29.01.2020 Views

KOBI YASAM YIL 2 SAYI 4 OCAK - ŞUBAT 2020

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

EKOANALİZ<br />

değiştirmeye çalışan kişi ya da<br />

kurumları tanımlıyor. Dolayısıyla<br />

bu tanım sektörümüzde yaşanan<br />

haksız rekabet konusunu oldukça<br />

iyi özetliyor.<br />

DIŞ PAZARI ÇOK İYİ<br />

ANLAMALIYIZ<br />

Dış pazarlarda öncelikle<br />

satış yaptığımız ülkeleri çok<br />

iyi anlamamız gerekiyor.<br />

Yurtdışındaki müşteriler bizden<br />

sadece düşük fiyat beklemiyor.<br />

Kalitesi yüksek ürünleri bekliyor.<br />

İnşaat malzemeleri sanayicilerinin<br />

kalitesi de zaten bilinen bir<br />

gerçek. İhracatımız miktar<br />

ve fiyat olarak artıyor olsa da<br />

kilogram başına birim değeri<br />

düşüyor. Fiyat konusunda ciddi bir<br />

rekabet içindeyiz. Sektörümüzün<br />

ihracatında miktarsal artışlar<br />

var ancak katma değerli ürün<br />

ihracatımız çok az. Bazı pazarların<br />

tek tedarikçisiyiz. Yine de fiyat<br />

rekabetini aşamıyoruz.<br />

İHRAÇ ÜRÜNLERDE KATMA<br />

DEĞERİ ARTIRMALIYIZ<br />

İhraç ürünlerinde katma değerin<br />

artması çok daha önemli. Küresel<br />

piyasalarda katma değerli ürünlere<br />

baktığımız zaman dünya pazarının<br />

küçük oyuncuları arasındayız.<br />

Bu durum karşı tarafta bizim<br />

marka algımızın yukarı çekilmesinde<br />

sıkıntı yaratıyor. Zirvede de dile<br />

getirildiği gibi ‘Küçük olsun benim<br />

olsun’ demek yerine güçlerimizi<br />

birleştirmemiz gerekiyor. Değer<br />

zincirinin tümüne hâkim olmadan<br />

fark yaratmamız mümkün değil.<br />

KAYIT DIŞI ÜRETİMLE<br />

MÜCADELE ETMELİYİZ<br />

Bu noktada bir diğer konu ise taklit<br />

ürünler. Çin taklitçilikte birinci,<br />

Türkiye ikinci sırada. Kayıt dışı üretim<br />

ile mücadele etmemiz gerekiyor. Türk<br />

ihracatçısı açısından bu durum kötü<br />

bir imaj yaratıyor. Kayıt dışı üretim<br />

ile mücadele etmemiz gerekiyor.<br />

Hız, maliyet ve kalite üçgenini<br />

sağlamalıyız. Bu, tedarik zinciri<br />

yönetiminde maliyeti ve müşteri<br />

memnuniyetini etkileyen en önemli<br />

faktör.<br />

GÜMRÜK BİRLİĞİ<br />

GÜNCELLEMESİ TÜRKİYE’Yİ<br />

TEHDİT EDİYOR<br />

Zirvemizin Sınırsız Ticaret<br />

başlıklı oturumunda ise ihracat<br />

performansımızı artırmak için<br />

en önemli sorunlarımız arasında<br />

yer alan lojistik, finans, teknik<br />

müşavirlik ve birlikte çalışma<br />

yöntemlerini masaya yatırdık. Bu<br />

oturumdaki birkaç önemli mesajı da<br />

paylaşmak istiyorum; Gümrük Birliği<br />

İnşaat<br />

malzemelerinde<br />

yüksek<br />

teknolojiye geçişi<br />

hedeflemeliyiz.<br />

Yıllık toplam<br />

Ar-Ge<br />

harcamalarımız<br />

Milli Gelir’in yüzde<br />

1’i kadar; yaklaşık<br />

8 milyar dolar.<br />

Çin yüzde 2 ile<br />

250 milyar dolar,<br />

Almanya yüzde 3<br />

ile 110 milyar dolar,<br />

ABD yüzde 2,5 ile<br />

450 milyar dolar<br />

harcamakta.<br />

anlaşmasının güncellenmemesi<br />

Türkiye’yi tehdit ediyor. Avrupa<br />

Birliği üçüncü ülkelerle serbest<br />

ticaret anlaşması imzalıyor.<br />

Vietnam ile imzaladılar. Biz ne<br />

üretiyorsak Vietnam da onları<br />

üretiyor. İki yıl içinde gümrüksüz<br />

olarak Vietnam’dan ürünler AB’ye<br />

akmaya başlayacak. Bu nedenle<br />

Avrupalı müşteriler fiyat kırmak<br />

isteyebilir.<br />

TAŞIMANIN YÜZDE 90’I<br />

KARAYOLUYLA<br />

İhracat stratejileri noktasında,<br />

ihraç ettiğimiz ürünlerle ilgili<br />

hedeflediğimiz pazardaki<br />

durumu çok iyi analiz etmemiz<br />

şart. Özellikle ürünün gümrük<br />

tarifesinden başlayıp o ülkedeki<br />

kısıtları veya o ülkedeki<br />

mevzuatı hakkında bilgi sahibi<br />

olmamız, ihraç ürünümüzle ilgili<br />

rekabet şartlarını anlamamız<br />

ve konumlandırmamızı doğru<br />

yapmamız performansımızı<br />

doğrudan etkileyen alanlar.<br />

Lojistik alanında ise taşımanın<br />

yüzde 90’ının karayoluyla<br />

yapıldığını görüyoruz.<br />

Bir çeşitlilik sunulması ve bu<br />

çeşitliliği sağlayacak koridorların<br />

sağlanması gerekiyor. Ülke olarak<br />

bir an önce bu taşıma koridorlarını<br />

sağlamamız lazım. Kombine<br />

taşımacılık hatlarını ihracat için<br />

mutlaka geliştirmeliyiz.<br />

ALMANYA’NIN MALİYET<br />

ENDEKSİ BİZDEN AVANTAJLI<br />

OLACAK<br />

Her platformda dile getiriyoruz;<br />

bizler Batı’nın standartlarıyla<br />

üretip Doğu’nun fiyatlarıyla<br />

rekabet ediyoruz. Ülkelerin maliyet<br />

endeksine baktığımızda 98 baz<br />

puanla batımızdaki ülkelerden<br />

daha düşük bir endekse sahipken,<br />

doğumuzdaki gelişmekte olan<br />

ülkelerden de daha yüksek bir<br />

endekse sahibiz. Türkiye’nin üretim<br />

maliyet endeksi 98, ABD 100,<br />

Almanya 121, İngiltere 109, Fransa<br />

124, İtalya 123 ve Brezilya 123 iken Çin<br />

96, Hindistan 89, Singapur 82.<br />

MUTLAKA VERİMLİLİĞE<br />

ODAKLANMALIYIZ<br />

Son yıllarda Endüstri 4.0 çok<br />

konuşuluyor. Biz ülke olarak<br />

mutlaka verimliliğe odaklanmalıyız.<br />

Özellikle Almanya, maliyet<br />

endeksinde bizden 24-25 baz<br />

puan daha yüksek iken, 2024’te<br />

Endüstri 4.0’ı tamamladığında<br />

maliyet endeksi 90’a, yani bizim (98)<br />

altımıza düşecektir. En büyük ve en<br />

iyi pazarlarda rekabet gücümüzü<br />

korumak için ülke olarak etkinliğe,<br />

verimliliğe ve insana daha çok<br />

yatırım yapmamız gerekiyor.<br />

HEDEF YÜKSEK<br />

TEKNOLOJİYE GEÇİŞ<br />

İnşaat malzemeleri alanında yüksek<br />

teknolojiye geçişi hedeflemeliyiz.<br />

En güçlü kaslarımız olan inşaat<br />

malzemeleri sanayisinde yüksek<br />

teknolojiyi geliştirmemiz gerekiyor.<br />

Ülke olarak 2003’te 1 milyar dolar<br />

olan yüksek teknolojili ürün<br />

ihracatını 5 milyar dolara taşıdık.<br />

Geçen bu süreçte Çin ise 41 milyar<br />

doları 600-650 milyar dolara taşıdı.<br />

Demek ki yapmamız gereken daha<br />

çok iş var.<br />

AR-GE VE İNOVASYONUMU-<br />

ZUN REKABETE ETKİSİ HENÜZ<br />

SINIRLI<br />

Türkiye olarak, yıllık toplam Ar-Ge<br />

harcamalarımız Milli Gelir’in yüzde<br />

1’i kadar olup yaklaşık 8,0 milyar<br />

dolar civarındadır. Çin yüzde 2<br />

ile 250 milyar dolar, Almanya<br />

yüzde 3 ile 110 milyar dolar, ABD<br />

yüzde 2,5 ile 450 milyar dolar<br />

harcamaktadır. ABD’de sadece<br />

Apple, Türkiye toplamı kadar<br />

Ar-Ge harcamalarına sahiptir. İki<br />

dev kimya şirketi (DOW ve BASF)<br />

toplamda 8-9 milyar Euro Ar-Ge<br />

harcamasına sahiptir. İSO 1000<br />

şirketlerimiz (İSO ilk 500 ve ikinci<br />

500) toplam Ar-Ge harcaması 1,0<br />

milyar doların altındadır.<br />

Çin, hedef olarak 2025’e kadar<br />

dünyanın en çok yüksek<br />

teknoloji üreten ülkesi olmayı<br />

hedeflerken; Almanya, 2024’te<br />

tamamen Endüstri 4.0’a geçmeyi<br />

hedeflemektedir. Bu nedenlerle,<br />

ihracatı en öncelikli hedef alan<br />

ülkemizin Ar-Ge kaynak ve<br />

hedeflerini tekrar tekrar gözden<br />

geçirmesi; sanayicinin “mış<br />

gibi” gibi yaparak değil, sonuç<br />

odaklı Ar-Ge için çok daha fazla<br />

yatırım yapması; hiçbir makale<br />

üretmeyen 81 üniversitenin<br />

olduğu ülkemizde, üniversitelerin<br />

daha fazla bilimsel makale<br />

üretmesi; çok daha fazla sayıda<br />

patent, buluculuk, fikir hakkı<br />

alınması teşvik edilmelidir.<br />

İHRACATÇI FAZLA AMA<br />

İHRACAT DEĞERİ DÜŞÜK<br />

İhracatın daha değerli hale<br />

gelmesi için Türkiye’nin<br />

markalaşması çok önemli.<br />

Türkiye’de yaklaşık 83 bin ihracatçı<br />

var. 2018’deki ihracat gelirimiz 168<br />

milyar dolar. 168 milyar dolarlık<br />

ihracatın, 102 milyar doları, TİM’in<br />

açıkladığı 1000 ihracatçıya ait.<br />

Geriye kalan 83 bin ihracatçının<br />

yaptığı ihracat değeri, 66 milyar<br />

dolar. İhracatçısı bu kadar fazla<br />

olan bir ülkenin, bu kadar düşük<br />

bir ortalamaya sahip olması önemli<br />

bir soruna işaret ediyor.<br />

Made in Turkey için ihracatı nicelik<br />

için değil nitelik için yapmalıyız.<br />

Ürünümüze güven duyulması<br />

olmazsa olmaz unsurdur. Ayrıca<br />

ihracatta büyüme trendimiz<br />

yüksek olduğu için altyapı<br />

çalışmaları bizim için kritik<br />

önem taşıyor. Organize sanayi<br />

bölgelerinin yaklaşık yüzde<br />

99’unda demiryolu bağlantısı yok.<br />

Oysa limana ulaşmak, maliyetin<br />

yüzde 25’idir.<br />

<strong>2020</strong> BEKLENTİLERİ<br />

<strong>2020</strong> yılının ikinci yarısından<br />

itibaren sektörümüz adına daha<br />

kalıcı gelişmeler yaşanacağını<br />

öngörüyoruz. <strong>2020</strong>’de ekonomide<br />

yüzde 2,75 oranında bir büyüme<br />

bekliyoruz fakat inşaat sektöründe<br />

iki konu sıkıntı yaratmaya devam<br />

ediyor.<br />

Birincisi talep düşüklüğü, ikincisi<br />

finansman sorunu. Yeni alınan<br />

siparişler önümüzdeki dönemde<br />

başlayacak inşaat işlerine işaret<br />

eden bir gösterge ve bu sektörde<br />

heyecan yaratan bir konu. Ancak<br />

maalesef bu oran halen yüzde<br />

30’lar seviyesinde.<br />

İnşaat malzemeleri sanayisi, gerek<br />

toplam üretim, dış ticaret ve<br />

istihdamdaki payı, gerekse diğer<br />

sektörlerle yakın ilişkisi sebebiyle<br />

ülkemiz için stratejik önem arz<br />

eden sektörlerden biri.<br />

Ülkemizin inşaat malzemelerinin<br />

kalite açısından dünya çapında<br />

bilinir ve güvenilir bir konumda<br />

olması, bizi küresel ticarette<br />

emin adımlarla ilerlemeye teşvik<br />

ediyor. 5 yıl önce 23 milyar dolarlık<br />

ihracata ulaşmayı başarmış<br />

inşaat malzemesi sanayicileri<br />

olarak <strong>2020</strong>’de 24-25 milyar<br />

dolar seviyesine ulaşacağımıza<br />

inanıyoruz. Ayrıca inşaat<br />

malzemeleri sektörünün de<br />

yüzde 2.5-3 arasında büyüyeceğini<br />

öngörüyoruz. n<br />

12// www.kobiyasam.com.tr <strong>SAYI</strong> 4 // 13

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!