10.07.2020 Views

TÜZE E-Dergi

Tüze Hukuk Dergisi 5. sayısını COVID-19 pandemisi nedeniyle elektronik ortamda yayınlayarak büyük bir yeniliğe imza attı. Tüze e-dergi karşınızda!

Tüze Hukuk Dergisi 5. sayısını COVID-19 pandemisi nedeniyle elektronik ortamda yayınlayarak büyük bir yeniliğe imza attı. Tüze e-dergi karşınızda!

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ÇİÇERO'NUN

HUKUK FELSEFESİ

TÜZE

İmran Sude ÇANKAYA

Roma Cumhuriyet döneminde yaşamış Marcus Tullius

Cicero(MÖ 106-MÖ 43), Romanın en önemli siyasal

düşünürüdür. Ayrıca Roma’da praetorluk, konsüllük ve

senatörlük gibi önemli devlet görevlerini yürütmüştür.

Bunların yanında eşsiz bir avukat ve hatip olmasıyla

tanınır. Cicero’nun, burada ele alacağım ve daha

yakından inceleyeceğim diğer bir yönü ise hukuk

felsefesi öğretisidir. Cicero’nun felsefesinin hareket

noktası Stoacı düşünce ve Platon’un felsefesidir. Bunlar

Cicero’nun Doğal hukuk felsefesinin zeminini

oluştururlar. Stoa okulunun temel öğretisi, insanların

doğa ile uyum içinde yaşamalarıdır. Cicero da buradan

hareketle, insan ruhlarını, tanrılar ile ortak yan olarak

görmüştür. Bu ruh, akılsaldır, ve tüm doğayı yönetir.

Buradan Cicero’nun Doğa yasasına ulaştığını, ve bunu

insanın aklında bulduğunu söylemek gerekir.

Cicero’nun Doğal hukuk anlayışına daha yakından

bakacak olursak, yasaları doğanın kendisinde

aramamızı söyler. Doğa yasası her şeydedir ve kaynağı

tanrıdır. İnsan da tanrı ile akıl birlikteliği içindedir. Bu

birliktelik kendini yasalarda ve hukukta gösterir.

Cicero’nun yasa tanımına baktığımızda, bunu insanların

zihinlerinde tasarladıkları bir olgu veya halkların kararı

olarak görmez, evreni yöneten sonsuz bir olgu olarak

ele alır ve ekler “Yasalar doğadan kaynaklanmıyorsa,

çöker”(1). Hukukun doğadan kaynaklanıyor olmasının

pek çok sonucu vardır.

Bu hukuk erdemi amaçlar, doğal hukuka dayanan pozitif

hukuk adildir, insanlar hukuka korkularından dolayı itaat

etmez, onu korumak için uyum sağlarlar.

Cicero’ya göre doğada dört temel erdem vardır: adalet,

bilgelik, ölçülülük ve ruh yüceliği. Bunlar kaynağını

doğadan alır ve doğa yasasıyla gerçekleştirilirler.

Erdem, mükemmelliğe ulaşmış akıldır (2). Öyle ki,

insanları haksızlık yapmaktan alıkoyan ceza değil

doğadır. Bu sebeple erdemli olan insan yaptığı şeyin

açığa çıkmasından değil doğa yasalarına karşı

gelmekten korkar, bu sebeple yasalarını korur. Hukuk

ve yasalar ahlaken doğru bir olgu olarak arzulanmalıdır.

Hukuk, doğa tarafından onaylanmadığında bütün

erdemler anlamını yitirir. Cicero bu savını şöyle

destekler, hukuk, doğaya değil de yasa koyucunun

iradesine göre inşa edilseydi, çoğunluk onaylıyor diye

hırsızlık, tecavüz gibi eylemler hak ve meşru olurdu

çünkü onların önünde kötü ve yıkıcı unsurları iyi ve

yararlı olarak kutsarlar; haksızlıktan hukuk, kötüden

iyiyi oluştururlar. Bu sebeple doğa, iyi yasayı kötü

yasadan ayırmamız için bir ölçüdür. Bununla birlikte

adalet ve eşitlik de kendisi için arzulanır. Adalet tüm

erdemlerin nedeni ve anlamıdır. Adalet kendisi için değil

getirisi, ödülü ve kazancı için istendiği vakit ortada

yalnızca “kötülük” denilen erdem kalır. Bu sebeple en

adaletsiz şey, adaletten kazanç sağlamayı

amaçlamaktır.(3)

(1)Cicero. Yasalar Üzerine.

(2)Cicero. Yasalar Üzerine.

(3)Cicero. Yasalar Üzerine.

11-12

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!