17.05.2020 Views

9.Köy Sayı-1

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

2019 / Sayı 1

öncesi emekli olanların intibak

aylıklarıyla 2000 sonrası

intibakı yapılmayanların, prim

kazançları ve prim ödeme gün

sayıları aynı olmalarına rağmen,

emekli aylıklarında farklılıklar

oluşmuştur. Tabii ki öncelikle

sosyal güvenlik kuruluşlarındaki

objektif olmayan farklılıklar

giderilmeli ve ortak standartlar

oluşturulmadır. Taban aylıklar ve

gelirler eşitlenmeli ve bu seviyenin

tespitinde insan onuruna yaraşır

hayat seviyesi dikkate alınmalıdır.

Sosyal güvenlik kuruluşlarının

standartlarındaki farklılıklar, yasal

düzenlemelerle giderilmelidir.

“EMEKLİ AYLIĞINI ARTIRAN

DEĞİŞİKLİKLERE GİDİLMELİ”

Sosyal güvenlik sistemimizde

farklı statülere göre mevzuatın

düzenlenmesi, norm ve standart

birliğini bozan uygulamalara yol

açmıştır. 5510 sayılı Kanunun aylık

hesaplanma parametrelerinde

dikkate alınan güncellenme

katsayısı ve aylık bağlama

oranı yetersiz kaldığından,

prim ödeme gün sayısını yerine

getirenlerin istihdamda kalmaları

durumunda emekli aylıklarında

kayıplar olduğu için çalışmama

eğilimi artmaktadır. İstihdamda

kalmayı teşvik eden ve çalışma

süresi uzadıkça, emekli aylığını

artıran değişikliklere gidilmelidir.

Emekli aylıklarındaki düşmenin

önlenebilmesi için, güncellenme

katsayısında yer alan gelişme

hızının yüzde 30’u yerine yüzde

100’ü benimsenmelidir.

4447 sayılı Kanun dönemindeki

gibi, ilk 10 yılın aylık bağlama

oranı her bir 360 gün için yüzde

3.5, sonraki günler için her bir

360 güne yüzde 2 aylık bağlama

oranı getirilmelidir. Alt sınır

aylığı aylık bağlama oranı yüzde

60 olarak benimsenmelidir.

“EMEKLİLERE REFAHTAN PAY

VERİLMELİ”

Emekliyi temsil etmeyen

birçok harcama kaleminin genel

enflasyon içerisinde yer alması,

emeklilerin harcamalarındaki

artışı aşağı çeken bir

uygulamaya dönüşmüştür.

Sonuç olarak, 5510 sayılı

Kanun’un gelir ve aylıkların

artışını enflasyona endeksleyen

hükmü değiştirilmeli, emeklilere

refahtan pay verilmelidir.

2002, 2006, 2008 yıllarındaki

zam farkları ödenmelidir.

Vergi iadesi karşılığı getirilen ek

ödeme oranları yükseltilmelidir.

Emekliye ödenen promosyon

ödemeleri iyileştirilmelidir.

“KATKI PAYLARINDAN MUAF

TUTULMALILAR”

Emekliden katılım payı

alınmamalıdır. Emeklilerin,

istedikleri kamu ve özel sağlık

kuruluşlarına gitmesi olumlu

olmakla birlikte katkı payı,

reçete payı ve ilaç fark ücretinin

emeklilerden alınmaması

sağlanmalıdır. Çalıştıkları uzun

yıllar boyunca vergi ve sağlık

sigorta primini ödeyen emekliler,

içinde bulundukları koşul ve

yaşları dikkate alınarak katkı

paylarından muaf tutulmalıdır.

Emeklimizin önünü

açmak için kesinlikle

emekliye gelirden pay

verilmeli, aile yardımı

yapılmalı.

“EMEKLİYE DE SENDİKA HAKKI

TANINMALI”

Ülkemizce onaylanmış

uluslararası sözleşmelere

uygun biçimde ve Anayasa’nın

90. Maddesi’ne eklenen son

fıkra gereği; emeklilere de

sendika hakkı tanınmalıdır.

Çağdaş demokrasilerde

öngörüldüğü şekliyle, emeklilere

de toplu sözleşme yapabilme

hakkı sağlanmalıdır.

Emekliye pozitif ayrımcılık

uygulanmalıdır.

Yaşlılık Bakım Sigortası

başta olmak üzere; yaşlılıkta

insanca yaşamayı temin

edecek sosyal güvenlik

argümanları ve sosyal yardım

düzenlemeleri geliştirilmelidir.

“KİRA VE YAKIT YARDIMI

YAPILMALI”

Yaşlılar için Anayasamızla

getirilen pozitif ayrımcılık

içeren düzenlemenin uyum

yasaları acilen çıkartılmalıdır. Bu

kapsamda yaşlıların fizyolojik

ihtiyaçları dikkate alınarak, başta

ısınma ve barınma ihtiyaçlarını

karşılayacak şekilde kira ve yakıt

yardımı yapılmalıdır. Doğalgaz,

elektrik, su, telefon ve ulaşım

hizmetlerinde pozitif ayrımcılık

sağlayacak şekilde özel indirimler

sağlanmalı, yaşlı bakan ailelere

sosyal destek ödemesi getirilmeli.

“EVİ OLMAYAN EMEKLİLERİMİZ,

KONUT SAHİBİ YAPILMALI”

Türkiye Emekliler

Derneği’mizin (TÜED), “Altın

Projesi” olarak gördüğümüz,

evi olmayan emeklilerimizin

uygun ödeme koşullarıyla Toplu

Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi

Başkanlığı (TOKİ) vasıtasıyla

ev sahibi olma projemizin

kapsamı genişletilmelidir.

1987-1995 dönemindeki

emeklilerin KEY ödemeleri

yapılmalıdır.

Emeklilerimiz, ya bir önceki

yaz aylarındaki harcamalarından

kısarak ya da bir sonraki yaz

aylarına borçlanmış olarak

girerek, kış aylarında “geçim

mucizesi” gerçekleştirmektedir.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun

(TÜİK) diğer temel insan

ihtiyaçları arasında saydığı; tatil,

seyahat, eğlence ve benzeri

kalemlerin, emekli ve ailesinin

yakınından bile geçemediğini

söyleyebiliriz. Emeklilerimizin

bilhassa kış aylarında yakıt ve

kira desteğine ihtiyaç duydukları

açıkça görülmektedir. Ülkeyi

yönetenlerden talebimiz; emekli

ve ailesinin zorlu kış aylarında

geçimlerine katkı sağlayacak

şekilde; ‘kira ve yakacak

yardımı’ adı altında bir ek

ödemeye tabi tutulmalarıdır.”

“EMEKLİ AYLIKLARININ ALT

SINIRI, EN AZ ASGARİ ÜCRET

OLMALI”

Tüm İşçi Emeklileri Dul ve

Yetimleri Derneği (Tüm-Emekder)

Genel Başkanı Satılmış Çalışkan

da, emeklinin durumuna ilişkin

24 Saat’e açıklamalarda bulundu.

Emekli aylıklarının asgari

yaşam koşullarına uygun hale

7

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!