Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
AYIN KONUĞU ÇİĞDEM BATUR
ÇİĞDEM BATUR KİDİR DİYE SORMAYALIM AMA AYŞE
ÇİĞDEM BATUR KİMDİR? AYŞE İSMİNİ NEDEN KULLAN-
MIYORSUNUZ?
Ç.B/ - Ayşe ismini çok kullanmıyoruz o biraz bana özel
kalsın.
U.E/ - Ayşe adını sevmiyor musunuz?
Ç.B/ -Hayır! Ayşe ismini çok seviyorum. Çünkü Ayşe isminin
aslında benim için manevi bir değeri var. Annemin,
anneannemin ve onun anneannesinin ön adı Ayşe. Bizde
böyle aileden gelen geleneksel bir şey var. Hepsinin
çift ismi var ve hepsinin ön adı Ayşe. O yüzden de benim
için çok daha manevi duygusu önde olan bir isim olduğu
için çok fazla dile düşsün ya da dile çok pelesenk olsun
istemiyorum açıkçası. O yüzden de Çiğdem BATUR denilmesini
daha çok tercih ediyorum.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM BÖLÜMÜNÜ OKUDUNUZ
GAZETECİLİK YA DA FARKLI BÖLÜMLERE DE GEÇEBİ-
LİRDİNİZ. OYUNUCULUĞA TRT’YE GİRDİKTEN SONRA
MI KARAR VERDİNİZ?
Hayır, oyunculuk kısmı üniversiteye girdiğim ilk sene tiyatro
topluluğunda olan arkadaşlarımın beni biraz da
zorla tiyatro topluluğuna sokmasından kaynaklı. Çünkü
ben onun öncesinde sahneye çıkmaktan çok korkan çok
çekingen utangaç bir çocuktum. O yüzden de tiyatro
topluluğuna beni zorla soktular ama ben herhalde yönetmen
yardımcılığı yaparım fikri ile girdim. Fakat öyle
olmadı, yönetmenimiz beni sahneye çıkardı. Sahneye
çıkarken de provalar boyunca da ona gerçekten çok
çektirdim. Ama oyun günü inanılmaz bir ivme kaydedip
yönetmenin yanıma gelip de “Bu saate kadar niye bunları
yaşattın madem bu kadar yetenekliydin ve bunları
yapabiliyordun bana ne garezin vardı ?” diyebileceği bir
performans sergilemiştim. Sonrası ikinci oyunda bana başrol
verdiler. Bir Şehnaz oyununda Şehnaz’ı oynadım. Müzikli
bir oyundu ve aynı zamanda şarkı da söyledim. Orada
aslında kırılma noktası gerçekleşti. Sahneye çıktıktan sonra
Bilkent Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesinde derslere giriyordum.
İletişim fakültesinde okurken bir yandan da oyunculuk
artık bir tutku haline gelmeye başladı. Gerçekten
kendini bulduğun yerin sahne olduğunu, işi yaparken çok
mutlu olduğunu fark ediyor ve ne kadar yorulsan da bu işi
yaptığın için şükrediyorsun. Doğal olarak da o işi yapmaya
devam ediyorsun. Aynı zamanda devam etmek de istiyorsun.
Sonrasında Bahçeşehir Üniversitesi’nde ileri oyunculuk
üzerine yüksek lisansımı yaptım. Diziler, sinema filmleri,
dublaj çalışmaları, tiyatro oyunları derken artık bu benim
tamamen benimle bütünleşen meslek haline geldi.
Çok şanslıyım ben gerçekten âşık olduğum işi yapıyorum.
Bunu bir meslek haline getirdim. Çünkü ben mesleğin
gerçekten insan hayatında çok önemli olduğunu
düşünüyorum. Herkes gider mesleğin kalır. Onu yaparken
de çok mutlu olduğun bir şeyi yapıyor olman lazım.
Keşke herkesin hobisi mesleği olsa da herkes mutlu insan
olarak etrafta dolaşsa..
KENDİNİZDE BİLDİĞİNİZ BİRÇOK YÖNÜNÜZÜ İÇİNİZDE
TUTARKEN SADECE KEŞFEDİLMEYİ Mİ BEKLEDİNİZ?
NEDEN YÖNETMENİN SİZİ SAHNEYE ALMASINA KA-
DAR BEKLEDİNİZ?
Bilmiyorum o sürece kadar beni cesaretlendiren bir şey
yoktu. Ya da hiçbir zaman sahnede olmaya mecbur bırakılmadım.
Bu bir tercih olduğunda çekingenlik ve
utangaçlık duygusu ağır bastı. Bir şey yapmaya mecbur
olmadığım için tercih de etmiyordum. Ama birisi beni
sahneye itince ve onu yapmaya mecbur bırakılınca yapabildiğimi
fark ettim. Ben gerçekten o zamanki yönetmenime
ne kadar teşekkür etsem azdır.
U.E/ - O zaman okuduğunuz bölümü meslek olarak yapmak
yerine farklı bir alana geçmiş mi oldunuz ?
Ç.B/ - Tabi ki öyle oldu. Aslında ben yönetmen olmak istiyordum.
Hep kafam da o vardı. Yönetmen olmak için iletişim
fakültesi okumaya başladım. Hep yönetmenlik vardı
hayalimde fakat bir anda ivme başka bir yere döndü
ve şu anki durumdan çok çok daha mutluyum. Eminim
yönetmen olsaydım işimi yaparken bu kadar çok mutlu
olmazdım.
www.phsuaritmadergisi.com
49