Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Günümüzde akıllı telefonlarda ve bilgisayarlarda
sıkça karşılaştığımız üzere otonom
aracım beni istemediğim halde
McDonalds’a götürürse ne olacak mesela?
Benim kişisel bilgilerimi reklam amacıyla
başka bir şirkete satar ve beni bu
yönde yönlendirirse? Şu an için bir yanıtım
yok. Tabi bu sorular garip gelebilir fakat
geçmişte de aynı sorular cep telefonları
için garip gelebilecekti. Fakat günümüzde
bütünüyle bu reklam zırvası telefonlar
için normalleşmiş durumda.
Bir makaleye göre de, Hollanda trafik kanununun
bir maddesinde cenaze konvoyunun
kesilmemesi gerektiği belirtiliyor ve
bunun karşılığında bir müeyyide var. Tamam
çok abartı bir örnek fakat bir düşünelim.
Peki otonom araç bu konvoyun
varlığını nasıl algılayacak? Bu konvoyun
arasına girmesi durumunda otonom araç
için bir sorumluluktan bahsetmemiz mümkün
olacak mı? Yapay zeka bu durumda
nasıl karar verecektir ve hatta bu yapay
zekanın algoritması nasıl temellendirilecektir?
Bu konuda mühendislerin yapabilecekleri
neler? Her hukuksal norm kolaylıkla
algoritmik norm haline getirilebilir mi?
işte bunun yanıtlarını ben de bilmiyorum.
Onu yazan yazar da bilmiyordu ve sadece
soruları soruyordu. Muhtemelen bu
hukuk kuralı ve bunun gibi trafikteki pek
çok kural, otonom olmayan-sürücülü
araçlar düşünülerek yazıldığı için, yapay
zekalı-otonom-sürücüsüz araçlar hayatımıza
girdikçe değişeceklerdir. Yani bi de
bu kurala gelene kadar aşmamız gereken
daha kırk fırın ekmek yememiz gerekiyor.
Tamam da nereye kadar gider
bu yapay zeka? Ne kadar
yüksek seviyeye çıkabilirler?
O zaman neler olur?
Yapay zekanın gelişiminde
ise, önce biraz insanlığı düşünelim.
1500 ile 1750 yılları
arasında fark 1750 ile 2015
yılları kadar fazla değildi.
1500 yılından 1700 yılına gelen
bir insan çok müthiş bir
şaşırma geçirmez ama, 2020
yılını falan görse kalp krizinden
mevta olabilir. Zamanın
ve insanlığın değişim ivmesi
hızla artıyor. Bizim 10 yılda
karşılaştığımız değişimlere
belki de gelecekte 1 ayda ulaşılabilecek.
1750 yılında yaşayan
bir insanın 2015’te şaşırdığı
kadar biz de 2030’da
şaşırabiliriz. Hatta belki
2050’de dünyayı hiç tanıma-