Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
EKOANALİZ<br />
değiştirmeye çalışan kişi ya da<br />
kurumları tanımlıyor. Dolayısıyla<br />
bu tanım sektörümüzde yaşanan<br />
haksız rekabet konusunu oldukça<br />
iyi özetliyor.<br />
DIŞ PAZARI ÇOK İYİ<br />
ANLAMALIYIZ<br />
Dış pazarlarda öncelikle<br />
satış yaptığımız ülkeleri çok<br />
iyi anlamamız gerekiyor.<br />
Yurtdışındaki müşteriler bizden<br />
sadece düşük fiyat beklemiyor.<br />
Kalitesi yüksek ürünleri bekliyor.<br />
İnşaat malzemeleri sanayicilerinin<br />
kalitesi de zaten bilinen bir<br />
gerçek. İhracatımız miktar<br />
ve fiyat olarak artıyor olsa da<br />
kilogram başına birim değeri<br />
düşüyor. Fiyat konusunda ciddi bir<br />
rekabet içindeyiz. Sektörümüzün<br />
ihracatında miktarsal artışlar<br />
var ancak katma değerli ürün<br />
ihracatımız çok az. Bazı pazarların<br />
tek tedarikçisiyiz. Yine de fiyat<br />
rekabetini aşamıyoruz.<br />
İHRAÇ ÜRÜNLERDE KATMA<br />
DEĞERİ ARTIRMALIYIZ<br />
İhraç ürünlerinde katma değerin<br />
artması çok daha önemli. Küresel<br />
piyasalarda katma değerli ürünlere<br />
baktığımız zaman dünya pazarının<br />
küçük oyuncuları arasındayız.<br />
Bu durum karşı tarafta bizim<br />
marka algımızın yukarı çekilmesinde<br />
sıkıntı yaratıyor. Zirvede de dile<br />
getirildiği gibi ‘Küçük olsun benim<br />
olsun’ demek yerine güçlerimizi<br />
birleştirmemiz gerekiyor. Değer<br />
zincirinin tümüne hâkim olmadan<br />
fark yaratmamız mümkün değil.<br />
KAYIT DIŞI ÜRETİMLE<br />
MÜCADELE ETMELİYİZ<br />
Bu noktada bir diğer konu ise taklit<br />
ürünler. Çin taklitçilikte birinci,<br />
Türkiye ikinci sırada. Kayıt dışı üretim<br />
ile mücadele etmemiz gerekiyor. Türk<br />
ihracatçısı açısından bu durum kötü<br />
bir imaj yaratıyor. Kayıt dışı üretim<br />
ile mücadele etmemiz gerekiyor.<br />
Hız, maliyet ve kalite üçgenini<br />
sağlamalıyız. Bu, tedarik zinciri<br />
yönetiminde maliyeti ve müşteri<br />
memnuniyetini etkileyen en önemli<br />
faktör.<br />
GÜMRÜK BİRLİĞİ<br />
GÜNCELLEMESİ TÜRKİYE’Yİ<br />
TEHDİT EDİYOR<br />
Zirvemizin Sınırsız Ticaret<br />
başlıklı oturumunda ise ihracat<br />
performansımızı artırmak için<br />
en önemli sorunlarımız arasında<br />
yer alan lojistik, finans, teknik<br />
müşavirlik ve birlikte çalışma<br />
yöntemlerini masaya yatırdık. Bu<br />
oturumdaki birkaç önemli mesajı da<br />
paylaşmak istiyorum; Gümrük Birliği<br />
İnşaat<br />
malzemelerinde<br />
yüksek<br />
teknolojiye geçişi<br />
hedeflemeliyiz.<br />
Yıllık toplam<br />
Ar-Ge<br />
harcamalarımız<br />
Milli Gelir’in yüzde<br />
1’i kadar; yaklaşık<br />
8 milyar dolar.<br />
Çin yüzde 2 ile<br />
250 milyar dolar,<br />
Almanya yüzde 3<br />
ile 110 milyar dolar,<br />
ABD yüzde 2,5 ile<br />
450 milyar dolar<br />
harcamakta.<br />
anlaşmasının güncellenmemesi<br />
Türkiye’yi tehdit ediyor. Avrupa<br />
Birliği üçüncü ülkelerle serbest<br />
ticaret anlaşması imzalıyor.<br />
Vietnam ile imzaladılar. Biz ne<br />
üretiyorsak Vietnam da onları<br />
üretiyor. İki yıl içinde gümrüksüz<br />
olarak Vietnam’dan ürünler AB’ye<br />
akmaya başlayacak. Bu nedenle<br />
Avrupalı müşteriler fiyat kırmak<br />
isteyebilir.<br />
TAŞIMANIN YÜZDE 90’I<br />
KARAYOLUYLA<br />
İhracat stratejileri noktasında,<br />
ihraç ettiğimiz ürünlerle ilgili<br />
hedeflediğimiz pazardaki<br />
durumu çok iyi analiz etmemiz<br />
şart. Özellikle ürünün gümrük<br />
tarifesinden başlayıp o ülkedeki<br />
kısıtları veya o ülkedeki<br />
mevzuatı hakkında bilgi sahibi<br />
olmamız, ihraç ürünümüzle ilgili<br />
rekabet şartlarını anlamamız<br />
ve konumlandırmamızı doğru<br />
yapmamız performansımızı<br />
doğrudan etkileyen alanlar.<br />
Lojistik alanında ise taşımanın<br />
yüzde 90’ının karayoluyla<br />
yapıldığını görüyoruz.<br />
Bir çeşitlilik sunulması ve bu<br />
çeşitliliği sağlayacak koridorların<br />
sağlanması gerekiyor. Ülke olarak<br />
bir an önce bu taşıma koridorlarını<br />
sağlamamız lazım. Kombine<br />
taşımacılık hatlarını ihracat için<br />
mutlaka geliştirmeliyiz.<br />
ALMANYA’NIN MALİYET<br />
ENDEKSİ BİZDEN AVANTAJLI<br />
OLACAK<br />
Her platformda dile getiriyoruz;<br />
bizler Batı’nın standartlarıyla<br />
üretip Doğu’nun fiyatlarıyla<br />
rekabet ediyoruz. Ülkelerin maliyet<br />
endeksine baktığımızda 98 baz<br />
puanla batımızdaki ülkelerden<br />
daha düşük bir endekse sahipken,<br />
doğumuzdaki gelişmekte olan<br />
ülkelerden de daha yüksek bir<br />
endekse sahibiz. Türkiye’nin üretim<br />
maliyet endeksi 98, ABD 100,<br />
Almanya 121, İngiltere 109, Fransa<br />
124, İtalya 123 ve Brezilya 123 iken Çin<br />
96, Hindistan 89, Singapur 82.<br />
MUTLAKA VERİMLİLİĞE<br />
ODAKLANMALIYIZ<br />
Son yıllarda Endüstri 4.0 çok<br />
konuşuluyor. Biz ülke olarak<br />
mutlaka verimliliğe odaklanmalıyız.<br />
Özellikle Almanya, maliyet<br />
endeksinde bizden 24-25 baz<br />
puan daha yüksek iken, 2024’te<br />
Endüstri 4.0’ı tamamladığında<br />
maliyet endeksi 90’a, yani bizim (98)<br />
altımıza düşecektir. En büyük ve en<br />
iyi pazarlarda rekabet gücümüzü<br />
korumak için ülke olarak etkinliğe,<br />
verimliliğe ve insana daha çok<br />
yatırım yapmamız gerekiyor.<br />
HEDEF YÜKSEK<br />
TEKNOLOJİYE GEÇİŞ<br />
İnşaat malzemeleri alanında yüksek<br />
teknolojiye geçişi hedeflemeliyiz.<br />
En güçlü kaslarımız olan inşaat<br />
malzemeleri sanayisinde yüksek<br />
teknolojiyi geliştirmemiz gerekiyor.<br />
Ülke olarak 2003’te 1 milyar dolar<br />
olan yüksek teknolojili ürün<br />
ihracatını 5 milyar dolara taşıdık.<br />
Geçen bu süreçte Çin ise 41 milyar<br />
doları 600-650 milyar dolara taşıdı.<br />
Demek ki yapmamız gereken daha<br />
çok iş var.<br />
AR-GE VE İNOVASYONUMU-<br />
ZUN REKABETE ETKİSİ HENÜZ<br />
SINIRLI<br />
Türkiye olarak, yıllık toplam Ar-Ge<br />
harcamalarımız Milli Gelir’in yüzde<br />
1’i kadar olup yaklaşık 8,0 milyar<br />
dolar civarındadır. Çin yüzde 2<br />
ile 250 milyar dolar, Almanya<br />
yüzde 3 ile 110 milyar dolar, ABD<br />
yüzde 2,5 ile 450 milyar dolar<br />
harcamaktadır. ABD’de sadece<br />
Apple, Türkiye toplamı kadar<br />
Ar-Ge harcamalarına sahiptir. İki<br />
dev kimya şirketi (DOW ve BASF)<br />
toplamda 8-9 milyar Euro Ar-Ge<br />
harcamasına sahiptir. İSO 1000<br />
şirketlerimiz (İSO ilk 500 ve ikinci<br />
500) toplam Ar-Ge harcaması 1,0<br />
milyar doların altındadır.<br />
Çin, hedef olarak 2025’e kadar<br />
dünyanın en çok yüksek<br />
teknoloji üreten ülkesi olmayı<br />
hedeflerken; Almanya, 2024’te<br />
tamamen Endüstri 4.0’a geçmeyi<br />
hedeflemektedir. Bu nedenlerle,<br />
ihracatı en öncelikli hedef alan<br />
ülkemizin Ar-Ge kaynak ve<br />
hedeflerini tekrar tekrar gözden<br />
geçirmesi; sanayicinin “mış<br />
gibi” gibi yaparak değil, sonuç<br />
odaklı Ar-Ge için çok daha fazla<br />
yatırım yapması; hiçbir makale<br />
üretmeyen 81 üniversitenin<br />
olduğu ülkemizde, üniversitelerin<br />
daha fazla bilimsel makale<br />
üretmesi; çok daha fazla sayıda<br />
patent, buluculuk, fikir hakkı<br />
alınması teşvik edilmelidir.<br />
İHRACATÇI FAZLA AMA<br />
İHRACAT DEĞERİ DÜŞÜK<br />
İhracatın daha değerli hale<br />
gelmesi için Türkiye’nin<br />
markalaşması çok önemli.<br />
Türkiye’de yaklaşık 83 bin ihracatçı<br />
var. 2018’deki ihracat gelirimiz 168<br />
milyar dolar. 168 milyar dolarlık<br />
ihracatın, 102 milyar doları, TİM’in<br />
açıkladığı 1000 ihracatçıya ait.<br />
Geriye kalan 83 bin ihracatçının<br />
yaptığı ihracat değeri, 66 milyar<br />
dolar. İhracatçısı bu kadar fazla<br />
olan bir ülkenin, bu kadar düşük<br />
bir ortalamaya sahip olması önemli<br />
bir soruna işaret ediyor.<br />
Made in Turkey için ihracatı nicelik<br />
için değil nitelik için yapmalıyız.<br />
Ürünümüze güven duyulması<br />
olmazsa olmaz unsurdur. Ayrıca<br />
ihracatta büyüme trendimiz<br />
yüksek olduğu için altyapı<br />
çalışmaları bizim için kritik<br />
önem taşıyor. Organize sanayi<br />
bölgelerinin yaklaşık yüzde<br />
99’unda demiryolu bağlantısı yok.<br />
Oysa limana ulaşmak, maliyetin<br />
yüzde 25’idir.<br />
<strong>2020</strong> BEKLENTİLERİ<br />
<strong>2020</strong> yılının ikinci yarısından<br />
itibaren sektörümüz adına daha<br />
kalıcı gelişmeler yaşanacağını<br />
öngörüyoruz. <strong>2020</strong>’de ekonomide<br />
yüzde 2,75 oranında bir büyüme<br />
bekliyoruz fakat inşaat sektöründe<br />
iki konu sıkıntı yaratmaya devam<br />
ediyor.<br />
Birincisi talep düşüklüğü, ikincisi<br />
finansman sorunu. Yeni alınan<br />
siparişler önümüzdeki dönemde<br />
başlayacak inşaat işlerine işaret<br />
eden bir gösterge ve bu sektörde<br />
heyecan yaratan bir konu. Ancak<br />
maalesef bu oran halen yüzde<br />
30’lar seviyesinde.<br />
İnşaat malzemeleri sanayisi, gerek<br />
toplam üretim, dış ticaret ve<br />
istihdamdaki payı, gerekse diğer<br />
sektörlerle yakın ilişkisi sebebiyle<br />
ülkemiz için stratejik önem arz<br />
eden sektörlerden biri.<br />
Ülkemizin inşaat malzemelerinin<br />
kalite açısından dünya çapında<br />
bilinir ve güvenilir bir konumda<br />
olması, bizi küresel ticarette<br />
emin adımlarla ilerlemeye teşvik<br />
ediyor. 5 yıl önce 23 milyar dolarlık<br />
ihracata ulaşmayı başarmış<br />
inşaat malzemesi sanayicileri<br />
olarak <strong>2020</strong>’de 24-25 milyar<br />
dolar seviyesine ulaşacağımıza<br />
inanıyoruz. Ayrıca inşaat<br />
malzemeleri sektörünün de<br />
yüzde 2.5-3 arasında büyüyeceğini<br />
öngörüyoruz. n<br />
12// www.kobiyasam.com.tr <strong>SAYI</strong> 4 // 13