PodioMag #6

İlkan Akgül
Podcast
Kalıcıdır!
Podcast’in yeniden canlanması
İnsanlar iPod’u ilk ellerinde tuttuklarında 2003 yılının sonlarıydı. Başlangıçta bir müzik olarak
tasarlanmıştı ancak aynı zamanda kulaklık jakına bir mikrofon takılarak ses kaydedici olarak
da kullanılabiliyordu. Apple meraklıları ve bunu ilk benimseyenler, iPod’ları ile kafelerden, parklardan
ve kitapçılardan kayıtlar yapmaya başladı. Çünkü bu onları son derece havalı hissettiriyordu.
Bu iPod kayıtları çevrimiçi olarak paylaşılmaya başlandığında en iyileri yaklaşık 1000 dinleyiciden
oluşan bir dinleyici kitlesine sahip oldu. Dağıtım olmadan ve iyi bir kitleye ulaşmak için
ünlü insanlardan birisi olmanız gerekiyordu. İşte tam bu noktada podcasting terimi doğdu.
Artık iPod’lar yok. Akıllı telefonlar ve stream hizmetlerinin oluşturduğu teknoloji tarafından
bütün hatıraları emildi. Bazı kitapçılar, üniversite kampüsleri ya da sahaflar dışında hayatta
kalan iPod görmeniz çok mümkün de görünmüyor. O dönemin havalı hipster çocukları da
artık havalı değil.
Bugüne gelene kadar podcast sağlam bir dağıtım ağı geliştirdi ve hem ses hem de içeriklerin
kalitesi hızla arttı.
Podcast yapmak ve podcastler her zamankinden daha popüler
Bugün herkes yayıncı olabilir. Facebook hikayeleri, Instagram gönderileri, Snapchat ve Tik-Tok,
herkesin her yerden birkaç saniye içerisinde içerik üretmesine olanak tanıyor. Facebook Live,
YouTube Live ve Twitch.tv gibi platformlar ise herhangi birine istediği şey hakkında yayınlar
yapmasına izin veriyor. Eğer gerçekten iyi bir performans sergilerseniz, kendi YouTube kanalınızı
oluşturabilir ve milyarder olma hayallerinizi kovalayabilirsiniz.
Her şey bu kadar çok kolay olduğu için, kötü içerik dağı da bir o kadar yükseliyor. Çirkin başlıklara,
müstehcen ilgi çekici thumbnail ya da bir arama algoritmasına güvenmek zorunda değilseniz,
tek yapmanız gereken şey harika içerikler oluşturmak.