Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
BİNDOKUZYÜZ93 3.SAYI 37
Barış, Belçika Kraliyet Akademisi Grafik Tasarım ve
İç Mimarlık Bölümünde eğitime başlar. Başarılı bir
öğrencidir fakat paraya da ihtiyacı vardır. Dönem,
Türk işçilerinin Avrupa’da çalıştırıldığı dönemdir.
Milletin ayak işlerini yahut kaldırması güç ağır sanayi
işlerini 3 kuruş paraya Türk işçisine yaptırdıkları
dönem...
Ve Barış daha o günlerde bile, bu milletin Barış’ı
olmasından önce, o Türk işçilerin kahvehanelerinde
çalmaya başlar gitarını. Fakat çalıp söyledikleri Ricky
Nelson ve Elvis Şarkıları Türk işçileri tarafından pek
rağbet görmemektedir. Hatta bir gün (ağabeyi
Savaş Manço anlatıyor) yine bir kahvede bir Türk
işçisi kalkıp “Kağızman Türküsü var mıdır kardaş?”
diye sorup kendi kendine türküyü söylemeye başlar
ve ardından da bizim çocuklar ona eşlik ederler.
İşte o günlerde Barış’ın kafasında bir şimşek çakar
ve müzikle insanların gönlüne kuracağı köprüye ilk
tuğlaları koymaya başlar.
Hayatını insana ve canlıya adamış bir sanat insanıdır
o. Yalnızca bir şarkıcı değildir, pedagogtur. Çocuğa
değer veren ve adam olacağına inanıp onu sahneye
çıkaran da yine ilk odur.
Bu günlerde her yere gezmeyi görmeyi seven biz
Y kuşağı gençlerinin bebekliğinde ve ilk dönem
çocukluğunda merakla izlediği gezgin yine odur.
Belki de biraz da olsa bundandır hepimizin içindeki
dünyayı gezebileceğine olan inanç ve heves!
Yine kendisi demiştir, beni ölüm günümde
değil, doğum günümde hatırlasınlar, doğru
bildiğini yaptı desinler o bana yeter diye.
Unutamayız seni Barış Ağabey!
İyi ki vardın ve var ol hep güzelliklerle…
Bu yazıyı benden isteyen İKHALMED
Ailesine teşekkürlerimle...
Sizler de hep var olun ve mutlu olalım.
Güzel ailemin güzel kardeşleri!