicRoomdiyoruz” dedi. 

Gökay Onuş 




AKILLI 

TEKNOLOJİLER 

DE VAR 

Bir diğer seçeneğin de 

SafePassageRoomolduğunu 

belirten Onuş, bu odanın 

ise ses ve ısı izolasyonun tamamen 

binadan bağımsız 

olduğu, girişinin dışarıdan 

belli olmadığı bir sistemle 

inşa edildiğini ifade etti. 

Odanın içinin tamamen 

tüketiciye özel olarak dizayn 

edilebildiğinivurgulayan Onuş, 

şunları söyledi: “İsterseniz 

toplantınızı yapabilir,dilerseniz 

de müzik dinleyip kitabınızı 

okuyabilirsiniz. Özel bir 

çalışmayla bu özelliklerin 

birçoğunu da mevcut 

müstakil ev ya da natamam 

villanıza da uygulayabiliriz.Oluşturduğumuz 

bu yapı 

klasik alarm ve kameraların 

yanı sıra eve içerden ve 

dışarıdan hükmedebileceğiniz 

son teknoloji, donatımlı, ultra 

akıllı, konforlu, eğlenceli ve 

gizemli bir yapı meydana getiriyoruz.” 



Test-SEAT Ateca 1.4 EcoTSI ACT DSG Xcellence 4Drive 

SEAT 

araziden 

kaçmıyor 

Ateca modeliyle SUV pazarına 

giriş yapan SEAT, küçük hacimli 

benzinli motorda sunduğu 4 

tekerlekten çekiş sistemiyle 

hem yol hem arazi şartlarında 

ilerlemeye devam ediyor 





Otomotiv tüketicisinin alışkanlıkları 

son dönemde belirgin bir ivmeyle 

SUV tipi modellere kaymaya başladı. 

Otomobilleri aratmayan sürüş yeteneği ve 

trafiğe yukarıdan bakma arzusu, markaları 

da birbirinden iddialı modellerini bu alanda 

geliştirmeye zorladı. İspanyol otomobil üreticisi 

SEAT da, pazardaki SUV trendine kayıtsız 

kalamayan markalar arasında. VW Grubu’nun 

sportif yönü ağır basan üyesi, kompakt SUV 

modeli Ateca ile pazara hızlı bir giriş yaptı. 

Gösterişli tasarımı, geniş iç hacmi ve zengin 

donanımıyla iddialı bir paket hazırlayan marka, 

araçta sunduğu 1.4 litrelik EcoTSI motorda 4 

tekerlekten çekiş ve otomatik vites kombinasyonuyla 

dikkatleri üzerine çekmeye başardı. Bu 

ayki konuklarımızdan olan Atece 4x4, SEAT’ın 

değişiyle Ateca 4Drive, güçlü motoru ve keyifli 

sürüş özellikleriyle parlıyor. 

10 MİLİMETRE DAHA YÜKSEK 

Markanın kompakt hacthback modeli 

Leon’un hormonlu hali gibi görünen Ateca, 

bu sebeple oldukça şık ve gösterişli bir otomobil. 

Tüm aydınlatmaları son dönemin modası 

olan LED’lerle sağlanan araç, gündüz olduğu 

kadar gece de kendisine özel bir imzaya sahip. 

Şık tasarım, iri boyutları gizlemekte başarılı 

oluyor. Çok uzun (4.36 metre) olmasa da 

geniş (1.84 metre) ve yüksek (1.62 metre) bir 

kompakt SUV olan Ateca, geniş iç mekanını 

da 2.64 metrelik aks mesafesine ve yetenekli 

mühendislere borçlu. İç mekandakisade çizgiler, 

kardeşi Leon’la büyük bir benzerlik içeriyor. 

Buna rağmen kalite ve işçilik oldukça başarılı. 

İyi bir sürüş 

pozisyonu vadeden 

kokpitte sunulan 

yaşam alanı 

yeterince ferah. 2 

çeker versiyondan 

25 litre daha küçük 

olan bagaj yine de 4 

kişinin bavullarına 

yeterince alan (485 

litre) sunuyor. 2 

çeker versiyondan 

10 milimetre yüksek 

olan 4Drive, fazladan 

101 kilogramlık 

ağırlık anlamına 

geliyor. 



OFF-ROAD VE KAR MODLARI EKLENİYOR 

Markanın 4Drive ismini verdiği akıllı 4 tekerlekten çekiş sistemi, çekişin 

düştüğü veya ekstra çekişin gerektiği şartlarda gücün ön ve arka aks arasında 

dağıtarak maksimum tutunmayı sağlıyor. Tüm Ateca modellerinde yer 

alan SEAT sürüş profili sistemi, 4Drive versiyonunda vites kolunun yanına 

yerleştirilen dairesel bir tuşla kumanda ediliyor. 2 çeker versiyonlardaki 

Eko, Konfor, Spor ve Kişisel ayarların yanında, Off-road ve kar modları da 

4Drive versiyonlarında sisteme dahil ediliyor. Bu sayede zorlu şartlarda da 

en uygun çekiş sağlanmış oluyor. 


Ateca 4Drive versiyonunda 

1.4 litrelik EcoTSI 

motora görev veriliyor. 

150 beygir güç ve 250 

nmtork üreten benzinli 

ünite, turbo beslemenin 

desteğini alıyor. Önden 

çekişten farklı olarak 6 

ileri çift kavramalı otomatik 

şanzıman DSG 

(önden çekişli versiyonlar 

7 ileri DSG) ile kombine 

edilen 4Dive versiyonu, 

1401 kilogramlık otomobile 

etkili bir performans 

kazandırıyor. 0-100 km/s 

ivmelenmesini 8.9 saniyede 

tamamlayan araç, saatte 

189 kilometrelik son sürate 

sahip. Ara hızlanmalarda 

da yeterince atik olan 

araç, keyifli ve sportif bir 

kullanım vadediyor. 4 

tekerlekten çekiş sistemi 

sayesinde yol oldukça 

iyi tutunan araç, agresif 

kullanım tarzına da uyum 

sağlayabiliyor. 




DONANIMIYLA ÖNE ÇIKIYOR 

Fabrika verilerine göre aracın ortalama 

tüketimi 6.3 litre. Bu rakam 2 çeker versiyondan 

0.9 litre daha yüksek. Bu sebeple 

marka, 50 litrelik depoyu 4Drive 

versiyonunda 55 litreye çıkarmış. Bizim 

kullanımımızda yol bilgisayarına 

yansıyan 7.7 litrelik değer bile makul 

sayılır. Xcellence donanımında, 18 inçlik 

alaşım jantlar, katlanır aynalar, LED 

ön sis farları ve sinyaller, Full LED farlar/gündüz 

farları/stoplar, Atecelogolu 

karşılama ışığı, krom çift egzoz çıkışı, 

krom tavan rayları, park sensörü, çift 

bölgeli otomatik klima, cruisecontrol, 8 

inçlik renkli dokunmatik ekranlı multimedya 

sistemi, elektrikli park freni, 

anahtarsız giriş ve çalıştırma sistemi, 

SEAT sürüş profili, alcantra spor koltuklar, 

geri görüş kamerası, ESC, lastik basınç 

uyarısı, yokuş kalkış destek sistemi, yokuş 

iniş desteği, elektronik dinamik diferansiyel 

kilidi, şehir içi acil frenleme fonksiyonlu 

ön bölge asistanı, yorgunluk tespit 

sistemi, ikincil çarpışma freni, ön/yan/ 

perde/sürücü diz hava yastığı yer alıyor. 

Yaklaşık 10 bin liralık fiyat farkıyla sunulan 

4Drive versiyonu, makul seviyede kalan 

performans ve tüketim farkını başarılı 

tutunma özellikleri ve çok daha güvenli 

sürüş yeteneğiyle bir araya getiriyor. 



Yenilik-Chevrolet Corvette ZR1 

Gelmiş 

geçmiş 

en güçlü 

Otomotiv 

tarihinin 

son 64 yılına 

tanıklık eden 

Chevrolet 

Corvette, 

yeni ZR1 

versiyonuyla 

dudak 

uçuklatan 

güç ve 

performansa 

kavuşuyor 

Corvette 

GÖKHAN KARA 




Otomobil dünyasına adını silinmeyecek harflerle 

yazdıran Chevrolet Corvette, hiç olmadığı kadar 

güçlü ve hızlı yeni ZR1 modeliyle yollara çıkmaya 

hazırlanıyor. 2015’te satışa sunulan 7’nci nesil Corvette, marka 

için önemli yenilikleri beraberinde getirmişti. Araçta sunulan 

7 ileri manuel şanzıman kadar, Z06 versiyonuyla tanıtılan 

8 ileri otomatik şanzıman da hem marka hem de Corvette 

modeli için ilkleri temsil etti. 64 yılı geride bırakan Corvette, 

yeni nesil ZR1 versiyonuyla adeta güç patlaması yaşatacak. 




969 NM TORK 

ÜRETİYOR 

Yeni ZR1’de görev yapan 

LT5 kodlu 6.2 litrelik V8 

motor, markanın süperşarj 

mirasını geliştiriyor. Yeni LT5 

süperşarj sistemi, 2009’da 

6’ncı nesil Corvette ZR1 

ile başlayan ve 7’nci nesil 

Z06 modeliyle devam eden 

LT4 kodlu versiyonundan 

yüzde 52 daha fazla potansiyel 

barındırıyor. Bu sayede 

yeni ZR1 motoru, tam 755 

beygir güç ve 969 nm tork 

üretiyor. Bir ZR1 modelinde 

ilk kez sunulan 8 ileri otomatik 

şanzımanın yanı sıra 

7 ileri manuel şanzıman da 

seçenekler arasında yerini 

alıyor. Aracın hızlanma 

performansı hakkında bilgi 

verilmezken ulaşabildiği 

maksimum süratin saatte 336 

kilometrenin üzerinde olduğu 

belirletiyor. Arkadan itişli 

araçta iki farklı aerodinamik 

paket sunulacak. Dev arka 

kanat, Z06 modeline kıyasla, 

yüzde 70’e kadar fazladan yere 

basma kuvveti vadediyor. 




ÖZEL ŞASİ VE PERFORMANS PAKETİ 

2018’in baharında satışa sunulacak olan yeni araç, sadece halka açık yollarda değil, yarış pistlerinde 

de çok iddialı. Karbon telli hava girişleri temiz hava girişini kolaylaştırırken ön splitter 

ve ayarlanabilir yüksek kanat da downforce yeteneğini artırıyor. Araçta kullanılan Michelin 

Pilot Sport Cup 2 ve daha hızlı viraj dönüşlerine imkan veren özel şasi, manyetik sürüş kontrolü 

ayarlaması içeren yeni ZTK Performans Paketi’nin bir parçası olarak öne çıkıyor. Özel 

bir turuncu renk de seçenekler arasında yerini alırken aracın coupe ve convertible (üstü açık) 

versiyonları olacak. 



Yenilik-McLaren Senna 

Senna’nın adına 

yakışır sporcu 

McLaren’in yeni modeli olan Senna, adına aldığı 

efsane gibi etkileyici özelliklere sahip. Yolda 

da kullanılabilen araç, 800 beygirle en güçlü 

benzinli McLaren olacak 




Süper spor otomobil üreticisi McLaren, son 

dönemde başlattığı yeni model atağını çok özel 

bir araçla taçlandırıyor. Formula 1 tarihi kadar 

marka için de unutulmaz isimlerden olan AyrtonSenna, 

yeni bir McLaren’e ismini veriyor. Marka adına 3 

dünya şampiyonluğu elde eden ve zamanının en hızlı 

isimlerinden olan Senna, sadece 500 kişinin sahip 

olabileceği bir süper spor otomobilde yaşamaya devam 

edecek. İngiliz üreticinin yeni aracı, elektrik destekli 

P1 modelinden sonraki en güçlü McLaren unvanına 

sahip. Markanın bugüne kadar geliştirdiği en güçlü 

benzinli ünite, Senna’nın kullandığı F1 otomobilinden 

bu yana üretilen en hafif otomobilde can buluyor. 

SADECE 1198 KİLOGRAM 

Yarış otomobillerini aratmayan dev kanadıysa ilk 

bakışta kendini belli eden, makas tipi yukarıya açılan 

kapılarıyla McLaren geleneğini sürdüren Senna, yol 

kullanımına uygun tasarlanmış. McLarenSenna’da 

kullanılan ortaya konumlandırılmış 4 litrelik V8 motor, 

çift turbo beslemeyle destekleniyor. Arkadan itişli otomobil, 

800 beygir güç ve 800 nmtork üretiyor. Karbon 

fiber şasi ve gövde panelleri ile ultra-hafif sayılabilecek 

otomobil sadece 1198 kilogram ağırlığında. Bu sayede 1 

tonluk ağırlığa düşen güç miktarı tam 668 beygir oluyor. 

İki koltuklu Senna’nın çekirdeğini oluşturan karbon 

fiber Monocage III şasi, McLaren 720S’yi destekleyen 

yapının daha da geliştirilmesinden türetilmiş. 




MOTOR TAVANDAN ÇALIŞTIRILIYOR 

Çift debriyajlı 7 ileri otomatik şanzımanla kombine edilen 

motor, tabii ki direksiyon arkasına yerleştirilmiş dev 

karbon fiber vites değiştirme kulakçılarıyla kontrol ediliyor. 

Motoru çalıştıran start tuşu, diğer modellerin aksine tavana 

yerleştirilmiş karbon fiber konsolda yer alıyor. Bu konsolda 

kapı ve cam açma kumandaları da yer alıyor. Güçlü 

V8’in sürüş karakteri,ActiveDynamics Panel kullanılarak 

ayarlanabiliyor. Sistem, Comfort, Sport veya Track(pist) 

olmak üzere 3 farklı sürüş moduna izin veriyor. Bu 

seçimler, gaz kelebeği tepkisinden pedal hassasiyetine kadar 

birçok farklı alana etki ediyor. Araç boydan boya havayı 

yönlendiren kademeyi kapakçıklarla donatılmış. Bu sayede 

motorun gerek duyduğu temiz hava rahatlıkla sağlanıyor. 

Aracın arkasındaki çift difüzörise, tek bir karbon elyaf 

parçası olarak hazırlanan bu arka aksın altından başlayıp 

yükseklik arttıkça havanın aracın altından hızlıca akıp 

gitmesini sağlıyor.Araçta ayrıca RaceActiveChassis Control 

II (RCC II) hidrolik süspansiyon sistemini kullanılıyor. 




TAMAMEN ELDE ÜRETİLECEK 

Karbon elyaf kaplamaların sıkça kullanıldığı iç mekan, diğer McLaren’larla benzerlik 

taşıyor. Tercihe bağlı olarak alcantra ve deri koltuklar, yan hava yastıklarına 

bile sahip. Sürücü kontrolleri, ‘kokpit karmaşasını’ azaltmak için kasıtlı olarak 

minimumda tutulurken, 3 kollu direksiyon simidi ve düğmelerden arındırılmış ve 

sezgisel geri beslemeye odaklanıyor. Sürücünün ihtiyaç duyduğu tüm bilgiler, yüksek 

çözünürlüklü McLaren Katlanır Sürücü Ekran ve merkezi bilgi-eğlence ekranı 

içinden geliyor. İngiltere’de McLaren Üretim Merkezi’nde elle monte edilecek olan 

aracın vergiler dahilfiyatı ise sadece 750 bin sterlin olarak belirlenmiş! 



Test-Peugeot 3008 1.6 THP GT Line 

Peugeot 

3008 

GTi 

Fransız otomotiv üreticisi Peugeot, genlerindeki 

sportifliği tüm modellerine yansıtıyor. Bunlardan biri 

olan kompakt SUV 3008’de sunulan 1.6 litrelik THP 

motor, performansa önem verenleri mutlu ediyor 




Otomotivdeki sektöründeki yerden yükselme 

trendi, markaların teknoloji ve tasarım 

şovuna ev sahipliği yapmaya başladı. 

Birbirinden iddialı tasarımlar ve yeni nesil motorlarla 

standart modellerden çok daha alımlı araçlar 

üretmeye başlayan markalardan olan Peugeot, ikinci 

nesil 3008 modeliyle kompakt SUV pazarında taşları 

yerinden oynattı. Pazara girmesiyle birlikte yılın otomobili 

olmayı başaran yeni nesil 3008, Fransız üreticinin 

bile tahminlerinin üzerinde satış rakamlarına 

ulaştı. Geniş motor seçenekleriyle sınıfının zirvesine 

oynayan yeni 3008’i, en güçlü benzinli motor 

seçeneği olan 1.6 litrelik THP ve GT-Line donanım 

seçeneğiyle deneme fırsatı yakaladık. 

İÇ MEKAN ŞIK VE KALİTELİ 

Kompakt bir SUV için oldukça atletik çizgilere 

sahip olan araç, 4.45 metrelik uzunluğu, 1.84 metrelik 

genişliği ve 1.62 metrelik yüksekliği ile sınıfının 

büyük modellerinden biri olarak öne çıkıyor. 2.67 metrelik 

aks mesafesiyle iç mekan genişliği hakkında da 

bilgi veren araç, 219 milimetrelik yerden yüksekliği 

ile sınıfının hakkını veriyor. Şık çizgileri ve tamamı 

LED olan aydınlatmalarıyla en yeni teknolojileri sergilemekten 

kaçınmıyor. Yüksek omuz çizgisi ve geniş 


çamurluklar, aracın kaslı tasarımını desteklerken siyah 

bir bandın arkasına gizlenen arka aydınlatmalar 

oldukça şık görünüyor. Aracın dışındaki sportiflik iç 

mekanda artarak devam ediyor. Sürücüye dönük i- 

cockpit tasarımıyla rakiplerinden ayrılan iç mekan, 

kaliteli ve şık detaylarla şekillendirilmiş. Şalter tipi 

kumanda birimleri, küçük direksiyon simidi, dijital 

göstergeler ve farklı vites topuzu aracın hiçbir modele 

benzememesini sağlıyor. Ön bölümde sunulan geniş 

yaşam alanını arkada oturanlara da sunan marka, 

520 litrelik kullanışlı bagajıyla da iddialı olduğunu 

kanıtlıyor. 




GÜÇLÜ VE TUTUMLU 

Peugeot 3008’de farklı ihtiyaçlara yönelik bolca 

motor seçeneği sunuluyor. Bize konuk olan 

1.6 litrelik THP motor, benzinli seçeneklerin en 

güçlüsü. 165 beygir güç ve 240 nm tork üreten 

motor, 6 ileri tam otomatik şanzıman EAT6 

ile kombine ediliyor. 1.3 tonluk otomobile etkili 

bir performans sağlayan turbo beslemeli 

ünite, aracı 0’dan 100 km/s sürate 8.9 saniyede 

ulaştırıyor. Saatte 206 kilometre olan son hızıyla 

da beklentileri karşılayan araç, adete küçük 

bir GTi modeli hissi sunuyor. Sport moduyla 

birlikte aracın sürüş dinamikleri daha keskin 

hale geliyor. Ara hızlanmalarda da beklentileri 

karşılayan motor, yüksek performansını 

sürücüye fazla hissettirmiyor. Başarılı süspansiyon 

sistemi, 19 inçlik ince yanaklı lastiklere 

rağmen fazlasıyla konfor sunabiliyor. 

Performanslı kullanıma da uyum sağlayan 

sistem, aracın başarılı sürüş dinamikleriyle 

birleşince tam bir spor SUV haline geliyor. Fabrika 

verilerine göre aracın ortalama tüketimi 

5.7 litre. 53 litrelik depoyla menzil yaklaşık 930 

kilometre. Güç ve performansa göre oldukça 

iddialı olan tüketim, bizim kullanımımızda yol 

bilgisayarına 6.6 litre olarak yansıdı. 




DONANIM LİSTESİ ÇOK UZUN 

5 farklı donanım seçeneğiyle 

pazara sunulan 3008, sınıfının en 

iddialı modellerinden biri olduğunu 

bu alanda da kanıtlıyor. Bize konuk 

olan GT-Line versiyonunda ESP, 

hill holder, ön/yan/perde hava 

yastıkları, dikkatsizlik algılamasına 

sahip yorgunluk tespit sistemi, 

adaptif cruise control ve otomatik 

fren sistemi, aktif şerit takip sistemi, 

aktif kör nokta uyarı sistemi, aktif 

hız levhası tanıma sistemi, aktif 

uzun far, aktif tam durdurma 

fonksiyonlu güvenlik freni, parçalı 

deri GT-Line koltuk döşemesi, 

8 inçlik dokunmatik ekran, 3D 

navigasyon sistemi, Focal Hi-Fi 

ses sistemi, Onyx tipi full dijital 

göstergeler, elektrikli ve eller serbest 

açılır bagaj kapağı, siyah renkli 

spoyler, Diamond siyah tavan, A 

sütunu ve ayna kapakları, krom 

egzoz çıkışları, LED sis farları, 

kablosuz şarj sistemi, full LED farlar, 

LED gündüz farları ve stoplar, ön/ 

arka park sensörü, ön/arka kamera, 

panaromik açılır cam tavan, 

otomatik park sistemi, elektrikli/ 

ısıtmalı/hafızalı sürücü koltuğu, 

çift bölgeli otomatik klima gibi çok 

uzun bir liste yer alıyor. 



Test-VW Arteon 2.0 TDI 4Motion Elegance 

Tabuları 

kıranVW 

Tasarımlarının birbirine 

benzerliği sebebiyle eleştirilen 

VW, yeni spor sedanı Arteon’la 

dikkatleri üzerine çekmeyi 

başardı. Araç, etkileyici tasarımını 

spor otomobilleri aratmayan 

motoruyla taçlandırıyor 





Volkswagen (VW), kalitesi ve teknik bilgisiyle sektörde 

kendisine önemli bir yer edinmeyi başardı. 

Markanın her yeni modeli, sınıfının en iyileri 

arasında yer alırken en önemli eleştiri de hep ‘birbirine 

benzeyen tasarımları’ oldu. Markanın birbirinden iddialı 

konseptlerinin bile sade ve şık çizgilerle yollara çıkarılması 

da aslında bu eleştiriyi doğrular nitelikte. Markanın ilk 

spor sedanı Passat CC ve ardından gelen CC modeli bile 

bu genellemeyi kırmaya yeterli gelmedi ta ki kısa bir süre 

önce tanıtılan yepyeni Arteon modeline kadar. Alman üreticinin 

belki de en çekici ve şık tasarımıyla şekillendirdiği 

dev sporcu, bu ay Eleganceversiyonuyla konuğumuz oldu. 

563 LİTRELİK BAGAJ 

Dev krom ızgarasıyla kocaman bir ağzı andıran 

ön tasarım oldukça agresif. Kaputun çamurların üzerine 

taşan görünümü, kaputun çok daha büyük olmasını 

sağlamış. Agresif çizgiler ve kaslı görünüm araca profilden 

bakıldığından şaşırtıcı bir etki bırakıyor. Arteon, 4.86 metrelik 

uzunluğu ve 1.87 metrelik genişliği ile,orta sınıfın en 

büyük sedanlarından olan Passat’tan bile uzun (+95 milimetre) 

ve geniş (+39 milimetre). Aracın en sade bölümü 

olan arka tasarım bile oldukça şık. Krom kaplı ve trapez 

formlu krom egzoz çıkışları sportif tasarımı destekliyor. 

Tamponun altında ayağınızı gezdirdiğinizde elektrikli 

olarak açılan bagaj kapağı, aracın bir sedan olmadığını anlatmaya 

yeterli. Arka camla birlikte açılan bagaj kapağı, 563 

litrelik dev bir hacme (Passat: 586 litre) sahip. Arteon’un iç 

mekanı da oldukça kaliteli ve şık görünüyor. Kokpitin üzerindeki 

analog saat böyle bir araçta olmazsa olmazlardan. 

Passat’tan çok da farklı olmayan iç tasarım, kalite ve ergonomi 

olarak türünün en iyilerinde. 2.84 metrelik aks 

aralığı sayesinde iç hacim bir üst sınıfı aratmıyor. Eğimli 

tavana rağmen arka bölümde ferahlığı azaltan herhangi 

bir unsur bulunmuyor. Tiguan’dan tanıdık dijital gösterge 

paneli oldukça kaliteli. 8 inçlik dokunmatik ekranlı multimedya 

sistemi de rahat kullanıma sahip. 




240 BEYGİRLİK TDI 

Araçta görev yapan 2 litrelik TDI ünite, türünün en iddialı örnekleri 

arasında yer alıyor. 240 beygir güç ve 500 nmtork üreten motor, gücünü 

4Motion sistemiyle 4 tekerleğe birden aktarıyor. 1828 kilogramlık 

otomobil, kompakt bir GTi modelini aratmayacak performans değerleri 

sunuyor. 7 ileri çift kavramalı otomatik şanzıman (DSG) ile kombine 

edilen motor, aracı 0’dan 100 km/s sürate sadece 6.5 saniyede ulaştırıyor. 

Saatte 245 kilometre olarak belirlenen maksimum hıza bir nefeste 

ulaşan araç, ara hızlanmalarda da çok seri. 4 tekerlekten çekiş sistemi 

ve kilitli diferansiyel, aracın viraj alma limitlerini beklentilerin çok ilerisini 

taşımış. Spor sürüş modunda bir miktar eğlenceye izin veren sistem, 

normal modda aracın izinden çıkmamasını zorlanmadan sağlıyor. 

Stabil sürüş ve kıvrak yapı, bu denli ağır bir otomobilde övgüye değer. 

Aracın frenleri de performansı dizginleyebilecek güçte. Fabrika verilerine 

göre ortalama tüketim 5.9 litre, depo hacmi de 66 litre. Bu da menzilin 

1100 kilometrenin üzerinde olduğu anlamına geliyor. Bu ortalamayı 

tutturmak kolay olmasa da motorun tasarruf potansiyeli yüksek. Bizim 

kullanımımızda elde ettiğimiz 7.1 litrelik ortalama yüksek gibi görünse 

de, ayağımıza pek hakim olmadığımızı belirtelim. 




YENİ ARTEON’UN DONANIMINDA YOK YOK 

Büyük hacimli motor ve premium hava, aracın fiyatının rahatlıkla 300 bin lira barajının üzerine çıkmasını sağlıyor. Premium rakiplere yakın sayılabilecek bu fiyata çok zengin 

bir donanım listesi eşlik ediyor. Türkiye’de R Line ve Elegance olmak üzere iki farklı versiyona sahip olan araçta R Line, sportif gövde eklentilerine sahipken Elegance konfor 

ve lüks hissini artıran detaylara sahip. Elegance donanımında alcantra/deri döşeme, ahşap dekor, ön konsolda analog saat, 8 inçlik renkli dokunmatik ekranlı multimedya 

sistemi, direksiyon üzerinde vites kumandaları, 19 inçlik alüminyum alaşım jantlar, LED gündüz farları, LED high ön farlar, LED stoplar, dinamik viraj aydınlatması, trapez 

formlu krom egzoz çıkışları, dijital gösterge paneli, ön/arka park sensörü, cruisecontrol, sürüş profil seçimi, anahtarsız giriş ve çalıştırma, çift bölgeli otomatik klima, ısıtmalı 

ön koltuklar, start/stop sistemi, elektrikli par freni, adaptif şasi kontrolü, elektrikli bagaj kapağı, kolay açılır kapanır bagaj kapağı, ESP, elektronik dinamik diferansiyel kilidi 

(XDS), yorgunluk tespit sistemi, ikincil çarpışma freni, Haldex arka diferansiyel gibi uzun bir liste yer alıyor. 



Test-VW Polo 1.0 DSG Highline 

Yeni 

Polo 

Golf ’e 

özendi 

VW Polo, yeni nesliyle 

kaliteyi, teknolojik ve sportif 

detaylarla zenginleştirdi. Yeni 

donanımlarıyla dikkat çeken 

araç, konfor seviyesi ve sürüşüyle 

abisi Golf’e bile rakip olabilir 





Alman otomotiv üreticisi Volkswagen 

(VW), B sınıfındaki 

hatchback modeli Polo’yu yeniledi. 

Her nesliyle sınıfının en iddialı 

otomobillerinden olan Polo, büyüyen 

boyutları ve olgun tasarımıyla hiç 

olmadığı kadar iddialı bir araç haline 

gelmiş. Bu ayki konuklarımızdan olan 

yeni Polo, küçük hacimli benzinli motoru, 

Highline donanımı ve pazarın en iyi 

otomatik şanzımanlarından olan DSG 

ile dikkat çekici bir paket hazırlamış. 

UZUN, GENİŞ VE DAHA ALÇAK 

Genel hatları korunarak çok daha şık 

bir otomobil haline getirilen yeni Polo, 

sınıfı için geniş ve uzun sayılabilecek 

bir araç olarak dikkat çekiyor. Küçük 

bir Golf’ü andıran yeni tasarımda, farlar 

dikkat çekiyor. 4.05 metreye ulaşan 

uzunluğu, önceki nesle göre 81 milimetre 

daha fazla. Aracın 1.75 metrelik 

genişliği (+69 milimetre) ve aks 

aralığı (+94 milimetre) belirgin şekilde 

artırılırken 1.45 milimetreye düşürülen 

yüksekliği de önceki nesilden 7 milimetre 

daha alçak. Geniş ön ızgara 

ve benzer genişlikteki tampon, araca 

prestijli bir görünüm sağlıyor. Bombeli 

kaput, aracın boydan boya geçen yüksek 

omuz çizgisiyle aracı olduğundan 

heybetli gösteriyor. Yenilenen arka 

far grubu, geniş bagaj kapağı ve tavan 

spoyleri araca yeterli prestiji sağlıyor. 

Büyüyen boyutlar ve aks mesafesi, 

bagaj hacmini de büyütmüş. Yeni Polo, 

önceki nesilden 71 litre daha fazla, 

351 litrelik yükleme hacmi sunuyor. 

Aracın iç mekanı da değişimden nasibini 

almış. VW’nin yeni modellerinde 

kullandığı 8 inçlik multimedya 

ekranı, iri tasarımlı gösterge paneli, 

gövde rengi seçeneği sunulan iç dekor 

ve koltuk kaplamaları oldukça şık ve 

kaliteli hissettiriyor. Genişleyen iç mekanda 

sunulan yaşam alanı yeterince 

ferah. Arka sırada sunulan yaşam alanı 

da bir üst sınıfla yarışabilecek kadar 

genişlemiş. 




DİZELLERİ ARATMIYOR 

Araçta görev yapan motor seçenekleri, önceki modelden tanıdık. Bize konuk olan 1.0 litrelik 3 silindirli benzinli motor, 95 beygir güç ve 175 nmtork üretiyor. Turbo 

beslemeli TSI ünite, 7 ileri çift kavramalı otomatik şanzıman DSG ile kombine ediliyor. 1180 kilogramlık otomobile boyundan büyük bir performans sağlayan motor, 

aracı 0’dan 100 km/s sürate 10.8 saniyede ulaştırıyor. Saatte 187 kilometre hıza ulaşabilen araç, ara hızlanmalarda da beklentileri karşılıyor. Artan iz genişliği ve 

geliştirilen altyapı sayesinde Polo’nun yol tutuş yeteneği belirgin şekilde artırılmış. Limitleri yükseltilen araç, tatlı sert süspansiyon sistemine rağmen konforla yol tutuş 

dengesini başarıyla sağlıyor. Performans kadar tüketimde de iddialı olan yeni TSI ünite, fabrika verilerine göre 4.7 litrelik ortalama tüketime sahip. 40 litrelik depoylamenzil 

850 kilometre seviyesinde. Dizellere yakın seviyedeki bu değer, bizim denemelerimizde yol bilgisayarına 5.5 litre olarak yansıdı. 




DONANIM LİSTESİ 

UZATILMIŞ 

Yeni nesil Polo, bize üst 

donanım seviyesi olan 

Highline ile konuk oldu. Fakat 

orta donanım seviyesi olan 

Comfortline’da bile elektronik 

diferansiyel kilidi, ESP, 

eğim kalkış asistanı, ikincil 

çarpışma freni, yorgunluk 

tespit sistemi, LED gündüz 

farları, ön/arka park sensörü, 

6.5 inçlik renkli dokunmatik 

multimedya ekranı ve lastik 

basınç uyarısı gibi donanımlar 

standart olarak sunuluyor. 

Highline’da ise ayrıca özel 

kumaş koltuk döşemesi, demir 

gri iç dekor, 8 inçlik renkli 

dokunmatik multimedya 

sistemi, 16 inçlik alaşım jantlar, 

ön sis farları ve entegre statik 

dönüş farları, LED stoplar,hız 

sınırlayıcı, çift bölgeli otomatik 

klima, otomatik hava kalite 

sensörügibi donanımlar yer 

alıyor.

otogundem-dergi-ocak-2018

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

Delete template?

Save as template?