Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
10
İKHALMED
LİSELERARASI BİLGİ YARIŞMASI İSTANBUL BİRİNCİLİĞİ
“GEÇİP GİDEN HUHU.... ZAMANLARI HUHUUU… BİR YERLERDE
BULSAK...”
Bu yazıya başlarken “Ne zaman mezun oldum ben liseden” diye
sorduğumda kendime, bu sorunun cevabı ile uzun zamandır
yüzleşmediğimi fark ettim. 2007... Dile kolay 12 yıl geçmiş üstünden...
Ama ben kendimi halen genç hissettiğimden midir yoksa zaman
dediğinin su gibi geçmesinden mi bana o kadar da uzun bir zaman
gibi gelmedi.
Ece Öğe
‘07
Uzm.Dr.Ece Öge
Enver
İstanbul Üniversitesi
Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi
Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Anabilim
Dalı
Güzel yıllardı lise yılları. Her senenin benim için ayrı bir anlamı var.
Biz dört yıl lise okuyan dönemdik, bizim birkaç üst kuşağımız
ortaokuldan itibaren 7 yıl okumuşlardı İKHAL’de. İlk sene hazırlık
senesiydi. İngilizce ile boğuştuğumuz, çokça şey öğrenip geliştiğimiz
bir yıldı. Dilek Öğretmenim halen aklımda. Hayatıma kattıklarını
hiçbir zaman unutmayacağım, bu nedenledir ki halen ararım onu.
Lise 1, bir geçiş dönemi gibiydi. Lise 2 ise çok zorlu senelerden biri.
Aynı zamanda dershane başlamıştı. Lise 3 ise çok koşturmalıydı.
Aynı anda dershane, okul derken sürekli ders çalışıyor o sınavdan
diğerine koşuyorduk. Derken Liselerarası Bilgi Yarışması olduğunu
öğrendik. Ekibimizin nasıl oluştuğunu tam hatırlamıyorum. Ben
vardım, o dönemler okul birinciliği için deli gibi yarıştığım, okulu
adeta iki gruba böldüğümüz rakibim Tuğçe, bizim sınıfın haylazı
ama en zekilerinden olan Emre. Biz sayısalcıydık. Bir de eşit ağırlık
ve sözel ekibi vardı ki onlardan birini zaten dershane sınavlarındaki
başarısı ile tanıyorduk: Murat. Diğeri ise edebiyat ve tarih bilgileri
ile donanmış Halef. İlk önce hiçbir şeye çalışmadan apar topar
gittik ilk yarışmaya. Kartal Ahmet Şimşek Kolejinde idi ilk yarışma.
Matematik öğretmeni Engin Hocamızın yarışma öncesi bize aldığı
fıstıklı çikolataları yedikten sonra çıktık ilk yarışmaya. Ben grubun
sözcüsü oldum hemen. Çikolatalardan mıdır bilmem, ilk etabı çok
kolay geçtik ve yanlış hatırlamıyorsam ilk rakibimiz Burak Bora
Anadolu Lisesi idi. O zamanların azılı rakibi:) Ardından ikinci yarışma
için bekleyiş başladı. Onca şey vardı ki uğraştığımız, benim için zorlu
bir dönemdi. İlk zamanlar çok da önemsememiştim. Ama yarışmalar
geçip Kartal birincisi olduktan sonra, artık okulda da bir heyecan
oluşmaya başladığını anımsıyorum. Emre’nin zoru ile dersten çıkar,
yarışmaya hazırlanırdık. Hiç çıkmak istemezdim derslerden. Ne
vardı ki hazırlanacak. Zaten ekipçe iş bölümümüz netti. İşin içinde
sayılar ve işlemler varsa o soru bizdeydi, yok divan edebiyatı, yazar adı
gibi şeyler varsa benim tek görevim Murat ve Halef’in söylediklerini
yazıp yeri gelince de okumaktı. Ama böyle olmadı tabii, okulca bir
seferberliğe girdiğimizi hatırlıyorum. Edebiyat ve tarihle ilgili bu
kadar okuduğum bir dönem daha olmadı hayatımda. Her yarışma
öncesi okuldan davul zurna ile uğurlanıyorduk resmen, Müdür
yardımcımız İbrahim Hoca ve matematik öğretmenimiz Engin Hoca
ile birlikte müsabakaya doğru yol alıyorduk. Her yarışmadan önce
fıstıklı çikolata yediğimizden bahsetmeme artık gerek yok sanırım.
Derken geldi çattı final yarışması. En büyük rakibimiz Hüseyin Avni
Sözen Anadolu Lisesi ile karşılaşacaktık finalde. En büyük rakibimiz
diyorum çünkü dershanedeki en büyük rakibim Şafak da o grupta
yer alıyordu. Final yarışmasının yarısını hatırlamıyorum. Yanaklarımın
stresten kıpkırmızı olduğunu, beynimin yanarcasına zorlandığını
anımsıyorum. Bir de son ana kadar yenemeyip uzatma sorularında
birinci olduğumuzda masaya vurup yerimden kalkarak zıpladığımda
hissettiğim o mutluluğu... Çok güzeldi.