You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
BİNDOKUZYÜZ93 3.SAYI 47
Beklenmedik ısı değişimleri, yazın ortasında gelen dolu yağışı, orman yangınlarındaki artış, temiz su
kaynaklarınının tehlikeli düzeyde azalması, ada ülkelerinin sular altında kalması, nadir hayvan türlerinin
yok oluşu gibi etkileri görmek için sadece bir derecelik artış bile kafi. Sıcaklık artışının neden olabileceği
tehlikeleri daha net görebilmek adına gelin “1.5 derece” hedefine ulaşamadığımızı ve sıcaklığın “2°C”
arttığını kabul edelim. Olası etkiler arasında, Grönland buzullarının tamamen yok oluşu, Miami, Londra
ve New York gibi kıyı şehirlerinin ve daha birçok bölgenin sular altında kalışı, buna bağlı olarak insanlığın
yarısının yüksek alanlara göç etmek zorunda kalması, Dünya üzerindeki türlerin üçte birinin kayboluşu gibi
öngörüler mevcut. Öngörülen ısı artışını istenilen seviye indirmek icin 20 yılımız var. İşte tam da bu yüzden
insanlık tarihin en kritik 20 yılını yaşıyor demek hiç de yanlış olmaz.
Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Paneli (BMHIP)’nin 8 Ekim 2018’de açıkladığı rapora göre sanayi
öncesi dönemin ortalama sıcaklık derecesine göre 1.5°C’lik bir artışta durdurulamadığı takdirde iklim krizi
artık geri döndürülemez bir sürece girecek. Peki bu değer nasıl durdurulabilir? Artışın temel sebebi çevreye
yayılan zararlı gazlar. BMHIP’nin yayınladığı “1.5°C Küresel Isınma” (Global Warming of 1.5°C) raporu insan
etkinliği ve atmosfere yayılan sera gazları arasındaki ilişkiyi ortaya koymakta. Bu gazlardan en önemlisi
karbondioksit (CO 2
). Kısaca özetlemek gerekirse, fosil yakıt (kömür, doğalgaz, benzin, dizel vb.) tüketimi
gerektiren her aktivite ile çevreye zarar veriyoruz, çünkü bu yakıtların kullanımı çevreye CO 2
yaymakta.
Önümüzdeki 20 yıl oldukça kritik, o zaman yapılacak en mantıklı çözüm gidilecek başka bir gezegen
buluncaya dek (ki şimdilik pek mümkün görünmüyor ) elimizdekini yaşanabilir kılmaya devam etmek.
Peki iklimi korumak için bireysel olarak neler yapabiliriz?
Karbon ayak izinizi (her insanın ulaşım, ısınma, enerji tüketimi veya satın aldığı/tükettiği her türlü ürün
neticesinde atmosfere yayılmasına neden olduğu karbon miktarının tümü) düşürmeye çalışın. En hızlı ve
etkili katkıyı seyahat yöntemlerinizi değiştirerek sağlayabilirsiniz. Kısa mesafelerde yürümek veya bisiklete
binmek, uçak yerine trenle seyahati tercih etmek sizi birer iklim kahramanı yapacak. Şu an birçok emisyon
azaltım planı bireylerin ulaşım alışkanlıklarını değiştirmeleri üzerine kurulu. Yandaki tablo farklı ulaşım
opsiyonlarına göre aslında çevreye ne ölçüde zarar verdiğimizi
göstermekte. İklim değişikliği ile mücadeleye yürüyerek
başlayabilirsiniz.
Yapabileceklerimiz sadece bununla sınırlı değil elbette. Daha
verimli teknolojik aletler kullanmaktan tutun da, evdeki ampulleri
değiştirmeye kadar minik ama etkili değişiklikler ile kendi karbon
ayak izinizi düşürebilirsiniz. Tam olarak ne kadar karbon yaydığınızı
hesaplamak isterseniz https://www.iklim.istanbul/karbonhesap/
linkinden bu bilgiye erişebilir, dahası “doğaya olan borcunuzu
kaç tane ağaç dikerek ödeyebildiğinizi” öğrenebilirsiniz. Şimdilik
benden bu kadar, daha fazla bilgi edinmek isteyenler ve bir
endüstri mühendisinin enerji optimizasyonu projelerinde ne işi
var diye merak edenler bana ulaşabilirler.